Eğer, 25 Kasım Salı günü açıklanacak olan ABD'nin 3. çeyrek büyüme verisi de iyi gelirse, ABD borsaları performanslarını sürdürebilir.



Benzer belgeler
Ekonomi Bülteni. 29 Ağustos 2016, Sayı: 34. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

BIST-100 Teknik Analiz

Ekonomi Bülteni. 27 Temmuz 2015, Sayı: 20. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Gündem Türkiye 7,50% İngiltere 0,50% Amerika 0,25% İsviçre -0,75% Euro Bölgesi 0,05% Japonya < 0.10%

Ekonomi Bülteni. 25 Nisan 2016, Sayı: 17. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 29 Haziran 2015, Sayı: 17. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Yerel Fed Başkanlarının Açıklamaları ve ABD TÜFE Verisi Fiyatlamalar Açısında Önemli Olabilir

Ekonomi Bülteni. 22 Ağustos 2016, Sayı: 33. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 03 Ağustos 2015, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

GÜNLÜK BÜLTEN 04 Nisan 2014

Ekonomi Bülteni. 08 Haziran 2015, Sayı: 14. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Ekonomi Bülteni. 7 Ağustos 2017, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Teknik Bülten. 27 Nisan 2016 Çarşamba

01 Haziran - 05 Haziran 2015

GÜNLÜK BÜLTEN 20 Haziran 2014

GÜNE BAŞLARKEN 18 Mart 2009

29 Mayıs Piyasalar Tarım Dışı istihdam Haftasına Giriş Yapıyor

Ekonomi Bülteni. 28 Aralık 2015, Sayı: 41. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

24-28 Mart2014 PİYASALARDA HAFTANIN ÖZETİ VE GELECEK HAFTA

GÜNE BAŞLARKEN 6 Nisan 2009

Günlük Bülten 03 Mayıs 2013

Ekonomi Bülteni. 8 Mayıs 2017, Sayı: 19. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

HAFTALIK BÜLTEN İnfo Yatırım A.Ş. Adres: Büyükdere Cad. No:156 Levent/İstanbul Tel: Faks: Web:

Sabah Analizi

Ekonomi Bülteni. 24 Ağustos 2015, Sayı: 24. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Teknik Bülten. 20 Temmuz 2016 Çarşamba

1- Ekonominin Genel durumu

Ekonomi Bülteni. 26 Eylül 2016, Sayı: 37. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 22 Haziran 2015, Sayı: 16. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

GÜNE BAŞLARKEN 31 Ağustos 2009

HAFTALIK BÜLTEN 17 EKİM 21 EKİM 2016 USD/TL

Ekonomi Bülteni. 3 Temmuz 2017, Sayı: 27. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum. Piyasalarda Bugün Ne Oldu? USDTRY GBPUSD EURUSD BRENT PETROL ALTIN

GÜNLÜK BÜLTEN 23 Mayıs 2014

Ekonomik Gündem. İmalat sanayi dışı endeks ise Haziran ayındaki seviyesi olan 53.7'den 53.9 seviyesine çıktı.

GÜNE BAŞLARKEN 23 Ekim 2009

Bugün, ABD de açıklanacak olan Tarım Dışı İstihdam Verisi Yakından Takip Edilecek. 10 Mart 2017

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum. Piyasalarda Bugün Ne Oldu? EURUSD USDTRY BRENT PETROL ALTIN GBPUSD

HAFTALIK EKONOMİ RAPORU

FED FAİZ KARARINDA SÜRPRİZ YAPABİLİR Mİ?...

Teknik Bülten. 24 Ağustos 2016 Çarşamba

Teknik Bülten. 21 Ekim 2016 Cuma

Abdi İpekçi Caddesi No : 57, Reasürans Han, E Blok 7.Kat Harbiye İstanbul Tel : +90 (212)

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Mart Toplantı Tarihi: 24 Şubat 2015

Haftalık Gelişmeler

13 Mart Haftalık Ekonomik Takvim. Hafta Genelinde, FED, TCMB, BOJ ve BoE Toplantıları ile birlikte Piyasalarda Volatilite Artabilir

ABD de Açıklanacak Olan Veriler Dolar Fiyatlamalarında Volatilitenin Artmasına Neden Olabilir

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Günlük Bülten 17 Mart 2014

Aralık. Günlük Araştırma Bülteni Gün Sonu RAPORU

Ekonomi Bülteni. 7 Kasım 2016, Sayı: 43. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 09 Mart 2015, Sayı: 10. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 23 Aralık 2015 Ankara

7. Orta Vadeli Öngörüler

Ekonomi Bülteni. 5 Haziran 2017, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

12 Aralık Haftalık Ekonomik Takvim

Ekim. Günlük Araştırma Bülteni Sabah RAPORU

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU DÖNEMİ ALTI AYLIK RAPORU

Teknik Bülten. 07 Nisan 2016 Perşembe

16 Mart Baz Puan Faiz Artırım Kararı Alan Fed, Ekonominin Güçlendiğine İşaret Ediyor

FİNANS KILAVUZ COINKILAVUZ GÜNLÜK BÜLTEN FOREXKILAVUZ HİSSEKILAVUZ. /finanskilavuz. /forexkilavuz. /hissekilavuz.

FOREKS GÜNLÜK BÜLTEN İÇİNDEKİLER

13 Şubat 2017 TÜRK LİRASI POZİTİF BİR HAFTAYI GERİDE BIRAKIYOR. Haftalık Ekonomik Takvim

Ekonomi Bülteni. 20 Mart 2017, Sayı: 12. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Teknik Bülten. 21 Eylül 2016 Çarşamba

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Teknik Bülten 05 Ocak 2017 Perşembe

Ekonomik Takvim

Ekonomi Bülteni. 12 Ocak 2015, Sayı: 02. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Esentepe Mah. Ali Kaya Sok. Polat Plaza A Blok No: 1A/52 Kat 4 Şişli / İstanbul Tel: (0212)

FOMC Toplantısı Öncesi Zayıf Dolar Dikkat Çekiyor

Ekonomi Bülteni. 10 Ekim 2016, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 17 Ekim 2016, Sayı: 40. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Günlük Bülten 22 Kasım 2013

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Ham Petrol de Artan Üretim Baskısı

HAFTALIK BÜLTEN İnfo Yatırım A.Ş. Adres: Büyükdere Cad. No:156 Levent/İstanbul Tel: Faks: Web:

29 Mayıs Piyasalar Haftaya Sakin Giriş Yaptı. Haftalık Ekonomik Takvim

HAFTALIK BÜLTEN 23 KASIM KASIM 2015

02 Mart Fed in Mart Ayı Faiz Artırım İhtimalleri Yüzde 84 Seviyesine Yükseldi. 02 Mart 2017

Esentepe Mah. Ali Kaya Sok. Polat Plaza A Blok No: 1A/52 Kat 4 Şişli / İstanbul Tel: (0212)

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

GÜNLÜK BÜLTEN 24 Haziran 2014

Teknik Bülten 21 Aralık 2016 Çarşamba

Günlük Bülten 13 Haziran 2013

Ekim. Günlük Araştırma Bülteni Gün Sonu RAPORU

Küresel piyasalardaki yukarı yönlü eğilim haftanın ilk işlem gününde de devam etti. Özellikle ABD Borsaları rekorlarını zorlamaya

NUROL YATIRIM BANKASI A.Ş YILI İKİNCİ ÇEYREK ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

Günlük Bülten 13 Ekim 2014

Ekonomi Bülteni. 13 Nisan 2015, Sayı: 12. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

ECB Başkanı Draghi Güvercin Kalmaya Devam Ediyor

Abdi İpekçi Caddesi No : 57, Reasürans Han, E Blok 7.Kat Harbiye İstanbul Tel : +90 (212)

Aralık. Günlük Araştırma Bülteni Sabah RAPORU

Ekonomi Bülteni. 28 Kasım 2016, Sayı: 46. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Euro Bölgesi 0,00% Japonya -0,10% Parite EURUSD GBPUSD USDJPY USDTRY Altın Brent. Yüksek 1,1034 1, ,454 2, ,05 41,17

Esentepe Mah. Ali Kaya Sok. Polat Plaza A Blok No: 1A/52 Kat 4 Şişli / İstanbul Tel: (0212)

Abdi İpekçi Caddesi No : 57, Reasürans Han, E Blok 7.Kat Harbiye İstanbul Tel : +90 (212)

Transkript:

Çin ve Avrupa merkez bankalarının 'genişletici' para politikası açıklamaları, doların güçlenme sürecini desteklerken, emtia fiyatları da kısmen toparlandı. Önde gelen merkez bankalarının tutumları, FED'in 'sıkılaştırıcı' adımlarını dengeler ise, küresel borsalarda yatırım iştahı daha da güçlenebilir Bitirdiğimiz 17-21 Kasım iş haftasında, 'Üçüncü Zafer Haftası'na da, yine Dolar Endeksi'nin rekora koşan son işlem günündeki yükselişi ile girdik. Son 5 yıl içerisinde, en yüksek değer olarak, gün içi işlem değerinde 88,708 puanı, kapanışta da 88,405 puanı 7 Haziran 2010'da görmüş olan Dolar Endeksi, bu defa 21 Kasım Cuma, gün içi işlemlerde 88,388 puanı gördü ve 88,310 puandan haftayı kapattı. Daha önce de vurguladığımız üzere, endeks 5 yıllık dönemde gördüğü en yüksek seviyeyi yeniden yakalamak veya kırmakta zorlanıyor. Bununla birlikte, Dolar Endeksi'nin çıtayı zorlamasıyla, geçen hafta cuma gününü 1,2450 dolardan kapatan ve bitirdiğimiz hafta içinde 1,2554 doları dahi test euro-dolar paritesinin, haftayı 1,2375 doları test edip, 1,24 doların altında kapattığını unutmayalım. Doların haftayı yeni bir 'güç kazanma' hareketi ile tamamlamasında, haftanın son işlem gününde piyasaları hareketlendiren gelişme ve açıklamaların ciddi bir etkisi söz konusu. Önce, Cuma sabahı Çin Merkez Bankası'nın para politikası gösterge faizini temmuz 2012'den bu yana ilk düşürmesi haberi geldi. Çin Merkez Bankası, faiz kararı ile ilgili açıklamasında, ihtiyaç duyulduğunda, çoklu para politikası araçları yoluyla da piyasaya likidite vereceğini açıkladı. Böylece, Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve Japon Merkez Bankası'ndan (BoJ) sonra, ekonomiyi teşvik etmek amacıyla genişletici para politikası uygulama kararlılığı olan merkez bankalarının arasına Çin Merkez Bankası (PBC) da katıldı. Dünyanın önde gelen altı merkez bankasının tümü, ya genişletici para politikası sürecinin son aşamasındalar, ya da mevcut genişletici para politikası sürecine yönelik 'sürdürme', hatta 'genişletme' kararları alıyorlar. Bu durum, 2015 yılı için ağırlığını hissettiren 'küresel vasat büyüme' öngörülerini değiştirir mi, zaman gösterecek. Ancak, merkez bankalarının büyük bir bölümünün 'piyasaları paraya boğma' kararlılığı, FED'in genişletici para politikasını 'sonlandırma' adımlarını belirli ölçüde dengeler ise, böyle bir tablonun hiç kuşkusuz, hem küresel ölçekte tahvil faizlerinin kısmen gevşemesi; ama, daha da önemlisi, küresel hisse senedi piyasaları üzerinde destekleyici ve risk iştahını arttırıcı bir etkisi olacaktır. Nitekim, gerek Çin Merkez Bankası'nın faiz indirim kararı, gerekse de, biraz sonra değineceğimiz ECB Başkanı Draghi'nin açıklamaları ile, ABD borsaları, haftanın son işlem gününü yükselişle tamamlarken, Standard & Poor's 500 ve Dow Jones endeksleri de rekor tazeledi. Dow Jones Endeksi 17.810,06 puana, Standard &

Poor's 500 endeksi 2.063,50 puana çıkarak, önceki rekorlarını geride bıraktılar. Nasdaq Teknoloji Endeksi ise, haftayı 4.712,97 puandan kapattı. ABD borsaları böylece son bir aydır sürdürdükleri yükseliş performansını 5. haftaya taşıdılar. Eğer, 25 Kasım Salı günü açıklanacak olan ABD'nin 3. çeyrek büyüme verisi de iyi gelirse, ABD borsaları performanslarını sürdürebilir. Bu durumda, bitirdiğimiz haftayı 83 bin 282 puandan kapatan Borsa İstanbul 100 Endeksi'nin de, küresel anlamda hisse senedi piyasalarına yönelik artan risk iştahından nasibini alması mümkün. Uluslararası derecelendirme kurulu Standart&Poors'un da Türkiye'nin hem kredi notunu, hem de görünümünü değiştirmediğini de unutmayalım. Eğer, görünümünü 'negatif'ten 'durağan'a yükseltse idi, ekstra bir piyasa coşkusu muhakkak ki olacaktı. Biz yine euronun değerine dönersek, ne oldu da, 19 Kasım çarşamba gününü 1,2554 dolar, 20 Kasım perşembe gününü ise 1,2539 dolardan kapatan eurodolar paritesi, 1 günde, 21 Kasım cuma günü 1,24 doların altını gördü? Bunun cevabını, ECB Başkanı Mario Draghi'nin 21 Kasım cuma günü Frankfur'ta gerçekleştirdiği açıklamaların piyasa yansımalarında bulmak gerekiyor. Draghi, gayet net bir şekilde, ECB'nin enflasyonun hızlı bir şekilde yükselmesini sağlaması gerektiğini ve bunu gerçekleştirmek için ihtiyaç duyulursa, varlık alım programının genişletileceğini ifade etti. Bu, Almanya ve Hollanda gibi ülkelerin itirazlarına rağmen, Draghi'nin Euro Bölgesi için bir dezenflasyon riskine yönelik hayli duyarlı bir politika izleyeceğine işaret ediyor. Draghi, özetle; "fiyat istikrarını sağlama amacımızın bir gereği olarak, enflasyon ve enflasyon beklentilerini mümkün olan en hızlı bir şekilde yükseltmek için gerekeni yapacağız," mesajının yanı sıra, kısa vadeli enflasyon beklentilerinin, aşırı düşük olarak gördüğü seviyelere doğru gerilediği tespitini de paylaştı. ECB'nin atacağı yeni adım, geçtiğimiz haziran ayından bu yana gerçekleştirilen ve faiz indirimlerini, bankalara uzun vadeli kredi imkanı sunulmasını, teminatlı tahvil alımlarını ve yine 21 Kasım Cuma günü başlayan varlığa dayalı menkul kıymet alımlarını da içeren bir dizi tedbiri takip edecek. Hatırlayalım, ECB Başkanı Draghi, ülke tahvillerinin alımının bir tedbir olarak göz ardı edilebileceğine yönelik kimi üyelerin eğilimini reddetmiş ve kasım ayındaki para politikası toplantısının ardından yaptığı açıklamada, ECB uzmanlarına, ihtiyaç duyulduğunda ekonomiyi desteklemek için, ilave tedbirler üzerinde çalışma talimatı verildiğini belirtmişti. Draghi, konuşmasında, "Büyüme ve enflasyonu yeniden güçlü bir yola getirmeyi sağlayacak bir politikalar kombinasyonu var" ifadesinin yanı sıra, "Eğer politikalarımızın mevcut hali bunu başarmaya yetecek denli etkili değilse ya da enflasyona yönelik ilave riskler somutlaşırsa, alımlarımızın büyüklüğü, hızı ve kompozisyonunu değiştirmek suretiyle, baskıyı artıracağız ve hatta müdahale ettiğimiz kanalları daha da genişleteceğiz" şeklinde de görüş bildirdi. ECB, Euro Bölgesi ekonomisini desteklemek için 1 trilyon euroya kadar bir artışın

işaretini vererek, bilançosunun büyüklüğünü 2012 yılının başlarındaki seviyelere tekrar yükseltme niyetini piyasalara gösteriyor. Piyasalar, yine de, ECB'nin Yönetim Konseyi'ndeki tüm üyelerin desteğinin olmayabileceği gerçeğini unutmuyorlar. Nitekim, Yönetim Konseyi üyesi Klaas Knot, bitirdiğimiz hafta yaptığı açıklamada, parasal genişleme konusunda şüphelerinin olduğunu ifade etmişti. Görünen o ki, Draghi hem resesyon ve dezenflasyon riskiyle, hem de Almanların ve onların takipçisi olan Hollandalıların muhalefeti ile de mücadele edecek. Çin'in faiz indirimi kararı ile ECB Başkanı Draghi'nin açıklamaları sonrası, sadece ABD doları değil, aynı zamanda metaller ve önde gelen emtialar da değer kazandı. Altının bir onsu 1.596 dolara, Brent Petrolün 1 varil fiyatı ise 80,4 dolara dayandı. Esasen, 17-21 Kasım haftası yayınlanan veriler, Japonya'nın tekrar resesyon sürecine girdiğine işaret etti ve ardından Japon Başbakanı Abe'nin hem yeni KDV uygulamasını erteleme ve erken seçim kararı piyasalara yansıdı. Abe, hafta içi Japon Parlamentosu'nun alt kanadını fesih etti ve aynı kararlılık ile genişletici ekonomi politikalarına devam edeceği mesajı verdi. Geçen haftanın bir diğer piyasalarca dikkate alınmış verisi, Çin'de fabrika faaliyetlerinin altı ayın en düşük seviyesine gerilemesi idi ve ardından da Çin Merkez Bankası'nın faiz indirim kararı geldi. Los Angeles'ta Wedbush Securities Inc. hisse senedi işlem iadari direktörü Michale James, "Asya faizden dolayı güçlendi ve Avrupa Draghi'nin yorumlarından güç aldı," değerlendirmesiyle, "ABD işletmelerine yönelik olumlu akış var. Yükselen dalga tüm tekneleri yukarı kaldırıyor" şeklinde görüş bildirdi. Tüm bu tablonun ortasında, ABD Merkez Bankası FED'in ne yapacağı bir numaralı merak konusu. Berenberg Bank İngiltere baş ekonomisti Robert Wood, FED'in 2015 yılının Haziran ayında faiz artışına gidebileceğini belirterek, düşük enflasyon ve gerileyen petrol fiyatlarından dolayı, FED'in faiz artışından önce birtakım önlemler alması gerektiğini de vurguladı. Enflasyon düşük olduğu sürece para politikasının da buna göre belirlenmesi gerektiğini kaydeden Wood, işsizlik oranındaki düşüş ve ekonomideki iyileşmeler dikkate alındığında, ABD ekonomisi için yüksek faiz oranlarının düşük faiz oranlarına göre daha uygun hale gelmeye başladığını da hatırlattı. FED'in 2015 yılının haziran ayında faiz artışına gidebileceğini ancak düşük seyreden ücret artışlarından dolayı bunun kademeli gerçekleşebileceğini söyleyen Wood, faiz oranlarının 2015 sonunda yüzde 1, 2016 yılında ise yüzde 2,25'e ulaşmasını beklediğini aktardı. Bazı FED üyelerinin faiz artırımına yönelik sözel yönlendirmede kullanılan "kayda değer süre" ifadesinin kaldırılmasına yönelik görüş bildirdiğini; ancak söz konusu ifadenin yine de FOMC'nin toplantı tutanağında kalması ile, FED'in hala "Güvercin" bir duruş sergilediğine dikkati çeken Wood, FED üyelerinin "Şahin" bir politika izleme konusunda isteksiz davrandığını belirtti. Capital Economics

Amerika baş ekonomisti Paul Ashworth ise, FED'in finansal piyasalardaki volatiliteyi fazla önemsemediğini, faiz oranlarının beklenenden daha önce artırılabileceğini dile getirdi. ING Group Uluslararası baş ekonomisti Rob Carnell da, FED'in kademeli bir şekilde faiz artış sürecine doğru ilerlediğini, "kayda değer süre" ifadesinin kaldırılmasına yönelik tartışmaların aralık toplantısında olmayabileceğini kaydetti. Carnell, FED'in Euro Bölgesi, Japonya ve Çin'deki kırılganlıkları fazla abartmak istemediğini savundu. Bu durumda, 16-17 Aralık'taki, 2014 yılının son FED Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısına doğru, piyasadaki tansiyon ve adrenalin bir hayli artacak gibi gözüküyor. Piyasada birikmekte olan 2015 yılına yönelik merak, endişe ve tansiyonun farkında olan FED yetkilileri ise, tartışmalarını, gelecek yıl faizin sıfır seviyesinden yükseltilmesinin ardından, faiz artırımlarının olası hızı konusunda görüşlerini daha fazla açıklama yoluyla iletişim sağlayıp sağlama gerekliliği üzerine döndürmeye başlamış durumdalar. FED Açık Piyasa Komitesi'nin (FOMC) bitirdiğimiz hafta açıklanan 28-29 Ekim toplantısı tutanaklarına göre, bir grup katılımcı, FOMC'nin faiz artırımlarının hızına yönelik olası yaklaşımını açıklığa kavuşturmasının faydalı olabileceğini düşünüyorlar. Geçen ayki toplantıdaki tartışma, yetkililerin gelecekte sözlü yönlendirmeye ne kadar güvenecekleri üzerinde yoğunlaşmış gözüküyor. Tahvil alımlarının geçen ay sonlandırılması ile birlikte, eğer yetkililer enflasyonun çok düşük olarak görülmesine karşı durma kararı alırlarsa, açıklamada kullanılan dil, yatırımcıları politikanın aşırı kısıtlayıcı olmayacağına ikna etme konusunda en pratik seçenek olarak kalabilir. New York'ta BNP Paribas SA'nın ABD ekonomisti Laura Rosner, "FED'in önemsediği durum, faiz artırımının zamanlaması değil, ancak politika faizi olan FED fonu oranının bir bütün olarak izleyeceği yol," dedi ve "FED yetkilileri, insanların beklediği sıkılaştırmanın büyüklüğünü, en azından başlangıçta sınırlandırmak istiyorlar" şeklinde görüş bildirdi. Açıklanan tutanaklar, birçok FOMC üyesinin, FED'in enflasyon beklentilerinin düşmekte olduğuna ilişkin işaretleri izlemeye devam etmesi gerektiğini düşündüğünü işaret ediyor. ABD'de, enflasyon 29 ay üst üste FED'in hedef seviyesi olan yüzde 2'nin altında kaldı ve fiyat artışlarının hızı yavaşlıyor. Düşüş beklentileri, fiyatlardaki asıl düşüşün de habercisi olabilir. Olası bir deflasyon beklentisi, tüketicilerin fiyatların gelecekte daha da düşeceği algılamasına girmesi nedeniyle harcamalarını ertelemesinden dolayı ekonomiye de zarar veriyor. FOMC üyesi FED yetkilileri ayrıca, eylül toplantısının tutanaklarında yer verilmeyen, küresel ekonomik gelişmeleri de ekim ayı toplantısında görüşmüş gözüküyorlar. Politika yapıcılar, kısmen zayıf ekonomik görünümü ve Avrupa, Çin ve Japonya'da artan aşağı yönlü riskleri işaret ederken, bunun ABD ekonomisi üzerindeki etkisinin muhtemelen oldukça sınırlı kalacağı değerlendirmesinde de bulunmuşlar. New York FED'in eski yetkililerinden Rosner, ilk faiz artırımının gücünün, FOMC'un sonraki hareketler konusunda ne düşündüğünü kaydetmesine

bağlı olarak artabileceğini ya da azalabileceğini söyledi. RBS Securities'in ABD ekonomistlerinden Guy Berger ise, sıkılaştırmanın hızının, FED yetkililerinin enflasyonun hedef seviyede sürdürülebilirliğine ve istihdam piyasasının gerçekten ama gerçekten iyi durumda olduğuna ikna olmalarına kadar yavaş seyredeceğine işaret etti. Berger, "Bu süreç, onların değerli zamanını alacak" şeklinde görüş bildirdi. FED Başkanı Janet Yellen, eylül toplantısından sonraki basın toplantısında, faizdeki değişikliklerin verilere bağlı olacağı üzerinde durmuştu. 28-29 Ekim FOMC toplantı tutanakları, bazı analistlerin Başkan'ın görüşlerini yansıttığını düşündüğü bir söylem olarak, ekonomik ve finansal görünüme özgü belirsizlik ve Komitenin gelen verilere göre politika ayarlamak için esnek kalma istekliliği dikkate alındığında, faizlerin artırılmaya başlaması sonrası uygulanacak politikaya ilişkin iletişimin zorluklar yaratacağının not edildiğini kaydediyor.yetkililerin önemli bölümü, ekonomik koşulların FED fon faizi için hedef aralığının, istihdam ve enflasyon amaç ile uyumlu seviyeler yakınında olsa bile, uzun vadeli normal seviyelerin altında kalmasını sağlayabileceği şeklindeki mevcut açıklama söylemini desteklemişler. FED yetkililerinin çeyrek dönemlik ekonomik tahminleri, politikanın normalleşmesine yönelik bu ağırdan almaların bazılarını aşikar hale getiriyor. Örneğin, FED yetkilileri, FED'in eylül ayında yayınladığı tahminlere göre, ABD'nin 2016 yılının son çeyreğinde tam istihdam olarak düşünülen yerde olmasını bekliyor. Bu noktada, yetkililerin temel faiz için medyan tahmini yüzde 2.875 seviyesinde ve bu seviye, enflasyon ve istihdamı dengede tuttuğunu belirttikleri FED fon faizi için nötr seviye olarak tahmin edilen yüzde 3.75'in yaklaşık 1 yüzde puanı altında. Diğer açıdan bakıldığında, eğer Komite faizleri haziran ayında yükseltmeye başlarsa ve son medyan projeksiyonlarında belirtilen yolu izlerse, faizleri sıfırdan yüzde 3.75'e yükseltmek 2.5 yılı alacak. Küresel yatırımcılar ise, FED'e göre ABD ekonomisinin 2015 yılı büyüme performansı için daha kötümser olduklarını ve çok düşük enflasyonun inatçı bir sorun olarak görülebileceğini işaret ederek, daha da yavaş bir hareket öngörüyor. Euro-dolar paritesinin vadeli işlem değerleri ise, FED'in gösterge faizi gelecek yılın üçüncü çeyreği ile 2017'nin ilk çeyreği arasındaki dönemde, her çeyrekte yüzde 0.25 civarında yükselteceğine işaret ediyor. Faiz yüzde 2.25 ile yüzde 2.50 aralığına 2017 sonunda ulaşacak. FED yetkililerinin tahmin medyanına göre ise, aynı dönemde FED fon oranı yüzde 3.75'e ulaşılacak. Karşılaştırma açısından, son sıkılaştırma çevriminde, Komite FED fon faizini, haziran 2004'teki seviyesi olan yüzde 1'den yüzde 5.25'e 2 yılda, yani haziran 2006'ya kadar çıkarmıştı. Yani, FED gerekirse, 2 yılda bile ciddi faiz artışı gerçekleştirebiliyor.

Dünyaca ünlü ekonomist ve dünyanın en büyük tahvil fonu PIMCO'nun eski CEO'su Muhammed El Erian, geçtiğimiz hafta açıklanan FED'in 28-29 Ekim toplantı tutanaklarını değerlendirdiği son köşe yazısında, FED ile finans piyasalarının daha önce hiç olmadıkları kadar birbirlerine bağımlı hale geldiklerini ifade etti. Allianz SE'nin baş ekonomik danışmanı konumunda olan El Erian, ekim ayı toplantı tutanaklarının satır aralarında, tarihi açıdan pek de alışık olunmayan bir durumun ortaya çıktığını ve bunun finans piyasaları ile FED'in arasındaki bağımlılığın son dönemde ciddi şekilde artması olduğunu dile getirdi. El Erian, FED yetkililerinin özellikle Avrupa, Çin ve Japonya'daki ekonomik durgunluğa dikkat çektiklerini, ancak buna rağmen ABD'deki büyüme ve istihdam görünümleri için iyimser olduklarının altını çiziyor. El Erian, FED'in büyümeye karşı en önemli tehdit olarak gelecekte karşılaşılabilecek mali istikrarsızlığı gösterdiğini söylerken, piyasaların ekim ayı toplantısı öncesi yaşanan volatiliteden hemen toparlanması ile, uyumlu bir biçimde bu tehlikeden ciddi bir biçimde bahsedilmediğini sözlerine ekliyor. El Erian ayrıca, FED'in tutanaklarda enflasyonun düşme riskini de diğer tüm tehlikelerin önüne aldığının anlaşıldığını söylüyor ve FED'in geçen yıl neden olduğu satış dalgasının tekrarlanmaması için ise sözlü yönlendirmesi üzerinde ciddi şekilde durduğunun da tutanaklarda ortaya çıkan bir başka nokta olduğunu ifade ediyor. Tutanaktaki ifadelerden, FED'in makroekonomik hedeflerini varlık piyasası üzerinden gerçekleştirmeye devam edeceği sonucunu çıkaran ekonomist, piyasaların da bu durumdan oldukça memnun olduğunu da vurguluyor. El Erian, yazısının sonuç kısmında ise, FED ile piyasaların bu yoğun bağımlılığının devam edeceği tahminini öne çıkarıyor, bu ilişkinin nasıl biteceğinin ise henüz bilinmediğini ifade ediyor. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Asya ekonomilerinin birçoğunun düşük petrol fiyatlarından faydalanabileceğini belirterek, "Temmuz ayından bu yana yüzde 25 değer kaybeden petrol fiyatlarının ekonomik büyüme beklentilerini yükseltmesi, ticari koşulları iyileştirmesi ve Asya Pasifik ülkelerinin kredi notları üzerinde pozitif etki yaratması muhtemel" değerlendirmesini yaptı. Fitch'in resmi sitesinde yer alan açıklamada, Asya ekonomilerin düşük petrol fiyatlarından faydalanabileceğine işaret edilerek, bu durumun söz konusu ülkelerin kredi notları üzerinde pozitif etkisinin bulunduğu dile getirildi. Açıklamada, temmuz ayından bu yana yüzde 25 değer kaybeden petrol fiyatlarının ekonomik büyüme beklentilerini yükseltmesi, ticari koşulları iyileştirmesi ve Asya Pasifik ülkelerinin kredi notları üzerinde pozitif etki yaratmasının muhtemel olduğu belirtilerek, şunlar kaydedildi: "Çin, Japonya, Kore ve Tayland gibi birçok büyük Asya ekonomisinde, petrol fiyatlarındaki sürekli düşüşten dolayı etkili bir gelir artışı görülebilir. Bununla beraber, Endonezya ve Hindistan gibi geniş petrol ithalatı ihtiyacı bulunan ülkeler dış düzeltme

baskılarıyla karşı karşıya kalmasına karşın, kredi profillerinde pozitif etkiyi görmek için en iyi pozisyonu almış durumda. Söz konusu her iki ülke de petrol fiyatındaki düşüşten avantaj elde etti. Mali hesaplar, ekonomik büyüme ve ticari koşullar üzerindeki pozitif etki, Hindistan ve Endonezya gibi net petrol ithalatçısı ve dış düzeltme baskılarıyla karşı karşıya kalan ülkelerin kredi profili için faydalı olabilir." "Tüketiciler açısından ele alındığında ise düşen perakende enerji fiyatlarının pozitif tüketim etkisi olacaktır." Düşük petrol fiyatlarının bir sonucu olarak deflasyonun, bazı ülkelerde Gayrisafi Yurtiçi Hasıla'nın daha az büyümesine yol açabileceği ifade edilen açıklamada, makroekonomik büyüme etkilerinin yanında, mali etkilerin de birçok Güney ve Güneydoğu Asya ülkelerinin notu için önem taşıyabileceği aktarıldı. Açıklamada, Fitch Ratings'in Brent petrolün varil fiyatına ilişkin eylül ayı tahminlerinin 2015 yılı için 100 dolar, 2016 yılı için 95 dolar düzeyinde bulunduğu anımsatılarak, söz konusu tahminlerin aşağı yönlü güncellendiği, sırasıyla 87 dolar ve 90 dolar olarak belirlendiği kaydedildi. Son bir nokta olarak altına da değinelim. Gold Fields Ltd. CEO su Nick Holland, Altın madencilerinin maliyetleri mevcut spot fiyatların çoğunlukla üzerinde seyrediyor ve bu durum gelecek sene zarar yazma ihtimallerini yükseltiyor dedi. Holland analistlerin araştırmasına referans göstererek, sektör genelinde maliyetlerin borç geri ödemeleri dahil olmak üzere, ons başına yaklaşık olarak 1,300 dolar seviyesinde olduğunu belirtti. Altın 2013 yılı başından bu yana kayıpları yüzde 29 e genişletmiş durumda. Holland, Sektör genel anlamda suyun altında. Altından bir süre daha zarar edileceği yönünde bir beklentim var. Üretimin düşürüleceğini düşünüyorum ancak sistemden geçmesi zaman alacaktır ifadelerini kullandı. Altın üreticileri, 10 yıllık borç destekli bir genişlemenin, daha düşük bir külçe altın fiyatına adapte olmakta zorlanıyor. Altın, yükseliş yılları sırasında satın alımlar ve maliyet enflasyonu ile Eylül 2011 de ons başına 1,921.17 dolara ulaşmıştı. Spot fiyat, yatırımcıların ABD ekonomisinin gelişme göstermesine bağlı olarak FED in faiz oranlarını yükselteceği spekülasyonları yapmalarının güvenli liman olarak nitelendirilen altına talebi düşürmesi ile geçtiğimiz 18 ayda gerileme kaydetti. Altın vadeli kontratları, Fed politika yapıcılarının faizleri artırma yönünde ilerlemelerinin dolarda güçlenme getirmesinin etkisi ile yatay seyrediyor. Uluslararası ekonomi ve finans haber ajansı Bloomberg'ün derlediği verilere göre, altın destekli ETF'lerdeki varlıklar, 5 yılın en düşük seviyesinden gerilemeye devam ediyor. İsviçre'de merkez bankasının varlıklarının en az yüzde 20'sini altın cinsinden tutmasını gerektirecek referandumun reddedileceğini gösteren bir anket yayınlandı. New York'taki Newedge Group brokeri Tommy Capalbo "ABD'deki faiz artışı beklentisi altın piyasasını baskılamaya devam edecektir. Tatil sezonunda fiziki talep artacağı için iyimserlik artabilir; ancak uzun vadede göstergeler aşağı

yönlü" yorumlarını yaptı. Aralık vadeli altın kontratları, New York Comex piyasasında, ons başına 1,193.50 dolara indi. Tüm kontratlarda işlem hacmi 100 günlük ortalamanın yüzde 90 üstünde. Aralık vadeli gümüş kontratları ise, ons başına 16,215 dolara indi. Geçtiğimiz haftanın önemli bir başka gelişmesi de, TCMB'nin 20 Kasım perşembe günkü Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısıydı ve PPK politika faizini değiştirmedi. Bir hafta vadeli repo ihale faizi yüzde 8.25'te sabit bırakıldı. TCMB ayrıca faiz koridorunda da bir değişiklik yapmadı; yani faiz koridorunun üst sınırı olan gecelik marjinal fonlama oranı yüzde 11.25'te ve alt sınır olan gecelik borçlanma faizi ise yüzde 7.50'de korundu. Yapılan açıklamada "Sıkı para politikası duruşunun ve alınan makroihtiyati önlemlerin etkisiyle kredi büyüme hızları makul düzeylerde seyretmektedir. Küresel talep zayıflarken iç talep büyümeye daha fazla katkı vermeye başlamıştır" ifadeleri yer alırken, tüketici kredilerinin ılımlı seyri ve dış ticaret hadlerindeki olumlu gelişmelerin cari dengedeki iyileşmeyi destekleyebileceği görüşüne yer verildi. "Yılın başında alınan makroihtiyati önlemlerin ve para politikasındaki sıkı duruşun çekirdek enflasyon eğilimi üzerindeki olumlu etkileri gözlenmektedir. Gıda fiyatlarındaki yüksek seyir ise enflasyon görünümündeki iyileşmeyi geciktirmektedir" denilen 1 sayfalık toplantı tutanağında, bununla birlikte başta petrol olmak üzere düşen emtia fiyatlarının önümüzdeki yıl için enflasyonda öngörülen düşüş sürecini destekleyeceği değerlendirmesi yapıldı ve Kurul'un mevcut para politikası duruşu altında enflasyonun 2015 yılında Enflasyon Raporu'nda belirtilen görünümle uyumlu bir düşüş sergileyeceğini öngördüğü ifade edildi. Tutanakta ayrıca, enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurların yakından izleneceği ve enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar getiri eğrisini yataya yakın tutmak suretiyle para politikasında sıkı duruşun sürdürüleceği belirtildi. TCMB'nin bu duruşu sonrasında, dolar-tl kurunun 2,22-2,18 TL bandına oturma eğilimi gösterdiğini; ancak kırılganlık hissiyatının henüz giderilmemiş olması gerçeği ile, kurun 2,22-2.25 TL bandındaki hareketini sürdürmeye daha eğilimli olduğu gözleniyor. Manşet enflasyonun aşağı doğru hareketini başlattığı yönündeki ilk izlenimde, TCMB PPK'nın faiz indirim atacağı beklentisi ise, ikinci el faizleri yüzde 8'in altına atabilir gözükmekte. Bu durumda, gerek 5 Aralık'taki Moody's açıklaması, gerekse de TCMB'nin tutumu ile 2014 yılını nasıl bir kur-faiz ve borsa endeksi ile kapatacağımız netlik kazanacak. S&P'nin Türkiye yorumları ve işaret ettiği riskler ise, çok fazla satın alınmış gözükmüyor.