USBD Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi IJSS International Journal of Social Sciences ISSN

Benzer belgeler
Osmanlı tarihine yönelik ilginin

ALUCRALILARIN KADILIKTA GÖRÜLEN HAYVAN DAVALARI

Yer Esnaf/Dükkan İsim Nefer Aded Arşiv İsmi

1917 DE ŞEBİNKARAHİSAR DA GÖRÜLEN EŞEK DAVASI

İSTANBUL ANADOLU CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI NA. : Şüpheli hakkında suç duyurusu dilekçemizin sunumudur.

Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır BÜLTEN İSTANBUL B İ L G. İ NOTU FİLİSTİN MESELESİ 12 de İÇİN 3 HEDEFİMİZ, 3 DE ÖDEVİMİZ VAR 3 te

ANLAŞMALI BOŞANMA ÜZERİNE TEORİK VE PRATİK ÇALIŞMALAR. Stj. Av. Mehmet ÖCAL

DAVACI : Nesrin Orhan Şahin vekilleri Av.Serap Yerlikaya ve Av.İlter Yılmaz

TÜRK HUKUKUNDA ZİNA SEBEBİYLE BOŞANMA

14. BÖLÜMÜN DİPNOTLARI

A. SULH HUKUK MAHKEMELERİNDE GÖRÜLEN DAVALAR

REKABET HUKUKUNDA TAZMİNAT TALEPLERİ

Bağdat Cad. No:108/B D:26 Fenerbahçe Kadıköy İSTANBUL. : Bilirkişi 2. Ek Rapor ve Ayrık 2. Ek Rapora Karşı Beyanlarımızdan İbarettir.

BÖLÜM 218 TÜZEL KİŞİLER (TAŞINMAZ MAL KAYIT) YASASI

AVUKAT - İŞ SAHİBİ ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ

T.C ÇAYIROVA BELEDİYESİ HUKUK İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ

DÖNEMİ AVUKAT-VEKİLEDEN ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM BOŞANMA

HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI BİRİNCİ BÖLÜM

DÖNEMİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ. A- SULH HUKUK MAHKEMELERİNDE GÖRÜLEN DAVALAR 1 Kat Mülkiyeti

İZMİR BAROSU TAVSİYE NİTELİĞİNDE AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİ

AVUK AT - İŞ SAHİBİ ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ

Türklerin İslamiyeti kabul etmeleriyle birlikte hukuk sisteminde değişiklikler yaşanmıştır. Töre devam etmekle birlikte Şeri Hukuk ta uygulanmaya

ÖDEMEDEN MAHKEME KARARIYLA ÖLÜM AYLIĞI ALABİLİRLER

4.900,00 TL 5.500,00 TL

GAZİANTEP BAROSU DÖNEMİ AVUKAT-VEKİL ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ

AVUK AT - İŞ SAHİBİ ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ

İnsanların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallara hukuk denir. Hukuk kurallarını koyan, uygulanıp uygulanmadığını

DÖNEMİ AVUKAT-VEKİLEDEN ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ

DÖNEMİ AVUKAT-VEKİLEDEN ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ 4.700,00 TL

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ 2 ALT İŞVEREN MUVAZAA

DÖNEMİ AVUKAT-VEKİLEDEN ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ

İÇİNDEKİLER GİRİŞ KONUYLA İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR.1) KONUNUN TAKDİMİ, ÖNEMİ

Kanun No: Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu. Kabul Tarihi: R.G. Tarihi: R.G. No:

Mahmûd Paşa Kütüphanesinin Yeniden Açılışı *

ÜNİTE:1. Osmanlı-Türk Anayasal Gelişmeleri ÜNİTE:2. Anayasaların Yapılması ve 1982 Anayasası ÜNİTE:3. Anayasaların Değiştirilmesi ve 1982 Anayasası

DÖNEMİ AVUKAT-VEKİLEDEN ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ Malatya Barosu Yönetim Kurulu nun /47 sayılı Kararı ile

KESİN SÜRE VERİLİRKEN GİDERLERİN KALEM KALEM AÇIKLANMASI GEREKTİĞİ

Davalılar : 1) Ad ( Araç sürücüsü )

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/53,57

REKABET HUKUKUNDA TAZMİNAT TALEPLERİ

2017 DİYARBAKIR BAROSU ASGARİ ÜCRET ÇİZELGESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. ERTÜRK/TÜRKİYE (Başvuru no /02) KARAR STRAZBURG. 12 Nisan 2005

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR... XXI BİRİNCİ BÖLÜM YARGI HAKKI, ULUSLARARASI YETKİ VE TAHKİM

Anahtar Kelimeler : Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı, Kamulaştırma, Mülkiyet Hakkının Korunması, Ek Protokol - 1

DÖNEMİ AVUKAT-VEKİLEDEN ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ ,00 TL ' den az olmamak üzere dava konusu giderilmesi) Davası

7 Mirasçılık belgesinin iptali

ÖZGEÇMİŞ. Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl. Lisans Hukuk Marmara Üniversitesi Y. Lisans Hukuk Marmara Üniversitesi 1998

YILDIRIM v. TÜRKĐYE KARARIN KISA ÖZETĐ

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /5,41

AVUK AT - İŞ SAHİBİ ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ

EŞYA HUKUKU ZİLYETLİK VE TAPU SİCİLİ

İŞE İADE DAVASI AÇMA ŞARTLARI ERYİĞİT HUKUK BÜROSU/ANKARA. Stj. Av. Müge BOSTAN

AVUK AT - İŞ SAHİBİ ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ

En İyisi İçin. I. Kanun-u Esasi gerçek anlamda anayasa bir monarşi öngörmemektedir. (x)

2018 DİYARBAKIR BAROSU ASGARİ ÜCRET ÇİZELGESİ

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

İÇİNDEKİLER. 1 Bahri ÇALIŞIR : TMK'nun 132. Maddesinin Uygulanmasında İhtar ve Eş İçin Hazırlanan Ev 7

AVUKAT - İŞ SAHİBİ ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ

İDARİ YARGILAMA USULÜNDE İSPAT

T.C. DANIŞTAY Yedinci Daire. Anahtar Kelimeler : Katma Değer Vergisi, Müteselsil Sorumluluk, Ek Tahakkuk, İdari İşlemin İcrailiği

Yabancı hukukun olaya ilişkin hükümlerinin tüm araştırmalara rağmen tespit edilmemesi halinde, Türk hukuku uygulanır.

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

DAVA ARKADAŞLIĞI DAVAYA MÜDAHALE

Başkentteki Yardımcı Kuruluşlar. Türkiye nin Yönetim Yapısı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK/5, 41

İstihkak prosedürü sonunda, üçüncü kişinin bu hakkı kabul edilir, lehine sonuçlanırsa, o mal üzerindeki haciz kalkar veya mal o hakla birlikte

EŞYA HUKUKU ZİLYETLİK VE TAPU SİCİLİ

ALUCRA DELLÜ KÖYÜ CAMİSİ VE KOYUN BABA HAZRETLERİ ZİYARETİ

Ali Efdal Özkul KIBRIS'IN SOSYO-EKONOMİK TARİHİ ( ) *dipnot

DÖNEMİ AVUKAT-VEKİLEDEN ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ

İDARİ YARGI DERSİ (VİZE SINAVI)

BELİRSİZ ALACAK DAVASI

6100 SAYILI MUHUK MUHAKEMELERİ KANUNU NDA DAVA ÇEŞİTLERİ

Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 2007

Es-Seyyid Eş-Şeyh Abdülhamid El Abri Hazretleri

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 2010

ORDU BAROSU BAŞKANLIĞI AVUKAT-VEKİLEDEN ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ 2013 YILI BARO TAVSİYE AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİDİR.

GÜLŞAH VARDAR HAMAMCIOĞLU Okan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Araştırma Görevlisi TÜRK MEDENİ KANUNU NA GÖRE YERLEŞİM YERİ

KİTABIN SİSTEMATİĞİNE DAİR AÇIKLAMA (ÖRNEK)

İSLAM TARİHİ II DR. HALİDE ASLAN

TÜRK HUKUK DÜZENİNİN YÜRÜRLÜK KAYNAKLARI (2) Dr. Öğr. Üyesi Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

Türkiye nin Yeni Anayasa Arayışı: TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu Tecrübesi

SAKARYA BAROSU Tavsiye Niteliğinde AVUKATLIK ÜCRET TARİFESİ

T.C. ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ BELEDİYE MECLİSİ. Karar N0: KARAR

HUKUK DAVALARI REHBERİ

1- GENEL OLARAK 2- MUHAKEMAT BİRİMLERİ

1- GENEL OLARAK 2- MUHAKEMAT BİRİMLERİ

Menfi Tespit Davasında Görevli - Yetkili Mahkeme ve Yargılama Usulü. İcra Takibinden Önce ve Sonra Açılan Menfi Tespit Davası

BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar ve Öncelikle Uygulanacak Hüküm

TÜRK MİLLETLERARASI HUKUKUNDA BOŞANMA

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/27

KUDÜS TE BULUNAN TARİHİ OSMANLI ESERLERİ

SONRADAN KONTROL VE RİSKLİ İŞLEMLERİN KONTROLÜ YÖNETMELİĞİ

TASARRUFUN İPTALİ DAVALARI

ŞANLIURFA İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ YAYINLARI. Konusu: Urfa Üzerine Yazılmış Şiir Seçkisi

VDDK, E: 2016/202, K: 2016/199 Özel Esaslara Alınma Hakkında

MALİYE BAKANLIĞI BAŞHUKUK MÜŞAVİRLİĞİ VE MUHAKEMAT GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İÇ GENELGELER

Transkript:

USBD Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi IJSS International Journal of Social Sciences ISSN 2548-0685 www.sobider.net ZİMMİLERİN BİR MÜCEVHER DAVASI * Abdullah Demir Özet Çorlu dan İstanbul a giden Alazar veledi David isimli zimminin Silivri de İsak veledi David in evinde misafir olarak kaldığı esnada mücevherlerinin ev sahibi tarafından çalındığı iddiası ile mahkemeye baş vurmuştur. Mahkeme, iddialarını ispatlayacak bir delil gösteremeyen Alazar ın aleyhine hüküm vermiştir. Anahtar Kelimeler: Zimmi, dava, mücevher, haham, Yahudi. ZİMMÎLER Gayrimüslim nüfus, zimmîler ve müste menler olmak üzere ikiye ayrılmaktaydı. Zimmîler, İslam ülkesinde yaşayan gayrimüslim vatandaşlardır. İslam hukukunda dini hükümler Müslümanlara uygulanır, gayrimüslimlere uygulanmaz. Çünkü "dinde zorlama yoktur". İslam dininde "Hükümdarın dini, tebası için de mecburidir/cujus regio ejus religio" gibi bir kural yoktur. İslam ülkesinde yaşayan gayrimüslimler zorla Müslümanlaştırılamaz ve öldürülemez. Kendi istekleri ile İslam dinini kabul edebilir veya kendi dinlerinde kalarak İslam ülkesi vatandaşı olur ya da başka bir ülkeye göç edebilirler. İslam ülkesinde kalan gayrimüslimler ile İslam devleti arasında zimmet anlaşması yapılırdı. Zimmet anlaşmasına göre gayrimüslim vatandaşlar, can ve mal güvenliğine sahip 25

Demir, A. Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 1, Sayı 4 (2017) s.25-30. olmakta, dinlerini istedikleri gibi yaşayabilmekte ve askerlik yapmamaları karşılığında cizye vergisi ödemekteydi. 1 Hz. Peygamber aleyhisselatü vesselam döneminde, Necran Hristiyanları Medine ye geldiklerinde kendilerine İslam dinini kabul etmeleri teklif edilmiş, ancak onlar dinlerini değiştirmek istememişlerdi. Bunun üzerine kendileri ile zimmet anlaşması yapılmış ve onlara İslam ülkesi vatandaşı gayrimüslimler olarak yaşama hakkı tanınmıştı. Daha sonraki dönenme Hz. Ömer ile Kudüs te yaşayan gayrimüslimler arasında da zimmet anlaşması yapılmış ve aynı haklar onlara da tanınmıştı. Osmanlı Devleti nde yaşayan gayrimüslimler de aynı hukuki statüye tabi olarak yaşamışlardı. Osmanlı Devleti nde yaşayan gayrimüslimler, tıpkı Müslümanlar gibi Osmanlı vatandaşıdır, azınlık sayılmazlar. Kendilerine can ve mal güvenliği, din hürriyeti, kişiler ve aile hukuku alanlarında sınırlı yargı muafiyeti, askerlik muafiyeti gibi hak ve özgürlükler tanınmıştır. Gayrimüslimler, Müslümanlar a tanınan can ve mal güvenliğine tam olarak sahiptir. Bir gayrimüslimi kasten öldüren Müslüman kısas olarak öldürülür. Kasten öldürme yoksa diyet cezasına çarptırılır. Gayrimüslimlerin mallarına Müslümanlar tarafından zarar verildiği takdirde tazmin ettirilir ve gerekirse ceza verilir. 2 ZİMMİLERİN HUKUKÎ DURUMLARI Osmanlı Devleti nde İslam hukukunun uygulanmasında mülkîlik prensibi esas alınmıştır. Bu sebeple Müslümanlar ile birlikte gayrimüslimlere de İslam hukuku kuralları uygulanmış ve davaları şer iye mahkemelerinde görülmüştür. 3 *Prof.Dr., Hukuk Tarihi Anabilim Dalı, ASEAD Uzmanı. 1 Sabri Şakir Ansay, Hukuk Tarihinde İslam Hukuku, 1958, s. 83; Ömer Nasuhi Bilmen, Hukuk-ı İslamiye ve Istılahat-ı Fıkhiye Kamusu, İstanbul 1985, c. 3, s. 422-423. 2 Ekrem Buğra Ekinci, Osmanlı Hukuku, İstanbul 2008, s. 318. 3 Macit Kenanoğlu, Osmanlı Millet Sistemi, İstanbul 2007, İkinci baskı, s. 397; Gülnihal Bozkurt, Alman-İngiliz Belgelerinin ve Siyasi Gelişmelerin Işığı Altında Gayrimüslim Osmanlı Vatandaşlarının Hukuki Durumu (1839-1914), Ankara 1989, s. 23. 26

ZİMMİLERİN BİR MÜCEVHER DAVASI Gayrimüslimler evlenme, boşanma, nesep, velayet, vesayet gibi konularla ilgili ihtilaflarını isterlerse ruhani reislerine götürebilirlerdi. Bu konular din ve vicdan özgürlüğü içerisinde sayılır ve kendilerine müdahale edilmezdi. Ancak gayrimüslimlere tanınan bu hak, yargı muafiyetinden ziyade dini hoşgörünün bir yansıması niteliğinde idi. Zira bütün ihtilafların götürülebileceği tek yetkili mahkeme şer iye mahkemeleri idi ve gayrimüslimler için ayrı bir mahkeme bulunmuyordu. Ruhani reislerin yetkileri sadece dini kuralları uygulamakla sınırlı idi. Bunların yaptırımları aforoz ve tel in gibi manevi nitelikte idi, mahkemelerde olduğu gibi maddi yaptırımları bulunmuyordu. Bu sebeple Müslümanlar gibi gayrimüslimler de şer iye mahkemelerini tercih ediyordu. Müste menlerin Osmanlı tebası Müslüman ve gayrimüslimlerle olan davaları da şer iye mahkemelerinde incelenmekteydi. Müste menler Osmanlı Devleti vatandaşı olmayan ve geçici bir süre için gelmiş olan gayrimüslimlerdi. Ayrıca müste menler kendi aralarındaki ihtilafları halletmek için de şer iye mahkemesine başvurmaktaydı. Bu ihtilaflar yine müste menlerden oluşan hakem heyetlerince karara bağlanmakta ve verilen karar kadı tarafından sicil defterine kaydedilerek resmiyet (ilam) kazanmaktaydı. 4 Osmanlı Devleti nde ruhban sınıfından bazı kimselere ait davalar da özel yetkili mahkeme olarak Divan-ı Hümayun da veya şeyhülislamın huzurunda görülmekteydi. Bu imtiyaz ruhban sınıfından patrikler, metropolitler, vekilleri ile adamları ve piskoposlara tanınmıştı. 5 1917 tarihli Hukuk-ı Aile Kararnamesi ile gayrimüslimlere ait evlenme, boşanma, nesep, vesayet, velayet gibi konuların ruhani reisler tarafından karara bağlanması yetkisi kaldırılmış, cemaat mahkemelerinin görevi şer iye mahkemesine devredilmiştir. Şer iye mahkemeleri bu gibi konularda gayrimüslimlerin dinlerine göre karar vermekteydi. Ancak Hukuk-ı Aile Kararnamesi, Müslümanlar gibi gayrimüslimleri de memnun etmemiş, 1919 yılında kaldırılmış ve tekrar eski uygulamaya dönülmüştür. 4 İnalcık, Mahkeme, s. 150-151. 5 Kenanoğlu, s. 216 vd. 27

Demir, A. Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 1, Sayı 4 (2017) s.25-30. MÜCEVHER DAVASI Aslen Mağrip memleketlerinden olan Alazar veledi David isimli bir Yahudi, İsak veledi David, Hayim veledi Danik, Yako veledi İsak ve Menahem veledi İşu isimli Yahudilerden davacı olmuştur. Davacı Alazar, h. 1153 senesi Şevval ayında Çorlu dan İstanbul a giderken Silivri Kalesi nde İsak veledi David in evinde misafir olduğunu, İsak ın kendisini havraya götürdüğünü, ancak havradan daha önce dönerek kendisinin heybesinde olan yüklü miktardaki mücevherleri çaldığını, eve döndüğünde heybesini boş görüp İsak a sorduğunda, İsak ın ve diğer davalıların Mücevherlerini bulduk on altın müjde verir misin? dediklerini iddia etmiştir. Alazar ın iddiasına göre heybesi altın ve mücevherlerle doludur: Her biri üçer kuruşluk olmak üzere altı bin şerîfî altın değerinde altı adet kırmızı büyük yakut taş, üç bin şerîfî altın değerinde dört yeşil yakut taş, beş bin şerîfî altın değerinde sekiz adet vasat yeşil yakut taş, üç bin altın değerinde sekiz adet beyaz yakut taş, üç bin otuz üç altın değerinde yüz elli miskal zümrüd taşlı dört aded inci askı?, beş yüz dört şerîfî altına denk sekiz aded altın murassa halhal, üç yüz yirmi şerîfî altın değerinde üç aded kırmızı yakut altın yüzük, üç yüz otuz şerîfî altın değerinde üç yeşil yakut altın yüzük, üç yüz altın değerinde dört aded gök yakut altın yüzük ki toplam yirmi bir bin dört yüz seksen altın şerîfî altın değerinde inci ve cevahir Alazar iddialarını iyi bir şekilde senaryolandırmış ancak altmış gün geçmesine rağmen bu iddialarını ispat edecek herhangi bir delil getirememiştir. Halbuki hazine değerinde olan mücevherlerinin çalındığını iddia eden bir kimsenin zayıf da olsa bir delile dayanması gerekirdi. Tam aksine mevcut deliller Alazar ın iddialarını yalanlamakta, davalıları temize çıkarmaktadır. O dönemde Yahudiler seyahate çıkmadan önce bulundukları şehrin hahamına, yanında götürecekleri eşyaların listesinin yer aldığı yazılı bir belge hazırlatırlar ve bu belgeyi gideceği yerin hahamına gösterirler imiş. Alazar da Çorlu hahamından böyle bir yazılı belge almış ve aldığı belgede yazılanlara göre kendisinin mücevheri olmadığı gibi üç beş parça eşyası bulunmaktadır: üç poliçe, üzerine giydiği elbiseleri, iki çift kaşık, üç adet hahamların başlarına örttükleri ihram, üç adet kasap bıçağı ve bir bileği taşı Hahamların hazırladığı yazılı belgenin mahkemede delil olarak kabul edilebilmesi için doğruluğunu ispat edecek şahitlerin bulunması gerekmektedir. Çünkü günümüzden farklı olarak şer iye mahkemelerinde yazılı belgeler çok fazla kullanılmamakta, kullanılanların da doğruluğunun iki şahit ile ispat edilmesi gerekmektedir. Bu belgenin doğruluğu için es-seyyid 28

ZİMMİLERİN BİR MÜCEVHER DAVASI Süleyman Kaptan ibn Ahmed ve Hâfız Ahmed Efendi ve belgeyi Yahudi lisanından çeviren tercüman el-hac Mehmed şahit olarak gösterilmişlerdir. Şahitler belgeyi doğruladıktan başka davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, kendisinin otuz günden beri yalancı şahit bulmak için dolaştığını söylemişlerdir. Şahitlerin ifadelerinden sonra davacının yalancı ve dolandırıcı olduğu anlaşılmış ve mahkeme tarafından davalıları bir daha rahatsız etmemesine karar verilmiştir. Elinde herhangi bir delil olmadığı halde altın ve mücevherlerinin çalındığı iddiası ile mahkemeye başvuran davacının akıl sağlığı yerinde olmayabilir. Silivri nahiyesi nâibine hüküm ki: Fi l-asl Mağrib diyarından olup hala İstanbul da müsafiren mütemekkin Alazar veled-i David nam Yahudi Şehr(î) Mehmet Çavuş zîde kadruhu mübaşeretiyle bâ fermân-ı âlî Silivri kasabasından ihzar itdürdiği İsak veled-i Davide ve Hayim veled-i Danik ve Yako veledi İsak ve Menahem veled-i İşu nâm Yahudiler ile meclis-i şer -i hatîrde terafu larında bin yüz elli üç senesi Şevvalinde ben Çorlu dan Âsitâne-i Saadet e gelür iken Silivri kal ası der unında vâki mesfûr İsak ın menziline nüzûl ve heğbem içinde mevcud her biri üçer kuruşluk olmak üzere altı bin şerîfî altun kıymetlü altı adet kırmızı kebir yakut taş ve kezalik üç bin şerîfî altun kıymetli dört yeşil yakut taş ve kezalik beş bin şerîfî altun kıymetli sekiz adet vasat yeşil yakut taş ve kezalik üç bin altun kıymetli sekiz adet beyaz yakut taş ve kezalik üç bin otuz üç altun kıymetlü yüz elli miskal zümdür taşlı dört aded incü askı? ve kezalik beş yüz dört şerîfî altuna müsavi sekiz aded altun murassa halhal ve kezalik üç yüz yiğirmi şerîfî altun kıymetli üç aded kırmızı yakut altun yüzük ve kezalik üç yüz otuz şerîfî altun kıymetlü üç yeşil yakut altun yüzük ve kezalik üç yüz altun kıymetlü dört aded gök yakut altun yüzük ki cemân yiğirmi bir bin dört yüz seksen altın şerîfî altun kıymetlü inci ve cevahirlerimi menzil-i mezkura vaz eyledüğümden sonra mesfurûn beni havraya götürüp ve benden mukaddem menzil-i mezbura gelip zikr olınan heğbem derûnında mevcud olan mârrü z-zikr incü ve cevahirlerümi bi gayri hakkın ahz ü kabz ve tehî heğbemi mahallinde terk itmeleriyle sâlifü l-beyan incü ve cevahirlerümi mesfurundan taleb eylediğümde on altun müjde verir misin incü ve cevahirlerini bulduk bizdedir diyü bir gün mürûrunda ikrar etmişler idi diyü ba de ddava ve l-inkar müddeî-i mesfur ber minval-i muharrer müddeasını altmış günden berü bir vechile beyan idemeyüb tahlife dahi tâlib olmaduğından ma ada husûs-ı mezbur istiksası mühim mevaddan ve müddeî-i mesfur makulesinden olmağla zâhir-i hâl kendüyi mükezzib ve bu makule gurebadan biri sual içün devr-i kaza eyledükde her kazanun hahamları gideceği 29

Demir, A. Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 1, Sayı 4 (2017) s.25-30. âhar kazanun hahamlarına yanında mevcud bi l-cümle eşyasınun defteri olmak üzre kağıda tahrir eylemek beynlerinde âdetleri olmağla müddeî-i mesfûrun yedinde olup Çorlı ya vusûlünde yanında mevcud olan eşyası defteri olmak üzre Yahudi lisanıyla Çorlu hahamınun Silivri hahamına tahrir eylediği kağıd terceme olundukta üç kıt a poliçe temessüki ile üzerinde lâbis olduğu siyabından gayri torbasında iki çift kaşık ve üç aded hahamların başlarına örtdükleri ihram ve üç aded kassab bıçağı ve bir bileği taşına malik olup bunlardan gayri kat a nesnesi olmadığını kâğıd-ı mezbûrun mazmûnı nâtık ve müddeasına şahid olmak üzre huzûr-ı âsafîde ma kud meclis-i şer -i münire ikamet eylediği Kasım Paşa da Yahya Kethüda mahallesinde sâkin es-seyyid Süleyman Kapudan ibn Ahmed ve Tophane de sâkin Hâfız Ahmed Efendi ve kendi tercemanı el-hac Mehmed dimekle ma ruf kimesneler müddei-i mesfûrı ber vech-i muharrer müddeasında tekzib ve otuz günden berü husus-ı mezkura şahid-i zûr arar diyü haber vermeleriyle müddei-i mesfurun husus-ı mezkurede vücûh ile şirret ve tezviri zâhir ve kat a ısga olınmayacak mevaddan olduğu 6 6 İstanbul Külliyatı IX İstanbul Ahkam Defterleri İstanbul da Sosyal Hayat 2 (1755-1765), haz. Ahmet Tabakoğlu, Ahmet Kal a, Salih Aynural, İsmail Kara, Eyüp Sabri Kal a, İstanbul 1998, s. 109-111. 30