T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ PSİKOLOJİ (SOSYAL PSİKOLOJİ) ANABİLİM DALI EVLİ ÇİFTLERDE ALGILANAN GÜCÜN BAĞLANMA BOYUTLARI VE
|
|
- Şebnem Erkoç
- 5 yıl önce
- İzleme sayısı:
Transkript
1 T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ PSİKOLOJİ (SOSYAL PSİKOLOJİ) ANABİLİM DALI EVLİ ÇİFTLERDE ALGILANAN GÜCÜN BAĞLANMA BOYUTLARI VE YATIRIM MODELİ DEĞİŞKENLERİ AÇISINDAN İNCELENMESİ Yüksek Lisans Tezi Meryem KAYNAK MALATYALI Ankara-2014
2 T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ PSİKOLOJİ (SOSYAL PSİKOLOJİ) ANABİLİM DALI EVLİ ÇİFTLERDE ALGILANAN GÜCÜN BAĞLANMA BOYUTLARI VE YATIRIM MODELİ DEĞİŞKENLERİ AÇISINDAN İNCELENMESİ Yüksek Lisans Tezi Meryem KAYNAK MALATYALI Tez Danışmanı Doç. Dr. Ayda BÜYÜKŞAHİN SUNAL Ankara-2014
3 T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ PSİKOLOJİ (SOSYAL PSİKOLOJİ) ANABİLİM DALI EVLİ ÇİFTLERDE ALGILANAN GÜCÜN BAĞLANMA BOYUTLARI VE YATIRIM MODELİ DEĞİŞKENLERİ AÇISINDAN İNCELENMESİ Yüksek Lisans Tezi Tez Danışmanı: Doç. Dr. Ayda BÜYÜKŞAHİN SUNAL Tez Jürisi Üyeleri Adı ve Soyadı İmzası Doç. Dr. Ayda BÜYÜKŞAHİN SUNAL.. Prof. Dr. Şennur TUTAREL KIŞLAK.. Yrd. Doç. Dr. Ayça ÖZEN.. Tez Sınavı Tarihi...
4 TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE Bu belge ile, bu tezdeki bütün bilgilerin akademik kurallara ve etik davranış ilkelerine uygun olarak toplanıp sunulduğunu beyan ederim. Bu kural ve ilkelerin gereği olarak, çalışmada bana ait olmayan tüm veri, düşünce ve sonuçları andığımı ve kaynağını gösterdiğimi ayrıca beyan ederim Meryem KAYNAK MALATYALI
5 TEŞEKKÜR Tezimin her aşamasında, tezimi sabırla okuyup bana yol gösteren ve beni cesaretlendiren sevgili danışmanım Doç. Dr. Ayda Büyükşahin Sunal a çok teşekkür ederim. Tezimi okuyup bana değerli geri bildirimlerini sunan sevgili jüri üyelerim Prof. Dr. Şennur Tutarel Kışlak a ve Yrd. Doç. Dr. Ayça Özen e teşekkür ederim. Hayatımın her döneminde benden desteğini esirgemeyen sevgili annem Münevver e ve rahmetli babam Abdullah a Her birinin hayatımda ayrı önemi olan kardeşlerim Fevzi, Keriman, Meral, Selma, Sibel, Ayşe ve Yaşar a Biricik ikiz kardeşim, mesai arkadaşım ve dostum Bağdat a teşekkürler. Arkadaşlarım Ceren, Ahmet, Ercan, Gülşen, Ilgın ve Burçak a tez yazım sürecinde yalnız olmadığımı hissettirdikleri için Şeri ye desteklerini benden esirgemediği için Adem e veri toplama sürecindeki yardımları için çok teşekkür ederim. Tez yazım sürecinde beni desteklediği, beni dinlediği ve bana sabrettiği için sevgili eşim Hasan a Sadece varlığı bile beni mutlu etmeye yeten canım kızım Zeynep e çok teşekkür ederim. Son olarak, bu süreçte beni destekleyen ve burada isimlerini sayamadığım bütün arkadaşlarıma teşekkürlerimi sunarım İyi ki varsınız...
6 İÇİNDEKİLER 1. BÖLÜM... 1 GİRİŞ Güç Kuramsal Yaklaşım Güç ve Bireysel Kazançlar Güç ve İlişkisel Kazançlar Evlilerde Güç Eşitliği Güç ve Yatırım Modeli Karşılıklı Bağımlılık Kuramı Yatırım Modeli Güç ve Evlilik Doyumu Güç ve Seçeneklerin Niteliğini Değerlendirme Güç ve Evliliğe Yapılan Yatırımlar Bağlanma Boyutları ve Güç Bağlanma Kuramı Yetişkinlerde Bağlanma Bağlanma Boyutlarının Güç ile İlişkisi Yetişkinlerde Bağlanma ve Yatırım Modeli Bağlanma Boyutları ve Evlilik Doyumu Bağlanma Boyutları ve Evliliğe Yapılan Yatırımlar Bağlanma Boyutları ve Seçeneklerin Niteliğini Değerlendirme Bağlanma Boyutları ile Yatırım Modeli Değişkenleri Arasındaki İlişkide Gücün Aracı Rolü Aktör Partner Karşılıklı Bağımlılık Modeli (APKM) Araştırmanın Denenceleri i
7 2. BÖLÜM YÖNTEM Katılımcılar Veri Toplama Araçları Kişisel Bilgi Formu Çift Güç Ölçeği (ÇGÖ) ÇGÖ nün Türkçeye Uyarlanması Katılımcılar Veri Toplama Araçları Kişisel Bilgi Formu Evişi Paylaşımı Ölçeği (EİPÖ) İşlemler ÇGÖ nün Geçerliliğine İlişkin Bulgular ÇGÖ nün Güvenirliğine İlişkin Bulgular İlişki İstikrarı Ölçeği (İİÖ) Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanteri II (YIYE II) İşlemler BÖLÜM BULGULAR Betimleyici İstatistikler Aktör-Partner Karşılıklı Bağımlılık Modeli Kullanılarak Çalışma Denencelerinin Test Edilmesi Bağlanma Boyutlarının Yatırım Modeli Değişkenleri Üzerindeki Yordayıcı Rolüne İlişkin Modelin Test Edilmesi Bağlanma Boyutları ile Yatırım Modeli Arasındaki İlişkide Gücün Aracı Rolü Düzenleyici Değişkenli Regresyon Analizi Kullanılarak Çiftlerin Bağlanma Boyutlarının Çalışma Değişkenleri Üzerindeki Ortak Etkisinin Test Edilmesi ii
8 4. BÖLÜM TARTIŞMA Betimleyici İstatistiklere İlişkin Bulguların Tartışılması Bağlanma Boyutlarının Yatırım Modeli eğişkenleri Üzerindeki Yordayıcı Rolüne İlişkin Bulguların Tartışılması Bağlanma Boyutlarının Güç Üzerindeki Yordayıcı Rolüne İlişkin Bulguların Tartışılması Gücün Yatırım Modeli Değişkenleri Üzerindeki Yordayıcı Rolüne İlişkin Bulguların Tartışılması Gücün Bağlanma Boyutları ile Yatırım Modeli Değişkenleri Arasındaki İlişkideki Aracı Rolüne İlişkin Bulguların Tartışılması Düzenleyici Değişkenli Regresyon Analizine İlişkin Bulguların Tartışılması Demografik Değişkenlerin Etkisine İlişkin Bulguların Tartışılması Bağlanma Boyutlarının Ortak Etkisine İlişkin Bulguların Tartışılması SONUÇ VE ÖNERİLER ÖZET ABSTRACT KAYNAKLAR EKLER Ek-1: Bilgilendirilmiş Onay Formu Ek-2: Kişisel Bilgi Formu Ek-3: Çift Güç Ölçeği Ek-4: Ev-İşi Paylaşımı Ölçeği Ek-5: İlişki İstikrarı Ölçeği Ek-6: Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanteri II iii
9 ÇİZELGELER Çizelge 2.1: Katılımcıların Demografik Özellikleri Çizelge 2.2: Ölçek Uyarlama Çalışmasının Katılımcılarına ait Demografik Özellikler Çizelge 2.3: Çift Güç Ölçeğinin Açımlayıcı Faktör Analizi Sonuçları Çizelge 2.4: Çift Güç Ölçeğinin İki Faktörlü Yapısı için Uyum İyiliği İndeksleri Çizelge 2.5: Çift Güç Ölçeğinin Doğrulayıcı Faktör Analizi Sonuçları Çizelge 2.6: Çift Güç Ölçeği Toplam Puan ve Alt Boyutlarının Ev-İşi Dağılımı ile İlişkisi Çizelge 2.7: Çift Güç Ölçeğinin Güvenirlik Katsayıları Çizelge 3.1: Çalışmanın Ana Değişkenlerine İlişkin Cinsiyet Farklılıkları ve Betimleyici İstatistikler Çizelge 3.2: Çalışmanın Ana Değişkenleri Arasındaki İlişkiler Çizelge 3.3: Bağlanma Boyutlarının Güç ve Yatırım Modeli Değişkenleri Üzerindeki Ortak Etkisi ŞEKİLLER Şekil 3.1: Bağlanma Boyutlarının Yatırım Modeli Değişkenleri Üzerindeki Yordayıcı Rolü Şekil 3.2: Bağlanma Boyutları ve Yatırım Modeli Değişkenleri Arasındaki İlişkide Gücün Aracı Rolü GRAFİKLER Grafik 3.1: Kadının Evlilik Doyumu Üzerindeki Kadının ve Erkeğin Bağlanma Kaçınmasının Ortak Etkisi Grafik 3.2: Erkeğin Evlilik Doyumu Üzerindeki Erkeğin Bağlanma Kaçınması ve Kadının Bağlanma Kaygısının Ortak Etkisi..97 iv
10 1. BÖLÜM GİRİŞ Enerji fizikteki temel kavram olduğu gibi güç de sosyal bilimlerdeki temel kavramdır Sosyal dinamiklere ait kanunlar yalnızca güç üzerinden ifade edilebilir. Russell (1938) Güç sosyal hayatta çok önemli bir yere sahiptir. Yurt dışında yapılan birçok çalışmada gücün bireyler (Scheepers, Wit, Ellemers ve Sassenberg, 2012 ), ikili ilişkiler (Karremans ve Smith, 2010) ve gruplar arası ilişkilerde (Sachdev ve Bourhis, 1991) etkili bir faktör olduğu bildirilmektedir. Sosyal güç kuramı (Social power theory, French ve Raven, 1959), karşılıklı bağımlılık kuramı (Interdependence theory, Thibaut ve Kelley, 1959), kaynak kuramı (Resource theory, Blood ve Wolfe, 1960) ve güç-yaklaşım/ketleme kuramı (Power-approach/inhibition theory, Keltner, Gruenfeld ve Anderson, 2003) gibi birçok sosyal psikoloji kuramı da gücün çok önemli bir sosyal dinamik olduğunu vurgulamaktadır. Buna rağmen yapılan alanyazın incelemesinde Türkiye de konu ile ilgili herhangi bir çalışma olmadığı görülmüştür. Yapılan çalışmalar gücün evliliklerde de önemli bir yerinin olduğunu göstermektedir (Brezsnyak ve Whisman, 2004; Gray-Little, Baucom ve Hamby, 1996; Gray- 1
11 Little ve Burks, 1983; Tang, 1999). Evlilikler için önemli bir diğer etmen ise bireylerin ilişkilerine olan bağlanımlarıdır, çünkü bağlanımın ikili ilişkilerin sürdürülüp sürdürülmemesinde en önemli belirleyicilerden birisi olduğu rapor edilmektedir (Impett, Beals ve Peplau, 2001; Le ve Agnew, 2003; Rusbult, 1983; Rusbult ve Martz, 1995). Yapılan çalışmalar yatırım modeli değişkenlerinin (ilişki doyumu, ilişkiye yapılan yatırımların miktarı ve seçeneklerin niteliğini değerlendirme) ilişkiye bağlanımı açıklayan en önemli etmenlerden birisi olduğunu göstermiştir (örn., Impett, Beals ve Peplau, 2001; Le ve Agnew, 2003; Rusbult, 1980a; Rusbult ve Martz, 1995; Taluy, 2013). Diğer taraftan, bağlanma örüntülerinin de kişilerin ilişkilerine bağlanımlarının diğer bir önemli belirleyicisi olduğu bildirilmektedir (örn., Etcheverry, Le, Wu ve Wei, 2013; Pistole, Clark ve Tubbs, 1995; Simpson, 1990). Bununla birlikte, yatırım modeli değişkenleri (ilişki doyumu, seçeneklerin niteliğini değerlendirme ve ilişkiye yapılan yatırımlar) ile bağlanma boyutlarının (bağlanma kaygısı ve kaçınması) ilişkiye olan bağlanımı açıklamada birbirlerine rakip iki kuram olmadığı aksine bu iki kuramın bağlanımı açıklarken birbirlerini tamamladığı öne sürülmüştür (Etcheverry ve ark, 2013). Buna göre, bağlanma boyutları yatırım modeli değişkenlerini, yatırım modeli değişkenleri ise ilişkiye bağlanımı etkilemektedir. Bu çalışmada ise bir adım daha ileri gidilerek evlilerde algılanan gücün bağlanma boyutları ile yatırım modeli değişkenleri arasındaki ilişkiye aracılık edeceği öne sürülmektedir. Bir başka deyişle, bağlanma kaygısı ve kaçınmasının eşe yönelik algılanan güç aracılığıyla yatırım modeli değişkenlerini etkilemesi beklenmektedir. Buna göre, bağlanma boyutlarının evlilikte eşe yönelik algılanan gücü yordadığı, 2
12 algılanan gücün ise yatırım modeli değişkenlerini etkilediği ileri sürülmektedir. Bu beklentilerin test edilmesi bu çalışmanın ana amacını oluşturmaktadır. Bu doğrultuda, çalışmanın bu bölümünde ilk olarak güçle ilgili alanyazın incelenmiştir. Sonrasında gücün yatırım modeli ve bağlanma boyutları ile ilişkisi gözden geçirilmiştir. Son olarak bağlanma boyutları ile yatırım modeli arasındaki ilişki ele alınmış ve gücün bu ilişkideki olası aracı rolü değerlendirilmiştir Güç Alanyazın incelendiğinde gücün farklı şekillerde tanımlandığı görülmektedir. Türk Dil Kurumu, Büyük Türkçe Sözlük te güç kavramını fizik, düşünce ve ahlak yönünden bir etki yapabilme ya da bir etkiye direnebilme yeteneği, kuvvet olarak tanımlamıştır (TDK, 2013). Sosyal psikoloji alanyazınında ise güç, bireyin diğerlerinin davranışlarını etkileme ve onlar üzerinde değişim yapabilme yetisi ya da potansiyeli (Blood & Wolfe, 1960; French & Raven, 1959); diğerinin kazançlarının kalitesini etkileyebilme yeteneği (Thibaut ve Kelley, 1959); kendileri ve diğerlerine ait kaynakları kontrol edebilme yeteneği (Galinsky, Gruenfeld ve Magee, 2003) ya da diğerini etkileyerek kendi hedeflerine ulaşabilme yetisi (Huston, 1983) olarak tanımlanır. Ek olarak, güç kişinin diğerinin etkileme girişimlerine direnebilme yeteneğini de içerir (Galinsky ve ark., 2008; Huston, 1983; Simpson, Farrell, Orina ve Rothman, basımda). Evliliklerde gücü araştıran Rollins ve Bahr (1976) gücün ilişkinin bir ürünü olduğunu vurgulamış ve gücü bireyin eşinin sahip olduğu etkileme yeteneğine görece sahip olduğu etkileme yetisi olarak tanımlamıştır. Son olarak güç bir potansiyel olarak değerlendirilmektedir, 3
13 çünkü kişinin sahip olduğu gücün diğerlerinde değişime neden olması için her zaman kullanılması gerekmemektedir (Dunbar, 2000; French ve Raven; 1959). Örneğin, eşler arasındaki güç farkı çok yüksekse güçlü eşin sadece varlığı onun eşini etkilemesi için yeterli olabilir. Sonuç olarak, kişilerin ilişkilerinde sahip olduğu güç bir taraftan eşlerinin etkileme girişimlerine direnirken, diğer taraftan onun duygu düşünce ve davranışlarını etkileyebilme becerisi ya da potansiyeli olarak tanımlanmaktadır. Gücün özellikleri incelendiğinde ilk olarak bireylerin sahip oldukları gücün eşlerinin sahip olduğu gücün tersi olmadığı görülür (Langner ve Keltner, 2008). Buna göre, bireylerin sahip olduğu güç eşlerinin gücünü azaltmak zorunda değildir. Ayrıca yapılan çalışmalar eşlerden birinin sahip olduğu gücün, diğerinin sahip olduğu güçle olumlu yönde ilişkili olduğunu göstermiştir (Langner ve Keltner, 2008; Lennon, Stewart ve Ledermann, 2013). Eşlerin güçleri birbirlerine göre değerlendirildiğinde ise sahip oldukları güç birbirine eşit olabilir ya da bir eşin gücü diğerine göre daha fazla veya daha az olabilir (Felmlee, 1994; Sprecher ve Felmlee, 1997). Cromwell ve Olson (1975), gücün üç bileşenli bir yapı olduğunu öne sürmüştür: güç temelleri, güç süreçleri ve güç sonuçları. Güç temelleri, bireylerin evliliklerinde eşlerini kontrol etmek için kullanabilecekleri kaynaklardır (örn. ekonomik güç ve çekicilik gibi). Güç süreçleri, bireylerin eşleri ile etkileşimleri esnasında kararlılık, çaba ve ikna gibi iletişim tekniklerini kullanarak ilişkide kontrolü sağlama girişimleridir. Güç sonuçları ise, evlilikte alınan kararlar üzerinde bireylerin ne kadar etkin olduğudur. Bu yaklaşıma göre, bireylerin eşlerini süreçsel olarak etkileme girişimleri ve alınan kararlardaki etkinlikleri onların sahip oldukları kaynaklar 4
14 kadar önemlidir. Gücü kaynaklar üzerinden değerlendiren Blood ve Wolfe a (1960) göre de eşlerine kıyasla daha fazla değerli kaynağa sahip olan bireyler daha güçlüdür. Buna göre, eşlerine daha bağımlı olan bireyler daha güçsüz kabul edilmektedir. Bu doğrultuda bazı çalışmalarda (örn. Cast, 2003; Inesi, Gruenfeld ve Galinsky, 2012) güç, bağımlılığın tersi olarak değerlendirilmiştir. Ancak Anderson, John ve Keltner (2012), güç algısı değerlendirilirken bireylerin diğerlerini etkileme yeteneğinin de önemli olduğunu vurgulamıştır. Buna göre, bir kişi değerli kaynaklara sahip olsa ve diğerlerine bağımlı olmasa dahi, eğer bu kişinin diğerlerini etkileme yeteneği düşükse bu kişi güçsüzdür. Bu çalışmada ise güç, bireylerin eşlerine bağımlılık düzeyi üzerinden değerlendirilmek yerine, süreçler ve sonuçlar üzerinden değerlendirilmiş ve süreçsel olarak ve alınan kararlardaki etkinlik açısından eşleri üzerinde kendisini daha etkili algılayan bireyler daha güçlü kabul edilmiştir Kuramsal Yaklaşım Gücün kişiler ve ilişkiler üzerindeki etkisi hakkında birçok kuram açıklama getirmiştir. Karşılıklı bağımlılık (Thibaut ve Kelley, 1959) ve güçyaklaşım/ketleme (Keltner, Gruenfeld ve Anderson, 2003) kuramları da bunlardandır. Bu çalışmanın deneceleri bu iki kurama dayandırılmıştır. Bu nedenle çalışmada yalnızca bu iki kuram ayrıntılı olarak anlatılmıştır (Güç kuramları ile ilgili ayrıntılı bilgi için bkz. Simpson ve ark., basımda). İlk olarak güç-yaklaşım/ketleme kuramına (Keltner, Gruenfeld ve Anderson, 2003) göre güç, bireylerin ellerinde bulundukları kaynakları kullanarak ya da diğerlerini cezalandırarak onların durumunu 5
15 değişimleyebilme kapasitesidir. Bu kurama göre eşlerin ilişkilerinde sahip oldukları güç onların kişisel özelliklerinin (örn. fiziksel çekicilik ya da dışadönüklük) ve ilişkinin özelliklerinin (örn. eşin ilişkiye yatırımları ve bağlanımı) sonucudur. İlişkide güçlü bireyler daha özgürdür. Güçsüz bireylerse daha fazla kısıtlanırlar ve onların tehdit ve cezalarla karşılaşma ihtimalleri daha yüksektir. Bu da güçlü ve güçsüz bireylerde farklı duygusal, bilişsel ve davranışsal süreçlerin işlemesine neden olur. Buna göre, ilişkilerinde yüksek güce sahip olan bireylerde daha çok yaklaşımla ilişkili süreçler, güçsüz bireylerde ise daha çok ketlenme ile ilişkili süreçler devreye girer. Güçlü bireyler coşku ve gurur gibi olumlu duyguları daha fazla deneyimler ve ifade ederler, bilgiyi daha basit ve otomatik yollarla işler ve çekingen davranışları daha az sergilerler. Ayrıca, onların ödüllere yönelik dikkatleri daha açıktır. Güçsüz bireylerse kaygı ve depresyon gibi olumsuz duyguları daha fazla deneyimler ve ifade ederler. Onların tehdit, ceza ve diğerlerinin isteklerine yönelik dikkatleri daha açıktır. Ayrıca, kendilerinin değil diğerlerinin hedeflerine daha fazla odaklanırlar. Daha fazla kısıtlandıkları için çekingen/engellenmiş davranışları daha fazla sergilerler. Bilgiyi ise daha karmaşık ve sistematik yollarla işlerler. Sonuç olarak, güç yaklaşım/ketleme kuramı gücün kişiler üzerinde bilişsel, davranışsal ve duygusal olarak olumlu; güçsüzlüğün ise olumsuz etkilerinin olduğunu göstermektedir. İlişkilerde güce yönelik açıklamalar getiren diğer bir kuram da karşılıklı bağımlılık kuramıdır (Thibaut ve Kelley, 1959). Karşılıklı bağımlılık kuramına göre güç kişinin eşinin ilişkiden elde ettiği kazançların kalitesini etkileyebilme yeteneğidir. Kişi, eşinin elde ettiği kazançları ne düzeyde etkileyebiliyorsa o 6
16 düzeyde güçlüdür. Ek olarak, kişilerin ilişkideki gücü eşlerinin onlara bağımlılığı arttıkça artar. Kurama göre kişiler eşleri üzerinde kaderci kontrole ya da davranış kontrolüne sahip olabilirler. Kaderci kontrolde birey, eşinin elde ettiklerini onun yaptıklarından bağımsız olarak kontrol edebilir. Bir başka deyişle, eşin ilişkiden elde ettikleri, bireyin kendi seçiminden başka bir şeyden etkilenmez. Davranış kontrolünde ise kişiler kendi davranışlarını değişimleyerek eşlerinin yapmasını istedikleri davranışları onlar için daha istenilir hale getirirler. Kurama göre, kişi eşine onun alternatif bir ilişkiden elde edeceğinden daha az ödül sunamaz. Bu nedenle, eşin seçeneklerinin niteliği düştükçe bireyin ilişkideki gücü artar. Ayrıca, bireylerin sahip oldukları güç ilişkinin türüne göre de değişir. Asimetrik bağımlılığın hâkim olduğu ilişkilerde eşlerden diğerine daha fazla bağımlı olan daha az güce sahip olur (Kelley ve ark., 2003). Buna karşılık, evlilik gibi yüksek düzeyde karşılıklı bağımlılığın var olduğu ilişkilerde ise eşlerin ikisi de diğerinin ilişkiden elde ettikleri üzerine söz sahibidir ve ikisinin de diğerine yönelik gücü yüksektir (Thibaut ve Kelley, 1959). Bu ilişkilerde eşlerin güç girişimleri karşı güçle sonuçlanabilir. Diğer bir deyişle, karşılıklı bağımlılık bireylerin eşlerinin kontrol girişimlerine direnme ihtimalini arttırır ve bu da ilişkilerde çatışmaya neden olabilir. Ancak, eşlerin ikisinin de birbirlerine yönelik gücü fazla olduğunda eşlerin birbirlerini ödüllendirme düzeyi de yükselir. Eşler birbirlerini ödüllendirdikçe birbirlerinden istedikleri davranışları öğrenirler, böylece çatışmalar zamanla her iki eşin de en fazla yarar sağladığı durumla sonuçlanır. Karşılıklı ödüllendirme zamanla karşılıklı bağımlılığın artmasını ve doyumlu ve istikrarlı bir ilişkinin oluşmasını sağlar. Bu kurama göre güç, ilişki düzeyinde olduğu gibi birey düzeyinde de 7
17 önemlidir. Bireyler güç sahibi olduklarında onların ilişkideki ödül-bedel durumu iyileşir. Güçsüz bireyler ise daha çok eşlerinin isteklerine odaklanırlar ve bu durum kendi başına bir bedel olarak kabul edilebilir. İlişkide gücü düşük olan birey sürekli bedel ödemek zorunda kaldığında bu, onun ilişkiye olan bağlılığını düşürebilir ve ilişkiden kopmasına neden olabilir. Ayrıca güçlü eşin, gücünü eşi üzerinde aşırı kullanması da onun eşi üzerindeki gücünü azaltır ve eşinin ilişkiden kopmasına neden olabilir. Sonuç olarak, bu iki kuram birarada değerlendirildiğinde, kişilerin eşlerine yönelik yüksek gücünün onların ilişkiden elde ettiği kazançları arttırdığı, ilişki için ödedikleri bedelleri ise azalttığını öne sürmek mümkündür. Ayrıca karşılıklı bağımlılığın yüksek olduğu ilişkilerde eşlerden ikisinin de birbirlerini etkileme yeteneği yüksektir ve bu ilişkiler için olumlu sonuçlara neden olur. Bu iki kuramın yanı sıra konu ile ilgili yürütülen çalışmalar da bu öngörüleri desteklemektedir. Bir sonraki bölümde bu çalışmalar incelenecektir Güç ve Bireysel Kazançlar Güç yaklaşım/ketleme ve karşılıklı bağımlılık kuramlarından yola çıkarak bireylerin evliliklerinde eşlerine yönelik sahip oldukları gücün onların ilişkilerinde elde ettikleri bireysel kazançları artırdığı öne sürülmektedir. Anderson ve Berdahl (2002), bu düşünceyi destekleyecek şekilde, kişilik olarak daha baskın ve güçlü olan bireylerin olumlu duyguları olumsuz duygulardan daha fazla deneyimlediğini ve çevresel ödüllere daha fazla odaklandığı; baskın olmayan ve güçsüz bireylerinse olumsuz duyguları olumlu duygulardan daha fazla deneyimlediğini ve çevresel tehditlere daha fazla 8
18 odaklandığını bulmuştur (Anderson ve Berdahl, 2002). Ayrıca güçlü bireylerin ortamın onlar üzerinde kurduğu baskıya dirençlerinin daha yüksek olduğu bildirilmektedir (Cast, 2003; Galinsky ve ark., 2008). Örneğin, yeni evli bireylerden daha güçlü olanların eşlerinin onlara sunduğu kimliğe karşı daha dirençli oldukları ve kendi kimlikleri ile daha uyumlu hareket ettikleri bulunmuştur (Cast, 2003). Ek olarak, güçlü bireylerin davranışsal olarak harekete geçme düzeyi daha yüksektir (Galinsky, Gruenfeld ve Magee, 2003) ve onlar hedefleri ile ilgili bilgilere daha fazla odaklanırken hedefleri ile ilgili olmayan bilgileri daha fazla görmezden gelirler (Guinote, 2007a). Çevresel etkilere daha dirençli, harekete geçme düzeyi daha yüksek ve hedefleri ile ilgili içeriğe daha dikkatli olan güçlü bireylerin ise güçsüz bireylere göre daha fazla hedef odaklı oldukları bulunmuştur (Gervais, Guinote, Allen ve Slabu, 2013; Guinote, 2007b; Slabu ve Guinote, 2010). Örneğin, Guinote (2007b) yaptığı bir seri çalışmada, güçlü bireylerin güçsüz bireylere göre hedeflerine ulaşmak için harekete geçmekte daha az zamana ihtiyaç duyduklarını, hedeflerine ulaşmalarını engelleyen faktörlere karşı daha dirençli olduklarını ve onları hedeflerine ulaştıracak fırsatları daha iyi değerlendirdiklerini bulmuştur. Ayrıca güçlü bireylerin, hedeflerine ulaşmaları için yaratıcılık gerekli olduğunda onu güçsüz bireylere göre daha fazla kullandıkları; yaratıcılık hedefe ulaşmak için gerekli olmadığında ise yaratıcılığı kullanmadıkları görülmüştür (Gervais, Guinote, Allen ve Slabu, 2013). Güçlü bireylerin hedef odaklı olmaları onların istedikleri sonuca ulaşma ihtimallerini yükselten bir etmen olarak değerlendirilebilir. Sonuç olarak, güçlü bireylerin daha fazla olumlu duygu deneyimledikleri, hedefleri doğrultusunda daha hızlı harekete geçtikleri, 9
19 çevrenin baskısına karşı daha dirençli oldukları ve hedeflerine ulaşma ihtimallerinin daha yüksek olduğu görülmektedir. Buradan yola çıkarak güç, kişiler için kendi başına bir ödül olarak değerlendirilebilir. Güç içsel olarak bir ödül sağlamakla birlikte gücün bireyler üzerinde olumlu etkiye sahip olduğu da görülmektedir. İlk olarak, yüksek gücün kişilerin kalp sağlığı açısından olumlu etkilerinin olduğu bulunmuştur (Scheepers, Wit, Ellemers ve Sassenberg, 2012). Buna göre, yüksek güce sahip olmak kişilerde sağlık için elverişli olan bir kardiyovasküler örüntüye neden olurken düşük güce sahip olmak ise sağlık için elverişsiz olan bir kardiyovasküler örüntüye neden olmaktadır. Ayrıca, ilişkilerinde yüksek güç rapor eden kadınların düşük güç rapor edenlere göre benlik saygılarının daha yüksek olduğu bildirilmektedir (Galliher ve ark., 1999). Ek olarak, yüksek gücün bireylerin öznel iyilik halini ve iş, arkadaşlık ve romantik ilişki doyumlarını olumlu yönde yordadığı bulunmuştur (Kifer, Heller, Perunovic ve Galinsky, 2013). Ayrıca, güçlü bireyler güçsüz bireylere göre durumdan duruma daha az değişen, daha tutarlı bir benlik algısına sahiptirler ve kendilerini daha fazla oldukları gibi görürler (Kifer ve ark., 2013; Kraus, Chen ve Keltner, 2011). Diğer bir deyişle, güçlü bireyler bulundukları ortamda daha özgün olma eğilimindedirler ve bu da gücün bireylerde öznel iyilik halini ve duruma özgü doyumu (iş-arkadaşlık-romantik ilişki) artırmasına yardım eder (Kifer ve ark., 2013). Tüm bulgular birarada değerlendirildiğinde, gücün hem kendi başına hem de bireyler için sağladığı sonuçlar açısından kazançlarla ilişkili olduğu sonucuna varılabilir. 10
20 Güç ve İlişkisel Kazançlar Gücün bireyler için olumlu çıktılarının olduğu görülse de, bireylerin diğerleri ile ilişki kurma ve sürdürmeleri üzerindeki yapıcı/yıkıcı etkileri ile ilgili farklı bulgular vardır (Fiske, 1993; Galinsky, Magee, Inesi ve Gruenfeld, 2006; Gordon ve Chen, 2013; Karremans ve Smith, 2010; Inesi, Gruenfeld ve Galinsky, 2012). İlk olarak gücün ilişkiler üzerinde yıkıcı etkileri olduğu iddiasını destekleyecek şekilde, güçlü bireylerin güçsüzlere göre diğerlerini daha kalıpyargısal değerlendirdiği (Fiske, 1993; Goodwin, Gubin, Fiske ve Yzerbyt, 2000); diğerlerinin bakış açısını daha az alabildiği, başkalarının yerine kendilerini daha az koyabildiği ve diğerlerinin duygularını tahmin etmede daha başarısız olduğu (Galinsky ve ark., 2006); ve diğerlerinin onlara yaptıkları iyilikleri daha art niyetli algıladığı (Inesi ve ark., 2012) bulunmuştur. Tersine, gücün bireylerin ilişkileri üzerinde yapıcı etkisinin olduğu iddiasını destekleyecek şekilde, güçlü bireylerin, özellikle ilişkiye bağlanımları yüksek olduğunda, güçsüzlere göre eşlerinin ihanetlerini daha fazla affettiği (Karremans ve Smith, 2010); diğerlerinin duygu ve düşüncelerini daha iyi anladığı (Schmid-Mast, Jonas ve Hall, 2009), sosyal olarak reddedildiklerinde tekrar ilişki kurmak için daha fazla çaba gösterdiği (Narayanan, Tai ve Kinias, 2013); diğeri-odaklı olduklarında gücün diğerlerinin bakış açısını almalarını engellemediği (Gordon ve Chen, 2013) bulunmuştur. Gordon ve Chen (2013), gücün bireyin diğerleri ile ilişkisi üzerindeki etkisini değerlendirirken ilişkinin özelliklerinin önemli olduğunu vurgulamıştır. Buna göre, karşılıklı bağımlılığın yüksek olduğu ilişkilerde ilişkinin korunması/devam ettirilmesi amaçlanmaktadır ve hedefe ulaşma güdüleri daha yüksek olan güçlü bireyler, 11
21 bu hedefe ulaşmak için daha fazla özen gösterirler. Bu nedenle, güç bu bireylerin ilişkilerinin korunmasına yardım eder. Benzer şekilde, karşılıklı bağımlılık kuramı (Thibaut ve Kelley, 1959) da gücün, karşılıklı bağımlılığın yüksek olduğu ilişkilerde, ilişkiye olumlu katkılarının olduğunu öne sürmektedir. Bağlanımı yüksek olan güçlü bireylerin, kendilerinin aleyhine bile olsa, birincil amaçları olan ilişkinin devamlılığı için eşlerini daha fazla affediyor olmaları da (Karremans ve Smith, 2010) bu öngörüleri desteklemektedir. Güç, bağlanımın düşük olduğu ilişkilerde ilişkiye zarar verebilir (örn., Galinsky ve ark., 2006). Bu çalışma evli çiftlerle yürütüldüğünden gücün evli bireylerin ilişkilerini olumlu yönde etkilemesi beklenmektedir. Sonuç olarak, evlilikte güçlü olmanın bireysel ve ilişkisel olarak kişilere kazançlar sağladığı öne sürülmektedir. Ancak, evli çiftlerin algıladıkları gücün ilişkiye ve bireye etkisi değerlendirilirken eşlerin algıladıkları gücün eşit olup olmadığı da göz önünde bulundurulması gereken bir etmendir. Çalışmanın bundan sonraki bölümünde evlilerde güç eşitliği ile ilgili alanyazın değerlendirilmiştir Evlilerde Güç Eşitliği Alanyazın incelendiğinde gücün evlilik üzerindeki etkileri değerlendirilirken eşler arasındaki güç eşitliğinin dikkate alınmasının gerekli olduğu görülür. İlk olarak, evlilik doyumu ile güç arasındaki ilişki incelendiğinde güç dengesinin eşitlikçi olduğu çiftlerde evlilik doyumunun en yüksek olduğu bildirilmektedir (Brezsnyak ve Whisman, 2004; Gray-Little, Baucom ve Hamby, 1996; Gray-Little ve Burks, 1983; Tang, 1999). Eşler arasındaki güç eşit olmadığında, özellikle kadının baskın olduğu evliliklerde, doyumun daha düşük olduğu bulunmuştur (Bean, Curtis ve Marcum, 1977; Gray-Little ve Burks, 12
22 1983). Bununla birlikle, daha mutlu evliliklerin erkeğin gücünün yüksek olduğu evlilikler olduğu ve bu evliliklerde erkeğin problem çözme becerilerinin daha yüksek olduğu da bulgular arasındadır (Kolb ve Stratus, 1974). Ayrıca, bireylerin birbirlerine yönelik güçlerinin daha eşitlikçi algılandığı ilişkilerde saldırganlığın daha az yaygın olduğu (Coleman ve Stratus, 1986; Tang, 1999), eşlerin daha az depresif belirtilere ve daha yüksek benlik saygısına sahip oldukları (Neff ve Suizzo, 2006) ve iki eşin de cinsel isteklerinin daha yüksek olduğu (Brezsnyak ve Whisman, 2004) bildirilmektedir. Sonuçta, bulgular güç açısından eşitlikçi evliliklerin çiftler için daha olumlu sonuçlara yol açtığını göstermektedir. Gücün eşler arasında eşit olmamasının sonuçları incelendiğinde ise bunun kadın ve erkekler üzerinde farklı olmakla birlikte ikisi için de olumsuz olduğu görülmektedir. Yapılan çalışmalarda, evliliklerde erkeğin sahip olduğu düşük gücün onun saldırganlık düzeyini arttırdığını (Sagrestano, Heavey ve Christensen, 1999); eşlerine göre daha az güce sahip olan erkeklerin eşlerine daha fazla fiziksel istismar uyguladıklarını (Babcock, Waltz, Jacobson, ve Gottman, 1993); kadının daha baskın olduğu ilişkilerde cinsel şiddete uğrama ihtimalinin daha yüksek olduğunu (Gage ve Hutchinson, 2006); erkeklerin sahip oldukları güçten duydukları memnuniyetsizliğin eşlerine uyguladıkları fiziksel ve psikolojik istismarı arttırdığını (Ronfeldt, Kimerling ve Arias, 1998) göstermektedir. Ayrıca, erkeklerin kadınlara yönelik güçlerini kaybetme algılarının, kadınları daha olumsuz değerlendirmelerine neden olduğu bulunmuştur (Herrera, Expósito, ve Moya, 2012) ve bunun onların kadınlara yönelik saldırganlıklarını arttırdığı öne sürülmüştür. Ek olarak bazı 13
23 araştırmacılar (Babcock ve ark., 1993) evliliklerinde güçsüz olan erkeklerin daha saldırgan olmasını gücü geri kazanma girişimi olarak yorumlamışlardır. Eşleri tarafından saldırıya maruz kalan kadınların eşlerinin bunu kendilerini kontrol etmek için kullandıklarını rapor etmeleri de (Ehrensaft, ve ark.,1999) bu yorumu desteklemektedir. Evlilikte güçsüzlüğün kadınlar üzerindeki etkileri incelendiğinde ise depresyonu olmayan kadınlarla karşılaştırıldığında, depresyonu olan kadınların kendilerini daha güçsüz algıladıkları (Byrne ve Carr,2000); eşlerinin evliliklerinde kendilerine göre daha baskın olduğunu düşündükleri (Hoover ve Fitzgerald, 1981); evliliklerinde aldıkları kararlar üzerinde sahip oldukları güçten daha az memnun oldukları (Byrne, Carr ve Clark, 2004) görülmektedir. Halloran a (1998) göre, kadınların evliliklerinde algıladıkları kontrolün düşük olması öğrenilmişlik çaresizliğe ve depresif belirtilere neden olmaktadır. Ayrıca, yazara göre güçsüz kadınlar, depresif belirtileri evliliklerinde eşlerini kontrol edebilmek için kullanmaktadırlar. Bir başka deyişle, eşlerine istediklerini sağlıklı davranışlarla yaptıramayan kadınlar depresif belirtileri kullanarak onları etkileyebilirler. Bu anlatılanlar ışığında, evlilerde güç eşitliğinin hem birey hem de çiftler üzerinde olumlu çıktılarının olduğu görülmektedir. Eşler arası güç dengesizliği söz konusu olduğunda ise özellikle güçsüz bireyin bundan olumsuz etkilendiği öne sürülebilir. Çalışmanın buraya kadarki bölümünde güçle ilgili kuramsal yaklaşımlar ile gücün bireyler ve ilişkiler üzerindeki etkileri incelenmiştir. Bundan sonraki bölümde ise güç ile yatırım modeli arasındaki ilişkinin ele alınması amaçlanmaktadır. 14
24 1.2. Güç ve Yatırım Modeli Rusbult (1980a, 1983) tarafından öne sürülen yatırım modeli, bireylerin romantik ilişkilerine (Impett, Beals, ve Peplau, 2001; Rusbult, 1980a), arkadaşlarına (Rusbult, 1980b), işlerine (Rusbult ve Farrell, 1983), bulundukları gruba (Lehmiller ve Konkel, 2013) ya da hedeflerine (Burkley, Anderson, Curtis ve Burkley, 2013) bağlanımlarını açıklayan önemli bir kuramdır. Model, temellerini karşılıklı bağımlılık kuramından (Thibaut ve Kelley, 1959) almaktadır. Bu bölümde, ilk olarak karşılıklı bağımlılık kuramı ve arkasından yatırım modeli anlatılmıştır. Sonrasında, yatırım modeli değişkenlerinin güçle ilişkileri incelenmiştir Karşılıklı Bağımlılık Kuramı Sosyal mübadele kuramlarından birisi olan karşılıklı bağımlılık kuramına (Thibaut ve Kelley, 1959) göre eşler arası etkileşim, tüm ilişkiler için önemli bir unsurdur. Bu etkileşimler sonucu kişiler ilişkilerinden ödüller elde ederler ya da ilişkileri için bedeller ödemek zorunda kalırlar. Bireylerin ilişkilerinde elde ettikleri sonuçlar/kazançlar, ödüllerin bedellerden çıkarılmasıyla oluşur. Eşler, zaman içerisinde birbirlerinin kazançlarını etkiledikçe karşılıklı olarak bağımlı hale gelirler. Kuram, bireylerin ilişkilerinden aldıkları doyumun ve ilişkilerine bağımlılıklarının düzeyine karar vermek için iki standardı kullandıklarını öne sürer: karşılaştırma düzeyi (KD) ve seçenekler için karşılaştırma düzeyi (KDseç). Bu kurama göre doyum düzeyi kişinin eşinin onun ihtiyaçlarını tatmin etme düzeyi ve ilişkinin olumluluk derecesidir. Bireyler ilişkilerinden doyum alıp almadıklarına karar vermek için KD yi kullanırlar. KD, bireylerin geçmiş 15
25 ilişkilerinden sağladıkları, başkalarının ilişkilerinde gördükleri ya da eşlerinin kendi ilişkilerinden elde ettikleri göz önünde bulundurularak oluşturdukları referans noktadır. İlişkiden elde edilenler bu referans noktasının üstündeyse, bireyler kendilerini ilişkilerinde doyumlu; altındaysa doyumsuz hissederler. Bağımlılık düzeyi ise bireyin ihtiyaçlarını karşılamak veya değerli kaynaklara ulaşmak için ilişkisine veya eşine ne kadar muhtaç olduğunu ifade eder. Kurama göre bireylerin ilişkilerini devam ettirmelerinin nedeni ilişkilerine olan bağımlılıklarıdır. Bireylerin bağımlılık düzeyi ise KDseç e göre belirlenir. KDseç bireylerin ulaşılabilir en iyi seçenekten elde edebilecekleri kazancı göz önünde bulundurarak, ilişkiyi sürdürmeleri için gerekli en düşük kazanç düzeyi olarak tanımlanabilir. Kişinin ilişkiden elde ettiği kazançlar KDseç i geçiyorsa, bireyler kendilerini ilişkiye bağımlı hissederler ve bu bireylerin ilişkilerini sürdürme ihtimalleri yükselir. Birey, alternatif bir ilişkiden şu anki ilişkisine göre daha az bedel ödeyerek daha fazla ödül alıyorsa, bu kişinin ilişkisine bağımlılığı da düşük olur. Ayrıca, kurama göre bireylerin ilişkilerinden aldıkları doyum ve ilişkilerine bağımlılık düzeyleri ilişkili olmak zorunda değildir. İlişkilerden elde edilen kazançların KD yi ve KDseç i geçip geçmemesine göre dört farklı durum ortaya çıkabilir (Rusbult ve Buunk, 1993). Buna göre, bireyin ilişkiden elde ettiği kazançlar hem KD yi hem de KDseç i geçiyorsa, bireyler ilişkilerinden hem doyum alırlar hem de bu kişilerin ilişkilerine olan bağımlılıkları yüksek olur ve bu kişiler ilişkilerini gönüllü olarak sürdürürler. Elde edilen kazançlar hem KD nin hem de KDseç in altındaysa bireylerin ilişki doyumları ve ilişkilerine olan bağımlılıkları düşüktür ve bu ilişkilerin sonlanma ihtimali yüksektir. Kazançlar KD nin üstünde olmasına rağmen KDseç in altındaysa bu bireylerin doyumları 16
26 yüksektir ancak, ilişkilerine olan bağımlılıkları düşüktür. Son olarak bireylerin ilişkilerinden elde ettikleri KD in altında olmasına rağmen KDseç in üstündeyse bu bireylerin doyumları düşük olmasına rağmen ilişkilerine olan bağımlılıkları yüksektir ve kişiler ilişkilerini gönülsüz olarak devam ettirirler. Hovardaoğlu da (1996) bu dört farklı koşul için hipotetik öyküler oluşturarak kuramın iddialarını doğrulamıştır. Bu çalışmada, kazançlar hem KD nin hem de KDseç in üstünde olduğunda katılımcılar ilişkiyi istikrarlı, bağlanımı yüksek ve doyum verici olarak değerlendirmişlerdir. Kazançlar KD nin üstünde olmasına rağmen KDseç in altında olduğunda ilişki doyum verici ancak istikrarsız olarak değerlendirilmiştir. Kazançlar KD nin altında olmasına rağmen KDseç in üstünde olduğunda ilişki doyumsuz ancak istikrarlı olarak algılanmıştır. Son olarak ilişkide elde edilen kazançlar hem KD nin hem de KDseç in altında olduğunda katılımcılar ilişkiyi doyum ve bağlanımı düşük ve istikrarsız olarak değerlendirmişlerdir Yatırım Modeli Karşılıklı bağımlılık kuramına (Thibaut ve Kelley, 1959) dayanan yatırım modelinin (Rusbult, 1980a; 1983) temel amacı da bireylerin farklı ilişki türlerine olan bağlanımın ve bu ilişkilerden sağladıkları doyumun belirleyicileri hakkında bilgi edinmektir. Modele göre ilişki doyumu, ilişkiye yönelik duygularının olumluluk derecesi ve ilişkiyi çekici bulma düzeyidir. Bireylerin ilişkilerindeki doyum düzeylerini, karşılıklı bağımlılık kuramı ile benzer şekilde, ilişkiden aldıkları ödüller, ilişki için ödedikleri bedeller ve ilişkiye dair beklentileri (KD) belirler. KD, karşılıklı bağımlılık kuramındaki gibi, bireyin ilişkisinin çekiciliğini değerlendirmek için kullandığı referans olarak tanımlanmıştır. Bireylerin KD si 17
27 kendi ilişki deneyimlerinden, çevrelerindeki ilişkilerden, eşlerinin ilişkilerinden sağladığı kazançlardan ya da ideallerindeki ilişkiden etkilenebilir (Rusbult ve Buunk, 1993). Bireylerin KD si ya da ilişkiden beklentileri ne kadar düşükse ve ilişkiden sağladıkları kazançlar (ödül bedel = kazanç) KD den ne kadar fazlaysa, ilişki doyumları da o kadar yüksek olur. Bir başka deyişle, ilişki doyumunun yüksek olması için ilişkiden sağlanan ödüllerin yüksek; ilişki için ödenen bedellerin ve ilişkiye yönelik beklentilerin düşük olması gerekir. Ayrıca yatırım modeli ilişki doyumu ve bağlanımının farklı kavramlar olduğunu öne sürer. Bağlanım, bireyin ilişkisini sürdürme yönelimi ve psikolojik olarak ilişkisine ve eşine bağlılığı olarak tanımlanmıştır (Rusbult, 1980a; 1983). Bununla birlikte bağlanım, bireyin yapısal olarak ihtiyaçlarını karşılamak için eşine ne kadar muhtaç olduğunu gösteren bağımlılığı yansıtan psikolojik bir duygu durumdur (Rusbult ve Buunk, 1993) ve bu bağımlılığın öznel olarak deneyimlenmesidir (Le ve Agnew, 2003). Yatırım modeline göre bireylerin ilişkilerine bağlanımlarının belirleyicilerinden ilki, onların ilişkiden aldıkları doyumdur (Rusbult, 1980a; 1983). Buna göre, ilişki doyumu yükseldikçe ilişkiye bağlanım da yükselir. Ancak model, doyumun ilişki bağlanımının tek belirleyicisi olmadığını ileri sürer, çünkü eğer doyum ilişki bağlanımının tek belirleyicisi olsaydı bireyler doyum almadıkları ilişkileri hemen sonlandırırlardı. Ancak, şiddetin yaygın olduğu ilişkiler gibi birçok ilişki eşler mutsuz olmasına rağmen sürmektedir (örn., Rusbult ve Martz, 1995). Yatırım modeline göre bireylerin ilişkilerine bağlanmalarının doyumdan başka iki nedeni daha vardır: seçeneklerin niteliği ve ilişkiye yapılan yatırımların miktarı. 18
28 Yatırım modeli, karşılıklı bağımlılık kuramı ile benzer şekilde bireylerin daha olumlu değerlendirdikleri seçeneklerinin olmasının onların ilişkilerine olan bağlanımlarını düşüreceğini öne sürmektedir (Rusbult, 1980a; 1983). Bireyin sürmekte olan ilişkisine başka bir romantik ilişki, arkadaşlarla, aile üyeleri ile veya kendi başına vakit geçirmek alternatif olabilir. Bireyler, ulaşılabilir en iyi seçenekten sağlanacak ödüllerle bu seçenek için ödenecek bedelleri değerlendirirler ve ulaşılabilir en iyi seçenekten elde edebilecekleri kazançları şu anki ilişkilerinden elde ettikleri kazançlarla karşılaştırırlar. Sonuçta, sürmekte olan ilişkilerinden aldıkları doyum ya da sağladıkları kazanç, ulaşılabilir en iyi seçenektekinden ne kadar yüksekse ilişkiye bağlanım da o kadar yüksek olur. Rusbult ve Buunk a göre (1993), seçeneklerin niteliği kişinin ihtiyaçlarının ilişki dışında da karşılanabileceğine dair inancının seviyesini göstermektedir ve bu inancın düzeyi bireylerin ilişkiye bağlanımlarını etkiler. Örneğin, bireyin ekonomik alternatifleri kaliteliyse bu kişinin ilişkiye olan bağımlılığı ve dolayısıyla bağlanımı da düşük olacaktır. Ancak, birçok mutsuz ilişki çekici alternatiflerin varlığına rağmen devam edebilmektedir. Örneğin, ekonomik özgürlüğü olan bir kadın doyumu düşük olmasına rağmen çocukları için evliliğini sürdürebilmektedir. Yatırım modeline göre doyum ve seçeneklerin niteliğinin yanında, ilişkiye bağlanımı etkileyen bir faktör daha vardır, bu da ilişkiye yapılan yatırımların büyüklüğüdür. Yatırım modeli, karşılıklı bağımlılık kuramından farklı olarak, bireylerin ilişkilerine yaptıkları yatırımların onların ilişkilerine olan bağlanımlarını etkilediğini ileri sürmektedir. Yatırımlar, bireylerin ilişkiye dâhil ettikleri soyut ya da somut kaynaklardır (Le ve Angew, 2003). Modele göre ilişkinin 19
29 sonlanmasının bedeli ilişkiye yapılan yatırımların kaybedilmesi veya ciddi bir şekilde azalmasıdır. İlişkiye yapılan yatırımlar arttıkça ilişkinin sonlanmasının bedelleri artar ve bu da bireylerin ilişkilerine bağlanımlarını arttırır. Başka bir deyişle, bireyler ilişkilerine yaptıkları yatırımları kaybetmemek için ilişkilerini sürdürebilirler. Yatırım modeline göre ilişkiye yapılan yatırımlar içsel ya da dışsal yatırımlar olabilir (Rusbult, 1980a; 1983). Dışsal yatırımlar normalde ilişkiden bağımsız olan bir şeyin ilişkiye bağlanması ile oluşur. Birlikte alınan ev, araba veya ortak arkadaşlar buna örnek olabilir. Kişi, ilişki sonlandığında evini kaybetmekten korkuyorsa, bu onun ilişkisine bağlılığını arttırabilir. İçsel yatırımlar ise ilişkiye doğrudan yapılan yatırımlardır. Bunlar ilişki için harcanan zaman ya da çaba olabilir. Bu durumda bireyler, örneğin, ilişkileri için harcadıkları çabanın boşa gitmemesi için ilişkilerini sonlandırmayabilirler. Rusbult ve Buunk a (1993) göre, eşlerin zaman içerisinde birbirlerine karşılıklı olarak bağımlılıkları artar ve zamanla benliklerini ilişkileri ile bütünleştirirler. Bireylerin ilişkilerini sonlandırması ise benliklerinden bir parçanın kopmasına neden olabilir ve bireyler bu büyük bedeli ödememek için ilişkilerini sonlandırmayabilirler. Rusbult ve Buunk (1993) ayrıca, sosyal normların ve ahlaki kuralların da yatırımlar olarak değerlendirilebileceğine işaret etmişlerdir. Johnson da (1991; akt. Rusbult ve Buunk, 1993) bireylerin kendi ahlaki yapılarından veya toplumun onlar için koyduğu kurallardan dolayı ilişkilerini sonlandırmayabileceklerini öne sürmüştür. Buna göre, örneğin, bireyler mutsuz olsalar dahi eşlerini yüz üstü bırakmak kendi ahlak yapılarına ters olduğu veya toplumun dullara bakışı olumsuz olduğu için eşlerini terk etmeyebilirler. Sonuç olarak, yatırım modeline göre bireylerin ilişkilerine 20
30 yaptıkları yatırımlar, ne şekilde olursa olsun, onların ilişkilerine olan bağlanımlarının önemli belirleyicilerinden biridir. Buraya kadar anlatılanlar özetlenecek olursa, yatırım modeline göre (Rusbult, 1980a; 1983) bireylerin ilişkiden sağladıkları ödüller arttıkça, ilişki için ödedikleri bedeller ve ilişkileri ile ilgili beklentileri düştükçe ilişki doyumları artar. İlişki bağlanımını ise ilişki doyumu ve yatırımların artması, seçeneklerinin niteliğinin azalması yükseltir. Ayrıca kişinin ilişkiye bağlı olması için bu üç etmenin birlikte olması da şart değildir (Le ve Angew, 2003). Örneğin, kişiler evliliklerinde mutsuz olsalar dahi çocuklardan dolayı boşanmayabilirler. Bazen de bu üç etmenden birinin olmaması kişilerin ilişkilerine bağlanımlarını düşürebilir (Le ve Angew, 2003). Örneğin, kişi ilişkisinden doyum alıyor olsa dahi onun seçeneklerinin niteliğini daha olumlu değerlendirmesi ilişkisine bağlanımını azaltabilir. Alanyazın incelendiğinde, yatırım modelinin iddialarını destekleyen birçok çalışmanın olduğu görülür (Carter, Fabrigar, MacDonald ve Monner, 2013; Impett, Beals ve Peplau, 2001; Le ve Agnew, 2003; Rusbult, 1980a; Lennon, Stewart ve Ledermann, 2013; Rusbult, Johnson ve Morrow, 1986; Rusbult ve Martz, 1995; Taluy, 2013; Toplu-Demirtaş, Hatipoğlu-Sümer ve White, 2013). Örneğin, Rusbult (1980a) yaptığı iki çalışmanın sonucunda, ilişki doyumunun ilişkideki ödüllerin artmasıyla bedellerin ise azalması ile yükseldiğini; ilişki bağlanımının ise ödüllerin ve ilişki için yapılan yatırımların artmasıyla, ilişki için ödenen bedellerin ve seçeneklerin niteliğinin azalması ile yükseldiğini bulmuştur. Konu ile ilgili önemli bir çalışma da Le ve Agnew e (2003) aittir. Bu çalışmada ilişki doyumu, ilişki yatırımları ve seçeneklerinin 21
31 niteliğini değerlendirmenin ilişki bağlanımı yordama gücü ile ilgili, kişinin oluşturduğu 60 örneklemin dâhil olduğu 52 çalışmanın meta-analizi yapılmıştır. Çalışmanın bulguları, yatırım modelinin öngörülerini destekleyecek şekilde, ilişkiye bağlanımı ilişki doyumunun ve ilişkiye yapılan yatırımların olumlu yönde; seçeneklerinin niteliğinin ise olumsuz yönde yordadığını göstermiştir. Ayrıca, bu değişkenlerden doyumun bağlanımı açıklama gücü diğer iki değişkenden daha fazladır ve bu üç değişken ilişki bağlanımındaki değişimin yaklaşık üçte ikisini açıklamaktadır. Yatırım modelinin Türkiye örneklemi için geçerliliği incelendiğinde ise bu modelin iddialarının Türkiye örnekleminde de doğrulandığı ve doyum, yatırımlar ve seçeneklerin niteliğinin ilişki bağlanımını beklenen yönde yordadığı görülmüştür (Taluy, 2013; Toplu- Demirtaş, Hatipoğlu-Sümer ve White, 2013). Yatırım modeli, ilişkiye bağlanımın belirleyicileri hakkında bilgi sağlamakla birlikte, bireylerin ilişkilerini sonlandırma veya devam ettirme kararlarını onların ilişkilerine olan bağlanımlarının belirlediğini de ileri sürmektedir (Rusbult, 1983). Ayrıca, bağlanım diğer yatırım modeli değişkenleri ile kalma/gitme davranışı arasındaki ilişkide aracı rol oynamaktadır. Yapılan çalışmaların bu iddiayı da desteklediği görülmektedir (Impett, Beals ve Peplau, 2001; Le ve Agnew, 2003; Rusbult, 1983; Rusbult ve Martz, 1995). Rusbult (1983) konu ile ilgili 13 dalga süren boylamsal bir çalışma yürütmüş ve sonuçta ilişkiyi sürdürenler ve bitirenler karşılaştırıldığında ilişkiyi sürdürenlerde zamanla doyumun ve yatırımların arttığını, seçeneklerin niteliğini olumlu değerlendirmenin ise azaldığını buna bağlı olarak bağlanımın yükseldiğini; ilişkisini bitirenlerde ise tam tersinin söz 22
32 konusu olduğunu bulmuştur. Ayrıca, bireylerin kalma gitme kararı ile doyum, seçeneklerin niteliği ve yatırımlar arasındaki ilişkide bağlanım kısmi olarak aracılık etmiştir. Le ve Agnew (2003) de 52 çalışmanın meta-analizi sonucu ilişki bağlanımının ilişkiyi bitirme/sürdürme davranışındaki değişimin yaklaşık yarısını açıkladığını bulmuştur. Bu konu ile ilgili önemli bir çalışma da Rusbult ve Martz a (1995) aittir. Bu çalışma şiddet gördüğü için kadın sığınma evine gelen kadınların eşlerine dönme ihtimalini onların eşlerine olan bağlanımlarının arttırdığını göstermiştir. Ayrıca bu çalışma gönülsüz birlikteliklere de ışık tutmuş ve bireylerin ilişkilerinden doyum almasalar dahi ilişkiye yaptıkları yatırımlardan ve nitelikli seçeneklerin olmamasından dolayı ilişkiye tutsak olabileceklerini göstermiştir. Son olarak, yatırım modeli değişkenlerini cinsiyete göre değerlendirmek gerekirse, yapılan çalışmaların birçoğunda kadınların erkeklere göre ilişki doyumlarının (Rusbult, Martz ve Agnew, 1998) ve ilişkiye bağlanımlarının (Fitzpatrick ve Sollie, 1999; Rusbult, Martz ve Agnew, 1998) daha yüksek olduğu; ilişkiye daha fazla yatırım yaptıkları (Fitzpatrick ve Sollie, 1999; Rusbult, Martz ve Agnew, 1998; Sprecher, 1988; Taluy, 2013) ve seçeneklerinin niteliğini daha olumsuz değerlendirdikleri (Büyükşahin, Hasta ve Hovardaoğlu, 2005; Hasta ve Büyükşahin, 2006; Rusbult, Martz ve Agnew, 1998) bildirilmektedir. Sonuç olarak, yatırım modeline göre bireylerin ilişkilerine bağlanımını, ilişkiden aldıkları doyum, ilişkiye yaptıkları yatırımlar ve seçeneklerin niteliğini değerlendirmeleri belirlemektedir. İlişkiye bağlanımları ise bireylerin ilişkiyi devam ettirme/sonlandırma kararları üzerindeki en önemli değişkenlerden 23
33 birisidir. Çalışmanın sonraki bölümünde yatırım modeli değişkenlerinin güçle ilişkisi değerlendirilecektir Güç ve Evlilik Doyumu Kişilerin eşlerini etkileme yeteneği veya potansiyeli olarak tanımlanan güçle evlilik doyumu ilişkili midir? Daha önce de belirtildiği gibi, hem karşılıklı bağımlılık kuramı hem de yatırım modeli, bireylerin evliliklerinde sağladığı kazançların evlilik doyumunun artmasında doğrudan etkili olduğunu öne sürmektedir. Gücün tanımından yola çıkarak, güçlü bireylerin istediklerini daha çok elde edecekleri dolayısıyla evliliklerinden daha fazla doyum alacakları düşünülebilir. Güç-yaklaşım/ketleme kuramına göre (Keltner, Gruenfeld ve Anderson, 2003) ise güçlü kişiler daha özgürdür, daha fazla olumlu duygu deneyimlerler, ödüllere yönelik dikkatleri daha açıktır ve davranışları daha rahattır. Güçsüz bireylerse, tam tersine daha fazla kısıtlanır, daha fazla olumsuz duygu deneyimler, dikkatlerini daha çok tehditlere ve diğerlerinin isteklerine verir ve daha fazla engellenmiş davranış sergiler. Bu kuramın sayıltıları göz önünde bulundurulduğunda, gücün kişilere çeşitli kazançlar sağladığı ve dolayısıyla evlilik doyumunu arttırdığı düşünülebilir. Ayrıca, yapılan bazı çalışmalar da gücün çeşitli kazançlarla ilişkili olduğunu göstermektedir. Örneğin, yüksek gücün öznel iyilik halini olumlu yönde yordadığı (Kifer ve ark, 2013); güçlü bireylerin benlik algılarının durumdan duruma daha az değiştiği (Kraus, Chen ve Keltner, 2011); olumlu duyguları olumsuz duygulardan daha fazla deneyimlediği (Anderson ve Berdahl, 2002); daha sahici oldukları (Kifer ve ark., 2013); ve güçlü kadınların benlik saygılarının daha yüksek olduğu (Galliher ve ark., 1999) bildirilmektedir. 24
34 Karşılıklı bağımlılık kuramına göre, (Thibaut ve Kelley, 1959) bireylerin sahip olduğu gücün, özellikle karşılıklı bağımlılığın simetrik ve yüksek olduğu ilişkiler için olumlu sonuçları vardır. Ayrıca, bu kurama göre güçlü kişiler güçsüz kişiler gibi gücü elde etmek için çaba sarf etmek zorunda kalmazlar ve bu da kendi başına bir kazanç olarak değerlendirilebilir. Evlilikte güçsüzlüğün ise çeşitli problemlerle ilişkili olduğu bildirilmektedir (örn., Babcock ve ark., 1993; Sagrestano, Heavey, ve Christensen, 1999). Sonuç olarak, evlilerde yüksek gücün evlilikten elde edilen kazançları arttırdığı; ilişki için ödenen bedelleri ise azalttığı görülmektedir. Dolayısıyla, evlilerde gücün doyumu arttırması beklenmektedir. Bu beklenti ile paralel olarak, Zimbler (2012), gücün evlilik doyumunu olumlu yönde yordadığını bulmuştur. Brezsnyak ve Whisman (2004) da algılanan gücün evli erkeklerde hem evlilik doyumu ile hem de cinsel istekle olumlu yönde ilişkili olduğunu bildirmektedir. Benzer şekilde, Kifer ve arkadaşları (2013) gücün hem öznel iyilik halini hem de iş, arkadaşlık ve romantik ilişki doyumunu yükselttiğini rapor etmektedir. Bu bulguların tersine Lennon, Stewart ve Ledermann (2013), flört eden bireylerde gücün ilişki doyumu ile olumsuz yönde ilişkili olduğunu saptamıştır. Ancak, bu bulgular genel olarak değerlendirildiğinde, gücün birçok kazançla ilişkili olduğu görülmektedir. Sonuçta, diğer çalışmaların bulguları ile paralel olarak bu çalışmada da gücün yatırım modeli değişkenlerinden evlilik doyumunu olumlu yönde yordaması beklenmektedir Güç ve Seçeneklerin Niteliğini Değerlendirme Bir ilişkinin korunması veya devamlılığı ilişkinin huzurlu ve güvenli bir şekilde sürmesi için belki de en önemli etmenlerden birisidir. Karşılıklı 25
KARŞILIKLI BAĞIMLILIK KURAMI
KARŞILIKLI BAĞIMLILIK KURAMI n İLİŞKİ DOYUMU için KD (Mutlu muyum?) n İLİŞKİ BAĞLANIMI için KDseç (Sürdürmeli miyim?) YATIRIM MODELİ (Rusbult, 1980,1983) n BAĞLANIMIN belirleyicileri; q İlişki doyumu (KD)
DetaylıT.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ PSİKOLOJİ (SOSYAL PSİKOLOJİ) ANABİLİM DALI
T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ PSİKOLOJİ (SOSYAL PSİKOLOJİ) ANABİLİM DALI YAKIN İLİŞKİLERDE BAĞLANIM: YATIRIM MODELİNİN BAĞLANMA STİLLERİ VE BAZI İLİŞKİSEL DEĞİŞKENLER YÖNÜNDEN İNCELENMESİ
DetaylıKişilerarası İlişkiler
Kişilerarası İlişkiler Kişilerarası İlişkilere Giriş Yaşamımızın ¾ ünü başkalarıyla birlikte geçiriyoruz (Learson ve ark., 1982) (anne, baba, kardeş, öğretmen, arkadaş, meslektaş vb) Hepimiz, kişilerarası
DetaylıEğitim Bağlamında Oyunlaştırma Çalışmaları: Sistematik Bir Alanyazın Taraması
Eğitim Bağlamında Oyunlaştırma Çalışmaları: Sistematik Bir Alanyazın Taraması Meryem Fulya GÖRHAN Hacettepe Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Anabilim
DetaylıNEOKLASİK YÖNETİM KURAMLARI III (Takas ve Uyum Kuramlarının Eğitim Yönetimine Yansımaları)
Ünite 6 NEOKLASİK YÖNETİM KURAMLARI III (Takas ve Uyum Kuramlarının Eğitim Yönetimine Yansımaları) Doç. Dr. Cevat ELMA Bu ünitede gücün (erkin) yöneticiler tarafından bir etkileme aracı olarak nasıl kullanıldığına
DetaylıÇALIŞAN MEMNUNİYETİ VE MOTİVASYON ELİF SANDAL ÖNAL
ÇALIŞAN MEMNUNİYETİ VE MOTİVASYON ELİF SANDAL ÖNAL ÇALIŞAN MEMNUNİYETİ VE MOTİVASYON Bireylerin günlük hayatlarının yaklaşık üçte birini geçirdikleri işyerleri, kişi için önemli bir ortamdır. İşyerlerinde
DetaylıBir İlişkide Çözülmenin Evreleri
Bir İlişkide Çözülmenin Evreleri Bir ilişkinin nasıl dağıldığı sorusu, neden dağıldığı sorusuyla ilişkili fakat, onunla aynı şey değildir. Duck (1984) ilişki dağılması, evresinden ve onları izleyen yeniden
DetaylıEbeveyne Duyulan Güvenin Psikolojik Kontrol ve Zorbalık / Zorbalığa Maruz Kalma Arasındaki Aracı Rolünün İncelenmesi*
Ebeveyne Duyulan Güvenin Psikolojik Kontrol ve Zorbalık / Zorbalığa Maruz Kalma Arasındaki Aracı Rolünün İncelenmesi* Fatih BAYRAKTAR, Ankara Üniversitesi DTCF Psikoloji Bölümü Gözde ÖZDİKMENLİ DEMİR,
DetaylıÇift uyumu-psikolojik belirtiler ilişkisi
Çift uyumu-psikolojik belirtiler ilişkisi Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dr. Ezgi Özserezli O Evlilik ilişkisi, kişilerin psikolojik sağlığını temelden etkilemektedir.
DetaylıBenlik Bilgisinin Değişik Yönleri
Benlik Bilgisinin Değişik Yönleri Benlik Şemaları Biliş, bireyin kendi iç koşulları ve içinde yaşadığı fiziksel ve toplumsal çevreye ilişkin olarak işlediği bir bilgi, inanç ya da düşünce olarak tanımlanabilir.
DetaylıUYGULAMALI SOSYAL PSİKOLOJİ (Baron, Byrne ve Suls, 1989; Bilgin, 1999) PSİ354 - Prof.Dr. Hacer HARLAK
UYGULAMALI SOSYAL PSİKOLOJİ (Baron, Byrne ve Suls, 1989; Bilgin, 1999) Sosyal Psikoloji Uygulamaları HUKUK SAĞLIK DAVRANIŞI KLİNİK PSİKOLOJİ TÜKETİCİ DAVRANIŞI VE PAZARLAMA POLİTİKA ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ SOSYAL
DetaylıUYUM, NEDENSEL VE SORUMLULUK YÜKLEMELERĐ ĐLE YALNIZLIK ARASINDAKĐ BAĞLANTILAR
T.C. ANKARA ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ PSĐKOLOJĐ (SOSYAL PSĐKOLOJĐ) ANABĐLĐM DALI YATIRIM KURAMI BAĞLAMINDA EVLĐ ÇĐFTLERDE UYUM, NEDENSEL VE SORUMLULUK YÜKLEMELERĐ ĐLE YALNIZLIK ARASINDAKĐ
DetaylıG İ R İ Ş. SBÖ115 SOS. PSİ. - Prof.Dr. H. HARLAK
G İ R İ Ş 1 İnsanın duygu düşünce ve davranışları başka insanlardan nasıl etkilenir, onları nasıl etkiler? İnsanlar birbirlerini nasıl algılar? İnsanlar birbirlerine karşı niçin dostluk veya düşmanlık
Detaylın ÇATIŞMA VE KÖTÜYE KULLANMA
n ÇATIŞMA VE KÖTÜYE KULLANMA n Peterson (1983) çatışmayı bir kişinin eylemlerinin diğer kişinin eylemlerini engellediği durumlarda meydana gelen bir bireylerarası süreç olarak tanımlar. Çatışmanın Temelleri
DetaylıANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ
A u ok na lu ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ - MART 2014 ANAOKULLARI BÜLTENİ ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ Okul öncesi dönem, gelişimin hızlı olması ve
DetaylıMeslekte Ruh Sağlığı. A.Tamer Aker İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Ruh Sağlığı AD
Meslekte Ruh Sağlığı A.Tamer Aker İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Ruh Sağlığı AD Çalışan Sağlığı Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından sağlık, kişinin bedensel, ruhsal ve sosyal bakımdan tam
DetaylıAYRILMA, BOŞANMA VE İLİŞKİ HAKKINDA NE BİLİYORUZ?
Ayrılma ve Boşanma AYRILMA, BOŞANMA VE İLİŞKİ HAKKINDA NE BİLİYORUZ? İlişki kaybı genellikle bir çok insan için çok zorlu bir sorun olan boşanma ile eş tutulur. Yine de kayıp değişik biçimlerde gelebilir.
DetaylıHEMġEHRĠ ĠLETĠġĠM MERKEZĠ ÇALIġANLARIYLA STRES VE KAYGI DURUMLARI ÜZERĠNE BĠR DEĞERLENDĠRME
HEMġEHRĠ ĠLETĠġĠM MERKEZĠ ÇALIġANLARIYLA STRES VE KAYGI DURUMLARI ÜZERĠNE BĠR DEĞERLENDĠRME Psi. Özge Kutay Sos.Yelda ġimģir Ġzmir,2014 HEMġEHRĠ ĠLETĠġĠM MERKEZĠ ÇALIġANLARIYLA STRES VE KAYGI DURUMLARI
DetaylıGEDİZ ÜNİVERSİTESİ PSİKOLOJİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI
GEDİZ ÜNİVERSİTESİ PSİKOLOJİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI I. YARIYIL PSI 501 İleri İstatistik Zorunlu 3 0 3 8 Seçmeli Seçmeli 3 0 3 8 II. YARIYIL Seçmeli Seçmeli 3 0 3 8 Seçmeli Seçmeli 3 0 3 8 III. YARIYIL
DetaylıİSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI
İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU Yaş Dönem Özellikleri BÜYÜME VE GELİŞME Gelişme kavramı düzenli, sürekli ve uyumlu bir ilerlemeyi dile
DetaylıÜniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor?
Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor? Ebru Turgut 1, Yunus Emre Sönmez 2, Şeref Can Gürel 1, Sertaç Ak 1 1 Hacettepe
DetaylıDARICA ANADOLU LİSESİ 9. SINIF REHBERLİK PLANI
OCAK ARALIK KASIM EKİM EYLÜL AY HAFTA DARICA ANADOLU LİSESİ 9. SINIF REHBERLİK PLANI ETKİNLİKLER YETERLİK ALANLARI KAZANIM NUMARASI VE KAZANIMLAR UYGULAMA Öğrencilerle tanışılması, okulun tanıtılması,
DetaylıSANAYİDE ÇALIŞAN GENÇ ERİŞKİN ERKEKLERİN YAŞAM KALİTESİ VE RİSKLİ DAVRANIŞLARININ BELİRLENMESİ
SANAYİDE ÇALIŞAN GENÇ ERİŞKİN ERKEKLERİN YAŞAM KALİTESİ VE RİSKLİ DAVRANIŞLARININ BELİRLENMESİ Yrd. Doç. Dr. Tahsin Gökhan TELATAR Sinop Üniversitesi SYO İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümü 28.03.2017 Uluslararası
DetaylıT.C ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ PSİKOLOJİ (SOSYAL PSİKOLOJİ) ANABİLİM DALI. YAKIN ĠLĠġKĠLERDE STRES VE STRESLE BAġAÇIKMA:
T.C ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ PSİKOLOJİ (SOSYAL PSİKOLOJİ) ANABİLİM DALI YAKIN ĠLĠġKĠLERDE STRES VE STRESLE BAġAÇIKMA: YATIRIM MODELĠNE GÖRE BĠR ĠNCELEME Yüksek Lisans Tezi Nur Bilecen
DetaylıTEMEL EĞİTİMDEN ORTAÖĞRETİME GEÇİŞ ORTAK SINAV BAŞARISININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ
T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ VERİ ANALİZİ, İZLEME VE DEĞERLENDİRME DAİRE BAŞKANLIĞI TEMEL EĞİTİMDEN ORTAÖĞRETİME GEÇİŞ ORTAK SINAV BAŞARISININ ÇEŞİTLİ
DetaylıT.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ PSİKOLOJİ (SOSYAL PSİKOLOJİ) ANABİLİM DALI YAKIN İLİ KİLERDE SOSYAL AĞIN İLİ Kİ NİTELİKLERİ İLE BAĞLANTISI Yüksek Lisans Tezi Fatma CAN Ankara-2009 T.C.
DetaylıZorbalık Türleri Nelerdir?
Zorbalık Türleri Nelerdir? Fiziksel İlişkisel Sözel Siber Siber Zorbalık elektronik iletişim araçları yoluyla tehdit etmek ve kötü sözler içeren mesajlar göndermek internet ortamında dedikodu yapmak ya
DetaylıKIMYA BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN ENDÜSTRİYEL KİMYAYA YÖNELİK TUTUMLARI VE ÖZYETERLİLİK İNANÇLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ; CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ
KIMYA BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN ENDÜSTRİYEL KİMYAYA YÖNELİK TUTUMLARI VE ÖZYETERLİLİK İNANÇLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ; CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ Öğr. Gör. Gülbin KIYICI Arş.Gör.Dr. Nurcan KAHRAMAN Prof.
DetaylıDANIŞMAN ÖĞRETMEN MENTORLUK FONKSİYONLARI İLE ADAY ÖĞRETMENLERİN ÖZNEL MUTLULUK DÜZEYİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ
DANIŞMAN ÖĞRETMEN MENTORLUK FONKSİYONLARI İLE ADAY ÖĞRETMENLERİN ÖZNEL MUTLULUK DÜZEYİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ Yrd. Doç. Dr. Ramazan YİRCİ Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Uğur ÖZALP Millî
DetaylıT.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ANABİLİM DALI
T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ PSİKOLOJİ (SOSYAL PSİKOLOJİ) ANABİLİM DALI YÜKLEMELER, İLETİŞİM ÇATIŞMALARI, CİNSİYET VE CİNSİYET ROLÜ YÖNELİMİ İLE EVLİLİK DOYUMU ARASINDAKİ İLİŞKİ Doktora
Detaylısorular-sorular-sorular
İNSAN ÇEŞİTLİLİĞİ sorular-sorular-sorular Erkeklerin matematik becerisi kadınlardan daha fazla mıdır? Duygusal emek nedir ve neden kadınlarda daha yaygındır? Bireyci kültür ile toplulukçu kültür arasında
DetaylıİÇİNDEKİLER I. BÖLÜM ÖRGÜT YÖNETİMİ VE YÖNETİMDE SORUN ÇÖZME
İÇİNDEKİLER I. BÖLÜM ÖRGÜT YÖNETİMİ VE YÖNETİMDE SORUN ÇÖZME A. YÖNETİM, YÖNETİCİLİK VE LİDERLİK... 3 1.Yönetim Kavramı... 3 1.1. Yönetim Sürecinin Özellikleri... 4 1.2. Örgütlerde Yönetim Düzeyleri...
DetaylıAVRASYA ÜNİVERSİTESİ
Ders Tanıtım Formu Dersin Adı Öğretim Dili Sosyal Psikoloji-II Türkçe Dersin Verildiği Düzey Ön Lisans () Lisans (X) Yüksek Lisans ( ) Doktora ( ) Eğitim Öğretim Sistemi Örgün Öğretim (X) Uzaktan Öğretim(
DetaylıErgenin Psikososyal Uyumu, Arkadaşlıklarının Niteliği İle Annenin Arkadaşlıklarla İlgili İnançları ve Akran Yönetimi Davranışları Arasındaki İlişkiler
Ergenin Psikososyal Uyumu, Arkadaşlıklarının Niteliği İle Annenin Arkadaşlıklarla İlgili İnançları ve Akran Yönetimi Davranışları Arasındaki İlişkiler Uzm. Ahu ÖZTÜRK Doç. Dr. Melike SAYIL, Doç. Dr. Asiye
DetaylıÇ.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 26, Sayı 2, 2017, Sayfa İLİŞKİLERDE GÜÇ ALGISI ÖLÇEĞİ Nİ TÜRKÇE YE UYARLAMA ÇALIŞMASI
İLİŞKİLERDE GÜÇ ALGISI ÖLÇEĞİ Nİ TÜRKÇE YE UYARLAMA ÇALIŞMASI Gökçen Aydın 1 Pınar Çağ 2 ÖZ Bu çalışmanın amacı; eşlerin birbirleriyle ilişkilerinde algıladıkları kişisel gücü belirlemeye yarayan İlişkilerde
DetaylıDIŞ TİCARET ENSTİTÜSÜ WORKING PAPER SERIES. Tartışma Metinleri WPS NO/ 114/ EVLİ ÇİFTLERDE BAĞLANMA STİLLERİ VE İLİŞKİ İSTİKRARI
DIŞ TİCARET ENSTİTÜSÜ WORKING PAPER SERIES Tartışma Metinleri WPS NO/ 114/ 2017-06 EVLİ ÇİFTLERDE BAĞLANMA STİLLERİ VE İLİŞKİ İSTİKRARI Kübra Nur UZUN* *kubraslann@gmail.com İstanbul Ticaret Üniversitesi
DetaylıSINIF YÖNETİMİNİN TEMELLERİ
SINIF YÖNETİMİNİN TEMELLERİ Yrd. Doç. Dr. Çetin ERDOĞAN cerdogan@yildiz.edu.tr Sınıf Nedir? Ders yapılır Yaşanır Zaman geçirilir Oyun oynanır Sınıf, bireysel ya da grupla öğrenme yaşantılarının gerçekleştiği
DetaylıTrabzon Rehberlik ve Araştırma Merkezi
Trabzon Rehberlik ve Araştırma Merkezi Süleyman SÜRÜL Rehberlik Psikolojik Danışmanlık Hizmetleri Bölüm Başkanı Trabzon 2013 Nelerden Bahsedeceğiz *Rehberlik Nedir? *Rehberlikte Hizmet Alanları *Mesleki
DetaylıTHOMAS TÜRKİYE PPA Güvenilirlik, Geçerlilik ve Standardizasyon Çalışmaları Özet Rapor
THOMAS TÜRKİYE PPA Güvenilirlik, Geçerlilik ve Standardizasyon Çalışmaları Özet Rapor Amaç Aşamalar Örneklem Analizler PPA Güvenilirlik, Geçerlilik ve Standardizasyon Çalışmaları nın amacı, yeni örneklemler
DetaylıEkonomik Rapor Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği / 85
1.5 Yaşam Memnuniyeti TÜİK tarafından, ülke genelinde bireylerin mutluluk algılaması, umut, değerler, kişisel gelişim, sağlık, gelir ve çalışma hayatı gibi alanlarda memnuniyetini ölçmek üzere 2003 yılından
DetaylıÇalışma Hayatının İki Büyük Korkusu: İşsizlik ve İş Güvencesizliği Two Big Fear of Working Life: Unemployment and Job Insecurity
Çalışma Hayatının İki Büyük Korkusu: İşsizlik ve İş Güvencesizliği Two Big Fear of Working Life: Unemployment and Job Insecurity İskender GÜMÜŞ* Nebi Sümer, Nevin Solak, Mehmet Harma İşsiz Yaşam: İşsizliğin
DetaylıAVRASYA ÜNİVERSİTESİ
Ders Tanıtım Formu Dersin Adı Öğretim Dili SOSYAL PSİKOLOJİ-I Türkçe Dersin Verildiği Düzey Ön Lisans () Lisans (X) Yüksek Lisans ( ) Doktora ( ) Eğitim Öğretim Sistemi Örgün Öğretim (X) Uzaktan Öğretim(
Detaylı1. Hafta İlişkilerin Önemi
1. Hafta İlişkilerin Önemi Ø İnsanlar hiç değilse, en az sayıda, kalıcı olumlu ve anlamlı kişilerarası ilişkiler geliştirmek ve sürdürmek için yaygın bir güdüye sahiptirler. Ø İnsanlar diğer insanlara
DetaylıYerinde Masaj ın İş Hayatına Etkileri İstanbul - 17.11.2008 Konulu Akademik Araştırma Sonuçları Sayfa 1/4
Önsöz Yerinde Masaj hizmetleri ile Türkiye deki iş hayatı kalitesini yükseltmek üzere çıktığımız yolda, bugüne kadarki tüm pazarlama faaliyetlerimizde Yerinde Masaj ın kurumlar tarafından çalışanlarına
DetaylıYaşam Değerleri Envanterinin Faktör Yapısı ve Güvenirliği. Prof. Dr. Hasan BACANLI Doç. Dr. Feride BACANLI
Yaşam Değerleri Envanterinin Faktör Yapısı ve Güvenirliği Prof. Dr. Hasan BACANLI Doç. Dr. Feride BACANLI Rokeach İnsanların sahip oldukları değerler uzun zamandır psikolog ve sosyologların ilgisini çekmiştir.
DetaylıKADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ
KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ KADINLARA DESTEK MEKANİZMALARI ONLİNE KİTAPÇIĞI Akdeniz Üniversitesi Uluslararası Gençlik Topluluğu 2015-2016 İÇİNDEKİLER 1. Giriş 2. Kadın Dostu Akdeniz Projesi 3. Projenin
DetaylıBilişsel Kapalılık İhtiyacı, Yaşam Olayları ve Psikolojik Sağlamlık Arasındaki İlişkilerin İncelenmesi
Bilişsel Kapalılık İhtiyacı, Yaşam Olayları ve Psikolojik Sağlamlık Arasındaki İlişkilerin İncelenmesi Yrd. Doç. Dr. Ela Arı Öğr. Gör. Gizem Cesur Psk. Seher Cömertoğlu Psk. Elif Turak İstanbul Ticaret
DetaylıPSİ3541 - PSİ362 Doç.Dr. Hacer HARLAK. UYGULAMALI SOSYAL PSİKOLOJİ (Baron, Byrne ve Suls, 1989; Bilgin, 1999)
UYGULAMALI SOSYAL PSİKOLOJİ (Baron, Byrne ve Suls, 1989; Bilgin, 1999) Sosyal psikologların iki şapkası Emprik araştırmalara dayanan kuramlar inşa eden bilimci Laboratuvar dışındaki pratik sorunları çözmek
DetaylıDoç.Dr. Yavuz CABBAR Dr. Mustafa Kemal TOPCU
Çalışanların Beklenti ve Yükümlülüklerinin İşgücü Verimliliğine Etkilerinin Psikolojik Sözleşme Kuramı Bağlamında Değerlendirilmesi: Ankara Sanayi Odası Üyeleri Örnekleminde Bir Araştırma Doç.Dr. Yavuz
DetaylıGebelere Antenatal Dönemde Verilen Eğitimin Fetal Bağlanma, Doğum Algısı ve Anksiyete Düzeyine Etkisi. Ebe Huriye Güven
Gebelere Antenatal Dönemde Verilen Eğitimin Fetal Bağlanma, Doğum Algısı ve Anksiyete Düzeyine Etkisi Ebe Huriye Güven Gebelik dönemi fizyolojik, psikolojik ve sosyal değişimlerin yaşandığı ve bu değişimlere
DetaylıSosyal psikoloji bakış açısıyla İş Sağlığı ve Güvenliği İle İlgili Kurallara Uyma Durumunun İncelenmesi. Prof. Dr. Selahiddin Öğülmüş
Sosyal psikoloji bakış açısıyla İş Sağlığı ve Güvenliği İle İlgili Kurallara Uyma Durumunun İncelenmesi Prof. Dr. Selahiddin Öğülmüş Canlılar hayatta kalmak için güdülenmişlerdir İnsan hayatta kalabilmek
DetaylıYAYLACIK İLKOKULU 0-18 (7-11 YAŞ MODÜLÜ) AİLE EĞİTİMİ PROGRAMI YILLIK DERS PLANI(2.GRUP)
ŞUBAT 24/02/2016 1. Programa ilişkin olumlu görüş geliştirmeye başlar. 2. Programın genel amaç ve işleyişi hakkında bilgi sahibi olur. 3. Programa devam etme konusunda motivasyonu artar. 4. Programdan
DetaylıPDR ÇALIŞMALARIMIZ. 3. Sayı / Şubat - Mart 2016 ŞUBAT AYI ANA SINIFI ETKİNLİKLERİMİZ ŞUBAT AYI. sayfa 2. SINIF ETKİNLİKLERİMİZ. 2 de. sayfa.
ANA SINIFI ETKİNLİKLERİMİZ sayfa 2 de PDR ÇALIŞMALARIMIZ 2. SINIF ETKİNLİKLERİMİZ sayfa 4 te ANA SINIFI ETKİNLİKLERİMİZ Sınıflarımızda Ben Yapabilirim etkinliğini uyguladık. Etkinlikte; öğrencilerimizin
DetaylıÇocukların Olumsuz Duyguları ile Baş Etme Ölçeğinin Psikometrik Çalışması
Çocukların Olumsuz Duyguları ile Baş Etme Ölçeğinin Psikometrik Çalışması Yrd. Doç. Dr. Feyza Çorapçı Boğaziçi Üniversitesi, Psikoloji Bölümü Yrd. Doç. Dr. Bilge Yağmurlu Koç Üniversitesi, Psikoloji Bölümü
DetaylıKADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ
KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ CİNSİYET TEMELLİ AYRIMCILIK VE TOPLUMDA KADININ YERİ ONLİNE KİTAPÇIĞI Akdeniz Üniversitesi Uluslararası Gençlik Topluluğu 2015-2016 İÇİNDEKİLER 1. Giriş 2. Kadın Dostu Akdeniz
DetaylıPOSTPARTUM DEPRESYON VE ALGILANAN SOSYAL DESTEĞİN MATERNAL BAĞLANMAYA ETKİSİ
POSTPARTUM DEPRESYON VE ALGILANAN SOSYAL DESTEĞİN MATERNAL BAĞLANMAYA ETKİSİ Sevil Şahin 1, İlknur Demirhan 1, Sibel Peksoy 1, Sena Kaplan 1, Gülay Dinç 2 1 Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, Sağlık Bilimleri
DetaylıKALKINMANIN SÜREKLİLİĞİ KALİTELİ BEŞERİ SERMAYE İLE MÜMKÜN
2016 TEMMUZ AĞUSTOS - SEKTÖREL KALKINMANIN SÜREKLİLİĞİ KALİTELİ BEŞERİ SERMAYE İLE MÜMKÜN Bilişim teknolojilerinin ucuzlaması ve yaygınlaşması bilgi akışını hızlandırdı. Bunun sonucunda da yoğun bilgi
DetaylıKazanım İfadeleri. Kendine değer veren insanların (aile-arkadaş vb.) yapıcı uyarılarına kayıtsız kalmaz.
YEŞİLAY SAĞLIKLI FİKİRLER KISA FİLM SENARYO YARIŞMASI - 2017 Kazanım İfadeleri Kazanımın İlişkili Olduğu Alanlar Teknoloji Tütün Alkol Madde 1 Kendine değer veren insanların (aile-arkadaş vb.) yapıcı uyarılarına
DetaylıDoç. Dr. Demet ÜNALAN Doç. Dr. Mehmet S. İLKAY Uzman Tülin FİLİK ERCİYES ÜNİVERSİTESİ
SAĞLIK HİZMETLERİ ÇALIŞANLARININ ÖRGÜTSEL BAĞLILIK DÜZEYLERİNİN ÖLÇÜLMESİ: ERCİYES ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ ÇALIŞANLARI ÜZERİNDE BİR UYGULAMA Doç. Dr. Demet ÜNALAN Doç. Dr. Mehmet
Detaylı1. ÜNİTE İÇİNDEKİLER EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1
İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... iii YAZARLAR HAKKINDA... iv 1. ÜNİTE EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1 Giriş... 2 Eğitim Psikolojisi ve Öğretmen... 3 Eğitim Psikolojisi... 3 Bilim... 6 Psikoloji... 8 Davranış... 9 Eğitim...
DetaylıNedensellik. BBY606 Araştırma Yöntemleri Güleda Doğan
Nedensellik BBY606 Araştırma Yöntemleri Güleda Doğan Ders İçeriği Kuram, kuramsal açıklama Nedensel açıklama, nedensellik Zaman sırası, ilişki, alternatiflerin elenmesi İyi nedensel ilişki, nedensel mekanizma
DetaylıÖRGÜTSEL DAVRANIŞ. Motivasyon Motivasyon Teorileri - 3 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ
ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ Motivasyon Motivasyon Teorileri - 3 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ Motivasyon Kuramları Alfender in ERG Teorisi Clayton Alfender e göre, Maslow un kuramı gerçek hayata uygun değildir. Ona göre,
DetaylıTFF- Futbolda Psikolojik Performans Danışmanı Yetiştirme Eğitimi Ders Notları - 1. Modül 2013, Prof. Dr. Acar BALTAŞ, Psikolog
Futbolda Psikolojik Performans Danışmanı Eğitim Programı Prof. Dr. Acar Baltaş Psikolog 4 Haziran 2013 SON YILLARIN MODA YAKLAŞIMI! İstersen başarırsın! 8/5/2013 8/5/2013 8/5/2013 8/5/2013 8/5/2013 SON
DetaylıRekabet Avantajının Kaynağı: Satış
Rekabet Avantajının Kaynağı: Satış Satıcılar Hizmetlerini Nasıl Farklılaştırırlar? Wilson Learning in beş farklı kuruluşla yaptığı araştırmanın amacı, satıcıların farklılık ve rekabet avantajı yaratmadaki
DetaylıVeysi Acar Muhammed Fevzi PARMAKSIZ Murat Çiftçi Reşat şilen
Veysi Acar Muhammed Fevzi PARMAKSIZ Murat Çiftçi Reşat şilen Gelişimsel araştırma ontolojik ve epistemolojik olarak nitel araştırma yaklaşımına dayalı araştırma yöntemlerinden biridir. Nitel araştırmada
DetaylıÇocuklarınızın öfkelerini kontrol etmelerinde ve uygun yollarla ifade etmelerini sağlamakta aşağıdaki noktaları göz önünde bulundurabilirsiniz.
Çocuklar, yetişkinler gibi kaygılanabilir ve stres yaşayabilirler. Ölüm, hastalık, boşanma, taşınma gibi hayat değişimleriyle başa çıkmaya ek olarak özgüven ve aidiyet duygularıyla mücadele ederler. Herkes
DetaylıBilişsel Kaynaşma ve Yaşantısal Kaçınmayla Aleksitimi İlişkisi: Kabullenme ve Kararlılık Penceresinden Bakış
Bilişsel Kaynaşma ve Yaşantısal Kaçınmayla Aleksitimi İlişkisi: Kabullenme ve Kararlılık Penceresinden Bakış Sedat Batmaz 1, Emrah Songur 1, Mesut Yıldız 2, Zekiye Çelikbaş 1, Nurgül Yeşilyaprak 1, Hanife
DetaylıSağlık Psikolojisi-Ders 8 Stres
Sağlık Psikolojisi-Ders 8 Stres Öğr. Gör. Hüseyin ARI 1 Stres Nedir? Stres bir insan için baskı, gerginlik, rahatsız edici çevresel faktörler veya duygusal tepkiler anlamında gelmektedir. Kişinin bedensel
DetaylıMAĞAZA İMAJI, MAĞAZA MEMNUNİYETİ VE MAĞAZA SADAKATİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN TÜKETİCİLER AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ ÖZET
D.E.Ü.İ.İ.B.F. Dergisi Cilt:22 Sayı:1, Yıl:2007, ss:105-121 MAĞAZA İMAJI, MAĞAZA MEMNUNİYETİ VE MAĞAZA SADAKATİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN TÜKETİCİLER AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ Murat Selim SELVİ * Hatice ÖZKOÇ
DetaylıAraştırma Sorununun Tanımlanması Denence/Hipotez Kurma. BBY606 Araştırma Yöntemleri Güleda Doğan
Araştırma Sorununun Tanımlanması Denence/Hipotez Kurma BBY606 Araştırma Yöntemleri Güleda Doğan Ders İçeriği Konu seçme Konuyu daraltma Araştırma sorusu İyi ve kötü araştırma soruları Bağımlı/bağımsız
DetaylıEVLİLİK ÇATIŞMASI VE ÇOCUK
EVLİLİK ÇATIŞMASI VE ÇOCUK Evlilik çatışması özellikle aile stresinin yüksek olduğu; *Düşük sosyoekonamik düzeydeki *Psikolojik tedavi gören çocuğun olduğu *Anne ya da babanın psikolojik sorunlarının olduğu
DetaylıTTI TriMetrix. Kişisel Yetenekler Versiyonu 1..2011
TTI TriMetrix Kişisel Yetenekler Versiyonu D 1..2011 Türkiye Ana Distribütörü Barbaros Bulvari, Ertugrul Sitesi, No 133, Kat 5, Daire 11, 34349 BESİKTAS - ISTANBUL - TURKIYE +90 (212) 258 7625 / +90 (212)
DetaylıDEĞİŞEN ANNE BABA ROLLERİ
DEĞİŞEN ANNE BABA ROLLERİ Çağdaş kuramlar kişiliğin kalıtımla getirilen bir takım özellikler ve çevreyle kurulan etkileşimler sonucu oluştuğunu ileri sürmektedir. Aile, hem kalıtımla aktarılan özellikler
DetaylıPsikolog Psikoterapist Aile Danışmanı Sibel CESUR AKYUNAK
Psikolog Psikoterapist Aile Danışmanı Sibel CESUR AKYUNAK Evlilikte uyum ve Dayanışma Evilik, iki kişinin farklı değerler, farklı kültürlerle ve iki ayrı aile öyküsüyle bir araya geldikleri ve kendilerini
DetaylıBÖLÜM 5 DENEYSEL TASARIMLAR
BÖLÜM 5 DENEYSEL TASARIMLAR Temel ve Uygulamalı Araştırmalar için Araştırma Süreci 1.Gözlem Genel araştırma alanı 3.Sorunun Belirlenmesi Sorun taslağının hazırlanması 4.Kuramsal Çatı Değişkenlerin açıkça
DetaylıGRUPLA PSİKOLOJİK DANIŞMA. Doç. Dr. İlhan YALÇIN
GRUPLA PSİKOLOJİK DANIŞMA Doç. Dr. İlhan YALÇIN İçerik Grubun Başlangıç evresi GRUBUN EVRELERİ Her canlıda olduğu gibi tüm psikolojik danışma gruplarının da bir başlangıcı, tıpkı ergenlik gibi fırtınalı
DetaylıÇOCUKLARIMIZ VE TEKNOLOJİ
TERAKKİ VAKFI ÖZEL ŞİŞLİ TERAKKİ ANAOKULU 2013-2014 EĞİTİM YILI Bilgi Bülten Sayı:2 ÇOCUKLARIMIZ VE TEKNOLOJİ Hızla gelişen dünyada teknolojik ürünler hayatımızın büyük bir kısmını kapsamakta. İş ortamında
DetaylıÖğretmenlerin Eğitimde Bilgi ve İletişim Teknolojilerini Kullanma Konusundaki Yeterlilik Algılarına İlişkin Bir Değerlendirme
Öğretmenlerin Eğitimde Bilgi ve İletişim Teknolojilerini Kullanma Konusundaki Yeterlilik Algılarına İlişkin Bir Değerlendirme Fatma Kübra ÇELEN & Prof. Dr. Süleyman Sadi SEFEROĞLU Hacettepe Üniversitesi
DetaylıSosyal Psikolojiye Giriş (PSY 201) Ders Detayları
Sosyal Psikolojiye Giriş (PSY 201) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Saati Uygulama Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS Sosyal Psikolojiye Giriş PSY 201 Güz 3 0 0 3 5 Ön Koşul Ders(ler)i Dersin
DetaylıTIP FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNDE GÜNDÜZ AŞIRI UYKULULUK HALİ VE DEPRESYON ŞÜPHESİ İLİŞKİSİ
TIP FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNDE GÜNDÜZ AŞIRI UYKULULUK HALİ VE DEPRESYON ŞÜPHESİ İLİŞKİSİ Egemen Ünal*, Reşat Aydın*, Gülnur Tekgöl Uzuner**, Oğuz Osman Erdinç**, Selma Metintaş* *Eskişehir Osmangazi Üniversitesi
DetaylıTEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi
III TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi Bilim Dalı öğrencisi Taşkın Osman YILDIZ tarafından hazırlanan Lise Öğrencilerinin
DetaylıİŞLETME RİSK YÖNETİMİ. Yrd. Doç. Dr. Tülay Korkusuz Polat 1/21
İŞLETME RİSK YÖNETİMİ Yrd. Doç. Dr. Tülay Korkusuz Polat 1/21 Kuruluşların, artan belirsizlik ortamında, stratejilerini belirlemeleri ve bu stratejiler doğrultusunda gelişimlerini sürdürmelerinde, yeni
DetaylıKişiler arası sevgi ve çekicilik
Kişiler arası sevgi ve çekicilik Diğerleriyle neden birlikte olmak isteriz? Bebeklerde BaĞlanma Güvenli Kaçınmacı Kaygılı Toplumsal ilişkilerin yararları Bağlanma Toplumsal kaynaşma Değer doğrulaması Güvenilebilir
DetaylıZEÖ/İEÖ217 ERKEN ÇOCUKLUKTA ÖZEL EĞİTİM 1. ÜNİTE: EÇÖZE YE İLİŞKİN TEMEL KAVRAMLAR. 2. MODÜL: EÇÖZE: Kuramsal Temeller
ZEÖ/İEÖ217 ERKEN ÇOCUKLUKTA ÖZEL EĞİTİM 1. ÜNİTE: EÇÖZE YE İLİŞKİN TEMEL KAVRAMLAR 2. MODÜL: EÇÖZE: Kuramsal Temeller Doç. Dr. İbrahim H. Diken Anadolu Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Özel Eğitim Bölümü
DetaylıSOSYAL PSİKOLOJİ G İ R İ Ş
SOSYAL PSİKOLOJİ G İ R İ Ş sorular...sorular...sorular İnsanın duygu düşünce ve davranışları başka insanlardan nasıl etkilenir, onları nasıl etkiler? İnsanlar birbirlerini nasıl algılar? İnsanlar birbirlerine
DetaylıGÜDÜLENME. Doç.Dr. Hacer HARLAK - Psikolojiye Giriş I
GÜDÜLENME Dersin konuları Güdülenme ile ilişkili kavramlar Güdülenme kuramları Biyolojik kuramlar İçgüdü Dürtü-azaltma Uyarılma Psikososyal Kuramlar Özendirici Bilişsel Biyopsikososyal kuram Maslow un
DetaylıİNTİHAR DAVRANIŞI ÖNCESİ VE SONRASI ÖLÇME / DEĞERLENDİRME ÇG.
İNTİHAR DAVRANIŞI ÖNCESİ VE SONRASI ÖLÇME / DEĞERLENDİRME ÇG. K.Nahit Özmenler Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Tıp Fakültesi Aytül Karabekiroğlu Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi 53 üncü Ulusal
DetaylıYAŞAM MEMNUNİYETİ VE AKADEMİK BAŞARIDA İYİMSERLİK ETKİSİ. Burcu KÜMBÜL GÜLER ** Hamdi EMEÇ ***
D.E.Ü.İ.İ.B.F. Dergisi Cilt:21 Sayı:2, Yıl:2006, ss:129-149 YAŞAM MEMNUNİYETİ VE AKADEMİK BAŞARIDA İYİMSERLİK ETKİSİ Burcu KÜMBÜL GÜLER ** Hamdi EMEÇ *** ÖZET Psikolojinin güncel akımını oluşturan pozitif
DetaylıGRUP 4 Bilimsel Araştırma Yöntemleri 2.Bölüm KONU:Problemi Tanımlama
GRUP 4 Bilimsel Araştırma Yöntemleri 2.Bölüm KONU:Problemi Tanımlama GRUP ÜYELERİ Mehmet Emin ERTAŞ Burhan DEMİR Mesut PERTAV Problemi Tanımlama İçindekiler.Değişkenler.Hipotez.Amaç.Önem.Sayıltı.Sınırlılıklar.Tanımlar
DetaylıDUYGULAR - 1 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ
DAVRANIŞ BİLİMLERİ ve İLETİŞİM DUYGULAR - 1 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ Duygu ile ilgili alanyazında araştırmacıların, biyolojik temelli olan, diğer hayvanlarla paylaşılan, tüm kültürlerde görülen ve evrensel
DetaylıİÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... III ŞEKİLLER LİSTESİ. VIII ÇİZELGELER LİSTESİ.. IX EKLER LİSTESİ... IX BÖLÜM I. ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİ VE REHBERLİK..
İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ.... III ŞEKİLLER LİSTESİ. VIII ÇİZELGELER LİSTESİ.. IX EKLER LİSTESİ... IX BÖLÜM I. ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİ VE REHBERLİK.. 11 Rehberliğin Amacı... 13 Psikolojik Danışma Ve Rehberlik
DetaylıYAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ
YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ DOÇ.DR. ZEHRA ALTINAY SINIF YONETIMI Bu derste, Sınıf ortamı ve grup etkileşimi Grup türleri Grup ve lider Liderlik türleri Grup içi etkileşimin hedefleri
DetaylıBölüm 1. İletişimin ve Psikolojinin Gelişimi... 19
5 İÇİNDEKİLER Önsöz... 13 Giriş... 17 Bölüm 1. İletişimin ve Psikolojinin Gelişimi... 19 İletişimin gelişimi... 21 Psikolojinin Gelişimi... 23 Yapısalcılık ve işlevselcilik... 25 Psikodinamik bakış açısı...
DetaylıÇocuğunuz ne kadar zeki?
On5yirmi5.com Çocuğunuz ne kadar zeki? Psikolojik Danışman Yusuf Menki ile zeka testi konusunu konuştuk. Yayın Tarihi : 20 Aralık 2012 Perşembe (oluşturma : 1/4/2016) Gizem Gül'ün röportajı Hepimiz zeki
DetaylıKRİMİNOLOJİ Nisan 2015 Sosyal (Bağ) Kontrol Teorisi. Yar.Doç.Dr. Tuba TOPÇUOĞLU İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ
KRİMİNOLOJİ -2- Yar.Doç.Dr. Tuba TOPÇUOĞLU tuba.topcuoglu@gmail.com 2 Nisan 2015 Sosyal (Bağ) Kontrol Teorisi İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ Teori Temel kavramlar Temel önermeler Ampirik geçerlilik
DetaylıÜniversite Öğrencilerinde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Belirtileri
Üniversite Öğrencilerinde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Belirtileri Yrd. Doç. Dr. Esengül Kayan Beykent Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü 04.10.2017 Çalışmanın Amacı 1.Üniversite öğrencilerinde
DetaylıYazarlar: Mustafa YILDIZ Bartın Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü-BARTIN Murat KUL Bartın Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu-BARTIN
BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLERİNİN PSİKOLOJİK ŞİDDETE MARUZ KALMA DÜZEYLERİNİN MOTİVASYON DÜZEYLERİ ÜZERİNE ETKİLERİNİN İNCELENMESİ: KAYSERİ İLİ ÖRNEĞİ Yazarlar: Mustafa YILDIZ Bartın Üniversitesi Eğitim
Detaylı