ĠCRA VE ĠFLAS HUKUKUNDA BAġKASINA AĠT MADDĠ HAKLARIN DAVA EDĠLEBĠLDĠĞĠ HALLER

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ĠCRA VE ĠFLAS HUKUKUNDA BAġKASINA AĠT MADDĠ HAKLARIN DAVA EDĠLEBĠLDĠĞĠ HALLER"

Transkript

1 ĠCRA VE ĠFLAS HUKUKUNDA BAġKASINA AĠT MADDĠ HAKLARIN DAVA EDĠLEBĠLDĠĞĠ HALLER Av. Merve GÜRKAN BaĢkasına ait maddi hakların dava yahut takip yoluyla hukuki ileri sürülebilirliği konusu taraf kavramı ile sıkı irtibat halindedir. Zira öncelikle tarafın ve taraf kavramının dıģında kalan üçüncü kiģilerin kim olduklarının ortaya konulması gerekir. Maddi hakka sahip olmayan kiģilerin, bu hakkı ileri sürmede hukuki menfaatlerinin bulunmadığını veya o hakla ilgili olarak hukuki dinlenilme hakkını haiz olmadıklarını söylemek her zaman doğru olmayacaktır. ÇalıĢmamızda maddi hakka sahip olunmadığı halde, bazı hakların ileri sürülebilmesinde var olan hukuki menfaatler spesifik olarak icra ve iflas hukuku göz önünde tutularak aktarılmaya çalıģılmıģtır. Bunun için öncelikle taraf kavramları ve taraf teorilerine yer verilmiģ, sonrasında hükmün etkilerine değinilmiģtir. Konumuzla alakadar olduğu kadarıyla topluluk davalarından da bahsedilmiģ, hukukumuzda uygulaması olan topluluk davası türlerine kısaca yer verilmiģtir. I.TARAF KAVRAMI Dava iki taraf kavramı üzerine kurulmuģtur. Dava açarak mahkemeden hukuki korunma talep eden kiģiye davacı, kendisine karģı hukuki korunma talep edilen kiģiye ise davalı denir 1. Her davada davacı ve davalı olmak üzere iki taraf vardır. Bu tarafların ayrı kiģiler olması gerekir. Yani bir kimse kendisine karģı dava açamaz 2. AçılmıĢ bulunan bir davada davacı ve davalı sıfatlarının birleģmesi davanın sona erme sebeplerinden birini oluģturmaktadır 3. Davacı veya davalı tarafta birden fazla kiģi, dava arkadaģı biçiminde yer alabilir. Ancak bunlar da davacı ya da davalı rolünde olacaklardır. Çünkü iki taraf sisteminde davacı ya da davalı dıģında üçüncü bir taraf yoktur. Bu çerçevede, davaya müdahale ile ne asli, ne de fer i müdahil, bir üçüncü taraf olarak davada yer alamaz. 1 H. Yavuz ALANGOYA, M. Kamil YILDIRIM ve Nevhis DEREN YILDIRIM, Medeni Usul Hukuku Esasları, İstanbul, 2009, s. 112, Kendi adlarına, kendileri tarafından veya kendilerine karşı dava açılan ve devletin haklarını korumasını isteyen kişilere hukuk usulünde taraf denir., Kazım YENİCE, Taraf yeterliği, Adalet Dergisi, Sayı 2, 1963, s. 939, Bir kimse dava dilekçesinde bir talepte bulunmakla davacı, davacı olarak gösterilmekle ve kendisine dava dilekçesi tebliğ edilmekle de davalı olur. Hakan PEKCANITEZ, Oğuz ATALAY ve Muhammet ÖZEKES, Medeni usul Hukuku, Ankara, 2007, s Medeni Usul Hukukunda istisnai olarak kendisi ile davalı olmanın mümkün olup olmadığı tartışılmıştır. Örneğin; anonim şirket yönetim kurulunun genel kurul kararlarına karşı iptal davası açmasında durum böyledir. Burada ki görüşler; yönetim kurulu kanunun tanıdığı bir maddi hakkın sahibi olduğu, yönetim kurulunun dava takip yetkisine sahip olduğu, davacının anonim şirket olduğu yönünde birbirine muhalefet eder niteliktedir. Ayrıntılı bilgi için bknz. ALANGOYA, YILDIRIM ve DEREN YILDIRIM, s. 113, Bir tüzel kişinin şubesi, bağlı olduğu tüzel kişiye karşı veya aynı tüzel kişinin başka bir şubesine karşı dava açamaz, Baki KURU, Ramazan ARSLAN ve Ejder YILMAZ, Medeni Usul Hukuku, Ankara, 2009, s PEKCANITEZ, ATALAY ve ÖZEKES, s Nuhkuyusu Cad. 151/3 Üsküdar İSTANBUL E-posta: prizma@prizmahukuk.com

2 1.TARAF TEORİLERİ A.Maddi Anlamda Taraf Teorisi Maddi anlamda taraf kavramı on dokuzuncu yüzyılda geçerli olan ve bugün için terk edilmiģ bir kavramdır. Buna göre, dava maddi hukukun bir aynasıdır. Davadaki taraflar, maddi hukukta hak sahibi olmaları ve borçla yükümlü olmalarına göre belirlenir. Maddi hukuk iliģkisinin gerçek süjesi olmayan davacı ve davalının, davada sıfatı olmadığından davalı sıfat yokluğu itirazını esasa girilmeden öne sürebileceği kabul edilir. Bu anlayıģa göre sıfat dava Ģartlarından biridir 4. Maddi taraf kavramı baģkasına ait bir hakkı kendi adına talep eden kiģinin durumunu tanımlayamamaktadır. Eski görüģün aksine bugün taraf kavramının saf usuli bir kavram olduğu kabul edilmektedir. Zira maddi hukuk esas alınarak yapılacak olan taraf tanımı tüm durumları kapsamayacaktır 5. B.Şekli Anlamda Taraf Teorisi ġekli anlamda taraf teorisi, maddi anlamda taraf kavramının ortaya çıkardığı bir çok sakıncayı bertaraf etmiģtir. Taraf kavramı maddi hukuktan tamamen bağımsız olarak algılanmıģ, bir kiģinin taraf olabilmesi için sırf dava dilekçesinde davacı ya da davalı olarak gösterilmesi yeterli sayılmıģtır. Böylece maddi hukuk iliģkisinin gerçek süjesi olma durumunu ifade eden sıfat, taraf kavramından ayrılmıģtır 6. C.Fonksiyonel Anlamda Taraf Teorisi Bütün hukuk davaları için geçerli olan bir taraf kavramının geliģtirilmesi mümkün olmadığından ve taraf kavramının çekiģme konusuyla bir ilgisi bulunmadığından bahisle fonksiyonel taraf kavramı Ģahıs varlığına iliģkin davalar ile malvarlığına iliģkin davaları birbirinden ayırarak farklı uygulamalara tabi tutulması gerektiğini söylemektedir. Buna göre malvarlığına iliģkin bir davada, iki Ģahıs değil iki ihtilaflı mal varlığı mevcuttur ve bu dava malvarlığının idaresine iliģkin bir eylem olduğundan, bu davanın tarafı ihtilaflı malı idare yetkisini haiz olan Ģahıstır. Ancak bu anlayıģ, malvarlığı üzerinde hiçbir etkisi olmayan kiģinin o davayı taraf olarak yürütebilmesini açıklayamamaktadır. Diğer taraftan malvarlığını idare eden kiģi, davayı kendi adına taraf olarak değil, fakat hak sahibinin temsilcisi olarak da takip edebilir. Bu teoriye göre verilen hüküm idare yetkisini haiz kiģilerin dıģında hiç kimseyi etkilememektedir. Fonksiyonel taraf kavramı, tüm bu eksiklikleri nedeniyle eleģtirilere uğramıģtır 7. Taraf kavramı açısından önemli olan zaman dilimi, davanın açılması anı olduğunu göz önünde tutarsak, maddi anlamda hak sahibinin kim olduğunun tespiti davanın sonunda ortaya çıktığından, bugün artık Ģekli anlamda taraf teorisinin gereken taraf kavramını karģıladığını kabul etmek gerekecektir. 4 Gülcan SUNAR, Şekli Anlamda Taraf Kavramını Kabul Etmenin İcra ve İflas Hukukunda Doğurduğu Sonuçlar, Prof. Dr. Ergun Önen e Armağan, İstanbul, 2003, s ALANGOYA, YILDIRIM ve DEREN YILDIRIM, s Nevhis DEREN YILDIRIM, Türk İsviçre ve Alman Medeni Usul Hukukunda Kesin Hükmün Sübjektif Sınırları, İstanbul, 1994, s SUNAR, s. 334.

3 2.DAVADA TARAFLAR A.Taraf Ehliyeti Taraf ehliyeti, davada taraf olabilme ve usuli hukuki iliģkinin süjesi olabilme ehliyetidir 8. Taraf ehliyeti medeni hukuktaki hak ehliyetinin usul hukukunda ki karģılığıdır. Buna göre tüm gerçek ve tüzel kiģiler taraf ehliyetine sahiptir 9. Genel kabul edilen görüģe göre taraf ehliyeti dava Ģartı 10 olarak nitelendirilmekte olduğundan, taraf ehliyetinden yoksunluk, davanın her safhasında hakim tarafından resen dikkate alınır. Taraf ehliyetinin yokluğunun müeyyidesi ne olacağı sorusuna taraf teorilerine göre farklı cevaplar vermek gerekecektir. Maddi anlamda taraf teorisine göre taraf ehliyeti gerçek bir dava Ģartı olduğundan tüm muhakemenin batıl sayılması gerekir. ġekli anlamda taraf teorisine göre ise; davacı ve davalı sıfatları korunarak, dava usule iliģkin bir hükümle sona ermekte, ancak esasa iliģkin bir karar verilmemektedir 11. Taraf tüm yargılama boyunca taraf ehliyetine sahip değilse, bu durumda taraf ehliyetinin olmayıģı sebebiyle dava reddedilmeli ve verilen hüküm bozulmalıdır 12. Buna karģılık taraf ehliyeti davanın baģında mevcut iken daha sonradan ortadan kalkmıģ ise dava hemen reddedilmez. Hakimin diğer tarafa, tarafın mirasçılarına karģı davaya devam edebilmeleri için süre vermesi gerekir. Süresi içinde davaya devam edilmezse dava taraf ehliyetinin sona ermesi sebebiyle reddedilir. Bu hal dava konusunun mirasçıları da ilgilendirdiği durumlarda söz konusu olur. Eğer dava konusu sadece öleni ilgilendiriyorsa, yani dava mirasçılara geçmeyen haklara iliģkinse, bu takdirde taraf ehliyetinin bulunmaması sebebiyle dava sona erer. Taraf ehliyetinin eksikliğine rağmen verilen hükümler, kanun yollarına baģvurularak iptal edilebilir. Ancak hükmün kesinleģmesi halinde olağanüstü kanun yolu bulunmadığından bu hüküm, hüküm olarak mevcut kabul edilmekle birlikte muhatabı olmayan etkisi bir hüküm niteliğinde olacaktır 13. B.Dava Ehliyeti KiĢinin bizzat veya kendisinin belirlediği temsilci aracılığıyla dava takip edebilmesi ya da usul iģlemlerini yapabilmesi olarak tanımlanabilir. Dava ehliyeti medeni hukuktaki fiil ehliyetinin usul hukukunda ki görünümüdür. Buna göre temyiz kudretini haiz ve reģit olan kimseler dava ehliyetine sahip sayılacaktır. Sınırlı fiil ehliyetine sahip kiģiler dava ehliyetlerini ancak kanuni temsilcileri aracılığıyla kullanabilirler. 8 PEKCANITEZ, ATALAY ve ÖZEKES, s Ancak bazen hak ehliyetine sahip olunmadan da taraf ehliyetine sahip olunabilir. Örneğin bakanlıkların hak ehliyeti yoktur; ancak devlet tüzel kişiliğinin bir organı olarak kabul edildiklerinden taraf ehliyetlerinin olduğu kabul edilmektedir., İsmail ERCAN, Medeni Usul Hukuku, İstanbul, 2011, s Bir davada tarafların taraf ehliyetine sahip olmaları dava şartındandır. Bu nedenle, davanın taraflardan birinin taraf ehliyetine sahip olmadığı mahkemece kendiliğinden gözetilir ve dava esasa girilmeden reddedilir. YHGK 2005/3-742 E. 2005/742 K T; YGHK 2010/1-252 E. 2010/337 K T.; YHGK 2002/3-163 E. 2002/308 K T, 11 DEREN YILDIRIM, s dava tarihinden önce öldüğü anlaşılan davalı Ş. Ç. hakkında açılan davanın reddi gerekirken, işin esasına girilip kabulü yönünde hüküm kurulması isabetsizdir. Y 1.HD 2002/1717 E. 2002/3002 K T, 13 PEKCANITEZ, ATALAY ve ÖZEKES, s. 199.

4 Dava ehliyeti dava Ģartı olduğundan, hakim tarafından dava ehliyetinin yokluğu resen nazara alınabileceği gibi, taraflarca da davanın her safhasında ileri sürülebilecektir 14. C.Dava Takip Yetkisi ve Dava Yetkinliği Dava takip yetkisi, davada taraf olan kiģinin o davayı kendi adına yürütebilme ve kendi adına esas hakkında hüküm alabilme yetkisidir 15. Bu yetki özel hukuktaki tasarruf ehliyetinin medeni usul hukukunda ki görünümüdür. Dava takip yetkisi, hakkın kendisine değil ve fakat hakkın sahibi olduğu iddiasına dayanmaktadır. Bu nedenle dava takip yetkisi sıfattan farklıdır. Dava yetkinliği kurumunda dava takip yetkisi hak sahibine değil üçüncü bir Ģahsa tanınmakta, üçüncü Ģahıs kendisine yabancı bir hak veya iliģki için taraf olarak kendi adına davayı yürütmekte, davada verilen hüküm hak sahibine de sirayet etmektedir. Dava yetkinliği ile temsil birbirinden farklı kavramlardır. Temsilin söz konusu olduğu hallerde, temsil olunan kiģi dava ehliyetinden yoksun olduğundan kendisine dava ehliyetine sahip olan bir kiģi temsilci olarak tayin edilir. Temsilcinin dava takip yetkisine ya da maddi anlamda bir hakka sahip olması aranmaz. Dava yetkinliğinde ise hak sahibi kiģi dava ehliyetine sahiptir ancak belirli davalarda dava takip yetkisinden yoksundur. Bu nedenle davayı kendi adına yürüten dava takip yetkininin dava takip yetkisine sahip olması Ģarttır. Dava takip yetkisinin iradi olarak devredilip edilemeyeceği doktrinde tartıģmalıdır. Bunun için hak sahibinin üçüncü kiģiye yetki vermesi, dava yetkininin de yabancı bir hakkı kendi adına ileri sürmek konusunda korunmaya değer bir menfaatinin olması ve dava takip yetkisinin devredilebilir olması gerekir. Türk hukukunda bu durum sendika hukukunda karģımıza çıkmaktadır. Sendikalar Kanunu m 32/3 hükmünde yer alan üyelerin nakliye, neģir veya adi Ģirket mukaveleleri ile hizmet akdinden doğan haklar ve sigorta haklarına iliģkin davalar bakımından iradi bir dava yetkisinin devri olduğu kabul edilmektedir. Madde metninde her ne kadar temsil kelimesi kullanılmıģsa da burada iradi dava yetkinliği söz konusudur. Zira hakka yabancı bir Ģahsın kendi adına dava açabilmesi, iģçinin sendikaya yazılı bir talimat vererek dava takip yetkisini devri ile mümkündür. Dava yetkinliği bazen kanundan doğar. Bu gibi durumlarda kanun koyucu hakka yabancı bir kiģiye dava takip yetkisi tanımıģtır. Bu iki Ģekilde olur; kanun koyucu ya bazı kiģileri görevinden dolayı taraf olarak kabul etmiģtir, (vasiyeti tenfiz memuru, tereke resmi tasfiye memuru, iflas idaresi) ya da hak sahibi olmayan üçüncü kiģiye dava takip yetkisini vermiģtir. (ĠĠK m. 120 ve 245, MK m. 693) 16 Dava takip yetkisi yasada belirtilen istisnalar dıģında maddi hukuktaki tasarruf yetkisine göre belirlenir. Yasada belirtilen istisnai durumlara; borçlunun henüz tapuya tescil ettirmediği bir taģınmazın borçlu adına tescil ettirmek için alacaklının icra dairesinden dava açmak yetkisini istemesi, iflas masasına karģı açılacak davalarda veya iflas masasının açacağı davalarda iflas idaresi tarafından temsil edilmesi örnek gösterilebilir (ĠĠK m. 94/2) 17. Burada aslında borçlunun normal olarak dava ehliyeti mevcuttur. Fakat 14 Y. 13. HD. 2009/13324 E. 2010/3523 K T, 15 ALANGOYA, YILDIRIM ve DEREN YILDIRIM, s. 117; Somut usuli talebe ilişkin davayı taraf olarak yürütebilme ehliyetidir. DEREN YILDIRIM, s SUNAR, s PEKCANITEZ, ATALAY ve ÖZEKES, s. 201.

5 alacaklı, borçlunun alacağını tahsil için icra dairesinden davayı takip yetkisini alarak, borçlu adına davayı takip eder. Bu durumda borçlunun ne dava ne de taraf ehliyeti kaldırılmamıģ olup, yalnızca alacaklıya borçlunun alacağını tahsil için bir yetki verilmiģtir. Borçlunun üçüncü bir kiģide ki alacağını haczettiren alacaklı, bu alacağı tahsil için dava açabilir. Ġcra dairesinin alacaklıya verdiği belge ile alacaklı davayı takip edebilecektir (ĠĠK m. 120). Benzer durum iflasta da söz konusudur. Müflisin dava ehliyeti ve taraf ehliyeti mevcut olup iflas masasına giren mal ve haklar bakımından takip yetkisi iflas idaresi tarafından kullanılacaktır 18. Yargıtay içtihatlarının da bazı hallerde hak sahibi olmayan kiģilere dava takip yetkisi verdiği görülmektedir. Aleyhine geçit hakkı istenen ve tapuda kayıtlı olması halinde, lehine geçit hakkı tesis edilecek gayrimenkul sahibinin, komģu arazinin tapuya kaydı için dava açabilmesini kabul edilmiģtir; müģterek malikin, diğer müģterek malikin onun adına tapuya kaydı için dava açabileceği de kabul edilmiģtir 19. Dava takip yetkisinin hak sahibinden baģkasına ait olduğu hallerde bu kiģinin yürüttüğü davada ortaya çıkan kesin hükmün etkisine gelince; eğer kanun dava takip yetkisini münhasıran üçüncü kiģiye tanımıģsa, burada kesin hükmün hak sahibini de bağlayacağı kabul edilmek gerekir. Buna karģılık, hak sahibinin de dava takip yetkisine sahip olduğu hallerde, sadece dava takip yetkisine sahip olanın alacağı hükmün hak sahibine menfi bir etki yapmayacağı kabul edilmelidir. Kanun koyucunun dava yetkinliğini bir çok halde hak sahibinin değil, üçüncü kiģilerin menfaatlerini korumak amacı ile kabul ettiği görülür. Bu yüzden dava yetkinliği hallerinde, kanun koyucu aksini öngörmedikçe, kesin hükmün hak sahibine sirayetini herhangi bir koģul aranmaksızın kabul etmek yerinde olacaktır 20. D.Sıfat Dava konusu sübjektif hak ile taraflar arasındaki iliģki olarak tanımlanabilen sıfat kavramı, maddi hukuka iliģkin olup, dava Ģartı değil bir itirazdır. Bir kimsenin hak sahibi veya borçlu olduğu davanın esasına girildikten sonra tespit edilebilecektir. Mahkeme davanın sıfat yoksunluğu nedeniyle reddine karar verirse bu karar davanın esasına iliģkin bir karar olup, o davada taraf olarak gösterilmiģ kiģiler bakımından kesin hüküm teģkil eder. Dava konusu hak ve gerçekten taraf sıfatına sahip fakat o davada taraf olarak gösterilmemiģ kiģi bakımından ise kesin hüküm teģkil etmez 21. E.Tarafların Değişmesi Davanın taraflarında değiģiklik ya iradi olarak tarafların anlaģması ile ya da kanunen olabilir. Kanun gereği taraf değiģikliği dava açıldıktan sonra taraflardan birinin ölmesi üzerine ortaya çıkabilir. Davanın tarafı tüzel kiģi ise, tüzel kiģiliğin sona ermesi de taraf değiģikliğini gerektirebilir. Çünkü bu durumda tüzel kiģinin halefi olan onun yerine taraf olur. Davanın temliki de iradi taraf değiģikliği olarak karģımıza çıkar. Bu durumda diğer taraf davanın temlik edene karģı tazminat davasında çevrilmesini dilerse temlik alana karģı devam edilmesini isteyebilir. 18 ERCAN, s ALANGOYA, YILDIRIM ve DEREN YILDIRIM, s DEREN YILDIRIM, s KURU, ARSLAN ve YILMAZ, s. 254.

6 3.İCRA VE İFLAS HUKUKUNDA TARAFLAR A. Genel Olarak Burada sadece davada taraf kavramlarından farklılık arz eden noktalar üzerinde durulacaktır. Ġcra ve iflas takibinin tarafları alacaklı ve borçludur. Daha doğrusu alacaklı olduğunu bildirerek icra takibi yapan kimse ile onun takip talebinde borçlu olarak gösterdiği kimsedir. Ġcra takibinin çeģitli safhalarında, bazen üçüncü kiģilerin menfaati gündeme gelebilir. Bunlar takip konusu alacak için rehin vermiģ olan veya rızaları dıģında mal ve hakları icra takibine dahil edilen kimselerdir. Kanun, bu kimselere haklarını koruma imkanı verdiğinden takipte aktif rol oynayabilirler. Ancak bu üçüncü kiģiler icra takibi ve takibin sonucu ile doğrudan ilgili bulunmadıklarından, bunları icra takibinin tarafı saymak imkansızdır 22. Taraf ehliyeti davadaki taraf ehliyeti gibi medeni hukukunun hak ehliyeti kavramını karģılamaktadır. Takip ehliyeti ise, dava ehliyetinin ve medeni hukuktaki fiil ehliyetinin takip hukukundaki büründüğü Ģeklidir. Bazı durumlarda taraf ehliyeti ve takip ehliyeti bulunmakla birlikte tarafın takip iģlemi ehliyeti olmayabilir. Örneğin iflas kararı verilen müflisin taraf ehliyeti ve takip ehliyeti olmakla birlikte, taraf takip iģlemi yapma ehliyeti sınırlanmıģtır 23. B.Takip Arkadaşlığı Medeni usul hukukunda olduğu gibi icra hukukunda da alacaklı ve borçlu tarafta birden fazla kimsenin bulunması yani takip arkadaģlığı mümkündür. Ancak takip arkadaģlığı dava arkadaģlığına nazaran daha sınırlı hallerde söz konusu olmaktadır. Birden fazla alacaklının aynı sebepten doğmuģ olsa bile, müstakil alacaklarından dolayı, aynı borçluya karģı birlikte takip yapabilmeleri imkanı ĠĠK da düzenlenmemiģtir 24. Buna karģılık maddi hukuka göre alacaklılar arasında takip arkadaģlığının mevcut olduğu mecburi (miras ortaklığı) ve ihtiyari (müteselsil alacaklılar) haller bulunmaktadır. Aynı hal borçlular arasında takip arkadaģlığında da mevcuttur 25. II.MENFAAT KAVRAMI ve HUKUKİ DİNLENİLME HAKKI 1. MENFAAT KAVRAMI Dava konusuna iliģkin dava Ģartlarından biri de hukuki yarar (menfaat) kavramıdır. Baki KURU, buna; hukuki korunma ihtiyacı demektedir 26. HUMK da hukuki yararın dava Ģartı olduğu düzenlenmemiģ olsa da Yargıtay tarafından açıkça dava Ģartı olarak kabul edilmekteydi. HMK nın dava Ģartlarının 22 KURU, ARSLAN ve YILMAZ, s Hakan PEKCANITEZ, Oğuz ATALAY, Meral Sungurtekin ÖZKAN ve Muhammet ÖZEKES, İcra ve İflas Hukuku, Ankara, 2005, s İhtiyari dava arkadaşlığının nedeni usul ekonomisidir. Halbuki borçlunun her alacaklıya karşı ayrı bir itirazı olabilir. Bu itirazların her biri ayrı sebeplere göre incelenip sonuca bağlanacağından takiplerin birlikte yürütülmesinin yani takip ekonomisinin bir anlamı yoktur. PEKCANITEZ, ATALAY, ÖZKAN ve ÖZEKES, s İhtiyari takip arkadaşı olan müşterek borçlular birlikte hareket etmek zorunda değildir. Cebri icra her münferit hak süjesinin malvarlığında gerçekleşir. 26 KURU, ARSLAN ve YILMAZ, s. 280.

7 düzenlendiği 114. maddesinin 1-h bendinde davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması gerektiği açıkça düzenlenmiģtir 27. Menfaatin mevcut sayılabilmesi için bazı Ģartlar göz önünde bulundurulmaktadır. Öncelikle her dava davacının gerçekten ihtiyacı olan ve yargılama sonunda verilecek esasa iliģkin hükümle karģılanacak bir hukuki himayenin elde edilmesi için açılmalıdır 28. BaĢvurulan davanın bu amaca hizmet ediyor olması ve hukuki himayenin sadece bu yolla sağlanabiliyor olması gerekir. Son olarak, menfaat aktüel olmalıdır. Dava açıldığı andan daha sonra açılırsa davacının aleyhine bir durum ortaya çıkabilecek hallerde menfaat aktüeldir 29. Kural olarak bir davanın kabule Ģayan olabilmesi için davacının davada doğrudan ve kiģisel bir menfaatinin bulunması gereklidir. Bir hakkın gerçekleģtirilmesi ya da korunması için kanun tarafından hakkın sahibi dıģında bir baģkasına dava açabilme imkanının tanındığı durumlarda bu kural bir sorun oluģturur. Çünkü bu halde söz konusu kural davanın doğrudan ve kiģisel menfaat sahibi olmayan bir kiģi ya da organ tarafından açılması nedeniyle kabule Ģayan olmadığından reddedilmesi gerekir. Bununla birlikte dava takip yetkisi kavramı sayesinde, uyuģmazlık konusuyla doğrudan doğruya ilgisi bulunmayan ve bu nedenle dava açmakta doğrudan ve kiģisel menfaati bulunmayan bir kiģinin taraf olarak göründüğü bir davanın esastan görülmesi ve hükme bağlanması mümkün olmaktadır 30. Doğrudan ve kiģisel menfaatin istisnası olarak karģımıza çıkan topluluk davalarında menfaat kavramı ise farklılık göstermektedir. Bu konuyu topluluk davalarının incelendiği bölümde ele alacağımızdan burada bahsetmiyoruz. 2.ÜÇÜNCÜ KİŞİLERİN HUKUKİ DİNLENİLME HAKKI Hak arama hürriyetinin herekse tanınmıģ olduğundan yola çıkılarak, mahkemede dinlenilme hakkının sadece davanın taraflarına değil hükümden etkilenecek olan üçüncü kiģilere de tanındığını söyleyebiliriz. Bu kapsamda bakıldığında, üçüncü kiģilere bu olanağı sağlamak mahkemeler için Anayasal bir görevdir. Kesin hükmün sadece tarafları etkilediği hallerde üçüncü kiģilerin dinlenilme hakkından bahsedilmemekte, ancak kesin hükmün taraflar dıģında kalan kiģilere sirayet ettiği durumlar ile kesin hükmün herkese karģı etkili olduğu hallerde ve inģai tesirde sorunun önemi artmaktadır 31. Üçüncü kiģilere dinlenilme hakkının tanınması davanın taraflarının menfaatlerini olumsuz yönde etkileyebilir. Davaya kendi hakkını korumak için dahil olup dinlenilme hakkını kullanan üçüncü kiģinin yaptığı usul iģlemleri tarafların yaptığı iģlemlerle çeliģebilir, davayı uzatabilir ve tarafların davayı istedikleri gibi sevk etme yetkilerini sınırlayabilir. Bu sebeple dava taraflarının hak arama hürriyetleri ve bu temel özgürlüğün içerdiği etkili ve hızlı bir yargılama usulünden faydalanma hakkı, üçüncü kiģilerin dinlenilme hakkından elde edecekleri menfaatten üstün tutulmalıdır 32. Üçüncü kiģilerin dinlenilme hakkına sahip olması gereken halleri Ģu Ģekilde belirtebiliriz; 27 ERCAN, s Başka davada delil oluşturmak için açılan davada menfaat bulunmadığı hakkında bknz. 13.HD 2005/4935 E. 2005/10214 K T ALANGOYA, YILDIRIM, DEREN YILDIRIM, s Emel HANAĞASI, Davada Menfaat, Ankara, 2009, s DEREN YILDIRIM, s Ali Cem BUDAK, Medeni Usul Hukukunda Üçüncü Kişilerin Haklarının Korunması, İstanbul, 2000, s. 31.

8 Yenilik doğuran hükmün üçüncü kiģilerin hukuki durumunu etkilediği hallerde üçüncü kiģiye dinlenilme hakkı tanınabilmesi için; yenilik doğuran davanın taraflarının dava konusu üzerinde serbestçe tasarruf edebilme hakkına sahip olmamaları gerekmektedir. Tespit hükmünün üçüncü bir kiģinin hukuki durumunu etkilediği haller çok istisnai olmakla birlikte, bu hallerde kiģiye dinlenilme hakkı tanınmalıdır. Bu hale marka hukukundan örnek verebiliriz: Tescili talep edilen bir markanın daha önce tescil edilmiģ olması sebebiyle talep reddedilir ve bu red talep sahibi tarafından haksız görülerek TPE aleyhine Asliye Ticaret Mahkemesi nde dava açılırsa, daha önce tescil edilmiģ olan markanın sahibine de dinlenilme hakkı tanınmalıdır. Çünkü bu dava sonucunda verilecek hüküm bu kiģinin marka hakkını doğrudan etkileyecektir. Dava takip yetkisinin taraf sıfatı bulunmayan üçüncü kiģiye tanındığı hallerde, davayı bizzat takip edemediği halde taraf sıfatını haiz olan ve mahkemenin vereceği hükümden doğrudan doğruya etkilenecek olan kiģiye de dinlenilme hakkı tanınması gerekir. Bunlar: Tüm bunların yanında üçüncü kiģiye dinlenilme hakkı tanınmaması gereken haller de mevcuttur. Üçüncü kiģinin menfaati hukuken korunan bir menfaat olmayıp sadece iktisadi bir menfaat ya da manevi bir yarar olduğu durumlarda üçüncü kiģi bakımından dinlenilme hakkı gündeme gelmemelidir. Zira hak arama hürriyetinden söz edebilmek için, öncelikle hukuken korunan bir menfaatin bulunması gerekir 33. Üçüncü kiģi olarak dinlenilme hakkına sahip olabilmek için güncel bir menfaatin bulunması gerektiği açıktır. Bu sebeple, üçüncü kiģinin iktisap edilmiģ olmayan beklenen hakları bakımından dinlenilme hakkı mevcut değildir. Son olarak yinelemek gerekirse, tarafların dava konusu üzerinde serbestçe tasarruf etme hakkına sahip oldukları davalar bakımından, üçüncü kiģiler hükümden etkilenecek olsalar bile, üçüncü kiģilerin hukuki dinlenilme hakkı olmadığı kabul edilmelidir. III.HÜKMÜN ETKİLERİ Bir davanın esasa iliģkin nihai karar ile sona ermesi, maddi hukuk ve usul hukuku bakımından bir dizi sonuçlar doğurur. Bunlara kısaca hükmün etkileri diyecek olursak; unsur etkisi, inģai etki, icra kabiliyeti ve fer i müdahale etkisi bu kapsamda değerlendirilmesi gereken hukuki sonuçlar olarak karģımıza çıkmaktadır. Hükmün etkileri kural olarak davanın tarafları üzerinde doğmakla birlikte, istisnai olarak hükmün üçüncü kiģileri etkilediği haller de bulunmaktadır. Kesin hükmün, davanın taraflarının külli ve cüzi haleflerine etkili olduğu genel olarak kabul edilir. Hükmün etkilerinin hangi hallerde davanın tarafları dıģındaki kiģileri kapsadığı sorunu çok geniģ bir incelemeyi gerektirmekle birlikte, biz burada taraf kavramı, hukuki dinlenilme hakkı ve menfaat teorisi çerçevesinde konunun icra iflas hukukunda ki boyutuna ağırlık vermeye çalıģacağız. Kesin hükmün etkisinin üçüncü kiģileri kapsaması bazen kanundan ötürü olarak ortaya çıkabilir. Davayı takip yetkisinin, bir kanun hükmü ile, taraf sıfatını haiz olan kiģi dıģındaki bir kiģiye verildiği 33 Bu hale örnek olarak; ana ile baba arasındaki ortak hayatın devamında çocuğun maddi ve manevi menfaati bulunmasına rağmen, çocuğun ana ile babası arasındaki boşanma davasında dinlenilme hakkının olmaması gösterilebilir.

9 hallerde, bu üçüncü kiģinin takip ettiği dava sonunda verilen hüküm, davayı bizzat takip etmeyen fakat taraf sıfatını haiz olan kiģi için kesin hüküm teģkil eder. Örneğin; ĠĠK m. 94/2 ye göre; borçlunun kanunen istisnaen tanıdığı olanaklardan birinden yararlanmak suretiyle, mülkiyet hakkını veya sair bir hakkı sicil dıģı iktisap etmesi, fakat tapuda açıklayıcı tescili yaptırmaması durumunda, bu hakları haczettirmiģ olan alacaklının, icra dairesinden aldığı davayı takip yetkisine dayanarak açtığı davada verilen hüküm, takip borçlusu için kesin hüküm teģkil eder UNSUR ETKİSİ Mahkemenin bir dava hakkında hüküm vermesi bazı hallerde kanun veya sözleģme gereği, verilen hükmün içeriği ile ilgili olmayan bazı hukuki sonuçlar doğurur. Örneğin bir alacak davasının kabulüne karar verilince zamanaģımının kesilmesi gibi. Bir hükmün verilmesine usul hukuku alanında da bazı özel sonuçlar bağlanmıģ olabilir. Örneğin hükmün tefhim ya da tebliğ edilmesiyle temyiz süresinin iģlemeye baģlaması gibi 35. Dolayısıyla unsur etkisine kısaca hükmün tesadüfen ortaya çıkan tesirleri demek yanlıģ olmayacaktır 36. Unsur etkisinin üçüncü kiģiler hakkında söz konusu olmasının fer i müdahale için sebep olduğu görüģü savunulmaktadır İNŞAİ ETKİ Yenilik doğuran hükümler davanın tarafları yanında üçüncü kiģilerin hukuki durumu da etkileyebilir. Doktrinde, bazen yenilik doğuran kararların kesin hüküm etkisinin herkese Ģamil olduğu ifade edilmiģ ise de, burada söz konusu olan yenilik doğuran hükümlerin ortaya çıkardığı inģai etkinin, davanın tarafları bakımından geçerli olduğu gibi, üçüncü kiģiler bakımında da geçerli olmasıdır. Yoksa yenilik doğuran hükümlerin maddi anlamda kesin hüküm teģkil etmesi söz konusu değildir. Yenilik doğuran etkinin mutlak olması eģyanın tabiatı gereğidir. Yeni hukuki durum ister dava dıģında meydana getirilmiģ olsun, ister yenilik doğuran bir davada meydana gelsin, herkes bakımından mevcuttur. Örneğin; evlilik birliği sadece eģler bakımından ortadan kalkmıģ, fakat üçüncü kiģiler bakımından mevcut sayılamaz 38. Dolayısıyla üçüncü kiģilerin kesin hükümden etkilenmemeleri ve kesin hükmün taraflar ile sınırlı olması, onların yenilik doğuran hükmün etkisine maruz kalmalarını önlemeyecektir 39. Bazen, üçüncü bir kiģinin hukuki bir durumu yenilik doğuran karar ile doğrudan doğruya etkilenir. Örneğin iflas kararı, yenilik doğuran bir karardır. Ġflasın açılmasının gerek maddi hukuk alanında, gerekse usul hukuku alanında meydana getirdiği sonuçlar iflas davasının tarafları dıģında kalan kiģilerin hukuki durumunu da etkiler BUDAK, s BUDAK, s DEREN YILDIRIM, s DEREN YILDIRIM, s BUDAK, s DEREN YILDIRIM, s BUDAK, s. 23.

10 3.İCRA KABİLİYETİ Davacının hükümde yer alan edimi devlet organları aracılığıyla davalıdan talep etmesini sağlayan etkiye icra kabiliyeti denir. Kanun koyucunun hükmün üçüncü kiģi aleyhinde icra edilmesini düzenlediği hallerde, kural olarak o kiģiye kesin hükmün sirayet ettiğini de kabul etmek yerinde olacaktır. Hükmün üçüncü kiģilere karģı icra edilebilirliği ya üçüncü kiģinin davanın taraflarından biri ile olan halefiyet iliģkisinden ya da özel kanun hükümlerinden kaynaklanır. Örneğin TTK m. 58/son da haksız rekabetin önlenmesi ve haksız rekabet teģkil eden fiillerin sonuçlarının ortadan kaldırılması talebiyle açılan davada verilen hüküm, haksız rekabet fiilin iģleyen davalı aleyhine icra edilebildiği gibi, haksız rekabete mevzu olan malları, doğrudan doğruya veya dolayısıyla ondan elde etmiģ olan Ģahıslar aleyhine de icra edilebilir FER İ MÜDAHALE ETKİSİ Tarafa karģı verilen hükmün, müdahil için bir kesin hüküm teģkil etmesi söz konusu değildir. Feri müdahale etkisi, asıl tarafın davayı kaybetmesi halinde feri müdahilin taraflar arasında kesinleģen bu hükmü kendisine karģı açılabilecek davada tartıģabilmesinin kısıtlanması olarak tanımlanabilir 42. Bunun sebebinin kesin hüküm etkisiyle açıklanıp açıklanamayacağı konusunda doktrinde tartıģma bulunmakla beraber, feri müdahale etkisinin kesin hükmün sirayetinden farklı bir etki olduğunu kabul etmek gerekir 43. IV.İCRA VE İFLAS HUKUKUNDA DAVA TAKİP YETKİSİNİN ALACAKLILARA DEVRİ 1.HACZEDİLEN ALACAKLARIN PARAYA ÇEVRİLMESİ (İİK M. 120) Alacaklı üçüncü Ģahsın haciz ihbarnamesine itirazı halinde isterse ĠĠK m. 89/4 de öngörülen hukuki yola baģvurur, isterse ĠĠK m. 120 nin sağladığı imkandan yararlanır. Ancak uygulamada, 89. maddenin öngördüğü usulün daha etkili ve hızlı olduğu göz önünde tutularak, 120. maddenin uygulamasına neredeyse hiç rastlanmamaktadır. ĠĠK m. 120 de haczedilen alacakların ödeme için devri (f.1) ve tahsil için devri (f.2) olmak üzere iki usul öngörülmüģtür. Takip alacaklısı borcun hiç ya da vadesinde ödenmemesi riskini üzerine alacağından, ĠĠK m. 120/1 daha ziyade çekiģmesiz alacaklarda uygulanmalıdır. Buna karģılık alacak çekiģmeli ise, alacaklının 2. fıkraya baģvurması daha yerinde olur 44. Bu usullere baģvurabilmek için haciz koyduran tüm alacaklıların muvafakati aranır BUDAK, s. 20; Aynı şekilde İİK m. 29/1 de ki hüküm de aynı mahiyetteki gayrimenkul davaları sonucunun tapuya verilen şerhten sonra o gayrimenkulde hak kazanan şahıslar aleyhinde icra kabiliyetinin sirayeti hali düzenlenmiştir: DEREN YILDIRIM, s ALANGOYA, YILDIRIM, DEREN YILDIRIM, s. 157; KURU, ARSLAN ve YILMAZ, s DEREN YILDIRIM, s Murat YAVAŞ, Borçlunun üçüncü Şahıslardaki Mal, Hak ve Alacaklarının Haczi (İİK m. 89), İstanbul, 2005, s. 199; KURU, ARSLAN ve YILMAZ, s. 318; PEKCANITEZ, ATALAY, ÖZKAN ve ÖZEKES, s Geçici haciz sahibi alacaklının da muvafakati aranır ancak bu kişi satış isteme yetkisini kesin haciz olmadan haiz olmayacağından, alacağın kendisine devrini isteyemez: YAVAŞ, s. 197; Haciz koyduran alacaklı bir kişi ise, kimsenin muvafakati aranmaksızın icra dairesi alacağı devreder. Hacze iştira edenlerden biri de üçüncü şahıs ise İİK m. 120/1 in uygulanabilmesi için onun muvafakati aranmaz: YAVAŞ, s. 196; KURU, ARSLAN ve YILMAZ, s. 317.

11 A.Haczedilen alacağın ödeme yerine geçmek üzere devri (İİK m. 120/1) Talep eden alacaklıya mahcuz alacağın icra dairesi tarafından devri muamelesi neticesinde takip konusu alacak, devre konu teģkil etmiģ olan alacak ölçüsünde sona erer. Bu Ģekilde alacağı devralmıģ olan alacaklı, alacağı oranında takip borçlusunun haklarına halef olur 46. Burada eski alacaklı olan takip borçlusunun, yeni alacaklı olan takip alacaklısına karģı alacağın ödenememesinden bahisle sorumluluğu bulunmamaktadır. Takip alacaklısı, alacağı devralmak suretiyle ödenmeme risklerini de üzerine almıģ olacaktır. Devredilen alacak gerçekte var olmayan bir alacaksa, burada doktrinde tartıģma olmakla birlikte kabul edilmesi gereken, temliğin hükümsüz sayılması ve alacaklının alacağı oranında takip borçlusuna karģı takibe devam edebilmesidir 47. B.Haczedilen alacağın tahsil için devri (İİK m. 120/2) ĠĠK m. 120/2 ye göre; hacze iģtirak etmiģ olan alacaklıların hepsi veya içlerinden biri, üçüncü kiģideki alacağın tahsilini veya borçlunun üçüncü kiģiye karģı sahip olduğu dava hakkının kullanılmasını üzerlerine alabilirler. Alacağı takip yetkisini devralan alacaklı, masraf kendisine ait olmak ve fakat haklarına halel gelmemek Ģartıyla alacağı takip etme imkânı kazanır 48. ĠĠK m. 120/2, dava takip yetkisinin kanunen devrini düzenlemektedir. Burada sıfat sahibi olmayan kimseye dava takip yetkisinin kanunen devri, yani kanuni dava yetkinliği düzenlenmiģtir. Haczedilen alacağa iliģkin dava takip yetkisi kendisine devredilen alacaklı, üçüncü kiģiye karģı açtığı davada taraftır, davayı kendi adına yürütmektedir. Dava takip yetkisi kendisine devredilen alacaklı borçlunun kanuni temsilcisi durumunda değildir. Dava masraflarını borçlunun değil bizzat alacaklının üstelenmesi de bu görüģü desteklemektedir 49. Alacaklı haczedilen alacağın takip yetkisinin kendisine devrini icra dairesinden ister. Ġcra dairesi alacağı takip yetkisini devralan alacaklıya, alacağın tahsili ile ilgili bütün muameleleri yapmaya yetkili olduğunu gösteren bir belge verir. Alacaklı bu yetki belgesine dayanarak üçüncü kiģiye karģı takip veya dava yoluna baģvurabilir. ĠĠK m. 120/2 sadece para alacakları için uygulanır 50. Alacağın takip yetkisinin devri, devralan alacaklının alacağına halel getirmez. Yani devir ile devralan alacaklının alacağı ödenmiģ sayılmaz. Devrolunan alacak tahsil edilip bundan devralan alacaklının alacağı ödeninceye kadar, borçlunun borcu devam eder. Dava takip yetkisi birden fazla alacaklıya devredilmiģse, alacaklılar arasında dava ortaklığı mevcuttur 51. Takip sonunda elde edilen meblağdan öncelikle alacağı takip yetkisini devralan alacaklının alacağı ve daha sonra dava takip masrafları karģılanır (ĠĠK m.120/3). Artan kısım, icra dairesine tevdi edilir. Ġcra 46 KURU, ARSLAN ve YILMAZ, s. 318; PEKCANITEZ, ATALAY, ÖZKAN ve ÖZEKES, s Farklı görüşler için bknz. YAVAŞ, s SUNAR, s. 349; YAVAŞ, s. 199; KURU, ARSLAN ve YILMAZ, s SUNAR, s. 350; DEREN YILDIRIM, s. 128; Bu yetkiyi merciinden üzerine alan alacaklı kendisine borçlu olan kişinin haklarına halef değildir. Bu yetki ona yalnız temsili onun adına dava açma selahiyetini sağlar. Bu temsil durumu gereği olarak dava yetkisini devralan alacaklı, bu hakkı bir başka kişiye temlik edemez. 4.HD , 4668/4911, 50 PEKCANITEZ, ATALAY, ÖZKAN ve ÖZEKES, s SUNAR, s. 350; YAVAŞ, s. 200.

12 dairesi artan parayı, diğer alacaklılar arasında paylaģtırır. Bundan sonra da para artarsa bu para takip borçlusuna verilir. Haciz alacaklısı alacağın tahsili için sahip olduğu yetkiyi bir baģkasına devredemez. Bu yetki münhasıran üçüncü Ģahıstaki alacağın dava ya da takip hakkını üzerine almıģ bulunan takip alacaklısına aittir 52. Alacağın takibi için yetkili olan alacaklı, alacağın tahsili için gereken dikkat ve özeni göstermek zorunda olup, kusurundan kaynaklanan zararlardan dolayı diğer alacaklılara karģı sorumludur. 2.İHTİLAFLI HAKLARIN TAKİP YETKİSİNİN DEVRİ ( İİK m. 245) ĠĠK m. 120/2 hükmü, iflasta ĠĠK m. 245 e tekabül etmektedir. Bu maddeye göre; Alacaklının masa tarafından neticelendirilmesine lüzum görmedikleri bir iddianın takibi hakkı isteyen alacaklıya devrolunur. Hasıl olan neticeden masraflar çıkarıldıktan sonra devralınan alacağı verilir ve artan masaya yatırılır. ĠĠK m. 245 e göre iflas masasına ait bir hakkın takibi yetkisinin isteyen alacaklıya devredilmesi için, bu hakkın ihtilaflı olması gerekir. Zira ihtilafsız alacakları tahsile ve gerektiğinde dava ve takibe kanunen iflas masası yetkilidir (ĠĠK m. 229/1). Devrin konusunu iflas masasına ait maddi hukuka iliģkin ve paraya çevrilebilir her türlü çekiģmeli talep hakları teģkil eder. Dolayısıyla burada, hacizdekinin aksine sadece alacaklarla sınır koyulmamıģtır. Mesela ikinci alacalılar toplantısı, iflastan önce müflise karģı açılmıģ olan veya müflisin açmıģ olduğu bir hukuk davasının masa tarafından takip edilmemesine karar verirse, iptal davasını açma hakkı da m.245 e göre isteyen alacaklıya devredilebilir 53. Devre konu teģkil eden ihtilaflı haklarla ilgili olarak müflis tarafından veya müflise karģı açılmıģ bir davanın bulunması, söz konusu dava takip yetkisinin isteyen alacaklıya devrini engellemez 54. Devri isteme yetkisine, sıra cetveline alacaklı olarak kaydedilmiģ bulunan alacaklılar sahiptir. Hatta sıra cetveline kabul edilmiģ ve fakat sıra cetvelinden çıkarılması için aleyhine dava açılmıģ alacaklının dahi devir talebinde bulunması ve devrin bu alacaklıya yapılması mümkündür. Ancak bu halde açılan dava, davalının talebi üzerine sıra cetveline itiraz davasının sonuna kadar ertelenebilir 55. Rehinli alacakların devir talebi, rehinle temin edilmeyen alacak kısmına iliģkin olarak kabul edilecektir. Ġhtilaflı hakkı takip yetkisini devrini birden fazla alacaklı talep ederse, devir bunların hepsine birden yapılmalıdır. Takip hakkını devralan alacaklılardan her biri, ihtilaflı hakkın tamamı için takip yetkisine sahiptir. Alacaklıların hepsinin dava takip yetkisini kullanmak istemesi halinde alacaklılar arasında mecburi dava arkadaģlığı vardır, birlikte hareket etmeleri gerekir 56. Alacaklı kendisine karģı dermeyan edilebilen ihtilaflı bir alacağın kendinse devrini talep edemez. Böyle bir devir yapılırsa batıl olur 57. ĠĠK m. 245 uyarınca devrin gerçekleģebilmesi için, ihtilaflı hakkın masa olarak dava ve takip edilmesinden ikinci alacaklılar toplantısının feragat etmiģ olması gerekir YAVAŞ, s SUNAR, s. 351; KURU, ARSLAN ve YILMAZ, s Saim ÜSTÜNDAĞ, İflas Hukuku, İstanbul, 2009, s. 192; SUNAR, s ÜSTÜNDAĞ, s SUNAR, s. 352; ÜSTÜNDAĞ, s SUNAR, s. 352.

13 ĠĠK m. 245 de dava takip yetkisinin devrini talep için herhangi bir süre öngörülmemiģtir. Fakat masasın bir an önce tasfiyesindeki menfaatler devrin belirli bir süre içerisinde yapılmasını gerektirir. Bu süreyi iflas idaresi tayin eder. Davayı takip etmek isteyen alacaklı, bu süre içinde iflas idaresinden devri talep etmelidir. Bir görüģe göre, tayin edilen süre içinde, talepte bulunulmaması halinde alacaklının devri talep edebilme hakları sona erer. BaĢka bir görüģe göre ise; süresinde talepte bulunulmaması sebebiyle 245. maddeden doğan hakların bütün alacaklılar bakımından düģmesi söz konusu olamaz. Kanundan doğan bu hakkın iflas kapanıncaya kadar kullanılabilmesi gerekir. Ġflasın süratle tasfiyesi lüzumu dahi, süresinde talep edilmemiģ devir hakkının ortadan kalkmasını gerektirmemelidir. Zira ĠĠK m. 245/3 de iflasın kapanmasından sonra masaya ithal edilen ihtilaflı hak için de ĠĠK m. 245 uyarınca iģlem yapılacağı belirtilmiģtir. O halde iflasın kapatılmasından önce o tarihe kadar devri istenmemiģ bir hakkın sırf tasfiyenin bir an önce bitirilmesi gibi bir sebeple sükutu uygun görülmez. Gerçekten iflas kapanıncaya kadar masaya iflas alacağı yazdırılması mümkün olduğuna göre alacağını geç bildiren alacaklının da bu maddeden yararlanma imkânına sahip olması gerekir. Devre iflas idaresi karar verir. Dava takip yetkisini devralan alacaklı, bu sıfatını iflas idaresinden alacağı devir belgesi ile ispatlayacaktır. Hakim görüģe göre iflas idaresi alacaklıya devredilen takip hakkının dermeyanını bir süre ile sınırlandırabilir. Bu yetkiyi devralan alacaklının bir an önce davayı sonuçlandırmasında masanın da menfaati vardır. Ancak iflas idaresinin tayin ettiği süre içerisinde davanın açılmaması, yapılan devri hükümsüz hale getirmez; fakat iflas idaresi devri feshedebilir 59. ĠĠK m 245 gereğince, dava takip yetkisi kendisine devredilen alacaklı, masanın yerine dava açma imkânı kazanmaktadır. Alacaklı dava konusu hakkın sahibi olmadığı halde, davada taraf durumundadır. Dolayısıyla ĠĠK m. 245 hükmü ancak Ģekli anlamda taraf kavramı ile açıklanabilecektir. BaĢka bir deyiģle, ĠĠK m. 245 hükmü, iflas hukukun da Ģekli anlamda taraf kavramının kabul edildiğini gösteren hükümlerden biridir 60. Dava takip yetkisi kendisine devredilen alacaklı, üçüncü kiģiye karģı açtığı davada taraf olması itibariyle, davayı kendi adına yürütür. Bu nedenle, davanın karģı tarafı olan üçüncü kiģi, sadece müflise veya masaya karģı sahip olduğu def ileri dermeyan edebilir; devralan alacaklıya karģı sahip olduğu kiģisel def ileri ileri süremez 61. Ġflasın kaldırılması veya tasfiyenin tatili halinde devir kendiliğinde hükümsüz hale gelir. Zira iflasın kaldırılması ile masanın ihtilaflı hak üzerindeki hakkı düģer ve devralan alacaklının ihtilaflı alacağı takip etme yetkisi sona erer. Dava takip yetkisini devralan alacaklı, davanın sevki hakkında masaya karģı hesap vermekle yükümlü olduğu gibi, davanın idaresindeki kusur sebebiyle meydana gelen zarardan da sorumludur 62. Dava takip yetkisini devralan alacaklı alacağını üçüncü kiģiye devrederse, bu devir ile birlikte 245. maddeden doğan dava takip yetkisini de devretmiģ sayılacağını kabul etmek gerekir. Zira dava takip 58 Doktrinde, ikinci alacaklılar toplantısında davayı takipten veya dava açmaktan zımnen veya açıkça feragat edilebilir diyen görüşe (Üstündağ) karşılık, feragatin sadece açıkça yapılabileceğini, bu konuda bir karara varılmadıysa yeniden toplanmak gerektiğini öne süren bir görüş de (Postacıoğlu) bulunmaktadır. 59 ÜSTÜNDAĞ, s. 198; SUNAR, s SUNAR, s ÜSTÜNDAĞ, s. 196; SUNAR, s SUNAR, s. 354; ÜSTÜNDAĞ, s. 197.

14 yetkisinin devrinde önemli olan alacaklının Ģahıs değil iflas alacaklılığı sıfatıdır. Ġflas alacağını devralan yeni alacaklı bu sıfatı kazanmıģ olur. ĠĠK m. 245 den doğan yetki alacağa bağlı fer i hak niteliğindedir 63. Dava takip yetkisini devralan alacaklı masanın aktifinde yer alan ihtilaflı hak ile ilgili dava veya takibi kazanırsa, iflas masasına girecek paradan önce dava veya takip masrafları ve sonra devralan alacaklının alacağı ödenir. Geriye para artarsa iflas masasına kalır. Alacaklı davayı kaybederse, devralan alacaklı muhakeme veya takip masraflarından Ģahsen sorumlu olur 64. ĠĠK m. 255 e göre; iflas kapandıktan sonra masaya ait bir Ģüpheli hakkın mevcudiyeti söz konusu olursa, alacakları tamamen karģılanmamıģ olan alacaklılara iflas idaresi durumu bildirir. Alacaklılar bu alacağı takip etmek isterlerse tekrar iflas idaresi kurulmasına gerek kalmaksızın, alacaklıların istekleri doğrultusunda bu davayı iflas dairesi açar. Alacaklılar Ģüpheli görülen bu hakkı takipten feragat ederlerse, burada yine m. 245 hükmünün aynen uygulanması gündeme gelebilecektir 65. V.TOPLULUK DAVALARI 1.GENEL OLARAK Bir grubun, sınıfın ya da topluluğun menfaatini korumak amacıyla, o topluluğu temsil veya o topluluk adına hareket edebilecek olanların dava açmaları ve bu davanın sonucundan temsil edilen grup ya da topluluğun yararlandığı davalara grup davası denilmektedir 66. Günümüzde tüketici, çevre, iletiģim vb. alanlarda birçok kiģiyi ilgilendiren ortak menfaatler söz konusudur. Bu menfaatler zedelendiğinde, ortak menfaat sahibi olan herkesin tek tek dava açmasının zor, gereksiz, iģ gücünü artıran, zaman ve emek harcayan, usul ekonomisine aykırı durumlar oluģturacağından, topluluk davalarını kabul etme gereksinimi doğmuģtur. Bu davalarından sonucundan, sadece davayı açan dernek ya da topluluğu temsil eden tüzel kiģi değil, o menfaate ya da hakka sahip olan herkes yararlanmaktadır. Topluluk davaları özellikle taraf, temsil, hukuki menfaat, hukuki dinlenilme hakkı, yargılamada üçüncü kiģinin durumu, hükmün etkisi gibi hususlarla yakından ilgili bulunmaktadır 67. Sendikalar, meslek birlikleri ya da dernekler gibi tüzel kiģiliği olan toplulukların, üyelerinin menfaatlerini, ya da temsil ettiği topluluğunun üstün menfaatini korumak için dava açmasında kolektif menfaat kavramını gündeme getirmek gerekecektir. Kolektif menfaat kavramının tanımına doktrinde farklı Ģekillerde karģılaģmak mümkün olsa da genel olarak kolektif menfaati; topluluk üyelerinin kiģisel menfaatlerinin toplamı olarak ifade etmek mümkündür 68. Ayrıca kolektif menfaat kavramının, kamu menfaati kavramından ayrılması gerektiği, çünkü kamu menfaatinin topluluğun menfaati olmakla birlikte, kolektif menfaatin bir türü olduğunu da söylemek gerekecektir ÜSTÜNDAĞ, s. 196; SUNAR, s KURU, ARSLAN ve YILMAZ, s. 589; SUNAR, s ÜSTÜNDAĞ, s Derneklerle, diğer tüzel kişilerin statüleri çerçevesinde, üyelerinin veya temsil ettikleri kesimin, menfaatlerini korumak için, kendi adlarına ancak ilgililerin hak ihlallerinin tespiti veya giderilmesi ya da ihlalin önüne geçilmesi amacıyla açtıkları davalardır. PEKCANITEZ, ATALAY ve ÖZEKES, s. 302; Aynı ya da benzer haklara sahip bir kişi grubunun tamamı hesabına bir temsilci tarafından açılan ve grubun tüm üyeleri hakkında kesin hüküm etkisine sahip bir hükümle sona eren davalardır. HANAĞASI, s PEKCANITEZ, ATALAY ve ÖZEKES, s Doktrinde ki farklı tanımlamalar için bknz. HANAĞASI, s ÖZBAY, s. 31.

15 Topluluk davası 1086 sayılı kanunda yer almayıp ilk kez 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu nda düzenlenmiģtir. Buna göre: Topluluk davası, dernekler ve diğer tüzel kiģilerin, statüleri çerçevesinde, üyelerinin veya mensuplarının ya da temsil ettikleri kesimin menfaatlerini korumak için, kendi adlarına ilgilerin haklarının tespiti veya hukuka aykırı durumun giderilmesi ya da ilgililerin gelecekteki haklarının ihlal edilmesinin önüne geçilmesi için açtıkları davadır. (HMK m. 113) Topluluk davası yoluyla, toplumsal yararın korunması ile dar ve teknik anlamda hukuksal yarar kavramında bir açılım sağlanmıģtır 70. Bizim hukukumuzda davalı grup davaları söz konusu değildir. 2.TOPLULUK DAVALARINDA VERİLEN HÜKMÜN KESİN HÜKÜM ETKİSİ Davada yer almayan topluluk üyelerinin menfaatlerine iliģkin olarak bir karar verildiği davalar, bir topluluk davası olarak karģımıza çıkar. Verilen kararın tarafların ötesinde üçüncü kiģileri bağlayıcı bir etkiye sahip olması, topluluk davalarının temel özelliğidir. Davada yer alan taraflarla sınırlı bir karar topluluk davası usulünün esas niteliği ile bağdaģmaz. Buna karģılık, davada yer almayan topluluk üyelerinin menfaatlerinin, topluluk davasında tehlikede olduğunu da göz ardı etmemek gerekir. Zira bu kiģilerin dürüst olmayan temsilci davacılara karģı korunması Ģarttır. Bu nedenle topluluk davalarında kesin hükmün etkisi ile davada yer almayan kiģilerin menfaatlerinin korunması arasında adil bir denge kurulması gerekecektir. A.Tespit ve Kaçınma Biçimindeki Topluluk Davalarında Kesin hüküm davaya katılmamıģ olan topluluk üyelerine de sirayet etmektedir. Bu nedenle davadan haberdar olmama veya hükmü kendi çıkarlarına aykırı bulma gibi nedenlerle diğer topluluk üyelerinin yeni bir dava açması mümkün değildir 71. Topluluk davasında elde edilen hükmün daha sonra münferiden açılacak davalarda kullanılması da önemli bir husus olarak karģımıza çıkmaktadır. Eğer topluluk davası ile elde edilen sonuç çerçevesinde münferit dava açılmasına artık gerek kalmamıģsa, böyle bir dava açıldığında özellikle hukuki menfaat yokluğundan dava reddedilebilir. B.Tazminat Davası Biçimindeki Topluluk Davalarında Burada kesin hükmün pasif topluluk üyelerine sirayeti ancak onlara mevcut imkanlar çerçevesinde davanın açıldığının bildirilmesi halinde gerçekleģmektedir. Eğer topluluk davasının açıldığını öğrenen kiģi topluluğa dâhil olmak istemediğini açıkça bildirmiģ ise, kesin hüküm ona sirayet etmeyecektir. Buna karģılık, kendisini topluluk davası dıģında tutmamıģ kiģiye kesin hüküm, her halükarda sirayet edecektir Madde gerekçesi. 71 HANAĞASI, s. 213; ÖZBAY, s HANAĞASI, s. 214; ÖZBAY, s. 194.

16 3.TÜRK HUKUKUNDA TOPLULUK DAVASINA ÖRNEK OLABİLECEK DÜZENLEMELER A.Tüketici Hukuku 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun m. 23/4 te; Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ve tüketici örgütlerine de davacı sıfatı tanınmıģtır. Tüketici topluluk davalarında davacı olarak sayılan tüketici örgütleri TKHK m. 3 te Ģöyle tanımlanmıģtır: Tüketicinin korunması amacıyla kurulan dernek, vakıf veya bunların üst kuruluģlarını ifade eder. Buna karģılık, tüketici örgütü olmayan yerlerde tüketiciler, varsa tüketim kooperatifleri tarafından temsil edilir. (m. 22/3/c.2) 24/1 de; davacı sıfatını haiz olanlar, ayıplı seri malın üretiminin ve satıģının durdurulması ve malı satıģ amacıyla elinde bulunduranlardan toplatılmasına yönelik davalar açabilirler. Buna karģılık aynı hüküm tazminat davası bakımından geçerli değildir. Zira tazminat davasını sadece zarar gören tüketici açabilir. Tüketici örgütlerince açılabilecek davalar ile bu davaların sonucunda verilecek kararlar tüketicilerin bireysel olarak açmıģ oldukları davalardan farklı olup dava sonucunda verilecek kararlardan tüketiciler bireysel olarak etkilenmezler. Tüketici örgütleri tarafından seri Ģekilde üretilen ayıplı ürünün üretiminin veya satıģının durdurulmasına veya satıģ amacıyla elinde bulunduranlardan toplatılmasına iliģkin olarak açılan davanın reddi, sadece davacı olan tüketici örgütü hakkında kesin hüküm niteliği taģır. Bu nedenle diğer tüketici örgütlerinin bu davayı tekrar açması mümkündür. Tüketici örgütleri tarafından açılacak bu davaların kabul edilmesi halinde davaya katılmamıģ olan grup üyeleri de kesin hükümden etkilenir. Bir baģka deyiģle, davadan haberdar olmama veya hükmü kendi menfaatlerine aykırı bulma gibi gerekçelerle diğer topluluk üyelerinin yeni bir dava açması mümkün değildir. Yani burada kesin hüküm davaya katılmamıģ olan topluluk üyelerine de sirayet etmiģ olacaktır. Buna karģılık, davaya katılmamıģ olan topluluk üyelerinin kesin hükümden etkilenmeleri topluluk davasının açıldığının kendilerine bildirilmesi ile olacaktır. Davanın açıldığını öğrenen topluluk üyesi, topluluğa dahil olmak istemediğini bildirmiģse, kesin hüküm kendisine sirayet etmeyecektir 73. Tüketici örgütleri tarafından açılan ve lehte sonuçlanan davanın kesin hüküm niteliği, topluluk ve üyeleri açısındandır. Zira TKHK da bu konuda özel bir düzenleme mevcut değildir. Yani aynı ayıplı ürünün baģka firmalar tarafından tekrar üretilmesi durumunda, daha önce verilen karar yeni üreticiye etkili olmayacaktır. Çünkü kesin hüküm sadece taraflar arasında etkili olacak ve bunun sonucu olarak yeni firma bu karardan etkilenmeyecektir. Mahkeme, davacının talebi doğrultusunda, ürünün toplatılmasına karar vermiģse, bu mallar satılmak amacıyla üçüncü kiģiye, yani açılan davanın tarafı dıģında birine devredilmiģ bulunsa da toplatma kararı hepsi yönünden geçerli olacaktır. Tüketici örgütlerince açılacak birlik davasının lehe veya aleyhe sonuçlanması, daha sonra açılacak davalarda doğrudan kesin hüküm etkisi doğurmayacaktır. Ancak bu davalarda mahkemece ortaya konulan tespitlerin ya da bizzat hükmün kendisinin delil olarak kullanılmasına engel bulunmadığını belirtmek gerekir. Ayrıca böyle bir hüküm ikinci davada bir dava Ģartı olarak hukuki menfaat değerlendirilmesini 73 ÖZBAY, s. 224.

İCRA VE İFLAS HUKUKUNDA BAŞKASINA AİT MADDİ HAKLARIN DAVA EDİLEBİLDİĞİ HALLER

İCRA VE İFLAS HUKUKUNDA BAŞKASINA AİT MADDİ HAKLARIN DAVA EDİLEBİLDİĞİ HALLER İCRA VE İFLAS HUKUKUNDA BAŞKASINA AİT MADDİ HAKLARIN DAVA EDİLEBİLDİĞİ HALLER Başkasına ait maddi hakların dava yahut takip yoluyla hukuki ileri sürülebilirliği konusu taraf kavramı ile sıkı irtibat halindedir.

Detaylı

TASARRUFUN İPTALİ DAVALARI

TASARRUFUN İPTALİ DAVALARI TASARRUFUN İPTALİ DAVALARI İİK. nun 277. vd maddelerinde düzenlenmiştir. Her ne kadar İİK. nun 277/1 maddesinde İptal davasından maksat 278, 279 ve 280. maddelerde yazılı tasarrufların butlanına hükmetmektir.

Detaylı

DAVA ARKADAŞLIĞI DAVAYA MÜDAHALE

DAVA ARKADAŞLIĞI DAVAYA MÜDAHALE DAVA ARKADAŞLIĞI DAVAYA MÜDAHALE Prof. Dr. Süha TANRIVER Doç. Dr. Emel HANAĞASI Bu doküman eğitim amacıyla hazırlanmış ve öğrenciye verilmiştir. İzinsiz çoğaltılması ve satılması halinde gerekli cezaî

Detaylı

İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE. Stj. Av. Belce BARIŞ ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA

İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE. Stj. Av. Belce BARIŞ ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE Stj. Av. Belce BARIŞ ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA 24.05.2017 belce@eryigithukuk.com İtirazın iptali davası; takip konusu yapılmış olan alacağa karşılık borçlu

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 5510 S. SGK. /88

İlgili Kanun / Madde 5510 S. SGK. /88 T.C YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/6153 Karar No. 2017/5875 Tarihi: 19.09.2017 İlgili Kanun / Madde 5510 S. SGK. /88 ÜST DÜZEY YÖNETİCİNİN PRİM BORÇ- LARINDAN SORUMLULUĞU İÇİN HAKLI NEDEN OLMADAN

Detaylı

İstihkak prosedürü sonunda, üçüncü kişinin bu hakkı kabul edilir, lehine sonuçlanırsa, o mal üzerindeki haciz kalkar veya mal o hakla birlikte

İstihkak prosedürü sonunda, üçüncü kişinin bu hakkı kabul edilir, lehine sonuçlanırsa, o mal üzerindeki haciz kalkar veya mal o hakla birlikte Borçlunun borcu için, borçluya yakınlığı ne olursa olsun 3. kişinin malvarlığına dahil unsurlar,haczedilemez. Bununla birlikte 3. kişilere ait bazı malların borçlunun olduğu kabul edilerek haczedilmesi

Detaylı

T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU

T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU ESAS NO : 2014/19-674 KARAR NO : 2016/76 DAVACI : vekili Av. Umut Çağatayhan Koksal DAVALI : vekili Av. Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama

Detaylı

MEDENİ YARGIDA CENİNİN TARAF EHLİYETİ

MEDENİ YARGIDA CENİNİN TARAF EHLİYETİ MEDENİ YARGIDA CENİNİN TARAF EHLİYETİ Halil İbrahim KOVAR A. CENİN KAVRAMI Cenini, genel olarak ana rahmine düşen ancak henüz doğmamış insan organizması olarak tanımlamak mümkündür. Tıp terminolojisinde

Detaylı

Menfi Tespit Davasında Görevli - Yetkili Mahkeme ve Yargılama Usulü. İcra Takibinden Önce ve Sonra Açılan Menfi Tespit Davası

Menfi Tespit Davasında Görevli - Yetkili Mahkeme ve Yargılama Usulü. İcra Takibinden Önce ve Sonra Açılan Menfi Tespit Davası MENFİ TESPİT DAVASI İÇİNDEKİLER davası Menfi Tespit Davasında Görevli - Yetkili Mahkeme ve Yargılama Usulü İcra Takibinden Önce ve Sonra Açılan Menfi Tespit Davası Menfi Tespit Davasının Borçlu Lehine

Detaylı

Prof. Dr. ALİ CEM BUDAK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Usul ve İcra-İflas Hukuku Anabilim Dalı İPOTEĞİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLUYLA TAKİP

Prof. Dr. ALİ CEM BUDAK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Usul ve İcra-İflas Hukuku Anabilim Dalı İPOTEĞİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLUYLA TAKİP Prof. Dr. ALİ CEM BUDAK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Usul ve İcra-İflas Hukuku Anabilim Dalı İPOTEĞİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLUYLA TAKİP ÜÇÜNCÜ BASKI (TIPKI BASIM) İÇİN ÖNSÖZ Şubat 2008 de

Detaylı

Prof. Dr. Süha TANRIVER Doç. Dr. Emel HANAĞASI

Prof. Dr. Süha TANRIVER Doç. Dr. Emel HANAĞASI Prof. Dr. Süha TANRIVER Doç. Dr. Emel HANAĞASI Bu doküman eğitim amacıyla hazırlanmış ve öğrenciye verilmiştir. İzinsiz çoğaltılması ve satılması halinde gerekli cezaî ve hukukî yollara başvurulacaktır.

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2017/40952 Karar No. 2017/22871 Tarihi: 25.10.2017 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21 SENDİKANIN ASIL İŞVEREN ALT İŞVEREN İLİŞKİSİNİN MUVAZAALI OLUP OLMADIĞININ

Detaylı

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM İdarenin Denetlenmesi I. GENEL OLARAK...1 II. YARGI DIŞI DENETİM...2 A. İdari Denetim...2 1. Genel İdari Denetim...2

Detaylı

BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ VE GEÇİCİ HUKUKİ KORUMA KARARLARI. DR. ADEM ASLAN Yargıtay 11.HD. Üyesi

BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ VE GEÇİCİ HUKUKİ KORUMA KARARLARI. DR. ADEM ASLAN Yargıtay 11.HD. Üyesi BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ VE GEÇİCİ HUKUKİ KORUMA KARARLARI DR. ADEM ASLAN Yargıtay 11.HD. Üyesi GEÇİCİ HUKUKİ KORUMA KARARLARI TEMEL AMAÇ: Yargılama öncesinde veya yargılamanın devamı sırasında alınan

Detaylı

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM İDARENIN DENETLENMESI I. GENEL OLARAK...1 II. YARGI DIŞI DENETİM...2 A. İdari Denetim...2 1. Genel İdari Denetim...2

Detaylı

Prof. Dr. ALİ CEM BUDAK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Usul ve İcra-İflas Hukuku Anabilim Dalı İPOTEĞİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLUYLA TAKİP

Prof. Dr. ALİ CEM BUDAK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Usul ve İcra-İflas Hukuku Anabilim Dalı İPOTEĞİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLUYLA TAKİP Prof. Dr. ALİ CEM BUDAK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Usul ve İcra-İflas Hukuku Anabilim Dalı İPOTEĞİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLUYLA TAKİP İÇİNDEKİLER İKİNCİ BASKI (TIPKI BASIM) İÇİN ÖNSÖZ...

Detaylı

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM İDARENIN DENETLENMESI I. GENEL OLARAK...1 II. YARGI DIŞI DENETİM...2 A. İdari Denetim...2 1. Genel İdari Denetim...2

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ 2 ALT İŞVEREN MUVAZAA

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ 2 ALT İŞVEREN MUVAZAA T.C YARGITAY 22.HUKUK DAİRESİ Esas No. 2012/28980 Karar No. 2013/435 Tarihi: 23.01.2013 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2013/2 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ 2 ALT İŞVEREN MUVAZAA ÖZETİ 4857 sayılı

Detaylı

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM İdarenin Denetlenmesi I. GENEL OLARAK...1 II. YARGI DIŞI DENETİM...2 A. İdari Denetim...2 1. Genel İdari Denetim...2

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/115,120

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/115,120 410 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2012/21152 Karar No. 2012/20477 Tarihi: 12.06.2012 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2013/1 İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/115,120 DAVA ŞARTI GİDER AVANSININ

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /26, 53 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/11497 Karar No. 2015/15217 Tarihi:

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /26, 53 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/11497 Karar No. 2015/15217 Tarihi: İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /26, 53 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/11497 Karar No. 2015/15217 Tarihi: 28.04.2015 TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİNDEN DOĞAN HAKLARIN İHLALİ DURUMUNDA ORTAYA ÇIKAN

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/18-21 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2011/5173 Karar No. 2012/485 Tarihi: 24.01.2012 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/18-21 MUVAZAALI ALT İŞVEREN İLİŞKİSİ İŞE İADENİN ASIL İŞVERENE VERİLMESİ İŞE İADE

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 506 S.SSK. /80

İlgili Kanun / Madde 506 S.SSK. /80 T.C YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2013/21222 Karar No. 2014/6804 Tarihi: 25.03.2014 İlgili Kanun / Madde 506 S.SSK. /80 SİGORTA PRİMLERİNDEN ÜST DÜZEY YÖNETİCİNİN SORUMLULUĞU İFLASIN AÇILMASINDAN

Detaylı

İçindekiler Önsöz 5 Kısaltmalar 19 Giriş 21 Birinci Bölüm İDARÎ YARGININ GELİŞİMİ VE TÜRK YARGI TEŞKİLATININ GENEL GÖRÜNÜMÜ I. YARGISAL DENETİMİNDE

İçindekiler Önsöz 5 Kısaltmalar 19 Giriş 21 Birinci Bölüm İDARÎ YARGININ GELİŞİMİ VE TÜRK YARGI TEŞKİLATININ GENEL GÖRÜNÜMÜ I. YARGISAL DENETİMİNDE İçindekiler Önsöz 5 Kısaltmalar 19 Giriş 21 Birinci Bölüm İDARÎ YARGININ GELİŞİMİ VE TÜRK YARGI TEŞKİLATININ GENEL GÖRÜNÜMÜ I. YARGISAL DENETİMİNDE SİSTEMLER VE İDARİ YARGININ GELİŞİMİ 23 A. İdarenin Yargısal

Detaylı

ATİYE MERVE IŞIK VERGİ UYUŞMAZLIKLARINDAN DOĞAN DAVALARDA EHLİYET

ATİYE MERVE IŞIK VERGİ UYUŞMAZLIKLARINDAN DOĞAN DAVALARDA EHLİYET ATİYE MERVE IŞIK VERGİ UYUŞMAZLIKLARINDAN DOĞAN DAVALARDA EHLİYET İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... IX KISALTMA CETVELİ...XV GİRİŞ...1 BİRİNCİ BÖLÜM EHLİYET KAVRAMI, EHLİYETİN VERGİ VE YARGILAMA USULÜ

Detaylı

T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire Esas No : 2010/8630 Karar No : 2013/4481 Anahtar Kelimeler : Haciz, Ödeme Emri, (BS) Formu Özeti : sayılı

T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire Esas No : 2010/8630 Karar No : 2013/4481 Anahtar Kelimeler : Haciz, Ödeme Emri, (BS) Formu Özeti : sayılı T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire Esas No : 2010/8630 Karar No : 2013/4481 Anahtar Kelimeler : Haciz, Ödeme Emri, (BS) Formu Özeti : 1-6183 sayılı Kanun'un 79 uncu maddesi gereğince, amme borçlusunun

Detaylı

BANKA ALACAKLARININ İPOTEĞİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLUYLA TAKİBİ

BANKA ALACAKLARININ İPOTEĞİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLUYLA TAKİBİ Dr. MÜJGAN TUNÇ YÜCEL Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Usul ve İcra İflas Hukuku Anabilim Dalı BANKA ALACAKLARININ İPOTEĞİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLUYLA TAKİBİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... vii YAZARIN

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/27

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/27 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2016/5846 Karar No. 2016/6871 Tarihi: 22.03.2016 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2017/1 İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/27 HUKUKİ DİNLENİLME HAKKININ KAPSAMI

Detaylı

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I ÖZET : - 1 GÜNLÜK ÇALIŞMA TESPİTİ : Zorunlu çalışma süresinin tespiti olmayıp, sadece 1 gün çalışıldığının tespiti istemini barındırmakta olup, bu tür davalarda işverenin davalı olarak gösterilme zorunluluğunun

Detaylı

6098 SAYILI BORÇLAR KANUNU KAPSAMINDA. ADAM ÇALIġTIRANIN SORUMLULUĞU. Av. Mustafa Özgür KIRDAR ERYĠĞĠT HUKUK BÜROSU / ANKARA

6098 SAYILI BORÇLAR KANUNU KAPSAMINDA. ADAM ÇALIġTIRANIN SORUMLULUĞU. Av. Mustafa Özgür KIRDAR ERYĠĞĠT HUKUK BÜROSU / ANKARA 6098 SAYILI BORÇLAR KANUNU KAPSAMINDA ADAM ÇALIġTIRANIN SORUMLULUĞU Av. Mustafa Özgür KIRDAR ERYĠĞĠT HUKUK BÜROSU / ANKARA 14.09.2017 1-Genel Olarak Borçlar Kanunu nda kusursuz sorumluluk halleri, kusursuz

Detaylı

DAVA ŞARTLARI DAVA ÇEŞİTLERİ

DAVA ŞARTLARI DAVA ÇEŞİTLERİ DAVA ŞARTLARI DAVA ÇEŞİTLERİ Prof. Dr. Süha TANRIVER Doç. Dr. Emel HANAĞASI Bu doküman eğitim amacıyla hazırlanmış ve öğrenciye verilmiştir. İzinsiz çoğaltılması ve satılması halinde gerekli cezaî ve hukukî

Detaylı

VERGİ SORUMLUSUNUN İDARİ DAVA AÇMA HAKKININ BULUNDUĞUNA İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZULMASINA İLİŞKİN KARAR YAYIMLANDI

VERGİ SORUMLUSUNUN İDARİ DAVA AÇMA HAKKININ BULUNDUĞUNA İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZULMASINA İLİŞKİN KARAR YAYIMLANDI Sirküler Rapor 20.12.2011/ 149-1 VERGİ SORUMLUSUNUN İDARİ DAVA AÇMA HAKKININ BULUNDUĞUNA İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZULMASINA İLİŞKİN KARAR YAYIMLANDI ÖZET : Danıştay Üçüncü Daire Başkanlığının 17.10.2011

Detaylı

Yapılan bu açıklamalar ve yasal düzenlemeler ışığında somut olaya gelince;

Yapılan bu açıklamalar ve yasal düzenlemeler ışığında somut olaya gelince; -6- I- Yeni 6102 s. TTK. nun 133. maddesindeki düzenleme uyarınca, bir sermaye şirketi olan limited şirketlerde ortaklardan birinin kişisel alacaklısına -6762 s. eski TTK. nun 145. maddesindeki düzenlemenin

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/32

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/32 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2018/1953 Karar No. 2018/10305 Tarihi: 08.05.2018 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2018/4 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/32 DAVA EHLİYETİ TARAF SIFATI TÜZEL

Detaylı

Savunmanın Genişletilmesi ve Değiştirilmesi Yasağı Kapsamında Zamanaşımı Def inin İncelenmesi. Stj. Av. Müge BOSTAN ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA

Savunmanın Genişletilmesi ve Değiştirilmesi Yasağı Kapsamında Zamanaşımı Def inin İncelenmesi. Stj. Av. Müge BOSTAN ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA Savunmanın Genişletilmesi ve Değiştirilmesi Yasağı Kapsamında Zamanaşımı Def inin İncelenmesi Stj. Av. Müge BOSTAN ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA 02.05.2017 muge@eryigithukuk.com Savunmanın Genişletilmesi

Detaylı

İsviçre Federal Temyiz Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi nin Tarihli Kararı

İsviçre Federal Temyiz Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi nin Tarihli Kararı İsviçre Federal Temyiz Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi nin 01.09.2011 Tarihli Kararı Dr. Levent BÖRÜ* The Decision of The 1. Civil Chamber of The Swiss Federal Court of Appeal Dated 01.09.2011 * Ankara Üniversitesi

Detaylı

2017 DİYARBAKIR BAROSU ASGARİ ÜCRET ÇİZELGESİ

2017 DİYARBAKIR BAROSU ASGARİ ÜCRET ÇİZELGESİ A. SULH HUKUK MAHKEMELERİNDE GÖRÜLEN DAVA VE İŞLER 1 Mirasçılık Belgesinin Alınması 2.200,00 TL 2 Tahliye Davaları 3 Kat Mülkiyeti Kanunundan Kaynaklanan Uyuşmazlıklar 5.060,00 TL 4 Paydaşlığın Giderilmesi

Detaylı

TAKİP HUKUKU EL KİTABI

TAKİP HUKUKU EL KİTABI İsmail ERCAN Avukatlar ve Hâkimler için TAKİP HUKUKU EL KİTABI İcra Hukuku İflas Hukuku İyi leştiṙme (Konkordato ve Yeniden Yapılandırma) Hukuku Alacaklıları Koruyucu Diğer Önlemler İÇİNDEKİLER Takip Hukukuna

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ 2, 18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ 2, 18-21 582 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2013/1 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2012/1966 Karar No. 2012/6464 Tarihi: 05.04.2012 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ 2, 18-21 ASIL İŞVEREN ALT İŞVEREN

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /32 2004 S.İİK/193-194

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /32 2004 S.İİK/193-194 T.C YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/3359 Karar No. 2014/10477 Tarihi: 12.05.2014 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2015/3 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /32 2004 S.İİK/193-194 İŞVERENİN

Detaylı

İDARİ YARGILAMA USULÜ HUKUKU 3-B K. Burak ÖZTÜRK İDARİ YARGI KARARLARININ UYGULANMASI

İDARİ YARGILAMA USULÜ HUKUKU 3-B K. Burak ÖZTÜRK İDARİ YARGI KARARLARININ UYGULANMASI İDARİ YARGILAMA USULÜ HUKUKU İDARİ YARGILAMA AÇIK DERS MATERYALİ USULÜ HUKUKU 3-B K. Burak ÖZTÜRK İDARİ YARGI KARARLARININ UYGULANMASI ANAYASAL DÜZENLEME Anayasa, m. 138/4: Yasama ve yürütme organları

Detaylı

Altan RENÇBER İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mali Hukuk A.B.D. Vergi İcra Hukukunda Ödeme Emri

Altan RENÇBER İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mali Hukuk A.B.D. Vergi İcra Hukukunda Ödeme Emri Altan RENÇBER İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mali Hukuk A.B.D. Vergi İcra Hukukunda Ödeme Emri İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR CETVELİ...XXI GİRİŞ...1 BİRİNCİ BÖLÜM ÖDEME EMRİNE

Detaylı

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I ÖZET : - TİCARET SİCİLİNDEN SİLİNME : Ticaret sicilinden silinen bir şirkete karşı açılan hizmet tespiti davasında, tüzel kişiliğinin ise ticaret sicilinden silinme ile sona erdiği ve tüzel kişiliği sona

Detaylı

(4721 S. K. m. 28) (6100 S. K. m. 30, 50, 55, 114, 124, Geç. m. 3) (1086 S. K. m. 41) (14. HD. 17.09.2012 T. 2012/9222 E. 2012/10360 K.

(4721 S. K. m. 28) (6100 S. K. m. 30, 50, 55, 114, 124, Geç. m. 3) (1086 S. K. m. 41) (14. HD. 17.09.2012 T. 2012/9222 E. 2012/10360 K. T.C. YARGITAY Hukuk Genel Kurulu Esas: 2013/14-612 Karar: 2013/1297 Karar Tarihi: 11.09.2013 KONU: TAPU İPTAL VE TESCİL DAVASI - DAVACIYA DAVAYI MİRASÇILARA YÖNELTME İMKANI TANINMADIĞI - MİRASÇILARIN TESPİTİ

Detaylı

ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU YOLU AÇILDI

ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU YOLU AÇILDI ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU YOLU AÇILDI GENEL OLARAK Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 148. maddesinde yapılan değişiklik ile Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yolu açılmıştır. 23 Eylül 2012

Detaylı

2018 DİYARBAKIR BAROSU ASGARİ ÜCRET ÇİZELGESİ

2018 DİYARBAKIR BAROSU ASGARİ ÜCRET ÇİZELGESİ 2018 DİYARBAKIR BAROSU ASGARİ ÜCRET ÇİZELGESİ 2018 DİYARBAKIR BAROSU ASGARİ ÜCRET ÇİZELGESİ Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu nun 20.12.2017 gün ve 55/27 sayılı kararı ile kabul edilerek, meslektaşlarımıza

Detaylı

TÜRK SANAYİCİLERİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ. 5782 Sayılı Tapu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hakkında TÜSİAD Görüşü

TÜRK SANAYİCİLERİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ. 5782 Sayılı Tapu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hakkında TÜSİAD Görüşü 5782 Sayılı Tapu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hakkında TÜSİAD Görüşü 5782 Sayılı Tapu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun MADDE 2 2644 sayılı Kanunun 36 ncı maddesi aşağıdaki şekilde

Detaylı

EŞLER ARASINDAKİ MALVARLIĞI DAVALARI

EŞLER ARASINDAKİ MALVARLIĞI DAVALARI Prof. Dr. ŞÜKRAN ŞIPKA & Av. AYÇA ÖZDOĞAN YARGI KARARLARI IŞIĞINDA SORU VE CEVAPLARLA EŞLER ARASINDAKİ MALVARLIĞI DAVALARI YASAL MAL REJİMİNİN TEMEL KAVRAMLARI YASAL MAL REJİMİNİN TASFİYESİ TASFİYE İÇİNDE

Detaylı

AVUKAT - İŞ SAHİBİ ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ 01.01.2013-31.12.2013

AVUKAT - İŞ SAHİBİ ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ 01.01.2013-31.12.2013 ANKARA BAROSU AVUKAT - İŞ SAHİBİ ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ 0.0.0 -..0 0 Ankara Barosu Yönetim Kurulu nun..0 gün ve / sayılı kararı ile kabul edilerek, meslektaşlarımıza tavsiye niteliğinde duyurulmasına

Detaylı

Tel: Fax: ey.com Ticaret Sicil No : Mersis No: (1) SAYILI TARİFE

Tel: Fax: ey.com Ticaret Sicil No : Mersis No: (1) SAYILI TARİFE Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş. Eski Büyükdere Cad. Orjin Maslak No:27 Maslak, Sarıyer 34398 İstanbul - Turkey Tel: +90 212 315 3000 Fax: +90 212 234 1067 ey.com Ticaret Sicil No : 479919 Mersis No:

Detaylı

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BARIŞ DERİN BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/13462)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BARIŞ DERİN BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/13462) TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BARIŞ DERİN BAŞVURUSU (Başvuru Numarası: 2014/13462) Karar Tarihi: 22/12/2016 BİRİNCİ BÖLÜM KARAR Başkan ler Raportör Yrd. Başvurucu : Burhan ÜSTÜN

Detaylı

Kiralananın Devri ve Sınırlı Ayni Hakka Konu Olması

Kiralananın Devri ve Sınırlı Ayni Hakka Konu Olması Yrd. Doç. Dr. Seda ÖKTEM ÇEVİK Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi Kira Sözleşmesine Etkisi Bakımından Kiralananın Devri ve Sınırlı Ayni Hakka Konu Olması İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII

Detaylı

İsmail ERCAN THEMIS İCRA VE İFLAS HUKUKU TAKİP HUKUKU

İsmail ERCAN THEMIS İCRA VE İFLAS HUKUKU TAKİP HUKUKU İsmail ERCAN THEMIS İCRA VE İFLAS HUKUKU TAKİP HUKUKU İÇİNDEKİLER TAKIP HUKUKUNA GIRIŞ I. KAVRAM...3 II. TAKİP HUKUKUNDA TARAFLAR...4 A. Taraf Ehliyeti...4 B. Takip Ehliyeti...5 C. Sıfat (Husumet)...6

Detaylı

İsmail ERCAN THEMIS İCRA VE İFLAS HUKUKU TAKİP HUKUKU

İsmail ERCAN THEMIS İCRA VE İFLAS HUKUKU TAKİP HUKUKU İsmail ERCAN THEMIS İCRA VE İFLAS HUKUKU TAKİP HUKUKU İÇİNDEKİLER TAKIP HUKUKUNA GIRIŞ I. KAVRAM...3 II. TAKİP HUKUKUNDA TARAFLAR...4 A. Taraf Ehliyeti...4 B. Takip Ehliyeti...5 C. Sıfat (Husumet)...6

Detaylı

Dr. Ayşe KÖME AKPULAT İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Anabilim Dalı İŞ MAHKEMELERİNDE YARGILAMANIN ÖZELLİKLERİ

Dr. Ayşe KÖME AKPULAT İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Anabilim Dalı İŞ MAHKEMELERİNDE YARGILAMANIN ÖZELLİKLERİ Dr. Ayşe KÖME AKPULAT İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Anabilim Dalı İŞ MAHKEMELERİNDE YARGILAMANIN ÖZELLİKLERİ İçindekiler Sunuş...VII Önsöz... IX İçindekiler...XIII

Detaylı

İŞE İADE DAVASI AÇMA ŞARTLARI ERYİĞİT HUKUK BÜROSU/ANKARA. Stj. Av. Müge BOSTAN

İŞE İADE DAVASI AÇMA ŞARTLARI ERYİĞİT HUKUK BÜROSU/ANKARA. Stj. Av. Müge BOSTAN İŞE İADE DAVASI AÇMA ŞARTLARI ERYİĞİT HUKUK BÜROSU/ANKARA Stj. Av. Müge BOSTAN 8.2.2017 İŞE İADE DAVASI İş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu nun 18 inci maddesinde yer alan bir sebebe dayandırılmaksızın

Detaylı

İsmail ERCAN THEMIS İCRA VE İFLAS HUKUKU TAKİP HUKUKU

İsmail ERCAN THEMIS İCRA VE İFLAS HUKUKU TAKİP HUKUKU İsmail ERCAN THEMIS İCRA VE İFLAS HUKUKU TAKİP HUKUKU İÇİNDEKİLER Takip Hukukuna Giriş I. KAVRAM...3 II. TAKİP HUKUKUNDA TARAFLAR...4 A. Taraf Ehliyeti...4 B. Takip Ehliyeti...5 C. Sıfat (Husumet)...6

Detaylı

ANONİM ORTAKLIKTA GENEL KURUL KARARLARININ HÜKÜMSÜZLÜĞÜ

ANONİM ORTAKLIKTA GENEL KURUL KARARLARININ HÜKÜMSÜZLÜĞÜ Prof. Dr. Erdoğan MOROĞLU İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi 6102 Sayılı TÜRK TİCARET KANUNU NA GÖRE ANONİM ORTAKLIKTA GENEL KURUL KARARLARININ HÜKÜMSÜZLÜĞÜ Altıncı Baskı İstanbul

Detaylı

İsmail ERCAN THEMIS İCRA VE İFLAS HUKUKU TAKİP HUKUKU

İsmail ERCAN THEMIS İCRA VE İFLAS HUKUKU TAKİP HUKUKU İsmail ERCAN THEMIS İCRA VE İFLAS HUKUKU TAKİP HUKUKU İÇİNDEKİLER Takip Hukukuna Giriş I. KAVRAM...3 II. TAKİP HUKUKUNDA TARAFLAR...4 A. Taraf Ehliyeti...4 B. Takip Ehliyeti...5 C. Sıfat (Husumet)...6

Detaylı

Özet, yaprak test, deneme sınavı ders malzemelerine ANADOLUM ekampüs Sistemin'nden (https://ekampus.anadolu.edu.tr) ulaşabilirsiniz. 19.

Özet, yaprak test, deneme sınavı ders malzemelerine ANADOLUM ekampüs Sistemin'nden (https://ekampus.anadolu.edu.tr) ulaşabilirsiniz. 19. 2016 BAHAR ARA - A TİCARET HUKUKU A 1. 2. 3. 4. Tacirler arasında gerçekleşen aşağıdaki ihbar veya ihtarlardan hangisi Türk Ticaret Kanununun öngördüğü şekil şartına uygun değildir? Noter kanalıyla yapılan

Detaylı

LİMİTED ŞİRKET MÜDÜR VE ORTAKLARININ ŞİRKET AMME BORÇLARININ ÖDENMESİNE İLİŞKİN SORUMLULUKLARI

LİMİTED ŞİRKET MÜDÜR VE ORTAKLARININ ŞİRKET AMME BORÇLARININ ÖDENMESİNE İLİŞKİN SORUMLULUKLARI LİMİTED ŞİRKET MÜDÜR VE ORTAKLARININ ŞİRKET AMME BORÇLARININ ÖDENMESİNE İLİŞKİN SORUMLULUKLARI Bülent SEZGİN* 1-GİRİŞ: 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu nun (TTK) 503 üncü maddesinde limited şirket, iki

Detaylı

BELİRSİZ ALACAK DAVASI

BELİRSİZ ALACAK DAVASI Dr. Cemil SİMİL İstanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medenî Usûl ve İcra İflâs Hukuku ABD BELİRSİZ ALACAK DAVASI İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII TEŞEKKÜR... IX İÇİNDEKİLER...XIII KISALTMALAR CETVELİ...XXIII

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ YAZARIN ÖNSÖZÜ İÇİNDEKİLER KISALTMALAR KAYNAKÇA vii xi xv xxv xxix GİRİŞ 1 Birinci Bölüm KREDİ, KREDİ TEMİNATI OLARAK TAŞINMAZ REHNİ VE İPOTEĞİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLUYLA TAKİBİN TEMELİ

Detaylı

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I ÖZET : - KESİN YETKİ KURALI BULUNMAMASI : Kesin yetki kuralı bulunmayan eldeki davada, toplanan kanıtlar ışığında davanın esasına ilişkin bir karar verilmesi gereği gözetilmeksizin, yetkisizlik kararı

Detaylı

Dr. Cengiz Serhat KONURALP İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi. İcra ve İflas Hukukunda İhtiyati Tedbirler

Dr. Cengiz Serhat KONURALP İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi. İcra ve İflas Hukukunda İhtiyati Tedbirler Dr. Cengiz Serhat KONURALP İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi İcra ve İflas Hukukunda İhtiyati Tedbirler İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR... XVII GİRİŞ...1 BİRİNCİ BÖLÜM İCRA VE

Detaylı

II 6183 SAYILI KANUNUN 79 UNCU MADDESİNDE YAPILAN DEĞİŞİKLİK

II 6183 SAYILI KANUNUN 79 UNCU MADDESİNDE YAPILAN DEĞİŞİKLİK I GENEL AÇIKLAMALAR Bilindiği gibi, 5479 sayılı Gelir Vergisi Kanunu, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun, Özel Tüketim Vergisi Kanunu ve Vergi Usul Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun

Detaylı

Türk-Alman Üniversitesi. Hukuk Fakültesi. Ders Bilgi Formu

Türk-Alman Üniversitesi. Hukuk Fakültesi. Ders Bilgi Formu Türk-Alman Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ders Bilgi Formu Dersin Adı Dersin Kodu Dersin Yarıyılı Medeni Usul Hukuku I HUK 305 5 ECTS Ders Uygulama Laboratuar Kredisi (saat/hafta) (saat/hafta) (saat/hafta)

Detaylı

Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 2010

Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 2010 Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 2010 T.C. Resmi Gazete Yayın Tarihi 24 Aralık 2009 PERŞEMBE Sayı : 27442 GENEL HÜKÜMLER Konu ve kapsam MADDE 1 (1) Bütün hukuki yardımlarda avukat

Detaylı

YARARI KALMAYAN YA DA AZALAN İRTİFAK HAKLARININ SONA ERMESİ (MK m. 785)

YARARI KALMAYAN YA DA AZALAN İRTİFAK HAKLARININ SONA ERMESİ (MK m. 785) Dr. GÜLEN SİNEM TEK Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı YARARI KALMAYAN YA DA AZALAN İRTİFAK HAKLARININ SONA ERMESİ (MK m. 785) İÇİNDEKİLER DANIŞMANIN ÖNSÖZÜ...VII ÖNSÖZ...

Detaylı

DÖNEMİ AVUKAT-VEKİLEDEN ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ

DÖNEMİ AVUKAT-VEKİLEDEN ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ 01.07.2006-31.12.2006 DÖNEMİ AVUKAT-VEKİLEDEN ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ A- SULH HUKUK MAHKEMELERİNDE GÖRÜLEN DAVALAR 1 Mirasçılık belgesinin alınması 2 Tahliye 2.500,00 YTL den az olmamak üzere

Detaylı

ORDU BAROSU BAŞKANLIĞI AVUKAT-VEKİLEDEN ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ 2013 YILI BARO TAVSİYE AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİDİR.

ORDU BAROSU BAŞKANLIĞI AVUKAT-VEKİLEDEN ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ 2013 YILI BARO TAVSİYE AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİDİR. ORDU BAROSU BAŞKANLIĞI AVUKAT-VEKİLEDEN ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ 2013 YILI BARO TAVSİYE AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİDİR. A- SULH HUKUK MAHKEMELERİNDE GÖRÜLEN DAVALAR 1 Mirasçılık belgesinin

Detaylı

T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire

T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire Esas No : 2012/4237 Karar No : 2012/7610 Anahtar Kelimeler: Serbest Dolaşıma Giriş Beyannamesi, Yatırım Teşvik Belgesi, Muafiyet Özeti: Yatırım teşvik mevzuatı koşullarına

Detaylı

ANONİM ORTAKLIKTA GENEL KURUL KARARLARININ HÜKÜMSÜZLÜĞÜ

ANONİM ORTAKLIKTA GENEL KURUL KARARLARININ HÜKÜMSÜZLÜĞÜ Prof. Dr. Erdoğan MOROĞLU İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi ANONİM ORTAKLIKTA GENEL KURUL KARARLARININ HÜKÜMSÜZLÜĞÜ Güncellenmiş ve Genişletilmiş Yedinci Baskı İstanbul - 2014

Detaylı

ADLİ YARDIM HUKUK YARGILAMASI VE İDARİ YARGIDA. Türkiye de Adli Yardım Hizmetlerinin Güçlendirilmesi Avrupa Birliği Eşleştirme Projesi

ADLİ YARDIM HUKUK YARGILAMASI VE İDARİ YARGIDA. Türkiye de Adli Yardım Hizmetlerinin Güçlendirilmesi Avrupa Birliği Eşleştirme Projesi Bu proje Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilmektedir. HUKUK YARGILAMASI VE İDARİ YARGIDA ADLİ YARDIM Türkiye de Adli Yardım Hizmetlerinin Güçlendirilmesi Avrupa Birliği Eşleştirme

Detaylı

SİLME TUŞUNU KULLANMADAN VE EKRANA BAKARAK YAZMA PDF

SİLME TUŞUNU KULLANMADAN VE EKRANA BAKARAK YAZMA PDF SİLME TUŞUNU KULLANMADAN VE EKRANA BAKARAK YAZMA PDF Aşağıdaki Satırları 5 defa klavye ile 5 defa da sanal klavye ile yazalım. 5 defa üst üste doğru olacak şekilde yazamıyorsak 3 defa klavye ile 3 defa

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 5521 S. İşMK. /1

İlgili Kanun / Madde 5521 S. İşMK. /1 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2013/1856 Karar No. 2014/215 Tarihi: 16.01.2014 İlgili Kanun / Madde 5521 S. İşMK. /1 REKABET YASAĞI SÖZLEŞMELERİNDE GÖREVLİ MAHKEMENİN TİCARET MAHKE- MESİ OLDUĞU

Detaylı

6183 SAYILI AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUNUNDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER YÜRÜRLÜĞE GİRMİŞTİR

6183 SAYILI AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUNUNDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER YÜRÜRLÜĞE GİRMİŞTİR 10.04.2006 / 75 6183 SAYILI AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUNUNDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER YÜRÜRLÜĞE GİRMİŞTİR 5479 Gelir Vergisi Kanunu,Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun, Özel Tüketim

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 5510 S. SGSK. /53

İlgili Kanun / Madde 5510 S. SGSK. /53 T.C YARGITAY 21. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/21899 Karar No. 2016/1357 Tarihi: 08.02.2016 İlgili Kanun / Madde 5510 S. SGSK. /53 ÇAKIŞAN SİGORTALILIK HALLERİNDE HANGİ SİGORTALILIĞA GEÇERLİK TANINACA- ĞININ

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 5434 S.ESK/ S. SGK/101

İlgili Kanun / Madde 5434 S.ESK/ S. SGK/101 T.C YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2012/15329 Karar No. 2013/8585 Tarihi: 29.04.2013 İlgili Kanun / Madde 5434 S.ESK/1 5510 S. SGK/101 5510 SAYILI YASANIN YÜRÜLÜĞÜNDEN ÖNCE MEMUR VE İŞTİRAKÇİ OLANLARIN

Detaylı

Ġflasa karar verilmesi ile birlikte iflas masası kurularak müflisin alacakların tahsiline giriģilir.

Ġflasa karar verilmesi ile birlikte iflas masası kurularak müflisin alacakların tahsiline giriģilir. DOĞRUDAN DOĞRUYA İFLAS İLE İFLASIN ERTELENMESİ Ġflas halleri Türk hukukunda doğrudan iflas ve takipli iflas olarak ikiye ayrılmaktadır. Doğrudan iflasta alacaklılar ya da borçlu doğrudan ticaret mahkemesinden

Detaylı

DÖNEMİ AVUKAT-VEKİLEDEN ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ ,00 TL ' den az olmamak üzere dava konusu giderilmesi) Davası

DÖNEMİ AVUKAT-VEKİLEDEN ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ ,00 TL ' den az olmamak üzere dava konusu giderilmesi) Davası 01.01.2012-31.12.2012 DÖNEMİ AVUKAT-VEKİLEDEN ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ A- SULH HUKUK MAHKEMELERİNDE GÖRÜLEN DAVALAR 1 Kat Mülkiyeti Yasasından Kaynaklanan Uyuşmazlıklar 2 Mirasçılık belgesinin

Detaylı

6100 SAYILI MUHUK MUHAKEMELERİ KANUNU NDA DAVA ÇEŞİTLERİ

6100 SAYILI MUHUK MUHAKEMELERİ KANUNU NDA DAVA ÇEŞİTLERİ 6100 SAYILI MUHUK MUHAKEMELERİ KANUNU NDA DAVA ÇEŞİTLERİ I) GENEL AÇIKLAMA 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu (HMK) 105 ve 113 üncü maddelerde sekiz dava türü tanımlanmıştır. 1086 sayılı HUMK ta bu tanımlamaların

Detaylı

7 Mirasçılık belgesinin iptali

7 Mirasçılık belgesinin iptali 01.07.2008-31.12.2008 DÖNEMİ AVUKAT-VEKİLEDEN ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ A- SULH HUKUK MAHKEMELERİNDE GÖRÜLEN DAVALAR 1 Kat Mülkiyeti Yasasından 3.150,00 YTL Kaynaklanan Uyuşmazlıklar 2 Mirasçılık

Detaylı

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I ÖZET : - YETKİ İTİRAZI : Usulüne uygun yapılmayan yetki itirazının kabulü, yetki itirazının yapılırken yetkili mahkemenin gösterilmemesi halinde geçerli bir yetki itirazının mevcut olmayacağı, buna rağmen

Detaylı

GAZİANTEP BAROSU DÖNEMİ AVUKAT-VEKİL ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ

GAZİANTEP BAROSU DÖNEMİ AVUKAT-VEKİL ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ GAZİANTEP BAROSU 01.01.2015-31.12.2015 DÖNEMİ AVUKAT-VEKİL ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ A- SULH HUKUK MAHKEMELERİNDE GÖRÜLEN DAVALAR 1 Kat Mülkiyeti Yasasından Kaynaklanan Uyuşmazlıklar 3.600,00 2

Detaylı

DANIŞTAYIN SÜRESİNDE AÇILMAYAN DAVAYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI

DANIŞTAYIN SÜRESİNDE AÇILMAYAN DAVAYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI Sirküler Rapor 26.07.2012/139-1 DANIŞTAYIN SÜRESİNDE AÇILMAYAN DAVAYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI ÖZET : Danıştay Üçüncü Daire Başkanlığının E: 2010/6979 K: 2012/667 sayılı Kanun Yararına Bozma

Detaylı

TASARRUF MEVDUATI SİGORTA FONUNUN KONTROLÜNDEKİ ŞİRKETLERİN TASFİYESİNE DAİR YÖNETMELİK

TASARRUF MEVDUATI SİGORTA FONUNUN KONTROLÜNDEKİ ŞİRKETLERİN TASFİYESİNE DAİR YÖNETMELİK TASARRUF MEVDUATI SİGORTA FONUNUN KONTROLÜNDEKİ ŞİRKETLERİN TASFİYESİNE DAİR YÖNETMELİK 02/09/2006 tarih ve 26277 sayılı Resmi Gazete de yayımlanmıştır. TASARRUF MEVDUATI SİGORTA FONUNUN KONTROLÜNDEKİ

Detaylı

DÖNEMİ AVUKAT-VEKİLEDEN ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ 4.700,00 TL

DÖNEMİ AVUKAT-VEKİLEDEN ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ 4.700,00 TL 01.01.201-31.12.201 DÖNEMİ AVUKAT-VEKİLEDEN ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ A- SULH HUKUK MAHKEMELERİNDE GÖRÜLEN DAVALAR 1 Kat Mülkiyeti Yasasından Kaynaklanan Uyuşmazlıklar 2 Mirasçılık belgesinin alınması

Detaylı

KOLEKTİF HUKUKİ YARAR ÇERÇEVESİNDE TOPLULUK DAVALARI

KOLEKTİF HUKUKİ YARAR ÇERÇEVESİNDE TOPLULUK DAVALARI Dr. MELİS TAŞPOLAT TUĞSAVUL Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medenî Usûl ve İcra İflâs Hukuku Anabilim Dalı KOLEKTİF HUKUKİ YARAR ÇERÇEVESİNDE TOPLULUK DAVALARI İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII TEŞEKKÜR...

Detaylı

ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA

ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA İCRA TAKİBİ BAŞLATILDIKTAN SONRA AÇILAN MENFİ TESPİT DAVALARI ÖZELİNDE İHTİYATİ TEDBİR KARARLARI Av. Sevinçhan AKPINAR ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA 31.01.2017 sevinchan@eryigithukuk.com Bir hukuki ilişkinin

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK/5, 41

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK/5, 41 T.C YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/26324 Karar No. 2015/14105 Tarihi: 07.09.2015 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2016/4 İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK/5, 41 TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ YETKİ

Detaylı

BAKIŞ MEVZUAT TAHSİLAT GENEL TEBLİĞİ SERİ: A SIRA NO: 1 DE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (SERİ: A SIRA NO: 11) BAŞLIK.

BAKIŞ MEVZUAT TAHSİLAT GENEL TEBLİĞİ SERİ: A SIRA NO: 1 DE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (SERİ: A SIRA NO: 11) BAŞLIK. BAKIŞ MEVZUAT BAŞLIK TAHSİLAT GENEL TEBLİĞİ SERİ: A SIRA NO: 1 DE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (SERİ: A SIRA NO: 11) Sayı 2018/64 ÖZET Tebliğde 7072, 7101 ve 7103 sayılı Kanunlarla yapılan değişikliklere

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 2821 S. SK/45

İlgili Kanun / Madde 2821 S. SK/45 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/841 Karar No. 2014/834 Tarihi: 24.01.2014 İlgili Kanun / Madde 2821 S. SK/45 PROFOSYONEL SENDİKA YÖNETİCİSİNİN HİZMET ÖDENEĞİ HUKUKA AYKIRI BULUNARAK İPTAL

Detaylı

DÖNEMİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ. A- SULH HUKUK MAHKEMELERİNDE GÖRÜLEN DAVALAR 1 Kat Mülkiyeti

DÖNEMİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ. A- SULH HUKUK MAHKEMELERİNDE GÖRÜLEN DAVALAR 1 Kat Mülkiyeti 01.01.2016-31.12.2016 DÖNEMİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ A- SULH HUKUK MAHKEMELERİNDE GÖRÜLEN DAVALAR 1 Kat Mülkiyeti 4.700,00 Yasasından Kaynaklanan Uyuşmazlıklar 2 Mirasçılık belgesinin 2.500,00 alınması 3

Detaylı

01.01.2015-31.12.2015 DÖNEMİ AVUKAT-VEKİLEDEN ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ

01.01.2015-31.12.2015 DÖNEMİ AVUKAT-VEKİLEDEN ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ 01.01.2015-31.12.2015 DÖNEMİ AVUKAT-VEKİLEDEN ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ A- SULH HUKUK MAHKEMELERİNDE GÖRÜLEN DAVALAR 1 Kat Mülkiyeti Yasasından Kaynaklanan Uyuşmazlıklar 2 Mirasçılık belgesinin

Detaylı

ONÜÇÜNCÜ DAİRE USUL KARARLARI. Anahtar Kelimeler : Dava Açma Süresi, Yazılı Bildirim, Başvuru Mercii ve Süresi, Hak Arama Hürriyeti

ONÜÇÜNCÜ DAİRE USUL KARARLARI. Anahtar Kelimeler : Dava Açma Süresi, Yazılı Bildirim, Başvuru Mercii ve Süresi, Hak Arama Hürriyeti T.C. D A N I Ş T A Y Esas No : 2014/3745 Karar No : 2014/3772 ONÜÇÜNCÜ DAİRE USUL KARARLARI Anahtar Kelimeler : Dava Açma Süresi, Yazılı Bildirim, Başvuru Mercii ve Süresi, Hak Arama Hürriyeti Özeti :

Detaylı

Geçici Hukukî Korumanın Temelleri ve İhtiyatî Tedbir Türleri

Geçici Hukukî Korumanın Temelleri ve İhtiyatî Tedbir Türleri Yrd. Doç. Dr. Evrim ERİŞİR Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medenî Usûl ve İcra-İflâs Hukuku Anabilim Dalı Geçici Hukukî Korumanın Temelleri ve İhtiyatî Tedbir Türleri İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...

Detaylı

T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire. Anahtar Kelimeler: Abonelik Sözleşmesi, Gecikme Faizi, Tahsil Edilince Beyanname Verilmesi

T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire. Anahtar Kelimeler: Abonelik Sözleşmesi, Gecikme Faizi, Tahsil Edilince Beyanname Verilmesi T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire Esas No : 2013/7569 Karar No : 2016/853 Anahtar Kelimeler: Abonelik Sözleşmesi, Gecikme Faizi, Tahsil Edilince Beyanname Verilmesi Özeti: Abonelik sözleşmeleri uyarınca

Detaylı

ANAYASA MAHKEMESİNE BİREYSEL BAŞVURU MÜRACAAT SÜRECİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR:

ANAYASA MAHKEMESİNE BİREYSEL BAŞVURU MÜRACAAT SÜRECİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR: ANAYASA MAHKEMESİNE BİREYSEL BAŞVURU Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru 1982 Anayasası nın 148. ve 149. Maddeleri ile geçici 18. maddesi hükümleri ve ayrıca 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu

Detaylı

"Tüketici Aleyhine Başlatılacak İcra Takibinde Parasal Sınır" "Tüketici Aleynine Ba~latllacak icra Takibinde Parasal ~ınırn

Tüketici Aleyhine Başlatılacak İcra Takibinde Parasal Sınır Tüketici Aleynine Ba~latllacak icra Takibinde Parasal ~ınırn "Tüketici Aleyhine Başlatılacak İcra Takibinde Parasal Sınır" "Tüketici Aleynine Ba~latllacak icra Takibinde Parasal ~ınırn T.C. YARGıTAY 13. HUKUK DAIRESI Esas No: 2015/1 0571 Karar No: 2015/8738 Karar

Detaylı