KAPALI TAM ENDOSKOPİK



Benzer belgeler
MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler

Sigara sağlığa zararlı olmasına rağmen birçok kişi bunu bile bile sigara kullanmaktadır. En yaygın görülen zararlı alışkanlıkların içinde en başı

Sağlıklı hayat.

Prof. Dr. Ferit Çiçekçioğlu, Yrd. Doç. Ertan Demirdaş, Yrd. Doç. Dr. Kıvanç Atılgan

PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ

Kanserin sebebi, belirtileri, tedavi ve korunma yöntemleri...

GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU)

Reflü Hastaları Ne Yapmalı?

9. Sigarayı bırakma zamanı

Kalp Kapak Hastalıkları

HEPATİTLER (SARILIK HASTALIĞI) VE KRONİK BÖBREK HASTALIKLARI VE

KALP KRİZİNDE İLK MÜDAHALE VE STENTLİ HASTANIN YAŞAMI. Uzm.Dr. Selahattin TÜREN Kardiyoloji Bölümü

Kalp Hastalıklarından Korunma

PLASTİK CERRAHİ MEME ESTETİĞİ

HODGKIN DIŞI LENFOMA

TC. SAĞLIK BAKANLIĞI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ. ERİŞKİN İSTMİK SPONDİLOLİSTEZİS (Bel Kayması) HASTA BİLGİLENDİRME BROŞÜRÜ

Rahim Ağzı Kanseri Korkulu Rüyanız Olmaktan Çıkıyor

BÖBREK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Böbrekler ne işe yarar?

Sağlıklı Kan Basıncı Sağlıklı Kalp Atımı

Meme Sağlığı Merkezi

ÇEVİRMEN İHTİYACI Çevirmen gerekli miydi? Evet Hayır Gerekli ise onam sırasında nitelikli bir çevirmen yanınızda var mıydı?

Sigaranın Vücudumuza Zararları

Prof. Dr. Pınar AYDIN O DWEYER

KALP KRİZİ UZ.DR.MUHAMMET HULUSİ SATILMIŞOĞLU

Vücutta dolaşan akkan sistemidir. Bağışıklığımızı sağlayan hücreler bu sistemle vücuda dağılır.

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR!

Damar Tıkanıklığı Nedir ve Belirtileri Nelerdir?

Şişmanlık (obezite); sağlığı bozacak düzeyde vücutta yağ miktarının artmasıdır.

Hipertansiyon. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015

GEBELİK VE LOHUSALIK

Çocuklarda İnmemiş Testis

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

DİYABET NEDİR? Özel Klinik ve Merkezler

Kansız kişilerde görülebilecek belirtileri

Ayberk Eskrim Kulübü - SEZON BAŞI YILLIK SAĞLIK ÖYKÜSÜ FORMU

Kan Kanserleri (Lösemiler)

AKCİĞER KANSERİ TANISI KONULDUKTAN SONRA NE YAPILIR HASTA NASIL TAKİP VE İDARE EDİLİR

Endometriozis. (Çikolata kisti)

BARİATRİK AMELİYATLARIN KİLO VERMENİN ÖTESİNDE 7 ÖNEMLİ YARARI

Kalp Krizini Tetikleyen Durumlar ve Tedavisi. Doç. Dr. Bülent Özdemir Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı

Pazartesi İzmir Basın Gündemi

Artroskopi, ortopedik cerrahların eklem içini görerek tanı koydukları ve gerektiğinde

Tiroid nedir? BR.HLİ.058

PIHTIÖNLER (KAN SULANDIRICI) İLAÇ KULLANIM KILAVUZLARI }EDOKSABAN (LİXİANA)

Doç. Dr. Orhan YILMAZ

18 Y A Ş Ü S T Ü B İ R E Y

ELEKTRONİK NÜSHA. BASILMIŞ HALİ KONTROLSUZ KOPYADIR.

EKLEM HASTALIKLARI. Romatizmal Eklem Hastalığı

Kepçe kulak ameliyatında yapılan temelde kulak şeklini değiştirmek. Bu yukarıda saydığım iki sorun için ayrı ayrı müdahaleler yapılıyor.

Hepatit B ile Yaşamak

09/11/2015 ANEMİ (KANSIZLIK)

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

DIŞ KULAK YOLUNDAN YABANCI CİSİM / POLİP ÇIKARTILMASI AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU

SAĞLIKLI KALP İÇİN AKTİF YAŞAM

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın

KANSER ERKEN TANI VE TARAMA PROGRAMI

Ankilozan Spondilit BR.HLİ.065

TEMEL, İLK 3 YILDA ATILIYOR!

Fiziksel Aktivite ve Sağlık. Prof. Dr. Bülent Ülkar Spor Hekimliği Anabilim Dalı

KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ

Meme Kanseri: Uyarıcı işaretler, memede herhangi bir sertlik veya kitle ve meme uçlarından gelen akıntı veya kan.

Prof. Dr. Lale TOKGÖZOĞLU

MEME KANSERİ VE KENDİ KENDİNE MEME MUAYENESİ İSTANBUL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ 2009

SİNÜS - AĞRI, BASINÇ, AKINTI

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No

HORLAMA VE TIKAYICI UYKU APNESĠ HASTALIĞI. Prof. Dr. Ali Vefa YÜCETÜRK Celal Bayar Ün. Tıp Fak. KBB AD Öğretim Üyesi

UÇAK YOLCULUĞUNUN 4 ÖNEMLİ RİSKİ, Hareket et, bol su iç, sakız çiğne

Romatizma BR.HLİ.066

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy

Prostat bezi erkeğin üreme sisteminin önemli bir parçasıdır. Mesanenin. altında, rektumun (makat) önünde yerleşmiş ceviz büyüklüğünde bir bezdir.

Gebeliğiniz süresince Doğum Öncesi Bakım Hizmetleri;

YETERLİ VE DENGELİ BESLENME NEDİR?

Karaciğer vücudun en büyük organıdır. Vücudun birçok fonksiyonu karaciğer tarafından idare edilir.

Kan basıncının normalden fazla olmasıdır. Büyük tansiyon 140 mm Hg veya küçük tansiyon 90 mm Hg dan fazla ise yüksek tansiyon olarak kabul edilir.

Beyin Omurilik ve Sinir Tümörlerinin Cerrahisi. (Nöro-Onkolojik Cerrahi)

MERVE SAYIŞ TUĞBA ÇINAR SEVİM KORKUT MERVE ALTUN

1. İnsan vücudunun ölçülerini konu edinen bilim dalı aşağıdakilerden hangisidir?

Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi

Prof. Dr. Sedat BOYACIOĞLU

BEL AĞRISI. Dahili Servisler

ADOLESANA VERİLMESİ GEREKEN KORUYUCU SAĞLIK HİZMETLERİ. Doç Dr Müjgan Alikaşifoğlu

ÖZEL ÖZKAYA HASTANE İŞLETMECİLİĞİ

KANSER TANIMA VE KORUNMA

Kilomdan ben mi memnun değilim çevremde ki kişiler mi?psikolojik olarak yaşam şeklimi değiştirmeye hazır mıyım?

BAŞ BOYUN KANSELERİ. Uyarıcı işaretlerin bilinmesi:

Genellikle 50 yaş üstünde görülür ancak seyrekte olsa gençler de de görülme olasılığı vardır.

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR

KANSER NEDIR? TARAMA YÖNTEMLERI NELERDIR? BURSA HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ KANSER ŞUBE DR.AYŞE AKAN

Omurga-Omurilik Cerrahisi


KEMOTERAPİ NASIL İŞLEV GÖRÜR?

BOYUN VE BEL FITIKLARI

Karolinska Üniversite Hastanesi Onkoloji Kliniği, FEC TEDAVİSİ HAKKINDA BİLGİLENDİRME

YAŞLI DEĞERLENDİRME FORMU. Boy/kilo / BKİ):

Burun tıkanıklığınızın sebebi sinüzit olabilir!

Hisar Intercontinental Hospital

AKCİĞER KANSERİ. Doç.Dr.Filiz Koşar

hasta EĞİTİMİ Bel fıtığını anlamak ve Anüler Kapama için Barricaid Protezi

MENOPOZ. Menopoz nedir?

Pankreas, midenin arkasında karın içine yerleşmiş bir organdır. Gıdaların sindirim ve kullanımında büyük rol alır. Vücut için önemli hormonlar

Transkript:

Kadınlarda KALP KRİZİ belirtileri 15 Rutin kalp kontrolü hayatınızı kurtarabilir! 16 SARI NOKTA gözünüzü kör etmesin 10 GÖZLERİNİZE CHECK-UP 11 İşitme kaybında bu testin önemi büyük! BERA 08 Medicine Hospital bültenidir ücretsizdir Sayı: 10 2015 TÜP MİDE ile şişmanlığa veda Aşırı şişmanlar artık tüp mide ameliyatı ile fazla kilolarından kurtulabiliyor. Tüp mide ameliyatı olanlar istese de tekrar şişmanlayamıyor. Hasta, tüp mide ameliyatı ile ayda 8-10 kilo, yılda 70-80 kilo verebiliyor. 11 SAÇ EKİM ÖNCESİ VE SONRASI KAPALI TAM ENDOSKOPİK BEL FITIĞI AMELİYATI En önemli sağlık sorunlarından biri haline gelen bel fıtığı artık endoskopik cerrahiyle tedavi edilebiliyor. Kapalı Tam Endoskopik Bel Fıtığı Ameliyatı, bel bölgesinde arkadan veya yan taraftan girilerek yapılır. Yan taraftan yapılan endoskopik girişimde bütün diğer yöntemlerden daha küçük bir cilt kesisi kullanılır. 18 Geçmeyen bel ve bacak ağrılarında İĞNE TEDAVİSİ Beyin cerrahisinde başarılı bir ameliyat geçirdiniz yada doktorunuz ağrılarınıza cerrahi gereksinim duymadı. Fakat ağrılarınız bir türlü geçmiyor. Belden iğne tedavisi ile ağrılarınızdan kurtulmak mümkün. 19 BEYİN tümörlerinde erken teşhis hayat kurtarır 20 DİKKAT29 ÜNİVERSİTE ARAŞTIRMA HASTANESİ GELİYOR 02

02 İKİ GÜZEL HABER 1 Medicine Hospital in yanında 2Medicine yükselen dev yatırımlı ek hastane binası önümüzdeki 6-7 ay içinde hasta kabulüne başlayacak. Hospital büyük hedefine adım adım yaklaşıyor. Artık araştırma hastanesi oluyor. Üniversite için gerekli tüm başvurular yapıldı. YENİ EK BİNA Medicine Hospital Güneşli deki hastanenin hemen yanına yapılan ek binası mevcut hastanenin tam 3 katı olacak. İnşaatı bitmek üzere proje ile 12.000 metrekarelik ana binaya ek olarak 35.000 metrekarelik yeni bir hastane ekleniyor. Yeni yapılacak dev tesis ile hastane binasının kapalı kullanım alanı 50.000 metrekareye çıkacak. Yaklaşık 1000-1500 ek personel ile bölgeye istihdam konusunda destek olacak. Göz kamaştıracak ek binada bir çok yeni bölümde hasta kabulü yapılacak. Burada onkoloji, organ nakli ve tüp bebek bölümleriyle birlikte bir çok yeni bölüm olacak. Tesis 6-8 ay içinde hasta kabulüne başlacak. Yeni bina son teknolojik araçlarla donatılacak. Akıllı binada bir çok şey elektronik olarak hizmet verecek. Medicine Hospital Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Yusuf Elgörmüş yeni bina hakkında şunları söyledi: İnce eledik ve sık dokuduk, çağdaş modern sağlık hizmeti vermek adına herşeyin düşünüldüğü bu bina, çevrenizde gördüğünüz hastanelerden çok farklı olacak. Bu projeyi uzman mühendisler ve mimarlar iç yapısını kılıkırk yararak meydana getirdi. Son rötuşların ardından açalışını yapacağız. Yeni bina hizmete girdiğinde eski binamızın restarasyonuna başlayacağız. Tamamlandığında mükemmel kalite yakalamayı hedefliyoruz. ÜNİVERSİTE GELİYOR Medicine Hospital Genel Müdürü Ramazan Metin üniversite olma yolunda büyük yol katettiklerini, üniversite sürecinin bu yıl nihayetleneceğini bildirdi. Ramazan Metin Uzun zamandır projlendirdiğimiz, alt yapısını ve mütevelli heyetini kurduğumuz ve gerekli izinleri aldığımız üniversite rüyamız gerçekleşmek üzere. Daha büyük hayalimiz ise ek bina ile üniversiteyi eş zamanlı açmak istiyoruz dedi. Ramazan Metin tam teşekküllü sağlık üniversitesinin akıllı binalarıyla herkesi şaşırtacağını söyledi. Ramazan Metin sözlerine şöyle devam etti Bölge halkımızın bize olan güvenini arkamıza alarak, sağlık alanında yapılacak çok şeyler olacağını düşündük. Üniversite araştırma hastanesi her zaman rüyalarımızı süslemişti. Bölgede kuracağımız üniversite ile birlikte, sağlıklı hayat a, sağlıklı bireyler yetiştireceğiz. Sağlık alanında yapacağımız bu hedefleri bu yıl gerçekleştirmek istiyoruz. Bu hamleler önce bölge halkına olmak üzere, tüm Türkiye ye hayırlı olur inşalah

03 SAĞLIKLI MISINIZ? İnsan kendinin doktorudur derler, aşağıdaki testi çözerek kendinize ne kadar iyi bakıyor ve sağlıklı kalabilmek için ne kadar çaba harcıyorsunuz öğrenelim? Kendinize uygun olan seçeneği işaretleyin ve dürüst olun, bu test sizin için 1- Her gün aynı saatte mi yemek yiyorsunuz? a) Bütün öğünlerimin saatleri bellidir, sabah, öğle, akşam aynı saatlerde yerim. ( 3 puan) b) Sabah ve akşam yemek saatlerim bellidir fakat öğlen yemeğim belli olmuyor! (2 puan) c) Sabah kahvaltım belli olmuyor fakat öğle ve akşam düzenlidir! (1 puan) d) Ne zaman acıkırsam o zaman yiyorum! (0 puan) 2- Sabah kahvaltısı ile aranız nasıl? a) Sabah kalkınca kendimi iyi hissetmiyorum, canım kahvaltı istemiyor! (0 puan) b) Bir dilim ekmek, biraz peynir ve zeytinle beraber çayımı yudumluyorum! (2 puan) c) Meyve suyumla beraber, domates, salatalık vb.. kahvaltı soframa özen gösteriyorum! ( 3 puan) d) Kahvaltıda bir bardak demli çay içiyorum o kadar! (1 puan) 3- Meyve sever misiniz? a) Olursa yerim öbür türlü aramam (1 puan) b) Hergün muhakkak 2 porsiyon tüketirim ( 3 puan) c) Meyve yemem ama suyunu içerim! (2 puan) d) Hayır meyveyi sevmediğim için yemem. (0 puan) 4- Dışarıda yemek yer misiniz? a) Param olursa dışarıda yerim! (1 puan) b) Çok güvenmiyorum dışarıda yemeğe ne olduğu belli değil! ( 3 puan) c) Fast-Food seviyorum, öyle restaurant falan hoşuma gitmiyor! (0 puan) d) Ben restaurant seviyorum ama çok incelerim güzelse giderim! (2 puan) 5- Sporla aranız nasıl? a) Arabam var! Neden yürüyeyim? (0 puan) b) İş yerim yakın yürüyerek gidip geliyorum (1 puan) c) Her hafta sonu arkadaşlarla maç yapıyoruz!! (2 puan) d) Her akşam düzenli olarak bir saat tempolu yürüyüş yapıyorum! ( 3 puan) 6- Sigara kullanıyor musunuz? a) Evet kullanıyorum! (0 puan) b) Hayır kullanmıyorum!! ( 3 puan) 7- Yemeklerde hangi tür yağ kullanıyorsunuz? a) Ay çiçek yağını tercih ediyorum! (2 puan) b) Zeytin yağı tercih ediyorum! ( 3 puan) c) Margarin tercih ediyorum! (1 puan) d) Tereyağsız yapamıyorum!! (0 puan) 8- Hiç diyet yaptınız mı? a) Ben kilolarımla mutluyum diyete ihtiyacım yok! (2 puan) b) Gazete de bir diyet görmüştüm çok güzeldi!! Onu yaptım ama olmadı!! (0 puan) c) Doktora gittim o bana bir diyet verdi ve onu uyguladım!! (1 puan) d) Bir diyetisyene gittim ve bana düzenli beslenmesini öğretti!! ( 3 puan) 9- Balık sever misiniz? a) Çok balık yemem, ayda yılda bir kere!! (1 puan) b) Balık hiç sevmem! (0 puan) c) Balığa bayılıyorum, haftada bir kez mutlaka yerim! ( 3 puan) d) Severim ama her zaman yiyemiyorum, ama ayda bir mutlaka girer evimize!! (2 puan) Evet testimiz bitti, şimdi sıra geldi puanlarımızı toplamaya! 0 9 arası puan Biraz daha sağlığınıza özen göstermeli ve biraz daha iyi beslenmeli ve yaşınız daha fazla ilerleyip hastalıklar ortaya çıkmaya başlamadan bir önce toparlanmalısınız! 10 19 arası puan Aslında iyi besleniyorsunuz ama ufak tefek eksikler var gibi! Daha fazla dikkat daha fazla sağlık kimseye bir şey kaybettirmez aksi gibi kazandırır? 20 27 arası puan İşte budur! İnsanın kendini biraz sevmesi diyebiliriz!! Yaşamın tadına varmak, uzun yıllar sağlıklı yaşamak için özen gösterenlerdensiniz! Tebrikler! EDİTÖRDEN Prof.Dr.YÜKSEL TENEKECİOĞLU Medicine Hospital Ortopedi ve Travmatoloji Bölüm Başkanı Genel Koordinatör Üniversite ve araştırma hastanesi Nereden Nereye... Çocuk büyüdükçe ihtiyaçları da büyüyor. Medicine Hospital 14 yıl önce açıldığında yeni doğmuş bir bebekti. Bebek büyüdükçe istekleri ve ihtiyaçları sürekli arttı. Biz velilerde bu ihtiyaçlarını yerine getirmeye çalıştık. Çocuk büyüdü okudu ve tecrübelerle dolu yılların ardından bize artık araştırma hastanesi ve üniversite olma yolunda sinyalleri gönderdi. Tamam dedik ve çalışmalara başladık. Hastanemizin yan tarafında devasa bir sağlık kompleksi meydana getirdik. Üniversitenin izin alma konusunda tüm prosedürlerini tamamladık. 2015 bu anlamda açılışlarımızın yılı olmaya aday. Medicine Hospital mutlu çocuk oldu şimdilik. Artık genç Medicine Hospital yatırım yapmaya daha da modernleşmeye yöneltiyor bizi. Hemen yan tarafımızda yükselen hastane ek binamızda aklınıza gelen her şey mevcut olacak. Daha ferah sağlık alanları, daha modern sağlık teçhizatları... Organ nakli, tüp bebek, onkoloji alanında en son teknoloji sizlerin hizmetinde olacak. Mevcut bölümlerimiz burada size daha iyi hizmet verecek. Medicine Hospital bu zamana kadar sadece bildiği iş için, sağlık için atılımlarda bulundu, bulunmaya da devam edecek. Bahsettiğimiz bu atılımlarla bulunduğumuz bölgeye ve çevre bölgelere insan kaynakları anlamında büyük destek vereceğiz. Medicine Hospital Sağlıklı Hayat sloganıyla çıktığı bu yolda, hayatınıza sağlık katmaya devam edecek. Siz yanımızda olun yeter... Genel Yayın Yönetmeni Uz.Dr. Atakan ÖZKAN Yazı İşleri Müdürü Mecit KILINÇARSLAN Haber Müdürü Ramazan METİN YAYIN KURULU Prof. Dr.Yüksel Tenekecioğlu Prof. Dr.Mustafa KÜÇÜK Prof. Dr.Batuhan ÖZAY Haber Koordinatör Dr.Yakup UÇAR Görsel Yönetmen Güngör YILMAZ Doç. Dr.Mahmut ÇAKMAK Doç. Dr. Ahmet HAMDİ TEFEKLİ Doç. Dr. Halil ÖZGÖR ARTUNAY ADRES GÜNEŞLİ Barbaros Mah Hoca Ahmet Yesevi Cad. No: 149 Güneşli-Bağcılar-İstanbul KOSOVA MAGİJİSTRALJA PRİSHTİNE SHKUP, PREOC, 10000 PRİSHTİNE

Ameliyathane Donanımı Bebek Bakım Cerrahi Aletler Ve Kutuları Hastabakımı Ve Sarf Malzeme Karyolalar Masaj Masaları Medikal Cihazlar Medikal Masalar Ve Koltuklar Muayenehane Donanımı Müdahale Arabaları Paslanmaz Tıbbi Donanım Sedyeler Solunum Cihazları Şeker Ve Tansiyon Ölçüm Cihazları Tekerlekli Sandalyeler Yürüme Destek Ekipmanı İMÇ 1. Blok, No: 1427 34230 Unkapanı / İstanbul (212) 526 58 73 (212) 522 90 14 0 552 211 75 45 metzen@metzen.com.tr www.metzen.com.tr

05 MEME KÜÇÜLTME AMELİYATI Göğüsler dişiliğin simgesidir. Ancak her zaman istenilen boyutta ve şekilde olmayabilirler. Genetik, kilo alma-verme, hamilelik-emzirme, hormonal durumlar, yaş ve yerçekimi gibi nedenlerle göğüslerde aşırı büyüme ve sarkma oluşabilir. Bu durum ergenlik döneminin başlangıcında oluşabileceği gibi ilerleyen yaşlarda da meydana gelebilir. Meme küçültme estetiği memelerin normalden büyük olmasından duyulan rahatsızlığın giderilmesi için, memelerin içindeki dolgunluk sağlayan dokunun, yağların ve cilt fazlalığının alınmasıyla, memelerin vücuda uyum sağlamasıyla uygulanır. Kadınlarda memelerin büyük olması hem duygusal açıdan, hem de sağlık açısından sorun yaşanmasına neden olan bir durumdur. Memelerde olan ağırlık yüzünden aktif bir yaşam engellenmektedir. Bu sorunlar meme küçültme ameliyatıyla giderilebilir. Bu ameliyatlar son derece fonksiyonel bir operasyondur. Kadınların kendilerine olan özgüveninde artış, sosyal çevreyle uyum içinde olmaları sağlanmaktadır. Büyük göğüsler kadınlarda psikolojik sorunlara, sırt ve boyun ağrısına neden olmaktadır. Meme küçültme estetiği hem fiziksel sorunları gidermekte, hem de manevi stresi azaltmaktadır. Ameliyat hakkında: Meme küçültme memelerin derisi, yağ dokusu ve bezini eksilterek (kesip çıkartarak) yapılan bir ameliyattır. Büyük ve sarkık memeler fiziksel bir takım rahatsızlıklara yol açarlar. Bunlar arasında, boyun, omuz ve sırt ağrısı, sutyenlerin omuzlarda oluşturduğu rahatsız edici oluklar, memelerde ağrı, meme altında doku yumuşamaları ve dermatozlar(kaşıntılı deri hastalıkları) sayılabilir. Genç kızlarda çok büyük memeler birtakım psikososyal sorunlara da yol açar ki genellikle bunlar utanma nedenidir. Bazı olgularda büyüklük tek taraflı olup, utanma duygusunu daha da artırabilir. Ameliyat, işleme bağlı olarak 2,5-3 saat sürebilir. Ameliyat genel anestezi altında gerçekleştirilir. Daha önce yapılan işaretlemelere uygun olarak fazla olan deri yağ ve meme dokusunun çıkarılmasından sonra meme derisi ve meme bezinin ayrı ayrı şekillendirilmesi; meme başı ve areolanın kanlanmasının ve duyusunun korunarak yeni anatomik yerine yerleştirilmesi yapılır. Meme küçültme ameliyatında kullanılan tekniğe bağlı olarak meme başı çevresini içine alan, ters T, veya düz dik bir iz olacaktır. Buradaki iz (skar) yaşam boyu kalır, başlangıçta görünüm olarak rahatsız edici olsa da, zaman içinde iyi sonuç vermektedir. Bu yara izleri başlangıçta pembekırmızı renkte iken; hastada patolojik yara iyileşmesi söz konusu değilse aylar içinde giderek solar ve beyazlaşır. İzin genişliği en ideal tekniklerle bile hastadan hastaya değişir. Memedeki bu kalıcı izler genellikle hastalar tarafından problem olarak görülmemektedir. OP. DR. CEM İNAN BEKTAŞ ESTETİK PLASTİK CERRAHİ Meme küçültme ameliyatları ağrılı mıdır? Bu ameliyatlarda kas dokusu kesilmez ve ameliyatta uygulanacak özel yöntemlerle ağrı yok denecek kadar az hale getirilir. Ağrı önlenebilen bir durumdur. Meme küçültme ameliyatı olsam tekrar sarkma olur mu? Yaşlandıkça tüm vücudumuzda sarkma olur. Küçültülmüş memelerde sarkma daha az meydana gelir. Memelerim çok büyük acaba çocuk sahibi olduktan sonra ameliyat olsam daha mı iyi olur? Eğer yakın zamanda çocuk sahibi olacaksanız ameliyatı ertelemeniz daha iyi olur. Bebeğinizi emzirdikten sonra ne de olsa sarkmalar ve bozulmalar olacaktır. Ameliyat sırasında bu problemlerinizi de düzelttirebilirsiniz. Yakın zaman da çocuk düşünmüyor ve meme büyüklüğünüzden şikayetçi iseniz meme küçültme ameliyatı olabilirsiniz. Meme küçültme ameliyatı olursam ilerde süt verebilir miyim? İlerde süt vermeyi düşünen kişilere farklı teknikler uygulanır. Meme başına açılan süt kanallarını mümkün olduğunca korunur ve kişinin ileride süt vermesini sağlamaya çalışılır. Bilimsel yayınlar meme küçültme ameliyatı olan kadınların da süt verebildiğini gösteriyor. En önemli sorun az da olsa bazı kadınların ameliyat olmasa da doğal olarak süt verememesi. Ne yazık ki bunu önceden gösterecek bir test yoktur. Meme küçültme ameliyatı meme kanserine yol açar mı, ya da meme kanserini görmek zorlaşır mı? Hayır, bu ameliyatlar meme kanserine yol açmaz. Meme küçültme ameliyatı sırasında meme dokusu azaltıldığı için meme kanseri oluşma riskinin de azaldığı düşünülür. Meme küçültme ameliyatları öncesi meme kanseri taraması yapılır. Kanser şüphesi olan kişiler genel cerrahlara gönderilir. Uzman radyologlar için daha önce göğüs küçültme ameliyatı olmuş birinde meme kanserini tespit etmek kolaydır. Meme büyütme ameliyatında çok az iz kalıyormuş. Meme küçültme ameliyatında da aynı şey geçerli mi? Meme küçültme ameliyatlarında deri fazlalığının alınması gerektiği için daha çok iz kalıyor. Bu izler yeni tekniklerle en aza indirildi. Meme küçültme ameliyatı izlerinin boyu ne kadar çok küçültme yapılacaksa o kadar uzuyor. Estetik dikişlerle bu izleri azaltmak mümkün ama yine de kişinin yapısına göre bir miktar iz kalıyor. Bu izler aylar içinde yavaş yavaş soluyor. İz kalması ameliyat öncesi önemli bir kaygı. Birçok kadın göğüs şekli düzeldiği için ameliyat sonrası kalan izlere önem vermiyor. Meme küçültme ameliyatı sonrası göğüs ucu hissini kaybeder mi? Meme ucuna giden sinirlerin nereden geçtiği anatomik olarak bellidir. Bu sinirler korunarak meme ucu hissi korunur.

06 Prostat kanserinde ERKEN TANI Prostat kanseri, erkek sağlığını tehdit eden en önemli sorunların başında geliyor. Bu kanser hastalığı erkeklerde, cilt kanserlerinden sonra en sık görülen kanser. Ülkemizde yapılan çalışmalar da, prostat kanserinin akciğer ve mesane (idrar kesesi) kanseri ile beraber en sık rastlanılan 3 kanserden biri olduğu vurgulamakta. Medicine Hospital Üroloji doktoru Doç. Dr. Ahmet Tefekli prostat ve kanseri hakkında bilgiler verdi. Doç. Dr. Ahmet Tefekli Prostat, mesane çıkışında yer alan, içinden idrar yolunun bir bölümü geçen, erişkinde ortalama 25-30 gram ağırlığında, bilinen tek görevi meninin sıvı bölümüne katkıda bulunmak olan ikincil bir seks organıdır. Yaşlanma ile birlikte bu organ büyüyebilir (santral zon) ve bir grup hastada idrar yapma zorluğu oluşturur ve bu durum iyi huylu prostat büyümesi, BPH olarak adlandırılır. Aynı anda organın bir başka bölgesinde ise (periferik zon) tamamen sessiz bir şekilde prostat kanseri gelişebilir dedi. Uygun olmayan tedavi ile ölümcül hastalık olabiliyor A.B.D. verilerine göre yaklaşık 8 erkekten 1 inde prostat kanseri gelişeceği öngörüsünü hatırlatan Doç. Dr. Ahmet Tefekli İlerleyen yaş, beslenme ve yaşam tarzı, ailesel kalıtsal özellikler prostat kanseri oluşumunda en önemli risk faktörleridir. Ülkemizde de yaş ortalaması giderek artmakta, beslenme tarzı da gün geçtikçe Amerikanvari fast-food kaynaklı olmaktadır. Bu etkenler göz önüne alındığında, ülkemizde de prostat kanseri görülme sıklığının artacağına şüphe yoktur diyor. Prostat kanseri, uygun tedavi edilmediği takdirde ölümcül bir hastalık olabilmekle beraber, en sık görüldüğü 50-60 lı yaşlar olması sebebiyle de, önemli sosyal sorunlar yaratabilmekte olduğunu belirten Doç. Dr. Ahmet Tefekli, Bu yaştaki olgun erkekler genellikle sosyal açıdan aile reisi, yönetici, lider pozisyonlarda olmakta, DOÇ. DR. AHMET TEFEKLİ ÜROLOJİ emeklilik yaşına gelenler ise rahat bir yaşam hayali kuruyor olabilmektedir. Bu nedenlerle, bu hastalığın erken tanı ve tedavisi bir kat daha fazla önem kazanmaktadır diye vurguladı. Neler yapılabilir? Doç. Dr. Ahmet Tefekli bu karamsar tablo karşısında yapılabilecekleri anlattı. Prostat kanserinde erken tanı ve tedavinin, bu hastalığa bağlı ölümleri belirgin olarak azalttığı açıkça ortaya konulmaktadır. Günümüz olanakları ile erken tanı konulduğunda, uygun tedavi ile prostat kanserine bağlı ölüm yok denecek kadar azalmakta, %90 lara varan kür elde edilebilmektedir. Prostat kanserinde erken tanı için ise tarama programları uygulanmaktadır. Avrupa ve A.B.D. tedavi kılavuzlarında henüz kesin bir şart oluşturulamamış olsa da, genel olarak 50 yaş sonrası her erkeğin prostat muayenesi olması ve taramadan geçmesi önerilmektedir. Ailesinde (baba, amca, dede, dayı, kardeş vs) prostat kanseri olanlarda ise bu muayene yaşı 40 yaşında başlamalıdır. TANI VE TEDAVİ Doç. Dr. Ahmet Tefekli Prostat kanserinin belirlenmesinde izlenen yolları da şöyle anlattı: Prostat kanseri taraması, parmakla yapılan prostat muayenesi ve kanda bakılan PSA testi ile gerçekleştirilir. Dolayısıyla, ailesinde risk olmayan her erkek 50 yaşından sonra parmakla prostat muayenesi yaptırmalı ve kan PSA düzeyini ölçtürmeli, ve bu muayeneleri belli bir süre her yıl tekrarlamalıdır. Parmak muayenesi üroloji uzmanının temel muayenesidir. Prostat kanseri erken tanı programının ise vazgeçilmez bir parçasıdır. PSA nın normal olması parmak muayenesinden vazgeçilmesi sonucunu doğurmamalıdır. Prostat kanseri tanısını sadece parmak muayenesindeki bir asimetri, düzensizlik, sertlik yada nodül bulgusuna dayandırdığımız pekçok hasta vardır. Hekim muayene sırasında hem bu kıvam değişikliklerini hem de prostat hacmini belirler. Prostat kanserinde esas tanı, transrektal prostat biyopsisi (prostattan parca alınması) ile konulur. Parmakla prostat muayenesinde sorun tespit edilen ve/veya kan PSA düzeyi yüksek olan hastalarda prostat biyopsisi yapılmalıdır. Prostat kanseri tanısı konulduğunda da tedavi seçenekleri hasta ve yakınları ile ayrıntılı olarak tartışılmalıdır. Günümüzde, tarama yöntemleri sayesinde prostat kanserlerinin önemli bir kısmı erken dönemde yakalanabilmekte ve uygun tedavi seçenekleri ile yüksek oranda kür sağlanabilmektedir. Yine günümüzde, erken evre prostat kanserinde en etkin tedavi seçeneği, prostat organın, meni kesecikleri ile beraber çıkarıldığı Radikal Prostatektomi ameliyatıdır. Bu girişim açık yöntemle yapılabildiği gibi, son yıllarda giderek artan şekilde Robot Yardımlı da yapılabilmekte ve son derece başarılı sonuçlar elde edilebilmektedir.

07 İNMEMİŞ TESTİS kısırlık ve kansere neden oluyor Yenidoğan her yüz erkek bebeğin birinde görülen inmemiş testis, erken müdahaleyi gerektiriyor. Çünkü zamanında yapılmayan tedavi, kısırlıktan kansere kadar birçok ciddi sağlık sorunun da nedeni OP. DR. MEHMET PAŞAOĞLU ÇOCUK CERRAHİSİ İnmemiş testis nedir? Erkek bebekler doğmadan önce her iki testis bebeğin karın boşluğundadır. Bebek anne karnında gelişimine devam ederken testisler de torbaya inmeye başlarlar. Karın içi boşluğundan sonra kasık bölgesini geçerek doğuma yakın torbaya yerleşirler. Nadiren bu torbaya iniş doğumdan sonraki ilk 1 sene içinde de devam eder. Yeni doğan bir erkek çocuk doğduğunda testisler şayet torbada değilse, bu duruma gerçek inmemiş testis adı verilir. Çoğu zaman tek tarafta, bazen de çift tarafta birden olur. Gerçek inmemiş testiste önemli özellik, bir ya da iki testisin hiçbir zaman torbada olmamasıdır. Torbaya yerleşmemiş testis nerede olabilir Bebek, anne karnında iken, iki testis de torbada değil, karın zarı arasında, böbreklere yakın bir yerleşimdedir. Hamileliğin 7. ayından sonra, bebeğin gelişmesiyle beraber, testisler karın boşluğundan torbaya doğru inmeye başlar. Doğuma yaklaşıldığı zamanda torbaya doğru ilerleyen testisler, kasık kanalını geçer ve torbaya yerleşir. Bu migrasyon ( geçiş ) bazı çocuklarda doğumdan sonrada devam edebilir. Çok az sayıda bebeğin doğumdan sonraki 6 ay içinde testinin yerleştiğini gözlemleriz. İnmemiş testis saptanan bebeğin testislerinin genellikle ya kasık kanalı civarında yada karın boşluğunda karın zarı arkasında olduğu da bilinmelidir. Bu konuda yapılan araştırmalar bize gösteriyor ki,,inmemiş testis, erkek çocuklarda ki cinsel organlara ait en sık yaşanan anomalidir. Her 100 bebekten 4 ünde görülür. Bu hastalık doğum tarihi ile de ilgisi vardır. Zamanında doğmuş bebekler, erken doğumlara göre daha şanslı, çünkü erken doğan bebeklerde bu hastalık, normal zamanında doğanlara göre 4 kat daha fazla görüldüğü tespit edilmiştir. Bunun sebebii testisler hamileliğin 8. ayında torbalara indiğinden erken doğumla bu sürecin kesintiye uğramış olmasıdır. Nasıl Anlaşılır? Bebeklerin altı açıldığında her iki testisin torbada olduğunun görülmesi gerekir. Testisler bebeğin torbasında saptanamıyorsa, skrotum gelişmemişse veya kuşkulu bir durum varsa mutlaka doktora başvurulmalıdır. Testislerin fizik muayenesi çok dikkatlice yapılmalıdır. Ağlayan bebekte muayene zor olabilir. Fizik muayenede inmemiş testis saptanmış bebek 6 aylık olunca, teşhis ve tedavinin yönlendirilmesi amacıyla bir çocuk cerrahı tarafından konsülte edilmelidir. İki taraflı inmemiş testisi olan yenidoğan bebekler ve inmemiş testisle birlikte peygamber sünneti (hipospadias) olan tüm bebekler ise beklemeksizin çocukları ameliyat eden cerrahlarca muayene edilmelidir. İnmemiş testisin riskleri? Kısırlık nedeni olabilir. Testisin erken torbaya indirilmesi kısırlık riskinin düşürür. İnmemiş testis sorunu olanların ileriki yaşlarda, testislerinde kanser gelişme riski diğer erkeklere göre 15 kat fazladır. İnmemiş testis durumuna kasık fıtığı da eşlik eder. Araştırmalar, inmemiş testisli kişilerin yüzde 65 inde kasık fıtığı olduğunu gösteriyor. İlerki dönemlerde psikolojik ve estetik sorunlara yol açabilir. Tek tedavi ameliyat İnmemiş testiste rastlanan bebeklerin tedavisi için kesin yöntem ameliyattır. Bazı merkezlerde inmemiş testis tedavisinde hormonal tedavi denenmektedir. Ancak bu tedavinin sonuçlarının yetersizliği ve hormonların verdiği yan etkilerden ötürü, kesin tedavi için ameliyat şart. Uzman bir hekim tarafında yapılan bir ameliyatın riski yoktur. Ameliyat ortalama 1 saat sürer ve 3 saat sonra hastaneden taburcu edilir. Ameliyat sonrası için verilen ağrı kesici ve antibiyotiklerle tedavi tamamlanır. Hasta 2 gün sonra normal hayatına döner ve 7. gün yıkanabilir. Ailelerin genellikle çocuğun küçük olduğunu düşünerek ameliyatla ilgili tedirginliklerini dile getirirler. Ancak bilindiği gibi, yeni cerrahi ve anestezi teknikleri ile olabilecek bütün olumsuzluklar ekarte edilmektedir. Ayrıca çocuklarda metabolizma gelişim hızı yüksek olduğundan yara iyileşmesi erişkine göre çok daha hızlıdır. Bu durum 2-3 hafta içinde kendiliğinden geçer.

08 İşitme kaybında bu testin önemi büyük! BERA Çocuğunuza seslendiğinizde tepkisiz mi kalıyor? Sizi rahatsız eden seslerin çocuğunuzu etkilenmediğini mi fark ettiniz? OP. DR. FARUK AYDIN KBB Bugüne kadar yaptırdığınız testlerde çocuğunuzda işitme kaybı tespit edilemediği halde siz yine de endişeleniyor musunuz? Öyleyse mutlaka bir kulak burun boğaz hekimi ve odyoloji uzmanından çocuğunuzun işitmesi için gerekli değerlendirmeleri yapmaları için başvurun. Her 1000 bebekten 3'ünde işitme kaybı görülüyor.. İşitme kaybı gözle görülebilen bir sorun olmadığından özellikle bebeklik döneminde fark edilmesi güç bir sorundur. Bu durum olası bir işitme kaybının fark edilip bir uzmana başvurulma sürecini geciktirmekte ve dolayısı ile erken tanının konmasına engel olmaktadır. Ülkemizde 1000 bebekten 3 ünde doğumsal işitme kaybı görülmektedir. İşitme kaybında teşhis nasıl konur? Tarama amaçlı kullanılan iki farklı cihaz bulunmaktadır. Otoakustik emisyon testinde bebeğin kulağına yerleştirilen bir prob ile kulağa gönderilen sesin, iç kulaktan yansımasını kaydetmeye dayalı, kısa sürede tamamlanabilen bir test yöntemidir. Tarama amaçlı kullanılan bir diğer cihaz ise tarama ABR (işitsel beyin sapı cevabı) dir. Tarama ABR (BERA) testinde işitsel sinir ve beyin sapı tarafından oluşturulan elektriksel aktivite kafa cildi üzerine yerleştirilen elektrot ile kaydedilmektedir. Yapılan tarama testlerinde şüpheli görülen durumlarda bebekler BERA (ABR) testine yönlendirilmektedir. İleri tanı aşamasında devreye odyoloji uzmanları girmekte ve tarama testinde şüpheli görülen durumu çeşitli test bataryalarını bir arada kullanarak değerlendirmektedir. BERA (İşitsel beyin sapı cevabı) testi nedir? İşitsel beyinsapı cevabı anlamına gelen bu testin ismi genellikle BERA, ABR ya da BAEP olarak anılmaktadır. Diğer odyolojik testlerin sonuçları ile birlikte yorumlandığında işitmenin objektif değerlendirmesini sağlar ve yüksek tanısal değere sahiptir. Testin uygulanması kadar yorumlanması kısmı da çok büyük önem taşımaktadır. ABR testi odyoloji uzmanları tarafından yorumlanması gereken alana dair bilgi ve tecrübe gerektiren çok özel bir testtir. BERA (ABR) Testi kimlere yapılır? ABR, hasta uyumu gerektirmediği için özellikle küçük çocuklar ve bebekler başta olmak üzere her yaş grubunda, diğer odyolojik testlere uyum gösteremeyen bilinci kapalı, herhangi bir farklı zihinsel engel, iletişim bozukluğu vb. durumu olan kişilere yapılabilmektedir. BERA (ABR) testi nasıl yapılır? Bu test doğal uykuda ya da uyku hali sağlanarak yapılabilmektedir. Kişinin kafasının belirli bölgelerine elektrotlar yardımıyla kulaktan gönderilen ses karşı beyin sapında oluşan aktiviteler kaydedilir. Kayıtların uygun koşullarda alınması kadar doğru yorumlanması da önemli olduğu için, testin odyoloji uzmanları tarafından yapılması ve yorumlanması önem taşımaktadır.

09 OP. DR. HAKAN GÜLEN KBB 1Bademcik vücutta ne işe yarar? Geniz etinin bademcikten farkı nedir? Bademcikler (Tonsil) ve geniz eti (Adenoid) vücudun bağışıklık sisteminde rol alan, lenfosit üretmekle görevli lenfoid dokulardır. Bademcikler boğaz girişinde dil kökünün iki yanında, geniz eti ise nasofarenks denilen burun arkasındaki geniz bölgesinde yer alır. 2Vücudun bademciğe ihtiyacı var mıdır? Vücudumuzdaki her organ gibi bademciklerinde bazı görevleri vardı ancak bu olmazsa olmaz bir fonksiyon değildir. O yüzden halen dünya üzerinde özellikle çocuk yaşlarda uygulanan cerrahi müdahalelerin büyük bir kısmını bademcik ve geniz eti operasyonları oluşturur. 3Bademcikler neden şişer? Bademciklerin virüs veya bakterilerle enfekte olması sonucu boyutunun artması bademcik şişmesi olarak hissedilir. Boğaz ağrısı, ateş, yutma güçlüğü, halsizlik, ağızda kötü koku, boyun bezelerinde şişme, gibi şikâyetlerde eklenebilir. 4Bademcik alınmalı mıdır? Bademcik hep geniz eti ile birlikte mi alınır? Bademcik operasyonları gerekli durumlarda uygulanmalıdır. Bademciklerle geniz eti benzer lenfoid dokular olduğu için özellikle çocuk hastalarda çoğu zaman bademcik problemleri geniz eti problemleri ile birlikte olur ve operasyon gerektiğinde genellikle birlikte alınmaları gerekir. Bu lenfoid dokuların ameliyatla alınması genellikle iki nedenle gerekebilir. İlki bademcik ve geniz etinin boyutlarının artarak havayolunu tıkamaları, ikincisi ise sık iltihaplanmalarıdır. 5Bademcikler ne zaman alınmalıdır? Bademcikler gerekli olduğu durumlarda her yaşta alınabilir. Genellikle gece uykuda solunum durma atakları (apne) oluşması dışında bademcik operasyonları için 2,5 yaş sonrası beklenmelidir. Geniz eti operasyonları ise daha ufak yaşlarda güvenle uygulanabilir. Bademcik operasyonlarında üst yaş limiti yoktur fakat erişkin hastalarda operasyon sonrası kanama, ağrı gibi komplikasyonlar daha sık görülür. 6Yaşa bağlı olarak bademcikler daha çok mu sorun yaratır? Bademcik sorunları çocukluk çağından sonra genellikle azalır. Yaşla birlikte havayolu çapı artarak tıkayıcı durumlar daha az görülür, yaşla birlikte genel bağışıklık sisteminde de gelişmeler olduğundan bademcik enfeksiyonları yaşla birlikte azalabilir. Ancak erişkin bademcik enfeksiyonları çok daha ağır geçer, uzun iyileşme süresi iş kayıpları ve daha uzun sağlık sorunlarına neden olur. 10 SORUDA Bademcik ve Geniz Eti 7Kaç yaşına kadar bademcik alınmalıdır? Bademcik operasyonları her yaşta uygulanabilir, genellikle 3 5 yaş grubunda daha sık uygulanmaktadır ancak bademcik operasyonları için gerekli şartlar ve zorunluluklar oluştuğunda, çocuk daha da büyüsün diye beklemek çoğu zaman faydadan çok zarar getirecektir. 8Bademcik ve geniz eti ameliyatı kararı nasıl alınır? Sık enfeksiyon geçirilmesi: Birbirini takip eden yıllarda, senede 3 veya daha enfeksiyon geçirilmesi. Bademciklerin yutmayı ve solunumu zorlaştıracak kadar büyümesi Bademciklerin tek taraflı büyümesi (Kötü huylu hastalıkların belirtisi olabilir) Bademcik üzerinde yiyecek birikerek kötü ağız kokusuna neden olması Geniz etinin solunumu bozacak kadar büyümesi Geniz eti ve bademciklerin kulakta sıvı birikimine neden olarak işitme kaybı yaratması Sık sinüzit atakları ve kronik öksürüğe neden olacak kronik geniz eti iltihapları ameliyatlarının 9Bademcik mevsimi var mıdır? Bademcik operasyonları her mevsim yapılabilir. Operasyon sonrası ağrı nedeniyle ufak çocukların sıvı alımı kısıtlanabilir ve komplikasyon oranı artabilir. Genellikle kış ve ilkbahar daha uygun aylardır. 10 Bademcik ameliyatı riskli midir? Bademcik ve geniz eti operasyonları nispeten riski az müdahalelerdir fakat her cerrahi müdahalenin belli riskleri vardır. Özellikle çocuk yaş grubunda bu operasyonlar daha sık uygulandığı için hem cerrahi, hem anestezi oldukça titiz yapılmalıdır.

10 SARI NOKTA gözünüzü kör etmesin Makula Dejerasyonu (Sarı Nokta Hastalığı) Gözde makula ismi verilen bölgenin bozulmasıyla karakterize bir hastalıktır. Makula, gözün arkasında yer alan ve detayları görmemize sağlayan bir bölgedir. Bu bölge sayesinde okuyabilir ya da iğneden ipliği geçirebiliriz. DOÇ. DR. HALİL ÖZGÜR ARTUNAY GÖZ Medicine Hospital Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Halil Özgür Artunay Makula dejenerasyonu ilerledikçe kişi görme yeteneklerini kaybeder ve küçük el becerilerini yapma, kitap veya gazete okuma, alışveriş yapma, araba sürme, televizyon seyretme gibi işlevlerde ve günlük hayatını sürdürme konusunda zorluklar yaşar, yaşam kalitesi ciddi oranda düşmeye başlar diyor Sarı Nokta Hastalığı, kuru tip ve yaş tip olmak üzere iki alt tipten oluşur diyen Doç. Dr. Halil Özgür Artunay Hastaların %80-90 gibi büyük bir çoğunluğunu kuru tip oluşturmaktadır. Yaşa bağlı makula dejenerasyonunun yavaş ilerleyen formudur. Yaş tip yaşa bağlı makula dejenerasyonu ise tüm olguların ancak %10-20'sinde görülmekle birlikte geri dönüşümsüz merkezi görme kaybının %80-90'ından sorumludur. Yaş tip yaşa bağlı makula dejenerasyonu retinada yeni damar oluşumu ile karakterizedir, hızlı ilerleyici özelliktedir ve tedavi edilmezse kalıcı görme kaybı ile sonuçlanabilmektedir. Kuru tip de bazen yaş tipe dönüşebilir dedi. Doç. Dr. Halil Özgür Artunay sarı nokta hastalığının belirtilerini anlattı: Hastalığın erken evrelerinde eğer tek göz etkilenmiş ise belirti görülmeyebilmektedir. Ayrıca hastalığın her iki tipi de acıya neden olmamaktadır. Ancak bir göz doktoru hastalığın erken belirtilerini gözlemleyebilmektedir. Bu nedenle düzenli aralıklarla göz muayanesi olunması erken belirtileri yakalamak açısından önemlidir. Kuru tip makula dejenerasyonu başlangıç safhalarında genellikle bulanık merkez görüşüne neden olmaktadır. Görüş alanının merkezi bulanık ve karanlık olabilmekte ve bu alan hastalık ilerledikçe büyümektedir. Kör noktalar giderek genişleyebilmekte; renkleri ve detayları görmek zorlaşabilmektedir. Yaş tip makula dejenerasyonunda yukarıdaki belirtilerin yanı sıra düz çizgiler de dalgalı görülmektedir. Ayrıca yine bu tip hastalıkta görüş kaybı hızla oluşmaktadır. Makula dejenerasyonunun risk faktörleri nelerdir? Yaş Makula Dejenerasyonunda en önemli risk faktörü ileri yaştır. 75 yaş üstü her üç yetişkinden birinde yaşa bağlı makula dejenerasyonu görülmektedir. Sigara kullanımı Sigara kullanımı kişinin YBMD ye yakalanma riskini artıran faktörlerden biridir. Retina yüksek oranda oksijen tüketimi gerçekleştirmektedir. Oksijenin retinaya ulaşmasını etkileyen her faktörün görüşe yönelik negatif etkisi bulunmaktadır. Genetik faktörler Ailesinde sarı nokta hastalığı bulunan kişilerde bu hastalığın gelişme riski daha yüksektir. Cinsiyet Kadınların sarı nokta hastalığına yakalanma oranları daha yüksektir. Ancak, kadınların yaşam süresi daha yüksek olduğundan; bu durum kadınların hastalığın gelişmesi için daha çok zamana sahip olmalarıyla da açıklanabilir. Uzun süre güneşe maruz kalma- Ultra Viole ışınlar doğrudan retina dokusuna zarar vermekte ve retinada zararlı ürünlerin birikmesine neden olmaktadır. Yağlı ve/ya da besin değeri düşük, antioksidan içermeyen beslenme tarzı Yüksek yağ, kolestrol ve şekerli gıdalar tüketen ve besin değeri düşük, antioksidan içermeyen beslenme tarzına sahip kişilerde makula dejenerasyonuna rastlanma oranının daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Hareketsizlik Düzenli egzersiz yapmayan kişilerin yaşa-bağlı makula dejenerasyonundan etkilenme olasılığı daha yüksektir. Hareketsizlik sebebiyle kuru makula dejenerasyonunda, retinanın yeterli oksijen alamaması makulada hücre ölümüne neden olmaktadır. Kalp ve damar sağlığını iyileştirmeye yönelik egzersizlerin makula dejenerasyonunun gelişimine de olumlu yönde etki ettiği gözlemlenmiştir. Sarı nokta hastalığının tedavisi Yaş tip makula dejeneresyonunda amaç görme kaybını azaltmak ve mevcut görme keskinliği düzeyini korumaktır diyen Medicine Hospital Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Halil Özgür Artunay Bu olgularda fotodinamik tedavi (halk arasında soğuk lazer olarak bilinen tedavi) ile uygulanan lazer tedavisi görme kaybının durdurulması sağlanmaktadır. Son yıllardaki en önemli gelişme göz içine ilaç uygulamalarıdır. Yaş tip makula dejeneresansına yol açan ve retina tabakası altında damar yumağı oluşumunu sağlayan VEGF isimli adlı maddeye karşı direkt etkili olan anti-vegf ajanlar ile uygulanan ilaç tedavisi güncel bir tedavi yaklaşımı olmaktadır. Bu ilaçlar göz içine enjekte edilerek ve 4-6 haftalık aralıklarla uygulanmaktadır. Bu ilaçlarla olguların önemli bir kısmında görme korunmakta ve bir kısmında da görme artışı izlenmektedir dedi.

11 Göz check-up yapılması gereken önemli bir organımızdır. Zira göze ait olan bozukluklar ileri derecede olmadığı sürece hasta tarafından farkedilmeyebilir. Özellikle çocuklar gözle ilgili şikayetlerini ifade etmekten acizdirler. Diğer taraftan erişkinlerde görülen bazı hastalıklar sinsi seyirleri nedeniyle ileri evrelere kadar şikayet meydana getirmeyebilirler. GÖZLERİNİZE CHECK-UP Görme değerlendirmesi göz muayene ve check-up'larının vazgeçilmez bir bölümünü oluşturur. Görme düzeyi sonraki yapılacak değerlendirmeler açısından önemli bir yer tutar. Muayenelerde özel büyüklükteki harflerle görme test edilir. Az görmenin önemli nedenlerinden biri gözlerde miyop, hipermetrop veya astigmatizma gibi bir kusurun bulunuşudur. Bu kusurlar çoğunlukla iki gözde mevcut olur. Bazen bir göz normal diğeri kusurlu olur, bazen de iki gözde farklı kusurlar bulunabilir. Kırılma kusurları yaşa göre farklı dağılım gösterir. Çocuklarda ve küçük yaşlarda hipermetropi ön planda iken ileri yaşlarda miyop ve astigmatizma sıklığı artar. 40 yaşından sonra ise presbiyopi dediğimiz ve hipermetrop gibi tashihi yapılan yakın görme bozukluğu meydana gelir. Hastaların önemli bir kısmı göz tansiyonunun belirtilerini merak eder. Diğer taraftan oldukça fazla sayıda kişi başı veya gözü ağrıdığında göz tansiyonunun yükseldiğini zanneder. Kişinin göz tansiyonunun belirtilerini öğrenmek istemesi veya başı ve gözü ağrıdığında göz tansiyonundan şüphelenmesi yanlış şeyler değildir. Gerçekten göz tansiyonu baş ağrısı, göz ağrısı, gözde kızarıklık, görme bulanıklığı, ışığa karşı OP. DR. ADEM ÖZTEKİN GÖZ HASTALIKLARI hassasiyet ve mide bulantısı gibi şikayetler meydana getirir. Görme olayı gözle başlar ve başımızın tam arkasında bulunan beyin kısmının görüntüyü algılaması ile sona erer. Ayrıca değişik refleksler ve göz hareketleri beynimizin belli bölümlerince kontrol edilir. Bu sistemlerle ilgili gerek gördüğümüz gerekse göremediğimiz bölümlerin değerlendirilmesi açısından klasik röntgen filmleri, bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans görüntüleme, karotid arter ultrasonografisi ve ilaçlı tetkikleri yaptırabiliriz. Gözün sinir ve damar tabakasının hastalıklarının tanısının konulmasında koldan ilaç verilerek çektirilen fundus floresein anjiografi ve indosyanin yeşili anjiografi gibi tetkikler yaptırılabilir. Sinir tabakası ve görme sinirinin değerlendirilmesi için çok ileri yöntemler kullanılabilir. Görme alanı tetkiki yaptırılarak glokom ve görme yollarının hastalıkları konusunda fikir sahibi olunabilir. Teknolojik gelişmeler hergün yeni yeni imkanlar sunmakta ve hastalıkların tanısı daha da kolaylaşmaktadır. Geri dönüşü olmayan bir yola girilmeden önce çocuklarımızı en azından 3 yaşından önce bir defa muayeneden geçirelim. Daha ileri yaşlarda da yılda bir defa check-up amaçlı göz muayenesini ihmal etmeyelim. 1- GÖZ MUAYENESİ Bilgisayarlı muayene+ göz tansiyonu ölçümü+ gözlük muayenesi+göz dibi muayenesi 2- OCT (MAKÜLA) Görme merkezinin katlarını gösterir. Görme merkezini tutan hastalıkların tanısında önemli bir tetkiktir. 3-OCT (RNFL) Görme siniri katlarının analizini yapar. Körlüğe neden olan glokom (göz tansiyonu) gibi hastalıkların erken tanısında altın standart bir tetkiktir. 4- KORNEAL TOPOGRAFİ Gözün kornea tabakasının kalınlığı ve yükselti eğrileri hakkında bilgi verir. Keratokonus (Kornea dikleşme hastalığı) için altın standarttır. Eğer gözlük kullanıyorsanız, gözlükten kurtulmak için yapılacak olan Excimer Lasere karar vermede en önemli tetkiktir. Çünkü kornea tabakasının uygun olup olmadığı bu tetkikle ortaya çıkar. Ayrıca kontakt lens muayanesi içinde gerekli bir yöntemdir. 5-FUNDUS FOTOĞRAFLAMA Gözün retina tabakasının fotoğrafı çekilerek, önemli retina hastalıklarının tanı ve takibinde önemlidir.

12 KURU İĞNELEME MUCİZESİ Kas-iskelet sistemi ağrılarında popüler tedavi tekniklerinden biri olan kuru iğneleme, akupunktur iğnesi gibi ince iğneler kullanılarak, kas romatizması, bel ve boyun fıtığı, sırt ağrıları gibi kas spazmı ağrılarına uygulanan bir yöntemdir. Yöntem deneyimli fizik tedavi hekimlerince yapıldığında yüzde 90-95 oranında başarı sağlıyor. UZ. DR. GÜLİS KAVADAR FİZİK TEDAVİ Medicine Hospital Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Doktoru Gülis Kavadar Kuru iğneleme hakkında bilgiler verdi. Yöntemin akupunktur yöntemi ile aynı olmadığını söyleyen Kavadar akupunkturda iğneler belirli bölgelere batırılır, kuru iğne tedavisi ise direk kas spazmlarının olduğu bölgelere uygulanır. Kuru iğneleme tedavisindeki amaç, kollajen lifler aracılığı ile sertleşmiş olan kasların içinde bulunan tetik noktaların gevşemesidir. Enjeksiyon tekniğini başarı ile uygulamak için tetik nokta lokalizasyonlarını iyi bilmek gerekir diye konuştu. Kuru iğne tedavisi, yan etkisi olmayan, tedavi edici ve zararsız bir metotdur diyen Kavadar İğne, herhangi bir ilaç içermediğinden kuru iğne olarak adlandırılır dedi. Medicine Hospital Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Doktoru Gülis Kavadar İğne fobisi olan hastalara da uygulamak mümkün olmaktadır. Hasta iğneyi genellikle hissetmez. İğne, akupunkturdaki gibi uzun süre kalmaz, bazen birkaç saniye, bazen birkaç dakika sürer. Bu metod genellikle bir kanamaya da sebep olmaz, dolayısıyla, kan görmekten ürken hastalar açısından da uygun bir yöntemdir. Hamilelere belli koşullarla uygulanabilir diye vurguladı. Doktor Gülis Kavadar Kuru iğneleme tedavisinin yapılışı hakkında şunları söyledi Kuru iğne tedavisi, hastanın muayenesi yapılıp, tanısı konduktan sonra, belli seanslar halinde planlanır, tedavi boyunca o bölgeye ait faaliyetlerin azaltılması önerilir. Tedavinin süresi, yani seans sayısı, problemin bulunduğu bölgenin genişliğine, problemin ne kadar eski olduğuna, hastanın yaşına, başka rahatsızlıkların eşlik edip etmediğine göre değişiklik gösterir. Bazen tek bir seans yeterlidir. En sık 3-5 seans olarak planlanır. Nadir durumlarda 8-10 seansı bulabilir. Genellikle haftada 1-2 seans olarak uygulanır diyor. BU METOD Boyun fıtığı Bel fıtığı Siyatik ağrı Ankilozan Spondilit Fibromyalji sendromu Karpal tünel sendromu Migren ve sinüzit Gonartroz (Diz kireçlenmesi) Menisküs patolojileri Koksartroz (Kalça kireçlenmesi) Kondromalazi patella (Diz kapağı altında kıkırdak aşınması kireçlenme) Omuz patolojileri (Omuz impingement sendromu, Omuz Periartriti, Rotator cuff sendromu omuzda yırtık,donuk omuz) ve tüm kas ağrılarında uygulanabilir.

13 TÜP MİDE ile şişmanlığa veda Aşırı şişmanlar artık tüp mide ameliyatı ile fazla kilolarından kurtulabiliyor. Tüp mide ameliyatı olanlar istese de tekrar şişmanlayamıyor. Hasta, tüp mide ameliyatı ile ayda 8-10 kilo, yılda 70-80 kilo verebiliyor. Bir zayıflama hikayesi OP. DR NİHAT GÜLAYDIN GENEL CERRAHİ İleri derecede şişmanlık (Morbid obezite), hipertansiyon ve solunum sıkıntılarıyla hastanemiz Genel Cerrahi kliniğimize müracat eden hasta, uzun süredir kilo problemi yaşadığını, mükerrer diyet programları uyguladığını ifade etmekteydi.hasta her zorlu geçen diyet programı sonrası birmiktar kilo verdiğini ancak bitiminden kısa süre sonra verdiği kiloları daha da fazla aldığını ve zamanla ümitsizlik ve çaresizlik duygusuyla artık diyet programlarının sorununu çözemeyeceğine kani olduğunu belirtmekteydi. Üstelik zamanla tansiyon hastalığı ve diyabetinin başladığını, oturduğu yerde solunum sıkıntılarının olduğunu,hafif bir eforda fenalaştığını, merdiven çıkamadığını ifade ediyordu.işteki veriminin azaldığını, işe gitmekte zorlandığını, sosyal hayatının altüst olduğunu, kendine güvensizlik duygusunun geliştiğini, cesaretinin kırıldığını, çevresindeki insanların kendisine acıyarak ve ayıplayarak baktıklarını ifade ediyordu. Gittiği mağazalarda kendisine uygun kıyafet bulmakta zorlandığını, sürekli gardrobundaki giysileri yenilemek zorunda kaldığını ve çoğu zamanda terziye gitmek zorunda kaldığını ifade ediyordu. Hastanın yapılan ölçümlerinde boyu;1.67,kilosu;139 kg olup BMI ; 49(Aşırı obez) bulundu. Ameliyat öncesi hazırlık Hastayla yapılan görüşmelerde hastaya yapılacak olan ameliyat öncesi hazırlıkları, ameliyat şekli ve ameliyat sonrası dönemde yapacakları konularında bilgi verildi. Hastanın onayını müteakiben ameliyet öncesi hazırlıkları yapıldı.bu hazırlık ameliyatın başarısı açısından önem arzetmekte olduğundan, hasta adeta check up programına alınmaktadır. Hasta dahili problemler (Hipertansiyon,diyabet ve diğer metabolik hastalıklar) yönünden,solunum ve kalp hastalıkları açısından, endokrinolojik hastalıklar yönünden değerlendirildi. Hastaya anestezi altında gastroskopi yapılarak ameliyatına engel teşkil edebilecek hastalık olup olmadığı görüldü. Hastada hipertansiyon ve başlangıçta diyabet tespit edildi. Hastaya Sleeve Gastrektomi(Tüp mide operasyonu) yapılmasına karar verildi. Hasta ameliyattan bir gün önce hastanemize yatırılarak son hazırlık işlemleri yapıldı. Hasta ertesi gün ameliyata alındı. Obezite ameliyatları ileri derecede şişman ve yandaş sağlık problemleri olan hastalarda gerçekleştirildiğinden birtakım riskler taşımaktadır. Bu riskler bazenda istenmeyen sonuçlar doğurabilmektedir. İyi bir hazırlık kadar ameliyat ortamının yeterliliği, ameliyatta kullanılan malzemelerin kalitesi, en önemliside ameliyatı yapacak ekibin bu husustaki tecrübe ve deneyimidir. Hastamıza şahsım ve ekibim tarafından tüp mide (Sleeve gastrektomi) operasyonu başarıyla gerçekleştirildi. Postoperatif dönemde hasta 3 gün hastanemizde ÖNCESİ SONRASI servis odasında takip edildi. Hastamıza ertesi gün ağızdan özel besleyici mama başlandı. Problemi olmayan hastamız 3. gününde taburcu edildi. Hastanın konrol takiplerinde diyabetinin gerilediği, tansiyonunun kısa sürede düzeldiği görüldü. Ameliyat sonrası diyetisyen kontrolünde diyet programına alındı. Ve mutlu son Halen takip edilen hastamız 3. Ayına gelindiğinde 30 kg,6. Ayına gelindiğindeyse 50 kg kilo verdi. Hastalarımızda 1. yılın sonunda fazla kilolarının %70 kadarını vermeyi hedeflemekteyiz. Hastamız 6 ayın sonunda rahatladığını,iş hayatının ve sosyal hayatının düzene girdiğini,kendine güvenin geldiğini, üzerindeki büyük yükten ve stresten kurtulduğunu, kendini normal hissetiğini ifade etmektedir. Kilo ameliyatları, hastanemizde son teknolojik yenilikler ışığında başarıyla gerçekleştirilmektedir.

14 Reflünün belirtileri Mide içeriğinin yukarıya yani yutma borusuna doğru kaçmasına verilen isim olan reflünün belirtileri çoğu zaman başka sağlık sorunları ile karıştırılır. UZ. DR. ABDÜLHALİM ŞENYİĞİT Medicine Hospital Başhekim Yapılan araştırmalar ve incelemeler, tespit edilen bazı reflü belirtilerinin birçok kimseyi şaşırtabilecek düzeyde olduğunu, bazı belirtilerin ise başka sağlık problemleriyle karıştırılabileceğini ortaya çıkardı. Reflünün belirtileri İşte birçok araştırma sonucu ortaya çıkan reflünün belirtileri Yemek sonrası ağrısı Yemek yedikten hemen sonra ortaya çıkan ağrı genellikle midenizin fazla dolduğu anlamına gelir. Bu his, ilaçlarla geçirilebilir. Size önerimiz, bu durumdan şikayetçiyseniz, hafif yiyecekler tüketmeniz ve alkol- sigara tüketiminizi de bırakmanız ya da azaltmanız olacaktır. Normalden çok salya üretimi Eğer ağzınız durduk yere daha fazla salya üretmeye başlarsa bunun nedeni reflü olabilir. Acı tat Midenizden yukarıya çıkan asit, boğazınıza ilerleyerek acı bir tat bırakabilir. Eğer bu durumdan şikayetçiyseniz, özellikle de geceleri, doktorunuza danışın. Size, asit bastırıcı ilaçlar verecektir. Yutkunmada zorluk Reflünün sürekli olarak sebep olduğu zarar zamanla yaralara neden olabilir. Bu da yutkunmada zorluklar ortaya çıkartabilir. Ses kısıklığı Üşüttüğünüzü sanabilirsiniz ama reflü de ses kısıklığına neden olabilir. Bunun nedeni, mide asidinin ses tellerinize zarar vermesidir. Göğüs ağrısı Özofagusa (yemek borusu) gelen mide asidi, göğüs ağrılarına neden olabilmektedir. Bu ağrı yüksek dozda ve şiddetli olabilir ve bu nedenle sık sık kalp krizi ile karıştırılır. Yine de hiçbir göğüs ağrısını hafife almayın ve bunu yaşadığınız her an doktorunuzla temasa geçin. Dinlenirken daha çok ağrı duymak Midenizde durması gereken asidin özofagusunuza gelmesi, özellikle de uzandığınız ya da öne eğildiğiniz zamanlarda, reflüye neden olur. Dik oturduğunuz zaman ise yer çekimi, yiyeceklerin midede kalmalarına yardımcı olur. Reflüden şikayetçi olduğunuz zamanlar dik durmak iyi gelecektir. Ayrıca yatmadan önce yemek yememeye dikkat edin. Mide bulantısı Mide bulantısı pek çok şeyle alakalı olabilir, bu nedenle de reflüden kaynaklanabileceği çoğu zaman gözardı edilir. Bazı insanlarda reflünün tek belirtisi mide bulantısıdır. Eğer mideniz bulanıyorsa ve nedenini bilmiyorsanız reflüyü göz önünde bulundurun, özellikle de bulantınız yemeklerden sonra ortaya çıkıyorsa. Böyle bir durumda reflü için verilen mide asidi ilaçları size yardımcı olacaklardır. Öksürük Pek çok solunum yolları semptomunun nedeni, mesela kronik öksürük ya da hırıltılı solunum, reflü olabilir. Reflü, ciğerlere ulaşarak bu sorunları ortaya çıkartabilir. Boğaz ağrısı Bir diğer klasik nezle belirtisi olan boğaz ağrısının nedeni de sindirim sistemindeki sorunlar olabilmektedir. Eğer boğazınız özellikle yemeklerden sonra ağrıyorsa ve başka bir nezle semptomu yaşamıyorsanız bunun nedeni reflü olabilir. Astım Reflünün sebep olduğu öksürük ve hırıltılı soluma kötüye giderek astıma neden olabilir. Reflünüzün ne kadar ciddi olduğunu ph testi yaptırarak öğrenebilirsiniz. Eğer siz de reflü olduğundan şüpheleniyorsanız veya bu belirtilerden birine sahipseniz bir uzmana görünmenizi tavsiye ederiz. Medicine Hospital Reflü Kliniği Genel Cerrahi Dahiliye Gastroentoloji Diyetisyen ekibiyle sizi sağlığınıza kavuşturur Ayrıntılı bilgi için

15 Kadınlarda KALP KRİZİ belirtileri Kalp krizi belirtileri erkeklerde ve kadınlarda büyük farklılıklar gösterir. Erkeklerde göğüste yanma veya baskı şekilde görülen tipik ağrı kadınlarda daha çok nefes darlığı, çabuk yorulma, uykusuzluk ve halsizlik şeklinde ortaya çıkar. Erkeklerde çok tipik olan göğüs orta hattaki baskı şikâyetini kadınlarda görmeyebiliriz. Kadınlarda kalp krizi yaşı son yıllarda hareketsiz yaşam ve sağlıksız beslenme alışkanlıklarının da etkisiyle giderek düşüyor. Medicine Hospital Kardiyoloji Uzmanı Doktor Zeki Doğan, Genel olarak yaygın bilinenin aksine kadınlardaki kalp krizi belirtileri erkeklerde görülen belirtilerden farklılaşabilmektedir. Yani kadınların kendilerine özgü kalp rahatsızlığı belirtileri ve semptomları vardır. Bu belirtiler bilinmez ise yanlış teşhise neden olabilir ve olayın daha ölümcül bir hal almasına yol açabilir diyor. Uzman Doktor Zeki Doğan yapılan araştırmalarda kalp krizi geçiren kadınların en az % 50 sinin UZ. DR. ZEKİ DOĞAN Medicine Hospital Kardiyoloji Bölüm Başkanı kalp krizinin ardından hastaneye yetiştirilme süresinin erkeklere nazaran en az 15 dakika daha geç olduğu ortaya çıktığını belirtiyor. Uyku apnesi: Uyku apnesi şikayeti olan kişilerin kalp krizi geçirme riski % 50 artmaktadır. Bu nedenle uyku apnesi ve horlama vb uyku bozuklukları şikayetleri olan kadınların kalp krizi geçirme riskini gözden geçirmeleri gerekmektedir. Kadınlarda göğüs ağrısı: Kalp ağrısı da denilen ve sırta, çeneye ve omuza doğru yayılan ağrı şikayetleri erkeklerde görülen kalp krizinin en tipik belirtileri arasındadır. Sütyen hizasında, çenede, sırtta, boyunda ve omuzdaki ağrılar göğüs ağrısının tipik belirtileridir. Ancak kadınlarda kalp krizi durumunda göğüs ağrısı şikayetleri tipik olmayabilir. Nefes alamama ve tıkanıklığı: Kadınlarda nefes tıkanıklığı şikayetleri de kalp krizinde sık biçimde görülebilen kadınlara özel kalp krizi belirtileri arasında sayılabilir. Nefes tıkanıklığının en önemli nedeni ise kalbin kan pompalamasında görülen sıkıntılardır. Dolaşım bozukluğu neticesinde ciğerlerde basıncın yükselmesi, akciğerlerin olumsuz etkilenmesine ve nefes tıkanmasına yol açabilmektedir. Yorgunluk, sinirlilik ve tedirginlik hissi: Kalp krizi belirtilerinden bir tanesi de yorgunluk ve bilinç bulanıklığı bayılma hissi gibi belirtilerdir. Kronik yorgunluk genelde kalp hastalıklarında görülür. Bu nedenle iş hayatının, depresyonun veya diğer bir takım metabolizma hastalıklarının (guatr gibi) neden olduğu yorgunluk belirtileri ile karıştırılma riski bulunan kalp krizi yorgunluk belirtisine dikkat etmek gerekmektedir. Mide bulantısı: Kalp krizi mide bulantısına da neden olabileceği için kadınlarda genelde sindirim sistemi sorunu sanılabilir. Bu nedenle mide bulantısının kalp krizi nedeniyle ortaya çıkma ihtimali hiç akla gelmez. Kadınlarda erkeklere nazaran kalp krizi kendisini mide bulantısı biçiminde belirtiyle gösterebilir. Mide bulantısının yanı sıra kadınlarda kalp krizinde kusma, mide yanması gibi şikayetler de görülebilmektedir. Kalp çarpıntısı: Kadınlarda görülen kalp krizinin bir diğer yaygın belirtisi ise çarpıntı veya kalp çarpması adı verilen belirtidir. Kalbe giden kanın kesilmesi ve yeterince kalbi besleyememesi durumunda kalpte ritm bozukluğu (kalp aritmisi) gelişebilir. Bu durumda ise çarpıntı şeklinde belirti ortaya çıkmaktadır. Ancak kalp çarpıntısı panik atak gibi şikayetlerde de sıkça görüldüğü için kalp krizi yerine başka rahatsızlıkların akla gelmesi muhtemeldir. Çarpıntı genel olarak bir koroner veya kalp hastalığının varlığını akla getirmelidir. Yukarıda saydığımız mide bulantısı, nefes almada zorluk ve göğüs ağrısı gibi kadınlarda kalp krizi belirtileri ile birlikte görülüyorsa bu durumda kalp krizinden şüphe etmek gerekmektedir.

16 Rutin kalp kontrolü hayatınızı kurtarabilir! Sağlık kontrolleri denince de aklınıza ilk önce kalp ve damarlarınızın kontrolü gelsin! Kalp hastalıkları sonucu ölümler hala tüm dünyada ilk sıralarda yer almakta. Oysa şikayetiniz olsun ya da olmasın rutin kalp kontrolü yaptırmanız hayatınızı kurtarabilir. UZ. DR. BÜLENT UZUNLAR KARDİYOLOJİ Kalp, öyle bir pompadır ki hayat süresince ancak saniyenin birimleri kadarlık sürelerle dinlenebildiği halde, 4 milyar kereden fazla kasılır ve koroner damarlar kalp kasına 10 milyon litreden fazla kan sağlar. Vücut dolaşımına ise 200 milyon litreden fazla kan atılır. Bu kadar yorucu bir işi üstlenmiş olan organın hastalanması da son derece doğaldır. Kalp hastalıkları; hipertansiyon, romatizmaya bağlı kapak hastalıkları, doğumsal kalp hastalıkları şeklinde sıralanabilir. Koroner damar hastalıkları gelişmiş ülkelerde en önemli ölüm nedenlerinin içerisinde ilk sıralarda yer alır. Romatizmal kalp hastalıkları,özellikle memleketimiz gibi gelişmekte olan ülkelerde oldukça sık görülmektedir. Doğumsal kalp hastalıkları yaşayan çocuklar da ortalama %0,5 olarak bildirmektedir. 30 yaşını geçen her sağlıklı kişi yılda bir kez kalp muayenesini yaptırması gerekmektedir. Eğer kişide aşağıda sıralanılan risk faktörü varsa; 1. Ailesinde kalp hastalığı varsa, 2. Sigara içiyorsa, 3. Alkol kullanıyorsa, 4. Hipertansiyonu varsa, 5. Obes ise, 6. Stresi fazla ise, 7. Spor yapmıyorsa, 8. Kan yağları ( kolesterol, trigliserid yüksek ise ), 9. Şeker hastalığı varsa bu kontrolün daha kısa aralıklarla yapılması uygundur. Spora başlamadan önce mutlaka kontrolden geçin! Yaş kaç olursa olsun spor yapmaya karar veren birinin öncesinde mutlaka rutin kalp kontrolünden geçmesi şarttır. Kişi önce bu sporu laboratuvar koşullarında hekim gözetiminde yapıp doktorun olurunu alması gerekmektedir. Ani sporcu ölümlerinin pek çoğu daha önce basit bir kardiyolojik muayeneyle ortaya konulup önlem alınabilecek hastalıklardan kaynaklanmaktadır. Özellikle 40-50 yaş arasında çok yaygın olan haftada bir gün yapılan halı saha maçlarında, düzenli spor yapmayan kişilerde ölüme sebep olabilen ciddi ritm bozukluğu ve tansiyon yüksekliği krizi ve ana damar yırtılmalarına kadar giden kalp krizi dışı ani ölüm sebepleri de hayatı tehdit edebilir. Anne adaylarının hamilelik öncesi mutlak kalp kontrolünden geçmesi gerekir. Daha önce olduğu halde tanı konmamış ve hamilelikte tanı konan hastalarda kullanılması gereken ilaçların pek çoğunun ana karnındaki bebeği de etkilemesi tedavide büyük sıkıntılara neden olabilmektedir. Rutin kalp kontrolünde saptanacak örneğin kan yağları yüksekliği, hafif bir tansiyon yüksekliği gibi durumlarda önceden önlem alınarak daha sonra yaşanması muhtemel bir kalp krizi ya da inmeden korunmak mümkündür. Genelde herhangi bir bulgu vermediğinden yüksek kan yağları, yüksek tansiyon ve daha pek çok kalp hastalığı rutin kalp kontrollerinde ortaya çıkar.

17 KALP kapağı hastası olabilirsiniz Nefes darlığı, yorgunluk ve çarpıntı kalp kapağı hastalıklarının belirtileri olabilir. Mitral kapak yetmezliği sonucunda da ağır kalp yetmezliği tablosu ortaya çıkabilir. Peki kapak değişimi mi, onarımı mı tercih edilmeli? PROF. DR. BATUHAN ÖZAY Medicine Hospital Kalp Damar Cerahisi Bölüm Başkanı Kalp içinde bulunan ve kanın kalp içindeki akış yönünü belirlemede görev alan kapaklar, toplam 4 tanedir. Zamanla ve çeşitli sebeplerden dolayı (doğuştan kalp romatizması, kireçlenme veya kapak iltihabı) görevini yapamaz hale gelir. Kapaklarda daralmalar veya yetersizlikler ortaya çıkar. En sıklıkla arıza gösteren kapaklar; Aort ve Mitral kapak adı verilen kapaklardır. Bu durumda bozulmuş olan kapaklar çıkarılır ve yerine yapay kalp kapağı takılır. Bu işlem de by-pass ameliyatında olduğu gibi bir açık kalp ameliyatı gerektirir. Yapay kapak olarak mekanik kapak veya biyolojik kapak seçenekleri mevcuttur. Mekanik kapaklar çok daha dayanıklıdır, ancak ömür boyu kan sulandırıcı ilaç (Coumadin) kulanımı gerektirir. Biyolojik kapaklar ise daha kısa ömürlüdür ancak kansulandırıcı ilaç (Coumadin) kullanımı gerektirmez. Bazı özel durumlarda arızalı kapak değiştirmek yerine kapak tamir edilmeye çalışılır. Bazen bu tamir oldukça zor bir teknik gerektirebilir, ancak kalbin kasılma performansı açısından ve Coumadin gerektirmediğinden dolayı yapay kapaklara göre daha fazla tercih edilir. Kalp kapağı hastalığı belirtileri nelerdir Kalp kapak hastalıklarında şikayetler, hangi kapakta sorun olduğuna bağlı olarak değişebilir. (Mitral kapak) Hastalığında en önemli belirti, dinlenme esnasında ve ya hareket halinde iken meydana çıkan belirtiler, çarpıntı, nefes darlığı, yorgunluk ve kanlı balgam gelmesi gibi şikayetlerin görüldüğü durumlar mitral kapak hastalığı olarak düşünülebilir. Türkiye de en çok romatizmal kalp hastalığına bağlı, mitral kapak darlığı şeklinde rastlanır. Batı ülkelerinde ise genellikle yaşlılarda görülen, mitral kapak yetmezliği olarak görülür. Çoğu mitral kapak yetmezliklerinde, sol kulakçığın fazla genişlemesinden dolayı, ritim bozuklukları görülebilir. Mitral kapak darlığında ise sol kulakçıktaki, kanın yavaşlaması sebebiyle pıhtı oluşabilir. Bu pıhtı yerinden oynadığı taktirde kol, bacak ve ya beyin damarlarını tıkayıp daha ciddi problemlere sebep olabilir. Kapak ameliyatı nasıl yapılır? (Aort kapak) Hastalığında en fazla görülen belirtiler, bayılma veya bayılma hissi, iş yaparken veya hareket halindeyken nefes darlığı, çarpıntı veya göğüs ağrısı olarak görülen belirtilerdir. Aort kapak yetmezliği kapağın kalbin gevşemesi sırasında tam olarak kapanamaması nedeniyle aortadan kanın geri kaçması olayıdır. Görülme sıklığı (5/ 10.000 ) civarındadır. Erkeklerde (30-60) yaş arasında daha sık rastlanır. Nedenleri genelde romatizmal ateş, kalp iltihabı hastalığı, hipertansiyon, marfan sendromu, aort diseksiyonu, ankilozan sipondilit, reiter sendromu, bağ doku hastalığı ve sifiliz gibi bazı durumlar aort kapak yetmezliğinin nedenleri olarak bilinmektedir. Cerrah göğüsü açarak, bazı durumlarda ise estetik görünüm sağlanması için meme altından veya koltuk altından açılarak, kalbin ve akciğerin yerini devralacak bir makine (Kalp- akciğer makinesi) kullanır. Bu makinenin devreye girmesiyle kalp ve akciğer devre dışı kalır. Vücut önemli doku ve organları korumak için soğutulur. Daha sonra kalp durdurulur ve hasarlı kapak değerlendirilir, mümkünse tamir edilir. Alternatif olarak yapay bir kapak ile hasarlı kapak değiştirilebilir. Kalp kapatılır, içindeki hava çıkarılır ve tekrar çalıştırılır. Dolaşım tatmin edici şekilde sağlanınca pompa ayrılır. Akciğerlerin tekrar genişlemesi ve biriken olası sıvıların dışarı boşalması için bir veya daha fazla göğüs tüpü geçici olarak göğüs boşluğunda bırakılabilir. Ameliyat sonrası erken dönemde kalp ritminin kontrol edilebilmesi için bir/iki adet pil teli önlem olarak kalbe takılır. Göğüs kemiği tellenir ve cilt kapatılır.

18 KAPALI TAM ENDOSKOPİK BEL FITIĞI AMELİYATI En önemli sağlık sorunlarından biri haline gelen bel fıtığı artık endoskopik cerrahiyle tedavi edilebiliyor. Kapalı Tam Endoskopik Bel Fıtığı Ameliyatı, bel bölgesinde arkadan veya yan taraftan girilerek yapılır. Yan taraftan yapılan endoskopik girişimde bütün diğer yöntemlerden daha küçük bir cilt kesisi kullanılır. OP. DR. HALİL CAN BEYİN CERRAHİSİ Bel fıtığı; Bel omurları arasında disk dediğimiz yastıkçıklar bulunmaktadır. Bu diskler omurganın öne-arkaya ve yana doğru eğilmelerini sağlar. Bu disklerin etrafı bir bağ dokusu ile sarılıdır, içlerinde jelatin kıvamlı bir doku bulunmaktadır. Zamanla disk dokusunun etrafındaki bağ dokusunda yırtıklar oluşur, jelatin kıvamındaki yapı bu yırtıklarından sinir köküne ve omurilik kanalına doğru taşma yaparak sinir kökünü veya sinirlerin geçtiği omurilik kanalını sıkıştırır. Bu duruma bel fıtığı denir. Bel fıtığı bel ve bacaklarda ağrı, bacaklarda veya ayaklarda güçsüzlük, bacaklarda veya ayaklarda uyuşma, idrar ve gaita kaçırma gibi şikayetlere yol açabilir. Bel fıtığı hastalarının sadece % 10-15 lik kısmına ameliyat öneriyoruz. Bel fıtığında çeşitli ameliyat yöntemleri vardır; 1- klasik açık bel fıtığı ameliyatı 2- mikrocerrahimikrodiskeketomi yöntemi (mikroskop altında yapılan) 3- laser nükleoplasti ameliyatı ( büyük bel fıtıklarına uygulanmıyor) 4- kapalı tam endoskopik bel fıtığı ameliyatı Kapalı tam endoskopik bel fıtığı ameliyatı ( perkutan full endoskopik lomber disk cerrahisi) : Küçük kurşun kalem kalınlığında bir borucuk sistemi içinden girilerek, ucunda kamera olan endoskop denilen özel ve ileri teknolojiyle geliştirilen özel cihazlar ile yapılır. Bu borucuk sistemi içerisinden taşmış veya patlamış fıtık dokusu çıkartılır. Fıtığın çıkartılması esnasında laser ve radyofrekans gibi yakıcı sistemlerde kullanılır. Endoskopik yöntem beyin cerrahisinde bir çığır açmıştır.2 endoskopik yöntem vardır: 1. Belin orta hattından girilerek yapılan interlaminar yöntem 2. Belin yan tarafından girilerek yapılan transforaminal yöntem. Bu iki yöntemden hangisine karar verileceği, fıtığın yerleşim yerine (belin üst veya alt seviyeleri gibi), fıtığın aşağıya veya yukarıya taşmasına göre değişir Endoskopik bel fıtığı ameliyatı genel veya spinal anestezi altında uygulanabilir. Diğer bel fıtığı ameliyatlarında olduğu gibi kasların sıyrılması ve kemik çıkarılması gibi aşamalar gerekmez, bel fıtığı ameliyatı sonrası gelişen yapışıklık (nedbe dokusu) gelişmez. Bu nedenle hastanın ameliyat sonrası iyileşmesi, yürümesi ve işe dönmesi daha hızlı olur. Hasta ameliyat sonrası 3-4 saat içerisinde ayağa kaldırılıp yürütülür, aynı gün veya bir sonraki gün taburcu edilir. Ameliyat sonrası 4-5 gün içerisinde işine dönebilir. Amerika, Almanya ve Güney Korede uygulanmaya başlayan yöntem, ancak deneyimli ve gerekli eğitimlerden geçmiş cerrahlar tarafından uygulanabilir. Biz de gerek interlaminar, gerekse transforaminal endoskopik bel fıtığı ameliyatları için aylarca süren endoskopik anatomik çalışmalardan sonra ameliyatlara başlamış bulunmaktayız. Beyin cerrahları için öğrenme süreci uzun olduğundan, ileri ve pahalı teknolojik cihazlar gerekli olduğundan dünyada çok az merkez tarafından uygulanabilmektedir. AVANTAJLARI Ameliyat 0.4 cm lik bir kesiden yapılır. Kas ve kemik dokularda herhangi bir uygulama yapılmadığı için ameliyat sonrası erken dönemde bel ağrısı yoktur ve hasta aynı gün taburcu olabilir. Ameliyat sonrası iyileşme dönemi çok kısadır. Diğer bel fıtığı ameliyatlarında kemik ve bağ dokusunun çıkartıldığı alanlarda kasların omurilik zarına yapışması sonucu ortaya çıkan ameliyat sonrası kronik bel ağrıları görülmez. Yandan yapılan girişim (posterolateral transforaminal) hasta arzu ederse lokal anestezi ile yapılabilir. Mikrocerrahi sonrası nüks eden hastalarda emniyetle uygulanabilir.

19 Geçmeyen bel ve bacak ağrılarında İĞNE TEDAVİSİ Beyin cerrahisinde başarılı bir ameliyat geçirdiniz ya da doktorunuz ağrılarınıza cerrahi gereksinim duymadı. Fakat ağrılarınız bir türlü geçmiyor. Belden iğne tedavisi ile ağrılarınızdan kurtulmak mümkün. DOÇ. DR. ERDİNÇ CİVELEK BEYİN CERRAHİSİ Bu tedavi bel ve bacak ağrılarını geçirmek için yapılan bir ağrı tedavisidir. Ameliyat gerektirmeyen ancak diğer tüm ağrı kesici tedavilere rağmen (ağızdan alınan ilaçlar, kalçadan yapılan iğneler, fizik tedavi) ağrıları geçmeyen veya geçse de kısa süre içinde tekrarlayan hastaların ağrılarını geçirmeye yarayan çok etkin bir tedavidir. Bu tedavi yapılırken hastaya narkoz verilmez, sadece iğne yapılacak bölge lokal anestezi ile uyuşturulur. Bu işlem sırasında kullanılan iğne o bölgedeki sinir köklerine zarar vermeyecek şekilde dizayn edilmiş özel bir iğnedir. Floroskopi denilen bir cihaz kullanılarak doktorunuz tarafından iğnelerin yapılacağı hedef noktalar belirlenir. İşlem sırasında damar yolunuzdan sizi rahatlatan bazı ilaçlar verilerek işlem sırasında ağrı duymanız engellenmeye çalışılır. Önceden belirlenmiş hedef noktalara iğne girilerek sinirler üzerine enjeksiyon yapılır ve işlem sonlandırılır. İşlem yaklaşık 15 dakika sürer. İşlem sonrası servis yatağınıza alınırsınız ve ertesi gün ayağa kaldırılıp yürütülürsünüz. BELDEN İĞNE TEDAVİSİ KİMLERE YAPILIR? Genellikle cerrahi gerektirmeyen ancak ilaç tedavisi ve istirahat ile ağrıları geçmeyen bel ve bacak ağrısı şikayeti olan bel fıtığı hastalarında tercih ettiğimiz tedavi yöntemidir. Bazen, ameliyat gerektiği halde ısrarla ameliyat olmak istemeyen fakat ağrılarından kurtulmak isteyen veya ameliyat gerektiği halde genel sağlık durumu ameliyat olmasına mani olan fakat bel ve bacak ağrıları nedeniyle yaşam standardı düşmüş hastalara da belden iğne tedavisi yapmaktayız. AĞRI TEDAVİSİ SONRASI FİZİK TEDAVİ YAPILIR MI? Belden iğne tedavisi yapılan hastalara bir hafta istirahat sonrası bel kaslarını güçlendirmek ve ağrıların tekrar nüksünü önleyebilmek için pasif bel egzersizleri öneriyoruz. SİNİR KÖKÜNÜN ÜZERİNE HANGİ İLAÇLAR YAPILIR? Bu tedavide düşük doz steroid ile bir tür lokal uyuşturucu ilaç karışımı uygulanır. Bu ilaçlar fıtık nedeniyle ezilip çevresinde ödem olan sinirin üzerine yapılır. Bu sayede sinir çevresindeki ödem ortadan kaldırılır ve sinirin etkin şekilde çalışması sağlanarak ağrı geçirilir. İlaç karışımı içinde bulunan lokal etkili uyuşturucu ilacının sinir kökü üzerinde nöroversiyon diye tanımlanan (sinir iletimini geçici olarak durdurup tekrar düzenli olarak çalışmasını sağlama) etkisi vardır. BELDEN İĞNE TEDAVİSİ TAM OLARAK NEREYE YAPILIR? Klinik uygulamada genel olarak 3 farklı yere iğne yapıyoruz. Bunlar: Bacak ağrısına sebep olan sinir kökünün üzerine (Transforaminal enjeksiyon) Bel ağrısına sebep olan faset eklemi (omurların arka tarafda birbirlerine temas eden bölgesi) üzerine (faset eklem enjeksiyonu veya faset eklem radyofrekans ablasyonu) Kaudal enjeksiyon: Kuyruk sokumu aralığından (sakral hiatus) girilerek tüm epidural alana enjeksiyon yapılır ve tüm sinirlerin etkilenmesi sağlanır. Özellikle daha önce ameliyat olmuş ve nüks etmiş bel fıtığına bağlı ağrılarda, ameliyat bölgesindeki sinir kökü çevresindeki yapışıklıkları giderdiği düşünülen ağrı tedavi yöntemidir. BELDEN İĞNE TEDAVİSİNDEN FAYDA GÖRECEK MİSİNİZ? İYİ BİR ADAY MISINIZ? Eğer ameliyat gerektirmeyen bir bel fıtığınız varsa, bel ve bacak ağrısı çekiyorsanız ve ilaç tedavisinden fayda görmüyor yada hergün ilaç kullanmak zorunda kalıyorsanız iyi bir adaysınız demektir. Beyin cerrahi doktorunuzun yapacağı muayene tedavinizin etkinliği açısından belirleyici olacaktır. İĞNE TEDAVİSİNİN SONUÇLARI NASILDIR? Bazı hastalar bu işlemden diğerlerine göre daha çok fayda görürler. Bu işlemden sonra aylarca ağrısı olmadan yaşayan bel fıtığı hastaları olduğu gibi bir ay sonra ağrısı tekrarlayan hastalar da vardır. Genel olarak bu tedavinin etkinliği 1 yıl süreyle %75-%80 civarındadır. En önemli anahtar nokta ağrınıza sebep olan doğru sinirin üzerine enjeksiyon yapılmasıdır. BELDEN YAPILAN RF (RADYOFREKANS) TEDAVİSİ NEDİR? RF tedavisi bel ve sırt ağrılarını geçirmek için uygulanan, belden iğne ile girilerek yapılan bir tür ağrı tedavisidir. Bu tedavide özel bir iğne, bel ağrısına sebep olan bel eklemi (faset) üzerindeki hedef noktaya floroskopi denilen özel bir cihaz yardımıyla yerleştirilerek işleme başlanır. Özel bir cihazla bu iğne içerisinden radyodalgaları gönderilerek hedef noktadaki ağrı duymamızı sağlayan sinir uçları ısıtılır ve sinirlerin ağrı hissini iletmesi engellenir, böylece hastanın rahatlaması sağlanmış olur.

20 BEYİN tümörlerinde erken teşhis hayat kurtarır İnsan vücudunda görülen tümörlerin yüzde 10'u sinir sistemi dokularından oluşur. Bunların yüzde 80-90'ı da beyin içinde gelişir. Yeni doğan çocuklar dahil olmak üzere tüm yaş dönemlerinde rastlanabilen beyin tümörleri, orta yaş sonrası özelikle kanserli hastaların büyük bölümünde kanserin yayılması sonucu yaygın olarak görülebiliyor. Beyin tümörleri erkeklerde ve kadınlarda eşit oranlarda görülebilen, kafatası içinde büyüyerek beyne baskı yapan tümörlerdir. Var olan tümör büyümeye devam edip, genişlemeye başlayan bir hal alır ve beyne baskı yapmaya başlar. Beyin tümörleri ameliyat ile alınabilir aynı zamanda iyi huylu ve henüz başlangıç aşamasında ise ışın tedavisi yapılabilir. Beyin tümörleri kişide baş ağrısı, epilepsiyi andıran bayılma şikayetleri, yaşanan kısmi felçler, şiddetli derecede mide bulantısı ile ortaya çıkan kusma, kişilik bozuklukları, yazı yazma sorunları, konuşma sorunları, zaman zaman unutkanlık, konuşurken ne söyleyeceğini unutma, dikkatsizlik, denge kaybı, kas seğirmesi, kol ve bacaklarda dikkat çekici karıncalanma gibi şikayetlere sebep olur. Beyin tümörleri birincil beyin tümörleri veya ikincil beyin tümörleri olarak kategorilendirilir ve bedenin herhangi bir yerinde başlayarak beyne ulaşırlar. İyi huylu beyin tümörleri yavaş yavaş ürerler ve beyin dokusundan rahatlıkla ayrılabilirler. Ameliyat esnasında tümörün tamamı veya tamamına yakını alınabilir. Bu sebeple beyin ameliyatı sonrasında başarılı sonuçlar alınır. Şayet tümörün tamamı alınamazsa kalan tümör için ameliyat sonrası bölgesel ışın tedavisi yapılabilir. Şayet tümör ister iyi huylu olsun ister kötü huylu olsun, çok hassas bir noktada bulunuyorsa ve bu OP.DR. HÜSEYİN DOĞU BEYİN CERRAHİSİ yüzden ameliyat riskli ise ışın tedavisi ve ilaç tedavisi yöntemi ile hastaya müdahale edilir. İyi huylu beyin tümörleri, kanser hücreleri içermezler ve ameliyat sonrası tekrar büyüme riski yok denecek kadar azdır. İyi huylu tümörler etrafındaki dokulara bulaşmaz ancak bazı hassas yerlere baskı yapabilir bu yüzden bazı ciddi sağlık sorunlara sebep olabilmektedir. Kötü huylu beyin tümörleri daha tehlikeli tümörlerdir, zira kanser hücreleri içerir ve hayati tehlike söz konusu olmaktadır. Çevre dokulara dağılma, yayılma riski vardır. Beyin tümörleri her ne kadar kadın ve erkeklerde eşit derecede görülse de erkeklerde kadınlara nazaran bir derece daha fazla görülebilir. Beyaz ırklı insanlarda diğer ırk insanlarına göre daha sık görülebilir. Beyin tümörlerinin görülme yaşı aralığına bakıldığında genelde 9 yaş altı çocuklar ile 70 yaş üzeri kişilerde yoğunlaştığı görülür. Genetik etkenlere bağlı olarak da gelişen beyin tümörleri, ailesinde beyin tümörü olan kişiler için risk anlamına gelebilir. İşi gereği radyasyon ve kimyasal maddelere maruz kalan kişilerde, nükleer sanayi işçilerinde beyin tümörü riski daha yüksektir. Beyin tümörü teşhisi için fiziksel muayene, nörolojik muayene, CT tarama, MRI çekimi yapılırken, kafatası röntgeni, anjiyogram, omur ilik sıvısı aspirasyonu, mylegram, biyopsi yöntemleri kullanılabilir. Beyin tümörünün erken belirtileri 1) Baş ağrısı Beyninde tümör olan hastaların bir bölümünde baş ağrısı görülür. Bu ağrı çoğu zaman son birkaç aydır ortaya çıkmıştır ve gittikçe şiddetlenmiş olduğunu ifade eder hastalarımız. 2) Sara nöbetleri (epilepsi) Bilinç kaybı olarak ya da olmaksızın istem dışı kasılmalar, titremeler gelişebilir. Özellikle 20 yaş sonrası ortaya çıkan bu biçim nöbetler aksi ispatlanana dek beyin tümörüne bağlı olduğu düşünülerek incelenilmelidir. 3) Çift görme ve görme bulanıklığı Baş ağrısı ile beraber ya da baş ağrısı olmaksızın ortaya çıkan çift görme, bulanık görme, görmenin azalması beyin tümörlerinin belirtilerindendir. 4) Konuşma bozukluğu Konuşamama, anlama güçlüğü, konuşur iken yanlış kelime ifadeleri ya da sarhoşvari konuşma keza beyin tümörlerinin bulgusu olabilir. 5) Kol ve bacakta kuvvetsizlik, beceriksizlik, dengesizlik Son zamanlarda ortaya çıkan vücudun sağ ya da sol yarısında uyuşmalar, ellerde güçsüzlük, uyuşukluk, beceriksizlik görülebilir. Yürürken "sarhoşvari yürüme" ve "dengesizlik" bir beyincik tümörünün belirtisi olabilir. 6) Bulantı ve kusma Baş ağrısı ile beraber bulunması ve özellikle birkaç gün ya da haftadır mevcut olması önemlidir. Ancak burada baş ağrısı ve kusmanın uzun sürelerdir var olması ön planda migren gibi tümör dışı patolojileri düşündürür.