1 YAKLAŞIM, SAYI : 239 GİRİŞİM SERMAYESİ FONUNUN DOKUNULMAZLIĞI NEREYE KADAR? Zihni KARTAL 1 I. GENEL BİLGİ İş fikri ile buna destek verecek meleğin buluştuğu sisteme melek yatırımcılık adı verilmektedir. Gelişmiş ekonomilerde yaygın bir yatırım türüdür. Ülkemizde Dragon's Den Türkiye adlı TV programıyla gündeme gelmiş olup, fikir çok temel bir dinamiğe dayanır. İş fikri olup kaynağa sahip olmayanların öncelikle çevresinden destek araması, en çok karşılaşılan uygulamalardandır. Melek yatırımcılık, bunun kurumsal olarak yapılmasıdır. Bir iş fikri ile bir bankaya, bir fona başvurarak kaynak sağlamak ve fikri hayata geçirmek melek yatırımcılığın özüdür. Melek yatırımcı bu arada, bir yandan elindeki kaynağa yeni zenginlik alanları ararken diğer yanda destekleyeceği fikrin sürecine de katılır. Melek yatırımcılığa, finansal yönden destek olmak amacıyla 6322 sayılı Vergi Kanunlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile, birtakım vergi teşvikleri getirilmiştir. Bu teşviklerin uygulanmasına yönelik olarak 7 nolu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği Taslağı hazırlanarak Gelir İdaresi Başkanlığının web sitesinde duyurulmuştur 2. İzleyen bölümlerde sözü edilen teşvikler, yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler ve tebliğ taslağı baz alınarak açıklanmaktadır. 1 E. Baş Hesap Uzmanı, YMM 2 www.gib.gov.tr/taslaklar (erişim:15.10.2012)
2 II. GİRİŞİM SERMAYESİ FONU 213 sayılı Vergi Usul Kanunu nun 325/A maddesine göre, işletmeler Sermaye Piyasası Kurulunun düzenleme ve denetimine tabi olarak Türkiye de kurulmuş veya kurulacak olan girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına sermaye olarak konulması veya girişim sermayesi yatırım fonu paylarının satın alınması amacıyla, ilgili dönem kazancından veya beyan edilen gelirden girişim sermayesi fonu ayrılabileceklerdir. Ayrılacak ola bu fonun iki üst limiti bulunmaktadır. Birincisi, bu fonun tutarı, kurum kazancının veya beyan edilen gelirin %10 unu aşamayacaktır. Bu kıyaslamanın her yıl ayrı ayrı yapılması gerekir. İkinci üst limit ise, öz sermaye ile ilgilidir. Ayrılacak olan fon tutarı işletme özsermayesinin %20 sini aşamaz. Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesine göre, Vergi Usul Kanununun 325/A maddesine göre girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarlar kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla kurum kazancından indirim konusu yapılacaktır. Girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarlar bilançonun pasifte geçici bir hesapta tutulacaktır. Buradan anlaşılması gereken, girişim sermayesi fonu ayırmak isteyen işletmenin bilanço esasında defter tutan bir işletme olması gerektiğidir. Bu fon, ayıran mükellefler tarafından belli bir amaca tahsis edilmesi kaydıyla gelir/kurumlar vergisine tabi tutulmayacaktır. Bu amaç; ayrılan fonu girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına veya girişim sermayesi yatırım fonlarına yatırım olarak plase etmektir.
3 1. İndirim şartları Yukarıda yapılan açıklamalar özetlenecek olursa, girişim sermayesi fonunun indirim konusu yapılabilmesi için; Ayrılan fon tutarının beyan edilen gelirin %10 unu ve dönem sonu öz sermayesinin %20 sini aşmaması (İki şartın birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.), Fonun ayrıldığı yılın sonuna kadar Türkiye de kurulmuş veya kurulacak olan ve Sermaye Piyasası Kurulunun düzenleme ve denetimine tabi girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına veya fonlarına yatırım yapılması, Ayrılan fon tutarının ilgili yılın kurumlar vergisi beyannamesinde ayrıca gösterilmesi, gerekmektedir. 2. İndirim Tutarının Hesaplanması Tebliğ taslağına göre, indirim tutarının tespitinde beyan edilen gelir olarak ticari bilanço kâr veya zararına kanunen kabul edilmeyen giderler eklenmek ve geçmiş yıl zararları ile varsa tüm indirim ve istisnalar düşülmek suretiyle bulunan tutar [Ticari bilanço kârı (zararı)+kanunen kabul edilmeyen giderler-geçmiş yıl zararları-tüm indirim ve istisnalar] dikkate alınacaktır. Vergi Usul Kanununun 325/A maddesine göre girişim sermayesi fonu ilgili dönem kazancından ayrılacağından, pasifte özel bir fon hesabına alınacak tutar hesap dönemi sonu itibarıyla tespit edilebilecektir. Bu çerçevede, fon hesabına alınma işleminin, izleyen hesap döneminin başından itibaren kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği tarihe kadar yapılması gerekmektedir. Bu şekilde, indirim konusu yapılacak olan kazanç tutarı, ilgili dönemin genel sonuç hesaplarına yansıyacak olup kurumlar
4 vergisi beyannamesinin ilgili satırında gösterilmek suretiyle de indirimden yararlanılabilecektir. Dolayısıyla geçici vergilendirme dönemlerinde fon ayrılması ve indirim uygulamasından yararlanılması mümkün değildir. Girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarların mükelleflerce pasifte geçici bir hesapta tutulması, fonun ayrıldığı yılın sonuna kadar girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına veya girişim sermayesi yatırım fonlarına yatırım yapılması gerekmektedir. Söz konusu yatırımın yapılmaması halinde, indirim konusu yapılan tutar nedeniyle tahakkuk ettirilecek vergi gecikme faizi ile birlikte mükelleften tahsil edilecektir. Örnek: Hesap dönemi takvim yılı olan (X) A.Ş. nin 2012 yılı dönem sonu öz sermayesi 8.000.000 TL olup, şirket 2012 yılında 1.700.000 TL kazanç elde etmiştir. Şirketin ayrıca, 300.000 TL kanunen kabul edilmeyen gideri, istisna kapsamında 500.000 TL teknokent bölgesi kazancı, 200.000 TL Ar-Ge indirimi tutarı ve 2011 yılından 300.000 TL geçmiş yıl zararı bulunmaktadır. Şirket beyan edilen gelirin [1.700.000+300.000-500.000-300.000-200.000=1.000.000] %10 u olan 100.000 TL yi girişim sermayesi fonu olarak ayırarak özel bir fon hesabına almıştır. Bu durumda, (X) A.Ş. beyan edilen gelirin %10 unu ve dönem sonu öz sermayesinin %20 sini aşmayacak şekilde ayırdığı girişim sermayesi fonunu, 25/4/2013 tarihine kadar vereceği 2012 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde indirim konusu yapabilecektir. (X) A.Ş. nin 2013 yılı sonuna kadar ayırmış olduğu 100.000 TL fon tutarıyla girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına veya girişim sermayesi yatırım fonlarına yatırım yapmaması halinde, indirim konusu yaptığı 100.000 TL fon tutarı
5 nedeniyle eksik tahakkuk ettirilen (100.000 x %20) 20.000 TL vergi, gecikme faizi ile birlikte tahsil edilecektir. Tebliğ taslağında yer alan açıklamaya göre, indirim konusu yapılacak tutarın tespitinde, her yıl girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarlar ayrı ayrı dikkate alınacak, önceki yıllarda ayrılan fon tutarları için tekrar indirim uygulanmayacaktır. Ancak, ayrılan toplam fon tutarı hiçbir suretle öz sermayenin %20 sini aşamayacaktır. Yasa maddesinin lafzına ve ruhuna uygun görünen bu açıklama, uygulamada ortaya çıkabilecek bazı ihtimalleri tam olarak kapsıyor görünmemektedir. Örneğin; 2012 dönem sonu özsermayesi 200.000 TL, girişim sermayesi fonuna konu olacak istisnalar düşüldükten sonra kalan kazancı 2.100.000 TL olan bir şirketin 2012 yılı için 200.000 TL girişim sermayesi fonu ayırdığını düşünelim. Bu şirketin 2013 dönem sonu sermayesi 100.000 TL ye düşerse, bu durumda bir önceki yıl ayrılmış bulunan fon kanuna uygun kabul edilecek midir? "Mükellefler tarafından, girişim sermayesi fonunun ayrıldığı yılın sonuna kadar girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına veya girişim sermayesi yatırım fonlarına yatırım yapılmaması halinde, zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler gecikme faizi ile birlikte tahsil edilecektir" şeklindeki düzenleme gayet hakkaniyete uygun görünmekle birlikte, 31 Aralık 2012 günü itibariyle girişim sermayesi fonu ayırma kararı alan ve 25 Nisan 2013 günü bu durumu Kurumlar Vergisi Beyannamesine yansıtan bir şirket kendi kontrolünde olmayan bir nedenle, ayırmış olduğu fonu 31.12.2013 gününe kadar sermayesi yatırım ortaklığına veya girişim sermayesi yatırım fonuna yatıramamış ise, zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergi için 25 Nisan 2013 tarihinden itibaren mi, yoksa 31.12.2013 tarihinden itibaren mi gecikme faizi ödemek durumunda kalacaktır? 25 Nisan 2013 tarihinden itibaren gecikme faizi
6 uygulanacak ise, kanuna aykırı hareket 31.12.2013 günü meydana gelmiş değil midir ve bu durum hukuk güvenliğini zedelemez mi? 3. Fon tutarının vergilendirilmesi Tebliğ taslağında fonun ayrıldığı yılın sonuna kadar girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına veya fonlarına yatırım yapılmakla birlikte, girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarların; başka bir hesaba nakledilmesi, işletmeden çekilmesi, ortaklara dağıtılması, dar mükelleflerce ana merkeze aktarılması işin terki, işletmenin tasfiyesi, işletmenin devredilmesi, işletmenin bölünmesi girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinin veya girişim sermayesi yatırım fonu katılma paylarının elden çıkarılması hallerinde yukarıda sayılan gelişmeleri yaşandığı tarihten itibaren altı ay içinde yukarıda belirtilen amaçla yeniden kullanılmaması halinde, bu işlemlerin yapıldığı veya sürenin dolduğu dönemde vergiye tabi tutulacağı belirtilmektedir. Kurumlar Vergisi Kanunu'na uygun olarak gerçekleştirilen devirler ve bölünmelerde, yeni işletmenin, önceki işletme/işletmelerin devamı olduğu kabul edilmektedir. Bu nedenle, külli halefiyet ilkesi gereği önceki bünyede mevcut hak ve yükümlülüklerin aynen yeni bünyeye intikal edeceğinin kabulüyle devir ve bölünme kurumlar vergisine tabi tutulmamaktadır, önceki bünyede indirim konusu yapılmayan KDV
7 lerin yeni bünyede kullanılmasına izin verilmekte, indirimli kurumlar gibi bazı teşvikler yeni bünyede kullanılmaya devam edilmektedir. Bu sebeple, girişim sermayesi fonunun bu bağlamda devralan yeni bünyede devam etmemesinin, devirin hukuki mantığına uygun düşmediği kanısındayız. Bu durumun tebliğde düzeltilmesi kanımızca yararlı olacaktır. Yine tebliğ taslağında fon tutarlarının, beyan edildiği döneme ilişkin dönem zararı, geçmiş yıl zararları, indirim ve istisnalar ile ilişkilendirilmeksizin vergilendirileceği belirtilmiştir. Böyle bir durumda ayrı bir kurumlar vergisi beyannamesi verileceği ve sadece bu fon kalemini gelir olarak içereceği anlaşılmaktadır. Böyle bir işlem, yasal düzenlemenin konuluş mantığına uygun görünse de, muhsabesinin nasıl olacağı, istisnalar dolayısıyla matrahı oluşmayan bir şirketin nasıl karlı görüneceği gibi pek çok çarpıklığa yol açacaktır. Beyanname ile gelir tablosu-bilanço karı farklılık gösterecektir, nasıl telafi edileceği ise belli değildir. Bir diğer açık olmayan konu ise, girişim sermayesi fonu olarak ayrılan ve pasifte özel fonda tutulan tutarın ne kadar süre bilançoda bu hesapta bekletileceğidir. Kanun maddesi, aktifte fonun karşılığı olan kaynağın nerede kullanacağını belirtmiş ancak, pasifte hesaba dokunulamayacağını vurgulamıştır. Bu hesabın dokunulmazlık süresi nedir? Hakkında suçlama bulunan milletvekili hakkında bile, 4 yıl süren (yeniden seçilme hali hariç) dokunulmazlık hali bu fon için ilelebet sürecekmiş gibi görünüyor. Oysa, vergilemede zamanaşımı süresi, bu fonun ayrılmaya başladığı yıldan itibaren başlatılıp 5 yıl dikkate alınabilir ve 5 yıl sonra yeniden yeni limitler dikkate alınarak uygulama devam ettirilebilir. Ya da en azından sermayeye eklenmesi öngörülebilir. Kaldı ki, özsermayenin %20 sine ulaşıp ulaşmadığının tespiti için dahi, zamanaşımı nedeniyle en fazla 5 yıl geriye doğru inceleme yapılabilir. Bu durumda, saklanması ve ibrazı zorunluluğu kalkan geçmiş 6 ncı yıl ve daha eski yıllarda ayrılmış fonun bilançoda beklemesi istemek hukuken de doğru görünmemektedir. Bu fona benzeyen gayrimenkul satış karı fonu ve iştirak hissesi satış karı fonunda, pasifte özel fonda
8 bekleme süresi işlemin yapıldığı yılı izleyen 5 inci yılın sonudur. Bu düzenleme de dikkate alınarak, ayrılan girişim sermayesi tutarının bilançonun pasifinde fonda bekletilme süresinin 5 yıl sonra serbest bırakılması gerektiğini düşünmekteyiz. III. SONUÇ Tasarruflarını girişim sermayesi yatırım fon ve ortaklıklarına plase eden gelir/kurumlar vergisi mükelleflerine, yıllık kazançlarının/gelirlerinin indirim ve istisnalar indirildikten sonra kalan tutarın %10 una kadar, vergi dışı tutabilecekleri bir fon ayırma imkanı tanınmaktadır. Ayrılan girişim sermayesi fonu tutarının bilançonun pasifinde fonda bekletilme süresinin ilelebet değil, 5 yıl ile sınırlı tutulması ve 5 yıl sonra sonra serbest bırakılması gerektiği kanısındayız. Ayrıca, bir yıl ayrılan fon koşullara uygun olarak özsermaye üst limitine yaklaştığında, izleyen yıl özsermayesinin düşmesi nedeniyle %20 oranının üzerinde kaldığı takdirde, önceki yıl ayrılmış bulunan girişim sermayesi fonunun durumu hakkında herhangi bir işlem yapılıp yapılmayacağı açık değildir. Girişim sermayesi fonunun avantajlarının Kurumlar Vergisi Kanunu'na uygun olarak bölünme suretiyle oluşan ve devir suretiyle alan yeni bünyede devam etmemesinin, devirin hukuki mantığına uygun düşmediğini düşünüyor, devir ve bölünme halinde girişm sermayesi fonunun avantajlarının yeni bünyede aynen devam ettirilmesi yönünde tebliğde düzenleme yapılmasının gerekli olduğuna inanıyoruz. 31 Aralık günü itibariyle girişim sermayesi fonu ayırma kararı alan ve izleyen 25 Nisan bu durumu Kurumlar Vergisi Beyannamesine yansıtan bir şirket kendi kontrolünde olmayan bir nedenle, ayırmış olduğu fonu izleyen 31 Aralık gününe kadar girişim sermayesi yatırım ortaklığına veya girişim sermayesi yatırım fonuna yatıramamış ise, zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergi için 25 Nisan gününden itibaren değil, 31 Aralık tarihinden itibaren gecikme faizi ödemek durumunda
9 kalmalıdır. Zira, kanunun öngördüğü amaca hizmet etmeme, diğer bir ifadeyle kanuna aykırı hareket 31 Aralık günü meydana gelmiştir. Aksi, hukuk güvenliğini zedeleyen bir eylem olacaktır. Girişim sermayesi fonu ayırıp kanunun öngördüğü şekilde bu fonu izleyen yıl 31 Aralık gününe kadar girişim sermayesi yatırım ortaklığına veya girişim sermayesi yatırım fonuna yatıramama halinde, fon tutarını herhangi bir kar-kkeg-istisna-zarar kalemi ile ilişkilendirmeksizin vergiye tabi tutma işlemi, muhasebe yönüyle gelir tablosu, bilanço ve yasal defter kayıtlarında Tekdüzen Hesap Planı mantığına uymayan bir işlem olacaktır. Focus Denetim Sağlıklı çözümlere ODAK lanır.