bilimname IV, 2004/1, 133-141 IRAK HALK DİLİNDE DÖRT TÜRKÇE SON EK -Lİ, -LİK, -SİZ, - Çİ 1 Sâdûk Masliyeh Çeviren: Halim Öznurhan Okutman Dr., Erciyes Ü. İlahiyat F. hoznurhan@erciyes.edu.tr İsim, gerek Fasih Arapça da gerekse Halk Arapça sında, türetildiği ismin temel anlamıyla ilgili anlamlar bildiren diğer isim ve sıfatların biçimlendirilmesinde temel olarak kullanılır. İsmu n-nisbe (İlgi İsmi), Irak Arapça sında genellikle, isimlerin ve sıfatların sonuna ekleme (ilhâk) hükümlerinin gerektirdiği değişiklikler uygulandıktan sonra nisbet yâ ı (- ي ) ilâvesiyle şekle sokulur 2. : Lubnân )ل ب ن ان Lübnan) (Basra) ب ص ر ة ait); (senevî: yıllık, yıla س ن و ي yıl) (sene: س ن ة Lübnanlı); : Lubnânî )ل ب ن ان ي (hevâî: havaya ait, hava ile ھ و اي ي - hava) (hevâ: ھ و اء Basralı); (Basrâvî: ب ص ر او ي ilgili); أ ب ی ض (ebyad: beyaz) - ب ی ض او ي (beydâvî: beyaza ait, beyazla ilgili); ب ر ة (berra: dışarı)- ب ر ان ي (berrânî: dışarıya ait, dışarıyla ilgili) vb. Ama Iraklılar, bazı durumlarda günlük kullanımlarında nisbet yâ ı (- ي ) yerine, iki morfolojik işlev gören Türkçe ( li) sonekini 3 kullanırlar. Bu işlevlerden birincisi, tıpkı nisbet yâ ı gibidir; ikincisi ise, Arapça daki sahiplik anlamı içeren (ذو) edatının işlevini görür. Üstat Huseyn Mahfûz nisbet yâ ı (- ي ) içeren sözcüklerin listesi bulunan bir makalesinde bunları zikretmiş ve çoğunluğunun hâlâ kullanıldığında ısrar etmiştir. Kaliforniya Dil Araştırma Enstitüsü Arap Dili Bölümündeki iki arkadaşım da bunu onaylamıştır. Örnek olarak bunların bir kısmını sunuyorum 4 : Kerküklü). (Kerkûklî: ك ر ك وك ل ي Kerkük) (Kerkûk: ك ر ك وك (Mîdânlî, Meydânlî: Bağdat ta Meydân م ید ان ل ي Meydân) (Mîdân, م ید ان semtinden olan) 1 Sadûk Masliyeh in Erbe u levâhik Turkiyye fi l-luğati d-dâriceti l- İrâkiyye (el-kermîl, Ebhâs fi l-luga ve l edeb, 1996, Hayfa., sayı: 17, ss. 157-167) adlı makalesinin çevirisidir. 2 Huseyn Mahfûz, el-elfâzu t-turkiyye fi l-lehceti l- İrâkiyye, et-turâsu ş-şa bî, Bağdat, 1964, VI, 35, 36; ayrıca bkz: Wallace Erwin, A Short Reference Grammer of Iraqi Arabic, Washington D. C., 1963, 234; Haim Blanc, Commual Dialect in Baghdad, Cambridge, 1964, 74; Salih Altoma, The Problems of Diglossia in Arabic, Cambridge, 1969, 45. 3 Türkçe (-li) sonekinin kullanılması konusunda daha fazla bilgi için bkz: Robert Downhill, Turkish Grammer, Cambridge M. S., 1976, 390, 391. 4 Mahfûz, 35, 36.
134 S. Masliyeh / H. Öznurhan Osmanlı). ( Usmâllî: ع ص م ل ل ي Osman) ( Usmân: ع ث م ان olan). ( İmâratlî: İmare şehrinden ع م ار ت ل ي şehir) (el- İmârah: Irak ta bir الع م ار ة türü). (Haleblî: Halep ten ithal edilen bir ayakkabı ح ل ب ل ي Halep) (Haleb: ح ل ب Erbilli). (İrbillî: إ ر ب ل ل ي şehri) (İrbîl: Irak ın kuzeyinde Erbil إ ر ب یل Bağdatlı). (Bağdedlî: ب غ د د ل ي Bağdat) (Bağdâd: ب غ د اد Bu sıfatlar (- ی ة) eklenerek çoğul yapılırlar. ك ر ك وك ل ي (Kerkûklî: Kerküklü) (Halebliyye: Halep ح ل ب ل ی ة (Haleblî) ح ل ب ل ي Kerküklüler), (Kerkûkliyye: ك ر ك وك ل ی ة Ayakkabıları) vb. (-li) sonekinin kullanımının, Irak ta Osmanlı yönetiminin sona ermesi ve Birinci Dünya Savaşının son bulmasından itibaren giderek zayıfladığı görülmektedir. ( li) sonekinin ikinci anlamda kullanımına örnekler sunuyorum: tatlı). (şekerlî: şekerli, ش ك ر ل ي (şeker) ش ك ر kapaklı). (kapağlî: ق پ غ ل ي kapak) (Kapağ: ق پ غ heybetli). (heybetlî: ھ ی ب ت ل ي (heybet) ھ ی ب ة tahsilli). (mekteblî: okullu, م ك ت ب ل ي okul) (mekteb: mektep, م ك ت ب haklı). (hakkalî: ح ق ل ي hak) (hakk: ح ق kokulu). ( anberlî: amberli, güzel ع ن ب ر ل ي amber) ( anber: ع ن ب ر akıllı). (terelellî: uçuk, yarım ت ر ل ل ي (terel) ت ر ل Burada, ( li) soneki ilâve edildiğinde isimde bazı değişiklikler olduğu, ismin sonundaki hecede uzun harfin kısa harekeye dönüştüğü dikkati çekmektedir. Örneğin: (Bağdedlî). ب غ د د ل ي (Bağdâd) ب غ د اد (İrbillî). إ ر ب ل ل ي (İrbîl) إ ر ب یل olan). ( Abbeslî: Abbâsî, Abbas oğullarından ع ب س ل ي ( Abbâs) ع ب اس Ya da س ام ر اء (Sâmerrâ ) س ام ر ل ي (Sâmerralî: Sâmerrâlı) örneğinde olduğu gibi, ismin sonundaki hemze düşer. Irak Halk Diline giren Türkçe (-siz) soneki, (-li) sonekinden daha çok ve bu araştırmada ileride kendisinden bahsedeceğimiz (-çi) sonekinden daha az yaygındır. (-li) ve (-siz) soneklerinin, Irak Halk Dilinde yüksek oranda kurallı (kıyâsî) olmadığı söylenebilir. İkisi de, Türkçe de olduğundan epeyce az kullanılırlar. (-siz) sözcüğü Arapça da, isme bitişen veya ismi izleyen (بلا) gibi olumsuzluk ve dışta tutma anlamını içerir. Bu ekin, Iraklıların kullanımında davranış, ahlak ve karakterle ilgisi olan bir takım belli isimlerle sınırlı olduğu görülmektedir. (-siz) sonekiyle sona eren sıfat- (- ی ة) lar, hem müzekker hem de müennes için kullanılırlar ve (-siz) sözcüğüne eklenerek çoğul yapılırlar. namussuzlar). (nâmûssiziyye: ن ام و س س ز ی ة - namussuz) (nâmûssizz: ن ام و س س ز
Irak Halk Dilinde Dört Türkçe Son Ek 135 vicdansızlar). (vucdânsiziyye: و ج د ان س ز ی ة vicdansız) (vucdânsizz: و ج د ان س ز şerefsizler). (şerefsiziyye: ش ر ف س ز ی ة şerefsiz) (şerefsizz: ش ر ف س ز imansızlar). (îmânsiziyye: إ یم ان س ز ی ة imansız) (îmânsizz: إ یم ان س ز utanmazlar). ( ârsiziyye: arsızlar, ع ار س ز ی ة utanmaz) ( ârsizz 5 : arsız, ع ار س ز edepsizler). (edebsiziyye: أ د ب س ز ی ة edepsiz) (edebsizz: أ د ب س ز akılsızlar). ( akilsiziyye: ع ق ل س ز ی ة akılsız) ( akilsizz: ع ق ل س ز (dimâğsiziyye). د م اغ س ز ی ة beyinsiz) (dimâğsizz: د م اغ س ز aptallar). (muhhsiziyye: م خ س ز ی ة aptal) (muhhsizz: م خ س ز dinsizler). (diznsiziyye: د ن س ز ی ة dinsiz) (dinsizz 6 : د ن س ز Fakat, (-siz) sonekinin Türkçe de olduğu gibi diğer isimlerle kullanılması uygun değildir. Bu nedenle bu ek, Irak Halk Dilinde kurallı (kıyâsî) değildir ve Iraklılar şöyle demezler: evsiz). (beytsizz: ب ی ت سز etsiz). (lahmsizz: ل ح م س ز ateşsiz). (nârsizz: نار س ز suratsız) (vuçsizz: çirkin yüzlü, و چ س ز havasız) (hevâsizz: ھ و اس ز ilaçsız) (çâresizz: çaresiz, çözümsüz, چار ه س ز renksiz) (rengsizz: رنگ سز Ayrıca, Iraklıların konuşmalarında bulunan, (-siz) sonekiyle gelen Farsça kökenli kelimeler vardır. Örnek olarak şunlar zikredilebilir: atıl) (kârsizz: işçisiz, كار س ز cansız) (cânsizz: جان س ز ) 7 (biçimsizz: suratsız, çirkin yüzlü بچم سز Irak Halk Arapça sında, soyut isme şekil verirken (-siz) sonekiyle biten sıfat- - : ل غ / لق / لوغ ( kullanılan lara, Türkçe den Arapça ya geçmiş, soyut isim yapmada أد ب س زلوغی ة Örneğin, eki ilâve edilebilir. (- ی ة) lik/lig) eklerinden sonra direkt olarak - ی ة + (lûğ) لوغ + (sizz) سز + (edeb) أد ب ismi, (edebsizlûğiyye: edepsizlik) soyut eklerinden oluşmuştur. İkinci sonek (لوغ) Arapça ya sonradan girmiş iken, üçüncü sonek (- ی ة) ise Arapça ya sonradan girmiş değildir. Bunların her biri aynı morfolojik işlevi, soyut ismi biçimlendirme işlevini yerine getirir. Bir başka ifadeyle edebsizzlûğiyye iki kere soyut isim olmuştur. Bir kere Türk Halk Dili kurallarına 5 Aynı şekilde daha önceden, Arapça (بلا) anlamındaki Farsça (بي ) önekinin Arapça ( ع ار ) kelimesiyle beraber ب ي ع ار) : arsız, utanmaz) şeklindeki kullanımını bulduk; bu önekin başka bir kelimeyle kullanımına ise rastlamadık. Bkz: D.R. Woodhead and Wayne Beene, A Dictionary of Iraqi Arabic Arabic English, Washington D. C., 1967, 331; Erwin, 240, 257; bkz: Mahfûz, 40. : الد ي ن س ز إيريد له إيمانسز ) (-siz) sonekiyle beraber kullanılan sözcükler içeren Irak atasözlerinden biri 6 Dinsize imansız gerek; dinsizin hakkından imansız gelir) şeklindedir. Bu atasözü, zalimin, kendisinden daha zalim birisi tarafından yola getirileceğini belirtmek için kullanılır. Musul Halk Dilinde ise bu emsâli l-mevsili l- âmmiyye, şeklindedir. Bkz: el-huzelî ed-debbâğ, Mu cemu (الدينسز ينغادلو إيمانسز) Musul, 1956, 199. 7 Abbûd el-kerhî, Dîvânu l-kerhî, Bağdat, 1967, III, 256, 329; ayrıca bkz: Mahfûz, 40.
136 S. Masliyeh / H. Öznurhan iki kere soyut isim olmuştur. Bir kere Türk Halk Dili kurallarına göre, bir kere de Arap Dili kurallarına göre. Aşağıda bulunan örneklerde görüldüğü üzere لوغ (lûğ) + her- eklerinin kullanımı belli sayıdaki sözcükle sınırlıdır. Türkçe de olduğu gibi - ی ة hangi bir isme eklenemez. Gündelik kullanımda geçerli lafızlardan 8 bu iki soneki içeren soyut isimlerden bir kısmını sunuyorum: tembellik). (tebbelluğiyye: ت ن ب ل ل وغ ی ة işsizlik). (serserlûğiyye: serserilik, düşkünlük, س ر س ر ل وغ ی ة aptallık). (zumâllûğiyye: boş işlerle uğraşmak, زم ال لوغ ی ة taslamak). (ustâdlûğiyye: üstatlık أس تاد ل وغ ی ة kullanılır). (huvârdelûğiyye: Cömertlik, bazen serserilik için خو ارد ل وغ ی ة aldırmazlık). (duhârlûğiyye: دھ ار ل وغ ی ة Sırf ل غ / ل ق soneklerinin kullanıldığı kelimeleri Iraklıların konuşmalarında çok az buluyoruz: izdiham). (kalebâluğ 9 : kalabalk, ق ل ب ال غ çamurluğu). (çâmurluğ: araba چام ر ل غ kemer). (silâhluğ: altın سلاح ل غ mahfazası). (kavluk: Kur an ve kitap kabı, قول ق (-çi) sonekine mahsus olanlara gelince 10, bu sonek genellikle bir şeye mensubiyeti ifade eder ve iş, sanat, satıcılar, zanaatkarlar ve tacirler için kullanılır. Üzerinde durduğumuz diğer eklerden daha yaygındır. ( çi) ile biten sözcükleri üç gruba ayırdık: A. Birinci Grup 11 : Bu gruba meslek ve zanaat sahipleri ile satıcılar dahil e- dilmiştir. Bunlar, yaptıkları işe göre şöyle ayrılabilirler: 1. Güvenlik işiyle meşgul olanlar: bekçi). (nûbetçî: ن وب ت چي yapan). (Akşamçî: akşamdan gece yarısına kadar bekçilik أك ش م چي yapan). (sabâhçî: sabaha kadar bekçilik صباح چي bekçisi). (musabbahçî: gündüz مصب حچي bekçisi). (pâsvânçî: gece پاس و ان چي bekçisi). (hânçî: han خ ان چي yapan). (çerhaçî: semt sokaklarını dolaşarak bekçilik چرخجي 2. Yiyecek ve içecekle ilgili işleri yapanlar: 8 Mahfûz, 39. 9 Aynı eser, 44, 52. 10 (-çi) sonekinin Türkçe de kullanımı hakkında bilgi için bkz: Downhill, 350, 351.
Irak Halk Dilinde Dört Türkçe Son Ek 137 çaycı). (çâyçî: چا چيی paçacı). (pâçaçî: پاچچی satıcısı). ( alavçî: köy pazarı ع ل و چي kebapçı). (kebebçî: ك ب ب چي lavaşçı). (kâheçî: كاھ ھ چي satıcısı). (meyhânçî: meyhaneci, içki م ی خان چي satıcısı). (şekerçî: şekerci, tatlı ش ك ر چي 3. Eşya ve araç işi yapanlar: nalcı). (na lçî: ن ع ل جي ütücü). (ûteçî: أ تچي dümbelekçi). (dunbekçî: د ن ب ك چي satıcısı). (muhaddarçî: yeşillik م خض ر چي mücevherci). (cevherçî: ج و ھر چي eczacı). (ecze çî: أج زأچي satıcısı). (tutunçî: tütün ت ت ن چي mefruşatçı). (dûşemeçî: döşemeci, د وش م چي kalaycı). (mubeyyidçî: tencere, kap beyazlatıcısı, م ب ی ض چي davulcu). (tablçî: طب لچي komisyoncusu). (mutalla çî: gümrük م طل ع چي Bu grup yabancı bazı sözcükler içerir. Örneğin: bisikletçi). (bâysîkilçî: بایسیكلچي sahibi). (mağâzeçî: mağazacı, depo م غ ازه چي 4. Çeşitli hizmetlerde bulunanlar: tellak). (mudellikçî: م د ل ك چي sünnetçi). (mutahhirçî: م طھ ر چي arabacı). ( arbençî: araba sürücüsü, ع ر بن چي pezevenk). (kerhançî: كر خ ن چي kaçakçı). (kaşağçî: ق ش غ چي B. İkinci Grup: Birinci gruptakilerden daha az yaygındır; ama gündelik konuşmalarda kullanılmaktadırlar. Bu grubun sözcükleri davranış, karakter ve hobileri gösterirler. Örneğin: düzenbaz). (sâhteçî: ساخ ت چي hilebaz). (kelekçî: ك ل ك چي (kelleçî: Eski Bağdat ta kırmızı ışıkların bulunduğu lüks bölge olan ك چي ل kellâciye mıntıkasına sıkça gidip gelen). 11 Daha fazla örnek için bkz: Mahfûz, 35, 36; Woodhead ve Beene, 11, 245, 246, 248, 253, 257, 299, 424, 488; ayrıca bkz: el-kerhî, 15, 157, 282, 283, 305, 311, 324, 341, 344, 355, 356, 357, 366, 388, 390.
138 S. Masliyeh / H. Öznurhan düşkün). (keyfçî: eğlenceye كیفچي kişi). (mutayyirçî: kuşçu, kuş uçuran م طی ر چي kumarbaz). (kumerçî: ق م ر چي komik). (musannifçî: güldüren, م ص ن ف چي kimse). (nesçî: insanların sevdiği kişi, samimi ن س چي müptelası). (tiryâkçî: tiryak ت ر یاك چي müdavimi). (kehabçî: zampara, randevuevi ك ح ب چي kişi). (bevvâsçî: öpmeyi alışkanlık haline getiren ب و اس چي ayyaş). ( arakçî: rakıcı, ع ر ق چي kavgacı). ( arrâkçî, mu arrakçî: ع ر اك چي / م ع ر ك چي şakacı). (şakaçî, şakâcî, şakâyiçî: ش چي ق / ش ق چيا / ش قای چي dalgın). (dâlğaçî: uykuda düş gören, د الغ چي davacı). (de avçî, de âyeçî: د ع و چي / د ع ای چي Bu grup da İngilizce den geçmiş sözcükler içerir: bahisçisi). (rîsizçî: at yarışı ریسزچي golcü). (gûlçî: گولچي C. Üçüncü Grup: Bu grubun sözcükleri bir derneğe veya kuruma mensup olma, üye olmayı gösterir. Bu gruba ait yalnızca iki sözcük bulduk: üyesi). ( isâbçî: çete عصابچي pehlivan). (zûrhançî: sporcu, ز ورخن چي (-çi) soneki ile sona eren bu kurallı (kıyâsî) sıfatların müzekkerleri de müennesleri de aynı şekilde (- ی ة) eklenerek çoğul yapılırlar: (şakacî) ش چي ق (lağvâçiyye: gevezeler). ل غ وا چی ة geveze) (lağvâçî: ل غ وا چي (şakaçiyye), ش چ ق ی ة (-çi) sonekinin bir sözcüğe eklenmesi, aşağıdaki örneklerde görüldüğü üzere bazen ses değişimine ve/veya sözcükte morfolojik değişime sebep olur: a. İsmin sonundaki (و ى) ve و ) ( seslerinin و) ( sesine dönüşmesi: davacı). (de avçî: د ع و چي dava) (da vâ: د ع و ى kahvehaneci). (kahevçî: kahveci, ق ھ و چي (kahve) ق ھ و ة b. İsmin sonundaki kısa harekenin düşmesi: arabacı). ( arabançî: ع ر ب ن چي araba) ( arabâne: ع ر ب ان ھ meyhaneci). (meyhançî: م ی خ ن چي (meyhâne) م ی خ ان ھ c. Son hecedeki uzatma harfinin düşmesi: bahçeci). (bustençî: bostancı, بس ت چين bahçe) (bustân: bostan, بس ت ان kebapçı). (kebebçî: ك ب ب چي (kebâb) ك باب d. İsmin son hecesindeki uzatma harfinin kısa harekeye dönüşmesi: arabacı). ( arabançî: ع ر ب ن چي araba) ( arabâne: ع ر ب ان ھ eczacı). (ezhançî: أز خ ن چي eczahane) (ezhâne: أز خ ان ھ
Irak Halk Dilinde Dört Türkçe Son Ek 139 e. İsmin son hecesindeki kısa harekenin uzun harekeye dönüşmesi: kişi). (lağvâçî: zırvalayan, saçmalayan ل غ وا چي zırvalamak) (lağve: ل غ و ه geveze). (haçvâçî: ح چواچي konuşmak) (haçî: حچي f. Herhangi bir hecenin başka bir heceye veya herhangi bir harekenin başka bir harekeye dönüşmesi: ütücü). (ûteçî: أوت چي ütü) (ûtî: أوت ي dümbelekçi). (dunbekçî: د ن ب ك چي dümbelek) (dunbuk: د ن ب ك Şunlar da, (-çi) sonekinin Irak Arapça sında geniş bir çerçevede kullanıldığını gösterir: a. Kullanımında herhangi bir sınırlama olmaksızın, sadece meslek, zanaat sahipleri veya zanaatlar için kullanılan sıfatların şekillendirilmesine ait lafızlara eklenmesi: ayyaş). (sekrçî: içki müptelası, س ك ر چي (sekr) س ك ر anlatan). (sevâlifçî: hikayeci, hikaye س و ال ف چي (sevâlif) س و ال ف geveze). (haçvâçî: ح چواچي (haçî) حچي komik). (letîfçî: ل ط یف چي (letîf) ل ط یف kimse). (lağveçî, leğavçî, leğvâçî: zırvalayan ل غ و چي / ل غ و چي / ل غ و ا چي (lağve) ل غ و ه b. İsm-i fâile ve ف ع ال veznine 12 eklenmesi: (tayyârçî). ط ی ارچي pilot) (tayyâr: ط ی ار (bevvâsçî). ب و اسچي öpen) (bevvâs: çok ب و اس (me ârikçî). معاركچي kavgacı) ( arrâk: ع ر اك (mucebbirçî). م ج ب ر چي kırık-çıkıkçı) (mucebbir: م ج ب ر (mubertilçî). م ب ر ط ل چي rüşvetçi) (mubertil: م ب ر ط ل (mubeyyidçî). م ب ی ض چي - kalaycı) (mubeyyid: tencere, kap beyazlatıcısı, م ب ی ض (musannifçî). م ص ن ف چي komik) (musannif: şakacı, م ص ن ف Bu sözcüklerin (-çi) sonekini almaya ihtiyaç duymadıklarını belirtmek gerekir; çünkü bunlar ism-i fâil ve ف ع ال (mübâlağa kalıbı) ölçüsündedirler ve her bir sözcük kendi başına istenilen anlamı verir. Daha doğrusu, bu sözcükler iki kere sıfat olmuşlardır. Bir kere Arap Dili kurallarına göre, bir kere de Türkçe kurallarının hükümlerine göre. c. Iraklı halk şâiri Abbûd el-kerhî nin kasidelerinde 13 sıkça gördüğümüz gibi Irak halk şiirlerinde (-çi) ekinin bulunması. düşkünü). (terefçî: eğlenceden hoşlanan, eğlence ت ر ف چي (teref:eğlence) ت ر ف kullanılır). ( atfeçî: çok böbürlenen kişi için kinaye olarak ع ط ف چي ( atfe:) ع ط ف ھ 12 Bazı örnekler için bkz: Woodhead ve Beene, 36, 47, 67, 309, 364. 13 el-kerhî, 279, 282, 305, 324, 335, 357, 358.
140 S. Masliyeh / H. Öznurhan olan). (düzensiz, karmaşık halde م ل ت ب ك چي şaşırmış) (multebik: م ل ت ب ك yardımcısı). (kerevçî: köy muhtarının ك ر و چي köy) (kerye: ك ر ی ھ (dümenci). س ك ان چي dümen) (sekkân: س ك ان öfkelenen). (bittihçî: ب ط خ چ ي karpuz) (bittih: بط خ Iraklılar (-çi) sonekinin kullanımının yerine, isimle beraber, aynı anlamı ifade etmek için أبو (ebû 14 ) önekini de kullanırlar: kayıkçı). (ebu l-belem: أبو الب ل م kayık) (belem: ب ل م kebapçı). (ebu l-kebâb: أبو الك باب kebap) (kebâb: ك ب اب çaycı). (ebu l-çây: أبو الچاي çay) (çây: چای kahvehaneci). (ebu l-kahve: kahveci, أبو الق ھو ة (kahve) ق ھ و ة ütücü). (ebu l-ûtî: أبو الا وت ي ütü) (ûtî: أ وت ي kıssacı). (ebu s-sevâlif: hikayeci, أبو الس وال ف hikaye) (sevâlif: س و ال ف أبو الپسوان (ebû) öneki çoğu zaman kurallı (kıyâsî) olmasına rağmen, örneğin أبو (ebu l-pesvân: gece bekçisi) ve أبو الا ك ش م (ebu l-ekşem: akşam bekçisi) denilmesi uygun değildir. d. (-çi) sonekinin Irak atasözlerinde bulunması, onun gündelik kullanımda I- rak Arapça sının ayrılmaz bir parçası olduğunu gösterir. Şunlar bu hususun örnekleridir: (iymençî 15 : yemenici): Aşağılık kimse için kullanılır. Bununla şiddet إیمنچي 1. uygulanarak ve aşağılanarak davranılmaya alışmış, yemen ayakkabısı (yemeni) dışında bir şeyin hizaya getirmediği kimse kastedilir. gibi). (misl meyhâneçî Galata 16 : Galata Meyhanecisi مثل میخانھ چي گلطھ 2. Arkadaşına bir şey verip, sonra verdiğine ortak olan kimse için kullanılır. Galata, İstanbul da bir semttir. (râsu dezgâ mâl îmençîy 17 ). Kafası büyük, zekâsı az راسو دزگا مال إیمنچیي 3. kimse için kullanılır. دزگا (dezgâ: tezgâh) Farsça dır. Yemeni yapan ayakkabıcının deriyi üzerine koyup dövdüğü üç ayaklı, yuvarlak masaya benzeyen bir gereçtir. sahi- (el-mâl li l-mâlçî ve z-zibil li l-hânçî 18 ): Mal, mal المال للمالچي والزبل للخانچي 4. binin, zibil han sahibinindir. Bu, insanların bıraktıklarının, onların ölümünden sonra yasal varislerine dönmesini belirtmek için kullanılır. 2. Beene, önekinin Irak Arapça sında kullanımı hakkında bilgi için bkz: Woodhead ve أبو 14 15 ed-debbâğ, 105. 16 ed-debbâğ, 406, Musulluların dilindeki atasözleri hakkındaki mülahazalar için: 15 17. 17 ed-debbâğ, 205. 18 ed-debbâğ, 401.
Irak Halk Dilinde Dört Türkçe Son Ek 141 (ebyûmu l-vebâ sirnâ tablçiyye: veba gününde davulcu أبیوم الوبا صرنا طبلچیھ 5. olduk). Bu, kurtuluş ümidi bile olmayacak kadar kötü durumda insanların gündelik işlerine bunun içinde davul çalmak da var yönelmesi için kullanılır. Özetle, diğer üç sonek dışında (-çi) soneki Irak Arapça sında sadece iş, meslek sahipleri, zanaatçılar ve satıcıları göstermekle sınırlı kalmamış, bilakis diğer sözcüklerle de kullanılmıştır.