Erozyona Karşı Alınabilecek Önlemler



Benzer belgeler
12. BÖLÜM: TOPRAK EROZYONU ve KORUNMA

ÇIĞLARIN OLUŞUM NEDENLERİ:

Bölüm 8 Çayır-Mer alarda Sulama ve Gübreleme

DOĞU KARADENĠZ BÖLGESĠNDE HEYELAN

YUKARI HAVZA SEL KONTROLU EYLEM PLANI VE UYGULAMALARI

Çevre Sorunlarının Nedenleri. Nüfus Sanayileşme Kentleşme Tarımsal faaliyet



3. ORMAN YOLLARININ ÖNEMİ

KUMUL ALANLARININ AĞAÇLANDIRILMASI. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER 1


5. SINIF FEN BİLİMLERİ YER KABUĞUNUN GİZEMİ TESTİ

LAND DEGRADATİON. Hanifi AVCI AGM Genel Müdür Yardımcısı

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

Bölüm 9 ÇAYIR-MER A ISLAHI

Seller çoğu durumlarda şiddetli sağanak yağışlar sırasında toprağın infiltrasyon kapasitesinin aşılması sonucunda oluşmaktadır.

Doğal Su Ekosistemleri. Yapay Su Ekosistemleri

SEL KONTROLÜNDE TERASLAR

ORMAN ve SU İŞLERİ BAKANLIĞI BURSA ORMAN BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ

ULAŞIM YOLLARINA İLİŞKİN TANIMLAR 1. GEÇKİ( GÜZERGAH) Karayolu, demiryolu gibi ulaşım yollarının yuvarlanma yüzeylerinin ortasından geçtiği

BUROR TERAS BUROR HENDEKLİ TERAS BUROR ÇUKURLU SEKİ TERAS

3. ULUSAL TAŞKIN SEMPOZYUMU. Sıtkı ERAYDIN Dağlık Alan Yönetimi Şube Müdürlüğü

Tanımlar. Bölüm Çayırlar

Meyva Bahçesi Tesisi

Akarsu Geçişleri Akarsu Geçişleri

ORMANCILIĞIMIZ (TOHUM-FİDAN-AĞAÇLANDIRMA)

HEYELANLAR HEYELANLARA NEDEN OLAN ETKENLER HEYELAN ÇEŞİTLERİ HEYELANLARIN ÖNLENMESİ HEYELANLARIN NEDENLERİ

Açık Drenaj Kanallarının Boyutlandırılması. Prof. Dr. Ahmet ÖZTÜRK

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

Fiziksel Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu. Doç. Dr. Oğuz Can TURGAY ZTO321 Toprak İyileştirme Yöntemleri

YUKARI HAVZALARDA SEL KONTROLUNDE KULLANILAN TESĠSLER

DRENAJ YAPILARI. Yrd. Doç. Dr. Sercan SERİN

Fonksiyonlar. Fonksiyon tanımı. Fonksiyon belirlemede kullanılan ÖLÇÜTLER. Fonksiyon belirlemede kullanılan GÖSTERGELER

T.C ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI AĞAÇLANDIRMA VE EROZYON KONTROLÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Oluşumuna ve etkenlerine göre erozyon çeşitleri. Erozyon ve Toprak Korunması

Şevlerde Erozyon Kontrolü

AĞAÇLANDIRMA. Yrd. Doç. Dr. Süleyman Gülcü

ORMANCILIKTA SANAT YAPILARI

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

TAŞKIN KONTROLÜ. Taşkınların Sınıflandırılması Taşkın Kontrolü

TARIMSAL YAPILAR. Prof. Dr. Metin OLGUN. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü

YAGIŞ-AKIŞ SÜREÇLERİ

AHUDUDUNUN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ

ÖĞRENME ALANI : CANLILAR VE HAYAT ÜNİTE 6 : İNSAN VE ÇEVRE

IĞDIR ARALIK RÜZGÂR EROZYONU ÖNLEME PROJESİ İZLEME RAPORU

PERKOLASYON İNFİLTRASYON YÜZEYSEL VE YÜZETALTI AKIŞ GEÇİRGENLİK

TARIMSAL YAPILAR. Prof. Dr. Metin OLGUN. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

ANALİZ YÖNTEMLERİ. Şevlerin duraylılığı kaya mekaniği ve geoteknik bilim dallarının en karmaşık konusunu oluşturmaktadır.

HİDROLOJİK DÖNGÜ (Su Döngüsü)

Ormanların havza bazında bütünleşik yaklaşımla çok amaçlı planlanması

ÇIĞ YOLU. Başlama zonu (28-55 ) Çığ yatağı: Yatak veya yaygın Durma zonu Birikme zonu (<~10 )

Tarımsal Meteoroloji. Prof. Dr. F. Kemal SÖNMEZ 23 EKİM 2013

1-Tarımsal amaçlarla işlendiği taktirde toprak varlığının devamlılığı (Toprağın erozyona karşı duyarlığı yani erodibilite nitelikleri)

ENDÜSTRİYEL AĞAÇLANDIRMA ALANININ DİKİME HAZIRLANMASI. Prof.Dr. Ali Ömer Üçler 1

Prof. Dr. Osman SİVRİKAYA Zemin Mekaniği I Ders Notu

RĠZE YÖRESĠNDE YANLIġ ARAZĠ KULLANIMI VE NEDEN OLDUĞU ÇEVRESEL SORUNLAR

Ağaç Nedir? Bir ağacın yaşayıp gelişebilmesi için; ışık, sıcaklık, CO 2, O 2, su ve mineral madde gereklidir.

Ülkemizde Yaşanan Doğal Afetler

TOPRAK İŞLERİ- 2A 1.KAZI YÖNTEMLERİ 2.DOLGULARIN OLUŞTURULMASI

KONUYA GİRİŞ İnsanların toprağı işleyerek ekme ve dikme yoluyla ondan ürün elde etmesi faaliyetine tarım denir. BÖLGELERE GÖRE TOPRAKLARDAN YARARLANMA

Hidrolik Yapılarda (Kanallar, Kıyı Koruma Yapıları, Göletler) Erozyon Koruması

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

Teras aralıklarının belirlenmesi. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER 1

ORMAN KORUMA ABİYOTİK (CANSIZ) ZARARLILAR

Deprem, yerkabuğunun içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamı ve yeryüzünü

T.C. BALIKESĠR ÜNĠVERSĠTESĠ FEN-EDEBĠYAT FAKÜLTESĠ COĞRAFYA BÖLÜMÜ HAVZA YÖNETĠMĠ DERSĠ. Dr. ġevki DANACIOĞLU

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3

Teraslar ve Gradoni Teras Üzerine Araştırmalar. Prof. Dr. Orhan Doğan ÇEM Genel Müdürlüğü Mart 2012

Toprak İşleme Alet ve Makinaları Dersi

Toprak oluşum sürecinde önemli rol oynadıkları belirlenmiş faktörler şu

SU HALDEN HALE G İ RER

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

BÖLÜM : 9 SIZMA KUVVETİ VE FİLTRELER

HAVZA SEÇİMİ YÖNTEM VE KRİTERLERİ

METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ARAŞTIRMA DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Dr. Öğr. Üyesi Sercan SERİN

Ekim Yöntemleri. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER 1

Iğdır Aralık Rüzgâr Erozyonu Önleme Projesi

Suyun yeryüzünde, buharlaşma, yağış, yeraltına süzülme, kaynak ve akarsu olarak tekrar çıkma, bir göl veya denize akma vs gibi hareketlerine su

ORMAN YOLLARININ UZAKTAN ALGILAMA VE CBS İLE PLANLANMASININ DEĞERLENDİRİLMESİ

TOPRAK EROZYONU, OLUŞUMU VE KORUYUCU ÖNLEMLER

HİDROLOJİ. Buharlaşma. Yr. Doç. Dr. Mehmet B. Ercan. İnönü Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞ NÜN

DİKİM YOLUYLA AĞAÇLANDIRMA

TOPRAKLARA KARAKTER KAZANDIRAN ETMENLER

EĞİMLİ ARAZİ KOŞULLARINDA DİKİM YÖNTEMLERİ. Teras Ağaçlandırmaları. Prof. Dr. İbrahim TURNA KTÜ Orman Fak. Trabzon


DİKİM YOLUYLA AĞAÇLANDIRMA. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER 1

1. Yer kabuðunun yapý gereði olan bir veya birkaç mineralden oluþan kütlelere ne ad verilir?

ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA MÜCADELE KOMİSYONU

SOĞAN YETİŞTİRİCİLİĞİ GİRİŞ:

T.C ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Yüzeysel Akış. Giriş

Prof. Dr. Berna KENDİRLİ

2. Endüstri Bitkileri: 2.1. Yağ Bitkileri 2.2. Lif Bitkileri 2.3. Nişasta ve Şeker Bitkileri 2.4. Tütün, İlaç ve Baharat Bitkileri

GAP Bölgesinde Yetiştirilen Bitkilerin Sulama Proğramları

YERKÜRE VE YAPISI. Çekirdek (Ağır Küre) Manto (Ateş Küre (Magma)) Yer Kabuğu (Taş Küre) Hidrosfer (Su Küre) Atmosfer (Hava Küre)

Dünyada 3,2 milyon tona, ülkemizde ise 40 bin tona ulaşan pestisit tüketimi bunun en önemli göstergesidir. Pestisit kullanılmaksızın üretim yapılması

BÖLÜM 16 YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN GELİŞMESİ

Transkript:

Erozyona Karşı Alınabilecek Önlemler Yazar Prof.Dr. Ertuğrul GÖRCELİOĞLU ÜNİTE 7 Amaçlar Bu üniteyi çalıştıktan sonra; erozyon ve erozyon çeşitlerini öğrenecek, erozyonun nedenleri hakkında bilgi sahibi olacak, su erozyonuna karşı tarım, orman ve meralarda alınabilecek önlemleri inceleyecek, teras ve teras tipleri hakkında bilgi sahibi olacak, toprak kaymasının (heyelan) nedenleri ve alınabilecek önlemleri öğrenecek, rüzgâr erozyonuna karşı alınabilecek önlemleri inceleyeceksiniz. İçindekiler Giriş 123 Su Erozyonu 124 Rüzgâr Erozyonu 125 Arazi Kullanmada Erozyona Yol Açan Yanlış Uygulamalar 126 Çeşitli Ekosistemlerde Erozyona Karşı Alınabilecek Teknik ve Biyolojik Önlemler 127

Özet 139 Değerlendirme Soruları 140 Yararlanılan ve Başvurulabilecek Kaynaklar 141 Çalışma Önerileri Bu ünitedeki tanımları ve örnekleri yakın çevrenizde bularak öğrenmeye çalışınız. Toprağın fiziksel ve kimyasal özelliklerinin anlatıldığı üniteleri yeniden gözden geçiriniz. ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ

EROZYONA KARŞ I ALINABİ LECEK ÖNLEMLER 123 1. Giriş Bilindiği üzere karalarda görülen çeşitli yüzey şekilleri, derinlerdeki tabakaları yükseltip atmosferin etkisine terkeden içdinamik olay ve etkenlerle, yüzeye çıkan bu tabakaları parçalayıp ufalayan, düşey ya da yatay doğrultularda aşındırarak taşıyan ve başka bir yere biriktiren dış dinamik olay ve etkenler arasındaki sürekli mücadele ve etkileşimin sonucunda meydana gelmişlerdir. Yerkabuğunun akarsular, rüzgârlar, dalgalar ve buzullarla aşınması normal bir jeolojik olaydır. Jeolojik erozyon ya da normal erozyon olarak da adlandırılan bu olay, insanın bitki örtüsünü ortadan kaldırmadığı ve toprağı rahatsız etmediği, kısacası, insan müdahalesinin söz konusu olmadığı doğal koşullardaki araziye özgü bir aşınma ve düzlenme olayıdır. Doğal dengesi bozulmamış bir ortamda ve koruyucu bir bitki örtüsü altında söz konusu olan normal (jeolojik) erozyon öyle yavaş ilerleyen bir süreçtir ki, kural olarak bunun topoğrafyanın ve toprakların gelişmesi açısından yararlı olduğu ve olumsuz etkilerine çok az rastlandığı söylenebilir. Oysa, yeryüzünde ortaya çıkışından bu yana geçen ve dünyanın yaşına oranla çok kısa süre içinde insanoğlu, milyonlarca yıllık bir değişim ve gelişimin ürünü olan doğal kaynakları özensizce kullanarak büyük ölçüde tahrip etmiştir. Bu tahripten en büyük zararı, kolayca ortadan kaldırılabilen bitki örtüsü, öncelik ve özellikle de ormanlar görmüştür. Doğal dengenin en önemli ögesi olan, toprağı aşınma ve taşınmaya karşı koruyan doğal bitki örtüsünün böylece insan etkinlikleriyle değişikliğe uğratılması ya da yok edilmesi sonucunda, toprağın oluşum ve gelişimi ile aşınıp taşınması arasındaki denge bozulur. Bunun sonucunda ortaya çıkan büyük ölçüde hız kazanmış taşınma olayına toprak erozyonu ya da kısaca erozyon adı verilmektedir. Kısacası, pratikte toprak erozyonu ya da erozyon denildiğinde genellikle, "insan müdahalesi sonunda bitki örtüsü tümüyle ortadan kalkmış ya da büyük ölçüde zayıflamış olan arazide, toprakların oluşum hızlarından daha büyük bir hızla taşınması" anlaşılmaktadır. Toprak erozyonunu, aşındırıcı ve taşıyıcı etkenler bakımından iki grupta incelemek uygun olur. Bunlar: Su erozyonu Rüzgâr erozyonu dur. Suyun ve yer yer rüzgârın yol açtığı erozyon, son arkeolojik bulgulara göre arazi kullanım (tarım ve hayvancılık) tarihi günümüzden 10 300 yıl gerilere uzanan Ana- AÇIKÖĞ RETİ M FAKÜLTESİ

124 EROZYONA KARŞ I ALINABİ LECEK ÖNLEMLER dolu'da her zaman ciddi ve önemli bir sorun olmuştur. Bu yaygın sorunla başa çıkabilmek için gerekli önlemleri düşünüp değerlendirebilmek için, önce su ve rüzgâr erozyonunda toprağın hangi şekillerde, hangi koşullarda, hangi kuvvetlerin etkisinde ve nasıl taşındığını kısaca gözden geçirmek gerekir. 2. Su Erozyonu Toprak taneciklerinin bulunduğu yerden su tarafından taşınıp götürülmesi iki şekilde meydana gelmektedir: Yüzeysel erozyon Kitlesel hareket. Yüzeysel erozyon, toprak taneciklerinin, yağmur damlalarının çarpması etkisi ile toprak yüzeyinden koparılması ve toprak yüzeyinde yayılarak ya da küçüklü büyüklü oyuntularda toplanarak akan yüzeysel sular içinde eğim yönünde taşınmasıdır. Kitlesel toprak hareketi, genellikle sızıntı suların ıslattığı ve sürtünmeyi azalttığı geçirimsiz bir tabaka (kayma yüzeyi) üzerinde büyük bir toprak kitlesinin yerçekimi etkisinde çeşitli hızlarda topluca harekete geçerek taşınmasıdır. Buna genellikle toprak kayması adı verilir. Toprak erozyonu, yağmurun ve yüzeysel akışın kinetik enerjisi, ya da hareket halindeki suyun sürükleme gücü (sürükleme kuvveti) ile bağlantılıdır. Bilindiği gibi hareket halindeki cisimlerin (örneğin yağışın, yüzeysel akışın ya da bir akarsuyun) kinetik enerjisi, kendi kitlesi ve hızının karesi ile orantılıdır. KE = 1 2. m v2 KE = kinetik enerji (jül) m = kitle (kg) v = hız (m/san) Meydana gelecek erozyon, taşıyıcı etkenin (burada suyun) kitlesi (miktarı) ve hareket hızı ile bağlantılı olduğuna göre, erozyona karşı alınacak önlemlerle, akışa geçen suyun miktarının (kitlesinin) azaltılması ve akış hızının düşürülmesi amaçlanır. Enerjinin en düşük değere indirilmesinde hızın düşürülmesi, kitlenin azaltılmasından daha önemlidir. Öte yandan, yamaç üzerinde ya da oyuntular ve dere yatakları içinde hareket eden su kitlesinin, yamaç yüzeyinde veya oyuntu/yatak içinde temasta bulunduğu toprak taneciklerine uyguladığı kuvvet, yani suyun sürükleme gücü formüle edilebilir. ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ

EROZYONA KARŞ I ALINABİ LECEK ÖNLEMLER 125 S = g. i. H S = suyun sürükleme gücü (kg/m 2 ) g = suyun (içerdiği sedimentle birlikte) hacim ağırlığı (kg/m 3 ) i = yamacın ya da yatağın eğimi (%) H = suyun derinliği (m) Bu formüle dikkat edilirse, toprağı harekete geçirip taşıyan sürükleme gücünün erozyona yol açmayacak düzeye indirilmesi gerektiği anlaşılır. Bunun için de eğimin düşürülmesi ve/veya su derinliğinin azaltılması doğrultusunda önlem alınması söz konusu olur. Hareketli ve gevşek yamaçlar su ile doygun hale gelerek ağırlığı artar. Ağırlığı artan toprak kütlesi, altında su ile kaygan hale getirilmiş bir kayma yüzeyi oluşması halinde eğim yönünde kayar. İşte toprağın bu şekilde kitle halinde akması olayına heyelan denir. 3. Rüzgâr Erozyonu Su gibi rüzgâr da toprak erozyonuna yol açan aşındırıcı bir kuvvet oluşturur. Toprağı aşınmaya karşı koruyan bitki örtüsünün ortadan kalkması halinde, özellikle kurak bölgelerde rüzgâr erozyonu sorun olmaya başlar. Rüzgâr erozyonunun meydana gelmesi için gerekli olan koşullar; toprağın kuru, gevşek ve kolay ufalanabilir nitelikte olması, toprak yüzeyinin düzgün olması ve bu durumun rüzgârın belli bir hıza ulaşmasına yetecek bir mesafe boyunca devam etmesi, toprağı koruyan ve rüzgâr hızını kesen bir bitki örtüsü bulunmaması ya da çok seyrek olması, rüzgârın toprak taneciklerini harekete geçirebilecek kadar kuvvetli esmesi şeklinde sıralanabilir. Toprak taneciklerinin rüzgârla taşınmasının, tanecik boyutlarına bağlı olarak üç şekilde gerçekleşir. Bunlar (1) süspansiyon, (2) sıçrama, (3) yuvarlama ya da sürüklenmedir. Rüzgâr erozyonunda taşınan toprak taneciklerinin %55-72'sinin sıçrama şeklinde hareket ettiği ve sıçrama hareketinin toprak yüzeyinden itibaren yaklaşık 1 m'lik yükseklik içinde olur. Rüzgâr erozyonunun başlayabilmesi için, toprak yüzeyi yakınındaki rüzgâr hızının belli bir limit hıza ulaşması gerekir. Örneğin sıçrama şeklinde toprak taşınmasının başlayabilmesi için, toprak yüzeyinden 15 cm yukarıda rüzgâr hızının en az 15 km/saat olması gerektiği bulunmuştur. AÇIKÖĞ RETİ M FAKÜLTESİ

126 EROZYONA KARŞ I ALINABİ LECEK ÖNLEMLER Rüzgâr erozyonunun engellenebilmesi için toprak yüzeyine yakın düzeydeki rüzgâr hızının kontrol edilmesi doğrultusunda önlemler alınmalıdır. 4. Arazi Kullanmada Erozyona Yol Açan Yanlış Uygulamalar Toprağın verim gücünden yararlanılan başlıca arazi kullanma şekilleri, arazinin orman, mera ya da tarım alanı olarak değerlendirilmesidir. Arazinin, belli özelliklere bağlı olarak belirlenen yeteneğine uygun kullanılması esastır. Arazinin yeteneği dışındaki kullanımlara ayrılarak zorlanması, örneğin orman olması ve öyle korunması gereken bir arazide tarım yapılması, erozyon yaratan önemli bir faktördür. Ayrıca, belli kullanımlara ayrılmış alanlarda, kullanım sırasında bazı hususların önemsenmemesi de erozyon sorunu yaratmaktadır. Orman, mera ve tarım alanlarında, toprak erozyonuna neden olan çeşitli yanlış ugulamalar göze çarpar. Bunlar aşağıda gözden geçirilmiştir. 4.1. Ormanların Tahribi ve Ormanlarda Yanlış Uygulamalar Bu tahrip ve yanlış uygulamalar şöyle özetlenebilir: Ormanların kaçak kesimler, tarla açma, aşırı keçi ve koyun atlatma, yangın gibi nedenlerle seyrekleşmesi, toprağın sıkışması, toprağı örten organik döküntü tabakasının yok olması Ormanların aşırı hava kirliliğinden, fabrika bacalarından çıkan zehirli gazlardan ve asit yağışlardan zarar görmesi Ormanların, böcek zararları ve diğer hastalıklar nedeniyle zayıf düşmesi Orman yolları yapımındaki hatalar yüzünden, buraların sediment kaynağı durumuna gelmesi Kesim ve ağaçlandırma alanlarının önlem alınmadan uzun süre çıplak bırakılması. 4.2. Meralarda Aşırı Otlatma ve Yanlış Kullanımlar Meralarda toprak erozyonuna neden olan faktörler şöyle sıralanabilir: Meralarda, otlatma kapasitesinin üzerinde hayvan otlatılmakta olması, buna bağlı olarak bitki örtüsünün tahribe uğraması Aşırı hayvan sayısı ve zamansız otlatma yüzünden toprağın sıkışması ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ

EROZYONA KARŞ I ALINABİ LECEK ÖNLEMLER 127 Meraları ve otlatmayı yönetecek, ıslah edecek yetkili bir örgütün ve yasal düzenlemelerin bulunmaması Meraların tarım alanına dönüştürülmesi. 4.3. Tarım Alanlarında Yanlış Uygulamalar Tarım alanlarında erozyona neden olan yanlış uygulamalar,ana çizgileriyle şöyle sıralanabilir: Arazinin yetenekleri dışında kullanılması; çok dik yamaçlara tarım yapılması Eğimi %8-20 arasındaki yamaçlarda tarımın toprağı koruyucu önlem alınmadan yapılması Toprak işlemenin eğime dik değil, eğime paralel doğrultuda (yani yukarıdan aşağıya doğru) yapılması Toprağa uygun ve yeterli gübre verilmemesi; hasattan sonra anızın otlatılarak ya da yakılarak yol edilmesi. 5. Çeşitli Ekosistemlerde Erozyona Karşı Alınabilecek Teknik ve Biyolojik Önlemler 5.1. Genel Bilgi Dünya üzerindeki canlı ve cansız varlıkların, aralarında karşılıklı ilişkiler kurarak oluşturdukları biyolojik sistemlere "ekosistem" adı verilmektedir. Başlıca ekosistemler arasında tarım alanları, mera ve orman sayılabilir. Tarım, mera ve orman ekosistemlerinde, arazi kullanmada karşılaşılan ve daha önce ana çizgileriyle belirtilen yanlış uygulamalar sonucunda ortaya çıkan erozyona karşı çeşitli önlemlerin alınması söz konusu olur. Erozyona karşı alınabilecek önlemler genelde teknik (yapısal), kültürel (biyolojik) ve/veya yönetsel (idarî) nitelikte olur. Teknik önlemler, erozyon zararlarını önlemek amacıyla yapılan çeşitli tip ve niteliklerdeki yapıları kapsar. Kültürel (biyolojik) önlemler, toprağı erozyona karşı koruma amacıyla otsu ya da odunsu bitkiler kullanılarak yapılan bitkilendirmeleri içerir. Yönetsel önlemler ise, erozyona yol açan çeşitli uygulamaların kontrol altına alınması amacıyla ortaya konan destekleme, yönlendirme, kısıtlama, yasaklama vb gibi önlemlerdir. AÇIKÖĞ RETİ M FAKÜLTESİ

128 EROZYONA KARŞ I ALINABİ LECEK ÖNLEMLER 5.2. Su Erozyonuna Karşı Önlemler 5.2.1. Tarım Alanlarında Alınabilecek Önlemler Tarım alanlarında yağmurun ve yüzeysel akışın erozyona yol açması, buralarda toprağın sık sık işlenmesi ve uzun süre çıplak kalması nedeniyle daha kolay gerçekleşir. Bu bakımdan, eğimli tarım alanlarında toprağın erozyona karşı korunmasında bazı önlemlerin alınması gerekir. Bu önlemler şunlardır: Uygun toprak işleme Şerit ekimi Rotasyon (münavebe) Gübreleme Malçlama Teraslama Uygun toprak işleme, tarım alanlarında toprağın eşyükselti (tesviye) eğrileri boyunca işlenmesidir. Buna yatay sürüm de denir. Bu sürüm yöntemi, ek bir masraf ve emek gerektirmeyen, buna karşılık toprağın erozyona karşı korunmasında çok etkili olan bir yöntemdir. Eğimli tarım alanlarında toprağın bu şekilde eğime dik olarak sürülmesi sayesinde yüzeysel akış azalır, erozyon önlenir, yağış daha büyük oranda toprağa sızar ve ürün verimi artar. Şerit ekimi, eğimli tarım alanlarında buğday, arpa vb gibi sık büyüyen ve toprağı koruyan ürünlerle, mısır, pamuk, tütün vb gibi toprağı korumayan çapa ürünlerinin, kabaca eşyükselti eğrilerine paralel arazi şeritleri üzerinde yetiştirilmesidir. Şerit genişlikleri iklime ve eğime bağlı olarak çoğunlukla 15-60 m arasında değişir. Toprağı korumayan çapa ürünlerine ait iki şerit arasında, sık büyüyen ve toprağı erozyona karşı koruyan ürün şeridi yer alır (Resim 7.1). Resim 7.1: Şerit Ekimi ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ

EROZYONA KARŞ I ALINABİ LECEK ÖNLEMLER 129 Ürün rotasyonu, bir tarım alanında uzun yıllar aynı cins ürün yetiştirmenin çeşitli sakıncalarını ortadan kaldırmak üzere, aynı alanda az çok düzenli zaman aralıklarıyla değişik tarım ürünleri yetiştirmektir. Rotasyon, aynı tarım alanında örneğin birinci yıl çapa bitkisi, ikinci yıl tahıl, üçüncü yıl baklagil türü ürün yetiştirme şeklinde uygulanabileceği gibi, aynı tarım alanında bu tür farklı ürünlerin şeritler halinde yetiştirilmesi ve herbir şeritte yetiştirilen ürünün her yıl bir diğeriyle değiştirilmesi şeklinde de uygulanabilir. Gübreleme, uygulamasında, ahır (hayvan) gübresi ya da humus (bitkisel çürüntü) kullanılması, toprak koruma açısından önem taşır. Uygun bir gübreleme ile toprak bir yandan bitki besin maddeleri bakımından zenginleşirken, bir yandan da kırıntılı bir özellik kazanır, su geçirgenliği (toprağın suyu emme özelliği) artar ve emilen su uzun süre bitkilerin yararlanabileceği düzeyde korunur. Malçlama, uzun bir süre koruyucu bitki örtüsünden yoksun kalacak eğimli çıplak toprak yüzeylerinin yaprak, sap, saman, odun talaşı ve benzeri ürün artıkları gibi organik maddeler serilerek yüzeysel erozyona karşı korunması yöntemidir. Bu malç ya da ölü örtü uygulamasının erozyonu önleyici etkisi, (a) yağmur damlalarının kinetik enerjisini söndürmek ve yüzeysel akışı frenlemek, (b) suyun toprağa sızmasını düzenlemek, (c) buharlaşmayı azaltarak toprağın nem kapasitesini olumlu yönde etkilemek, (d) yeşillendirme amacıyla ekim yapılmamışsa, tohumların yüzeysel akışla taşınıp gitmesine engel olmak, bu tohumların aşırı sıcak ve soğuktan korunarak rahatça çimlenip gelişmesine yardım etmek suretiyle gerçekleşir. Bütün bu yararları nedeniyle malçlama, günümüzde hızla yeşillendirilmek istenen karayolu şevlerinde de yaygın biçimde uygulanmaktadır ve bu amaçla petrol türevlerinden oluşturulan yeni malç malzemeleri de kullanılmaktadır. Tarım alanlarında ürünün, toprak üzerinde uzun saplar kalacak şekilde biçilmesi suretiyle uygulanan anız malçı da, hasattan sonra çıplak kalan toprağı erozyona karşı önemli ölçüde koruyan bir yöntemdir. Bu konuyla bağlantılı olarak, ülkemizde bugün de yaygın olan anız yakma alışkanlığının, tarım alanlarında toprağın fiziksel ve biyolojik özelliklerini olumsuz yönde etkilediği ve erozyonu hızlandırdığı da unutulmamalıdır. Teraslama, mekanik toprak koruma önlemlerindendir. Teraslar, yüzeysel akışı tutup toprağa sızdıran, ya da onu zararsız şekilde tarım alanı veya yamaç dışına akıtan çeşitli ve özellikteki toprak ve su koruma tesisleridir. Teraslar, yağışlı yörelerde akıtıcı, az yağışlı yörelerde emdirici (suyu toprağa sızdırıcı) tipte yapılır. Tarım alanlarında kullanılan teraslar, arazinin eğimine ve amaca göre çok çeşitli özelliklerde olabilir. En eski teras tipi tüm Akdeniz ülkelerinde olduğu gibi yurdumuzda da kullanılmakta olan seki teras tır. Bu teraslar sayesinde, eğimi %20'den %50'ye kadar değişen dik arazi üzerinde geniş merdiven basamaklarına benzeyen oldukça düz yüzeyli şeritler oluşturulur. İki teras arasında kalan eğimli toprak yüzeyi (teras şevi) otlandırılabileceği gibi (Resim 7.2), terasların AÇIKÖĞ RETİ M FAKÜLTESİ

130 EROZYONA KARŞ I ALINABİ LECEK ÖNLEMLER 1.50 m % 5 1.50 m Resim 7.2: Şevleri Otlandırılmış Seki Teraslar ön yüzlerine taş duvar da yapılabilir (Resim 7.3). Dik eğimli arazideki seki teraslar, daha çok meyva yetiştiriciliği için kullanılmaktadır. 1.50 m % 5 1.50 m Resim 7.3: Taş Duvarlarla Desteklenmiş Seki Teraslar Daha düşük eğimli tarım alanlarında da toprağın ve suyun korunması amacıyla kullanılan birçok teras tipleri vardır. Yukarıda değinilen önlemlerden şartlara en uygun olanın seçilerek uygulanması halinde, tarım alanlarında erozyonun etkin biçimde önlenmesi mümkün olabilir. 5.2.2. Meralarda Alınabilecek Önlemler Meraların korunması ve iyileştirilmesi, öncelikle merada bulunan yem bitkilerinin nicelik ve niteliklerini olumsuz yönde etkilemeyecek bir otlatma düzeninin oluşturulmasına, başka bir deyişle otlatma planlamasına dayanır. Meraların korunmasında ve geliştirilmesinde yararlanılan çeşitli yöntem ve önlemlerin başlıcaları; otlakların çitlerle çevrilmesi, su ve sulama işlerinin projelendirilmesi, toprak işleme, teraslama ve tohum ekimidir. ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ

EROZYONA KARŞ I ALINABİ LECEK ÖNLEMLER 131 Meralarda otlatmanın planlanması sürecinde dikkate alınması ve gerçekleştirilmesi gereken hususlar; otlatma kapasitesinin belirlenmesi, otlatma zamanının belirlenmesi, otlatmada rotasyon uygulanması, otlatmanın alana iyi dağıtılması, su koruma önlemlerinin alınması şeklinde sıralanabilir. Otlatma kapasitelerinin belirlenmesi, hem ot verimini sürekli kılmak, hem erozyona engel olmak, hem de iyi beslenmiş hayvan yetiştirmek için önemlidir. İlke, "çok hayvan otlatıp mera'yı tahrip etmek yerine, aynı ağırlıktaki et ürününü verecek az sayıda iyi beslenmiş hayvan otlatmak" olmalıdır. Otlatma zamanı, bitkilerin ilkbahar başlarında yeterince gelişmesi ve meranın kendini yenileyecek canlılığa kavuşması için biraz ileriye alınır ya da bu kritik dönemde otlatmanın çok hafif olması gerekir. Rotasyon, meradaki herbir parselin 3-4 yılda bir dinlenmesi ve yeterli bir gelişme göstermesine fırsat verir. Özellikle erozyon tahribatı nedeniyle bozulmuş meralarda dönüşümlü (rotasyonlu) otlatmanın uygulanması, meranın iyileşmesi bakımından çok yararlıdır. Otlatmanın dengeli dağılımı, merada otlayan hayvanların belirli yerlerde yoğunlaşmalarının önlenmesini gerektirir. Bu amaçla, merada sulama ve tuzlama noktaları alana uygun biçimde dağıtılmalıdır. Suyun korunması amacıyla teraslar, tesviye karıkları, gözenek çukurları ve basit su yayma tesisleri kullanılır. 5.3. Orman Alanlarında Toprak Koruma Önlemleri Orman alanlarında erozyonun en az düzeyde tutulması için önlem alınması ihtiyacı, ormanların işletilmesine ilişkin bazı etkinliklerle bağlantılı olarak ortaya çıkar. Bunlar, (1) ağaçlandırma çalışmaları, (2) orman yolları yapımı, (3) kesim ve bölmeden çıkarma işlemleri şeklinde sıralanabilir. Ağaçlandırma çalışmaları, orman yangınları sonucu çıplaklaşan yerlerde, erozyon, sel ve taşkınların önlenmesi gereken yağış havzalarında, ormanların doğal gençleşme ile kendilerini yenileyemediği bozuk orman alanlarında, kentsel ve/veya dinlenme (rekreasyon) alanı olarak planlanmış yerlerde söz konusu olur. AÇIKÖĞ RETİ M FAKÜLTESİ

132 EROZYONA KARŞ I ALINABİ LECEK ÖNLEMLER Kurak ve yarıkurak bölgelerde, özellikle çok eğimli yamaçların ağaçlandırılmasında teraslama yöntemine başvurulur. Ağaçlandırma terasları hem toprağın, hem suyun korunması amacıyla yapılır. Gradoni de denilen bu ağaçlandırma teraslarının düşey ve yatay aralıkları, hidrolik özellikleri, enkesit şekilleri ve boyutları, eğim, iklim ve toprak koşullarına bağlı olarak değişmektedir (Resim 7.4). % 15-40 20-30 cm 60-80 cm Resim 7.4: Ağaçlandırma Terası (Gradoni) Orman yolları yapımı, genellikle engebeli ve eğimli ormanlık havzalarda yamaçların duyarlı dengesini etkileyebilir. Yol yapımı ile yamaçlardaki bitki örtüsü geniş bir şerit halinde yok edilmekte, kazı ve dolgu şevleri, yol yüzeyi ve yol boyunca uzanan kenar hendekleri boyunca, yol yapımından önce bitkilerin koruması altındaki toprak yağmurun ve yüzeysel akışın aşındırıcı ve taşıyıcı etkilerine açık duruma gelmektedir. Orman yollarının çoğunlukla toprak yol olması ve bakım/onarım olanaklarının kısıtlı bulunması, bu yolların erozyona uğrama, toprak kaymalarına neden olma ve dereler/akarsular için sediment kaynağı durumuna gelme olasılığını arttırmaktadır. Bu nedenle orman yollarının planlanmasında, proje ve yapım aşamasında, ayrıca kullanım süreleri boyunca erozyon tehlikesini ve bunun yaratacağı sorunları en az düzeye indirecek önlemler almak gerekmektedir. Orman yol şebekesinin planlanmasında, özellikle yüksek, arızalı ve çok eğimli ormanlık arazide yol yoğunluğu (Birim alandaki yol uzunluğu (m/ha) olanaklar ölçüsünde en az düzeyde tutulmalı, ormanlık havzalarda erozyonun, sediment veriminin ve toprak kaymalarının yol yoğunluğu ile orantılı olarak arttığı unutulmamalıdır. Yolların geçeceği yerler (yol geçkisi; güzergâh) belirlenirken topografik durum dikkate alınmalı, fazla miktarda kazı ve/veya doldurudan sakınılmalı, ayrıca zeminin gevşek, dayanıksız, kaymaya elverişli olduğu yerlerden yol geçirilmemelidir. Yol yüzeyinde ve kenar hendeklerinde toplanarak akan sular, erozyon oluşturmayacakları mesafeler içinde tutulup yol dışına aktarılmalıdır. Kenar hendekleri içinde akan suların hendeği kazarak büyük bir oyuntu haline getirmemesi için, hendeğin tabanını ve yan yüzlerini otsu bitkilerle koruma (otlandırma) ya da hendek içinde suyun akış hızını kesecek alçak enine setler (eşikler) oluşturma gibi önlemlere başvurulmalıdır. ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ

EROZYONA KARŞ I ALINABİ LECEK ÖNLEMLER 133 Kazı şevlerinde ve yolun yakınındaki yamaçlarda yüzeye çıkan sızıntı suların ileride zararlı sonuçlar vermesi beklenmeden, buralarda drenaj önlemleri alınmalıdır. Orman yolları, kendine özgü yol yapım esaslarına ve tekniğine uygun olmalı, bakım ve onarım aksaksız yürütülmelidir. Yamaç eteklerinde ve dere yataklarına yakın geçirilen orman yolları, dere ile yol arasında arazi eğimine göre 5-50 m genişlikte kesilmemiş bir orman şeridi kalacak şekilde planlanmalıdır. Dere yataklarına paralel uzanan veya dereyi keserek karşıya geçen orman yolları derede suyun akışını engellemeyecek ve sudan zarar görmeyecek şekilde planlanmalı ve güçlendirilmelidir. 5.3.1. Oyuntularda Alınabilecek Önlemler Oyuntu erozyonunun devam ettiği tarım, mera ve orman alanlarında (a) oyuntunun uzamasına, derinleşmesine ve yeni kollar oluşturarak etki alanını büyütmesine engel olmak için, yüzeysel akış sularının oyuntuya ulaşmasını önlemek, (b) oyuntu alanının iyileşmesini ve yeniden verimli duruma gelmesini sağlamak amacına yönelik çeşitli önlemler alınabilir. Oyuntu gelecek suların tutulup yamacın dışına akıtılmasında çevirme hendeği ya da saptırma kanalı denilen karıklardan veya teraslardan yararlanılır. Oyuntuya su gelmesi saptırma kanalıyla engellendikten ya da en aza indirildikten sonra, oyuntuya uygulanabilecek çeşitli yöntemler vardır. Bunların başlıcaları şunlardır: Tarım alanlarında ya da çıplak yamaçlarda oluşmuş birbirine paralel çok sayıdaki oyuntular için en uygun yol, oyuntularla yarılmış bu arazi yüzeyinin teraslanmasıdır. Küçük oyuntular, yakın çevresindeki arazi yüzeyinin tesviyesinden sağlanan taş, toprak vb ile doldurulup sıkıştırılarak yok edilebilir. Arazideki tekerlek izleri ya da patikalar boyunca gelişen küçük oyuntular ot, ekin sapı, ince dal vb gibi bitkisel malzeme ile de doldurulabilir ve bu malzeme, kazık çakılarak oyuntu tabanına tespit edilir. Teraslanarak ya da tümüyle doldurularak yok edilmesi mümkün olmayan küçük oyuntuların gelişmesi, sadece yukarı başları teraslanmak ve oyuntu girişinin biraz aşağısına oyuntu başı tıkacı denilen bir toprak set ya da kurutaş duvar tarzında bir eşik yapılarak engellenebilir (Resim 7.5). AÇIKÖĞ RETİ M FAKÜLTESİ

134 EROZYONA KARŞ I ALINABİ LECEK ÖNLEMLER Teras Kurutaş eşik Oyuntu başı Oyuntu Resim 7.5: Küçük Oyuntuların Körletilmesi Daha büyük oyuntuların, yakın çevresindeki alanlarla birlikte iyileştirilmesi, bu oyuntuların içinde yapılacak bitkilendirmeye dönük çalışmalarla gerçekleşir. Oyuntuların daha fazla gelişmesinin önlenmesinde ve bitkilendirilmesinde, oyuntu eksenine dik doğrultuda oluşturulan ve oyuntu içinde uygun aralıklarla tekrarlanan çim şeritlerden, örme çitlerden ve çeşitli tiplerdeki canlı çitlerden yararlanılabilir (Resim 7.6). 6-15 cm 20-50 cm min 50 cm Dolgu 25-30 cm (taban kazısı) 1 2-2 3 h h = 1,0-1,5 m OYUNTU KESİT A-A' KESİT Resim 7.6: Örme Çit 5.3.2. Dere Yataklarında Alınabilecek Önlemler Yamaçlardan aşağıya inen ve ovaları geçerek nehirlere, göllere ya da denize ulaşan dere yatakları boyunca meydana gelen çeşitli tiplerdeki erozyona karşı da önlem alınmalıdır. Bu önlemler, gerekli görülen yer ve durumlarda yatak eğiminin azaltılması, yatak kıyılarındaki oyulma ve göçüntülerin önlenmesi, dere yatağı boyunca taşkın akışların araziyi aşındırmaması için iki kıyıda yoğun bitki örtüsüne sahip şeritler oluşturulması gibi amaçlara yönelik uygulamalardır. ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ

EROZYONA KARŞ I ALINABİ LECEK ÖNLEMLER 135 Dere yataklarının, özellikle şiddetli yağışlardan sonra meydana gelen yüksek akışlar sırasında tabanda ve kıyılarda aşırı ölçüde kazılma ve aşınmalara uğrayan fazla eğimli bölümlerinde eğimin düşürülmesi için dere eksenine dik (enine) yapılardan yararlanılır. Bunlara taşıntı barajı, seki ya da eşik gibi adlar verilir (Resim 7.7). Resim 7.7: Taşıntı Barajı Göçüntü yatak kıyılarında, suları buralardan uzak tutacak kıyı koruma duvarları, kıyı mahmuzları, taban ve kıyı kaplamaları vb gibi yapılar söz konusu olur. 5.3.3. Kitle Hareketlerine Karşı Alınabilecek Önlemler Kitle hareketleri çok çeşitlidir. Fakat bunların en sık karşılaşılanı, genellikle heyelân denilen toprak kaymalarıdır. Toprak kaymalarının meydana gelmesinde etkili olabilen başlıca faktörler: Toprağın ıslanması (yağışlar) - kitlenin ağırlaşması - sürtünmenin azalması İnsan etkinlikleri - yamaçlar üzerinde yol, bina vb yapılması (ek yük) - suyun yamaca sızmasını arttıran tesisler - yamaç topuğunda kazı yapılması şeklinde sıralanabilir. Alınacak önlemler de bu faktörler dikkate alınarak belirlenir. AÇIKÖĞ RETİ M FAKÜLTESİ

136 EROZYONA KARŞ I ALINABİ LECEK ÖNLEMLER Toprak kaymalarının önlenmesi ve olası zararların hafifletilmesi amacıyla söz konusu olabilecek önlemler şunlardır: Düzenleme Koruma Önleme ve Düzeltme - kazı - drenaj - bitkisel ve teknik destek yapıları. Resim 7.8: Ağaç Köklerinin Toprak Kaymasını Önleyici Etkisi Düzenleme önlemleri, kayma riski bulunan arazide gelecekte izin verilecek gelişmenin ve arazi kullanımının bazı koşullara bağlanması, kısıtlanması ya da tümüyle yasaklanması şeklindeki yönetsel önlemlerdir. Koruma önlemleri, riskli arazide bina, yol ve benzeri tesislerin toprak kaymasından zarar görmesini engelleyecek çeşitli önlemlerdir. Önleme ve düzletme önlemleri, kayma olasılığı bulunan kitlenin yerine ve durumuna göre kazı, drenaj (kurutma), destek (tahkim) yapıları gibi çeşitli önlemleri kapsar. Kayma tehlikesi olan yamaçlar üzerinde bulunan bitki örtüsünün korunması, böyle arazi kesimleri çıplaksa buraların derin kök geliştiren ağaç türleriyle ağaçlandırılması ucuz ve yararlı bir yöntemdir. Derin köklerin fiziksel bağlayıcı etkisi (Resim 7.8), kaymaya hazır toprak kitlesinin yerinde tutulmasına yardım eder. Derin köklü bitkiler aynı zamanda yamaç toprağından kökleriyle su alarak, yamaçtaki su yükünü de azaltırlar. Sığ köklü bitki türleri ise, derinlere kadar etkili olan toprak hareketi potansiyelini azaltmada genellikle derin köklüler kadar yararlı değildir; fakat bunlar yüzeysel erozyonun hafifletilmesi açısından gereklidir. ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ

EROZYONA KARŞ I ALINABİ LECEK ÖNLEMLER 137 5.3.4. Rüzgâr Erozyonuna Karşı Alınabilecek Önlemler Rüzgâr erozyonuna karşı alınabilecek önlemleri, toprak taneciklerinin rüzgârla taşınması olasılığını azaltmak, rüzgâr erozyonu ile oluşan ve rüzgâr etkisinde ilerleyen sahil ve kara kumullarını durdurmak amacına dönük önlemler olmak üzere iki grupta inceleyebiliriz. 5.3.5. Taşınma Olasılığının Azaltılması Toprak taneciklerinin rüzgârla taşınması olasılığının azaltılması amacıyla, rüzgâr erozyonuna duyarlı yörelerde toprağı yerinde tutan iyi bir bitki örtüsünün korunması gerekir. Bunun için böyle yörelerdeki çayır ve meralarda aşırı ve düzensiz hayvan otlatılması önlenmeli, çayır ve mera alanlarının tarım alanına dönüştürülmesinden kesinlikle kaçınılmalıdır. Tarım alanları, hakim rüzgâr yönüne dik doğrultuda bir ya da birkaç sıra oluşturacak şekilde dikilmiş ağaçlardan meydana gelen canlı rüzgâr perdeleri ile rüzgârın hızı kırılarak korunmalıdır (Resim 7.9). Ayrıca tarım alanlarında toprağı iyi örten ürünlerin yetiştirilmesine özen gösterilmelidir. Toprağı kısmen ya da uzunca bir süre çıplak bırakan bitkilerin yetiştirilmesinden kaçınılamıyorsa, o takdirde ekim/ dikim hakim rüzgâr doğrultusuna dik doğrultudaki dönüşümlü şeritler halinde yapılmalıdır. Rüzgâr erozyonuna elverişli yörelerde toprak işleme yöntemleri çok önemlidir. Böyle yerlerde toprağın yüzey tabakasını ufalayan ya da ezen toprak işleme gereçleri ve teknikleri kullanılmamalı, toprak özellikle kuru olduğu takdirde gereğinden fazla işlenmemelidir. Kuru tarım yapılan alanlarda toprağı, üzerindeki ot, kuru sap vb gibi bitkisel materyali gömmeden işlemek uygun olur. AÇIKÖĞ RETİ M FAKÜLTESİ

138 EROZYONA KARŞ I ALINABİ LECEK ÖNLEMLER Resim 7.9: Canlı Rüzgâr Perdeleri 5.3.6. Kumulların Durdurulması Hareketle sahil ve kara kumullarının durdurulmasında mekanik yöntemlerden yararlanılır veya ağaçlandırmaya başvurulur. Kumulların mekanik yöntemlerle hareketsiz duruma getirilmesi (stabilizasyon; tespit), tahta kazıkların kuma çakılması ve aralarının dallarla örülmesi suretiyle, hakim rüzgâr doğrultusuna dik doğrultuda ve 0,75-1,00 m yüksekliğinde çitler oluşturularak gerçekleştirilir. Rüzgâr yönünün çok değişik olduğu yer ve durumlarda bu çit sıraları veya perdeler birbirine paralel olarak değil, alanı karelere bölecek şekilde yapılır (Resim 7.10). Resim 7.10: Kumul Alanının Farklı Tiplerde Perdelerle Stabilizasyonu ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ

EROZYONA KARŞ I ALINABİ LECEK ÖNLEMLER 139 Kumulların mekanik yöntemlerle tespiti işi, kumullar üzerine dallar serilerek tamamlanır. Çoğu durumlarda kumulların üzeri, mekanik stabilizasyondan sonra uygun otsu bitkiler ekilerek ya da dikilerek yeşillendirilir. Kumul hareketi mekanik önlemlerle durdurulduktan ve kumul otsu bitkilerle iyice tespit edildikten sonra, ağaçlandırma çalışmalarına geçilir. Kumul ağaçlandırmalarında yerine göre fıstık çamı, sahil çamı, kızılçam, yalancı akasya gibi türler kullanılır. Ülkemizde kıyı kumullarıyla kaplı yerlerin toplam alanı 300 bin dekara yakındır. Kara içlerinde kum örtüsünün ve kumulların en büyük ölçüde geliştiği ve 1970'lerde yaşamsal sorunlar yarattığı yer Konya-Karapınar çevresidir. Konya'da rüzgâr erozyonundan etkilenen ve kumlarla kaplanan arazi 3,2 milyon dekardan fazladır. Son 10 yılda Manisa-Akhisar'da da benzer bir sorun ortaya çıkmış, birçok köyde 20 bin dekarı aşkın tarım ve mera alanı rüzgâr erozyonu sonucu kumlarla kaplanmıştır. Türkiye'de aşırı rüzgâr erozyonundan etkilenen bütün bu alanlar, uygun ve yeterli önlemler alınarak iyileştirilmektedir. Özet Yirmibirinci yüzyıla yaklaşırken, teknoloji ve sanayinin hızla ilerlemesiyle insan yaşam düzeyi yükselirken, buna bağlı olarak istek ve gereksinimleride artmıştır. Bu olumlu yanlarının yanısıra, olumsuzluklarıda beraberinde getirmiştir. Çevre kirlenmesi, ormanların ve diğer canlı varlıkların tahribi ve yokedilmesiyle, canlı yaşam temelleri yokolmaya başlamış tır. Kısaca, doğal denge bozulmaya başlamıştır. Doğal dengenin en önemli öğesi olan toprağı aşınma ve taşınmaya karşı koruyan doğal bitki örtüsünün böylece insan etkinlikleriyle değişikliğe uğratılması veya yokedilmesi sonucunda toprağın oluşum ve gelişimi ile aşınıp taşınması arasındaki denge bozulur. Toprak erozyonu, aşındırıcı ve taşıyıcı etkenler bakımından su ve rüzgâr erozyonu olmak üzere 2 grupta toplanır. Toprak taneciklerinin bulunduğu yerden su tarafından taşınıp götürülmesi olayına su erozyonu denir ve su erozyonu yüzeysel erozyon ve kitlesel hareket olmak üzere iki şekilde meydana gelir. Toprak taneciklerinin, yağmur damlalarının çarpmasıyla, toprak yüzeyinden koparılması ve yüzeysel sular içinde eğim yönünde taşınması ile yüzeysel erozyon meydana gelir. Büyük toprak kitlelerinin, yağış suları ve yerçekimi etkisiyle topluca harekete geçirilerek taşınması olayına kitlesel hareket veya toprak kayması denir. Toprak taneciklerinin rüzgâr tarafından harekete geçirilerek taşınması sonucu rüzgâr erozyonu meydana gelir. Toprağın kuru, gevşek ve kolay ufalanabilir nitelikte olması, toprak yüzeyinin düzgün olması, rüzgârın belli bir hıza ulaşmasına yetecek bir mesafe AÇIKÖĞ RETİ M FAKÜLTESİ

140 EROZYONA KARŞ I ALINABİ LECEK ÖNLEMLER boyunca devam etmesi, rüzgârın hızını kesen bir bitki örtüsünün bulunmaması durumunda rüzgâr erozyonu meydana gelir. Erozyonun nedeni ve erozyona karşı alınabilecek önlemler, tarım alanı, orman ve meralarda birbirinden farklılıklar gösterir. Ekosistemlerin bozulmasında bir felaket olarak ortaya çıkan erozyonu, alınabilecek çeşitli teknik, kültür ve yönetsel önlemlerle durdurmak ve engellemek mümkündür. Değerlendirme Soruları Aşağıdaki soruların yanıtlarını verilen seçenekler arasından bulunuz. 1. I. Rüzgârın toprak taneciklerini harekete geçirecek kadar kuvvetli esmesi II. Toprağı koruyan ve rüzgâr hızını keser bir bitki örtüsü bulunması III. Toprağın kuru, gevşek ve kolay ufalanabilir nitelikte olması Rüzgâr erozyonunun meydana gelmesi için hangisi veya hangileri gerekli koşullar değildir? A. Sadece I B. Sadece II C. I ve III D. II ve III E. Hiçbiri 2. Toprak taneciklerinin rüzgâr erozyonunda taşınmasıyla ilgili olarak hangisi doğru değildir? A. Rüzgârın toprak taneciklerini harekete geçirebilecek kadar kuvvetli esmesi gerekir. B. Taşınma, tanecik boyutlarına bağlı olarak 3 şekilde olur: Süspansiyon, Sıçrama, Yuvarlama C. Rüzgâr erozyonunun başlayabilmesi için toprak yüzeyi yakınındaki rüzgâr hızının belli bir limit hıza ulaşması gerekir D. Toprağı aşınmaya karşı koruyan bitki örtüsünün ortadan kalkması halinde özellikle kurak bölgelerde rüzgâr erozyonu sorun oluşturur E. Rüzgâr, toprak erozyonuna yol açan aşındırıcı bir kuvvet oluşturmaz ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ

EROZYONA KARŞ I ALINABİ LECEK ÖNLEMLER 141 3. Aşağıdakilerden hangisi tarım alanlarında erozyona neden olan yanlış uygulamalardan değildir? A. Toprağa uygun ve yeterli gübre verilmemesi B. Arazinin yetenekleri dışında kullanılması, çok dik yamaçlarda tarım yapılması C. Hasattan sonra otlatılarak veya yakılarak yok edilmesi D. Eğimi % 8-20'dan yamaçlarda tarımın toprağı koruyucu önlem alınmadan yapılması E. Toprak işlemenin eğime parelel değil, dik doğrultuda yapılması 4. Erozyona karşı alınabilecek önlemler aşağıdakilerden hangisi veya hangileridir? I. Coğrafik II. Teknik III. Kültürel A. Sadece I B. I ve III C. II ve III D. Hepsi E. Hiçbiri 5. Aşağıdakilerden hangisi veya hangileri su erozyonuna karşı tarım alanlarında alınabilecek önlemlerden değildir? A. Yatay sürüm B. Gübreleme C. Malçlama D. Gradoni E. Şerit ekimi Yararlanılan ve Başvurulabilecek Kaynaklar Akalan, İ. 1978. Türkiye'de Erozyonun Nedenleri ve Erozyona Karşı Alınması Gerekli Önlemler. I. Ulusal Erozyon ve Sedimantasyon Sempozyumu, D.S.İ. Yayın No: 982/X/92, Ankara. Aşk, K. 1977. Erozyonla Savaş El Kitabı. Gürsoy Matbaası, Ankara. Balcı, A. N. 1978. Toprak Koruması Ders Notları. İ.Ü. Orman Fakültesi Havza Amenajmanı Kürsüsü, İstanbul. Tavşanoğlu, F. 1971. Sel Yataklarının Tahkimi. İ.Ü. Yayın No: 1972, Orman Fakültesi Yayın No. 203, İstanbul. AÇIKÖĞ RETİ M FAKÜLTESİ

142 EROZYONA KARŞ I ALINABİ LECEK ÖNLEMLER Uzunsoy, O.; Görcelioğlu, E. 1985. Havza Islahında Temel İlke ve Uygulamalar. İ.Ü. Yayın No. 3310, Orman Fak. Yayın No. 371, İstanbul. ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ