Araçsal ya da Edimsel Koşullama

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Araçsal ya da Edimsel Koşullama"

Transkript

1 Araçsal ya da Edimsel Koşullama B U N L A R I B İ L İ Y O R M U Y D U N U Z? Yeni bir edimsel tepkinin öğrenilmesi, genellikle, bilindik tepki bileşenlerini yeni kombinasyonlar içerisine koymayı içerir. Davranıştaki değişkenlik yeni tepkilerin öğrenilmesinde bir avantaj olabilir. Pekiştirmenin gecikmesinin bozucu etkileri, edimsel tepkiden hemen sonra sunulan bir işaretleyici uyarıcının sunumuyla giderilebilir. Thorndike ın Etki Yasası edimsel tepki ve pekiştireç arasındaki bir ilişkiye ilişkin değildir. Edimsel koşullama, üç ikili-bağıntı ve bir yüksek-dereceli bağıntının öğrenilmesi ile sonuçlanabilir. Edimsel koşullamada gelişen çeşitli bağıntıları birbirinden izole etmek zordur ve bu durum öğrenmeye ilişkin nörofizyolojik çalışmaları güçleştirmektedir. Edimsel koşullamadaki Pavlovian bağıntılar, edimsel tepki performansını bozabilir.

2 Önceki kısımlarda değindiğim çeşitli yordamların hepsi (alışma, duyarlılaşma ve Pavlovian koşullama), çeşitli düzenlemelere bağlı olarak farklı uyarıcıların sunumlarını içerir. Yordamlar, uyarıcı sunumlarının sonucunda davranışta değişikliklere (tepkide bulunmada artış ve azalışlar) yol açar. Birçok önemli yönden farklı olmalarına rağmen, alışma, duyarlılaşma ve Pavlovian koşullama yordamlarının ortak özelliği, bunların organizmanın hareketlerinden bağımsız olmalarıdır. Sözkonusu yordamlarda katılımcıların yaptıkları, aldıkları uyarıcılar üzerinde herhangi bir etkiye sahip değildir. Bir anlamda, alışma, duyarlılaşma ve Pavlovian koşullama, organizmaların kendi kontrolleri dışındaki olayları nasıl öğrendiklerine ilişkindir. Kontrol edilemeyen olaylar için kendimizi hazırlamamız önemlidir; çünkü, çevrenin birçok yönü bizim kontrolümüz dışındadır. Bir dersin ne zaman olduğu, ekmeği tost yapmanın ne kadar süreceği, iki bina arasındaki mesafenin ne kadar olduğu ve postanenin ne zaman açıldığı buna bir kaç örnektir. Kontrol edilemeyen olaylarla ilgili öğrenmeler önemlidir; ama, öğrenmelerin hepsi organizmanın kontrolü dışındaki olayların bulunduğu durumlarda gerçekleşmez. Bu bölümde üzerinde duracağımız, bir diğer öğrenme kategorisi, koşulsuz bir uyarıcının bireyin hareketlerine bağlı olarak sunulduğu durumları içerir. Bu durumlar, araçsal koşullama (instrumental conditioning) ya da edimsel koşullamayı (operant conditioning) içerir. Edimsel koşullama yordamlarında, organizma için anlamlı bir uyarıcı ya da olay periyodik bir şekilde sunulur. Bununla birlikte, olayın meydana gelip gelmeyeceği organizmanın davranışına bağlıdır. Yatakta ısınmak için battaniyeyi üzerimize çekmek, limonata yapmak için karışım maddelerini biraraya getirmek, belirli bir televizyon şovunu bulmak için kanal değiştirmek, bir dahaki sefere selam almak için birine merhaba demek birer edimsel davranış örneğidir. Bu durumların tümünde, belirli bir uyarıcı ya da sonucu elde etmek için belirli bir tepkinin yapılması gereklidir. Tepki sonuca neden olmada araçsal olduğu için, tepki araçsal davranış (instrumental behavior) olarak tanımlanır. Davranışa bağlı olarak ortaya çıkan sonuç da (sıcaklık, lezzetli limonata, televizyon şovu ve karşılıklı selamlaşma) pekiştireç (reinforcer) olarak adlandırılır. Bazen araçsal davranış, edimsel davranış (operant behavior) olarak isimlendirilir. Bu, tepkinin, belirli bir işlem ya da çevrenin manipülasyonu şeklinde tanımlandığı durumdur. Örneğin, biz kapıyı açmak için kapı tokmağını çevirmeyi edimsel tepki olarak tanımlayabiliriz. Bu durumda, kapı tokmağını çevirmek için hangi kas hareketlerinin kullanıldığı önemli değildir; tokmağın kapıyı açmaya yetecek kadar çevirilmesi esastır. Tokmak bir kişinin sağ eli, sol eli, parmak uçları ya da tokmağın her tarafını kavramak yoluyla döndürülebilir. Edimsel davranış çalışmalarında tepki topografyasındaki bu tür farklılıklar önemli değildir. Hayvan çalışmalarında, -dördüncü bölüm de koşullu bastırma tartışmalarında karşılaştığımız- küçük bir deneysel odacıktaki laboratuvar sıçanının bir tepki manivelasına basması edimsel davranışa bir örnektir. Manivelanın altına bir mikro düğmenin yerleştirilmesiyle, manivelaya basma tepkisinin meydana gelip gelmediği belirlenebilir. Mikro düğmeyi harekete geçirmek için yeterli güçle manivelaya basma bir tepki olarak sayılır. Düğmeyi harekete geçirmeyen, güçsüz manivela basmaları dikkate alınmaz. Bu durumda manivelaya basma tepkisi, ortamda mikro düğmeyi harekete geçirmek suretiyle çevreyi edimler. Hayvan çalışmalarında edimsel davranışın bir başka genel örneği de, güvercinin duvarın üzerindeki dairesel bir diski ya da tepki anahtarını gagalamasıdır (bkz. Şekil

3 ŞEKİL 7.1 Edimsel davranışın çalışılmasında kullanılan bir laboratuvar düzeneği. Tepki manivelası ve yemek kabı sıçanın arkasındadır. Sniffy the Virtual Rat, Version University of Toronto. Brooks/Cole Publishing Company. Yayınevinin izni ile kullanıldı. 4.1). Gagalama tepkilerini saptamak üzere, tepki anahtarının arkasındaki bir mikro düğmeden yararlanılır. Thorndike ve Skinner Geleneği Klasik koşullamaya ilişkin entellektüel temel, tek baskın figür olan Ivan Pavlov tarafından oluşturulmuştur. Buna karşılık, araçsal ya da edimsel koşullamanın entellektüel geleneği, yirminci yüzyıl psikolojisinin iki devi olan Edward L. Thorndike ve B. F. Skinner ın çalışmalarına dayanır (bkz. Şekil 7.2 ve 7.3). Bu iki bilim adamının, kuramsal bakış açıları kadar, görgül yöntemleri de birbirinden çarpıcı bir şekilde farklıdır ve başlattıkları yaklaşımların etkileri hala devam etmektedir. İlk olarak Thorndike ve Skinner tarafından kullanılan farklı deneysel yöntemleri ele alacağım; daha sonra da kuramsal bakış açılarındaki bazı farklılıklara dikkat çekeceğim. YÖNTEMSEL DEĞERLENDİRMELER Thorndike hayvan zekasının çalışılmasıyla ilgileniyordu. Bunun için, yavru kedileri kullandığı ve daha sonraları Harvard Üniversitesi nde doktora tezine dönüştürdüğü bir projede, bir dizi kaçma görevi tasarladı (Thorndike, 1898). Her bir görev, bir çeşit bulmaca kutusu nda (puzzle box) gerçekleşiyordu. Her bir kutudan çıkmak, farklı bir tepki türünü gerektiriyordu. Bulmaca, kutudan dışarı çıkma yolunu bulmaktı.

4 ŞEKİL 7.2 Edward L. Thorndike ( ) Amerikan Psikoloji Tarihi Arşivi nin izniyle. Thorndike birbirini izleyen denemelerde, bulmaca kutusunun içine koyduğu bir yavru kedinin kutudan kaçıp ve kutunun dışındaki bir parça balığa ulaşmak için ne kadar zaman harcadığını ölçtü. Bazı bulmaca kutularında, yavru kedilerin dışarı çıkmak için sadece bir tip tepkide bulunması gerekiyordu (örneğin, kapının kilidine doğru dönmek). Diğerlerinde ise, birden fazla hareketi, belirli bir sırada yapmaları gerekiyordu. Thorndike, belirli bir kutuda tekrarlanan denemelerle, yavru kedilerin kaçmada daha çabuk hale geldiklerini buldu. Diğer bir deyişle, kedilerin kaçma davranışına başlamadaki bekleme süreleri (latency) kısalmıştı. Kesikli Denemeler Yöntemi. Thorndike ın deneyleri, edimsel davranış çalışmalarındaki kesikli denemeler yöntemine (discrete-trail method) örnek oluşturmaktadır. Kesikli denemeler yönteminde katılımcı, sadece deneyci tarafından belirlenen zamanlarda (kesikli denemeler boyunca) edimsel tepki gösterme fırsatına sahiptir. Thorndike ın deneylerinde, yavru kediler sadece bir bulmaca kutusuna yerleştirildiklerinde edimsel kaçma tepkisini gösterebiliyorlardı. Gerekli tepkiyi ortaya koydukları zaman kutudan çıkmış oluyorlardı ve sonraki deneme, Thorndike ın onları yeniden kutuya koymasına kadar başlamıyordu. Kesikli denemeler yöntemi, edimsel koşullama çalışmak için değişik tiplerde labirentleri kullanan araştırmacılar tarafından sonradan benimsenmiştir. Labirentler, çoğunlukla laboratuvar sıçanlarıyla kullanılmaktadır ve sıçanların içinde yaşadığı yeraltı yuvalarının, tünel benzeri yapılarını taklit ederek labirentler yapan araştırmacı-bilim insanı Willard Small tarafından kullanılmaya başlanmıştır (Small, 1899, 1900).

5 ŞEKİL 7.3 B. F. Skinner ( ). Bettman Arşivi nin izniyle. Genel olarak kullanılan bir labirent tipi düz labirenttir (straight-alley runway) (bkz. Şekil 7.4). Düz labirentte, hayvan ilk olarak başlama kutusuna yerleştirilir. Hayvanın yolun sonundaki hedef kutuya gitmesini sağlamak üzere, başlama kutusunun kapısı açılır. Hedef kutusuna ulaşınca, hayvana bir parça yiyecek verilir ve daha sonra bir sonraki denemeye kadar hayvan ortamdan alınır. Her bir denemede, başlama kutusundan hedef kutusuna doğru koşma hızı ölçülür. Öğrenme, koşma hızındaki bir artmadan çıkarsanır. Kesikli denemeler yöntemi birçok manipülasyonun yapılmasını gerektirir. Araştırmacı sıçanı almalı, onu başlama kutusuna yerleştirmeli, hedef kutusuna ulaşması için bekleyip, hedef kutusundan geri almalı ve daha sonra da denemeler arası zaman aralığı için bekleme alanına koymalıdır. Kesikli denemeler yönteminin diğer bir farklılığı da katılımcının denemeler arasında ne kadar bekleyeceğinin araştırmacı tarafından belirleniyor olmasıdır. Serbest edim yöntemi. Edimsel davranışın çalışılmasında kesikli denemeler yöntemine bir alternatif, serbest edim yöntemidir (free-operant method). Serbest edim yöntemi, Skinner (1938) tarafından geliştirilmiştir. Skinner, davranışın çalışılmasında birçok, birbiriyle ilişkili, yöntemsel ve kavramsal katkılarda bulunmuş bir bilim insanıdır. Burada, bir yöntem olarak serbest edim üzerinde duracağız.

6 Skinner serbest edim yöntemini geliştirmeye sıçanlar için otomatikleştirilmiş bir labirent dizaynı H H H Kaldırılabilir engel üretmek üzere başlamıştı (bu labirentte, sıçanlar her bir denemeden ŞEKİL 7.4 Düz ve T labirentin üstten görünüşü. B, başlama kutusu; H, hedef kutusu. B B sonra otomatik bir şekilde başlama kutusuna dönebilecekti). Böyle bir araç, bir takım avantajlara sahip olacaktı; sıçan bir deneme oturumunun sadece başlangıcında ve sonunda ele alınmak zorunda olacaktı, bu da araştırmacıya başka şeyler yapması için serbestlik tanıyacaktı. Otomatikleştirilmiş labirent, bir sonraki denemenin ne zaman olacağına, araştırmacı yerine, sıçanın karar vermesine de izin verecekti. Bu, sadece sıçanın edimsel tepkiyi ne kadar hızla tamamladığının değil, ek olarak, ne kadar sıklıkla edimsel davranışta bulunduğunun da araştırılmasını olanaklı kılacaktı. Böylece, otomatikleştirilmiş bir labirent, kesikli denemeler yöntemiyle elde edilemeyen yeni bilgilere erişimi sağlayacaktı. Skinner kesikli denemeler labirenti yordamını otomatikleştirmek için birkaç farklı yaklaşım denedi. Her bir yaklaşım, önceki desendeki bazı gelişmeleri birleştirildi, ama iş ilerledikçe araç bir labirente daha az benzer bir hale geldi (Skinner, 1956) ve sonunda, Skinner kutusu (Skinner box) olarak bilinen şey ortaya çıktı. Skinner kutusuna, edimsel tepkinin tanımlanmasını tartışırken değinmiştik. Sıçanlar için Skinner kutusu küçük dikdörtgen bir odacıktır. Bir duvarda sıçanın tekrar tekrar basabileceği küçük bir manivela kolu vardır ve yakınında içine ufak bir dağıtıcı tarafından küçük bir parça yiyecek konulabilen bir yemek kabı vardır. Her bir manivelaya basma tepkisi bir mikrodüğmenin kapanmasıyla elektronik olarak saptanır ve araç, sıçan manivelaya her bastığında bir parça yemek verilecek şekilde programlanabilir. Skinner kutusunda, ilgilenilen tepki mikrodüğmenin kapanma süresi olarak tanımlanır. Araç, sıçanın manivelaya bir pençesiyle veya diğeriyle ya da kuyruğuyla basıp basmadığını dikkate almaz. Skinner kutusunun diğer bir önemli özelliği, edimsel tepkinin herhangi bir zamanda ortaya çıkabileceğidir. Başarılı tepkiler arasındaki aralık, deneyciden çok, deneysel katılımcı tarafından belirlenir. Edimsel tepki, herhangi bir zamanda oluşabildiği için, bu yöntem serbest edim yöntemi olarak adlandırılır. Serbest edim yönteminin temel kavramsal avantajı, katılımcının edimsel tepkiyi başlatmasına izin vermesidir. Skinner buna odaklanmıştır. Bir sıçanın edimsel tepkiyi ne sıklıkta başlattığı, verilen bir zaman periyodunda ortaya çıkan tepkinin frekansı ya da oranı (rate of responding) ile sayısallaştırılabilir. Davranım oranı, serbest edim yönteminin kullanıldığı deneylerde davranışın temel ölçümü olarak iş görmektedir.

7 Bir Araçsal ya da Edimsel Tepkinin Kurulması İnsanlar sıklıkla araçsal ya da edimsel koşullamayı, bir yeni tepki öğretme yöntemi olarak düşünürler. Tepkiler ne anlamda yenidir? Edimsel koşullama her zaman tümüyle yeni tepkiler mi kurar, bilindik tepkileri yeni şekillerde mi birleştirir, yoksa, yeni bir durumda bilindik bir tepki mi kurar? NEREYE VE NE İÇİN KOŞTUĞUNU ÖĞRENME Örneğin, bir parça yiyecek için, bir koşu yolunun bir ucundan diğerine koşmayı öğrenen aç bir sıçanı düşünelim. Deneysel bakımdan deneyimsiz (naive) bir sıçan, başlangıçta koşu yolu boyunca koşmada yavaştır. Ancak, bunun nedeni, sıçanın koşma motor becerilerine sahip olmaksızın deneye alınmış olması değildir. Sıçana koşmanın öğretilmesi, tıpkı bir çocuğa yürümenin öğretilmesinin gerekli olmadığı gibi, gerekli değildir. Öğretilmesi gereken şey, nereye koştuğu ve ne için koştuğudur. Düz labirentte, edimsel koşullama yordamı, uyarcı kontrolünü ve koşma tepkisi için güdülenmeyi sağlar. Katılımcının dağarcığına koşma tepkisini eklemez. BİLİNDİK BİLEŞENLERDEN YENİ TEPKİLER YAPILANDIRMA Bir manivelaya basmadaki edimsel tepki, koşmadan bir miktar farklıdır. Deneysel anlamda deneyimsiz bir sıçan muhtemelen daha önce bir manivela ile hiç karşılaşmamıştır ve hiç manivelaya basma tepkisinde bulunmamıştır. Bu koşulda, gerekli tepki, başlangıçta katılımcının dağarcığında bulunmamaktadır. Koşmadan farklı olarak, manivelaya basma, deneysel durumda öğrenilmelidir. Ama bu sıfırdan başlayarak mı öğrenilecektir? Tam olarak değil! Deneyimsiz bir sıçan, manivelaya basma ile ilgili olarak sanıldığı kadar deneyimsiz değildir. Manivelaya basma bir dizi davranım bileşenini içerir: Arka ayakları üzerinde dikilmek, bir ya da iki ön pençesini kaldırmak, pençesini manivelanın üzerine doğru uzatmak ve daha sonra manivelayı aşağı indirmek için yeterli bir güçle pençelerini aşağı doğru çekmek. Sıçanlar bu tür tepkileri değişik zamanlarda kafeslerini keşfederken, birbirlerini keşfederken, yemek parçalarına dokunurken gösterirler. Edimsel koşullama durumunda öğrenmeleri gereken şey, manivelaya basmak ve yiyeceğe ulaşmak için gerekli tepki bileşenlerini nasıl bir araya getirecekleridir. Bir manivelaya basma, sadece katılımcının dağarcığında halihazırda bulunan tepki bileşenlerinin yeni bir kombinasyonunu oluşturduğunda yeni bir tepki olur. Bu durumda, edimsel koşullama, önceden varolan tepki bileşenlerinden yeni bir davranışsal birimin yapılandırılmasını ya da sentezlenmesini içerir (Schwartz, 1981). YENİ TEPKİLERİ ŞEKİLLENDİRMEK Edimsel koşullama, katılımcının edimsel koşullama olmaksızın hiç göstermeyeceği, tümüyle yeni tepkileri koşullamak için de kullanılabilir mi? Kesinlikle! Edimsel koşullama, neredeyse doğaya karşı gelen, olağanüstü bir ustalıkla yapılan buz pateni, bale, müzik gibi performans becerilerini şekillendirmek için kullanılır. Bir polis köpeği 2 metre uzunluğundaki dikey bir engele tırmanmak için eğitilebilir; bir koşucu bin metreyi 3 dakikada koşmayı öğrenebilir ve bir golf oyuncusu bir vuruşta bir topu 200 metre mesafeye atmayı öğrenebilir. Bu tür tepkiler dikkate değerdir; çünkü katılımcıların özel bir eğitim olmaksızın yapmaları mümkün olan herhangi bir şeyden farklıdır. Edimsel koşullama yordamında, katılımcı, pekiştireç verilmeden önce gerekli tepkiyi göstermelidir. Bu sınırlama getirildiğinde, edimsel yordamlar kendi başına hiçbir zaman ortaya çıkmayan tepkileri koşullamada nasıl kullanılabilir? Bütünüyle yeni tepkilerin öğrenilmesi davranışın değişkenliği sayesinde mümkündür. Değişkenlik belki de davranışın en belirgin özelliğidir. Organizmalar nadiren aynı şeyi iki kere, tam olarak aynı şekilde yapar. Tepki değişkenliğinin genellikle kötü bir şey olduğu düşünülür; çünkü

8 davranışın yordanmasını ve kontrolünü zorlaştırır. Diğer taraftan, yeni tepkilerin öğrenilmesi için değişkenlik bir lütuftur. Bir pekiştirecin verilmesi, pekiştirecin ilk seferde yarattığı davranışın tam olarak aynısının tekrarlanmasıyla sonuçlanmaz. Örneğin, eğer sıçan 2 gramlık bir güçle manivelaya bastığı için pekiştirilirse, ikinci denemede tam olarak o güçle manivelaya basmayacaktır. Bazen daha az basarak tepki verecektir; diğer zamanlarda daha güçlü tepki verecektir. Şekil 7.5 deki ilk panel sadece 2 gramdan fazla güç kullanıldığı zaman manivelaya basmanın pekiştirildiği bir deneyde tepki dağılımını göstermektedir. Tamamında değil; fakat, tepkilerin çoğunda 2 gram kriterinin aşılmış olduğuna dikkat edin. Tepkilerin bir kaçı 3 grama kadar gelmiş, ama hiçbiri 4 gramı geçmemiştir. Davranıştaki değişkenlik 3 gram kadar güç uygulanmasını gerektiren tepkileri içerdiği için, tepki kriterini değiştirebiliriz; böylece, şimdi o pekiştireç sadece sıçan 3 gramdan daha fazla bir güçle manivelaya bastığında verilecektir. Bu yeni güç kriteriyle, birkaç oturumdan sonra manivelaya basma dağılımı Şekil 7.5 in ikinci panelinde sunulduğu gibi görülür. Tepkide bulunma, tepki ölçütündeki değişmeden sonra değişken kalır. Güç ölçütündeki artış, güç dağılımını sağa doğru kaydırır, böylece manivelaya basma tepkilerinin büyük çoğunluğu, 3 gramlık güç ölçütünü sağlar. Bu değişikliğin bir sonucu, sıçanın nadiren 4 gramı geçen bir güçle manivelaya basmasıdır. Bu tepkilerin tümüyle yeni olduğuna dikkat edin. Bunlar, orijinal olarak meydana gelen davranışlar değillerdir. Şimdi 4 gramı aşan tepkilerimiz olduğuna göre, tepki ölçütünü tekrar yükseltebiliriz. Yordamı, şimdi sadece 4 gramı aşan tepkileri pekiştirmek üzere değiştirebiliriz. Bu, Şekil 7.5 in üçüncü panelinde görüldüğü gibi, güç dağılımının daha yüksek değerlere doğru, daha fazla değişmesiyle sonuçlanacaktır. Şimdi tepkilerin çoğu 4 gramın üstüne çıkar ve bazen sıçan 5 gramı aşacak bir güçle manivelaya basar. Böyle bir güçle verilen tepkiler sıçanın başlangıçta yaptığından çok farklıdır. Bu yordam şekillendirme (shaping) olarak adlandırılır. Şekillendirme, katılımcının varolan davranışsal dağarcığında olmayan edimsel tepkileri koşullamak amacıyla kullanılır. Yeni davranış bir dizi tepki ölçütlerinin uygulanmasıyla şekillendirilir. Tepki kriteri, katılımcıyı başlangıç davranış dağarcığından yavaş yavaş istendik hedef tepkiye

9 6 6 Tepki Frekansı Tepki Frekansı Tepki Gücü Tepki Gücü 5 4 Tepki Frekansı Tepki Gücü ŞEKİL 7.5 Gücün değişik derecelerini içeren manivelaya basma tepkilerinin frekansı. Birinci panelde, sadece 2 gramdan büyük güçlerdeki tepkiler pekiştirecin sunumu ile sonuçlanmıştır. İkinci panelde, sadece 3 gramdan fazla güçteki tepkiler pekiştirilmiştir. Üçüncü panelde sadece 4 gramdan fazla güçte pekiştirilen tepkiler pekiştirilmiştir. (Not: Veriler hipotetiktir.) doğru götürür (örneğin, Deich, Allan, & Zeigler, 1988; Galbicka, 1988; Pear & Legris, 1987). Bir şekillendirme yordamı hazırlarken istenilen sonuncul performans açık bir şekilde tanımlanmalıdır. Bu, şekillendirme yordamının hedef ya da son noktasını belirler. Sonra, katılımcının halihazırdaki davranışsal dağarcığı iyi bir biçimde betimlenmelidir; böylece, katılımcının başlangıç noktası daha iyi anlaşılabilir. Son olarak, bir dizi eğitim basamağı, katılımcının başlangıç davranışından sonuncul hedef tepkisine doğru ilerlemesi için desenlenmelidir. Eğitim basamaklarının sırası, sonuncul tepkiye doğru birbirini izleyen yakınlıkları içerir. Bu nedenle, şekillendirme, tipik bir biçimde kademeli yaklaşmaların pekiştirilmesi (reinforcement of succesive approximations) olarak tanımlanabilir. Şekillendirme sadece tümüyle yeni tepkilerin eğitilmesinde değil, var olan tepki R1 R2 R3 R4 Rx S* R1 R2 Rx R3 R4 S* Hemen pekiştirme Gecikmeli pekiştirme ŞEKİL 7.6 Hedef tepki Rx i hemen ve gecikmeli pekiştirmenin diagramı R 1, R 2, R 3, vs., organizmanın farklı faaliyetlerini temsil ederler. S* pekiştirecin verilmesini temsil eder. Pekiştireç, R x den sonra geciktirildiği zaman, pekiştirece daha yakın olan diğer tepkilerin ortaya çıktığına dikkat ediniz.

10 bileşenlerinin yeni kombinasyonlarının eğitilmesinde de yararlıdır. Örneğin, bisiklete binmek; direksiyona hakim olmak, pedal çevirmek ve dengeyi korumak gibi üç ana tepki bileşenini içerir. Çocuklar genellikle bisiklete binmeyi öğrenmeye pedal çevirmeyi öğrenerek başlar. Pedal çevirme yeni bir tepkidir. Bisiklete binmeden önce yaptığı herhangi bir şeye benzemez. Çocuğun denge olmaksızın pedal çevirmeyi öğrenmesini sağlamak için, aileler genellikle çocuğa üç tekerlekli ya da talim tekerleği olan bir bisiklet vererek başlarlar.pedal çevirmeyi öğrenirken çocuk direksiyona pek dikkat etmediği için, bir çalılığa girmediğinden ya da yoldan çıkmadığından emin olmak için yardıma ihtiyaç duyacaktır. Çocuk, pedal çevirmeyi bir kez öğrendiğinde, bunu direksiyon hakimiyetiyle birleştirmeye hazırdır. Pedal çevirmeyi, direksiyon hakimiyetiyle birleştirmeyi öğrendikten hemen sonra da buna denge bileşeninin eklenmesi için hazırdır. Denge bileşenini eklemek işin en zor kısmıdır. Bu nedenle, aileler genellikle çocuğun eğitim tekerlekleriyle bisiklete binmede beceri kazanana kadar, çocuklarının kendileri olmaksızın bisiklete binmelerine izin vermezler. Hemen Ardından Pekiştirmenin Önemi Edimsel koşullama temel olarak bir tepki seçme sürecidir. Pekiştirecin verilmesiyle sonuçlanan tepki (ya da bir tepki bileşeni kombinasyonu) organizmanın bir durumda sergilediği çeşitli faaliyetler arasından seçilir. Pekiştirecin istenilen ya da hedef tepkiden hemen sonra sunulması, tepki seçme süreci için kritiktir. Eğer pekiştireç geciktirilirse hedef tepki ile pekiştireç arasında başka faaliyetlerin meydana gelmesi kaçınılmaz olacaktır ve bu faaliyetlerden biri, hedef tepki yerine pekiştirilebilecektir (bkz. Şekil 7.6). Ana pekiştirecin hedef tepkiden hemen sonra verilmesi her zaman pratik değildir. Örneğin, ilkokul çocukları için oyun parkına gitme fırsatı etkili bir pekiştireç olarak işe yarar. Bununla birlikte, bir çocuğun matematik problemini her bitirdiğinde dışarı çıkmasına izin vermek çocuğun ders çalışması üzerinde olumsuz bir etki yaratacağından yerinde bir davranış olmayacaktır. Her problemin tamamlanması için çocuğa bir demir para ya da plastik bir poker fişi vermek ve daha sonra bu jetonları okul bahçesine gitme fırsatı elde etmek için değiştirmesine izin vermek daha pratik bir yaklaşım olacaktır. Bu tarz bir yordamla ana pekiştireç (oyun parkını kullanma hakkı), edimsel tepkiden sonra geciktirilir; ancak, edimsel tepki, ana pekiştireçle bağıntılandırılan bir uyarıcı (poker fişi) tarafından hızla takip edilir. Birincil pekiştireç ile bağıntılandırılan bir uyarıcı koşullu ya da ikincil pekiştireç (conditioned or secondary reinforcer) olarak adlandırılır. Koşullu pekiştirecin edimsel tepkiden hemen sonra sunumu, edimsel koşullamadaki pekiştireç gecikmesinin etkisizliğinin üstesinden gelir (örneğin, Winter & Perkins, 1982). Hedef tepkiden hemen sonra bir işaretleyici uyarıcı (marking stimulus) sunularak da pekiştireç gecikmesinin etkisizliğinin üstesinden gelinebilir. İşaretleyici uyarıcı koşullu pekiştireç değildir ve birincil pekiştireci sağlamak için gelecekteki bir fırsat ile ilgili bilgi vermez. Daha ziyade, hedef tepkiyi, katılımcının gecikme aralığı boyunca sergilemesi muhtemel olan diğer faliyetlerden ayırt eden kısa bir görsel ya da işitsel ipucudur. Bu şekilde, işaretleyici uyarıcı, edimsel tepkiyi daha hatırlanabilir yapar ve pekiştireç gecikmesinin bozucu etkilerinin üstesinden gelinmesine yardım eder (Lieberman, McIntosh, & Thomas, 1979; Thomas & Lieberman, 1990). Edimsel Koşullamada Olay İlişkileri Yöntemsel olarak, edimsel koşullamadaki en belirgin olaylar edimsel tepki ve pekiştireçtir. Tepki R, pekiştireç S* olarak; tepki ve pekiştireç arasındaki ilişki de R-S* olarak gösterilebilir. Bununla beraber, edimsel koşullama, tek başına tepki ve pekiştireçten daha fazla bir şeydir. En eski teorik çabalarla

11 başlayarak, araştırmacılar edimsel öğrenmenin analizinde tepki ve pekiştireçten daha fazlasının dikkate alınması gerektiğinin farkındaydılar. Thorndike, organizmaların bir edimsel tepkide bulunduklarında, belirli bir uyarıcı setiyle bir yaşantıdan geçtiklerine işaret etmiştir. Thorndike ın deneylerinde bu uyarıcılar, bir öğrenme denemesinin başlangıcında katılımcıların içine yerleştirildiği bulmaca kutusu ve çıkmak için manipüle etmek zorunda oldukları belirli bir kapı mandalı ile sağlanmıştır. Thorndike ın hayvanlarının bulmaca kutusunun görsel özelliklerine mi, yoksa manipüle etmek zorunda oldukları kapı mandalının dokunsal ipuçlarına mı odaklanıp odaklanmadıklarını bilmiyoruz; ama, burada yürüttüğümüz kuramsal analiz açısından bu çok da önemli değildir. Katılımcı hangi uyarıcılara dikkat ederse etsin, bir kere bulmaca kutusuna atandığında, gerekli kaçma tepkisini her gösterdiğinde, belirli bir ipucu setini deneyimler. Gerekli edimsel tepkiyi her gösterdiğinde, organizmanın deneyimlediği uyarıcılar S ile gösterilebilir. Bu değerlendirmeler, bir edimsel koşullama durumunun sadece tepki R ve pekiştireç S* den oluşmadığına, aynı zamanda edimsel tepkinin ortaya çıktığı durumda, S uyarıcılar setini de içerdiğine işaret eder. R-S* ilişkisine ek olarak, üç bileşen, S, R ve S* edimsel koşullamada farklı olay ilişkilerinin kurulmasına olanak sağlar. S-R BAĞINTISI: THORNDIKE IN ETKİ YASASI Thorndike edimsel koşullama boyunca bağıntının, tepki R ve çevresel uyarıcı S arasında kurulmaya başladığını ileri sürmüştür (bkz. Şekil 7.7). Aslında Thorndike S-R bağıntısının (S-R association) edimsel koşullamada öğrenilen tek şey olduğunu düşünmüştür. Düşüncelerini Etki Yasası (Law of Effect) ile özetlemiştir. Etki Yasası, edimsel öğrenmenin, tepkinin yapıldığı durumda, R edimsel tepkisi ve S uyarıcıları arasındaki bir bağıntının oluşumuna ilişkin olduğunu öne sürer. Tepkiden sonra verilen pekiştireç, S-R bağıntısının güçlenmesini sağlar; ancak, pekiştireç bu bağıntının elemanlarından birisi değildir. Bağlamsal uyarıcılar Tepki Pekiştirici uyarıcı S R S* S-R Bağlantısı ŞEKİL 7.7 Edimsel koşullamada S-R bağıntısına ilişkin diagram. Etki Yasasına göre, edimsel öğrenme, tepkiyle pekiştireç arasındaki bağıntının öğrenilmesine ilişkin değildir. R-S* bağıntısının (R-S* association) kurulmasını ya da pekiştirecin öğrenilmesini içermez. Daha ziyade, edimsel koşullama, S-R bağıntısının kurulmasıyla sonuçlanır Pekiştireç S*, S-R bağıntısının öğrenilmesinde bir katalizör olması bakımından önemlidir. Edimsel koşullamada organizmanın pekiştireci öğrenmediğini varsaymak pek akla yatkın gelmeyebilir. Ancak, Etki Yasası yirminci yüzyıldaki diğer kuramlarla tutarlıydı. Etki Yasası, Pavlovian düşünce tarzının edimsel öğrenmeye bir uyarlamasıdır. Bir Pavlovian CR, belirli bir CS uyarıcısına verilen bir tepkidir. Benzer bir şekilde, Etki Yasası, R edimsel tepkisini, S uyarıcı konfigürasyonuna bir tepki olarak görür. Burada, Pavlovian koşullamanın CS-CR bağıntısının kurulmasıyla sonuçlandığı varsayılır. Thorndike edimsel koşullamanın benzer bir S-R bağıntısının kurulmasıyla sonuçlandığını varsaymıştır.

12 S-S* VE S(R-S*) İLİŞKİLERİ Edimsel koşullamada büyük kuramsal ve görgül ilgiye konu olan bir başka olay ilişkisi önce gelen uyarıcı S ile pekiştireç S* arasındaki ilişkidir (bkz.şekil 7.8). R edimsel tepkisi, S durumunda, S*pekiştirecinin verilmesiyle sonuçlandığı için, S ile S* eşlenir. Bunun, S-S* bağıntısının (S-S* association) öğrenilmesi ile sonuçlandığı varsayılır (Hull, 1930, 1931). S-S* bağıntısı hemen hemen Pavlovian CS-US bağıntısına benzer ve muhtemelen benzer davranışsal sonuçlara sahiptir. Örneğin, S-S* bağıntısının kurulması, muhtemelen S tarafından ortaya çıkarılan Pavlovian koşullu tepkilerle sonuçlanmaktadır. Şimdiye kadar ilgilendiğimiz üç olay ilişkisi, R-S*, S-R ve S-S* edimsel koşullama durumunun eleman çiftleri arasındaki, ikili ya da doğrudan bağıntılardır. S, R ve S* i edimsel koşullama ile ilişkilendirebilmenin bir başka yolu, S(R-S*) şeklinde gösterilen bir yüksek-dereceli ilişkidir (Şekil 7.9 a bakınız). S(R-S*) ilişkisini farkeden ilk kuramcı Skinner (1938) idi. Skinner edimsel koşullamada S*pekiştirecinin, S nin önceki oluşuna bağlı olarak değil; R tepkisinin önceki oluşuna bağlı sunulması üzerinde durmuştur. Bununla birlikte, R-S* izlerliği sadece S durumunda etkindir. Bu düşüncelerle, Skinner, S nin, R-S* izlerliğini sinyallediği ya da R-S* bağıntısı için bir durum kurduğu (setting an occasion) yüksek-dereceli bir ilişkinin sözkonusu olduğunu ileri sürmüştür. Skinner bunu üç parçalı izlerlik olarak adlandırmıştır. Üç parçalı-izlerlik, S(R-S*) şeklinde gösterilebilir. Bağlamsal uyarıcılar Tepki Pekiştirici uyarıcı S R S* S-S* Bağıntısı ŞEKİL 7.8 Edimsel koşullamada S-S* bağıntısına ilişkin diagram. Edimsel koşullamadaki S(R-S*) ilişkisi, Bölüm 5 te anlatılan Pavlovian koşullamadaki yüksek-dereceli B(A-US) ilişkisine benzerdir. Edimsel koşullamanın bağıntısal yapısına ilişkin yapılan deneysel araştırmalar, dört bağıntı tipi için de kanıtlar sağlamıştır: R-S*, S-R, S-S* ve S(R-S*). Thorndike, edimsel koşullamada S-R bağıntısının önemini tanımlayan ve üzerinde duran ilk kişidir. Bu bağıntı ve Etki Yasası mekanizmaları daha sonra, yeni davranışçı kuramlar tarafından daha incelikli olarak kullanılmıştır (örneğin, Amsel, 1958; Hull, 1930, 1931; Spence, 1956). Daha sonradan iki faktörlü öğrenme kuramı olarak adlandırılan (Rescorla & Solomon, 1967) bu kuramlarda, edimsel koşullamadaki S-S* bağıntısının önemi üzerinde durmuştur. Daha yakın Bağlamsal uyarıcılar Tepki Pekiştirici uyarıcı S R S* S(R-S*) Bağıntısı

13 zamanlarda, araştırmacılar edimsel öğrenmenin kritik bileşenleri olarak R-S* ve S(R-S*) ilişkilerinin önemine dikkatlerini yönlendirmişlerdir (örneğin, Colwill & Rescorla, 1986, 1990). ŞEKİL 7.9 Edimsel koşullamada S(R-S*) bağıntısına ilişkin diagram. SİNİRSEL MEKANİZMALAR İÇİN DOĞURGULAR Davranışsal düzeyde belgelenmiş edimsel öğrenmenin bağıntısal yapısının karmaşıklığı, edimsel davranışın altında yatan sinirsel mekanizmaları ya da sinirsel devreleri keşfetmeye çalışan bilim adamlarına ciddi zorluklar çıkarmıştır. Bu, Pavlovian koşullama durumuyla çelişir. Bölüm 4 ve 5 te görüldüğü gibi, Pavlovian koşullamanın hem basit, hem de daha karmaşık formları vardır. Pavlovian uyarıcı koşullamanın basit formlarına, sadece bir S-S bağıntısı aracılık eder. Daha karmaşık formlar, B(A-US) gibi yüksekdereceli ilişkileri içerir. Maalesef, bu gibi basit ve karmaşık bağıntılar edimsel koşullamada birbirinden izole edilemez. Edimsel öğrenme yüksek-dereceli S(R-S*) ilişkileri olduğu kadar, ikili ilişkileri de (S-R, S-S* ve R-S*) içerir. Bununla beraber, diğerlerini dışarıda tutarak, bu faktörlerden birini içeren bir edimsel koşullama yordamı desenlenemez. Örneğin, R-S* bağıntısı olmaksızın, S-S* bağıntısına izin veren bir edimsel yordam desenlenemez; çünkü, S* in sunumu, edimsel koşullamanın doğal özelliği olan R ye bağlıdır. Bu nedenle edimsel koşullamanın sinirsel mekanizmalarını araştıranlar bir bağıntısal bileşeni diğerlerinden izole edemezler. Bu durum işlerini oldukça zor bir hale getirir. Edimsel koşullamanın sinirsel mekanizmalarıyla ilgili çalışmalar aynı zamanda çoklu bağıntısal mekanizmaları (ve ortak etkilerini) dikkate almalıdır. EDİMSEL KOŞULLAMADAKİ SINIRLILIKLARIN DOĞURGULARI Edimsel koşullamanın bağıntısal yapısını anlamak, edimsel öğrenmedeki bazı devam eden problemlere ilişkin de bir içgörü sağlar. Örneğin, Thorndike (1911) farklı bulmaca kutularını kullanarak hayvanları test etmiştir. Genç kedilerin, farklı kutularda farklı şeyler yapması gerekiyordu. Bazı kutularda, dışarı çıkmak için esnemeleri ya da kaşınmaları gerekiyordu. Öğrenme bu kutularda oldukça yavaş gerçekleşiyordu. Yoğun denemelerden sonra dahi kediler güçlü ve canlı esneme tepkileri vermiyorlardı. Daha ziyade, üstünkörü ve başarısız esnemeler gösteriyorlardı. Thorndike kaşınma tepkisiyle de benzer sonuçlar elde etmekteydi. Kediler kendilerini kaşımak için hızlı, cansız ve yalandan denemeler yapıyorlardı. Bu iki örnek, kendine bakma (self-care) ve tımarlanma (grooming) tepkilerini yiyecek ile pekiştirerek koşullamanın zor olduğunu göstermektedir. Edimsel koşullamada yiyecekle pekiştirerek koşullamanın zor olduğu diğer bir durum, pekiştireç olarak madeni para ya da jeton kullanıldığında ortaya çıkmıştır. Skinner in öğrencilerinden ikisi, Keller ve Marion Breland hayvan eğitmenin olanaklarından etkilenmeye başlamışlar ve böylece, eğlence parklarında, dükkan vitrini ve hayvanat bahçelerinde gösteri yapmak üzere eğitilmiş hayvanların sağlandığı bir iş kurmuşlardır. İşlerinin bir parçası olarak, Breland lar birçok hayvan türünü, eğlenceli şeyleri yapmaları için eğittiler (Breland & Breland, 1961). Bir gösteride, bir domuza, yiyecek elde etmek için bozuk para toplamayı ve kumbaraya atmayı öğretmeyi denediler. Domuz, kendisinden bekleneni birkaç kez yapmasına rağmen, öğrenmenin gelişmesiyle, madeni para vermede isteksizleşmeye başladı ve parayı kumbaraya atmak yerine toprağa gömmeye başladı. Sonunda gömme davranışı baskın hale geldi ve projeden vazgeçildi. Bazı farklı faktörler muhtemelen, koşullama eğitimi ve bozuk para verme davranışlarında karşılaşılan zorlukların kanıtı olan, öğrenmedeki sınırlamalardan (constraints on learning) kaynaklanmaktadır (Shettleworth, 1975). En önemli faktörlerden biri, muhtemelen edimsel koşullamadaki S-S* bağıntısının gelişimiyle ilgilidir (Timberlake, Wahl, & King, 1982). Bozuk para verme görevinde, bozuk para pekiştireç ile bağıntılanmaya başlar ve S-S* bağıntısındaki uyarıcı S olarak işlev görür. Edimsel pekiştirme eğitiminde S uyarıcısı, koşullama durumunun bağlamsal ipuçları tarafından sağlanır.

14 S-S* bağıntıları, CS ile US arasındaki Pavlovian bağıntılara benzediği için, pekiştireç ile ilgili Pavlovian koşullu tepkiler, S tarafından ortaya çıkarılmaya başlanır. Yiyecekle koşullanan Pavlovian tepkiler, koşullu uyarıcıya yaklaşma ve manipüle etme davranımlarından oluşur. Bu yemek beklentili tepkiler, kendine bakma ve tımarlama ile bağdaşmaz. Bunlar, parayı kumbaraya atma ya da verme davranışı ile de bağdaşmaz ve böylece, bozuk para yiyecek elde etmek için bir sinyal haline gelir. Edimsel koşullamanın bağıntısal yapısının analizi, edimsel koşullama süreci boyunca Pavlovian bağıntıların geliştiğinin göstergesidir. Bu Pavlovian bağıntılar gerekli edimsel tepkilerle bağdaşmayan koşullu tepkileri kırabilir ve tımarlama ve parayı kumbaraya atma gibi belirli edimsel tepkilerin koşullanmasını önleyebilir. Özet Edimsel koşullamada biyolojik olarak anlamlı bir olayın ya da pekiştirecin verilmesi, önceden belirlenmiş bir araçsal ya da edimsel tepkinin yapılmasına bağlıdır. Edimsel davranış, organizmanın yeni bir durumda göstermesi gereken önceden varolan bir tepkisi, organizmanın bilinmedik bir kombinasyonda vermesi gereken bilindik tepki bileşenlerinin bir seti ya da organizma için bütünüyle yeni bir aktivite olabilir. Her koşulda, başarılı öğrenme, pekiştirecin edimsel tepkiden hemen sonra sunulmasını ya da koşullu pekiştirecin ya da işaretleyici uyarıcının tepkiden hemen sonra sağlanmasını gerektirir. Edimsel koşullama, ilk olarak, eğitimle edimsel tepkideki gecikme süresinin nasıl değiştiğini görmeyi olanaklı kılan kesikli denemeler yöntemini geliştiren Thorndike tarafından incelenmiştir. Kesikli denemeler yöntemini otomatikleştirmek için gösterdiği çabalar, Skinner in izlerlik ölçümünü ya da edimsel davranım oranını sağlayan serbest edim yöntemini geliştirmesini sağlamıştır. Hem kesikli denemeler, hem de serbest edim yordamları üç bileşenden oluşur: Bağlamsal uyarıcı S, edimsel tepki R ve pekiştireç S*. S durumunda R nin pekişmesi S-R, S-S*, R-S* ve S(R-S*) bağıntılarının oluşmasına olanak sağlar. Bu bağıntılar, biri, diğerinden izole edilemediği için, edimsel öğrenmenin nörofizyolojisinin araştırılması, Pavlovian koşullamanın nörofizyolojisinin çalışılmasından çok daha zordur. Ek olarak, S-S* bağıntısı edimsel koşullama üzerinde önemli tepki sınırlamaları yaratabilir. Önerilen Okumalar COLWILL, R. M. & RESCORLA, R. A. (1986). Associative structures in instrumental learning. In G. H. Bower (Ed.), The psychology of learning and motivation, (Vol. 20, pp ). San Diego: Academic Press. COLWILL, R. M. (1994). Associative representations of instrumental contingencies. In D. L. Medin (Ed.), The psychology of learning and motivation (Vol. 31, pp. 1-72). San Diego: Academic Press. RESCORLA, R. A. & SOLOMON, R. L. (1967). Two-process learning theory: Relationships between Pavlovian conditioning and instrumental learning. Psychological Review, 74, TIMBERLAKE, W. & LUCAS, G. A. (1989). Behavior systems and learning: From misbehavior to general principles. In S. B. Klein & R. R. Mowrer (Eds.), Contemporary learning theories: Instrumental conditioning and the impact of biological constraints on learning (pp ). Hillsdale, NJ: Erlbaum. Teknik Terimler Araçsal davranış Araçsal koşullama Bulmaca kutusu Düz labirent Edimsel davranış Öğrenmede sınırlama Pekiştireç R-S* bağıntısı Serbest edim yöntemi Skinner kutusu

15 Edimsel koşullama Etki Yasası İkincil pekiştireç İşaretleyici uyarıcı Kesikli denemeler yöntemi Koşullu pekiştireç S-R bağıntısı S(R-S*) bağıntısı S-S* bağıntısı Şekillendirme Tepki oranı

16

Edimsel Koşullama ÖĞRENMEDE ÖDÜL VE CEZANIN ROLÜ. Doç.Dr.Hacer HARLAK

Edimsel Koşullama ÖĞRENMEDE ÖDÜL VE CEZANIN ROLÜ. Doç.Dr.Hacer HARLAK Edimsel Koşullama ÖĞRENMEDE ÖDÜL VE CEZANIN ROLÜ Edimsel Koşullama Davranış ile sonuç arasında bağlantı kurmayı öğrenmedir. Pekiştirilen (memnun edici sonuçlara yol açan) davranışlar güçlenir, cezalandırılan

Detaylı

ÖĞRENME KLASİK VE EDİMSEL KOŞULLAMA

ÖĞRENME KLASİK VE EDİMSEL KOŞULLAMA ÖĞRENME KLASİK VE EDİMSEL KOŞULLAMA Öğrenmede Temel Kavramlar Öğrenme, deneyim yoluyla yeni ve kalıcı bilgi ya da davranış edinme süreci olarak tanımlanabilir. Yiyecek/acı gibi olayları beklemeyi ve bu

Detaylı

Değerlendirme. Psikolojiye Giriş. Haftalık okuma raporları. Arasınav (%30) Final (%35) Haftalık okuma raporları (%15) Kitap inceleme (%20)

Değerlendirme. Psikolojiye Giriş. Haftalık okuma raporları. Arasınav (%30) Final (%35) Haftalık okuma raporları (%15) Kitap inceleme (%20) Değerlendirme Arasınav (%30) Final (%35) Psikolojiye Giriş Temeller, Bölüm 2: Skinner Ders 4 Haftalık okuma raporları (%15) Kitap inceleme (%20) Deneye katılım 2 Değerlendirme Arasınav (%30) Final (%35)

Detaylı

Öğrenmeye Bilişsel Yaklaşım

Öğrenmeye Bilişsel Yaklaşım Öğrenmeye Bilişsel Yaklaşım Öğrenmeye Bilişsel Yaklaşımlar Bireyin algılama, hatırlama ve düşünme gibi bilişsel süreçlerine ağırlık veren bir bakış açısı. Bilişsel öğrenme: Doğrudan gözlenemeyen zihinsel

Detaylı

ÖĞRENME KURAMLARI. Davranışçı Kuram Bilişsel Kuram Duyuşsal Kuram

ÖĞRENME KURAMLARI. Davranışçı Kuram Bilişsel Kuram Duyuşsal Kuram ÖĞRENME KURAMLARI Davranışçı Kuram Bilişsel Kuram Duyuşsal Kuram DAVRANIġÇI KURAMLAR Davranışçı kuramlar, öğrenmenin uyarıcı ile davranış arasında bir bağ kurularak geliştiğini ve pekiştirme yoluyla davranış

Detaylı

Pavlovian koşullamada uyarıcı ilişkileri.

Pavlovian koşullamada uyarıcı ilişkileri. Ek.1 2014 / 2015 Eğitim ve Öğretim Yılı GÜZ Dönemi Ders İçerikleri Dersin Adı Öğrenme Psikolojisi Kodu PSİ 222 DERS BİLGİLERİ Yarıyılı Güz T+L+U Saati T - 3 Kredisi 3 AKTS 5 Dersin Dili Dersin Türü Dersin

Detaylı

EDİMSEL KOŞULLANMA. Doç. Dr. Tülin ŞENER

EDİMSEL KOŞULLANMA. Doç. Dr. Tülin ŞENER EDİMSEL KOŞULLANMA Doç. Dr. Tülin ŞENER Skinner (1904-1990) Programlı öğretimin kurucusu olarak bilinir. Skinner in görüşlerine dayalı olarak geliştirilen davranışı biçimlendirme yaklaşımı otistik ve zihinsel

Detaylı

ÖĞRENMEDE DAVRANIŞSAL YAKLAŞIMLAR Sevim Çiftçi

ÖĞRENMEDE DAVRANIŞSAL YAKLAŞIMLAR Sevim Çiftçi ÖĞRENMEDE DAVRANIŞSAL YAKLAŞIMLAR Sevim Çiftçi 183-202 Kaynak II; Eğitim Psikolojisi Yazar;B.YEŞİLYAPRAK Hazırlayan; Sevim ÇİFTÇİ 2005-2006 Slaytları Yeniden Düzenleyen; Doç. Dr. Nasip DEMİRKUŞ Ders Sor.;

Detaylı

BAĞLAŞIMCILIK. HAZIRLAYAN: Mustafa GÜNENDİ

BAĞLAŞIMCILIK. HAZIRLAYAN: Mustafa GÜNENDİ BAĞLAŞIMCILIK HAZIRLAYAN: Mustafa GÜNENDİ Edward Lee Thorndike (1874-1949) Thorndike ilk yazılarında, öğrenmenin temelinin, duyusal uyarıcılar ile harekete geçiriciler arasında kurulan bir bağ olduğunu

Detaylı

ÖĞRENME. Temel Kavramlar. Doç.Dr.Hacer HARLAK

ÖĞRENME. Temel Kavramlar. Doç.Dr.Hacer HARLAK ÖĞRENME Temel Kavramlar Öğrenme nedir? Davranışlarda göreli olarak kalıcı değişimlere yolaçan deneyimlerdir. Olgunlaşma sonucu davranışların değişmesi öğrenme sayılmaz. Davranışta kısa süreli ufak değişiklikler

Detaylı

ADIM ADIM YGS LYS Adım DAVRANIŞ 2

ADIM ADIM YGS LYS Adım DAVRANIŞ 2 ADIM ADIM YGS LYS 187. Adım DAVRANIŞ 2 SONRADAN KAZANILMIŞ DAVRANIŞLAR (ÖĞRENİLMİŞ DAVRANIŞLAR) Deneyim sonucu kazanılan davranışlardır. Bu davranışlar aynı türün farklı bireylerinde farklı sonuçlar doğurabilir.

Detaylı

ÖĞRENME. Temel Kavramlar

ÖĞRENME. Temel Kavramlar ÖĞRENME Temel Kavramlar Öğrenme nedir? Davranışlarda göreli olarak kalıcı değişimlere yolaçan deneyimlerdir. Olgunlaşma sonucu davranışların değişmesi öğrenme sayılmaz. Davranışta kısa süreli ufak değişiklikler

Detaylı

Öğrenme, Örgütsel Öğrenme

Öğrenme, Örgütsel Öğrenme Öğrenme, Örgütsel Öğrenme Öğrenme: Kişide istediği sonuca ulaşmak amacıyla hareket etmesini engelleyecek çeşitli eksiklikleri tamamlamasını sağlayacak bir süreç Hayatın her sürecinde öğrenme İşyerinde

Detaylı

EDIMSEL KOŞULLANMA ELİF GÖKALP TAŞ EMEL DOKUR MERMERDAŞ

EDIMSEL KOŞULLANMA ELİF GÖKALP TAŞ EMEL DOKUR MERMERDAŞ EDIMSEL KOŞULLANMA ELİF GÖKALP TAŞ EMEL DOKUR MERMERDAŞ Camilerin etrafında güvercin ve kumruların toplanması, kuşların dindar olduğunu mu gösterir? Nasrettin Hoca, eşeğine nasıl okuma öğretti? EDİMSEL

Detaylı

1. ÜNİTE İÇİNDEKİLER EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1

1. ÜNİTE İÇİNDEKİLER EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... iii YAZARLAR HAKKINDA... iv 1. ÜNİTE EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1 Giriş... 2 Eğitim Psikolojisi ve Öğretmen... 3 Eğitim Psikolojisi... 3 Bilim... 6 Psikoloji... 8 Davranış... 9 Eğitim...

Detaylı

Şu davranışçılar da sadist midir, anlamadım gitti yahu!!! Biri zavallı köpekleri et,et diye inletir, biri de kedileri kafese kapatır.

Şu davranışçılar da sadist midir, anlamadım gitti yahu!!! Biri zavallı köpekleri et,et diye inletir, biri de kedileri kafese kapatır. Şu davranışçılar da sadist midir, anlamadım gitti yahu!!! Biri zavallı köpekleri et,et diye inletir, biri de kedileri kafese kapatır. Thorndike deneylerini kediler üzerinde gerçekleştirmiştir. Thorndike'ın

Detaylı

UYARAN KONTROLÜ VE BİÇİMLENDİRME O D S (PEKİŞTİREÇLER)

UYARAN KONTROLÜ VE BİÇİMLENDİRME O D S (PEKİŞTİREÇLER) İpuçları UYARAN KONTROLÜ VE BİÇİMLENDİRME O D S (PEKİŞTİREÇLER) Uyaran kontrolü Biçimlendirme Yardımlar Çevrenin davranış üzerindeki etkisini düşünerek, davranışlar (öğrencinin tepkisi) ortaya çıkmadan

Detaylı

UYGULAMALI DAVRANIŞ ANALİZİ. UDA nın Kökenleri

UYGULAMALI DAVRANIŞ ANALİZİ. UDA nın Kökenleri UYGULAMALI DAVRANIŞ ANALİZİ UDA nın Kökenleri Bilişsel açıklamalar Wertheimer Algılanan şeyler arasındaki ilişkiler algılanan şeylerden daha önemlidir. Neyin görüldüğü ve duyulduğu görülen veya duyulan

Detaylı

Pavlovian Koşullama ve Sönme

Pavlovian Koşullama ve Sönme Pavlovian Koşullama ve Sönme B U N L A R I B İ L İ Y O R M U Y D U N U Z? Pavlov klasik koşullamayı, bir beyin çalışma tekniği olarak görmüştür. Klasik koşullama, salgısal ve iç organlara ilişkin tepkilerle

Detaylı

GİRNE AMERİKAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLİĞİ AKTS

GİRNE AMERİKAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLİĞİ AKTS GİRNE AMERİKAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLİĞİ AKTS Dersin Adı Psikolojiye Giriş Dersin Kodu OKÖ105 Dersin Türü Zorunlu Dersin Seviyesi Lisans Dersin AKTS kredisi 4 Haftalık Ders

Detaylı

Web adresi. Psikolojiye Giriş. Diğer hayvanlar da aynı türde bir dile sahip midir? Dil (devam) Şimdinin Bilinci, Geçmişin Bilinci Ders 7

Web adresi. Psikolojiye Giriş. Diğer hayvanlar da aynı türde bir dile sahip midir? Dil (devam) Şimdinin Bilinci, Geçmişin Bilinci Ders 7 Psikolojiye Giriş Web adresi Şimdinin Bilinci, Geçmişin Bilinci Ders 7 2 Dil (devam) Diğer hayvanlar da aynı türde bir dile sahip midir? (eğer değilerse, bunu öğrenebilirler mi?) 3 4 İnsan dışı iletişim

Detaylı

Tam Öğrenme Kuramı -2-

Tam Öğrenme Kuramı -2- Tam Öğrenme Modeli Tam Öğrenme Kuramı Okulda öğrenme (Tam öğrenme) kuramı, başarıyı normal dağılım eğrisinden üçgen dağılıma götüren ya da okuldaki % 20 oranındaki beklendik başarıyı % 75 ile % 90'a hatta

Detaylı

Pekiştirme Kuramları B U N L A R I B İ L İ Y O R M U Y D U N U Z?

Pekiştirme Kuramları B U N L A R I B İ L İ Y O R M U Y D U N U Z? Pekiştirme Kuramları B U N L A R I B İ L İ Y O R M U Y D U N U Z? Pekiştireçlerin bir biyolojik güdü ya da ihtiyacı azaltması gerekmez. Sadece uyarıcılar değil, tepkiler de pekiştireç olarak iş görebilir.

Detaylı

1.Giriş İÇİNDEKİLER. Önsöz... xxv Teşekkür... xxvii Çeviri Eser İçin Önsöz... xxix İkinci Baskı İçin Önsöz... xxx.

1.Giriş İÇİNDEKİLER. Önsöz... xxv Teşekkür... xxvii Çeviri Eser İçin Önsöz... xxix İkinci Baskı İçin Önsöz... xxx. Öğrenme ve Bellek İÇİNDEKİLER Önsöz... xxv Teşekkür... xxvii Çeviri Eser İçin Önsöz... xxix İkinci Baskı İçin Önsöz... xxx 1.Giriş Öğrenme Çalışmalarının Kökenleri... 4 Epistemoloji Felsefesi... 4 Evrim...

Detaylı

SINIF REHBERLĠĞĠ PROGRAMI. Prof. Dr. Serap NAZLI

SINIF REHBERLĠĞĠ PROGRAMI. Prof. Dr. Serap NAZLI SINIF REHBERLĠĞĠ PROGRAMI Prof. Dr. Serap NAZLI Tam Öğrenme Modeli Tam öğrenme modeli, bütün öğrencilerin okullarda öğretileni öğrenebilecekleri varsayımına dayanır. Bloom işin başından beri olumlu öğrenme

Detaylı

Bana göre; öğrenemeyen öğrenci yoktur. Herkes öğrenebilir Tüm bilgiler okulda öğrenilebilir Hedeflenen başarı %70-%90 arasındadır.

Bana göre; öğrenemeyen öğrenci yoktur. Herkes öğrenebilir Tüm bilgiler okulda öğrenilebilir Hedeflenen başarı %70-%90 arasındadır. Bana göre; öğrenemeyen öğrenci yoktur. Herkes öğrenebilir Tüm bilgiler okulda öğrenilebilir Hedeflenen başarı %70-%90 arasındadır. Öğrenme bölümlere ayrılır Öğrenme gerçekleşmediyse ek süre ve ek öğrenme

Detaylı

SINIF YÖNETİMİNİN TEMELLERİ

SINIF YÖNETİMİNİN TEMELLERİ SINIF YÖNETİMİNİN TEMELLERİ Yrd. Doç. Dr. Çetin ERDOĞAN cerdogan@yildiz.edu.tr Sınıf Nedir? Ders yapılır Yaşanır Zaman geçirilir Oyun oynanır Sınıf, bireysel ya da grupla öğrenme yaşantılarının gerçekleştiği

Detaylı

Eğitimin Psikolojik Temelleri

Eğitimin Psikolojik Temelleri Eğitimin Psikolojik Temelleri Eğitim sürecinin daima iki boyutu olmuştur. Bunlardan birincisi yukarıda değindiğimiz toplumsal ya da sosyal boyut, diğeri ise bireysel boyuttur. Eğitim ne kadar sosyal amaçlarla

Detaylı

İçindekiler. Ön Söz Çeviri Editörünün Sunuşu. xvii xix

İçindekiler. Ön Söz Çeviri Editörünün Sunuşu. xvii xix İçindekiler Ön Söz Çeviri Editörünün Sunuşu xvii xix KISIM BİR Öğrenmeye Giriş 1 Bölüm 1 Öğrenme Nedir? 1 Öğrenme, Davranış Değişikliğine Neden Olmalı mı? 2 Nispeten Kalıcı Olan Nasıl Kalıcıdır? 3 Öğrenme

Detaylı

Davranışçı Yaklaşımlar Kuramı - 1. Yönetici tarafından yazıldı Salı, 07 Temmuz :30 - Son Güncelleme Pazar, 26 Eylül :26

Davranışçı Yaklaşımlar Kuramı - 1. Yönetici tarafından yazıldı Salı, 07 Temmuz :30 - Son Güncelleme Pazar, 26 Eylül :26 Davranışçı Yaklaşımlar Kuramı Öğrenme ile ilgili ilk deneysel araştırmalar 20. yüzyılın başında Pavlov un Rusya da Watson ve Thorndike ın Amerika da yaptıkları insan ve hayvanların laboratuarda belli bir

Detaylı

İNSAN NASIL ÖĞRENİR?

İNSAN NASIL ÖĞRENİR? İNSAN NASIL ÖĞRENİR? Mustafa SÖZBİLİR Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi OFMAE Bölümü Kimya Eğitimi Anabilim Dalı sozbilir@atauni.edu.tr İnsan öğrenir! Biyolojik bir varlık olarak dünyaya

Detaylı

ĠNSAN NASIL ÖĞRENĠR?

ĠNSAN NASIL ÖĞRENĠR? ĠNSAN NASIL ÖĞRENĠR? Mustafa SÖZBİLİR Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi OFMAE Bölümü Kimya Eğitimi Anabilim Dalı sozbilir@atauni.edu.tr Ġnsan vs Hayvan İnsan altı varlıkların büyük

Detaylı

Geçen Haftadan Ne Öğrendik?

Geçen Haftadan Ne Öğrendik? Kibrit yakmaktan hoşlanan bir çocuğa çok fazla kibrit verilmiş ve kibrit yakmaktan bıkması sağlanmaya çalışılmıştır. Bu durumda kibrit yakma alışkanlığı yok edilirken aşağıdaki öğrenme kuramcılarının hangisinin

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...III

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...III İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...III Ünite:I Eğitim Psikolojisinde Bilimsel Araştırma Yöntem ve Teknikleri 13 Psikoloji ve Eğitim Psikolojisi 15 Eğitim Psikolojisi ve Bilim 17 Eğitim Psikolojisi ve Bilimsel Araştırma

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III ÜNİTE: 1. PSİKOLOJİ VE GELİŞİM PSİKOLOJİSİ15

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III ÜNİTE: 1. PSİKOLOJİ VE GELİŞİM PSİKOLOJİSİ15 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III ÜNİTE: 1. PSİKOLOJİ VE GELİŞİM PSİKOLOJİSİ15 Bilimin Anlamı ve Özellikleri...17 Psikoloji...18 Gelişim Psikolojisi...25 Öğrenme Psikolojisi...26 Psikolojide Araştırma Yöntemleri...26

Detaylı

Davranışsal Öğrenmenin Temel İlkeleri Mehmet DOĞAN

Davranışsal Öğrenmenin Temel İlkeleri Mehmet DOĞAN Davranışsal Öğrenmenin Temel İlkeleri Mehmet DOĞAN 196-206 Kaynak II; Eğitim Psikolojisi Yazar;B.YEŞİLYAPRAK Hazırlayan;Mehmet DOĞAN 2005-2006 Ders Sor.; Doç. Dr. Nasip DEMİRKUŞ, 1-Önce Soruları Tıklayın

Detaylı

Deneysel Yöntem. Yaşar Tonta H.Ü. BBY yunus.hacettepe.edu.tr/~tonta/courses/fall2007/sb5002/ SB5002 SLIDE 1

Deneysel Yöntem. Yaşar Tonta H.Ü. BBY yunus.hacettepe.edu.tr/~tonta/courses/fall2007/sb5002/ SB5002 SLIDE 1 Deneysel Yöntem Yaşar Tonta H.Ü. BBY tonta@hacettepe.edu.tr yunus.hacettepe.edu.tr/~tonta/courses/fall2007/sb5002/ SB5002 SLIDE 1 Babbie, Bölüm 8: Deneyler Deneye uygun konular Klasik deney Deneklerin

Detaylı

Eğitim bilimlerinde birbiri ile karışan kavramlar.

Eğitim bilimlerinde birbiri ile karışan kavramlar. Eğitim bilimlerinde birbiri ile karışan kavramlar. Kaçma Koşullanması - Kaçınma Koşullanması Farkı Kaçma koşullanması kaçınma koşullanması arasındaki farkı bilmek KPSS denemelerinde ve sınavda arkadaşlara

Detaylı

İçindekiler KISIM 1 BÖLÜM 1 KISIM 2 BÖLÜM 3 BÖLÜM 2

İçindekiler KISIM 1 BÖLÜM 1 KISIM 2 BÖLÜM 3 BÖLÜM 2 İçindekiler KISIM 1 İNSAN ÖĞRENMESİNE GİRİŞ BÖLÜM 1 Öğrenme Yaklaşımları 1 Öğrenmenin Önemi 2 Öğrenmeyi Tanımlama 4 Öğrenmenin Ne Zaman Oluştuğunu Belirlemek 4 Araştırma, İlkeler ve Kuramlar 5 Zaman İçinde

Detaylı

Okula o gün kırmızı çizgili gömleğinizle gittiniz. Arkadaşlarınız size çok yakıştığını söyledi. Sonraki davranışınız ne olurdu?

Okula o gün kırmızı çizgili gömleğinizle gittiniz. Arkadaşlarınız size çok yakıştığını söyledi. Sonraki davranışınız ne olurdu? EDİMSEL KOŞULLANMA (SKINNER) Giriş Edimsel Koşullanma İlkeleri Edimsel Koşullanma Süreci Edimsel Koşullanmada Temel Kavramlar Pekiştireçler Klasik ve Edimsel Koşullanma Arasındaki Farklar Eğitsel Sonuçlar

Detaylı

Öğretim Teknolojileri ve Materyal Tasarımı

Öğretim Teknolojileri ve Materyal Tasarımı Öğretim Teknolojileri ve Materyal Tasarımı Eğitim Teknoloji ve İletişim Yrd.Doç.Dr. Levent DURDU BÖTE @ KOÜ Önceki Ders Tanışma ve Genel Bilgilendirme Değerlendirme Ölçütleri, Devamsızlık Limitleri Ders

Detaylı

Öğrenme (Learning) Prof. Dr. Güler Bahadır Dr.Nilüfer Alçalar İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı

Öğrenme (Learning) Prof. Dr. Güler Bahadır Dr.Nilüfer Alçalar İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğrenme (Learning) Prof. Dr. Güler Bahadır Dr.Nilüfer Alçalar İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Amaç Öğrenme sürecini kavramak 2 Öğrenciler; Öğrenim Hedefleri: Öğrenmeyi tanımlayabilmeli

Detaylı

ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TASARIMI Yrd. Doç. Dr. FATİH ÇINAR TEMEL KAVRAMLAR. Öğretim teknolojisi

ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TASARIMI Yrd. Doç. Dr. FATİH ÇINAR TEMEL KAVRAMLAR. Öğretim teknolojisi TEMEL KAVRAMLAR Eğitim Öğrenme Öğretme Ortam Teknoloji Araç - gereç Öğretim materyali Eğitim teknolojisi Öğretim teknolojisi İletişim EĞİTİM: Davranışçı yaklaşıma göre eğitim, bireyin davranışında kendi

Detaylı

ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLAR

ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLAR ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLAR 1)ÖZELLİKLERİ 2)KARŞILAŞMA SIKLIĞI 3)TÜRKİYE VE DÜNYADA YAPILAN FAALİYETLER 4)EĞİTİMLERİ 5)AİLEYE VE ÖĞRETMENLERE ÖNERİLER ÖZELLİKLERİ MOTOR GELİŞİM ÖZELLİKLERİ ZİHİNSEL GELİŞİM

Detaylı

Performans değerlendirmenin belli aşamaları vardır. Bu aşamalar:

Performans değerlendirmenin belli aşamaları vardır. Bu aşamalar: Performans değerlendirmenin belli aşamaları vardır. Bu aşamalar: 1)Amacın belirlenmesi: Performans değerlendirmede sürecin mi, sonucun mu? yoksa her ikisinin birlikte mi değerlendirileceğine karar verilmelidir.

Detaylı

BİTİŞİKLİK KURAMI. Hzl: ELİF ŞİRİNGÜL ASLIHAN AKBAĞ

BİTİŞİKLİK KURAMI. Hzl: ELİF ŞİRİNGÜL ASLIHAN AKBAĞ BİTİŞİKLİK KURAMI Hzl: ELİF ŞİRİNGÜL ASLIHAN AKBAĞ JOHN BROADUS WATSON (1889-1958) Güney Carolina, Greenvilel'de yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Watson, katılık ölçüsünde dindar bir anne

Detaylı

Bağıntısal Öğrenme Kuramları

Bağıntısal Öğrenme Kuramları Bağıntısal Öğrenme Kuramları B U N L A R I B İ L İ Y O R M U Y D U N U Z? Rescorla-Wagner modeline göre, bir uyarıcının öğrenilmesi eş-zamanlı olarak sunulan diğer uyarıcıların bağıntısal değerine bağlıdır.

Detaylı

Davranışın Uyarıcı Kontrolü

Davranışın Uyarıcı Kontrolü Davranışın Uyarıcı Kontrolü B U N L A R I B İ L İ Y O R M U Y D U N U Z? Ayırımlı tepkide bulunma, belirli bir uyarıcı tarafından davranışın kontrolünü tanımlamak için kullanılmıştır. En basit uyarıcılar

Detaylı

Psikoloji biliminin konusu gözlenebilir davranışlardır.

Psikoloji biliminin konusu gözlenebilir davranışlardır. Davranışçı Yaklaşım Bu yaklaşıma göre; Psikoloji biliminin konusu gözlenebilir davranışlardır. Duygu, düşünce, güdü gibi özellikler gözlenip ölçülemediği için bilimsel olarak araştırılamaz ancak uyaranlar

Detaylı

TANIM. Aşağıdaki gelişim alanlarının bir kaçında ağır ve yaygın yetersizlik ile karekterize edilir;

TANIM. Aşağıdaki gelişim alanlarının bir kaçında ağır ve yaygın yetersizlik ile karekterize edilir; OTİZM TANIM Aşağıdaki gelişim alanlarının bir kaçında ağır ve yaygın yetersizlik ile karekterize edilir; Sosyal etkileşim becerileri, İletişim becerileri Basma kalıp ilgiler, aktiviteler ya da davranışların

Detaylı

DAVRANIŞSAL ÖĞRENME YAKLAŞIMLARI

DAVRANIŞSAL ÖĞRENME YAKLAŞIMLARI PEDEGOJİK FORMASYON Yrd.Doç.Dr. Nursel TOPKAYA Koşullama Süreci Koşullama ilkeleri Bitişiklik Habercilik Pekiştirme Sönme Genelleme Ayırt etme Birden fazla uyarıcıya koşullama Engelleme Gölgeleme Öğrenilmiş

Detaylı

ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL GELİŞTİRME

ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL GELİŞTİRME ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL GELİŞTİRME Araç-Gereç (Materyal) Geliştirme Derslerin yürütülmesi sürecinde çağdaş öğretim yöntemleri uygulanırken, eğer uygun ortamlarda öğrencilerin gerekli araç-gereçlerle

Detaylı

DAVRANIŞ BİLİMLERİ ÖĞRENME VE ÖĞRENME TEORİLERİ

DAVRANIŞ BİLİMLERİ ÖĞRENME VE ÖĞRENME TEORİLERİ DAVRANIŞ BİLİMLERİ ÖĞRENME VE ÖĞRENME TEORİLERİ Doç. Dr. Mahmut AKBOLAT * Öğrenme Kuramı : Bir çok kapsamlı araştırma sonucuna dayalı olarak insanların NASIL ÖĞRENDİĞİNİ açıklamak üzere oluşturulmuş çeşitli

Detaylı

Orta Doğu Teknik Üniversitesi Robot Topluluğu

Orta Doğu Teknik Üniversitesi Robot Topluluğu Amaç: Orta Doğu Teknik Üniversitesi Robot Topluluğu Uluslararası ODTÜ Robot Günleri 2016 Arama Kurtarma Kategorisi Kuralları Yarışmanın amacı, küçük robotun ortamını analiz edip bunu büyük robota bildirmesi,

Detaylı

ALIŞTIRMA-UYGULAMA YAZILIMLARI

ALIŞTIRMA-UYGULAMA YAZILIMLARI ALIŞTIRMA-UYGULAMA YAZILIMLARI Öğretim Aşamaları Bilginin Sunulması Öğrencinin Yönlendirilmesi Öğretici Programlar Uygulama Alıştırma- Uygulama Yazılımları Değerlendirme 2 Alıştırma-Uygulama Yazılımları

Detaylı

YÖNETİM Sistem Yaklaşımı

YÖNETİM Sistem Yaklaşımı YÖNETİM Sistem Yaklaşımı Prof.Dr.A.Barış BARAZ 1 Modern Yönetim Yaklaşımı Yönetim biliminin geçirdiği aşamalar: v İlk dönem (bilimsel yönetim öncesi dönem). v Klasik Yönetim dönemi (bilimsel yönetim, yönetim

Detaylı

KPSS/1-EB-CÖ/ Bir öğretim programında hedefler ve kazanımlara yer verilmesinin en önemli amacı aşağıdakilerden hangisidir?

KPSS/1-EB-CÖ/ Bir öğretim programında hedefler ve kazanımlara yer verilmesinin en önemli amacı aşağıdakilerden hangisidir? 82. Belgin öğretmen öğrencilerinden, Nasıl bir okul düşlerdiniz? sorusuna karşılık olarak özgün ve yaratıcı fikir, öneri ve değerlendirmeleri açıkça ve akıllarına ilk geldiği şekilde söylemelerini ister.

Detaylı

EĞİTSEL VE DAVRANIŞSAL DEĞERLENDİRME ASSESSMENT Ders 1: Tarihsel, Felsefi ve Yasal Boyutları. Prof. Dr. Tevhide Kargın

EĞİTSEL VE DAVRANIŞSAL DEĞERLENDİRME ASSESSMENT Ders 1: Tarihsel, Felsefi ve Yasal Boyutları. Prof. Dr. Tevhide Kargın EĞİTSEL VE DAVRANIŞSAL DEĞERLENDİRME ASSESSMENT Ders 1: Tarihsel, Felsefi ve Yasal Boyutları Prof. Dr. Tevhide Kargın Tarihsel, Felsefi ve Yasal Boyutları Tanım: Kabaca değerlendirme bir birey hakkında

Detaylı

Kaçınma Öğrenmesi B U N L A R I B İ L İ Y O R M U Y D U N U Z?

Kaçınma Öğrenmesi B U N L A R I B İ L İ Y O R M U Y D U N U Z? Kaçınma Öğrenmesi B U N L A R I B İ L İ Y O R M U Y D U N U Z? Kaçınma, edimsel tepkinin itici bir uyarıcının verilmesini engellediği bir edimsel koşullama biçimidir. Kaçınılan itici uyarıcının yokluğu

Detaylı

Daha iyi, daha sorunsuz, daha kolay, daha cazip, daha ekonomik olana ulaşabilmek içinse;

Daha iyi, daha sorunsuz, daha kolay, daha cazip, daha ekonomik olana ulaşabilmek içinse; Soruna yol açan temel nedenleri belirlemek için bir yöntem: Hata Ağacı Sorun hayatta olmanın, sorunu çözmeye çalışmak daha iyiye ulaşma çabalarının göstergesi. Sorunu sıkıntı veren, olumsuz olay ya da

Detaylı

Öğrenme nedir? Büyüme ve yaşa atfedilmeyecek yaşantılar sonucunda davranış ve tutumlarda meydana gelen nispeten kalıcı etkisi uzun süre

Öğrenme nedir? Büyüme ve yaşa atfedilmeyecek yaşantılar sonucunda davranış ve tutumlarda meydana gelen nispeten kalıcı etkisi uzun süre Öğrenme nedir? Büyüme ve yaşa atfedilmeyecek yaşantılar sonucunda davranış ve tutumlarda meydana gelen nispeten kalıcı etkisi uzun süre değişimlerdir. Öğrenmede değişen ne???? İnsan ve hayvan arasında

Detaylı

HCI dadeneysel Araştırmalar (ExperimentalResearches) İncelemesinin Devamı. (Ders Notu 3 Devamı)

HCI dadeneysel Araştırmalar (ExperimentalResearches) İncelemesinin Devamı. (Ders Notu 3 Devamı) HCI dadeneysel Araştırmalar (ExperimentalResearches) İncelemesinin Devamı (Ders Notu 3 Devamı) HCI dabağımsız Değişkenler Bağımsız değişkenlere örnek olarak farklı tipteki teknolojiler ve aygıtlar verilebilir.

Detaylı

elif bengü Bölüm 4 İLETİŞİM VE EĞİTİM

elif bengü Bölüm 4 İLETİŞİM VE EĞİTİM Bölüm 4 İLETİŞİM VE EĞİTİM İletişim Nedir? Birey veya bireylerin karşılıklı bilgi, duygu ve düşüncelerini paylaşma süreci iki birim arasındaki mesaj alış-verişi Öğretim Teknolojisinde İletişim Çağdaş eğitim

Detaylı

YETENEK ÖLÇÜMÜ VE YÖNLENDİRME. Y. Doç.Dr. R. Sürhat MÜNİROĞLU

YETENEK ÖLÇÜMÜ VE YÖNLENDİRME. Y. Doç.Dr. R. Sürhat MÜNİROĞLU YETENEK ÖLÇÜMÜ VE YÖNLENDİRME Y. Doç.Dr. R. Sürhat MÜNİROĞLU Giriş Parklarda, sokak aralarında oyun oynayan çocuklar içerisinden hangi çocuklar sporcu olacak? Hangi çocuklar ay-yıldızlı formayı giyecek?

Detaylı

Sürat Antrenmanı. Dr.Ali KIZILET

Sürat Antrenmanı. Dr.Ali KIZILET Sürat Antrenmanı Bu antrenmanlar sürat ve çabukluk çeviklik gelişimi için antrenörler için temel kaynaktır.özel bir sürat antrenmanını takiben gevşeme egzersizleri her zaman kullanılmalıdır. Sürat antrenmanları

Detaylı

Bölüm Sekiz. Alıştırmanın Planlanması (Faktörler)

Bölüm Sekiz. Alıştırmanın Planlanması (Faktörler) Bölüm Sekiz Alıştırmanın Planlanması (Faktörler) Yanlışlar, Doğrular & Daha Doğrular Alıştırma mükemmel yapar. Practice makes perfect! İyi planlanan alıştırma mükemmel yapar. Good practice makes perfect!

Detaylı

Güdülenme. Öğr.Gör. Dr. Şirin KARADENİZ

Güdülenme. Öğr.Gör. Dr. Şirin KARADENİZ Güdülenme Öğr.Gör. Dr. Şirin KARADENİZ Maslow un Gereksinimler Hiyerarşisi Güdülenme Nedir? Güdülenme kişinin davranışlarının ve beklentilerinin bütünüdür. Güdülenmişlik, isteklerin sonucunda oluşan davranışları

Detaylı

Hedef Davranışlar. Eğitim Programının birinci boyutudur. Öğrencilere kazandırılması planlanan niteliklerdir (davranışlar).

Hedef Davranışlar. Eğitim Programının birinci boyutudur. Öğrencilere kazandırılması planlanan niteliklerdir (davranışlar). Hedef Davranışlar Eğitim Programının birinci boyutudur. Öğrencilere kazandırılması planlanan niteliklerdir (davranışlar). Bu nitelikler bilişsel, duyuşsal ve psikomotordur. 2 aşamada ele alınmaktadır.

Detaylı

Zihinsel Yetersizliği Olan Öğrenciler

Zihinsel Yetersizliği Olan Öğrenciler Zihinsel Yetersizliği Olan Öğrenciler Zihinsel yetersizlik üç ölçütte ele alınmaktadır 1. Zihinsel işlevlerde önemli derecede normalin altında olma 2. Uyumsal davranışlarda yetersizlik gösterme 3. Gelişim

Detaylı

BAĞINTISAL ÖĞRENMEYİ AÇIKLAMAYA YÖNELİK KURAMSAL YAKLAŞIMLAR

BAĞINTISAL ÖĞRENMEYİ AÇIKLAMAYA YÖNELİK KURAMSAL YAKLAŞIMLAR BAĞINTISAL ÖĞRENMEYİ AÇIKLAMAYA YÖNELİK KURAMSAL YAKLAŞIMLAR THEORETICAL APPROACHES TO ASSOCIATIVE LEARNING Hakan ÇETİNKAYA*, Seda DURAL** ÖZET: Özellikle, uyarıcılar arasındaki sinyal ilişkilerinin incelenmeye

Detaylı

İÇİNDEKİLER. BİRİNCİ BÖLÜM Seval FER, İlker CIRIK. İKİNCİ BÖLÜM Sertel ALTUN, Esma ÇOLAK

İÇİNDEKİLER. BİRİNCİ BÖLÜM Seval FER, İlker CIRIK. İKİNCİ BÖLÜM Sertel ALTUN, Esma ÇOLAK İÇİNDEKİLER SUNUŞ /iii İÇİNDEKİLER /v ÖĞRENME ÖĞRETME KURAM ve YAKLAŞIMLARINA GİRİŞ / vi BİRİNCİ BÖLÜM Seval FER, İlker CIRIK TEMEL KAVRAMLAR Yasa, İlke, Kuram, Strateji, Model, Yöntem, Teknik, Taktik,

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRENME-ÖĞRETİM İLİŞKİSİ VE TEMEL KAVRAMLAR

EĞİTİM-ÖĞRENME-ÖĞRETİM İLİŞKİSİ VE TEMEL KAVRAMLAR EĞİTİM-ÖĞRENME-ÖĞRETİM İLİŞKİSİ VE TEMEL KAVRAMLAR EĞİTİM VE ÖĞRENME İLİŞKİSİ Eğitim: İstendik davranış değiştirme ya da oluşturma sürecidir. Öğrenme: Bireyin kendi yaşantısı yoluyla davranışlarında meydana

Detaylı

BÖLÜM I GELİŞİM İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE 2. ÜNİTE. ÖNSÖZ... v YAZARLAR HAKKINDA... vii

BÖLÜM I GELİŞİM İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE 2. ÜNİTE. ÖNSÖZ... v YAZARLAR HAKKINDA... vii İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... v YAZARLAR HAKKINDA... vii BÖLÜM I GELİŞİM 1. ÜNİTE GELİŞİMLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR, GELİŞİMİN TEMEL İLKELERİ VE GELİŞİMİ ETKİLEYEN ETMENLER... 1 GELİŞİM İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR...

Detaylı

EĞİTİM TEKNOLOJİSİ VE İLETİŞİM

EĞİTİM TEKNOLOJİSİ VE İLETİŞİM 1 EĞİTİM TEKNOLOJİSİ VE İLETİŞİM 2 ÖĞRETİM TEKNOLOJİSİ ve İLETİŞİM Öğretim teknolojisi, öğrenmenin amaçlı ve kontrollü olduğu durumlarda öğrenmeyle ilgili sorunların analizi ve çözümünde insanları, yöntemleri,

Detaylı

Cezanın Davranışlar Üzerindeki Etkisi

Cezanın Davranışlar Üzerindeki Etkisi Cezanın Davranışlar Üzerindeki Etkisi Dr. Selim HOVARDAOĞLU A.Ü.D.T.C. Fakültesi Psikoloji Bölümü I. Giriş Ceza işlemi, bir davranışın ortadan kaldırılması için sıklıkla başvurulan bir davranış kontrolü

Detaylı

Kişinin çevresiyle etkileşimi sırasında kişide ve çevrede oluşan gözlenebilir ve ölçülebilir değişikliklere davranış denir.

Kişinin çevresiyle etkileşimi sırasında kişide ve çevrede oluşan gözlenebilir ve ölçülebilir değişikliklere davranış denir. DAVRANIŞ PROBLEMLERİ VE ÇÖZÜMLERİ Özel Eğitim Öğretmeni Seyyar KILIÇ Davranış Nedir? Kişinin çevresiyle etkileşimi sırasında kişide ve çevrede oluşan gözlenebilir ve ölçülebilir değişikliklere davranış

Detaylı

Soru-2: Buna göre Emre, Kohlberg in ahlak gelişim kuramında hangi evrede yer almaktadır?

Soru-2: Buna göre Emre, Kohlberg in ahlak gelişim kuramında hangi evrede yer almaktadır? Edimsel Koşullanma Hedef ve Kanımlar 1. Olumlu ve olumsuz pekiştireçleri ayırt eder 2. Cezanın olumsuz etkilerini kavrar 3. Skinner in ceza yerine önerdiği seçenekleri bilir 4. Pekiştirme tarifelerinin

Detaylı

PSİKOLOJİK BOZUKLUKLARIN TEDAVİSİ. PSİ154-PSİ162 Psikolojiye Giriş II

PSİKOLOJİK BOZUKLUKLARIN TEDAVİSİ. PSİ154-PSİ162 Psikolojiye Giriş II PSİKOLOJİK BOZUKLUKLARIN TEDAVİSİ Psikolojik bozukluklar nasıl iyileştirilir? Tedavi için uygun kişi kimdir? En mantıklı tedavi yaklaşımı hangisidir? Bir terapi biçimi diğerlerinden daha iyi midir? Herhangi

Detaylı

İÇİNDEKİLER. BÖLÜM 1 EĞİTİM PSİKOLOJİSİ: ÖĞRETİM İÇİN YAPILANMA Prof. Dr. Ayşen Bakioğlu - Dilek Pekince EĞİTİM ve PSİKOLOJİ... 3 İYİ ÖĞRETMEN...

İÇİNDEKİLER. BÖLÜM 1 EĞİTİM PSİKOLOJİSİ: ÖĞRETİM İÇİN YAPILANMA Prof. Dr. Ayşen Bakioğlu - Dilek Pekince EĞİTİM ve PSİKOLOJİ... 3 İYİ ÖĞRETMEN... İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 EĞİTİM PSİKOLOJİSİ: ÖĞRETİM İÇİN YAPILANMA Prof. Dr. Ayşen Bakioğlu - Dilek Pekince EĞİTİM ve PSİKOLOJİ... 3 İYİ ÖĞRETMEN... 6 Yansıtıcı Öğretmen... 8 İyi Öğretmenden Sahip Olması Beklenen

Detaylı

BİLİŞSEL AÇIDAN ÇOCUK GELİŞİMİNİN BASAMAKLARI

BİLİŞSEL AÇIDAN ÇOCUK GELİŞİMİNİN BASAMAKLARI BİLİŞSEL AÇIDAN ÇOCUK GELİŞİMİNİN BASAMAKLARI REYHAN SAĞLAM ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ ÖĞRETMENİ BILIŞ NE DEMEKTIR? Biliş; düşünme, öğrenme ve hatırlama süreçlerine denir. Bilişsel gelişim neleri kapsar?

Detaylı

225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ. Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar

225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ. Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar 225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar Bilgi Nedir? Bilme edimi, bilinen şey, bilme edimi sonunda ulaşılan şey (Akarsu, 1988). Yeterince doğrulanmış olgusal bir önermenin dile getirdiği

Detaylı

ZİHİN ENGELLİLER VE EĞİTİMİ ÖZELLİKLERİ

ZİHİN ENGELLİLER VE EĞİTİMİ ÖZELLİKLERİ ZİHİN ENGELLİLER VE EĞİTİMİ ÖZELLİKLERİ Demografik ve Sosyal Özellikler Cinsiyet: Erkeklerde kızlara göre daha sıklıkla görülmektedir. Etnik özellikler: Bazı etnik gruplara ait çocukların zihinsel yetersizlik

Detaylı

KENDİNİ GELİŞTİRME ve KENDİ KENDİNE (ÖZ) YÖNETİM

KENDİNİ GELİŞTİRME ve KENDİ KENDİNE (ÖZ) YÖNETİM KENDİNİ GELİŞTİRME ve KENDİ KENDİNE (ÖZ) YÖNETİM 1. ÖĞRENME VE KİŞİSEL ÖĞRENME GEREKLERİ Öğrenme, bir değişim aracı, ya da değişimin sonucunda varılan bir olgudur. İnsanın öğrenmesini tanımlamak zordur;

Detaylı

Orta Doğu Teknik Üniversitesi Robot Topluluğu

Orta Doğu Teknik Üniversitesi Robot Topluluğu Orta Doğu Teknik Üniversitesi Robot Topluluğu 16. Uluslararası ODTÜ Robot Günleri 2019 Arama Kurtarma Kategorisi Kuralları 1)Amaç Yarışmanın amacı, küçük robotun ortamını analiz edip bunu büyük robota

Detaylı

İSTATİSTİK I KISA ÖZET KOLAYAOF

İSTATİSTİK I KISA ÖZET KOLAYAOF DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. İSTATİSTİK I KISA ÖZET KOLAYAOF 2 Kolayaof.com

Detaylı

4.1 denklemine yakından bakalım. Tanımdan α = dω/dt olduğu bilinmektedir (ω açısal hız). O hâlde eğer cisme etki eden tork sıfır ise;

4.1 denklemine yakından bakalım. Tanımdan α = dω/dt olduğu bilinmektedir (ω açısal hız). O hâlde eğer cisme etki eden tork sıfır ise; Deney No : M3 Deneyin Adı : EYLEMSİZLİK MOMENTİ VE AÇISAL İVMELENME Deneyin Amacı : Dönme hareketinde eylemsizlik momentinin ne demek olduğunu ve nelere bağlı olduğunu deneysel olarak gözlemlemek. Teorik

Detaylı

SAYILAR VE SAYMA TEKRAR TESTİ

SAYILAR VE SAYMA TEKRAR TESTİ İŞLEM KAVRAMI SAYILAR VE SAYMA TEKRAR TESTİ SAYILAR VE SAYMA KONU ÖZETİ SAYI KAVRAMI VE SAYMA Sayı ve sayma kavramı öncesinde öğrenilmiş olması gereken alt düzey temel beceriler: Karşılaştırma Sınıflandırma

Detaylı

KPSS. Eğitim Bilimleri. ezberbozan. serisi. KPSS Ders Notları. özetlenmiş içerik pratik bilgiler kritik notlar ilgi çekici görseller

KPSS. Eğitim Bilimleri. ezberbozan. serisi. KPSS Ders Notları. özetlenmiş içerik pratik bilgiler kritik notlar ilgi çekici görseller KPSS Eğitim Bilimleri ezberbozan serisi özetlenmiş içerik pratik bilgiler kritik notlar ilgi çekici görseller EDİTÖR: Savaş Doğan KPSS DERS NTLARI ÖĞRENME PSİKLJİSİ ISBN 978-605-364-931-1 Kitap içeriğinin

Detaylı

Genel Bir Bakış. Beceriyi Küçük Parçalara Ayırmak: İlerlemek ve Sıralamak. Bölüm Sekiz. Psikolojik Stratejiler. Alıştırmanın Planlanması (Faktörler)

Genel Bir Bakış. Beceriyi Küçük Parçalara Ayırmak: İlerlemek ve Sıralamak. Bölüm Sekiz. Psikolojik Stratejiler. Alıştırmanın Planlanması (Faktörler) Genel Bir Bakış Bölüm Sekiz Alıştırmanın Planlanması (Faktörler) Beceriyi Küçük Parçalara Ayırmak: İlerlemek ve Sıralamak Bütün-Parça Alıştırması Hız-Doğruluk Takası Psikolojik Stratejiler Motivasyon ve

Detaylı

Uzaktan Eğitim. Doç.Dr. Ali Haydar ŞAR

Uzaktan Eğitim. Doç.Dr. Ali Haydar ŞAR Uzaktan Eğitim Doç.Dr. Ali Haydar ŞAR Kurucuları: Max wertheimer, Wolfgang,Köhler, Kurt Koffka ve Kurt Lewin Gestalt kuramına göre bütün,parçaların toplamından daha fazladır ve birey, bütünü parçalarına

Detaylı

Öğretim Materyallerinin Tasarımı, Hazırlanması ve Seçimi. Yrd.Doç.Dr. Gülçin TAN ŞİŞMAN

Öğretim Materyallerinin Tasarımı, Hazırlanması ve Seçimi. Yrd.Doç.Dr. Gülçin TAN ŞİŞMAN Öğretim Materyallerinin Tasarımı, Hazırlanması ve Seçimi Yrd.Doç.Dr. Gülçin TAN ŞİŞMAN Öğretim Materyali Hedefleri gerçekleştirebilmek amacıyla araçlardan faydalanarak yapılan ders içeriklerini kapsar.

Detaylı

GELİŞTİRMENİN KURAMSAL TEMELLERİ PROGRAM GELİŞTİRMENİN PSİKOLOJİK TEMELLERİ. Temel Kavramlar. Temel Kavramlar. Program Geliştirme ve Psikoloji

GELİŞTİRMENİN KURAMSAL TEMELLERİ PROGRAM GELİŞTİRMENİN PSİKOLOJİK TEMELLERİ. Temel Kavramlar. Temel Kavramlar. Program Geliştirme ve Psikoloji PROGRAM GELİŞTİRMENİN KURAMSAL TEMELLERİ PROGRAM GELİŞTİRMENİN KURAMSAL TEMELLERİ Program Geliştirmenin Tarihi Temelleri Program Geliştirmenin Felsefi Temelleri Program Geliştirmenin Psikolojik Temelleri

Detaylı

EĞİTİM PSİKOLOJİSİ KISA ÖZET KOLAYAOF

EĞİTİM PSİKOLOJİSİ KISA ÖZET KOLAYAOF EĞİTİM PSİKOLOJİSİ KISA ÖZET KOLAYAOF 2 Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 2 İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE- EĞİTİM VE PSİKOLOJİ İLİŞKİSİ: EĞİTİM PSİKOLOJİSİ.... 4 2. ÜNİTE-GELİŞİMİN TEMELLERİ........7 3. ÜNİTE-FİZİKSEL

Detaylı

3. BÜLTEN SOSYAL BECERILER VE EBEVEYNLIK BECERILERI ATÖLYESI

3. BÜLTEN SOSYAL BECERILER VE EBEVEYNLIK BECERILERI ATÖLYESI 3. BÜLTEN SOSYAL BECERILER VE EBEVEYNLIK BECERILERI ATÖLYESI Bucharest 22-23 Mayıs 2017 Romanya Bu bülten, Avrupa programı kapsamında Erasmus + KA2 Stratejik Yetişkin Eğitimi Ortaklığı çerçevesinde basılmıştır.bu

Detaylı

MIT OpenCourseWare http://ocw.mit.edu. 14.30 Ekonomide İstatistiksel Yöntemlere Giriş Bahar 2009

MIT OpenCourseWare http://ocw.mit.edu. 14.30 Ekonomide İstatistiksel Yöntemlere Giriş Bahar 2009 MIT OpenCourseWare http://ocw.mit.edu 14.30 Ekonomide İstatistiksel Yöntemlere Giriş Bahar 2009 Bu materyale atıfta bulunmak ve kullanım koşulları için http://ocw.mit.edu/terms sayfasını ziyaret ediniz.

Detaylı

30 GÜNDE EĞİTİM BİLİMLERİ

30 GÜNDE EĞİTİM BİLİMLERİ KPSS KONU LÜĞÜ 30 DE EĞİTİM BİLİMLERİ PSİKOLOJİSİ ISBN: 978-605-2329-00-9 Bu kitabın basım, yayın ve satış hakları Kısayol Yayıncılık a aittir. Anılan kuruluşun izni alınmadan yayınların tümü ya da herhangi

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF PSİKOLOJİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF PSİKOLOJİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ KASIM EKİM 017-018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF PSİKOLOJİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı 1 ÜNİTE: 1 PSİKOLOJİ BİLİMİNİ

Detaylı

OTİZM NEDİR? ABA NEDİR? NİYE ABA? 3/3/12. Kişileş0rilmiş, Kullanım alanı geniş Bilimsel araş^rma kökenli Somut verilere dayalı Görsel değerlendirme

OTİZM NEDİR? ABA NEDİR? NİYE ABA? 3/3/12. Kişileş0rilmiş, Kullanım alanı geniş Bilimsel araş^rma kökenli Somut verilere dayalı Görsel değerlendirme OTİZM NEDİR? O0zm, yaşamın ilk 3 yılında ortaya çıkan, beynin sosyal ve komünikasyon beceri alanlarında normal fonksiyonunu etkileyen yaygın bir gelişim bozukluğudur. Genel olarak zorluk çek0kleri alanlar:

Detaylı

ZİHİN ENGELLİLER VE EĞİTİMİ TANIM, SINIFLANDIRMA VE YAYGINLIK

ZİHİN ENGELLİLER VE EĞİTİMİ TANIM, SINIFLANDIRMA VE YAYGINLIK ZİHİN ENGELLİLER VE EĞİTİMİ TANIM, SINIFLANDIRMA VE YAYGINLIK Zihinsel yetersizlik için kullanılan terimler Tutumlarda ve uygulamalardaki değişiklikler, kullanılan terimleri de değiştirme çabalarına neden

Detaylı

BÜYÜME VE GELİŞMEDE DÖNEMLER

BÜYÜME VE GELİŞMEDE DÖNEMLER BÜYÜME VE GELİŞMEDE DÖNEMLER 0-2 Yaş Süt çocukluğu 2-5 Yaş Oyun çocukluğu veya okul öncesi 6-12,14 Yaş Okul çağı veya büyük çocukluk 4-5 yıl Ergenlik dönemi 23-26 Yaş Gençlik veya ergenlik sonu 2-5 YAŞ

Detaylı