Azerbaycan Cumhuriyetine bağlı olan Nahçıvan

Benzer belgeler
SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

Lozan Barış Antlaşması

MEVLÜT GÖL KARŞILAŞTIRMALI HUKUKTA ANAYASA BAŞLANGIÇLARININ SEMBOLİK VE HUKUKİ DEĞERİ

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI

ÜYE DEVLET HÜKÜMETLERİ TEMSİLCİLERİ KONFERANSI. Brüksel, 25 Ekim 2004 CIG 87/1/04 EK 2 REV 1. Konu :

F. Şeyda TÜRKAY KAHRAMAN ULUSLARARASI SİLAHLI ÇATIŞMALAR HUKUKUNDA KÜLTÜREL VARLIKLARIN KORUNMASI

BATI CEPHESİ'NDE SAVAŞ

BM Güvenlik Konseyi nin Yeniden Yapılandırılması

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ

K A N A Y A N Y A R A K A R A B A Ğ

Bu durumun, aşağıdaki gelişmelerden hangisine ortam hazırladığı savunulabilir?

Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923)

5. ULUSLARARASI MAVİ KARADENİZ KONGRESİ. Prof. Dr. Atilla SANDIKLI

MİLLİ MÜCADELE TRENİ

Çepeçevre Karadeniz Devam Eden Sorunlar, Muhtemel Ortakl klar - Güney Kafkasya ve Gürcistan aç s ndan

1. BÖLÜM KAVRAM, TARİHÇE VE KAVRAMLAR ARASI İLİŞKİLER BAĞLAMINDA KENDİ KADERİNİ TAYİN

ÜNİTE:1. Anayasa Kavramı, Anayasacılık Akımı ve Anayasa Çeşitleri ÜNİTE:2. Türkiye de Anayasa Gelişmelerine Genel Bakış ÜNİTE:3

İKİLİ İŞBİRLİĞİ. çevre ve ormancılık alanında otuz üç (33) Ülke ile toplam otuz yedi (38) tane,

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

TARİHSEL VE TOPLUMSAL GELENEK

İSTANBUL MEDENİYET ÜNİVERSİTESİ SİYASAL BİLGİLER FAKÜLTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜMÜ (TÜRKÇE LİSANS PROGRAMI) 4 YILLIK DERS PLANI

Yrd. Doç. Dr. Bahadır Bumin ÖZARSLAN

Uluslararası Anlaşmalar İhtisas Komitesi

Tuba ÖZDİNÇ. Örgün Eğitim

A) Siyasi birliklerini geç sağlamaları. B) Sömürge alanlarını ele geçirmek istemeleri. C) Sanayi devrimini tamamlayamamaları

Atilla NALBANT ÜNİTER DEVLET. Bölgeselleşmeden Küreselleşmeye

DEVLET TEŞKİLATINA TEORİK YAKLAŞIMLAR PROF. DR. TURGUT GÖKSU VE PROF. DR. HASAN HÜSEYIN ÇEVIK

(Resmî Gazete ile yayımı: Sayı : Mükerrer)

Prof. Dr. İlhan F. AKIN SİYASÎ TARİH Beta

ULUSLARARASI ÖRGÜTLER

NAZİLLİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜMÜ(TÜRKÇE) 2016/2017 EĞİTİM-ÖĞRETİM PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ

Musul Sorunu'na Lozan'da bir çözüm bulunamadı. Bu nedenle Irak sınırının belirlenmesi ileri bir tarihe bırakıldı.

ULUSLARARASI STRATEJİK ARAŞTIRMALAR KURUMU

İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI

Türkiye de Sivil Toplumu Geliştirme ve Sivil Toplum-Kamu Sektörü Diyaloğunu Güçlendirme Projesi

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük DİRİLİŞİN DESTANI: SAKARYA

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak Üçlü İtilaf...

AVRUPA VE OSMANLI (18.YÜZYIL) GERİLEME DÖNEMİ

KURTULUŞ SAVAŞI CEPHELER

Türk Elitlerinin Türk Dış Politikası ve Türk-Yunan İlişkileri Algıları Anketi

İŞ SAĞLIĞI HİZMETLERİNE İLİŞKİN 161 SAYILI ILO SÖZLEŞMESİ

2018-LGS-İnkılap Tarihi Deneme Sınavı 9

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Türkİye dış politikasında

AZERBAYCAN MİLLİ GÜVENLİK STRATEJİSİ BELGESİ

151 NOLU SÖZLEŞME KAMU HİZMETİNDE ÖRGÜTLENME HAKKININ KORUNMASI VE İSTİHDAM KOŞULLARININ BELİRLENMESİ YÖNTEMLERİNE İLİŞKİN SÖZLEŞME

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

Title of Presentation. Hazar Havzası nda Enerji Mücadelesi Dr. Azime TELLİ 2015 ISTANBUL

Fikret BABAYEV * * Azerbaycan Anayasa Mahkemesi Başkanı

Güncel Bilgiler. y a y ı n l a r ı

Bu nedenle çevre ve kalkınma konuları birlikte, dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde ele alınmalıdır.

MÜLTECILERIN HUKUKI STATÜSÜNE ILIŞKIN 1967 PROTOKOLÜ

YÜRÜRLÜKTE BULUNAN ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME ANLAŞMALARI. ( tarihi İtibariyle) Yayımlandığı Resmi Gazete

1.- GÜMRÜK BİRLİĞİ: 1968 (Ticari engellerin kaldırılması + OGT) 2.- AET den AB ye GEÇİŞ :1992 (Kişilerin + Sermayenin + Hizmetlerin Serbest Dolaşımı.

Kafkasya ve Türkiye Zor Arazide Komfluluk Siyaseti

Türkiye İle Yabancı Ülkeler Arasında Kültür, Eğitim, Bilim, Basın-Yayın, Gençlik Ve Spor Alanlarında Mevcut İşbirliği Anlaşmaları

TOPLAM 30 TOPLAM 30 TOPLAM 30

Yeni Anayasa Nasıl Olmalı, Nasıl Yapılmalı?

BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876)

KAYSERİ SANAYİ ODASI. AZERBAYCAN ÜLKE RAPORU 17 Ağustos 2017

İ Ç İ N D E K İ L E R

Salih Uygar KILINÇ Avrupa Birliği - EUROCONTROL Sivil Havacılık Düzenlemeleri ve Türkiye

IV.HAFTA XX.YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI İMPARATORLUĞU

F. KÜRESEL VE BÖLGESEL ÖRGÜTLER

ODTÜ G.V. ÖZEL LĠSESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ZÜMRESĠ Eğitim-Öğretim Yılı. Ders Adı : Siyaset ÇalıĢma Yaprağı 13 SĠYASET

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi

80 NOLU SÖZLEŞME. Bu tekliflerin, bir milletlerarası Sözleşme şeklini alması lazım geldiği mütalaasında bulunarak;

Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ. Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar

ULUSLARARASI EKONOMİK KURULUŞLAR (İKT206U)

Milli varlığa yararlı ve zararlı cemiyetler

d-italya nın Akdeniz de hakimiyet kurma isteği

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE İRAN İSLAM CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA ÇEVRE ALANINDA MUTABAKAT ZAPTI

187 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİ GELİŞTİRME ÇERÇEVE SÖZLEŞMESİ, 2006

AVRUPA BİRLİĞİ HUKUKUNUN KAYNAKLARI

AVRUPA BİRLİĞİ VE DIŞ İLİŞKİLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

İÇİNDEKİLER. A. Tarih B. Siyasal Tarih C. XIX.yüzyıla Kadar Dünya Tarihinin Ana Hatları 3 D. Türkiye"nin Jeo-politik ve Jeo-stratejik Önemi 5

TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA GÜÇ KULLANMA SEÇENEĞİ ( )

Duygusal birliktelikten stratejik ortaklığa Türkiye Azerbaycan ilişkileri

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

(Resmi Gazete ile yayımı: 13/06/2000 Sayı:24078)

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

KURTULUŞ SAVAŞI ( ) Gülsema Lüyer

1. ABD Silahlı Kuvvetleri dünyanın en güçlü ordusu

ABD NİN KURULMASI VE FRANSIZ İHTİLALİ

ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2.

15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye Salonu


EUROSAI-ARABOSAI ÜÇÜNCÜ ORTAK KONFERANSI VE ABU DHABİ DEKLARASYONU

Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü TÜRK ANAYASA DÜZENĐ BAHAR DÖNEMĐ ARA SINAVI CEVAP ANAHTARI

ABD - AB SERBEST TİCARET ANLAŞMASI Ve TÜRKİYE ÜZERİNE ETKİLERİ

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Yayın ilkeleri, izinler ve abonelik hakkında ayrıntılı bilgi: Web:

VATANDAŞLARLA VATANDAŞ OLMAYAN KİMSELERE SOSYAL GÜVENLİK KONUSUNDA EŞİT MUAMELE YAPILMASI HAKKINDA118 SAYILI SÖZLEŞME

KANUNİLİK İLKESİ BAĞLAMINDA CEZA VE CEZA MUHAKEMESİ HUKUKUNDA YORUM

İçindekiler Önsöz 7 Kısaltmalar 25 Giriş 29 BİRİNCİ BÖLÜM: ULUSLARARASI HAVA HUKUKUNUN MAHİYETİ I. ULUSLARARASI HAVA HUKUKUNUN KAPSAMI 31 A.

Haftalık ders sayısı 2, yıllık toplam 74 ders saati Kategoriler Alt kategoriler Ders içerikleri Kazanımlar Dersler arası ilişki IV.

Transkript:

Tarih Bilinci Oleg Kuznetsov Tarih doktoru (Moskova, Rusya) 1921 yılı Moskova ve Kars Antlaşmaları çerçevesinde Azerbaycan ın bir parçası olan Nahçıvan özerkliğinin siyasi ve hukuki statüsü Azerbaycan Cumhuriyetine bağlı olan Nahçıvan özerkliğinin 90. kuruluş yıldönümü, bölgenin kuruluş tarihine bir kez daha göz atmak ve arşiv araştırmalarının yeni sonuçları ışığında, özerkliğin yaranması ve siyasi ve hukuki kurumsallaşmayla ilgili olarak bugünkü sosyal bilimde mevcut olan fikirleri düzeltmek 16 Mart 1921 yılı Antlaşması gereğince Güney Kafkasya nın Türkiye ye geçen bölgeleri 30 www.irs-az.com

3(11), KIŞ 2014 Türk heyeti Moskova da müzakerelerde için fırsat tanımaktadır. Bu makale, Azerbaycan devletine bağlı Nahçıvan ın bugünkü statüsünü 90 yıl önce belirlemiş olan olayların kapsamlı analiz edilmesini amaçlamamakta, sadece ilgili okuyucuları onun tarihsel ve hukuki boyutlarını yeni bakış açısıyla tanıştırmaktır. Nahçıvan ın Azerbaycan a bağlı olarak egemen Özerk Cumhuriyet gibi mevcut siyasi ve hukuki statüsü menşe olarak Avrupa ülkelerindeki bilinen özerkliklerden önemli ölçüde farklıdır (örneğin, İspanya da Katalonya veya Bask ülkesi, Rusya da Tataristan ve İngiltere de Kuzey İrlanda). Nahçıvan kendi statüsünü karşılıklı ilişkilerin düzenlenmesi veya bölge ile siyasi merkez arasında çatışmaların aradan kaldırılması sonucu değil birçok çağdaş Avrupa devletleri içinde idari-bölge birimlerinin özerkliği tam olarak bu yolla meydana gelmiştir 1921 yılı Moskova ve Kars uluslararası Antlaşmalarıyla Nahçıvan a siyasi ve idari özerklik tanıyan bölge ülkelerinin uluslar arası hukuki anlaşmalarının sonucu olarak elde etmiştir. Başka bir değişle, Nahçıvan ın özerkliği Azerbaycan Cumhuriyetinin iç işlerinin çözümü sonucu değil, bu adımı 1920 li yılların başlarında mevcut olan bölgenin jeopolitik sorunların aradan kaldırılması için etkili bir ara olarak gören birkaç ülkenin siyasi elitlerinin konsolide iradesinin sonucuydu. Nahçıvan ın özerkleştirilmesi, daha doğrusu- Azerbaycan a bağlı olarak uluslar arası hukuki tanınma ve özel siyasi ve hukuki statü verilmesi, etnik-siyasi ve bununla ilgili olarak Ermeniler ile Güney Kafkasya nın Müslüman halkları arasındaki toprak ihtilafından kaynaklanan gerginliği hafifletmeye yönelik olarak dönem için güncel olan jeopolitik (aynı zamanda, Sovyet Rusya sının iç siyaseti için) amaçlıydı. Bu ihtilafın nedenleri, hareket kuvvetleri ve somut tezahürleri ve bölgesel yönleri iyi bilinmektedir, defalarca bilimsel ve politik ve ekonomik edebiyatta açıklanmıştır, ancak bunlar, söz konusu konu için tarihsel fon rolünü oynayarak doğrudan ilgisi olmamaktadır, bu nedenle de onların açıklaması ve analizi üzerinde durmayacağız. Bu bağlamda, bu çatışmanın ve 1. Dünya Savaşından sonra onun yayılmasını önlemek ve etkilerini aza indir- www.irs-az.com 31

Tarih Bilinci Türk heyeti Moskova da müzakerelerde mek için bölge ülkelerinin çabaları, iç siyasetten çok dış siyaset kökenine sahip olan Nahçıvan özerkliğinin eşsiz karakterini belirlemiştir. 1920 yılların başlarında belirli tarihi koşullarda Nahçıvan ın özerkliliği, ulusal ve siyasi hakların ve iki halkın ulusal kimliğini (devlet-hukuk anlamında) elde ettiği zaman bir etnik grubun başka bir grup tarafından saldırganlığı karşısında çıkarlarını korumak açısından o dönem için orijinal (aynı zamanda, uluslar arası ilişkiler tarihinde benzersiz) bir yöntemdi. Bu nedenle, 1920 li yılların başlarında Nahçıvan ın özerkliğinin devlet-siyaset inşasının tarihsel deneyimi sadece Azerbaycan devleti ve Azerbaycan siyasi kimliği tarihi için değil, aynı zamanda, genel tarih bilimi ve keskin bölgesel ihtilafın çözümü için uluslar arası hukuk yöntemleri ve çabaların etkili bir şekilde uygulanması için benzersiz bir örnek olarak büyük önem taşımaktadır. Nahçıvan özerkliği, siyasi-hukuki statüsü, daha sonra onun yetkisi altına girecek bir devlet metropolün doğrudan katılımı ile dışarıdan belirlenen ve diğer devletin bir parçası olan ilk devlet-arazi birimi oldu. Tabii ki, bundan önce de insanlık tarihinde benzeri örnekler mevcuttu (özellikle, Avrupa ülkelerinin Osmanlı İmparatorluğuna karşı yapılan her silahlı saldırganlığı sonrası). Her silahlı çatışma sonrası, yabancı devletler uluslar arası anlaşmalar aracılığıyla hep birlikte yenilmiş ülkenin bu veya diğer kısmının yasal statüsünü belirlemekteydi. Ancak Nahçıvan ın özerkleştirilmesi konusunda durum tam tersiydi. Bu özel ve benzersiz durumda özerkleştirme siyaseti, zor somut tarihi koşullarda ulusal devletini kazanan Azerbaycan etniğinin siyasi, kültürel, dini birliğini korumayı amaçlıyordu. Nahçıvan ın özerkliğinin yaranması sadece siyasi açıdan kendi kaderini tayin etmeyi 32 www.irs-az.com

3(11), KIŞ 2014 değil, aynı zamanda, etnik ve dini mensubiyetinden dolayı başlatılan baskı altında Azerbaycan halkının hayatta kalmasını sağlamıştır ki, bu da en kısa zamanda Güney Kafkasya daki tüm Azerbaycanlıların tek bir siyasi millet olarak birleşmesine imkan yarattı. Bu nedenle, modern zamanın siyasi ve hukuki tarihinde Nahçıvan ın özerklik tarihinin, belirli bölgenin devlet ve siyasi tecridi sadece ayrılıkçı değil, aynı zamanda oldukça birlik ve bütünleşme amaçlı olabileceği yönünde bir örnek teşkil ettiğini, ayrıca, bir etniğin milli birliğini koruma ideallerine ve çeşitli şekil ve yöntemlerle bu milletin siyasi olarak kendi kaderini tayin etmesine hizmet ettiğini kesin bir şekilde söyleyebiliriz. 1921 yılı Moskova ve Kars antlaşmaları, aynı etnik grubun temsilcileri tarafından oluşturulan iki devlet sübjektifin aynı anda var olması halinde bile Azerbaycanlıların kendi milli kaderini tayin etmek için siyasi iradesini uluslar arası hukuk belgeleri şeklinde yasallaştırdı. Bu nedenle, Nahçıvan Özerk Cumhuriyetinin siyasi ve hukuki tarihi dikkatli bir çalışmayı hak ediyor. Uluslar arası hukukta ilk kez Nahçıvan ın yasal statüsü artık Sovyet Azerbaycan ı bünyesinde özerklik olarak, Rusya Sosyalist Federatif Sovyet Cumhuriyeti ve Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümeti arasında 16 Mart 1921 yılında imzalanan Moskova Antlaşmasının 3. Maddesi ve Ek 1 e göre düzenlenmiştir. Bununla birlikte, sözleşmenin ek metninin içeriği büyük bir ölçüde, Nahçıvan ilinin (bu antlaşmanın Rusça sürümünde Nahçıvan Özerk Cumhuiyeti böyle adlandırılmıştı) Ermenistan yönünde sınırını belirleyen ikinci fıkrasının hükümlerini tekrarlamış ve sadece kısmen somutlaştırmıştır. Ancak, hukuki formülünün tüm kısalığına rağmen, Nahçıvan la ilgili Moskova Antlaşması (en azından, resmi olarak yayınlanan Rusça sürümünde), daha önce bildiğimiz araştırmacıların dikkat etmediği üç temel noktaları içeriyordu. Birincisi, antlaşmanın metninden görüldüğü gibi, RS- FSC hükümeti ile TBMM hükümeti anlaşmaktadır, yani Nahçıvan çevresinde özerk bölgenin o zaman artık Sovyet olan Azerbaycan ın himayesi altında hukuki ve fiili varlığını tanıyor. Başka bir değişle, her iki taraf sadece, bu coğrafi bölgede Moskova Antlaşmasının sağlanması, imzalanması ve onaylanması zamanı var olan tarihi gerçeği uluslar arası hukuk belgesinin hükmü olarak yasallaştırmıştır (RFSC Merkez Yürütme Komitesi tarafından 20 Temmuz 1921 yılında, TBMM tarafından 31 Temmuz 1921 yılında onaylanmış, Kars ta Türk-Kafkas görüşmelerinin başladığı 21 Eylül 1921 yılında onaylanmış belgelerin karşılıklı değişimi gerçekleşmiştir). İkincisi, ne RFSC hükümetinin, ne de TBMM hükümetinin Nahçıvan özerkliğinin geleceğine ilişkin net olarak tutumu yoktu. Moskova Antlaşması taraflarının tutumlarındaki belirsizliği en iyi şekilde yasal düzenlemedeki tanım belisizliği karakterize etmektedir: işte, antlaşmanın 3.maddesinin birinci fıkrasında Nahçıvan özerkliğinin idari yargı dağılımının coğrafi alanı Nahçıvan bölgesi, ikinci fıkrada Nahçıvan toprakları, Ek 1 de (c) ise Nahçıvan ın toprakları olarak tanımlanır. Bilindiği gibi, Sovyet-Türk görüşmelerinin çalışma dili, doğruluğu ve her kelimenin tek anlamlı olmasıyla ünlü olan Fransızcaydı, Türk heyeti ise Ankara ya antlaşmanın Fransızca kopyasını götürdü. Sonuç olarak, söz konusu tanımların tutarsızlığı Bolşeviklerin ve Kemalistlerin tutumlarında bir uzlaşma veya durumun genel belirsizliği veya Nahçıvan özerkliğinin hukuki statüsü konusunda tarafların kendi tutumlarını somutlaştırmak isteksizliği sonucu ortaya çıktı. Ne olursa olsun, gerçek olanı budur: Moskova antlaşmasının hükümleri gereğince, Nahçıvan özerkliği, gelecekte üçüncü bir tarafın lehine kendi uluslar arası yasal yükümlülüklerinden vazgeçemeyecek Azerbaycan ın himayesi altında egemen bölge olarak öne çıkmıştır. Üçüncüsü, Moskova Antlaşmasının 3. Maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, Nahçıvan bölgesi ile Ermenistan arasında sınırların belirlenmesi ve daha sonra ise çizilmesine katılmadı. Taraflar, bölgesel sınır koyma ve Nahçıvan özerkliğinin sınırlarının belirlenmesine ilişkin tüm konuların Azerbaycan, Türkiye ve Ermenistan temsilcilerinden oluşan üçlü komisyon tarafından ele alınacağı hususunda anlaştı. Bu sürece Rusya nın müdahalesi tamamen teknik karakterli olup, bu komisyon üyeleri tarafından sınırların çizilmesi Rus Genelkurmayının haritasına göre www.irs-az.com 33

Tarih Bilinci 1/210000 ölçekte bir puslukta 5 verst olarak gerçekleşmesi ile sınırlıydı. Araştırmacıların sanki görüş alanının dışında kalan bu üç tarihi ve hukuki boyutlar iki temel soruyu ortaya koymaktadır ki, bu soruların cevabı olmadan Nahçıvan Özerk Cumhuriyetinin oluşum tarihi kapsamlı ve yeterince araştırılmış olmayacaktır. İlk soru Moskova Antlaşması metninde o dönem Azerbaycan ın devlet ve hukuki unvanının belirsizliği ile ilgilidir. Antlaşma, zaten Sovyetleştirme sonucu var olan ve 28 Nisan 1920 yılında ilan edilen Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetinin yetkilileri tarafından 16 Mart 1921 yılında imzalanmıştır. Ancak antlaşmanın 3. maddesinde ASSC değil, Azerbaycan ibaresi, yani siyasi devlet adı olarak değil, etnik isim olarak kullanılmıştır. Nahçıvan ın özerklik statüsü belirlendiği zaman, Sovyet Rusya sı ve Kemalist Türkiye sini o dönem artık var olan Sovyet Azerbaycan ı devletinin siyasi ve hukuki kurumsallaşmasını az ilgilendirdiği ortaya çıkmaktadır. Bu durumda, vurgu Nahçıvan ve Azerbaycan topraklarındaki mevcut siyasi rejimlere değil, onların devlet ve hukuki birliğine yapılmıştır. Moskova Antlaşmasının metni de, anlaşmaya varan tarafların heyet üyelerinin Nahçıvan özerkliğinin veraseti ve daha önce 1918-1921 yıllarında bu bölgede mevcut olan Araz-Türk Cumhuriyeti, Güney-Batı Kafkas Cumhuriyeti, Güney-Batı Azerbaycan geçici genel valiliği gibi erken devletlerin varlığı hakkında düşünceleri olmadığını göstermektedir. Bizim bu görüşümüz antlaşmanın terminolojisine dayanmaktadır: eğer bunlardan biri müzakereciler tarafından öncel olarak algılanmışsa, o zaman neden Sovyet Rusya sı ve Kemalist Türkiye herhangi bir otokton isim (öz adı) değil, Nahçıvan bölgesi kavramını kullanmaktadır? Türk heyeti Moskova da müzakerelerde 34 www.irs-az.com

3(11), KIŞ 2014 1921 yılı baharının belirli tarihsel koşullarında Nahçıvan topraklarında Albay Veysel Ünüvar komutasında Türk birlikleri bulunuyordu. Bu birlikler, Moskova daki Sovyet-Türk görüşmelerinin siyasi komisyon oturumlarının stenografisinde belirtiliği gibi (RF dış politika arşivinde bulunuyor), Türk askerlerini yardıma çağıran bölgenin Müslüman nüfusunun Türkiye himayesinde olmasını sağlamakta, bununla birlikte, himaye hakkını tamamen Azerbaycan a vermeye hazırlardı. Bu koşullarda Türk tarafının görüşü belirleyiciydi ki, bu da ona sadece Moskova Antlaşmasının Nahçıvan ın özerklik statüsüne ilişkin maddelerinin içerik normlarını teklif etme üstünlüğünü değil, aynı zamanda onların formüle edilmesi için imkan vermekteydi. Moskova Konferansındaki TBMM heyet üyeleri, tüm zamanların ve halkların devrimcileri gibi, kendileri tarih yazmak istiyordu, bu nedenle de, zaferlerini bu topraklarda onlardan önce var olan erken devlet oluşumlarının kurucuları ile paylaşmaya istekli değillerdi. RSFSC nin temsilcisi Y.S.Ganetskiy nin (Fürstenbeg) katılımıyla TBMM hükümeti ve Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri arasında 13 Ekim 1921 yılında imzalanan Kars Antlaşmasının V. Maddesine göre Azerbaycan a bağlı Nahçıvan özerkliğinin siyasi ve hukuki statüsü, Moskova Antlaşmasının metninin aksine olarak daha veciz bir üslupta belirlenmiştir. Maddenin esası, Azerbaycan, Ermenistan Sovyet hükümetleri ve Kemalist Türkiye si temsilcilerinin, Bu sözleşmenin Ek 3 te belirtilen sınırlar içinde Nahçıvan bölgesinin Azerbaycan ın himayesinde özerk bir bölge oluşturmasına dair hususta anlaştığını ifade ediyor 1. İlk bakışta, Kars Antlaşmasının belirtilen normu genel olarak Moskova Antlaşması maddesinin şekil ve içerik olarak aynısı gibi görünüyor, ama bu öyle değil. Moskova Antlaşmasının III. Maddesi ve Kars Antlaşmasının V. Maddesi metninin karşılaştırmalı analizi, siyasi değil, hukuki tabanda yatan iki temel farklılıkları ortaya koymaktadır. Yukarıda belirtildiği gibi, Moskova Antlaşmasında Nahçıvan ilinin veya (yazılımın farklı sürümlerinde) Nahçıvan topraklarının, Kars Antlaşmasında ise artık iyi tanımlanmış Nahçıvan bölgesinin hukuki statüsü düzenlenmiştir. Tarihsel ve hukuki açıdan kayda değer bu durum, ne yazık ki, konunun hukuki değil, etno-politik boyutlarına vurgu yapmayı tercih eden Azerbaycanlı veya Türk araştırmacıların dikkatini çekmemiştir. Bu boyutlar ise, tanımların değişiminin, Moskova ve Kars Antlaşmalarının imzalanması sırasında geçen altı ay boyunca, bu kısa sürede gerekli tüm yönetim kurumlarını kazanmış olan Nahçıvan da büyük bir ölçüde devlet idari düzenlemenin gerçekleşmesini Kars Konferansı katılımcıları tarafından eşit şekilde algılanmasına dayandığını söylemek mümkündür. Bu kurumlar bölgeni idari açıdan, nitelikli olarak anarşi ve patrimonyal (iktidarın babadan oğula geçtiği yönetim) unsurlara özgü olan kendi kendini ilan etmiş topraklardan ayırmaktadır. Moskova ve Kars Antlaşmalarının Nahçıvan maddelerinin metinsel içerik arasındaki ikinci temel fark Nahçıvan ve Azerbaycan ilişkilerinin hukuki tanımına ilişkindir: Moskova Antlaşmasında Azerbaycan ın Nahçıvan üzerinde protektorası, Kars Antlaşmasında ise himayesi deniliyor. Paradoksal, ama bir gerçektir: 1920 yıllarında Rus-Türk-Kafkas ilişkileri tarihine dair Rusça yayınlanan araştırmada bundan ve bununla ilgili olarak da bu terminoloji çarpışma nedenlerinin analizinden söz edilmemektedir. Bu ise, bize göre, araştırma yaptığımız konu bağlamında Moskova ve Kars Antlaşmalarının içeriği arasındaki temel farkı oluşturmaktadır. Bu terminolojik farklılıkların nedeni oldukça kolay açıklanabilir. Rus ve Türk dış politikasının tarih ve pratiğinde hamilik kavramı, deneycilik nedeniyle somut anlamsal muhteviyata sahipti. 1775-1791 yıllarında Rus İmparatorluğu Lehistan-Litvanya Birliği, 1786-1801 yıllarında ise Kartli-Kaheti Krallığını himaye etmiş, XIX yüzyılın başlarında ise Kuzey Azerbaycan hanlıklarının büyük bir bölümü (Karabağ, Şeki, Şirvan) hamilik şartları altında Rusya nın yönetimine geçmiştir. Bu nedenle, Sovyet diplomatları tarihten, bu tür siyasi ve hukuki rejimin kap- 1. Официально опубликованный текст Карсского договора см.: Документы внешней политики СССР. Т. IV, М.: Международные отношения, 1960. с. 420-429. www.irs-az.com 35

Tarih Bilinci sam ve sınırlarını iyi bilmekteydi. Türk tarafı da hamilik rejiminin hukuki mahiyetini en azından iyi bilmekteydi, çünkü XVI-XIX yüzyıllarda Kırım hanlığı, Tunus ve Kuzey Afrika nın tarihi bölgesi olan Trablusgarp Osmanlı İmparatorluğunun himayesi altında bulunmuştur. Moskova Antlaşmasının hükümleri uyarınca ASSC nin Nahçıvan bölgesi üzerindeki himayesi devletlerarası ilişkilerin bir şekliydi. Bu durumda, bir ülke, iç işlerinde özerkliğini ve Sovyet sistemini, kendi yapısıyla metropol kamu idare yapısını taklit eden bağımsız yönetim organlarıyla değiştiren kendi hanedanını korumakla, her şeyden önce uluslar arası ilişkilerde diğer ülkenin üst egemenliğini tanımaktaydı. Bolşevikler ve Kemalistlere göre bu tür devlet ve siyasi itaat şekli, 1921 yılı başlarında, özellik- Siyasi Büronun 28 Ağustos 1923 yılı oturumunun tutanağı le Azerbaycan ın resmi düzeyde kendi siyasi ve hukuki konumunu formüle ve ifade etmekten yoksun olduğu koşullarda Azerbaycan ve Nahçıvan ilişkilerinin özelliğini dikkate almaktaydı. Bu nedenle de hamilik terimi onlar tarafından Moskova Antlaşmasının ilgili maddesinin metninde açıkça kullanılmıştır. RSFSC nin katılımıyla TBMM hükümeti ve Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri arasındaki Kars dostluk Antlaşması ilk başta, RSFSC ve TBMM hükümeti arasındaki Moskova dostluk ve kardeşlik Antlaşmasının hükümlerine dayanan ideolojik yakınlık ve birliğini (en azından protokol şeklinde) amaçlıyordu. Bu nedenle, belirli bir yasal içeriği olan ve Moskova Antlaşması metninde Azerbaycan ve Nahçıvan özekliğinin itaatini belirtmek için kullanılan protektora terimi, uluslar arası hukuk açısından tarafsız ve daha belirsiz olan koruma terimi olarak değiştirilmiştir. Bununla birlikte, TBMM hükümet heyetinin Moskova konferansında Nahçıvan la ilgili Türk himayesini zaten duyurmuştu ve bu sayede bu kavram Bolşeviklerle Kemalistler arasındaki müzakere sürecinin kullanılagelen terminolojinin bir parçası haline geldi, bu nedenle de kavram değişikliği tartışmalar sırasında keskin polemik olmadan gerçekleşmiş oldu. Ayrıca, Kars konferansının, TBMM hükümetinin 1919-1923 yıllarında, 1919 yılı Sevr Antlaşması ile Türk topraklarına musallat olan İngiliz, Fransız, Yunan ve İtalyan himayesine karşı bağımsızlık savaşını verdiği belirli tarihi koşullarda yapıldığını da unutmamak gerekiyor, bu nedenle de o, ideolojik açıdan Nahçıvan konusunda, ona dost olan devletin bir bölümünün diğer bölümüne karşı himayesine izin veremezdi. Bu şekil olarak, İtilaf ülkeleri tarafından Türklere fiilen musallat olan ve Kemalistlerin nefret ettiği arazi yönetim şeklini taklit edebilerdi, bu nedenle, özellikle Türk tarafı antlaşma metnindeki terimlerin değiştirilmesini teklif etmekteydi. Gördüğümüz gibi, Moskova ve Kars Antlaşmalarının metinsel olarak birbirine yakın maddelerinde bir kavramın diğeri ile değiştirilmesi belki de yeterince kanıtlanmış ve birçok neden ve esaslarla inandırıcı bir şekilde doğ- 36 www.irs-az.com

3(11), KIŞ 2014 ru bir şekilde açıklanmıştır ve bunların her biri var olma hakkına sahiptir ve bu durumda tek güvenilir olması pek mümkün değildir. Biz ise, bu tür terminolojik değişikliğin tesadüf olmadığını ve kendi yetkisi altında bulunan topraklar üzerinde Sovyet Azerbaycan ının egemenliğinin güçlenmesine bağlı olarak gerçekleşen Azerbaycan-Azerbaycan (?) ilişkilerinin içeriğine olan görüşlerin değişiminin bir yansıması olduğunu düşünüyoruz. Terminolojinin değişimi, daha doğrusu belirli hukuk terimi olan protektoranın belirsiz siyasi himaye terimi ile değiştirilmesi, otomatik olarak beraberinde, onun herhangi bir üçüncü devlete bırakılmasının imkânsız olduğunu getirdi. Eğer hukuki açıdan protektora hakkının bir devlet tarafından diğerine bırakılması mümkün olsaydı, ki, o dönemde Fransız-İngiliz işbirliği ittifak tarihinde eski Osmanlı İmparatorluğunun işgali altında olan Ortadoğu topraklarına ilişkin örnekler bulunuyordu, örneğin, Transürdün de olduğu gibi, 1920 li yılların gerçeklerinde bir bölgeyi somut bir devlet tarafından korunmasından mahrum etmek oldukça imkansızdı, çünkü koruma bir hukuki tanım değil, siyasi bir formüldü. Kars Antlaşmasının V. Maddesinin birinci fıkrasında özellikle bu formülün kabul edilmesinde ısrar eden Güney Kafkasya ülkeleri, aslında, Nahçıvan ı özerklik içinde bilinen siyasi bağımsızlığından mahrum ederek, Azerbaycan ın Nahçıvan üzerindeki protektorasını kamusal-siyasi egemenliğe dönüştürdü. Yukarıda belirtilenleri özetlerken, biz genel nitelikteki bazı sonuçlara varabiliriz: Öncelikle, Sovyet döneminde Azerbaycan Cumhuriyeti Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti'nin siyasi ve hukuki kurumsallaşma tarihinde, 1921 yılı Moskova ve Kars Antlaşmalarında pekişen uluslar arası hukuk normları her zaman olduğu gibi bu gün de, özerkliğin mevcut devlet-hukuki statüsünün hukuki temelini oluşturarak önemli rol oynamaya devam etmektedir. Bu nedenle de, bu konunun hukuki yönünde ayrıntılı bir çalışma yapılmadan Nahçıvan Özerk Cumhuriyetinin siyasi tarihini araştırmak ve algılamak kesinlikle mümkün değildir, çünkü iktidar sekinlerinin yorumladığı gibi siyasi irade değil, uluslar arası hukuk normları modern Nahçıvan devletinin mihenk taşı olmuş ve bu gün de olmaya devam ediyor. İkincisi, bugünkü Nahçıvan özerkliğinin devlet ve hukuki statüsü (diğer dünya ülkeleri bünyesinde olan birçok özerkliklerin hukuki temelinden farklı olarak) Kafkas bölgesinin altı devletten beşi Rusya Federasyonu, Türkiye ve Azerbaycan Cumhuriyetleri, Gürcistan ve Ermenistan tarafından sağlanan olabildiğince geniş uluslar arası yasal garantilere sahiptir. Bu durum, Azerbaycan Cumhuriyetine bağlı olarak Nahçıvan Özerk Cumhuriyetinin sadece, dünyanın herhangi bir özerk bölgesi ile kıyaslanmayacak modern dönem için benzersiz olan statüsünü değil, aynı zamanda, onun olası dönüşüm ve modernleşmesini tamamen imkansız kılan yenilmezliğini de belirlemektedir. Üçüncüsü, Nahçıvan ın özerkleştirilmesindeki tarihsel deneyim, devletin bir bölümünün diğer bölümüne ilişkin kamusal ve siyasi örgütünün benzeri şeklinin, bu ülkenin etnik ve dini azınlık durumunda olan bir kısım vatandaşlarının sadece sosyal, ekonomik ve kültürel haklarını ve meşru çıkarlarını karşılamak için anklav yaratmak için değil, tam tersi, aralarında ortak bir kara sınırı olmayan ve tek bir ülkenin iki kısmında yaşayan bir halkın sivil ve siyasi birliğini sağlamağı amaçladığını gösterdi ve kanıtladı. Ne yazık ki, bu siyasi ve hukuki gerçek, devlet ve hukuk tarihinin Rusça bilimsel edebiyatında hak ettiği şekilde algılanmamıştır, bu nedenle de yakın gelecekte kendisine kaçınılmaz dikkat gerektirecektir. Ve son olarak: Azerbaycan Cumhuriyeti Nahçıvan Özerk Cumhuiyetinin 90 yıl önce bugünkü siyasi ve hukuki statüsünü elde etmesinde Türkiye Cumhuriyetinin rolü son derece büyüktür: Türkiye Cumhuriyeti, Nahçıvan ın özerkleştirilmesinin öncüsü ve 1923 yılında bölgenin Bolşevikler tarafından özerklik statüsünden mahrum edilmesi çabaları sırasında bu statünün korunmasında garantör oldu. Ancak bu artık tamamen başka bir hikâyedir www.irs-az.com 37