TARİHİ YAPILARDA RÖLÖVENİN HAZIRLANMASI VE SULTAN ALÂEDDİN CAMİİ UYGULAMA PROJESİ. Hasan BAKIR YÜKSEK LİSANS TEZİ YAPI EĞİTİMİ

Benzer belgeler
YAPILARDA HASAR SYON - RESTORASYON PROJE DÜZENLEME ESASLARI. Yapılarda Hasar Tespiti-I Ögr. Grv. Mustafa KAVAL AKÜ.Afyon MYO.Đnşaat Prog.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI TARİHİ BAHÇELERDE RÖLÖVE VE RESTORASYON

TARİHİ BAHÇELERDE RÖLÖVE ve RESTORASYON DERSİ. Restitüsyon Rölöve Restorasyon Rehabilitasyon Renovasyon

GELENEKSEL YAPILARIN RESTORASYONUNDA MALZEME, TEKNOLOJİ VE TEKNİKLERİN ARAŞTIRILMASI GELİŞTİRİLMESİ

C. KORUMA AMAÇLI İMAR PLANI UYGULAMA KOŞULLARI

TAŞINMAZ KÜLTÜR VARLIKLARININ VE SİT ALANLARININ KORUNMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ İÇİN GEREKLİ PROJELER VE PLANLAR NELERDİR?

TEKNİK RESİM 6. HAFTA

2419 ADA 45 PARSEL MİMARİ PROJE RAPORLARI

KOCAELİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ MESKUN VE GELİŞME KIRSAL KONUT ALAN YERLEŞİMLERİ TASARIM REHBERİ

KONURALP TEKNİK GEZİ RAPORU

Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının Yapı Esasları ve Denetimine Dair Yönetmelik

EDİRNE DEKÎ ESKÎ ESER ONARIM ÇALIŞMALARI

MESLEK RESMİ DERSİ. Giriş Özet Yapı Bilgisi Mimari Tasarım Esasları ve Mimari Proje Örnekleri İncelemeleri. Hazırlayan. Öğr. Gör.

T.C. MİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ MESLEK YÜKSEKOKULU MİMARİ RESTORASYON PROGRAMI ÖN LİSANS DERS BİLGİ FORMU

BEÇİN KALESİ KAZISI KALE ÇEŞMESİ SONUÇ RAPORU

T.C. MİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ MESLEK YÜKSEKOKULU MİMARİ RESTORASYON PROGRAMI ÖN LİSANS DERS BİLGİ FORMU

2419 ADA 45 PARSEL MİMARİ PROJE RAPORLARI

YIĞMA YAPI MÜHENDİSLİĞİNİN GELİŞİM TARİHİ DEPREME DAYANIKLI YAPI TASARIMLARI

4. HAFTA TEMELLER, DUVARLAR, KEMERLER, TONOZLAR VE KUBBELER

Bodrum Kat Planı. Zemin katın altında bulunan katlara bodrum kat denilir ve (-) kot ile ölçülendirilir. Zemin Kat Planı

ŞEYHÜLİSLÂMLIKTAKİ BİNALARIN MİMARÎ ÖZELLİKLERİ

ÖLÇÜLENDİRME. Ölçülendirme

İlke Kararı- Karar No: 660 / Karar Tarihi:

YAPILARIN SINIFLANDIRILMASI

HAFTA-2 Norm Yazı Çizgi Tipleri ve Kullanım Yerleri Yıliçi Ödev Bilgileri AutoCad e Genel Bakış Tarihçe Diğer CAD yazılımları AutoCAD Menüleri

PROJE I DERSİ UYGULAMA VE TESLİM ASGARİ STANDARTLARI

PERŞEMBE PAZARI YENİLEME ALANI PROJESİ

ÇATI KONSTRÜKSİYONLARINDA GAZBETON UYGULAMALARI Doç.Dr.Oğuz Cem Çelik İTÜ Mimarlık Fakültesi Yapı Statiği ve Betonarme Birimi

Ç.Ü. GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ İÇ MİMARLIK BÖLÜMÜ BAHAR YARIYILI İÇM 402 DİPLOMA PROJESİ

T.C. MİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ MESLEK YÜKSEKOKULU MİMARİ RESTORASYON PROGRAMI ÖN LİSANS DERS BİLGİ FORMU

YENĐ PROJE MĐMARĐ KONTROL LĐSTESĐ No: Tarih: Mimar müellif'in Adı, Soyadı:... Đşveren'in Adı, Soyadı:...

STRÜKTÜR ÇÖZÜMLEME. Doç. Dr. ALİ KOÇAK

RESTORASYON RAPORU SEDES MİMARLIK

İL: Mersin İLÇE: Tarsus KÖY/MAH.: Sofular SOKAK: 37 ve 42. Sokaklar

VI.ETAP ÇARŞI CADDESİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ MİMARLIK BİLGİSİ DERSİ KONU: MİMARİ PROJE AŞAMALARI

T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI Konya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu

KESİTLERİN ÇIKARILMASI

ZEYREK 2419 ADA 13 PARSEL RÖLÖVE ANALİZ RAPORU 1. YAPININ YERİ VE TANIMI 2. YAPININ MEVCUT DURUMU VE BOZULMALAR 3. SONUÇ

T.C. MİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ MESLEK YÜKSEKOKULU MİMARİ RESTORASYON PROGRAMI ÖN LİSANS DERS BİLGİ FORMU

Teknikleri. yöntemlerin yani sıra, gereksinime göre restorasyon ilkelerinin elverdiği ölçüde çağdaş teknolojiden de yararlanılmaktadır.

SULTAN IZZETTIN KEYKAVUS TÜRBESİ, 1217, SİVAS

YAPILARDA HASAR. Yapılarda Hasar Tespiti-I Ögr. Grv. Mustafa KAVAL AKÜ.Afyon MYO.Đnşaat Prog. Röleve

Ç.Ü. GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ İÇ MİMARLIK BÖLÜMÜ GÜZ YARIYILI İÇM PROJE 5 & DİPLOMA PROJESİ

HİERAPOLİS, 06/08/14-21/08/14 ÇALIŞMALARI MERMER RESTORASYONU ÇALIŞMALARI

Peyzaj Yapıları I ÇATI ELEMANLARI. Çatı elemanlarının tasarımında görsel karakteri etkileyen özellikler Sığınma ve Korunma

Tarİhİ yapi çözümleme dersi

KVK101 KORUMA-ONARIM KAVRAM VE İLKELERİ

Ç.Ü. GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ İÇ MİMARLIK BÖLÜMÜ BAHAR YARIYILI İÇM PROJE 5 & DİPLOMA PROJESİ

ORTAKÖY CAMİSİ RESTORASYON İŞLERİ. SÖKÜM, TESPİT İŞLERİ ve PROJE İŞLERİ;

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı. Anadolu Üniversitesi Yılı Side Kazısı Çalışmaları. (12 Temmuz-8 Eylül 2010)

Yrd. Doç. Dr. Selim BARADAN Yrd. Doç. Dr. Hüseyin YİĞİTER

ÖLÇME BİLGİSİ TANIM KAPSAM ÖLÇME ÇEŞİTLERİ BASİT ÖLÇME ALETLERİ

ÇATILAR. Celal Bayar Üniversitesi Turgutlu Meslek Yüksekokulu İnşaat Bölümü. Öğretim Görevlisi Tekin TEZCAN İnşaat Yüksek Mühendisi

T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI EDİRNE KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULU K A R A R

DUVARLAR duvar Yapıdaki Fonksiyonuna Göre Duvar Çeşitleri 1-Taşıyıcı duvarlar; 2-Bölme duvarlar; 3-İç duvarlar; 4-Dış duvarlar;

İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ (Bölüm-3) KÖPRÜLER

YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ VAN MESLEK YÜKSEKOKULU RESTORASYON PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ

YAPI ELEMANLARI DERS SUNUMLARI 7. HAFTA

AHŞAP KAPLAMALAR DERSİ ÇALIŞMA SORULARI. 5. Aşağıdakilerden hangisi ayak ve başlık birleştirme yöntemlerindendir? a. Yabancı çıtalı. b.

PEYZAJ TASARIMI TEMEL ELEMANLARI

Yapıblok İle Akustik Duvar Uygulamaları: Digiturk & TV8

T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI MUĞLA KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULU K A R A R

Taşıyıcı Sistem İlkeleri. Dr. Haluk Sesigür İ.T.Ü. Mimarlık Fakültesi Yapı ve Deprem Mühendisliği Çalışma Grubu

ÖLÇME BİLGİSİ ALANLARIN ÖLÇÜLMESİ

T.C. MİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ MESLEK YÜKSEKOKULU MİMARİ RESTORASYON PROGRAMI ÖN LİSANS DERS BİLGİ FORMU

Yönetmelik. Koruma, Uygulama ve Denetim Büroları, Proje Büroları ile Eğitim Birimlerinin Kuruluş, İzin, Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ. Selçuklu Dönemi Yapıları ile Bahçe ve Peyzaj Sanatı

ADANA SEYHAN - ULU CAMİ MEDRESESİ ULU CAMİ MEDRESESİ

T.C. MİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ MESLEK YÜKSEKOKULU MİMARİ RESTORASYON PROGRAMI ÖN LİSANS DERS BİLGİ FORMU

ESKİ ESER DURUMU ANALİZ SONUÇ RAPORU KADIKÖY İLÇESİ HASANPAŞA MAHALLESİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ ANKARA 2015 PROJE APLİKASYONU

KOMPOZİT LEVHA YAPIŞTIRMA

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ MİMARLIK BİLGİSİ DERSİ KONU: DUVARLAR

İNS1101 MÜHENDİSLİK ÇİZİMİ. Bingöl Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü 2018

DONATILI GAZBETON YAPI ELEMANLARI İLE İNȘA EDİLEN YIĞMA BİNA SİSTEMİ İLE İLGİLİ TEKNİK ȘARTNAME

T.C. MİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ MESLEK YÜKSEKOKULU MİMARİ RESTORASYON PROGRAMI ÖN LİSANS DERS TANITIM FORMU

PLAN PROJE MÜDÜRLÜĞÜNÜN

100 için 200 (over ft Over.): ± (5 + 10ppm D) mm

Çizelge...: Peyzaj Mimarlığı Uygulamalarında Kullanılan Bazı Yapı malzemelerinin Kırılma Direnci ve Hesap Gerilmeleri. Kırılma Direnci (kg/cm²)

TOPOĞRAFYA Kesitlerin Çıkarılması, Alan Hesapları, Hacim Hesapları

TEMELLER. Celal Bayar Üniversitesi Turgutlu Meslek Yüksekokulu İnşaat Bölümü. Öğretim Görevlisi Tekin TEZCAN İnşaat Yüksek Mühendisi

ÖLÇME BİLGİSİ. PDF created with FinePrint pdffactory trial version Tanım

YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ MİMARLIK FAKÜLTESİ - MİMARLIK BÖLÜMÜ RESTORASYON ANABİLİM DALI YERLEŞİM DOKULARININ ÇÖZÜMLENMESİ

YAPININ TANIMI VE SINIFLANDIRILMASI

İNŞAAT MALZEME BİLGİSİ

23 HAZİRAN 2011 ELAZIĞ-MADEN DEPREMİNDE MEYDANA GELEN YAPISAL HASARLARIN NEDENLERİ

T.C. MİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ MESLEK YÜKSEKOKULU MİMARİ RESTORASYON PROGRAMI ÖN LİSANS DERS BİLGİ FORMU

Ç.Ü. GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ İÇ MİMARLIK BÖLÜMÜ BAHAR YARIYILI İÇM PROJE 5 & DİPLOMA PROJESİ

GROBETON - LENTO VE TEMEL KALIBI

HASAR TÜRLERİ, MÜDAHALEDE GÜVENLİK VE ÖNCELİKLER

PROJE I Ders III ALAN ANALİZİ. Doç.Dr.Reyhan ERDOĞAN. Akdeniz Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü

ALÜMİNYUM KOMPOZİT PANELLER

BİNA VE YERLEŞİM RÖLEVESİ DERSİ

Fatih Camii ve I. Mahmut Kütüphanesi

NİLÜFER BELEDİYESİ ÜRÜNLÜ MAHALLESİ KENTSEL VE ARKEOLOJİK SİT ALANLARI 1/1000 ÖLÇEKLİ KORUMA AMAÇLI İMAR PLANI

ÇELİK YAPILAR. Çelik Yapıda Cephe. Çelik Yapıda Cephe. Çelik Yapıda Cephe. Çelik Yapıda Cephe. Çelik Yapıda Cephe. Çelik Yapıda Cephe

2/13/2018 MALZEMELERİN GRUPLANDIRILMASI

02 MART 2017 ADIYAMAN SAMSAT DEPREMİ ÖN DEĞERLENDİRME RAPORU

Transkript:

TARİHİ YAPILARDA RÖLÖVENİN HAZIRLANMASI VE SULTAN ALÂEDDİN CAMİİ UYGULAMA PROJESİ Hasan BAKIR YÜKSEK LİSANS TEZİ YAPI EĞİTİMİ GAZİ ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ OCAK 2010 ANKARA

Hasan BAKIR tarafından hazırlanan Tarihi Yapılarda Rölövenin Hazırlanması ve Sultan Alâeddin Camii Uygulama Projesi adlı bu tezin Yüksek Lisans tezi olarak uygun olduğunu onaylarım. Yrd. Doç. Dr. Hanifi TOKGÖZ Yapı Eğitimi Bu çalışma, jürimiz tarafından oy birliği ile Anabilim Dalında Yüksek Lisans tezi olarak kabul edilmiştir. Prof. Dr. Türkay TÜDEŞ Yapı Eğitimi, Gazi Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Hanifi TOKGÖZ Yapı Eğitimi Prof. Dr. Ali İhsan ÜNAY Mimarlık Eğitimi, Gazi Üniversitesi Tarih: 13/01/2010 Bu tez ile G.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü Yönetim Kurulu Yüksek Lisans derecesini onamıştır. Prof. Dr. Bilal TOKLU Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü.

TEZ BİLDİRİMİ Tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada bana ait olmayan her türlü ifade ve bilginin kaynağına eksiksiz atıf yapıldığını bildiririm. Hasan BAKIR

iv TARĠHĠ YAPILARDA RÖLÖVENĠN HAZIRLANMASI VE SULTAN ALÂEDDĠN CAMĠĠ UYGULAMA PROJESĠ (Yüksek Lisans Tezi) Hasan BAKIR GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ Ocak 2010 ÖZET Bu çalıģma Ankara, Altındağ Ġlçesi, Kentsel Sit Alanı içerisinde bulunan geleneksel Selçuklu mimarilerinden olan Sultan Alaaddin Camii ni konu etmektedir. ÇalıĢmanın amacı; 1178 yılında Selçuklu Sultanı 2. Kılıç Arslan'ın oğlu Muhittin Mesut ġah tarafından yaptırılmıģ Sultan Alaaddin Camii rölövesinin çıkarılarak, restorasyonunun yapılması, gelecek nesillere aktarılması için gereken araģtırma ve projelerin üretilmesidir. ÇalıĢma kapsamında rölövenin nasıl çıkarılacağı ne tür restorasyon teknikleri uygulanacağı araģtırılmıģtır. Elde edilen sonuçlar değerlendirilerek restorasyon projeleri yapılmıģtır. Bilim Kodu : 714.1.143 Anahtar Kelimeler : Rölöve, restorasyon, restitüsyon, Sultan Alaedin Camii Sayfa Adedi : 181 Tez Yöneticisi : Yrd. Doç. Dr. Hanifi TOKGÖZ

v MEASURED DRAWINGS AT HISTORICAL BUILDINGS AND CONSTRUCTIONAL DRAWING OF SULTAN ALÂEDDĠN MOSQUE (M.Sc Thesis) Hasan BAKIR GAZĠ UNIVERSITY INSTITUTE OF SCIENCE&TECHNOLOGY January 2010 ABSTRACT The subject of this thesis is the Restoration Project of Sultan Alâeddin Mosque which is maintained as an example of traditional Seljukied Architecture in Ankara Altındağ Urban Conservation Area. The aim of the study is to produce the measured drawings, restoration Project of the Sultan Alâeddin Mosque which is constructed by the order of Seljukied Sultan, Muhittin Mesut ġah, the son of 2. Kılıç Arslan for conveying the information to the future generations. In the scope of the study; How the Measured is drawn and what kind of the restoration techniques are applied, are deeply searched. Due to the evaluation of the found Resultant, the restoration projects are produced. Science Code : 714.1.143 Key Words : Measured drawings, restoration, restitution, Sultan Alaeddin Camii Page Number : 181 Adviser : Yrd. Doç. Dr.Hanifi TOKGÖZ

vi TEġEKKÜR Çalışmalarım boyunca değerli yardım ve katkılarıyla beni yönlendiren Hocam Yrd. Doç. Dr. Hanifi TOKGÖZ e Sultan Alâeddin Camisi uygulama projesinin rölövesinin çıkartılmasında değerli yardımlarını esirgemeyen arkadaşlarım Orkun ŞAHİN, Fulden KAYADİBİ, Ayça SİNAL, Kutsal ERTEKİNLER ve Havva BAKIR A teşekkürü bir borç bilirim.

vii ĠÇĠNDEKĠLER Sayfa ÖZET... iv ABSTRACT...v TEŞEKKÜR... vi İÇİNDEKİLER......vii ŞEKİLLERİN LİSTESİ..xi RESİMLERİN LİSTESİ... xiii SİMGELER VE KISALTMALAR....xvi 1. GİRİŞ...1 2. KURUMSAL TEMELLER VE KAYNAK ARAŞTIRMASI...3 2.1. Restorasyon Ve Tarihçesi... 3 2.2. Restore Edilecek Yapıların Resmi Prosedürleri... 4 2.3. Anıtlarda Bozulmaya Sebep Olan Etkenler... 6 2.3.1.İç nedenler... 6 2.3.2.Dış nedenler... 9 2.4. Restorasyon Öncesinde Yapılan Çalışmalar... 11 2.4.1.Tarihi ve arkeolojik araştırmalar... 12 2.4.2.Sanat tarihi araştırmaları... 13 2.4.3.Teknik araştırmalar... 13 2.4.4.Anıtın yasal statüsü... 14 2.4.5.Restorasyon projesinin hazırlanması... 15 2.5. Rölöve, Restitüsyon, Restorasyon Projesi Hazırlama Esasları... 15 2.5.1.Genel hususlar... 15 2.6. Rölöve Çalışmaları... 16 2.6.1.Rölöve çizimleri... 16 2.6.2.Çizim teknikleri... 18 2.7. Analiz Çalışmaları... 19

viii Sayfa 2.7.1.Rölöve üzerine farklı dönemlerin belirtilmesi... 19 2.7.2.Hasar bozulmaların rölöveler üzerine işlenmesi... 20 2.7.3.Rölöve analiz raporu... 20 2.7.4.Sorunlar (Mevcut fiziki durum değerlendirmesi)... 20 2.7.5.Rölöve müdahale paftaları... 21 2.8. Restitüsyon... 21 2.8.1.Restitüsyon projesi çizimleri... 22 2.9. Restorasyon Projesi... 22 2.10.Restorasyon Teknikleri... 23 2.10.1.Sağlamlaştırma... 23 2.10.2.Bütünleme... 26 2.10.3.Yenileme, yeniden kullanım, yeni işleve uyarlama... 27 2.10.4.Yeniden yapım... 27 2.10.5.Temizleme... 28 2.10.6.Taşıma... 30 2.11.Restorasyon Raporu... 31 2.12.Restorasyon Çalışmalarında Kullanılan Yapı Malzemeleri Ve Uygulamalar... 32 2.12.1.Restorasyon ve koruma çalışmalarında kullanılan harç ve sıvalar... 33 2.12.2.Restorasyonda kullanılan boyalar... 36 2.12.3.Doğal taşlar... 38 2.12.4.Kalem işi... 38 2.12.5.Altın varak yaldız uygulaması... 41 2.13.Tarihi Yapılarda Taşıyıcı Bileşenler, Hasar Biçimleri, Onarım Ve Güçlendirme... 42 2.13.1.Tarihi yapılar için onarım ve güçlendirme ilkeleri... 42 2.13.2.Yığma kargir yapılarda taşıyıcı bileşenler... 44 2.13.3.Onarım ve güçlendirme adımları... 48 2.13.4.Yapı güvenliğinin irdelenmesi... 54

ix Sayfa 2.13.5.Tarihi yapılarda onarım ve güçlendirme yöntemleri... 54 3. ARAŞTIRMA ALANI VE YÖNTEM... 69 3.1. Araştırma Alanı... 69 3.2. Yöntem... 70 3.2.1.Kullanılan araç ve gereçler... 71 3.2.2.Rölöve çizimleri... 73 3.2.3.Rölöve detay çizimleri... 73 3.2.4.Restorasyon çizimleri... 74 4. BULGULAR... 75 4.1. Sultan Alâeddin Camii Genel Bilgileri... 75 4.2. Sultan Alâeddin Camii Plan Şeması... 78 4.3. Sultan Alâeddin Camii Cephe Düzeni... 80 4.4. Sultan Alâeddin Camii Taşıyıcı, Konstrüktif Ve Dekoratif Öğeleri. 84 4.4.1.Temel... 84 4.4.2.Duvar... 85 4.4.3.Döşeme ve tavan... 86 4.4.4.Örtü... 88 4.4.5.Kitabeler... 89 4.4.6.Minare... 91 4.4.7.Orijinal mihrap... 92 4.4.8.İç mhrap... 97 4.4.9.Minber... 98 4.4.10.Kadınlar mahfili... 102 5. SONUÇ VE ÖNERİLER... 104 5.1. Sonuç... 104 5.2. Öneriler... 104 5.2.1.Sultan Alâeddin Camii plan şeması... 105 5.2.2.Sultan Alâeddin Camii cephe düzeni... 106

x Sayfa 5.2.3. Sultan Alâeddin Camii taşıyıcı, konstrüktif ve dekoratif öğeleri... 107 KAYNAKLAR... 113 EKLER. 115 EK-1. Rölöve projeleri...........116 EK-2. Restorasyon projeleri...131 EK-3. Rölöve detay projeleri.........144 ÖZGEÇMİŞ 165

xi ġekġllerġn LĠSTESĠ ġekil Sayfa Şekil 1.1. Vaziyet planı ve cephe silüetleri... 116 Şekil 1.2. Mahfil kat planı... 117 Şekil 1.3. Kadınlar mahfili kat planı... 118 Şekil 1.4. 1-1 kesiti... 119 Şekil 1.5. 2-2 kesiti... 120 Şekil 1.6. 3-3 kesiti... 121 Şekil 1.7. 4-4 kesiti... 122 Şekil 1.8. Çatı 1-1 ve 2-2 kesitleri... 123 Şekil 1.9. Çatı görünüşü... 124 Şekil 1.10. Mahfil katı tavan planı... 125 Şekil 1.11. Kadınlar mahfili tavan planı... 126 Şekil 1.12. Kuzey cephesi görünümü... 127 Şekil 1.13. Batı cephesi görünümü... 128 Şekil 1.14. Güney cephesi görünümü... 129 Şekil 1.15. Doğu cephesi görünümü... 130 Şekil 2.1. Vaziyet planı ve cephe silüetleri... 131 Şekil 2.2. Mahfil kat planı... 132 Şekil 2.3. Kadınlar mahfili kat planı... 133 Şekil 2.4. 1-1 kesiti... 134 Şekil 2.5. 2-2 kesiti... 135 Şekil 2.6. 3-3 kesiti... 136 Şekil 2.7. 4-4 kesiti... 137 Şekil 2.8. Tavan planı... 138 Şekil 2.9. Çatı görünümü... 139 Şekil 2.10. Kuzey cephesi görünümü... 140 Şekil 2.11. Batı cephesi görünümü... 141 Şekil 2.12. Doğu cephesi görünümü... 142 Şekil 2.13. Güney cephesi görünümü... 143

xii ġekil Sayfa Şekil 3.1. İç mihrap detayı... 144 Şekil 3.2. Dış mihrap detayı... 145 Şekil 3.3. Bahçe kapısı detayı... 146 Şekil 3.4. Bahçe yan kapısı detayı... 147 Şekil 3.5. Cami giriş kapısı detayı... 148 Şekil 3.6. Kadınlar mahfili çıkış kapısı detayı... 149 Şekil 3.7. Minare çıkış kapısı detayı... 150 Şekil 3.8. 1-2-3-4 numaralı sütun detayı... 151 Şekil 3.9. 5-6-7-8 numaralı sütun detayı... 151 Şekil 3.10. Çeşme detayı... 152 Şekil 3.11. Vaaz kürsüsü detayı... 153 Şekil 3.12. Güney cephesi tip 1 pencere detayı... 154 Şekil 3.13. Güney cephesi tip 2 pencere detayı... 155 Şekil 3.14. Güney cephesi tip 3 pencere detayı... 156 Şekil 3.15. Doğu cephesi tip 1 pencere detayı... 157 Şekil 3.16. Doğu cephesi tip 2 pencere detayı... 158 Şekil 3.17. Batı cephesi tip 1 pencere detayı... 159 Şekil 3.18. Batı cephesi tip 2 pencere detayı... 160 Şekil 3.19. Batı cephesi tip 3 pencere detayı... 161 Şekil 3.20. Kuzey cephesi tip 1 pencere detayı... 162 Şekil 3.21. Kuzey cephesi tip 2 pencere detayı... 163 Şekil 3.22. Minber detayı... 164

xiii RESĠMLERĠN LĠSTESĠ Resim Sayfa Resim 2.1. Kutluhaç kilisesi, Ahtamar adası- Van-Restorasyon örneği... 3 Resim 2.2. Hasara uğramış yapı... 6 Resim 2.3. Dış etkilerden dolayı tahrip olmuş yapı... 9 Resim 2.4. Terk edilmiş bina... 10 Resim 2.5. Restorasyon öncesi analiz çalışmaları... 12 Resim 2.6. Sütunlarda sağlamlaştırma yapılmış yapı... 23 Resim 2.7. Malzemede meydana gelen deforme... 24 Resim 2.8. Taşıyıcı duvarın yenilenmesi... 25 Resim 2.9. Yıkıldıktan sonra yeniden yapılan çan kulesi... 27 Resim 2.10. Cephe temizliği yapılmış bina... 29 Resim 2.11. Suyla cephe temizliği uygulaması... 30 Resim 2.12. Şantiyede horasan harcı hazırlanması... 36 Resim 2.13. Restorasyonu yapılmış yapının dış cephe boya uygulaması. 36 Resim 2.14. Sıva üstü orijinal kalem işleri uygulaması... 39 Resim 2.15. Ahşap üstü orijinal kalem işi uygulaması... 40 Resim 2.16. Mermer üstü orijinal kalem işi uygulaması... 41 Resim 2.17. Altın varak uygulaması yapılmış tavan... 42 Resim 2.18. (a) Tek parça sütunlar (Roma forumu nda yapı) (b) Çok parçalı sütunlar (Propylaia, Atina)....44 Resim 2.19. Kargir tonoz biçimleri ve düşey yük aktarımı... 45 Resim 2.20. (a) Kubbede çekme ve basınç bölgeleri (b) Kubbe, yarım kubbeler ve ağırlık kuleleri (Sultan Ahmet Camisi)... 47 Resim 2.21. Pandantif ve tromplar (Kılıç Ali Paşa Camisi).... 47 Resim 2.22. (a) Tonozda derz ayrılmaları (Anavarza) (b) Etki eksikliği nedeniyle tonozlarda hasar... 49 Resim 2.23. Demir gergilerde hasar biçimleri (a) Burkulma (Edirne sarayı mutfakları) (b) Kopma (Edirne sarayı mutfakları) (c) Burkulma (Vasat Atik Ali Paşa Camisi) (d) Kopma (Hatice Turhan Valide Sultan türbesi)...50

xiv Resim Sayfa Resim 2.24. (a) Çatlak genişliği değişimi (b) Kapı üstü lentosunda çatlak genişliği ölçümü (Efes tiyatrosu) (c) Çatlak genişliği ölçüm cetveli... 52 Resim 2.25 (a), (b), (c) Geçici acil müdahale (Mihrimah Sultan Camisi)..55 Resim 2.26. Çatlakların enjeksiyon yöntemi ile onarımı... 56 Resim 2.27. Sütun eki (Side Apollon Tapınağı)... 57 Resim 2.28. (a), (b) Ahşap kiriş eki(şişli Birkökler vakfı konağı) (c) Stabilite çaprazı (Şişli Birkökler vakfı konağı)... 58 Resim 2.29. Geniş duvar çatlaklarında dikiş ile onarım... 59 Resim 2.30. Püskürtme beton duvar detayları (Sultan Abdülaziz av köşkü,izmit)......59 Resim 2.31. (a), (b) Duvarların köşelerinde güçlendirme, gergi düzenlemesi (Su kemeri, Roma) (c) Çelik hatıl düzenlemesi, hatılların köşe birleşimleri... 60 Resim 2.32. Sütunlarda çatlak onarımı......61 Resim 2.33. (a) Çelik çaprazlar ile döşemenin rijitleştirilmesi (Sultan Abdülaziz av köşkü, İzmit) (b) (c) Çapraz eleman detayları (Sultan Abdülaziz av köşkü..63 Resim 2.34. Kemerlerde gergi düzenlemesi ve mesnetlerin sabitlenmesi (Roma forumu nda yyapı)... 64 Resim 2.35. (a) Kubbe eteğinde çekme çemberi düzenlemesi (b) (c) Çekme çemberi detayları (Ahi Çelebi Camisi)... 65 Resim 2.36. (a) Ağır çatı (Arastalı Bedesten, Tokat) (b) Çatıda toprak dolgu (Arastalı Bedesten, Tokat)... 66 Resim 3.1. Sultan Alaeddin Camii vaziyet görünümü... 69 Resim 3.2. Sultan Alaeddin Camii kuzey cephesi görünümü... 70 Resim 3.3. Total station... 71 Resim 3.4. Lazer metre... 73 Resim 4.1. Sultan Alâeddin Camii doğu cephesi görünümü... 78 Resim 4.2. Sultan Alâeddin Camii plan şeması... 79 Resim 4.3. Sultan Alâeddin Camii cephe düzeni... 81 Resim 4.4. Sultan Alâeddin Camii giriş kapısı... 82 Resim 4.5. Sultan Alâeddin Camii kepenk kanatları... 83 Resim 4.6. Sultan Alâeddin Camii kadınlar ve müezzin mahfili... 84

xv Resim Sayfa Resim 4.7. Sultan Alâeddin Camii taşıyıcı duvar görünümü... 85 Resim 4.8. Caminin mevcut duvar yapısı... 86 Resim 4.9. Son cemaat mahalli tavan görünümü... 86 Resim 4.10. Müezzin mahfili görünümü... 87 Resim 4.11. Tavan orta göbeği... 88 Resim 4.12. Alaturka kaplama malzemesi... 88 Resim 4.13. Cami giriş kapısı üstündeki kitabelerin genel görünümü... 89 Resim 4.14. Minber üzeri kitabe... 90 Resim 4.15. Mevcut minarenin genel görünümü... 91 Resim 4.16. Cami bahçesindeki mihrabın görünümü... 93 Resim 4.17. Orijinal mihrabın yeri... 94 Resim 4.18. Cami içindeki mihrabın görünümü... 98 Resim 4.19. Minber yan görünümü... 99 Resim 4.20. Minber ön görünümü... 100 Resim 4.21. Minber genel görünümü... 102 Resim 4.22. Kadınlar mahfilinin görünümü... 103 Resim 5.1. Sultan Alâeddin Camii restorasyon planı yerleşimi... 105 Resim 5.2. Sultan Alâeddin Camii restorasyon cephe düzeni... 106 Resim 5.3. Tavan planı kalem işleri... 108 Resim 5.4. Çatı görünüşü... 109 Resim 5.5. Orijinal mihrap görünüşü... 109 Resim 5.6. Minare kesiti... 110 Resim 5.7. İç mihrap görünüşü... 111 Resim 5.8. Minber görünüşleri... 112

xvi SĠMGELER VE KISALTMALAR Bu çalışmada kullanılmış bazı simgeler ve kısaltmalar, açıklamaları ile birlikte aşağıda sunulmuştur. Kısaltmalar TUS TS V.G.M Açıklama Teknik uygulama sorumluluğu Türk Standartları Vakıflar Genel Müdürlüğü

1 1. GĠRĠġ Kent kültürünün ve kent kimliğinin önemli bir parçası olan tarihi çevrenin gelecek kuşaklara aktarılması en önemli sorumluluklardan biridir. Bu sorumluluğun en önemli sonucu, kültür ve tabiat varlıklarını korumada, tüm dünya ülkelerinin ortak bir dil ve kritere sahip olma zorunluluğudur. Temeli obje ölçeğinde müzecilik olan koruma olgusu; günümüzde, tarih ve kültür varlıklarının korunmasından, kentsel gelişme sürecinde kentin içinde kalan tarih ve kültür varlıklarının topluca bulunduğu alanların korunmasına kadar, kentin içinde var olan ve çevresini saran doğal değerlerin korunmasını da kapsayacak şekilde genişlemiştir [1]. Tarihi mekânlar ve yapılar korunarak kentlerin mimari sürekliliği sağlanabilmektedir. Bu aynı zamanda yaşanılabilir ve kimlikli tarihi kent mekânlarının çağdaş mekânlarla bütünleşmesine yardımcı olmaktadır. Tarihi mekânların korunması ve iyileştirilmesi kültürel bir sorun olduğu gibi aynı zamanda sosyal ve ekonomik bir sorun olarak da karsımıza çıkmaktadır. Günümüzde, tarihi yerleşme ve binaların dokusunun bozulması, sosyal ve kültürel yapının değişmesi, ekonomik koşulların getirdiği bakımsızlık ve ilgisizliğin ortaya çıkardığı bir problem olmuştur [1]. Bunun içindir ki tarihi yapıların korunmasında rölöve ve restorasyon projelerinin önemi büyük önem teşkil etmektedir. Bundan dolayı araştırmada rölöve çalışmaları ve restorasyon tekniklerinin neler olduğu ve nasıl yapıldığına yer verilmiştir. Ayrıca üzerinde çalışılan Sultan Alâeddin Camii uygulama projesi de bu yöntem üzerinden ele alınmıştır. Ankara İli, Altındağ Belediyesi, Sultan Alâeddin Camii, tarihi yapısal özelliği, bölgesel ve kent dokusu içindeki yeri toplumun gereksinmelerini, manevi değerlerini yansıtan önemli bir yapı özelliği taşımaktadır.

2 Sultan Alâeddin Camisinin restorasyon çalışmasının amacı; yapının bugün ki durumunun tespit edilerek, (rölöve) belgelenerek, restorasyon projesi ve imkanlar doğrultusunda yapının orijinal konumuna ulaştırılacak korunma yöntemlerinin tespitidir. Bu çalışmada; Sultan Alâeddin Camisinin mevcut durumu ve yakın çevresi yapısal konumu, süre gelen yapısal gelişmeler incelenerek karşılaştırılarak yapının özgün durumu tespit edilmeye çalışılmıştır. Yapının yapısal özellikleri, mevcut Taşıyıcı yapısı araştırılarak, yakın çevresinden, yakın çevresindeki yaşamdan, tabiat etkenlerinden ne şekilde etkilendiği araştırılarak günümüz koruma anlayışı içinde müdahale biçimleri, kullanım ve işlevsel değerlendirilmelerin neler olabileceği değerlendirilerek yapı ile ilgili uygun olabilecek yapısal konumu ve işlevi belirlenmeye çalışılmıştır. Yapı ölçeğinde yapılan inceleme (görsel ve sözlü) sonrası yerinde rölöve çalışmaları (planlar-kesitler-cepheler-detaylar) yapılmıştır. Rölöve çalışmaları üzerinde yapının konumu çevresel ilişkiler, izlenimler, araştırmalar, görsel tanımlamalar, yazı bilgi aktarımları doğrultusunda restitüsyon çalışmaları yapılarak projeleri elde edilmiştir. Yapının günümüze kadar olan fiziksel ve işlevsel müdahaleler incelenerek yapının bugün ki durumu esas alınarak restorasyon projelerine kullanımına esas olabilecek çalışmalar yapılmıştır.

3 2. KURUMSAL TEMELLER VE KAYNAK ARAġTIRMASI 2.1. Restorasyon ve Tarihçesi Restorasyon, kazılar sonucu ortaya çıkan ya da hala ayakta olan antik yapıların, gelecek kuşaklara taşınmasını sağlamak amacıyla, özgün yapılarını korumak ilkesiyle yapılan onarım çalışmaları olarak tanımlanmaktadır. Bir başka değişle restorasyon tarihi yapıların gelecek kuşaklara aktarılmasının ve Koruma Anlayışının gelişmesinde en önemli teknik yöntemlerden biridir [2]. Restorasyon, geçmişte çoğunlukla yapının işlevsel değerini ve yaşamını sürdürmesi için bir gereklilik olmuştur. Bu ilke günümüzde de geçerliliğini korumakla birlikte, ilk işlevini yitirmiş yapılar da kültürel mirasın geleceğe aktarılması için önemli bir görev olarak restorasyonun kapsamı alanına girmiştir. Geçmişte onarımın amacı yapıyı ayakta tutmak, yıkılan kısımları yeniden yaparak biçimsel bütünlüğünü korumak, değişen isteklere göre yeni eklerle işlerliğini sağlamak iken, günümüzde anıtlar ve tarihi çevre belirli bir dönemin kentsel ve mimari düzenini, yapım tekniklerini, sosyal yaşamını açıklayan bir belge olarak da değerlendirilmektedir [2]. Resim 2.1. Kutluhaç kilisesi, Ahtamar adası- Van-restorasyon örneği

4 Yapılan kazılar kazı çalışmaları sonucunda ortaya çıkarılan ya da tüm tahribatlara direnerek ayakta kalan antik yapılar incelendiğinde, bunların zaman içinde ek ve onarımlarla, kısmen yenilenerek yaşatıldıkları gözlenmektedir. Özgün haliyle günümüze ulaşabilen çok az sayıda anıt olmasına karşın, restorasyonun tarihi çok gerilere, yapı sanatının başlangıcına kadar götürülebilir. Ancak bir disiplin olarak koruma anlayışı 19. yüzyılda Avrupa da başlamıştır. Avrupa da ortaya çıkan bu anlayışın ilk dönemleri sancılı geçmiştir.1789 Fransız devrimi anıtlar için büyük kayıp olmuştur. Halk soylulara, krallığa ve kiliseye karşı biriken nefretini, bu kurumları simgeleyen saray, şato, kale, kilise gibi anıtları yıkarak göstermiştir. Tahrip edilen bu yapılar uzun bir süre kendi kaderlerine terk edilmiştir. 1830 lardan sonra Avrupa da Ortaçağ sanat ve mimarisi incelenerek ortaçağ yapılarına yeniden ilgi duyulmaya başlanmış ve o güne dek önemsenmeyen Ortaçağ sanatının araştırılması çabaları, anıtların yeniden onarılması çalışmalarına yol açmıştır. Dikkat isteyen bu onarım çalışmaları, Restorasyon ilkelerinin tartışmaya açılmasına neden olmuştur. Bu çerçevede Fransa, İtalya ve İngiltere de gelişigüzel onarımlar yapılmaya başlanmış ve bu onarımlar tartışmalara yol açmıştır. Fransa, İngiltere ve İtalya nın öncülük ettiği bu çalışmalar kısa sürede Avrupa nın diğer ülkelerine sıçramıştır [2]. 2.2. Restore Edilecek Yapıların Resmi Prosedürleri Restore edilecek yapının öncelikle yasal statüsü önemlidir. Yasal statü demek yapının I. veya II. derce tarihi eser olması durumudur. I grup yapılar toplumun maddi tarihini oluşturan kültür verileri içinde tarihsel, simgesel, anı ve estetik nitelikleriyle korunması zorunlu yapılardır. II. grup yapılar kent ve çevre kimliğine katkıda bulunan kültür varlığı niteliğindeki yöresel yaşam biçimini yansıtan yapılardır. Aslında I. grup yapılar Anıtlar, Kiliseler, Camiler, Sarnıçlar, Çeşmeler, Yalı, Köşk vb. gibi tarih içinde belli yeri olan yapılardır. I. grup yapılarda yapılabilecek müdahaleler oldukça kısıtlıdır. Ancak özel projelerle yapının fonksiyonun değişmesi durumunda esaslı müdahale yapılabilir. II. grup yapılarda ise Koruma Kurulunun izni çerçevesinde özellikle

5 cepheyi koruyarak esaslı müdahaleler yapılabilir. Hatta gerekli durumlarda yapı yıkılıp tekrardan yapılabilir [3]. Restore yapılacak yapı için öncelikle ilgili belediyeye müracaat edilir. Söz konusu yapı tescilli yapı değil ise belediye gerekli görmesi halinde Anıtlar Kuruluna göndermeden projeyi onayıp, inşaat izni verebilir. Ancak yapının eski eser özelliği varsa belediye Anıtlar Kuruluna durumu bildirir. Yapılar tescilli olmasa bile eski eser görünümünde iseler yine Anıtlar Kurulundan izin almak gerekir. Anıtlar Kurulu öncelikle yapının rölövesinin çizilmesini ister. Çizilen rölöve ve yapının fotoğrafları ile birlikte bir raportörün raporuyla Anıtlar Kurulu, yapının koruma derecesini ve müdahale biçimlerini kapsayan bir karar yazar. Anıtlar Kurulunun kararına göre yapının restitüsyon ve restorasyon projeleri çizilir. Restorasyon ve restitüsyon projeleri zaman kazanmak için aynı anda Kurula sunulabilir. Restitüsyon ve restorasyon projeleri ile birlikte yapının ilk halini belgeleyen fotoğraflarla birlikte bir restitüsyon raporu yazılır. Ayrıca yapıya yapılacak müdahale biçimleri ve kullanma amacı ile kullanılacak malzeme ve tekniği içeren bir restorasyon raporu yazılır. Anıtlar Kurulundan projelerin çıkması aylar sürebilir. Bütün bu süreçler tamamlandıktan sonra Kurul projeleri onaylar. Ve yapı sahibi, ilgili belediye bilgi amaçlı, Tapu Müdürlüğüne de tescil amaçlı gönderilir. Bütün bu süreçlerden sonra restorasyon projesine göre, belediyeden ruhsat almak için bir ruhsat projesi çizilir. Ruhsat projesine göre uygulama yapılabilir. İnşaat ruhsatı almak için bir de yapı denetim firması ile TUS (teknik uygulama sorumluluğu) için sözleşme yapmak gerekir [3].

6 2.3. Anıtlarda Bozulmaya Sebep Olan Etkenler Anıtların bozulmasına neden olan etkenler iki kümede incelenir. Yapının konumu, bulunduğu zemin özellikleri, ya da ilk tasarımdaki hatalardan, hatalı yapı malzemesi ve teknik, kötü işçilik kullanmasından kaynaklanan aksaklıklar iç nedenler [2]. Doğal etkenler, insanların verdiği zararlar, savaş, yoğun trafik, spekülatif kentleşme, bayındırlık etkinlikleri gibi hasar kaynakları dış etkenler başlığı altında toplanmaktadır [2]. Resim 2.2. Hasara uğramış yapı 2.3.1. Ġç nedenler Yapının konumundan kaynaklanan hatalar Yapının bulunduğu yer (yamaç ve dere yatağı) iklime bağlı etkilerden daha yoğun olarak zarar görmesine neden olabilir. Bir yamaç eteğinde, çukurda

7 yer alan bir yapı, önlem alınmadığı taktirde su baskınlarının tehdidine açık durumdadır. Eyüp'te haliç kıyısına yakın türbeleri buna iyi bir örnektir [2]. Zemin özellikleri Yapının üzerine oturduğu zeminin mukavemetinin düşük olması, ya da homojen olmaması zamanla yapıda bazı hareketlerin oluşmasına, dönme, farklı oturma gibi gözle görülen bozulmalara neden olabilir [2]. Temel altındaki zemin homojen olmadığında yapıda çatlamalar görülür. Çatlakların yapıdaki yerlerine, doğrultularına bakılarak hasarların zeminden kaynaklanıp kaynaklanmadığı hakkında kabaca fikir edinmek mümkündür. Eğer yapı iki ucundan sağlam zemine oturuyor, arada kalan bölgede zemin gevşekse, cephede kapı pencere boşluklarının köşelerinden başlayan ve 45 derece açıyla yanlara gelişen çatlaklar görülür [2]. Yapının cephesinin yalnız orta kesimin altında sağlam zemin varsa, çatlaklar kama görümündedir; aşağıda dar, yukarı doğru açılan bir düzen gösterir. Oldukça pahalı ve zor olan zemin sağlamlaştırma ve sağlam zemine inen temel yapımı gibi işlemler gerekebilir [2]. Taşıyıcı tasarımındaki hatalar Binaların tasarım sistemlerinde ilk tasarımdan gelen bu hataları varsa; örneğin duvar, ayak, payanda gibi öğeler üzerlerine gelecek yatay ve düşey yükleri karşılayacak kesitte yapılmamışlarsa ciddi hasarlar ortaya çıkabilir. Taşıyacağı yüke göre ince/yetersiz kesitli bir duvar zamanla bel verebilir; payandaların yetersiz olması durumunda, kemer, tonoz ve kubbelerde açılmalar olabilir ve hatta sistem yıkılabilir [2].

8 Hatalı malzeme kullanımı Geleneksel mimarlığımız taş, kerpiç, tuğla, ağaç gibi doğal kökenli malzemelerden oluşturulmuştur. Kullanılan malzemenin iyi nitelikli olmaması, yapıların bozulmasını hızlandırmaktadır. Taşların içinde kil tabakalarının olması hızlı aşınmayı, taşın yabancı maddelerin bulunduğu tabaka ya da damarların kopup ayrılmasına neden olmuştur. Blok, taşın suyuna ters olarak hazırlanır ve tabakalaşmasına dikkat edilmeden yerine konulursa, bozulma tabakalarının cepheden geriye doğru katman katman dökülmesi şeklinde olur [2]. Tuğla yapılarda tuğlanın iyi pişirilmiş olması yapının dayanımını arttıran önemli özelliklerden birisidir. Kötü tuğladan yapılan duvarlarda hızlı aşınma, dökülme, çukur oluşumu biçiminde yüzey kayıpları, ayrışma, dağılma şeklinde hasarlar görülür. Kâgir yapılarda ana malzemeyi birleştiren harcın niteliği de binanın mukavemetini etkileyen önemli bir etkendir. Çamur veya zayıf kireç harçları ile örülen duvarlarda, bozulan harç çözülerek yapının dağılmasına yol açar. Ahşap taşıyıcıda sert ağaç kullanılması yapının ömrünü uzatır. İngiltere'de Ortaçağ'dan günümüze gelen ahşap taşıyıcılar bulunmaktadır. Türkiye'de ise çoğu yumuşak ağaçlardan yapılan ahşap çaktılar daha kısa ömürlü olmakta, harap taşıyıcılarla birlikte bir yaşam kültürünün izleri de ortadan kalkmaktadır [2]. Kötü işçilik ve detay kullanımı Kesme taş yapılarda blokları birleştirmek için kullanılan kenet ve mil gibi korozyona uğrayabilecek demir bağlantı elemanlarının iyi yalıtılmaması sonucunda, derzlerden içeri giren su demir öğelerinin paslanmasına neden olmaktadır. Paslanma sırasında hacmi büyüyen kenet ve miler, yarattıkları iç gerilimle birleştirdikleri duvar bloğunu veya söve, sütun başlığı gibi mimari bileşenleri çatlatmakta, müdahale edilmeyip bozulma ilerlediğinde, mimari öğe parçalanmaktadır [2].

9 2.3.2. DıĢ nedenler Resim 2.3. Dış etkilerden dolayı tahrip olmuş yapı Doğal afetler Yapılar uzun süre doğanın değişik etkileri altında kalarak yıpranır ve sürekli bakım sağlanmazsa ciddi hasarlar gözlenir. Sıcak yaz günlerinde aşırı sıcak karşısında genleşen malzemeler, soğuk kış günlerinde dona maruz kalır; ısı farkları, donma çözünme döngüleriyle malzemeler yorulur, yıpranır. Suyun kapilarite ile bina içindeki hareketi de yapı malzemelerinde hasara neden olmaktadır [2]. Yağmur sularının bozulan bir çatı kaplaması veya deresinden dolayı binadan hızla uzaklaştırılamaması, yosun ve otların gelişmesine uygun ortamı hazırlar. Bozuk olan ayrıntı çevresinde yosunlar yerleşir, ahşap çatı ve döşemelerde mantarlar gelişir. Suyla ilgili olan don olayı da anıtları tahrip eden önemli etkenlerden biridir. Çatlaklara giren su donduğunda kama etkisi yaparak çatlakların büyümesine, büyük parçaların kopmasına yol açar [2].

10 İnsanların neden oldukları hasarlar İnsanlar bakımsızlık, terk, kasıtlı tahrip gibi eylemlerle tarih yapıların yok olmalarına yol açabilirler [2]. Terk Bir tarihi yerleşmenin terk edilmesi ve orada bulunan kentsel dokunun, önemli anıtların bakımsız kalması çoğu kez sosyal, ekonomik sorunlarla ilişkilidir. Anadolu'nun birçok yerinde 1920'lerde Mübadele sırasında boşalmış eski Rum köylerinin de hazin birer harabe olduğu gözlenmektedir. En bilinen örnekler arasında Gökçeada köyleri ve Kaya köy anımsanabilir [2]. Resim 2.4. Terk edilmiş bina Kötü kullanım ve onarımlar Kötü kullanım, harabiyeti hızlandıran önemli bir etkendir. Asıl sahipleri farklı yerlere göçtüğünde, eski konutlar çeşitli ailelerin kullanımına verilmekte ve yeni kullanıcıların isteklerine göre gelişigüzel eklenen ara kat, bölme duvarları, sokak cephesine açılan vitrin, ayrı giriş ve benzeri öğelerle hızla değişime uğramaktadır. Safranbolu evlerinin veya İstanbul'da Zeyrek ve

11 Süleymaniye deki ahşap evlerin kötü kullanımıyla ilgili sorunlar birbirine çok benzemektedir [2]. Yangınlar Ülkemizde sıkça görülen yangınlar, özellikle ahşap taşıyıcılı konutların, mahallerin can düşmanıdır. Tarih boyunca İstanbul yangınlarla harap olmuş, konutların kâgir yapılması için fermanlar çıkmıştır. İhmal ve dikkatsizlik sonucu çıkan yangınlar ahşap konutları ve karışık taşıyıcılı (duvarları kâgir, döşemeleri ahşap) 19. yüzyıl yapılanını çoğu kez yaşanamaz, bazen de onarılamaz duruma getirmektedir [2]. 2.4. Restorasyon Öncesinde Yapılan ÇalıĢmalar Restorasyon çalışmalarına başlamadan önce anıt fotoğraf video vb. tekniklerle ayrıntılı olarak belgelenir, ölçekli çizimler yapılır. Ayrıca; Tarihçesi, Teknik özellikleri (yapım teknikleri, malzeme ve taşıyıcı sistemi), Yasal statüsü incelenir. Çoğu kez rölöve ile beraber yürütülen araştırma eser hakkında yeteri bilgiler elde edilir. Sorunları çözmek için mevcut olasılıkları gözden geçirir; olumlu ve olumsuz yönleri tartışarak, en az müdahaleye en iyi korumayı sağlayacak yöntemi seçmeye çalışır. Bundan dolayı önce ön çalışmalar yapılır [2].

12 Resim 2.5. Restorasyon öncesi analiz çalışmaları 2.4.1. Tarihi ve arkeolojik araģtırmalar Tarihi yapılar hakkındaki araştırmaların ilk aşamasında elde edilebilen bilgiler çoğu kez yapım tarihi ve yaptıran kişinin kimliği ile sınırlı kalabilir. Yapının bir yazıtı bulunmuyor ve yaptıran kişinin hangi tarihte yaşadığı bilinmiyorsa, tarihlendirme yapının üslup, yapım tekniği, plan, cephe düzeni gibi özelliklerine bakılarak yaklaşık olarak yapılabilir. Cami, medrese, kütüphane, hamam, kervansaray gibi anıtsal eserlerle ilgili vakfiyeler, inşaat ve onarım defterleri Başbakanlık, Topkapı Sarayı Müzesi, Vakıflar Genel Müdürlüğü arşivlerinde bulunabilir. Eski fotoğraflar tarihi binaların ve kentlerin geçmişteki durumlarını anlamak için en sık başvurulan belgelerdir. Bu teknik olanağın ortaya çıkmasından önceki döneme ait minyatürler, eskizler, sulu boya resimler, yağlı boya tablolar, fotoğraf kadar objektif olmasalar da, kentsel doku ve mimari karakter, meydan ve sokak oluşumları, binaların cephelerinde kullanılan renkler, çatı biçimleriyle genel görünümü etkileyen ağaç türleri hakkında fikir verirler. Bir anıt ve

13 çevresindeki sokak dokusu ve yapılar hakkında eski haritalarda ayrıntılı bilgi sunarlar [2]. 2.4.2. Sanat tarihi araģtırmaları Anıtın tasarımında etkili olan estetik anlayışının, mimari tasarım ilkelerinin irdelenmesi, yapıldığı dönemin sanat akımlarının belirlenmesi, ait olduğu yapı tipinin tanınması ve tipolojik olarak değerlendirilmesi eserin sanat değerinin ortaya çıkarılması açısından gereklidir. Yapının malzeme programı içinde yer alan çini, duvar resmi, ahşap işçiliği, mala kari bezeme ve benzeri sanat değeri taşıyan ayrıntıların nitelikleri ve bu niteliklerin dönemleri için taşıdıkları önem araştırılır. Yazıtlar, mono gramlar, güneş saatleri, taşçı işaretleri, kullanıcılar tarafından duvarlara yazılmış yazılar ve karalanmış şekiller binanın ilk döneminden günümüze kadar geçirdiği evreler hakkında veri sağlayan belgeler olarak değerlendirilir [2]. 2.4.3. Teknik araģtırmalar Restore edilecek binanın durumunun incelenmesi, hasar nedenlerinin araştırılması ve teşhis edilmesi disiplinler arası araştırmalar gerekebilir. Onarımı yürütecek mimar nemden kaynaklanan çeşitli sorunlar, farklı ayırma, eğilme, çatlama gibi taşıyıcı sistem aksaklıklarını, malzemedeki bozulmaları, yanlış onarımların neden olduğu hasarları teşhis etmek ve çözümleyebilmek için yapı fiziği, zemin ve Taşıyıcı mühendisliği, kimya, malzeme bilgisi uzmanlık alanlarından yardım alır [2]. Temel genişliğinin ve derinliğinin anlaşılması için araştırma kazısı yapılması istenebilir. Çatlakların hareketli olup olamadığını anlamak için cam levhalar yapıştırılır [2]. Ayrıca sıva altındaki duvarın türünü (taş, tuğla, ahşap karkas vb) anlamak içinde benzer araştırmalar yapılır. Zemin ve sıva altını izlemek için kazı,

14 raspa vb. çalışmalar yapılacaksa, araştırma öncesi durumun fotoğraf ve çizimlerle belgelenmesine özen gösterilmelidir. Ahşap iskeletli yapılarda bağlantıların sağlam olup olmadığı araştırılır, zeminden yükselen nem, çatıdan sızan sular sonucu taşıyıcı öğelerde, kaplamalarda bozulma olup olmadığı incelenir [2]. Örneğin duvar içindeki boşluk ve malzeme farklılıklarını anlamak için radar, mekanik darbe ile yaratılan ses dalgaları, ultrasondan yararlanılmaktadır. Duvar örgüsü üzerindeki taş blokları, ya da sütun, başlık gibi mimari bileşenleri birleştirmek için kullanılan metal bağlayıcıların (kenet ve miller) yerlerini, ne durumda olduklarını belirlemek için gamma ışınlarından yararlanmak mümkündür. Ayrıca endoskop kullanılarak çatlakların içi incelenebilmektedir [2]. Bilgisayar programıyla anıtın yük durumu belirlenmektedir. Basınç ve çekme gerilmelerinin yoğun olduğu, depremde riskli olan bölgeler saptanmaktadır. Ayrıca malzeme türlerinin (taş, tuğla, kerpiç, ahşap, harçlar, metaller, boyalar) hangi kaynaklardan getirildiklerinin, fiziksel ve kimyasal özelliklerinin saptanmasında restorasyonda kullanılacak malzemelerin niteliklerinin belirlenmesi açısından da önemlidir. Mevcut malzemelerin tanınabilmesi için uygun yerlerden örnekler alınarak laboratuar deneyleri yapılır. Harç örneklerinin cephe gerisinden, az bozulmuş kısımlardan alınması uygundur [2]. 2.4.4. Anıtın yasal statüsü Onarılması düşünülen yapının koruma derecesi ona yapılacak müdahalenin sınırlarını da tanımlar. Aynen korunması gerekli 1. grup yapılarda ek ve değişiklik yapma sınırlıdır. Önemli iç mekân özelliğine sahip olmayan 2. grup yapılarda, cepheye yansımayan değişikliklere izin verilmektedir. Çalışmaya başlanırken onarılacak binanın koruma grubu bilinmiyorsa, 1/500 ölçekli kadastral durumu, 1/50 ölçekli rölövesi ve fotoğraflarını içeren bir dosya,

15 anıtın bulunduğu yerin bağlı olduğu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kuruluna sunularak statünün yapılması istenir [2]. Rölöveler yapıyı tam tanıtacak şekilde plan, kesit ve görünüşlerini kapsamalıdır. Yapıya ait iç ve dış fotoğraflar, çekildikleri yer ve yönleri plan üzerine işaretlenerek, tarihi, estetik ve teknik araştırmaları içeren rapor ve rölöveler birlikte kurula sunulur [2]. 2.4.5. Restorasyon projesinin hazırlanması Restorasyon projesi, anıta ayrıntılı bir rölöveye dayanılarak hazırlanır. Rölöve, bir binanın mevcut durumunun ölçekli çizimlerle (plan, kesit ve görünüşler) anlatımıdır. Rölöve bir yapının, kent dokusunun veya arkeolojik kalıntının yakından incelenmesi, belgelenmesi, mimarlık tarihi açıdan değerlendirilmesi ve restorasyon projesinin hazırlanması için bir hazırlıktır. Rölöve sırasında yapıyla doğrudan ilişki kurularak ayrıntılı, malzeme ve diğer özellikler yakından gözlenir; kâğıt üzerindeki anlatımın güçlü olabilmesi için çizimin açıklayıcı notlarla desteklenmesi gerekir. 2.5. Rölöve, Restitüsyon, Restorasyon Projesi Hazırlama Esasları 2.5.1. Genel hususlar Rölöve çizimleri, Kat planları, Döşeme planları, Tavan planları, Çatı planı, Görünen tüm cepheler, Birbirine dik olarak geçirilecek en az iki, kesit, Yapısal sistem ile malzemeyi tanıtmayı amaçlayan yeteri kadar sistem detayı,

16 Pencere, kapı, tavan eteği, ocak, dolap, niş, saçak, vb. yapı öğelerinden tipik olanlarına ilişkin detaylar, Fotoğraf albümü, Yapının onarımı ve yeni kullanımı için getirilen müdahalelere ilişkin ana yaklaşım ve bu ana yaklaşım çerçevesinde yapılacak müdahalelerin anlatımı da kapsam dâhilinde olmalıdır. 2.6. Rölöve ÇalıĢmaları Rölövenin yapılış amacı onun çizim tekniği, çalışma ölçeğini etkiler. Örneğin, bir mimarlık çalışması için hazırlanan rölöve ve restorasyona yönelik rölöve çalışması arasında fark vardır. Bir sokak üzerinde yer alan binaların genel görünümü, plan ve kütle özelliklerini anlatacak bir rölövenin 1/200 ölçekli olması yeterlidir. 1/100 ölçekli bir rölöve çalışması yeniden kullanım projesi için uygun olabilir. Restorasyona yönelik rölöveler ise 1/50 ölçekli olur ve plan, kesit ve görünüşlerle desteklenir [4]. 2.6.1. Rölöve çizimleri 1/500 veya 1/200 vaziyet planı (Mevcut Durumun Belgelenmesi) Parselde yer alan yapının mimari öğeleri (avlu, bahçe duvarları, kuyu, fırın, tandır, çeşme, müştemilat vb.) ve doğal öğeler (ağaç, bitki türleri, ekili-dikili alan vb.) yapı-avlu-bahçe girişleri, yapının kendi parselindeki oturumu ve köşe kotları, yol yapı ilişkisini tanımlayan kotlar gösterilecektir. Vaziyet planında sokak-bina ilişkisini gösterir aynı ölçekte kesit bulunacaktır. Kat Planları, (1/50 ölçeğinde kesit ve görünüşleri ölçülü ve ölçüsüz olmak üzere hazırlanacaktır). Çatı Planı (1/50 ölçeğinde kesit ve görünüşleri ölçülü ve ölçüsüz olmak üzere hazırlanacaktır).

17 Cepheler (1/50 ölçeğinde kesit ve görünüşleri ölçülü ve ölçüsüz olmak üzere hazırlanacaktır). Döşeme ve tavan planları (1/50 ölçeğinde kesit ve görünüşleri ölçülü ve ölçüsüz olmak üzere hazırlanacaktır). En az iki kesit (Kurulun gerekli görmesi halinde ikiden fazla 1/50 ölçeğinde uygulama projesi çizim tekniğinde) Birbirine dik, bir tanesi merdivenden geçecektir. En az iki (Kurulun gerekli görmesi halinde ikiden fazla 1/50 ölçeğinde uygulama projesi çizim tekniğinde) sistem detayı (Cephe 1/20, Plan 1/20, Kesit, 1/20), Pencere, kapı, tavan eteği, ocak, dolap, niş, saçak, taşıyıcı sistem, süsleme elemanları vb. yapı öğelerinden tipik olanlarına ilişkin sistem ve nokta mimari detaylar (Ölçekler 1/10, 1/5 ve 1/1 dir), Vaziyet Planı Raporu; Yapının ve bulunduğu parsele bitişik komşu yapıların pafta, ada, parsel, döküm ve kapı numarası, mülkiyet sınırları (Kadastral) mülkiyet durumları, son durum sahiplilik sicil kayıtlarına yer verilecektir. Alt Yapıya İlişkin Şematik Gösterimler; Yapının mevcut hali hazırdaki varsa özgün pis su tesisatının, yeni elektrik, su, havagazı, telefon tesisatı gösterilecektir. Üçgenler Plan rölövelerinin yapılmasında kullanılan en yaygın yöntem üçgenlemedir. Çelik metre dışında bir araç gerektirmeyen bu sistemde plan üçgenlere bölünerek ölçülür. Oluşturulan üçgenlerin birleştirilmesiyle iç düzenlenmesi karışık olan yapıların dahi plan rölövelerinin çizmek olasıdır. Ölçme binanın dışında başlanır, sonra içine girilir. Duvarların doğrultusunu ve dolayısıyla binanın dış konturunu çıkarabilmek için yapıyı içine alan bir çokgen oluşturulur. Çokgen köşelerini belirtmek için geçici olarak ayaklı jalonlar kullanılır. Daha iyisi zemine ahşap kazık veya demir çubuk çakılmasıdır.

18 Vaziyet planı üzerine bu çokgen işlenir. Kenar boyutları ölçülür çokgenin köşelerinden binanın köşelerine, üçgenler oluşturacak biçimde ölçüler alınır. Yapı dıştan, kapı, pencere, plastik vb. öğelerin konum ve açıklıkları, yüzeyden çıkıntıları belirterek ölçülür. İçerde, her mekânın kenar boyutları ve köşegenleri alınır [4]. Koordinat sisteminden yararlanma Çok düzenli olmayan, birbirinden bağımsız kalıntıların, karmaşık binaların rölövelerinden, optik aletlerden yararlanılır. Teodolit yardımıyla ölçüme yardımcı olacak eksenler ya da kareler ağı oluşturulur. Böylece en düzensiz kalıntıların rölöveleri dahi yapılır. Zemine çivi çakılamıyorsa yağlı boya veya filoma sterle zemine + işareti konularak eksenlerin kesiştiği nokta belirlenir. Ölçülecek noktaya metrenin 0'ı tutulur ikinci kişi metrenin eksene dik olmasını sağlayarak okumayı yapar. Ölçüler, hangi eksene uzaklığı belirtiyorsa, kaydedilirken o eksene bakılarak yazılır. Ölçüler ölçekli veya normal cetvelleri kullanarak, istenilen ölçekte ( 1/50, 1/20) kâğıda geçirilir [4]. Cephe kesitlerinin ölçümü Cephe ve kesitlerinin hazırlanmasında nivodan yararlanılır. Nivo, dürbünü yalnız yatay hareket eden ve yatay açıları ölçen bir alettir. Cephe kesitlerinde yer alan kemer, tonoz gibi eğrisel öğelerin ölçümü için teleskopik mira'dan yararlanılır. Kemer açıklarının boyutuna ve kemer biçimine bağlı olarak 10-50 cm aralıkla kemer eğrisini yükseklik ölçüsü alınır. Bu noktalar daha sonra pergel ya da pistole yardımıyla birleştirilir [4]. 2.6.2. Çizim teknikleri Genel olarak yapının her katı için bir plan çizilir. Ara katlar olduğunda ek çizimlerle bu mekânlarında anlatımı sağlanır. Plan yatay düzlemi döşemenin 90-100cm üstünden geçecek şekilde alınır. Tonoz ve kubbeler kesik çizgilerle

19 gösterilir. Beşik veya sivri tonoz iz düşümlerinin profillerinin dayandıkları duvarla 90 derece oluşturacak biçimde yatırılarak çizilir [4]. Fotoğraflarla belgeleme Rölöveler yapının veya yapılar grubunun genel konum ve ayrıntılarını açık bir biçimde gösteren fotoğraflarla desteklenir. Çizimde bir yapıtın bezeme ayrıntılarını, renklerini, genel etkisini anlatmakta yeterli olmaz. Bu nedenle ölçek, yer, yön ve tarih belirten işaret ve yazılar konularak çekilen fotoğraflar rölöveyi destekleyen önemli belgelerdir. Fotoğraflar, genelden ayrıntıya giden bir düzende (genel görünüşler, cepheler, iç görünüşler, çatı, kapı, pencere, bezeme ve diğer ayrıntılar) dizilerek bir albüm oluşturulur [4]. Fotogrametri Fotogrametri, özel tek veya çift kameralarla yapılan fotoğraf çekimlerinin değerlendirilmesi sonucu ölçekli çizimler elde edilmesine olanak veren geniş bir rölöve tekniğidir. Havadan çekilen fotoğraflar yardımıyla, zamanla üzeri örtülmüş eski kent yerleşmelerinin yerlerinin saptanması ve kazıların ona göre planlanması mümkün olmaktadır. Günümüzde belediyeler 1/10000, 1/5000, 1/1000 ölçekli kent haritalarını hava fotogrometresinden yararlanarak hazırlamaktadırlar [4]. 2.7. Analiz ÇalıĢmaları Rölövelerinin tamamlanmasından sonra yapıdaki bozulmalar saptanır, plan, kesit ve görünüşler üzerine işlenen hasarların genel değerlendirilmesi sonucu müdahale türleri ve yerleri konusunda düşünülmeye başlanır [5]. 2.7.1. Rölöve üzerine farklı dönemlerin belirtilmesi Tarihi kaynaklardan elde edilen bilgiler, bina üzerinde bulunan yazıtlar, değişik onarım tarihleri hakkında önemli verilerdir. Çizimin sağ alt köşesine

20 yerleştirilen bir lejantla özgün yapı, tarihlene bilen diğer yapım evleri değişik gösterimlerle belirtilir [5]. 2.7.2. Hasar bozulmaların rölöveler üzerine iģlenmesi Çatlaklar, oyuklar, yüzey kaybına uğramış taşlar, çiçeklenmeler, ot, ağaç gibi bitkiler, biyolojik bozulmalar, kirlenmeler paftalar üzerine işlenerek müdahale öncesinde durum grafik olarak anlatılır. Bu paftalar renkli veya siyah beyaz tekniğiyle hazırlanabilir. Her paftanın bir lejantı olması gerekir [5]. 2.7.3. Rölöve analiz raporu Yapının oluşumunu sağlayan ekonomik, sosyal, kültürel ve tarihi etkenler, Yapının mimari tanımı (Her proje için yapının çevresi ile ilişkisi konumu, açık ve kapalı mekânların mimari tanımı, işlev tanımı, mimari elemanları vb), Yapım tekniği ve malzeme kullanımı, temel yatay ve düşey taşıyıcı elemanlar, dolgu elemanları, yatay ve düşey kaplama elemanları, örtü malzemeleri ve tekniği, süsleme elemanlarına ilişkin mevcut durum tanımları, Yapıda yaşayan nüfus ve sosyokültürel, ekonomik yapısına ilişkin bilgiler, Yapıların oluşumunu sağlayan ekonomik, sosyal, kültürel ve tarihi etkenler ile özgün kullanımına ilişkin ulaşılabilen belgeler, kaynaklar (fotoğraf, resim, tapu kaydı, vb.) [5]. 2.7.4. Sorunlar ( Mevcut fiziki durum değerlendirmesi) Yapısal bozulmalar, deformasyonlar ve dağılımları, temel sorunları, yatay ve düşey yönde taşıyıcı sistem sorunları, dolgu malzemesinin sorunları, cephe elemanları sorunları, cephe kaplama ve üst örtü

21 malzemesine ait sorunlar, cephe mimari süslemelere ve yapı malzemesine ait sorunların tespiti, nedenleri, çözüm önerileri Kullanım (Aşırı yüklenme, terk edilme vb.) sonucu oluşan bozulmalar ve dağılımları, Dış fiziksel etkenler (rüzgâr, kar, yağmur, güneş, don, yeraltı suyu vb.) sonucu oluşan bozulmalar ve dağılımları, Malzeme sorunları; Yapıdaki mevcut malzemelerin durumu ile korumaya yönelik müdahale yönteminin belirlenmesi ve yeni önerilecek malzemenin tespiti için yapılması gerekli olan malzeme laboratuar analizlerinin verilmesi [5]. 2.7.5. Rölöve müdahale paftaları Yapıya çeşitli dönemlerde yapılan müdahaleler ve bunların dönemlerine göre gruplandırılması, Yapıda bugün mevcut olmayan elemanlara ilişkin olarak yapıdan elde edilebilen bilgiler izler. Dönem eklerinin, korunması gerekli nitelikte olup olmadıklarının belirlenmesi, Rölöve analiz raporu ve Rölöve Müdahale paftalarında belirtilen malzeme, bozulmalar ve muhdeslerin tanımları ölçüsüz rölöve paftaları üzerinde işlenecek ve raporla gerekli referans ilişkisi kurularak öneriler ve kararlar getirilecektir [5]. 2.8. Restitüsyon Sonradan değişikliğe uğramış kısmen yıkılmış yada yok olmuş öğelerin, yapıların veya yerleşmelerin ilk tasarımındaki yada belirli bir tarih teki durumlarının, arşiv kayıtlarından, yapı üzerindeki izlerden, yapıya yerleşmeye

22 ait çizim, fotoğraf gibi belgelerden yararlanılarak plan, kesit, görünüş çizimleriyle yada maketle anlatımına restitüsyon denilmektedir [2]. 2.8.1. Restitüsyon projesi çizimleri Kat Planları (1/50 ölçeğinde hazırlanacaktır). Çatı Planları (1/50 ölçeğinde hazırlanacaktır). Cepheler (1/50 ölçeğinde hazırlanacaktır). En az iki kesit (1/50 ölçeğinde hazırlanacaktır). Detaylar (1/10, 1/5, 1/1 ölçeğinde hazırlanacaktır). 2.9. Restorasyon Projesi Tarihi yapının bozulma nedenleri araştırıldıktan ve teşhis edildikten sonra, bozulmanın durdurulması ve eğer varsa Taşıyıcı aksaklıkların giderilebilmesi için gerekli müdahalelerin belirlenmesine geçilir. Korunmaya değer bir yapı üzerinde çalışıldığından, onarımın özgün dokuya en az müdahale ile gerçekleştirilmesi, yapım tekniklerinin eskisine benzer, uyumlu olmasına dikkat edilmesi, yapının iç düzenlemesinin değiştirilmemesi, mekânların bütünlüğünün zedelenmemesi göz önünde tutulması gereken başlıca kurallardır [2]. Restorasyon projesi genellikle, yalnız Taşıyıcının sağlamlaştırılması ve uygulanacak teknolojilerin belirtilmesiyle kalmaz, tarihi yapının yeniden kullanılmasıyla ilgili önerileri de içerir. Verilmesi istenen işlevin yapıya uyarlanabilirliği araştırılır ve yeniden kullanım projesinin eserin kütlesel ve mekânsal özelliklerini bozacak ekler, değişimler getirmemesine dikkat edilir. Restorasyonda önemli olan yapının korunmasıdır; yeniden kullanım bir araç olarak düşünülmelidir. Önce restorasyonda 1/50 ölçekli proje ve 1/20 sistem detayları, uygulamada kullanılacak malzeme ve teknikle birlikte kurula teslim edilmelidir [2].

23 2.10.Restorasyon Teknikleri Anıtların onarımı için genel olarak Sağlamlaştırma, Bütünleme, Yenileme, Yeniden yapma, Temizleme, Taşıma, Teknikleri uygulanır. Bazen yukarıda sayılan maddelerden bir kaçı bir arada kullanılabilir [5]. 2.10.1. SağlamlaĢtırma Sağlamlaştırma çalışmaları, anıtın malzemesinin, taşıyıcı sisteminin ve üzerinde bulunduğu zemin sağlamalaştırması olarak üç düzeyde ele alınabilir [5]. Resim 2.6. Sütunlarda sağlamlaştırma yapılmış yapı

24 Anıtın yapıldığı malzemenin sağlamlaştırılması Malzemeler doğal etkilerle, zamanla bozulup harap olur. Açıkta kalan kerpiç yağmur altında eriyip dağılır, tuğla aşınır, çatlayıp ayrışır, ağaçtan yapılan kiriş ve dikmeler, çatılar çürür. Dayanıklı olarak kabul edilen taşlarda düzgün yüzeylerini kaybeder, oyuk ve çatlaklara dolu, kötü bir görünüm sergiler. Koruma uzmanları özel kimyasal bileşimler kullanarak malzemenin özel dokusunu sağlamlaştırır; bozulma sürecini biraz yavaşalaşıp, özgün yapıya daha uzun süre yaşatmaya çalışırlar [5]. Resim 2.7. Malzemede meydana gelen deforme Taşıyıcı sistemin sağlamlaştırılması Yapının taşıyıcı sisteminin gözden geçirilip zayıf noktaların tespit edilmesi ve uygun çözümler saptanması gereklidir. Ahşap iskeletli yapılarda bağlantıların sağlam olup olmadığı araştırılmalıdır. Günümüzde teknolojinin sağladığı tekniklerle ankraj, temel genişletme, sağlam zemine inen kazık temeller, enjeksiyon gibi metotlarla Taşıyıcı sağlamlaştırma işlemleri eskiye nazaran daha kolaylıkla yapılabilmektedir.

25 Depremler, zemin hareketleri, anıtların taşıyıcı sisteminde hasara neden olmaktadır. Tarih boyunca mimarlar anıtların duvar ve örtülerinde oluşan düşeyde ayrılma, çatlama gibi hasarları payandalarla desteklemiş, gergiler yerleştirmiş, ya da aksak olan bölümleri yıkıp yeniden yaparak binanın ayakta durmasını, işlevini sürdürmesini sağlamıştır [5]. Taşıyıcı sistemin sağlamlaştırılmasında yapının durumuna uygun olarak Kesit genişletme/ Mantolama, Destekleme /Payandalama, Çemberleme- Bağlantı ve Gergi çubukları uygulamaları yapılabilir. Resim 2.8. Taşıyıcı duvarın yenilenmesi Kesit genişletme, mantolama Düşeyden ayrılan yapılarda taşıyıcı sistemin kabaca, 'üçte bir' kuralına göre değerlendirilir. Eğer bir yapının ağırlık merkezinden sarkıtılan çekül, onun zemine oturduğu alanın ortadaki üçte bir içinde kalıyorsa, yapının güvenli olduğu kabul edilir. Ağırlık merkezinden sarkıtılan çekül, duvarın zemindeki izinin dışına düşüyorsa ciddi bir yıkılma tehlikesi vardır [5].

26 Bu tekniğin uygulaması Ortaçağ Anadolu Türk mimarlığının başyapıtlarından biri olan Divriği Ulu Camii'nin minaresinde görülmektedir. Bu minarede sorunu aşmak için yapının kenarlarına genişletme işlemine (mantolama) gidilmiştir [5]. Destekleme payandalama Zemindeki aksaklıklar, deprem, kemer, tonoz, kubbe gibi eğrisel öğelerden duvarlara gelen etkiler onların düşeyden ayrılmasına, çatlamasına neden olabilir. Eski mimar ve ustalar hasar görmüş kâgir yapıları özellikle köşelere, kemer mesnet hizalarına masif, ya da uçan payandalar yerleştirerek sağlamlaştırmışlardır. Örneğin, İstanbul da Kariye Camii doğu cephesinde, pencere düzenini zedelemeyen uçan payandalar uygulanılmıştır [5]. Çemberleme, bağlantı gergi çubukları uygulaması Dağılma tehlikesi gösteren düşey taşıyıcıların çevrelerinin metal çemberlerle sarılması sıkıştırılması çok eski çağlardan bu yana uygulanan bir sağlamlaştırma yöntemidir. Metal gergiler ya da çubuklar kullanılarak duvarlar birbirine bağlanır ya da düşeyden ayrılmış bir duvar gergideki sağlam bölüme tutturularak, yerinde korunmaya çalışılır [5]. 2.10.2. Bütünleme Bir bölümü hasar görmüş, ya da yok olmuş yapı ve öğeleri ilk tasarımdaki bütünlüğe kavuşturacak biçimde geleneksel, ya da çağdaş, malzeme kullanılarak tamamlama işlemine 'bütünleme 'denilmektedir. Bütünlemeyi yönlendiren etmenler estetik, işlevsel ya da taşıyıcı denge kaygıları olabilir. Yıkık durumda göze hoş gelmeyen bir yapı bütünlenerek, hem estetik bütünlüğe kavuşur, kullanılabilir duruma getirilir, hem de tümüyle yok olmaktan kurtarılabilir [5].

27 2.10.3. Yenileme, yeniden kullanım, yeni iģleve uyarlama Yeniden işlevlendirme eski binaların yıkımdan kurtarılması için bir araçtır. Örneğin bir 16. yüzyıl hamamının, ya da medresenin yeniden işlevlendirilmesinde, anıtın bütünlüğünün, tipolojik özelliklerinin, mekânsal ilişkilerinin zedelenmemesi, değiştirilmemesi istenir [5]. 2.10.4. Yeniden yapım Tümüyle yıkılmış, yok olmuş, ya da çok harap durumda olan bir anıtın veya sitin elde bulunan belgelere dayanarak yeniden yapılması ancak özel durumlarda kabul edilen bir uygulamadır. Yeni yapı, yerine yapıldığı anıtın tarihi dokusuna, özgün malzeme ve işçiliğine sahip değildir. Bir kopya, tarihi yapının kütle ve mekânlarını ancak biçimsel olarak canlandırabilir, anıtın yerini alması olanaksızdır; kısaca tarihi doku taşımaz [5]. Resim 2.9. Yıkıldıktan sonra yeniden yapılan çan kulesi

28 2.10.5. Temizleme Anıtların kentsel sitelerin genel etkisini bozan, tarihi ve estetik değer taşımayan eklerden arındırılması işlemidir. Örneğin Ayasofya Fetihten 20. yüzyıla kadar geçen süre içinde yapılan minare, hünkâr mahfili, kitaplık gibi tarih ve sanat değeri taşıyan Osmanlı eklerinin kaldırılması düşünülemez. Benzer biçimde Topkapı Sarayı içinde yer alan ve yapılışı 16. yüzyıla tarihlene Hünkâr Sofa'sına barok dönemde eklenen mimari öğelerin ve bezemelerin ayıklanması da söz konusu edilemez. Venedik Tüzüğü'nün 11. maddesinde temizlemelerle ile ilgili olarak "Anıta mal edilmiş farklı dönemlerin geçerli katkıları saygı görmelidir; zira onarımın amacı üslup birliği değildir. Bir anıt üst üste çeşitli dönemlerin izlerini taşıyorsa, en alttaki durumu açığa çıkarmak ancak bazı özel durumlarda yok edilen malzemenin önemi azsa, açığa çıkarılan malzeme büyük tarihi, arkeolojik ya da estetik değer taşıyorsa ve korunma durumu böyle gerekli gösterecek kadar iyi ise haklı çıkarılabilir. İlgili unsurların öneminin değerlendirilmesi ile ilgili yargı ve neyin yok edileceği üzerinde karar vermek, sadece bu işi üzerine almış kimseye bırakılamaz." denilmektedir. Cephe temizliği Otomobil egzozlarından, ev ve fabrika bacalarından çıkan kurum ve işler havayı kirletir ve binaların cephelerinin kararmasına neden olurlar. Koyu bir kir tabakası mimari güzellikleri gizler; cepheleri kirli yapılar, çevrede yaşayanlara kasvet verir. Özellikle güneşe hasret kuzey ülkelerinde kara cepheli endüstri kentleri insanları olumsuz olarak etkilediklerinden, kent yönetimleri cephe temizliğine önem vermektedir. Örneğin taş yüzeylerin temizliği için tel fırça, zımpara kâğıdı veya spiral gibi aşındırıcılar kullanılarak yüzeyler zedelenmektedir. İzin alınmadan temizlenen Molla Çelebi Camii cephesinde taşçı ustaları tarak ve ile cephenin

29 en üst tabakasını kazımışlardır.temizlik için mekanik, kimyasal, ya da ısı kaynaklı teknikler arasından seçim yapılması söz konusudur. Resim 2.10. Cephe temizliği yapılmış bina Mekanik temizlik Aşındırıcı kum, cam küresi ya da alüminyum tanelerinin düşük basınçla püskürtülmesiyle yüzeydeki kirlerin uzaklaştırılması sağlanabilir. Kimyasal temizlik Bezemeli, sanat ve tarihi değeri yüksek, hasara uğramış yüzeylerde bu teknikle temizleme yapılması tercih edilir. Kâğıt hamuruna emdirilen kimyasal madde cepheye uygulanır. Belli bir süre bekletildikten sonra, bol suyla yıkanır. Suyla yıkama Cephelerin yıkanarak temizlenmesi, suda çözünen kirler söz konusu olduğunda başarılı sonuç vermektedir.

30 Resim 2.11. Suyla cephe temizliği uygulaması 2.10.6. TaĢıma En kolay olanı anıtın tüm elamanlarının numaralanarak sökülmesi, başka bir yerde kurulmasıdır. Ahşap yapılar bu uygulama için çok elverişlidir. Anıtların taşıma öncesi durumları filme alınmış, fotoğrafları çekilmiş, fotogrametri rölöveleri (plan, kesit, görünüş) ve modelleri yapıldıktan sonra taşıma işlemine geçilmiştir [5]. Taşıma sırasında ortaya çıkabilecek kopma, dağılma riskine karşı önce ana kayayı oluşturan yumuşak kumtaşı sağlamlaştırılmıştır. Kayaya işlenmiş olan devasa heykeller, ince taş testereleriyle, büyük boyutlu bloklar oluşturacak biçimde kesilmiş ve eski konumlarından 70 m yukarıya taşınarak yeniden birleştirilmişlerdir. Anıtların yeni konumunda, çevre peyzajını eskisine benzetmek amacıyla devasa heykellerin gerisinde, betonarme kabuk taşıyıcı yapay bir tepe oluşturulmuş ve nehir cephesinden kesilen kaya blokları bu betonarme Taşıyıcı üzerine monte edilmiştir [5].

31 Anıtların parçalanmadan, bir bütün olarak taşınması, hem Mısır'da, hem Avrupa'da denenmiş ve başarılı oluşmuş bir yöntemdir [5]. 2.11. Restorasyon Raporu Restorasyon raporundaki saptamalar ve değerlendirmeler sırasında aşağıdaki hususlara dikkat edilecektir. Yapıda müdahale türleri saptanırken özgün yapının korunması açısından kullanım önerileri ile tarihi çevre bağlantılarının irdelenmesi, Restorasyona yönelik teknik imkânlarla, özgün malzeme temin edilmesi ve kullanımı durumunda; Yapının korunmasına yönelik müdahaleler ile özgün yapı aksamlarının irdelenmesi, Özgün malzemenin yeni kullanımda değerlendirilmesi, Yeni malzemelerin özgün malzemelerle birlikte kullanımında oluşacak kimyasal/görsel uyum ve uyumsuzluklar, Malzemelerin nasıl ve nereden temin edileceği, Yapılacak müdahalelerde; Restorasyonda koruma ve yenileme ağırlıklı müdahalelerde gereksinimler, ilkeler ve biçimleri, Yenilenmeler, Konservasyonlar, Tamamlamalar, Deformasyonların düzeltilmesi, Yapının yabancı elemanlardan ayıklanması, Yapının bakımını kolaylaştırıcı önlemler, Yangın önlemleri,

32 Bozulmayı geciktirici önlemler, Nem sorununun giderilmesi, Vejetasyonun (Bitkilenme) giderilmesi, Onarım Aşamalarında, Yapının mevcut fiziki durumunun tespitine bağlı olarak, korumaya yönelik ilk müdahalelerin neler olabileceğinin saptanması, onarım aşamalarının belirlenmesi, Askılama ve safhaları, Dolgunun boşaltılması, Sökümler, hafriyatın yapılması, Üst örtünün onarımı ve yenilenmesi, Deformasyonların düzeltilmesi, Taşıyıcı sistem müdahaleleri, Belirtilerek hazırlanacaktır [5]. 2.12. Restorasyon ÇalıĢmalarında Kullanılan Yapı Malzemeleri ve Uygulamalar Geleneksel mimarlığımız taş, kerpiç, tuğla, ağaç gibi doğal kökenli malzemelerle oluşturulmuştur. Günümüz teknolojisiyle de orijinal özelliklere sahip birçok restorasyon tuğlası, restorasyon harcı, kireç harcı ve kireç boyama sitemleri üretilmeye başlanmıştır. Hatta birçok yapı malzeme firması restorasyon konusunda özelleşmiş ürünleriyle sektöre çeşitlilik katmıştır. Çünkü restorasyonda kullanılan malzemelerin iyi nitelikli olmaması, yapıların bozulmasını hızlandırmaktadır. Taşların içinde kil tabakalarının, başka yabancı maddelerin bulunduğu tabaka ya da damardan kopup ayrılmasına neden olur. İşlenmeleri sırasında cepheye gelecek kısımlarına dikkat edilmeli, tabakasına başka bir deyişle suyuna göre biçimlendirilmelidir. Eğer blok, taşın suyuna ters olarak hazırlanır ve tabakalaşmasına dikkat

33 edilmeden yerine konursa, bozulma tabakaların cepheden geriye doğru katman katman dökülmesine neden olur. Taşın genel yapısının dayanıksız olması da kolayca ayrışıp dağılmasına neden olur [4]. Tuğla yapılarda da tuğlanın iyi pişirilmiş olması yapının dayanımını artıran önemli bir etkendir. İstanbul Karasuları nda ve Ayasofya nın yapımında kullanılan tuğlalar çok iyi bir hamurla hazırlanmış, gereğince pişirilmiş, yüksek dayanımı olan malzemelerdir [4]. Kâgir yapılarda ana malzemeyi birleştiren harcın niteliği de binanın mukavemetini etkileyen önemli bir etkendir. Ahşap taşıyıcılarda sert ağaç kullanılması yapının ömrünü uzatır [4]. Bol yağış alan yörelerde, çatıların eğimli yapılması, iyi bir kaplama malzemesi ile örtülmesi binaları korur [4]. 2.12.1. Restorasyon ve koruma çalıģmalarında kullanılan harç ve sıvalar Bağlayıcı malzeme, kum, su ve gerektiğinde katkı malzemelerinin karıştırılmasından elde edilen katılaşma özelliğindeki hamurlara harç denir. Sıva harcı ise duvar veya tavanlarda kâgir ve hımış yüzeyleri düzgünleştirmek ve dış etkilere karşı korumak için kullanılır [6]. Tarihi yapıların restorasyon ve koruma çalışmaları büyük bir titizlik ve dikkat ister. Eski yapıların sağlıklı olarak onarılması ve yaşayabilmesi için restorasyon aşamasında yapıya yeni girecek malzemenin mevcut özgün malzemelerle uyumlu olması gerekir. Aksi takdirde yapılan restorasyon yapının ömrünü kısaltır hatta yapıya zarar verebilir. Ne yazık ki yapılan bir çok restorasyon çalışmasında özgün malzemeyle uyumlu olmayan harç ve sıvaların kullanılması sonucu restorasyon sonrasında bir çok problemle karşılaşılmıştır. Bu kapsamda onarım malzemelerinin özelliklerinin iyi

34 bilinmesi gerekir. Onarım aşamasında gerek özgün malzemeler gerekse yeni kullanılacak malzemeler tüm özellikleri bakımından sınıflandırılır. Harç ve sıvalarında kimyasal içerikleri ve fiziksel özellikleri saptanır Bu durum yeni malzemenin yapının özgün malzemeleriyle uyumlu olmasını sağlar. Aslında harç ve sıvalar dönemlerinin yapı teknolojisi hakkında bilgi veren önemli kaynaklardır. Çünkü bölgelere göre değişen geleneksel yöntemler ve malzemelerle hazırlanmışlardır [6]. Yapının özgün malzemesiyle uyumlu ya da ona benzer malzeme kullanımı için özgün malzemenin yapıldığı dönemde ki hazırlama, uygulama tekniklerini, bağlayıcıları, katkı maddelerini iyi bilmek gerekir. Eskiden ustalar harç ve sıvaların dayanımlarını arttırmak için içine kan, yumurta, albümin, peynir, reçine gibi organik veya pişmiş toprak gibi inorganik maddeler katarlarmış. Bu maddelerden bazıları sertleşmeyi sağlamak bazıları sertleşmeyi geciktirmek bazıları ise sertleşmeden sonra dayanımı arttırmak için kullanılmışlardır. Bazı yerlerde ise saman, bitki lifleri, hayvan kılları hatta insan saçı kireç ve alçı sıvalarda (katıklı sıva) bağlayıcı olarak kullanılarak dayanım güçleri arttırılmıştır. Dolgu maddeleri olarak ise kum, puzolana (Kireçle birleşerek su karşısında sertleşme özelliği kazanan ve bağlayıcı olarak kullanılan bir çeşit volkanik toprak. Daha çok Romalılar tarafından kullanıldığından Roma Çimentosu olarak da bilinir. Kırılmış taş, mermer ve tuğla parçacıkları kullanılmıştır. Harç ve sıvaların dayanımları dolgu maddelerinin ebatları ve kalitesiyle yakından ilgilidir. Eski Türk yapım teknolojisinde en çok kullanılan harçlardan biri de horasan harcıdır. Eski eserlerin restorasyonu çalışmalarında eseri tarihi belge olarak korumak önemlidir. Bunun için eskiden kullanılan yapım sistemlerini ve malzemeleri tanımak gereklidir. Günümüzde tarihi ve kültürel değerlere verilen önem gün

35 geçtikçe artmaktadır. Kültür mirasımız olan eski eserlerin korunmasındaki temel tutum da korumanın kalıcı olmasını, sürekliliğini sağlamak olmalıdır [6]. Horasan harcı Horasan deyimi, İran ın doğusundaki Horasan Bölgesi nden gelmekte olup Arap ülkelerinde homra, Yunanistan da korassani adı ile bilinmektedir. Horasan harcının Mısır da Giza piramitlerinde ve Asur şehirlerinde kullanılmış olmasına ilişkin bazı bulgular vardır. İran da pek çok eski eserde kullanılan horasan harcı, öğütülerek toz haline getirilmiş tuğla tozu, kireç, saman, vb. lifsel yapılı malzemeler, yumurta akı su ve kül karışımından oluşturulmuştur. Horasan kırılmış ya da öğütülmüş pişmiş toprak ürünleridir. Horasan harcı ise horasan ve kireç ile üretilen bir harçtır. Bazı uygulamalarda içine kum da katılmıştır [6]. Horasan harcının mukavemet ve durabilite açısından kireç harçlarına göre teknik üstünlüğü ve harcın renginden dolayı tuğla yapılarda mükemmel bir ahenk oluşturması, mimaride estetik açıdan da diğer harçlardan daha özel bir yer almasına sebep olmuştur. Horasan harcı, sağlam bir kütle, bir yapı oluşturmak amacıyla kullanılan bir bağlayıcı olup hidrolik harçlar grubu içinde yer alır. Hidrolik harçlarda kullanılan malzeme su ile kimyasal reaksiyona girerek katılaşır. Havaya ihtiyaçları yoktur. Bu tür harçların suya, özellikle deniz suyuna dirençleri oldukça yüksektir. Bu nedenle nem oranı yüksek ve deniz kıyısı şehirlerinde oldukça yaygın olarak kullanılır. İstanbul Dolmabahçe Sarayı nın tabanının tümünde kullanılmış olan horsan harcının, bugünkü durumunu kontrol amacıyla yapılan bir incelemede, temel sisteminde tek bir çatlağa bile rastlanmamış olması, harcın suya direncinin iyi bir ispatıdır [6].

36 Resim 2.12. Şantiyede horasan harcı hazırlanması 2.12.2. Restorasyonda kullanılan boyalar Resim 2.13. Restorasyonu yapılmış yapının dış cephe boya uygulaması

37 Doğal boyalar Doğal boyalar kaynaklarına göre 4 grupta incelenir; Renkli kaya ve topraklardan elde edilen toprak boyalar, Bitkilerden elde edilen boyalar ve kök boyalar, Hayvanlardan elde edilen boyalar, Madenlerden elde edilen boyalar, Toprak boyalar Kaya ve taşlardan elde edilen boyalar kırmızı tonları ve kızıl renk topraktan elde edilir. Aşı boyada topraktan elde edilmektedir. Kayalar dövülür toz haline getirilir ve tabii renklerine ayrılarak kullanılır. Bitkilerden elde edilen boyalar Bazı bitkilerin tümü boya için kullanırken bazılarının belirli kısımlarından yararlanılır. Böylece bitkiler üç grupta incelenir; Çiçekler, yapraklar, tohumlar. Lacivert ve mavi renkler: önceleri çivit otundan daha sonraları ise indigo bitkisinin yapraklarından elde edilmektedir. Yıldız çiçeği, iris, kaynar otu, papatya, gibi çiçeklerden sarı renk elde edilir. Dallar ve kabuklar kızılağaç kestane, kızılçam gibi ağaçların dal ve gövde gibi kabuklarından kahverengi renk elde edilmiştir. Hayvanlardan elde edilen boyalar Mor ve eflatun renkler elde edilmiştir. Murex, purpura adlı iki kabuklu deniz hayvanının salgı bezlerinden elde edilir. Kırmızı böceği denilen böcekten kırmızı renk elde edilir. Hayvansal boyaların elde edilebilmesi güç olduğundan pek kullanılmamıştır.

38 Madenlerden elde edilen boyalar Sarı renk potasyumdur, kromat ile arsenik sülfürden elde edilir. Beyaz renk kurşun korbanatın tabiattaki doğal şeklinden elde edilir. Mısır mavisi de kireç ve bakır tozu karışımından elde edilir. Siyah, kömür tozundan, yanmış kemik isinden ve hat sanatında kullanılan, kandil yağı isinden is mürekkebi elde edilir. 2.12.3. Doğal taģlar Kullanılacak taşlar ocak taşı olmalı ve bünyelerinde çatlak kısımlar olmamalıdır. Ocakta taş hazırlanmasında dinamit kullandırılmamalıdır. Taşlarda; hava etkisi ile ayrışmış veya ayrışmaya başlamış kısımlar bulunmamalıdır. Ocağın yüzeyinden çıkarılan taşlarda bozulmuş veya rengi değişmiş kısımlar, taş ocağında temizlenmeli ve yapı yerine getirilmiş taşlarda; bozulmuş, ayrışmış veya renk değiştirmiş kısımlar olmamalıdır. Onarım ve güçlendirmede kullanılacak taşların, minimumda, TS699 da öngörülen minimum basınç mukavemetlerini karşılaması gerekmektedir [7]. 2.12.4. Kalem iģi Binaların iç duvarlarını, kubbelerini ve tavanlarını sıva, ahşap taş, bez ve deri gibi malzeme üzerine renkli boyalar (toprak ya da kök boyalar) bazen de altın varak kullanılarak ince kıllı kalem tabir edilen fırçalarla yapılan nakışlara kalem işi denilir. Bu nakışları yapan kişiye kalemkâr, projeyi hazırlayan kişiye nakkaş denir. Teknik açıdan kalem işleri 4 gruba ayrılır [7]. Sıva üstü kalem işi, Ahşap üstü kalem işi, Taş ve mermer üstü kalem işi, Deri ve bez üstü kalem işi,

39 Sıva üstü kalem işleri Klasik mimari eserlerimizin hemen hemen hepsinde uygulanan bir tekniktir. Bu teknikte kalem işinin uygulanacağı zemine önce kireç badanası yapılır. Süslemelerin ya da nakışların yapılacağı zeminler ölçülüp bölümlere ayrılır önceden kâğıtlar üzerine hazırlanan desenler iğne ile delinerek kalıp haline getirilir ve özel bir kömür tozu ile tamponlanarak desen zemine geçirilir. Boyandıktan sonra en son olarak kontörler çekilir. Klasik kalem işleri 2 boyutludur. Işık-gölge yoktur. Kullanılan malzeme iyi olursa ve dış etkenlerden korunursa kalıcı olur [7]. Resim 2.14. Sıva üstü orijinal kalem işleri uygulaması

40 Ahşap üstü kalem işleri Sıva üstünden sonra Osmanlı döneminde çok uygulanmış olup 4,5 asırlık çok eski örnektir hiç restore edilmeden günümüze gelmiştir sıva üstüne göre daha dayanıklıdır bunun nedeni dış etkenlerden sıva üstüne göre temas halinde olmaması başka bir sebebi de nakışların üzerine çekilen bir sır tabakasıdır bu işlere de lake işlerde denilebilir sır tabakası inceltilmiş bezir yağı ve verniktir Mimar Sinan işlerinde ve hünkar mahfili ve müezzin mahfili tavanlarında görülür bu çalışmalarda altın varak bolca kullanılmıştır [7]. Resim 2.15. Ahşap üstü orijinal kalem işi uygulaması Taş ve mermer üstü kalem işi Bu teknikte kullanılan boya malzemesi tutkallı ve yağlı boya türündedir sıva üstü tekniğinde olduğu gibi çalışılır mermer üstü çalışmalarda altın varak

41 kullanılır. Sıva üstü çalışmaya göre daha zor bir tekniktir özel ve daha çok bir zaman isteyen bir tekniktir [7]. Resim 2.16. Mermer üstü orijinal kalem işi uygulaması Deri ve bez üstü kalem işi Ahşap yapı üzerine çakılan kaplama tahtaları üstüne deri veya keten bezinin gerilerek bir tuval teşkil etmesinden sonra keten bezinin gerilerek bir tuval teşkil etmesinden sonra kalem işinin uygulanmasına geçilir kullanılan malzeme genellikle yağlı boya veya tutkallı boyadır 16,17 yüzyıllarda örnekleri görülmektedir 18,19 yy.da daha çok kullanılmıştır [7]. 2.12.5. Altın varak yaldız uygulaması Altın varak yaldız yapımının, bilinen en eski tarih olarak 14-15 yy olduğu tahmin ediliyor. Yapımı bir hayli zor ve sabır isteyen bir iş ve maliyetinin yüksek olması nedeni ile bugün sahteleri yapılmakta ve altın varak yaldız yerine matbaacıların kullandığı "sıcak" yaldız bir diğer adı ile "çıkartma" yaldız kullanılmaktadır. Böylece altın yaldız görünümü tam olarak verilemese

42 de fiyatlarını ucuzluğu ve çalışma kolaylığı "sahte altın" yaldızı cazip kılmış olup yapımcısı atölyelerin de sayılarını arttırmıştır. Ağırlığı yok denecek kadar hafif olan "altın varak" yaldızın ölçüleri 8 x 8 cm dir [7]. Resim 2.17. Altın varak uygulaması yapılmış tavan 2.13. Tarihi Yapılarda TaĢıyıcı BileĢenler, Hasar Biçimleri, Onarım ve Güçlendirme 2.13.1. Tarihi yapılar için onarım ve güçlendirme ilkeleri Tarihi yapılarda yapılacak olan her türlü işlemin 1964 tarihli Venedik Tüzüğü ne uygun olması gerekmektedir. 1964 tarihli Venedik Tüzüğü nün Restorasyon başlığı altında toplanan ilkeleri kısaca şu şekilde sıralanabilir. Restorasyon ile ilgili tüm işlemler ayrıntılı bir arkeolojik ve tarih araştırmasını izlemelidir. Yapının tarihi ile ilgili çalışmalarda yapının hangi tarihlerde inşa edildiği, yapım sürecinde kesinti olup olmadığı, yapının ömründe uğradığı hasarların şeması ve mertebesi, yapıda

43 gerçekleştirilen onarım ve güçlendirmelerin neler olduğu, yapının ve çevresinin kullanımında değişiklik olup olmadığı gibi sorulara yanıt aranmalıdır. Yapının onarım ve güçlendirilmesinde geleneksel yöntemlerin yetersiz Kalması durumunda yeterliliği bilimsel bilgiler ve deneylerle gösterilmiş çağdaş yöntemler kullanılabilir. Restorasyonda uygunluğu tam olarak gösterilmemiş bir yöntemin kullanılması durumunda yapılacak işlemin geriye dönüştürülebilecek ya da gerektiğinde sökülüp düzeltilebilecek şekilde olması önerilmektedir. Restorasyonda her zaman özgün yapım yöntemlerinin ve malzeme özelliklerinin kullanılması tercih edilmelidir. Yapıda değişik periyotlara ait katkılar korunmalıdır. Restorasyonun amacı, tarzının ilk yapıldığı andaki şekline dönüştürülmesi değildir. Eksik parçalar ve bölümler, yapıya, yanlış anlamaya neden olmayacak ve özgün yapıdan farklı anlaşılacak şekilde birleştirilebilir. Restorasyon işlemi sırasında yapılan tüm işlemler ve uygulanan teknikler ayrıntılı biçimde belgelenmelidir [22]. Tüm yapılarda ve özellikle tarihi yapıların onarım ve olası güçlendirilmesinde ana ilke yapılacak müdahalenin minimum düzeyde tutulmasıdır. Bir eski esere yapılacak müdahalede yapının özgünlüğünü yitirmemesi esastır. Yapının olduğu gibi ya da daha çağdaş malzeme ile yerinde ya da başka bir yerde inşa edilmesi yapının korunması değil benzerinin yeniden inşa edilmesi olmaktadır. Bir yapıda koruma, yapının yerleşim özelliklerini, tüm plan ve kesit özelliklerini, malzemesini, yapım sistemini ve yapı taşıyıcı sistemini kapsamalıdır. Bunlardan herhangi birinde yapılacak ve geriye dönüşümü olmayacak bir müdahale koruma olarak adlandırılamaz. Tarihi eserlerin onarım ve güçlendirilmesi için yapılacak çalışmalarda hiç unutulmaması gereken nokta bu binaların tarihi, kültürel, anıtsal, estetik, sembolik, sosyal ve hatta psikolojik değerinin olduğudur [22].

44 2.13.2. Yığma kargir yapılarda taģıyıcı bileģenler Sütunlar Tek parça ya da davul şekilli mermer, granit ya da başka bir taş ile oluşturulabilir, Resim 18. Süreklilik, parçaların birbirlerine merkezi pimlerle bağlanması ile sağlanmaktadır [22]. (a) Resim 2.18. (a) Tek parça sütunlar (Roma forumu nda yapı) (b) Çok parçalı sütunlar (Propylaia, Atina) (b) Duvarlar ve payandalar Tarihi yapılarda taşıyıcı duvarlar, kesme taş, kaba yonu taş, moloz taş, tuğla ya da almaşık malzeme (taş+tuğla) ile inşa edilen ve yapıdan gelen yükleri temele ileten sürekli elemanlardır. Duvarın en kesit boyutları, üzerine gelen eğik yüklerle, deprem yüklerinin dikkate alınmasıyla belirlenir. Tarihi yığma kargir yapılarda duvar kalınlıkları, düzlem dışı yükler duvarların öz ağırlığı ile karşılandığından, olabildiğince büyük seçilmiştir. Duvarların düşey ve yatay yükleri karşılayabilmesi için, bir bütün olarak davranması gerekir. Yapı genelinde duvarların yatay kesitlerinde oluşan gerilmeler birbirlerine eşit ya

45 da yakın değerlerde olmalı ve kesit içinde düzgün yayılı dağılmalıdır. Tarihi yığma kargir yapılarda duvarların bütünlüğünün sağlanması için taş ve tuğlalar birbirlerine harç, kenet ve değişik düzeylerde oluşturulan ahşap/dövme demir hatıllarla bağlanmışlardır. Bazı durumlarda duvarlar, çatıdan gelen eşik yüklerin karşılanabilmesi amacıyla payandalarla desteklenmiştir [22]. Tonozlar Tonoz, bir kemerin kendi düzlemine dik doğrultuda ötelenmesi sonucu meydana gelen yüzeysel bir yapı elemanıdır, Resim 2.19; tarihi yapılarda dikdörtgen alanların kapalı bir hacim haline getirilmesinde kullanılmıştır. Tonozlar ilkel tonoz, beşik tonoz, çapraz tonoz ve manastır tonozu olmak üzere dört türdür. Beşik tonozun ve ilkel tonozun mesnetlerinin sürekli bir taşıyıcı eleman olma zorunluluğu bulunmaktadır. Çapraz ve haçvari tonoz, sütun ve ayaklar tarafından taşınabilmekte ve çok üniteli bir mekânın örtülmesinde kullanılmaktadır [8]. Resim 2.19. Kargir tonoz biçimleri ve düşey yük aktarımı [9]. Kemerler Ana kemerler çoğunlukla küfeki taşından ya da tuğladan, daha küçük açıklıklı olan dekoratif kemerler ise mermerden yapılmaktadır. Kemerlerin çoğu gergili

46 durumdadır. Görevleri esas olarak kubbeyi taşımak, yükü duvarlara ya da ana ayaklara güvenle aktarmaktır [8]. Kubbeler Kubbe bir kemerin düşey simetri ekseni etrafında dönmesiyle elde edilir, Şekil 2.20. Genellikle tuğla, daha az sıklıkla taş ve ahşap malzeme ile yapılmış örnekleri vardır. Genel olarak kemerin taşıyıcılık özelliklerine sahiptir. Kubbe, mesnetlerinde sürekli bir taşıyıcı yüzey elemana gereksinim duyar. Bu nedenle kubbenin, dairesel bir mesnete oturması gereklidir. Dairesel planlı yapılarda, kubbeden yüklerin doğrudan duvarlara iletilmesi olanaklı iken kare planlı mekânlarda geçişin sürekli olması için geçiş elemanlarına gereksinim vardır. Tarihi kargir yapılarda geçiş öğeleri olarak en sık pandantifler, tromplar ve Türk üçgeni kullanılmaktadır, Resim 2.21. Ana, merkezi kubbeyi desteklemek için yarım kubbelerin kullanıldığı durumlar da vardır, Resim 2.21. (a) Resim 2.20. (a) Kubbede çekme ve basınç bölgeleri [9]. (b) Kubbe, yarım kubbeler ve ağırlık kuleleri (Sultan Ahmet Camisi) [10].

47 (b) Resim 2.20 (Devam), (a) Kubbede çekme ve basınç bölgeleri [9]. (b) Kubbe, yarım kubbeler ve ağırlık kuleleri (Sultan Ahmet Camisi) [10]. Resim 2.21. Pandantif ve tromplar (Kılıç Ali Paşa Camisi).

48 Gergiler Gergiler kubbeler, kemerler ve tromplarda, kemer ya da kubbe davranışı nedeniyle oluşan etkinin karşılanması amacıyla kullanılmaktadır. Tarihi eski yapılarda ahşap ve dövme demir gergiler yoğun olarak kullanılmıştır. Genellikle üzengi seviyesinde, tek düzeyde tek ya da çift gergi yanında kilit ile üzengi arasında ikinci bir sıra gergi düzeni oluşturulan yapılar da vardır. Ağırlık kuleleri İtkilerin etkisini azaltmada etkin olarak kullanılmıştır. Pek çok tarihi yapıda örnekleri bulunmaktadır. 2.13.3. Onarım ve güçlendirme adımları Yapı taşıyıcı sisteminin tanınması ve yapısal hasar biçimlerinin belirlenmesi Yapı taşıyıcı sisteminin mevcut durumunu belirleyebilmek için yapılacak gözlemlerde aşağıda sıralanan oluşumlara dikkat edilmelidir. Yığma yapı elemanlarında çatlak oluşumu Yığma yapılarda oluşan çatlaklarda, öncelikle çatlağın yeni ya da eski olduğuna karar verilmelidir. Yeni çatlaklar daha net ve keskin kenarlı olup eski çatlaklar daha kirli ve yuvarlak kenarlıdır. Çatlak yerleri ve yapı üzerindeki dağılımı, yapıdaki gerilme dağılışı ile çatlak oluşumunun nedeni hakkında fikir verecektir. Yapıda çatlaklar izlenebiliyorsa çatlak rölövesinin çıkarılması önerilir [22]. Yığma yapı elemanlarında ezilme Yığma yapı elemanlarında ezilme, basınç türü gerilme yığılması ya da yapı elemanlarının aşırı zayıflığından oluşur [14].

49 Kemer ve tonozlarda deformasyonlar Tarihi yapıların kemer ve tonozlarında kemer/tonoz ekseni ya da buna dik doğrultuda az ya da çok derz açılması görülebilir. Bu durum kemer/ tonoz üzengilerindeki itkinin zaman içinde azalmasından kaynaklanmaktadır [14]. (a) Resim 2.22. (a) Tonozda derz ayrılmaları (Anavarza) (b) Etki eksikliği nedeniyle tonozlarda hasar (Antalya kesik minare) Yığma duvarlarda oluşan dönmeler (b) Çatlaklar gibi yığma duvarlardaki dönmeler de yapı taşıyıcı sisteminin hareketi yönünde açık ipuçları verir. Bunlar gerekiyorsa fotogrametrik yöntemlerle belirlenmelidir. Bu konuda unutulmaması gereken bir nokta da dönmenin bazen yapım hatasından kaynaklandığıdır [14]. Farklı oturmalar Genelde duvar düzlemi içinde oluşan eğik çatlaklarla kendini gösterir. Oturmanın hangi tarafa olduğu bu çatlağın doğrultusunun belirlenmesi ile saptanır.

50 Gergilerdeki hasarlar Demir gergilerdeki en yoğun bozulma biçimi gergide oluşan aşırı korozyondur. Gergiler dövme demirden yapıldığından bozulmanın yoğun olduğu bölgede katmanlar arasında açılmalar/çözülmeler gözlenmektedir. Yapıdaki hareketler sonucu gergilerde burkulma, resim 2.23a,c ve kopma, resim 2.23b,d, sıkça izlenen hasar biçimleridir. Ahşap gergilerde ise çoğunlukla çürüme, mantarlaşma gibi bozulmalar vardır. (a) (b) (c) Resim 2.23. Demir gergilerde hasar biçimleri (a) Burkulma (Edirne sarayı mutfakları) (b) Kopma (Edirne sarayı mutfakları) (c) Burkulma (Vasat Atik Ali Paşa Camisi) (d) Kopma (Hatice Turhan Valide Sultan Türbesi) (d)

51 Kubbe hasarları Kâgir kubbelerde hasar genellikle çekme bölgesinde oluşmaktadır. Kubbe eteği bölgesindeki çekme kuvvetleri bu bölgede düşey çatlaklara neden olabilmektedir. Ahşap çerçevelerin düğüm noktalarındaki bozulmalar Ahşap iskeletli yapılarda sıkça gözlenen bir hasar türüdür. Malzeme bozulması (çürüme, mantarlaşma) ya da birleşim elemanının bağlayıcı özelliğini yitirmesi sonucu düğüm noktası taşıyıcı özelliğini kaybedebilir. Yapı taşıyıcı sistemi üzerinde yapılan çalışmalar Yapı taşıyıcı sistemini oluşturan duvarların yapım sistemi ve mevcut durumu ile yapı taşıyıcı sistemi içindeki tüm metal ve ahşap elemanların durumu ayrıntılı olarak incelenmelidir. Ulaşamadığı için özellikleri belirlenemeyen bileşenler varsa tipik noktalarda yapıya zarar vermeyen sondajlar yapılabilir. Volta döşemeli kâgir yapılardaki çelik döşeme kirişlerinin durumu, kesit kayıpları ve birleşim noktalarındaki bozulmalar belirlenmelidir [22]. Yapının rölövesine ek olarak hazırlanacak çizimlerde yapı taşıyıcı sistemi üzerinde belirlenen tüm bozulmalar ayrıntılı biçimde gösterilmelidir. Rölövede belirtilen tüm bilgilere ek olarak çatlak genişlikleri ve derinlikleri, düşeyden ve yataydan sapmalar, görünür/gömülü metal/ ahşap elemanlar ve yapı taşıyıcı sisteminin özelliklerinin belirlenmesinde yardımcı olacak her türlü bilgi verilmelidir. Yapılacak gözlemlerin ana amacı, zaman içinde yapı taşıyıcı sisteminin ne şekilde çalıştığı ve ne şekilde zorlandığının olabildiğince doğru olarak anlaşılmasıdır.

52 Bozulmaların izlenmesi, malzeme ve temel zemini özelliklerinin belirlenmesi Yapının mevcut güvenlik düzeyinin yeterli olup olmadığına karar verebilmek amacıyla yapılacak hesaplamalar ile birlikte yap da belirlenen bozulmaların izlenmesi, yapıda kullanılmış olan her tür malzemenin mekanik özellikleri ile temel zemini ve temel sisteminin tüm özelliklerinin belirlenmesi gerekir [22]. Yapıdaki önemli hareketlerin sürekli kaydı Yapıda çatlak oluşumu, o bölgedeki dayanımın sona ermesi ve yapıda serbest hareketin başlaması anlamına gelir. Çatlak oluşumundan sonra o bölgenin taşıdığı iç kuvvetler başka elemanlara aktarılmaktadır. Çatlaklar her zaman yapıda göçmeye neden olmaz. Önemli olan çatlağın zaman içinde gelişip yapının stabilitesini tehdit etmesidir. Böyle bir durumdan kuşkulanılırsa çatlağın sürekli olarak izlenmesi gerekir. Çatlağın genişliği, yapıda hareketli yük ve sıcaklık değişimine baplı olarak artıp eksilebilir. Burada önemli olan çatlak gelişiminin uzun zaman içindeki eğilimidir. Bu nedenle çatlak genişlikleri olanak varsa en az bir yıl boyunca belli aralıklarla ve günün belli saatlerinde ölçülmelidir. Çatlak genişliğinin uzun zaman içindeki değişiminden çatlağın sabit ya da gelişen çatlak olduğuna karar verilebilir. (a) (b) (c) Resim 2.24. (a) Çatlak genişliği değişimi (b) Kapı üstü lentosunda çatlak genişliği ölçümü (Efes tiyatrosu) (c) Çatlak genişliği ölçüm cetveli

53 Malzeme deneyleri Yapı taşıyıcı sisteminin yapı mühendisliği bakımından değerlendirilmesinde birim ağırlık, basınç ve çekme dayanımları ile elastisite modülü gibi mekanik özelliklerin belirli olması gerekir. Duvarların dayanımı ve elastisite modülünün belirlenmesinde büyük numunelere gerek duyulabilir. Bu durumda benzer zamanda yapılmış ve tahrip olmuş elemanlar kullanılabilir ya da yerinde yıkıntısız deneylere başvurulabilir. Yıkıntısız deneyler, çekiç geri tepme indisi ölçümleri ya da ultrases ölçümleri şeklinde olabilir. Duvarlarda kayma dayanımının alt sınırı yapı üzerinde yapılacak deneylerle bulunabilir. Onarım ve güçlendirmede kullanılacak malzemenin belirlenmesi için mevcut duvarları oluşturan bileşenler üzerinde kimyasal deneylerin yapılması zorunludur. Bu amaç için alınacak olan numuneler oldukça küçük olup yapı güvenliği açısından sorun yaratmaz [22]. Temel zemini ile ilgili çalışmalar Temel zemini ile ilgili yeterli bilgi bulunmaması durumunda temel zemininin yeterli sayıda gözlem çukurları ve sondajlar ile incelenmesi gerekir. Sondaj sayısı yapı alanı, derinliği ise temel genişliği ile orantılıdır. Kabaca 100 m 2 için bir sondaj yapılması, sondaj derinliğinin temel altında en az 5m olacak şekilde seçilmesi uygun olmaktadır. Temel zeminini oluşturan her tabaka için yapılacak labotaruvar deneylerinde dane büyüklükleri, birim hacim ağırlıkları, su muhtevası ve boşluk oranı gibi büyüklüklerin belirlenmesi gerekir. Belirsizlik durumunda standart penetrasyon, taşıma gücü ve gerekli diğer ölçümlerin yapılması yararlı olacaktır. Tarihi yapılarda zemin sorunları genelde yapının inşa edilmesinden hemen ya da bir süre sonra ortaya çıkmaktadır. Yapıda ve çevrede önemli ve ani bir değişiklik olmaksızın yıllarca yerinde durmuş bir yapının temel zemininde son yıllarda bir sorun çıkması olasılığı yoktur. Bu tür yapılarda olası oturmalar yıllar önce tamamlanmış durumdadır [22].

54 Yapının dinamik özellikleri Yapının deprem yükleri altındaki davranışını belirlemek amacıyla elastik titreşim periyotlarının, sönüm oranının ve mod şekillerinin belirli olması gerekir. Bu büyüklüklerin yapıya zarar vermeden, mikro titreşim yöntemi ile belirlenmesi olanaklı olduğu gibi deneysel olarak elde edilen mekanik özellikler yardımıyla sayısal olarak da belirlenebilir. 2.13.4. Yapı güvenliğinin irdelenmesi Bu aşamada yapılacak iş önce yapının mevcut güvenlik düzeyini yapının mevcut şekliyle modelleyip belirlemek ve onarım/güçlendirme gereksinimi olup olmadığını saptamaktır. Daha sonra yapılacak hesaplamada yapıyı onarıldığı/güçlendirildiği şekilde modellemek gerekir, [9, 11, 12, 13]. Her iki değerlendirmede de kullanılacak yöntem aynı olabilir. 2.13.5. Tarihi yapılarda onarım ve güçlendirme yöntemleri Acil müdahale yöntemleri Herhangi bir tarihi yapıda aşırı yükleme, deprem vb nedenlerle bir bozulma var ve yapıda tümsel ya da yerel stabilite bozukluğu ya da göçme riski varsa geçici acil müdahale yapılması kaçınılmazdır. Burada dikkat edilecek nokta, geçici müdahalenin sürekli müdahaleye dönüşme riskinin yüksek olması nedeniyle müdahalenin minimum düzeyde tutulmasıdır. Geçici acil müdahale yöntemleri yapının askıya alınması, Resim 2.25, bezemelerin korunması ve kısmi yıkım şeklinde sıralanabilir. Kısmi yıkım, yapıda önemli hasar oluşturan bir yüklemeden yapının stabilitesini korumak için alınması gereken başka hiç bir yöntem bulunamaması durumunda uygulanmalıdır [22].

55 (a) (b) (c) Resim 2.25. (a), (b), (c) Geçici acil müdahale (Mihrimah Sultan Camisi) Yapının onarımı ve yeniden yapımı için kısmi söküm Yapının bir bölümü gerekli numaralama yapılarak sökülüp yeniden inşa edilebilir. Genellikle anıt türü yapılarda uygulanan bu yöntemin yukarıda açıklanan Kısmi Yıkım ile karıştırılmaması gerekir. Onarım/güçlendirme malzemeleri Tarihi yapıların onarımında/güçlendirilmesinde yapının özgün malzemesine ek olarak, yüksek dayanımlı çelik, paslanmaz çelik, epoksi reçinesi, değişik özellikte çimentolar, GFRP, CFRP gibi kullanılabilecek pek çok malzeme bulunmaktadır. Venedik Tüzüğü ne göre yapımda bu tür malzemenin kullanılabilmesi için geleneksel malzemenin yetersiz/ uygunsuz olduğunun gösterilmesi şarttır. Onarım ve güçlendirmede kullanılacak her tür malzemenin kimyasal, fiziksel ve mekanik özelliklerinin yapıda mevcut olan malzeme ile uzun zaman içinde uyuşum sorunu yaratmayacak ve geri dönüşümü olabilecek özellikte olması gerekir [22].

56 Bölgesel onarım Bölgesel/yerel çatlakların ya da bozulmaların onarımı olup yapının toplam güçlendirilmesinde olumlu katkısı olduğu açıktır. Yığma duvarlardaki çatlakların onarımı ile tonozlarda ve kubbe eteğindeki radyal çatlakların onarımında gerek duyulur. Çatlakların onarım yöntemi çatlak genişliğine ve çatlakların yerine bağlı olarak değişir. Çatlak yanakları arasında çekme gerilmesi taşınması isteniyorsa arada çelik ya da FRP donatı kullanılması gerekebilir. Tarihi yapılarda çatlağın iki yanağı arasına tuğla ya da taş bloklar yerleştirildikten sonra boşluğun uygun bir harç enjeksiyonu ile doldurulması yeterlidir. Önce çatlakların ve kal n duvarlardaki çatlak ve boşlukları n onarımında en uygun yöntem boşluğa duvarda kullanılan özgün malzemeye benzer özellikteki bir harcın enjekte edilmesidir, Resim 2. 26. Resim 2.26. Çatlakların enjeksiyon yöntemi ile onarımı Bazı elemanların yenilenmesi yerine mevcutlarının onarılarak kullanılması isteniyorsa birleşim yerine paslanmaz çelik ya da titanyum filizler ekilir, filizlerin diğer kısımları diğer parçadaki deliklere epoksi reçinesi türü bir malzeme ile yapıştırılabilir, Resim 2.27.

57 Resim 2.27. Sütun eki (Side Apollon tapınağı) Ahşap elemanların onarımı en kolay işlemlerden biridir. Yeni ve eski ahşap, ahşap yapı elemanlarının birleştirilmesi yöntemleri ile birleştirilebilir. İstenirse birleşim yerlerinde metal elemanlar da kullanılabilir, Resim 2.28a,b,c (a) (b) Resim 2.28. (a), (b) Ahşap kiriş eki(şişli Birkökler vakfı konağı) (c) Stabilite çaprazı (Şişli Birkökler vakfı konağı)

58 (c) Resim 2.28 (Devam), (a), (b) Ahşap kiriş eki(şişli Birkökler vakfı konağı) (c) Stabilite çaprazı (Şişli Birkökler vakfı konağı) Bölgesel güçlendirme Duvar ve sütunlar Bölgesel ve toplam güçlendirme arasındaki fark, bölgesel güçlendirmede güçlendirilenin yalnızca bir bileşen oluşudur. Elemanın güçlendirilmesinin yapının toplam güçlendirilmesi üzerinde de olumlu katkısı vardır. Çatlak genişliğinin 10mm den büyük olduğu ya da duvarı oluşturan taş ya da tuğlaların düşmüş olması durumunda, çatlakların onarımında uygulanan enjeksiyon yöntemi çekme gerilmelerini alacak elemanlarla birlikte yapılır. Bu amaçla çatlağa bitişik taş ya da tuğlalar çıkarılır ve dikiş elemanları ya da çelik bağlantı elemanları yerleştirilir, taş ya da tuğla duvarın boşlukları, uygun bir karışımla düşük basınç altında doldurulur, Resim 2.29.

59 Resim 2.29. Geniş duvar çatlaklarında dikiş ile onarım Bu yöntem duvarın diğer yüzünde de uygulanmalıdır. Enjeksiyon bitince yapılan işin ne düzeyde gerçekleştiği değişik kotlardan alınan numuneler üzerinde yapılacak gözlemle kontrol edilmelidir. Yapılan yetersiz ise enjeksiyon tekrarlanmalıdır. Bazı durumlarda çatlakta enjeksiyon uygulaması yapılsa bile duvarlar güvenli gerilme iletimine izin vermeyebilir. Bu durumda mevcut çatlak boyunca düşey hatıl oluşturulması yararlı olabilir. Önemli şekilde hasar görmüş duvarların bir ya da iki yüzüne hasır donatı yerleştirildikten sonra yapılacak püskürtme beton uygulaması ile istenilen dayanım elde edilebilir, Resim 2.30. Resim 2.30. Püskürtme beton duvar detayları (Sultan Abdülaziz av köşkü, İzmit)

60 Genellikle yeni yığma yapılarda uygulanan bu yöntem çok seyrek olsa da eski yapılarda bezeme olmayan duvarlarda uygulanabilir. Burada dikkat edilecek nokta bir eski yapıda tüm yığma duvar yüzlerinin bu şekilde güçlendirilmesi durumunda elde edilen yapının artık eski eser sınıfına girmeyeceğinin bilinmesidir. Yapılabilecek olan, bu uygulamanın yeterli/ minimum duvar alanında yapılmasıdır. Köşelerinden ayrılmış duvarlar, üst kotlarında düzenlenecek betonarme/ çelik hatıl ile ya da metal elemanlarla birleştirilebilir, Resim 2.31 a, b, c, d. (a) (b) (c) Resim 2.31. (a), (b) Duvarların köşelerinde güçlendirme, gergi düzenlemesi (Su Kemeri, Roma) (c) Çelik hatıl düzenlemesi, hatılların köşe birleşimleri

61 Hatıl çekme elemanı olduğundan gerektiğinde FRP şeritler kullanılması da düşünülebilir. Güçlendirilen duvarın rijitliği diğer bölümlerden daha fazla, permeabilitesi daha az olacağı için özellikle dış duvar yüzlerinde her zaman ince çatlak oluşumu ile karşılaşılır. Duvarın rijitliğinin bilinçsizce arttırılması ileride oluşacak büyük yatay yüklerin bu elemanlar tarafından karşılanması sonucu bu elemanlarda hasar yığılmasına neden olabilir. Bu tür güçlendirmenin tarihi değeri göreceli olarak daha az yeni yapıların iç duvarlarında ve ölçülü biçimde uygulanması önerilir. Bu uygulamada önce duvar yüzü/yüzleri toz ve diğer gevşek/niteliksiz parçalardan temizlenmeli, hasır donatı uygun elemanlar ile duvara ya da diğer yüzdeki donatıya bağlanmalı, daha sonra yüzey püskürtme beton ile kaplanmalıdır. Beton tabakasının kalınlığı duvarın durumuna göre 30mm ile 80mm arasında seçilebilir. Tek başına duran sütunların ya da yığma yapıların öngerilme verilerek güçlendirilmesi de mümkün olmakla birlikte uygulama her zaman pek kolay olamamaktadır. Sütunlara çember donatı ile dıştan öngerilme verilmesi de elemanın güvenliğini arttıran bir önlemdir. Üzerinde kesme çatlakları bulunan sütunlar çoğu zaman geçmişte bu şekilde onarılmış olup, günümüzde de onarılmaktadır, Resim 2.32. Resim 2.32. Sütunlarda çatlak onarımı

62 Döşemeler Diyafram etkisi ile yatay yükleri düşey taşıyıcı elemanlara rijitliği ile orantılı olarak dağıtan döşemeler, rijitliğin yetersiz kaldığı durumlarda güçlendirilebilir. Tarihi yapılarda çatı düzeyinde yapılacak uygun donatılı betonarme/çelik hatıllar yapının davranışını olumlu yönde etkiler. Betonarme hatılar arasında düzenlenecek yatay çelik kafes sistemler, betonarme döşemelerin sağladığı rijitliği yapıya ek deprem yükleri gelmeyecek şekilde sağlayabilir [12,13]. Resim 2.33 a,b,c. (a) Resim 2.33. (a) Çelik çaprazlar ile döşemenin rijitleştirilmesi (Sultan Abdülaziz av köşkü, İzmit) (b) (c) Çapraz eleman detayları (Sultan Abdülaziz av köşkü, İzmit)

63 (b) (c) Resim 2.33 (Devam), (a) Çelik çaprazlar ile döşemenin rijitleştirilmesi (Sultan Abdülaziz av köşkü, İzmit) (b) (c) Çapraz eleman detayları (Sultan Abdülaziz av köşkü, İzmit) Kemerler, tonozlar Bu tür elemanlarda farklı yüklemelerden çeşitli kesitlerde çatlayarak mafsal oluşumu, mesnetlerde ezilme/ parçalanma şeklinde görülen hasarların ana nedeni mesnet itkilerinde azalma ve bileşik eğilme (M+N) etkisidir.

64 Güçlendirmede yapılacak iş ezilen, düşen, yer değiştiren elemanların yenileri ile değiştirilmesi, çatlakların nispeten daha zayıf bir harçla basınç altında doldurulması, gergilerin gerilme alacak biçimde düzenlenmesi ve mesnet noktalarının sabitlenmesi şeklinde özetlenebilir, Resim 2.34. Resim 2.34. Kemerlerde gergi düzenlemesi ve mesnetlerin sabitlenmesi (Roma forumu nda yapı) Kubbeler Bu tür elemanlarda görülen tipik hasar kubbe eteğinde oluşan çekme gerilmelerinin taşınamaması sonucu oluşan radyal çatlaklardır. Bu tür çatlakların daha da açılmasını önlemek için alınacak en iyi önlem etek civarında bir çekme çemberi oluşturmaktır, [28], Resim 2.35. Çekme çemberinde kullanılacak olan çeliğin paslanmaz çelik olması, aksi hallerde zaman içinde korozyon bakımı yapılması ya da çemberin bir beton kesit içine alınması uygun olacaktır. Henüz hasar oluşmamış kubbe eteklerinde çekme çemberinde FRP de kullanılabilir [22].

65 (a) (b) (c) Resim 2.35. (a) Kubbe eteğinde çekme çemberi düzenlemesi (b) (c) Çekme çemberi detayları (Ahi Çelebi Camisi) Üst yapının toptan güçlendirilmesi Yapıda eleman bazında yapılan güçlendirmelerin tümü yapı taşıyıcı sisteminin toplam dayanımının artmasına neden olacaktır. Yapıların toptan güçlendirilmesinde yapılan en basit hata, yığma yapılarda sistemin içine betonarme ya da çelik bir iskelet sistem sokmak, böylece yapının dolgu duvarlı iskelet sistem ya da kompozit bir yapı olarak çalıştığını varsaymaktır. Bu, yapıda yoğun estetik kaybına neden olmaktan öteye geriye dönüşü olmayan bir müdahale türü olması nedeniyle kesinlikle istenilmeyen bir durumdur. Dahası, elde edilen kompozit sistemin ne şekilde davranacağını kestirmek de genellikle güçtür. Yapıların toptan güçlendirilmesinde uygulanabilecek yöntemler şu şekilde sıralanabilir [22]. Yapı üzerinden fazla ağırlığın kaldırılması Özellikle üst kotlarda tonozların ya da toprak damlar üzerindeki fazla ağırlığın kaldırılması ve gerekiyorsa hafif malzeme konulması yapı taşıyıcı sisteminin deprem yükleri altındaki davranışını olumlu yönde etkileyecektir, Resim 2.36a,b.

66 (a) Resim 2.36. (a) Ağır çatı (Arastalı Bedesten, Tokat) (b) Çatıda toprak dolgu (Arastalı Bedesten, Tokat) (b) Kütle ve rijitliğin yapı içindeki dağılımının dengelenmesi Tarihi yapılarda rijitlik ve kütle dağılımı genelde oldukça düzgündür. Zaman içinde yapılan düzenlemeler ve eklemelerle yapının bu özelliği bozulabilir. Bu durumda yapıyı eski formuna sokarak ya da gerekli yerlerde derz oluşturarak burulma düzensizliği azaltılabilir [22]. Yapı ve eklentileri arasındaki etkileşimin iyileştirilmesi Cami, kilise türü masif kütleli yapıların çevresinde yapı ile etkileşimi zayıf, bir cephesi ana yapı diğer cephesi kolon sırasından oluşan eklentiler olabilir. Bu durumda iki farklı kütlenin davranışı farklı olacağından hasar yığılması beklenebilir. Yapımı genellikle mümkün olmamakla birlikte arada derz oluşturmak en sağlıklı yol olarak görülmektedir [22]. Hal tipi yığma yapıların güçlendirilmesi Genellikle dört cephe duvarı ve ahşap ya da perçinli çelik çatı makaslarından oluşan bu tip yapıların güçlendirilmesinde izlenecek yol, enine doğrultudaki kısa cephe duvarlarının güçlendirilmesi, boyuna doğrultudaki cephe duvarlarının stabilitesinin arttırılması ve boyuna duvarlar n kafes çatı makaslarının alt elemanları ile birbirine bağlanması şeklinde özetlenebilir.

67 Çok katlı yapılarda yapısal etkileşimin arttırılması Şehir merkezindeki tarihi çok katlı yığma yapıların deprem yükleri altındaki davranışını iyileştirmek için ilk yapılacak iş taşıyıcı duvarların dayanım ve süneklik düzeyini arttırmak, daha sonra deprem yüklerini taşıyıcı duvarlara rijitlikleri ile orantılı şekilde dağıtabilecek döşeme düzenlemelerini gerçekleştirmektir. Döşemelerin güçlendirilmesi daha önceki bölümde açıklanmıştı. Buna ek ya da paralel olarak duvarları birbirine dölşeme düzeyinde bağlayan gergiler düzenlemek de yapının davranışını olumlu yönde etkileyecektir [22]. Kemer/tonoz ve kubbe arasındaki etkileşimin artırılması Tonoz ve kubbelerin alt yapı ile bağlantısı çoğunlukla yeterli değildir. Bu elemanlar arasında etkileşimi arttırmanın en uygun yolu üzengi/ mesnet/etek kotunda gergiler düzenlenmesi, mevcut ve yeterliliğini yitirmiş olanların yenilenmesi ve gereken yerlerde payandalar düzenlenmesidir [22]. Diğer güçlendirme yöntemleri, sismik yalıtım Sismik yalıtımın temel ilkesi, yapıların ve kuvvetli yer hareketlerinin özellikleri göz önüne alınarak, yapı rijitliklerini bir noktada azaltarak periyotlarının uzatılması, sönüm oranlarının arttırılması ve böylece yapılara depremde daha az yük etkimesinin sağlanması şeklinde özetlenebilir. Sismik yalıtım, depreme karşı yeterli dayanımı olmayan anıtsal değeri olan tarihi yapılarda ve kullanımında hiçbir aksamanın olmaması gereken yapılarda kullanılmaktadır [22]. Temel sisteminin güçlendirilmesi Bu amaçla yapılacak iş, gerekiyorsa temel zeminin ve temel sisteminin güçlendirilmesidir. Tarihi yapılarda temel zemini uzun zamandır aynı yapının altında bulunduğundan kohezyonlu zeminlerde oturmaların sona ermiş olması beklenir. Sıvılaşma riski olan zeminlerde bunun önlenmesi gerekir.

68 Yeraltı su seviyesi drenaj ile mümkünse temel altı kotunun bir kaç metre altına indirilmelidir. Bunun yapılması sırasında yapıda farklı oturmalar oluşmaması konusunda aşırı titizlik gösterilmelidir. Temel sisteminin güçlendirilmesinde temel genişliğinin arttırılması, yapının yüklerinin uygun bir sistemle daha derindeki sağlam tabakalara iletilmesi düşünülebilir [22].

69 3. ARAġTIRMA ALANI VE YÖNTEM 3.1. AraĢtırma Alanı Araştırma alanını Sultan Alâeddin Camisi oluşturacaktır. 1211-1236 yılları arasında Selçuklu Sultanı tarafından bugün eski Ankara denilen Kaleiçi nde yaptırılmış Ankara nın ilk camisidir. 1361 yılında Osmanlı padişahı Orhan Gazi, 1433 yılında Şerife Sümbül Hatun, 1954 yılında da Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından olmak üzere üç büyük tamirden geçerek ilk orijinal özelliğini kaybetmiştir. Çalışma alanı içinde belirlenen camiye ait fotoğraflar, rölöve ve restorasyon projeleri, detay paftaları, ele alınan eserde yapılan gözlem ve tespitler çalışmanın materyallerini oluşturmaktadır. Resim 3.1. Sultan Alaeddin Camii vaziyet görünümü

70 Resim 3.2. Sultan Alaeddin Camii kuzey cephesi görünümü 3.2. Yöntem Sultan Alâeddin Camisine ait rölövenin hazırlanması üç kişilik bir ekip tarafından yapılacaktır. Ölçülendirme işlerinde metre, şerit metre, jalon, şakül, lazer metre, totalstation, taslak çalışmaları için A4 kâğıtları gibi araçlar ve gereçler kullanılacaktır. Ölçüm sırasında dijital araçlarla yapılan çekimler projenin çizimi zenginleştirecek, detaylandıracak ve belgelendirecektir. Dijital fotoğraf çekimiyle yapı hem belgelenecek, hem de çizimlere destek olunacaktır. Rölövenin hazırlanması çalışmalarında yapının(caminin) plan, kesit ve cephelerine ait krokiler kâğıt üzerine aktarılarak ölçme işlemlerine başlanılacaktır. Planlar çevresiyle beraber, kesit ve cepheler ilgili ± 0,00 kotlarının tespitinin yapımından sonra ölçülecektir. Elde edilen ölçüler plan, kesit ve cepheler ortak olarak ele alınarak, yerinde tekrar değerlendirilecektir. Ölçümde tüm yapı mevcut durumu tamamen esas

71 alınarak tespit edilecektir. Caminin rölövesinin hazırlanmasına giriş kapısından başlanılacaktır. Cami ile minarenin kot farkı ilişkilendirilmesi totalstation ile sağlanılacaktır. Ayrıca detay, kalem işleri, süslemeler gibi çizimlerde fotoğraf çekimlerinden yararlanılacak olup plan ve kesit çıkarıldıktan sonra bunların yardımıyla cepheler çıkarılacaktır. 3.2.1. Kullanılan araç ve gereçler Totalstation Resim 3.3. Totalstation Açı hassasiyeti seçenekleri 1", 2" veya 3" açı hassasiyeti seçenekleri Doğru ve güvenilir açı ölçümünü garanti eden çift eksen ve 4'lü eksen kompensasyonu. Elektronik mesafe ölçümü Reflektörlü mesafe ölçümü: 3500m, Reflektörlü ölçüm hassasiyeti: 1mm+1.5ppm

72 Reflektörsüz: 30m FlexPoint Reflektörsüz: 400m - Power modelleri Reflektörsüz: 1000m - Ultra modelleri Reflektörsüz ölçüm hassasiyeti: 500m'ye kadar 2mm+2ppm, 500m'den sonra 4mm+2ppm Diğer Özellikler Doğrudan CAD programlarına aktarım. (DXF, NCN, XYZ, LandXML, veya kullanıcı tanımlı ASCII formatlar). İşletim sistemi Dahili hafıza Standart çift klavye Aplikasyon için kılavuz ışık Lazer şakül Uygulama Programları Alım Aplikasyon Geriden Kestirme Kot transferi İnşaat aplikasyonu Alan hesabı (Plan ve Yüzey) Hacim hesabı En kesit Trigonometrik yükseklik hesabı Saklı nokta Ofset Silindirik ofset Baz hattı (Hat, Yay, Grid, Bölüm) Referans düzlem

73 COGO (Koordinat Geometrisi) Yol programı (2B) Yol programı (3B) Poligon ölçümü ve dengelemesi Lazer metre Mesafe ölçümü yapılabilmekte Hacim, Alan, Toplama, Çıkarma İşlemleri Resim 3.4. Lazer Metre 3.2.2. Rölöve çizimleri Rölöve projelerinde; Sultan Alâeddin Camisinin vaziyet planı, zemin kat planı, mahfil kat planı, çatı planı, tavan kaplama planları, kesitler, minare kesiti, çatı kesitleri, görünüş projelerine yer verilecektir ve 1/50 ölçekle çizilecektir [Ek-1]. 3.2.3. Rölöve detay çizimleri Yapının yerinde yapılan rölöve çalışmalarında camiyi belirleyen kapı, pencere, sütunlar, dolap kapakları, demir parmaklıklar, minber, 2 adet mihrap, kalem işleri yer verilecektir. Detay paftası 1/10 ölçekte çizilecektir. Yapı elemanlarının özellik arz etmesi, yapıya düşey ve yatayda hareket vermeleri, özgün malzemeler kullanılarak yapılması sebebiyle, yapıyla beraber özgün haliyle, yerinde korunarak günümüze yansıtılması gerektiğinden detaylandırılacaktır [Ek-3].

74 3.2.4. Restorasyon çizimleri Restorasyon projelerinde; Sultan Alâeddin Camisinin vaziyet planı, zemin kat planı, mahfil kat planı, kesitler, minare kesiti, tavan planı, çatı görünüşü ve cephe görünüşlerine 1/50 ölçekle çizimlerine yer verilecektir [Ek-2].

75 4. BULGULAR 4.1. Sultan Alâeddin Camii Genel Bilgileri Ankara Kalesi içinde, 1178 yılında Selçuklu Sultanı 2. Kılıç Arslan'ın oğlu Muhittin Mesut Şah tarafından yaptırılmış, Ankara'nın en eski camilerinden biri olan yapının kıble duvarı İçhisar mahallesinde Aktaş Sokağının başında iç kaledeki Zindan Kapı'ya bitişiktir. Caminin kuzeye bakan ön cephesi, Roma yapısının üzerine kurulu olan ahşap bir çatıyla örtülüdür. Ceviz ağacından oyularak yapılan minberi ise Selçuklu ağaç işlemeciliğinin en güzel örneklerinden biri sayılıyor. Caminin mihrabı ve Hazneli Çeşmesi ise 19. yüzyıla tarihleniyor [15]. Minber kitabesine göre burada yer alan ilk camii H. 574 (M.1178) tarihlidir. 14.-15. asırlarda ve yakın tarihlerde yapılan tamirlerle esas karakterini kaybetmiştir. Minberin 13. asırda tamirat gördüğü anlaşılmaktadır. 1211 1236 yılları arasında Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat tarafından tamiratı yapıldığı için cami Alaaddin adını almıştır [15]. Daha sonra harap olan cami 1361 yılında Osmanlı padişahı Orhan Gazi, 1433 yılında Şerife Sümbül Hatun, 1954 yılında da Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından olmak üzere üç büyük tamirden geçerek ilk orijinal özelliğini kaybetmiştir. Muhtemelen bu onarımların birinde veya daha sonra cami şimdiki yerine yapılmıştır. Mihraptaki 1311H./1893M.tarihi de Osmanlı devrinin sonlarında yapılan bir onarıma işaret etmektedir. 1956 1960 arasında Vakıflar Genel Müdürlüğünce camide onarım yapıldıktan sonra 1984 yılında yapılan sonraki onarımda camiyi saran eklentiler de temizlenerek yapı mezbelelikten kurtarılmıştır. Caminin ilk yapıldığı yıllarda kale duvarına yakın olması sebebiyle duvarın rutubetlenmesiyle duvar yana kaydırılması mihrabın ise yerinde bırakılması ve yerine yeni mihrabın yapılması ile cami biri bahçede biri de içerde olmak üzere çift mihraplıdır [16].

76 Caminin ilk yapıldığı günden bugüne kalan orijinal tek parçası geometrik geçmeli olarak cevizden yapılan minberidir. Minberinin ustası Marangoz Ebu Bekir oğlu İbrahim Rumî dir. Minberin yanında bulunan kitabede Ameli İbrahim Bin Ebubekir Rumi el Neccari yazmakta ve bu kişinin minberi yapan sanatkâr olduğu düşünülmektedir. Yine minber kitabesinde yazan miladi 1178 tarihi ile minberin cami den çok önce yapıldığı anlaşılmaktadır. Minberin 15. asırda yapılan ikinci tamiratında kalan pencere kanadı ise Ankara Etnografya Müzesinde sergilenmektedir. Osmanlı Devrindeki onarımda takılmış olması gereken parça oyma tekniği ile yapılmış motiflerle süslüdür. 1895 yılında caminin harimi ile özellikle mihrap büyük değişiklik geçirmiş, günümüzdeki mihrap bu tarihten kalmadır [16]. Daha önce caminin doğusuna bitişik olarak Abdülkerim zade Hacı Mehmet Efendi tarafından 1154 yılında yaptırılan beş odalı medrese harap olduğundan enkazı satılarak kaldırılmıştır. Vakıflar genel müdürlüğü tarafından 1984 yılında başlatılan restorasyon çalışmalarıyla yıkılma durumuna gelen caminin çatısı ve taşıyıcı sistemleri sağlamlaştırılmış, eserin görünümünü bozan eklerden kurtarılmıştır. Camii su basman seviyesine kadar moloz taş duvardan, su basman seviyesinin yukarısındaki kısımlar kerpiç tuğladan inşa edilmiştir. Tehlikeli durum arz eden doğu duvarı su basman seviyesine kadar yıkılarak sağlam bir şekilde moloz taştan yeniden inşa edilmiştir. Aynı cephede kerpiç duvarın sökülmesi sırasında orijinalinde pencere olarak bırakılan fakat kapak olan üç adet pencere açılarak orijinaline uygun olarak düzenlenmiştir. Caminin çatısı ve duvarları yanında mahfeli, bozuk olan kapı, pencere doğramaları, sıva, badana, boyaları ve elektrik tesisatı tamamlanmış, son cemaat çatısını taşıyan sekiz adet devşirme sütun temizlenerek asli görünümüne kavuşturulmuştur. Camiyi çevreleyen biçimsiz, gayri muntazam duvarlar yıkılarak camiye çevresiyle beraber bütünlük kazandıran sade görünümlü bir çevre tanzimi uygulanmıştır. Yapılan bu çalışmalar sonucunda caminin doğu cephesinde bulunan mihrap, sur duvarı oyularak yapılmıştır. Üstü fazla aşınan mihrabın

77 nispeten sağlam durumdaki alt kısmında dikdörtgen planlı nişin üstünün mukarnas kavsaralı, içinde küçük bir mihrabiye ve zar başlıklı köşe sütunceleri olduğu görülmektedir. Selçuklu devrine ait bu mihrap belki de Ankara nın en eski mihrabı idi. Üstü bir sundurma ile korunan bu mihraba bakarak ilk caminin şimdikine göre daha küçük olduğunu söylemek mümkündür. Bulunan mihrabın önündeki alanda yapılan çalışmada bir mabet kalıntısına rastlanmıştır. Bu durumda caminin ilk yapısının bu mabet üzerine kurulduğu anlaşılmaktadır. Daha sonra şimdiki bulunduğu yere nakledilmiş olduğu tahmin edilmektedir. 1988 yılında ise T.E.K. tarafından minare aydınlatılması gerekçesiyle çatıya projektör yerleştirilmesi sırasında kırılan kiremitler aktarılmış, bozulan boya ve badana işleri yaptırılmıştır. Kıble tarafı İçkaleye bitişik olan caminin duvarları taştan, üst ahşaptır. On üç pencere ile aydınlatılmıştır. Arazinin meyilli olması dolayısıyla kuzey cephede avlu yüksekçe bir platform meydana getirmekte olup platform duvarın caddeye bakan yüzünde bir de çeşmesi bulunur. Başlıklı sekiz sütun müezzin ve kadınlar mahfelini tutar. Sonradan tamir ettirilen minaresi son cemaat yerinin önündedir. Mermer kapı söveleri üzerinde iki adet onarım kitabesi bulunur. Camideki ceviz minber çakma kündekari tekniği ile yapılmış olup bazı elemanları oyma tekniğindedir. Kaide ve külah kısmı yenilenen minberin orta büyüklükte olması ilk caminin fazla büyük bir yapı olmadığını gösterir. Minberin yan aynalığında çeşitli çokgen ve yıldız biçimli, üstleri kabartma olarak muhtelif rumi motifleriyle süslenmiş parçalar çıtalarla çakılmıştır. Aynı şekilde köşk kısmının altında araları dört kollu yıldızlarla dolu çokgen parçalar görülür. Mihrap tarafında yere kadar inen köşk altı, duvar tarafında sivri kemerli, iki yanı balık pulu şeklinde işlenen bir kapı vardır. Korkuluk şebekeleri yıldız ve çokgenlerle doldurulmuştur. Şebekelerin çerçeveleri geçmelerle süslüdür. Minberin dilimli kemerli kapısının aynalığında yapım kitabesi, sol korkulukta usta kitabesi işlenmiştir. Kapı kemerinin iki yanındaki boşluğa ince Rumili helezonlar oluşturan hatlar işlenmiş, ortalarına da birer

78 madalyon yerleştirilmiştir. Kapı kanatları çakma kündekari tekniğindedir. Beşgen oluşturmuş çıtaların arası rumilerle süslü parçalarla doldurulmuştur. Kapı binisinde balık pulu motifi görülür. Minberin kapı kanatları taklit kündekari ile yapılmış, içi arabeskli beşgenlerle doldurulmuştur. Kapı kemeri Arslanhane ve Ahi Elvan Camii minberlerinde olduğu gibi dilimlidir. Sütünceler ise balık pulu motifi ile kaplıdır. Helezonlar oluşturan arabesklerle doldurulmuş kemer köşeliklerinde birer büyük rozet yer alır [16]. Resim 4.1. Sultan Alâeddin Camii doğu cephesi genel görünümü 4.2. Sultan Alâeddin Camii Plan ġeması Meyilli bir arazi üzerinde kurulan cami, dikdörtgen planlıdır. Cami, dikdörtgen planlı harim, sekiz sütunlu ve düz tavanlı son cemaat yeri, doğuda hazire ve çeşmesi bulunmaktadır. Yapının etrafı dış duvar ile çevrilmiştir.

79 Resim 4.2. Sultan Alâeddin Camii plan şeması Geniş bir alanı kaplayan, uzunlamasına dikdörtgen planlı caminin kuzeyindeki son cemaat yerinin batısı beden duvarının devamı ile kapatılmıştır. Kuzeyi açık son cemaat yeri, doğu tarafta ana binadan iki sütunla yana doğru genişletilmiştir. Toplam sekiz sütunla dışa açılan son cemaat yerinin üstüne mahfil uzanmaktadır. Son cemaat yerinin batı tarafı bir duvarla kapatılarak oda haline getirilmiştir mahfile buradan çıkan ahşap merdiven bulunmaktadır. Son cemaat yeri, doğu kısmına taşma yapmaktadır. Son cemaat yerinin üst kısmı kadınlar mahfeli olarak kullanılmaktadır. Bu kısma minarenin yanındaki ahşap kapıdan çıkılmaktadır. Son cemaat kısmının önünde hazire bulunmaktadır. Caminin içinde güneybatı köşedeki kapı kale duvarına doğru devam eden bir dehlize ait olup onarımlarda

80 devamı kapatılmıştır. Caminin harimi sadedir. Alt kısmında sağ tarafı camekânla harimden bölünmüştür. Sade olan ahşap tavandaki altıgen göbek ve ahşap pencere çerçeveleri onarımlar sırasında boyanmıştır. Caminin batı tarafında aynı avluyu kullanan iki adet sağlıksız durumda lojman bulunmaktadır. Bir tanesi batı duvarına ve sur duvarına bitiştik nizam şeklindedir. Lojman avlusuna minarenin kuzey duvarına bitişik bir kapıdan geçilmektedir. Mihrap yarım daire planlı nişe sahiptir. İki yanında ikişer sütünce, üstünde yazı panosu vardır. Barok karakterli mihrap yağlı boya ve yaldızlıdır. Caminin kuzeybatı köşede yükselen minaresi yapıya bitişik değildir. Kare planlı, kesme taş kaidenin köşeleri pahlanarak silindirik gövdeye geçilmektedir. Tuğla gövdenin altında ve üstünde birer taş bilezik dolaşmaktadır. Taş korkuluklu şerefeye kirpi saçaklarla geçilir. Minarenin caminin son tamir devrinden olduğu tahmin edilmektedir [15]. 4.3. Sultan Alâeddin Camii Cephe Düzeni Yapıda genel olarak dikdörtgen görünümlü pencereler bulunmaktadır. Son cemaat ve onun üzerine uzanan mahfelin olduğu kuzey cephesinde harime girişi sağlayan mermer söveli, ahşap işlemeli kapıyla mahfil katına çıkan yakın tarihli dikdörtgen tek kanatlı içe açılır ahşap bir kapı bulunur.

81 Resim 4.3. Sultan Alâeddin Camii cephe düzeni Harime girişi sağlayan giriş kapısı, dikdörtgen bir çerçeve içine alınmıştır çift kanatlı içe açılır kapı kanatları ceviz ağacından yapılmıştır. Kanatlar üç bölüm şeklinde düzenlenmiş, altta dikdörtgen şeklinde ve köşeleri pahlanmış ve orta kısmı boş bırakılmıştır. Ortada kare bölme içindeki, köşeler pahlanmış ve ortada sekiz kollu gül bezek gibi tezyin edilmiştir. Üstte yine dikdörtgen şeklinde köşeler pahlanarak ortası yüzeysel çizgi şeklinde süslenmiştir. Kapı kanatlarının birleştiği binide iki bölüm olarak yapılmıştır. Burada kakma şeklindeki kabaralarla kanatlar tezyin edilmiştir.

82 Resim 4.4. Sultan Alâeddin Camii giriş kapısı Harim giriş kapısının iki tarafında birer adet olmak üzere ahşap iç kepenkli iki adet tepe pencereli, ahşap doğramalı, dört bölümlü pencere bulunur. Harim kapısın doğu tarafındaki pencerede lokmalı demir parmaklık bulunurken, batı tarafındaki geçme demir parmaklık sistemine sahiptir. Giriş kapısı üstünde sivri kemerli iki nişin içinde caminin onarım kitabeleri yer alır. Batı cephesinde, üstte biri mahfile ait olmak üzere 5 adet tepe pencereli, ahşap doğramalı pencere, altta dört adet iç kepenkli, tepe pencereli, ahşap doğramalı, geçme demir parmaklıklı dört bölümlü pencere bulunur. Güney cephesi kale duvarına bitişik yapıldığından alt taraf sur duvarıyla kapalıdır. Mihrap üstünde beş adet pencere bu cepheye açılır. Bunlardan tam mihrap üzerideki hariç, mihrabın doğu ve batısında ikişer adet olmak üzere olan diğer dördü tepe pencereli, ahşap doğramalı, geçme demir parmaklıklıdır. Mihrap üzerindeki pencere kare kesitli açıklığa oturtulmuş dairesel şemadan oluşan ahşap doğramalı, dört bölümlü, geçme demir parmaklıklıdır. Mihrabın sağında ve solundaki pencereler ise aynı özelliklerde altı bölümlüdür. Doğuda üç adet iç kepenkli, tepe pencereli, ahşap doğramalı, geçme demir parmaklıklı, dört bölümlü alt pencere yer almaktadır. Doğu duvarındaki üç

83 pencerede herhangi bir süs yoktur. Güney duvarında ise ortada mihrap, minber ve güneybatıda da 80 cm genişliğindeki bir kapıdan girilen ve iç kale surları içine geçişi sağlayan dehliz vardır. Dehliz günümüzde kapanmış ve niş görevi yapmaktadır. Batı duvarındaki pencere kepenk pervazları bitkisel motiflerle kalem işi işlenmiştir. Yanlış tadilat sonucu boyanmış olan pervazlar daha sonra kazınarak yeniden ortaya çıkarılmıştır. On üç pencere ile aydınlatılan harimin, rendelenerek motifleri hasar görmüş pencere kepenk kanatlarında ahşap oyma bulunduğu Ankara Etnografya Müzesi'ndeki Alaaddin Camii pencere kanadından anlaşılmaktadır [17]. Resim 4.5. Sultan Alâeddin Camii kepenk kanatları Pencere kanatlarının ikisi tamir esnasında yapıldığı belirtilmektedir. Pencere kanadı, dikdörtgen şeklinde ve ikili olarak yapılmış, ahşap kısımlar oyma tekniği ile süslenmiştir. Üst ve altta ok şeklinde düzenlenen metalden süslemesi bulunmaktadır. Doğudan batıya doğru olan bu motifte, çivi başları ve çubuk kısımları süslüdür. Dikdörtgen süsleme, dört köşedeki rumi kompozisyonlar içine alınmış şemse motifi yer almaktadır. Ortadaki yuvarlak, madalyon seklinde merkezden sekiz kollu yıldızlardan gelişen rumi motifleri süslemektedir. Üst ve alttaki madalyonlarda ise, rumi motiflerden gelişen kompozisyon görülmektedir. Şemsenin yanında bulunan sürgülük yine şemse

84 gibi düzenlenmiştir. Bunun üzerinde bulunan pencere kanadı tutacağı yaprak motif şeklinde ve delikli yapılmış, tutacağın altında, yuvarlak delikli bir kabara bulunmaktadır. Harimin kuzey tarafında altta müezzin, üstte ise kadınlar mahfili bulanmaktadır [17]. Resim 4.6. Sultan Alâeddin Camii kadınlar ve müezzin mahfili 4.4. Sultan Alâeddin Camii TaĢıyıcı, Konstrüktif Ve Dekoratif Öğeleri 4.4.1. Temel Arazi meyli sebebiyle cami yüksek taş kaide üzerinde yer alır. İçkalede oldukça değişikliğe uğramış cami Zindan kapının yanında, güneyi sur duvarına yaslanarak yapılmıştır. Kuzeyi eğimli olması sebebi ile teras duvarı ile yükseltilmiştir. Duvarları moloz taş olarak yapılmıştır. Camide ve çevresinde devşirme malzeme bolca kullanılmıştır. Hatta ilk önce eski bir mabet kalıntısı üzerine yapıldığı daha sonraki onarımlarda caminin yerinin değiştiği sanılmaktadır.

85 Resim 4.7. Sultan Alâeddin Camii taşıyıcı duvar görünümü 4.4.2. Duvar Kerpiç ve moloz taştan yapılmış duvarlar beyaz sıvalıdır. Camii su basman seviyesine kadar moloz taş duvardan, su basman seviyesinin yukarısındaki kısımlar kerpiç duvardan inşa edilmiştir.1985 yılında yapılan çalışmada tehlikeli durum arz eden doğu duvarı su basman seviyesine kadar yıkılarak sağlam bir şekilde moloz taştan yeniden inşa edilmiştir. Aynı cephede kerpiç duvarın sökülmesi sırasında orijinalinde pencere olarak bırakılan fakat kapak olan üç adet pencere açılarak orijinaline uygun olarak düzenlenmiştir. Sur duvarına bitişik olmasından kaynaklı rutubet oluşan güney duvarı sağlıksız durumda olup bakıma ihtiyacı bulunmaktadır. Silindirik tuğla gövde üzerine yumuşak beyaz taşla yapılan cami minaresi tek şerefeli ve 30 metre yüksekliğindedir.

86 Resim 4.8. Caminin mevcut duvar yapısı 4.4.3. DöĢeme ve tavan Yapının teras duvarı ile yükseltilmiş avlusu kesme taş döşenmiştir. Son cemaat kısmı ahşap bir döşemeyle yükseltilmiştir. Üzeride mahfelin döşemesini oluşturan devşirme sütunlarla ahşap kirişleme ve ahşap tavan örtüsü ile kapanmıştır. Tavanda koyu kahverengi doğu-batı doğrultusunda çıtalarla şeritler oluşturulmuştur. Resim 4.9. Son cemaat mahalli tavan görünümü

87 Harim taş kaide üzerine ahşap kaplanmış, halı döşenmiştir. Harimin doğu duvarında ahşap giriş kapısının iki tarafında müezzin mahalli bulunur ve zeminden ahşap kaidelerle yükseltilmiştir. Resim 4.10. Müezzin mahfili görünümü Harim, 13.50x14.60 m ebatlarında dikdörtgen planlı ve üstü ahşap düz tavanla örtülüdür. Son tamirde (1895) tavanın yenilendiği sanılmaktadır. Ahşap tavan doğrudan doğruya duvarlara oturmakta olup, duvarların bitiminden itibaren dört yönden sınırlandırılmıştır. Tavandaki tahtalar ve koyu kahverengi çitalar kuzey-güney doğrultusunda uzanmaktadır. Ortada madalyon şeklinde göbek yer almaktadır. Göbek dışta düz, iç kısımda kademeli bir pervazla şekillenmiştir. Pervaz kırık dal şeklinde ve her kenarda dörder çizgisel motifle süslenmiştir. Altıgen, altı kollu ve altı köşeli yıldızlardan gelişen ve aralarında ok ucu, kelebek ve üçgenlerden oluşan geometrik geçme kompozisyon yer almaktadır. Ayrıca yıldızların ve altıgenlerin içlerinde küçük kabaralar bulunmaktadır. Bunlar kırmızı, yeşil, mavi, kahverengi ile boyalıdır. Harimin ve mahfelin tavanı iyi konumda olup yer yer kaplamasında sehimler oluşmuştur.

88 Resim 4.11. Tavan orta göbeği 4.4.4. Örtü Cami dört yöne eğimli şekilde ahşap kırma çatılıdır. Doğu batı doğrultusunda yerleştirilen beş ahşap makas kuzey güney doğrultusunda sıralanmıştır. Üzeri ahşap aşıklar ve merteklerle geçilmiştir. Alaturka kiremit kaplama kullanılmıştır. Son cemaat yerinin doğu giriş kapısına bakan yüzü doğuya doğru eğimli ve sundurmalıdır. Dört cepheden de çatının saçakları yağmur ve kar sularının duvarlara sızmaması için çıkıntılı yapılmıştır. Resim 4.12. Alaturka kiremit kaplama malzemesi

89 Minare külahı harçla sıvanmıştır. Avlu içindeki güney duvarında bulunan mihrap koruma amaçlı olarak ahşap elemanlarla kapanmış, alaturka kiremitle örtülmüştür. Onarımlar sonrası elden geçirilen çatı sistemi sağlam konumdadır. Ana çatıya mahfil içinden doğu duvarındaki kapıdan son cemaatin üzeriden doğuya doğru çıkıntı oluşturan çatı arasından 3 basamaklı ahşap merdivenle ulaşılır. 4.4.5. Kitabeler Caminin yedi adet kitabesi vardır. Kitabeler, Arapça ve celi sülüsle yazılmıştır. Giriş kapısının üzerindeki tepe silmesi beş bölümlü ve alttan üstte doğru genişlemektedir. Bunun üzerine oturan kitabelikler, sivri kemeriyle sağır niş şeklindedir. Dış kapı üzerinde batıdaki onarım kitabesinin Türkçesi: Allah ın mağfiretini dilemek için bu kutlu mescidi Mehmed hanoğlu Murad Han Saltanatı günlerinde Şerife Sünbül Hatun 837 yılında tamir ettirdi. (1433/34) [16]. Dış kapı üzerinde doğudaki ikinci kitabenin Türkçesi: Büyük efendimiz Ulu Sultan (Allah mülkünü ebedi kılsın) cemaatinden Lülü Paşa (devleti daim olsun) 763 senesinde bu mübarek camiyi tamir etti.(1361/1362) Resim 4.13. Cami giriş kapısı üstündeki kitabelerin genel görünümü

90 Arapça minber kitabesinin Türkçesi : (bu minber) Rum ve Yunan beldelerinin padişahı, ehli iman ve İslama yardım edenlerin babası, din ve dünyanın ihya eden, canlandıran, kahredici sultan, Kılıçarslan oğlu Mesud zamanında 594(M.1178) senesi Safer ayında (yapıldı.) Burada mevcut olan ilk Selçuklu devri camisinin Arslanhane Camiinde oldu gibi bol sütunlu bir yapı olduğu ve son cemaatteki gibi antik sütun, sütun başlıklarının kullanıldığı söylenebilir. Tavan, mihrap, pencereler Ankara nın 14.-15. asır ahşap ve alçı özelliklerini taşımaz. Bu kısımların tamir kitabelerinde belirtilen devirden sonra yenilendiği söylenebilir. Minberin taç bölümünde Kelime-i Tevhid yazılmıştır. Minberin solundaki korkulukta, minberi yapan sanatkâr kitabesi bulunmaktadır [16]. Usta Kitabesinin Türkçesi: Marangoz Ebu Bekir oğlu İbrahim Rumî yaptı. Mihrabın kitabeliğinde ise ayet-i kerime bulunmaktadır. Ve enne 'l-mescide lillahi fela ted'ü ma'ailahi ehaden. Hakikatte mescitler Allah'ındır. O'nun için Allah ile birlikte hiçbir (şeye, hiçbir kimseye) tapmayın. Pencere kepenk üstlerinde Kelime-i Tevhid yazılmıştır. Resim 4.14. Minber üzeri kitabe

91 4.4.6. Minare Caminin kuzeybatısında ve yapıdan ayrı yapılan minarenin, 1433 yılındaki tamir esnasında camiye eklendiği tahmin edilmektedir. 2.45x2.50 m ebatlarındaki kare prizmal kaide üzerinde, aşağıdan yukarıya doğru pahlanmış pabuç bulunmaktadır. Kare kaidenin bittiği yerde, yüzeyden çıkıntı yapan silmeler bulunmaktadır. Pabucun üzerinde silindirik gövde yükselmektedir. Altı sıra tuğla diziden sonra burmalı bilezik, sonra da taş malzemeden örülen gövdenin ortasındaki kuşak bulunmaktadır. Gövdenin üst tarafındaki bilezik, dışa taşıntı yapmaktadır. Beş sıra tuğla dizisinden sonra şerefe bolümü bulunmaktadır. Beş sıra ve alttan dördü ikişer düz şekilde, üstteki üç dış şekilde süslemeden sonra, taştan korkuluklar bulunmaktadır. Korkuluklardan sonra petek kısmı tuğladan, külah harçla sıvanmış, alem ise metalden yapılmıştır. Minareye çıkışı sağlayan kapı doğu yönde açılmış ve basık kemer içine alınmıştır. Minarenin kaidesinde taş, gövde de ise tuğla malzeme kullanılmıştır. Minare gövdesi şakülünden13 cm kuzeye kaymış durumdadır [18]. [19]. [20]. Resim 4.15. Mevcut minarenin genel görünümü

92 4.4.7. Orijinal mihrap Mihrap, bilindiği gibi dini yapılarda namaz kılmak için kıble yönünü gösteren mimari bir elemandır. İslamiyetin başlangıç yıllarında, kıble duvarında basit birer nişten ibaret olan mihraplar, zamanla bir cephe düzeni meydana getirecek şekilde tasarlanarak gerek şekil, gerekse süslemeleri bakımından, İslam sanatı içinde, dini mimarinin en önemli elemanlarından biri haline gelmiştir. Mihrap kuruluşlarının, devir ve bölgesel özelliklere göre, taş, tuğla, ahşap, çini ve alçı gibi değişik malzemelerden meydana getirilmiş oldukları bilinmektedir. Cami ve mescidlerde kıbleyi belirleyen ve ayni zamanda cemaatle kılınan, imamların içinde veya önünde durdukları yere mihrap denmektedir. Hz. Peygamber döneminde duvardaki bir çizgiyle ya da taş gibi bir işaretle belirlenen mihrap, VIII. yüzyıldan itibaren Emevilerle birlikle niş seklinde görünmeye başlamıştır. Ankara ve çevresindeki mihrap örneklerinin tamamına yakını alçı malzemeyle elde edilmişlerdir. Bu durum, Anadolu Türk sanatı içinde bölgesel bir özellik olarak dikkati çekmektedir. İslam sanatında, Anadolu öncesi gelişmelerde yaygın olarak karşımıza çıkan alçı mihraplar, Anadolu'daki esas gelişmesini, birkaç örnek dışında 14. yüzyıldan itibaren göstermektedir. İran alçı işçiliğinin paralel özelliklerini taşıyan Arslanhane Camii'nin çini-alçı mihrabı (13-yüzyıl sonları) dışında, Ankara ve çevresinde 14.yüzyılın sonlarından itibaren çok sayıda örnekleriyle karşılaştığımız alçı mihraplar, teknik ve üslup bakımından İran örneklerinden tamamen ayrılan kendine özgü bir gelişim ortaya koymaktadır. Genellikle ait oldukları yapıları basit olmakla birlikte, şekil, teknik ve süsleme özellikleriyle belirli bir ekolun ürünü olarak karsımıza çıkan bu mihraplar, kapsamlı bir araştırma konusu olabilecek niteliktedirler. Ancak Ankara'daki çoğu cami veya mescit yapılarında en önemli eleman olarak dikkati çeken mihrap örneklerinin, ilgili birkaç yayında yok kısıtlı olarak ele alındığı, ayrıntılı ve toplu bir değerlendirmeye tabi tutulmadığı dikkati çekmektedir. Amacımız bu eksikliği gidermek ve Türk sanatına yönelik araştırmalara katkı sağlamaktır [21].

93 Resim 4.16. Cami bahçesindeki mihrabın görünümü Orijinal mihrabın yapıdaki yeri ve konumu Caminin hemen doğusundaki sur duvarında (ki sur duvarı aynı zamanda caminin güney duvarı olarak kullanılmış) yer alır, Mihrap, caminin bugünkü bahçe duvarları içinde kalır. Niş sur duvarı içine açılmıştır. Bu mihrap kalıntısı, 1970'li yıllarda camiinin çevre düzenlemesi nedeniyle V.G.M. tarafından yapılan kazılar sırasında ortaya çıkarılmıştır.

94 Resim 4.17. Orijinal mihrabın yeri İç kale duvarının iri blok taşlarının arasına yerleştirilmiştir. Asıl kütlesi tuğladır ve elemanlar alçı ile oluşmuştur. Dikdörtgen görünüşlü mihrabın üst kısmı tamamen tahrip olmuştur. Kenarlardan, dıştan içe doğru kademelenme yapan silme ve bordürlerle sınırlandırılmıştır. Köşelerden sütuncelerle sınırlandırılmış mihrap nişi, dikdörtgen planlı ve mukarnas kavsaralıdır. Ayrıca nişin ana yüzeyine fazla derin olmayan mukarnas kavsaralı ikinci bir niş daha açılmıştır. Nişin köşelerine bağlı sütunceler silindirik gövdeli ve zar tipi başlıklara sahiptir. Mukarnaslı kavsaranın alttan birinci sırası kalmış, diğer kısımları yıkılmıştır. Kalan kısımlardan mukarnasların yaprak seklinde uçları sivriltilmiş, yüzeysel nişçiklerden oluştuğu görülmektedir. Mihrap, çerçeve, dikdörtgen

95 planlı niş, mukarnaslı kavsara, sütünce ve ikinci bir nişten oluşmaktadır. Mihrabın doğrudan iç kale duvarına yapılması ayrıca Ankara camilerinde görülen XIV-XV. ve daha sonraki yüzyıllardaki mihraplarda bir stil birliği göze çarpmaktadır. Bu dönemdeki mihrapların tamamı alçıdan kalıplama tekniğiyle yapılmıştır [21]. Alaaddin Camii'nin mihrabının tuğla dolgu üzerine alçı sıva ile yapılmış olması, medresenin XVII. yy.da inşa edilmesi, doğrudan İçkale duvarına açılması gibi unsurlar göz önünde bulundurulduğunda camiye ait ilk mihrabın bu olduğu tezini ortaya çıkmaktadır. Cami hakkında iki görüş ileri sürülebilir. Birincisi; minber kitabesindeki tarihten (1178) yola çıkarak ilk yapı medrese bölümünün olduğu yerdedir. Alaaddin Keykubat dönemindeki tamirde günümüzdeki yerine çekilmiş ve minberi de buraya taşınmıştır [21]. Mabedin solunda bir medrese vardı. Medrese iki sene evveline kadar ayaktaydı. Medresenin duvarlarında dört müstakil ve bir yuvarlak oluklu sütun vardı. Beş odalı olan bu medrese harap olduğu için enkazcıya satıldığını bu defa gördüm. Şimdi arsa halindedir. Alaaddin caminin ittisalindeki medrese Abdülkerim Zade Hacı Mehmed Efendi tarafından yaptırılmıştır. Bu hususta Vakıflar Genel Müdürlüğü nün 224 numaralı 2/1 esasının 306 sıra numarasında malumat vardır. Aynı defterin 3195 sıra numarasında da Alaaddin Camii mukayyettir. İkinci görüş ise, yapı ilk yapıldığında medrese bölümünde dar, küçük bir cami görünümünde ve küçük bir de minberi var olmalıdır. Zamanla cami hem tahrip olduğu hem de küçük geldiği için günümüzdeki yerine taşınmış diye düşünülebilir. Bizim kanaatimize göre birinci görüş daha uygun görünmektedir [21]. Orijinal mihrabın boyutu İç mekânın küçük veya büyük oluşu ile alt yapının basık veya yüksek oluşu mihrap boyutlarında bazen belirleyici olmaktadır. İç mekânı küçük ve kubbe ile örtülü olan 13. yüzyıldan Beypazarı Boğazkesen Türbesi mihrabın

96 yüksekliği 310 cm. genişliği 204 cm.dir. Yine bunun gibi kare planlı ve kubbeli kuruluşa sahip yapılardan 1428 tarihi Karacabey İmareti tavhane odası mihrabında yükseklik 308 cm. genişlik 246 cm.16. yüzyıldan Hallaç Mahmut Camii mihrabında yükseklik 396 cm. genişlik 276 cm. Kurşunlu Camii mihrabında yükseklik 402 cm. genişlik 310 cm dir. Mihrapların küçük olusu iç mekânın basık olmasına paralel olarak bordür sayısının iki ve üç ile sınırlı tutulması ve alınlık kısmının kullanılmamış olmasına bağlıdır. Orijinal mihraptaki süslemenin yeri ve düzeni Ankara mihraplarında süsleme geometrik, bitkisel ve yazı kompozisyonlarından oluşmakta, bazen de mukarnaslı bordürler bunlara katılmaktadır. Bu süsleme kompozisyonlarının mihrap elemanları içinde belirli bir düzene bağlı olduğu anlaşılmaktadır. Geometrik süslemeler, genellikle bordürlerde, köşeliklerde ve nişin alt bölümlerinde en çok kullanılan süsleme unsurlardır. Erken dönem mihraplarında, bordür sayısına bağlı olmaksızın, kenar bordürlerinden bir veya ikisi daima geometrik kompozisyonlar ile süslüdür. Yazı, Ankara mihraplarında geniş yer tutmaktadır. Kenar bordürlerinde, alınlıklarda ve kavsara ile nişin alt kısmı arasında değişmez süsleme eleman olarak karşımıza çıkan yazının mihrap elemanlarında yer alışı, dönem özelliklerine bağlı olarak bazı farklılıklar gösterir. Erken dönem alçı mihraplarda, en diş veya dıştan ikinci bordür yazıya ayrılmış; alınlıklarda bir veya iki yazı panosu kullanılmıştır. Geç dönem örneklerinde ise genellikle yazıya ayrılan bordür sayısının ikiye çıktığı, alındıklarında üç, beş veya daha fazla yazı panosunun kullanıldığı görülmektedir. Gerek erken dönem gerekse geç dönem mihraplarında olsun, birkaç istisna dışında, kavsara ile nişin alt kısmı arasında genellikle bir yazı kuşağı yer almaktadır. Mukarnasların bordür olarak kullanılması Ankara'da erken örneklerde karşımıza çıkan bir özelliktir. 15. yüzyılın ilk yarısından Ahi Elvan Camii,

97 örtmeli Mescidi, Resul Efendi Camii, Direkli Camii, Hacı Doğan Mescidi ve Hacı Seyit Mescidi mihrapları ile Hacı İvaz Mescidinin her iki mihrabında, dıştan üçüncü bordürlerinde tek sıra mukarnas dizileri uzamaktadır. 4.4.8. Ġç mihrap Kıble duvarının ortasında, giriş ekseninde yer alan mihrap, duvardan hafif taşıntılıdır. Alçı mihrap dikdörtgen görünüşlü ve iki bölüm şeklinde düzenlenmişti. Dış kenarlardan iki kademeli, plasterlerle sınırlandırılmıştır. Bu plasterlerin alttakiler kavsara kemeri seviyesinde üçgen biçiminde başlıkla sonlanmakta, daha sonra üzerleri kabartma yapraklarla tezyin edilmiş ikinci bölüme ait plasterler bulunmaktadır. Burmalı sütuncelerle sınırlandırılmış mihrap nişi, yarım daire planlı ve yarım kubbe kavsaralıdır. Yarım kubbe kavsara dıştan içe doğru kademeli silmelerle oluşturulmuş. Yuvarlak silme kemeri içine alınmıştır. Niş, sütuncelerin başlangıcından itibaren yuvarlak kemerle sonlanan beş yüzeye ayrılmıştır. Yuvarlak kemerin köselerine birer gül bezek yerleştirilmiştir. Kavsaranın üzerindeki ikinci bölüm, bir alınlık şeklinde düzenlenmiştir. Alınlığın ortasında dikdörtgen çerçeveli bir kitabelik yerleştirilmiştir. Kitabelikte, celi sülüsle yazılmış ayet-i kerime bulunmaktadır. Kitabeliğin altında kalan köşelikler, yapraklı birer dal yerleştirilmiş, mihrabın en üstünde yaprak şeklindeki bir dizi taçla sonlanmaktadır. Mihrabın plaster, sütünce, yazılar ve taç bölümleri, altın yaldızla, kavsara içi ve diğer kısımlar beyaz boyayla boyanmıştır.

98 Resim 4.18. Cami içindeki mihrabın görünümü 4.4.9. Minber Mihrabın sağında yer alan minber, 1,07x2,52x3,82 m ebatlarında orta boy minberler grubuna girmektedir. Ceviz ağacından yapılan minberin taç külah ve kaide kısmı hariç orijinali yansıtmaktadır. Yedi dilimli minberin kapı kanatlan taklit kündekariyle yapılmıştır.

99 Resim 4.19. Minber yan görünümü Kapının iki yanından dış bordürlerde çift örgülü rumiler ve bunların ortasında da palmet kompozisyonu bulunmaktadır. Kitabeliğin altında ve üstünde içice helozonik rumilerin yatay ve birbirine geçmeli şekilde tertiplenmiş, iki ruminin birleştiği yerde de palmetlere dönüşmektedir. Dikdörtgen şekildeki kapı kanatlarının dört kösesindeki bordürde rumiler ve palmetlerle örülmüştür. Ortada düzensiz beşgenler ve merkezden çoğalan rumiler ve arabesklerden oluşmaktadır. Zemin dolgulu geçmelerle taklit kündekari ve yuvarlak yüzeylerde ise derin oyma tekniği ile islenmiştir. Kanatlarının sağdaki, altta ve üstte rumilerle, ortada balık pulu motifi ile süslenmiştir. Diğerinin ortasında tutacak yer almaktadır. Kapı kemeri dilimli şekilde, sütünceler ise balık pulu motifiyle kaplıdır. Bunun içine helezonlarla meydana getirilen arabeskler ve rumilerle doldurulmuştur. Dilimli kemerin orta dilimi hizasında birbirine geçmeli rumiler, diğerlerinden daha büyük ve

100 kabarık şekilde yapılarak alınlık kısmı vurgulanmıştır. Köselerdeki rozetlerin içinde rumiler ve helezonlarla süslenmiştir. Kapı kitabesinde çift katli rölyef tekniği kullanılarak iki boyutlu olan genel düzenlemede ışık gölge oyunları ile de üçüncü bir boyuta ulaşmaktadır. Resim 4.20. Minber ön görünümü Taç bölümü, yarım daire görünüşlü ve yekpare olarak düzenlenmiştir. Onbeş dilimli tacın içinde kelime-i tevhit bulunmaktadır. Kapının iç kısmı islenmemiş ve herhangi bir tezyinat yapılmamıştır. Minber korkuluklarının dış kuşaklarında rumi ve dörtgenlerin içice geçmesiyle meydana getirilmiştir. İki bölüme ayrılan korkulukların bir birinden sonsuza giden rumiler ve şemse motifi alttan, ortadan ve alttan rumilerle sınırlandırılmıştır. Şerefeye birleşen üçgen korkulukların kenarında rumiler, dıştan içe doğru pahlı ve çerçeveli bölüme, diğer rumilerden farklı olarak büyük ve eğri kesim tekniğine göre

101 yapılmıştır. Üst kısımdaki korkuluklar kafes tekniğiyle yapılmıştır. Korkuluktaki altıgen formlar yayana dizilmiş, içlerinde beşgen, altıgen, sekiz kollu yıldızlar, dörtgen ve üçgenlerden oluşmaktadır. Altıgen formların simetrik bir düzende devam ederek sonsuza giden geometrik formlar görülmektedir. Korkuluğun alt bölümünde ise, sekiz kollu yıldızların yan yana dizilişi ile oluşturulmuştur. Sekizgenlerin içinde gül bezek motifi, üçgen, dörtgen, beşgen ve altıgenlerin içinde rumi motifi yer almaktadır. Yan aynalıklar, taklit kündekari tekniğinin çakma ve rölyefli kündekari grubu içinde değerlendirilmektedir. Ortada eş büyüklükte ve eş merkezli iki karenin 90 derecelik oryantasyonuyla, karelerden biri değişmez kılınırken diğeri kare, yıldızların içte kalan kollarının birbirlerine bağlantısı ile içerisinde sekizgen, değişmez kalan karenin dört köşesinde de altıgenler meydana gelmiştir. Sekizgenin ortasından beşgenler çıkmakta. Sekizgenin ortasında sekiz kollu yıldız ve kollardan çıkıp birbirini kesen rumiler görülmektedir. Beşgen, altıgen, düzgün olmayan dörtgen ve üçgenlerin içinde kıvrık dal, rumiler ve Arabeskler süslemektedir. Yan aynalıkların kuşakları içinde, birbirini takip eden dörtgen ve rumiler yer almaktadır. Şerefe tahtalığı iki bölüme ayrılmış, alt kısım dört yandan kuşak içine alınmıştır. Kuşağın içinde birbirini takip eden dörtgen ve altıgenler ile rumilerden oluşmaktadır. Taklit kündekari tekniğindeki bu bölüm, sekizgenlerin simetrik dizilmesiyle meydana gelmiştir. Bunların arasında dört kollu yıldız, beşgen, kelebek motifleri, dörtgen ve üçgenlerden meydana gelmektedir. Sekizgenin içinde dört kollu arabeskler ve rumiler bulunmaktadır. Beşgen, üçgen ve kelebek motiflerinin içinde birbirini takip eden rumiler bu bölümü süslemektedir. Şerefe tahtalığının üst bölümü, üstten ve alttan alt bölümü takip eden kuşaklardan gelişen dörtgen ve birbirini takip eden kaş kemer seklindeki motiflerden oluşmaktadır. İçteki kuşak içinde ise, üst ve altta rumi kuşak, yanlarda ise rumi tepelik şekillerinde düzenlenmiştir. Ortada iki adet

102 sekizgenden gelişen altı adet sekiz kollu yıldızlar seklinde düzenlenmiştir. Sekiz kollu yıldızların içi, sekiz kollu palmet ve dışı madalyon seklindedir. Minberin geçit bölümü sivri kemerli şekilde düzenlenmiştir. Sütunceler ve kemer balık pulu motifi i!e süslenmiştir. Kemerin köşelerinde ve yan taraflarında rumiler ve arabeskler bulunmaktadır. Köşk bölümünün dört kösesi alttan 1/3'u yekpare diğer kısımlar ise iki parçadandır. Yekpare bolümde dörtgen ve altıgenlerden oluşmaktadır. İki parçadan oluşan bu kısmın içteki bölümünün büyük çoğunluğu kaybolmuş, iç içe geçmeli zencirek motifleri ile tezyin edilmiştir. Külah bölümünde herhangi bir süsleme yoktur. Âlem kısmına ayyıldız yerleştirilmiştir. Süpürgelik bolumu dört bolümden oluşmaktadır. Bölümlerin ortasında baklava motifi tek süsleyici unsurdur. Resim 4.21. Minber genel görünümü 4.4.10. Kadınlar mahfili Kadınlar mahfili kafes oyma tekniğiyle yapılmıştır. Giriş kapısının üzerindeki kısım yarım daire seklinde, ortasında ters ve düz damla motifi yer almaktadır.

103 Kuşağın altında ise furuşlar bulunmaktadır. Mahfile çıkış kapısı son cemaat yerinden ve son cemaat kısmının üstü de mahfil haline dönüştürülmüştür. Resim 4.22. Kadınlar mahfilinin görünümü

104 5. SONUÇ VE ÖNERĠLER 5.1. Sonuç 1178 yılında Selçuklu Sultanı 2. Kılıç Arslan'ın oğlu Muhittin Mesut Şah tarafından yaptırılmış, Ankara'nın en eski camilerinden biri olan yapının yeri, konumu ve zaman içerisinde geçirmiş olduğu onarımlarda göz önüne alınarak tespit edilen düzenlemeler ışığında restorasyon kararları saptanmıştır. Bu kararlarda caminin mevcut yapısı, kimliğine uygun olması ve orijinalliğinin bozulmamasına dikkat edilmiştir. Caminin orijinal yapısının korunarak gelecek nesillere aktarılması için ve Selçuklu cami mimarisinin dışına fazla çıkılmadan restorasyon kararları alınmıştır. 5.2. Öneriler Minare tuğlaları eriyip düştüğü halde önlem alınmalıdır. Moloz taş duvarların derzlerinde çimento harçlı sıva kullanılmıştır. Bu moloz taşta tuzlanma meydana getirme riskini beraberinde getirmektedir. Derzlerin temizlenmesi gerekmektedir. Bahçedeki orijinal mihrap yeteri kadar koruma altına alınamamıştır. Sadece üstü muhdes koruma yapılmıştır. Ek önlemler alınmalıdır. Kepenk kapakları zımparalanmış olup orijinalliğini kaybetmiştir. Kullanılmayanlar atılmıştır. Bazı kepenk kapakları orjinalliğini muhafaza etmektedir bu kapaklar koruma altına alımnmalıdır. Taklit kündekari tekniğiyle yapılan minberin parçaları yağlı boya ile boyanmıştır. Yağlı boya ahşap malzemesinin orijinal görünüşünde değişiklik meydana getirmiştir. Ayrıca mihrap cam fanus ile korunmalıdır. Tavan orta göbeği Selçuklulardan beri günümüze kadar orijinalliğini korumuştur. Orta göbekte yağlı boya ile boyanmıştır. Diğer kalan kısımda sehimden dolayı tamamen değişme söz konusudur ve orijinal yapısı tamamen değiştirilmiştir. Değişen yerlerde meydana gelen seyime karşı önlem alınmalıdır.

105 5.2.1. Sultan Alâeddin Camii plan Ģeması Meyilli bir arazi üzerinde kurulan caminin ana plan şemasına sadık kalınması öngörülmüştür. Uzunlamasına geniş olan bu avlu içinde mevcut bulunan ağaç çevresine oturma alanı düşünülmüştür. Resim 5.1. Sultan Alâeddin Camii restorasyon planı yerleşimi

106 5.2.2. Sultan Alâeddin Camii cephe düzeni Yapıda genel olarak dikdörtgen görünümlü pencereler bulunmaktadır. Pencereler genel anlamda sağlam konumda olduğundan koruyucu vernik uygulaması önerilmiştir. Son cemaat ve onun üzerine uzanan mahfelin olduğu kuzey cephesinde harime girişi sağlayan mermer söveli, ahşap işlemeli kapının yıpranmış kısımları onarılacaktır. Kapı üstü kitabeleri raspalanıp sıva artıklarından kurtarılacaktır. Mahfil katına çıkan yakın tarihli dikdörtgen tek kanatlı içe açılır ahşap kapı sağlam konumda olduğundan müdahaleye gerek görülmemiştir. Batı duvarında bulunan alt sıradaki dört pencereye ait kalem işi ahşap pervazların üzerindeki sıva artıkları temizlenip bozulmuş durumdaki motifler tamamlanacaktır. Doğu cepheye ait bahçede ve kaldırımlarda bulunan tarihi kalıntılar buradan kaldırılarak etnografya müzesine taşınması önerilmiştir. Resim 5.2. Sultan Alâeddin Camii restorasyon cephe düzeni

107 5.2.3. Sultan Alâeddin Camii taģıyıcı, konstrüktif ve dekoratif öğeleri Temel Arazi meyili sebebiyle yüksek taş kaide üzerinde yer alan cami genel anlamda taşıyıcıları halen sağlam ve kullanılabilir durumda olduğundan sağlamlaştırma işlemlerinden sonra tekrar kullanılabilecek fiziksel duruma sahiptir. Duvar Rölöve raporunda bahsi geçen önceki tamiratlar sonucu sağlamlaştırılan duvarlar taş duvara çevrilmiştir. Cami alt avlusunun giriş avlusuyla birleştirilmesi öngörüldüğünden batı duvarının minareyle arasında bir geçit açılmıştır. Açılan kısım ahşap lentolarla sağlamlaştırılmıştır. Doğu ve batı duvarlarında görünen taş kısımlarda kaba ve düzensiz derzler temizlenerek, tekrar horasan harcı ile doldurulacaktır. Sur duvarına bitişik olmasından kaynaklı rutubet oluşan güney duvarı sağlıksız durumda olduğundan içten ve dıştan yapılan bir yalıtım sistemi öngörülmüş gerekli açılımlar projede sunulmuştur. İç duvar taş kısma kadar kazılıp su yalıtımı sağlayan sıva sürülerek üzerine nem önleyici boya uygulaması önerilmiştir. Doğu cephesi bahçesi içerisinde ve güney kale duvarı üzerinde bulunan eski mihraba gerekli sağlamlaştırmalar yapılması önerilmiştir. Sonrasında kale duvarından gelen nemi önlemek için taşların üzerine sürülerek uygulanan ve emerek yalıtım sağlayan saydam yalıtım malzemesi uygulaması önerilmiştir. Amaç taşların genel yapısına zarar vermeden korunmasını sağlamaktır. Döşeme ve tavan Harimin ve mahfelin tavanı iyi konumda olup yer yer kaplamasında sehimler oluşmuştur. Bu nedenle tavanın tekrar elden geçirilmesi sehim yapan

108 kısımların düzeltilmesi öngörülmüştür. Ahşap döşeme sağlam konumdadır. Isıtma aracı olarak halı altına serilen borulu ısıtma sistemi önerilmiştir. Avlu döşemesi yine kesme taş olarak düşünülmüştür. Resim 5.3. Tavan planı kalem işleri Örtü Cami dört yöne eğimli şekilde ahşap kırma çatılıdır. Doğu batı doğrultusunda yerleştirilen beş ahşap makas kuzey güney doğrultusunda sıralanmıştır. Üzeri ahşap aşıklar ve merteklerle geçilmiştir. Alaturka kiremit kaplama kullanılmıştır. Daha önceki son tamirat sonucu sağlam konumda olan çatı sisteminde yer yer bozulan kiremitlerin değiştirilmesi gerekmektedir.

109 Resim 5.4. Çatı görünüşü Avlu içindeki güney duvarında bulunan mihrabın koruma amaçlı olarak ahşap elemanlarla kapanmış, alaturka kiremitle örtülü halinin devamına karar verilmiştir. Resim 5.5. Orijinal mihrap görünüşü

110 Minare Minarenin kaidesinde taş, gövde de ise tuğla malzeme kullanılmıştır. Taş kaidede yer yer tespit edilen bozulan kısımların onarılması, uygulama esnasında gerekli görülenlerin değiştirilmesi önerilmektedir. Minare gövdesi şakülünden 13 cm kuzeye kaymış durumdadır. Tuğla gövde ve petekte harç aşınmış durumdadır ve yenilenmesi önerilmiştir. Çatlamış ve kırılmış tuğlaların sağlamlaştırılması önerilmiştir. Resim 5.6. Minare kesiti

111 İç mihrap Mihrabın plaster, sütünce, yazılar ve taç bölümleri, altın yaldızla, kavsara içi ve diğer kısımlar beyaz boyayla boyanmıştır. Genel anlamda bir bozulma yoktur. Bazı bölgelerde boya kabarmaları mevcuttur. Güney duvarının yalıtım işlemi esnasında mihrabın da uygun kısımları yalıtılacaktır. Resim 5.7. İç mihrap görünüşü Minber Ceviz ağacından yapılmış minber zamanın ve dış etkilerin etkisiyle hayli yıpranmış durumda bulunmaktadır. Daha önceki tadilatlarında sağlamlaştırılmış olan minberin rölövede tespit edilen hasarlı bölgelerin yeniden aynı malzemeyle yapılarak eklenmesi önerilmiştir.

Resim 5.8. Minber görünüşleri 112

113 KAYNAKLAR 1. Yeğin, M., Geleneksel yapıların restorasyonunda malzeme, teknoloji ve tekniklerin araştırılması geliştirilmesi, Çukurova Üniversitesi Mimarlık Bölümü, Adana,1(2008). 2. Ahunbay, Z., Tarihi çevre koruma ve restorasyon, Yapı-Endüstri Yayınları, İstanbul, 38-45,70-86 (1996). 3. Akozan, F., Türkiye de tarihi anıtları koruma teşkilatı ve kanunlar, Dgsa Yayını, İstanbul, 47 (1977). 4. Uluengin, B., Rölöve, Yem yayınevi, 11-118 (2007) 5. Korunması gerekli kültür varlıklarının rölöve-restitüsyon-restorasyon hizmetleri şartnamesi, TMMOB, Mimarlar Odası, Ankara, 4,8-9 (2000). 6. Böke, H., Akkurt S., İpekoğlu, B., Tarihi yapılarda kullanılan horasan harcı ve sıvaların özellikleri, Yapı dergisi, 90-95 (2004). 7. Anadolu Selçuklu mimarisinde süsleme ve el sanatları, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara,4-7 (1978). 8. Ayşıl T., Anadolu Selçuklu mimarisinde tonoz ve kemer, Kelaynak Yayınları, Ankara, 24-25 (1983). 9. Çılı, F., Yığma yapıların yatay yüklere göre hesabı, Deprem Araştırma Enstitüsü Bülteni, 7-25 (1978). 10. Drysdale, G.R., Hamid, A.A., Baker, L.R., Masonry structures, Prentice Hall, (1994). 11. Çılı, F., Restoration of royal hunting mansion damaged in 1999 Kocaeli earthquake, Seminar- Earthquake protection in historical buildings, Kotor, (2005). 12. Yorulmaz, M., Dabija, F., Dabija, E., Dulacska, E., Design and construction of Stone and Brick Masonry buildings, Building construction under seismic conditions in the Balkan Region, Vienna, (1984). 13. Çelik, O.C., Sesigür, H. Çılı, F., Turkish experience on seismic retrofit of buildings using steel members, National symposium on steel, Timber and composite structures 18-19 May, Sofia, (2006). 14. Eriç, M., Eski eserlerimizde malzeme sorunları, Taç Dergisi, 4-6 (1986).

114 15. Şahin, Kemal M., Anadolu da Selçuklu dönemi camilerinin çözümlemeli plan irdelemesi, Atatürk Üniversitesi Soysal Bilimler Enstitüsü Arkeoloji Ve Sanat Tarihi Anabilim Dalı, Erzurum, 14-16 (1995). 16. Boran, A., Anadolu daki İçkale cami ve mescitleri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Soysal Bilimler Enstitüsü Arkeoloji Ve Sanat Tarihi Anabilim Dalı, Van, 3-5 (1997). 17. Ankara camileri, Vakıflar Genel Müdürlüğü Yayınları, Ankara, 13 (1943). 18. Çetintaş, S., Minarelerimiz, Güzel Sanatlar Dergisi, Ankara, 57 74 (1942). 19. Diez, E., Minare, İslam Ansiklopedisi, İstanbul, 323-329 (1979). 20. Urak, G., Ankara Kalesi Koruma Geliştirme İmar Planı Raporu, Ankara, (1987). 21. Eskici, B., Ankara mihrapları, Ankara Üniversitesi Soysal Bilimler Enstitüsü Sanat Tarihi Anabilim Dalı, Ankara, 24-32 (1999). 22. Sesigür H., Çelik O., Çılı F., Tarihi yapılarda taşıyıcı bileşenler, hasar biçimleri, onarım ve güçledirme İTÜ Mimarlık Fakültesi Yapı Statiği Ve Betonarme Birimi, İstanbul, 1-12 (2007).

EKLER 115

116 EK-1. Rölöve projeleri Şekil 1.1. Vaziyet planı ve cephe silüetleri

117 EK-1. (Devam) Rölöve projeleri Şekil 1.2. Mahfil kat planı

118 EK-1. (Devam) Rölöve projeleri Şekil 1.3. Kadınlar mahfili kat planı

119 EK-1. (Devam) Rölöve projeleri Şekil 1.4. 1-1 kesiti

120 EK-1. (Devam) Rölöve projeleri Şekil 1.5. 2-2 kesiti

121 EK-1. (Devam) Rölöve projeleri Şekil 1.6. 3-3 kesiti

122 EK-1. (Devam) Rölöve projeleri Şekil 1.7. 4-4 kesiti

123 EK-1. (Devam) Rölöve projeleri Şekil 1.8. Çatı 1-1 ve 2-2 kesitleri

124 EK-1. (Devam) Rölöve projeleri Şekil 1.9. Çatı görünüşü

125 EK-1. (Devam) Rölöve projeleri Şekil 1.10. Mahfil katı tavan planı

126 EK-1. (Devam) Rölöve projeleri Şekil 1.11. Kadınlar mahfili tavan planı

127 EK-1. (Devam) Rölöve projeleri Şekil 1.12. Kuzey cephesi görünümü

128 EK-1. (Devam) Rölöve projeleri Şekil 1.13. Batı cephesi görünümü

129 EK-1. (Devam) Rölöve projeleri Şekil 1.14. Güney cephesi görünümü

130 EK-1. (Devam) Rölöve projeleri Şekil 1.15. Doğu cephesi görünümü

131 EK-2. Restorasyon projeleri Şekil 2.1. Vaziyet planı ve cephe silüetleri

132 EK-2. (Devam) Restorasyon projeleri Şekil 2.2. Mahfil kat planı

133 EK-2. (Devam) Restorasyon projeleri Şekil 2.3. Kadınlar mahfili kat planı

134 EK-2. (Devam) Restorasyon projeleri Şekil 2.4. 1-1 kesiti

135 EK-2. (Devam) Restorasyon projeleri Şekil 2.5. 2-2 kesiti

136 EK-2. (Devam) Restorasyon projeleri Şekil 2.6. 3-3 kesiti

137 EK-2. (Devam) Restorasyon projeleri Şekil 2.7. 4-4 kesiti

138 EK-2. (Devam) Restorasyon projeleri Şekil 2.8. Tavan planı

139 EK-2. (Devam) Restorasyon projeleri Şekil 2.9. Çatı görünümü

140 EK-2. (Devam) Restorasyon projeleri Şekil 2.10. Kuzey cephesi görünümü

141 EK-2. (Devam) Restorasyon projeleri Şekil 2.11. Batı cephesi görünümü

142 EK-2. (Devam) Restorasyon projeleri Şekil 2.12. Doğu cephesi görünümü

143 EK-2. (Devam) Restorasyon projeleri Şekil 2.13. Güney cephesi görünümü

144 EK-3. Rölöve detay projeleri Şekil 3.1. İç mihrap detayı

145 EK-3. (Devam) Rölöve detay projeleri Şekil 3.2. Dış mihrap detayı

146 EK-3. (Devam) Rölöve detay projeleri Şekil 3.3. Bahçe kapısı detayı

147 EK-3. (Devam) Rölöve detay projeleri Şekil 3.4. Bahçe yan kapısı detayı

148 EK-3. (Devam) Rölöve detay projeleri Şekil 3.5. Cami giriş kapısı detayı

149 EK-3. (Devam) Rölöve detay projeleri Şekil 3.6. Kadınlar mahfili çıkış kapısı detayı

150 EK-3. (Devam) Rölöve detay projeleri Şekil 3.7. Minare çıkış kapısı detayı

151 EK-3. (Devam) Rölöve detay projeleri Şekil 3.8. 1-2-3-4 numaralı sütun detayı Şekil 3.9. 5-6-7-8 numaralı sütun detayı

152 EK-3. (Devam) Rölöve detay projeleri Şekil 3.10. Çeşme detayı

153 EK-3. (Devam) Rölöve detay projeleri Şekil 3.11. Vaaz kürsüsü detayı

154 EK-3. (Devam) Rölöve detay projeleri Şekil 3.12. Güney cephesi tip 1 pencere detayı

155 EK-3. (Devam) Rölöve detay projeleri Şekil 3.13. Güney cephesi tip 2 pencere detayı

156 EK-3. (Devam) Rölöve detay projeleri Şekil 3.14. Güney cephesi tip 3 pencere detayı

157 EK-3. (Devam) Rölöve detay projeleri Şekil 3.15. Doğu cephesi tip 1 pencere detayı

158 EK-3. (Devam) Rölöve detay projeleri Şekil 3.16. Doğu cephesi tip 2 pencere detayı

159 EK-3. (Devam) Rölöve detay projeleri Şekil 3.17. Batı cephesi tip 1 pencere detayı

160 EK-3. (Devam) Rölöve detay projeleri Şekil 3.18. Batı cephesi tip 2 pencere detayı

161 EK-3. (Devam) Rölöve detay projeleri Şekil 3.19. Batı cephesi tip 3 pencere detayı

162 EK-3. (Devam) Rölöve detay projeleri Şekil 3.20. Kuzey cephesi tip 1 pencere detayı

163 EK-3. (Devam) Rölöve detay projeleri Şekil 3.21. Kuzey cephesi tip 2 pencere detayı

164 EK-3. (Devam) Rölöve detay projeleri Şekil 3.22. Minber detayı