Avrupa Müslümanları Brüksel de Buluştu



Benzer belgeler
TÜRKİYE - AFRİKA EKONOMİ FORUMU AÇILIŞ TÖRENİ KONYA 9 MAYIS İş Dünyası ve STK ların Değerli Başkan ve Temsilcileri,

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47

Başbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti

Çoğunluk olmak, azınlığı yok saymak

MÜSİAD İFTARI ŞANLIURFA

6. Uluslararası Sosyal Güvenlik Sempozyumu İzmir de Başladı

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş gazileri ziyaret etti

MKÜ de İftar Coşkusu. Akademik ve İdari Personel İçin Düzenlenen İft ara Büyük Kat ılım Oldu

MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI

ÖMER GÜNEY CHP MENEMEN BELEDİYE BAŞKAN A.ADAYI

AK Parti mazlum coğrafyaların umudu

Türkmenistan ata yurdumuz

D İ N H İ Z M E T L E R İ G E N E L M Ü D Ü R L Ü Ğ Ü AİLE VE

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI - TÜRKİYE DİYANET VAKFI. Allah a yakınlaşma ve muhtaçlara destektir. Kurbanlarımızla kardeşliğimizi güçlendirelim.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Karacan Düzce'de

Aile Bülteni. ANKA Çocuk Destek Programı nın Tanıtımı Yapıldı. aile.gov.tr

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL:

VEKÂLET YOLUYLA KURBAN KESİMİ

BÖLGESEL TİCARET TOPLANTISI İZMİR

MÜSİAD İNGİLTERE ŞUBESİ AÇILIŞI , LONDRA. İş ve Siyaset Dünyasının, STK larının Başkan ve Temsilcileri,

Karaman Ticaret ve Sanayi Odası. Ocak Ayı Bülteni

Bakanımız, Çocuk Bakım Kuruluşları Öz Değerlendirme Toplantısında

Sayın Komiser, Saygıdeğer Bakanlar, Hanımefendiler, Beyefendiler,

Batı Toplumuna İlk Kez Rakip Çıkardık

AK PARTi Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan Bosna-Hersek te

HAKAN ÇAVUŞOĞLU: YUNANİSTAN İÇİN ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYMAYA HER ZAMAN HAZIRIZ" Cumartesi, 04 Kasım :31

2014 YILI KUTLU DOĞUM HAFTASI SEMPOZYUMU HZ. PEYGAMBER VE İNSAN YETİŞTİRME DÜZENİMİZ

MÜSİAD Başarılı Öğrenciler Ödül Töreni KARADENİZ EREĞLİ 7 HAZİRAN 2018 Sayın Kaymakamım, Sayın Milletvekilim, Sn Rektörüm, Belediye Başkanlarım,

DİN VEYA İNANCA DAYANAN HER TÜRLÜ HOŞGÖRÜSÜZLÜĞÜN VE AYRIMCILIĞIN TASFİYE EDİLMESİNE DAİR BİLDİRİ

OSMANİYE KAHRAMANMARAŞLILAR YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİNE GÖRKEMLİ AÇILIŞ.

SGK Başkanı, Naci Şahin Konferans Salonu Açılışını Yaptı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi nde düzenlenen basın toplantısında konuştu

BAŞBAKAN ERDOĞAN İRAN DA BAŞBAKAN ERDOĞAN, CUMHURBAŞKANI AHMEDİNEJAD, DİNİ LİDER HAMANE

Şehit yakınları ve gaziler için iş kurası

Karaman Ticaret ve Sanayi Odası Bülteni

İSLAM DÜNYASI İSTANBUL ÖDÜLLERİ SUNUŞ

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

2015 YILI KUTLU DOĞUM HAFTASI SEMPOZYUMU. Hz. Peygamber ve Birlikte Yaşama Hukuku

UKBA. e Bülten TACİKİSTAN DAN TÜRKİYE YE UKBA DERNEĞİ AMERİKA DA SOHBET MECLİSLERİ KURDU KARDEŞLERİMİZLE PİKNİKTEYİZ

Gençler, "İrade, Erdem ve Hürriyet" Temasıyla Buluştu

Başbakan Yıldırım, Keçiören Metrosu nun Açılış Töreni nde konuştu


Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 60

SURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ

Başbakan Yıldırım, Ankara YHT Garı açılış töreninde konuştu

T.C. ANTALYA MÜFTÜLÜĞÜ Aile İrşad ve Rehberlik Bürosu HUZUR AİLEDE BAŞLAR AİLE HUZURU, KADINA ŞİDDET

CAMİ İNŞA PROJESİ ÇAD ( 200 M² )

Avrupa nın imamları Mainz de yetişecek. ACG nin mesajı: Gençler zenginliğimizdir. Maneviyatsız bereket olmaz. Bereketin anahtarları.

DAMLA PROJESİ HATAY PROGRAMI HAKKINDA BASINDA ÇIKAN HABERLER


Sudan'da Türk-Sudan İlişkileri Sempozyumu düzenlendi

KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ

DİASPORA - 13 Mayıs

ÇANTA VE KIRTASİYELER ONİKİŞUBAT TAN

Avrupa Bölgesel Sosyal Güvenlik Forumu -1ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK:

(09-11 Mayıs 2016, Ankara) Kıymetli İslam İşbirliği Teşkilatı Üye Ülkeleri Temsilcileri, Değerli Katılımcılar,

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

penceremi ışığa açıyorum PARMAKLIKLAR ARKASINDAKİ YÜREKLERİ IŞIKLA BULUŞTURUYORUZ

Başbakan Yıldırım, İstanbul-Bursa-İzmir Otoyolu Gemlik-Bursa Kesimi Açılış Töreni nde konuştu

8. Kamu Yönetimi Sempozyumu

Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü. Kadına Şiddet Raporu

KAMU DİPLOMASİSİ ARACI OLARAK ÖĞRENCİ DEĞİŞİM PROGRAMLARI VE TÜRKİYE UYGULAMALARI. M. Musa BUDAK 11 Mayıs 2014

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri,

İSO YÖNETİM KURULU BAŞKANI ERDAL BAHÇIVAN IN KONUŞMASI

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

4. Habib-i Neccar Hz. Anma Etkinlikleri

15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye Salonu

MAHÇİÇEK TEN ENGELLİLERE MÜJDE


Yine yapmak istediklerimizden birisi olan, spesifik sektörlerde, belki daha az, ama daha etkin iş adamları seyahatlerini önemsiyoruz ve buna

UFA. islam. Rusya Federasyonu Başkırdistan Cumhuriyeti nde UFA İSLAM ÜNİVERSİTESİ YAPILIYOR. ÜNiVERSiTESi TÜRKİYE DİYANET VAKFI İSTANBUL ŞUBESİ

Çocuklara sahip çıkmak geleceğe sahip çıkmaktır

2. ISRAIL VE YAHUDILIK KONFERANSI BANDIRMA DA GERÇEKLESTI

İstanbul İmam Hatip Liseliler Derneği

TÜRK DÜNYASI KIZIL ELMA ÖDÜLLERİ SUNUŞ

Page 1 of 6. Öncelikle, Edirne de yaşanan sel felaketi için çok üzgünüz. Tüm Edirne halkına, şahsım ve üniversitem adına geçmiş olsun demek istiyorum.

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKASI. Sürdürülebilirlik vizyonumuz

81 İl Müdürü Ankara da (1)

Uygulanacak ekonomik politikalar, istihdam ve üretime öncelik tanımalı, politikaların temelini insan oluşturmalıdır.

ALO 170 Sivas ta Hizmet Vermeye Başladı

Sn. M. Cüneyd DÜZYOL, Kalkınma Bakanlığı Müsteşarı Açılış Konuşması, 13 Mayıs 2015

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Venezuela Devlet Başkanı Maduro ile ortak basın toplantısında konuştu

Resmi Gazete Tarihi: Resmi Gazete Sayısı: 26313

ihh 6. ULUSLARARASI ÇOCUK BULUŞMASI RAPORU

IUA. Ortak yönetim kültürünü paylaşan ülkelerdeki devlet taşra temsilcileri arasında bilgi birikimi ve. Uluslararası. İdareciler Birliği IUA

BACIM - Ağırlıklı olarak Türkiye kökenli göçmen kadınlar için buluşma ve danışmanlık merkezi

Fikret BABAYEV * * Azerbaycan Anayasa Mahkemesi Başkanı

IFLA/UNESCO Çok Kültürlü Kütüphane Bildirisi

DTİK TÜRK GİRİŞİMCİLER KURULTAYI. Açış Konuşması. Ömer Cihad Vardan, DEİK Başkanı. 26 Mart 2016, İstanbul

Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır BÜLTEN İSTANBUL B İ L G. İ NOTU FİLİSTİN MESELESİ 12 de İÇİN 3 HEDEFİMİZ, 3 DE ÖDEVİMİZ VAR 3 te

Başbakan Yıldırım, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu

T.C. BAŞBAKANLIK Diyanet İşleri Başkanlığı.... VALİLİĞİNE (İl Müftülüğü)

T.C. BAŞBAKANLIK Diyanet İşleri Başkanlığı. (İl Müftülüğü)

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Moro Müslümanları Üzerine 99 KENDİ LİDERİNİN KALEMİNDEN BANGSAMORO MÜCADELESİ

KALKINMA BANKALARI ARASINDA İŞBİRLİĞİ

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

Sosyal Güvenlik Alanındaki Hukuki İhtilafların Azaltılması Çalıştayı

Transkript:

Diyanet Aylık Dergi nin ücretsiz ekidir. Temmuz 2014 Sayı: 283 Ortaköy Camii İbadete Açıldı Avrupa Müslümanları Brüksel de Buluştu III. Yurtdışı Hizmetleri Konferansı Sapanca da Gerçekleştirildi İl Müftüleri Toplantısı Mardin de Yapıldı İl Müftüleri Brifing Çalıştayı Mardin ve Şırnak ta Yapıldı

Temmuz 2014 Sayı: 283 Filipinli Müslümanlardan Diyanet e ziyaret Arnavutluk İslam Birliği Başkanı Diyanet te Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Arnavutluk İslam Birliği Başkanı İskender Bruçay ve beraberindeki heyeti makamında kabul etti. Arnavutluk İslam Birliğine yeni seçilen Bruçay ın ziyaretinden duyduğu memnuniyetini dile getiren Başkan Görmez, yeni seçilen İslam Birliği Başkanı İskender Bruçay a yeni görevinin hayırlı olmasını dileyerek, Bütün idari görevler ateşten gömlektir, ama bu görevler ateşten cübbedir. Bu görevde Allah sizi mahcup etmesin. dedi. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Filipin Müslümanları Ulusal Komisyonu Başkanı Edilwasıf Baddiri ve beraberindeki heyeti kabul ederek bir süre görüştü. Mesafe olarak uzak olsa da kalben yakın olduğumuz Filipinli Müslüman kardeşlerimizi, Başkanlığımızda ağırlamaktan büyük bir mutluluk duyduğunu belirten Başkan Görmez, dünyanın neresinde yaşarlarsa yaşasınlar tüm Müslümanların kardeş olduklarını kaydederek dünyadaki Müslümanların iletişim ve yardımlaşma hâlinde olmalarının asli vazifeleri olduğunu söyledi. Başkan Görmez konuşmasına şöyle devam etti: Biz öyle bir inancın mensuplarıyız ki Yüce Rabbimiz dünyanın neresinde yaşarsak yaşayalım hepimizi kardeş kılmıştır. Peygamberimiz, bir bedenin organları gibi olmamızı salık vermiştir. Dünyanın herhangi bir yerinde bir kardeşimizin bir ağrısı, sızısı, derdi varsa, dünyanın diğer tarafındaki Müslümanların onu hissetmesi, hem Allah ın hem de Peygamberin emridir. Filipin deki Müslüman kardeşlerimizin mücadelesini Türkiye de herkes bilir. Moro Müslümanları deyince mesafe uzak olsa da Türkiye de her Müslüman varlıklarından ve mücadelesinden haberdardır. Verdiğiniz mücadelenin barışla neticelenmesi takdire şayandır. Müslüman dünyanın neresinde olursa olsun, barışta ısrar etmelidir. Çünkü İslam ın kendisi barış dinidir. Ama bu haksızlıklara boyun eğeceğimiz anlamına gelmez. Biz ne zulmederiz ne de zulme uğrarız. Bu Kur an-ı Kerim de pek çok yerde ifade edilir. Zalim olmak ne kadar yanlışsa, mazlum olmayı kabul etmekte o kadar yanlıştır. Balkanlar da meydana gelen sel felaketinden dolayı büyük üzüntü duyduğunu dile getiren Başkan Görmez, Biz kendi acılarımızla, Soma daki kardeşlerimizin acılarıyla uğraşırken gönül coğrafyamızın önemli bölümünde bir musibet daha yaşandı. Bilhassa Saray Bosna da meydana gelen sel ve heyelan hadiseleri yaşandı. Şu anda Diyanet Vakfımızdan bir heyetimiz orada yaraları sarmaya çalışıyor. Saray Bosna Diyanet İşleri Başkanlığıyla görüşmelerimiz devam ediyor. Hasar tespiti ortaya çıktı. Ortaya çıkan hasar bizim tahayyülümüzün çok fevkindedir. diye konuştu. On binlerce insanın evsiz kaldığını, tarım arazilerinin tamamen 2 Diyanet İşleri Başkanlığı Adına Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni Dr. Yüksel SALMAN Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Dr. Faruk GÖRGÜLÜ Mali işler ve Dağıtım Sorumlusu Mustafa BAYRAKTAR Haberler Ahmet ARSLAN, Ali YILDIRIM, Mehmet GÖNÜLLÜ aylikhaber@diyanet.gov.tr avrupahaber@diyanet.gov.tr Tashih Said ŞAN Yönetim Merkezi Dini Yayınlar Genel Müdürlüğü Üniversiteler Mahallesi Dumlupınar Bulv. No: 147/A 06800 Çankaya/ ANKARA Tel: 0312 295 7306 Faks: 0312 284 7288 Tasarım Dorukkaya Matbaacılık Yay. Rekl. Ve Madencilik Enerji Ve İnşaat A.Ş. Macun Mah. 3. Cad. No: 2 Yenimahalle/ANKARA Tel: 0312 397 1197 Faks: 0312 397 1198 Baskı: Korza Yayıncılık Basım Sanayi Tic. Ltd. Şti. ANKARA Tel: 0312 342 2208 Faks: 0312 341 2860 www.korzabasim.com.tr Basım Yeri: ANKARA ISSN 1300-8471

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Kırgızistan Dinî İdare Başkanı Maksat Hacı Toktomuşa ve beraberindeki heyeti makamında kabul ederek görüştü. Başkan Görmez, Kırgızistan Dinî İdare Başkanlığına seçilen Toktomuşa nın ziyaretinden büyük memnuniyet duyduğunu dile getirerek Kırgızistan ın dost ve kardeş ülke olduğunu söyledi. Kırgızistan la ortak bir tarih, kültür ve medeniyete sahip olmamızın yanı sıra aynı inancın mensupları olduğumuzu ifade eden Başkan Görmez, Toktomuşa nın yeni görevinde de hayırlı hizmetler yapacağına inandığını söyledi. Kırgızistan ın istikbalinin çok parlak olduğunu ifade eden Başkan Görmez, gelecekte de Orta Asya nın çok önemli bir ülkesi olacağına inandığını belirterek şöyle konuştu: Kırgızistan ile ilişkilerimiz her zaman güçlü olmuştur. Sizin ziyaretlerinizle iki kurum arasındaki ilişkiler çok daha önemli bir noktaya gelecektir. Kırgızistan ın din eğitimine verdiği önemi biliyorum. İki büyük düşmanla mücadele etmek gerekir. Bunlardan birincisi, cehalettir; diğeri ise, yanlış din anlayışıdır. Her ikisinin de şifası doğru bilgi ve ilimdir. Bu da ancak bütün nesillere verilecek doğru bilgiyle gerçekleşir. sular altında kaldığını belirten Başkan Görmez, bu yaraların sarılması için Diyanet İşleri Başkanlığı olarak bütün camilerde Cuma namazından sonra yardım toplama kampanyası düzenlediklerini ve Saray Bosnalı kardeşlerimize ulaştıracaklarını söyledi. Arnavutluğun bir İslam ülkesi olduğunu kaydeden Başkan Görmez konuşmasını şöyle sürdürdü: Arnavutluk ve Balkanlar da yaşayan bütün Müslüman kardeşlerimizle bizim hem iman kardeşliğimiz, hem de aynı tarihi, kültürü, coğrafyayı paylaşmışlığımız var. Aynı medeniyeti birlikte kurmuşuz, karşılıklı çok büyük görev ve sorumluluklarımız var. Tiran a büyük cami Birlikte daha önce önemli çalışmalar yaptıklarını hatırlatan Başkan Görmez, bundan sonra da birlikte ortak çalışmalar yapacaklarını söyledi. Tiran da büyük bir cami yapmak için çalışmaların sürdürüldüğünü ve projesinin tamamlandığını belirten Başkan Görmez, İnşallah en kısa zamanda sizin de çabalarınızla temelini atarız. İki yıl içinde de inşallah bitirip içinde ibadet ederiz. dedi. Arnavutluk İslam Birliği Başka- Kırgızistan Dinî İdare Başkanlığından Diyanet e ziyaret Yirmi sene önce iki ülkenin birlikte Kırgızistan ın Oş kentinde büyük bir İlahiyat Fakültesi kurması büyük bir öngörüdür. Bu fakültemizden yüzlerce arkadaşımız mezun oldu. Dolayısıyla Kırgızistan okullarda din eğitimi vermeye başladığı zaman bunu yapacak hazır bir potansiyele sahiptir. Orta Asya da hiçbir ülke bu şansa henüz sahip değildir. Yeter ki bunu sağlıklı ve doğru bir şekilde kullanma imkânına kavuşalım. Bütün bu çalışmalarda Dinî İdare Başkanının rehberliğine ihtiyacımız var. Bu hizmetleri daha ileri noktalara taşımalıyız. Diyanet e yaptıkları ziyareti çok önemsediklerini belirten Konuk Başkan Toktomuşa ise kendilerini ka- nı Bruçay ise Soma da yaşanan acıyı paylaştıklarını belirterek Diyanet İşleri Başkanlığında olmaktan çok mutlu olduğunu söyledi. Soma da vefat edenler için Arnavutluk adına üzüldüğünü, acılarınızı paylaştığını ve dua ettiklerini ifade eden Bruçay, Arnavutluk ile Türkiye nin tarihî bir birlikteliği var. Biz her zaman Türkiye yi yanımızda bir destekçi, bir dost olarak gördük. Buna halkımız da içtenlikle inanıyor. İki ülkenin arasında kardeşlik bağları olsa da bizim asıl çatımız İslam birliğidir. Gelecekte daha çok ortak projelere adım atacağız. dedi. bul ettiği için Başkan Görmez e teşekkür ederek Siz bizim özümüzsünüz. Kırgız halkı sizleri kendisi gibi görmektedir. Bizim dinimiz, dilimiz, geçmişimiz, anamız, babamız birdir. Kırgızistan, Türkiye ile her zaman iyi ilişkiler kurmuştur. Sizin Serahsi Türbesini yapmanız, Kırgız halkına en büyük hediyedir. Sizin tecrübe ve deneyimlerinize ihtiyacımız var. Kırgızistan da görev yapan din görevlilerinin de Türkiye ye gelerek din eğitimi almalarını istiyoruz. Din eğitimi ve din hizmetleri konusunda sizin tecrübelerinize ihtiyacımız var. dedi. Konuk Başkan Toktomuşa, Başkan Görmez i Kırgızistan a davet etti. Temmuz 2014 Sayı: 283 Avrupa Müslümanları Brüksel de buluştu Avrasya İslam Şûrası Sekreteryasının Brüksel de yapıldı. Farlılıkta Birlikları düzenlediği Avrupa Müslüman- Avrupa da Geleceği Birlikte Arayış Buluşması, Belçika nın başkenti başlığı altında, Avrupa kıtasına yönelik düzenlenen programa, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez de katılarak bir konuşma yaptı. 3

Temmuz 2014 Sayı: 283 Konuşmasında, Avrupa nın İslam a yaklaşımının ancak kendi korkularını yendiğinde gerçekten mümkün olacağını vurgulayan Başkan Görmez; İslamofobi nin bir siyaset ve stratejiye dönüştüğünde tehlikeli olmaya başladığını; stratejiye dönüşmüş bir fobinin kaçınılmaz olarak nefret, karşıtlık, ayrımcılık ve dışlama ürettiğini belirtti. Avrupa ülkelerinin İslam a karşı tavırlarının, İslam la teması olmayan bir kısır döngü olduğunu görmüyor olmalarının çözümü zorlaştırmakta olduğunu, bütün fobiler gibi İslamofobi nin de irrasyonel, kısır döngü, kendi kendini üreten ve konusundan bağımsız olduğunu, bu yüzden Avrupa nın İslam a yaklaşımının ancak kendi korkularını yendiğinde gerçekten mümkün olabileceğini söyledi. İslam ve Müslümanlar, Avrupa toplumlarının bir gerçeğidir İslam ve Müslümanların geçmişte olduğu gibi bugün de Avrupa toplumlarının bir gerçeği olduğunu belirten Başkan Görmez, Bu noktada, Avrupa nın din ve dinî olana ilişkin toplumsal ve bilimsel tarihi, takındığı tavır, siyaset, düzenleyici hukuk ve gelenekleri göz önünde bulundurulduğunda, acaba İslam dini modern batı toplumlarında nasıl konumlandırılacaktır, sorusu, arayışı ve tartışmaları gündeme gelmektedir. Bu gündem, yalnızca bir kesimin ya da bir kurumun gündemi de değildir. En azından toplumun, siyasetin, eğitimin, belediyenin, akademinin, medyanın ve kiliselerin gündeminde İslam ve Müslümanlarla ilişki, bir biçimde yer almaktadır. Bu yelpazedeki bir gündemin doğru bilgi ve yararlı tecrübe ile desteklenmesi son derece önemlidir. Avrasya İslam Şûrası ve üye ülkeleri, bu gündeme hem sağlam bilgi hem de yararlı tecrübeleriyle katkı sağlayacak durumdadır. Avrasya İslam Şûrası, gerek Avrupalı Müslüman kuruluşlarla, gerekse onların ilişkili olduğu kurum ve kuruluşlarla temasa geçmek suretiyle din özgürlüğü bağlamında, Avrupa Birliği ülkelerinde yaşanan olumsuzluklar ile bu konuda yapılması gerekenlere dair tespit ve düşüncelerini, katkı amaçlı dile getirmeyi arzu etmektedir. İslam ın Avrupa daki varlığının izdüşümünü sürmek, bizi yeniçağın derinliklerine kadar ve hatta daha da geriye götürecektir. Bu varlığın günümüze yansıyan yönleri yok değildir. Ancak bir sebep-sonuç ilişkisini tersten kurgulayarak günümüzden geriye doğru İslam ın Avrupa daki varlığını tutarlı bir kurguya oturtmamız mümkün değildir. Elbette İslam, fikirleriyle ve keşifleriyle Avrupa nın rönesansına, yani yeniden doğmasına katkıda bulunmuştur. İslam ın ilk dönemlerinde Kuzey Afrika dan denizi aşarak Avrupa yla tanışan Müslümanlar, uzun bir dönem Güney Avrupa kıyılarına yerleşerek felsefeden sanata, bilimden mimariye ve şehirciliğe kadar büyük bir medeniyet inşa etmişlerdir. Bugün Batı olarak isimlendirilen Avrupa topraklarında inşa edilen bu medeniyet, dünyanın doğusunu da batısını da etkilemiştir. dedi. Müslümanlar asırlar boyu Avrupa da var olagelmişlerdir Yüzyıllardır Müslümanların bir şekilde Avrupa da yaşadığını, Balkanlar da ise aralıksız yaşayageldiklerini belirten Başkan Görmez, Avrupa daki Müslümanların 50 yıl önce buraya göç ettiklerini ve uzun bir süre İslam varlığına rabıta kuramadıklarını; kendilerini yeni ve yabancı bir ortamda bulduklarını belirterek konuşmasına şöyle devam etti: Göç hareketleriyle birlikte Avrupa da, kendi tarihinde var olduğu hâlde yok sayılan bir İslam varlık gösterdi. Bu durumda, Avrupa da yaşayan Müslümanlar, İslam ın köklü tarihi ve geleneğiyle sağlıklı bir şekilde bağ kuramadılar. Bu sebeple nesiller arasında kopukluklar yaşandı. Farklı dindarlıklar ve din algıları temsil edildi. Nispeten yabancı bir ortamda yeni âdet ve muamelât gerçekleşti. Böyle bir ortamda Avrupa ülkelerinde Müslümanlarla ilgili siyasi ve hukuki düzenlemeler gerçekleşti. Somut sonuçlara dönüşen soyut söylemler üretildi. Son dönemlerde birçok Avrupa ülkesinin, Müslümanları yerli olarak kabul etmenin siyaseti ve hukuku peşinde olduğunu hepimiz biliyoruz. Bugün, Belçika nın İslam ı resmî din olarak kabul etmesinin 40. yıldönümü. Fakat Avrupa Birliğinin hâlâ ıslaha muhtaç olduğu ortadadır. Balkanlardaki Müslümanların kaderini bir an için gözümüzün önüne getirdiğimizde, Bosna ve Kosova Savaşlarını, Srebrenitsa katliamını düşündüğümüzde, Avrupa da bu yön gösterme fırsatının ne hâle getirildiğini de unutmamak gerekir. Balkanlar örneğini sadece bununla açıklamak çok dar bir yaklaşım olacaktır şüphesiz. Ancak, Avrupa da Balkan krizinin aynı zamanda İslam bağlamında düşünülmesi dikkate şayandır. Doğrusu bu, İslam korkusunun, İslamofobinin ne kadar hızlı bir şekilde İslam karşıtlığı ve nefretine dönüştüğünü işaret etmektedir. Bir yönüyle insanların reel korkuları olduğunu, bunların önemli bir kısmının kendi varlıkları, hayatları ve hayatlarının sürdürülebilirliği ile il- 4

gili olduğunu bilmeliyiz. Ancak bu kaygıların zaman zaman İslam karşıtlığı, yabancı düşmanlığı veya İslamofobi olarak dışa vurulması da düşündürücüdür. Bütün fobiler gibi İslamofobi de irrasyoneldir, kısır döngüdür, kendi kendini üretir ve konusundan bağımsızdır. Bu yüzden Avrupa nın İslam a yaklaşımı ancak kendi korkularını yendiğinde gerçekten mümkün olacaktır. Burada iki büyük hataya işaret etmek isterim. Birincisi, Avrupa nın kendi birliğini kurgulama sürecinde İslamiyet i dışarıda tutması, hatta zaman zaman dillendirildiği üzere, bu dışlamayı kimlik oluşturmanın bir unsuru olarak tasarlaması hem tarih namına, hem günümüz realitesi karşısında küçümsenemez bir hata olacaktır. Diğeri ise kendi rasyonelliğini yitiren -veya tanımlayamayacak kadar büyümüş ve karmaşıklaşmış olan- Avrupa nın bu rasyonelliği tersinden, İslamiyet in irrasyonelliği üzerinden inşa etmeye kalkışmasıdır. Çoğulculuk, Avrupa da yaşayan Müslümanların yaşadığı sorunların aşılmasında bizlere rehberlik edebilecek önemli bir kavram Avrupa da yaşayan Müslümanların yaşadığı sorunların aşılmasında rehberlik edebilecek önemli, şemsiye bir kavram olan çoğulculuk un üzerinde duran Başkan Görmez, çoğulculuk kavramının insandan dillere, siyasetten yönetimlere, dinden kültürlere kadar çok geniş bir alanda kullanılmakta olduğunu belirterek İslam ın evrensel mesajının özü, alçak gönüllülüğe, haddini bilmeye, hakka ve adalete, dayanışmaya, tutumluluğa ve paylaşmaya, aile hayatına sahip çıkmaya ve sadakate, samimi ve ısrarlı bir çağrıdır. Bu çağrı İslam kaynaklarının temel çağrılarından birisi olmuş ve Müslüman toplumlar tarafından yüzlerce yıl yaşatılmıştır. Bunun sonucunda da İslam medeniyetinin oluşturduğu toplumlar yüzyıllar boyunca başka hiçbir toplum ve ülkeye nasip olmayacak kadar çok dinli, çok kültürlü, çok ırklı toplumlar olmuşlardır. Doğru anlaşıldığı zaman dinlerin her bireyi ayrı ayrı inşa eden bu güçlü sivil yönü, onları çoğulcu ve çok kültürlü hayata hazır hâle getirmektedir. Bu yönüyle bizzat insanların vicdanlarına hitap etmeyi hedefleyen dinlerin, çok kültürlülüğe cevap verme biçimleri, bireysel ve toplumsal hayatımız için son derece önemlidir. İslam dininin gerek ibadetlerinde gerekse öğretilerinde çok dinli ve çok kültürlü yaşam, hukuk ve ahlak temeli üzerine oturmaktadır. şeklinde konuştu. Modern dünyada çok dinlilik yerine daha çok bireyin, dini değiştirmeye yönelik bir stratejinin benimsendiği görülmektedir Günümüzde modern dünyada çok dinlilik ve çok kültürlülük yerine, daha çok açıktan veya dolaylı olarak bireyin, dinî ve kültürel aidiyetini değiştirmeye ve dönüştürmeye yönelik bir stratejinin benimsendiğinin görülmekte olduğunu ifade eden Başkan Görmez konuşmasını şöyle sürdürdü: Bu bağlamda asimilasyon ve entegrasyon arasındaki Batılı literatüre has net ayrımların, henüz ortalama bir Müslümanı ikna edecek bir berraklığa sahip olmadığını ısrarla belirtmek isterim. Oysa dinlerle ilişki kurarken, onların gücünden yararlanılırken şu hususa dikkat edilmelidir: Öteki addedilen kültürleri ve dinleri dışarıdan müdahale ile yeniden biçimlendirmeye ve tanımlamaya yönelik stratejiler, çok kültürlü bir toplum vizyonu ortaya koyamazlar. Ne var ki benzer ön yargı ve belirleyici olma tavrından hareketle olmalıdır ki bugün, Avrupa İslam ı Almanya İslam ı, Fransa İslam ı gibi tartışmalar gündeme gelebilmiştir. Bundan ne anlaşıldığı ve içeriğinin ne olduğuna dair oluşan literatürde konunun detayını takip etmek mümkündür. Bunlarda, aydınlanmış bir İslam, reform edilmiş bir İslam, daha masum bir tanımlama ile Avrupa normlarına uyumlu İslam gibi temel kavramsal yaklaşımların temsil edildiğini görüyoruz ki bu yaklaşımlarda, İslam ın toplumsal huzur ve güvenlik için tehdit teşkil ettiği ön yargısı bulunmaktadır. Bu ön yargıdan olsa gerek, kavramsal yaklaşımlarla ortaya konan bu sürecin, Müslümanların bir anlamda izolasyonu ile başarıya ulaşacağı tezlerini dahi işitmek mümkün olmuştur. Bu durumda, İslam ın kadim gelenek ve birikiminin ilmî bir faaliyet olarak geliştirildiği, yaşandığı ve korunduğu ülkelerle ve o ülkelerin dinî kurumları ile temastan mümkün mertebe sarfı nazar edilmesi anlayışı öne çıkmıştır. Avrupa Birliği, ilgili komisyonunun 2009 yılında ele aldığı ve Avrupa Birliği ülkeleri içinde yoğun Müslüman nüfusa sahip olanların, İslam ilahiyat merkezleri oluşturmaları tavsiyesinin arkasında, şayet, Müslümanların dinlerine dair akademik bilgiyi elde etmelerinde, onları İslam ülkelerinin dinî bilgi birikiminden uzak tutmak ve bunu Avrupa da sil baştan yeniden oluşturmaya çalışmak gibi izole edici bir yaklaşım varsa, elbette bu tavsiye kararı, hem akademik düşünceye, hem de İslam ın günümüzde farklı ülkelerde temsil edilen zengin dinî ve kültürel geleneğine büyük bir haksızlık olur. Avrupalı Müslümanlar, dinî ve kültürel aidiyetleri nedeniyle ötekileştirilme ve belirsizlik korkusuna maruz kalıyorlar Avrupalı Müslümanların göçmen olmanın zorlukları yanında, dinî ve kültürel aidiyetleri nedeniyle dışlanma, ötekileştirilme, şiddete uğrama ve bir belirsizlik korkusuna maruz kaldıklarını ifade eden Başkan Görmez, Bugün hangi korkunun daha büyük olduğunu söylemek durumunda değiliz. Birincisi, uzakta duran, hâl-i pür melâlinden, kendini ve inananlarını kavurduğu ateşten ve değersizleştirilen insanından, medya yolu ile haberdar olunan, kanayan ve ağlayan bir İslam dünyası var. Bunun insanlarda meydana getirdiği bir korku var. İkincisi, Avrupa daki Müslümanlar, acaba bunun bir benzerini bana ve toplumuma da yapar mı? kaygısını, psikolojik bir saplantıya dönüştüren ve İslamofobi hastalığına yakalananlar var. Üçüncüsü, yanında, yakınında, içinde yaşadığı toplumdan kendisine dinî veya kül- Temmuz 2014 Sayı: 283 5

Temmuz 2014 Sayı: 283 İl Müftüleri Toplantısı Mardin de yapıldı 29 uncu İl Müftüleri İstişare Toplantısı, 31 Mayıs - 4 Haziran 2014 tarihlerinde Mardin de yapıldı. Dört gün süren toplantıya Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Emrullah İşler, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Mardin Milletvekili Muammer Güler, Mardin Valisi Dr. Ahmet Cengiz, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, 81 il müftüsü ve Süryani din adamları katıldı. Toplantıda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, din - siyaset ilişkisinden dinî özgürlükler alanına kadar pek çok konuda önemli açıklamalarda bulundu. Başkan Görmez konuşmasında Soma ve benzeri faciaları, İslam ın ezeli hikmet penceresinden okuma ve değerlendirme konusunda ciddi idrak sorunları yaşadığımızı belirterek irşad etme vazifesi yapanların görevinin, sadece faciaların sonunda hayatını kaybedenlere son dinî vazifelerini yapmak olmadığını; bu tarz faciaların oluşmaması için her türlü tedbirin alınmasında gerekli dinî, ahlaki ve vicdani hatırlatmaları yaparak sonuçların felakete dönüşmesini önlemeye çalışmak gerektiğini söyledi. türel kimliğinden dolayı bir karşıtlık olarak Müslüman düşmanlığından ötürü bir zarar gelip gelmeyeceğinden emin olamayanların korkusu var. Korku ve endişenin büyüğü küçüğü olmaz, korkular birbiri ile kıyaslanmaz. Bugün, İslam ın barış ve rahmet yüklü mesajını şiddet ve acıya alet edenler kadar; İslam a töhmet, bühtan, nefret söylemi geliştiren ve çeşitli fiili saldırılarda bulunanlar, keza bunları hoş görenler birer insanlık suçu işlemektedirler. Avrupa nın birçok ülkesinde bu tür işlenen suç envanterinin, şimdilik herhangi bir ülke ismi vermeden, bir hayli kabarık olduğunu dile getirmekle yetinmek istiyorum. Bununla birlikte İslam a yönelik nefret söyleminin yine bazı Avrupa ülkelerinde nefret suçları kapsamına alındığını, istatistik ve rapor hazırlandığını da zikretmek istiyorum. Biz inananlar için tek bir korku olmalı ki o da, hepimizi yaratan Rabbimize saygı duyarak sadece O ndan çekinerek yaptıklarımızdan hesap vereceğimiz korkusudur. Çoğulculuğun gerçekleştirilebilmesi sağlıklı, önyargısız ve açık iletişime bağlıdır Çoğulculuğun gerçekleştirilebilmesinin her şeyden önce sağlıklı, önyargısız iletişime ve iletişime açık olmaya bağlı olduğunu ifade eden Başkan Görmez, sahip olunan bilginin kullanılış şekli ve kullanmadaki niyetin son derece önemli olduğunu belirterek, Bu noktada iletişimin taşıyacağı bilgi unsurunun önemi ortaya çıkıyor. Avrupa da özellikle İslam dini ve kültürel mirasını araştırmaya, geliştirmeye ve öğretmeye yönelik akademik birimlerin oluşturulmasını, beklenti ve kaygılarımızı da dile getirmek kaydıyla teşvik ettik. Zira Avrasya İslam Şûramızın üzerine sürekli vurgu yaptığı konulardan biri, İslam a dair doğru ve güncellenmiş bilgi, sonra bu bilgiyi üretecek kurumlar ve oralarda yetişecek İslam âlimleridir. Avrupa da İslam ın kurumsallaşmasında bu noktaya ayrı bir önem verilmesi, hatta bunu merkeze alarak, dinî bilgi ve dini bilenlerin rehberliği ile yola devam edilmesi gerektiğini özellikle ifade etmek istiyorum. şeklinde konuştu. Başkan Görmez, Müslüman kurumların da Dünya Kiliseler Birliği gibi AB ile temasını akredite olarak sürdürmesini ve AB nin de buna destek olmasını temenni ederek toplantının, Avrasya ve Avrupa coğrafyası için ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diledi. Dini istismar eden yorumlar karşısında hakikati söyleme mecburiyetimiz vardır Bu tür hadiseleri İslam açısından değerlendirirken Yaratıcının sonsuz kudretini yok saymak ne kadar yanlışsa, insanın suç ve sorumluluklarına ilahi kudret üzerinden mazeret üretmenin de o kadar yanlış olduğunu ifade eden Başkan Görmez konuşmasına şöyle devam etti: Zalimin zulmüne tabi kılınmış bir din, Allah ın razı olmayacağı bir dindir. Mazlumların, kimsesizlerin ve mağdurların yanında olmak ve onların hakkını, hukukunu korumak peygamberi bir misyondur. İslam hayat dinidir. İslam insanı yaşatır. İnsanları ölüme terk etmeyi İslami referansla izah etmek mümkün değildir. Bu ve benzer olaylarda biz müminlere düşen, nerede hata yaptığımızın farkına varmak olmalıdır. Tabiat Müslümandır ve tabiat yasaları Allah ın yasalarıdır. Allah, biz insanlara bu yasaları anlama kabiliyeti vermiş, bizden bu yasalara uygun hareket etmemizi emretmiştir. Allah ın emrine ve rızasına uygun olan, fiziki olarak bu facianın oluşmasına neden olan sebepler karşısında gerekli tedbirlerin alınmasıdır. Soma, modern uygarlık dünyasında dünyayla kurduğumuz ilişkinin, fakir ve mazlum bir grup insanın kaderini, nasıl ölümcül hâle getirdiğini gözler önüne sermektedir. Yerin kilometrelerce altında ekmek parası 6

için türlü eza, cefa ve meşakkatle çalışan kardeşlerimizin fedakârlığı her türlü takdirin üstünde olmakla birlikte, ölüm riskiyle güvensiz ortamda çalışmaya mahkûm edilişleri, bugünün dünyasında büyük bir trajedidir. Bir tarafta konforun alabildiğine sonsuz bir şekilde icra edildiği bir hayat tarzı, diğer tarafta âdeta çağdaş köle statüsünde yerin metrelerce altında kömür isi ve gaz kokusuyla ölüme mahkûm edilmiş, kazma ve kürek mahkûmları. Böyle bir dünyada haktan, adaletten, emekten, emek hakkından ve merhametten bahsetmek çok zordur. Yardım beklemesine rağmen kurtarılma önceliğini eşi hamile olan arkadaşına veren, kardeşlik ahlakını, kardeşlik hukukunu böyle bir anda bile ihlal etmeyenlerle, hak ihlalleri yapanların ve zulmedenlerin aynı dinin mensupları olduklarını nasıl söyleyebiliriz? Zalimler zulümleriyle, mazlumlar ahlarıyla anılırlar. Bu dünyada ah çekenlerin hakkını alma mücadelesi, bütün peygamberlerin mücadelelerinin ortak konusudur. Eğer din hizmeti her türlü imkân, makam ve mevkiin üzerinde görülmezse, bu hizmetin toplumda makes bulmasına imkân yoktur Dinî hizmet alanlarının her şeyden önce ahlaki bir temsili ve misyonu gerekli kıldığını, din hizmetlerinin yanlızca kamusal bir hizmet olmadığını, bu hizmeti yapanların önceliğinin Allah ın rızasını kazanmak olduğunu vurgulayan Başkan Görmez, Eğer bu rıza her türlü imkân, makam ve mevkiin üzerinde görülmezse, bu hizmetin toplumda makes bulmasına imkân yoktur. Bu anlamıyla gerçekten ulvi bir hizmeti yerine getirdiğimiz hususunu, başta şahsım olmak üzere herkesin, her zaman aklında tutması gerekir. Aynı zamanda bizler, toplum için bütün çalışanlarımızla birlikte örneklik teşkil etmekteyiz. Bu bize bir ayrıcalık değil, mesuliyet getirmelidir. Bugüne kadar artısıyla eksisiyle Diyanet in ortalaması, milletimiz tarafından böyle görülmektedir. Diyanet mensubu olanlar, toplumun hem gönlünde, hem ruhunda, hem de vicdanında sahici bir yer edinmişlerdir. Eksikliklerimiz elbette vardır ve sürekli bu eksikliklerimizi telafi etmek zorundayız. İslam dünyasının ve ülkemizin içinden geçtiği süreçlerden kendimizi ayırmak ve tamamen bunlara kapalı olmak mümkün değildir. Ancak bu bizim üst bir aidiyetle hareket etmemizi engellememelidir. Bugün bütün dünyada yaşananlar, İslam ın tezahürlerini siyasetin konusu yapmaktadır. Yaşanan her konu, bir şekilde dine ve İslam a gelmektedir. İslami tezahürlerin her türlüsünün, siyasi manipülasyona açık bir hâl aldığı bir vâkıâdır. Ancak bugün topyekün İslam Dünyası ciddi bir inanç güvenliği sorunuyla karşı karşıyadır ve bu konudaki ihmallerin, siyaset alanından bilgi ve ahlak dünyasına kadar yayılan boyutlarını görmezlikten gelemeyiz. Ortaya çıkan her sorunda konu bir şekilde din ve diyanetle ilişkilendiriliyorsa, milletimiz Başkanlığımızın bu konudaki görüşlerini öğrenmekte ısrar ediyorsa, durduğumuz yer vatandaşlarımızın yakın takibine maruzsa, bu durumda kendi sabitelerimizi, kamusal algı biçimlerimizi, toplumun beklentilerini esastan dikkate alarak hizmet ve söylem alanlarımızı sürekli gözden geçirmeliyiz. diye konuştu. Siyasi ilgi ve yönelimlerden herhangi birine, dinî duygu ve düşüncelerimizi, İslam ın yüksek prensiplerini rehin vermek gibi bir tehlikeli tercihi asla kabul etmeyiz Dinle siyaset arasındaki ilişkinin insanlık tarihinden bağımsız olmadığını, dini siyasetin bir parçası olarak dizayn etme çalışmaları kadar, onu dışarıda tutma çalışmalarının da tarihsel bir tutum ve davranış olduğunu vurgulayan Başkan Görmez sözlerini şöyle sürdürdü: Bugün toplumsal birlik ve beraberliği, bütün boyutlarıyla gerçekleştirmeye çalışırken, siyasi ilgi ve yönelimlerden herhangi birine, dinî duygu ve düşüncelerimizi, İslam ın yüksek prensiplerini rehin vermek gibi bir tehlikeli tercihi asla kabul etmeyiz. Siyasi temsilcilerimizin çalışmalarında, dil ve üslûplarında Din-i Mübin-i İslam a gösterdikleri ilgi ve saygı, hiç kuşkusuz bizi her zaman mutlu eder; ancak bu mutluluk siyaseti, dinin emrinde görme arzusundan kaynaklanmaz. Dinle siyaset arasındaki ilişkide var olan belirsizlik, Diyanet hizmetlerinin verimliliğini zaman zaman gölgelemekte, zaman zaman da dini siyasetin emrinde bir araç olarak zayıflatmaktadır. Oysa Türkiye nin değişen bütün koşullarında dinle siyaset arasındaki mesafenin korunması konusunda her zaman bir ortak eğilim söz konusu olmuştur. Biz kurum olarak kimsenin dini, algısına ayar verecek ve son sözü söyleyecek bir kurumsal ayrıcalığa sahip değiliz. İmanın ilke ve ölçüleri bellidir. Bu çelişkiler dünyasında insan yetiştirme düzeninin de bu düzenin temel parametre ve koordinatlarını içeriklendiren müfredat da ciddi müdahalelere maruz kalmıştır. Her türlü gerilim, toplumun hakkaniyetli yaklaşımlar içinde birbirine adaletle, merhamet ve vicdanla yaklaşımını engellemekte, geciktirmekte ve zayıflatmaktadır. Bize düşen bu durumun ortaya çıkaracağı toplumsal zaafiyetleri ortadan kaldırarak dinin birleştiriciliğini muhafaza ederek toplumsal beraberliğimizi sağlamak olmalıdır. Geleneksel ve tarihsel yapımızda bir şekilde kendilerini ifade eden yapıların, bugün de kendilerini rahatlıkla güncelleyerek ifade etmelerinin önündeki engeller kaldırılmalıdır Ülkemizin inanç sorunlarının ve dinî özgürlüklerle ilgili birçok tartışmayı yaşayan bir çağı geride bırak- Temmuz 2014 Sayı: 283 7

Temmuz 2014 Sayı: 283 tığını, laiklik uygulamalarının başından beri birçok konunun tartışılmasını ve halkın taleplerini görmezden gelen uygulamaları var ettiğini, bugün gelinen noktada ise çoğunluk taleplerin makul ölçülerde çözüme kavuşmuş olmasının takdire şayan olduğunu ifade eden Başkan Görmez, Ancak üzülerek belirtmek isterim ki farklı dinî tezahürlerle, farklı din mensubu vatandaşların bazı makul taleplerinin, çoğunluk taleplerine göre aksak gidiyor olması, bizi gelinen noktadaki mutluluğumuzu ifade etmekte mahcup bırakmaktadır. Ne olursa olsun tüm inanç mensuplarıyla farklı dinî tezahür sergileyenlerin, herhangi bir siyasetin parçası hâline getirilmeden hukuk nezdinde çözülmesi gerekmektedir. Geleneksel ve tarihsel yapımızda bir şekilde kendilerini ifade eden yapıların, bugün de kendilerini rahatlıkla güncelleyerek ifade etmelerinin önündeki engeller kaldırılmalıdır. Bu bağlamda inanç özgürlüğüyle ilgili yapılacak her türlü açılımın, toplumda karşılık bulmasına yönelik toplumun hazır olduğunu düşünmekteyiz. Herkes kendisi için istediğini, karşısındaki için de istemelidir. Bugün gelinen noktada kimse kimseye herhangi bir inancı dayatma hakkına sahip değildir. Herkes kendi inandığı değerlerini öğrenme, anlama ve yaşama hakkına sahip olmalıdır. dedi. Birlikte yaşamanın hukukunu dün olduğu gibi bugün de İslami referanslarla oluşturmak zorundayız Bugün Ortaçağda çatışmayı esas alan Batı nın, modern hukuk yapısıyla kendi arasında barışı temin ettiğini; bizim ise modernleşme çabalarımızla birlikte Batı nın terk ettiği çatışma kültürünü esas alarak dile ve dine dayalı çatışma alanları oluşturarak tarihsel kodlarımızda olmayan kargaşayla ve karmaşayla güven ve esenlik yurdu olan yurtlarımızı savaş alanına çevirmekte olduğumuzu belirten Başkan Görmez, bunun İslam dünyasının pusulasını kaybettiğini ve hikmetini yitirdiğini bize göstermekte olduğunu söyledi. Modern dönemlerin her türlü tek tipleştirici çabasına ve farklı baskılarına rağmen, İslam dünyasının zengin yapısını yok etmenin mümkün olmadığını anlatan Görmez, bu bağlamda herkesin barış içerisinde birlikte ve farklılıklarıyla beraber yaşama hakkı bulunduğunu, bu birlikte yaşamanın hukukunu dün olduğu gibi bugün de İslami referanslarla oluşturmak zorunda olduğumuzu vurgulayarak şöyle dedi: Aksi takdirde İslam dünyasının giderek artan çatışmaları yaşaması mukadderdir. Akan kanlar karşısında ise bize düşen görev, sadece bu belaların defi için dua etmek olmamalıdır. İslam dünyasında yaşanan çatışmalar, mezhebe dayalı kamplaşmalar ve şiddete dayalı mücadele yöntemleri, âdete geçen yüzyıllarda Batı da yaşanan din savaşlarını andırmaktadır. Bugün İslam dünyasında İslam kimliği, Müslüman kimlik istila edilmiştir. Bu kimlik, yüzyıldır sürdüğü gibi müstevlilerin istilaları altında değildir. Bizzat mensuplarının heva ve hevesleri, kin, öfke, şiddet ve intikam duygularının istilasıdır. Bugün evrensel Müslüman kimlik, işgalci düşmanlarının değil; ilim ve hikmetten uzaklaşmış cahil dostlarının istilasına uğramıştır. Müslümanlar, ideolojilerini, mezheplerini, meşreplerini, cemaatlerini, fırkalarını bir üst kimlik hâline getirerek evrensel Müslüman kimliği istila etmişlerdir. Eşkıyalar masum çocuklarımızı dağlara kaçırmadan eşkıyalıkları önleyecek bir zemin oluşturulmalıdır Başkan Görmez konuşmasını şöyle sürdürdü: Acı tecrübe bize şunu göstermektedir ki sorunlar üzeri örtülerek çözülmediği gibi geçen yılların faturası da ağır olmaktadır. Bundan sonra artık analar ağlamasın diye başlayan çözüm süreçleri değil, baştan hiçbir annenin ağlamasına fırsat verilmemelidir. Eşkıyalar masum çocuklarımızı dağlara kaçırmadan, eşkıyalıkları önleyecek bir zemin oluşturulmalıdır. Toplumsal sorunlar ileri tarihlere ötelenerek zamanın ilacına terk edilemez. Çözümü ileri tarihlere bırakılan her toplumsal olayın, toplum açısından acı faturalar doğurduğu uzak değil, yakın tarihimizin gerçekleridir. Maalesef farklı dinî tezahürler konusunda hakkı teslim eden bir çaba gösteremedik. Tarihsel olarak kusurluyuz. Algıları düzeltmek, ön yargıları ortadan kaldırmak hususunda kendimizi tatmin etmek kadar, her kesimi tatmin edebilecek adımlar atmada geciktik. Müslümanlık iddiası taşıyan her mümin, kendi nefsinde yapıp ettiklerinin hesabını Allah a verecektir. Hepimiz için bir yüzleşme zamanıdır ve her birimiz kendi dinî yeterliliklerimiz, değer ve ilkelerimiz hakkında İslam ın temel ölçü ve prensipleriyle buluşmak durumundayız. Kimseyi dinî tercihlerinden dolayı kınayamayız ve hiç kimseyi kendisini Müslüman gördüğü müddetçe İslam ın dışında göremeyiz. İnanç bütünlüğümüzü bozmak isteyenlere fırsat vermeyelim 81 il müftüsünün huzurunda bir çağrıda bulunmak istediğini belirten Başkan Görmez, millet olarak, bazı arızî sorunlarımızın olduğunu, geçmişten gelen bazı ihtilaf noktalarımızın bulunduğunu ve uzun senelerdir birikmiş bazı iletişim kopukluklarımızın var olduğunu, ihtilaf sahalarını kaşıyan içeride ve dışarıda güç odaklarının bulunduğunu ifade ederek şöyle dedi: Ehl-i Sünnet ya da Ehl-i Beyt, Sünni ya da Alevi, Kürt ya da Türk, Doğulu ya da Batılı, biz yeryüzüne ve gökyüzüne Allah ın merhamet nazarıyla bakmak durumundayız. Dolayısıyla biz birbirimizin velisiyiz, hamisiyiz. Çağrım şudur: Elbirliğiyle inanç bütünlüğümüzü bozmak isteyenlere fırsat vermeyelim. Ama önce her ne söyleyeceksek söyleyeceğimizi kendimize, nefsimize söyleyelim. Bir nefis muhasebesinde bulunalım, bir öz eleştiri yapalım. Kendimize soralım, yüreğimizde ne kadar muhabbet var, bu muhabbet nerede azalıyor, nerede bitiyor. Soma da yüreğimiz yandı. Kömür ocağında ölümü beklerken kurtarma ekiplerine, Ben bekârım; arkadaşım evli ve eşi hamile, önce onu kurtarın. diyen kardeşimi gördüm ve 8

onunla kucaklaştım. Bundan daha büyük bir mesaj olabilir mi? Bundan daha büyük yürek olabilir mi? Bundan daha yüce bir ruh, yüce bir ahlak, yüce bir erdem, insan olabilir mi? Bu manayı, bu ruhu taşıyan milletin çocukları, sen Alevisin diye yanıbaşındaki kardeşini, komşusunu öteleyebilir mi? Nasıl bir öz, nasıl bir maya, nasıl bir hamur, nasıl bir mana taşıdığımızı da unutmayalım. Ehl-i Sünnetim demek, Allah Resulünün çizgisindenim, onun izindenim demektir. Ehl-i Beyttenim demek, Allah Resulünün evindenim, onun haremindeyim, onun evladıyım, onun yolundayım demektir. Alevi kardeşinin, komşusunun, Ehl-i Beytin ihtiyacını, talebini, sesini, meselesini, acısını, sevincini, neşesini, hüznünü duymayan, paylaşmayan, Ehl-i Sünnet ve l Cemaatten olabilir mi? İhtilaf alanları altı çizildikçe büyüyor. Sevgimizi göstermedikçe, muhabbetimizi birbirimizden esirgedikçe, husumet ve öfke yeşerecek zemin buluyor. Biz Alevisiyle, Sünnisiyle, Türküyle, Kürdüyle büyük İslam medeniyetinin bin yıldır birlikte yaşayan çocuklarıyız. Farklılıklarımızla biriz, beraberiz, kardeşiz. Her gün selam verdiğimiz, her akşam dostça ayrıldığımız, kız alıp kız verdiğimiz, aynı sofralarda oturduğumuz, aynı hüznü birlikte yaşadığımız, aynı mukaddesata inandığımız insanlar, birbirinin hukukuna sahip çıkmalıdır. Mukaddesatımız bir, hayat ve dünya anlayışımız bir, ahiret inancımız birken, küçük ihtilaf noktalarını büyütmek isteyenlere fırsat vermeyelim. Allah için birbirimize yönelelim ve etrafımıza bakalım, ihmal ettiğimiz, kalbi kırık, yüreği yanık, melul ve mahzun kimse var mı? Ve soralım sahiden bizim yüreğimiz geniş mi, dar mı? Diyanet, milletimizin dinî, ilmî ve manevi hayatına hizmet eden hiçbir sivil dinî yapının karşısında olmamıştır Dinin tabiatı itibariyle sivil bir yapı olduğunu, Diyanet İşleri Başkanlığının milletimizin dinî, ilmî ve manevi hayatına hizmet eden hiçbir sivil dinî yapının karşısında olmadığını belirten Başkan Görmez konuşmasını şöyle sürdürdü: Dinî sosyal teşekküller, geleneksel dinî yapılar, tarih boyunca önem arz etmişlerdir. Her bir dinî yapının, İslam ın temel sabitelerine bağlı kalarak geliştirdikleri yorumlar muhteremdir. Bizim herhangi bir yorumu dayatmamız da doğru değildir. Ancak kabul etmeyeceğimiz, edemeyeceğimiz bir şey varsa o da, söz konusu yapıların inanç güvenliğimizi sarsacak şekilde dinin sahih bilgi kaynaklarını bir tarafa bırakarak farklı muhayyel bilgileri dine sokuşturmaları, dini kişisel güç ve çıkarların aracı hâline getirmeleridir. Dinin temel sabitelerini devre dışı bırakacak adımlar atan ya da gevşek ve dağınık bilgileriyle Müslüman efkar-ı umumiyenin dinî dünyalarını sarsmayı marifet bilenler karşısında, Diyanet İşleri Başkanlığımız, bilgi ve hikmetle müminlerin duyarlılığını arttırarak irşad vazifesini hakkıyla yerine getirmelidir. Dikkatle üzerinde durulması gereken bir diğer nokta da din istismarıdır. Dinin artan gücü ve değerine bağlı olarak, artık hemen her fırsatta dinî atıflarla, dinî vurgularla karşı karşıya geliyoruz. Gönüllerde olanı, kalplerde olanı bilen Allah tır. Ancak dinin de bir estetiği, dili ve evreni vardır. Din alanını dünyevi bir güç üretmek adına sömürmeyi âdet edinenler, artık sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Dinin ruhunu, anlam derinliğini bilmeyen, ama kozmetik çabalarla dinden medet uman bir müstevliler güruhu, samimi dindarların duygu dünyalarını bastırmaya çalışmaktadır. Dinin asli temellerini hiçe sayan, ancak gösterişli bir sunum kataloğuyla dinden kendilerine zırh edinenlere karşı, her zamankinden daha çok müteyakkız olmak durumundayız. Dinin ve dinî vecibelerin göz ardı edildiği, ahlakın resmen devreden çıkarılmaya çalışıldığı bir düzlemde, dinin insanlık için sadece ve sadece bir yük olacağını, bunun da Batı tarihine hafif bir şekilde de olsa göz attığımızda kolayca fark edileceğini belirtmek isterim. Daha sonra kürsüye gelen Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler ise Mardin in farklı dinleri ve dilleri ile yüzyıllardır barış içerisinde yaşadığına dikkat çekerek, Mardin, kadim bir kenttir ve âdeta açık hava müzesidir. Dünyada; din giderek yükselen bir değer hâline geldi. Mardin de 4 gün sürecek toplantının taşra ve merkezin ilişkisini gözden geçirmek için bir fırsattır. dedi. Başbakan Yardımcısı İşler, Dünya da ve Türkiye de dine ve dinî kurumlara 20-30 yıl öncesine göre kıyas kabul etmeyecek derecede farklılık oluştuğunu, Diyanet İşleri Başkanlığının topluma sunduğu hizmetlerin, çağın gelişen ve değişen şartları göz önünde bulundurularak tespit edildiğini belirterek şunları kaydetti: Din ve din olgusu giderek artan şekilde toplumların hayatlarında varlığını güçlendirerek devam etti. Din, dünyada yükselen değer hâline geldi. Gelinen noktada başta halkımız olmak üzere batıdaki vatandaş ve soydaşlarımızdan, Avrasya coğrafyasındaki dindaşlarımıza, Afrika kıtasındaki kardeşlerimizden, Orta Doğu ya kadar tüm İslam coğrafyasının, Diyanet İşleri Başkanlığından ve sizden çok farklı beklentileri ve giderek artan şekilde talepleri oluştu. Bugün sayısı 100 bini geçen personeliyle sadece ülke sınırları içinde değil, dünya çapında hizmet yürüten ve büyük bir teveccühe mazhar olan bu güzide kurumumuz, söz konusu beklentilerin karşılanması noktasında stratejik yönetim yaklaşımını benimsemiş, merkezle taşra teşkilatları arasındaki koordinasyon ve uyuma ayrı önem vermiştir. Bu yönetim anlayışının gereği hizmetlerin ve faaliyetlerin daha etkili, kaliteli, planlı ve sonuç odaklı yürütülmesi ilkesini benimsemiştir. Toplumun dinî, ahlaki ve manevi değerlerini sürekli Temmuz 2014 Sayı: 283 9

Temmuz 2014 Sayı: 283 İl Müftüleri Toplantısı sonuç bildirgesi Diyanet İşleri Başkanlığı, İslam ın evrensel ilkeleri ile yüce değerlerinin, toplumumuza ve insanlığa doğru bir şekilde ulaştırılması amacıyla küresel ölçekte faaliyet gösteren saygın bir Anayasal kurumumuzdur. Başkanlığımızın görev ve yetkisi, ilgili kanunlar tarafından belirlenmiş olup, güven ve itibarını aziz milletimizin ilgi ve itimadından, tarihsel bilgi, birikim ve tecrübesinden almaktadır. Bu yetkiyle, yüce dinimizin inanç değerlerini ve ahlaki umdelerini aşındırmaya yönelik her türlü ifrat ve tefrit karşısında, vatandaşlarımızı doğru bilgilendirme sorumluluğunun bilincinde olarak, ortaya çıkan gelişmeleri dikkatle değerlendirmektedir. Başkanlığımız sosyal gelişmelerin ortaya çıkardığı belli başlı dinî problemler karşısında ihtiyaç duyulan bilgiyi, vaaz ve hutbeler başta olmak üzere hemen her fırsatta milletimizle paylaşmakta, Kur an ve Sünnet ten mülhem açıklamalarını irşat dili çerçevesinde, belli bir usûl ve üslûp dairesinde gerçekleştirmektedir. Din-i Mübin-i İslam ın evrensel hakikatleri ve yüce değerleri, hiç bir tartışmaya fırsat vermeyecek derecede açıktır. Millet varlığımızın temelini, harcını ve ruhunu oluşturan bu yüce ilkelerin ve ahlaki değer- ayakta tutan, insanlığın barış ve huzuruna katkı sağlayan Din-i Mübin-i İslam ı öncelikle insanımıza anlatmak gibi mesuliyeti çok ağır bir vazife, bugün siz müftülerimizin uhdesindedir. Ülkemizin dinî-manevi alanlardaki engin tecrübesini ve bu alandaki ilmî birikimini, en başta milletimize taşımak gibi ağır bir mesuliyet ve sorumluluk omuzlarımızın üzerindedir. Zira milletimizin dinîmanevi hayatını yönlendirip yönetmekle, imar etmekle görevliyiz. Hedeflerimizi yüksek tutmak zorundayız. Artık yüce hedeflerin insanları olmak durumundayız. Çağın gelişen ve değişen imkânlarını kullanarak, ülkemizde hizmet ulaştırdığımız insan sayısını giderek artırabilmenin yol ve yöntemlerini yeniden düşünmeliyiz. Sunduğumuz hizmetlerin niteliği üzerinde çalışmalı, nasıl daha nitelikli hizmet sunabiliriz sorusuna cevaplar aramalıyız. Bilgimizi ve birikimimizi sürekli yenilemeliyiz. Kendimizi sürekli geliştirmeliyiz. Din-i Mübin-i İslam ın inanç, ibadet ve ahlak konularında halkımızı aydınlatmak öncelikli ödevimizdir. Diyanet personeli, ayrım yapmadan herkesi kucaklamakla, herkese din hizmeti sunmakla yükümlüdür. Alevisiyle, Sünnisiyle, Caferisiyle, Nusayrisiyle, yaşlısıyla genciyle, kadınıyla erkeğiyle, çocuğuyla, engellisiyle toplumun tüm kesimlerine din hizmetlerini ulaştırmalıyız. Mardin Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Ahmet Türk, katılımcıları selamladıktan sonra, Diyanet İşleri lerin zedelenmesi ve zayıflatılması tasvip edilemez. Diyanet İşleri Başkanlığı, uhdesine verilen görevlerin gereğini yerine getirirken, kuruluşundan bu yana özenle geliştirdiği ve kurumsallaştırdığı dengeli ve sağduyulu konumunu korumaya daima özen göstermektedir. Başkanlığımızın bu tutumu, müftülerimizin dikkat, özen ve hassasiyetleriyle uygulanmakta ve her türlü gündelik tartışmaların içine çekilme çabaları sonuçsuz kalmaktadır. Yakın geçmişte yaşanan bazı toplumsal ve doğal olaylar; trajik hadiselerin ardından üretilen teselli dilinin yeterli olmadığını, acı sonuçlar doğuran sosyal ve tabii hadiseler daha yaşanmadan önce bireysel, toplumsal ve kamusal yükümlülükler konusunda farkındalık oluştur- Başkanlığı nın bu tür toplantılarda, Türkiye de yaşanan sosyal meselelere de değinmesini istedi. Mardin Valisi Dr. Ahmet Cengiz ise İl Müftüleri İstişare Toplantısı nın kadim şehir Mardin de yapılmasından dolayı duyduğu memnuniyetini dile getirdi. Mardin de dört gün süren İl Müftüleri Toplantısı, Dini Yayınlar Genel Müdürü Dr. Yüksel Salman tarafından okunan sonuç bildirgesiyle sona erdi. 81 il müftüsünün ve Diyanet İşleri Başkanlığının üst yönetiminin katıldığı değerlendirme oturumunun ardından, yayımlanan sonuç bildirgesiyle toplantı sona erdi mayı mümkün kılacak yeni bir irşad dilinin geliştirilmesi gerektiğini ortaya koymuştur. Sivil girişimlerle ortaya çıkan dinî oluşumlar, dünyada olduğu gibi ülkemizde de toplumsal bir gerçekliktir. Önemli olan sosyo-kültürel dinî oluşumların, dinin sahih bilgisi ve temel kaynakları ekseninde toplum yararına faaliyet göstermeleridir. Bunun toplumun dinî-kültürel hayatına yapacağı katkı yadsınamaz. Ancak bu oluşumların açık, şeffaf, hesap verebilir, toplumu ayrıştırmayan, dinî duyguları ve güveni istismar etmeyen bir yapıda olmaları son derece önemlidir. İslam ın temel bilgi kaynakları olan Kur an, Sünnet ve Müslümanların tarihsel tecrübesini aşarak, kendinden menkul iddialarla ve sübjektif deneyimlerle hakikati tekeline alarak, dinî nüfuz alanı 10

Ortaköy Camii ibadete açıldı Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından Kuveyt Türk Katılım Bankası nın sponsorluğunda, üç yılda restore edilen Ortaköy deki Büyük Mecidiye oluşturma ve toplumun dinî dokusunu dejenere etme girişimleri asla onaylanamaz. Milletimiz, tarih boyunca dini yozlaştıran dinî görünümlü tezahürlere karşı dikkatli ve feraset içinde olmuştur. Birey ve toplumun din algısına ve yorumuna saygı duyulması, bugünün dünyasında ortak bir yaklaşımdır, ancak İslam ın temel referanslarıyla ters düşen, mesiyanik kavramlarla söylem örgüsü kuran, yaygın kitlenin zihninde karışıklıklara meydan veren, dinin yüksek hakikatlerini ve toplumun ahlaki değerlerini, süfli emellerle ve basit içeriklerle değersizleştiren yaklaşımlar asla kabul edilemez. Gençlerin medeniyet değerlerine dair gönüllü bir aidiyet bilinci geliştirmesine ve öz güveni yüksek bireyler olmasına yardımcı olacak bir dil ve üslûp üzerinde çalışılması gerekmektedir. Bu sebeple din hizmetleri, genç kuşağın kendi değerleriyle buluşmasını, kendi manevi potansiyellerini keşfetmesini, açığa çıkarmasını ve geliştirmesini sağlayan bir yaklaşımı esas almalıdır. Son zamanlarda yazılı ve görsel medyada yoğun biçimde yer verilen çocuk ve kadın cinayetleri, annelerinden ve ailelerinden kopartılan çocukların yürek burkan haberleri ve gündemden düşmeyen çocuk yaşta evlilikler toplum olarak, İslam ın barış ve rahmet mesajlarına ve merhamet eğitimine ne kadar muhtaç olduğumuzu göstermektedir. Gelinen noktada toplumsal bir duyarlılığa ihtiyaç duyulmaktadır. Müslüman coğrafyası tarihin en zor süreçlerinden birini yaşamaktadır. Yapısı gereği farklı dillerin, mezheplerin ve dinlerin, tarihten bugüne birlikte yaşadığı bu coğrafyada yeni gerilim alanları oluşturularak din, dil, düşünce, inanış üzerinden gerilim alanları oluşturulmak istenmektedir. Din ve dinî imgeler üzerinden aşırılığa, şiddet ve tedhişe uygun ortamlar oluşturularak Müslüman toplumların yaşama alanları tahrip edilmekte, inanç değerleri ve güvenlikleri zedelenmektedir. İslam coğrafyasının acı, gözyaşı, ıstırap, açlık, toplumsal kaos, iç savaş, şiddet ve istikrarsızlık gibi olumsuz kavramlarla anılıyor olması oldukça üzüntü vericidir. Bu bağlamda Nijerya da yaşanan Boko Haram adlı terör örgütünün yüzlerce kız çocuğunu kaçırması eylemi utanç vericidir. Bu durumu vicdan sahibi hiç kimsenin kabul etmesi mümkün değildir. Başta Müslümanlar olmak üzere bütün insanlık camiasına düşen öncelikli görev, nefret ve şiddet üreten ortamları gidermek, huzur ve güvenin sağlanması için el birliği ile çaba göstermektir. Başkanlığımızın, Ramazan ayının manevi atmosferinden istifadeyi artırmak amacıyla her sene bir tema belirlediği ve bu çerçevede toplumun bütün kesimlerine ulaşmak ve yeni farkındalıklar oluşturmak istediği malumlarıdır. Bu yıl Ramazan ayında, kimse yalnız kalmasın başlığıyla yoksul, yetim, yaşlı, engellilerle kalabalıklar içinde yalnız kalan kardeşlerimize, Ramazanın rahmet ikliminin ve şefkat soluğunun ulaşması için el birliği ile çaba sarf edilecektir. Camiler Haftasında da Cami ve Gençlik konusunun ele alınması ilke olarak kararlaştırılmıştır. Milletimizin, okulların tatil olmasını müteakip başlayan Yaz Kur an Kurslarına olan ilgisinin her geçen yıl artarak devam etmesi memnuniyet vericidir. Müftülüklerimiz bu yıl da gereken her türlü hazırlığı yaparak, camilerimizde yavrularımızı en iyi şekilde ağırlamayı ve en yüksek düzeyde istifadeyi mümkün kılacak tedbirleri alarak verimli bir eğitim ve öğretim gerçekleştireceklerdir. Camii, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez in katıldığı törenle ibadete açıldı. Diyanet İşleri Başkanlığımızca TÜİK e yaptırılan, Türkiye de Dinî Hayat araştırmasının verileri, İslam ın bu toplumun ortak değeri ve milletimizin kimlik yapısının temel bileşeni olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Millet olarak geleceği birlikte inşa etme ve yaşama imkânı konusunda da ümit vermiştir. Ayrıca Başkanlık olarak hizmet kusurlarımızı görmeye vesile olmuştur. Araştırma sonuçları bilimsel çalışmalara da kaynaklık etmek üzere kamuoyu ile paylaşılacaktır. Ülkemizle birlikte yurt dışında da geniş bir coğrafyada hizmet veren Türkiye Diyanet Vakfı, yeniden yapılanma çalışmalarını genişleterek devam ettirmektedir. Bu bağlamda yurt sathında il ve ilçe temsilciliklerinin yeniden yapılandırılması süreci başlatılmıştır. Dinî ve hayrî hizmetlerde daha geniş katılımlı hizmet projelerine ilaveten, yurt içi ve yurt dışındaki eğitim faaliyetlerini artırma ve geliştirme gayretleri sürmektedir. Özellikle yurt içinde öğrenci yurtları projelerinin yaygınlaştırılmasına devam edilecektir. Bugün ülkemizde ve dünyada yaşanan birçok dinî problem, kamuoyu tarafından değerlendirilmekte ve tartışma konusu yapılmaktadır. Başkanlığımıza da kamuoyunda tartışılan konulara ilişkin pek çok husus yansımaktadır. Başkanlığımız gerek il müftüleri istişare toplantılarında ve gerekse değişik toplantılarda yapılan açılış konuşmalarında, güncel dinî konulara değinilmekte ve kamuoyu aydınlatılmaktadır. İl müftüleri istişare toplantısı esnasında dile getirilen güncel bazı hususların, kamuoyu tarafından ilgiyle karşılanmış olması memnuniyet vericidir. Ancak bu tür açıklamaların değişik amaçlarla kullanılmaması ve farklı anlamlara çekilmemesi temennimizdir. 1853 yılında Sultan Abdülmecid tarafından yaptırılan caminin restorasyon çalışmalarının tamamlanmasının ardından hizmete açılı- Temmuz 2014 Sayı: 283 11

Temmuz 2014 Sayı: 283 III. Yurtdışı Hizmetleri Konferansı Sapanca da gerçekleştirildi Diyanet İşleri Başkanlığının yurt dışı hizmetlerinin ana esaslarının ele alındığı III. Yurtdışı Hizmetleri Konferansı Sapanca da yapıldı. Ortak Akıl-Hedef-Eylem ana teması altında 4 gün süren toplantının açılışında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Diyanet in yurt dışı hizmetlerinin bir iyilik hareketi olduğunu belirterek Diyanet in yurt dışı din hizmetlerinin uluslararası siyasetin kavramlarıyla tanımlanamayacağını söyledi. Yeryüzündeki bütün kötülüklerin ortadan kaldırmanın yolunun, kötülüklerin üstüne iyilikle gitmek olduğunu ifade eden Başkan Görmez, Başkanlığın yurt dışı hizmetlerini bu şekilde izah etmenin en doğru yol olduğunu belirtti. Bugün yüzü aşkın ülkede 120 noktada temsilcilikleri olan, üç bin sivil toplum örgütüyle çalışan Diyanet in yurt dışı teşkilatının yurtdışı hizmetlerini iyilik, barış ve bilgi hareketi olarak tanıtarak konuşmasını şöyle sürdürdü: Bizim şı töreninde konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, İstanbul un, İslam medeniyetinin başkenti olduğunu belirterek şöyle konuştu: Camilerin, minarelerin, mabetlerin başkenti olan İstanbul umuzun simgesi hâline gelmiş bu güzel mabedi bize kazandıran Sultan Abdülmecid i rahmetle anıyorum. O günden bugüne, bu camiye hizmet eden bütün büyüklerimize, içinde Rahman a secde eden bütün kardeşlerimize Allah tan rahmet diliyorum. Cenab-ı Hak vatanımızı mabetsiz, mabetlerimizi cemaatsiz bırakmasın, cemaatlerimizi namazsız, ibadetsiz bırakmasın, ibadetlerimizi de hep ihlaslı ve samimi kılsın. Yenilenmesine vesile olan bütün kardeşlerimizden, bütün büyüklerimizden Allah razı olsun. Allah, hayırlı mübarek etsin. Caminin beşinci kez restorasyona uğradığını, bu hâle gelmesinden memnun ve mutlu olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, camide çok ciddi güçlendirme çalışma- bu hizmetimizi uluslararası siyasetin kavramları ile tanımlamak mümkün değildir. Bugün uluslararası siyaset, özellikle dinî kurumların, gönüllü kuruluşların farklı coğrafyalarda yaptıkları hizmetleri softpower olarak tarif ediyorlar. Başında soft sıfatı olsa dahi, bu tür hizmetleri bir güç gösterisi olarak tarif etmek, bu hizmetlerin hikmetini bilmemekten kaynaklanır. Bugün gerek Rusya da, gerek Orta Asya cumhuriyetlerinde, Kafkasya da, Balkanlar da, Baltık cumhuriyetlerinde, Avrupa da yaşayan millet varlığımızla yaptığımız çalışmalar, son yıllarda Afrika nın sı yapıldığını söyledi. Camideki tezyinat sıkıntılarının da giderildiğini kaydeden Başbakan Erdoğan şunları söyledi: Bazı eksiklerin de giderilmesiyle Büyük Mecidiye Camisi hizmete başladı. Sultan Abdülmecid in ruhuna fatihalar gönderildi. Onlar eserleriyle kalıcı oldular. Biz de bu kalıcı eserleri bizlere bırakan bu ecdadımızla hep iftihar ettik. Onlar bizim mefahirimiz. Bu eserler, bugüne, geleceğe en önemli işaret fişekleridir. Bunlarla birlikte geleceğe emin adımlarla yürüyoruz. Bu eserin mimarı durumunda olan bir Ermeni mimardır. Ecdat bu noktada da aslında çok farklı davranmış, işi ehline vermiş. Cami, mimari anlamda çok farklı bir yerdedir. Dolayısıyla biz, mimarından mühendisine, işçisine kadar bu restorasyonlarda emeği geçenlere hep rahmet gönderiyoruz. Bize düşen bir görev daha var, bu camileri cemaatsiz bırakmayacağız. Bu camilerin cemaatsiz kalmaması gerekir. Açılışın öncesinde Başkan Görmez, halka hutbe irad etti. kırkı aşan ülkesine götürdüğümüz hizmetler, Avrasya İslam Şûrası, Afrika Dinî Liderler Zirvesi, Latin Amerika Dinî Liderler Zirvesi, bütün bu çalışmalarımızın temel hedefi, bir iyilik hareketidir. Bu toplantımızda işin bilgi boyutunu konuşmamız gerekiyor. Yurt dışı hizmetlerimizi üç kavramla açıklıyoruz. İyilik hareketi, barış hareketi ve bilgi hareketi. Biz gittiğimiz ülkelere barış, birlikte yaşama ahlakı ve bilgi götürüyoruz. Bu toplantıda bilgi hareketi üzerinde durmamız gerekiyor. Çünkü yurt içinde yaptığımız din hizmetleriyle yurt dışında yapacağımız din hiz- 12

metleri birbirinden farklıdır. İlahiyat fakültelerimizin müfredatlarını ve programlarını yeniden gözden geçirmeleri gerekiyor. Bugün dinlerin kadim tarihlerde nasıl ortaya çıktığı, nasıl yaşadığı ve bugün hangi değerleri insanlığa kazandırmak istediğine dair ilahiyat fakültelerinde pek çok dersler verilmektedir. Fakat dinin çağdaş dünyada, toplumları nasıl etkilediği üzerinde durmamız gerekiyor. Yurt dışı din hizmetleri için ilahiyat fakültelerinin alması gereken sorumluluklar vardır Yurt dışı din hizmetlerimiz için bazı alanlara ihtiyaçları olduğunu belirten Başkan Görmez, İlahiyat fakültelerinin, Müslüman ülkeleri, buralardaki dinî toplulukları ve o ülkelerde önemli etkinlikleri, gerek İslam dünyasında gerek tüm dünyadaki farklı dinî tezahürler, Müslüman azınlık hukuku, çok dinli ve çok kültürlü toplumda din pedogojisi, din ve kültüre dair gelişmeler. Bütün bunları müstakil araştırma alanları olarak seçen ihtisaslaşmalar ve buna uygun merkez ihtisas kütüphaneleri oluşturmaları bizlere katkı sağlayacaktır. dedi. Dinî Sosyal Hizmet Vakfının, senedini, ismini ve yapısını değiştirerek, Müslüman Azınlıklar ve Topluluklarla Yardımlaşma Vakfı na dönüştüğünü; ayrıca 29 Mayıs Üniversitesi bünyesinde bir Müslüman Azınlıklar ve Topluluklar Enstitüsü kurularak YÖK e müracaatının yapıldığını ifade eden Başkan Görmez, burada öğrencilerin ihtisaslaşmalarının sağlanacağını belirterek göç ve dine dair karşılaştırmalı çalışmalara, ülke ve bölgelere göre din-toplum ve din-devlet ilişkilerinin müstakil olarak ele alınmasına şiddetle ihtiyaç bulunduğunu belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü: Dış İlişkiler Genel Müdürlüğümüz bundan sonra periyodik olarak Din Özgürlükleri Raporu hazırlayacaktır. Rapor şu başlıklar altında hazırlanacaktır: Uygulamalarla din özgürlükleri ihlâlleri ve Müslümanların karşılaştıkları sorunlar; ibadethanelere yönelik işlenen nefret suçları; kılık kıyafet alanında din ve vicdan özgürlüğü ihlâlleri; eğitim alanıyla ilgili din özgürlüğü kısıtlamaları; helal kesim konusunda din özgürlüğü kısıtlamaları; hukuk alanında ayrımcı uygulamalar; belediyelerde ayrımcı uygulamalar; istihdam konusunda ve yabancı düşmanlığı konusundaki ayrımcı uygulamalar; medya ve siyaset alanlarındaki İslamofobia. Bu çalışmaları, bu başlıklar altında her ülkede yaşanan hadiseleri, Dış İlişkiler Genel Müdürlüğümüz bundan sonra rapor hâline getirecek ve farklı dillere tercüme ederek dünyadaki benzer kuruluşlarla paylaşacaktır. Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Emrullah İşler de açılışta bir konuşma yaparak ülkemizin bugün gelinen noktada, bütün projelerini küresel ölçekte düşünmek zorunda olduğunu söyledi. Diyanet İşleri Başkanlığının dünyanın her bölgesinde yurt dışı hizmeti veren bir kurum olduğunu ifade eden Başbakan Yardımcısı İşler konuşmasına şöyle devam etti: Diyanet İşleri Başkanlığı, sizlerin aracılığıyla yurt dışında icra ettiği faaliyetleriyle ülkemizin dış politikasına muazzam katkılar sunan önemli bir yumuşak güç unsuru hâline gelmiştir. Büyük bir dönüşüm geçiren küresel sistemde; oyunun kuralları, taktikleri ve aktörleri de aynı hızla değişmektedir. Yeni bakış açıları ve işbirliği modelleri gelişirken farklı anlayışlar ortaya çıkmakta; yeni sorunlara farklı yöntemlerle kalıcı çözümler üretilmesi gerekmektedir. Ülkeler bu dönüşüme uyum sağlamaya çalışırken, yumuşak güç kavramı, en stratejik yöntemlerden biri olarak günden güne önem kazanmaktadır. Dolayısıyla bu görevi icra eden sizler, söz konusu hizmetleri etkileyebilecek siyasi, sosyal, ekonomik ve teknolojik pek çok değişim ve gelişmeyi de yakinen bilmek ve takip etmek durumundasınız. Bizim medeniyetimiz, bizim kültürümüz bir barış kültürüdür Bizim medeniyetimizin ve kültürümüzün bir barış kültürü olduğunu vurgulayan Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Emrullah İşler, son dönemlerde özellikle 11 Eylül sonrasında İslam ı terörle ya da aşırılıkla özdeşleştirmeye çalışanların, Diyanet İşleri Başkanlığının ortaya koyduğu hizmetlerin sonuçlarını gördüklerinde ne kadar vahim bir hata yaptıklarını fark edeceklerini belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü: 11 Eylül 2001 de Amerika da yaşanan terör saldırısı sonrasında, Batı da İslam korkusu olarak ifade edebileceğimiz İslamofobia diye bir hastalık zuhur etti. Bu korku neticesinde olumsuz bir Müslüman ve Hz. Muhammed imajı oluşturuldu. Ayrıca ayrımcılık, ötekileştirme ve ırkçılık bütün yönleriyle siyaset kurumlarına kadar sirayet etti. Öte yandan entegrasyon kavramı da salt bir güvenlik problemi olarak ele alınmaya başlandı. Asimilasyon politikaları başvurulan bir yol ve yöntem olarak açıkça ortaya çıkmaya başladı. Medeniyetler çatışması gündeme getirildi. Oysa küreselleşen dünyada farklılıkları reddeden, yakınlıklara kuşkuyla bakan, fanatik yaklaşımlar değil; mutlaka ve mutlaka barış, bir arada yaşama ve dayanışma kazanacaktır. Nihayetinde medeniyetlerin çatışması tezi değil, ittifakı dünyaya hâkim olacaktır. Biz buna inanıyor ve bunun için gayret sarf ediyoruz. Yine yakın coğrafyamızda mezhep farklılıkları üzerinden, Müslümanı Müslümana düşürüp kırdırmaya çalışanlar, din farklılıkları üzerinden asırlarca aynı sokağı, aynı şehri, aynı mahalleyi paylaşmış Müslümanları, Hıristiyanları, Sünnileri, Şiileri, Nusayrileri birbirinden ayırmaya çalışmaktadır. Bugün İslam dünyası, meydana getirilmeye çalışılan mezhep kavgaları ile zulüm, savaş, çatışma, insan hakları ihlâlleri, cinayetler, terör, ekonomik sıkıntılar, fakirlik, cehalet ve geri kalmışlığın pençesine itilmeye çalışılmaktadır. Temmuz 2014 Sayı: 283 13

Temmuz 2014 Sayı: 283 Türk Dünyası Bilgeler Zirvesi-Gönül Sultanları Buluşması Eskişehir de gerçekleştirildi Türk Dünyası Bilgeler Zirvesi-Gönül Sultanları Buluşması sempozyumu, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Kongre Merkezinde gerçekleştirildi. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, sempozyumun açılış programına katılarak bir konuşma yaptı. Konuşmasında medeniyetin en temel esasının bilgi olduğunu kaydeden Başkan Görmez, Bizim medeniyetimiz bir bilgi medeniyetidir. İslam medeniyetinde bilgi, varlığa takaddüm eder. Önce bilgi, sonra Allah a iman. Hatta bilgi imana takaddüm eder. Bizim medeniyetimizde bilgi kavramını üç önemli kavram ifade eder; ilim, hikmet ve marifet. Hikmetsiz ilim zayi hükümdür. Marifetsiz hikmet kıylı kaldir. Marifetin başı, insanın kendisini bilmesidir. Kendini bilmeyen rabbini bilmez. İlmin sahibine âlim, hikmetin sahibine hâkim, irfanın sahibine de arif diyoruz. Bilge, sadece bilgi sahibine denmez. Bilge, hem âlim, hem hâkim, hem de arif olana denir. İlmi hikmetten, hikmeti de marifetten ayırmayan kimsedir. Biz bilge derken, üçünü birden yaşanmış örnek bir hayata dönüştüreni kast ediyoruz. Sadece bilgi hamallarına âlim demiyoruz. Süslü yaldızlı söz sarf edene hâkim demiyoruz. Hikmetin arkasındaki bilgi kırıntılarına sahip olanlara arif demiyoruz. Bilge; hem arif, hem âlim, hem de hâkim olan kimsedir. şeklinde konuştu. Başkan Görmez, bilginin asıl yeryüzünde gerçekleştirmek istediği hikmeti, hikmetin gayesi olan marifeti bilebilmek için maveraya vakıf olmak gerektiğini belirterek konuşmasına şöyle devam etti: Mavera aynı zamanda tarihte bir coğrafyanın adıdır. Maveraünnehir medeniyetinin insanlığa armağan ettiği en önemli hususlardan biri, metodolojidir. Bilginin usûlünün oluşturulmasıdır. Nitekim usûlsüz vusül olmaz, vusülsüz de usûl olmaz. İşte bu bölgede fıkıh, Irak ta, Şam da doğan fıkıh burada bir usûle kavuşacaktır. Felsefe, hikmet, tefsir, hadis, usûl-ü fıkıh, usûl-ü hadis, usûl-ü din gibi nice ilimlerin en büyük kaynaklarının Maveraünnehir de, bilginin ve varlığın mevarasının tahsil edildiği bu bölgede ortaya çıktığına hepimiz şahit oluyoruz. İlmimiz çoğaldı âlimlerimiz azaldı, bilgimiz çoğaldı bilgelerimiz azaldı Anadolu daki İslam medeniyetini de Maveraünnehir de ortaya çıkan bu bilgeliğin inşa etti- Dinî Yüksek İhtisas kurslarında mezuniyet sevinci ğini, Hicaz da neşet eden ilmin, Maveraünnehir de hikmet ve marifete kavuştuktan sonra, Alperenlerin eliyle Anadolu ya taşındığını; Anadolu ve Rumeli de inşa edilen büyük medeniyetin büyük oranda Maveraünnehir de yetişen bilgeler ve gönül sultanları marifetiyle inşa edildiğini ifade eden Başkan Görmez, İlmimiz çoğaldı âlimlerimiz azaldı, bilgimiz çoğaldı bilgelerimiz azaldı. Bu toplantının bilgece bir söz ve davranışa vesile olmasını, bilgesi azalmış dünyaya bilgece bir aşı gerçekleştirmesini diliyorum. dedi. Sempozyum da, 70 akademisyen ve aydın, 3 gün boyunca, Türk dünyasına yön vermiş kanaat önderleri ile bilgelerin hayatları ve görüşlerini 10 oturum hâlinde anlattılar. Açılış programına Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Türk dünyasından davetliler, çok sayıda akademisyen, aydın ve sivil toplum kuruluşlarından temsilciler katıldı. Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Dinî Yüksek İhtisas kursiyerleri için mezuniyet programı düzenledi. Törene Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez de katılarak bir konuşma yaptı. Mezuniyet gününün Diyanet İşleri Başkanlığı için bir iftihar ve sevinç günü olduğunu belirten Başkan Görmez, mezun olan kursiyerlere hayatlarında başarılar dileyerek Dinî Yüksek İhtisas kursla- 14

rının Diyanet İşleri Başkanlığının en önemli müessesesi olduğunu kaydetti ve bu kursların icra ettiği fonksiyon ve yaptığı hizmet bakımından son derece önemli olduğunu vurguladı. İslam medeniyetinin bir ilim medeniyeti olduğunu ifade eden Başkan Görmez konuşmasını şöyle sürdürdü: Bugün İslam dünyasında yaşadığımız en büyük sorunlardan bir tanesi, malumat çok ama bu malumatı hayatla irtibatlı kılmakta, din ile hayat arasındaki irtibatı doğru kurmakta yaşadığımız sıkıntılardır. Belki ilim, hikmet ve marifet, üçü birden cem edilirse, bu sorunları ortadan kaldırmakta başarılı olabiliriz. İlim denildiği zaman birlikte amel-i salih gelir akla. Bilgi ahlakı, ilmin bir ahlak ve sorumluluğa dönüşmesi, Kur an ın ve Hz. Peygamberin üzerinde en çok durduğu husustur. Biz, ilmi hayatımıza aksettiremiyoruz, onu örnek bir hayata dönüştüremiyoruz. Belli bir tarihe kadar gelindiğinde, eline kitap alan herkes kendisinin âlim olduğunu iddia etmeye başladı İslam tarihinde âlim kavramının iki defa daralma, bir defa da parçalanma yaşadığını belirten Başkan Görmez, dini endişelerle âlim kavramının içeriğinin daraltıldığını söyledi. Belli bir tarihe kadar gelindiğinde, eline kitap alan herkesin âlim olduğunu iddia etmeye başladığını, âlim ile müçtehit tanımının zaman zaman birbirinin yerine ikame edilerek âlimin tanımının daraltıldığını ifade eden Başkan Görmez, Âlim dediğimiz zaman ilmi hayatında görmemiz gerekiyor. Eğer bugünkü insanların yaşadığı sorunlar arasında ilişki kuracak bir metoda sahip değilse, o zata âlim demek mümkün olmaz. şeklinde konuştu. Türkiye deki ilahiyat fakültelerinin ürettiği bütün ilimler, Müslümanların sorunlarını çözmeye yetmiyor İslam dünyasının büyük sorunları bulunduğuna dikkat çeken Başkan Görmez, Türkiye ye bir terazi kuralım. Terazinin bir kefesine Müslümanların bütün sorunlarını koyalım. Diğer kefesine de Türkiye deki ilahiyat fakültelerinin ürettiği bütün ilimleri, yazdıkları bütün kitapları, Diyanet İşleri Başkanlığının tüm personelinin sahip olduğu ilmi, Haseki Eğitim Merkezlerimizde tahsil edilen bütün ilimleri koyalım. Bu ilim bu sorunlarımızı çözmüyor. ifadelerini kullandı. İlkinin 1976 yılında İstanbul Haseki Eğitim Merkezi nde düzenlendiği ihtisas kurslarından, bugüne kadar toplam 2 bin 333 kişi mezun oldu. Bu yıl İstanbul, Konya, Erzurum, Kayseri, Trabzon ve Rize eğitim merkezlerinden 193 kişi mezun oldu. Mezun olan kursiyerlere diplomalarını Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez verdi. Törene Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Kâmil Yılmaz, Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. Ali Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığının üst düzey yöneticileri ve çok sayıda davetli katıldı. Temmuz 2014 Sayı: 283 Yaz Kur an kursları başladı Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yaz tatili boyunca Kur an, Siyer, ibadet, ahlak ve dinî bilgilerin verileceği yaz Kur an kursları, Ankara Ahmet Hamdi Akseki Camii nde düzenlenen törenle başladı. Camiye koşalım, Kuran la buluşalım temasıyla başlayan ve hafta içi her gün, her yaştan öğrencinin katılabileceği kursların açılışına binlerce çocuk katıldı. Açılışta konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, bugünün millet olarak sevinç günümüz olduğunu belirterek Allah ın dostları, Peygamberin sevgilileri, cennetin çiçekleri hoş geldiniz. Bugün millet olarak sevinç günümüz. Nasıl ki yaz geldiğinde, tabiat çiçek açtığında, bütün insanlığı bir sevinç, huzur kaplar. İşte bugün de camiler, cennetin çiçekleri olan çocuklarla buluştuğu için millet olarak sevinç içindeyiz. dedi. Diyanet İşleri Başkanlığının sayısız hizmet alanı olduğunu, ancak bunların içinde en önemlilerinden birinin yaz kursları olduğunu belirten Başkan Görmez şöyle konuştu: Yaz kursları Diyanet İşleri Başkanlığının en önemli hizmetlerindendir. Bugün ülkemizin dört bir tarafından camiyle buluşan, Kur an ı, Peygamberimizin hayatını öğrenmeye gelen, camiyle, mihrapla, minberle tanışmaya gelen bütün yavrularımıza hayırlı olsun. Allah ın evlerine hoş geldiniz. Kıymetli anne babalar, gözümüzün nuru, kalbimizin süruru çocuklarımızı, Allah bizlere bağışlasın. Lütfen onları Kur an sız, camisiz bırakmayın. Onlar, inançlarıyla, kitaplarıyla, Peygamberleriyle tanışsınlar. Benliklerini, kişiliklerini kazansınlar. Müslüman kimlikleriyle yaşasınlar. Hizmet verecek din gönüllülerine de seslenen Başkan Görmez, Kardeşlerim, lütfen her bir yavrumuzu Allah ın en büyük emaneti olarak kabul edelim. Hiçbir zaman onların zihinlerinde kötü denilebilecek bir iz bırakmayalım. Peygamberimizin çocuklara davrandığı gibi davranalım. Secdede çocuk sırtına bindiği için secdesini uzatan, çocuk ağladığında namazı kısa kesen, hutbedeyken kendisine gelen çocuğu inip kucağına alan öyle hutbe veren bir peygamberin ümmetiyiz. Cami cemaatimiz, lütfen onlara surat asmayın, in- 15

Temmuz 2014 Sayı: 283 citecek söz söylemeyin. Onların camiyle buluşmaları bütün ülkemizin, milletimizin, dünyanın rahmetle kaplanması anlamına geliyor. dedi. Programa katılan Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Kâmil Yılmaz da yapığı konuşmada, camilerin çocuklarla güzelleştiğini belirterek Camilerimiz sizlerle güzelleşti, çünkü siz hayatın güzelliğisiniz. Okullar kapandı camilerimiz açıldı. Bir işten boşa çıkınca yeni bir işe başlamak esastır. Siz de öyle yaptınız, camiye koştunuz. Kur an ı, namaz kılmayı öğreneceksiniz. Camiyle tanışacaksınız. Camide sevgiyi, saygıyı, paylaşmayı, yardımlaşmayı, kardeşliği, dayanışmayı öğreneceksiniz. Oyun atmosferi içinde sıkılmadan buradan güzelliklerle ayrılacaksınız. diye konuştu. Yaz Kur an kursları açılış programında çocuklardan oluşan tasavvuf müziği korosu ilahiler seslendirirken, bazı çocuklar Kur an okudu, ezan ve şiirler söylediler. Programın ardından çocuklara dondurma ikram edildi. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yaz kurslarına katılacak öğrencilere dağıtılmak üzere kitaplar hazırlandı. Geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da öğrencilere ulaştırılacak kitaplar ücretsiz olacak. İl Müftüleri Brifing Çalıştayı Mardin ve Şırnak ta yapıldı Diyanet İşleri Başkanlığı Merkez- Taşra buluşmaları kapsamında düzenlenen, İl Müftüleri Brifing Çalıştayı nın 44 ve 45 incisi Mardin ve Şırnak ta gerçekleştirildi. Çalıştaylara, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Dr. Ekrem Keleş, Din İşleri Yüksek Kurulu Başkan Vekili Zeki Sayar, Yönetim Hizmetleri Genel Müdürü Kemal Uludağ, İnsan Kaynakları Genel Müdürü Osman Tıraşçı, Basılı Yayınlar Daire Başkanı Yunus Akkaya, Atama I Daire Başkanı Recep Sönmez, Bütçe ve Performans Daire Başkanı Nevzat Birlikci, Hizmetiçi Eğitim ve Rehberlik Daire Başkanı Kadir Dinç, Malzeme Yönetimi ve Satın Alma Daire Başkanı Haydar Bekiroğlu, Hac Hizmetleri Daire Başkanı Remzi Bircan, Diyanet İşleri Uzmanı Dr. Ahmet Çekin ve Diyanet İşleri Uzman Yardımcısı Yusuf Tunç, Mardin İl Müftüsü Dursun Ali Coşkun, Şırnak İl Müftüsü Ahmet Özkan, ilçe müftüleri, vaiz, imam-hatip ve Kur an kursu öğreticilerinden temsilciler katıldı. İl ve ilçe müftülükleri tarafından yürütülen hizmetleri yerinde görmek, değerlendirmek, ileriye dönük hizmetler konusunda istişarelerde bulunmak ve karar almak maksadıyla yapılan çalıştaylarda, Mardin İl Müftüsü Dursun Ali Coşkun, Şırnak İl Müftüsü Ahmet Özkan, müftülük ve personel ilişkileri, halkla ilişkiler, diğer kurumlarla ilişkiler, sorunlar, ihtiyaçlar, projeler, ilde yürütülen faaliyetler ve köylerde yürütülen hizmetlerle ilgili birer sunum yaptılar. Daha sonra toplantıya katılan il ve ilçe müftüleri ve değişik unvanlarda görev yapan temsilciler, yürüttükleri hizmetler hakkında bilgi sundular. Başkan Yardımcısı Dr. Ekrem Keleş, Din İşleri Yüksek Kurulu Başkan Vekili Zeki Sayar, İnsan Kaynakları Genel Müdürü Osman Tıraşçı, daire Katılım Bankaları ile İlgili Bazı Problemler konulu çalıştay yapıldı başkanları ve uzmanlar toplantılarda yaptığı konuşmalarda, kendi alanları ile ilgili Başkanlıkça yürütülen plan ve projeler hakkında bilgi verdiler ve yörenin sorunlarına yönelik çözüm önerileri sundular. Başkan Yardımcısı Dr. Ekrem Keleş toplantılarda yaptığı konuşmalarda, düzenlenen bu toplantılarla Başkanlığın ülkemizin her köşesine eşit hizmet verilmesini amaçladığını söyledi. Ülkemizin manevi havasına yeni ve aktif bir ivme kazandırmayı amaçladıklarını dile getiren Başkan Yardımcısı Keleş, Diyanet İşleri Başkanlığının geçmişi ve bugünü hakkında katılımcılara bilgi vererek Başkanlıkça yöreye yönelik yürütülen hizmetler hakkında bilgi verdi. Din İşleri Yüksek Kurulu, Katılım Bankalarının çalışma yöntemini ilgilendiren konularda, vatandaşlarımızın Kurula yönelttikleri dinî soruların cevaplandırılmasında karşılaşılan bazı problemleri müzakere etmek üzere, 05.05.2014 tarihinde Din İşleri Yüksek Kurulu Toplantı Salonunda, Katılım Bankaları ile İlgili Bazı Problemler konulu bir çalıştay düzenledi. Çalıştayda, Kâr payı ile Faiz oranları arasındaki fark, Borcunu ödemeyen ya da geciktiren borçlu ile ilgili işlem, Murabaha yöntemiyle satış, Kiralama-finansal kiralama (leasing) işlemleri, Altın Hesabı ile ilgili uygulamalar, Kredi Kartı Kullanımı ve Finansman araçları katılım bankalarınca gerçekleştirilen; Sukuk, Foreks, Teverruk, vb. uygulamalar konuları ele alınarak tartışıldı. 16

Başkan Görmez, köşe yazarlarıyla buluştu Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez İstanbul Sepetçiler Kasrı nda, köşe yazarlarıyla akşam yemeğinde bir araya geldi. Başkan Görmez buluşmada, 2014 yılı Ramazan ayı temasını köşe yazarlarıyla paylaşarak her yıl Ramazan ayında toplumsal bir farkındalık oluşturmak amacıyla bir tema belirleyen Diyanet İşleri Başkanlığının, bu yıl da Hiç Kimse Kimsesiz Kalmasın başlığını tema olarak belirlediğini söyledi. Ramazanın insanlara birbirlerini sevmeyi, kardeşliği ve hürriyeti öğreten bir okul olduğunu belirten Başkan Görmez, modern zamanların insanının her şeyi dönüştürdüğü gibi Ramazanı da nasıl dönüştürdüğünü şöyle ifade etti: Ramazan ayı aslında bütün Müslümanlar için çok büyük bir imkân. Ancak şöyle bir tehlike ile karşı karşıyayız, modern insan modern zamanlarda her şeyi dönüştürdüğü gibi kendi elinde dini ve dindarlığı da dönüştürebiliyor. Ramazan bizi değiştirmeye geliyor ama biz Ramazanı değiştirmeye başlıyoruz. Ramazan, Allah ın insanlara özgürlüğü, kardeşliği, birbirlerini sevmeyi, hürriyeti öğrettiği bir okuldur. Ramazan aylarını çok iyi değerlendirerek Ramazanın o manasını, muhtevasını kaybetmemesini, her şeyi dönüştüren insanın elinde Ramazanın dönüşmemesini, Ramazanın bizi dönüştürmesini sağlamak için her sene milletimizin karşısına bir tema ile çıkmayı uygun gördük. Her yıl Ramazan ayı geldiğinde, Ramazanın manevi rahmet iklimini fırsat bilerek bir konuyu toplumumuzun gündemine taşımaya çalışıyoruz. Bu sene Hiç Kimse Kimsesiz Kalmasın başlığı altında bir toplumsal farkındalık oluşturmaya çalışacağız. Bu temanın beş başlık altında ele alınacağını ifade eden Başkan Görmez, bu temayla toplumda hasar görmüş beş konuya da dikkat çekeceklerini belirtti. İnsanlığı bekleyen en ciddi hastalık olarak görülen modern yalnızlığın da işlendiği konular arasında mülteciler, sokak çocukları, yetimler ve yaşlılar yer alıyor. Her bir başlığın önemine dikkat çeken Başkan Görmez, Modern yalnızlık, modern zamanların ciddi bir hastalığı olmaya başladı. Bu hastalık henüz ülkemizi sarmaya başlamadı ama dünyamızı sarmaya devam ediyor. Her türlü hazzın ve hızın arasında sıkışmış, her türlü imkâna, lükse sahip olan insanların, kalabalıklar arasında nasıl yalnızlaştığını acı bir şekilde izliyoruz. Kimsesizlik sadece her şeyini kaybedenlerin karşılaştığı zor bir durum değildir. Her şeye sahip oldukları hâlde kimsesiz olan insanlar var. dedi. Yaralı yürekler, mülteciler Türkiye nin artık bir mülteciler ülkesi olduğunu hatırlatan Başkan Görmez, bugün dünyada 50 milyonu aşan mültecinin bulunduğunu, Türkiye de ise 1,5 milyonu aşan mülteci olduğunu belirterek şöyle dedi: Türkiye nin her şehrinde sokakta yatan bir Suriyeli genç, kadın, yaşlı görebiliyorsunuz. Oralarda yaşayan insanlardan ne tür yaralı bilinçlerin ortaya çıkacağını, nasıl bölünmüş kimliklerin oluşacağını, bu çocuklardan ilerde nasıl bir topluluk oluşacağını, bütün bilim adamlarının oturup düşünmesi gerekiyor. Eğitimsiz yetişen nice çocuklar var. Bunu sadece BM nin mülteciler dairesine havale etme lüksüne sahip değiliz. Ne derece ilgi gösterdikleri de hepinizin malumudur. Bunu sadece devletten beklemekte doğru değildir. Devlet her imkânını sunsa da bu insanlık sorununu ortadan kaldırmaz. Biz Türkiye deki bu mülteci kardeşlerimizle asırlar boyu aynı tarihi, kültürü, inancı paylaştık. Hiçbir çocuğumuz sokakta kalmasın Müslümanların yaşadığı en büyük sorunlardan birinin de değerler hiyerarşisini kaybetmesi olduğunu ifade eden Başkan Görmez, Dini sadece ritüellerden ibaret kabul etmek, din hizmetini sadece cami hizmeti olarak görmek, İslam a yapılacak en büyük haksızlıktır. Dünyanın herhangi bir yerinde akan kanı durdurmayı, akan gözyaşını silmeyi, dinin bir ilkesi olarak kabul etmeliyiz. Sokak çocukları, üzerinde durmamız gereken bir konu olarak karşımızda duruyor. Sayıları azalsa da hâlâ böyle bir sorunla karşı karşıyayız. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak sokak çocuklarını takip ediyoruz. Müftülerimiz şehirlerinde bu konunun ciddi takipçisidirler. Son beş yılda azaldığını görüyoruz ama hâlâ böyle bir sorunumuz var. dedi. Devlet yetimhane kurar ama yetim başı okşayamaz İslam İşbirliği Teşkilatı nın Türkiye nin müracaatıyla 15 Ramazanı, Dünya Yetimler Günü olarak kabul ettiğini belirten Görmez, Sosyal devlet ilkesiyle her şeyi çözemezsiniz. Devlet yetimhane kurar ama yetim başı okşayamaz. Yetimler konusunda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığıyla da yaptığımız çalışmalar var. Yetimler konusu da bu Ramazanda ele alacağımız, toplumsal farkındalık oluşturmaya çalışacağımız bir konudur. diye konuştu. İçinde yaşlısı olan bir ev asıl huzurevidir Her evin bir huzurevi olmasını istediklerini ifade eden Başkan Görmez, İçinde yaşlısı olan bir ev asıl huzurevidir. Devlet huzurevi kurar ama, o yaşlı insanların kalbini şad etme imkânına sahip olmaz. Anne babaya öf bile dememeyi öğreten bir kitabın mensuplarının belli bir yaşa geldikten sonra anne babasını, yaşlısını; torunlarından, çocuklarından ayırmak insanlığın önemli bir sorunudur. Modern dünyanın önemli bir sorunudur. dedi. Temmuz 2014 Sayı: 283 17

Temmuz 2014 Sayı: 283 Ezine Müftülüğü yeni hizmet binasına kavuştu Çanakkale-Ezine Müftülük hizmet binası, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Dr. Ekrem Keleş in katıldığı törenle hizmete açıldı. Hayırsever vatandaşların katkılarıyla inşa edilen binanın açılışında konuşan İlçe Müftüsü Ahmet Yaylalı, İlçe Müftülüğü tarafından gerçekleştirilen hizmetleri anlattı. Başkan Yardımcısı Dr. Ekrem Keleş de yaptığı konuşmada, Başkanlık olarak asli görevlerinin vatandaşları dinî ve güncel konularda bilgilendirmek ve onlara rehberlik yapmak olduğunu belirterek binanın yapımında yardımda bulunan hayırseverlere teşekkür etti. Dr. Ekrem Keleş, İl Müftüsü İbrahim Öcüt, Ezine Kaymakamı Ali Fuat Atik ve İlçe Belediye Başkanı Haluk Babaoğlu nun birlikte kurdeleyi kesmesiyle bina hizmete açıldı. Tören, Başkan Yardımcısı Dr. Ekrem Keleş in yaptığı duanın ardından, davetlilere sunulan ikramlarla sona erdi. Kutlu Doğum Etkinlikleri Bursa Bursa Eğitim Merkezinde tashih-i huruf eğitimi gören Kur an kursu öğreticileri hafta etkinlikleri kapsamında, Din Samimiyettir konulu bir etkinlik düzenlediler. Kursiyerlerden oluşan tasavvuf musikisi korosunun seslendirdiği ilahi ve kasidelerle başlayan programda, Bursa Eğitim Merkezi Müdürü Yusuf Sarıkaya da bir konuşma yaparak haftanın anlam ve önemini anlattı. Eğitim Görevlileri Ahmet Kaya ve Kemal Eyüpoğlu ile Nilüfer Müftülüğü Şube Müdürü İsmail Köse programda yaptıkları konuşmalarda, Peygamberimizin örnek ahlakı ile din ve samimiyet konusunu anlattılar. Vaiz kursiyerler ise Dinde, İşte ve Dilde Samimiyet konulu bir sempozyum düzenlediler. Eğitim Merkezi Müdürü Yusuf Sarıkaya, sempozyumun açılışındaki konuşmasında, merkezde yürütülen eğitim hizmetleriyle ilgili bilgi verdi. İl Müftüsü Prof. Dr. M. Emin Ay, sempozyumda bir değerlendirme konuşması yaparak Peygamberimizin samimiyet anlayışına vurgu yaptı. Toplantıya, Büyükşehir Belediye Başkan vekili ile belediye başkanları temsilcileri, İlim Yayma Cemiyeti Bursa Şubesi başkanı, İl Milli Eğitim müdür yardımcıları ve çok sayıda vatandaş katıldı. Bu arada, din görevlilerinden oluşan tashih-i huruf kursiyerleri, cezaevi ve huzurevini ziyaret ettiler. Etkinlikler kapsamında düzenlenen Kur an ziyafeti programının sonunda Kızılay a kan bağışında bulunuldu. Bahçelievler İstanbul-Bahçelievler İlçesi Nurettin Topçu Kültür Merkezinde düzenlenen Kutlu Doğum programında, Hz. Peygamber, Din ve Samimiyet konusu anlatıldı. Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği programa, İstanbul İl Müftüsü Prof. Dr. Rahmi Yaran, Bahçelievler Kaymakamı Mehmet Ali Özyiğit, Bahçelievler Müftüsü Ömer Faruk Bilgili, Belediye Başkanı Osman Develioğlu, İlçe Milli Eğitim Müdürü Basri Özbay da katıldı. Kur an-ı Kerim tilavetiyle başlayan program, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan, Din ve Samimiyet konulu sinevizyon gösterimiyle devam etti. Müftü Ömer Faruk Bilgili, programın açılışında yaptığı konuşmada, Kutlu Doğum programlarının milletimizin manevi duygularına katkılarını anlattı. İl Müftüsü Prof. Dr. Rahmi Yaran da içinde bulunduğumuz çağda en çok ihtiyaç olan samimiyetin önemini, ayet ve hadislerle anlattı. Programın sonunda liseler arasında düzenlenen yarışmada dereceye giren öğrenciler, umre, bilgisayar, tablet ve çeşitli hediyelerle ödüllendirildi. Gaziemir İzmir-Gaziemir Müftülüğünün, hafta dolayısıyla Merkez Emir Sultan Camii nde düzenlediği programda, Hz. Peygamber, din ve samimiyet konusu anlatıldı. Haftanın anısına, Emir Sultan Camii nde ebru, tezhip ve hat sergisi açıldı. Programda, Aktepe Kur an Kursu minikler sınıfının hazırladığı etkinlikler yoğun ilgi gördü. Programın ardından, Kur an kursları yararına düzenlenen kermes ile kitap standının açılışı yapıldı. Hafta münasebetiyle İlçe Müftülüğü ve Kızılay ın işbirliğiyle düzenlenen kan bağışı kampanyasına, vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi. Emir Sultan Camii nde gerçekleştirilen Kur an ziyafetinin ardından, Kur an kurslarında ve camilerde okunan 1443 hatmin duası yapıldı. Merkez Camii İmam-Hatibi Hüsamettin Karadaş, Hz. Osman Camii Müezzin-Kayyımı İlhan Temur, Kestanepazarı Kur an Kursu Öğreticisi İbrahim Eker, İstanbul Eyüp Sultan Camii İmam-Hatibi Erhan Mete ve İstoç Camii İmam- Hatibi Bünyamin Topçuoğlu nun Kur an tilavetleri, davetlilere duygulu anlar yaşattı. Ayrıca İlçe Müftülüğü, geçen yıl 571 gül dikerek oluşturduğu Kutlu Doğum Hatıra Ormanına, bu yıl da 1444 fidan dikti. Fidan dikim törenine Gaziemir Kaymakamı Şerafettin Tuğ, İlçe Müftüsü Mustafa Temel, daire amirleri, öğrenciler ve çok sayıda vatandaş katıldı. Hizan Bitlis-Hizan İlçe Müftülüğü, hafta etkinlikleri kapsamında Merkez Camii nde okunan mevlit programının ardından, vatandaşlara çeşitli ikramlarda bulunuldu ve gül dağıtıldı. Kutlu Doğum konseri ve sema gösterisiyle program sona erdi. Etkinlikler çerçevesinde, kamu kurum ve kuruluşları, okullar ve hastaneler ziyaret edildi. Haftanın önemi anlatılarak gül ve kitap hediye edildi. Devlet hastanesinde tedavi gö- 18

ren hastalar ve hasta yakınları, ziyaretten duydukları memnuniyeti dile getirerek Müftülük yetkililerine teşekkür ettiler. Dulkadiroğlu Kahramanmaraş-Dulkadiroğlu İlçe Müftülüğü, hafta münasebetiyle Merkez Doğukent Camii nde, Cuma namazı çıkışı vatandaşlara çeşitli ikramlarda bulundu. Hafta kapsamında Kızılay a kan bağışı da yapıldı. Din görevlileri ve vatandaşların büyük ilgi gösterdiği kampanya hakkında bilgi veren İlçe Müftüsü Beyazıt Kanat, kan bağışı kampanyasına gösterilen ilgiden duyduğu memnuniyeti dile getirerek kan verenlere teşekkür etti. Kutlu Doğum bilgi yarışmasında dereceye girenlere ödüllerinin verilmesinin ardından, Kutlu Doğum programı sona erdi. Ayrıca İl Müftülüğü Uzman Vaizi İsmet Kalkan, sinevizyon eşliğinde kadınlara yönelik, Din ve Samimiyet konulu bir konferans verdi ve sakalı şerif ziyareti yapıldı. Eskipazar Karabük-Eskipazar Müftülüğü, hafta etkinlikleri kapsamında, Çok Programlı Lisesi Salonunda, Başkanlığımız Rehberlik ve Teftiş Başkanı Doç. Dr. İsmail Karagöz ün konuşmacı olarak katıldığı, Hz. Peygamber, Din ve Samimiyet konulu bir konferans gerçekleştirdi. Programa, İlçe Kaymakamı Abdullah Kadıoğlu, İlçe Müftüsü Mahmut Rauf Arcaklıoğlu, Belediye Başkanı Dursun Baş, Emniyet Amiri Mehmet Hepcan, İl Müftü Yardımcısı Mehmet Türkoğlu, ilçe müftüleri, daire amirleri, din görevlileri, Kur an kursu öğreticileri ile vatandaşlar katıldı. Müftülük Tasavvuf Musiki Korosunun seslendirdiği ilahi ve kasidelerin ardından, Peygamberimize mektup, siyer-i nebi, 40 hadis okuma yarışmalarında dereceye giren öğrenci ve kursiyerlere çeşitli ödüller verilmesiyle program sona erdi. Cumayeri Düzce-Cumayeri İlçe Müftülüğü, Çok Programlı Lise Konferans Salonunda, Başkanlığımız Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdürü Enver Günenç in konuşmacı olarak katıldığı, Hz. Peygamber, Din ve Samimiyet konulu bir program tertip etti. Programa, İl Müftü Yardımcıları Harun Bayraktutar, Ahmet Büyükgül ve Ünal Baş, İlçe Müftüsü Ahmet Aktürkoğlu, Belediye Başkanı Recep Tuna, Garnizon Komutanı Fahri Karademir, Emniyet Amiri Vekili Musa Özçakır, Çilimli Müftüsü Feyzi Odabaşı, Akçakoca Müftüsü Mehmet Taşçı, siyasi partilerin temsilcileri, daire amirleri ile davetliler katıldı. İmam-hatip okulu öğrencilerinden oluşan ilahi korosunun seslendirdiği ilahilerle program son buldu. Ayrıca, Merkez Yeni Camii nde düzenlenen mevlit programında vatandaşlara ikramlarda bulunuldu. Vaiz Alaeddin Kılıç ın yaptığı duayla program sona erdi. Diğer yandan Türk Polis Teşkilatının 169. yıl dönümü münasebetiyle, şehitler için Cumayeri Merkez Camii nde düzenlenen mevlit programı, vatandaşlar tarafından yoğun ilgi gördü. İlçe Müftüsü Ahmet Aktürkoğlu nun yaptığı vaaz ve duayla program son buldu. Serik Antalya-Serik Müftülüğünce, hafta dolayısıyla hastane ziyaretleri gerçekleştirerek yeni doğan bebekler ile annelerine hediyeler takdim edildi. Hastanelerde tedavi gören hastaları da ziyaret eden İlçe Müftüsü Dr. Abdulkadir Karakuş ve beraberindeki heyet, hastalara acil şifalar dileyerek haftanın anısına kitap ve gül hediye ettiler. Yeni doğan bebeklerin kulağına ezan ve kamet okuyan Müftü Karakuş, hastane çalışanları ile hastalara gül takdim etti. Bu arada, İlçe Müftüsü Dr. Abdulkadir Karakuş, Belek Dinler Bahçesindeki kilisede düzenlenen Paskalya ayinine katılarak bir konuşma yaptı. Yüce Allah ın dinleri, insanların huzur ve mutluluğu için gönderdiğini belirten Müftü Karakuş, Dinî farklılıklarımızı kavga vesilesi kılmadan, birbirimizin tercihlerini saygıyla karşılayarak yaşadığımız mekânları huzur yurtları yapmalıyız. dedi. Hafta etkinlikleri kapsamında, Kepez Erdem Beyazıt Kültür Merkezi Konferans Salonunda, Diyanet İşleri Başkanlığı Hizmetiçi Eğitim ve Rehberlik Daire Başkanı Kadir Dinç in konuşmacı olarak katıldığı bir konferans düzenledi. Konferansın sonunda davetlilere gül ve hadis kartelası hediye edildi. Diğer yandan din görevlilerine yönelik Kur an-ı Kerim i güzel okuma kursu düzenlendi. Kursta kursiyerlere, Kepez Gülveren Camii İmam- Hatibi Yusuf Demirci tarafından, tashih-i huruf, meharici huruf, tecvit, harf ve kıraat talimi konularında dersler verildi. Kozlu Hafta etkinlikleri çerçevesinde, Zonguldak-Kozlu İlçe Müftülüğü tarafından düzenlenen, Hz. Peygamber, Din ve Samimiyet konulu konferansı, İlçe Kaymakamı Ahmet Karakaya, İlçe Müftüsü İsa Aktaş, Emniyet Müdürü Serkan Şahin, Müftü Yardımcısı Bahtiyar Taranoğlu, siyasi parti temsilcileri, sendika temsilcileri, kurum amirleri, din görevlileri, Kur an kursu öğreticileri ile vatandaşlar ilgiyle takip etti. İlçe Müftüsü İsa Aktaş, açılışta yaptığı konuşmada, gerçekleştirdikleri din hizmetleri ve faaliyetleri anlatarak hafta etkinlikleri ile ilgili bilgi verdi. Haseki Öğretim Görevlisi Ali Rıza Temel de Hz. Peygamber, Din ve Samimiyet konulu konferansında, Peygamberimizin hayatından örnekler verdi. Din görevlileri tarafından kamu-kurum ve kuruluşları, esnaf, vatandaşlar, hastaneler ve şehit aileleri ziyaret edilerek gül ve Hz. Muhammed, Din ve Samimiyet konulu kitap dağıtıldı. Camilerde ve Kur an kurslarında programlar düzenlenerek din görevlilerince hatimler okundu, dualar yapıldı. Çat Erzurum-Çat İlçe Müftülüğünce, YBO Çok Amaçlı Konferans Salonunda, Yeni Camii Kız Kur an Kursu Öğreticisi Elif Söğütlü nün konuşmacı olarak katıldığı, Din Samimiyettir konulu bir konferans gerçekleştirildi. İlçe Müftüsü M. Sadık Kılıç ın açılış konuşmasının ardından, Parmak- Temmuz 2014 Sayı: 283 19

Temmuz 2014 Sayı: 283 sız Kur an Kursu Öğretmeni Duygu Taş ın seslendirdiği ilahiler ve öğrencilerinin şiir dinletileri, programa renk kattı. Program, sakalı şerif ziyareti ve dualarla sona erdi. Ayrıca, Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nihat Yatkın ın konuşmacı olarak katıldığı, Hz. Peygamber, Din ve Samimiyet konulu konferans yoğun ilgi gördü. Onu daha iyi anlamamız ve öğretilerini hayatımıza tatbik etmemiz gerektiğini belirten Yatkın, bütün peygamberlerin gönderiliş gayelerinin insanoğlunu, diğer varlıklardan ayıran samimiyet ve içtenlik duygularını yeniden tesis etmek olduğunu söyledi. İnebolu Kastamonu-İnebolu İlçe Müftülüğü, hafta etkinlikleri kapsamında Belediye Düğün Salonunda, Diyanet İşleri Başkanlığı Süreli Yayınlar ve Kütüphaneler Daire Başkanı Dr. Faruk Görgülü nün konuşmacı olarak katıldığı, Hz. Peygamber, Din ve Samimiyet konulu bir konferans düzenledi. Programa, İlçe Kaymakamı Gökhan Görgülüarslan, ilçe müftüleri, siyasi parti temsilcileri, daire amirleri ile vatandaşlar büyük ilgi gösterdi. Dr. Görgülü konferansta, ecdadımızın Hz. Peygambere verdiği değeri anlatarak bugün Hz. Peygamberi yeteri kadar anlayamadığımızdan bahsederek samimiyetin, dinin özü olduğuna dikkat çekti. Dr. Faruk Görgülü, Diyanet İşleri Başkanlığı Sosyal ve Kültürel İçerikli Din Hizmetleri Daire Başkanı iken, Kastamonu İl Müftüsü olarak atanan Osman Aydın ı makamında ziyaret ederek yeni görevinde başarılar diledi. Ziyaretin ardından Kur an kursu öğrencileri tarafından açılan kermese katıldı. Boztepe Kırşehir-Boztepe İlçe Müftülüğü tarafından düzenlenen Kutlu Doğum Haftası programlarına, İl Müftüsü Mehmet Şahin, Kaymakam İbrahim Cengiz, Belediye Başkanı Ramazan Aydın, İlçe Müftüsü Talat İlbahar, din görevlileri, daire amirleri, öğrenciler ile çok sayıda vatandaş katıldı. İlçe Müftüsü Talat İlbahar ın açılış konuşmasının ardından, Hz. Peygamber, Din ve Samimiyet konulu bir konferans veren İl Müftüsü Mehmet Şahin, Peygamberimizin hayatından örnekler verdi. Okullar arasında yapılan şiir ve kompozisyon yarışmalarında dereceye giren öğrencilere ödüllerinin takdiminin ardından katılımcılara Kutlu Doğum Pilavı, gül ve karanfil dağıtıldı. Vakfıkebir Hafta nedeniyle Trabzon-Vakfıkebir İlçe Müftülüğünce Sabri Bahadır Kültür Merkezinde kadınlara yönelik, Din ve Samimiyet konulu bir konferans düzenlendi. Vaiz Nuray Özben in konuşmacı olarak katıldığı konferansı İl Müftü Yardımcısı Ahmet Tokdemir, İlçe Müftüsü Hüseyin Köksal, kız Kur an kursu öğreticileri ve öğrencileri ile çok sayıda kadın ilgiyle takip etti. Programın açılışında konuşan İlçe Müftüsü Hüseyin Köksal ve İl Müftü Yardımcısı Ahmet Tokdemir, Peygamberimizi anlamadan İslam dinini anlamanın mümkün olamayacağını söylediler. Vaiz Nuray Özben de konferansında, ibadetlerde samimiyet ve Peygamberimizin hayatında samimiyeti örneklerle anlattı. Ayrıca İlçe Müftüsü Hüseyin Köksal, Vaiz Osman Öztürk, din görevlileri ve eşleri, hafta münasebetiyle Vakfıkebir Devlet Hastanesindeki personeli ve hastaları ziyaret ederek geçmiş olsun dileklerinde bulundular ve hastanedekilere gül dağıttılar. Hafta etkinlikleri kapsamında Kur an kursu öğreticileri tarafından, geliri kadın Kur an kurslarına bağışlanmak üzere bir kermes düzenlendi. İl Müftüsü Keramettin Demir, Hz. Peygamber, Din ve Samimiyet konulu konferans verdi. Konferans, din görevlileri ve vatandaşlar tarafından ilgiyle takip edildi. Öte yandan ilçede, din görevlilerine yönelik düzenlenen ve Formatör Öğretici Ali Dunay tarafından verilen hizmetiçi eğitim kursunda, din görevlilerine Kur an öğretimindeki usuller, ezber, yüzüne, tecvit, tashih-i huruf derslerinin yanında, hutbe, ezan, sala, müezzinlik konularında dersler verildi. Erbaa Tokat-Erbaa Müftülüğü tarafından hafta münasebetiyle düzenlenen, Hz. Peygamber, Din ve Samimiyet konulu konferansa, Kaymakam Abdulkadir Demir, İl Müftü Vekili Selahattin Şanver, Belediye Başkanı Hüseyin Yıldırım ile çok sayıda davetli katıldı. Programın açılış konuşmasını yapan İlçe Müftüsü Mehmet Ceylan, Peygamberimiz (s.a.s.) in doğumunun 1443. senesinde, Hz. Peygamber, Din ve Samimiyet temasıyla kutlanılan haftada, çeşitli etkinlikler gerçekleştirdiklerini söyledi. Erbaa Müftülüğü Tasavvuf Musikisi Korosunun seslendirdiği ilahilerin ardından, Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı Dr. Fatih Mehmet Aydın, Samimiyetin Fert ve Toplum Açısından Önemi konulu bir konferans verdi. Müftülük tarafından düzenlenen şiir ve kompozisyon yarışmasında dereceye giren ilk ve orta öğretim öğrencileri ile kırk hadis ezberleme yarışması ve kız Kur an kursları arası bilgi yarışmasında dereceye giren öğrencilere hediyelerinin verilmesiyle program sona erdi. Tufanbeyli Adana-Tufanbeyli Müftülüğü, hafta etkinlikleri kapsamında, Hükümet Konağı Konferans Salonunda, Hz. Peygamber, Din ve Samimiyet konulu bir konferans düzenledi. Tufanbeyli Müftü Vekili Mükremin Çabuk açılışta yaptığı konuşmada, Kutlu Doğum Haftası hakkında bilgi verdi. Feke Müftüsü Ahmet Müjdeci de verdiği, Hz. Peygamber, Din ve Samimiyet konulu konferansta, Hz. Muhammed in yeryüzünde ismi en çok zikredilen insan olduğunu söyledi. Programın sonunda, öğrenciler arasında düzenlenen Peygamberimize mektup, şiir ve kompozisyon yarışmalarında dereceye girenlere hediyeler verildi. Kız Kur an kursu öğrencileri arasında yapılan, Kur an-ı Kerim i Yüzünden Okuma yarışmasında dereceye giren öğrencilere çeşitli hediyeler verildi. Davetlilere kitap ve gül takdim edilmesinin ardından prog- 20