ı r ı ı ı ıjı yısiıı ı ı) ı ııı; ı, ııl ı ı Jı ı J,ı ı ı ı ı



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

ÇOCUK DOSTU SOKAK PROJESĠ ÖĞRETMEN EĞĠTĠMLERĠ ARA RAPORU

SÖZCÜKTE ANLAM. Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

Yüreğimize Dokunan Şarkılar

alternatif cevabı olabilir fakat anlatmak veya vurgulamak istediğim konu insanların alışveriş merkezlerine ihtiyacı olsun olmasın gitme durumları.

Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri.

YOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN

AHIRIN İÇİNDEKİ SARAY 300 Ispartalı filmini hatırladınız mı?

Her noktas ya maviye ya k rm z ya boyanm fl bir düzlem

Günaydın, Bana şiir yazdırtan o parmaklar. ( ) M. Mehtap Türk

Arapgirli Haşim Koç. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım


ÖRNEK KİTAP. x ax 12. x.sinx dx. 1 cos x. x x mx 1. 4 (a b ) ise a çifttir. 4. x+y=14 ise x 2.y 5 çarpımının değeri en fazla kaça eşittir?

Bir gün Pepe yi görmeye gittim ve ona : Anlayamıyorum her zaman bu kadar pozitif olmak mümkün değil, Bunu nasıl yapıyorsun? diye sordum.

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERİSTESİ VAKFI ADIGÜZEL OKULLARI ÇEKMEKÖY ANAOKULU TAVŞANLAR SINIFI MAYIS AYI KAVRAM VE ŞARKILAR

İDİL DİZDAR, HEM OYUNCU HEM YÖNETMEN

AHMET ÖNERBAY GÖRELE'DE

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

3. Yazma Becerileri Sempozyumu. Çağrışım: Senden Kim Çıkacak?

Minti Monti. Kızak Keyfi. Kızak Bir Kış Eğlencesi KIŞIN SOKAK Yeni Yıl Kartı Hazırlayalım Kar Hakkında Neler Biliyorsun?

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΑΝΩΤΕΡΗΣ ΚΑΙ ΑΝΩΤΑΤΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΥΠΗΡΕΣΙΑ ΕΞΕΤΑΣΕΩΝ ΠΑΓΚΥΠΡΙΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ 2013

Gökyüzüne Çekilen Set

Yýldýz Tilbe 1 ADAM OLSAYDIN. Söz-Müzik: Yýldýz Tilbe. Sevdim olmadý yar, küstüm olmadý yar. Kendini arattý, beni bulmadý yar

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya

Ramazan Alkış. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

ÄEKİM EKLERİ. Kardeşine kitabın yerini sor. (Senin) kardeşin: Tamlama (iyelik) eki. Kardeşin-e: Kime?: YÅnelme durum eki

(22 Aralık 2012, Cumartesi) GRUP A Türkçe Ortak Sınavı Lise Hazırlık Sınıfı

Aşkı Yorgunluktan Koruyan ve Taze Tutan 6 Kural - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Erbaa lı Genç Şair Muhammed Dikal Lisede edebiyatı gerçekten seven öğretmenlerim bana da Edebiyatı sevdirdiler

Çakır Efe 2. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Haydi Deniz Kıyısına! Şimdi okuyacağınız hikâye Limonlu Bayır

Eze meze Yýllar geçti geze geze. Neler gördüm neler! Daðlar gördüm yerden biter, gökte yiter. Daðlar gördüm kayalý, kayalarý oyalý.

Evren Nağmesinde Bir Gelincik Tarlası

Ramazan Manileri // Ramazan Manileri. Editors tarafından yazıldı. Cuma, 25 Eylül :55

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

Kaplumbaða h1zý ile ilerleyen toplama aþama sonunda 56'ya bu parçalarýn lazým olduðu anlaþýldý. :( :(

Şiir. Kategori: Şiir Cuma, 23 Nisan :15 tarihinde yayınlandı. Gösterim: / 7 Phoca PDF 1. SEN (1973) Senden, senden, hep senden,

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

23 Nisan Şiirleri. 23 Nisan. Sanki her tarafta var bir düğün. Çünkü, en şerefli en mutlu gün. Bugün yirmi üç nisan, Hep neşeyle doluyor insan.

"Nereden başlasam, nasıl anlatsam..."

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

RAKAM ÇALIŞMASI 1 İÇİN SOL SERÇE PARMAĞIMIZI KULLANALIM. AŞAĞIDAKİ SATIRLARI 10'AR DEFA YAZALIM.

istiklâl Aylık siyaset, ekonomi, toplum dergisi BİR GARİP HAL! Ithal Fikirlerle Milli Menfaatler Korunamaz...

Mehmet Ali Aktar. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Yazar : Didem Rumeysa Sezginer Söz ola kese savaşı Söz ola kestire başı Söz ola ağulu aşı Yağ ile bal ede bir söz Yunus Emre

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

5.SINIF TÜRKÇE (GENEL DEĞERLENDİRME TESTİ) almıştır?

RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar & Ender Bölükbaşı

"Beyoğlu Müzesi" İçin Öneriler

2.SINIFLAR 21.HAFTA (18-22 şubat) GÜNLER 1.DERS 2.DERS 3.DERS 4.DERS 5.DERS 6.DERS

1) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı yapılmamıştır?

Güzel Bir Bahar ve İstanbul

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

TEMALARIMIZ UZAY VE GEZEGENLER DÜNYA GÖKYÜZÜ İNSAN HAKLARI VE DEMOKRASİ HAFTASI YERLİ MALLARI VE TUTUM HAFTASI YENİ YIL


BİR ACAYİP SOYGUN ADANA İŞİ. - Basın Toplantısı Haber Küpürleri Ocak 2015 Adana Hilton Otel

ilk yar'larımızın sevgili dostları

DÜNYA İNSANLIK AİLESİNİN YÜZAKI YAZARLARINDAN!... Ekmel Ali OKUR; Hemşerimiz, Adanalı, Adam gibi adam! İnşaat Mühendisi,

HER AKŞAM SAAT: KÜÇÜKKÖY STADI NDA BİRLİKTE YAŞAYALIM RAMAZANIN BEREKETİNİ VE COŞKUSUNU. Hasan Tahsin USTA Belediye Başkanı

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

Ali Çolak. Bir Bahçe Düþü

19 ARALIK 2011 PAZARTESİ

Sevda Altunsoy. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

1967 Ford Mustang Convert1ble Yaza Haz1r Gönderen : papatya54-04/02/ :25

YARIŞÇI Senaryo - Kemal ÇİPE

SAKA (SAtır KApama) Ağustos Umut & Yeşim Uludağ SAKA V. 1.0

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Cihan Demirci. Şiir ŞİİR KÜÇÜĞÜN. 2. basım. Resimleyen: Cihan Demirci

ÖZEL KIRAÇ ORTAOKULU EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DEĞERLER EĞİTİMİ RAPORU (NİSAN 2015) KARŞILIKSIZ İYİLİK YAPMAK

Altın Ayarlı İslâmi Finans

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular

Ali Rıza Malkoç. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Fotoğraf makinesi alma kılavuzu

YECDER. l.ulusal DIN GüREVLILERI SEMPOZYUMU TEBLIGLERI

ÇARŞI ESNAFININ BODRUM YOLCU LİMANINA TEŞEKKÜR ZİYARETİ

Sevgili Kültür ve Sanat Dostları,

Adamın biri bir yolun kenarına dikenler ekmiş. Dikenler büyüyüp gelişince yoldan geçenleri rahatsız etmeye başlamış. Gelip geçenler, adama:

MAĞARA RESİMLERİ 40 BİN YIL ÖNCESİNDEN BİZE ULAŞTI

17 ÞUBAT kontrol

Başkan Acar Bursa da Sosyal Güvenlik Reformunu Anlattı

ilkokul Yeşilcan la Temiz Hava

Öncelikle mübarek KURBAN BAYRAMINIZ kutlu olsun.

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi

Öğretmen: Başak Berna CORDAN. Duvarlar Konuşuyor, Pera nın Ziyaretçileri Dinliyor

Hayata dair küçük notlar

Transkript:

ffi H ffi Fotoğraf: Niyazi AKDAG KAş sahi_ioe veis,i sevreden GENç ein rioa.

BU SAYDA Edebiyat Kültün anat osak ay;7 şr\ij]j DİL HEP ANDAÇ l}(s;\ğa '.=J--L /- 1]J li)jell=ji: ;]-j E]];i]7-\7]i] i(ui]]jl-u ZEi'-İi, i'-i-,i,-, 'rj,,j.:-, l o KoNUYU DAHA ö.ce DlLE GETİRMlşTiM : MUSTAFA AKBABA l rtjt;'_ i];;j Ü.\j çürük DlşE cioenoi j U,:j-f;\FA l!] - 2009 l ', YLBAş,:-r,Di'-=r: C ü, 13ü'ü -liljrjt :;\l :,r\]t.ij.u!. "] 3J'. a {2:I2 } 2:I,J üü,ö2 - ö.! İ,l_F.: i,,=l._i=..i=.,.=i), () ( :,,,,Jl,.!l,. ] -p a _i oevlne_. :,Jl2,\.\]-i;\]-?.\ :,}j e} i r E I\7 Ç)i i zij, ç -/!l, YALİN YALNİZLİKLAR.r: YASİN KAYA :i;\j].!] 'ff.i'.j: l U ];\i];\1 lfe i-i!j;liğ;v\ üll--]i( -ia] 0 {2I2 ) 2}ü ) Uü -, I ]i]i 1 i r i a r i.j iqi i i J, c ü ir-,!.] i, ;\ ie i ü ] Ç r,j,, 2! :\ i} ], ilii,t'ürjç,. P;j,.'j,:J:j l7 ;\J-i;\,L\,s ] ysi s s SLAK SES_İ ynğmur KAyA ] ( (ll li')i,i'): :irji ir y.,y /=rj, JJti,ny r-l ' r ONEMLİ DEGİLDİ Jsr, ANDAç ü yy sr },asa yzsj )t:y r r} gü,c i a]e j ] i.i_.ş c J j J E-b I:,]EVZ!J}}!.);{:' J,} i E VZ i 't,]j i J } l lj ;t y,,],l: ü Lr,J y t] u s r ity J f il? I vr, J ] ] j süvnni M EH M i,}evzuiluf! Bsr ]r,ül!ü iizeii JLp, pt,, jja ::ijrr:z, levzlj j-]ui!' 4z ly },a r r i-. ij irj r ' ya2rt y ty ',t,, 1= i t Jt r -a ]a J, i t z ri', : j z,-j i. ;, iz! = J =,_JiJ y f z y ) azj J 9 ör ) rl. J u! ilz r y -ry r.i r r r }z ",l l.l ri _onğ YARİM YAMALAK AşK xnz.oğ_u :.. j J y,2j J r i{ r uj ',' 1 az,=-r.. r^ J ET xrre a

OKUYUCUİLE SOHBET Saygdeğer gönül ve akrl dostlarrmrz; gir önceld saymzda 2008 yln kapatmş olduğumuzu yazmştk. İşte şimdi, yeni birylda,2009 ylrnrn ilk saysr olan yedinci saymrzla karşnrzdayz.heniz ikinci yaşrmrza yeni girdik diye bizi küçük görmeyin, biz pir-i faniyiz! Akln ve gönlün gösterdiği doğru yol hiç eskimez, farmaz. Bu ulvi yolun yolcularr fanidirler, bir gün giderler, gidenlerin yerine başkalarr gelir, bu böyle nöbetleşe sürüp gider. Yolcular değişse de bu kutsal yol ilelebet var olacaktr. Bu yoldan yürüyenlere ne mutlu... Okuyucularmza edebiyat, kültür ve sanat adrna olabildiğince çok şey vermek istiyoruz. Aynr amaçlarr güden ve bizim araclrğrmrzla sesini duyurmak isteyenler bize yazsrn. Yazdklarrnz kesinlikle incelenecek ve uygun bulunursa dergimizde yer alacaktrr. Şimdiii! Yeni yhn ilk saysrnda bakalrm neler var? Kimler ne yazmrş?.. Bu sayrmzda ANDAÇ, DİL HEP ÇÜRÜr OİŞn eionnli başlğ altnda kaleme aldrğ anyrllar yaşayanlarn tadyla damak kültürünün anlarrnr, o denemesinde: Yrllar öncesinin sinema salonlarr sunuyor bizlere. İnanm, o yrllarda yaşamam gençler bile bu yuzy okuyunca kendilerini o kültürün içinde hissedeceklerdir... MUSTAF'A AKBABA ise bu sayda: o K0NI]YU DAHA Övcn DİLE GETİRMİŞTİM başlğ ile yazdğ makalesinde, millet olarak aklrmrzr hep kurcalayan, yüreğimizi burkan, tarihi ama sürekli güncel olan bir konuyu irdeliyor. Aslnda irdelemekten çok uyaryor. Sayrn okuyucular, içinizden Antalya'nn Kaş ilçesine gidenler bu yazrnrn ne demek olduğunu eminiz ki çok iyi anlayacaklar. O ilçeye gitmeyenler ise gidenlere bir sorsunlar!.. Yine MUSTAF'A AKBABA'nn, aynr yazrsrnrn sonunda yer alan KAŞ'IN KARŞI vüzü adh şiirini aynr duygularla okuyacağrnrz umuyoruz. ALİ DEMİREL yeni yla girişimizden dolay takvim konusunu ele alryor. YILBAŞI başlkl bu makaleyi de ilgi ile okuyacağrnzr umarz. YASİN KAYA yalnzlk konusunu iştediği YALIN YALNIZLIKLAR başhkl denemesinde, yalnzlk duygusunun insan ruhunu nasl etkilediğini özgün bir trzda yorumluyor. Yine YASİN KAYA'nn kaleminden dökülen ISLAK SESLİ YAĞMUR başhğn taşyan dizelerini de zevkle ve değişik bir duyguyla okuyacağrnrzr sanryoruz. Ayrrca, ANDAç,tan ÖNgmİ lağiroi, MEHMET KARANFİLDAĞI'ndan SÜVARİ, ve halk ozan AŞIK KAZANoĞLU'ndan YAfuIM YAMALAK adl şiirleri, kendinize özel duygularla okuyacağrnrzr biliyoruz. Okuyun, ozann dediği gibi'yarrm yamalak'brrakmayrn. Herkesin payna düşen hisseyi almas dileğimizle... ffiffiffiğtrtrjr nir, rrrcp çünür nişn çiurnni ANDAÇ 1960'n başlarnda, eskilerin tabiriyle'yeni kaynamaya başladğmz' dönemlerde, saçlar Necipbey Biryantini ile taranmş ve en yeni elbiseler giyilmiş olarak, arkadaşlarla hafta sonlar büyük bir heyecanla soluğu Beyoğlu'nda alrdk. O y ar bizim için sinemanrn altn çağlaryd. Ve bizler bu hazz doyasya yaşyorduk. Birbirinden gizel filmler arasnda tercih yapmaktazorlanr, almr gün iki ayr sinemayagittiğimiz de olurdu. Sinema says az, insan da çok olunca yoğun ilgi kaçnlmaz olur, çoğu zaman bilet bulmakta acele etmez, köşede bizim gibileri bekleyen karaborsacrnn ağna taklrdk. Gişede bilet verenle, karaborsacmn arasndaki paslaşmadan haberimiz o maz, kimleri daha doğrusu neyi büyüttiiğümüzün farkna varamadan o keneleri, bizim gibiler besle1 büyütürdü. Aslnda haberimiz bile olmadan 3-4 senelik filmleri yeni diye seyrederdik... Hemen herkesin birbirine tokat attğ yozbir ortamda büyüyorduk pür neşe içinde. Genellikle oynanan filmlerde iyi adam Orhan Boran, kötü adam Ferdi Tayfur seslendirdiğinden olsa gerek, onlarn sayesinde filmleri daha bir sever olurduk. Filmler arasrnda Alaska-Frigo yemek vazgeç ilmezlerimizdi. Sinema fasl bittikten sonra, ağzmz tatlandrmak adna İnci Pastanesi'ne gider, muhteşem bir tatl olan profiterol yer, büyük bir keyif içinde bizim gibi yeni yetmeleri kendine çeken başka bir yutturmacann peşine taklrdk. Kendimizi Amerikan oyunlaryla donatlmş salonlarda bulur, cebimizdeki yol parasna varncaya kadar orada brakr, langrt, tilt gibi o1unlann oyuncağ olurduk. Eve dönüş yolu nedense yürümek zorunda olduğumuzdan hep uzard. Yine de güzel bir hafta sonu geçirdiğimize inanrr, gelecek filmi kaçrmamak adrna sözleşir, mutlu gülücüklerle Beyoğlu'nun insan cezbeden çağrs ku ak'iar mzda eve varrdk. Amerikallar bir yandan filmleriyle kötülüklerini bize aşlar, gereksiz oyuncaklaryla eğlence ad altnda (sanki sağlam bir tarafmz varnş gibi) bozulm a armza sebep olurlard. Hep başanl olduklarn görmek ne acyd. Ay aklanmz yere b asmadan akard yllar.

Beni Beyoğlu'ndaki sinema ve eğlence yaşantsndan daha da çok etkileyen, ilgimi çeken bir yer vard. Şehzadebaş Sinemalar. Anlanmda ayr bir yere sahip olan bu sinemalara daha çok yalnz giderdim. Arkadaşlarma nedense o sinemalar cazip ge mezdl 1950 nin sonlarna doğru Milli ve Emre sinemalarr ykrlmş, ağzdaki çtirük di ş gibi üç sinema kalmşt. B ir zaman arn eğlence dünyas olan Direklerarasr'rndan arta kalan bu sinemalar Ferah, Turan, Ege sinemalaryd. Evden çrknca, bir solukta İstanbul Belediyesi'nin arka sokaklanndan hemen sinemalarn önüne varrrdm. Çoğ zaman açrlmalarn kaplarnn önünde beklerdim. İşçilerin, bekörlarn tercih ettiği bu sinemalara aileler gitmezierdi. Pire ve tahtakurularn evlerine taşma riskleri her an için olabilirdi. Bunlardan sadece Ege Sinemas kendisine yakştrlan bu olumsuzluktan kurtulabilmek adrna, bir ara filmden önce o zamanlar yeni meşhur olmaya başlayan Beyaz Kelebekler'i ve espirileriyle, ftralaryladoyumsuz anlar yaşatan Orhan Boran'r sahneye çrkartmş, aileleri çekmeye çalşmşt. Orhan Boran'rn şöhret basamaklarn hz a trmandğ yllard ve beyaz mendili hep elinde olurdu... Ferah Sinemas ise, garibim üç filmden fazla oynatamazd. O zaman ar böcek ilaçlamasnda kullarulan filit pompasrnn içine kolonya koyarak seyirciyi rahatlatmaya çahş1 bir nevi sinemann ikramm sunard. Filme dalmş durumdayken suratrmm ortasrna patlayan kolonya beni rahatlatrr mryd, ürkütiir müydü bir karar veremezdim. Burada diğer sinemalara göre, gizli sigara içenleri yakalamak adna daha titiz dawanlr, el feneri içenlerin yüz erinde parlar, sigaralar söndtirtiilürdü. kisinin arasnda olan Turan sinemas her şeyiyle farklyd. İki tane balkonu vard. Localarr, duvar ve tavandaki süslemeleriyle çok rahat, geçmişinde Avrupa'daki lüks salonlarla rekabet edebilecek güzellikteydi. Bileti 25 kuruşa alr 5 film birden seyrederdim. Bilhassa balkonlarnda yerler bir hal kalnlğnda kuruyemiş kabuklaryla kapl olur, film müziğine çt çtlar eşlik ederdi. Yasak olmasna rağmen kesif bir sigara bulufu arasnda filmleri seyrederdik. Ne zaman Turan Sinemas'na gitsem eve dönüş hava karardğnda olur, kap arkasrdaazar hep beni beklerdi. Tek tesellim sinemadan ayrlrken yerimi 5 kuruşla 25 kuruş arasnda değişen bir fiyatla satmam olurdu. Ziraher zarflan oturanlardan dahafazla seyirci filmleri ayakta seyretmek zorundayd. Sar saçl, zayf, biraz konuşma özürlü bir genç, filmler arasrnda 3 tanesi 5 kuruşa karamela satard. Sanki Beyoğlu'ndaki Alaskafrigonun buradaki rakibi gibi... 1957-58 arasrnda Şehzadebaş Camii karşsnda Yeni Sinema açld. Aile sinemas roliinü üstlenmişti. Biletler 60 kuruşfu ve benim için hiç cazip değildi. Buradaki sinemalar sayesinde Amerikan filmlerini sevdik. Kovboy filmlerindeki bar sahnelerinin vazgeçilmezi olan tahta kaşkla barbunya fasulyesi yemeleri, aç mide ile filmleri seyrettiğimden olsa gerek hafzama kaznmştrr. Şimdilerde bile o filmlerin televizyonda tekrarnr seyrettiğimde, ertesi gün evde barbunya pişer. Tahta kaşğm siyah renge büründü senelerin yorgunluğuyla... A5m sahneyi üç ayr kamera ile çektikleri ve adna üç boyutlu dedikleri filmleri de o sinemalarda seyrettim. Hiç unutmam trenin izerimize geldiği bir sahne vard, bir de Kzlderililerin baltasn salladğ an. Başta ben olmak üzere büttin sinema seyircisi hep birlikte koltuklarrn arasna saklanma ihtiyac duyardk. Fantastik filmleri de burada tandrm. Yüzbaş Amerika, Kzlmaske, Bay Tekin ve Şozem yani dev adam filmlerini... Kaçnz duymuştur acaba "31 ksm tekmili birden sinemamzda" diyen çğrtkann sesini?.. Bir sinema flminin bobini 300 metredir. 7 tanesi 2100 metre olup 65 dakika sürerdi. Fantastik ilmler uzun olur, 3 1 ksm tekmili birden diye tantrlrd. Evet oralarda Amerikan, İngiliz, Msr ve Hindistan filmlerini sevdik. Bunlardan Msr, Hindistan İngiliz sömürgesi olduğu için gelişti, bizde Pazarbuldu. Hindistan'n baş yapt saylabilecek Avare filmini görüp de, bilhassa müziğini dinleyip unutannz var mdr acaba?.. Heyecanl sahnelerde slrklarla, alkşlarla mutlaka filmin akşna kendimizi kaptrrdk. Hele bir de film kopfuğunda, başlayana kadar çkarlan gürültii işin eğlencesi olurdu. Bu girültiiler içinde seneler akp gitti. Evet bu filmler afyon gibi bir şeyleri bize yutfurarak uluşturdu. LAkin ya Türk Sinemas?.. Eskilerin tabiri ile 'Deveyi hamuduyla yutturmuşlard' dersemhiç de abartmş olmam. Tam yazmrn bu noktasnda polisin siren sesleriyle dikkatim dağld. Caddeden 45. AntalyaAltn Portakal Film Festivali konvoyu geçiyordu. Onlarca sene önce festival daha bir halkla bütiinleşmiş olarak scak bir atmosfer altnda geçerdi. Şimdi gördüğüm ise 10-15 tane gayet lüks araba içinde, tanrmakta zorlandğm yabanc yijzler, şk elbiseler içinde donuk el sallamalar soğuk bir atmosferi dağtamyordu. Arabalarn yannda koşan korumalar dikkatimi çekti. Kimi kimden koruyorlard anlayamadm. Yol kenarnda toplanan, daha doğrusu oradan geçenlerin clz alkşlarna, sanki görüntii kirliliği ile cevap veriyorlard. Konvoyun arkasndan gelen ambulans, bir türlü

ayaklarnn üstünde duramayan Türk Sinemasrna terler 'yardmahazrm' der gibi sessizce geçip gitti. Seneler önce seyrettiğim ilk Türk filmi, Ömer Lütfi,i Akat'n yönetmenliğini yaptğ, Eşref Kolçak'n kamuoyunun gündemine taşdğndan, şimdi de Rodos ve İstanköy'de yaşayan beş bin Türk'ün durumunu baş rolünü oynadğ 'Kanun Namrna' adl filmiydi. Güzel bir filmdi. Ateş böceği gibi zaman zaman karanlkta parlayan az sayda filmleri bir kenara koyarsak, Türk sinemasn kendimce keçiboyruzuna benzetmişimdir. Bir gram bal vermek için bir kilo odun ye ditmi ştir her zaman. Bizde sinemann başlangc 14 Kasm 1914 de bir Türkün ilk çektiği film Aya Stefanos'daki yani Yeşilköy'deki Rus abidesinin yklşn konu alan çekimdir. Daha sonralar Veinberg, Enver Paşa'nn iznini alarak Leblebici Horhor ve Himmet Ağa'nn İzdivac filmleri çekilen ilk konulu sessiz filmler oldu. Bir oyuncunun öltimü ile yarm kalan film 1923 de ve 939 da Leblebici Horhor Ağa ad altnda Muhsin Ermğrul tarafindan tamamlanmrştr. 94 senedir 7000 e yaklaşan sayyla bende braktğ izlenimdi, keçiboynuzunu çağrştran. O bir gram bal verenlerin öntinde saygyla eğilirim. Diğerleri ise ayak altnda ses çkaran yongalar olmuştu maalesef... Seneler ilerledikçe Beyoğlu'ndan başka semtlerde açlan sinemalar, yeni filmler, Şehzadebaş Sinemalarna olan ilgimi aza tt, Buna bir de 1968 den sona seks, pomo gibi kişiliksiz, şahsiyetsiz filmler furyas da büyük katkda bulunmuştu. Daha sonralar yolum ne zaman Şehzadebaş'na düşse yok olan sinemalarn yerlerini hanlar, dükkanlar, imalathanelerin aldğn görürdüm. Yok edilenler iyileştirme adna olsayd belki bir parça teselli bulurdum. Ama semt büyükbirhzla çürümeye devam ediyordu. Şimdi bu hatrladklarma ilaveten, o semtte Şekerci Cemil'in dükkann, Yefa Bozacs'n, hele Tavşanl'nn, Çorum'un leblebileriyle içilen, tada doyulmaz lezzetini anmadan olmaz. Hasan Paşa Frnr, Laleli'deki Koska Helvacs'n unutmakne mümkün. Ya sinemalarda satrlan karamelalar... Boyal şekerler tadnda her zaman hissederim damağmda braktğ tatlar... o KONUYU DAHa ÖNcrc»İr,p GETiRMişriu MUSTAFAAKBABA 6-7-8 Ağustos 2008 tarihli Zaman Gazete, lerinde Rodos ve İstanköy Türkleriyle ilgili bir konu gündeme getirildi. Buyazözetle; Avrupa Konseyi Parlamen- Meclisi,hazirat aynda Gökçeada ve Bozcaada raporunu açklayarak Rum azn ğn meselelerini ma s aya yatrrm ay ahazrland ğndan bahs e diyor. Yine bu yazda; Türkiye ile Yunanistan'daki azn klarn durumunu belirleyen 923 tarih i Lozan Antlaşmas imzalandğnda İtalya'nn kontrolünde bulunan bu iki ada 1947 de yaplan Paris Antlaşmas ile Atina'ya devredilince, Lozan'n getirdiği'aznlk Haklar'nn ve sonraslnda iki ülke arasmda yaplan nüfus mübadelesinin dşnda kaldğn, dolays ile burada yaşayan Türklerin Bat Trakya Tiirklerinden daha farkh bir konumda olduklarnr, buna bağl olarak dabaz skntlar yaşadklann bilgi olarak aktanyor. Konu elbette önemli. Ve yine elbette devlet kademelerindeki yetkililerce bilinen mevzlar. Ancak, soydaşlarmzn derdiyle dertlenmek de biz erin insanlk görevi. Milli bir görev, dini bir görev. Bu şuurdan hareketle bendeniz bu konuyu 2000 ylnda dile getirmiştim. Nasl m? Izah edeyim efendim: Yiyecek lokmamrz, içecek su}umuz varmş ki 2000 ylnn mayls aynda yolumuz Rodos'a düştii. Rodos çarşsnda dolaşrken öğle namazl vakti yaklaşmşt. Çarşnn Türk esnaflarna nerede namaz klabileceğimi sordum, bana İbrahim Paşa Camii'nde klabileceğimi söylediler. Camiye gittiğimde 60-65 yaşlar arasrnda olduğunu tahmin ettiğim bir beyin abdest a ma hazrlğ içerisinde olduğunu gördüm. Sel6mlaşmam zn ve tanşmamzn sonunda bu kimsenin Rodos Müfttisü İsmail Çakroğlu olduğunu öğrendim. İsmail Bey aslen Gümülcine'li imiş. Yirmi sene Bat Trakya'da öğetmenlik yapmş, on bir senedir de burada müftü olarak görevde bulunuyormuş (gazetedeki bilgiden halen bu görevde olduğunu öğreniyoruz). Cami önündeki tarihi şadrvann musluklar söktilmüş, suyu akmyordu. İsmail Bey'e nerede abdest alabileceğimizi sordum. Caminin yan tarafnda bulunan bir abdest alma yerinin olduğunu söyledi. Beraberce abdestlerimizi a p camiye girdik. Ezan vakti geldiği halde ikimizden başka cemaat yoktu. Müftii Bey, minareden ezan okutfurulmadğn söyleyip bir mücrim gibi alçak bir sesle cami içerisinde ezan okudu. İlk sünnetleri kldk, h6la ikimizden başka cemaat yoktu. Bana "miezzinlik yapar mrsrnrz?" dedi, başm sallayarak yapabileceğimi im0 ettim. Müftii Bey imam, miezzinb öylec e nam azmz e dd etiik. İsmail Bey'in üzüntiilü olduğu her halinden belliydi. "Görüyorsun \z, namaza gelen olmuyor" dedi. Ve yine üzüntülü bir sesle "Minareden ezan b en

ğ ç ü ü ü ü ğ ç ü ü ç ç ü ü ç İ ç ş ü ş İ ö ç ü ğ ş ğ ş ç ğ öğ İç Ş Ş Ü Ü ş ş ü ü ğ ç ş ö ü ü ü ü ğ ö ğ ğ ğ ş ü ü ü ğ ğ ğ ö ğ ş ü ç ş ğ ş ş ğ ö ü ö ü ş ç ğ ğ ü ü ö ü ö üşü ğ ç ö ğ ö ö ü İç ç ş ş ü ü ç ç ö ş ü ö ğ ş ş ö ğ ö ğ üşü ü ö ğ ş ğ ş ü ş ü ş ğ ü ö ü ü ş ç ğ ç ç ü üğü ş ö ğ ş ş ü ü ş ş ş ö ü ü Ç İş

YILBAŞI ALİ DEMİREL Yeni bir yln başlangc, ayn zamanda yaşanmş olan eski yln bitişi. Bu durum büttin insanlar için bir şeyler ifade etmekte hatta pek çok iş ve işlem bu yl ölçüttine göre ayarlanmakta. Her ne kadar dünyadaki büttin devletler ayn takvimi kullanmasa da yrl kavram çok önemli. Ayrca ay ve gün kavramlar da önemli; dahas, saat, dakika, saniye hatta saliseler bile önemli. Bütün bu ölçü birimleri zamanl ölçmek için kullanlmaktadr. zaman kavramr bilimce ne zaman ele alnd? Sanrm insanlk, üç boyutlu evrende yaşadğn sanrken yanldğn, aslnda pek çok boyufun söz konusu olduğunu anladğnda, zamafl boyutu bilimin içine yerleşti. Zamar kavramr eski çağlarda bilinmiyor muydu? Biliniyordu. Masallar, destanlar, çok eskilerden beri söylenegelen özli deyişler bunu kantl yor. Arkeo loj ik kazlar da bulunan zamanla l gili bilgi ve belgeler hatta ki1 tablet ve papirüslerdeki bilgiler, insanlğn çok eskilerde bile zamann farknda olduklarn göstermekte dir. Zaman boyufunun çağmz bilimince benimsenip, matematik ve fizik gibi bilim dallarnda kullanlşnn son asrlarda oluşmas; çok çok eski çağlard a zamannbilinmediği anlamna gelmiyor. Zamann kavramrnrn, göreceli de olsa kullanlabilme si için ölçülebilmesi gerekir. Oy sa zaman soyut bir kavramdr. İşte bu yizden yl uygulamas yaptklarndan her yl 355 gün kadardr. Bir başka şeyi yapsak; dünyann güneş hesabna göre zaman:rn ölçülebilmesi için başkaca somut verilerden yararlanma yoluna gidilmeliydi. İnsanlar da tam olarak bunu yapmşlar ve yapmaktalar. Şöyle ki: Devinim halinde olan bir nesnenin, bir başka nesney göre devir veya ritim says zamanölçüsü olarak kullanla gelmiştir. En çok kullanlanlar şöyle sralanabilir: Dünyann kendi etrafinda bir kere dönmesi bir zaman dilimi olarak ele alnmş ve buna bir gün denmiş. Günün başlangç ve bitişi, güneşin doğuşundan soffa batp tekrar doğmas aralğ olduğu için ölçümü kolay olmuştur. Bir başka zaman ölçümü ise; Ay'n dünya çevresinde bir kere dönmesi esasrna göre zaman dilimleri ölçümüdür ki buna da 'ay' denmiş. Yine bir başka zaman ölçümü olarak; diinyann güneş etrafindaki bir fur dönüşü esas alnmrştr ki buna da'yl'denilmiş... Zamann mutlak birim olarak bir ölçüsü henüz bilinmemektedir. Bundan ötiirü; bir yl tam olarak oniki ay değildir. Bu yüzden takvimlerdeki oniki &y, ayn dünya çevresindeki dönüşüne tam olarakuymaz. Bunun tersini yapp oniki ayn toplamna bir yl denilse, bu kez dünyann güneş çevresindeki turu tamamlanmş olmaz. Arap ar ay çevresindeki bir turunu giin dilimlerine bölsek! Bu da olmuyor çünkü bu kez yl 365 gün 6 saat ve dahas... Anlaşlacağ gibi zaman ölçmek ama evrence bir değerle ölçmek için insanlk yeterli bilgiye henüz sahip değil... Baz ar şöyle diyebilir: Saatin akrep ve yelkovan belirli devinimle zamarfl ölçüyor ya! Ayrca elektronik saatler var ya, Hatta atom saatleri de var... Büti,in bunlar yine de soyut bir kavramn devinen nesnelere göre ölçülmesidir. Yer çekiminden çkldğnda yani uzayda ayn standart devinimler olacak m? Ya çok daha büyük bir gezegenin üzerindeki çekim gücünde o devinim sabit mi kalacak? Her şey bir teorisine göre, yol ve hz etkenlerinde zaman genleşmektedir yani \zay p ksalabilmektedir. Buyurun şimdi zamafll nasl ölçecekseniz ölçün!.. Anlaşlacağ gibi insanlğn bu tarafa Aynştalm'n görecelik konuda bilmesi gereken çok şey var. Zaman konusunda yolun henüz başnda saylrz... Gelecekte bilim bu konuda neler yapacak bunu şimdilik bilmiyoruz. Biz şimdi biraz da geçmişte neler yaplmş onlara bir gö z atalm,. Dünyamzrn ve de insanlğm çok uzak geçmişinde takvim ilk defa ne zaman ve kimler tarafindan kullanld bilinmiyor. Zaman kavramrnrn nasl alglandğ ve bu konuda neler yapldğ da tam olarak bilinmiyor. Ama bilinen o ki, zamanmzdabaz sözde bilim adamlarnrn dediği gibi insanlk tarihi; üç bin yl önce yaz bulundu, yok taş devri vardr sonra taşlar cilaladlar. Daha sonra da maden devri başlad! Bunlar ne zamafl olmuş! Verilen tarihler sürekli değişmiştir. Krk yl önceki ilkokul snflarndaki bu çağiara ait çizim er ve tarihleri o günlerde yaşamlş olanlar bilir... İnsanlğn geçmişi hiç de öyle bize anlatldğ gibi değil. Pekiyi nasl? Henüz bilim ve gerçek bilim adamlar bu konuda çok yol kat etmiş saylmazlar. Bu anlattğm durumu kesinlikle kantlayan pek çok, özellikle arkeolojik kanrt mevcut. İşte bu kantlardan birisi de bu takvim meselesi. Geçmişte pek çok uygarhk zarnan ile ilgili çalşmalar yapmştr. Takvim ile ilgili elde ettikleri değerlere birbakalm: 1) MAYATAKVİMİ: Mayalardiğer yaz/larnda olduğu gibi takvimlerini de taşa oymuşla1 ayrca tapnaklarnn merdivenlerine işlemişler. Bu ikisi halen insanlğn elinde. Ama altn varak ara yazdklar takvimler ve zaman7le ilgili nice gizemli bilgiler, barbar Avrupallarca yok edilmişlerdir. Nas1 m? Tapnaklardaki rahipler öldürülmüş, yazl altn varaklar da eritilerek kiilçe halinde Ar.npa'daki kral ve

kraliçelerine sunulmak üzere gemilerle taşnmrştr... O günlerden ka an baz yaz tab etlerden de yaygln olarak kullanlmaktadr. Miladi takvimin yani rürygn takviminin yerine tanzim edilmiştir. Papa XIII. yararlanlarak elde edilen sonuçlar şöyle: -Maya takvimi, dünyann güneş çevresinde dönüş süresini esas almştr. Dünyann kendi çewesinde GREGORY'nin önayak olmas ile hazrland. Ve 1582 ylndan itibaren kullanlmaya başland. Bilimce ekinox y 365.2423 73 gündiir. Gregoryen takviminde ise bir yl dönüşü de hesaba katlmştr. -Maya takviminde bir yl: 365.242ü6 gnn olarak gösterilmektedir. Zamanmzda, teknik ölçümlerle yaplan hesaplamada ise bir yl 365.2425 gün. Bu kadar doğruya yakn bir hesaplamay nasrl yaptlar dersiniz? Yoksa o takvim çok çok daha eski çağ arda, belki de başka bir medeniyet tarafindan m kullanlyordu? O çağda diinyanrn, güneş yörüngesinde ve kendi çevresinde dönüşü o hesaplandğ gibi miydi? Sakn ha bunlar benim iddia ettiğimi sanmayn. Jeolog- arkeolog James CHURCHWARD ve Dr. William NİVEN, Meksika'da ortaya çkardklar tabletler ve diğer araştrmalar sonucu: Mayalarn, tarihlenen ilk MU medeniyeti kolonisi olduğunu göstermişlerdir. Ayrca, Yukatan'da bulunan UXMAL tapnağndaki yaztlarr yaklaşk 12.000 yllk oluşu da ayr bir sorun olarak karşmrza çrkmaktadr. -Maya takviminin özellikleri bu kadarla bitmiyor. Maya'lar Venüs gezegeninin takvimini de yapmşlar. (eğer onlar yaptysa!) Mayalarn Venüs yl 584 gün. Günümüzde (uzay çağnda) yaplan hesaplamalara göre ise birvenüs yl: 583.93 gur!... -Maya takvimi ile ilgili son bir şey: Maya takvimi 21 Aralk 2012 y nda son bulmaktadr. Bu durum bazllarnn yine uçuk iddialar ortaya atmasna sebep olmuştur. O tarihte kyametin kopacağr, dünyann yörüngesinin değişeceği, dünyann kozmik bir felaketle karşlaşacağ gibi... 2) MISIR rarvimi: Bir yl 365 gün olarak hesaplanmş. Yl, herbiri 30 gün çeken 12 ayabölünmüş ve 5 tamamlayc gün hesaba katlmştr. Her yl 0,25 gün eksik oldugu için aksamalar hep olmuştur. Ayrca yl, her biri 4 aylk 3 mevsime alrlmş a) Akhet, taşkn mevsimi-nil'in taşmas. b) Peret, sularn çekilmesi-kş. 365.2425 gündür. Arada çok ki.içük bir fark vardr. Bu takvimin yaplşnda elbette bilimden yararlanlmştr amabence yeterince değil. O, aradaki farkbirtarafa, yln ilk aynn ocak ay kabul edilmesinin ve de yl başnn da ocak aynrn birinci gününe giriş olarak alrnmasnn hiçbir bilimce özelliği yok. Mantkl da değil. AlT ca insanhk ki,ilttirü ile de ilgili değil. Söz konusu takvimin başlangç ylnrn seçiminde İsa Peygamberin (sözde) doğduğu yl olarak alnmas da doğru değil. Varsayalm ki İsa Peygamber o yil doğdu. Yer yüzünde İsa Peygamber'den önce de peygamberler ve dinler olmuştur; sonra da peygamber gelmiş ve yeni bir din gelmiştir. Bu konuda da bu takvim, bütiin insanlğn ortak takvimi olma özelliği taşmamaktadr. 5- TÜRK TAKVİMİ: Türklerin ezelden beri kullandklar takvimlerinin ilk Le zaman kullanlmaya başlandğ bilinmemektedir. Göktiirk İmparatorluğu zamanda kullanlmakta idi. Bir zaman ar büttin Türk o takvimi kullanmşlardr. Çin Seddi'nden Tuna Nehri'ne kadar büün kavimlerce kullanldğ bilinmektedir. Yakn zamana kadar baz dünyas sadece çevrelerde bu Türk Takvimi'nin aslnda Çinlilerin icad olduğu, Türklerin de bu kiiltiirü Çinlilerden aldğ sanrlmrşt. Oysa bunun böyle olmadğ, tam aksine, bu takvimin bilinmeyen bir tarihten beri Türkler tarafindan kullanldğ, Çinlilerin ise bu külti,irü Türklerden aldklar anlaşlmştr. Bu durum; iinlü araştrrmac Edeuard CHAVANNES tarafindan açkça ortaya c) Şemu,kurak k-yaz. konulmuştur. (Le cycle Turk Des Douze Animaux) kesin ne zaman düzenlendiği bilinmiyor. Msrh bilge rahiplerce mi tasarlanp tanzim edildi yoksa (yine baz iddialara göre) Msr medeniyeti de bir başka büyük medeniyetin uzantrsr ve de kalnts m?.. eski oluşu da dikkate alnarak çok değerli bulunmuştur. Msr takvimi, Msrr medeniyeti kadar eski ama. 3) ARAPVE İSRAİLTAKVİr,{LBRİ: Her ikisi de Ayn diinya çevresinde dönüş süresi esas alnarak yaplmş takvimler olduğundan her yl yaklaşk 10 gün kadar ksa olmaktadr. Bu durum halen devam etmekte... 4\ GREGORYENTAKVİMİ: Günümüzde İslam bilim adamlarr da Türk Takvimi'ni incelemişlerdir. Takvimin bilimce doğruluğu ve çok Ve bu çok değerli, bilgi ve kültür öğesine, İslam bilim adamlarrnca şu adlar verilmiştir: "Tarih-i Türki", "Tarih-i Türkistan", "Tarih-i Khta" ve "Sal-i TürkAn" Türk Takvimi de dünyann güneş çevresindeki dönüş süresini yll ölçüsü olarak almştr. Türk Takvimi'ne göre dünyanm veya insan neslinin yaş 3.600.000 yldr. Bu zamandilimi 360 Ven'dir. BirVen;

1 0.000 yll. 12 yl: Bir devir. Bir yl 12 ay, Bir ay: 4 hafta ve 30 gündür. (Araştrmac: Muharrem KILIÇ) Türk takviminde ylbaş, mart aynn 21-22 dir. Bu durum bilimce çok uygundur ve mantkldr. Bilindiği gibi o gün dönence günüdür (ekinox) Gece ile gündüzün eşit olduğu gündiir. Alrca ilk baharn ve de tabiatn canlanmaya başladğ, ata armzn dediği gibi "erkenen kün" dür. Dünyann güneş çevresinde dönüşünü esas alan bir takvimde mart ayrnn birinci ay ve mart aymm 2I ni 22 sine bağlayan gecenin de ylbaş olmas kadar mantkl bir şey olamaz, Böyle bir takvimin büti,in insanlarca ortak kullanlmas çok çok uygundur. Ata armz, 2 yllk yani bir düzine yl bir devir olarak zaman ölçümünde kullanmşlardr. Bir devir içindeki 12 yln her birine bir hayvann ad verilerek adeta takvim doğa ile bütiinleştirilmiştir. Türk takviminden bir zamankesiti ve o yillarn şimdi kullandğmz Gregoryen takviminde hangi yla tekabül ettiği ile ilgili bir liste aşağya çkarlmştr. Sevgili Nevzuhur okuyucular, yeni y/lnz kutlu olsun. Ama ben şahsen, ylbaşn mart aynn21. gecesi kutlamak isterim... YALINYALNIZLIKLAR YASiNKAYA Ya nz kalmaktan daha ürkünç bir şey varsa, o da yaln kalmaktr. Üzerine hiçbir ek alamamak. Sabahlar uykulu gözlerle almann karşsna geçtiğinde, kimliğinin üzerinde kendi çplak benliğinden başka bir şey taşmamaktr. O denli çplaksndr ki, üşüyen sen değil, adetaruhundur. Hayata dair büttin duymsamalarrn, tecrit altna alnmrştr. Kendini üzerine ruh giydirilmiş korkuluk gibi hissetmen de işte bundandr. Zira korkuluklarn hisleri yoktur. Ruh eğer hislerle donatrlrsa bir anlam taşr. Hislerden soyutlanmş bir ruh, sonsuz evrende başboş dolaşan sahipsiz yitik bir çğlktan başka bir şey değildir. Yaşamdaki bütün sorgulamalardan, yarg amalardan muaf futulursun. Ama bu senin için bir ayrcalk olmaktan ziyade, bir silinmişlik ve Hepinize sağlkve mutluluk dileklerimle HAYVANLI TÜRK TAKViMiNiN GREGORYEN TAKVİMiNE GÖRE B AZI YILLARIN KARŞILIĞI 12 SIÇANYILI 1948 1960 1972 1984 1996 2008 UD/SIĞIRYILI 1949 961 1973 1985 99,7 2009 PARSYILI sradanlktr. Farknda olmadan sen hayatta önemsiz bir detay olmuşsundur. Detaylar hayatn işleyen koreografisinde değersizdir. Çok seslilikte geçen senfoninin en önemsiz notasdr, tek vuruşluk. Ömrünü tek vuruşluk bir nota değerine 1950 1962 974 1986 1998 2010 TAVŞANYILI 1951 963 975 1987 1999 2011 indirdiğinde, artrk bedenin ve ruhun sana ağr gelmeye, başka beden ve ruhlar için sadece yolgeçen hanr olmaya 2012 başlar. BALIKYILI 1952 19& 1976 1988 2000 \,]LANYILI 1953 1965 1977 1989 200 1954 966 1978 1990 2002 KO\.UN\aILI 1955 967 19,79 99 2003 MAYMLIN 956 1968 1980 992 20M TA\UKYILI 95,7 969 1981 1993 2005 ITY]LT 1958 1970 1982 1994 2006 DOMUZ\.LI 1959 1971 1983 1995 2007 \.L]NT/ATYILI Not: Beşinci yl 20 3 20 4 2015 2016 2017 2018 2019 olan balk yl; Türk takvimini kullanmaya başlayan Çinliler tarafindan "Ejderha- lutimsahyl" ad verilmiş ise de aslr "balk-senekyrlr" drr. Krşk ruhunda konaklayan her olgu, senden bir şeyler göttirüyor demektir. Hiç birisi senden aldklarn yerinekoymaz. sonunda ise, sen, kronik bir benliksizlikte debelenmek zorunda kalrrsn. Doldurduğun her boşluk, sana daha yoğun birhiçlikle misilleme yapacaktr. Ruhuna yaplmş olan bu misillemeler, seni biraz daha benliğinin kovuğuna sokacak, silinmekten ypranmlş beyaz kağtlar gibi örselenmeye başlayacaksn. Artk saydamlğn yitireceksin. Pütiirleşmiş ruhuna, özümseyemeyeceğin gerçekler taklmaya başlayacak. Sonunda da ruhunun bütiin akşkan dehlizleri tkanacak. Evrende yaradlşndan sana verilen iç enerjini bundan böyle yanstamayacaksn. Çünkü şk, karanlk varsa bir anlam taşr. Hiçlik ruhunu sardkça, karanlk da yok olur, şrk da. Bunu bilmelisin. Hiçlik, karşrsna hiçbir şey koyamayacağn bir anlama biçimidir. Onun karşsna dikeceğin her şey, -bu şk bile olsasonsuzluğun bilinmez katili kara delikler misali onun içinde yok o1maya mecburdur. Yani, yaln hale gelmiş krşk ruhun, otasrn kaybeden gemicesine boşluğun okyanusunda dolaşmaya başlarsa, hiçlik, ruhunu daima kendi rotasna doğru çevirecektir.

IsLAK SrsliyAĞwun yesln KAyA uyank uyur gezerl ikte geçen gecenin. diş geçirmez uykulu sabahndaym. penceresiz duvara, perde üsttine perde çekmekmiş yalnzhk. daha gidişinin eyiemi bitmeden. yürürlüğe girdi b oğucu hasret. anszn kap lar çarp d. kainat kaidelerinden sarsld. gözlerinde il iştiğim manzaradan düştüm. İen bilmediğin hayatlar yorumlamaya elttin. atk paylaşl dkça azalacak yokluk değildi bu. ardndan kurduğum, "gitme sen o rraz m? " yar yoldan derin sularla geldi. dşarda szlayan ince belli yağmur, düştiiğü cümleme, slak gülüş sesi verdi. önrcvinnğir»i ANDAÇ Halbuki, korkulacak hiçbir şey yoktu ortalkta Dar sokaklarda kaybolduk, o kadar. süvni MEHMET KARANFILDAGI Ayağnda çizme elinde krbaç Srt yar açk kan yar aç Bir dilim ekmeğe olsa da muhtaç yemez de atrna verir süvari Dizginden çekince binek taşna Basar üzengiye eyer kaşna Vurur krrbacrn atn döşüne Mahmuzla koltuğu yoklar süvari Gerilir bacaklar incelir beli yolda toz brakmaz kaldrr nal Rüzgara savrulur yelenin kd Atyla birlikte uçar süvari Akşam olur mola verir bir handa Krat bir köşede kendi bir yanda sabah seher vakti karda dumanda Nice karl dağlar aşar süvari Gün gelir srtnda durmaz eyeri Attğ admlar gitmez ileri Dalpta maziye baknca geri Gözleri yaş ile dolar süvari. Yalnzlk önemli değildi yoksa. Evet, kimsesizdik Ama. umudumuzvard. "Hiçbir şey umurumda değil" diyordun "Aşktan ve umuttan başka" Karanlkmş gecesi, karanlk sokaklarn Işksz yol alnmş, y alnzkal nnca Halbuki, korkulacak hiçbir şey yoktu ortalkta İnsan denizinde kaybolurduk, o kadar Yalnzlk önemli değildi yoksa. Bir bakyorduk, sabah oluyordu Çekip gidiyorduk, bir tarafa Yüzümüzde olsa da, geceden kalan alaca İçimizi ykyorduk, şkta Ve o şkta kayboluyorduk, o kadar YARIMYAMALAK AŞrK KAZANOĞLU Ne zr cahil kaldk, ne de okuduk Her şeyimiz kald yarm yamalak Hayöl tezgahnda kumaş dokuduk Diktiğimiz oldu, yanm yamalak Bu gidişat nere varacak, sence? BunIar seyretmek" büyuk işkence Mozal' öğrettik, yetişen gence Sazlarmz çald, yarm yamalak. Yalnzlk önemli değildi yoksa. Köşe taş saylnca çakliar Birazayazvarmş Gerçekleri öğretmiyor okullar Tüm beyinler doldu, yarm yamalak. Birazüşüyoffnuşl}z Sabah, geç gelirmiş, beklentilerin Onun için karşmakta akllar kysna Olsun, ellerim vard ya. ellerini tutacak. Şimdi boşluğu yakalar, sana uzanüğnda Sensizliktir salladğm, kollar mda Halbuki, korkulacak hiç bir şey yoktu, ortalkta Sensizlikte kaybolurduk, o kadar Yalnzhk önemli değildi yoksa. Kazano ğ u, bunu kimler öğüde? Ana lazm yurda, evlat büyüte Nasihat eyledik, kuru söğüte Herkes hisse ald, yarm yamalak.

AcuN ZAMAN N KAÇAK YOLCULAR YADA - 2 AİiDEM REL Roman ( Bilim kurgu ) Kültür Bakanlğ Yaynlar Roman ( Bilim kurgu ) Kültür Bakanlğ Yaynlar AlİDEMiREL Roman ( Bilim kurgu ) Kültür Bakanlğ Yaynlar ikidamlayaş BlRAZ TEBESSUM GÜL FANTEzisi ANDAç giii fa*tezlsi şil5lğ, iitğiafe "6,kbEb* Mutafa AKBABA Şiir Anasam Yaynlar ANDAç,lN şiirleri ANDAÇ ( Bekir KARA) Şiir Kendi Yayn Mutafa AKBABA Deneme Kendi Yayn ANDAÇ ( Bekir KARA Hiç BiLMEYEcEKsiN ANDAÇ,lN ŞiiRLERi ANDAÇ ( Bekir KARA Şiir Kendi Yayn ) Şiir Kendi Yayn ) ANDAÇ ( Bekir KARA Şiir Kendi Yayn )

ğ Ğ ş Ö Ü Ü Ü