Yayına Hazırlayan Av. Ahmet AKCAN

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Yayına Hazırlayan Av. Ahmet AKCAN"

Transkript

1 Editörler Prof. Dr. Abdurrahman EREN Prof. Dr. M. Refik KORKUSUZ Yayına Hazırlayan Av. Ahmet AKCAN

2 Av. / Att. Ahmet Akcan Prof. Dr. Refik Korkusuz Prof. Dr. Abdurrahman Eren Doç. Dr. Mehmet Bilen Yrd. Doç. Dr. Esra Alan Akcan Evren Soyuçok Dr. Mahmoud Naassan Lakhdar Elguaizi Evren Soyuçok Nisan Adet

3 Prof. Dr. Ahmed Samir Hassenein 1 İSLAM CEZA HUKUKU NUN KATAR CEZA KANUNU ÜZERİNDEKİ ETKİSİ Çev. Doç. Dr. Soner DUMAN THE IMPACT OF ISLAMIC CRIMINAL LAW ON THE QATARI PENAL CODE 1 1

4 51 Giriş İslam ceza siyaseti genel olarak yasama konusunda iki temel hususu bir araya getirmeye önem vermiştir: Bunların birincisi ceza hukukuna ilişkin kanunların sabit olması, ikincisi ise toplumun değişen durum ve ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir şekilde kanunun geliştirilmesinin zorunluluğudur. Buna göre bir açıdan kanun, sabit olma özelliğine sahip olmalıdır. Bu özelliği sayesinde o kanunla muhatap olan kimselerin iç dünyalarına hitap etme imkânı bulacak ve onlarda kanuna saygı duyma, onun hükümlerine aykırı davranmama hissi uyandıracaktır. Ayrıca bu sabitlik genel anlamda toplumdaki kanun merkezlerine bir istikrar kazandıracaktır. Diğer açıdan ise istikrar, kanunun sahip olması gereken toplumun ihtiyaçlarına ve temel maslahatlarına cevap verecek şekilde gelişme ve ilerlemesine aykırıdır. Görünüşte birbiriyle çelişir gibi duran bu iki farklı yön karşısında İslam ceza siyasetinin temelde odaklandığı nokta bu ikisi arasında bir denge kurmaktır. Bu yüzden İslam hukukunda kanun koyucu [Allah], iki suç türü arasında bir ayrım yapmıştır: Bunların birincisi hadler, kısas ve diyet suçlarıdır. Diğeri ise tazir suçlarıdır. Hadler ve kısas açısından bu suçların dince belirlenmiş bir takım cezaları bulunmakta olup bunlar ağırlaştırılamaz ve hafifleştirilemez. Bunun böyle olmasının sebebi bu suçların toplumu ayakta tutan ve zaman ve mekânın değişmesiyle değişmeyecek olan bir takım temel dayanak noktalarına karşı işlenmiş olmasıdır. İkinci türden suçlar ise tazir suçları olup bunlar toplumun değişen ihtiyaçlarına cevap veren ve toplumun değişmesiyle değişen suçlardır. Bu yüzden İslam, bu türden suçların işlenmesi halinde cezaların miktarını ve türünü belirleme işini yöneticiye bırakmıştır. Yönetici, toplumda yasama işini tekelinde bulunduran otoritedir tarih ve 11 No lu Katar Ceza Kanunu nu inceleyen, İslam daki ceza siyasetinin üzerine odaklandığı bu dengeyi kurmaya çalıştığını görür. Bu kanun bir yandan ilk maddesinde suçlunun ve mağdurun Müslüman olması şartıyla- hırsızlık, eşkıyalık, zina, zina iftirası, içki içme ve irtidat gibi haddi gerektiren suçlar ile kısas ve diyeti gerektiren suçlarda İslam şeriatının hükümlerinin geçerli olduğunu belirtir. Diğer yandan kanunun diğer maddelerinde, İslam şeriatının hükümlerinin uygulanma şartlarından birinin bulunmaması halinde geçerli olmak üzere bir takım genel hükümlere ve tazir cezalarına yer verir. 1 Anlaşıldığı kadarıyla Katar lı kanun koyucunun hâkimi, had cezasını uygulama şartlarından birinin bulunmaması durumunda Katar Ceza Kanunu nun maddelerini uygulamak ve bunun dışına çıkmamakla yükümlü tutarken belirlediği prosedür, İslam şeriatını uygulamayı benimseyen diğerlerinin belirlediği prosedürden daha üstündür. Şu var ki bu kanun hâkime, had cezasını uygulama imkânı bulunmadığı 1

5 52 taktirde suçu ve uygun cezayı, devlet tarafından benimsenen mezhebin fıkıh kitaplarına müracaat ederek çıkarma yetkisini vermiştir. Bunun sebebi şudur: Katar lı kanun koyucunun belirlediği prosedür, kanunilik ilkesi ile uyuşmakta ve dolayısıyla sanık için en büyük garantiyi gerçekleştirmektedir. 2 Katar da İslam şeriatının etkisi yalnızca bu hükümlerin Katar Ceza Kanunu nun maddelerine bıraktığı etkiyle sınırlı olmayıp durum İslam şeriatı hükümlerini uygulama makamına koyma konusunda yargısal bir destek oluşturma boyutuna ulaşmıştır. Bu, had ve kısas suçlarına bakmak üzere özel bir takım dairelerin oluşturulması yoluyla olmaktadır. Bu dairelerin yetki alanında, bu suçlara ilişkin olarak İslam şeriatının hükümlerini faal bir şekilde uygulamayı garanti eden ayrıntılı kanuni ilkeler koymak da bulunmaktadır. Katar yargısı, genel bir şekilde İslam şeriatının hükümlerine, özelde de ceza kanununun birinci maddesinin hükmüne ilişkin kanun maddelerini işletmek konusuna özel bir önem atfetmektedir. En üst düzeyde bir özen ve ihtimam gösterildiğinin delillerinden biri, yargı erkine ilişkin kanunun 10 ve 11. maddelerini uygulamak için en yüksek yargı meclisinin 2005 tarihli, 9 ve 10 numaralı kararlarını çıkarmasıdır. Bu iki karar, kısas ve had cezaları ve bunlara ilişkin şikâyetlere bakmak üzere ilk düzey ve istinaf mahkemelerinin kurulmasını kararlaştırmaktadır. Katar temyiz mahkemesinin verdiği şu hükümde vurguladığı husus da muhtemelen budur: Hal böyle olunca, 2004 tarihli 11 sayılı kanunun birinci maddesinin birinci fıkrası, İslam şeriatının hükümlerinin; hırsızlık, zina, zina iftirası, içki içme, irtidat suçları, kısas ve diyeti gerektiren suçlarda, suçlunun ve mağdurun Müslüman olması halinde geçerli olması gerektiğine hükmetmiştir tarihli 10 sayılı kanunla çıkarılan yargı yetkisi kanununun on birinci maddesi bidâyet mahkemelerinin had ve kısas meseleleri ile ceza maddelerine ve diğer maddelere bakan dairelerinin bulunması gereğini dile getiriyordu. Bu dairelerin kurulması ve görev alanlarının belirlenmesiyle ilgili üst yargı meclisi tarafından karar çıkarılmıştır. Aynı kanunun onuncu maddesi bu meselelerdeki istisnaî itirazların görülmesine ilişkin istinaf mahkeme dairelerinin kurulması gerektiğinden söz etmiştir. Böyle olunca üst yargı meclisi 2005 tarihli 10 sayılı kararında had ve kısas meselelerine bakmak için bidayet mahkemelerinde daireler kurulmasını içeren bir karar yayınlamış, yine 2005 tarihli 9 sayılı kararında ise bu suçlara ilişkin istisnai itirazlara bakmak üzere de istinaf mahkemeleri kurulmasını kararlaştırmıştır. Böyle olunca yukarıda geçen kanun maddelerinin ve üst yargı meclisinin kararlarının ifade ettiği husus şudur: Bu maddelerde geçen suçlarda ilk olarak yetkili mahkemeler, birinci derece mahkemelerin had ve kısas daireleridir. Bunlara yönelik istisnai mahiyetteki itirazlara bakacak olan mahkeme ise istinaf mahkemelerinde tesis edilen had ve kısas daireleridir. Hal böyle olunca savcılık meseleyi bu mesele diyete ilişkin bir mesele olduğundan- itiraza uygun bir şekilde birinci derece mahkemelerinin had ve kısas dairesine havale etmiştir. Çünkü bu uygulama kanunun hükümleriyle uyumludur. 3 Davaya bakmakla görevlendirilen mahkemenin kendisiyle sınırlı olduğu mekanizmaya gelecek olursak; had ve kısastan sorumlu daire, had ve kısası gerektiren suçlardan herhangi birinin işlendiğine dair töhmetin söz konusu olduğu bütün davalarda yetkilidir. Burada suç işleyen kişinin ve mağdurun Müslüman olması şartı vardır. Davayı mahkemeye götürmeden önce bununla ilgili araştırma yapılması sorumluluğu savcılığa aittir. Dava, had ve kısas dairesine gönderilir de had cezasının şartlarının bulunmadığı anlaşılırsa bu mahkeme davayı, genel yetkili mahkemelere iade etmez, tazir cezasına hükmeder. Bu, temyiz mahkemesinin kararıdır. Temyiz mahkemesi şöyle hüküm vermiştir: Savcılık makamı davayı haddi gerektiren ceza kapsamında görerek itirazın söz konusu olduğu mahalle havale etmiştir; çünkü itiraz eden şahsa yöneltilen ilk itham ki bu itham, sarhoş iken araba kullanmak olup 3

6 had cezasını gerektiren kapsamdadır- alt mahkemenin had ve kısas dairesine göndermiştir. Çünkü mahkemenin bu konuda hüküm vermeye teşebbüs etmesi kanunun doğru yorumuyla uyuşmaktadır. İtirazcının bu konuda ileri sürdüğü gerekçe kabul edilemez. İtirazcının itiraz gerekçesi olarak ileri sürdüğü suça ilişkin ithamın sabit olup olmamasına ilişkin hususlar ve iddiaları bunu zedelemez. Çünkü mahkemenin yetkisini belirlemede göz önünde bulundurulacak olan husus davanın gönderildiği mahallin vasfıdır. Nitekim mahkemenin, had cezasını uygulamak için yeterli nisabın oluşmadığı gerekçesine dayanarak itirazcıya tazir cezası uygulamış olması da değiştirilemez Aksi durumda yani had ve kısas ile ilgili bir dava yanlışlıkla genel yetki sahibi bir mahkemeye gönderilse, bu mahkeme İslam şeriatının hükümlerine göre had ve kısas cezasının uygulanmasına ilişkin şartların oluştuğunu görürse davayı had ve kısas ile yetkili mahkemeye gönderir. Şayet özellikle de şahitlik nisabı veya ikrar ile ilgili olarak kısas ve diyet cezasının şartları sağlanmamışsa bu durumda mahkeme buna tazir cezası verir. Bu anlamda temyiz mahkemesi şu hükmü vermiştir: Mahkemenin davayla bağlantısı, davalının bir bayanla izni olmaksızın ilişkiye girmesi ve sarhoş edici içecek içmesine dair savcının mahkemede dava açması olduğundan ve mahkeme, İslam şeriatının hükümleri uyarınca gerekli şer î delillerin bulunmadığına ortaya koyduğu sebepler uyarınca karar vererek itirazcı şahsa, uygulanması gereken ceza kanunu maddesi gereğince tazir cezası uygulamıştır. Bu, mağdure ile ilişkide bulunma suçuna yönelik sanığın uyarılmasını gerektiren yeni bir vasfın eklenmesi kabul edilemez. 5 Son olarak Katar da mahkemelerin esas aldığı fıkıh mezhebi açısından temyiz mahkemesi bazı yerlerde Ahmed bin Hanbel in mezhebini, Katar halkının mezhebi olarak görmesine binaen esas aldığını vurgulamıştır. Bunlardan birisi temyiz mahkemesinin şu kararında yer almaktadır: Hanbelî fıkhında tercihe şayan olan görüş ve mahkemenin hüküm verme konusunda yargısal tecrübesine binaen kısasın uygulanması için üç şartın bulunmasına dikkat edilir. 6 Her ne kadar bu durumu, Katarlı yargıçlar arasında genel bir eğilim olarak değerlendirmek mümkün olmasa da böyledir. Nitekim başka yerlerde farklı mezheplere de yer verilmektedir. Örneğin, temyiz mahkemesinin bir başka kararında şöyle denilmektedir: Böyle olunca, yukarıdaki bağlamda itiraz edilen hüküm, yargıcın kararını caiz kılacak bir takım delillere sahiptir. Çünkü bu hüküm İslam fıkıh mezheplerindeki fakihlerin çoğunluğunu teşkil eden sekiz fakihin görüşleriyle uyuşmaktadır. Katarlı yargıçlar da bunu esas almaktadır. Bu sebeple bu itiraz herhangi belirli bir esasa dayalı olmayıp reddedilmesi gerekir. 7 Ceza kanunlarına ilişkin düzenlemeler kapsamında İslam şeriatının hükümlerini benimseme konusunda Katar tecrübesinin temsil ettiği öneme rağmen bu durum kemâl noktasına ulaşmamıştır. Bu, yalnızca Allah a aittir. Bu yüzden beşerî bir tecrübe olarak Katar tecrübesinde eksiklik bulunması ve kusurların olması, yıkıcı değil yapıcı olmaya çalışan objektif eleştiriden uzak bir durum değildir. Bu girişten sonra ifrat ve tefrite kaçmaksızın uygun bir şekilde kısas ve diyet suçları ile had suçlarına ilişkin ayrıntılı açıklamalar yapabiliriz. Bu, İslam şeriatına ilişkin hükümlerin, Katar Ceza Kanunu nun maddelerine had, kısas ve diyet cezalarına ilişkin şartların tam olarak bulunmadığı durumlarda en ölçüde etki ettiğini ortaya çıkarmak içindir. Yine biz bu çalışma kapsamında bütün bunları Katar Ceza Kanunu nun ilk maddesinin uygulanması ve had, kısas ve diyetlere ilişkin meselelerde İslam şeriatına ilişkin hükümleri nasıl uyguladığı konusunda Katar yargısının durumunu da beyan edeceğiz. Buna binaen bu araştırma iki ana bölüme ayrılacaktır. Birinci bölüm Katar Ceza Kanunu nda kısas ve diyet suçlarına ilişkin İslam şeriatının hükümlerinin etkisi ile ilgilidir. İkinci bölümde ise Katar Ceza 4 5 6

7 54 Kanununda had suçlarında İslam şeriatı hükümlerinin etkisi konusu ele alınacaktır. Çalışmamızın sonunda, elde ettiğimiz bulguları özetleyecek ve kanun koyucuyu araştırmamız sonucunda ortaya çıkan bir takım eksikliklere yönlendireceğiz. Böylelikle Katar Ceza Kanununda gelecekte yapılacak düzeltmelerde bunların dikkate alınması mümkün olabilir. I. Katar Ceza Kanununda Kısas ve Diyet Suçları Konusunda İslam Şeriatı Hükümlerinin Etkisi Kısas suçları cana veya vücut bütünlüğüne yönelik saldırı şeklinde kasten işlenen suçlardır. Bunlar ya insanın hayat hakkına saldırarak bunu ortadan kaldırmak suretiyle veya onun vücut bütünlüğüne saldırarak organlarından birini kaybetmesi veya onda bir yara bırakmasıyla sonuçlanan suçlardır. Diyet suçları ise kasten işlenmeyen, ölümle veya kurbanın bedeninde büyük yaralar oluşmasıyla sonuçlanan suçlardır. Kısas ve diyet suçlarında, had suçlarında olduğunun aksine kurbanın ve velisinin önemli bir rolü vardır. Zira bu suçlarda bu şahıslar kısası affedebilir. Bu durumda diyete gidilir. Hatta onların ileride göreceğimiz üzere- diyeti de affetme yetkileri vardır. 8 Fakihler, gerek cana karşı gerekse vücut bütünlüğüne yönelik saldırı suçlarını ve bunların cezalarını bu cezalar ister kısas, ister diyet olsun- cinayetler terimi ile ifade ederler. 9 Hâlbuki beşerî ceza kanunu cinayet sözcüğünü bundan farklı olarak şu şekilde tanımlamaktadır: Cinayet; idam, ömür boyu hapis veya üç yıldan fazla süre ile hapis cezasıyla cezalandırılan suçtur. 10 Hikmetli Şâri in kısas cezasını uygun görmesinin gerekçesi şu ayetten anlaşılmaktadır: Kısasta sizin için hayat vardır ey akıl sahipleri! 11 Çünkü kısas cezasının kabul edilmesi sebebiyle herkes için suçtan uzak durma söz konusu olur, ayrıca haksız yere adam öldürmeyi planlayan kişi için de bu ayet özel bir engelleme anlamı taşır. Bu durumdaki bir şahsın işin sonunu düşünmesi ve yapacağı fiilin cezasının işlediği suçla aynı cinsten olacağını düşünmesi gerekir. Aynı şekilde saldırgan şahsa kısas cezasının uygulanması, kısas yapmak suretiyle saldırgandan hakkını almamış olan mağdurun ailesi ile kendilerini korumak isteyen saldırganın ailesi arasında öldürme ve yaralama suretiyle dökülebilecek olan kanların korunmasını sağlayacaktır. Böylece kısas hepsinin kanlarını dökülmekten koruyacaktır. 12 Şimdi özet bir şekilde gerek öldürme gerekse yaralama durumlarında kısasa ilişkin hükümleri ele alacağız. Yine kasıt benzeri veya yanlışlıkla öldürme fiillerinde diyet ödenmesi konusunu ele alacağız. Bu konuyu İslam şeriatı ile Katar Ceza Kanunu ve temyiz mahkemesi hükümleri arasında mümkün oldukça mukayeseli bir şekilde ele alacağız. A. Öldürme Suçlarında Kısas Cana yönelik saldırı suçlarında kısas cezasının uygulanması, yasamada dayanağını ve temelini şu âyette bulur: Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. Hüre hür, köleye köle, 9 11

8 kadına kadın (öldürülür). Ancak her kimin cezası, kardeşi (öldürülenin velisi) tarafından bir miktar bağışlanırsa artık (taraflar) hakkaniyete uymalı ve (öldüren) ona (gereken diyeti) güzellikle ödemelidir. Bu söylenenler, Rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir. Her kim bundan sonra haddi aşarsa muhakkak onun için elem verici bir azap vardır.. Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki suç işlemekten sakınırsınız. 13 Fakihler, kasten adam öldürme fiilinin neyi gerektirdiği konusunda ihtilaf etmişlerdir. Bazılarına göre kasten öldürme doğrudan kısası gerektirir. Diyet ise ancak [suçlunun istemesi durumunda] caninin kabul etmesi halinde söz konusu olur. Suçlu ölürse ceza düştüğü gibi diyet de düşer. 14 Bu görüşü destekleyenler öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı ifadesinde herhangi bir kaydın bulunmamasını delil gösterirler. Ayet kısası farz kılmıştır, farz kılınan bir şeyde ise seçme hakkı söz konusu olamaz. İkinci bir görüşe göre ise kasten adam öldürme durumunda iki şeyden birisi gerekli olur: Ya kısas veya diyet. Öldürülen şahsın velisi bu ikisinden birini seçer. Suçlu ölürse maktulün velilerine yani mirasçılarına diyet ödenmesi gerekir. Bu görüş sahipleri şu ayeti delil olarak gösterirler: Her kimin cezası, kardeşi (öldürülenin velisi) tarafından bir miktar bağışlanırsa artık (taraflar) hakkaniyete uymalı ve (öldüren) ona (gereken diyeti) güzellikle ödemelidir. 15 Bu ayet şu açıdan söz konusu görüşe delil olur: Allah seçim hakkını öldürülen şahsın ailesine vermiştir. Buna göre onlar ya kısas uygulatmayı veya karşılıksız affetmeyi yahut da bir bedel karşılığı affetmeyi tercih edebilirler yahut da diyeti kabul ederler. Nitekim Resûlullah (s.a.v.) zamanında da uygulama bu şekildeydi. Buhari nin sahihinde Ebu Hureyre den (r.a.) rivayet ettiğine göre Resûlullah (s.a.v.) Mekke nin fethedildiği gün şöyle buyurmuştur: Yakını öldürülen kişi şu iki şıktan birini seçer: Ya diyet alır veya kısas uygular. 16 Bu hadis şu açıdan delil olur: Resûlullah (s.a.v.), öldürülenin yakınını kısas ve diyet arasında serbest bırakmıştır. Katar Ceza Kanunu açısından bakıldığında kanun koyucu açıkça ikinci görüşü tercih etmiştir. Nitekim kasten ve şiddetli adam öldürme suçlarına tahsis edilen 300. madde 17 ve söz konusu maddede işaret edilen herhangi bir durumun söz konusu olmadığı basit adam öldürme konusunu ele alan madde, öldürülen kimsenin yakınlarına affetme ve diyet alma seçeneği tanımıştır. Doğal olarak Katar Ceza Kanunu nun maddeleri, kısası gerektiren şartlardan birinin bulunmaması durumu dışında uygulanmayacaktır. Kısasın uygulanmasının şartlarına gelince bunun gerekli olması için bir takım şartların bulunması gerekir. Bunlar içinde adam öldüren şahsa özgü olanlar olduğu gibi maktule ilişkin şartlar da bulunmaktadır. Yine son olarak kısası gerektiren öldürme fiiline ki daha önce belirttiğimiz üzere bu kasten öldürmektir- ilişkin de şartlar söz konusudur. Yanlışlıkla öldürme ve kasıt benzeri (yani ölüme yol açacak şekilde vurma) öldürmeye gelince bu ikisi kısası gerektirmez, yalnızca diyeti gerektirir. Katile ilişkin şartlar ise özetle şunlardır: Katilin yetişkin olması. Ergenlik çağına gelmemiş olan katile kısas uygulanmaz. Bu, Katar Ceza Kanunu nun, suçu işleme tarihinde on sekiz yaşına ulaşmamış olan kişiye idam cezası verilemeyeceğini belirtmek suretiyle vurguladığı bir husustur. 19 Katilin aklı başında olması. Akıl hastası, mükellef olmadığı için ona kısas cezası uygulanmaz. Katar Ceza Kanunu, akıl hastalığını en baştan yükümlülüğün engellerinden biri olarak

9 56 görmekle bu şartı kabul etmiştir. 20 Katilin, ister baba ister anne yönünden maktulün üst soy hısımı olmaması. Ne kadar üste çıkarsa çıksın babaya kısas uygulanmaz. Yine ne kadar üste çıkarsa çıksın çocuğunu öldüren anneye kısas uygulanmaz. İmam Mâlik müstesna fakihlerin çoğunluğunun kabul ettiği hüküm budur. 21 Katarlı kanun koyucunun durumuna baktığımızda, kanunda âlimlerin çoğunluğunca benimsenmiş olan görüşe benzeyen herhangi bir kanun maddesi bulunmamaktadır. Dolayısıyla baba oğlunu öldürdüğünde ve kısası gerektiren diğer şartların tümü bulunduğunda yaygın olan görüşe göre Katar yargısı fakihlerin çoğunluğunun görüşüyle uyumlu olarak babanın oğluna karşılık öldürülmesine hükmetmeyecektir. Ancak kısasın diğer şartlarından herhangi biri bulunmadığında, mesela şahitlik nisabı bulunmadığında veya suçlu, adam öldürme suçunu ikrar etmediğinde yahut davanın bütün tarafları gayr-i müslim olduğunda mahkeme bu durumlarda, duruma göre 300 veya 302. maddeyi uygular. Baba için idam cezası uygulanmasına da hükmedebilir. Çünkü Katar Ceza Kanunu İslam hukukçuları arasında yerleşik bulunan hükme benzer bir yasağı barındırmamaktadır. Öldürülen kimseye ilişkin şartlar açısından bakıldığında kısasın uygulanabilmesi için onda şu şartların olması gerekir: Maktulün can dokunulmazlığının bulunması gerekir. Buna göre harbî kâfiri, mürtedi ve sihirbazı öldüren kimseye kısas uygulanmaz. Çünkü Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Allah tan başka ilah olmadığın ve benim de onun elçisi olduğuma inanan bir Müslümanın kanı ancak üç durumda helal olur: Bir canı öldürmesine karşılık, evli iken zina etmek, dinini terk edip cemaatten ayrılmak. 22 Bu, âlimlerin çoğunluğunca benimsenen görüştür. Maktulün, küfür sebebiyle maktulden eksik konumda bulunması. Maktul kafir, katil Müslüman ise Müslüman kâfire karşılık kısas yoluyla öldürülmez. Bu, Ebu Hanife dışındaki fakihlerin çoğunluğunun ittifakla benimsediği görüştür. Ebu Hanife ye göre ise ayetteki cana karşılık can ifadesini genel olarak almış ve Müslümanın zımniye karılık kısas yoluyla öldürülebileceğini söylemiştir. Ancak burada şunu vurgulamak yerinde olur: Kısası gerekli kılan şartların uygun olmaması Katarlı yargıcın Katar Ceza Kanunu nun maddelerini uygulamaktan ve bir gayr-i müslimi öldüren Müslümana kısas değil de tazir yoluyla idam cezası vermekten alıkoymaz. Zira bu maddeler katile veya maktule ilişkin sağ olan bir insan olması dışında şart koşmamaktadır. Öldürülenin velileri tarafından kısas talep edilebilmesinin şartları ise şunlardır: Velinin, katilden kısas talep edebilecek şekilde yükümlü yani âkıl ve bâliğ olması, mahkemede hazır bulunması şarttır. Veli küçük ise buluğa erinceye kadar beklenir. Akıl hastası ise akıl sağlığına kavuşuncaya kadar beklenir. Gâip ise dönünceye kadar beklenir. Birden fazla veli varsa kısas cezasının uygulanabilmesi için bunların hepsinin kısası uygulatma konusunda ittifak etmiş olmaları gerekir. İçlerinden biri katili affederse kısas uygulanamaz, kalan veliler de diyetten kendilerine düşen payı kabul etmeye zorlanır. Kısasın uygulanması esnasında haddi aşmaktan emin olmak. Buna göre katil hamile bir kadın ise doğum yapıp çocuğunu sütten kesinceye kadar beklenmesi gerekir. Kısas, anne karnında herhangi bir suç işlememiş olan cenine geçmesin diye kadına kısas uygulanmaz; çünkü hiçbir kimse başkasının günahını çekmez. Kısas uygulamaya yönelik bütün şartlarda görülen şey, bu şartları benimsemenin kısas uygulamayı uzun süreli olarak geciktirmesi durumudur. Bu durum Katar da 2003 yılından bu yana idam cezasının uygulanmamasının gerekçelerinden birini teşkil eder. Bu, Katar ceza yargısı tarafından idam cezası-

10 na hükmedilmiş olduğu halde böyledir. 23 Kısasın düştüğü durumlara bakacak olursak bunları şu şekilde belirtebiliriz: Suçlu, kısas uygulanmadan önce ölürse İmam Ahmed in görüşü esas alınarak kısas cezası düşer. Ancak bu durumda terekesinden diyet ödenmesi gerekir. Bunun dayanağı daha önce geçtiği üzere kısası gerektiren durumlarda öldürülenin velileri kısası uygulatmak veya diyet almak şıklarından birini seçebilir görüşüdür. Velilerin katili affetmesi durumunda fakihlerin ittifakıyla kısas cezası düşer ve katil razı olmasa bile ceza diyete intikal eder. Maktulün velileri ile katilin diyet olarak ödenecek bir mal üzerinde sulh yapması durumunda da kısas düşer. Anlaşılan miktar dinde diyet olarak belirlenen miktardan az olabileceği gibi çok da olabilir. Katilin kısas uygulatma hakkına mirasçı olması durumunda da kısas cezası düşer. Bu şu şekilde olur: Koca, kendisinden bir çocuğu bulunan karısını öldürür. Oğulun babasını şüphe sebebiyle- kısas yoluyla öldürtmesi mümkün olmadığı için babaya kısas uygulanamaz, bu durumda diyet ödenmesi gerekir Adam öldürme suçlarına ilişkin davalar Katar yargısına arz edilmiş ve yargı, kısası uygulamanın şartlarını belirlemiştir. Yargı hükmünde şu ifadeler yer almaktadır: Kabul edildiği üzere kısasın üç rüknü vardır: Katil, maktul ve öldürme fiili. İlk rükne ilişkin olarak cinayetin tam bir cinayet olabilmesi için katilde dört şartın bulunması ve bu durumda kısasın uygulanması gerekir: Bu şartlar şunlardır: 1) Katilin akıllı olması, 2) baliğ olması, 3) kendi isteğiyle hareket etmiş olması, 4) maktulü öldürmeyi isteyerek kasıtlı bir şekilde öldürmüş olması. İkinci rükne yani maktule ilişkin olarak da şu üç şartın bulunması gerekir: 1) Maktulün, katilin alt soyundan olmaması, 2) Maktulün, katilin mülkü olmaması, 3) Maktulün mutlak olarak can dokunulmazlığının bulunması. Üçüncü rükün olan öldürme fiili konusunda şart, öldürmenin kasten ve saldırı/düşmanlık yoluyla olması gerekir. Bu da suç işleyen kişinin fiili kastederek yapması, öldürmede kullanılan âletin normal şartlarda adam öldürmede kullanılan bir âlet olması gerekir. Öldürme ister doğrudan, ister şartını gerçekleştirme isterse sebep olma şeklinde olsun fark etmez. Kısası gerektiren kastî adam öldürmeyi iki türle sınırlamak mümkündür: Bunların birincisi kesici-delici aletle öldürmek, ikincisi ise kesici-delici olmayan âletle öldürmektir. Kısasın gerekli olabilmesi için bu şartların tümünün bulunması gerekir. Bu şartlardan herhangi birinin bulunmaması zorunlu olarak kısasın durdurulmasını gerektirir. Bu durumda, ağırlaştırılmış diyet, normal diyet, tazir vb. kısastan daha hafif olan bir ceza uygulanır. Hanbelî fıkhında kısasın uygulanmasına ilişkin olarak tercih edilen görüşe göre kısasın uygulanabilmesi için üç şartın bulunması gerekir: 1. Kısas uygulatma hakkına sahip olan kişinin akıl ve baliğ olması. Hak sahibi çocuk veya akıl hastası ise kısası uygulatma konusunda hiç kimse baba, vasi ve hâkim de dahil olmak üzere- o kişiye vekâlet edemez. Bu durumda çocuk buluğa erişinceye, akıl hastası akıl sağlığına kavuşuncaya kadar suçlu hapsedilir. Muâviye, Hüdbe b. Haşram ı bir kısas cezasıyla ilgili olarak öldürdüğü şahsın oğlu buluğa erinceye kadar hapsetmişti. Bu, sahabenin huzurunda gerçekleşmiş ve kimse buna tepki göstermemiştir. 2. Velilerin tümünün kısası uygulatma konusunda ittifak etmeleri şarttır. Bazıları uygulatamaz. Veliler içinde kayıp, küçük veya akıl hastası varsa, kayıp olan dönünceye, küçük olan büyüyünceye, akıl hastası olan kişi iyileşinceye kadar beklenir. Çünkü herhangi bir meselede seçme hakkına sahip olan kimse adına başkasının bu hakkı kullanması caiz değildir; çünkü bu, onun seçim hakkını geçersiz kılmaktır.

11 58 3. Kısas uygulamasının suçlu dışında başkasına da sirayet etmemesi gerekir. Bir insan öldürüldüğünde, onun kısasını talep etme hakkı bütün mirasçılarına geçer. Vâris, kısas uygulatma hakkını murisi dolayısıyla elde ettiğinden bu hak bir tür mala benzemiştir. Mirasçı küçükse onun velisi kısası onun adına uygulatamaz. Çünkü kısas uygulatmanın amacı, psikolojik olarak rahatlamak, öfkenin giderilmesi gibi hususlardır. Babanın çocuğu adına kısas uygulatması durumunda bu amaç gerçekleşmez. Dolayısıyla vasi ve hâkim, kişi adına nasıl bu yetkiye sahip değilse çocuk adına bu yetkiyi babası da kullanamaz. Buna göre katil, çocuk buluğa erişinceye, akıl hastası iyileşinceye ve gaip olan kişi dönünceye kadar hapsedilir. Böyle yapmak, katilin öldürülmesini geciktirmek suretiyle onun hakkını koruma anlamına geldiği gibi hak sahibine hakkını ulaştırma anlamı da taşımaktadır. Kısas cezası büyük ve küçük yahut akıl hastası ile akıllı ya da hazır olan ile gaip olan arasında ortak bir hak ise büyük, akıllı ve hazır olan kişi kısas cezasını tek başına uygulatamaz; çünkü bu, ikisi arasında ortak bir haktır. Taraflardan birinin bu hakkı tek başına kullanması caiz değildir. Bu tıpkı akıllı ve yetişkin iki kişi arasında bulunan kısas cezasını, bunlardan birinin uygulatamamasına benzer. 25 B. Vücut Bütünlüğüne Yönelik Saldırılarda / Müessir Fiillerde Kısasa İlişkin Hükümler Vücut bütünlüğüne yönelik suçlarda kısas cezası uygulanması hükmünün temel dayanağı şu ayettir: Tevrat ta onlara şöyle yazdık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş (karşılık ve cezadır). Yaralar da kısastır (Her yaralama misli ile cezalandırılır). Kim bunu (kısası) bağışlarsa kendisi için o kefaret olur. Kim Allah ın indirdiği ile hükmetmezse işte onlar zalimlerdir. 26 Bir diğer ayet şöyledir: Kim size saldırırsa siz de ona misilleme olacak kadar saldırın. 27 Bir başka ayette ise şöyle buyrulmuştur: Eğer ceza verecekseniz, size yapılan işkencenin misliyle ceza verin. 28 Vücut bütünlüğüne yönelik saldırılarda kısas iki türlüdür: Organlarda kısas, yaralamalarda kısas. Vücut bütünlüğüne yönelik kısas uygulamasını düzenleyen hükümler, öldürme suçlarındaki kısasa yönelik olarak zikrettiğimiz hükümlerin aynısıdır. Bu sebeple oraya yönlendirmekle yetiniyoruz. Vücut bütünlüğüne yönelik kısası gerektiren suçları, öldürme suçlarındaki kısastan ayıran belki de tek nokta haddi tecavüz söz konusu olmaksızın kısası uygulayabilme imkânının bulunmasına ilişkin özel şarttır. Yani organın ismi ve bedendeki yerinin aynı olması gerekir. Buna göre sağ ele karşılık sağ el kesilir, sol ele karşılık sağ el kesilmez. Bu yüzden eklem yeri ve kemik olmayan organlarda ve yaralamalarda kısas uygulamanın gerekli olup olmadığı konusunda fakihler arasında meydana gelen tartışmanın sebebi bu şart olmuştur. Âlimlerin çoğunluğu kemik kırma ve yaralama fiillerinde ölçüyü tutturamama korkusu sebebiyle kısasın uygulanamayacağı görüşünü benimsemişler, ayetteki dişe diş ifadesi sebebiyle dişi istisna etmişlerdir. Bu, İmam Ahmed b. Hanbel in şu görüşüne de uygundur: Diş dışında kemik kırma fiillerinde kısas uygulanmaz; çünkü ya diş dışındaki kemiklerde denklik sağlanamaz veya pazu, uyluk ve kaburga kemiklerinde olduğu gibi kısası uygulamak mümkün değildir. 29 Müessir fiillerde ya imkânsız olması veya mağdur ya da velisinin affetmesi sebebiyle kısas uygulamanın gerekli olmadığı durumda erş ödenmesi gerekli olur. Erş, suçlunun kendi malından mağdura onun kaybettiği organa veya ona isabet eden yaraya bedel olarak ödediği, diyetin bir parçası veya tümüdür. Erşin miktarı isabet eden yaraya göre değişir. Bu bazen tam diyet olabileceği gibi kimi durumlarda da diyetin bir kısmı olabilir. 30 Bakara, 194.

12 Katar Ceza Kanunu na gelince, müessir fiillerde veya yaralama suçlarında kısastan bahsedilmemiş, yaralamanın büyüklüğüne göre ağırlığı değişen oranda hapis cezasından söz edilmiştir. Kastî saldırı kalıcı bir yara / iz bırakmak için yapılmışsa saldırgan yedi yılı aşmayacak bir hapis cezasıyla cezalandırılır. 31 Kastî saldırı ile eziyet vermeden başka bir şey kastedilmemişse verilecek hapis cezası iki yılı aşamaz. 32 Yahut duruma göre bir yıl olur. 33 Diğer bir açıdan kanun af ve erş kabul etmenin etkisini, müessir fiiller içinden yalnızca kalıcı yara bırakanlarda kabul etmiştir ki bunlar İslam fıkhında organlardaki kısasa tekabül etmekte, kendisinden yaraların meydana geldiği suçlara tekabül etmemektedir. Yine bunlar yaralamalarda kısasın söz konusu olduğu suçlara tekabül etmektedir. Kanun, kalıcı iz/ yarayı şu şekilde tarif etmiştir: Kopma, bir uzvun ayrılması, organın bir bölümünün kesilmesi, organın menfaatini kaybetmesi veya azalması, beş duyudan birinin işlevini bütünüyle veya kısmen sürekli bir şekilde kaybettirmek şeklinde olan her yaralama kalıcı yaralamadır Temyiz mahkemesinin kararına gelince; mahkeme kısası gerektiren öldürme ve yaralama suçlarında ihtiyatî bir ceza olması itibarıyla diyeti şu şekilde tanımlamıştır: Diyet, tek bir sınırı bulunan ceza olup hâkim tarafından bunun miktarı azaltılıp arttırılamaz. Diyetin niteliği kasıt benzeri suçlarda ve yanlışlıkla işlenen suçlarda birbirinden farklı olduğu gibi yaranın türü ve büyüklüğüne göre de farklı olabilmekle birlikte her bir suç için her bir durumda diyetin miktarı sabittir. Diyet sözcüğü herhangi bir kayıt konmaksızın kullanıldığından bununla tam [kâmil] diyet kastedilir. Bu ister ağırlaştırılmış diyet olsun, ister hafifletilmiş diyet olsun fark etmez. Ağırlaştırılmış diyet kısas cezasının uygulanmadığı kastî öldürmeler ile kasıt benzeri öldürmelerde ödenen diyettir. Hafifletilmiş diyet ise yanlışlıkla öldürmede ödenen diyettir. Tam diyetten daha düşük olan miktara ise el erşi, ayak erşi, göz erşi ifadelerinde olduğu gibi erş adı verilmektedir. 35 C. Kasıt Benzeri Adam Öldürme Diyetine Özgü Hükümler Diyet uygulamasının temeli şu ayette yer almaktadır: Yanlışlıkla olması dışında bir müminin bir mümini öldürmeye hakkı olamaz. Yanlışlıkla bir mümini öldüren kimsenin, mümin bir köle azat etmesi ve ölenin ailesine teslim edilecek bir diyet vermesi gereklidir. Meğerki ölünün ailesi o diyeti bağışlamış ola. (Bu takdirde diyet vermez). Eğer öldürülen mümin olduğu halde, size düşman olan bir toplumdan ise mümin bir köle azat etmek lâzımdır. Eğer kendileriyle aranızda antlaşma bulunan bir toplumdan ise ailesine teslim edilecek bir diyet ve bir mümin köleyi azat etmek gerekir. Bunları bulamayan kimsenin, Allah tarafından tövbesinin kabulü için iki ay peş peşe oruç tutması lâzımdır. Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir. 36 İslam da diyet iki suçta, yani kasıt benzeri öldürme ve yanlışlıkla öldürme suçlarında aslî bir ceza olarak gerekli olur. Kısası gerektiren öldürme ve vücut bütünlüğüne yönelik saldırılarda ise diyet ihtiyatî [yedek] bir ceza olup sadece duruma göre mağdurun veya yakınlarının kısas uygulatmamayı tercih etmeleri halinde söz konusu olur

13 60 İslam hukukunda kasıt benzeri adam öldürme, beşerî kanunlarda ölümle sonuçlanan saldırı ifadesi ile kastedilen şey, saldırganın bir kimseye vurmak, yumruk atmak veya normal şartlarda ölümcül olmayan bir şekilde eziyet etmeyi amaçladığı halde saldırının ölümle sonuçlanması şeklinde tanımlanır. Buna kasıtta hata veya kasıtlı hata gibi isimler de verilmektedir; çünkü saldırgan saldırı fiilini yapmayı kastetmiş ancak fiilin sonucu olan öldürmede hata etmiştir. 37 Âlimlerin çoğunluğuna göre kasıt benzeri adam öldürme fiili kısası gerektirmez, ağırlaştırılmış diyeti gerektirir. Fukaha, kasıt benzeri adam öldürme suçunda kısas değil de diyetin gerekli olduğu konusunda şu rivayetleri esas almışlardır: Hüzeyl kabilesinden iki kadın birbiriyle kavga etti. Kadınlardan biri diğerine taş attı. Bunun sonucunda [taşın isabet ettiği] kadın ve karnındaki bebeği öldü. Resûlullah (s.a.v.) kadının karnındaki cenin için bir köle veya cariyenin diyet olarak verilmesine, ölen kadın için de öldürenin âkılesi tarafından diyet ödenmesine hükmetti. Yine Abdullah b. Ömer in Hz. Peygamber (s.a.v.) den naklettiğine göre peygamberimiz şöyle buyurmuştur: Dikkat edin! Kırbaç veya sopa ile yanlışlıkla adam öldürme halinde yüz tane [şartları] ağırlaştırılmış deve ödemek vardır. Bu develerin kırkı hamile olup karnında yavrusu olmalıdır. 38 Hz. Peygamber (s.a.v.) bir başka hadisinde şöyle buyurmuştur: Dikkat edin! Kasıt benzeri öldürülen yani sopa, kırbaç ve taşla öldürülen kimse için yüz deve ödenir. 39 Diyetin ağırlaştırılmış niteliğini kazanabilmesi, daha önce diyet miktarı olarak belirttiğimiz yüz devenin sayısal olarak arttırılması veya buna denk düşen altın ve gümüşün miktarının arttırılması olmayıp tür olarak arttırılmasıdır. Bir görüşe göre diyet olarak verilen develerin [ağırlaştırılmış diyette] şu şekilde olması gerekir: Otuz tane üç yaşında dişi deve, otuz tane dört yaşında deve, kırk tane gebe devedir. Bir diğer görüşe göre ise ki Hanbelî mezhebi de dahil olmak üzere mezheplerin çoğunluğu bu görüştedir- ağırlaştırılmış diyetteki miktarlar şöyledir: Yirmi beş tane iki yaşına girmiş dişi deve, yirmi beş tane üç yaşına girmiş dişi deve, yirmi beş tane 4 yaşına girmiş dişi deve, yirmi beş tane 5 yaşına girmiş dişi deve. 40 Fukaha kasıt benzeri adam öldürme suçunda diyeti kimin ödeyeceği, yani ödemekle yükümlü olan kimsenin kim olduğu konusunda da ihtilaf etmiştir. Bazıları ki Ahmed b. Hanbel in görüşlerinden biri de böyledir diyetin suçlunun kendi malından üç yıllık zaman içinde ödeneceği görüşünü tercih etmiştir. Bunların bakış açısına göre yanlışlıkla adam öldürme diyeti âkıle üzerine gereklidir. Kasıt benzeri öldürme ise yanlışlıkla öldürmeden farklı olup kasıtlı öldürmeye daha yakındır. Bu sebeple diyet, katilin kendi malından ödenmelidir. Bu kim bir şeyi telef ederse onu tazminle yükümlü olur şeklindeki genel kurala da uygundur. Kasıt benzeri adam öldüren kişi bir insanın canına kıymış olduğundan bunu tazmin etmesi gerekir. Dolayısıyla diyet, başkasının malından değil kendi malından ödenmelidir. 41 Fakihlerin çoğunluğu ise ki Ahmed bin Hanbel e ait bir görüş de böyledir diyetin, suçlunun âkılesi tarafından ödenmesi görüşünü kabul etmiştir. Bu kurbanın mirasçılarının diyeti suçlunun âkılesinden tahsil etmesini sağlamak içindir. Çünkü diyet suçlu üzerine gerekli kılınsa, ağırlaştırılmış olan bu diyetin suçlu tarafından ödenmesi onun ödeme gücünün olmasına bağlı olacaktır. Böyle bir ödeme gücü [herkeste bulunmayıp] nadir olan bir durumdur. Üstelik kasıt benzeri adam öldürme suçlarında diyet 39 41

14 aslî bir cezadır. Bu sebeple diyetin, bir grup teşkil eden âkıle tarafından ödenmesi gerekir. Kasten adam öldürme durumu ise bundan farklı olup orada diyet yedek bir ceza konumundadır. Bu sebeple kasten adam öldürmede diyeti âkıle değil suçlunun kendisi öder. Maktulün yakınları suçluyu affettiklerinde kuşkusuz onun diyeti ödeme gücünün bulunup bulunmadığından emin olarak bunu yapmıştırlar. Şayet bunu yapmazlarsa bu onların kendi seçimidir. Veliler, katile kısas uygulanması yerine ödemesi gereken diyeti ödeyememesinden dolayı herhangi bir zararla karşılaşmazlar Katar Ceza Kanunu nda kasıt benzeri adam öldürme suçunun cezasına gelince; kanun bunu, fâilin beş yılı geçmeyecek şekilde hapis cezasıyla cezalandırılacağı suçlar kapsamında kabul etmiş, öldürülenin velilerine af veya diyeti kabul etme yetkisi vermiştir. Bu durumda suçluya, hafifleştirilmiş tazir cezası uygulanır ki bu da üç yılı aşmayacak şekilde hapis cezasıdır. 43 Bu, İslam şeriatında aslî bir ceza olması itibarıyla ağırlaştırılmış diyet cezasının şartlarının tam olarak gerçekleşmediği var sayımına dayalıdır. Şayet şartlar tam olarak gerçekleşmişse mahkeme ceza olarak ağırlaştırılmış diyete hükmeder, bu hüküm, maktulün yakınlarının talebine bağlı değildir. Bu, suçlunun tazir olarak hapisle cezalandırılması hakkına ek olarak verilen bir cezadır. Temyiz mahkemesinin şu hükmünde vurguladığı husus da bu olsa gerek: Mahkeme, itirazcıyı, başkasının vücut bütünlüğüne yönelik sonu ölümle biten bir saldırı gerçekleştirmekten sorumlu tutmuştur. Bu, İslam şeriatında kasıt benzeri adam öldürme suçuna tekabül etmektedir. Bu sebeple mahkeme sanığın ağırlaştırılmış diyet ödemekle yükümlü tutulmasına hükmetmektedir ki bu, suçun zorunlu ve aslî cezasıdır. Buna hükmedilmesi, maktulün yakınlarının talebine bağlı değildir. Yine mahkeme ek olarak suçlunun ceza kanununun 306/1 maddesinin açık hükmü gereğince tazir cezasıyla cezalandırılmasına hükmetmektedir. 44 Katar Ceza Kanunu nda ağırlaştırılmış diyetin miktarına gelince; kanun her ne kadar ağırlaştırılmış diyet için belirli bir miktar tayin etmemişse de şer î mahkemeler başkanlığının kararı ağırlaştırılmış diyeti, normal diyetin üçte biri miktarınca arttırılmış diyet şeklinde belirlemiştir. 45 Katar temyiz mahkemesi, bir kasıt benzeri öldürme fiilinde (ölümle sonuçlanan saldırı fiili) ağırlaştırılmış diyeti şu şekilde sınırlandırmıştır: diyet, kasten ve kasıt benzeri adam öldürme suçlarında İslam şeriatı hükümlerinde tercih edilen görüşe göre ağırlaştırılır. Yanlışlıkla öldürme fiillerinde hafifletilmiş diyet miktarı 11 / 08 / 2008 tarihinde çıkarılan 2008 tarih ve 19 no lu kanun maddesine göre iki yüz bin ( ) Katar riyalidir. Şer î mahkemeler başkanlığının 13 / 11 / 1403, miladî 21 / 08 / 1983 tarihli kararı uyarınca ağırlaştırılmış diyet, hafifletilmiş diyetin üçte biri oranında arttırılır. Buna göre ağırlaştırılmış diyetin miktarı iki yüz altmış bin ( ) Katar riyalidir. 46 D. Yanlışlıkla Adam Öldürme Fiiline Özgü Diyete İlişkin Hükümler Yanlışlıkla öldürme, öldürme veya acı çektirme gibi bir kasıt olmaksızın bir kimseyi öldürmektir. Yanlışlık kasıtta olabilir; örneğin avcı okunu ava atarken okun yanlışlıkla bir insana isabet ederek öldürmesi böyledir. Yanlışlık fiilde de olabilir; örneğin uyuyan bir kimse yatağından bir çocuğun üzerine düşerek onun ölümüne yol açar veya bir kimse bir çukur kazar, başka bir şahıs bu çukura düşerek ölür. 47 Yanlışlıkla adam öldüren kişi üzerine kefaret ve diyet gerekli olur. Bunun delili şu ayettir: Yanlışlıkla olması dışında bir müminin bir mümini öldürmeye hakkı olamaz. Yanlışlıkla bir mümini öldüren kimsenin, mümin bir köle azat etmesi ve ölenin ailesine teslim edilecek bir diyet vermesi gereklidir

15 62 Meğerki ölünün ailesi o diyeti bağışlamış ola. (Bu takdirde diyet vermez). Eğer öldürülen mümin olduğu halde, size düşman olan bir toplumdan ise mümin bir köle azat etmek lâzımdır. Eğer kendileriyle aranızda antlaşma bulunan bir toplumdan ise ailesine teslim edilecek bir diyet ve bir mümin köleyi azat etmek gerekir. Bunları bulamayan kimsenin, Allah tarafından tövbesinin kabulü için iki ay peş peşe oruç tutması lâzımdır. Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir. 48 Kasıt benzeri adam öldürmede ağırlaştırılmış diyet ödenirken bunun aksine yanlışlıkla adam öldürme durumunda ödenecek diyet, hafifletilmiş diyet olarak kabul edilir. Yanlışlıkla adam öldürme durumunda diyetin hafifletilmesi birkaç yönde ortaya çıkar: Birincisi, diyet katilin kendisi üzerine değil âkılesi üzerine gerekli olur. İkincisi, diyet peşin olarak değil üç yıl içinde taksitli olarak gerekli olur. Son olarak da yanlışlıkla adam öldürme diyetinde diyet olarak ödenmesi gereken develerin sayısı belli olup ağırlaştırılmış diyetin aksine bunlar içinde karnında yavrusu olmak gibi bir şart yoktur. Yanlışlıkla adam öldürme diyetinin miktarına gelince; bunun yüz deve veya buna denk olan bir mal olduğu sabittir. Nitekim Resûlullah (s.a.v.) tan şu hadis rivayet edilmiştir: Yanlışlıkla adam öldürme durumunda yirmi tane beş yaşına basmış dişi deve, yirmi tane dört yaşına basmış dişi deve, yirmi tane iki yaşına girmiş dişi deve, yirmi tane üç yaşına basmış dişi deve ve yirmi tane de iki yaşına basmış erkek deve verilir. 49 Kat î bir delile dayanmamakla birlikte fakihler kadının diyetinin erkeğin diyetinin yarısı olduğu konusunda ittifak etmişlerdir. 50 Katar da diyet miktarına gelince; Katar Ceza Kanunu diyet miktarını belirlememiştir. Bununla birlikte 2008 tarihli 19 sayılı kanun yanlışlıkla adam öldürme durumunda diyeti iki yüz bin ( ) Katar riyali olarak belirlemiştir. Bu kanunun çıkmasından önce mahkemelerdeki teamül diyetin yüz elli bin riyal olarak kabul edilmesiydi. Yine fıkhî hükümler kadının diyetini erkeğinkinin yarısı kadar kabul ettiği halde hali hazırdaki kanun kadının diyetinin erkeğinkine eşit olduğunu vurgulamaktadır. 51 Daha önce geçtiği üzere Katar temyiz mahkemesi yanlışlıkla öldürme durumunda diyete hükmederek şöyle demiştir: Diyet, yanlışlıkla adam öldürme fiilinde aslî cezadır Çünkü Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: Yanlışlıkla olması dışında bir müminin bir mümini öldürmeye hakkı olamaz. Yanlışlıkla bir mümini öldüren kimsenin, mümin bir köle azat etmesi ve ölenin ailesine teslim edilecek bir diyet vermesi gereklidir. Meğerki ölünün ailesi o diyeti bağışlamış ola. Yine bu karar şunu vurgulamaktadır: Öldürülen kişi ehl-i kitap veya Mecusi olsa bile diyet ödenir; çünkü ayette şöyle buyrulmuştur: Eğer kendileriyle aranızda antlaşma bulunan bir toplumdan ise ailesine teslim edilecek bir diyet ve bir mümin köleyi azat etmek gerekir. Bu diyetin miktarı fiil vuku bulmadan önce Şâri tarafından bizzat belirlenmiştir, hâkimin bunu eksiltme veya arttırması mümkün değildir. İslam şeriatı, kamu yararı gerektirdiğinde suçluya diyet yanında başka tazir cezası da verilmesine izin vermiştir. Suçu kapsamına alan 2008 tarih ve 19 sayılı kanun erkek ve kadının diyetini iki yüz bin ( ) riyal olarak belirlemiştir

16 II. Had Cezası Gerektiren Suçlar 63 Had kelimesi sözlükte engellemek anlamına gelir. Allah ın hadleri, Allah ın haram kıldığı ve çiğnenmemesi gereken haramlardır. Bu anlamda ayette şöyle buyrulmuştur: Bunlar Allah ın hadleridir [sınırlarıdır], onlara yaklaşmayın. 53 Had sözcüğünün şeriattaki anlamı, bir günaha karşılık verilen ve öyle bir daha düşmeyi engelleyen cezadır. Bu sebeple şer î terminolojide had cezaları şu şekilde tanımlanır: Hikmez sahibi Şâri tarafından miktarı belirlenmiş olup hem günah işleyeni hem de başkasını bunun benzeri bir günah işlemekten caydıran cezadır. 54 Had cezalarını diğerlerinden ayıran nokta şudur: Had cezaları ile cezalandırılan fiillerin suç sayılması kamu yararına dayanmaktadır. Zira bu suçlar Allah haklarından birine saldırı şeklinde gerçekleşmektedir, bu yüzden bu suçlarda bir takım şahısların haklarına zarar gelse bile Allah hakkı daha baskındır. Yine had cezaları, din tarafından belirlenmiş olması yönüyle de diğer cezalardan farklıdır. Hâkimin bu cezaya kıyas yapması, cezada arttırma veya eksiltme yapması caiz değildir. 55 Yine hâkimin ya da ülkedeki yönetme ve yasama yetkisini elinde bulunduran otoritenin bu cezayı affetmesi de caiz değildi. Suçtan ceza gören kimsenin hâkimden suçluyu affetmesini talep etmesi de caiz değildir; çünkü geçtiği üzere- bu suçlarda Allah hakkı daha baskındır. 56 Bunu doğrulamak üzere Resûlullah (s.a.v.) dava kendisine iletildikten sonra bu suçun affedilmesini tamamen reddetmiştir. Ancak bu aşamadan önce affedilirse caizdir. Nitekim Resûlullah (s.a.v.) bu konuda şöyle buyurmuştur: Had cezalarını kendi aranızda affedin. Bana had cezasına ilişkin bir dava geldiğinde artık onu uygulamak gerekli olur. 57 Resûlullah (s.a.v.), en yakınlarından olan kimselerin bile had cezaları konusunda [cezanın uygulanmaması için] aracılık etmesini reddetmiştir. Nitekim Mahzum kabilesinden bir kadın hırsızlık yaptığında onun affedilmesi için Üsâme bin Zeyd aracılık etmiş, Hz. Peygamber (s.a.v.) bunu şiddetli bir şekilde reddederek şu meşhur sözünü söylemiştir: Üsâme! Allah ın had cezalarından birinin uygulanmaması için aracılık mı ediyorsun? Sizden öncekileri şu helak etti: Onlardan şerefli bir kimse hırsızlık yaptığında onu bırakıyor, zayıf bir kimse hırsızlık yaptığında ise ona had cezası uyguluyorlardı. Vallahi Muhammed in kızı Fâtıma bile hırsızlık yapsa onun elini keserdim. 58 Katar Ceza Kanunu nda had cezalarının affedilesi veya yöneticiler tarafından feragat edilmesi konusuna baktığımızda kanunda yer alan hükümlerin İslam şeriatındaki hükümlerle ittifak ettiği görülür. Ceza infaz kanununun 155/1 maddesine göre savcılık makamının haddi gerektiren suçlarda ceza davasını terk etmesi caiz değildir. Madde şu şekildedir: Had cezalarını gerektiren suçların dışındaki suçlarda savcılığın ceza davası mahkemeye intikal ettirilmesinden sonra henüz nihaî hüküm verilmemişken ceza davasını terk etmesi mümkündür. Bu kanun maddesi had cezalarında savcılık makamının cezayı terk etmesinin caiz olmadığına dair açık ifade ile yetinmesine rağmen maddenin hükmü; savcılığın herhangi bir delil yokken ceza davası açılmasına dair emir çıkarmasının caiz olmaması veya had cezalarında evrakların korunmasına dair emir çıkarması her iki durumda da emrin sebebi önemsizlik olduğunda- konularına da uzamaktadır. Bir suç, ceza kanu

17 64 nun birinci maddesinde işaret edilen had cezalarından herhangi birine uyacak şekilde suç teşkil ederse savcılığın suç davasını açması ve bunu mahkemeye intikal ettirmesi gerekir. Ancak ortada önemsizlik dışında savcılık tarafından uygun olanın yapılması veya evrakların korunmasına dair başka bir sebep varsa o başka. 59 İslam fıkhında had cezaları yedi kısma ayrılır. Bunlar; irtidat, zina, zina iftirası, hırsızlık, şarap içme, yol keçilik (eşkıyalık), devlete isyan. Aşağıda özetle bu had cezalarından her birine özgü hükümleri ele alacağız. Ancak Katar Ceza Kanunu nun birinci maddesi devlete isyan suçunu ele almadığı için onu istisna edeceğiz. Had cezasını gerektiren her bir suç ile tam olarak neyin kastedildiği, haramlığının delilleri, had cezası uygulanması için gerekli olan şartları, şer an bu suçun isbatı için kabul edilen şartları ve son olarak da şer an öngörülen cezaları ele alacağız. Bunun yanında imkân ölçüsünde bütün bu cezalara ilişkin Katar Ceza Kanunu nun durumuna da işaret etmeye çalışacağız. A. İrtidat Haddi Riddet dönmek demektir. Arapça da hibeyi kabul etmeyip geri veren kişi hakkında redde l-hibete denir. Gözü aydın olup üzülmesin diye onu annesine geri verdik (redednâhu) ayetinde de bu anlamda kullanılmıştır. 60 Şer î terminoloji de ise kişinin İslam dan dininden çıkıp küfre girmesine riddet denir. Kişi irtidat ettiğinde Müslümanlığından sonra kâfir olmuş olur. 61 Kişi Allah ın varlığını, peygamberleri, melekleri, âhiret gününü, cennet ve cehennemi inkâr anlamına gelen herhangi bir söz söylediğinde veya fiil yaptığında, Allah tan başka bir ilahın varlığına inandığında, Allah ın ayetlerinden herhangi birini veya kat î delillerle sabit farzlarından herhangi birini inkâr ettiğinde, Allah ın helal kıldığı bir şeyi haram veya haram kıldığı bir şeyi helal olarak gördüğünde, Allah a, Resûlüne veya peygamberlere sövdüğünde, Allah ve kitabıyla dalga geçtiğinde, peygamberlik iddia ettiğinde, namazın farziyetine inanmaksızın bilerek namaz kılmayı terk ettiğinde irtidat etmiş olur. 62 İrtidat suçu mürtedin ikrarıyla veya güvenilir iki şahidin, irtidat olayının nasıl gerçekleştiğini ayrıntılı bir şekilde anlatmasıyla sabit olur. Örneğin, bu iki kişi bir şahsın Allah ın zatına sövdüğüne, İslam dinini terk edip başka bir dini benimsediğini ilan ettiğine şahitlik ettiğinde irtidat suçu sabit olur. Fakihlerin çoğunluğuna göre irtidat eden kişiye bir zaman tanıyıp tövbe etmesini istemedikçe ona ceza uygulanmaz. Fakihler bu zamanın ölçüsü konusunda ihtilaf etmişlerdir. Kişi irtidattan tövbe etmezse o zaman ölümle cezalandırılması gerekir. Çünkü Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Allah tan başka ilah olmadığına ve benim de Allah ın Resûlü olduğuma inanan bir Müslümanın kanı ancak üç sebeple helal olur: Evlendikten sonra zina etmesi, bir kimseyi haksız yere öldürmüş olması, dinini terk edip cemaatten ayrılması. 63 İrtidat, Katar Ceza Kanunu nun İslam şeriatının hükümlerinin geçerli olduğunu belirttiği had cezalarından biridir. Burada tabi ki bu suçu işleyen kimsenin İslam dan irtidat etmeden önce Müslüman olduğu var sayılmaktadır. Bu sebeple kendisine ceza kanunun birinci maddesi tatbik edilecek ve İslam şeriatı tarafından öngörülen ceza uygulanacaktır. Suçlunun irtidatı ikrar etmemesi veya güvenilir iki şahit tarafından bu şahıstan küfrü gerektiren bir söz veya fiil sadır olduğuna dair bir şahitliğin söz konusu olmaması sebebiyle irtidat fiili sabit olmadığında yahut da şahıs esas iti- 59 Kasas,

18 barıyla gayri müslim olup kendisinden İslam dininin saygınlığını zedeleyen sözler ve fiiller sâdır olduğunda bu şahsa ceza kanununun dinlere ilişkin suçlar başlığını taşıyan bölümünde belirtilen tazir cezaları uygulanır B. Zina Haddi Zina kişinin karısı veya câriyesi olmayan bir kimse ile haram olan cinsel ilişkide bulunmasıdır. Zina, had cezasını gerektirir. Zina şöyle tanımlanır: Mükellef olan bir kimsenin, had cezasını kaldıracak veya engelleyecek herhangi bir şüphe olmaksızın kendi isteğiyle cinsel organının sünnet edilen miktarını, kendisiyle ilişkide bulunması haram olan ve şehvet duyulabilecek durumda olan bir diğer kimsenin cinsel organına sokması veya erkeğin ya da kadının buna müsaade etmesidir. 65 Zina şer an haramdır; çünkü bunun haramlığı ile ilgili açık ve net ayetler ve hadisler vardır. Bu konudaki ayetlerden biri şudur: Zinaya yaklaşmayın! Çünkü o çok çirkin bir iş ve çok kötü bir yoldur. 66 Konuyla ilgili hadislerden birinde Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Kişi zina ederken mümin olduğu halde zina etmez. 67 Zina toplumda neseplerin karışmasına, hastalıkların yayılmasına, evlilikten uzak durmaya ve ailelerin yıkılmasına yol açar. Zina haddinin uygulanması için aşağıdaki şartların bulunması gerekir: Suçun ikrar yoluyla veya zina edenin itirafıyla yahut dört kişinin o şahsın zina ettiğine dair şahitlik etmesiyle sabit olması, 68 Zina eden kişinin mükellef olması, yani buluğa ermiş ve akıllı olması. Şayet küçük veya akıl hastası olursa kendisine had cezası uygulanmaz. Sopa vurma (celde) değil de recm cezasının uygulanabilmesi için suçu işleyen kişinin hür olması gerekir; çünkü sopa vurmada köleye uygulanacak ceza hür kimseye uygulanacak cezanın yarısıdır. Gerçi günümüzde dünyada köleliğin kaldırılmış olması sebebiyle bu şartın uygulama alanı kalmamıştır. Zina eden kişinin kendi isteğiyle bunu yapması. Yani herhangi bir kimse tarafından buna zorlanmamış olması gerekir. Şayet zorlanmışsa ceza ve günah söz konusu olmaz. Zina eden kimseye recm uygulanabilmesi için kişinin muhsan olması yani evli olup eşiyle ilişkide bulunmuş olması gerekir. Zina eden kişinin Müslüman olması gerekir. Bu şart fakihler arasında tartışma konusu olmuştur. Tercih edilen görüşe göre fiil İslam ülkesinde yapılmışsa bu şart koşulmaz. Zina suçunun işlendiği sabit olmuş ve şartları da gerçekleşmişse had cezasının uygulanması gerekir. Bu, muhsan olmayan için yüz sopa vurulmasıdır. Muhsan olan için ise ölünceye kadar taşlanmaktır. 69 Muhsan olmayan zinakarın cezası konusunda delil şu ayettir: Zina eden kadın ve erkeğin her birine yüz sopa vurun. 70 Recm cezasının aslı fakihler tarafından üzerinde ittifak söz konusu olan Resûlullah (s.a.v.) ın uygulamasıdır. O, Mâiz b. Mâlik el-eslemî zina ikrarında bulunduğunda recmedilmesini emretmiştir. Yine

İSLÂM DA CEZA SİSTEMİ HATA İLE ÖLDÜRME

İSLÂM DA CEZA SİSTEMİ HATA İLE ÖLDÜRME 190 HATA İLE ÖLDÜRME Hata ile öldürme iki kısma ayrılır: 1- Öldürülen kimsenin isabet alması istenmemesine rağmen ona isabet etmesi ve onu öldürmesidir. Bir ava atış yapılırken bir insana isabet etmesi

Detaylı

LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI)

LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI) Livata Haddi 71 LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI) Livatanın cezası zina cezasından farklıdır. Her ikisinin vakıası birbirinden ayrıdır, birbirinden daha farklı durumları vardır. Livata,

Detaylı

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir. İBADET 1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir. 2 İslam ın şartı kaçtır? İslam ın şartı beştir.

Detaylı

OSMANLI PERSPEKTĠFĠNDEN MAĞDUR HAKLARI

OSMANLI PERSPEKTĠFĠNDEN MAĞDUR HAKLARI OSMANLI PERSPEKTĠFĠNDEN MAĞDUR HAKLARI I. Ġslam CezaHukukunda Mağdur Kavramı İslam CezaHukukunda, suçla ihlal edilen ya da tehlikeye sokulan hukukî değerin sahibi vesuçtan doğrudan doğruya zarar gören

Detaylı

AYŞEGÜL ARSLAN IN KATİL ZANLISI MÜEBBET YEDİ

AYŞEGÜL ARSLAN IN KATİL ZANLISI MÜEBBET YEDİ AYŞEGÜL ARSLAN IN KATİL ZANLISI MÜEBBET YEDİ Geçtiğimiz 28 Mayıs ta kendisinden ayrılan iki çocuğunun annesi dini nikahlı eşi 29 yaşındaki Ayşegül Aslan ı çalıştığı işyerinde silahla öldüren, işyeri sahibini

Detaylı

Karşılıksız Çek için Para ve Hapis Cezası Var

Karşılıksız Çek için Para ve Hapis Cezası Var Çek Kanunu; 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkındaki Kanun 19.03.1985 tarihlide kabul edilmiş, 03.04.1985 tarihli, 18714 sayılı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe

Detaylı

Bazı makalelerde, bu iptal kararı ile kanuni temsilcilerin geçmişe yönelik sorumluluklarının kalktığına dair yorumlar okuyoruz.

Bazı makalelerde, bu iptal kararı ile kanuni temsilcilerin geçmişe yönelik sorumluluklarının kalktığına dair yorumlar okuyoruz. Not: Makaleler yazarın kişisel görüşünü ifade etmekte olup kaleme alındığı tarihteki mevzuat düzenlemeleri açısından geçerlidir. Daha sonra meydana gelecek değişimler uygulamada farklılık yaratabilir.

Detaylı

İçindekiler Önsöz 5 Kısaltmalar 19 Giriş 21 Birinci Bölüm İDARÎ YARGININ GELİŞİMİ VE TÜRK YARGI TEŞKİLATININ GENEL GÖRÜNÜMÜ I. YARGISAL DENETİMİNDE

İçindekiler Önsöz 5 Kısaltmalar 19 Giriş 21 Birinci Bölüm İDARÎ YARGININ GELİŞİMİ VE TÜRK YARGI TEŞKİLATININ GENEL GÖRÜNÜMÜ I. YARGISAL DENETİMİNDE İçindekiler Önsöz 5 Kısaltmalar 19 Giriş 21 Birinci Bölüm İDARÎ YARGININ GELİŞİMİ VE TÜRK YARGI TEŞKİLATININ GENEL GÖRÜNÜMÜ I. YARGISAL DENETİMİNDE SİSTEMLER VE İDARİ YARGININ GELİŞİMİ 23 A. İdarenin Yargısal

Detaylı

TRAFİK KAZASINDAN DOĞAN TAZMİNAT TALEPLERİNDE ZAMANAŞIMI

TRAFİK KAZASINDAN DOĞAN TAZMİNAT TALEPLERİNDE ZAMANAŞIMI TRAFİK KAZASINDAN DOĞAN TAZMİNAT TALEPLERİNDE ZAMANAŞIMI Hukuk kurallarına aykırı bir şekilde bir kişinin malvarlığı ya da şahısvarlığında zarara yol açan eyleme haksız fiil denir. Haksız fiil faili malvarlığı

Detaylı

T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2014/3-686 K. 2016/18 T

T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2014/3-686 K. 2016/18 T T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2014/3-686 K. 2016/18 T. 20.1.2016 TEDBİR NAFAKASI İSTEMİ (Tarafların Gerçekleşen Ekonomik ve Sosyal Durumları İle Günün Ekonomik Koşullarına Göre Takdir Edilen Nafaka

Detaylı

Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir?

Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir? Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir? Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir? Kısacası

Detaylı

NAMUSA SALDIRI. Namusa saldırı fiillerini ana hatları ile şu şekilde toplamak mümkündür:

NAMUSA SALDIRI. Namusa saldırı fiillerini ana hatları ile şu şekilde toplamak mümkündür: Namusa Saldırı 327 NAMUSA SALDIRI Namusa saldırı fiillerini ana hatları ile şu şekilde toplamak mümkündür: Hayayı Ortadan Kaldıran Fiiller 1- Bir kadınla zina etmeye veya bir erkekle ilişkide bulunmaya

Detaylı

Üstadımızın mezkûr beyanında, Kur'an ın her ayetinin üç hükmü içine aldığı belirtilmiştir. Bu hükümler şunlardır:

Üstadımızın mezkûr beyanında, Kur'an ın her ayetinin üç hükmü içine aldığı belirtilmiştir. Bu hükümler şunlardır: Sorularlarisale.com "Kur'an ın her kelamı üç kaziyeyi müştemildir. Birincisi, bu Allah ın kelamıdır. İkincisi, Allah ca murad olan mana budur. Üçüncüsü, mana-yı murad budur..." İzah eder misiniz? "Kur'an

Detaylı

HAYATA KARŞI SUÇLAR. Madde 81- (1) Bir insanı kasten öldüren kişi, MÜEBBET HAPİS CEZASI ile cezalandırılır.

HAYATA KARŞI SUÇLAR. Madde 81- (1) Bir insanı kasten öldüren kişi, MÜEBBET HAPİS CEZASI ile cezalandırılır. KASTEN ÖLDÜRME HAYATA KARŞI SUÇLAR Madde 81- (1) Bir insanı kasten öldüren kişi, MÜEBBET HAPİS CEZASI ile cezalandırılır. (Madde 48- (1) Müebbet hapis cezası, hükümlünün hayatı boyunca devam eder.) Nitelikli

Detaylı

Question. Masumların (Allah ın selamı üzerlerine olsun) velayet hakkına sahip olduklarının delili Nedir?

Question. Masumların (Allah ın selamı üzerlerine olsun) velayet hakkına sahip olduklarının delili Nedir? Question Masumların (Allah ın selamı üzerlerine olsun) velayet hakkına sahip olduklarının delili Nedir? Answer: Dört ana kaynağa yani Kur an a, sünnete, akıla ve icmaya dayanarak Masumların velayet hakkına

Detaylı

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır.

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır. İslam a göre kadınlar erkeklerden daha değersiz kabul edilmez. Kadınlar ve erkekler benzer haklara sahiptirler ve doğrusu bazı hususlarda kadınlar, erkeklerin sahip olmadığı bazı belirli ayrıcalıklara

Detaylı

İdari Yargının Geleceği

İdari Yargının Geleceği İdari Yargının Geleceği Av. Zühal SİRKECİOĞLU DÖNMEZ* * Ankara Barosu. İdari Yargının Geleceği / SİRKECİOĞLU DÖNMEZ Ülkemiz Hukuk Fakültelerinde iki Ana Bilim dalı vardır: Özel Hukuk ve Kamu Hukuku. Özel

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 2821 S. SK/45

İlgili Kanun / Madde 2821 S. SK/45 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/841 Karar No. 2014/834 Tarihi: 24.01.2014 İlgili Kanun / Madde 2821 S. SK/45 PROFOSYONEL SENDİKA YÖNETİCİSİNİN HİZMET ÖDENEĞİ HUKUKA AYKIRI BULUNARAK İPTAL

Detaylı

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2017/120 Ref: 4/120

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2017/120 Ref: 4/120 SİRKÜLER İstanbul, 24.07.2017 Sayı: 2017/120 Ref: 4/120 Konu: KANUNİ SÜRESİNDEN SONRA İHTİRAZİ KAYITLA BEYANNAME VERİLİP VERİLEMEYECEĞİ TARTIŞMASI ÜZERİNE BİR ANAYASA MAHKEMESİ KARARI İstanbul 9. Vergi

Detaylı

Veda Hutbesi. "Ey insanlar! " Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım.

Veda Hutbesi. Ey insanlar!  Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım. Veda Hutbesi Peygamberimiz Vedâ Hutbesinde buyurdular ki: Hamd, Allahü Teâlâya mahsûstur. O'na hamd eder, O'ndan yarlığanmak diler ve O'na tövbe ederiz. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizin günahlarından

Detaylı

Vergi Davalarında Gerekçe Değişimi, Savunma Hakkını Sınırlar

Vergi Davalarında Gerekçe Değişimi, Savunma Hakkını Sınırlar Vergi Davalarında Gerekçe Değişimi, Savunma Hakkını Sınırlar Av. Ömer GÖREN* * Ankara Barosu. Vergi Davalarında Gerekçe Değişimi, Savunma Hakkını Sınırlar / GÖREN Genellikle idari davalarda ve bu incelememiz

Detaylı

Federal İdare İş Mahkemesi

Federal İdare İş Mahkemesi Federal İdare İş Mahkemesi Çev: Alpay HEKİMLER * Karar Tarihi : 19.03.2013 Sayısı : 1 C 12.12 Türk işçileri, diğer işçilere oranla ikamet belgeleri için belirgin oranda daha yüksek bir harç ödemek zorunda

Detaylı

İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen

İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen Muâz b. Cebel'in Hz. Peygamber in (s.a.v.) sorduğu

Detaylı

İŞ KAZALARINDA DOĞAN HUKUKİ VE CEZAİ SORUMLULUKLAR

İŞ KAZALARINDA DOĞAN HUKUKİ VE CEZAİ SORUMLULUKLAR İŞ KAZALARINDA DOĞAN HUKUKİ VE CEZAİ SORUMLULUKLAR 1 İŞ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ KURALLARINA UYMAYAN İŞVERENLERİN KARŞILAŞABİLECEKLERİ YAPTIRIMLAR A- İŞ KAZASI MEYDANA GELMEDEN: (İş güvenliği kurallarını

Detaylı

+ Eğer size yasaklanan (günah)ların büyüklerinden kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi güzel bir yere koyarız.(4.

+ Eğer size yasaklanan (günah)ların büyüklerinden kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi güzel bir yere koyarız.(4. KUR AN VE HADİSLERE GÖRE BÜYÜK GÜNAHLAR Yüce Rabbimiz Kur an-ı Kerimde şöyle buyuruyor: + Eğer size yasaklanan (günah)ların büyüklerinden kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi güzel bir

Detaylı

SPKn İDARİ PARA CEZALARI

SPKn İDARİ PARA CEZALARI SPKn İDARİ PARA CEZALARI Av. Ümit İhsan Yayla Sermaye Piyasası Kanununda Halka Açık Şirketlerle İlgili Suç ve Yaptırımlar ile Önemli Nitelikte İşlemler Paneli İstanbul 27.06.2014 Sunum İçeriği Ceza Vermeye

Detaylı

1. Ceza Hukukunun İşlevi, Kaynakları ve Temel İlkeleri. 2. Suçun Yapısal Unsurları. 3. Hukuka Aykırılık Unsuru

1. Ceza Hukukunun İşlevi, Kaynakları ve Temel İlkeleri. 2. Suçun Yapısal Unsurları. 3. Hukuka Aykırılık Unsuru 1. Ceza Hukukunun İşlevi, Kaynakları ve Temel İlkeleri 2. Suçun Yapısal Unsurları 3. Hukuka Aykırılık Unsuru 4. Ceza Sorumluluğunu Kaldıran ve Azaltan Nedenler 5. Suçun Özel Görünüm Biçimleri 1 6. Yatırım

Detaylı

MEDENİ YARGIDA CENİNİN TARAF EHLİYETİ

MEDENİ YARGIDA CENİNİN TARAF EHLİYETİ MEDENİ YARGIDA CENİNİN TARAF EHLİYETİ Halil İbrahim KOVAR A. CENİN KAVRAMI Cenini, genel olarak ana rahmine düşen ancak henüz doğmamış insan organizması olarak tanımlamak mümkündür. Tıp terminolojisinde

Detaylı

ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. HIV bulaştırma ile ilgili özel bir yasa yoktur.ve buna gerek de yoktur.türk Ceza Kanununun Vücut Dokunulmazlığına Karşı Suçlar başlığı altında Kasten Yaralama suçlaması bu konuda yeterli düzenlemedir.

Detaylı

CEZA HUKUKU (FĐNAL SINAVI) 1- TCK ye göre, aşağıdakilerden hangisi davayı düşüren nedenlerden biri değildir?

CEZA HUKUKU (FĐNAL SINAVI) 1- TCK ye göre, aşağıdakilerden hangisi davayı düşüren nedenlerden biri değildir? CEZA HUKUKU (FĐNAL SINAVI) 1- TCK ye göre, aşağıdakilerden hangisi davayı düşüren nedenlerden biri değildir? a) Sanığın ölümü b) Hükümlünün ölümü c) Ön ödeme d) Genel af e) Dava zaman aşımı AÇIKLAMA: Bir

Detaylı

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü. Sayı : [I

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü. Sayı : [I T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü Sayı : 45404237-130[I.12.151.]-118 14/04/2014 Konu : Dava sonucunda ödenmesine hükmolunan gecikme faizi

Detaylı

Fakat bazı şeyleri yeyip içmek, insanlara zararlı, hikmet ve ihtiyaca aykırı olduğu için İslam dininde haramdır.

Fakat bazı şeyleri yeyip içmek, insanlara zararlı, hikmet ve ihtiyaca aykırı olduğu için İslam dininde haramdır. Eşyada yenip içilme bakımından asıl olan mubah olmaktır. Bütün eşya, aslında insanların yararlanmaları için yaratılmıştır. Onun için aslında temiz olan, akla ve sağlığa zararlı olmayan bir kısım hayvan

Detaylı

Mevzuat Kroniği CEZA HUKUKU

Mevzuat Kroniği CEZA HUKUKU 1 MEVZUAT KRONİĞİ Mevzuat Kroniği CEZA HUKUKU 1) Avukatlık mesleği ile ilgili suçlar 1136 sayılı Avukatlık kanununda bir takım suçlar da yer almıştır. a) Yetkisi olmayanların avukatlık yapması suçu Levhada

Detaylı

AV. VEDAT CANBOLAT AV. ELİF CANBOLAT GÖKTEPE

AV. VEDAT CANBOLAT AV. ELİF CANBOLAT GÖKTEPE AV. VEDAT CANBOLAT AV. ELİF CANBOLAT TIBBİ MÜDAHALEDE KÖTÜ UYGULAMA Tıbbi müdahale; tıp mesleğini icraya yetkili bir kişi tarafından, doğrudan veya dolaylı olsa da tedavi amacına yönelik olarak gerçekleştirilen

Detaylı

KIDEM ZAMMI ÜCRETE UYGULANAN AYRI ZAMDIR ÖNCE KIDEM ZAMMI UYGULANIR DAHA SONRA TOPLU SÖZLEŞMEDEKİ NISBİ ZAM UYGULANIR Y A R G I T A Y İ L A M I

KIDEM ZAMMI ÜCRETE UYGULANAN AYRI ZAMDIR ÖNCE KIDEM ZAMMI UYGULANIR DAHA SONRA TOPLU SÖZLEŞMEDEKİ NISBİ ZAM UYGULANIR Y A R G I T A Y İ L A M I KIDEM ZAMMI ÜCRETE UYGULANAN AYRI ZAMDIR ÖNCE KIDEM ZAMMI UYGULANIR DAHA SONRA TOPLU SÖZLEŞMEDEKİ NISBİ ZAM UYGULANIR T.C. YARGITAY 22. Hukuk Dairesi ESAS NO : 2013/13336 KARAR NO : 2013/13573 Y A R G

Detaylı

DAVACILARIN VARLIKLI OLMALARI DESTEK TAZMİNATI İSTEMELERİNE ENGEL DEĞİLDİR.

DAVACILARIN VARLIKLI OLMALARI DESTEK TAZMİNATI İSTEMELERİNE ENGEL DEĞİLDİR. DAVACILARIN VARLIKLI OLMALARI DESTEK TAZMİNATI İSTEMELERİNE ENGEL DEĞİLDİR. (1) Ana babanın parasal durumları iyi olsa bile, ilerde birgün yardıma muhtaç olmayacaklarını önceden kestirmek olanaksız bulunmasına

Detaylı

2. BA BS FORMLARINA İLİŞKİN USULSÜZLÜK CEZASI UYGULAMASINDA LEHE OLAN HÜKÜMLER

2. BA BS FORMLARINA İLİŞKİN USULSÜZLÜK CEZASI UYGULAMASINDA LEHE OLAN HÜKÜMLER Türk Ceza Kanununun 7. maddesinde "suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" hükmü

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/8

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/8 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2010/7939 Karar No. 2012/15559 Tarihi: 03.05.2012 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2012/4 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/8 İŞ SÖZLEŞMESİ VEKALET VE ESER

Detaylı

Alman Federal Mahkeme Kararları

Alman Federal Mahkeme Kararları Avrupa Adalet Divanı Çev: Alpay HEKİMLER * Federal İş Mahkemesi Karar Tarihi: 20.04.2011 Karar Sayısı: 5 AZR 171/10 Yurtdışına geçici olarak gönderilen inşaat işçilerinin asgari ücret seviyesinden ücret

Detaylı

TÜRK HUKUK DÜZENİNDE MEVCUT YAPTIRIM TÜRLERİ. Dr.Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

TÜRK HUKUK DÜZENİNDE MEVCUT YAPTIRIM TÜRLERİ. Dr.Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi TÜRK HUKUK DÜZENİNDE MEVCUT YAPTIRIM TÜRLERİ Dr.Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi 1) CEZA VE GÜVENLİK TEDBİRLERİ Hukuka aykırılıklar çok çeşitli biçimde gerçekleşebilir. Her hukuka aykırılık

Detaylı

SİRKÜLER NO: POZ-2009 / 52 İST, 20.05.2009 MALİYE; VADELİ ÇEKLERDE REEKONTU KABUL ETMİYOR

SİRKÜLER NO: POZ-2009 / 52 İST, 20.05.2009 MALİYE; VADELİ ÇEKLERDE REEKONTU KABUL ETMİYOR SİRKÜLER NO: POZ-2009 / 52 İST, 20.05.2009 ÖZET: Maliye; vadeli çeklerde reeskontu kabul etmiyor. MALİYE; VADELİ ÇEKLERDE REEKONTU KABUL ETMİYOR Vergi Usul Kanunu na göre yapılacak dönem sonu değerlemelerinde;

Detaylı

2:Ceza muhakemesinin amacı nedir? =SUÇUN İŞLENİP İŞLENMEDİĞİ KONUSUNDAKİ MADDİ GERÇEĞE ULAŞMAK

2:Ceza muhakemesinin amacı nedir? =SUÇUN İŞLENİP İŞLENMEDİĞİ KONUSUNDAKİ MADDİ GERÇEĞE ULAŞMAK Devletin yargı gücünü temsil eden adalet organlarının bir suçun işlenmip işlenmediği konuusnda ortaya çıkan ceza uyuşmazlığını çözerken izleyecekleri yöntemini gösteren normlar bütünündne oluşan hukuk

Detaylı

Sayı: 32/2014. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi aşağıdaki Yasayı yapar:

Sayı: 32/2014. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi aşağıdaki Yasayı yapar: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi nin 24 Şubat 2014 tarihli Kırkaltıncı Birleşiminde Oybirliğiyle kabul olunan Özel Hayatın ve Hayatın Gizli Alanının Korunması Yasası Anayasanın 94 üncü

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, S. TSK/25

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, S. TSK/25 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2013/37925 Karar No. 2014/7 Tarihi: 13.01.2014 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2,18-21 6356 S. TSK/25 GEÇERSİZ FESİH ALT İŞVEREN ASIL İŞVEREN İLİŞKİSİNİN MUVAZAAYA

Detaylı

TÜRKİYE DE MAĞDUR ÇOCUKLAR

TÜRKİYE DE MAĞDUR ÇOCUKLAR TÜRKİYE DE MAĞDUR ÇOCUKLAR Bilgi Notu-2: Cinsel Suç Mağduru Çocuklar Yazan: Didem Şalgam, MSc Katkılar: Prof. Dr. Münevver Bertan, Gülgün Müftü, MA, Adem ArkadaşThibert, MSc MA İçindekiler Grafik Listesi...

Detaylı

Yaratanlar arasında şerefli bir yere sahip olan insanın yaşam hakkı da, Allah tarafından lutfedilmiş bir temel haktır.

Yaratanlar arasında şerefli bir yere sahip olan insanın yaşam hakkı da, Allah tarafından lutfedilmiş bir temel haktır. Yaratanlar arasında şerefli bir yere sahip olan insanın yaşam hakkı da, Allah tarafından lutfedilmiş bir temel haktır. Kur'an-ı Kerimde bir kimseye hayat vermenin adeta bütün insanlara hayat verme gibi

Detaylı

ANAYASA MAHKEMESİNDEN VERGİ USUL KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

ANAYASA MAHKEMESİNDEN VERGİ USUL KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI Sirküler Rapor 28.03.2013/84-1 ANAYASA MAHKEMESİNDEN VERGİ USUL KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI ÖZET : Anayasa Mahkemesi, 5.3.2013 tarihli ve 2012/829 sayılı Başvuru Kararında,

Detaylı

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55 Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55 8 Ey insanlar! Rabbiniz birdir, atanız (Âdem) da birdir. Hepiniz Âdem densiniz, Âdem ise topraktan yaratılmıştır. Allah katında en değerli olanınız, O na karşı gelmekten

Detaylı

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri 1 ) İlahi kitapların sonuncusudur. 2 ) Allah tarafından koruma altına alınan değişikliğe uğramayan tek ilahi kitaptır. 3 ) Diğer ilahi

Detaylı

VERGİ SORUMLUSUNUN İDARİ DAVA AÇMA HAKKININ BULUNDUĞUNA İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZULMASINA İLİŞKİN KARAR YAYIMLANDI

VERGİ SORUMLUSUNUN İDARİ DAVA AÇMA HAKKININ BULUNDUĞUNA İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZULMASINA İLİŞKİN KARAR YAYIMLANDI Sirküler Rapor 20.12.2011/ 149-1 VERGİ SORUMLUSUNUN İDARİ DAVA AÇMA HAKKININ BULUNDUĞUNA İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZULMASINA İLİŞKİN KARAR YAYIMLANDI ÖZET : Danıştay Üçüncü Daire Başkanlığının 17.10.2011

Detaylı

ÇEKLERDE REESKONT UYGULANIP UYGULANMAYACAĞINA İLİŞKİN OLARAK VUK SİRKÜLERİ YAYIMLANDI

ÇEKLERDE REESKONT UYGULANIP UYGULANMAYACAĞINA İLİŞKİN OLARAK VUK SİRKÜLERİ YAYIMLANDI 18.05.2009/91 ÇEKLERDE REESKONT UYGULANIP UYGULANMAYACAĞINA İLİŞKİN OLARAK VUK SİRKÜLERİ YAYIMLANDI ÖZET : 41 No lu Vergi Usul Kanunu Sirkülerinde 5838 sayılı Kanunun 18 inci maddesiyle yapılan düzenlemeye

Detaylı

T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire. Anahtar Kelimeler: Abonelik Sözleşmesi, Gecikme Faizi, Tahsil Edilince Beyanname Verilmesi

T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire. Anahtar Kelimeler: Abonelik Sözleşmesi, Gecikme Faizi, Tahsil Edilince Beyanname Verilmesi T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire Esas No : 2013/7569 Karar No : 2016/853 Anahtar Kelimeler: Abonelik Sözleşmesi, Gecikme Faizi, Tahsil Edilince Beyanname Verilmesi Özeti: Abonelik sözleşmeleri uyarınca

Detaylı

4857 SAYILI İŞ KANUNU'NA GÖRE UYGULANACAK PARA CEZALARI

4857 SAYILI İŞ KANUNU'NA GÖRE UYGULANACAK PARA CEZALARI 4857 SAYILI İŞ KANUNU'NA GÖRE UYGULANACAK PARA CEZALARI 4857 SAYILI İŞ KANUNU'NA GÖRE UYGULANACAK PARA CEZALAR (01.01.2012 tarihinden itibaren) Kanun Mad. Ceza Mad. Cezayı Gerektiren Fiil 1 OCAK-25 OCAK

Detaylı

İLK TÜRK DEVLETLERİNDE HUKUK

İLK TÜRK DEVLETLERİNDE HUKUK İLK TÜRK { DEVLETLERİNDE HUKUK Hukuk Anlayışı Hukuk fertlerin bir arada barış ve güven içinde yaşamasını sağlamak amacıyla oluşturulan hak ve kanunların bütünüdür. Bir devletin uzun ömürlü olabilmesi için

Detaylı

TÜRK VATANDAŞLARI HAKKINDA YABANCI ÜLKE MAHKEMELERİNDEN VE YABANCILAR HAKKINDA TÜRK MAHKEMELERİNDEN VERİLEN CEZA MAHKUMİYETLERiNİN İNFAZINA DAİR KANUN

TÜRK VATANDAŞLARI HAKKINDA YABANCI ÜLKE MAHKEMELERİNDEN VE YABANCILAR HAKKINDA TÜRK MAHKEMELERİNDEN VERİLEN CEZA MAHKUMİYETLERiNİN İNFAZINA DAİR KANUN 6405 TÜRK VATANDAŞLARI HAKKINDA YABANCI ÜLKE MAHKEMELERİNDEN VE YABANCILAR HAKKINDA TÜRK MAHKEMELERİNDEN VERİLEN CEZA MAHKUMİYETLERiNİN İNFAZINA DAİR KANUN Kanun Numarası : 3002 Kabul Tarihi : 8/5/1984

Detaylı

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi ÖĞRENME HEDEFLERİMİZ - ADLÎ YARGI MAHKEMELERİ, BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ, YARGITAY - İDARE MAHKEMELERİ, BÖLGE İDARE MAHKEMELERİ,

Detaylı

İDARİ PARA CEZALARINDA UYGULAMA

İDARİ PARA CEZALARINDA UYGULAMA İDARİ PARA CEZALARINDA UYGULAMA Dr. Ahmet OZANSOY 1. Giriş İdari para cezaları, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu na 1 göre uygulanmaktadır. Belediyelerde uygulayıcılar arasında genellikle encümen para cezası

Detaylı

Prof. Dr. Süha TANRIVER Doç. Dr. Emel HANAĞASI

Prof. Dr. Süha TANRIVER Doç. Dr. Emel HANAĞASI Prof. Dr. Süha TANRIVER Doç. Dr. Emel HANAĞASI Bu doküman eğitim amacıyla hazırlanmış ve öğrenciye verilmiştir. İzinsiz çoğaltılması ve satılması halinde gerekli cezaî ve hukukî yollara başvurulacaktır.

Detaylı

ÜÇÜNCÜ KISIM Olağanüstü Kanun Yolları. BİRİNCİ BÖLÜM Karar Düzeltme ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının İtiraz Yetkisi

ÜÇÜNCÜ KISIM Olağanüstü Kanun Yolları. BİRİNCİ BÖLÜM Karar Düzeltme ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının İtiraz Yetkisi ÜÇÜNCÜ KISIM Olağanüstü Kanun Yolları BİRİNCİ BÖLÜM Karar Düzeltme ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının İtiraz Yetkisi Bölge adliye mahkemelerinde karar düzeltme Madde 339- Bölge adliye mahkemesi ceza

Detaylı

5237 TCK DEĞĠġĠKLĠK TASARISI Cinsel Suçlarla Ġlgili Bölüm. Önerilen DeğiĢiklik Cinsel saldırı (Tasarı Madde 42)

5237 TCK DEĞĠġĠKLĠK TASARISI Cinsel Suçlarla Ġlgili Bölüm. Önerilen DeğiĢiklik Cinsel saldırı (Tasarı Madde 42) 5237 TCK DEĞĠġĠKLĠK TASARISI Cinsel saldırı Cinsel saldırı (Tasarı Madde 42) Madde 102- (1) Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlal eden kişi, mağdurun şikayeti üzerine, iki yıldan

Detaylı

İDARİ YARGI DERSİ (VİZE SINAVI)

İDARİ YARGI DERSİ (VİZE SINAVI) SORULAR İDARİ YARGI DERSİ (VİZE SINAVI) 1- İdarenin denetim yollarından biri olarak, idari yargının gerekliliğini tartışınız (10 p). 2- Dünyadaki idari yargı sistemlerini karşılaştırarak, Türkiye nin mensup

Detaylı

CEZA USUL HUKUKU DERSİ (VİZE SINAVI)

CEZA USUL HUKUKU DERSİ (VİZE SINAVI) Sınav başlamadan önce Adınızı Soyadınızı T.C. HİTİT ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ Numaranızı okunaklı olarak yazınız. Sınav Talimatlarını okuyunuz. Dersin Adı : Ceza Usul Hukuku Adı

Detaylı

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO İnfaz ve Güvenlik Hizmetleri Programı Genel Hukuk-1 Dersleri Kamu Hukuku Alt Dalları (Anayasa Hukuku, İdare Hukuku, Ceza Hukuku) ve Bu Dallar ile İlgili Temel

Detaylı

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI ŞEYH MUHAMMED NASIRUDDİN EL-ELBANİ 1 KİTAB VE SÜNNETE DAVET YAYINLARI 1435 HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI ŞEYH MUHAMMED NASIRUDDİN EL-ELBANİ irtibat kitabvesunnet@gmail.com

Detaylı

Dr. SEYİTHAN GÜNEŞ Emekli Hakim HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI

Dr. SEYİTHAN GÜNEŞ Emekli Hakim HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI Dr. SEYİTHAN GÜNEŞ Emekli Hakim HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII TEŞEKKÜR... XI İÇİNDEKİLER...XIII KISALTMALAR...XXI GİRİŞ...1 Birinci Bölüm KAVRAM, HUKUKİ NİTELİK VE TARİHSEL

Detaylı

Federal İdare İş Mahkemesi

Federal İdare İş Mahkemesi Federal İdare İş Mahkemesi Karar Tarihi : 15.10.2013 Sayısı : 1 ABR 31/12 Çev: Alpay HEKİMLER * İşçiler, kendileri için işveren tarafından hizmet içi kullanım için tahsis edilmiş olan e-mail adreslerini

Detaylı

CİNSEL SALDIRILAR ACİL HEKİMİNİN SORUMLULUKLARI. Dr. Serhat KOYUNCU Gaziosmanpaşa Üniversitesi Acil tıp A.D

CİNSEL SALDIRILAR ACİL HEKİMİNİN SORUMLULUKLARI. Dr. Serhat KOYUNCU Gaziosmanpaşa Üniversitesi Acil tıp A.D CİNSEL SALDIRILAR ACİL HEKİMİNİN SORUMLULUKLARI Dr. Serhat KOYUNCU Gaziosmanpaşa Üniversitesi Acil tıp A.D Tanımlar Cinsel saldırı çeşitleri Yasal düzenlemeler Acil hekiminin sorumlulukları Cinsel saldırı,

Detaylı

MALİYE BAKANLIĞI BAŞHUKUK MÜŞAVİRLİĞİ VE MUHAKEMAT GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İÇ GENELGELER

MALİYE BAKANLIĞI BAŞHUKUK MÜŞAVİRLİĞİ VE MUHAKEMAT GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İÇ GENELGELER MALİYE BAKANLIĞI BAŞHUKUK MÜŞAVİRLİĞİ VE MUHAKEMAT GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İÇ GENELGELER 1 31 Sayılı BAHUM İç KONU; 659 sayılı KHK nın Adli uyuşmazlıkların sulh yoluyla halli, uzlaşma ve vazgeçme yetkileri başlıklı

Detaylı

Yazar= Soner DUMAN. Soru:

Yazar= Soner DUMAN. Soru: Yazar= Soner DUMAN Soru: Bir ana-baba, çocuğuna karını boşayacaksın. Biz buna daha fazla dayanamayız, ya o ya da biz. Boşanmazsan hakkımızı helal etmeyiz diyor. Bu durumda çocuğun ana-babasına itaat ederek

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 818.S.BK/161

İlgili Kanun / Madde 818.S.BK/161 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2009/17402 Karar No. 2011/19618 Tarihi: 30.06.2011 İlgili Kanun / Madde 818.S.BK/161 CEZAİ ŞART KARŞILIKLIK İLKESİ BAKİYE ÜCRETİN YANINDA CEZAİ ŞARTINDA İSTENEBİLECEĞİ

Detaylı

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI Uluslararası Arka Plan Uluslararası Arka Plan Birleşmiş Milletler - CEDAW Avrupa Konseyi - Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi

Detaylı

SİRKÜLER 2009 / 21. T.C. Merkez Bankası tarafından 1990 yılından bu güne kadar yayımlanan iskonto ve faiz oranları ise aşağıdaki gibidir.

SİRKÜLER 2009 / 21. T.C. Merkez Bankası tarafından 1990 yılından bu güne kadar yayımlanan iskonto ve faiz oranları ise aşağıdaki gibidir. SİRKÜLER 2009 / 21 KONU Alacak ve Borç Senetlerinin Reeskontunda Esas Alınacak Oranlar Yeniden Belirlenmiştir T.C. Merkez Bankası tarafından yayımlanan sirkülere ekli REESKONT VE AVANS İŞLEMLERİNDE UYGULANACAK

Detaylı

Yeni İş Mahkemeleri Kanununun Getirdiği Değişiklikler

Yeni İş Mahkemeleri Kanununun Getirdiği Değişiklikler Yeni İş Mahkemeleri Kanununun Getirdiği Değişiklikler Giriş 1 Hukukumuzda 1950 yılından bu yana uygulanmakta olan 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ( Mülga Kanun ) 25 Ekim 2017 tarihinde yürürlükten kaldırılmış

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 506.S.SSK/Ek-47

İlgili Kanun / Madde 506.S.SSK/Ek-47 T.C YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2012/3079 Karar No. 2012/9383 Tarihi: 22.05.2012 İlgili Kanun / Madde 506.S.SSK/Ek-47 GELİR VEYA AYLIK ALAN KIZ ÇOCUKLARININ SOSYAL GÜVENLİK SÖZLEŞMESİ AKDEDİLMİŞ

Detaylı

Güncel Çek Kanunu Uygulama Rehberi

Güncel Çek Kanunu Uygulama Rehberi Çek Kanununda yapılan değişiklikler Ticari hayatın yegane ödeme araçlarından birisi çektir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun yanında 5941 sayılı Çek Kanunu ile de düzenlenen çeklerin uygulamadaki yeri

Detaylı

Sirküler Rapor /70-1 ANAYASA MAHKEMESİNİN ÖZEL USULSUZLUK CEZASIYLA İLGİLİ BAŞVURUYA İLİŞKİN KARARI

Sirküler Rapor /70-1 ANAYASA MAHKEMESİNİN ÖZEL USULSUZLUK CEZASIYLA İLGİLİ BAŞVURUYA İLİŞKİN KARARI Sirküler Rapor 18.02.2014/70-1 ANAYASA MAHKEMESİNİN ÖZEL USULSUZLUK CEZASIYLA İLGİLİ BAŞVURUYA İLİŞKİN KARARI ÖZET : Anayasa Mahkemesi 14/1/2014 tarihli ve 2013/5028 Başvuru Numaralı kararında, 2010 yılının

Detaylı

Yasal Çerçeve (Bilgi Edinme Kanunu ve Diğer Gelişmeler) KAY 465 Ders 1(2) 22 Haziran 2007

Yasal Çerçeve (Bilgi Edinme Kanunu ve Diğer Gelişmeler) KAY 465 Ders 1(2) 22 Haziran 2007 Yasal Çerçeve (Bilgi Edinme Kanunu ve Diğer Gelişmeler) KAY 465 Ders 1(2) 22 Haziran 2007 Ders Planı Ders İçeriği: Yasal Çerçeve Bilgi Edinme Kanunu Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu Çalışma Usul ve Esasları

Detaylı

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I ÖZET : - 1 GÜNLÜK ÇALIŞMA TESPİTİ : Zorunlu çalışma süresinin tespiti olmayıp, sadece 1 gün çalışıldığının tespiti istemini barındırmakta olup, bu tür davalarda işverenin davalı olarak gösterilme zorunluluğunun

Detaylı

11.05.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi

11.05.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi 11.05.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi Prof. Dr. Köse: Organ Bağışının Dinen Sakıncası Yoktur İzmir İl Sağlık Müdürlüğü, İzmir İl Müftülüğü ve İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi

Detaylı

DAVACI : Nesrin Orhan Şahin vekilleri Av.Serap Yerlikaya ve Av.İlter Yılmaz

DAVACI : Nesrin Orhan Şahin vekilleri Av.Serap Yerlikaya ve Av.İlter Yılmaz ZİYNET (ALTIN) EŞYASI İSPAT YÜKÜ. T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU ESAS NO : 2012/6-1849 KARAR NO : 2013/1006 KARAR TARİHİ:03.07.2013 Y A R G I T A Y İ L A M I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : Gölcük 1. Asliye

Detaylı

Abdest alırken kep ve şapka veya kufiyenin üzerini mesh etmenin hükmü. Muhammed Salih el-muneccid

Abdest alırken kep ve şapka veya kufiyenin üzerini mesh etmenin hükmü. Muhammed Salih el-muneccid Abdest alırken kep ve şapka veya kufiyenin üzerini mesh etmenin hükmü ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed Salih el-muneccid Terceme: Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 202-433 ح م ملسح القبعة والكوفية

Detaylı

T.C. SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü GENELGE NO: 2007/02....VALİLİĞİNE (Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü)

T.C. SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü GENELGE NO: 2007/02....VALİLİĞİNE (Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü) IV- KREDİ KARTI ÜYELİK ÜCRETİ İLE İLGİLİ GENELGELER 1. GENELGE NO: 2007/02 Tüketicinin ve Rekabetin Korunması lüğü GENELGE NO: 2007/02...VALİLİĞİNE Tüketiciler tarafından Bakanlığımıza ve Tüketici Sorunları

Detaylı

İsviçre Federal Temyiz Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi nin Tarihli Kararı

İsviçre Federal Temyiz Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi nin Tarihli Kararı İsviçre Federal Temyiz Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi nin 01.09.2011 Tarihli Kararı Dr. Levent BÖRÜ* The Decision of The 1. Civil Chamber of The Swiss Federal Court of Appeal Dated 01.09.2011 * Ankara Üniversitesi

Detaylı

Alman Federal Mahkeme Kararları

Alman Federal Mahkeme Kararları Federal İş Mahkemesi Karar Tarihi : 06.09.2012 Sayısı : 2 AZR 372/11 Çev: Alpay HEKİMLER * İş saatleri dışında NPD nin faaliyetlerine katılan kamu kesimi işçileri, iş sözleşmelerinin feshedilmesi riskini

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2017/40952 Karar No. 2017/22871 Tarihi: 25.10.2017 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21 SENDİKANIN ASIL İŞVEREN ALT İŞVEREN İLİŞKİSİNİN MUVAZAALI OLUP OLMADIĞININ

Detaylı

İŞ GÜVENCESİ TAZMİNATI ÖDENMESİ HALİNDE KAZANÇ TESPİTİ NASIL YAPILIR?

İŞ GÜVENCESİ TAZMİNATI ÖDENMESİ HALİNDE KAZANÇ TESPİTİ NASIL YAPILIR? İŞ GÜVENCESİ TAZMİNATI ÖDENMESİ HALİNDE KAZANÇ TESPİTİ NASIL YAPILIR? Mustafa ŞEN* 45 * ÖZ Hakkında işe iade kararı verilen işçilere önemli bir güvence sağlayan iş güvencesi tazminatı, işe başlatmama tazminatı

Detaylı

2. Haramı ve helali tayin etmek Allah ın hakkıdır. Bir harama helal demek vebal olduğu gibi helale haram demek de vebaldir.

2. Haramı ve helali tayin etmek Allah ın hakkıdır. Bir harama helal demek vebal olduğu gibi helale haram demek de vebaldir. Duası müstecap, günü bereketli, kalbi mutmain, huzurlu, umutlu, salih bir mü min olabilmek için helal yeme-içme ve helal yaşama ölçülerimizin bilinmesi gerekiyor. Her imtihanımızda ve hayatımızın her kesitinde

Detaylı

Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Günümüz Fıkıh Problemleri

Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Günümüz Fıkıh Problemleri Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Günümüz Fıkıh Problemleri -Ders Planı- Dersin konusu: islamda kadının giyim-kuşamı [tesettür- örtünme] Ön hazırlık: İlgili tezler: ismail yıldız nesibe demirbağ

Detaylı

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Yargı Örgütü Dersleri

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Yargı Örgütü Dersleri Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO Adalet Programı Yargı Örgütü Dersleri ÜNİTE V İCRA TEŞKİLATI İCRA TEŞKİLATI İcra Teşkilatı Cebrî icra, bir hakkın devlet eliyle zorla uygulanması, yerine

Detaylı

Teravih Namazı - Gizli ilimler Sitesi

Teravih Namazı - Gizli ilimler Sitesi Niçin Teravih Namazı denilmiştir? Ramazan ayında yatsı namazından sonra kılınan namaz. "Teravih" kelimesi Arapça, "Terviha"nın çoğuludur ve "oturmak, istirahat etmek'" anlamına gelmektedir. Teravih namazı

Detaylı

Sağlık Personeline Karşı İşlenen Suçlar. Dt. Evin Toker

Sağlık Personeline Karşı İşlenen Suçlar. Dt. Evin Toker Sağlık Personeline Karşı İşlenen Suçlar Dt. Evin Toker dtevintoker@gmail.com Şiddet Nedir? Dünya Sağlık Örgütü (WHO) şiddeti; fiziksel güç veya iktidarın kasıtlı bir tehdit veya gerçeklik biçiminde bir

Detaylı

DAVA ARKADAŞLIĞI DAVAYA MÜDAHALE

DAVA ARKADAŞLIĞI DAVAYA MÜDAHALE DAVA ARKADAŞLIĞI DAVAYA MÜDAHALE Prof. Dr. Süha TANRIVER Doç. Dr. Emel HANAĞASI Bu doküman eğitim amacıyla hazırlanmış ve öğrenciye verilmiştir. İzinsiz çoğaltılması ve satılması halinde gerekli cezaî

Detaylı

Orucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir.

Orucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir. Hastalık ve Yolculukta: Eğer bir insan hasta ise ve yolcu ise onun için oruç tutmak Kur an-ı Kerim de yasaktır. Bazı insanlar ben hastayım ama oruç tutabilirim diyor veya yolcuyum ama tutabilirim diyor.

Detaylı

ADLİ YARDIM HUKUK YARGILAMASI VE İDARİ YARGIDA. Türkiye de Adli Yardım Hizmetlerinin Güçlendirilmesi Avrupa Birliği Eşleştirme Projesi

ADLİ YARDIM HUKUK YARGILAMASI VE İDARİ YARGIDA. Türkiye de Adli Yardım Hizmetlerinin Güçlendirilmesi Avrupa Birliği Eşleştirme Projesi Bu proje Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilmektedir. HUKUK YARGILAMASI VE İDARİ YARGIDA ADLİ YARDIM Türkiye de Adli Yardım Hizmetlerinin Güçlendirilmesi Avrupa Birliği Eşleştirme

Detaylı

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi ÖĞRENME HEDEFLERİMİZ - ADLİYE MAHKEMELERİ, YARGITAY - İDARE MAHKEMELERİ, DANIŞTAY - UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ - ANAYASA MAHKEMESİ

Detaylı

Av. Ece KAVAKLI Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Ankara Halk Sağlığı Müdürlüğü Hukuk Birimi

Av. Ece KAVAKLI Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Ankara Halk Sağlığı Müdürlüğü Hukuk Birimi Av. Ece KAVAKLI Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Ankara Halk Sağlığı Müdürlüğü Hukuk Birimi 02.11.2011 tarihli ve 28103 sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname

Detaylı

HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI

HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI 3.Ders Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER HUKUKUN KAYNAKLARI Yargı organları kararlarını, hukuka dayanan, hukuktan kaynaklanan, hukukun gerektirdiği kararlar olarak sunarlar. Bu açıdan yargı

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İŞK. /8

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İŞK. /8 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2013/7568 Karar No. 2014/13812 Tarihi: 21.05.2014 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İŞK. /8 İŞ SÖZLEŞMESİNİN VAR OLUP OLMADIĞI- NIN BAĞIMLILIK ÖLÇÜTÜNE GÖRE BELİRLE-

Detaylı

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI. İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Genç Asliye Ceza Mahkemesi

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI. İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Genç Asliye Ceza Mahkemesi Esas Sayısı : 2010/52 Karar Sayısı : 2011/113 Karar Günü : 30.6.2011 R.G. Tarih-Sayı : 15.10.2011-28085 ANAYASA MAHKEMESİ KARARI İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Genç Asliye Ceza Mahkemesi İTİRAZIN KONUSU : 26.9.2004

Detaylı

TEMEL YASALAR /DÜZENLEMELER

TEMEL YASALAR /DÜZENLEMELER GİRİŞ Gelişen bilişim teknolojilerinin bütün kamu kurumlarında kullanılması hukuk alanında bir kısım etkiler meydana getirmistir. Kamu tüzel kişileri tarafından bilgisayar teknolojileri kullanılarak yerine

Detaylı