Ya İran Nükleer Programı Enerji İçinse? Türkiye nin Enerji Güvenliğine Yansımaları*



Benzer belgeler
Dünya Enerji Görünümü Dr. Fatih BİROL Uluslararası Enerji Ajansı Baş Ekonomisti Ankara, 25 Aralık 2012

Azerbaycan Enerji Görünümü GÖRÜNÜMÜ. Hazar Strateji Enstitüsü Enerji ve Ekonomi Araştırmaları Merkezi.

World Energy Outlook Dr. Fatih BİROL UEA Baş Ekonomisti İstanbul, 1 Aralık 2011

Enerji Ülkeleri.Rusya En Zengin..! 26 Ocak 2015

GÜMÜŞHANE TİCARET VE SANAYİ ODASI


(*Birincil Enerji: Herhangi bir dönüşümden geçmemiş enerji kaynağı) Şekil 1 Dünya Ekonomisi ve Birincil Enerji Tüketimi Arasındaki İlişki

TÜRKIYE NİN MEVCUT ENERJİ DURUMU

İTKİB Genel Sekreterliği AR&GE ve Mevzuat Şubesi

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ?

Petrol ve İthalat: İthalat Kuru Petrol Fiyatları mı?

ULUSLARARASI ENERJİ AJANSI NIN 2012 DÜNYA ENERJİ GÖRÜNÜMÜ RAPORU

2008 Yılı. Petrol ve Doğalgaz. Sektör Raporu

Doç. Dr. Mehmet Azmi AKTACİR HARRAN ÜNİVERSİTESİ GAP-YENEV MERKEZİ OSMANBEY KAMPÜSÜ ŞANLIURFA. Yenilenebilir Enerji Kaynakları

Dünyada Enerji Görünümü

Türkiye nin Enerji Politikalarına ve Planlamasına Genel Bakış

Yakın n Gelecekte Enerji

Ocak 2015 HALI SEKTÖRÜ Ocak Aralık Dönemi İhracat Bilgi Notu. Tekstil, Deri ve Halı Şubesi İTKİB Genel Sekreterliği 01/2015 Page 1

Dünyada Enerji Görünümü

Dünya Enerji Görünümü Dr. Fatih Birol Baş Ekonomist, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) İstanbul, 20 Aralık 2013

TÜRKĐYE NĐN ENERJĐ ARZ POLĐTĐKALARI

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

Yenilenebilir olmayan enerji kaynakları (Birincil yahut Fosil) :

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

tepav PETROL FİYATLARINDAKİ DÜŞÜŞÜN ÖTEKİ YÜZÜ Ocak2015 N DEĞERLENDİRMENOTU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

Title of Presentation. Hazar Havzası nda Enerji Mücadelesi Dr. Azime TELLİ 2015 ISTANBUL

ARAŞTIRMA PETROL FIYATLARINDAKI

ENERJİ KAYNAKLARI ve TÜRKİYE DİYARBAKIR TİCARET VE SANAYİ ODASI

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

ÜLKEMİZDE ENERJİ ARZ GÜVENLİĞİ VE ALINAN TEDBİRLER

ABD Net petrol ihracatçısı olduktan sonra petrol fiyatlarındaki artış tesadüf mü?

PETFORM Üyesi 34 Enerji Şirketi

Türkiye nin Enerji Görünümü Işığında Doğalgaz Piyasasının Liberalizasyonu

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

Dünya Seramik Sektörü Dış Ticareti a) Seramik Kaplama Malzemeleri

SERAMİK SEKTÖRÜ NOTU

European Gas Conference 2015 Viyana

ENERJİ GÜVENLİĞİ ÇALIŞTAYI Türkiye Nükleer Güç Programı 2030

tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Kasım2015 N201534

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

Dr. Fatih BİROL IEA Baş Ekonomisti İstanbul, 22 Aralık 2014

2014 YILI EYLÜL AYI TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

2010 OCAK AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

Türkiye nin Enerji Görünümü Işığında Doğalgaz Piyasasının Liberalizasyonu

Türkiye ve Kitle İmha Silahları. Genel Bilgiler

Türkiye nin Enerji Görünümü Işığında Doğalgaz Piyasasının Liberalizasyonu

ÜLKELERİN 2015 YILI BÜYÜME ORANLARI (%)

2011 YILI OCAK- KASIM DÖNEMİNDE HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER

Haftalık Gelişmeler

5.5. BORU HATLARI 5.5-1

PETROL BORU HATLARININ ÇUKUROVA'YA KATKILARI VE ÇEVRESEL ETKİLERİ

İZMİR TİCARET ODASI AZERBAYCAN ÜLKE RAPORU

Bölgesel Güç Olma Yolunda Türkiye nin Enerji Görünümü ve Doğalgaz Piyasasının Liberalizasyonu

ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2

Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 6, Sayı: 77, Eylül 2018, s

Petrol fiyatları neden geriliyor? Dr. Bilal Bağış

AYLIK EMTİA BÜLTENİ İKTİSADİ ARAŞTIRMALAR BÖLÜMÜ

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

Petrol Piyasası Temel/Teknik Görünüm

Cam Sektörü 2013 Yılı Değerlendirmesi

2014 YILI EKİM AYI TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

ÜLKEMİZDE ENERJİ ARZ GÜVENLİĞİ VE ALINAN TEDBİRLER

Türkiye nin İnşaat Demiri Üretim ve İhracatındaki Rekabet Gücü. Dr. Veysel Yayan Genel Sekreter Türkiye Demir Çelik Üreticileri Derneği

Çimento Sektörü ve 2010 Beklentileri

Enerji ve İklim Haritası

DÜNYA SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ SEKTÖRÜNE GENEL BAKIŞ

Enerjide yüksek ithalat ekonomiye büyük risk

VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

DIŞ TİCARET ENSTİTÜSÜ WORKİNG PAPER SERİES. Tartışma Metinleri WPS NO/ 185 / DÜNYADA ve TÜRKİYE DE MOBİLYA SEKTÖRÜNÜN ULUSLARARASI TİCARETİNİN

2012 YILI AĞUSTOS AYINDA HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

Orta Asya daki satranç hamleleri

İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ

TÜRKİYE CUMHURİYETİ DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI TÜRKİYE NİN ENERJİ STRATEJİSİ. Enerji, Su ve Çevre İşleri Genel Müdür Yardımcılığı

plastik sanayi Plastik Sanayicileri Derneği Barbaros aros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri

Son 5 yıldır Orta Doğu pazarında %48 gibi bir Pazar kaybı yaşayan Türkiye, bu pazarı tekrar kazanabileceği değerlendirilmektedir.

Orta Asya da Çin ve Rusya Enerji Rekabeti

PETFORM üyelerinin 2 ana faaliyet alanı: Arama Üretim Sektörü Doğalgaz Piyasası

plastik sanayi PLASTİK SEKTÖR TÜRKİYE DEĞERLENDİRMESİ VE 2014 BEKLENTİLERİ 6 AYLIK Barbaros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri

Aylık Dış Ticaret Analizi

AKBANK Ekonomi Sunumu. Ocak 2016

Türkiye nin esas gündemi orta gelir tuzağından çıkmak olmalıdır

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ

TÜRKİYE CUMHURİYETİ DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI TÜRKİYE NİN ENERJİ STRATEJİSİ. Enerji, Su ve Çevre İşleri Genel Müdür Yardımcılığı

ENERJİ ALTYAPISI ve YATIRIMLARI Hüseyin VATANSEVER EBSO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Enerji ve Enerji Verimliliği Çalışma Grubu Başkanı

ELEKTRİKLİ ARAÇLARIN VE YAKIT ETKİNLİK POLİTİKALARININ PETROL FİYATLARINA ETKİSİ

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

AKP hükümeti zamanında ekonomik büyüme ve istikrar sağlanmıştır

Tarım & gıda alanlarında küreselleşme düzeyi. Hareket planları / çözüm önerileri. Uluslararası yatırımlar ve Türkiye

Türkiye nin Enerji Teknolojileri Vizyonu

2012 SINAVLARI İÇİN GÜNCEL EKONOMİ ÇALIŞMA SORULARI. (40 Test Sorusu)

T.C. MALİYE BAKANLIĞI Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı PETROL PİYASASI KATI OLMAYA DEVAM EDECEK Mİ? *

2012 YILI HAZİRAN AYI TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri Sektör Raporu 2010

DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TEMMUZ Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer. Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ

Enerji Dışı İthalatımızın Petrol Fiyatları ile İlişkisi

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

Transkript:

İran, son dönemde sivil nükleer programı nedeniyle ağırlaştırılmış enerji yaptırımlarıyla karşılaşmıştır. Ya İran Nükleer Programı Enerji İçinse? Türkiye nin Enerji Güvenliğine Yansımaları* What if Iran s Nuclear Program is for Energy? Implications for Turkey s Energy Security Yrd. Doç. Dr. Emre İŞERİ Kadir Has Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü Abstract Notwithstanding the fomenting global recession of the date, the world still experiences a shortage of energy supply. The energy prices, as result of this supply failure, chronically stands at their pre crisis level. It is even more alarming in case of a quick global economy recovery, which, whenever occurs, will further expand already excessive oil/gas demands. All these developments are harbinger of an upcoming energy crisis. Under such bleak scenario, even new energy field discoveries will likely no longer function as a cushion. To ensure, the highest possible, efficient development of the remaining untapped energy reservoirs, such as those abundant in Iran, and their uninterrupted export to the world energy markets may not remove the entirety of the problem. But, still, it could still help smoother the transition from the present oil based economy to a whole new one based on nuclear energy, or else. However, Iran is inflicted upon a cluster of severe (energy) sanction for its alleged nuclear power program. Against this backdrop, this paper argues that the nuclear crisis will have three main implications on net energy importer Turkey pursuing civilian nuclear program: diversifying energy suppliers, economic costs, and establishment of international nuclear fuel bank oligopoly. 55

Eski düzende bir devletin küresel hiyerarşideki sıralaması nükleer savaş başlığı sayısı, deniz gücü ve asker sayısıyla belirlenirken, yeni enerji jeopolitiğinde sahip olunan petrol/doğal gaz rezerv miktarı veya enerji kaynaklarını satın alma kabiliyeti gibi unsurlar belirleyici olmaktadır. Giriş Küresel iktisadi durgunluğun sürmesine rağmen dünya, enerji arz-talep dengesizliği sorunuyla karşı karşıyadır. Talebin nispeten düşük seyrettiği bu dönemdeki dengesizliğin başlıca sebebi küresel enerji arz sıkışıklığıdır. Bu durum petrol ve ona bağlı diğer enerji emtia fiyatlarının kronik olarak yüksek düzeylerde olmasına neden olmaktadır. Küresel durgunluğun aşılmasıyla birlikte artacak tüketimle beraber petrol/doğal gaz üretiminin zirve noktasına (production peak) çoktan ulaştığı/ulaşacağı olgusu keşfedilmekte olan yeni enerji sahalarından bağımsız olarak yaklaşmakta olan küresel enerji darboğazının habercileridir. Bu bakımdan yeterince geliştiril(e)memiş olan ispatlanmış zengin enerji kaynaklarının ivedilikle dünya piyasalarına ihracı gerekmektedir. Bu noktada, dünyanın en zengin ikinci doğal gaz ve üçüncü petrol rezervlerine sahip İran kaynakları kapıdaki küresel enerji krizinin aşılması için son derece önemlidir. Hâlbuki Amerikan ambargoları nedeniyle yıllardır enerji sektörünü geliştirmek için yatırım sıkıntısı içerisinde olan İran, son dönemde sivil nükleer programı nedeniyle ağırlaştırılmış enerji yaptırımlarıyla karşılaşmıştır. Bu krizin perde arkasında ise Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması (Treaty on the Non Proliferation Treaty of Nuclear Weapons NPT) kapsamında uluslararası nükleer yakıt bankasının oluşturulmasının norm olarak inşa edilme çabası Türkiye gibi nükleerden enerji üretme niyetinde olan NPT üyelerini ileride bu oluşumun siyasi bir araca dönüşebileceği düşüncesiyle kaygılandırmaktadır. İran nükleer krizi eksenindeki enerji güvenliğiyle ilgili bu gelişmeler, bölgesinde yükselen ekonomi konumundaki net enerji ithalatçısı Türkiye nin enerji güvenliğiyle doğrudan ilgilidir. Bu tartışmalar ışığında İran nükleer krizinin Türkiye nin enerji güvenliğine yönelik üç temel yansıması olacağını iddia edilmektedir: Tedarikçi ülke çeşitlendirmesi, İktisadi maliyet ve Uluslararası Nükleer Enerji Oligopolü. Çalışmanın sonuç kısmında küresel enerji darboğazına girilmekte olduğu bir dönemde bölgesinde düzen koyucu olma iddasındaki Türkiye nin ithal enerji bağımlılığının düşürülmesi ve ideal enerji tüketim sepetine ulaşması, ülkenin sürdürülebilir enerji güvenliğini tesis etmenin ötesinde stratejik bir zorunluluk olduğu vurgulanmaktadır. Arz-Talep Dengesizliği Yeni enerji düzeni veya jeopolitiği diye tabir edilen içinde bulunduğumuz dönemde, devletleri iki kategoriye ayırmak mümkündür: enerji fazlası olanlar ve enerji açığı olanlar. Eski düzende bir devletin küresel hiyerarşideki sıralaması nükleer savaş başlığı sayısı, deniz gücü ve asker sayısıyla belirlenirken, yeni enerji jeopolitiğinde ise devletin hiyerarşideki sıralamasının belirleyicisi olarak sahip olunan petrol/doğal gaz rezerv miktarı veya enerji kaynaklarını satın alma (veya edinme) kabiliyeti gibi unsurlar belirleyici olmaktadır. 1 Küresel enerji sistemi hem yerüstü hem de yeraltı sistem unsurlarını içermektedir. Sistemde ortaya çıkan istikrarsızlıklar daha çok jeopolitik rekabet, savaş, halk ayaklanmaları, enerji politikaları, finansal yatırım kararları ve diğer birçok insan faktörünün sebep olduğu yer üstü gelişmeler neticesinde meydana gelmektedir. Bunların 56

yanı sıra yeraltı önemli bir jeolojik faktör olarak yenilenemeyen fosil kaynakların üretiminin zirve noktasına ulaşma olgusu da göz ardı edilmemelidir. Böylece, kaynakların geliştirilmesi ve dünya piyasalarına ulaştırılmaları giderek daha maliyetli olmakta, bu durum ise enerji fiyatları üzerinde baskı oluşturmaktadır. 2 Yukarıda betimlenen gelişmeler, küresel enerji arz güvenliğine yönelik kaygıları beraberinde getirmektedir. Enerji uzmanı Prof.Michael Klare in belirttiği üzere petrol ve doğalgaz üretiminin zirve noktasına erişmekte olduğu günümüzde temelde Çin ve Hindistan kaynaklı enerji talep artışlarının (Ek 1 Ek 2 Ek 3) karşılanması neredeyse imkânsızdır ve ilerleyen günlerde küresel arz sıkıntıları yaşanması son derece olasıdır. 3 Hakikaten de birçok enerji uzmanı küresel durgunluğun etkileri halen sürmesine rağmen arz-talep dengesizliği üzerinde durmakta ve bu durumun fiyatlar üzerinde yukarı doğru bir baskı unsuru olduğunun altını çizmektedirler. Bu minvalde, Uluslararası Enerji Ajansı Baş ekonomisti Fatih Birol, petrol fiyatlarının arztalep dengesizliği ile yükseldiğini, ucuz petrol döneminin bittiğini belirtmektedir. Birol ayrıca İran ın gündeme gelmesinden önce de petrol fiyatlarının 100 105 dolar seviyesinde olduğunu hatırlatmış, asıl konunun üretimin talebe yetişememesi olduğu tespitinde bulunmuş, üç haneli fiyatlara alışılması gerektiğini de sözlerine eklemiştir. 4 İlerleyen günlerde arz-talep makasının giderek genişleyeceği düşüncesiyle birçok ilgili kurum fiyat projeksiyonlarını yükselterek revize etmektedirler. Mesela, dünyanın önde gelen yatırım bankalarından UBS, 26 Nisan 2012 tarihli raporunda, 2012 için daha önce 110 dolar olarak öngördüğü WTI ham petrol fiyatını 120 dolara çıkartırken, 2013 yılı için ise öngörüsünü 105 dolardan 115 dolar seviyesine kadar yükseltmiştir. 5 Küresel finansal ekonomik krizin etkilerinin tam olarak atlatılamadığı, Avro krizinin sürmekte olduğu bir finansal ortamda, enerji arz-talep dengesizliğinin yaşanıyor olması nedeniyle bugüne kadar yeterince geliştiril(e)memiş olan kaynakların, küresel enerji piyasalarına ivedilikle ihraç edilmesi gerekmektedir. Bu noktada, İran ın zen- İran, dünya nın üçüncü en geniş ispatlanmış petrol ve en zengin ikinci ispatlanmış doğal gaz rezervlerine sahiptir. gin petrol ve doğal gaz kaynaklarının Tahran ın nükleer programı neticesinde maruz kaldığı son dönem giderek sertleşen uluslararası yaptırımlar neticesinde piyasalara yeterince etkin bir şekilde aktarılamıyor olması küresel enerji politikaları açısından önemli bir çelişkiyi işaret etmektedir. Çalışmanın amaçları doğrultusunda İran nükleer krizinin Türkiye nin enerji güvenliğine muhtemel etkilerinden bahsetmeden önce İran ekonomisinde enerji sektörünün yerine değinmekte yarar vardır. İran Ekonomisinde Enerji Sektörü İran, Dünya Bankası verilerine göre kişi başı gelir düzeyinde Türkiye nin içerisinde bulunduğu 3,976 $ 12,275 $ kişi başı gelire sahip orta yük- 57

İran ın klasik bir enerji ihracatçısı rantiyer devlet (siyasi gücün, enerji gelirlerinin büyük bir kısmının yüksek kamu sübvansiyonları olarak halka dağıtıldığı iktisadi model) olduğunu belirtmek yanlış olmayacaktır sek gelirli ülkeler kategorisinde yer almaktadır. Aşağıda detaylı olarak bahsedeceğimiz üzere, İran ın geniş enerji kaynakları ve bunlardan elde edilmesi muhtemel finansal gelir düşünüldüğünde, ülkenin neden gelişmiş ülkeler grubunda olmadığı sorusu akıllara gelmektedir. Bu soruya cevap verebilmek için İran ekonomisindeki sektörel dağılıma bakmakta yarar vardır. İran daki sanayi sektörünün %44,5 gibi yüksek bir oranda GSYH içerisindeki payı, ülkenin ekonomik yapısının günümüzdeki gelişmiş ülkelerin ekonomik yapılarına pek benzemediğinin başlıca göstergelerinden biridir. Bunun temel sebebi İran ekonomisinin ülkenin enerji kaynak zenginlikleri çerçevesinde yapılmış olmasıdır. Bu durumunun yanı sıra 73,1 milyon nüfuslu enerji zengini İran ın 330 milyar dolar düzeyinde olan GSYH nın 71,8 nüfuslu enerji fakiri Türkiye nin 615 milyar dolar düzeylerindeki GSYH sinin yarısından sadece biraz fazla olması, Tahran ın ülke kaynaklarını ekonomik kalkınmaya ve vatandaşlarının refahına dönüştürememiş olduğu gerçeğini gözler önüne sermektedir. 6 Tahran yönetimi, bu başarısızlığını bir yerde gidermek ve rejim güvenliğini tesis etmek amacıyla enerji gelirlerinin büyük kısmını kamu harcamaları yoluyla halka dağıtmaktadır. Bu yönüyle İran ın klasik bir enerji ihracatçısı rantiyer devlet (siyasi gücün, enerji gelirlerinin büyük bir kısmının yüksek kamu sübvansiyonları olarak halka dağıtıldığı iktisadi model) olduğunu belirtmek yanlış olmayacaktır. 7 2010 yılının giderek sertleşen uluslararası yaptırımlar ortamında, Tahran yönetimi ülke içerisinde kaynak israfını engellemek/rasyonel tüketimi tesis etmek amacıyla sübvansiyonlarda reforma gitme kararı vermiş ve kamu harcamalarında düzenlemelere/kesintilere gitmiştir. 8 Bu reform paketinin ne oranda başarıyla yürütüleceğinin belirleyicisi ülke içinde giderek artan enflasyonun tetiklediği fakirlik ve tarihte görülmemiş boyuttaki uluslararası baskı ortamında Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejat ın ülke içi muhalefetle giriştiği sübvansiyon reformu mücadelesinin seyri olacaktır. 9 Bu reform sürecinin başarısı zengin ülke kaynaklarının ne oranda etkin bir şekilde ihraç edileceğiyle de doğrudan ilgili olması bakımından, küresel enerji politikalarına önemli yansımaları olacağına şüphe yoktur. Bu noktada, İran ın enerji durumuna bakmak yerinde olacaktır. İran, dünya nın üçüncü en geniş ispatlanmış petrol (137 milyar varil) ve Rusya nın ardından ise en zengin ikinci ispatlanmış doğal gaz (131,2 milyar metreküp) rezervlerine sahiptir. Ayrıca İran, yıllık 2560 milyon varille, OPEC in en büyük ikinci, dünyanın en büyük dördüncü petrol ihracatçısıdır. Ülkenin en önemli ithalatçısı %22 payla Çin olup, bu ülkeyi %18 le AB, %17 yle Japonya ve %13 le Hindistan, %10 la Güney Kore ve %7 yle Türkiye takip etmektedir. 10 Bu kaynak zenginliğine ve ham petrol ihracatı seviyesine rağmen İran rafineri kapasitesinin yetersizliğinden ötürü net petrol ithalatçısı olmasının yanı sıra doğal gaz ihracatçısı bir ülke değildir. Türkiye ye yapmakta olduğu yıllık yaklaşık 8 milyar metreküplük ihracatı ise Türkmenistan dan ithalatla sağlamaktadır. Bu bilgiler ışığında İran ın enerji görünümü olumsuz manada emsalsiz olduğu söylenebilir. Enerji Uzmanı Yusuf Yazar ın aktardığına göre, İran bir taraftan üretimini artırmak, ona paralel ihraç projeleri geliştirmek yahut var olan projelere ortak olmak ya da gaz sağlamak, diğer taraftan da iç tüketimi hem altyapının iş- 58

lerliğinde verimlilik sağlayarak hem de fiyat politikalarını gözden geçirerek kontrol altına almak gibi problemlerle karşı karşıya. Bu problemlerden birisi ABD ambargosu nedeniyle yaşanıyor. Yani üretimi artırmak ve İran gazını Avrupa pazarlarına ulaştıracak proje geliştirme ya da var olan projelere bir şekilde katılmak için yatırımlar gerçekleştirme ki bu çok büyük ölçüde yabancı yatırımcı gerektiriyor niyet ve düşünceleri ABD ambargosu nedeniyle hayata geçirmekte zorlanıyor, hatta imkânsız hâle geliyor... İran gazı bir biçimde akmanın yolunu zorlayacaktır. İran a karşı olan bugünkü tutum devam ettirilebilir bir tutum değildir Dünyanın ikinci en büyük doğal gaz rezervlerinin sahibi İran ın zaman olarak ucu açık bir ambargo politikasıyla Doğu-Batı hattında gerçekleştirilmesi söz konusu (NABUCCO, ITGI, TAP) enerji koridoru projeleri dışında tutulmasından en hoşnut olan ülkeler herhalde Rusya ve Çin olmalıdır. 11 Hiç şüphesiz, son dönem sertleştirilmiş yaptırımların ardından bu projelerin hayata geçmesi öngörülebilir gelecekte pek mümkün gözükmemektedir. İran ın elektrik tüketiminde nükleer enerji sepetini katarak kaynak çeşitlemesine gitmesi mantıklı bir teşebbüstür. Böylece, İran daha önce e- lektrik üretiminde kullandığı miktarda doğal gazı daha doğru değerlendirebilme/ihraç edebilme imkânına kavuşacaktır. 12 İran ın 1970 lerden beri çeşitli kesintilerle devam eden 1979 daki Ayetullah rejiminin Batı lı olan herşeyi reddiyle kültürel sebeplerden durdurulan nükleer macerası, 2002 de ortaya çıkan gizli nükleer programla Batı kamuoyunu İran ın yakın zaman içerisinde nükleer silah sahibi olacağı endişelerine sevk etmiş. 13 Haziran 2005 de Mahmoud Ahmedinejad ın cumhurbaşkanı olması ve söylemsel düzeydeki anti Siyonist tutumu nedeniyle de süreç ciddi bir boyut kazanmıştır. 14 İran ın kendi deyimiyle NPT deki hakları çerçevesinde barışçıl amaçlı olarak nükleer program yürütüyor olmasına rağmen programını UAEK nın teftişine pek de açık bir şekilde yürütmüyor olmasından ötürü özellikle Batı tarafından konuya şüpheyle yaklaşılmasına sebep olmaktadır. Bu endişeler 31 Temmuz 2006 tarihli Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 1696 sayılı önergesine de yansımıştır. Tüm bu baskılara rağmen İran uranyum zenginleştirme programını Batı kamuoyundaki endişeleri gidermeksizin sürdürmeye devam etmiştir. Giderek tırmanan krizin çözümüne yönelik bir girişim olarak Türkiye ve Brezilya nın ortak yürüttüğü diplomatik çabalarının sonucunda 17 Mayıs 2010 tarihinde İran la imzalanan nükleer yakıt takas anlaşması da sonuçsuz kalmıştır. 15 UAEK ın Kasım 2011 tarihli raporunda, İran ın nükleer silah geliştirdiğine dair kanıtların var olduğuna yönelik raporu ise son dönem sertleşen yaptırımların gerekçesini sağlamış oldu. 16 Bu gelişmeler ışığında ABD nin liderliğini yapmakta olduğu Batı dünyasında görünen sebepler olarak hem şer ekseni ülkesi olan İran ın nükleer silah sahibi olmasını engellemek hem de Ortadoğu da nükleer silahların yayılmasını önlemek amacıyla iki girişim ön plana çıkmaktadır. Birincisi, küresel platformlarda, bir uluslararası nükleer yakıt bankasının kurulmasını norm olarak inşa etmeye çalışılmaktadır. 17 Aşağıda Türkiye özelinde tartışılacağı gibi bu süreç P5 (Nükleer kapasiteye sahip BM Güvenlik Konseyi beş daimi üyesi) grubunda yer almayan ve nükleerden enerji üretme planı olan NPT üyeleri tarafından çeşitli gerekçelerle tereddütle yaklaşılmaktadır. İran nükleer programına karşı son dönemdeki ikinci en somut girişim ise nükleer silahlanmanın finansmanını sağladığı gerekçesiyle Obama yönetiminin onayladığı enerji ve bankacılık sektörlerini hedef alan 1 Temmuz 2011 tarihli Kapsamlı İran Yaptırımları olmuştur. 18 Bu yaptırım paketi sadece Amerikan şirketlerini değil, İran ile iş yapan üçüncü ülkelerin enerji ve banka sektörlerini de kapsama dâhil etmiştir. Hiç şüphesiz, bu yaptırımların ardından zaten yatırım eksikliği çeken İran enerji sektörünü know how konusunda ileri birçok Batılı şirketin yatırımlarından mahrum kalmıştır. Bu gelişmeler ışığında İran ın enerji üretiminin daha da düşeceği söylenebilir. ABD Enerji Enformasyon İdaresinin (EIA) öngörüsüne göre son dönem yaptırımların ardından yabancı yatırımların azalması sebebiyle ülkenin petrol üretiminin 2012 yılı içerisinde %15 oranında bir düşüşle 3.55 milyon varilden 3.05 milyona düşecektir. 19 59

Türkiye nin ithal enerjisinin büyük kısmını sadece birkaç tedarikçiden tesis ediyor olması enerji güvenliğinin başlıca unsurlarından olan kaynak ülke/bölge çeşitlendirmesi ilkesiyle de ters düşmektedir. Konuya küresel enerji güvenliği perspektifinden yaklaştığımızda ise Obama yönetimi İran kaynaklarına alternatiflerin yeterli olduğunu savunmaktadır. Halbuki Obama nın bahsettiği alternatif kaynakların hangi sürede piyasalara aktarılacağının yanı sıra çevresel/iktisadi üretim maliyetlerinin ne olacağı konuları soru işaretleriyle doludur. 20 Mart 2012 Fukushima nükleer krizi sonrası Almanya nın önderlik ettiği nükleer enerjiye yönelik olumsuz hava ve Arap ayaklanmaları sürecinde gittikçe istikrarsızlaşan Ortadoğu daki durum, dünya enerji arzına yönelik kaygıları daha da artırmaktadır. Enerji arzı konusundaki bu olumsuzlukların son halkasını İran a yönelik ağırlaştırlmış enerji yaptırımları oluşturmuştur. Konuya Türkiye özelinde yaklaşıldığında ise İran kaynaklarına yüksek oranda bağımlı olan (petrolde yaklaşık %45, doğal gazda ise yaklaşık %30 düzeyinde) net enerji ithalatçısı olan bu ülke için enerji geleceği Obama nın betimlediğinden büyük farklılıklar göstermektedir. Çalışmanın bu aşamasında, Türkiye nin enerji stratejisinde İran ın konumuna değinmek yerinde olacaktır. Türkiye nin Enerji Stratejisinde İran Hem küresel enerji piyasalarındaki hem de dünyada ispatlanmış petrol/doğal gaz kaynaklarının yaklaşık %70 ini barındıran yakın bölgesindeki gelişmeler, enerjisinin yaklaşık dörtte üçünü ithal eden Türkiye nin enerji güvenliğini çoğu zaman arz kesintileri ve yükselen enerji maliyetleri olarak olumsuz yönde etkilemektedir. Türkiye nin ithal enerji bağımlılık düzeyinin 2020 yılına gelindiğinde %82 düzeyine çıkacağı yönündeki bulgular da düşünüldüğünde 21, konunun ne derece önemli olduğu daha iyi anlaşılacaktır. Giderek artmakta olan yüksek oranda ithal enerji bağımlılığının yanı sıra Türkiye nin ithal enerjisinin büyük kısmını sadece birkaç tedarikçiden tesis ediyor olması enerji güvenliğinin başlıca unsurlarından olan kaynak ülke/bölge çeşitlendirmesi (diversification) ilkesiyle de ters düşmektedir (Şekil 1 Şekil 2). Şekil 1: Türkiye nin Ülkelere Göre Ham Petrol İthalat Rakamları Kaynak: EPDK, Petrol Piyasası Sektör Raporu, 2012, s.20. 60

Şekil 2: Türkiye nin Doğal Gaz Alım Anlaşmaları Anlaşma İmzalanan Ülke BCM / yıl (Plato) İmza Tarihi Süre Yürürlülük Tarihi Kalan Yıl Rusya (Batı Hattı) 6 14.02.1986 25 1987 Cezayir (LNG) 4 14.04.1988 20 1994 2 Nijerya (LNG) 1,2 09.11.1995 22 1999 9 İran 10 08.08.1996 25 2001 14 Rusya (Mavi Akım) 16 15.12.1997 25 2003 16 Rusya (Batı Hattı) 8 18.02.1998 23 1998 9 Türkmenistan 16 21.05.1999 30 Azerbaycan 6,6 12.03.2001 15 2007 10 Kaynak: BOTAŞ Konuyla ilgili olarak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı (ETKB), 2010 tarihli Stratejik Planı nda yeterli miktarda, kalitesi yüksek, fiyatı makul, güvenli ve çevre dostu enerji kaynakları sağlanmasının yanı sıra ülkenin enerji tedarikindeki petrolde %93 ve doğal gazda %97 düzeyindeki ithalat bağımlılığının azaltılması ana hedeflerler olarak belirlenmiştir. Bu amaçlar doğrultusunda yenilenebilir kaynakların geliştirilmesinin yanında nükleer enerjiye geçiş kararı alınmıştır. ETKB nin öngörüsüne göre, 2023 yılına kadar Akkuyu ve Sinop Nükleer Santrallerinin işletmeye alınması durumunda, bugünkü kurulu gücümüzün %20 si nükleer santrallerden üretilecek elektrikten oluşacaktır. 22 Ülke dışında ise Türkiye, Avrupa nın dördüncü enerji koridoru olma yolunda birçok Doğu Batı (BTC, Nabucco, Trans Anadolu vs.) ve Kuzey Güney (Mavi Akım, Samsun Ceyhan, Güney Akım vs.) geçişli boru hattı projelerine müdahil olduğu gibi bir fiil enerji zengini komşularında (Irak ve İran) enerji yatırımları yapmıştır. 23 Bu yatırımlara çalışmanın amaçları açısından İran özelinde bakıldığında, Ankara ve Tahran hükümetleri 1996 yılında kademeli olarak artmakta olan enerji işbirliklerini Kasım 2008 tarihinde İran ın zengin doğal gaz yataklarının geliştirilmesine ve bu kaynakların Avrupa ya aktarılması yönünde antlaşmaya vararak pekiştirdiği görülmektedir. Böylece, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO), Güney Pars bölgesinde yer alan üç gaz sahasının işletim lisansına sahip olmuştur. Bu lisans uyarınca Türkiye nin bu sahalardan günde 46 milyon metreküp gaz üretmesi ve bu kaynakların yarısını kendi kullanımına tahsis etmesi öngörülmüştür. 24 Fakat son dönem İran enerji sektörüne yönelik ağırlaşan yaptırımlar sebebiyle Batı yla ilişkilerini zedelemek istemeyen Türkiye nin ülkedeki enerji yatırımlarının ve ithalat düzeyinin geleceği konusunda soru işaretleri belirmiştir. 25 İlk etapta TÜPRAŞ ın İran a olan benzin ihracatına son vermesinin ardından TPAO da İran daki yatırımlarını askıya alma kararı almıştır. ABD nin İran enerji yaptırımlarından muaf tutulacak olan ülkeler listesine Türkiye yi dâhil etmeyeceğinin netleşmesinin ardından ise TÜPRAŞ İran dan ithal ettiği petrol miktarını %20 oranında azaltma kararı almıştır. Bu olumsuzlukların yanında Türkiye, İran doğal gazı için hem eksik teslimat hem de fiyat konusunda tahkim yoluna gitmiştir. Yukarıda betimlenen İran nükleer krizi/yaptırımları eksenindeki enerji gelişmeleri ışığında Türkiye nin enerji güvenliğine ne tür yansımaları 61

Mart 2012 Fukushima nükleer krizi sonrası Almanya nın önderlik ettiği nükleer enerjiye yönelik olumsuz hava dünya enerji arzına yönelik kaygıları daha da artırmaktadır. olduğu/olacağı sorularını akıllara gelmektedir. Bu bağlamda, Türkiye nin enerji güvenliğine yönelik üç temel riskin belirdiği/belirmekte olduğundan bahsetmek mümkündür: Tedarikçi Ülke Çeşitlendirmesi, İktisadi Maliyet, Uluslararası Nükleer Yakıt Oligopolü. Tedarikçi Ülke Çeşitlendirmesi Türkiye nin %70 ler düzeyindeki ithal enerji bağımlılığına ek olarak kaygı verici bir konu da belli ülkelere özellikle doğal gaz konusunda Rusya ya olan %45 50 sevilerinde olan doğal gaz bağımlılığıdır. Türkiye nin elektrik enerjinin yaklaşık yarısını doğal gazdan üretmekte olduğu düşünüldüğünde konunun önemi daha iyi anlaşılacaktır. Bu noktada, hiç şüphesiz, İran ın dünyada ispatlanmış ikinci en zengin doğal gaz rezervleri Türkiye nin Rusya ya olan yüksek bağımlılık oranlarının düşürmesi bakımından son derece büyük önem arz etmektedir. Yukarıda bahsedildiği üzere zaten başta ABD ambargosu olmak üzere çeşitli sebeplerden ötürü kaynaklarını etkin bir şekilde geliştiremeyen İran ın, son dönemki sertleştirilmiş yaptırımların ardından, hem petrol hem de doğal gaz üretiminin/ihracatının düşeceği ve/veya daha çok Asya bölgesine özellikle Çin e yöneleceği öngörülebilir. Hiç şüphesiz bu durum Avrupa ve Türkiye pazarında konumunu kaybetmek istemeyen Rusya nın arzu ettiği bir durumdur. Bu ülkenin yanı sıra yaptırımlara veto koyan ülkeler olan Rusya ve Çin in İran la olan ilişkilerini Rus ve Çin enerji şirketlerinin İran da enerji yatırımlarını yoğunlaştırması daha da derinleştireceği 62

Türkiye nin giderek artan cari açığıyla mücadelesindeki başarısının önemli bir dinamiği, küresel enerji arzının ne düzeyde olacağı ve Türkiye nin bu kaynaklara hangi maliyetlerle ulaşacağının doğrudan ilgisi vardır. beklenebilir. Eğer bu süreç İran ın Rusya ve Çin le yakınlaşmasını uzun erimli bir hale dönüştürürse bu ülkeler arasındaki enerji işbirlikleri gittikçe gelişip uluslararası siyaset ve ekonomi alanında da küresel dinamikleri belirleyen bir pozisyona gelecektir. 26 Siyasi istikrarsızlık sebebiyle Irak kaynaklarının geleceğinin belirsizliği 27, Azerbaycan ın Şah Deniz 2 doğal gazının Türkiye yle ulaşmasının 2018 i bulacak olması 28, Türkiye nin Rusya ya olan bağımlılığının daha da artabileceği söylenebilir. Böylece, Ankara nın yakın bölgesinde Moskova nın dikteleri dışında hareket alanı bulması daha da güçleşecektir. İktisadi Maliyet Küresel finansal krizin etkilerinin halen sürmekte olduğu bir iktisadi ortamda arz-talep dengesizliğinin yaşanıyor olması, geleceğin enerjisinin nereden/nasıl sağlanacağı konusunda birçok soru işaretini beraberinde getirmektedir. İlerleyen yıllarda arz sıkışıklığını giderip, enerji fiyatlarının ödenebilir seviyelerde tutulabilmesi için İran ın geliştirilmeyi bekleyen kaynaklarının bir an önce etkin bir şekilde üretilmesi ve dünya piyasalarına ihracı gerekmekte. Yukarıda da tartışıldığı üzere ağırlaştırılmış yaptırımların ardından, zaten ekonomik zorluklar içerisindeki İran ın ihracatını arttırmak bir yana, üretim seviyesini bile koruması pek olası gözükmemekte. Bu durum ise yeraltı bir faktör olarak küresel zirve petrolü/ doğal gazına ulaştığımız/ulaşmakta olduğumuz bir ortamda fiyatlar üzerinde baskı oluşturacağı, bunun ise kronik yüksek enerji fiyatlarını beraberinde getirebileceği söylenebilir. Konuyla ilgili dünya kamuoyunda en çok dikkat çeken yerüstü risk faktörü ise olası bir askeri müdahale karşısında İran ın dünya petrol ticaretinin %20 sini, denizyoluyla yapılan ticaretin ise %35 ini oluşturan ve günde ortalama 28 tankerle 17 milyon varil petrolün geçtiği dünyanın en önemli dar suyollarından biri olan Hürmüz Boğazını kapatma tehdidi olmuştur. Böyle bir felaket senaryosunda finansal piyasaların vereceği tepkilerin de tetiklemesiyle petrol fiyatlarının 200 dolar seviyesine kadar çıkması beklenebilir. 29 Küresel enerji fiyatlarındaki yukarıda bahsedilen muhtemel artış senaryolarına ek olarak İran kaynaklarına alternatif arayışındaki Türkiye nin uzak ülkelerden (Libya, Suudi Arabistan, Katar vs.) getireceği petrol ve sıvılaştırılmış doğal gazın (LNG) da ek taşıma maliyetleri olacaktır. Volkan Ediger in Libya özelinde belirttiği üzere, İran dan petrol ithalatındaki azalışı, Libya dan ithal edilecek petrolle ikame etmeye çalışmak taşıma masraflarının artması açısından Türkiye [ekonomisi] için olumsuz olabilir. 30 Bu muhtemel gelişmeler, 2011 senesinde ithal enerjiye 54,1 milyar dolar ödeyen, Türkiye için katlanarak artacak olan enerji maliyetleri anlamına gelebilir. Buna ilave olarak, Türkiye nin üçte ikisinde enerji ithalatının payı olan 80 milyar dolar seviyelerindeki cari açığının daha da artarak, sıcak para bağımlısı finansman yapısındaki kriz dinamiklerini körükleyebilir. 31 Bir diğer ifadeyle, Türkiye nin giderek artan cari açığıyla mücadelesindeki başarısının önemli bir dinamiği, küresel enerji arzının ne düzeyde olacağı ve Türkiye nin bu kaynaklara hangi maliyetlerle ulaşacağının doğrudan ilgisi vardır. 32 63

Uluslararası Nükleer Yakıt Oligopolü Nükleer güçten elektrik üretmeyi planlayan Türkiye nin enerji güvenliği açısından dolaylı ama son derece ciddi bir risk olarak İran Nükleer Krizinin çözümüne yönelik olarak NPT de ilerleyen günlerde nükleer yakıt bankalarına yönelik ne tür bir düzenlemeye gidileceği hususuna değinmek yerinde olacaktır. Ankara, İran Nükleer Krizinin, hem Batı yı hem de nükleer teknoloji sahibi devletleri uranyum zenginleştirme konusunda kurallarını sıkılaştırıp, uluslararası yakıt bankaları kurulması yönünde etkilediğinin farkındadır. Bu noktada Türkiye, kendi egemenlik hakkı dâhilinde olan sivil amaçlı uranyum geliştirme planlarının sekteye uğratacağı ve/veya fiyatları yapay şekilde yukarı çekecek bir tür nükleer yakıt OPEC inin 33 önünü açması konusunda endişe taşımaktadır. Konuyla ilgili olarak Ankara için en temel kaygı unsuru ise oluşturulması muhtemel uluslararası yakıt bankalarının P5 devletleri tarafından siyasi araç olarak kullanılıp diğer ilgili ülkelerin uranyum zenginleştirme faaliyetlerini sınırlama veya izin vermeme ihtimalinden ileri gelmektedir. Bu bakımdan Türkiye, NPT de yapılacak yeni düzenlemelerin, kendisi gibi NPT ye taraf olup sivil amaçlı nükleer enerji üretmek niyetinde olan ülkelerin de ihtiyaçlarına cevap verecek olmasını arzulamaktadır. 34 durumda ise ülkenin enerji arzının giderek azalacağının habercisi olduğu gibi Rus enerji tekelinin hem Avrupa Birliği hem de Türkiye pazarında egemenliğini kuvvetlendirecektir. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu nun kavramsallaştırdığı üzere Türkiye bölgesinde gerçek bir düzen koyucu devlet olacak ise Ankara nın yaklaşmakta olan küresel enerji darboğazına karşı hazırlıklı olması gerekmektedir. Bu bakımdan, Türkiye nin, İran nükleer krizinin çözümü ve uluslararası nükleer yakıt bankası oluşum sürecinde, etkin bir diplomatik rol edinmesi gerekmektedir. Bunun yanında Türkiye nin giderek artmakta olan ithal enerji bağımlılığını tersine çevirmek yolunda yerel kaynaklarını etkin bir şekilde geliştirmesi ve sürdürülebilir enerji tüketim sepetini oluştuması için bütün imkânlarını seferber etmesi gerekmektedir. Bu konu Türkiye nin sürdürülebilir enerji güvenliğini tesis etmenin ötesinde stratejik çıkarlarının da en öncelikli hususlarından birisidir. Ek 1: Dünya Enerji Tüketim Projeksiyonları (1990 2035) Sonuç yerine Dünya yaklaşmakta olan küresel enerji darboğazı riskiyle karşı karşıyadır. Bu bakımdan yeterince geliştiril(e)memiş kaynakların ivedilikle üretilmesi ve dünya piyasalarına ihracının tesis edilmesi gerekmektedir. Halbuki dünyanın ispatlanmış en geniş petrol/doğal gaz rezervlerine sahip olan ülkelerinden olan İran yıllardır süren ABD ambargolarının ardından son dönemki ağırlaştırılmış yaptırımlarla karşı karşıyadır. Bu Kaynak: EIA, International Outlook 2011. 64

Ek 2: Amerika, Çin ve Hindistan ın Tüketim Projeksiyonları (1990 2035) Ek 3: Yakıt bazında dünya enerji tüketim projeksiyonları (1990 2035) Kaynak: EIA, International Outlook 2011. Kaynak: EIA, International Outlook 2011. O DİPNOTLAR * Başlık önerisi için Soli Özel e, metnin taslağını okuma nezaketi gösterip, önerilerini benden esirgemeyen Doç. Dr.Sedat Aybar ve Yrd.Doç.Dr.Oğuz Dilek e teşekkür ederim. 1 Michael Klare, Rising Powers, Shrinking Planet: The New Geopolitics of Energy, Metropolitan Book: New York, 2008, s.14-31. 2 Bkz. Paul Roberts, The End of Oil: On the Edge of a Perilous New World, Mariner Books, 2005; Kenneth S.Deffeyes, Hubbert s Peak: The Impending World Oil Shortage, Princeton University Press, 2008. D.Aydal, Petrolsüz Dünya, Truva Yayınları: İstanbul, 2008; Ahmet Sami Derman, Petrol Üretiminin Zirve Noktası: Petrol Fiyatlarına Etkisi ve Gelecek Petrolün Durumuna Genel Bir Bakış, Enerjide Hedef, 3/4, Temmuz 2011, ss.34-45. 3 Klare,s.34. 4 Birol: Ucuz petrol dönemi bitti, 27.04.2012, http://www.ntvmsnbc.com/id/25344054/ ( 30.04.2012) 5 Turkey: CBT reiterates hawkish message, UBS Investment Research, 26.04.2012. 6 Harun Öztürkler, İran Ekonomisinin Genel Özellikleri, Ortadoğu Analiz, 4/4, Nisan 2012, ss.86-92. 7 Brenda Shaffer, Energy Politics, Philadelphia, University of Pennsylvania Press, 2009, s.149-150. 8 Dominique Guillaume, Roman Zytek, Mohammad Reza Farzin, Iran The Chronicles of the Subsidy Reform, IMF Working Paper, WP/11/167, Temmuz 2011 9 Najmeh Bozorgmehr, Subsidy dispute adds to Iran s woes, 25.04.2012, Financial Time, http://www.ft.com/ intl/cms/s/0/a6ac4438-8ebe-11e1-ac13-00144feab49a.html#axzz1txkmvicd ( 30.04.2012) 10 Iran Energy Profile, Energy Information Administration, 17.02.2012, http://www.eia.doe.gov/country/country_ energy_data.cfm?fips=ir (01.05.2012) 11 Yusuf Yazar, Enerji İlişkileri Bağlamında Türkiye ve Orta Asya Ülkeleri, Ankara: Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi, 2011, s. 44. 12 Ibid, s.45. 13 İran ın nükleer silah sahibi olması düşüncesi birbiriyle ilintili dört farklı stratejik korkuyu beraberinde getirmektedir: 1) Caydırıcı gücüyle beraber İran ın daha maceracı ve agresif bir dış politika izleyeceği, 2) İran ın nükleer saldırı tehdidiyle diğer ülkeleri tehdid etmesi 3) İran ın nükleer silahları devlet dışı aktörlerle paylaşması 4) İsrail le nükleer savaşa girişmesi. Bkz, Barry R.Posen, A Nuclear-Armed Iran: A Difficult but Not Impossible Policy 65

Problem içinde Robert J.Art & Robert Jervis (derleyenler), International Politics: Enduring Concepts and Contemporary Issues, Longman, 9. Basım, 2008, ss.239-254. 14 Mustafa Kibaroğlu, Good for the Shah, Banned for the Mullahs: The West and Iran s Quest for Nuclear Power, The Middle East Policy, 60/2, Nisan, 2006, ss.207-232. 15 İran, Türkiye ve Brezilya ile nükleer anlaşmayı imzaladı, BBC Türkçe, 17.05.2010 http://www.bbc.co.uk/turkce/ haberler/2010/05/100517_turkey_iran.shtml, ( 05.05.2012) 16 Q & A : Iran Nuclear Issue, BBC News, ( 06.03.2012), http://www.bbc.co.uk/news/world-middle-east-11709428 ( 05.05.2012). 17 Bkz, Nurşin Ateşoğlu Güney, Is the Nuclear Cascade Story in the Middle East Real?, Perceptions, 16/2, Yaz 201, ss. 43-59. 18 Q & A: Iran Nuclear Issue, BBC News, ( 06.03.2012), http://www.bbc.co.uk/news/world-middle-east-11709428 ( 05.05.2012) 19 EIA: İran ın petrol üretimi yüzde 15 düşer, 11.04.2012 http://www.ntvmsnbc.com/id/25339136/ (02.05.2012). 20 Bkz; Bryan Walsh, Oil s Messy Forentier, Time, 179/14, 2012, ss. 28-35. 21 Ahmet Sözen, yapay nöral ağ ( artifical neural network ANN ) modellemesi yoluyla 2020 yılında Türkiye nin ithal enerji bağımlılık oranının %82 iye çıkacağını hesaplamıştır. Bkz. Ahmet Sözen, Future Projection of the energy dependency of Turkey using artificial neural network, Energy Policy, 37 /1, 2009, ss. 4827 4833. 22 Nükleer Santraller ve Ülkemizde Kurulacak Nükleer Santrale İlişkin Bilgiler, Yayın No:1, ETKB, Enerji İşleri Genel Müdürlüğü, 201, s.29. 23 Bkz, Gareth Winrow, Problems and Prospects for the Fourth Corridor, Oxford Institute for Energy Studies, Haziran 2009 ; Mert Bilgin, Energy Policy in Turkey: Security, Markets, Supplies and Pipelines, Turkish Studies, 12/3, 2011, ss. 399-417; Ahmet K. Han Turkey s Energy Strategy and the Middle East: Between a Rock and a Hard Place, Turkish Studies, 12/4, 2011,ss. 603-617. 24 Emrullah Uslu, Turkey and Iran Sign Accord on Natural Gas Cooperation, Eurasia Daily Monitor, Vol. 5, Issue 224, (21.11.2008), http://www.jamestown.org/single/?no_cache=1&tx_ttnews%5btt_news%5d=34159, (02.05.2012) 25 Bu noktada hatırlatılması gereken bir husus ise Arap Baharı ayaklanmalarıyla beraber iki ülke arasındaki sosyo-politika ve stratejik ayrışmalar özellikle Suriye ve Irak ta görünür bir hal almış, Türkiye nin NATO nun füze koruma kalkanın bir parçası olan radar sisteminin Malatya Kürecik e kurulmasına izin vermesiyle beraber ayrım iyicene netleşmiştir; bkz. Bülent Keneş, İran: Tehdit mi, Fırsat mı?, Timaş Yayınları: İstanbul, 2012, s.14-15. 26 Bezen Balamir Coşkun, İran ın Enerji Kaynakları ve Küresel Enerji Jeopolitiği, OSAM Stratejik Analiz Raporu, No:1, 2010, s. 36. Ayrıca bkz, M. K. Bhadrakumar, Russia, China, Iran redraw energy map, Asian Times, 08.01.2010, http://www.atimes.com/atimes/central_asia/la08ag01.html, (05.05.2012) 27 Jane Arraf, Iraq s unity tested by rising tensions over oil-rich Kurdish region, CS Monitor, 04.05.2012, http:// www.csmonitor.com/world/middle-east/2012/0504/iraq-s-unity-tested-by-rising-tensions-over-oil-rich- Kurdish-region, ( 05.05.2012) 28 Şah Deniz 2 gazı 2018 de Türkiye de, Radikal, 26.10.2011, http://www.radikal.com.tr/radikal.aspx?atype= RadikalDetayV3&CategoryID=80&ArticleID=1067547 (02.05.2012) 29 Bkz; A.Batur Çolak, Hürmüz Boğazı Petropolitiği, http://www.globalenerji.com.tr/hab-23000204-12,92@2300. html ( 03.05.2012) 30 Uzmanlar, İran dan petrol ithalatının azaltılmasını uzun vadede olumlu buluyor, Set Times, 04.05.2012 http://turkey.setimes.com/tr/articles/ses/articles/features/departments/world/2012/04/05/feature- 01?format=mobile, (05.05.2012) 31 Turkey s Economy: Istanbul s and Bears, The Economist, 07.04.2002, ayrıca bkz. Rüstem Yanar & Güldem Kerimoğlu, Türkiye de Enerji Tüketimi, Ekonomik Büyüme ve Cari Açık, Ekonomi Bilimleri Dergisi, 3/2, 2011, ss.191-202. 32 Saruhan Özel, Petrol Fiyatları da Cari Açığa Destek Verecek, Zaman, 02.05.2012 http://www.zaman.com.tr/ yazar.do?yazino=1281731&title=petrol-fiyatlari-da-cari-aciga-destek-verecek, (07.05.2012) 33 Bu kavramı bana önerdiği için Prof.Dr.Nurşin Ateşoğlu Güney e teşekkür ederim. 34 Sinan Ülgen, Preventing The Proliferation of Weapons of Mass Destruction: What Role for Turkey?, Paper Series, Transatlantic Academy: Washington, Haziran 2010, http://www.transatlanticacademy.org/sites/default/ files/publications/gmf_ta_ulgen_060710web.pdf (29.04.2012) 66