MALI MÜŞAVIRLIKTE OLGU, KURAL VE ILKELERLE YÜRÜMENIN YOL HARITASI! Mali müşavirlik mesleğinde temel sorunların aşılması için sihirli tek bir formül yok. Araştırıp öğrenme, düşünüp çözümleme, sonuca bağlamak için, genel fotoğraf görülmeli olgu, kural ve ilkeler bütünüyle hareket edilmeli. Yahya ARIKAN 1 * Muhasebe mesleğinde en hayati konulardan biri nedir? diye sorulsa, inanıyorum çoğunluğun yanıtı Haksız rekabetle mücadelede yeni yaklaşım ihtiyacı olur. Gerçekten de bu doğru bir beklentidir ve kuşkusuz herkesin arzusu, mesleğimizle ilgili bütün tarafların lehine, dürüst ve bozulmamış rekabetin temin edilmesidir. Tabii ki konunun; sunumlar, tebliğler ve analizler boyutundan bağımsız olarak önemli detayları, yanı sıra önermeleri de mevcut. Esasında mesleğimiz üzerine profesyonelce kafa yoran değerli meslektaşlarımız zaman zaman konuyu gündeme getirerek her mecrada çözüm önerisinde bulunuyor ve ufuk açmaya çalışıyor. Ancak bugüne dek yaşanan pratikten anlıyoruz ki, analitik, yani çözümlemeli bir sonuca ulaşmak için önce mesleğin büyük fotoğrafını görüp 25 yıl önce neredeydik, bugün neredeyiz, yarın nereye gideceğiz üzerine kafa yormak da önem kazanıyor. DÜN NEREDEYDİK? Muhasebe mesleği, meslektaşlarımın bildiği gibi, gelir ve kurumlar vergisinde 50 li ve 60 lı yıllardaki yapılan değişiklikle daha çok önem kazanmaya başladı. Bu süreç 80 li yıllara kadar devam etti. 1984 yılına kadar, adeta mart ayından mart ayına yapılan bir meslek icra edildi. Müşteriler bir poşet içersinde faturaları getirir, meslektaşlarım da mart ayı sonuna kadar bunları tamamlardı. Hatta öyle müşteriler vardı ki, son anda faturaların yazılmasını ve beyannamelerin düzenlenmesini isterdi. Mart ayı bittiğinde de 11 ay mali tatile çıkılırdı. Ama ne zamanki 1984 yılında Katma Değer Vergisi çıktı, düzenli olarak muhasebe tutulmaya başlandı. 1 * İSMMMO Başkanı 7
1990 yılı ise; Odalarımız ve TÜRMOB un kurulmasıyla mesleğimizde önemli bir dönemeç oldu. Çünkü o yıla kadar, meslektaşımızla ilgili temel görüntü kâtip imajıydı. Eğitimler öne çıkınca, yıllar süren büyük mücadeleyle kötü imaj silinebildi. Tek düzen uygulama tebliği ise meslekte yeni bir kilometre taşı oldu. Muhasebe camiası hiçbir yerden destek almadan, ülke çapında düzenlenen eğitimlerden yararlanarak tek düzen muhasebe sistemini hayata geçirdi. Ardından enflasyon muhasebesi uygulaması geldi. Özveriyle üretilen yazılım sayesinde milyonlarca lira meslektaşın cebinde kalırken, süreç de başarıyla tamamlandı. Meslekte diğer bir önemli eşik de e-beyan sistemine geçiş. Çünkü çok kısa bir sürede bütün beyanname ve bildirimler elektronik ortamda verilmeye başlandı. Elle defter yazma döneminden, muhasebede ortak dilin kullanıldığı, her türlü bildirilerin internet üzerinden gönderilebildiği bir çizgiye gelindi. YARINLARA BAKMANIN FARKI! Anlatılan bu ana tabloya karşın, mesleğimizde gerçek ve doğru tavır ise yarınlara bakmak olmalı. Nasıl bir yarın bizi bekliyor? sorusunun yanıtı yaşamsal önemde. Bugün; yeni Ticaret Kanunu nun getirdiği kurumsal yönetim ilkelerine uyum için atılacak adımlar, kurumsallaşma, Türkiye Finansal Raporlama Standartları nı uygulama, Bağımsız Denetim benzeri konular mesleğimizin yarınlarının yeni kilometre taşlarını oluşturuyor. Artık çok net bir şekilde görülüyor ki; e-fatura ve e-defter uygulamasına geçişten sonra, gelecekte mesleğimiz, defter tutmanın yanı sıra, finansal tabloları düzenleyenler, bunları denetleyenler ve danışmanlık yapanlar çizgisinde şekillenecek. Finansal raporlamada, denetimde ve çeşitli danışmanlık alanlarında uzmanlaşma ise kaçınılmaz bir şekilde ajandamızı oluşturmaya aday. Çünkü uzmanlaşma, bilgiyi üretmenin yanı sıra bilgiyi yönetme becerisine de sahip olmak demek. Ve bugün muhasebe dışındaki yeni iş alanlarının sayısı hiç azımsanacak gibi değil. Bunlar ilk ağızda şöyle sayılabilir: Entegre Raporlama Şirket Değerlemesi Derecelendirme 8 MART - NİSAN
İç Denetim Adli Muhasebe Strateji Yönetimi Maliyet Muhasebesi Yönetim Muhasebesi Sorumluluk Muhasebesi Sosyal Muhasebe - Çevre - Karbon Finans Matematiği KURUMSALLAŞMA ZORUNLULUĞU Görüyoruz ki kurumsal firmalar, bugün bu saydıklarımızın hepsini yapabiliyor. Meslektaşımızın da bu gözlükle bakması şart. Ancak, meslektaşımız bugünkü duruşunu devam ettirirse özlenilen hedefe uyum göstermekte ciddi bir şekilde zorlanabilir. Bu nedenle eğitim mesleki yarınlar için hep temel önceliğimiz olmalı. Bu kültür içselleştirildiğinde değişime ayak uydurmak mümkün olabilir. Meslekte kaliteyi yakalamak da buradan geçer. RADİKAL DEĞİŞİM: E-DEVLET Bugün dünyada ve ülkemizde e-devlet ifadesiyle radikal bir değişim yaşanıyor. bütün kurumlarımız süratle yenileniyor. Değişim, mali müşavirlik mesleğinin müşterilerini ve onların taleplerini, yanı sıra çevresini yeniden şekillendiriyor. Mesleğimiz ve meslektaşımız bu değişimin asla dışında kalmamalı. Süratle hazırlanmalı ve değişime ayak uydurulmalı. Herkes; defter tutmanın dışında bir dünya olduğunu görmek zorunda. Çünkü mali müşavirlik mesleği, bir masa bir sandalye mesleği değildir. Herkes küçük hesapları bir kenara bırakmalı, mali idare gelecekte meslektaşı köşeye sıkıştırmadan, meslektaş kendi birikimiyle ve Odalarımızın ona çizdiği vizyonla kurumsallaşma adımlarını hayata geçirmeli. Tek başına yönetme yerine birlikte yönetme, tek başına kazanma yerine birlikte kazanma kültürüne herkes açık olmalı. O zaman görülecek ki; sürdürülebilir yapılar oluşacak, kolay ve doğru yönetilecek, kaliteli hizmetle daha çok kazanılacak. Özetle; müşteriyi ilk olarak kapıda sekreterin, güvenlikçinin karşıladığı, gelenin içinde 9
kendini güvende hissedeceği bir ofis asla hayal değil. Büyükler le rekabetin de tek çaresi bu. Ve ne zaman ki herkes bu ortaklık kültürünü oluşturur, o gün herkes bu mesleğin önünde şapka çıkartır ve saygı zirve yapar. İşkolumuz insanlarının yenilikçi yanıyla bu süreci başaracağına içtenlikle inanıyorum. Bu potansiyel meslektaşlarımızın da ruhunda fazlasıyla var. Yeter ki gelecek için hayal kurulsun ve ilk adım atılsın, gerisi gelir. ÖRGÜTLÜ YAPILAR İHTİYACI Bu sürecin güdümleyici gücü ise hiç kuşkusuz örgütlü yapılardır. Oysa bugün meslek örgütlülüğümüzün ayrıca tehlike altında olması düşündürücü. Görüyoruz ki, meslek odalarının örgütlü gücü yok edilmek isteniyor. Kimi çevrelerde Oda lara üye olma zorunluluğunun kaldırılması, bir Oda yerine birden fazla Oda olması, birden fazla Birlik olması dillendiriliyor. Niyetin farklı olduğu, bölük pörçük örgütlenme olunmayacağını herkes biliyor. Bugün herkesin sorumluluğu, örgütlülüğün yok edilmesine karşı durmaktır. Aynı şekilde vesayetten kurtulmuş çağdaş ve demokratik bir meslek yasasına ise her zamankinden daha büyük bir ihtiyaç vardır. Bu başarılamazsa, mesleğe ve meslektaşa verilen zarar büyür. KGK NIN MESLEĞE GETİRDİĞİ GÖLGE Tıpkı; Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu nun yapılanması ve mesleğe yaklaşımlarında olduğu gibi. Oysa bugün; hazine ile mükellef arasında köprü oluşturan, işletmelerin gelişmesinde yol gösterici bir misyon üstlenen, işletmelerin uluslararası mecrada rekabetine ivme katan, her zaman büyük bir özveriyle çalışan mali müşavirlerin geleceğine meslektaştan ziyade, tüm ekonomi aktörleri de sahip çıkmalı. Sahip çıkmalı çünkü ekonomide bir makas değişmesi tehlikesi vardır. KGK, varoluş sebebi gözetim yapmak tan ziyade, adeta kendini meslek örgütü yerine koymaya devam ediyor. Mali müşavirlerin denetçilikle ilgili neredeyse bütün yetkilerini tırpanlayarak, özellikle de gençlerin geleceğini tutsak eden bir anlayışla çalışıyor. Bu yaklaşımın ülkemize de zarar verdiği ortada. KGK nın bu tavrıyla; ülkemizde kayıtlı, şeffaf, hesap verebilir işletme yapıları oluşturulamaz, 10 MART - NİSAN
gerçek finansal tabloların üretilmesi sağlanamaz. Oysa biliyoruz ki yolsuzluğun ilacı denetim. Güvenlik ve yargı dışında, tüm işletmeler, tüm şirketler, tüm yerel yönetimler, tüm siyasi partilerde ve vakıflar denetime tabi tutulmalı. Artık KGK; çok hızlı bir şekilde asli görevi denetimin gözetimini yapma çizgisine çekilmeli, meslek mensuplarının önündeki engelleri kaldırmalı. Tüm bu vurgulananlar özelinde; ortak dili oluşturma, örgütlülüğü pekiştirme, yarınları şekillendirecek görüşlerin ortaya konulması zorunluluğu açık. Çünkü; haksız rekabetin önüne geçilebilmesi için öncelikle haklı rekabet ortamları nın yaratılması gerekir. Bu anlamda yayınlanan iki meslek kararına dört elle sahip çıkılmalı. İnanıyorum ki; 1 Ocak 2015 tarihinden itibaren zorunlu uygulanacak tahsilatların bankadan geçmesi ve zamana endeksli ücret tarifesi mesleğin sorunlarının aşılmasına önemli katkı sağlayacak. Tabii ki esas formülün ise; tüm burada yazılan olgu, kural ve ilkeler le bir bütün olduğu unutulmadan. 11