Bebeğim ve Biz Dergisi anne ve bebeklere saygılı doğumlar yolunda yazılara devam ediyor.



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

- Doğum dalgalarının zamanı bellidir. Ağrıların zamanı belirsizdir. - Doğum dalgalarının sebebi doğumun başlamasıdır. Ağrıların sebepleri çeşitlidir.

HypnoBirthing Taking The Birthing World By Calm

TEMEL, İLK 3 YILDA ATILIYOR!

DOĞUM UZM.DR.SEZER ARDA

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

Eğer metabolizmanızda bir sorun varsa, başta kilo kontrolünüz olmak üzere vücudunuzdaki pek çok şey problemli hale gelir.

SORULAR / CEVAPLAR. 2 metabolic balance ile kilo nasıl dengeleniyor?

Hamileliğin: Bebeğinin hareket etmesini hissetmek

Kadın sağlığı konusunda küçük bir rehber

WHO/UNICEF-Initiative

1. GEBE EĞİTİM ODASI EĞİTİMLERİ

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

BEBEK HAKLARI BİLDİRGESİ

Okuyarak kelime öğrenmenin Yol Haritası

Anne ve kız arasında en çok yaşanan iletişim sorunları nelerdir?

CEP TELEFONUNUN ZARARLARI VE ALINABİLECEK TEDBİRLER

Akıllı ve Çevreci Hastane Yatırımları

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI

Yaptığım şey çok acayip bir sır da değildi aslında. Çok basit ama çoğu kişinin ihmal ettiği bir şeyi yaptım: Kitap okudum.

Anne Sütünün Önemi. 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı. Anne Sütünün Önemi. Anne Sütünün Önemi. Anne Sütünün Önemi

Türkler Kendi işinin patronu olmak istiyor!

Gebeliğiniz süresince Doğum Öncesi Bakım Hizmetleri;

SINAV KAYGISI ÖLÇEĞİ

ÇOCUĞUM BAŞARACAK MI?

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

Hani annemin en büyük yardımcısı olacaktım? Hani birlikte çok eğlenecektik? Kardeşime dokunmama bile izin vermiyor. Kucağıma almak da yasak.

ÖZEL SEYMEN EĞİTİM KURUMLARI

Bebeğin ana karnında ters durması, makat gelişi ve dışarıdan müdahale

9. Sigarayı bırakma zamanı

10SORUDA AİLE SİGORTASI

GÜNLÜK OLARAK NEDEN YETERLİ MİKTARDA KALSİYUM ALMALIYIZ?

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

Türkiye, Avrupa nın en girişimci ülkesi

sağlıklı çocuklar, mutlu aileler FOR WOMEN OF STYLE & SUBSTANCE medya kit wwww.parentsturkiye.com

Bunu herkes yapıyor! -Gerçekten herkes mi? Nasıl korunmam gerektiğini biliyorum! -Kalbini, gönlünü nasıl koruyacaksın?

Kepçe kulak ameliyatında yapılan temelde kulak şeklini değiştirmek. Bu yukarıda saydığım iki sorun için ayrı ayrı müdahaleler yapılıyor.

Bilgilendirme Rehberi

Gebe ve Emzikli Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla, Emzirme Odaları ve Bakım Yurtlarına Dair Tüzük

1 of 5 14/10/2010. Stresle Başa Çıkma

Biz Fakir Okuluz Bizim Velimiz Bize Destek Olmuyor Bizim Velimizi Sen Bilmezsin Biz Bağış Alamıyoruz Cümlelerini kurarken bir daha düşüneceksiniz.

Sağlıklı Hamilelik BR.HLİ.081

SINAV KAYGISI ÖLÇEĞİ

Hayata İyi Bir Başlangıç. Ebeler Nasıl Yardım Eder

KOLEJLI İŞ ADAMLARI DERNEĞI, İSTANBUL TOPLANTILARI DEVAM EDİYOR

UÇUŞ KORKUSUNUN SEBEPLERİ. Kontrolü kaybetme korkusu. Kaçıp kurtulmanın mümkün olmadığı yerde panik atak geçirme korkusu.

ilk yar'larımızın sevgili dostları

SINAV KAYGISI ÖLÇEĞİ YÖNERGE:

:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

xxxxxxx ÖĞRENME RİSK FAKTÖRLERİ RAPORU

Bilim Uzmanı İbrahim BARIN

Ayrıca sinirler arasındaki iletişimi sağlayan beyindeki bazı kimyasal maddelerin üretimi de azalır.

İsmail Aybars Tunçdoğan

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

ÜNIVERSITE BURSU VEREN KURUMLAR HANGILERIDIR? BURS SARTLARI NE...

Avrupa hastanelerinde

Sınav Kaygısı ve Olumlu Başa Çıkma Yolları Kaygıyı, gelecekte olma ihtimalini düşündüğümüz olumsuz düşünceler olarak

DOĞAL DOĞUMU DESTEKLEYEN POZİSYONLAR VE IKINMA. Hem. Eda ARIN Acıbadem Eskişehir hastanesi Doğumhane Ekip Lideri Ocak 2015

Sizleri şahsım ve TOBB adına saygıyla selamlıyorum. Biliyorsunuz başkasına gönderilen selam kişinin üzerine emanettir.

DOĞUMA HAZIRLIK KURSUNUN GEBELER ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

SINAV YAKLAŞIRKEN MOTİVASYON VE KAYGI

İş yerinde anne ve babalık: Dünya da hukuk ve uygulamadaki yansımaları 1

LİDER DEĞİŞİRKEN. Prof. Dr. Necmi Gürsakal ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ İ.İ.B.F. ÖĞRETİM ÜYESİ

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

EDİTÖRDEN. Çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemi olan ergenlik, insan hayatının en

Yukarıdaki soru, bu yazının meselesini tüm boyutlarıyla içermese de konuyla ilgili karşılaştığım soruların özünü teşkil etmektedir.

Bir$kere$güneşi$görmüş$ olan$düşmez$dara$

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya

TÜRKİYE DE İŞ DÜNYASINDA ÇALIŞANLAR SOSYAL MEDYAYI NASIL KULLANIYOR?

KRİZ ÖNCESİNİN TEK İYİ HABERİ

Öğrencilerin çektiği fotokopiye yasal formül şart!

GEBELİK VE POSTPARTUM DÖNEMLERİNDE CİNSELLİK

MBA 507 (3) TUTUMLAR VE İŞ TATMİNİ

"Kentsel Dönüşümün Anahtarı Kooperatiflerde"

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

Fiiller nesne alıp almamalarına göre değişik şekillerde adlandırılır. Bunları dört grupta inceleyebiliriz.

KOPENHAG ZİRVESİ IŞIĞINDA TÜRKİYE AB İLİŞKİLERİ

LIVOPAN. Uysal bir seçim. Linde: Living healthcare

Sigara sağlığa zararlı olmasına rağmen birçok kişi bunu bile bile sigara kullanmaktadır. En yaygın görülen zararlı alışkanlıkların içinde en başı

Takdim. Bu, Türkiye nüfusu göz önüne alındığından her 90 kişiden birinin aday olması anlamına geliyor (TV, Haberleri, ).

PRENSES DOĞUM. Ağrısız Doğum. Artık anne adayları çok şanslı! SAĞLIK BÜLTENİ Sayı 1 Mart 2017

Deniz Kantarcıoğlu Anaokulu Rehber Öğretmeni. «Okula Uyum»

Yüz Nakli Doktorları Birbirine Düşürdü

Salı İzmir Basın Gündemi

Emzirme son derecede sağlıklı ve doğal bir yöntemdir. Her memeli canlı gibi insanlarda yavrusunu doğumdan hemen sonra emzirmelidir.

Duygusal ve sosyal becerilere sahip Genç profesyoneller

Medeniyet Okulları REHBERLİK SERVİSİ SUNAR..

İNGİLTERE DEKİ DOKTORLAR UYDURUYORSUN DEDİĞİ HASTAYI, TÜRK DOKTOR TEDAVİ ETTİ

GELECEGIN MUCITLERI ROBOT YAPMAYI ÖGRENIYOR

E-KİTAP SATIŞLARINIZLA, SÜREKLİ BİR GELİRE NE DERSİNİZ? By Alia RİOR. Alia RİOR

10-11 YAŞ GRUBUNUN ANNE BABASI OLMAK

ÇALIŞAN MEMNUNİYETİ ANKETİ

Appendix. Appendix A: SRS-22r HASTA ANKETİ Hasta Adı : Doğum Tarihi : / / Bugünün Tarihi : / / Yaş : + Dosya Numarası :

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

Araştırma Notu 14/165

ARKADAŞ SEÇİMİNİN ÖNEMİ

KADINLAR ve Demografik Büyüklükler Hedef Kitle Tanımlamaları Yaşam Trendleri

Yaz l Bas n n Gelece i

Transkript:

Bebeğim ve Biz Dergisi anne ve bebeklere saygılı doğumlar yolunda yazılara devam ediyor. Daha önce tüm gerçekliği ile "Sezaryen" dosyasını hazırlayan Zuhal Karabaş Eyüboğlu bu kez "Bebeğiniz Nasıl Bir Doğum İstiyor?" başlıklı yazısında bizimle yaptığı röportajı hazırladı. Yazıyı derginin yeni çıkan Ağustos sayısından okuyabilirsiniz.yakın bir zamanda, doğal doğuma verilen önemin yeni bir trend gibi algılanmasından sıyrılınıp, doğal doğumun anne ve bebekler üzerindeki kalıcı pozitif etkilerinin yeniden kabullenileceği günler hızla yaklaşıyor. Doğuma hazırlık doğru soruların sorulması ile başlar. Gerçekten bebeğiniz doğumda ne istiyor? Ve bunlar için yeterli hazırlık yaptınız mı? Bebeğim ve Biz dergisine doğal doğuma verdiği önemden dolayı teşekkür ederim. Yazının tamamını aşağıda okuyabilirsiniz. Bebeğinize kavuşacağınız o müthiş doğum anının nasıl olması gerektiğine karar verirken eşinizin dostunuzun, ailenizin ve doktorunuzun fikrini soruyorsunuz. Peki ya hiç bebeğinizin fikrini sordunuz mu? Temel besinlerimizdeki hormon ve katkı maddelerinin kanserojen etkileri ile küresel ısınma derken insanın doğaya yaptığı her türlü müdahelenin olumsuz sonuçları son yılların en önemli gündem maddesi olarak ilk sıralarda yerini alıyor. İnsanoğlu artık her şeyin doğalına yöneliyor. "Doğal olan, sağlıklıdır!" anlayışı artık her yerde. Yapay olan her şeyin tartışıldığı günümüzde konu doğumlara gelince pek bir hareketlenme göremiyoruz. Normal doğumların azalmasına, sezaryenle doğumların artmasına ve Dünya Sağlık Örgütü'nün de konuya dikkat çekmesine rağmen henüz normal doğumların artışıyla ilgili önemli bir çaba söz konusu değil. Peki konu kadınları ilgilendirdiğine göre, bu mesele dünyadaki insanların neredeyse yarısını etkilemiyor mu? Çok büyük bir kitleyi etkileyen bu durum elbette yıllardır tartışılıyor ve nedenler her ülkede birbirine benziyor. Amerika ve Avrupa'da normal doğumların önemine değiniliyor ve oranlarının artması için birtakım çabalar sarf ediliyor. Ülkemizde de konuyla ilgili kıpırdanmalar başladı, 1 / 14

ancak epey yavaş ilerliyor. Sezaryenle doğumun artış nedenlerine çok sık değiniliyor, ama konuya farklı bir açıdan bakılmıyor: Normal doğumların azalma nedenleri pek tartışılmıyor. Annenin korkusu, doktorun kolayına gelmesi ve annelerin isteği gibi bilinen nedenlerin ötesinde aslında normal doğumların azalmasında; kimsenin fark etmediği birtakım etkenler de söz konusu. Normal doğumların artması için 4 yıldır çalışmalar yapan Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Hakan Çoker, bu etkenleri bize o kadar güzel anlattı ki, eminiz anne adayları da bu röportajı okuduklarında bizim kadar etkilenecekler. Sadece kendi düşüncelerine ve duygularına değil, karınlarındaki bebeklerinin isteğine de önem verecekler. Belki de bu açıdan bakan anne adayları doğumlarını nasıl gerçekleştirebileceği kararına sahip çıkabilecek ve o mucizevi anı yaşayabilecek. Dr. Hakan Çoker in dediği gibi tüm anne adaylarına mümkün olduğunca müdahalesiz, ama mutlaka sağlıklı bir doğum diliyoruz. Ve yine kendisinin dediği gibi e beler, doğumlarda yerlerini yeniden aldıkça, doğumlarımız çok daha insancıl, sevgi dolu ve doğal olacaktır. Amerika nın çok ünlü bir ebesi Inna May Gaskin'in dediği gibi, " Doğumd a kadın b i r Tanrı ça gibi gözükmüyorsa, birileri ona yeterince destek ve güven vermiyor demektir!". Tüm dünyada normal doğumlarda bir azalma olduğu söyleniyor. Buna karşı İngiltere de evle rde normal doğ um yaptırılmaya başladığı belirtiliyor. Normal doğ umla ilgili dünyada neler oluyor? Doğumların "normal" olması için çabalar sarf ediliyor mu? Evet, tüm dünyada doğal doğumlar gittikçe azalıyor. Bu, doğal yaşamların ve doğal gıdaların azalması ile paralellik gösteriyor. Son 10 yı la baktığımızda sezaryen oranlarının özellikle büyük şehirlerimizde gittikçe arttığını fark ediyoruz. Dünya Sağ lık Örgütü (WHO) verilerine göre bu oran yüzde 15 olması gerekirken, ü lkemizde devlet hastanelerinde yüzde 40-60, özel hastanelerimizde yüzde 80-90 oranları 2 / 14

nı bulmuş durumda. Amerika ve Avrupa ülkelerinde yüzde 28-30 sı nırına gelen sezaryen oranlarını düşürmek için yoğun bir çaba harcanırken, ülkemizde yazılı açıklamaların dışında büyük bir projenin olmadığını görüyoruz. Peki kabul edilemez derecede yüksek sezaryen oranlarının sebebi nedir? Bunun sebepleri çok çeşitli. Sanayileşmiş şehirlerde hayat çok hızlı akıyor artık. Bir yandan anneler eski doğallıkla doğuma hazırlanmıyorlar ve artık doğurtulmayı bekliyorlar. Sunulan medikal imkanları kullanmak istiyorlar. Ve ağrı istemiyor lar. Diğ er yandan doktorlar çalışma saatleri içinde doğumlar bitsin istiyorlar. Ve belki de en önemlisi artık ters giden her doğumda aileler yasal anlamda hesap sormak istiyorlar. Doğumda garanti istiyorlar. Aile ve yasalarla baskı altına alınan doktorlarımızdan garantili sonuçlar beklendiğinde ister istemez sezaryen oranları artıyor. Bu üç neden birle şti ğ inde doğal doğumlar ister istemez azal ıyor. Tüm bunları n önüne geçmek için, ailelerin kendi sağ lıkları ile ilgili sorumlulu kları alacak derecede eğitilmeleri gerekiyor. H erkes kendi penceresinde, Ben ne istiyorum? Benim için hangisi en rahatı ve tehlikesizidir? diye soruyor. Fikrini almadığı mız tek bir kişi var, o da bebek. Kimse beb ek ne istiyor sorusunu sormuyor. İşte bu soruyu daha çok uluslararası hamile eğitim kurumları ve bilinçli anneler soruyor. Bu sayede Amerika ve Avrupa da ev doğumları veya ev tipi doğumevleri sayısı her geçen yıl artıyor. Evet, eve ebe geliyor, ancak güvenlik önlemleri hastane ko şullar ı nı aratmıyor. Anneler artı k mümkün olduğunca az müdahale istiyor. Doğuma gereksiz yapılan her müdahale doğumun doğallığını bozuyor. Bu ülkelerde doğal doğumlar ve ev doğumları teşvik ediliyor. Bu doğumların masrafları sigortalar tarafından karşılanıyor. Ebelik kurumu el üstünde tutuluyor. Annelerin her aşamada ücretsiz eğitim alması sağlanıyor. 3 / 14

MÜDAHELELER DOĞAL DOĞUMU ENGELLİYOR Biz normal doğum diyoruz, ama siz doğal doğum diyorsunuz. Doğal doğum derken ne demek istiyorsunuz? Doğal doğum, mümkün olduğu kadar müdahale edilmeden yapılan doğumlardır. Bu sayede aktive olan tüm doğal hormonlar, anne ve bebeğini doğuma en sağlıklı biçimde hazırla r. Zaten doğ al bir doğumda ebeler ve doktorların izleyici olup, sağlık kontrollerini yapmalarından başka bir müdahalesi olmamalıdır. Çünkü buna ihtiyaç yoktur. Hamilelik ve doğ um eylemi bir hastalık değil, bedenin doğal, normal ve sağlıklı bir fonksiyonudur. Gereksiz yere yapılan her türlü müdahalenin doğumun işleyişi ve hormonların salınımı üzerine negatif etkileri vardır. Zaten doğ al doğumu üstün kılan, bu hormonların salgılanmasıdır. Bu hormonlar içinde en etkili olan iki hormon oksitosin ve endorfindir. Oksitosin; rahmi kasıcı etkileri ile doğumun ilerlemesinden sorumlu hormondur. Ancak oksitosinin cinsellikte, arkadaşlarla yenilen güzel bir yemekte ve sevginin olduğu daha birçok yerde salgılandığını biliyoruz. Bu yüzden bu hormona "sevgi hormonu" adı verilmiştir. Yani sevginin olduğu her yerde oksitosin de vardır. Bu hormon doğumda gittikçe artan oranlarda salgılanarak doğum anında ve doğum sonrasında en yüksek seviyelerini bulur. Kordon yoluyla da bebeğe geçer. Bebeğin de kendi hormonunu ayrıca salgıladığını biliyoruz. Böylece doğal bir doğumda anne ve bebeğinin bu hormonun etkisiyle bir sevgi denizinde yüzdüğünü söyleyebiliriz. Diğer hormonumuz endorfin bedenin salgıladığı doğal bir ağrı kesicidir. Doğa, doğum yapan kadı nın kendini rahat his sedebilmesi için her şeyi yapar. Oksitosin seviyesi yükselip, kasılmalar sıklaştıkça, beden endorfin salgısını artırarak cevap verir. Böylece kadının bedeninde doğal bir anestezi sağlanır, kasılmalar daha rahat hissedilir. Doğumda endorfin seviyeleri en yüksek noktadadır. Kordon yoluyla bebeğ e geçer, bebeğimiz de kendi hormonunu salgılar. Endorfinin bağımlılık yapıcı bir etkisi de vardır. Kişi endorfin etkisindeyken çok daha sevgi dolu, karşısındakini kabullenicidir. Endorfinin en çok salgılandığı sporcularda bu etkileri açıkça görebiliriz. Doğum anında anne ve bebeği oksitosin ve en dorfin etkisindedir. Ve bu iki hormon birle ştiğinde müthiş bir güce ulaşır. Anne ve bebeğin bu ilk karşılaşmada birbirlerine bağlanmasından bu hormonlar sorumludur. Bu yüzden biz bebeğe saygılı doğumlarda, bebeğin doğar doğmaz anne kucağına verilmesini savunuyoruz. Bu anlarda sessiz kalıp, bir adım geri çekiliyoruz. Anne ve bebeğinin 4 / 14

bu ilk buluşmasını bozmamak için her şeyi yapıyoruz. Son yıllarda yapılan çalışmalar doğum anında bebeklerimizin her şeyin farkında olduklarını ortaya koyuyor. Bebeklerimiz doğduklarında her şeyi hissederler, duyarlar ve görürler. Spotlar gözlerini acıtır, baş a şağı tutulmak onları mutlu etmez. Tek istedikleri, bu yeni dünyada güven duyacakları tanıdık bir sestir. Bu yüzden en çok tanıdığı kişiyi, annelerini ararlar. İlk refleks ağlamalarından sonra anne kucağı ile buluştuklarında annesinin güven veren kalp atışlarını duyar, tanıdık sesini ve kokusunu hissederler. Ağlamaları yavaş yavaş azalır. Kendilerini bu güvenli sıcaklığa bırakırlar. Bu güvenli ve sevgi dolu başlangıç, onları n gelecekteki davranışlarını da pozitif yönde etkileyecektir. Yapılan tüm çalışmalar, doğal doğumların anne ve bebek üzerindeki pozitif etkilerini destekler. Bebeklerde solunum problemleri daha az olur, daha aktiftirler, daha iyi ve kolay emerler, bağı rsak flora gelişimleri çok daha iyi olur. Anne-bebek ili şkisi çok daha sa ğ lıklı başlar, annelerimizde doğum sonrası depresyon çok daha az görülür. Doğum anındaki müdaheleler doğumun gidişatını nasıl etkiliyor? Doğumun doğal işleyişine yapılan her türlü müdahale doğumun doğal gidişini etkiler. Bunlar arasında ; aç bırakılmak, serum takılması, su kesesinin erken açılması, doğum başlamadan suni sancı ile doğumun erken tetiklenmesi, her ha mileye epizyotomi dediğ imiz vajinal kesi yapılması, hatta epidural anestezi kullanılması sayılabi lir. Bu uygulamalar, gerçekten bir neden yokken uygulandığı nda, doğumda salgılanan hormonların çalışma düzenleri bozulur. Örneğin ; gerek yokken sadece doğ umu hızlandırmak için takılan suni sancı annenin doğal oksitosin salgısını bozar. Suni sancı olarak bildiğiniz, serumla verilen ve rahmi kasıcı etkileri olan yapay oksitosin beyin bölgesine geçemediğinden, beden doğal ağrı kesicisi olan endorfini salgılayamaz ve anne adayı kası lmaları çok daha şiddetli hissetmeye başlar. Bu hamilelerimizin doğ um yaparken bebeklerine kavuşma değil, onlardan kurtulma hissiyle davrandıklarını görüyoruz. Bu da doğum anındaki o ilk buluşmayı bozar. Epidural anestezide ve ağrı kesicilerde de aynı etkileri görüyoruz. Bu uygulama doğuma yapılan büyük müdahalelerden biridir. Evet anne adayı doğumda hiç ağrı hissetmez, ancak doğ 5 / 14

al hormonların salınımı da engellenmiş olur. Bu doğ umlarda anne adayı yatağa bağlı kalır, sürekli takip altında olmak zorundadır, doğumlar göreceli olarak uzar, vakum takma oranları artar, anne-bebek buluşması gecikir. Yapılan ağrı kesici ilaçların az ya da çok bebeğe geçtiklerini de biliyoruz. Bu ilaçların kısa ve uzun dönemli negatif etkileri konusunda çalışmalar devam edi yor. Bir diğer müdahale olan epizyotomi, yani doğumda vajinal kesi, normal doğumdaki negatif olayların başlıca sorumlusudur. Ülkemizde ilk doğumların hemen hemen tümünde uyg ulanı rken İngiltere'de bu oran yüzde 30 civarı ndadır. Emekli bir ebe olan annemden 1960'larda yaptırdığı doğumları dinlemek her zaman bana ilginç gelmişti. O dönemde gerek hastane gerekse ev doğumlarında epizyotomiyi çok nadir uyguladığını anlatırdı. Ancak çok sabırlı ve doğuma saygılı olduklarını anlatırdı. Sakin geçen, hızlandırılmamış doğumlarda epizyotomi ihtiyacı aslında çok az ol ur. Ancak burada hem doğ um yapanın hem de yaptıranın sabırlı olması, doğumun d aha yava ş ilerlemesi gerek ir. ANNE DOSTU HASTANELER OLMALI Doğal doğumların olması için neler yapılmalı? Sanırım bu aşamada en büyük görev kadınlarımıza düşüyor. Gerek hamilelik gerekse doğum planla rı için artık "Ben ne istiyorum?" sorusu yerine, "Bebeğim ne istiyor?" sorusunu sormamı z gerekiyor. İnanın bana bebeklerimiz travmasız, sakin ve dünyayla tanıştığı anda annesiyle buluşacağı doğal bir doğum istiyor. Bu, onları n geleceğini pozitif yönde etk iliyor, sevme kapasitelerini artı rıyor. Dünyada travması 6 / 14

z bir doğumla karşılaştırıldığında sezaryenin daha iyi olduğuna dair tek bir çalışma yok. Kadınlarımızın artık doğumlarına sahip çıkması gerekiyor. İkinci aşamada, korkular üzerine çalışmak geliyor. Korkuların üzerine bilgi ile gitmek gerekiyor. Korkuların panzehiri bilgidir. Bilinmeyen sizi daha çok korkutur. Burada hamile eğ itimi devreye giriyor ve bu tür eğitimler anne adayını korkusuz bir doğuma hazırlıyor. Anne adayları doğum aşamalarını, ıkınma tekniklerini, nefes tekniklerini bu kurslarda öğrenebiliyor. Zamana saygıyı öğreniyor. Doğumda gevşemenin önemini ve kendini bırakmayı öğreniyor. Doğumun bilinçle kontrol ederek değil, bilinçaltıyla kendini bırakarak yapıldığını öğreniyor. Bedenine, rahmine ve bebeğine güvenmeyi öğreniyor. Yani eğitimlerde doğuma fiziksel ve duygusal olarak hazırlanmış oluyor. Tüm bunların sonucunda da kendi doğumuyla ilgili planları yapabilecek ve kendi sağlığıyla ilgili kararları verebilecek duruma geliyor. Burada elbette hamile eğitimi alınacak kurumu seçmek çok önemli. Bu kurumun doğal doğumu desteklemesi, sizi böyle bir doğuma hazırlayacak teknikleri öğretmesi, gereksiz müdahalelerden nasıl korunacağınıza rehberlik etmesi için belli doğum felsefelerini benimsemiş olması gerekiyor. Ülkemizde hala emekleme aşamasında olan hamile eğitim kurumlarının çoğunda verilen hizmetler hamilelik egzersizleri ve emzirme tekniklerinin çok ötesine geçmiyor. Bu kurumlar genellikle sistemle barışı k hizmet veriyor, ders konuları nı ona göre seç iyor. Eğ itim alanların arasında, doğ al doğum oranlarının çok düşük kalması bu görü şümüzü destekl iyor. Ülkemizde doğal doğum yolundaki üçüncü büyük adım ise doktor ve hastane seçiminin iyi yapılması gerektiği. Bu konularda hepimizin yavaş yavaş kendini sorgulaması gerekiyor. Eğer sizin doğum yapmaya karar verdiğiniz hastanede sezaryen oranı yüzde 90'sa, bu aynı zamanda sizin de sezaryen oranınız demektir. Eğitim verdiğim hamilelerime genellikle hastane ve doktorları nı sorgulamalarını tavsiye ediyorum. Yine böyle eğitim alan bir hamilemiz, büyük şehirlerimizden birinin tan ı nmış bir özel hastanesindeki doğum koşullarını araştırmaya gittiğinde ilginç bir olayla karşılaşmış. Doğumla ilgili sorduğu her soruya çalışanlar sezaryen aşamaları ile ilgili bilgiler verince onlara normal doğum yapmak istediğini söylemiş. Verdikleri cevap, ülkemiz gerçeğ ini göz önüne sermeye yetiyor: 7 / 14

"Ama bizim hastanemizde hiç normal doğ um yapılmıyor ki!". Normal ve doğal doğum isteyen kadınlarımız bunları sorgulamadıkça doğal doğum yolunda ile rlememiz mümkün değ il. Avrupa ve Amerika'da "Bebek Dostu Hastane" kavramının yanında bir de, "Anne Dostu Hastane" kavramı var. Yani doğal ve müdahalesiz doğumu destekleyen, doğum odalarına evlerdeki huzur ve güveni getiren, doğum boyunca anneye her türlü fiziksel ve duygusal desteği veren, anne ve bebeğin doğum anına saygı duyarak daha insancıl doğumlara kucak açan hastaneler. Ülkemiz için de bu kavramın yakın bir gelecekte uygulanmaya başlayacağını umut ediyorum. Bu konuda en büyük sorumlunun Sağlık Bakanlığı olacağını söylemek sanırım yanlış olmaz. Yurt çapında başlatılacak kampanya ve seminerlerle doğal doğum teşvik edilebilir. Her hastanede hamile eğitimi yapılması zorunlu tutulabilir. Hastanelerin normal, müdahaleli ve sezaryenle doğum oranları hamilelerin de görebileceği şekilde sergilenebilir. Sezaryenin anne ve bebek üzerindeki negatif etkileri panellerle anlatılabilir. Son olarak hamilelerimizin doğumda öğrendikleri bilgiler ışığında sorumlulukları paylaşmaları gerekiyor. Doğuma veya sezaryene karar verdiklerinde komplikasyon dediğimiz ters gidebilecek her şeyi öğrenmeleri ve bu sorumluluğu doktorlarıyla paylaşmaları hasta-doktor ilşikileri için çok önemli. Elbette bunları hamilelerimize öğretmek, sorumluluğu alan sağlık çalışanlarının görevidir. Bu durum doğal doğum isteyen hamilelerimizde çok güzel işliyor. Doğum isteyen kadına doktoru, "Ama bak şu, şu riskler var, riske atmak istemezsin değil mi?" diyerek zaten içinde var olan korkuyu daha da körüklüyor. Ancak maalesef birçok yerde, hamilemize sezaryen istediğinde karşılaşacağı risklerden bahsetmek yerine sadece sezaryen tarihi için gün veriliyor. Bu yüzden de anne adayı, sezaryenin kendisi ve bebeği için getireceği tüm risklerden habersiz şekilde, sağlığı ile ilgili önemli bir kararı vermiş oluyor. ANNE VE BEBEĞİNE SAYGILI BİR DOĞUM HEDEFİ Siz doğal doğumdan yana bir doktorsunuz ve doğal doğumların artması için de çalışmala r yapıyorsunuz. Bunlardan bahsedebilir misiniz? 4 yıldan bu yana doğuma hazırlık kursları üzerinde çalışıyorum. 2 uluslararası geçerliliği olan kurumdan (Lamaze, Hypnobirting) eğitim aldım ve almaya da devam ediyorum. Kursa gelen hamil elerin birçoğ u bilinçli anneler oluyor. Az çok okumuş lar ve ne istediklerini biliyorlar. Ancak güven problemi ya 8 / 14

ş ı yorlar. Çünkü çevrelerinde onların kendilerine ve bebeklerine güvenebilecekleri hiçbir olumlu söz duymuyorlar. Kadı nlarımız maalesef doğumdan korkuyor ve korkuları toplum tarafından besleniyor. Korku gerginlik yaratıyor ve bedende stres hormonlarının salgılanmasını artırıyor. Gergin ve ağrılı geçen saatler sonrasında bu hamileler bir şekilde doğum yapıyor belki, ancak özellikle doğ um anında tamamen kurtulma güdüleri ile hareket ediyorlar. O özel anı, o büyülü buluşma anını kaçırıyorlar. Akıllarında sadece ağrılar, yorgunluk ve korku kalıyor. Tabii bu hamilelerimiz daha sonra korkuyla besledikleri bu doğ umları anne adaylarına bire bin katarak anlatıyor ve toplumsal korkunun kaynağı oluyorlar. Yani toplum olarak doğ um konusunda negatif bir hipnoz altındayız ve bir şekilde bunun yavaş yavaş kırılması gerekiyor. Kurslarda öncelikle doğumu ve doğumun doğallığını öğreniyorlar ve çok etkileniyorlar. İkinci büyük değişim, doğumun doğal hormonları ve bunların anne-bebek arasındaki ilişkiye katkılarını öğrenince oluyor. Seyrettikleri videolarda doğum anında yaşanan bu aşklara tanık oluyorlar. Daha sonra her vajinal doğumun doğal doğum olmadığını ve aralarında çok büyük farklar olduklarını öğrendiklerinde şaşırıyorlar. En çok merak ettikleri konu ise hastanede onları bekleyen müdahaleler ve bunların olumlu-olumsuz yönleri oluyor. Duydukları birçok korku dolu hikayenin aslında gerçek olmadığını öğreniyorlar. Bunlardan sonra Lamaze felsefelerinden biri gerçekleşiyor. Kendi sağlıkları ile ilgili kararlarda sorumluluk alacak kadar kendilerine güvenleri geliyor. İşte bu aşamada en önemli konu karşımıza çıkıyor: Ne istediklerini öğ reniyorlar. Doğum planları yapıyorlar. Ancak rutin müdahaleler ve sezaryenlerle kuşatılmış bu sağlık sisteminde bu isteklerini gerçekleştirebilecekler mi? Doktorları bunları kabul edecek mi? Kursun bu bölümünde doktorları ile nasıl mantıklı, güvenilir ve etkili bir iletişim kurabileceklerini öğreniyorlar. 9 / 14

Tüm bunları öğretirken birçok teknikten parçalar kullanıyoruz. Teorik bilgiler alıyorlar, meditasyonla gevşemeyi ve bunun önemini öğreniyorlar, imgeleme teknikleri ile doğumu yaşıyorlar, değişik telkinlerle bebekleri ile bağ kuruyorlar, egzersizlerle bedenlerini doğuma hazırlıyorlar. Ve en önemlisi seyrettikleri değişik ülke doğum videolarında, her anneyle birlikte beraber doğ um heyecanını yaşıyorlar. Bizim en önemli özelliğimiz, uluslararası sertifikasyonlardan geçmemiz ve doğuma odaklanmış olmamız. Yani biz anne adayı nı aslında her türlü doğ um şekline hazırlıyoruz. Ve bunu yaparken anne ve bebeğine saygılı bir doğum hayalimiz var. Yani anneden ve bebekten yana bir tarafız. Doğumu, müdahaleleri, epidural anesteziyi veya sezaryeni anlatırken olumlu ve olumsuz tarafları birlikte anlatıyoruz. Ve kararı hep ailenin vermesini istiyoruz. Sistemle barışık bir eğitim vermediğimizin farkındayız. Çünkü rutin müdahalelerin ve yüksek sezaryen oranlarının annelere ve bebeklerine zarar verdiğini biliyoruz. Bu arada Türkiye de ilk Uluslararası HypnoBirthing kursunu Mayıs ayında Marmaris'te yaptık. 25 kişi katıldı. İçlerinde ebe, hypnoterapist ve doktor vardı. Bunların 14 tanesi İngiltere, İsrail, Ürdün ve Hollanda dan geldi. Gelecek yıl kurs tekrarlanacak. Ayrıca dünyada çok tanınan "ActiveBirth" kitabının yazarı Janet Balaskas da kursdaydı. Önümüzdeki yıl o da kurs vermek üzere gelecek. İstanbul'dan 2 hamilemiz doğal doğum için Marmaris e geldi. Çok güzel bir doğum yaptıktan sonra hala Marmaris Hisarönü köyünde Eylül ayına kadar kalmaya devam edecek. Hamile eğitim kurslarına katılamayan anne adaylarına tavsiyeleriniz nelerdir? Doğum normal, doğal ve sağlıklıdır. Kendilerine ve bebeklerine güvenip, gevşemeyi öğrendikleri takdirde doğumları çok daha kolay olacaktır. Eğer normal doğum istiyorlarsa ve bu konuda doktorları tarafından yönlendirilmiyorlarsa mutlaka gevşemeyi ve bedenlerini doğuma 10 / 14

hazırlamayı öğrenmeliler. Doğal bir doğum istiyorlarsa hastanelerinin ve özellikle doktorlarının rutin uygulamalarını sorgulasınlar. Bebeklerinin doğumda ne istediğini sorgulasınlar. Karşılaştıkları her türlü sorunu gerek internet sayfamız www.dogaldogum.com gerekse haber grubumuzda bizlerle payla şa bilirler. Bu haber grubunda, daha önce kurslara kat ı lmış ve doğum yapmış anneler, daha bilinçli cevaplarla yardımcı olmak için onları bekliyorlar. MÜMKÜN OLDUĞUNCA MÜDAHELESİZ, AMA MUTLAKA SAĞLIKLI BİR DOĞUM Normal doğum yaptırmaya çalışıp da yaptıramadığınız vakalar oldu mu hiç? Bu durumun riskleri var mı? Olmaz olur mu hiç? Doğum dediğiniz olayda zaten her şeyi önceden kestirmeniz mümkün değil. Bu tür riskleri elbette göze alıyorsunuz. Ancak risk almak bebeği tehlikeye atmak anlamına gelmiyor. Doğumun gerçekleşemediği durumlarda, gerçekten gerekli olduğunda kullanabileceğimiz birçok tıbbi yardım var. Örneğin epizyotomi dediğimiz vajinal kesiyi gerekirse yapıyorum. İlk doğumlarda bile k esi yapma oranım yüzde 30 civarı n da. Bazen anne ıkınamıyor veya bir problemden dolayı bebeğin çıkışı zorlaşabiliyor. Vakum takmak zorunda kalabiliyorum. Ama dediğim gibi tüm bunları yaparken ne anneyi ne de bebeğini tehlikeye atmıyoruz. Yani doğal doğum yapacak diye anneyi veya bebeğini zorlam ak gibi bir felsefemiz kesinlikle yok. Zaten kurslarda bunu önemle vurguluyoruz. Sihirli bir cümlemiz var; Mümkün olduğ unca müdahalesiz, ama mutlaka sağ lıklı bir doğum". Bu kavramı çeşitli tekniklerle destekliyoruz. Tüm bu müdahale kararları 11 / 14

nı anne ile birlikte alıyoruz. Böylece doğumda pasif değil, tüm karar ve sorumluluk a şamalar ı na aktif olarak katılan bir anne doğumdan sonra hiçbir pişmanlık yaşamıyor. Pişmanlık, annelerin doğumdan sonra hissedecekleri en son duygu olmalı. Bunun yerine hafızalarında doğumun coşkusu kalmalı. Ve her şeyden önemlisi gerekti ğ inde mükemmel bir kurtarma ameliyatı olan sezaryeni yapmaktan çekinmiyoruz. Bebeği her aşamada sezaryenle kurtarmak mümkün. İşin sırrı tamamen doktorun ve ebenin verdiği teşvik ve güvende galiba öyle değil mi? Size bu soruya müthiş bir cümle ile cevap vereyim. Bir kadın doğumda tanrıça gibi gözükmüyorsa, ona birileri yeterince destek vermiyor demektir. Bunu Amerika nı n çok ünlü bir ebesi Inna May Gaskin söylüyor. Doğumun sırrı sevgi ve güvende gizlidir. Doğumda anne kendini güvende hissetmediği anda doğumu durduran hormonlar devreye girer. Çünkü korku vardır ve korku tehlike demektir. Tehlikede olduğunu düşünen ilkel beynimiz doğumu durdurmaya çalışır. Kursta bu mekanizmaları detaylı tartışıyoruz. Bu korkuyu bazen hastane ortamları yaratır, bazen sağlıkçılar, bazen aileler, bazen de kendimiz yaratırız. Doğumda odada ki her fazla kişi mahremiyete tehdittir. Kad ınlar doğumda mahremiyet ister. Belki bu yüzden ev doğumlarında en az hastane doğumları kadar hatta daha fazla başarı elde edilir. Annelerin doğumda tek bir beklentisi var. Sevgi, güven, destek ve bebeğinin iyi olduğunu 12 / 14

bilmek. Zaten gerisini o biliyor olacaktır. Kendine güvenen bir hamile, doğu mun gidişini bizden çok daha iyi takip edebilir. İçindeki o binlerce yıldan beri aktarılan güdülere yeniden güvenebilse çok daha kolay bir doğum yapacaktır. Doğum bilinçle değil, bilinçaltı ile yapılan bir eylemdir. Kendini bırakmak için güven şarttır. Bu a şamada doktor ve daha önemlisi ebe deste ğ i inanılmaz önemlidir. Ancak ne yazık ki ebelerimize verilen değer özellikle büyük şehirlerimizin o pahalı hastanelerinde gittikçe azalı yo r. Bazı hastanelerde ebelerin muayenesi bile yasaktır. Eskinin sakin, tecrübeli, sorgusuz anne şefkati ile yaklaşan ebeleri do ğ um sahalarında yerlerini yeniden aldıkça; doğumlarımız çok daha insancıl, sevgi dolu ve doğal olacaktır. Ba şta emekli yüksek ebe, annem Gülümser K ı zılsal olmak üzere tüm ebelere saygılarımı sunarım. ****** UZMAN KUTUSU************ Doğal doğuma götüren 6 uygulama Ülkemizde gittikçe artan oranlarda, hamilelerimizin müdahalesiz ve ilaçsız doğal bir doğumla bebeklerine kavuşmak, doğum anının coşkusunu yaşamak için yeniden istek içinde olduklarını görüyoruz. Bunun için hastane ve doktorlarımızın hamilelerimize gerekli fiziksel ve duygusal desteği vermek için yeniden yapılanmaları kaçınılmaz bir gerçektir. Bu yolda Dünya 13 / 14

Sağlık Örgütü'nün yayınladığı doğal doğuma götüren kanıta dayalı 6 uygulama bir rehber niteliğindedir: 1. Doğum kendi başlamalıdır. 2. Doğum boyunca hareket özgürlüğü olmalıdır. 3. Doğum boyunca hamileye duygusal ve fiziksel destek verilmelidir. 4. Gereksiz her türlü müdahaleden kaçınılmalıdır. 5. Doğumda sırt üstü yerine diğer pozisyonlar desteklenmelidir. 6. Doğum sonrası anne ve bebek bir arada kalmalıdır. Hastane ve doktor seçimi yaparken bu uygulamalara nasıl bakıldığı sorgulanmalı ve doğum aşamasında hamilelerimiz kendi sağlıkları ile ilgili kararları verebilecek düzeyde eğitilmelidirler. Bu sayede kabul edilmez oranlara yükselen sezaryen ve müdahaleli doğum oranlarının, yakın bir gelecekte azalmaya başlayarak, kadınlarımızın yeniden doğumun coşkusunu yaşayacağı günler yakındır. Anneye ve bebeğine saygılı doğumlardaki artış toplumumuzun geleceği için de hayati bir öneme sahip olacaktır. 14 / 14