Kültürlerarası Bir Turizm Hareketi: Bursa - Kurtuba Medeniyetler İttifakında Yeni Köprüler

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Kültürlerarası Bir Turizm Hareketi: Bursa - Kurtuba Medeniyetler İttifakında Yeni Köprüler"

Transkript

1 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi: , Nisan 2012, Kemer, Antalya, Bütün hakları saklıdır ISBN: Kültürlerarası Bir Turizm Hareketi: Bursa - Kurtuba Medeniyetler İttifakında Yeni Köprüler Bekir PARLAK T. C. Uludağ Üniversitesi, Kamu Yönetimi Bölümü E-posta: bepar@uludag.edu.tr ÖZ Turizm, günümüzde gittikçe önemi artan sektörlerin başında gelmektedir. Dünya turizm pastası büyümekte, turizm alt sektörleri itibariyle çeşitlenmekte ve her yıl daha çok insan küresel düzeyde turizm hareketinin bir aktörü haline gelmektedir. Yeni ve gelişen turizm alanlarından biri de kültür turizmidir. Bu alt sektörde, kültür, sanat, bilim, estetik ve düşünsel değerlerle birlikte bir medeniyet birikimi turizmin esas objesi olmaktadır. Bu turizm türü, kültürler arası etkileşim ve paylaşımı arttıracağı için ekonomik çıktıların yanı sıra toplumsal, politik, psikolojik ve pek çok maddi olmayan çıktıların elde edilmesine de hizmet etmektedir. Türkiye kültür turizmi ve kültürler arası etkileşimin odağında yer alması gereken muhteşem bir birikime ve zenginliğe sahiptir. Bugünkü turizm trendleri perspektifinde öncelikli olarak değerlendirilmesi gereken sayısız imkan ve fırsatlara ev sahipliği yapmaktadır. Bu olanakları değerlendirmek için Medeniyetler İttifakı Antlaşması iyi bir fırsat olarak görülebilir. Türkiye ve İspanya arasında kurulan, Birleşmiş Milletlerin desteklediği ve katılımcı ve gözlemci ülkelerin sayısının 100 ü aştığı küresel ölçekteki Medeniyetler İttifakı projesinin bir uygulama alanı olmak üzere kültürlerarası turizmin geliştirilmesi, iki ülke yanında iki ana medeniyet havzasının yakınlaşması ve bundan ekonomik değerler başta olmak üzere pek çok ortak faydanın elde edilmesi mümkündür. Bu çalışma, bu böyle bir temelden yola çıkarak Bursa-Kurtuba arasında bir medeniyetler köprüsü kurmak suretiyle Türkiye için ciddi bir alternatif turizm pastası oluşturma ve kültürler arası etkileşimi olumlu yönde geliştirmeyi amaçlamaktadır. Bildiride bu yönde öne sürülen fikirlerin dayanağı, bileşenleri, çıktıları ve yöntemi üzerinde durulmaktadır. Bu kapsamda kısa ve uzun erimli faaliyet planları gösterilmekte, dikkate alınması gereken hususları ve başarı için gereken unsurları belirterek son aşamada tartışma ve öneriler kısmıyla çalışma neticelendirilmektedir. Anahtar sözcükler: Medeniyetler İttifakı, Yeni Köprüler, Kültürlerarası Turizm, Bursa Ve İznik, Kurtuba Ve Az-Zahara. GĠRĠġ Bildiri, medeniyetler arası ve kültürler arası yeni köprüler kurmaya, bu yolla kültür ve turizm hareketlerini geliştirmeye yönelmiş bir araştırma ve projenin ayrıntılı sunumunu ve tartışmalarını içermektedir. Toplumlar arası diyalogun geliştirilmesi, turizm, kültür, sanat, arkeoloji, bilim, eğitim tarih ve estettik alanlarda iki devlet arasında verimli bir etkileşim oluşturulması amaçlanmaktadır. Birlikte yaşama kültürünün olgunlaşmasına hizmet etmesi beklenen bu geniş

2 Bildiriler 261 kapsamlı çalışma, bildiri metni akışı içinde formüle edilmiş ve uygulamaya hazır hale getirilmiştir. Bu çalışmanın öncelikli hedeflerinden biri turizmdir. Türkiye ile İspanya başta olmak üzere Avrupa ülkelerinin ve diğer aynı inanç ve kültüre bağlı devletlerin arasında Bursa ve Kurtuba odaklı olmak üzere kapsamlı ve sürdürülebilir bir turizm hareketini ivmelendirmeye yönelmiştir. Çalışma hem teorik, hem de pratik içerik ve açılıma sahiptir. ÇALIġMANIN TANITIMI ÇalıĢmanın Ġçeriği Konusu ve Genel Amacı Bildirinin Konusu; Çeşitli din ve kültürlere sahip medeniyetlerin bir arada yaşadığı, tarihte önemli gelişimlere sahne olmuş ve halen dünyada önemi ile hatıraları devam eden iki merkezin medeniyetler ittifakı kapsamında sosyokültürel yönden örnek teşkil edecek rol model cazibe merkezleri haline getirilmesidir. Bildirinin amacı, medeniyetler tarihinde yapılan ittifakları, birlikte yasama kültürünü ve tarihi hataları mercek altına alarak dersler çıkarmak ve bu derslerden istifade etmek, bundan sonrası için medeniyetlerin birlikte uyum ve hoşgörü içerisinde yaşanabileceğini tüm dünya medeniyetlerine teşhir etmektir. Bu çalışma ile medeniyetler ittifakı kapsamında yer alan odak alanlarda (inanç, turizm, kültür, sanat, arkeoloji, dil, tarih, eğitim ve spor) sosyal diyalogu geliştirme esasının temel alındığı, Ulusal Plan çerçevesindeki alt projeler ve eylemlerin sürdürülebilirliğini sağlayan, entegre ve sürdürülebilir bir çözüm üretme yolunda önemli bir adım olacaktır. Bilimsel Çalışmanın Tarafları Ortaklar: Her iki ülkenin illerdeki merkezi ve yerel yönetimleri Paydaşlar: Her iki ülkenin ilgili Bakanlıkları, Büyükelçilikleri, Üniversiteleri, STK ları Nihai Yararlanıcılar: Her iki bölge ile İslam ve Hıristiyan toplumları Çalışmanın Referansı ve Yasal Dayanağı BM Medeniyetler İttifakı Projesi UNESCO Kültürel Köprüler Kurma Projesi

3 262 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi BURSA-ĠZNĠK VE CORDOBA-AL ZAHARA NIN ÖNEMĠ Bursa ve Cordoba antik çağlardan itibaren medeniyetlere ev sahipliği ve başkentlik yapmış, inanç,kültür, bilim, sanat alanlarında son derece önemli ve spesifik özelliklere sahip olan ve aynı zamanda benzer özellikler gösteren iki önemli yerdir. Aynı ölçekteki bu iki merkezin yine aynı ölçekteki alt bölgeleri olarak İznik ve Al Zahara bu yoğunluğun en fazla olduğu ve kalıntılarının bulunduğu iki cazibe merkezi, uygulama alanıdır. İznik; bir yandan yıllık tarihi ve Hıristiyan âlemi açısından da ayrı bir öneme sahip (1.konsül MS 325 teslis inancının kabul edildiği yer) cazibe merkezi olmakla birlikte, Türk İslam eserleri ile de (çinileri ile de dünyaca ünlü) bir güzel sanatlar merkezi niteliğindedir. Aynı zamanda doğal kaynakları ve iklimi ile turizm potansiyeli son derece yüksektir. (Türkiye nin en büyük 2. tektonik gölü ve zeytin bağları) Al Zahara; İslam ın Avrupa ya yayıldığı ve 600 yıl hüküm sürdüğü, bilim, sanat ve kültür alanında Avrupa medeniyetlerinde derin izler bırakan, Arap, Yahudi, Avrupalı ırkların ve dinlerin bir arada yasadığı dinler tarihindeki en önemli merkezi ve günümüzün en büyük "dayatması" sayabileceğimiz medeniyetler çatışması iddiasının tarihteki anti-tezi niteliğindedir. BĠLDĠRĠNĠN KAPSAMI VE BĠLESENLERĠ Bu bilimsel çalışma iki bileşenli olarak birbiri arasında sıklıkla geçişler bulunacak şekilde tasarlanmıştır: - Bileşen 1 Kültürler Arası Diyalogun Geliştirilmesi - Bileşen 2 İnanç ve Kültür Turizmi Bileşen 1 Kültürler Arası Diyalogun Geliştirilmesi Kapsamında; Karşılıklılık ilkesine dayanarak Kültürler arası diyalogun geliştirilmesi kapsamında CORDOBA Al Zahara ve BURSA İznik te Araştırma Merkezleri kurulacaktır. Yerel üniversitelere bağlı bu Araştırma Merkezlerinin özellikle dinler tarihi üzerinde ihtisaslaşmaya odaklanması hedeflenmekte ve bunun paralelinde Üniversiteler, Merkezi ve Yerel Yönetimler, Uluslar Arası Araştırma ve Koruma Örgütleri önderliğinde kapsamlı bir protokolün oluşturulması ile kurulan merkezlerin akademik araştırmacılara ve öğrencilerine hizmet etmesi beklenmektedir. Merkezlerin; kütüphane, basılı ve görsel yayın ile bilgilendirme hizmetleri vermesi ve çeşitli seminerler vasıtası ile gerek akademik ve gerekse kamusal dü-

4 Bildiriler 263 zeyde kültürel çeşitliliğe saygının yaygınlaştırılmasına hizmet etmesi planlanmaktadır. Merkezlerin; içeriğinde karşılıklı sergi takası için fuaye alanları, kütüphane ve seminer salonları, araştırma bürolarının yanı sıra basın, halkla ilişkiler, danışma, aktivite büroları, misafirhane gibi destek birimlerinin de yer alacağı gibi tesis edilerek yapılandırılması öngörülmektedir. Bileşen 2 İnanç ve Kültür Turizmi Kapsamında; Sit alanlarını koruma altına alan ve tarihi dokusuna zarar vermeyen nitelikte İznik e havzası olan tüm belde ve belediyeleri de kapsayacak şekilde bir turizm odaklı imar planı oluşturulması planlanmaktadır. Bu plan ile birlikte tüm tarihi ve ilmi araştırmalar beraberinde mevcut envanterde yer alan ve gün yüzüne çıkarılması planlanan yapı ile eserlerin tespit edilmesi, zarar görenlerin aslına uygun niteliklerinin kazandırılması ile koruma altına alınmış bir açık hava müzesine dönüştürülmesi öngörülmektedir. Bölgede aslına uygun mekânlarda modern kütüphanelerin, okulların ve kültür sanat merkezlerinin restorasyonları ile aktivasyonunun da turizme ivme kazandıracağı düşünülmektedir. KÜLTÜRLER ARASI TURĠZM HAREKETĠ BAĞLAMINDA BURSA-KURTUBA KONSEPTĠNĠN BELĠRLEYĠCĠ KARAKTERĠSTĠKLERĠ Bu öneri ilginç ve uygulamaya değer olarak görülmekte, yöntem olarak sürdürülebilir ve uygulanabilir bir yol belirlenmesi çok önemlidir. Öneri içerisinde İspanya da incelemeler yapılmalı, bağlantılar kurulmalı ve İspanya daki ortakların projeyi sahiplenmesi gerekmektedir. Öneri İznik ve Bursa yı önemli bir turizm merkezi haline getirebilir. Aynı zamanda önemli bir arkeolojik potansiyel bulunmaktadır. Öneriye Türkiye nin milli projesi veya Türkiye nin liderliğindeki bir küresel proje olarak bakılabilir. Milli Eğitim, YÖK gibi kurumların projeye dahil olması gerekmektedir. İspanya nın da öneriyi sahiplenmesi için Vatikan ın dahil olması gerekmektedir. İznik için imar planının geliştirilmesi gerekmektedir. Önerinin pratik olarak uygulamaya geçirilmesi için planlama ve ulusal düzeyde destek gerekmektedir. Çalıştaylar için daha dar kapsamlı ancak daha geniş çevrelerden gelen katılımcıların belirlenmesi gerekmektedir.

5 264 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi Bursa basının öneriye destek vermesi için yönlendirilmesi gerekmektedir. Yenişehir havalimanının işlerlik kazanması önerinin somut çıktılarının biri olacaktır. Bursa İznik rotasının turistik olarak geliştirilmesi amaçlanmaktadır. Bu bilimsel öneri İspanya da Fas kökenlilerin entegrasyonuna katkı verecektir. İspanya da Elhamra sarayı gibi İslam eserlerinin restorasyonu amaçlanmaktadır. Vakıflar, AB ve elçilikler dış paydaş olarak projeye katılmalıdır. Projenin üst düzeyde AB nin sahiplendiği bir uluslar arası girişim haline getirilmesi planlanmaktadır. Bu amaçla, dönem başkanı Belçika nın büyükelçisi haberdar edilmiştir ve 19 büyükelçi ile alanı ziyaret edecektir. AB nin desteğiyle Vatikan dan destek alınması düşünülmektedir. Çalışmanın orta ve uzun vadeli faaliyetlerinde dış finansman bulunması önemlidir, bu fonların dış paydaşlardan bulunamaması halinde uygulama riske girmektedir. Önerilen tarih araştırma enstitülerinin tasarımı ve programı işlevsel olacak şekilde kurulmalıdır. Tek üniversite bünyesinde kurulmamalıdır. Bu öneri geniş katılımlı bir platformda en iyi şekilde geliştirildikten sonra Türkiye/İspanya ölçeğinde önemli bir girişim olarak uygulanmalıdır. BEKLENEN ÇIKTILAR Bu iki cazibe merkezinin öneri kapsamında gerek fiziki ve gerekse sosyal yönden yeniden yapılandırılması ile elde edilmesi planlanan çıktılar; Bileşen 1 Kültürler Arası Diyalogun Geliştirilmesi kapsamında; 1. İznik ve Cordoba da bulunan tarihi iki fiziksel mekânda karşılıklı araştırma merkezleri ve merkezler arasında akademik düzeyde yapılandırılmış öğrenci değişim programları 2. Kültürel ve bilimsel yayınlar 3. Uluslar arası seminer ve sempozyumlar 4. Uluslar arası sanatsal ve tarihsel sergiler 5. Eski eser ve yayınların yer aldığı kütüphaneler Bileşen 2 İnanç ve Kültür Turizmi kapsamında; 1. İznik ve Cordoba da aslına uygun hale getirilmiş tarihi eserler ve mekânlar 2. Koruma altına alınmış eserlerden oluşan açık hava müzeleri

6 Bildiriler Sit alanlarını ve doğal yapıyı koruyan turizm odaklı imar planları 4. Bölgeye ve inanç turizmi sektörüne özel alt bölge stratejik planları Hızlandırıcı Etkileri Bursa Bölgesi İçin; 1. İspanyol ve Avrupalı turistlerin Bursa ve İznik e ziyaretlerinde artış ve buna bağlı olarak 2. bölgedeki turizm sektöründe gelişim 3. Yenişehir havaalanının tam kapasiteye ulaşması ile aktive olması 4. Bursa Uludağ bölgesinin turizmden payını alması 5. İznik bölgesinden ihracat potansiyelinin oluşması (çini ve tarımsal ürünler) Cordoba Bölgesi İçin; 1. Bölgeye entegre olamamış Müslüman toplum ile (K.Afrika kökenli) sosyal uzlaşı sağlayan rehabilitasyon modelinin geliştirilmesi 2. İç ve dış sosyal uzlaşının sağlanması 3. Türk turistlerin Cordoba bölgesine ve İspanya geneline yapacağı ziyaretlerde artış ve buna bağlı olarak bölgedeki turizm sektöründe gelişim yılı Avrupa Kültür ve Sermaye Şehri adaylığına katkıda bulunacaktır. Çarpan Etkileri Projenin başarılı bir rol model olması halinde Türkiye ve diğer ülkeler arasında ya da dünya ülkelerinin birbirleri arasında benzer uygulamaları geliştirilebileceği beklenmektedir. BURSA-KURTUBA KÜLTÜR TURĠZMĠ ÖNERĠSĠNĠN FAALĠYET PLANLARI Bu bilimsel öneri, bir proje niteliğinde ele alınıp uygulanmalıdır. Çalışmada bir proje konseptinde formüle dildiğinde hangi faaliyetlerin hangi aşamalarda yapılacağına dair kısa ve uzun vadeli zaman planlaması ekte sunulduğu gibi yapılabilir: Kısa Dönemli Faaliyet Planı: Ek 1 de yer almaktadır. Uzun Dönemli Faaliyet Planı: Ek 2 de yer almaktadır.

7 266 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi SONUÇ YERĠNE: TARTIġMA VE ÖNERĠLER Çalışmanın tüm riskleri, şansları, güçlü ve zayıf yönleri ile fırsatları ve tehditleri baz alındığında öneriyi sahiplendirmek, kabul ettirmek, hızlandırmak, etkinliğini artırmak, kontrol edilebilir hale getirmek üzere dikkat edilmesi gereken hususlar: 1. Ulusal çalıştay ile birlikte basın açıklaması yapılarak kamuya mal edilmelidir. 2. Öneri önce ulusal ve daha sonra uluslar arası platformlarda tartışılmalı ve sahiplenilmelidir. 3. Önerinin yöntemini belirleyecek olan komite ve çalıştay üyelerinin tecrübeleri ile donanımları son derece önemlidir ve dikkatlice seçilmelidir. 4. Katılımcıları ve içeriği iyi belirlenmiş çalıstaylar yapılmalı ve teknik şartname bu çalıstayların çıktılarına göre dizayn edilmelidir. 5. Çalıstaylar için katılımcılar listesi önce bir uzun liste olarak belirlenmeli, sonra bunların içinde daha aktif ve fonksiyonel olacak bir kısa liste oluşturulmalıdır. 6. Önerinin mutlaka ulusal siyasal düzeyinde sahiplenilmesi ve merkezi yönetimin ilgili birimlerinin (Dışişleri Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Diyanet İsleri Başkanlığı, YÖK, Milli Eğitim Bakanlığı) işbirliği ve koordinasyonuyla yürütülmesi gereklidir. 7. Bu bilimsel çalışma ancak daha üst düzeyde resmi yazışmalarla realize edilebilir. 8. Öneri çerçevesinde İspanya da gerekli araştırmalar ve incelemeler yapılmalı, ön bağlantılar kurulmalıdır. 9. Öneri bir ilçe odaklı ve il bazlı olarak uygulama sahasına sahip olsa da ulusal bir proje seklinde ele alınmalı ve buna göre biçimlendirilmelidir. 10. Turizmin geliştirilmesi kapsamında Yenişehir Havalimanı gibi bazı altyapı projelerinin harekete geçirilmesi söz konusu olabilir. 11. İznik gölü civarında havza birliğinin kurulması, otel/ılıca tesislerinin desteklenmesi düşünülmektedir. Bu şekilde yerel halkın da projeye destek vermesi, gelir elde etmesi sağlanabilir. 12. Önerinin tarafı olan İspanya nın bu projeyi kabullenmesi yönünde yogun diplomatik ve sivil düzeyde çalışmalar yapılmalıdır. 13. Vatikan ın desteği hem resmi ve diplomatik yollarla hem de vakıflar ve diğer STK lar eliyle sağlanmalıdır.

8 Bildiriler Turizm odaklı imar planı revizyonuyla doğacak ranta dikkat edilmeli ve yasal ve hakkaniyet sınırları içinde gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. 15. Bu öneriyle Bursa nın (Bursa şehrinin) İznik in gölgesinde kalabileceği endişesini giderecek önlemler alınmalıdır. 16. Önerinin herhangi bir AB Hibe programına girmeden doğrudan uygulaması hedeflenmelidir. 17. Önerinin finanse edilmesi ve kolaylaştırıcılık için Vatikan ve Suudi Arabistan yetkilileri ile görüşmeler gerçekleştirilebilir. 18. Vakıflar, AB ve elçilikler dış paydaş olarak projeye katılmalıdır. Projenin üst düzeyde AB nin sahiplendiği bir uluslar arası girişim haline getirilmesi planlanmaktadır. Bu amaçta, dönem başkanı Belçika nın büyükelçisi haberdar edilmiştir ve önümüzdeki günlerde 19 büyükelçi ile alanı ziyaret edecektir. AB nin desteğiyle Vatikan dan destek alınması düşünülmektedir. 19. Önerinin orta ve uzun vadeli faaliyetlerinde dış finansman bulunması önemlidir, bu fonların dış paydaşlardan bulunamaması halinde uygulama riske girmektedir. 20. Önerilen tarih araştırma enstitülerinin tasarımı ve programı işlevsel olacak şekilde kurulmalıdır. Tek üniversite bünyesinde kurulmamalıdır. 21. Öneri geniş katılımlı bir platformda en iyi şekilde geliştirildikten sonra Türkiye/İspanya ölçeğinde önemli bir girişim olarak uygulanmalıdır. 22. Önerinin İspanya ayağında sahiplenme konusunda sorun yaşanabilir. Projenin İspanya ayağında dahil olacak taraflarla irtibat kurup, ilişkilerin geliştirilmeye başlanması gerekmektedir. Özellikle medeniyetler irtifakı programının İspanya açısından uygulamalarını incelemek gerekmektedir. 23. Vatikan ın projeye fonlama anlamında dahil olması önemli bir durum ancak Vatikan tarafında ilginin oluşturulması konusunda bazı çekinceler olabilir. Diğer taraftan İstanbul Patrikhanesi boyutu bulunmaktadır. Yine fonlama amacıyla bazı Arap sivil toplum kuruluşlarıyla irtibata geçilebilir. 24. Halk arasında din/mezhep/kültür açısından oluşacak olan endişelerin iyi şekilde yönetilmesi gerekmektedir. Projenin uygulanması halinde kültür turizmi ve kalkınma açısından iyi bir kazanç elde edilecektir. 25. Şartname hazırlığı sırasında yerel çapta yapılabileceklere dayanarak, ancak uluslar arası

9 268 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi 26. vizyonla hazırlanması gerekmektedir. Bu şekilde Kültür Bakanlığı ve uluslar arası boyutta ortaklıklar aranırken projede ilerlemek mümkün olacaktır. 27. Turizmin geliştirilmesi için inanç turizmi merkezlerinin belirlenmesi/haritalandırılması gerekebilir. 28. Kütüphane ve okulların modern şekilde, aslına uygun şekilde restorasyonu planlanmaktadır. 29. İznik te imar planının turizme yönelik olarak düzenlenmesi gerekmektedir. İznik gölü çevresinde çoğu sit alanı olmak üzere, 1800 kadar hazine arazisi mevcuttur.

10 Bildiriler 269 Ek 1. Kısa dönemli faaliyet planı

11 270 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi Ek 2. Uzun dönemli faaliyet planı

12 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi: , Nisan 2012, Kemer, Antalya, Bütün hakları saklıdır ISBN: Sürdürülebilir Turizm de Yerel Yönetimlerin Rolü ve Önemine Yönelik Kavramsal Bir Değerlendirme Serkan POLAT T. C. Sakarya Üniversitesi, İşletme Fakültesi Turizm İşletmeciliği Bölümü E-posta: Halil İbrahim AYDINLI T. C. Sakarya Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü E-posta: ÖZ Turizmin sosyal, kültürel, ekonomik ve çevresel olumsuz etkilerinin bertaraf edilmesi veya en az düzeye indirilerek gelecek nesillerin de turizm faaliyetlerine katılmaları ve en az bugünkü ziyaretçiler kadar bu ihtiyaçlarından tatmin olmalarının sağlanması anlamına gelen sürdürülebilir turizmde yerel paydaşlar olarak yerel yönetimlerin önemli rolleri bulunmaktadır. Kavramsal bir değerlendirme olan bu çalışmada, Türkiye deki yerel yönetim birimlerine değinilerek turizm konusunda yetki ve sorumlulukları ilgili hukuki mevzuatlar çerçevesinde ele alınmış ve üstlenebilecekleri roller değerlendirilmiştir. Bu kapsamda yerel yönetimlerin sürdürülebilir turizm konusunda; yerel halkla ziyaretçilerin etkileşimini sağlamak, yerel halkın sosyo-kültürel değerlerinin turizmden dolayı zarar görmesini engellemek, turizmin ekonomik etkisinin yerel ekonomiyi olumlu etkilemesini sağlamak, çevre düzenlemelerini yapmak, altyapı hizmetlerini yerine getirmek ve turizm sektörüne hizmet üreten işletmelerin denetimlerinin sağlıklı bir şekilde yapılması gibi önemli rollerinin olduğu vurgulanmaktadır. Anahtar sözcükler: Yerel Yönetimler, Sürdürülebilir Turizm, Belediye, İl Özel İdaresi GİRİŞ II. Dünya Savaşı sonrasında uluslararası ilişkiler, ekonomi, politika, çevre, teknoloji ve sosyo-kültürel alanlarda hızlı bir gelişim ve değişim süreci başlayarak etkisini hala devam ettirmektedir. Bu değişim ve gelişim süreci turizm açısından değerlendirildiğinde; savaş sonrası oluşan barış ortamı, ulaştırma alanındaki teknolojik gelişmeler ve kolaylıklar, insanların gelirlerinde ve boş zamanlarındaki artış, iletişim ve haberleşme olanaklarında yaşanan gelişmeler sayesinde oluşan farkındalık, farklı ülke ve kültürleri tanıma istekleri gibi çeşitli faktörlerin turizmin gelişimi üzerinde önemli etkisi vardır.

13 272 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi Bununla birlikte, turizmdeki bu gelişme daha çok deniz-güneş-kum olarak da bilinen kitle turizminde yaşanmıştır. Ülke yönetimleri, turizmin ekonomik yönüne ağırlık vermiş daha çok turist daha çok gelir anlayışıyla turizme yaklaşmışlardır. Turizmin, sosyal, kültürel ve çevresel etkilerinin göz ardı edilmesi zamanla turizmin olumsuz yönlerinin kendini iyice hissettirmesine neden olmuştur. Turizmin kontrolsüz bir şekilde gelişmesinin sosyal, kültürel, ekonomik ve çevresel olumsuz etkilerinin farkına varılmasıyla birlikte turizmde sürdürülebilirlik kavramı ortaya çıkmıştır. Sürdürülebilirlik kavramının ortaya çıkmasında sürdürülebilir kalkınmanın önemli bir rolü bulunmaktadır. Sürdürülebilir kalkınma, Birleşmiş Milletler tarafından eski Norveç başbakanlarından Geo Harlem Brundtland başkanlığında kurulan komisyonun 1987 yılında hazırladığı Ortak Geleceğimiz adlı raporla ortaya çıkmıştır. Bu rapora göre sürdürülebilir kalkınma, bugünün ihtiyaçlarının gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılamalarına zarar vermeyecek düzeyde karşılanması olarak belirtilmektedir (Brundtland 1987). Sürdürülebilir kalkınmanın amacı ekonomik büyümeden farklı olarak toplumun geneline yayılmış bir refah düzeyine erişilme olarak belirtilebilir. Bu refah düzeyinin devam etmesi ise sahip olunan kıt kaynakların etkin ve verimli kullanılmasına bağlıdır. Sürdürülebilirlik kavramı, turizm için ele alındığında ise turizm olayının gerçekleşebilmesi için gerekli olan doğal, sosyal, kültürel ve ekonomik kaynakların yok edilmeden gelecek nesillere aktarılması söz konusudur. YÖNTEM Kavramsal bir değerlendirme olan bu çalışmada sürdürülebilir turizm ve yerel yönetimler konusunda literatür taraması yapıldıktan sonra yerel yönetimlerin sürdürülebilir turizm konusundaki rolleri ve önemleri hukuki mevzuatlar çerçevesinde ikincil kaynaklar kullanılarak ele alınmıştır. Bu kapsamda, sürdürülebilir turizm konusu değerlendirildikten sonra yerinden yönetim kavramına ve Türkiye deki yerel yönetim birimleri görev ve sorumluluklarıyla birlikte detaylı bir şekilde incelenmektedir. SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM Turizmin dünyanın en hızlı büyüyen sektörlerinden olması nedeniyle plansız bir gelişme halinde yerel halk ve ekonominin yanı sıra doğal alanların da bu gelişmeden olumsuz etkilenmesi kaçınılmazdır (Jurincic ve Popic 2009). İklim değişikliği ve insanların doğal kaynaklar üzerindeki zarar verici faaliyetleri turizmde sürdürülebilirliği en önemli odak noktası haline getirdi (Tseane 2009). Turizmin çevre üzerinde olumlu etkileri olmasına rağmen kontrolsüz ve dene-

14 Bildiriler 273 timsiz bırakılması halinde geri dönüşü olmayan çevre sorunlarına yol açabilmektedir. Bunun nedeni turizm alanlarının, turizm faaliyetlerinden çok çabuk etkilenmesidir (Mansuroğlu 2006). Sürdürülebilir turizm, gidilen destinasyonun fiziki çevresine ve yerel toplumun değerlerine zarar verilmemesi olarak ifade edilebilir (Briggs 2001). Turistlerin belirli destinasyonlara belirli bir zaman diliminde akın etmeleri o destinasyonların kapasitelerini zorlamakta, yolları araçlar ve insanlarla dolu, turizm işletmelerinde motivasyonu bozulmuş personelin hizmet ettiği, doğal kaynakların istila edilmiş, çevresel, sosyo-kültürel kapasitesi zorlanan ve yerli halkı ve turistleri karşı karşıya getiren ilişkilerin ortaya çıktığı destinasyonlar haline getirmektedir (Toskay 1983; Usta 2002). Sürdürülebilir turizmin sağlanması bakımından taşıma kapasitesi çok önemli bir rol üstlenmektedir. Wahab a (2005) göre taşıma kapasitesi, herhangi bir yerin kaynaklarına, toplumuna, ekonomisine, kültürüne ve çevresine zarar vermeden ziyaretçi tatmininin sağlanarak turizm alanlarının maksimum düzeyde kullanılmasını ifade etmektedir. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) 1978 de turizmin çevreye verdiği zararı ortaya çıkarmak için hazırladığı taslakta turizmin çevre üzerindeki baskısı; çevrenin yeniden yapılanmasına neden olan değişiklikler, çöp atıklarının birikmesi, turist aktiviteleri ve nüfus etkileri olmak üzere dört önemli başlıkta toplanarak konuya vurgu yapılmıştır (Malhotra 1997). Turizmde çevre dengesinin sağlanmasında aşağıdaki faktörlerin çok önemli rolleri bulunmaktadır (Toprak 1990): Yatırımlarda çevresel etki değerlendirmesi analizi, Kirletenin sorumluluğu ilkesinin uygulanması, Doğal kaynakların akılcı kullanımı, Zararın giderilmesinden çok korumaya özen gösterme, Turizm politikasının genel çevre politikası ile tutarlılığı, Çevre bilincinin yaygınlaştırılması, - Yerel halkın haklarının önceliği, - Yerel yönetime katılım, - Sosyal ve kültürel değerlerin yerleştirilmesi ve geliştirilmesi. Kahraman ve Türkay a (2009) göre ise sürdürülebilir kalkınma ve sürdürülebilir turizm hedefleri için Çevresel Etki Değerlendirmesi ni (ÇED) bütün bu çevresel olumsuzlukların önlenmesinde en önemli araç olarak görmektedir.

15 274 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi YEREL YÖNETİMLER Anayasa ve diğer yasalarla, bir ülke içinde yerel nitelikte ve ayrı organlara ve yetkilere sahip kuruluşlar yerinden yönetimin (Âdem-i Merkeziyet) varlığını gösterir (Tortop 1994). Yerinden yönetim, kararların, sorunların ortaya çıktığı yerde, oradaki ilgililer tarafından verilebilmesi demektir (Dinçer 1998). Yerinden yönetim, yönetime ilişkin otorite, yetki, personel, bütçe ve diğer işlemlerde içinde yer aldıkları kamu yönetimi sisteminin merkezinde odaklanan ve sistemin tümü üzerinde söz sahibi olan merkezi otoritenin müdahalesinden mümkün olduğunca uzak yerel yönetimlerce kullanabilmelerini ifade etmektedir (Yıldırım 1999; Saran 2004; Derdiman 2005; Bozkurt ve Ergun 2008). Anayasamızın 127. maddesinde mahalli idareler; İl, belediye veya köy halkının mahalli müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere kuruluş esasları kanunla belirtilen ve karar organları, gene kanunda gösterilen, seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzel kişileridir. şeklinde tanımlanmaktadır (Resmi Gazete 1982). Kamu yönetimi sözlüğünde ise yerinden yönetim için iki tanımlama yapılmıştır (Bozkurt ve Ergun 2008): 1. Merkezi yönetimin dışında, yerel bir topluluğun ortak gereksinmelerini karşılamak amacıyla oluşturulan, karar organlarını doğrudan halkın seçtiği, demokratik ve özerk bir yönetim kademesi, bir kamusal örgütlenmedir. 2. Halkın yönetime katılmasına olanak veren, kendi seçtiği organlar eliyle yönetilmesini içeren yönetim biçimi; yürütme erkinin belli ölçülerde merkezi yönetim ile yerel yönetim birimleri arasında bölüşülmesini ve bir bölüm yetkilerin yerel birimler eliyle kullanılmasını gerektiren yönetim kipidir. Genel olarak yerel yönetimler, özerk ve dinamik yapıları sebebiyle, bürokratik ve hantal merkezi yönetim kuruluşlarından farklı olarak, alternatif hizmet yöntemlerini kullanabilen, kaliteye ve etik değerlere önem veren, beldenin sorunlarıyla yerel halkın talep ve beklentilerini iyi bilen ve buna uygun hizmetler üretebilen müteşebbis birimler olarak değerlendirilmektedir (Şen ve Eken 2007). Tablo 1, Türkiye deki mahalli idarelerin türlerine göre dağılımı verildikten sonra mahalli idareler ve görev ve sorumlulukları açıklanmaktadır. Tablo 1. Türkiye deki mahalli idarelerin sayısı Türü İl Özel İdaresi Belediye Köy Toplam Sayısı Kaynak: Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü - MİGM, 2011

16 Bildiriler 275 Tablo 1 e göre Türkiye de 81 İl Özel İdaresi, Belediye (Büyükşehir Belediyesi, İl Belediyesi, İlçe Belediyesi, Belde Belediyesi) ve Köy İdaresi olmak üzere toplam mahalli idare bulunmaktadır. Bu rakamlara göre Köy İdareleri, Türkiye deki mahalli idarelerin %92 sini oluşturmaktadır. Köy İdaresi Köy, insanların topluca bir arada yaşadığı en küçük yerleşim birimidir (Ulusoy ve Akdemir 2006). 442 sayılı Köy Kanunu na göre; Nüfusu iki binden aşağı yurtlara köy denir ve cami, mektep, otlak, yaylak, baltalık gibi orta malları bulunan ve toplu veya dağınık evlerde oturan insanlar bağ ve bahçe ve tarlalarıyla birlikte bir köy teşkil ederler. (Resmi Gazete 1924). Köy İdaresinin Görev ve Sorumlulukları Köy Kanununda, köyün görev ve sorumlulukları detaylı bir şekilde, isteğe bağlı ve zorunlu olmak üzere iki başlıkta toplanmıştır. İsteğe bağlı görevler; fakirlere yardım, cenaze kaldırma, hamam, pazar yeri, çarşı yapma ve kitaplık kurma gibi hizmetlerdir. Zorunlu görevler ise; sağlık, temizlik, yol, su ve okul işleri gibi bayındırlık işlerdir (Ulusoy ve Akdemir 2006; Bozkurt ve Ergun 2008). Köy idareleri yapıları gereği teknik araç gereç, mali ve insan kaynakları bakımından çok sınırlıdırlar. Dolayısıyla bu tür idarelerin turizm bakımından üstlenebilecekleri roller de çok sınırlıdır. Bununla birlikte yol, su, temizlik, sağlık, pazar yeri kurma gibi görevleri turizmin gereklilikleri arasında olduğu için köy idarelerinin turizm konusunda yapabileceklerinin olduğu söylenebilir. İl Özel İdaresi İl özel idaresi, 140 yıllık bir geçmişe sahip, Osmanlı dan devraldığımız bir mahalli idare birimidir (Parlak ve Sobacı 2005) sayılı İl Özel İdaresi Kanunu nun 3. Maddesinde, İl özel idaresi: İl halkının mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idarî ve malî özerkliğe sahip kamu tüzel kişisini ifade eder. şeklinde tanımlanmış ve il özel idaresinin ilin kurulmasına dair kanunla kurulacağını ve ilin kaldırılmasıyla tüzel kişiliğinin sona ereceği belirtilmektedir (Resmi Gazete 2005a). İl Özel İdaresinin Görev ve Sorumlulukları İl özel idaresinin görev alanı il sınırlarını kapsar. İl Özel İdaresi Kanunu nun 6. maddesinde (Resmi Gazete 2005a) il özel idaresinin görev, yetki ve sorumlulukları şu şekilde belirtilmiştir:

17 276 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi İl özel idaresi mahallî müşterek nitelikte olmak şartıyla; a) Sağlık, tarım, sanayi ve ticaret; ilin çevre düzeni plânı, bayındırlık ve iskân, toprağın korunması, erozyonun önlenmesi, sosyal hizmet ve yardımlar, yoksullara mikro kredi verilmesi, çocuk yuvaları ve yetiştirme yurtları; ilk ve orta öğretim kurumlarının arsa temini, binalarının yapım, bakım ve onarımı ile diğer ihtiyaçlarının karşılanmasına ilişkin hizmetleri il sınırları içinde, b) İmar, yol, su, kanalizasyon, katı atık, çevre, acil yardım ve kurtarma, kültür, turizm, gençlik ve spor; orman köylerinin desteklenmesi, ağaçlandırma, park ve bahçe tesisine ilişkin hizmetleri belediye sınırları dışında, yapmakla görevli ve yetkilidir. İl özel idareleri, her ne kadar yerel yönetim birimi olarak kabul edilse de başkanının vali olması aslında bu idarelerin merkezi yönetimin ildeki temsilcileri olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla teknik araç gereç, mali ve insan kaynakları bakımından çok güçlü oldukları söylenebilir. Özellikle belediye sınırları dışındaki yetki ve sorumlulukları turizm açısından çok önemlidir. İl özel idaresinin turizm konusunda yetkili ve sorumlu olduğu ilgili kanunun -b- maddesinde açıkça belirtilmektedir. Bununla birlikte bu sorumluluk, sorumlu olunan ilin turizminin geliştirilmesi için yapılacak faaliyetleri kapsamaktadır. Turizm açısından önemli olan tarihi ve/veya kültürel bir yapının restorasyonu, bu yapılara ve turistik alanlara ulaşımın sağlanması, çevre düzenlemelerinin yapılması, su, enerji, kanalizasyon ve iletişim gibi altyapı hizmetlerinin sağlanması konularında il özel idarelerinin önemli rolleri bulunmaktadır. Belediye İdaresi Belediye Kanunu na göre Belediye: Belde sakinlerinin mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idarî ve malî özerkliğe sahip kamu tüzel kişisi ni ifade etmektedir. Nüfusu ve üzerinde olan yerleşim birimlerinde belediye kurulabilir. İl ve ilçe merkezlerinde belediye kurulması zorunludur (Resmi Gazete 2005b). Belediye İdarelerinin Görev ve Sorumlulukları 5393 sayılı Belediye Kanunu nda belediyenin görev ve sorumlulukları şöyle belirtilmiştir (Resmi Gazete 2005b): Belediye, mahallî müşterek nitelikte olmak şartıyla;

18 Bildiriler 277 a) İmar, su ve kanalizasyon, ulaşım gibi kentsel alt yapı; coğrafî ve kent bilgi sistemleri; çevre ve çevre sağlığı, temizlik ve katı atık; zabıta, itfaiye, acil yardım, kurtarma ve ambulans; şehir içi trafik; defin ve mezarlıklar; ağaçlandırma, park ve yeşil alanlar; konut; kültür ve sanat, turizm ve tanıtım, gençlik ve spor; sosyal hizmet ve yardım, nikâh, meslek ve beceri kazandırma; ekonomi ve ticaretin geliştirilmesi hizmetlerini yapar veya yaptırır. Büyükşehir belediyeleri ile nüfusu 'i geçen belediyeler, kadınlar ve çocuklar için koruma evleri açar. b) Okul öncesi eğitim kurumları açabilir; Devlete ait her derecedeki okul binalarının inşaatı ile bakım ve onarımını yapabilir veya yaptırabilir, her türlü araç, gereç ve malzeme ihtiyaçlarını karşılayabilir; sağlıkla ilgili her türlü tesisi açabilir ve işletebilir; kültür ve tabiat varlıkları ile tarihî dokunun ve kent tarihi bakımından önem taşıyan mekânların ve işlevlerinin korunmasını sağlayabilir; bu amaçla bakım ve onarımını yapabilir, korunması mümkün olmayanları aslına uygun olarak yeniden inşa edebilir. Gerektiğinde, öğrencilere, amatör spor kulüplerine malzeme verir ve gerekli desteği sağlar, her türlü amatör spor karşılaşmaları düzenler, yurt içi ve yurt dışı müsabakalarda üstün başarı gösteren veya derece alan sporculara belediye meclisi kararıyla ödül verebilir. Gıda bankacılığı yapabilir sayılı Belediye Kanunu nda da belirtildiği gibi belediyelerin görev ve sorumluluk alanları çok geniştir. Turizm açısından değerlendirildiğinde belediyelerin çok önemli rollerinin olduğu görülmektedir. Kentsel altyapıdan acil yardıma, şehir içi trafikten park ve yeşil alanlara, kültür ve tabiat varlıkların korunmasından belediye belgeli turizm işletmelerinin ruhsatlandırılması ve denetlenmesine kadar birçok konuda yetki ve sorumluluk sahibi olan belediyeler turizm için en önemli paydaşlar arasındadır. Büyükşehir Belediye İdaresi 1982 Anayasası, büyük yerleşim birimleri için, özel yönetim biçimleri oluşturulabileceğini 127. maddeyle hükme bağlamıştır. Anayasanın bu hükmü uyarınca, anakentlerdeki belediye yönetimini yeniden düzenlemek için 08 Mart 1984 tarihinde Bakanlar Kurulu nca Büyükşehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında Kanun Hükmünde Kararname kabul edilmiştir (Eryılmaz 2008) sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu na göre; Büyükşehir belediyesi: En az üç ilçe veya ilk kademe belediyesini kapsayan, bu belediyeler arasında koordinasyonu sağlayan; kanunlarla verilen görev ve sorumlulukları yerine getiren, yetkileri kullanan; idarî ve malî özerkliğe sahip ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzel kişisini ifade eder. (Resmi Gazete 2004).

19 278 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi Büyükşehir Belediye İdarelerinin Görev ve Sorumlulukları 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu nda büyükşehir belediyelerinin görev ve sorumlulukları 23 başlık altında belirtilmiştir. Özetle; stratejik plan, nazım imar planı, ulaşım ana planı, su ve kanalizasyon, toplu taşımacılık, çevre sağlığı, merkezi ısıtma, itfaiye, yolcu ve yük terminalleri, anayol ve caddelerin yapımı, ağaçlandırma, spor, coğrafi ve kent bilgi sistemlerini kurma, birinci sınıf gayrisıhhî müesseseleri ruhsatlandırma, sağlık merkezleri, hastaneler, eğitim, sosyal ve kültürel hizmetler, kültür ve tabiat varlıkları ile tarihi dokuyu muhafaza etme gibi ortak kent hizmetleri, büyükşehir belediyesinin yetki ve sorumluluğundadır (Eryılmaz 2008). Büyükşehir belediyeleri il ve ilçe belediyelerine göre çok daha geniş yetkilerle donatılmışlardır. Kanunda da belirtildiği gibi ulaşım, su ve kanalizasyon, enerji ve haberleşme sistemleri gibi altyapı hizmetlerinin sağlanması, kültür ve tabiat varlıkları ile tarihi dokuyu koruma, çevre düzenlemesi, yolcu terminalleri gibi turizm açısından çok önemli olan konularda büyükşehir belediyelerinin önemli rolleri vardır. SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZMDE YEREL YÖNETİMLERİN ROLÜ VE ÖNEMİ Yerel düzeyde, sürdürülebilir kalkınmanın başarılması; yerel toplumun sosyal refah düzeyinin artırılması, daha adil ve dengeli bir yerel ekonomik refahın sağlanması ve yerel ekosistemlerin entegresinin geliştirilmesiyle sağlanır (ICLEI 1999). Turizm, yerel kalkınmanın sağlanmasında önemli araçlardan birisidir. Bununla birlikte plansız, politikasız ve kontrolsüz bir turizm sektörü zamanla yerel, bölgesel ve ulusal ölçekte telafisi güç zararlara yol açabilir. Bu noktada kamu yönetimine (merkezi yönetim ve yerel yönetim) büyük sorumluluklar düşmektedir. Olalı ya (1990) göre kamu yönetiminin turizm faaliyetlerine müdahalesinin ve turizm sektörü için bir politika tespitinin ekonomik, sosyal, çevresel ve kültürel nedenleri bulunmaktadır: 1. Ekonomik Nedenler Turizm; - Kişisel tüketimde önemli bir yer tutmaktadır, - Üretim hacmini artıran uyarıcı bir faktördür, - Ülkenin gelişme durumları farklı bölgeleri arasında bir denge kurmaya imkân verir, - İnsanlara dolaylı ve dolaysız olarak çalışma alanları sağlamaktadır,

20 Bildiriler Ülke için döviz girdisi sağlayan, döviz çıktısına sebep olan bir faaliyettir. 2. Sosyal Nedenler Turizm; - Sosyal bakımdan devleti ilgilendiren birçok sosyal fonksiyonlar görmektedir, - Bir üretim faktörü olan insan gücünün dinlenmesine fırsat vermektedir, - Sermaye, tabii kaynak gibi diğer üretim faktörlerinin kullanılmasını sağlamaktadır, - Kişilerin görüş ufuklarını geliştiren, boş zamanlarını değerlendiren bir faaliyettir, - Hayat şartları değişik ülkelerde, bir ülkenin değişik bölgelerinde yaşayan insanlar - arasında karşılıklı tanımaya, anlaşmaya imkân veren bir haberleşme aracıdır, - Turist kabul eden ülkenin, bölgenin sosyal yapısını, gelenek ve göreneklerini değiştiren bir etki göstermektedir. 3. Çevresel Nedenler Turistik faaliyetler; - Turist kabul eden ülkenin tabii çevresi üzerine olumlu veya olumsuz etkiler göstermektedir, - Tesis, yol gibi sebeplerle mekan tüketen faaliyetlerdir, - Tabii çevrenin kalitesini, tarihi eserlerin, güzel sitlerin estetiğini bozabilmektedir. 4. Kültürel Nedenler Turizm; - Ziyaret edilen ülke ve bölge kültürleri üzerine etki göstermektedir, - Ziyaret edilen kişilerin kültürleri üzerine etki edebilmektedir, - Kültürel varlıklara değer kazandırabilir veya kültürel varlıklara değer kaybettirebilir,

21 280 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi - Kişilerin tutum ve davranışlarına yansıyan bir takım değişiklikler meydana getirecek şekilde insanların düşüncesine etki edebilmektedir. Turizm, yerel kalkınmanın sağlanmasında önemli bir araç olmasına rağmen önemli olan bu kalkınmanın sürdürülebilir olup olmamasıdır. Sürdürülebilirlik, bir destinasyonun uzun ömürlü olmasının en önemli belirleyici faktörü olduğu için destinasyon planlaması ve destinasyon yönetimi sürecinde göz önünde bulundurulmalısı gerekmektedir (Ivanovic 2009). Bir destinasyonun uzun dönemli bir başarı elde edebilmesi için sahip olduğu doğal, tarihi ve sosyokültürel çekiciliklerinin de uzun ömürlü olması gerekmektedir (Erdoğan 1995). Bir destinasyonun yaşam döngüsü keşif, katılım ve karışma, gelişme ve büyüme, sağlamlaştırma-pekiştirme, durgunluk, canlandırma-yenileme veya düşüşçökme olmak üzere beş aşamalı bir süreçtir (Butler 2006). Destinasyonlar, turistlerin ihtiyaçlarına cevap veren özelliklerini kaybeder ve turistler için cazip olan çekiciliklerini iyi koruyamaz ise turistik destinasyon olma özellikleri de kaybolur (Toskay 1983). Turizm destinasyonlarının yönetimini gerçekleştiren otoritelerin pazarlama açısından sürdürülebilir turizmin sağlanmasında standartlar ve düzenlemeler oluşturmada önemli bir yeri vardır (Batra 2006). Dağ turizmi, yayla turizmi, çiftlik turizmi ve macera turizmi gibi alternatif turizm türlerinin yerel niteliğinin öne çıkması nedeniyle bu turizm türlerine yönelik hizmetlerin sağlanmasında yerel yönetimler uygun niteliklere sahiptir (Yalçındağ 1994). Yerel toplum, turizm işletmeleri, turistler, sosyo-kültürel ve doğal çevre bakımından sürdürülebilir turizmin sağlanmasında öncelikle destinasyonun bütün paydaşlarının bir araya getirildiği bir mekanizmanın kurulması gerekmektedir (ICLEI 1999). Turizm destinasyonlarında yürütülmesi gerekli çok boyutlu ve farklı hizmetlerden istenen verim ve etkililiğe ulaşılması ancak, bu hizmetler için yerel düzeyde yönetsel bütünlüğün sağlanmasıyla mümkün olabilir (Yalçındağ 1994). Tortop (1988) turistik yöre belediyelerine aşağıdaki konularda yardım edilmesi gerektiğini belirtmektedir: Kanalizasyon yapımı, İçme ve kullanma suyu tesisleri, yapımı ve iyileştirilmesi, Elektrik şebekesinin iyileştirilmesi, Şehiriçi yol yapımı ve onarımı, Doğal ve kültürel değerlerin iyi kullanılması ve çevre düzenlenmesi, Park onarımı ve düzenlenmesi,

22 Bildiriler 281 Otopark yapımı, soğuk hava deposu yapımı, Tuvalet yapımı, Turistik amaçlı diğer alt yapı yatırımları. Bu noktada merkezi yönetimin önemi ortaya çıkmaktadır. Merkezi yönetim, yerel yönetimlere kıyasla her alanda daha güçlü bir yapıya sahiptir. Köy, belde ve ilçe idareleri başta olmak üzere yerel yönetimler teknik araç-gereç, mali ve insan kaynakları bakımından merkezi yönetime göre olanakları çok sınırlıdır. Anayasamızın 127. maddesinde mahalli idarelerin belli bir kamu hizmetini daha etkin ve verimli bir şekilde görmek amacıyla kendi aralarında Bakanlar Kurulu ile birlik kurabilecekleri, bu birliklerin görev ve yetkileri, yürüteceği kolluk işleri gibi konuların kanunla düzenleneceği belirtilmiştir (Derdiman 2003). Bu birliklerden birisi olan Turizm Birlikleri; kültür ve turizmi koruma ve gelişim bölgeleri ile turizm merkezlerinde, alanın bütüncül bir anlayışla korunması, geliştirilmesi, tanıtımı, kültür ve turizme ilişkin sosyal ve teknik altyapının gerçekleştirilmesi ve işletilmesini sağlamak amacıyla alandaki bütün yerel yönetimlerin katılımıyla kurulan birliklerdir (Eryılmaz 2008). Tablo 2. Mahalli idare birliklerinin türlerine göre dağılımı No Birlik Türleri KHGB İçmesuyu Birliği Belediye Hizmet Birliği Turizm Birliği Çevre Altyapı Hiz. Birliği Özel İdare-Bel. Hiz. Birliği Ulusal Düzeyde Birlikler Kalkınma Birliği Diğer Fesih Toplam Kaynak: Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü (MİGM), 2011 Tablo 2 de, Türkiye de mahalli idare birliği olarak kurulan turizm birliklerinin 2006 ve 2011 yılları arasındaki sayıları verilmektedir. Buna göre 2006 yılında 18 olan turizm birliği sayısı 2011 yılında 69 a yükselmiştir. Turizm birlikleri sayesinde tek başına yerine getirilmesi imkansız veya zor olan hizmetler kolaylıkla yerine getirilebilir. Özellikle aynı il veya bölge içerisinde yer alan yerel yönetim birimleri, bölgesel pazarlama ve tanıtım açısından güç birliğine giderek turizmin tek bir merkez yerine daha bölgesel düzeye yayılmasını sağlamanın yanında maliyet açısından da önemli miktarlarda tasarruf elde edilebilirler.

23 282 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi SONUÇ VE DEĞERLENDİRME Bu çalışmada sonuç olarak, sürdürülebilir turizmin sağlanmasında yerel yönetimlerin yerel ulaşım, su-kanalizasyon, enerji, çevre düzenlemesi, cadde ve sokak temizliği, turizme doğrudan ve dolaylı ürün ve hizmet üreten işletmelerin ruhsatlandırılması ve denetlenmesi, tarihi ve kültürel değerlerin korunması, tabiat varlıklarının korunması, yol ve trafik hizmetleri, yetkili olunan alanın pazarlanması, yerel değerlerle ilgili etkinliklerin gerçekleştirilmesi gibi birçok alanda önemli rollerinin olduğu görülmektedir. Bununla birlikte, yerel yönetimlerin sahip olduğu kaynakların sınırlılığından dolayı belirtilen hizmetleri yerine getirmede güçlüklerle karşılaşacağı ve bu hizmetleri doğrudan turizm yerine mahalli ortak ihtiyacın karşılanması amacıyla yerine getirdiği düşünülmektedir. Merkezi idarenin turizm konusunda yerel, bölgesel ve ulusal düzeyde kamu yönetimini tek başına temsil ederek bütün rolleri üstlenmesinin yerel yönetimlerin turizme bakış açılarında etkili olduğu düşünülmektedir. Özellikle Kültür ve Turizm Bakanlığı nın, her ilde Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü olarak temsil edilmesi yerel yönetimlerin turizm konusunda kendilerini arka planda tutma nedeni olarak düşünülmektedir. KAYNAKÇA Batra, A. (2006). Tourism Marketing For Sustainable Development. ABAC Journal, 26 (1): Bozkurt, Ö. ve Ergun, T. (2008). Kamu Yönetimi Sözlüğü, 2.baskı, Editör: Seriye Sezen, Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü (TODAİE) Yayınları, Ankara. Yayın No: 342. Briggs, S. (2001). Successful Tourism Marketing. İngiltere: Creative Print, 2nd ed., Wellingborough. Brundtland, G. (1987). Our Common Future, The World Commission on Environment and Development, WCED. Oxford: Oxford University Press. Butler, W., R. (2006). The Concept of A Tourist Area Cycle of Evolution: Implications for Management of Resources, The Tourism Area Life Cycle:Applications And Modifications, Editor: Richard W. Butler, Channel View Publications, Great Britain, 1. Derdiman, R. C. (2005). Yeni Düzenlemelere Göre Yerel Yönetimler. İstanbul: Aktüel Yayınları. Derdiman, R., C. (2003). Türkiye İdaresinin Hukuksal Yönü ve Yapısı: Temel Bilgiler İdari Teşkilat Sorunlar ve Çözüm Önerileri. İstanbul: Alfa Basım Yayım Dağıtım. Dinçer, Ö. (1998). Yerel Yönetimlerin Yeniden Yapılandırılması İhtiyacı ve İlkeleri Üzerine Bir Tartışma, Türkiye de Yönetim Geleneği: Kurumlar, Sorunlar ve Yeniden Yapılanma Arayışları, Editörler: Davut Dursun, Hamza Al, İstanbul: İlke Yayıncılık. Erdoğan, H. (1995). Ekonomik Sosyal Kültürel Çevresel Yönleriyle Uluslararası Turizm. 2.baskı, Bursa: Uludağ Üniversitesi Yayınları. Eryılmaz, B. (2008). Kamu Yönetimi: Düşünceler, Yapılar, Fonksiyonlar. Ankara: Okutman Yayıncılık. ICLEI. (1999). Sustainable Tourism: A Local Authority Perspective, Background Paper #3, Commission on Sustainable Development 7th Session, International Council on Local Environmental Initiatives, New York.

24 Bildiriler 283 Ivanovic, M. (2009). The Tourist Destination, Tourism Development 1: Fresh Perspectives, Editors: Ivanovic, M., Khunou, P., S., Reynish, N., Pawson, R., Tseane, L., Wassung, N., South Africa: Pearson and Prentice Hall. Jurınčıč, I. ve POPIČ A. (2009). Sustainable Tourism Development in Protected Areas on the Pattern of Strunjan Landscape Park. Varstvo Narave, 22: Kahraman, N. ve Türkay, O. (2009). Turizm ve Çevre. 3. Baskı, Ankara: Detay Yayıncılık. Malhotra, R., K. (1997). Encyclopaedia Of Hotel Management And Tourism. New Delhi, India: Anmol Publications. Mansuroğlu, S. (2006). Turizm Gelişmelerine Yerel Halkın Yaklaşımlarının Belirlenmesi: Akseki/Antalya Örneği, Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, 19(1): MİGM. (2011). Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü, ( ). Olalı, H. (1990). Turizm Politikası ve Planlaması. İstanbul: Yön Ajans. Parlak, B. ve Sobacı, Z. (2005). Kuram ve Uygulamada Kamu Yönetimi: Ulusal ve Global Perspektifler. İstanbul: Alfa Aktüel. Resmi Gazete (1924). Köy Kanunu, Kanun No: 442, Sayı: 68. Resmi Gazete (1982). Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, Kanun No: 2709, Sayı: Resmi Gazete (2004). Büyükşehir Belediyesi Kanunu, Kanun No: 5216, Sayı: Resmi Gazete (2005a). İl Özel İdaresi Kanunu, Kanun No: 5302, Sayı: Resmi Gazete (2005b). Belediye Kanunu, Kanun No: 5393, Sayı: Saran, U. (2004). Kamu Yönetiminde Yeniden Yapılanma: Kalite Odaklı Bir Yaklaşım. Ankara: Atlas Yayınları. Şen, M. L. ve Eken, M. (2007). Belediyelerde İnsan Kaynakları Yönetimi. Kamu Yönetimi Yazıları, Editörler: Bilal Eryılmaz, Musa Eken, Mustafa Lütfi Şen, Ankara: Nobel Yayın. Toprak, Z. (1990). Kıyı Yerleşimlerinde Turizm Faaliyetleri ve Belediyelerin Karşılaştıkları Sorunlar: Çeşme Belediyesi Örneği, Amme İdaresi Dergisi, 23 (4): Tortop, N. (1988). Turizm ve Belediyeler, Amme İdaresi Dergisi, 21 (2): Tortop, N. (1994). Mahalli İdareler. Ankara: Yargı Yayınları. Toskay, T. (1983). Turizm: Turizm Olayına Genel Yaklaşım. İstanbul: Der Yayınları. Tseane, L. (2009). New Trends And Growing Types of Tourism-Tourism Product Development, Tourism Development 1: Fresh Perspectives, Editors: Ivanovic, M., Khunou, P., S., Reynish, N., Pawson, R., Tseane, L., Wassung, N., South Africa: Pearson and Prentice Hall. Ulusoy, A. ve Akdemir, T. (2006). Mahalli İdareler: Teori-Uygulama-Maliye. Ankara: Seçkin Yayıncılık. Usta, Ö. (2002). Genel Turizm, İzmir: Anadolu Matbaacılık. Wahab, S. (2005). Sustainable Tourism In The Developing World,Tourism, Development and Growth, 2nd. Ed., Editors: SalahWahab, John J. Pigram, London: Routledge. Yalçındağ, S. (1994). Alternatif Turizmin Yönetsel Boyutu. Amme İdaresi Dergisi, 27 (1): Yıldırım, T. (1999). Türkiye nin İdari Teşkilatı, 2. Baskı, İstanbul: Alkım Yayınevi.

25 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi: , Nisan 2012, Kemer, Antalya, Bütün hakları saklıdır ISBN: Akdeniz Bölgesi Turizmine Tarihsel Depremlerin Yansımaları Levent EREL T. C. İstanbul Üniversitesi, Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi E-posta: Fatih ADATEPE T. C. İstanbul Üniversitesi, Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü E-posta: Sinan DEMİREL T. C. İstanbul Üniversitesi, Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü E-posta: ÖZ Dünya turizminde olduğu gibi ülkemiz doğa turizminde de yamaçlar, fay diklikleri, volkan konileri, volkanik adalar, akarsu taşkın ovalarının ağzındaki plajlar en fazla ilgi gören alanlardır. Bu sahalar ülkemizde aynı zamanda Antik Kentler, Roma-Bizans yapıları, Selçuklu- Osmanlı dönemi eserleri ile iç içedir. Kuşkusuz doğal arazi yapılarıyla, turizm alanları özellikle Akdeniz Bölgemizde bir arada bulunur. Çoğu zaman Antik Kentin yukarı-şehri (Akrapol) gezilirken, aslında şiddetli depremleri üreten bir fayın üzerinde yürüdüğümüzü fark bile edemeyiz. Geçmişteki deprem, tsunami gibi doğal afetleri ve bıraktıkları izleri; efsaneler, mitoslar ve hikâyelerle çekici hale getirip ziyaretçilere aktarmak, dünya turizm gelirindeki payımızı daha da arttıracaktır. Anahtar sözcükler: Akdeniz Bölgesi, Turizm, Tarihsel Depremler, Antik Kentler, Mitoloji, GİRİŞ Ülkemiz, tektonik oluşumu, jeolojik yapısı, topografyası, meteorolojik özellikleriyle doğal afet tehlike ve risklerine açıktır. Bu açıdan; kıyılarda ve kıyıya komşu alçak arazilerde şiddetli fırtınalar, deniz seviyesi değişimleri, tsunamiler gibi deniz kaynaklı afetler ile deprem, sellenme, taşkın, heyelan, volkan patlamaları gibi kara kökenli afetler daima yaşamın bir parçası olmuştur. Ülkemizi etkileyen doğal afetler içersinde can ve mal kaybına neden olan afetlerin en önemlisi depremlerdir. Çünkü bilindiği üzere topraklarımızın büyük bölümü birinci derece deprem riski altındadır. Çok kısa sürede doğada değişiklik yapan dep-

26 Bildiriler 285 remler, aynı zamanda bu bölgedeki yolları, tapınakları, kutsal alanları, kehanet yerleri ile su ve gaz çıkışlarını da doğrudan etkilerler. Eski yerleşmelerin, yapıların günümüze kalan yıkık görüntülerinin asıl nedeni; insanların buraları terk ettikten sonraki yıllarda da etkili olan ve başta depremler olmak üzere oluşan doğal afetlerdir. Ancak farklı doğal şekillerin bir arada bulunması ve sundukları ilgi çekici görünümler, ülkemiz turizmine hem zenginlik, hem çeşitlilik kazandırmaktadır (Erel 1987). Antik Kentleri tanıtan turlarda, tarihi-arkeolojik bilgilerin yanı sıra, kentsel yaşamı etkilemiş afet bilgilerinin çeşitli efsane ve mitoslarla birlikte verilmesi kuşkusuz gezileri renklendirecektir (Erel vd. 2010). Bu bağlamda Ülkemizin Akdeniz Bölgesi de Doğu Anadolu Fay Zonu nun etkisinin görüldüğü, Toros Dağ sisteminin şekillendirdiği genç yüzey yapılarıyla afetlere açık riskli alanlardır. Bunlar bir sonraki bölümde çeşitli mitolojik bilgilerle zenginleştirilerek sunulacağı gibi her dönemde yaşamın bir parçası olmuştur. BÖLGENİN TARİHSEL DEPREMLERİNE ÖRNEKLER Akdeniz Bölgesi sınırlarında saptanan depremlerin (Soysal vd. 1981) büyük bölümü Ölü Deniz Fayı bağlantılı Antakya-Samandağ odaklıdır. Geriye kalanlar ise Rodos-Fethiye, Rodos-Meis ve Girit kaynaklıdır. Kıbrıs yayının kuzeyinde oluşan az sayıdaki Antik Çağ depremi Misis-Ceyhan-Kadirli yörelerinde etkili olmuştur. Bu bölümde, tarihi depremlerin Antik Kent yaşamına etkilerine örnekler verilecektir. a) Önce Kara, Sonra Deniz Giriş bölümünde de belirtildiği gibi Güneybatı Anadolu-Akdeniz ayrımı kıyısında denize paralel uzanan kıvrım sistemi özel bir morfoloji oluşturmuştur. Dik kıyı şeridinde burunlar, yarımadalar, bunların arasına sıkışmış temiz mavi koylar, kıyı önünde ada dizisi, Menteşe tipi, Dalmaçya tipi ya da Ria lı kıyılar adlarıyla literatüre geçmiştir. Bu Adalardan en büyük olanı Kekova Adasıdır, Kekova ile anakara arasında Ölüdeniz Koyu yer alır (Fotoğraf 1).

27 286 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi Fotoğraf 1. Kekova-Kaleköy Kıyılar boyunca yer alan Kale (Simena), Üçağız (Theimiusa), Sıcak (Aperlai); antik çağdan günümüze uygarlıkların izlerini taşır. Ölüdeniz ve Kekova civarında denizciliğe uygun korunaklı, derin koyların oluşmasına katkı yapan doğal etken tartışmasız depremlerdir. Deniz alanının bir bölümü önceleri bölgeye özgü karstik yapıda ve kara halindeyken, MS. 141 ve 240 da oluşan depremlerle arazi çökerek sular altında kaldı. Büyük olasılıkla ilk şiddetli deprem insanları hazırlıksız yakaladı. Sarsıntılar liman yapılarını, mendireği, meskenleri denize gömdü. Ölüdeniz koyunun batısında, bir bölümü su içinde olan Likya Mezarı ve çevresindeki sularda batıklar, amphoralar, yapıtaşları yığınlar halinde bulunur. Özellikle Ölüdeniz koyunda yüzüyor gibi gözüken Likya Mezarı, yaşananları belgeleyen eşi bulunmaz bir kanıt durumundadır (Fotoğraf 2).

28 Bildiriler 287 Fotoğraf 2. Kekova Ölüdeniz Koyunda bulunan Likya Mezarı b) Ksanthos un (Kınık) Tsunami Cezası Deniz kaynaklı afetler, mitolojide çoğunlukla tanrı Poseidon ile ilişkilendirilir (Grimal 1997). Kadınların, deprem yapan deniz tanrısı Poseidon dan öçlerini almasının hikayesidir; Antik çağda Likya Bölgesi nin Küçük Eşen kıyı ovasında gerçekleşmiştir. Ksanthos, bugünkü Teke Yarımadası na (Antalya ili) karşılık gelen eki Likya nın başşehriydi. Şehir Ksanthos Çayı nın (Kınık Çayı/ Sarı Çay) ovaya açıldığı dar boğazda kurulmuştu. Çayın alüvyonlarının oluşturduğu küçük ova, verimli tarım alanıydı. Mitolojiye göre Likya Kralı ile Poseidon arasında sorunlar ortaya çıkmış ve bu nedenle kent lanetlenmişti. Uygulanacak cezayla ilgili tarihçi Plutharkhos un anlattığı efsaneler (mythus), tsunami bilgileri içerir. Bunlara göre; Poseidon un açık denizde oluşturduğu depremle birlikte ovanın kumsalında patlayan dalgalar beyaz yeleli at sürüsü gibi hızla kent surlarına ilerler. Ovanın verimli toprakları tuzlanır ve işe yaramaz hale gelir. Ancak, cesur Ksanthos halkı, hayatları bahasına doğal anlamda oluşan istilacılara daima karşı koymayı bilmişti. Evvelce Atina kentinin koruyucu tanrısının seçilmesinde, Poseidon kendisine oy vermeyen kadınları cezalandırmıştı. İşte, Ksanthos lu kadınlar hem bu olayın da öcünü almak hem de şehirlerini korumak için birleştiler. Kentin surlarının dı-

29 288 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi şında el ele tutuşup sıralar halinde şehre doğru ilerleyen dev dalgalara, yani Poseidon un beyaz yeleli atlarına karşı korkusuzca ilerlediler. Efsane, utanan denizin eski yatağına çekilmesiyle sonuçlandı (Agizza 2001; Erel ve Zapçı 2007). Kentin limanı Patara nın adını verdiği doğal kumsal, deniz tanrısının sadık yardımcıları yunusların, beyaz yeleli atların, çıplak ayaklarıyla denize meydan okuyan cesur Ksanthos lu kadınların izlerini taşır (Fotoğraf 3, 4). Fotoğraf 3. Ksanthos Antik Kenti Fotoğraf 4. Patara Kumsalı

30 Bildiriler 289 c) Fay Diklikleri, Yamaçlar ve Su Faktörü Yamaçlar ile fay düzlemlerinin oluşturduğu diklikler; eğim değerlerinin yüksek, ulaşımın güç, tehlikeli, tarım alanlarının kısıtlı, nüfus yoğunluğunun ise en düşük olduğu doğal yapılardır. Tüm bunlara karşılık Antik çağda fay ve yamaç diklikleri; şehirlerin ilk kuruluş çekirdeği Akropol (yukarı şehir) ile dini yapılar (sığınak, manastır gibi) için özellikle tercih edildiği yerler olmuştur. Böyle bir önceliğin ortaya çıkmasında en önemli husus, buraların daha güvenli, korunması kolay alanlar olması ve az sayıda insanla bile savunulmasıdır. Tek koşul ise burada yeterli bir pınarın ya da su çıkışının bulunmasıdır. Gerçekten de küçük bir pınar çıkışı bile bu yüzyıllarda (eğer gözden ıraktaysa) bir manastırın ortaya çıkmasına yetmiştir ve çıkan pınarlar kutsallaştırılmıştır. Gizli kalmış, yüksekte, ufuk açısı geniş, insanların kolaylıkta gelemeyeceği koruması kolay diklikler aynı zamanda kanaatkâr yaşama yetecek üretim alanları olarak da karşımıza çıkar. Ama depremler bu tip yerleşmelerin peşini bırakmaz ve her afet sonrasında bıkıp usanmadan yıkılan yapılar, dini tesisler tamir edilir. Depremler bazen yamaçlardaki pınarları zenginleştirdiği gibi, bazen tam tersi olarak arazinin şeklini değiştirerek su akışını da yok eder. Böylece terk edilmiş mağaralar, yıkılmış yapılar, ıssız kentler, tehlikenin geçtiği güvenli yıllarda daha sonra bir ören yeri olarak ziyarete açılır. İşte bu mekânlarla karşılaştığımızda çoğu zaman aklımıza; depremlerin insanları buradan nasıl kaçırdığı ve hayat kaynağı olan suyun yavaş yavaş azalmasının bu yerleşmelerin sonunu zaman sürecinde nasıl getirdiğini anımsatır. Anlatılanlara bölgeden en güzel örnek Kaunos Antik Kenti dir (fotoğraf 5). Kent Köyceğiz Gölü nü de içine alan eski körfezin girişini kontrol etmekteydi ve Akropol 152 m yükseklikteki tepeye kurulmuştu. Tepenin ovaya bakan yüzü fay dikliği halindeydi ve böylece doğal biçimde korunuyordu. MÖ. 226 depremi surları ve yapıları yıktı. Kentin sönükleşerek devre dışı kalmasında depremlerin yıkıcılığının yanında, meydana gelen tektonik yükselmenin limanı sığlaştırması ile kentin su kaynağının devre dışı kalmasının da büyük rolü olmuştur (Erel ve Adatepe 2003).

31 290 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi Fotoğraf 5. Kaunos Antik Kenti SONUÇ Doğal afetler insanlara ve yerleşimlere zarar verir. Ancak zaman içinde acılar unutulup yaralar sarılınca doğada turistik çekiciliği olan olağan dışı morfolojik şekillerle karşılaşırız. Doğada geçmişte oluşan bu izler, turizm faaliyetlerinde yararlanılacak biçimde korunmalı ve sunulmalıdır. Antik yapılar içindeki tapınakların, kutsal alanların, kehanet yerleri ile termal merkezlerin başlıcalarının, kırık hatlarındaki su ve gaz çıkışlarıyla doğrudan bağları vardır. Bu özellikler rehberler vasıtasıyla öne çıkarılıp değerlendirilmelidir. Gelecekte oluşabilecek depremlere öncekilerden dersler çıkartacak şekilde hazırlanmalıyız. Çünkü ülkemizin her yerinde olduğu gibi Akdeniz Bölgesinde de bu durum kaçınılmazdır. Turistik olarak Antik Kentlere yapılan turlarda sunulan tarihi ve arkeolojik bilgilerin yanı sıra, kentsel yaşamı etkilemiş afet bilgilerinin de hikâyeler ve mitoslarla renklendirilmesi kuşkusuz geziyi daha heyecanlı kılacaktır.

32 Bildiriler 291 KAYNAKÇA Agizza, R. (1997). Antik Yunan da Mitoloji, Masallar ve Söylenceler. Çeviren: Z. İlkgelen, İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları Eskiçağ Dinleri ve Mitolojileri Dizisi, No.7. Erel, L.T. (1987). Antalya Turizminde Etkili Olan Doğal Çekicilikler. Akdeniz Tristik Otelciler ve İşletmeciler Dergisi, 2: Erel, L.T. ve Adatepe, F.M. (2003). Tarihi Depremlerin Akdeniz Bölgesi Kent Yaşamındaki İzleri, Sırrı Erinç Sempozyumu Genişletilmiş Bildiri Özleri, Eylül 2003 İstanbul, Erel, L.T. ve Zabcı, C. (2007). Deprem Yapan Deniz Tanrısı, Poseidon. Arkeoloji ve Sanat, 126: Erel, L.T., Adatepe, F.M. ve Demirel, S. (2010). Doğal Afet Turizmine Dünyadan ve Türkiye den Örneklerle Bir Bakış, I.Disiplinler Arası Turizm Araştırmaları Kongresi, Mayıs 2010, Nevşehir, Grimal, P. (1997). Mitoloji Sözlüğü Yunan ve Roma. Çeviren: S.Tamgüç, İstanbul: Sosyal Yayınlar. Soysal, H., Sipahioğlu, S., Kolçak, D. ve Altınok, Y. (1981). Türkiye ve Çevresinin Tarihsel Deprem Kataloğu, (MÖ MS. 1900), TÜBİTAK Proje No. TBAG 341.

33 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi: , Nisan 2012, Kemer, Antalya, Bütün hakları saklıdır ISBN: Deniz Turizm İşletmeciliğinde Hedef Pazar Gruplarının Hizmet Satın Alma Kararları Üzerinde Kulaktan Kulağa İletişimin Etkisi Erdal ARLI T. C. Kocaeli Üniversitesi, Barbaros Denizcilik Yüksekokulu E-posta: ÖZ Yat limanı işletmeleri deniz turizm alanında faaliyet gösteren hizmet işletmeleridir. Yat limanı işletmelerinde hizmetin insan ve araç olmak üzere iki ana boyutu vardır. Bu hizmetin insan boyutunu özel ve ticari tekne sahipleri/ kaptanları, araç boyutunu tekneler oluşturmaktadır. Bu bağlamda özel ve ticari tekne sahipleri/kaptanları yat limanı işletmelerinin her iki boyutu da içine alacak şekilde çok önemli iki hedef pazarını oluşturmaktadır. Bu araştırmanın amacı günümüzde müşterilerin satın alma kararları üzerinde etkili olan kulaktan kulağa iletişimin özel ve ticari tekne sahipleri/kaptanlarının hizmet satın alma kararları üzerindeki etkisini belirlemektir. Araştırmanın amaçlarını gerçekleştirmek üzere nicel araştırma yöntemi yaklaşımından yararlanılmıştır. Araştırma verileri yüz yüze anket yöntemi ile toplanmıştır. Araştırmanın ana kütlesini Antalya Bölgesi nde faaliyet gösteren bir yat limanı işletmesinden konaklama hizmeti alan özel ve ticari tekne sahipleri/kaptanları oluşturmaktadır. Yat limanının bağlama kapasitesi 200 adet tekne olup, genelde müşterileri en az bir yıllığına sözleşme yapan teknecilerden oluşmaktadır. Zaman ve maliyet kısıtları sebebiyle ana kütle içerisinden 85 kişilik bir örneklem grubuna tesadüfü olmayan örnekleme yöntemi uygulanmış ve cevaplayıcılar kolayda örnekleme yöntemiyle seçilmiştir. Araştırmada hedef pazar gruplarının kulaktan kulağa iletişime bağlı satın alma kararları üzerinde arkadaş çevresi ile mevcut/potansiyel müşterilerin anlamlı bir etkisinin olduğu belirlenmiştir. Anahtar sözcükler: Hedef Pazar, Kulaktan Kulağa İletişim, Yat Limanı İşletmeciliği GĠRĠġ Kulaktan kulağa iletişim, kişilerin diğer kişilerle bilgiyi ve deneyimi paylaşma sürecidir (Hawkins vd. 1998). Kulaktan kulağa iletişim veya diğer bir ismiyle fısıltı pazarlaması pazarlamacılar için önemli iletişim araçlarından biridir (Çilingir vd. 2010). Günümüzde işletmeler açısından neredeyse bir maliyet gerektirmeyen ve tüketicinin satın alma davranışı üzerinde etkisi olan kulaktan kulağa iletişim, gerek akademik çalışmalarda gerekse de işletmelerin tutundurma politikalarının belirlenmesinde özenle üzerinde düşünülen bir konu haline gelmektedir (Mangold vd. 1999). Silverman a (2006) göre günümüzde tutundurma

34 Bildiriler 293 faaliyetleri esasen, satış ve reklam çevresinde değil, kulaktan kulağa iletişim çevresinde dönmektedir. Kulaktan kulağa iletişim bir mal veya hizmet hakkında hedef kitleler, aile üyeleri, yakınlar, komşular, arkadaşlar, mevcut ve potansiyel müşteriler arasında gerçekleşen bir iletişim sürecidir. Bu tür kişisel iletişimin kişiye hitaben gerçekleşiyor olması ve geri bildirim imkânı nedeniyle oldukça etkili olabilmektedir (Kotler ve Armstrong 2004). Amerika da yapılan bir araştırmada tüketicilerin %40 ının özellikle sağlık, hukuk ve otomobil tamirine yönelik hizmetleri satın almadan önce aile ve arkadaşlarının tavsiyelerini önemsedikleri belirlenmiştir (Hogan vd.2004). Amerikalı tüketiciler üzerine yapılan başka bir araştırmada tüketicilerin yeni ürünler hakkında başvuru kaynağı olarak ilk sırada aile ve arkadaşların yer aldığı saptanmıştır (Shalback 2005). Ticari kaygı olmaksızın yapılan kulaktan kulağa iletişim, olası ürün seçimi hakkında bilgi edinmede, özellikle hizmet sektöründe oldukça etkili bir iletişim aracıdır (East vd. 2007). Müşterilerin işletmeler hakkında edindiği kulaktan kulağa bilgiler özellikle hizmet işletmesi seçim kararında müşterilere yardımcı olmaktadır (Kau ve Loh 2006). Yat limanı işletmeleri de deniz turizm alanında faaliyet gösteren hizmet işletmeleridir. Yat limanı işletmelerinde hizmetin insan ve araç olmak üzere iki ana boyutu vardır. Bu hizmetin insan boyutunu tekne sahipleri/ kaptanları, araç boyutunu tekneler oluşturmaktadır. Özel ve ticari tekne sahipleri/kaptanları da yat limanı işletmelerinin önemli iki hedef pazarını oluştururlar. Bu araştırmada özel ve ticari tekne sahiplerinin/kaptanlarının kulaktan kulağa iletişime bağlı satın alma kararları üzerinde aile çevresi, arkadaş çevresi ve diğer tekne sahipleri/kaptanlarının etkisi belirlenmeye çalışılmıştır. KULAKTAN KULAĞA ĠLETĠġĠMĠN MÜġTERĠLERĠN SATIN ALMA KARARLARI ÜZERĠNDEKĠ ETKĠSĠ Kulaktan kulağa iletişim, müşterilerin kullandıkları bir mal, hizmet, marka veya işletme ile ilgili olumlu veya olumsuz düşüncelerini ve deneyimlerini aile çevresine, arkadaşlarına, mevcut veya potansiyel müşterilere aktarmaları, onları bilgilendirmeleri ve bu mal, hizmet, marka ya da işletmeyi tercih etmeleri ya da etmemeleri, o ürün veya markayı kullanmaları ya da kullanmamaları hususunda cesaretlendirmeye yönelik yapılan sözlü ve resmi olmayan iletişimdir (Anteplioğlu 2005; Başgöze 2006). Literatür incelendiğinde bu sözlü ve resmi oluşturmayan iletişimin müşterilerin satın alma kararı üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğunun birçok çalışmayla ortaya konduğu görülmektedir. Murray yaptığı çalışmasında satın alma kararıyla ilgili riskin azaltılmasında kulaktan kulağa iletişimin önemini ifade etmektedir (Murray 1991). Bunun yanı sıra Bo-

35 294 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi ne, çalışmasında müşterilerin satın alma davranışlarının oluşmasında kulaktan kulağa iletişimin önemini vurgulamaktadır (Bone 1995). Silverman na (1997) göre de kulaktan kulağa iletişim, tüketicinin satın alma davranışını harekete geçirmesi ya da marka değiştirmesine neden olması ve ayrıca karmaşıklığı ortadan kaldırarak ve tüketici karar verme sürecini azaltarak işletmelerin yeni müşteri kazanmasında önemli faydalar sağlayan bir iletişimdir. Ennew ve diğerlerine (2000) göre, kulaktan kulağa iletişimde bilgiler güvenilir ve inanılır birinden geldiği takdirde satın alma kararı üzerinde etkili olmaktadır. Bonsel ve Voyer a (2000) göre de kulaktan kulağa iletişim satın alma karar sürecinde önemli bir etkiye sahiptir. Marangoz (2007) yaptığı çalışmasında, kulaktan kulağa iletişimin tekrar satın alma davranışını ve değiştirme davranışını etkilediğini ortaya koymuştur. Bir diğer çalışmada da kulaktan kulağa iletişimin müşterilerin algıları ile satın alma karar sürecini etkileyen en önemli bilgi kaynaklarından biri olduğu ifade edilmektedir (Christiansen ve Tax 2000). ARAġTIRMANIN AMACI VE YARARI Bu araştırmanın amacı, yat limanıişletmelerinin hedef pazarını oluşturan özel ve ticari ticari tekne sahipleri/kaptanlarının hizmet satın alma kararları üzerinde aile çevresi, arkadaş çevresi ve diğer tekne sahipleri/kaptanlarının etkisinin bulunup bulunmadığını belirlemektir. Ayrıca, araştırmada kulaktan kulağa iletişim yoluyla olumsuz ve olumlu bilgi yaymanın hedef pazar grupları açısından anlamlı bir farklılık gösterip göstermediği de ortaya konmaya çalışılmıştır. Bu araştırma sonuçlarının, yat limanı yöneticilerine; hedef kitlesini oluşturan özel ve ticari tekne sahiplerinin kulaktan kulağa iletişime bağlı bilgi yayma niyetleri, satın alma kararları üzerinde referans gruplarının etkinlik düzeylerini görmeleri konusunda bilgi sağlayacağı ve bu bilgilerin hedef pazar gruplarına yönelik tutundurma politikası belirlenmesi konusunda yön göstereceği ve araştırmanın hedef pazar gruplarının satın alma kararları üzerinde kulaktan kulağa iletişimin etkisini açıklaması bakımından daliteratüre katkı sağlayacağı düşünülmektedir. ARAġTIRMANIN SINIRLILIĞI Araştırma, tüm yat limanlarına zaman ve maliyet kısıtlarına bağlı ulaşma güçlüğü nedeniyle Antalya da faaliyet gösteren bir yat limanı işletmesinde gerçekleştirilmiştir. X Yat Limanı nın Turizm İşletme Belgeli ve Beş Altın Çıpalı liman olması, sektördeki tecrübe ve deneyimi, Türkiye nin büyük kuruluşlarından

36 Bildiriler 295 birine bağlı olarak kurumsallaşmış yapısı, diğer işletmelere oranla havaalanının yanı sıra şehir merkezine yakın konumu göz önünde bulundurulmuş ve böyle bir işletmede yapılacak araştırmanın ve sonuçlarının sektöre yön vereceği düşünülmüştür. Bu araştırmanın tek bir yat limanı üzerine yapılmış olması en önemli sınırlılığını oluşturmaktadır. Benzer bir araştırma Antalya Bölgesi nde tüm yat limanlarını kapsayacak şekilde yapılabileceği gibi, yat turizmi açısından büyük potansiyele sahip Muğla ve İstanbul illerini (Deniz Ticaret Odası Sektör Raporu 2010) de kapsayacak şekilde yapılabilir. YÖNTEM Araştırmanın yöntemi, araştırmanın amaçlarını gerçekleştirmek üzere nicel araştırma yaklaşımı ile yapılmıştır. Veri toplamda anket yöntemi kullanılmıştır.araştırmanın anket formu iki bölümden oluşmakta olup, birinci bölüm cevaplayıcıların demografik özelliklerine ilişkin soruları kapsamaktadır. Anketin ikinci bölümünde, kulaktan kulağa iletişime bağlı satın alma kararına yönelik sorular yer almaktadır. Bu bölümde özel ve ticari tekne sahiplerinden/kaptanlarından verilen ifadelere beşli Likert Ölçeği ne göre (1:Kesinlikle Katılmıyorum, 5:Kesinlikle Katılıyorum) katılma derecelerini belirtmeleri istenmiştir. ARAġTIRMA PROBLEMĠNĠN TANIMI Bu araştırmada aşağıdaki sorulara cevap aranmıştır; 1. Özel ve ticari tekne sahiplerinin/kaptanlarının hizmet satın aldıkları yat limanı hakkında kulaktan kulağa iletişime bağlı olumlu ve olumsuz bilgi yayma niyetleri farklılık göstermekte midir? 2. Özel ve ticari tekne sahiplerinin/kaptanlarının kulaktan kulağa iletişime bağlı satın alma kararları üzerinde aile çevresi, arkadaş çevresi ve diğer tekne sahiplerinin/kaptanlarının istatistiksel açıdan anlamlı bir etkisi var mıdır? ARAġTIRMANIN MODELĠ Belirtilen amaçlar doğrultusunda yapılan bu araştırmayla, yat limanı müşterilerinin kulaktan kulağa iletişime bağlı satın alma kararları üzerinde aile çevresi, arkadaş çevresi ve diğer tekne sahipleri/kaptanlarının etkisinin olup olmadığının belirlenmeye çalışılmasının yanı sıra, ticari ve özel tekne sahiplerinin kulak-

37 296 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi tan kulağa iletişime bağlı olumlu ve olumsuz bilgi yayma niyetlerinin anlamlı farklılık gösterip göstermediği tespit edilmeye çalışılmıştır. Referans Grupları -Aile Çevresi -Arkadaş çevresi -Diğer Tekne Sahipleri/kaptanları Ticari Tekne Sahiplerinin Kulaktan Kulağa İletişime Bağlı Satın Alma Kararı Özel Tekne Sahiplerinin Kulaktan Kulağa İletişime Bağlı Satın Alma Kararı Ticari Tekne Sahipliği -Kulaktan Kulağa İletişime Bağlı Olumlu Bilgi Yayma Niyeti -Kulaktan Kulağa İletişime Bağlı Olumsuz Bilgi Yayma Niyeti Fark Var Mı? Özel Tekne Sahipliği -Kulaktan Kulağa İletişime Bağlı Olumlu Bilgi Yayma Niyeti -Kulaktan Kulağa İletişime Bağlı Olumsuz Bilgi Yayma Niyeti ARAġTIRMANIN DEĞĠġKENLERĠ Araştırmada kullanılan değişkenler; cevaplayıcıların demografik özelliklerine ilişkin değişkenler, kulaktan kulağa iletişime bağlı satın alma kararına yönelik değişkenlerden oluşmaktadır. -Cevaplayıcının Demografik Özellikleri İle İlgili Değişkenler; Cevaplayıcının Cinsiyeti (İkili Nominal Ölçek) Cevaplayıcının Yaşı (Beşli Nominal Ölçek) Cevaplayıcının Medeni Durumu (İkili Nominal Ölçek) Cevaplayıcının Eğitim Düzeyi (Altılı Nominal Ölçek)

38 Bildiriler 297 Cevaplayıcının Gelir Düzeyi (Altılı Nominal Ölçek) Cevaplayıcının Mesleği(14 lü Nominal Ölçek) -Kulaktan Kulağa İletişime Yönelik Altı Değişken(Beşli Aralıklı Ölçek) -Tekne Sahipliği Değişkeni (İkili Nominal Ölçek) ARAġTIRMANIN HĠPOTEZLERĠ Araştırmanın amaçlarını test etmek üzere aşağıdaki hipotezler kurulmuştur; H1: Özel ve ticari tekne sahiplerinin/kaptanlarının hizmet satın aldıkları yat limanı hakkında kulaktan kulağa iletişime bağlı olumsuz bilgi yayma niyetleri arasında istatistiksel açıdan anlamlı fark vardır. H2: Özel ve ticari tekne sahiplerinin/kaptanlarının hizmet satın aldıkları yat limanı hakkında kulaktan kulağa iletişime bağlı olumlu bilgi yayma niyetleri arasında istatistiksel açıdan anlamlı fark vardır. H3: Özel ve ticari tekne sahiplerinin kulaktan kulağa iletişime bağlı satın alma kararları üzerinde aile çevresinin istatistiksel açıdananlamlı bir etkisi vardır. H4: Özel ve ticari tekne sahiplerinin kulaktan kulağa iletişime bağlı satın alma kararları üzerinde arkadaş çevresinin istatistiksel açıdan anlamlı bir etkisi vardır H5: Özel ve ticari tekne sahiplerinin kulaktan kulağa iletişime bağlı satın alma kararları üzerinde diğer tekne sahiplerinin/kaptanlarının (mevcut ve potansiyel müşteriler)istatistiksel açıdan anlamlı bir etkisi vardır. ANA KÜTLE VE ÖRNEKLEM Örneklemin belirlenmesinde önce ana kütle tanımlanmıştır. Bu araştırma, Antalya Bölgesi nde faaliyet gösteren bir yat limanı işletmesinin müşterilerine uygulanmıştır. Limanın bağlama kapasitesi denizde 200, karada 100 adet tekne olup, genelde müşterileri en az bir yıllığına sözleşme yapan teknecilerden oluşmaktadır. Yat limanının yıllık hizmet verilen ortalama tekne sayısı adet tekne arasında değişmektedir. Zaman ve maliyet kısıtları, iş yoğunluğu ve bazı müşterilerin anketi cevaplamak istememeleri sebebiyle ana kütle içerisinden 85 kişilik bir örneklem grubuna tesadüfü olmayan örnekleme yöntemi uygulanmış ve cevaplayıcılar kolayda örnekleme yöntemiyle seçilmiştir.

39 298 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi VERĠ TOPLAMA YÖNTEM VE ARACI Araştırmada veri toplamada yüz yüze anket yöntemi kullanılmıştır. Anlaşılması güç soru bulunup bulunmadığını test etmek üzere dokuz marina müşterisine ön test uygulanmış ve gerekli düzeltmeler yapılmıştır. Anketle veri toplama işlemi, araştırmacı ve Antalya Denizcilik Anadolu Meslek Lisesi Denizcilik Alanından bir meslek öğretmeni tarafından gerçekleştirilmiştir. Veri toplama işlemi 2011 yılının Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında gerçekleştirilmiştir. VERĠLERĠN ANALĠZĠ Araştırma sürecinde toplanmış olan veriler SPSS 15.0 paket programı ile değerlendirmeye tabi tutulmuştur. Verilerin analizinde, H1 ve H2hipotezlerini test etmek üzere Mann Whitney U testi, H3, H4 ve H5 hipotezlerini test üzere lojistik regresyon analizi kullanılmıştır. BULGULAR Cevaplayıcıların Demografik Özellikleri Anketi cevaplayan 85 tekne sahibinden/kaptanından 8 i bayan, 77 si erkektir. Cevaplayıcıların 65 i evli, 20 si bekârdır.yaş grupları açısından; 5 cevaplayıcı yaş aralığında, 14 cevaplayıcı yaş aralığında, 22 si yaş aralığında, 27 si yaş aralığında ve 17 si de 56 yaş ve üstü yaş aralığındadır.gelir düzeyi açısından; 12 cevaplayıcının gelir düzeyi TL arasında, 50 cevaplayıcının gelir düzeyi TL arasında, 11 inin TL arasında, 8 inin TL arasında ve 4 cevaplayıcının gelir düzeyi 5001 TL ve üstüdür.eğitim düzeyi açısından; 16 cevaplayıcının eğitim düzeyi ilköğretim, 29 cevaplayıcının eğitim düzeyi lise, 18 cevaplayıcınınönlisans, 13 cevaplayıcının lisans ve 9 cevaplayıcının eğitim düzeyi lisansüstüdür. Özel ve Ticari Tekne Sahiplerinin Kulaktan Kulağa İletişim Yolu İle OlumsuzBilgi Yayma Niyetlerinin İncelenmesi Anketi cevaplayan 85 tekne sahibi/kaptanından 59 u ticari tekne, 26 sı özel tekne sahibinden oluşmaktadır. Araştırmada cevaplayıcıların kulaktan kulağa iletişim yoluyla olumsuz bilgi yayma niyetlerinin belirlenmesi amacıyla yat limanının verdiği hizmetten memnun kalmazsam, bunu diğer teknecilere anlatırım ifadesine katılma derecelerini belirtmeleri istenmiş ve aşağıdaki sonuçlar elde edilmiştir;

40 Bildiriler 299 Tablo 1. Özel ve ticari tekne sahiplerinin olumsuz bilgi yayma niyetleri Tekne Sahipliği Olumsuz Bilgi Yayma Niyeti Toplam Ortalama Std. Katılmı- yorum Kararsızım Katılıyorum Kesinlikle Katılıyorum Sapma Ticari Tekne ,9661,80870 Sahipleri Özel Tekne ,1923,63367 Sahipleri Toplam Tablo 1 incelenecek olursa, anketi cevaplayan özel ve ticari tekne sahiplerinin büyük bir çoğunluğunun yat limanının verdiği hizmetten memnun kalmazsan, bunu diğer teknecilere anlatırım ifadesine katıldıkları görülmektedir. Bu sonuçtan, ticari ve özel tekne sahiplerinin verilen hizmetten memnun kalmadıkları durumda kulaktan kulağa iletişim yoluyla olumsuz bilgi yayma niyetinde oldukları söylenebilir. Olumsuz bilgi yayma niyetinin ticari tekne sahipleri ve özel tekne sahipleri açısından istatistiki olarak anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini belirlemek üzere Mann Whitney U Testi yapılmıştır. H1: Özel ve ticari tekne sahiplerinin/kaptanlarının hizmet satın aldıkları yat limanı hakkında kulaktan kulağa iletişime bağlı olumsuz bilgi yayma niyetleri arasında istatistiksel açıdan anlamlı fark vardır. Test İstatistiği: Mann Whitney U Önem Derecesi: %95 Tablo 2. Olumsuz bilgi yayma-mann Whitney U testi Mann Whitney U Testi Cevaplayıcı Sayısı Mean Rank Sum of Ranks Olumsuz Bilgi Ticari tekne 59 41, ,5 Yayma Niyeti Sahipleri Özel Tekne 26 47, ,5 Sahipleri Toplam 85 Z Anlamlılık (2- yönlü) -1,106,269 Tablo 2 incelenecek olursa, kulaktan kulağa iletişim yoluyla olumsuz bilgi yayma niyeti açısından ticari ve özel tekne sahipleri arasında anlamlı bir farklılığın bulunmadığı görülmektedir.

41 300 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi Özel ve Ticari Tekne Sahiplerinin Kulaktan Kulağa ĠletiĢim Yolu Ġle Olumlu Bilgi Yayma Niyetlerinin Ġncelenmesi Araştırmada cevaplayıcıların kulaktan kulağa iletişim yoluyla olumlu bilgi yayma niyetlerinin belirlenmesi amacıyla yat limanının verdiği hizmetten memnunsam, bunu diğer teknecilerlepaylaşırım değişkenine katılma derecelerini belirtmeleri istenmiş ve aşağıdaki sonuçlar elde edilmiştir; Tablo 3. Özel ve ticari tekne sahiplerinin olumlu bilgi yayma niyetleri Tekne Olumlu Bilgi Yayma Niyeti Std. Sahipliği Kararsızım Katılıyorum Katılıyorum Kesinlikle Toplam Ortalama Sapma Ticari Tekne ,0678,52076 Sahipleri Özel Tekne ,9615,44549 Sahipleri Toplam Tablo 3 incelenecek olursa, anketi cevaplayan özel ve ticari tekne sahiplerinin büyük bir çoğunluğunun yat limanının verdiği hizmetten memnunsam, bunu diğer teknecilerle paylaşırım ifadesine katıldıkları görülmektedir. Bu sonuçtan, ticari ve özel tekne sahiplerinin kulaktan kulağa iletişim yoluyla olumlu bilgi yayma niyetinde oldukları söylenebilir. H2: Özel ve ticari tekne sahiplerinin/kaptanlarının hizmet satın aldıkları yat limanı hakkında kulaktan kulağa iletişime bağlı olumlu bilgi yayma niyetleri arasında istatistiksel açıdan anlamlı fark vardır. Test İstatistiği: Mann Whitney U Önem Derecesi: %95 Tablo 4. Olumlu bilgi yayma-mann Whitney testi Olumlu Bilgi Yayma Niyeti Mann Whitney U Testi Cevaplayıcı Sayısı Mean Rank Sum of Ranks Ticari tekne 59 44, ,50 Sahipleri Özel Tekne 26 40, ,50 Sahipleri Toplam 85 Z Anlamlılık (2- yölü) -,916,359

42 Bildiriler 301 Tablo 4 incelenecek olursa, kulaktan kulağa iletişim yoluyla olumlu bilgi yayma niyeti açısından ticari ve özel tekne sahipleri arasında anlamlı bir farklılığın bulunmadığı görülmektedir. Aile Çevresi, ArkadaĢ Çevresi ve Mevcut/Potansiyel MüĢterilerin Satın Alma Kararı Üzerindeki Etkisi Aile çevresi, arkadaş çevresi ve mevcut/potansiyel yat limanı müşterilerinin tekne sahiplerinin kulaktan kulağa iletişim yoluyla bir yat limanından hizmet satın alma kararları üzerinde etkisinin bulup bulunmadığını belirlemek üzere lojistik regresyon analizi yapılmıştır. Bu analize ilişkin sonuçlar aşağıdadır; Tablo 5. Model parametrelerinin Omnibus testi Chi-square Serbestlik Derecesi Anlamlılık Adım 1 Adım 22,430 3,000 Blok 22,430 3,000 Model 22,430 3,000 Tablo 5 e göre elde edilen modelin parametrelerinin %95 önem düzeyinde anlamlı olduğu görülmektedir (Kalaycı 2010). Tablo 6. Model Özeti Adım -2 Log Cox&Snell R 2 Nagelkerke R ,251,232,328 Nagelkerke R 2 değerine göre bağımlı değişkenimiz ile bağımsız değişkenlerimiz arasında yaklaşık %32,8 lik bir ilişki vardır (Kalaycı 2010). Tablo 7. Sınıflandırma tablosu Gözlenen Adım 1 Tahmin Edilen Sahip olduğunuz teknenin türü nedir? 1:Ticari 2:Özel Doğru Sınıflandırma % Tekne 1:Ticari Tekne ,2 Sahipliği Sahipliği 2:Özel Tekne ,8 Sahipliği Toplam % 81,2

43 302 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi Tablo 7 ye göre modelin genel olarak %81,2 oranında doğru sınıflandırma yaptığı söylenebilir. Sınıflandırma tablosu incelendiğinde, ticari tekne sahiplerinin %93,2 sinin, özel tekne sahiplerinin%53,8 inin doğru sınıflandırıldığı görülmektedir. Tablo 8. Modeldeki değişkenler Referans Grupları B S.E. Wald df Sig. Exp(B) Adım 1 Arkadaş Çevresi 3,615,994 13,235 1,000 37,154 Tekne -1,056,500 4,467 1,035,348 Sahipleri/Kaptanları Aile ve Akrabalar -,186,329,317 1,573,831 Sabit Katsayı -10,918 2,823 14,957 1,000,000 Tablo 8 incelenecek olursa, arkadaşlarımın düşünceleri satın alma kararımı etkiler ve diğer tekne sahiplerinin/kaptanlarının (mevcut/potansiyel müşterilerin) konuştukları ve duyduklarım satın alma kararımı etkiler değişkenlerinin modelin açıklanmasında anlamlı bir katkısının olduğu görülmektedir. Bu değişkenlerden arkadaş çevresinin etki katsayısı 3,615, diğer tekne sahipleri/kaptanları değişkenin etki katsayısı -1,056 dır. Arkadaş çevresine yönelik değişkenin pozitif işaretli olması, değişkendeki artışın yat limanı müşterilerinin özel tekne sahibi olma olasılıklarının artacağını göstermektedir. Diğer tekne sahipleri/kaptanları değişkeninin katsayısının negatif olması, değişkendeki bir birimlik artışın yat limanı müşterilerinin ticari tekne sahibi olma olasılığını arttıracağını göstermektedir. Exp (B) değeri, bağımsız değişkendeki bir birimlik artışın bağımlı değişkendeki etkisini göstermektedir (Altunışık vd.2007). Dolayıyla tekne sahiplerinin/kaptanlarının konuştukları ve duyduklarım satın alma kararımı etkiler değişkenine katılma derecesindeki bir birimlik artış kişilerin ticari tekne sahibi olma olasılığını 0,348 kat arttırmaktadır. Arkadaşlarımın düşünceleri satın alma kararımı etkiler değişkenine katılma derecesindeki bir birimlik artış kişilerin özel tekne sahibi olma olasılığını 37,154 kat arttırmaktadır. Bunun anlamı diğer tekne sahiplerinin konuştukları ve söylediklerinden etkilenen kişilerin ticari tekne sahibi olma olasılığı, arkadaş çevresinin düşüncelerinden etkilenen kişilerin ise özel tekne sahibi olma olasılığı yüksektir. SONUÇ Son yıllarda bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler, müşteriler arasında mallar, hizmetler, markalar veya işletmeler hakkındaki kulaktan kulağa iletişim yoluyla bilgi akışını daha da hızlandırmıştır. Buna bağlı olarak günümüzde kulaktan kulağa iletişim müşterilerin satın alma kararlarında başvurdukları

44 Bildiriler 303 güvenilir bir tutundurma bileşeni olarak yerini almaya başlamıştır. Bu araştırmada da deniz turizm alanında kulaktan kulağa iletişim yoluyla olumlu ve olumsuz bilgi yaymanın yat limanı işletmeciliğinin hedef pazar kitlesini oluşturan özel ve ticari tekne sahipleri tarafından tercih edilen bir iletişim aracı olduğu görülmektedir. Hem özel tekne sahipleri hem de ticari tekne sahipleri yat limanı işletmesinin verdiği hizmete yönelik memnuniyet veya memnuniyetsizliklerini diğer tekne sahipleri ile paylaşmak ve bu konuda olumlu/olumsuz bilgi yayma konusunda hiç tereddüt etmedikleri anlaşılmaktadır.yat limanı işletmeciliğinde hedef pazar gruplarının bir yat limanı işletmesi hakkında olumlu ve olumsuz bilgi yayma niyetlerinin farklılık gösterip göstermediğine yönelik kurulan ve test edilen hipotez testi sonucunun anlamlı bir farklılık göstermemesi de bunu doğrular niteliktedir. Satın alma kararında referans gruplarından etkilenme düzeyine bakıldığında, özel tekne sahiplerinin daha çok arkadaş çevresinden, ticari tekne sahiplerinin ise mevcut/potansiyel müşterilerden etkilendiği görülmektedir. Bu bağlamda özellikle, hedef pazarı ticari tekne sahipleri olan yat limanlarının öncelikle mevcut/potansiyel müşterileri kazanacak tedbirler almaları, müşterilerin sunulan hizmetler konusunda olumlu düşünceler ve fikirler yaymalarını sağlayacak politikalar üretmeleri gerektiği görülmektedir. Bu da kaliteli hizmetle, uzun süreli ve sıcak ilişkiyle ve müşteri memnuniyeti ile sağlanabilir. Sonuç olarak, yat limanı işletmeleri tarafından hedef pazar gruplarının satın alma kararlarında kulaktan kulağa iletişimden etkilendikleri ve kulaktan kulağa iletişim yoluyla da memnuniyet ve memnuniyetsizliklerini ilettikleri bilinmeli ve kulaktan kulağa iletişimin günümüzde güçlü bir iletişim aracı olduğu da kabul edilmelidir. Her ne kadar kulaktan kulağa iletişim sürecinde işletmelerin iletişime müdahale etmeleri güç olsa da, öncesinde bunu kontrol altına almak, olumsuz bilgiyi olumluya çevirmek gibi bir olanak da mevcuttur. Bunun için yat limanı yönetici ve çalışanlarının, tekne sahiplerine/kaptanlarına kendilerinin de onların bir üyesi olduklarını hissettirmeleri, belirli dönemlerde sosyal ve kültürel etkinlikler düzenleyerek, hatta müşterilerin teknelerinde konaklamak suretiyle yayılması muhtemel bir memnuniyetsizliği veya olumsuz bir iletişimitespit edebilmeleri ve bunu olumluya çevirecek tedbirler almaları mümkündür.işletme ve hizmetler hakkında olumlu bilgi yayan tekne sahipleri/kaptanları ödüllendirilmek suretiyle de olumlu bilgi yayma iletişimi desteklenmesi önerilir.

45 304 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi KAYNAKÇA Altunışık, R., Coşkun, R., Bayraktaroğlu, S. ve Yıldırım, E. (2007). Sosyal Bilimlerde Araştırma Yöntemleri SPSS Uygulamalı. 5. Basım, Sakarya: Sakarya Yayıncılık. Anteplioğlu, P. (2005). Hizmet Sektöründe Kulaktan Kulağa İletişimin Etkileri: Ankara da Beş Yıldızlı Otellerde Bir Uygulama, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara: Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Bansal, H. S. ve Voyer, P. A. (2000). Word Of Mouth Processes Within A Services Puchase Decision Context, Journal of Service Research, 3(2): Başgöze, P. (2006). Kulaktan Kulağa İletişim ve Geleneksel Reklamın Müşteri Değer Algısı Üzerine Etkilerinin İncelenmesine Yönelik Keşifsel Bir Çalışma, 11. Ulusal Pazarlama Kongresi, İzmir, Bone, P. F. (1995). Word Of Mouth Effects On Short-Termand Long-Term Product Judgements, Journal of Business Research, 32(3): Christiansen, T. ve Tax, S. S. (2000). Measuring Word of Mouth: TheQuestions of WhoandWhen?,Journal of Marketing Communications, 6: Çilingir, Z., Yıldız S. ve Kurtuldu, H. S. (2010). Kulaktan Kulağa İletişim: Alışveriş Merkezi Müşterileri Üzerinde Bir Pilot Çalışma, Atatürk Üniversitesi İktisadi Ve İdari Bilimler Dergisi, 24(3): Deniz Ticaret Odası Sektör Raporu (2010). İMEAK Deniz Ticaret Odası Yayını. İstanbul. East, R., Hammond, K. ve Wright, M. (2007). The Relative Incidence of Positive and Negative Word of Mouth: A Multi-CategoryStudy, International JournalResearch in Marketing, 24(2): Ennew, T. C., Bunerjee, A.K. ve Li, D. (2000). Managing Word of MouthCommunication: EmpiricalEvidencefromIndia, International Journal of Bank Marketing, 1: Hawkins, D., Roger J. B. ve Kenneth A. C. (1998). Consumer Behavior: Building Marketing Strategy, 7th.Ed., Illinois: Mc.GrawHill, 238. Hogan John E., Katherina N.Lemon ve Barak Libai (2004).Quantifying The Ripple : Word Of Mouth and Advertising Effectiveness, Journal of Advertising Research, 44(3): Kalaycı, Şeref (2010). SPSS Uygulamalı Çok Değişkenli İstatistik Teknikleri. 5.Baskı, Ankara. Kau, A.K. ve Loh, E.W.Y. (2006).The Effects of Service Recovery on Consumer Satisfaction: A Comparison Between Complainants and Non- Complainants, Journal of Services Marketing, 20(2): Kotler, P. ve Armstrong, G. (2004).Principles of Marketing, 10 th.ed.,pearson, PrenticeHall. Mangold, W. G., Miller, F. ve Brockway, G. R. (1999). Word-of-Mouth Communication in the Service Marketplace, The Journal of Services Marketing, 13(1): Marangoz, M. (2007). Ağızdan Ağza İletişimin Müşterilerin Satın Alma Davranışlarına Etkileri: Cep Telefonu Pazarına Yönelik Bir Araştırma, Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 16(2): Murray, K. B. (1991). A Test Of Services Marketing Theory: Consumer Information AcqusitionActivitrs, Journal of Marketing, 55(Ocak): Shalback, L. (2005).Majority Rules, Marketing Management, 14 (2). Silverman, G. (1997). How To Harness The Awesome Power Of Word-Of Mouth, Direct Marketing, 7: Silverman, G. (2006). Ağızdan Ağza Pazarlama, Çeviren: Ender Orfanlı, İstanbul: Mediacat Yayınları.; İstanbul, s.22.

46 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi: , Nisan 2012, Kemer, Antalya, Bütün hakları saklıdır ISBN: Turizmde Çevre, Gıda Güvenliği ve Beslenme Faktörlerinin İrdelenmesi Necla ÇAĞLARIRMAK T. C. Celal Bayar Üniversitesi, Saruhanlı Meslek Yüksekokulu, CBÜ Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi E-posta: ÖZ Turizmde beslenme insanların her zaman ki zorunlu yaşam sebeplerinden biri olmakla beraber önemli bir turizm faktörü olmalıdır. Turizm sadece gezmek görmek ve keşfetmek değildir. Aynı zamanda değişik gıda alışkanlıklarının da keşfedilmesi ve tadılmasıdır. Ancak turizimin beslenme ve gıda güvenliği yönünden yeterince önemi anlaşılamamıştır. Özellikle oteller, veya diğer barınma yerleri ve lokantalarda ve diğer gıda ve içecek hizmeti veren mekanlarda yiyecekler ve içecekler için faklı yaklaşımlar oluşmakta, gıda güvenliği ise gittikçe önem kazanmaktadır. Gıda güvenliği insan sağlığını ilgilendiren çevre, beslenme, ekoloji ve turizm gibi konuları ve disiplinleri kapsamaktadır. Otellerin hızla çoğalması, artan rekabet ortamı beslenme ve gıda güvenliğini ön plana çıkarmakta, turizm işletmelerinin birinci derecede acilen üstünde durmaları gereken konuları olmaktadır. HACCP, ISO vb gıda standartlarının açıklanması, uygulanması ayrıca başlıca besin öğeleri ve gıda biyokimyası, fonksiyonel beslenme, çevre kirliliği ve turizm bu makalede açıklanmıştır. Anahtar sözcükler: Turizm, Beslenme, Çevre, Ekoloji, Gıda Güvenliği GĠRĠġ Turizm çok yönlü ele alınması gereken çevre, gıda güvenliği, ekoloji, sosyolojikültür, ekonomi ve pazarlama gibi pek çok disiplinler içersinde barındıran bir olgudur. Turizm olayı aslında çevreyi tanıma, insan çevre ve doğa arası iletkim, sosyalleşme yani insan olmanın gereğidir. İnsanın düşünebilen, duygusal bir varlık olmak, bilgi alışverişinde bulunmak, sosyal ortamlarda bulunmak gereksinimi turizm olgusuna yol açmaktadır. Çok çeşitli kültür, değişik ırk ve dinlerdeki insanların farklı gelenek ve göreneklerde yaşayan insanların birbirlerini tanımaları dil öğrenerek birbirlerine hümanist yaklaşımları ile olası olacaktır. Bir anlamada ulusların içsel barış ortamlarına uluslararası anlamda da ülkeler arası barışa katkıda bulunacaktır.

47 306 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi ÇEVRE, TURĠZM VE EKOLOJĠ Çevre ve ekoloji birbiri ile iç içe olan geniş kavramlar olmalıdır. İnsanların iç içe olduğu tüm canlı sistemlerin yaşadığı ve birbiri ile etkileşim içersinde olduğu ekolojik sistemler çevre kavramı ile birlikte el alınmalıdır. Çünkü doğaya en çok zarar veren insandır. İnsan doğaya tüm ekolojik sistemlere zarar vermekte, hatta yok etmek pahasına zararlı olmakta daha sonrada verdiği zararı önleme, düzeltme veya en aza indirme, verdiği zarardan kurtulmanın yollarını gene kendisi aramaktadır. Bu büyük bir çelişkidir. Zira ekolojik sistemlere zarar verme küresel ısınma, iklim değişmelerinin yanı sıra zehirlenmeler, kanseri astım, vb. sayamayacağımız pek çok hastalıklara da zemin oluşturmaktadır. Bunlardan başka bitki ve hayvan türlerinin, ormanların yok olmasını göllerin ve akarsuların kuruması yok olması, her şeyden önemlisi çevre kirliliği insanlığın çevreye verdiği zararların başında gelir. Doğada hiçbir hayvan ya da bitki türü doğaya zarar vermemiştir. Turizmde önelcik çevre ve doğa sevgisi olmalıdır. Doğayı seven insanı, hayvanı ve bitkiyi sever. İnsancıl olur hatta savaşlar yok olmasa bile azalır çünkü evrende insanlığın yaşayabileceği tek dünya gezegeni vardır. Bu nokta da sloganımız Dünyamızı yok etmeyelim olmalıdır. Diğer bir slogan da gelecek kuşaklara nasıl bir Dünya bırakmak istiyoruz? olmalıdır. Dünya da küresel ısınma, doğa katliamları, kaybolan türler, çevre kirliliği hızla devam ederse gelecek kuşakların değil gezip görmesi onlara yaşayacak alanları kalabilecek midir? Tüm bu konular bu makalede gözden geçirilmiş ilgili konuların önemi özet olarak ana fikirler ve konular hakkında derleme yapılmıştır (Çağlarırmak 2009; Durmuşkahya ve Çağlarırmak 2010). ÇEVRE KĠRLĠLĠĞĠ Toprak Kirliliği Çevre kirliliğini insanlık kendisi yaratmış daha sonra da bu sorundan kurtulmak için çareler aramıştır. İnsanlar kendilerini korumak ve yaşamalarını sürdürmek isterken kendi geleceklerini tehtid eder bir noktaya geldiklerini görmüşlerdir. Hızlı kentleşme tüm ekolojik s,teme zara verirken aşırı hava kirliliği gıda kontaminasyonları ve toprak kirliliği meydana gelmiştir (Ayberk 1997). Ekolojik anlamada insanı diğer canlılardan farklı kılan en temel özellik akıllı olması, teknolojiyi kullanabilmesi değil, kendi besinin kendisinin üretebilmesi ve bunu geleceğin kıtlık döneminde depolayabilmesidir. Nüfus patlaması hem biyolojik hem de ekolojik anlamada insan dahil tüm türler için ileri teknoloji kullanımını gerekli kılan olağan üstü başarıdır (Neyisçi 2004).

48 Bildiriler 307 Toprak günümüz ileri teknolojilerinde bile yapay olarak üretilemeyen ve aynı zamanda ikamesi olmayan en önemli hayati varlıktır. 1 cm lik toprağın oluşması için yıl geçmesi gerekir cm lik toprağın oluşumu için yaklaşık yıl gerekirken başka bir madde ile ikame edilemez. Toprak kayıpları bir anlamda tarım arazilerinin yitirilmesidir. Toprağın önemini başlıca; Tarımsal, Endüstriyel, Ekonomik ve Ulusal olmak üzere dört grup altında toplanmaktadır (Metin Anonim; Çağlarırmak 2009). Çevre kirliği toprak kirliği; su kirliliği, hava kirliliği olarak üç ana başlıkta toplanmaktadır. Günümüzde çevre kirliliği faktörlerinin hemen hemen tümü toprak kirliliği faktörleri üzerine odaklanmakta global tehlike arz etmektedir. Toprak kirliliği, hava ve su kirliliğinin etkilediği yeryüzünün son kirlenme noktası olarak değerlendirilmektedir. Toprak, bilindiği üzere tüm ekolojik sistemlerin tek var oluş yeri, yeryüzündeki canlı hayatın sürdürebildiği en önemli hayati oluşumdur. Toprak oluşumu için 100 ila 400 yıl geçmesi gerekirken, toprağın işlenebilmesi için 300 ila bin yıl geçmesi gerekmektedir. Ağır metaller; Kurşun, Kadmiyum, Civa, Arsenik, Bakır, Krom, Çinko vb. asit yağmurları, kirli sulama suları ile sulanmış topraklar toprak kirliliği yönünden potansiyel tehlike oluşturmaktadırlar. Kömür üretimi, demir çelik maden işletmesi, araç emisyonları, fosil yakıtları gibi organik materyallerin eksik yanması, evsel yakıtların yanması soncu oluşan, polisiklik aromatik hidrokarbonlar (PAHs) öncelikle hava kirliliğinine neden olmanın yanı sıra dolaylı yada direkt olarak toprağa çökmektedir. Topraktan besin zinciri içersine girmekte karsinojenik ve mutajenik etki göstermektedirler (Çağlarırmak 2007a; Çağlarırmak 2008a). Aslında dünyada savaşların ve huzursuzlukların ana nedeni besin kaynaklarını ilgilendiren problemlerdir. Her türlü doğal kaynaklarını koruyan ve planlı şekilde sürdürebilir politikalar uygulayarak verimli şekilde kullanan ülkeler toplumsal huzursuzluğun en aza indirgendiği ileri ülkelerdir. Su Kirliliği Dünya nüfusu 6,4 milyar civarındadır de 9 milyarı bulması beklenmektedir. Bu nüfusun 7,7 miyarı gelişmekte olan ülkelerde yaşıyor olacağı tahmin edilmektedir. Dünya da içilebilir ve kullanılabilir su miktarı dünyadaki toplam su miktarının çok küçük bir bölümüdür. Yer kürede bulunan suyun % 97 si tuzlu su, % 3 ü tatlı su olarak tanımlanan içilebilir ve kullanılabilir sudur. % 3 lük tatlı suyun % 79 kutuplarda buz dağlarında, % 20 si derin yeraltı sularında bulunmakta ancak % 1 ise ulaşılan su kaynakları göller, nehirler, akarsu çay, dereler ve tatlı su rezervuarlarda bulunmaktadır.

49 308 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi Buna göre toplam genelleme içinde Dünya da içilebilir kullanım suyu % oranındadır. (TMMOB Çevre Mühendisliği, 2007 Raporu). Dünya da 1.2 milyar insan su güvenliğinden yoksundur. Dünyada içme suyu kirliliği yüzünden her gün 14 bin insan ölmektedir (FAO raporları). Başlıca su kirleticileri: İnsan enfeksiyon hastalıklarına en ciddi ve önemli etmen sanitasyonun yetersiz ya da hiç olmadığı geri kalmış ve gelişmekte ülkelerde daha çok rastlanmaktadır. Bu tür suların arıtmadan ırmaklara doğrudan verilmesi insan hayatında tehlike ve risk oluşturmaktadır. Kirli sulama suyu kullanıldığı sürece, gıda zincirinde enfeksiyon döngüsünün kırılamayacağı açıktır. (Tuncel 1999). Su gıdaların üretimi, hasat veya işlenmesi sırasında kullanılabilir. Hangi amaçla kullanılırsa kullanılsın, ister içme suyu isterse temizlik suyu olsun suda patojen mikroorganizmalar bulunmamalı ve gıdalarda bozulmaya neden olabilecek mikroorganizmaların sayısı çok az olmalıdır. Irmaklara doğrudan kanalizasyon ve dışkı bulaşı olması sonucu insan ve hayvanların içme suyu ve gıdalara gıda zincirinde bulaşması ile hastalık ve salgınlar ölümler görülebilmektedir. Fekal kontaminasyona uğramış sular Samonella, Shigella, V. Cholera, S. typhi ve S. paratyphi nin neden oldukları tifo, dizanteri, kolera ve paratifo gibi enfeksiyon hastalıkları oluşmaktadır. Kanalizasyon karışmış sularda Palio virus ve Hepatit A virus bulunabilmekte Palio virus çocuk felcine, Hepatit A sarılığa neden olmaktadır. Kanalizasyonun karıştığı sular enterik virüsler için en önemli kontaminasyon kaynağı oluşturmaktır. (Tuncel 1999). Özellikle çiğ olarak tüketilen meyve sebzeler için sınıf I olarak sınıflandırılan kaliteli sulama suyu ile sulanmalıdır. Kirli su ile amoebiasis, giardiasis, ascariasis ve kancalı kurt gibi parazitik hastalık etkenleri de bulaşmaktadır. Ayrıca yaşam döngüsünü kirli sularda tamamlayan bazı hastalık etkenleri de vardır. Schistosomiasis, Dünya da 70 ülkede 200 milyon insanı enfekte etmektedir. Diğer parazitik hastalıklar sıtma, dengue ateşi gibi hastalık etmenlerini taşıyan vektörler kirli sularda yaşam döngülerini tamamlamaktadırlar (Çağlarırmak 2008a) Ağır metaller, zirai mücadele ilaçları akarsu ve yer altı sularına, besin zincirinden insana ulaşmakta, veya doğrudan sulara bulaşarak tehlike ve risk oluşturmaktadır (Çağlarırmak 2008c; Çağlarırmak 2007b; Çağlarırmak 2009b). Turizm adına yapılan yatırımlarda çevre faktörü zorunlu olarak göz önüne alınmalı yasal yaptırımlar uygulanmalıdır. Yaylalarda ırmaklar insan faktörüne bağlı olarak kirlenmeye başlamıştır. Kıyı boyunca yükselen çok katlı yapılar,

50 Bildiriler 309 oteller kıyıların doğalığını bozarken çok az sayıda insanın yararlandığı mekanlar olmaktadır. Karadeniz sahil yolu bölge ekolojisine zarar vermiştir. Yol, havaalanı, otel, fabrika inşaatları için tarım alanları, doğa ve yeşilliğin hakim alanlara yapılmamalıdır. Türkiye nin bu konuda kaybedecek zamanı kalmamıştır. Turizm doğaya zarar vermeden hatta doğa ve çevreyi korumak için yapılan aktiviteler bütünü olmalıdır. Dağ, deniz, güneş, kumsal, yayla kavramları özellikle ülkemizde önemli öne çıkan turizm nedenleridir. Ülkelerin bulundukları coğrafi konum ve ekolojileri beslenmelerini, yiyecek ve içeceklerini de önemli ölçüde etkiler hatta insan davranışlarını ve sosyolojisini etkiler. Hava Kirliliği Son dönemlerde fosil yakıtların yakılması, ormansızlaşma, hızlı nüfus artışı ve toplumlardaki tüketim eğiliminin artması gibi nedenlerle karbondioksit, metan ve diazot monoksit gazları atmosferde yığılmaktadır. Ozon tabakasında incelme, ormanların azalması ve çölleşme, asit yağmurları, endüstriyel kazalar, zehirli atıklar, biyolojik çeşitlilikte azalma vb. fosil yakıtlar ile enerji tedarikinin getirdiği diğer çevresel problemler içersinde sayılabilir. Fosil yakıtların özellikle tam olarak yanmayışı sonucu polisiklik aromatik hidrokarbonlar (PAHs); kanser yapıcı kimyasal maddeler oluşmaktadır. Akciğer, deri, kanserine neden olmaktadırlar. PAHlar hava, toprak ve su zincirinden besinlere ve suya bulaşarak insana ulaşabilmektedirler. Dioksinler de kanser yapıcı kurşunlu benzin ya da klorin varlığında odun yanmalarında oluşmaktadır. Ağır metaller baca gazlarından ve hidrokarbonları içeren araç yakıtlarından gerek doğrudan insana gerekse tarım ürünlerine bulaşarak risk oluşturmaktadırlar (Fetzer 2000; Yang vd. 2000; Çağlarırmak vd. 2008; Çağlarırmak 2008a; Çağlarırmak 2009a; Çağlarırmak vd. 2009). Ülkemizin yaz kış turizm yönünden aktif olmasını bekleniyorsa, turizm sezonun uzun tutulması turizm işletmelerinin daha verimli çalışma, ve istihdam yaratma gibi olumlu katkılar bekleniyorsa hava kirliliğini azaltmanın sağlığa olumlu etkilernin yanı sıra turizm ekonomisine de olumlu etkileri olabilir. Temiz hava, temiz gıda ve su özellikle kalabalık şehirlerde yaşayan insanların özlemi olmuştur. GIDA BĠLEġENLERĠ VE ÖZELLĠKLERĠ, BESLENME Beslenme insanlığın vazgeçilmez var oluş ve yaşam sebebi, hayata tutunma sebebi olmuştur. Aslında bütün canlılar için beslenme yaşamanın elzem koşuludur. Türk insanı çalışmayı para kazanmayı ekmek parası deyimi ile terimlendirmiştir. Her bölgenin toplumun gıda, içecek alışkanlıkları bulundukları

51 310 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi coğrafik ve iklim koşulları, gelenekler, kültür ve tarih hatta dinlere göre farklılık göstermektedir. Aslında yiyecek ve içecekler önemli turizm oranda turizmi kamçılayan, turizmde önemli beğeni ve rağbet görme unsurlarıdır. Anadolu nun zengin endemik bitki örtüsü, ki yaklaşık 3700 endemik tür yaşmaktadır (Davis vd. 1988; Güner vd. 2000; Özhatay vd. 2006; Özhatay vd. 2009). Dört mevsimi yaşayan, asırlara dayanan tarihi ve pek çok uygarlığı geçmişte barındırması Türk Mutfağını dünya da ilk üç sırada yer almasına sebep olmuştur. Bu durumda zengin yiyecek portföyü turizmde iyi değerlendirilmeli kendi öz değerlerimize önem vermeliyiz. Sağlıklı beslenmeyi etkileyen pek çok faktörler vardır. Gıda güvenliği, Yeterli ve dengeli beslenme, Fonksiyonel besinler ve/veya beslenme, Tarım uygulamaları, Çevresel faktörler ve çevre şartları, Gıda değerlendirme ve muhafaza yöntemleri, Gıda işleme teknikleri, mamul gıda üretimleri, Gıda kalite kontrol sistem ve yönetmelikleri olarak özetlenebilir (Çağlarırmak 1998; Çağlarırmak; 1999) Sağlıklı beslenme sağlıklı yaşama, sağlık ve gelişim, hastalıkları önleme ve mücadelenin bağışıklık sistemini güçlendirme, daha az hastalık ve daha iyi sağlıklı olmak anlamına gelir. Sağlıklı çocuklar daha kolay öğrenir. Sağlıklı insanlar daha güçlü, üretken, yaratıcı ve kademeli olarak yoksulluk ve açlık çemberini kıran insanlardır. Daha iyi beslenme yoksulluğu sonlandırmanın başlıca giriş noktası ve daha kaliteli yaşamayı başarmanın bir mihenk taşıdır. Yeterli ve dengeli beslenmeyi hatta fonksiyonel gıdaları günlük besin listesinde yer vermeyi gerektirir (Çağlarırmak 2006; Çağlarırmak 2007b,c; Demir 2011). BaĢlıca Besin Öğeleri Besin öğeleri iki grupta incelenmektedir. Vücudun sentezleyemediği mutlak gıdalar yolu ile almak zorunda kaldığımız besin öğeleri; vitaminler, mineraller, esansiyel aminoasitler, esansiyel yağ asitleridir. Diğerleri lipidler, karbonhidratlar ve proteinler ve su makro besin öğeleridir (deman 1990; Çağlarırmak 1999; Demir 2011). Her birinin ayrı ayrı yaşamsal önemi mevcuttur. Dengeli beslenme; günlük menüde vitaminler, vitaminler ve özellikle kaliteli proteinleri yani esansiyel amino asitleri ve esansiyel yağ asitlerini içeren beslenme beslenme şeklidir (Sencer 1983). Ancak yaşamsal aktiviteler içerisinde sadece dengeli beslenme yeterli değildir. Yeterli ve dengeli beslenme ise yeterli enerji ve kalori gereksinimini bir anlamda günlük menüde yeterli karbonhidrat ve yağ içeren beslenme şeklidir (Çağlarırmak 1999). Ülkemizde yeterli beslenme yönünden ileri ülkeler ile benzer ya da aynı grup içinde değerlendirilirken dengeli beslenmede ise ileri ülkelerin oldukça gerisin-

52 Bildiriler 311 de kalmaktayız. Turizm olgusunda hijyen, temizlik dengeli ve yerli beslenme, gıda güvenliği, sunum, gıdanın tüm fonksiyonel özellikleri göz önüne alınmalıdır. Gıda kalite sağlamada Gıda güvenliği ve sağlıklı beslenmenin yanı sıra sunum, duyusal özellikler her zaman ön planda olmaktadır. Aslında tüketici önceliği gıdanın fonksiyonel özellikleri içersinde yer alan lezzet; renk, aroma, tabakta sunum, kinestetik özellikler; kıvam, viskozite gevreklik, ağızda dağılabilirlik gibi özelliklerini dikkate alarak tercih etmekte, alım yapmakta ve tüketmektedir (Altuğ-Onoğur vd. 2011) Tüketiciler için duyusal faktörler ön planda olmanın yanı sıra tüketici bilinçlendikçe gıda güvenliğine önem vermektedir. Hazır gıda tüketiminde dengeli ve yeterli beslenme gibi kavramlar çoğu kez tüketici yönünden göz ardı edilmektedir. Ülke turizminde beslenme önemli bir yer tutar Bireyler bulundukları ortam, illeri ve ülkeleri dışında beslenirken hem gıda güvenliği, karın doyurma hem de bütçe durumlarına göre gittikleri yöre ya da ülkelerin kendine has yani orijinal gıdalarını tatmak yemek isterler. Ülkemizde bu durum daha anlaşılır olmuştur ancak yeterince gıda güvenliği normları dahilinde tam olarak günümüz koşullarına uyarlanmamıştır. Turizm de toplumun çık az kesimi dört ya da beş yıldızlı ortamlarda veya lüks denebilecek ortamlardan yararlanabilmektedir. Önemli olan çoğunluğa göre hareket ederek turizm de kaliteli beslenmeyi yiyecek içecek hizmetlerini ön plana çıkarmaktır. Gıda denetimi ve kontrolleri çok geniş yelpaze içersinde denetlenmeli ve kontrolleri yapılmalıdır. GIDA GÜVENLĠĞĠ VE TURĠZM Gıda güvenliği insan sağlığında tehlike ve risk oluşturan faktörlerin gıdadan uzaklaştırılması, bu faktörlerin oluşum ve gelişimlerinin önlenmesi anlamına gelir. İnsan ya da hayvan sağlığında herhangi bir risk oluşturmayan uygun gıda ürünleridir. Gıda güvenliğini ilke edinen ve başlıca gıda kalite sağlama sistem ve yönetimleri olarak Kodex Alimentarius Komisyonu (CAC), ve komisyona bağlı başlıca diğer bağlantılı komiteler, TAKKN (tehlike analizleri kritik kontrol noktaları) veya İngilizce baş harf ve açılımları ile HACCP (Hazard Analysis Critical Control Points), ISO ler, TSE standartları, Türk Gıda Kodeksi vb. ve bu sistemlere bağlı kalite yönetmelikleri vb. HACCP standart serisi, ISO Gıda Güvenliği Yönetim sistemi, ISO/TS Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi, ISO/TS Gıda Güvenliği Yönetim sistemleri olarak tanımlanmaktadır. Çiftçiler, hasatçılar, yem üreticileri, gıda üreticileri, tüm yiyecek içecek üreten ve satan mekanlar, oteller, moteller vb, ayrıca dolaylı kuruluşlar, ekipman sağlayan temizlik sanitasyon kuruluşları bu kalite sistem ve yönetimlerinden sorumlu olabilirler. Türkiye de 16 Kasım 1997 tarihi itibarı ile Türk gıda

53 312 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi kodeksi ile gıda sanayinde HACCP uygulamalarını zorunlu hale getirmiştir Eylül ayında ISO Gıda güvenliği Yönetim Sistemleri Gıda Zincirinde yer alan kuruluşlar için şartlar yayınlanmıştır (Gorris 2005; Çağlarırmak; 2008b; Altuğ-Onoğur 2011; Mahmutoğlu 2007). GIDA GÜVENLĠĞĠ VE ÇEVRE STANDARTLARI ISO bir Çevre Yönetim sistemidir. Çevre yönetim sistemi, özünde doğal kaynakların kullanımının azaltılması, toprağa, suya, havaya verilen Zaraların minimum düzeye indirilmesini amaçlayan risk analizleri tabanında kurulan bir yönetim modelidir. ISO çevre yönetim sistemi 1999 yılında Haziran ayında Rio da yapılan Dünya zirvesinde alınan kararla başlamıştır. Ürünün hammaddeden başlayıp nihai ürün haline getirilerek müşterilere sunulmasına kadar geçen sürecin her aşamasında çevresel faktörlerin belirlenmesi ve bu faktörlerin gerekli muayeneler ve önlemler ile kontrol altına alınarak çevreye verilen zararın en aza indirilmesini sağlayan bir sistemin kurulmasını tarif eden ve uluslar arası Standart Organizasyonu tarafından yayınlanmış olan standartlar serisidir. Çevre performansının izlenmesi ve sürekli iyileştirilmesi temeline dayanır. ISO Serileri: ISO Çevre yönetimi özellikler ve kullanım kılavuzu ISO Çere yönetimi çevre yönetim sistemleri prensipler destekleyici sitemler için genel kılavuz ISO Çevre etiketleri ve beyanları genel prensipler ISO Çevre Yönetimi- Çevre Performansı değerlendirilmesi ISO Çevre Yönetim hayat boyu değerlendirme kılavuzu ISO Kalite ve Çevre tetkiki için kılavuz ( environmental-management.com/). Bu standartlar ekolojik sisteler çevre ve gıda eve insan etkileşmelerini de doğrudan ya da dolaylı kapsayıcı nitelikte standartlar serisidir (Çağlarırmak 2007a,b). Gıda güvenliğinin turizme uygulamaları konusunda sadece dört ya da beş yıldızlı oteller veya lüks tatil köyleri değil toplumun yiyip içtiği tüm mekanlar kontrol altına alınmalı ve denetlenmelidir. Gıda denetimleri gıda fabrikalarına yapılmaktadır ancak Türkiye de kimilerine göre 50 bin kadar merdiven altı olarak terimlenen istenmeyen olumsuz koşullarda üretim yapan imalathaneler

54 Bildiriler 313 de mevcuttur. Turizmde özellikle otellerde gıda güvenliği uygulanmalarına dair çalışmalar ve yayınlanmış makaleler vardır. Bu makalede aynı konulara tekrar etmek yerine konun öneminin vurgulanması ve ana fikirdir. Restoran, kafe ve otellerde gıda güvenliğinde risk ve tehlike faktörleri hazır proses edilmiş ambalaj edilmiş marketlerde pazarlana ve satılan ürünlerden çok önemli faktörleri vardır. Mutfakların hijyeni ve temizliği, kapların hijyeni masa sunumu ve hijyeni, açık büfelerde oda sıcaklığında ve açıkta yiyeceklerin kalış süresi gerek tüketenler gerekse pişiriciler ve hizmet edenler bazında insan ile gıdanın yakın teması ve konatminasyon riskleri oldukça yüksektir. Unutmamalıdır ki gıda sanayinde gıda konataminasyonları yönünden en önemli risk kaynağı insandır. İnsan eğitimi ve portör muayeneleri mutlaka gerçekleştirilmelidir. Gıda üretimlerinde önemli bir prensip Kötü hammaddeden iyi ürün elde edilemez kavramıdır bu durumda kaliteli hammadde yani fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik yönden iyi kalitede ve özelliklerde olasını gerektirir. HACCP uygulamaları çiftçiden başlayan üretim yerleri ve üretim basamakları tüketicin çatalında son bulan gıda güvenliği uygulamalarıdır. HACCP de Kritik kontrol noktaları (CCP Critical Control Points), Tehlike noktaları HP (Hazardous Points) gibi gıda güvenliği sistemleri içersinde değerlendirilen doğrudan sağlığı ilgilendiren uygulamalar vardır. Kritik kontrol noktalarında insan hayatını ve sağlığını risk ve tehlikeye atan her türlü faktörlerin giderilmesi zorunludur. HACCP de bir alt üretim basamağına geçmeden tehlike riskleri önlemek, önleyici tedbirleri almak, meydana geldi ise önleyici ve düzeltici çalışmalar ve uygulamaları kayıt yaparak tekrarında yeniden çözüm arayışına girmemek ilkelerden biri olmaktadır (Mahmutoğlu 2007). Tehlike analizleri ise kontrol noktaları kadar keskin ve şiddetli olmayan tehlike durumlarını içermektedir. CCP deki benzer yaklaşım HP de uygulanmaktadır. Geleneksel gıdalar ve turizm uygulamaları ise aslına uygun ülkelerin tanıtım ve tanınmasını yapacak hatta turizm olgusu güçlendirecek şekilde olmalıdır. (Çağlarırmak 2006). Örneğin Dünya da İtalya makarna ve pizza ile ünlenmiş bu yiyecekler turizm vesilesi olmuştur. Türk toplumu tüm kültür, ekolojik, tarihi değerlerine sahip çıkarken Anadolu ya özel yiyecek ve içeceklere de sahip çıkmalıdır. Türk Kahvesi bir içim tipidir. Dünya da ilk kez 17. yüzyıllarda Osmanlı İmparatorluğu zamanında kahve içilen ve sohbet edilen mekanlar açılmış yani kahvehaneler açılmıştır. Şimdiki Dünya da kafe denen bizim de kahvehane dediğimiz kahve veya diğer, içeceklerin tüketildiği mekanların temeli Osmanlı nın Türk Kahvesin içip sohbet ettiği sosyal ortamlar akla gelmelidir (Çağlarırmak ve Ünal 1992). Türkiye nin kendine özgü yiyecek ve içecekleri pek çok tur yörelere göre değişmektedir. Manisa nın mesir macunu; çeşit baharat

55 314 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi ile yapılmaktadır ve yaklaşık 470 yıldır mesir festivali kutlanmakta ve Manisa şehrimiz için önemli bir turizm vesilesi olmaktadır. Balıkesir in Höşmerimi, İzmit Pişmaniyesi, Mersin cezerye, Giresun Şebinkarahisar da dövme dut pekmezi ve pestili, fındık helvası, Şebin cevizi, Siirt perde pilavı, otlu peynir, civil peynir, bazlamalar, yufka ekmekleri, kayseri pastırma, mantıları, Eskişehir helvası, Antep baklavası, Maraş biberi, Kars kaşarı, Tekirdağ köftesi, Bursa İskender, Trabzon hamsi pilavı, ve Karadeniz hamsi çeşitlemeleri, Antalya piyazı onlarca çeşit kebap ve köfteler, döner, pide çeşitleri, Adana şalgam suyu, pek çok çeşit hamur işleri vb. gibi bir kısmı gıda sanayine de uygulama ve üretim alanları bulmuş diğer taraftan ihracat olabilen turizmi kamçılayacak reklam broşürlerinde yer bulabilecek geleneksel Türk Gıda ürünleri gıda güvenliği kuralları dahilinde üretildiğinde üretilerek insan beğenisine uygun sunumları yapılarak turizmde hem önemli gelir kaynağı hem de gelir vesilesi olarak katma değer ekonomisine katkıda bulunacaktır. Gıda güvenliği ve kalite sağlama uygulamaları Gıda işletmelerinde olduğu gibi tüm turizm işletmeleri oteller ve motel mutfaklarında biri işletme sistemi içerisinde gıda mühendisleri ve gıda teknikerlerini çalıştırmalı istihdam etmelidir. Sonuçta; turizm multi displiner konular dizinlerini içermektedir. Gıda, ekoloji, turizm, Çevre faktörleri turizm ile ilgileri sözü edilen disiplinler dahilinde kısa ve özet bilgiler verilerek turizm yönünden önemi vurgulanmıştır. KAYNAKÇA Altuğ, Onoğur T., Elmacı, Y. ve Demirağ, K. (2011). Gıda Kalite Sağlama, 1-20, İzmir: Sidas Yayıncılık Ltd., ISBN Ayberk, S. (1998). Çevre Mevzuatının oluşumunda çok yönlü etkileşim, , Avrasya Çevre Konferansı. Eurasia Environment Conference, Türkiye Çevre Vakfı Yayını, İstanbul: Önder Matbaa, ISBN , No: 28. Çağlarırmak N. (2008b). Endüstrileşmenin Gıda üretimleri ve gıda güvenliğine etkileri, 10. Ulusal Gıda Kongresi, Erzurum. Çağlarırmak N., ve Ünal, M. K. (1992). Kahvenin Kimyasal Kompozisyonu ve Kavrulma sırasında Meydana Gelen Değişmeler, E.Ü. Mühendislik Fakültesi, Gıda Müh. Dergisi, 10,2: Çağlarırmak, N. (1998). Proteinlerin Beslenmede Önemi ve Yeri Alternatif Protein Kaynakları, Doğu Anadolu Tarım Kongresi, Erzurum. Çağlarırmak, N. (1999). Esansiyel Besin Ögelerinin Beslenmede Önemi, 2000 li yıllarda Gıda Bilimi ve Teknolojisi Kongresi, İzmir. Çağlarırmak, N. (2006). Functional Properties of Turkish Traditional Foods and Their Biochemical Effects to Human, 2 nd International congress on Functional foods and Nutraceuticals, İstanbul. Çağlarırmak, N. (2007a). Gıda Güvenliğinin çevre kirliliği yönünden irdelenmesi, 7. Ulusal Çevre Mühendisliği Kongresi, İzmir. Çağlarırmak, N. (2007b). Çevre, Tarım ve Gıda Etkileşimleri, Konulu Panel Düzenleme, Konuşmacı: Beslenme, Gıda güvenliği, Çevre ve Tarım Etkileşimleri, Manisa: Süleyman Demirel Kültür Merkezi.

56 Bildiriler 315 Çağlarırmak, N. (2008a). Reflects of Energy Productions, Upon Environment Food and Health, 14 th International Energy and Environmental Technology Systems Fair and Conference, İstanbul Wow Center. Çağlarırmak, N. (2008c). Gediz Kirliliğinin Ekoloji ve Çevreye Etkileri, Gediz de Su Yönetimi, Konuşmacı: Irmak Kirliliği Gerçekleri ve İnsan, Panel Düzenleme, Etkileri, Manisa: Süleyman Demirel Kültür Merkezi. Çağlarırmak, N. (2009b). Çevre Kirliliği Su Kaynakları ve Yönetimi Konulu Panel Düzenleme, Konuşmacı: Toprağın Önemi ve Çevre faktörleri, Kayseri: CBÜ Sinema Salonu. Çağlarırmak, N., Hepçimen, A. Z. ve Kahyaoğlu, C. (2009a). The Examinayion of Effects of Polycyclic Aromatic Hydrocarbons (PAH) on Ecolological System, International Conference on Plants and Environmantal Pollution (ICPEP), Kayseri: Erciyes Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü. Davis, P. H., Mill, R. R. ve Tan, K. S. L. In: Davis, P. H. ve Mill, T. K. (editors) (1988). Flora of Turkey and The East Aegean Islands, Edinburgh: Edinburgh University Press, 10: DeMan, J. (1990). Principles of Food Chemistry, New York: Von Nostrand Reinhold and Avi Book. Demir, M. Gıda Kimyası, İstanbul: Onur Grafik, 1-180, Gıda Teknolojisi Derneği: Yayın No: 40, ISBN Durmuşkahya, C. ve Çağlarırmak, N. (2010). A Study of Ecotourism Potential of Manisa (Turkey), Uluslar Arası Coğrafya Sempozyumu Geomed, Antalya. Fetzer, J.C. (2000). The Chemistry and Analysis of The Large Polycyclic Aromatic Hydrocarbons, New York: Willey. INC. Gorris, L. G. M. (2005). Food Safety Objective: An Integral Part of Food Chain Management, Food Control, 16: Güner, A., Özhatay, N. ve Ekim T. B. (KHC, Editors). (2000). Flora of Turkey and The East Aegean Islands. Edinburgh: Edinburgh University Press, 11: ISO Mahmutoğlu, T. Gıda Endüstirisinde Güvenli Gıda Üretmek, Ankara: ODTÜ Yayıncılık, ISBN , Metin, B. (Anonim) web.firat.edu.tr/cevremuh/bilgi/data2/topraknedir.pdf Neyiscçi, T. (2004). Açlığın Ekolojisi, Türkiye 3. Ulusal Gübre Kongresi, Tarım-Çevre- Sanayi, Editörler: Karaman, M. R. ve Brohi, A. R. ISBN Ankara: Nobel Basım Evi, Özhatay, F. N., Kültür, Ş. ve Aslan, S. (2009). Check List of Additional Taxa to The Supplement Flora of Turkey IV. Turk J Bot., 33: Özhatay, F.N. ve Kültür, Ş. (2006). Check List of Additional Taxa to The Supplement Flora of Turkey III. Turk JBot, 30: Sencer, E. (1983). Beslenme ve Diyet, İstanbul Üniversitesi Bayda Yayınları, İstanbul, 4: Tuncel, G. Mikrobiyal Bulaşma Kaynakları, Editörler; Ünlütürk, A. Ve Turantaş, F. (1999). Gıda Mikrobiyoloji, İzmir: Mengi Basım Evi, ISBN, 975, , WHO (World Health Organization) (2002). WHO Global Strategy for Food Safety: Safer Food for a Better Health, Switzerland: World Health Organization, Genevo, ISBN (http// safety/publications/general/en/strategy-en.pdf.) Yang, S. Y. N., Connell, D. W. ve Hawker, D. W. (2000). Polycyclic Aromatic Hydocarbons in Air and Soil and Vegetation in The Vicinity of An Urban Roadway, Science of the Total Environment, 102,

57 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi: , Nisan 2012, Kemer, Antalya, Bütün hakları saklıdır ISBN: Turizm İşletmelerinde Sürdürülebilir Rekabet Aracı Olarak Yetenek Yönetimi Başak SOLMAZ T. C. Selçuk Üniversitesi, İletişim Fakültesi E-posta: Erkan AKGÖZ T. C. Selçuk Üniversitesi, Beyşehir Ali Akkanat Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu E-posta: ÖZ Yetenek yönetimi, turizm işletmelerinin sürdürülebilir rekabet avantajı elde etmelerine yardımcı olan modern yönetim yaklaşımlarından birisidir. Bu çalışmanın amacı da, turizm işletmelerinde sürdürülebilir rekabet avantajı için yetenek yönetimi uygulamalarının etkisini araştırmaktır. Bu nedenle yetenek yönetiminin boyutları belirlenmiş ve incelenmiştir. Teorik bilgiyi desteklemek amacıyla ankete dayalı bir araştırma gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın örneklemini, Belek bölgesindeki otel işletmeleri oluşturmaktadır. Araştırma sonucunda elde edilen veriler SPSS paket programı ile değerlendirilmiştir. Bu sonuçlara göre, yetenek yönetimi, turizm işletmeleri için sürdürülebilir rekabet avantajı sağlamaktadır. Anahtar sözcükler: Yetenek Yönetimi, Sürdürülebilir Rekabet, Turizm İşletmeleri GĠRĠġ Günümüz ekonomik şartları göz önünde bulundurulduğunda endüstri toplumundan bilgi ve tüketim toplumuna geçişin yaşandığı gerçeği görülmektedir. Değişen rekabet koşulları karşısında yüksek performansı yakalamak isteyen işletmeler, yetenekli bireyleri bünyelerine katmaları gerektiğini fark etmişlerdir. Rekabetin en üst seviyeye çıktığı, kurumsal bağlılığın zayıfladığı günümüz turizm sektöründe, değişen çevresel şartlara uyum sağlayabilmek, nitelikli personeli elde tutabilmek, kâr elde edebilmek için fark ve değer yaratmak gerekmektedir. Bu farkı çalışanları ile elde edeceklerine inanan turizm işletmeleri varlıklarını sürdürmek ve rekabet şartları karşısında ayakta durabilmek için yetenek yönetimi kavramının üzerine yoğunlaşmaktadırlar. Yetenek yönetimi, iş için en uygun çalışanı temin etmek, yerleştirmek, psikolojik sözleşme ile bağlılığını arttırmak, işi doğrultusunda eğitip geliştirmek, kariyerini yönetmek ve performansını yükseltip rekabet ortamında başarılı olmayı hedeflemektedir. Çünkü turizm işletmeleri hizmet sektöründe faaliyet göstermek-

58 Bildiriler 317 tedir. Bu işletmelerde de en önemli unsur insandır. Çalışanların yeteneklerinin farkında olan ve onları doğru yönlendirebilen, eğitim ve gelişimleri için gerekli imkânları sunan, kariyer planları yaparak işletmeye bağlılıklarını arttırmayı hedefleyen turizm işletmeleri, sürdürülebilir rekabet avantajını daha kolay elde edilebilir. YETENEK YÖNETĠMĠ Başarı, kabiliyet, liderlik, kolaylaştırmak, yaratıcılık, yenilikçilik ve zamanı etkin kullanma unsurlarıyla ilişkili olan yetenek; günümüz insan kaynakları yönetimi ve iş hayatında sıkça karşılaşılan bir kavramdır. Yetenek yönetimi ise; iş gücü planlamasını, analizini, işe alma sürecini, eğitim ve geliştirme faaliyetlerini, elde tutma çabalarını ve yedekleme planlarını içermektedir (McCauley ve Wakefield 2006). Stratejik bir olgu olarak kabul edilen yetenek yönetimi, en iyi çalışan performansı elde edebilmek için doğru kişileri doğru yerde istihdam etmek olarak da değerlendirilmektedir. Özellikle 2000 li yıllardan sonra yaşanan ekonomik krizler ile birlikte yaygın ve popüler hale gelmiş olan (Mucha 2004) yetenek yönetimi konusunda işletmelerin yapmış oldukları en önemli hata, çalışana tamamen sahip olma mantığıdır. İşletmeler elde etmek istedikleri çalışanları zaman esasına göre çalıştırmakta ve bir çeşit bağımlılık yaratarak onları elde tutacaklarını sanmaktadırlar. Buna bağlı olarak da dış kaynak yöntemi (outsourcing) ya da part-time ile çalışan kişileri ikinci plana atmaktadır. Bu ise yetenekli personeli istihdam etmek isteyen işletmeler için kronik bir problem olarak kabul edilmektedir (Parus 2000). Yetenek yönetimi, işletmenin tüm kademelerindeki kişiler arasında işbirliği ve iletişimi gerektiren; işgücü planlaması, personel alımı, eğitilmesi, geliştirilmesi, yeteneklerin gözden geçirilmesi, başarı planlaması, performans değerlendirilmesi, sahip olunan yeteneklerin elde tutulması gibi çeşitli aşamaları içeren bir yaklaşımdır (McCauley ve Wakefield 2006). Ancak, işletmelerde görev yapan personellerin bilgi, birikim ve yetenekleri birbirinden farklı olduğu için ortaya koydukları performanslar da farklılık gösterebilir (Berger ve Berger 2004). Bu farklılıkları en iyi şekilde değerlendirebilmek için de birbirleri ile rekabet halinde olan işletmeler, çalışanlarının bireysel bilgi, beceri ve yetenek düzeylerini arttırmak amacıyla çeşitli eğitim yöntemlerinden yararlanmalıdır. Yetenekli personelin sahip olduğu potansiyel doğrultusunda uygun eğitimin verilmesi ve kurumsal bağlılığın oluşturulması için de öncelikle yetenek geliştirme programları belirlenerek, uygun bütçelerin hazırlanması gerekmektedir.

59 318 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi Yetenek Yönetim Süreci Yetenek yönetimi sürecinde iki önemli kavram bulunmaktadır. Bu kavramlar işlevsellik ve canlılıktır. İşlevsellik ve canlılık kavramı yetenek yönetimi süreci içerisinde potansiyeli yüksek olan çalışanların stratejik rollerini doldurmak için ne kadar iyi yetiştirildiklerini belirlemektedir (Altınöz 2009). İşlevsellik, yetenek yönetiminin işletme içerisinde ne oranda etkin olarak kullanıldığını belirlemektedir. Bir işletmenin doğru yeteneğe sahip, doğru insanları doğru zamanda doğru yere koymasına olanak tanıyan araçları ve sistemleri doğru uygulamasıyla ilgilenmektedir. Bu noktada işletmenin uygulamalarıyla işletmenin stratejisine bağlı olarak, ne oranda hedeflerine ulaştığı da önem kazanmaktadır (Ready ve Conger 2008). Canlılık kavramı ise, yetenek yönetimi sürecinin yerleştirildiği bir işletmede, en alt düzey çalışandan en üst düzey çalışana kadar, tüm çalışanların yetenek yönetimi uygulamalarına karşı bakış açıları, fikirleri, tavırları ve davranışlarıyla ilgilidir. İşletme içerisinde canlılığı belirleyen üç faktör bulunmaktadır. Bunlar, çalışanların işletmeye bağlılığını geliştirmek, yöneticilerin yetenek yönetimini sahiplenmiş olması, yetenekli çalışanlarda dâhil tüm üst düzey yöneticilerin sorumluluğu üstüne almasıdır (Altınöz 2009). Ancak yetenek yönetimi, işletmeyi genel bir bütün olarak değerlendirmeyi gerektiren disiplinli bir çalışma olarak kabul edilmektedir. Bu çalışmada istenilen hedefe ulaşabilmek için de izlenmesi gereken adımlar sırasıyla aşağıdaki gibi açıklanmıştır (Çırpan ve Şen 2009): 1. Hedeflerin ve Stratejilerin Belirlenmesi. Yetenek yönetimi uygulamaların ana kaynağı hedeflerdir. Hedefler, stratejileri belirlemek için ön şart olarak görülmektedir. Çünkü işletme olarak neler hedeflenmekte ve bu amaçlara ulaşabilmek için de izlenecek stratejinin belirlenmelidir. Bu uygulama zaman ve sermaye kullanımı açısından önemlidir. 2. Kilit Pozisyonların Tespit Edilmesi. Belirlenen stratejilerin uygulanabilmesi için önem taşıyan yönetsel ve teknik pozisyonlar belirlenmelidir. Bu pozisyonlar belirlenirken, söz konusu pozisyonda yaşanacak olan bir başarısızlığın, arzulanan hedefe ulaşmayı doğrudan etkileyebilir. 3. Yetenek Profilinin Çıkartılması. Bu aşamada, bir önceki adımda belirlenen önemli pozisyonları başaracak uygun personelin özellikleri tanımlanır. İdeal çalışanın sahip olması istenilen özellikler; bilgi, beceri, deneyim, ilgi ve eğitim, deneyim alanı vb. olarak ayrıntılı bir şekilde belirtilmelidir.

60 Bildiriler Potansiyellerin Belirlenmesi. Kritik pozisyonlar için belirlenen görevleri başarıyla yerine getirebilme potansiyeline sahip adaylar bu aşamada belirlenir. Bu aşamada doğru çalışmaların yapılması yetenek yönetimi konusunun en önemli noktasını oluşturmaktadır. Potansiyellerin belirlenmesinde kurum içi ve kurum dışı kaynaklardan yararlanılabilir. Potansiyel belirleme sürecinde öncelikle kurumun sahip olduğu yetenekler değerlendirmeye alınmalı, içeride istenilen özellikleri taşıyan adaylar bulunamazsa kurum dışından yeni yetenekler kuruma dâhil edilebilir. 5. Yetenek Açığının Analizi. Bu adımda kilit pozisyonlara aday olarak belirlenen potansiyelin özellikleriyle, ihtiyaç duyulan personelin özelliklerinin ne kadar örtüştüğü analiz edilir ve açıklar ortaya konur. Bu analiz, potansiyel adayların nasıl bir gelişim sürecinden geçmeleri gerektiğini ve hangi yetkinliklere ihtiyaçları olduğunu gösterir. 6. Gelişim Planlarının Hazırlanması ve Uygulanması. Bu aşamada, potansiyel olarak belirlenen çalışan için, bir üst adımdaki analizden hareketle gelişim faaliyetleri planlanır. Eğitim, koçluk, mentörlük, rotasyon vb. tüm gelişim çeşitleri, adayın gelecekte planlanan pozisyonu dikkate alınarak hazırlanmalıdır. 7. Adayın Performansının Değerlendirilmesi. Bu adımda, adayın hazırlık sürecindeki performansı incelenir. Yapılan değerlendirme, adayın terfi ettirilmesi, potansiyeller havuzunda kalmaya devam etmesi veya havuzdan çıkarılması kararlaştırılmalıdır. 8. Durum Değerlendirmesi ve Terfi. Potansiyeller havuzunda bulunan adaylar, bir ihtiyaç durumunda yetiştirildikleri pozisyona atanmak üzere değerlendirmeye alınırlar. Bu değerlendirmede, adayın mevcut eksikliklerinin atanacağı pozisyondaki başarısına etki etme olasılığı, söz konusu açığın kapanmasının alacağı süre vb. faktörler göz önünde bulundurulmalıdır. ĠġLETMELERDE YETENEK YÖNETĠMĠNĠN NEDENLERĠ Yenilikçi düşünce sistemine sahip olmak, bununla değer yaratmak, yeni ürün geliştirme, satış, pazarlama, üretim ya da müşteri ilişkilerinde fark yaratmak, verimliliği artırmak, maliyetleri düşürmek ya da takım çalışmasını güçlendirmek gibi kritik unsurların temelinde yetenek bulunmaktadır (Kobi Finans 2007). Yetenekli çalışanlara sahip olmak ve onlardan en iyi şekilde yararlanabilmek işletmelerde yenilikçi olmanın, değer yaratabilmenin ve rekabette farklılık sağlayabilmenin temel kaynağı olarak görülmektedir (Gregoire 2006). Gerek insan kaynakları ve gerekse toplam kalite açısından düşünüldüğünde yetenek

61 320 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi yönetimi süreci işletmeler açısından önemli bir fark yaratmakta ve yine işletmelerin konumlanmasında etkili bir rol oynamaktadır. Sürdürülebilir rekabet üstünlüğü sağlayarak, ayakta kalmak için işletmelerin yeteneklere yönelik stratejik bir yönetim anlayışı içerisinde olması gerekmektedir. Çünkü yetenek yönetiminin işletmeler açısından zorunluluk halinde olması aşağıdaki nedenlerden dolayı ortaya çıkmaktadır. Var Olmak Ulusal ve uluslararası alanda yaşanan yoğun rekabet ortamında varlıklarını sürdürmeye ve başarılı sonuçlar elde etmeye çalışan işletmelerin karşılaştıkları en önemli sorunlardan birisi de, yetenekli çalışanlara sahip olmak ve onların uzun süreli istihdamını sağlayabilmektir (Doğan ve Demiral 2008). Yetenekli çalışanlarını etkin bir şekilde kullanamayan, onlara aidiyet duygusu kazandıramayan işletmelerin günümüz iş dünyasında varlıklarını devam ettirmelerinden bahsetmek iyimserlikten öteye geçemez. Sektörel Liderlik İş dünyasında artarak devam eden dinamizm, varlığın devamı için yaşanan değişime ayak uydurmayı, büyümek ve lider konumuna yükselmek için değişime yön vermeyi gerektirir. Değişime yön verebilmek, sürekli mevcut yöntem, ürün ve hizmetlerini sorgulayan, ilkleri bulan ve uygulayan yenilikçi firma olmaktan geçmektedir (Çırpan ve Şen 2009). Ancak çalışanları ile başarı sağlamak isteyen yöneticilerin çalışanlarına işletmede kalmaları için iyi bir neden göstermeleri gerekmekte, onların yeteneklerini geliştirebilecekleri stratejiler belirlemesi gerekmektedir (Mucha 2004). Bunun gerçekleşebilmesi içinde işletmelerin kendilerine özgü yetenek yönetim modelleri olması gerekir. Hedeflere UlaĢabilmek Yetenek yönetimi, işletmenin ihtiyaçları doğrultusunda, doğru çalışanların, doğru zamanda, doğru işlerde ve doğru uygulamaları yapmasına yardımcı olur (Mucha 2004). Bu çalışmalardan istenilen sonuçları alarak arzulanan hedefe ulaşabilmek için işletmelerin yetenek yönetim uygulamalarını etkin kullanması gerekmektedir. Sağlıklı yetenek yönetim çalışmaları, işletmelerin kârlılığını ve rakiplerine göre performansını olumlu yönde geliştirecektir. Demografik Yapıdan Etkilenmemek Dünya üzerindeki nüfusun demografik yapısı, işletmelerin arzuladığı yönde gelişmemektedir. İncelemeler göstermektedir ki, dünya üzerindeki yönetici ve nitelikli iş gücü ihtiyacı her geçen gün artmakta, ancak bununla ters orantılı

62 Bildiriler 321 olarak bu özelliklere sahip nüfus azalmaktadır (Çırpan ve Şen 2009). İşletmelerin kârlı ve sürdürülebilir rekabet avantajı sağlayarak büyüyebilmesi, sahip oldukları insan kaynaklarını etkin kullanmasıyla mümkündür. Yetenek yönetimi yaklaşımı ile işletmede farkı yaratacak olanların yetenekli çalışanlar olduğu gerçeği göz önünde bulundurularak, sahip olunan değerler iyi bir şekilde yönetildiği takdirde, başarı elde edilerek, rekabette üstünlük sağlanacaktır (Altınöz 2009). Ancak Türkiye genç bir nüfusa sahip olmasına rağmen işletmelerde nitelikli personelin en az istihdam edildiği ülke olarak kabul edilmektedir. Yetenekli personeli bulmak ve kurumsal bağlılık duygusunu kazandırmak işletmelere önemli katkı sağlayacaktır. Beklentilerini KarĢılamak Bilgi ve teknoloji toplumunda yetenekli çalışanların işletmeden beklentilerini etkileyen faktörler çeşitlidir ve kişiden kişiye göre değişiklik gösterebilir. Eğitim düzeyleri, kültürel özellikleri, mevcut ücret seviyeleri, sosyal statüleri ve toplumla olan ilişkileri gibi durumlar, beklentileri doğrudan etkilemektedir. Beklentilerinin altında bir ücret ve statü kazandığını düşünen kişilerin performansında düşüşlerin yaşanması ve başka bir iş arama eğilimi göstermeleri muhtemeldir (Green 2002). Çünkü günümüzde bireyler, emeklerinin karşılığında aldıkları ücretin sosyal yaşamda kendilerine bir statü sağladığına inanmaktadır. Bu nedenle ücret düzeyi, hem ekonomik acıdan hem de sosyal statü acısından nitelikli kişilerin istihdam surecinde belirleyici unsurdur. ĠĢletmeye Değer Katmak Değer yaratmak işletmelerin temel amacıdır. İşletme değerinin artırılması, tüm çalışanların ortak katılımı ve yaratıcılıklarını sınırsız ortaya koymaları ile mümkündür. En basit işi yapanlar bile değer yaratmaya katkı sağlayabilir (Güleryüz 2005). Rekabetin giderek yoğunlaştığı günümüz koşullarında işletmelerin kurum, ürün ve varsa menkul kıymetlerin değerlerinin maksimizasyonunu sağlamak; kâr ederek büyüyebilmeleri, likidite ihtiyaçlarını zorlanmadan karşılayabilmeleri ve kurumun ödeme esnekliğini (solvabilite) sağlaması açısından önemlidir. Bu değerin sağlanması için de yetenek yönetimi sistem ve stratejilerinin kullanılması gerekmektedir. Çünkü yetenek yönetimi ile işletme değerleri hem doğrudan hem de diğer maddi olmayan varlıkların değer kazanmasına katkı sağlayabilir.

63 322 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi SÜRDÜRÜLEBĠLĠR REKABET Değişen ekonomik şartlara göre ekonominin özünü oluşturan rekabet kavramı, kıt kaynakların sınırsız beşeri ihtiyaçlar karşısında paylaşılması gereği ortaya çıkan bir olay (Aktan ve Vural 2004) olarak kabul edilmektedir. Rekabet Kurumu na göre ise; bir piyasada satıcıların daha fazla müşteri edinerek mal ve hizmet satışlarını, dolayısıyla da kârlarını artırmak için giriştikleri yarış şeklinde tanımlanmaktadır (Rekabet Kurumu 2011). İşletmeler, piyasadaki rakiplerinin yarattığı ekonomik faydadan daha fazla değer oluşturuyorsa, rekabet ettiği kuruluşlara üstünlük sağlayabilir (Barney 1995). Bu avantajı elde etmek ve sürdürmek isteyen işletmeler, rakiplerinin başarı ve başarısızlıklarını analiz etmek mecburiyetindedirler. Rakiplerini analiz eden işletmeler, hem kendi hem de rakip işletmelerin başarı ve başarısızlıklarının nedenlerini öğrenirler. Bu bilgiler ile uygun stratejiler geliştirilebilir. Çünkü işletmeler, sahip olduğu imkânlar ile hedef kitlelerinin beklentilerini karşılarken, pazarda faaliyet gösteren diğer işletmelerin karar alma stratejilerini göz önünde bulundurmaları gerekmektedir. İşletmelerin sürdürülebilir rekabet gücü genel verimlilik ve maliyet üstünlüğü temel bileşenlerine ilişkin pazarın yapısını değiştirecek stratejiler üretmesine ve pazar yapısını bir zaman sonra yeniden değiştirene kadar belirli bir konum elde etmeleri ile sağlanabilir. Pazar yapısını değiştirecek konum, bu doğrultuda oluşturulacak stratejilerle gerçekleştirilebilinir (Ülgen ve Mirze 2004). Ancak bir işletmenin maddi ve maddi olmayan varlıklarını, maliyet üstünlüğü ve genel verimlilik düzeyini artırıcı bir biçimde kullanabilme becerisi, işletmelerin yeteneğini belirlemektedir. Bu yeteneğin temel yetenek olabilmesi ise; değerli, nadir, taklit ve ikame edilemeyen nitelikte olmakla birlikte değişen çevreye uyum sağlayabilme özelliğine sahip olmayı gerektirmektedir (Barney 1995). Porter, bir işletmenin sürdürülebilir rekabet gücünün özelliklerini şu şekilde sıralamaktadır (Porter 1990): Sektörde fark edilmesi veya lider konumda olması, Tüketicilerin işletme ve işletme ürünlerinden beklenti düzeyleri, İşletmenin pazardaki yönelimleri rakiplerinden önce fark etmesi, İşletmenin pazara hakim stratejik grubun içine dahil edilmesi, İşletmenin pazarda en hızlı büyüyen alana yoğunlaşması, Farklılaştırılmış ürünlere sahip olması, Düşük maliyet ile üretim gerçekleştirmesi, Ortalama kâr oranından daha yüksek kâr elde etmesi,

64 Bildiriler 323 Teknolojik ve yenilikçi avantajlara sahip olması, Değişikliklere hazırlıklı yenilikçi ve esnek yönetim anlayışının olması Yeni fırsatları yakalama şansına sahip olması. Turizm İşletmelerinde Rekabet Aracı Olarak Yetenek Yönetimi Artan yoğun rekabet koşullarında başarılı olabilmek, çeşitli bilgi, beceri ve yeteneklerle donatılmış, motivasyonu yüksek, kendi amaçlarını, işletmenin amaçları ile uyumlaştırmış bir iş gücüne sahip olmayı gerektirmektedir (Özçelik 2009). Sürdürülebilir rekabet üstünlüğü sağlayarak, ayakta kalmak isteyen işletmeler için yetenek yönetimi uygulamaları, yeteneklere yönelik uzun süreli bir bakış açısı, sistemli bir çalışma ve disiplin gerektiren bir zorunluluktur (Çırpan ve Şen 2009). İşletmeler bugün açık olan iş pozisyonlarını yetenekli ve kalifiye çalışanlarla doldurmak için uğraşmaktadırlar. Bunun için de yetenek yönetimi sistem ve stratejilerinin kullanılması ve yetenekli çalışanların işletmeye çekilerek ve işletmenin daimi personeli haline getirilmelidir. Yetenek yönetimi, işletmelerin devamlı büyümesini ve pazarda mücadele gücünü artırır (Gregoire 2006). Ancak küresel rekabet ortamında turizm işletmeleri yalnızca turistik ürün üreten ve optimum kâr ile pazarlayan işletmeler değildir. Turizm işletmeleri küreselleşmeyle birlikte büyük bir değişim yaşamaktadır. Değişimin hızlandığı, rekabet avantajı için fark yaratmanın önemsendiği turizm sektöründe üretim insan gücüne dayalı olarak gerçekleştiğinden en değerli varlık insan faktörüdür. Turizm işletmelerinin kârlı ve sürdürülebilir rekabet avantajı sağlayarak büyüyebilmesi, sahip oldukları insan kaynaklarının yenilikçi ve yaratıcı projeler üretebilmeleri ile mümkündür. Kendini ve işini geliştirmeye odaklı personel ile farklı mal ve hizmet sunabilen işletmelerin kendi pazarlarında liderliği üstlenerek mükemmel iş sonuçları elde edebilirler. Sürdürülebilir rekabet avantajı elde etmek isteyen turizm işletmeleri, pazar şartları, maliyetler ve müşteri baskıları gibi faktörlere göre pozisyon belirlemektedirler. Rhinesmith in görüşlerinden de yararlanarak turizm işletmelerinin rekabet avantajı yakalaması için yerine getirmesi gereken kriterler aşağıdaki gibi özetlenebilir (Rhinesmith 2000): 1. Kalite: Kalite, küresel rekabet gücü elde etmenin yolu değil, küresel piyasa şartlarında rekabet etmenin asgari noktasıdır. Günümüzde kurumlar yalnızca süreçleri değil; yeni kalite standardı oluşturmak için stratejilerini, yapılarını, kültürlerini ve çalışanlarını da değiştirmektedirler.

65 324 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi 2. Çeşitlilik: Ürün ve hizmet kalitesi ve çeşitliliği her geçen gün değişmektedir. Küresel şirketler dünyanın her yerindeki hedef kitlesine ürün ve hizmetlerini rekabet şartlarına uygun kalite ve farklılıkta sunmalıdırlar. 3. Özel Üretim: Hizmet sektöründe faaliyet gösteren turizm işletmelerinde turistlerin istekleri farklılık göstermektedir. Herkese aynı standartta ürün ve hizmet üretmek olmaz. Kişiye ve şartlara uygun çeşitlilik sunmak müşteri memnuniyeti açısından önemlidir. 4. Kullanışlılık: Yalnızca kaliteli bir ürün ve hizmet değil, aynı zamanda, her yerde kullanabilme kolaylığı da pazar payı kazanmada önemli bir rekabet gücü olarak kabul edilmektedir. Ancak turizm sektörü için bu pekte kullanışlı değildir. Çünkü turistik ürün üretildiği yerde tüketilmek mecburiyetindedir. 5. Zamanında Teslim: Turistik ürün stoklanamaz, 24 saatlik bir ömre sahiptir, üretildiği yerde tüketilmelidir. Bu özelliğinden dolayı sürdürülebilir rekabet avantajı yakalamak isteyen turizm işletmeler, konuğun istediği ürün ve hizmeti istediği kalite ve sürede temin etmelidir. 6. Maliyet: Kalite ve maliyet ters orantılı olarak algılanmaktadır. Ancak günümüz küresel iş dünyasında en kaliteli ürün en düşük fiyata sunulmaktadır. Kaliteli ürün ve hizmeti en uygun fiyat ile pazara sunmak işletmelerin temel hedefi haline gelmiştir. 7. Her Yerde Bulunabilirlik: İşletmeler gibi küreselleşen turistler de her yerde aynı kalitede ürün ve hizmeti beklemektedir. Küreselleşen dünyaya yabancı kalmak istemeyen kurumlar, bu kriterleri yerine getirebilmek için üretim ve pazarlama anlayışında bir takım değişikliklere gitmek mecburiyetindedirler. Yetenek Yönetimine Dayalı Turizm ĠĢletmesi OluĢturmak İşletmelerin en değerli varlıkları haline gelen çalışanlar, yetenek yönetimi kavramının önem kazanmasıyla keşfedilmesi gereken yetenekler olarak değerlendirilmeye başlamışlardır ve işletmelerin de bu yaklaşıma ayak uydurmaları gerekmektedir (Doğan ve Demiral 2008). Bir işletmenin pazardaki farklılığı, sahip olduğu insan gücündeki farklılığa dayanmaktadır. Rekabet halindeki işletmeler, hızlı değişim ve belirsizlik karşısında güçlü ayakta kalabilmek için çalışanların yeteneklerini belirlemek ve buna göre hareket edilmelidir. Bu nedenle işletmelerin yetenek havuzları oluşturmaları beklenen bir durum olmaktadır. Ayrıca, gerekli durumlarda birden fazla yetenek havuzunun oluş-

66 Bildiriler 325 turulması ve yetenek havuzlarının sürekli olarak geliştirilip aynı zamanda hangi yetenek havuzunun kritik öneme sahip olduğu konusu da sürekli göz önünde bulundurulmalıdır (Doğan ve Demiral 2008). Teknolojik değişiklikler ile hızla büyüyen işletmeler hariç, hizmet sektöründe faaliyet gösteren işletmelerde, yetenek havuzlarının mümkün olduğunca işletme içerisinden oluşturulmasında fayda vardır. Organizasyon yapısında yeni oluşturulan veya boş olan pozisyonlara işletme içinden kaynak bulmak, çalışanların moralini, işletmeye olan güven ve bağlılığını artırmaya yardımcı olacaktır. Ayrıca dış kaynaklardan insan gücü temin etmek, işletmeye daha fazla maliyet getirmekte ve ücretler üzerindeki kontrolün kaybolmasına neden olmaktadır (Hiltrop 1999). Turizm sektöründeki işletmeler, emek yoğun olarak faaliyet göstermektedirler. İşlerin yerine getirilmesi genellikle insan gücüne dayalı olarak gerçekleşir. Bireylerden etkin bir şekilde faydalanabilmek için yeteneklere dayalı bir çalışma sisteminin oluşturulması gerekmektedir. Turizm işletmelerinde yetenekli çalışanlara sahip olmak ve işletme hedeflerine ulaşmada onların yeni ve yaratıcı fikirlerinden yararlanmak için çalışanlara farklı bakış açısıyla yaklaşılmalıdır. Turizm işletmelerde en değerli varlık olan çalışanlar, yetenek yönetimi kavramının önem kazanmasıyla keşfedilmesi gereken yetenekler olarak değerlendirilmelidir. Yetenek yönetimine dayalı işletmelerde, çalışanlar kendi kararlarını verebilme, inisiyatif kullanabilme ve yeni fikirler ortaya koyabilme imkânları sağlanmalıdır. Ancak keşfedilen ve geliştirilen yetenekler, kurumsallaştırılamaz ve kurumsal bağlılık sağlanamaz ise, çok kolay rakip işletmeyi tercih edebilirler. Bu sadece yetenekli personelin işletme değiştirmesi ile sınırlı olmaz, aynı zamanda rekabet üstünlüğünün bileşenlerinide beraberinde götürebilir. Bundan dolayı, yetenek yönetimine dayalı turizm işletmeleri, üstün niteliklere sahip, vizyon sahibi, gelecek vaat eden, yaratıcı, yenilikçi ve katma değer sağlayacak bireylerin duygusal, psikolojik, ekonomik, kültürel değer yargılarını ve beklentilerini doğru tahlil ederek, onlarla duygusal bir bağ kurulmalıdır. SÜRDÜRÜLEBĠLĠR REKABETTE YETENEK YÖNETĠMĠN ETKĠLERĠ Sürdürülebilir rekabet, işletmelerin mevcut ve gelecekte rakipler tarafından taklit çabalarına karşı farklı olma stratejisi olarak değerlendirilmektedir. Bundan dolayı bu araştırmada yetenek yönetiminin; turizm işletmelerinin pazar payını büyütme ve rekabet üstünlüğü oluşturmada yapacağı katkılar araştırılmıştır.

67 326 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi AraĢtırmanın Amacı ve Yöntemi Bu araştırmanın temel amacı yetenek yönetiminin turizm işletmeleri için sürdürülebilir rekabete olan etkilerini belirlemektir. Bunun için ilk önce yetenek, yetenek yönetimi ve rekabet ile ilgili yerli ve yabancı yazındaki araştırmalar incelenmiş ve uygun anket soru formu hazırlanmıştır. Geliştirilen anket formu iki bölüm ve 31 sorudan oluşmaktadır. Birinci bölümde ankete katılanların demografik özelliklerine yönelik altı soru yer almaktadır. İkinci bölümde ise, sürdürülebilir rekabette yetenek yönetiminin etkilerinin alt boyutlarını belirlemeye yönelik 25 ifade 5'li likert ölçeğine göre düzenlenmiştir. Bu ifadeler kurum desteğinin yeteneklere etkisi (6), çalışanların işletmede inisiyatif almaları (5), bireylerin yeteneklerinin farkında olması (5), yetenek yönetiminin motivasyona katkısı (4), yetkin olmanın hizmet kalitesine etkisi (5) bileşenlerine yöneliktir. Anket soru formlarından elde edilen veriler SPSS 15.0 programına kayıt edilerek uygun istatistiksel analizler ile değerlendirilmiştir. AraĢtırmanın Evreni ve Örneklemi Çalışmanın evrenini Türkiye de bulunan tüm turizm işletmelerinde çalışanlar oluşturmaktadır. Farklı niteliklere sahip ve değişik coğrafi bölgelere dağılmış işletmelere ulaşmak mümkün olmadığından sadece Belek bölgesindeki otellere ulaşılmıştır. Çünkü Belek, nitelikli konaklama tesisleri, golf sahaları, sağlık ve kongre merkezleri gibi birçok turizm kompleksine sahip önemli turizm bölgesidir. Türkiye ye en fazla turist gönderen ülkeler sıralamasında ilk iki sırayı Almanya ve Rusya almaktadır. Bu ülkelerden gelen turistlerin Türkiye de en fazla tercih ettikleri yer ise Belek tir. Dolayısıyla buradan elde edilecek verileri Türkiye geneline uyarlamak daha sağlıklı olacaktır. Belek bölgesinde bulunan 50 tesiste ( görev yapan ön lisans, lisans ve lisans üstü eğitime sahip çalışanlar oluşturmaktadır. Yargısal örneklem yöntemi kullanılarak 500 kişiye anket soru formu gönderilmiş, 375 kişiden geri dönüşüm sağlanmıştır. Geri dönüşüm oranı % 75 tir. AraĢtırmanın Hipotezleri Bu araştırmada, turizm sektöründe görev yapan ön lisan, lisans ve lisans üstü eğitim düzeyine sahip kişilerin yeteneklerinin etkin yönetilmesinin, sürdürülebilir rekabetteki önemi belirlenmeye çalışılmıştır. Bu amaç doğrultusunda aşağıdaki hipotezler oluşturularak, sürdürülebilir rekabette yetenek yönetimin etkisi araştırılmıştır.

68 Bildiriler 327 Hipotez 1: Kurum desteği ile yetenekler gelişir. Hipotez 2: Yaratıcı/yetkin olmak yeteneklerin gelişmesine yardımcı olur. Hipotez 3: Yetenek yönetimi motivasyonu artırır. Hipotez 4: Yetenek yönetimi, ürün ve hizmet kalitesinin artmasına yardımcı olur. AraĢtırmanın Güvenilirlik ve Geçerliliği Yapılan bu çalışmanın güvenilirliğinin hesaplanması için Cronbach s Alpha analizi kullanılmıştır. Araştırmaya katılan 375 cevaplayıcıdan elde edilen verilere göre bu çalışmanın Cronbach s Alpha katsayısı,851 (% 85) olarak hesaplanmıştır. Genel olarak anket çalışmalarında Cronbach s Alpha katsayısının alt limiti,70 kabul edilir (Hair vd. 1998). Bu sonuçla bu çalışmada belirlenen Cronbach s Alpha katsayısı kabul edilir düzeyin üzerinde çıkmıştır. Demografik Özelliklere Göre Bulgular Araştırmamıza katılanların demografik özelliklerine göre bulgular şu şekilde özetlenmektedir: Ankete katılan 375 kişinin 233 ü (% 62) erkek, 142 tanesi ise (% 38) bayandır. Katılımcıların yarısından fazlası (% 51) 16 ile 20 yaş arasındadır. Araştırmaya katılanların % 50 si turizm sektöründe 1 ile 5 yıl, % 44 ü 1 yıldan az, % 6 sı ise 5 yıldan fazla süredir turizm sektöründe çalışmaktadırlar. Katılımcıların % 75 i lisans, % 22 si ön lisan düzeyinde eğitim almışlardır. Ankete katılanların % 31 i restoranda, % 18 i mutfakta, % 17 si ön büroda, % 16 sı barda, % 7 si kat hizmetlerinde geri kalan % 11 i ise diğer departmanlarda görev almaktadırlar. Araştırmanın Normallik Testi Araştırma verileri ile yapılan Kolmogorov- Smirnov Testi sonucana göre p değerleri incelendiğinde p<0,000 olduğu görülmektedir. Örneklem verilerinin normal dağılmadığından dolayı araştırma verilerinde nonparametrik testleri uygulamak daha doğru olacaktır.

69 328 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi Tablo 1. One-Sample Kolmogorov-Smirnov testi Kurum Desteği Ort. Yaratıcılık Ortalaması Yetenek Algısı Ort. Yetkinlik Orl. Motivasyon Ort. N Normal Param. Ortalama 2,2680 2,0656 2,1008 1,9248 1,8893 SS,59242,58526,55536,51729,60475 Most Ext. Dif. Absolute,107,115,113,119,123 Pozitif,107,115,113,119,123 Negatif -,056 -,074 -,083 -,079 -,073 Kolmogorov-Smirnov Z 2,062 2,233 2,195 2,304 2,390 Asymp. Sig. (2-tailed),000,000,000,000,000 ARAġTIRMA BULGULARI VE DEĞERLENDĠRĠLĠMESĠ Araştırmanın bu bölümünde deneklerin yetenek yönetimi ile ilgili düşünceleri madde, farklılık, korelasyon ve regresyon analizlerine göre değerlendirilmiştir. AraĢtırma Sonuçlarının Madde Analizleri Genel örneklem içerisinde yer alan deneklerin, yetenek yönetimi ile ilgili düşünceleri Tablo 2 de madde analizi ile araştırılmıştır. Bu analiz sonucuna göre kurum desteği yetenek yönetimi üzerinde en fazla etkiye sahiptir (2.27). Yetenek yönetiminin en az etkili olduğu alt unsur ise motivasyondur (1.89). Tablo 2. Madde analizi Alt Boyutlar Ort. (X) Std. Sap. Kurum Desteği (6 Bileşen) 2,27 0,59 Yaratıcılık (5 Bileşen) 2,06 0,58 Yetenek Algısı (5 Bileşen) 2,10 0,55 Motivasyon (4 Bileşen) 1,89 0,60 Yetkinlik (5 Bileşen) 1,92 0,52 Farklılık Analizi Araştırmanın bu bölümünde yetenek yönetimi ile ilgili belirlenen 5 farklı alt boyut; cinsiyet, yaş ve kurumda çalışma süresine göre farklılık analizine göre değerlendirilmiştir. Cinsiyet ile Alt Boyutlar Arasındaki Farklılık Analizi Cinsiyet kategorik, alt boyutlar sürekli değişken olduğu için cinsiyet ile alt boyutlar arasındaki ilişkiyi Independent-Samples Mann-Whitney U testi ile incelenmiştir. Çıkan sonuca göre yetkinlik boyutu hariç p>0,05 olduğu için araların-

70 Bildiriler 329 da anlamlı farklılık bulunamamıştır. Yetkinlik boyutunda ise p<0,14 çıktığı için cinsiyet ile yetkinlik boyutu arasında anlamlı bir farklılığın olduğu görülmektedir. Tablo 3. Cinsiyet ile alt boyutların analizi Kurum Desteği Yaratıcılık Yetenek algısı Yetkinlik Motivasyon Mann-Whitney U 14062, , , , ,500 Wilcoxon W 41323, , , , ,500 Z -,024-1,629 -,736-2,454 -,249 Asymp. Sig. (2-tailed),981,103,462,014,803 Yaş ile Alt Boyutlar Arasındaki Farklılık Analizi Araştırmaya katılanların yaşlarıyla yetenek yönetiminin alt boyutlar arasındaki ilişkiyi incelemek için yapılan Kruskal-Wallis H testi sonucuna göre; yetkinlik ile kişilerin yaş grupları arasında anlamlı bir farklılık bulunmuş ( p<0,21), diğer boyutlarda ise yaşlara göde her hangi bir farklılık görülmemiştir (p>0,05). Tablo 4. Yaş ile alt boyutların analizi Kurum Desteği Yaratıcılık Yetenek algısı Yetkinlik Motivasyon Chi-Square 3,211 4,110 1,599 7,759,012 df Asymp. Sig.,201,128,450,021,994 Çalışma Süresi ile Alt Boyutlar Arasındaki Farklılık Analizi Araştırmaya katılanların turizm sektöründe çalışma süreleriyle yetenek yönetiminin alt boyutları arasındaki ilişki incelendiğinde, çalışma süresi sadece yaratıcılık ve yetkinlik boyutu ile anlamlı bir farklılık oluşturduğu tespit edilmiştir (p<0,05). Tablo 5. Çalışma süresi ile alt boyutların analizi Kurum desteği Yaratıcılık Yetenek algısı Yetkinlik Motivasyon Ki-kare 2,342 13,136 4,633 16,444 3,219 df Anlamlılık,310,001,099,000,200

71 330 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi Korelasyon Analizi İki değişken arasındaki ilişkinin derecesini ve yönünü belirlemek için en sık kullanılan yöntem korelasyon analizidir. Korelasyon analizi sonucu alt boyutların birbirleriyle aralarında 0,01 seviyesinde pozitif yönde anlamlı bir ilişki vardır. Kurum desteği ile en yüksek ilişki yetenek algısı arasında ortaya çıkmıştır (r: 0,525). Bu sonuç Hipotez-1 doğrulanmaktadır. Yaratıcılık boyutu ile yetkinlik arasındaki ilişki en yüksek seviyedir (r: 0,570). Bu veriler ile de Hipotez-2 doğrulanmıştır. Motivasyon ile de yetenek algısı arasındaki ilişki yüksek seviyede olması Hipotez-3 ü doğrulamaktadır. Tablo 6. Korelasyon analizi Kurum desteği Yaratıcılık Yetenek algısı Yetkinlik Motivasyon Kurum desteği 1,000,444(**),525(**),384(**),491(**).,000,000,000,000 Yaratıcılık,444(**) 1,000,406(**),570(**),380(**),000.,000,000,000 Yetenek algısı,525(**),406(**) 1,000,309(**),494(**),000,000.,000,000 Yetkinlik,384(**),570(**),309(**) 1,000,361(**),000,000,000.,000 Motivasyon,491(**),380(**),494(**),361(**) 1,000,000,000,000,000. ** Korelasyon 0.01 seviyesinde anlamlıdır (2-tailed). Regresyon Analizi Regresyon analizi, aralarında ilişki olan iki ya da daha fazla değişkenden birinin bağımlı değişken, diğerinin bağımsız değişken olarak ayrımı ile aralarındaki ilişkinin bir matematiksel eşitlik ile açıklanması sürecini anlatmaktadır (Büyüköztürk, 2003: 87). Bu amaçla turizm işletmelerinin (kurum desteğinin) ve kurumda yetkin olmanın çalışanların yeteneklerinin farkına varmasına, yaratıcı olmasına ve işlerine motivasyonuna etkileri regresyon analizi ile test edilmiştir. Kurum Desteğinin Yetenek Yönetimine Etkisi Yetenek yönetiminde; kurum desteğinin yaratıcılık üzerindeki etkisi % 23, yetenek algısı üzerindeki etkisi % 30, yetkinlik üzerinde etkisi % 17 ve motivasyon üzerindeki etkisi ise % 27 dir. Başka bir ifade ile çalışanlar yetenekleri konusunda kurumlarından destek gördüklerinde en fazla yeteneklerinin farkına varmakta ve yeteneklerini geliştirmektedirler. Bu sonuç Hipotez-1 i doğrulamaktadır. Ayrıca yetenek yönetimi sayesinde çalışanlar işlerine daha fazla mo-

72 Bildiriler 331 tive olmakta ve turizm işletmelerinde sürdürülebilir rekabet üstünlüğü kazandırmaktadırlar. Bu veriler ile de Hipotez-3 ve Hipotez-4 test edilmiştir. Tablo 7. Kurum desteğinin regresyon analizi R R kare Düzl. R kare Std. S. Sig Kurum Desteğinin Yaratıcılığa Etkisi,475,226,224,52191,000 Kurum Desteğinin Yetenek algısı Etkisi,547,299,297,49661,000 Kurum Desteğinin Yetkinliğe Etkisi,408,166,164,54161,000 Kurum Desteğinin Motivasyona Etkisi,506,256,254,51170,000 Yetkinliğin Yetenek Yönetimine Etkisi Çalışanlar, görev yaptıkları kurumda yetkin olmaları sonucunda yetenek yönetimi konusundaki etkilerini belirlemek için de regresyon analizi yapılmıştır. Buna göre yetkinliğin % 35 i yaratıcılığa, % 17 si motivasyona, % 17 si kurum desteğine, % 15 i de yetenek algısına bağlıdır. Bu sonuçlara göre çalışanların yetkinliği en fazla yaratıcılık bileşenlerinden etkilenmektedir. Tablo 8. Yetkinliğin Regresyon analizi R R kare Düzl. R kare Std. S. Sig Yetkinliğin Kurum Desteğine Etkisi,408,166,164,47292,000 Yetkinliğin Yaratıcılığa Etkisi,593,352,350,41700,000 Yetkinliğin Yetenek Algısına Etkisi,386,149,146,47790,000 Yetkinliğin Motivasyona Etkisi,417,174,172,47072,000 SONUÇ Ekonomik ve teknolojik gelişmeler ile birlikte önemi artan turizm sektöründe işler genel olarak insan gücüne dayalı olarak gerçekleşmektedir. Yapılan bu araştırma ile turizm işletmelerinin bu gücü etkin kullanamadıkları görülmüştür. Küresel rekabetin arttığı turizm sektöründe sürdürülebilir rekabet üstünlüğü sağlayabilmek için sahip olunan insan kaynaklarının doğru kullanılması gerekmektedir. Çalışanları yeteneklerine göre istihdam etmek, onlardan optimum verimin alınmasına yardımcı olacaktır. Turizm sektöründe rekabet üstünlüğü elde etmek isteyen işletmeler çalışanlarının sahip olduğu nitelikler ile yetinmemelidirler. Çünkü hızlı değişimin yaşandığı turizm sektöründe türistlerin ve onlara hizmet verenlerin beklentileri de değişmektedir. Beklentileri karşılayabilmek için de çalışanların bireysel özellikleri belirlenerek, bu yeteneklerin geliştirilmesi için kurumsal destek sağlanmalı-

73 332 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi dır. Bunun için de çeşitli eğitim proğramları hazırlanabilir, adil ücret ve kademelendirme yapılabilir. Ayrıca çalışanlar kontrollü bir şekilde görev yaptıkları birinde yetkinlikleri sağlanırsa, yeteneklerinin gelişmesine ve rekabet üstünlüğünün elde edilmesine katkıda bulunabilirler. Çalışanların göre yaptıkları işletmelede yeteneklerinin fark edilmesi, işlerine daha iyi motive olmalarına yardımcı olur. Motive olmuş bir kişinin kurumsal bağlılığı artar, işletmenin ürün ve hizmet kalitesini yükseltir. Pozitif yöndeki bu etki, emek yoğun işletme olan turizm işletmeleri için sürdürülebilir rekabet avantajı oluşturur. Çalışanlar kurumsal bir değer olarak kabul edilmelidir. Çünkü; çalışanlar, ne bina ne de makine değil, kurumun rekabet avantajını oluşturmaktadırlar. Bu bağlamda çalışanlar doğru yönetilir ve geliştirilirse verimlilikleri artacak ve işletmeye uzun vadeli kazanımlar sağlayacaklardır. Sonuç olarak turizm işletmeleri yoğun ve yıkıcı bir sektörde insan gücüne dayalı hizmet vermektedir. Çalışanları yeteneklerine göre istihdam etmek, örgütsel bağlılığın sağlanmasına, ürün çeşitliliğine ve hizmet kalitesinin artmasına yardımcı olur. Tüm bu olumlu tutum ve davranışlarda işletmelere sürdürülebilir rekabet üstünlüğü sağlar. KAYNAKÇA Aktan, C. C. ve İstiklal, Y. V. (2004). Yeni Ekonomi ve Yeni Rekabet, Ankara: Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu. Altınöz, M. (2010). Yetenek Yönetimi, Ankara: Nobel Yayın Dağıtım. Barney, Jay B. (1995), Information Technology and Sustained Competitive Advantage: A. Resevrce-Based Analysis, Mıs Quarterly. Berger, L. ve Berger, D. (2004). Talent Management Hondbook: Creating Organizational Excellence By Identifying, Developing, and Promoting Your Best People, McGraw Hill. Büyüköztürk, Ş. (2003). Sosyal Bilimler İçin Veri Analizi El Kitabı, Ankara: Pegem Yayınları. Çırpan, H. ve Şen, A. (2009). İşletmelerde Yenilikçiliği Geliştirmede Etkili Bir Araç: Yetenek Yönetimi, Çerçeve, Doğan, S. ve Demiral, Ö. (2009). Örgütsel Bağlılığın Sağlanmasında Personel Güçlendirme ve Psikolojik Sözleşmenin Etkisine İlişkin Bir Araştırma, Erciyes Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 32: Green, F. (2002). Is There A Genuine Underutilisation of Skills Amongst the Over-Qualified?, Skope Research Paper, 30: Gregoire, M. (2006). Consistently Acquiring and Retaining Top Talent, Workforce Management, 85 (19): 6-6. Güleryüz, F. (2005). Değer Odaklı Yönetim, Asomedya, Hair, F. J., vd., (1998). Multivariate Data Analysis., Upper Saddle River, N.J.: Prentice Hall. Hiltrop, J. M. (1999). The Quest For The Best: Human Resource Practices to Attract and Retain Talent, European Management Journal, 17(4):

74 Bildiriler html adresinden alınmıştır. Kobi Finans (2007). İş Dünyasında Güçlenen Bir Kavram: Yetenek Yönetimi, (20 Temmuz 2007). sitesinden alınmıştır. McCauley, C. ve Michael, W. (2006). Talent Management in the 21st Century: How to Help Your Company Find, Develop and Keep its Strongest Workers, Magazines and Journals, The Journal of Quality and Participation, 29(4): Mucha, R. T. (2004). The Art and Science of Talent Management, Organization Development Journal, 22(4): Özçelik, O. (2009). Eğitim ve Geliştirme, İnsan Kaynakları Yönetimi, İstanbul: Beta Basım Yayın. Parus, B. (2000). Talent Mining: Digging for Gold in Your Own Back Yard, Workspan, 43(8): Porter, E. M. (1990). The Competiteve Advantage of Nations, New York: A Division of Macmillan Inc. Ready, D. A. ve Jay, A. C. (2007). Make Your Company A Talent Factory, Harvard Business Review, 85(6): Rhinesmith, S. (2000). Yöneticinin Küreselleşme Rehberi, İstanbul: Sabah Kitapları. Ülgen, H. ve Kadri, M. (2004). İşletmelerde Stratejik Yönetim, İstanbul: Literatür Yayıncılık. www. betuyab.org www. rekabet.gov.tr

75 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi: , Nisan 2012, Kemer, Antalya, Bütün hakları saklıdır ISBN: Tarih Eğitiminde Müzeler, Yerel Tarih (Gezi-Gözlem) Etkinliklerinin Gelecekte Turizme Katkısı Salih YILMAZ T. C. Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümü E-posta: Gökçe YÜKSEK T. C. Anadolu Üniversitesi, Turizm ve Otel İşletmeciliği Yüksekokulu E-posta: ÖZ Günümüzde tarih, turizmin, özellikle de kültür turizminin en önemli kaynağıdır. Müzelerde gerçekleştirilen tarih eğitimleri turizme önemli katkı sağlamaktadır. Tarih eğitiminde müzelerin kullanılması, beceri gelişimini, bilgiyi ve farkındalığı arttırabilmekte, kişisel bağları aydınlatan deneyimler sunabilmekte ve toplumsal öğrenmeyi sağlayabilmektedir. Bilgi ve farkındalığı arttırabilme ve toplumsal öğrenme, turizmin gelişimine katkıda bulunacak en önemli özelliklerdir. Bu çalışmada yerel tarih uygulaması ve müzelerin tarih eğitiminde kullanılması, bu etkinliğin gelecekte turizme ve kültür turizmine katkıları konusunda betimsel analiz ve değerlendirmeler yapılmıştır. Anahtar Sözcükler: Tarih, Müzeler, Yerel Tarih, Turizm, Müze Eğitimi. GİRİŞ Tarih, geçmişte yaşamış insan topluluklarının yapıp ettiklerini yer ve zaman göstererek belgelere dayalı bir biçimde anlatan bilim dalı olarak tanımlanır. Bu tanımlamada, yer ve zaman kavramları dışındaki önemli bir vurgu; tarihin belgeye dayalı olarak yapılmasıdır. Tarihin çalışma alanı elbette ki belgeyi önemser. Ancak belge tek başına tarihi açıklamaya yetmez. Belgeyle birlikte mekânların da tarihe ve onun anlamlandırılmasına önemli bir katkısı vardır. İşte bu mekânlar, tarihi ve kültürel değeri olan bütün nesnelerin saklandığı ve sergilendiği müzelerdir. Müzeler, tarihin eski dönemlerinde yaşamış toplumları bilim ve sanat açısından inceleyerek, hem günümüzü hem de geleceği aydınlatmak amacını taşıyan, hem tarihi kaynak edinmiş hem de turizmde önemli bir çekicilik ve etkinlik kaynağı olan kurumlardır. Günümüzde tarih, turizmin, özellikle de kültür turizminin en önemli kaynağıdır. Tarihi ve bu tarihin günümüze yansımalarını görmek için milyonlarca turist

76 Bildiriler 335 uluslararası ve iç turizm hareketine katılmaktadır. Dolayısı ile tarihin olmadığı bir kültür turizminden söz etmek olanaksızdır. Bir topluma ait kültürel varlıkların daha fazla anlam ve değer kazanmasına olanak sağlayan kültür turizmi sayesinde ise, o toplumda tarihi ve kültürel varlıklarını korumak ve yaşatmak konusunda ortak bir duyarlılık ve bilinç gelişmektedir. Geçmiş zamanlarda yaşamış insan topluluklarına ait kültürel ve tarihsel değeri olan nesneleri sergileyerek ülkelerin dolaylı olarak da uygarlıkların tarihsel oluşumunu yansıtan müzeler; insanları geçmiş zamanlara bağlamakta, onlara yüzyılların biriktirdiği kültür varlıklarını anlatmakta ve turistlerin ziyaret ettikleri ülkelerde ilgi gösterdikleri yerlerin başında gelmektedir. Turizmin ülke ekonomisine katkısı ve müzelerin turizm sektörü içerisindeki özel konumu nedeniyle müzeler, zengin Türk tarihi ve kültürünü tanıtırken ziyaretçi sayısının sürekli artmasına sebep olmaktadır (Özgören 2007). Tarih eğitiminde kullanılan yöntemler diğer disiplinlere özellikle de turizme önemli derecede katkı sağlamakta ve sağlamaya da devam etmektedir. Müzelerde gerçekleştirilen tarih eğitimleri de dinamik ve hızla gelişen bir alandır. Son yıllarda, müzeler, ziyaretçileri ile başarılı ilişki kurmanın önemini vurgulayan modellere daha sıkıca yerleşmiş ve sonuçta müzelerin eğitim rolü daha önemli olmuştur. Buna ek olarak eğitimsel rol de değişmiştir. İlk olarak bu rolün tanınması artmıştır; ikinci olarak, bilgi aktarımından kişisel bağın kurulmasını olanaklı kılmaya doğru daha güçlü bir gelişme olmuştur. Ülkeden ülkeye, kurumdan kuruma değişse bile, müzelerin eğitim rolü, müzelerin temel kimliğiyle daha fazla bütünleşmeye başlamıştır (Hooper-Greenhill 1999). Tarih derslerinde müzeler ve yerel tarihin kullanımı 21. yüzyılın başından itibaren eğitimcilerin gündeminde olmuştur. Bazı ülkelerde aktif tarih öğrenmenin bir yolu olarak önerilen yerel tarih konusu, son yıllarda küreselleşme ve postmodernizm tartışmalarıyla birlikte yeniden gündeme gelmiştir. Birçok müze, okulların tarih öğretim programı ile ilişkili olarak, öğrencilerin bağımsız araştırma yapabilecekleri sergiler ile öğretmen ve öğrenciler için nesne merkezli eğitim etkinlikleri ve materyaller hazırlamaktadırlar. Türkiye de ise 2000 li yıllardan itibaren bazı büyük müzelerde tarihi konulara bağlı olarak ayrı bir sergi odaları oluşturulmaktadır. Fakat müzelere yapılan gezilerin eğitim-öğretimle birleştirilmemesi sebebiyle bu tür faaliyetlerin yararlılığı ve disiplini tartışılır olmuştur. Buna bağlı olarak Milli Eğitim Bakanlığı hazırlamış olduğu ders kitaplarında müze eğitimi, olay yeri inceleme ve gezi faaliyetlerinin kullanımını teşvik ederek bir bakıma müze kültürünü son yıllarda öğrencilerimize benimsetmeye başlamıştır.

77 336 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi Bu çalışmamızda yerel tarih uygulaması ve müzelerin tarih eğitiminde kullanılması, bu etkinliğin gelecekte turizme ve turizm kültürüne katkıları konusunda betimsel bir analiz ve değerlendirmeler yapılmıştır. MİLLİ EĞİTİMDE MÜZELER VE MÜZE EĞİTİMİ Grekçe de Mouseion, Latince de Museum sözcükleri ile tanımlanan müze; Yunan mitolojisinden esinlenerek önce ilham perileri Mousa ların evi, sonra da bilimler mabedi anlamında kullanılmıştır (Erhat 1983). Kültür Bakanlığının 1989 tarihli yönetmeliğindeki müze tanımı şöyledir: Kültür varlıklarını tespit eden, bilimsel metotlarla açığa çıkaran, inceleyen, değerlendiren, koruyan, tanıtan, sürekli ve geçici olarak sergileyen, halkın eğitimini ve bedii zevkini yükselten, dünya görüşünü geliştirmede daimi etkin olan kuruluşlardır. Çağdaş anlamıyla müzeler; toplumun ve gelişiminin hizmetinde olan, halka açık, insana ve yaşadığı çevresine tanıklık etmiş malzemelerin üzerinde araştırmalar yapan, toplayan, koruyan, bilgiyi paylaşan ve sonunda inceleme, eğitim ve zevk alma doğrultusunda sergileyen, kâr düşüncesinden bağımsız, sürekliliği olan bir kurum olarak tanımlanmaktadır (Madran 1999). TDK Türkçe Sözlük te müze (1998) sanat ve bilim eserlerinin veya sanat ve bilime yarayan nesnelerin saklandığı, halka gösterilmek için sergilendiği yer veya yapı olarak tanımlanmaktadır. ICOM (International Council of Muzeum) tarafından yapılan bir tanıma göre müze, Sadece kâr amacı gütmeyen, toplumun ve gelişiminin hizmetinde olan, halka açık, insana ve yaşadığı çevreye dair tanıklık eden malzemeler üzerinde araştırma yapan, onları toplayan, koruyan, bilgiyi paylaşan ve sonunda inceleme, eğitim ve eğlence gibi amaçlar doğrultusunda sergileyen ve sürekliliği olan bir kurumdur (Mclean 1996). Eğitime olan katkıları temel alınarak yapılan bir tanıma göre müzeler, Gözlem, mantık, yaratıcılık, hayal gücü ve beğeni duygusunun oluşmasına ve gelişmesine katkıda bulunabilecek başlıca yaygın eğitim kurumlarıdır. (Buyurgan vd. 2005). Uluslararası Müzeler Konseyi (ICOM) tarafından kabul edilen ve halen de geçerli olan müzeler yedi grupta toplanmaktadır: 1- Sanat Müzeleri, 2- Arkeoloji ve Tarih Müzeleri, 3- Etnografya Müzeleri, 4- Tabiat Tarihi Müzeleri, 5- Bilim ve Teknoloji Müzeleri, 6- Bölge Müzeleri, 7- Özel Amaçlı Müzeler

78 Bildiriler 337 Bu çalışmanın temel konularından biri olan müze eğitimi ise; insanları, düşünce ve hisleri birleştiren anlamlı deneyimler sonucu öğrenmeye motive eden bir olgudur. Müze eğitimi, amacı ve konuları, sergileri, objeleri, ortamı, çevresi, insanı merkez alan ve disiplinlerarası yönleriyle müzenin, temel eğitim kuramları ve ilkeleri ışığında aktif bir öğrenme ve gelişme alanı olarak kullanılmasını içermektedir. Müzelerin önemi günümüz toplumunda hızla yükselen bir değerdir. Andrea Earl, müzelerin önem ve işlevini şu sözleri ile özetlemektedir: Geçmiş asla ziyaret edemediğimiz yabancı bir ülkedir. Oradan kartpostallar, mektuplar alabilir, binalarında dolaşabilir, sanatına bakabiliriz; ancak geçmişi asla gerçekten yaşayamaz ya da bütünüyle yeniden yaratamayız. Bu gerçeği bildiğimiz hâlde geçmişi, kendimizi ve zamanımızı daha iyi anlamamızı sağlayacak anahtarı elinde tutan, çekici, egzotik bir yabancı toprak olarak görmekten de kendimizi alıkoyamayız. Bir müzesi olan her ülke -ki çoğu ülkenin vardırgeçmişe bakarak kurumsallaşmış bir nostalji yaşar. Biz bunu gündelik yaşantımızda daha az resmi olan bir biçimde, çocukluğumuzu hatırlarken, geçmişte şeylerin ne kadar farklı olduğunu düşünürken yaparız ve iyi olan şeyleri hatırlamaktan hoşlanırız. (Earl 1995). Müzelerin pek çok farklı amaçları bulunmaktadır. Ancak müzelerin etkin olarak kullanılabilmesi ve tüketilebilmesi için gelen ziyaretçi profili ve ziyaretçilerin amaçları hakkında bilgi sahibi olunması önemli bir zorunluluktur. Müzelere gelenlerin her birinin farklı amaçları bulunmaktadır. Bu amaçlar aşağıdaki gibi sınıflandırılabilir (Dean 1996): - Diğer insanlarla birlikte olmak ya da sosyal etkileşim, - Değerli bir şeyler yapmak, - Yeni yaşantılar geçirmek, - Öğrenme fırsatı yakalamak, - Aktif katılım, - Huzurlu bir ortamda kendini rahat hissetmek. Geleneksel müzecilik anlayışı nesneleri arama, toplama, koruma, bakımını yapma ve sergileme anlayışıyla sınırlanmakta iken, çağdaş müzecilik, iletişim kurma ve eğitme işlevlerini daha ön plana çıkarmaktadır. Böylelikle durağan bir müzecilik anlayışından daha dinamik, etkin ve katılımcı bir müzecilik anlayışına geçilmiştir. Müze eğitimi öğrencileri müzede gezdirmekten ibaret olmadığı gibi, okullarla çalışmakla da sınırlı değildir. Müze eğitimcisi müzedeki sergilerde söz sahibi olmaktan, müzede çeşitli eğitim programları yapmaya, müze dışında etkinlikler

79 338 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi düzenlemeye kadar çok geniş bir yelpazede çalışır. Müze eğitiminin görevi hem müzenin işlevlerini zenginleştirmek, gücünü arttırmaktır; hem de bir tür halk eğitimi yapmaktır. Çağdaş müzenin, dolayısıyla müze eğitiminin amaçları içinde, yaşam boyu eğitim yoluyla toplumu aydınlatma, bilimin yaygınlaşmasını sağlama, demokrasinin gelişimine -önce kendi içinde, sonra toplumda katkıda bulunma sorumluluğu da vardır (Hooper-Greenhill 1999). Buyurgan vd. (2005) müze eğitiminin amaçlarını aşağıdaki gibi sıralamışlardır: Müzeciliğin tarihi, türleri, amaçları ve işlevleri ile ilgili bilgiler edinebilme; Müzeler, kültürler ve uygarlıklar, müze ve sanat, müze ve eğitim, müze ve toplum konularında bilgiler edinebilme; Müzeleri eğitim amaçlı kullanabilme alışkanlığı edinebilme; Bir müze ziyareti ile ilgili hazırlık ve süreçleri kavrayabilme; Müzelerde yer alan farklı kültürlere ait sanat eserleri ve tarihi eserlerdeki benzerlik ve farklılıkları fark edebilme; Müzeleri oluşturan farklı kültür ürünleri sayesinde diğer toplumlara karşı saygıyı gerçekleştirebilme; Müze ziyareti sonucunda bir müze rehberi hazırlayabilme; Müze çalışmasına dayalı olarak projeler hazırlayabilme; Müzede sergilenen sanat eserlerine ve tarihi eserlere karşı ilgiyi, değer vermeyi ve onları koruma bilincini oluşturabilme; Farklı konu alanlarına yönelik müzeleri kullanarak, daha kalıcı ve anlamlı öğrenmeleri gerçekleştirebilme. Müzelerde gerçekleştirilen eğitim faaliyetleri sayesinde ziyaretçiler farklı düzeylerde farklı öğrenme sürecine girerler. Bu öğrenme türleri aşağıdaki gibi açıklanabilir: 1. Bireysel Öğrenmeler: Ziyaretçiler, müzeye geçmiş yaşantıları, ilgileri ve birikimleri ile gelmektedir. Bireyler, farklı nedenlerle müze ziyareti için güdülenirler. Yapılan araştırmalar, müze ziyaretlerinin kişisel gelişim, restorasyon, eğitim, eğlence gibi amaçlarla yapıldığını göstermektedir. Müze ziyaretlerinde içsel güdülenme, müzeden elde edilen kazanımı arttırmaktadır. Müze ziyaretleri öncesinde bireylerin ön bilgileri müzelerin faydasını da etkilemektedir. Ziyaretçilerin hayatları, gelenekleri, kültürleri ve bilgileri müzelerden edindikleri ve müzelere bakış açılarını da değiştirebilir.

80 Bildiriler Sosyo-Kültürel Öğrenmeler: Müzeler genelde gruplar halinde gezilmektedir. Bu süreçte bireyler bilgilerini ve deneyimlerini paylaşmaktadırlar. Bu paylaşma müze eğitimi açısından da yararlıdır. 3. Fiziksel Ortamdan Kaynaklanan Öğrenmeler: Müzelerin fiziksel özellikleri, nerede bulunduğu da öğrenmeyi etkileyen öğelerdendir. Genel olarak müzelerde bireylerin neler öğrendiklerinin ölçülmesi oldukça zordur. Fakat öğrenmenin daha etkili olduğu da bir gerçektir. Çünkü ziyaretçiler, nesnelerle doğrudan karşılaşma imkânına sahiptirler. Müzelerde öğrenilen bilgiler sayesinde gelecekte öğrenilen bilgiler de zenginleşmektedir. İlgilerini artırarak yaşam boyu öğrenme güdülenmesine önemli oranda katkı sağlar. Müzelerde eleştirel bir düşünme yetisi ortaya çıkar. Müzelerde sergilenen objelerin yapılış tarzı, kullanım yerleri, bunların nasıl ortaya çıkarıldığı ve geçmişten günümüze kadar olan değişim süreci bireylerin kendi zihinlerinde hem eleştiri hem de yorum yapabilmelerine imkân sağlamaktadır. Ayrıca müzelerde bulunan objeler bireylere bir aidiyet ve kimlik kazandırma konusunda da yardımcı olmaktadır. Hein e (1998) göre bu kazanımlar ve yararlar şöyledir: 1. Müzeler, içeriği ve fikirleri ulaşılabilir kılar, entelektüel bağlantıları kolaylaştırır ve farklı gerçekleri, fikirleri ve duyguları bir araya getirir. 2. Müzeler, değerleri ve tutumları etkiler. Örneğin kültürel farklılıkları anlamayı ya da çevre etiğinin gelişimini kolaylaştırır. 3. Müzeler, kültürel, sosyal ve aile kimliğini ve aidiyeti geliştirir. 4. Müzeler, ziyaretçilerin ilgilerini ve meraklarını destekler, özgüveni uyandırır ve gelecek öğrenmelere devam etmeyi güdüler. 5. Müzeler, bireyin ne düşündüğünün aksine, nasıl düşündüğünü ve dünyayı nasıl algıladığını etkiler. Günümüzde tarihin ve coğrafyanın öğretilmesinde ve ikisi arasındaki ilişkinin fark edilebilmesinde özellikle tarihi müzeler ve arkeoloji müzeleri oldukça etkili araçlar olabilecektir (Altın ve Oruç 2007). Bu etkileşim öğrencilerin büyüdüklerinde turizme bakışlarını da etkileyecektir. Türkiye de müzecilik son yıllarda yeni bir yapıya bürünmektedir ve eğitimler oldukça önemli hale gelmiştir. Örneğin Ankara da bulunan Anadolu Medeniyetleri Müzesi bu alanda diğer müzelere göre oldukça ilerleme kaydetmiştir. Müze içerisinde yaşayarak öğrenme örneklemesi kullanılarak eskiçağda yapılmış seramiklerin benzerleri kil hamurlarla öğrencilere yaptırılmaktadır. Bu örnek hem öğrencilerin ilgisini eskiçağ medeniyetlerine çekmekte hem de kalıcı bir öğrenme gerçekleştirmektedir.

81 340 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi Özellikle Ankara daki okullar müzeler ile işbirliği yaparak randevulu sistemle eğitim faaliyeti yapmaktadırlar. Milli Eğitim programlarına müzeciliğin konulması son yıllarda müze eğitimine de ilgiyi artırmış ve bu konuda yeni bir bilim alanı ve eğitmenler ortaya çıkmıştır. Dünyanın birçok yerinde müzeler tarih eğitiminin öğretilmesinde kullanılmaktadır. İngiltere de tarih öğretimine yönelik örnek bir müze, yerel tarih ve arkeoloji müzesi olan Dover Müzesi dir. Dover Müzesi, okullara öğretim programı ile ilişkili çalışmak için sergilemeler ve bir dizi etkinlikle ideal bir ortam sunmaktadır. Anglo-Saksonlar, Tudorlar, Victorialılar ve II. Dünya Savaşı gibi tarih dönemleriyle olduğu kadar sanat, tasarım, teknoloji, İngilizce, coğrafya ve bilim dersleri ile ilgili de bağlantılar kurmaktadır. Dover Müzesi nin okul derslerinin yapılabileceği dört galerisi vardır. Bunlar: Arkeoloji Galerisi Asma Kat Galerisi Tarih Galerisi Dover Tunç Devri Tekne Galerisi dir. Bu galerilerde konuşmalar ve rehberli turlar yapılmaktadır. Yine Smithsonian Ulusal Amerikan Tarihi Müzesi müzeyi ziyaret eden okul grupları için gönüllülerin rehberlik ettiği turlar düzenlemektedir. Londra Müzesi ise, Roma Nesnelerine Dokunma Atölyesi sunmaktadır. Bu etkinlik nesne incelemesi ve Roma Londra Galerisi turundan oluşmaktadır. Bu etkinlikte öğrenciler nesnelere dokunarak Roma hayatını keşfetmektedirler. Yine Smithsonian Enstitüsü projesi çerçevesinde Ulusal Doğal Tarih Müzesi tarafından sınıflar Bering Denizi Eskimoları ile ilgili bir eğitim paketi hazırlanmıştır. Metropolitan Müzesi ndeki gibi çocuklara yönelik müze gezilerini Define Avı na dönüştürmek, hafta sonu Müze Pikniklerini ailelerle birlikte yapmak, ailelerle çocukların birlikte katılabilecekleri sanat kursları hazırlamak, çocuğun sanata yaklaşmasını sağlayacaktır (Atagök 1999). Californiya daki Qakland Müzesi müze eğitim paketi adı altında okullara ufak bir ücret karşılığı bir valiz içinde dia, malzeme ve videobantları göndererek öğrencilerin bilmedikleri şeyleri öğrenmeleri sağlanmayı amaçlamıştır (Atagök 1999). Melbourne Müze Eğitimi Servisi, ziyaretçilere yaşadığımız hayatı ve kendimizi anlamalarına rehber olacak bir dizi program geliştirmiştir. Almanya daki Museums Pedagogisches Zentrum çocukların ve gençlerin müzedeki

82 Bildiriler 341 eğitim merkezidir. Burada farklı eğitim çağlarındaki öğrencilere rehberli gezi, açıklama, tartışma ve atölye çalışmaları yaptırılmaktadır. TARİHİ MEKÂNLARA DÜZENLENEN GEZİ-GÖZLEM (YEREL TARİH) UYGULAMASI Geçmiş ile bugün arasında diyalog kurmanın ve öğrencilerde bu şekilde tarih anlayışı geliştirmenin en iyi yollarından birisi Tarihî yerlerin kullanılmasından geçer. Tarihî yerler öğrencilerin dokunabilecekleri ve görebilecekleri, teneffüs edebilecekleri ve duyabilecekleri kadar somut ve gerçektir. Eski bir kale, sur, kap, heykel, tapınak, yazı, yazıt, sikke, madalya, vakfiye, minyatür, resim, kumaş parçası eski âdetleri, eski inançları, eski giyimleri, eski savaşları, eski zevki, kısacası eski yaşayışı kitaplarda yazılı sayfalar dolusu yazıdan daha iyi canlandırır ve aydınlatır yılından itibaren tarih ders programlarında uygulamaya konan farklı eğitim yöntemlerinden birisi de gezi-gözlem uygulamasıdır. Tarih derslerinde sıkça tarihi mekânlara geziler düzenlenmektedir. Bu gezi-gözlem uygulaması ile öğrencilerin yakın çevrelerini tanımaları, okulda kazandıkları bilgiler ile gerçek hayat arasında ilişki kurmalarını, bilgileri asıl kaynağından elde etmeleri amacını taşımaktadır. Bu yöntemlerin kullanılmasında Avrupa ile etkileşimin önemli bir rolü vardır. Tarih derslerinde yerel ve bölgesel tarihin önemi ve yerel ve milli tarih ile Avrupa ve dünya tarihi arasında denge kurulması gerektiği Avrupa Konseyinin tarih eğitimiyle ilgili değişik konferanslarında dile getirilmiştir. Bu konferanslarda yerel tarih aktif eğitimin en iyi aracı olarak tanımlanmıştır. (Slater 1995). Yerel ve bölgesel tarihe son dönemlerde vurgu yapılmasının bir nedeni de Postmodern düşüncelerin etkisidir: Postmodernizm ötekini ve farklılığı tanımayı içerir ve ekonomik değişikliklere veya topluma bütüncül yaklaşan teorilere tepkiyi içerir. İnsanların yaşamı üzerine genel bir ilgiyi teşvik eder ve özel alan üzerindeki kamusal denetime veya kültürel hayat üzerindeki maddi ayrıcalığa itiraz eder. Kökeni yerel kültürde olan gündelik alışkanlıklardaki çoklu kimliklere ve anlayışlara yoğunlaşır. Bu konularda ilk planda öncelikle yerel, bölgesel ve daha düşük alt birimlerde daha kolay incelenebilir (Hudson 1999). Bu bağlamda yerel tarih eğitimde oldukça önemli bir yer kazanmıştır. Yerel tarih çalışmaları geçmişin evrensel yorumlarının gözden geçirilmesini gerekli kılmıştır. Bu çalışmalar tek tip ve büyük anlatılara meydan okumuş ve büyük olaylara küçük toplulukların katkı ve katılımlarının görülmesini de önermiştir (Claire 1996). ABD de yerel tarih konuları tarih ve sosyal bilgiler müfredatının hemen her aşamasında yer almıştır. İngiltere de ise yerel tarihin tarih eğitimde kullanılması

83 342 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi yirminci yüzyılın başından beri savunulmuştur. Avrupa Konseyi nin 1969 Braunschweig Konferansı yerel tarihin avantajlarını şu şekilde sıralamaktadır: Yerellik öğrencilerin şahsi geçmişleriyle ilgilenir, tarihsel metot ve bilincin sunumu için en iyi temeli sağlar, coğrafyayla yakın işbirliği fırsatlar sunar ve sosyal ve ekonomik konuların Avrupa ve Dünya kontekstinde gerçekçi bir sunumunu sağlar (Slater 1995). Tarihsel çevreyi bilen ve kavrayan öğrenci hem tarihini, hem kültürünü hem de eğitim-öğretim sürecini bilmektedir. Tarihsel çevre etrafımızdaki geçmişe ait bütün unsurları içerisine almaktadır. Bu tarihsel çevre içerisinde müzeler ve sergilenen eserler, tarihi binalar, geçmişten günümüze kadar kalan köprüler ve yollar ile diğer unsurlar yer almaktadır. Tarihi alanlara düzenlenen gezilerde öğrenciler tarihi empati düzenleyerek öğrenmeyi kalıcı hale getirmektedirler. Öğrenciler bu gezilerde yazılı kanıtlar dışında görsel kanıtları da değerlendirmektedirler. Bu değerlendirme aynı zamanda objektif bir sonucu da ortaya çıkaracaktır. Bu sayede öğrenciler olayları kavrama, sorumluluk duygusunu geliştirme, insanlar arasındaki ilişkilere geniş bir açıdan bakabilme gibi davranışlar kazanacaklardır. Tarihi çevredeki gözlemler öğrencilerin hayal gücünün de gelişmesini sağlar. Yerel tarihi alanlara düzenlenen bu gezilerde aynı zamanda öğrencilerin kendi yörelerinin tarihlerini öğrenme imkânı da sağlanmaktadır. Yerel tarih aslında tarihin fiziğe büründüğü belli sınırları olan mekânlardan oluşmaktadır. Yerel tarih, yaşadığımız çevredeki ailemizin, mahallemizin, köyümüzün ve şehrimizin de tarihidir. Son yıllarda bütün dünyada daha da rağbet kazanan gündelik yaşam tarihçiliği ve insanların bu tarihsel akışa kattıkları anlamların, yorumların da önemsenmesi yaklaşımı kapsamında yorumun ve anlamın tarih kurgusunda öne çıkışı bugün sözlü tarih ve yerel tarih çalışmalarının önemini temellendirme tartışmasında oluşturucu bilgi ve yaklaşım kaynaklarıdır. Günümüzde eğitim uygulamalarında tarihi mekânlar ve çevre genel anlamda profesyonel bir rehber tarafından değil de öğretmenler tarafından gezdirilmekte ve planlamaları da buna göre yapılmaktadır. Öğretmenler öğrencileri gruplara ayırarak bir kısmına tarihsel çevreyi fotoğraflarken, diğer bir gurup videokamera ile çevreyi kaydetmektedir. Diğer başka bir grup ise çizimler yaparak tarihsel çevrenin hangi amaçla kullanıldığına dair görüşlerini not almaktadırlar. Tarihi savaşların yapıldığı mekânlar geziliyor ise olayla ilgili anekdotlar, dokümanlar toplanılmakta ve gerçeklik hissi yaratılmaya çalışılmaktadır. Bu mekân Höyük ise örnek kazı çalışması yapılarak bulgular üzerinde inceleme yapılmaktadır. Hatta arkeolojik kazı yerine yapılan gezilerde uzman arkeologların kazı biçimleri ve bulguları değerlendirmeleri incelenmektedir. Öğrenciler

84 Bildiriler 343 tarihî binaları belgeleyerek, genellikle unutulabilecek ya da bilinçli olarak yıkılabilecek bir bölge, alan, yapı veya nesnenin savunucusu hâline gelirler. Tarihin popüler kullanımıyla ilgili Roy Rosenzweig ve David Thelen in Amerika da yaptıkları bir araştırmada; Amerikalılar tarihi yerleri ziyaret edince geçmişle daha fazla bağ hissetme eğiliminde oldukları sonucuna varılmıştır. Rosenzweig ve Thelen in yaptıkları araştırmaya katılanların %80 i müzelere güvenmektedir. Fikir bildirenlere göre geçmişin materyal kültürü tarihin ikincil edebiyatından daha güvenilir görünmektedir (Horton 2000). Tarihi yerler, önceki nesillerden gelen mirasımızın dokunulabilir formudur ve yazılı ana kaynaklar gibi geçmişimizin geleneklerini, deneyimlerini, fikirlerini ve tartışmaları şekillendirir ve yansıtırlar. Bu nedenle, coğrafyanın ana konularının öğretiminde tarihi yerlerin kullanımı, okul müfredatında tarih ve coğrafyayı ortak bir zeminde buluşturur. Slater (1995: 38) de benzer bir noktayı vurgulamıştır: Eğer yerel ve bölgesel tarih ciddi olarak işlenirse öğrenciler okumak ve yazmak yanında yürümek ve bakmak zorunda da kalacaklardır. Eğer birincil kaynaklar kullanmaya teşvik edilirlerse, sınıf dışında, binalarda, sokak ve bina isimlerinde, yaşlı insanların anılarında ve arkeolojik kalıntılarda önemli kanıtlar bulabilirler. Peki ders programlarında uygulanan Gezi-Gözlem (Yerel Tarih) uygulaması turizme ne gibi katkılar yapabilir? Bu sorunun cevabı aslında Avrupa Birliği ülkelerinin uygulamalarında bulunaktadır. Avrupa da yıllardır ders programlarında bu yöntem uygulanmakta ve diğer disiplinler arasında etkileşimin olduğu gözlenmektedir. Avrupa nın hedefleri arasında birçok diğer disiplin yanında turizmin gelişmesine yönelik çalışmalar da yer almaktadır. Avrupa Birliği ortak turizm politikası oluşturarak, kültürlerarası yakınlaşmayı sağlamak, turizm yoluyla çok kültürlülüğü ve toplumsal yakınlaşmayı teşvik etmeyi hedeflemektedir. Eylül 1999'da Avrupa Konseyi Bükreş'te düzenlediği bir toplantıda "Avrupa Bir Ortak Miras" kampanyasını başlatmıştır. Avrupa'da kültürel, doğal ve tarihi miras bilincinin yükseltilmesi, kültürel çeşitliliğe saygı çerçevesinde ülkeler arasında işbirliğinin geliştirilmesi, taşınır-taşınmaz miras kapsamında yer alan çevre, sitler, peyzaj ve sanat eserlerinin yanı sıra kültürel, sosyal, geleneksel, ahlaki, dini ve manevi değerlerin ön plana çıkartılması kampanyanın amaçları arasındadır. Avrupa Birliği nde 1975 yılında Dünya Kültür ve Doğal Mirasını Koruma Sözleşmesi yürürlüğe konulmuş ve bu sözleşmeyi birçok ülke imzalamıştır. Türkiye, UNESCO Dünya Miras Sözleşmesi'ni 1983 yılında imzalamıştır. Buna bağlı olarak Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü'nün sorumlulu-

85 344 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi ğu altında Türkiye Dünya Miras Listesine 10 yeri kayıt ettirirken, geçici listeye 16 kültür varlığımız eklenmiştir. Bunlar; İstanbul un Tarihi Alanları, Safranbolu Şehri (Karabük), Hattuşaş (Boğazköy)-Hitit Başkenti (Çorum), Nemrut Dağı (Adıyaman-Kahta), Xanthos-Letoon (Antalya-Muğla), Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası (Sivas), Truva Antik Kenti (Çanakkale) Edirne Selimiye Camii ve Külliyesi (Edirne) Kültürel olarak; Pamukkale-Hierapolis (Denizli), Göreme Milli Parkı ve Kapadokya (Nevşehir) hem kültürel, hem doğal miras olarak listeye alınmıştır. Ayrıca bu listeye dair önerilerde ise: Süleymaniye Cami ve Külliyesi, Ayasofya Cami, Topkapı Sarayı, Edirne Selimiye Cami, Bursa, Cumalıkızık, Konya Selçuklu Başkenti, Alanya Kalesi ve Tersanesi, Selçuklu kervansarayları, Denizli- Doğubeyazıt Güzergahı, İshakpaşa Sarayı, Harran ve Şanlıurfa Diyarbakır Kalesi ve Surları, Mardin Kültürel Peyzaj Alanı, Ahlat Eski Yerleşimi ve Mezar Taşları, Sümela Manastırı, St. Nicolas Kilisesi, St Paul Kilisesi, Kekova, Güllük Dağı, Termessos Milli Park yer almaktadır. Yukarıdaki listede verilen yerlerin tamamı günümüzde ders programlarında yerel tarih uygulaması içerisinde yer almaktadır. Öğrenciler bu yerlerde tarihi bilgiler yanında coğrafi ve yerel kültüre dair kazanımları da edinmektedirler. Bu sayede hem tarihi bilgileri artmakta hem de turizme yönelik farkındalık oluşmaktadır. Bu öğrenciler gelecekte hem iç turizm açısından hem de uluslararası turizm açısından yeni atılımlar yapacaklardır. İç turizm açısından bakıldığında tarihi yerlerin önemi artacak ve bununla birlikte tarihi yerlerin korunması, yeni tarihi yerlerin gün yüzüne çıkarılması, program ve düzenlemeler gibi çeşitlilik oluşacaktır. Uluslararası turizm açısından bakıldığında ise bu tür yerlerin düzenlenmesiyle birlikte turist sayısında artış sağlanacaktır. Antik kentlerin turizm amaçlı kullanımı ve ziyarete açılması gibi yeni düzenlemeler yapılacaktır. TURİZM VE MÜZE EĞİTİMİ Tarihsel olarak müzeler seyahatlerin doğrudan nedeni olmuşlar; farklı yerlerden gelen ziyaretçiler koleksiyonları görmek için müzeleri ziyaret etmişlerdir.

86 Bildiriler yüzyıl ile 20. yüzyılın başlarında seyahatlerin merkezinde müzeler yer almıştır (Jolliffe ve Smith 2001). Toplumun tarihini ve kültürel özelliklerini yansıttıkları ve o topluma özgü kurumlar oldukları için müzeler, turizmin vazgeçilmez çekicilik ve etkinlik merkezleridir. Turist destinasyonları doğal ve tarihi zenginliklerini, kültürel değerlerini müzelerde sergilemektedirler. Müzeler turist destinasyonlarının kültürel ekonomisini etkileyerek kentin kültürel imajına destek olan kültürel miras alanındaki en önemli unsurlardan biridir. Turizm endüstrisinde özellikle kültürel ağırlıklı yönetilen turların temelinde müzeler bulunmaktadır. Dolayısı ile müzeler turist destinasyonlarının ilk sırada ziyaret edilen yerleridir denebilir. Günümüzde müzeler, sadece sanat eserlerini barındıran ve sergileyen ve turizm endüstrisine doğrudan katkı sağlayan merkezler değil aynı zamanda eğitim merkezi niteliğindeki, açık üniversite fonksiyonu gibi işleyebilen mekânlar haline gelmiştir. Bu yönü ile de turizm endüstrisinin gelişimine uzun vadede ciddi katkılar sağlayacağı aşikârdır. Müzelerde eğitim faaliyetleri kaçınılmaz olarak disiplinlerarasıdır. Sosyal ve disiplinlere ilişkin sınıflama sistemlerini ortaya koyabilir. Müze eğitimi geniş bir ziyaretçi kesimi için değer taşır. Müze eğitiminin temeli olan nesnelerden öğrenme yalnızca bütüncü olabilir. Müze eğitimi, beceri gelişimini (okuryazarlık ve sayı sayma da dâhil olmak üzere) kapsayabilmekte, bilgiyi ve farkındalığı arttırabilmekte; soyut kavramları temellendiren ve kişisel bağları aydınlatan deneyimler sunabilmekte ve toplumsal öğrenmeyi sağlayabilmektedir. Bilgi ve farkındalığı arttırabilme ve toplumsal öğrenme, turizmin gelişimine katkıda bulunacak en önemli özelliklerdir. Yerel tarih yöntemleri ve müze eğitimi sayesinde yetişecek yeni nesillerin turizme bakış açılarında ve turizm çeşitliğinde değişiklikler olacaktır. İç turizm faaliyetleri sadece deniz ve güneş olmaktan çıkacak hem de uluslararası turizmin ihtiyacı olan yetişmiş insan gücüne katkıları olacaktır. Alternatif turizm arayışlarının 1990 lı yıllardan itibaren tüm dünyada yoğunlaşması ve turizm türlerini çeşitlendirme yönünde yapılan çalışmalar doğrultusunda ülkemizin doğal, tarihsel ve kültürel çekicilikler bakımından hemen hemen tüm turizm türlerinin geliştirilmesine olanak tanıyacak güce sahip olduğu bilinmektedir. Fakat bu güç yetişmiş insan faktörü ve yeterince değer verilmemesi gibi nedenlerden ötürü gerekli katkıyı sağlayamamaktadır. Dünyada yıllardır uygulanan ve Türkiye de de 2000 li yıllardan itibaren ders programlarına giren müze eğitiminin turizme nasıl bir katkısı olacaktır? Bilindiği gibi son yıllarda kültür mirası ve bu mirasın kültürel turizm aracılığıyla

87 346 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi değerlendirilmesi önem kazanmaktadır. Dünya kültür mirasının çok önemli bir bölümüne sahip olan ülkemizin de söz konusu alanda çalışmalar yapması kaçınılmaz gözükmektedir. Turizmin tarihsel gelişimine bakıldığında, Avrupa ve Avrupa Birliği ülkelerinin merkez oluşturduğu görülmektedir. Avrupa dan ülkemize gelen turistler sadece deniz ve güneş için gelmemektedir. Ankara da bulunan Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Topkapı Sarayı Müzesi, Gaziantep te bulunan Mozaik Müzesi, Anıtkabir Müzesi, Ege, Akdeniz ve diğer şehir müzeleri turistler tarafından yoğun ilgi görmektedir. Artık sadece deniz-kum-güneş ağırlıklı kitle turizmi değil; moda, kongre, iş, festival gibi pek çok etkinliği içine alan kültürel turizm ön plana çıkmaktadır. Buna bağlı olarak kültürel varlıkların korunması ve sergilenmesine yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Yine, Avrupa ülkelerinde milli müzelerin yanında oldukça fazla şehir müzeleri kurulmuştur. Bu müzeler sadece tarihi kalıntılara yönelik değil her alanda oluşturulmuştur. Örneğin Almanya-Köln deki Kolonya Müzesinde kolonyanın tarihini ve yapımını aktaran, Fransa daki şarap müzelerinde şarabın yapımını öğreten birçok müzeler bulunmaktadır. Bu müzeler sayesinde turizmde hem satış hem de çeşitlilik artmıştır. Türkiye bu açıdan oldukça zengin bir içeriğe sahip olmasına rağmen müze çeşitliliği açısından fakirdir. Çünkü ülkemizdeki müzeler sadece tarihi kalıntıların sergilenmesinden ibarettir. Buna rağmen Batı medeniyetinin temelinin Anadolu da atıldığı, Yunan ve Roma medeniyetlerine dair birçok kalıntının Türkiye de bulunmasından kaynaklanan müze ziyaretine bağlı turizm katkısı azımsanamaz. Fakat Türkiye de müzeciliğin gerekli ilgiyi görmemesi ve gerekli düzenleme ile toplu müzelerin oluşturulmamasından kaynaklı sorunlar vardır. Bu sorunlara bağlı olarak ülkemize gelen turistler belli başlı müzeleri ziyaret ederek ülkelerine dönmektedirler. Hâlbuki küçük şehir müzelerinden habersiz olmalarından dolayı şehir müzeleri bu etkileşimden katkı alamamaktadırlar. İşte ders programlarında uygulanan müze eğitimi sayesinde gelecek nesillerde müze bilinci kazandırılarak müzeciliğin öneminin artması, daha teşkilatlı müzelerin kurulması ve tanıtıma yönelik gelişmeler kaydedilecektir. Böylece müzelerin turizm içerisindeki katkısı da artacaktır. Aynı zamanda işgücü açısından da önemli bir katkı sağlayacaktır. Örneğin Avrupa ülkeleri dünya turizm hareketlerinin %55-60 ını oluşturmakta ve 10 milyon kişiye iş imkânı sağlamaktadır. Bu işgücü içerisinde müzelerin önemli bir katkısı vardır. Bugün Kültür ve Turizm Bakanlığı Müzeler ve Anıtlar Genel Müdürlüğü ne kayıtlı 250 civarında müze ve 150 ye yakın ören yeri bulunmaktadır. Her yıl ortalama olarak bu müze ve ören yerlerini 7-9 milyon kişi ziyaret etmektedir. Bu sayı Türkiye açısından yetersizdir. Buna sebep olarak bölgesel müzelerin ku-

88 Bildiriler 347 rulmaması ve müzeleri birbirinden ayıran farkların vurgulanamamasından kaynaklanmaktadır. Müze eğitimi sayesinde yetişecek bilgili nesil bu sorunların da üstesinden gelebilecektir. Ayrıca iç turizm açısından bakıldığında müzeler çoğunlukla zorunlu olarak ziyaret edilen ve görsel olarak bakılıp geçilen yerler olmaktan öteye geçememektedir. Müzelerin gerçek amacı ortaya konulamamaktadır. Müze eğitiminin okullarda yaygınlaşmasıyla birlikte müze kavramının içeriği de doldurulmuş olacak ve iç turizm içerisinde müzelerin önemli bir yeri olacaktır. Anadolu nun dünya tarihi boyunca uygarlıkların doğuşuna, gelişmesine ve çöküşüne sahne olduğu, çok çeşitli ve zengin kültürel mirası barındırdığı bilinmektedir. Ülkemizde kıyı turizmiyle başlayan turizm hareketleri zamanla çeşitlenmiş, kültürel ağırlıklı ziyaretler ve diğer turizm türleri ile yeni yapılanmaya girmiş, mekânsal çeşitlenmeye uğramıştır. Bu faaliyetler genelde uluslararası turizme yönelik faaliyetlerdir. İç turizm genelde kıyı turizmi olarak işlemektedir. Fakat son yıllarda eğitim politikalarındaki değişikliklere bağlı olarak iç turizmde de çeşitlilik başlamış ve kültür turizmi önem kazanmıştır. Kültürel turizmi içerisinde müzelerin yeri diğerlerine göre daha fazla olmuştur. DEĞERLENDİRME 21. yüzyılın başında eğitimde görülen çeşitlilik ve yöntemler disiplinlerarası etkileşimi hızlandırmış ve birbirine bağımlı hale getirmiştir. Türkiye de ders programlarında uygulamaya konulan Müze ziyaretleri ve yerel tarih uygulamaları hem tarihin öğrenilmesinde hem de turizm kültürünün yerleşmesinde faydalar sağlamaktadır. Müzeler yıllardır öğrencilerin zaman zaman gezme amaçlı seyahatler yapılan mekânlar olmuştur. Fakat 2005 yılından itibaren müze ziyaretleri belli amaçlar doğrultusunda yapılmaya başlanmış ve eğitim programları çerçevesinde planlı ve programlı bir sistem ortaya çıkmıştır. Müze kültürünün gelişmesine bağlı olarak eskiden var olan düzensiz müzecilik anlayışı terk edilmeye başlanmış ve müze çeşitliliği ortaya çıkmıştır. Bu çeşitlilik hem iç turizme hem de uluslararası turizme önemli katkılar sağlamış ve gelecekte de bu katkı artarak devam edecektir. Tarih eğitiminde kullanılan diğer bir yöntem olan yerel tarih anlayışı da çok yönlü sonuçları ortaya çıkarmıştır. Geçmiş ile bugün arasında diyalog kurmanın ve öğrencilerde bu şekilde tarih anlayışı geliştirmenin en iyi yollarından birisi tarihî yerlerin kullanılmasından geçer. Tarihî yerler öğrencilerin dokunabilecekleri ve görebilecekleri, teneffüs edebilecekleri ve duyabilecekleri kadar somut ve gerçektir. Hiçbir kelimenin yapamayacağı kadar eğitim ve öğretimde etkilidir. Tarihî yerler geçmişin aynasıdır ve öğrencilerde tarih bilinci oluşturmada en

89 348 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi önemli araçlardan birisidir. Bu yöntem sayesinde hem eğitim faaliyetleri yapılmakta hem de farkında olmadan iç turizm faaliyeti yürütülmektedir. Örneğin Çanakkale Savaşlarının geçtiği Gelibolu Yarımadası na düzenlenen turlar aynı zamanda bir iç turizm faaliyetidir. Fakat bu faaliyet tarih eğitimi sayesinde bilinçli ve amacı belli bir biçimde yapılmaya başlanmıştır. Ülkemizde eğitim sayesinde ortaya çıkan bu tür gelişmeler her ne kadar iç ve uluslararası turizme katkı yapacak olsa da planlamada eksiklikler biran önce tamamlanmalı ve etkili bir turizm faaliyetine yönelik çeşitlilik oluşturulmalıdır. Buna bağlı olarak hem Türkiye hem de Avrupa Birliği nin çıkarları doğrultusunda kültür turizminde turistik ürünü çeşitlendirme ve pazar olanaklarını genişletme açısından ilkeler belirlenmeli ve uygulamaya konulmalıdır. Bu ilkelerin başlıcalarını şöyle ifade edebiliriz: - Kültür mirasını oluşturan envanter çalışmalarının tamamlanması, - Antik kentlerin turizm amaçlı kullanımı, ziyarete açılması, - Türk dönemi eserlerine ilgi çekilmesi, ziyaretlerin artırılması - Geleneksel mimari özelliklerin korunması ve turizme kazandırılması - Geleneksel yaşam tarzını yansıtan öğelerin turizmde kullanılması - Önemli kişi ve kahramanların-olayların tanıtılması, - İnanç turizmine ilişkin değerlerin saptanması, - Müzelerin daha etkin kullanımının sağlanması, - Geleneksel tarım ürünlerinin ve yemek çeşitlerinin tanıtılması, - El sanatlarına turistik ürün niteliği kazandırılması. Yukarıda ilkelerini belirlediğimiz unsurlar oluşturulmadan her ne kadar eğitim faaliyetlerinde uygulanan yöntemler faydalı olsa da belli bir zaman sonra bu yöntemlerin etkisi de azalabilecektir. Bu nedenle tarih eğitiminde uygulamaya konan yöntemlerden turizm açısından faydalanabilmek için belirlenen ilkeler uygulamaya konulmalıdır. KAYNAKÇA Altın, B. N. ve Oruç, S. (2007). Tarih ve Coğrafya Eğitiminde Müze Eğitimi ve Yaratıcı Drama. I. Ulusal İlköğretim Kongresi nde Bildiri Olarak Sunulmuştur, Ankara: Hacettepe Üniversitesi. Atagök, T. (1999). Yaşayan Müze ve Eğitim. Sanat Dünyamız, 71: Buyurgan, S., Mercin, L. ve Özsoy, V. (Ed). (2005). Görsel Sanatlar Eğitiminde Müze Eğitimi ve Uygulamaları. Ankara: Görsel Sanatlar Eğitimi Derneği Yayınları. Claire, H. (1996). Reclaiming Our Pasts. London: Trentham Books Limited. Dean, D. K. (1996). Museum Exhibition. London: Routledge.

90 Bildiriler 349 Earl, A. (1995). Müze Pedagojisi İngiltere de Nasıl Gelişti? Tarih Konuşan Drama, Drama-Maske-Müze. VI. Uluslararası Drama Semineri, Ankara: Türk-Alman Kültür İşleri Kurulu Yayın Dizisi No: 12. Erhat, A. (1983). Mitoloji Sözlüğü, İstanbul: Remzi Kitabevi. Hein, G. E. (1998). Learning in the Museum. London: Routledge. Hooper, G. E. (1999). Müze ve Galeri Eğitimi (Çevirenler: Evren, M. Ö. ve Kapçı, E. G.). Ankara Üniversitesi: Çocuk Kültürü Araştırma ve Uygulama Merkezi Yayınları No: 4. Horton, J. O. (2000). On Site Learning- The Power of Historic Places, CRM: Creative Teaching with Historic Places, 23 (8): 4 5. Hudson, P. (1999). Regional and Local History: Globalisation, Postmodernism and The Future. The Journal of Regional and Local Studies, 20(1): Jollife, L. ve Smith, R. (2001). Heritage, Tourism and Museums: The Case of the North Atlantic Islands of Skye, Scotland and Prince Edward Island, Canada. International Journal of Heritage Studies, (7)2: Madran, B. (1999). Müze Türleri. Yeniden Müzeciliği Düşünmek. (Der. Tomur ATAGÖK). İstanbul: Yıldız Teknik Üniversitesi Basım Yayın Merkezi, Mclean, F. (1996). Marketing The Museum. London: Routledge. Özgören, F. (2007). Boş Zaman Pazarlaması ve Müzecilikte Bir Uygulama (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi). İstanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı Üretim Yönetimi ve Pazarlama Bilim Dalı. Slater, J. (1995). Teaching History in The New Europe. London: Cassell. TDK, (1998). Türkçe Sözlük, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları: 549.

91 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi: , Nisan 2012, Kemer, Antalya, Bütün hakları saklıdır ISBN: Zamana Karşı Safranbolu: Safranbolu Evlerinin Turistik Çekicilik Unsurları Açısından Değerlendirilmesi Semra AKTAŞ POLAT T. C. Sakarya Üniversitesi, İşletme Fakültesi Turizm İşletmeciliği Bölümü E-posta: Serkan POLAT T. C. Sakarya Üniversitesi, İşletme Fakültesi Turizm İşletmeciliği Bölümü E-posta: Buket BORA T. C. SSakarya Üniversitesi, İşletme Fakültesi İşletme Bölümü E-posta: Orhan BATMAN T. C. Sakarya Üniversitesi, İşletme Fakültesi Turizm İşletmeciliği Bölümü E-posta: ÖZ Bu çalışmanın konusu, zamana karşı koyarak günümüze kadar ulaşan ve özellikle kültür turizminde yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeken Safranbolu evleridir. Bozulmamış Arnavut sokakları, evlerinin korunan mimari dokusu, yöresel yemekleri, lonca çarşıları (Demirciler ve Yemeniciler Arastası), tarihi camii ve konakları ile Safranbolu başlı başına turistik bir çekim merkezi haline gelmiştir. Çalışmada Safranbolu evlerinin turistik çekicilik kapsamında değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Çalışmada ikincil kaynaklardan elde edilen verilerden yararlanılmıştır. Safranbolu ya kimlik kazandıran Safranbolu evleri turistik ürünü oluşturan turistik çekicilik unsurlarından birisi olarak değerlendirilebilir. Yapılan çalışmanın sonucuna göre Safranbolu evleri, Türk hayatının geçmişini, kültürünü, ekonomisini ve yaşama biçimini yansıtması, evlerin mimari yapıları vb. özellikleri açısından sosyo-kültürel çekicilikler, Safranbolu daki konaklama işletmelerinin fiyatlarının orta sınıf gelire sahip olan yerli ve yabancı turistler için uygun olmasından dolayı da ekonomik çekicilikler kapsamında değerlendirilebileceği ifade edilebilir. Hem konaklanabilir hem de gezilebilir Safranbolu evlerinin geleneksel dokusu ile yerli ve yabancı turistlere yaşattığı özel deneyimler, stresten ve kalabalıktan kısa süreli uzaklaşmaya imkân sağlaması vb. nedenlerden ötürü psikolojik unsurlar arasında değerlendirilebilirken, turistlerin konaklaması için hizmet veren evler (konaklar, pansiyonlar, oteller) turistlere merak ettikleri yaşam tarzını hem yemekleri, hem de verdikleri hizmet ile yaşattığı turistik deneyimlerden dolayı turizm işletmeleri unsuru içerisinde değerlendirilebilir. Anahtar sözcükler: Turistik Ürün, Turistik Çekicilik, Safranbolu Evleri, Safranbolu

92 Bildiriler 351 GĠRĠġ Günümüzde sahip olduğu kültürel değerlerle bir marka haline gelmiş olan Safranbolu zaman karşısında ayakta kalabilmiş sayılı kültür merkezlerinden birisidir. UNESCO tarafından Dünya Miras listesine alınan bu şehir, kültürel mirasın değerlendirilmesinde turizm endüstrisinden yararlanmaktadır. 18. ve 19. yy. geleneksel Türk toplumu yaşantısını aktaran Safranbolu turistik bir ürün olarak birçok unsuru bünyesinde barındırmaktadır. Bileşik bir özellik taşıyan turizm ürünü kendisini oluşturan unsurlara göre çekicilik, turizm işletmeleri ve ulaşılabilirlik kriterleri dikkate alınarak incelenebilir (Hacıoğlu 1997). Bu çalışmada turistik bir ürün olarak kabul edilebilecek Safranbolu nun sahip olduğu çekicilik unsurlarından birisi olan Safranbolu evleri turistik çekicilik unsurları açısından değerlendirilmiştir. Çalışmada öncelikle turistik ürün ve turistik ürünü oluşturan unsurlardan turistik çekicilik konusuna değinilmiştir. Bu konunun ardından turistik bir ürün olarak Safranbolu kenti ele alınmıştır. Safranbolu Kaymakamlığı, Safranbolu Belediyesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdürlüğü, Safranbolu İl Kültür ve Turizm Vakfı resmi web sitelerinden ve diğer web sitelerinden alınan bilgilere değinilmiştir. Sonrasında ise Safranbolu Evleri başlığı altında evlerin özelliklerine değinilerek ziyarete açılan müze evlerden birkaçına yer verilmiştir. Sonuç olarak turistik çekicilik unsurları bakımından Safranbolu Evleri değerlendirilmiş ve çalışma sonlandırılmıştır. TURĠSTĠK ÇEKĠCĠLĠK Özdemir (2007) bir turizm destinasyonunu; sahip olduğu çeşitli turizm kaynakları ile turistleri çeken ve yoğun olarak turist ziyaretine ev sahipliği yapan pek çok kurum ve kurulusun sağladığı doğrudan veya dolaylı turizm hizmetlerinin bütününden oluşan karmaşık bir ürünü olarak tanımlamıştır. Turizm destinasyonu turizm sisteminin başlıca unsurudur ve toplumsal/doğal kaynaklar, kültür, ulaştırma, hizmetler, tesisler ve diğer altyapılar gibi çok yönlü öğeleri ve çekicilikleri oluşturur (Ekin 2004). Bir destinasyon, bir bölgenin iklimi, alt yapı ve üst yapı olanakları, hizmetler, doğal ve kültürel özellikleri turizm endüstrisinin diğer faktörlerinin karmaşık bir ürünü olarak görülebilir (Kim 1988). Turistik ürün, bir turistin seyahatinin başlangıcından bitimine kadar geçen zaman dönemi içerisinde gereksinimlerini karşılayabilecek nitelikteki mal ve hizmetler karışımından oluşan bir pakettir ve turizm arzını oluşturan etmenler

93 352 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi tarafından sunulan nesnel ve öznel değerlerin bütünüdür (Olalı ve Timur 1988; İçöz ve Kozak 2002). Altunışık a (2009) göre turistik ürün; turizmde müşteri ihtiyaç, istek ve arzusunu karşılamaya yönelik olarak turizm pazarına sunulan her türlü fiziksel nesneler, hizmetler, organizasyonlar ve yerler olarak tanımlanmaktadır. Bir turistik ürünü oluşturan unsurlar, turistik çekicilikler, turizm işletmeleri ve ulaşılabilirlik olarak üç temel başlık altında toplanabilir (Hacıoğlu 2008). Çekicilik denilince, turistin bir yeri başka bir yere tercih etmesine neden olan doğal, kültürel, tarihi ve sanatsal varlıklar anlaşılmaktadır. Çekici olaylar arasında da spor olayları, kültürel olaylar, fuarlar, sergiler, dünyada ve Türkiye de düzenlenen yerel etkinlikler ilk akla gelenlerdir (Kızılırmak 2006). Azaltun a (2000) göre; çekicilik bileşeni turistlerin seyahat amaçlarını göstermesi bakımından turistik ürün çeşitlerinin belirleyicisidir. Yani turisti çeken ana unsur turistik ürün çeşidinin ismini belirler. Turistik çekicilik unsurlarını Kozak ve arkadaşları (2006); doğal unsurlar, sosyo-kültürel unsurlar, ekonomik unsurlar ve psikolojik unsurlar olarak sıralamıştır. Ekin (2004) ise çekicilikleri; doğal çekicilikler, insan yapımı çekicilikler, özel olaylar, ulaşılabilirlik, turizm işletmeleri, tur operatörleri tarafından önceden hazırlanmış paketler ve destinasyonda bulunan tüm etkinlikler olarak sıralamıştır. Hacıoğlu ve Avcıkurt (2008) sosyo-kültürel unsurlara ek olarak, gelenek ve görenekler (evlenme, düğün, doğum vb.), kültürel varlıklar (müzeler, anıtlar, tarihi kentler vb.) gibi faktörlerin de seyahat edilecek yeri çekici kılan önemli unsurlar olduğunu vurgulamıştır. Bunların dışında turistik ürünün fiyatı, genel ekonomik durum gibi ekonomik unsurlarla, moda, snobizm ve alışkanlıklar gibi psikolojik unsurlar da bir bölge veya ülkenin destinasyon yeri olarak tercih edilmesinde birer çekicilik unsuru olarak kabul edilmektedir. Çekicilik faktörleri bir mekân-yer olabildiği gibi olay çekiciliği şeklinde de olabilir. Yer çekiciliği, Antalya, Kuşadası, Göreme veya dağ, deniz, kum, güneşli yerler vb. olay çekiciliği ise, fuar, sergi, konferans, olimpiyatlar, sanat gösterileri vb. olabilir (Hacıoğlu 2008). Çekim yeri çekicilikleri ya yer çekiciliği ya da olay çekiciliği şeklinde olabilir. Çekim yerinin kendisi herhangi bir özelliği dolayısıyla turistleri çekiyorsa yer çekiciliği, eğer turistlerin seçiminde çekim yerinin özellikleri değil de bu çekim yerinde sunulan olaylar önemli oluyorsa olay çekiciliğinden söz edilir (Rızaoğlu 2004).

94 Bildiriler 353 Tablo 1. Turistik çekicilikler Kültürel Çekicilikler Doğal Olaylar Rekreasyon Eğlence Çekicilikler Tarihi Şehirler Kır Manzarası Büyük Olaylar Gezi Temalı Parklar Arkeolojik Deniz Toplumsal Golf Eğlenceli Parklar Şehirler Manzarası Olaylar Mimari Parklar Dini Olaylar Yüzme Gazinolar Mutfak Dağlar Spor Olayları Yürüyüş Alışveriş Merkezleri Anıtlar Flora ve Fauna Kongre ve Fuar Kış Sporları Sanat Merkezleri Endüstriyel Sahil Spor Kompleksleri Şehirler Müzeler Adalar Konser Tiyatro Kaynak: Goeldner vd. (2000) Özdemir e (2007) göre turizm destinasyonuna turistleri çekenler; görülmesi gereken mekânlar (yer çekicilikleri), katılınması gereken olaylar (olay çekicilikleri) ve anımsanması gereken deneyimlerdir. Turist çekiciliklerinden yer çekiciliğini oluşturan tarihi bina ve alanlar arttırılamamakta fakat sunum kalitesini geliştirmek ve çeşitlendirmek mümkün olabilmektedir. Bu çalışmada Karabük il merkezine 8 km. uzaklıkta bulunan ve günümüzde Tarihi Kent ve Müze Kent olarak ün yapmış Safranbolu turistik bir ürün olarak ele alınmıştır. TURĠSTĠK BĠR ÜRÜN OLARAK SAFRANBOLU UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesinde yer alan on (10) varlıktan biri olan (İstanbul un Tarihi Alanları, Göreme Milli Parkı ve Kapadokya, Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, Hattuşaş Boğazköy, Nemrut Dağı, Pamukkale Hierapolis, Xanthos Letoon, Safranbolu Evleri, Truva Antik Kenti, Selimiye Camii ve Külliyesi) Safranbolu, adını kendi ağırlığının yüz bin katı kadar sıvıyı sarıya boyayabilen safran bitkisinden almaktadır. Kaynak: Safranbolu Belediyesi 2012

95 354 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi Anadolu nun kuzey batı kesiminde, Antik Devirde tarihçi Homeros un İlyada destanında Paplagonya olarak geçen yöre Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı İmparatorluklarına ev sahipliği yapmıştır. Safranbolu 1196 tarihinde Türklerin eline geçmiştir yılından itibaren Osmanlıların egemenliğine girmiştir. Kentin 17. yy da kervan yolu üzerinde önemli bir konaklama merkezi oluşu, bölgede ticaretin gelişimine olanak sağlamıştır. Sahip olduğu zengin kültürel mirası kent ölçeğinde korumadaki başarısı dolayısıyla Safranbolu Dünya Kenti ve Müze Kent olarak bilinmektedir (Safranbolu Kaymakamlığı 2012). Safranbolu günümüzde özellikle kültür turistinin ilgisini çeken önemli bir turistik destinasyondur. Safranbolu Kaymakamlığından alınan verilere göre 2011 yılında ilçeyi yerli turist, yabancı turist ziyaret etmiştir. Toplamda ise turistin ilçede konakladığı belirtilmiştir. İlçeyi ziyaret eden ülkeler arasında birinci sırayı 8637 kişi ile Tayvan alırken bunu 3909 kişi ile Japonya, 3056 kişi ile Güney Kore, 2092 kişi ile Almanya, 2050 kişi ile Çin, 1577 kişi ile Fransa takip etmektedir (Safranbolu Kaymakamlığı 2012). Safranbolu ya bu günkü kimliğini kazandıran tarihi güzellikleri arasında, ilçe merkezine 7,5 km. uzaklıkta Sadrazam İzzet Mehmet Paşa tarafından yaptırılan İncekaya Su Kemeri, sıcak ve soğuk demircilik el sanatlarının üretildiği yaşayan tek lonca çarşısı Demirciler Çarşısı, sabah saat 06:40 akşam saat17:20 arasındaki zamanı metal plakanın gölgesine gösteren İzzet Mehmet Paşa Camii avlusundaki Güneş Saati, açık namazgah şeklindeki Türkler in Safranbolu ya geldiklerinde ilk konuşlandıkları yer olan Hıdırlık Tepesi, Sadrazam İzzet Mehmet Paşa tarafından yaptırılan kare planlı Saat Kulesi, 48 ahşap dükkandan oluşan ve yemeni denilen ayakkabının yapıldığı eski lonca çarşısı Yemeniciler Arastası, bu günkü halini üç milyon yıl önce alan ve 12. yüzyılda korunma amaçlı kullanılan 6 km. uzunluğundaki Bulak (Mencilis) Mağarası, foto safari ve yaban hayatı koruma alanı olarak kullanılan Düzce Kanyonu sayılabilmektedir (Safranbolu Kültür ve Turizm Vakfı 2012). Safranbolu ilçesinde Kent Tarihi Müzesi, Eski Cezaevi Binası, Cinci Hanı ve Hamamı diğer tarihi ve kültürel değerler kapsamında ele alınmaktadır. Kentte (25) yirmi beşin üzerinde tarihi önemi bulunan cami bulunmaktadır. Bunlardan en önemlileri Köprülü Mehmet Paşa ile Sultan III. Selim'in Sadrazamı İzzet Mehmet Paşanın yaptırdıkları, kendi adları ile anılan camilerdir. Hizmete açılan Cinci Hanı ile halen kullanılmakta olan Cinci Hamamı, Sultan Deli

96 Bildiriler 355 İbrahim'in danışmanlığına kadar yükselen Safranbolulu Cinci Hoca tarafından yaptırılmış olup, kentin görülmeye değer eserlerindendir. Safranbolu nun ülke içinde ve ülke dışında tanınmış bir ürünü olan Safranbolu Lokumu gelen ziyaretçilerin özelikle tercih ettikleri bir üründür. Safranbolu'nun ün yapmış diğer ürünü Safranbolu Çavuş Üzüm üdür (Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdürlüğü 2012). SAFRANBOLU EVLERĠ Safranbolu Kaymakamlığı web sitesi ve Karabük Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü nün hazırladığı bir çalışmada Safranbolu Evleri ile ilgili olarak şu bilgilere yer verilmiştir; Türk kent kültürünün günümüzde yaşamaya devam eden en önemli yapı taşlarıdır. Safranbolu yu ön plana çıkaran en önemli unsurdur. Kentin ününü oluşturan Safranbolu Evleri 18. ve 19.yy. Türk hayatının geçmişini, kültürünü, ekonomisini, teknolojisini ve yaşama biçimini yansıtmaktadır. İlçe merkezinde 18. ve 19.yy. ile 20.yy. başlarında yapılmış yaklaşık 2000 geleneksel Türk evi bulunmaktadır. Bu eserlerin 800 kadarı yasal koruma altındadır. Evler Safranbolu nun iki ayrı kesiminde gruplanmış durumdadır. Birincisi Şehir diye bilinen ve kışlık olarak kullanılan kesim, ikincisi Bağlar diye bilinen ve yazlık olarak kullanılan kesim. Şehir, yönetim merkezinin bulunduğu Kale, alışveriş merkezinin bulunduğu Çarşı, evlerin bulunduğu Akçasu, Gümüş, Musalla, Kalealtı ve Tabakhane semtlerinden oluşmaktadır. Bu kesim iklimin olumsuz etkilerine karşı korunmuş, alçak rakımlı iki vadinin içindedir. Tüm evler bahçe içinde, genellikle üç katlı 6-8 odalı büyük konak tipi evlerdir. Burada evler birbirine yakın, sokaklar dardır. Hiçbir ev diğerinin görünüşünü engellemez. Evlerin yapımında taş, kerpiç ahşap ve alaturka kiremit kullanılmıştır. Bahçeler sokaktan taş duvarlarla ayrılmıştır. Tüm evler kendilerine göre daha merkezi konumdaki kamu binalarına, dini yapılara ve anıt eserlere dönüktür. Hangi evden bakılırsa bakılsın manzara kapanmaz. Şehrin ortasında bulunan meydana yönelik yollar ve sokaklar tamamen Arnavut kaldırımlıdır. Anıt eserlerin avluları ve meydanlar da Arnavut kaldırımlıdır. Mevcut taş kaplama tarzı rutubeti en aza indiren, sel sularına karşı dayanıklı ve ağaç köklerinin yeterli su almasına uygun yapıdadır. Safranbolu evinin boyutu ve biçimini belirleyen üç temel unsurdan söz edilebilir;

97 356 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi Çok nüfuslu büyük aile yapısı, Yağışlı iklim, Kültürel ve maddi zenginlik. Bir ailede karı kocanın normal olarak iki ya da üç çocuğu vardır. Erkek evlat evlendirilince ona ayrı bir ev açılmaz, gelin aynı eve getirilir. Tüm aile üyeleri (amca, hala, torun vb.) hep birlikte bir evde yaşarlar. Evin kadınına işlerde yardım etmek amacıyla evlerin çoğunda evlatlık kız bulunur. Evlatlık kız evin kızı gibi görülür. Ailelerin sahip olduğu hayvanlar evin zemin katındaki ahırlarda barındırılır. Yağışlı iklim nedeniyle kapalı alan ihtiyacı da fazladır. İnsan ve hayvan yiyecekleri, yakacak odunlar hepsi evin uygun bölümlerinde muhafaza edilirler. İşte tüm bunların sonucu olarak Safranbolu evleri büyük hacimlidir. Kalabalık aile yapısının yanında evlerde harem-selamlık ayrımı vardır. Din ve gelenekler evi dışarıya kapar, bu yüzden ev içi ve bahçeler yüksek duvarlarla ayrılmıştır, pencereler kafeslidir, kadın yabancı erkeğe görünmez. Bazı evlerde aile yaşantısını tedirgin etmeden kolay ulaşılabilen bir odası da selamlık olarak kullanılır. Evin girişinde zemin katta hayat vardır. Bu bölüm eğer taş kaplıysa taşlık adını alır. Burada ışık almayı sağlayan ahşap kafes gliste mevcuttur. Üst katlara ahşap merdivenlerle çıkılır. İkinci kat diğer katlara göre daha basıktır. Bu katta gerektiğinde yatak odası olarak da kullanılabilen bir mutfak bulunur. Gündelik yaşam kış günlerinde de ısıtılması daha kolay olduğundan orta katta geçer. Kaynak: Safranbolu Kültür ve Turizm Vakfı 2012

98 Bildiriler 357 Kaynak: Tozal,2012 Üçüncü kat evlerde mükemmelliğe varılan noktadır. Bu katta tavanlar daha yüksektir. Odalara sekiz kenarlı bir çokgenden oluşan sofa nın daha kısa olan dört çapraz kenarından açılan kapılardan girilir. Odaların giriş kapıları köşelerdedir ve oda ile doğrudan teması kesen özel ahşap paravana düzeni bulunur. Odaların her biri bir çekirdek aileyi ya da bir aile yakının barındırabilecek tüm unsurlara sahip, bağımsız birim olarak tasarlanmıştır. Bu doğrultuda her odada ahşap dolapların (yüklük) içerisinde bugünün duş kabinlerini andıran gusülhaneler mevcuttur. Odalarda başköşe aile büyüğünün veya gelen misafirindir. Evlerin sofalarında, eyvanlarda ve odalarda zaman zaman kalem işi süslemelere rastlanır. Odalar çekirdek bir aileyi barındırabilecek şekilde bağımsız bir birim olarak tasarlanmıştır. Evlerin pencereleri çok özel biçimde tasarlanmış olup dar ve uzundur. Odaların büyüklüğüne göre 4-8 arasındadır. Pencerelerde bulunan kara kapaklar, kışın soğuğuna yazın sıcağına karşı odaları korumaktadır. Ayrıca pencerelerde aile mahremiyetini sağlamak amacı ile muşabak denilen ahşap kafesler bulunur. Pencere perdeleri beyaz dantelli ya da delik işidir. Evlerde ısınma ocaklarla sağlanır. Ocaktan alınan közler mangala konarak taşınır. Katlar arasında zaman zaman tecrit malzemesi kullanılmış olsa da ahşap evlerde ısının muhafazası güçtür. Bu nedenle prensip mekânın değil insanın ısıtılmasıdır. Soba ise son dönemlerde kullanılmıştır. Aydınlatma aracı gaz yağı lambasıdır. Son zamanlarda lüks lamba diye tanımlanan, daha büyük boyutlu ve daha fazla ışık veren lambalar kullanılmıştır. Evlerin bazılarının içlerinde serinlik vermesi ve yangından korunmak amacıyla yapılmış olan havuzlar bu-

99 358 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi lunmaktadır. Evlerin saçak köşelerine uğur getirmesi için geyik boynuzu asılması geleneği yaygındır. Bazı evlerin dış cephelerinde korunma ve şükür amaçlı yazı ve bezemelere yer verilmiştir. Evlerin, camilerin, han ve hamamların dış cephelerindeki kuş evleri ise sevgi ve merhamet sembolü niteliğindedir. Safranbolu da su kültürü de çok gelişmiştir. Bahçeli konakların bir kısmına İncekaya Su Kemeri üzerinden su getirilirmiş, bir kısmı ise su ihtiyacını bahçelerindeki kuyulardan karşılamıştır. Bazı konak tipi evlerde de havuz bulunmaktadır. Safranbolu evlerinin kapı tokmaklarının da ayrı bir dili vardır. Göbek hizasında olduğu için kapı göbek tokmağı adını alan bu tokmaklar, giriş kapılarında bulunur. Evlerin kapıları iki büyük kapıdan oluşur. Sağ taraftaki kapı üzerinde bulunan işlemesiz ve motifi olmayan tokmak erkekler tarafından kullanılır, tok bir ses çıkarır. Aynı tokmağın hemen üstünde demir bir çubuktan yapılmış, ucu yuvarlak şekilde olan tokmak ise ailece misafirliğe gelenler tarafından kullanılır. Bu tokmak, kapıda bulunan bütün tokmaklardan daha çok ses çıkarır. Sol taraftaki kapıda bulunan ve motifli, işlemeli olarak yapılmış tiz bir ses çıkaran tokmak ise kadınlar tarafından kullanılır. Aynı tokmağın üzerinde el şeklinde yapılmış ve ritmik bir şekilde çalınan küçük tokmak ise, evlilik çağına girmiş bekâr genç kızlar tarafından kullanılır. Böylece Safranbolu evleri sakinleri misafirlerini kapı tokmaklarını çalışından kadın mı, erkek mi, genç kız mı, yoksa ailece misafirliğe gelen bir topluluk mu olduklarını bilirler. Kapı tokmağının çalınışına göre evin reisi, hanımı veya genç kızı evin kapısını açar ( Müze Evler Safranbolu'da Kültür Bakanlığı, Kaymakamlık ve Özel teşebbüsler tarafından yapılan Müze Evler bulunmaktadır. En eskisi olan ve Kültür Bakanlığı tarafından düzenlenen Kaymakamlar Müze Evi ve Safranbolu Kaymakamlığı tarafından restore edilip düzenlenen Kileciler Konağı etnografik olarak Eski Safranbolu Evini ve yaşama biçimini örneklemektedir. Diğer özel gezilebilir evler ise Mümtazlar Konağı ve Karaüzümler Konağıdır. Yemeniciler Arastasındaki Ahmet Demirezen Yemenicilik Müzesi ise kaybolmaya yüz tutmuş Yemenicilik el sanatına ilişkin örnekler sunar (Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdürlüğü 2012). Safranbolu Kaymakamlığı web sitesi ve Karabük Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü nün hazırlayıp yayınladığı Karabük ve İlçeleri isimli kitapta gezilebilir evlerle ilgili şu bilgilere yer verilmiştir.

100 Bildiriler 359 Kaymakamlar Gezi Evi 18. ve 19. yy. Türk toplumunun geçmişini, kültürünü, yaşama biçimini ve teknolojisini yansıtan Safranbolu Evleri arasında önemli bir örnektir. 18. yy. başlarında yapıldığı sanılmaktadır. Sahibi Safranbolu kışlası kumandanı Hacı Mehmet Efendi dir. Hacı Mehmet Efendi ye yarbay karşılığı olan Kaim Makam denilmesi nedeniyle ailesi; dolayısıyla evleri de halk arasında bu isimle söylenegelir olmuştur. Kaymakamlar evi 1979 yılında restore edilmiştir. Haftanın 7 günü ziyarete açıktır. Söz konusu yapı; kitle, plan ve cephe olarak özgün bir Türk evi niteliğindedir. Evin girişinde Hayat denilen zemini taş kaplı bölüm yer alır. Zemin kat duvarları, binayı dış tehlikelerden korumak amacıyla taş olarak inşa edilmiştir. Birinci katın merdiven başındaki iki oda selamlık, karşıdaki bölüm ile üst kat Harem dir. Bu katta bulunan dönme dolap, selamlık ile harem arasında yemek servisinin yapılmasını sağlamaktadır. İki kattaki odalar aynı çatı altında yaşayan kalabalık aile tipine göre bireylerin tüm gereksinimlerini sağlayacak şekildedir. Her odada sedirli oturma düzeni, yer sofrasında yemek yeme, yer yatağında yatma, yatakların konulduğu yüklük içerisindeki gusülhanede yıkanma olanağı vardır. Pencereler evin bol ışık almasını sağlar. Kaymakamlar evi, sekiz oda, üç çardaktan oluşur. Kaynak: Safranbolu Kültür ve Turizm Vakfı 2012 Mümtazlar Konağı 1888 yılında Gazi Süleyman Paşa Medresesi Baş Müderrisi Müftü ve Müderris Ziya Efendi tarafından yaptırılmıştır. Geleneksel Osmanlı-Türk mimarisinin belirgin özelliklerini gösteren ev, alttaki hayat bölümü ile birlikte 3 katlıdır.

101 360 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi Harem ve selamlık bölümlerinin birbirinden ayrıldığı evin 3 ayrı girişi bulunmaktadır. Evde, 8 oda, bir misafir salonu, bir istiare mekanı, 3 tuvalet, 4 cumba, bir kiler, bir at ahırı, bir mazra (depo) ve hayat bulunmaktadır. Her birinde ocak (şömine), gusülhane, yüklük, oyma, sedir ambarı ve odunluk bulunan odaların tavanları ahşap oymalarla süslüdür. Karaüzümler Evi Safranbolu İlçesinde Mescit Sokak üzerinde ahşap çatkıları, dikdörtgen biçimi ile dikkati çeken Karaüzümler Evinin Mehmet Karaüzüm tarafından 19. yüzyıl sonlarına doğru yaptırıldığı söylenmektedir. Arnavut kaldırımlı Mescit sokağa ve bahçeye bakan cephedeki sofa çıkması ile dikkati çekmektedir. 3 katlı evin içinde odalar, sofa etrafında geniş ve simetrik olarak yapılmıştır. Ev hiç restorasyon görmemiştir. Kaynak: Kileciler Konağı 1884 yılında Kilecizade Hacı Mehmet Efendi tarafından yaptırıldığı bilinmektedir. Her iki sokağın eğimine göre biçimlenen yapı, bir köşe evidir. Temel taş duvarlı, üst katlar ahşap çatkı arasında kerpiç dolgudur. İki cephede üst kat zarif işlemeli taş konsollar üzerinde dışarıya taşarak inşa edilmiştir. Harem ve selamlık bölümlü konağın selamlık girişi Kışlayanı sokak, harem girişi ise Akpınar sokak üzerinde bulunmaktadır. Kavsalar Evi 19. yüzyılın ilk yarısında Safranbolu nun ilk kiremit ve tuğla imalatçısı Damaklıoğu Hacı Ahmet Efendi tarafından kızı Sıdıka Hanım adına yapılmıştır.

102 Bildiriler 361 Emir Hocazade Ahmet Beyler Evi Bağlarbaşı mahallesi Değirmenbaşı semtinde bulunmaktadır yılında restore edilmiştir. Evin başodası, hiç çivi kullanılmadan, birbirine geçme biçiminde on beş bin ahşap kullanılarak yapılmıştır. Evin iki köşesinde dört pencere ve bunların üzerinde üçer tepe penceresi bulunmaktadır. Tavan göbeği kök boya ile boyanmış, çok köşeli ve aynalıdır. Ocak başı yedi parçalı bir külahla bezenmiştir. Müze Köy Yörük Safranbolu nun küçük bir modeli olan Yörük Köyü, 1997 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından bir Türkmen köyü olması sebebiyle tamamen kentsel sit alanı içerisine alınarak korunması kararlaştırılmıştır. Kaynak: Yörük Köyü ile ilgili yazılı efsanelerde, Yörüklerin 14. ve 15. yüzyıllarda göçer durumda oldukları, kendilerine özgü vergi düzeni ile ayrı bir kariye teşkil edecek şekilde bir kadıya bağlanıp zaman içerisinde yerleştirildikleri ve bu kazanın merkezi olarak bugünkü Yörük köyünün tespit edildiği ve uzun sürede, yüzyıllar boyunca konumlarını devam ettirdikleri anlaşılmaktadır. Safranbolu nun aksine arsa ve engebeli arazi sorunu olmayan Yörüklüler evlerini bitişik nizamda inşa etmişlerdir. Anadolu köylerinde görülen ev kümelenmesi yerine ana cadde boyunca yapılanmışlardır. Sipahioğlu Gezi Evi Yörük köyündeki anıtsal nitelikli evlerden biridir. Sipahioğlu evi genelde Yörük evleri gibi taş zemin üzerine, 2 katlı olarak yapılmış, hissedarları tarafından binanın harem ve selamlık bölümleri ayrılmış, gezi amaçlı olarak kullanılmaktadır. Evin odalarında bulunan Kalem işi süslemeler dikkat çekmektedir.

103 362 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi Hacılarobası Köyü Teknolojinin kirletemediği, temiz ve ilginç doğasının bozulmadığı, tarihi ve kültürel zenginliğini korumuş bir yerleşim yeridir. Safranbolu ya 28 km. uzaklıktadır. Hacılaroabası köyü özellikle İslam öncesi eserlerin çokluğu ile dikkat çekmektedir. Köyde kaya mezarları, mezar odası, delikli taş, şarap işlikleri bulunmaktadır. DEĞERLENDĠRME VE SONUÇ Turistik çekicilikle ilgili literatür incelendiğinde turistik çekiciliği oluşturan unsurlar çok çeşitli olabilmektedir. Bu çekicilikler, doğal çekicilikler, kültürel çekicilikler, yapay çekicilikler, olay çekicilikleri (etkinlikler), ulaşılabilirlik, iklim yapısı, konfor ve kolaylıklar ve konaklama imkânları olarak sıralanabilmektedir. Özdemir (2007), bir destinasyonun temel turistik çekicilikler açısından değerlendirilmesinde tarih ve kültür, sanat faaliyetleri, spor faaliyetleri ile eğlence ve alışveriş olanaklarını değerlendirmeye almıştır. Bu çalışmada Safranbolu Evleri sosyo-kültürel, doğal ve ekonomik çekicilik unsuru, ulaşılabilirlik unsuru, psikolojik unsurlar ve turizm işletmeleri unsurları açısından değerlendirilmiştir. Sosyo-Kültürel Çekicilik Unsuru Olarak Safranbolu Evleri Sosyo-kültürel çekicilikler arasında tarihi şehirler, arkeolojik şehirler, mimari, mutfak, anıtlar, endüstriyel şehirler, müzeler, konser, tiyatro (Goeldner vd. 2000) ülkenin/bölgenin doğum, evlenme, düğün ölüm vb gibi gelenek ve görenekleri, ibadet yerleri (Kozak vd. 2006). mesireler, parklar, bahçeler, yat limanları, kayak merkezleri, yönetilen eğlence ve dinlence yerleri, spor ve oyun yerleri, uzmanlaşmış alışveriş merkezleri vb. sosyo-kültürel çekicilikler arasında yer alabilmektedir (Rızaoğlu 2004). Safranbolu, Batı Karadeniz (Amasra Bartın Safranbolu) Kültür Turu programlarında yer almaktadır. Genellikle, iki gün süren bu tur programlarında konaklama Safranbolu konaklarında veya otellerinde yapılmaktadır. Bu iki günlük tur programlarında Safranbolu nun tarihi evleri, otel olarak da kullanılan Cinci Hanı, Kaymakamlar Müze Evi, Mümtazlar Konağı, Eski Hükümet Konağı, Köprülü Mehmet Paşa Camii ve bahçesindeki Güneş Saati, Semerciler- Manifaturacılar-Demirciler-Bakırcılar Çarşıları, Lokum Atölyeleri, Akçasu Kanyonu, Yemeniciler Arastası, Namazgâh olarak kullanılan Hıdırlık Tepesi, Yörük Köyü tur kapsamında gezilip görülen yerler arasındadır. Tur programlarında gezilip görülen yerler arasında müze olarak kullanılan evler önemli bir yer tutmaktadır.

104 Bildiriler 363 Safranbolu evlerine soyo-kültürel çekicilik açısından bakıldığında, söz konusu evler öncelikle 18. ve 19. yy. geleneksel Türk toplumu yaşantısını aktardıklarından başlı başına birer kültür öğesidirler. O dönemlerdeki Türk toplumlarının yaşama biçimleri, gelenek ve görenekleri, örf ve adetleri bu evlerin dört bir köşesinde hissedilmektedir. Evlerin, bahçe girişinden itibaren gözler önüne serilen bu yaşam stili günümüz kültür turistlerinin ilgisini çekmektedir. Doğal Çekicilik Unsuru Olarak Safranbolu Evleri Kır manzarası, deniz manzarası, parklar, dağlar, flora ve fauna, sahil, adalar, (Goelder vd. 2000) coğrafik durum, iklim, temiz hava, temiz su kaynakları, deniz suyu sıcaklığı, deniz suyundaki tuz oranı, ortalama güneşli gün sayısı, yağmurlu gün sayısı, kış turizminde karın kalınlığı ve kar mevsiminin uzunluğu, temiz deniz, hayvan türleri, bitki örtüsü (flora), kaplıca ve şifalı sular, doğal unsurları oluşturan alt gruplar arasında yer almaktadır (Kozak vd. 2006; Rızaoğlu 2004) çekim yerinin doğal çekicilik unsurları arasında sayılabilmektedir. Doğal çekicilik, coğrafi durum, iklim vb. faktörleri içerdiğinden Safranbolu evleri doğal çekicilik kapsamında değerlendirilememektedir. Ancak turistik bir ürün olarak Safranbolu nun temiz havası, panaromik görünümü vb. ile bu kapsamda değerlendirilebilmektedir. Ekonomik Çekicilik Unsuru Olarak Safranbolu Evleri Bir turizm ürününün talep görmesinde ekonomik koşulların uygunluğu önemli bir çekicilik unsurudur. Turizm ürünün fiyatı, genel ekonomik durum vb. ekonomik unsurlardan bazılarıdır (Kozak vd. 2006). Öner e (1997) göre ekonomik faktör turistik faaliyeti doğrudan doğruya etkilemektedir. Bir çekim yerinin ziyaret edilebilmesi bir bedeli gerektirir. Bu fiyat, gezi, geceleme ve mevcut çekiciliklerden seçilmiş olanların katılma maliyetlerinden oluşan bir toplamdır (Rızaoğlu 2004). Safranbolu yu içine alan tur programlarının fiyatları ortalama TL. arasında değişmektedir. Genelde iki günlük olan Batı Karadeniz (Safranbolu- Bartın-Amasra) tur programlarında konaklama Safranbolu da yapılmaktadır. Safranbolu da birçok ev pansiyon olarak kullanılmaktadır. Özellikle yerli turistlere bu pansiyonlarda ucuz konaklama imkânı sağlanmaktadır. Bu pansiyonlarda kahvaltı dâhil konaklama ücreti TL. civarındadır. Otellerde ise, yaz ve kış dönemi olarak farklı fiyat uygulamaları yapılmaktadır. Kış dönemlerinde TL. ve civarında olan fiyat yaz döneminde TL. civarındadır. Safranbolu daki konak evler, indirimli 1,50 TL-2,00 TL., tam ise 2,50 TL.-3,00 TL. arasında bir ücret karşılığı gezilebilmektedir. Safranbolu da ayrıca bağ evlerinde

105 364 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi konaklamak da mümkün olmaktadır. Bu bağ evlerinin başoda da dâhil olmak üzere oda + kahvaltı ücretleri TL. arasında değişmektedir. Konaklamanın da yapılabildiği Safranbolu evleri ortalama bir fiyat düzeyi ile yerli ve yabancı turistlere hizmet vermektedir. Kent merkezinde turistlerin konaklamalarına imkân sağlanan tüm oteller ve konaklar dekorasyon sonucunda son halini almış tarihi dokusunu korumuştur. Safranbolu da konaklama yapan ve yapacak olan yerli ve yabancı turistlere bu deneyimi yaşatan evler ve konaklar makul ücretlerle ücretlendirildiğinden Safranbolu Evleri ekonomik çekicilik unsuru olarak ele alınabilecek çekiciliğe sahiptir denilebilir. Ulaşılabilirlik Unsuru Olarak Safranbolu Evleri Turizm ürününü oluşturan unsurlardan birisi turistik destinasyona kolay ulaşabilmeye yönelik imkânların varlığıdır. Safranbolu evlerine sadece karayolu bağlantısı vardır. İstanbul a 400 km., Ankara ya 228 km. uzaklıktadır. Karabük il merkezine ise 8 km. uzaklıktadır. Karabük il merkezine ise sadece karayolu ve demiryolu bağlantısı vardır. İl merkezinden ve Safranbolu yeni çarşıdan düzenli şekilde sağlanan otobüs seferleri ile halk arasında eski (tarihi) Safranbolu olarak adlandırılan alana ulaşılabilmektedir. Safranbolu evlerini görmek isteyen yerli ve yabancı ziyaretçiler için Safranbolu nun ulaşılabilirlik konusunda çekici bir özelliğe sahip olduğu söylenemez. Psikolojik Unsurlar Olarak Safranbolu Evleri Öner e (1997) göre seyahatin getireceği neşe, özgürlük, değişiklik insanları psikolojik açıdan tedavi etmektedir. Kalabalık şehirlerden, gürültüden kaçma arzusu, doğaya yakınlaşma isteği, merak, özel bağlar, manevi değerlerin yönlendirmesi, eğlendirici, canlılık verici öğelerin bulunması, gezilmesi, moda olan yerlerin görülmesi, alışveriş olanakları kişiyi psikolojik olarak olumlu etkiler (Öner 1997). Safranbolu turu, yerli ve yabancı turistlere geleneksel bir yaşam tarzı, değişik kültürlerden izler taşıyan tarihi yapıları ve temiz havası sayesinde psikolojik açıdan iyi gelmektedir. Müze evler ve konaklama yapılan bağ evlerikonaklar-pansiyonlar insanlara geçmiş dönemlerdeki ailelerin ve evlerin yapısı, evlerde dinlenen müzikler ve pencereden kapı tokmaklarına varıncaya kadar birçok şey, Safranbolu ya gelen kültür turistlerini geleneksele yaklaştırmaktadır. Normal yaşamın stresinden uzaklaşma güdüsüyle Safranbolu ya gelen yerli ve yabancı turistlere Safranbolu kenti, günlük yaşamı unutturup farklı bir zamana yolculuk yaptırabilen küçük ama zengin bir ilçedir.

106 Bildiriler 365 Turizm İşletmeleri Unsuru Olarak Safranbolu Evleri Olay ve yer çekiciliğine sahip ve kolay ulaşılabilen bir yerde turizm hizmet işletmelerinin bulunmaması, turistik ürünün oluşmasını engelleyecektir (Hacıoğlu ve Avcıkurt 2008). Turizmin seyahat, konaklama ve yeme-içme işletmeleri ile var olduğu ve turizmde bu işletmelerin ürettikleri ürünlerin kullanımı söz konusu olduğundan bölgede/ülkede var olan turizm işletmeleri de bölgeyi çekici kılan önemli unsurlardandır. Safranbolu turizm işletmeleri unsuru açısından konaklama ve yeme içme işletmelerinin zenginliği ile dikkat çekmektedir. Bu bağlamda Safranbolu evleri müze olarak gezilen evlerin dışında konaklama işletmeciliği çerçevesinde hizmet veren evleri de içermektedir. Turistlere geleneksel yaşam kültürünü deneyimleme imkânı sağlaması Safranbolu evlerini çekici kılan bir unsur olarak ele alınabilir. Bununla birlikte, yöresel yemeklere yer veren çeşitli konaklar ve evler yöresel tatları tatmak isteyen turistlere bu imkânı sağlamaktadır. Safranbolu evleri turistik bir ürün olarak Safranbolu yu çekici kılan değerlerden bir tanesidir. Yapılan değerlendirmelerin sonuçlarına göre Safranbolu evleri, mimarisi, gelenek-görenekleri ve 18. ve 19. yüzyıl yaşam tarzını yansıtması açısından sosyo-kültürel çekicilik unsurlarına sahiptir denilebilir. Konaklanabilir konakların, tarihi otellerin, pansiyonların ücretleri makul düzeyde olduğundan ekonomik çekicilik unsurları arasında değerlendirilebilir. Safranbolu evlerinin insanları daha geleneksele yaklaştırması, stresten uzaklaştırması, rahatlama, dinlenme olanaklarını sağlaması gibi özellikleri ve bunlara ek olarak temiz havası ile psikolojik unsurlar kapsamında ele alınabilir. Safranbolu ya gelen yerli ve yabancı turistlerin konaklama ihtiyacını karşılamaya yönelik konaklar, oteller ve pansiyonlar turistlere merak ettikleri yaşam tarzını hem yemekleri, hem de verdikleri hizmet ile yaşatan tesisler olarak turizm işletmeleri unsuru içerisinde değerlendirilebilir. Bunun yanında, ulaşılabilirlik unsuru açısından Safranbolu yerli ve yabancı turistler için sadece karayolu ile hizmet verdiğinden çekicilik unsurları arasında sayılamamıştır. KAYNAKÇA Altunışık, R. (2009). Turizm Pazarlaması ve Pazarlama Stratejileri, Editörler: Demirkol, Ş. ve Zengin, B. Turizm İşletmeleri. Sakarya: Değişim Yayınları, 2. Baskı. Azaltun, M. (2000). Turistik Ürün Çeşitlerinin Pazarlanmasında Web Sitelerinin Kullanımı Üzerine Bir Araştırma. Türkiye Turizmini Araştırma Enstitüsü 1. Ulusal Türkiye Turizmi Sempozyumu Tebliğ Kitapçığı. İzmir. Ekin, Y. (2004). Turizm Paydaşları Perspektifinden Turizm Gelişimi ve Destinasyon Rekabetçiliği: Antalya Örneği, (Yüksek Lisans Tezi), Antalya: Akdeniz Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.

107 366 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi Erişim Tarihi: Erişim Tarihi: Goeldner, R.C., Ritche, B. Ve Mclntosh, R. (2000). Tourısm, Principles, Practices, Philosophies. Eight Edition, New York: John Willey & Sons Inc. Hacıoğlu, N. (1997). Turizm Pazarlaması. Bursa: Uludağ Üniversitesi Basımevi. Hacıoğlu, N. (2008). Turizm Pazarlaması. Ankara: Nobel Yayınları, 6. Baskı. Hacıoğlu, N. ve Avcıkurt, C. (2008). Turistik Ürün, Turistik Ürün Çeşitlendirmesi ve Alternatif Turizm. Editörler: Hacıoğlu, N. ve Avcıkurt, C. Turistik Ürün Çeşitlendirmesi. Ankara: Nobel Yayın. İçöz, O. ve Kozak, M. (2002). Turizm Ekonomisi - Turizmin Makro ve Mikro Ekonomik Etkileri. Ankara: Turhan Kitabevi. Karabaük Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü (????). Karabük ve İlçeleri.Karabük-Safranbolu. İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Kızılırmak, İ. (2006 ). Türkiye de Düzenlenen Yerel Etkinliklerin Turistik Çekicilik Olarak Kullanılmasına Yönelik Bir İnceleme. Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı 15. Kim, H. (1998). Perceived Attractiveness of Korean Destinations, Annals of Tourism Research, 25 (2): Kozak, N., Kozak, M. A. ve Kozak, M. (2006). Genel Turizm İlkeler ve Kavramlar. Ankara: Detay Yayıncılık. Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdürlüğü (2012). Safranbolu Müzeler ve Gezilecek Yerler. ( ). Olalı, H. ve Timur, A. (1988 ). Turizm Ekonomisi. İzmir: Ofis Ticaret Matbaacılık Şti. Öner, Ç. (1997). Seyahat Ticareti. İstanbul: Literatür Yayıncılık Dağıtım Pazarlama San. Ve Tic. Limtd. Şti. Özdemir, G. (2007). Destinasyon Yönetimi ve Pazarlama Temelleri İzmir İçin Bir Destinasyon Model Önerisi. (Doktora Tezi). İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Ana Bilim Dalı. Rızaoğlu, B. (2004). Turizm Pazarlaması. Ankara: Detay Yayınları, 4. Baskı. Safranbolu Belediyesi (2012). Safranbolu Resimleri. ( ). Safranbolu Kaymakamlığı (2012). Safranbolu Hakkında ( ). Safranbolu Kültür ve Turizm Vakfı (2012). Safranbolu Hakkında ( ). Tozal, Yunus Emre (2012). Safranbolu Evi. ( ).

108 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi: , Nisan 2012, Kemer, Antalya, Bütün hakları saklıdır ISBN: Türkiye de Muhafazakâr Değerler Bağlamında Turizm ve Tatil Algısındaki Değişme Levent YILMAZ T. C. Dokuz Eylül Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü E-posta: Mehmet Emre GÜLER T. C. Yüzüncü Yıl Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü E-posta: ÖZ Türkiye de muhafazakâr değerlerdeki değişimle birlikte, muhafazakâr kesimin tatil ihtiyacını karşılamak için turizm hizmetlerine talep göstermesiyle Türkiye de helâl turizm olgusu ortaya çıkmıştır. Bu çalışmada, Türkiye de muhafazakâr kesimin değişimi göz önüne alınarak söz konusu bu kesimin turizm ve tatil olgusuna bakışı incelenmiştir. Bu ise hem Türkiye deki muhafazakâr değerlerin değişimini açıklamakta hem de muhafazakâr kesim içindeki farklılaşmayı ortaya koymaktadır. Anahtar sözcükler: Muhafazakâr Değerler, Helâl Turizm, İnanç Turizmi, Turizm Algısı GİRİŞ Toplumsal değişmenin izlenebileceği alanlardan biri de turizmdir. Turizm faaliyeti geniş olarak tanımlandığında, insanların sürekli konutlarının bulunduğu yer dışında devamlı olarak yerleşmemek, sadece para kazanmak veya politik ya da askeri bir amaç gütmemek üzere, serbest bir ortam içinde, iş, merak, din, sağlık, spor, dinlenme, eğlence, kültür, deneyim kazanma, snobik amaçlarla veya aile ziyareti, kongre ve seminerlere katılmak gibi nedenlerle, kişisel veya toplu olarak yaptıkları seyahatlerden, gittikleri yerlerde bir günü aşan veya o yerin bir konaklama tesisinde en az bir gece konaklamalarından ortaya çıkan, iş ve ilişkileri kapsayan, bir tüketim olayı, bütünleştirici bir hizmet ve kültür endüstirsidir (Oral 2005). Bu tanımdan hareketle, toplumu oluşturan kesimlerin birçoğu, turizmin kapsamına girecek hizmetlerden yararlandığı söylenebilir. Turizmin tamamını kapsamasa da önemli bir kısmını belirleyen olgu ise tatildir. Tatil, modern yaşamın en son biçimlenen fenomenlerinden biridir. Tatil olgusunun yaygınlaşması ise refah toplumunun bir sonucu olmuştur. Türkiye de ise -

109 368 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi modern anlamda- tatil uzun yıllar; kentli, gelir seviyesi yüksek, Batılı kişi ve ailelerin yaşamında olan bir olgu olarak kalmıştır. Hatta muhafazakâr değerlere sahip kitle tarafından tatil olgusu olumsuz bir imgeye sahiptir. Buna bağlı olarak da turizm ve turizm etkinliği, bu kesim tarafından eleştirel bir şekilde yorumlanmıştır. Yerel kültürel değerleri yozlaştırıcı ve bozucu yönüyle değerlendirilen turizm, uzun yıllar muhafazakâr kesim tarafından bir iktisadî etkinlik olarak görmezden gelinmiştir. Tatil ise çalışmaya ara verilen ya da memlekete gidilen dönem olarak algılanmıştır. Plânlı dönemle birlikte (1963 ten itibaren) turizmin ülke ekonomisi içinde yerini alması, muhafazakâr kesim ve onun siyasal temsilcileri tarafından sosyokültürel açıdan eleştirilmiştir. Tatil ise israf olarak görülerek sefih bir iş olarak algılanmıştır lerde turizm yatırımlarının artması ve ülke ekonomisinin dış ülkelere açılmasıyla birlikte, hem ülkeye gelen turist sayısı hem de ülkedeki turistik tesis sayısı artmış ve turizm öncesine oranla önemli bir gelir kaynağı olmuştur. Bu dönemde çeşitli sektörlerdeki girişimleri görülmeye başlayan Anadolu merkezli irili ufaklı yatırımcılar, giderek kapitalist ilişkilerle uyumlaşmaya ve piyasa içinde kendilerine yer açmaya başlamışlardır ların muhafazakâr değerleri olan az ile yetinme, temelde öbür dünya için çalışma, israftan ve gösterişten uzak durma, yeknesak bir hayat tarzı gibi unsurlar yerini sermaye biriktirme, dünyevî kazanca önem verme, pahalı ve gösterişli tüketim, gelire göre değişen bir hayat tarzı gibi değerlere bırakmıştır. Bu kesimin siyasal temsilcisi olan Millî Görüş hareketi, bu değişimi gelenekçiyenilikçi olarak ikiye ayrılarak yaşamıştı. Örgütsel olarak yaşanan bu ayrım aslında toplumsal yaşamda çok önceleri başlamıştı. Geleneksel değerleri günlük yaşamın her alanında korumaya çalışan kesim ile geleneksel değerleri kültürel yaşam ile sınırlayan, iktisadî olarak kapitalist ilişkilere girmekten çekinmeyen iki grup arasındaki ayrım giderek daha da belirginleşmeye başlamış ve Yenilikçi olarak adlandırılan bu kesim için yapılan Müslüman Kalvinistler benzetmesi de bu grubun modern-liberal yönünü vurgulamak için türetilmişti. Bu kesimin diğerlerinden farkının görünür olduğu yönlerden biri de turizm ve tatil olgusuna bakışlarıdır. Artık Türkiye de de muhafazakârlar için tatil yapmak bir ihtiyaç kalemi hâline gelmektedir lerin turizmi olumsuzlayan bakış açısı yerini, bu gurup için; turizmi bir iktisadî etkinlik, tatili de gündelik bir gereksinim olarak gören anlayışa bırakmıştır. Ancak bu ihtiyacın karşılanması Batılı kesimden farklılıklar içermektedir. Yalnızca Türkiye de değil dünyada da, İslamî turizm veya helâl turizm olarak ortaya çıkan tatil anlayışı bu farklılığın bir yansımasıdır.

110 Bildiriler 369 Bu çalışmada incelenecek olan mesele, Türkiye deki muhafazakâr değerlere sahip kesimin turizm ve tatile bakışındaki değişimin, onun iktisadî ve toplumsal dönüşümüne koşut gittiğidir li yıllardaki karşıt söylemin en azından belli bir grup için tersine bir evrim geçirdiğini söylemek mümkündür. Bu gerçeklik, hem Türkiye deki muhafazakâr kesimin tarihsel olarak turizm ve tatil aflısındaki değişim hem de İslamî turizm olarak adlandırılan turizm faaliyetindeki gelişmeler ışığında açıklanmaya çalışılacaktır. TÜRKİYE DE MUHAFAZAKÂRLIĞIN DEĞİŞİMİ Türkiye nin siyasal yaşamında 1970 lerden itibaren örgütlü olarak temsil edilmeye başlayan muhafazakâr değerler, aslında daha önceleri siyasal partiler içinde kendilerine yer bulmuştur. Ancak özellikle Necmettin Erbakan ın öncülüğünde gelişen millî görüş hareketinin partileşmesi ile birlikte, siyasal alanda o güne değin Adalet Partisi (AP) 1 ne yakın duran bir kısım muhafazakâr seçmen Erbakan ın kurucusu olduğu partilere oy vermeye başlamıştır. O güne kadar AP içinde yer alan veya ona oy veren özellikle İslâmî değerleri siyasal kimliklerinde öne çıkan kişi ve gruplar, kendilerine Erbakan hareketini daha yakın bulmuştur. Zira AP nin temsilcisi olduğu sağ kesim, birbirleriyle sosyo-ekonomik olarak uyumsuz bir kitledir. İslamî duyarlılığı yüksek olan, Batılı değerlere mesafeli, yerel özellikleri ağır basan bir grup için, Batlı bir iktisadî yapıyı kurmaya çalışan ve Batılı değerlerle barışık bir yapısı olan AP nin siyasal kapsayıcılığı giderek azalmıştır. Kuşkusuz, muhafazakâr kesime hitap eden ve onların AP de toplanan oylarına göz diken bir tek siyasal oluşum Erbakan ınki değildir. Alparslan Türkeş in liderliğindeki Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) de bu kesime hitap etmektedir. Ancak MHP nin söylemindeki siyasal vurgu, iktisadî vurguya göre çok daha baskındır. Onun için Türkiye deki İslamî-muhafazakâr kesimin sosyoekonomik çözümlemesini Erbakan hareketi üzerinden yapmak daha sağlıklı olacaktır. 2 İslâmcılar özellikle kültürel açıdan Batı karşısında yer almakta, her tür Avrupalı değere tepki duymaktadır. Ancak bu tepki, iktisadî konularda çetrefilli olmak- 1 AP, muhafazakâr kesimin kitlesel olarak destek verdiği bir siyasal partidir. DP nin siyasal mirâsçısı olan AP, popülist söyleme sahip lideri Süleyman Demirel aracılığı ile muhafazakâr kesimin oylarını kendinde toplamayı başarmıştı. 2 Sağ içinde kendini konumlandıran gerek Necmettin Erbakan ın liderliğini yaptığı İslâmî akım gerekse Alparslan Türkeş in liderlini yaptığı milliyetçi akım AP nin Batılı kalkınmacılığı ile tam bir uyuşma içinde değildir. Aşırı sağ olarak adlandırılan bu kanatlar içinde, özellikle Erbakan hareketi, Batıya iktisadî açıdan da eleştiriler getirmektedir. Türkeş ise korporatizm olarak sınıflandırılabilecek muğlâk iktisadî tasarımları ile iktisadî olmaktan ziyade siyasal ve kültürel bir eleştiri yapmaktadır (Ağaoğulları 1998; Toprak 1998).

111 370 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi tadır. Solun jargonunu kullanan bazı İslâmcı ideologlar, Avrupa yı emperyalist, sömürücü ve yıkıcı olarak konumlandırmaktadır. Ancak teknik alandaki ilerlemesine öykünmekte, bizzat Erbakan, ağır sanayi hamlesi ile Batı tipi kalkınmacı bir model öne sürmektedir (Toprak 1998). Bu modele 1980 sonrası korporatist unsurlar da katılarak âdil düzen söylemi ortaya çıkacaktır (Çakır 2002). Erbakan, siyasal ideolojisini kültürel ve siyasal anlamda tam bir Avrupa karşıtlığı üzerine kurmuştur. İktisadî bakımdan Avrupa yı eleştirse de, bu eleştiri yüzeysel kalmaktadır. Çünkü ağır sanayi çerçevesinde tasarladığı atılımlar, Batılı bir iktisadî anlayışın sonucudur. İktisadî alandaki bu ikircikli durum daha çok kültürel alandaki millî lik vurgusuyla örtülmektedir. Erbakan ın söylemindeki bu ikili yapı, hem Anadolu eşrafına hem de kırdan kente göç edip varoşlarda yaşayan halka hitâp etmektedir. Erbakan ın söylemindeki sağ yan, işveren olan küçük imalâtçı ve esnaf kesimin desteğini alır. Ama aynı zamanda emperyalist ülkelerin Türkiye yi, kapitalistlerin de işçiyi sömürdüğünü; İslâmî düzende bunlara izin verilmeyeceğini dile getirmektedir. Sol söylem içinde yer alan bu iddiaları dinsel motiflerle kullanıma sokan Erbakan, kendi içinden sisteme getirilen köklü iktisadî eleştirileri ön plâna çıkarmamaktadır. 3 Erbakan ın Millî Nizam Partisi (MNP) nin parti programının temel özelliğinin, toplumsal yaşam içinde ve iktisadî faaliyetlerde rol alacak inançlı insan tipi yaratmak istemesi ve ahlâkî nizam a önem vermesi olduğu söylenebilir (Yavuz 2004). MNP nin devamı olan Millî Selâmet Partisi (MSP) de, millî-manevî ve dinsel-ahlâkî temalarla yüklü bir programla seçmen karşısına çıkmış; aile, toplum, eğitim, kültür, âdalet, ordu ve devlet yönetimi gibi hemen her alanda düzenlemeler yapma iddiasını dile getirmiştir. Millî Görüş hareketi, kendini siyaset sahnesinde temel iki slogan üzerinden temellendirmiştir: Önce ahlâk ve manevîyat ile muhafazakâr bir perspektif belirleyen MSP, Ağır sanayi hamlesi sloganıyla da kalkınmacı bir görüşü benimsemiştir (Erbakan 1970). Ancak bu kalkınma anlayışı ile Batılı (kapitalist, maddeci) kalkınma anlayışı arasına mesafe koyarak, Erbakan ve yandaşları manevî kalkınma dan da ısrarla bahsetmişlerdir. Manevî kalkınma aslında Batının teknolojisini alıp kültürünü almama iddiasının 1970 lerdeki versiyonlarından bir tanesidir. Alt yapısal unsurlar açısından muğlâk olan Batılı değerlerle ilişki, üst yapısal unsurlar açısından mutlak bir karşıtlık içindedir. 3 Sistemi radikal biçimde eleştiren ve Batı tekniğini de eleştiriye tâbi tutan ender kişilerden olan Nurettin Topçu, gerekli görüldüğünde atıf yapılan kişidir. Marksist eğilimli tahliller yapan İsmet Özel ve Topçu gibi kişiler, İslâmî hareket içinde hiçbir zaman aslî yer edinememiştir. Söylemsel düzeyde yararlanılmış ancak politik pratikte yok sayılmışlardır (Yılmaz 2009).

112 Bildiriler Eylül darbesinin ardından bir süre siyaset sahnesinin dışında kalan millî görüş hareketi, Refah Partisi (RP) nin kuruluşu ile eski söylemlerini yeniden Türk siyasal yaşamına sokmuştur Genel Seçimlerinden birinci çıkan RP, bu dönemde öne çıkardığı âdil düzen programı ile Millî Görüşün temel çizgisini devam ettirmiştir öncesi muhafazakâr kesim için başat önem taşıyan ulusal kalkınmacılık ın giderek mevzi kaybettiği, onun yerine küresel iktisadî ilişkileri olumlayan bir damarın hızla güç kazandığı söylenebilir. Bu durum, sağ içinde temel bir kırılmayı tetiklemiştir. Bunun en belirgin yansıması, daha önce Millî Görüş çizgisinde siyaset yapan aktörlerin bir kısmının, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) olarak ayrılmasıdır. Millî Görüşün, kültürel Batı karşıtlığı ve ulusal kalkınmacı söylemi yerine; Batılı devletlerle siyasal, iktisadî ve hattâ kültürel birliktelik vurgusu öne çıkmaktadır. İktisadî boyutta Batı artık partner olarak konumlanırken, Millî Görüşçüler için eski olumsuzluğunu korumaktadır. Liberal değerleri öne çıkaran bu yeni akım için, birçok eski değer (gösteriş sevmezlik, yerellik, Orta Doğu merkezlilik) yerini Batılı değelere bırakmakta (faiz, banka, moda, dünya nimetlerinden yararlanma) ve merkezin değerleri ile uyumlaşma söz konusu olmaktadır. Böylelikle daha önce ahlâkı bozan bir faaliyet olan turizm, artık desteklenen bir iktisadî etkinliğe dönüşmektedir. MUHAFAZAKÂR BİR TURİZM ETKİNLİĞİ OLARAK HELÂL TURİZM Gelişmekte olan ülkeler arasında bulunan Türkiye de döviz girdisinin sağlanması için ihracatın arttırılmasının yanı sıra bacasız sanayi olarak da adlandırılan turizm sektörünün geliştirilmesi de gerekmektedir. Ancak çok yönlü bir sektör olan turizmde amaç sadece ekonomik olarak yabancılardan elde edilecek fayda değil aynı zamanda iç turizmden elde edilecek fayda olarak da görülmelidir. İç turizm, Türkiye turizmi içerisinde önem derecesi çok yüksek olan bir alan olmamakla birlikte Kültür ve Turizm Bakanlığı (2007), hazırlamış olduğu 2023 Turizm Stratejisinde iç turizmin hareketlenmesi ve gelişmesi için alternatifler üretilmesi gerektiği üzerinde durmaktadır. Böylelikle turizm faaliyetleriyle ekonomik olarak sadece yurt dışından döviz elde etmenin yanında, yurt içinde iktisadî yönden canlanma sağlamış olacaktır. İnanç Turizmi İç turizmde hareketliliği sağlamak ve rekabet edebilecek yeni alanlar yaratmak için potansiyel turizm alternatifleri bulmak gerekmektedir. Büyük çoğunluğu Müslüman olan Türkiye nüfusu için potansiyel iç turizm ürünlerinden biri inanç turizmi dir. Öğretisi ve zorunlulukları yanında, insanın düşünce yapısında oluşturduğu umutlar ve dinlerin kendine özgü vaatleri ile din etmeni,

113 372 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi tarih boyunca geniş çapta kitlesel hareketler yaratmış ve bu tarihsel süreç içersinde turizm devinimi olarak nitelendirilebiliecek en somut görünümü de vermiştir (Usal ve Oral 2001). Kültür ve Turizm Bakanlığı (2011) tarafından inanç turizminin tanımı İnsanların devamlı ikamet ettikleri, çalıştıkları ve her zamanki olağan ihtiyaçlarını karşıladıkları yerlerin dışına, dini inançlarını gerçekleştirmek, inanç çekim merkezlerini görmek amacıyla yaptıkları turistik amaçlı gezilerin turizm olgusu içerisinde değerlendirilmesi olarak ifade edilmektedir. Wright dan (2007) aktaran Güzel (2010), inanç turizmini, içerik olarak inanç merkezlerine yapılan seyahat (kutsal topraklar), dinî niyet seyahati (konferanslar ve toplantılar), arkadaşlar ile bir arada yapılan inanç amaçlı seyahatler olarak üç gruba ayırmıştır. Anadolu nun eski çağlardan beri tarihi göz önüne alındığında Türkiye nin inanç turizmi için oldukça geniş bir potansiyel barındırdığı sonucu ortaya çıkmaktadır. Helâl Turizm İslamî açıdan değerlendirildiğinde bir başka iç turizm alternatifi ise Helâl Turizm dir. Muhafazakâr kesimin dinlenme, gezme ve sosyalleşme gibi turizm taleplerini karşılamak için ortaya çıkan helâl turizm, önemli bir turizm alanı olma yolundadır. İnanç turizminden farkı, seyahate konu olan yerin din ile herhangi bir bağlantısı olmasına gerek olmaması ve fakat yapılan faaliyetlerin dinî kabul edilen hükümler içerisinde gerçekleştirilmesidir. Zira inanç turizminde; Müslümanların İslâm ın şartlarından sayılan hac vazifelerini yerine getirmek için ya da ziyaret (Umre) için Mekke ve Medine ye yaptıkları seyahatlerde; çeşitli saiklerle kutsal mekânlara yapılan seyahatlerde ya da sohbet, konferans, sempozyum gibi toplantılar için yapılan seyahatlerde zaten İslâm dininin getirdiği emir ve yasaklara seyahatin doğası gereği uyulmaktadır. Helâl turizmde, artık günümüzde herkes için bir ihtiyaç haline gelen dinlenme amaçlı seyahatlerde de İslâmî sayılan koşullara uygun konaklama tesislerinin yapılandırılması sağlanmaktadır. Diğer bir deyişle, inanç turizmi dinsel sebeplere dayanırken helâl turizm kişisel sebeplere dayanmaktadır. İslâmî edebiyatta helâl, dinen yapılması veya yenip içilmesi yasaklanmayan, serbest bırakılan şey demektir. 4 Seyahat ise İslâmî kaynaklarda genel olarak 4 İslâmiyete göre, Allah ve peygamberinin bir şeyin helâl olduğunu belirtmesi veya işlenmesinde günah olmadığını bildirmesi, o fiilin helâl olduğunu gösterdiği gibi; o fiil veya şeyin yasaklandığına dâir bir delil bulunmaması da helâl olduğunu gösterir. Zira eşyada aslolan helâl oluşudur. Buna göre bir şey, dinin açık bir hükmüne, yasağına ve ilkesine aykırı olmadıkça helâldir, meşrûdur. Helâl kavramının, meşrû, câiz, mubah tabirleri ile yakın ilişkisi vardır. Çoğu zaman da eş anlamlı olarak kullanılmaktadır (T.C. Başbakanlık Diyanet İşleri Başkanlığı 2012).

114 Bildiriler 373 çalışma hayatının bir parçası olarak görülmektedir. Seyahat etmek daha çok ticarî ve öğrenme amaçlıdır. Günümüzde ise kavramın içeriği farklılaşmış ve bu yaklaşım, içine dinlenme ve eğlence amaçlı seyahat etmeyi de alarak genişlemiştir (Doğan 2011). Bu açıklamalardan hareketle, helâl turizm, bireylerin bulundukları yerden başka bir yere, iktisadî, toplumsal, kültürel, dinsel, eğitsel ya da bireysel amaçlarla gerçekleştirdikleri; İslâmî kurallara uygun bir şekilde en az 24 saat ya da gidilen yerde bulunan bir konaklama tesisinde bir gece konaklama yaparak gerçekleştirdikleri turistik faaliyetlerinin bütünü olarak tanımlanabilir. Helâl turizm olgusunun ortaya çıkmasının nedeni, dünya nüfusunun yaklaşık olarak % 25 ini oluşturan Müslümanların talep ettikleri turizm hizmetini alırken İslâmî saydıkları değerlere uygunluğu da gözetmek istemeleridir. Aresteh ve Eilami (2011), giderek artan tatil talebiyle birlikte, Müslüman kadın ve erkekler arasında bir eşitsizlik olduğunun gözlemlendiğini belirtmektedir. Bu cinsiyet farklılığı bağlamında ulaşım ve konaklama tesisleri de müşterilerine uygun düzenlemeler yapma yoluna gitmişlerdir. Helâl turizmin yeni bir turizm ürünü olarak ortaya çıkmasıyla birlikte, dinamik ve her geçen gün kendini yenileyen turizm endüstrisinde helâl kavramı içerisinde ürün ve hizmetlerin geliştrilmesi ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Bu durum, yeni ürün ve hizmet geliştirme olarak değil, mevcut ürün ve hizmetin uyarlanması olarak görülebilir. Bundan kasıt, bu turizm ürününü tercih eden kişilere sunulan tur paketlerinin, yiyecek ve içeceklerin ve tatil yerlerinin İslâmî inançlar ve ihtiyaçlar çerçevesinde sunmaktır. Buna örnek olarak, helâl yemek ve içeceklerin sağlanması, bazı havaalanlarında namaz vakitlerinin anaons edilmesi, 5 yıldızlı konaklama tesisleri dâhil olmak üzere odalarda kıblenin belirlenmiş olması, kadınlara ve erkeklere ayrı şekilde tasarlanmış plajlar, havuzlar ve spa merkezleri ile konaklama tesisi içerisinde kadın ve erkek müşterilere hemcins otel personelinin hizmet etmesi, cami ve mescit gibi imkanların sunulması, verilebilir (Zailani 2011). TÜRKİYE DE HELÂL TURİZM VE GELİŞİMİ Dünyada helâl turizm alanında turist çeken başlıca dört ülke Fas, Malezya, Mısır ve Türkiye dir (Scout ve Jafari 2010). Özellikle Malezya da Helâl Endüstri Gelişimi adı altında devlet tarafında yürütülen süreçle birlikte turizm endüstrisinde faaliyet gösteren işletmelerle birlikte bu işletmelerin tedarikçileri de Helâl Sertifikası almaktadırlar (Noordin vd. 2009). Bu da ülke için helâl turizm pazarında uluslararası düzeyde bir rekabet avantajı sağlamaktadır.

115 374 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi Türkiye de helâl turizm son yıllarda talebi artan bir turizm alternatifi haline gelmiştir öncesinden günümüze değişen siyasal atmosferle birlikte turizm faaliyetleri ve gelişimi incelendiğinde, Türkiye nin hemen hemen bütün turizm ürünlerinde rekabet edebilir düzeyde olduğu görülebilir (Duman 2011). Helâl turizm alternatifini çevreleyen turizm faaliyetlerinin ortaya çıkması ve gelişimi Doğan (2011) a göre Türkiye de geçtiğimiz on yılda muhafazakâr kesimin siyasal ve iktisadî olarak gelişmesi ve güçlenmesi ile ivme kazanmıştır. Bu durum ise Türkiye deki muhafazakâr kesimin oylarını alan siyasal partinin iktidar olmasının sonucunda kazanılan siyasal ve iktisadî gücün bu kesimi yönlendirmesi ve etkilemesi ile olmuştur. Bu da tarih olarak 2002 yılından günümüze doğru uzanan bir süreci işaret etmektedir. Doğan (2011), Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) nin 2002 yılından başlayarak hâlen (2012) tek başına iktidar partisi olduğu bu süreç içerisinde, helâl turizm çerçevesinde hizmet veren işletme sayılarında -kaplıca-termal otelleri ile son dönemde açılan şehir otelleri hariç- artış olduğunu ve 2002 ye kadar 5 adet olan konaklama işletmesine 2002 yılından sonra 39 konaklama işletmesi daha eklenerek günümüzde bu sayının 44 e ulaştığını belirtmektedir. Duman (2011) ise Türkiye de deniz ve termal turizmi için konaklama tesislerinin sayısını yaklaşık olarak adet ve yatak sayısının adet olduğunu; helâl turizm kapsamında ise 64 adet konaklama tesisine ait toplam yatak kapasitesi bulunduğunu belirtmiştir. Helâl turizmi tamamlayan bir diğer unsur olan seyahat işletmeleriyle konaklama işletmeleri arasındaki işbirliği bu turizm ürününün daha etkili olmasını sağlayacaktır. Böylelikle Türkiye için yaz turizmi kapsamında değerlendirilebilecek olan ve temelinde İslamî değerlerin bulunduğu yeni bir turizm ürünü, potansiyel iç ve dış müşteriler için hazır hale gelmiş olacaktır. MUHAFAZAKÂR KESİMİN TURİZM VE TATİLE BAKIŞINDAKİ DEĞİŞİM 1970 yıllarda siyasal söylemi giderek etki ve popülerlik kazanan Millî Görüş hareketi, bilindiği üzere 1973 Genel Seçimleri sonrasında Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ile bir koalisyon hükûmeti kurmuştur. Aslında bu dönem Türkiye de özellikle İzmir ve Antalya da ilk büyük turistlik tesislerin yapımının tamamlandığı ve sürdüğü bir zamandır. Bu dönemde yaşanan bir olay, muhafazakâr kesimin -özellikle klâsik Millî Görüş çizgisi- hem iktisadî yaşama bakışındaki ikili tutumu hem de turizmi nasıl algıladığını açıklamakta anahtar niteliktedir. Yukarıda bahsedilen koalisyon hükûmetinin iki bakanı, yabancı sermayeli turizm yatırımları konusunda anlaşmazlığa düşmüş ve bu olay günlerce basına yansımıştır. Her ne kadar ortaya çıkan bunalım dönemin başbakanı Bülent Ecevit in müdahalesiyle soğur gibi olsa da, yaşanan bu olay ve buna verilen tepki-

116 Bildiriler 375 ler, çalışmamızın temel savını desteklemektedir. Dönemin Ticaret Bakanı MSP li Fehim Adak, Turizm ve Tanıtım Bakanlığı tarafından hazırlanan yabancı sermayenin turizm yatırımını kolaylaştıracak ek kredi taleplerini imzalamayarak bir krize neden olmuştur. Adak, imzalamama gerekçesi olarak resmî düzeyde yaptığı açıklamalarında, teknoloji gerektirmeyen turizm yatırımları için yabancı sermayeyi gereksiz bulduğunu belirtmektedir. Buna karşın CHP li Turizm ve Tanıtma Bakanı Orhan Birgit, özellikle işletme ve pazarlama alanında yabancı yatırımcılara ihtiyaç bulunduğunu açıklamaktadır (Milliyet ). Resmî olmayan düzeydeki açıklamalarında ise MSP li bakanın çekincesinin sadece iktisadî olarak yabancı sermayeye mesafeli durmasından kaynaklamadığı görülmektedir. Zira daha önceki çeşitli açıklamalarında ve Abdi İpekçi nin konuya ilişkin yazdığı makalesinde aktardığına göre Adak, turizm etkinliğini ahlâkı bozucu bir faaliyet olarak görmektedir (İpekçi 1974). 5 Buna benzer açıklamalar ve çıkışlar 1973 yılından beri basına çeşitli şekillerde yansımaktadır. 6 Erbakan 1973 yılında kendisiye yapılan bir mülâkatta, sorulan israf olarak gördüğü harcamaların ne olduğu sorusuna, bazı turizm yatırımlarını örnek vermiştir (Milliyet ). 7 Erbakan ın ulusal kalkınmacılık ile manevî değerleri birleştiren ideolojisine güzel bir örnek teşkil eden yukarıdaki örnek, onun 1970 li yıllardaki söylemini özetlemektedir sonrası liberalizm karşıtlığı zayıflasa da benzer söylem genel hatları ile devam etmiştir. Kurucuları Millî Görüş hareketi içinde yer almış Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) nin programında turizm başlığı altındaki ifadeler, hem içerik hem de 5 Abdi İpekçi MSP, Turizm ve Beliren Kuşkular adlı makalesinde, yukarıdaki olaya atıfla Ticaret Bakanının kararnameyi imzalamamasına ilişkin Turizm döviz getiriyor ama ahlâk da götürüyor. Ben ahlâkı para ile satmam dediğini vurgulamaktadır (Milliyet ). Yine aynı günlerde Vakıflar Genel Müdürlüğünün kendisine bağlı olduğu MSP li Devlet Bakanı Süleyman Arif Emre, Vakıflara ait binaların otel, eğlence yeri, içkili lokanta ya da kafeterya olarak kullanılmasını yasaklayan bir genelge yayımlamıştır (Milliyet, ). 6 Burada şunu eklemekte fayda vardır ki MSP den önce muhafazakâr oyların gittiği parti olan AP nin temsilcilerinin bakış açısının MSP den daha farklı olduğu söylenebilir. Örneğin, AP Senatörü Mustafa Develi, Bakan Fehim Adak ın turizm ahlâkı götürür şeklindeki değerlendirmelerini eleştirerek Turist hiçbir zaman ahlâk götürmez, medeniyet getirir şeklinde bir konuşma yapmıştır (Milliyet ). 7 Meselâ, Ürgüp de musluğundan şarap akan otel yapıldı. Halbuki Ürgüplünün ayağında ayakkabı yok. Biz önce Ürgüplünün ayakkabısını temin edecek fabrikalara öncelik verilmesini düşünüyoruz ( ) Antalya da turistik bir yol var. Belki milyon lira *1973 Bütçesi 67 Milyar TL dir (BÜMKO ).+ harcanmıştır. Alanya istikametine giden yol. Aynı Antalya da köylünün her sene 100 milyon lira ziraî mahsulünün taşındığı bir vadi var. Yol diyemeyeceğim ona ( ) burada gün geçmiyor ki kamyon devrilmesin. Biz MSP olarak önce iktisadî kalkınmaya ait bu yolu yapacağız ( ) Bugün turizm yatırımlarından elde etmiş olduğumuz gelir, yol ve fabrikalarımıza harcandığında *karşılatıldığında olacak+, iki gelir karşılaştırılsa turizmden elde edilen gelir çok cüzidir. (Milliyet ).

117 376 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi üslûp olarak Millî Görüş çizgisinden hayli uzaktır. Türkiye nin turizm potansiyelinin tamamını turizmin hizmetine sunmak için bilinçli çalışma yapılması gerektiğini düşünen AK Parti, Türkiye de turizm gelirlerinin artırılması ve turistik bölgelerin çeşitlendirilmesini dünyadaki iktisadî, toplumsal, kültürel gelişmelerin yakından izlenmesine ve turizm potansiyelimizin etkin bir biçimde tanıtımıyla mümkün olacağını vurgulamaktadır (AK Parti Programı). 8 Başta Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, birçok AK Partili yetkilinin konuşmaları incelendiğinde turizme önemli bir iktisadî etkinlik olarak baktıkları görülebilir. Bunun en belirgin iddialı örneği ise 2011 Genel Seçim çalışmaları için açıklanan 2023 Hedefleri dir. Buna göre bugün için (2011) yıllık 28,5 milyon olan turist sayısı 50 milyona, 22 milyar dolar olan turizm gelirini de 50 milyar dolara çıkarılması plânlanmaktadır (AK Parti Hedefler). Artık turist ve turizm geliri istenemeyen bir öğe değil, tam tersine teşvik edilmesi gereken bir alandır. Bu zihniyet dönüşümü muhafazakâr kesimin tatil olgusuna bakışında da gözlemlenmektedir li yıllarda sayıları hızla artan muhafazakâr kesime hitap eden turistik tesislerin (restoran, kafeterya, otel) hem kalite hem de çeşitlilik bakımından farklılaştıkları da bir gerçektir. Bir başka çalışmanın konusu olmakla beraber, bu gelişmenin muhafazakâr kesim içindeki bir ayrışmaya tekabül ettiği söylenebilir. Millî Görüş içindeki parçalanma sonrası ortaya çıkan AK Parti, yukarıda -bu adlandırma sorunlu da olsa- Müslüman Kalvinistler benzetmesindeki vurguya tekabül etmektedir. 9 Batılı bir yaşam tarzı örneği olan tatil ve dinlence artık muhafazakâr kesim için de ihtiyaç hâline gelmiştir. Bununla kalmamış, muhafazakâr kesimin tatil talebi farklılaşmıştır. Daha önce eleştiri unsuru olan 5 yıldızlı oteller artık varlıklı muhafazakâr kesimin talep listesine gir- 8 Bu programa göre yapılması gerekenler Türkiye deki merkez partilerinden pek farklı değildir. Buna göre; - Turizm sektörünün kurumsal ve yasal altyapısı iyileştirilecektir. - Turizmde ürün çeşitliliğini artıran, öncelikleri saptayan, yerel inisiyatifin katkısını sağlayan, ülkemizdeki turizm envanterini çıkartan ve değerlendiren, yerel tanıtım için projeler geliştiren Turizm Master Planı mesleki örgütlerle işbirliği yapılarak hazırlanacaktır. - Turizmin, mevsimlik ve coğrafi dağılımını iyileştirmek ve dış pazarlarda değişen tüketici tercihleri dikkate alınarak potansiyel alanlar oluşturmak amacıyla kış, dağ, yayla, nehir, termal, sağlık, inanç, yat, kongre, fuar ve üçüncü yaş turizmini geliştirecek politikalar üretilecektir. - Kongre ve fuar turizminin yaygınlaşması için fuarcılık şirketlerine ve seyahat acentelerine gereken destek verilecektir. - Kültürel ve tarihi miras yönünden zengin bir potansiyele sahip olan değişik bölgelerimizde özelliklerine göre iç ve dış turizmin geliştirilmesi desteklenecektir (AK Parti Programı). 9 Bu ifade, ilk kez European Stability Initiative (ESI) adlı çok uluslu düşünce kuruluşunun 2005 yılında yayımladığı İslami Kalvinistler. Orta Anadolu'da Değişim ve Muhafazakarlık adlı Kayseri şehri üzerinden AK Parti yi çözümleyen raporda geçmiş ve bir süre kamuoyunda tartışılmıştır (ESI ).

118 Bildiriler 377 miştir. Bunun en iyi örneği şu günlerde reklamları çokça dönen Caprise Gold İstanbul adlı 7 yıldızlı olduğu öne sürülen ultra lüks otel projesidir (Caprice Gold Otel 2012). SONUÇ Türkiye de turizm hizmetlerini talep eden kesimler yakın geçmişe kadar kentli, Batılı kültürel değerlere sahip, belli bir iktisadî gücü olan bir görünüm sergilemekteydi. Muhafazakâr kesim ve bunların temsilcileri turizm etkinliklerine ve tatil olgusuna eleştirel durmuş ve bunları kültürel açıdan olumsuz olarak algılamıştır. Muhafazakâr kesimin ticaret ve sanayi alanında faaliyet gösteren üyeleri, halefleri gibi modern yaşam tarzına uzak durmamıştır. Aksine, Batılı kurumları belli noktalarda kendilerine göre yeniden düzenleyerek, bu kurumlarla olan ilişkilerini tesis etmişlerdir. Bu yeniden düzenlemenin izlenebileceği kurumlardan biri de turizmdir. Turizme bakış açısı aynı zamanda muhafazakâr kesimdeki farklılaşmanın izlenebileceği bir turnusol kâğıdı olarak algılanabilir. Yukarıda temel bazı özellikleri zikredilen bu grup, muhafazakâr değerleri yeniden üretirken aynı zamanda eski muhafazakârların benimsemediği -hattâ açıktan tavır aldığı- turizm gibi olguları da kendi yaşamlarına uyarlamaktadır. Bu yeniden düzenlemenin turizm açısından görünür olduğu alan helâl turizm uygulamalarıdır. Dünyada ve Türkiye de hızla artan bir talebi olan helâl turizm, İslâmî muhafazakâr kesimin tatil ihtiyacına bakışındaki değişimin küresel bir olay olduğunu da göstermektedir. Kısaca, turizm ve tatil olgusuna bakış, Türkiye örneğinde muhafazakâr kesimdeki farklılaşmanın ve değerler sistemindeki değişimin göstergelerinden biri olabilir. Ancak helâl turizm faaliyetlerinin sosyolojik çözümlemesi için hâlen yeterli çalışma bulunmamaktadır. Mevcut çalışmalar helâl turizmi betimleyici niteliktedir. Bundan sonraki süreçte, helâl turizme ait saha çalışmaları araştırmacılar için bâkir bir alan olarak değerlendirilebilir. KAYNAKÇA Ağaoğulları, M. A. (1998). Aşırı Milliyetçi Sağ. İçinde I. C. Schick I. C. ve Tonak E. (Derleyenler), Geçiş Sürecinde Türkiye, İstanbul: Belge Yayınları. AK Parti Hedefler, ( ). AK Parti Programı, ( ). Arasteh M., Eilami R.M. (2011), The Role of Religion and Islam in the Tourism Industry of Iran, (March 1, 2011). Available at SSRN: ( ). Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü (BÜMKO), BelgeGoster.aspx?F6E10F CFFA79D6F5E6C1B43FF6CB60B44B4D43F98. ( ).

119 378 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi Caprice Gold Otel, ( ). Doğan, M. (2011). Türkiye de İslami Turizmin Gelişimi: İçinde Şiriner İ., Morady F., Mika J., Aydın, M., Koç, Ş. A., Kapucu, H. ve Doğan, E. (Editörler.), Political Economy, Crises and Development, İstanbul: IJOPEC Publication Duman, T. (2011), Value of Islamic Tourism Offering: Perspectives from the Turkish Experience, World Islamic Forum (WITF 2011), Organized by Global Islamic Tourism Organization (GITO) and International Institute of Advanced Islamic Studies (IAIS), Seri Pacific Hotel, Kuala Lumpur, Malaysia. Erbakan, N. (1970). İslam ve İlim. İzmir: İstiklal Matbaası. European Stability Initiative (ESI), documentid=70, ( ). Güzel, Ö.F. (2010), Turistik Ürün Çeşitlendirmesi Kapsamında Yeni Bir Dinamik: İnanç Turizmi, Süleyman Demirel Üniversitesi Vizyoner Dergisi, 2 (2): İpekçi, A. MSP, Turizm ve Beliren Kuşkular, Milliyet Gazetesi. ( ). Nooridn N., Noor N.L.M., Hashim M., ve Samicho Z. (2009). Value Chain of Halal Certification System: A Case of the Malaysia Halal Industry, European and Mediterranean Conference on Information Systems, July Crown Plaza Hotel, İzmir, Oral S. (2005). Otel İşletmeciliği ve Verimlilik Analizleri. Ankara: Detay Yayıncılık, 5.Baskı. Scott N, Jafari J. (2010). Introduction: Islam and Tourism. İçinde Scott N, Jafari J. (Editörler), Tourism in the Muslim World. Bingley, UK: Emerald Group Publishing., T.C. Başbakanlık Diyanet İşleri Başkanlığı (2012), Helâl, dy/dinibilgilerdetay.aspx?id=1884, ( ). T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı (2007). Türkiye Turizm Stratejisi: (2023) ve Türkiye Turizm Stratejisi Eylem Planı ( ), T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, Yayın no: 3085, Ankara. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı (2011). İnanç Turizmi, ( ). Toprak, B. (1998). Dinci Sağ. İçinde I. C. Schick I. C. ve Tonak E. (Derleyenler). Geçiş Sürecinde Türkiye, (ss.), İstanbul: Belge Yayınları. Usal A. ve Oral S. (2001), Turizm Pazarlaması, İzmir: Kanyılmaz Matbaası, Birinci Basım. Yavuz, H. (2004). Millî Görüş Hareketi. İçinde Aktay, Y. (Derleyen), Modern Türkiye de Siyasî Düşünce Cilt: 6. İstanbul: İletişim Yayınları. Yılmaz, L. (2009). Türk Siyasal Yaşamında Avrupa nın Konumlanması Açısından Kritik Bir Eşik: Dönemi. (Yayımlanmamış Doktora Tezi). İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü. Zailani S., Omar A. ve Kopong S. (2011). An Exploratory Study on the Factors Influencing the Non- Compliance to Halal among Hoteliers in Malaysia, International Business Management, 5(1): 1 12.

120 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi: , Nisan 2012, Kemer, Antalya, Bütün hakları saklıdır ISBN: Deniz, Doğa ve Kültürel Turizmin Kesiştiği Yeni Bir Destinasyon: Kıyıköy örneği Özlem TAN T. C. Namık Kemal Üniversitesi, Saray Meslek Yüksek Okulu E-posta: ÖZ Kıyıköy Kırklareli nin Vize ilçesine bağlı, tarihi ilk çağa kadar uzanan bir beldedir. İstanbul a 164 km, il merkezine 92 km, ilçe merkezi Vize ye 38 km uzaklıktadır. Belde, tarihi varlıkları, Istrancaların bağrından kopup gelen akarsuların yeşile boyadığı zengin doğası, yürüyüş mesafesi kadar uzaklıkta falezler oluşturan girintili çıkıntılı kıyıları arasında keşfetmeye hazır koyları, Karadeniz in ve akarsuların sunduğu lezzetli balıklarıyla tatilcilerin yeni gözdesi olmuştur. Beldenin bilinen en eski adı Salmydessos dur. Pırıltılı, kutsal güzel yer anlamına gelir. Kıyıköy aynı zaman da kültürel ve tarihi zenginliğe sahip bir beldedir. Terleyen Heykel diye mucize yarattığına inanılan Aziz Nikola ya ait manastır burada bulunmaktadır. Kıyıköy, son yıllarda özellikle hafta sonu gezileri için birçok tur şirketinin programında yer almaktadır. Doğa, Deniz ve Kültürel olarak zengin bir içerikle donatılmış olan Kıyıköy yeni bir turizm destinasyonu olarak ortaya çıkmaktadır. Anahtar Sözcükler: Kıyıköy, Yeni bir destinasyon, Deniz, Doğa ve Kültürel Turizm GİRİŞ Turizm potansiyel olarak var olduğu yerlerin ekonomisinde ve tanınmasında önemli bir etkiye sahiptir. Eskiden belirli yerler, denizin ve güneşin hakim olduğu turizm destinasyonları olarak bilinmekteydi. Fakat, bu bilinen turizm yerleri dışında ülkemizin oldukça fazla deniz doğa, kültürel, tarihi potansiyeli vardır. Bu potansiyeller keşfedilmeye başlanmıştır. Bu yeni deniz, doğa, tarih ve kültürel turizm potansiyeli yerlerinden biri de Kırklareli ne bağlı olan Kıyıköy beldesidir. Bu bildiride Kıyıköy ün deniz, doğa, tarih ve kültürel yönden oldukça zengin turizm potansiyelleri incelenmiştir. YÖNTEM Bildiri hazırlanırken, Kıyıköy ile ilgili yazılmış kitap, dergi, broşür gibi dokümanlardan yararlanılmıştır ve internet sitelerinden yararlanılmıştır. Araştırmada önce Kıyıköy tanıtılmıştır. Sonra turizm değerleri ele alınmıştır. Ayrıntıya yakın bir şekilde değerlendirilen turizm potansiyelleri ile ilgili bir sonuca varılarak bazı önerilerde bulunulmuştur.

121 380 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi KIYIKÖY ÜN COĞRAFİ KONUMU VE ULAŞILMASI Kıyıköy, Kırklareli nin Vize ilçesine bağlı bir Marmara Bölgesinde şirin bir beldedir. İstanbul a 164 km, Kırklareli ne 92 km, İlçe merkezi Vize ye ise 38 km uzaklıkta yer alır. Özel araçla İstanbul üzerinden çıkış yapanlar Edirne yönüne doğru giderken Çerkezköy ayırımını kullanarak geldikleri Vize yi geçtikten sonra, ağaçlı bir yoldan Kıyıköy e varacaklardır. Aynı zamanda Saray üzerinden de Kıyıköy e varılabilinir. Karadeniz e egemen, kayalık bir zemin üzerinde bulunan Kıyıköy, tarihi ilk çağa uzanan bir balıkçı beldesidir. Belde, tarihi varlıkları, Istrancaların bağrından kopup gelen akarsuların yeşile bezediği zengin doğası, ancak yürüyüş mesafesi kadar uzaklıktaki falezler oluşturan girintili ve çıkıntılı kıyıların arasında koyları Karadeniz in ve akarsularının sunduğu lezzetli balıklarıyla tatilcilerin gözdesi olmaktadır (Anonim 2005a). Fotoğraf 1 KIYIKÖY ÜN TARİHİ Kıyıköy bir ilk çağ kasabasıdır. İlk adı Salmydessos tur. Pırıltılı, kutsal, güzel yer manasına gelmektedir. Tarihçi ve dil bilimcilere göre M.Ö 400 lü yıllarda Helenler bu bölgeye Bal yiyenlerin yurdu ve Darı yiyenlerin yurdu demişlerdir (Karaçam, 1995: 631). Çünkü bu yörede yaşayan Trak boyları da bu isimlerle anılıyordu. M.Ö 500 lü yıllarda Pers İmparatoru Darius un orduları önün-

122 Bildiriler 381 de Anadolu dan Balkanlar a doğru kaçan Lidyalı larca yerleşim olarak kurulduğu düşünülmektedir. Adı burayla anılan en önemli kişilik ise, tarih sahnesine Roma yı yakan adam olarak geçecek, Trakya valisi iken Kıyıköy e sayfiyeye gelen Neron dur. Nitekim Roma İmparatoru Neron M.S 38 yılından önce bir ara Trakya da görevli iken Kıyıköy de kalmıştır. Roma ve Bizans dönemlerinin izlerini bugün bile Kıyıköy de görmek mümkündür. İmparator Jüstinyen döneminde yapılan ve hala ayakta duran surlar, buranın bir kale-kent olarak da çok önemli görüldüğüne işaret eder (Kıyıköy Belediyesi İnternet Sitesi). Tarih içerisinde Kıyıköy ün çok görkemli bir geçmişi vardır. Bir ticaret, kültür ve sayfiye yeri olarak hükümdarların, kral ve prenslerin hep ilgisini çekmiştir. Yönetim merkezleri olarak Vize yi seçen Roma ve Bizans kral ve prensleri, bir sayfiye yeri olarak Kıyıköy ü hep önemsemişlerdir. Hatta Osmanlı döneminde, Istrancalardaki av partileri sonrasında dinlenmeye çekildikleri yer olarak Kıyıköy den sıkça bahsedilir. Kıyıköy ün eski adı Midye dir. O dönemler Rum ve Bulgar nüfusun da ağırlıklı yaşadığı bölgeye mübadele sonrasında denizciliği iyi bilen Selanik göçmenleri yerleştirilir. Midye nin isminin yabancı kökenli olduğunu düşünenler, belde nin deniz kıyısında bulunduğunu dikkate alarak, yere Kıyıköy demişlerdir. Evliya Çelebi 1650 li yıllarda Kıyıköy den geçerken gördüklerini Seyahatnamesinde şöyle anlatmaktadır: Beşyüz evi olup, Hıristiyanı çoktur. Vakıf bir yerdir. Askerler tarafından korunmaktadır. Cami, hanı, hamamı, kilisesi ve Rum evleri vardır. Buradan batıya, Karadeniz kıyısı boyunca gidip Aya Pavya limanına geldik. Burası subaşı, kahya ve bostancılarındır demiştir (Karaçam 1995: 636). KIYIKÖY ÜN DENİZ ve DOĞA TURİZMİ POTANSİYELİ Karadeniz e egemen, kayalık bir zemin üzerinde bulunan Kıyıköy, tabiat harikası iki doğal sit arasında bulunmaktadır. Kuzeyindeki koya Papuçdere, güneyindeki koya ise Kazandere akmaktadır. Bu derelerde alabalık, kefal ve sazan balıkları avlanabilmekte, motorla veya kayıkla gezinti yapılabilmektedir. Papuçdere ile deniz arasında dar, uzun ve temiz bir kumsal bulunmakta ve burada yazın kamp kurulabilmektedir. Kıyıköy ün deniz suyu sıcaklığı derece arasında değişmektedir (Anonim 2003). Karadeniz in kıyısında şirin bir sahil beldesi olan Kıyıköy, özellikle temiz, berrak ve ışıltılı denizi ve altın sarısı kumsalı ile dikkati çekmektedir. Yaz sezonu açıldığında başta yerli olmak üzere son yıllarda da yabancı turistlere ev sahipliği yapan yeni bir deniz ve doğa destinasyonudur. Kıyıköy e en fazla yerli turist İstanbul dan gelmektedir. Denize girecekler için Kıyıköy ve civarında birçok

123 382 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi seçenekler mevcuttur. Hemen beldenin iki yanında yer alan kumsallarda denize girilebildiği gibi, özellikle kamp-karavancıların daha çok tercih ettikleri Selvez, Panayır iskelesi vardır. Denizi, dereleri ile adeta kurtarılmış bir bölge olan Kıyıköy de Papuçdere de kano ile tur atılabilir. Papuçdere ve Kazandere nin kıvrımlı akması sonucu dere boylarında da yer alan kumsallar ayrıca ilgi çeken yerlerdendir. Bu dereler ayrıca Kıyıköy ü adeta bir yarımada görünümüne kavuşturmaktadır ( Erişim Tarihi 14 Aralık 2011). Kıyıköy de son yıllarda doğa ve deniz severler tarafından sıkça ziyaret edilmesi sonucunda fazla lüks olamasa da otel, motel ve pansiyon yapılmıştır. Aynı zaman da Pansiyonculuk, ve motelcilik hane halkının önemli geçim kaynaklarından biri olmuştur. Kıyıköy de Genç Otel, Sıla Otel Midye Pansiyon, Hülya Pansiyon, Gök pansiyon, Yakamoz Motel, Deniz Feneri Motel, Sahil pansiyon, Deniz pansiyon, gibi 20 ye yakın konaklama imkanı mevcuttur Aynı zamanda çadır kampı turizmi de her geçen sene artış göstermektedir. Kıyıköy ün en önemli geçim kaynaklarından biri olan balıkçılık yerli turistin özellikle hafta sonları sırf balık yemek için buraya gelmesine neden olmaktadır. Zengin balık kaynaklarına sahip Kıyıköy de deniz manzaralı restoranlarda turistler aynı zamanda zevkli bir balık ziyafeti yapmaktadırlar.kıyıköy de Yakamoz, Liman, Kartal, Marina, Palaz, Köşk, Deniz Feneri, Yaprak gibi restoranlarında bu keyif yapılabilinir (http.// Erişim Tarihi 20 Aralık 2011). Bölge tamamen ormanlarla çevrili olduğu için dağları çiçekler ile bezenmiş ve doğası bozulmamış olan Kıyıköy e doğa yürüyüşleri, avcılık ve fotoğraf amaçlı birçok tur düzenlenmektedir. Aynı zamanda doğa ve kültür turları kapsamında Kıyıköy, hafta sonları için birçok yerel tur şirketinin Edirne-İğneada-Kıyıköy turu kapsamına alınmıştır. Fotoğraf 2

124 Bildiriler 383 Kıyıköy Turizm Bakanlığı nın Eylem Planı kapsamına da girmiştir. Bu eylem planı kapsamında 10 yeni turizm yerinin araştırma ve planlama çalışmaları yapılıp tamamlanacaktır. Önerilen bu 10 turizm yerlerinden biri de İğneada- Kıyıköy Eko-Turizm Kentidir (Duman 2007). Kıyıköy Belediyesinden alınan bilgilere göre 2010 yılında Kıyıköy ün toplam resmi nüfusu 2077 kişidir. Yaz aylarında ise Haftalık dönüşümlü gelenlerle sayı , günübirlik gelenler ile sayı e çıkmaktadır. Kıyıköy aynı zamanda sanatsal bazı etkinliklere mekan olmaktadır. Örneğin 1996 yılında Kubat Esme Deli Rüzgar şarkısına klibi Aya Nikola Manastırı ve Belediye plajında çekmiştir. Yine Emre Aydın Hoşça Kal adlı şarkısına klibini Kıyıköyde çekmiştir yılında çekilen İçimdeki Sessiz Nehir adlı sinema filmi burada çekilmiştir. Arka Sıradakiler adlı dizinin bir bölümü ve Bir Kadın Bir Erkek adlı dizinin 44.bölümü Kıyıköy ve civarında çekilmiştir. Fotoğraf 3 Fotoğraf 4

125 384 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi Fotoğraf 5 Fotoğraf 6 Fotoğraf 7 Fotoğraf 8

126 Bildiriler 385 KIYIKÖY ÜN SUNDUĞU BAŞKA BİR DOĞA VE DENİZ TURİZMİ ALTERNATİFİ: KASTROS Kıyıköy ün güneyinde, Karadeniz kıyısında Tekirdağ ili sınırları içerisinde bulunan yaz turizminde çevre illerde oturanların sıkça gittiği başka bir sayfiye yeridir. Kastros Hellence de Kutlu, Güzel Akarsu veya Kutlu Dere anlamına gelmektedir. Burada denize dökülen suyu oldukça bol bir akarsu bulunmaktadır. Hellenler bu suyu kutsamışlar ve güzel su anlamına gelen Kastros demişlerdir. Kıyıköy e 18 km, Kırklareli ne 85 km, İstanbul a 223 km mesafede yer alan Kastros Plajları, 500mt uzunluğunda, 200mt genişliğinde bir alanı kaplamaktadır. Denizi berrak, sahili ince kumlu ve yer yer kayalık bir yapıya sahiptir. Plajın kuzeyi ve güneyi ormanla kaplı olup, deniz suyu sıcaklığı yaz aylarında 26 dereceyi bulmaktadır. Ormanların içinden gelip plaj içinden Karadeniz e dökülen Bahçeköy Deresin den kayalıklarla orman içine kadar geziler düzenlenmektedir. Trakya nın doğal olarak yetişen tek karaçam ormanlarına sahip alandır. Orman eko-sistemi ve başta karaca olmak üzere çeşitli hayvan ve bitki türlerinin yaşadığı eşsiz bir tabiat parçası özelliği göstermektedir. Kastros da doğa ve deniz turizmi bakımından ümit vaat etmektedir. Bu yüzden buraya da Turistik amaçlı moteller açılmaktadır (Anonim 2005a). Fotoğraf 9 Fotoğraf 10

127 386 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi KIYIKÖY ÜN KÜLTÜREL VE TARİH TURİZM POTANSİYELİ Kıyıköy Kalesi Kıyıköy Kasabası nı önemli oranda kuşatan, Bizans Dönemine (6. yy.) ait, Jüstinyen devrinde yapılmış bir kaledir. 9 ve 10. yüzyıllarda tamir gördüğü üzerindeki harçtan anlaşılmaktadır. Kale, güneyde Kazandere, kuzeyde ise Pabuçdere arasında denize doğru uzanan bir yamaçta kurulmuştur (Anonim 2010). Kalenin batı cephesi düz araziye inmektedir. Doğu cephesi ise zemine kadar tahrip edilmiştir. Yıkılmayan yerlerinden surların kesme muntazam taşlarla kaplı, içinin moloz dolgu olduğu anlaşılmaktadır. Bu bölümde duvar kalınlığı 2.20 m, yükseklik ise 2.50 metre dolayında korunmuştur. İkinci kapının yanındaki surların yüksekliği 5 metreyi bulur. İkinci burç bugün mevcut değildir. Buradaki surlar 6 metreye kadar yükselmektedir. Güney surlarının güneyinde gizli kapısı olup, kaleden bu kapıya 180 basamak merdivenle inilir. Saray kapısı bugüne kadar iyi korunmuştur. Tuğla üzerine kesme blok taş kaplamadır. Üçüncü burçtan altıncı burca kadar 13 metre genişliğinde bir müdafaa hendeği vardır. Vize kapısı, taş ve tuğla hatıllarla örülmüş, Kültür Bakanlığı İstanbul Müdürlüğü tarafından 1991 yılında restore edilmiştir. Kıyıköy e gelenler tarihi özelliği olan bu kaleyi de ziyaret etmektedirler (Karaçam, 1995: 636). Fotoğraf 11 Aya Nikola Manastırı Aya Nikola Manastırı, M.Ö 6. yüzyıl da yapıldığı saptanmış olan bir Bizans mimarlık örneğidir. Kıyıköy ün 4 km kuzeybatısında bulunmaktadır. Tümüyle kayalara oyularak yapılmış olan Manastır, kutsal ayazma, kilise, imaret ve mezar bölmelerinden oluşan bir komplekstir. Aya Nikolaus 4. Yüzyılda yaşamış, bir azizdir. Hıristiyan azizlerin adlarını kilise ve manastırlara vermek bir gelenektir. Bu manastırında 6.yüzyılda Aya Nikolas anısına Bizans İmparatoru Jüstinyen zamanında yaptırıldığı saptanmıştır.

128 Bildiriler 387 Tahminlere göre Hıristiyanlığın serbest bırakılmasından sonra kayalara yapılmış böyle büyüklükte ve görkemde bir manastır bulunmamaktadır. Zemin kat kilise ve ayazmadan, üst kısım ise keşiş (papaz) odalarından oluşmaktadır. Kiliseden ayazmaya merdivenle inmeye bir yer bulunmaktadır. Odalar zamanın modasına uygun biçimde motiflerle süslenmiştir. Fakat bu motifler zaman içerisinde yıpranmış hatta bazıları yok olmuştur. Manastırda bir de Aya Nikola nın heykeli bulunmaktaymış, fakat bu heykel Ruslar ya da Bulgarlar tarafından 1878 yada 1912 yılında alınıp götürülmüştür. Hıristiyan dünyası bu heykelin mucize yarattığına inanır ve heykel için Terleyen ya da yaratan heykel derlerdi. Heykelin terlemesi ona inananlarda mucizevi bir değişikliğin meydana geldiği duygusunu yaratıyordu (Karaçam, 1995: ). Fotoğraf 12 Aya Nikolas Manastırı geçmişte Şifa yurdu gibi kullanılırdı. Ruhi durumu ve inancı zayıf olan Hıristiyanlar burada tedavi olurdu. Bir de delikli taş vardı, dileyenler ne muratları varsa onu elde edeceklerine inanırlardı. Hıristiyan inanışlarına göre yoksulluk erdemini arayan yeni inanmış bir Hıristiyan, bir topluluğa girerken, tüm bireysel mal, mülk ve varlık düşüncesinden vazgeçiyordu. Manastırlarda kendilerinin elde ettikleri ürünlerle geçinmekteydiler. Zanaat ve sanat öğreniyorlardı. Kıyıköy Manastırı da böyleydi (Karaçam, 1995: ). Bugün Papuçdere olarak anılan dere boyunda tarım, bağ ve bahçe işleriyle uğraşıyorlardı. Aya Nikola Manastırı 1992 yılında Kültür ve Tabiat Varlıkları Kurulu tarafından tarihi eser kapsamında koruma altına alınmıştır (Anonim 2005b). Ayrıca Kıyıköy merkezinde yer alan tarihi evler de ilgi çekmekte ve ziyaret edilmektedir (Duman, 2007).

129 388 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi Fotoğraf 13 SONUÇ Denizin, tarihin, yeşilin ve mavinin buluştuğu İstanbul un yanıbaşında Karadeniz sahilinde yer alan Kıyıköy, temiz havası, mimari dokusu, eşsiz güzellikteki doğası, leziz deniz ürünleri ile son yıllarda yeni bir turizm beldesi olarak dikkat çekmektedir. Trakya nın bir efes borusu olan Kıyıköy, Ağva yı anımsatan dereleri ile özellikle hafta sonları İstanbulluların gözdesi olmuştur. Başta Aya Nikola Manastırı olmak üzere tarihi yapıları tarih ve kültür turizmi bakımından Kıyıköy e önemli bir katkı sağlamaktadır. Yılın dört mevsimi çok sayıda yerli ve yabancı turistin yanı sıra fotoğrafçılar tarafından da vazgeçilmez yerlerden biri olmuştur. Kıyıköy tekne gezileri, derelerde balık tutma, piknik yapma, denize yüksekten bakan balık restoranlarda günlük deniz ürünlerinin lezzetini tatma, güneşin denizden doğmasını seyretme olanaklarıyla da talep gören bir yerdir. Kıyıköy merkezde yer alan tarihi evler de bir o kadar ilgi çekicidir. Kıyıköy, son yıllarda özellikle hafta sonu gezileri için de bir çok tur şirketinin portföyünde yer almaktadır. Aynı zamanda eşsiz doğası ile sanatçıların şarkıları için klip mekanı olmaktadır. Kıyıköy ün turizm potansiyeli nin daha da geliştirilmesi için; Doğa yürüyüşleri sırasında katılanlara çeşitli etkinlikler sunulabilinir ve böylece doğa yürüyüşleri için ayrılan alanlar yaşanılan bir mekan halini alabilir. Tur programları çerçevesinde farklı alternatif ve aktiviteler sunulabilinir. Kıyıköy ün tanıtımı yerel otoriteler tarafından daha etkin bir şekilde yapılmalı. Halk Eko-Turizm konusunda bilgilendirilmelidir. Ve aktif rol alması sağlanmalıdır.

130 Bildiriler 389 Özellikle Kamp turizmi için gelenlerin çevreye atıkları ile zarar vermemesi için gerekli önlemler alınmalıdır. Fotoğraf çekme açısından uygun nitelikler gösteren yerler için tanıtım broşürleri hazırlanabilir. Hane halkının yöresel bazı ev yapımı ürünlerin yol kenarlarında satılması teşvik edilebilinir. (Örülerek yapılmış ürünler, tereyağı, reçel, bal vb) Hane halkına turizm ile ilgili kurslar verilebilinir.(yabancı dil, pazarlama vb) Doğanın sanayileşme ile kirlenmesine engel olunmalıdır. Ziyaretçilerin hobi etkinliklerinde rahatça bulunmaları için uygun koşullar sağlamak. (Fotoğraf çekme, resim yapma) Suyun rekreasyonel amaçlı etkin kullanımına yönelik yerel halka bilgi verme. (Balık tutma, yüzme, yelken sörf) KAYNAKÇA Anonim, (2003). Kırklareli Rehberi. Kırklareli: Kırklareli Valiliği. Anonim, (2005a). Karadeniz Sahili İğneada, Kıyıköy, Kastros. Kırklareli: İl Kültür Turizm Müdürlüğü Yayını. Anonim, (2005b). Kırklareli Müzesi ve Arkeolojik Kazılar. Kırklareli: İl Kültür Turizm Müdürlüğü Yayını. Anonim, (2010). Tarihi ve Doğal Değerleri ile Kırklareli. İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları. Duman, Ç. (2007). Kırklareli İli Vize İlçesi Kıyıköy Beldesi Toplumsal Yaşamı Üzerine Bir İnceleme (Basılmamış Yüksek lisans Tezi). İstanbul: Yıldız Teknik Üniversitesi. http.// (20 Aralık 2011) (14 Aralık 2011) Karaçam, N. (1995). Efsaneden Gerçeğe Kırklareli. Kırklareli: Varan Kitabevi.

131 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi: , Nisan 2012, Kemer, Antalya, Bütün hakları saklıdır ISBN: Doğrusal Spline Regresyon ile Turizm Talebinin Analizi Erkan OKTAY T. C. Atatürk Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonometri Bölümü E-posta: Emrah TALAŞ T. C. Atatürk Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonometri Bölümü E-posta: Ömer ALKAN T. C. Atatürk Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü E-posta: Kübra ELMALI T. C. Atatürk Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonometri Bölümü E-posta: ÖZ Spline regresyon modelleri işletme, ekonometri, tıp ve ziraat gibi birçok alanda kullanılmaktadır. Doğrusal ve yüksek dereceli regresyon modelleri ile açıklanamayan verilere spline regresyon modellerin uygulanmasıyla etkili sonuçlar elde edilir. Bu çalışmada, yılları arasında Türkiye deki turizm talebi doğrusal spline regresyon modeli ile incelenmiştir. Turist sayısı dağılımına bakıldığında turizm talebi yaz aylarında daha fazlayken kış aylarında düşük seviyededir. Turist sayılarının maksimum ve minimum olduğu noktalar düğüm noktası olarak alınmış ve bu noktalara göre doğrusal spline regresyon modeli kurulmuştur. Anahtar sözcükler: Spline Regresyon, Düğüm Noktası, Turizm Talebi GİRİŞ Turizm başlangıçta insanların gezme ve başka yerler görme merakından doğmuş, özellikle II. Dünya Savaşı ndan sonra hızla gelişmiş, daha geniş kitlelere ve uzak mesafelere yayılmıştır. Günümüzde parasal ve toplumsal bir olay haline gelen turizmin yarattığı ekonomik ve politik etkiler, ülke ekonomilerinde ve özellikle uluslararası ekonomik ve politik ilişkilerde önemli sonuçlar doğurmaktadır (Aktaş 2005: 163). Turizm sektörünün, yeni istihdam olanakları yaratarak

132 Bildiriler 391 işsizliğin azaltılmasında ve ülkeye döviz geliri sağlanmasında önemli faydaları bulunmaktadır (Soysal ve Ömürgönülşelen 2010: 128). Bir ülke ekonomisi için turizm bir kazanç kaynağı ve döviz girdisi sağlayan olay olarak ne kadar önemli ise, bölgeler arası ekonomik dengesizliğin giderilmesi, tarım, ulaştırma, hizmetler ve diğer turizmle doğrudan ve dolaylı olarak ilgili bulunan ticari faaliyetlerin canlılık kazanması ve üretimin artırılması gibi parasal olmayan etkileri de o derece önemlidir (Çuhadar vd. 2009: 100). Türkiye nin aktif dış turizmi özellikle 1980 lerden itibaren önemli bir gelişme göstermeye başlamış ve ülke ekonomisine çok büyük katkı sağlayan gelir kaynaklarından biri durumuna gelmiştir (Çımat ve Bahar 2003: 2). Kitle turizmine yönelik yatırımların başlangıç tarihi 1982 dir yılında çıkarılan 2634 sayılı Turizm Teşvik Kanunuyla birlikte turizm yatırımları hızla artmaya başlamış ve buna bağlı olarak Türkiye ye gelen turist sayısının artışıyla birlikte turizm gelirlerinin GSMH içindeki payı da artmıştır (Akış 2003: 38-39). Toplumsal olayların gelecekte nasıl bir gelişme göstereceğini tahmin etmek bütün toplumlar için bir zorunluluktur. Bu tahminler yapılırken mutlaka bilimsel tekniklerden yararlanılmalıdır. Toplumsal bir olgu olan turizmin de gelecekte nasıl bir gelişme göstereceği mutlaka bilimsel yöntemler kullanılarak ortaya konulmalıdır. Gerek turizm politikalarına yön veren kamu otoriteleri açısından gerekse bu sektöre yatırım yapacak yatırımcılar için bilimsel yöntemlerle yapılacak olan talep tahmini oldukça önemlidir (Zorlutuna 2011: 193). Hâlihazırda tahmin faaliyetlerinin turizmde kaynak planlaması konusunda oldukça önemli bir yere sahip olduğu düşünüldüğünde, bir sonraki sene ülkeye gelmesi beklenen turist sayısının daha önceden doğruya yakın bir şekilde tahmin edilmesi, bir ülkede turizm faaliyetlerinin planlanması sürecinde (turizm alanında çalışacak eleman sayısı ve yatak kapasitesinin belirlenmesi vb. konularda) yol gösterici olacaktır (Soysal ve Ömürgönülşelen 2010: 129). Bu çalışmada, yılları arasındaki turizm talebi doğrusal spline regresyon modeli ile incelenmiştir. II. Bölümde doğrusal spline regreson modelinin mantığı ve teorik alt yapısı anlatılmış olup, III. Bölümde yöntemin verilere uygulanışı gösterilmiş ve analiz sonuçları yorumlanmıştır. IV. Bölümde elde edilen sonuçlar kısaca belirtilmiş ve önerilerde bulunulmuştur. DOĞRUSAL SPLİNE REGRESYON MODELİ Belirli verilere uyan, bilinmeyen fonksiyonların yaklaşık çözümünde kullanılan Spline lar konusunda ilk çalışma 1940 lı yıllarda Schoenberg tarafından ortaya konulmuştur. Spline fonksiyonları, parçalı polinomların bir sınıfındandır.

133 392 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi 1960 lardan sonra parçalı sürekli fonksiyonların konusu öncelikli bir çalışma alanı haline gelmiş, özellikle spline fonksiyonları bu tarihlerde çalışılmaya başlanmıştır (Baş 2007: 1). Spline fonksiyonu, belli süreklilik özelliklerin sağlandığı durumlarda farklı polinom parçalarının düğüm noktalarında birleştirildiği parçalı bir polinomdur. Spline mümkün olan en düzgün parçalı polinomlardan oluşur (Eubank 1999: 281). Spline lar genellikle, sürekli ve düzgün olma koşulunu sağlayan doğrular veya eğrilerdir (Hurley vd. 2006: 1). Yani farklı parçaların birleştirilmesi ile oluşturulan sürekli fonksiyonlara spline fonksiyonu denir. Doğrusal spline fonksiyonu sürekli parçalı doğrusal bir fonksiyondur (Güriş ve Çağlayan 2010: 361). Spline nın düz bir doğru olması zorunlu değildir. Spline üçüncü dereceden bir polinom olarak da tercih edilir ve fonksiyonun birinci ve ikinci türevlerinin sürekli olması sağlanır (Pindyck ve Rubinfeld 1991: 118). Spline fonksiyonları oluşturan parçalı polinom fonksiyonlar, yaygın olarak kullanılmakta olan tahmin fonksiyonlarıdır. Parçalı polinomlar, ilgili bilgisayar programlarında kolaylıkla birleştirilebilir. Bundan dolayı, özellikle deneysel verilerin veya modellenen eğrilerin tahmininde parçalı polinomların kullanımı uygundur (Boor ve Rice 1968: 1). Regresyon doğrusu spline düğüm noktaları olarak bilinen özel birleşme noktalarıyla birçok doğru parçasına bölündüğü zaman spline regresyon modelleri kullanılır. Spline regresyon modelleri karmaşık ve anlaşılması zor bir şey gibi görülebilmesine rağmen, aslında model üzerinde birkaç basit kısıtlamanın bulunduğu gölge değişkenli modellerdir (Marsh ve Cornier 2002: 1-9). Spline literatüründe değişim noktaları düğüm noktaları olarak adlandırılır (Seber ve Wild 2003: 481). Düğüm noktası basitçe tanımlanacak olursa, bağımlı ve bağımsız değişken arasındaki ilişkide değişiklikleri ortaya çıkaran ve regresyon doğrusunu parçalara bölen noktalardır (Sung 1985: 3). Spline regresyonda sabit ve değişken düğüm noktaları olmak üzere iki farklı durum söz konusudur. Sabit düğüm noktası durumunda düğüm noktaları önceden bilinmektedir (Seber ve Wild 2003: 481). Parçalı doğrusal spline modeli, bir bağımlı değişken ve etkisinin belirtilen parçalar üzerinde tanımlandığı sürekli bir bağımsız değişkenden oluşan regresyon modeli olarak tanımlanmaktadır (Marsh ve Cornier 2002: 9). Parçalı doğrusal regresyonda, tahmin edilecek regresyon doğrusunun sürekli olması gerektiği kısıtlamasıyla eğimdeki değişmelerin belirlenmesine olanak sağlanır (Pindyck ve Rubinfeld 1991: p.117). Şekil 1 de doğrusal spline regresyon örneği verilmiştir. Gerçek model bir yapısal kırılmanın olduğu sürekli bir modeldir. X1 ve X2

134 Bildiriler 393 düğüm noktalarında regresyon doğrusunda bir değişim olmuştur. Şekil 1 de parçalı doğrusal model üç doğru parçasından oluşur. Şekil 1. Doğrusal Spline Regresyon Verilerden spline parametrelerinin doğrudan nasıl tahmin edileceği aşağıda gösterilmektedir (Gnad 1977: 70-71). Spline genel denklemini; (2.1) şeklinde yazmak mümkündür. Burada, : Bağımsız değişkenlerin parametre katsayısı x: Bağımsız değişken : Düğüm noktası b: Düğüm noktası parametre katsayısı n: Spline fonksiyonun derecesi dir. Ayrıca, koşulu vardır.

135 394 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi (2.2) Çalışmada uygulanacak olan doğrusal spline fonksiyonudur. Düğüm noktaları verilmiştir. Yani biliniyor. ve ler spline nın parametreleridir. Görüldüğü üzere spline fonksiyonu bu parametrelerde doğrusaldır. Vektörler ve matrisler tanımlanacak olursa, ve matrisleri ve vektörü m gözlemden oluşturulur. Regresyon modeli, (2.3) biçiminde kurulur. (2.3) nolu eşitlik matris notasyonuyla, (2.4)

136 Bildiriler 395 biçiminde gösterilir. (2.4) nolu eşitlikte ve olarak tanımlanırsa regresyon modeli, (2.5) haline getirilir. Sonuç olarak (2.5) nolu eşitlik doğrusal regresyon modelinden başka bir şey değildir. Model parametresi en küçük kareler tahmin edicisi, (2.6) ile tahmin edilir. Klasik doğrusal normal regresyon modelinin genel varsayımları bu teorinin bütün durumlarında uygulanabilir. normal dağılımlıdır. (2.7) olmaktadır. (2.8) UYGULAMA Bu çalışmada, yılları arasında Türkiye ye gelen yabancı turist sayısının dağılımı doğrusal spline regresyon yöntemi ile incelenecektir. Aylara ve yıllara göre Türkiye ye gelen turist sayısının dağılımı Şekil 2 ve Ek 1 de gösterilmiştir. Veri setinde toplam 132 gözlem yer almaktadır tarihi 1. Gözlem, tarihi 2.Gözlem, tarihi 3.Gözlem,, tarihi 131. Gözlem ve tarihi 132. Gözlem olarak alınmıştır. Hangi gözlemde eğim değişmeye başlıyorsa o gözlem düğüm noktası olarak alınacaktır. Şekil 2 incelendiğinde, yaz aylarında turist sayıları daha fazlayken kış aylarında düşük seviyede olduğu görülmektedir. Genellikle altı aylık dönemler halinde değişmeler olmaktadır.

137 396 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi Şekil 2. Turist sayısının aylık olarak yıllara göre dağılımı ve belirlenen düğüm noktaları Böylelikle, yılları arasında toplam 21 düğüm noktası belirlenmiştir. Belirlenen düğüm noktalarına göre Şekil 2 deki dağılım 22 parçadan oluşmaktadır. Sürekli bir doğru tahmininin yapılabilmesi için eğimin değişim gösterdiği düğüm noktalarının her biri için gölge değişken oluşturulur. Sonuç olarak 21 düğüm noktası için 21 gölge değişken belirlenecektir. Şekil 2 de 7. Gözlemden itibaren değişim için, 13. Gözlemden itibaren değişim için, 19. Gözlemden itibaren değişim için,,121. Gözlemden itibaren değişim için ve 127. Gözlemden itibaren değişim için gölge değişkenleri oluşturulur. İlk gölge değişken için olduğu zaman, olduğu zaman alınır. İkinci gölge değişken için olduğu zaman, olduğu zaman alınır. Üçüncü gölge değişken için olduğu zaman, olduğu zaman alınır. Yirminci gölge değişken için olduğu zaman, olduğu zaman, olduğu zaman alınır. Gölge değişkenler kullanılarak alınır. Yirmi birinci gölge değişken için olduğu zaman ) gibi uygun spline değişkenleri oluşturulur. Yani yediden küçük olduğu zaman olur ve böylece asla negatif olmaz. Ayrıca olduğu zaman sıfıra eşit olur. Bu şekilde ), ),, ) ve ) gibi spline değişkenleri oluşturulur. Böylelikle oluşturulacak doğrusal spline regresyon modelinin açık formu aşağıdaki gibi yazılır.

138 Bildiriler 397 (3.1) Oluşturulan regresyon modelinde, regresyon modelinin sabiti,,,,, ve katsayı değerleri ve regresyon modelinin eğim katsayıları veya bağımsız değişkenlerin ise tüm regresyon varsayımlarının sağlandığı hata terimidir. Bu koşullar altında 3.1 deki regresyon denklemi ikinci bölümde anlatıldığı gibi en küçük karelerle tahmin edilebilir. Yapılan analiz sonucu elde edilen sonuçlar aşağıdaki gibidir. Regresyon eşitliği, Tahmini Turist Sayısı (Y) = - 124, ,13 X 454,95 (X-7) + 468,28 (X-13) 512,26 (X-19) + 527,01 (X-25) 659,25 (X-32) + 697,69 (X-37) - 702,63 (X-44) + 777,68 (X-49) 671,67 (X-55) + 829,63 (X-62) 947,27 (X-67) + 979,87 (X-74) ,48 (X-79) ,44 (X-85) 1074,67 (X-91) ,36 (X-97) 1229,03 (X-103) ,63 (X-109) 1249,66 (X-115) ,69 (X-121) 1239,15 (X-127) (3.2) biçiminde oluşturulur. Tablo 1 deki varyans analizi sonuçlarına bakıldığında F istatistik değeri 95,48 bulunmuş ve kurulan modelin tamamı oldukça anlamlı çıkmıştır (p<0,05). Modelin hata kareler ortalaması (MSE) olarak bulunmuştur. Tablo 1. Varyans Analizi tablosu Değişim Serbestlik Kareler Kareler Kaynağı Derecesi Toplamı Ortalaması F P Regresyon ,48 0,000 Hata Toplam Yukarıda belirtilen 3.2 eşitliği Tablo 2 ye göre yazılmıştır. Tablo 2 incelendiğinde modelin sabiti hariç tüm değişkenler oldukça anlamlı bulunmuştur. (X-7), (X-13), (X-19),, (X-121) ve (X-127) düğüm noktaları değişkenlerinin anlamlı bulunması eğim katsayılarındaki değişmenin sıfırdan farklı olduğunu yani belirlenen düğüm noktalarının anlamlı olduğunu göstermektedir. Katsayı değerlerinin işareti 7, 13, 19,, 121 ve 127. Gözlemlerdeki eğimlerin yönünü göstermektedir. Yani 7. Gözlemden itibaren bir azalma söz konusuyken, 13. Gözlemden itibaren bir artış söz konusudur. Ayrıca modelin Belirlilik Katsayısı değeri

139 398 II. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Kongresi (R 2 ) %95,01 olarak bulunmuştur. Yani turist sayısındaki değişmenin %95,1 i zaman bağımsız değişkeniyle açıklanmaktadır. Tablo 2. Doğrusal Spline Regresyon modeli çıktısı Değişkenler Katsayı Değerleri Standart Hata Değerleri T P Model Sabiti -124,10 197,10-0,63 0,530 X 238,13 39,83 5,98 0,000 (X-7) -454,95 66,85-6,81 0,000 (X-13) 468,28 62,10 7,54 0,000 (X-19) -512,26 61,22-8,37 0,000 (X-25) 527,01 56,55 9,32 0,000 (X-32) -659,25 63,03-10,46 0,000 (X-37) 697,69 63,57 10,97 0,000 (X-44) -702,63 64,32-10,92 0,000 (X-49) 777,68 68,54 11,35 0,000 (X-55) -671,67 57,25-11,73 0,000 (X-62) 829,63 63,07 13,15 0,000 (X-67) -947,27 63,58-14,90 0,000 (X-74) 979,87 64,37 15,22 0,000 (X-79) -1045,48 69,15-15,12 0,000 (X-85) 1020,44 62,50 16,33 0,000 (X-91) -1074,67 61,84-17,38 0,000 (X-97) 1139,36 61,80 18,44 0,000 (X-103) -1229,03 61,79-19,89 0,000 (X-109) 1254,63 61,80 20,30 0,000 (X-115) -1249,66 61,86-20,20 0,000 (X-121) 1251,69 62,87 19,91 0,000 (X-127) -1239,15 76,72-16,15 0,000 S = 244,654 R 2 = %95,1 Düzeltilmiş R 2 = 94,1 Doğrusal spline regresyon modeli ile bulunan tahmini turist sayıları ile gözlenen turist sayılarının dağılımı Şekil 3 te verilmiştir.

140 Bildiriler 399 Şekil 3. Doğrusal Spline Regresyonla tahmin edilen ve gözlenen turist sayılarının dağılımı SONUÇ VE ÖNERİLER Turizm dünyada hızla gelişen ve büyüyen sektör haline gelmiştir. Turizm, milli gelire olan katkısı yanında, istihdam oluşturma, ülke için etkin bir pazarlama ve reklam aracı olma özelliğini de sürdürmektedir. Turizm sektörü ihracattan sonra Türkiye nin en önemli döviz kazandırıcı kalemlerinden biridir. Bu nedenle, dış ticaret dengesinin sürekli açık verdiği ülkemizde turizm sektörü cari işlemler dengesinin sağlanmasında çok önemli bir yere sahiptir. Bu çalışmada doğrusal spline regresyon yöntemiyle Türk turizm talebinin analizi yapılmıştır. Bu amaçla, T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı nın resmi internet adresinden Ocak 2000 ve Aralık 2010 yılları arasındaki Türkiye ye gelen turist sayısı verileri alınmıştır. Verilerin dağılımında da görüldüğü üzere Türkiye ye gelen turist sayısı artış trendindedir. Doğrusal spline regresyon analizi sonucuna göre turist sayısındaki değişmenin %95,1 i zaman bağımsız değişkeniyle açıklanmaktadır. Kurulan model oldukça anlamlı bulunmuştur (P=0). Kurulan modelin sabiti hariç diğer tüm katsayıların anlamlı olduğu belirlenmiştir. Bu da eğim katsayılarındaki değişmenin sıfırdan farklı olduğunu yani belirlenen düğüm noktalarının anlamlı olduğunu göstermektedir. Türkiye de özellikle kıyı turizminin ön planda olması nedeniyle yaz aylarında Türkiye ye gelen turist sayısı oldukça fazladır. Türkiye de kıyı turizminde ilk sırayı Antalya almaktadır. Nitekim 2010 yılında Türkiye ye gelen toplam turist sayısının yaklaşık %32 sini Antalya ya gelen turistler oluşturmaktadır. Turizm gelirleri doğrudan turist sayısıyla ilgili olduğundan, yaz ayları dışında ülkemize gelen turist sayısını artırmak için sağlık, termal-kaplıca, kış sporları, dağcılık, kongre ve fuar gibi alternatif turizm seçeneklerine ağırlık verilmelidir. Yapılan analiz sonucunda da görüldüğü üzere, yaz ve kış aylarında Türkiye ye gelen turist sayısında oldukça anlamlı fark vardır. Özellikle doğu bölgesinde olmak

Cari: 5393 Sayılı. Belediye Kanunu

Cari: 5393 Sayılı. Belediye Kanunu Cari: 5393 Sayılı Belediye Kanunu a) Belediye: Belde sakinlerinin mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idarî ve

Detaylı

T.C. SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI AYDIN BELEDİYESİ 2012 YILI DENETİM RAPORU

T.C. SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI AYDIN BELEDİYESİ 2012 YILI DENETİM RAPORU T.C. SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI AYDIN BELEDİYESİ 2012 YILI DENETİM RAPORU ARALIK/2013 T.C. SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI 06100 Balgat / ANKARA Tel: 0 312 295 30 00; Faks: 0 312 295 40 94 e-posta: sayistay@sayistay.gov.tr

Detaylı

MALİ DESTEK PROGRAMI SAMSUN

MALİ DESTEK PROGRAMI SAMSUN Yeşil Yol Güzergâhındaki Kültür-Turizm ve Altyapı Yatırımlarının Desteklenmesi MALİ DESTEK PROGRAMI SAMSUN (Kar Amacı Gütmeyen Kurum ve Kuruluşlar için) KAYS Üzerinden Son Başvuru: 26.03.2018 Saat 23:59

Detaylı

T.C AKDENİZ BELEDİYELER BİRLĞİ 2011 YILI ÇALIŞMA PROGRAMI

T.C AKDENİZ BELEDİYELER BİRLĞİ 2011 YILI ÇALIŞMA PROGRAMI T.C AKDENİZ BELEDİYELER BİRLĞİ 2011 YILI ÇALIŞMA PROGRAMI Akdeniz Belediyeler Birliği, üyelerine üst düzey hizmet sunan, yerel ölçekteki Reform süreçlerine ve Ülkemizin AB ile bütünleşme sürecine destek

Detaylı

ÇANAKKALE NİN GELİŞME ALANLARINDA EKOLOJİK YAKLAŞIMLAR. İsmail ERTEN

ÇANAKKALE NİN GELİŞME ALANLARINDA EKOLOJİK YAKLAŞIMLAR. İsmail ERTEN ÇANAKKALE NİN GELİŞME ALANLARINDA EKOLOJİK YAKLAŞIMLAR İsmail ERTEN Çanakkale bölgesi düz damlı ve kırma çatılı yapılar dağılım Çanakkale kentinin yerleşim alanlarının 1. dönem dağılışı 1462-1500 Çanakkale

Detaylı

Üst Ölçekli Planlar Mekansal Strateji Planı

Üst Ölçekli Planlar Mekansal Strateji Planı Üst Ölçekli Planlar Mekansal Strateji Planı Mevcut yasal düzenlemelere göre mekânsal planlama kademelenmesinin en üst düzeyinde yeni bir plan türü olarak mekânsal strateji planı yer almaktadır. Mekânsal

Detaylı

Türkiye de Stratejik Çevresel Değerlendirme: İhtiyaçlar, Zorluklar ve Fırsatlar

Türkiye de Stratejik Çevresel Değerlendirme: İhtiyaçlar, Zorluklar ve Fırsatlar Technical Assistance for Implementation of the By-Law on Strategic Environmental Assessment EuropeAid/133447/D/SER/TR Stratejik Çevresel Değerlendirme Yönetmeliği'nin Uygulanması Teknik Yardım Projesi

Detaylı

T.C. SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI

T.C. SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI T.C. SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI KIRŞEHİR BELEDİYESİ 2012 YILI DENETİM RAPORU ARALIK 2013 T.C. SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI 06100 Balgat / ANKARA Tel: 0 312 295 30 00; Faks: 0 312 295 40 94 e-posta: sayistay@sayistay.gov.tr

Detaylı

T.C AKDENİZ BELEDİYELER BİRLİĞİ

T.C AKDENİZ BELEDİYELER BİRLİĞİ T.C AKDENİZ BELEDİYELER BİRLİĞİ BİRLİĞİN VİZYONU Akdeniz Belediyeler Birliği, Yerel Yönetimler Reformu ve AB ile bütünleme süreçlerine destek sağlayan, hizmetlerinde kalite, verimlilik ve güvenirliği esas

Detaylı

T.C. SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI

T.C. SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI T.C. SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI MANİSA BELEDİYESİ 2012 YILI DENETİM RAPORU ARALIK 2013 T.C. SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI 06100 Balgat / ANKARA Tel: 0 312 295 30 00; Faks: 0 312 295 40 94 e-posta: sayistay@sayistay.gov.tr

Detaylı

1: YÖNETİM-YERİNDEN YÖNETİME İLİŞKİN KAVRAMSAL ÇERÇEVE...1

1: YÖNETİM-YERİNDEN YÖNETİME İLİŞKİN KAVRAMSAL ÇERÇEVE...1 bölüm 1: YÖNETİM-YERİNDEN YÖNETİME İLİŞKİN KAVRAMSAL ÇERÇEVE...1 1. Kavramsal Çerçeve: Yönetim-Yerinden Yönetim...2 1.1. Yönetim Kavramı...2 1.2. Yerinden Yönetim...4 2. Yerel Yönetimlerin Önemi ve Varlık

Detaylı

TÜSİAD Kayıtdışı Ekonomiyle Mücadele Çalışma Grubu Sunumu

TÜSİAD Kayıtdışı Ekonomiyle Mücadele Çalışma Grubu Sunumu TÜSİAD Kayıtdışı Ekonomiyle Mücadele Çalışma Grubu Sunumu Ekonomi Koordinasyon Kurulu Toplantısı, İstanbul 12 Eylül 2008 Çalışma Grubu Amacı Kayıtdışı Ekonomiyle Mücadele M Çalışma Grubu nun amacı; Türkiye

Detaylı

Dr. Müge ŞANAL. Ziraat Mühendisi Antalya

Dr. Müge ŞANAL. Ziraat Mühendisi Antalya Dr. Müge ŞANAL Ziraat Mühendisi 06.04.2017 Antalya 1 Ülkemiz binlerce yıllık kültürel birikimi ve doğal güzellikleri ile dünyanın önemli kültür ve turizm merkezleri arasında yer almaktadır. 2 Kültür ve

Detaylı

Sektör paydaşı seçkin bir davetli grubu ile gerçekleştirilen Çalıştayda, aşağıdaki soruların yanıtları aranmıştır:

Sektör paydaşı seçkin bir davetli grubu ile gerçekleştirilen Çalıştayda, aşağıdaki soruların yanıtları aranmıştır: Likya Yolunun Turizme Kazandırılması Projesi, Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı (BAKA) 2015 Yılı Proje Teklif Çağrısı Alternatif Turizmin Desteklenmesi Mali Destek Programı kapsamında, TR61/15/TRZMK/0022 sözleşme

Detaylı

Kadın Dostu Kentler Projesi. Proje Hedefleri. Genel Hedef: Amaçlar:

Kadın Dostu Kentler Projesi. Proje Hedefleri. Genel Hedef: Amaçlar: Kadın Dostu Kentler Projesi İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünün ulusal ortağı ve temel paydaşı olduğu Kadın Dostu Kentler Projesi, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu-UNFPA ve Birleşmiş Milletler

Detaylı

Bu rapor, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu uyarınca yürütülen düzenlilik denetimi sonucu hazırlanmıştır.

Bu rapor, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu uyarınca yürütülen düzenlilik denetimi sonucu hazırlanmıştır. T..C.. SAYIIŞTAY BAŞKANLIIĞII BİİNGÖL İİL ÖZEL İİDARESSİİ 22001122 YIILII DENETİİM RAPPORU ARALIIK 22001133 T.C. SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI 06100 Balgat / ANKARA Tel: 0 312 295 30 00; Faks: 0 312 295 40 94 e-posta:

Detaylı

ŞEHİRSEL TEKNİK ALTYAPI ( ) Prof. Dr. Hülya DEMİR

ŞEHİRSEL TEKNİK ALTYAPI ( ) Prof. Dr. Hülya DEMİR ŞEHİRSEL TEKNİK ALTYAPI (2017-2018) Prof. Dr. Hülya DEMİR Mekânsal kullanım tanımları ve esasları (madde 5) i) Sosyal altyapı alanları (kentsel sosyal altyapı alanları) Birey ve toplumun kültürel, sosyal

Detaylı

Resmî Gazete Sayı : 29361

Resmî Gazete Sayı : 29361 20 Mayıs 2015 ÇARŞAMBA Resmî Gazete Sayı : 29361 TEBLİĞ Orman ve Su İşleri Bakanlığından: HAVZA YÖNETİM HEYETLERİNİN TEŞEKKÜLÜ, GÖREVLERİ, ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA TEBLİĞ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam,

Detaylı

2014-2023 BÖLGE PLANI SÜRECİ Bursa Turizm İhtisas Komisyonu Toplantısı 29.05.2013

2014-2023 BÖLGE PLANI SÜRECİ Bursa Turizm İhtisas Komisyonu Toplantısı 29.05.2013 2014-2023 BÖLGE PLANI SÜRECİ Bursa Turizm İhtisas Komisyonu Toplantısı 29.05.2013 Küresel Turizm Sektörü Dünya daki turist sayısı 2011 yılında bir önceki yıla göre % 4,6 ve 2012 de %4 artışla 1,035 milyar

Detaylı

TÜRKİYE DE YEREL YÖNETİMLER. Yerel Yönetimler Maliyesi Dersi

TÜRKİYE DE YEREL YÖNETİMLER. Yerel Yönetimler Maliyesi Dersi TÜRKİYE DE YEREL YÖNETİMLER Yerel Yönetimler Maliyesi Dersi Türkiye de Yerel Yönetimler Türkiye de yerel yönetim kapsamındaki idareler geniş anlamda; belediyeler, il özel idareleri, belediyelere bağlı

Detaylı

12 Mayıs 2016 PERŞEMBE

12 Mayıs 2016 PERŞEMBE 12 Mayıs 2016 PERŞEMBE Resmî Gazete Sayı : 29710 YÖNETMELİK Orman ve Su İşleri Bakanlığından: TAŞKIN YÖNETİM PLANLARININ HAZIRLANMASI, UYGULANMASI VE İZLENMESİ HAKKINDA YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam,

Detaylı

Havza Rehabilitasyon Projeleri Planlaması, Uygulaması ve Çıkarımlar. Halil AGAH Kırsal Kalkınma Uzmanı Şanlıurfa, 2013

Havza Rehabilitasyon Projeleri Planlaması, Uygulaması ve Çıkarımlar. Halil AGAH Kırsal Kalkınma Uzmanı Şanlıurfa, 2013 Havza Rehabilitasyon Projeleri Planlaması, Uygulaması ve Çıkarımlar Halil AGAH Kırsal Kalkınma Uzmanı Şanlıurfa, 2013 Havza Rehabilitasyonu Planlaması İÇERİK Tanımlar (Havza, Yönetim ve Rehabilitasyon)

Detaylı

SAĞLIK TURİZMİNİN GELİŞTİRİLMESİ PROGRAMI VE POLİTİKALAR. Dr. H. Ömer Tontuş Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürlüğü

SAĞLIK TURİZMİNİN GELİŞTİRİLMESİ PROGRAMI VE POLİTİKALAR. Dr. H. Ömer Tontuş Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürlüğü SAĞLIK TURİZMİNİN GELİŞTİRİLMESİ PROGRAMI VE POLİTİKALAR Dr. H. Ömer Tontuş Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürlüğü Programın Amacı ve Kapsamı-1 2 Tıbbi tedavinin alınması, termal kaynakların kullanılması,

Detaylı

Yerel Yönetimler. Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

Yerel Yönetimler. Doç. Dr. Aslı Yağmurlu Yerel Yönetimler Doç. Dr. Aslı Yağmurlu Yerinden Yönetim Yerinden yönetim bazı kamu hizmetlerinin devlet dışındaki kamu tüzel kişileri tarafandan yürütülmesi demektir. Özellik Merkezden Y. Yerinden Y.

Detaylı

GÜNEY EGE BÖLGE PLANI 2010-2013

GÜNEY EGE BÖLGE PLANI 2010-2013 GÜNEY EGE BÖLGE PLANI 2010-2013 SUNUM AKIŞI Bölge Planı Hazırlık Süreci Paydaş Analizi Atölye Çalışmalarının Gerçekleştirilmesi Mevcut Durum Analizi Yerleşim Yapısı ve Yerleşmeler Arası İlişki Analizi

Detaylı

KAMU YÖNETİMİ. 8.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

KAMU YÖNETİMİ. 8.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER KAMU YÖNETİMİ 8.Ders Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER 1 TÜRK KAMU YÖNETİMİNİN YAPISI (YEREL YÖNETİMLER) YEREL YÖNETİM KURULUŞLARI Belediye Yönetimi Büyükşehir Belediye Yönetimi Köy Yönetimi HİZMET YÖNÜNDEN YERİNDEN

Detaylı

Tarımın Anayasası Çıktı

Tarımın Anayasası Çıktı Tarımın Anayasası Çıktı Günnur BİNİCİ ALTINTAŞ Tarım sektörünün anayasası olan 5488 sayılı Tarım Kanunu iki yıllık yoğun bir çalışmanın ardından 18.04.2006 tarihinde kabul edildi. Resmi Gazete de 25.04.2006

Detaylı

2013/101 (Y) BTYK nın 25. Toplantısı. Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] KARAR

2013/101 (Y) BTYK nın 25. Toplantısı. Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] KARAR 2013/101 (Y) Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] BTYK nın 2009/102 no.lu kararı kapsamında hazırlanan ve 25. toplantısında onaylanan Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin koordinasyonunun

Detaylı

KAMU POLİTİKASI BELGELERİ

KAMU POLİTİKASI BELGELERİ Ünite 4 Doç. Dr. Nuray ERTÜRK KESKİN Türkiye deki kamu politikası belgelerinin tanıtılması amaçlanmaktadır. Kamu politikası analizinde görüş alanında olması gereken politika belgeleri altı başlık altında

Detaylı

BU YIL ULUSLARARASI KOOPERATİFLER YILI!

BU YIL ULUSLARARASI KOOPERATİFLER YILI! BU YIL ULUSLARARASI KOOPERATİFLER YILI! Birleşmiş Milletler Genel Kurulu; kooperatiflerin sosyo-ekonomik kalkınmaya, özellikle yoksulluğun azaltılmasına, istihdam yaratılmasına ve sosyal bütünleşmeye olan

Detaylı

Sivil Yaşam Derneği. 4. Ulusal Gençlik Zirvesi Sonuç Bildirgesi

Sivil Yaşam Derneği. 4. Ulusal Gençlik Zirvesi Sonuç Bildirgesi Sivil Yaşam Derneği 4. Ulusal Gençlik Zirvesi Sonuç Bildirgesi GİRİŞ Sivil Yaşam Derneği 21-23 Ekim 2016 tarihleri arasında Konya da 4. Ulusal Gençlik Zirvesi ni düzenlemiştir. Zirve Sürdürülebilir Kalkınma

Detaylı

T.C. ANADOLU MEDENİYETLERİ BELEDİYELER BİRLİĞİ 2012 YILI FAALİYET RAPORU. EKLER: EK-1 : Üst Yönetici ve Harcama Yetkilisi İç Kontrol Güvence Beyanı

T.C. ANADOLU MEDENİYETLERİ BELEDİYELER BİRLİĞİ 2012 YILI FAALİYET RAPORU. EKLER: EK-1 : Üst Yönetici ve Harcama Yetkilisi İç Kontrol Güvence Beyanı İÇİNDEKİLER: SUNUŞ: T.C. ANADOLU MEDENİYETLERİ BELEDİYELER BİRLİĞİ 2012 YILI FAALİYET RAPORU I- GENEL BİLGİLER A- Misyon ve Vizyon B- Yetki, Görev ve Sorumluluklar C- İdareye İlişkin Bilgiler 1- Fiziksel

Detaylı

VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme ( 2017-2021 Türkiye - Malezya ) Türkiye; 80 milyonluk nüfusu, gelişerek

Detaylı

1 Şubat 2015 PAZAR Resmî Gazete Sayı : 29254

1 Şubat 2015 PAZAR Resmî Gazete Sayı : 29254 1 Şubat 2015 PAZAR Resmî Gazete Sayı : 29254 BÜYÜKŞEHİR BELEDİYELERİ VE İL ÖZEL İDARELERİ TARAFINDAN AFET VE ACİL DURUMLAR İLE SİVİL SAVUNMAYA İLİŞKİN YATIRIMLARA AYRILAN BÜTÇEDEN YAPILACAK HARCAMALARA

Detaylı

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı, Türkiye nin İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planı nın Geliştirilmesi Projesi nin Açılış Toplantısında Ulrika Richardson-Golinski a.i. Tarafından Yapılan Açılış Konuşması 3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği

Detaylı

Hedefler, Aktiviteler, Çıktılar

Hedefler, Aktiviteler, Çıktılar Technical Assistance for Implementation of the By-Law on Strategic Environmental Assessment EuropeAid/133447/D/SER/TR Stratejik Çevresel Değerlendirme Yönetmeliği'nin Uygulanması Teknik Yardım Projesi

Detaylı

KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN TÜRKİYE DEKİ GELİŞİMİ

KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN TÜRKİYE DEKİ GELİŞİMİ Ünite 11 KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN TÜRKİYE DEKİ GELİŞİMİ Prof. Dr. Sebahattin BEKTAŞ Kentlerimizde ilk dönüşüm dalgası Tazminat dönemi ile başlamaktadır. 1838 Osmanlı-İngiliz Ticaret Anlaşmasının özellikle liman

Detaylı

Program Koordinatörü Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı

Program Koordinatörü Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Onuncu Kalkınma Planı (2014-2018) KAMU ALIMLARI YOLUYLA TEKNOLOJİ GELİŞTİRME VE YERLİ ÜRETİM PROGRAMI EYLEM PLANI Program Koordinatörü Bilim, Sanayi ve Teknoloji KASIM 2014 KAMU ALIMLARI YOLUYLA TEKNOLOJİ

Detaylı

BALIKESİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ BALIKESİR ÇANAKKALE TR - 22 PLANLAMA BÖLGESİ 1/ ÖLÇEKLİ ÇEVRE DÜZENİ PLANI PAFTA H19 DEĞİŞİKLİK ÖNERİSİ

BALIKESİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ BALIKESİR ÇANAKKALE TR - 22 PLANLAMA BÖLGESİ 1/ ÖLÇEKLİ ÇEVRE DÜZENİ PLANI PAFTA H19 DEĞİŞİKLİK ÖNERİSİ BALIKESİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ BALIKESİR ÇANAKKALE TR - 22 PLANLAMA BÖLGESİ 1/100.000 ÖLÇEKLİ ÇEVRE DÜZENİ PLANI PAFTA H19 DEĞİŞİKLİK ÖNERİSİ OCAK-2017 1 İÇİNDEKİLER 1. TALEP... 3 1.1. REKREASYON ALANI

Detaylı

Yaşanabilir Bir Şehir için İzmir Bölge Planı Hedefleri. H.İ.Murat ÇELİK, PMP Birim Başkanı

Yaşanabilir Bir Şehir için İzmir Bölge Planı Hedefleri. H.İ.Murat ÇELİK, PMP Birim Başkanı Yaşanabilir Bir Şehir için İzmir Bölge Planı Hedefleri H.İ.Murat ÇELİK, PMP Birim Başkanı Yaşanabilir Şehirler Sempozyumu 1. İZKA 2. İzmir Bölge Planı 3. Yaşanabilir Şehir Hedefleri İçerik 1.

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS. Yerel Yönetimler YYÖ322 6 3+0 3 4

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS. Yerel Yönetimler YYÖ322 6 3+0 3 4 DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS Yerel Yönetimler YYÖ322 6 3+0 3 4 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin Koordinatörü

Detaylı

Yeni Büyükşehir Yasası ve Arazi Yönetimi

Yeni Büyükşehir Yasası ve Arazi Yönetimi Karadeniz Teknik Üniversitesi, Trabzon, 12-13 Mayıs 2014, IV. Arazi Yönetimi Çalıştayı Yeni (6360) Büyükşehir Yasası ve Arazi Yönetimi Karadeniz Teknik Üniversitesi, Trabzon, 12-13 Mayıs 2014 6360 sayılı

Detaylı

ANKARA KALKINMA AJANSI. www.ankaraka.org.tr

ANKARA KALKINMA AJANSI. www.ankaraka.org.tr ANKARA KALKINMA AJANSI www.ankaraka.org.tr TÜRKİYE'NİN En Genç Kalkınma Ajansı Ankara Kalkınma Ajansı bölge içi gelişmişlik farklarını azaltmak, bölgenin rekabet gücünü artırmak ve gelişimini hızlandırmak

Detaylı

Türkiye de Çevre Yönetimi için Kurumsal Kapasitenin Geliştirilmesi Projesi B Bileşeni: Yerel Düzeyde Kapasite Geliştirme Mart 2015, Ankara

Türkiye de Çevre Yönetimi için Kurumsal Kapasitenin Geliştirilmesi Projesi B Bileşeni: Yerel Düzeyde Kapasite Geliştirme Mart 2015, Ankara Bu proje Avrupa Birliği tarafından finanse edilmektedir. Türkiye de Çevre Yönetimi için Kurumsal Kapasitenin Geliştirilmesi Projesi B Bileşeni: Yerel Düzeyde Kapasite Geliştirme Mart 2015, Ankara Projeye

Detaylı

Belediyeler. Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

Belediyeler. Doç. Dr. Aslı Yağmurlu Belediyeler Doç. Dr. Aslı Yağmurlu Tür Sayı Büyükşehir Belediyesi 30 Büyükşehir İlçe Belediyesi 519 İl Belediyesi 51 İlçe Belediyesi 400 Belde (Kasaba) Belediyesi 397 Türkiye nüfusu: 74.724.269 Köy: 12.045.518

Detaylı

TEB KOBİ AKADEMİ İLLER GELECEKLERİNİŞEKİLLENDİRİYOR: ADANA GELECEK STRATEJİSİ KONFERANSI 5 ARALIK 2007

TEB KOBİ AKADEMİ İLLER GELECEKLERİNİŞEKİLLENDİRİYOR: ADANA GELECEK STRATEJİSİ KONFERANSI 5 ARALIK 2007 TEB KOBİ AKADEMİ İLLER GELECEKLERİNİŞEKİLLENDİRİYOR: ADANA GELECEK STRATEJİSİ KONFERANSI 5 ARALIK 2007 1 Adana Gelecek Stratejisi Konferansı Çalışmanın amacı: Adana ilinin ekonomik, ticari ve sosyal gelişmelerinde

Detaylı

T.C. SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI

T.C. SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI T..C.. SAYIIŞTAY BAŞKANLIIĞII DİİYARBAKIIR İİL ÖZEL İİDARESSİİ 22001122 YIILII DENETİİM RAPPORU ARALIIK 22001133 T.C. SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI 06100 Balgat / ANKARA Tel: 0 312 295 30 00; Faks: 0 312 295 40

Detaylı

2010-2013 İZMİR BÖLGE PLANI İLÇE LANSMAN SÜRECİ KARŞIYAKA SONUÇ RAPORU

2010-2013 İZMİR BÖLGE PLANI İLÇE LANSMAN SÜRECİ KARŞIYAKA SONUÇ RAPORU 1 2010-2013 İZMİR BÖLGE PLANI İLÇE LANSMAN SÜRECİ KARŞIYAKA SONUÇ RAPORU Tarih: 8 Aralık 2010 Yaklaşık Katılımcı Sayısı: 40 Katılımcı listesindeki Sayı: 36 Katılımcı Düzeyi ve Profili: 2 3 4 Dağıtılan

Detaylı

ÜNİTER VE FEDERAL DEVLETLERDE YEREL YÖNETİMLER: LATİN AMERİKA ÜLKELERİ ÜZERİNDEN BİR İNCELEME

ÜNİTER VE FEDERAL DEVLETLERDE YEREL YÖNETİMLER: LATİN AMERİKA ÜLKELERİ ÜZERİNDEN BİR İNCELEME Arş. Gör. Ünal Yıldız Atatürk Üniversitesi Hukuk Fakültesi ÜNİTER VE FEDERAL DEVLETLERDE YEREL YÖNETİMLER: LATİN AMERİKA ÜLKELERİ ÜZERİNDEN BİR İNCELEME İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR...

Detaylı

YEREL ÇEVRESEL PLANLAMA

YEREL ÇEVRESEL PLANLAMA YEREL ÇEVRESEL PLANLAMA M. SİNAN ÖZDEN 2 AĞUSTOS 2017 İSTANBUL PLAN Plan, yapılacak bir işin tasarıları toplamıdır. Plan, bir amaca ulaşmada izlenecek yol ve davranış biçimini gösterir. Plan, bir düşünceyi,

Detaylı

AVRUPA BİRLİĞİNE UYUM DANIŞMA VE YÖNLENDİRME KURULU 2015 YILI 1. TOPLANTISI 11 MART 2015

AVRUPA BİRLİĞİNE UYUM DANIŞMA VE YÖNLENDİRME KURULU 2015 YILI 1. TOPLANTISI 11 MART 2015 AVRUPA BİRLİĞİNE UYUM DANIŞMA VE YÖNLENDİRME KURULU 2015 YILI 1. TOPLANTISI 11 MART 2015 ANA EYLEM 2: YENİLİK ve İYİ UYGULAMALARIN DEĞİŞİMİ İÇİN İŞBİRLİĞİ Yenilik ve İyi Uygulamaların Değişimi için İşbirliği;

Detaylı

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 ( TASLAK STRATEJİK VİZYON BELGESİ ) TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 Yeni Dönem Türkiye - Polonya İlişkileri; Fırsatlar ve Riskler ( 2016 ) Türkiye; 75 milyonluk nüfusu, gelişerek büyüyen

Detaylı

SAĞLIK DİPLOMASİSİ Sektörel Diplomasi İnşası

SAĞLIK DİPLOMASİSİ Sektörel Diplomasi İnşası STRATEJİK VİZYON BELGESİ SAĞLIK DİPLOMASİSİ Sektörel Diplomasi İnşası Yakın geçmişte yaşanan küresel durgunluklar ve ekonomik krizlerden dünyanın birçok ülkesi ve bölgesi etkilenmiştir. Bu süreçlerde zarar

Detaylı

EĞ İ Tİ M İ ÇERİ KLERİ

EĞ İ Tİ M İ ÇERİ KLERİ EĞ İ Tİ M İ ÇERİ KLERİ 1 Eğitimlere, Türkiye deki yerel yönetim birimlerinde çalışan tüm yöneticiler ve eğitim konusu ile ilgili personel katılabilir. Yerel Yönetimlerde Yönetici Yetkinliklerinin Artırılması

Detaylı

2010-2013 İZMİR BÖLGE PLANI İLÇE LANSMAN SÜRECİ BALÇOVA SONUÇ RAPORU

2010-2013 İZMİR BÖLGE PLANI İLÇE LANSMAN SÜRECİ BALÇOVA SONUÇ RAPORU 1 2010-2013 İZMİR BÖLGE PLANI İLÇE LANSMAN SÜRECİ BALÇOVA SONUÇ RAPORU Tarih: 17 Aralık 2010 Yaklaşık Katılımcı Sayısı: 40 Katılımcı listesindeki Sayı: 33 Katılımcı Düzeyi ve Profili: 2 3 4 Dağıtılan Belgeler:

Detaylı

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1 ( STRATEJİK VİZYON BELGESİ ) TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1 Yeni Dönem Türkiye - Suudi Arabistan İlişkileri: Kapasite İnşası ( 2016, İstanbul - Riyad ) Türkiye 75 milyonluk nüfusu,

Detaylı

BELEDİYELERCE BİLGİ SAĞLANACAK İDEP EYLEMLERİ

BELEDİYELERCE BİLGİ SAĞLANACAK İDEP EYLEMLERİ Arazi Kullanımı ve Ormancılık 3. ORMAN, MERA, TARIM VE YERLEŞİM GİBİ ARAZİ KULLANIMLARI VE DEĞİŞİMLERİNİN İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİ OLUMSUZ YÖNDE ETKİLEMESİNİ SINIRLANDIRMAK 5. 2012 yılında yerleşim alanlarında

Detaylı

ÇEVRE ALANıNDA FINANSMAN FıRSATLARı

ÇEVRE ALANıNDA FINANSMAN FıRSATLARı ÇEVRE ALANıNDA FINANSMAN FıRSATLARı Dr. Şafak HENGİRMEN TERCAN Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanı safakhengirmen@hotmail.com Çevre Alanında Kapasite Geliştirme Projesi Yerel Çevre Eylem Planları Finansman

Detaylı

TÜRKİYE TURİZM STRATEJİSİ 2023 VE MALATYA İLİ TURİZMİ

TÜRKİYE TURİZM STRATEJİSİ 2023 VE MALATYA İLİ TURİZMİ TÜRKİYE TURİZM STRATEJİSİ 2023 VE MALATYA İLİ TURİZMİ Dr. ADNAN ASLAN 27 MART 2013 ANKARA KÜLTÜR ve TURİZM BAKANLIĞI YATIRIM ve İŞLETMELER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İÇERİK 1.Dünyada ve Türkiye de Turizm 2. Türkiye

Detaylı

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI. 2008 Yılı Kurumsal Mali Durum Ve Beklentiler Raporu

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI. 2008 Yılı Kurumsal Mali Durum Ve Beklentiler Raporu KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI 2008 Yılı Kurumsal Mali Durum Ve Beklentiler Raporu Temmuz 2008 GİRİŞ 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 30 uncu maddesinde, genel yönetim kapsamındaki idarelerin,

Detaylı

İMAR VE ŞEHİRCİLİK DAİRESİ BAŞKANLIĞI DEPREM VE RİSK YÖNETİMİ ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ TEŞKİLAT YAPISI VE ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNERGE

İMAR VE ŞEHİRCİLİK DAİRESİ BAŞKANLIĞI DEPREM VE RİSK YÖNETİMİ ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ TEŞKİLAT YAPISI VE ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNERGE İMAR VE ŞEHİRCİLİK DAİRESİ BAŞKANLIĞI DEPREM VE RİSK YÖNETİMİ ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ TEŞKİLAT YAPISI VE ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNERGE BİRİNCİ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, HUKUKİ DAYANAK ve TANIMLAR Amaç Madde 1- Bu yönergenin

Detaylı

Yıllar 2015 2016 2017 2018 2019 PROJE ADIMI - FAALİYET. Sorumlu Kurumlar. ÇOB, İÇOM, DSİ, TİM, Valilikler, Belediyeler ÇOB, İÇOM, Valilikler

Yıllar 2015 2016 2017 2018 2019 PROJE ADIMI - FAALİYET. Sorumlu Kurumlar. ÇOB, İÇOM, DSİ, TİM, Valilikler, Belediyeler ÇOB, İÇOM, Valilikler 1. HAVZA KORUMA PLANI KURUM VE KURULUŞLARIN KOORDİNASYONUNUN 2. SAĞLANMASI 3. ATIK SU ve ALTYAPI YÖNETİMİ 3.1. Göl Yeşil Kuşaklama Alanındaki Yerleşimler Koruma Planı'nda önerilen koşullarda önlemlerin

Detaylı

AB ve Türkiye Sivil Toplum Diyaloğu - IV Tüketicinin ve Sağlığın Korunması Hibe Programı

AB ve Türkiye Sivil Toplum Diyaloğu - IV Tüketicinin ve Sağlığın Korunması Hibe Programı AB ve Türkiye Diyaloğu - IV Tüketicinin ve Sağlığın Korunması Avrupa Birliği Bakanlığı, Katılım Öncesi AB Mali Yardımı kapsamında finanse edilen diyalog sürecini desteklemeye devam etmektedir. Diyaloğu-IV

Detaylı

Avrupa Birliğine Uyum Danışma ve Yönlendirme Kurulu Toplantısı

Avrupa Birliğine Uyum Danışma ve Yönlendirme Kurulu Toplantısı Avrupa Birliğine Uyum Danışma ve Yönlendirme Kurulu Toplantısı Sakarya Ticaret Borsası Sakarya da Tarım ve Hayvancılık Sektör Analizi ve Öneriler Raporu Projesi 1. Proje fikrini oluşturan sorunları nasıl

Detaylı

Jeotermal Seracılık Stratejilerinin Geliştirilmesi Projesi. www.tarim.gov.tr/bugem/jeotermalseracilik

Jeotermal Seracılık Stratejilerinin Geliştirilmesi Projesi. www.tarim.gov.tr/bugem/jeotermalseracilik Jeotermal Seracılık Stratejilerinin Geliştirilmesi Projesi www.tarim.gov.tr/bugem/jeotermalseracilik Projenin Önemi Ülkemizin dünyadaki rekabet edebilirliğinde tarım ürünlerinin önemi Hidroponik (Topraksız)

Detaylı

ŞARTNAME AMAÇ VE KAPSAM KATEGORİLER KATILIMCI KATILIM KOŞULLARI BAŞVURU FORMU VE TESLİM MATERYALİ

ŞARTNAME AMAÇ VE KAPSAM KATEGORİLER KATILIMCI KATILIM KOŞULLARI BAŞVURU FORMU VE TESLİM MATERYALİ ŞARTNAME AMAÇ VE KAPSAM Özelkalem Dergisi nce düzenlenen Özelkalem Dergisi Yerel Yönetim Ödülleri; yerel yönetim alanında yenilik getiren ve kentsel sorunların çözümüne yönelik olarak geliştirilen özgün

Detaylı

Bu rapor, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu uyarınca yürütülen düzenlilik denetimi sonucu hazırlanmıştır.

Bu rapor, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu uyarınca yürütülen düzenlilik denetimi sonucu hazırlanmıştır. T..C.. SAYIIŞTAY BAŞKANLIIĞII MALATYA BELEDİİYESSİİ 22001122 YIILII DENETİİM RAPPORU ARALIIK 22001133 T.C. SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI 06100 Balgat / ANKARA Tel: 0 312 295 30 00; Faks: 0 312 295 40 94 e-posta:

Detaylı

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM: MAHALLİ İDARELERİN ORTAYA ÇIKIŞI VE KAVRAMSAL ÇERÇEVE...

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM: MAHALLİ İDARELERİN ORTAYA ÇIKIŞI VE KAVRAMSAL ÇERÇEVE... İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM: MAHALLİ İDARELERİN ORTAYA ÇIKIŞI VE KAVRAMSAL ÇERÇEVE... 1 I. MAHALLİ İDARELERİN ORTAYA ÇIKIŞI... 1 A. Tarihsel Süreç... 1 B. Gelişim Sürecinde Kent ve İşlevleri... 2 C. Feodalite

Detaylı

İSLAM ÜLKELERİNDE MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİM KONGRESİ SONUÇ DEKLARASYONU

İSLAM ÜLKELERİNDE MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİM KONGRESİ SONUÇ DEKLARASYONU 18-20 Haziran 2009 İSLAM ÜLKELERİNDE MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİM KONGRESİ 1 İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) üyesi 57 ülkeye yönelik düzenlenen İslam Ülkelerinde Mesleki ve Teknik Eğitim Kongresi 18-20 Haziran

Detaylı

Prof. Dr. Zerrin TOPRAK Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi

Prof. Dr. Zerrin TOPRAK Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Prof. Dr. Zerrin TOPRAK Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi KAMU YÖNETİMİ BÖLÜMÜ Stratejik Temalar Stratejik Amaç Stratejik Alan Performans Hedefi Faaliyetler/ Projeler Stratejik

Detaylı

ULUSAL HAVZA YÖNETİM STRATEJİSİ

ULUSAL HAVZA YÖNETİM STRATEJİSİ ULUSAL HAVZA YÖNETİM STRATEJİSİ Bayram HOPUR Entegre Projeler Uygulama Şube Müdürü Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü www.cem.gov.tr 3. Ulusal Taşkın Sempozyumu- 29.04.2013 İstanbul ULUSAL

Detaylı

örnekengelsizkentlerprojesiörnekeng elsizkentlerprojesiörnekengelsizkentl erprojesiörnekengelsizkentlerprojesi

örnekengelsizkentlerprojesiörnekeng elsizkentlerprojesiörnekengelsizkentl erprojesiörnekengelsizkentlerprojesi T.C. BAŞBAKANLIK ÖZÜRLÜLER İDARESİ BAŞKANLIĞI ÖRNEK ENGELSİZ KENT PROJESİ KARAMAN [Metni yazın] Sayfa 0 1. PROJENİN TANIMI 1.1. PROJENİN İSMİ: ÖRNEK ENGELSİZ KENT PROJESİ 1.2. PROJE ALANI: KARAMAN KENTSEL

Detaylı

64. HÜKÜMET 2016 YILI EYLEM PLANININDA TÜRKİYE BELEDİYELER BİRLİĞİNİN KATKI SAĞLAYACAĞI KONULAR

64. HÜKÜMET 2016 YILI EYLEM PLANININDA TÜRKİYE BELEDİYELER BİRLİĞİNİN KATKI SAĞLAYACAĞI KONULAR 64. HÜKÜMET 2016 YILI EYLEM PLANININDA TÜRKİYE BELEDİYELER BİRLİĞİNİN KATKI SAĞLAYACAĞI KONULAR Şeffaflık 5 İmar planı değişiklikleri sonucunda ortaya çıkan değer artışlarından kamuya pay alınması sağlanacak.

Detaylı

Türkiye de Kırsal Kalkınma Politikaları ve Geleceği

Türkiye de Kırsal Kalkınma Politikaları ve Geleceği 2023 Vizyonu Çerçevesinde Türkiye Tarım Politikalarının Geleceği Çalıştayı Türkiye de Kırsal Kalkınma Politikaları ve Geleceği Dr. Yurdakul SAÇLI Kalkınma Bakanlığı İktisadi Sektörler ve Koordinasyon Genel

Detaylı

GÜDÜMLÜ PROJE DESTEĞİ

GÜDÜMLÜ PROJE DESTEĞİ GÜDÜMLÜ PROJE DESTEĞİ 1 Kalkınma Ajansı Destekleri Destek Araçları Teknik Destek Mali Destekler Faiz Desteği Faizsiz Kredi Desteği Doğrudan Finansman Desteği Proje Teklif Çağrısı Güdümlü Proje Desteği

Detaylı

21. Yüzyıl İçin Planlama Seminerleri 2015 Sonbahar III. 21. Yüzyılda Toprak, Tarım ve Gıda. 1/3 Yücel ÇAĞLAR İletişim:

21. Yüzyıl İçin Planlama Seminerleri 2015 Sonbahar III. 21. Yüzyılda Toprak, Tarım ve Gıda. 1/3 Yücel ÇAĞLAR İletişim: 21. Yüzyıl İçin Planlama Seminerleri 2015 Sonbahar III 21. Yüzyılda Toprak, Tarım ve Gıda 1/3 Yücel ÇAĞLAR İletişim: oduncugil@yahoo.com DÜŞÜNSEL BAĞIMLILIK: BAKIŞ AÇILARI - KAVRAMLAR - TERİMLER Çevre

Detaylı

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık İÇİNDEKİLER FİNANS, BANKACILIK VE KALKINMA 2023 ANA TEMA SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA: FİNANS VE BANKACILIK ALT TEMALAR Türkiye Ekonomisinde Kalkınma ve Finans Sektörü İlişkisi AB Uyum Sürecinde Finans ve Bankacılık

Detaylı

TEKİRDAĞ- MALKARA. G-17-b-13-b PAFTA. Kültür Merkezi Alanı Oluşturulması ve Yeşil Alan Yer Değişikliği NAZIM İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ AÇIKLAMA RAPORU

TEKİRDAĞ- MALKARA. G-17-b-13-b PAFTA. Kültür Merkezi Alanı Oluşturulması ve Yeşil Alan Yer Değişikliği NAZIM İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ AÇIKLAMA RAPORU TEKİRDAĞ- MALKARA G-17-b-13-b PAFTA Kültür Merkezi Alanı Oluşturulması ve Yeşil Alan Yer Değişikliği NAZIM İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ AÇIKLAMA RAPORU 1. PLANLAMA ALANININ GENEL TANIMI İlçemiz Yenimahalle,

Detaylı

Belediyenin gelirleri

Belediyenin gelirleri Belediyenin gelirleri a) Kanunlarla gösterilen belediye vergi, resim, harç ve katılma payları. b) Genel bütçe vergi gelirlerinden ayrılan pay. c) Genel ve özel bütçeli idarelerden yapılacak ödemeler. d)

Detaylı

KENTSEL PLANLAMANIN TEMEL NİTELİKLERİ

KENTSEL PLANLAMANIN TEMEL NİTELİKLERİ KENTSEL PLANLAMANIN TEMEL NİTELİKLERİ Kentsel planlama toplum yararını esas alan güvenli ve sürdürülebilir yaşam çevresi oluşturmaya yönelik bir kamu hizmetidir. Kent planlama, mekan oluşumunun nedenlerini,

Detaylı

Hibe Programını Uygulayan Kuruluş. Türkiye İş Kurumu 31.956.649,89 245. Avrupa Birliği Bakanlığı. Sivil Toplum Geliştirme Merkezi

Hibe Programını Uygulayan Kuruluş. Türkiye İş Kurumu 31.956.649,89 245. Avrupa Birliği Bakanlığı. Sivil Toplum Geliştirme Merkezi 2002-2013 Döneminde Uygulanan AB Hibe Programları 2002-2013 Yılları Arasında Uygulanan AB Hibe Programları 2002-2013 yılları arasında sosyal içerikli konularda 62 farklı hibe programı kapsamında sivil

Detaylı

Yerel yönetimler (belediye, il özel idaresi, köy tüzel kişiliği, muhtarlıklar),

Yerel yönetimler (belediye, il özel idaresi, köy tüzel kişiliği, muhtarlıklar), Teşvik Yatırım Teşvikleri AB HİBE DESTEKLERİ 1. Hibe Programı Nedir? AB-Türkiye Mali İşbirliği kapsamında yürütülen bölgesel kalkınma programlarında belirlenen öncelik alanlarında hibe programı uygulamasıyla

Detaylı

BÖLGE PLANI. Hazırlayan : Murat DOĞAN

BÖLGE PLANI. Hazırlayan : Murat DOĞAN BÖLGE PLANI Hazırlayan : Murat DOĞAN İÇERİK 1. Bölge Planlama Nedir? 2. Neden Bölge Planlama? 3. Nasıl bir planlama yaklaşımı? 4. Bölge Planı Örnekleri Bölge planlama, BÖLGE PLANLAMA Bölge Planlama Nedir?

Detaylı

ORMAN VE SU ĠġLERĠ BAKANLIĞI

ORMAN VE SU ĠġLERĠ BAKANLIĞI ORMAN VE SU ĠġLERĠ BAKANLIĞI ÇölleĢme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü Ulusal Havza Yönetim Stratejisi Yönlendirme Komitesi Toplantısı Ankara, 5 Ekim 2011 TOPLANTI GÜNDEMĠ UHYS sürecinin amacı ve

Detaylı

KAVAKYOLU BELEDİYE BAŞKANLIĞI

KAVAKYOLU BELEDİYE BAŞKANLIĞI I TARİHİ 02.10.2014 NO 29 KONUSU BELEDİYEMİZE AİT TABANCANIN EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE HİBE EDİLMESİ Belediye Başkanının sözlü teklifi ile Belediyemize ait olan Kırıkkale marka 74126631 seri numaralı 7/65

Detaylı

I -GENEL BİLGİLER. Misyon. Vizyon. Değerler

I -GENEL BİLGİLER. Misyon. Vizyon. Değerler I. GENEL BİLGİLER I -GENEL BİLGİLER Misyon Medeniyetlerin buluşma noktası İstanbul a karşı tarihi sorumluluğumuzun gereğini yerine getirerek şehrin yaşam kalitesini artırma, özgün kimliğini pekiştirme

Detaylı

T.C. Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı

T.C. Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı T.C. Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı Çankırı Yatırım Destek Ofisi Ara Faaliyet Raporu 01.01.2011 30.06.2011 İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER... i TABLOLAR LİSTESİ... ii 1. Çankırı Yatırım Destek Ofisine İlişkin

Detaylı

2010-2013 İZMİR BÖLGE PLANI İLÇE LANSMAN SÜRECİ KİRAZ SONUÇ RAPORU

2010-2013 İZMİR BÖLGE PLANI İLÇE LANSMAN SÜRECİ KİRAZ SONUÇ RAPORU 1 2010-2013 İZMİR BÖLGE PLANI İLÇE LANSMAN SÜRECİ KİRAZ SONUÇ RAPORU Tarih: 20 Aralık 2010 Yaklaşık Katılımcı Sayısı: 55 Katılımcı listesindeki Sayı: 50 Katılımcı Düzeyi ve Profili: 2 3 4 Dağıtılan Belgeler:

Detaylı

Afet Sonrası İyileştirme Planı

Afet Sonrası İyileştirme Planı Afet Sonrası İyileştirme Planı 13 Ocak 2015 Türkiye'nin Afet Risk Yönetimi 17. Yuvarlak Masa Toplantısı ODTÜ hasan.coban@kalkinma.gov.tr 1 2 Rapor Edilen Afetlerin Sayısı Dünyada 1900-2011 yılları arasında

Detaylı

www.geka.org.tr BÖLGESEL YENİLİK ve KALKINMA AJANSI DESTEKLERİ

www.geka.org.tr BÖLGESEL YENİLİK ve KALKINMA AJANSI DESTEKLERİ www.geka.org.tr BÖLGESEL YENİLİK ve KALKINMA AJANSI DESTEKLERİ Öncelikler ve İhtisaslaşma Organizasyon ve Eşgüdüm Yaşam Kalitesinin Artırılması Sürdürülebilir Kalkınma Bilgi Toplumuna Dönüşüm Rekabet Gücünün

Detaylı

2009 YATIRIM PROGRAMI GENEL BİLGİLER VE ANALİZLER

2009 YATIRIM PROGRAMI GENEL BİLGİLER VE ANALİZLER 2009 YATIRIM PROGRAMI GENEL BİLGİLER VE ANALİZLER 2009 yılı Yatırım Programı uzun bir hazırlık, rasyonelleştirme ve değerlendirme süreci kapsamındaki çalışmalar sonunda hazırlanmış olup içeriğinde toplam

Detaylı

Konu: Askıdaki Plana İtiraz Tarih:

Konu: Askıdaki Plana İtiraz Tarih: Konu: Askıdaki Plana İtiraz Tarih: 11.01.2016 Sayı: 16.16.0011 YILDIRIM BELEDİYESİ İMAR VE ŞEHİRCİLİK MÜDÜRLÜĞÜ NE BURSA Yıldırım İlçesi, Mevlana ve Ulus Mahalleleri sınırlarındaki yaklaşık 14 ha lık Riskli

Detaylı

KAMU YÖNETİMİ. 7.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

KAMU YÖNETİMİ. 7.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER KAMU YÖNETİMİ 7.Ders Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER 1 TÜRK KAMU YÖNETİMİNİN YAPISI (YEREL YÖNETİMLER) YEREL YÖNETİMLER YEREL YÖNETİM KURULUŞLARI İl Özel İdaresi YEREL YÖNETİMLER Yerinden yönetim ilkesini coğrafi

Detaylı

2010-2013 İZMİR BÖLGE PLANI İLÇE LANSMAN SÜRECİ MENDERES SONUÇ RAPORU

2010-2013 İZMİR BÖLGE PLANI İLÇE LANSMAN SÜRECİ MENDERES SONUÇ RAPORU 1 2010-2013 İZMİR BÖLGE PLANI İLÇE LANSMAN SÜRECİ MENDERES SONUÇ RAPORU Tarih: 27 Aralık 2010 Yaklaşık Katılımcı Sayısı: 35 Katılımcı listesindeki Sayı: 30 Katılımcı Düzeyi ve Profili: 2 3 Dağıtılan Belgeler:

Detaylı

Trakya Kalkınma Ajansı. Tarihi Kentler Birliği Bilgi Notu

Trakya Kalkınma Ajansı.  Tarihi Kentler Birliği Bilgi Notu Trakya Kalkınma Ajansı www.trakyaka.org.tr Tarihi Kentler Birliği Bilgi Notu EDİRNE YATIRIM DESTEK OFİSİ TARİHİ KENTLER BİRLİĞİ Hazırlayan Işık OCAKLI İçindekiler Trakya Kalkınma Ajansı Tarihi Kentler

Detaylı

T.C. BALÇOVA BELEDİYESİ MECLİS KARARI

T.C. BALÇOVA BELEDİYESİ MECLİS KARARI T.C. BALÇOVA BELEDİYESİ MECLİS KARARI TARİH : 08/09/2017 BİRLEŞİM NO : 1 OTURUM NO : 1 KARAR NO : 55 Belediye Meclisi, Eylül ayı toplantısının 1 inci birleşim ve 1 inci oturumunda görüşülmesine geçilen

Detaylı

KADIN DOSTU KENTLER - 2

KADIN DOSTU KENTLER - 2 KADIN DOSTU KENTLER - 2 KADIN DOSTU KENT NEDİR? KADINLARIN Sağlık, eğitim ve sosyal hizmetlere İstihdam olanaklarına Kaliteli, kapsamlı kentsel hizmetlere (ulaşım, konut vb) Şiddete maruz kaldıkları takdirde

Detaylı

SAVUNMA SANAYİİ MÜSTEŞARLIĞI ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ VE İHRACAT STRATEJİK PLANI

SAVUNMA SANAYİİ MÜSTEŞARLIĞI ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ VE İHRACAT STRATEJİK PLANI SAVUNMA SANAYİİ MÜSTEŞARLIĞI 2017-2021 ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ VE İHRACAT STRATEJİK PLANI ssm.gov.tr SAVUNMA SANAYİİ MÜSTEŞARLIĞI 2017-2021 ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ VE İHRACAT STRATEJİK PLANI ssm.gov.tr

Detaylı

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık İÇİNDEKİLER FİNANS, BANKACILIK VE KALKINMA 2023 ANA TEMA SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA: FİNANS VE BANKACILIK ALT TEMALAR Türkiye Ekonomisinde Kalkınma ve Finans Sektörü İlişkisi AB Uyum Sürecinde Finans ve Bankacılık

Detaylı

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir. İçişleri Bakanı Sayın İdris Naim ŞAHİN nin Entegre Sınır Yönetimi Eylem Planı Aşama 1 Eşleştirme projesi kapanış konuşması: Değerli Meslektaşım Sayın Macaristan İçişleri Bakanı, Sayın Büyükelçiler, Macaristan

Detaylı