İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE'NİN 2023 HEDEFLERİNİ TARTIŞTI! Türkiye nin gündemine damgasına vuran önemli toplumsal ve politik konularının tartışıldığı İstanbul Aydın Üniversitesi Siyaset Akademisi, Uluslararası Cumhuriyetçiler Enstitüsü ve Genç Liderler Derneği işbirliğiyle dokuzuncu haftasında Türkiye'nin 2023 Hedefleri başlığı altında değerli konuşmacıları ile değerlendirdi. 09 Şubat Cumartesi 10:00-18:00 Hilton Ankara da 10. haftası katılımcıların yoğun ilgisi ile bitiren Siyaset Akademisi Ankara nın Oturum başkanlığını İstanbul Aydın Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Başkanı Zeynep Banu Dalaman ın yaptığı 10. haftanın konukları CHP Ekonomi Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, AK Parti MKYK Üyesi, SDE Başkanı Prof. Dr. Yasin Aktay, İstanbul Aydın Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Erdal Yavuz, İstanbul Aydın Üniversitesi Rehberlik-Turizm Otel İşletmeciliği Bölümleri Koordinatörü Bülend Arıduru oldu. CHP Ekonomi Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, "Türkiye ekonomisiyle ilk yirmi ülke arasına ne zaman girdi?" sorusuyla sunumuna başladı. Türkiye 1980'lerden bu yana dünyanın en büyük yirmi ekonomisinden birisiyiz. 1980 yılında 18. sırada, 1987'de 14., 1999'da 17., 2002'de 17. ve 2012 yılında ise 16. sırada yer almaktayız. Cumhuriyet'in 100. yıl hedeflerini iyi saptamalıyız. Vatandaşa doğru bilgilerle yönlendirmeliyiz. Faik Öztrak, Türkiye yükselen bir güç. Kendimize güvenmemiz gerekiyor. Ekonomide 20 büyük ekonomisinden biriyiz. Dikkat etmemiz nokta kişi başına düşen gelirdir. İnsan hakları, kadın hakları ve diğer hakların üzerinde önemle durmalıyız., dedi. Bir ülkenin gelişmişliği insani gelişmişlik düzeyi ile ölçülmektedir. Türkiye'nin insani gelişmişlik değerlerine de
değinen Öztrak, Birleşmiş Milletler insani gelişmişlik bakımından gerilerde olduğumuzun altını çizdi. Gelişmişlik kavramını farklı noktalardan değinen Faik Öztrak, güçlü bir eğitim sistemi demektir.gencimizi çok iyi yetiştireceksiniz. Gelişmişlik, uzun ömürlülük ile eşdeğerdir. Kadın-erkek eşitliğidir. Gençleri, kadınları iş hayatına çekebilirseniz, o imkanları yaratabilirseniz büyüme oranı, yüzde 7'yi rahatça yakalayabilirsiniz. Gelişmişlik: Güçlü bir sanayi demektir! Gelişmişliğin en önemli dinamiklerinden bir tanesi olan sanayinin öneminden bahseden Faik Öztrak, McKinsey Enstitüsü'nün verilerini göre 1990 ve 2000 yıllarında dünyanın en büyük
15. imalat sanayi ekonomisine sahip olan Türkiye, 2010 yılına bakıldığında ise Türkiye'nin listede yer almadığını söyledi. Gelişmişlik: İyi rekabet edebilme gücü ve istikrarlı para demektir! Faik Öztrak, "Türkiye'de 2008'den 2011'e gelindiğinde kişi başına düşen gelir altı dolar, kişi başına cari açık 460 dolar arttıysa, aynı dönemde ailelerin her 100 liralık gelirine karşılık borcu 32 liradan 52 liraya çıkıyorsa, buna büyüme denmez, şişme denir. Sıcak parayla beslenen iç taleple ekonomiyi şişirmeye dönük bir stratejinin, cari açık cinsinden maliyetinin çok yüksek olacağını ortaya koyuyor.", açıklamalarında bulundu. Rekabet gücümüzü ayağa kaldıracağız! CHP politikalarına değinen Faik Öztrak, genç nüfus, genç iş gücümüzü değerlendiremiyoruz. En önemli üstünlüğümüz olan genç insan gücünü üretim sürecinde seferber edeceğiz. Şişen Türk Lirası karşısında tarım çok etkileniyor. Bizim yapmamız gereken gayri safi yurt içi hasılata önem vermemiz gerekiyor. Türkiye'nin esas sorunu topraksızlık değil, küresel sermaye hareketlerini yönetememe, üretime çok fazla önem vermemizden kaynaklanıyor. Üniversitelerimizin fizik bölümünü kapatıyoruz! Fiziğin, matematiğin önemini gelecekte daha iyi anlayacağız. Üniversitelerde fizik bölümünü kapatıyoruz. Makro politikalar hazırlarken, küresel piyasalarla düzenleyici/ dengeleyici çerçevede etkin kullanamadık. Sosyal devleti güçlendireceklerini söyleyen Öztrak, "geleceğe güvende bakan, umudu yitirmemiş nesiller hızlı büyümenin en sosyal istikrarın ön şartıdır. Örgütlü çalışma yaşamını adil bir düzen içerine oturtacağız. Güçlü bir orta sınıfımız olması gerekir ki adil bir gücümüz olsun. Sendikaların öneminin altını çizerek konuşmasını bitirdi. AK Parti MKYK Üyesi, SDE Başkanı Prof. Dr. Yasin Aktay, "Türkiye'de siyasetin anlamı ve sosyolojisi" başlığı altında sunum yaptı. Siyaset algılarının siyaset sosyolojisiyle harmanlayan Prof. Dr. Yasin Aktay, siyaseti, insanları yönetmeleri mesleği olarak tanımlarken, siyasetin hiç kimseyi dışarıda bırakmadığını
söyledi. Ya egemensinizdir ya da egemenliğe razı olansınızdır. Profesyonel işi olarak siyaset kişileri idari etme sanatıdır. Siyaseti seyisliğe benzeten Aktay, siyaset-halk ilişkisini, atla-seyis arasındaki ilişki gibi gördüğünü söyledi. Halkın sırtında ne kadar uzun kalıyorsanız, iyi bir siyasetçisiniz anlamına gelir. Prof. Dr. Yasin Aktay: "Düşmanlığınızla da dostluğunuzla da ılımlı olunuz. Çünkü insan değişkendir." İslam felsefesi açısından siyaseti açıklayan Aktay, "tahsilu's saade" yani "ilm-i siyaset" olarak formülünden bahsetti. Mutluluğun kazanılması olarak siyaseti yorumlarken, siyaset Akday'a göre, mutluluk kazanmayı kimin mutluluğu?, sorusunu sorarak eleştirel bir bakış açısı getirdi. Siyasette farklı boyutların olduğundan söz eden Aktay, " Siyaseti mutlaka 'biz' kategorisine koyduğumuz insanlarla başlıyorsunuz. Yöneten-yönetilen ilişkisi içerisinde 'bizler-onlar' yeni dost-düşman arasındaki ilişki vardır. Klasik siyaset tanımının sorunlarını profesyonel iş hayatı tarzı gibi olmadığını söyleyen Aktay, "İnsanı insan yapan eylemdir. Siyaseti hayata karşı takındığımız insani davranış biçimleri oluşturmaktadır.", dedi. Siyasal eylemin sınırlarını varoluş tarzı olarak betimlerken, diğer taraftan siyaseti, insani bir durum olduğu ve insanının sosyal bir varlık olduğunu belirtti. Siyasal değerlerin öneminden söz eden Aktay, dünyayı veya kendini değiştirmek; kadercilik, kendini kısıtlama, akıl ve irade, çözüm odaklılık, dünyayı imar etmek, dostluk ve düşmanlık temeli olarak sıraladı. Son sözlerini siyasal katılımın boyutlarına değinen Prof. Dr. Yasin Aktay, siyasal katılımı kimlik boyutu, değer boyutu ve birey-vatandaş boyutu olarak sınıflara ayırdı. Siyasetteki şiddet olgusuna atıfta bulanan Aktay, " Şiddet siyasetin inkarı ve reddidir. Siyasal yolların tamamının tıkanması anlamına gelir.", diyerek konuşmasını bitirdi. Siyaset Akademisi Ankara'nın üçüncü konuşmacısı İstanbul Aydın Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Erdal Yavuz oldu. Prof. Dr. Erdal Yavuz, "Türkiye'nin yükselme koşullarında jeopolitik" başlıklı sunum yaptı. ü Geçmişten geleceğe yönelik Dünya'da ve Türkiye'deki dinamikleri anlatan Yavuz, jeopolitik konumun, devlet, ekonomi ve toplum yapıları üzerindeki belirleyici etkilerini teorik bir boyut ile anlattı. Uluslararası arenada meydana gelen gelişmeler ve bu gelişmelerin ışığında eski stratejik noktaların küresel bazlı yer değiştirmesiyle yeni güçlerin ortaya çıkma koşullarını tarihsel süreçler açısından örnekler vererek açıklayan Yavuz, ekonomik koşullara bağlı olarak yeni güç dengelerinin belirleyici ve kalıcılığını da ağırlıklı olarak geopolitik koşullar ile ilişkilendirdi. Sonuç olarak, geçmişte olduğu gibi bugün de ticaret yollarının önemi kadar doğal kaynakların dünya ekonomisindeki hayati önemine değindi ve bu bağlamda geleceğin kilit noktalarının da bu kaynakların ağırlıklı merkezi ve aktarım yolları olarak Ortadoğu, Balkanlar ve Doğu Avrupa, Kafkaslar, Çin ve Turki Cumhuriyetler olduğunu söyledi. Bu açıdan Türkiye'nin önümüzdeki zaman içinde Dünya siyasetinin en önemli merkezi gücü olacağını söyleyerek konuşmasını noktaladı. Siyaset Akademisi Ankara'nın son dersini İstanbul Aydın Üniversitesi Rehberlik- Turizm Otel İşletmeciliği Bölümleri Koordinatörü Bülend Arıduru "Türkiye'nin 2023 Turizm Hedefi" üzerine verdi.
2012 yılı değerlendirmelerine değinen Arıduru, Irak'taki gelişmeler, Suriye'de yaşanan olaylar turizmi önemli ölçüde etkiledi. Bülend Arıduru, Türkiye'nin 2023 stratejisinin 50 Milyon turist, Dünya sıralamasında ise 5. sırada yer almak olduğunu söyledi. Turizmin küreselleşmenin etkisiyle farklı alanları etkisi altına aldığını söyleyen Arıduru, bunun en iyi örneğinin sağlık turizmi olduğunun altını çizdi. BRİC ülkeleri olarak bilinen Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika Cumhuriyeti gibi ülkelerin uluslararası hava taşımacılığı pazarındaki oranı yüzde 35, 2050 yılında ise yüzde 50 olacağı öngörüsüne dikkatleri çekti. Bülend Arıduru: Yurt dışında en fazla tanıtım ofisine sahip ülke Türkiye'dir. 2013 yılı öngörülerine değinen Aruduru, "Rusya, en dinamik, en fazla büyüme potansiyeli olan pazarlar arasında gösterilmektedir. Almanya önümüzdeki yıl için toplamda yüzde 5 ile 10 artış beklenmektedir. İngiltere ise ekonomik daralma yüzünden 2013 yılında seyahat pazarında önemli bir büyüme beklenmemektedir", açıklamalarında bulundu. Cüzdanlara bakmak zorundayız! Turizm trendlerinden bahseden Bülend Arıduru, düşük sezonlarda seyahat yükselecektir. Yeni destinasyon arayışında uzak bölgeler tercih edilmeye başlanacaktır. Eğlence odaklı turizm yaygınlaşacaktır. Kruvaziyer turizmine ilginin artacağını belirterek sunumunu tamamladı. İstanbul Aydın Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Merkezi ve Genç liderler Derneği işbirliği ile gerçekleşen Siyaset Akademisi Ankara programı, değerli katılımcılarına plaketlerinin verilmesiyle son bulmuştur.