T.C. ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ
|
|
- Berk Erdem Mumcu
- 5 yıl önce
- İzleme sayısı:
Transkript
1 T.C. ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ SOL VENTRİKÜL HİPERTROFİSİ OLAN HİPERTANSİF HASTALARDA NOKTURNAL KAN BASINCI DEĞİŞİKLİĞİNİN NONİNVAZİV SANTRAL AORTİK BASINÇ, NABIZ DALGA VELOSİTESİ VE KALP HIZI DEĞİŞKENLİĞİ İLE İLİŞKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Dr. Ayşe HÜSEYİNOĞLU Kardiyoloji Anabilim Dalı TIPTA UZMANLIK TEZİ ESKİŞEHİR 2016
2
3 T.C. ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ SOL VENTRİKÜL HİPERTROFİSİ OLAN HİPERTANSİF HASTALARDA NOKTURNAL KAN BASINCI DEĞİŞİKLİĞİNİN NONİNVAZİV SANTRAL AORTİK BASINÇ, NABIZ DALGA VELOSİTESİ VE KALP HIZI DEĞİŞKENLİĞİ İLE İLİŞKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Dr. Ayşe HÜSEYİNOĞLU Kardiyoloji Anabilim Dalı TIPTA UZMANLIK TEZİ TEZ DANIŞMANI Prof.Dr.Alparslan BİRDANE ESKİŞEHİR 2016
4 iii TEZ KABUL VE ONAY SAYFASI T.C. ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DEKANLIĞINA Dr. Ayşe HÜSEYİNOĞLU na ait Sol ventrikül hipertrofisi bulunan hipertansif hastalarda nokturnal kan basıncı değişikliğinin santral aortik basınç, nabız dalga velositesi ve kalp hızı değişkenliği ile ilişkisinin değerlendirilmesi adlı çalışma jürimiz tarafından Kardiyoloji Anabilim Dalı nda Tıpta Uzmanlık Tezi olarak oy birliği ile kabul edilmiştir. Tarih: Jüri başkanı Prof. Dr. Alparslan BİRDANE Kardiyoloji Anabilim Dalı Üye Prof. Dr. Ersel ONRAT Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Üye Doç. Dr. Hüseyin Uğur Yazıcı Kardiyoloji Anabilim Dalı Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Fakülte Kurulu nun../../. tarih ve././. sayılı kararıyla onaylanmıştır. Prof. Dr. Enver İHTİYAR Dekan
5 iv TEŞEKKÜR Eğitimim süresince yakından ilgi ve desteklerini esirgemeyen, bilgi ve tecrübeleriyle bana yol gösteren, büyük emeği geçen hocalarım Prof. Dr. Bilgin TİMURALP e, Prof. Dr. Necmi ATA ya, Prof. Dr. Ahmet ÜNALIR a, Prof. Dr. Bülent GÖRENEK e, Prof. Dr. Yüksel ÇAVUŞOĞLU na, Doç. Dr. Hüseyin Uğur YAZICI ya, Doç. Dr. Taner ULUS a, tezimin hazırlanmasında desteği, deneyimleri ve bilgisiyle her zaman yanımda olan tez danışmanım Prof. Dr. Alparslan BİRDANE ye teşekkür ederim.
6 v ÖZET Hüseyinoğlu, A. Sol ventrikül hipertrofisi bulunan hipertansif hastalarda noktürnal kan basıncının noninvaziv santral aortik basınç, nabız dalga velositesi ve kalp hızı değişkenliğiyle ilişkisinin değerlendirilmesi. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kardiyoloji Anabilim Dalı, Tıpta Uzmanlık Tezi, Eskişehir, Bu çalışmanın amacı; hipertansiyonun hedef organ hasarlarından biri olan sol ventrikül hipertrofisinin geliştiği hipertansif hastalarda, prognostik değeri bilinen nokturnal kan basıncının, son yıllarda prognostik değerler olarak önem kazanan santral kan basıncı, nabız dalga hızı ve kalp hızı değişkenliği arasındaki ilişkiyi değerlendirmektir. Çalışmaya, polikliniğimize başvuran 375 hastadan ekokardiyografik incelemede sol ventrikül hipertrofisi saptanan 111 hasta dahil edildi. Hastaların tamamına ambulatuar kan basıncı ölçüm cihazı ile 24 saatlik kan basıncı takibi yapıldı ve bu hastalar gece kan basınçlarında yeterli düşüş olup olmadığına göre dipper ve non-dipper olarak iki gruba ayrıldı. Ofis ölçümleri aneroid sfigmomanometre ile ölçüldükten sonra noninvaziv santral kan basıncı ölçüm cihazı ile santral kan basınçları hesaplandı. Aynı cihazla nabız dalga hızı, kalp hızı ve kalp hızı değişkenlik indeksi hesaplandı. Dipper ve non-dipper gruplarında, kayıt edilen bireysel özellikler, ofis kan basıncı ölçümleri, ambulatuar kan basıncı ölçümleri, laboratuvar verileri, santral kan basıncı ölçümleri ve bu yolla ölçülen aortik augmentasyon indeksi, augmentasyon basıncı, nabız dalga hızı ve kalp hızı değişkenliği karşılaştırıldı. Non-dipper grupta, gece sistolik ve diyastolik kan basıncının, diyabetes mellitusun, vücut ağırlığının ve antihipertansif ilaç sayısının istatistiksel olarak anlamlı düzeyde arttığı gözlendi. Bu çalışmanın sonuçları, nokturnal hipertansiyonun, hedef organ hasarı gelişiminde rol oynadığını, morbidite ile ilişkili olduğunu ve kalp hızı değişkenliği ile ters ilişkili olduğunu gösterdi. Santral kan basıncı ile nabız dalga hızının nokturnal kan basıncından bağımsız olarak prognozu etkilediğini düşündürmüştür. Anahtar Kelimeler: Sol ventrikül hipertrofisi, nokturnal kan basıncı, santral kan basıncı, nabız dalga hızı, kalp hızı değişkenliği
7 vi ABSTRACT Huseyinoglu, A. Evaluation of association of nocturnal blood pressure with noninvasive central aortic pressure, pulse wave velocity and heart rate variability in hypertensive patients with left ventricular hypertrophy. Eskisehir Osmangazi University Faculty of Medicine, Department of Cardiology, Medical Speciality thesis. Eskisehir, The aim of this study is to evaluate the association between nocturnal blood pressure whose prognostic value is known and central blood pressure that has gotten importance in terms of prognostic values recently, pulse wave velocity and heart rate variability in hypertensive patients with left ventricular hypertrophy which is one of the target organ damages of hypertension. 111 patients with left ventricular hypertrophy detected by echocardiographic examination of 375 patients who had come to our outpatient clinic, were included to the study. 24-hour blood pressure monitoring was performed with ambulatory blood pressure measurement device for all patients and they were devided into two groups as dipper and non-dipper according to whether there was a sufficient decrease in nocturnal blood pressure or not. After office measurements were detected by aneroid sphygmomanometer; pulse pressure, central blood pressures were measured by noninvasive central blood pressure measurement device. Pulse wave velocity, heart rate and heart rate variability index were measured by the same device. In dipper and non-dipper groups; recorded individual characteristics, office blood pressure measurements, ambulatory blood pressure measurements, laboratory data, central blood pressure measurements and aortic augmentation index measured in this way, augmentation pressure, pulse wave velocity and heart rate variability were compared. It was observed that nocturnal systolic and diastolic blood pressure, diabetes mellitus, body weight and the number of anti-hypertensive drugs had statistically and significantly increased. The results of this study showed that nocturnal hypertension had taken part in development of target organ damage, was associated with morbidity and inversely related to heart rate variability. It made us think that central blood pressure and pulse wave velocity had independently effected the prognosis from nocturnal blood pressure. Key Words: Left ventricular hypertrophy, nocturnal blood pressure, central blood pressure, pulse wave velocity, heart rate variability
8 vii İÇİNDEKİLER Sayfa TEZ KABUL VE ONAY SAYFASI TEŞEKKÜR ÖZET ABSTRACT İÇİNDEKİLER SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ ŞEKİLLER DİZİNİ TABLOLAR DİZİNİ iii iv v vi vii ix xi xii 1. GİRİŞ 1 2. GENEL BİLGİLER Hipertansiyonun Tanımı ve Epidemiyolojisi Kan Basıncı Ölçümü Hipertansiyon Patofizyolojisi Hipertansiyona Bağlı Hedef Organ Hasarları Kalp Kan Damarları Böbrek Beyin Arteriyel Sertlik Arteriyel Sertlik Göstergeleri Arteriyel Sertlik Modelleri ve Basınç Ölçüm Yöntemi Arteriyel Sertliğin Ölçüm Yöntemleri Arteriyel Sertliğin Bölgesel Değerlendirilmesi Arteriyel Sertlik ve Nabız Dalga Hızı 14
9 viii Sayfa Geri Yansıma (Refleksiyon) Dalgalarının Değerlendirilmesi Arteriyel Sertlik, Augmentasyon İndeksi ve Santral Nabız Basıncı Arteriyel Sertliği Etkileyen Değişkenler GEREÇ ve YÖNTEM BULGULAR TARTIŞMA SONUÇ ve ÖNERİLER 32 KAYNAKLAR 33
10 ix SİMGELER VE KISALTMALAR ACEİ AF Aix ALT AP ARB AST BKİ Cm DKB DM EKG ESC ESH HDL HT IMK KAH KB Kg/m² KKB KMP KY LDL Anjiyotensin-1 Dönüştürücü Enzim İnhibitörü Atriyal Fibrilasyon Augmentasyon indeksi Alanin Transaminaz Augmentasyon Basıncı Anjiyotensin-2 Reseptör Blokeri Aspartat Transaminaz Beden Kitle İndeksi Santimetre Diyastolik Kan Basıncı Diyabetes Mellitus Elektrokardiyografi European Society of Cardiology (Avrupa Kardiyoloji Cemiyeti) European Society of Hypertension(Avrupa Hipertansiyon Cemiyeti) Yüksek Dansitesli Lipoprotein Hipertansiyon Intima Media Kalınlığı Koroner Arter Hastalığı Kan Basıncı Kilogram/metre² Kalsiyum Kanal Blokeri Kardiyomiyopati Kalp Yetmezliği Düşük Dansitesli Lipoprotein
11 x MI Mg/dl Mm MmHg MR M/s NB NDH SKB SSS SVH SVKİ Miyokard Infarktüsü Miligram/desilitre Milimetre Milimetre-civa Manyetik Rezonans Metre/Saniye Nabız Basıncı Nabız Dalga Hızı (Nabız Dalga Velositesi) Sistolik Kan Basıncı Sempatik Sinir Sistemi Sol Ventrikül Hipertrofisi Sol Ventrikül Kitle İndeksi
12 xi ŞEKİLLER Sayfa 2.1. Karotis-femoral NDH nın ayaktan ayağa yöntemiyle ölçülmesi 15
13 xii TABLOLAR Sayfa 2.1. Ofis kan basıncı değerlerinin tanımları ve sınıflaması (mmhg) Ofis ve ofis dışı kan basıncı değerlerine göre hipertansiyon tanımı Dipper ve non-dipper hasta gruplarında ambulatuar ve klinik kan basıncı ölçümlerinin karşılaştırılması Dipper ve non-dipper hasta gruplarında bireysel özelliklerin karşılaştırılması Dipper ve non-dipper hasta gruplarında hemogram ve kan biyokimya tetkiklerinin karşılaştırılması Dipper ve non-dipper hasta gruplarında risk faktörleri ve komorbid durumların karşılaştırılması Dipper ve non-dipper hasta gruplarında kullanılan antihipertansif tedavinin karşılaştırılması İkili Lojistik Regresyon Analizi Sonuçları 26
14 1 1.GİRİŞ Hipertansiyon, dünyada önlenebilir ölüm nedenleri içerisinde önde gelen risk faktörlerinden biridir. Hipertansiyon kalp, periferik damar, beyin, göz ve böbrekleri etkileyerek bu organlarda yol açtığı hasarlar nedeniyle morbiditesi ve mortalitesi yüksek bir hastalık haline gelmiş olup sağlık ve ekonomi alanında önemli bir yük oluşturmaktadır (1). Kan basıncı (KB) artışı, inme ve miyokart infarktüsü (MI) riskini artırır. Hem sistolik hem diyastolik kan basıncındaki yükselmelerin koroner arter hastalığı (KAH) riskini artırdığını gösteren pek çok kanıt vardır (2). Hipertansiyon (HT) komplikasyonları dünyada her yıl 9,4 milyon ölüme neden olmaktadır. Kalp hastalıklarına bağlı ölümlerin %45 inden, inmeye bağlı ölümlerin %51 inden hipertansiyon sorumludur. Türkiye de erişkinlerde yapılan epidemiyolojik çalışmalarda hipertansiyon prevalansı kadınlarda %36,1, erkeklerde %27,5 ve ortalama %31,8 olarak bulunmuştur. 4 yıllık insidans hızı ise %21,4 (>65 yaşta %43,3) olarak belirlenmiştir (3). Arteriyel sertliğin ve pulsatil yükün kardiyovasküler hastalıklara, HT ve kalp yetersizliği (KY) patofizyolojisine önemli katkısı giderek artan oranlarda anlaşılmaktadır (4). Sol ventrikül hipertrofisi (SVH), hipertansiyonun yol açtığı bir hedef organ hasarıdır. Sistolik kan basıncında (SKB) 20 mmhg ve/veya diyastolik kan basıncında (DKB) 10 mmhg yükselme, SVH ve kardiyovasküler hastalık gelişme riskini belirgin şekilde artırmaktadır (5). Yapılan çalışmalarda, SVH; inme, akut koroner sendromlar, KY ve ani ölüm riskinde artış ile ilişkili bulunmuştur (6). SVH, hipertansif hastaların yaklaşık %30 unda görülmektedir ve bu oran ciddi hipertansiyonu olan olgularda %90 a ulaşmaktadır (7). Sistemik arteriyel HT da artmış art yük ve aktive olan nörohormonal mekanizmalara bağlı olarak miyosit hipertrofisi, intramiyokardiyal koroner arterlerde mediyal hipertrofi ve kollajen birikimi sonucu kalp dokusunda fibrozis gelişir. Tüm bu değişiklikler SVH ne yol açar. SVH, hipertansif hastalarda morbidite ve mortalitenin bağımsız ön gördürücüsüdür (8). Kan basıncı ölçüm yöntemleri HT tanısında ve takibinde önemli bir yer tutar. Aortik kan basıncı ölçülmesinin brakiyal arter ölçümlerine göre kardiyovasküler risk
15 2 değerlendirmesinde daha doğru sonuçlar vereceği öne sürülmektedir. Ayrıca periferik ve santral sistolik basınç ve nabız basıncı değerleri, antihipertansif ilaçlardan farklı şekillerde etkilenebilir. Kardiyovasküler risk değerlendirmesi için santral kan basıncının ölçümü değerli olmakla birlikte invazif olması ciddi sıkıntılara yol açmaktadır (9). İnvazif olmayan yöntemlerle ölçülen santral sistolik kan basıncı ve nabız basıncı ile kardiyovasküler risk değerlendirmesi ilk olarak son dönem böbrek hastalarında yapılmıştır (10). Bu çalışmalar; santral SKB ve NB nın tüm nedenlere bağlı ve kardiyovasküler mortalite için güçlü belirteçler olduğunu göstermektedir. Düşük kalp hızı ile kardiyovasküler sağlık arasında iyi bilinen bir ilişki vardır. Semptomatik iskemik kalp hastalığı ve kronik stabil kalp yetmezliği olan hastalarda beta blokaj ile kalp hızının düşürülmesinin oldukça efektif bir tedavi yöntemi olduğu gösterilmiştir. Kalp hızının santral basınçlar üzerinde daha etkili olduğu gösterilmiştir (11). Hipertansiyonun uç organ hasarını ön gördürmede önemli bir belirleyicisi de nokturnal kan basıncı değerlendirilmesidir. Nokturnal kan basıncı, ofis ölçümleri ile zayıf bir ilişki içinde olsa da kardiyovasküler mortalite için güçlü bir prognostik faktör olarak değerlendirilmektedir. Gece uykusu boyunca kan basıncında yeterli olmayan düşüş, hedef organ hasarı ile korelasyon göstermektedir ve kötü prognoz göstergesi olarak değerlendirilmektedir (12). Yapmış olduğumuz bu çalışmada, sol ventrikül hipertrofisi bulunan hipertansif hastalarda nokturnal kan basıncının noninvaziv santral aortik basınç, nabız dalga hızı ve kalp hızı değişkenliğiyle ilişkisinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
16 3 2.GENEL BİLGİLER 2.1. Hipertansiyonun Tanımı ve Epidemiyolojisi Hipertansiyon, SKB nın 140 mmhg veya üzerinde, DKB nın da 90 mmhg veya üzerinde olması ya da kişinin antihipertansif ilaç kullanıyor olması olarak tanımlanmaktadır (13). Hipertansiyon, etyolojisine göre primer (esansiyel) HT ve sekonder HT olarak sınıflandırılır. Primer Hipertansiyon: Hipertansif hastaların %90-95 i bu grupta yer alır ve kan basıncını yükselten belirli bir neden bulunmamaktadır. Tansiyonu yükseltecek direkt bir neden bulunmasa da sedanter yaşam, sigara, emosyonel stres, obezite ve alkol gibi bazı durumların pirmer HT ye neden olduğu düşünülmektedir. Sekonder Hipertansiyon: Endokrinolojik hastalıklar, böbrek hastalıkları ve gebelik gibi altta yatan bir hastalığa bağlı olarak gelişen tansiyon yükseklikleri olarak tanımlanır ve bütün hipertansif olguların %5 i kadarını oluşturur ve bu olguların çoğunda neden kronik böbrek parankim hastalığına bağlı olarak gelişir. Diğer tüm nedenler HT etyolojisinde %1-3 kadar rol oynamaktadır. Hipertansiyon şiddetine göre sınıflandırılıp evrelere ayrılmıştır. Avrupa Hipertansiyon Topluluğu/Avrupa Kardiyoloji Topluluğu nun (ESH/ESC) 2013 kılavuzunda HT un şiddetine göre sınıflandırılması tablo 1 de sunulmuştur (14). Tablo 2.1.Ofis kan basıncı değerlerinin tanımları ve sınıflaması (mmhg) Kategori Sistolik Diyastolik Optimal <120 Ve <80 Normal ve/veya Yüksek normal ve/veya Evre 1 hipertansiyon ve/veya Evre 2 hipertansiyon ve/veya Evre 3 hipertansiyon >180 ve/veya >110 İzole sistolik hipertansiyon >140 Ve <90
17 4 Sadece Amerika Birleşik Devletleri nde 78,4 milyon hipertansif erişkin hasta vardır ve bu, bütün erişkinlerin üçte birini oluşturmaktadır. Hipertansif hastaların sadece %78 i hipertansiyon hastası olduğunu bilmektedir ve bunların da sadece %68 i bir antihipertansif tedavi almaktadır. Hastaların sadece %64 ünün kan basınçları kontrol altına alınmaktadır (13). Hipertansif hastaların kardiyovasküler hastalık riski kendi yaş grubundaki normotansif bireylere göre 2-3 kat daha yüksektir. Hipertansiyon tedavi edildiğinde bu riskte anlamlı bir düşüş gözlenmektedir ve azalma kalp yetmezliği ve stroke görülme riskinde belirgin olarak kaydedilmiştir. Ayrıca hipertansiyonun beklenen yaşam süresini beş yıl kadar kısalttığı gösterilmiştir (13). Avrupa da da HT sıklığı benzer bir oranda görülmektedir. Farklı Avrupa ülkelerinde hipertansiyon prevalansının ve KB değerlerinin zamana bağlı değişimini gösteren sınırlı sayıda karşılaştırmalı veri mevcuttur. Genel toplumda hipertansiyon prevalansı %30-45 arasında değişmekte ancak yaşlanmayla birlikte keskin bir artış gözlenmektedir (14) Kan Basıncı Ölçümü Kan basıncı gün içinde, mevsimlere göre ve farklı ortamlarda ölçüldüğünde farklılık gösterdiği için HT tanısı, belirli bir zaman aralığında, farklı zamanlarda yapılan birden çok KB ölçümüne dayanmalıdır (15). KB ölçülürken dikkat edilmesi gereken durumlar şöyle özetlenebilir: KB ölçümlerine başlamadan önce hastanın sessiz bir odada birkaç dakika oturması sağlanmalıdır. 1-2 dakika arayla en az iki ölçüm yapılmalı ve ilk iki ölçüm birbirinden büyük ölçüde farklıysa, ek ölçümler yapılmalıdır. Standart bir manşon (35 cm uzunluğunda ve cm genişliğinde) kullanılmalı, ancak şişman ve zayıf kollar için de sırasıyla daha büyük ve daha küçük manşonlar bulunmalıdır. Çocuklarda daha küçük manşon kullanılmalıdır (16). Hastanın pozisyonu ne olursa olsun manşon kalp düzeyinde olmalıdır. Sırasıyla, sistolik ve diyastolik KB ölümü için, faz I ve V (kayboluş) Korotkoff sesleri kullanılmalıdır. İlk muayene ziyaretinde, periferik damar hastalığına bağlı olası farklılıkları saptamak için KB iki koldan ölçülmelidir. Bu durumda, referans olarak en yüksek değer alınmalıdır. Postural hipotansiyon, sık rastlanılabilen veya bu
18 5 durumdan kuşkulanılan ileri yaştaki, diyabet ve diğer durumların bulunduğu hastalarda KB, ayakta pozisyon alındıktan 1 ve 5 dakika sonra ölçülmelidir. Kalp hızı nabız palpasyonuyla (en az 30 saniye), oturur durumdaki ikinci ölçümden sonra ölçülmelidir (15,16). Ambulatuar KB ölçümü ise şu durumlarda düşünülmelidir: Aynı veya farklı muayenehane ziyaretlerindeki ölçümlerde önemli değişiklikler saptanması, diğer yönlerden toplam kardiyovasküler riski düşük olan hastalarda, muayenehanede ölçülen KB nın yüksek olması, muayenehane ve evde ölçülen KB değerleri arasında belirgin uyumsuzluk bulunması, ilaç tedavisine dirençten kuşkulanılması, özellikle ileri yaştaki ve diyabetik hastalarda hipotansif epizotlardan kuşkulanılması, gebe kadınlarda muayenehanedeki KB yükselmesi ve preeklampsi kuşkusu olması (17). Ambulatuar KB ölçümü, özel bir cihazın hasta üzerinde 24 saat süreyle taşınarak günlük aktivite ve uyku sırasında KB kayıtlarının alınması ile yapılır ve hipertansiyon tanı ve takibinde ideal bir yöntemdir (3). Klinik pratikte, genellikle, gündüz 15 dakikada bir ve uyku döneminde 30 dakikada bir ölçüm alınır (23). Uygun değerlendirmeyi sağlamak için, 24 saat boyunca uyanık dönemde yirmi ve uykuda yedi ölçüm alınması ve ölçümlerin belirtilen sayının <%70 i olması halinde ambulatuar kan basıncı ölçümünün tekrarlanması önerilir (18). Ambulatuar kan basıncı ölçümlerinin kardiyovasküler olay gelişimi açısından prognostik değeri ofis ölçümlerinden daha yüksektir ve yüksek kan basıncının daha hızlı kontrol altına alınmasıyla ilişkili bulunmuştur (19,20). Hipertansiyonun uç organ hasarını ön gördürmede önemli bir belirleyicisi de nokturnal kan basıncı değerlendirilmesidir. Nokturnal kan basıncı, ofis ölçümleri ile zayıf bir ilişki içinde olsa da kardiyovasküler mortalite için güçlü bir prognostik faktör olarak değerlendirilmektedir (12). Son yıllarda yapılan, ofis ve nokturnal kan basıncı ölçümlerini karşılaştıran bazı büyük çalışmalarda, ofiste yapılan kan basıncı ölçümleri, ambulatuar kan basıncı ölçümlerine göre ortalama 10/5 mmhg daha yüksek bulunmuştur (21). Bu veriler, HT tanısı koyma ve en uygun tedavi şeklini belirlemede ambulatuar kan basıncı ölçümlerinin ESC/ESH 2013 kılavuzunda tanı ve takipte önerilen metotlar arasında belirtilmesini sağlamıştır (tablo 2)(18).
19 6 Ambulatuar kan basıncı ölçümü, beyaz önlük hipertansiyonu tanısını koyma veya dışlamada da önemli bir rol oynar (22). Beyaz önlük hipertansiyonu ve nokturnal hipertansiyon artmış kardiyovasküler olay sıklığı ile ilişkili bulunmuş olup ambulatuar kan basıncı ölçümlerinin bu durumların değerlendirilmesinde en iyi seçenek olduğu belirtilmiştir (18). Kan basıncı, gece boyunca azalma gösterir ve buna dipping adı verilir. Gece kan basıncı değerlerinin, gündüz kan basıncı değerlerinin %10 undan daha fazla azalma göstermesi beklenir ve bu olgularda uykuda ölçülen ortalama kan basıncının gündüz ölçülen ortalama kan basıncına oranı <0,9 olarak belirlenmiştir. Bu oranın >1,0 olması dipping yokluğu (nondipping), 0,9 ile 1,0 arasında olması ılımlı dipping, 0,8 ile 0,9 arasında olması dipping, <0,8 olması aşırı dipping olarak sınıflandırılır (24,25). Dipping kaybının olası sebepleri arasında uyku apne sendromu, obezite, aşırı miktarda tuz tüketimi, kronik böbrek yetmezliği, diyabetik nöropati ve ileri yaş sayılabilir. Pek çok çalışmada, gelişmiş sol ventrikül hipertrofisi, karotis intima-media kalınlığı ve organ hasarının diğer bulguları ofis kan basıncı ölçümlerine kıyasla ambulatuar kan basıncı ölçümleri ile daha yakından ilişkili bulunmuştur (26,27). Yine, benzer şekilde, ambulatuar kan basıncı ölçümlerinin, morbid ve mortal seyirli kardiyovasküler olaylarla güçlü bir ilişki içinde olduğu bilinmektedir (16, 28-30). Ambulatuar kan basıncı ölçümlerinin ofis ölçümlerine üstünlüğü, genç ve ileri yaş, kadın ve erkek cinsiyet, tedavi almakta olan ve olmayan, kardiyovasküler ve böbrek hastalığı olan ve bu hastalıklar açısından yüksek riskli olan tüm hastalarda gösterilmiştir (19, 31-33). Tablo 2.2.Ofis ve ofis dışı kan basıncı değerlerine göre hipertansiyon tanımı Sistolik KB (mmhg) Diyastolik KB (mmhg) Ofis KB 140 ve/ veya 90 Ambulatuar KB Gündüz (uyanık) 135 ve/ veya 85 Gece (uykuda) 120 ve/ veya saat 130 ve/ veya 80 Ev KB 135 ve/ veya 85
20 7 2.3.Hipertansiyon Patofizyolojisi Hipertansiyon, bir kan basıncı regülasyonu bozukluğudur. Sistemik kan basıncını belirleyen ve birbiriyle etkileşen birçok faktör olması nedeniyle hipertansiyondan sorumlu tek bir etyoloji veya patofizyolojik mekanizma yoktur. Bu nedenle primer hipertansiyon olarak adlandırılır. Kan basıncının kontrolü böbrekler, santral sinir sistemi, periferik sinir sistemi, vasküler endotel ve adrenal bez arasındaki karmaşık etkileşimlerle sağlanır. Bu heterojenik hastalık durumunda farklı hipertansif şekillerde kan basıncı yükselmesine neden olan patofizyolojik mekanizmalar içinde farklı faktörlerin bir etkileşimi vardır. Bu etkileşim kan basıncı fenotipine etki eden genetik bir altyapı üzerinde gerçekleşir. Bu genetik yatkınlık ise, kişinin kan basıncını düzenleyen ve kan basıncı üzerinde yükseltici veya düşürücü etkileri olan birçok genin birbirine olan üstünlük veya çekinikliği ile belirlenir. Bu genetik altyapı üzerinde kişinin yaşam tarzı, sosyoekonomik durumu, çevresel faktörleri, demografik ve metabolik özelliklerini belirleyen birçok faktörün etkileşimiyle kan basıncı değişiklikleri belirlenir. Kan basıncını belirleyen hemodinamik parametreler kalp debisi ve periferik arteriyel direnç olduğuna göre, hipertansiyona neden olan faktörler bu ikisinden birinde veya her ikisinde artışa yol açmak suretiyle etki ederler. Yeni teşhis edilmiş hipertansiyonu olan özellikle genç hastalarda kalp debisinin artmış olduğu hiperkinetik bir dolaşımın varlığı saptanabilir. Bu debi artışı iki farklı mekanizmayla gerçekleşebilir; intravasküler hacim artışı (ön yük) veya kalbin nöral uyarımının artmasına bağlı kontraktilitenin artması. Fakat, her ne kadar hastaların bazılarında hipertansiyonun başlangıç evrelerinde kalp debisi yüksek bulunsa da, hipertansif hastaların tipik hemodinamik bulgusu, artmış periferik vasküler dirence eşlik eden normal kalp debisidir. Hipertansiyon oluşumunda rolü olan patofizyolojik faktörler arasında artmış sempatik sinir sistemi (SSS) aktivitesi, sodyum tutan hormonların ve vazokonstriktör maddelerin aşırı üretimi, vazodilatatör maddelerin yetersiz üretimi, renin üretimindeki dengesizlikler, diyetle sodyumun fazla ve potasyumun az alınması, obezite, insülin direnci ve diyabet, damar hücre büyümesinde etkili faktörlerin aşırı üretimi sayılabilir (34).
21 Hipertansiyona Bağlı Hedef Organ Hasarları Hipertansiyona eşlik eden kardiyak, vasküler, retinal ve serebral, sessiz ya da klinik organ hasarının bulunması kardiyovaskuler riskin yüksek olduğunu göstermektedir Kalp Hipertansiyona bağlı olarak kalpte en sık görülen değişiklik sol ventrikül hipertrofisidir. EKG nin duyarlılığı ekokardiyografiden daha düşüktür. Ekokardiyografi ile sol ventrikül hipertrofisinin tipi belirlenebilmektedir. [Sol ventrikül kitle indeksi (SVKİ): Diyastol sonu sol ventrikül çapı / (arka duvar + septum kalınlığı)]. SVKİ 0,42 olması konsantrik hipertrofiyi, SVKİ < 0,42 olması eksantrik hipertrofiyi gösterirken sol ventrikül kitlesi normalken SVKİ 0,42 olması konsantrik yeniden şekillenme olarak değerlendirilmektedir. Bütün hipertrofi tipleri artmış kardiyovasküler hastalık insidansını öngörmekle birlikte, kardiyovasküler risk artışının en fazla konsantrik hipertrofide olduğu gösterilmiştir. Hipertansiyona bağlı gelişen bir diğer patoloji ise miyokardiyal diyastolik işlev bozukluğudur ve ekokardiyografi ile mitral akım hızları ve mitral anuler doku hızları ölçülerek diyastolik işlev değerlendirilebilmektedir. Hipertansif hastalarda diyastolik işlev bozukluğu %25 e varan oranlarda görülebilmektedir. Diyastolik işlev bozukluğunun da atrial fibrilasyon riskini arttırdığına yönelik kanıtlar mevcuttur Kan Damarları Hipertansiyona bağlı geniş arterlerde oluşan değişiklikler girişimsel olmayan yöntemlerle de değerlendirilebilmektedir. Karotis arterde intima-media kalınlığı (IMK) veya plak saptanması hem inme hem de kardiyovasküler olayı öngörmede önemli bir belirteçtir. IMK > 0,9 mm olması hipertansiyona bağlı organ hasarı olarak kabul edilmektedir. Periferik arter hastalığı ve ilerlemiş aterosklerozu göstermede bir diğer yöntem ise ayak bileğibrakiyal kan basıncı indeksidir. Sürekli akım doppler cihazı ve manometre ile ayak bileğinden ve brakial arterden sistolik kan basıncı değerleri tespit edilerek hesaplanır.
22 9 Ayak bileği-brakial kan basıncı indeksinin < 0,9 olması arteriyel hasarı göstermektedir. Ateroskleroza bağlı olarak büyük arterlerde vasküler kompliyans azalmakta ve basınç dalgalarını iletim hızları artmaktadır. Karotis femoral nabız dalga hızı arteriyel sertliği saptamada önemli bir girişimsel olmayan yöntemdir. Aort sertliği ve kardiyovasküler olaylar arasındaki ilişki sürekli olmakla birlikte ESC 2013 hipertansiyon kılavuzunda 12 m/s eşik değeri üstündeki nabız dalga hızlarında aort işlevinde anlamlı değişikliklerin başladığı belirtmektedir. Karotis-femoral nabız dalga hızının, komplikasyonsuz hipertansif hastalarda tüm nedenlere bağlı mortalite, kardiyovasküler morbidite, koroner olaylar ve inmeye ilişkin bağımsız olay öngördürücüsü olduğu belirtilmektedir Böbrek Hipertansif böbrek hastalığını saptamada iki temel yöntem kullanılmaktadır: idrarda mikroalbüminüri ve glomerüler filtrasyon hızı. Mikroalbüminüri varlığı diyabetik olan veya olmayan hipertansiflerde kardiyovasküler mortalite ve morbidite artışı ile ilişkilidir. Hipertansif hastalarda gelişen renal hasar, hastalar tedavi olmuş olsalar bile gelecekteki kardiyovasküler olaylar ve mortalite açısından önemli bir öngördürücü faktördür Beyin Hipertansiyona bağlı küçük sessiz beyin infarktları, mikro kanamalar ve beyaz madde lezyonları yapılan MR görüntüleme çalışmalarında saptanmıştır. Bu durum hipertansif hastalarda artmış inme, bilişsel fonksiyonlarda bozulma ve demans ile ilişkilidir (35). Son yıllarda, hipertansiyonun hedef organ hasarını öngördürebilen ve dolayısıyla tanı ve takipte önemli yer tutan vasküler fonksiyon testleri geliştirilmiş olup bunların bir kısmı hipertansiyon gelişiminde yer alan patofizyolojik mekanizmalar üzerine etki gösteren arteriyel sertlik ile ilgili hesaplamalardır.
23 Arteriyel Sertlik Aort sertliği, esnek bir arter olan aort duvarının her bir ventriküler ejeksiyonu sırasında oluşan siklik basınç değişimlerine karşı genişleme kapasitesinin azalması olarak tanımlanır. Santral arteriyel sertlikte artma yaşlanmanın bir işaretidir (36). Ayrıca diyabet, ateroskleroz ve kronik böbrek hastalığı sonucunda da olabilir. Santral damarların genişleme kapasitesinin azalması, arter basıncını ve akım dinamiğini değiştirir (37). Bunun sonucunda KY, MI, ani kardiyak ölüm gibi kardiyak ve inme, demans, böbrek yetersizliği gibi kalp dışı diğer komplikasyonların gelişimi gözlenebilir (36,37). Esneklik, bir cisme uygulanan kuvvet ve meydana getirdiği biçim değişikliği ile ifade edilir. Birim alana düşen kuvvete ise gerilim denir. Meydana gelen biçim bozukluğunun orijinal haline oranına ise germe adı verilir. Arteriyel damarların biyolojisinde mekanik stres basınç olarak, germe ise çapta meydana gelen değişiklik olarak tanımlanır (38). Aralarındaki ilişki doğrusal olmadığı için, verilen basınçtaki eğrinin eğimi esnekliği yansıtır. İster sert, ister esnek olsun büyük çaplı bir arterde basınç artışıyla meydana gelen hacim uyumu küçük bir arterden daha fazladır. Bu değişiklik, arteriyel uyumlardaki değişikliklerin karşılaştırılmasında yanlış yönlendirici olabilir (39). Esneklik ise uyumda meydana gelen kısmi değişikliklere karşılık gelen çaptaki ya da hacimdeki değişikliklerdir. Esneklik değişik boyutlardaki arterleri karşılaştırmada faydalıdır. Arteriyel sertlik sigara içimi, hiperkolesterolemi, diyabet, HT gibi bilinen aterosklerotik risk etmenlerinin artışı ve yaşlanmanın sonucu olarak gelişir. Artmış arteriyel sertlik ya da azalmış esneme kapasitesi damar sisteminin yaygın aterosklerotik tutulumunun göstergesidir (37). Aortta sertlik oluşumu SKB ve kalbin önündeki yükün artmasına, DKB ve koroner kan akımının azalmasına neden olur. Takip eden dönemde sol ventrikül hipertrofisi gelişir. Koroner iskemi ortaya çıkar ve kardiyovasküler olayların gelişimi hızlanır (46). Arteriyel sertlik mortalitenin bir göstergesi olmasının yanısıra; böbrek hastalığı, inme, demans, KY ve MI gibi damarsal hastalıklar için de belirleyici öneme sahiptir. Arterlerde ortaya çıkan sertlik aynı zamanda stres artışına neden olarak aterosklerotik plak rüptürüne neden olabilir (47). Son zamanlarda Safar ve ark. (10) arteriyel sertliğin stresle ve istirahatte olan
24 11 enerji tüketimine, yalnızca katkıda bulunmakla kalmayıp, aynı zamanda yaşlılarda ortostatik hipotansiyon ve daha fazla nefes darlığı oluşumuna katkıda bulunduğunu rapor etmişlerdir Arteriyel Sertlik Göstergeleri Arteriyel sertlik göstergeleri olarak; nabız dalga hızı, augmentasyon basıncı, augmentasyon indeksi ve kompliyans kullanılır (40). Nabız Dalga Hızı: Arteriyel segment boyunca yayılan nabzın hızı olarak tanımlanır. Uzaklık/zaman farkı (m/s) Arteriyel Uyum (Kompliyans): Basınç artışına göre çapta meydana gelen mutlak değişim. Çap farkı/basınç farkı Augmentasyon indeksi: Augmentasyon basıncı (P2-P1)/Nabız basıncı Aort kökünde sol ventrikül ejeksiyonuna bağlı yükselen basınç yansıyan basınç dalgası ile üst üste gelmektedir. Her iki dalganın kesiştiği nokta augmentasyon noktası olarak isimlendirilmektedir. Augmentasyon indeksi (AIx), aortik basınç dalgasının yansıyan dalga nedeni ile yükselme miktarının nabız basıncına oranı olarak tanımlanmaktadır Arteriyel Sertlik Modelleri ve Basınç Ölçüm Yöntemi Arteriyel sistemin incelenmesi için iki farklı örnek ortaya atılmıştır. Windkessel örneğinde, arteriyel sistem yangın hortumu sistemine benzetilir. Büyük arterlere benzetilen ters çevrilmiş hava dolu bir kubbe aralıklı çalışan bir pompa tarafından üretilen akım pulsasyonlarını tamponlar (41). Geniş kalibreli yangın hortumu bir kanal olarak hareket eder ve hortumun ucundaki ağızlık periferik arteriyollere benzer. Bu örnek arteriyel ağacın iletim ve tamponlama işlevlerini ayırır. Sadece direnç arttığı zaman sistolik ve diyastolik kan basıncında eşit derecede artışla birlikte ortalama KB artar (42). Bununla birlikte, esneklikte ek bir azalma olduğunda ortalama KB aynı miktarda artar. Fakat KB dalgalanmaları artarak sistolik KB nı orantısız biçimde artırırken DKB da belirgin bir değişim olmaz. Bununla birlikte Windkessel örneği iki önemli sınırlamaya sahiptir. Birincisi, arteriyel
25 12 sistemin tamponlama ve iletim işlevleri ayrı değildir (43). Aort ve ana dalları her iki özelliğe de eş zamanlı sahiptir. Ek olarak, en elastik arter aorttan, daha müsküler ve daha az elastik periferik arterlere doğru gidildiğinde tamponlama işlevi ilerleyici bir şekilde azalır. Ancak iletim işlevinde belirgin artış olur. İkincisi, Windkessel örneği, nabız dalgası hızının sonsuz bir değere sahip olduğunu varsayar. Arteriyel sistem boyunca basınç dalga hızı sabit olmadığı için bu varsayım gerçekleşmeyebilir. Bu heterojeniteyi ise bitişik arteriyel bölümlerdeki ayrı ayrı iletim ve tamponlama miktarları belirler. Özellikle sağlıklı kişilerde periferik arterler santral arterlerden daha serttir. Bu fenomen, periferden kalbe doğru gidildikçe damarlardaki basınç dalgasının genliğinde artışa yol açar. Bu durum basınç artışı (amplifikasyonu) olarak bilinir (42,43). Bir arter boyunca taşınan nabız dalgası genliğinin sınırlı bir değer olduğunu varsayan yayılım örneğini (propagatif model) arteriyel sisteme uygulamak daha doğru bir yaklaşımdır. Bu örnek, periferik direnç noktalarında sonlanan ve değişken elastik özellikleri olan gerilebilir basit bir tüpten oluşur. Tüpün dağılmış elastik özellikleri ileri yönlü nabız dalgası oluşumuna izin verir. Böylece tüpün sonundan, direnç noktasından ve çok sayıda dallanma noktasından yansıyan nabız dalgası oluşur. Oluşan nabız dalgasının yayılımı arteriyel tüpün gerilebilirliği ile ters yönlü ilişkilidir. Bu örnekler üzerinde daha fazla çalışılınca, tüpün sonunun yüksek bir dirence sahip olduğu, ileri yönlü dalgaların bu yüksek direnç noktalarından yansıdığı ve geriye doğru dalgaların üretildiği gösterildi (41,43). Normal bir arteriyel sistemde, sol ventrikül ejeksiyonu ile birlikte tüm sistem boyunca ileri yönlü yayılan sistolik bir nabız dalgası oluşur. Bu dalga periferden yansıyarak diyastolde geri döner ve ikincil dalgalanmalar (fluktuasyonlar) oluşturur. Bu sayede diyastol esnasında da santral (aort kökü) basınç belirli bir seviyede tutulmuş ve koroner perfüzyon desteklenmiş olur (44). Arteriyel sertlik arttığı zaman arteriyel sistem boyunca yayılan nabız dalgasının hızı artar. Bu ise nabız dalgasının perifere daha hızlı ulaşmasına ve daha erken yansımasına yol açar. Yansıyan dalganın kalbe ulaşması zamanla diyastolden sistole kayar. Bu dalgalar ileri yönlü dalgalarla birleşirler ve sistolik basınç artar. Öte yandan diyastolik dalgalanmaların (fluktuasyon) azalması nedeni ile KB nda diyastolde keskin bir düşüş olur. Sonuç
26 13 olarak, arteriyel sertliğin artışı, aort kökündeki basıncın (santral aort basıncı) geç sistolde artmasına (art yük), diyastolde azalmasına ve ortalama arteriyel basıncın artmasına sebep olur (42-44) Arteriyel Sertliğin Ölçüm Yöntemleri Arteriyel sertlik hipertansif hastalarda kardiyovasküler hastalıkların güçlü bir prediktif göstergesidir. Arteriyel sertliği ölçme yöntemleri aşağıda sıralanmıştır: Nabız Dalga Hızı Augmentasyon indeksi Arteriyel Kompliyans Ambulatuar Arteriyel Sertlik İndeksi X-ray Kalsifikasyon Skorlaması Aortik nabız dalga hızı (NDH), arteriyel sertliği ölçmek için kullanılan altın standart yöntemdir (45). Arteriyel nabız dalgası analizinin gündeme geldiği ilk yıllardan beri nabız dalgası kaydı ve analizi uzun süre girişimsel olarak yapılmıştır. Daha sonra ultrason ve manyetik rezonans görüntüleme gibi ileri teknolojik gelişmeler sayesinde girişimsel olmayan yöntemler ortaya çıkmıştır. Yapılan kapsamlı araştırmalar sonrası bu yeni yöntemlerin geçerliliği ispatlandıktan ve artmış arteriyel sertliğin önemi anlaşıldıktan sonra kullanımları daha da yaygınlaşmıştır. Girişimsel olmayan yöntemler sayesinde fizik bakı sırasında dahi arteriyel sertliğin değerlendirilmesinin önü açılmıştır. Arteriyel sertlik analizi klinik olarak birbirini tamamlayan iki farklı yöntemi içerir. Arteriyel sertlik saptanması (bölgesel / yerel / sistemik) Yansıyan nabız dalgası (dalga refleksiyon) analizi Sistemik arteriyel sertlik sadece dolaşım örneklerinden tahmin edilebilir. Bunun tersine bölgesel arteriyel sertlik arteriyel sistem boyunca farklı yerlerden direkt ve noninvazif yöntem ile ölçülebilir. Dalga geri yansıması (refleksiyonu) analizi periferik bir arterden (genellikle radiyal, karotis ve brakiyal arter) nabız dalgası kaydı ile yapılır. Bu dalgadan santral nabız dalgası elde edilerek çeşitli
27 14 analizler yapılır. Bu analizlerde nabız dalgasının farklı özelliklerini (basınç, distansiyon, doppler vb.) ölçen çok sayıda girişimsel olmayan cihaz kullanılmaktadır Arteriyel Sertliğin Bölgesel Değerlendirilmesi Bölgesel arteriyel sertlik saptanmasında en sık olarak aorta kullanılır. Torasik ve abdominal aorta arteriyel tamponlama işlevine en büyük katkıyı yapar ve aortik NDH çok çeşitli topluluklarda sonuçların bağımsız ön gördürücüsüdür (48). Bununla birlikte, bütün arteriyel alanlar değerlendirmede kullanılabilir. Bölgesel sertlik için kullanılan yöntem NDH ölçümüdür Arteriyel Sertlik ve Nabız Dalga Hızı Arteriyel vuru, kalp kasılmaları ile atılan kanın periferik arterler boyunca yarattığı dalgalanmadır. Sol ventriküldeki kan aort kapağı aracılığı ile perifere boşalırken, arteriyel ağacın çap, basınç ve akım özellikleri ile etkileşir (49). Sol ventrikül kasılması ile kanın çıkan aortaya atılması tüm vücuttaki arter duvarlarında bir basınç dalgası oluşturur. Bu basınç dalgası arterlerin yapısına ve kalbe olan uzaklıklarına bağlıdır. Vücudun çeşitli bölgelerindeki arterlere farklı hız, genlik ve yapıda ulaşır (50). Bu basınç dalgası girişimsel kateterler ya da dışsal (eksternal) basınç transdüserleri ile kaydedilebilir. Girişimsel olmayan basınç transdüserlerinin en önemli avantajları arteriyel ağacın birçok yerinden kayıt alabilmeleridir. Sol ventrikülün kasılması ile kanın çıkan aortaya atılması aortu dilate eder ve arteriyel ağaca belli hızlarda yayılım gösteren bir nabız dalgası oluşturur. Bu dalganın yayılım hızı arteriyel sertliğin bir ölçütü olan NDH dır. Hız ne kadar yüksekse arteriyel sertlik o kadar fazla ve arteriyel genişleyebilme kabiliyeti o kadar zayıftır. Genişleyebilirlik belirli çapta oluşan basınç değişikliğine cevap olarak gelişen rölatif çap/hacim, uyum (kompliyans) ise mutlak çap/hacim değişikliği olarak tanımlanabilir (50). Esneklik, genişleyebilirliğin kantitatif ölçümüdür. Sertlik ise, uyum ve genişleyebilirlik kavramlarına anlamca zıt, özgün olmayan bir kavramdır. Nabız basıncı, sol ventrikül ejeksiyonu ile oluşup, arter duvarının elastik ve geometrik özellikleri ile kanın yoğunluğuna bağlı bir hız ile arteriyel sisteme dağılır. Nabzın belli uzunluktaki arteriyel segmentteki hareket hızı olarak tanımlanan NDH,
28 15 nabız basıncı kaydının yapıldığı iki bölge arasındaki uzaklık ve aradaki zaman farkı ile ilişkilidir (49,50). NDH nın esas belirleyicileri arter duvarının ve arter lümeninin özellikleridir. Aort sertliği için en uygun ölçüm yöntemlerinden birisi de karotis-femoral arterler arası NDH ölçümüdür. Bu ölçüm, sağ karotis ve sağ femoral arter ölçüm noktaları arasındaki mesafenin, sağ karotisten alınan basınç, gerilme veya doppler dalgasının başlama noktası ile sağ femoral arterden alınan dalganın başlama noktası (ayaktan ayağa) arasındaki süreye bölünmesi ile [NDH= D (metre) / Δt (saniye)] bulunur (Şekil 1) (39). Bu yöntemde mesafe (D) iki ölçüm noktası arasındaki mesafe olarak hesaplanabileceği gibi, bu mesafeden aort-karotis arasındaki mesafe çıkarılarak veya aort-femoral mesafesinden aort-karotis mesafesi çıkarılarak da hesaplanabilir (39,42). Şekil 2.1.Karotis-femoral NDH nın ayaktan ayağa yöntemiyle ölçülmesi (39) Geri Yansıma (Refleksiyon) Dalgalarının Değerlendirilmesi Arteriyel dalga ventrikül kasılmasına bağlı gelişen ileriye doğru dalgadan ve geri yansıma dalgalarından oluşmaktadır. Dalgalar çoğunlukla periferde ve dallanma noktalarında geriye yansır (51). Esnek damarlarda NDH küçük olduğu için yansıyan dalgalar diyastol sırasında aort köküne daha geç varırlar. Sertliğin artmış olduğu
29 16 durumlarda, NDH yüksek olduğu için geri yansıma dalgası aort köküne diyastolde daha erken ulaşır. İleriye doğru olan dalgaya eklenerek dalganın genliğinde ve sistolik basınçta artmaya neden olur. Bu fenomen augmentasyon indeksi (Aix) kullanılarak hesaplanabilir (52). Aix, yüksek NDH dışında geri yansıma noktalarındaki değişikliklerden de etkilenir. Klinik araştırmalarda DKB ile birlikte yaş ve NDH nın da Aix in önemli belirleyicilerinden olduğu gösterilmiştir (51). Arteriyel basınç dalga analizi asendan aorta gibi santral düzeyde analiz edilmelidir. Çünkü geniş santral arterler, sol ventrikül ve arter duvarları üzerindeki yükü daha doğru olarak yansıtır. Aort basınç dalgaları, radiyal ve brakiyal arter dalgalarından ya da ana karotis arter dalgalarından analiz edilebilir. Radiyal ve ana karotis arterdeki dalgalar kurşun kalem boyutundaki problarla, brakiyal arterdeki dalgalar ise kola manşon bağlanarak yapılan ölçüm ile elde edilebilir (53) Arteriyel Sertlik, Augmentasyon İndeksi ve Santral Nabız Basıncı Brakiyal arterden ölçülen ve periferal basınçları gösteren sistolik ve nabız basınçlarıyla, karotis arterden ölçülen ve santral basıncı gösteren basınçların birbirleriyle karıştırılmaması gerekmektedir. Periferal arterlerde geri yansıma (refleksiyon) noktaları santral arterlerden daha yakındır ve geri yansıma dalgaları periferal arterlerde santrale göre daha hızlı ilerler. (54). Amplifikasyon fenomenine göre basınç dalgasının genliği periferal arterlerde santral arterlere göre daha büyüktür. Bu yüzden genç hastalarda brakiyal arterler yoluyla ölçülen sistolik ve nabız basınçları, santral basınçları daha yüksek gösterir. Santral basınçlar ve Aix, ilerleyen dalganın hızına, yansıyan dalganın genliğine, yansıma noktasına, ejeksiyon süresine, kalp hızı ile kasılmasına bağımlıdır (55). Oysa ki; NDH intrinsik olarak arteriyel sertliğin bir göstergesidir. Ayrıca, patofizyolojik durumlar ve ilaçlar NDH nı değiştirmeden santral basınçları ve Aix i değiştirebilir. Bunlara ek olarak Aix, NDH na göre kalp hızına daha duyarlıdır (54,55) Arteriyel Sertliği Etkileyen Değişkenler Arteriyel sertliği etkileyen değişkenler demografik, klinik ve yaşam şekli özellikleri olmak üzere üçe ayrılabilir. Yaş (özellikle 55 yaş sonrası) kardiyovasküler risk faktörlerinden ve KB dan bağımsız olarak geniş elastik arterlerin sertliğini
30 17 belirleyen temel unsurdur. Çünkü yaşla birlikte arteriyel duvarda elastik bileşenlerin yeniden biçimlenmesi (remodeling) ve bozulması (dejenerasyonu) meydana gelmektedir. Yaş ile birlikte erkek ve kadınlarda arteriyel sertlikte artış gözlenmektedir (56). Kadınlarda aynı yaştaki erkeklere göre daha düşük sertlik artışı olmaktadır. Bunun cinsiyet hormonlarının etkisinden kaynaklanabileceği düşünülmektedir (57). Birçok KV risk etmeni ve hastalıkları arteriyel sertliği etkilemektedir. Bunlardan başlıcaları; HT, diyabet, hiperlipidemi ve metabolik sendromdur. Bunların dışında KAH ve KY hastalarında da dalga geri yansımalarında (refleksiyonlarında) artış izlenmektedir. Hem KAH nda, hem de KY nde endotel işlev bozukluğu olmaktadır (58). Yaşam tarzına bakıldığında uzun süreli sigara kullanımı ve uzun süreli kafein alınması sinerjistik etki ile arteriyel sertliği artırmaktadır. Obezite ve diyetle alınan tuz miktarı da arteriyel sertliği etkilemektedir. Ayrıca düzenli egzersiz yapanlar ile hareketsiz (sedanter) yaşam sürenlere bakıldığında hareketsiz yaşam sürenlerde arteriyel sertlik artmış olarak gözlenmiştir (56).
31 18 3.GEREÇ VE YÖNTEM Hipertansiyonun hedef organ hasarlarından biri olan sol ventrikül hipertrofisi gelişen hipertansif hastalarda, kardiyovasküler risk ile ilişkili olan nokturnal kan basıncı değişikliğinin santral aortik basınç, nabız dalga velositesi ve kalp hızı değişkenliğiyle ilişkisini değerlendirmek üzere çalışma yapılması planlandı. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı Etik Kurulu nun 17 Temmuz 2014 tarihli 01 sayılı kararı ile onay alınarak çalışma başlatıldı. Çalışma Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı nda tek merkezli olarak yapıldı. Çalışma süresi olarak belirlenen iki yıl boyunca kardiyoloji polikliniğine başvurmuş olan hipertansif 375 hasta rastgele alındı ve bu hastaların her birinde transtorasik ekokardiyografi (Siemens Acuson C256) ile sol ventrikül kitlesi ölçüldü. Sol ventrikül hipertrofisi olan 111 hastanın her birine Mobil-O-Graph ambulatuar kan basıncı ölçüm cihazı ile 24 saatlik kan basıncı takibi yapıldı ve gündüz sistolik, diyastolik ve ortalama kan basınçları, gece sistolik, diyastolik ve ortalama kan basınçları, nokturnal kan basıncı düşüş oranı elde edildi. Bu takibin sonuçlarına göre, gece sistolik ve diyastolik kan basıncı değerlerinden en az birinde gündüz sistolik ve diyastolik kan basıncına göre <%10 düşüş olan hastalar non-dipper ve nokturnal kan basıncında %10 düşüş olan hastalar dipper olacak şekilde iki gruba ayrıldı. Hastaların tamamı ambulatuar kan basıncı incelemesinden sonra sakin bir odaya sırt üstü uzanacak şekilde alındı. Önce aneroid sfigmomanometre ile yatar pozisyonda brakiyal kan basıncı ölçüldü. Bu yolla periferik sistolik, diyastolik, ortalama ve nabız basınçları elde edildi. Ardından SphygmoCor cihazı ile radial arterde tonometri kullanılarak noninvaziv yolla santral sistolik, diyastolik, ortalama ve nabız basınçları ölçüldü. Augmentasyon basıncı, augmentasyon indeksi, kalp hızı ve kalp hızı değişkenliği de her bir hasta için hesaplandı. Hastaların antihipertansif medikal tedavileri anamneze not edildi ve ambulatuar kan basıncı düzeylerine göre ihtiyaç duyan hastalarda yeniden belirlendi. Medikal tedavide değişiklik yapılan hastalar 10 günlük evde ölçülen kan basıncı
32 19 takipleri ile poliklinikte yeniden değerlendirildi. Çalışmada tedavilerin son hali kabul edildi. Her bir hastada Cobas 6000 cihazı ile kan biyokimyası ve Beckman Coulter cihazı ile tam kan sayımı değerlendirildi. Kan biyokimyasında glukoz, kan üre azotu, kreatinin, ALT, AST, total kolesterol, trigliserid, HDL, LDL ve tam kan sayımında hemoglobin, beyaz küre ve trombosit değerleri elde edildi. Verilerin istatistiksel analizinde sürekli değişkenler ortalama±standart sapma, medyan ve 25. ile 75. persentil değerleri, kategorik değişkenler ise yüzde (%) olarak verildi. Analizlerin uygulanmasında IBM SPSS statistics 21.0 programı kullanıldı. İstatistiksel anlamlılık için p<0,005 değeri kriter olarak kabul edildi.
33 20 4. BULGULAR Çalışmaya daha önceden hipertansiyon tanısı konmuş, antihipertansif tedavi almakta olan ve sol ventrikül hipertrofisi (SVH) gelişmiş 65 i kadın (%58,6) ve 46 sı erkek (%41,4) olmak üzere toplam 111 hasta dahil edildi. Yaş ortalaması 58,58±10,58 olarak saptandı. Ortalama boy 164,05±9,45 cm ile ortalama vücut ağırlığı 82,64±13,50 kg ve ortalama beden kitle indeksi 30,83±5,24 olarak bulundu. Olguların 40 ında (%36) DM, 66 sında (%59,5) hiperlipidemi, 28 inde (%25,2) anemi öyküsü 1, 36 sında (%32,4) koroner arter hastalığı, 11 inde (%9,9) kronik böbrek yetmezliği, 6 sında (%5,4) AF, 16 sında (%14,4) hipotiroidi öyküsü 2, 12 sinde (%10,8) sigara kullanımı, 18 inde (%16,2) ailede HT öyküsü, 11 inde (%9,9) KMP mevcuttu (*). Hastaların 73 ü (%65,8) bir ACEİ veya ARB, 49 u (%44,1) KKB, 57 si (%51,4) beta-bloker, 43 ü (%38,7) diüretik, 7 si (%6,3) spironolakton ve 7 si (%6,3) alfa-bloker kullanmaktaydı. Hastaların poliklinik değerlendirmeleri sırasında brakiyal manşonlu sfigmomanometre ile bakılan noninvaziv kan basıncı değerleri ortalama sistolik 139,05±19,91 mmhg (en düşük 100mmHg; en yüksek 200 mmhg) ve ortalama diastolik 80,66±13,28mmHg (en düşük 60 mmhg; en yüksek 120 mmhg) olarak ölçüldü. Noninvaziv brakiyal ortalama kan basıncı değerleri ortalaması 100,95±15,11 mmhg ve nabız basıncı ortalaması 58,39±13,54 mmhg olarak hesaplandı. Aynı seansta SphygmoCor ile hesaplanan noninvaziv aortik sistolik kan basıncı ortalaması 127,05±18,58 mmhg (en düşük 89 mmhg; en yüksek 190 mmhg), aortik diastolik kan basıncı ortalaması 81,72±13,40 mmhg (en düşük 60 mmhg; en yüksek 122 mmhg), aortik ortalama kan basıncı ortalaması 100,95±15,11 mmhg, aortik nabız basıncı ortalaması 45,33±11,72 mmhg olarak ölçüldü. Ortalama aortik augmentasyon basıncı 12,97±7,01 mmhg, ortalama aortik augmentasyon indeksi 26,82±9,84, ortalama nabız dalga hızı 6,13±2,11 olarak hesaplandı. Ortalama kalp hızı 73,14±11,38/dk (en düşük 47/dk, en yüksek 115/dk) ve ortalama kalp hızı değişkenliği indeksi 6,31±4,64 olarak ölçüldü. 1 Anemi nedeniyle tedavi almakta olup hemoglobin değeri 10 un üzerinde olan hastalar 2 Hipotiroidi nedeniyle tedavi almakta olup tiroid fonksiyonları normal sınırlarda olan hastalar
34 21 Hastaların 24 saatlik ambulatuar kan basıncı takiplerinde gündüz sistolik kan basıncı 130,58±14,73 mmhg, gece sistolik kan basıncı 125,85±16,50 mmhg, ortalama sistolik kan basıncı 129,24±14,40 mmhg; gündüz diastolik kan basıncı 80,94±10,34 mmhg, gece diastolik kan basıncı 75,09±10,40 mmhg, ortalama diastolik kan basıncı 79,39±9,88 mmhg olarak saptandı. Bu olgularda sistolik kan basıncı azalmasının en düşük değeri -16,8 mmhg ve en yüksek değeri 20,1 mmhg ile diastolik kan basıncı azalmasının en düşük değeri -15,5 mmhg ve en yüksek değeri 32,9 mmhg bulunup ortalama sistolik kan basıncı azalması 3,57±7,51 mmhg ve diastolik kan basıncı azalması 6,88±8,25 mmhg olarak ölçüldü. Sistolik ve diastolik kan basıncı azalması değerleri negatif olan hastaların gece sistolik ve diastolik kan basıncı ölçümlerinin gündüz ölçümlerine göre arttığı gözlendi. Sistolik ve diastolik kan basıncı azalması değerlerinden en az biri %10 un altında olan hastalar non-dipper gruba alındı. Buna göre, hastaların 40 ı (%36) dipper ve 71 i (%64) non-dipper gruba dahil edildi. Hastalar ambulatuar kan basıncı ölçümleri ile karşılaştırıldığında gece diastolik ve sistolik kan basıncı, gündüz diastolik kan basıncı değerleri ile sistolik ve diastolik kan basıncı azalması değerleri dipper ve non-dipper grup arasında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde farklı bulundu. Her iki grup arasında klinikte sfigmomanometre ile ölçülen brakial sistolik, diastolik, ortalama kan basınçları ve nabız basıncı arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunamadı. Yine aynı değerlendirme esnasında SphygmoCor ile hesaplanan noninvaziv aortik sistolik, diastolik, ortalama ve nabız basınçları ile nabız dalga hızı, aortik augmentasyon basıncı ve indeksi değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmazken kalp hızı ve kalp hızı değişkenlik indeksi ölçümleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulundu (tablo 4.1). Her iki gruptaki hastaların yaş ve boyları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmazken vücut ağırlığı non-dipper hastalarda anlamlı düzeyde daha fazla bulundu (tablo 4.2). Her iki gruptaki hastaların glukoz, kan üre azotu, kreatinin, ALT, AST, total kolesterol, LDL, HDL, trigliserid, beyaz küre, trombosit ve hemoglobin değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı (tablo 4.3).
RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ
RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ 20.05.2010 Giriş I Renovasküler hipertansiyon (RVH), renal arter(ler) darlığının neden
DetaylıBugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi
Hipertansiyon Tedavisi: Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi Hipertansiyon Sıklık Yolaçtığı sorunlar Nedenler Kan basıncı hedefleri Tedavi Dünyada Mortalite
DetaylıHipertansiyon. Prof Dr HüseyinYılmaz. Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi
Hipertansiyon Prof Dr HüseyinYılmaz Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyovasküler Hastalıklar USA verilerine göre % 32.3 ---3 ölümden 1 i Daha fazla ölüm ise ortalama yaşam beklentisinden önce (78-USA
DetaylıObez Çocuklarda Kan Basıncı Değişkenliği ve Subklinik Organ Hasarı Arasındaki İlişki
Obez Çocuklarda Kan Basıncı Değişkenliği ve Subklinik Organ Hasarı Arasındaki İlişki Ayşe Ağbaş 1, Emine Sönmez 1, Nur Canpolat 1, Özlem Balcı Ekmekçi 2, Lale Sever 1, Salim Çalışkan 1 1. İstanbul Üniversitesi,
DetaylıHipertansiyon ve akut hipertansif atakta ne yapmalı? Prof. Dr. Zeki Öngen İ.Ü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı
Hipertansiyon ve akut hipertansif atakta ne yapmalı? Prof. Dr. Zeki Öngen İ.Ü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Sağlıklı kişi Hipertansiyon: ne yapmalı? Risk faktörlerinden ölüme kardiyovasküler
DetaylıEskimeyen Yeniler: Nabız Hızı ve Nabız Basıncı
Kan Basıncında Yeni Kavramlar Eskimeyen Yeniler: Nabız Hızı ve Nabız Basıncı Prof. Dr. Enver Atalar Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Nabız Basıncı Nabız Basıncı: Sistolik
DetaylıKocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Nefroloji BD Olgu Sunumu 24 Ekim 2017 Salı
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Nefroloji BD Olgu Sunumu 24 Ekim 2017 Salı Uzman Dr. Mehtap Ezel Çelakıl DR.MEHTAP EZEL ÇELAKIL 4YAŞ ERKEK HASTA Şikayeti:
DetaylıRENAL TRANSPLANT ALICILARINDA SODYUM ATILIMI, BÖBREK HASARI VE EKOKARDİYOGRAFİK PARAMETRELERİN İLİŞKİSİ
RENAL TRANSPLANT ALICILARINDA SODYUM ATILIMI, BÖBREK HASARI VE EKOKARDİYOGRAFİK PARAMETRELERİN İLİŞKİSİ Emre Tutal 1, Bahar Gürlek Demirci 1, Siren Sezer 1, Saliha Uyanık 2, Özlem Özdemir 3, Turan Çolak
DetaylıPERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA REZİDÜEL RENAL FONKSİYON VE İNVAZİF OLMAYAN ATEROSKLEROZ BELİRTEÇLERİ İLİŞKİSİ
PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA REZİDÜEL RENAL FONKSİYON VE İNVAZİF OLMAYAN ATEROSKLEROZ BELİRTEÇLERİ İLİŞKİSİ Yaşar Çalışkan 1, Halil Yazıcı 1, Tülin Akagün 1, Nadir Alpay 1, Abdullah Özkök 1, Nihat Polat
DetaylıHipertansiyon. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015
Hipertansiyon HT Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015 Bu sunum Arş. Gör. Dr. Neslihan Yukarıkır ve Arş. Gör. Dr. Dilber Deryol Nacar
DetaylıArteryal Sertlik ve Nabız Dalga Hızı. Dr. Barış Afşar Konya Numune Hastanesi
Arteryal Sertlik ve Nabız Dalga Hızı Dr. Barış Afşar Konya Numune Hastanesi Kompliyans: Birim basınç değişimine karşın hacimde meydana gelen değişim (cm/mmhg veya cm 2 /mmhg) Distensibility: Esneyebilme.
DetaylıPERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA AKIM ARACILI DİLATASYON VE ASİMETRİK DİMETİLARGİNİN MORTALİTEYİ BELİRLEMEZ
PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA AKIM ARACILI DİLATASYON VE ASİMETRİK DİMETİLARGİNİN MORTALİTEYİ BELİRLEMEZ Sami Uzun 1, Serhat Karadag 1, Meltem Gursu 1, Metin Yegen 2, İdris Kurtulus 3, Zeki Aydin 4, Ahmet
DetaylıUludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi, Biyoistatistik AD, Bursa. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kardiyoloji AD, Bursa
ERKEN EVRE OTOZOMAL DOMİNANT POLİKİSTİK BÖBREK HASTALIĞINDA SABAH KAN BASINCI PİKİ İLE SOL VENTRİKÜL HİPERTROFİSİ VE ENDOTEL DİSFONKSİYONU İLİŞKİSİ Abdülmecit YILDIZ 1, Saim SAĞ 3, Alparslan ERSOY 1, Fatma
DetaylıRomatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi
Kahramanmaraş 1. Biyokimya Günleri Bildiri Konusu: Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi Mehmet Aydın DAĞDEVİREN GİRİŞ Fetuin-A, esas olarak karaciğerde
DetaylıPERİTON DİYALİZ HASTALARINDA KARDİYOVASKÜLER HASTALIK GELİŞME RİSKİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
PERİTON DİYALİZ HASTALARINDA KARDİYOVASKÜLER HASTALIK GELİŞME RİSKİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Erol Demir¹, Sevgi Saçlı¹,Ümmü Korkmaz², Ozan Yeğit², Yaşar Çalışkan¹, Halil Yazıcı¹, Aydın Türkmen¹, Mehmet Şükrü
DetaylıYakınması: Efor sonrası nefes darlığı, sabahları şiddetli olan ense ağrısı, yorgunluk
62 y., kadın, emekli bankacı İzmir de oturuyor. Yakınması: Efor sonrası nefes darlığı, sabahları şiddetli olan ense ağrısı, yorgunluk Öykü: 12 yıldır hipertansif. İlaçlarını düzenli aldığını ve diyete
DetaylıDolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ
Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü Prof.Dr.Mitat KOZ DOLAŞIMIN SİNİRSEL KONTROLÜ Doku kan akımının her dokuda ayrı ayrı ayarlanmasında lokal doku kan akımı kontrol mekanizmaları
DetaylıHipertansiyon Tedavisi Dr Ömer Kozan DEÜTF İzmir
Hipertansiyon Tedavisi Dr Ömer Kozan DEÜTF İzmir Journal of Hypertension 2007;25:1105-1187 Arteriyel kalınlaşma ve katılaşma Sol ventrikük hipertrofisi HİPERTANSİYON Renal Disfonksiyon Beyin ESH/ESC 2007
DetaylıHipertansiyon ve Kronik Böbrek Hastalığı
Chronic REnal Disease In Turkey CREDIT Hipertansiyon ve Kronik Böbrek Hastalığı Alt Analiz Sonuçları Prof. Dr. Bülent ALTUN Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi CREDIT: Kilometre Taşları
DetaylıHİPERTANSİYON & EGZERSİZ
HİPERTANSİYON & EGZERSİZ HTN %27.8 (ABD DE) 140/90 mmhg PREHİPERTANSİYON SBP:120-139 mmhg DBP:80-89 mmhg Kan basıncı sınıflaması Sistolik kan basıncı(mmhg) Diyastolik kan basıncı (mmhg) İdeal
DetaylıKARŞIYAKA HİPERTANSİYON PREVALANS VE FARKINDALIK (KARHİP) ÇALIŞMASI
KARŞIYAKA HİPERTANSİYON PREVALANS VE FARKINDALIK (KARHİP) ÇALIŞMASI Hipertansiyon (HT) çağımızın en önemli sağlık sorunu olup mortalite ve morbidite nedenlerinin başında gelmektedir. Türkiye de de tüm
DetaylıYüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı
Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı Çalışan açısından, yüksekte güvenle çalışabilirliği belirleyen etkenler:
DetaylıPERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA KORONER AKIM REZERVİ VE KARDİYOVASKÜLER HASTALIK İLİŞKİSİ
PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA KORONER AKIM REZERVİ VE KARDİYOVASKÜLER HASTALIK İLİŞKİSİ Yaşar Çalışkan 1, Halil Yazıcı 1, Tülin Akagün 1, Nadir Alpay 1, Hüseyin Oflaz 2, Tevfik Ecder 1, Semra Bozfakıoglu
DetaylıYaşam kalitesini olumsuz etkileyen, Önlenebilen veya geciktirilebilen bir hastalıktır.
Sık görülen, Morbidite ve mortalitesi yüksek olan, Yaşam kalitesini olumsuz etkileyen, Büyük ekonomik yük getiren, Farkındalığı ve erken tanısı düşük olan, Önlenebilen veya geciktirilebilen bir hastalıktır.
DetaylıYeni Kılavuzlar, Değişen Hedefler, KY ve AKS da HT Tedavisi. Prof. Dr. Oktay Ergene
Yeni Kılavuzlar, Değişen Hedefler, KY ve AKS da HT Tedavisi Prof. Dr. Oktay Ergene Yeni Hipertansiyon Kılavuzları ESC/ESH 2013 JNC-8 ASH/ISH 2014 CHEP 2014 NICE 2011 Kan BasıncıDüzeylerine İlişkin Tanımlar
DetaylıSON DÖNEM BÖBREK YETMEZLİKLİ HASTALARDA VASKÜLER SERTLİK İLE VASKÜLER HİSTOMORFOMETRİK BULGULARIN KORELASYONU
SON DÖNEM BÖBREK YETMEZLİKLİ HASTALARDA VASKÜLER SERTLİK İLE VASKÜLER HİSTOMORFOMETRİK BULGULARIN KORELASYONU Müge Özcan 1, Kenan Keven 1, Şule Şengül 1, Arzu Ensari 2, Selçuk Hazinedaroğlu 3, Acar Tüzüner
DetaylıTND Böbrek Sağlığı Otobüsü
Sık görülen, Morbidite ve mortalitesi yüksek olan, Yaşam kalitesini olumsuz etkileyen, Büyük ekonomik yük getiren, Farkındalığı ve erken tanısı düşük olan, Önlenebilen veya geciktirilebilen bir hastalıktır.
DetaylıVAKA SUNUMU. Dr. Arif Alper KIRKPANTUR Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Nefroloji Ünitesi
VAKA SUNUMU Dr. Arif Alper KIRKPANTUR Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Nefroloji Ünitesi ÖYKÜ 58 yaşında, erkek hasta, emekli memur, Ankara 1989: Tip 2 DM tanısı konularak, oral antidiyabetik
Detaylı7 Mayıs, 2015 - Antalya
7 Mayıs, 2015 - Antalya Dernekler Uzlaşı Raporu Kurulu Dernek Türk Kardiyoloji Derneği (TKD) Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği (TİHUD) Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği (TEMD) Türk Nefroloji
DetaylıSANTRAL KAN BASINCI. Melda Dilek Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi
SANTRAL KAN BASINCI Melda Dilek Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hipertansiyon Epidemiyoloji A Global Brief On Hypertension. April 2013. http://www.who.int/cardiovascular_diseases/publications/global_brief_hypertension/en/
DetaylıDİYABET TEDAVİSİNDE HEDEF KAN BASINCI:
DİYABET TEDAVİSİNDE HEDEF KAN BASINCI: Hedef ne olmalı? İntensif tedavi gereklimi? PROF.DR.TEVFİK SABUNCU Harran Üniversitesi, Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalı 2003 JNC-VII Hipertansiyon Sınıflandırması
DetaylıÇalışmaya katılan hasta sayısı: 7601 (7599 hastanın datası toplandı)
Sevgili Arkadaşlarım, CANTAB için en önemli çalışmamız CHARM Çalışmasıdır.. Eğitimlerde söylediğim gibi adınız-soyadınız gibi çalışmayı bilmeniz ve doğru yorumlayarak kullanmanız son derece önemlidir.
Detaylı7 Mayıs, Antalya
7 Mayıs, 2015 - Antalya Dernekler Uzlaşı Raporu Kurulu Dernek Türk Kardiyoloji Derneği (TKD) Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği (TİHUD) Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği (TEMD) Türk Nefroloji
DetaylıHİPERTANSİYONUN GÜNCEL TEDAVİSİ. Prof Dr Sümeyye GÜLLÜLÜ Uludağ Üniversitesi Tıp Fak. Kardiyoloji AD Tabipler Odası
HİPERTANSİYONUN GÜNCEL TEDAVİSİ Prof Dr Sümeyye GÜLLÜLÜ Uludağ Üniversitesi Tıp Fak. Kardiyoloji AD 15.03.2017 Tabipler Odası Kan Basıncı Sınıflaması Ofis Dışı KB değerlerine göre HT tanımı HİPERTANSİYON
DetaylıDiyabetes Mellitus. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı
Diyabetes Mellitus Komplikasyonları Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı Diyabetes mellitus komplikasyonlar Mikrovasküler Makrovasküler Diyabetik retinopati Diyabetik
DetaylıHemodiyaliz Hastalarında Serum Visfatin Düzeyi İle Kardiyovasküler Hastalık Ve Serum Biyokimyasal Parametreleri Arasındaki İlişki
Hemodiyaliz Hastalarında Serum Visfatin Düzeyi İle Kardiyovasküler Hastalık Ve Serum Biyokimyasal Parametreleri Arasındaki İlişki Nimet Aktaş*, Mustafa Güllülü, Abdülmecit Yıldız, Ayşegül Oruç, Cuma Bülent
DetaylıKocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Nefroloji BD Olgu Sunumu 15 Şubat 2019 Cuma. Dr.
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Nefroloji BD Olgu Sunumu 15 Şubat 2019 Cuma Dr. Abdullah Heybeci 14 YAŞ ERKEK HASTA Şikayeti: Baş ağrısı Hikayesi: 2
DetaylıKronik Hipotansif Diyabetik Hemodiyaliz Hastalarında Midodrin Tedavisinin Etkinliği
Kronik Hipotansif Diyabetik Hemodiyaliz Hastalarında Midodrin Tedavisinin Etkinliği M E T I N S A R I K A Y A, F U N D A S A R I, J I N I G Ü N E Ş, M U S T A F A E R E N, A H M E T E D I P K O R K M A
Detaylıhs-troponin T ve hs-troponin I Değerlerinin Farklı egfr Düzeylerinde Karşılaştırılması
hs-troponin T ve hs-troponin I Değerlerinin Farklı egfr Düzeylerinde Karşılaştırılması Tuncay Güçlü S.B. Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Biyokimya Bölümü 16-18 Ekim 2014, Malatya GİRİŞ Kronik
DetaylıKan Basıncı Ölçümü: Ofiste mi? Evde mi? Ambulatuvar mı?
Kan Basıncı Ölçümü: Ofiste mi? Evde mi? Ambulatuvar mı? Prof. Dr. Tekin AKPOLAT RTS 3 Ekim 2012, ANTALYA Plan Ofiste kan basıncı ölçümü, evde kan basıncı takibi ve ambulatuvar kan basıncı ölçümü nedir
Detaylı¹GÜTF İç Hastalıkları ABD, ²GÜTF Endokrinoloji Bilim Dalı, ³HÜTF Geriatri Bilim Dalı ⁴GÜTF Biyokimya Bilim Dalı
Dr. Derda GÖKÇE¹, Prof. Dr. İlhan YETKİN², Prof. Dr. Mustafa CANKURTARAN³, Doç. Dr. Özlem GÜLBAHAR⁴, Uzm. Dr. Rana Tuna DOĞRUL³, Uzm. Dr. Cemal KIZILARSLANOĞLU³, Uzm. Dr. Muhittin YALÇIN² ¹GÜTF İç Hastalıkları
DetaylıHemodiyaliz Hastalarında Salusin Alfa ve Beta Düzeylerinin Ateroskleroz ile İlişkisi
Hemodiyaliz Hastalarında Salusin Alfa ve Beta Düzeylerinin Ateroskleroz ile İlişkisi Savaş SİPAHİ 1, Ahmed Bilal GENÇ 2, Seyyid Bilal AÇIKGÖZ 3, Mehmet YILDIRIM 4, Selçuk YAYLACI 4, Yakup Ersel AKSOY 5,
DetaylıGEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI
GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI Gebelikte ortaya çıkan fizyolojik değişiklikler Sodyum ve su retansiyonu Sistemik kan basıncında azalma Böbrek boyutunda artma ve toplayıcı sistemde dilatasyon Böbrek kan
DetaylıKAN BASINCI KONTROLÜNÜ İYİLEŞTİRMENİN YOLLARI. Doç. Dr. Başol Canbakan Etlik İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi
KAN BASINCI KONTROLÜNÜ İYİLEŞTİRMENİN YOLLARI Doç. Dr. Başol Canbakan Etlik İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Plan Kan basıncı kontrolünün önemi ve kardiyovasküler sonuçlar üzerine etkisi Kan basıncı
DetaylıSALTurk Çalışması. Türk Toplumunda Tuz Tüketimi ve Kan Basıncı Çalışması. 22 Mayıs 2008 - Antalya
SALTurk Çalışması Türk Toplumunda Tuz Tüketimi ve Kan Basıncı Çalışması 22 Mayıs 2008 - Antalya Amaç Türkiye de günlük tuz alımını saptamak Sodyum alımı ve hipertansiyon ilişkisini araştırmak Kabul ve
DetaylıHazırlayan ekip : Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Çalışma Grubu. Üyeler - Dr.Baktash Morrad - Dr.Ayşe Hüseyinoğlu - Dr.
Genç Kardiyologlar Grup Sorumlusu - Prof.Dr.Oktay Ergene Bilimsel İçeriğin Değerlendirilmesi, Son Düzenleme - Prof.Dr. Recep Demirbağ Düzenleme, Gözden Geçirme - Uz.Dr.Rida Berilğen - Uz.Dr.Barış Düzel
DetaylıDOLAŞIM SİSTEMİ VASKÜLER SİSTEM PROF.DR.MİTAT KOZ
DOLAŞIM SİSTEMİ VASKÜLER SİSTEM PROF.DR.MİTAT KOZ Dolaşım sisteminin görevleri Besinleri dokulara taşımak, Artık maddeleri dokulardan uzaklaştırmak, Hormonları ve diğer kimyasalları vücudun bir bölümünden
DetaylıST YÜKSELMESİZ AKUT KORONER SENDROMDA GİRİŞİMSEL TEDAVİ STRATEJİSİ
ST YÜKSELMESİZ AKUT KORONER SENDROMDA GİRİŞİMSEL TEDAVİ STRATEJİSİ Sabahattin Umman İTF Kardiyoloji Anabilim Dalı 1 /18 Akut Koroner Sendromlar Önemleri Miyokart Hasarı Fonksiyon kaybı, Patolojik Fonksiyon
DetaylıRENAL ARTER DARLIĞI VE HİPERTANSİYON TEDAVİSİ Medikal tedavi daha iyi
RENAL ARTER DARLIĞI VE HİPERTANSİYON TEDAVİSİ Medikal tedavi daha iyi Dr. Halil Yazıcı İstanbul Tıp Fakültesi, Nefroloji Bilim Dalı Renal arter stenozu Anatomik bir tanı Asemptomatik Renovasküler hipertansiyon
DetaylıUYKU. Üzerinde beni uyutan minder Yavaş yavaş girer ılık bir suya. Hind'e doğru yelken açar gemiler, Bir uyku âleminden doğar dünya...
UYKU Üzerinde beni uyutan minder Yavaş yavaş girer ılık bir suya. Hind'e doğru yelken açar gemiler, Bir uyku âleminden doğar dünya... Sırça tastan sihirli su içilir, Keskin Sırat koç üstünde geçilir, Açılmayan
DetaylıKronik böbrek hastalığı adeta bir salgın halini almıģ olan önemli bir halk sağlığı sorunudur.
Kronik böbrek hastalığı adeta bir salgın halini almıģ olan önemli bir halk sağlığı sorunudur. Basit ve ucuz bazı testlerle erken saptandığında önlenebilir veya ilerlemesi geciktirilebilir olmasına karģın,
DetaylıDinlenme durumunun değerlendirilmesi. Nabız ve Kan Basıncı. M. Kamil ÖZER
Dinlenme durumunun değerlendirilmesi Nabız ve Kan Basıncı Dinlenme Durumunun Değerlendirilmesi Kalp solunum sistemi fonksiyonunun dinlenme durumundaki değerlendirilmesi işlevi sırtüstü yatarken, otururken
DetaylıDinlenme Durumunun Değerlendirilmesi. Dinlenme durumunun değerlendirilmesi. Nabız ve Kan Basıncı. Nabız. Nabız
Dinlenme Durumunun Değerlendirilmesi Dinlenme durumunun değerlendirilmesi ve Kan Basıncı Kalp solunum sistemi fonksiyonunun dinlenme durumundaki değerlendirilmesi işlevi sırtüstü yatarken, otururken ve
DetaylıATRİYAL FİBRİLASYON Atriyal fibrilasyon En sık görülen aritmi Epidemiyoloji Aritmiye bağlı hastaneye yatanların 1/3 ü AF li. ABD de tahmini 2.3 milyon, Avrupa da 4.5 milyon insan AF ye sahip. Sıklığı
DetaylıBeslenme ve İnflamasyon Göstergeleri Açısından Nokturnal ve Konvansiyonel Hemodiyalizin Karşılaştırılması
Beslenme ve İnflamasyon Göstergeleri Açısından Nokturnal ve Konvansiyonel Hemodiyalizin Karşılaştırılması Halil Yazıcı 1, Abdullah Özkök 1, Yaşar Çalışkan 1, Ayşegül Telci 2, Alaattin Yıldız 1 ¹İstanbul
DetaylıFİZİKSEL AKTİVİTE RİSKLER & YARARLAR. Prof.Dr.Gülfem ERSÖZ
FİZİKSEL AKTİVİTE RİSKLER & YARARLAR Prof.Dr.Gülfem ERSÖZ Fiziksel Aktivite Kassal kontraksiyon ve enerji harcaması gerektiren her türlü hareket Egzersiz Sağlık durumunu iyileştirmek Fiziksel uygunluğu
DetaylıŞizofrenide QT ve P Dispersiyonu
Şizofrenide QT ve P Dispersiyonu Sema Baykara*, Mücahit Yılmaz**, Murat Baykara*** *Elazığ Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi AMATEM Kliniği **Elazığ Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Kliniği
DetaylıAntihipertansif ilaçlar sabah alınmalı
Antihipertansif ilaçlar sabah alınmalı Dr. Ahmet Temizhan Türkiye Yüksek İhtisas EAH Kardiyoloji Kliniği Karabük Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji AD Bir tane antihipertansif ilaç kullanıyorum Bunu
DetaylıYAŞA GÖRE HEDEF VE İLAÇ SEÇİMİ DEĞİŞMELİ Mİ?
YAŞA GÖRE HEDEF VE İLAÇ SEÇİMİ DEĞİŞMELİ Mİ? Prof. Dr. Tekin AKPOLAT İstinye Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Uzmanı Liv Hospital-İSTANBUL 20 Ekim 2017 Plan Genel bilgiler Tarihçe Yaşa göre hedef kan
DetaylıOrta Yaşlı Primer Hipertansif Hastalarda Hedef Organ Hasarını Belirleyen Cystatin C değil, Ürik Asittir
Orta Yaşlı Primer Hipertansif Hastalarda Hedef Organ Hasarını Belirleyen Cystatin C değil, Ürik Asittir Belda Dursun 1, Betül Altay-Özer 2, Aytül Belgi 3, Çağatay Andıç 4, Aslı Baykal 2, Ali Apaydın 3,
DetaylıDiyaliz hastalarında morbidite ve mortalite oranı genel populasyondan kat daha yüksektir.*
GİRİŞ Diyaliz hastalarında morbidite ve mortalite oranı genel populasyondan 10-20 kat daha yüksektir.* Çok sayıda çalışmada hemodiyaliz dozu ile morbidite ve mortalite arasında anlamlı ilişki saptanmıştır.
DetaylıDr. Şehsuvar Ertürk Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı
İNTRADİYALİTİK HİPERTANSİYON Dr. Şehsuvar Ertürk Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı 12. Ulusal Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Kongresi 19-23 Mayıs 2010, Antalya Hedef Hemodiyaliz
DetaylıHemodiyaliz Hastalarında Atriyal Fibrilasyon Sıklığı ve Tromboembolik İnmeden Koruma Yönelimleri
Hemodiyaliz Hastalarında Atriyal Fibrilasyon Sıklığı ve Tromboembolik İnmeden Koruma Yönelimleri Nuri Barış Hasbal, Yener Koç, Tamer Sakacı, Mustafa Sevinç, Zuhal Atan Uçar, Tuncay Şahutoğlu, Cüneyt Akgöl,
DetaylıKORONER ARTER HASTALIĞINDA BETA BLOKERLER GÖZDEN DÜŞÜYOR MU?
KORONER ARTER HASTALIĞINDA BETA BLOKERLER GÖZDEN DÜŞÜYOR MU? TABİ Kİ HAYIR, HER HASTAYA VERMELİYİZ DR. SABRİ DEMİ RCAN Beta Blokerler Adrenerjik reseptörler katekolaminler tarafından stimüle edilen G-protein
DetaylıMetabolik Sendrom ve Diyabette Akılcı İlaç Kullanımı. Dr Miraç Vural Keskinler
Metabolik Sendrom ve Diyabette Akılcı İlaç Kullanımı Dr Miraç Vural Keskinler Önce sentez DM ve MS Akılcı İlaç Kullanımı Oral antidiyabetik ajanlar İnsülin Glp-1 analogları Antihipertansif ilaçlar Hipolipidemik
DetaylıTürk Hipertansiyon İnsidans Çalışması
Türk Hipertansiyon İnsidans Çalışması Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği 22 Mayıs 2008 - Antalya Sunuş Saygıdeğer Meslektaşlarımız, Hipertansiyon, dünyada ve ülkemizde görülme sıklığı giderek
DetaylıKAN BASINCI ÖLÇÜMÜ: Doç. Dr. Melda Dilek
KAN BASINCI ÖLÇÜMÜ: GERÇEKTEN KOLAY MI? Doç. Dr. Melda Dilek Kan basıncının doğru ölçülmesinin önemi Kan basıncı yaşamsal bulgulardan birisidir. Hipertansiyon tanısı ancak doğru kan basıncı ölçümü ile
DetaylıMetabolik Sendrom Tanı Tedavi Dr. Abdullah Okyay
Metabolik Sendrom Tanı Tedavi Dr. Abdullah Okyay Metabolik Sendrom İnsülin direnci (İR) zemininde ortaya çıkan Abdominal obesite Bozulmuş glukoz toleransı (BGT) veya DM HT Dislipidemi Enflamasyon, endotel
DetaylıDiyet yoluyla Menakinon alımı, daha az Koroner Kalp Hastalığı riski ile ilişkili: Rotterdam Çalışma
Diyet yoluyla Menakinon alımı, daha az Koroner Kalp Hastalığı riski ile ilişkili: Rotterdam Çalışma Johanna M. Geleijnse,* Cees Vermeer,** Diederick E. Grobbee, Leon J. Schurgers,** Marjo H. J. Knapen,**
DetaylıDr Çağlar Çuhadaroğlu
KARDİYAK İŞLEVLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ Tanıya katkı Solunumsal olayların yansımaları Tüm arousalların yansımaları Dr Çağlar Çuhadaroğlu Etyopataojenezin anlaşılması Tanıya Primer uyku sorunları Apne, hipopne
DetaylıHipertansif Hasta Gebe Kalınca Ne Yapalım?
Hipertansif Hasta Gebe Kalınca Ne Yapalım? Doç.Dr. Gülay Sain Güven Hacettepe ÜniversitesiTıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Genel Dahiliye Ünitesi 24 Mayıs 2008, Antalya Sunum Planı Gebelik-hipertansiyon
DetaylıHİPERTANSİYON. Günümüzün En Çok Öldüren Hastalığı
Günümüzün En Çok Öldüren Hastalığı HİPERTANSİYON Prof. Dr. Mustafa ARICI Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı ve Halk Sağlığı Enstitüsü Öğretim Üyesi
DetaylıMaskeli Hipertansiyonda Anormal Tiyol Disülfid Dengesi
Maskeli Hipertansiyonda Anormal Tiyol Disülfid Dengesi İhsan Ateş 1, Mustafa Altay 1, Nihal Özkayar 2, F. Meriç Yılmaz 3, Canan Topçuoğlu 3, Murat Alışık 4, Özcan Erel 4, Fatih Dede 2 1 Ankara Numune Eğitim
DetaylıDr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Kanser Hastalığına Eşlik Eden Kronik Hastalıklar-I Hipertansiyon
Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kanser Hastalığına Eşlik Eden Kronik Hastalıklar-I Hipertansiyon HİPERTANSİYON Dr. Hatice ODABAŞ Yüksek Kan Basıncının Nasıl Bir Tehlikesi Vardır?
DetaylıYÜKSEK KOLESTEROL. Hiperkolesterolemi; Yüksek kolesterol sebepleri nelerdir?
YÜKSEK KOLESTEROL Hiperkolesterolemi; Kolesterol ve kolesterole bağlı kalp damar hastalıklar en büyük ölüm sebebidir. Hiperkolesterolemi kan yağlarından biri olan kolesterolün yüksek olmasıdır. Kan yağları
DetaylıLABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU
LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU Alanin Transaminaz ( ALT = SGPT) : Artmış alanin transaminaz karaciğer hastalıkları ( hepatosit hasarı), hepatit, safra yolu hastalıklarında ve ilaçlara bağlı olarak
DetaylıYatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi
Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi Dr. Ali Ayberk Beşen Başkent Üniversitesi Tıbbi Onkoloji BD Giriş Sitotoksik tedaviler herhangi
DetaylıKAN BASINCI (TANSĐYON) Prof. Dr. Erdal ZORBA
KAN BASINCI (TANSĐYON) VE SAĞLIK Prof. Dr. Erdal ZORBA KAN BASINCI (TANSĐYON) VE SAĞLIK Kalbimiz günde 24 saat hiç durmamaksızın kan pompalama görevini yerine getirir. Kan basıncı, kalbin kanı vücudun
DetaylıMustafa Kemal YILDIRIM*, Tülay TUNÇER PEKER*, Dilek KARAASLAN*, Betül MERMİ CEYHAN**, Oktay PEKER***
Mustafa Kemal YILDIRIM*, Tülay TUNÇER PEKER*, Dilek KARAASLAN*, Betül MERMİ CEYHAN**, Oktay PEKER*** Süleyman Demirel Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Anesteziyoloji AD*, Biyokimya AD**, Kalp Damar Cerrahi
DetaylıHipertansiyon Tedavisinde Kan Basıncı Ölçümü: Evde mi? Ofiste mi? Ambulatuar mı?
Hipertansiyon Tedavisinde Kan Basıncı Ölçümü: Evde mi? Ofiste mi? Ambulatuar mı? Dr. Hasan Micozkadıoğlu Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Logan et al. J Hypertens 2008;26:446-452
DetaylıANTİHİPERTANSİF İLACIMI NE ZAMAN ALMALIYIM? AKŞAM. Dr. Sedat Üstündağ Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nefroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi
ANTİHİPERTANSİF İLACIMI NE ZAMAN ALMALIYIM? AKŞAM Dr. Sedat Üstündağ Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nefroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Hipertansiyon İnmelerin ¾ ü Myokard İnfarktüslerinin ½ ü Son dönem
DetaylıYÜKSEK KOLESTEROL VE İLAÇ KULLANIMI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT
YÜKSEK KOLESTEROL VE İLAÇ KULLANIMI Prof. Dr. Tekin AKPOLAT Yüksek kolesterolde ilaç tedavisi üzerinde çok tartışılan bir konudur. Hangi kolesterol düzeyinde ilaç başlanacağı gerçekten yorumlara açıktır
DetaylıBir ARB Olarak Olmesartan. Prof. Dr. Tevfik Ecder İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı
Bir ARB Olarak Olmesartan Prof. Dr. Tevfik Ecder İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı PatenT (Prevalence, awareness, treatment and control of hypertension
Detaylıİskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ
İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar Prof.Dr.Mitat KOZ 1 İskelet Kasının Egzersize Yanıtı Kas kan akımındaki değişim Kas kuvveti ve dayanıklılığındaki
DetaylıMENOPOZ VE ANTİHİPERTANSİF TEDAVİ
MENOPOZ VE ANTİHİPERTANSİF TEDAVİ Dr. Mürvet YILMAZ BAKIRKÖY DR. SADİ KONUK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ KADINLARDA HT Yaşlanma ile birlikte kan basıncında artış görülür. Erişkin kadınların %25 Postmenopozal
DetaylıHipertansiyon Tedavisinde Güncel Yaklaşımlar-2014. Dr. Mehmet KANBAY Nefroloji B.D. İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıp Fakültesi
Hipertansiyon Tedavisinde Güncel Yaklaşımlar-2014 Dr. Mehmet KANBAY Nefroloji B.D. İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Kontrolsüz Hipertansiyonun Bedeli SVO geçiren hastaların.. J Rendon et al.,
DetaylıAORT KAPAK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Binali MAVİTAŞ Dicle Üniverstiesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi A.D.
AORT KAPAK HASTALIKLARI Prof. Dr. Binali MAVİTAŞ Dicle Üniverstiesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi A.D. AORT STENOZU Valvular Subvalvular Supravalvular VALVULAR STENOZ Romatizmal AS Akut romatizmal
DetaylıKRONİK HEMODİYALİZ HASTALARINDA ENDOTEL PROGENİTÖR HÜCRELERİ, İNFLAMASYON VE ENDOTEL DİSFONKSİYONU
KRONİK HEMODİYALİZ HASTALARINDA ENDOTEL PROGENİTÖR HÜCRELERİ, İNFLAMASYON VE ENDOTEL DİSFONKSİYONU Abdullah Özkök¹, Esin Aktaş², Akar Yılmaz 3, Ayşegül Telci 4, Hüseyin Oflaz 3, Günnur Deniz², Alaattin
DetaylıULUSAL KALP SAĞLIĞI POLİTİKASI ANA İLKELERİ
ULUSAL KALP SAĞLIĞI POLİTİKASI ANA İLKELERİ 1. Dünyada kalp-damar hastalıkları ile ilgili epidemiyolojik gerçekler 1.1. Kalp ve Damar Hastalığı Kavramı 1.2. Dünyada Kalp ve Damar Hastalıklarının Epidemiyolojisi
DetaylıDiyaliz Hastalarında Antihipertansif İlaç Seçimi ve Pratik Öneriler
Diyaliz Hastalarında Antihipertansif İlaç Seçimi ve Pratik Öneriler Doç. Dr. Sabahat Alışır Ecder Medeniyet Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı KDIGO önerilerine
DetaylıDolaşım Sistemi Dicle Aras
Dolaşım Sistemi Dicle Aras Kalbin temel anatomisi, dolaşım sistemleri, kalbin uyarlaması, kardiyak döngü, debi, kalp atım hacmi ve hızı 3.9.2015 1 Kalbin Temel Anatomisi Kalp sağ ve sol olmak üzere ikiye
DetaylıKan Akımı. 5000 ml/dk. Kalp Debisi DOLAŞIM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ VII. Dr. Nevzat KAHVECİ
MERKEZİ SİNİR SİSTEMİNİN İSKEMİK YANITI DOLAŞIM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ VII Dr. Nevzat KAHVECİ Kan basıncı 60 mmhg nın altına düştüğünde uyarılırlar. En fazla kan basıncı 1520 mmhg ya düştüğünde uyarılır.
DetaylıKalp Yetersizliğinde Güncel Tedavi Doç. Dr. Bülent Özdemir
Kalp Yetersizliğinde Güncel Tedavi Doç. Dr. Bülent Özdemir Kalp yetmezliği Ventrikülün dolumunu veya kanı pompalamasını önleyen yapısal veya işlevsel herhangi bir kalp bozukluğu nedeniyle oluşan karmaşık
DetaylıDr Talip Asil Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı
Dr Talip Asil Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Karotis Arter Hastalığı İskemik İnmelerin yaklaşık %20-25 inde karotis arter darlığı Populasyonda yaklaşık %2-8 oranında
DetaylıAni Kardiyak Ölüm: Önleyebilir miyiz? Doç. Dr. Yakup Ekmekçi Özel Ankara Güven Hastanesi
Ani Kardiyak Ölüm: Önleyebilir miyiz? Doç. Dr. Yakup Ekmekçi Özel Ankara Güven Hastanesi DİYALİZ-MORTALİTE 200 ölüm/1000 hasta-yıl. USRDS-2011 En önemli ölüm nedeni kardiyak hastalıklardır. USRDS -2011:
DetaylıOBEZ VE OBEZ OLMAYAN HİPERTANSİF ÇOCUKLAR VE ADÖLESANLARDA ABPM PARAMETRELERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI
OBEZ VE OBEZ OLMAYAN HİPERTANSİF ÇOCUKLAR VE ADÖLESANLARDA ABPM PARAMETRELERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI Belde Kasap Demir, Eren Soyaltın, Caner Alparslan, Ender Can, Fatma Mutlubaş, Demet Alaygut, Önder Yavaşcan
DetaylıHEMODİYALİZ HASTALARINDA VOLÜM DURUMUNUN VÜCUT KOMPOZİSYON MONİTÖRÜ İLE DEĞERLENDİRİLMESİ VE DİĞER YÖNTEMLERLE KARŞILAŞTIRILMASI
HEMODİYALİZ HASTALARINDA VOLÜM DURUMUNUN VÜCUT KOMPOZİSYON MONİTÖRÜ İLE DEĞERLENDİRİLMESİ VE DİĞER YÖNTEMLERLE KARŞILAŞTIRILMASI SERKAN YILDIZ¹, REMZİ DÜNDAR², ÖMÜR KURU², FERCEM ERBAY², FATİH KILIDz,
DetaylıJNC 8 göre Hipertansif Hastanın Tedavide Kan Basıncı Hedefi Ne Olmalı
JNC 8 göre Hipertansif Hastanın Tedavide Kan Basıncı Hedefi Ne Olmalı Prof. Dr. Bülent ALTUN Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı Dünyada Hipertansiyon
DetaylıFiziksel Aktivite ve Sağlık. Prof. Dr. Bülent Ülkar Spor Hekimliği Anabilim Dalı
Fiziksel Aktivite ve Sağlık Prof. Dr. Bülent Ülkar Spor Hekimliği Anabilim Dalı 1 Fiziksel İnaktivite Nedir? Haftanın en az 5 günü 30 dakika ve üzerinde orta şiddetli veya haftanın en az 3 günü 20 dakika
DetaylıHipertansiyon Tedavisinde Yeni Klavuzlar, Tedavide Değişenler, Yeni Sorunlar
Hipertansiyon Tedavisinde Yeni Klavuzlar, Tedavide Değişenler, Yeni Sorunlar Dr.Şükrü ULUSOY KTÜ T p Fakültesi Nefroloji BD Niçin güncelleme? Son iki yıl içindeki klavuzu etkileyebilecek çalışmaların
Detaylı