SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ Journal of Social Science



Benzer belgeler
5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

FIRAT ÜNİVERSİTESİ HARPUT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ

Çaldıran daha önceleri Muradiye İlçesinin bir kazası konumundayken 1987 yılında çıkarılan kanunla ilçe statüsüne yükselmiştir.

FIRAT ÜNİVERSİTESİ HARPUT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI:

FIRAT ÜNİVERSİTESİ HARPUT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ:

YAYLALARDAKİ ARAZİ KULLANIM DEĞİŞİMİNİN CBS İLE İZLENMESİ: TRABZON ÖRNEĞİ. Yrd. Doç. Dr. Mustafa ATASOY

SARAY Saray İlçesinin Tarihçesi:

2016 Özalp Tarihçesi: Özalp Coğrafyası: İlçe Nüfus Yapısı: Yaş Grubu Erkek Kadın Toplam 0-14 Yaş Yaş Yaş Yaş Yaş

FIRAT ÜNİVERSİTESİ HARPUT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ

COĞRAFYA ARAZİ KULLANIMI VE ETKİLERİ ASLIHAN TORUK 11/F-1701

ORTAÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİ ARAŞTIRMA PROJELERİ YARIŞMASI ŞENKAYA İLÇE MERKEZİNİN MEKAN OLARAK DEĞİŞTİRİLMESİ PROJESİ ONUR PARLAK TUĞÇE YAĞIZ

FIRAT ÜNİVERSİTESİ HARPUT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ

FIRAT ÜNİVERSİTESİ HARPUT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ

FIRAT ÜNİVERSİTESİ HARPUT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ

FIRAT ÜNİVERSİTESİ HARPUT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ

TARIMSAL YAPILAR. Prof. Dr. Metin OLGUN. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü

MANİSA İLİ SARUHANLI İLÇESİ

MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE. Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri

Köyaltı Yerleşmeleri. Mahalle

BÖLGE KAVRAMI VE TÜRLERİ

MANİSA İLİ SARUHANLI İLÇESİ

Başkale nin Tarihçesi: Başkale Coğrafyası:

Doğal ve doğal olmayan yapı ve tesisler, özel işaretler, çizgiler, renkler ve şekillerle gösterilmektedir.

TARIMSAL YAPILAR. Prof. Dr. Metin OLGUN. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü

2. Ünite BEŞERİ SİSTEMLER. 1. Beşeri Yapı Konu Değerlendirme Testi

BİNA BİLGİSİ 2 ÇEVRE TANIMI - İKLİM 26 ŞUBAT 2014

Tanımlar. Bölüm Çayırlar

İKLİM ELEMANLARI SICAKLIK

Atoller (mercan adaları) ve Resifler

COĞRAFYANIN PUSULASI HARİTALARLA COĞRAFYA 2018 KPSS BAYRAM MERAL

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

ÖSYM. Diğer sayfaya geçiniz KPSS / GYGK-CS

kpss coğrafya tamam çözümlü mesut atalay - önder cengiz

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Orta Asya Tarihine Giriş

Tarım Alanları,Otlak Alanları, Koruma Alanları Öğrt. Gör.Dr. Rüya Bayar

2016 Başkale nin Tarihçesi: Başkale Coğrafyası:

Tercih yaparken mutlaka ÖSYM Kılavuzunu esas alınız.

1- Çevresine göre alçakta kalmış ve vadilerle derin yarılmamış düzlüklere ne denir?

TARIM MAKİNALARI BİLİMİ DERGİSİ

I.YIL HAFTALIK DERS AKTS

FIRAT ÜNİVERSİTESİ HARPUT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ

Büyük baş hayvancılık

BÖLÜM 16 YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN GELİŞMESİ

Sakarya ili kültür ve turizm bakımından önemli bir potansiyele ve çeşitliliğe sahiptir. İlde Taraklı Evleri gibi

Öğretim Yılı Yükseköğretim Kurumlarının Yurt Dışından Öğrenci Kabul Ücretleri

ISSN: YIL: 4 / SAYI: 16

IĞDIR ARALIK RÜZGÂR EROZYONU ÖNLEME PROJESİ İZLEME RAPORU

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI

Test. Beşeri Yapı BÖLÜM 7

III.BÖLÜM A - KARADENİZ BÖLGESİ HAKKINDA

Bölgesel iklim: Makroklima alanı içerisinde daha küçük alanlarda etkili olan iklimlere bölgesel iklim denir.(marmara iklimi)

koşullar nelerdir? sağlamaktadır? 2. Harita ile kroki arasındaki fark nedir?

KONYA KARAPINAR 300 KİŞİLİK ÖĞRENCİ YURDU İnceleme Dosyası

Fiziki Özellikleri. Coğrafi Konumu Yer Şekilleri İklimi

Murat TÜRKEŞ ve Telat KOÇ Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü, Çanakkale

ISSN: YIL: 2 / SAYI: 4

COĞRAFYA-2 TESTİ. eşittir. B) Gölün alanının ölçek yardımıyla hesaplanabileceğine B) Yerel saati en ileri olan merkez L dir.

TARIMSAL YAPILAR. Prof. Dr. Metin OLGUN. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü

Iğdır Aralık Rüzgâr Erozyonu Önleme Projesi

INTERNATIONAL JOURNAL OF POLITICAL STUDIES

Nüfus Dağılışını Etkileyen Faktörler İkiye Ayrılır: 1-Doğal Faktörler 2-Beşeri Faktörler

Cilt:7 Sayı: 1 Volume:7 Issue:1 ISSN: ISPARTA

128 ADA 27 VE 32 PARSEL NUMARALI TAŞINMAZLARA YÖNELİK 1/5000 ÖLÇEKLİ AÇIKLAMA RAPORU

T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI Meteoroloji Genel Müdürlüğü DEĞERLENDİRMESİ MAYIS 2015-ANKARA

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir.

DOĞU ANADOLU BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI:

Türkiye'de Toprakların Kullanımı

Pua n Türü. Bölüm adı. Sosyoloji (İngilizce) (%50 Burslu) Sosyoloji (İngilizce) (Ücretli) Sosyoloji (İngilizce) (Ücretli) Sosyoloji (Ücretli)

MERAKLI KİTAPLAR Kavramlar

Yavuz KAYMAKÇIOĞLU- Keşan İlhami Ertem Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi.

ÖZEL EGE LİSESİ İKLİM

JOURNAL OF ATATÜRK RESEARCH CENTER

KONU: HARİTA BİLGİSİ

BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ

Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları

COĞRAFYA BÖLÜMÜ NDEN EDREMİT KÖRFEZİ KUZEY KIYILARINA ARAZİ ÇALIŞMASI

Türkiye nin Dünyaya Açılan Kapısı: Yeryüzü Cenneti Mersin

İdari Durum. İklim ve Bitki Örtüsü. Ulaşım

Tercih yaparken mutlaka ÖSYM Kılavuzunu esas alınız.

BURDUR-YASSIGÜME KÖYÜNÜN, FİZİKİ COĞRAFYA AÇISINDAN, ÇEVRE SORUNLARI

Tercih yaparken mutlaka ÖSYM Kılavuzunu esas alınız.

B A S I N Ç ve RÜZGARLAR

DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ YAYINLARI

TÜRKİYE NİN İKLİMİ. Türkiye nin İklimini Etkileyen Faktörler :

LİSANS PROGRAMLARI PUAN TÜRÜ. Kod Un Adı Fak BÖLÜMÜN ADI. Lise kont ÖSYS kont Bakınızlar

Ö:1/ /02/2015. Küçüksu Mah.Tekçam Cad.Söğütlü İş Mrk.No:4/7 ALTINOLUK TEL:

ÖSYM YGS / SOS M Diğer sayfaya geçiniz.

Herhangi bir yerin ya da ülkenin turist çekebilme potansiyelinin bağlı olduğu unsurlar

Herhangi bir noktanın dünya üzerinde bulunduğu yere COĞRAFİ KONUM denir. Coğrafi konum ikiye ayrılır. 1. Matematik Konum 2.

BÖLÜMLERİ: - 1. Adana Bölümü - 2. Antalya Bölümü YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ: AKDENİZ BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI: Akdeniz Bölgesi

Tercih yaparken mutlaka ÖSYM Kılavuzunu esas alınız.

TABLO-1 Tercih Edilebilecek Pedagojik Formasyon Eğitimi Sertifika Programları

OKUL BAHÇELERİ DÜZENLEME İLKELERİ, İHTİYAÇ PROGRAMLARI AÇIKLAMALARI VE ÖRNEK PROJELER. (Ek 1)

MARMARA COĞRAFYA DERGİSİ SAYI: 17, OCAK , S: İSTANBUL ISSN: Copyright 2008

BİRECİK İLÇEMİZ Fırat ta Gün Batımı

Transkript:

ISSN: 1012-0165. FIRAT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ Journal of Social Science Cilt/Volume: 22 Sayı/Issue: 1 Ocak / January 2012 ELAZIĞ (Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Hakemli Bir Dergidir)

FIRAT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ Journal of Social Science ISSN: 1012-0165 YAYIN İLKELERİ / The principles of the publication Her yıl Ocak ve Temmuz aylarında olmak üzere iki sayı halinde yayımlanır. This journal is published two issues in January and July every year. Dergide sosyal bilimler alanlarında Türkçe ve yabancı dillerde yazılmış özgün araştırma makaleleri yayımlanır. Original articles written in Turkish or in any foreign languages are published in the area of social science in this journal. Yazılar yayın ve danışma kurulunun onayından geçtikten sonra yayımlanır. Articles are published after approving of editorial and advisory boards. Yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. All writers are responsible for the content of the articles. Tüm hakları saklıdır. Derginin adı belirtilmeden hiçbir alıntı yapılamaz. No part of this publication may be reproduced or utilized in any form without referring the name of the journal.

Cilt/Volume: 22 Sayı/Issue: 1 ISSN: 1012-0165 EDİTÖR / Editor Prof. Dr. Erdal AÇIKSES Enstitü Müdürü EDİTÖR YARDIMCILARI Associate Editors Yrd. Doç. Dr. Fatih ARSLAN Yrd. Doç. Dr. Atilla YÜCEL YAZI İŞLERİ / Editorial Secretary Mehmet ÜNSALDI Yazışma Adresi / Correspondence Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 23119 - ELAZIĞ Tel : 0-424-241 54 80 0-424-237 00 00-3739 Faks : 0-424-233 21 80 e-mail: sbedergi@firat.edu.tr Web: http://web.firat.edu.tr/sosyalbil Dizgi / Composition: Mehmet ÜNSALDI Baskı / Print: Fırat Üniversitesi Basımevi Tel : 0-424-237 00 00/3134 ELAZIĞ - 2012 YAYIN KURULU Editorial Board Prof. Dr. Erdal AÇIKSES Yrd. Doç. Dr. Fatih ARSLAN Yrd. Doç. Dr. Atilla YÜCEL BU SAYININ BİLİMSEL DANIŞMA KURULU Advisory Board Prof. Dr. Ahmet BURAN (Fırat) Prof. Dr. Ali GÜLER (İzzet Baysal) Prof. Dr. Ali YILDIRIM (Fırat) Prof. Dr. Bülent ÜNAL (Dokuz Eylül) Prof. Dr. Cemalettin ÇOPUROĞLU (Fırat) Prof. Dr. Hasan BOYNUKARA (Yüzüncü Yıl) Prof. Dr. Hülya ARGUNŞAH (Erciyes) Prof. Dr. İhsan BULUT (Atatürk) Prof. Dr. İsmet EMRE (Bartın) Prof. Dr. Kamil AYDIN (Atatürk) Prof. Dr. Kemal ÖZMEN (Hacettepe) Prof. Dr. Kemalettin ÖZDEMİR (Sakarya) Prof. Dr. Lütfi ÖZAV (Kocatepe) Prof. Dr. M. Necmi BOSTANCI (Gazi) Prof. Dr. M. Zeki İŞCAN (Atatürk) Prof. Dr. Mesut AYDIN (İnönü) Prof. Dr. Musa DUMAN (İstanbul) Prof. Dr. Mustafa KILIÇ (İnönü) Prof. Dr. Nevin SAYLAN (Balıkesir) Prof. Dr. Niyazi CAN (Erciyes) Prof. Dr. Nuri KÖSTÜKLÜ (Selçuk) Prof. Dr. Rahmi DOĞANAY (Fırat) Prof. Dr. Sadık ÖZÇELİK (Gazi) Prof. Dr. Sebahattin ARIBAŞ (İnönü) Prof. Dr. Şaban SAĞLIK (Ondokuz Mayıs) Prof. Dr. Şener DEMİREL (Fırat) Prof. Dr. Tuğba YANPAR YELKEN (Mersin) Prof. Dr. Yasemin İNCEOĞLU (Galatasaray) Doç. Dr. Abdülhalim AYDIN (Fırat) Doç. Dr. Ahmet YATKIN (Fırat) Doç. Dr. Burhan AKPINAR (Fırat) Doç. Dr. Erdal AYDOĞAN (Atatürk) Doç. Dr. Erdal CANPOLAT (Fırat) Doç. Dr. Giray Saynur BOZKURT (Sakarya) Doç. Dr. Halim ÖZNURHAN (Erciyes) Doç. Dr. İsmail AYDOĞAN (Erciyes) Doç. Dr. M. Nuri GÖMLEKSİZ (Fırat) Doç. Dr. Mustafa YAĞBASAN (Fırat) Doç. Dr. Nurtac CANPOLAT (Atatürk) Doç. Dr. Oya LEVENDOĞLU ÖNER (Erciyes) Doç. Dr. Tahsin DELİÇAY (Çukurova) Doç. Dr. Taner TATAR (İnönü) Doç. Dr. Tarık ÖZCAN (Fırat) Doç. Dr. Zeynep HAMAMCI (Gaziantep) Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, TÜBİTAK ULAKBİM Sosyal Bilimler Veri Tabanı (SBVT) tarafından dizinlenmektedir.

İÇİNDEKİLER / CONTENT Coğrafya / Geography Abdulkadir GÜZEL: Şanlıurfa İlinde Hırbe Yerleşmeleri. The Hırbe Settlements in Şanlıurfa... 1 Dil ve Edebiyat / Language and Literature Ebru BURCU YILMAZ: Kendi Gök Kubbemiz de Kimlik Kurucu Bir Değer Olarak Mekân. The Space As An Identity Founder Value In The Kendi Gök Kubbemiz..... 18 İrem ONURSAL AYIRIR: Fransızca Duyduğunu Anlama Becerisinde Türk Öğrencilerin Karşılaştıkları Sorunlardan Biri: Ulama. La liaison: source de difficulté en compétence de compréhension orale pour les apprenants turcs de FLE.... 31 Nazmiye GÜREL CENNETKUŞU: A Field Study of International Students Participation to Classroom Discussions. Uluslararası Öğrencilerin Sınıf İçi Tartışmalarına Katılımı: Bir Alan Çalışması.... 45 Özcan BAYRAK, Tahsin YAPRAK: Üstkurmaca ve Gerçeklik Bakımından Orhan Pamuk un Masumiyet Müzesi Romanında Postmodern Unsurlar. Postmodern Elements in the Novel Masumiyet Müzesi of Orhan Pamuk in Terms of Truth and Metafiction........ 53 Özlem DEMİREL DÖNMEZ: UŞ Sözcüğü Üzerine Bir İnceleme. A Study Of Uş Word.... 65 Tarık ÖZCAN: Tanpınar ın Şiirlerinde Zaman Anlayışı. The Aspect of Time in Tanpınar s Poems..... 75 Eğitim Bilimleri / Education Sciences Fatih TOPRAK, Dilek ÇELİKLER: Genel Kimya Laboratuvarında 3E, 5E Öğrenme Halkalarının Kullanılmasının Fen Bilgisi Öğretmen Adaylarının Bilimsel Süreç Becerilerine Etkisi. The Effect Of Using 3E, 5E Learning Cycle in General Chemistry Laboratory to Prospective Science Teachers Scientific Process Skills... 85 Hilal UĞRAŞ, Çetin SEMERCİ: Öğrencilerin Hayat Bilgisi Dersi nde Yaratıcı Düşünme Becerilerini Kazanma Düzeylerine İlişkin Öğretmen Görüşleri (Elazığ İli Örneği). Teachers Views about The Levels of Fulfillment of Learning on Creative Skills on Life Study Cources of Students (Elazig Province Sample)... 93 M. Nuri GÖMLEKSİZ, Emine FİDAN: Web Tasarımı Dersinde Proje Tabanlı Öğrenme Yönteminin Kullanılmasına İlişkin Öğrenci Görüşlerinin Değerlendirilmesi. An Assessment of Students Views on the Use of Project-Based Learning Method in Web Design Course... 101 Mehmet ULUCAN, Hanifi ŞEKERCİ: İlköğretim İkinci Devre Dil Bilgisi Öğretimi Açısından Muzaffer İzgü nün Ökkeş Hikâye Serisinin İncelenmesi. Examine Ökkeş Story Series of Muzaffer İzgü s to Teach Grammar for Second Degree of Primary School... 117 Mustafa PAMUK: Problem Çözme Becerisini Geliştirmeye Yönelik Bir Grup Rehberlik Programı. A Group Guidance Program to Develop Problem Solving Skill... 128 Mustafa Zülküf ALTAN: Eğitim, Çoklu Zekâ Kuramı ve Çoklu Zekâ Kuramında Onuncu Boyut: Ahlâkî Zekâ. Education, the Theory of Multiple Intelligences and the 10 th Dimension in the Theory of Multiple Intelligences: Moral Intelligence... 137

Şahin ORUÇ, Elif LİMAN: Sosyal Bilgiler Ders Kitaplarında Kullanılan Harita ve Şekiller Üzerine Bir Değerlendirme. A Review On The Maps And Figure Which Use in Social Studies Lesson Books... 145 İktisadi ve İdari Bilimler / Economics and Administrative Sciences Abdülsemet YAMAN: Halkla İlişkilerde Etik Değerler ve Sosyal Sorumluluk Değer Yargılarının Uygulanabilirliği. Ethıcal Values in Publıc Relatıons And Applıcabılıty Of Socıal Responsıbılıty Value Judgements... 160 Asena BOZTAŞ, Volkan İPEK: Türkiye nin Afrika Açılımında Kenya ya Olası Modelliği. Turkey as a Potential Model to Kenya in The Expansion of Africa... 166 İlahiyat / Theology Enes ERDİM: Arap Dilinde Cümleyi Oluşturan Öğelerin Olağan Dışı Dizilimlerine İlişkin Tartışmalar. The Disputes Which Consist The Forming Abnormal Order of The Sentence In Arabic... Mehmet ATALAN: The Developmental Process Of The History Of Islamic Sects In Turkey. Türkiye de İslam Mezhepleri Tarihinin Gelişim Süreci... 178 190 İletişim / Communication Selami ÖZSOY: Günümüz Medyasında Köroğlu İmgesi. Imagery of Köroğlu in Today s Media... 198 Müzik / Music Damla BULUT, İrşat KAZAZOĞLU: Harput Yöresine Ait Muhalif Eserlerin Müzikal Analizi. Musical Analysis of the Muhalif Works of Harput Region... 209 Sosyoloji / Sociology Beyzade Nadir ÇETİN: Küreselleşme Karşıtlarının Şiddet Olgusuna İlişkin Temel Yaklaşımları. Basic Approaches Of Anti Globalization Supporters On Violence... 221 Tarih / History Barış METİN: Rus Konsolos Raporlarına Göre Bağdat ve Havalisinde, Büyük Güçlerin Ekonomik ve Ticari Mücadeleleri (1907-1909). Economıcal And Commercıal Struggles Of Major Forces In The Bagdad Provınce End Its Envırons, Accordıng To Russıan Consul Reports (1907-1909)... 235 Dilşen İNCE ERDOĞAN: Birinci Dünya Savaşı Yıllarında Aydın Vilayeti nde Bazı Eşkıyâlık Olayları. Some Banditry Circumstances in Aidin Province in the First World War... 246 Emine PANCAR: Yörük Ali Efe Kuvvetleri ve Demirci Mehmet Efe Kuvvetleri Arasındaki Çatışma (19 Ağustos 1920). Clash Between The Forces Of Yoruk Ali Efe And Those Of Demirci Mehmet Efe (19 th August 1920)... 257 Makale Yazım Kuralları/ Writing Instructions for Papers... 265

. Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Fırat University Journal of Social Science Cilt: 22, Sayı: 1, Sayfa: 1-17, ELAZIĞ-2012 ŞANLIURFA İLİNDE HIRBE YERLEŞMELERİ The Hırbe Settlements in Şanlıurfa Abdulkadir GÜZEL ÖZET Barınmak ve göçebe hayvancılık ekonomik faaliyetlerinde bulunmak amacıyla kurulan Hırbe yerleşmelerinde, Birinci Dünya savaşından günümüze doğru çok hızlı bir değişim, dönüşüm ve yok olmaya doğru bir gerileme yaşanmaktadır. Anadolu da kısa mesafelerde hızla değişen yükselti farkı, iklim özellikleri ve topoğrafik farklılığa bağlı olarak ortaya çıkan sözkonusu yerleşmelerin bir kısmı günümüzde sürekli kullanım alanları haline gelmiştir. Teknolojik değişime bağlı olarak kılçadırın yerini, kullanımı ve temin edilmesi daha ekonomik olan branda çadırlar almıştır. Çeşitli nedenlere bağlı olarak günümüzde sayıları gittikçe azalan sözkonusu yerleşme ve bu yerleşmelerdeki meskenlerin tanıtımlarını yaparak turistik amaçlı kullanılabileceğine dikkatleri toplamayı amaçlamaktayız. Anahtar kelimeler: Dönemlik kır yerleşmeleri, Şanlıurfa, coğrafi faktörler, Güneydoğu Anadolu Bölgesi SUMMARY The Hırbe settlements, that were established as a results of the needs for sheltering and pastoral nomadism have noticeably changed their characters or decreased even in number since the second World War to the today. These settlements were first founded due to changing the topographic altitudes in shorter distances, climate and diverse geomorphological scenery of Anatolia. Some of these settlements are today used as permanent habitat for people to live. As a results of technological development, some of these settlements were replaced with shelter tents that are easy to supply and are also more economical. Today the Hırbe settlements, that tend to become less in number, may be used authentically for various touristic purposes. Key words: seasonal rural setlement, Şanlıurfa, geogrraphical factors, southeast Anatolia Region 1. AMAÇ Yerleşmeler canlılar gibi doğar gelişir ve ölürler. Kuruldukları dönemin coğrafi, sosyal ekonomik ve kültürel şartları hakkında geniş bilgiler veren, çeşitli nedenlere bağlı olarak değişerek günümüzde hızla yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan yerleşmelerden biri de hırbelerdir. Bu çalışmayla hırbelerin korunarak tanıtılması, genel özelliklerini ve ilginç yönlerini ortaya koyarak turizm amaçlı kullanılmasına yardımcı olmayı amaçlamaktayız. Çünkü Sedanter yerleşmelerle daima tezat teşkil eden, yakın ve Ortadoğu ülkelerinin ekonomik ve sosyal hayatında önemli roller üstlenen göçebecilik günümüzde, kültürel, turizm ve ekonomik anlamda büyük önem arzetmektedir (Denker, 1960, 126). Ekoturizm, doğal bölgelere yapılan, doğal ortamı ve kaynakları koruyan, yöre insanın ekonomik refahını artırıcı güvenilir bir turizm türü olarak tarif edilmektedir (Öykü, S. 2004, 1). Son yıllarda turizm, deniz, güneş kum üçgeninin hâkim olduğu alışılmış turizmin dışına çıkmakta, diğer turizm çeşitlerine olan talep giderek artış göstermektedir. Turizm sektörünün hızla büyümesi ve Yrd. Doç. Dr., Harran Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü, ŞANLIURFA, akdguzel@hotmail.com

F.Ü. Sosyal Bilimler Dergisi 2012-22/1 çeşitlenmesi, turizm-çevre ilişkisinin önem kazanması ile alternatif turizmin bir çeşidi olan Ekoturizm, ülkemizin gelecekte başlıca turizm kaynaklarından biri olmaya adaydır (Akpınar, E, Bulut, Y. 2010, 1575). Şanlıurfa ili zengin doğal ve beşeri potansiyeli, çeşitli kültürlere ev sahipliği yapmış olması nedeniyle ekoturizm açısından çok şanslı bir pozisyona sahiptir. Dünya da, turizm kalıplarında meydana gelen değişmeler sonucunda alışılmış turizm merkezlerinden uzaklaşarak, doğa ile bütünlük sağlanabilecek abartıdan uzak tesislerde doğa güzellikleri bozulmamış bir çevrede iyi ve temiz bir hizmet öne çıkmaktadır. Bu açıdan, Şanlıurfa bilinçli bir şekilde yatırım yaptığı takdirde turizm potansiyelini artırarak çeşitlendirebilecek büyük bir potansiyele sahiptir. Bu tür çalışmalarla bu potansiyel ortaya çıkmaktadır. Anadolu yarımadası(peninsule); kısa mesafede göstermiş olduğu yerşekilleri, yükselti basamakları, toprak yapısı, iklim özellikleri ve bitki örtüsü çeşitliliğine bağlı olarak birbirinden çok farklı ve ilginç kırsal yerleşmelere sahne olmuştur. Bunlar Köy, Mahalle, Mezra, Oba, Tol, Banı, Pey, Canik, Hollik, Çiftlik, Kom, Divan, Dam, Saya, Dalyan, Çardak vb. yerleşme şekilleridir. Hırbe de, Anadolu da kısa mesafede değişen yaşama koşullarına bağlı olarak ortaya çıkan, uzun bir geçmişe sahip, dönemlik, geçici ve sürekli bir kır yerleşmesidir. Bu çalışmada 1943 yılına kadar sadece dönemlik ve geçici bir yerleşme şekli olan Hırbeler, Ceylanpınar tarım işletmesinin kuruluşundan sonra çiftlik alanı içinde kalanlarının az bir kısmı sürekli yerleşim alanlarına dönüşürken, diğerlerinin ise tamamen ortadan kaldırıldığını ifade etmeye çalışacağız. Ülkemizde henüz tam anlamıyla coğrafi edütlerinin yapılmadığı kırsal yerleşmelerin bir diğer sorunu da benzer fonksiyonlara sahip yerleşmelerin farklı isimlerle anılmasıdır. Farklı bir isimle anılsa da Hırbelerin bir kışlak yerleşmesi olduğunu ortaya koyarak Türkiye kır yerleşmeleri sorununun çözümüne bu etüdle küçük bir katkı yapmayı amaçlamaktayız. Doğal ortamdan direkt etkilenme sonucu ortaya çıkan bu çok farklı kültürel yapının, ekonomik, sosyal ve eğitim yönünden desteklenerek gelecek kuşaklara aktarılması gerektiği hususuna dikkatleri çekmek ise nihai amacımızdır. 2. YÖNTEM Çeşitli ölçekteki Türkiye topoğrafya haritalarının araştırma sahamızı içine alan kısımlarında Hırbe ve Harabe şeklinde dağılışları yapılan 1, ayrıca İnandık, Alagöz, Yücel, Denker ve Sözer in de üzerinde durdukları hırbe yerleşmeleri (YüceL, 1987, 111-112, Denker, 1960, 140-142), İnandık, 1951, 138-143, Sözer 1969, 67-75, Alagöz, 1993, 42), kış ve ilkbahar mevsimlerinde sahada yaptığımız coğrafi araştırma gezilerimiz esnasında da dikkatlerimizi çekti, günümüzde birçok farklı nedenlere bağlı olarak değişerek yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan söz konusu yerleşmeler iklim, topoğrafya, bitki örtüsü su imkânları, ekonomik ve tarihi faktörlere bağlı olarak araştırıldı. Kış ve ilkbahar mevsiminin muhtelif dönemlerinde geniş bir sahaya dağılmış olan bu yerleşmelerdeki insanlarla iletişim kurularak, yerleşme ve meskenlerin oluşumunda etkili olan faktörler ortaya konulmaya çalışıldı. Yerleşmeleri etkileyen yer şekilleri, su imkânları ve toprak özellikleri sahada araştırıldı. Ayrıca sahanın iklim özellikleri ve tarihi geçmişi hakkında daha önce yapılmış olan çalışmalardan yararlanma yoluna gidildi. Bu çalışmalar sonucunda hırbelerin harita üzerinde dağılışları yapılarak, farklı alanlarda değişim gösterenlerin karşılaştırmaları yapıldı, daha sonra bu farklılıkların nedenleri ifade edilerek çalışmanın sonucu bir sentez halinde ortaya konuldu. 1 1/25.000, 1/100.000, 1/200.000 ölçekli Türkiye Topoğrafya Haritaları, Harita Genel Komutanlığı Yayınları 2

3. GİRİŞ Şanlıurfa İlinde Hırbe Yerleşmeleri. Güneydoğu Anadolu Bölgesinin Orta Fırat bölümünde yer alan Şanlıurfa ili doğuda Karacadağdan kaynaklanan Cırcıp suyu, kuzeyde Şanlıurfa Diyarbakır arasındaki Karacadağ su bölümü çizgisi, batıda ise Fırat nehri ile doğal olarak sınırlandırılmıştır. İfade edilmeye çalışılan kuzey, doğu ve batıdaki sınırlar doğal faktörlere bağlı olarak oluşturulmasına karşılık, güneydeki sınır, coğrafi sınırdan öte siyasi bir sınır olup Haydarpaşa-Bağdat demiryoluna bağlı olarak oluşturulmuştur ( Harita: 1). İki bölge(güneydoğu Anadolu-Doğu Anadolu) arasında görülen yükselti farkı vejetasyon dönemi özelliklerine bağlı olarak Güneydoğu Anadolu bölgesinin alçak platolarıyla(500-900 m.) Doğu Anadolu bölgesinin yüksek yaylaları 2 arasında cereyan eden ekonomik faaliyetlerinin bir bölümü Şanlıurfa ilindeki hırbe yerleşmelerinde geçmektedir (Harita 3). Güneydoğu Anadolu bölgesinin Orta Fırat bölümündeki Şanlıurfa ilinde, kalker ve bazalt platolar geniş yer kaplamaktadırlar. Söz konusu platolarda, kış mevsiminde iklim şartları, topağrafya, toprak özellikleri, ve otlak alanlarının uygunluğuna bağlı olarak geçmişten günümüze kadar devam eden bir süreç boyunca göçebe hayvancılık faaliyetleri de yapılmaktadır. Beşeri faaliyetlerin en çarpıcı göstergesi olan yerleşmeler ve bu yerleşmeleri oluşturan meskenler yönünden, Anadolu yarımadası âdeta bir açık hava müzesini andırır. Anadolu nun özel konumu, uzun tarihi geçmişi, çeşitli kavimlere ev sahipliği yapmasından kaynaklanan kültürel birikimi, sosyo-ekonomik özellikleri vb. beşeri faktörlerin yanında, kısa mesafede hızla değişen yerşekilleri, jeolojik yapısı, bitki örtüsü, matematiksel konumu vb. faktörler, Türkiye deki yerleşme ve mesken zenginliğinin nedenleri arasında sayılabilir (Yılmaz, 2002, 1). Anadolu da yaşadıkları bölgelere göre Türkmen, Yörük yada Göçer adlarıyla bilinen, hayvancılığa bağlı ekonominin belirlediği göçebe(konar-göçer), yarı göçebe ve yaylacı yaşam biçimlerini sürdüren göçer topluluklar Anadolu göçer kültürünün temsilcileridir. Uzun bir tarihsel evrimin sonucunda oluşan bu kültür, Anadolu da yaşanan kimi erime süreçleri, değişim ve dönüşümlere karşın günümüzde bir alt kültür geleneği olarak varlığını sürdürmektedir (Kutlu, 2000, 211). Asırlardır yayla ve kışlalar arasında cereyan eden göçebelik, ekonomik anlamda azımsanmayacak bir insan kitlesinin geçimini temin etmenin yanında, kendine has bir kültürün 2 Doğu Anadolu Bölgesi yaylaları, genellikle 2000-2700 metre yükseltilerdeki platolarda yer alır. Özellikle Erzurum, Kars, Bitlis, Muş ve Hakkari gibi illerde, yaylacılık faaliyetleri oldukça yoğundur (Doğanay, 1997, 278). 3

F.Ü. Sosyal Bilimler Dergisi 2012-22/1 oluşmasına neden olmuştur. Ayrıca Göçebe toplulukları ortaçağdaki bazı devletlerin asker, et ve süt ihtiyaçlarını karşılamanın yanında verdikleri vergilerle devletin gelirlerini de önemli bir bölümünü temin etmekteydiler (Gündüz, 1997, 31-33 ). Türkiye nin birçok yerinde olduğu gibi, Şanlıurfa da da yazın yüksek yaylalardaki otlaklara götürülen küçükbaş hayvan sürüleri, havaların soğumasıyla birlikte alçak, ılık ve hayvanlara otlama imkânları sunan kışlak alanlarına geri getirilir. Çalışma alanındaki bu peryodik gidiş-geliş sonucunda yörede hırbe olarak bilinen, geçmişte sadece kış mevsiminde kullanılan, günümüzde bir kısmı sürekli yerleşim alanı haline getirilen yerleşmeler ortaya çıkmıştır. Hırbe yerleşmeleri; yüksekliği 600-900 metre arasında değişen bazalt ve kalker platolardaki dönemlik akarsuların kenarında ve tepelik alanların güneye bakan yamaçlarında yoğunlaşmıştır (Harita 3,4). Türkiye nin ocak ayı sıcaklık ortalaması haritasına baktığımızda hırbelerin yoğunluk kazandığı sahanın ortalama sıcaklık değerinin 0-5 ila 5-8 ºC arasında olması bu alanın kışlak yeri olarak seçilmesine etki etmiştir (Harita:2.). Kır yerleşmeleri sürekli, dönemlik ve geçici olmak üzere üçe ayrılır. Günümüzde hırbeler hem sürekli hem dönemlik hem de geçici olmak üzere her üç formda da görülebilirler. Araştırma alanımızda hırbe olarak bilinen bu yerleşmelere Anadolu nun farklı yerlerinde farklı isimlerle rastlanılmaktadır. Cumhuriyetten önce sadece geçici ve dönemlik yerleşmeler olarak görebildiğimiz hırbeler günümüzde form değişikliğine uğramışlardır. Göçebe toplulukların kurmuş olduğu hırbe yerleşmelerinde meskenler keçi kılından yapılan karacadır iken, günümüzde ise daha çok fabrikasyon malzemelerden yapılan çadırlar kullanılmaktadır. Araştırma alanımızda hırbe olarak bilinen bu yerleşmelere Anadolu nun farklı alanlarında farklı isimlerle anılmaktadır. Orta Karadeniz kuşağındakilere cenik denilirken, Akdeniz bölgesindeki Islahiye ve Hassa civarında bu yerleşmelere banı ve pey adı verilir. Sonbaharda havaların soğumasıyla obalar yukarı yaylalardan ayrılmak zorunda kalırlar, vadilerin dibinde ve canik denilen kışlak iskân yerine inerler. Oba halkı, kışı canik teki meskenlerinde geçirdikten sonra, baharda yüksek yaylalardaki Alpin çayırlar sahasına çıkarlar (Tunçdilek, 1967, 152). Hassa ve Islahiye yakın çevrelerinde ise daha çok banı ve pey yerleşmeleri görülür. Bunlardan banı: hem hayvan beslenme hem tarımsal faaliyetin yapıldığı mesken ve yerleşmedir. Sadece göçebe hayvancılık ekonomik faaliyetin yapıldığı mesken ve yerleşmelere ise pey denir; göçebelerin kış mevsimi boyunca yerleştikleri peylerin duvarları Leçe taşından (Bazalt) yapılmış, üstü çadırla örtülü mesken ve yerleşmelerdir (Karaboran, 1985, 87-103). Harita 2: Türkiye de Ocak ayı ortalama gerçek sıcaklıkları Kaynak: Koçman, Türkiye iklimi 4

Şanlıurfa İlinde Hırbe Yerleşmeleri. Söz konusu yerleşmeler genel anlamda birbirilerine benzemekle birlikte farklı alanlarda bazı farklı özelikler kazanırlar. Bunlara sırayla bakacak olursak Ceylanpınar civarındakiler, Siverek- Viranşehir platosunda yer alanlar ve Tektek-Çaykuyu-Baziki platolarındakiler olmak üzere üç ana guruba ayrılırlar (Harita 3-4). Zamanla değişim gösteren bütün kültürel varlıklar gibi, hırbeler, özellikle Birinci Dünya Savaşı sonrası ve Ceylanpınar Devlet Üretme Çiftliğinin kurulmasıyla hızlı değişim gösteren Şanlıurfa ilindeki ekoturizm varlıklarındandır. Bunların turizm amaçlı kullanılması gerekmektedir. 4. CEYLANPINAR CİVARINDAKİ SÜREKLİ HIRBE YERLEŞMELERİ Hırbeler 16. yüzyıldan 1943 yılına kadar dönemlik ve geçici yerleşmeler olarak kullanılagelmişlerdir. Cumhuriyetin kurulmasından sonra geniş tarımsal alanları verimli kullanmak, topluma örnek olacak hayvansal ve tarımsal üretimde bulunmak amacıyla devlet tarafından Türkiye nin muhtelif yerlerine tarım işletmeleri kurulmuştur. Bu işletmelerden biri de Ceylanpınar tarım işletmesidir. Ceylanpınar tarım işletmesi, 1943 yılında zirai konbinalar Urfa gurup amirliğine bağlı olarak kurulmuş; 1950 tarihinde Devlet Üretme Çiftliğine, 1984 tarihinde ise tarım işletmeleri genel müdürlüğüne (TİGEM) bağlanmıştır (www.ceylanpınari.com). Daha sonra hara ve inekhaneler ile Devlet Üretme Çiftliklerine ait varlıkların 1984 yılında bir çatı altında toplanmasıyla Kamu İktisadi Kuruluşu olan TİGEM kurulmuştur. Söz konusu kuruluş 1994 yılında ise, İktisadi Devlet Teşekkülü olarak yeni bir statü kazanmıştır. Tarım işletmelerinin kuruluşu Osmanlı imparatorluğuna dayanmaktadır. Osmanlı imparatorluğu ilk döneminde ordunun ve sarayın iaşe ihtiyacını karşılamak ve at yetiştirmek için kurulan haralar la, Cumhuriyet döneminde kurulan Devlet Üretme Çiftliklerinin birleştirilmesiyle oluşturulmuşlardır. İmparatorluk döneminde 3-4 milyon dekar araziye sahip haralar devletin güç kaybetmesiyle küçülmüşlerdir. Bu bağlamda Eski Berriyecik kazasının önemli bir kısmını oluşturan şimdiki çiftlik alanının 1943 te devlet tarafından kamulaştırılmasıyla göçebeler bir takım zorluklarla karşı karşıya kalmışlardır. Berriyecik kazası 1518 yılında oluşturulan Diyarbekir vilayetinin 12 Livasından( Amid, Mardin, Sincar, Berriyecik, Ruha, Siverek, Çermik, Ergani, Harput, Arapkir, Kığı, Çemişgezek) birisidir. 1526 yılında Mardin sancağına bağlı bir kaza haline getirilmiştir. Berriye Arapça sahra, step ve çöl anlamlarına gelmektedir (Göyünç, 1991, 39-41). Berriye; günümüzde daha ziyade düzlük alandaki mera anlamını taşımaktadır. İfade ettiği alan ise kabaca şöyle tanımlanabilir. Doğu-Batı yönünde Şanlıurfa şehrinin doğusundaki Tektek platosundan başlayıp Mardin ilinin Derik ilçesine kadar devam eder. Kuzey-Güney istikametinde ise kuzeyde Viranşehir-Derik ekseninden başlayarak güneyde Suriye sınırları içinde kalan Rakka civarına kadar devam eder. Geçmiş dönemin hafızası olan tarihi belgelere baktığımızda söz konusu sahanın yoğun olarak kullanıldığını görmekteyiz. 1 Bozulus Türkmenleri genellikle Erzurum, Bingöl, Pasinler, Hınıs ve Kars yaylalarıyla Urfa, Mardin, Diyarbakır üçgenindeki Berriye kışlağı arasında konar- göçerlik etmekteydiler. Yayla mevsimi sona erince, kışı geçirmek amacıyla Berriye de kışladıkları vakit, tımar sipahilerine resmi kışlak adıyla bir vergi ödemekteydiler (Gündüz, 1997, 131-163). 16. yüzyıldan buyana kışlak olarak kullanılan bu sahada çiftliğin kurulmasıyla birlikte göçebelerin büyük bir kısmı söz konusu sahayı zorunlu olarak terk ederken, çok az bir bölümü ise bütün zorlamalara direnerek eski kışlak alanlarını kullanmaya devam etmişlerdir. İlkbahar mevsiminin gelmesiyle Doğu Anadolu daki yaylalarına çıkan göçebeler, sonbaharın gelmesiyle eski kışlaklarına geri dönemeyince Şanlıurfa ve Mardin illeri nüfusuna kayıtlı bir kısım göçebeler ilkbahar ve yaz mevsimlerinde yaylalara çıkmayıp bulundukları alanı yıl boyunca kullanmak zorunda kalmışlardır. Bunun sonucunda hırbe yerleşmeleri sürekli yerleşme alanları haline gelmiştir. Bu nedenle günümüzde tarım işletme sahası içinde kalan ve yıl boyunca kullanılan 16 civarında sürekli hırbe 5

F.Ü. Sosyal Bilimler Dergisi 2012-22/1 yerleşmesi ortaya çıkmıştır. Göçebe aşiretler ve kullanılan hırbe yerleşmeleri şunlardır. Hesenekan, Hamdani, Sofiyan, Tayan, Bagara, Ğarajni, Şabin vb. aşiretlere mensup aileler Mergelen, Şeyhani, Cilayil, Hemidaş, Sukna, Ofa, Şibli, Çisi, Sufra, Hamik, Kartal, Erbit, Üveysi, Ğizeyil, Berhi ve Bayat isimli hırbe yerleşmelerinde yıl boyunca ikamet ederler( Harita 4). Devlet tarafından Yabancı ülkelerden getirilen göçmenler konusunda bir takım tedbirler alındığı halde güneydoğudaki göçebe aşiretler konusunda böyle bir planlama hiçbir zaman düşünülmemiştir. Cumhuriyet döneminde bir taraftan Suriye, Irak ve İran sınırlarının göçebe faaliyetlerine kapatılmasından sonra birçok aşiret mensubunun kışlak alanları ortadan kaldırılırken diğer taraftan yeni çıkarılan kanun ve kararnamelerle mera alanlar gittikçe daraltılmıştır. Böylece göçebelerin yüzlerce yıldır kullandıkları mera ve yaylalar kişi veya kuruluşların özel mülkiyetleri haline getirilmiştir. Söz konusu hırbe yerleşmeleri kış mevsiminde Karacadağdan kaynaklanan ve Habur çayı kollarını oluşturan dönemlik akarsu vadilerinin güneye bakan yamaçları üzerinde kurulmuştur. Bunlar genellikle birbirinden 150-300 metre uzakta yer alan ve sayıları 3 ila 10 arasında değişim gösteren hanelerden oluşmuşlardır. Tarım işletmesi sınırları içinde yer alan eski hırbeler ve cumhuriyet dönemindeki yeni hırbeler olmak üzere ikiye ayrılırlar. 4.1. ESKİ HIRBE YERLEŞMELERİ Dönemlik akış gösteren akarsuların menderesler yaptığı yerlerde, yatay yapılı Eosen ve Miyosen yaştaki yumuşak kalker tabakalarında açılan mağaraların kullanılmasıyla oluşmuşlardır. Ayrıca söz konusu mağaraların yakınına bir veya iki gözden ibaret, yüksekliği fazla olmayan çok küçük pencereli odalar yapılmıştır. Söz konusu yeni yapılan odaların ikamet amaçlı kullanmasına karşılık, mağaralar ambar veya mutfak olarak kullanılmaktadır. Mağaralara giriş aşağıya doğru 4-5 merdiven basamağıyla sağlanır. Yağışlı dönemlerde mağaraya su girişini engellemek için sundurmalar yapılmıştır. İkamet amacıyla kullanılan mağaralar genellikle bir odadan meydana gelmiş olup, tavanlarında aydınlatılma amacıyla bir delik bırakılmıştır. Göçebe aileler kış mevsimi boyunca burayı kullanır. Mağara odaları genellikle 5x6 metre genişliğinde, iki metre yüksekliğindedir, 25-30 m² büyüklüğündeki odanın bir bölümü yatak ve oturma alanı olarak kullanılırken diğer bölümü ise aile reisi ve genç erkekler tarafından kullanılır. Dar bir kapıdan girilen mağaraların duvarlarına ihtiyaca göre yüklükler açılmıştır. Hayvan ahırı ve ambar olarak kullanılan mağaralar ise daha geniş olmalarına karşılık(250-300 m²) yükseklikleri 1,5metre civarındadır. Hayvan sayılarının artmasıyla mağaraların yetersiz kalmaları durumunda hayvanlar kış mevsimi boyunca branda çadırlarda barındırılmaktadır (Foto:1,2). Foto:1 Dönemlik akış gösteren bir vadinin güney yamacında mağara meskenlerin yerleşim alanı Foto:2 Dönemlik akış gösteren bir vadinin kurulan yamacında yer alan bir mağara meskenin girişi 6

4.2. YENİ HIRBE YERLEŞMELERİ Bunlar vadi yamacındaki eski mağara hırbe yerleşmelerine oranla yeni ortaya çıkmış yerleşmelerdir. Ceylanpınar tarım işletmesinin bütün zorlamalarına rağmen bu sahayı terk etmeyen ve birbirine yakın akraba olan aileler, kış mevsiminde akışa geçen dönemlik akarsu vadilerinin rüzgâra kapalı alanlarına 200-300 metre aralıklarla kıl çadırlarını kurarak yeni yerleşim alanları oluşturdular. Bulundukları sahadan çıkmaya zorlanan yeni yerleşim alanlarına, su kuyusu açma, elektrikten yararlanma, taş-topraktan ev yapma ve yol açama imkânı tanınmamaktadır. Bütün bu olumsuzluklara karşın insanlar çok basit olarak kerpiç-taştan yaptıkları ve çiftlik yönetimi tarafından defalarca yıkılan ama tekrar onardıkları meskenlerinin civarına kıl çadırları kurmuşlardır. Kerpiçten yapılan, çok zaman basık ve küçük odalar ise oturma odası ve ambar olarak kullanılır. Oturma odasında çoğu zaman 70x50 cm ebatında iki küçük pencere bulunmaktadır. Bunlara eklenti olarak saman lodları(saman ambarı), ve üstü açık yakacak depoları vardır( Harita:4,Foto:4). Yerden 1-1,5 metre yüksekliğindeki taşla örülen duvarların üzerine, 25-27 metre uzunluğunda, 10-12 m enindeki kıl çadırların örtülmesiyle çadır mesken oluşturulur. 3 Sağlam direklerle ortasından gerilen söz konusu çadırın yüksekliği orta kısımlarda üç metreyi aşar. 2 metre genişliğinde bir kapıya sahip ve sağlam urgan ipleriyle iyice gerilerek sağlam kazıklara bağlanan çadırlar yıl boyunca ayakta olmalarına rağmen sadece kış mevsiminde hayvan barınakları olarak kullanılır. Çadırın ön tarafına yapılan 50x50 metre ebadındaki avluda(havş) hayvanlar sulanır, güneşlenir, yaz mevsiminin gelmesiyle kırkılır. Söz konusu çadır meskenin içine sırayla dizilen demir yemliklerden hayvanlar yemlenirler. Ayrıca çadır ikiye ayrılarak; bir kısmında koyun-keçi diğer tarafta ise bunların yavruları barınmaktadır. Mesken sahibi anaç hayvanların bulunduğu kısımda, yerden 1-1,5 metre yüksekliğinde ve 3x3 metre ebadındaki demir taht üzerinde aile üyeleriyle birlikte geceleyerek dışarından gelebilecek tehlikelere karşı hayvanlarını korur (Foto:3). Günümüzde dönemlik akış gösteren akarsulardan içme ve kullanma suyu temin etmek imkânı ortadan kalkmıştır. Kuzeyden güneye doğru akış gösteren söz konusu dönemlik akarsulara(cırcıp suyu ve Habur suyu), Viranşehir kanalizasyon suları karıştığından içme suyu olarak kullanmak mümkün değildir. Akışın fazla olduğu dönemlerde hayvanlara içme suyu olarak verilir. İçme ve kullanma suyu ise traktör arkasına bağlanan 4-5 tonluk su tanklarıyla Ceylanpınar şehrinden temin edilir. Çiftlik içinde yer alan ve günümüzde yerleşme özellikleri bakımından birer küçük mahalle yerleşmesi durumuna gelen eski ve yeni hırbe yerleşmeleri çiftlik yönetimi tarafından hiçbir surette tanınmamaktadırlar. Araştırmalarımız esnasında isimlerini tespit ettiğimiz bu yerleşmelerdeki insanlar Ceylanpınar, Viranşehir ve Kızıltepe ilçeleri nüfuslarına kayıtlı olup bu civardaki köylerde yaşayan insanlarla yakın akrabadırlar. Hatta bir kısmının yakın köylerde tarım alanları bulunup ziraat faaliyetlerinde de bulunurlar. Hayvanlar kış mevsimi boyunca tarım işletmesindeki geniş meralarda otlatılırken, yaz mevsiminin gelmesiyle civar köylerdeki buğday ve arpa anızlarıyla hasat sonrası pamuk tarlalarında otlatılır. 3 İğreti yerleşmeyi temsil eden ve eski göçebe aşiretlerin meskeni olan kıl çadır, coğrafi çevreye ve göçebe hayatına uyum sağlayan bir meskendir. Yapım malzemesi siyah keçi kılından oluşturulduğundan dışarıdan malzeme temin edilmeye gerek yoktu. Kara kıl çadırlar yağmur sularını içeriye geçirmedikleri gibi, arzu edilen durumlarda küçültülüp büyütülebilir. Çünkü çadıra duyulan ihtiyaç aile genişliği ve hayvansal ürünlerin muhafazasına göre değişebilmektedir. Normal bir kıl çadır ortalama olarak 100 kg ağırlığındadır (Sözer, 1974, 183 ).

F.Ü. Sosyal Bilimler Dergisi 2012-22/1 Foto: 3: İkiye bölünen kıl çadır ve içindeki demir taht Foto. 4: Karaçadırın kenarında yer alan bir Lod 4.3. MESKENLERİ SABİT VE MESKENLERİ GEÇİCİ HIRBE YERLEŞMELERİ Bazı kır yerleşmelerinde yıl boyunca sürekli ikamet söz konusu olmayıp, belirli dönemlerde bir ekonomik faaliyetin veya hizmetin yürütülmesi sırasında yerleşme alanı aktif hale gelmektedir. Bu özellikteki kır yerleşmelerine genel sınıflandırma içerisinde dönemlik(sezonluk) yerleşme adı verilmektedir. Dönemlik yerleşmeler de kendi içerisinde meskenleri sabit olan dönemlik yerleşmeler ve meskenleri sabit olmayan dönemlik yerleşmeler şeklinde ikiye ayrılır. Dönemlik yerleşmelerin tümü geçici yerleşme değildir. Bir yerleşmenin geçici olması barınma(ikamet) süresiyle ilgili olmayıp, doğrudan içinde barınılan konutların geçici veya kalıcı olmasıyla ilgilidir. Gerçek anlamdaki geçici yerleşmelerin meskenleri sabit olmayıp her yıl derme çatma unsurlarla veya prefabrike malzemeyle meskenler oluşturulup, faaliyet süresi sonunda bozulmasıyla ortaya çıkan yerleşmelerdir. Bazı yaylalarda kurulan çeşitli özellikteki çadırlar ile tarla, bağ ve bahçelerde her yıl yeniden kurulan çardaklar da dönemlik kır yerleşmelerini oluştururlar. Bu itibarla meskenleri sabit olmayan dönemlik kır yerleşmelerine geçici yerleşme veya eğreti yerleşme de denilebilir (Özçağlar, 2001,67). Çiftliğin modern tarıma açılmasıyla sahip oldukları kışlakları terk etmek zorunda kalan bazı göçerler, Baziki, Tektek ve Çaykuyu paltolarında yeni kışlak alanları aramak zorunda kaldılar. Sözkonusu platolardaki bir kısım köylere ait kışlak alanlarının her yıl yeniden kiralanması bazı zorluklara neden olmaktaydı. 5-10 ailenin birlikte kiraladıkları otlak fiyatlarının sürekli artması, her kış aynı alanı kiralayamama sorununa neden olduğu gibi uzun kış mevsimi boyunca ailelerin diğer yakınlarıyla görüşememesine de neden olmaktaydı. Ayrıca söz konusu alanlarda sürekli ikamet eden bazı aşiretlerle meydana gelen ihtilaflara bağlı olarak bir kısım göçebeler her kış kullanabilecekleri kışlak yerleşim alanları arama yoluna gittiler. Daha önce üzerinde hayvancılık faaliyetlerinde bulundukları Ceylanpınar civarı onlar için daha cazip imkânlar sunmaktaydı. Bu nedenle Ceylanpınar ilçe merkezinin kuzeyindeki tarım alanları satın alınarak üzerinde hırbeler kuruldu. Ceylanpınar ilçe merkezinin kuzeyinde yer alan Kepez tepesi eteklerinden güneydeki zeytin ve sebze bahçeleri arasında kalan sahada günümüzde kışlak yerleşmeleri gittikçe yoğunluk kazanmaktadır. Ayrıca 1986 yılında kurulan Evrenpaşa köylülerinden alınan birer dönümlük tarım alanları üzerinde 50-60 metre aralıklarla kurulan yerleşmeler kendi içinde iki guruba ayrılırlar(foto:5). 4.3.1. MESKENLERİ SABİT HIRBE YERLEŞMELERİ Dikdörtgen şeklindeki bir kısım kışlakların etrafları iki metre yüksekliğindeki briket duvarlarla çevrilmiştir. Etrafı duvarlarla çevrilen söz konusu alanın bir kısmının üzeri branda çadırla örtülerek hayvan barınakları haline getirilmiştir. 25x6 metre ebadındaki bu hayvan barınaklarının içerisi sıvanmamıştır. Bu barınağın hemen yanına üstü toprakla örtülü ve içerisi sıvalı bir oturma odasıyla 8

Şanlıurfa İlinde Hırbe Yerleşmeleri. küçük bir mutfak yapılmıştır. Bu meskenlerde basit de olsa bir tuvalete rastlanırken banyo yapma ihtiyacı oturma odası kapısının arkasında giderilir. Hırbenin önemli bir kısmını oluşturan avluda, hayvanların yemi ve suyu verilir (Foto: 6). Foto: 5 Evrenpaşa köyü ve kuzeyindeki bir hırbe Foto:6 Bir hırbe meskenin avludan görünüşü 4.3.2. MESKENELERİ GEÇİCİ HIRBE YERLEŞMELERİ Ceylanpınar ilçe merkezinin kuzeyinde yer alan Evrenpaşa4 köyünün batısına son birkaç yıldan bu yana yeniden dönen bir kısım göçerlerin ekonomik durumları uygun olmadığından branda çadırlarda yaşarlar(foto:7). Yapımının ve zahmetli, kurulup toplanmasının da zor olmasından dolayı kara kılçadırın yerini büyük bir oranda branda çadırlar almıştır. Bu durum bize kara kılçadır geleneğinin yavaş yavaş sona erdiğini göstermektedir. Kış mevsiminde kuzeyden sert esen rüzgârlardan zarar görmemek için söz konusu çadırlar kuzey- güney istikametinde kurulmuştur. Oturma odası ve hayvan barınakları şeklinde oluşturulan bu komplekslerin yakınına toprağa gömülmüş(rüzgârdan fazla etkilenmemek için) ekmek ve yemek pişirme ocakları yapılmıştır (Foto: 8). Baharın gelmesiyle birlikte, Mart ayının bitişi ile nisan ayı başlarından itibaren burada ikamet eden insanlar hayvanlarıyla birlikte yaylalarına doğru hareket ederek bu sahaları tamamen boşaltırlar. Sözü edilen bu sahada meskenler büyük oranda sabit olup sadece dönemlik olarak kullanılmaktadır Foto: 7 Kuzey-Güney yönünde uzanan çadırlar Foto: 8.Bir çadır mesken ve sol taraftaki saman Lod u 4 SSCB nin, 1979 da Afganistan ı işgal etmesiyle zor durumdaki bir kısım Özbek Türkleri, Türkiye ye getirilerek Türk vatandaşlığına geçirildi. Afganistan dan getirilen söz konusu vatandaşların bir bölümü Şanlıurfa ilinin Ceylanpınar ilçe merkezi kuzeyinde yeni oluşturulan Evrenpaşa köyüne yerleştirilirken diğer bölümü ise Hatay ilinin Ovakent beldesine ikamet ettirildi. 1986 yılında Ceylanpınar-Viranşehir karayolunun kenarındaki Kepez tepesi eteklerine devlet tarafından yaptırılan Evrenpaşa köyündeki betonarme meskenler iki katlı, çatılı ve geniş bahçeye sahiptirler. Bunların yeni yaşama alanlarına uyum sağlayabilmeleri için her aileye 20 dönüm tarım alanına ek olarak her beş aileye bir de traktör verildi. Türkiye Cumhuriyetinin 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren bu göçmenleri Türkiye ye getirdiğinden dolayı yeni kurulan bu köye Evrenpaşa ismi verildi. 9

F.Ü. Sosyal Bilimler Dergisi 2012-22/1 5. SİVEREK-VİRANŞEHİR PLATOSUNDAKİ GEÇİCİ HIRBE YERLEŞMELERİ Kuaternerde püsküren Karacadağdan çıkan bazik karakterdeki akıcı lavların katılaşmasıyla bazaltik yapıdaki Siverek-Viranşehir platosu oluşmuştur. Söz konusu platodaki hırbe yerleşmeleri Şanlıurfa ilindeki diğer hırbe yerleşmelerinden bazı farklı özellikler taşırlar ( Harita 3). Günümüzden 50-60 yıl önce hırbe yerleşmeleri şu özellikleri taşımaktaydı. Hırbe yerleşmeleri küçük tarım alanları ve dönemlik akış gösteren küçük su kaynakları civarında kurulmuş olup yerleşmelerin yüzü Güneydoğu Anadolu bölgesinin tümünde olduğu gibi güneye yönlendirilmiştir. Hem soğuktan korunmak hem de güvenliği sağlamak amacıyla yan yana oluşturulan meskenler tek bir çatı altında birleştirilmiştir. Sahada çok miktarda bulunan kaba bazalt taşlarının üst üste konulmasıyla oluşturulan 2 metre yüksekliğindeki duvarların üzerine 30-40cm aralıklarla yuvarlak ahşap direkler dizilir. Yan yana dizilen direklerin üzeri doğal ortamdan temin edilen geven ve çalılarla kapatılır. Daha sonra bunların üzeri de 50 cm kalınlığındaki toprakla kapatılarak dam oluşturulur. Düz damın ortasında bırakılan 40 cm çapındaki dairesel şekilli delik hem pencere hem de baca görevini görürdü. Soğuktan korunmak için önemli bir bölümü toprağa gömülen mesken, toprak zeminli oturma odası, tezek deposu-samanlık ve ahır olmak üzere üç bölümden meydana gelmiştir. Meskenin tek kapısı vardır, bu kapı oturma odasından dışarıya açılır (Şekil: 1). Hayvanlar insanlarla birlikte aynı kapıyı kullanırlar, damın ortasında bırakılan ve genişliği fazla olmayan delik bir yandan odanın aydınlatmasını sağlarken diğer yandan kışın ısınmak amacıyla yakılan tezek dumanlarının dışarıya çıkmasına imkân tanır. Birkaç meskenin birbirlerine bitişmesiyle tek bir çatı altında meydana getirilen hırbeler çok uzun ömürlü değildi. Üç dört ailenin yerleşim alanını terk etmesiyle zamanla bir taş yığını haline gelirler (İnandık, 1951, 139-142, Yücel, 1987 111-113). Siverek ilçesinde olduğu gibi Şanlıurfa ilinin tümünde de eski hırbe yerleşim alanlarının bir bölümü günümüzde köy yerleşim alanlarına dönüşmüştür (Tablo: 1). Dönemlik yerleşmelerden sürekli yerleşmelere doğru olan bu değişime rağmen, bu alanda havyacılık faaliyeti yine de önde gelen ekonomik bir faaliyet olarak görülmektedir. Günümüzde Karacadağ yaylalarından ekim ayı ortalarından platoya indirilen hayvanlar yerleşim alanlarının yakınında kurulan hırbelerde barındırılmaktadır. Kış mevsiminde kuzey-kuzeybatı yönlerinden sert ve soğuk rüzgârlardan korunmak amacıyla, hırbeler vadilerin kenarına konuşlandırılmıştır. Çadırların yetersiz kaldığı durumlarda ise, çadırın hemen yanı başına herhangi bir harç maddesi olmadan bazalt taşlarının üst üste konulmasıyla oluşturulan 1 metre boyundaki duvarların üzerine 1metre yüksekliğinde ahşaptan bir beşik çatı yapılır. Söz konusu ahşap çatının üstüne kalın ve su geçirmez baranda ile kapatılarak ek hırbeler oluşturulur. Şekil 1: Siverek-Viranşehir platosundaki eski hırbe meskenlerinin genel planı (Ölçeksizdir, İnandık dan alınmıştır) 10

Şanlıurfa İlinde Hırbe Yerleşmeleri. Ayrıca normal zeminden biraz yüksekçe alanlarda samanların biriktirilerek üzerinin çamur veya branda ile örtülmesiyle saman lodları veya lodaları(saman ambarı) yapılmıştır. Baharın gelmesiyle üzeri açılan kışlakların ön tarafına havş tabir edilen 40x30 metre ebadında avlular kurulmuştur. Foto:10 Kışın hayvanları bakımlarının yapıldığı Foto:11: Kış ve ilkbahar mevsimlerinde akışa geçen suların yazın ise hayvanların gecelediği bir hafşo biriktirildiği, duvarları bazalttan yapılan üstü açık bir sarnıç Genellikle 1-1,5 metre yüksekliğinde ve kaba bazalt taşlarının üst üste konulmasıyla meydana getirilen üstü açık mekânlara kış mevsiminde hayvanların güneşlendirip bakımlarının yapıldığı hafşolar, ilkbahar ve yaz mevsimi gecelerinde ise hayvanların güvenli toplanma alanlarıdır (Foto:10). Yerleşmelerin yakınına İnsanların ve hayvanların su ihtiyaçları için, kış ve ilkbahar yağmurlarıyla akışa geçen dereciklerin yataklarına üstü açık depolar yapılmıştır. Kış mevsiminde yağışlarla akışa geçen suların biriktirildiği, üstü açık bu depoların duvarları bazalt taşlarla örülmüştür (Foto: 11). Tablo:1 Günümüzde köy yerleşim alanına dönüşen Şanlıurfa ilindeki hırbe yerleşmeleri Köyün eski adı Köyün yeni adı Nahiyesi İlçesi Karaharabe Örencik Merkez Merkez Tezharap Bölücek Merkez Merkez Harapbayır Çiftkemer Payamlı Merkez Harapreş Karataş Payamlı Merkez Yukarıharabetellesallim Gülveren Merkez Akçakale Harapreşmenkuş Şehitnusretbey Şehitnusretbey Akçakale Harabetelhedle Uğraklı Şehitnusretbey Akçakale Harabeibaran Yağmuralan Şehitnusretbey Akçakale Harbeteşiddo Zorlu Merkez Akçakale Yukarıharababtesalim Gülveren Merkez Akçakale Hırbetilbint Gülveren Merkez Harran Harabetelmaaz Akkeçi Merkez Harran Arapharapsor Arıca Merkez Hilvan Hırbetilbint Yakacık-Kızbozan Merkez Harran Tezharap Üstüntaş Merkez Siverek Hırbehestiyan Gürakar Karacadağ Siverek Harapkollik Eskice Merkez Suruç Hırbesis Tokcalı Merkez Suruç Harapsor Yazıköy Merkez Suruç Harabetelcahş Muratlı Merkez Ceylanpınar Kaynak: Dev. İst. Enst.1960 Genel Nüfus Sayımı ve İdari Bölünüşü 6. TEKTEK, ÇAYKUYU VE BAZİKİ PLATOLARINDAKİ HIRBE YERLEŞMELERİ Üçüncü zaman kalkerlerinden oluşan(harita:3,4) ve üzerinde ince bir toprak tabakasının bulunduğu Tektek, Çaykuyu ve Baziki platoları, devamlı olarak çadırlarda yaşayan, bazı göçebe aşiret mensuplarının kışlak alanlarına tekabül etmektedirler. Geçimlerini yalnız küçük baş hayvancılığıyla temin eden ve gerçek göçebeciliği eskiden beri kendilerine bir yaşam tarzı olarak seçen Mehemdiyan, Şavak, Beritan ve Bucak aşiretlerine mensup insanlar, her biri 3-5 çadırdan oluşan 7-8 ailelik küçük 11

F.Ü. Sosyal Bilimler Dergisi 2012-22/1 guruplar halinde, köy yerleşmeleri civarında genellikle su kaynakları yakınındaki rüzgâra kapalı dulda alanlarda sürüleriyle birlikte kışlamaktadırlar. Hırbe alanları sabit olmakla birlikte insanlar her kış aynı alanda barınamayabilir. Fiyat konusunda mera sahipleriyle göçebeler her yıl yeniden anlaşmakla birlikte yıllardır aynı alanda kışlayan birçok aile de vardır. Kira bedeli olarak, sayıları 130 ila 150 arasında değişen bir koyun sürüsünden, bir koyun değerinde para alınır. Bu sahada hırbe yerleşme alanlarına var denilmektedir. Kış mevsiminde kuzeyden gelen sert ve soğuk rüzgarlara karşı bir vadi içine gizlenen veya bir tepenin güney yamacına sırtını dayayan hırbe yerleşmeleri bazen 7-8 aileden meydana gelirken, bazen de 20-30 aileden meydana gelen topluluklar halinde yaşamlarını sürdürenler de vardır. Kullanılması ve yapımı hazır çadırlara oranla çok zor olan Kara/kıl çadırın yerini daha sağlam hafif ve ucuz olan branda çadırlar almıştır. Branda çadır şiddetli esen rüzgârlara karşı iki veya üç kuşakla sağlamlaştırılmıştır. Ayrıca çadırın kenarlarına dikilen gübre torbalarının içerisine doldurulan taşlarla çadır sağlamlaştırılmıştır (Foto: 12). Genellikle 7-8 ailenin oluşturduğu hırbe yerleşmelerinde brandadan yapılan çadır meskenler dışarıdan gelebilecek tehlikelere karşı bir birlerine çok yaklaştırılmıştır. Her mesken ortalama üç çadırdan meydana getirilmiştir. Ailenin oturma ve yatak odası olarak kullandığı büyük çadır üçe bölünmüştür. Çadırın bir bölümünde kadın ve çocuklar kullanırken giriş bölümünü ise büyükçe erkek çocuklar ve aile reisinin kontrolündedir. Yatakların ve bazı malzemelerin toplandığı bölüme ise daha az yer ayrılmıştır (Foto: 13). Foto:12 Suya yakın dulda bir alanda kurulmuş sık dokulu bir Hırbe yerleşmesi 12 Foto:13 Branda çadırın yanında hafif profilden yapılan bir mesken komplesi Teknolojik yenilikler yerleşik insan insanın hayatına bir çok noktada girdiği gibi azda olsa göçebe insanların yaşama şartlarını olumlu anlamda etkilemektedir. Sökülüp takılmalarının kolay olması ve kullanma avantajlarına bağlı olarak kullanımları gittikçe artan hafif profilden yapılan portatif çadır odaların artışında dikkat çekici bir durum söz konusudur. Birbirine civatalarla bağlanan ve iskeletin üzerinin branda çadırla örtülmesi sonucu meydana getirilen bu odalar 3x5 metre ebatında 2 m. yüksekliğinde olup günümüzde yatak ve oturma odası olarak kullanılmaktadır. Kullanım avantajlarına bağlı olarak ileride hayvan barınağı olan çadırların yerlerini bu tip yapılar alabilirler. Oturma odasına oranla daha küçük ve basık olan çadır ise mutfak görevini görür. İçinde bir ocağın bulunduğu bu çadırda kış boyunca kullanılacak kuru gıda malzemeleri saklanır, yemek ve ekmek pişirilir. Hayvanların barındığı çadır diğer çadırlara oranla hem daha büyüktür hem de çadırın etrafı kaba kalker taşlarla oluşturulan 1-1.5 metre yüksekliğinde, 40-50 cm. enindeki bir duvarla güvenli duruma getirilmiştir. Söz konusu çadır kendi içinde duvarla iki bölüme ayrılmıştır. Ana hayvanlara ayrılan bölüm yavruların kaldığı bölüme oranla daha geniştir. Duvarların kenarlarına taşınabilir ahşap veya metal yemlikler konulmuştur. Su kaynaklarına uzak alanlara kurulan hırbelerde, araçlarla taşınan içme ve kullanma suları, harçsız kabataşlarla dikdörtgen şeklinde oluşturulan havuzların içerisine

Şanlıurfa İlinde Hırbe Yerleşmeleri. naylon serildikten sonra sarnıcın içi suyla doldurulur. Daha sonra ihtiyaca göre kovalarla alınan sular günlük ihtiyaçların giderilmesinde kullanılır. Hayvanlar ise gündüz yayılım alanlarından subaşlarına götürülerek su ihtiyaçları karşılanır. Günümüzden çok önceleri geniş bir alanda yüzeye çıkmış yumuşak kalker zeminde açılmış olan dar ağızlı ve su kaybına karşı içerisi sıvanmış olan bir kısım sarnıçlar halen kullanılmaktadır. Üçüncü zaman kalkerlerinin genişçe yüzeye çıktığı ve fazla eğimli olmayan yerlerde küre şeklinde açılan sarnıçlar vardır. Yağışlı dönemlerde akışa geçen yağmur suları küçük kanalcıklarla taşınarak sarnıca depolanır. Kış ve ilkbahar mevsimlerinde yağmur sularının biriktirildiği sarnıçların sularını kaybetmemesi için içerisi uzun ömürlü bir sıva ile sıvanmıştır. Ayrıca bölgede suyun arz ettiği öneme bağlı olarak şiddetli yaz sıcaklarında (gündüz gölgede Temmuz ve Ağustos aylarında sıcaklar zaman zaman 44-45 C civarında olur) suyun buharlaşmaması ve kirlenmemesi için sarnıcın ağzı dar yapılmıştır (Şekil:14). Genellikle, yerleşim alanın yakınında genişçe oluşturulan havşların içerisine her ailenin hayvan sayısıyla orantılı büyüklükte oluşturduğu samanların(lod veya loda) üzeri kalın naylon örtülerle kapatılmıştır. Hayvan yemi olarak kullanılan arpa ise genellikle ikamet amacıyla kullanılan çadırda muhafaza edilir. 7. SONUÇ Şekil: 2 Küre şeklindeki bir sarnıç ve sarnıç profili Paleolitikten bu yana yerleşmeye açılmış bulunan Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki geçici yerleşmelerin varlığı, burada yaşayan bir kısım insanlarda yerleşik bir hayat sürdürme düşüncesinin henüz oluşmadığını göstermesi bakımından ilgi çekici bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun nedenleri üzerinde durmak başlıbaşına bir çalışmayı gerektirir. Güneydoğu Anadolu Bölgesinin alçak platolarıyla Doğu Anadolu Bölgesinin yüksek yaylaları arasında asırlardan beri cereyan eden mevsimlik tam göçebe hayvancılık faaliyetlerine bağlı olarak ortaya çıkan hırbe yerleşmelerinin bir kısmı günümüzde sürekli yerleşmelere dönüşmüştür. Ayrıca söz konusu yerleşmelere Diyarbakır da Karacadağ etekleriyle Dicle vadisinde ve Mardin eşiği güneyinde rastlamak mümkündür. Mevsimlik olarak farklı özelliklerdeki alanları kullanma zorunluluğundan ortaya çıkan hırbelerin konumları alçak step alanlarından oluşmakta olup kış mevsiminde sıcaktır. Kışlar ılık ve çok zaman kar yağışsız geçer. Kar yağsa bile toprağı çok kısa bir süre örter ve azami kalınlığı 20 cm yi geçemez. Röliyef ve iklim konusundaki özellikler kendini bitki örtüsünde gösterir. Yaz mevsimindeki sıcak ve kurak devrede atmosferdeki su açığı nedeniyle kışlak alanlarda vejetasyon gelişmediğinden dolayı coğrafi görünüm fakir bir step karakterine bürünür. Kış mevsiminde ise, sonbaharda başlayan yağışlara bağlı olarak yeşil otlu meralar ön plana çıkar. Step düzlükleri soğuk mevsimde yalnız iklim ve vejetasyon bakımından değil, can ve mal güvenliği açısından uygun imkânlara sahiptir. Meskûn bir sahada kışlamanın avantajları büyüktür: 13

F.Ü. Sosyal Bilimler Dergisi 2012-22/1 köylere ve kasabalara yakınlık, can ve mal güvenliği kadar pazarlama şartlarını da hazırlar. Ayrıca meralardan yararlanmanın güçleştiği durumlarda civar köylerden yem temini kolaylıkla mümkün olabilmektedir. Karacadağ eteklerinden başlayarak güneye doğru uzanan Siverek-Viranşehir platosundaki bazalt taşlarının tarımsal faaliyetlere izin vermediği alanlarda oluşturulan meralarla, üçüncü zaman sonlarından itibaren oluşan toprakların rüzgar ve kış mevsimi yağmurlarıyla süpürülerek düzlüklerde toplandığı karstik platolardaki geniş meralarda kurulan hırbe yerleşmeleri birbirileriyle az da olsa farklılıklar gösterirler. Örneğin Siverek-Viranşehir platosunda meskenlerin eklentisi olan hafşolar ön plana çıkarken, karstik platolarda kalkerin geniş alanlar boyunca ortaya çıktığı yerlerde kazılan su sarnıçları yerleşmelerin su ihtiyaçlarının giderilmesinde hayati önem taşımaktadırlar. Siverek-Viranşehir platosunun güneyindeki Ceylanpınar ovasının kuzeyinde ise dönemlik ve geçici hırbe yerleşmeleri sürekli hırbe yerleşmelerine dönüşmüştür.. Kuzeyden güneye doğru hafif eğimli sahanın dulda alanlarında kurulan hırbe yerleşmelerindeki meskenlerde kullanılan malzemeler, meskenlerin kullanım süreleri ve kuruldukları alanlar birbirilerine göre farklılıklar arz etmektedir. Önceleri kıl çadır meskenlerin hâkim olduğu, son 10-15 yılda ise branda çadırların daha çok rağbet gördüğü hırbe yerleşmeler gittikçe azalmaktadırlar. Bu azalmanın nedenleri arasında; bu ekonomik faaliyete katılan nüfustan bir kısmının Birinci Dünya Savaşı sırasında ölmesi, ülke sınırları dışına göç etmeleri, Birinci Dünya Savaşından sonra Fransızlarla yapılan Ankara antlaşmasıyla çizilen Suriye sınırı ilki ülke arasında cereyan eden göçebe hayvancılık faaliyetlerini engellemesi, Tanzimat Fermanıyla ülke topraklarının bazı kamu kuruluşu ve şahıslara devredilmesi, 1950 li yıllardan sonra eski yol güzergâhlarının ile meraların traktör yardımıyla sürülerek tarımsal alanlara dönüştürülmesi, Birinci Dünya savaşından sonra Anadolu nüfusunu oluşturan çeşitli topluluklardan bir kısmının bulundukları alanları terk etmesi, savaşta azımsanmayacak sayıda insanın ölmesi, 1980li yıllardan bu yana ülkedeki sosyal problemlere paralel olarak Doğu Anadolu yaylalarındaki güvensiz ortama ek olarak günümüzde hayvancılığın ekonomik anlamda fazla kazanç sağlayamaması nedeniyle, sürekli göçebe ekonomik faaliyetlerinin azalmasıyla hırbe yerleşmeleri gittikçe azalmaktadır. Göçebe hayvancılık ekonomik faaliyetlerinin sekteye uğramasıyla bu alanda hayatını kazanan birçok ailenin geçim kaynağını yok ederek ülkede huzursuzluğun artmasına neden olmaktadır. Ayrıca küresel ölçekteki bilgilenmeye paralel olarak kültürel turizm faaliyetleri gün gittikçe önem kazanmaktadır. Bu bağlamda Hırbe yerleşmeleri gerek iç turizmde gerekse dış turizmde kullanılabilecek bol kültürel çekiciliklere sahiptir. Bu yönüyle göçebe ve yarı göçebe ve yerleşik kır yerleşmeleri korunmalı ve bu faaliyetlerin gerçekleştiği alanlar korunarak turizmin hizmetine sunulmalıdır. Bunun için ulaşımı sağlayacak güzergâhlar düzenlenmelidir. Bu meyanda çadırların kurulması koyun ve kuzuların meralarda otlatılması, sac ekmeğinin pişirilmesi, yerleşmelerin uzağındaki hafşolarda koyunların sağılması(beri), çadır ve mağara meskenlerin iç dizaynları turizmin ilgisine sunulmalıdır. Söz konusu faaliyetler, üzerinde binlerce yıldır ekonomik faaliyetlerin cereyan ettiği Anadolu yarımadasının kültürel zenginliklerinin bir parçasını teşkil etmektedir. Bu zenginliğin devam ettirilmesinin ve ekonomik anlamda kullanılması için tanıtılması ve yeniden düzenlenmesine ihtiyaç vardır. Ülkemiz son 20 yıl içinde turizm pastasından giderek daha büyük pay almaya başlamıştır. Ancak, çoğunlukla kıyı bölgelerimizi yaz mevsiminde ziyaret eden turistlerin yanında ülkemiz, yılın 4 mevsiminde de her türlü turizm aktivitesine uygun doğa koşullarına ve kültürel zenginliğine sahiptir. Şanlıurfa, tarih, kültür, doğa çeşitliliği ve yerleşmeler bakımından önemli avantajlara sahiptir. Bu zenginliğin ortaya çıkarılıp turizme sunulması için her şeyden önce ilimiz turizm potansiyelinin biinmesi tanıtımını ve bu bağlamda pazarlanmasının başarılı bir şekilde yapılması gerekmektedir. 14