görülen iflasların ve yok olmaların bu alanda da görülmesine yol açacaktır. Bu fırsatlar karşılığında bazı çiftçiler kaynaklarını bir havuzda



Benzer belgeler
KOOPERATİFLERDE KURUMLAR VERGİSİ MUAFİYETİNİN KAPSAMI DARALIYOR

5520 SAYILI KURUMLAR VERGİSİ UYARINCA KOOPERATİFLERİN MUAFİYET ŞARTLARI

KOOPERATİFLERİN ÜST KURULUŞLARA ORTAK OLMALARININ VERGİ MUAFİYETLERİNE ETKİSİ. İrfan VURAL Gelirler Kontrolörü

Bu makale Eylül 2006 tarihinde Vergici ve Muhasebeci İle Diyolog Dergisi nin 222 numaralı sayısında yayımlanmıştır.

DENETİM KURULU KALDIRILAN KOOPERATİFLERDE YENİ DENETİM SİSTEMİ NASIL OLACAK?

SUN BAĞIMSIZ DIŞ DENETİM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

87 Seri No.lu Gider Vergileri Genel Tebliği Yayımlandı DUYURU NO:2010/48

Bölüm 13.Tarımsal Kooperatifçilik

Yeminli Mali Müşavirlik & Denetim & Danışmanlık

1. KONU: 2. KONUYLA İLGİLİ YASAL DÜZENLEMELER: 2.1. Vergi Mevzuatında Yer Alan Düzenlemeler:

Yeminli Mali Müşavirlik Bağımsız Denetim ve Danışmanlık

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI NA

Konut yapı kooperatiflerinde KDV uygulamasında tarih serüveni

Tarım Ekonomisi ve İşletmeciliği

DARDANEL ÖNENTAŞ GIDA SAN.A.Ş TARİHLİ SOLO BİLANÇOLAR VE DİPNOTLARI

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2009/24 TARİH: Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanuna İlişkin 2 Seri Numaralı Genel Tebliğ

Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü

SOSYAL PAYLAŞIM SİTELERİ ÜZERİNDEN REKLAM VERİLMESİ

Doç.Dr.Sami Karacan. Doç.Dr.Sami Karacan 1

KAT KARŞILIĞI ARSASINI YÜKLENİCİYE VEREN KOOPERATİFLERİN VERGİSEL YÜKÜMLÜLÜKLERİ

Bağımsız Denetim Raporunun Düzenlenmesi. YMM Mihdiye Taşçı

İrfan VURAL Gelirler Kontrolörü

BU YIL ULUSLARARASI KOOPERATİFLER YILI!

T.C. SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü GENELGE NO: 2007/02....VALİLİĞİNE (Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü)

KEREVİTAŞ GIDA SANAYİ VE TİCARET A.Ş. 31 ARALIK 2013 TARİHLİ KONSOLİDE TTK 376 BİLANÇOSU VE DİPNOTLARI

YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER TARAFINDAN DÜZENLENMESİ GEREKEN SERBEST BÖLGE FAALİYET TASDİK RAPORU NA İLİŞKİN TEBLİĞ YAYIMLANDI

Galatasaray Sportif Sınai ve Ticari Yatırımlar Anonim Şirketi ve Bağlı Ortaklıkları

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI KOCAELİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI MÜKELLEF HİZMETLERİ GRUP MÜDÜRLÜĞÜ

YAPI KOOPERATİFİNCE FİİLEN TESLİMİ YAPILAN ANCAK TAHSİSİ YAPILAMAYAN GAYRİMENKULLERİN ÜÇÜNCÜ KİŞİLERE KİRALANMASI ORTAK DIŞI İŞLEM SAYILIR MI?

Sirküler Rapor / NO LU KURUMLAR VERGİSİ KANUNU SİRKÜLERİ YAYIMLANDI

T.C. TUNCELİ VALİLİĞİ. Defterdarlık Gelir Müdürlüğü. Sayı :

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

ŞİRKETLERE AYNİ SERMAYE OLARAK KONULABİLECEK KIYMETLER VE BU İŞLEMİN VERGİLENDİRİLMESİ

1. Sınai mülkiyet haklarından elde edilen kazanç ve iratların kapsamı

-Satış konusunun taşınmaz, iştirak hissesi, kurucu senetleri,intifa senetleri, rüçhan hakkı olması,

Aşağıda söz konusu Kanun un Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları mevzuatına ilişkin düzenlemeleri sirkülerimizin konusunu oluşturmaktadır:

Tarımın Anayasası Çıktı

YENİ KURUMLAR VERGİSİ KANUNU TASARISINA GÖRE TAŞINMAZLAR VE İŞTİRAK HİSSELERİ SATIŞ KAZANCI İSTİSNASI. İrfan VURAL Gelirler Kontrolörü

Şirket Kuruluş İşlemlerine İlişkin Getirilen Yenilikler

FK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK LTD. ŞTİ.

Şeffaflık, Sürdürülebilirlik ve Hesap Verilebilirlikte Yeni Yaklaşımlar: Finansal Raporlama ve Denetim Penceresinden Yeni TTK

Sirküler Rapor Mevzuat /74-1

Yeni Türk Ticaret Kanunu. Son Düzenlemeler Çerçevesinde Önemli Hatırlatmalar ve Şirketlere Yol Haritası

II-14.1 sayılı Sermaye Piyasasında Finansal Raporlamaya İlişkin Esaslar Tebliği Değişiklik Taslağı

ŞİRKET AKTİFİNDE KAYITLI ARSANIN KAT KARŞILIĞI MÜTEAHHİDE VERİLMESİ

SİRKÜLER. KONU: 2014 Yılında Tutulacak Defterler Ve Tasdik Zamanları Hakkında

6102 SAYILI YENİ TÜRK TİCARET KANUNU UYARINCA LİMİTED ŞİRKETLERİN TUTMASI ZORUNLU OLAN DEFTERLERİ

ÖZBAL ÇELİK BORU SANAYİ TİCARET VE TAAHHÜT A.Ş. 30 EYLÜL 2018 TARİHİ İTİBARIYLA TTK 376 BİLANÇO VE DİPNOTLARI

PEKİ ŞİMDİ NE OLACAK? BAĞIMSIZ DENETİM YÖNETMELİĞİNE İLİŞKİN DEĞERLENDİRME

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2013/76

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü

TEKNOSA İÇ VE DIŞ TİC. AŞ. 30 EYLÜL 2016 TARİHLİ BİLANÇOLAR VE DİPNOTLARI

TRABZONSPOR SPORTİF YATIRIM VE FUTBOL İŞLETMECİLİĞİ TİCARET A.Ş

İşverenlere Torba Kanun İle Sigorta Prim Teşviki Getirilmiş, Bir İşçi İçin Prim İndirim Tavanı TL ye Kadar Çıkarılmıştır

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2012/98. KONU Vakıfların Vergi Muafiyetinde Yapılan Yeni Düzenlemeler.

Galatasaray Sportif Sınai ve Ticari Yatırımlar Anonim Şirketi ve Bağlı Ortaklıkları

V E R G İ A K T Ü E L

mali açıklamalar YÖNTEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK ve BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş.

Beşiktaş Futbol Yatırımları Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve Bağlı Ortaklıkları. 28 Şubat 2017 tarihi itibariyle konsolide TTK 376 Bilançosu

5200 SAYILI TARIMSAL ÜRETİCİ BİRLİKLERİ KANUNU ve BU KANUN KAPSAMINDA KURULAN TARIMSAL ÜRETİCİ BİRLİKLERİNİN DENETİMİ

T Ü R M O B TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ SİRKÜLER RAPOR MEVZUAT

Sayı: İstanbul, Konu: Bazı Vergi Kanunlarında değişiklikler içeren Yasa Tasarısı nın Kurumlar Vergisi Kanunu ile ilgili düzenlemeleri.

Galatasaray Sportif Sınai ve Ticari Yatırımlar Anonim Şirketi ve Bağlı Ortaklıkları

DEFTER TUTMA MÜKELLEFİYETİ VE TASDİK ZAMANLARI

Yürürlük MADDE 2 (1) Bu Tarife 1/1/2017 tarihinde yürürlüğe girer.

2009/ Konu: 15 ve 30 ncu Maddedeki Tevkifat Oranlarıyla İlgili Düzenlemeleri Açıklayan Kurumlar Vergisi Sirküleri

ADİ ŞİRKETLERİN GENEL ÖZELLİKLERİ VE BU ŞİRKETLERİN VERGİLENDİRİLMESİ

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

VERGİ MÜKELLEFLERİNE YENİ BİR TEŞVİK UNSURU: GİRİŞİM SERMAYESİ FONU

KONU: Kayıtlı Elektronik Posta Adresini Almayana TL İdari Para Cezası Uygulanacak Hakkındaki Açıklamalarımız

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2013/113. Bireysel Emeklilik Sistemine Yapılan Aktarımlar ve Tevkifat Uygulamasına İlişkin Sirküler Yayınlandı.

Elektronik ortamda kesin mizanı vermek mecburiyetinde olanlar bildirimlerini ;

Galatasaray Sportif Sınai ve Ticari Yatırımlar Anonim Şirketi ve Bağlı Ortaklıkları

ZİRAAT HAYAT VE EMEKLİLİK A.Ş YILI KURUMSAL YÖNETİM İLKELERİ NE UYUM RAPORU

ANONİM ŞİRKETLERİN GENEL KURULLARINDA UYGULANACAK ELEKTRONİK GENEL KURUL SİSTEMİ HAKKINDA TEBLİĞ YAYIMLANDI

%5 ORANINDA 1. TEMETTÜ DAĞITMAK ZORUNLU HALE GELDİ Mİ?

SİRKÜLER İstanbul,

Özelge: Kat karşılığı inşaat işi yapan yapı kooperatifinin vergilendirilmesi hk.

SİRKÜLER ( ) Konu: Elektronik Ortamda Bildirilecek Olan Kesin Mizan Bildirimi nin Gönderilmesinde Uygulanacak Usul ve Esaslar.

42 Sıra No.lu Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Genel Tebliği Yayımlandı DUYURU NO:2010/01

KOOPERATİF SİGORTACILIĞI ve TEKAFÜL

TİCARÎ SIR, BANKA SIRRI VE MÜŞTERİ SIRRI HAKKINDA KANUN TASARISI

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

Arsa Karşılığı İnşaat İşlerinin Vergilendirilmesinde Ne Değişti?

KESİN MİZAN GÖNDERME ZORUNLULUĞU KALDIRILDI

Sirküler Rapor /165-1

Sirküler Rapor Mevzuat /167-1 BAĞIMSIZ DENETİM YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK YAYIMLANDI

MÜTEŞEBBİSLER HANGİ ŞİRKET TÜRÜNÜ VE TİCARİ FAALİYETLERİNDE HANGİ KONULARI TERCİH EDİYOR

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI MERSİN VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK MESLEKLERİNE İLİŞKİN HAKSIZ REKABET VE REKLAM YASAĞI YÖNETMELİĞİ

Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü

AKTİFE KAYITLI TAŞINMAZLARIN BAŞKA ŞİRKETLERE AYNİ SERMAYE OLARAK KONULMASINDA KDV

1163 SAYILI KOOPERATİFLER KANUNU NUN EK 2. MADDESİNDE ÖNGÖRÜLEN SUÇ VE CEZALAR. T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı

BAKIŞ MEVZUAT KONU: KURULUŞU VE ESAS SÖZLEŞME DEĞİŞİKLİĞİ İZNE TABİ ANONİM ŞİRKETLERİN BELİRLENMESİNE İLİŞKİN TEBLİĞ YAYIMLANDI

Bu rapor, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu uyarınca yürütülen düzenlilik denetimi sonucu hazırlanmıştır

tarih ve sayılı Resmi Gazete de 87 Seri No.lı Gider Vergileri Genel Tebliği yayınlanmıştır.

TİCARET ŞİRKETLERİNDE ANONİM ŞİRKET GENEL KURULLARI DIŞINDA ELEKTRONİK ORTAMDA YAPILACAK KURULLAR HAKKINDA TEBLİĞ YAYIMLANDI

Bedelsiz mal teslimi belge düzeni ve Form Ba-Bs Hk.

SİRKÜLER Yılında Tutulacak Defterler Ve Tasdik Zamanları Hakkında

Transkript:

Başyazı Değerli Karınca Dostları, Kooperatifçilik Sevdalıları Karınca dergimizin 933. sayısı ile karşınızdayız. Sonbaharın başladığı Eylül ayında, bir taraftan insanımız kışa hazırlık yaparken, bir taraftan da yeni yasama yılı ile birlikte kooperatifçiliğimizin sabırsızlıkla beklediği yeni yasal düzenlemelerin biran önce yapılarak, kooperatifçimizin sorunların çözülmesini ve sektörün tıkanıklıklarının giderilmesini bekliyor. Değerli Dostlar; Kooperatifçilik artık günümüzde yalnızca eski sosyalist sistemin bir aracı olma yaftasından kurtuldu. Artık sadece eski sol blok ülkeleri ile birlikte anılmıyor. Gelişmiş demokrat, liberal bir çok ülke kooperatifçilik alanında büyük atılımlar yaptılar, bu sektörden kazançlı çıktılar, milli refah düzeylerini artırdılar. Artık ülkemizde de kooperatifçiliğe karşı olan ön yargılar yıkılmalı, sektörün salt konut sektörüne indirgenmesi yanlışına son verilmeli ve ülke olarak bütüncül kalkınmayı gerçekleştireceğimiz ana-temel tüm sektörlerde kooperatifçilik ruhundan yararlanabilmek için gerekli yasal düzenlemeler biran önce yapılmalıdır. Bu düzenlemeler yapılırken kooperatifçilik alanında dünyadaki gelişmeler dikkatli izlenmeli ve bu değişim ve dönüşüme uyumlu yeni düzenlemeler için ülkemizde yasal mevzuat hazırlanmalıdır. Özellikle yeni nesil kooperatifler dikkatlice izlenmeli ve bu uygulamanın ülkemizde de yaygınlaşması için gerekli zemin oluşturulmalıdır. Esasında tüm dünyada 20. yüzyılın son çeyreğinde tarım ve gıda endüstrilerinde görülen yapısal değişim, 2000 li yıllarda daha da hızlanmıştır. Bu dönemde görülen yapısal değişimlerde kooperatiflerin etkileşimi şu şekilde olmuştur: -Piyasalarda çiftçilerle ürün sağlayıcılar ve ürünleri satın alanlar arasında farkın büyümesi, -Belirli oranlarda odaklaşmaların görülmesiyle, bazı pazarlara ulaşmada önemli oransal kayıpların görülmesi, -İç pazar üreticilerin karşı karşıya olduklarından daha düşük maliyette, ancak düşük çevre ve gıda güvenliğine sahip yeni pazarların piyasaya meydan okumaları, -Üreticilerin girişimcilik yönlerini değiştiren, çok sayıda üretim şartı içeren sözleşmelerin yapılması, -Mülkiyeti elinde bulunduranlarca üretimin ve pazarlamanın denetlenebilmesi, klasik, yerleşmiş sistemlerin kullanımına daha fazla rağbet edilmesi. Bu değişim ve etkileşim süreci, üreticilerin; kooperatiflerle koordine içinde bulunan kooperatif sisteminin geliştirilerek, kendi sanayilerinin denetimlerini üslenmeleri gerekliliğini ortaya koymuştur. Yeni Nesil Kooperatiflerin ortaya çıkışı ABD de son dönemlerde görülen bir gelişmedir. Teknolojideki yeni gelişmeler, yerel ve uluslararası pazarlarda ve ticari düzenlemelerle görülen hızlı değişim, günümüzde tarımsal sanayiinin ve kırsal toplulukların vazgeçilmez unsuru kooperatiflere hem meydan okumaları hem de yeni fırsatları birlikte sunmaktadır. Söz konusu bu ortamda çiftçiler üretimlerini çeşitlendirerek ve yeni fırsatları değerlendirerek, kendi ürünlerine, hizmetlerine ve varlıklarına değer katmak zorunda kalmaktadırlar. Aksi takdirde, söz konusu bu sürece uyulmaması, ekonominin bir çok alanında 1

görülen iflasların ve yok olmaların bu alanda da görülmesine yol açacaktır. Bu fırsatlar karşılığında bazı çiftçiler kaynaklarını bir havuzda toplamakta ve faaliyetlerinin değerlendirme sürecinde de inisiyatif sahibi olmaktadırlar. Bu durum doğal olarak gelirlerin artmasına yol açmakta, sonuçta da doğal olarak, kırsal topluluklar için istihdam alanları oluşturulmakta ve ekonomik büyüme sağlanmaktadır. Bu olumlu sonuçlara yol açan değer odaklı yaklaşıma Amerika Şeker Pancarı üreticileri 1970 lerde öncülük etmiştir. O zamanki model günümüzün yeni jenerasyonuna da ilham kaynağı olmuştur. Sığırcılık, tahıl, soya fasulyesi, yumurtacılık ve kümes hayvancılığı ile uğraşanlar kooperatifleşmişler, ürünlerinde ve üretimlerinde farklılaşmaya gitmişlerdir. Bazı kooperatifler hammadde fiyatlarını yükseltseler de üyelere yönelik ekonomik kârlar ürün işlemeye dönük faaliyetlerden dolayı mevcudiyetini korumuştur. Yeni nesil kooperatiflere (YNK) ABD den şunlar örnek verilebilir: Dakota Makarna Üreticileri Kooperatifi, Buğday Ekmeği Fırıncılar Kooperatifi, Güney Dakota Soya Üreticileri Kooperatifi, Kuzey Amerika Bizon Kooperatifi, Iowa Hindi Üreticileri Kooperatifi, ABD Sığır Eti Üreticileri Kooperatifi...Bunların bir kısmının faaliyetleri son zamanlarda oldukça sınırlanmıştır. Doğal olarak da bu kooperatifler kendilerine yeni faaliyet alanları belirlemişler ve yeni tekniklerle kooperatifçiliği sürdürmeye başlamışlardır. Diğer bir grup, Pasifik Kıyısı Üreticileri gibi, üreticilerin sunumda bulundukları yeni alanlarda mülkiyet sahibi olmaya çalışmışlardır. YNK ların diğer bir kısmı ise çiftlik üretimi için yeni oluşumlara gitmişlerdir. Kooperatifçilik sektöründe özellikle ABD de görülen bu gelişmelerin biran önce ülkemize de sirayet etmesini ve kıyaslama yöntemi ile başarılı örneklerin alınıp uygulanmasını bekliyoruz. Değerli Karınca Dostları; Bu temennilerimizin gerçekleşmesi arzusu ile hazırladığımız Karınca dergimizin 933. sayısında yeni makale ve değerlendirmelerle karşınızdayız. Bu sayımızda ilk yazımız Hakan Tunçağıl tarafından kaleme alındı. Yazar çalışmasında Fortuna Global 500 kapsamında başarılı kooperatif istatistiklerini sunarak, okuyucunun dikkatini bu yöne çekmeye çalışıyor. 1995 yılından bu yana her yıl düzenli olarak yayınlanan Fortune Global-500 listeleri, dünyadaki dorudan yabancı yatırımların %90 ını ve dünya ticaretinin yaklaşık %50 sini göstermesi açısından önem taşıyor. Diğer taraftan bu listeler, günümüzde yaşanan küresel rekabet ortamında işletmelerin durumlarını, dolayısıyla kooperatiflerin diğer işletmeler karşısındaki durumlarını da gösteriyor. Dergimizin bu sayısının ikinci makalesi Ertuğrul Güreşçi tarafından hazırlanmış ve Tarımda Kooperatifçiliğin Önemi ve Türkiye deki Durum başlığı ile karşınıza çıkıyor. Çalışmada tarımsal kooperatifçilikte istenen başarının sağlanamamasının temel nedenleri olarak; kooperatifleşme bilincinin yetersizliği, kooperatiflerde yetişmiş eleman sorunu, kooperatifler için bilgi toplama ve kayıt sistemindeki eksiklikler, yetersiz kamu desteği, mali sorunlar, finansman sorunları, bazı grupların kontrolü ve hukuki sorunlara gösterilmiş. Bu makalenin ardından S. Tunahan Baykara; Yapı Kooperatiflerinin Kurumlar Vergisi Karşısındaki Durumu, Yasin Yavuz; Kooperatif Denetim Kurulları, Yaşanan Sorunlar Ve Çözüm Önerileri, M. Akif Özer; Başarılı Kooperatiflerimizden Örnekler, M. Akçakaya; Kamu Yönetiminde Etik Sorunlar ve Yozlaşma, Yılmaz Arslan; Azerbaycan da Bölgesel Dış Yatırım Olanakları Ve Öncelikli Alanlar, Hüseyin Özdemir; Köyler Mahalle Olunca Sorunlar Çözüldü Mü? başlıklı makaleleri ile bu sayımıza önemli katkı sunuyorlar. Ayrıca Nail Tan ın Prof. Dr. İbrahim Pelin ile ilgili değerlendirmesi ve Tahir Akcan ın kooperatifçi kadınlarımızla ilgili şiiri de dergimize renk katıyor. Her zamanki gibi dergimizin son kısmında Geçmiş Zaman Olur ki bölümüyle geçmişe bir yolculuk yapıyoruz. Çalışmalarıyla dergimize zenginlik katan tüm yazarlarımıza şükranlarımızı sunuyoruz. Yeni sayıda buluşmak üzere sağlıcakla kalın. 2

İSTATİSTİKLERDE KOOPERATİFLER: FORTUNE GLOBAL-500 Hakan TUNÇAĞIL * Tarım gibi geleneksel alanların dışında banka, sigorta, eğitim, enerji, sağlık gibi birçok değişik sektörde insanları bir araya getiren kooperatifçiliğin temelinde birlikte iş yapma ve dayanışma anlayışı vardır. Aynı ya da benzer ihtiyaçları olan insanlar, kooperatif çatısı altında bir araya gelerek ihtiyaçlarını en uygun şekilde karşılamayı amaçlar ve bu esnada kooperatifin işletme politikasının belirlenmesinde de aktif rol oynar. Bu nedenle kooperatif ortaklarında aidiyet duygusu, diğer organizasyonlara göre daha fazladır. 1 Kooperatif işletmeler; sermaye veya şahıs şirketlerinden veya vakıf ve dernek gibi sivil toplum kuruluşlarından farklı olarak hem insani ve etik değerlere önem verirler hem de bu değerlere uygun olarak işletme faaliyetlerini belirlerler. Bugün, yüz yetmiş yıllık geçmişi olan yedi kooperatifçilik ilkesi doğrultusunda yönetilen bu işletmeler 2, ortaklarının çıkarlarını korurken aynı zamanda faaliyet bölgesindeki topluma da ürettiği veya desteklediği sosyal ve kültürel etkinliklerin yanında yarattığı istihdam ve çevreci politikalarla sahip çıkar. Öte yandan, kooperatifin yönetiminde, kontrolünde, denetiminde kısaca her alanında ortakların doğrudan veya dolaylı olarak katkısı söz konusudur. Tüm bu özellikleri, kooperatiflerin insan odaklı işletme karakterini ortaya koymakta ve onları diğer girişim modellerinden farklı * Gümrük ve Ticaret Uzmanı (H.Tuncagil@gtb.gov.tr) 1 HAZAR, Nurettin (1990). Kooperatifçilik Tarihi Türk Kooperatifçilik eğitim Vakfı Yayınları, Ankara, s. 74. 2 International Cooperative Alliance (ICA), Kooperatifçilik İlke ve Değerleri (Erişim: 11.04.2014 Adres: http://ica.coop/en/ whats-co-op/co-operative-identity-values-principles). Ayrıca bkz. MCPERSON, Ian (2013) Cooperatives Concern for the Community: From Members Towards Local Communities Interests EURICSE, Working Paper No:46/13 (Erişim: 11/04/2014 Adres: http://papers.ssrn.com/sol3/papers. cfm?abstract_id=2196031) ve çok daha ileri bir seviyeye taşımaktadır. Kooperatif İstatistikleri Usta kooperatifçi Kasım ÖNADIM ın yaklaşık yirmi yıl önce belirttiği 3 gibi: Kooperatifçiliğin demode olduğunu söyleyenler, kooperatif kuruluşların demokratik ileri ülkelerde ortaya koydukları başarıları görmezlikten gelenlerdir. Biraz da kooperatiflerin yakaladıkları başarıların toplumda geniş kitlelere duyurulamamasından kaynaklanan bu durumun aşılması amacıyla ulusal ve uluslararası alanda kooperatifçiliğin tanıtılması ve gelişmesine uygun bir politik ve yasal ortam yaratılmasına yönelik olarak son yıllarda birçok çalışma yürütülmektedir. Birleşmiş Milletler (BM), Uluslararası Çalışma Örgütü (UÇÖ) ve Uluslararası Kooperatifler Birliği nin (UKB) kooperatifçiliğin geliştirilmesine ilişkin temel kararları, hazırladıkları raporlar ve kitaplar 4 dışında son olarak 2012 yılının Uluslararası Kooperatifler Yılı olarak ilan eden BM Genel Kurul Kararı 5 bu çabaların en güzel örneklerindendir. BM tarafından doğrudan veya UÇÖ, Gıda ve Tarım Örgütü gibi alt örgütleri aracılığıyla ya da Avrupa Kooperatif Bankaları Birliği gibi kıtasal düzeyde kooperatiflerin bir araya gelerek 3 Türkiye Milli Kooperatifler Birliği, Kooperatiflerin Güncel Sorunları ve Çözüm Önerileri (1996) ÖNADIM, Kasım, Açılış Konuşması s. 2. 4 AYDOĞUŞ, S. Ed. (2010) Kooperatifçilikle İlgili Uluslararası Kararlar, (3. Bs), Türkiye Kent Kooepratifleri Merkez Birliği, Ankara, s. 3 vd. 5 64/136 sayılı BM Genel Kurul Kararıyla 2012 yılı Uluslararası Kooperatifler Yılı olarak ilan edilmiştir. Yıl kapsamında yürütülen çalışmalarla ilgili detaylı bilgiye Kooperatifçilik Genel Müdürlüğünün internet sitesinden ulaşılabilir. Ayrıca bkz. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü, 2012 Türkiye Uluslararası Kooperatifler Yılı Faaliyet Raporu, 2013 (http://koop.gtb.gov.tr/data/51ed1eae487c8e11984552f8/ Kooperatifçilik%20Genel%20Müdürlüğü%20UKY%20 Faaliyet%20Raporu%20Mayıs%202013.pdf) 3

oluşturduğu kuruluşlar aracılığıyla birçok farklı alanda kooperatiflere ilişkin istatistikî bilgi ve raporlar üretilmektedir. Kuşkusuz bu raporlardan en önemli olanı 2005 yılından bu yana, kooperatiflerin ve üst kuruluşlarının bir araya gelerek oluşturduğu en büyük çatı kuruluş olan Uluslararası Kooperatifler Birliği 6 (UKB) tarafından sistematik olarak hazırlanan Global-300 başlıklı rapordur. UKB nin bir proje olarak başlayan bu çalışmaları, kooperatifçiliğin ve kooperatiflerin kendine özgü yapılarıyla ulaştıkları başarıların dünya genelinde tanıtılması amacıyla hazırlanmakta ve başarılı kooperatifleri detaylı bir liste halinde kamuoyuna sunmaktadır. Öte yandan, gerek UKB Raporları gerekse kooperatiflerle ilgili diğer uluslararası kurum veya kuruluşlar tarafından hazırlanan raporlar incelendiğinde dikkat çekici olan nokta, söz konusu UKB listelerinin üst sıralarındaki kooperatif işletmelerin birçoğunun, aynı zamanda iş dünyasına yönelik hazırlanan dergilerden biri olan Fortune tarafından her yıl a- çıklanan Global-500 listelerinde de yer almasıdır 7. Bu durum; ICA nın ve diğer kuruluşların yürüttüğü çalışmaların sektörün kendi kendisini övmesi gibi bir nitelik taşımadığını, aksine başka kuruluşlar tarafından yürütülen araştırmalarla da desteklendiğini göstermesi bakımından önemlidir. 6 Kurulduğu 1895 yılından bugüne dünyadaki kooperatifleri birleştiren, temsil eden ve onlara hizmet sunan bağımsız bir kuruluş olan UKB nin, Ocak 2014 itibariyle 100 farklı ülkeden, ekonominin tüm sektörlerinde etkinlik gösteren 272 üyesi bulunmaktadır. UKB, dünya genelinde bir milyardan fazla insanı temsil etmesiyle günümüzdeki en geniş sivil toplum kuruluşlarından biri haline gelmiştir. (UKB internet sitesi Erişim: 15/07/2014 Adres: http://ica.coop/sites/default/files/media_ items/international%20co-operative%20alliance.pdf). 7 Fortune Global 500 listeleri (Erişim: 02/01/2014 Adres: http:// money.cnn.com/magazines/fortune/). Fortune Global-500 Listelerinde Kooperatifler 1995 yılından bu yana her yıl düzenli olarak yayınlanan Fortune Global-500 listeleri, dünyadaki dorudan yabancı yatırımların %90 ını ve dünya ticaretinin yaklaşık %50 sini göstermesi açısından önem taşımaktadır. Diğer taraftan bu listeler, günümüzde yaşanan küresel rekabet ortamında işletmelerin durumlarını, dolayısıyla kooperatiflerin diğer işletmeler karşısındaki durumlarını da göstermektedir. Bu kapsamda, son sekiz yılın listelerinde yer alan on kooperatife ait verileri derlediğimizde kooperatiflerin başarılı duruşlarını görmekteyiz. Tablo 1- Son Sekiz Yılda Fortune Global-500 Listesindeki İlk On Kooperatif Kaynak: Türkiye Kooperatifçilik Stratejisi ve Eylem Planı, Fortune Global-500 Listeleri. İlk olarak Türkiye Kooperatifçilik Stratejisi ve Eylem Planı (2012-2016) nda yer alan 8 ve 8 Türkiye Kooperatifçilik Stratejisi ve Eylem Planı (2012-2016) 17/10/2012 tarih ve 28444 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır. 4

Fortune dergisi verilerine göre güncellenen Tablo 1 deki kooperatif işletmeler, özellikle 2010 yılında ekonomik güçlerini ciddi oranda artırarak 335,7 milyar dolarlık ciro toplamlarıyla son sekiz yıldaki en yüksek ekonomik etkinliğe erişmişlerdir. 2013 yılında ise listede yer alan kooperatif sayısı sekize, ciro toplamı ise 322,8 milyar dolara inmiştir. Ekonomik krizlere karşı diğer işletme modellerine kıyasla daha dayanıklı olan kooperatiflerin bu özelliklerini son krizde de kanıtladıkları düşünülürse 9, bu düşüşün nedeni olarak kooperatiflerin ülke ekonomisinin toparlanmasını sağlama yönündeki faaliyetlerine ağırlık vermesi olduğu söylenebilir. Tablo 2 den anlaşıldığı üzere, Fortune listelerinde yer alan kooperatiflerin ciro toplamları yıllar içinde artış göstermiştir. Her ne kadar bazı yıllar düşüş görülse de, 2006 ile 2013 yılı arasında 73 milyar dolarlık fark yaklaşık %30 luk bir büyümeye işaret etmektedir. Bu artışın, küresel bir krizin yaşandığı ve etkilerini devam ettirdiği yıllara rağmen sağlanmış olması da kooperatif yapıların güçlü yanlarını bir kez daha ortaya koymaktadır. İlk üç kooperatif işletmenin örnek çizgisi Tablo 1 de yer alan listenin en üst sırasında bir Fransız kooperatif bankası olan Credit Agricole bulunmaktadır. Banka, üyesi olan bölge bankaların da katkısıyla 2013 yılında 5,136 milyon avroluk net gelir elde etmiştir. Ayrıca banka müşterilerine ait toplam varlıklar her yıl ortalama olarak %3 oranında artmaktadır. 10 Credit Agricole, her nekadar son yıllarda biraz ivme kaybetse de 95,2 milyar dolarlık cirosuyla birçok sermaye şirketini geride bırakarak 2013 yılı listesinde 73. sırada yer almayı başarmıştır. Tablo 1 deki listenin ikinci sırasında ise, yaklaşık otuz bin çalışanı bulunan bir Alman kooperatif bankası olan DZ Bank bulunmaktadır. Bu kooperatif bankasının 2013 yılının ilk altı ayı içerisindeki net karı 917 milyon avroya ulaşarak bir önceki yılın ilk altı ayına oranla %226 artmıştır 11. Bu ekonomik göstergenin vergi boyutuna bakacak olursak, bir önceki yıla oranla yaklaşık dört kat vergi ödendiğini görmekteyiz. Ayrıca bkz. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü, Gelişmiş Ülkelerde Kooperatifçilik Uygulamaları, 2013 (Erişim: 03/07/2014 Adres: http://koop.gtb.gov.tr/ data/53f446f5f2937070ec108368/guku-son.pdf) 9 International Labour Organization (2009). Resilience of the Cooperative Business Model in Times of Crisis, (Erişim: 15/01/2014 Adres: http://ilo.org/empent/publications/ WCMS_108416/lang--en/index.htm). 10 Credit Agricole kurumsal internet sitesi (Erişim: 15/03/2014 Adres: http://www.credit-agricole.com/en/investor-andshareholder/press-releases/results-for-the-fourth-quarterand-full-year-2013 11 DZ Bank kurumsal internet sitesinde yer alan bilgilere dayanılmıştır (Erişim: 19/01/2014 Adres: https://www.dzbank. com). 5

On milyon müşterisi ve iki milyona yakın ortağıyla Hollanda nın en büyük bankalarından biri olan Rabobank 2013 yılı için 2 milyar avro net kar elde edildiğini bildirmiştir. 12 Bu banka Tablo 1 deki listenin üçüncü sırasındadır. Sonuç Yukarıda yer yer verilen istatistiki bilgiler, kooperatiflerin en iyi faaliyet alanlarını aslında gelişmiş pazar ekonomilerine sahip ülkelerde bulduklarını göstermektedir. Bu ülkelerde, gerek köklü bir kooperatifçilik geleneği olması gerekse kooperatifçiliğin gelişmesine imkan sağlayan yasal ve kurumsal düzenlemelerin yerleşmiş olması güçlü kooperatif yapılarının kurulup işletilmesine uygun bir ortam yaratmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerde ise kooperatifçilikten sosyal, kültürel veya ekonomik gibi birçok alanda beklenilen katkının alınamamış olması; temel sorunlarının çözülememesi ve bu nedenle kooperatifçiliğin ideal yapıya kavuşturulamamasından kaynaklanmaktadır. Doğrudan doğruya kar odaklı bir yaklaşıma sahip olmayıp insan odaklı hareket eden kooperatifler, mevcut yapısıyla artan sosyal sorunlara çözüm getiremeyen ve bir yandan da küçülme eğilimine giren kamu sektörünün de etkisiyle sosyal ekonomi veya üçüncü sistem ya da üçüncü sektör olarak adlandırılan yeni bir ekonomik, toplumsal ve siyasal yaklaşımı gündeme getirmiştir. 13 Maliyetleri azaltarak 12 Rabobank kurumsal internet sitesi (Erişim: 15/03/2014 Adres: https://www.rabobank.com/en/results/ stories/press_ Release_Annual_Results_2013.html). 13 Köstekli, Ş (2005). İstihdam Stratejileri ve Türkiye İçin Bir Model Önerisi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Anabilim Dalı Doktora daha iyi hizmet sunulabilmesi için devlet fonksiyonlarının sivil toplum örgütlerine devretme eğiliminin giderek arttığı günümüzde kooperatiflerin de dahil edildiği üçüncü sektör, toplumun bir bütün olarak kalkınmasında önemli ve yeni görevler üstlenmektedir. Devletlerin, dayanışma ruhuyla hareket eden insanların kurduğu kooperatif yapıları destekler yöndeki çalışmalarının bir nedeni de, bu oluşumların serbest pazar ekonomilerinde yaşanan zayıflıkları azaltarak çeşitli ekonomik aktörlerin, ekonomik sistemde yer ve söz sahibi olabilmeleri bakımından denge sağlayıcı bir işletme modeli olmasındandır. Ülkemiz açısından ise; kooperatifçiler için bir başucu kitabı niteliğinde olan Türkiye Kooperatifçilik Stratejisi ve Eylem Planı nda yer alan hedefler doğrultusunda dünya genelinde marka niteliğini kazanmış başarılı kooperatif yapılarına ulaşılmasının hiç de zor olmadığı düşünülmektedir. Kaynakça AYDOĞUŞ, Serpil Ed. (2010). Kooperatifçilikle İlgili Uluslararası Kararlar, (3.Bs), Türkiye Kent Kooepratifleri Merkez Birliği, Ankara. DZ Bank kurumsal internet sitesi (Erişim: 19/01/2014 Adres: https://www.dzbank.com). Credit Agricole kurumsal internet sitesi (Erişim: 15/03/2014 Adres: http://www.credit-agricole.com) Fortune Global 500 listeleri (Erişim: 02/01/2014 Adres: http://money.cnn.com/magazines/fortune/). Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü (2013). 2012 Türkiye Uluslararası Kooperatifler Yılı Faaliyet Raporu, (http://koop.gtb. gov.tr/data/51ed1eae487c8e11984552f8/ Kooperatifçilik%20Genel%20Müdürlüğü%20UKY%20Faaliyet%20Raporu%20Mayıs%202013.pdf) Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü (2013). Gelişmiş Ülkelerde Koopera- Tezi, İstanbul, s. 97. 6

tifçilik Uygulamaları, (Erişim: 03/07/2014 Adres: http://koop.gtb.gov.tr/data/53f446f5f2937070ec 108368/GUKU-SON.pdf) HAZAR, Nurettin (1990). Kooperatifçilik Tarihi Türk Kooperatifçilik eğitim Vakfı Yayınları, Ankara. KÖSTEKLİ, Şeyma İpek (2005). İstihdam Stratejileri ve Türkiye İçin Bir Model Önerisi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Anabilim Dalı Doktora Tezi, İstanbul. MCPERSON, Ian (2013) Cooperatives Concern for the Community: From Members Towards Local Communities Interests EURICSE, Working Paper No:46/13 (Erişim: 11/04/2014 Adres: http:// papers.ssrn.com/sol3/papers.cfm?abstract_ id=2196031) Rabobank kurumsal internet sitesi (Erişim: 15/03/2014 Adres: https://www.rabobank. com/) Resilience of the Cooperative Business Model in Times of Crisis, International Labour Organization, 2009, (Erişim: 15/01/2014 Adres: http://ilo.org/ empent/publications/wcms_108416/lang--en/index.htm). Türkiye Kooperatifçilik Stratejisi ve Eylem Planı (2012-2016) Yayımlandığı Resmi Gazete 17/10/2012-28444. Uluslararası Kooperatifler Birliği kurumsal internet sitesi (Erişim: 15/03/2014 Adres: http://ica.coop) Türkiye Milli Kooperatifler Birliği (1996). Kooperatiflerin Güncel Sorunları ve Çözüm Önerileri ÖNA- DIM, Kasım, Açılış Konuşması. 7

TARIMDA KOOPERATİFÇİLİĞİN ÖNEMİ VE TÜRKİYE DEKİ DURUM Ertuğrul GÜREŞCİ * Tarım, insanoğlunun en eski uğraşlarından birisidir. Avcılık ve toplayıcılıktan, avladığını ıslah etme, topladığını yetiştirime, insanoğlunun en önemli kazanımlarından birisidir. İnsanın bu kazanıma tarihsel süreç içerinde nasıl ve ne şekilde geçtiği yönünde çeşitli teoriler ileri sürülmekte ve Tarım Devrimi olarak bu durum açıklanmaya çalışılmaktadır (Güran, 2009; 9-12; Demirci ve Özçelik, 19905-15). İktisatta ihtiyaçlar, karşılandığı zaman mutluluk veren karşılanmadığı aman üzüntü ve elem veren istekler ve arzular şeklinde tanımlanmaktadır. İnsanların zorunlu ihtiyaçları mutlak suretle karşılanması gereken ihtiyaçlarıdır. Bu ihtiyaçları karşılanmadığı takdirde yaşamın idame ettirilmesi imkânsızdır. Bu nedenle, insanın zorunlu ihtiyaçlarının karşılanması sürekli ve istikrarlı bir biçimde sürdürülmelidir. Bu ihtiyaçların ise kaynağı tamamen doğal veya biyolojiktir. Bu noktada, doğal ortamda veya yetiştirilerek elde edilen bitkisel ve hayvansal ürünlerin önemi ortaya çıkmakta çünkü bütün bu ürünler insanın zorunlu ihtiyaçlarını karşılayan temel vasıtalarıdır. Bu yüzden bu ürünlerin üretimi, sürekli ve istikrarlı bir şekilde karşılanabilmelidir. Bu durumda, teknik tarım, tarım politikaları, genel ekonomi politikaları ve sosyal politikalarla birlikte başarılabilmektedir. * Yrd.Doç.Dr. Ahi Evran Üniv. İ.İ.B.F. İşletme Bölümü (ispir_ert@hotmail.com) Tarım sektörü her toplum için elzem ve geliştirilerek korunması gereken bir sektör o- larak değerlendirilmektedir. Temel ihtiyaçların karşılanmasının yanı sıra, devletlerin ekonomisinde de önemli role sahip olan tarım sektörü bu önemini şu yönleri ile ön plana çıkartmaktadır (Karagölge, Kızıloğlu ve Yavuz; 2011, 3-74; Ayyıldız, 15-31). 1. Sanayi ve diğer sektörlere sağladığı hammadde, 2. Sanayi ve diğer sektörlere sağladığı iş gücü ve emek faktörü, 3. Sanayi ve diğer sektörlere sağladığı sermaye ve transferi, 4. Dış ticaretteki rolü, 5. Sosyal ve ekonomik politikalardaki belirleyiciliği, Tarım sektörü bir ülke için sağladığı bu faydaları sürdürebilmesi için ilk önce kendi içerindeki sorunları çözmesi gerekmektedir. Bu sorunlar iki ana başlıkta belirlenmektedir ki bunlardan ilki teknik diğeri e- konomik sorunlardır. Bu sorunların çözünde ise genel yaklaşım devletin bu sorunları çözmesi noktasındaki eksiklik veya yanlışlık olduğu söylenebilir. Çünkü devletin tarım sektöründeki sorunların çözümünde rol oynaması oldukça doğal bir durumdur. Doğal olmayan durum sorun çözümünde tek inisiyatifin devlette olmasıdır. Çünkü devlet sorunları çözerken eğer karşısındaki kitle ile birlikte harekete edemez ise bu kez kâğıt üzerinde bürokratik yorgunlukla 8

ve mali disiplini zorlayan bir anlayışla çözmek zorunda kalacaktır. Bu tür bir çözüm ise tarıma ve ülkeye yeni külfetler getirmede oldukça etkin olabilecektir. Tarımsal sorunların çözündeki kitle ise, tarımsal üretimi yapan ve tarımdan geçimini sağlayanlardır. Türkiye de ve diğer birçok gelişmekte olan ülkelerde tarımsal üretimde faal olan bu nüfusun ciddi bazı problemleri vardır ki bunlar; 1. Nüfusu yoğunluğunun fazla olması ki bu durum tarımda yoksulluk ve geliri düşüklüğüne sürekli zemin hazırlayabilmektedir. 2. Nüfusun dağınık ve örgütsüz olması ki belki de en önemli sorunlardan biriside budur. 3. Eğitim ve bilgi düzeyinin az olması. Bu üç soru birbirileri ile bağlantılı ve eşgüdümlü hareket edebilmektedir. Öncelikle tarımsal sorunların çözümünde bu nüfusun sorunlarını çözebilecek bir duyarlılığın kendilerine kazandırılmasıdır. Bu durum eğitim ile geçtiğini kaba bir tabirle söylemek yerinde olacaktır. Tarımsal üreticileri doğal olarak tarımsal nüfusu bir araya getirebilmek için bu nüfusa kendilerine farkındalık kazandırılması gerekmektedir. Bu ise, örgütlenme ile gerçekleştirilebilecek bir yol olarak değerlendirilebilmektedir. O zaman denilebilir ki eğer tarımsal nüfus örgütlenebilirse diğer iki sorununda üstesinden daha kolay gelinir ve gerçekten ülke kalkınmasında gerekli rolü üstlenebilir. Tarımda örgütlenme birbirinde bağımsız, dağınık ve köylerde yaşayan kır kültürüne sahip toplumlarda elbette oldukça zordur. Türkiye de tarımsal nüfusun küçük tarım işletmelerinde faaliyet göstermeleri ve köylerde köy kültürü içerisinde tarımsal faaliyetlerini sürdürmeleri bu noktada önemli bir zorluk olarak görülmektedir. Tarımsal nüfusun örgütlenmesindeki bu zorluklar elbette kamu gücüyle veya inisiyatifiyle aşılması mümkündür. Bu tür bir örgütlenmede karşımıza bazı alternatifler çıkmaktadır. Bunlar; 1. Tarımda sendikalaşma, 2. Tarımda üretici birlikleri, 3. Kooperatifleşme, Tarımda sendikalaşmanın olabilmesi için, tarımda işçi-işveren ve hizmet sözleşmesi sisteminin yani iş kanunun uygulama alanına sahip olması gerekmektedir (Güreşci, 2013). Bu durum çalışma hayatı ile birlikte ve hukuki düzenlemeler kapsamında ele alınması gereken özel bir konudur. Üretici birlikleri ise belirli bir yasa çerçevesinde daha sınırlı bir alanda kendisini gösterebilmektedir (Güreşci, 2010). Bu noktada gözler kooperatifler üzerine çekilmektedir. Kooperatifçiliğin geçmişi çok eskilere dayanmaktadır. Ancak bugünkü anlamda kooperatifçilik sisteminin, İngiltere nin Rochdale Kasabası ndaki tekstil işçilerinin kurmuş oldukları tüketici kooperatiflerine dayandığını söylemek yerinde bir değerlendirme olacaktır (Ecer, 1992; Koç, 2001). Türkiye de ise kooperatifçiliğin Mithat Paşa nın Memleket Sandıkları ile başlangıç yaptığı kabul edilmektedir. Bu başlangıç özellikle G. Mustafa kemal Atatürk ün kooperatifleşmeye verdiği öne ile daha da gelişmiştir. Ancak Türkiye de kooperatifleşmede 1969 yılında çıkarılan 1163 sayılı Kooperatifler Yasası önemli bir dönüm noktasıdır. Bu yasa Türkiye deki kooperatifleri, ortak bir anlayış ile temel kooperatifçilik ilkeleri doğrultusunda bir araya getirmeyi hedeflemiştir. Aradan geçen yıllar içerinde yasa çeşitliği değişikliğe uğrasa da günü- 9

müzdeki ihtiyaçları karşılamada yetersiz olduğu söylenebilir. Türkiye de tarımsal kesimdeki kooperatifleşmede, sadece bu yasa etrafında kurulan kooperatifler mevcut değildir ki bu yasanın yanı sıra devlet destekli ve özel bir yasa ile kurulan diğerlerine göre daha avantajlı konumda olan 1581 sayılı Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri yasasıda mevcuttur. Türkiye de kooperatiflerin sayısı ile ilgili a- şağıdaki tablodan bazı sonuçlar çıkarılabilir (Tablo 1). 4. Tarımsal amaçlı kooperatiflerde ortalama kooperatif ortağı sayısı 299,50 kişi, toplam kooperatiflerin ortalamam ortak sayısı 86.27 dir. 5. Tarımsal amaçlı kooperatiflerde kooperatif sayılarının oranları; tarımsal kalkınma kooperatiflerinde (%62.92), sulama kooperatiflerinde (%19.22), su ürünleri kooperatiflerinde (%4.02), pancar ekicileri kooperatiflerinde (%0.24) ve tarım kredi kooperatiflerinde ise (%13.60). Bu tablodan yararlanılarak aşağıdaki bazı sonuçlar elde edilebilir; 1. Türkiye de tarımsal amaçlı kooperatifler; tarımsal kalkınma, sulama, su ürünleri, pancar ekicileri ve tarım kredi kooperatifleri başlıklarında toplanmaktadır. 2. Tarımsal amaçlı kooperatifler toplam kooperatiflerin %15.42 dir. 3. Tarımsal amaçlı kooperatiflerdeki ortak sayısı toplam kooperatif ortaklarının %47.98 dir. 6. Tarımsal amaçlı kooperatiflerde ortak sayılarının oranları; tarımsal kalkınma kooperatiflerinde ( %21.66), sulama kooperatiflerinde (%7.61), su ürünleri kooperatiflerinde (%0.78), pancar ekicileri kooperatiflerinde (%42.13) ve tarım kredi kooperatiflerinde ise (%27.82). 7. Tarımsal amaçlı kooperatiflerde ortalama kooperatif ortağı sayısı; tarımsal kalkınma kooperatiflerinde (103. 09), sulama kooperatiflerinde (118. 54), su ürünleri kooperatiflerinde (57.42), pancar ekicileri kooperatifinde (52870. 35) ve tarım kredi kooperatiflerinde ise (612. 89). 8. Türkiye de toplam kooperatif birlik sayı- 10

sı 598 olup bunun %21.07 sini tarımsal a- maçlı kooperatif birlikleri oluşturmaktadır. 9. Türkiye de her bir kooperatif birliğine ortalama 35.22 kooperatif düşerken bu oran tarımsal amaçlı kooperatiflerde 60.89 dur. 10. Türkiye de toplam 13 merkez kooperatif birliği mevcutken bunun %53.90 nını tarımsal amaçlı kooperatif merkez birliği oluşturmaktadır. Tablo 1 den elde edilen sonuçlara göre en genel sonuç Türkiye de kooperatifleşmede tarımsal amaçlı kooperatifler önemli bir yer tuttuğu görülmektedir. Tarımsal amaçlı kooperatifleşmede beklenen faydanın sağlanamadığı bir gerçektir. Bunun temel nedenleri aşağıdaki gibi özetlenebilir: 1. Kooperatifleşme bilincinin yetersizliği, 2. Kooperatiflerde yetişmiş eleman sorunu, 3. Kooperatifler için bilgi toplama ve kayıt sistemindeki eksiklikler, 4. Yetersiz kamu desteği, 5. Mali sorunlar 6. Finansman sorunları, 7. Bazı grupların kontrolü, 8. Hukuki sorunlar, Kooperatifleşmenin tarım sektörü için elzem bir örgütlenme biçimi olduğu gelişmiş bütün ülkelerde kabul görmektedir. Bu durun Türkiye gibi ülkelerde, siyasi, ekonomik ve sosyal nedenlerden dolayı yeterince gelişme gösterememektedir. Tarımsal amaçlı kooperatiflerdeki iki yaşsalı uygulama, finans sorunu ve yetersiz eğitim çalışmaları bunu daha da gün yüzüne çıkartmaktadır. Türkiye de kooperatifçiliğin geleceği ile alakalı olarak 2012-2016 strateji ve eylem planındaki durum aşağıdaki gibi görülmektedir: Türkiye Kooperatifçilik Vizyonu Güvenilir, verimli, etkin ve sürdürülebilir ekonomik girişimler niteliğini kazanmış bir kooperatifçilik yapısına ulaşmak Genel amaç Kooperatifçiliğe daha elverişli bir ortam sağlamak; toplumda olumlu bir kooperatifçilik imajı oluşturmak ve sektöre güveni artırmak; verimli ve etkin uygulamaları ortaya çıkarmak; sürdürülebilirlik, rekabet edebilirlik ve yenilikçiliği sağlamak; kooperatiflerin ekonomik kalkınmaya ve gelirin daha adil paylaşımına olan katkılarını arttırmaktır. Bu duruma göre Türkiye de kooperatifçilik ve tarımsal kooperatifçilik tartışılabilmelidir. Kaynaklar 1. Ayyıldız, T. (1992). Tarım Politikası. Atatürk Üniv. Yayınları No. 620, Erzurum 2. Demirci, R. Özçelik, A. (1990). Tarım Tarihi. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayınları No: 1186, Ankara. 3. Güran, T. (2009). İktisat tarihi. Der yayınları, İstanbul. 4. Güreşci, E. (2010). Tarımsal Kalkınmada Tarımsal Üretici Birliklerinin Önemi: İspir Bal Üreticileri Birliği Örneği. Türkiye IX. Tarım Ekonomisi Kongresi, 22-24 Eylül, Ş Urfa. 5. Güreşci, E. (2013). İş Hukuku Kapsamında Tarımda Çalışanlar. Gümüşhane Ünivers6. itesi Sosyal Bilimler Elektronik Dergisi, Sayı: 7; 122-139. 6. Karagölge, C. Kızıloğlu, S. Yavuz, O. (2011). Tarım Ekonomisi. Atattürk Üniv. Yayınları No:801, Erzurum. 11

YAPI KOOPETİFİNİN KURUMLAR VERGİSİ KARŞISINDAKİ DURUMU Saadetdin Tunahan BAYKARA * GİRİŞ Türkiye de kooperatif düşüncesinin ve hareketinin gelişimi, Mithat Paşa tarafından kurulan Memleket Sandıkları ile başlamıştır. Meşrutiyet ve Cumhuriyetin ilk yıllarında kurulan kooperatiflerin çokluğu, Atatürk ün kooperatifçiliğe ne kadar çok önem verdiğini göstermektedir. 1929 ve 1935 yıllarında çıkarılan tarım kredi ve tarım satış kooperatifleri kanunları ile Türkiye deki kooperatiflerin sayılarında önemli artışlar görülmüştür. 1950 li yıllara gelinceye kadar kooperatif düşüncede yaşanan bu hızlı gelişim, daha sonraki yıllarda çıkarılan kanunlarda ve düzenlenen planlarda kendini göstermeye başlamıştır (Kocabağ, 2011:39) 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu nda Kooperatif; Tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklar * Sayıştay Başkanlığı Sayıştay Denetçisi (tunahanbaykara@sayistay.gov.tr) şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 2 nci maddesinde bir kooperatifin en az 7 ortak tarafından imzalanacak ana sözleşme ile kurulacağı ve bu Ana sözleşmedeki imzaların noterce onaylanması gerektiği belirtilmiştir. Maddenin devamında yapı kooperatifleri ile konusuna taşınmaz mal temliki dahil bulunan diğer kooperatiflerin ana sözleşmelerinde ortaklara taşınmaz mal temlik edileceği hakkındaki taahhütler başka bir resmi şekil aranmaksızın muteberdir. Hükmü bulunmaktadır. Ülkemizde Kooperatifler ilgili alanlarına göre farklı Bakanlıklarla ilişkilendirilmişlerdir. Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü verilerine göre günümüzde Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı nın görev ve sorumluluk alanında faaliyet gösteren 26 ayrı türde 84.232 kooperatif bulunmakta olup, bunların ortak sayıları toplamı ise 8.109.225 tir. Konut Yapı Kooperatifleri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı nın görev ve sorumluluk alanına dahil olup Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü internet sitesindeki 12

verilere göre sayı dağılımları şu şekildedir; İlgili Bkn. Kooperatif Türleri Birlik Merkez Birliği Kooperatif Bir yapı kooperatifi en az 7 gerçek ve/veya 1163 sayılı Kooperatifler kanununda belirtilen tüzel kişilerce kurulur ve ticaret siciline tescil ile tüzel kişilik kazınır. Çalışmamızın konusu tüzel kişilik kazanmasından itibaren vergisel açıdan kurumlar vergisi kapsamına giren yapı kooperatiflerinin vergisel durumunun Kurumlar Vergisi açısından ele alınması olacaktır. GENEL OLARAK KOOPERATİFLERİN KURUMLAR VERGİSİ KARŞISINDAKİ DURUMLARI 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun Verginin konusu başlıklı 1 inci maddesinde Aşağıda sayılan kurumların kazançları, kurumlar vergisine tâbidir Denildikten sonra (b) bendinde Kooperatifler sayılmak suretiyle, Kooperatiflerin KV ne tabi olacağı hüküm altına alınmıştır. Kurumlar Vergisinde kurum kazancı, gelir vergisinin konusuna giren gelir unsurlarından oluşmaktadır. Kanunun Mükellefler başlıklı 2 inci maddesinde Kooperatifler: 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa veya özel kanunlarına göre kurulan kooperatifler ile benzer nitelikteki yabancı kooperatifleri ifade eder. Denilerek 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa veya özel kanunlarına göre kurulan kooperatiflerin Kurumlar Vergisine mükellefleri arasında sayılacağı ifade edilmiştir. 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde kooperatiflerle ilgili muafiyet öngörülmektedir (Baykara, 2013:6-13) Diğer taraftan anılan Kanun ile ilgili olarak yayınlanan 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 4.13.1 bölümünde Kooperatiflerin Kurumlar Vergisi muafiyetine ilişkin detaylı olarak konu ile ilgili gerekli açıklamalar yapılmıştır. İlgili 1 seri no.lu Tebliğin 4.13.1. bendinde muafiyet şartları genel olarak şu şekilde sayılmıştır: Kooperatiflerin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmeleri için ana sözleşmelerinde; Sermaye üzerinden kazanç dağıtılmamasına, Yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesine, Yedek akçelerinin ortaklara dağıtılmamasına, Sadece ortaklarla iş görülmesine, dair hükümlerin bulunması ve bu kayıt ve şartlara da fiilen uyulması gerekmektedir. Bu şartlara ana sözleşmelerinde yer vermeyen ya da yer vermekle beraber bu şartlara fiiliyatta uymayan kooperatifler, muafiyet hükümlerinden yararlanamayacaktır. YAPI KOOPETİFİNİN KURUMLAR VERGİSİ KARŞISINDAKİ DURUMU 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde, tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine (Yapı kooperatif- 13

lerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir iş yeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz.) ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanunun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatiflerinin kurumlar vergisinden muaf olduğu hükme bağlanmıştır. 5520/4- (k) Bendinin Gerekçesinde yapı kooperatifi adı altında faaliyet gösteren ancak gerçekte Yap-Sat İnşaat faaliyetinde bulunarak haksız rekabete ve vergi kaybına yol açan ve kooperatifçilikten beklenen sosyal amaçlarla örtüşmeyecek şekilde faaliyet gösteren oluşumların vergilendirilmesinin amaçlandığı ancak kişilerin karşılıklı dayanışma ve yardımlaşma amacıyla bir araya gelerek konut ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurmuş oldukları yapı kooperatiflerinin ise muafiyetten yararlanmaya devam edecekleri belirtilmiştir. Ancak Kanunlaşan metin ile Kanun metninin gerekçesinde bir çelişki vardır. Şöyle ki; gerekçede muafiyetten yararlanacak kooperatifleri Konut Yapı Kooperatifleri ile sınırlarken, Kanun metninde sadece konut değil aynı zamanda işyeri yapı kooperatiflerini de kapsayıcı şekilde Yapı Kooperatifleri denilmiştir. Sonuçta uygulanacak olan Kanun metni olduğu için ilgili bent ile tüm yapı kooperatiflerine muafiyetten faydalanma olanağı getirilmiştir (Baykara, 2013:6-13) Buna göre konut/işyeri yapı kooperatifleri muafiyet şartını taşıdıkları sürece vergisel açıdan bir sorun yaşamayacaklardır. Ancak muafiyet şartının ihlali durumunda ilgili kooperatifler kurumlar vergisine tabi olacaktır. Bu açıdan konut/işyeri yapı kooperatiflerinin muafiyet şartını ihlal etmemeleri adına aşağıda özelgelerde de belirtilen hususlara dikkat etmelerinde fayda vardır. Konut Yapı Kooperatifleri İle İlgili Özelgeler Özelge-1. arsa tapusunun Kooperatifiniz tüzel kişiliği adına tescil edilmemiş olması, gerekse başkasının arsası üzerinde alt veya üst yapı yapmak suretiyle müteahhitlik faaliyetinde bulunulması nedeniyle kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesis edilmesi gerekmektedir. Özelge- 2 : Kooperatife ait arsanın kat karşılığı bir inşaat firmasına verilerek her bir hisse için bir konut elde edilmesinin Kurumlar Vergisi açısından değerlendirilmesi; Kooperatifinizin muafiyet hükmünden yararlanması mümkün olup kooperatifinize ait arsanın kat karşılığı bir inşaat firmasına verilerek her bir hisse için bir konut elde edilmesi halinde de, bu işlem ortak dışı işlem olarak kabul edilmeyecek ve muafiyetinizi etkilemeyecektir İşyeri Yapı Kooperatifleri İle İlgili Özelgeler Özelge-3 : Yapı Kooperatifi aktifinde kayıtlı taşınmazların üçüncü kişilere satışının vergi kanunları karşısındaki durumu hakkında verilen ilgili özelgede; Kurumlar Vergisi Yönünden: Yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir iş yeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem 14

sayılmaz. Ancak, kooperatifinizin aktifinde kayıtlı dükkanların üçüncü kişilere satılması, Kurumlar Vergisi Kanununun 4/1-k maddesinde belirtilen şartlardan sadece ortaklarla iş görülmesi şartını ihlal etmiş olacağından, bu satış işleminin gerçekleştiği tarihten itibaren kurumlar vergisi mükellefiyetinizin tesis edilmesi gerekmektedir. Aynı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde, kurumların en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançlarının % 75 lik kısmı maddede belirtilen şartlar çerçevesinde kurumlar vergisinden müstesna tutulmuştur. Diğer taraftan, iki yıldan fazla süredir aktifinizde kayıtlı olan dükkânların satılması, taşınmaz ticareti kapsamında değerlendirileceğinden, bu dükkânların satışından elde edilecek kazancın Kurumlar Vergisi Kanununun 5/1-e maddesi kapsamında kurumlar vergisinden istisna edilmesi mümkün değildir Özelge- 4 : 5520 sayılı Kurumlar Vergi Kanununun Muafiyetler başlıklı 4 ncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde, tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine (Yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir iş yeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz.) ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanunun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatiflerinin kurumlar vergisinden muaf olduğu hüküm altına alınmıştır. Konuya ilişkin yayımlanan 1 seri no.lu. Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 4.13. Kooperatifler başlıklı bölümünde gerekli açıklamalara yer verilmiştir. Öte yandan, Kooperatifinizin ana sözleşmesinin 6 ncı maddesinde kooperatifin, ortaklarının iş yeri ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla ortaklarına toplu iş yeri yaptıracağı; 68 maddesinde, yalnız ortakları ile işlem yapacağı ve sermaye üzerinden kazanç dağıtılamayacağı hükümlerine yer verilmiştir. Buna göre, Kurumlar Vergisi Kanununun 4 ncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde belirtilen muafiyet şartlarının kooperatif ana sözleşmesinde yer almasının yanında bu şartlara fiilen de uyulması kaydıyla kooperatifin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanması mümkün bulunmaktadır. Ancak bu şartlardan herhangi birinin ihlali halinde Kooperatifiniz adına mükellefiyet tesis edileceği tabiidir SONUÇ 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde, tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üye- 15

lerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine (Yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir iş yeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz.) ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanunun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatiflerinin kurumlar vergisinden muaf olduğu hükme bağlanmıştır. Kurumlar Vergisi Kanun maddesinde KDV de olduğu gibi Konut Yapı Kooperatifleri ile İşyeri Yapı Kooperatifleri arasında bir fark gözetmemiştir. Bu şartları taşıyan tüm yapı kooperatifleri Kurumlar Vergisinden muaf, taşımayanlar ise Kurumlar Vergisine tabi olacaktır. 16

KOOPERATİF DENETİM KURULLARI, YAŞANAN SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ Yasin YAVUZ * Bu makalemizde, Kooperatiflerin organlarından biri olan denetim kurullarının fonksiyonu, kooperatife katkıları, noksan tarafları ve konuya ilişkin çözüm önerilerine 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında değinilecektir. Bilindiği üzere Kooperatifler ile ilgili yasal çerçeve, 10/05/1969 tarihli resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu nu ile belirlenmiş ve bu Kanunu nun Anonim şirketlere atıf başlıklı 98 inci maddesinde; Bu kanunda aksine açıklama olmayan hususlarda Türk Ticaret Kanunundaki Anonim şirketlere ait hükümler uygulanır. hükmüne yer verilerek, 1163 sayılı Kanun da bir hüküm bulunmadığı takdirde Türk Ticaret Kanunu nun anonim şirketler ile ilgili hükümlerinden yararlanacağı hüküm altına alınmıştır. Bizce de bu tür bir düzenleme, 1163 sayılı Kanun un oldukça eski olması ve geniş kapsamlı olmaması nedenleri ile yerinde olmuştur. Ancak yine de 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu, 1959 yılında çıkarılmasından ve o günden bu yana Kooperatifler ile ilgili yeni ihtiyaçlar ortaya çıkmasından dolayı birçok konuya cevap veremez hale gelmiştir. Denetim konusu da hiç şüphesiz Kooperatifler Kanunu nun yetersiz kaldığı alanlardan biri olup, bu yazımızda Kooperatiflerin iç denetimlerinde görülen eksikliklere ve çözüm önerimize yer * Gümrük ve Ticaret Müfettişi (yasinyavuz1988@hotmail.com) verilecektir. Hatırlanacağı üzere 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu na göre kooperatiflerin organları; genel kurul, yönetim kurulu ve denetim kurulu olup, bu organların görev ve yetkilerinin çerçevesi açık bir biçimde Kanunda belirtilmiştir. Anılan Kanunu nun denetçiler başlıklı 65 inci maddesinde özetle; denetçilerin, genel kurul namına kooperatifin bütün işlem ve hesaplarını tetkik edeceği, genel kurulun denetleme organı olarak en az bir yıl için bir veya daha çok denetçi seçeceği, genel kurulun yedek denetçileri de seçebileceği, denetçilerin ve yedeklerinin kooperatif ortaklarından olmasının şart olmadığı hususları hüküm altına alınmıştır. Öte yandan Kanun un inceleme yükümlülüğü başlıklı 66 ncı maddesi uyarınca Kooperatif denetçileri sırasıyla; İşletme hesabıyla bilançonun defterlerle uygunluk halinde bulunup bulunmadığını, defterlerin düzenli bir surette tutulup tutulmadığını ve işletmenin neticeleriyle mameleki hakkında uyulması gerekli olan hükümlere göre işlem yapılıp yapılmadığını, Ortakların şahsen sorumlu veya ek ödeme ile yükümlü olan kooperatiflerde, ortaklar listesinin usulüne uygun olarak tutulup tutulmadığını İncelemek zorundadırlar. Denetçiler bu inceleme faaliyetlerini yürütürken, 17

Kooperatif yöneticileri, bu maksatla denetçilere defterleri ve belgeleri vermek zorundadırlar. Ayrıca denetçilerin istekleri üzerine müfredat defteri ve bu defterin hangi esaslara göre düzenlendiği ve istenilen her konu hakkında bilgi verilir. Kanunun Rapor düzenlenmesi başlıklı 67 nci maddesinde ise özetle; denetçilerin, her yıl yazılı bir raporla beraber tekliflerini genel kurula sunmaya mecbur oldukları, görevleri çerçevesinde işlerin yürütülmesinde gördükleri noksanlıkları, kanun veya anasözleşmeye aykırı hareketleri bundan sorumlu olanların bağlı bulundukları organa ve gerekli hallerde aynı zamanda genel kurula haber vermekle yükümlü oldukları, yönetim ve genel kurul toplantılarına katılacakları, ancak, yönetim kurulunda oy kullanamayacakları düzenlenmiştir. Yukarıda belirtilen maddelerden denetçilerin çok önemli görev ve sorumluluklarının olduğu, bu görevleri yerine getirirken muhasebe, kanun ve yönetmelik, bağımsız denetim, yolsuzluk denetimi gibi konularda önemli bilgi birikimi ve tecrübelerinin olması gerektiği anlaşılmaktadır. Ayrıca Kooperatiflerin diğer şirketlerden ayıran belki de en önemli özelliğinin sosyal niteliğinin ağır basması olduğundan iç denetim diğer şirketlere göre bir adım daha öne çıkmaktadır. Uygulamada ise durumun hiç de böyle olmadığını, denetçilerin hayati fonksiyonlarını yerine getiremediklerini, çoğunun yeterli bilgi birikimi ve tecrübeye sahip olmadıklarını, hatta bazı kooperatiflerde anasözleşme uyarınca atanması gereken denetçilerin dahi atanmadığını görmekteyiz. Bu durumun en büyük nedeni ise Kanun ve anasözleşmelerde, bir denetçide olması gereken kriterlerin belirlenmemesi ve denetçilerin ortaklar arasından atanabilmesi olduğu kanaatini taşımaktayız. Günümüzde şu bir bilinen gerçektir ki denetimin etkili ve verimli olabilmesi için bağımsız ve yeterli teknik altyapıya sahip olması, bu alanda önemli ölçüde bilgi birikimi ve tecrübeye sahip olunması gerekmektedir. Bugün uluslararası muhasebe standartlarına bakıldığında profesyonel muhasebeciler ve denetçiler için geçerli olan birçok muhasebe ilklerinin olduğunu görmekteyiz. Kooperatiflerdeki mevcut denetim sisteminin, birçok usulsüzlüklere ve eksikliklere meydan verdiğine, daha etkin ve verimli bir yönetimin oluşamamasına, kooperatife olan ortaklıktan kaynaklanan hakların gereği gibi savunulamamasına yol açmakta olup, bu konuda mevzuat değişikliğine gidilmesi günümüz şartlarında kaçınılmaz bir gerçek olmuştur. Peki bu değişiklik nasıl olmalı ve hangi model örnek alınmalıdır? Bu konuda çok uzaklara gitmeye gerek olmadığı düşüncesindeyiz. Bilindiği üzere 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu muzun 124 üncü maddesinde; anonim, limitet, kollektif ve komandit şirketlerin yanı sıra kooperatifler de şirket bir türü olarak sayılmıştır. Kooperatifler Kanunu nun 98 inci maddesinde ise açık bir biçimde bu kanunda bulunmayan durumlar için Ticaret Kanunu nda anonim şirketlere ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmiştir. Dolayısıyla Kooperatiflerin en yakın akrabalarının anonim şirketler olduğunu söylemek yanlış bir ifade olmayacaktır. Kooperatiflerin de örnek almasının yararlı olacağını düşündüğümüz anonim şirketlerin denetimine ilişkin düzenlemeler oldukça yenidir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu nun 397 nci maddesinde bu konu ile ilgili özetle; Denetime tabi olan anonim şirketlerin ve 18

şirketler topluluğunun finansal tabloları denetçi tarafından, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca yayımlanan uluslararası denetim standartlarıyla uyumlu Türkiye Denetim Standartlarına göre denetleneceği, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu içinde yer alan finansal bilgilerin, denetlenen finansal tablolar ile tutarlı olup olmadığı ve gerçeği yansıtıp yansıtmadığının da denetim kapsamında olduğu, Denetime tabi olanlar, hazırlanmış olan finansal tablolarının denetimden geçip geçmediğini, denetimden geçmiş ise denetçi görüşünü ilgili finansal tablonun başlığında açıkça belirtmek zorunda olduğu, bu hükmün, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu için de uygulanacağı, denetime tabi olduğu halde, denetlettirilmemiş finansal tablolar ile yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporunun, düzenlenmemiş hükmünde olduğu hususları hüküm altına alınmış, bağımsız denetime tabi olacak şirketlerin Bakanlar Kurulunca belirleneceği, diğer anonim şirketlerin nasıl denetleneceğinin ise Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından çıkarılacak Yönetmelik ile düzenleneceği ifade edilmiştir. TTK nın 400 üncü maddesinde kimlerin denetçi olarak belirleneceği belirtilmiş, denetçilerin şirketle bağının olmaması için ciddi kriterler konulmuştur. Bu durum bize göstermektedir ki, 50 yılı aşkın yürürlükte bulunan eski 6762 sayılı TTK daki denetim anlayışı, yani denetçilerin ortaklar arasında belirlenip şirkete bağlı bir organ olma düşüncesi terk edilerek, denetimin şirket organlarından tamamen bağımsız Yeminli Mali Müşavirlik Kanununa göre ruhsat almış yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavir unvanını taşıyan ve Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca yetkilendirilen kişiler ve/veya ortakları bu kişilerden oluşan sermaye şirketleri eli ile denetlenmesi anlayışına geçilmiştir. Bu denetim uluslararası denetim standartları ile uyumlu Türkiye Denetim Standartlarına göre yapılmakta olup, bağımsız denetim konusunda düzenleme yapmaya yetkili üst kurul ise Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumudur. Aynı zamanda bu kanuni düzenlemelere ek olarak 16/12/2012 tarihli resmi gazetede yayımlanan Bağımsız Denetim Yönetmeliği çıkarılmıştır. Bu Yönetmelikte de bağımsız denetime tabi olan anonim şirketlerin denetimine ilişkin ilkeler belirlenmiştir. Bizce de Anonim Şirketlerde bu tür bir uygulamaya geçilmesi yerinde ve doğru olmuştur. Anonim şirketlerin denetimi ile ilgili benimsenen bu prensibin bir an evvel Kooperatifler için de mevzuat değişikliğine gidilerek uygulanması önem arz etmektedir. Şu hususu da önemle belirtmek gerekir ki bağımsız denetime tabi olacak şirketler TTK nın 397 nci maddesi uyarınca nasıl Bakanlar Kurulunca belirlenecek, geri kalan şirketlerin nasıl denetleneceği Yönetmelik ile belirlenecek ise, benzer bir ayrımın Kooperatifler ile ilgili de atılması yerinde ve doğru olacaktır. Örneğin bu kriterler Kooperatifin ortak sayısı, sermayesi, yıllık karı, yıllık işlem hacmi vb. hususlara bağlanabilir. Çünkü bağımsız denetim maddi olarak birçok küçük çaplı kooperatif için ağır külfetler getirecektir. Bu kriterler dışında kalan Kooperatiflerin denetimi ise bağımsız denetim şeklinde olmaması yerinde olmakla birlikte, denetimin dışarıdan profesyonel kişilerin eli ile yapılması gerekliliği de göz ardı edilemez bir gerçektir. Böylece ortaklık hakları daha iyi bir biçimde korunmuş olacak, Kooperatif Yönetim Kurulları ve muhasebeciler 19