SOĞUK SAVAġ SONRASI TÜRKĠYE-RUSYA ĠLĠġKĠLERĠ: 1992-2010 Turkey-Russia Relations in the Post-Cold War Period: 1992-2010



Benzer belgeler
TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

Doç. Dr. MUSTAFA KĠBAROĞLU

TÜRKİYE - İTALYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

Türkiye-Rusya ilişkilerinin son 16 yılı

5. ULUSLARARASI MAVİ KARADENİZ KONGRESİ. Prof. Dr. Atilla SANDIKLI

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ

Batum/GÜRCİSTAN İnşaat Teknolojileri ve Emlak Fuarı

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

Orta Asya daki satranç hamleleri

TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU

Merkez Strateji Enstitüsü. Türkiye-Rusya İlişkileri Mevcut Durumu ve Geleceği

11 Eylül: AET Bakanlar Konseyi, Ankara ve Atina nın Ortaklık başvurularını kabul etti.

AVRASYA İNCELEMELERİ MERKEZİ CENTER FOR EURASIAN STUDIES RUSYA/KARLOV: ŞİÖ KONUSUNDA KARAR ANKARA'NIN Bloomberght, 30 Kasım 2016

TÜRKİYE - GANA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

Türk Hazır Giyim ve Tekstil Sektörünün 2008 Yılı Rekabet Durumu (II)

Türk Elitlerinin Türk Dış Politikası ve Türk-Yunan İlişkileri Algıları Anketi

Amerikan Stratejik Yazımından...

JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİK AKADEMİSİ GÜVENLİK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI GÜVENLİK VE TERÖRİZM YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE DAĞILIMLARI

GÜMÜŞHANE TİCARET VE SANAYİ ODASI

T.C. B A ġ B A K A N L I K Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü. Sayı : B.02.0.PPG / ARALIK 2009 GENELGE 2009/18

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 ŞUBAT AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU

Dr. Öğr. Üyesi İsmail SAFİ

Title of Presentation. Hazar Havzası nda Enerji Mücadelesi Dr. Azime TELLİ 2015 ISTANBUL

Türkiye-Kosova Serbest Ticaret Anlaşması IV. Tur Müzakereleri. Caner ERDEM AB Uzman Yardımcısı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ?

PINAR ÖZDEN CANKARA. İLETİŞİM BİLGİLERİ: Doğum Tarihi: E-Posta: EĞİTİM BİLGİLERİ: Doktora/PhD

DOĞAL GAZ SEKTÖRÜNDE PERSONEL BELGELENDĠRMESĠ

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ

European Gas Conference 2015 Viyana

TÜRKİYE - KATAR STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

AR&GE BÜLTEN 2010 ġubat EKONOMĠ ĠZMĠR FĠNANS ALTYAPISI VE TÜRKĠYE FĠNANS SĠSTEMĠ ĠÇĠNDEKĠ YERĠ

FEDERASYONU: ÇOK. seta. Analiz TÜRKİYE VE RUSYA FEDERASYONU: ÇOK BOYUTLU ORTAKLIK BÜLENT ARAS

ÜNĠVERSĠTE HASTANELERĠ BĠRLĠĞĠ DERNEĞĠ GENEL KURULU NĠSAN 2009 DAN BU GÜNE ÜNĠVERSĠTE HASTANELERĠ BĠRLĠĞĠ FAALĠYETLERĠ 2 EYLÜL 2010 ĠSTANBUL

OCAK-EYLÜL 2017 DÖNEMİ TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRMESİ

2009 YILI SAYILARIYLA SAVUNMA SANAYİİMİZ

ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2

2017 YILI TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

TÜRKİYE AVRUPA BİRLİĞİ İLİŞKİLERİ KRONOLOJİSİ

LOJİSTİK SEKTÖRÜ BÜYÜME ORANLARI

NATO Zirvesi'nde Gündem Suriye ve Rusya

BASINDA KONDA seçimler

Rusya nın DTÖ Üyeliğinin Türk-Rus Ticari İlişkilerine Olası Etkileri

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

YAKIN DOĞU ÜNĠVERSĠTESĠ YAKIN DOĞU ENSTĠTÜSÜ GÜVENLĠK AKADEMĠSĠ GÜVENLĠK KAVRAMI VE UYGULAMALARI

BU PAZAR SEÇĠM OLSA! Faruk Acar ANDY-AR BĢk.

T.C. ORTA KARADENİZ KALKINMA AJANSI GENEL SEKRETERLİĞİ. YURT ĠÇĠ VE DIġI EĞĠTĠM VE TOPLANTI KATILIMLARI ĠÇĠN GÖREV DÖNÜġ RAPORU

Ocak 2015 HALI SEKTÖRÜ Ocak Aralık Dönemi İhracat Bilgi Notu. Tekstil, Deri ve Halı Şubesi İTKİB Genel Sekreterliği 01/2015 Page 1

DEMOKRATİKLEŞME VE TOPLUMSAL DAYANIŞMA AÇILIMI

Yaşar ONAY* Rusya nın Orta Doğu Politikasını Şekillendiren Parametreler

RUSYA FEDERASYONU 2015 ARALIK AYI SİYASİ GELİŞMELER GÜNCESİ. Hazırlayan: Yavuz Selim HAKYEMEZ

OCAK-AĞUSTOS 2017 DÖNEMİ TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ

11-16 ŞUBAT DEMİR CEVHERİ PİYASA FİYATLARI

YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ

İkinci Bölümde; Global hazır giyim ticareti senaryoları ve Türkiye için hedefler oluģturulmaktadır.

Uluslararası Tarım ve Gıda Politikası II

TEMMUZ 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

TOBB VE MESLEKĠ EĞĠTĠM

AK PARTi Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan Bosna-Hersek te

TÜRKİYE - ÇİN STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

Fethiye Meslek Kuruluşları Güçbirliği Eylül ayı toplantısı 4 Eylül Perşembe günü yapıldı. Toplantıda,

TÜRKİYE - HOLLANDA YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

"Türkiye, Gürcistan'a ilham kaynağı olabilir"

JEOPOLĠTĠK ANALĠZ KURULUġU STRATFOR KOORDĠNASYONUNDA KÜRESEL ENERJĠ STRATEJĠLERĠ SĠMÜLASYONU: TÜRKĠYE NĠN GELECEK ON YILI

bu Ģekilde Türkiye ye gelmiģ olan sıcak para, ĠMKB de yüzde 400 lerin, devlet iç borçlanma senetlerinde ise yüzde 200 ün üzerinde bir kazanç

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 MAYIS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi

Yenilebilir Enerji Kaynağı Olarak Rüzgar Enerjisi

Sayın Yönetim Kurulu Üyesi/ ve Meclis Üyesi Arkadaşlarım,/

World Energy Outlook Dr. Fatih BİROL UEA Baş Ekonomisti İstanbul, 1 Aralık 2011

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

Samsun-Kavkaz Tren Feri Hattı faaliyette

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2014 MART İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

PETROL BORU HATLARININ ÇUKUROVA'YA KATKILARI VE ÇEVRESEL ETKİLERİ

DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TEMMUZ Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer. Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü

NİSAN 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

CITES 16. Taraflar Konferansı Bangkok TAYLAND

ENER TARTIŞMAYA AÇIYOR OLTU VE HINIS İL OLMALI MI?

EYLÜL 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

AYLIK FAALĠYET RAPORU (01/12/ /12/2012)

KUPA TEKNĠK BĠLĠMLER MESLEK YÜKSEKOKULUNUN

HOLLANDA ÜLKE RAPORU

TEMEL BİLGİLER MAKROEKONOMİK VERİLER (2012)

BAŞBAKAN ERDOĞAN: KOPENHAG SİYASİ KRİTERLERİ NOKTASINDA EĞER HERHANGİ BİR SIKINTI DOĞACAK OLU

İzmir de Doğalgaz Paneli nin Ardından

İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ

ÜÇÜNCÜ TÜRK KENEŞİ İŞ FORUMU. (24 Ekim 2014, Nahçıvan) TÜRK KENEŞİ GENEL SEKRETERİ RAMİL HASANOV UN İŞ ADAMLARINA HİTABI

TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ

Çin i Gösteriyor. Kasım ayında Pekin de gerçekleştirilen. Altay ATLI

SAĞLIKTA DÖNÜġÜMÜN TIP EĞĠTĠMĠNE ETKĠSĠ

Azerbaycan Enerji Görünümü GÖRÜNÜMÜ. Hazar Strateji Enstitüsü Enerji ve Ekonomi Araştırmaları Merkezi.

AĞUSTOS 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

HAZİRAN 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

YALOVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER ANABİLİM DALI TEZSİZ YÜKSEK LİSANS MÜFREDATI

TÜRK-RUS ÝLÝÞKÝLERÝ: SORUNLAR VE FIRSATLAR. Prof. Dr. Ýlter TURAN

TÜRKĐYE NĐN ENERJĐ ARZ POLĐTĐKALARI

Transkript:

SOĞUK SAVAġ SONRASI TÜRKĠYE-RUSYA ĠLĠġKĠLERĠ: 1992-2010 Turkey-Russia Relations in the Post-Cold War Period: 1992-2010 Yrd. Doç. Dr. Fatih ÖZBAY Özet: Soğuk SavaĢ sonrası Türkiye-Rusya iliģkilerini Ġmparatorluk ve SSCB dönemi iliģkilerinden ayıran en önemli faktör günümüzde iki ülke halkları arasında artan doğrudan temaslardır. Hem Türkiye hem Rusya dinamik bir siyasal ve ekonomik dönüģüm sürecinden geçmektedir. ĠliĢkilerin geliģmesinde ekonomik iliģkilerin yanı sıra, günümüzde her iki ülkenin dıģ politikalarında genel çerçevede benzer yaklaģımların oluģması ve yükselen politik diyalog etkilidir. Ġki ülke arasındaki iliģkiler henüz stratejik ortaklık seviyesine çıkamasa da enerji, ticaret gibi alanlarda stratejik boyuta ulaģmıģtır. Türk-Rus iliģkilerinin genel yapısı iģbirliği ve rekabetin önümüzdeki yıllarda da devam edeceğinin iģaretlerini taģımaktadır. Ġki ülke de aralarındaki yüzlerce yıllık jeopolitik mücadeleyi jeoekonomik iģbirliğine çevirmeye çalıģmaktadırlar. Anahtar kelimeler: Türk-Rus İlişkileri, İşbirliği, Rekabet, Stratejik Ortaklık, Politik diyalog Abstract: The most important factor that distinguishes the post-cold War period of Turkey-Russia relations from the bilateral affairs during the Empire and USSR is increasing direct contacts between the peoples of two countries. Both Turkey and Russia are undergoing a dynamic political and economic transformation process. Similar foreign policy approaches of two countries and strengthening political dialog are effective elements of growing relations beyond economic sphere. Even if relations between two countries could not reach the level of strategic partnership, relations have gained a strategic dimension in the areas such as energy and trade. The general structure of Turkish-Russian relations indicates that cooperation and competition will continue in the coming years. Both countries are trying to turn their centuries-old geopolitical struggle into geo-economical cooperation. Keywords: Turkish-Russian Relations, Cooperation, Competition, Strategic Partnership, Political dialog Ġstanbul Teknik Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi, Ġnsan ve Toplum Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi. 35

Bilge Strateji, Cilt 2, Sayı 4, Bahar 2011 GĠRĠġ Küresel ve bölgesel barıģın tesisi ve korunması açısından, tarihi, etnik ve kültürel bağlar ile coğrafik konumlarından dolayı Türkiye ve Rusya, bulundukları bölgede istikrar ve iģbirliği açısından çok önemli bir yer iģgal etmektedirler. Türkiye ve Rusya, sahip oldukları ekonomik, politik, tarihi ve kültürel ağırlıklarıyla karģılıklı iliģkilerinin 500 yılı aģkın geçmiģinde hem birbirlerini, hem de iliģkide oldukları ülke ve halkları etkilemiģlerdir. Türkiye ve Rusya arasındaki iliģkiler günümüzde ulaģtığı bu seviyeye birçok değiģik merhalelerden geçerek, iniģli-çıkıģlı bir seyir izleyerek ulaģmıģtır. Dönemsel çatıģma ve iģbirliği süreçlerinin sarmaladığı bu tarihi geçmiģ ülkelerin toplumsal hafızalarında köklü izler bırakmıģtır. Ġmparatorluk döneminde birbirlerini rakip olarak gören bu iki büyük ülke defalarca karģı karģıya gelmiģlerdir. Ancak, imparatorluk dönemi sadece savaģlara değil zaman zaman kısa süreli de olsa iģbirliği ve ittifak dönemlerine de Ģahit olmuģtur. 1798, 1805 ve 1833 yıllarında yapılan iģbirliği ve ittifaklar buna örnektir. Ġmparatorluk çağlarının bitmesinden hemen sonra 1920 ler ve 1930 larda olumlu bir iliģki grafiği çizmelerine rağmen Soğuk SavaĢ ın baģlamasıyla birlikte yeniden kendilerini farklı kulvarlarda bulmuģlardır. Soğuk SavaĢ ın sınırlayıcı atmosferinde bile iki komģu ülke, iliģkilerde yaģadıkları iniģli-çıkıģlı rota sebebiyle azami dikkat göstererek azami fayda sağlamaya da uğraģ göstermiģlerdir. Soğuk SavaĢ sonrası uluslararası politikada meydana gelen köklü değiģmeler, Türk-Rus iliģkilerinde tabuların yıkılmasında ve sınırların ortadan kalkmasında en önemli faktör olarak karģımızda durmaktadır. Söz konusu köklü değiģmeler iki ülke ve iki halk arasındaki iliģkilerin geniģ çaplı ve derinlemesine ele alınmasını gerektiren yeni bir yaklaģımı zorunlu kılmaktadır. Türkiye ve Rusya arasındaki iliģkiler 1990 lı yıllardan itibaren gerçek anlamda dinamizm kazanmıģtır. Soğuk SavaĢ ın bitmesi ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği nin (SSCB) dağılmasından sonra Türkiye ve Rusya, ikili iliģkilerini oluģmakta olan koģullara göre yeniden Ģekillendirmeye baģlamıģlardır. Soğuk SavaĢ atmosferinden çıkan iki yakın komģu ülke açısından yeni dönem oldukça ümit vaat edici olarak baģladı. Ġlk yıllarda hızlı bir Ģekilde baģlayan yakınlaģma süreci hem Türkiye den hem de Rusya dan kaynaklanan bazı sebeplerden dolayı istenildiği seviyeye ulaģamamıģtır. Türkiye nin Orta Asya Türk 36

Soğuk Savaş Sonrası Türkiye-Rusya İlişkileri: 1992-2010 Cumhuriyetleri ile geliģtirdiği büyük abi ya da model ülke rolü ister istemez eski Sovyet coğrafyasını ve özellikle Orta Asya yı arka bahçesi olarak gören Rusya nın tepkisini çekmiģtir. Bu yıllarda Çeçen ve Kürt sorununa yaklaģımda yaģanan farklılıklar iki ülke arasındaki iliģkilerde hissedilir bir gerginliğe yol açmıģtır. Bu yüzdendir ki kimi zaman iliģkilerin Soğuk SavaĢ döneminden çıkıp Soğuk BarıĢ dönemine girdiği ifade edilmiģtir. 1990 lı yıllar iki ülke arasındaki iliģkilerin en sorunlu olduğu yıllar olarak karģımıza çıkmaktadır. Ġki ülke arasındaki gerek ticari-ekonomik iliģkilerin gerekse politik iliģkilerin seyri bu dönem içerisinde apayrı bir yön izlemiģtir. ĠĢbirliği ve rekabetin içi içe geçtiği bu dönemin en önemli kalemini ekonomik iliģkiler oluģturmaktadır. 1991 den itibaren sürekli geliģme gösteren ticari-ekonomik iģbirliği ikili iliģkilerin geliģmesinde adeta lokomotif rolü oynamıģtır ve oynamaya devam etmektedir. Bu yıllarda politik iliģkiler her zaman ekonomik iliģkilerin gölgesinde kalmıģ ve hiçbir zaman ekonomik iliģkiler seviyesine çıkamamıģtır. Ancak, 2000 li yıllara girildiğinde iki ülke arasındaki politik iliģkilerde hızlı bir geliģme yaģandığını görmekteyiz. SSCB nin dağılmasından itibaren geçen 20 yıllık sürede ekonomik iliģkilerin aldığı hızlı ivme bir süre sonra siyasi iliģkilere de etki etmiģtir. Bunun en bariz göstergesi hızla artan ticaret hacmi ve iki ülke liderleri arasında gerçekleģen birçok üst düzey ziyarettir. Yakın zamanda vizelerin kaldırılması ve nükleer alanda iģbirliğine dair atılan karģılıklı imzalar bu geliģmenin en bariz göstergeleridir. Ġki ülke iliģkileri Soğuk SavaĢ sonrası geçen 20 yılda yakın komģuluk, iģbirliği, geniģletilmiģ ortaklık, çok boyutlu ortaklık, derinleģtirilmiģ ortaklık ve son olarak stratejik ortaklık Ģeklinde farklı tanımlamalarla isimlendirildi. Günümüzde stratejik ortaklık konusu artık üst düzeyde gerçekleģtirilen resmi ziyaretlerle birlikte daha sık dile getirilir olmuģtur. Önceleri sadece bir temenni olarak iki ülke diplomatları ve politikacıları tarafından dile getirilen iliģkilerde stratejik ortaklık boyutu artık daha yüksek sesle ve daha geniģ çevrelerce dile getirilmektedir. Geçen yıllar içerisinde Türkiye ve Rusya ekonomik iliģkilerinde yakaladıkları ivmeyi politik iliģkilere yansıtmayı tam olarak baģarabilmiģler midir? Son yıllarda iliģkilerde gözlemlenen yakınlaģmanın arka planında yatan ekonomik ve politik sebepler nelerdir? Türkiye ve Rusya iliģkileri stratejik ortaklık yoluna mı girdi yoksa gerçekten de stratejik ortaklık seviyesine mi ulaģtı? Bu makalede, tüm bu ve 37

Bilge Strateji, Cilt 2, Sayı 4, Bahar 2011 buna benzer soruların cevabını verebilmek ve Türkiye-Rusya iliģkilerinin günümüzde gelmiģ olduğu seviyeyi ortaya koyabilmek için Soğuk SavaĢ sonrası kurulan iliģkilerin yapısının gözden geçirilmesi ve ayrıntılı analizi amaçlanmaktadır. Bütün bu noktalardan hareketle iki ülke arasındaki iliģkilerin analizi sadece siyasi iliģkilerin incelenmesinden ibaret dar anlamıyla değil; ekonomik ve kültürel iliģkilerin de beraberinde, birbiriyle ilintilendirilerek tahlil edildiği geniģ bir çerçevede yapılacaktır. 1. ĠKĠLĠ ĠLĠġKĠLERDE ÜÇ FARKLI DÖNEM Soğuk SavaĢ sonrası Türk-Rus iliģkilerini 1990 lı ve 2000 li yıllar olarak ya da ekonomik ve politik iliģkiler bağlamında inceleyebileceğimiz gibi, önemli dönemeçlerin yaģandığı tarihsel sürece bakarak üç farklı dönemde incelemek de mümkündür. 1 Birinci dönem 1992-1999 arasındaki ilk yıllardır. Bu dönemde yükselen ekonomik iliģki grafiğinin bütün zorlamalarına rağmen her iki ülke de enerji, etnik, bölgesel gibi birçok alanda rekabeti öne çıkararak bu dönemi yeterince değerlendirememiģlerdir. Bu yüzden politik anlamda birinci dönem Türk-Rus iliģkilerinin kayıp yıllarıdır diyebiliriz. Kayıp olarak tabir ettiğimiz birinci dönemi bitiren 1999 yılının Aralık ayında Türkiye BaĢbakanı Bülent Ecevit in Moskova ya gerçekleģtirdiği ziyaretti. Bu ziyaretle Türkiye, Çeçenistan konusunun Rusya nın iç iģi olduğunu açıkça ilan ederek 1990 lı yıllarda iliģkilerde kriz çıkartan etnik kartların artık masadan kaldırılması gerektiğini belirterek bir anlamda birinci dönemi kapatan adımı atmıģtı. Ġkinci dönem, 2000-2008 arası yılları kapsar. Bu yıllar, her iki ülkenin yürüttükleri rekabetin iliģkiler bütününe verdiği zararı ve rekor düzeyde yükselen ekonomik iliģkilerin ortaya koyduğu faydayı göz önüne alarak, buradan çıkardıkları derslerle aralarındaki güven iliģkisini güçlendirme yönünde arayıģ 1 Fatih Özbay, Türkiye-Rusya ĠliĢkilerinde Üçüncü Dönem, 15.05.2010, http://www.bilgesam.org/tr/index.php?option=com_content&view=article&id=677:turkiye -rusya-iliskilerinde-ucuncu-donem&catid=104:analizler-rusya&itemid=136 (eriģim 08.06.2010) 38

Soğuk Savaş Sonrası Türkiye-Rusya İlişkileri: 1992-2010 içerisine girdikleri yıllardır. Bu yüzden politik anlamda ikinci dönem Türk-Rus iliģkilerinin arayıģ yıllarıdır diyebiliriz. Ġkinci döneme baktığımızda da yine inisiyatif alan tarafın Türkiye olduğunu görmekteyiz. 2002 yılında iktidara gelen AKP yönetiminin parti programında Türkiye Rusya Federasyonu ile Orta Asya ve Kafkasya da rekabete değil işbirliğine dayanan dostça ilişkiler sürdürecektir Ģeklindeki yaklaģımı bunun iģaretlerini veriyordu. 2 Üçüncü dönemi 2008 sonrası yıllar olarak değerlendirebiliriz. Ġlk iki dönemin periyodundan hareketle önümüzdeki 7-8 yıllık periyodun Türk-Rus iliģkilerinde çok önemli rol oynayacağı öngörüsünü yapabiliriz. Önümüzdeki dönem iki ülke iliģkilerinde kayıp yılların arkada kaldığı ve arayıģın bittiği iģbirliği yılları olma potansiyeli taģımaktadır. 2. EKONOMĠK ĠLĠġKĠLER Türkiye ve Rusya arasındaki iliģkileri ekonomik iliģkiler ve politik iliģkiler olmak üzere iki boyuttan bakarak değerlendirmek gelenekselleģmiģtir. Ekonomik iliģkilerin politik iliģkilerin lokomotifi rolünü oynadığı ve iliģkilerde adeta katalizör görevi gördüğü Türkiye-Rusya iliģkilerine ilgi duyan herkesin dile getirdiği bir gerçektir. Rusya ve Türkiye ekonomilerinin birbirini tamamlayıcı özellik taģıması Türkiye nin Rusya ile olan iliģkilerine diğer ülkelerle olan iliģkilerinden farklı nitelik kazandırmaktadır. Türkiye Rusya dan enerji hammaddesi ve diğer iģlenmemiģ ürünler ithal etmekte, bu ülkeye yaptığı ihracatta ise hazır mallar üstünlük teģkil etmektedir. Türk-Rus ticari iliģkilerinde Türkiye açısından geleneksel hale gelmiģ bir dengesizlik söz konusudur. Türkiye nin Rusya dan yaptığı ithalat bu ülkeye yaptığı ihracatından oldukça fazladır. Bu da Türkiye aleyhine gittikçe artan bir ticaret açığı ortaya çıkarmaktadır. Türkiye nin artan ihtiyacı dolayısıyla Rusya dan aldığı enerji kaynaklarındaki fiyat artıģının devam etmesi ithalatını büyütmekte ama ihracatı aynı oranda büyümemektedir. Rusya tarafından ise, bavul ticareti, turizm gelirleri, inģaat Ģirketlerinin gelirleri ve Türk Ģirketlerinin ağırlıkta olduğu 2 AKP Parti Programı, http://www.akparti.org.tr/vi-dis-politika-_79.html?pid=50 (eriģim 08.06.2010). 39

Bilge Strateji, Cilt 2, Sayı 4, Bahar 2011 taģımacılık sektörü gelirlerinin de eklenmesiyle aslında dengesizliğin Rusya aleyhine olduğu, Türkiye nin bu konuda açık üstünlüğe sahip olduğu belirtilmektedir. 3 Ġki ülke arasındaki ticaret hacmi 2008 yılı verilerine göre 38 milyar dolar seviyesine ulaģarak rekor kırdı. Bu rakamın, bazı sorunların da çözülmesiyle çok daha ileri düzeye, 100 milyar dolara çıkarılması planlanıyor. 4 Rusya Devlet BaĢkanı Medvedev in 11-13 Mayıs 2010 tarihinde Ankara ya gerçekleģtirdiği ziyaret çerçevesinde Türk tarafının dile getirdiği ticaret hacminin 100 milyar dolara çıkarılması isteği mümkün olmakla birlikte yakın vadede zor gözükmektedir. Ayrıca, mevcut ticari koģullar varlığını koruduğu müddetçe ticaret hacmi 100 milyar dolara çıkarılsa bile bu durumda Türkiye ihracat seviyesini 15-20 milyar dolara taģırken Rusya 80-85 milyar dolarlık bir ithalat düzeyine ulaģacaktır. 5 Ankara nın bu açığı kapatması için Moskova nezdinde Türk iģ adamlarına yönelik özel düzenlemeler yapılması; yatırım imkânları ve koģullarının hukuki çerçevede kolaylaģtırılması, gümrüklerde mal fiyatlandırılması, bekletme gibi sorunların açığa kavuģturulması adına giriģimlerde bulunması gerekmektedir. 6 2008 yılı itibariyle Türkiye nin Rusya ya olan ihracatı 6,4 milyar dolar, Rusya dan yaptığı ithalatı 31,3 milyar dolar olarak gerçekleģti. Küresel ekonomik krizin ve gümrüklerde yaģanan sorunun etkisiyle ticaret hacmi 2009 yılında 22 milyar dolara kadar gerilese de 1992 yılında iki ülke arasındaki ticaret hacminin sadece 1,4 milyar dolar olduğu göz önüne alındığında gelinen seviye iki ülke için de büyük baģarı. Her ne kadar artık önemini kaybetse de, bavul ticareti yoluyla Türkiye nin 1992-2005 yılları arasında elde ettiği gelirin 60-70 milyar doları bulduğu belirtilmektedir. 7 Turizm de iki ülke ekonomik iliģkilerinde önemli yer 3 Ayrıntılı bilgi için bkz: O. A. Kolobov, A. A. Kornilov, Fatih Özbay, ÇağdaĢ Türk-Rus ĠliĢkileri: Sorunlar ve ĠĢbirliği Alanları (1992-2005), TASAM Yayınları, Ġstanbul, 2006, s. 15-94. 4 100 Milyar Dolarlık Ticaret Mümkün, Sabah, 13.05.2010. 5 Fatih Özbay, 100 Milyar Dolarlık Ticaret Zor Ama Mümkün, Stratejik Düşünce Dergisi, Haziran 2010, s. 45. 6 Ferit Temur, Rusya ve Türkiye Ekonomik ĠliĢkileri ve Yatırım Olanakları, Siyaseti, Ekonomisi, Güvenliği, DıĢ Politikaları ve Stratejik ĠliĢkileriyle: Yeni Rusya, SDE Yayınları, Ankara, Haziran 2010, s. 100. 7 Kolobov, Kornilov, Özbay, a.g.e, s. 28. 40

Soğuk Savaş Sonrası Türkiye-Rusya İlişkileri: 1992-2010 tutuyor. 2009 yılında yaklaģık 3 milyon Rusya vatandaģı turist olarak Türkiye yi ziyaret etti. 8 Rusya Devlet BaĢkanı Dimitriy Medvedev in 12 Mayıs 2010 tarihinde Ankara ya gerçekleģtirdiği ziyarette vizelerin karģılıklı olarak kaldırılması yönünde anlaģmaya varılması iki ülke arasındaki turizm iliģkilerini ileriki yıllarda daha da arttıracaktır. Günümüzde her iki ülke de birbirlerinin önemli ticari ortakları haline geldiler. Rusya daki Türk yatırımları geçen yıllarda artmaya devam ediyor. Binlerce Türk iģçisine istihdam olanağı da sunan Türk inģaat sektörünün Rusya pazarında yüklendiği iģlerin toplamı 20 milyar doları buldu. 9 Rusya açısından da Türkiye önemli bir ticari ortak haline geldi. Rusya daki Türk yatırımları kadar büyük olmasa da Türkiye de de hatırı sayılır derece de Rus yatırımları var. Özellikle ulaģtırma ve enerji alanındaki iliģkiler buna örnek gösterilebilir. Rusya ve Türkiye arasındaki ticari-ekonomik iģbirliğinin en perspektifli alanlarından biri de enerji sektörüdür. Rusya enerji kaynakları açısından dünyanın en zengin ülkelerinden biridir. Türkiye ise Rusya ya komģu ülkeler arasında enerji talebinin hızla arttığı ülkelerin baģında gelmektedir. Bu faktörler iki ülke arasında enerji konularıyla ilgili uzun dönemli iģbirliğinin temelini oluģturmaktadır. Ġki ülke arasındaki enerji iliģkileri 1984 te imzalanan doğalgaz anlaģması ile baģladı. Bu anlaģmayla inģasına baģlanan doğalgaz boru hattı 1987 yılında tamamlandı ve Ukrayna, Romanya ve Bulgaristan üzerinden Türkiye, Rus doğalgazını almaya baģladı. 1997 yılında imzalanan Mavi Akım AnlaĢması nın Karadeniz den geçirmeyi planladığı doğalgaz boru hattı 2005 yılında hayata geçti. Mavi Akım AnlaĢması enerji alanında iki ülke arasında Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattı konusunda yaģanan rekabetin yerine iģbirliği yaklaģımının ortaya konulması açısından çok önemlidir. Mavi Akım bir anlamda daha sonraki yıllarda gittikçe artacak olan ikili iliģkilerin itici gücü olmuģtur. Mavi Akım ın hayata geçmesiyle Türkiye, Rusya nın enerji alanındaki en büyük ortaklarından biri haline geldi. 8 TÜĠK verileri. 9 T.C. Moskova Büyükelçiliği verileri. 41

Bilge Strateji, Cilt 2, Sayı 4, Bahar 2011 Türkiye ye doğalgaz ihraç eden ülkeler sıralamasında Rusya geleneksel olarak ilk sırada bulunmaktadır. Mavi Akım Doğalgaz Boru Hattı Projesi aynı zamanda Rusya nın Türk ekonomisine yaptığı en büyük yatırımdır. Rusya Ģimdilerde Mavi Akım hattına paralel bir Mavi Akım-2 doğalgaz boru hattı daha teklif etmektedir. Türkiye kullandığı doğalgazın %63 ünü, petrolün ise %29 unu Rusya dan satın alıyor. 10 Enerji alanında iģbirliğinin muhtemel kalemlerinden birisi de nükleer santral yapımı olacaktır. Enerji alanındaki yakın iliģkiler Türkiye nin gittikçe Rusya ya enerji alanında bağımlılığının arttığı eleģtirilerini de doğurmaktadır. Ancak bu bağımlılığın tek taraflı olmadığını, arz-talep iliģkisi çerçevesinde Türkiye nin Rusya ya olduğu kadar, Rusya nın da Türkiye ye bağımlı olduğunu söyleyebiliriz. Enerji alanında bir baģka önemli konu ise nükleer alanda iģbirliğidir. Türkiye nin 55 yıllık nükleer santral macerasında nükleer santral için 4 kez ihaleye çıkılmasına rağmen bunların hiçbiri sonuçlanmadı. Son olarak, Mersin Akkuyu da yapılması plânlanan nükleer santral ihalesini tek katılımcı olan JSC Atomstroyeksport-JSC, Inter Raoues ve Park Teknik ten oluģan Rus-Türk Ģirketler grubunun kazandığı ihale hakkında DanıĢtay, Kasım 2009 da yürütmeyi durdurma kararı vermiģti. Rusya ile nükleer santral konusunda iģbirliğinde ısrarlı olan Türkiye bunun üzerine devletlerarası anlaģma yoluyla santralin yapımını Rusya ya verme yoluna gitti. Türkiye ile Rusya arasında uzun süredir devam eden nükleer santral görüģmeleri Haziran 2010 da sonuçlandı. Ġki ülke hükümetleri arasında Akkuyu Sahasında Nükleer Güç Santralinin Tesisine ve ĠĢletimine Dair ĠĢbirliği AnlaĢması imzalandı. Rusya Devlet BaĢkanı Medvedev in 12 Mayıs'ta gerçekleģtirdiği Türkiye ziyaretinde sağlanan anlaģmaya göre nükleer santralin inģa ve iģletim hakkı tamamı ile Rusya ya ait olacak. Önümüzdeki dönemde Rusya çoğunluk hissesi kendisinde kalmak Ģartı ile ortak alabilecek. Rusya'nın toplam 4,8 GW kapasitesinde dört ayrı üniteden oluģacak nükleer santral için 20 milyar dolar yatırım yapması bekleniyor. Ġlk nükleer santral için Türkiye, en az 15 yıllık elektrik enerjisi alım garantisi vermektedir. 15 yıllık alım garantisine iliģkin dönemin sonunda Türkiye, santralda üretilecek her birim elektrikten elde edilecek 10 TÜĠK verileri. 42

Soğuk Savaş Sonrası Türkiye-Rusya İlişkileri: 1992-2010 net kârın %20 sine ortak olacak. Rusya nın tüm finansını karģılayacağı nükleer santralde elektrik alım fiyatını Rusya 12,35 sente kadar düģürmüģtür. BaĢbakan Recep Tayyip Erdoğan, Nükleer enerjideki ilk yatırımımızı Rusya Federasyonu ile yapmamız manidardır, anlamlıdır açıklamasını yapmıģtır. 11 Nükleer iģbirliğine iliģkin kanun CumhurbaĢkanı Abdullah Gül tarafından Kasım 2010 da onaylanmıģtır. Rusya parlamentosu alt kanadı Duma ilgili anlaģmayı Kasım 2010 da onayladı. 12 Ekonomik iliģkilerin hacim olarak az ama anlam olarak önemli bir kalemi de askeri-teknik alandaki iliģkilerdir. 13 Rusya dünyanın önde gelen silah üreticisi ve ihracatçısı ülkelerinden birisidir. Rusya askeri alanda iģbirliği yaptığı ülkelere stratejik ortak gözüyle bakmakta ve bu ülkelerle olan iliģkilerine ayrı bir önem vermektedir. Türkiye-Rusya arasındaki askeri-teknik alandaki iģbirliği Soğuk SavaĢ ın bitiminden ve SSCB nin çöküģünden sonra yeniden baģladı. Rusya ile askeri alanda teknik iģbirliği yapan ve silah alımı gerçekleģtiren ilk NATO ülkesi Türkiye dir. Türkiye nin Rusya dan askeri malzeme alması bazı NATO ülkelerinin tepkisini çekmiģtir. ABD ve diğer Batılı ülkelerin bu konudaki baskıları ve lobi faaliyetleri de bu alandaki iģbirliğinin artmasının önünde engel teģkil etmektedir. Ayrıca Türkiye nin bir NATO ülkesi olması dolayısıyla uymak zorunda olduğu silah standardı ve tarafların karģılaģtığı finanssal zorluklar da askeri alanda iliģkilerin geliģmesinin önündeki objektif engellerdir. Bu durum iki ülke arasındaki askeri iliģkilerin hacmini ve çeģitliliğini ister istemez sınırlandırmaktadır. Bütün zorluklara rağmen Rusya ve Türkiye askeri-teknik alanda iģbirliğinin artırılması için aktif olarak yeni arayıģlar içerisine girmiģlerdir. Nisan 2008 de Rosoboroneksport adlı Rus Ģirketi Türk Silahlı Kuvvetleri ne tanksavar sistemi ve füzelerin satıģını öngören ihaleyi kazanmıģtır. Rus Donanması BaĢkomutanı Amiral Vladimir Vısotski nin 23 Haziran 2008 tarihindeki Türkiye ziyareti sırasında iki ülke arasındaki askerî iliģkilerin geliģtirilmesinin önemi bir kez daha vurgulanmıģtır. Rusya dan yapılan silah alımları iki ülke arasındaki ticari 11 Rusya-Türkiye 17 anlaģmaya imza attı, nükleer 12.35 sente indi, Hürriyet, 13.05.2010. 12 Rusya dan Akkuyu Nükleer Santraline Onay, Zaman, 20.11.2010. 13 Bkz: Fatih Özbay, Askeri Amaçlı Helikopter Alımı Ġhalesi ve Türkiye-Rusya ĠliĢkileri, 20.07.2005, http://www.tasam.org/index.php?altid=1250 (eriģim 01.10.2010). 43

Bilge Strateji, Cilt 2, Sayı 4, Bahar 2011 iliģkilerin karģılıklı uzlaģma temelinde geliģtiğinin önemli göstergelerinden birisidir. Türkiye-Rusya ekonomik iliģkileri aynı zamanda Türkiye-AB iliģkileri ile birlikte değerlendirilmesi gereken bir konudur. 14 Türkiye nin AB üyeliği iki ülke ekonomik iliģkilerinin önünde engel değildir, aksine yeni açılımlar sağlayacak potansiyel taģımaktadır. Türkiye nin AB ile Gümrük Birliği nden kaynaklanan bir bağımlılığı bulunmaktadır ve AB nin koyduğu bir takım kısıtlamalar, kotalar ve sınırlamalar ister istemez iki ülke arasındaki iliģkileri etkileyecektir. Türkiye nin AB üyeliği durumunda, Türkiye-Rusya ticari-ekonomik iliģkilerinde ilk ve en çok etkilenecek sektörlerin baģında turizm ve enerji sektörü gelmektedir. Nitekim Rusya Devlet BaĢkanı Putin, Türkiye nin AB ye katılması halinde ortaya çıkabilecek muhtemel problemler konusunda resmen uyarıda bulunmuģtur. 15 Bu durumdan iki ülke arasındaki ticari-ekonomik iliģkilerin çok fazla etkilenip etkilenmemesi Türkiye nin AB ile müzakere sürecindeki tavrına bağlıdır. 20. yüzyılın sonuna doğru Rusya ve Türkiye ticari-ekonomik iģbirliği alanında çok önemli tecrübeler edinmiģlerdir. KarĢılıklı ekonomik çıkarlar, Rusya nın bilimsel-teknik potansiyeli ve Türkiye nin piyasa ekonomisinin Ģekillendirilmesi alanında sahip olduğu zengin tecrübe bu sürece ivme kazandıran baģlıca etkenlerdir. KomĢu ülkeler olan Rusya ve Türkiye arasındaki ticaret hacminin zaman içinde gösterdiği artıģ, tarafları karģılıklı ekonomik çıkarlara dayalı iģbirliğinin geliģtirilmesi yönündeki giriģimlerini yoğunlaģtırmaya teģvik etmiģtir. Her iki ülkenin de bu potansiyeli iki tarafın da çıkarlarına uygun Ģekilde kullanması ve bunu sağlayacak etkili önlemlerin alınması iliģkileri daha da geliģtirecektir. ġurası unutulmamalıdır ki, Türkiye-Rusya ekonomik iliģkileri politik olaylar karģısında çok hassastır. Bu yüzden iki ülke arasında siyasi dengelerin sağlam temele oturtulması ekonomik iliģkilerin düzenli geliģimine katkıda bulunacaktır. Türkiye ve Rusya ticari-ekonomik iliģkilerini artırarak ve çeģitlendirerek daha da geliģtirmek suretiyle aralarındaki mevcut ve muhtemel 14 Bkz: Fatih Özbay, AB ye Müzakere Sürecinde Türkiye-Rusya Ekonomik ĠliĢkileri, 01.08.2005, http://www.tasam.org/index.php?altid=1257 (eriģim 01.10.2010). 15 Erdoğan dan Putin e Mesaj: AB ye Katılacağız Ancak Sizden de Vazgeçmeyeceğiz, Zaman, 10.01.2005. 44

Soğuk Savaş Sonrası Türkiye-Rusya İlişkileri: 1992-2010 politik sorunları daha kolay ve iki ülke açısından da uygun olan koģullarda çözebilme imkânına sahiptirler. 3. POLĠTĠK ĠLĠġKĠLER Türkiye CumhurbaĢkanı Turgut Özal 11-15 Mart 1991 de tarihleri arasında Moskova yı ziyaret etti. Böyle bir ziyaret, 1969 da CumhurbaĢkanı Cevdet Sunay ın Moskova yı ziyaretinden beri gerçekleģmemiģti. Bu nedenle, Özal ın Moskova gezisi özel bir önem taģımaktaydı. 12 Mart 1991 de Moskova da T. Özal ve M. Gorbaçev, Türkiye ve SSCB arasında dostluk, iyi komģuluk ve iģbirliği antlaģması imzaladılar. Fakat Aralık 1991 de SSCB nin yıkılması ile bu antlaģma geçerliliğini kaybetti. Rusya Federasyonu kurulduktan sonra iki ülke arasında karģılıklı diplomatik ziyaretler gerçekleģtirildi. Türkiye nin Rusya Federasyonu nu tanımasının ardından 1992 de dönemin DıĢiĢleri Bakanı Hikmet Çetin bu ülkeye ilk resmî ziyareti gerçekleģtirirken, bunu Rusya DıĢiĢleri Bakanı Andrey Kozirev in Türkiye ziyareti izlemiģtir. Türkiye BaĢbakanı Süleyman Demirel in 25-26 Mayıs 1992 deki Moskova ziyaretinde iki ülke arasında, 25 Mayıs 1992 tarihli Türkiye Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu Arasındaki İlişkilerin Esasları Hakkında Antlaşma imzalandı. Bu antlaģma ile Türkiye ve Rusya Federasyonu arasındaki iliģki dönemi resmen baģlamıģ oluyordu. 16 1991 yılında SSCB nin çöküģü, Türkiye nin dıģ politikasına haliyle güçlü bir canlandırıcı etkide bulundu. VarĢova Paktı nın dağılmasından sonra Türkiye, tüm imkânlarını Kafkaslar ve Orta Asya da ortaya çıkan diğer jeopolitik boģluğu doldurmak için seferber etti. 1991 den baģlayarak Türkiye söz konusu bölgelerde etkinliğini artırmaya ve bölgesel bir güç olmaya çalıģıyor, kendisini bu ülkeler için model olarak görerek onlar için abi rolü oynamak istedi. 1992-1993 yıllarında Türkiye ve Ġran ın Orta Asya bölgesinde kıyasıya rekabet edecekleri öngörülmekteydi. Ancak geliģmeler burada bir rekabet söz konusu olacaksa bunun Türkiye ile Ġran arasında değil, Türkiye ile Rusya arasında olacağını gösterdi. 16 Ġlk yıllar için bkz: D. Y. Yeremeyev, Turtsiya Na Rubeje XX i XXI Vekov (1991-2007), [20. ve 21. Yüzyılların EĢiğinde Türkiye (1991-2007)], Gumanitariy, Moskva, 2007, s. 152-156. 45

Bilge Strateji, Cilt 2, Sayı 4, Bahar 2011 Bölgede Rusya ve Türkiye nin çıkarlarının çatıģması ister istemez rekabet ortamını da hazırladı. Rusya 1993 yılı Kasım ayında Ulusal Güvenlik Doktrini ni yürürlüğe koydu. Bu doktrinde Rusya, Yakın Çevre olarak belirlediği Kafkaslar ve Orta Asya yı stratejik çıkarları açısından kendisinin nüfuz alanı olarak ilan etmekteydi. 1993 ten itibaren Rusya ve Türkiye arasındaki rekabet belirgin bir hale geldi. 1995 ten itibaren Türkiye nin daha gerçekçi, dengeli ve Rusya yı gözardı etmeyen bir politika izlediğini görmekteyiz. 1995 yılından itibaren Türkiye, Rusya ile ticariekonomik iliģkilerini daha da arttırmaya ve politik iliģkilerini de düzene koymaya baģladı. Bununla beraber, bu politika değiģimi, Rusya ile iliģkilerde görülen sorunların ortadan kalktığı anlamına gelmiyordu. Ġki ülkenin yakınlaģması yolunda hâlâ belli engeller bulunmaktaydı. Türkiye ile Rusya arasındaki iliģkilerin genel durumuna bakıldığında, iki ülkenin Soğuk SavaĢ ortamından Soğuk BarıĢ ortamına geçtikleri söylenebilirdi. Moskova, 1992-1996 yılları arasında, yakın çevresindeki ülkelerle yoğun iliģkiler kurmak isteyen Türkiye yi kendisine büyük bir tehdit olarak algılamıģtır. 17 Kimi Rus uzmanlara göre, 1995 ten itibaren Rusya da milliyetçi-yurtsever duygular ve güçlü devlet iktidarı yıllarına duyulan özlem arttı. Türkiye de ise belirgin bir biçimde Ġslami düģüncelerin etkisi arttı. Söz konusu bu eğilimler Rusya ve Türkiye nin uluslararası alanda sıkı iģbirliği yapma olanaklarını zayıflattı. 18 Bu yüzden, 1990 lı yılların baģlarındaki iki ülke arasındaki iliģkileri temkinli yakınlık olarak nitelememiz mümkündür. Bu yıllarda Avrasya coğrafyasında her iki ülke de birbirini rakip olarak görürken, diğer taraftan, hızla artan ekonomik iliģkiler her iki ülkeyi de iģbirliği yapmaya zorlamaktaydı. 1990 lı yıllar her iki ülke için de iģbirliği ve rekabet dengesini ayarlamakla geçti. Bu yüzdendir ki iki ülke 17 Ömer Göksel ĠĢyar, Rusya Federasyonu ile ĠliĢkiler, Türk DıĢ Politikası (1919-2008), (Ed.) Haydar Çakmak, BarıĢ Platin Kitap, Ankara, 2008, s. 807. 18 Mihail Meyer, 18. Yüzyıldan Günümüze Rusya ve Türkiye ĠliĢkileri, Dünden Bugüne Türkiye ve Rusya: Politik, Ekonomik ve Kültürel ĠliĢkiler, (Der.) Gülten Kazgan, Natalya Ulçenko, Bilgi Üniversitesi Yayınları, Ġstanbul, Kasım 2003, s. 14. 46

Soğuk Savaş Sonrası Türkiye-Rusya İlişkileri: 1992-2010 arasındaki 1990 lı yıllardaki iliģkiler kimi zaman sanal yakınlaģma 19 veya fiili yakınlaģma 20 olarak nitelendirildi. Bu durum, iliģkileri çok iyi seviyeye çıkarmasa bile, derin bir Ģekilde kökleģmiģ geçmiģin kalıntılarından kurtararak tatmin edici bir seviyeye çıkarıyordu. Sanal ya da fiili yakınlaģma süreci iki önemli ama birbirine zıt yönü barındırıyordu. Buna göre, bir taraftan, yönetilebilen bir jeopolitik mücadele sürerken, diğer taraftan birbirine bağımlı, görülmemiģ derecede geliģen ekonomik iliģkiler söz konusuydu. 21 1990 lı yıllarda Türk-Rus iliģkileri Altın Çağ olarak tabir edilebilecek bir döneme girmiģti. Sanal altın çağ olarak nitelendirilebilecek olan bu dönemde iki ülke neredeyse 10 yıldır bu çağın içinde olmalarına rağmen bunun getirilerinden faydalanmasını bilemediler. 22 1990 lı yıllarda iki ülke arasındaki iliģkilerin sorunlu gündem maddelerini oluģturan konular olarak Kafkasya ve Orta Asya daki nüfuz mücadelesini, Rusya nın Güney Kıbrıs Rum Kesimi ne S-300 füzeleri satıģını, Avrupa Konvansiyonel Kuvvetler AnlaĢması tartıģmasını, Boğazlar dan Hazar petrollerinin geçirilmesi konusunu, Boğazlar sorununu, Kürt ve Çeçen sorunlarını sayabiliriz. Ancak baģta ekonomik alandaki iliģkiler Mavi Akım doğalgaz boru hattı, terörizmle mücadele alanında iģbirliği, askeri-teknik iliģkiler ve Avrasya ölçeğinde iģbirliği arayıģları gibi diğer gündem maddeleri de iliģkilerin her iki taraf için de memnuniyet oluģturan taraflarıydı. 23 Ġki ülke iliģkilerinde en büyük sorun, güven eksikliğini ortadan kaldırmaktı. Güven eksikliği ortadan kalktığında sorunlar her iki ülkenin de çıkarları 19 Duygu Bazoğlu Sezer, Turkish-Russian Relations: From Adversity to Virtual Rapprochement, Turkey s New World, (Ed.) A. Makovsky, S. Sayari, Washington, 2000, p. 96-98. 20 D. B. Sezer, Türk-Rus ĠliĢkileri: DüĢmanlıktan Fiili YakınlaĢma ya, Türkiye nin Yeni Dünyası - Türk DıĢ Politikasının DeğiĢen Dinamikleri, (Der.) Alan Makovsky, Sabri Sayarı, Alfa Yayınları, Ġstanbul, 2002, s.125. 21 D. B. Sezer, Turkish Russian Relations A Decade Later: From Adversity to Managed Competition, Perceptions Journal of International Affairs, Mart Mayıs 2001, Cilt 6, Sayı 1, s. 79 99. 22 Türkiye-Rusya Federasyonu Avrasya Stratejik Diyalog Toplantısı, 20-22 Ocak 2003, Ankara, (Der.) Nazım Cafersoy, Avrasya-Bir Vakfı, Avrasya Stratejik AraĢtırmalar Merkezi, Ankara, 2003, s. 45. 23 Ayrıntılı bilgi için bkz: Kolobov, Kornilov, Özbay, a.g.e., s. 123-283. 47

Bilge Strateji, Cilt 2, Sayı 4, Bahar 2011 gözetilerek çözüme kavuģturulabilirdi. Ortak çıkarlar ve her geçen yıl büyüyen ekonomik iliģkiler bunda büyük rol oynayabilirdi. Çözülmesi gereken sorunların en önemlilerinden birisi Kürt ve Çeçen sorunları idi. 1990 lı yılların sonunda hem Rusya nın hem Türkiye nin bunun farkına vardığı görüldü. Ġki taraf da politik iliģkilerin normalleģtirilmesi için çalıģmalara baģladı. Rusya BaĢbakanı Viktor Çernomırdin in Türk-Rus ekonomik iliģkilerinin rekor kırdığı 1997 yılının Aralık ayının 15-17 sinde Ankara ya gerçekleģtirdiği resmi ziyaret ikili iliģkilerde yakınlaģmanın ilk somut neticesiydi. Her iki ülke de artan ekonomik iliģkilerin çıkarları doğrultusunda nasıl daha baģka farklı alanlara yayılabileceğinin yollarını arıyordu. Çernomırdin in Eminim ki, ikili ilişkilerin daha da genişlemesi ve derinleşmesi, bunun yeni kaliteli biçimlerinin aranması, her iki ülkenin gerçek milli çıkarları tarafından dikte edilmektedir sözleri buna iģaret ediyordu. 24 KarĢılıklı iliģkilerde stratejik ortaklık ilk defa bu dönemde ifade edilmeye baģlanmıģtır. 25 Mayıs 1998 de Türkiye Genelkurmay BaĢkanı Ġsmail Hakkı Karadayı nın Moskova ziyareti iliģkilere hâkim olan Soğuk SavaĢ havasının dağılmaya baģladığının ilk iģareti sayılabilir. Rekabet havasının iģbirliği havasına dönüģümün özünde, uluslararası sistemde meydana gelen geliģmelerin iki ülke iliģkilerine ve Avrasya coğrafyasına yansımaları yer almaktaydı. Eski VarĢova Paktı üyeleri, Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Polonya, Aralık 1997 de NATO üyeliğine giden yolda ilk adımları atmıģlardı. Batı dünyası Rusya nın itirazlarına rağmen süreci baģlatmıģtı. Bu ise Rusya için kabul edilebilir bir durum değildi. Aynı dönemde Türkiye de Lüksemburg Zirvesi nde açıkça ortaya çıktığı üzere AB ile üyelik sürecinde ciddi sıkıntılar yaģamıģtı. Yine 1997 ve 1998 dönemi, iki tarafın ekonomik krizlerle boğuģtukları bir dönemi iģaret etmekteydi. Böylece Ģartlar, iki tarafı gerek siyasi gerek ticari ve ekonomik alanlarda yakınlaģtırmaya baģlamıģtı. 26 24 Türkiye ve Rusya: Hem Ortak, Hem KomĢu, Perspektif, No: 9, Yıl: 2, ġubat 1998, s. 4. 25 Stratejik Ortaklık Önerisi, Milliyet, 17.12.1997; Sami Kohen, Bir Stratejik Ortaklık Daha, Milliyet, 17.12.1997. 26 Mitat Çelikpala, 1990 lardan Günümüze Türk-Rus ĠliĢkileri, Avrasya Dosyası, Yıl: 2007, Cilt: 13, Sayı: 1, s. 278. 48

Soğuk Savaş Sonrası Türkiye-Rusya İlişkileri: 1992-2010 Ġki ülke arasındaki iliģkilerin artık açık bir Ģekilde konuģulmasına karar verildiği ve iliģkileri iģbirliği yönünde geliģtirmek konusunda açık ve kesin bir iradenin ortaya konulduğu en önemli geliģme Kasım 1999 da Türkiye BaĢbakanı Bülent Ecevit in Moskova ya yaptığı resmi ziyarettir. Bu ziyaret sırasında Ecevit, Çeçenistan konusunda kendisine yöneltilen bir soruya Biz Rusya nın içişlerine karışmak istemiyoruz. Biz sorunun barışçıl yöntemlerle çözüleceğine inanmaktayız cevabını vermiģti. 27 Rusya BaĢbakanı Vladimir Putin ise Ecevit ile yaptığı görüģmede Nereden kaynaklanırsa kaynaklansın, Rusya Türkiye ye yönelik hiçbir terörist eylemi desteklemedi ve desteklemeyecektir açıklamasını yaptı. 28 Her ne kadar Ecevit in Rusya Devlet BaĢkanı B. Yeltsin ile görüģememesi geziye gölge düģürse de bu ziyaret iliģkilerde artık rekabet yerine iģbirliğinin öne çıkacağını ortaya koyması yönünden oldukça önemlidir. Bülent Ecevit in ziyareti esnasında terörizmle mücadele konusunda imzalanan Ortak Deklarasyon ve iki ülkenin özellikle enerji alanında daha yakın bir iģbirliği kararı alması iliģkilere ivme kazandırmıģtır. 2000 li yılların baģlarında gözlemlenen diplomatik iliģkiler, iki ülke iliģkilerinin 1990 lı yıllardan çok farklı olacağını gösteriyordu. Son yıllarda müģterek iliģki terazisinin iģbirliği tarafı gözle görülür bir Ģekilde ağır basmaya baģladı. 2000 li yıllarda karģımıza çıkan tablo iliģkilerin bütünü açısından oldukça olumlu bir hava içeriyor. Bu değiģimde hacmi yıllar geçtikçe artan ekonomik iliģkilerin yanı sıra baģka faktörlerin de etkisi var. Taraflar iliģkilerin ekonomik, politik, askeri-teknik ve diğer alanlardaki ulaģılan seviyesini değerlendirerek perspektiflerini, geliģme eğilimlerini ve geliģmesini tespit edip bu temelde muhtemel daha üst seviyeye çıkarma arzusunu açıkça ortaya koymaya baģladılar. 1990 lı yılların sonuna gelindiğinde baģlangıçta belirli bir ağırlık merkezi olmayan, çok da dengeli seyretmeyen ikili iliģkilerin, ekonomi/enerji konuları merkezinde Ģekillendiği görülmektedir. Ayrıca terör ve terörle mücadele konusunun her ne kadar ortak bir tanımlama yapılamamıģ olsa da ekonomik ve ticari iliģkiler merkezli Ģekillenen iliģkilere bir engel oluģturmaktan çıktığı, çok boyutlu ortaklığa doğru ilerleyen 27 Gayaz Alimov, Bulent Ecevit: Chechnya vnutrennoe delo Rossii, İzvestia, November 4, 1999. 28 Aydın Mehtiyev, Vstrecha Putina i Ecevita s tselom proshla uspeshno, Nezavisimaya Gazeta, November 6, 1999. 49

Bilge Strateji, Cilt 2, Sayı 4, Bahar 2011 iliģkilere altyapı hazırladığı görülmektedir. 29 DeğiĢiklikler hem Türk hem Rus diplomasisindeki yeniden yapılanma ile de bağlantılıdır. Türkiye açısından, çok boyutlu dıģ politika yaklaģımı ağırlık kazanmaya baģlamıģtır. Putin, Rusya Devlet BaĢkanı olarak seçildikten sonra, Biz çıkarlarımıza ters düşmedikçe herkesle işbirliğine gideceğiz açıklamasını yapmıģtır. 30 Rusya DıĢiĢleri Bakanı Ġgor Ġvanov bu değiģikliklerle ilgili olarak Dış politikanın tek sağlam kaynağı yalnız milli çıkarlara dayanmasıdır demiģtir. 31 2000 li yıllara girilmesiyle birlikte iki ülke arasında yüksek seviyeli düzenli politik diyalog gözlemlenmeye baģladı. Rusya Federasyonu BaĢbakan Yardımcısı Ġlya Klebanov, Rusya Devlet BaĢkanı nın özel temsilcisi sıfatıyla 2000 yılının ġubat ve Mayıs aylarında Ankara ya resmi ziyaretlerde bulundu. 2 Haziran 2000 de SSCB ile Türkiye nin diplomatik iliģkilerinin 80. yılı kutlandı. 6 Eylül 2000 de New York ta yapılan Milenium zirvesinde Vladimir Putin ile Ahmet Necdet Sezer arasında üst düzeyde bir görüģme gerçekleģti. Ekim 2000 deki Rusya BaĢbakanı M. M. Kasyanov un Ankara ya resmi ziyareti Rus-Türk iliģkilerinde dönüm noktası oldu. Kasyanov un Rusya ve Türkiye birbirine rakip değildir. Ortağız ve hükümetlerimiz de bu prensip çerçevesinde ilişkiler geliştirecekler. değerlendirmesi dikkat çekicidir. Her iki taraf da, iliģkileri gelecekte iģbirliğinden stratejik ortaklığa götürecek potansiyelin olduğundan bahsettiler. 32 11 Eylül olaylarından sonra ilerleyen ABD ve Rusya yakınlaģması, Türkiye ye Avrasya bölgesinde Rusya ile iģbirliği imkânlarının artacağı izlenimini verdi. Uzun yıllar terörden zarar gören iki ülke için 11 Eylül olayları karģılıklı anlayıģ çerçevesinde yakınlaģmaya sebep oldu. Ekonomik iģbirliğini öne çıkartarak sorunları geride bırakma politikası 11 Eylül saldırıları sonrası oluģan atmosferde bir adım daha ileri götürüldü. BM Genel Kurulu toplantısı için New York ta 29 Çelikpala, a.g.m., s. 280. 30 İzvestia, 22.04.2000. 31 Ġ. S. Ġvanov. Vneshnyya politika Rossiinasovremennometape, MİD RF DİP, 20.04.2001. 32 Bkz: Sami Kohen, Rusya ile Ortaklık, Milliyet, 26.10.2000; Hikmet Bila, Türkiye- Rusya, Cumhuriyet, 25.10.2000; Fikret Bila, Kasyanov un Ziyareti, Milliyet, 26.10.2000; Mehmet Ali Birand, Competition and Cooperation With Russia, Turkish Daily News, 26.10.2000. 50

Soğuk Savaş Sonrası Türkiye-Rusya İlişkileri: 1992-2010 bulunan Türkiye DıĢiĢleri Bakanı Ġsmail Cem ve Rusya DıĢiĢleri Bakanı Ġgor S. Ġvanov 16 Kasım 2001 de Türkiye Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu Arasında Avrasya da İşbirliği Eylem Planı: İkili İşbirliğinden Çok Boyutlu Ortaklığa adlı belgeyi imzaladılar. 33 7 Mart 2002 de zamanın Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Orgeneral Tuncer Kılınç ın Türkiye nin ABD yi göz ardı etmeden AB ye karģı Rusya ve Ġran ile iģbirliği yapması gerektiğini söylemesi oldukça ses getiren ve tartıģılan bir açıklama olarak tarihe geçti. 34 Rus Genelkurmay BaĢkanı Anatoli KvaĢnin in 14-18 Ocak 2002 deki Ankara ziyaretinde iki ülke arasında Askeri Alanda ĠĢbirliğine ĠliĢkin Çerçeve ve Askeri Personel Eğitim ĠĢbirliği AnlaĢması imzalandı. 35 AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan 24 Ekim 2002 de Moskova ya gerçekleģtirdiği ziyarette Devlet BaĢkanı Putin ve BaĢbakan Kasyanov ile görüģtü. Irak krizi sırasında hem Ankara hem de Moskova Irak ın toprak bütünlüğünün korunması taraftarı olduklarını açıkladılar. Rusya Federasyonu nda Vladimir Putin döneminin baģlaması, Türkiye de de AKP nin iktidara gelmesiyle birlikte Türk-Rus iliģkileri ivme kazanmaya baģladı. 36 Ġki ülke iliģkilerinin 2004-2005 yılları arasındaki seyrini, anlaģmalarla çizilen çerçevenin sonuçlarının alınmaya baģlandığı, iliģkilerde bahar havasının yaģandığı dönem olarak tarif edebiliriz. 37 BaĢbakan Yardımcısı ve DıĢiĢleri Bakanı Abdullah Gül 23-26 ġubat 2004 tarihleri arasında Moskova ya resmi ziyaret gerçekleģtirdi. Türkiye ile Rusya arasındaki iliģkilerin geliģen dinamiği göz önüne alınarak ilk defa bu ziyaret istisnai bir hal olarak BaĢbakan düzeyine çıkarılmıģtı. Bu ziyareti Rusya Federasyonu Devlet BaĢkanı Vladimir Putin in 5-6 Aralık 2004 deki Ankara ziyareti izlemiģtir. Türk-Rus iliģkilerinin 500 yılı aģkın tarihinde, 1972 de dönemin Yüksek Prezidyum BaĢkanı Podgorni nin Türkiye ziyareti sayılmazsa, ilk defa bir Rus devlet baģkanının Türkiye yi ziyaret etmesi sebebiyle bu ziyaretin gerçek anlamıyla tarihi nitelikte olduğunu söyleyebiliriz. Bu 33 Belge metni için bkz: http://www.turkey.mid.ru/relat_2_t.html. 34 Zaman, 08.03.2002. 35 Rusya ile Askeri ĠĢbirliği AnlaĢması, Cumhuriyet, 15.01.2002. 36 Ġlyas Kamalov, KomĢuluktan Stratejik ĠĢbirliğine: Türk-Rus ĠliĢkileri, ORSAM Rapor No: 18, Mayıs 2010, s. 6. 37 Çelikpala, 1990 lardan Günümüze, s. 282-283. 51

Bilge Strateji, Cilt 2, Sayı 4, Bahar 2011 ziyaret 32 yıl aradan sonra Rusya dan Türkiye ye devlet baģkanı düzeyinde yapılan ilk gezi olmakla kalmayıp, iliģkilerin her boyutunun gözden geçirilmesi ve yeni bir sayfanın açılması açısından da büyük bir anlam ve öneme sahiptir. Bu ziyaret esnasında Rusya Federasyonu ve Türkiye Cumhuriyeti Arasında Dostluğun ve Çok Boyutlu Ortaklığın Derinleştirilmesine İlişkin Ortak Deklarasyon ile birlikte ekonomik ve askeri-savunma alanlarında 6 ayrı anlaģma daha imzalanmıģtır. Ġkili siyasi perspektiften bakıldığında 2005 yılı tam anlamıyla bir annusmirabilis (muhteģem bir yıl) olmuģtur. Bir yıllık bir zaman zarfında Putin ve Erdoğan, Karadeniz kıyısında yedi saatlik özel bir görüģme de dâhil, tam dört kez bir araya gelmiģtir. 38 BaĢbakan Recep Tayyip Erdoğan Moskova daki Türk Ticaret Merkezi nin açılıģını yapmak için 10-12 Ocak 2005 te, 2. Dünya SavaĢı Zaferi nin 60. yıldönümü törenlerine katılmak için 8-9 Mayıs 2005 te Moskova yı ziyaret etmiģtir. Arkasından, 17-18 Temmuz 2005 te Soçi de çalıģma ziyareti çerçevesinde Rusya Devlet BaĢkanı Putin ile görüģmüģtür. Putin, Mavi Akım Doğalgaz Boru Hattı nın açılıģ törenine katılmak için 17 Kasım 2005 te Samsun a gelmiģtir. RF DıĢiĢleri Bakanı Sergey Lavrov 31 Mayıs-1 Haziran 2006 tarihleri arasında Türkiye de bulunmuģtur. Türkiye CumhurbaĢkanı Ahmet Necdet Sezer 28-30 Haziran 2006 da Rusya yı ziyaret etmiģtir. Bu ziyaret aynı zamanda, Rusya Federasyonu nun kuruluģundan bu yana Türkiye den yapılan CumhurbaĢkanı düzeyindeki ilk ziyaret olması bakımından önemlidir. Dönemin TBMM BaĢkanı Bülent Arınç Temmuz 2006 da Rusya yı, Rusya Federasyon Konseyi BaĢkanı Sergey Mironov ise Mart 2007 de Türkiye yi ziyaret etmiģtir. Rusya Devlet BaĢkanı Putin ve DıĢiĢleri Bakanı Sergey Lavrov 25 Haziran 2007 de Ġstanbul da düzenlenen Karadeniz Ekonomik ĠĢbirliği zirvesine katıldılar. Türk DıĢiĢleri Bakanı Ali Babacan 19-20 ġubat 2008 de Rusya ya resmi ziyarette bulundu. Rusya DıĢiĢleri Bakanı Sergey Lavrov 1-2 Temmuz 2008 ve 2 Eylül 2008 de olmak üzere Türkiye yi ziyaret etti. Rusya Savunma Bakanı Serdyukov 18-19 Kasım 2008 de Türkiye yi ziyaret etti. 2007 yılında Türkiye de Rusya Kültür Yılı, 2008 yılında da Rusya da Türkiye Kültür Yılı ilan edildi. 38 Suat Kınıklıoğlu, Türk-Rus ĠliĢkilerinin Anatomisi, Avrasya Dosyası, Türk Dünyası- Çin, Sayı 1, 2006, s. 101. 52

Soğuk Savaş Sonrası Türkiye-Rusya İlişkileri: 1992-2010 2009 yılı Türkiye-RF arasındaki üst düzey ziyaretler açısından verimli bir yıl olmuģtur. CumhurbaĢkanı Abdullah Gül ün 12-15 ġubat 2009 daki Moskova ve Kazan ı kapsayan ziyaretini BaĢbakan Erdoğan ın 16 Mayıs 2009 daki Soçi ziyareti izlemiģ; Rusya BaĢbakanı Putin de 6 Ağustos 2009 da Türkiye ye bir günlük çalıģma ziyareti gerçekleģtirmiģtir. BaĢbakan Erdoğan 12-13 Ocak 2010 da Rusya BaĢbakanı Putin in davetlisi olarak gerçekleģtirdiği çalıģma ziyaretinde Türkiye-Ermenistan protokolleri çerçevesinde Güney Akım, Nabucco Projeleri, Samsun-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı, Mavi Akım ve Mavi Akım 2, Ceyhan limanı rafineri projeleri, vizelerin kaldırılması, al ya da öde Ģartının kaldırılması veya hafifletilmesi, nükleer enerji santralleri, gerileyen turizm hacmi, Tuz Gölü doğalgaz depolarının inģası, Irak ta enerji iģbirliğinin geliģtirilmesi konularını değerlendirmiģlerdir. 39 Rusya Federasyonu Devlet BaĢkanı Medvedev in 12 Mayıs 2010 tarihinde gerçekleģen resmi ziyareti son yıllarda istikrarlı bir Ģekilde yükselen Türk-Rus iliģkilerinin önümüzdeki yıllarda da güçlü bir ivmeyle geliģeceğinin ipuçlarını taģımaktadır. Son birkaç yıl içerisinde iki ülke arasında gerçekleģen üst düzey görüģmeler, iliģkilerin geldiği seviyeyi göstermesi bakımından oldukça önemlidir. Bütün bu ziyaretler Avrasya bölgesinin iki stratejik komģusu olan Türkiye ve Rusya arasındaki iliģkilerin her geçen gün ilerlediği ve her alanda derinleģtiğinin kayda değer bir ispatıdır. Türk-Rus iliģkilerinin baģlangıcının 500. yılı 1992 yılında çeģitli etkinliklerle kutlanmıģtı. Türkiye-Rusya iliģkilerinin baģlangıcının 90. yılı ise 2010 yılı tarafların karģılıklı olarak vizeleri kaldırmaya dair aldıkları karar ve iki ülke arasında Üst Düzey ĠĢbirliği Konseyi nin faaliyete geçmesiyle birlikte yepyeni bir döneme girmiģtir. 4. ORTAK ĠġBĠRLĠĞĠ ALANLARI Türkiye nin son dönemde dıģ politikada benimsediği yeni tutum, iki ülke arasındaki iliģkilere de yansımıģ, böylelikle Rusya ile iliģkileri geliģtirmenin ve bölgesel sorunların çözümünde iki ülke arasında iģbirliği ihtimallerini 39 Murat Çemrek, Rusya-Türkiye ĠliĢkileri, Siyaseti, Ekonomisi, Güvenliği, DıĢ Politikaları ve Stratejik ĠliĢkileriyle: Yeni Rusya, SDE Yayınları, Ankara, Haziran 2010, s. 96. 53

Bilge Strateji, Cilt 2, Sayı 4, Bahar 2011 değerlendirmenin yolu açılmıģtır. Türkiye nin yeni dıģ politika yönelimi, Rusya ile iliģkileri geliģtirmek için gerekli olan motivasyonu ve isteği sağlamaktadır. Ġyi komģuluk ve sıfır problem politikalarını sınır bölgelerde uygulamanın önemine inanan Türkiye, Rusya ya da bu pencereden bakmaktadır. Rusya ile ikili siyasi ve ekonomik iliģkilerin geliģtirilmesi Türkiye nin izlediği mevcut politika içinde öncelikli bir yere sahiptir. Aynı zamanda Rusya, Avrasya da istikrar ve bölgesel barıģ için hayati bir ortak olarak görülmektedir. 40 Ankara ile Moskova nın uluslararası sorunlara yaklaģımlarında büyük çoğunlukla bir örtüģme görülüyor. Ġran nükleer sorununun diplomatik yolla çözülmesi, Türkiye-Ermenistan iliģkilerinin normalleģmesi, Dağlık Karabağ sorununun diplomatik yollarla çözülmesi, Ortadoğu da barıģın sağlanması, Suriye- Lübnan sorunu, Afganistan, Irak ta güven ortamının tesisi gibi uluslararası konularda Rusya ve Türkiye yakın politikalara sahipler. Irak krizi sırasında hem Ankara hem de Moskova Irak ın toprak bütünlüğünün korunması taraftarı olduklarını açıkladılar. Ġki ülke iliģkilerini etkileyen en önemli geliģme ise TBMM nin Mart 2003 teki Irak tezkeresini reddetmesi oldu. Rusya Devlet BaĢkanı Vladimir Putin, Kremlin de kabine toplantısı sırasında TBMM nin, Irak a yönelik askeri harekâtta Amerikan askerlerinin üslerini kullanma olasılığını engelleyen bu kararı, geçen haftanın en önemli olayıydı diye konuģtu. Kararın Rusya için sürpriz olmadığını söyleyen Putin, Mecliste çoğunlukta olan AKP den baģka bir karar almasını beklemek zordu ifadelerini kullandı. 41 Tezkerenin reddi Rusların gözünde Türkiye yi bağımsız bir aktör olarak teyit etti. 42 Tezkerenin reddiyle birlikte Rusya, Türkiye yi klasik ABD müttefiği algısından çıkartıp artık kendi çıkarları söz konusu olduğunda bağımsız kararlar alabilecek bir siyasi irade ortaya koyabilen güvenilir ve güçlü bir ülke statüsünde kabul etmeye baģladı. Rusya açısından ABD ve Atlantik dünyasından olabildiğince bağımsız hareket eden Türkiye politik iliģki kurmak konusunda dikkate alınabilecek bir ülke sayılabilirdi. Nitekim bu tarihten sonra iki ülke ileri gelenleri arasında gerçekleģen birçok üst düzey ziyaret bunun göstergesidir. 40 Bülent Aras, Türkiye ve Rusya Federasyonu: Çok Boyutlu Ortaklık, SETA Analiz, Ağustos 2009, s. 4. 41 Putin: Meclis Kararı Haftanın Olayı, Radikal, 05.03.2003. 42 Kınıklıoğlu, a.g.m., s. 100. 54

Soğuk Savaş Sonrası Türkiye-Rusya İlişkileri: 1992-2010 Rusya, Türkiye nin AB üyeliğini desteklerken, Türkiye de Rusya nın Ġslam Konferansı Örgütü ne gözlemci statüsünde katılımını destekledi. Temmuz 2005 te yapılan Erdoğan-Putin görüģmesi sırasında Erdoğan, Dünyada istikrarın korunmasına ilişkin konular da dâhil olmak üzere, bölgedeki duruma ilişkin görüşlerimiz tamamıyla örtüşmektedir açıklamasını yaptı. 43 Türkiye, Rusya nın Dünya Ticaret Örgütü ne üyeliğini de desteklemektedir. Her iki ülke de Karadeniz Ekonomik ĠĢbirliği Örgütü nün daha etkin hale getirilmesi için çaba harcamaktadırlar. Putin in ilk Türkiye ziyaretinden sonra Türkiye ile Rusya arasında diplomatik alanda iliģkiler hız kazanmıģtır. Yılda birkaç kez en üst seviyede yapılan görüģmelerin yanı sıra her yıl biri Rusya da diğeri de Türkiye de olmak üzere iki kez bakanlar toplantısı yapılmaktadır. Böylece taraflar iki ülke arasında çıkan sorunlara hemen müdahale edebilmekte ve uluslararası geliģmelerle ilgili görüģ alıģveriģinde bulunabilmektedirler. Ġki ülke arasında diplomatik iliģkilerin artması diğer alanlarda da iliģkilerin geliģmesine kolaylık sağlamakta ve bu durum Ġmparatorluklar dönemi ve Soğuk SavaĢ sırasında oluģan karģılıklı negatif algılama sorununun ve güven bunalımının ortadan kalkmasına büyük katkı sağlamaktadır. ġimdiye kadar Türkiye ve Rusya arasında BaĢbakanlar ve Devlet BaĢkanları düzeyinde yirmiye yakın görüģme gerçekleģtirilmiģtir. Türkiye CumhurbaĢkanı Abdullah Gül, ġubat 2009 da Rusya ya resmi bir ziyaret gerçekleģtirdi. Rusya kimi ülke liderlerine en üst düzeyde ağırlama anlamına gelen devlet ziyareti kategorisini uygulamaktadır. Gül ün ziyareti baģlamasından kısa bir süre önce Rusya tarafından resmi ziyaret sıfatından devlet ziyareti sıfatına yükseltildi. Ġlk defa olarak bir Türk CumhurbaĢkanı Rusya nın Özerk Tataristan Cumhuriyeti ni ziyaret etti. Bu durum, Rusya tarafından Türkiye nin Türk kökenli birimlerin yönetimleri ile iliģkiye girmesine eskiden olduğu kadar kuģkuyla bakmadığını, dolayısıyla Türkiye ile Rusya arasında karģılıklı güven ortamının artık doğmaya baģladığını göstermesi bakımından önemlidir. Nitekim CumhurbaĢkanı Gül gezi hakkında Genellikle bu ziyaretlerden sonra bazı rahatsızlıklar oluşur. İşte bu nedenle karşılıklı hassasiyet gösterildi. Bizim Tataristan gezimizle ilgili en küçük bir sorun yaşanmadı. Tam tersine teşvik edildi. 43 Kınıklıoğlu, a.g.m., s. 100. 55

Bilge Strateji, Cilt 2, Sayı 4, Bahar 2011 Bu da Rusya ile Türkiye arasındaki güvene dayalı ilişkilerin gelişmekte olduğunun bir kanıtıdır açıklamasını yaptı. 44 Türkiye ile Rusya arasındaki iliģkilerin geliģiminde Karadeniz faktörü önemli bir yer tutmaktadır. Karadeniz ve Boğazlar konusu Türkiye ve Rusya arasında tarih boyunca anlaģmazlıkların sebebi olagelmiģtir. Ancak, 2000 li yıllarda iki ülkeyi birbirine yakınlaģtıran önemli faktörlerden birisi ABD nin Karadeniz havzasını bir güvenlik boģluğu alanı Ģeklinde niteleyerek, boģluğun ortadan kaldırılması için dünyanın diğer bölgelerinde olduğu gibi buraya da Amerikan askeri varlığının yerleģtirilmesi gerektiğini tartıģmaya baģlamasıdır. Bu yaklaģımın Bulgaristan, Romanya ve Gürcistan gibi ülkelerin desteğini alması Rusya ve Türkiye yi Karadeniz in hâlihazırdaki statüsünü ve bu bağlamda Montrö yü savunma konusunda belki de tarihte ilk defa aynı safta birleģtirmiģtir. Karadeniz in küresel güçlerin yeni mücadele alanı haline gelmemesi konusu ikili iliģkilerin kuvvetli bir Ģekilde mutabık kalınan maddelerinden birisi haline gelmiģ durumdadır. Bir diğer mutabık kalınan konu ise Montrö SözleĢmesi nin hiçbir Ģekilde değiģtirilmemesi olarak ortaya çıkmaktadır. Türkiye ve Rusya bu konuda kararlı olduklarını açık ve net bir Ģekilde ifade ediyorlar. Hem Rusya hem de Türkiye Karadeniz ile ilgili konuların bu denize kıyıdaģ olan ülkelerce iģbirliği halinde ortak çözülmesini, yabancı güçlerin, üçüncü tarafların müdahil olmamasını istemektedirler. ABD nin Akdeniz de terörizm ve suçla mücadele kapsamında faaliyet gösteren NATO Aktif Çaba Operasyonu nun (Operation Active Endeavor) görev alanını Karadeniz e de geniģletmek istemesine hem Ankara hem de Moskova karģı çıkmıģlardır. Türkiye, Karadeniz in terörle mücadele kapsamında bir NATO operasyonuna konu edilmesini gereksiz bulmakta, bunun yerine BLACKSEAFOR (Karadeniz Deniz ĠĢbirliği Görev Grubu) ve KUH (Karadeniz Uyum Harekatı) kapsamında üye ülkelerle Karadeniz de gerekli müdahale ve operasyonların yapılmasını savunmaktadır. Bu politikası Rusya tarafından da destek görmektedir. 45 44 Ġsmail Küçükkaya, Rusya dan Tataristan a GeçiĢin Öyküsü, Akşam, 15.02.2009. 45 Fatih Özbay, Türk-Rus ĠliĢkilerinde Karadeniz Faktörü, 19.08.2010, http://www.bilgesam.org/tr/index.php?option=com_content&view=article&id=782:tuerkiy 56