Anadolunun Teknotik Bünyesi Hakkındaki Almanca Tezin Bir Hülâsası.



Benzer belgeler
Aksaray-Konya arasındaki volkanik arazi

TÜRKİYE NİN DÜNYA ÜZERİNDEKİ YERİ

Orojenez (Dağ Oluşumu) Jeosenklinallerde biriken tortul tabakaların kıvrılma ve kırılma olayına dağ oluşumu ya da orojenez denir.

1- Çevresine göre alçakta kalmış ve vadilerle derin yarılmamış düzlüklere ne denir?

Trakya jeolojisi hulâsası ile Trakya petrol aramaları durumu

Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü. Öğr. Gör. Kayhan ALADOĞAN

1967 YILI SAKARYA DEPREMİNE AİT KISA NOT

KARTEPE-MAŞUKİYE-SAPANCA GEZİMİZ

4. SINIF FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ II. DÖNEM GEZEGENİMİZ DÜNYA ÜNİTESİ SORU CEVAP ÇALIŞMASI

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

III.BÖLÜM A - KARADENİZ BÖLGESİ HAKKINDA

COĞRAFYA YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ 1.JEOLOJİK ZAMANDA OLUŞAN YERLER BU ALANLAR 1. JEOLOJİK ZAMANDA OLUŞTUĞU İÇİN DEPREM RİSKİ EN AZ OLAN YERLERDİR.

TEBLİĞ 1948 NİSANININ SON HAFTASINDA YAĞAN KAR ÜZERİNDE FERRUH SANIR

SIVAŞ CİVARINDAKİ JİPS SERİSİNİN STRATİGRAFİK DURUMU

EDİRNE UZUNKÖPRÜ DOĞAL ORTAMI TEMİZ HAVASI İLE SÜPER BİR YAŞAM BURADA UZUNKÖPRÜ DE. MÜSTAKİL TAPULU İMARLI ARSA SATIŞI İSTER YATIRIM YAPIN KAZANIN

DERS 1. Bölge Sınırlarını Tespiti


Zonguldak ve Kilimli kömürlerinin Devlet Demiryolları lokomotiflerinde yapılan mukayeseli tecrübeleri

B A S I N Ç ve RÜZGARLAR

BÖLÜM 16 YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN GELİŞMESİ

COĞRAFYANIN PUSULASI HARİTALARLA COĞRAFYA 2018 KPSS BAYRAM MERAL

Tuzlu Sular (% 97,2) Tatlı Sular (% 2,7) Buzullar (% 77) Yer altı Suları (% 22) Nehirler, Göller (% 1)

Herhangi bir noktanın dünya üzerinde bulunduğu yere COĞRAFİ KONUM denir. Coğrafi konum ikiye ayrılır. 1. Matematik Konum 2.

DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı

Türkiye: 1936 yılında maden istihsalâtımız umumiyet üzere artmıştır. Bu yılın istihsal adetlerini bir öncesi ile karşılaştıralım:

KAYSERİ İLİNİN KUZEY KESİMİNDE ÇUKURKÖY'DE NEFELİN İHTİVA EDEN İNDİFAİ KAYAÇLAR

TÜRKİYENİN JEOMORFOLOJİK ÖZELLİKLERİ. Türkiye'nin jeomorfolojik Gelişimi (Yer şekillerinin Ana Hatları)

Tablo : Türkiye Su Kaynakları potansiyeli. Ortalama (aritmetik) Yıllık yağış 642,6 mm Ortalama yıllık yağış miktarı 501,0 km3

Veysel Işık Türkiye deki Tektonik Birlikler

PLAN AÇIKLAMA RAPORU


11 MART 2011 BÜYÜK TOHOKU (KUZEYDOĞU HONSHU, JAPONYA) DEPREMİ (Mw: 9,0) BİLGİ NOTU

Karasu Nehri Vadisinin Morfotektonik Gelişiminde Tiltlenme Etkisi

YERKABUĞUNUN BİLEŞİMİ VE ÖZELLİKLERİ LEVHA TEKTONİĞİ İZOSTASİ

Su Yapıları II. Yrd. Doç. Dr. Burhan ÜNAL. Yrd. Doç. Dr. Burhan ÜNAL Bozok Üniversitesi n aat Mühendisli i Bölümü

ÖSYM YGS / SOS M Diğer sayfaya geçiniz.

2-Maden bakımından zengin olduğu halde endütrisi yeterince gelişmemiş olan bölgemiz hangisidir?

VAN OVASININ İKLİM ÖZELLİKLERİ. Doç. Dr. Ejder KALELİOĞLU GİRİŞ

F A N E R O Z O Y İ K

5. Aşağıdakilerden hangisi, Dünya nın iç kısmının sıcak. 6. Yer kabuğu mantoyu çevreleyen bir zar gibi olup kıtalar.

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI COĞRAFYA

JAA ATPL Eğitimi (METEOROLOJİ) World Climatology

Su Yapıları I Su Kaynaklarının Geliştirilmesi

Nüfus Dağılışını Etkileyen Faktörler İkiye Ayrılır: 1-Doğal Faktörler 2-Beşeri Faktörler

MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE. Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri

İKLİM TİPLERİ. Yıllık ortalama sıcaklık 25 C dolayındadır. Yıllık ve günlük sıcaklık farkı 2-3 C yi geçmez. Yıllık yağış miktarı 2000 mm den

SENOZOYİK TEKTONİK.

TÜRKİYE NİN FİZİKİ ÖZELLİKLERİ

34 NOLU SÖZLEŞME ÜCRETLİ İŞ BULMA BÜROLARININ KAPATILMASI HAKKINDA SÖZLEŞME

DÜNYAMIZIN KATMANLARI FEN BİLİMLERİ

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI YATIRIM VE İŞLETMELER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

COĞRAFYA ARAZİ KULLANIMI VE ETKİLERİ ASLIHAN TORUK 11/F-1701

Beşparmak, Karakümes ve Marçal Dağları'ndan oluşan dağlara "Batı Menteşe Dağları" denir.

YER KABUĞUNUN TARĠHĠ SÜRE- YIL BAŞLICA OLAYLAR ZAMANLAR BUZUL ÇAĞI SONRASI (POSTGLASİYA L) BUZUL ÇAĞI (PLEİSTOSEN)

ÇAN VE BANDIRMA ARASINDAKİ NEOJEN HAKKINDA MÜTALÂALAR (ANADOLU KUZEYBATISI)

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

TÜRKİYE NİN COĞRAFİ BÖLGELERİ-I KIYI BÖLGELER: KARADENİZ, MARMARA, EGE, AKDENİZ BÖLGELERİ

Akdeniz iklimi / Roma. Okyanusal iklim / Arjantin

TÜRK SAÇLARI ÜZERİNDE İLK ANTROPOLOJİK ARAŞTIRMA

RÜZGARLAR. Birbirine yakın iki merkezde sıcaklık farkı oluşması durumunda görülecek ilk olay rüzgarın esmeye başlamasıdır.

TÜRKİYE PETROL ARAŞTIRMALARI

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. Ankara

Horzumalayaka-ALAŞEHİR (MANİSA) 156 ADA 17 PARSEL DOĞAL MİNERALLİ SU ŞİŞELEME TESİSİ NAZIM İMAR PLANI AÇIKLAMA RAPORU

Petrol Aramaları ve Bulma İmkânları

Atoller (mercan adaları) ve Resifler

İstanbul Boğazının teşekkülü meselesi

MARMARA BÖLGESi. IRMAK CANSEVEN SOSYAL BiLGiLER ÖDEVi 5/L 1132

Hüseyin-Ovası molibden yatağı ve bu metalin iktisadî ehemmiyeti

Zeus tarafından yazıldı. Cumartesi, 20 Kasım :21 - Son Güncelleme Çarşamba, 26 Ekim :36

KAZ DAĞI KRİSTALlNİNÎN ARZETTİĞİ BİR PRE-HERSİNİEN İLTİVA SAFHASI HAKKINDA

B- Türkiye de iklim elemanları

İkinci Cildin İçindekiler

BÖLÜMLERİ: - 1. Adana Bölümü - 2. Antalya Bölümü YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ: AKDENİZ BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI: Akdeniz Bölgesi

TÜRKiYE: Taşkömür: F. l - M. T. A. 3/20 281

SENOZOYİK TEKTONİK.

KÂMUS-UL ȂLȂM DA BURDUR VE YÖRESİ

Akdeniz in Pleyistosen Deniz Düzeyi Değişimlerini Karakterize Eden, Çok Dönemli-Çok Kökenli Bir Mağara: Gilindire Mağarası (Aydıncık-İçel)

DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı

Tablo 1 Ham Demirin, Cevherlerin, Kok ve Eriticinin Terkibi. MgO. AlıOj. CaO

YILINDAKİ DEV YATIRIMLAR VE ESERLER

TÜRKİYE NİN YER ALTI SULARI ve KAYNAKLARI

Bölgesel iklim: Makroklima alanı içerisinde daha küçük alanlarda etkili olan iklimlere bölgesel iklim denir.(marmara iklimi)

Kanada Kalkanı Kanada Kalkanı. Kıyı Dağları. Kanada Kalkanı. Kıyı Ovaları. Örtülü Platform. Büyük Ovalar İç Düzlükler. Dağ ve Havzalar Kuşağı

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI:

Enerji Nakil ve PTT Hatlarının Çatışm ası

ORTAÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİ ARAŞTIRMA PROJELERİ YARIŞMASI ŞENKAYA İLÇE MERKEZİNİN MEKAN OLARAK DEĞİŞTİRİLMESİ PROJESİ ONUR PARLAK TUĞÇE YAĞIZ

5. ULUSLARARASI MAVİ KARADENİZ KONGRESİ. Prof. Dr. Atilla SANDIKLI

"Barodinamik,, ve Madencilik II

Dünya kendi içinde benzerlik gösteren 6 büyük flora alemine ayrılır: 1.Holarktikflora alemi 2.Paleotropis, 3.Neotropis, 4.Australis 5.

YER DEĞİŞTİREN YERLEŞMELERE İKİ ÖRNEK: KIRATLI ve BAHÇELİ KÖYLERİ

Doğal Su Ekosistemleri. Yapay Su Ekosistemleri

TOKAT İLİ MADEN VE ENERJİ KAYNAKLARI

AKSARAY Aksaray ın Tarihçesi "Şehr-i Süleha"

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

JEOLOJİ İÇ KUVVETLER

Bir Rezervuardaki Su Seviyesinin Değişmesinin Yamaç Duraylılığına Etkisi

TOPOĞRAFYA, YÜKSELTİ VE RÖLİYEF

Yayınları, Milli Eğitim Basım Evi, İSTANBUL 1973, (29x20. cm, 221 sayfa, Renkli 4 Türkiye H aritası, 51 resim).

DOĞU ANADOLU BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI:

KPSS 2008 GK (31) G.K. SORU BANK. / 408. SAYFA / 10. SORU KONU ANLATIM SAYFA 19 / 3. SORU

Transkript:

On pourrait recueillir de semblables résultats pour İzmit, İzmir et pour beaucoup d'autres villes turques. L'étude des dégâts du tremblement de Kırşehir en 1938 et de Bergama - Dikili en 1939 m'a enseigné trois choses: 1) qu'une grande partie des dégâts matériels provient de la mauvaise construction des édifices et que les pertes de vies humaines dépendent pour la plupart de la construction des toits. 2) qu'une autre cause des dégâts est la qualité du sous sol. Beaucoup d'édifices sont construits sur des terrains meubles et non pas sur des roches. 3) On a bâti beaucoup de villages et de villes aux endroits géologiquement dangereux, quoiqu'il aurait été possible de choisir des emplacements moins dangereux â peu de distance de lâ. C'est pour cette raison que les autorités competentes ont déjâ décidé de prendre les mesures nécessaires pour diminuer, â l'avenir, autant que possible, les dégâts. Ankara, le 3.1.1939 Wilhelm Salomon-Calvi Anadolunun Teknotik Bünyesi Hakkındaki Almanca Tezin Bir Hülâsası. Yazan : W. Salomon-Calvi Anadolu'nun tektonik bünyesini yeni görüş ve incelemeler neticesinde tesbit eden almanca tezi mecmuamızda aynen neşrediyoruz. Memleketimizin jeolojisi ve coğrafyası bakımından aydınlatıcı malûmatı kaydedip yeni hükümlere varan bu tetkikin bir hülâsasını veriyoruz : Anadolu'nun tektonik bünyesi başlıca su sahaları muhtevidir : Tavrid kütlesi, Dersim kütlesi, Pontik kütlesi, şimali şarkî ve cenubu şarkî çevrelerinin kütleleri, merkezî plato, volkan sıraları, merkezî plato sahasındaki İltivalar, Fırat'ın garbındaki saha, garbî Pontik dağı, Paflagonya yarığı, Ereğli hattı, Bitinya - Paflagonya mıntakası, Galatya - Likaonya masifi, Antitoros, Toros, Lidiya - Kariya masifi, cenubu garbî Anadolu iltivalarının Ege adaları üzerine olan imtidadı, garbî ve orta Anadolu hendek ve ova sıraları, Philippson'un şarkî Ege dağ sistemi. Diğer âlimlerle hemfikir olarak, şimalde sark Balkanı Alpidik silsilesinin Pontik silsile tarafından temsil edildiği ve cenupta Yunanistanın Dinarik silsilelerinin imtidatlarını Torosların teşkil ettiği tesbit edilmiştir. Münferit izahata bir nazar atfedilecek olursa aşağıda yazılı neticeye varılır. Bir çokları, coğrafyaya ait ilk bilgilerinin hatırası olarak Anadoluyu Asya'nın imtidadı halinde bir çok adaların, körfez ve denizlerin toplantısına doğru uzanarak, dünyanın iki kıt'ası arasında köprü teşkil 30

[*] Kockel (Ceol. Rundschau. 28 1934. sayfa 109) «şöyle demektedir: Kretase ve Tersiyerde yapılan paleojeografik araştırmalar, şarkî Balkan'ın vaktinden evvel ihtiyarlamış ve şarkta küt bir halde nihayetlenmiş bulunduğunu ve şu halde bunun Kırım'a, Kafkasya'ya yahut da şimalî Anadolu'ya imtidad ettiği etrafındaki münakaşaların yersiz olduğunu göstermiştir». Fakat bu yalnız zahirî bir ihtilâftan ibarettir. Çünkü, şimali Pontus silsileleri yüksek veya şarkî Balkan'ın rolünü üzerlerine almakta ve binaenaleyh, arada parçanın biri eksik olsa da, bunun bu manada imtidadı oldukları hiç şüphe götürmez. eden muazzam ve tam bir müstatil şekilde yarım ada olarak hemen gözönüne getirebilirler. Tarihin seyrinde pek çok kereler kavimlere muhaceret yolu hizmetini görmüş olan bu kara kütlesinin vahdetinden hiç kimse şüphe etmiyecektir. İste şimdi de bunun şimal sahili yakınından Palaearktis ile Gondvana diyarı, arasındaki hudut hattının geçtiği meydana çıkıyor. Bu hat ancak yaşlı Tersiyerde iki kıt'anın kaynak yeri «Synaphie» olmuştur. Bu benim, Ernst Nowack tarafından Anadolu'da «Paflagonya yarığı» ismi altında tarif edilmiş olan Tonal hattımdır. Bu hattın şimalinde bulunan ve her ikisi de Alpidlerin birer uzvunu teşkil ederek şimale doğru sürülen Pontus silsileleri yüksek Balkan'ın [*] imtidadını teşkil eder. Bunun cenubunda Toros sisteminin cenuba doğru sürülen silsileleri mevcuttur. Her ikisinin arasında ve hususile Tonal hattının daha cenubunda, Panonik veya Rodop kütlesine tekabül etmek üzere bir ara diyarı teşkil eden yaşlı ve nisbeten sert kütleler bulunur. Fakat burada Anadolu'da yeknasak hiç bir masif mevcut olmayıp küçükçe eb'adda intizamsız bir mozayik vardır. Bu kendine mahsus tarzı teşekkülün bir neticesi olmak üzere ara diyarında da İltivalar buluruz ve bunlar intizamsız bir surette tevzi olunmuş, seyir istikametleri mütehavvil sürülmeleri gayrı muntazam bir haldedir. Bunlar, garpta Philippson'un Lidiya - Karıya masifi, sonra Galatya - Likaonya kütlesi, Kızılırmak'ın eski kütlesi ve saire, şarkta Ararat'ın merkez yaylasına giden kütlelerdir. Şimalde ve cenupta her iki kenar dağın pek uzun mesafeler üzerinde, merkezdeki kütlelerden daha yüksek olması ehemmiyeti haiz bir keyfiyettir. Bunlar bu suretle insan muhacereti ile yağmur bulutları için aşılması müşkül bir mania teşkil etmektedir. Bu hâl, Anadolu'nun eteziyen mıntakasındaki vaziyeti dolayısile merkez yaylasının step evsafında olmasının sebebini izah eder. Anadolu garp sahili, şimal ve cenup sahilinin aksine olarak derin bir surette körfezlerle oyulmuştur. Bunlar şimalde Nowack'ın Paflagonya yarığı üzerinde oyulmuş bulunan İzmit körfezinden başlar. Bunu, Gemlik körfezi, Bursa çöküntüsü ve sair bir çokları takip eder. Bunlar Ege denizinin ratip rüzgârlarının çok uzaklara kadar memleket içine sokulmasına vasıta olur. Bu suretle, orman mıntakası burada Karadeniz ve Akdenizdekilere nisbetle hissolunur derecede daha büyük bir genişliğe varır. Şimdi körfezlerin imtidadında bulunmakla beraber müstakil olmak üzere merkez mıntakalarının pek büyük bir kısmını, içine çökmüş kayalarla «Ova» larla (tarafımdan kullanılan hakikî manasile) parçalara ayrılmış bir halde buluruz [*]. Bazı iptidaî çöküntü sahaları müstesna olmak üzere, bunların Philippson'un kavli mucibince çökme havzaları oldukları hemen her tarafta meydana çıkmaktadır. İşte insan oğluna kenar mıntakası dışında büyücek meskûn mahaller kurmak ve oldukça entansif bir ziraat yapmak fırsatını bahşe- [*] Anadolu ovalarının teşekkülü. «Die Entstehung der anatolischen Ova». Yüksek Ziraat Enstitüsü çalışmalarında. No. 30, 1936. 31

den, başlıca çöküntü sahaları bunlardır. Kış yağışlarının bıraktığı suların mühim bir kısmını bunlar satıhlarında toplarlar. Bunlar yerin altında civar dağların tereşşuhatını ana su tabakaları şeklinde ihtiva ederler. Bu sular ekseriyetle tazyik altında bulunduklarından sondajlar vasıtasile su çıkarmak imkânını bahşeder. Şimalden ve cenuptan ilerliyen kara kütlelerinin merkezdeki ara diyarı üzerine icra ettikleri müthiş tazyik memleketin yarılmasını ve muazzam magma kütlelerinin entrüzyon ve ekstrüzyonunu mucip olmuştur. İşte, Galatya'nın pek azîm andezit masifi ve işte şarktaki koca volkanlar, Erciyes, Ararat, Alagöz, Süphan, Nemrud v. s. hep bu suretle vücude gelmiştir. Bir çok yerlerde erüpsiyonların, tarihin ilk çağına kadar erişmiş ve hattâ yeni cağa bile girmiş oldukları görülür. Erciyeş'in eski zamanlarda hâli faaliyette bulunmuş olduğu muhakkaktır. Nemrud'un son indifai 1441 yılında vaki olmuştur. Anadolu'ya komşu olan Nisiros adasında, 32

zamanı hazıra kadar pek canlı bir «Fumarol» faaliyeti hüküm sürmüş olduğu malûm bulunmaktadır [*]. Ekserisi tektonik bünyeli olan ve kısmen felâketli neticeler veren zelzelelerin vuku bulması, arz kışrının henüz sükûnet haline gelmemiş olduğuna delildir. Genç yarıklar üzerinden ve yahut da genç volkanların etrafından sayısız sıcak su ve maden suyu kaynakları fışkırmaktadır. Gerek kenar dağlarının ve gerek merkez yaylalarının pek büyük bir irtifada olmalarının sebebi; İltivalar şarkta Miosen sonlarına kadar erişmiş oldukları halde bunlar dolayısile değil ve fakat Miosen sonlarında veya eski dillüvionda vukua gelen epirojenetik yükselme ile izah olunur. Daha önceleri memleketin en büyük kısmı deniz seviyesinden pek az yukarda bulunmakta idi. Merkezde bulunan kısımlar memleketin garbında ve vasatında takriben 1000-1200 metre kadar, şarkında ise, bundan bir çok kere daha fazla yükselmiştir. Toros'un ve Toros masifinin ve aynı veçhile şarkî Pontus silsilelerinin malik bulundukları büyük irtifa, hemen tamamile epirojenez yüzündendir. Keza, Karadenizin bugünkü şekli ile teşekkülü, Ege'nin inkısama uğraması ve Kıbrıs adasının ana topraklarından ayrılması da pek genç hadiselerdir. İşte görülüyor ki, tarihşinas için o kadar eski görünen bütün bu memleket, jeolog için genç ve hâlâ tahavvül etmekte berdevamdır. [*] Desio'nun Ege'deki İtalyan adaları «Le isole italiane dell'egeo» adlı eserine müracaat. 34