editörden SDÜ 15 yaşında... 11 Temmuz 1992 de Bakanlar Kurulu kararıyla kurulan Süleyman Demirel Üniversitesi, 15. kuruluş yıldönümünü kutluyor. 15 yıllık geçmişine rağmen asıl kökleri 1976 yılına kadar uzanan SDÜ de, 11 fakülte, 2 yüksekokul, ön lisans eğitimi veren 11 meslek yüksekokulu, lisansüstü eğitim veren 4 enstitü ve 28 araştırma ve uygulama merkezi bulunmaktadır. 10 bin dekarlık kampus alanına sahip SDÜ de, eğitim-öğretim blokları, sosyal ve sportif merkezler, kütüphaneler, laboratuarlar ve diğer sosyal üniteler yer almaktadır. Her türlü modern teknik donanım ve altyapıya sahip olan üniversitemizin kampüs alanında Kredi Yurtlar Kurumu na ait 5 bin kapasiteli öğrenci yurdu da bulunmaktadır. SDÜ de bin 774 ü akademik, bin 158 i idari olmak üzere toplam 2 bin 932 personel, 36 bini aşkın öğrenciye hizmet vermektedir. Atatürk ilkeleri doğrultusunda çağdaş eğitim ve öğretim veren üniversitemizde gençlerimiz bilgili ve donanımlı birer insan olarak geleceğe hazırlanmaktadır. Öğrencilerimiz bilimsel çalışmalarını yurt dışında herhangi bir üniversitede sürdürmek istediklerinde SDÜ diploması öğrencilerimize ayrıcalık sağlamaktadır. Geçen yıl içerisinde TÜBİTAK a yapılan proje başvurularında 93 üniversite arasında 7. olan üniversitemizin, en büyük akademik başarısı Avrupa Üniversiteler Birliği nin (EUA) kurumsal değerlendirme sürecinden geçmiş olması ve Avrupa Birliği (AB) etiketini kendi diplomasında kullanma hakkını elde etmiş bulunmasıdır. Bu bağlamda SDÜ yü bir proje üniversitesi olarak tanımlamak da mümkündür. Bugünlere emin adımlarla ilerleyen ve pek çok başarılı projeye imza atan üniversitemiz, çalışmalarını bilimsel gerçeklerin ışığında yöre halkı ve sanayi kesimi ile iç içe yürütmektedir. Temel amaçlarından biri olan üreten üniversite olma yolunda önemli mesafeler alan SDÜ, Isparta nın Dünya ya açılan bir penceresidir. Bölgemizi ve ülkemizi meşale gibi aydınlatan SDÜ ye, kuruluş aşamasından itibaren emeği geçen ve hizmet eden herkese teşekkür ediyor, nice yıllar diliyoruz.
içindekiler Mayıs 2007 SDÜ Adına Sahibi Prof.Dr.Metin Lütfi BAYDAR Rektör Genel Koordinatör A.Tevfik KÖSE Genel Sekreter Sorumlu Müdür Öğr.Gör. M. Zafer ÇAĞLAR Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Görsel Yönetmen Uzm. Hakan Mahmut NEĞİŞ Grafik Tasarım ve Uygulama Uzm. Serdar DURAN Eren GÖRGÜLÜ Haber Koordinatörü Uzm. Ayşegül DAĞLI Muhabirler Mutlu DOĞAN Ezgi SERTSARI Esen GÖK Yasemen GÖKSÜGÜR Fotoğraflar Soner ARIK Adres Süleyman Demirel Üniversitesi Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü 32260 / ISPARTA T : (0 246) 211 10 37 F : (0 246) 211 17 83 www.sdu.edu.tr Email : basin@sdu.edu.tr ISSN 1301-8337 Baskı... Ofset Ltd. Şti. / ANKARA 2500 adet basılmıştır. 04 Atatürk ün İletişim Politikası ve ANADOLU AJANSI 66 SDÜ de 2006-2007 Açılış Töreni SDÜ den JERZY BUZEK e Ziyaret İyon Kanalları Sarıkamış Gerçeği Rektör Baydar dan Oksidatif Stres Kongresi 96 Basın Toplantısı Zafer Çağlayan a Toplumsal Katkı Ödülü SDÜ lü Cerrah Yeni bir alet geliştirdi 22 34 126 117 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel den İlk Ders 24 42 150 122 10 Türk Bilim ve Teknoloji Tarihi Kongresi Kamu Hastaneleri İdari ve Mali Sorunları Tartışıldı... 84 SDÜ den Balbay a Toplumsal Katkı Ödülü Tıp Bayramının 180. yılı SDÜ de Kutlandı 28 Tıp Fakültesi Öğrencileri Beyaz Önlük Giydi... Eğirdir MYO da Turizm Sempozyumu SDÜ de Aneorobik Arıtma Teknolojileri Çalıştayı Pakize Türkoğlu na Toplumsal Katkı Ödülü 18 46 151 Erman Toroğlu ndan Söyleşi 159 20. Senirkent MYO Eğitim Kompleksi Hizmete Açıldı 32. Diş Hekimliğinin 98. Yıl Etkinlikleri 41. Türkçe Topluluğu ndan Konferans 44. ECOLAB Projesi 48. Felsefe Bölümünden Konferans 50. SDÜ de KOAH Günü 52. Tamam, Kuzenin de Neyin Oluyor? 54. Senato Bildirileri 57. Girişimcilikte Dış Ticaretin Yeri ve Önemi 60. Altay Öktem SDÜ de 64. SDÜ de Sadık Yağcı Eğitim Günleri 67. Türkiye de Mermercilik Kongresi 71. Arif Sağ dan Panel 78. SDÜ de AB Proje Hazırlama Semineri 82. SDÜ Dostu Projesi 84. Sarıkamış Gerçeği 93. SDÜ de ÖYP Çalıştayı 94. Kaybettiklerimiz 96. Rektör Baydar dan Basın Toplantısı 99. 47 Çiftçiye Sertifikaları Verildi 101. SDÜ de 7. Çerçeve Programı Paneli 102. Gülcülüğün Sorunlarına GÜLAR dan Çözüm Önerileri 106. SDÜ Nane Çayı ile Dünya Basınında 107. Güven İslamoğlu ndan Söyleşi 112. Ormancılık Eğitiminin 150. Yılı Paneli 130. Mehmet Akif Ersoy Anıldı 133. Bahara Merhaba Yürüyüşü 135. Masaüstü Yayıncılık ve Adobe Semineri 139. Bilimde Kaos Teorisi Konferansı 143. SDÜ de Sigara ve Kanser Paneli 149. Gönen MYO da 67. Yıl Coşkusu 152. 10. Tiyatro Haftası 161. SDÜ de Kariyer Günleri 164. Sanat 166. SDÜ Yayınları
4 SDÜ Bülteni / Mayıs 2007 SDÜ Bülteni / Mayıs 2007 5 SDÜ de açılış töreni Süleyman Demirel Üniversitesi 2006-2007 eğitim ve öğretim yılı açılış töreni 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel in katılımıyla gerçekleştirildi. SDÜ Kültür Merkezi nde düzenlenen törene; Vali Şemsettin Uzun, Isparta milletvekilleri Recep Özel, Mevlüt Coşkuner, Belediye Başkanı Hasan Balaman, SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Vecihi Kırdemir ve Prof. Dr. İsmail Karaca, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof.Dr Mesut Parlak, Trakya Üniversitesi Rektörü ve Üniversiteler arası Kurul Başkanı Prof. Dr. Enver Duran, Enka Holding Yönetim Kurulu Onursal Başkanı Şarık Tara, fakülte dekanları, çok sayıda öğretim üyesi ve öğrenciler katıldı. SDÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Eğitimi Bölümü Öğretim Üyeleri Çetin Koruk ve Mustafa Erhan ın sunduğu müzik dinletisiyle başlayan tören, Radyo-Televizyon Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından hazırlanan SDÜ Tanıtım filmiyle devam etti. Tanıtım filminin ardından 18 Eylül 2005 ile 18 Eylül 2006 tarihleri arasında SDÜ birimlerine atanan profesörlere binişleri giydirildi. Bilim- Teknoloji ve Sanat Ödülü alan öğretim üyelerine sertifikaları verildi. Ayrıca, törenin devamında üniversitemize katkı ve destekleri nedeniyle ENKA Şirketler Gurubu Fahri Başkanı Şarık Tara ve İş Adamı Emin Gülmez e teşekkür belgeleri 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel Tarafından takdim edildi. Takdim sırasında kısa bir konuşma yapan Şarık Tara, Öncelikle çok mutlu olduğumu belirterek konuşmama başlamak istiyorum. Barış yılları olması gereken 21. yüzyılda maalesef büyük çatışmalar arasında milyonlarca insan hayatını kaybediyor. Ülkelerin barışı sağlaması ve kalkınmanın sağlanabilmesi için şirketlere düşen bazı görevler vardır. Bunlardan ilki şirketlerin teknolojik alt yapıları ile öne çıkarak ülkelerini kalkındırması, diğeri de ülkelerine karşı olan sosyal sorumluluklarını yerine getirmeleridir. dedi. Törende konuşan Süleyman Demirel Üniversitesi Öğrenci Konseyi Başkanı Afşin Emre Kayıpmaz, Süleyman Demirel Üniversitesi genç, dinamik ve akademik kadrosunun önderliğinde yeni öğretim yılında da Atatürk İlkeleri ve İnkılapları doğrultusunda hareket eden, çalışan, üreten, araştıran sistemle sorunu olmayan ancak yapıcı eleştirilerde de bulunabilecek bilgi düzeyi ve birikimine sahip öğrenciler yetiştirmeye devam edecektir. dedi. Ardından Kürsüye gelen Süleyman Demirel Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, kutup ayılarının avlanma sırasında düştüğü durumu Türkiye nin Avrupa Birliği ne girme çabasına benzeterek konuşmasına şöyle devam etti: Şimdi sevgili öğrencilerime seslenerek bir kaç öğüt vermek istiyorum. Türkiye de üst kimliğin Türk yerine Türkiyeli olarak değiştirilmesini, Türklüğün diğer etnik kimlikler gibi bir alt kimlik olarak tanımlanmasını öngören talepler, Türkiye yi etniklik temelinde bölmeyi hedefleyen ve dış odakların ülke gündemine maksatlı olarak getirdikleri suni bir tartışma konusudur. Devletin Türk olarak tanımlanmasının nedeni Avrupa da ve tüm dünyada örneği görüldüğü gibi devletin kurucu ve çoğunluk unsurunun Türkler olmasıdır. Uluslararası ilişkilerde iyi pazarlık yapabilmemiz için güçlü bir ekonomimizin olması gereklidir. Sürdürülebilir bir borç anlayışı ile güçlü ekonomi oluşturmamız mümkün değildir. Bugün itibarı ile iç ve dış borç stok toplamımız 280 milyar USD dır. Bu borç uluslararası ilişkilerde rekabet ve pazarlık gücümüzü inanılmaz etkilemekte elimizi kolumuzu bağlamakta sesimiz yavaş çıkmaktadır. Sevgili öğrencilerim, aklınızı kullanmalı kerameti kendinden menkul şeyhlerin, şıhların, tarikat ve cemaat abileri ve ablalarının sizin aklınızı ve inancınızı kullanmasına izin vermemelisiniz.halen yürürlükte olan Atamızın devrim yasalarını unutmamalısınız! Değerli öğretim üyesi arkadaşlarım, şimdi de sizlere seslenmek istiyorum. Öğretim üyesi gelecek ile ilgili öngörüsü olan öngörüleri üzerine hipotezler oluşturan hipotezlerini araştırarak yeni ve gerçek olanı yakalayan bunu öğrencileri ile paylaşan bilgi toplumunun yeni emekçileridir. Geleceği bilgi toplumunun yeni emekçileri olarak sizler şekillendireceksiniz. Gelecek sizin ve sizden sonra gelecek akademisyenlerin düşleri, tasarıları ile belirlenecek. diye konuştu. Trakya Üniversitesi Rektörü ve Üniversiteler arası Kurul Başkanı Prof. Dr. Enver Duran ise konuşmasında, SDÜ nün açılışına katılmaktan dolayı duyduğu mutlululuğu dile getirdi. Duran, Öncelikle, bugün ülkemizde YÖK çatısı altında 68 i devlet ve 25 i de vakıf üniversitesi olmak üzere 93 üniversite bulunmaktadır. Üniversiteler, eğitim ve öğretimin en üst düzeyde verildiği kurumlardır. Üniversitelerin çoklu görevleri arasında bilginin üretilmesi, korunması, aktarımı ve paylaşımı vardır. Üniversiteler bulunduğu çevrenin lokomotifidirler. Üniversitelerde eğitimin amacı; evrensel değerlere sahip, sorgulayan, akılcı ve bilimsel düşünen, üreten, sorumlu, Cumhuriyetçi, etik, milli ve manevi değerleri geliştiren ve koruyan bilgi çağı insanını yetiştirmektir. Üniversitelerdeki eğitim-öğretim, hiçbir şekilde dinsel, ekonomik ve siyasal nedenlerle engellenmemelidir. Zaten bir noktadan sonra engellenemez. Çünkü Büyük Ata nın üniversitelere verdiği sosyal sorumlulukların başında ise elbette Cumhuriyet kazanımları ve bu kazanımlar içinde özellikle de, Laiklik İlkesi, Demokratik Cumhuriyet ve Vatanın bölünmez bütünlüğü gelmektedir. Sevgili gençler, ülkemizin aydınlık yüzleri, sizler Cumhuriyete sahip çıktığınız oranda yükseleceksiniz. Aydınlık yüzlerinizi karanlığın gölgelemesine izin vermeyin, bilginin ışığından asla ayrılmayın. Daima demokrasiden, özgürlükten, bilimden ve aydınlanmadan yana olun. Sizlerin Atatürk İlke ve Devrimlerine bağlı, insan haklarına saygılı bireyler olarak Demokratik, Laik Türkiye Cumhuriyeti ne karşı sorumluluklarınızı en iyi şekilde yerine getireceğinizden kuşku duymuyor, sizlere güveniyoruz. dedi. Açılış konuşmalarının sonuncusunu gerçekleştiren Isparta Valisi Şemsettin Uzun ise üniversitelerin bilime önem veren kurumlar olduğunu belirterek, Bilindiği gibi üniversiteler kalkınma yolunu açan kurumlardır. Türk devleti milleti ve ülkesi ile bölünmez bir bütün olarak çağdaş uygarlığa seçkin ve yapıcı bir millet haline gelecektir. Üniversiteler bilimsel ve özerk kurumlardır. Hazırlamış Prof. Dr. Enver Duran Şemsettin Uzun-Isparta Valisi
6 SDÜ Bülteni / Mayıs 2007 SDÜ Bülteni / Mayıs 2007 7 oldukları bilimsel çalışmaları halkın hizmetine sunmak zorundadırlar. Bilimsel yönde yapılan bir çalışma hiçbir zaman boşa çıkmayacaktır. dedi. Türkçe nin bilim dili olması gerektiğini vurgulayan Vali Uzun, Devleti meydana getiren en önemli unsurlardan biri dildir. Türkçe bilinen bir dildir. Ama ne yazık ki, bu düşünceye karşı çıkan zihniyet konuya ideolojik olarak yaklaşmaktadır. Bu konuda üniversitelerimize büyük görevler düşmektedir. Bugün üniversitelerimizde bilimsel makaleler ne yazık ki İngilizce olarak kabul edilmekte. Niçin bizim bir bilimsel dergimiz yok? Türkiye de bilimsel dil olarak Türkçe nin kullanılması önemli bir husustur. Birlik ve beraberlikten bahsettiğimiz sürece üniversiteler bu çalışmaları yürütmek zorundadırlar. Kendi dilleri ile eğitim yapmayan ülkeler emperyalist güçlerin boyunduruğu altına girmeye mahkumdurlar. diye konuştu. 2006-2007 Eğitim Öğretim Yılı nın İlk Dersi Demirel den Süleyman Demirel Üniversitesi nde geleneksel hale gelen eğitim öğretim yılı ilk dersini bu yıl da 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel verdi. Demirel, ilk derste eğitim ve eğitimdeki gelişmeleri anlatarak, Benim gibi 83 yaşındaki birinin 54 senesini bu tür eğitim hizmetlerine vermesi çok önemlidir.görmüş olduğum tablodan oldukça memnunum.çünkü; bilim adamlarımız fikir ve düşüncelerini burada özgürce ortaya koydular. Ben senelerce konuşan Türkiye nin kavgasını yaptım. Ne mutlu bana ki, artık öğretim üyelerimiz ve öğrencilerimiz bu platformda sorunlarını paylaşabiliyorlar. Benden size tavsiye; soğuk kanlılığınızı yitirmeden kavgaya, dövüşe girmeden sorunlarınızı halledin dedi. SDÜ nün kuruluş aşamasından bahseden Demirel, SDÜ bundan 14 yıl önce benim iktidarım döneminde kuruldu. Kuruluş aşamasında sorunlar yaşadık. Çünkü; o yıllarda her 100 çocuktan sadece 4 ü üniversiteye giderken 96 sı ise üniversiteye gidemiyordu. Üniversite, benim ülkemde büyük şehirlerin tekelindeydi. Taşradaki şehirlerimiz, kendilerini geri plana itilmiş gibi hissettiler. Biz bu düşünce anlayışını yapmış olduğumuz çalışmalarla yenmeyi başardık. 150 bin nüfuslu Isparta, akşam saat dokuzda yatmamalıydı. Kızlı erkekli öğrenciler akşam özgürce şehrimin sokaklarında gezebilmeliydi. Çünkü; üniversite uygarlık ve çağdaşlık demekti. Bugün 92 üniversiteye kadar ulaştık, bu üniversitelerde okuyan iki milyona yakın öğrencimiz var. Bunun yarısını kız öğrenciler oluşturmaktadır.mezun olan öğrencilerimiz arasında kız öğrencilerin sayısı erkek öğrencilerden fazladır.bu yüzden uygarlığa açılan pencere kavramını Türk Üniversiteleri hak etmiştir. Bugün Türkiye de bulunan üniversitelerin 58 inde benim imzam var. Mesela; Çukurova ve Trakya Üniversitelerini gezin dolaşın. 30 yıllık bir geçmişe sahip üniversitelerimizdendir. Bu üniversitelerin altında da benim imzam bulunmaktadır. Burada değinmek istediğim konu bundan 14 yıl önce kurulan ve yılda on bin mezun veren, SDÜ dür. Bu rakam Türkiye nin yararına verilen on bin genç demektir. 1930 lu yıllarda Isparta da sadece bir ortaokul bulunurken şimdi ise her yıl on bin mezunu ile karşımızda duran ve her ilçede yüksekokulu bulunan, bir üniversiteden bahsediyoruz. Bu takdire şayan bir durumdur. diye konuştu. Türkiye nin dünyanın yirminci büyük ekonomisi olduğunu dile getiren Demirel, Türkiye, niye onuncu sırada değil? diye sorarsak bu ne ülkenin ne de milletin sorunudur. Onuncu sırada olun sizi tutan mı var? dedi. Demirel konuşmasını şöyle sürdürdü: Bugünkü ülkeler geçmişteki diğer ülkelerden farklıdır. Çünkü; iletişim devrimi herkesi birbirine yaklaştırmıştır. Eskiden iki buçuk milyar insanın yaşadığı dünyada şu an 5 milyar insan yaşamaktadır, bu yüzden hudut, sınır ve yasak tanımayan düşünce özgürlüğü, milleti ve tüm dünyayı sarmıştır. Burada önemli olan düşünce özgürlüğü değil, düşünceyi yayma özgürlüğüdür. Dün bu düşünceyi savunan milletler, şimdi bu düşüncenin zararlarını çekiyorlar. Bu yüzden bu düşünce herkes tarafından kabul edilmiş değil. Ülke sorunlarına da değinen Demirel, Bir Türk dünyaya bedeldir inancıyla kurulan bir imparatorluk düşünün. Bu imparatorluk 624 yıl yaşamış ve 3 kıtaya hükmetmiş ama sonunda bu imparatorluk yıkılmış. Peki neden? Bu kadar güçlü bir imparatorluk nasıl olurda yıkılır? Çünkü; Osmanlı Devleti çok dilli ve çok dinli etnik yapılı bir devlettir. Bu yüzden Fransız İhtilali nden sonra dünyaya yayılan milliyetçilik kavramı devletin yıkılmasına neden olmuştur. Bu imparatorluktan 35 devlet çıkmıştır. Bu devletlerden biri Türkiye Cumhuriyeti dir. Türkiye Devleti milli ve Türk adının kullanıldığı bir devlettir. Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti bir yangının içinden çıkmış bir devlettir. Bu yepyeni devlete şekil veren yetkinin kaynağı halktır. dedi. Açılış töreninin sonunda SDÜ nün başvurusu ile Isparta Gülü nün Türk Patent Enstitüsü tarafından tescillendiğini gösteren belge 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel e sunuldu.
8 SDÜ Bülteni / Mayıs 2007 SDÜ Bülteni / Mayıs 2007 9 SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar ın Açılış Töreninde yaptığı konuşma Sayın Cumhurbaşkanım, Değerli Konuklar, Değerli Çalışma arkadaşlarım, Sevgili öğrencilerim... Üniversiteler siyasetin önünde siyasete proje üreten ve ürettiği projeleri uzlaşma ve hoşgörü kültürü içerisinde tartışma becerisi gösterebilen bilim sanat ve teknoloji üretim kurumlarıdır. Konuşmama kutup ayılarının avlanma tekniğini anlatarak başlamak istiyorum. Uçsuz bucaksız kutup bölgelerinde yaşayan iri cüsseleri ve hafif sarımsı beyaz kürkleri ile memeliler dünyasının en sevimli hayvanlarından olan kutup ayılarını avlamak için avcı karlar üzerine ağzı jilet kadar inceltilmiş bıçağı ters gömüp etrafına su dökerek buz tutmasını ve sabitleşmesini sağlar. Daha sonra taze bir hayvan kanını bıçağın üzerine dökerek önceden hazırlandığı pususuna yatar. Kan kokusu ortalığa yayılır yayılmaz bir kutup ayısı tuzağa hemen yaklaşır. Taze kanı görünce yalamaya başlar. Ucu inceltilmiş bıçak ayının dilini keser ve dil kanamaya başlar. Ancak ortam ısısının eksi 30 derecenin altında olması nedeniyle ayı bıçağı ve kendi kesilen dilini farketmez. Daha fazla kan gördükçe daha iştahla kana saldırır. Her çabasında dili biraz daha parçalanır ortalık kan gölüne döner. Kutup ayısı umutsuz kan yalama seansları sonunda bitkin düşer ve kan kaybından ölür. Avcı artık sahnededir ve zedelenmemiş kürkü zahmetsizce elde etmiştir. Bu öyküyü niçin anlattım? AB üyelik müzakere süreci ile kutup ayılarının avlanması arasında bir benzerlik varmıdır? AB ilerleme raporlarında öne sürülen dayatmalar ve AB ye girmek için iştahla hazırladığımız uyum paketleri acaba yaladıkça dilimizi daha çok kanatan bu av öyküsüne mi benzemektedir? Şimdi sevgili öğrencilerime seslenerek onlara kutup ayısı gibi gafil avlanmamaları konusunda bir kaç öğüt vermek istiyorum. Türkiye de üst kimliğin Türk yerine Türkiyeli olarak değiştirilmesini Türklüğün diğer etnik kimlikler gibi bir alt kimlik olarak tanımlanmasını öngören talepler Türkiye yi etniklik temelinde bölmeyi hedefleyen ve dış odakların ülke gündemine maksatlı olarak getirdikleri suni bir tartışma konusudur. Anayasamızda Türklük çok açık bir biçimde hiçbir etnik anlam ifade etmeyen bütünüyle vatandaşlığı esas alan temelde tanımlanmıştır. Anayasamızın 66. maddesi Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı herkes Türk tür der. Bu tanımda devletin Türk olarak tanımlanmasının nedeni Avrupada ve tüm dünyada örneği görüldüğü gibi devletin kurucu ve çoğunluk unsurunun Türkler olmasıdır. Bugün Fransa devleti bu ismi 5.yy.da Fransayı kuran Franklar olduğu için almaktadır. Ayrıca İngiltere halkının ulusal kimliği İngiltereli Fransa halkının fransalı alman halkının almanyalı değil bu ülkelerin egemen unsurlarının kimlikleri ile İngiliz Fransız Alman olarak tanımlanmaktadır. Türkiyelilik kavramının gündeme getirilmesi Türkiye yi aşama aşama bölmeyi amaçlayan maksatlı bir stratejinin ön adımıdır. Bu nedenle Atamın bir sözünü sık sık ağzımız dolu dolu ve her yerde söylememiz gerekir. Nedir o söz? Evet Ne mutlu Türküm diyene! Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer in Mesajı Sayın Prof. Dr. Metin Lütfi BAYDAR Süleyman Demirel Üniversitesi Rektörü Süleyman Demirel Üniversitesi nin 2006-2007 Akademik Yılı nın açılışı nedeniyle düzenlenen törene çağrınızdan mutluluk duydum. Gelişen dünyada söz sahibi olmayı, uygarlığa katkıda bulunmayı amaçlayan ülkelerin en önemli gücü, çağdaş eğitim olanaklarından yaralanabilmiş, çağın gerektirdiği bilgi ve donanımla yetiştirilmiş nitelikli insan gücüdür. Türkiye aydınlanma ve çağdaşlaşma yolunda gücünü, Cumhuriyetimizin temel kurumlarından olan üniversitelerimiz ve üniversite gençliğimizden almaktadır. Aklın ve bilimin egemen olduğu, bilim insanı ve aydın kuşaklar yetiştiren, gençlerimizi her yönden her yaşama hazırlayan üniversitelerimiz, Türkiye nin sağlam temeller üzerinde yükselerek, çağdaş dünyanın güçlü ortaklarından biri durumuna gelmesi çabalarında, büyük görev üstlenmiştir. Üniversiteler, bilim ve teknolojinin gelişmesine, ekonomik, toplumsal ve kültürel yaşamın zenginleşmesine, evrensel değerleri ulusal değerlerle bütünleştirerek genç kuşaklara aktarılmasına öncülük etmekte, çalışmalarıyla topluma yol göstermekte, insanları doğru bilgilerle aydınlatmakta, ülke sorunlarına çözüm üretmekte ve kalkınma sürecine hız kazandırmaktadır. Yüklendiği görevleri, geleceğimizin güvencesi gençlerimize çağdaş eğitim vererek yerine getiren üniversitenizin de, aydınlık Türkiye nin saygın kurumlarından biri olarak varlığını sürdüreceğine inanıyoruz. Yükseköğretimde amacımız, bilimselliği temel alan yapılanmanın gerçekleştirilerek üniversitelerimizin dünyadaki saygın üniversitelerin düzeyine çıkabilmesidir.bunun için, akademik özgürlüğün her koşul ve ortamda korunması, öğrencileri, yönetsel ve akademik kadrolarıyla üniversite dünyasının sorunlarının beklentiler doğrultusunda çözüme kavuşturulması gerekir. Demokrasi kültürünün yerleşmesine bireysel katılımcılığın ve çok sesliliğin geliştirilmesine hizmet eden üniversitelerin, bilimsel araştırma ve çalışmaların rahatça yapılabildiği, düşüncelerin özgürce tartışılabildiği çağdaş kurumlar olarak korunması yaşamsal önem taşımaktadır. Üniversiteli gençlerimizin, özgür ve bilimsel düşünme gücüne sahip, doğmalardan ve boş inançlardan etkilenmeden yaşamını yönlendiren, çağdaşlığı, sürekli gelişmeyi yaşam biçimi olarak benimseyen, insan haklarına saygılı, demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne inanan, haklarının ve sorumluluklarının bilincinde, yaratıcı, yapıcı ve üretken bireyler olarak yetişmeleri büyük önem taşımaktadır. Türkiye nin aydınlık geleceğini temsil eden üniversitelerimizde yetişen gençlerimizin,yüce Atatürk ün ilke ve devrimlerinin yol göstericiliğinde ilerlemekten hiçbir zaman vazgeçmeyeceğine, laik Cumhuriyet i tüm değerleri ve kazanımlarıyla geleceğe taşımak için özveriyle çalışacağına yürekten inanıyoruz. Üniversitenizin değerli öğretim üyeleri ve görevlileri ile geleceğe umut ve güvenle bakmamızı sağlayan öğrencilerimize başarılı bir akademik yıl ve esenlikler diliyorum. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın Mesajı Sayın Prof. Dr. Metin Lütfi BAYDAR Süleyman Demirel Üniversitesi Rektörü Süleyman Demirel Üniversitenin 2006-2007 öğretim yılı açılış törenine davetiniz için teşekkür ederim. Çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkma çabamızda teknoloji ve insan kaynağına yapılan yatırımlar büyük önem taşımaktadır. Binlerce yetişmiş insanı ülke kalkınmasının hizmetine hazırlayan üniversitelerimiz bilimsel çalışmaları ile ülkemizin geleceğini inşa eden eğitim kurumlarımızdır. Bilim ve ilerlemeyi kendine rehber edinen çalışmaları ile ülkemizin ilim irfan kurumlarından biri olan Süleyman Demirel Üniversitesinin 2006-2007 öğretim yılı açılışını bu düşüncelerle kutlar, öğretim üyesi ve görevlileri ile tüm öğrencilerimize yeni eğitim öğretim yılında başarılar dileğiyle selam ve sevgilerimi sunarım. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan YÖK Başkanı Erdoğan Teziç in Mesajı Sayın Prof. Dr. Metin Lütfi BAYDAR Süleyman Demirel Üniversitesi Rektörü Üniversiteniz 2006-2007 Akademik yılı açılış töreni ile ilgili göndermiş olduğunuz nazik davetiniz için teşekkür ederim. Süleyman Demirel Üniversitesi nin 2006-2007 eğitim- öğretim yılında da yüce Türk Milletinin, Ulu Önder Atatürk ün askeri ve siyasi önderliğinde kurduğu laik, demokratik ve sosyal hukuk devleti ve ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün olan Türkiye Cumhuriyeti nin temel ilkelerine içtenlikle bağlı, küreselleşmiş dünyamızdaki rekabet şartlarına uyum sağlayabilen, çağdaş ve aydın gençler yetiştireceğine inanıyorum. 2006-2007 eğitim- öğretim yılının yüce Türk Milleti ve insanlık için yararlı olacağı inancı ile, değerli akademik ve idari personelimize ve sevgili öğrencilerimize sağlıklı, mutlu ve başarılı bir akademik yıl dilerim. Yüksek Öğretim Kurulu Başkanı Erdoğan Teziç Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar
10 SDÜ Bülteni / Mayıs 2007 SDÜ Bülteni / Mayıs 2007 11 150 Bin nüfuslu Isparta Saat 21:00 de yatmamalıydı 1965 Türkiye sinde üniversite çağına gelmiş her 100 çocuktan sadece 4 ü üniversiteye girebilmekteydi. 96 sı bu üniversite denen büyük kurumun dışındaydı. Ve batı ülkelerine baktığımızda bu rakamlar, bilhassa kalkınmış batı ülkelerinde yüzde 70 lere, yüzde 80 lere kadar uzanıyordu. Üniversite benim ülkemde bir nevi tekeldi. Benim ülkem İstanbul da, İzmir de, Ankara da. Daha sonra Trabzon da, Antep te üniversiteye sahip oldu. Ve bunun dışında kalan diğer iller kendilerini ikinci sınıfmış gibi telakki eder duruma düştüler. Ve sayıları az olan bu üniversiteler Türkiye sathına yayılmalıydı. 150 bin nüfuslu Isparta şehri saat 21.00 de yatmamalıydı. Ve o şehrin sokaklarında kızlı, erkekli gençler olmalıydı. Bunlara kimse bir şey dememeliydi. Bunları neden istiyordum? Çünkü bu uygarlıktı. Uygar dediğimiz ülkelerde ne varsa, benim ülkemde de onlar olmalıydı. Türkiye deki 75 üniversitenin, 58 inde imzam var... Üniversite sadece bilim ve teknoloji kurumu değildir. Üniversite bir uygarlık kurumudur. Üniversite çağdaşlık kurumudur. Bakın bugün, 91-92 üniversiteye çıktık. Ve bu üniversitelerimizin 2 milyona yakın öğrencisi var. Ve örgün eğitimde yüzde 26 lar civarındayız. Nüfusumuz katlanmış olmasına rağmen, yaygın eğitimle birlikte konuyu ele almış olsak yüzde 30 ların üzerindeyiz. Ve şunu da gururla ifade edeyim ki, bu 2 milyon öğrencinin yarısı kız. Ve bugün bazı üniversitelerimizin mezun sayısına baktığımız zaman kız öğrencilerimizin sayısı erkek öğrencilerimizden fazla. Bunun altını çiziyorum. Yani uygarlığa açılan pencere damgasını Türk Üniversiteleri hak etmiştir. Onun içindir ki, Kars ta da, Muğla da da, Edirne de de, Diyarbakır da da, Urfa da da olmalıydı. Ve geçen 11 yıl zarfında kurulan üniversiteler. Bunların hepsini yakından takip ettim. Türkiye deki 75 üniversitenin 58 inde benim imzam var. 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel den İlk Ders 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel in, Üniversitemizin 2006-2007 Eğitim-Öğretim yılında yaptığı Açılış Töreni konuşmasının tam metnidir. Senelerce konuşan Türkiye nin kavgasını yaptık... Bugün burada çok güzel bir olaya şahit oluyoruz. Benim gibi ömrünün 83 yılının 55 senesini bu ülkenin her kademesinde yer almış birisi olarak benden önce yapılan konuşmalar büyük heyecan vericidir. Bundan son derece memnun ve mutlu oluyorum. Çünkü; bu zeminde, değerli bilim adamlarımız, değerli rektörlerimiz düşüncelerini, fikirlerini, rahatça serbestçe ortaya koydular. Senelerce konuşan Türkiye nin kavgasını yaptık. Sorun olmayan hiçbir memleket yok. Sorun olmayan hiçbir topluluk da yok. Fakat bu sorunlar nasıl çözülüyor? İnsan derdini ortaya koyabiliyorsa, toplum derdini ortaya koyabiliyorsa, kavgaya varmadan konuşabiliyorsa sorunlarını konuşurken kavgaya, gürültüye varmadan çözebiliyorsa ve uygarca bir uzlaşmaya varabiliyorsa o zaman toplumlar sorunlarını hallediyor demektir. Kurulan SDÜ, o zaman var olan 24 üniversite den biriydi... Konuşabilmeyi çok önemsediğimi ifade etmek istiyorum. Bilhassa sevgili gençlerin, benden duyabilecekleri en önemli sözlerden birisi de budur. Her şeyi konuşun. Soğukkanlılığınızı yitirmeden ve düşüncelerinizi, fikrinizi, aklınızı kullanarak diliniz vasıtasıyla ifade etmek varken; kavgaya, dövüşe gerek duyulmadan ama mutlaka yıkıcı değil, yapıcı olarak konuyu neticeye götürün. Bugün onun çok güzel bir örneği verilmiştir. Konuşmamın bundan sonraki kısmına girmeden önce duyduğum başka bir mutluluğu da söylemek istiyorum. Süleyman Demirel Üniversitesi 14 yıl önce benim başında bulunduğum hükümet tarafından o tarihte kurulan 24 üniversiteden biriydi. O tarihte de büyük eleştiriler oldu. Acaba öğretim üyesi nereden bulacaksın? Ne yapacaksın? Bende o zaman dedim ki, bu hareketimizi siyasi telakki etmeyin, popülizm telakki etmeyin. Üniversiteler, Cumhuriyetin bir eseridir... Çukurova Üniversitesi nin temelini ben attım. Bugün gidin görün ki, 30-35 senelik üniversitedir. Ve Türkiye nin en iyi üniversiteleri arasındadır. Ve Avrupa üniversiteleri arasında da iyi üniversiteler arasındadır. Öğretmeni nereden buluruz? Üniversite kurmak kolay bir şey değildir. Bunu biliyoruz. Zaten hangi yaptığımız iş kolaydı ki.? Hiçbir işimiz kolay değildir. Ama gururla söyleyeyim, bugün bu üniversitelerden herhangi birine gidin, Sevgili Enver Duran Hocamızın biraz önce de ifade ettiği gibi Edirne de de Türkiye nin en iyi üniversitelerinden birisi vardır. 1976 da Tıp Fakültesi nin temeli tarafımdan atılmıştır. Daha o zaman üniversite yoktu orta yerde. 1999 da Tıp Fakültesi tümüyle bitirilip, bir diyaliz için Lala Paşa dan kalkıp İstanbul a giden Trakya halkı, kalp muayenesi için, anjiyo için, beyin cerrahisi için Trakya Üniversitesi ne geliyor. Ve gidin görün Cumhuriyetin eserini. Bir muhteşem eser, bir muhteşem kurum meydana gelmiştir. Bunların hiçbirisi de kolay olmamıştır. 20 Öğretmenli bir ortaokul dan, 35 Bin öğrencili üniversiteye... Bizim diyaliz cihazımız yok. Ameliyathanemiz yok. Laboratuvarımız yok. Olacak, oldu da. Böylece Türkiye nin her tarafında Cumhuriyetin sahibi, Demokrasinin sahibi, uygarlığın sahibi bu üniversiteler meydana geldi. Burada bunun çok güzel bir örneği var. 14 senede 10 bin mezun veren bir üniversite. Geçen yaz mezun öğrencilerimizi hep beraber alkışladık. 10 bin genç bu ülkenin hizmetine girdi. Üniversite mezunu olarak hizmetine girdi. Benim gibi 1930 lu yılları hatırlayan birisi için bunlar büyük bir heyecandı. (Bazen de bazı şeyleri hatırlamak insanı rahatsız eder) Neden büyük heyecandı? Çünkü benim Isparta mda 1930 lu yıllarda sadece bir ortaokul vardı. 20 tane öğretmen ve 300 tane öğrenci. İşte bu ortaokuldan bugün Burdur Üniversitesi ayrıldıktan sonra 35 bin öğrencili, senede 10 bin mezun veren bir üniversiteye gelmişiz. Isparta nın her kazasında da birer Yüksek Okul var. Demek ki, bir tek ortaokul olan Isparta dan her kazasında bir Yüksek Okulu olan Isparta ya gelmişiz. Hilmi Dilmen vatansever bir kahramandı... Ben şimdi burada, oturduğum yerde. Nur içinde yatsın Hocam Hilmi Dilmen i hatırlıyorum. Hilmi Dilmen bir vatanperver, bir kahraman adamdı. O, 11 yaşında, 12-13 yaşındaki çocukların kafasına vatan sevgisini koydu. Ben oturduğum yerde bütün bunlar konuşulurken, Adnan Demirtaş ı hatırlıyorum. O da okulun yöneticisiydi. Hepimizi nasıl severdi. Ondan çok korkardık. Ama çok da severdik. Şimdi bu insanlar kalksa da Isparta da ne olduğunu bir görseler diyorum. Yani bir 5 dakika görseler. Hilmi Dilmen Galiçya ya gitmiş, orada bir parça Avrupa görmüş. Galiçya Avrupa nın çok kalkınmış yeri değil ama, yine de Avrupa nın bir parçasıdır. Hilmi Dilmen genç simalara kalkınmışlığı anlatırdı. Türkiye, dünyanın 20. büyük ekonomisine sahip... Benim köyüm Isparta ya 25 km, uzaklıkta 2 bin nüfuslu bir köy. Akşam olduğu zaman Isparta da 10 saat çalışan bir elektrik santrali yanardı. Bütün bu ovanın köyleri onu seyrederdi, hiçbirinde elektrik yoktu. Hiçbirinde üst sınıflı okul da yoktu. Bütün bunları şunun için söylüyorum. Türkiye bir dünya devleti ise, dünya devletidir. Eğer Türkiye bugün dünyada 20. büyük ekonomiye sahip ise, sahiptir. Bundan şikayetçi olamayız değil mi? Ama şunu diyebiliriz. Niçin 10. değiliz. Size olmayın diyen mi var.? Haydi buyurun olun. Efendim 10. olamamışız da 20. olmuşuz. Bu dünyada 192 tane ülke var. Biz bunların içinde 400-450 milyar Dolarlık gayri safi hasılayla dünya sıralamasında belki