BORÇLAR HUKUKU GENEL HÜKÜMLER. Doç. Dr. Nuri Erişgin



Benzer belgeler
BORÇLAR HUKUKU Genel Hükümler 1.Bölüm

ÖZEL HUKUKTA ZAMANAŞIMI

6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu nun Getirdiği Değişiklikler ve Yenilikler

SAYILI KANUN

İçindekiler. Önsöz III BİRİNCİ KISIM. Genel Hükümler BİRİNCİ BÖLÜM. Borç İlişkisinin Kaynakları BİRİNCİ AYIRIM. Sözleşmeden Doğan Borç İlişkileri

TÜRK BORÇLAR KANUNU. Kanun No Kabul Tarihi: 11/1/2011 BİRİNCİ KISIM. Genel Hükümler BİRİNCİ BÖLÜM. Borç İlişkisinin Kaynakları BİRİNCİ AYIRIM

TÜRK BORÇLAR KANUNU. Kanun No Kabul Tarihi: 11/1/2011 BİRİNCİ KISIM

MADDE 1 - Sözleşme, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulur.

BORÇLAR HUKUKU GENEL HÜKÜMLER DERS NOTLARI

TÜRK BORÇLAR KANUNU BİRİNCİ KISIM GENEL HÜKÜMLER

Av. ERGİN AKÇAY TÜRK BORÇLAR KANUNU NA GÖRE ZAMANAŞIMI

BORÇLAR HUKUKU GENEL HÜKÜMLER DERS NOTLARI

T.C. A D A L E T B A K A N L I Ğ I EĞİTİM DAİRESİ BAŞKANLIĞI Y A R G I M E V Z U A T I B Ü L T E N İ

TÜRK BORÇLAR KANUNU. BİRİNCİ KISIM Genel Hükümler BİRİNCİ BÖLÜM Borç İlişkisinin Kaynakları BİRİNCİ AYIRIM Sözleşmeden Doğan Borç İlişkileri

KANUN TÜRK BORÇLAR KANUNU. Kanun No Kabul Tarihi: 11/1/2011

KANUN TÜRK BORÇLAR KANUNU. Kanun No Kabul Tarihi: 11/1/2011

PROFESYONEL APARTMAN & SİTE YÖNETİMİ

KANUN TÜRK BORÇLAR KANUNU. Kanun No Kabul Tarihi: 11/1/2011

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü

Yrd. Doç. Dr. Güler GÜMÜŞSOY KARAKURT ESER SÖZLEŞMESİNDE YÜKLENİCİNİN BORCA AYKIRILIĞININ ÖNCEDEN BELLİ OLMASI

PAZARLAMACILIK SÖZLEŞMELERİ

TÜRK BORÇLAR KANUNU TASARISI. BİRİNCİ KISIM Genel Hükümler. BİRİNCİ BÖLÜM Borç İlişkisinin Kaynakları

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ S. BK/100

BORÇLAR HUKUKU PRATİK ÇALIŞMALARI

BORÇLAR HUKUKU PRATİK ÇALIŞMALARI

Genel Yayın Sıra No: / 17 ISBN No: Yayına Hazırlayan İstanbul Barosu Yayın Kurulu. Tasarım / Uygulama / Baskı

Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Bütünleme Sınavı Cevap Anahtarı, (İkinci Öğretim Öğrencileri İçin)

ĐŞÇĐ ALACAKLARINDA ZAMANAŞIMI SÜRESĐNĐN BAŞLANGICI

İTİMAT BAĞIMSIZ DENETİM VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

KİRA İLİŞKİSİNİN SONA ERMESİ

Trabzon üçüncü noteri olan davalı ise, süresinde zamanaşımı itirazında bulunmuştur.

İlgili Kanun / Madde BK/66

İstihkak prosedürü sonunda, üçüncü kişinin bu hakkı kabul edilir, lehine sonuçlanırsa, o mal üzerindeki haciz kalkar veya mal o hakla birlikte

TURGUT ÖZAL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ BORÇLAR HUKUKU ÖZEL HÜKÜMLER DERSİ KİRA SÖZLEŞMELERİ DERS NOTLARI

TIBBİ KÖTÜ UYGULAMAYA İLİŞKİN ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTASI GENEL ŞARTLARI 1

SAĞLIK HUKUKU VE MEVZUATI. Ders 3. Sağlık Hukukunda Sorumluluk ve Sözleşmeler. Öğr. Gör. Hüseyin ARI

Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları

BORÇLAR HUKUKU KISA ÖZET HUK110U

TÜRK BORÇLAR KANUNU NUN HAKSIZ FİİLDEN DOĞAN BORÇ İLİŞKİLERİ ALANINDA GETİRDİĞİ YENİLİKLER VE DEĞİŞİKLİKLER

ADİ VE TİCARİ İŞLERDE FAİZE İLİŞKİN YENİLİKLER

İKİNCİ AYIRIM Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri. A. Sorumluluk I. Genel olarak BORÇLAR KANUNU İLGİLİ MADDELERİ KANUN NO: 6098

Taksitle Satış Sözleşmesi (TBK 253 vd.)

Bu kimsenin icabını zamanında vasıl olmuş addetmeğe hakkı vardır. Vaktinde gönderilen kabul haberi icabı yapana geç varır ve o kimse onunla mülzem

YENİ BORÇLAR KANUNU VE YENİ TİCARET KANUNU KAPSAMINDA TEMERRÜT FAİZİ DÜZENLEMESİ

1. BORÇ KAVRAMI I. Borcun Konusu (Edim) II. Borcun Tarafları (Alacaklı \ Borçlu)... 21

İlgili Kanun / Madde 818.S.BK/161

Yrd. Doç. Dr. Altan Fahri GÜLERCİ Afyon Kocatepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi

Sirküler Rapor Mevzuat /31-1

İ.Ü.SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ÖZEL HUKUK ANABİLİM DALI TEZ TÜRÜ: YÜKSEK LİSANS TEZİ

T.C. YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ

HAZIRLAYAN: Av. Ümit Hürrem BÜLBÜL ÜMİT HUKUK BÜROSU


AKADEMİK YILI BORÇLAR HUKUKU GENEL HÜKÜMLER FİNAL SORULARI (ÇİFT NUMARALI ÖĞRENCİLER) Sınav süresi 100 dakikadır. Başarılar Dileriz.

İlgili Kanun / Madde 5521 S. İşMK. /1

TRAFİK KAZASINDAN DOĞAN TAZMİNAT TALEPLERİNDE ZAMANAŞIMI

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM ADİ VEDİA SÖZLEŞMESİ

LİMİTED ŞİRKET MÜDÜR VE ORTAKLARININ ŞİRKET AMME BORÇLARININ ÖDENMESİNE İLİŞKİN SORUMLULUKLARI

Türk Borçlar Kanunu nda Hizmet Sözleşmesi. Doç. Dr. Kübra Doğan Yenisey İstanbul Bilgi Üniversitesi, Hukuk Fakültesi

6183 SAYILI AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUNUNDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER YÜRÜRLÜĞE GİRMİŞTİR

Özet, yaprak test, deneme sınavı ders malzemelerine ANADOLUM ekampüs Sistemin'nden ( ulaşabilirsiniz. 19.

T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire Esas No : 2010/8630 Karar No : 2013/4481 Anahtar Kelimeler : Haciz, Ödeme Emri, (BS) Formu Özeti : sayılı

-Sözleşmelerde, güvenli elektronik imza kullanılabilecek. Güvenli elektronik imza, el yazısıyla atılmış imzanın bütün hukuki sonuçlarını doğuracak.

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/ S.İşK/ S.BK/84-86

-412- (Resmi Gazete ile yayımı: Sayı: 23777)

Yeni asgari ücret devam eden personel ihalelerinin fesih nedeni olabilir mi? (Düzenleyici Karar)

İÇTİHATLAR İKİNCİ BAB BORÇLARIN HÜKMÜ BİRİNCİ FASIL BORÇLARIN İFASI A. UMUMÎ ESASLAR 35 I. BİZZAT BORÇLU TARAFINDAN İFA 67 35

KEFALET SÖZLEŞMESİNİN SONA ERME HALLERİ Tanım

TBK NIN GETİRDİĞİ DEĞİŞİKLİKLER VE YENİLİKLER

ESER SÖZLEŞMESİNDE ERKEN DÖNME

Yıllık İzindeki İşçi İşten Çıkartılabilir mi?

İŞ KAZALARINDA DOĞAN HUKUKİ VE CEZAİ SORUMLULUKLAR

Kusurlu İfa İmkânsızlığı

MADDE 1 - İki taraf karşılıklı ve birbirine uygun surette rızalarını beyan ettikleri takdirde, akit tamam olur.

Madde 6 Madde 7 Madde 8 Madde 9 III - Gaipler arasında vukubulan bir akdin hangi zamana istinat ettiği : Madde 10

Kanun No: Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu. Kabul Tarihi: R.G. Tarihi: R.G. No:

KONU: AKARYAKIT DAĞITIM ŞİRKETLERİNİN BAYİ YATIRIMLARI NEDENİYLE UĞRADIKLARI ZARARLARA İLİŞKİN SEBEBSİZ ZENGİNLEŞME DAVALARI

BORCA AYKIRILIK TEŞKİL EDEN İMKANSIZLIKLAR

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKÎ MÜZAKERE TOPLANTILARI. SAMSUN 31 Ekim-03 Kasım 2013

TÜRK SÖZLEŞME HUKUKUNDA KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI

TÜRK BORÇLAR KANUNU IŞIĞINDA ASGARİ ÜCRETTEKİ ARTIŞIN İHALE KAPSAMI SÖZLEŞMENİN FESHİ İLE FİYAT FARKI ÖDEMELERİNE ETKİSİ

İlgili Kanun / Madde 4847 S. İşK/22

Bazı makalelerde, bu iptal kararı ile kanuni temsilcilerin geçmişe yönelik sorumluluklarının kalktığına dair yorumlar okuyoruz.

Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunu Yasası sayılı, numaralı, nolu kanun, yasa KANUNİ FAİZ VE TEMERRÜT FAİZİNE İLİŞKİN KANUN

TÜRK BORÇLAR KANUNU İLE

Kiralananın Devri ve Sınırlı Ayni Hakka Konu Olması

İÇİNDEKİLER BIRINCI BOLUM KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE TARIHSEL GELIŞIM

TÜKETİCİ SÖZLEŞMELERİNDEKİ HAKSIZŞARTLAR HAKKINDA YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

BORÇLAR HUKUKU. 1-Aşağıdaki durumların hangisinde, sakat olan bir sözleşmenin iptal kabiliyeti söz konusudur? 2004/3

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM SORUMLULUK

6098 SAYILI BORÇLAR KANUNU KAPSAMINDA. ADAM ÇALIġTIRANIN SORUMLULUĞU. Av. Mustafa Özgür KIRDAR ERYĠĞĠT HUKUK BÜROSU / ANKARA

GÜLER YATIRIM HOLDİNG A.Ş. ESAS SÖZLEŞMESİ

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. / S.BK/86

BİRİNCİ KISIM UMUMİ HÜKÜMLER BİRİNCİ BAB BORÇLARIN TEŞEKKÜLÜ BİRİNCİ FASIL AKİDDEN DOĞAN BORÇLAR

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ. BORÇLAR HUKUKU GENEL HÜKÜMLER BÜTÜNLEME SINAVI Tek Numaralı Öğrenciler

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18-21

PATENT HAKLARININ KORUNMASI HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME

Ekonomik ve Politik Gelişmelerin Sözleşmelere Etkisi. Boden Academy 19 Aralık 2017

İlgili Kanun / Madde 5510 S. SGK. /88

Yeni Borçlar Yasasında Hizmet Sözleşmesi

Transkript:

BORÇLAR HUKUKU GENEL HÜKÜMLER Doç. Dr. Nuri Erişgin

Sözleşmelerin Kuruluşu

4. Ismarlanmayan şeyin gönderilmesi TBK 7- Ismarlanmamış bir şeyin gönderilmesi öneri sayılmaz. Bu şeyi alan kişi, onu geri göndermek veya saklamakla yükümlü değildir. (BK: 818 sayılı Borçlar Kanunu 29.4.1926) (TBK: 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 11.1.2011)

5. Bağlayıcı olmayan öneri ve herkese açık öneri TBK 8- Öneren, önerisi ile bağlı olmama hakkının saklı olduğunu açıkça belirtirse veya işin özelliğinden ya da durumun gereğinden bağlanma niyetinde olmadığı anlaşılırsa, önerisi kendisini bağlamaz. Fiyatını göstererek mal sergilenmesi veya tarife, fiyat listesi ya da benzerlerinin gönderilmesi, aksi açıkça ve kolaylıkla anlaşılmadıkça öneri sayılır. 4 - İltizamsız icap ve aleni icap : BK 7 - İcabı dermeyan eden kimse bu baptaki hakları mahfuz olduğunu sarahaten beyan eder yahut akdi iltizam etmemek niyetinde olduğu gerek halin muktezasından gerek işin hususi mahiyetinden istidlal olunursa, icap lüzum ifade etmez. Tarife ve cari fiyat irsali icap teşkil etmez. Semenini göstererek emtia teşhiri, kaideten icap addolunur.

TBK 15/III (13.2.2011 tarih ve 6111 sayılı Kanun m. 211 ile değişik [RG (Mükerrer): 25.02.2011 t., 27857]): Görme engellilerin talepleri halinde imzalarında şahit aranır. Aksi takdirde görme engellilerin imzalarını el yazısı ile atmaları yeterlidir. TBK 15/III (Yasalaşan İlk -orijinal- Metin) : Usulüne göre onaylanmadıkça veya imza ettikleri sırada metnin içeriğini bildikleri ispat edilmedikçe, görme engellilerin imzaları onları bağlamaz.

GENEL İŞLEM KOŞULU (TBK 20-25)

TANIM İçeriği belirleme serbestisinin gereği gibi yaşama geçirilmesinin önünde en ciddî engel genel işlem koşullarıdır. Genel işlem koşulları, yürürlükteki BK nun öngörmediği, fakat gelecekteki yasa (TBK)da önemli bir yenilik olarak düzenlenmiş bir husustur. Genel işlem koşulları, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleridir. (TBK 20/I, cüm. 1)

ETKİLERİ GİK nın üç etkisinden söz edilebilir. 1. Sözleşmenin kuruluşundaki etkisi 2. Sözleşmenin ve tarafların iradelerinin yorumunda etkisi 3. Sözleşmenin geçerliliğine etkisi

GİK NA KARŞI KORUMA GİK na karşı üç koruma olanağı ön plâna çıkmaktadır. 1. Yazılmamış sayılma (TBK 21) 2. Aleyhe yorumlama (TBK 23) 3. Tek yanlı değiştirme yasağı (TBK 24) Bu da aslında yazılmamış sayılma sonucu bağlanan bir durumdur.

GABİN

III. Aşırı yararlanma TBK 28- Bir sözleşmede karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık varsa, bu oransızlık, zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiği takdirde, zarar gören, durumun özelliğine göre ya sözleşme ile bağlı olmadığını diğer tarafa bildirerek ediminin geri verilmesini ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteyebilir. Zarar gören bu hakkını, düşüncesizlik veya deneyimsizliğini öğrendiği; zor durumda kalmada ise, bu durumun ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde sözleşmenin kurulduğu tarihten başlayarak beş yıl içinde kullanabilir.

HAKSIZ FİİL

c. Belirlenmesi ZARARIN BELİRLENMESİ TBK 55- Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz. Bu Kanun hükümleri, her türlü idari eylem ve işlemler ile idarenin sorumlu olduğu diğer sebeplerin yol açtığı vücut bütünlüğünün kısmen veya tamamen yitirilmesine ya da kişinin ölümüne bağlı zararlara ilişkin istem ve davalarda da uygulanır.

d. Manevî tazminat MANEVÎ TAZMİNAT TBK 56- Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevî tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevî tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir. 3 - ŞAHSİ MENFAATLERİN HALELDAR OLMASI BK 49 - Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir. Hakim, manevi tazminatın miktarını tayin ederken, tarafların sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate alır. Hakim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir tazmin sureti ikame veya ilave edebileceği gibi tecavüzü kınayan bir karar vermekle yetinebilir ve bu kararın basın yolu ile ilanına da hükmedebilir.

V. Sorumluluk sebeplerinin çokluğu 1. Sebeplerin yarışması TBK 60- Bir kişinin sorumluluğu, birden çok sebebe dayandırılabiliyorsa hâkim, zarar gören aksini istemiş olmadıkça veya kanunda aksi öngörülmedikçe, zarar görene en iyi giderim imkânı sağlayan sorumluluk sebebine göre karar verir.

2. Müteselsil sorumluluk a. Dış ilişkide TBK 61- Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır. b. İç ilişkide TBK 62- Tazminatın aynı zarardan sorumlu müteselsil borçlular arasında paylaştırılmasında, bütün durum ve koşullar, özellikle onlardan her birine yüklenebilecek kusurun ağırlığı ve yarattıkları tehlikenin yoğunluğu göz önünde tutulur. Tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişi, bu fazla ödemesi için, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olur.

2. Hayvan bulunduranın sorumluluğu a. Giderim yükümlülüğü TBK 67- Bir hayvanın bakımını ve yönetimini sürekli veya geçici olarak üstlenen kişi, hayvanın verdiği zararı gidermekleyükümlüdür. Hayvan bulunduran, bu zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat ederse sorumlu olmaz. Hayvan, bir başkası veya bir başkasına ait hayvan tarafından ürkütülmüş olursa, hayvanı bulunduranın, bu kişilere rücu hakkı saklıdır. b. Alıkoyma hakkı TBK 68- Bir kişinin hayvanı, başkasının taşınmazı üzerinde bir zarar verdiği takdirde, taşınmazın zilyedi, o hayvanı yakalayabilir, zararı giderilinceye kadar alıkoyabilir; hattâ durum ve koşullar haklı gösteriyorsa hayvanı diğer yollarla etkisiz hâle getirebilir. Bu durumda, taşınmazın zilyedi derhâl hayvan sahibine bilgi vermek ve sahibini bilmiyorsa, onun bulunması için gerekli girişimleri yapmak zorundadır.

II. Özen sorumluluğu 1. Adam çalıştıranın sorumluluğu TBK 66- Adam çalıştıran, çalışanın, kendisine verilen işin yapılması sırasında başkalarına verdiği zararı gidermekle yükümlüdür. Adam çalıştıran, çalışanını seçerken, işiyle ilgili talimat verirken, gözetim ve denetimde bulunurken, zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispatederse, sorumlu olmaz. Bir işletmede adam çalıştıran, işletmenin çalışma düzeninin zararın doğmasını önlemeye elverişli olduğunu ispat etmedikçe, o işletmenin faaliyetleri dolayısıyla sebep olunan zararı gidermekle yükümlüdür. Adam çalıştıran, ödediği tazminat için, zarar veren çalışana, ancak onun bizzat sorumlu olduğu ölçüde rücu hakkına sahiptir. (C) İSTİHDAM EDENLERİN MESULİYETİ BK 55 - Başkalarını istihdam eden kimse, maiyetinde istihdam ettiği kimselerin ve amelesinin hizmetlerini ifa ettikleri esnada yaptıkları zarardan mesuldür. Şukadar ki böyle bir zararın vuku bulmaması için hal ve maslahatın icabettiği bütün dikkat ve itinada bulunduğunu yahut dikkat ve itinada bulunmuş olsa bile zararın vukuuna mani olamıyacağını ispat ederse mesul olmaz. İstihdam eden kimsenin, zamin olduğu şey ile zararı ika eden şahsa karşı rücu hakkı vardır.

3. Yapı malikinin sorumluluğu a. Giderim yükümlülüğü TBK 69- Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür. İntifa ve oturma hakkı sahipleri de, binanın bakımındaki eksikliklerden doğan zararlardan, malikle birlikte müteselsilen sorumludurlar. Sorumluların, bu sebeplerle kendilerine karşı sorumlu olan diğer kişilere rücu hakkı saklıdır. (H) BİNA VE DİĞER ŞEYLERDE MESULİYET I - Zarar ve ziyan BK 58 - Bir bina veya imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazadaki kusurundan dolayı mesul olur. Bu cihetten dolayı kendisine karşı mesul olan şahıslar aleyhindeki rücu hakkı mahfuzdur.

III. Tehlike sorumluluğu ve denkleştirme TBK 71- Önemli ölçüde tehlike arzeden bir işletmenin faaliyetinden zarar doğduğu takdirde, bu zarardan işletme sahibi ve varsa işleten müteselsilen sorumludur. Bir işletmenin, mahiyeti veya faaliyette kullanılan malzeme, araçlar ya da güçler göz önünde tutulduğunda, bu işlerde uzman bir kişiden beklenen tüm özenin gösterilmesi durumunda bile sıkça veya ağır zararlar doğurmaya elverişli olduğu sonucuna varılırsa, bunun önemli ölçüde tehlike arzeden bir işletme olduğu kabul edilir. Özellikle, herhangi bir kanunda benzeri tehlikeler arzeden işletmeler için özel bir tehlike sorumluluğu öngörülmüşse, bu işletme de önemli ölçüde tehlike arzeden işletme sayılır. Belirli bir tehlike hâli için öngörülen özel sorumluluk hükümleri saklıdır. Önemli ölçüde tehlike arzeden bir işletmenin bu tür faaliyetine hukuk düzenince izin verilmiş olsa bile, zarar görenler, bu işletmenin faaliyetinin sebep olduğu zararlarının uygun bir bedelle denkleştirilmesini isteyebilirler.

C. Zamanaşımı I. Kural TBK 72- Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde, fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır. Haksız fiil dolayısıyla zarar gören bakımından bir borç doğmuşsa zarar gören, haksız fiilden doğan tazminat istemi zamanaşımına uğramış olsa bile, her zaman bu borcu ifadan kaçınabilir. (V) MÜRURU ZAMAN BK 60 - Zarar ve ziyan yahut manevi zarar namiyle nakdi bir meblağ tediyesine müteallik dava, mutazarrır olan tarafın zarara ve failine ittılaı tarihinden itibaren bir sene ve her halde zararı müstelzim fiilin vukuundan itibaren on sene mürurundan sonra istima olunmaz. Şukadar ki zarar ve ziyan davası, ceza kanunları mucibince müddeti daha uzun müruru zamana tabi cezayı müstelzim bir fiilden neşet etmiş olursa şahsi davaya da o müruru zaman tatbik olunur. Eğer haksız bir fiil, mutazarrır olan taraf aleyhinde bir alacak tevlit etmiş olursa, mutazarrır kendisinin tazminat talebi müruru zaman ile sakıt olsa bile o alacağı vermekten imtina edebilir.

II. Rücu istemi TBK 73- Rücu istemi, tazminatın tamamının ödendiği ve birlikte sorumlu kişinin öğrenildiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Tazminatın ödenmesi kendisinden istenilen kişi, durumu birlikte sorumlu olduğu kişilere bildirmek zorundadır. Aksi takdirde zamanaşımı, bu bildirimin dürüstlük kurallarına göre yapılabileceği tarihte işlemeye başlar.

III. Geçici ödemeler TBK 76- Zarar gören, iddiasının haklılığını gösteren inandırıcı kanıtlar sunduğu ve ekonomik durumu da gerektirdiği takdirde hâkim, istem üzerine davalının zarar görene geçici ödeme yapmasına karar verebilir. Davalının yaptığı geçici ödemeler, hükmedilen tazminata mahsup edilir; tazminata hükmedilmezse hâkim, davacının aldığı geçici ödemeleri, yasal faizi ile birlikte geri vermesine karar verir.

SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME

A. Koşulları I. Genel olarak TBK 77- Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür. Bu yükümlülük, özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğmuş olur.

C. Geri istenememe TBK 81- Hukuka veya ahlaka aykırı bir sonucun gerçekleşmesi amacıyla verilen şey geri istenemez. Ancak, açılan davada hâkim, bu şeyin Devlete mal edilmesine karar verebilir.

SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMEDE ZAMANAŞIMI D. Zamanaşımı TBK 82- Sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Zenginleşme, zenginleşenin bir alacak hakkı kazanması suretiyle gerçekleşmişse diğer taraf, istem hakkı zamanaşımına uğramış olsa bile, her zaman bu borcunu ifadan kaçınabilir.

Genel ekonomik durumun değişmesinin para borçlarında yarattığı en önemli sorun faiz oranıdır. Yeni TBK nda çözüm olarak faizin sınırlanması benimsenmiştir. Anapara (Sermaye) faizi (TBK 88) Kural: Sözleşmede kararlaştırılan faiz oranı Sınırı: Mevzuatta öngörülmüş olan yıllık faiz oranının % 50 fazlasını aşamaz. İstisna: Sözleşmede kararlaştırılmış faiz oranı yoksa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenecek yıllık faiz oranı Temerrüt faizi oranı (TBK 120) FAİZ SINIRLAMALARI Kural: Sözleşmede kararlaştırılan temerrüt faizi oranı Sınırı: Mevzuatta öngörülmüş olan yıllık temerrüt faizi oranının % 100 fazlasını aşamaz. İstisna: Sözleşmede kararlaştırılmış temerrüt faizi oranı yoksa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenecek yıllık temerrüt faizi oranı Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur.

TAM İKİ TARAFA BORÇ YÜKLEYEN SÖZLEŞMELERDE TEMERRÜT d. Sürekli edimli sözleşmelerde TBK 126- İfasına başlanmış sürekli edimli sözleşmelerde, borçlunun temerrüdü hâlinde alacaklı, ifa ve gecikme tazminatı isteyebileceği gibi, sözleşmeyi feshederek, sözleşmenin süresinden önce sona ermesi yüzünden uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilir.

SORUMSUZLUK ANLAŞMASI 2 - MESULİYETTEN BERAAET ŞARTI BK 99 - Hile veya ağır kusur halinde düçar olacağı mesuliyetten borçlunun iptidaen beraetini tazammun edecek her şart, batıldır. Hafif kusur halinde, borçlu iptidaen mesuliyetten beraeti tazammun eden şartın dermeyanı sırasında alacaklı borçlunun hizmetinde ise veya mesuliyet hükümet tarafından imtiyaz suretiyle verilen bir sanatin icrasından tevellüt ediyorsa; haiz olduğu takdir salahiyetine istinat ile hakim, bu şartı batıl addedebilir. 2. Sorumsuzluk anlaşması TBK 115- Borçlunun ağır kusurundan sorumlu olmayacağına ilişkin önceden yapılan anlaşma kesin olarak hükümsüzdür. Borçlunun alacaklı ile hizmet sözleşmesinden kaynaklanan herhangi bir borç sebebiyle sorumlu olmayacağına ilişkin olarak önceden yaptığı her türlü anlaşma kesin olarak hükümsüzdür. Uzmanlığı gerektiren bir hizmet, meslek veya sanat, ancak kanun ya da yetkili makamlar tarafından verilen izinle yürütülebiliyorsa, borçlunun hafif kusurundan sorumlu olmayacağına ilişkin önceden yapılan anlaşma kesin olarak hükümsüzdür.

YARDIMCI KİŞİLERİN FİİLLERİNDEN SORUMLULUK 3 - MUAVİN ŞAHISLARIN MESULİYETİ BK 100 - Bir borcun ifasını veya bir borçdan mütevellit bir hakkın kullanılmasını kendisi ile beraber yaşayan şahıslara veya maiyetinde çalışanlara velev kanuna muvafık surette tevdi eden kimse, bunların işlerini icra esnasında ika ettikleri zarardan dolayı diğer tarafa karşı mesuldür. Bunların fiilinden mütevellit mesuliyeti, evvelce iki taraf arasında yapılan bir mukavele tamamen veya kısmen bertaraf edebilir. Alacaklı, borçlunun hizmetinde ise veya mesuliyet hükümet tarafından imtiyaz suretiyle verilen bir sanatın icrasından tevellüt ediyorsa; borçlu mukavele ile ancak hafif bir kusurdan mütevellit mesuliyetten kendisini beri kılabilir. 3. Yardımcı kişilerin fiillerinden sorumluluk TBK 116- Borçlu, borcun ifasını veya bir borç ilişkisinden doğan hakkın kullanılmasını, birlikte yaşadığı kişiler ya da yanında çalışanlar gibi yardımcılarına kanuna uygun surette bırakmış olsa bile, onların işi yürüttükleri sırada diğer tarafa verdikleri zararı gidermekle yükümlüdür. Yardımcı kişilerin fiilinden doğan sorumluluk, önceden yapılan bir anlaşmayla tamamen veya kısmen kaldırılabilir. Uzmanlığı gerektiren bir hizmet, meslek veya sanat, ancak kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle yürütülebiliyorsa, borçlunun yardımcı kişilerin fiillerinden sorumlu olmayacağına ilişkin anlaşma kesin olarak hükümsüzdür.

KUSURSUZ İFA İMKÂNSIZLIĞI D - İFANIN MÜMKÜN OLMAMASI: BK 117 - Borçluya isnat olunamıyan haller münasebetiyle borcun ifası mümkün olmazsa, borç sakıt olur. Karşılıklı taahhütleri havi akitlerde bu suretle beri olan borçlu haksız iktisaplara müteallik hükümlere tevfikan almış olduğu şeyleri iadeye mecbur ve kendisine henüz tediye edilmemiş bulunan şeyi istemek hakkından mahrum olur. Kanun veya akit ile, borcun ifasından evvel bile vukua gelen zararın, alacaklıya tahmil edilmiş olduğu haller bundan müstesnadır. E. İfa imkânsızlığı I. Genel olarak TBK 136- Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borç sona erer. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder. Kanun veya sözleşmeyle borcun ifasından önce doğan hasarın alacaklıya yükletilmiş olduğu durumlar, bu hükmün dışındadır. Borçlu ifanın imkânsızlaştığını alacaklıya gecikmeksizin bildirmez ve zararın artmaması için gerekli önlemleri almazsa, bundan doğan zararları gidermekle yükümlüdür.

II. Kısmi ifa imkânsızlığı KISMÎ İMKÂNSIZLIK TBK 137- Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle kısmen imkânsızlaşırsa borçlu, borcunun sadece imkânsızlaşan kısmından kurtulur. Ancak, bu kısmi ifa imkânsızlığı önceden öngörülseydi taraflarca böyle bir sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa, borcun tamamı sona erer. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde, bir tarafın borcu kısmen imkânsızlaşır ve alacaklı kısmi ifaya razı olursa, karşı edim de o oranda ifa edilir. Alacaklının böyle bir ifaya razı olmaması veya karşı edimin bölünemeyen nitelikte olması durumunda, tam imkânsızlık hükümleri uygulanır.

III. Aşırı ifa güçlüğü AŞIRI İFA GÜÇLÜĞÜ TBK 138- Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır. Bu madde hükmü yabancı para borçlarında da uygulanır. Yürürlükteki hukukta düzenlenmemiş olan, fakat uygulamada başvurulan çözüm, esas itibariyle sürekli borç ilişkileri bakımından mümkün görülmekte; bununla birlikte diğer sözleşmeler için de uygulanması gereği kabul edilmektedir. Gelecekteki TBK 138 in koşulları bu ayırımı yapmaksızın düzenlenmiştir. Bu düzenleme, ancak sözleşmeyi sona erdirmeden başka çare kalmamışsa, bunun dönme yoluyla gerçekleştirileceğini; sürekli edimli sözleşmelerde ise, fesih hakkının kullanılabileceğini öngörmektedir.

TEK TARAFLI BEYANLA TAKAS EDİLEMEYEN HALLER III. TAKASI KABİL OLMIYAN ALACAKLAR: BK 123 - Aşağıdaki alacaklar, alacaklıların arzusu hilafında takas ile ıskat edilemez. 1 - Tevdi edilmiş veya haksız olarak alınmış veya hile ile alıkonulmuş bulunan bir şeyin iadesine veya bedeline taallük eden mutalebeler. 2 - Nafaka ve iş ücreti gibi borçlunun ve ailesinin iaşesi için mutlak surette zaruri olup hususi mahiyeti itibariyle fiilen alacaklının eline verilmesi icap eden alacaklar. 3 - Devlet ve vilayet ve köyler lehine olarak hukuku ammeden neşet eden alacaklar. III. Alacaklının rızasıyla takas edilebilir alacaklar TBK 144- Aşağıdaki alacaklar takas haklarının doğumundan sonra, ancak alacaklıların rızasıyla takas edilebilir: 1. Tevdi edilmiş eşyanın geri verilmesine veya bedeline ilişkin alacaklar. 2. Haksız olarak alınmış veya aldatma sonucunda alıkonulmuş eşyanın geri verilmesine veya bedeline ilişkin alacaklar. 3. Nafaka ve işçi ücreti gibi, borçlunun ve ailesinin bakımı için zorunlu olup, özel niteliği gereği, doğrudan alacaklıya verilmesi gereken alacaklar.

F - MÜRURU ZAMAN: I. MÜDDETLER: 1 - ON SENELİK MÜRURU ZAMAN BK 125 - Bu kanunda başka suretle hüküm mevcut olmadığı takdirde, her dava on senelik müruru zamana tabidir. 2 - BEŞ SENELİK MÜRURU ZAMAN BK 126 - Aşağıdaki alacak veya davalar hakkında beş senelik müruru zaman cari olur: 1 - Alelümum kiralar ile resülmal faizleri ve muayyen zamanlarda tediyesi meşrut aidat hakkındaki davalar. 2 - Erzak bedeli ve nafaka ve otel ve lokanta masraflarına müteallik davalar. 3 - (Değişik bent: 29/06/1956-6763/41 md.) Sanatkarların veya esnafın emeklerinin karşılığı, perakendecilerin sattıkları malların parası, noterlerin mesleki hizmetleri karşılığı, başkalarının maiyetinde çalışan veya müstahdemi olan kimselerin, hizmetçilerin, yevmiyecilerin ve işçilerin ücretleri hakkındaki davalar; 4 - (Ek bent: 29/06/1956-6763/41 md.) Ticari olsun olmasın bir şirket akdine dayanan ve ortaklar arasında veya şirketle ortaklar arasında açılmış bulunan bütün davalar ile bir şirketin müdürleri, temsilcileri, murakıplariyle şirket veya ortaklar arasındaki davalar, vekalet akdinden, komüsyon aktinden, acentalık mukavelesinden, ticari tellallık ücreti davası hariç, tellallık akdinden doğan bütün davalar, mütaahhidin kasıt veya ağır kusuru ile akdi hiç veya gereği gibi yerine getirmemiş ve bilhassa ayıplı malzeme kullanmış veya ayıplı bir iş meydana getirmiş olması sebebiyle açılacak davalar hariç olmak üzere istisna akdinden doğan bütün davalar. İKİNCİ AYIRIM Zamanaşımı A. Süreler I. On yıllık zamanaşımı TBK 146- Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir. II. Beş yıllık zamanaşımı TBK 147- Aşağıdaki alacaklar için beş yıllık zamanaşımı uygulanır: 1. Kira bedelleri, anapara faizleri ve ücret gibi diğer dönemsel edimler. 2. Otel, motel, pansiyon ve tatil köyü gibi yerlerdeki konaklama bedelleri ile lokanta ve benzeri yerlerdeki yeme içme bedelleri. 3. Küçük sanat işlerinden ve küçük çapta perakende satışlardan doğan alacaklar. 4. Bir ortaklıkta, ortaklık sözleşmesinden doğan ve ortakların birbirleri veya kendileri ile ortaklık arasındaki; bir ortaklığın müdürleri, temsilcileri, denetçileri ile ortaklık veya ortaklar arasındaki alacaklar. 5. Vekâlet, komisyon ve acentalık sözleşmelerinden, ticari simsarlık ücreti alacağı dışında, simsarlık sözleşmesinden doğan alacaklar. 6. Yüklenicinin yükümlülüklerini ağır kusuruyla hiç ya da gereği gibi ifa etmemesi dışında, eser sözleşmesinden doğan alacaklar.

EK SÜRE V. DAVANIN REDDİ HALİNDE MUNZAM MÜDDET: BK 137 - Dava veya defi, vazıyed eden hakimin salahiyeti olmaması veya tamiri kabil ve şekle müteallik bir noksan veya vaktinden evvel ikame edilmiş olması sebebi ile reddolunmuş olupta arada müruru zaman müddeti hitam bulmuş ise alacaklı hakkını talep etmek için altmış günlük munzam bir müddeten istifade eder. E. Davanın reddinde ek süre TBK 158- Dava veya def i; mahkemenin yetkili veya görevli olmaması ya da düzeltilebilecek bir yanlışlık yapılması yahut vaktinden önce açılmış olması nedeniyle reddedilmiş olup da o arada zamanaşımı veya hak düşürücü süre dolmuşsa, alacaklı altmış günlük ek süre içinde haklarını kullanabilir.

III. MÜRURU ZAMANIN CEREYANINA MANİ OLAN VE MÜRURU ZAMANI TATİL EDEN SEBEPLER: BK 132 - Aşağıdaki hallerde müruru zaman cereyan etmez ve cereyana başlamış ise inkıtaa uğrar: 1 - Velayet devam ettiği müddetçe çocukların baba ve analarına karşı olan alacakları hakkında. 2 - Vesayet devam ettiği müddetçe vesayet altında bulunanların vasi veya Sulh Hakimi ve Mahkemei Asliye Hakimleri zimmetinde olan alacakları hakkında. 3 - Nikah devam ettiği müddetçe karı kocadan birinin, diğeri zimmetinde olan alacakları hakkında. 4 - Hizmet mukavelesinin devam ettiği müddetçe hizmetçilerin, istihdam edenlere karşı olan alacakları hakkında. 5 - Borçlu alacak üzerinde intifa hakkını haiz olduğu müddetçe. 6 - Alacağı, bir Türk mahkemesi huzurunda iddia etmek imkanı olmadığı müddetçe. Müruru zaman, tatil eden sebeplerin zail olduğu günün hitamından itibaren başlar veya tevakkuftan evvel başlamış olan cereyanına devam eder. C. Zamanaşımının durması TBK 153- Aşağıdaki durumlarda zamanaşımı işlemeye başlamaz, başlamışsa durur: 1. Velayet süresince, çocukların ana ve babalarından olan alacakları için. 2. Vesayet süresince, vesayet altında bulunanların vasiden veya vesayet işlemleri sebebiyle Devletten olan alacakları için. 3. Evlilik devam ettiği sürece, eşlerin diğerinden olan alacakları için. 4. Hizmet ilişkisi süresince, ev hizmetlilerinin onları çalıştıranlardan olan alacakları için. 5. Borçlu, alacak üzerinde intifa hakkına sahip olduğu sürece. 6. Alacağı, Türk mahkemelerinde ileri sürme imkânının bulunmadığı sürece. 7. Alacaklı ve borçlu sıfatının aynı kişide birleşmesinde, birleşmenin ileride geçmişe etkili olarak ortadan kalkması durumunda, bu durumun ortaya çıkmasına kadar geçecek sürece. Zamanaşımını durduran sebeplerin ortadan kalktığı günün bitiminde zamanaşımı işlemeye başlar veya durmadan önce başlamış olan işlemesini sürdürür.