Fýkýh Ýlminin Oluþum Sürecinde Ýcmâ Bilal Aybakan Ýstanbul: Ýz Yayýncýlýk, sayfa.

Benzer belgeler
Dövize Endeksli Kredilerde KKDF

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

Fiskomar. Baþarý Hikayesi

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

Ali Ayten. Kur an ve Oryantalistler Selahattin Sönmezsoy Ankara: Fecr Yayýnevi, sayfa.

Medeniyetler Sosyolojisi: Neden Çok Medeniyetli Bir Dünya Düzeni Ýçin Yeniden Ýbn Haldûn?

Genel Bakýþ 7 Proje nin ABC si 9 Proje Önerisi Nasýl Hazýrlanýr?

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý

1. Vahiy Döneminde Fýkhi Ýhtilaflar Vahiy dönemi, Allah Resulü nün (sas.) hayatta olduðu zamanla sýnýrlýdýr. Hz.

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler *1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

Bolkar Daðlarý. AKD054 Acil Gerileme (-1)

O baþý baðlý milletvekili Merve Kavakçý veo refahlý iki meczup milletvekili þimdi nerededirler?

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Açýldý TOHAV'ýn mülteci ve sýðýnmacýlara yönelik devam ettirdiði çalýþmalar kapsamýnda açtýðý SURUÇ MÜLTECÝ DANIÞM

Yat, Kotra Ve Her Türlü Motorlu Özel Tekneler Ýçin Geçerli Olan KDV Ve ÖTV Ora


DONALD JOHNSTON OECD GENEL SEKRETERÝ INTERVIEW DONALD JOHNSTON OECD GENERAL SECRETARY

Psikoloji ve Din: Psikologlarýn Din ve Tanrý Görüþleri Ali Ayten Ýstanbul: Ýz Yayýncýlýk, sayfa.

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::.

SSK Affý. Ýstanbul, 21 Temmuz 2008 Sirküler Numarasý : Elit /75. Sirküler

..T.C. DANýÞTAY SEKiziNCi DAiRE Esas No : 2005/1614 Karar No : 2006/1140

01 Kasým 2018

Ovacýk Altýn Madeni'ne dava öncesi yargýsýz infaz!

7. ÝTHÝB KUMAÞ TASARIM YARIÞMASI 2012

K U L L A N I C I E L K Ý T A B I

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI

600.yýl. Türkçe Özetler. Ýdeal-Gerçek Uyuþmazlýðýna Ýbn Haldun un Yaklaþýmýnýn Bazý Örneklerle Tahlili. Ali Çaksu

KAMU MALÝYESÝ. Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr. KONSOLÝDE BÜTÇE ÝLE ÝLGÝLÝ ORANLAR (Yüzde)

3. Tabloya göre aþaðýdaki grafiklerden hangi- si çizilemez?

Saman-i Viran-i Evvel Camii (Çukur Çeþme Camii)

Laboratuvar Akreditasyon Baþkanlýðý Týbbi Laboratuvarlar

fýkýh birikimine uygulamada en seçkin eser olduðu tespiti de (s.161) hayli su götürür bir iddiadýr.

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme

İLK DÖNEM HADİS- REY TARTIŞMALARI ŞEYBÂNÎ ÖRNEĞİ Mehmet ÖZŞENEL, İstanbul: İFAV, 2015 Ali SEVER

Ýslâm Filozoflarýndan Felsefe Metinleri

OTOMATÝK KAPI SÝSTEMLERÝ

Kamu Ýhalelerine Katýlacak Olan Mükelleflere Verilecek Vergi Borcu Olmadýðýna Dair Belge Ýle Ýlgili Cuma, 31 Aðustos 2007

Simge Özer Pýnarbaþý


Gelir Vergisi Kesintisi

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

KOBÝ'lere AB kapýsý. Export2Europe KOBÝ'lere yönelik eðitim, danýþmanlýk ve uluslararasý iþ geliþtirme projesi

ECU4PA SERÝSÝ ACÝL DURUM AYDINLATMA KÝTLERÝ ÝÇÝN MONTAJ, ÇALIÞMA, TEST VE BAKIM TALÝMATI

Tehlikeli Atýk Çözümünde EKOVAR...

Erken Dönem İslâm Hukukçularının Sünnet Anlayışı

İÇİNDEKİLER. G r 17 I. YÖNTEM ve KONUNUN SINIRLANDIRILMASI 17 II. TERMİNOLOJİ 23

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

IÇERIK ÖNSÖZ. Giriş. Birinci Bölüm ALLAH A İMAN


Dar Mükellef Kurumlara Yapýlan Ödemelerdeki Kurumlar Vergisi Kesintisi

TARİHTE İSLAM BİLİM GELENEĞİ

Staja Baþlama Deneme Testleri 2 Gönderen : abana - 18/12/ :44


STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

KAMU YÖNETÝMÝNDE YENÝDEN YAPILANMA: 1. Deðiþimin Yönetimi Ýçin Yönetimde Deðiþim

Süleyman Hayri Bolay, Türk Düþüncesinde Gezintiler, Ankara, Nobel Yay., 2007, IX+567.

ݺletmelerin Rekabet Gücünün Artýrýlmasý. Dýºa Açýlmalarýna Mali Destek Programý

Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ

Hadis Edebiyatýnýn Oluþumu

Hac Organizasyonumuz; Turizm Bakanlýðý, Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý ve Türsab Denetim ve Kontrolü Altýndadýr! KUTSAL YOLCULUK HAC...

1. ÝTHÝB TEKNÝK TEKSTÝL PROJE YARIÞMASI

ORTAKLAR SERMAYE PAYI HÝSSE

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

3. Çarpýmlarý 24 olan iki sayýnýn toplamý 10 ise, oranlarý kaçtýr? AA BÖLÜM

Ermeni soykýrýmý nýn avukatlarý

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Kanguru Matematik Türkiye 2017


Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;


İslam hukukuna giriş (İLH1008)

17 ÞUBAT kontrol

GLOBAL GAP STANDARTLARINDA ÜRETÝM YAPIYORUZ.

DENEME Bu testte 40 soru bulunmaktadýr. 2. Bu testteki sorular matematiksel iliþkilerden yararlanma gücünü ölçmeye yöneliktir.

Metapan Metal Panel DOGRUSAL TAVANLAR

USÛL-i FIKIH ( א ) Fýkhýn kaynaklarýný ve bunlardan hüküm çýkarma yöntemlerini inceleyen bilim dalý.

KOBÝ lerin iþ süreçlerini daha iyi yönetebilmeleri için

Kullanma Kýlavuzu Yoðuþmali Duvar Tipi Kazan Logamax plus GB112-11/19/23 K Lütfen saklayýn

Türkiye de Mezuniyet Öncesi ve/veya Sonrasý Psikiyatri Eðitimi ve Hizmeti Veren Kurumlarýn Özellikleri

ANKARA SANAYÝ ODASI AÝLE ANAYASASI

Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip proses filtreleri ile, siklonlar, seperatörler çalýþma koþullarýna göre anti nem,anti

ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI

Sunuþ. Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi

Ne-Ka. Grouptechnic ... /... / Sayýn Makina Üreticisi,

Ücretlerin Bankalardan Ödenmesi Zorunlu Hale Getirilmiþtir

ege yayıncılık : 11. Sýnýf Geometri Soru Bankasý Kitabýn Adý : Özkan Güner Erhan Nemutlu Tarýk Þahin Kenan Akarbulut Yazarlar

MALÝYE DERGÝSÝ ULAKBÝM ISSN


Kullanma Kýlavuzu. Yoðuþmali Duvar Tipi Kazan Logamax plus GB112-11/19/23 K /00 TR (TR) Lütfen saklayýn

Barodan Haberler. Edinilmiþ Mallara Katýlma Semineri (Akþehir) Anayasa Mahkemesine Bireysel Baþvuru Semineri. Türk Borçlar Kanunu Semineri


KÝPAÞ 2016 KATALOG HAVALANDIRMA.

2012 DERÝ ÜRÜNLERÝ TASARIM YARIÞMASI

Bat Guano, Agriculture & Mining Ltd.

ÇALIùMA HAYATINA øløùkøn ANAYASA DEöøùøKLøKLERø "Türkiye Cumhuriyeti Anayasasýnýn Bazý Maddelerinin Deðiþtirilmesi Hakkýnda Kanun" Av.

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

10. 4a5, 2b7 ve 1cd üç basamaklý sayýlardýr.

ISSN ISSN

Anka nýn Sonbaharý: Osmanlý da Ýktisadî Modernleþme ve Uluslararasý Sermaye Ali Akyýldýz Ýstanbul: Ýletiþim Yayýnlarý, 2005.

ünite1 Sosyal Bilgiler


Transkript:

Fýkýh Ýlminin Oluþum Sürecinde Ýcmâ Bilal Aybakan Ýstanbul: Ýz Yayýncýlýk, 2003. 183 sayfa. Þer î deliller hiyerarþisinde genellikle üçüncü sýrada gösterilen icmâ, gerek klasik kaynaklarda ve gerekse modern döneme ait usul eserlerinde üzerinde en çok durulan kavramlardan biri olmuþtur. Ancak klasik eserlerde kavram detaylý bir þekilde irdelenmekle beraber, nasýl bir süreç sonucunda bu teorik yapýnýn ortaya çýktýðý pek inceleme konusu yapýlmamaktadýr. Modern döneme ait bazý çalýþmalarda ise kavramýn ifade ettiði anlam, kavramlaþma süreci ve o dönemdeki þartlar gözardý edilerek incelenmektedir. Aslýnda bu durum sadece fýkhî terimlerle sýnýrlý olmayýp diðer ilim dallarýna ait kavramlarda da yaþanmaktadýr. Bu sebepten ötürü icmâ gibi hayatî öneme sahip kavramlarýn oluþum süreçlerine dair çalýþmalar, düþünce dünyamýzda yer alan kavramlarýn daha saðlýklý bir þekilde deðerlendirilmesini saðlayacaðý gibi, ait olduðu disiplinin belirli bir dönemdeki serüvenini de gözler önüne serecektir. Bilal Aybakan ýn fýkýh ilminin oluþum sürecinde icmâ kavramýnýn ifade etmiþ olduðu anlamý mercek altýna aldýðý eseri de bu açýdan önem arz etmektedir. Eser Önsöz, Giriþ, üç bölüm Sonuç, Bibliyografya ve Karma Ýndeks ten oluþmaktadýr. Hicri Ýlk Ýki Asrýn Siyâsî ve Sosyal Panoramasý baþlýðýný taþýyan Giriþ bölümünde müellif, ele aldýðý konunun farklý bir boyutuna ýþýk tutacaðý düþüncesiyle iki yüzyýllýk tarih kesitinin (sahabeden müctehid imamlara kadar) önemli siyasî ve sosyal olaylarýnýn panoramasýný aktarmaktadýr. Bu çerçevede Hulefâ-yi Râþidîn, Emevîler ve Abbâsîler döneminin Me mûn a kadar olan kýsmýný mercek altýna almakta ve toplumda meydana gelen siyasî ve sosyal hadiselerin entelektüel düþünce yapýsýna nasýl bir zemin hazýrladýðýný ortaya koymaktadýr. Hz. Peygamber ve Sahabe Dönemi Ýçtihat Faaliyeti baþlýðýný taþýyan Birinci Bölüm de Aybakan, Hz. Peygamber döneminde meydana gelen hadiselerin çözüme kavuþturulmasýnda baþvurulan kaynaðýn vahiy, vahiy gelmeyen durumlarda beþerî donaným ve özellikle toplumu ilgilendiren meselelerde istiþare olduðunu kaydetmektedir. Burada Hz. Peygamber in sünnetinin tamamýnýn vahiy mahsulü olarak nitelenmesinin isabetli bir yaklaþým olmadýðýný, aksi hâlde sünnetin ondan baþka kimseye izafe edilmesinin mümkün olamayacaðýný; halbuki ilk dönem literatüründe baþka insanlarýn örnek davranýþlarýnýn da sünnet terimiyle karþýlandýðýný ifade etmiþtir. 269

Ýslâm Araþtýrmalarý Dergisi Hz. Peygamber in eðitiminden geçmiþ ve Ýslâm ýn saðladýðý dönüþümü ilk ve derinden yaþayan kuþak olmasý hasebiyle, sahabenin ortaya koyduðu uygulama birçok açýdan önem arz etmektedir. Özellikle Hz. Peygamber in vefatýyla baþlayan süreç içerisinde meydana gelen hadiselerin çözümünde elde bulunan sermaye canlý vahyin geldiði dönemin birikimi olan Kur an ve sünnet ile beþerî donaným ve istiþaredir. Yazar fýkhî yatkýnlýk bakýmýndan sahabe profilini incelemiþ ve yaþlý sahabe kuþaðýndan Hz. Ömer (ö. 23/644) ile Abdullah b. Mes ûd u (ö. 32/652); genç sahabe kuþaðýndan ise Ýbn Abbas ý (ö. 68/688) örnek olarak ele aldýktan sonra, sahabenin içtihat yöntemine deðinmiþtir. Sahabenin yaþamýþ olduðu dönemde ilim oluþturma kaygýsý bulunmadýðý için saf hukukî düþünce etkinliðinden ziyade, vuku bulan hadiselere pratik çözümler üretme kaygýsý ön plandaydý. Aybakan ýn, Hz. Peygamber in vahiyle yoðrulmuþ uygulamasýný ifade ettiðini söylediði sünneti sahabe, katý ve statik bir anlayýþýn aksine, deðiþen þartlarý sonuna kadar hesaba katan dinamik bir yapýyla ele almýþ ve onlarýn sünnet algýlarý daha sonraki dönemlerde doktriner formlara bürünen fýkýh ekolleri için de hareket noktasý olmuþtur. Tâbiûn Dönemi Ýçtihat Faaliyeti ve Ýlk Fýkhî Oluþumlar baþlýðýný taþýyan Ýkinci Bölüm de deðiþik yörelerde bulunan tâbiûn fukahasý, tâbiûnun içtihat yöntemi ve ilk fýkhî oluþumlarýn icmâ düþüncesi ele alýnmýþtýr. Resulullah ýn vefatýndan sonra sahabenin genç kuþaðý (Ýbn Abbas, Ýbn Ömer) ile tâbiûnun ilk kuþaðý, sahabenin önde gelenleri etrafýnda kümelenmeye baþlar ve onlarýn ilmî birikiminden istifade etmeye çalýþýrlar. Ýlk dönemin dinî bilgisi Zeyd b. Sâbit (ö. 45/665) ve Abdullah b. Ömer (ö. 73/692) vasýtasýyla Medine halkýna; Ýbn Abbas kanalýyla Mekke ahalisine ve Abdullah b. Mes ûd tarafýndan da Irak yöresine aktarýlmýþ ve bunlarýn talebeleri vasýtasýyla sonraki kuþaklara iletilmiþtir. Müellif daha sonra çeþitli merkezleri esas alarak tâbiûn kuþaðýnýn önemli fakihlerini tanýtmýþ ve Medine de Said b. el- Müseyyeb (ö. 94/712); Mekke de Atâ b. Ebî Rebâh (ö. 115/732); Basra da Hasan-ý Basri (ö. 110/728), Muhammed b. Sîrîn (ö. 110/728) ve Katâde (ö. 118/736); Kûfe de Þurayh b. Hâris el-kindî (ö. 78/697), Alkame (ö. 62/682), Mesrûk (ö. 63/683) ve Ýbrahim en-nehaî (ö. 95/714) ve Þam da Mekhûl ü (ö. 116/734) öne çýkan isimler olarak zikretmiþtir. Zikri geçen tâbiûn kuþaðýnýn önünde Kur an ve sünnet dýþýnda bir de sahabenin görüþlerinin ilmî miras olarak yer almasý, iþleyecekleri malzemenin kabarýklaþmasýný saðlamakta ve karþýlaþtýklarý bir konuda sünnetin bulunup bulunmadýðýný öðrenme þanslarý da sahabenin toplum içerisinde seyrekleþmesine paralel 270

olarak azalmaktaydý. Aybakan a göre tâbiûnun, sahabenin görüþlerini ele almalarý neticesinde ortaya çýkan anlayýþ, onlarýn icmâ kurumuna ihtiyaç duyan ilk kuþak olmasýný saðlamýþ ve sahabenin ihtilafa konu olmamýþ karar ve fetvalarý icmânýn çekirdeðini oluþturmuþ; ayný zamanda Ýslâm hukukunun oluþum süreci profesyonel tarzda bu kuþaðýn elinde iþlemeye baþlamýþtýr. Hicaz (Mekke, Medine) ve Irak (Kûfe, Basra) ekolleri arasýndaki ayrýþma, tâbiûn döneminin baþlarýndan itibaren fark edilmeye baþlanýr. Her iki ekol de sahabe ve tâbiûnun görüþlerine deðer vermekle beraber, onlarýn kendi aralarýnda ihtilaflý olan meselelerde nasýl bir metot takip edileceði hususunda ayrý yöntemlere sahiptirler. Hicrî ikinci asra gelindiðinde artýk her iki taraf beslendiði ilmi damarý sahiplenir ve muhataplarýyla girdiði tartýþmalarda kendi hoca silsilesinin üstünlüðünü hem kanýtlamaya çalýþýr hem de bu otoriteleri en iyi kendilerinin anladýðýný iddia eder ve onlarý baþka ekollere kaptýrmama çabasý içine girer. Yazar, o dönemde sahabe ve tâbiûn fukahasýnýn ihtiyatlý tavýr ve tutumlarýný yansýtan deðer yargýsý ifadelerinin (lâ yerâ bihi be sen, kâne yekrahu gibi) yaygýnlýk kazandýðýný ve bu tür ifadelerin ilk dönem literatüründe yoðun bir þekilde kullanýlmasýnýn teknik terimlerin bu dönemde henüz yeterince geliþmediðini gösterdiðini kaydetmektedir. Kûfe yöresi uygulama-icmâ iliþkisini incelerken önce mürsel hadislerin aktarýlma gerekçesini açýklamýþ, daha sonra hicrî ikinci asrýn baþlarýndan itibaren farklý ilim merkezleri arasýnda yaþanan temaslar ve bazý bilginlerin bulunduklarý yörenin bilgi birikimini yazýya aktarmasý sonucu deðiþik merkezler arasýnda bir tanýþma ve tartýþma, buna baðlý olarak da bir etkileþim sürecinin iþlemeye baþladýðýný ifade etmiþ ve bu çerçevede Irak ekolünün anlayýþýna örnek olarak Ýmam Muhammed in (ö. 189/804) Medine ekolünün ürettiði bilgiye eleþtiri gayesiyle kaleme aldýðý Kitâbü l-hucce alâ ehli l-medine sini daha çok icmâ anlayýþý ekseninde analiz etmiþtir. Ýmam Mâlik in (ö. 178/795) el-muvatta ý çerçevesinde, Medine halký uygulamasýný ve icmâ ile iliþkisini ele alan müellif, Irak ve Suriye bölgelerinin oldukça dinamik bir yapý arz etmelerine karþýlýk, Hicaz bölgesinin sosyal yapýsýnýn nispeten duraðan olduðunu ve bu yapýsal farkýn fýkha da yansýdýðýný kaydeder. Özellikle deðiþik bölgelerde yürütülen fýkhî etkinliklerde görülen yoðun görüþ ayrýlýklarý üzerine, fýkýh bilginleri ortak bir dayanaða þiddetle ihtiyaç duyar ve Ýmam Mâlik de bu ihtiyaca Medine uygulamasýnýn cevap vereceðini savunur. Ancak onun bu yaklaþýmýna, gerek yaþadýðý dönemde ve gerekse sonraki asýrlarda birçok ilim adamý tarafýndan deðiþik açýlardan eleþtiriler yöneltilmiþtir. 271

Ýslâm Araþtýrmalarý Dergisi Kûfe ve Medine uygulamalarý ve bunlarýn icmâ ile iliþkisini inceledikten sonra Suriye bölgesi uygulamasýný Ýmam Evzâî (ö. 157/774) çerçevesinde ele alan Aybakan, onun da Iraklýlar gibi genel icmâyý çaðrýþtýran ifadelerinin aslýnda Suriye dýþýna taþmadýðýný belirtir. Ýmam Þâfiî ve Sonrasýnda Ýcmâ baþlýðýný taþýyan üçüncü ve son bölümde Aybakan, Ýmam Þâfiî nin (ö. 204/819) sünnet, re y içtihadý ve icmâ kavramlarýnýn istismar edildiðini düþündüðünü kaydetmiþ ve onun mevcut sünnet ve re y içtihadý anlayýþýna yaklaþýmýný ele almýþtýr. Ýmam Þâfiî ye göre kendi zamanýna kadar sünnet terimi keyfî bir þekilde kullanýlmýþ, çeþitli ekollerce kabul gören, ama özü itibariyle yabancý olan unsurlar sünnet kavramý kapsamýna girmiþtir. Hz. Peygamber in hadislerinde ifadesini bulan gerçek sünnet ise bu yabancý unsurlarýn gölgesinde kalmýþtýr. Bundan dolayý o, hadislere gerçek sünnet statüsü kazandýrýp geri kalan haberleri bu kapsamýn dýþýnda tutmaya çalýþmýþtýr. Þâfiî nin bu tutumu kendisini, yorum sürecinde sünnet malzemesinin de Kur an gibi iþlenmesine ve Müslümanlarýn tamamýnýn sünnetten habersiz kalamayacaðý görüþüne sevk etmiþ ve icmâyý, özünde sünnet barýndýrdýðýna inandýðý için kabul etmeye yol açmýþtýr. Bu anlayýþa göre hakkýnda nass bulunmayan bir konuda yapýlan içtihatlardan biri üzerinde icmânýn gerçekleþmesi, -teorik olarak mümkün olsa bile- pratikte mümkün gözükmemekte; dolayýsýyla meydana gelen icmânýn temelinde mutlaka bir nass bulunmaktadýr. Þâfiî ayný zamanda re y içtihadýnýn da denetim altýna alýnmasý gerektiðini düþünmekte, vahye raðmen vahyin yaný baþýnda baðýmsýz bir akýl yürütmenin yolunu týkamak istemekte ve bundan ötürü re y içtihadýnýn içeriðini sadece kýyastan ibaret saymaktadýr. Onun sükûtî icmâyý kabul etmemesinin temelinde de muhtemelen re y kökenli içtihatlarýn icmâ kanalýndan akmasýný önleme düþüncesi yatmaktadýr. Müellif, Ýmam Þâfiî nin icmâ düþüncesini Cimâ u l-ilm, er-risâle ve Ýbtâlü l-istihsân çerçevesinde, onun ilim ve ihtilaf kavramlarýna yüklediði anlamlarý da göz önünde bulundurarak ele almýþtýr. Þâfiî, Kur an, mütevatir sünnet ve icmâ gibi sübutu kat i olan haberlerden elde edilen bilgiyi zâhir ve bâtýn yönleriyle hak bilgi olarak nitelerken; sübûtu zannî olan âhâd haberlerle kýyas yoluyla elde edilen bilgiyi de sadece zâhir yönleriyle hak bilgi olarak kabul eder. Onun bu bilgi anlayýþýna paralel olarak dayanaðý kesin nasslardan oluþan ve yeni bir hüküm inþa etmeyip nasslarda belirtilen hükümleri teyit ve tekit eden ve hiç kimsenin habersiz kalamayacaðý düþünülen bilgi çerçevesinde oluþan âmme icmâsý ve ilim ehli ile sýnýrlý 272

olan bilgi çerçevesinde oluþan hâssa icmâsý olmak üzere iki ayrý icmâ türü tasavvur ettiði düþünülebilir. Buna göre o, temelinde sünnet olma ihtimali bulunan ve sadece sahabe kuþaðý hakkýnda geçerli olan senedi bilinmeyen sahabe icmâsý ile senedi bilinen icmâ olmak üzere iki tür icmâ anlayýþýna sahiptir. Birinci tür icmânýn, kesin nasslardan oluþan hükümlerin korunmasý ve yapýlacak yorumlarda esas alýnmasýný saðlamak ve bu nitelikleri kazanmýþ olanlarý koruma altýna alarak dini, sapkýn yorumlardan muhafaza ederek tahrif edilmesini engellemek ile düþünce özgürlüðüne alan açmak gibi iþlevlere sahip olduðu açýktýr. Ýkinci türdeki icmânýn saðladýðý bilgi düzeyi, bu türden bir bilgiyi ifade etmediði için, bu icmâ türü sadece veri saðlama iþlevine sahiptir. Ýmam Þâfiî nin eserlerinde, derli toplu olmasa da, icmâ-ý fukaha konusunu ele alýp eleþtirmesi, kendisinden sonraki dönemde bu konuya dair problemlerin giderek daha teorik bir düzeyde ve ayrýntýlý bir þekilde tartýþýlmasý sürecini baþlatmýþ ve icmâya ait konularýn sistematik bir bütünlük içersisinde iþlenmesine zemin hazýrlamýþ; buna baðlý olarak konu, klasik dönem usul eserlerinde genel bir teori hüviyetine kavuþmuþtur. Müellife göre hicrî üçüncü ve dördüncü asýrda Ýslâm ýn gerçek yorumunu kimin temsil ettiðinin temel kriteri olarak icmânýn esas alýnmaya baþlanmasý, icmâya son derece stratejik bir konum kazandýrmýþ ve deðiþik fýrkalara mensup bilginlerin icmâya katýlma ehliyetine sahip olup olmadýklarý tartýþmaya açýlmýþtýr. Ayný þekilde ehlisünnet velcemâat teriminin oluþumu bu süreçten baðýmsýz düþünülemeyeceði gibi, inanç alanýnda oluþan bu yaklaþýma paralel olarak amel alanýnda da orta bir yolun oluþmasýnda icmâ önemli bir rol üstlenmiþtir. Hicrî ikinci asýr bilginleri icmâyý temellendirmek amacýyla herhangi bir delilden söz etmemiþken, onun dinî bir kaynak olduðunu bazý ayetlerin (el-bakara 143, el-hac 78, en-nisâ 115, et-tevbe 16, Âl-i Ýmrân 110 ve Lokmân 15) yaný sýra Hz. Peygamber in cemaate sarýlmayla ilgili hadisi gibi naklî delillerle ispatlama çabasý Cessâs (ö. 370/980) ve Ebü l-hüseyn el-basrî (ö. 436/1044) gibi usul bilginlerinin sistematik eserlerinde görülmeye baþlanmýþtýr. Eser þer î deliller arasýnda yer alan ve fýkýh ilminin en temel kavramlarýndan biri olan icmânýn, bu ilmin oluþum sürecinde iki yüz yýllýk bir dönemdeki tarihî seyrini ele alýp incelemesi bakýmýndan önemli bir boþluðu doldurmaktadýr. Necmettin Kýzýlkaya 273