Kriz Dergisi 15 (3): 9-19 B R E T M HASTANES NDE KONSÜLTASYONLA DEPRESYON TANISI ALAN VAKALARIN ÖZELL KLER M. Kulo lu*, A. Çayköylü*, E.S. Akyol**, A. bilo lu**, Ö.A. Özer*** ÖZET: * Doç. Dr., Ankara Atatürk E itim ve Araflt rma Hastanesi, Psikiyatri Klini i. ** Arfl. Gör. Dr., Ankara Atatürk E itim ve Araflt rma Hastanesi, Psikiyatri Klini i. *** Uzm. Dr., Ankara Atatürk E itim ve Araflt rma Hastanesi, Psikiyatri Klinii i. Genel t pta depresif bozukluk en yayg n görülen psikiyatrik bozukluklardan biridir. Çal flmam zda psikiyatri d fl kliniklerde yat - r larak ve ayaktan tedavi gören hastalarda konsültasyon istemi sonucu depresyon tan s konulan vakalar n sosyodemografik ve klinik özelliklerini de erlendirmeyi amaçlad k. Çal flma grubunu Ocak-A ustos 2007 tarihleri aras nda depresif bozukluk tan s konulan 98 (%18) hasta oluflturmufltur. Çal flmam zda depresif hastalar için en fazla konsültasyonun Dahiliye ve Nöroloji kliniklerinden istendi i, depresif flikayetlerin hastay takip eden hekim taraf ndan gözlemlenmesinin en s k konsültasyon istenme nedenini oluflturdu u tespit edilmifltir. Konsültasyon istenen hastalarda saptanan en yo un bulgunun ise s k nt oldu u saptanm flt r. Çal flmam z n sonucunda psikiyatri d fl kliniklerde de erlendirilen hastalar n tan ve tedavilerinin düzenlenmesinde psikiyatrik konsültasyonun önemini vurgulayan sonuçlar elde edilmifltir. Anahtar Kelimeler: Konsültasyon, depresyon, fiziksel hastal k Characteristics of the Cases Diagnosed as Depression After Consultation in a Education Hospital ABSTRACT: Depression is one of the most frequent psychiatric comorbidity in general medical management. In our study, we aimed to determine the sociodemographic and clinical features of in and outpatients that have been diagnosed as depression associated after psychiatric consultation. Our study group included 98 (%18) patients consulted during the period of January- August 2007 and diagnosed as depressive disorder. In our study it s found that the clinics that had consultation from psychiatry most frequently the internal medicine and neurology clinics, the most frequent reason for consultation was patients depressive complaints and the most frequent symptom was the anxiety. At the end of the study, we found out the results that 9
emphasized the importance of psychiatric consultation in diagnosed and treatment of patient evaluated in other clinics. Key Words: Consultation, depression, physical disorder. G R fi nsan n biyopsikososyal bir bütün olarak ele al nmas gerekti i fark edildikçe genel t bbi uygulamalarda psikiyatri konsültasyonunun gereklili i daha da anlafl l r hale gelmifltir. Beden bütünlü ünün bozulmas, yeti yitimi, kronik ya da ölümcül hastal k tan s ile yüz yüze gelen bireylerde çeflitli emosyonel tepkiler gözlenir. Bu tepkilerin aras nda çaresizlik, umutsuzluk, korku ve öfke gibi duygusal ve depresif belirtilere daha s k rastlan r (Say l ve ark. 2000). Genel t pta depresif bozukluk en yayg n görülen psikiyatrik bozukluklardan biridir. Epidemiyolojik ve klinik araflt rmalar ayaktan izlenen hastalar n %12-36 s ile yatarak tedavi gören hastalar n %30-58 inde depresif belirtilerin geliflti ini göstermektedir. Bu hastalar n %25 inde depresyon fiziksel hastal k öncesi ortaya ç kmakta iken, %75 inde fiziksel hastal klardan sonra hastal a ve etkilerine reaksiyon biçiminde geliflmektedir (Özkan 1993b). Kronik fiziksel hastal olanlarda efl tan olarak depresyonun daha fazla görülmesi sonucu somatik yak nmalarda kötüleflme, ölüm oran nda artma yan s ra hastanelere baflvuruda ve sa l k harcamalar nda da yükselme bildirilmifltir. (Hunkeler ve ark. 2003, Katon 2003). Kronik hastal olanlarda yaflam kalitesinin daha da bozulmas na neden olan depresyon daha fliddetli olmakta ve tedavisi de zorlaflmaktad r (Hays ve ark. 1995, Pyne ve ark. 1997, Wells ve Sherbourne 1999, Unützer ve ark. 2000). Bu nedenle fiziksel hastal olan kiflilerde depresyon olup olmad n n araflt r lmas önem tafl - maktad r. Çal flmam zda; psikiyatri d fl kliniklerde yat r larak veya ayaktan tedavi gören ve konsültasyon sonucu depresif bozukluk tan s konulan hastalar n sosyodemografik ve klinik özellikleri, kliniklerin konsültasyon isteme amaçlar ile hastan n psikiyatrist taraf ndan görülüp de erlendirilmeye iliflkin tutumlar (istekle kabullenme, reddetme, gereksiz bulma vb.) ve konsültasyon isteyen hekimin tutumlar n n (hastan n konsültasyon istemi hakk nda bilgilendirilme oran ve bu bilgilendirmenin gereklili ine iliflkin düflünceleri) araflt r lmas amaçlanm flt r. GEREÇ VE YÖNTEM Çal flma öncesi etik kurul onay al nd. Çal flma grubunu Ocak-A ustos 2007 tarihleri aras nda Ankara Atatürk E itim ve Araflt rma Hastanesinde psikiyatri d fl kliniklerde yatarak veya ayaktan tedavi gören ve yap lan 545 psikiyatri konsültasyonunu takiben depresif bozukluk tan s konulan 98 (%18) hasta oluflturmufltur. Çal flmaya al nan hastalar n sosyodemografik özelliklerini, öz ve soy geçmifllerini, al flkanl klar n, psikososyal ve çevresel sorunlar n, hastaneye yat fl flikayetlerini, konsültasyonun istendi i ve yap ld tarihi, konsültasyon istek nedenini sorgulamaya yönelik taraf m zca haz rlanm fl bir form kullan lm flt r. lgili form hasta, hasta yak nlar ve hastay takip eden hekimlerden al nan bilgiler do rultusunda doldurulmufltur. Takiben hastalarla psikiyatrik de erlendirmeye yönelik görüflme yap lm fl ve depresyon tan s DSM-IV-TR tan kriterlerine göre konulmufltur. Hastalara depresyon semptomlar n n yo- unlu unu ölçmek için Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçe i (HADÖ) uygulanm flt r. Bu ölçek Snaith ve Zigmond (1986) taraf ndan gelifltirilmifl, ülkemizde geçerlilik ve güvenilirlik çal flmas Aydemir ve ark. (1997) taraf ndan yap lm flt r. HADÖ; hastan n anksiyete ve depresyon yönünden riskini belirlemek, düzeyini ve fliddet de iflimini ölçmek amac yla uygulanan bir kendini de erlendirme ölçe idir. Bedensel hastal olan hastalara ve birinci basamak sa l k hizmetine baflvuranlara uygulan r. Toplam 14 soru içerir; bunlar n yedisi anksiye- 10
teyi ve di er yedisi depresyonu ölçer. Türkçe formunun geçerli i yönünden; kesme noktalar anksiyete altölçe i için 10, depresyon altölçe i için 7 olarak saptanm flt r. Psikiyatrik de erlendirme sonucunda depresif bozukluk tan s konulan hastalara gerekli önerilerde bulunulmufl ve tedavileri bafllanm flt r. Elde edilen verilerin istatistiksel de erlendirmeleri için SPSS (Statistical Package for the Social Sciences) versiyon 13.00 ve ki-kare testi kullan lm flt r. BULGULAR Hastalar n yafllar 19-76 aras nda olup yafl ortalamas n n 44.36 y l oldu u, %56.1 ini yatan hastalar n oluflturdu u, hastalar n %71.4 ünün kad n ve %72.4 ünün evli oldu u belirlenmifltir. Sosyodemografik özellikler tablo 1 de belirtilmifltir. En fazla konsültasyonun %34.7 ile ile dahiliye klini ince istendi i, bunu nöroloji klini inin izledi i saptanm flt r (X 2 =154.8, p<0.001) (Grafik 1). Konsülte edilen hastalardaki fiziksel hastal klar ise hekimler taraf ndan s ras yla kardiyolojik bozukluklar (%15.3), endokrinolojik bozukluklar (%12.3) ve nörolojik bozukluklar (%10.2) olarak bildirilmifltir. En s k konsültasyon istenme amac depresif flikayetlerin hastay takip eden hekim taraf ndan gözlemlenmesi ve neden belirtmeksizin sadece psikiyatrik de erlendirme istenmesi fleklindeydi (X 2 =164.2, p<0.001) (Grafik 2). Konsültasyon istenen hastalarda saptanan en yo un bulgunun 85 (%86.7) olguda saptanan s k nt oldu u, bunu 83 (%84.7) olguda belirlenen karamsarl k bulgusunun izledi i gözlenmifltir (Grafik 3). Sorunun niteli i aç s ndan; konsültasyon istenen olgular n %55.1 inde sorunun tamamen ruhsal, %30.6's nda bedensel hastal a sekonder depresif bozukluk oldu u saptanm flt r (X 2 = 63.7, p<0.001) (Grafik 4). Hastalarda belirlenen depresif bozukluklar n içinde 71 (%72.4) hastaya konulan major depresyonun (tek epizod) en s k konulan tan oldu u bunu baflka türlü adland r lamayan depresif bozukluk (BTA) tan s n n izledi i bulunmufltur (X 2 =52.2, p< 0.001) (Grafik 5). Ailede psikiyatrik hastal k öyküsüne bak ld nda hastalar n %19.4 ünde aile öyküsü oldu u saptanm flt r. Hastalar n psikiyatriye konsülte edilmelerine karar veren kifliler aç s ndan %53.1 ile k - demli asistan ya da uzman n ilk s rada oldu u, bunu hastay takip eden asistan doktorun izledi i görülmüfltür. Konsültasyon hizmetlerinin %56 s serviste, %40.8 i poliklinikte %3.1 i ise acil serviste sunulmufltur. Hastalar n %95.9 u konsültasyonun istendi i gün görülerek de erlendirilmifl, %4.1 i konsültasyon isteminden bir gün sonra muayene edilmifltir. Konsültan hekim, hastalar n %15.3 ünün hekimiyle görüflmüfl, %84.7 sini ise hekimiyle görüflmeden de erlendirmifltir. Hastalar n %73.5 i psikiyatrik de erlendirilme yap laca konusunda bilgilendirilmifltir. Konsültasyon isteminde bulunan hekimlerin %80.6 s bu bilgilendirmeyi gerekli bulmufltur. Konsültasyon esnas nda hastalar n %12.2 si bir sa l k görevlisi taraf ndan konsültan hekimle tan flt r lm fl, hastalar n büyük ço unlu u için (%87.8) böyle bir durum söz konusu olmam flt r. Hastalar n psikiyatrik görüflmeye tepkisi incelendi inde hastalar n %90.8 i görüflmeyi istekle kabullenmifltir. Hastalar n %42.9 unun könsültasyon öncesi psikotrop ilaç kullan mlar ve %36.7 sinin psikiyatri baflvurusu oldu u ö renilmifltir. Konsültasyonla depresyon tan s alan hastalar n HADÖ'den ald klar puanlara bak ld nda anksiyete ortalama puan 12.4±3.58 (aral k: 0-20), depresyon ortalama puan 13.2± 3.61 (aral k:0-19) olarak bulunmufltur. HADÖ'inde anksiyete ve depresyon alt ölçe inden ald klar puanlar eflik alt ve eflik üs- 11
Tablo 1: Sosyodemografik Özellikler. 12
Grafik 1: Konsültasyon steminde Bulunan Klinikler (%). Grafik 2: Konsültasyon steme Nedenleri (%). 13
Grafik 3: Konsülte Edilen Hastalarda Gözlemlenen Ruhsal Belirtiler (%). Grafik 4: Konsültasyon Sonuçlar na Göre Sorunun Niteli i (%). 14
Grafik 5: Depresif Bozukluk Alt Gruplar (%). tü olarak de erlendirildi inde, hastalar n %80.6 n n anksiyete alt ölçe inden, %99 unun depresyon alt ölçe inden eflik üstü puan ald klar tespit edilmifltir. TARTIfiMA Psikolojik ve psikososyal etkenler aras nda ciddi fiziksel hastal klar psiflik stres kayna olabilir. Depresyonun kendisi de t bbi hastal a benzer psikovejetatif semptomlar gösterebilir (Özkan 1993). Depresyon geliflme riskinin, kronik fiziksel hastal olanlarda olmayanlara göre daha yüksek oldu u, depresyonun tedavi edilmesiyle fiziksel ifllevlerde ve yaflam kalitesinde gözle görülür bir düzelme sa lanabilece i bildirilmifltir (Maral 2001). Yap lan araflt rmalarda fiziksel belirtilerle depresif semptomlar aras nda iliflki oldu u saptanm flt r (Palinkas 1990, Noel 2004). Fiziksel hastal olan hastalarda depresyonun sa l kl olarak ölçülmesi her zaman mümkün olamamaktad r. Depresif bozukluk tan s klasik olarak tan kriterlerine göre yap lmakta, gerekti inde tan y desteklemek amac yla psikometrik ölçümlerden de faydalan lmaktad r. Al fl lagelmifl depresyon ölçeklerinin somatik flikayetleri de içermesi hastan n yak nmalar n n fiziksel hastal a m yoksa depresyona m ba l oldu unu ay rt etmeyi güçlefltirmektedir (Cohen-Cole ve Stoudemire 1987, Kültür ve ark 1997). Çal flmam zda bu tip tan yan lg lar n mümkün oldu u kadar önlemek amac yla klasik yöntemlere ek olarak hastalar n somatik flikayetleri ile kar flabilecek nörovejetatif semptomlar içermeyen HADÖ kullan lm flt r. Literatürde hastanede yatarak tedavi gören hastalarda en yo un tan n n depresyon oldu u (Gomez 1987), bu hastalarda depresyon s kl - n n %11-26 aras nda de iflti i, ancak ciddi hastal olanlarda bu s kl n %61 e kadar yükseldi i bildirilmifltir (Kathol ve ark 1990, Özmen ve Aydemir 1993). Ülkemizde yap lan benzer çal flmalarda depresif bozukluk oran %28.9 (Sarandöl ve ark 2007) ve %39.3 (Göktafl ve ark 2006) oran nda bildirilmifltir. Fiziksel hastal olan hastalarda görülen %13.1 lik major depresyon varl genel popülasyonu kapsayan epidemiyolojik çal flmalarda %1.8-4.9 aras nda bulunmufltur (Patten 2002, Blazer ve ark 1994). Çal flmam zda buldu umuz %18 lik depresif bo- 15
zukluk oran yurt d fl çal flmalardaki (Gomez 1987, Kathol 1990, Blazer ve ark 1994, Patten 2002) oranlar desteklemekle birlikte ülkemizde yap lan di er çal flmalardan daha düflük bulunmufltur (Özmen ve Aydemir 1993, Aydemir 1997, Göktafl ve ark 2006, Sarandöl ve ark 2007). Bu sonuç hastalar n genelde yat fllar n n ilk haftas nda konsülte edilmelerinin sonucu olarak düflünülebilir. Çal flmam zda hastalar n %71.4 ünün kad n oldu u tespit edilmifltir. Bu bulgu kad nlarda depresif bozuklu un daha çok oldu unu (Ihezue ve Kumaraswamy 1986, Kulo lu ve ark 1999), 50 ve yukar yafl gruplar nda depresyonun görülme oran n n artt n bildiren çal flmalar (Kessler ve ark 1983, Bayam ve Dilbaz 1995) desteklemektedir. Palyatif kanser tedavisi gören 381 hastan n kat ld bir çal flmada da hastalar n %63.4 ünün kad n oldu u saptanm flt r (Wilson ve ark 2007). Baflka bir çal flmada ise yafllanma ile depresif belirtilerde artma oldu u, fakat major depresyon görülme olas l n n yaflla iliflkisinin olmad bildirilmifltir (Blazer1991). Ailede psikiyatrik hastal k öyküsü olmas depresyon için risk etkenidir (Noel ve ark. 2004). Ancak çal flmam zda hastalar n %80.6 s nda aile öyküsünün olmad saptanm flt r. Hastalar m zda fiziksel hastal n ön planda olmas göz önüne al n rsa aile öyküsünden daha önemli bir ortaya ç kar c etmen olarak fiziksel hastal n depresyon için zemin olabilece i ön görülebilir (Güz ve ark 2007). Çal flmam zda en s k konsültasyon istenme amaçlar depresif flikayetlerin hastay takip eden hekim taraf ndan gözlemlenmesi ve neden belirtmeksizin sadece psikiyatrik de erlendirme istenmesi olarak belirlenmifltir. Ülkemizde çeflitli hastanelerde yap lan çal flmalarda ise s ras yla hekim taraf ndan psikiyatrik bulgular n saptanmas ile intihar giriflimi en s k konsültasyon isteme nedeni olarak bildirilmifltir (Özmen ve Aydemir 1993, Cimilli ve ark 1995, Kulo lu ve ark 1999). Yafll popülasyonun de erlendirildi i baflka bir çal flmada ise en s k psikiyatri konsültasyonu isteme nedeni olarak uyku problemleri (%42.1) bildirilmifltir (Yazgan ve ark 2006). Konsültasyon istenen hastalarda saptanan en yo un bulgunun s k nt oldu u bunu s ras yla karamsarl k ve ilgi-istek kayb n n izledi i görülmüfltür. Baflka bir çal flmada ise en yo un bulgunun s k nt olmas yla birlikte bunu uykusuzluk ve yaflamdan zevk almaman n izledi i bildirilmifltir (Kulo lu ve ark 1999). Literatürde de s k nt n n, hekimi konsültasyona yönelten en önemli bulgu oldu u vurgulanm flt r (Moffic ve Peykel 1975). En fazla konsültasyonun 34 olgu (%34.7) ile dahiliye klini i taraf ndan istendi i bunu nöroloji (%20.4) klini inin izledi i saptanm flt r. Benzer bir çal flmada da dahiliye (%38.1) en s k psikiyatri konsültasyonu isteyen klinik olarak bildirilmifltir (Kulo lu ve ark 1999). Bu bulgu dahiliye klini inde hasta potansiyelinin ve sirkülasyonunun daha fazla olmas ve dahili hastal klar ile depresif bozukluklar aras ndaki iliflkinin daha belirgin olmas ile izah edilebilir. Yafll populasyonda yap lan bir di er çal flmada da dahiliye klini i en s k konsültasyon isteyen klinik olarak saptanm flt r (Yazgan ve ark 2006). Yine benzer çal flmalarda da dahiliye kliniklerince istenen konsültasyon oranlar %17.2-59 aras nda de iflmekte olup, dahiliye klinikleri konsültasyon isteme oran aç s ndan genellikle ilk s ray almaktad rlar (Evlice ve ark. 1990, Özkan 1993a, Cimilli ve ark 1995, Kulo lu ve ark 1999). Konsülte edilen hastalarda s ras yla endokrinolojik, kardiyolojik ve nörolojik hastal klar en s k görülen t bbi hastal klar olarak saptanm flt r. T bbi hastal klar zaman zaman (hipotroidi bafllang c ya da myokard enfarktüsü sonras nda oldu u gibi) depresyonu tetikleyici ya da predispozan olabilirler. Medikal ya da nörolojik hastal klarla depresyon aras ndaki iliflki çok aç k olmamakla birlikte, t bbi hastal n ciddiyeti ve yeti yitimine sebep olmas ölçüsünde depresyonun önemli risk faktörlerinden biri olmas da 16
kaç n lmazd r. Depresyon diyabetli hastalarda diyabetli olmayanlara göre daha yayg nd r. Diyabetli hastalarda hastane baflvurular ve ölüm nedenleri aras nda depresyon gösterilmektedir. Yine kardiyak hastalar n %15-20 si hastal k esnas nda major depresyon kriterlerini karfl lamaktad r ki bu oran n genel populasyondaki yaflam boyu depresyon prevalans yla ayn olmas dikkati çekmektedir (Kaplan ve Sadock 2005). Öte yandan nörolojik hastal klar aras nda Parkinson hastal nda en yayg n psikiyatrik bozuklu un depresyon (%40) oldu u, multipl sklerozda ise hastal n ilk dönemlerinde depresif tablo ön planda olurken, hastal n progresyonu ile öforinin ön plana ç kt bildirilmifltir (Özkan 1993b). Çal flmam zda hastalarda belirlenen depresif bozukluklar n içinde 71 (%72.4) hastaya konulan major depresyon (tek epizod) en s k konulan tan olmufltur. Palyatif kanser tedavisi gören hastalarla yap lan baflka bir çal flmada konulan en s k depresif bozukluk tan s n n %13.1 (n=50) ile major depresyon oldu u bildirilmifltir (Wilson ve ark 2007). Çal flmam zda sorunun niteli i aç s ndan, konsültasyon istenen olgular n 54 ünde (%55.1) sorunun tamamen ruhsal oldu u belirlendi. Bu bulgu depresif ve somatoform bozukluklar n psikiyatri d fl hekimlerce iyi tan nmamas ile izah edilebilir. Bu konuda daha önce yap lm fl olan bir çal flmada da benzer sonuçlar elde edilmifltir (Kulo lu ve ark 1999). Hastalar n psikiyatriye konsülte edilmelerine karar veren kifliler aç s ndan %53.1 (52 hasta) ile k demli asistan ya da uzman n ilk s - rada oldu u, bunu %35.7 (35) ile hastay takip eden asistan doktorun izledi i görülmüfltür. Hastalardan 5 inin (%5.1) kendisi ya da yak nlar n n talebi ile hekim taraf ndan psikiyatriye yönlendirildi i saptanm flt r. Aslan ve ark (2003) genel psikiyatri konsültasyonlar n de erlendirdikleri çal flmada ise asistan doktorlar %50.3 ile ilk s ray alm fl, hasta ya da yak nlar n n psikiyatri ile görüflme iste i ise %1.5 oran ile çal flmam zdan daha düflük saptanm flt r. Bu durum özellikle son y llarda yaz l ve görsel bilgilendirme ile halk n baflta depresyon olmak üzere psikiyatrik hastal klar konusunda bilinçlenmesinin bir sonucu olabilir. Hastalar n psikiyatrik görüflmeye tepkisi incelendi inde hastalardan 89 u (%90.8) görüflmeyi istekle kabullenmifltir. Daha önce yap lan benzer bir çal flmada ise bu oran %54 olarak bildirilmifltir (Aslan ve ark 2003). Çal flmam z depresyon varl ile beraber hekimlerin depresif hastalara yaklafl m n ve bu konudaki eksiklikleri de göstermesi bak m ndan önemlidir. Çal flman n sonuçlar psikiyatri d fl klinik hekimlerine de ulaflt r lmal ve bu konudaki görüfl ve istekleri ö renilerek beraberce tart - fl lmal d r. Bu sonuçlar n sonraki uygulamalara nas l yans yaca da ancak yeni çal flmalarla tespit edilebilir. Sonuç olarak; t bbi servis hastalar nda depresif bozukluklar yüksek yayg nl k oran ile tan ve tedavi için önemli bir sorun olmaya devam etmektedirbu ba lamda; psikiyatrik konsültasyonlar hastalar n ay r c tan, seyir, prognoz ve tedavilerinde önemli bir yer tutmaya devam edecektir. 17
KAYNAKLAR Aslan S, Candansayar S, Coflar B ve ark (2003) Bir Üniversite Hastanesinde Bir Y l Süresince Gerçeklefltirilen Psikiyatri Konsültasyon Hizmetlerinin De erlendirilmesi. Yeni Symposium, 41(1): 31-38. Aydemir Ö, Güvenir T, Küey L ve ark (1997) Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçe i Türkçe Formunun Geçerlilik ve Güvenirlik Çal flmas. Türk Psikiyatri Dergisi, 8(4): 280-287. Bayam G, Dilbaz N (1995) Genel Bir Hastanede stenen Psikiyatri Konsültasyonlar n n De erlendirilmesi. Konsültasyon-Liyezon Psikiyatrisi Kitab. stanbul: 184-190. Blazer D, Burchett B, Service C ve ark. (1991) The Association of Age and Depression Among the Elderly: An Epidemiologic Exploration. J Gerontol, 46(6): 210-215. Blazer DG, Kessler RC, McGonagle KA, ve ark (1994) The Prevalence and Distribution of Major Depression in a National Community sample: The National Comorbidity Survey. Am J Psychiatry, 151: 979-986. Cohen-Cole SA, Stoudemire A (1987) Major Depression and Physical Illness. Psychiatr Clin North Am, 10: 1-16. Cimilli C, Köse AS, Biber B ve ark (1995) Dokuz Eylül T p Fakültesinde Psikiyatri Konsültasyonlar n n De erlendirilmesi. Konsültasyon-Liyezon Psikiyatri Kitab. stanbul: 191-200. Evlice YE, Gürses SG, Ünal M (1990) Konsültasyon-Liyezon Psikiyatrisi. Türk Psikiyatri Dergisi 4: 279-282. Gomez J (1987) Liaison Psychiatry. New York: Free Pres, 1-3. Göktafl K, Y lmaz E, Kaya N ve ark (2006) Bir E itim Hastanesinde stenen Psikiyatri Konsültasyonlar n n De erlendirilmesi. Anadolu Psikiyatri Dergisi, 7: 27-32. Güz H, Ay Yaman M, Dilbaz N (2007) Fiziksel Hastal Olan Yafll larda Depresyon ve Di er Psikiyatrik Belirtiler. Türkiye de Psikiyatri, 9 (1): 44-49. Hays RD, Wells KB, Sherboume CD, ve ark (1995) Functioning and Well-Being Outcomes of Patients with Depression Compared with Chronic General Medical Illnesses. Arch Gen Psychiatry, 52: 11-19. Hunkeler EM, Spector WD, Fireman B ve ark (2003) Psychiatric Symptoms, Impaired Function, and Medical Care Cost in an HMO Setting. Gen Hosp Psychiatry, 25: 178-184. Ihezue UH, Kumaraswamy N (1986) Prevalance of Depressive Symptoms Among Patients Attending A General Outpatient Clinic. Acta Psychiatr Scand, 73: 395-398. Kaplan ve Sadock (2005) Comprehensive Textbook of Psychiatry, Eds; Sadock BJ, Sadock VA, 8th edition. Philadelphia, Lippincott Williams and Wilkins, p:2145-3677. Kathol RG, Noyes R Jr, Williams J ve ark (1990) Diagnosing Depression in Patient with Medical Illness. Psychosom 31: 434-440. Katon W (2003) Clinical and Health Services Relationships Between Major Depression, Depressive Symptoms, and General Medical Illness. Biol Psychiatry, 54: 216-226. Kessler LG, Cleary PD, Burke JD (1985) Psychiatric Disorders in Primary Care. Arch Gen Psychiatr 42: 583-587. Kulo lu M, Tezcan AE, Ülkero lu F ve ark (1999) Bir Üniversite Hastanesinde Konsültasyonla Depresyon Tan s Alan Vakalar n Özellikleri. Ondokuz May s Üniversitesi T p Dergisi, 16(2): 106-112. Kültür S. Özmen E. Demet M ve ark (1992) ç Hastal klar Servislerinde Yatarak Tedavi Görmekte Olan Hastalarda Depresif Belirtilerin Araflt r lmas. zmir Devlet Hastanesi T p Dergisi, 30: 157-161. Maral, Aslan S, lhan MN ve ark (2001) Depresyon Yayg nl ve Risk Etkenleri: Huzurevinde ve Evde Yaflayan Yafll larda Karfl laflt rmal Bir Çal flma. Türk Psikiyatri Dergisi, 12(4): 251-259. Moffic HS, Peykel ES (1975) Depression in Medical Inpatients. Br J Psychiatry, 126: 346-353. Noel PH, Williams JW Jr, Unützer J ve ark (2004) Depression and Comorbid Illness in Elderly Primary Care Patients: mpact on Multiple Domains of Health Status and Well-being. Ann Fam Med, 2(6): 555-62. Özkan S (1993a) Psikiyatrik T p: Konsültasyon- Liyezon Psikiyatrisi. stanbul: 39. 18
Özkan S (1993b) Genel T pta Psikiyatrik Morbidite. Liyezon Psikiyatrisi Sempozyumu Kitab. stanbul: 81-132. Özmen E, Aydemir Ö (1993) Bir Genel Hastanede stenen Psikiyatri Konsültasyonlar. Nöro Psikiyatri Arflivi, 30(1): 271-275. Palinkas LA, Wingard DL, Barrett-Connor E (1990) Chronic Illness and Depres-sive Symptoms in the Elderly: A Population based Study. J Clin Epidemiol, 43(11): 1131-1141. Patten SB (2002) Progress Against Major Depression in Canada. Can J Psychiatry, 47: 775-779. Pyne JM, Patterson TL, Kaplan RM ve ark (1997) Assessment of Quality of Life of Patients with Major Depression. Psychiatric Serv, 48: 224-230. Sarandöl A, Akkaya C, Eker S ve ark (2007) Uluda Üniversitesi T p Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dal Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi Poliklini inin lk Bir Y l nda stenen Konsültasyonlar n De erlendirilmesi: 2071 Olgu. Türkiye de Psikiyatri, 9(1): 26-31. Say l I, Berksun OE, Palab y ko lu R ve ark (2000) Kriz ve Krize Müdahale. Ankara, Damla Yay nevi, s:104. Snaith RP, Zigmond AS (1986) The Hospital Anxiety and Depression Scale. Br Med J (Clin Res Ed) Feb1; 292 (6516): 344. Unützer J, Patrick DL, Diehr P ve ark (2000) Quality Adjusted Life Years n Older With Depressive Symptoms And Chronic Medical Disorders. Int Psychogeriatrics,12: 15-33. Yazgan IC, Kuflçu MK, F st kç N (2006). Geriatric Psychiatry Consultations in a Turkish University Hospital. Int Psychogeriatrics, 18(2): 327-33. Wells KB, Sherbourne CD (1999) Functioning and Utility for Current Health of Patients with Dep-ression or Chronic Medical Conditions in Managed Primary Care Practices. Arch Gen Psychiatry, 56: 897-904. Wilson KG, Chovhinov HM, Skirko MG, ve ark. (2007) Depression and Anxiety Disorders in Palliative Cancer Care. J Pain Symptom Manage, 33(2): 118-129. Yaz flma Adresi: Doç. Dr. Murat KULO LU Ankara Atatürk E itim ve Araflt rna Hastanesi Psikiyatri Klini i 06800 - Bilkent / ANKARA Tel: 0 (312) 291 25 25-3773/3784 e-posta: kuloglum@yahoo.com 19