GVK NUN 89. MADDESİNE GÖRE EĞİTİM HARCAMALARININ BEYAN EDİLECEK GELİRDEN İNDİRİLMESİ UYGULAMASINDAKİ SORUNLAR 29
GVK NUN 89. MADDESİNE GÖRE EĞİTİM HARCAMALARININ BEYAN EDİLECEK GELİRDEN İNDİRİLMESİ UYGULAMASINDAKİ SORUNLAR I - OLAY ve KONU: GVK nun 31.07.2004 tarih ve 25539 sayılı Resmi gazetede yayımlanan 5228 sayılı yasanın 28. maddesiyle değişen ve yayımı tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğe giren diğer indirimler başlıklı 89. maddesinin 1. fıkrasının 1. ve 2. bendlerinde; mükelleflerin kendileri ile eş ve küçük çocuklarına ait şahıs sigorta primleri ile eğitim ve sağlık harcamalarının belli şartlarla beyan edilecek gelir vergisi matrahından indirilmesi kabul edilmiştir. Yazımızda maddenin 2.bendindeki eğitim harcamalarının indirimi konusu vergi ilkeleri ve indirim miktarı açısından irdelenecek olup, olup aynı tartışmalar 1. bend için de geçerlidir. II - KONU İLE İLGİLİ DÜZENLEMELER : Konu ile ilgili mevzuat hükümleri aşağıdaki gibidir. a) 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununda Yer Alan Hüküm: GVK nun 89. maddesinde kazançlardan indirilecek giderlerin indirimi, şekli ve miktarı ile ilgili hususlar hüküm altına alınmıştır. Buna göre; Beyan edilen gelirin % 10 nu aşmaması, Türkiye de yapılması ve gelir veya kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan gerçek veya tüzel kişilerden alınacak belgelerle tevsik edilmesi şartıyla; mükellefin kendisi, eşi ve küçük çocuklarına ilişkin olarak yapılan eğitim ve sağlık harcamaları (mükerrer 121. madde çerçevesinde eğitim ve sağlık harcamaları nedeni ile vergi indiriminden yararlanan ücretliler; aynı harcamalarını bu hükümden yararlanarak matrahlarından indiremezler.) beyan edilecek gelirden indirilebilecektir. b) Maddedeki küçük çocuk tabirinin mevcut Gelir Vergisi Kanunu nda bir tanımı bulunmamaktadır. 1.1.1986 tarihinden geçerli olmak üzere kaldırılan GVK nun 33. maddesinde çocuk tabiri; Yukarıdaki maddelerde sözü edilen çocuk tabiri, mükellefle birlikte oturan veya mükellef tarafından bakılan (nafaka verilmek suretiyle bakılanlar dahil) 18 yaşını veya tahsilde olup 25 yaşını doldurmamış evlatları (Evlat edinenler ile ana ve babasını kaybetmiş torunlardan mükellefle birlikte oturan ve gelir vergisine tabi bulunmayanlar dahil) ifade eder. şeklinde düzenlenmişti. Yine GVK nun 93. maddesinde (3239 sayılı Kanunun 64 üncü maddesiyle değişen ve 1.1.1986 tarihinden geçerli olarak yürürlüğe giren şekli.) Çocuk tabiri, mükellefle birlikte oturan veya mükellef tarafından bakılan 30
(nafaka verilmek suretiyle bakılanlar dahil ) 18 yaşını doldurmamış evlatları ifade eder. şeklinde düzenleme, 22.07.1998 tarih ve 4369 sayılı Kanunun 82 nci maddesiyle, 29.07.1998 tarihinden geçerli olarak yürürlükten kaldırılmıştır. Şu andaki durum itibariyle çocuk tabiri ancak Medeni Kanun hükümlerine bakılarak tanımlanabilecektir. Medeni Kanunun 11. maddesindeki düzenleme, Erginlik onsekiz yaşın doldurulmasıyla başlar. Evlenme kişiyi ergin kılar. Şeklindedir. Aynı kanunun 12. maddesinde ise Onbeş yaşını dolduran küçük, kendi isteği ve velisinin rızasıyla mahkemece ergin kılınabilir. Şeklinde düzenlenme yapılmıştır. c) Devletin temel amaç ve görevlerini belirleyen Anayasanın 5. maddesi; Devletin temel amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır. Şeklinde düzenlenmiştir. d) Vergi Ödevini tanımlayan Anayasanın 73. maddesinde ise; Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı maliye politikasının sosyal amacıdır. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kuruluna verilebilir. Şeklinde hüküm bulunmaktadır. e) 5520 sayılı KV Yasasının 5. maddesinin (ı) fıkrasında okul öncesi eğitim, ilk öğretim, özel eğitim ve orta öğretim özel okulları istisna kapsamına alınmıştır. Gerekçesinde de istisna ile özel kesimin eğitim faaliyetlerine yatırım yapılmasının teşvik edildiği belirtilmektedir. İstisna 5 hesap dönemi ile sınırlandırılmıştır. f) Okul öncesi eğitim, ilköğretim, özel eğitim ve orta öğretim özel okulları 5228 sayılı yasanın gerekçesinde aşağıdaki şekilde açıklanmıştır. Okul öncesi eğitim : 1739 sayılı Milli Eğitim Yasasının 19, 20 ve 21. maddelerine göre kurulan ve mecburi ilk öğretim çağına gelmemiş çocukların eğitim ve öğretimini sağlayan okul, İlköğretim okulu : 1739 sayılı yasanın 22-25. maddelerinde belirtilen ve 6-14 yaşlarındaki çocukların eğitimini sağlayan okul, Orta öğretim okulu : 1739 sayılı yasanın 26-30. maddelerinde belirtilen ilk öğretime dayalı en az 3 yıllık öğretim veren genel,mesleki ve teknik öğretim okulu, 31
Özel eğitim okulu : Engelliler için açılan okul öncesi,ilköğretim ve orta öğretim okullarını ifade eder. III - AÇIKLANMASI GEREKEN SORULAR: Yukarıda yapılan açıklamaları dikkate aldığımızda konuyla ilgili olarak açıklanması gereken bazı sorunlar ve tereddütlerin olduğunu görmekteyiz. Bunlardan bazılarını aşağıdaki gibi sıralayabiliriz. Amaç eğitimi teşvik ise yüksek eğitim harcamalarının indirim konusu yapılmamasının sakıncası nedir?(yasada açıkça belirtilmese de çocuk tabirini dikkate aldığımızda bunun fiilen mümkün olmadığı görülmektedir) Yapılan eğitim harcamalarının gelir veya kurumlar vergisi mükellefi gerçek ve tüzel kişilerden alınacak belgelerle tevsik şartı sınırlama değil midir? Vergiye tabi olmayan harç ve bu gibi benzer giderlerin indirim konusu yapılmamasının sebebi nedir? Devlet okullarında çocuklarını okutan dar ve orta gelirli vatandaşların yapmış olduğu okul harcamaları harcama olarak kabul edilmemektedir. Devlet okuluna yatırılan harçlar eğitim harcaması değil midir? Yurt dışındaki okullarla yapılan değişim programları neticesinde yurtdışına giden öğrencilerin yapmış olduğu pasaport, v.b gibi faturalı olmayan harcamalar eğitim için yapılmış değil midir? GVK nun 94/6-b bendine göre yapılan stopaj, KVK nun 5-ı maddesine göre istisna olan gerçek veya tüzel kişilerin stopaj mükellefiyeti vergi mükellefiyeti olarak kabul edilecek mi? Eğitim harcaması sadece okullara verilen harç ve yurt harcamalarını mı? Yoksa yapılan her türlü kırtasiye, fotokopi, muhtar, noter v.b gibi harcamaları mı kapsamaktadır? Çeşitli nedenlerle ilköğretim eğitimi yapmamış olan ve vergi mükellefiyeti bulunmayan yetişkinlerin ilköğretim eğitim harcamalarının indirim konusu yapılamamasının gerekçesi nedir? Maddedeki indirim anlam ifade eden bir tutar değildir. En yüksek vergi diliminden vergilendirilen bir mükellefin eğitim harcamasından faydalandığı tutar % 4 tür. IV - KONU HAKKINDA GÖRÜŞLER : Platformda yapılan görüşmelerde; asgari yaşam giderlerinin (eğitim, sağlık, yiyecek, giyecek, kira, ısınma ) tamamının gelir vergisi matrahından indirilmesi ve maddedeki indirim oranının çok düşük olduğu konusunda mutabakata varılmıştır. Diğer konularda ise iki ayrı görüş ortaya çıkmıştır. Azınlıkta kalan birinci görüştekiler; Yapılan harcamaların gelir ve kurumlar vergisi mükellefi gerçek ve tüzel kişilerden alınacak belgelerle tevsik şartının özel eğitimi desteklemek amacını taşıdığı, ayrıca vergisi ödenmeyen giderin ticari kazançtan indirim yapılmaması esasına dayandığını, Devlet eğitim politikasında yüksek eğitim mecburi olmadığından yüksek 32
öğretim giderlerinin indirim konusu yapılmamasının doğru olduğunu, üniversitelerde yığılmaları önlemek için yüksek eğitim giderlerinin indirim konusu yapılmamış olacağını, eğitim için yapılan defter, kitap, kıyafet, servis ve bu gibi harcamaların ücretlilere vergi iadesi maddesine göre indirim konusu yapılabileceğini ifade edilmişlerdir. Çoğunluk tarafından benimsenen ikinci görüştekiler ise; harcamaların gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinden alınacak belgelerle tevsiki şartıyla sadece özel eğitim kurumlarına yapılan ödemelerin eğitim gideri olarak kabul edilmiş olacağı, devlet okulunda eğitim görenlerin defter, kitap, kıyafet, servis ve bu gibi giderlerin eğitim gideri olarak kabul edilmemesinin vergilemede adaleti sağlamayacağını, ayrıca vergisi ödenmeyen birçok giderin ticari kazanç tespitinde gider olarak düşüldüğünü, vergiden muaf vakıfların eğitim kurumlarının katma değer vergisine tabi olduğunu, yüksek eğitimde mecburiyet olmamasının eğitim harcamalarını çocuğu okuyan mükellefler için gider olmaktan çıkartmayacağını, üniversitelerde yığılmaları önlemek şeklindeki gerekçenin sosyal devlet anlayışı ile bağdaşmayacağı, ücretlilere vergi iadesi hükmünden GVK nun 89. maddesindeki indirimle alakasının olmadığını, böyle bir uygulamanın kanunu zorlamak olacağını ifade edilmişlerdir. Yasa maddesinin bu hali ile indirim yapılabilmesi için ilköğrenim eğitim giderinin mi yoksa yaşın mı kıstas alınacağı belirsizdir. Maddeden vergi mükellefi olan yetişkin kişinin ilköğrenim yapması halinde eğitim giderinin indirim konusu yapılabileceği anlaşılmaktadır. Buna mukabil aynı mükellefin yetişkin çocuğunun eğitim giderini indirim konusu yapamaması çelişkilidir. V - SONUÇ : Yukarıdaki konularla ilgili platformda yapılan görüşmeler sonucunda maddedeki birçok belirsizliğin açıklanması, eğitim giderinin tarifi yapılarak kapsamının belirlenmesi, yaş sınırının eğitim süresince olması, indirimin bütün eğitimi kapsaması, indirim oranın % 60-80 arası olması ağırlıklı görüş olarak benimsenmiştir. 33
34