Atatürk ün Dünyası Cengiz Önal BD MAYIS 2017 83 Hükümetin Ekonomik Kalkınma Çabaları Mustafa Kemal, Türk ulusuna Cumhuriyet rejimini anlatmak amacıyla sıkça yurt gezilerine çıkıyordu. Bunlardan, 1923 yılı başlarında çıktığı bir gezide, Türkiye Cumhuriyeti Devleti nin ileriye yönelik amacını; Yeni Türkiye Devleti, temellerini süngü ile değil, süngünün de dayandığı ekonomi ile kuracaktır. Yeni Türkiye Cumhuriyeti, sürekli olarak savaşmayı ya da savaş çıkarmayı amaç edinmiş bir devlet olmayacaktır. Fakat yeni Türkiye devleti ekonomik temeller esaslı bir devlet olacaktır. Askeri zaferlerimizle mağrur olmayalım, yeni bilim ve iktisat zaferlerine hazırlanalım! sözleriyle açıklamıştı. Hemen hatırlatalım ki; dilimize İzmir İktisat Kongresi olarak yerleşmiş bulunan ve İzmir de Atatürk, İzmir İktisat Kongresi etkinliklerinde 17 Şubat-4 Mart 1923 tarihleri arasında toplanan Türkiye I. İktisat Kongresi de bu amaca ulaşabilmek için alınması gereken önlemleri saptamak amacıyla düzenlenmişti. İsmet Paşa o günlerde Lozan Barış Konferansı görüşmelerini yürütmek amacıyla yurt dışındaydı. Bu itibarla da anılan İktisat Kongresi ne katılamamıştı. Buna karşın orada alınan kararları uygulayacak hükümetin başına getirildiğinden görev yine ona düşmüştü. 29
Ancak burada şu gerçeği de vurgulamakta yarar var: İsmet Paşa, Mustafa Kemal in de bilgisi dahilinde ve hatta onun talimatları çerçevesinde, Osmanlı Devleti nin ekonomisini perişan eden ve çökmesine yol açan Kapitülasyonların kaldırılmasını sağlamak için Mustafa Kemal in görüş ve önerileri çerçevesinde gösterdiği çabalarla, ekonomik kalkınma için gerekli olan özgür ortam konusunda ilk büyük adımın atılmasında uygulamanın başında bulunuyordu. Türkiye I. İktisat Kongresi nden sonra İsmet Paşa hükümeti, henüz kesin bir programa bağlanmamış da olsa, izlenmesi kararlaştırılan Ulusal Ekonomi'nin esaslarını; İsmet İnönü İzmir İktisat Kongresi günlerinde tesisleri incelerken Olabildiğince yerli kaynaklara dayanmak, yabancılara borçlanmamak, özel girişimciliğe ve belirli koşullarla yabancı sermayeye açık olmak, Türk parasının değerini korumak, Tarıma ve 30 tarımsal endüstriye önem ve öncelik vermek, bütçelerin denkliğine özen göstermek ve ülkede her türlü ulaşımı sağlayacak yollar yapmak... şeklinde belirledi. Ekonomik kalkınma için esas alınması kararlaştırılan bu ilkeler, bir devletçilik anlayışı uygulaması değildi. Bunu bu şekilde değerlendirmek haksızlık olur. Anılan uygulama, ekonomide devletçiliği esas almakla beraber, özel sektörün faaliyetlerini de desteklemeyi ve bunun yanı sıra yabancıların bir şekilde ele geçirmiş oldukları işletmeleri devletleştirmeyi de öngören bir ulusal ekonomi anlayışı demekti. Dünya ekonomik bunalımının başlayıp, yaygınlaştığı 1929-1930 lu yıllarda, Türkiye Cumhuriyeti Devleti nin işleyişinde devletçilik yeni bir ilke olarak benimsenecekti. Ama önceden ve vakit yitirmeksizin endüstrileşme yolunda önemli girişimlerde de bulunulmuştu. İlk olarak, devlete büyük gelir getiren bir kaynak olmasına karşın, çiftçiler için çok büyük bir yük olan ve tarımın gelişmesini engelleyen Aşar Vergisi 1925 yılında kaldırıldı. Aynı yıl içinde ve bu uygulamanın hemen beraberinde Sanayi ve Madenler Bankası kuruldu. Arkasından Sanayi yi Destekleme Yasası çıkartıldı. 28 Mayıs 1927 tarihli bu yasa ile sanayi tesisi kuracaklara parasız ya da on yıllık
Ekonomik devrimler art arda gerçekleştirilirken 1930 yılında Türk Parasının Değerini Koruma Yasası da çıkartıldı. taksitlerle arsa ayırımından başlayarak, yapım malzemesi ve araçlarının taşınmasında %30 indirim yapılmasına varan destekler öngörülmüştü. Ekonomide devrimci çalışmalar olarak nitelendirilebilecek bu çalışmaları, 1926 yılında Emlak ve Eytam Bankası nın, 1930 yılında da Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası nın kurulması izledi. Sanayi ve ticareti geliştirmek için yapılan yasal düzenlemelerin içinde, 1927 yılında Yüksek İktisat Meclisi nin oluşturulması dikkati çekmektedir. Bir süre için etkin görevler üstlenen ve bunu başarıyla yerine getiren kurul, Birinci Beş Yıllık Plan ın uygulanmasıyla, ilk yıllardaki etkisini yitirmiş ve kaldırılmıştır. Ekonomik devrimler art arda gerçekleştirilirken; 1930 yılında Türk Parasının Değerini Koruma Yasası da çıkartıldı. Bir İngiliz Sterlini nin Türk Lirası karşılığı da, 1.030 kuruş olarak belirlendi. İngiltere nin altın esasından ayrılması ve dünya piyasalarında Fransız Frangı nın etken hale gelmesi sonucunda 1 Türk Lirası = 6,363 Fransız Frangı olarak belirlendi. Batılı ülkeler ile yapılan ticarette güçlük doğurması üzerine, 1931 yılında dirhem, okka, batman gibi ağırlık ve arşın, endaze gibi uzunluk birimleri yerine uluslararası alanda geçerliliği kabul görmüş gram, kilogram, litre birimlerinin ve metrik sistemin alınması gerekli görüldü. Ekonomi alanında bu gelişmeler olurken; İsmet Paşa nın da önemli gayret ve katkısıyla, bugün CHP nin altı okundan birisi olan Devletçilik ilkesi de benimsenmiş ve CHP programına alınmıştı. Devletçilik İlkesi, gerek toplumun çeşitli kesimlerinde ve gerekse Meclis teki tartışmalarda çeşitli şekillerde yorumlandı. Bunun üzerine, İsmet Paşa, Kadro Dergisi nin 22. sayısında bir yazı yayımladı. Yazıda özetle, Devletçilik İlkesi nin bir doktrin olmadığını ve sosyalizm ya da komünizmle hiçbir ilgisinin bulunmadığını belirtti. İsmet Paşa nın bilinen ifadesiyle Devletçilik İlkesi kendiliğinden ortaya çıkmıştı. Bunu anılarında: Devletçiliğimiz kendiliğinden doğdu. Demiryolu inşasına başladıktan sonra bu sefer her sene bütçe bağlanırken, tabii olan devlet hizmetleri dışında büyük ihtiyaçlardan yeni olarak hangisini ele almaya başlayacağız, bunu müzakere ederdik. Böyle altyapı tesislerden ve nihayet Ankara da hükümet olarak yerleşebilmek için ne gibi ihtiyaçlar varsa bunların birini ele 31
leri atıldı. İzmit te yapımı biten Kâğıt-Karton Fabrikası üretime başladı. Demiryolu Siyaseti İsmet Paşa nın Başbakanlığı döneminde demiryolları yapımına öncelik vermek de en önde gelen işlerdendi. Gerçi Mustafa Kemal, Nisan-1923 ayında yayımladığı 9 Umde (İlke) programında; Çok ivedi olarak muhtaç bulunduğumuz demiryolları için hemen her girişime ve eyleme başlanacaktır ifadesiyle yol haritasını adeta çizmişti. Akabinde İsmet Paşa da; Demiryolu, memleketin tüfekten, toptan daha önemli bir güvenlik silahıdır. Ulusal birliği sağlayan araçtır. diyerek, Ulu Önder in çizdiği Yol Haritası nın ve gösterdiği ufkun önemini bir kez daha vurgulamıştı. Demiryolu Siyaseti nin temelinde iki ana husus vardı. Birisi, yeni hatlar döşemek, diğeri ise, Yabancı şirketlerin ellerinde bulunan demiryollarını ulusal yapıya kavuşturmak yani ulusallaştırmak tır. Sınırlarımız içinde 124 km si geniş, 3733 km'si de dar hat (Dekovil) olmak üzere toplam 4130 km demiryolu hattı vardı. Mustafa Kemal in önderliğine İsmet Paşa Hükümeti ülkenin dört bir yanını birbirine bağlamak için Demiryolu Hattı yapım çalışmalarını coşkuyla yürütüyorlardı. O günlere henüz kurulmuş bulunan Serbest Cumhuriyet Partisi nin Genel Başkanı Fethi Okyar ve arkadaşları bu çalışmalara karşı çıkalıyorduk. Kültür davası için nasıl yeni bir hamle yapmak lazımdır? Bunlar bizim her sene artan bir ciddiyet ve oran dâhilinde meselelerimiz haline gelmeye başladı. Bu söylediklerimden devletçiliğimizin nasıl kendiliğinden ve doğaçlama olarak doğduğunu anlatmış oluyorum ifadesiyle açıklamaktadır. D evletçilik İlkesinin uygulamasına geçildiğinde bunun bir plana bağlanması elbette kaçınılmaz oldu. İsmet Paşa nın, Nisan-1932 ayında Sovyet Rusya yı ziyaret etmesi, kalkınma planlarının yapılması açısından önemli yararlar sağladı. 1934 yılında, Sovyet Rusya dan gelen bir teknik heyetin desteğiyle Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı hazırlandı. Planın uygulaması görevi yeni kurulan Sümerbank a verildi. Madenleri ve enerji kaynaklarını bulup işletmek amacıyla da; Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü, Etibank ve Elektrik İşleri Etüt İdaresi adıyla üç ayrı kurum oluşturuldu. Ekonomik gelişmeler hızlı ilerliyordu. Daha Birinci Beş Yıllık Plan'ın süresi dolmadan, 1936 yılında İkinci Beş Yıllık Sanayi Planı hazırlandı. Böylelikle, İsmet İnönü nün Başbakanlıktan çekildiği Ekim-1937 ayına kadar çok önemli bazı altyapı ve sanayi yatırımları da gerçekleştirildi. Bunlardan ilk akla gelenleri sıralarsak: Nazilli, Ereğli ve Kayseri Bez Fabrikaları hizmete açıldı. Malatya Bez Fabrikası ile Gemlik Suni İpek ve Karabük Demir Çelik Fabrikaları nın temel- 32
maya başlamışlardı. Onlara göre çok pahalı olan demiryollarının yükünü tek bir kuşağa yüklemek haksızlıktı. Bu yüzden demiryolları CHP ile Serbest Cumhuriyet Partisi arasında başlıca tartışma konusu haline dönüştü. İsmet Paşa, Demiryolu Yapımını daha da yaygınlaştırma gayretinden hiçbir şekilde ödün vermedi. Hatta 30 Ağustos 1930 tarihinde demiryolunun Sivas a varması nedeniyle düzenlenen törende eleştirilere şöyle yanıt verdi: Ulusal Kurtuluş ve Bağımsızlık Savaşı nda TBMM nin kurulmasına karşı ayaklanan Padişah bozgunculuğunu bastırmaya yarayan araç, Konya-Afyon-Eskişehir-Ankara gibi elimizde kalan 5.600 km lik demiryollarıdır. Ankara-Erzurum demiryolu da olsaydı Avrupa nın Sakarya seferine girmesi şüpheli olurdu. Demiryolu politikası, milli devlete bugün mü, yoksa yarın mı gerekli düşüncesinde olanlar bu tartışmaları sürdürmeye devam etsinler, Biz Cumhuriyet hükümeti olarak demiryolu politikamızı, Türk ulusu yla ulusal birlik, ulusal varlık ve ulusal bağımsızlık sorunu olarak görmüş ve çalışmalarımızı bu inanç ve anlayışla yönlendirmişizdir. Karşı düşüncede olan sözde muhalefet cephesine, Büyük ulusal birlik ve ulusal varlık aracı olan demiryollarından 1800 km Türk ulusuna mal etmişiz. Bütün bunlar hata imiş öyle mi? sorusunu yönelten İsmet Paşa, en BD MAYIS 2017 İsmet Paşa hükümetleri döneminde Cumhuriyetin ilanından 1938 yılı sonuna kadar geçen on beş yıl içerisinde 2954 km yeni demiryolu ağı yapılmıştır. sonunda, Cumhuriyet in İlanı ndan buyana sürdürülen siyasetin, Bir kısım insanların iddia ettiği gibi, çıkmaz bir yol değil, ulusal varlığı her şeye karşın korumuş olan bir harika olduğunu vurgulamıştır. İsmet Paşa hükümetleri zamanında cumhuriyetin ilanından 1938 yılı sonuna kadar geçen on beş yıl içerisinde 2954 km yeni demiryolu ağı yapılmıştır. Ayrıca işletme hakkı yabancıların elinde olan hatlar da satın alınarak demiryollarının toplam uzunluğu 7132 km'ye çıkartılmıştır. Türk ulusunu muasır medeniyet düzeyine ulaştırmak, her alanda gerekli çalışmaları kararlılıkla yapmakla mümkün olabilecekti. Mustafa Kemal Atatürk ün bu konuda hükümete verdiği ciddi destekle İsmet Paşa ve kabinesindeki çalışma arkadaşları, canla-başla çalışarak ve adeta her şeylerini ortaya koyarak, belirlenen hedefe doğru yürüdüler. cengizonalbd@gmail.com (Gelecek Ay: İnönü soyadı ve Eğitim) 33