REHBERLİK SERVİSİ BÜLTENİ NO:6 ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE KORKULAR



Benzer belgeler
2013 / 2014 SAYI: 12. El Ele Birinciliğe. Haftanın Bazı Başlıkları. Çocukluk Dönemi Korkuları Aşı Olduk CAS Araştırma Ziyareti

2013 / 2014 SAYI: 7. Haftanın Bazı Başlıkları

ÇOCUKLUK ÇAĞI KORKULARI

ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI

OKUL ÖNCESİ ÇOCUĞUNDA UYKU SORUNLARI VE ÖNERİLER

Islak Kuru Sıvı- Katı - Gaz

REHBERLİK SERVİSİ. Anne-Babalar Okula Hazır Mıyız?

KORKU HAYAL GÜCÜNÜN MUHTEŞEM BİR HEDİYESİDİR

ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE KORKULAR

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI AİLE İÇİ ŞİDDET

ÇOCUK ve KORKU. Çocuklar Nelerden Korkarlar?

ERKEN ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE YALAN SÖYLEME DAVRANIŞI

Can kardeş Rehberlik ve Psikolojik Danışma Birimi Nisan Ayı Rehberlik Bülteni Can Velimiz ;

OYUN VE ÇOCUK. -Çocuğun iç dünyasını anlayabilmek. -Çocuğun olayları anlamasına yardım etmek. -Çocuğa olaylarla baş etme becerileri kazandırmak

Çocuklarınızın öfkelerini kontrol etmelerinde ve uygun yollarla ifade etmelerini sağlamakta aşağıdaki noktaları göz önünde bulundurabilirsiniz.

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

Hamileliğe başlangıç koşulları

ÖZEL ÇEKMEKÖY NEŞELİ ANAOKULU. PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK ve REHBERLİK BÜLTENİ ÇOCUKLARDA DAVRANIŞ GELİŞİMİ

3 Yaş Grubu Uğur Böcekleri Sınıfı Şubat Ayı Bülteni

ÜMRANİYE REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI ANAOKULU PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK SERVİSİ EYLÜL 2012 VELİ BÜLTENİ ÇOCUKLARDA OKUL KORKUSU

Okul fobisi nasıl gelişir?

ile yalnız kalma, içe kapanma, sürekli öfke duyma ve yoğun çatışmalar ile kendini gösterir.

OKULA HAZIR MISINIZ? VELİ BÜLTENİ EYLÜL ATA KOLEJİ REHBERLİK SERVİSİ

Zorlu Yaşantılar Sonrası Stres Belirtileri (Travma Sonrası Stres Bozukluğu)

ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI ANAOKULU PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK SERVİSİ ARALIK 2012 VELİ BÜLTENİ ÇOCUKLARDA KORKU

AKRAN İ LİŞKİ LERİ. PDR Bülteni Sayı: 03

SEVGİ, SAYGI ve YARDIMLAŞMA

İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

ÖZEL EFDAL ĠLKÖĞRETĠM OKULU REHBERLĠK BÜLTENĠ- ARALIK 2010

FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ

EDA ÖZCAN ÇOCUK GELİŞİMİ ÖĞRETMENİ

EĞİTİME İLK ADIM MODERN PDR

OKUL KORKUSU VE OKULA UYUMDA AİLE

Hani annemin en büyük yardımcısı olacaktım? Hani birlikte çok eğlenecektik? Kardeşime dokunmama bile izin vermiyor. Kucağıma almak da yasak.

Kekemelik, konuşmanın akıcılığıyla ilgili bir iletişim bozukluğudur. Ses, hece ve sözcüklerde uzatmalar, tekrarlar veya duraklamalarla

Psikolog Seda BİLGEN IŞIK İÇİNDEKİLER: 1. TIRNAK YEME 2. ÇOCUKLARDA BİLGİSAYAR KULLANIMI 3. SINAV KAYGISI 4. KAYNAKÇA

TERAKKİ VAKFI ÖZEL ŞİŞLİ TERAKKİ ANAOKULU EĞİTİM YILI Bilgi Bülteni Sayı:7 4 5 YAŞ ÇOCUKLARININ GELİŞİM BASAMAKLARI

Türkçe dili etkinlikleri, öğretmen rehberliğinde yapılan grup etkinliklerindendir. Bu etkinlikler öncelikle çocukların dil gelişimleriyle ilgilidir.

OKULA BAŞLARKEN OKULA BAŞLAMA SÜRECİ

Kayıp, Ölüm ve Yas Süreci. Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN

ÖZEL EFDAL İLKOKULU VE ORTAOKULU REHBERLİK BÜLTENİ- ŞUBAT / MART 2015 TEKNOLOJİYİ DOĞRU KULLANIYORUM

Suyu nerelerde, ne amaçla kullandığımız (içmek, temizlenmek, enerji vb.) hakkında soru-cevap tekniği kullanarak sohbet ediyoruz. ANADİL ETKİNLİKLERİ

EMDR GÖZ HAREKETLERİ İLE SİSTEMATİK DUYARSIZLAŞTIRMA VE YENİDEN İŞLEME. (Eye Movement Desensitization and Reprossesing)

Özgüven Nedir? Özgüven Eksikliği Nedir?

CİNSEL GELİŞİM VE EĞİTİM

T.C ALİAĞA KAYMAKAMLIĞI REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Hizmetleri Bölümü BÜLTEN. Ayın Konusu

Çocuğumuza Etkili Ve Verimli Ders Çalışma Alışkanlığını Kazandırma Konusunda Nasıl Destek Olabiliriz?


ANNE-BABA TUTUMLARI. Aşırı Koruyucu Tutum

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni SINIRLAR VE DİSİPLİN

1/23/2015. Karne Ne Anlatır. Ocak Beylikdüzü A.K.Koleji Rehberlik Servisi Veli Paylaşımı

FMV ÖZEL AYAZAĞA IŞIK ANAOKULU 4 YAŞ SINIFI BÜLTENİ

OKUL FOBİSİ. Bir çocuğun okul deneyiminin beyin işlevi ve anatomisinde gerçek değişimler yarattığı biliniyor Mel Levine

PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK BÜLTENİ SAYI 2 ÇOCUKLARIMIZIN KAYGILARIYLA BAŞ EDEBİLME

10-11 YAŞ GRUBUNUN ANNE BABASI OLMAK

AİLE İÇİ ETKİLİ İLETİŞİM

ERGENİM BEN!!! Nereden Çıktı Bu Sınav?

ÇOCUKLARDA ÖZGÜVEN GELİŞİMİ

ARKADAŞ SEÇİMİNİN ÖNEMİ

OYUN VE ÇOCUK. Oyunun Aşamaları:

Otizm Spektrum Bozukluğu. Özellikleri

İkinci B ö l üm KİŞİLİK VE KARAKTER GELİŞİM SÜRECİ

İÇİNDE COŞKU VE KAYGIYI BİRLİKTE BULUNDURAN BİR ÇİFT GÖZ KENDİ BAŞINA YENİ VE BİLİNMEZ BİR SERÜVENE BAŞLAMANIN HEYECANINI VE KORKUSUNU TAŞIYAN BİR

TURKKI. Aramıza katılın!

2013 / 2014 SAYI: 17. Haftanın Bazı Başlıkları

DUYGUSAL ZEKA. Birbirinden tamamen farklı bu iki kavrama tarzı, zihinsel yaşantımızı oluşturmak için etkileşim halindedirler.

OKUL KORKUSU VE BAŞ ETME YOLLARI. Banu SOYDABAŞ Şeker İlköğretim Okulu Psikolojik Danışman

MATEMATİĞİ SEVİYORUM OKUL ÖNCESİNDE MATEMATİK

DEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE

FMV ÖZEL AYAZAĞA IŞIK ANAOKULU 4 YAŞ SINIFI BÜLTENİ

Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) Dr. Çağlayan Üçpınar Nisan 2005

GELİŞİMİN EN HIZLI OLDUĞU DÖNEMİ 0-3 YAŞTIR Fakat 0-6 yaşın her döneminde çocuğun öğreneceği fiziksel, sosyal, zihinsel, cinsel, duygusal ve ahlaki gö

MALTEPE SİHİRLİ GEMİLER ANAOKULU

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI

Dil Gelişimi. temel dil gelişimi imi bilgileri

SINAV KAYGISI KİTAPÇIĞI

KASIM DİKKAT!!! KARDEŞ GELİYOR... SAYI ÖZEL ALTIN NESİL ÇOCUK EVİ REHBERLİK BÜLTENİ

ANASINIFI PYP VELİ BÜLTENİ (8 Eylül Ekim 2014 )

DEĞERLERİN ÇOCUKLARA AKTARIMI

Dil Öğrenme ve yazım dili öğrenme

OKAN EĞİTİM KURUMLARI PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ

DEĞERLER EĞİTİMİ ARKADAŞLIK

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ

İçindekiler. Teşekkür, xiii Giriş, xv. Öykü 1 Öykünün Öyküsü, xxi. Bölüm 1 Metaforun Büyüsü, 3

DEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE

BURSA ÖZEL BİREY OKULLARI OKULA UYUM SÜRECİ BAHAR İLHAN REHBER ÖĞRETMEN

OKUMA YAZMAYA HAZIRLIK ÇALIŞMALARI

TİCARET VE SANAYİ ODASI İLKOKULU SOSYAL BECERİ GELİŞTİRME GRUP ÇALIŞMAMIZ. REHBERLİK ve PSİKOLOJİK DANIŞMA SERVİSİ

ÇOCUKLARA SINIR KOYMA

Kardeş Kıskançlığı Nedir?

TRAVMA ÇOCUKLARDA TRAVMA SONRASI STRES TEPKİLERİ. Yukarıda özetlenen üç büyük kategori aynı olmakla. birlikte, TSS tepkileri çocuklarda yetişkinlerde

AĐLE ĐÇĐ ETKĐLĐ ĐLETĐŞĐM

3-6 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ

Evlat Edinilen Çocuğa Multidisipliner Yaklaşım: Vaka Örnekleri Üzerinden Evlat Edinme. Psikolog Reyhan Bahçivan-Saydam

Deniz Kantarcıoğlu Anaokulu Rehber Öğretmeni. «Okula Uyum»

Sevgili Anne ve Babalar;

Bağımlılık-Bağımsızlık. Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN

Histeri. Histeri, Konversiyonun kelime anlamı döndürmedir.

Transkript:

REHBERLİK SERVİSİ BÜLTENİ NO:6 ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE KORKULAR Günlük hayatımızda yaşadığımız mutluluk, üzüntü gibi duygular kadar korku da yaşanması normal olan bir duygudur. Korku tehlike yaratan bir durum karşısında devreye giren bir savunma mekanizmasıdır. Okulöncesi dönemdeki çocuklar kendilerini sözel olarak yeterli şekilde ifade edemediklerinden, genelde korktuklarını verdikleri davranışsal tepkilerden anlarız. Tepki olarak huzursuzlanmak, ağlamak, bağırmak gibi davranışlar sergileyebilirler. Birçok korku türü geçicidir ve gelişimle ilgilidir. Korku tepkisi çocukların kendilerini tehdit eden uyaranlara gösterdikleri normal bir tepkidir. Bu gelişimsel korkular günlük yaşamın normal bir şekilde sürdürülmesini etkilemezler. Hatta korku deneyiminin günlük streslerle başa çıkma konusunda etkili olduğu da bilinmektedir. Bu normal sayılan korkular, çocuğun günlük hayatını huzur içinde sürdürmesine engel olacak yoğunlukta olmadıkça, doğal karşılanmalıdır. Her yaşın gelişimsel özelliklerine özgü dönemsel korkuları olduğu gibi çocuklar spesifik bir obje ya da kişiye karşı da korku geliştirebilirler. Öncelikle çocuğun korkusunun dönemsel mi yoksa spesifik mi olduğunu anlamak gerekir. Korku ile baş etmenin yolu korkuyu bastırmak, yok saymak değil korkunun kaynağını anlayıp, çocuğa korkusu ile uygun şekilde başa çıkmayı öğretmektir. Korkunun Öğrenilme Mekanizması Tüm tutumlar ve tepkiler gibi korkular ve fobiler de öğrenilmiş tepkiler olabilir. Tüm çocuklar hatta bebekler, anne-babalarının paniklerini ve endişelerini hissederler. Anne-babanın etkisi olmaksızın sadece çocuğun ürkütücü bir deneyim yaşaması da korku geliştirmesine neden olabilir. Örneğin; bir köpeği severken köpeğin birden yüksek sesle havlaması, çocuğun başka bir köpeğe yaklaşırken tedirgin olmasına neden olabilir. Bazen korku hemen gelişebilir ve çocuk bundan sonra gördüğü her köpekten korkabilir. Bazen de birkaç şanssız deneyimin üst üste yaşanması sonucunda korku gelişir. Korkular böylece fobiye dönüşebilir. Fobi, herhangi bir durumla ve nesneyle karşılaşıldığında mantıksal olmayan şiddetli endişedir. Korku ise, gerçekte var olan bir tehlike sonrasında oluşan bir tepkidir. Çocuğunuzun devam eden korkusunun rasyonel olmadığını yani bir fobi olduğunu düşünmeniz için özellikle korkunun ortaya çıktığı dönemde sizin de hangi tutumu sergilediğiniz önemlidir. Örneğin gece yatarken çocuğunuzun yaşadığı korku ve kaygıyı çocuğunuza da belli ediyorsanız, onun da benzer kaygıları yaşamasına neden olabilirsiniz. Annesinin ya da babasının kaygılı olduğunu gören çocukların elbette ki korkuları ve kaygıları artacaktır. Bu noktada çocuğunuzun yaşadığı sadece sizin duygularınızı taklit etmek olabilir ya da gerçekten çocuğunuz bir fobi geliştirmiş olabilir. Bu nedenle önce çocuğunuza yaşına uygun olarak gerekli güveni vermeli, tehlikeler konusunda gerekli önlemleri anlatmalı, korkunun kaynağıyla ilgili olarak gerekli bilgiyi edinmesini sağlamalısınız. Küçük çocukların dış dünyayı algılayış biçimi, yetişkinlerden oldukça farklıdır. Gerçekler çocukların kendi hayalleriyle karışır. Çocuklar gelişimleri boyunca ilk önceleri somut nesnelerden korkarlar. Çocuk gelişimini sürdürdükçe korkular düşünce düzeyinde yer almaya başlar. Çocuklar çevrelerindeki her şeyin kendileri gibi hissettiğini ve düşündüğünü varsayarlar. Somut düşünme eğiliminde oldukları için olaylara ait yorumları da somuttur. Zaman, yer ve boyut kavramları çocukların kendilerine özgü anlayışlarına göre yorumlanır ve gerçeklerle ilgisi olmayan korkular belirebilir. Örneğin; annesi kısa bir süre için yanından ayrılan bir çocuk zaman kavramı gelişmemiş olduğu için kendini bir anda terk edilmiş ve yalnız bırakılmış hissedebilir. Çocuklar Nelerden Korkar? Çocukluk korkuları genellikle kısa süreli ve geçicidir. Farklı yaş gruplarında farklı korkular öne çıkar. Doğumdan 2 yaşa kadar geçen dönemde bebekler yüksek ve ani sesler karşısında tedirgin olurlar, büyük hayvanlardan ve büyük objelerden korkarlar.

Ayrıca anne-babadan ayrı kalmaktan, yabancı kişilerden korkabilirler. 2 yaş sonrasında kazanılan bilişsel becerilerin etkisiyle korku yaratan durumlar da değişir. Okul öncesi dönemde çocuklar karanlıktan ve yalnız kalmaktan korkabilirler. 5 yaşında bu korkulara dış dünyada tanımadığı kendisine zarar verebileceğini düşündüğü insanlardan korku eklenir. Ayrıca vücutlarına zarar gelmesinden korkmaya başlarlar. 6 yaşlarında bu korkulara doğaüstü varlıklar eklenir. (hayalet, canavar, uzaylı vs) 7-8 yaşlarında korkular daha çok günlük yaşamda karşılaşabileceği tehlikeler şeklindedir. 9 yaşından itibaren okul başarısı önem kazanmaya başlar ve başarısız olma korkuları, ölüm korkusu gibi korkular daha yoğun bir şekilde görülmeye başlanır. Korku yaratan durumda baş etmeyi öğrenmek çocuğun psiko-sosyal gelişiminde önemli bir role sahiptir. Güven ve kendi kendine yetebilme duygusunun temelleri korkuyla baş edebilme becerisi sayesinde oluşur. Karanlık Korkusu Bebeklikten itibaren çocuklarda en sık rastlanan korkuların başında karanlık korkusu yer alır. Bu korku türü belki de anne-babaların en sık pekiştirdikleri korkudur. Özellikle gece ışıkla uyumayı alışkanlık haline getirmek çocukların karanlıktan tedirgin olmalarına neden olmaktadır. Bu tedirginlik başka korkularla birleştiğinde ya da başka kaygılar ve sorunlar eklendiğinde daha yoğun bir karanlık korkusuna dönüşebilmektedir. Tüm korku türlerinde olduğu gibi bu korku türünün gelişiminde de model olmak önemlidir. Yakınları, özellikle de anne-babasından birinin karanlık korkusu yaşadığını bilen, bu korkuya tanık olan çocuklar ister istemez karanlığın korkutucu bir şey olduğunu düşünmektedirler ve ardından da benzer korku tepkisi ortaya çıkmaktadır. Özellikle 3-5 yaş arasında doğal olarak kendiliğinden ortaya çıkan karanlık korkusu anne-baba tarafından pekiştirilmediğinde ve uygun bir şekilde yaklaşıldığında yine kendiliğinden kaybolmaktadır. Karanlık korkusunun en tedirgin edici yanı karanlık olan mekanda ne olduğunu görememek ve her türlü potansiyel tehlike ile baş etmek zorunda kalmak duygusudur. Hatta genellikle çocukların, aydınlıkken gördükleri bir odada dahi karanlıkla birlikte gelebilecek kötülüklere karşı tedirginlik yaşamaları söz konusu olmaktadır. Böyle bir durumda çocuk, ışık yeniden yanmadıkça rahatlayamamakta yine benzer bir şekilde ışığı bir başkası tarafından yakılmayan bir odaya girememektedir. Kabuslar Hemen her çocuk kabus görebilir. Ancak haftada bir iki gibi bir sıklıkta görülüyorsa, bu bir sorun olarak düşünülmelidir. Kabuslar gündüz yaşantısıyla çok bağlantılıdır. Çocuğun içinde bulunduğu olumsuz koşullar, kardeşleriyle, anne-babasıyla ve arkadaşlarıyla yaşadığı çatışmalar, korkulu rüyalar görmesine neden olabilir. Ayrıca bir çok endişe kabusa neden olabilmektedir. Televizyonda izlenen şiddet görüntüleri, çocuğun kendi çevresinde izlediği çatışmalar, tehditkar yaşantılar, travmatik yaşantılar ve şiddete, kazaya tanıklık etmek de kabuslara neden olabilir. Çocukların disipline edilmeleri için kültürümüzde sık kullanılan değişik kişilerden (örneğin; öcüden, doktordan, öğretmenden vb) ve durumlardan korkutma eğilimi, özellikle okul öncesi yaşlardaki çocukların, anlatılan korku objesini doğru değerlendirememesine ve bu korkuları uykularına taşımalarına neden olmaktadır. Geceleri ağlayarak sık uyanma ve anneyi çağırma yine sık görülen uyku sorunlarındandır. Bu durum da yine korkularla ilgili olabilmektedir. Temel güven duygusu yeterince gelişmemiş, anneye bağımlılığından henüz kurtulmamış, anne-babayı kaybetme ve yalnız bırakılma korkusunu yoğun yaşayan çocuklarda karanlıktan korkma ve odasında yalnız uyuyamama sık görülen bir davranıştır. Bu tip huzursuzluklar nedeni ile korkuyla uyanan çocuklar, gece annebabalarının yanına gelmek isteyebilirler. Bu hem yaşanan korkuyla bağlantılı çaresizlik duygusuyla ilgili olabilir hem de çocuğun o anda ilgi ve şefkat ihtiyacıyla ilgili olabilir. Ancak bu durumda çocuğunuzu yatağa almak geçici bir çözümdür ve korku duygusunu pekiştirebilir. İlk 6 yaşta çocuğun temel güven duygusunun geliştirilmesi çok önemlidir. Eğer çocuk bu dönemde her türlü tehditten uzak olduğunu, korunduğunu, her koşulda sevildiğini ve kabul gördüğünü hissedebilirse, huzurlu ve güven veren bir aile ortamında olduğunu bilirse temel güven duygusunu kazanabilir.

Bazı durumlarda çocukları psikolojik gelişimlerinin yeterli olmamasıyla bağlantılı olarak annebabanın yatağında uyuma eğiliminin olduğu ve bu tip yaşam krizlerinin bu eğilimi alevlendirdiği bilinmektedir. Böyle bir durumda da çocuğun gerçek ihtiyacının ne olduğu iyi saptanmalıdır. Bu gerçek bir korku mu, gelişim dönemiyle ilgili bir davranış mı yoksa anne-babanın yatağına dönmek için kullandığı bir bahane mi bunun iyi ayırdedilmesi gerekmektedir. Tüm korkuların yoğunluğu ve var olma süresi her çocukta değişiklik gösterebilir. Ama temel olarak korkuların pekiştirilmedikleri sürece geçici oldukları varsayılır. Kriz dönemlerinde ve yaşam akışı içinde ortaya çıkabilecek sorunlarla bu korkuların yoğunluğunun ve şiddetinin farklılaşması da doğaldır. Gelişim dönemlerine ait bu korkuların yoğunluğunun artması da doğaldır ve çocukları rahatlatmak, güven vermek, hep yanındayız mesajını vermek önemlidir. Ancak dikkat edilmesi gereken husus çocukların gelişim dönemlerine ait psikolojik özellikleri gözden kaçırmamaktır. Gece Terörü Kabuslardan farklı, ama yine kabus gibi olan iki korku durumu vardır. Çocuk kabus gördüğünde kabusunu hatırlayabilir. Ancak aşağıdaki iki durumda da çocuk gece gördüklerini ve yaptıklarını hatırlamaz: Korku kaynaklı olabilecek bir uyku bozukluğu, gece terörü denen gece korkusudur. Yine okul öncesi yaşlarda sık rastlanır. Çocuk büyük bir korku ve çığlıkla uyanır. Kendinde değildir, panik içinde ve anlamsız hareketler yapar. Uyandırılırsa da hiçbir şey hatırlamaz. Bu durum uykunun ilk saatlerinde gerçekleşir. 6-12 yaşlar arasında görülen bir başka uyku bozukluğu da uykunun ilk evresinde çocuğun kalkıp oturması, kendi kendine konuşması, bazen gezmesi, dolaşması şeklinde olur. Sabah uyandığında da hiçbir şey hatırlamaz. Her iki durum da psikolojik etkenlere bağlı olabileceği gibi nörolojik temelli bir bozukluğun belirtisi de olabilir. Eğer anne-babalar bu tip uyku bozukluklarını çocuklarında sık gözlemliyorlarsa, bir uzman yardımıyla bu durumun tipik bir gece korkusu mu, yoksa nörolojik kaynaklı mı olduğunu ayırt etmelidirler. Korkular Karşısında Anne-Babanın Tutumları Çocukluk korkuları söz konusu olduğunda ebeveynleri zorlu bir sınav bekler. Korku karşısında nasıl tepki vereceklerinden emin olamayabilirler. Kimi korkuları yok sayarak, kimi mizahı kullanarak (korku ile alay ederek), kimi çok uzun ve mantıklı açıklamalar yaparak çocuğun korkularını yenmesine yardımcı olmaya çalışır. Çocuğun korkuları karşısında anne-babanın tepkileri çocuğun tutumlarını belirler. Anne-babanın korku yaratan durum karşısında sakin kalıp, çocuklarına güven vermeleri sonucunda çocukta korkuyla baş etmeyi öğrenir. Korku anında anne-babanın ilk önce çocuğun yaşadığı duyguyu anlaması önemlidir. Ne var canım korkacak bak odandasın demek yerine onu neyin korkuttuğunu anlatmasına izin vermek sonra da onu sakinleştirmek ve Annen ve baban burada, yanında, sana bir şey olmasına izin vermezler şeklinde güven vermek önemlidir. Çocukların korkularını anlatmalarına izin vermek, korku ile baş etmede ilk adımdır. Paylaşılan, kelimelere dökülen duygular daha kolay baş edilebilir hale gelirler. Çünkü konuşulmayan, anlaşılmayan ve gizli kalan şeyler aslında bizi tedirgin eder. Bazı çocuklar konuşmaya ve anlatmaya daha isteklidirler. Bu çocuklar kendilerini korkutan durum ile ilgili konuşmakta zorlanmazlar. Anne-babanın bu durumda işi daha kolaydır, iyi bir dinleyici olup, anlatılanları dinlemek, çocuğun kendini anlatmasına fırsat vermek yeterlidir. Korku ile baş etmeyi zorlaştıran iki tutumdan biri korkuyu yok saymak diğeri ise çocuğun ne hissettiğini dinlemeden, anlamaya çalışmadan hemen onu sakinleştirme yoluna gitmektir. İki durumda çocuğun kendisini anlatmasına, anlaşılmasına fırsat tanımaz. Anne-babaların sık düştükleri bir diğer tuzak ise korku yaratan durum karşısında çocuğun annebabaya bağımlı hale gelmesine neden olan tutumlardır. Örneğin karanlıktan korkan bir çocukla birlikte yatan annebaba aslında çocuğun korkuyla baş etmesine yardımcı olmaktan çok çocuğun tek başına yatamayacağına olan inancını pekiştirmektedirler. Anne-babanın çocuğun kendi korkularıyla baş

edebilmesi için destek olması önemlidir ama bunu çocuk yerine kendileri yapmaya çalışırlarsa o zaman sağlıklı kişilik gelişimindeki önemli basamaklardan birini atlamış olurlar. Anne-Babalara Öneriler Çocuğunuzun nelerden hoşlandığını, neleri sevdiğini, nelerden ürktüğünü ve çekindiğini, nelerden korktuğunu bilmeniz çok önemlidir. Bu sayede çocuğunuzun korkularının ne zaman ortaya çıktığını bilebilirsiniz. Çocukların korkuları, gelişimsel sürecin bir parçası olarak ortaya çıkabildiğinden, çocuğunuzun genel gelişimsel özellikleri hakkında bilgi sahibi olmak, hangi dönemde hangi korkunun baş gösterebileceğini bilmek, çocuğunuzu yönlendirmek adına önemlidir. Korkusunun çocuğun gelişim dönemiyle ilgili olup olmadığını, hangi korkuların hangi gelişim dönemlerinde normal olduğunu öğrenin. Eğer çocuğunuzun korkusu dönemsel bir korku değil, herhangi bir olaydan sonra, bir olayın tetiklemesi ile ortaya çıkan bir korku ise korku yaratan durum, nesne ya da kişinin ne olduğunun anlaşılmaya çalışılması korkunun ortadan kaldırılması adına önemlidir. Dolayısıyla çocuğunun korku tepkilerini hangi zamanlarda, neye karşı verdiğini gözlemlemek önemlidir. Korkuların bazı zamanlarda ya da bazı durumlarda artıp artmadığını gözlemleyin. Temel prensip çocuğun korkusunu anlamasına ve bu duyguyla yüzleşmesine yardımcı olmaktır. Bazı durumlarda korku yaratan durumlar hakkında konuşmak çok kolay olmayabilir. Böyle olduğunda çocuğun hissettiklerini aktarabileceği alternatif yöntemler işe yarayabilir. Örneğin korku yaratan durumunun resmini yapmak ya da oyun sırasında bunu ortaya çıkarabileceği (kuklalar, oyun evi gibi) oyuncaklar ile oynamasını teşvik etmek korkulan durumun ifade edilmesinde yardımcı olabilir. Korku ile baş etmekte etkili olabilecek bir diğer yöntem ise masal ve hikayelerin kullanılmasıdır. Masalda zor durumda kalan kahramanların bu durumdan nasıl kurtulduklarını görmek çocuğa kendi yaşadığı zorlukları aşmasında yol gösterir. Çocuk kitaplarından yararlanabileceğiniz gibi bazen siz kendi masalınızı kendiniz de yaratabilirsiniz. Yaratacağınız hikayenin kahramanı (küçük yaşlarda hayvan kahramanlar da etkili olacaktır) çocuğunuzun yaşadığına benzer (tam olarak aynı korku olmak zorunda değil) bir durumla karşılaşır ve hikayenin sonunda bu durumla baş etmenin bir yolunu bulur. Hikayeyi birlikte interaktif bir şekilde okumak daha etkili olmasına yardımcı olacaktır. Korku ile baş edebilmek için çocuğunuz kendi duygularının farkında olması ve onları ifade edebilmesi önemlidir, bu nedenle günlük hayatta anne-baba olarak duygu ifadesinde model olmanız, çocuğunuzun duygularını tanımasına ve isimlendirmesine yardımcı olmanız önemlidir. Duygularını tanıyan bir çocuğun onlarla baş edebilmesi kolaylaşır. Korkuları yokmuş gibi davranarak görmezden gelmek, çocuğunuzun kendini kötü hissetmesine sebep olabilecektir. Bu nedenle yaşadığı duygulara saygı duymak, onu anlamaya çalışmak, onu anladığınızı ve yanında olduğunuzu hissettirmek, çocuğunuzun rahatlamasına ve kendini daha iyi hissetmesine yardımcı olacaktır. Korkular ile ilgili dalga geçmek, alay etmek, çocuğu yargılamak, onu utandırmak, herkese korkusunu anlatarak onu küçük düşürmek, onu korktuğu şeyleri yapmaya zorlamak gibi durumlar, çocuğun özgüven duygusunu ve size olan güvenini olumsuz yönde etkileyecek ve ilişkinizi bozabilecek tutumlardır. Örneğin karanlıktan korkan çocuğunuzu karanlık bir yere gitmesi konusunda zorlamayın. Çocuğu utandırmadan korkusunu ortadan kaldırmaya çalışın. Örneğin; Erkek adam korkar mı? gibi sözler söyleyerek, onu utandırmayın. Ayrıca bu tarz olumsuz yaklaşımlar çocuğun korkularını tetikleyerek daha da artmasına neden olabilmektedir. Bu nedenle, bu tip yaklaşımları kullanmak yerine çocuğunuzun duygularını dinleyin; onu anlamaya ve ona güven vermeye çalışın. Korktuğu şeyle ilgili onu bilgilendirin, bu konuda güven kazanmasına yardımcı olun. Örneğin; hırsızdan korkan çocuğun kapıyı kendisinin kilitlemesine izin verin, hırsızın girme olasılığı olan kapı ve pencereleri her gün ona kontrol ettirin.

Korkusunu çağrıştıracak objeleri odasından kaldırın. Korkularıyla ilgili ona yalan söylemeyin; bu size olan güveninin azalmasına neden olur. Çocuğunuzla iletişiminizi arttırın, birbirinize duygularınızı anlatmanız için ortam hazırlayın. Onunla oyun oynayın, resim yapmasını sağlayın. Gün boyunca çocuğunuz ile kaliteli zaman geçirmek, birbirinize vakit ayırmak, oyunlar oynamak, sohbet etmek hem ebeveyn-çocuk ilişkinizi geliştirecek, hem de çocuğunuzun rahatlamasını sağlayacaktır. Gün içindeki olumlu yaşantılar, çocuğunuzun gece uykusunu olumlu yönde etkileyebilmekte ve gece korkusunu azaltabilmektedir. Korkuları olan tüm çocukların uykularıyla ilgili problem yaşama olasılığının yüksek olduğu düşünülerek uyku öncesi hazırlığı önem verilmelidir. Uykuya dalma zamanının yaklaşması ile birlikte çocuğunuzu rahatlatacak, kaygısını azaltacak etkinlikler yapabilirsiniz. Örneğin birlikte hikaye okumak, resim yapmak, sohbet etmek gibi faaliyetler hem çocuğunuzun uykuya keyifle geçmesini sağlayacak hem de ilişkinizi geliştirecektir. Uygun oyun ortamlarında çocuklar duygularını ifade etmek için fırsat bulurlar. Uyku öncesinde birlikte daha fazla vakit geçirin; onu rahatlatacak şeyler konuşun, hoş hikayeler anlatın. Çocuğunuz mutlaka kendi odasında ve kendi yatağında uykuya dalmalıdır. Mümkün olduğunca erken yaşında onu kendi odasında yatırmaya alıştırmalısınız. Uykuya dalana kadar onun odasında kalabilirsiniz ancak onun yatağına yatmadan, yatağın yanında yerde ya da bir minderin üstünde oturarak, saçlarını okşayabilir, elinden tutarak onu rahatlatabilirsiniz. Eğer çocuğunuz gece korkuyla uyanıp yanınıza gelir ve sizin yatağınızda kalmak isterse, mümkün olduğunca onu kendi odasına götürmeli ve orada tekrar uykuya geçmesini sağlamalısınız. İlk önce onu rahatlatmalı, daha sonrasında kendi yatağında uykuya dalması için ona destek olmalısınız. Eğer çocuğunuz sizin de onunla birlikte yatakta yatmanız için ısrar ederse, onunla yatmamalı ancak odada kalarak yanında olduğunuzu ona hissettirmeli ve onu rahatlatmalısınız. Onu gece yanınıza almanız Korkmakta haklısın, korkulacak bir şey var mesajını almasına neden olabilir, bunun yerine yatağına yatırdığınızda onu öpüp sakinleştirin. O anda ilgi ve şefkat ihtiyacının artmış olduğunu gözden kaçırmayın. Korkusuyla aşamalı şekilde baş etmesi konusunda yardımcı olun. Çocuğunuzun korkuları ile ilgili belirtiler sıklıkla karşınıza çıkıyorsa, tüm çabanıza rağmen azalmıyorsa bu durum profesyonel bir müdahaleye ihtiyaç duyulduğunu göstermektedir. Bu konu ile ilgili bir uzmana başvurabilir ve ondan yardım alabilirsiniz. Rehberlik Servisi Kaynakça: Temur, B. 2002. Çocuklarda korkular. Çocuk ve Aile Dergisi, Eylül. Çocukluk döneminde korkular. Günce Psikolojik Danışmanlık Eğitim ve Grup Çalışmaları Merkezi, Bilgi Yayını 8. Gürçağ, T. 2008. Çocuklarda Korkular. Bebeğim ve Biz Dergisi. Mayıs.