TÜRKİYE DE KÜLTÜR BALIKÇILIĞININ ÇEVRESEL SÜRDÜRÜLEBİLİR GELİŞİMİ VE SEKTÖREL BÜYÜME İÇİN YENİ TEKNOLOJİLERİN ÜLKE ŞARTLARINDA UYGULAMAYA ALINMASI. Murat YÜCE Su Ür. Y.Müh Durul M. ŞENKAL Ekonomist. 1
KÜLTÜR BALIKÇILIĞI SEKTÖRÜ: Dünyada Kültür Balıkçılığının Gelişimi: Balık ve diğer su ürünleri protein kaynaklarının başında gelmektedir. Sanayi devrimi ve sonrasındaki hızlı nüfus artışıyla birlikte avcılık kapasitesinin daha fazla artırılamayacağının anlaşılmasıyla 20. yüzyıl ortalarından itibaren su ürünlerinin kültür ortamında yetiştirilmesine yönelik yatırımlar ve çalışmalar hız kazanmış ve talepteki artış büyük ölçüde kültür balıkçılığı üretimi ile karşılanmıştır. Günümüzde artık dünya su ürünleri sektöründe toplam üretiminin %40 ı kültür ortamında yetiştiricilikle karşılanmaktadır. FAO ya göre 2018 yılında yetiştiriciliğin avcılığı geçmesi tahmin edilmektedir. 250,000 200,000 150,000 100,000 50,000 0-50,000-100,000 2005 2010 2015 2020 2025 2030 Demand - growing per caput consumption Aquaculture Capture Surplus/Deficit Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün (FAO) göre; 2048 yılına kadar deniz ürünleri yok olabilir. Talep arzı geçecek, Fark 2030 yılında 92 milyon tona çıkacak. Arz ve talebin dengeye ulaşması için deniz ürünlerinin fiyatları artacak. 2
Türkiye de Kültür Balıkçılığı: Türkiye de de sektör dünyada olduğu gibi hızla büyümüş, özellikle son 10 yılda büyük üretim ve işleme tesisleri yapılmıştır. Ancak bu gelişme henüz dünya piyasaları ile rekabet edebilecek düzeyde değildir. Türkiye kültür balıkçılığı üretiminde ilk 20 ülke arasında bile değildir. Bunun 2 ana sebebi vardır. 1- Dünyada kişi başına ortalama balık tüketiminin 15 kilo civarındadır, ancak Türkiye de ise durum neredeyse dünya ortalamasının 1/3 i civarında, yani 5-6 kg civarındadır. O yüzden iç piyasadaki satışlar sınırlı olduğu için üretim de sınırlıdır. 2- Türkiye AB ülkeleri hariç dış pazarlarda kendine yeterince yer bulamamaktadır. Özellikle dünya su ürünleri ithalatının büyük kısmını yapan, ABD ve Japonya ya yapılan ihracat çok düşük düzeylerde seyretmektedir. Yukarıdaki tablolarda da görülebileceği gibi, ABD ve Japonya senelik 35 milyar $ civarında su ürünü ithal ederken, bunun sadece 55 milyon $ lık kısmı Türkiye den yapılmaktadır. Bu rakamlar ise Türkiye nin payının toplamda bu ülkelere yapılan ithalatın ancak binde 1.5 ine denk gelmektedir. 3
Türkiye, mevcut iç ve dış piyasa pazarı ile kültür balıkçılığı sektöründe mevcut alan ve teknoloji kullanımı ile büyüne için doygunluk noktasına varmıştır. Bu noktadan sonra sıçrama yapabilmek için sektörün alt yapısı hazırdır, ancak yukarıda bahsettiğimiz iki pazara açılmak zorundadır. Bu da ancak 2 şekilde olabilir: a- Mevcut üretimi arttırıp, bu pazarların istediği şekilde işlemek. b- Bu pazarların talep ettiği su ürünlerini kesintisiz üretmek. Bu pazarların talep ettiği iki ana ürün Salmon ve Deniz Alabalığıdır. Bu ülkelerin ithalatlarının büyük kısmını bu iki ürün tutmaktadır. Norveç ve Şili den büyük miktarlarda bu ürünleri almaktadırlar. Bir örnek vermek gerekirse; Şilinin sadece Japonya ya ihraç ettiği Deniz Alabalığının yıllık tutarı; Donmuş fileto olarak 383.3M $ Donmuş bütün balık olarak 126.8M $ seviyesindedir. (Tek bir tür ile tek bir ülkeye toplamda 510,1M $ ihracat.!!) Sili 1990 li yılların başında 80.000 ton Salmon ve Deniz Alabalığı üretimi yaparken, hızla büyüyerek 2010 lu yıllarda 800.000 tona ulaşmıştır. Son yıllarda bu iki dev ihracat ülkesi hızlı büyümenin yarattığı çevreyle ilgili sorunlarla boğuşmaya başlamış ve özellikle Şili aşırı antibiyotik tüketimi yüzünden pazar kaybetmeye başlamıştır. Bu noktada Türkiye nin Şili nin kaybettiği pazarlara girebilme şansı doğmuştur. Türkiye nin 3 tarafı denizlerle çevrili ve ekolojik sistemi de bu ülkeler den çok iyi düzeydedir. Ancak yüzey suların yıl içindeki ısı değişim farkından dolayı bu ürünlerin üretimi yıl içinde kısıtlı bir zaman diliminde (7-8 ay) yapılabilmekte ve üretim miktarı da bu yüzden kısıtlı ve pazar arzı dönemsel olmaktadır. PROJENİN AMACI - HEDEFİ: Balık üretim sektörümüzün sürdürülebilir bir şekilde kalkınması, ekonomik değeri yüksek yeni türlerin ilavesi, mevcut kaynakların ekonomik kullanımını, kesintisiz üretim ve pazar arzı sağlanarak sektörel büyüme ve sektörün refah seviyesini yükselterek rekabet gücünü arttırma, çevreyi ve tüketicilerin gıda güvenliğini koruyarak, iyi tarım üretimi için sektörel teknolojik gelişiminin sağlanması. Ülkemizde deniz ve göllerde faaliyet gösteren balık çiftliklerinin güncel - geleceğe yönelik, Çevresel ve Sektörel Sürdürülebilir teknolojiler kullanarak ülkemiz koşullarında kullanımı, geliştirilmesi, bu yeni sistemlerin yerli imkânlar ile üretimi, tanıtımı ve yaygınlaştırılması. SEKTÖREL SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜMEYİ KISITLAYAN FAKTÖRLER: Kısıtlı Yetiştiricilik Alanları: Dünya çapında ekonomik değeri yüksek olan türler için yaygın olarak kullanılan yüzer kafes teknolojisi, kültüre alınmış balık türlerinin sadece yüzey suyunun fiziksel şartlarına tabi kalmasından dolayı sınırlı coğrafyalarda ekonomik üretim yapılabilmektedir. 4
Talebin artmasıyla, bu bölgelerdeki yoğun üretim çabası üretim yoğunluğundan dolayı bu alanlarda çevresel bozulmalara ve yerleşik hastalıklara neden olarak antibiyotik kullanımını arttırarak toplum sağlığına risk oluşturmaktadır. (Şili örneğinde olduğu gibi.) Su Sıcaklığı: Artakalan bölgelerde ise; Sıcak suyu tercih eden balık türlerinde, kış mevsimi isteklerinin altında ki su sıcaklıklarına maruz kalırken. Soğuk suyu tercih eden balık türlerinde ise yazın isteklerinin üstündeki su sıcaklıklarına maruz kalmalarına neden olmaktadır. Bu durum yıllık üretim döngüsündeki bölünmelere ve/veya dönemsel büyüme hızlarındaki yavaşlamalara neden olarak yatırımların ekonomik kullanımını kısıtlamaktadır. (Ör: Deniz ve göllerdeki alabalık üretim tesisleri.) Özellikle ekonomik değeri yüksek soğuk su balıklarında yüksek su sıcaklıklarda oluşan termal stresten dolayı hastalıkların artmasına neden olarak çiftçilere ekonomik kayıplar yaşatmaktadır. Bu durumu yaşıysan çiftçiler kısıtlı zamanda, zorunlu pazar arzı oluşturarak balık piyasasında negatif yönde fiyat dalgalanmalarına neden olmaktadır. Bu durum ayrıca yıla dağılmış bir üretim planlaması yapılamadığı için güçlü pazar oluşturma imkânını da kısıtlamaktadır. Küresel Rekabet Baskısı: Özellikle Atlantik salmon ve deniz alabalığında, dünya genelinde çok yoğun bir rekabet ortamının geçerlidir. Kaliteli ve sağlıklı üretim, verimlilik ve sürdürülebilirlik, ekolojik dengeyi bozmadan üretim kavramlarının, su ürünleri sektöründeki rekabet üstünlüğünün korunması için geçerli olan anahtar kavramlardır. Mevcut ortamda bu kavramların bazılarını sağlayabiliyor olsak da, verimlilik, sürdürebilirlik ve ekolojik dengeyi bozmadan üretim konusunda gelişmemiz lazımdır. Ana Maliyetlerin İyileştirilmesi: FCR, ölüm oranı, termal stresten kaynaklı kayıplar, navlun, yıla yayılmış üretim planı değişiklikleri, ve yeni bir Pazar planı ile ana maliyetlerin düşmesine ve küresel piyasalarda daha rekabetçi bir şekilde yer almamıza yol açacaktır. KISITLAYICI FAKTÖRLERIN TEKNOLOJI ILE AŞILMASI: Verimliliği arttırmak, iklimsel faktörlerden etkilenmemek ve operasyon maliyetlerini minimize etmek için Resirküle Kapalı Yetiştiricilik sistemleri öncelikli kullanılmaya başlamasına rağmen, yüksek yatırım ve suyun kalitesini optimumda tutabilmek için oluşan yüksek işletme maliyetlerinden dolayı bu sistemler sadece suyun çok kısıtlı olduğu pazara yakın bölgelerde tercih edile bilir sistemler haline gelmiştir. 5
Günümüzde göller ve denizlerde yapılan üretimin, mevsimsel fiziksel, kimyasal ve biyolojik değişimlere karşı üretimin başarılarını optimize edilmesi için geliştirilen Yarı Kapalı Tank sistemleri ön plana çıkmıştır. Çiftçilerin uluslar arası pazarlara girebilmek için operasyonel maliyetleri düşürecek, yıl boyu kesintisiz üretime devam ettirebilecek ve ekolojik sisteme zarar vermeyecek bir sisteme ihtiyaç vardır. Bu konuda dünyada ilk Ar-Ge, test ve lisanslı ürün çalışmalarını tamamlayan Kanadalı AgriMarine şirketinin son yıllarda üretim denemelerde başarıyla tamamlamış Yarı Kapalı Tank Sistemleri Türkiye nin sektörel atağında büyük katkıda bulunacaktır. TEKNOLOJİ: AgriMarine yüzen yarı kapalı çevreleme teknolojisine öncülük etmiştir. Sürdürülebilir balık yetiştiriciliği konusuna yeni bir standart ve model getirmiştir. AgriMarine Sistemi tatlı su veya deniz koşullarında pelajik balık yetiştiriciliği için optimize edilmiş koşulları sağlayan bir yetiştiricilik yönetimi teknolojisidir. - Kontrollü çözünmüş oksijen sistemi ile sağlıklı ve performanslı büyüme, - FCR de balık tür ve yaşına bağlı % 20 ye kadar iyileştirme, - Düşük enerji tüketimi ve düşük karbon ayak izi, - Mevcut ortamın oşinografik ve limnolojik özelliklerinden faydalanarak su sıcaklık kontrolü, - Anlık ölü kurtarma sadece bu yarı kapalı sistem yararlarından bazılarıdır. Temel Özellikler: - Yüksek verimli akis pompası ve tank tasarımı ile enerji verimliliği, - Yetiştirme ortamının etkin yönetimi için yarı - kapalı sistem, - Her sıcaklıkta tatlı ve tuzlu sularda çalışabilme, - Düşük oksijen ve alg patlaması riskini azaltma, - Isıyı kontrol için ayarlanabilir su emme derinliği, - Tescilli oksijen difüzyon sistemi, - Entegre oksijen takviyesi ve kontrol sistemleri, - Deniz parazitleri ve diğer patojenlere karşi koruma, - Geliştirilmiş yem kullanımı, - Teknoloji test edilmiştir ve kanıtlanmıştır. Sistem salmon, alabalık, çipura, levrek, barramundi, mersin balığı ve diğer türler için de uygundur, - Tescilli atık uzaklaştırma sistemi ile zararlı atıkları, konvansiyonel sistemlere göre %90 oranında doğal çevreye ulaşmadan uzaklaştırmak ve yüksek potansiyelli organik gübre üretimi için hammaddeye dönüşmektedir. 6
7
The AgriMarine System Lake Installation in British Columbia 8
9
10
BU TEKNOLOJİNİN TÜRKİYE İÇİN EKONOMİK GETİRİLERİ: Özellikle deniz ve göllerde faaliyet gösteren alabalık yetiştiricilik tesislerinin doğal çevreye yük olmadan yıl boyu üretim yapar hale gelerek, üretim kabiliyetinin mevcut alanlarında katlanarak büyüye bilme imkani. Yıla dağılmış üretim kabiliyeti sayesinde, işleme tesislerinin kısıtlı dönem ve anormal yoğunluklar da işletilmesi önlenerek, optimum randımanda yıl boyu çalışmasının sağlanması; yeni yapılacak işleme tesislerinin daha az sabit yatırım gideri ile aynı yıllık üretim kabiliyetini gerçekleştire bilmesi, yetişmiş iş gücünün yıl boyu korunması ile kaliteli ve ekonomik işleme verilerinin oluşması sonucu sektörün uluslararası rekabet gücünün artması. Oksijen iyileştirme ve doğal ısı farklılıklarının kontrollü kullanımı ile balık ölümleri ve kötü FCR den kaynaklı kayıplarının iyileştirerek operasyon maliyetlerinin düşürülmesi sonucu uluslararası pazarda rekabet gücünün artması. Deniz ve göllerde faaliyet gösteren alabalık yetiştiricilik tesislerinin yüzey sularının ısınmasından dolayı Mayıs ve Haziran aylarında hasat zorunluluğundan kaynaklı, alabalık fiyatların dramatik bir şekilde düşmesinin önüne geçilmesi. Sistem sayesinde yıl boyu yapılacak kesintisiz üretim kabiliyeti sayesinde, uluslararası pazarda daha fazla talep edilen ve fiyat bulan iri balıkların yetiştirme imkânı ile ürün çeşitliliğinin artması. Salmon türlerinin ülkede yetiştirebilme imkânı. Tamamı ithal olarak ülkemize gelen ve ulusal pazarda tüketim alışkanlığı sağlanmış olan yaklaşık 10.000 tonluk Salmon ve iri Deniz Alabalıklarının ülkemizde üretilerek, ithalatın azaltılması. Bu teknolojinin üretim lisansının alınması ile teknolojinin ülkemiz ihtiyaçları doğrultusunda geliştirilmesi ve yerli imkânlarla üretilmesi. Dünyada başlayan bu teknoloji yarışına dahil olma. 11