MAYIS 2011 Sayý: 509 Fiyat: 5 TL SEVGÝLÝ TENGRÝM. STEPHEN TUROFF Ýstanbulda idi ASLINDA DÜNYAYI YI HERGÜN DEÐÝÞTÝRÝRÝZ



Benzer belgeler
Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum


Evvel zaman içinde, eski zamanlarýn birinde, zengin bir ülkenin gösteriþ meraklýsý bir kralý varmýþ. Kralýn yaþadýðý saray çok büyükmüþ.

ünite1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? A. saklambaç B. körebe C. evcilik (1, 2 ve 3. sorularý parçaya göre yanýtlayýn.

Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak

2. Kazlarýn bulunduklarý gölü terk etmelerinin nedeni aþaðýdakilerden. A. kuraklýk B. þiddetli yaðýþlar C. soðuklarýn baþlamasý

Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

* Okuyalım: * Akıl Oyunları: * Matematik: * El Becerisi: * Alıștırma-Bulmaca: * Bilim ve Teknoloji: * Gezelim-Görelim:

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kanguru Matematik Türkiye 2017

ünite1 Sosyal Bilgiler


ünite 3. Ýlkokullarla ilgili aþaðýdakilerden hangisi yapýlýr? Vatan ve ulus sevgisinin yerdir. 1. Okulun açýlýþ töreninde aþaðýdakilerden


ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez?

17 ÞUBAT kontrol

Benim adým Evþen, annem bana bu adý, evimiz hep þen olsun diye vermiþ. On yaþýndayým, bir ablam bir de aðabeyim var. Ablamla iyi geçindiðimizi pek

5. 2x 2 4x + 16 ifadesinde kaç terim vardýr? 6. 4y 3 16y + 18 ifadesinin terimlerin katsayýlarý

ÝÇÝNDEKÝLER 1. TEMA OKUL HEYECANIM Kazaným Testi Fiziksel Özelliklerim Duygularým Haftanýn Testi...

Uður Tok ÇOK SEVMÝÞSÝN. Sen onu çok sevmiþsin, Daha da seveceksin, Sen onunla aðlayýp, (sen onunla var olup,) Onunla güleceksin. (Onunla öleceksin.

İletişim ve İnsan İlişkileri Kitle İletişim Araçları Atatürk ve İletişim

Fiskomar. Baþarý Hikayesi

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Kanguru Matematik Türkiye 2015

düþürücü kullanmamak c-duruma uygun ilaç kullanmamak Ateþ Durumunda Mutlaka Hekime Götürülmesi Gereken Haller:

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn

OCAK 2012 Sayý: 517 Fiyat: 7 TL YA HÝÇ PEYGAMBER GELMESEYDÝ?!.. BÝRLÝÐE GÝDEN YOL, SEVGÝDEN GEÇER KANAL ÇALIÞMASI ÝLE ALINAN BÝLGÝLERÝN GÜVENÝLÝRLÝÐÝ


2 - Konuþmayý Yazýya Dökme

ünite1 3. Aþaðýdaki altý çizili sözcüklerden hangisi yan anlamda kullanýlmamýþtýr? A. Terazinin dili yaklaþýk 300 kg gösteriyordu.

1. FASÝKÜL 2. FASÝKÜL

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Arkamdan yürüme, ben öncün olmayabilirim. Önümde yürüme, takipçin olmayabilirim. Yanýmda yürü, böylece ikimiz eþit oluruz. (Ute Kabilesi Atasözü) BÜRO

KASIM 2012 Sayý: 527 Fiyat: 7 TL. Görünmeyen Eller Ýþ Baþýnda KORKUDAN SEVGÝYE GEÇEBÝLMEK. Beklentiler Realiteyi Nasýl Deðiþtirir

============================================================================

Mantýk Kümeler I. MANTIK. rnek rnek rnek rnek rnek... 5 A. TANIM B. ÖNERME. 9. Sýnýf / Sayý.. 01

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Samet Kalkan GÝZEMLÝ MAVÝ. Deniz mavisi gözlerin. Dünya tatlýsý gülüþün. Can alýcý sözlerin. Sana ne kadar yakýþýyor bir bilsen.

NÝSAN 2012 Sayý: 520 Fiyat: 7 TL. Dua ve Þükür GERÇEÐÝN GÖZ KAMAÞTIRAN IÞIÐI BÝLGÝNÝN YENÝDEN AYARLANMASIARLANMASI

MART 2011 Sayý: 507 Fiyat: 5 TL BÝLGELÝK BELGELERÝ. Kurtuluþumuz, Gönüllerin O nun Sözleriyle Yýkanmasýnda. GÜÇ e ELVEDA

m3/saat AISI

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Üzülme Tuna, annem yakýnda gelecek, biliyorum ben. Nereden biliyorsun? Mektup mu geldi? Hayýr, ama biliyorum iþte. Postacýya telefon edip not

Kanguru Matematik Türkiye 2017

17a EK 17-A ÖYKÜ KONTROL LÝSTESÝ. ² Rahim Ýçi Araçlar - Ek 17-A²

Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen.

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Ozan Doðulu. Sen Çaðýr Yeter. Söz: Kenan Doðulu. Müzik: Ozan Doðulu. Alýþmak çok zor inan. Sebebim düþün bir an. Yakýþmaz bize haram

JALE GÝZER GÜRSOY ile sohbet. Rehber Varlýklarýmýz Var mýdýr? Bir Ömür Böyle Geçti. Prof. Dr. Süleyman Ateþ in Anýlarý

SÖZ VARLIÐINDAN YARARLANMA

EYLÜL 2008 Sayý: 477 Fiyat: 3.5 YTL. Ruhsal Saðlýk Ali Rýza Tanaltay ile söyleþi. Þifanýza Kendi Ýmzanýzý Atýnýz Gaflet Uykusundan Uyanmalýyýz

NÝSAN 2011 Sayý: 508 Fiyat: 5 TL MUTLULUK MAVÝ BÝR KUÞ MU? KÂHÝN VANGA JAPONYA MESAJI

KÝPAÞ 2016 KATALOG HAVALANDIRMA.

burak özdemýr le Sanatýn Ýnsancýl Soluðu Tanrý nýn Doðum Günü yazarý söyleþi Nihal Gürsoy Bir kitap Dünyayý Deðiþtirebilir mi?

Kanguru Matematik Türkiye 2018

3. FASÝKÜL 1. FASÝKÜL 4. FASÝKÜL 2. FASÝKÜL 5. FASÝKÜL. 3. ÜNÝTE: ÇIKARMA ÝÞLEMÝ, AÇILAR VE ÞEKÝLLER Çýkarma Ýþlemi Zihinden Çýkarma

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10

TEMMUZ 2012 Sayý: 523 Fiyat: 7 TL. KARANLIÐIN ve AYDINLIÐIN YENÝDEN AYARLANMASI

ÝÇÝNDEKÝLER 1. ÜNÝTE 2. ÜNÝTE BÖLÜM 1 BÖLÜM 2 BÖLÜM 3 BÖLÜM 1 BÖLÜM 2 BÖLÜM 3 KENDÝMÝ TANIYORUM... 9

Kanguru Matematik Türkiye 2018

TUM DERS LER SOR U BAN K AS I HAYAT BİLGİSİ FEN BİLİMLERİ - TÜRKÇE MATEMATİK - İNGİLİZCE


Alcatel OmniPCX Office


Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip mikro dozaj sistemleri ile Kimya,Maden,Gýda... gibi sektörlerde kullanýlan hafif, orta

17 ÞUBAT kontrol

FSAYT ÇORUM GAZETESÝ NÝN KATKISIZ ORGANÝK SPOR-MAGAZÝN-MÝZAH EKÝDÝR. FÝYATI: Okuyana Beleþ

TEST. 8 Ünite Sonu Testi m/s kaç km/h'tir? A) 72 B) 144 C) 216 D) 288 K 25 6 L 30 5 M 20 7


NÝSAN 2009 Sayý: 484 Fiyat: 3.5 YTL. Allah Senden Razý, Sen Allah tan. Aydýnlanma Yolunda Ýnsan. 2 K Kitap ve Kadýn

KOBÝ lerin iþ süreçlerini daha iyi yönetebilmeleri için

Örgütsel Davranýþýn Tanýmý, Tarihsel Geliþimi ve Kapsamý

Ýlk 1 Mayýs Þiiri Ve Nezihe MERÝÇ

3. Çarpýmlarý 24 olan iki sayýnýn toplamý 10 ise, oranlarý kaçtýr? AA BÖLÜM

HAZÝRAN 2009 Sayý: 486 Fiyat: 3.5 YTL. .ÝSA nýn Sitemi.Dünya Üzerindeki Sýcak Noktalar.Norveç Tohum Deposu Bilmecesi

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller

Divaldo Franco ile Söyleþi

SAYI: /12 FÝYATI: Neden Çocuk Sahibi Olursunuz? Dr. Refet KAYSERÝLÝOÐLU



07 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA 2010 İLK ÇEYREK BÜYÜME ORANI SAYI 10

Mine Haným sevinçliydi, mutluydu. Ýçinden gülmek, türkü söylemek, oynamak geliyordu. Bilmediði, ayrýmýnda olmadýðý bir coþku vardý içinde.

HAZÝRAN 2015 Sayý: 558 Fiyat: 7 TL NAZAR VAR MIDIR? MUSA NIN HIZIR LA DENENMESÝ YAÞLI RUHUN TANIMI

Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek

1. Merkezi ve çevresel sinir sistemini oluþturan sinir hücrelerine ne ad verilir?


Genel Yetenek Testi Örnek Soru Çözümleri

d es ý KÝTAGAMÝ Nasýl Yapýlýr

COPYRIGHT EBD YAYINCILIK LTD. ŞTİ.

Nejat Yavaþoðullar. Ankara Sokaklarý. Söz - Müzik: Nejat Yavaþoðullarý. Yürüyordum. Yürüyordum ay ýþýðýnda. Adým seslerim.


Simge Özer Pýnarbaþý

Transkript:

MAYIS 2011 Sayý: 509 Fiyat: 5 TL SEVGÝLÝ TENGRÝM STEPHEN TUROFF Ýstanbulda idi ASLINDA DÜNYAYI YI HERGÜN DEÐÝÞTÝRÝRÝZ

ÝÇÝNDEKÝLER Belâlar Ýçimizdedir... 2 Dr. Refet Kayserilioðlu Aylýk Kültürel ve Siyasi Dergi Cilt: 43 Sayý:509 Mayýs 2011 Onur Baþkaný: Dr. Refet Kayserilioðlu Sevgi Yayýnlarý Tic.Ltd.Þti. adýna Sahibi ve Genel Yayýn Müdürü: Ayþegül Kayserilioðlu Yazý Ýþleri Müdürü: Güngör Özyiðit Yayýn Kurulu: Güngör Özyiðit Nelda Bayraktar Hale Ürkmezgil Haberleþme ve Okur/Abone Ýliþkileri: P.K: 227 Beyoðlu/Ýstanbul Yönetim Yeri: Ceylan Sk. No: 9/bod.kat Güzelyalý, Pendik/Ýst. Baský: Hedef Dijital Baský Taksim Cad. No: 19/A Taksim/Ýstanbul Fiyatý: 5 TL Yýllýk Abone: 60 TL Yurt Dýþý: 70 TL Ýnancýmýz ve Teslimiyetimiz Yalnýz O na... 6 Ahmet Kayserilioðlu Yaþarken Ölmek...13 Güngör Özyiðit Stephen Turoff Ýstanbul daydý... 20 Nelda Bayraktar Sevgili Tengrim... 29 Nadide Kýlýç Ölüm Olayýndan Ölüm Ötesine... 32 (Ölüme Adanmýþ Bir Yaþam - III) Zuhal Voigt Kâhin Vanga II... 38 Özetleyen: Nihal Gürsoy Aslýnda Dünyayý Her Gün Deðiþtiririz... 46 (Eski Günýþýðýnýn Son Saatleri) Thom Hartman/Arýn Ýnan Dergimizin internet sitesini www.sevgidunyasidergisi.com www.dostluk.org adreslerinden ziyaret edebilirsiniz

SEVGÝ DÜNYASI Sevgili Dostlar 1 Herkesi, her þeyi sevmek sizce doðru bir þey mi? Herkesi, her þeyi, her zaman, her yerde sevmek, sizce faydalý bir þey mi? Herkesi, her þeyi, her zaman, her yerde, ayýrt etmeksizin sevmek sizce gerekli mi? Herkesi, her þeyi, her zaman, her yerde, ayýrt etmeksizin sabrederek fedakârca ve saygýyla sevmeye devam etmek, buna aslýnda mecbur olduðumuzu bilmek sizce zaruri bir þey mi? Bu sorularýn dördüne de evet diye tereddütsüz cevap veriyorsanýz, iþte siz de bizimle ayný frekansta titreþiyorsunuz demektir. Bu nasýl olur? Böyle akýl dýþý iddialarda nasýl bulunur, bir de üstelik kendimizi zorunlu hissetmemizi istersiniz? diye neredeyse kýzarak soru soranlar, verdikleri örneklerle bunun mümkün olamayacaðýný bizlere de ispatlamaya çalýþanlar olacaktýr mutlaka. Ama bizler bu sorularý soranlarý da, bizleri köþeye sýkýþtýrmaya çalýþanlarý da severiz, öyle deðil mi? Onlara her insanýn ve her olayýn kendi içinde bir gerçekliði, kurallarý olduðunu, bunlara karþý hem saygýlý hem dikkatli olarak zamana ve yerine göre her olayý kendi içinde deðerlendirmemiz gerektiðini, sevgi dolu olmanýn ilkesiz olma anlamýna gelmeyeceðini ama peþin hükümden, korkudan ve arkadan konuþmaktan uzak durarak dürüstlüðümüzle ortada olabileceðimizi söyleyebiliriz. Mutlaka metod sorarlarsa, þu iki basit metodu önerebiliriz: 1. En sevimsiz, en kötü ve deðersiz görülen insaný bile seven, düþünen birisi mutlaka olmuþtur ve vardýr. Evcil hayvanlarýmýz bizleri kim olduðumuza bakmadan severler, özlerler. En berbat gördüðümüz insanýn da onu koruyan ve gözeten, onun hayrý için çýrpýnan bir hami (koruyucu) varlýðý vardýr. Öyleyse tüm insanlar, tüm varlýklar sevilmeye lâyýktýrlar ve yalnýz býrakýlmazlar. 2. Hoþlanmadýðýmýz, sevmediðimiz insanýn yarýn bu dünyada olmayacaðýný, bunun onu son görüþümüz olduðunu düþünelim. Ona olan bakýþýmýz, duygularýmýz bambaþka bir gerçeklik kazanýr. Bir an önce geberip gitse bayram ederim, beter olsun inþallah diyenlere onlarý incitmeden þunu önerebilirsiniz: Önce kendilerini tanýmalarý, sevmeleri, kendilerinden memnun olmalarý... Sonra vermenin güzelliðini, tamamlayýcý, bütünleþtirici büyüsünü tada tada gönüllerindeki kini yenmeleri... Bunlarý önerebilirsiniz onlarý kýrmadan. En Derin Sevgilerimizle SEVGÝ DÜNYASI

2 ÖZDEN ÝLE ERDEM KONUÞUYOR SEVGÝ DÜNYASI Farzediniz ki bir adam merhametsiz ve gaddar, birçok kimsenin hakkýný yiyor. Bunu da hissettirmeden ve ustalýkla yapýyor. O bu hareketin kötülüðünü ancak onun acýsýný nefsinde çekerse anlayabilir. Karþýsýna çýkan hýrsýz onun parasýný ve kýymetli eþyasýný çalýnca elbette onun caný çok yanar ve çok sýzlanýr. Ama o esnada hakký yenen baþkalarýnýn çektiði acýyý da düþünmek imkânýna kavuþmuþ olur. (...) Hatalarýmýzýn ve noksanlarýmýzýn düzeltilmesinde ve giderilmesinde karþýlaþtýðýmýz olaylarýn tesiri büyüktür. Bu olaylarý bizim ihtiyacýmýza göre tertip edenler ve karþýmýza çýkartanlar da bizim yetiþmemizle alâkalý idareci varlýklardýr. Dr. Refet Kayserilioðlu Belâlar Ýçimizdedir

SEVGÝ DÜNYASI Erdem - Tanýdýðým bir zat var. Baþýna gelmedik dert ve belâ kalmadý. Ýki hanýmýndan ayrýldý. Her ikisinden de birer çocuðu oldu. Çocuklarý anneleri ile kaldýlar. Hangi iþe el atmýþsa mutlaka bir aksilikle karþýlaþtý. Memuriyet yaptý, oradan da ayaðýný kaydýrdýlar. Elinden birçok iþ geldiði halde yarý aç, yarý tok dolaþýr. Bu adamýn günahý nedir ki böyle sýkýntý ve belalardan kurtulamaz? Özden - Bir insanýn karþýlaþtýðý olaylarýn nedenlerini incelerken derinlemesine bir araþtýrmaya girmek icap eder. Dýþtan yapýlacak tahminlerle doðru bir neticeye ulaþmamýz mümkün deðildir. Ayný þekilde bir toplumun ve meselâ memleketimizin karþýlaþtýðý olaylarýn sebeplerini ve neticelerini derinliðine incelemeden onlar hakkýnda iyi veya kötü diye bir hüküm vermek doðru olmaz. Erdem - Adam ýstýrap ve sýkýntý çekip dururken bu iyidir denebilir mi? Elbette kötüdür. Sonra onun birisinde veya ikisinde suçu var desek, bu hepsinde de mi suçudur? Ortada bir adaletsizlik ve belâlara uðrama aþikar olarak var. Özden - Çok sathi muhakemelerle, merhametinizin galip geldiði yönde hükümlere varýyorsunuz. Bu þekilde daima yanýlýrsýnýz. Size þöyle bir misal vereyim: Bir þehirde bir fýrtýna esse, bu her tarafa birden ayný tesiri yapacaktýr. Ama saðlam kâgir veya betonarme bir evde oturanlar fýrtýnadan fazla müteessir (etkili) olmayacaklardýr. Buna mukabil tahtalarýnýn arasýndan hava sýzan ahþap bir evde oturanlar fýrtýnadan az çok müteessir olacaklardýr. Dýþarda, tarlada, açýkta olanlarsa fýrtýnadan daha çok müteessir olacaklardýr. Görüyorsunuz ki dýþ þartlar ayný olduðu halde ondan herkesin gördüðü zarar farklý derecededir. Erdem - Bu biraz da topiumun egoist kimselerden teþekkül etmesinden, yardýmlaþmanýn 3 istenen derecede olmamasýndan ileri gelmektedir. Neden kâgir evde oturan sadece kendi evinin saðlam olmasýný düþünür de, aralarýndan rüzgâr sýzan ahþap evde oturanýn halini düþünmez! Ayný þekilde arkadaþýnýn çeþitli sýkýntýlara maruz kalýþýnda toplum þartlarýnýn suçu büyüktür. Özden - Siz problemin baþka bir yönünü ele alýyorsunuz. Halbuki sorduðum husus tanýdýðýnýz zatýn neden çeþitli sýkýntýlara maruz kaldýðý idi. Ben de diyorum ki toplum þartlarý ayný olsa da kimi insan ayný hadiseden çok, kimi az müteessir olur. Bunun sebebi ise çok müteessir olanýn noksan taraflarýnýn bulunuþudur. Bu noksan taraflarýn bulunuþunda kendi kabahati ne kadardýr, toplumun rolü ne kadardýr, bu ayrý bir tartýþma konusudur. Þurasý muhakkaktýr ki toplum içinde yaþadýðýmýza göre her hareketimizin bir veya daha çok kiþiye tesiri var veya baskalarýnýn davranýþlarýnýn da bize tesiri vardýr.

4 Erdem - Tamam, önce toplumu ve toplum düzenini deðiþtirerek biribirimize yaptýðýmýz zararlarý en asgariye indirir, birbirimize yaptýðýmýz faydalarý azamiye çýkarýrýz. Özden - Toplum teker teker fertlerden teþekkül eder. Fertlerin yükselmesini ve kuvvetlenmesini gaye edinmeyen bir toplum düzeni hiç bir baþarý saðlayamaz. Mühim olan fertleri sadece korumak deðil, onlarý her þarta karþý koyacak, devamlý kuvvetlenme yolunda koþacak bir güce uiaþtýmaktýr. Bunun için bir yandan topium düzeninde mutlaka çalýþanlarýn hakkýný almalarýný temin edecek deðiþiklikler yaparken, bir yandan da fertlerin mücadele azmini, tahammül ve sabýr kabiliyetlerini artýrmak için onlara devamlý telkinler yapmak gerekir. Erdem - Siz de toplum þartlarýrný düzeltmekten bahsettiniz. Fakat þahsa yapacaðýnýz telkin ve tavsiyelerin ne derece faydasý olur onu pek anlayamadým. Özden - Þahsa yapýlan iyi, cesaretlendirici, çalýþmaya, gayrete ve mücadeleye sevkedici telkinlerin onun terbiyesi, kuvvetlenmesi ve yükselmesi üzerine tesiri çok büyüktür. Devamlý yapýlan iyi telkinler insanlarý iyiliðe, kötü telkinler kötülüðe sevk eder. Telkin baþlý baþýna bir terbiye ve hatta ayný zamanda bir tedavi metodudur. Fakat bugün esas konumuz kaþýlaþtýðýmýz olaylarda bizim rolümüz var mýdýr? idi. Erdem - Tamam, tanýdýðým zatýn karþýlaþtýðý olaylarda ve belâlarda kendi rolü nedir? Özden - Bu zat iki kadýndan ayrýlýrken acaba kendi geçimsizliðinin, huysuzluðunun ve tahammülsüzlüðünün hiç rolü yok muydu? Öyle zannediyorum ki o her þeyi bir mesele yapýyor, tatlýlýkla halledilecek birçok iþi, SEVGÝ DÜNYASI zorla ve kavgayla halletmeye kalkýyordu. Tabii bu sert ve tahammülsüz davranýþlarýnýn da reaksiyonunu görüyordu. Bir söz vardýr: "Siz aynaya dilinizi çýkartýrsanýz, ayna da size dilini çýkartýr." Biz bir takým hatalý hareketler yaptýkça, baþkalarýný kýrdýkça onlarýn da bizi ayný tarzda kýrmalarý mukadder olur. Öyleyse belâlarý hazýrlayan, onlarý davet eden biziz. Yani belâlar esasýnda bizim içimizdedir. Erdem - Yani bir serseri karþýma çýksa da býçaðý karnýma dayasa ve sökül paralarý dese, bunun sebebi ben miyim? Özden - Sadece dünya þartlarý yönünden düþünürsek bunun sebebi sen deðilsin, her toplulukta bulunabilen, hiç þüphesiz bazýlarýnda daha çok olan serserilerden birisi senin karþýna çýktý. Yâni þartlarý bir de dünya ötesini ve bizim tekâmül plânýmýzý da hesaba katarak incelersek o zaman derhal bize ait

SEVGÝ DÜNYASI noksanlýklarýn yine rol oynadýðýný görürüz. Erdem - Yani tekamül yönünden noksanlýðýmýz mý bu hýrsýzý karþýmýza çýkardý? Olur mu böyle þey hiç! Özden - Farzediniz ki bir adam merhametsiz ve gaddar, birçok kimsenin hakkýný yiyor. Bunu da hissettirmeden ve ustalýkla yapýyor. O bu hareketin kötülüðünü ancak onun acýsýný nefsinde çekerse anlayabilir. Karþýsýna çýkan hýrsýz onun parasýný ve kýymetli eþyasýný çalýnca elbette onun caný çok yanar ve çok sýzlanýr. Ama o esnada hakký yenen baþkalarýnýn çektiði acýyý da düþünmek imkânýna kavuþmuþ olur. da bizim yetiþmemizle alâkalý idareci varlýklardýr. Erdem - Öyleyse karþýlaþtýðýmýz her olayý ve felâketi bu bizim tekâmülümüz için lâzýmmýþ diye sineye çekelim. Özden - Hayýr, sineye çekmek diye bir þey yok. Sineye çekemezzsiniz zaten... Yalnýz "bu olay bana geldi, haksýzlýða uðradým, namussuzlar v.s." demeden, yahut da "Ben, ne talihsizmiþim?" diye dövünmeden bu olay neden baþýma geldi? Acaba benim eksiklerim, noksanlarým, ve hatalarým nelerdir? diye düþünmemiz lâzýmdýr. 5 Ýnsanlar birbirlerinin terbiyesinde karþýlýklý vazifeli ve yardýmcýdýrlar. Kimisi mizacýna uygun olarak kötülük ve fenalýk yapmak rolünü üzerine alýr, kimisi de iyilik ve hizmet yapmak vazifesine talip olur. Bu talip olunan vazife onun mizacýna ve tekâmül seviyesine baðlý olduðu gibi onun karþýlaþacaðý yeni hâdiselerin istikametini de gösterir. Zayýf taraflarýmýzý kuvvetlendirmek için biz gayret gösterirsek dýþardan gelecek müdahelelerin miktarý ve onlarýn bizim üzerimizdeki üzücü tesirleri azalýr. Hatalarýmýzýn ve noksanlarýmýzýn düzeltilmesinde ve giderilmesinde karþýlaþtýðýmýz olaylarýn tesiri büyüktür. Bu olaylarý bizim ihtiyacýmýza göre tertip edenler ve karþýmýza çýkartanlar Resim: William Sidney Mount, Adil Bir Takas, Soygun Deðil 1865

6 SEVGÝ DÜNYASI Ýnancýmýz ve Teslimiyetimiz Yalnýz O na Ahmet Kayserilioðlu, Psikolog Ýlahî misyonun delili; ancak ve ancak rengiyle, tonuyla, diliyle ve hepsinden önemlisi bir cümlede bin bir anlam taþýyan, birbiriyle uyumlu, insana ve insanlýða yücelikler sunan ilahî mesajlar olabilir. Bunlarý derinliðine iyice inceleyerek, akýl ve mantýðýmýzla iyice tartarak, doðruluðunu deneyimlerimizle yaþayarak, eski kutsal metinlerle iliþkilendirerek ilâhî misyona karar verebiliriz. Ýnsanlýðýn baþlangýcýndan beri gülyüzlü iyilik habercileri aracýlýðýyla gelen bilgilerde, o devrin koþullarýna göre deðiþen davranýþ yöntemlerinin yaný sýra. Yaratan'ýn deðiþmeyen ahlâk kurallarý da tekrarlanýp durmuþtur. Topyekûn inceleyince her birinin, birbirini destekleyip tamamlayan, ayný yapýnýn unsurlarý olduklarýný, biri yýkýlýrken, diðerine temel vazifesi gördüðünü anlarýz.

SEVGÝ DÜNYASI ÝNSANIN ÝNSANA FARKSIZLIÐINI UNUTUNCA 19. yüzyýlýn ikinci yarýsýnda Avrupa ve Amerika'da dünya çapýndaki bilim adamlarý yýllar süren parapsikolojik araþtýrmalar yapmýþlar, ruhsal âlemle iletiþim kurulabileceðine kesin olarak kani olmuþlardý. Onlar için yalnýzca bu sonuca ulaþmak yeterli idi. Materyalizme, inkârcýlýða karþý elde ettikleri bu kanýtlarla yetinmiþ, orada durmuþlardý. Bilimsel ciddiyetlerine yakýþan da tam tamýna böylesiydi. Çünkü onlarýn hiçbiri, büyük fizik medyumluk yetenekleriyle yerçekiminden kurtulan, binanýn üst katýndaki bir açýk pencereden süzülüp, diðer birinden içeriye giren; el dokunmadan çok aðýr eþyalarý yerinden oynatan ve müzik aletlerinde melodiler yaratan süjelerine asla insanüstü biri gözü ile bakmamýþlardý. Her birimizde nasýl farklý yetenekler mevcutsa, onlarda da böylesinin varolduðunu anlamýþlardý. Evet, çok az rastlanýlan bir özellikti onlarýnki ama, bunu insanüstü diye sýfatlamamýþlar, doðal karþýlayýp yalnýzca inançlarýný pekiþtirecek sonuçlarýyla ilgilenmiþlerdi. Ve doðru olan da, onlara yakýþan da böyle bir tutumdu. Bir medyumun aðzýndan, yakýn akrabalarýyla ilgili dedektiflerin aylar süren araþtýrmalarýyla elde ettikleri bilgilerden pek çoðunu bir çýrpýda duyduklarýnda da davranýþlarý deðiþmemiþti. Ne bu bilgileri veren ruha, ne de medyuma Tanrýsallýk yakýþtýrmak gibi, akýl ve bilimdýþý abesliklere hiç kalkýþmamýþlardý. Ama taklitçiler öyle miydi ya?!.. 7 Olaðandýþý bir olay veya mesajla karþýlaþýr karþýlaþmaz hiç akýl yürütme, tahkik edip doðrulama zahmetlerine girmeden hemencecik son derece yüce, ilâhi bir kisveye sokuvermek onlar için ne kadar kolay oluyordu. Geçmiþten bu güne dünyanýn her tarafýnda yaþanan bu parapsikolojik çarpýtmalarýn, deneyimim içindeki iki örneðini geçen sayýmýzda sizlerle paylaþmýþtým. Aldýklarý sýradan bir mesajý Allah'tan geliyor sanan ana- kýzýn ve aklýna girip saçma sapan tekliflerde bulunan obsedör bir ruhun yönlendirmesiyle kendisini iyileþtiren doktoruna saldýran gencin serüveni ancak akýl, mantýk ve bilimden uzak durmalarýyla açýklanabilirdi. Ne var ki bu tür olaylarýn hepsi bu kadar hafif hasarlarla sonuçlanmýyor ki!.. Özellikle kutsal metinleri çarpýtarak yorumlayan, kendilerini ilâhi bir görevli ve kayýtsýz þartsýz teslim olunmasý gereken seçilmiþ kiþi diye takdim edenler; nice intiharlara, cinayetlere neden oldular. Hele onlar telepati, durugörü, medyumluk gibi bir takým parapsikolojik yetenekler de sergileyiverince; düþünmeden inanmaya hazýr saf kiþileri tuzaða düþürmek ne kadar kolaylaþýyordu. Teslimiyetin yalnýz Âlemlerin Rabbine, O'nun deðiþmeyen ahlâk kurallarýna olmasý gerektiðinden habersiz kiþilerin kolayca toplu intiharlara sürüklenmesi, cinayetlere yeltenmesi bu modern çaðýn, modern ülkelerinde bile büyük trajediler olarak yaþanmýþtýr. Þimdi bunlardan birini çok kýsa, diðer ikisini biraz detaylý olarak aktaracak,

8 sonra da parapsikolojik olaylarýn, mucizelerin doðru deðerlendirilmesinin kriterleri üzerinde duracaðým. TOPLU ÝNTÝHARLAR * 18 Kasým 1978'de Jim Jones, Guyana'da kurduðu "Halkýn Tapýnaðý" adlý mezhepten 911 kiþiye siyanür içerek intihar etmeleri emrini verdi, onlar da bu emri yerine getirdiler. SEVGÝ DÜNYASI * 26 Mart 1997'de "Heaven's Gate" (Cennetin Kapýsý) tarikatýnýn 39 üyesi siyah spor takýmlarýný ve siyah Nike spor ayakkabýlarýný giyerek topluca intihar ettiler. Bu grubun oluþmasýna önderlik edenler, biri erkek biri kadýn iki kiþiydi. 1931 doðumlu Applewhite bir papazýn oðluydu ve kendisi de Hýristiyan Presbiteryan mezhebinden papaz olarak yetiþtirilmiþti. 1972'de eþcinsel eðilimlerinin tedavisi için baþvurduðu hastanede tanýþtýðý hemþire Bonnie Lu ile ayrýlmaz bir ikili olmuþlardý. Bu hemþire haným da bir Baptist papazýnýn kýzý ve ruhlardan mesaj alan bir grubun üyesi idi. Anlaþýlan ikisi de toplumun epeyce üstünde dinsel bilgiye sahipti. Þimdi sýra kendilerine bir kutsal görev yakýþtýrmaya gelmiþti. Arayan bulur. Zaten kutsal metinleri de iyi biliyorlar. Ýþte Ýncil'in vahiy kitabýnda iki tanýktan söz edilmiyor muydu? Onlar bu ikiliden baþkasý olabilir miydiler ki?!.. Artýk ne kadar kendilerini de kandýrdýlar bilemeyiz. Ama bildiðimiz bir þey var. Büyük gayretlerle tüm Kanada'yý dolaþýp vahiy kitabýnda bildirilen olaylarýn gerçekleþmekte olduðunu, kitabýn iki tanýðý olarak ballandýra ballandýra anlatýnca saf kiþilerden epeyce taraftar topladýlar. Ýkili, kredi kartý yolsuzluðundan tutuklandýklarýnda bu boþ zamanlarýný bile iyi deðerlendirip UFO bilgilerini artýrdýlar. Ve onlarý da kullanarak kutsal kitap bilgilerini modernize etmede ustalaþtýlar. Kendilerinin sürekli bir boyuttan üst boyuta yükseldiklerini söylüyorlar ve her boyutta yeni bir isme kavuþuyorlardý. Böylece ABD ve Kanada'da 200 kadar yandaþa ulaþtýlar. Aslýnda daha da artabilirlerdi ama üyelere uygulanmasý çok zor bir yaþam emrediyorlardý. Onlarý dünya hayatýndan uzaklaþmaya zorluyor, kadýnlara mücevherleri yasaklýyor, yiyecek ve içecekleri bile ikili tarafýndan belirleniyordu. Uzay yolu gibi kurgularla ve bilgisayarlarla aþýrý ilgilenmeleri hem modernliklerine katkýda bulunuyor hem de finans imkânlarýný artýrýyordu. Bonnie Lu'nun 1985'te ölüvermesi aksiliðinin de üstesinden gelindi. Bir baþka isimle 1992'de yeniden ortaya çýkýlýp, reklâmlarla medya imkânlarý sonuna kadar kullanýldý. Bu reklâmlarda "Uygarlýk çöküyor, canýný kurtarmak isteyen yanýmýza gelsin" deniyordu. Bu dünyada yaþamanýn anlamý kalmadýðý söyleniyordu. Applewhite ile 7 üye ameliyatla iðdiþ olup cinselliklerinden bile vazgeçtiler. Nihayet aradýklarý son fýrsata 1997'de kavuþtular. Hale- Bopp kuyruklu yýldýzý gökte belirmiþti. Internet dedikodularý ile kuyruklu yýldýzýn arkasýnda bir cisim bulunduðu düþüncesi yýldýrým hýzý ile etraflarýna

SEVGÝ DÜNYASI yayýldý. Bu cisim onlarý daha bir üst düzeye yükseltmek için gelen bir uzay gemisiymiþ hem de. Biz "Allah akýl fikir versin" desek de bu, onlar için bir altýn fýrsattý. Ýncil'deki "Yukarý gel" hitabýný da böyle deðerlendirdiklerinden 26 Mart 1997'de Kaliforniya'daki çiftliklerinde 39 kiþi topluca intihar ettiler. Öyle ani bir cinnet geçirerek kendilerini öldürmüþ deðillerdi. Önceki günlerde yarým kalmýþ tüm iþlerini tamamlamýþ, vasiyetlerini hazýrlamýþ, vedâ filmlerini kaydetmiþ, resmî Internet sitelerinde demeçler yayýnlamýþlardý. Aslýnda tüm kutsal kitaplarda intihar kesinlikle yasaklandýðý halde bu açýk, kati Tanrý sözünü dinlemeyip, yoruma muhtaç, sembolik âyetleri kendi nefislerine uydurarak uygulamakta bir sakýnca görmemiþlerdi. Grubun ismi "Cennetin Kapýsý" idi ama orada hangi kapý ile karþýlaþtýklarýný Allah bilir. TOKYO METROSUNDA SARÝN GAZI 20 Mart 1995'de Tokyo metrosuna salýnan sarin gazý ile 12 kiþi ölmüþ, 4000 yolcu da zehirlenmiþti. Cinayetin arkasýnda ne bir etnik grup, ne de ekonomik, siyasi veya doktriner bir ayrýlýkçý hareket vardý. Sadece, toplum tarafýndan kendi güzel fikirleri ve deðerleri anlaþýlmamýþ bir grubun intikâm ve öç alma davranýþýndan ibaretti. Öyküsü gerçekten gönül paralayýcý... Grubun elebaþýsý kör akupunkturcu Asahara Þoko'ydu. 1980'li yýllarda Japonya'da Budizm'den esinlenen 9 düþüncelerini yaymaya baþlamýþtý. Bir yoga seansý esnasýnda manevi gücü ile havaya yükselmiþ fotoðraflarýnýn yayýnlanmasý taraftarlarýný artýrmýþtý. Budizm'in yanýsýra Hinduizm, Yoga, astroloji, Yahudi - Hýristiyan kýyamet öðretilerini de bir potada eritip "Aum Þinrikyo" ismini verdiði bir cemaat kurdu. Kendisini acýdan kurtulmuþ, kesin mutluluða ermiþ bir üstün insan diye tanýtýyordu. Parapsikolojik fenomenlerden biraz haberdar olanlar, yoga seansý esnasýnda havaya yükselmenin kutsallýkla uzaktan yakýndan ilgisi olmadýðýný, bir fizik medyumluk gösterisinin ötesinde yorumlanamayacaðýný gayet iyi bilirler. 1850'lerden sonraki yýllarda nice medyumlar bu tezahürleri göstermiþ, hiçbiri kutsallýk taslamamýþtý. Geçmiþten habersiz kiþiler ise kutsallýk iddialarýna çabucak kanýveriyorlar. Esas deðerin ahlâki davranýþlarla ölçülmesi gerektiðinin farkýna varmýyorlar. Neyse ki Japonya'daki bu grup ilk yýllarda aþýrýlýða kaçmayýp sadece mutluluk öðütleriyle yetindiðinden, saygýnlýklarý arttý. Cesaretlenip 1990'da Doðruluk Partisi adýyla seçimlere katýldýlar. Sonuç hazin. Tek bir sandalye bile kazanamadýlar. Ýþte bardaðý taþýran da bu oldu.

10 "Sen bizi tanýmazsan, biz seni hiç tanýmayýz. Sen bizi reddedersen, biz de seni reddederiz" mantýðýydý bu. Þimdi pek çok öðretiden harmanlanmýþ kokteyl'- den cinayetleri güzel göstermeye sýra gelmiþti ve buldular da. "Gurunuz'un size birinin canýný almasýný buyurmasý, bu kiþinin zaten vadesinin dolduðunu gösterir" mantýðýný piyasaya sürmekte gecikmediler. Sanki Allah adýna onlar karar verici idiler yeryüzünde... Ve o çýlgýn karara sýra geldi sonunda. Öldürücü sarin gazý üretip en iþlek saatlerde Tokyo metrosunun beþ ayrý hattýnda masum insanlarýn canýný aldýlar ve çoðunu da zehirlediler. KISSALARDAN ÇIKARILACAK HÝSSELER Aramýzda yaþayan birilerine veya bir öðretiye, ya da öte âlemden bir varlýða akýl, mantýk, bilgi ve düþünce iþe karýþmadan kayýtsýz þartsýz "kör teslimiyet"le inanmanýn dramatik sonuçlarý dünyamýzda sürekli yaþanýp duruyor. Ýnsaný sinsi sinsi kiþiliksizleþtirmeye, bireysel karar verme yetisini köreltmeye, emir kulu düzeyinde donmuþ bir hayata götüren bu yanlýþ teslimiyet davranýþlarýnýn kiþisel dramlarý çok aþan nice toplumsal felâketlere de neden olduðunu yukarýdaki örneklerde gördük. SEVGÝ DÜNYASI Hele bir de adým adým yaklaþmakta olduðumuz topluca yaþayacaðýmýz bir Deccal, bir Anti-Mesih fenomeni var ki, "kör teslimiyet'in o dönemde dünya çapýnda yapacaðý büyük yýkým ve kýyýmýn yanýnda þimdiye kadar yaþananlar belki hatýrlanmayacak bile!.. O'NUN KATINDAN MI? Geçen sayýmýzda okuduðunuz Tanrý'yla konuþtuklarýný sanan anne-kýz olayýnda sehpanýn kaldýrýlmasý teklifimi varlýk onaylayýp gerçekten havalandýrsaydý tutumum ne olurdu, belki merak edersiniz. Fizik medyumluklarda benim de tanýk olduðum böyle fenomenler yaþanmýþtýr. Yani mümkün. Sehpa gerçekten havalansaydý, medyum haným ve gelen varlýðýn böyle fiziksel bir güce sahip olduklarýna kanaat getirirdim. Ama hepsi o kadar. Ýlâhî bir misyona inanabilmem için böylesi delillerin bin katý gerçekleþse, örneðin daðlar yerinden oynasa, tepeler dümdüz olsa bile asla bunlarý yeterli bir kanýt olarak kabul etmezdim. Ýlâhî misyonun delili; ancak ve ancak rengiyle, tonuyla, diliyle ve hepsinden önemlisi bir cümlede bin bir anlam taþýyan, birbiriyle uyumlu, insana ve insanlýða yücelikler sunan ilâhî mesajlar olabilir. Bunlarý derinliðine iyice inceleyerek, akýl ve mantýðýmýzla iyice tartarak, doðruluðunu deneyimlerimizle yaþayarak, eski kutsal metinlerle iliþkilendirerek ilahî misyona karar verebiliriz. Ýnsanlýðýn baþlangýcýndan beri gülyüzlü iyilik habercileri aracýlýðýyla gelen bilgilerde, o devrin

SEVGÝ DÜNYASI koþullarýna göre deðiþen davranýþ yöntemlerinin yaný sýra Yaratan'ýn deðiþmeyen ahlâk kurallarý da tekrarlanýp durmuþtur. Topyekûn inceleyince her birinin, birbirini destekleyip tamamlayan, ayný yapýnýn unsurlarý olduklarýný, biri yýkýlýrken, diðerine temel vazifesi gördüðünü anlarýz. Delil ve mucizelerle deðil, ancak bunlarý görüp anlayarak O'nun katýndan geldiðine karar verebiliriz. Nitekim Hz. Muhammed döneminde Kur'an ayetlerini duyan gönlü açýk Yahudi ve Hýristiyan bilginleri eski bilgileriyle kýyaslayarak: "Bunlar da Tanrýmýz'ýn Katýndan" diyerek gözyaþlarý içinde sevince gark olmuþlardý. MUCÝZELERÝN ÝKÝ TÜR ÝÞLEVÝ VAR Peki bu durumda delil ve mucizeler inancýmýzýn temelini oluþturmayacaðýna göre peygamberlerin bunlarý insanlara sunmasýnýn anlamý nedir diye sorabilirsiniz. Kutsal Kitaplarý inceleyince bunlarýn iki tür iþlevi olduðu sonucuna varabiliriz. Örnek yerindeyse bardaða akan ilk damla ve bardaðý silme dolduran son damla gibi iþ görüyorlar. Mucizeler; ilâhi mesajla ilk karþýlaþan kiþilere, sözlere kulak vermeleri, kýymet vermeden çekip gitmemeleri, mesajlar üzerinde durup düþünmeleri için bir ilk ateþleme, ilk damla görevi yapar. Gerisi kiþinin niyetine, gayretine, aklýna, mantýðýna, bilgisine kalýr. Bir de zaten O'nun yoluna baþ koymuþ peygamber ve yardýmcýlarýnýn gönüllerinin yatýþmasý ve dönülmeyen son kararý vermeleri için 11 gösterilen mucizeler var. Bunlar da kabýn silme dolmasýný saðlayan son damla görevi yaparlar. Ýþte Hz. Ýbrahim'in, kendisine alýþtýrdýktan sonra öldürüp Yaratan'ýn gücüyle diriltilen 4 güvercin ve Ýsa'nýn Havarilerine gökten indirilen sofra mucizeleri; gönül erlerinin dönülmez yola çýkmalarý için bir start tabancasý görevi görmektedir. Artýk onlar için tek çare, tek yol; Yaradan'a teslim olmak ve O'nun çizdiði yolda insan kardeþlerine hizmet için azimle yürümektir. Sadece delil ve mucizelerle, kerametlerle inanmak isteyen düþünce tembelleri, þimdi bizlere çok yaklaþmýþ olan "Din Günü" sürecinde büyük tehlikelerle karþý karþýyadýrlar. Namazýn her rekâtýnda sürekli tekrarlanan Fatiha Suresinde "Maliki yevmiddin" (Din Gününün Sahibi) denerek o gün aralýksýz hatýrda tutulmaya çalýþýlýr. "Din Günü" nün kýyametten önceki bir gün olduðu matematik olarak kesindir. Çünkü Kuran'da Hicr Suresinde Ýblis, Yaradan'ýn ona insanlarý yoldan çýkarmak için "Din Günü"ne kadar verdiði süreyi azýmsar ve süreyi uzatmak için sonraki bir gün olan "Kýyamet Günü"ne kadar izin verilmesini talep eder.

12 Din Günü, Kýyamet'ten epeyce önce dünyada yaþanacak ve sonrasýnda gerçek "Milenyum"a, iyilik dolu uzun dünya cenneti sürecine girecektir insanoðlu. Bu, Yaradan'ýn Tevrat'ta, Zebur'da, Kuran'da (21/105) sürekli yinelediði deðiþtirilemez bir vaattir. Din Günü sorgulamasýndan sonra yaþanacak bu döneme ancak hak edenler ulaþacaktýr. Din Günü sürecinde sürçmemek, kötülük için birleþmiþlerin kervanýna katýlmamak için bugünden çok uyanýk olmamýz; doðruyu yanlýþtan ayýracak bilgilerle donanmamýz, gönlümüzü arýtmamýz gerekiyor. Ýncil'de Hz. Ýsa'nýn dünyaya ikinci geliþi sürekli tekrarlanýr. Hattâ onun insanlarýn beklemekten yorulup usandýðý ve ümitsizliðe kapýlýp iþi oluruna býraktýklarý bir dönemde, "Hýrsýz Gibi" gizlice geleceði söylenir. Hz. Muhammed'in gerçek sözlerinde ve Kur'an ayetlerinde de ikinci geliþ onaylanýr. Ancak her zamanki gibi dualite (ikilik) yasasý yine gündemde olacak, tezin karþýsýnda antitezi de bulunacak; Hz. Ýsa'nýn karþýsýna kötülerin elebaþýsý, kudretlerle donatýlmýþ bir kiþi Deccal (Anti Mesih) dikilecektir. Hz. Muhammed; insanlarý þaþýrtacak, doðru yoldan çýkartacak olan Deccal'ýn "Ölüleri Diriltmek" hünerine sahip olacaðýný söylemektedir. SEVGÝ DÜNYASI Sýnavýn büyüklüðünü görüyor musunuz? Bir tarafta ilâhî hikmetler, O'nun katýndan sözlerle ortaya çýkan O'nun sözcüsü; diðer tarafta, hiçbir doðru bilgi, doðru davranýþ ortaya koyamayan, ancak kudretlerle gözleri kamaþtýran ve yandaþlarýný dünya nimetlerine boðan bir Yalancý, bir Anti Mesih. Ve o Deccal "Ben Allah'ým" diye de iddialar ileri sürecektir. Onun sadece mucizelerine, harikalarýna bakýp, bir insanýn ve hiç kimsenin Allah olamayacaðýný düþünüp taþýnmadan hemencecik onun peþinden koþanlar, Din Günü sürecinin sonunda, gelmiþ geçmiþ tüm insanlarýn yeryüzünde sorguya çekileceði Rahman ve Rahim olan Allah'ýn Gününde, yani Din Günü sorgulamasýnda, belâlar çukuruna düþecek olanlardýr. Nitekim Hz. Ýsa Ýncil'de, bu din günü sürecinde Deccal ve benzeri birçok yalancý yol göstericinin ortaya çýkarak harikalar göstereceklerini, mümkünse O'nun yoluna baþ koyanlarý bile saptýrabileceklerini uyararak bildirmektedir. Doðruyu eðriden ayýrmak için içi boþ yaldýzlý sözlere, gösterilen harikalar ve mucizelere deðil, davranýþlara bakýlmasý gerektiðini, "Onlarý meyvelerinden tanýyacaksýnýz" özsözüyle vurgulamaktadýr. Gerçek inanç ve teslimiyetin mucize ve keramet sahiplerine deðil; Hepimizi Sevgisinden Vareden'e, O'nun deðiþmeyen ahlâk prensiplerine olmasý gerektiðini bu söz açýkça ortaya koymaktadýr.

SEVGÝ DÜNYASI 13 Yaþarken Ölmek Güngör Özyiðit, Psikolog Ölümden ne korkarsýn Korkma ebedi varsýn. Yunus Emre Buda ölürken, yanýndakiler, yaþamýný ona baðlamýþ olanlar üzgün bir þekilde aðlaþýrlar. Buda sorar onlara: - "Niye aðlýyorsunuz?" - "Az sonra seni kaybedeceðiz. Sen artýk var olmayacaksýn" derler. Buda gülümseyerek þu açýklamada bulunur: - "Ama ben kýrk senedir zaten yoktum. Aydýnlandýðým gün öldüm. Diðer yandan sonsuzluða daldým. Sonsuzluða demirlemiþ olanlar hiç ölmezler. Hep

14 var olurlar. Sizler gelip geçici zaman içinde yatay düzlemde yaþýyorsunuz. Dikey boyuta geçtiðinizde, derine daldýðýnýzda sonsuzlukla, gerçek özünüzle karþýlaþýr, öylece ölümsüzlüðe erersiniz." Hz. Muhammed de "Ölmeden önce ölünüz" diyerek zihnin yarattýðý sahte benlikten, egodan kurtulup, asýl özümüzü bulmamýz gerektiðine iþaret eder. ÖLÜME GÜLEBÝLMEK Hallac-ý Mansur öldürülürken gülmeye baþlar. Ona "Deli misin, niye gülüyorsun?" diye sorduklarýnda þu yanýtý verir: "Siz baþka bir þeyi öldürüyorsunuz. Tanrý olduðumu söylediðim için beni cezalandýrmak istiyorsunuz. O zaman varýn beni cezalandýrýn. Fakat neden bu bedeni cezalandýrýyorsunuz? Bu zavallý bedenin suçu ne? Bu durum, suç iþlediði için, o insanýn evini cezalandýrmaya benziyor. Ben iþte buna, buradaki tuhaflýða gülüyorum." Bilindiði gibi Hallac-ý Mansur, Allah aþkýyla yanýp tutuþarak, içindeki egoyu yok edip, her þey O, yani Allah'týr der. "En-el Hak" dediði için de iþkence edilerek öldürülür. Oysa Mevlâna "Fihi Mâfih" eserinde "En-el Hak" hakkýnda þunu yazar: SEVGÝ DÜNYASI "En-el Hak (Ben Hak'kým) demeyi büyük bir iddia sanýyorlar. Halbuki bu büyük bir alçakgönüllülüktür. Bunun yerine 'Ben Hak'kýn kuluyum, kölesiyim' diyen, biri kendi varlýðý, diðeri Allah'ýn varlýðý olmak üzere iki varlýk ortaya sürmüþ olur. Ne var ki, 'Ben Hak'kým' diyen, kendi varlýðýný yok ettiði için, En-el Hak diyor. Yani 'Ben yokum, hepsi O'dur, Allah'tan baþka varlýk yoktur. Ben yalnýzca yokluðum, 'Hiç' im'' diyor. Bu sözde alçakgönüllülük daha fazla mevcut deðil midir? Ne yazýk ki, halk bunun mânâsýný anlamýyor." Tasavvufun esasý budur: "Sen yoksun Allah var." En temel yanýlsama ise þudur: "Ben varým; öyleyse Tanrý nerede?" Ego olarak sen varsan, Tanrýyý asla göremezsin. Ego'nun varlýðý sendeki Tanrý'ya perde olur. Hallacý Mansur derinindeki benliði bulduðunda, orada Tanrý'yý görür de "En-el Hak - Ben Tanrýyým" der. Onu anlamazlar ve öldürürler. Çünkü onlar ego dünyasýnda yaþýyorlardýr. Ego onlarýn gözlerini baðlamýþtýr. Gerçeði görmezler. Ayný hal Beyazýt-ý Bestami'nin de baþýna gelir. O ermiþ kiþiye sorarlar: "Sen kimsin?" O "Ben, beni yýllar önce kaybettim. Onu ne kadar aradýmsa o kadar az buldum" der. Tekrar "Sen kimsin?" diye sorduklarýnda "Hýrkamýn altýnda Allah'tan baþkasý yok. Benimle birlikte Tanrý'dan baþka kimse yok. O yüzden 'Sen kimsin' sorusu anlamsýz. Ben yokum, Tanrý var" cevabýný verir. Sufizm yoðun aþkýn, Tanrý ile var ve bir olmanýn yoludur. Beyazýt'ýn çile hayatý üç dönem sürer. Birincide dünyadan vazgeçer, ikincide öbür

SEVGÝ DÜNYASI dünyadan ve üçüncüde kendinden vazgeçer. DÜÞÜNCE, DÜÞÜNCEYLE SINANIR 15 Zerdüþt bir yerde, ateþle tutuþturulmuþ odunlarýn etrafýna toplanmýþ olan bir kalabalýk görür. Aralarýna katýlýr. Ve "Niye bu ateþi yaktýnýz?" diye yüksek sesle sorar. Kalabalýktan sesler yükselir: "Kim bu adam?" "Zerdüþt" der garip ve gezgin adam. Bunun üzerine "Bilge Zerdüþt'e selâm olsun" derler. Zerdüþt beyazlar giyinmiþ genci göstererek "Kim bu genç?" diye sorar. Ve þu cevabý alýr: "Bu gencin günahkâr olduðu söyleniyor. Doðru olup olmadýðýný sýnamak için ateþ deneyinden geçecek!" Zerdüþt "Sizler ateþin yakýcý olduðunu bilmiyor musunuz?" sorusuyla kalabalýðý uyarmak ister. Ve þöyle bir konuþma geçer Zerdüþt'le kalabalýk arasýnda: "- Bilge Zerdüþt, bakýr sýnamasýndan yüzakýyla çýkmadý mý? - Düþünceyi düþünceyle sýnamak gerek, bedenle deðil. Beni düþüncelerle sýnayacak yerde, bedenle sýnadýlar... - Evet ama, eritilmiþ bakýr bedenimizi etkilemedi, serin su gibi akýp gitti... Böylelikle haklý olduðunuzu herkes gördü, þah bile... - Eritilmiþ bakýr vücuduma su gibi deðil, eritilmiþ bakýr gibi indi, neredeyse ölecektim. Göðsüme döktüklerinde nasýl acý çektiðimi ben bilirim...

16 - Ama bizler öyle duymadýk... - Hayýr, o iþ bildiðiniz gibi olmadý. Ben bilgelikten dem vurdum, onlar bedenimi sýnadýlar. - Ýnsanlarýn doðru söyleyip söylemediklerini ateþle sýnanmayý bizler atalarýmýzdan öðrendik... - Ben de iþte bunun için boþ inançlarý deðiþtirme göreviyle gönderildim. Siz hiç ateþ içinden geçen birilerini gördünüz mü? - Hayýr görmedik. - Analarýmýz, babalarýmýz gördü mü? - Hayýr, onlar da görmedi; ama daha eskiler görmüþler.. Ateþin yanýnda durduðu için yüzü ter içinde yaþlý Mobed kalabalýðýn sözcüsü olarak bir ricada bulunur: "Ey bilgeler bilgesi Zerdüþt, izin ver de genç ateþ deneyinden geçerek doðruluðunu kanýtlasýn!.." Zerdüþt, kalabalýðýn önyargýsýný kýrmak için, baþka bir yol dener ve kalabalýða sorar: "Burada iyiliðine, dürüstlüðüne hepinizin kefil olacaðý kim var?" Hep bir aðýzdan "Keyvan" diye baðýrýrlar. Zerdüþt, Keyvan'ý çaðýrmalarýný söyler. Keyvan gelir, bilge Zerdüþt onun elini ateþe uzatmasýný buyurur. Keyvan'ýn elini uzatmasý ile "Yandým" diye geri çekmesine herkes tanýk olur. Baþka denemek isteyen olup olmadýðý sorulur. Kalabalýktan çýt çýkmaz. Ve Zerdüþt taþý gediðine koyarak dersini verir: "Gördüðünüz gibi ben ateþ yakar diyorum. Nasýl ki su söndürüyorsa, ateþ de yakar. Demek istediðim sadece bu!" SEVGÝ DÜNYASI Ardýndan þunu da ekler: "Bilge veya cahil, masum veya günahkâr güçlü ya da zayýf, zengin ya da fakir farketmez. Ateþ herkesi yakar, su da söndürür. Sonra beyazlara bürünmüþ genci göstererek þöyle der: "Bu gencin eðer bir suçu varsa, buna yargýçlar karar verecek. Suçsuzsa aklanacak, suçluysa cezasýný çekecek. Ateþ yalnýzca aydýnlatýr, ýsýtýr ve yakar, onun doðasý budur. Ýnsanlarýn suçlu ya da suçsuz olduðunu ateþ deðil, yargýç belirler." KADER VE ÖZGÜRLÜK Kaderimiz önceden mi belirlenmiþtir; yoksa kaderimizi kendimiz mi yaratýrýz? Bin yýllardýr tartýþýlan bir konudur bu. Yani geleceðimizi belirlemede ne derece özgürüz? Sufi Cüneyd'e bir adam, önceden belirleme, kader, kýsmet ve insanýn özgürlüðüne dair bir soru sorar. Öðrenmek istediði þudur: "Ýnsan her istediðini yapmakta tamamen özgür müdür?" Cüneyd "Bir bacaðýný kaldýr" der adama. Adam sað bacaðýný kaldýrýr. Sonra ötekini de kaldýrmasýný söyler Cüneyd. Adam þaþkýn ve de kýzgýndýr: "Benden saçma þeyler istiyorsun. Ýki bacaðýmý birden nasýl kaldýrabilirim?! Bu yaptýrdýðýnýn benim sorumla ne ilgisi var?" Sufi Cüneyd cevap verir: "Sorunun cevabýný kendi bedenin üzerinde gösterdin. Ama anlamadýn. Anlaman

SEVGÝ DÜNYASI gereken þu: 'Sana bacaklarýndan birini kaldýr' dediðimde, saðý da solu da tercih etmekte özgürdün. Bunu kimse önceden belirlemiyordu. Sen sað bacaðýný kaldýrmayý seçtin. Fakat bir kez saðý seçmiþ olduðundan, artýk solu seçemezdin. Sað bacaðýný kaldýrma özgürlüðü, diðer yandan sol bacaðýný kaldýramama baðýmlýlýðýna dönüþtü. Yani insan yarý özgür, yarý baðýmlýdýr. Ama öncelikle özgürdür. Özgürlüðü kullanma biçimi ilk baþta elinde. Ne var ki, onu þu veya bu þekilde kullandýktan sonra, sonuca baðýmlý olursun. Böylece her özgür eylem sorumluluðu da beraberinde getirir. Seçim senin özgürlüðün, sonuçlar ise sorumluluðundur." ''Bizim Celselerimiz''de insanýn hem baðlý, hem de özgür olduðu þu þekilde anlatýlýr: 17 "Ve siz aklýnýzla hür ve üç yerinizden baðlýsýnýz þimdi. Aklýnýz, O'nun genel emrinin detaylarý için lâzýmdýr size. Çünkü siz, genelin içindeki detaylarý deðiþtirebilirsiniz. O'nun genel emri, sadece her þeye "Ol" deyivermektir. Ve iþte o çizgi, sizin "kader" dediðiniz þeyin baþlangýcýdýr þüphesiz. Siz üç yerinizden baðlýsýnýz. Birincisi: Ýlk programda varolmanýzdýr, siz bilmeden. Ýkincisi: Emir vermediðiniz halde çalýþan organlarýnýzdýr, siz bilmeden. Üçüncüsü: Her zaman bir çekime tabi olduðunuzdur, siz bilmeden. Ve siz aklýnýzla her detayda hayýrlý iþ yapabilirsiniz. Siz O'nu bilmekte, anmakta devam ediniz." HZ. HASAN'IN SINANMASI Kûfe Vadisinde bir bedevi, Hz. Muhammed'in torunu Hz. Hasan'a, babasýna ve anasýna hakaret etmeye baþlar. Hz. Hasan, bedeviye: "Bir ihtiyacýn mý var, sýkýntýn nedir?" diye sorar. Bedevi onu duymazdan gelerek baðýrýp çaðýrmaya devam eder. Bunun üzerine Hz. Hasan bedeviye bir miktar para verir ve "Baðýþla bizi, elimizdeki bu kadar. Daha çok olsaydý, onu da verirdik" der. Bunu duyan bedevi, bu yüce gönüllülük karþýsýnda "Tanýklýk ederim ki sen gerçekten bir peygamber torunusun. Ben buraya neslin ile senin birbirinize uyumlu olup olmadýðýnýzý sýnamaya geldim" diyerek niyetini açýklar. Hz. Hasan peygamberin yolunu izleyerek, karþýsýndakinin gönlünü fethederek sýnavdan yüz aký ile çýkar.

18 SÜLEYMAN PEYGAMBER'ÝN ADALETÝ Her ikisinin de birer oðlu olan iki kadýndan birinin oðlunu yolda kurt kapar. Evladýný kaybeden kadýn diðerinin çocuðunu alarak sahiplenir. Peygamber kral Süleyman'ýn huzuruna vardýklarýnda, her iki kadýn da bebeðin kendisine ait olduðunu iddia eder. ANNELÝK ÖRNEÐÝ SEVGÝ DÜNYASI Annesi, hep almaya alýþmasýn, vermeyi ve o yolla mutlu olmayý öðrensin diye evladýna evle ilgili ufak tefek sorumluluklar verir. Çocuk bu ödevleri güzelce yerine getirir.. Bir süre sonra annesine üzeri yazýlý bir kaðýt uzatýr. Anne kaðýtta yazýlanlara göz gezdirdiðinde þunlarý görür: Çimleri biçtiðim için 10 lira; Bu hafta odamý temizlediðim için 5 lira Alýþveriþe gittiðim için 2 lira; Küçük kardeþime baktýðým için 2 lira; Çöpü döktüðüm için 1 lira; Bahçeyi temizlediðim için 2 lira; Ýyi bir karne getirdiðim için 5 lira; Toplam borç 27 lira Küçük bebek konuþacak, kimin annesi olduðunu söyleyecek durumda deðildir... Hz. Süleyman kadýnlarý, dinledikten sonra "Bana bir býçak getirin! Çocuðu ikiye ayýrýp, iki kadýn arasýnda paylaþtýrayým" der. Bebeði kucaðýnda tutan kadýnýn hiç kýlý kýpýdamaz. Umursamaz bir halde gülümser. Öteki ise üzüntüden çýlgýna döner ve "Aman yapmayýn! Bebeði bu kadýna verin, yeter ki bebek yaþasýn" der. Kadýnýn bu sözlerinden ve beden dilinden gerçek annenin kim olduðu anlaþýlýr ve bebek ona verilir. Öylece Hz. Süleyman'ýn yaman bir sýnamasýyla adalet yerini bulmuþ olur. Anne, parayý alma umuduyla kendisine bakan oðlunu sevgi ile süzer ve kaðýdýn arka tarafýný çevirip, bir liste de o hazýrlar: Seni dokuz ay karnýmda taþýdým, Bedava; Hasta olduðunda baþýnda bekledim, Bedava; Geceler boyu uykusuz kaldým, Bedava; Sütümle seni emzirdim, Bedava; Altýný temizledim, Bedava; Yemeðini hazýrladým, Bedava; Giysilerini yýkadým, ütüledim Bedava Oðlu, annesinin listesini okuyunca gözleri yaþla dolar. "Anneciðim seni seviyorum" dedikten sonra, kaðýda büyük harflerle þunu yazar: "HEPSÝ ÖDENMÝÞTÝR." Annelik, içinde koruyuculuðu, vericiliði, fedakârlýðý barýndýran uygulamalý bir sevgi eðitimidir. Rehber varlýðýn dediði gibi, böyle koþulsuz bir sevginin ücreti yoktur. Ve sevgi iþte onun için güzeldir!..

Her þey... Hiçbir þey... Mumum ben, aleviyim ben mumun... Alevi görenim... Ateþe koþan dumanýyým tütsünün, ve kokusuyum tüm odayý saran... Kokuyu alaným... Kulaðýma gelen müziðim ben, ve aslýnda kalbimde çalan... Þarkýyý söyleyenim... Dinleyenim... Duyan... Berrak, dingin, suyum ben... Bardaðýyým ben suyun... Bardaðý kýraným ve içinden akan; yayýlan, durmadan... Dünyanýn kalbinde büyüyen o taþým... Ve kristal, o taþýn içinde milyarlarca yýldýr oluþan... Ve o kristalin dilini bilip konuþan... Ýnciyim ben, denizin en derininde açýlan bir midyenin içinden çýkan... Midyeyim ve o midyeyi açan... Ýncilerin bir bir dizilerek oluþturduðu kolyeyim ben... Ve o incileri dizenim... Ve boynuma takýp, bu köprüyü taçlandýran... Kartalým ben, yükseklerde uçan... Ve o kartalýn yere düþmüþ tüyüyüm, yere inmiþ bir meleðin önünde duran... Havayým ben, solunan... O havayý soluyan... Bunlarý yazan elim... Kalemim elin yazýðý... Yazýlan sayfayým... Ve okunan, ve okuyan... Düþünenim... Hissedenim... Aðlayaným... Gülenim... Kutlayaným yaþamý... Ben yaþayaným... Þükredenim yaþadýklarýma... Yaþadýkça bilenim... Sevenim ben ve sevilenim... Her neysem, sadece sevgidenim aslýnda... Ben Benim... Ben ben deðilim ama... Hiçbir þey deðilim ben... Ve her þeyim ayný anda... Bir olan içimde, Bir olanýn içinde, Bir olana yürüyenim... Varlýðýmýn varoluþa hediyesiyim... Aveline

20 SEVGÝ DÜNYASI "Tanrýnýn hakikatiyle konuþtuðunuzda, O'nun ýþýðýyla konuþmuþ olursunuz." Stephen Turoff Ýstanbul daydý Nelda Bayraktar Stephen Turoff adýnýn psiþik þifayla olan baðlantýsýný ilk kez duyduðumuzda bundan aylar önceydi. Taksim'de bulunan Bilgi Paylaþým Merkezi'ne geldiðini ve yüzlerce hastaya þifa daðýtýp, psiþik ameliyatlar yaptýðýný iþittiðimizde, konunun kendisiyle yýllardan beri yoðun bir þekilde ilgili ve bilgili kiþiler olmamýza raðmen þaþýrmýþ ve heyecanlanmýþtýk. Derken Stephen Turoff'un psiþik ameliyatlar konusunda oldukça yetkin bir isim olduðunu öðrendik: Modern bir þifacý, öðretmen, rahip, filozof, hayýrsever ve mistik olan Stephen Turoff'un, 25 yýldýr dünyanýn dört bir yanýndan gelerek þifa almak isteyenlere kapýlarýný açtýðý, Londra yakýnlarýnda Chelmsford'da ismi Danbury Þifa Kliniði olan bir merkezi vardý.

SEVGÝ DÜNYASI Turoff' böyle bir mucizeyi nasýl ortaya koyduðuyla ilgili olarak þunlarý söylüyordu: "Ben sadece Tanrý'nýn ellerinin aracýsýyým ve bana üst boyutlardan doktor, operatör ve de þifacý olan 18 tane Ruhsal Rehber yardýmcý oluyor. Onlar için fiziksel beden, atom altý parçacýklardan oluþan bir bütündür." Turoff, yaptýðý operasyonlarda vücudun içinde ileride tümör ya da kan pýhtýsý gibi sorun yaratabilecek olan oluþumlarý çýkarmaktadýr. Hücrelerin içersindeki atom altý enerjiyi deðiþtirerek çalýþmakta olduðunu söylemektedir. Biz sadece uzay zaman boyutunu gördüðümüz ve Turoff'un çalýþtýðý boyutlarý göremediðimiz için onun çok çabuk çalýþtýðýný algýlarýz. Onun þifa seanslarý çok uzun sürmez, hastalarý ile bazen beþ dakika bazen daha fazla çalýþýr. Turoff çalýþmalarýnýn geleneksel týbbi tedavi yöntemlerinin bir tamamlayýcýsý olduðunu ifade etmekte ve hastalarýna, doktorlarýnýn uyguladýðý tedavi yöntemlerine doktorlarýnýn gerekli gördüðü süre boyunca devam etmelerini tavsiye etmektedir. 21 Arkadaþlarý en sonunda Stephen Turoff'u, o meditasyon yaparken, bilim adamlarýnýn onun beyin dalgalarýný ölçmelerine izin vermesi konusunda ikna etmiþler. Bizler normal bilinç halindeyken beyin dalgalarýmýz beta, dinlenirken alfa, derin uykuda iken teta, ölüme yakýn durumlar ve komada iken ise deltadýr. Turoff'un beyin dalgalarý ve aurasý ölçüldüðünde ortaya inanýlmaz bir sonuç çýkmýþ. Uzmanlar "Bu mümkün deðil!" demiþler. "Meditasyon yaparken beyin dalgalarýn delta ve auran bembeyaz, sen bedeninde deðilsin." Turoff büyük bir mutlulukla "Hayýr" demiþ, "Bedenim benim içimde!" Turoff'un 2010 tarihinde Slovakya'da yaptýðý þifa seansýnda hazýr bulunanlar, onun iletiþime geçtiði bu güçlü þifa enerjisiyle, bulunduðu ortamý mucizevi þekilde aydýnlattýðýna tanýk olmuþlardý. Olaðanüstü þifa seansý esnasýnda hazýr bulunanlar tarafýndan çekilen bazý fotoðraflar, onun þifadan önce ve þifa çalýþmasýna baþladýðý an ilâhi enerji ile nasýl bütünleþtiðini ve etrafýný nasýl ýþýttýðýný gözler önüne seriyordu. Turoff, büyük bir tanrý sevgisi ile doðduðunu söylemektedir.tanrýdan sonsuz bir sevgi olarak söz etmekte ve onunla iletiþimde iken mutluluk dolu olduðunu belirtmektedir. Sürekli bu derece sevgi ile dolu olmak son derece güçlü ve iyileþtiricidir. Aslýnda bizler 1983 yýlýnda Stephen Turoff'la tanýþarak kendisine psiþik operasyon yapýlmýþ ve inanýlmaz

22 derecede fayda saðlamýþ birisinin yaþadýklarýný dinlemiþ ve çok etkilenmiþtik. Bu kiþi, arkadaþlarýmýzdan birinin dünürü olan ve Ýngiltere'de yaþayan Nadiye haným idi. Onun, Turoff'dan þifa alýrken yaþadýðý ilginç bir olay hepimizin dikkatini çekmiþ, onun hakkýndaki duygu ve düþüncelerimizin olumlu biçimde etkilenmesine neden olmuþtu. Bu haným, hayatýný aniden kaybeden erkek kardeþine duyduðu acýyla feci þekilde sarsýlmýþtý. Kendini bilmez bir halde merdivenlerden inmeye çalýþýrken ayaðý kaymýþ ve yuvarlanmýþtý. Barsaklarý birbirine dollanmýþ ve karnýndan bir ameliyat geçirmiþti. Ameliyat sonrasý dayanýlmaz aðrýlarý vardý ve dizlerinin üzerinde oturarak uyuyordu. Bu aðrýlarýna doktorlar bir çare bulamamýþlardý. Bunun üzerine SEVGÝ DÜNYASI Stephen Turoff'tan son bir çare olarak yardým almaya karar vermiþti. Turoff'un kendisine psiþik operasyon yaptýðý þifa sýrasýnda ona "Odada bir bey var ve size aldýðý kolyeyi neden takmadýðýnýzý sormamý istiyor" diye söylemiþti. Bu haným, Turoff'un daha önce haberinin olmadýðý bir olayý kendisine nakletmesi karþýsýnda þaþýrmýþ, gelen kiþinin ölen aðabeyi olduðunu hemen anlamýþtý. Ve cevap olarak "Zincirinin kopuk olduðu için takmadýðýný" söylemiþti. Bunun üzerine aðabeyi o zinciri onarýp takmasýný istemiþti kendinden. Nadiye haným o gün Turoff'un yaptýðý operasyondan inanýlmaz derecede rahatlamýþ olarak çýkmýþ ve o andan itibaren bütün aðrýlarýndan kurtulmuþtu. Bu olay bizde, Stephen Turoff hakkýnda çok olumlu bir izlenim oluþmasýna neden olmuþtu. Geçen sene Türkiye'ye geldiðinde ise bel fýtýðýndan dolayý senelerdir ýstýrap çeken ve yürümesi gittikçe zor bir hal alan baþka bir arkadaþýmýz ise Stephen Turoff'un fýtýklarýný tek tek ameliyat etmesinin ardýndan bu sorunundan tümüyle kurtulmuþ, üstelik bir ay sonra çektirdiði Emar görüntüsünde fýtýklarýndan eser kalmadýðý doktoruyla da kanýtlanmýþtý. Ýþte bu düþünce ve izlenimlerle, 2 Nisan 2011 günü pek çok arkadaþýmýzla birlikte Bilgi Paylaþým Merkezinin yolunu tuttuðumuzda

SEVGÝ DÜNYASI neler yaþayacaðýmýzý tahmin etmemize raðmen, gerçek deneyimin bambaþka bir þey olacaðýný hissedebiliyorduk. Stephen Turoff, tamamý turuncu renkten oluþan bir giysi giymiþ, baþýna da bir bandana takmýþtý. Upuzun bir boyu vardý. Seansýn yapýlacaðý salondan, hoþ bir müzik sesiyle birlikte mistik çaðrýþýmlar yaptýran tütsü kokusu geliyordu. Salonda dört adet muayene masasý duruyordu. Bu da her seferinde dört kiþinin içeriye alýnacaðýný iþaret ediyordu. Turoff'un yaptýðý þifalarý ve psiþik operasyonlarý yakýndan izleme fýrsatýný da bu nedenle elde edebilecek idik. Çok kýsa bir zaman sonra, sýra bize geldiðinde Turoff'un el çabukluðuyla iþini bitirdiðine, bazýlarýmýzýn aðzýna, gözüne þifalý bir su döktüðüne, kimimize psiþik operasyon yaparken, kimimize yalnýzca elleriyle þifa verdiðine tanýk olduk. Seansýn en heyecanlý bölümü elbet ki Turoff'un küçük bir parça havlu üzerine yaydýðý bistüri, makas ve çeþitli aletlerle kansýz ameliyat yapmasýný izlemekti. Ellerini son derece seri hareketlerle kullanýyor, gereken bölgeye giriyor ve içeriden çýkardýðý þeyi (kitle veya baþka bir þey) yanýnda duran çöp kutusuna atýyordu. Sonra da bir parça suyla ameliyat bölgesini sývazlýyor ve 23 bize kalkmamýzý söylüyordu. Kiþi ilk baþta hafif bir sýzý duyuyor ancak bu hemen geçiyordu. Kiminde operasyonun izi kýrmýzý bir çizik ve kabarýk kýrmýzý dikiþ izleri olarak görülebiliyordu. (Kimileri bu izlerin birkaç gün geçtikten sonra tümüyle yok olduðunu, kimileri ise ameliyat yerlerinin bir hafta boyunca aðrýdýðýný söyleyerek, bedenlerinde bir aðýrlýk, yorgunluk hissettiklerini veya baþlarýnýn aðrýdýðýný bildirdiler daha sonra) Operasyondan sonra görüþtüðümüz kiþilerin çoðu büyük bir þaþkýnlýkla þifa bulduklarýný ve dertlerinden kurtulduklarýný söylediler. Kimiyse arzu ettiði biçimde þifa bulamadýðýný belirtti. Ancak kendilerine bu tarz þifalarýn ve operasyonlarýn etkilerinin birkaç ay içinde ortaya çýkacaðý söylenince biraz sabredip, neticeyi görmeyi bekleyeceklerini söylediler. Turoff, kendisiyle yaptýðýmýz röportajda da söylediði gibi, esas þifa verenin Tanrý'nýn kendisi olduðunu ve iyileþmesine izin verilenlerin iyileþtiðini, bu nedenle kendisinin yalnýzca bir aracý olduðunu yineliyor. Bu nedenle, kimin gerçekten iyileþip, kimin iyileþmeyeceðini yalnýzca Tanrýnýn kendisi bilebilirdi. Kiþi þifa almayý yeniden deneyebilirdi ve üstelik bunu istediði sýklýkta da yapabilir ve belki de beklediði þifaya O'nun izniyle daha sonraki bir seferde kavuþabilirdi.

24 Ayný gün Stephen Turoff'tan dergimize bir röportaj vermesini rica ettiðimizde, dileðimizi geri çevirmedi ve bize zaman ayýrdý. Emine Kayserilioðlu'nun çevirmenliðinde, Nihal Gürsoy'un sorularý sorduðu, Þule Kayserilioðlu ve Nelda Bayraktar'ýn da katýlýmlarýyla minik SEVGÝ DÜNYASI bir röportaj yaptýk onunla. Aþaðýda bu röportajý okuyacaksýnýz. Stephen Turoff'a, bize bu ilginç deneyimi yaþatmýþ olmasýndan dolayý teþekkür ediyor, onun aracýlýðýyla gelen bu þifanýn tüm insanlar için hayýrlý olmasýný diliyoruz. Kendimi bildim bileli Tanrý'ya karþý yoðun bir sevgi ve aþk hissettim. 20'li yaþlarýmda bu iþe baþladým. Ondan önce de bolca meditasyon yapýyordum. Ben tam bir eylem gerçekleþtirmiyorum. Bunu yapan ve gerçekleþtiren Allah'týr. Yapýlan þeyin meyvesi Allah tarafýndan gelir, ben eylemin yalnýzca tanýðý ya da þahidiyimdir.

SEVGÝ DÜNYASI Nihal Gürsoy: Bizler þifaya inanýyoruz, siz bu þifayý hangi yolla gerçekleþtiriyorsunuz? Hangi metodlarla þifayý saðlýyorsunuz? Stephen Turoff: Binlerce kitapta ve dergide bu konuyla ilgili bilgiler yazýlmýþ ve söylenmiþtir. Hep ayný þekilde söylenmiþtir, bunu sizler de biliyorsunuz. Söylenecek yeni bir þey yok bu nedenle. Ancak ben size konu hakkýnda bir röportaj (interview) deðil, içsel bir görüþ, içten gelen bir içerik (innerview) sunacaðým. NG: Bunu açýklayabilir misiniz? Emine Kayserilioðlu: "Bu, geleneksel þekilde soru sormak ve cevabýný almak gibi deðil. Bunu daha derine inen bir iletiþim olarak görebilirsiniz" demek istiyor. NG: Kendisi Ýngiltere'deki evinde ilk önceleri þifalar yapmýþ, daha sonra bir merkez açmak istemiþ ama sanýrým evi yanmýþ, derken kendisine bir merkez açmýþ, þu anda þifalarýna orada mý devam ediyor? Evinin yanmasýný neye baðlýyor acaba? Stephen Turoff: Evet 5-6 yýl önce merkezi taþýdým. Bir aþram (ruhsal çalýþmalarýn ve törenlerin yapýldýðý yer) açtým. NG: Yani Tanrý'nýn kendisinden böyle bir merkez açmasýný istediðine mi inanýyor? 25 Stephen Turoff: Hayýr, ben zaten 40 yýldýr þifa veriyorum. NG: Peki nasýl baþlamýþ, kendisinde böyle bir þeyin geliþtiðini nasýl hissetmiþ? Stephen Turoff: Sanýrým ben çok küçükken baþladý. NG: Ama ilk nasýl hissetmiþ? Stephen Turoff: Kendimi bildim bileli Tanrý'ya karþý yoðun bir sevgi ve aþk hissettim. 20'li yaþlarýmda bu iþe baþladým. Ondan önce de bolca meditasyon yapýyordum. NG: Ama o küçük yaþlarda baþladým dediði zamanlarda da þifa veriyor muydu acaba? Þifa yeteneðinin o zamanlar farkýnda mýydý, yoksa ilk kez 20'li yaþlarda mý vermeye baþladý? Stephen Turoff: Ýçimden emindim ve biliyordum böyle bir yeteneðimin olduðuna ama esas 20 yaþýndayken baþladým þifa vermeye. NG: Peki ilk þifasýný nasýl vermiþ acaba? Stephen Turoff: Bir köpeðe þifa vermiþtim. NG: Kendi köpeði miymiþ? Stephen Turoff: Hayýr, bir arkadaþýmýn köpeðiydi.