Pekiştirme Kuramları B U N L A R I B İ L İ Y O R M U Y D U N U Z?

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Pekiştirme Kuramları B U N L A R I B İ L İ Y O R M U Y D U N U Z?"

Transkript

1 Pekiştirme Kuramları B U N L A R I B İ L İ Y O R M U Y D U N U Z? Pekiştireçlerin bir biyolojik güdü ya da ihtiyacı azaltması gerekmez. Sadece uyarıcılar değil, tepkiler de pekiştireç olarak iş görebilir. Çağdaş yaklaşımlara göre, pekiştirme edimsel tepkiyi güçlendirmez. Edimsel koşullama yordamları hem edimsel tepki sıklığını arttırır, hem de pekiştirici tepki sıklığını azaltırlar. Edimsel koşullama yordamları, bir organizmanın davranışlarını, ilgili tepki alternatifleri arasında paylaştırma tarzını belirler. Pekiştirme etkileri, bir organizmanın etkinlikleri bir edimsel koşullama yordamı tarafından sınırlandığında, o organizmanın yapmaya zorlandığı yeni tepki seçeneklerinin bir yan üründür.

2 Yedinci bölümde, çeşitli edimsel koşullama yordamları ile bunların davranışsal sonuçlarını tartıştık. Şüphesiz ki, pekiştirme yordamları davranışta bir takım dramatik değişikliklere yol açabilir. Ancak, burada tartışacağımız konu pekiştirmenin bu etkilere nasıl yol açacağıdır. Aslında bu soru en fazla pekiştirme kuramlarını ilgilendirmektedir. Tüm iyi kuramlar açıklamaya çalıştıkları bulgularla tutarlı olmalıdır. Ayrıca, iyi kuramlar, kuramın dakikliğinin değerlendirilmesine ve arttırılmasına hizmet eden yeni çalışmalara yol açmalıdır. Ek olarak, iyi kuramlar bilindik görüngüler hakkında yeni düşünce biçimlerine temel sağlamalıdır. Pekiştirme kuramlarının gelişim öyküsü, bilimde yaratıcılığa verilebilecek en iyi örnekleri oluşturmaktadır. Söz konusu öykü, belirli bir kuramı, yeni verilerle sistematik hale getiren birbiri üzerine eklenmiş küçük bir takım yeniden düzenlemelerle renklendirilmiştir. Aynı zamanda bu öykü, pekiştirme hakkındaki yeni bir takım fikirleri ve eskilerden olan bir takım dramatik sapmaları da içermektedir. Düşünce biçiminde birbiri üzerine eklenen bir takım ilerleme sağlayıcı değişmeler ve bu değişmeler sonucunda probleme ilişkin olarak üretilen yeni yaklaşımlar da ilginç birer örnek olarak bu öykünün içinde yer almaktadır. Bir pekiştirme kuramı, edimsel koşullamaya ilişkin olarak iki soruya yanıt vermek durumundadır. İlk soru, pekiştireçlerin doğasına ilişkindir: Bir şeyi pekiştireç yapan şey nedir ya da bir şeyin etkili bir pekiştireç olup olmayacağını önceden nasıl yordayabiliriz? İkinci soru ise pekiştirme etkilerinin mekanizmasına ilişkindir: Bir pekiştireç etkisini nasıl ortaya çıkarır ya da bir pekiştireç, pekiştirilen tepkinin olasılığı üzerinde bir artışa nasıl yol açar? Thorndike ve Etki Yasası İlk sistematik pekiştirme kuramı edimsel koşullamayı keşfetmesinden hemen sonra, E. L. Thorndike tarafından ortaya atıldı (Bower & Hilgard, 1981). Thorndike a göre bir pozitif pekiştireç hoşnutluk ve doyum sağlayan bir durum yaratır. Ancak, Thorndike neden bir şeyin hoşnut edici ya da doyurucu olduğu hakkında herhangi bir bilgi sağlamamıştır. Bu bakımdan ilk sorumuz olan Bir şeyi pekiştireç olarak etkili yapan şey nedir? e yanıtı pek fazla aydınlatıcı olmamıştır. Bir köpeğin kafasının okşanması gibi bir uyarıcının hoşnutluk yaratıcı ya da doyurucu olup olmadığına, köpeğin başının okşanmasını sağlayacak tepkilerin artıp artmadığına bakmak suretiyle karar verebilir. Ancak, böylesi bir kanıt neden başın okşanmasının bir pekiştireç olduğunu açıklamaz. Pekiştireçleri doyurucular olarak adlandırmakla, Thorndike, pekiştireçlere bir etiket sağlamış oldu; ancak bize bir pekiştireci etkili yapan şeyin ne olduğu konusunda herhangi bir açıklama sağlayamadı.

3 Thorndike, Bir pekiştireç, pekiştirilen tepkinin olasılığında nasıl artış sağlar? biçimindeki ikinci soruya bir miktar daha iyi bir yanıt sağladı. Thorndike ın yanıtı Etki Yasası (Law of Effect) ile verildi. Altıncı bölümde de belirttiğim gibi, Etki Yasasına göre, bir pekiştireç edimsel tepki R ve bu tepkinin ortaya konduğu ortamdaki uyarıcılar S arasında bir bağıntı ya da bağlantıyı tesis eder. Pekiştireç bir S-R bağıntısına yol açar (bkz. Şekil 9 8.1). Etki Yasası pekiştirmenin, edimsel tepkinin gelecekte olma olasılığını nasıl arttırdığını açıklamaktadır. Pekiştirme tarafından kurulan S-R bağıntısı nedeniyle, S uyarıcısı, R edimsel tepkisine yol açar; bu, tıpkı ortaya çıkarıcı uyarıcısı tarafından S R S* ŞEKİL 9.1 Thorndike ın Etki Yasasının grafik gösterimi. S* pekiştireci, S-R bağıntısını geriye doğru etki yapmak suretiyle güçlendirir. ortaya çıkarılan bir tepki durumuna benzer. Etki Yasasına ilişkin temel mekanizma, edimsel tepkideki artış için makul bir açıklama olarak düşünülmüş ve bu yaklaşımı izleyen 50 yıl boyunca davranış kuramcılarının çoğu tarafından yaygın kabul görmüştür. Etki Yasası edimsel tepkideki artışı yordamakla beraber, bunu iyi kurulmuş bir yöntem yerine bir parça sihirle yapar. Diğer bir deyişle, bir tepki ile bu tepkinin yapıldığı ortamdaki uyarıcılar arasındaki bir bağıntıyı, bir edimsel tepkiden sonra gelen pekiştirecin geriye doğru etki yapmak suretiyle nasıl güçlendirdiği hakkında Thorndike pek fazla bir şey söylememiştir. Etki Yasasına ilişkin bu kısım ancak koşulsuz bir inanca dayalı bir tür kabul olarak alınmalıydı. İlginç olarak, Etki Yasasının izleyen 50 yıllık dönemdeki yaygın kabulüne rağmen, Thorndike tarafından bırakılan bu boşluk hiç kimse tarafından doldurulmadı. Dolayısıyla, bir S-R bağıntısını güçlendirmek üzere bir pekiştirecin zamanda geriye doğru nasıl etki yaptığına ilişkin mekanizmalar hala açıklanmayı beklemektedir. Özetleyecek olursak Bir şeyi pekiştireç olarak etkili yapan şey nedir? biçimindeki ilk soruya Thorndike ın sağladığı yanıt pek fazla bir şey ifade etmemektedir. Pekiştireç pekiştirilen tepki olasılığında nasıl artış sağlar? biçimindeki ikinci soruya yanıtı çok daha başarılıydı. Bu yanıtıyla pekiştirmenin davranışsal etkisini doğru bir biçimde yordamış oluyordu. Ancak, bu yanıt, tam olarak nasıl gerçekleştiğini belirtmeksizin bir S-R bağıntısının kurulduğunu öne sürmüş olması bakımından oldukça yüzeyseldir. Hull ve Dürtü Azaltma Kuramı

4 Açlık Üzerinde duracağımız bir diğer ana kuramcı Clark Hull dır. (Hullian kurama ilişkin genel bir değerlendirme için Amsel ve Rashotte, 1984 e bakınız.) Hull, Etki Yasası ndaki S-R mekanizmasını kabul etmekle beraber, bunun yerine, Thorndike ın büyük ölçüde göz ardı ettiği Bir şeyi etkili bir pekiştireç yapan şey nedir? sorusu üzerine yoğunlaşmıştır. Bu soruya bir yanıt vermek açısından, Hull fizyolojik sistemlerin işleyişini açıklamak üzere geliştirilmiş bulunan homeostasis kavramını kullandı. Homeostatik modele göre, organizmalar biyolojik bakımdan kritik belirli faktörler açısından dengeli bir durumu sağlama çabasındadırlar. Yiyecek alımını örnek olarak düşünelim (bkz Şekil 9 8.2). Hayatta kalmak için, organizmalar dengeli ya da optimal bir yiyecek desteğini sürdürmek durumundadırlar. Yiyecek yoksunluğu organizmanın beslenme durumuna karşı bir tehdit oluşturur. Yiyecek yoksunluğu, dolayısıyla, bir yiyecek ihtiyacı doğurur. Bunun psikolojik sonucu, yiyeceğin tüketilmesiyle azaltılabilecek bir açlık güdüsü ya da açlığa ilişkin bir dürtü durumudur. Hull a göre, yiyecek etkili bir pekiştireçtir; çünkü, açlık dürtüsünü azaltmaktadır. Daha Yiyecek yoksunluğu Periyodik pekiştirme Zaman ŞEKİL 9.2 Örnek olarak açlığın kullanıldığı dürtü azaltma mekanizmasının gösterimi. Yiyecek pekiştirecinin sunumu yıldızlarla gösterilmiştir. genel olarak ifade edilecek olursa, Hull bir uyarıcıyı pekiştirici yapan şeyin onun bir güdü durumunu azaltmasındaki etkinliği olduğu fikrini ortaya atmıştır. Bu yüzden de bu kuram pekiştirmeye dürtü azaltma kuramı (drive reduction theory) olarak adlandırılmıştır.

5 BİRİNCİL PEKİŞTİREÇLER Edimsel koşullamaya ilişkin birçok laboratuvar örneği Hull ın dürtü azaltma yaklaşımıyla tutarlıdır. Hafif bir yiyecek yoksunluğu, laboratuvar ortamlarında sıçan ve güvercinler için yiyeceği etkili bir edimsel pekiştireç yapmak üzere rutin bir şekilde kullanılmaktadır. Benzer biçimde, hafif bir su yoksunluğu da suyu etkili bir pekiştireç yapar. Sıçanlar soğuk bir ortamda ısı elde etmek için tepkide bulunur; sıcak bir ortamda ise, serinlik elde etmek için tepkide bulunurlar. Yoksun bırakma yordamları ve biyolojik bir homeostatik sistemi tehdit eden diğer durumlar bir dürtü durumu yaratırlar ve bu dürtü durumlarını azaltan uyarıcılar edimsel davranış için etkili pekiştireçtirler. Hull un dürtü azaltma kuramı yiyecek ve su gibi pekiştireçler için başarılı bir açıklama sağlar. Bir ön eğitim olmaksızın bir biyolojik ihtiyacı azaltmada etkili uyarıcılara birincil pekiştireçler (primary reinforcers) adı verilir. Öte yandan, eğer Hull ın kuramı sadece birincil biyolojik dürtüleri azaltan pekiştireçlerle karakterize edilmiş olsaydı, söz konusu yaklaşım oldukça sınırlı bir açıklama gücüne sahip olacaktı. Fırından yeni çıkmış bir cevizli kekin kokusunu oldukça pekiştirici bulabilirsiniz; fakat, kekin kokusu açlığınızı gidermez. Bir 20 milyonluk banknot da bir biyolojik dürtüyü ya da ihtiyacı azaltmaz, ancak oldukça etkili bir pekiştireçtir. İKİNCİL PEKİŞTİREÇLER VE KAZANILMIŞ DÜRTÜ Hull ın kuramı, Pavlovian koşullama ilkesinin eklenmesiyle başarılı bir şekilde yiyeceğin kokusu gibi uyarıcılara genişletilmiştir. Bir yiyeceği yerken, yiyeceğin kokusu -Pavlovian koşullama yoluyla- açlığın azaltılmasıyla bağıntılı hale gelir. Bu yiyeceğin aromasını koşullu ya da ikincil pekiştireç (conditioned - secondary- reinforcer) yapar. Koşullu pekiştireçler kavramı, Hull ın kuramını, dürtü durumunu doğrudan azaltmayan, ancak birincil pekiştireçle bağıntılanmasıyla pekiştirici özellikler kazanan uyarıcılara genişletmiştir. Hull ın kuramını birincil biyolojik dürtülerle ilgili olayların ötesine taşıyan bir diğer kavram da koşullu dürtü durumu kavramıdır. Birincil bir dürtü durumuyla bağıntılı hale gelen uyarıcıların bir koşullu ya da kazanılmış dürtüyü (conditioned acquired- drive) ortaya çıkardığı varsayılır. Bir koşullu ya da kazanılmış dürtünün azaltılması, tıpkı bir birincil ya da biyolojik dürtü durumunun azaltılmasındaki gibi pekiştirici olduğu kabul edilir. Koşullu ya da kazanılmış dürtü kavramı en fazla itici bir biçimde güdülü davranışın analizinde kullanılmaktadır. Yürüyen merdiven üzerindeyken dengenizi yitirip düşebilirsiniz. Eğer düşüş yeterince şiddetli ise, yürüyen merdivenlerden korkar hale gelirsiniz. Böylesi bir koşullu korku, koşullu ya da edinilmiş dürtüye bir örnektir. Hull ın dürtü azaltma kuramına göre edinilmiş dürtünün yoğunluğundaki azalma pekiştirici bir etkiye sahip olacaktır. Bu bakımdan, sizin koşullu yürüyen merdiven korkusundan kaçmanızı sağlayan her

6 tepki pekiştirilecektir. Yürüyen merdivenden uzaklaşmak ve onun yerine bir asansörü kullanmak, yürüyen merdiven tarafından ortaya çıkarılan koşullu korkuyu azaltmak suretiyle pekiştirilecektir. (10. Bölümde korku koşullaması üzerinde ayrıntılı olarak durulacaktır). DUYUSAL PEKİŞTİRME Hull ın kuramı birincil biyolojik dürtüleri içermeyen durumlara da başarılı bir biçimde genişletilmiş olmasına karşın kuram pekiştirmeyle ilgili tüm durumları açıklayamamaktadır. Örneğin, araştırmacılar, karanlıkta tutulan sıçanların ışığı yakmak için bir tepki pedalına bastıklarını ve yine sıçanların aydınlatılmış bir deney odasında karanlık evreler yaratmak üzere pedala bastıklarını bulmuşlardır. Şempanzelerin, raylar üzerinde hareket eden bir elektrikli treni izleme fırsatından daha fazla bir şey olmayan bir takım durumlarla pekiştirilen edimsel tepkilerde bulundukları da gösterilmiştir. Bunlar duyusal pekiştirme (sensory reinforcement) örnekleridir. Birçok durumda, bir biyolojik ihtiyaç ya da dürtü durumuyla doğrudan bir ilişkisi bulunmayan duyusal uyarılma etkili bir pekiştireç olarak çalışabilmektedir (bkz Berlyne, 1969 a). Müzik, resim ve diğer sanat eserleri, insanlık için duyusal pekiştireç örnekleri olarak verilebilir. Duyusal pekiştirmeye ilişkin kanıtların artması ve pekiştirmeye ilişkin olarak ortaya atılan alternatif açıklamaların elde ettiği başarı, Hull ın dürtü azaltma kuramının terk edilmesine yol açtı. Birazdan göreceğimiz gibi, ortaya çıkan bu kuramsal yaklaşımlar oldukça yaratıcı ve edimsel koşullama hakkında düşünme biçimimiz üzerinde radikal bir takım etkilere sahiptirler. Pekiştireç Olarak Tepkiler Pekiştirme kuramında modern çağ David Premack ın çalışmalarıyla başladı. Premack, Hull dan tamamıyla farklı bir perspektife sahipti. Hull gibi, Premack de bir parça yiyecek almak için pedala basan sıçan durumlarını ele aldı. Ancak, bir parça yiyeceği pekiştireç olarak düşünmek yerine, pekiştireci, yiyeceği yeme davranışı olarak düşündü. Premack için, yanıtlanması gereken soru yiyeceği neyin pekiştirici uyarıcı yaptığından ziyade, yeme davranışını neyin bir pekiştirici tepki yapığı sorusudur. Premack (1965) pekiştirmeyle ilgili konuları uyarıcı terimleriyle değil tepki terimleriyle ifade etmiştir. PREMACK İLKESİ Yemek yeme davranışını, standart Skinner kutusundaki bir tepki manivelasına basma tepkisinden farklı kılan şey nedir? Buna birçok yanıt verilebilir. Sıçan manivelaya basmayı öğrenmek durumundadır; ancak, yemek yemeyi öğrenmek zorunda değildir. Yemek yeme sadece Skinner kutusunda ortaya çıkmayabilir; sıçanın yiyecek bulduğu her yerde bu gözlenebilir. Yemek yeme belirli bir kas sistemiyle ilgilidir ve sindirim süreçlerini harekete geçirir. Bir diğer fark, bir

7 Skinner kutusundaki yiyecek yoksunu bir sıçana, her iki aktiviteye de serbest erişim olanağı sağlandığında sıçan, büyük bir olasılıkla manivelaya basmaktan ziyade yemek yeme davranışını gösterecektir. Premack bu sözü edilen son fark üzerine odaklanmış ve bu farkı genel bir ilke düzeyine yükseltmiştir. Premack a göre pekiştirme için kritik ön koşul bir dürtü durumu değildir. Daha ziyade, kritik ön koşul, organizmaya her iki etkinliğe de serbest erişim olanağı sağlandığında bu iki tepkinin ortaya çıkma olasılığındaki farkın varlığıdır. Bu iki tepki seçeneğini göz önünde bulundurarak Premack, yüksek olasılıklı tepkide bulunma fırsatının, düşük olasılıklı tepki için bir pekiştireç olarak iş göreceğini ileri sürmüştür. Bu genel iddia Premack ilkesi (Premack principle) olarak bilinmektedir. Daha betimleyici bir isim olması bakımından, söz konusu ilke ayırımlı olasılık ilkesi (differential probability principle) olarak adlandırılmıştır. Ayırımlı olasılık ilkesine göre edimsel ve pekiştirici tepkilerin doğasının ne olduğu önemli değildir. İkisi de ne yeme ne içme ile ilgili olmak zorunda, ne de organizma aç ya da susuz olmak durumundadır. Tek koşul, bir tepkinin diğerinden daha olası olmasıdır. Dolayısıyla, yüksek olasılıklı tepki, düşük olasılıklı tepki için bir pekiştireç olacaktır. PREMACK DEVRİMİ Premack ilkesi bilimsel camiada büyük bir fırtına estirdi. Premack ın yaklaşımı pekiştireçler hakkındaki önceki düşünce biçimlerinden radikal bir ayrılışı ifade etmekteydi. İlk defa, biliminsanları, ciddi bir biçimde, pekiştireçleri uyarıcılardan ziyade tepkiler olarak düşünmeye başladılar. Yine ilk defa, koşullu ve koşulsuz pekiştireçler arasındaki ayırım konuyla ilgisiz hale geldi. Hull a göre tüm pekiştireçler koşulsuz biyolojik ihtiyaç ya da dürtülerle öyle ya da böyle ilgiliydiler. İkincil ya da koşullu pekiştireçler, sadece birincil pekiştireçlerle bağıntılanmak suretiyle etkili olabilirlerdi. Bunun tersine, Premack için bir tepkinin diğerine göre nasıl daha yüksek olasılıklı bir hale geldiği hiç önemli değildi. Premack e göre, önemli olan tek şey pekiştirici tepkinin edimsel tepkiden daha yüksek olasılıklı olmasıydı. Premack ilkesi, psikologları, kökeni biyolojik ihtiyaç ve dürtüler olan görüşlerden ve pekiştirmeye ilişkin uyarıcı temelli yaklaşımların sınırlamalarından kurtarmış olması açısından önemlidir. Ek olarak, Premack ilkesi, edimsel koşullama yordamlarını, okul, psikiyatri kliniği, zihinsel engelliler merkezi ve ceza ve ıslah evleri gibi çeşitli eğitim ortamlarına uygulanması için elverişli bir araç olarak sunmaktadır. PREMACK İLKESİNİN UYGULAMALARI Eğitimle ilgili durumlarda, öğrenciler öğrenmeleri ve yeni tepkilerde bulunmaları için özendirilirler. Hedef, öğrencilere daha önce yapmadıkları ve özel bir

8 yüreklendirme olmaksızın da yapmayacakları şeyleri yaptırmaktır. Diğer bir değişle, hedef, düşük olasılıklı tepkilerin olasılığını arttırmaktır. Edimsel koşullama yordamları bu hedefi yerine getirmek için oldukça uygundur; ancak, öğretmenin öncelikle etkili bir pekiştireç bulması gerekir. Öğrencinin yemeğini vermemek ve böylece de yiyeceği bir pekiştireç olarak kullanmak sosyal açıdan kabul edilebilir değildir ve büyük bir hoşnutsuzluk yaratır. Şeker ve diğer yiyecekler küçük çocuklar için bir yiyecek yoksunluğu olmaksızın da etkili pekiştireçler olabilirler. Ancak, beslenme açısından bunlar da faydalı değildir. Premack ilkesi bu ikileme bir çıkış yolu sağlar (Homme, debaca, Devine, Steinhorst, & Rickert, 1963). Premack a göre, pekiştireç edimsel tepkiyle kıyaslandığında, katılımcının daha yüksek bir olasılıkla bulunacağı her hangi bir etkinliktir. Bazı öğrenciler bütün zamanlarını televizyon seyretmekle geçirmek isteyebilirler; diğerleri dışarıda oynamaktan hoşlanabilir; başkaları ise, öğretmene yardım etmekten hoşlanabilirler. Yüksek olasılıklı tepki her ne ise, Premack ilkesi öğrenciyi daha az olasılıklı davranışta bulunması için bunun bir avantaj olarak alınabileceğini öne sürer. Bütün yapılacak şey, eğer öncelikle düşük olasılıklı davranışta bulunursa, öğrenciye yüksek olasılıklı tepkide bulunma fırsatı vermektir (Charlop, Kurtz, & Casey, 1990). Örneğin, salıncakta sallanmaktan hoşlanan ve her yemekte yemeği üstüne başına bulaştıran zeka engelli bir çocuğu düşünelim. Buradaki amaç çocuğa daha dikkatli yemesini öğretmektir. Premack ilkesi, çocuğun düzgün bir biçimde yemek yemesinin, yemekten sonra salıncakta oynama fırsatıyla pekiştirildiği etkili bir edimsel koşullama yordamını önermektedir. Premack ilkesi edimsel koşullamanın, çeşitli öğrenme durumlarına uygulanmasına olanak sağlamaktadır. Söz konusu ilke, öğretmenlerin, pekiştireç olarak yiyecekten ziyade çeşitli etkinlikleri kullanmasına olanak sağlamaktadır ve her bir öğrenciye özgü tercihli etkinlikleri bir avantaj olarak almaktadır. Bu şekilde, eğitim yordamları, öğrenciye özgü sevilen ve sevilmeyen etkinlikler temelinde şekillendirilebilmektedir. KURAMSAL PROBLEMLER Premack ilkesi eğitim durumlarında kullanılmaya devam etmektedir. Ancak, diğer pekiştirmeye ilişkin kuramsal analizler tarafından bir miktar gölgelenmiş durumdadır. Ayırımlı tepki olasılığı ilkesi iki ana sorunu bünyesinde taşımaktadır. Problemlerden birisi tepki olasılıklarının ölçülmesi ya da hesaplanmasına ilişkindir. Hepimiz bir tepkinin diğerinden daha yüksek olasılıklı olmasının ne anlama geldiğini sezgisel olarak anlayabiliriz, fakat bir tepkinin olasılığının dakik olarak sayısallaştırılması oldukça zor olabilir. Ayrıca, herhangi bir tepkinin olma olasılığı da beklenmedik bir şekilde değişebilir. Bir küçük çocuk bir sabah yüzmekten hoşlanabilir, fakat, daha sonra bundan vazgeçebilir. Tepki olasılıklarının dalgalanması ve ölçülmesinin güç olması ile ortaya çıkan kuramsal sorunlara tatmin edici bir çözüm bulunmamaktadır. Ancak,

9 Premack ilkesinin uygulanmasında bu problemlerle baş etmek için bir takım yollar bulunabilmektedir. Örneğin, öğrencilere, hedef edimsel tepkiyi her doğru yaptıklarında bir puanın verildiği bir sistem kurulabilir. Böylece çocuklar o anda ne yapmak istediklerine bağlı olarak çeşitli tepki seçeneklerinde (televizyon seyretme, çizgi roman okuma, oyun bahçesine çıkma, resim yapma gibi) bulunmak için puanlarını kullanabilirler. Bu sistemler simge ekonomileri (token economies) olarak adlandırılır ve çeşitli davranışlar için gösterilmiştir (Kazdin, 1985). Yeterince geniş bir pekiştirici aktivite ranjı söz konusu olduğunda, her bir pekiştirici tepki olasılığının dakik olarak bir ölçümünün elde edilmesi zorunluluğu olmadığı gibi, pekiştireç tercihlerindeki dalgalanmalar için de kaygılanmanın bir nedeni olmayacaktır. Premack ilkesinde ikinci ana kuramsal sorun da, ilkenin sadece pekiştireç bulunması için bir formül ya da kural olmasından kaynaklanmaktadır. Söz konusu ilke bize pekiştireçlerin nasıl çalıştığı hakkında hiç bir şey söylememektedir. İlke, ilk sorumuzu - Bir şeyi etkili pekiştireç yapan şey nedir? - yanıtlamaktadır; ancak, ikinci sorumuza - Bir pekiştireç pekiştirilen davranışın olasılığını nasıl arttırır? yanıt sağlayamamaktadır. Davranım Yoksunluğu Hipotezi Pekiştirme kuramları alanındaki bir diğer önemli gelişme, Timberlake ve Allison (1974) tarafından öne sürülen davranım yoksunluğu hipotezidir (response deprivation hypothesis). Davranım yoksunluğu hipotezi, Premack ilkesi tarafından çözümsüz bırakılan bir takım kuramsal problemleri çözmek için desenlenmiştir. Timberlake ve Allison, pekiştireçleri uyarıcılar olmaktan ziyade tepkiler olarak düşünmeleri bakımından ve başlangıç noktaları edimsel tepki ile pekiştirici tepki arasındaki farka ilişkin olması bakımından Premack ın izinden gitmişlerdir. Ancak, bu soruna ilişkin düşünme biçimleri, onları farklı bir yola itmiştir. Timberlake ve Allison, edimsel ve pekiştirici tepkiler arasındaki kritik farkın, katılımcının edimsel tepkiye serbest bir erişiminin olması, ancak pekiştirici bir tepkide bulunmasının sınırlandırılmış olması olduğunu ileri sürmüşlerdir. Örneğin, tipik bir Skinner kutusunda, sıçan, tepki manivelasına her hangi bir zamanda basabilir; ancak, her hangi bir zamanda yiyecek parçaları yemek konusunda özgür değildir. Yemek yeme sadece sıçan manivelaya bastıktan sonra gerçekleşebilir ve sonra da sıçan sadece sağlanan küçük bir parça yiyeceği yiyebilir. Timberlake ve Allison, pekiştirici tepki üzerindeki bu sınırlamaların, yemek yemeyi etkili bir pekiştireç yapan şey olduğunu ileri sürmüştür. Bu görüşe göre, edimsel koşullama durumları katılımcıyı pekiştirici tepkiye serbest erişimden yoksun bırakır. İşte bu yüzden Timberlake Allison önerisi davranım yoksunluğu hipotezi olarak adlandırılmıştır.

10 DAVRANIM YOKSUNLUĞU VE ETKİ YASASI Davranım yoksunluğu hipotezi önemli bir fikri yakalamış bulunmaktadır. Eğer bir Skinner kutusundaki sıçanın yeme davranışı üzerinde her hangi bir sınırlama olmasaydı ne olurdu diye düşündüğümüzde, bu fikir daha açık bir hale gelmektedir. Bir sıçanın her pedala basışında bir haftalık yiyecek ihtiyacını birden aldığı bir durumu düşünelim. Thorndike ın Etki Yasası na göre, bir haftalık yiyecek, yüksek oranda bir doyum durumu yaratmalıdır; böylece de, güçlü bir S- R bağlantısına neden olmalıdır ve pedala basmada büyük bir artışa yol açmalıdır. Fakat, bu sıçanın bakış açısından pek olası görünmemektedir. Daha makul bir yordamaya göre, eğer sıçan her pedala basışında bir haftalık yiyecek ihtiyacını alıyorsa, sıçan tepki pedalına yaklaşık olarak haftada bir kez, yiyecek stoku eridiği zaman, basacaktır. Davranım yoksunluğu hipotezine göre yiyeceği etkili bir pekiştireç yapan şey, açlığı doyurması ya da yeme davranışının yüksek olasılıklı bir tepki olması değildir. Daha ziyade, burada kritik faktör edimsel koşullama yordamının yeme davranışı üzerine koyduğu sınırlamadır. Dolayısıyla, yemek yeme davranışını pekiştirici yapan şey tepki yoksunluğudur. Eğer davranım yoksunluğu ortadan kaldırılırsa (bir haftalık yiyecek stoku sağlanarak), edimsel tepkide bulunmada bir artış gözlenmeyecektir; edimsel tepki pekiştirilmeyecektir. DAVRANIM YOKSUNLUĞU VE TEPKİ OLASILIĞI Davranım yoksunluğu hipotezinin, tepki olasılıklarını hesaplamayı gerektirmediğine dikkat edin. Bu bakımdan, davranım yoksunluğu hipotezi Premack ilkesindeki hesaplama problemiyle pek fazla ilgili değildir. Davranım yoksunluğu için, önce herhangi bir sınırlamanın olmadığı bir temel düzey periyodu boyunca bir tepkinin sıklığını belirlemelidir ve sonra pekiştirici tepkiye erişimi bu temel düzeyin altına doğru sınırlamalıdır. Davranım yoksunluğu hipotezinin ilginç bir yordaması, düşük olasılıklı bir tepkinin bile bir pekiştirici olay yapılabileceğine ilişkindir. Davranım yoksunluğu hipotezine göre, bir düşük olasılıklı tepkide bulunma fırsatı, eğer düşük olasılıklı tepki, zaten düşük temel düzey oranının altına doğru sınırlanırsa, bir yüksek olasılıklı davranışı pekiştirmek için kullanılabilecektir. Böylesi bir yordama Premack ilkesine ters düşmektedir; ancak, deneysel kanıtlarla onaylanmıştır (Allison & Timberlake, 1974; Eisenberger, Karpman, & Trattner, 1967). DAVRANIM YOKSUNLUĞU VE PEKİŞTİRME ETKİLERİNİN KAYNAĞI Davranım yoksunluğu hipotezi, tepki olasılıklarının hesaplanmasına ilişkin problemlerden uzak durmanın yanı sıra, pekiştirmeye ilişkin açıklamaların kaynağında da bir kaymaya yol açmıştır. Önceki kuramlarda, pekiştirme, edimsel koşullama yordamının dışında yer alan faktörlere ilişkin terimlerle açıklanmaktaydı. Dürtü azaltma kuramındaki dışsal faktör bir dürtü durumunu ortaya koyan yordamlara ilişkindi. Premack ilkesindeki, dışsal faktör edimsel ve

11 pekiştirici tepkilerinin ayırımlı temel düzey olasılıklarıyla ilişkiliydi. Bunların aksine, davranım yoksunluğu hipotezinde pekiştirmenin kaynağı, edimsel koşullama yordamının organizmanın etkinliklerini nasıl sınırladığında yatmaktadır. Bu yeni bir fikirdir. Daha önce hiç kimse, tüm edimsel koşullama yordamlarında yer alan tepki sınırlamalarıyla belirlenen pekiştirme etkilerinden söz etmemişti. Davranım yoksunluğu hipotezi, pekiştirmeye ilişkin anlayışımızı, Premack ilkesindeki bazı sorunlardan bizi kurtaracak biçimde ileriye gitmesini sağlamıştır. Ancak, Premack ilkesinde olduğu gibi, davranım yoksunluğu hipotezi de sadece birinci sorumuza Bir şeyi etkili pekiştireç yapan şey nedir? yanıt sağlamıştır. İkinci sorumuz olan Bir pekiştireç pekiştirilen tepkinin olasılığını nasıl arttırmaktadır? için davranışsal düzenleme yaklaşımının gelişmesini beklemek zorundaydı. Davranışsal Düzenleme Yaklaşımı Davranışsal düzenleme (behavioral regulation) yaklaşımı, birçok açıdan davranım yoksunluğu hipotezine benzerdir. Ondan önce gelenlerde de olduğu gibi, davranışsal düzenleme yaklaşımı, pekiştireçlerin özel tipte uyarıcılar ya da özel tipte tepkiler olduğu varsayımını reddeder. Ayrıca, davranışsal düzenleme yaklaşımı, pekiştirme etkilerinin, edimsel koşullama yordamının, bir organizmanın etkinliklerini sınırlaması ile belirlendiğini kabul eder. Aslında, davranışsal düzenleme yaklaşımı, pekiştirme hakkındaki ikinci soru olan Bir pekiştireç, pekiştirilen tepkinin olasılığını nasıl arttırmaktadır? a yanıt bulmak üzere ortaya çıkmış bir fikirdir (Allison, 1989; Timberlake, 1980; 1984). Davranışsal düzenleme yaklaşımı fizyolojiden ve dürtü azaltma kuramından homeostasis kavramını almış ve bu kavramı tepki tercihine genişletmiştir. Davranışsal homeostasis ve fizyolojik homeostasis, her ikisi de optimal ya da tercih edilen bir sistem düzeyini koruma çabasında olması bakımından benzerdirler. Fizyolojik homeostatik mekanizmalar, fizyolojik parametreleri (kandaki oksijen düzeyi, şeker düzeyi gibi) bir optimal ya da ideal düzeye yakın tutmak için mevcutturlar. Kandaki hedef oksijen veya glikoz düzeyindeki sapmalar tarafından tetiklenen, telafi edici bir takım mekanizmalar aracılığıyla sistemi söz konusu homeostatik düzeylere getirmek suretiyle homeostatik düzey korunur. DAVRANIŞSAL TEMEL DOYUM NOKTASI Davranışsal düzenlemede korunan şey, organizmanın tercih ettiği aktivitelerin dağılımıdır; bu, organizmanın davranışsal temel doyum noktası (behavioral bliss point) dır. Davranışsal temel doyum noktası, bir organizmanın, yordamsal bir takım sınırlılıkların olmadığı bir durumda, etkinliklerini mevcut tepki seçenekleri arasında nasıl paylaştırdığını ifade eder. Temel doyum noktası,

12 katılımcının, bir edimsel koşullama yordamı uygulanmadan önce tercih ettiği tepki seçeneklerdir. Örneğin, Seda adındaki bir ergeni alalım. Seda yı 24 saat boyunca kendi haline bırakalım. Seda, günün 3 saatini arkadaşlarıyla telefonda konuşarak, 1.5 saatini yemek yiyerek, 4 saatini arabayla ortalıkta gezinerek, 10 saatini uyuyarak, 2 saatini televizyon seyrederek, 3 saatini müzik dinleyerek ve yarım saatini ev ödevlerini yaparak harcayabilir. Bu aktivite dağılımı, Seda nın davranışsal temel doyum noktasını oluşturmaktadır. Temel doyum noktasında Seda nın, ev ödevlerini yapmak için her gün sadece yarım saat planladığına dikkatinizi çekmek isterim. EDİMSEL İZLERLİĞİN UYGULANMASI Ailesi, Seda nın ödevlerini yapmak için harcadığı zamanı arttırmak üzere bir edimsel koşullama yordamını devreye sokmayı isteyebilir. Bunu Seda nın müziğe erişimini sınırlamak suretiyle yapabilirler. Örneğin, Seda nın her bir dakika müzik dinleyebilmesi için ev ödevine bir dakika harcaması gerekli hale getirebilir. Edimsel izlerlik öncesinde, Seda için müzik dinlemek ve ev ödevi yapmak birbirinden bağımsız aktivitelerdir. Seda nın bir aktivitede ne kadar zaman harcadığının, diğerinde ne kadar zaman harcadığı ile her hangi bir ilgisi yoktur. Bu temel doyum noktasını karakterize etmektedir. Müzik dinleme ve ders çalışma için davranışsal doyum noktası Şekil ün sol üst kısmında gösterilmektedir. Seda yı her bir dakika müzik dinlemek için bir dakika ders çalışmasını gerekli kılarak bu iki aktivite özel bir biçimde birbiriyle ilişkilendirilmiş olur. Şimdi, ders çalışmak için harcanan zaman, müzik dinlemek için harcana zamana eşit olmak durumundadır. Bu ilişki Şekil deki 45º lik bir doğruyla gösterilmektedir. Bu doğru aynı zamanda, tarife doğrusu (schedule line) olarak da adlandırılmaktadır. Devredeki edimsel koşullama yordamıyla, ders çalışma artık müzik dinlemekten bağımsız değildir. İki aktivite birbirine bağlanmış ve bir tarife doğrusuyla sınırlanmıştır.

13 Müzik dinlemeye harcanan zaman 3 Temel doyum noktası 2 Tarife doğrusu Çalışmaya harcanan zaman ŞEKİL 9.3 Edimsel koşullamaya ilişkin davranışsal düzenleme yaklaşımının gösterimi. Temel doyum noktası, bir edimsel koşullama yordamı ya da tarife sınırlamasının yokluğunda, bir kişinin ders çalışmaya ve müzik dinlemeye ne kadar zaman harcadığını gösterir. Tarife doğrusu, kişinin her bir dakika müzik dinlemek için bir dakika ders çalışmasının gerektiği durumda, her bir aktiviteye ne kadar zaman harcayacağını göstermektedir. Şekil deki tarife doğrusuyla gösterilen ders çalışma ve müzik dinleme arasındaki izlerlik Seda nın davranışını sınırlamaktadır; böylece Seda artık davranışlarını daha fazla davranışsal temel doyum noktasındaki gibi dağıtamamaktadır. Tarife doğrusu, davranışsal temel doyum noktasından geçmemektedir; bu yüzden, edimsel izlerlik, bir dürtü durumunun fizyolojik homeostasise bir tehdit oluşturmasına benzer biçimde, davranışsal temel doyum noktası için bir tehdittir. Davranışsal düzenleme yaklaşımı, tercih edilen düzeyden sapmaların, sistemi tekrar tercih edilen düzeye getiren ayar mekanizmalarını tetiklediği varsayılan, fiziksel homeostatik modellere benzerdir. Davranışsal düzenleme durumunda bu ayar mekanizmaları katılımcının tepki seçeneklerini kaydırması ya da katılımcının aktivitelerini davranışsal temel doyum noktasına doğru paylaştırmasını içerir. Bir kez edimsel koşullama yordamı devreye girdikten sonra (bir dakika müzik dinlemek için bir dakika ders çalışmak), Seda tercih ettiği tepki dağıtım

14 durumuna hiçbir zaman dönemeyebilir. Davranışsal temel doyum noktasına geri dönmek için her olası yolun bir bedel ya da dezavantajı bulunmaktadır. Örneğin, eğer istediği kadar (ideal olarak günde 3 saat) müzik dinlemeyi tercih ederse, Seda nın istediğinden daha fazla süre ders çalışması gerekecektir. Öte yandan, eğer istediği kadar az (günde yarım saat) ders çalışmayı seçerse, istediğinden daha az müzik dinlemeye razı olmak zorunda kalacaktır. Edimsel koşullama yordamları tepki seçeneklerini sınırlar. Söz konusu yordamlar davranışın serbest akışını engeller ve bir organizmanın mevcut tepki alternatifleri arasından yapacağı seçim üzerinde bozucu etki yapar. Dahası, çoğu durumda, edimsel koşullama yordamı katılımcının davranışsal temel doyum noktasına dönmesine izin vermez. Yapılabilecek en iyi şey, edimsel koşullama yordamının dayattığı sınırlamalar altında temel doyum noktasına, yaklaşmak olabilir. TARİFE SINIRLAMALARINA TEPKİDE BULUNMA Bir organizmanın, bir edimsel izlerlik konduktan sonra davranışsal temel doyum noktasına nasıl geri döneceği değişik stratejilerin maliyet ve faydalarına bağlıdır. Eğer ders çalışmak, müzik dinleme zamanından vereceği potansiyel kayıptan çok daha nahoş bir durumu ifade ediyorsa, Seda ders çalışma süresini pek fazla arttırmayacak, ama bir miktar müzik dinleme zamanından vazgeçecektir. Bunun tersine, eğer müzik zamanından verilen potansiyel kayıp, ders çalışmak için gösterilen çabayı arttırmaktan çok daha nahoş bir durumu ifade ediyorsa, Seda ders çalışmak için ayırdığı zamanın miktarını büyük ölçüde arttırmak suretiyle edimsel koşullama yordamıyla dayatılan sınırlamayı ayarlayacaktır. Bir bireyin tarife sınırlamalarına nasıl tepkide bulunacağını belirlemede önemli bir faktör pekiştirici aktivitenin yerine geçecek alternatif aktivitelerin bulunup bulunmamasıdır (Green & Freed, 1993). Pekiştirici aktivitenin yerine geçecek alternatiflerin bulunmadığı durumlarda edimsel koşullama yordamları güçlüdür. Bununla beraber, eğer katılımcı pekiştirecin yerine geçecek bir şeye sahip ise, pekiştirece erişimini engellemek, edimsel tepkide bulunmayı arttırmayacaktır. Eğer Seda müziği seviyor ve müzik dinlemekten aldığı doyumu başka her hangi bir aktiviteden elde edemiyorsa (eğer Seda müziğin yerine geçecek bir şeye sahip değilse), müzik oldukça güçlü bir pekiştireç olacaktır. Bu durumda, Seda ders çalışma süresinde büyük bir artış yapmak suretiyle edimsel yordamı ayarlayacaktır. Eğer Seda müzik dinlemeyi, televizyon seyretmekten daha fazla sevmiyorsa oldukça farklı bir durum ortaya çıkacaktır. Eğer televizyon seyretmek, müzik dinlemenin iyi bir alternatifi ise, edimsel izlerlik, Seda nın ders çalışmaya ne kadar zaman ayıracağı üzerinde çok az bir etkiye sahip olacaktır. Bu durumda, Seda müzik dinleme yerine televizyon seyretmeyi koymak suretiyle tarife sınırlamasına, ders çalışmak için harcadığı zamanda her hangi bir artışa gitmeksizin tepkide bulunacaktır.

15 DAVRANIŞSAL DÜZENLEMENİN KATKILARI Davranışsal düzenleme yaklaşımı edimsel davranışa ilişkin anlayışımızda bir ilerlemeye yol açmıştır; çünkü, davranışsal düzenleme katılımcının davranışsal dağarcığı bağlamı içerisinde edimsel koşullama ve pekiştirme üzerinde düşünmeye önayak olmuştur. Davranışsal düzenleme, edimsel koşullama yordamlarının davranışsal akış üzerinde işlem görmediği gerçeğine odaklanmıştır. Daha ziyade, edimsel koşullama yordamları davranışın serbest akışını engeller; söz konusu yordamlar katılımcının davranışlarını mevcut tepki seçenekleri arasında paylaştırmasını engeller. Davranışsal düzenleme aynı zamanda, tepki seçenekleri üzerindeki sınırlamaların sadece edimsel değil, aynı zamanda pekiştirici tepkiler üzerinde etkileri olduğu gerçeği üzerinde de dikkatini yoğunlaştırmıştır. Tarife sınırlamaları, edimsel yordamın doğrudan bir parçası olmayan, ilgili ya da yerine geçebilen tepkilerdeki değişmelerle sonuçlanabilir. Davranışsal düzenleme yaklaşımı, bizi, daha önceki kavramsallaştırmalarımızdan daha geniş bir perspektifle edimsel davranış hakkında düşünmeye özendirmektedir. Davranışsal düzenleme yaklaşımı aynı zamanda, bizi, katılımcının tüm aktivitelerini, bu aktivitelerin nasıl organize edildiğini ve bu organizasyonun tarife sınırlılıklarına ilişkin etkileri nasıl belirlediğini göz önünde bulundurmaya yöneltmektedir. Bu görüşler, önceki pekiştirme kuramlarının egemen olduğu, daha sınırlı uyarıcı tepki perspektifinden daha fazla ses getirmiştir. Özet Bir pekiştirme kuramı bize, (1) bir şeyi pekiştireç yapan şeyin ne olduğunu ve (2) bir pekiştirecin nasıl etkili olduğunu açıklamalıdır. İlk kuramlar pekiştireçlerin uyarıcılar olduğunu varsaydılar. Bu kuramların en etkili olanına göre, bir uyarıcı eğer bir dürtü durumunu azaltmada etkili ise pekiştirici olacaktır. Dürtü azaltma kuramı uzun bir süre için popülerliğini korudu; ancak daha sonra bazı güçlüklerle yüz yüze geldi (örneğin, duyusal pekiştirmeyi açıklayamadı) ve yerini tepki temelli pekiştirme görüşlerine bıraktı. Önde gelen bir tepki temelli görüşü Premack ın ayırımlı tepki olasılığı ilkesidir. Bu ilkeye göre, bir pekiştireç dürtü azaltan bir uyarıcı değil, fakat edimsel tepki olasılığına ilişkin temel düzeyden daha yüksek bir temel düzey olasılığına sahip bir tepkide bulunma fırsatıdır. Premack ilkesi klinik ve eğitim ortamlarında çok sayıdaki pekiştirme uygulamaları için temel oluşturmuştur. Fakat, tepki olasılıklarının ölçülmesine ilişkin bazı güçlükler, davranım yoksunluğu hipotezi olarak bilinen bir diğer kuramsal gelişmeyi tetiklemiştir. Bu hipoteze göre, eğer edimsel koşullama yordamı temel düzey sıklığının altında bir aktiviteye erişimi sınırlıyorsa, bir tepkide bulunma fırsatı etkili bir pekiştireç olacaktır. Davranım yoksunluğu hipotezi, ilgi odağını pekiştireçleri uyarıcılar ya da tepkiler olmaktan, bir edimsel koşullama yordamının organizmanın aktivitelerini nasıl sınırladığı konusuna

16 kaydırmıştır. Bu görüş davranışsal düzenleme yaklaşımında daha da geliştirilmiştir. Davranışsal düzenleme yaklaşımına göre, organizmalar her hangi bir durumda tercihli ya da optimal bir davranış dağılımına sahiptir. Bir edimsel koşullama yordamının devreye girmesi, bu optimal davranış dağılımını ya da davranışsal temel doyum noktasını bozar. Tipik olarak, bu bozulmaya uyum, pekiştireç tepkisinin oranı azalırken, edimsel tepki oranının artmasıdır. Bu tepkinin yeniden nasıl paylaştırılacağı işe koşulan pekiştirme tarifesi ve pekiştirici tepkinin yerine geçecek alternatiflerin varlığına bağlıdır. Önerilen Okumalar ALLISON, J. (1983). Behavioral economics. New York: Praeger. PREMACK, D. (1965). Reinforcement theory. In D. Levin (Ed.), Nebraska symposium on motivation (Vol. 13, pp ). Lincoln: University of Nebraska Press. TIERNEY, K. J. (1995). Molar regulatory theory and behavior therapy. In W. O Donohue and L. Krasner (Eds.), Theories of behavior therapy (pp ). Washington, DC: American Psychological Association. TIMBERLAKE, W., & FARMER-DOUGAN, V.A. (1991). Reinforcement in applied settings: Figuring out ahead of time what will work. Psychological Bulletin 110, ). Teknik Terimler Ayırımlı olasılık ilkesi Birincil pekiştireç Davranım yoksunluğu hipotezi Davranışsal düzenleme Davranışsal temel doyum noktası Duyusal pekiştirme Dürtü azaltma kuramı Etki Yasası Homeostasis İkincil pekiştireç Kazanılmış dürtü Koşullu dürtü Koşullu pekiştireç Premack illkesi Simge ekonomisi Tarife doğrusu

17

Edimsel Koşullama ÖĞRENMEDE ÖDÜL VE CEZANIN ROLÜ. Doç.Dr.Hacer HARLAK

Edimsel Koşullama ÖĞRENMEDE ÖDÜL VE CEZANIN ROLÜ. Doç.Dr.Hacer HARLAK Edimsel Koşullama ÖĞRENMEDE ÖDÜL VE CEZANIN ROLÜ Edimsel Koşullama Davranış ile sonuç arasında bağlantı kurmayı öğrenmedir. Pekiştirilen (memnun edici sonuçlara yol açan) davranışlar güçlenir, cezalandırılan

Detaylı

GÜDÜLENME. Doç.Dr. Hacer HARLAK - Psikolojiye Giriş I

GÜDÜLENME. Doç.Dr. Hacer HARLAK - Psikolojiye Giriş I GÜDÜLENME Dersin konuları Güdülenme ile ilişkili kavramlar Güdülenme kuramları Biyolojik kuramlar İçgüdü Dürtü-azaltma Uyarılma Psikososyal Kuramlar Özendirici Bilişsel Biyopsikososyal kuram Maslow un

Detaylı

EDİMSEL KOŞULLANMA. Doç. Dr. Tülin ŞENER

EDİMSEL KOŞULLANMA. Doç. Dr. Tülin ŞENER EDİMSEL KOŞULLANMA Doç. Dr. Tülin ŞENER Skinner (1904-1990) Programlı öğretimin kurucusu olarak bilinir. Skinner in görüşlerine dayalı olarak geliştirilen davranışı biçimlendirme yaklaşımı otistik ve zihinsel

Detaylı

ÖĞRENME. Temel Kavramlar. Doç.Dr.Hacer HARLAK

ÖĞRENME. Temel Kavramlar. Doç.Dr.Hacer HARLAK ÖĞRENME Temel Kavramlar Öğrenme nedir? Davranışlarda göreli olarak kalıcı değişimlere yolaçan deneyimlerdir. Olgunlaşma sonucu davranışların değişmesi öğrenme sayılmaz. Davranışta kısa süreli ufak değişiklikler

Detaylı

Değerlendirme. Psikolojiye Giriş. Haftalık okuma raporları. Arasınav (%30) Final (%35) Haftalık okuma raporları (%15) Kitap inceleme (%20)

Değerlendirme. Psikolojiye Giriş. Haftalık okuma raporları. Arasınav (%30) Final (%35) Haftalık okuma raporları (%15) Kitap inceleme (%20) Değerlendirme Arasınav (%30) Final (%35) Psikolojiye Giriş Temeller, Bölüm 2: Skinner Ders 4 Haftalık okuma raporları (%15) Kitap inceleme (%20) Deneye katılım 2 Değerlendirme Arasınav (%30) Final (%35)

Detaylı

ÖĞRENMEDE DAVRANIŞSAL YAKLAŞIMLAR Sevim Çiftçi

ÖĞRENMEDE DAVRANIŞSAL YAKLAŞIMLAR Sevim Çiftçi ÖĞRENMEDE DAVRANIŞSAL YAKLAŞIMLAR Sevim Çiftçi 183-202 Kaynak II; Eğitim Psikolojisi Yazar;B.YEŞİLYAPRAK Hazırlayan; Sevim ÇİFTÇİ 2005-2006 Slaytları Yeniden Düzenleyen; Doç. Dr. Nasip DEMİRKUŞ Ders Sor.;

Detaylı

UYGULAMALI DAVRANIŞ ANALİZİ. UDA nın Kökenleri

UYGULAMALI DAVRANIŞ ANALİZİ. UDA nın Kökenleri UYGULAMALI DAVRANIŞ ANALİZİ UDA nın Kökenleri Bilişsel açıklamalar Wertheimer Algılanan şeyler arasındaki ilişkiler algılanan şeylerden daha önemlidir. Neyin görüldüğü ve duyulduğu görülen veya duyulan

Detaylı

ÖĞRENME KURAMLARI. Davranışçı Kuram Bilişsel Kuram Duyuşsal Kuram

ÖĞRENME KURAMLARI. Davranışçı Kuram Bilişsel Kuram Duyuşsal Kuram ÖĞRENME KURAMLARI Davranışçı Kuram Bilişsel Kuram Duyuşsal Kuram DAVRANIġÇI KURAMLAR Davranışçı kuramlar, öğrenmenin uyarıcı ile davranış arasında bir bağ kurularak geliştiğini ve pekiştirme yoluyla davranış

Detaylı

ADIM ADIM YGS LYS Adım DAVRANIŞ 2

ADIM ADIM YGS LYS Adım DAVRANIŞ 2 ADIM ADIM YGS LYS 187. Adım DAVRANIŞ 2 SONRADAN KAZANILMIŞ DAVRANIŞLAR (ÖĞRENİLMİŞ DAVRANIŞLAR) Deneyim sonucu kazanılan davranışlardır. Bu davranışlar aynı türün farklı bireylerinde farklı sonuçlar doğurabilir.

Detaylı

Geçen Haftadan Ne Öğrendik?

Geçen Haftadan Ne Öğrendik? Kibrit yakmaktan hoşlanan bir çocuğa çok fazla kibrit verilmiş ve kibrit yakmaktan bıkması sağlanmaya çalışılmıştır. Bu durumda kibrit yakma alışkanlığı yok edilirken aşağıdaki öğrenme kuramcılarının hangisinin

Detaylı

EDIMSEL KOŞULLANMA ELİF GÖKALP TAŞ EMEL DOKUR MERMERDAŞ

EDIMSEL KOŞULLANMA ELİF GÖKALP TAŞ EMEL DOKUR MERMERDAŞ EDIMSEL KOŞULLANMA ELİF GÖKALP TAŞ EMEL DOKUR MERMERDAŞ Camilerin etrafında güvercin ve kumruların toplanması, kuşların dindar olduğunu mu gösterir? Nasrettin Hoca, eşeğine nasıl okuma öğretti? EDİMSEL

Detaylı

ÖĞRENME KLASİK VE EDİMSEL KOŞULLAMA

ÖĞRENME KLASİK VE EDİMSEL KOŞULLAMA ÖĞRENME KLASİK VE EDİMSEL KOŞULLAMA Öğrenmede Temel Kavramlar Öğrenme, deneyim yoluyla yeni ve kalıcı bilgi ya da davranış edinme süreci olarak tanımlanabilir. Yiyecek/acı gibi olayları beklemeyi ve bu

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...III

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...III İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...III Ünite:I Eğitim Psikolojisinde Bilimsel Araştırma Yöntem ve Teknikleri 13 Psikoloji ve Eğitim Psikolojisi 15 Eğitim Psikolojisi ve Bilim 17 Eğitim Psikolojisi ve Bilimsel Araştırma

Detaylı

GİRNE AMERİKAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLİĞİ AKTS

GİRNE AMERİKAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLİĞİ AKTS GİRNE AMERİKAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLİĞİ AKTS Dersin Adı Psikolojiye Giriş Dersin Kodu OKÖ105 Dersin Türü Zorunlu Dersin Seviyesi Lisans Dersin AKTS kredisi 4 Haftalık Ders

Detaylı

ÖĞRENME. Temel Kavramlar

ÖĞRENME. Temel Kavramlar ÖĞRENME Temel Kavramlar Öğrenme nedir? Davranışlarda göreli olarak kalıcı değişimlere yolaçan deneyimlerdir. Olgunlaşma sonucu davranışların değişmesi öğrenme sayılmaz. Davranışta kısa süreli ufak değişiklikler

Detaylı

BAĞLAŞIMCILIK. HAZIRLAYAN: Mustafa GÜNENDİ

BAĞLAŞIMCILIK. HAZIRLAYAN: Mustafa GÜNENDİ BAĞLAŞIMCILIK HAZIRLAYAN: Mustafa GÜNENDİ Edward Lee Thorndike (1874-1949) Thorndike ilk yazılarında, öğrenmenin temelinin, duyusal uyarıcılar ile harekete geçiriciler arasında kurulan bir bağ olduğunu

Detaylı

1. ÜNİTE İÇİNDEKİLER EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1

1. ÜNİTE İÇİNDEKİLER EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... iii YAZARLAR HAKKINDA... iv 1. ÜNİTE EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1 Giriş... 2 Eğitim Psikolojisi ve Öğretmen... 3 Eğitim Psikolojisi... 3 Bilim... 6 Psikoloji... 8 Davranış... 9 Eğitim...

Detaylı

Türkiye de obezite. (Kaynak: TÜİK)

Türkiye de obezite. (Kaynak: TÜİK) Türkiye de obezite WHO Yetişkinlerde obezite oranları E %21.7 K %34.0 Toplam %27.8 (2008 rakamları) 15 ve daha yukarı yaştaki nüfusun %16,9 u obez ve %33 ü fazla kiloludur. (2009 2010 arasındaki dönemde

Detaylı

Şu davranışçılar da sadist midir, anlamadım gitti yahu!!! Biri zavallı köpekleri et,et diye inletir, biri de kedileri kafese kapatır.

Şu davranışçılar da sadist midir, anlamadım gitti yahu!!! Biri zavallı köpekleri et,et diye inletir, biri de kedileri kafese kapatır. Şu davranışçılar da sadist midir, anlamadım gitti yahu!!! Biri zavallı köpekleri et,et diye inletir, biri de kedileri kafese kapatır. Thorndike deneylerini kediler üzerinde gerçekleştirmiştir. Thorndike'ın

Detaylı

Kişinin çevresiyle etkileşimi sırasında kişide ve çevrede oluşan gözlenebilir ve ölçülebilir değişikliklere davranış denir.

Kişinin çevresiyle etkileşimi sırasında kişide ve çevrede oluşan gözlenebilir ve ölçülebilir değişikliklere davranış denir. DAVRANIŞ PROBLEMLERİ VE ÇÖZÜMLERİ Özel Eğitim Öğretmeni Seyyar KILIÇ Davranış Nedir? Kişinin çevresiyle etkileşimi sırasında kişide ve çevrede oluşan gözlenebilir ve ölçülebilir değişikliklere davranış

Detaylı

Öğrenmeye Bilişsel Yaklaşım

Öğrenmeye Bilişsel Yaklaşım Öğrenmeye Bilişsel Yaklaşım Öğrenmeye Bilişsel Yaklaşımlar Bireyin algılama, hatırlama ve düşünme gibi bilişsel süreçlerine ağırlık veren bir bakış açısı. Bilişsel öğrenme: Doğrudan gözlenemeyen zihinsel

Detaylı

Eğitimin Psikolojik Temelleri

Eğitimin Psikolojik Temelleri Eğitimin Psikolojik Temelleri Eğitim sürecinin daima iki boyutu olmuştur. Bunlardan birincisi yukarıda değindiğimiz toplumsal ya da sosyal boyut, diğeri ise bireysel boyuttur. Eğitim ne kadar sosyal amaçlarla

Detaylı

VERİMLİ DERS ÇALIŞMA TEKNİKLERİ. Verimli ders çalışmayı öğrenmek istiyor musunuz?

VERİMLİ DERS ÇALIŞMA TEKNİKLERİ. Verimli ders çalışmayı öğrenmek istiyor musunuz? VERİMLİ DERS ÇALIŞMA TEKNİKLERİ Verimli ders çalışmayı öğrenmek istiyor musunuz? Ders Çalışmanızın Nedenleri ve Sonuçları Verimli Ders Çalışma Yolları Nelerdir? Amaçların ve Önceliklerin Belirlenmesi Her

Detaylı

KRONOLOJİK YAŞ NEDİR?

KRONOLOJİK YAŞ NEDİR? Yaşlılık YAŞ NEDİR? Yaş;Kronolojik ve Biyolojik yaş olarak iki biçimde açıklanmaktadır. İnsan yaşamının, doğumdan içinde bulunulan ana kadar olan bütün dönemlerini kapsayan süreci kronolojik yaş ; içinde

Detaylı

Araçsal ya da Edimsel Koşullama

Araçsal ya da Edimsel Koşullama Araçsal ya da Edimsel Koşullama B U N L A R I B İ L İ Y O R M U Y D U N U Z? Yeni bir edimsel tepkinin öğrenilmesi, genellikle, bilindik tepki bileşenlerini yeni kombinasyonlar içerisine koymayı içerir.

Detaylı

Öğretim Üyesi Gözetiminde Psikolojide İleri Araştırma II (PSY 407) Ders Detayları

Öğretim Üyesi Gözetiminde Psikolojide İleri Araştırma II (PSY 407) Ders Detayları Öğretim Üyesi Gözetiminde Psikolojide İleri Araştırma II (PSY 407) Ders Detayları Ders Adı Ders Dönemi Ders Uygulama Laboratuar Kredi AKTS Kodu Saati Saati Saati Öğretim Üyesi Gözetiminde Psikolojide İleri

Detaylı

DAVRANIŞ AZALTMA TEKNİKLERİ

DAVRANIŞ AZALTMA TEKNİKLERİ DAVRANIŞ AZALTMA TEKNİKLERİ Sönme Mola Tepkinin bedeli Düzeltme Olumlu alıştırma Aşırı düzeltme Doç. Dr. Sezgin Vuran 1 Bu teknikler uygun davranışı artırma teknikleriyle (olumlu pekiştirme, sembol pekiştirme

Detaylı

YAŞAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK SPOR KÜLTÜR MÜDÜRLÜĞÜ PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK BİRİMİ VERİMLİ DERS ÇALIŞMA YÖNTEMLERİ PLANLI DERS ÇALIŞMA

YAŞAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK SPOR KÜLTÜR MÜDÜRLÜĞÜ PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK BİRİMİ VERİMLİ DERS ÇALIŞMA YÖNTEMLERİ PLANLI DERS ÇALIŞMA YAŞAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK SPOR KÜLTÜR MÜDÜRLÜĞÜ PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK BİRİMİ VERİMLİ DERS ÇALIŞMA YÖNTEMLERİ PLANLI DERS ÇALIŞMA Planlı Çalışma Nedir? Amacımıza ulaşmak için hangi dersi ne kadar

Detaylı

9. HAFTA PFS102 SINIF YÖNETİMİ. Yrd. Doç. Dr. Ali Çağatay KILINÇ. cagataykilinc@karabuk.edu.tr

9. HAFTA PFS102 SINIF YÖNETİMİ. Yrd. Doç. Dr. Ali Çağatay KILINÇ. cagataykilinc@karabuk.edu.tr 9. HAFTA PFS102 Yrd. Doç. Dr. Ali Çağatay KILINÇ cagataykilinc@karabuk.edu.tr Karabük Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi 2 İÇİNDEKİLER MOTİVASYON Motivasyon Teorileri Kapsam Teorileri

Detaylı

SİSTEM ANALİZİ ve TASARIMI. ÖN İNCELEME ve FİZİBİLİTE

SİSTEM ANALİZİ ve TASARIMI. ÖN İNCELEME ve FİZİBİLİTE SİSTEM ANALİZİ ve TASARIMI ÖN İNCELEME ve FİZİBİLİTE Sistem Tasarım ve Analiz Aşamaları Ön İnceleme Fizibilite Sistem Analizi Sistem Tasarımı Sistem Gerçekleştirme Sistem Operasyon ve Destek ÖN İNCELEME

Detaylı

Seminer (AB500) Ders Detayları

Seminer (AB500) Ders Detayları Seminer (AB500) Ders Detayları Ders AdıDers Kodu Dönemi Ders Saati Uygulama Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS Seminer AB500 Bahar 3 0 0 0 0 Ön Koşul Ders(ler)i - Dersin Dili Dersin Türü Dersin Seviyesi

Detaylı

MOTİVASYON Motivasyon, Davranışı başlatan, yön veren, devam ettiren veya belli bir davranışın tercih edilmesini sağlayan güç.

MOTİVASYON Motivasyon, Davranışı başlatan, yön veren, devam ettiren veya belli bir davranışın tercih edilmesini sağlayan güç. MOTİVASYON Hareketlerimizin kaynağı Güdü (Motivasyon) Motivasyon, Davranışı başlatan, yön veren, devam ettiren veya belli bir davranışın tercih edilmesini sağlayan güç Bireyin harekete geçmesi için etkilenmesi

Detaylı

Öğrenci hakkında varsayımlar; Öğretmen hakkında varsayımlar; İyi bir öğretim programında bulunması gereken özellikler;

Öğrenci hakkında varsayımlar; Öğretmen hakkında varsayımlar; İyi bir öğretim programında bulunması gereken özellikler; Dersi iyi planlamak ve etkili sunmak öğrenci başarısını artırmanın ve sınıf düzenini sağlamanın yanında öğretmenin kendine olan güveninin de artmasını sağlar. Öğrenci hakkında varsayımlar; 1. Öğrenci saygılı

Detaylı

Öğrenme Psikolojisi (PSY 308) Ders Detayları

Öğrenme Psikolojisi (PSY 308) Ders Detayları Öğrenme Psikolojisi (PSY 308) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Saati Uygulama Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS Öğrenme Psikolojisi PSY 308 Bahar 3 0 0 3 5 Ön Koşul Ders(ler)i Yok Dersin Dili

Detaylı

1. Özel Yetenekli Öğrencilerin Psikolojisine Genel Bakış... 1

1. Özel Yetenekli Öğrencilerin Psikolojisine Genel Bakış... 1 İçindekiler 1. Özel Yetenekli Öğrencilerin Psikolojisine Genel Bakış... 1 Marilena Z. Leana-Taşcılar Özet...1 Üstün zekâlıyım: "Eyvah!" mı? "Yaşasın!" mı?...4 Etiketleme...6 Etiketlemenin Avantajları ve

Detaylı

Karar Verme Psikolojisi (PSY 314) Ders Detayları

Karar Verme Psikolojisi (PSY 314) Ders Detayları Karar Verme Psikolojisi (PSY 314) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Saati Uygulama Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS Karar Verme Psikolojisi PSY 314 Seçmeli 3 0 0 3 5 Ön Koşul Ders(ler)i Dersin

Detaylı

Pavlovian koşullamada uyarıcı ilişkileri.

Pavlovian koşullamada uyarıcı ilişkileri. Ek.1 2014 / 2015 Eğitim ve Öğretim Yılı GÜZ Dönemi Ders İçerikleri Dersin Adı Öğrenme Psikolojisi Kodu PSİ 222 DERS BİLGİLERİ Yarıyılı Güz T+L+U Saati T - 3 Kredisi 3 AKTS 5 Dersin Dili Dersin Türü Dersin

Detaylı

Seviye 3 Ünite 3 Çalışma Planı

Seviye 3 Ünite 3 Çalışma Planı Seviye 3 Ünite 3 Çalışma Planı Değerli Öğrencimiz, İşte gelecek iki haftanın çalışma planı! Bu planda detaylandırılmış aktiviteler üzerine 6-7 saat çalışmanızı öneriyoruz. Tavsiyemiz bütün aktiviteleri

Detaylı

BÖLÜM I GELİŞİM İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE 2. ÜNİTE. ÖNSÖZ... v YAZARLAR HAKKINDA... vii

BÖLÜM I GELİŞİM İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE 2. ÜNİTE. ÖNSÖZ... v YAZARLAR HAKKINDA... vii İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... v YAZARLAR HAKKINDA... vii BÖLÜM I GELİŞİM 1. ÜNİTE GELİŞİMLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR, GELİŞİMİN TEMEL İLKELERİ VE GELİŞİMİ ETKİLEYEN ETMENLER... 1 GELİŞİM İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR...

Detaylı

Sosyal Öğrenme. Sosyal Öğrenme

Sosyal Öğrenme. Sosyal Öğrenme 2 Başkalarının davranışlarını gözleyerek, kendi davranışlarını biçimlendirme süreci olarak bu yaklaşımın öncüleri Aristo ve Platon dur. İnsanların birbirinden öğrenmesi olgusuna ilk dikkat çeken John Dewet;

Detaylı

DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ

DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ DAVRANIŞIN TANIMI Davranış Kavramı, öncelikle insan veya hayvanın tek tek veya toplu olarak gösterdiği faaliyetler olarak tanımlanabilir. En genel anlamda davranış, insanların

Detaylı

Öğrenme nedir? Büyüme ve yaşa atfedilmeyecek yaşantılar sonucunda davranış ve tutumlarda meydana gelen nispeten kalıcı etkisi uzun süre

Öğrenme nedir? Büyüme ve yaşa atfedilmeyecek yaşantılar sonucunda davranış ve tutumlarda meydana gelen nispeten kalıcı etkisi uzun süre Öğrenme nedir? Büyüme ve yaşa atfedilmeyecek yaşantılar sonucunda davranış ve tutumlarda meydana gelen nispeten kalıcı etkisi uzun süre değişimlerdir. Öğrenmede değişen ne???? İnsan ve hayvan arasında

Detaylı

4 GİRİŞ BİLİŞ NEDİR?

4 GİRİŞ BİLİŞ NEDİR? Bilişsel Öğrenme 2 Öğrenme kuramları, araştırmacılar tarafından öğrenme olgusunu açıklamak üzere ortaya konulmuş açıklamalardır. Bir öğrenme kuramı, organizmanın davranışlarında meydana gelen ve hastalık,

Detaylı

Kemoterapi Hastalarında Tedavi Uyumunun Arttırılmasında Eczacı Danışmanlığı

Kemoterapi Hastalarında Tedavi Uyumunun Arttırılmasında Eczacı Danışmanlığı Kemoterapi Hastalarında Tedavi Uyumunun Arttırılmasında Eczacı Danışmanlığı 3. Ulusal Hastane ve Kurum Eczacıları Kongresi 23-27 Mart 2016, Muğla Uz. Ecz. Metin Deniz KARAKOÇ Denizli Devlet Hastanesi Hasta

Detaylı

Seviye 1 Ünite 3 Çalışma Planı

Seviye 1 Ünite 3 Çalışma Planı Seviye 1 Ünite 3 Çalışma Planı Değerli Öğrencimiz, İşte bu haftanın çalışma planı. Bu planda detaylandırılmış aktiviteler üzerine 4-6 saat çalışmanızı öneriyoruz. Tavsiyemiz bütün aktiviteleri bir defada

Detaylı

Cezanın Davranışlar Üzerindeki Etkisi

Cezanın Davranışlar Üzerindeki Etkisi Cezanın Davranışlar Üzerindeki Etkisi Dr. Selim HOVARDAOĞLU A.Ü.D.T.C. Fakültesi Psikoloji Bölümü I. Giriş Ceza işlemi, bir davranışın ortadan kaldırılması için sıklıkla başvurulan bir davranış kontrolü

Detaylı

NASIL ÇALIŞILIR? NASIL BAŞARILI OLUNUR?

NASIL ÇALIŞILIR? NASIL BAŞARILI OLUNUR? NASIL ÇALIŞILIR? NASIL BAŞARILI OLUNUR? BEYNİ ÖĞRENMEYE HAZIRLAMAK 1. Fizyolojik Hazırlık Duruşunuzu Düzeltin İyi Beslenin Sağlığınıza Dikkat Edin Olumlu Yüz İfadesi Oluşturun Hareket Edin Gerginlikten

Detaylı

1:1 netbook senaryosu, Nº3

1:1 netbook senaryosu, Nº3 1:1 netbook senaryosu, Nº3 Bir yabancı dil dersinde nanoteknolojinin etik yönlerini tartışma Konular: yabancı dil, bilim, etik Seviye: Ortaöğrenim Süre: +/-120 dakika sınıf çalışması; +/-30 dakika evde

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Gelişim Kuramları 22 Eylem Kuramı ve Toplumsal Yapılandırmacılık 28

İÇİNDEKİLER. Gelişim Kuramları 22 Eylem Kuramı ve Toplumsal Yapılandırmacılık 28 İÇİNDEKİLER Önsöz/ Ahmet Yıldız 5 Giriş 11 Psikoloji kökenli modeller 15 Davranışçılık 15 Bilişselcilik 17 Bilişsel Yapılandırmacılık 20 Gelişim Kuramları 22 Eylem Kuramı ve Toplumsal Yapılandırmacılık

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRENME-ÖĞRETİM İLİŞKİSİ VE TEMEL KAVRAMLAR

EĞİTİM-ÖĞRENME-ÖĞRETİM İLİŞKİSİ VE TEMEL KAVRAMLAR EĞİTİM-ÖĞRENME-ÖĞRETİM İLİŞKİSİ VE TEMEL KAVRAMLAR EĞİTİM VE ÖĞRENME İLİŞKİSİ Eğitim: İstendik davranış değiştirme ya da oluşturma sürecidir. Öğrenme: Bireyin kendi yaşantısı yoluyla davranışlarında meydana

Detaylı

UYGULAMALAI DAVRANIŞ ANALİZİ. UDA Yöntemlerinin Sorumlu Kullanımı

UYGULAMALAI DAVRANIŞ ANALİZİ. UDA Yöntemlerinin Sorumlu Kullanımı UYGULAMALAI DAVRANIŞ ANALİZİ UDA Yöntemlerinin Sorumlu Kullanımı UDA ile ilgili kaygılar O «hümanist» söylemler O Davranışı değiştirmek için bireyleri zorladığımızı bu nedenle de insanlık dışı yöntemler

Detaylı

1) İngilizce Öğrenmeyi Ders Çalışmak Olarak Görmek

1) İngilizce Öğrenmeyi Ders Çalışmak Olarak Görmek 1) İngilizce Öğrenmeyi Ders Çalışmak Olarak Görmek İngilizce öğrenilememesinin ilk ve en büyük sebeplerinden birisi, İngilizce öğrenmeyi ders çalışmak olarak görmek. Çoğu zaman İngilizce iş hayatında başarılı

Detaylı

EĞİTİM PSİKOLOJİSİ KISA ÖZET KOLAYAOF

EĞİTİM PSİKOLOJİSİ KISA ÖZET KOLAYAOF EĞİTİM PSİKOLOJİSİ KISA ÖZET KOLAYAOF 2 Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 2 İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE- EĞİTİM VE PSİKOLOJİ İLİŞKİSİ: EĞİTİM PSİKOLOJİSİ.... 4 2. ÜNİTE-GELİŞİMİN TEMELLERİ........7 3. ÜNİTE-FİZİKSEL

Detaylı

İÇİNDEKİLER. BİRİNCİ BÖLÜM Seval FER, İlker CIRIK. İKİNCİ BÖLÜM Sertel ALTUN, Esma ÇOLAK

İÇİNDEKİLER. BİRİNCİ BÖLÜM Seval FER, İlker CIRIK. İKİNCİ BÖLÜM Sertel ALTUN, Esma ÇOLAK İÇİNDEKİLER SUNUŞ /iii İÇİNDEKİLER /v ÖĞRENME ÖĞRETME KURAM ve YAKLAŞIMLARINA GİRİŞ / vi BİRİNCİ BÖLÜM Seval FER, İlker CIRIK TEMEL KAVRAMLAR Yasa, İlke, Kuram, Strateji, Model, Yöntem, Teknik, Taktik,

Detaylı

ALARM DURUMUNDA BEDENİMİZDE MEYDANA GELEN BAZI ÖNEMLİ DEĞİŞİKLİKLER

ALARM DURUMUNDA BEDENİMİZDE MEYDANA GELEN BAZI ÖNEMLİ DEĞİŞİKLİKLER STRES VE SAĞLIK 1 ALARM DURUMUNDA BEDENİMİZDE MEYDANA GELEN BAZI ÖNEMLİ DEĞİŞİKLİKLER GÖZBEBEKLERİ BÜYÜR (Daha fazla ışık alınarak algıyı güçlendirmeye yardımcı olunur) SOLUNUM SAYISI ARTAR (Bedene daha

Detaylı

Etik Karar Alma Modeli

Etik Karar Alma Modeli General Dynamics'te, neredeyse her gün iş etiğiyle ilgili kararlarla karşı karşıya geliyoruz. Bunların birçoğu çok açık ve çözüm için fazla düşünmek gerekmiyor: doğal bir tepki olarak doğru olanı yapıyoruz.

Detaylı

Psikolojide Araştırma Yöntemleri II (PSY 214) Ders Detayları

Psikolojide Araştırma Yöntemleri II (PSY 214) Ders Detayları Psikolojide Araştırma Yöntemleri II (PSY 214) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Saati Uygulama Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS Psikolojide Araştırma Yöntemleri II PSY 214 Güz 3 0 0 3 7 Ön

Detaylı

ÇOCUKLARIN AKADEMİK BAŞARILARINDA YETERLİ VE DENGELİ BESLENME İLE HAREKETLİ YAŞAMIN ÖNEMİ VE ESASLARI

ÇOCUKLARIN AKADEMİK BAŞARILARINDA YETERLİ VE DENGELİ BESLENME İLE HAREKETLİ YAŞAMIN ÖNEMİ VE ESASLARI ÇOCUKLARIN AKADEMİK BAŞARILARINDA YETERLİ VE DENGELİ BESLENME İLE HAREKETLİ YAŞAMIN ÖNEMİ VE ESASLARI Beslenme yetersizlikleri ve yetersiz fiziksel aktivite çocuğun sosyal ve akademik başarısını etkileyen

Detaylı

Seviye 1 Ünite 3 Çalışma Planı

Seviye 1 Ünite 3 Çalışma Planı Seviye 1 Ünite 3 Çalışma Planı Değerli Öğrencimiz, İşte bu haftanın çalışma planı. Bu planda detaylandırılmış aktiviteler üzerine 5-6 saat çalışmanızı öneriyoruz. Tavsiyemiz bütün aktiviteleri bir defada

Detaylı

Tüketici Satın Alma Davranışı Tüketici Davranışı Modeli

Tüketici Satın Alma Davranışı Tüketici Davranışı Modeli Bölüm 6 Pazarları ve Satın alma Davranışı Bölüm Amaçları davranış modelinin unsurlarını öğrenmek davranışını etkileyen başlıca özellikleri belirtmek Alıcı karar sürecini açıklamak Satın Alma Davranışı

Detaylı

UYGULAMALAI DAVRANIŞ ANALİZİ. Pekiştireçler

UYGULAMALAI DAVRANIŞ ANALİZİ. Pekiştireçler UYGULAMALAI DAVRANIŞ ANALİZİ Pekiştireçler DAVRANIŞI DEĞİŞTİRMEK İÇİN SONUÇLARIN DÜZENLENMESİ Ortam Davranış Sonuç SONUÇ DEĞİŞTİRİLİR DAVRANIŞ DEĞİŞİR PEKİŞTİREÇ / ÖDÜL UDA da SONUÇ pekiştireç önemli bir

Detaylı

PSİKOLOJİK BOZUKLUKLARIN TEDAVİSİ. PSİ154-PSİ162 Psikolojiye Giriş II

PSİKOLOJİK BOZUKLUKLARIN TEDAVİSİ. PSİ154-PSİ162 Psikolojiye Giriş II PSİKOLOJİK BOZUKLUKLARIN TEDAVİSİ Psikolojik bozukluklar nasıl iyileştirilir? Tedavi için uygun kişi kimdir? En mantıklı tedavi yaklaşımı hangisidir? Bir terapi biçimi diğerlerinden daha iyi midir? Herhangi

Detaylı

Kaçınma Öğrenmesi B U N L A R I B İ L İ Y O R M U Y D U N U Z?

Kaçınma Öğrenmesi B U N L A R I B İ L İ Y O R M U Y D U N U Z? Kaçınma Öğrenmesi B U N L A R I B İ L İ Y O R M U Y D U N U Z? Kaçınma, edimsel tepkinin itici bir uyarıcının verilmesini engellediği bir edimsel koşullama biçimidir. Kaçınılan itici uyarıcının yokluğu

Detaylı

2. REGRESYON ANALİZİNİN TEMEL KAVRAMLARI Tanım

2. REGRESYON ANALİZİNİN TEMEL KAVRAMLARI Tanım 2. REGRESYON ANALİZİNİN TEMEL KAVRAMLARI 2.1. Tanım Regresyon analizi, bir değişkenin başka bir veya daha fazla değişkene olan bağımlılığını inceler. Amaç, bağımlı değişkenin kitle ortalamasını, açıklayıcı

Detaylı

1 Hipotez konusuna öncelikle yokluk hipoteziyle başlanılan yaklaşımda, araştırma hipotezleri ALTERNATİF HİPOTEZLER olarak adlandırılmaktadır.

1 Hipotez konusuna öncelikle yokluk hipoteziyle başlanılan yaklaşımda, araştırma hipotezleri ALTERNATİF HİPOTEZLER olarak adlandırılmaktadır. Özellikle deneysel araştırmalarda, araştırmacının doğru olup olmadığını yapacağı bir deney ile test edeceği ve araştırma sonunda ortaya çıkan sonuçlarla doğru ya da yanlış olduğuna karar vereceği bir önermesi

Detaylı

Ergenlik ve Yetişkinlik Psikolojisi (PSY 204) Ders Detayları

Ergenlik ve Yetişkinlik Psikolojisi (PSY 204) Ders Detayları Ergenlik ve Yetişkinlik Psikolojisi (PSY 204) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Saati Uygulama Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS Ergenlik ve Yetişkinlik Psikolojisi PSY 204 Bahar 3 0 0 3 6

Detaylı

İÇİNDEKİLER. BÖLÜM 1 EĞİTİM PSİKOLOJİSİ: ÖĞRETİM İÇİN YAPILANMA Prof. Dr. Ayşen Bakioğlu - Dilek Pekince EĞİTİM ve PSİKOLOJİ... 3 İYİ ÖĞRETMEN...

İÇİNDEKİLER. BÖLÜM 1 EĞİTİM PSİKOLOJİSİ: ÖĞRETİM İÇİN YAPILANMA Prof. Dr. Ayşen Bakioğlu - Dilek Pekince EĞİTİM ve PSİKOLOJİ... 3 İYİ ÖĞRETMEN... İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 EĞİTİM PSİKOLOJİSİ: ÖĞRETİM İÇİN YAPILANMA Prof. Dr. Ayşen Bakioğlu - Dilek Pekince EĞİTİM ve PSİKOLOJİ... 3 İYİ ÖĞRETMEN... 6 Yansıtıcı Öğretmen... 8 İyi Öğretmenden Sahip Olması Beklenen

Detaylı

Eğitim, bireyin gelişmesi, hayatındaki rol ve görevleri en iyi şekilde yerine getirmesi için ihtiyacı olan tutum ve davranışları kazandırma

Eğitim, bireyin gelişmesi, hayatındaki rol ve görevleri en iyi şekilde yerine getirmesi için ihtiyacı olan tutum ve davranışları kazandırma Eğitim, bireyin gelişmesi, hayatındaki rol ve görevleri en iyi şekilde yerine getirmesi için ihtiyacı olan tutum ve davranışları kazandırma sürecidir. Eğitim yaşantısının nihayetindeki önemli amaçlarından

Detaylı

Stratejiler 4. Sunuş yoluyla Buluş yoluyla Araştırma-inceleme yoluyla Tam öğrenme İşbirliğine dayalı öğrenme

Stratejiler 4. Sunuş yoluyla Buluş yoluyla Araştırma-inceleme yoluyla Tam öğrenme İşbirliğine dayalı öğrenme Strateji 1 Genel olarak; bir şeyi elde etmek için izlenen yol yada amaca ulaşmak için geliştirilen bir planın uygulanmasıdır. Eğitim açısından strateji; dersin hedeflerine ulaşmasını sağlayan; yöntem,

Detaylı

Etkinlik Temelli Öğrenme

Etkinlik Temelli Öğrenme Etkinlik Temelli Öğrenme Bir sınıf düşünün. Okulun ilk gününde, en az 20 kişiyle dolu bir oda ve hepsi de öğretmeni izliyor. Odanın içinde kitaplar, sıralar, kağıt ve kalem, tepegöz ve yazı tahtası, bilgisayarlar

Detaylı

BÖLÜM 2 1.5. Organizma ve Çevre İlişkileri 1.5.1. Organizma, Davranış ve Zihinsel Süreçler. 1.5.2. Çevre. 1.5.3. Fizik Çevrenin Organizmayı Etkilemesi

BÖLÜM 2 1.5. Organizma ve Çevre İlişkileri 1.5.1. Organizma, Davranış ve Zihinsel Süreçler. 1.5.2. Çevre. 1.5.3. Fizik Çevrenin Organizmayı Etkilemesi BÖLÜM 2 1.5. Organizma ve Çevre İlişkileri 1.5.1. Organizma, Davranış ve Zihinsel Süreçler İnsan davranışının temelini oluşturan zihinsel süreçleri açıklamadan önce davranış terimini iyi anlamamız gerekir.

Detaylı

Söz konusu arama kutusuna ilgilendiğiniz terimi girip ara düğmesine tıklayarak sonuçların gösterileceği sayfaya ulaşmanız mümkündür.

Söz konusu arama kutusuna ilgilendiğiniz terimi girip ara düğmesine tıklayarak sonuçların gösterileceği sayfaya ulaşmanız mümkündür. Summon keşif hizmeti, kütüphanenizin abone olduğu içerikleri çok kolay bir şekilde aramanızı mümkün kılmaktadır. Söz konusu arama kutusuna ilgilendiğiniz terimi girip ara düğmesine tıklayarak sonuçların

Detaylı

ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ TARAMA-1 (UĞUR YILMAZER)

ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ TARAMA-1 (UĞUR YILMAZER) 1. Bir öğrenci öğretmenin bütün çabalarına rağmen matematik dersinden asla geçemeyeceğine inanmakta ve bu dersi öğrenmek için hiçbir etkinlikte bulunmamaktadır. Bu durum aşağıdakilerden hangisiyle ifade

Detaylı

Davranışçı Yaklaşımlar Kuramı - 1. Yönetici tarafından yazıldı Salı, 07 Temmuz :30 - Son Güncelleme Pazar, 26 Eylül :26

Davranışçı Yaklaşımlar Kuramı - 1. Yönetici tarafından yazıldı Salı, 07 Temmuz :30 - Son Güncelleme Pazar, 26 Eylül :26 Davranışçı Yaklaşımlar Kuramı Öğrenme ile ilgili ilk deneysel araştırmalar 20. yüzyılın başında Pavlov un Rusya da Watson ve Thorndike ın Amerika da yaptıkları insan ve hayvanların laboratuarda belli bir

Detaylı

Girişimcilikte Simülasyon: Eğitimcinin Eğitimi

Girişimcilikte Simülasyon: Eğitimcinin Eğitimi Girişimcilikte Simülasyon: Eğitimcinin Eğitimi Giriş Modeller Uygulamalar Risk analizi Olası Analiz Simülasyon Yöntemi Envanter Simülasyonu Bekleme Hatları Avantajlar ve dezavantajlar Referanslar SUNUM

Detaylı

İnsanların tek başına yeteneği, gücü, zamanı ve çabası kendi istek ve ihtiyaçlarını karşılama konusunda yetersiz kalmaktadır.

İnsanların tek başına yeteneği, gücü, zamanı ve çabası kendi istek ve ihtiyaçlarını karşılama konusunda yetersiz kalmaktadır. DR.HASAN ERİŞ İnsanların tek başına yeteneği, gücü, zamanı ve çabası kendi istek ve ihtiyaçlarını karşılama konusunda yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle yönetimin temel görevlerinden birisi, örgütü oluşturan

Detaylı

Psikolojide Araştırma Yöntemleri I (PSY 213) Ders Detayları

Psikolojide Araştırma Yöntemleri I (PSY 213) Ders Detayları Psikolojide Araştırma Yöntemleri I (PSY 213) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Saati Uygulama Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS Psikolojide Araştırma Yöntemleri I PSY 213 Güz 3 0 0 3 5 Ön Koşul

Detaylı

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ Ders Tanıtım Formu Dersin Adı Öğretim Dili PSİKOLOJİYE GİRİŞ Türkçe Dersin Verildiği Düzey Ön Lisans () Lisans (X) Yüksek Lisans() Doktora( ) Eğitim Öğretim Sistemi Örgün Öğretim (X) Uzaktan Öğretim( )

Detaylı

BÖLÜM 13 HİPOTEZ TESTİ

BÖLÜM 13 HİPOTEZ TESTİ 1 BÖLÜM 13 HİPOTEZ TESTİ Bilimsel yöntem aşamalarıyla tanımlanmış sistematik bir bilgi üretme biçimidir. Bilimsel yöntemin aşamaları aşağıdaki gibi sıralanabilmektedir (Karasar, 2012): 1. Bir problemin

Detaylı

SAĞLIKLI KALP İÇİN AKTİF YAŞAM

SAĞLIKLI KALP İÇİN AKTİF YAŞAM SAĞLIKLI KALP İÇİN AKTİF YAŞAM SAĞLIKLI KALP İÇİN AKTİF YAŞAM Günümüzün en önemli sağlık sorunlarından biri de kalp hastalıklarıdır. Bu kavram içinde birçok farklı hastalık bulunsa da, dünyada ve ülkemizde

Detaylı

Bölüm Onbir Hataların Düzel4lmesi

Bölüm Onbir Hataların Düzel4lmesi Bölüm Onbir Hataların Düzel4lmesi Genel Bir Bakış Geri Bildirim Çeşitleri İçsel geribildirim Dışsal (destekleyici) geribildirim Hareke&n hemen arkasından ve Hareket sırasında verilen geribildirim Performans

Detaylı

ODTÜ GVO DANIŞMANLIĞINDA ÖZEL ÜLKEM ANAOKULU 4 YAŞ GRUBU ARALIK AYI BÜLTENİMİZ

ODTÜ GVO DANIŞMANLIĞINDA ÖZEL ÜLKEM ANAOKULU 4 YAŞ GRUBU ARALIK AYI BÜLTENİMİZ ODTÜ GVO DANIŞMANLIĞINDA ÖZEL ÜLKEM ANAOKULU 4 YAŞ GRUBU ARALIK AYI BÜLTENİMİZ MATEMATİK ETKİNLİKLERİMİZ Üçgen şekli ile oyun etkinliklerine yer verdik. 1-10 arası rakamları tanıma ve 1-5 arası sayıları

Detaylı

Öğrencilerin Üst Düzey Zihinsel Becerilerinin Belirlenmesi. Öğrenci Portfolyoları

Öğrencilerin Üst Düzey Zihinsel Becerilerinin Belirlenmesi. Öğrenci Portfolyoları Öğrencilerin Üst Düzey Zihinsel Becerilerinin Belirlenmesi Öğrenci Portfolyoları Doç.Dr. İsmail KARAKAYA Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Eğitim Bil. Böl. Eğitimde Ölçme ve Değerlendirme ABD. 1

Detaylı

EŞANJÖR (ISI DEĞİŞTİRİCİSİ) DENEYİ FÖYÜ

EŞANJÖR (ISI DEĞİŞTİRİCİSİ) DENEYİ FÖYÜ EŞANJÖR (ISI DEĞİŞTİRİCİSİ) DENEYİ FÖYÜ Giriş Isı değiştiricileri (eşanjör) değişik tiplerde olup farklı sıcaklıktaki iki akışkan arasında ısı alışverişini temin ederler. Isı değiştiricileri başlıca yüzeyli

Detaylı

Bilimsel Araştırma Yöntemleri I

Bilimsel Araştırma Yöntemleri I İnsan Kaynakları Yönetimi Bilim Dalı Tezli Yüksek Lisans Programları Bilimsel Araştırma Yöntemleri I Dr. M. Volkan TÜRKER 7 Bilimsel Araştırma Süreci* 1. Gözlem Araştırma alanının belirlenmesi 2. Ön Bilgi

Detaylı

3. TAHMİN En Küçük Kareler (EKK) Yöntemi 1

3. TAHMİN En Küçük Kareler (EKK) Yöntemi 1 3. TAHMİN 3.1. En Küçük Kareler (EKK) Yöntemi 1 En Küçük Kareler (EKK) yöntemi, regresyon çözümlemesinde en yaygın olarak kullanılan, daha sonra ele alınacak bazı varsayımlar altında çok aranan istatistiki

Detaylı

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ Ders Tanıtım Formu Dersin Adı Öğretim Dili ENDÜSTRI VE ÖRGÜT PSİKOLOJİSİ Türkçe Dersin Verildiği Düzey Ön Lisans () Lisans (X) Yüksek Lisans() Doktora( ) Eğitim Öğretim Sistemi Örgün Öğretim (X) Uzaktan

Detaylı

KURUMSAL RİSK YÖNETİMİ. Yrd. Doç. Dr. Tülay Korkusuz Polat 1/37

KURUMSAL RİSK YÖNETİMİ. Yrd. Doç. Dr. Tülay Korkusuz Polat 1/37 KURUMSAL RİSK YÖNETİMİ Yrd. Doç. Dr. Tülay Korkusuz Polat 1/37 Risk kültürü (1/5) Etkin bir risk yönetimi için çok boyutlu düşünme kültürü geliştirilmeli, farklılıklar ve riskler fırsatlara dönüştürülmelidir.

Detaylı

Çok Değişkenli İstatistik (PSY 403) Ders Detayları

Çok Değişkenli İstatistik (PSY 403) Ders Detayları Çok Değişkenli İstatistik (PSY 403) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Saati Uygulama Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS Çok Değişkenli İstatistik PSY 403 Her İkisi 3 2 0 4 8 Ön Koşul Ders(ler)i

Detaylı

Davranışsal Öğrenmenin Temel İlkeleri Mehmet DOĞAN

Davranışsal Öğrenmenin Temel İlkeleri Mehmet DOĞAN Davranışsal Öğrenmenin Temel İlkeleri Mehmet DOĞAN 196-206 Kaynak II; Eğitim Psikolojisi Yazar;B.YEŞİLYAPRAK Hazırlayan;Mehmet DOĞAN 2005-2006 Ders Sor.; Doç. Dr. Nasip DEMİRKUŞ, 1-Önce Soruları Tıklayın

Detaylı

Gürc r an n B ange g r

Gürc r an n B ange g r Gürcan Banger Hareket Noktası Kendi işini kurmaya karar vermede başlıca etkenler şunlardır: 1. İşini kaybetmek, 2. İşsizlik döneminin uzun sürmesine tepki, 3. Bir iş fırsatının belirlenmesi, 4. Daha çok

Detaylı

ZAMAN YÖNETİMİ. Gürcan Banger

ZAMAN YÖNETİMİ. Gürcan Banger ZAMAN YÖNETİMİ Gürcan Banger Zamanım m yok!... Herkes, zamanının yetersizliğinden şikâyet ediyor. Bu şikâyete hak vermek mümkün mü? Muhtemelen hayır!... Çünkü zaman sabit. Hepimizin sahip olduğu zaman

Detaylı

İÇİNDEKİLER BÖLÜM - I

İÇİNDEKİLER BÖLÜM - I İÇİNDEKİLER BÖLÜM - I Eleştirel Düşünme Nedir?... 1 Bazı Eleştirel Düşünme Tanımları... 1 Eleştirel Düşünmenin Bazı Göze Çarpan Özellikleri... 3 Eleştirel Düşünme Yansıtıcıdır... 3 Eleştirel Düşünme Standartları

Detaylı

İngilizce Konuşma ve Sunum (ELIT 110) Ders Detayları

İngilizce Konuşma ve Sunum (ELIT 110) Ders Detayları İngilizce Konuşma ve Sunum (ELIT 110) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Saati Uygulama Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS İngilizce Konuşma ve Sunum ELIT 110 Bahar 3 0 0 3 3 Ön Koşul Ders(ler)i

Detaylı

Psikolojide İstatistiğe Giriş I (PSY 221) Ders Detayları

Psikolojide İstatistiğe Giriş I (PSY 221) Ders Detayları Psikolojide İstatistiğe Giriş I (PSY 221) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Saati Uygulama Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS Psikolojide İstatistiğe Giriş I PSY 221 Güz 3 0 0 3 5 Ön Koşul Ders(ler)i

Detaylı

BİTİŞİKLİK VE BAĞDAŞIMCILIK KURAMLARI. John Broadus Watson Edwin Ray Guthrie Edward Lee Thorndike

BİTİŞİKLİK VE BAĞDAŞIMCILIK KURAMLARI. John Broadus Watson Edwin Ray Guthrie Edward Lee Thorndike BİTİŞİKLİK VE BAĞDAŞIMCILIK KURAMLARI John Broadus Watson Edwin Ray Guthrie Edward Lee Thorndike Hedef ve Kazanımlar Watson ın psikoloji bilimine katkılarını kavrayabilme. Watson ın görüşlerini eğitim

Detaylı

Motivasyon ve Sosyal Davranış (PSY 413) Ders Detayları

Motivasyon ve Sosyal Davranış (PSY 413) Ders Detayları Motivasyon ve Sosyal Davranış (PSY 413) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Saati Uygulama Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS Motivasyon ve Sosyal Davranış PSY 413 Güz 3 0 0 3 5 Ön Koşul Ders(ler)i

Detaylı

Öğrenme, Örgütsel Öğrenme

Öğrenme, Örgütsel Öğrenme Öğrenme, Örgütsel Öğrenme Öğrenme: Kişide istediği sonuca ulaşmak amacıyla hareket etmesini engelleyecek çeşitli eksiklikleri tamamlamasını sağlayacak bir süreç Hayatın her sürecinde öğrenme İşyerinde

Detaylı

Öğretim Sistemleri Tasarımı veya Öğretme-Öğrenme Süreçleri Tasarımı

Öğretim Sistemleri Tasarımı veya Öğretme-Öğrenme Süreçleri Tasarımı Öğretim Tasarımı veya Öğretim Sistemleri Tasarımı veya Öğretme-Öğrenme Süreçleri Tasarımı (Instructional Design Instructional System Design) Öğr.Gör. Şirin KARADENİZ 1 Öğretmeveöğrenme ile ilgili bilimsel

Detaylı