1. Kısım: Japonya nın Etrafındaki Güvenlik Ortamına Genel Bakış



Benzer belgeler
Türkiye ve Kitle İmha Silahları. Genel Bilgiler

Son 5 yıldır Orta Doğu pazarında %48 gibi bir Pazar kaybı yaşayan Türkiye, bu pazarı tekrar kazanabileceği değerlendirilmektedir.

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

KUZEYDOĞU ASYA DA GÜVENLİK. Yrd. Doç. Dr. Emine Akçadağ Alagöz

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

AZERBAYCAN MİLLİ GÜVENLİK STRATEJİSİ BELGESİ

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 ŞUBAT AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ

AVUSTRALYA NIN İLK ULUSAL GÜVENLİK STRATEJİSİ

2016 YILI İPLİK İHRACAT İTHALAT RAPORU

Özet. Gelişen küresel ekonomide uluslararası yatırım politikaları. G-20 OECD Uluslararası Yatırım Küresel Forumu 2015

ABD Savunma Bakanlığı nın 2014 Yılı Dört Yıllık Savunma Gözden Geçirme Raporu ve Küresel Askerî Konuşlanma Planı

2014 YILI NİSAN AYI TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

6. İSLAM ÜLKELERİ DÜŞÜNCE KURULUŞLARI FORUMU

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU

JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİK AKADEMİSİ GÜVENLİK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI GÜVENLİK VE TERÖRİZM YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE DAĞILIMLARI

Azerbaycan Enerji Görünümü GÖRÜNÜMÜ. Hazar Strateji Enstitüsü Enerji ve Ekonomi Araştırmaları Merkezi.

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 MAYIS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi

VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

KGAÖ NÜN KOLEKTİF GÜVENLİK SİSTEMİ

Türk Savunma ve Havacılık Sanayii 2012 Yılı Performans Özeti

Orta Asya daki satranç hamleleri

1. ABD Silahlı Kuvvetleri dünyanın en güçlü ordusu

Title of Presentation. Hazar Havzası nda Enerji Mücadelesi Dr. Azime TELLİ 2015 ISTANBUL

KÜRESEL TİCARETTE TÜRKİYE NİN YENİDEN KONUMLANDIRILMASI-DIŞ TİCARETTE YENİ ROTALAR

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ?

SAĞLIK DİPLOMASİSİ Sektörel Diplomasi İnşası

JENS STOLTENBERG İLE SÖYLEŞİ: NATO-RUSYA İLİŞKİLERİ VE BÖLGESEL İSTİKRARSIZLIK

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

2014 YILI MAYIS AYI TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

DÜNYA SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ SEKTÖRÜNE GENEL BAKIŞ

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

24 HAZİRAN 2014 İSTANBUL

Sayın Büyükelçi, Değerli Konuklar, Kıymetli Basın Mensupları,

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2014 MART İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

G-20 TÜRKİYE 2015 ÇALIŞTAYI

Dünya Enerji Görünümü Dr. Fatih BİROL Uluslararası Enerji Ajansı Baş Ekonomisti Ankara, 25 Aralık 2012

izlenmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti 1949 yılında kurulmuştur. IMF'ye bağlıbirimler: Guvernörler Konseyi, İcra Kurulu, Geçici Kurul, Kalkınma Kurulu

RUS TÜRK İŞADAMLARI BİRLİĞİ (RTİB) AYLIK EKONOMİ RAPORU. Rusya ekonomisindeki gelişmeler: Aralık Rusya Ekonomisi Temel Göstergeler Tablosu

ÇOK TARAFLI İLİŞKİLER VE AVRUPA BİRLİĞİ NİN GELECEĞİ KONFERANSI. Ümit Özlale

Ocak 2015 HALI SEKTÖRÜ Ocak Aralık Dönemi İhracat Bilgi Notu. Tekstil, Deri ve Halı Şubesi İTKİB Genel Sekreterliği 01/2015 Page 1

Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,

LOJİSTİK SEKTÖRÜ BÜYÜME ORANLARI

2014 YILI EYLÜL AYI TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

Dünyada silahlanma artıyor, Türkiye 20'nci sırada

İTKİB Genel Sekreterliği AR&GE ve Mevzuat Şubesi

5.1. Ulusal Yenilik Sistemi 2023 Yılı Hedefleri [2011/101]

15 Ekim 2014 Genel Merkez

Güncel Bilgiler. y a y ı n l a r ı

Merkez Strateji Enstitüsü. Türkiye-Rusya İlişkileri Mevcut Durumu ve Geleceği

Siber Savaş ve Terörizm Dr. Muhammet Baykara

ABD nin Nükleer Silahları Trump ın Elinde Daha Büyük Tehlike Arz Ediyor. Mustafa KİBAROĞLU*

Ülkelerin Siber Savaş Kabiliyetleri. SG 507 Siber Savaşlar Güz 2014 Yrd. Doç. Dr. Ferhat Dikbıyık

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Türk ve Alman Bak fl Aç s ndan ran daki Geliflimin Güvenlik Politikas Boyutlar

Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri Sektör Raporu 2010

FAO SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ FİYAT VE TİCARET GÜNCELLEME: KASIM 2014

TEKSTİL VE HAMMADDELERİ SEKTÖRÜ 2015 YILI ŞUBAT AYI İHRACAT PERFORMANSI. Genel ve Sanayi İhracatında Tekstil ve Hammaddeleri Sektörünün Payı

Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu 28. Toplantısı. Yeni Kararlar

DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TEMMUZ Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer. Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü

2013/101 (Y) BTYK nın 25. Toplantısı. Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] KARAR

Güncel Jeo-Politik ve D-8 Cuma, 08 Aralık :55

ENERJİ GÜVENLİĞİ ÇALIŞTAYI Türkiye Nükleer Güç Programı 2030

KITASINDA ETKİN BÖLGESİNDE LİDER ÖNSÖZ

JAPONYA ULUSAL GÜVENLİK STRATEJİSİ

DÜNYA SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ İHRACATI. Genel Değerlendirme

ABD Suriye Rejimi'nin hava üssünü vurdu

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

2014 YILI EKİM AYI TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

Dünyada Enerji Görünümü

2014 YILI TEMMUZ AYI TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

Dünya Ekonomisi. Bülteni. İstanbul Sanayi Odası Araştırma Şubesi. Ekim Dünya Ekonomisine Küresel Bakış 1

TÜRKİYE - ÇİN STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

SERAMİK SEKTÖRÜ NOTU

ABD'nin Fransa'ya Reaper İnsansız Uçak Satışı ve Türkiye'nin Durumu 1

Aylık Dış Ticaret Analizi

Dünya Mısır Pazarı ve Türkiye

PAGEV - PAGDER. Dünya Toplam PP İthalatı

Dünya Seramik Sektörü Dış Ticareti a) Seramik Kaplama Malzemeleri

MUĞLA TİCARET VE SANAYİ ODASI TEMMUZ AĞUSTOS 2013 TARİHLİ FAALİYET RAPORU

Amerikan Stratejik Yazımından...

TÜRKĠYE DÜNYANIN BOYA ÜRETĠM ÜSSÜ OLMA YOLUNDA

Erkan ERDİL Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi ODTÜ-TEKPOL

İZMİR TİCARET ODASI BANGLADEŞ HALK CUMHURİYETİ ÜLKE RAPORU

TEB KOBİ AKADEMİ İLLER GELECEKLERİNİŞEKİLLENDİRİYOR: ADANA GELECEK STRATEJİSİ KONFERANSI 5 ARALIK 2007

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

4. İslam İşbirliği Teşkilatı ( İİT ) Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

BATI AFRİKA ÜLKELERİ RAPORU

Aylık Dış Ticaret Analizi

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

ULUSLAR ARASI GELİŞMELER

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 NİSAN AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi

Finansal Krizden Bu Yana Dünya Ticaretinin En Kötü Yılı : 2015

2010 YILI OCAK-MART DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

DÜNYA ÇİMENTO ÜRETİMİ VE TÜKETİMİNE İLİŞKİN BAZI GÖSTERGELER

Transkript:

JAPONYA NIN 2013 YILI SAVUNMA BEYAZ KİTABI Japonya Savunma Bakanlığı tarafından yıllık bazda hazırlanan Japonya nın 2013 yılı Savunması başlıklı Beyaz Kitap 9 Temmuz 2013 tarihinde yayımlanmıştır. Japonya nın Etrafındaki Güvenlik Ortamına Genel Bakış, Japonya nın Savunma Politikası ve ABD- Japonya Güvenlik Düzenlemeleri ve Japonya nın Savunmasına Yönelik Tedbirler başlıkları altında 3 ana kısımdan ve 350 sayfadan oluşan yeni Beyaz Kitap a http://www.mod.go.jp/e/publ/w- _paper/2013.html adresinden erişilmesi mümkündür. Girişte, kitapta yer alan konuların harita, grafik ve istatistiklerle formüle edildiği, üç kısımlı bir özet bölümü de bulunmaktadır. Kitabın Savunma Bakanı Onodera nın imzasıyla yayımlanan önsözünde, Japonya nın çevresindeki güvenlik ortamının bir kısmı giderek daha somut, akut ve ciddi hale gelen çeşitli meseleler ve istikrarsızlaştırıcı faktörlerle çevrili olduğu; Kuzey Kore nin füze fırlatma ve nükleer test gibi tahrikleri ile Çin in, ihlaller de dahil olmak üzere, Japonya nın çevresindeki sularda ve hava sahasındaki faaliyetlerinin hızla artması gibi sınamaların Japonya nın etrafındaki güvenlik meselelerini ağırlaştırdığı; Hükümetin bu şartlar altında ülkenin savunma pozisyonunu güçlendirmek üzere, 11 yıldan bu yana ilk kez savunma bütçesini artırmaya karar verdiği, ayrıca Ulusal Savunma Programı İlkeleri başlıklı belgenin gözden geçirilmesine yönelik yoğun bir çalışma başlatıldığı vurgulanmaktadır. Kitabın geniş tercümesi aşağıda sunulmaktadır: 1. Kısım: Japonya nın Etrafındaki Güvenlik Ortamına Genel Bakış * Uluslararası Toplumdaki Eğilimler - Japonya nın çevresindeki güvenlik ortamı, bir kısmı giderek daha somut, akut ve ciddi hale gelen çeşitli meseleler ve istikrarsızlaştırıcı faktörlerle çevrilidir. - Her şeyden önce, ülkeler arasındaki ihtilaflar sürdüğünden, Avrupa nın aksine, Japonya nın çevresindeki güvenlik ortamında Soğuk Savaş ın sona ermesinden sonra dahi çok önemli değişiklikler ortaya çıkmamıştır. Egemenlik hakları ve yeniden birleşme gibi meselelerdeki bulanıklık ve belirsizlik sürmekte, ayrıca komşu ülkeler askeri kapasitelerini modernize etmeye devam etmektedirler. Bunların ötesinde, geçtiğimiz yıl Kuzey Kore uydu olarak adlandırdığı bir balistik füzeyi fırlatmak ve nükleer bir test gerçekleştirmek gibi kışkırtıcı adımlar atmış; Çin Japonya nın çevresindeki sularda ve hava sahasındaki faaliyetlerini, ihlaller dahil, hızla artırmış; Rusya da askeri faaliyetlerini yoğunlaştırmaya devam etmiştir. - Öte yandan ABD, yeni Savunma Stratejik Rehberi nde, güvenlik stratejisinin Asya-Pasifik bölgesine doğru yeniden dengelenmesini, bölgedeki mevcut müttefikleriyle ilişkilerin güçlendirilmesini ve yeni ortaya çıkan ortaklarıyla işbirliği ağının genişletilmesini ön plana çıkaran politikalar sunmuştur. Bununla birlikte, dikkatler ABD nin içinde bulunduğu zor mali koşulların bu politikaların şekillenmesini nasıl etkileyeceği hususuna çevrilecektir. 1/46

- Bunların yanı sıra, coğrafi sınırları aşan güvenlik meseleleri hayati önem taşımaya devam etmektedir. Bir ülkedeki huzursuzluk ya da güvenlik sorunu dünyayı etkileyebilmektedir. Her ne kadar uluslararası toplum, siber saldırılar, kitle imha silahlarının ve bunları fırlatma mekanizmalarının yayılması, uluslararası terörizm ve yönetim sistemlerinin artan kırılganlığı gibi küresel güvenlik meselelerinde girişimlerde bulunmaktaysa da, bazı sorunlar kötüleşmekte ve yeni sorunlar daha hissedilir hale gelmektedir. - Nüfuzunun nispeten değişmesine karşın, ABD gelecekte uluslararası toplumda en etkili ülke olarak kalmaya devam edecektir. Öte yandan, son yıllarda kaydettiği yüksek ekonomi büyümenin sonucunda Çin, Hindistan, Brezilya ve Rusya nın ulusal güçleri de artmaktadır. Çok kutupluluğa yönelimli bu ülkelerin uluslararası nüfuzlarının nispeten artacağına inanılmaktadır. Bu ülkelerin ulusal güçlerinin artması, uluslararası alanda daha fazla eşgüdüm ve işbirliğinin sağlanması bakımından iyi bir fırsat yaratmaktaysa da, aynı zamanda güvenlik ortamını önemli ölçüde etkilemesi ihtimali de bulunmaktadır. Bu nedenle, söz konusu ülkelerin ulusal güçlerindeki artış uluslararası toplum tarafından dikkatle izlenmeye devam edecektir. * Japonya nın Yakın Çevresindeki Güvenlik Ortamı - Asya-Pasifik bölgesinde Çin, Hindistan ve Rusya nın yükselişiyle birlikte ortaya çıkan çeşitli değişikliklerin yanı sıra, bölgedeki ülkeler, insani yardım, afet yardımı ve korsanlıkla mücadele gibi güvenliğin geleneksel olmayan alanlarında bölgesel koordinasyon ve işbirliğini geliştirmek üzere çaba göstermektedirler. - Diğer taraftan, bu bölgede çok sayıda siyasi, ekonomik, etnik ve dini farklılık da bulunmakta olup, ülkeler ve bölgeler arasındaki ihtilaflar, Soğuk Savaş ın sona ermesine rağmen varlığını sürdürmekte ve söz konusu ülkelerin/bölgelerin güvenlik ve tehditler konusundaki görüşleri farklılık arz etmektedir. - Kore Yarımadası nda Kore Halkı 50 yılı aşkın bir süredir bölünmüş durumdadır ve Kuzey Kore ile Güney Kore Silahlı Kuvvetleri arasındaki gerginlik devam etmektedir. Tayvan ve Güney Çin Denizi yle ilgili sorunlar bulunmaktadır. Japonya, ülkesinin doğal parçalarını teşkil eden Kuzey Toprakları 1 ve Takeshima 2 konusunda çözümlenemeyen ihtilaflarla karşı karşıyadır. - Kuzey Kore nin Aralık 2012 de uydu olarak tanımladığı füzeyi fırlatması, bu ülkenin balistik füze teknolojisini ilerlettiğini göstermiştir. Kuzey Kore nin balistik füze alanındaki ilerlemesinin yeni bir aşamaya geçtiğini değerlendirmekteyiz. Bu ülkenin balistik füzelerinin geliştirilmesi, konuşlandırılması, transferi ve yayılması konusunda ciddi endişeler bulunmaktadır. Kuzey Kore nin nükleer silah programında önemli ilerlemeler kaydetmiş olması ihtimali göz ardı edilmemelidir. Bunun da ötesinde, Kuzey Kore nin yüksek düzeyde zenginleştirilmiş uranyum kullanmak suretiyle nükleer silah geliştirmekte olması da muhtemeldir. Kuzey Kore nin nükleer denemeleri, Japonya nın güvenliğine önemli bir tehdit oluşturmakta; ayrıca Kuzeydoğu 1 1956 yılından bu yana Japonya ile Rusya (eski SSCB) arasında ihtilaf yaşanan Kuril Adaları kastedilmektedir. 2 Japonya ile Güney Kore arasında uyuşmazlık konusu olan ve Korelilerce Dokdo olarak adlandırılan Doğu Çin Denizi ndeki adalardır. 2/46

Asya daki barış ve istikrar ile uluslararası topluma önemli zararlar vermektedir. Kuzey Kore nin gelecekteki eylemleri öngörülemez olmaya devam etmektedir ve Japonya nın bu eylemlere azami dikkat etmesi gerekmektedir. Kuzey Kore nin Japon halkının haytalarına ve güvenliklerine büyük tehdit oluşturan Japon uyruklu kimseleri kaçırma eylemleri de henüz sonlandırılamamıştır. - Bölgedeki pek çok ülke, kaydettiği ekonomik büyümeden savunma bütçelerini artırmak ve yeni askeri donanımları uygulamaya koymak suretiyle, silahlı kuvvetlerini modernize etmek maksadıyla yararlanmaktadır. - Bilhassa Çin, siyasi ve ekonomik bakımdan etkili bir ülke haline gelmiştir. Çin in askeri faaliyetleri, diğer ülkelerin de dikkatini çekmektedir. Bu çerçevede Çin den, büyük güç olmanın sorumluluğunu kabul etmesi, uluslararası normları benimsemesi ve onlara bağlı kalması, ayrıca bölgesel ve küresel meselelerde aktif ve işbirliğine yönelik bir rol oynaması beklenmektedir. Diğer taraftan Çin, savunma bütçesindeki sürekli artışların desteklediği, geniş çaplı ve hızlı bir askeri modernizasyona angaje olmuştur. Çin, askeri modernizasyon girişimlerinin mevcut durumu ve gelecekteki vizyonuna açıklık getirmemektedir. Çin in askeri ve güvenlik meselelerindeki karar alma süreci de yeterince şeffaf değildir. Ayrıca, Çin deniz faaliyetleri hızlı bir şekilde genişletmekte ve yoğunlaştırmaktadır. Çin, Japonya nın etrafındaki sularda ve hava sahasında attığı tehlikeli adımlarla beklenmedik durumlara sebep olmaktadır. Çin in askeri ve güvenlik meselelerinde şeffaf olmamasının yanı sıra, bu türden eylemleri de, Japonya, bölgedeki diğer ülkeler ve uluslararası toplum açısından endişe uyandırmaktadır. Bu nedenle Japonya nın Çin in davranışlarına daha çok dikkat etmesi gerekmektedir. - Çin de Komünist Partisi yönetiminde önemli görev değişiklikleri gerçekleşmiş ve Xi Jinping dönemi başlamıştır. Ülke içindeki sorunlardan ötürü, yeni yönetimin çevresindeki ortam ümit verici değildir. Bu çerçevede ana mesele, yeni yönetimin karşı karşıya olduğu sorunlarla nasıl baş edeceğidir. - Günümüzde temel misyonunu ulusunu zenginleştirmek olarak belirleyen Rusya, yeni ekonomik, kültürel ve askeri gücünün yayılmasına dayalı, egemenliğini muhafaza edeceği, nüfuzlu bir ülke haline gelmesi gerektiğini düşünmektedir. Rusya son yıllarda, silahlı kuvvetlerini sayısal olarak küçültmekte, örgütsel açıdan reforma tâbi tutmakta, hazırlık pozisyonunu güçlendirmekte, yeni donanımların alınması dahil olmak üzere, silahlı kuvvetlerini modernize etmekte ve özellikle deniz ile hava kuvvetlerini küresel görevlere sevk etmektedir. Rusya, Uzak Doğu da da, geniş çaplı askeri harekâtlar gerçekleştirerek, deniz ve hava unsurlarının katıldığı aktif operasyonlarını sürdürmektedir. - Amerikan Silahlı Kuvvetleri, bölgesel istikrarı sağlamada son derece önemli olmaya devam etmektedir. Japonya ve Avustralya, Güney Kore gibi diğer ülkeler ABD yle ikili ittifaklar ve dostane ilişkiler tesis etmiş, ayrıca topraklarında Amerikan kuvvetlerinin konuşlanmasına izin vermişlerdir. Amerikan Silahlı Kuvvetleri, son zamanlarda bölgedeki mevcudiyetini güçlendirmeye yönelik adımlar atmıştır. 3/46

- Bunların yanı sıra, son yıllarda, bölge ülkelerinin savunma alanında ikili görüş alışverişinde bulunmalarında yönelik fırsatlar da artmıştır. ASEAN Bölgesel Forumu, ASEAN Savunma Bakanları Artı Toplantıları(ADMM+) 3, sivil toplum örgütlerince düzenlenen ve ilgili savunma bakanlarının da katıldığı konferanslar gibi çok taraflı güvenlik diyalogları ve ikili ve çok taraflı askeri harekâtlar düzenlenmektedir. Ülkeler arasında bu türlü çok katmanlı yaklaşımları teşvik etmek ve geliştirmek de bölgede güvenliğin temini açısından önemlidir. - 2011 2013 arası dönemde, Asya-Pasifik bölgesinin güvenliğinde etkili olan ABD, Çin, Rusya ve Güney Kore gibi ülkelerde genel seçimler ve siyasi yönetimlerde değişiklikler gerçekleşmiştir. Çeşitli ve karmaşık iç sorunlarla karşı karşıya bulunan bu yeni rejimlerin güvenlik stratejileri ve askeri duruşları ile bölgedeki ve uluslararası toplumdaki meseleler ile istikrarsızlık faktörlerini nasıl ele aldıkları yakından izlenecektir. * Uluslararası Toplumdaki Başlıca Güvenlik Meseleleri - Son yıllarda, deniz, uzay ve siber uzay gibi Küresel Orta Varlıklar a (Global Commons) 4 istikrarlı erişime yönelik riskler yeni güvenlik sınaması haline gelmiştir. Askeri bilimdeki ilerlemeler ve bilgi iletişim teknolojilerindeki hızlı gelişmeler göz önüne alındığında, uzay ve siber uzay gibi alanlardaki faaliyetler, milli güvenlik ve halkların yaşamları için temel unsur haline geldiğinden, güvenlik perspektifinden bakıldığında bu konular daha fazla ilgili çekmeye başlamıştır. Bunun yanı sıra, deniz trafiğinin emniyetinin sağlanmasına da daha fazla ilgi gösterilmektedir. Bu çerçevede, son yıllarda pek çok ülke, siber saldırılarla mücadele etmek üzere somut girişimlerde bulunmakta; korsanlıkla mücadelede ise uluslararası toplum Somali kıyıları ve Aden Körfezi nde donanma görevlendirmektedir. - KİS ve balistik füzeler, uluslararası toplum için önemli bir tehdit oluşturmaya devam etmektedir. Bilhassa, nükleer silahların ve balistik füzelerin Kuzey Kore tarafından yayılması ve KİS nın uluslararası terör örgütleri gibi devlet dışı aktörler tarafından elde edilmesi konusundaki endişeler devam etmektedir. Bunun yanı sıra, İran ın nükleer programına ilişkin görüşmelerde hiçbir ciddi ilerleme kaydedilememiş ve İran uranyum zenginleştirme programını geliştirmiş, hatta genişletmiştir. Bununla birlikte, yeni START ın ABD ile Rusya arasında Şubat 2011 de yürürlüğe girmesi gibi, nükleer yayılmanın önlenmesi ve silahsızlanmaya yönelik bazı olumlu gelişmeler de yaşanmıştır. - Dünya çapında faaliyet gösteren uluslararası terör örgütlerinin şubeleri, bölgesel terör örgütleri ve bunların ideolojilerine sempati duyan bireyler faaliyetlerini sürdürmektedir. Bunlar, Usama bin Laden in öldürülmesinden sonra dahi uluslararası toplum için tehdit oluşturmaya devam etmektedir. Ayrıca, Kuzey Afrika ve Ortadoğu daki yönetim kapasitesi bakımından kırılgan 3 ASEAN ülkeleri Savunma Bakanları ve ASEAN Diyalog Ortakları (Avustralya, Kanada, Çin, AB, Hindistan, Japonya, Yeni Zelanda, Rusya, Güney Kore ve ABD) ASEAN Savunma Bakanları Artı (ADMM+) adı altında savunma ve güvenlik konularını müzakere etmektedir. 4 Kitapta, bu terimle, bütün ulusların güvenlik ve refahının bağlı olduğu, küresel olarak paylaşılan, münhasır yetkiye tâbi olmayan topraklar ile varlıkların (entity) kastedildiği belirtilmektedir. 4/46

ülkelerin, uluslararası terör örgütlerince eylem ve eğitim üssü olarak kullanıldığına dair emareler bulunmaktadır. - Dünya genelindeki çok çeşitli, karmaşık bölgesel çatışmalar da devam etmektedir. Uluslararası toplum, özellikle Ortadoğu ve Afrika dakiler olmak üzere, bu çatışmalarla yakından ilgilenmektedir. Bunun yanı sıra, gri bölgeler olarak adlandırılan ve toprak, egemenlik ya da ekonomik menfaatlerle ilgili olup, henüz silahlı çatışmaya dönüşmeyen ihtilaflarda da artış eğilimi gözlenmektedir. Aynı zamanda, iklim değişikliğiyle bağlantılı sorunlar ve kaynakların ve enerjinin güvenliğinin sağlanmasına yönelik devlet arası rekabet daha da somutlaşarak, bölgesel ihtilaflara yol açtıkça, bu konuların küresel güvenlik ortamını etkileyecek yeni faktör olduğuna dair işaretler alınmaktadır. Ayrıca, silahlı kuvvetler, geniş çaplı felaketlere ve bulaşıcı hastalıklara müdahale gibi, çok çeşitli görevler de üstlenebilmektedir. 1. Bölüm: Ülkelerin Savunma Politikaları * ABD - Mukayeseli nüfuzu değişse de, ABD dünyada barış ve istikrarın sağlanmasında en büyük rolü oynamaya devam etmekte ve bu ülkenin güvenlik ve savunma politikalarındaki eğilimler Japonya dahil pek çok devleti önemli ölçüde etkilemektedir. - Obama Yönetimi, Ocak 2012 de, ABD nin ulusal güvenlik stratejisinin odağında Asya-Pasifik bölgesinin bulunduğunu belirten yeni bir Savunma Stratejik Rehberi yayımlamıştır. Aynı yılın Kasım ayında yeniden seçilen Başkan Obama, ilk yurt dışı ziyaretlerini Tayland, Myanmar ve Kamboçya ya gerçekleştirerek, ikinci görev döneminde de bölgeye verdiği önemin devam edeceğini göstermiştir. - Öte yandan, ABD bütçesinde son yıllarda yükselen açığın savunma harcamalarında önemli miktarda kesintiye gidilmesini gerektirmesi neticesinde, Savunma Bakanlığı, Ocak 2012 de savunma bütçesinde 10 yıllık bir süre için 487 milyar ABD Doları tutarında indirim öngörüldüğünü açıklamıştır. İlâveten, savunma harcamaları dahil, kamu harcamalarında zorunlu kesinti öngören uygulama da Mart 2013 te yürürlüğe girmiştir. Savunma harcamalarındaki zorunlu kesintinin ABD nin savunma stratejilerini ve güvenlik politikalarını nasıl etkileyeceği dikkatle izlenmektedir. - ABD, Savunma Stratejik Rehberi ndeki politikalar çerçevesinde, Asya-Pasifik bölgesindeki mevcudiyetini güçlendirmektedir. Nitekim, Başkan Obama ile Avustralya Başbakanı Gillard, Kasım 2011 de, ABD-Avustralya kuvvet pozisyonu girişimlerini ilan etmişlerdir. Bu kapsamda, Amerikan deniz piyadelerinin Darwin ve Kuzey Avustralya da 6 aylık sürelerle rotasyonel konuşlandırılmaları, böylelikle Avustralya Savunma Kuvvetleri yle müşterek tatbikat ve eğitim yapmaları; ayrıca Amerikan Hava Kuvvetleri ne bağlı uçakların rotasyonunun artırılarak Avustralya Hava Kuvvetleri yle daha fazla eğitim ve tatbikat yapmalarının sağlanması öngörülmüştür. Rotasyonel konuşlandırılmalara ilişkin başka bir örnek de, Amerikan kıyı koruma savaş gemilerinin Singapur da görevlendirilmeleridir. Ayrıca, dönemin Savunma Bakanı Panetta, 5/46

Pasifik ve Atlantik teki savaş gemilerinin durumunun bugünkü 5:5 oranından 6:4 şeklinde değiştirileceğini ve Asya-Pasifik bölgesindeki ortak tatbikatların sayıca artırılarak, kapsamının genişletileceğini duyurmuştur. - ABD nin Asya-Pasifik bölgesine odaklanması sadece müttefiklerini ve ortaklarını kapsamamakta, Çin i de içermektedir. Dönemin Savunma Bakanı Panetta, bölgede barış ve istikrarı sağlamak için Çin le de askeri ilişkiler kurulması gerektiğini belirtmiş ve Çin i 2014 yılı Pasifik Kıyıları Tatbikatı na davet etmiştir. * Kore Yarımadası - Kuzey Kore Kuzey Kore, ideoloji, siyaset, askeri meseleler ve ekonomi gibi bütün alanlarda güçlü bir sosyalist devlet inşa edilmesini savunmakta ve bu amacına erişmek için önce silahlı kuvvetler politikası izlemektedir. Bu bağlamda, ciddi ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya bulunmasına ve başta gıda olmak üzere kaynak tedariki alanında uluslararası topluma bağımlı olmasına karşın, askeri yeteneklerini ve harbe hazırlık konumunu güçlendirmektedir. Resmi açıklamalara göre, 2013 yılında Kuzey Kore nin savunma bütçesinin genel bütçe içindeki payı % 16 ise de, bunun gerçek savunma harcamalarının sadece bir küçük bir bölümüne karşılık geldiği düşünülmektedir. Kuzey Kore nin nükleer meselesinin Japonya nın ulusal güvenliğine ciddi etkisi bulunmaktadır ve konu KİS nın yayılmasının önlenmesi bakımından uluslararası camia açısından da önemli bir sorundur. Kuzey Kore nin balistik füzeleri meselesi, nükleer meselesiyle birlikte, geliştirme yeteneği, transfer/yayılma açılarından, daha gerçek ve acil bir sorun haline dönüşmüştür. Kuzey Kore nin nükleer silah programına ilişkin detaylar büyük oranda belirsizdir. Plütonyum açısından, Kuzey Kore pek çok defalar bu maddeyi ürettiğini ve çıkarttığını açıklamıştır. Hatta Haziran 2009 da yeni çıkartılan plütonyumun tamamının silah yapımında kullanılacağını ilan etmiştir. Yüksek düzeyde zenginleştirilmiş uranyum açısından ise, Kuzey Kore bu maddeyi hafif su reaktörlerine yakıt için kullandığını, dolayısıyla nükleer enerjinin barışçıl kullanımı kapsamında olduğunu iddia etmektedir. Kuzey Kore nin nükleer silah programının bir parçası olarak, bir nükleer silahı balistik füzeye yüklemeye çalıştığına inanılmaktadır. Bir nükleer silahın balistik bir füzeye yüklenebilecek kadar küçültülmesi, yüksek düzeyde teknolojik kapasite gerektirmektedir. Bununla birlikte ABD, SSCB, İngiltere, Fransa ve Çin in bu teknolojiye daha 1960 lı yıllarda sahip oldukları göz önüne alındığında, Kuzey Kore nin de kısa bir süre içinde nükleer silahları minimize etme ve nükleer savaş başlığı elde etme teknolojisine erişmesi ihtimali göz ardı edilmemelidir. Kuzey Kore nin aşırı derecede kapalı bir rejim olması ve kimyasal ve biyolojik silah geliştirmeye yönelik pek çok materyal, donanım ve teknolojinin kamuflaj amacıyla hem askeri, hem de sivil alanda kullanılması nedeniyle, bu ülkenin biyolojik ve kimyasal silah kapasitesine ilişkin net bilgiler bulunmamaktadır. Bununla birlikte, Kuzey Kore nin belli bir 6/46

düzeyde biyolojik silah üretme üssüne sahip olduğuna inanılmakta; ayrıca kimyasal savaş maddesi (kimyasal ajan) üretme tesislerinin ve önemli miktarda kimyasal savaş maddesi cephanesinin bulunduğu da tahmin edilmektedir. Kuzey Kore nin sahip olduğu balistik füze teknolojisinin detayları da bilinmemektedir. Kuzey Kore, askeri kapasitesini güçlendirmenin yanı sıra, siyasi ve diplomatik mülahazalar ve ülkeye döviz girişi sağlamak gibi nedenlerle balistik füze geliştirmeye büyük önem vermektedir. Ülkenin elindeki balistik füzeler; Scud (Ortadoğu ülkelerine ve diğer ülkelere ihraç etmiştir), Nodong (1300 km. menzili olduğu ve Japonya nın neredeyse her bölgesine ulaşabileceği değerlendirilmektedir.), Taepodong-1 (1500 km. menzili olduğu tahmin edilmektedir.), Musudan (2500-4000 km. menzilinin bulunduğu ve Japonya nın tüm bölgelerinin yanı sıra, Guam a ulaşabileceği tahmin edilmektedir.) ve Taepodong-2 (iki katlı tipinin 6000 km., üç katlı tipinin ise 10.000km den fazla menzile sahip olduğu tahmin edilmektedir.) dir. Kuzey Kore nin Taepodong-2 tipi bir füze kullandığı, Aralık 2012 deki balistik füze fırlatışı, bu ülkenin menzil genişletme teknolojisini kayda değer ölçüde geliştirdiğini göstermiştir. Bu kapsamda, Kuzey Kore ABD anavatanının orta ve batı bölgelerine erişebilecek uzun menzilli balistik füze geliştirilebilecektir. Kuzey Kore nin balistik füze alanındaki hızlı ilerleyişi, bu ülkenin çeşitli materyal ve teknolojileri dışarıdan satın aldığı izlenimi uyandırmaktadır. Büyük ölçüde kara kuvvetlerinden oluşan Kuzey Kore Silahlı Kuvvetleri nin mevcudu yaklaşık 1,2 milyon kişidir. Kuzey Kore Silahlı Kuvvetleri nin, eskimiş donanımlarına karşın, yeteneklerini ve operasyonel hazırlıklarını güçlendirdiğine inanılmaktadır. Ülkede, istihbarat toplanmasından, sabotaj ve gerilla savaşına kadar çok çeşitli operasyonları yönetebilecek, yaklaşık 100.000 mevcutlu özel operasyon kuvvetleri de bulunmaktadır. Kuzey Kore nin yeraltında pek çok askeri tesisinin olduğu da sanılmaktadır. Kuzey Kore Silahlı Kuvvetleri nin 2/3 sinin Güney Kore ile arasındaki askersizleştirilmiş bölge boyunca konuşlandırıldığı düşünülmektedir. Ülkenin iç durumuna bakıldığında, 2011 de iktidara gelen Kim Jong-un yönetiminin işleri belli ölçüde rayına oturttuğuna inanılmaktadır. Bununla birlikte, yoksul ile zengin kesimler arasındaki eşitsizliklerin büyümesi ve dışarıdan bilgi akışı gibi faktörlerin etkisiyle sosyal kontrol ve rejimin istikrarına ilişkin bazı endişeler de bulunmaktadır. Ekonomik bakımdan ise, ülke son yıllarda kronik durgunluk, enerji ve gıda kıtlığıyla karşı karşıyadır. Bu durumun oluşmasında, sosyalist planlı ekonomik sisteminin kırılganlığının yanı sıra, Soğuk Savaş ın sona ermesinden sonra SSCB ve Doğu Avrupa ülkeleriyle ekonomik işbirliğinin daralması da etkili olmuştur. Kuzey Kore hâlâ dış ülkelerden gelen gıda yardımlarına bağımlı görünmektedir. Halihazırda Çin, Kuzey Kore nin en büyük ticaret ortağıdır. İki ülke arasındaki ticaret 2012 yılında rekor düzeye ulaşarak, Kuzey Kore nin toplam dış ticaretinin % 70 ini teşkil eder hale gelmiştir. Kuzey Kore nin Çin e bağımlılığının her geçen yıl arttığına işaret edilmektedir. Çin, Kuzey Kore nin nükleer meselesine ilişkin olarak, Kore Yarımadası nın nükleersizleştirilmesini ve Altılı Görüşmeler e bir an önce yeniden başlanılmasını savunmaktadır. 7/46

Çin, Şubat 2013 teki nükleer denemesinin ardından Kuzey Kore yi sert biçimde kınamış; ancak aynı zamanda ilgili ülkelere soğukkanlı davranmaları çağrısında bulunarak, BMGK ya ihtiyatlı ve uygun bir tepki göstermesini önermiştir. Çin, Kuzey Kore nin Mart 2013 ten bu yana sürdürdüğü katı inatçı tutumuna da benzer tepkileri göstermektedir. Kuzey Kore nin Çin le ilişkileri izlenmeye devam edilmelidir. Rusya da Kuzey Kore nin nükleer denemelerini kınamakla birlikte, bu ülkeyle normal ticareti ve ekonomik ilişkileri engelleyecek yaptırımlar uygulanmasına karşı olduğunu açıklamaktadır. Kuzey Kore nin, İran ve Suriye gibi ülkelerle, silah ihracatı ve askeri teknoloji transferi dahil, askeri alanda işbirliği yürüttüğü bildirilmektedir. - Güney Kore Amerikan Kuvvetleri, özellikle de kara unsurları, Kore Savaşı ndaki ateşkesten bu yana Güney Kore de konuşlanmakta ve Kore Yarımadası nda geniş çaplı bir silahlı çatışmanın engellenmesinde hayati rol oynamaktadır. İki ülke, Güney Kore kuvvetlerinin öncü rol oynayacağı, Amerikan kuvvetlerinin de destek vereceği yeni bir ortak savunma sistemi geliştirmektedir. Savaş durumunda operasyonel kontrolün Güney Kore ye geçmesinin öngörüldüğü yeni sistemin, Güney Kore deki Amerikan kuvvetlerinin doğası üzerinde önemli etkileri olacaktır. Güney Kore nin savunma alanındaki hedefleri arasında Kuzey Kore yle barışçıl yollardan birleşme de bulunmaktadır. Güney Kore, önceki dönemlerde Kuzey Kore yi başlıca düşman olarak nitelendirmişse de, halen yürürlükte olan Beyaz Kitap ta Kuzey Kore rejiminin ve silahlı kuvvetlerinin düşman olarak kabul edildiğine işaret edilmektedir. 550.000 den kişiden oluşan Güney Kore Silahlı Kuvvetleri, son yıllarda deniz ve hava kuvvetlerinin modernizasyonuna odaklanmıştır. Güney Kore, Ekim 2012 de, Kuzey Kore ye karşı caydırıcılığını güçlendirmek maksadıyla sahip olduğu balistik füzelerin menzilinin 300 km den 800 km ye çıkarılmasını öngörmüştür. Buna ilâveten, füze yeteneklerinin artırılması ve füze savunma sistemi kurulması konularında da çalışmalar yapmaktadır. Güney Kore, son yıllarda askeri donanım ihracatını aktif olarak desteklemekte olup, 2012 yılında 2,35 milyar Dolarlık ekipman ihracatı gerçekleştirmiştir. Ülkenin donanım ihracatı, haberleşme elektroniğini ve deniz araçlarını da kapsayacak şekilde genişlemiştir. - Çin Çin in, kendine özgü tarihi ve yarı-sömürgeci deneyimiyle duyduğu gurur, bu ülkenin güçlü bir ulus olma isteğini şekillendirmekte ve milliyetçiliğini körüklemektedir. Uluslararası platformlarda Çin in davranışları büyük bir ilgiyle takip edilmekte olup, bu durum Çin in uluslararası toplumdaki artan mevcudiyetini göstermektedir. Çin den büyük devlet olmanın sorumluluğunu üstlenmesi, uluslararası normları kabul ederek, bunlara sadık kalması ve küresel ve bölgesel konularda daha aktif ve işbirliğine yönelik bir rol oynaması beklenmektedir. Diğer yandan Çin, başka ülkelerle ticaret dengesizlikleri, döviz kurları ve insan 8/46

hakları gibi konularda anlaşmazlıklar yaşamaktadır. Japonya dahil, etrafındaki ülkelerle çıkarlarının çatıştığı konularda, uluslararası hukuka aykırı olarak, statükoyu güç kullanmak suretiyle değiştirmeye çalışmaktadır. Çin in bu eylemleri baskıcı ve riskli olmakla eleştirilmekte ve bunların gelecekteki yöneliminden endişe edilmektedir. Çin in ülke içinde karşı karşıya olduğu sorunların (yolsuzluklar, bölgesel farklılıklar, gelir eşitsizlikleri, çevresel sorunlar vb.) giderek artması ve çeşitlenmesi karşısında, ülkenin toplum üzerindeki kontrolünü sıkılaştırması beklenmektedir. Bununla birlikte, kısmen Internet in yaygınlaşmasından dolayı, halk hareketlerini kontrol altına almanın bazı istikrarsız yönleri olabileceğine de işaret edilmektedir. Bunların dışında, Çin de Tibet ve Sincan-Uygur Özerk Bölgeleri ndeki protesto hareketlerinde olduğu gibi, etnik azınlık sorunları da bulunmaktadır. Bazı etnik azınlık unsurlarının ayrılma ve bağımsızlık yanlısı kampanyalar yürüttüğü bildirilmektedir. Xi Jinping Yönetimi nin bütün bu sorunlarla nasıl baş edeceği dikkatle takip edilecektir. Diplomatik alanda, Çin in stratejik uluslararası ortamda ve komşu ülkelerde istikrarın sürdürülmesini, dünyada çok kutupluluğun desteklenmesini ve ekonomik gelişimi için gerekli olan doğal kaynakların ve enerji tedarikinin güvenliğini amaçladığına inanılmaktadır. Askeri alanda ise, Çin Tayvan sorununa ulusal egemenliğinin temel meselesi olarak özel bir önem veriyor görünmektedir. Bugün için Çin, muhtemelen, Tayvan ın bağımsızlığını önlemek üzere askeri yeteneklerini geliştirmeyi hedeflemektedir. Bununla birlikte, son yıllarda Çin, Tayvan sorunundan başka görevler için de kapasitesini yükseltmeye çalışmaktadır. Bu bağlamda, silahlı kuvvetlerin geleneksel olmayan güvenlik alanlarında kullanımını vurgulamaktadır. Çin in, ulusal gücün artmasına paralel olarak silahlı kuvvetlerini de geliştirmeyi hedeflediği anlaşılmaktadır. Kara, deniz ve hava kuvvetlerinin yanı sıra, nükleer ve füze güçlerini de geniş kapsamlı ve süratli bir şekilde modernize eden Çin, güç projeksiyonu kapasitesinin menzilini genişletmeyi ve silahlı kuvvetlerinin uzak bölgelerde operasyon yapabilme kapasitesini artırmayı hedeflemektedir. Çin, ulusal güvenlik meseleleri hakkında iki yılda bir Beyaz Kitaplar yayınlamaktaysa da, bu konuda henüz uluslararası toplumun sorumlu bir gücünden beklenildiği kadar şeffaf değildir. Bu çerçevede, Nisan 2013 te yayımlanan Çin Silahlı Kuvvetleri nin Çeşitlenen Görevleri başlıklı Beyaz Kitap ta, seçilen sınırlı konularda detaylı bilgilere yer verilmekte, sözgelimi daha önceki belgelerde yer alan ulusal savunma harcamalarına hiç değinilmemektedir. Bu durum, bilgi verilmesi anlamında şeffaflığın azaldığına işaret etmektedir. Çin in askeri ve siyasi konulardaki karar alma sürecine ilişkin sunduğu bilgiler de yeterince şeffaf değildir. Çin in ulusal savunma bütçesi hızlı bir şekilde artmaya devam etmektedir. Çin in açıklanan nominal savunma bütçesi son 10 yılda dört kat, son 25 yılda ise 33 kat artmıştır. 2013 yılı için açıklanan ulusal savunma bütçesi 720.2 milyar Yuan dır. Bununla birlikte, açıklanan savunma bütçesinin, Çin in fiili askeri harcamalarının sadece bir bölümünü yansıttığına, sözgelimi tedarik ve araştırma geliştirme masraflarını kapsamadığına inanılmaktadır. Çin, 9/46

savunma kapasitesinin artırılmasını, ekonomik kalkınma kadar önemli bir görev olarak görmektedir. Bu çerçevede, ekonomik kalkınmasına zarar vermediği sürece savunma kapasitesinin geliştirilmesine yatırım yapacaktır. Kıtalararası, denizaltından atılan, orta ve kısa menzilli olmak üzere çeşitli tiplerde ve menzilde balistik füzeye sahip olan Çin, füzelerinin beka ve hazırlık kapasitelerini geliştirmeye ve performanslarını artırmaya çalışmaktadır. Çin, menzili 8000 km. olan JL-2 tipi denizaltından atılan balistik füzeler geliştirmekte ve bu füzeleri taşımak üzere Jin-sınıfı nükleer güçle çalışan balistik füze denizaltıları inşa etmektedir. JL-2 tipi füzelerin uygulamaya konulmasının, Çin in stratejik nükleer kapasitesini çok büyük oranda artıracağına inanılmaktadır. Çin in elindeki kısa ve orta menzilli balistik füzeleri Japonya dahil Asya-Pasifik bölgesini kapsamakta, sahip olduğu çok sayıda DF-15 ve DF-11 füzesi Senkaku Adaları dahil, Japonya nın güneybatı adalarının bir bölümünü kapsamaktadır. Uzay gelişimi alanındaki askeri ve askeri olmayan sektörleri arasındaki ilişki göz önüne alındığında, Çin in uzayı, istihbarat toplama, haberleşme ve deniz trafiği gibi askeri maksatlarla kullanmakta olması muhtemeldir. Çin, ayrıca, uydu savar silahlar ve lazer ışınları yoluyla uyduların fonksiyonlarını yerine getirmesini engelleyecek bir sistem de geliştirmektedir. Çin in siber uzayla da yakından ilgilendiği düşünülmektedir. Çin, son yıllarda, denizlerdeki faaliyetlerini nicelik ve nitelik olarak hızla artırmaktadır. Bu faaliyetlerinin bir bölümü Japonya nın kara sularını ve hava sahasını ihlal etmekte ve tehlikeli durumlar yaratmaktadır. Pasifik Okyanusu na ilerleyen Çin gemilerinin sayısı son yıllarda artmış olup, bugün rutin hale gelmiştir. Çin in, deniz kuvvetlerinin açık denizlerde konuşlandırılması kapasitesini artırmaya çalıştığı düşünülmektedir. Hava kuvvetlerinin son yıllardaki artan faaliyetlerine bakıldığında ise, Çin deniz ve hava uçaklarının Japonya ya karşı istihbarat topladıkları izlenimi edinilmektedir. Japon Hükümeti nin Eylül 2012 de Senkaku Adaları nı satın almasından bu yana, Çin gemileri Japonya nın söz konusu adalar etrafındaki kara sularını sıklıkla ihlal etmektedir. Çin, Güney Çin Denizi nde, komşularıyla ihtilafa konu olan Spratly ve Parcel Adaları ndaki faaliyetlerini de artırmıştır. Çin Deniz Kuvvetleri nin hedefleri şunlardır durdurmak. * Düşman unsurların deniz operasyonlarını Çin den mümkün olduğunca uzakta * Tayvan ın bağımsızlığını caydırmak ve engellemek. * Çin in egemenlik iddia ettiği adalarda diğer ülkelerin kontrolünü zayıflatmak. * Deniz hak ve menfaatlerini gerçekleştirmek, sürdürmek ve korumak. * Petrol ihraç güzergahlar dahil, deniz iletişim hatlarını savunmak. 10/46

Bu hedefler ve son eğilimler göze alındığında, Çin in deniz faaliyetlerinin kapsamını genişleteceği, Doğu Çin Denizi dahil Japonya nın etrafındaki sular, Pasifik Okyanusu ve Güney Çin Denizi ndeki operasyonlarını rutin uygulamalar haline getireceği düşünülmektedir. Çin Silahlı Kuvvetleri nin uluslararası askeri faaliyetlere katılımının artması, Çin in ulusal menfaatlerinin sınırlarının ötesine geçtiğinin, deniz aşırı bölgelerdeki ulusal menfaatlerini koruma ve geliştirme ihtiyacının arttığının ve uluslararası topluma karşı sorumluluklarını yerine getiren bir büyük güç olduğunu göstermek istemesinin sonuçlarıdır. Her ne kadar Çin, ileri derecede karmaşık askeri donanım ve malzemeyi Rusya gibi ülkelerden ithal ediyorsa da, askeri donanımının büyük bölümünü kendi üretmekte ve yeni ürünlere yönelik araştırma geliştirme faaliyetlerini aktif şekilde sürdürmektedir. Ekonomik büyümenin beraberinde getirdiği özel endüstri altyapısının gelişmesi, çift maksatlı teknolojilerin kullanımı ve yabancı teknolojilerin özümsenmesi sayesinde Çin ulusal savunma endüstrisi gelişmektedir. ABD-Çin ilişkilerinin istikrarlı bir şekilde sürmesi, Çin in ekonomik gelişimi açısından hayati önem arz ettiğinden, Çin in bu ülkeyle ilişkilerini istikrarlı tutmak istemeye devam edeceğine inanılmaktadır. Benzer şekilde ABD de, anlaşmazlık konularının Çin le ortak menfaatlerin bulunduğu alanlarda işbirliği yapılmasına engel teşkil etmemesi gerektiğini düşünmektedir. Bununla birlikte, Çin açısından bakıldığında, ABD nin Tayvan a silah satışı, Amerikan gemileri ve uçaklarının Çin in münhasır ekonomik bölgesindeki faaliyetleri, karşılıklı askeri değişimler konusundaki hukuki engeller ile Çin tarafında ABD ye duyulan stratejik güven eksikliği gibi faktörler ABD yle ilişkilerin daha sağlam şekilde gelişmesini engellemektedir. ABD, Senkaku Adaları krizinde, söz konusu adaların ABD-Japonya Güvenlik Antlaşması kapsamına girdiğini belirtmiştir. Halihazırda Rusya, Çin in en büyük silah tedarikçisidir. İki ülke, çok kutupluluğun teşvik edilmesi ve yeni bir dünya düzeninin kurulması konularında hemfikirdir. Ayrıca, kaynak/enerji arzı dahil ekonomik güdüler, son yıllarda iki ülke arasındaki iyi ilişkilerin itici gücüdür. Çin in Kuzey Kore üzerinde diğer ülkelerden daha fazla nüfuzu olduğuna inanılmakta ve uluslararası toplum Çin den bu ülkenin nükleer sorununun çözülmesinde aktif rol oynamasını beklemektedir. Bununla birlikte Kore Yarımadası nda ortaya çıkacak bir istikrarsızlıktan endişe duyan Çin, Kuzey Kore ye karşı sert bir tutum takınmaktan kaçınmaktadır. Çin in, Güney Asya ülkeleri arasında, özellikle Mynamar la ilişkileri oldukça iyi düzeydedir. Çin, Mynamar ın petrol ve doğal gaz boru hatları, limanlar ve demiryolları gibi alt yapısının geliştirilmesine katkıda bulunmaktadır. Bazı uzmanlar, Çin in Myanmar a ilgisini, bu ülkenin Çin in Hint Okyanusu na erişimi açısından en kısa yol olmasına bağlamaktadırlar. Çin, Orta Asya ülkelerinin siyasi istikrarı ve radikal İslamcı terör örgütlerinin faaliyetleri gibi güvenlik durumuyla yakından ilgilenmekte olup, Çin in ŞİÖ ne katılımı bu 11/46

endişelerinin bir göstergesi olarak yorumlanmaktadır. Zira, Sincan-Uygur Özerk Bölgesi, Orta Asya bölgesinin yanı başındadır ve bölge halkları arasında canlı bir ilişki söz konusudur. Orta Asya ayrıca, Çin in enerji ve doğal kaynaklarını çeşitlendirmesi bakımından da önem taşımaktadır. Deniz iletişim hatlarının küreselleşen Çin ekonomisi için önemi arttıkça, Hint Okyanusu na çıkışından ötürü, Pakistan ın Çin nezdindeki önemi de artmaktadır. Öte yandan Çin, Hindistan la ilişkilerini de, hem ekonomik büyümesinin gereği, hem de ABD-Hindistan ilişkilerinin gelişmesine tepki olarak geliştirmektedir. Çin, Ortadoğu ve Afrika ülkeleriyle ilişkilerini ekonomik menfaatler odaklı geliştirmekte ve bu bölgelerdeki nüfuzunu artırmaktadır. Kimi çevreler, Çin in bu politikasının arkasında enerji ve doğal kaynak arzı ile gelecekteki deniz aşırı üslerini güvence altına alma niyetinin bulunduğunu düşünmektedir. Çin silah sanayinin başlıca alıcılarının Pakistan, İran ve Bangladeş olduğu; Çin in ayrıca Namibya, Mısır, Cezayir, Sudan, Venezuela ve Peru gibi ülkelere de silah transfer ettiği belirtilmektedir. Bazı uzmanlar, Çin in müttefikleriyle stratejik ilişkilerini geliştirmek, uluslararası toplumdaki nüfuzunu artırmak, enerji ve doğal kaynak arzını güvence altına almak için silah transferleri yaptığını ileri sürmektedir. Çin in demokrasi ve insan hakları konularında sorunları olan ülkelere silah sattığına da dikkat çekilmektedir. - Rusya Rusya, yeniden dirilme ve güçlenme aşamalarını tamamladığını ilan etmesine ve gündemini müreffeh bir Rusya inşa etmek olarak belirlemesine karşın, egemenliğini muhafaza eden nüfuzlu bir devlet olması gerektiğini ifade etmektedir. Rusya, kaynak bağımlı ekonomiden kurtulma, Rus geleneklerine uygun demokratik bir siyasi sistem tesis etme ve yolsuzlukları ortadan kaldırma gibi bir dizi modernizasyon gerçekleştirmesi gerektiğini kabul etmektedir. Rusya, 1997 yılında başlattığı geniş kapsamlı askeri reform alanında, küçültme, modernizasyon ve profesyonelleşme olmak üzere üç hedefe yönelmiştir. Bu bağlamda, 2016 yılına kadar askeri kuvvetlerdeki personel sayısının 1 milyona indirilmesi planlanmaktadır. Nükleer güç alanında, Rusya nın ani hazırlık seviyesini korumaya çalıştığına inanılmaktadır. Öte yandan Rusya nın, içlerinde 5. nesil savaş uçakları ve Mistral tipi amfibi taarruz gemilerinin de bulunduğu yeni donanımlar geliştirme, tedarik etme ve konuşlandırma planlarının yakından izlenmesi gerekmektedir. Rusya nın ekonomik ve sosyal gelişiminden etkilenebilecek bazı belirsiz unsurlar, Rus Silahlı Kuvvetleri nin geleceğini de etkileyecek olup, bu eğilimlerin takip edilmeye devam edilmesi gerekmektedir. Rusya nın Uzak Doğu daki bugünkü askeri varlığı, zirve noktasında olduğu dönemle karşılaştırıldığında çok daha azdır. Bununla birlikte, nükleer güçler dahil olmak üzere, askeri kuvvetlerin kayda değer bir bölümü bu bölgede kalmaya devam etmektedir. Rusya nın, Japonya nın yakın çevresindeki askeri operasyonları giderek daha aktif olacak görünmektedir. Öte 12/46

yandan, büyük ölçüde savunma görevi icra eden bir Rus tümeni, Japonya nın doğal parçasını olan Kuzey Toprakları nda konuşlanmaya devam etmektedir. Bölgede Rus tankları, zırhlı araçları, çeşitli tipte silah ve mühimmat ile hava füzelerine karşı sistemler (anti-air misilles) de bulunmaktadır. Konunun, yakın zamanda çözüme kavuşturulması ümit edilmektedir. Rusya, çok yönlü dış politikası çerçevesinde, Asya-Pasifik bölgesinin önemini kabul etmektedir. Bölge, aynı zamanda, Sibirya nın ve Rus Uzak Doğusu nun kalkınması, terörizmle mücadele ve güvenlik açısından da Rusya için önem taşımaktadır. Mayıs 2012 de Devlet Başkanı Putin tarafından imzalanan dış politika direktifinde, Rusya nın Japonya, Güney Kore, Çin, Hindistan ve Vietnam gibi bölge ülkeleriyle ilişkilerini geliştirmeye çalışacağı kaydedilmektedir. Rusya, sadece askeri endüstrisinin alt yapısını sürdürmek için değil, aynı zamanda ekonomik fayda sağlamak ve daha iyi bir dış politika izlemesine yardımcı olmak açısından da, silah ihracatına büyük önem vermektedir. Rusya, askeri endüstrisini, ulusal askeri örgütlenmesinin bir parçası olarak görmekte ve geliştirmeye çalışmaktadır. Rusya; Hindistan, ASEAN üyeleri, Çin, Cezayir ve Venezuela gibi ülkelere jet uçakları ve savaş gemileri ihraç etmektedir. - Güneydoğu Asya Güneydoğu Asya, Malakka Boğazı gibi, Pasifik ve Hint Okyanusu arasındaki trafik bağlantısı bakımından kilit önem taşıyan bölgeleri kontrolü altında tutmaktadır. Bölge, Japonya açısından önemlidir. Bölge ülkeleri son dönemde ekonomik kalkınmalarını farklı seviyelerde gerçekleştirmişlerdir. Ekonomik gelişmişlik, hem bölge ülkelerinin kendi aralarındaki, hem de dış dünyayla olan karşılıklı bağımlılık ilişkisini derinleştirmiştir. Bununla birlikte, bölgede Güney Çin Denizi ndeki ihtilaflar, etnik azınlık meseleleri, ayrılıkçı ve bağımsızlık yanlısı hareketler, radikal İslami gruplar ve korsanlık faaliyetleri gibi istikrarsızlık unsurları da varlığını sürdürmektedir. Bu sorunlarla baş edebilmek için, bölge ülkeleri sadece klasik anlamda ulusal savunmaya değil, aynı zamanda yeni tehditlerle mücadeleye yönelik olarak da yeterli düzeyde silahlı kuvvetler tesis etmeye çalışmaktadır. Bu ülkeler, son yıllarda, ekonomik kalkınmanın sağladığı destekle, savunma bütçelerini artırmakta ve başta hava ve deniz kuvvetleri olmak üzere, silahlı kuvvetlerini modernize etmektedirler. Bölge ülkelerinin kendi aralarındaki hassas ilişkiler, Çin in artan nüfuzu ve bölgesel güvenlik kurumlarının sınırlı etkinliğini de bölgede devam eden askeri modernizasyonun arkasındaki faktörlerdendir. Güney Çin Denizi ndeki egemenlik ihtilafları (Spratly ve Paracel Adaları ihtilafları) 5, uluslararası toplumun bütünü açısından endişe kaynağıdır ve bölgenin barış ve istikrarıyla doğrudan bağlantılıdır. İlgili ülkelerin egemenlik iddiaları giderek artmakta ve bazen güç kullanıldığı durumlara rastlanmaktadır. - Güney Asya Hindistan 5 Halihazırda Spratly Adaları üzerinde Çin, Tayvan, Vietnam, Filipinler, Malezya ve Brunei; Paracel Adaları üzerinde ise Çin, Tayvan ve Vietnam hak iddia etmektedir. 13/46

Hindistan, çeşitli tiplerde balistik füzelerin geliştirilmesini ve konuşlandırılmasını teşvik etmektedir. Nitekim son yıllarda başarılı füze fırlatmaları gerçekleştirmiştir. Hindistan ın 8000-10.000 km. menzilli Agni 6 füzelerini geliştirmeye başladığı bildirilmektedir. Dünyanın en büyük silah ithalatçısı konumuna gelen Hindistan ın en büyük silah tedarikçisi Rusya dır. Hindistan ın Rusya nın savunma sanayi ihracatında % 30 dan fazla payı bulunmaktadır. 2009 yılında yerli nükleer denizaltısını denize indiren Hindistan, kendi uçak gemisini de inşa etmektedir. Çin in askeri profilinin komşu ülkelerdeki etkilerini bilen ve yakından izleyen Hindistan ın, kendisinin de Çin le sorunları bulunmaktadır. Bununla birlikte, iki ülke özellikle ekonomi ve enerji alanlarında olmak üzere ilişkilerini geliştirmeye çalışmaktadır. Pakistan Pakistan, ABD nin Afganistan daki terörizmle mücadelesine destek verirken, aynı zamanda ülkesindeki artan Amerikan aleyhtarlığı ve radikal İslamcıların terör eylemleri gibi konularla da mücadele etmektedir. Pakistan, ABD nin Pakistan topraklarında gerçekleştirdiği insansız hava uçakları operasyonlarına son vermesi çağrısında bulunmakta, ABD de Pakistan ı Afganistan daki radikal Müslüman unsurlara güvenli bölge teşkil etmekle suçlamakta olup, iki ülke arasındaki ilişkilerin seyri dikkatle izlenmektedir. Pakistan, nükleer savaş başlığı taşıyabilen balistik füzeler ve cruise füzeleri geliştirmek konusunda aktif şekilde ilerlemekte olup, son yıllarda bir dizi başarılı deneme fırlatışı gerçekleştirmiştir. Dünyanın en büyük üçüncü silah ithalatçısı olan Pakistan ın başlıca tedarikçileri Çin ve ABD dir. - Avustralya Avustralya, Hint-Pasifik bölgesindeki değişimlerin ve bölgede ortaya çıkmakta olan mimarinin kendi güvenlik ortamını ciddi ölçüde etkilediğinin bilincindedir. Bu çerçevede, önümüzdeki on yıllarda, kendi stratejik ortamını en çok etkileyecek olan faktörün ABD-Çin ilişkileri olacağını ve ABD nin bölgeye yönelik taahhütleri ile Çin in yükselişinin bu ilişkinin seyrini belirleyeceğini düşünmektedir. Uzun yıllardır müttefiki olan ABD ile ilişkilerinin giderek genişlediği Çin arasında bir tercih yapmasının gerekmediği kanaatinde olan Avustralya, bu ülkelerin de kendisinden böyle bir tercihte bulunmasını beklemediğine inanmaktadır. Avustralya, ABD yle ittifakının ulusal stratejisi ve güvenlik düzenlemelerinin temelini oluşturduğunu, ancak Çin in yükselişini de olumlu karşıladığını, bu ülkeyi hasım olarak görmediğini ve Çin in savunma kapasitesinin genişlemesi ve askeri modernizasyonunun bu ülkenin ekonomik büyümesinin doğal ve meşru sonucu olduğunu belirtmektedir. Avustralya, en büyük yakın komşusu olarak Endonezya nın güvenlik ve istikrarına büyük önem vermekte ve bu ülkeyle savunma ve güvenlik alanlarındaki işbirliğini daha da ilerletmeyi hedeflemektedir. Avustralya, kendi güvenliğinden sonra en önemli stratejik menfaatini, Güney Pasifik ve Doğu 14/46

Timor un güvenli olması olarak belirlemekte ve bu bölgenin Avustralya ya yönelik tehdit kaynağı haline gelmesini önlemeye ve düşmanca niyetleri bulunan büyük güçlerin bu bölgede üsler kurarak, kendisine karşı güç projeksiyonunda bulunmamasını garanti altına almaya çalışmaktadır. - Avrupa NATO, üye ülkelerin savunma bütçelerinin azalmasına ve askeri kapasite bakımından aralarındaki farkın derinleşmesine paralel olarak, akıllı savunma konseptini öne çıkarmaktadır. Söz konusu konsept, daha az kaynak kullanmak ve çok uluslu koordinasyon suretiyle daha fazla güvenlik tesis etmeyi amaçlamakta olup, önceliklendirme, uzmanlaşma ve çok uluslu işbirliği temelleri üzerine oturmaktadır. AB cephesinde ise, üye ülkelerin savunma bütçelerinde kesintiye gitmeleri ve kendi aralarındaki kapasite farkı nedeniyle, havuzlama ve paylaşma konsepti öne çıkmaktadır. İngiltere Askeri personel sayısının ve büyük donanımların azaltılması, silahlı kuvvetlerin tedarik planlarının bütçe baskısı nedeniyle gözden geçirilmesi, siber güvenlik ve terörizm gibi tehditlerle mücadele maksadıyla askeri kuvvetlerin uzmanlaşmış ve esnek bir yapıya kavuşturulması, ayrıca tercihli tahsisler yoluyla modernize edilmesi öngörülmektedir. Diğer yandan, aktif personel sayısının azaltılmasının öngörülmesine karşın, rezerv kuvvetlerin sayısının ve rolünün artırılması planlanmaktadır. Almanya Almanya, Soğuk Savaş ın sona ermesinden bu yana, silahlı kuvvetlerinin sayısında büyük miktarlarda indirime gitmesine karşın, kuvvetlerinin deniz aşırı bölgelerde görevlendirilmelerinin kapsamını giderek genişletmektedir. Bu kapsamda, savunma güçlerini, çatışmaların önlenmesi ve risk yönetimi gibi çoklu sorumlulukları, NATO, AB ve BM gibi çok uluslu örgütler çerçevesinde yerine getirecek şekilde yeniden düzenlemektedir. Fransa Önümüzdeki 15 yılda stratejik ortamda meydana gelebilecek değişikliklere karşı, istihbarat, nükleer caydırıcılık, koruma, önleme ve konuşlandırma mekanizmalarının kombinasyonunu kullanmayı öngören Fransa, AB nin savunma kapasitesinin güçlendirilmesinde öncü rol oynadığını ileri sürmektedir. Mali sıkıntılar nedeniyle, silahlı kuvvetlerde 2019 yılına kadar 24.000 kişinin daha işten çıkarılması ve çok taraflı işbirliği suretiyle maliyetin azaltılması planlanmaktadır. 2. Bölüm: Uluslararası Toplumdaki Konular * Siber Güvenlikle İlgili Eğilimler İnternetle ilişkili teknolojiler sürekli olarak gelişmekte, siber saldırılar da günden güne daha karmaşık hale gelmektedir. Siber saldırıların nitelikleri aşağıda sıralanmıştır: - Çeşitlilik: Saldırganların, yöntemlerin, amaçların ve saldırı şartlarının çeşitliliği. 15/46

- Anonimliği: Saldırganların kimliklerini gizlemelerinin kolaylığı. - Dikkati Çekmeden Gerçekleştirme: Saldırıların varlığının tespitinin, hatta zararın oluştuğunun belirlenmesinin güçlüğü. - Saldırganların Avantajları: Saldırı araçlarına kolaylıkla erişim ve yazılım zayıflıklarının tamamen giderilmesinin güçlüğü. - Caydırıcılığın Güçlükleri: Karşı saldırılar ve savunma tedbirleriyle ancak sınırlı düzeyde caydırıcılığın sağlanabilmesi. Silahlı kuvvetlerin bilgi ve iletişim ağlarına bağımlılığı göz önüne alındığında, siber saldırılar, asimetrik strateji olarak kabul edilmektedir. Pek çok ülkenin silahlı kuvvetleri siber uzaydaki savunma kapasitelerini geliştirmektedir. Diğer ülkelerce gerçekleştirilen bilgi ve iletişim ağlarına yönelik sızmaların istihbarat toplama maksatlı olduğuna dikkat çekilmektedir. Aralarında Halkın Kurtuluşu Ordusu (HKO) nun, istihbarat ve güvenlik kurumlarının da bulunduğu Çinli örgütlerin ve özel hackerların siber saldırılara karıştığına dikkat çekilmektedir. Çin in siber uzayla yakından ilgilendiği, HKO nun, eğitim amaçlı bir siber birim kurduğu, ayrıca HKO ve güvenlik kurumlarının bilgi teknolojileri şirketleri personellerini ve özel hackerları kiraladığı bildirilmektedir. Japon Hükümeti nin Eylül 2012 de, Senkaku Adaları nı satın alma kararı almasının ardından, Japonya mahkemelerine, idari kurumlarına ve üniversite hastanelerinin web sitelerine yönelik siber saldırılar gerçekleştirilmiştir. * KİS nın Transferi ve Yayılması Teröristler başta olmak üzere, geleneksel caydırıcılık unsurlarının daha az etkin olduğu devlet dışı aktörlerin KİS nı elde etme ve kullanmaları ihtimali endişe kaynağı olmaya devam etmektedir. Özellikle, maliyeti nispeten düşük olan ve yapımında çift kullanımlı malzeme ve teknolojilerin kullanılmasından ötürü gizlenmesi kolay olan biyolojik ve kimyasal silahlar asimetrik saldırı yolları arayan devletlere ve devlet dışı aktörlere cazip gelmektedir. Öte yandan, son yıllarda, balistik füze tehditlerine ilâveten, yayılma potansiyeli bulunan bir silah olarak cruise füzelerine yönelik ilgi de artmıştır. Pek çok ülke, balistik füzelerle mukayese edildiğinde üretimi daha ucuz, idamesi de kolay olan cruise füzelerini üretmekte ya da modifiye etmektedir. Cruise füzelerinin, isabet oranının daha yüksek ve seyir sırasında tespit edilmelerinin daha zor olduğu; ayrıca balistik füzelerden küçük oldukları için bir gemiye gizlice yüklenebileceği ve KİS başlığı taşımaları halinde çok ciddi tehdit teşkil edebilecekleri de belirtilmektedir. Pakistan ın, uranyum zenginleştirme programı dahil, nükleer teknolojisinin, Dr. A. Han ve diğer bilim adamları tarafından, Kuzey Kore, Libya ve İran a transfer edildiği netleşmiştir. Kuzey Kore nin, Suriye nin gizli nükleer faaliyetlerine destek verdiğine işaret edilmektedir. Balistik füzeler de önemli oranda yayılmakta ve transfer edilmektedir. Nitekim, eski SSCB aralarında Irak, Kuzey Kore, Afganistan ve Çin in bulunduğu pek çok ülkeye Scud-Bs füzesi ihraç etmiş, Kuzey 16/46

Kore de DF-3 ve Scud füzelerini başka ülkelere ihraç etmiştir. Sonuçta önemli oranda ülke bugün balistik füzeye sahiptir. Diğer taraftan, Japonya, ham petrol ithalatının yaklaşık % 80 ni Ortadoğu bölgesinden gerçekleştirdiğinden, bu bölgenin barış ve istikrarı Japonya için kritik önem taşımakta; bu çerçevede, her ne kadar İran ve çevresinde askeri bir tırmanma ihtimaline dair emare bulunmasa da, İran ın nükleer meselesinin yakından takip edilmeye devam edilmesi gerekmektedir. * Uluslararası Terörizm İçlerinde radikal İslamcı grupların da bulunduğu terörist örgütler, özellikle siyasi durumun istikrarsız ve yönetimin zayıf olduğu ülkelerde terör eylemleri gerçekleştirmektedir. El-Kaide ve diğer radikal İslami terör örgütleriyle bağlantılı olduğu ileri sürülen örgütler, ağırlıkla Kuzey Afrika ve Ortadoğu da, aynı zamanda Güney Asya ve Güneydoğu Asya nın bazı bölgelerinde faaliyet göstermektedir. Bu örgütlerin özellikle Cezayir, Libya ve Mali de sınırları geçme kapasitesine sahip oldukları ve Libya da Kaddafi rejimin yıkılmasının ardından büyük miktarda silah ele geçirdikleri belirtilmektedir. Diğer yandan, son yıllarda, El-Kaide ya da ona bağlı unsurlarla ilişkisi bulunmayan, ancak El- Kaide nin ideolojisinden etkilenerek terörist haline gelen radikal bireylerin ya da grupların faaliyetlerine de rastlanmaktadır. Ülke içinde yetişen terörist (home-grown) olarak adlandırılan bu bireyleri şiddete yönelten ortak güdüleri tespit etmek güçse de, muhtemel güdüler dış çatışma bölgelerinin cazibesi, yaşam koşullarına ilişkin düş kırıklıkları, ABD ve Batılı ülkelerin dış politikalarına duyulan öfke ile İngilizce yapılan aşırılık yanlısı propagandadaki artış bulunmaktadır. * Karmaşık ve Çeşitli Bölgesel Çatışmalar ve Uluslararası Toplumun Yaklaşımları Afganistan ın pek çok bölgesindeki güvenlik durumu öngörülemez olmaya devam etmekte, Pakistan la sınırdaş olduğu doğu bölgesi ile güney ve güneybatı bölgelerinin güvenliği de endişe kaynağı olmayı sürdürmektedir. ISAF ın ve Afgan Ulusal Güvenlik Güçleri (ANSF) nin çabaları neticesinde saldırı kapasitesinin azaltılmasına karşın, Taliban ın Pakistan da güvenli bölgeler oluşturduğu ve terör eylemleri gerçekleştirmek üzere Afganistan a geçtiği sanılmaktadır. ISAF ın 2014 yılına kadar görevini tamamlayıp, ülke güvenliğinden tüm boyutlarıyla ANSF nin sorumlu olması planlanmaktadır. ANSF giderek hedeflenen büyüklüğe ulaşmakta ve kapasitesini artırmaktadır. Bununla birlikte, okuma yazma bilmeme, sınırlı lojistik kapasite, ANSF askerlerince koalisyon güçlerine ve polislere karşı gerçekleştirilen saldırılar gibi pek çok sorun bulunmaktadır. Uluslararası toplum, Afganistan ı 2014 yılından sonra da desteklemeye devam etme sözü vermiştir. Öte yandan, Afganistan, sadece güvenlik sorunlarıyla değil, ülkenin yeniden inşası, yolsuzluğun önlenmesi, hukuk düzeninin güçlendirilmesi, uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele ve bölgesel kalkınmanın teşvik edilmesi gibi bir dizi başka sınamalarla da karşı karşıyadır. Suriye de, aralarında El-Kaide yle bağlantılı olduğu gerekçesiyle ABD tarafından terörist örgüt olarak nitelendirilen Nusra Cephesi nin de bulunduğu muhalif güçlerin bir kısmı, Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu na katılmayı reddetmiştir. ABD ve Avrupa ülkeleri, terörist örgütlerin ellerine geçmesi ihtimalinden ötürü, muhalif güçlere silah sağlamamaktadır. Suriye Ordusu ile muhalif güçler arasındaki çatışmaların yoğunlaştığı Ekim 2012 de, Suriye topraklarından 17/46

atılan top mermilerinin Türkiye de can kaybına neden olması üzerine, Türkiye NATO dan Patriot PAC-3 füzelerinin topraklarında konuşlandırılması talebinde bulunmuş, söz konusu konuşlandırma Şubat 2013 te tamamlanmıştır. Suriye nin geleceği belirsizliğini korumaya devam etmektedir. Sudan ile Güney Sudan Cumhuriyeti arasındaki Mart 2012 den itibaren tırmanan çatışmalar, Eylül 2012 de sınır bölgesi ve petrole ilişkin anlaşmaların imzalanmasıyla sonlanmıştır. Taraflar, Mart 2013 te söz konusu anlaşmaların uygulama takvimini öngören bir belgeyi de imzalamışlardır. Bu çerçevede, içlerinde petrol ihracatının yeniden başlatılmasını ilişkin olanın da bulunduğu anlaşmaların kararlı şekilde uygulanacağı ümit edilmektedir. Darfur bölgesinde, hükümet ile muhalif güçler arasındaki çatışmalar ise barış sürecine rağmen, devam etmektedir. Hükümet karşıtı güçlerin görüşme masasına oturmayı reddetmesi ve Sudan Hükümetinin kaynak sıkıntısı, barış sürecinin hayata geçirilmesini geciktirmektedir. Mali deki geçici hükümet, köktendinci terör örgütü Ensar Din ve diğer güçlerin Ocak 2013 te ülkenin güney merkezi kısmına doğru ilerlemesi üzerine, Fransa ya ülkeye asker göndermesi çağrısında bulunmuştur. ABD ve İngiltere gibi diğer Batılı ülkeler Fransa ya ulaşım, tedarik ve bilgi desteği sağlamıştır. Fransa, görevin büyük ölçüde tamamlandığı gerekçesiyle Nisan 2013 ten itibaren güçlerini çekmeye başlamış ve 4000 civarındaki askeri gücünü 2013 yılı sonuna dek 1000 e düşüreceğini açıklamıştır. BMGK, Nisan 2013 te Mali de kilit nüfus bölgelerinde istikrarı sağlamak ve devlet otoritesini yeniden tesis etmek üzere Çok Boyutlu Entegre İstikrar Misyonun oluşturulması kararı almış; AB de Mali silahlı kuvvetlerinin eğitimi desteklemek üzere 500 kişilik bir eğitim misyonunu bölgede konuşlandırma kararı almıştır. 2. Kısım: Japonya nın Savunma Politikası ve Japonya-ABD Güvenlik Düzenlemeleri 1. Bölüm: Japonya nın Güvenlik ve Savunma Politikalarının Temel Konseptleri * Japonya nın Güvenliğine Yönelik Tedbirler Bugünkü uluslararası toplumda dışarından gelecek saldırıların diplomatik çabalar gibi sadece askeri olmayan yollardan önlenmesi mümkün değildir. Savunma kapasiteleri, Japonya nın dış saldırılara karşı kendini savunma iradesi ve kapasitesini ifade eden, ulusun en temel güvenlik garantileridir ve diğer araçlarla yerlerinin doldurulması mümkün değildir. Bu nedenle Japonya, halkın can ve mal güvenliğinin korunması ve kara, deniz ve hava alanlarının savunulmasına yönelik savunma kapasitelerinin geliştirilmesine çalışmaktadır. Japonya, aynı zamanda, Japonya yla ortak değerleri ve çıkarları paylaşan ABD yle olan ittifakını güçlendirmektedir. Japonya nın barış ve güvenliği, Japonya nın kendi savunma kapasiteleri ile Japonya-ABD Güvenlik Düzenlemeleri nin birleştirilmesiyle elde edilen kusursuz (seamless) güvenlik tedbirleri sayesinde sağlanmaktadır. Japonya, aynı zamanda, içeride Japon halkının belkemiğini güçlendirmekte ve ekonomi, eğitim gibi sektörlerde aldığı tedbirlerle güvenlik temeli inşa etmeye çalışmaktadır. Japonya nın etrafındaki güvenlik ortamının iyileştirilmesi ve Japonya ya yönelik tehditlerin ortaya çıkmasının önlenmesi perspektifinden bakıldığında, Asya-Pasifik bölgesinde savunma 18/46

kapasitesinin ve işbirliğine dayalı çabaların önemi artmaktadır. * Anayasa ve Meşru Savunma Hakkı Japon halkı kalıcı barış istemekte ve pasifizm prensibi, 9. maddesinde devletin savaş ilanı ve güç kullanma hakkından (right of belligerency) feragat etmesini öngören Anayasa da kutsal bir yer tutmaktadır. Yine de, Japonya bağımsız bir ulus olduğundan, bu hükümler, Japonya nın egemen bir devlet olarak, meşru savunmaya yönelik doğal hakkını yadsımamaktadır. Bu çerçevede Hükümet, Anayasa nın Japonya ya meşru savunma hakkını hayata geçirmesi sağlayacak asgari düzeyde silahlı güç bulundurma hakkı verdiğini düşünmektedir. Buna paralel olarak Hükümet, münhasıran ulusal savunma odaklı politikasının bir parçası olarak, Öz Savunma Güçleri ni idame ettirmekte ve bu güçleri donatmaya ve operasyonlar için hazırlıklı kılmaya devam etmektedir. Mevcut Anayasa çerçevesinde, Japonya nın, gerekli olan asgari düzeyde meşru savunma kapasitesine sahip olma izni bulunmaktadır. Öz Savunma Güçleri nin belirli silahları edinip edinemeyeceği, bu edinimlerin, ülkenin toplam askeri gücünün anayasal sınırı aşıp aşmamasına sebep olup olmadığına bağlıdır. Başka bir ülkenin kitlesel tahribatına yol açacak saldırıya yönelik silahlar, gerekli olan asgari düzeyi aşmakta ve izin kapsamının dışında kalmaktadır. Sözgelimi, Öz Savunma Güçleri kıtalararası balistik füze, uzun menzilli stratejik bombardıman uçakları ya da saldırı uçakları taşıyan gemilere sahip olamaz. Hükümet, Anayasa nın 9. maddesini, silahlı kuvvetlerin ancak aşağıdaki koşulların gerçekleşmesi durumunda, meşru savunma hakkını kullanabileceği şeklinde yorumlamaktadır: - Japonya ya karşı acil ve gayri meşru bir saldırı olması durumunda. - Saldırganla mücadelede, meşru savunmaya başvurmak dışında uygun araçların bulunmaması durumunda. - Silahlı kuvvetlerin kullanımı gerekli olan asgari düzeyle sınırlandırılması durumunda. Meşru savunma hakkı çerçevesinde, Japonya yı savunmak için gerekli asgari düzeyde kuvvetin kullanımı, mutlaka Japonya nın toprakları, deniz ve hava sahası ile sınırlı değildir. Hükümet, Anayasa nın silahlı kuvvetlerin, kuvvet kullanmak maksadıyla, diğer ülkelerin kara, hava ve deniz alanlarına gönderilmesine izin vermediği kanaatindedir. Zira, bu tür bir konuşlandırma meşru savunma için gerekli olan asgari düzeyi aşmak anlamına gelmektedir. Japonya egemen bir devlet olduğundan, uluslararası hukuk çerçevesinde, kolektif meşru savunma hakkına da sahiptir. Bununla birlikte Hükümet, bu hakkın kullanılmasının 9. maddede öngörülen gerekli asgari düzey sınırını aştığı ve kullanımına müsaade edilmediği görüşündedir. Japonya, 9. Madde çerçevesinde, güç kullanma hakkına (right of belligerency) sahip değilse de, bu hak savaş hakkı anlamına gelmemekte, daha ziyade güç kullanan ülkenin uluslararası hukuk çerçevesinde, düşman silahlı kuvvetlerine zayiat ve zarar vermesi ve düşman ülkenin topraklarını işgal etmesi gibi haklar içermektedir. Japonya da meşru savunma hakkını kullanırken, düşman 19/46

ülkenin silahlı kuvvetlerine zarar ve zayiat verebilme hakkına sahiptir. Ancak, düşman ülkenin topraklarını işgal etmek, meşru savunma için gerekli olan asgari düzeyi aştığından, izin sınırları kapsamında değildir. * Savunma Politikasının Temelleri Japonya, Anayasa çerçevesinde, 1957 yılında Ulusal Savunma Konseyi nin 6 kabul ettiği ve Hükümetçe onaylanan Ulusal Savunmanın Temel Politikası belgesine bağlıdır. Bu belge uyarınca, ulusal savunmanın amaçları; - Japonya nın doğrudan ya da dolaylı şekilde işgalinin önlenmesi, - Japonya nın işgal edilmesine sebep olabilecek uzak ihtimallerin elimine edilmesi, - Demokratik bir ulus olarak Japonya nın bağımsızlık ve barışının korunmasıdır. Söz konusu belge, bu amaçlara ulaşmada temel politikalar olarak aşağıdaki hususları sıralamaktadır: - BM nin eylemlerini desteklemek, diğer uluslarla birlikte çalışmak ve dünya barışına ulaşmayı hedeflemek. - Halkına istikrarlı bir hayat kalitesi sunabilmek için gerekli temeli oluşturmak, milliyetçiliği desteklemek ve ülkenin emniyetini güvence altına almak. - Ulusal savunma kapasitesini ulusal güç ve şartlarla uyumlu olarak geliştirmek - Japonya nın yabancı işgaline maruz kalması halinde, BM gerekli tedbirleri alıncaya dek, ABD ile güvenlik düzenlemelerine dayanmak. Japonya, Ulusal Savunmanın Temel Politikası çerçevesinde, mütevazı düzeyde bir savunma kapasitesini, diğer ülkeleri tehdit edebilecek askeri güç haline gelmeksizin, münhasıran savunmaya odaklı şekilde inşa etmekte; ayrıca silahlı kuvvetlerin sivil kontrolü ilkesine bağlı kalmakta, Nükleer Silahlara Karşı 3 İlke yi (Three Non-Nuclear Principles) 7 gözetmekte ve Japonya-ABD Güvenlik Düzenlemeleri ni sıkı sıkıya sürdürmektedir. * Ulusal Güvenlik Konseyi nin Kurulması Japonya nın etrafındaki güvenlik ortamının kötüleşmesine paralel olarak, Hükümet, kabinenin bütün üyelerinin ülkenin dış politikasının ve güvenlik sisteminin güçlendirilmesi üzerine çalışması gerektiğinin bilinciyle, dış ve güvenlik politikalarına stratejik perspektiften temel bir yön verecek Ulusal Güvenlik Konseyi nin kurulması konusunda çalışmaktadır. Başbakan Abe, ilk başbakanlığı döneminde, mevcut Güvenlik Konseyi ni esaslı şekilde gözden geçiren ve onun fonksiyonlarını üstlenecek bir Ulusal Güvenlik Konseyi kurulmasını öngören Japon Güvenlik Konseyi nin Kurulması Yasası nı ve ilgili diğer yasaları 6 Nisan 2007 tarihinde Parlamento ya sunmuşsa da, söz konusu süreç akim kalmıştır. 6 Bu Konseyin fonksiyonlarını, 1986 yılında Japonya Güvenlik Konseyi devralmıştır. 7 Söz konusu üç ilke, Japonya nın nükleer silah üretmemesini, bulundurmamasını ve nükleer silahların topraklarına girmesine izin vermemesini öngörmektedir. 20/46