E r e n d i z A t a s ü



Benzer belgeler
Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Evvel zaman içinde, eski zamanlarýn birinde, zengin bir ülkenin gösteriþ meraklýsý bir kralý varmýþ. Kralýn yaþadýðý saray çok büyükmüþ.

Üzülme Tuna, annem yakýnda gelecek, biliyorum ben. Nereden biliyorsun? Mektup mu geldi? Hayýr, ama biliyorum iþte. Postacýya telefon edip not



Ozan Doðulu. Sen Çaðýr Yeter. Söz: Kenan Doðulu. Müzik: Ozan Doðulu. Alýþmak çok zor inan. Sebebim düþün bir an. Yakýþmaz bize haram

Sertab Erener. Acýt Canýmý. Söz: Sertab Erener. Müzik: Demir Demirkan, Sertab Erener. En gizli bahçelerim. Islandý yaðmurunla. Açýldý her damlada

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

Benim adým Evþen, annem bana bu adý, evimiz hep þen olsun diye vermiþ. On yaþýndayým, bir ablam bir de aðabeyim var. Ablamla iyi geçindiðimizi pek

Azıcık şundan, azıcık bundan, Azıcık yumurta kabuğundan; Bir çanak yaptım a dostlar Ne bulgur kazanı ne hamsi tavası, Görenler sanır bülbül yuvası.

İletişim ve İnsan İlişkileri Kitle İletişim Araçları Atatürk ve İletişim

Ayakkabýlarýný çýkardýktan sonra sevindirici bir yüz anlatýmýyla bir elindeki pakete baktý, bir içeriye. Sonra oðluna seslendi: Murat, Murat!..

Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak

Rafet El Roman. Amerika. Rafet El Roman. A memo. Burasý New York Amerika. Evler karýþtý bulutlara. Nasýl bir zaman. Nasýl bir yaþam.

Yücel Terkanlýoðlu. HTML clipboard. Yaþamadýklarýndýr Dünyan! Uykuyla geçirdiðim her an, Benim için yitik bir zaman. Rüyayla devirdiðim kazan,

YIL DEDE'NİN DÖRT KIZI

KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127

Uður Tok ÇOK SEVMÝÞSÝN. Sen onu çok sevmiþsin, Daha da seveceksin, Sen onunla aðlayýp, (sen onunla var olup,) Onunla güleceksin. (Onunla öleceksin.

Suat Yýðmatepe AZAD OLDU GÖNÜL KUÞUM. Söz : Suat Yýðmatepe. Müzik: Mustafa Malay. Azad oldu gönül kuþum. Ondan böyle bu duruþum

ünite1 Sosyal Bilgiler

Nejat Yavaþoðullar. Ankara Sokaklarý. Söz - Müzik: Nejat Yavaþoðullarý. Yürüyordum. Yürüyordum ay ýþýðýnda. Adým seslerim.


17a EK 17-A ÖYKÜ KONTROL LÝSTESÝ. ² Rahim Ýçi Araçlar - Ek 17-A²

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

Samet Kalkan GÝZEMLÝ MAVÝ. Deniz mavisi gözlerin. Dünya tatlýsý gülüþün. Can alýcý sözlerin. Sana ne kadar yakýþýyor bir bilsen.

ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez?

ünite1 3. Aþaðýdaki altý çizili sözcüklerden hangisi yan anlamda kullanýlmamýþtýr? A. Terazinin dili yaklaþýk 300 kg gösteriyordu.

Noray Demirci. Bilemem Bilemem. Söz: Ülkü Aker. Müzik: Norayr Demirci. Niye geldim bu dünyaya, bilemem bilemem. Gece gündüz aðlarým ben,

Genel Yetenek Testi Örnek Soru Çözümleri

17 ÞUBAT kontrol

17 ÞUBAT kontrol

Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin

Gelin Bir Yolculuða Çýkalým Birlikte

FEN BÝLÝMLERÝ. TEOG-2 DE % 100 isabet

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

DUMANA KARIÞAN HAYAT

FSAYT ÇORUM GAZETESÝ NÝN KATKISIZ ORGANÝK SPOR-MAGAZÝN-MÝZAH EKÝDÝR. Flaþ... Flaþ...Flaþ... Görülmemiþ kampanya Yýlýn Adamý olmak çok ucuz

Kanguru Matematik Türkiye 2015

============================================================================

Evler ve. Annem bana hep Savruluþun çocuðusun sen, derdi. Küçükken ne demek istediðini. Hâle Seval

Botti nin Anısına. Sevgili Botti,

Ebru Yiðit x. Hala üye olmamýþsýnýz..! Üye olun yolumuza devam edelim...! SEN BÝR GÜNAH ÝÞLEDÝN. Tek aþkýn bendim senin. Senin en çok sevenim

Çevreyi Benim Ýçin. Güvenli Hale Getirebilir misin? MUTLU ÇOCUKLAR DERNEÐÝ MUTLU ÇOCUKLAR DERNEÐÝ

HER ÝNSAN BÝRBÝRÝ ÝLE AYNI MIDIR?

A y þ e S a r ý s a y ý n Kuþlarla Giden

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ

ünite1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? A. saklambaç B. körebe C. evcilik (1, 2 ve 3. sorularý parçaya göre yanýtlayýn.

kanaryamın öyküsü Ayla Çınaroğlu Resimler: Yaprak Berkkan

karayý göstermek isterdi. Kýyý burada, bu tarafa gelin, der gibiydi. Kasabalýlara da gemilerin geldiðini haber verirdi. Ýþi çok çok önemliydi

Nazým Hikmet Ran. (Bir müteverrime nin baþucunda) Nazým Hikmet. Ölecek anladýk artýk iyice. Kalbimiz þimdiden hicrile dolu

O gün televizyonda ve radyoda, Antalya da fýrtýna çýkacaðý her saat baþý duyurulmuþtu. Ben, sonuçlarýný düþünmeden sevinçle karþýladým bu haberi.

KLASİK DÜNYA EDEBİYATI. Lev Tolstoy. Öykü ERİK ÇEKİRDEĞİ. Çeviren: Kezban Akcalı. 24. basım. Resimleyen: An-Su Aksoy


D Ý K K A T Ç O K Ö N E M L Ý N O T :

TEST. 8 Ünite Sonu Testi m/s kaç km/h'tir? A) 72 B) 144 C) 216 D) 288 K 25 6 L 30 5 M 20 7

Halime Aktaþ. Mehmedi Anmak. Bir çelik yürekli kartal bakýþlý. Mehmedi mehmede deneyim bakýn. Yüreði pek yufka çok çatýk kaþlý


DÜNYANIN BÜTÜN KEDİLERİ

m3/saat AISI

* Okuyalım: * Akıl Oyunları: * Matematik: * El Becerisi: * Alıștırma-Bulmaca: * Bilim ve Teknoloji: * Gezelim-Görelim:

Daha Önce Tanýþmýþ mýydýk? Yekta Kopan öykü

* Okuyalım: * Akıl Oyunları: * Matematik: * El Becerisi: * Alıștırma-Bulmaca: * Bilim ve Teknoloji: * Gezelim-Görelim:


Geometriye Y olculuk. E Kare, Dikdörtgen ve Üçgen E Açýlar E Açýlarý Ölçme E E E E E. Çevremizdeki Geometri. Geometrik Þekilleri Ýnceleyelim

Fatih Baþtürk DÖNEMEM SANA. sevdim yürekten anlamadýn sen. dur gitme dedim dinlemedin sen. yalvara yalvara geriye dönsen

Gelmeyin. Yeter artýk; gelmeyin üstüme! Siz benim üstüme geldikçe ben benim üstüme gidiyor,

Kanguru Matematik Türkiye 2017

YAZ KAMPI. Birinci Bölüm


D e n e d i m Pýnar Türen

Yýldýz Tilbe 1 ADAM OLSAYDIN. Söz-Müzik: Yýldýz Tilbe. Sevdim olmadý yar, küstüm olmadý yar. Kendini arattý, beni bulmadý yar

2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor


FSAYT ÇORUM GAZETESÝ NÝN KATKISIZ ORGANÝK SPOR-MAGAZÝN-MÝZAH EKÝDÝR. FÝYATI: Okuyana Beleþ

Mine Haným sevinçliydi, mutluydu. Ýçinden gülmek, türkü söylemek, oynamak geliyordu. Bilmediði, ayrýmýnda olmadýðý bir coþku vardý içinde.

Fiskomar. Baþarý Hikayesi

Sanýrým 1968 yýlý ve Sakarya Bulvar Taksi 45.yýl yazýlý pankratlarla cumhuriyet tören geçiþinde;

Erkek, dişiden hamile kalır. Ne hayvan ama değil mi! Erkek denizatı, kesesindeki minik yumurtalara gözü gibi bakar. Bu arada yumurtaların yanına

KUNDUZ KAFALI KRAL ÇOCUK ROMANI. Ahmet YOZGAT

1. FASÝKÜL 2. FASÝKÜL

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.

Bekir Sýtký Erdoðan ELLÝNCÝ YIL MARÞI. Þiir : Bekir Sýtký Erdoðan. Müzik : Necil Kâzým Akses. Müjdeler var yurdumun topraðýna, taþýna;

A teması 1. bölüm. Okul Heyecaným. Hayat Bilgisi. 3. Ders programı yanındadır. Ödevlerini kendi yapar. Okul çantasını akşamdan hazırlar.

5. 2x 2 4x + 16 ifadesinde kaç terim vardýr? 6. 4y 3 16y + 18 ifadesinin terimlerin katsayýlarý

Muzaffer Asiltürk. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

NÝSAN 2011 Sayý: 508 Fiyat: 5 TL MUTLULUK MAVÝ BÝR KUÞ MU? KÂHÝN VANGA JAPONYA MESAJI

Minti Monti. B u İşte Bir Tuha flık V. Sonbahar 2014 Sayı:15 ISNN: X. Çocuklar için eğlenceli poster dergi Ücretsizdir

ÝÇÝNDEKÝLER. Diyalog Tamamlama Haftanýn Testi...25

Edebiyat ile ilgili olduðumuz, bu ilgiyi somut bir

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

Kadın sağlığı konusunda küçük bir rehber

Transkript:

E r e n d i z A t a s ü Sýr Abla, Bir daha bu konuyu aðzýmýza almayacaðýz diye fýsýldadý, ikimiz baþ baþayken bile. Kýz kardeþinin yüzü aðlamak üzere olan bir çocuðunki gibiydi, Hiç mi söz etmeyeceðiz, beni cezalandýrýyor musun? diye sordu. Baþka yol var mý? Susacaðýz. Bir sýrrý saklamanýn en güvenli yolu, onu unutmaktý. Kýz kardeþi onun gibi deðildi; elindekiyle yetinemezdi. Ýþte, fakülte koridorlarýný sel gibi kaplayan devrim heyecanýyla sürüklenivermiþti, korunaklý evinin dýþýna. Dar alanda boðulmamak için. Gizlide yasak çiðnemenin hazzýndan vazgeçemediðinden. Oysa, durumu açýða çýksa, ne baþ edebilecek eylem gücü ne katlanabilecek sabýr kudretiyle donatýlmýþtý. Belki de hep küçük kardeþ olarak kaldýðý için, baþýný derde soktu mu hep birileri yardýmýna koþtuðundan bu iç güçler, bitkibilimin tohum taslaðý diye adlandýrdýðý oluþum düzeyinde kalmýþ, filizlenip serpilememiþti. Her ne halse, gene de yürekli bir iþti kalkýþtýðý küçük kardeþin. Özbenliðini tanýyan ya da tanýdýðýný sanan ablanýn asla göze alamayacaðý bir þey Uzak görü ve akýlcý sakýnýmýn altýna çöreklenmiþ korku ya da rahatýnýn bozulmasýndan kaynaklanacak tedirginlik Güzel de, abla hiçbir zaman kendini olduðundan baþka türlü göstermeye niyetlenmemiþti ki Her ne ise Cýva gibi sýçramanýn sonucunun sessiz bir kabulleniþ, durgun bir daðýlma ve sönüþe varacaðýný görebilen bir iki kiþinin -mesela ablanýn- dýþýnda herkesin tayfuna coþacaðýný sandýðý devrim seli, týkalý bir bulaþýk çukurunun basýnçla ve aniden açýlmasýyla boþluða çekilen sular gibi kaybolunca ortalýktan, abla önceki konumunda kaldý, biraz sendelese de; düþünsel ve fiziksel varlýðý büyük bir deðiþime uðramadan. Oysa kýz kardeþin gövdesi balon gibi þiþiyordu ve düþünceleri allak bullaktý. Selden bir damla kalmýþtý gövdesinde; öðrencisi ve ÝMGE ÖYKÜLER YIL 1, SAYI 5, EKÝM-KASIM 2005 11

ERENDÝZ ATASÜ sevgilisi devrimci genç ortadan yitmeden önce, bir yadigâr koymuþtu karnýna. Hayýr, cezaevlerinde çürüyenler, daraðaçlarýndan sallananlar, iþsiz kalýp zorunlu iþportacýlýða soyunanlar arasýnda deðildi delikanlý. Uzak bir kasabanýn yerlisi, varlýklý ailesinin yanýna atmýþtý kapaðý, tutuklama furyasý dinene kadar. Evet, bitkibilim diplomasý almaktan vazgeçmiþti, ama bu onun adýna büyük bir kayýp sayýlmazdý. Önder olmak için doðduðuna inanan delikanlýya bitkibilim diplomasý nasýl yetsindi ki Kýz kardeþinin, karnýnda süratle insan yavrusuna geliþen canlý taslaðýný söküp atmak istemeyiþindeki direniþ, ablaya hep kayýp bir rüyanýn gerçeklikle en azýndan tek bir baðlantýsýný olsun koruyabilme tutkusu gibi görünmüþtü. Yoksa, ikisinin de öðretim kadrosunda yer aldýklarý bu fakültede, kýz kardeþi öðrencilerinden birine âþýk eden çekim o kadar da karþý konmaz deðildi. Kýz kardeþ, yönetmeliklerle yasaklanmýþ bir iliþki yaþama fikrine daha çok âþýktý galiba. Bir de delikanlýnýn forum kürsülerinde dalga dalga yükselen sesi, uçuþan saçlarý, sýcak mavi gözleri ve boynuna doladýðý al atkýsýyla, o saðlam duruþuyla çizdiði imgeye vurulmuþtu. O kadar vurulmuþtu ki o rüzgârdan imge, gözyaþlarýnýn eþiðinden titreyen korkmuþ bir çocuðun gerçekliðine dönüþüverince, abla polisten kaçan öðrenciye sunabilecek anaç bir sevecenlik buldu da kýz kardeþ tanrýlarýn tahtýndan düþmüþ sevgilisine elini uzatamadý! Abla, bu bozgundan sonra, kýz kardeþinin kürtaj masasýnda soluðu alacaðýný sandý; yanýlmýþtý. Kýz kardeþi yitik rüyanýn gerçek olduðuna inanmayý seçmiþti ve onu ayakta tutan da bu hayaldi. Sevgilisinden ayrýlmak, bu nedenle fazla koymamýþtý ona. Abla, kardeþinin iflah olmaz bir hayalperest olduðunu, hayallerinin gerçek olmadýðýný unutarak hayal kurmasýna imkân verilmezse eðer çökeceðini, belki de çýldýracaðýný iþte o zaman gerçekten kavradý ve sesini çýkartmadý. Kýz kardeþ, rahminde bir kahramanýn çocuðunu taþýmaya devam etti! Kýz kardeþin kocasý, karýsýnýn iliþkisine dair hiçbir kuþku taþýmýyordu; o nedenle, çiftlerin pek de çocuk sahibi olmadýklarý ya da olamadýklarý bir evlilik aþamasýnda patlak veren bu gebeliði, hayatýn hoþ bir þaþýrtmacasý, erkeklik gücünün bir belirtisi olarak neþeyle maskelenen bir þükran duygusuyla kabullenmeye hazýrdý. Abla, kýz kardeþinin rüyanýn etkisi tamamen kaybolduktan sonra, bebeðin kocasýndan olduðuna fazla zorluk çekmeden inanabileceðini seziyordu. O nedenle, öz deneyimlerini söze dökmekte pek sakýnýmsýz olan müstakbel anne için, tehlikeli ilk dönem atlatýlabilirse eðer, bu sýrrý saklamak pek de çetin olmayacaktý. Peki ya kendisi Sýrdaþ, akýl hocasý, dert ortaðý konumundaki abla ne yapacaktý! O, gerçek tutkusu diye de isimlendirilebilecek kurcalamacý meraký ve keþfettiðini ifþa etmek için yanýp tutuþan itkisiyle! Onu, kýz kardeþiyle ortak seçimleri bilim dalýna yönelten, kardeþini her bahar, püskürttükleri buram buram kokularla etkilerine alan, renk renk, yaprak yaprak bitkiler deðildi; kitaplarda rastladýðý, görkemli ve renkli taçyapraklarýný incecik kesitler halin- 12 ÝMGE ÖYKÜLER YIL 1, SAYI 5, EKÝM-KASIM 2005

SIR de soya biçe, güzelliðin kuytusuna gizlenmiþ yumurtalýkta saklý tohuma ulaþan bitkibilim çizimleriydi. Abla bu sýrla ve sýrrý çevreleyen hayat ve duygu katmanlarýyla, onlara düþüncesi ve sözleriyle dokunmadan nasýl baþ edecekti? Ablanýn iradesi sayesinde, kýz kardeþler gebeliðin evlilik dýþýlýðýný bir daha aðýzlarýna almadýlar, bir ayrýksý olayýn dýþýnda: Kýz kardeþ, sevgilisi ve öðrencisi delikanlýyla görüþme fýrsatýný bir kez bulmuþ, onu karnýnda taþýdýðý çocuðundan haberdar etmiþti. Ablanýn gerçek tutkusunu okþayan, sakýnýmýný ise zorlayan bir olaydý bu ve müstakbel yeðeninin doðumuyla ilgili sýrrý büsbütün sýký saklamasýna yol açtý. Abla, delikanlýnýn ileride, bir bunalým sýrasýnda çocuðuna sahip çýkmak isteyebileceðinden çekiniyor, ancak bu eþraf oðlunun delikanlýlýk hummasýný atlattýktan sonra, kiþisel rahatýný bozacak giriþimlere kalkýþmayacaðý akýl yürütmesiyle kaygýlarýný dindirmeye çalýþýyordu. Kýz kardeþi içinse, ablasýnýn zihninde büyüyüp yankýlanan bu karþýlaþma, sadece o an'ýn coþkusu ya da hüznü uðruna yaþanmaya deðerdi. Kentin dýþýndaki göle gitmiþlerdi, iki eski sevgili; kýyýda bir çay bahçesinde oturmuþlar, ýlýk sonbahar havasýnda, gün batýmýnýn yumuþak renklerini seyretmiþlerdi. Delikanlý huzursuzdu. Demek, bu kadar çabuk unutabilmiþti onu bu kadýn, kocasýna dönmüþ -sanki terk etmiþti de- hemencecik karnýný doldurmuþtu. Çocuk, senin dedi kadýn. Sessizlik Donuk bir an Delikanlýnýn eli ayaðý buz kesmiþti. Ýþittiklerini algýlayamýyordu. Kadýn dosdoðru bakýyordu, delikanlýnýn gözlerinin ta içine; gülümsüyordu. Donukluk erimeye yüz tutmuþtu. Önce bir ýlýklýk aktý genç adamýn varlýðýna, sonra sevinç, teselli, kuþku, ürküntü þimþekleri çaktý benliðinde; ýþýklarý ve gümbürtüleri birbirine aðdý. Hiçbir þey söyleyemedi, sakinleþmeyi bekledi, sýradan sözcükler telaffuz edebilme yetisine yeniden kavuþmayý. Emin misin? Elbette. Bir kadýn bunu bilmez mi? Neden aldýrmadýn? Senden bir hatýra kalsýn istedim. Sessizlik Delikanlý minnetle gülümsedi. Tedirginliði tam olarak geçmemiþse de hayli rahatlamýþtý. Kocan? Ondan sanýyor. Ya bana benzerse? Seni tanýmýyor ki Sülaleden birine çekmiþ sanýr. ÝMGE ÖYKÜLER YIL 1, SAYI 5, EKÝM-KASIM 2005 13

ERENDÝZ ATASÜ Gebelere özgü o mutlu dinginlik, kadýný bir ayla gibi sarmalamýþtý. Genç adam, ona ulaþamýyordu. Demek, kendisinden bir talebi yoktu, kadýnýn. Minnet Ama, nasýl olur! O çocuðun babasý deðil miydi! Çocuk onun deðil miydi! Delikanlýnýn minneti süratle haksýzlýða uðrama duygusuna dönüþüyordu. Çok deðerli bir öz çalýnmýþtý varlýðýndan, kullanýlmýþtý! Kadýn, Sakin düþününce, böylesinin hepimiz için en uygun çözüm olduðunu göreceksin dedi; bilge bir edasý vardý. Bu ikinci gebeliðin, bu aþk meyvesinin tadýný çýkartmaya kararlýydý. Buluþma, kadýn için, ýstýrabý az bir veda töreniydi; kahramanýný, günün solan renkleriyle birlikte gömüyordu. Delikanlýyý bir daha görmedi. Çocuk doðdu. Oðlandý ve týpký babasýna benziyordu. Ne kadar büyük amcamý, dedemin aðabeyini andýrýyor! diyordu yasal baba, gururla taþýrken oðlunu. Yýllanmýþ albümleri karýþtýrýyordu, eski fotoðraflara meraklý olduðunu bildiði baldýzýna üniformalý bir Osmanlý subayýnýn resmini gösteriyordu. Bak, iþte burada, Sarýkamýþ cephesine hareket etmeden önce, ne yakýþýklý deðil mi? Evet diyordu abla, konuyu tarihe çekmeye çabalayarak, Buz cehenneminden sað kurtulmuþ ha! Þanslýymýþ! Hem çok uzun yaþamýþ. Oðlum da ona çeker inþallah. Övünçle bakýyordu bebeðe. Bebeðe, Sarýkamýþ cephesinden sað dönmüþ zabit büyük amcanýn tumturaklý adý verilmiþti: Nizamettin Sýrrý. Abla, sýrrýn çevresindeki insanlardan utanýyor mu, yoksa onlara kýzýyor, acýyor muydu, karar veremiyor, bu belirsizlik tuhaf bir bungunluk haliyle kendini dýþa vuruyor, kýz kardeþinin evinden fýrlamazsa soluksuz kalacaðýný sanýyordu. Ablanýn kocasý, karýsýnýn bu hallerine bir anlam veremiyordu. Acaba karýsý, kardeþinden özenmiþti de bir çocuk daha mý doðurmak istiyordu? Delisin sen dedi abla kocasýna, Ne çocuðu bu yaþtan sonra! Yýllar geçiyor, yeðen büyüyordu. Gitgide daha çok benziyordu gerçek babasýna. Abla, yeðenini seviyordu sevmesine de tuhaf bir mahcubiyet duyuyordu çocuðun yanýnda. Onu her görüþünde, devrim ateþinin üstünden atlarken, kýz kardeþini gebe býrakýp gitmiþ o delikanlýya karþý buruk bir öfke kýpýrdýyordu içinde. Kýz kardeþini hayretle izliyordu. Nasýl her þeyden bu denli arýnabilmiþti! Nasýl unutabilmiþti! Nasýl böyle vurdum duymazdý! Artýk siyasetle hiç mi hiç ilgilenmiyordu kýz kardeþi. Ne olmuþtu devrimci fikirlerine! Kocasýnýn sað siyasalara yatkýnlýðýna duyduðu tepki de un ufak 14 ÝMGE ÖYKÜLER YIL 1, SAYI 5, EKÝM-KASIM 2005

SIR olmuþtu bebek doðalý! Oysa, yarý yaþýndaki bir devrimci öðrenciye âþýk olmasýnýn birincil açýklamasý -kendine göre- kocasýnýn saðcýlýðý deðil miydi bir zamanlar! Hepsinin üstüne birer çizik atýlmýþtý. Bir günden öbür güne, hayatýn küçük dalgalanmalarý arasýnda yaþayýp gidiyordu kýz kardeþi iþte! Peki o ne yapacaktý, yüreðini kavuran, aðzýný kurutan, içindeki aðýrlýðý günden güne artan bu sýrla! Bazen kocasýna açýlmak geliyordu içinden. Kestirebiliyordu kocasýnýn tavrýný; ilk þaþkýnlýðý üzerinden attýktan sonra, Aman sen de! diyecekti, Boþ versene, tek gayri meþru çocuk senin yeðenin mi þu dünyada! Vaktiyle kardeþine verdiðin öðüdü tut, unut gitsin. Yaþamana bak. Yaþamak Kocasýna da açýlamadý. Sýrrý beþ altý yaþlarýndayken bir gün teyzesiyle el ele dolaþýyordu, aðaçlý yollarda. Teyze yürüyüþünü minik yeðeninin adýmlarýna uydurmaktan mutlu. Kendi çocuklarýna gösteremediði, belki yaþlanmanýn armaðaný olan sabýrlý bir hoþgörüyle gözlemliyor, çocuðun bir fidan gibi günden güne gövermesini. Sýrrý'ya yönelik sevgisinde, yaralý bir kuþa beslenecek þefkatten esintiler var. Garip; çünkü çocuk sapasaðlam. Teyze, kýz annesidir; kýz annesi olmaktan hoþnuttur. Oðlan çocuklarýnýn bunca sevimli olabileceðini düþleyemezdi bile, Nizamettin Sýrrý'yý tanýmadan önce. Sýrrý'da henüz hoyratlýktan eser yok. Düþünceli, duygulu bir çocuk; neredeyse akil bir çocuk. Dikkatle inceler oyuncaklarýný, özenle parçalarýna ayýrýr, parçalarý kýrmadan yeniden birleþtirmeye çalýþýr; çoðu kez baþarýr da. Mühendis olacak diye övünçle düþünür teyze; sevinir; hayatýn, kiþileri yeteneklerine tümüyle ters yönlere savurabileceðini gözden ýrak tutup da. Hocam, merhaba! diyen ses kulaðýna çarptýðýnda, teyze küçük yeðenin geleceðiyle ilgili umutlara dalmýþtýr; sesle irkilir. Adam deðiþmiþtir; erken bir yaþlanma, hatta çok erken; þiþmanlamýþ, küçük þehir rehavetinden. Kadýn onu tanýmaz. Onun küçük Sýrrý'yla baðlantýsýný hayli zamandýr aklýna getirmemiþ, unutanlara katýlmayý denemiþ, belli ölçüde baþarmýþtýr. Onu anýmsamaz, fakat zihninin bambaþka bir köþesinde, genç bir erkeðin baskýlanmýþ hayali kýpýrdar. Önce boynu, sert, gergin, kaslý boynu, mavi gömleðinin açýk yakasýndan filize durmuþ taze bir kütük gibi yükselir. Derin, mavi gözleri vardýr ve sýcak bir sarýþýnlýðý. Kürsüde ders anlatan kadýný delip geçen bakýþlar. Kadýn, bu yoðun bakýþý, bitkibilimine adanmýþ öðrenme dikkatine yorar, kendini aldatýr. Hiç de iyi bir öðrenci deðildir genç adam, canlýlarýn gizemli dünyasýný umursamaz, o dünyanýn bir parçasý olduðunu ancak iþine gelirse anýmsar; kürsüdeki kadýn bunun farkýndadýr. ÝMGE ÖYKÜLER YIL 1, SAYI 5, EKÝM-KASIM 2005 15

ERENDÝZ ATASÜ Kadýna, ayný fakültede öðretim üyesi olan kýz kardeþi öðrenci önderinin yakan delici ýþýðýndan söz açtýðýnda, abla susar; o ýþýðý önce kendisinin teninde hissetmiþ olduðundan söz etmez; anýyý silip atmak ister. Hem her zaman küçük kýz kardeþini kollamadý mý, ona destek olmadý mý, onun hatýrýna geri çekilmedi mi Bir eksik, bir fazla kýrýklýk, ne fark eder Kýz kardeþi konuþkandýr; abla ise çekingen, bütün mesele bu Niyeyse heyecanlarý hep ortak olmuþtur; bitkibilimden sevgililere dek. Ýlk konuþan ve duygusuna sahip çýkan hep kýz kardeþti; susan ve geri çekilense abla. Hem abla durmuþ oturmuþ bir kadýndýr ve yaþamýnda öðrencisiyle oynaþmak gibi hafifliklere yer yoktur. Ve iþte, yýllar sonra, Nizamettin Sýrrý, eli teyzesinin avucunda hapis, o dikkatli mavi gözleriyle bakýyor, ilk kez karþýlaþtýðý bu yabancý adama. Teyze, Kim bu münasebetsiz? diyor içinden, yeðenimle sefamýzý bozan! Yýllar geçtikçe, birbiri üstüne tozlu sayfalar gibi yýðýlan öðrenci yüzlerini belleðinde sýnýflandýramýyor. Bu nedenle, eski öðrencileriyle karþýlaþmak bir tür mahcubiyet yaratýyor kadýnda. Teyzenin bocalayan gözleri, yabancýnýn yüzünde umarsýzca gezinirken, bilincinin bilmeye gerek kalmadan tanýyan bölgesinde kýpraþan hayal, süzülüp karþýsýndaki adamýn yabancý çizgilerine yerleþiyor usul usul, bir tutam ýþýk o yüze düþer gibi; ve yüz deðiþiyor. Usul bir dönüþüm bu; öyle sanýyor teyze, oysa an'ýn bir kesrinde oldu bitti; bir çakým ve kadýn haykýrýyor, Sen, ha! Refleksvari bir hareketle Sýrrý'ya siper oluyor kadýnýn gövdesi. Torununuz mu, hocam? Her zamanki gibi kaba diyor abla içinden. Hayýr, kocamýn bir akrabasý. Sýrrý hayretle bakýyor teyzesine; küçücük aklý lafa karýþmamasý gerektiði konusunda uyaruyor çocuðu, teyzesinin geniþ kalçalarýnýn ardýna sinmiþ, yan gözle yabancýyý süzmeyi sürdürüyor. Her zamanki gibi kaba! Üstelik her zamankinden þiþman. Ama belleðin oyunu hükmünü icra etmiþ, adamýn gürbüz boynundaki o güçlü, gergin, kývrak kas ya da o kasýn bellekteki izi -sýcak bir sarýþýnlýðý muþtulayan- kadýný yakalamýþtýr. Bir hayaldir bu, kadýn bilir. Nice gergin dokunuþlarýn zamana dayanamayýp pörsüdüðünü öðrenecek kadar yaþam deneyimi vardýr; ama dokunulmamýþlýðýn vaat ettikleri, bozulmayan bir büyü gibi zamana dayanýr. Yeniden bulmanýn heyecaný, yeniden yitirmenin boþluk duygusunda, kuyuda titreþen bir yanký gibidir. Gerisi ilginç deðil ya da ablanýn kestirebildiði gibi. Eski devrimci öðrenci önderi, kasabasýna dönüp eþraf olmuþ, çoluk çocuða karýþmýþtýr. Yeniden canlanan siyasi hayatýn tadýna, çe- 16 ÝMGE ÖYKÜLER YIL 1, SAYI 5, EKÝM-KASIM 2005

SIR þitli sosyal demokrat partilere gire çýka bakmaktadýr. Kasabadaki tekdüze günlere biraz heyecen katmak için, geçmiþten tümüyle kopmadýðý hayalini baþkalarýnýn gözlerinde ve kendi içinde yaþatabilmek için Malum þeyler Karþýlaþmadan sonra, teyze yeðen bir pastanede otururken ve Sýrrý çok sevdiði dondurmasýný yalarken teyze geçkin çaðýnda anne olmuþ bir kadýnýn dingin ve apaçýk gönenciyle seyrediyordu küçüðü. Ortak bir sýrlarý vardý, küçüðün bilmediði. Sýrrý, çocuklara özgü bilgelikle susuyordu. Garip bir sükûn kaplamýþtý kadýný. Bu karþýlaþmadan kýz kardeþine söz etmeyecekti. Uzun süre ertelenmiþ bir vergi borcu tahsil edilmeliydi. Bir ara telaþa kapýlmýþtý; ya eski öðrenci kýz kardeþini sorsaydý, ya O sýralarda hamileydi, oðlu mu oldu kýzý mý? deseydi Telaþa ne gerek vardý: Bebeði kaybettik ; iþte o kadar, kesin ve ödünsüz Birkaç hafta daha sýcak mavi bakýþlar delmiþti kürsüdeki kadýnýn bedenini; istifini bozmamýþtý öðretmen; iletiyi aldýðýný sezdirmemiþti öðrencisine. Derken sitem karýþtý bakýþlara. Ve sonra söndü ýþýk. Öðrenci önderinin kýz kardeþiyle yasak aþký baþlamýþtý. Yaþlanma arifesindeki ablanýn bedeninde dolaþan gençlik söndü. Ve bir daha hiç genç olmadý kadýn. Þimdi, yýllar sonra, duygularý, kürsünün eteklerinde seyreden davayý, tarafsýz bir dikkatle irdeleyip cezalarý soðukkanlýlýkla biçen bir hâkime özgü iç barýþýn denetimindeydi. Bulunurken kaybedileni arzusuz, hasretsiz, piþmanlýksýz anýmsamak ürkünçtü, bir bakýma. Her þey ondan, o her þeyden uzaklaþýyordu; mekân ve zaman siliniyordu. Kendi içine yýðýlýyordu; cam kabýn dibine çöken, sonra da kuruyup kalan bitki hülasasý gibi. Kendi kendine yapýþýyordu. Acý veren bir duyum deðildi bu, aslýnda. Ancak çift yönlüydü. Ve yöndeki kararsýzlýk hýrpalayýcýydý; gözlemleyen, bir irkilme, bir ürperiþ gibi algýlýyordu yaþlý kadýnýn bedenindeki deðiþimi Oysa o daðýlýyordu, daha þimdiden, birbirinden uzaklaþan zerreciklerine. Önce, organlarý yabancý ve eriþilmez oluyordu; ayaklarý, siste kaybolan adalar gibi yüzüyordu uzaklarda. Bacaklarý, içi boþalmýþ aðaç kütükleri Bellekte istiflenmiþ resimlerse, çoktan denetimi yýkmýþ, düzenden kurtulmuþ, bölük pörçük, uzak ve karmakarýþýk, saçýlýyorlardý. Bitki kesitlerinin çizimleri yakýnlýðýn, bastýrýlmýþ þiddetin ve ýstýrabýn anýlarýna karýþýyordu. Ömrün deðersiz tortusu. Uzun yaþamanýn bedeli buydu sürüp giden ayrýlýklar ve sürüp giden, giderek her þeyi kapsayan önemsizleþme Tanýþlar, dostlar, eþ, arkadaþ, kýz kardeþ, öðrenciler, diplomalar, ödüller birer birer çekiliyordu yaþamdan ve sonra bellekten, görevler, bilgiler, iþe yararlýklar. Gidenlerin býraktýðý boþluk da yavanlaþýyordu bir süre sonra Ta ki göç sýran gelene dek Bitki köklerine emileceðim. gibi bir his, bir izlenim kaydý, ihtiyar kadýnýn daðýlan belleðinden. Bir düþünce deðildi bu; eski bir düþüncenin silik ve eksik bir anýmsanýþý gibiydi Güçsüz bir yanký. Giderek boþluða dönüþüyordu bilinci ve orada yýldýz tozu ÝMGE ÖYKÜLER YIL 1, SAYI 5, EKÝM-KASIM 2005 17

ERENDÝZ ATASÜ gibi bir yanýp bir -yanmamak üzere- sönen düþlem kýrýntýlarýnýn arasýndan sadece biri çýnlamasýný sürdürüyordu. Neydi o? Bir anýmsayabilse Kýz kardeþiyle arasýnda Çoktan ölmüþ kýz kardeþi Bir anlaþmazlýk mýydý? Ýtiraf edilememiþ bir çekiþme, yarýþma belki Yok caným, daha neler Bir karþý çýkýþ Boþuna bir karþý çýkýþ Yoksa, her neyse o anýmsayamadýðý þey, yeðeniyle mi arasýndaydý? Neydi adý, Sarýkamýþlý amcanýn torunu Þþþ Sss Suss Sýr Sýrrý! Ona bir þey söylemesi gerekliydi. Sýrrý'ya Yerinden doðrulmak istedi. Bir haksýzlýk mý yapýlmýþtý acaba? Bu son hastalýðý boyunca, Sýrrý'ya gerçeði açýklamanýn ateþli arzusu onu diri tutmuþtu. Gerçeði açýklamadan ölemezdi. Yaptýðý yanýna kâr kalmamalýydý, birinin. Kimin? Kimdi o? Katran kývamlý acý, damarlarý týkayan Sýrrý'yý çaðýracak ve anlatacaktý. Ama, o gerçek acep neydi? Sýrrý'nýn annesiyle mi, bir genç adamýn uzak ve silik hayaliyle mi ilgiliydi yoksa kuruyup kalan bitki özleriyle mi? Þþþt, sakin ol! dedi bir ses; bir el omuzuna deðdi, onu yavaþça yataða doðru itti. Acý, kara, koyu, bulanýktý; hâlâ an'ýn kesrinden kendini duyumsatabiliyordu. Kýz kardeþinin yitiminden sonra kolaylaþmýþtý onu anýmsamak; zamanýn içinde geriye doðru bir sevecenlik ve baðýþlama yanýlsamasý kurmak. Ama þimdi, son gerçekle karþý karþýya ve tek baþýna kaldýðýný fark eder gibi olduðu an parçalarýnda eðreti yanýlsama eriyor, ardýndan baþka bir karanlýk beliriyor, peçeden sýyrýlan yüz gibi. Hayýr, onun adýný koyamaz, o katran karasýnýn! Sesler yakýnlaþýp uzaklaþýyordu. Ne demeye çalýþýyor, acaba? Sýr gibi bir þey söylüyor. Sýrrý aðabeyimi mi diyor? Ama Sýrrý öle Birden anýmsadý. Nizamettin Sýrrý çocuk, oyun oynamýþtý. Küçücükken koca adam oluvermiþ, önden önden gitmiþ, saklanmýþ, yitmiþti Boþlukta çýnlayan inatçý yanký sustu, son dirilik kalýntýsý, son yýldýz tozu söndü. Her þey sustu. Yataðýn çevresindekiler yalnýzca, sönen bir mumun titrek hava akýmýný, püf sesini iþittiler; o kadar. 18 ÝMGE ÖYKÜLER YIL 1, SAYI 5, EKÝM-KASIM 2005