Yarın da balık istiyorsak, hemen bugün deniz rezervlerine ihtiyacımız var!

Benzer belgeler
BuNLarI BiLiYOr muyuz?

Bu alanlar, Akdeniz deki tekil deniz dağlarını simgelemektedir. Deniz dağları aynı zamanda önerilen bir çok deniz koruma alanı bölgesini içermektedir.

Orkinoslar Nereye Gitti?

Hedef 1: KAPASİTE GELİŞTİRME

Denizlerimizi ve Kıyılarımızı Koruyalım

Balıkçılıkta Ekosistem Yaklaşımı Konferansı

TÜRKİYE Su Ürünleri Üretimi

Su Ürünleri Avcılığı. Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü Avcılık ve Kontrol Daire Başkanı Dr. M. Altuğ ATALAY

AKDENİZ EYLEM PLANI SEKRETARYASI (AEP)

ÜLKEMİZDE ORKİNOS AVCILIĞI VE YETİŞTİRİCİLİĞİ (BESİCİLİĞİ)

AT - Üçüncü Ülkelerle Yapılan Balıkçılık İşbirliği Anlaşmaları tarih ve COM(2002) 637 sayılı Komisyon Tebliği

BALIKÇILIK YOL AYRIMINDA

Geleceğimiz Ağa Takılmadan Deniz Koruma Alanlarımızı Arttıralım

Balıkçılıkta Stok Yönetimi 29 Aralık Eylül 2012 vti Deniz Balıkçılığı Enstitüsü, Hamburg, Almanya

HAMSİ AVCILIĞI ve BAKANLIK UYGULAMALARI. Vahdettin KÜRÜM

AB ORTAK BALIKÇILIK POLİTİKASI ve HAMSİ BALIKÇILIĞI. Dr. Atilla ÖZDEMİR

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK Yönetimine Giriş Eğitimi

Korsan Ganimeti: Nasıl ICCAT Yasadışı, Raporlanmamış ve Denetimsiz (IUU) Balıkçılığı Önlemekte Başarısız Oluyor?

BOGAZ DA 30 BALIK TÜRÜ YOK OLMAK ÜZERE

YEŞİL DENİZ KAPLUMBAĞASININ KORUNMASI İÇİN İŞBİRLİĞİ YAPIYORUZ BROŞÜR TR 2017 AKYATAN2016 NIN YOLCULUĞU

Mağaraların ve Mağara Doğasının Korunması İçin İşbirliğinin Geliştirilmesi Projesi EGE MAĞARA ARAŞTIRMA VE KORUMA DERNEĞİ

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI NA

sonuç ve değerlendirme

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3

Greenpeace/Mortimer Akdeniz için Deniz Rezervleri

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ: FAO NUN BAKIŞ AÇISI. Dr. Ayşegül Akın Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü Türkiye Temsilci Yardımcısı 15 Ekim 2016

ÇEVRE SORUNLARININ TOPLUMLARIN GÜNDEMİNE YERLEŞMESİ

SU ÜRÜNLERİ VE KÜLTÜR BALIKÇILIĞI

Marmara Kıyıları Hassas Alan Yönetimi

AMERİKAN SOYA FASULYESİNİN HİKAYESİ

KAFES BALIKÇILIĞI Doç.DR.Suat DİKEL 2005 Ç.Ü.Su Ürünleri Fakültesi Yayınları No:18 Lotus Yayıncılık Adana

Dağlık alanda yaşayan insanlar ve yaşadıkları çevreler için birlikte çalışmak

Ek 1 Kaz Dağları ve Edremit Körfezi

AVRUPA TOPLULUĞU PEGASO PROJESİ

EKMEĞİ SUDAN ÇIKARMAK VARKEN BALIKÇILIK VE SU ÜRÜNLERİNDE AKP HAVANDA SU DÖVDÜ

TKDK DESTEKLERİ AKSARAY YATIRIM DESTEK OFİSİ

Natura 2000 Alanlarının Belirlenmesi ve Tayin Süreci Bulgaristan Örneği

SU ÜRÜNLERİNDE GIDA GÜVENLİĞİ

İKV DEĞERLENDİRME NOTU

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

Piyasaya Hazırlık Ortaklık Girişimi

Sayı 8. Editörden. TÜBİTAK 1000 Mersin Üniversitesi Araştırma

Yıllar PROJE ADIMI - FAALİYET. Sorumlu Kurumlar. ÇOB, İÇOM, DSİ, TİM, Valilikler, Belediyeler ÇOB, İÇOM, Valilikler

ABD Tarım Bakanlığının 12/07/2018 Tarihli Ürün Raporları

BÜTÜNLEŞİK KIYI ALANLARI YÖNETİMİ

TABİAT VARLIKLARINI KORUMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ENERJİ VE ÇEVRE POLİTİKALARI AÇISINDAN RESLER VE KORUNAN ALANLAR. Osman İYİMAYA Genel Müdür

KRUVAZİYER TURİZMİ ve DESTİNASYONA KATKISI. Erkunt Öner 2012

ULUSLARARASI ÇEVRE MEVZUATI

RAKAMLARLA DÜNYA, TÜRKİYE VE İZMİR KRUVAZİYER TURİZMİ

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti. Ülkesel Fizik Planı. Bölüm III. Vizyon, Amaç ve Hedefler (Tasarı)

WORLD FOOD DAY 2010 UNITED AGAINST HUNGER

Eğitim / Danışmanlık Hizmetinin Tanımı

OLTA BALIKÇILIĞI, İLLEGAL AVCILIK VE KORUMA STATÜSÜ Burak KALAÇ 1, *

TÜRKİYE DE DENİZ STRATEJİSİ ÇERÇEVE DİREKTİFİ KONUSUNDA KAPASİTE GELİŞTİRME PROJESİ ( )

Proje alanı, süresi ve bütçesi

Sosyal Girişimler ve Türkiye

2009 YILI FAALİYETLERİ

Ulaşım Coğrafyası. Konu 10 Ulaşım biçimleri (Deniz ulaşımı)

Alanın Gelişimi ile İlgili Kriterler

ENERJİ YÖNETİMİ A.B.D. (İ.Ö.) TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI GENEL BİLGİLERİ

AB BALIKÇILIK BÜLTENİ Sayı 4/ Haziran 2007

Innovation Transfer Network for Mediterranean Mariculture - INTRANEMMA Deliverable 1(e): Turkish Survey Template

Çimento Sektörü ve 2010 Beklentileri

FLORA, FAUNA TÜRLERİ VE YABAN KUŞLARININ KORUNMASI TÜZÜĞÜ

Altın Ayarlı İslâmi Finans

IMO dan Haberler DTO AĞUSTOS BÜLTENİ

LitusGo El Kitabı Modül 5 Balıkçılık ve Balık Çiftçiliği Editör: Isotech Ltd, Çevresel Araştırma ve Danışmanlık

AFD Sürdürülebilir bir gelecek için

DENİZ KİRLİLİĞİNE İLİŞKİN YASAL PROSEDÜR VE KURUMLARIN SORUMLULUKLARI

Natura 2000 Projesi Görev 3.3- Ankara Eğitimi

Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı

BALIK ÖRNEKLEME YÖNTEMLERİ

KRUVAZİYER TURİZMİNDE DÜNYA VE İZMİR, TÜRKİYE KRUVAZİYER PLATFORMU NUN ÇALIŞMALARI

31 Mart - 3 Nisan. 2.Uluslararası Moda, Tekstil & Aksesuarları Fuarı Kazablanka / Fas

AĞ KAFESLERDE BALIK YETİŞTİRİCİLİĞİNİN SU

İHRACATIN ÖNÜNDEKİ ENGELLER SAHA ÇALIŞMASI

Gökmen ÖZER/Coğrafya Öğretmeni

İZMİR İN SU ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜNDEKİ YERİ, SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ve 2030 Sonrası Kalkınma Gündemi

Title of Presentation. Hazar Havzası nda Enerji Mücadelesi Dr. Azime TELLİ 2015 ISTANBUL

BÜTÜN ORKİNOSLAR NEREYE GİTTİ? Balık çiftlikleri ve korsan balıkçılık, mavi yüzgeçli orkinosların Akdeniz de neslinin tükenmesine nasıl yol açtı

SORUMLU AMATÖR BALIKÇILIĞA GEÇİŞ

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK Yönetimine Giriş Eğitimi

erestorasyondanismanligi

Su Kaynakları Yönetimi ve Planlama Dursun YILDIZ DSİ Eski Yöneticisi İnş Müh. Su Politikaları Uzmanı. Kaynaklarımız ve Planlama 31 Mayıs 2013

YAPI FUARI TURKEYBUILD İSTANBUL FUARI ZİYARET ORGANİZASYONU SONUÇLARI

Balıkçılıkla ilgili tüm konulardan sorumlu merkezi bir birim oluşturulması

ANTARKTİKA TÜRK ARAŞTIRMA İSTASYONU NUN YERİ VE TÜRK KUTUP ARAŞTIRMA GEMİSİ: (Seyir Rotaları, Personel Yapısı, Gemi Kapasitesi)

MAVİ BAYRAK ARAŞTIRMA SONUÇLARI

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

ÖZEL EGE L SES. HAZIRLAYAN Ö RENC LER: Tayanç HASANZADE Ahmet Rasim KARSLIO LU. DANI MAN Ö RETMEN: Mesut ESEN Dr. ule GÜRKAN

LAND DEGRADATİON. Hanifi AVCI AGM Genel Müdür Yardımcısı

Hanife Kutlu ERDEMLĐ Doğa Koruma Dairesi Başkanlığı Burdur

Atoller (mercan adaları) ve Resifler

KOYLARIMIZ, MAVİ YOLCULUK VE DENİZ TURİZMİ NİN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ

DENİZİN SİHİRLİ YÜZÜNÜ KEŞFEDEN PROJE

ÜLKEMİZDE KALKAN BALIĞI ÜRETİMİNİN DÜNÜ BUGÜNÜ

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÇÖLLEŞME İLE MÜCADELE SÖZLEŞMESİ 12. TARAFLAR KONFERANSI (COP12)

GIDA GÜVENCESİ-GIDA GÜVENLİĞİ

Transkript:

Yarın da balık istiyorsak, hemen bugün deniz rezervlerine ihtiyacımız var! Akdeniz; Bizim Denizimiz İngilizceʼdeki kelime anlamı dünyanın ortasındaki deniz (Mediterranean Sea) olan Akdenizʼin kendisini çevreleyen ulusların kültürlerini etkilemiş olması şaşırtıcı değildir. Üç kıtayı (Avrupa, Asya ve Afrika) birleştiren Akdenizʼin kaynakları, kıyı sınırı olan 21 ülke arasında paylaşılmaktadır. Akdeniz binlerce yıl boyunca bölgenin çeşitli halkları arasında ticaret ve kültür alışverişini sağlayarak Batı medeniyetinin temelini oluşturmuştur. Görece düşük verimliliğine rağmen Akdenizʼdeki biyolojik çeşitlilik düzeyi yüksektir ve 46.000 kilometrelik sahil şeridinin altındaki kıta sahanlığı bazı zengin ve önemli yaşam alanları içermektedir. Akdeniz'in kıyısal alanları, deniz çayırları, kayalık bölgeleri ve haliçleri ile birçok tür için önemli yaşam alanları sağlayıp temel balık türlerinden bazıları için yumurtlama ve gelişme alanları sağlamaktadır. Bu derin suların büyük kısmı henüz keşfedilmemiştir. Buralarda denizdağları, soğuk akıntılar (deniz yatağından metan gazları sızan alanlar) ve denizaltı çukurları bulunmaktadır bunlar son derece özel ve hassas ekosistemlerle bağdaştırılabilecek özelliklerdir. Akdeniz üzerinde gerçekleştirilen balıkçılık, akuakültür, petrol ve gaz arama, ve ticari deniz taşımaclığı gibi faaliyetler, deniz yaşamı üzerinde çok büyük bir baskı oluşturmaktadır. Akıntı ağları (driftnets), kullanımları sonucu istenmeyen-hedefdışı (by-catch) türlerin de yakalanmasından dolayı bölgede Avrupa Birliği mevzuatı ile yasaklanmış olmasına rağmen Akdeniz'de hala kullanılmaktadır. Muhtemelen tüm balıkçılık yöntemlerinin en çok zarar vereni olan dip trolü, Akdenizʼde 1000 metre derinliğin altında yasaklanmıştır. Ancak ormanların toptan kesilmesine eşdeğer zararı olan trol avcılığına sığ sularda hala yoğun şekilde devam edilmektedir. Aşırı avlanmaya ek olarak su ürünleri yetiştiriciliği de deniz ortamına çok zarar vermektedir. Stokların aşırı avlanmasına bir çözüm olmaktan uzak olarak, su ürünleri yetiştiriciliği yerel kirliliğe yol açmanın dışında, yem üretimi için kullanılan türlerin aşırı avlanmasını teşvik edebilir. Akdeniz ayrıca her gün binlerce ton kimyasal atığa ve kanalizasyon ve evsel atıklara maruz kalarak yoğun bir kirlilik ile karşı karşıyadır. Bu sorunlar genelde yetersiz kıyı yönetiminin sonucu olarak artan bir eğri göstermektedir. Bunların

üzerine ek olarak bir de denizcilik faaliyetleri sonucu petrol kirliliği de önemli bir sorundur. Kısacası, aramızda uzanan deniz herkes tarafından kullanılıp sömürülmekte, ancak hiçkimse tarafından korunmamaktadır. Akdeniz'in, zengin biyoçeşitliliğinin devamı ve yaşamı ona bağımlı olan insan topluluklarına hayat damarı olmayı şimdi ve gelecekte- sürdürebilmesi için koruma altına alınmasının gerekliliği çok açıktır. Akdenizʼin toplam 2,5 milyon kilometrekarelik alanı ile karşılaştırıldığında Avrupa Birliği Natura 2000 ağı ve Akdeniz Bölgesi Özel Koruma Alanları Ağı (SPAMI) gibi koruma anlaşmaları göreceli olarak ancak küçük bir alanı kapsamaktadır. Halihazırda Akdenizʼde tam koruma altındaki alanlar Akdenizʼin yüzde birinden daha azını teşkil etmektedir. Bilim insanlarının tavsiye ettikleri yüzde yirmi ila yüzde elli arasındaki orana göre bu rakam idealden çok uzaktır. Bu, aynı zamanda Greenpeace'in de önerisi ile örtüşmektedir; Karadaki ulusal parklar gibi, deniz ekosistemlerini kapsayan tam koruma altına alınmış, büyük ölçekli bir deniz rezervleri ağıdır. Greenpeace'in Akdeniz için deniz rezervleri kampanyası Greenpeace, sürdürülebilir ekolojik yaşam ve okyanusların adil kullanımını sağlayacak ve dünya okyanuslarının %40ʼını kapsayacak, bir deniz rezervleri küresel ağı oluşturmak için kampanya yürütüyor. Bu küresel kampanyanın bir parçası olarak yürütülen Akdenizʼi koruyoruz projesi üçüncü yılında ve bölgedeki Greenpeace ofisleri arasında koordineli bir şekilde yürütülüyor. Çalışmamız açık denizlerde deniz rezervleri oluşturma çağrımızı, Akdenizʼde politik bir yol haritasına çevirmek. Bu çözüm, Barcelona Konvansiyonu tarafından gerçekleştirilebilir. Tek gereken, katılımcı ülkelerin Akdenizʼi korumak için politik bir duruş sergilemesi. Bizim görevimiz bu konvansiyonu kullanarak politikacıları, yaptıkları anlaşmaları kâğıt üzerinde gerçek deniz rezervlerine çevirmeleri için cesaretlendirmek ve baskı yapmak. Akdenizʼin %80ʼinden fazlası uluslararası sular. Şu anda bu sular pek çokları tarafından kullanılmakta ama kimse tarafından korunmamakta. Geniş ölçekli bir deniz rezervleri ağı, Akdenizʼin mavi yüzgeçli ton balıklarının üreme alanları gibi kilit noktalarını korumak için acil olarak gerekli. Greenpeace 2006 yılında, bu ağın nasıl haritalandırılması gerektiğiyle ilgili olarak, Akdenizʼi Koruyoruz başlıklı bir rapor yayınladı.

Üç yıldır, bütün Greenpeace gemileri Akdenizʼi koruma çerçevesinde bölgeyi ziyaret ederek, deniz rezervleri ağının acilen oluşturulmasının gerekçesi olan tehditleri belge ve raporlandırdı. Yasadışı olarak, çok büyük ölçekli yakalamalar sebebiyle Akdenizʼde yasaklanan akıntı ağı kullanan İtalyan balıkçılar, orkinos sürülerini saptamak için uçak kullananlar, kayıtlı olmayan orkinos gemileri, kayıtlı olmayan orkinos avcılıkları gibi açık sulardaki skandalları gösteriyoruz. Bütün bu olaylar yetkililere bildirildi ve 2006'da tüm orkinoslar nereye gitti?, ve 2007'de Korsan Yağması adında iki rapor olarak yayınlandı. Avrupa Komisyonu, ICCAT (Uluslararası Atlantik Orkinoslarını Koruma Komisyonu) ve CBD (Biyolojik Çeşitlilik Konvansiyonu) gibi farklı siyasi platformlarda denizlerimizdeki yönetim eksikliğine dikkat çektik. Çözümlerimize destek almayı başardık. Türkiyeʼde düzenlenen ICCAT 2007 toplantısında ABD ve Kanada mavi yüzgeçli orkinoslar için moratoryum talep etti. Greenpeace aynı zamanda İspanya'da Balear Adaları etrafındaki orkinos üreme alanlarının deniz rezervi ilan edilmesi için sivil toplum kuruluşları ile birlikte ortak bir öneri yayınladı. Aynı şekilde deniz rezervi ilan edilmesi için kampanya yürüttüğümüz Levant Denizʼindeki Kıbrıs Kanalı da Akdeniz'deki diğer önemli orkinos üreme alanıdır. Kampanyamız sadece uluslararası sularla sınırlı değil, aynı zamanda kıyı bölgelerini de kapsıyor. Akdeniz ülkelerinin karasularında da kıyısal deniz rezerveri ağı kurulmasını öneriyoruz. Şimdiye kadar kıyısal alanlar ile ilgili iki örnek sunduk; Yunanistanʼdaki Corinth Kanalı ve İspanyaʼdaki Murcia bölgesi. İki öneri de politikacılar, STKʼlar ve yerel balıkçılar tarafından çok sıcak karşılandı. Yerel desteğe iyi bir örnek olarak yerel balıkçılar, Yunanistanʼdaki balıkçılığın yanlış yönetimini protestolarında Corinth Kanalıʼnın deniz rezervi ilan edilmesini isteyen pankartlar taşıdılar. Akdeniz Gemi Turu Greenpeace sorunlara işaret etmek ve Akdenizʼe dair çözümleri göstermek için yine bölgede. Burada yapacağımız bilimsel araştırmalar ve raporlandırmalarla savımızı güçlendireceğiz. Arctic Sunrise Akdeniz gezisinde Iyon Denizʼinde yasadışı akıntı ağı kullanımını engellemek için attığı devriyede kilometrelerce uzunluğunda akıntı ağını toplayarak İtalyan yetkililere teslim etti. Ağın içinden yavru orkinoslr ve kaplumbağalar çıktı. Bu uygulama BM tarafından yasaklanmış olsa da hala İtalyan, Fas ve Türk gemileri tarafından kullanılıyor. Arctic Sunrise deniz rezervlerinin gerekliliğine işaret etmek ve çağrımıza destek bulmak için Türkiyeʼyi ziyaret ediyor. Daha sonrasında mesajını yaymak ve bütün bölgeyi destek olmaya çağırmak için diğer bölgeleri ziyaret edecek.

Balıkçılığın çöküşüne trajik bir örnek; Mavi yüzgeçli orkinos avcılığı İki metreye varan boyu, 700 kiloluk ağırlığı ve büyüleyici hızı ile orkinos, arkasında metalik bir ışık bırakarak dakikalar içinde bir mile dalabilir. Vücut ısısını kontrol edebilme özelliği sayesinde, okyanuslar boyunca göçedebilen ve her yıl binlerce kilometre yüzebilen orkinoslar bu sayede her koşulda mükemmel bir şekilde yaşamlarını sürdürürler. Ancak bu muhteşem balıklar, onunla adil olmayan bir savaş sürdüren balıkçılık endüstrisinin açgözlülüğü karşısında tükenmektedir. Günümüzde kuzey mavi yüzeçli orkinosu Akdeniz ekonomisi ve yaşam biçiminde çok önemli bir yer tutmaktadır. Bugün Akdeniz tüm mavi yüzgeçli orkinosları, Japonya'ya ithal edildiğinden stoklar artık sürdürülebilirlikten çok uzaktadır. Büyük karlar, artık kritik seviyeye inen bu canlının türünün geleceği konusunda hiçbir kaygısı olmayan bir endüstriyi beslemekte ve hem onun hem de yüzlerce balıkçının geleceğini tehdit etmektedir. Dahası en üst yırtıcılardan biri olan bu türün bitmesi Akdeniz'in ekosteminde çok ciddi bir zincir etkisi yaratacaktır. Akdeniz mavi yüzgeçli orkinos türünün varlığı için kritiktir. Çünkü yegane iki yumurtlama alanınından biridir ve Belaer Adaları ile Kıbrıs Kanalı yaşamsal üreme alanlarıdır. Her yıl Akdeniz'in sıcak sularında üremeye gelen orkinosları, onların bu en önemli ve değerli zamanlarında, dev ağları ile yakalamaya gelen gırgır tekneleri karşılar. Bir canlıyı yumurtlama zamanında ve alanlarında hedeflemek yeterince çılgınlık değilmiş gibi, bir de izin verilen av miktarının çok üstünde ve henüz çok küçükken avlanılmaktadır. Mavi yüzgeçli orkinos ancak 5 ila 8 yaşından itibaren üreme çağına gelir, yani henüz yumurtalama şansı olmadan yakalanması zaten bitmekte olan stokların tamamen çökmesine neden olmaktadır. Orkinos çiftlikleri Son yıllarda bu tehditlere bir yenisi eklendi; çiftlikler. Akdeniz'deki orkinos çiftlikleri, akuakültürün yarattığı etkilerle kötü balıkçılık yönetiminin etkilerini birleştirir. Orkinos çiftliklerinde yetiştiricilik değil, doğadan alınan balıkların semirtilmesidir. Bu durumda doğal popülasyonların azalmasına yol açar. Çİftliklere getirilen balık miktarı ile ilgili çok düşük bir kontrol vardır ve izin verilen kotanın çok üzerinde avlanılmasına davetiye çıkarmasının yanında yakalanan orkinoslar çoğunlukla yavrudur. Orkinoslar yakalandıktan sonar kafeslere aktarılarak diğer küçük balıklar ile semirtilir. İronik bir şekilde bir kilo orkinos için

en az 20 kilo balık yem olarak kullanılır. Kısaca diğer türlerin de aşırı avlanmasına neden olur. Orkinos beslemek için gereken balık miktarı o kadar çoktur ki genelde Akdeniz dışından balık getirtilir ve bu durumda yerel türlere hastalık taşınması riskivardır. Kaldı ki çiftlilerde artık yemler ve atıklar kafeslerin etrafında yerel kirlenmeye de yol açar. Akdeniz'dek toplam çiftlik kapasitesi 59,842 Mt (metrikton)ʼa ulaşır ki bu miktar 2008'deki toplam avlanma kotası olan 28,500 tonun çok üzerindedir. ICCAT (Atlantik Orkinoslarını Koruma Komisyonu) Atlantik ve Akdeniz orkinos popülasyonları 41 ülkenin dahil olduğu uluslararası tanınmış bir organizasyon olan ICCATtarafından sözde yönetilmektedir. Ancak ICCAT'in orkinos stoklarını koruma ve yönetmekteki başarısızlığı onu Greenpeace tarafından verilen Tüm Orkinosları Yakalama Komisyonu adına layık hale getirmiştir. Ne yazık ki 2008 av sezonu da Akdeniz'de avlanan tekne sayısı ve kapastiesine bakınca çok iç açıcı gözükmüyor. Ne tekne kapasitesinde ne de çiftlik kapasitesinde herhangi bir azaltma yok. AB yasadışı, raporlanmayan ve kayıtsız avcılığa karşı çok ciddi denetimler getirdiğini duyurdu. Ancak daha şimdiden Greenpeace Malta'da yasadışı tekneler tespit etti. Ispanya çok sayıda teknesine yavru orkinos avlama izni verdiğini duyurdu. Türkiye filosuna yeni tekneler ilave etti. Bu nedenle Greenpeace bir kez daha orkinos stokları iyileşene dek ve aşaıdaki kriterlere ulaşılana dek bu avcılığın durdurulması talebini yenilemektedir; Mavi yüzgeçli orkinos popülasyonu, sürdürülebilir bir şekilde iyileşmeye başladığına dair belirtileri göstermeli, Mavi yüzgeçli orkinosların üreme alanlarını koruma altına almak için Deniz Rezervleri oluşturulmalı, ICCAT bilimsel komitesinin önerdiği maksimum kota doğrultusunda bir ICCAT düzenlemesi yürürlüğe konulmalı, Hiç bir istisna olmadan, orkinosların en az bir defa yumurta bırakabilecek boya gelmeden avlanmalarının engellenmeli,

Avcılık ve çiftlik kapasiteleri ICCAT bilimsel komitesinin belirlediği maksimum kota seviyesine uygun olarak indirilmeli, Türkiye'de balıkçılık yönetimi Türkiye 8000 km'den fazla bir kıyı şeridine sahip bir ülke olarak çok güçlü bir balıkçılık yönetimine ihtiyaç duymaktadır. Türkiye'de balıkçılık yönetiminin sorumluluğu Tarım ve Köyişleri Bakanlığına aittir. Ancak Türkiye'de yönetmelikler yetersiz olmakla birlikte, yasadışı ve yönetimsiz balıkçılık faaliyetleri üzerindeki kontrol ve gözetimlerin eksikliği bugün sektörde ciddi bir kriz oluşmasına neden oldu. Bunun yanında Türkiye devasa bir kapasite ile Akdeniz'deki en büyük av filolarından birine sahip olmasının bir sonucu olarak stoklarda hızlı bir çöküş yaşamakta. Greenpeace 2007'de yavru balık projesi başlatarak balık stoklarının ve deniz yaşamının korunmasındaki yetersizliği gündeme getirdi. Proje, hem kamuoyu hem de bu durumdan en çok zarar gören balıkçılardan destek gördü. Greenpeace,poseidon çayırları gibi önemli habitatlar ve ticari balıkların yumurtlama alanlarının da dahil olduğu bir deniz rezerleri ağı için acil eylem çağrısı yapıyor. Buna ek olarak filo kapasitesinin azaltılması ve trol gibi tahrip edici yöntemlerin yasaklandığı sürdürülebilir balıkçılık üzerine ciddi bir yönetim mekanizması şarttır. Türkiye'de mavi yüzgeçli orkinos avcılığı Akdeniz'in bu ikonik balığının Türkiye için tarihi bir değeri vardır. Yalnız ekonomik olarak değil aynı zamanda ekolojik olarak da önemlidir. Türk balıkçılarının bu balığa 'denizlerin çobanı' veya 'Boğaziçi'nin bekçileri' adlarını takmaları boşuna değildir. Maviyüzgeli orkinosun denizlerden yokolması hatta ciddi oranda azalması bile diğer bazı canlıların (mürekkep balığı gibi) aşırı çoğalması besin zincirindeki daha küçük türlerin yokolmasına neden olacaktır ki bu da yerel kıyı balıkçılarının asıl geçim kaynağını tehdit edecektir. Türkiye ICCAT'e 2003'de üye oldu. Ancak bu kadar kısa sürede 2008 itibarı ile tüm Akdeniz'de avlanan gırgır türü av teknelerinin toplam kapasitesinin %40 ına sahip olacak kadar hızlı büyüdü. Tahmin edilen av kapasitesi 15,000 Mtdan fazladır. Akdeniz'de avlanan toplam 178 (büyük ve orta boy) gırgır teknesinin

(38,5 mt üzerindeki) büyük çoğunluğu Türkiye'ye kayıtlı durumda. Bu tabi ki söz konusu teknelerin yalnızca orkinos avlamak üzere çalıştığı anlamıa gelmez. Yine de bu sayı Türkiye'ye ait av kotasının son derece üstündedir. Bu filodaki tekneler, çoğunlukla Kıbrıs Kanalı olmak üzere Mısır, Tunus ve Libya'da avlanmaktadırlar. Bunlara ek olarak Türkiye'deki orkinos sektörünün de çeşitli yasadışı faaliyetelerde bulunduğu tespit edildi. Greenpeace 2006'da İskenderun Körfezi'nde avlanan ve ICCAT'e kayıtlı olmayan Türk tekneleri tespit etti. Örneğin; av sezonu bittikten sonra Çeşme limanına orkinos indirildiği tespit edildi. Türk orkinos firmalarından biri Fransa'da 'kağıt kota' denilen yasadışı kota satın alma skandalına karıştı. Ayrıca yine kendine ait av kotasının çok üzerinde bir kapasiteye sahip olan orkinos çiftliklerinde de kayıt dışı balık tutulduğuna dair sık sık duyumlar gelmektedir. Tüm bunlar halihazırda yasal kotasının üzerinde av ve çiftlik kapasitesine sahip orkinos sektörünün sürdürülemezliğini kanıtlamaktadır. Tek çözüm; Dünya denizlerinin %40'ını kaplayan bir deniz rezervleri ağı Greenpeace, her geçen gün sayıları artmakta olan bunu destekleyen deniz bilimcilerle birlikte, ancak oluşturulacak küresel deniz rezervi ağlarının oluşturulmasıyla deniz yaşamının bütüncül bir şekilde korunabileceğini düşünüyor. Eğerki denizlerimizi ve hayatları buna bağlı olan insanları kurtaracaksak, dünya okyanuslarının %40'lık bir bölümünü ayırarak Deniz Rezervi haline getirmeli ve kalan %60'ının sürdürülebilirlik prensipleri çerçevesinde iyi yönetildiğinden emin olmalıyız. Akdeniz bağlamında bu açık denizlerde büyük ölçekli rezervleri kapsayan bir ağ ile birlikte kıyı bölgelerinde bulunan daha küçük deniz rezervlerinin mozağiği anlamına gelmektedir. Deniz rezervi ne demekir? Deniz rezervleri tüm tahrip edici insan faaliyetlerine kapatılmış tam koruma altındaki deniz alanlarıdır; tıpkı karadaki milli parklar gibi. Bu terim, biyoçeşitliliğin ve habitatların korunması ve balıkçılık yönetimini birleştiren ve gittikçe daha yaygınlaşan bir anlayıştır. Geniş ölçekli deniz rezervleri dış kullanıma tamamen kapalı olan alanlar olacaktır. Bu alanların içinde hiçbir insan faaliyetine izin verilmeyen, veya bilimsel araştırmalara kaynaklık edecek araştırma alanları veya özellikle hassas habitatların ve türlerin olduğu bölgeler bulunabilir. Kıyı şeridindeki bazı bölgeler küçük ölçekli, yıkıcı olmayan, ekoljik limiter içerisinde sürdürülebilir balıkçılığa açılabilir.

Deniz rezervleri koruma için temel bir araç olmanın yanında balıkçılık, yeniden üreme ve bilim için ek yararlara sahiptir. Denizlerdeki bütün biyolojik çeşitliliği korumak için tüm önemli yaşam alanlarının bölgesel bir ağ içinde temsil edilmesi hayati önem taşımaktadır. Biliminsanları en büyük etkiyi elde etmek için deniz ortamının öncelikli olarak korunması gereken alanlarının tespitine yardımcı faydalı kriterler geliştirmişlerdir. Bunlar: Hassas yaşam alanlarını ihtiva eden alanlar (örneğin denizdağları) Hassas yaşam aşamalarını içeren alanlar (örneğin balık yumurtlama ve gelişme alanları) Kullanılan veya nadir türleri destekleyebilecek alanlar Ekolojik hizmetler sunan alanlar Greenpeace'in dünya denizleri için küresel ve bölgesel deniz rezervleri ağları için hazırladığı öneriler bu kriterlere dayanır. Deniz rezervleri tanımlama olarak bakıldığında balıkçılığa kapalıdır, ancak bir deniz rezervleri ağının oluşturulmasının balıkçılığa faydaları bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Deniz rezervleri, tüketilmiş popülasyonların kendilerine gelmelerine ve balıkçılık nedeniyle değişen yaşam alanlarının iyileşmesine olanak sağlar. Kullanılmamış alanlar olarak deniz rezervlerinin dışındaki balıkçılığın da etkilerini anlamak ve yönetim kararları için bilgi sağlamak ve böylece ekosistem yaklaşımını desteklemek için kullanılabilecek çok değerli referans alanları vazifesi görürler. Ayrıca insan faaliyetleri nedeniyle tahrip edilen kaynakların iyilemesi için bir fırsat tanır. Ülkelerin deniz rezervleri yaratabilmelerini sağlayabilmek için politik çözümler mevcuttur. Deniz Rezervleri oluşturulmasının gereklliği ulusal ve uluslararası seviyede anlaşılmıştır, mesela BM Dünyada Sürdürülebilir Gelişme Zirve'sinde Deniz Koruma Alanları'nın oluşturulması ve bu amaca ulaşmak için hedef ve zaman çizelgelerinin oluşturulmasının gerekliliği belirtildi. Amaçlarımıza ulaşmamızda bağlantılı olan Akdeniz'deki temel organizasyonlar ICCAT ve Akdeniz'in açık sularında koruma alanları oluşturulması için hükümler koyan Barselona Konvansiyonu'dur. Türkiye'deki Deniz Rezervleri Türkiye'de kararlaştırılan hiçbir deniz revzervi bulunmamaktadır. Bu genel olarak, Barselona Konvansiyonu Protokol'ü altında 'özel koruma bölgeleri' yasası bulunmasına rağmen düzgün yasa ve yönetmeliklerin bulunmamasından kaynaklanmaktadır. Varolan yaklaşık 15 özel koruma bölgeside veya tek bir canlının korunmasını amaçlayan birkaç koruma alanı bütün eksistemin korunmasını sağlayacak tümel koruma sağlamamaktadır. Ayrıca koruma alanlarındaki zayıf yönetim bu alanların deniz yaşamının toparlanmasını sağlama ve koruma işlevini gerçekleştirmemektedir. Hala bu bölgeler için yıkıcı balıkçılık aktiviteleri, yeni inşaat planları ve kirlilik gibi devam eden tehditler bulunmaktadır.

Deniz Rezervlerinin ekosistem tabanlı bir yaklaşımla oluşturulması için acilen, yasalar çerçevesinde düzgün tanımlamalar yapılması gerekmektedir. Bunu bu bölgeler için yönetim planları takip etmelidir. Türkiye, Barselona Konvansiyonu Deniz Koruma Alanları Protokol'üne taraf olan ülkelerden biri olarak açık denizlerde deniz rezervleri oluşturulması için de çalşmalıdır. Kıbrıs Kanalı; bir deniz rezervi önerisi Kıbrıs Kanalı pek çok ticari balığın üreme alanı olarak ve Doğu Akdeniz'deki pek çok farklı habitata ev sahipliği yaparak önemli bir deniz yaşam alanıdır. Bölge mavi yüzgeçli orkinosların üreme alanlarından biriyken ve kıyıları kaplumbağalar (caretta caretta) ve Akdeniz foklarının yuvalama alanlarıdır. Greenpeace'in Türkiye için istekleri Kendi sularının %40'ını kapsayacak bir deniz rezervleri ağı oluşturmak için çalışmaya başlamanması. Açık denizlerde deniz rezervleri oluşturulmasına taraf olan Biyolojik Çeşitlilik Konvansiyonu gibi uluslararası antlaşma kararlarının uyarlanması. (Greenpeace Türkiye'ye Kıbrıs Kanalıʼnın deniz rezervi ilan edilmesi için Türkiye'nin Barselona Konvansiyonu'na Taraf Ülkeler 2009 yıllık toplantısında öncülük yapmaya çağırıyor.) Deniz Rezervleri oluşturulması için bağlayıcı yasalar ve sürdürülebilir deniz yaşamı için sıkı kurallar konulması Sürdürülebilir balıkçılık yönetimi sistemi oluşturulması Kıbrıs Kanalı'ndaki Orkinos balıkçılığının derhal sonlandırılması ve öz kaynaklarımızın korunması yönünde hareket edilmesi