KADASTRO KAVRAMI VE TÜRKİYE KADASTROSU



Benzer belgeler
ARŞİV HAVA FOTOĞRAFLARINDAN ORTOFOTO ÜRETİMİ

ÜÇ BOYUTLU KADASTRO VE EKONOMİK AÇIDAN ÖNEMİ

KAMULAŞTIRMA VE KENTSEL ALANLARIN DÜZENLENMESİ

TAPU VE KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ KENTSEL DÖNÜŞÜM VE MÜLKİYET İLİŞKİLERİ

ADANA İLİ TARIM TOPRAKLARININ AMAÇ DIŞI KULLANIM DURUMU

KENTSEL TASARIM MÜDÜRLÜĞÜ

HAZİ HAZ NE ARAZİLERİ LER YÖNETİ YÖNET M


TAPU ve KADASTRO BİLGİLERİNİN ÖNEMİ ve KADASTRO ÇALIŞMALARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

ALTYAPI KADASTROSU. Yrd.Doç.Dr. Ebru ÇOLAK KTÜ Harita Mühendisliği Kamu Ölçmeleri ABD.

TAPU VE KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ARTVİN KADASTRO MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET STANDARTLARI

TAPU VE KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ KÜTAHYAKADASTRO MÜDÜRLÜĞÜ TAVŞANLI BİRİMİ HİZMET STANDARTLARI

HRT 105 HARİTA MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ

BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

HARİTA DAİRESİ BAŞKANLIĞI Kasım 2013 Sedat BAKICI

Harun Reşit Uğu, WCS-CE, Istanbul, Turkey, April

Kadastronun Arazi Yönetimindeki Etkileri

TAŞINMAZ KÜLTÜR VARLIKLARININ VE SİT ALANLARININ KORUNMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ İÇİN GEREKLİ PROJELER VE PLANLAR NELERDİR?

Gayrimenkul Değerleme ve Kentsel Dönüşüm Uygulamaları

PROTOKOL TARAFLAR: TANIM. MADDE 2- Mera: Mera, yaylak ve kışlaklar ile umuma ait çayır ve otlakları ifade eder. AMAÇ : MADDE 3- Bu protokolün amacı;

PAFTA BÖLÜMLENDİRİLMESİ

Türkiye`de Kadastro Çalışmaları ve Hatay ın Yeri

Yeni Büyükşehir Yasası ve Arazi Yönetimi

T.C YÜKSEKOVA BELEDİYE BAŞKANLIĞI EMLAK VE İSTİMLAK MÜDÜRLÜĞÜ KURULUŞ GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM

Arazi Varlığının Kullanım Şekilleri Öğrt. Gör.Dr. Rüya Bayar

Coğrafi Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü Çalışmaları

güncelliğin değişikliklerin 2. Cins değişikliği, 3. Şekil değişikliği, şeklinde ifade edilebilir

YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ İNŞAAT FAKÜLTESİ HARİTA MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ

KENTSEL PLANLAMANIN TEMEL NİTELİKLERİ

BAŞVURUDA İSTEN İLEN BELG ELER

COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ FAALİYET VE PROJELERİ

KONYA ÜNİVERSİTESİ BÖLÜMÜ

ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ YER SEÇİMİ YÖNETMELİĞİ

İŞE BAŞLAMA TUTANAĞI TUTANAK NO : 18

ANTALYA İLİ, AKSU İLÇESİ, ATATÜRK MAHALLESİ, ADA 2 PARSELİN BİR KISMINI KAPSAYAN ALANDA HAZIRLANAN 1/5.000 ÖLÇEKLİ İLAVE NAZIM İMAR PLANI

EK-14 TAPU VE KADASTRO İŞLERİ

T.C. ESKİŞEHİR TEPEBAŞI BELEDİYESİ İMAR VE ŞEHİRCİLİK MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK

Dünya Kadastro Zirvesi, Kongre & Sergi The World Cadastre Summit April 2015, Istanbul, Turkey. Türkiye de Arazi Yönetiminin Gerekliliği

30 yıllık 2 / B sorunu bitecek. Herkes. rahat bir nefes alacak.

15 ve 16 ncı MADDE GEREĞİNCE YAPILAN TERKLERİN İHDASI (1)

YAYLALARDAKİ ARAZİ KULLANIM DEĞİŞİMİNİN CBS İLE İZLENMESİ: TRABZON ÖRNEĞİ. Yrd. Doç. Dr. Mustafa ATASOY

SEC 424 ALTYAPI KADASTROSU. Yrd. Doç. Dr. H. Ebru ÇOLAK

Ana Sayfa > Mevzuat > Tapu ve Kadastro Genelgeleri. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Genelgeleri

BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI TEKNİK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Sevilay ARMAĞAN Mimar. Şb. Md. Tel: KAPSAM

Türkiye de ilk kadastro çalışmaları grafik yöntemle yapılmıştır.

Gerçek (True) Ortofoto ve Coğrafi Veri Üretimi Projesi

Eski Yunanca'dan batı dillerine giren Fotogrametri sözcüğü 3 kök sözcükten oluşur. Photos(ışık) + Grama(çizim) + Metron(ölçme)

ÖLÇME BİLGİSİ. PDF created with FinePrint pdffactory trial version Tanım

MİLE CBS UYGULAMALARI AMAÇ KAPSAM

ORMAN KADASTROSUNUN KADASTRO MÜDÜRLÜĞÜ TARAFINDAN YAPILMASI

KENTSEL POLİTİKALAR II. Bölüm

Üst Ölçekli Planlar Mekansal Strateji Planı

HRT 3005 KENTSEL ALAN DÜZENLEMESİ Ders Notları

Nazım imar planı nedir?

Dr. GÜL ÜSTÜN Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN HUKUKİ BOYUTU

Planlama Kademelenmesi II

KENTSEL DÖNÜŞÜM FAALİYETLERİNDE HARİTA MÜHENDİSLİĞİ NİN YASAL GÖREVLERİNE DAİR TEMEL HÜKÜMLER...

HARİTA TAPU KADASTRO ALANI ÖĞRETMENLERİMİZ

05 Kasım 2015 Mövenpick Hotel

ONDOKUZMAYIS İLÇESİ NDE (SAMSUN) AFETE YÖNELİK CBS ÇALIŞMALARI

Coğrafi Bilgi Sistemleri Çözümleri

Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Şube Müdürlüğü

T.C. ANTALYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ imar ve Şehircilik Dairesi Başkanlığı Planlama Şube Müdürlüğü BAŞKANLIK MAKAMINA

24 Kasım 2006 CUMA Resmî Gazete Sayı : YÖNETMELİK Bayındırlık ve İskan Bakanlığından: KADASTRO HARİTALARININ SAYISALLAŞTIRILMASI HAKKINDA

KIRGIZİSTAN CUMHURİYETİ ORMANCILIK COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMİ TEKNOLOJİSİ

KADASTRO HARİTALARININ SAYISALLAŞTIRILMASINDA KALİTE KONTROL ANALİZİ

ARAZİ KULLANIM PLANLAMASI

CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ 3. HAFTA

ÇORUM İLİNDE KADASTRO FAALİYETLERİ CADASTRAL ACTIVITIES IN CORUM

Kaman Meslek Yüksekokulu Harita ve Kadastro Programı Öğr. Gör. Emre İNCE

Danıştay Başkanlığı na İletilmek Üzere. İstanbul İdari Mahkemesi Başkanlığı na;

KAMU İDARELERİNE AİT TAŞINMAZLARIN KAYDINA İLİŞKİN YÖNETMELİK

Bursa Yakın Çevresi Deprem Tehlikesi ve Kentsel Dönüşüm

T.C. İSTANBUL İLİ BEŞİKTAŞ BELEDİYE BAŞKANLIĞI EMLAK VE İSTİMLÂK MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA İLİŞKİN YÖNERGE

ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ YER SEÇİMİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Harita Mühendisliği Bölümü TOPOGRAFYA (HRT3351) Yrd. Doç. Dr. Ercenk ATA

HAZİNEYE AİT TARIM ARAZİLERİNİN SATIŞI HAKKINDA KANUN

ÖZGEÇMİŞ, ESERLER VE FAALİYETLER LİSTESİ

Kültür ve Turizm Bakanlığından: İZMİR 2 NUMARALI KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULU KARAR 45.13/97 Toplantı Tarihi ve No :

İÇİNDEKİLER. Bölüm 2 KRONOLOJİ 2.1- GİRİŞ... 9

ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ YER SEÇİMİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Ne kadar 2/B arazisi var?

T.C. ARTVİN VALİLİĞİ ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK İL MÜDÜRLÜĞÜ İmar, İskan ve Kooperatifler Şube Müdürlüğü HİZMET STANDARTLARI TABLOSU

SAYISAL KADASTRO VERİLERİNİN ALTLIĞINI OLUŞTURAN ORTOFOTO HARİTALARIN KULLANIMI VE TKGM VİZYONU. DÜNYA CBS GÜNÜ Kasım / / 25

TAPU VE KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

1 PLANLAMA ALANININ GENEL TANIMI 2 PLANLAMANIN AMAÇ VE KAPSAMI

TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemleri Kongresi 30 Ekim 02 Kasım 2007, KTÜ, Trabzon

ARAZİ ÖLÇMELERİ. Coğrafik Objelerin Temsili. Nokta:

:Taşınmaz kullanılmamaktadır. Uzunahmet

DENİZLİ İLİ - MERKEZEFENDİ İLÇESİ MERKEZEFENDİ MAH ADA 3, 4154 ADA 1-2 NOLU PARSELLERE AİT UYGULAMA İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ

Yaratıcı Sistemler, Akılcı Çözümler. Nubis

TEKİRDAĞ- MALKARA. G-17-b-13-b PAFTA. Kültür Merkezi Alanı Oluşturulması ve Yeşil Alan Yer Değişikliği NAZIM İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ AÇIKLAMA RAPORU

MADDE 3 (1) Bu Yönetmelik, 23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 68 inci maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.

HARİTA BİLGİSİ ETKİNLİK

KENT BİLGİ SİSTEMLERİ DOÇ. DR. VOLKAN YILDIRIM ARŞ. GÖR. ŞEVKET BEDİROĞLU. Kent Bilgi Sistemlerinde Veritabanı Organizasyonu Ders 3

TASFİYE İŞLERİ DÖNER SERMAYE İŞLETMELERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

- 25 farklı dil.. Kadastroya ve kadastral verilerin yönetim anlayışına getirdiği yenilikler..

EROZYONUN KANTİTATİF OLARAK BELİRLENMESİ. Dr. Şenay ÖZDEN Prof.Dr. Nuri MUNSUZ

Lisanslı Harita ve Kadastro Mühendislik Bürolarının (İSVİÇRE TÜRKİYE) Karşılaştırmalı Sorunları ve Konuya İlişkin Çözüm Önerileri

MANİSA İLİ ALAŞEHİR İLÇESİ İSTASYON MAHALLESİ

Transkript:

TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası 13. Türkiye Harita Bilimsel ve Teknik Kurultayı 18 22 Nisan 2011, Ankara KADASTRO KAVRAMI VE TÜRKİYE KADASTROSU Ahmet Yaşayan 1, Hüseyin Erkan 1, S. Gökşin Seylam 1 1 HKMO Kadastro Komisyonu, yasayan@hotmail.com huseyinerkan35@gmail.com, ÖZET Kadastro kavramı, her ne kadar tek anlamlı ve mülkiyet bilgileri, yüzölçümü, sınırlarını haritada gösterme gibi kimi temel öğeleri içeriyorsa da, çözülecek başat soruna ve önceliklere göre kadastronun işlevleri ülkeden ülkeye değişebilmektedir. Türkiye Cumhuriyeti nin başlangıç yıllarında en önemli sorunlardan biri Osmanlı Devleti nin toprak düzeni idi. Çok az istisnası ile tüm araziler devlete aitti ve çözülmesi gereken öncelikli soru özel mülkiyet sisteminin oluşturulması idi. Türkiye de kadastronun başlamasına neden olan bu gereksinimdir. Bu projenin tamamlanması uzun bir zaman almıştır. Bu sıralar kadastronun tüm işlevlerinin yeniden düşünülmesi zamanıdır. Bu bildiri, bu konudaki görüşlerimizi özetlemektedir. Anahtar Sözcükler: Osmanlı toprak mülkiyeti, özel mülkiyet, kadastronun işlevi. ABSTRACT Although the concept of cadastre is a unique and includes some basic elements such as ownership informations, areas, values of the land and boundaries and geometrical positions shown on the map, in practice, its functions can be different in some countries depending on major problems to be solved. During the beginning years of the Republic of Turkey the problem was the Ottoman Empire land property system, in which all lands with a few exceptions belong to the state, so private property ownership had to be established. This is starting objective of the cadastre in Turkey. It was long way to go to complete this project. Now it is time to consider all functions of the cadastre. The aim of this paper is to summarize our view in this contents. Keywords: Property of Ottoman, privat ownership, function of cadastre. 1. GİRİŞ 50 yılı aşkın bir süredir kadastro çalışmalarının zaman zaman içinde ve daima yakınında olan, kadastro uygulamalarını ve sorunlarını kendilerine dert edinen bizler kadastronun geleceği nasıl olmalıdır sorusunun doğru yanıtını bulma çabası içindeyiz. Düşüncelerimizi meslektaşlarımıza aktarmak amacıyla bu bildiri hazırlanmıştır. Her sistemin, her kurumun sorunları olabileceği gibi Türkiye Kadastrosunun da sorunları vardır. Dahası bu sorunların yapısal sorunlardan kaynaklandığı düşünülebilir. Geleceğe doğru bakabilmek için, bir yandan, bugünün gerçekliğini analiz ederken diğer yandan da, ortaya çıkan yeni sorunları, bunların çözümüne ilişkin genel yaklaşımları ve genel eğilimleri de irdelemek gerekir. Türkiye deki kadastro gerçekliğini anlayabilmek için önce kadastro kavramına, bununla ilgili uygulamalara ve kadastro algısına, kadastronun işlevine, tarihsel süreç içindeki gelişimine kısa bir göz atılacaktır. Böylece oluşturulan kuramsal bir çerçevede Türkiye Kadastrosu irdelenecektir. Bu sunuşun amacı öncelikle durumu anlamak ve analiz etmekle birlikte geleceğe ilişkin düşüncelerimiz de genel çizgileri ile ortaya konulacaktır. 2. KADASTRO KAVRAMI Sözlüklerdeki ve ansiklopedilerdeki kadastro tanımları birbirine benzemektedir. Bu tanımlar şu öğeleri içerir : Kadastro özel ve tüzel kişilerin, iyelik söz konusu olan taşınmaz malları içindir. Kadastro ile taşınmaz malların konumu, sınırları, alanı ve değeri saptanır. Bu iş devlet eli ile yapılır, devletin görevidir. Kadastro çalışmaları ile kadastro planları oluşturulur. Kadastro kavramını ve işlevini daha iyi algılayabilmek için, genel çizgileriyle tarihsel gelişim sürecine bakmak gerekir. Bu süreç aşağıda özetlenmiştir: 18. Yüzyılda, feodal yapıdaki Avrupa ülkelerinde, federal devlete vergi yoluyla katkının adil bir biçimde sağlanabilmesi için kadastro yazımlarına gerek duyulmuştur. Kısa bir süre sonra da bu bilgilerin haritaya bağlanması gereği anlaşılmıştır. Bu tür kadastro vergi kadastrosu, ya da mali kadastro olarak adlandırılmıştır. 19. Yüzyılda, sanayi devrimi ile birlikte özel mülkiyet önem kazanmış, kadastro sistemi sağlam bir güvenceye dönüştürülmüştür. Taşınmaz mallar böylece önemli bir kaynak, kapital durumuna gelmiştir. Taşınmaz mal

Kadastro Kavramı ve Türkiye Kadastrosu kayıtlarındaki alan, değer gibi kadastro bilgileri için devlet güvencesi sağlayan bu tür kadastro hukuki kadastro olarak adlandırılmıştır. 20. Yüzyıl başlarında ve iki dünya savaşı sonrasında, kentlerin imarında, tarım alanlarının çeşitli amaçlarla yeniden düzenlenmesinde, taşınmaz mal sınırlarını gösteren kadastro haritaları başvurulacak temel bir altlık konumuna gelmiştir. Yükseklik bilgileri ile kadastro haritaları topoğrafik yüzeyi de gösterdikleri için bunlar üzerinde gerçekçi tasarımlar yapılabilmektedir. Çok yaygın olmamakla birlikte bu tür kadastro ya da idari, ya da teknik kadastro adı verilmiştir. Geçen yüzyılın sonunda ve bu yüzyılın başından itibaren, karşılaşılan çevre sorunları, çölleşme, orman ve meraların, doğal kaynakların azalması sorunları ortaya çıkmıştır. Yer yüzeyinin üstünün, altının, kısaca arazinin akılcı bir biçimde kullanılması, tüm araziye ilişkin projelerin gelecek kuşakları daha fazla düşünen ve sınırlı doğal kaynakları daha özenli kullanan, kısaca sürdürülebilir nitelikte olması görüşü benimsenmiştir. Sürdürülebilir projeler doğru ve eksiksiz çevre ve arazi kullanım bilgileri ile oluşturulabilir. Bu tür bilgileri içeren bir kadastroya, daha doğru bir söyleyişle, kadastro bilgi sistemine gereksinim açıktır. Bu bakış, çok yönlü ve çok işlevli bir kadastro bilgi sistemini gündeme getirmiştir. Yukarıda özetlenen gelişim süreci kapitalist ekonomi modelini benimsemiş çoğu Orta Avrupa daki ülkeler için geçerlidir. Farklı koşullardaki ülkelerde gelişimin ve kadastro işlevlerinin de farklı olması doğaldır. Söz gelimi özel mülkiyetin olmadığı sosyalist ve komünist ülkelerde kadastro arazi kullanım bilgilerini ve sınırları gösteren haritalar ve ilgili envanter bilgileridir. Taşınmaz mallara ilişkin bir kayıt sistemi bulunmayan, mevcut sistemi yeterli olmayan ülkelerde de kadastro bir taşınmaz mal kayıt sistemi olarak gelişecektir. Özel mülkiyetin olmadığı ve sonradan ekonomik modeli değiştirerek özel mülkiyeti oluşturan, ya da yeniden özel mülkiyet oluşturan ülkelerde de kadastronun özel mülkiyete geçiş aracı olarak geliştirilmesi doğaldır. Bu duruma en güzel örnek Türkiye kadastrosudur. Osmanlı İmparatorluğu topraklarının hemen hemen tamamının mülkiyeti devlete aittir. Cumhuriyetin kuruluşu sırasında karşılaşılan en önemli sorun toprak rejiminin kurulması, taşınmaz malların, kullananlarının adına kaydedilmesi, eski kayıt ve belgelerin yenilenmesidir. Kadastro bu amaçla başlamıştır. Özetle, ülkelerin çözülmesi önceliği olan sorunlarına göre kadastro biçimlenir, duyulan gereksinime göre uygulama ve içeriği oluşur. Çoğu kapitalist ülkede, kadastro, hukuki niteliklidir; açıkçası, taşınmaz mal kayıtları devlet güvencesindedir. Bu nitelikte olmayanlar da bu sisteme dönüştürülmektedir. Bugünün ve yakın geleceğin kadastrosu da, doğayı çevreyi, araziyi akılcı kullanımı için gerekli tüm bilgileri içeren bir kadastro bilgi sistemidir. 3. TÜRKİYE KADASTROSU Bir önceki bölümde verilmeğe çalışılan kadastro kavramı ve algılaması çerçevesinde Türkiye Kadastrosu irdelenebilir. Ayrıntıya girmeksizin Türkiye Kadastrosunun gelişim çizgisi, özellikle başlangıç yıllarındaki düşünce ve görüşlere vurgu yapılarak, verilecektir. Osmanlı İmparatorluğu topraklarının hemen hemen tamamının mülkiyeti devlete aittir. Toprakların kullanım hakkı ise savaşlarda yararlık gösterenlere verilmiştir. Dirlik sahibi olarak tanımlanan bu kişilere, toprağı işleyen çiftçilerden belirli oranda vergi almak hakkı tanınmıştır. Zamanla bu sistem bozulmuş, sahipsiz kalan dirlikler, açık arttırma ile, vergileri peşin para karşılığı alınarak kullanım hakkı devredilmiştir. Toprakların devlete ait olduğu, özel mülkiyet hakkının söz konusu olmadığı bir toprak düzeninde olduğu gibi, devlet katkısının adil olması amacı ile zaman zaman tahrir adı verilen taşınmaz mal yazımları yapılmıştır. Bu yazım bilgileri tahsis edilen arazinin sınırlarını tanımlamayı, yaklaşık yüzölçümlerini belirlemeyi amaçlamıştır. Bu bilgileri içeren tahsis belgeleri tahsis edilen imtiyazlı için bir güvence oluşturmuştur. Kent ve kasabalarda konutlar ve işyerleri, özel kişilere tescil edilmiştir. Bunlar için özel kayıtlar oluşturulmuştur. Bu defterleri tutmakla sorumlu birimler tapu daireleri kurulmuştur. 1912 yılında yürürlüğe konulan Emvali gayrimenkulenin Tahdit ve Tahriri Hakkında Kanun u Muvakkat adlı yasayla Konya da kadastro planları yapılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti, başlangıçta Osmanlı İmparatorluğu ndan devrolan mevcut kurumları korumuş, zaman içinde bu kurumları modern cumhuriyetle uyumlu olacak biçimde geliştirmiş, bunun için gerekli yasal düzenlemeler yapmıştır. Osmanlı Devleti Arazi İdaresi nin yeniden düzenlenmesi, kurucuların düşüncelerindeki cumhuriyetin toprak politikasının ve arazi yönetiminin oluşturulması, kuşkusuz, öncelikli bir gereksinimdir.

Yaşayan vd. Cumhuriyetin kuruluşundan hemen sonra, 1924 yılında, Tapu Umum Müdürlüğü kurulmuş, 1925 yılında da ardışık iki yasa yürürlüğe konmuştur. Bu yasalar 657 sayılı Harita Umum Müdüriyeti Umumiyesi Kanunu ile 658 sayılı Kadastro Kanunu dur. Bu yasalar ile birlikte kadastro birimleri de eklenerek kurum Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne dönüştürülmüştür. 1925 tarih ve 658 sayılı Kadastro Kanunu nun gerekçesinde, sorunun iki önemli boyutunun; eski kayıtların yenilenmesi ve mübadele işlemlerindeki sorunların çözümü olduğu, bu nedenle güvenilir bir sisteme gereksinim duyulduğu belirtilmektedir. Bunun için hedeflenen ve tanımlanan sistem Orta Avrupa ülkelerinde uygulanan bir kadastro sistemidir. Gerekçede sıralanan beklentilerden de, devlet güvencesi olan, değer öğesi de bulunan hukuki bir kadastro sistemidir. Genel ve yerel bayındırlık hizmetleri, doğal kaynakların yönetimi gibi konularda da kadastrodan önemli beklentileri olduğu yasanın gerekçesinden anlaşılmaktadır. Yasanın gerekçesinde kadastro projesine ilişkin ayrıca şu bilgiler de verilmektedir: Orman alanları da içinde yalnız 100 bin km karelik bir alanın kadastrosu yapılacaktır Proje 30 yılda bitirilecektir. Daha fazla kaynak ayrılabilir ve gelişen teknolojiden yararlanabilirse bu süre kısaltılabilecektir. Yabancı uzmanlardan yararlanılacaktır. 50 öğrenci yurt dışında eğitilecek, Kadastro Okulu nda yabancı dil bilen fen elemanları yetiştirilecektir. Harita Genel müdürlüğü ile işbirliği yapılacaktır. Arazi üç sınıfa ayrılacak, 1.derece arazilerde 1/500 1/2000 ölçekli, 2.derece arazilerde 1/2000 1/5000 ölçekli ve 3.derece arazilerde de 1/5000 1/10000 ölçekli kadastro haritaları üretilecektir. 1925 yılında hazırlanmış bu yasanın gerekçesinde, 2. Ve 3. derece arazilerde fotogrametrik yöntemle çalışılabileceği yazmaktadır. Kadastro planlarının nirengiye dayalı olarak yapılacağı, nirengisiz yapılan daha önceki kadastro çalışmalarının sonlandırılacağı ifade edilmektedir. 658 sayılı yasaya göre hukuki kadastro oluşturmak için uygulanan basit ölçüler ile ve nirengisiz yapılan ve tahdit olarak tanımlanan tahrir de bir tür kadastro sayılabilmektedir. Bu tür yazım mülkiyet hakları ve ilgili diğer bilgiler için bir güvence oluştursa da, doğal olarak taşınmaz malın geometrisine ilişkin, konum, sınır ve alan değeri devlet güvencesi kapsamında olmayacaktır Hukuki kadastro, öncelikle güvenilir kadastro planları oluşturmayı gerektirir. Ancak nitelikli bir kadastro planı sınır güvencesi sağlar, verilen yüzölçümü değerleri devletin koruması altında olur. Türkiye kadastrosunun hukuki niteliği, 1926 tarihli Türk Medeni Kanunu nun 645. Maddesinde : Taşınmaz malın sınırı, plan ve arz üzerinde konulan işaretler ile tayin olunur. Plandaki sınır ile arz üzerindeki sınır birbirini tutmazsa, asıl ola plandaki sınırdır. İfadesi ile kesinleşmiştir. 1925 tarih ve 658 sayılı Kadastro Yasası nın yürürlüğe girmesinin ardından 1925 yılı Mayıs ayından itibaren Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa ve Konya da kadastro çalışmalarına başlanmıştır. Harita Genel Müdürlüğü 1925 1936 yılları arasında Ankara, İstanbul, Kocaeli ve Malatya da 1/500, 1/1000 ve 1/2000 ölçekli planlar üreterek kadastro çalışmalarına destek olmuştur. İlk uygulamalar sırasında yeni yasal düzenlemelere gerek duyulmuş ve aşağıda sıralanan yeni yasal düzenlemeler yapılmıştır: Tapu Kayıtlarının Kıymetlerini Kaybetmiş Olanların Tasfiyesine Dair Kanun (2.6.1929). Tapu Sicil Müdürlüğü ve Tapu Sicil Muhafızlığı Teşkilatına Dair Kanun (25.6.1932). Kadastro ve Tapu Tahriri Kanunu (15.12.1934) Tapu Kanunu (22.12.1934). Tapu ve Kadastro Umum Müdürlüğü Teşkilat ve Vazifeleri Hakkında Kanun (29.5.1936). Orman Tahdit ve Kadastro Kanunu (8.7.1937). Bu yasalar kümesine bütünüyle bakılırsa, bunların ilk düşünülen projenin doğal gereksinimi olan yasal dayanaklar ve gerekli olan kurumsal düzenlemeler olduğu anlaşılır. 1934 tarih ve 2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri Kanunu nda, 1925 yılındaki, ilk düşünceler ve ilkeler daha ayrıntılı bir biçime dönüştürülmektedir. Bu yasa, uygulamanın duraksamasız gerçekleşmesini sağlayacak yönlendirici ve yol gösterici açıklamaları ve kuralları içermektedir. 2613 sayılı yasa, 1925 yılındaki ilk düşünceden farklı iki önemli değişiklik getirmiştir :

Kadastro Kavramı ve Türkiye Kadastrosu Hukuki kadastro yanında fenni bilgileri devlet güvencesi kapsamında olmayan tapu tahriri olanağı getirilmiştir. Değer takdiri işinin Gelir İdaresi nin görevi olduğu, kadastro ekiplerine bu çalışmaların ayrı bir masraf ve külfet getireceği düşüncesi ile, taşınmaz malın değerinin belirlenmesi ve sürekli güncel tutulması işi Maliye Bakanlığı nın görevi olduğu kabul edilmiştir. İlk düşünceden diğer bir sapma da orman alanlarına ilişkin kadastro çalışmalarının, Orman Tahdit ve Kadastro Kanunu ile Orman Genel Müdürlüğü ne verilmesidir. 2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri Kanunu 1934 yılından itibaren, yalnız il ve ilçe belediye sınırları içinde kalan kentsel alanlarda uygulanmıştır. Kırsal alanlarda önemli bir kadastro çalışması yapılmamıştır. Geniş kırsal alanları olan ve sınırlı ekonomik olanakları bulunan bir Türkiye nin ancak ikinci dünya savaşı sonrasında, makinalı tarımın başladığı günlerde 1950 yılında arazi kadastrosu uygulamaya konmuştur. 4. ARAZİ KADASTROSU Daha sonra tapulama adı verilen kırsal alandaki kadastro çalışmaları, 15.3.1950 gün ve 5602 sayılı Tapulama Yasası ile başlamıştır. Bu yasanın gerekçesinde, kırsal alan kadastrosuna farklı bakılması gerektiğini savunan ifadeler bulunmaktadır: Şehirlerde uygulanan kadastronun Türkiye nin kırsal alanına da uygulanırsa yüzyıllar gerekeceğini, bunun yerine kadastrosuz bir tapulama yapılması fikri ileri sürüldüğü ve bununla ilgili iki yasal teşebbüsün 1940 ve 1941 yıllarında kadük olduğu yazılmaktadır. Basit bir tahrir yerine planlı ve kadastral bir tahrir imkanının tahakkuk ettirilmesi halinde zamanın kısalacağı belirtilmiştir. Daha sonra kadastro çalışmalarının hukuki ve fenni aşamaları irdelenmekte ve sonunda yasanın kabul edilmesi ile önce bir senet verilmesini sağlayacak bir tapulama ve bundan sonra da fenni işler yapılarak planlar ve yüzölçümler bulunacaktır. 5602 sayılı yasanın gerekçesinde, kırsal alan için, Medeni Kanunun hedeflediği hukuki kadastro bu kez iki aşamalı gerçekleştirilecektir. Önce hukuki tespit ve sınır tahdidi, daha sonra da ölçme işleri. Bundan sonra siciller ve kadastro planı ile hukuki kadastro kurulmuş olacaktır. İfadesi yer almaktadır. Ne var ki daha sonra gelişmeler ve uygulamalar farklı olmuştur. Yasanın yürürlüğe girmesi ile kadastro çalışmalarına hızlı bir şekilde başlanmıştır. Önceleri ilkel ölçme yöntemleri ile çalışılmış, daha sonra kutupsal alım yöntemi tüm ölçme ekiplerince uygulanan yöntem olmuştur. Kutupsal alım yöntemi; nirengiye dayanmayan, bağımsız, kapalı poligonlar oluşturularak ve yatay uzunluk ve açılar ile poligonları 1/2000 ve 1/5000 ölçeğinde çizerek, kaçınılmaz ölçme hatalarını da grafik olarak ve çizim sırasında dengeleyerek uygulanmıştır. Daha yapılan takeometrik ölçmelerle belirlenen parsel sınırları ve yüzölçümü değerlerinin yeteri güveni sağlayamaması doğaldır. Bu uygulamalar 1959 yılında, yerel nirengi ağlarının oluşturulması hesaplı poligon uygulamaları ile daha güvenilir bir duruma getirilmiş ve uygulamalar bu biçimde sürmüştür. Arazi kadastrosu çalışmaları, 1955 yılında Arazi Kadastrosu ve Fotogrametri Dairesi nin kurulması ve Türkiye de yetişen mühendislerin katılımı ile, kadastro çalışmalarına başlanıldığı günlerden itibaren sözü edilen ve önerilen fotogrametri yönteminin uygulanmaya başlaması ile yeni bir güç kazanmıştır. İlk fotogrametrik çalışmalar 1957 ve 1958 yıllarında büyütülmüş hava fotoğrafları üzerine parsel sınırlarının çizilmesi ile oluşturulan identifikasyon fotoğrafları ile gerçekleştirilmiş, ancak bunlar kadastro planlarına dönüştürülemediği için bu yöntemden vazgeçilmiş, standart stereodeğerlendirme yöntemi uygulanmıştır. Önce 1/5000 ölçekli fotogrametrik haritalar üretilmiş, daha sonra da arazi çalışmaları ile bu haritalar kadastro haritası biçimine dönüştürülmüştür. 1963 yılından başlayarak kadastro çalışmaları planlı bir anlayış içinde ve Devlet Planlama Teşkilatı nda bir sektör olarak kabul edilmiş, beş yıllık ve yıllık kalkınma planları ve programları çerçevesinde Standart Topoğrafik Kadastral Haritalar üretimi sürdürülmüştür. 1987 yılında kentsel ve kırsal alanlardaki kadastro uygulamaları arasındaki farklar kaldırılmıştır.

Yaşayan vd. 1990 lı yıllarda ve günümüzde çağdaş teknolojik olanaklarla kadastro çalışmaları sürdürülmekte, daha nitelikli kadastro haritaları üretilmektedir. Türkiye kadastrosu bugünlerde, bir iki sorunlu yer dışında tamamlanmış olacaktır. Çağdaş teknolojiler terimi ile, küresel konumlama sistemleri, elektronik takeometreler ve sayısal fotogrametri anlatılmak istenmiştir. Mekansal bilgi sistemlerinin sağladığı olanaklar ise, kadastro haritalarının yerini kadastro bilgi sistemlerin alması sonucunu doğurmuştur. TAKBİS bu alanda önemli bir atılım, önemli bir başlangıçtır. 5. GENEL BİR DEĞERLENDİRME Burada ortaya konulmağa çalışılan kadastro kavramı çerçevesinde Türkiye kadastrosu genel olarak değerlendirilirse şu gerçekliklerin altı çizilebilir: Kadastro çalışmaları sonunda eski mülkiyet sistemi tasfiye edilmiş, yeni bir sicil sistemi oluşturulmuştur. Taşınmaz malların alım satımında değişiklikler bu siciller üzerinde yapılmaktadır. Kentsel alanlarda kadastro planları, nirengi ve poligonlara dayalı olarak yapılmıştır. Kırsal alanlardaki haritaların önemli bir bölümü 1/5000 ölçekli fotogrametrik haritalardır. İlk yıllarda ilkel yöntemle üretilen niteliksiz kadastro planları da hukuken geçerlidir. Büyük kentlerdeki kadastro planlarının kontrol ağı sorunları bulunmaktadır. Fotogrametrik kadastral haritaların da taşınmaz mal sınırlarındaki belirsizlikten söz edilebilir. Taşınmaz malların değer bilgisi bulunmamaktadır. Kaldırıldığı tarihteki gerekçeler haklı olsa bile daha sonraki yıllarda da tekrar gündeme gelmemiştir. Gerek üretilen kadastro planlarının bir bölümünün niteliksiz oluşu ve gerekse değer bilgisinin kadastro bilgileri arasında bulunmayışı Türkiye Kadastrosunun hukuki nitelikli bir kadastro olup olmadığı konusunda kuşkular uyandırmaktadır. Türkiye kadastrosu çalışmaları sırasında taşınmaz malın sahibinin saptanması ve kazanım biçiminin araştırılması görevi yargı yerine kadastro ekiplerine verilmiştir. Bir tasfiye işlemi olarak ve hızlıca yapılmasını gerektiren bu görevin kadastroya verilmesi isabetli olabilir. Ne var ki bu durum, kadastronun temel işlevinin tapu vermek, tapulama yapmak olarak algılanmasına neden olmuştur. Taşınmaz mal mülkiyetinin incelenmesi görevi, bu nedenle asli görev varsayılmış, ölçme, harita üretme etkinliği ikinci plana atılmıştır. Oysa kadastro bugünün terminolojisi ile bir bilgi sistemidir, dünün diliyle taşınmaz mal sınırlarının gösterildiği haritalardır. Kadastro etkinliği öncelikle bu haritaların üretilmesi, bilgi sisteminin kurulması yönetilmesidir. Orman alanları, genel kadastro çalışmalarından ayrı olarak, kadastro standartlarında ölçülerinin ve haritalarının yapılarak hazine adına tescil işlemleri yapılmaktadır. Daha önce yapılan sınırlamaların kroki niteliğinde olduğu, tescil işlemlerinin tamamlanabilmesi için standartlara uygun biçimde bu sınırların haritalara aktarılması gerekmektedir. Kentsel alanlarda ve diğer küçük yerleşim alanlarında, bayındırlık ve imar çalışmalarında kadastro planları, yükseklik bilgilerinin bulunmaması nedeniyle, yeterli bir altlık olamamaktadır. Bunun için halihazır haritalar üretilmekte, kadastro planlarındaki parsel sınırları da bu haritalar üzerine aktarılarak çalışmalar sürdürülmektedir. Yerleşim alanlarındaki planlı gelişme gereksinimi nedeniyle, kadastronun dışında gelişen ve cumhuriyetin ilk yıllarında ve hatta daha sonraları da akılcı bir çözüm olan bu durum bugün de sürmektedir. Açık söyleyişle benzer içerikli ve aynı standartlardaki iki harita yapım etkinliği sürmektedir. Gerek tapu kütüğündeki taşınmaz mal bilgileri ve gerekse kadastro planları, haritaları güncel değildir. Sürekli güncel tutma için de bir mekanizma geliştirilmemiştir. Ancak gereksinim duyulduğunda güncelleme, ya da yenileme yapılmaktadır. Kadastro planlarının bir bölümü niteliksiz olduğu halde hukuken geçerlidir. Bunların sorunları genellikle, kırsal ve kentsel alanlarda düzenleme söz konusu olursa, bu sırada düzeltilebilmekte, bunun sonucunda da nitelikli kadastro planları oluşturulmaktadır. Grafik kadastro haritaları çoğu yerde sayısallaştırılmıştır. Bu alanlarda yeni bir düzenleme söz konusu değilse, parsel köşe noktalarından hesaplanan yüzölçümü ile tapu kütüğündeki yüzölçümünün farklı olması doğaldır. Yukarıda sayılanlar Türkiye Kadastrosunun özellikleri olarak alınabilir. Türkiye Kadastrosunun bugünkü durumunu özetleyen bu özelliklere negatif pozitif hiçbir yorum yüklemeden, Türkiye Kadastrosunun gerçekliği de denilebilir. 6. GELECEĞE BAKIŞ Türkiye Cumhuriyeti bağımsız, laik, sosyal adalet ilkelerini benimsemiş demokratik bir hukuk devletinin yurttaşları olarak geleceğe umutla ve güvenle bakmak istiyoruz. Cumhuriyetimizin bu temel ilkelerindeki sorunların geçici olduğunu düşünüyoruz. Siyaset kurumlarının ve siyasi mekanizmaların bu sorunların üstesinden geleceğine inanıyoruz. Ekonomideki kayıt dışılık, bunun sonucu olan açık toplum olamayışımız, basın özgürlüğündeki kısıtlamalar, sağlık ve eğitim sistemlerindeki noksanlar, yetersizlikler bozulmalar, çarpık ve plansız, sağlıksız gelişmeler, arazi işgaller, 2B sorunları gibi, toplumuzun ikincil sorunları da çok önemli ve gündemdeki sorunlardır. Bu sorunların bir bölümünün kadastro ile ilişkilendirilebileceğini, ya da en azından bu sorunların çözümüne kadastro olanakları ile katkı sağlanabileceğini düşünüyoruz.

Kadastro Kavramı ve Türkiye Kadastrosu Bir yanda ülkemizin önemli sorunları, bir yanda da burada açıklamağa çalıştığımız kadastro algılamasına göre nesnel, ya da öznel olarak saptadığımız Türkiye Kadastrosu gerçekliği, geleceğe, genel çizgileri ile aşağıda açıklanan biçimde bakılması gerektiği sonucunu ortaya koymaktadır : Eski mülkiyet sisteminin tasfiyesi tamamlandığına göre kadastro yönetimimiz asli görevine, açık söyleyişle, kırsal ve kentsel alanda standart, topoğrafik ve kadastral harita üretme görevine dönmelidir. Bunun için örgüt yapısı yeniden düzenlenmelidir. Buradaki harita sözcüğü bugünün ortamında bilgi sistemi olarak algılanmalıdır. Taşınmaz mallarla ilgili alım, satım vb işlemler bugün olduğu gibi sürmekle birlikte yine tapu birimlerinde, ancak kadastro bilgileri ile bağlantılı, bu yüzden kadastronun denetiminde olacaktır. Hukuki sorumluluk ve taşınmaz mal iyeliği güvencesi, bu birimin yetkisi ve sorumluluğundadır. Teknolojik gelişmeler, çok yakın bir gelecekte, yurttaşların evlerinden ve ofislerinden, taşınmaz mallara ilişkin isteklerinin kolayca yerine getirilebileceğini göstermektedir. Bu düşüncemiz, bir bakıma teknolojik olanaklar ile gündeme gelecek ve çözümlenecektir. Kadastro bilgileri içinde değer öğesinin bulunmasının yararları ve katkıları açıktır. Bu bilgilerin toplanması değerleme uzmanlığı ile olanaklıdır. Ekonomideki kayıt dışılığın ve açık toplum olamayışımız gerçeğinin altında bu değer bilgisinin etkisi ve katkısı küçümsenemez. Son söz olarak kadastromuzu, yukarıda özetlediğimiz görüşler ışığında yeniden örgütlenmesine, değer bilgisi eksiğini de giderek yeni kadastro bilgi sistemlerinin oluşturulması gerek var diyoruz. Araziye ilişkin tüm projelerin oluşturulmasında, tüm kararlarda, tüm uygulama ve denetlemelerde etkin olan katkı veren bir kadastro olsun istiyoruz. KAYNAKLAR Erkan, H.. Nisan 2010. güncellenmiş yeni baskı. Kadastro Bilgisi. TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası yayını, Ankara, Erkan, H., Seylam, S.G., Yaşayan, A., 2010. Arazi Yönetimi Terimleri Sözlüğü, TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası, Ankara, 2010 Seylam, S.G., Yurttaş, G., 2008. Türkiye de Kadastro 1923 2006, TMMOB harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, İstanbul, Yaşayan, A., Erkan, H., Seylam, S.G., 2009. Türkiye Kadastrosuna Genel Bakış, TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Yönetim Kurulu na sunulan basılmamış rapor, İstanbul.