SELLER MEDYA Aylık Değerlendirme Raporu



Benzer belgeler
2010 YILINA DAMGASINI VURAN OLAYLAR. Avrupa Birliği ve Avrupa Birliği ne giriş süreci. Terör olayları. Türkiye-İsrail krizi

ACR Group. NEDEN? neden?

MetroPOLL Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi A.Ş. Cinnah Caddesi No: 67/ Çankaya/ANKARA Tel: (312) Faks: (312)

3 Kasım 2002 Seçimlerine Doğru: Senaryolar ve Alternatifler...

Süleyman Demirel Hayatını Kaybetti

ÖZETLE. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

TÜRKİYE NİN NABZI AĞUSTOS 2015 ERKEN SEÇİM ÖNCESİ SİYASAL DURUM DEĞERLENDİRMESİ

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010

24 Haziran Seçimlerine İlişkin Kamuoyu Eğilimleri

İÇİNDEKİLER SUNUŞ... V İÇİNDEKİLER... XI I. BÖLÜM CHP NİN SON GENEL YÖNETİM KURULU

Vatandaşlar koalisyonun kurulmamasından MHP yi sorumlu tutuyor. Marpoll Kamuoyu Araştırma Şirketi, Ağustos ayı gündem araştırma sonuçlarını açıkladı.

SEÇİM SİSTEMLERİ SUNUŞU

MAHALLİ İDARELER SEÇİMİ

KARARSIZ AK PARTĠ SEÇMENĠ PARTĠSĠNE DÖNÜYOR

1-Hâkim ve Savcılar idari görevleri dolayısıyla aşağıdaki kurumlardan hangisine bağlıdır?

KILIÇDAROĞLU NUN YÜKSELİŞİ

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

TÜRKİYE DE SİYASET VE DEMOKRASİ

Merakla Beklenen Anket Sonuçları Açıklandı

TÜRKİYE SOSYAL, EKONOMİK VE POLİTİK ANALİZ - 4

ARAŞTIRMA GRUBU. Prof. Dr. Özer SENCAR Prof. Dr. İhsan DAĞI Prof. Dr. Doğu ERGİL Dr. Sıtkı YILDIZ Dr. Vahap COŞKUN ARALIK- 2011

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

Sivil toplum KAMU HARCAMALARINI İZLİYOR

TBMM MİLLETVEKİLLERİ Cinsiyete göre dağılım. TBMM MİLLETVEKİLLERİ Partilere göre dağılım YEREL YÖNETİMLER KADIN ORANI (%)

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256)

Perşembe İzmir Gündemi

TBMM Komisyonu'na gelen belgelere göre, Alevi öğrencilere cemaat yurtlarında yüzde 10 kontenjan ayrılmış

Emeğin İktidarını Birlikte Kuracağız

Türkiye Siyasi Gündem Araştırması

AĞUSTOS 2015 TÜRKİYE GÜNDEMİ VESEÇMEN EĞİLİMİ ARAŞTIRMASI SONUÇ RAPORU 25 AĞUSTOS 2015

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ KAMUOYU ARAŞTIRMASI. Ağustos, 2014

Sonucu ekonomik kriz değil, politik kaygılar şekillendirdi

DenizBank Yatırım Hizmetleri Grubu Özel Bankacılık Araştırma İngiltere, Haziran 2017 Seçim Sunumu

MİT'ten yurt dışındaki FETÖ'cülere 3 aşamalı operasyon

CUMHURBASKANININ YETKİ VE SORUMLULUKLARI

EKİM 2014 KAHRAMANMARAŞ SELİM IŞIK

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim

İstanbul 13. Müebbet çıktı

Cumhuriyet Halk Partisi

Kamuoyunda Erken Seçim Algısı Araştırması

AĞUSTOS 2015 GÜNDEM ARAŞTIRMASI NA DAİR

2011 KADIN İSTATİSTİKLERİ

MEDYANIN EYLÜL AYI GÜNDEMİ - DÖRDÜNCÜ KUVVET MEDYA - Özgür Gazeteciler Platformu Salı, 04 Ekim :31

10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinin Değerlendirilmesi

Bu araştırma, 24 Haziran 2018 de yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimlerinde seçmenin oy tercihlerini tahmin etmenin yanı sıra seçmenin

TEMMUZ 2014 CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ A. GÜL ÜN CUMHURBAŞKANLIĞI PERFORMANSI 22 TEMMUZ POLİS OPERASYONU ARAŞTIRMA GRUBU

Yrd. Doç. Dr. Tevfik Sönmez KÜÇÜK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PARTİ İÇİ DEMOKRASİ

TESAV Yayınlarından alınmıştır

TÜRKİYE SOSYAL, EKONOMİK VE POLİTİK ANALİZ SEPA 5

BODRUM, RES LERE KARŞI BİRLİK

ĠKĠ DĠL TARTIġMASI SEÇMEN ÜZERĠNDE SANDIĞA GĠDERKEN BÜYÜK BĠR ETKĠ YARATMIYOR...

Prof. Dr. Özer SENCAR Prof. Dr. Doğu ERGİL Prof. Dr. İhsan DAĞI Prof. Dr. Cengiz YILMAZ Dr. Sıtkı YILDIZ Dr. Vahap COŞKUN NİSAN

Devletin Şefleri Cumhurbaşkanları

ekonomi olduğu görülüyor. Erken seçim olma ihtimalinin zor olduğu, AKP'nin ekonomide rahatlama yaşatmadan seçimi tekrarlatmasının mümkün olmadığı görü

Vekiller Heyeti Kararı, Sıkıyönetim Komutanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi'nce Kapatılan Siyasi Partiler

İKV DEĞERLENDİRME NOTU

Cumhuriyet Halk Partisi

Beykoz Muhtarlar Derneği'nden...

Öğr.Gör. İbrahim Ersin TURGUT, Öğr.Gör.Dr.Cumali ERDEMİL Pamukkale Üniversitesi Buldan Meslek Yüksekokulu

Devrim Öncesinde Yemen

TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK

16 ŞUBAT 2011 CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ ÇETİN SOYSAL IN DİNLEMELERLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI

KKTC SİYASİ ARAŞTIRMA RAPORU

24 HAZİRAN SEÇİMLERİ SİYASİ EĞİLİM ARAŞTIRMASI, HAZİRAN

TÜRKİYE NİN NABZI KASIM 2014 Cumhurbaşkanlığı Sarayı, İş Kazaları, Barış Süreci ve Sığınmacılar Sorunu

OHAL Bilançosu, Hak İhlalleri Raporu

A N A L İ Z. 7 Haziran dan 1 Kasım a Seçim Beyannameleri: Metin Analizi. Furkan BEŞEL

TEMMUZ 2012 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

MART 2016 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

TEMEL HUKUK DERS NOTLARI SON HAFTA. Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR

Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket)

Komisyon Cumhurbaşkanının süresini belirledi

BODRUM YENİ MUHTARLARINI SEÇTİ

TÜRKİYE SİYASİ GÜNDEM ARAŞTIRMASI

Başkentteki Yardımcı Kuruluşlar. Türkiye nin Yönetim Yapısı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİM YORUMLARI VE SONRASINDA BİZİ BEKLEYENLER

İşte 5 Araştırma Şirketinin Son Seçim Tahmini

Sosyal Araştırmalar Enstitüsü 1 Kasım 2015 Genel Seçim Sandık Sonrası Araştırması

16 Nisan Anayasa Değişikliği Referandumu Sandık Sonrası Araştırması

2014 YEREL SEÇİMLERİ ANKETİ

ŞUBAT 2016 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

KONYA TİCARET ODASI Etüt Araştırma Servisi. Tarih: Bilgi Raporu. Sayı : 2008/12/105 Konu : HÜLLE PARTİLERİ. Hazırlayan: Seyida ERKEK

HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU DEĞİŞİKLİK TEKLİFİ HAKKINDA BİLGİ NOTU

Cumhuriyet Halk Partisi

MART 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

REFERANDUM ARAŞTIRMASI VE YAŞ KRİZİ ÜZERİNE DEĞERLENDİRMELER

Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı. Ali SEMİN. BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı

ANKET DEĞERLENDİRME RAPORU

TÜRKİYE SOSYAL, EKONOMİK VE POLİTİK ANALİZ -6-

GENEL GÜNDEM KONYA ÇÖZÜM SÜRECİNE NASIL BAKIYOR

Kazandı ama bu sonuç Erdoğan ı mutlu etmez

Siyasi Tercihler ve Oy Değişimleri

Şebinkarahisar lı bir baba ve Rumeli göçmeni bir annenin oğlu, İlk, orta ve lise öğrenimini Özel Tarhan Koleji'nde tamamladı,

AK Parti'de Aday Adaylığı Müracaatları Başladı

Prof. Dr. Özer SENCAR

Başbakan Erdoğan'ın adaylığı dünya basınında

1 2 icin- ucretsiz- ped- hakki/

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... VII 24 HAZİRAN 2018 CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ

Transkript:

SELLER MEDYA Aylık Değerlendirme Raporu Siyasi Gelişmelerin Analizi Ekonomik Durum Analizi Medya Analizi SELLER MEDYA VE YAYINCILIK Telif Hakları 2007 Duransel Doğan - Zülfikar Doğan www.korhaber.com OCAK 2011

Aylık Değerlendirme Raporu Siyasi Gelişmelerin Analizi 2010 yılını geride bırakırken, 2011 yılına artık seçim atmosferi ile birlikte tırmanacak siyasi-ekonomik-toplumsal dalgalanma ile girdik. Öncelikle Seller Medya-www.korhaber.com olarak 2011 in ülkemize ve tüm insanlığa mutluluk, refah, huzur getirmesi dileğimizi paylaşmak isteriz. Türkiye bu yıla 12 Haziran da yapılacak Genel Seçimlerin ivmesi ile girdi. Önümüzdeki 5.5 ay boyunca yoğun siyasi tartışmalara tanık olacağız. Bu tartışmaların temel noktalarını ise öncelikle şu başlıklar altında toplayabiliriz: Kürt Açılımı, Anadil-İki dil tartışmaları, Demokratik Özerklik ve İki Bayrak talebi, Anayasa Değişikliği, TSK nın ve YAŞ ın (Yüksek Askeri Şura) yeniden yapılandırılması, Cumhurbaşkanının görev süresi ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri Bu konular etrafında oluşan ayrışma ve kamplaşmaları irdelemeden önce, siyasi tabloda geçtiğimiz bir ay içerisinde ortaya çıkan gelişmeleri değerlendirmek isteriz. KURULTAY SONRASI CHP DE YAPILANMA Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı nın ikazı ve ihtarı ile CHP de gündeme gelen yeni tüzük uygulaması tartışmalarının mutlaka Kurultay ile çözülmesi düşüncemizi önceki raporumuzda paylaşmıştık. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu nun kendisiyle uyumlu bir yönetim yapısı oluşturması açısından da bunun zorunlu ve gerekli olduğu kanısını vurguladık. 1 Olağanüstü Kurultay kararının alınması ardından başlayan, Parti Meclisi (PM) oluşumu, aday listesi ve PM nin seçim yöntemi ile ilgili tartışmalar, Kurultay da ortaya çıkan tablo ile sorunsuz bir şekilde çözümlendi. Eski Genel Başkan Deniz Baykal ve Eski Genel Sekreter Önder Sav ekiplerinin gündeme getirdiği blok liste - çarşaf liste tartışmaları, Kılıçdaroğlu ve yakın çevresinin ağırlığını koymasıyla sonuçsuz kaldı. Kılıçdaroğlu nun Genel Başkan seçildiği mayıs Kurultayı nda CHP içindeki çeşitli kanatların uzlaşması ile oluşturulan ancak yine de Baykal-Sav ağırlıklı PM yapısı, bu defa tamamına yakın bir şekilde değişti.

Kemal Kılıçdaroğlu - Gürsel Tekin ikilisi yeni PM ye adeta damgalarını vurdular. Daha genç, dinamik, akademik ağırlıklı bir PM yanında seçim atmosferiyle birlikte farklı kesimleri temsil edecek (Kürt, Alevi, Cemaat vb.) isimlere de yeni PM listesinde yer verildi. Sezgin Tanrıkulu gibi Diyarbakır Baro Başkanlığı döneminde PKK lıların çeşitli davalarda avukatlığını üstlenmiş isimlerin yanı sıra, Fethullah Gülen Cemaati ne yakın bazı isimler de yeni CHP, PM de yer aldı. Sav ve ekibinin tüzükteki kadın kotası maddesini gündeme getirerek, kurultay sonuçlarını yargıya taşıma ve özellikle de delegelerden en düşük oyu alarak, PM ye son sırada giren Gürsel Tekin in üyeliğini düşürme girişimleri başarısızlıkla sonuçlandı. Bütün bunların ardından oluşan yeni PM den partinin yeni Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üyeleri belirlendi. Genel Başkan Kılıçdaroğlu burada da inisiyatifi tümüyle kendi eline alarak, 16 Genel Başkan Yardımcısı ve Genel Sekreteri belirledi. Yeni MYK nın belirlenmesinde en dikkat çekici isim İstanbul Milletvekili Bilhun Tamaylıgil oldu. Uzun zamandır Deniz Baykal ın ekibinde yer alan ve 2007 seçimlerinde de Baykal ın kontenjanından İstanbul Milletvekili aday listesine konulan Tamaylıgil, Kılıçdaroğlu tarafından Genel Sekreterlik ve Parti Sözcülüğü görevine getirildi. Bu durum Kılıçdaroğlu nun Sav ekibine karşı, Baykal ekibi ile uzlaşıya yönelmesi ve Sav ekibinin parti içindeki etkinliğinin tümüyle kırılması olarak değerlendirildi. CHP nin seçimlere kadar olan 5.5 aylık sürede şimdi yeni bir stratejiye yönelmesi ve artık iç çatışmaları geride bırakarak, tümüyle dışa dönük bir mücadeleye yönelme aşamasına geçmesi beklenmeli. Teşkilatlardan sorumlu Genel Başkan yardımcılığı görevine getirilen Gürsel Tekin in bu aşamada il ve ilçe yönetimlerine yönelik geniş çaplı bir operasyonu devreye sokması söz konusu. Partinin Gençlik ve Kadın kollarında da süratle operasyon gerçekleştiren Kılıçdaroğlu, özellikle Kadın Kollar Genel Başkanlığı ile MYK sında tümüyle değişikliğe gitti. Bu halde, CHP nin seçim stratejisinde gençlere ve kadınlara yönelik oldukça hareketli bir sürecin başlayacağını öngörebiliriz. Bir diğer öne çıkan farklılık ise CHP nin sosyal demokrat öze dönme yönünde radikal bir dönüşümü hayata geçireceğinin işaretlerinin artması. Harb-İş Sendikası Başkanı İzzet Çetin ile TÜSİAD, GSD (Giyim Sanayicileri Derneği) üyelikleri ve başkanlıkları görevinde bulunan Umut Oran ın İşçi, işveren, sendikalar 2

ve Sivil Toplum Kuruluşları-STK ile ilgili Genel Başkan yardımcılıklarına getirilmesi de bunun önemli bir adımı. Sosyal demokrat partilerin vazgeçilmezi olan sendikalar ve toplumsal örgütlerle organik ilişki içinde olma süreci hızlanacak denilebilir. Kaldı ki, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu nun yılbaşını Soma da linyit madeninde işçilerle geçirmesi, gecekondu ziyaretlerine, varoş-getto-mahalle ziyaretlerine ağırlık vermesi, kadın örgütleri ile temasları sıklaştırması da dikkatle izlenmesi gereken sürecin sinyalleri. Uzun süredir, sosyal demokrat kimliğinden uzaklaştığı izlenimini pekiştiren, hatta Sosyalist Enternasyonal den ihracı bir dönem gündeme gelen CHP için bu yeni dönem oldukça anlamlı. Paris teki Sosyalist Enternasyonal toplantısında da Yeni Yönelişleri kabul gören ve itibar tazeleyen CHP nin önümüzdeki 5.5 aylık süreci bu açıdan çok dikkatli değerlendirmesi gerektiği kanısındayız. Kılıçdaroğlu nun geçtiğimiz ay gerçekleştirdiği Şanlıurfa ve Diyarbakır ziyaretleri de CHP nin sadece kıyı partisi görüntüsünü değiştirme planının önemli iki adımı. Önümüzdeki aylarda bu yönde daha sıkı eylemlerin geleceğini söyleyebiliriz. Sosyal demokrat kimlik ve siyasetin temel unsuru olan, yoksul kesimler, dışlanmış toplumsal gruplar, işçiler, işsizler, emekliler, küçük esnaf vb. kesimlerle yakınlık ve onların sözcüsü olma yapısı için yeni süreç oldukça önemli. Bu çerçevede, CHP 9 Ocak ta Çingene-Roman yurttaşlarla bir araya gelecek. AKP Hükümetinin geçtiğimiz yıl peş peşe devreye soktuğu, Kürt, Alevi, Roman, Ermeni açılımlarının arkasının gelmemesi de bu noktada CHP için avantaj olarak görülebilir. 9 Ocak ta Aydın da yapılacak CHP-Roman Buluşması na Türkiye çapında 30 dolayında Roman Toplum örgütü, dernek vs. katılacak. Dolayısıyla Kılıçdaroğlu nun ifadesiyle Yeni CHP vitrini ve kimliğinin, geniş kesimleri, toplumsal grupları kavrama ve kapsama yönünde adımlar atacağını öngörebiliriz. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu nun özellikle kendi Kürt-Alevi kimliğini öne çıkartmama yönündeki tavrına karşın, AKP nin ve Başbakan Erdoğan ın Kılıçdaroğlu nu buna zorlayan çabaları dikkate değer. Görünen o ki, AKP seçim sürecinde CHP liderinin Dersim, Tunceli, Kürt, Alevi, Türkmen kimliğini muhafazakâr, Sünni, Ülkücü, kesimlerin karşıtlığı çerçevesinde yoğun biçimde kullanacak. 3

Başbakanın Bütçe kapanış konuşmasında Kılıçdaroğlu nu Kemal olarak değil de Aleviler arasında yaygın bir isim olan Hıdır olarak tanımlaması bu stratejinin ilk işaret fişeği kanımızca. Önceki raporumuzda 12 Eylül Halkoylaması sürecinde, özellikle Hayır kampanyası yürüten MHP ve ülkücü tabana karşı AKP nin CHP liderinin bu etnik köken unsurlarını yaygın biçimde kullandığı tespitine yer vermiştik. Bu nedenle de özellikle ülkücü tabanın yanı sıra, bu kesim içinde yer alan Türk-İslam Sentezi yanlısı Alperen grubunun da CHP ile Hayır kampında yer alan MHP nin kampanyasına destekte çekimser kaldığı gözlendi. CHP nin Doğu ve Güneydoğu da oy potansiyelini artırmak için; Kürt Açılımı, İki dilli yaşam, Anayasa da resmi dil-ana dil ayrımı düzenlemeleriyle ilgili talepler, Demokratik özerklik vb. konularında keskin tavırlara girmeme politikası izlediğini söyleyebiliriz. Bir diğer noktayı ise CHP nin daha soluna açılım stratejisi olarak ifade etmek isteriz. Sürdürülen çalışmalar arasında ÖDP, EMEP, Sosyalist Parti, İşçi Partisi, Türkiye Komünist Partisi (TKP), Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) vb. irili ufaklı sol partilerle CHP arasında ittifak hatta CHP ye katılım yer alıyor. Dolayısıyla CHP nin tüm sol, sosyal demokrat yapıları çatısı altında toplayan ana yapı olması yeni CHP yönetiminin ve anlayışının yaklaşımı, stratejisi. Ayrıca önümüzdeki günlerde başta DSP li Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen olmak üzere 28-30 dolayında yankı uyandıracak ismin CHP ye geçişi yönünde de çalışma ve görüşmeler sürüyor. Büyük ölçüde de anlaşma sağlandığı CHP kaynaklarınca dile getiriliyor. LİBERAL SAĞDA KRİTİK AY OCAK! CHP için yukarıdaki analizleri yaparken, olası bir seçim sonrası iktidar seçenekleri içerisinde koalisyon modellerini de değerlendirmek açısından Liberal Demokrat Sağ kesimdeki tabloya bakmak gerek. Halen, bu kesimde en köklü siyasi yapı Demokrat Parti (DP) olarak görülmekle birlikte siyasi ağırlık açısından oldukça zayıf kaldığını gözlemekteyiz. ANAP-DYP birleşmesiyle ortaya çıkan DP de ne yazık ki, ikili yapının sürdüğünü, parti içinde ANAP-DYP ayrışması ve çatışmasının varlığını güçlü bir şekilde hissettirdiğini söyleyebiliriz. 4

Önce Kasım, ardından Aralık olarak planlanan ancak iç çekişmeler ve örgüt kongrelerinin tamamlanamaması nedeniyle ertelenen kongre nihayet 15-16 Ocak ta yapılacak. Kongreye kısa bir süre kalmasına karşın henüz ortada Genel Başkanlık için güçlü ve merkez sağ kesimi heyecanlandıracak bir aday ismi görünmüyor. Cindoruk-Demirel ikilisinin dizayn ettiği DP yapısında, Mesut Yılmaz ın da devreye girmesiyle sürdürülen uzlaşı arayışlarından bir sonuç alınamadı. Yılmaz ın siyaseti bırakma kararıyla ilgili siyasi kulislere yansıyan söylentiler, DP içindeki ANAP kanadını etkilerken, Ahmet Özal ın açıklamaları da kafaları karıştırdı. Tansu Çiller in adaylığının gündeme gelmesi üzerine, Ahmet Özal Çiller aday olmadığı takdirde Genel Başkanlığa aday olacağını, aksi halde aday olmayacağını açıkladı. Bir yandan da Turgut Özal ile ilgili suikast iddialarını gündeme taşıyarak AKP ye zımnen-dolaylı destek veren Özal ailesi, Başbakanın girişimleri ve Mesut Barzani den ricası ile Kuzey Irak Bölgesel Yönetiminden milyonlarca dolarlık inşaat ve altyapı işleri aldı. Vurgulamak istediğimiz, Başbakanla yakın temas halinde olan Ahmet Özal ın Genel Başkan adaylığı ve seçilmesi halinde DP nin değil AKP ye rakip, ancak stepne olabileceği. Tansu Çiller in adaylığı ile ilgili spekülasyonlardan sonra ortaya atılan iddiaları da göz ardı etmemek gerek. Çiller in Erdoğan a ekonomik-siyasi danışmanlık yaptığı yönünde eşi Özer Çiller in yaptığı açıklamalar unutulmuş değil. Önceki raporlarımızda zaten Çiller in Erdoğan ile temas halinde olduğunu, DP nin başına geçerse AKP lehine geçeceğini değerlendirmiştik. Kaldı ki, Çiller in DP Genel Başkanlığı durumunda, AKP ile seçim ittifakına gireceği de siyasi kulislerin yaygın konusu. Anketlerde çok gerilerde görünen DP nin kalan 5.5 aylık sürede toparlanamayacağı ortada. Bu halde Çiller in kendisi ve 10-15 ismi AKP listelerinden aday göstererek, DP yi seçimlere sokmama yoluna gidebileceği belirtiliyor. Çiller isminin DP kongresi yaklaşırken sıkça gündeme getirilmesinin bir diğer nedeni ise AKP ve Başbakan Erdoğan. DP nin seçime girmesi, bir rüzgâr yakalaması durumunda AKP den oy kopartacağı anketlerde görülüyor. O nedenle de son ana kadar Çiller adı gündemde tutularak, DP kongresinden sonuç çıkmaması için uğraş veriliyor. Daha önceki raporlarımızda belirttiğimiz gibi, DP nin başına Çiller projesi gerçekte AKP nin ve Erdoğan ın projesi. 5

Kaldı ki, Çiller ailesinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve bazı AKP li ilçe belediyelerinden oldukça geniş araziler alarak dev bir konut projesine girdiğini hatırlatmak isteriz. Dolayısıyla AKP ve AKP li Belediyelerle bu kadar yakın ekonomik ilişki içine giren, milyonlarca liralık projeleri üstlenen Çiller ailesinin bu ilişkileri, DP nin başına geçip AKP ve Erdoğan a muhalefet yaparak yok etmeyi göze alacağına kimse inanmaz. O nedenle de görüşümüz, Tansu Çiller adının gündeme getirilmesi, DP üzerindeki AKP senaryosunun önemli bir parçasıdır. Bunun yanı sıra, daha güçlü bir iddia ise, DP genel başkanlığına aday olmaksızın, Çiller in, Erdoğan tarafından AKP ye davet edilerek, aday gösterileceği. Aynı kulisler DYP eski Genel Başkanı Mehmet Ağar için de dile getiriliyor. Ağar ın seçimlerde AKP den aday olacağı güçlü bir şekilde dillendiriliyor. Dolayısıyla 15-16 Ocak taki kongre Merkez Sağ ın, Liberal Demokrat Sağ kesimin siyasi toparlanması açısından son şans gibi görünüyor. Bu seçimlerde de DP ve temsil ettiği Merkez Sağ Demokrat siyasi çizgi, temsil gücüne erişemezse, Merkez Sağ daki boşluk büyüyecek, bu çizgiye oy veren geleneksel taban eriyecek. Cindoruk ve arkadaşlarının kongre sonrası ortaya çıkacak yönetim tablosu ne olursa olsun, MHP ile dirsek temasında olduğunu, bir seçim ittifakı için büyük ölçüde uzlaşı sağlandığını da aktarmak isteriz. Böylesi bir ittifak veya ortaklık ise her iki parti açısından ciddi katkı getirecek bir siyasi işbirliği olacaktır düşüncesindeyiz. İLHAN KESİCİ FAKTÖRÜ Bu noktada bir kez daha İlhan Kesici faktörü öne çıkıyor. Demirel ailesinin damadı olan İlhan Kesici, gençlik yıllarında, ODTÜ de MHP-Ülkücü geçmişten gelen bir siyasi çizgiden sonra siyasette ANAP, DYP ile yer aldı. Son olarak da 2007 seçimlerinde, CHP den milletvekili seçildi. Deniz Baykal ın Genel Başkanlıktan ayrılması ardından da CHP den istifa etti. DP Genel Başkanlığı için ismi geçen Kesici şu ana kadar sessiz kalmayı tercih etti. Ancak Hüsamettin Cindoruk un geçtiğimiz günlerde İlhan Kesici ye yaptığı çağrısı önemli. Gel, aday ol, partinin başına geç, DP ye sahip çık Bu çağrı ile Kesici adı bir kez daha siyasi kulislerde öne çıktı. Ancak kendisiyle görüştüğümüz ilhan Kesici seçimlere 5.5 ay kala üstlenilecek bir Genel Başkanlık görevinin siyasi faturası konusunda çekincelerini dile getirdi. Şubat ayından itibaren Yüksek Seçim Kurulu (YSK) seçim takvimini başlatacak. 6

15-16 Ocak taki kongreden ortaya çıkacak DP yönetimi yapısının Kesici ile ne ölçüde uyumlu olabileceği, örgütlerin Kesici yi ne ölçüde benimseyeceği, ANAP-DYP ayrışmasının Kesici ismi etrafında bütünleşmeye dönüşüp, dönüşmeyeceği de ayrı bir muamma. Dolayısıyla Sayın Kesici Bu kadar kısa sürede, DP yi ayağa kaldırmak, seçim başarısına hazırlamak konusunda çekimser. Sonrasında ise başarısızlığın faturasının kendisine kesilmesi ve siyasi kariyerinin sonlanması kaygısını taşıyor. Bu noktalardan bakıldığında Sayın Kesici nin haklı olduğu söylenebilir. Ancak, Merkez Sağ tabanda bir heyecan yaratılması, Haziran seçimleri sonrasındaki süreç için daha güçlü bir siyasi yapı oluşumunun hedeflenmesi açılarından bakıldığında da yukarıda değindiğimiz gibi Kesici ismi DP ve temsil ettiği siyasi çizgi için son şans olarak görülebilir. MHP OYLARINI GERİ ALIYOR MHP de ise gelişmeler daha farklı işaretler içeriyor. 12 Eylül halkoylaması öncesinde ve sonrasında AKP nin özellikle yüklendiği MHP nin ciddi oy ve taban kaybı yaşadığı tespitleri gündeme getirilmişti. Devlet Bahçeli bu çerçevede kurmayları ile yeni stratejilere yöneldi. Küskün MHP lileri yeniden kazanma programı devreye sokuldu. Bizzat Bahçeli nin kaleme aldığı mektuplar ülkücü kesimin saygın, etkin, ancak bir süredir yönetsel anlaşmazlıklar nedeniyle parti dışında kalmış isimlere gönderildi. Bir yandan da Bahçeli daha yaygın bir şekilde Medyaya açılma stratejisi izlemeye başladı. Özellikle de Kürt Açılımı ve sonrasında Abdullah Öcalan ın gündeme getirdiği söylemler, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) toplantısında alınan kararlar ve talepler, MHP tabanında kenetleyici rol oynadı. Başbakanın ve Hükümetin DTK-BDP taleplerine fazla tepkili olmaması, bu taleplere bir anlamda suskun kalması, halkoylamasında AKP ye yönelen kısmi MHP oylarını yeniden geri döndürdü. İlerideki bölümlerinde sizlerle paylaşacağımız değişik kuruluşlarca yapılmış anketlerin ortak noktası MHP oylarındaki yükseliş, ya da başka deyişle öze dönüş süreci. Halkoylaması sonrasında baraj riskini içeren anket sonuçlarına karşın son anketler MHP nin yüzde 13-17 aralığında oy potansiyeline ulaştığını gösteriyor. 7

HAS PARTİ, SP Saadet Partisi nden (SP) koparak Halkın Sesi Partisi ni (HAS Parti) kuran Numan Kurtulmuş ve arkadaşları Aralık ayındaki kongre sonrası Genel İdare Kurulu (GİK) ve Merkez Karar ve Yönetim Kurulu nu da (MKYK) oluşturarak yola çıktılar. HAS Parti nin gerek GİK, gerekse MKYK sında yer alan ve sosyalist çizgiden, liberal demokrat, merkez sağ, milli görüş, komünist çizgiye kadar uzanan farklı isim yelpazesi dikkat çekici. Refah Partisi, Saadet Partisi, Fazilet Partisi içinde uzun yıllardır yer alan, son olarak 2007 seçimleri öncesinde Ertuğrul Günay ile Sol-İslamcı çizgide bir siyasi oluşum için partileşme süreci başlatan Prof. Mehmet Bekaroğlu bu isimlerden bir tanesi. Milli Görüş çizgisini ve ardından AKP yi kapitalistleşmek, dini kullanarak zenginleşmek, dünya nimetlerine dalmak, yoksulların din duygularını sömürüp ciplerde gezmek vs. ithamlarıyla eleştiren Bekâroğlu, Numan Kurtulmuş un sağ kolu. DP de Genel Başkanlığa aday olan daha sonra da DP den kopan AB uzmanı Prof. Çağrı Erhan da farklı bir siyasi çizgiden HAS Parti ye gelen isimlerden. Yine üst yönetimde dikkat çeken isimlerden birisi de geçmişte DYP Genel Başkanlığı ve Başbakanlığı döneminde Tansu Çiller in çok yakınında yer alan, DYP Ar-Ge başkanlığını da yürüten Hasan Basri Aktan. Maliye Müsteşarlığı, Bakanlık görevlerinde de bulunan Aktan uzun süre de Kemal Unakıtan ın Bakanlığı döneminde Maliye Müsteşarlığı görevini yürüttü. Dolayısıyla SP çizgisinde ve özellikle de Erbakan dan kopan isimlerin yanı sıra, farklı bir siyasi yelpazeyi de yönetime taşıyan Numan Kurtulmuş seçimlere iddialı hazırlanmak için yeni parti Genel Merkezi ni Balgat ta tuttu. Ocak ayı sonuna kadar HAS Parti nin yeni yerine taşınması bekleniyor. Ancak Aralık ayındaki kongre sonrası resmi kuruluşu gerçekleşen HAS Parti henüz kamuoyu yoklamalarında ve seçim anketlerinde varlığını pek hissettiremiyor. Erbakan ın yeniden başına geçtiği SP ise Genel Başkan Erbakan ın ilginç açıklamaları ile medyada gündemde kalmayı başarıyor. Erbakan ın son olarak medyaya dağıttığı 28 Şubat süreci ile ilgili belgeler ve yazışmalar Erbakan ve SP yi gündeme taşıdı. ABD Dışişleri Bakanlığı ve Pentagon un RP-DYP koalisyonunun görevden uzaklaştırılmasını öneren yazışmalar sürecin gelişimini ortaya çıkarttı. Hemen hemen aynı tabandan beslenen AKP yi zorlayacak partiler arasında görülen SP anketlerde yüzde 3-6 arasında bir oy potansiyeline sahip görünüyor. 8

ŞENER KARŞISINDA SUSKUN AKP Abdüllatif Şener in başında bulunduğu Türkiye Partisi (TP) Numan Kurtulmuş un HAS Parti sinden önce kurulmasına ve bir yıla varan bir geçmişi olmasına karşın henüz varlığını hissettiremiyor. Ancak Şener in ilginç açıklamaları ve özellikle de Başbakan Erdoğan a yönelik ifadeleri medyada ve kamuoyunda yankı bulunuyor. Bir diğer ilginç nokta ise, Abdüllatif Şener in çok çarpıcı açıklamaları (usulsüzlükler, ihaleler, komisyonlar, siyasi pazarlıklar, rüşvet iddiaları vb.) manşetlere taşınmasına karşın gerek Başbakan Erdoğan ın, gerekse AKP sözcülerinin suskun kalmaları, Şener e yanıt vermemeleri. Uzun yıllar Erdoğan ile çok yakın olan, AKP nin kurucuları arasında yer alan, Başbakan Yardımcılığı, Maliye Bakanlığı gibi görevler üstlenen Şener in iddiaları karşısındaki AKP suskunluğu akla değişik seçenekler getiriyor; Bunlardan birisi AKP yönetiminin Şener ve partisi ile ilgili olarak aldığı gizli bir ilkesel kararın olması. Yani Şener ve TP yi muhatap almamak böylece yok saymak, siyasi ağırlık kazanmasına engel olmak. Diğeri ise Şener in gündeme getirdiği iddialara yanıt verilmesi, yalanlanması, ret edilmesi durumunda Şener e cevap hakkının doğması ve 5-6 yıl boyunca gerek hükümette, gerek AKP üst yönetiminde görev ve sorumluluk üstlenen Şener in çok daha ileri ve AKP yi, hükümeti, Başbakanı zora sokacak yeni açıklamalar yapma imkanına kavuşması. Geçtiğimiz ay açıklanan WikiLeaks belgelerinde ABD Büyükelçiliği nin raporunda, hükümete ilişkin dile getirilen yaygın rüşvet söylentileri, Başbakan a atfen iddia edilen İsviçre bankalarındaki hesaplar vb. konular nedeniyle bunlardan rahatsızlık duyan önemli bir bakanın istifa ettiği yolundaki, ifadelerde bahse konu Bakanın kendisi olduğunu açıklayan Şener in bu açıklaması da yanıtsız kaldı. Bütün bu gelişmeleri yukarıda belirttiğimiz gibi iki şekilde özetleyebiliriz. Ya Şener i ve partisini muhatap almayarak, büyümesinin önünü kesmek. 9 Ya da sükût ikrardan gelir deyişinin doğruluğunu kabullenmek. Her iki koşulda da seçim süreci yaklaştığında Abdüllatif Şener in hükümeti sarsacak, belki de ciddi sıkıntıya sokacak yeni açıklamalarını bekleyebiliriz. Kanımızca, Şener yaptığı açıklamalarla AKP ye ve hükümete bir yanıyla sinyal, bir yanıyla da dahasını açıklayayım mı? sorusuyla göz dağı veriyor. Bu çerçevede Abdüllatif Şener in ve partisinin seçim döneminde dikkatle izlenmesi gerektiği görüşündeyiz.

Ayrıca TP nin seçimlerde farklı ittifak kombinasyonları içinde yer alması olasılığını da belirtmek isteriz. Bu olasılıklar arasında HAS Parti, DP, hatta MHP sayılabilir. Büyük Birlik Partisi (BBP) ile MHP arasında gündeme getirilen ve Yazıcıoğlu nun ölümü sonrası ortaya atılan birleşme iddiaları sonuçsuz kaldı. Ancak Devlet Bahçeli nin hâlâ kapıyı açık tuttuğu ülkücülerle, Alperenleri bir araya getirme projesinden vazgeçmediği belirtiliyor. HAYDAR BAŞ VE BTP Cemaat siyasi örgütlenmeleri içerisinde yüzde 1-1.5 luk oy potansiyeli ile anketlerde boy gösteren Büyük Türkiye Partisi nden de (BTP) bahsetmek gerek. Prof. Haydar Baş ın Genel Başkanlığı nı yürüttüğü BTP, İslamcı kimliğinin dışında özellikle ekonomide ve toplumsal yapıda sosyalist söylemi ile öne çıkıyor. Prof. Haydar Baş ın gündeme getirdiği ekonomik yapılanma programı, genç kesim üzerinde yankı bulurken, konferansları da yoğun ilgiyle izleniyor. Nakşibendi çizgisinde olmasına karşın Gülen Cemaati ile çatışan BTP ve Haydar Baş, Gülen Cemaatini dini söylemi paraya tahvil etme, ekonomik güç için kullanma, topluma değil, cemaat üyelerinin bireysel çıkarlarına hizmet etmek ile itham ediyor. AKP YE GELİNCE 2011 Haziran ındaki genel seçimlere Üçüncü dönem tek başına iktidar iddiası ile hazırlanan AKP de ise hesaplar ve stratejiler yeniden belirleniyor. 2012 ya da yapılan farklı anayasal yorumlara göre 2014 de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerini de hesaba katarak hazırlıklarını yürüten AKP de TBMM Grubu nun yüzde 60 ının yenileneceği bizzat Başbakan tarafından ifade edildi. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde TBMM çalışmalarında AKP grubunun performansında düşüş gözlenebilir. Meclise devamsızlık, Genel kurul çalışmalarına katılmama, Seçim bölgesinde aktif olmama, gibi kriterlere bakılarak düzenlenen liste sonrasında, şu anki milletvekillerinin yüzde 60 ına yakın kesimi için bir sonraki dönem milletvekili olma olasılığı riske girmiş durumda. 10

Başbakan ve AKP Genel Başkanı Erdoğan ın son olarak parti teşkilatına gönderdiği genelge ile özellikle yerel yönetimleri, belediye başkanlarını uyarması seçim sürecinde AKP nin Belediye hizmetlerini yaygın olarak kullanacağının göstergesi. Belediye Başkanlarından lojmanlardan çıkmalarını, ikamet ettikleri evlerinde oturmalarını, mahallelinin içinde yaşamalarını isteyen Başbakan, buna karşılık ödül olarak da başarılı Belediye Başkanlarının milletvekilliği için aday olabileceklerini bildirdi. Daha önceki dönemde, genel seçimlerde AKP li Belediye Başkanlarına milletvekili adaylığı yolunu kapatan Başbakan şimdi bu yolu açarak bir anlamda Başkanlar arasında hizmet yarışı başlattı. TBMM Grubundaki milletvekillerine de daha çok çalışmaları aksi halde, başarılı başkanların illerinden aday gösterileceği mesajıyla birlikte gözdağı vermiş oldu. Siyasi kulislerde tartışılan bir diğer nokta ise Başbakanın aday gösterilmeyeceğini ilan ettiği performansı düşük milletvekili grubunun, parti değiştirmeleri, diğer partilere geçmeleri, ya da geçmişte yaşandığı gibi küskünler grubu olarak erken seçim kararını engellemeye çalışmaları. Ancak bu senaryonun başarılı olamayacağı belirtiliyor. Gerekçesi ise seçimler 12 Haziran a, yani bir ay öne alınarak erken seçim süreci başlatılacak. Küskünler erken seçimi erteletme girişimlerinde başarılı olsalar bile her koşulda seçimler normal zamanında, bir ay sonra, Temmuz ayında yapılmak zorunda. Dolayısıyla bu stratejinin başarıya ulaşması olasılığı zayıf ve sonuç elde edilmesi de güç görünüyor. Seçimlere kadar olan süreçte, AKP nin farklı kesimlerden, farklı siyasi çizgilerden bazı flaş isimlere adaylık teklifi götürmesi, AKP ye yeni ve yankı yaratacak katılımları hayata geçirmesi söz konusu olacak. Yukarıda belirttiğimiz gibi kulislerde konuşulanlar arasında Tansu Çiller, Mehmet Ağar gibi isimler geçiyor. Bunun yanı sıra, Aydın Menderes bizzat Başbakan tarafından AKP ye davet edilecek isimler arasında anılıyor. Başbakanın Özal ailesinden de bir ismi AKP ye davet edeceği öne sürülürken, DP den kopması durumunda Ahmet Özal a, olmadığı takdirde de Semra Özal a milletvekilliği teklif edileceği belirtiliyor. AKP nin medya, spor ve iş dünyasından da çarpıcı bazı isimleri aday listesine koyacağı, en azından AKP rozeti takmalarını sağlamak için girişimde bulunacağı, siyasi kulislerde konuşulanlar arasında. İbrahim Tatlıses, Kibariye, Hakan Şükür, Kenan Sofuoğlu, Yiğit Bulut bu doğrultuda ismi geçenler. 11

Diğer yandan seçim sürecinde AKP yi zorlayacak olan olayların başında ise ortaya atılacak olası yolsuzluk iddiaları ve dosyalar geliyor. CHP nin son olarak gündeme taşıdığı Kayseri Büyükşehir Belediyesi ndeki yolsuzluk iddiaları ve bu iddialarla ilgili her gün yeni bir boyutun ortaya çıkması, CHP nin yeni dosya hazırlıklarının habercisi. Bu çerçevede Kemal Kılıçdaroğlu nun Konya Milletvekili Atilla Kart başkanlığında bir ekip oluşturduğu yolsuzluk iddiaları ve dosyalarının bu ekip tarafından yoğun bir inceleme altına alındığı belirtiliyor. Aynı şekilde WikiLeaks Belgelerinin incelenmesi içinde CHP içinde geniş katılımlı bir ekip çalışıyor. Bu ekibin başkanlığını da Genel başkan Yardımcısı Süheyl Batum yürütüyor. Diğer bir sıkıntı yaratacak husus olarak da Deniz Feneri yolsuzluk dosyası gündeme geliyor. Yaklaşık üç yıldır Almanya da süren davanın mahkumiyetle sonuçlanması ve Almanya daki en büyük yolsuzluk olaylarından birisi olarak nitelenmesine karşın, dosyanın Türkiye ayağında somut bir gelişme olmadı. Eski RTÜK Başkanı Zahid Akman ile ilgili iddialara karşın, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, görev süresi dolana kadar Akman ı görevden almadı. Akman halen de RTÜK üyesi olarak görevine devam ediyor. Ancak gelinen son aşamada Frankfurt Mahkemesi nin Türkiye Adalet Bakanlığı ndan yolsuzluğun Türkiye ayağı ile ilgili bilgi, belge ve doküman istemesi üzerine Adalet Bakanlığı 3 Cumhuriyet Savcısını görevlendirmek zorunda kaldı. 3 Savcı 3 Ocak Pazartesi gününden itibaren özel görevlendirme ve özel yetkili savcılar olarak Almanya da Frankfurt Mahkemesindeki dosyayı ve belgeleri inceleyecek. Daha sonra ise davanın Türkiye ayağı ile ilgili iddianame hazırlanacak. Frankfurt Mahkemesi, kararında ve verdiği mahkumiyetlerde Deniz Feneri e.v derneği Almanya Merkezi nin topladığı milyonlarca euro yardım parasının kayda geçirilmeksizin ve beyan edilmeksizin elden bavulla Türkiye ye taşındığını tespit etmişti. Frankfurt Mahkemesi kararında paraların AKP ye gittiği bulgularına ulaşıldığını öne sürmüştü. Ayrıca Kanal 7 nin kuruluşu için de bu kaynağın kullanıldığı, son olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi nin ihaleye çıkarttığı Mavi Marmara Gemisi nin satın alınması için de bu yardım paralarından İnsani Yardım ve İnsan Hakları Vakfı ile Derneğine (IHH) gerek Almanya şubesi üzerinden, gerekse Türk hükümetine aktarılan kaynaklardan finansman sağlandığı tespitine yer verilmişti. Dolayısıyla özel görevli 3 savcının Almanya da yapacağı dosya incelemesi sonrasında elde edilecek bazı bulguların ve somut parasal bağlantıların ortaya çıkması durumunda da AKP nin seçimler öncesi zor durumda kalabileceği belirtiliyor. 12

CHP Yönetiminde Kemal Kılıçdaroğlu nun Grup başkanvekilliği döneminde Deniz Feneri dosyasını Türkiye ye taşıyan ve iddiaları dosya ile somutlaştıran Ali Kılıç bu dosya üzerinde çalışıyor. Kendisi de uzun yıllar Almanya da yaşayan Ali Kılıç, son olarak elindeki belgeleri Ankara Cumhuriyet Savcılığı na vermişti. Savcılık da bunun üzerine soruşturma başlatmak zorunda kalmıştı. Savcılığın başlattığı bu soruşturma ve Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu ndan (HSYK) Almanya daki incelemeler için savcı görevlendirilmesi isteği üzerine de Adalet bakanlığı HSYK nın bu kararına onay vermek, 3 savcıyı Almanya da görevlendirmek durumunda kalmıştı. Kemal Kılıçdaroğlu Grup Başkanvekilliği döneminde, Deniz Feneri dosyası için inceleme yapılması ve Almanya da savcı görevlendirilmesi için dönemin Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin e başvurmuş, ancak o dönem de Şahin den bu yönde onay çıkmamıştı. Bu nedenle ortaya atılacak yeni dosyalar ve özellikle de Kayseri ve Deniz Feneri dosyalarının izleyeceği süreç, seçim kampanyası sırasında AKP için sıkıntılı tabloların ortaya çıkmasına yol açabilir. SEÇİM PROMOSYONLARI DORUKTA Bir başka dikkat çeken nokta ise yukarıda değindiğimiz Başbakan Erdoğan imzasıyla AKP li belediyelere gönderilen genelge ve bütçeye konulan sosyal yardım ödeneklerinin büyük ölçüde artırılması. Bunu seçim döneminde seçim ekonomisi izleneceği, maaşlarda zamlar, yardımlarda geniş çaplı artış olacağı şeklinde yorumlamak mümkün. Ayrıca Başbakanlık örtülü ödeneğinde ortaya çıkan harcama tablosu da dikkat çekici. Başlangıç ödeneğinin yüzde 400 dolayında üzerine çıkan örtülü ödenek harcamalarındaki artış ile ilgili olarak TBMM ye verilen soru önergeleri yanıtsız kaldı. BDP KAPANIR MI? Barış ve Demokrasi Partisi nin (BDP), Abdullah Öcalan ın önerileri ve gündeme getirdiği talepler doğrultusunda başlattığı İki dilli yaşam ve Demokratik Özerklik projeleri için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı inceleme başlattı. Diyarbakır da düzenlenen ve PKK nın sivil toplum örgütlenmesi, bölgesel halk parlamentosu kimliğiyle tanımlanan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) toplantısında alınan kararlar Türkiye gündemini karıştırdı. BDP li belediyelerin iki dilli yaşam kararı doğrultusunda başlattığı, bölge il ve ilçelerinin adları, işyeri tabelaları, ilanlar, restoran menüleri vb. için Türkçe-Kürtçe yazım uygulaması giderek yaygınlaşıyor. 13

Bazı belediye başkanları için savcılıklar soruşturma açarken, son olarak DTK nın karar altına aldığı Demokratik Özerklik talebi tartışmaları büyüttü. Güneydoğu da bölgesel parlamento oluşturulması ve bu parlamentodan bölge halkının temsilcilerinin TBMM ye gönderilmesi, resmi kurumlarda çift bayrak kullanılması, bölgede halkın korunması için öz savunma gücü oluşturularak, ayrı bir güvenlik yapılanmasına gidilmesi gibi kararlara en sert tepki MHP den geldi. Hükümetin geçen yıl başlattığı Kürt Açılımı-Demokratik Açılım programı çerçevesinde yürütülen çalışmalarda kapsamlı Anayasa değişiklikleri öngörülürken, Öcalan ve PKK Haziran ayına kadar süre verdikleri eylemsizlik sürecini bu anayasa değişikliği koşuşuna bağlamışlardı. Şimdi ise BDP, Anayasa değişikliği sürecinin tartışmaya açılmasını, Anayasa nın değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddelerinin de tartışmaya açılarak değiştirilmesini istiyor. Başbakan ve AKP DTK kararlarına uzun süre sessiz kalarak tepki vermediler. Ancak Başbakan son bütçe konuşmasında BDP ye sert tepki gösterdi. İki dilli yaşamın anayasal hale gelemeyeceğini, ana dilde eğitim ve konuşma konusunda daha önce atılan adımların geliştirilebileceğini söyledi. Anayasa da yer alan Türkiye Cumhuriyeti nin, dili, bayrağı, devletin yapısı ile ilgili değişiklik taleplerinin kabul edilemeyeceğini dile getirdi. Hükümetin başlattığı Demokratik Açılım sürecinin bu aşamaya geleceği daha önce de ifade ediliyordu. Dolayısıyla BDP nin talepleri konusunda, devlet adına İmralı da Abdullah Öcalan ile de pazarlık yürütüldüğü biliniyor. Öcalan ın avukatları aracılığıyla yaptığı açıklamalar da bunu teyit ediyor. Öcalan ın avukatlarıyla yeni yılın ilk görüşmesinde dile getirdiği hususlar dikkat çekici! Öcalan, DTK nın demokratik özerklik talebinin topluma iyi sunulamadığı ve tepki yarattığı görüşünde. Bizim bayrakla işimiz yok diyen Öcalan, Ocak ayındaki gelişmelere dikkat edilmesi uyarısında bulundu. Ayrıca, kendisinin cezaevinde hangi şekilde olursa olsun ölmesinin farklı anlaşılacağını ve sonu gelmeyecek bir savaşa yol açacağını savunarak, böyle bir durumda Başbakan Erdoğan ın da ölebileceğini, Türkiye de darbe bile olabileceğini öne sürdü. Bu nedenle BDP nin DTK talepleriyle ilgili sürecin öne çekilmesi isteği, hükümeti biraz sıkıştırmış görünüyor. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı nın başlattığı incelemeden bir sonuç alınmasının ya da BDP nin kapatılmasının söz konusu olmayacağını kaydetmek gerek. 14

Nedenine gelince; 12 Eylül de yapılan son Anayasa değişiklikleri ile parti kapatmalar hemen hemen olanaksız hale geldi. Kaldı ki, parti kapatılsa bile, milletvekilliğinin düşmesi ve siyasi yasaklama kararı verilmesi söz konusu olamayacak. Asıl önemli unsur ise Anayasa Mahkemesi nin (AYM) yapısında, üye sayısında, çalışma usullerinde halkoylaması ile yapılan değişikliklerin, henüz hayata geçirilmemiş olması. Anayasa değişikliklerinin hayata geçirilebilmesi için Meclis in Anayasa Mahkemesi, kuruluş, görev ve yetkileri ile ilgili yasada değişiklik yapması, yenilikleri yasaya koyması gerekiyor. Bu değişiklikler henüz yapılmadığı için Anayasa Mahkemesi 12 Eylül den bu yana toplanamıyor, çalışamıyor. 17 Kişilik yeni heyet atanmasına karşın, çalışma usul ve esasları, karar alma usulleri, oylama esasları belirlenmediği için AYM heyeti toplanamıyor, gündemindeki başvuru dosyalarını ele alamıyor. Sonuç olarak; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı BDP hakkında kapatma davası açsa bile bu davanın açılması, görülmesi, sonuca bağlanması zor. Hepsinden önemlisi bir kapatma kararının verilmesi artık zor ve neredeyse olanaksız. Kanımızca sonuçları ayrı bir devlet yapısına kadar gidebilecek bu tartışmalar ve talepler için gerek siyasi yapının, gerekse yargı yapısının fazlaca yapabileceği bir şey yok. Son anayasa değişiklikleri bunu mümkün olmaktan çıkarttı. Genelkurmay Başkanlığı nın İki dil, demokratik özerklik, iki bayrak vb. konularındaki taleplere ilişkin yaptığı açıklamaya AKP sözcüleri tepki gösterdi. AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Kılıç ise Asker kendi işine baksın açıklaması yaptı. Medyadan ve üniversitelerden kampanyası başlattı. bir grup, Genelkurmay açıklamasına karşı imza Milli Güvenlik Kurulu nun (MGK) 2010 yılının son toplantısından sonra yapılan açıklamada da BDP ve DTK nın taleplerinin kabul edilemez olduğu açıklandı. Anayasaya da vurgu yapılarak, Türkiye Cumhuriyeti nin nitelikleri konusundaki taleplere hoşgörü gösterilemeyeceği ifade edildi. Buna karşın, MGK toplantısının hemen ertesinde Diyarbakır a giden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül e, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir tarafından Türkçe-Kürtçe sözlük hediye edildi. Cumhurbaşkanı havaalanında Amed e Hoşgeldiniz diye karşılandı. 15

AÇILIM NEREYE KADAR? Yukarıda da belirttiğimiz gibi gelişmelere en sert tepki MHP den gelirken, MHP Cumhurbaşkanı nın Diyarbakır daki açıklamalarına da, Başbakanın DTK taleplerine uzun süre sessiz kalmasına da tepkiyle karşılık verdi. MHP Lideri Devlet Bahçeli, Önceden hazırlanmış bir planın devreye sokulduğunu, AKP hükümetinin de bu planın parçası olduğunu, ABD ye bu yönde söz verildiğini, Öcalan ile de bunun pazarlıklarının ve anlaşmasının yapıldığını öne sürdü. Ortaya çıkan bu tabloda AKP daha önce de belirttiğimiz gibi biraz sıkıntı yaşıyor. Bir yandan kendi projesi olan Demokratik Açılım dan geri adım atamıyor, bir yandan da giderek daha da ileri boyutlara taşınan BDP-DTK-PKK taleplerine verilecek yanıt konusunda zorlanıyor. Bu durum ise Güneydoğu da AKP-BDP çekişmesinde, AKP yi zaafa uğratıyor. CHP ve MHP nin halen fazla varlık gösteremediği bölgede AKP nin tek rakibi BDP nin gündeme getirdiği taleplerin reddi AKP yi zayıflatacak süreci başlatacak. Taleplere olumlu ya da ılımlı yaklaşılması durumunda ise AKP Güneydoğu dışındaki bölgelerde ciddi oy kaybına uğrayabilecek. Zaten daha önce belirttiğimiz gibi bu talepler ve ortaya çıkan tablo MHP oylarında yeniden tırmanışa, giden oyların geri dönmesine yol açmış görünüyor. Dolayısıyla AKP nin Demokratik Açılım-Kürt Açılımı konusunda ve taleplerin karşılanması noktasında izleyeceği tutum ön plana çıkacak. PKK nın eylemsizlik kararı almasında ve süreyi uzatmasında önemli etkenlerden birisi Haziran seçimleri sonrasında oluşacak TBMM nin süratle ve kapsamlı bir Anayasa değişikliğine gideceği yönündeki uzlaşıydı. AKP nin bunu yapabilmesi için yeniden tek başına ve güçlü bir şekilde iktidara gelmesi gerekiyor. Ama BDP-DTK nın öne çektikleri taleplerine seçim atmosferi içerisinde verilecek destek ve olumlu yanıt ise AKP ye dönük tepki oylarının artmasına, tek başına iktidar hedefinin zayıflamasına yol açacak. AKP ve Başbakan Erdoğan ın önümüzdeki dönemde en çok zorlanacağı konu, bu ikilemi çözmek, AKP yi zorlamadan aşmanın yolunu bulmak olacak. Bu arada Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani nin de BDP yi eleştirerek iki dilli yaşam talebi için erken olduğu görüşünü dile getirmesi, bir başka ilginç boyut. 16

Talabani nin açıklamasına BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş tan tepki gelirken, düne kadar Türkiye den medet uman Talabani-Barzani ikilisinin, şimdi Türkiye nin içişleri, iç politikalarına yönelik görüş beyan etme gücünü kendilerinde görmeleri de Türkiye nin dışarıdan nasıl göründüğü noktasında çarpıcı bir gelişme bizce. Daha önce de yürütülen pazarlıklarda Talabani ve Barzani nin haziran seçimlerinde Güneydoğu da AKP ye destek vaadinde bulundukları iddiaları dillendirilmişti. Bu noktada ise Konya Selçuk Üniversitesi nin yaptığı kapsamlı çalışma ve toplumsal sosyal sorunlara yönelik araştırma ile seçim anketinin sonuçları dikkatle incelenmeyi gerektiriyor. AKP YE ALTERNATİF İKTİDAR OLUŞUYOR Konya Selçuk Üniversitesi nin 34 ilde yürüttüğü kapsamlı saha çalışmasının sonuçları yukarıda sıraladığımız olasılıklar çerçevesinde, AKP ye alternatif bir iktidar yapılanmasının oluşmaya başladığını gösteriyor. Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Orhan Gökçe, 34 ilde 4 bin 242 kişi ile yaptıkları seçim anketinde; AKP'nin oy oranının yüzde 43.7, CHP nin 25.3, MHP nin 12.4, BDP nin de 6.1, olduğunu açıkladı. Prof. Dr. Gökçe araştırma sonuçlarıyla ilgili yaptığı analiz ve değerlendirmede ise, MHP nin oyunu yüzde 3-4 arttırması demek, AKP nin 2011 seçimlerini tek başına en fazla oy almakla beraber iktidar alternatifinin dışında kalabileceği düşüncesinin Türkiye de oluştuğu kanaatini gösteriyor diyor. Prof. Dr. Orhan Gökçe, önümüzdeki haziran ayında yapılacak milletvekili seçimlerine yönelik çalışmada 4 bin 242 kişiyle yüz yüze görüşüldüğünü, Türkiye nin acilen çözülmesi gereken sorunlarının işsizlik, terör ve Türkiye nin bölünme tehlikesinin ortaya çıktığını vurguluyor. Araştırmaya göre, AKP, CHP ve MHP de bu 3 sorun, ağırlıklı olarak gündeme geliyor. BDP de ise Kürt sorunu ağırlıklı olarak öne çıkıyor. Bu 3 sorun önümüzdeki seçimlerde güvenlik ve ekonomi eksenli konular, seçmenin tercihini önemli ölçüde belirleyecek dedi. Araştırmada partilere göre güven sıralamasında AKP nin önde olduğu ancak CHP nin de güveni artırdığı gözlenirken bu durum şöyle yorumlanıyor: 17

Seçmenin yüzde 40 ı bu sorunları AKP nin çözeceğini belirtirken, yüzde 18.8 i CHP ye güven duyuyor. CHP son 10 yıldır benzer araştırmalarda yüzde 13.5 i geçmemişti. İlk defa bu yüzdeyi yakaladı. Demek ki CHP de bir hareketlilik var. Seçmen CHP ye de belli ölçüde güven konusunda şans tanıyor. MHP de ise güven yüzde 10 civarında. Anket sonuçlarına göre vatandaşların yüzde 51 inin hayatından memnun olduğu ortaya çıkarken bu tablo ile ilgili analizde şu görüşlere yer veriliyor: Memnun değilim diyen yüzde 21.3. Ne memnunum, ne değilim diyen de yüzde 25.8. Fikrim yok diyen ise yüzde 1.7. Memnunum diyen de yüzde 51.2 dir. Dolayısıyla bugünkü ortamda insanlar hükümetten memnun olduğunu gösteriyor. Türkiye nin gidişatı konusu insanların siyasi açıdan nasıl davranacağının ipuçlarını verir. İyiye gidiyor diyenler yüzde 43.9, kötüye gidiyor diyen de yüzde 43.6. Seçmen ikiye ayrılmış durumda. Yüzde 12.5 i de fikrim yok diyor. Hükümetin performansı noktasında ise başarılı diyen yüzde 41.7, fikrim yok diyen yüzde 3.3, ne başarılı ne başarısız diyen yüzde 21.7, başarısız diyen yüzde 33.3 dür. Gelecekten umut konusuna bakıldığında da ümitliyim diyen yüzde 57.1, ümitli değilim diyen yüzde 33.4, fikrim yok diyen yüzde 9.5 Araştırmanın en çarpıcı yanı ise Prof. Dr. Orhan Gökçe nin şu değerlendirmesi: 2011 haziran seçimi AKP için zor olacak. Yüzde 40 oy alsa da iktidarı kaybedebilir. Araştırmamızda, yüzde 26 lık bir seçmen kesimi oyunu her an değiştirebileceğini söylüyor. Bunlar içinde de ülkücü, milliyetçi muhafazakar kesim, demokratlar ve liberaller ağırlıkta. Ocak ve Şubat aylarında, yada seçime kadar olan sürede hiç beklenmedik olaylar oluşabilir. AKP nin görünen toplam oyunun yüzde 8 inde ülkücü ve muhafazakar kesimin oyu var. Oluşacak olaylar, en az bu düzeyde bir oyun AKP den kaymasına yol açabilir. AKP her seçmen kesiminden oy alıyor. CHP ve MHP'de ise durum farklı. AKP nin bugünkü başarısında ülkücü ve milliyetçi muhafazakar kesimin büyük payı var. Araştırmamızda CHP nin oy potansiyelini artıracağını öngörüyoruz. Eğer CHP yüzde 28 alsa, BDP de iki dil istedi, bir kaç hususu daha BDP dile getirirse, MHP seçmeni AKP den kopabilir. Çünkü, MHP seçmenin ağırlıklı gündemi Türkiye nin bölünmesi. Dolayısıyla bu türlü talepler arttığı sürece AKP de bunlara tepki koymazsa, MHP nin oy potansiyelini arttırma şansı var. Zaten MHP seçmeni partilerinin kendi beklentisini karşılamadığı şeklinde görüş belirtiyor. AKP ye giden MHP oylarından yüzde 3 MHP ye dönse, MHP nin oyu yüzde 14-15 i bulur. CHP yüzde 28 alsa toplamda yüzde 43 olur. AKP bu kez yüzde 39 a düşer. AKP şu anda rakipsizmiş gibi görünüyor. Ama öyle değil. Rakipsizlik her an rakibini doğurabilir. MHP nin oyunu yüzde 3-4 arttırması demek, AKP nin 2011 seçimlerini tek başına en fazla oy almakla beraber iktidar alternatifinin dışında kalacağı ihtimalini güçlendirir. Alternatif iktidar düşüncesinin giderek 18

Türkiye de oluştuğu ve güçlendiği kanaatini taşıyorum. Araştırmamızın sonuçları analiz edildiğinde bu ciddi biçimde ortaya çıkıyor. Bizim de baştan itibaren aktarmaya çalıştığımız değerlendirme ve analizlerimiz Konya Selçuk Üniversitesi nin bu akademik çalışmasıyla bir anlamda doğrulanmış oluyor. 34 İlde, 4 binden fazla denek ile yapılan bu çalışma da gösteriyor ki, seçimlere kadar olan dönemde AKP için, BDP-DTK-PKK talepleri, bunların yansıtılması, hayata geçirilmesi konusundaki ısrar ve AKP nin buna karşı tavrı, ciddi oy kaymalarının sebebi olacak. Bu süreç doğal olarak AKP yi zorlayacak. Yüzde 3-4 lük belki de daha fazla bir oy kayması, etnik tartışmalar ve taleplerin yoğunlaşarak tartışılması AKP yi iktidar seçeneğinin dışına itebilecek. Kaldı ki CHP nin izleyeceği yeni stratejiler, dışa dönük mücadele dozunun artması, HAS Parti, SP ve MHP nin göstereceği performans hepsi AKP nin potansiyelini etkileyecek. Dolayısıyla da Hükümetin ekonomik açılımlar, bütçe ilkelerinden taviz, geniş kesimleri yanına çekecek parasal desteklere yönelmesi kaçınılmaz görünüyor. ASKERE YENİ DÜZEN Önümüzdeki ayların yoğun tartışma konularından birisini ise yakın dönemde hükümetin gündeme getirmeyi planladığı TSK ile ilgili düzenlemeler olacağı kanısındayız. Paralı askerlik tasarısı ile ilgili hazırlıkları açıklayan Milli Savunma Bakanlığı, diğer yandan da Yüksek Askeri Şura (YAŞ) için yeni bir model hazırlıyor. Sınırlarda özel polis-güvenlik gücü için bir yandan ağır silahlarla donatılmış 70 bin kişilik özel birlik kurulması çalışmaları son aşamaya gelirken, TSK da da 1500 TL aylıkla paralı asker uygulaması TBMM gündemine getirilecek. Ancak asıl önemlisi ve tartışma yaratacak düzenleme YAŞ yapısı ile ilgili olanı. YAŞ daki üye sayısını asker-sivil eşit konuma getiren yeni düzenleme taslağı oyların eşitliği durumunda da Başbakanın oyunun geçerli olmasını öngörüyor. Siyasi kulislerde bu düzenleme hazırlığı, Yargı, HSYK, AYM, YÖK, ÖSYM operasyonlarının ardından gerçekleştirilen son Diyanet İşleri Başkanlığı operasyonu sonrasında TSK ile sürecin tamamlanması olarak değerlendiriliyor. Şu ana kadar YAŞ ile ilgili yeni yasa düzenlemesi ve değişiklikler konusunda TSK sessizliğini korurken, tasarının Bakanlar Kurulu nda kabul edilip TBMM gündemine gelmesi siyaseti ısıtacak gibi görünüyor. TSK daki atama, tayin, terfi, emeklilik işlemlerinin karara bağlandığı YAŞ da asker etkinliğinin azaltılması, sivil-asker üye sayısının eşitlenmesi ve oy eşitliğinde ağırlığın sivil otoritenin ve YAŞ ın başkanı konumundaki Başbakana verilmesi hükümet açısından kritik önemde bir adım. 19