M A K A L E L E R ALİ GÜNER TEKİN

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "M A K A L E L E R ALİ GÜNER TEKİN"

Transkript

1 M A K A L E L E R ALİ GÜNER TEKİN ÖZELLEŞTİRMEDE İKİNCİ DALGA : KAMU ÖZEL SEKTÖR İŞBİRLİKLERİ (PPP MODELİ) Haziran 2004 ÖZELLEŞTİRMEDE YENİ YAKLAŞIM: ÖZEL SEKTÖR KAMU İŞBİRLİKLERİ (PUBLIC - PRIVATE PARTNERSHIPS VEYA PPP MODELİ) Mayıs 2004 NEDEN KİT SİSTEMİ BAŞARISIZLIĞA MAHKUMDUR? Ekim 2003 KİT LERİN YÖNETİM YAPISININ KURUMSAL YÖNETİŞİM (CORPORATE GOVERNANCE) AÇISINDAN İRDELENMESİ Haziran 2003 KURUMSAL YÖNETİŞİM (CORPORATE GOVERNANCE), KUVVETLER AYRILIĞI İLKESİ DENETİMDEN SORUMLU KOMİTELER Mayıs 2003 KURUMSAL YÖNETİŞİM (CORPORATE GOVERNANCE) HAKKINDA Nisan 2003 KÜRESELLEŞMEFURYASINDA EZİLMEMEK İÇİN NE YAPMALI? Mart 2003 KÜRESELLEŞME; KRİZ MÜSEBBİBİ BAŞIBOŞ SERMAYE Şubat 2003 KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK? Ocak 2003 YARGI REFORMU, HUKUK DEVLETİ VE TRAFİK Aralık 2002 ELLER YIKANMADAN ÜST BAŞ TEMİZLENMEZ veya YARGI REFORMUNUN ÖNCELİĞİ Eylül HUKUK VE YARGI REFORMU HAKKINDA Ağustos YOLSUZLUKLA MÜCADELE VE OTOMASYONUN ÖNEMİ Haziran ZORUNLU TASARRUFUN ÖZELLEŞTİRMEDE KULLANILMASI VE KUPON YÖNTEMİ Mayıs ALMANYA YA İŞGÜCÜ GÖÇÜ VE SON GELİŞMELER Nisan GÖREV ZARARI MI? ZARAR ETME GÖREVİ Mİ? Mart BİR DELİ DUMRUL HİKAYESİ VEYA KAMU KURULUŞLARINA AİT VAKIF VEYA DERNEKLERE BAĞIŞ ZORUNLULUĞU Ocak HİSSE SENEDİNE ÇEVRİLEBİLİR (DEĞİŞTİRİLEBİLİR) TAHVİL (HÇT) VE ÖZELLEŞTİRME UYGULAMALARI Aralık KİT SİSTEMİ VE AZINLIK PAYLARI Kasım DOĞU ALMAN ŞİRKETLERİNİN ÖZELLEŞTİRİLMESİ TREUHAND DENEYİMİ Ekim

2 ÖZELLEŞTİRMEDE İKİNCİ DALGA : KAMU ÖZEL SEKTÖR İŞBİRLİKLERİ (PPP MODELİ) Seksenli yıllarda İngiltere nin önderliğini yaptığı ve tüm dünyaya yayılan özelleştirme akımı ile devletler iktisadi alanda sürdürmekte oldukları işletmecilik faaliyetlerini özel sektöre devretmeye başladılar. Gelişmiş ülkelerin yanısıra, Sovyetler Birliğinin çöküşü ile birlikte bağımsızlıklarına kavuşan eski doğu bloku ülkeleri de o güne kadar tümüyle devletçe işletmecilik faaliyetlerini süratle özelleştirmek için büyük bir gayret içine girdiler. Türkiye nin ise ekonomik ve siyasi istikrarsızlık ve iç sürtüşmeler nedeniyle bu alanda istenilen başarıyı gösteremediği ise son derece açık. Birinci Özelleştirme Dalgası diye nitelendirilebilecek bu uygulamada devletin üretici / işletmeci kuruluşları satış vb yollarla tümüyle özel sektöre devredilmekte ve özel hukuka tabi olarak rekabetçi ortamda çalışmaları sağlanmakta idi. Bu uygulamayı tamamlayarak ekonomide etkinlik ve verimliliğin artırıldığını gören ülkeler, ki gene İngiltere başta olmak üzere, günümüze kadar klasik devletten başkasının yapamayacağı düşünülen ve çoğu imtiyaz teşkil eden alanlarda da özel sektörü etkinliğinden yararlanma yolları aramaya başladılar. Bu ortamda; kamu hizmeti olarak nitelendirilen, devletin tümüyle çekilmek istemediği veya devletin katılımı olmaksızın özel sektörün yeterince güven duymadığı alanlarda kamu ile özel sektör işbirlikleri bir çözüm olarak gündeme geldiler. Artık daha düne kadar devletin yapması beklenen yollar, tüneller, hastaneler, içme suyu ve kanalizasyon, cezaevleri gibi büyük altyapı projelerinin yapımı veya işletmeciliği de özel sektöre açılmış oldu. Doğal olarak bu modelin gelişmesi için en büyük etken artan ihtiyaçlara cevap verebilmek için kamunun elinde yeterli kaynak bulunmamasıydı. Kamu Özel Sektör İşbirliği Modellerinde (Public Private Partnership) ilk somut adım İngiltere Hükümetinin 1992 yılında özel sektör işbirliği ile kurduğu ve modelin genel çerçevesini oluşturan kurduğu Özel Sektör Finansman Girişimi (PFI-Private Finance Initiative) ile atılmış oldu. Ama bu adımın öncesinde İngiltere de özel sermayenin kamusal alana girmesini engelleyen tüm yasaların kaldırılması gerekmişti. Uygulamaya bakıldığında; PPP modelleri genel olarak üç şekilde görülürler: İşbirliği Modeli,İşletmeci Modeli ve İmtiyaz Modeli. İşbirliği Modelinde devlet ile özel sektör bir özel hukuk tüzel kişisi bir şirket kurarak kamu hizmetini sunar. İşletmeci Modelde vatandaşa karşı kamu hizmetini sunmakla sorumlu kurum bir özel hukuk sözleşmesi ile özel sektörü işletmeci / hizmet sunucu olarak görevlendirir. İmtiyaz modelinde ise devlet özel sektöre imtiyazı devreder, böylece vatandaşa karşı doğrudan sorumluluk taşır. Son iki modelde hizmet sunucu şirketin %100 ünün özel sektöre ait olmasına karşın, ilk modeldeki sermaye şirketinde devlet ortak olarak bulunmaktadır. Devletle yapılan hizmet veya imtiyaz sözleşmesi PPP modelinin çekirdeğini oluşturur. Özellikle sunulan hizmetin makul ücretlerle, kesintisiz olarak belirli bir nitelik ve nicelik düzeyinde sunulmasının güvence altına alınması hayati önem taşır. Modelin uygulanmaya başlanıldığı ilk dönemde sözleşmenin iyi tasarlanamaması sonucu sorunlar yaşanmıştır. Nitekim ülkemizde de Yap İşlet veya Yap İşlet Devret modellerinde ciddi sorunlar yaşamıştır. Tüm yaşanan sorunlara rağmen İngiltere ve

3 Almanya da yapılan bilimsel araştırmalara göre, bu ülkelerde PPP modelleri kullanımı %20 civarında bir maliyet düşüşüne neden olmuştur. PPP Modelleri ayrıca kaynak temininde daha büyük güçlükleri olan gelişmekte olan ülkelere altyapı yatırımlarını süratle gerçekleştirmelerinde büyük kolaylık sağlamaktadır. Bu şekilde ülke içerisindeki atıl sermaye üretime yönlendirilmekte veya devletin borçlanması yerine uluslararası sermayenin doğrudan altyapı projelerine yönlendirilmesi sağlanmaktadır. Gelişmiş ülkeler bir yana, Romanya, Bulgaristan gibi komşularımız PPP Modelini bemimsemişler, bu modelle ilgili yasal sağlam bir altyapı hazırlayarak uluslararası sermayenin ülkelerindeki altyapı projelerini üstlenmelerini sağlamışlardır. Ülkemizde ise mevcut kamu işletmelerinin özelleştirilmesi bile, alışık olunmadık bir siyasi ve ekonomik istikrar yaşamamıza rağmen henüz istenilen düzeye gelinememiştir. 80 li yıllarda özelleştirmeye İngiltere ile birlikte ilk başlayan ülkelerden biri olan ve gıpta ile bakılan ülkemizin, bugün eski SSCB ülkelerinden çok daha gerilerde kaldığını dikkate alarak ve 90 lı yıllarda yaşanan deneyimlerden ders çıkararak, gerekli yasal altyapıyı bir an önce oluşturulması ve özellikle PPP Modelini teşvik eden önlemler alınması gerekmektedir.

4 ÖZELLEŞTİRMEDE YENİ YAKLAŞIM: ÖZEL SEKTÖR KAMU İŞBİRLİKLERİ (PUBLIC PRIVATE PARTNERSHIPS VEYA PPP MODELLERİ) Türkiye de PPP modelleri özellikle 90 lı yıllarda gündeme gelmiş, elektrik üretimi, içme suyu vb alanlarında yap işlet devret veya yap işlet (BOT-Build Operate Transfer ve BO Build Operate) türü bazı modeller devreye konulmuştur. Ancak siyasi ve ekonomik ve hukuksal altyapı ve istikrarın eksikliği ve sözleşme tasarımında yapılan hatalar, kamu ve özel sektör işbirliği açısından ciddi olumsuzluklar getirmiş, kamuoyu nezdinde bu modellerin güvenirliliği tartışılır hale gelmiştir. Kamu sektörü özel sektör arasındaki risk dağılımının adilane yapılmamasından kaynaklanan bu kötü deneyimlerin, kamu finansmanı açısından büyük imkanlar sağlayan bu modelin uygulamasının yaygınlaştırılmasına engel olmaması gerekmektedir. Nitekim özelleştirme uygulamalarında olduğu gibi, ülkemiz bu alandaki uygulamalarda Avrupa Birliğine (AB) aday ülkelerden veya bir çok eski Doğu Blok ülkesinden daha geri durumdadır. Avrupa Birliği nin, birlik üyesi ülkelerin altyapı hizmetlerinin, literatürde Kamu Özel Sektör İşbirliği (Public - Private Partnership) veya kısaca PPP Modeli olarak anılan model ile sağlanması konusundaki somut düzenlemeleri ve bu konuda ayırdığı fonlar ile ülkemizde özellikle 2003 yılı içerisinde özel sektörün bu konudaki girişimler devletçe bu konuda somut adımların atılmasını gündeme getirmiştir. Bu konuda yapılması gereken en öncelikli iş başta İngiltere ve AB düzenlemeleri olmak üzere, diğer ülkelerdeki deneyimler dikkate alınmak suretiyle, ülkemizde konuya özgün yasal bir çerçevenin oluşturulmasıdır. Bu ve bundan sonraki birkaç makalede PPP Modeli ile ilgili genel bilgiler verilerek öneriler geliştirilmeye çalışılacaktır: 80 li yıllarda başlayan özelleştirme akımının ardından, özelleştirmede olduğu gibi, yine başta İngiltere olmak üzere bir çok ülke kamu hizmetlerinin etkin bir şekilde sunumu amacıyla özel sektör - kamu işbirliği yaklaşımını geliştirmişlerdir. Halen bu ülkeler modelin geliştirilmesi ve diğer alanlarda uygulanması olanakları konusunda çalışmalar yürütürken, diğer ülkeler özel sektör kamu işbirliği modelini kendi şartlarına uyarlamaya çalışmaktadırlar. İngiltere de Özel Finansman Girişimi (Private Finans Initiative veya kısaca PFI) olarak gündeme gelerek uygulama alanı bulan, uluslararası literatürde Kamu Özel Sektör İşbirliği (Public - Private Partnership veya kısaca PPP Modeli) olarak anılan yeni model, adından da anlaşılacağı gibi altyapı ve hizmet alanlarında klasik kamu görevlerinin kamu ve özel sektör işbirliği ile yerine getirilmesini amaçlamaktadır. PPP Modeli böylece kamu hizmetlerinin devletçe klasik yollardan temini ile, özelleştirme sonucu tüm hizmet temininin özel sektör aracılığı ile yapılması arasındaki yelpazede yer alan tüm hizmet sağlama modellerini kapsamaktadır. Kamu hizmetinin klasik anlamda devletçe temini sırasında ödeme baştan yapılırken, PPP modelinde ödeme söz konusu altyapının özel sektör tarafından gerçekleştirilerek hizmete alınmasından itibaren yapılmaya başlanmaktadır. Genelde bu modelde miktarı ve kalitesi önceden belirlenmiş kamu hizmeti, özel sektör tarafından finanse edilen ve işletilen, salt bu amaçla kurulmuş bir Proje Şirketi marifetiyle verilmektedir. Aşağıda PPP modelinin ana uygulama şekillerinin kamu hizmeti teminindeki yeri görülebilir.

5 KAMU HİZMETLERİNİN SAĞLANMASI (*) Hizmetin Devlet Tarafından Sağlanması P P P MODELLERİ Tasarla-Yap-Finanse Et-Devret(Design-Build-Finans-Transfer / DBFT) Yap-İşlet-Devret (Build-Operate-Transfer / BOT) Yap-İşlet-Sahip Ol (Build-Operate-Own / BOO) Tasarla-Yap-Finanse Et-İşlet (Design-Build-Finans-Operate / DBFO) Özel Sektör Ağırlığı Hizmetin Tümüyle Özelleştirilmesi Kamu hizmetlerinin PPP Modeli ile teminindeki en önemli gerekçe olarak yüksek nitelikli kamu hizmetinin etkin ve ucuz temini ile kamu finansmanı açısından yeni bir imkan oluşturması sayılabilir. Burada Devlet, kamu hizmetinin belirlenen miktar ve nitelikte sunulmaya başlanmasından sonra ödeme yapmaktadır. Ayrıca özel sektör tarafından karlılık anlayışı ile yapılan hizmet sunumunun makro ekonomik açıdan etkin bir şekilde yapılmasını da sağlamaktadır. Böylece kamu, özellikle altyapı tesislerinin kamu tarafından yapımında ortaya çıkan yüksek yapım maliyetlerini bu modelle önleyebilmektedir. Aslında kamu finansmanı özel sektör finansmanına göre daha az maliyetli görünse de projelendirme, yapım ve işletim aşamasında özel sektörün getirdiği sinerji, hizmetin daha kaliteli ve etkin verilebilmesini sağlamaktadır. Kamu tarafından yürütülen projelerde hemen her zaman yapım süresi ve maliyet aşımlarına şahit olunmaktadır. Buna karşın PPP modeli uygulamalarında genel olarak hizmetin devreye girmesinden sonra özel sektöre ödeme yapıldığından yapım işleri son derece süratli ve etkin tamamlanmaktadır. Hizmet karşılığı ödemeler de ancak hizmetin belirlenen kalite ve miktarda alındığında yapıldığından, hizmet düzeyinin düşmesi önlenebilmektedir. Nitekim İngiltere de yapılan bir araştırmada PPP modeli ile gerçekleştirilen uygulamaların klasik temin yöntemlerine göre %17 oranında bir tasarruf sağladığı belirlenmiştir. Yine İngiltere de 2001 yılında yapılan bir diğer araştırmaya göre PPP Modeli uygulayan devlet dairelerinin %80 i sağlanan hizmetin fiyat - kalite ilişkisi açısından çok iyi, iyi veya tatmin edici olduğunu, kalan %15 i PPP modeli ile sağlanan avantajın büyük olmadığını, kalan % 5 i ise konuyla ilgili kötü deneyimleri olduğunu belirtmişlerdir. Ayrıca PPP modeli ile yapılan uygulamalarda, özel sektör sayesinde hizmet teminindeki risklerin daha duyarlı şekilde analiz edildiği görülmektedir. PPP modeli uygulamaları için tüm bu gerekçelerin yanı sıra, çoğu zaman da en önemli gerekçe olarak, kamu finansman olanaklarının yetersizliği nedeniyle toplum tarafından talep edilen hizmetlerin

6 klasik tedarik yolları ile sağlanamaması gösterilebilir. PPP modeli ile sunulan kamu hizmetlerinin kalite ve miktar açısından hızlı bir şekilde iyileştirilmesi mümkün olabilmektedir. Bu şekilde içme suyu, kanalizasyon, yollar ve benzerlerinin yanısıra hastaneler, okullar, hizmet binaları veya cezaevlerinin yapımı ve işletiminde kamu özel sektör işbirliği başarı ile uygulanabilir. Bu nedenle Devlet PPP modeli uygulamasıyla ilgili ayrıntıları belirlemeden önce, bu modelin uygulanabileceği projeleri belirleyerek öncelik sırası vermeli, bu projelerin hangilerinin, hangi koşullar altında özel sektör için cazip olabileceğini araştırmalıdır. PPP modelinin koşulları ana hatlarıyla aşağıdaki şekilde özetlenebilir: Bu yöntemin başarısı için, diğer konularda olduğu gibi, politik destek ve sahip çıkma ana koşuldur. Modelin başarılı olması için ülkede bulunan politik, ekonomik vb. koşulların istikrarlı olması büyük önem taşımaktadır. PPP modeli için siyasal ve makro ekonomik uygun bir ortamın sağlanmasının yanısıra, özel sektörün bu modele yönelmesini sağlayacak yasal altyapının öncelikle oluşturulması gerekmektedir. Burada özellikle imtiyaz devir işlemleri için yasal dayanakların sağlanması, vergi alanındaki engellerin kaldırılarak özel sektörü teşvik edici bir ortam yaratılması, devletçe yapılacak denetlemelerin somut kriterlere bağlanması, genel olarak ifade etmek gerekirse, açık ve süreklilik arz eden kurallar konulması gerekmektedir. Nitekim PPP modellerinde başarıyı doğrudan etkileyen, belki en önemli husus, modelin temelini oluşturan, özel sektör ve ilgili idare arasında yapılan sözleşmenin niteliğidir. Bu nedenle gerek yasal altyapının oluşturulması, gerekse sözleşme tasarımıyla ilgili olarak devletin gerek kendi, gerekse diğer ülke ve kuruluşların birikimlerinden mutlaka yararlanması gerekmektedir.

7 NEDEN KİT SİSTEMİ BAŞARISIZLIĞA MAHKUMDUR? Ülkemizdeki sorunlu alanlar incelendiğinde, sorunların temelde iki nedene dayandığı görülebilir; birinci neden, kuralların yanlış konulmuş olması, ikinci neden ise kuralların (doğru da olsa, yanlış da olsa) zaten uygulanmaması. Bunun en güzel örneği emniyet kemeri takma zorunluluğu ile ilgili olanıdır; tüm günü trafikte geçen taksi şoförleri için her ne hikmetse -emniyet kemeri zorunluluğu bulunmamaktadır! Yani kural mantıksızdır - yanlıştır. Diğer taraftan kurala rağmen, pratikte emniyet kemeri takma zorunluluğu yoktur denilebilir. Zira trafik polisi, cezayı affetme yetkisi olmamasına rağmen, en iyi durumda sizi sözlü uyarır. Müeyyidenin olmadığı yerde hukuktan söz etmek mümkün değildir. Aynı şekilde Türkiye nin sorunlu alanlarından birisini oluşturan Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) sistemini yakından incelediğimizde, aynı şekilde hem mevzuatla KİT lere getirilen hükümlerin kısmen veya tamamen uygulanmadığını, yada getirilen hükümlerin yanlışlıklarla dolu olduğunu görebiliriz. Nitekim 2001 yılındaki büyük ekonomik krizin çıkış nedeni sayılan bankacılık sektörü ile ilgili Görev Zararları, hem mevzuattaki ilgili hükmün yanlış konulmasının, hem de mevzuatta öngörülen işlemin uygulanmamasının en çarpıcı ve vahim sonucudur. (Bkz. Ekonomistler Bülteni Kaldıraç Noktası - Nisan 2002) Nitekim ülkemizde devletin ekonomideki uzantısı sayılan Kamu İktisadi Teşebbüsleri için 1984 yılında 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile getirilen yapı, bugün tüm dünyanın her alanda uygulanmaya çalıştığı kurumsal yönetişim ilkelerine tümüyle aykırıdır. Sonuçta bu aykırılıklar, piyasa ekonomisinin kurallarının hakim olmaya başladığı bir ortamda KİT lerin rekabette geri kalmalarına, zarar etmelerine yol açmışlardır. Bu nedenle, bir yandan KİT lerin özelleştirilmesine hız verilirken, ki bu nihai çözümü oluşturacaktır, diğer yandan da kamusal kaynakların israfına yol açan bu sistemin bir an önce değiştirilmesinde, KİT lerin yönetişim ilkeleri doğrultusunda yeniden yapılandırılmasında, büyük yarar bulunmaktadır. Pek tabiidir ki aynı zamanda değiştirilen söz konusu kuralların uygulanması da gerekecektir!!! KİT sistemindeki kurumsal yönetişim ilkelerine tezat oluşturan ve zarar etmelerine neden olan unsurlar kısaca sıralanırsa: (Bkz. Ekonomistler Bülteni Kaldıraç Noktası Haziran 2003) 233 sayılı KHK ya göre KİT genel müdürü aynı zamanda yönetim kurulu başkanıdır. Onun sicil amiri olduğu iki genel müdür yardımcısı da 6 kişiden oluşan yönetim kurulunda üyedirler. Böylece yürütme ergini oluşturan üç kişi, yönetim kurulundaki diğer üyelere rağmen karar nisabını oluşturabilmektedirler. Yani karar verme organı tümüyle yönetim erginin hegemonyası altındadır. Ayrıca diğer üyeler asimetrik bilgi nedeniyle zaten kararları irdeleme yeteneğine sahip değildirler. Altı kişilik yönetim kurulu üyesinin beşi KİT in ilgili olduğu bakan, biri ise Hazineden sorumlu bakan tarafından teklif edilerek atanmaktadır. Bu nedenle doğal olarak KİT yönetimi ilgili bakanlığa veya bakana yoğun bir bağımlılık içinde olmak durumundadır.

8 Yönetim kurulu üyelerinin görev süresi üç yıl olmasına rağmen uygulamada bu sürelere uyulduğu söylenemez. KİT lerin denetim kurulu bulunmamaktadır. Bunun yerine 233 sayılı KHK çerçevesinde Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu (YDK) tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi adına mali ve teknik açılardan denetlenmektedirler. YDK şirket yönetiminin uygulamalarını, uygulama yapıldıktan sonra yani ex-post denetleyebilmektedir. Bu da yanlış uygulamaların önlenmesi açısından yetersiz kalmaktadır. Yüksek Denetleme Kurulu her ne kadar kural olarak bağımsız görünse de, yapı olarak Başbakanlığın idari yapısının içerisinde yer almaktadır. KİT lerdeki tüm yönetim kurulu üyelerinin seçiminin yürütme tarafından yapıldığı düşünüldüğünde, bu kurulun idari açıdan da olsa yürütmeye bağlı bir organ olması kamusal alanda da iyi yönetişim ilkelerine aykırılık teşkil etmektedir. Bu nedenle KİT lerle ilgili olası bir yeniden yapılandırmaya gidilirken Yüksek Denetleme Kurulu nun yapısı gözden geçirilmeli, iyi yönetim veya güçler ayrılığı ilkesine uygun hale getirilmelidir. Yüksek Denetleme Kurulu, Anayasaya göre Meclis nam ve hesabına KİT leri denetlemektedir. Yine Başbakanlık bünyesinde yürütme adına KİT ler dahil tüm kamu organlarını denetlemek, gerektiğinde adli makamlara şikayette bulunmak üzere kurulmuş Başbakanlık Teftiş Kurulu yer almaktadır sayılı Kanun ile düzenlenen özelleştirme uygulamaları çerçevesinde, özelleştirme programına alınan KİT ler için 233 sayılı KHK hükümleri geçersizdir. Özelleştirme programındaki şirketler yeniden yapılandırılmakta, yönetim yapıları özel sektör şirketlerinde olduğu gibi Türk Ticaret Kanunu hükümlerine uygun hale getirilerek denetim kurulları oluşturulmaktadır. Bu şirketler özelleşene kadar Yüksek Denetleme Kurulu şirketleri denetlemeyi sürdürmektedir. Denetim kurulları, yönetim kurulu toplantılarına katılmak suretiyle kararları irdelemek olanağına sahip olmaktadırlar. Aslında 233 sayılı KHK girizgahında KİT ler için karlılık ve verimlilik ilkeleri yanı sıra özerklik ilkesini getirmekte olup, KİT ler bu KHK da yer almayan hususlarda Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre çalışmak zorundadırlar. Ancak uygulamada KİT yönetiminin hareket kabiliyeti genelgeler ve benzeri düzenlemelerle minimum düzeye indirgenmiştir. Bugün en büyük KİT lerin yönetim kurulları bile şirketlerine bir cep telefonu veya faks cihazı alma yetkisine sahip değildirler!! KİT lerin rekabet ortamında çalışan birer ticari kuruluş olması göz ardı edilerek, getirilen düzenlemeler KİT lerin rekabet yeteneklerini hemen hemen ortadan kaldırmıştır. Örneğin bugün, büyükçe çapta hammadde alımını piyasadaki rakipleri anlık kararlarla hallederken, bir KİT Kamu İhale Kanunu çerçevesinde onlarca formaliteyi aylarca süren maratonla aşmak zorundadır. Neyse ki KİT lerin satış işlemlerine henüz buna benzer bir gözetim getirilmemiştir!! Buna karşın özgür yönetime sahip kamusal şirketlerin rekabet ortamında başarılı olabildikleri görülebilmektedir. Kendi kararlarını kendi organları ile özgür olarak verebilen (sermaye payı %50 nin

9 altında olmasına rağmen) kamu yönetimindeki şirketler için en güzel örneği ERDEMİR teşkil etmektedir. ERDEMİR özel kanunu sayesinde ve kuruluşunda konulmuş ilkeler çerçevesinde şirket küresel rekabet ortamında iddialı, verimli ve karlı bir şirket olmuştur ve bu durumunu sürdürmektedir. Buna karşın KARDEMİR ve İSDEMİR, KİT sisteminin olumsuzlukları nedeniyle rekabet ortamında yaşamayı başaramamış, ancak özelleştirme sayesinde yeniden nefes alabilir olmuşlardır. Sonuç olarak; özelleştirme işlemlerini süratle sürdürürken, mevcut KİT sisteminin bir an önce kurumsal yönetişim ilkelerine uygun bir yapıya kavuşturularak, bir dereceye kadar da olsa özel sektörün sahip olduğu hareket yeteneğini kazanmasını sağlamak gerekmektedir. Burada yapılması gereken kısaca, KİT sistemini özel hukuk hükümlerine uygun hale getirmek ve şirketle ilgili tüm kararların Türk Ticaret Kanunu hükümlerine uygun hale getirilmiş şirket organları tarafından alınmasını sağlamaktan ibarettir. Ali Güner Tekin

10 KİT LERİN YÖNETİM YAPISININ KURUMSAL YÖNETİŞİM İLKELERİ (CORPORATE GOVERNANCE)AÇISINDAN İRDELENMESİ Türkiye de Devlet kontrolündeki iktisadi kuruluşları tabi oldukları mevzuat açısından genel olarak; Hazine ye bağlı ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ye (KHK) tabi Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT), Özelleştirme programındaki 4046 sayılı Kanuna tabi kuruluşlar, diğer mevzuatla kurulan ve/veya çalışmaları düzenlenen kuruluşlar şeklinde sınıflandırabiliriz. Bu yazıda 233 sayılı KHK e tabi KİT lerin yönetim yapısı irdelenecektir: 80 li yıllarda devlete ait iktisadi kuruluşlarla ilgili en önemli yapısal değişiklik 1984 yılında çıkarılan 233 sayılı KHK ile gerçekleştirilmiştir. Bu düzenleme ile o güne kadar KİT lere ilişkin olarak yapılan tüm düzenlemeler kaldırılarak tüm KİT lerin tek bir mevzuata tabi olmaları sağlanmıştır. Bu KHK ye tabi kuruluşların listesi aynı KHK ekinde gösterilmiştir.(madde 60). Ancak fiiliyatta Devletin çoğunluğuna sahip bulunduğu, ancak bu listede bulunmayan kuruluşlar da bulunduğundan, Anayasa da bahsedilen Kamu İktisadi Teşebbüsü kavramı 233 sayılı KHK daki tanımdan - veya listeden- daha geniş algılamak gerekir. Ayrıca özelleştirme programına alınan ve 4046 sayılı Kanun hükümlerine tabi hale gelen KİT ler hakkında 233 sayılı KHK hükümlerinin uygulanmaması gerektiğinden, bu kanun kapsamındaki KİT tanımını da 233 sayılı KHK ninkinden farklı anlamak gerekir. Bildiğimiz gibi KİT ler, Kurtuluş Savaşı ve 1929 Büyük Buhranı ndan sonraki şartlar altında, devletin hemen her sektörde yarattığı, piyasaya hakim, büyük kuruluşlar olarak kurulmuş ve devletin uyguladığı karma ekonomik model içerisinde büyümüşlerdir. Ancak 80 li yıllarda bu modelin terk edilerek rekabetçi serbest piyasa modeline geçilmesi ile birlikte bu tekelvari kuruluşların yeniden yapılandırılmaları gündeme gelmiştir. İşte 233 sayılı KHK ile esasen KİT lerin tamamen piyasa koşulları dahilinde ve iktisadi mantıkla hareket etmeleri öngörülmüş olmasına rağmen, uygulamada KİT lerin liberalleştirilen piyasa şartlarında yeteri kadar başarılı olamadıkları son derece açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. KİT lerin bu başarısızlığının bir bölümü, 233 sayılı KHK da kendilerine vaad edilen özerkliğin fiiliyatta gerçekleşmemiş olmasına bağlanabilirse de, aşağıdaki irdelemelerden de anlaşılacağı gibi,bu başarısızlığın ana temelinin 233 sayılı KHK de KİT ler için öngörülen yönetim yapısının iyi yönetişim (corporate governance) ilkeleri ile bağdaşmadığından, hatta bu ilkelerle taban tabana zıt olmasından kaynaklandığı söylenebilir. 233 sayılı KHK ile KİT ler piyasa şartlarında ve kar amacıyla çalışan İktisadi Devlet Teşekkülleri (İDT) ve tekel niteliğindeki malları üreten veya pazarlama imtiyazına sahip olan ve verimlilik ilkesi ile çalışan Kamu İktisadi Kuruluşları (KİK) olarak iki ana sınıfa ayrılmışlardır. 233 sayılı KHK de sermayesinin tümü devlete ait olan KİT lerin yanısıra, sermayesinde özel payların da bulunduğu Bağlı Ortaklık ve İştirak lere ait düzenlemeler de bulunmaktadır. 233 sayılı KHK nin sadece ruhuna değil, lafzına göre de açıkça İDT ve KİK lerin özerk bir tarzda İDT lerin verimlilik ve karlılık ilkeleri doğrultusunda KİK lerinde verimlilik ilkesi doğrultusunda yönetilmeleri ilkesi getirilmektedir. (Madde 1) Yine aynı KHK nin çeşitli

11 maddelerinde kuruluşların KHK de saklı hükümler saklı tutulan hususlar dışında özel hukuk hükümlerine tabi oldukları vurgulanmaktadır.(madde 4,16,23) Ancak uygulamada bu ilkelere uygun hareket edildiğini söylemek zordur. Nitekim aynı KHK ile KİT lere getirilen yönetim yapısı kuruluşların bu ilkelere göre çalışamamalarının ana nedenini oluşturmaktadır. 233 sayılı KHK ile KİT lere getirilen yönetim yapısı, genel olarak karar alma, yürütme ve denetleme unsurlarının birbirinden bağımsız olması ilkesine, yani kuvvetler ayrılığı ilkesi ne dolayısıyla kurumsal yönetişim ilkelerine hiç mi hiç uygun değildir. 233 sayılı KHK ye göre teşebbüsün organları yönetim kurulu ve genel müdürlüktür. Yönetim kurulu kuruluşun en yüksek seviyeli yetkili karar organı, genel müdürlük ise yürütme organıdır.(madde 5) Yönetim kurulu bir başkan ve beş üyeden toplam altı kişiden oluşmaktadır ve genel müdür yönetim kurulu başkanıdır. KİT Genel Müdürü ile ikisi KİT in genel müdür yardımcılarından olmak kaydıyla, dört yönetim kurulu üyesi kuruluşun ilgili olduğu bakanın teklifi ile ortak kararla (Bakan, Başbakan ve Cumhurbaşkanı tarafından) atanır, kalan bir üye ise Hazine den sorumlu bakanın teklifiyle yine ortak kararla atanır. Genel müdürün yokluğunda, yönetim kurulu başkanlığına genel müdür yardımcılarından birisi vekalet eder. (Madde 6) Böylece KİT yönetim kurulu üyelerinden beşi ilgili bakan, biri Hazineden sorumlu bakanın teklifiyle atanırlar. 233 sayılı KHK e göre yönetim kurulu üyelerinin görev süresi üç yıldır. Bu süre dolmadan üyeliğin boşalması veya üyelik için aranan niteliklerin ve şartların kaybedilmesi halinde, kalan süreyi doldurmak üzere atama yapılır.(madde 8) KHK de yönetim kurulu üyesinin bu süre dolmadan görevden alınması için başka bir seçenek bulunmamasına rağmen, uygulamada bu süreye uyulduğu söylenemez. Genel müdürün aynı zamanda yönetim kurulu başkanı olması, bilindiği gibi kurumsal yönetişimin temel ilkeleri ve yürütmenin karar verme unsurundan ayrılması ilkesine terstir. Zira zaten asimetrik bilgi nedeniyle üstünlüğe sahip olan genel müdür yönetim kurulu başkanlığı sayesinde diğer yönetim kurulu üyeleri üzerinde formel üstünlüğe de sahip olmaktadır. Fakat 233 sayılı KHK de bununla da yetinilmemiş, yönetim kurulunda ast konumundaki iki genel müdür yardımcısına da yer verilerek genel müdürün yönetim kurulundaki ağırlığı pekiştirilmiştir. Böylelikle genel müdür yönetim kurulunun yarısını kontrol altında tutar konuma getirilmiştir. Aldıkları kararların uygulanması konusunda pek az bilgiye sahip olan diğer üç üyenin kararlar tekliflerine eleştirel yaklaşma imkanı pratik olarak mevcut değildir. Ancak bu üyeler şirkette yapılan her işlem için, diğer murahhas yönetim kurulu üyeleriyle ayni sorumluluğa sahiptirler! Yukarıda bahsedildiği gibi, özel sektör şirketlerinde olduğu gibi KİT lerde yönetim kurulu yanında bir denetim kurulu mevcut değildir. Bunun yerine Anayasa nın 165 inci maddesi ve 72 sayılı KHK hükümlerine göre Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu TBMM adına KİT leri denetleyerek KİT bilanço ve netice hesaplarını Meclis in tasvibine sunmaktadır. Yüksek Denetleme Kurulu nun Meclis

12 adına denetim yaparken KİT yönetimleri gibi doğrudan yürütme erki ile ilişkilendirilmiş olmasının kamusal yönetişim açısından bir aykırılık oluşturduğu söylenebilir. KİT ler işletmelerini tüzel kişiliğe sahip müessese ler halinde teşkilatlandırmışlardır. Müesseseler yönetim komiteleri tarafından yönetilirler. Yönetim komiteleri de müessese müdürü ve dört üst düzey müessese yöneticisinden oluşur. Tüm yöneticiler KİT genel müdürünün teklifi ile KİT yönetim kurulunca atanırlar. Burada da aynı şekilde karar organı ve murahhaslık iç içe olduğundan sağlıklı bir yönetim yapısından söz etmek mümkün değildir. Çoğunluk hissesi Devlete ait olan ve 233 sayılı KHK de Bağlı Ortaklık olarak tanımlanan kuruluşlara değinmek gerekirse, özellikle kamu payının %91 i aştığı kuruluşlarda genel kurul ve denetçi yoktur. Bu durumda kurumsal yönetişim ilkeleri gereği hissedarlara eşit davranılması bir yana, buradaki azınlık hisseleri kısa yoldan yok varsayılmıştır. Ancak azınlık hisselerinin %20 ve daha fazla olması durumunda bir dereceye özek şahısların hissedarlık ilişkisi dikkate alınmaktadır. Sonuç olarak; gerek kamusal, gerekse kurumsal iyi yönetişim ilkeleri açısından irdelendiğinde KİT lerin ana mevzuatı olan 233 sayılı KHK ile getirilen yönetim sisteminin KİT işletmeciliğindeki başarısızlıkların temel nedenlerden birini oluşturduğu söylenebilir. Bu çerçevede bir yandan KİT lerin özelleştirilmesi işlemleri hızla sürdürülürken, diğer yandan kurumsal yönetişim ilkelerini gözeten bir KİT yapılanmasına gidilmesinde büyük zorunluluk bulunmaktadır

13 KURUMSAL YÖNETİŞİM ( CORPORATE GOVERNANCE ), KUVVETLER AYRILIĞI İLKESİ VE DENETİMDEN SORUMLU KOMİTELER Küresel krizler ve Kurumsal Yönetişim (*): Güneydoğu Asya da 1997 yılı ortalarında başlayan ve tüm dünyayı saran krizin ardından özellikle küresel şirketlerin iyi yönetilmesinin dünya ekonomisi için ne denli önemli olduğu anlaşılmaya başlandı. Küreselleşen ekonomide en iyi şirket yönetiminin nasıl olması gerektiği sorusuna cevap arayışı içerisinde konu OECD tarafından ele alınarak şirketlerin sorumlu ve etkin yönetimini sağlamaya yönelik bir ilkeler manzumesi, Kurumsal Yönetişim İlkeleri adı altında 1999 yılında yayınlandı. Bu ilkelerin açıklanması ile birlikte tüm dünyada konuya karşı ilgi hızla artmaya başladı ve konuyla ilgili kapsamlı bir literatur oluştu. Emeklilik fonlarının sermaye piyasasının ana oyuncularını oluşturduğu ve böylelikle halkın sermaye piyasalarındaki olaylara çok duyarlı olduğu ABD nin en büyük şirketlerinde yaşanan rüşvet ve yolsuzluk olayları ve ardından gelen şirket çöküşleri, kurumsal yönetişim konusunun yeniden ve çok daha ağırlıklı bir şekilde dünya gündeme oturmasını sağladı. Bu gelişmelere paralel olarak Türkiye de de İMKB, SPK gibi ilgili kuruluşların katıldığı çalışmalar sonucunda, ülkemizde uygulanması önerilen kurumsal yönetişim ilkeleri TÜSİAD tarafından yayınlandı. Halka açık şirketlerin daha sorumlu ve etkin yönetimi amacıyla yapılan bir dizi düzenlemenin yanısıra SPK son olarak kurumsal yönetişimle ilgili bir öneriler seti hazırlayarak web sitesinde kamuoyunun görüşlerine sundu. Küresel etkileri olan şirket krizlerinin temelinde bir denetim sorununun olduğu hemen görülebilir. İngiltere deki Poly Peck ve BCCI krizlerinden günümüzdeki Enron krizine kadar tüm krizlerde denetçilerin hazırlayageldikleri raporlarda şirket resminin eksiksiz, doğru ve kolay anlaşılır bir şekilde yansıtılmadığı ortaya çıkmıştır. Bunun bir kısmı mevzuat boşlukları ve benzer nedenlerden kaynaklansa da, ana nedenin şirketlerde yürütme denetim ilişkisinde kuvvetler ayrılığı ilkesinin uygulanmaması olduğu söylenebilir. Nitekim geleneksel şirket yapısında denetçiler yürütmenin ana oyuncuları olan murahhas üye ve müdürler (CEO) tarafından seçilmekte ve ücretlendirilmektedir. Yönetim tarafından seçilen bağımsız denetçinin genel kurul tarafından onaylanması, bu konuda hiçbir bilgisi ve yardım alabileceği aracı olmayan genel kurul için bir formaliteden öteye gidememektedir(asimetrik bilgi). Bağımsız dış denetçiler arasındaki rekabet de dikkate alındığında, fiilen şirket yönetimince atanan ve ücretlendirilen bağımsız dış denetçinin şirket yönetimi ile oluşan sıcak ilişkisi, denetçinin bağımsızlığını ve denetimin kalitesini sorgulanır hale getirmektedir. Kurumsal Yönetişim ve Sarbanes Oxley Yasası (**): Ülkede ortaya çıkan yolsuzluk ve rüşvet skandallarına ABD yasaması, OECD tarafından açıklanan ilkelerin çok ötesinde, son derece sert bir tepki verdi ve yönetim kısaca SOX Yasası diye anılan Sarbanes Oxley Yasasını 30 Temmuz 2002 de yürürlüğe koydu.

14 Yasaya göre; şirket yönetiminden sorumlu murahhas üye veya müdür (CEO) ile şirket finansman müdürü(cfo) mali tabloların doğruluğunu yasada belirtilen ve değiştirilemeyen sorumluluk metni ile şahsen sermaye piyasası kurulu SEC e onaylamak zorundadırlar. Bu çerçevede, bir ihlal durumunda sermaye piyasası kurulu SEC, yöneticilere doğrudan dava açma hakkı kazanmaktadır. Bir anlamda Haberim yoktu, delege ettim mazereti ortadan kaldırılmıştır. Yasa ile ayrıca, bağımsız denetçi seçimi ve ücretlendirilmesi tümüyle bağımsız üyelerden oluşturulan bir denetim komitesi marifetiyle yapılmaktadır. Bu komite gerektiğinde danışmanlık hizmeti alabilmekte, hukukçu vb danışman görevlendirebilmektedir. Bu durumda şirket komiteye gereken maddi imkanı sağlamak durumundadır. Yasanın diğer bir köktenci unsuru, yöneticilerin bir ihlalini tespit ettikleri durumda hukukçulara ihbar mükellefiyeti getirmesidir. Hukukçu ihlali sırasıyla baş hukuk müşavirine, murahhas üye veya müdüre, denetim komitesine (ve en sonunda SEC na) bildirmek ve (gerekiyorsa) çekilmek (Noisy Withdrawel) durumundadır. Böylece şirkette ve şirket için çalışan tüm hukukçular yasal muhbir konumuna getirilmektedir. Bu husus hukuktaki vekil müvekkil ilişkisinin mahremiyeti ilkesine ve böylece birçok ülke yasasına aykırılık teşkil etmekte ve şirket yöneticilere büyük güçlükler getirmektedir. Yasa, bağımsız denetçinin 5 yılda değiştirilmesi zorunluluğu, halka açık şirketlerinin denetiminin izlenmesi için üyeleri SEC tarafından atanan 5 üyeden oluşan bir kurul oluşturulması (Public Company Audit Oversight Board), cezaların artırılarak ihbar sürelerinin uzatılması, ihbarcıların korunmasına yönelik hükümler ve benzeri ilave önlemler getirerek şirket yönetimleri üzerinde ağır bir denetim ağı oluşturmaktadır. Bu önlemler arasında en ilgi çekenlerden birisi de halka açık şirketler hakkında rapor yazan analistlerin şirketle ilgili olarak yazdıkları raporlara raporun kendi kişisel görüşlerini yansıttığı ve aldıkları ücretle bu görüşler arasında hiçbir ilgi olmadığı varsa niteliği(!)hakkında bir açıklama koyma zorunluluğu getirilmesidir. Böylece ABD de geleneksel olarak yürütme ağırlıklı şirket yapısı değiştirilerek denetim ağırlıklı bir sisteme geçilmektedir. Doğal olarak bu yasa ile şirketlere ek bir maliyet de yüklenmektedir. Bu maliyetin orta büyüklükte bir şirket için milyon Dolar civarında olduğu tahmin edilmektedir. ABD tarafından alınan ve kısmen diğer ülkelerin mevzuatlarıyla çelişen bu aşırı önlemler ülkenin Kıta Avrupası ile ilişkilerini ciddi biçimde sıkıntıya sokmuştur. Türkiye de Durum: Kurumsal Yönetişim ve Denetimden Sorumlu Komiteler OECD ilkeleri doğrultusunda TÜSİAD tarafından açıklanan kurumsal yönetişim ilkeleri esas alınarak, SPK tarafından halka açık şirketlerin bağımsız denetimine ilişkin yeni düzenlemelere gidilmiştir. Sermaye Piyasasındaki Bağımsız Denetim Hakkındaki Seri:X No: 16 sayılı Tebliğin 23. maddesine yapılan ekleme ile hisse senetleri borsada işlem gören ortaklıklarda zorunlu, görmeyenlerde ihtiyari olarak, yönetim kurulu kararı ile kurul bünyesinde en az iki üyeden oluşan Denetimden Sorumlu Komite (DSK) kurulması esası getirilmiştir. Tebliğe göre bu komitenin çoğunluğunu doğrudan icra fonksiyonu bulunmayan üyeler oluşturmalıdır. Komitenin ana görevi ortaklığın muhasebe sistemi, finansal bilgilerin kamuya açıklanması, bağımsız denetimi ve ortaklığın iç kontrol sisteminin işleyişinin ve etkinliğinin gözetimini yapmaktır. Buna göre bağımsız denetim kurulunun seçimi, denetim sözleşmelerinin hazırlanarak

15 bağımsız denetim sürecinin başlatılması ve bağımsız denetim kuruluşunun her aşamadaki çalışmaları adı geçen komitenin gözetiminde gerçekleşmek durumundadır. Komite bu konuyla ilgili olarak yılda en az dört kez toplanmak ve kamuya gerekli açıklamaları yapmak zorundadır. Komitenin ihtiyaç duyduğu danışmanlık hizmetleri ile ilgili masraflar şirketçe karşılanmak durumundadır. DSK üyelerinin bu görevlerinden kaynaklanan görev sorumlulukları, TTK gereğince yönetim kurulu üyesi olmalarından kaynaklanan sorumluluklarını kaldırmamaktadır. Bu durumda DSK üyeleri hem şirketin işlemlerinden sorumlu olmakta, hem de buna ilaveten kendilerini denetleyen bağımsız denetçi ile ilgili işlemlerden sorumlu tutulmaktadır. Kuvvetler Ayrılığı ilkesi ve Kurumsal Yönetişim Kuramsal olarak değerlendirildiğinde, vekaleten yürütülen tüm toplumsal kurumlarda olduğu gibi iyi şirket yönetiminin temelinde de kuvvetler ayrılığı ilkesinin yattığı görülür. Nasıl kuvvetler ayrılığı ilkesine göre yasama, yürütme ve yargı erklerinin birbirinden bağımsız olması demokratik yönetim şeklini en iyi yönetim tarzı yapıyorsa, kuvvetler ayrılığı ilkesinin şirket yönetimine uyarlanması da en etkin şirket yönetimini beraberinde getirecektir. Diğer bir deyişle karar verme, yürütme ve denetleme organlarının birbirinden tümüyle bağımsız olarak düzenlenmesi şirketin sorumlu ve etkin yönetimi için ön koşuldur. Her üç organın hesap vereceği ana karar organı ise hissedarların adilce temsil edildiği genel kuruldur. Bu ilke esas alındığında yürütmeden sorumlu murahhas müdür veya yönetim kurulu üyelerinin aynı zamanda şirketin yönetilmesine ilişkin karar verme mekanizması olan yönetim kurulunda çoğunlukta olmasının sakıncaları kolayca görülebilir. Hele ülkemizde, çoğu aile şirketlerinde olduğu gibi, KİT yönetimlerinde yasal zorunluluk olarak uygulanan genel müdürün aynı zamanda yönetim kurulu başkanı olması geleneği bu şirketlerin ta baştan etkin yönetilmemeye mahkumiyetleri anlamına gelmektedir.(233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname) Böylece yönetim kurullarında ta baştan yaratılan asimetrik bilgi dağılımı kuruldaki demokratik tartışma ortamını tümüyle ortadan kaldırmaktadır. Ayrıca ülkemizde anonim şirketlerdeki yasal denetçilerin pasif konumda bırakılması da şirket yönetimini olumsuz etkileyen önemli unsurlardan birisidir. Anglosakson sisteminde şirketlerde genel kurulun yanında yalnızca yönetim kurulu ( Board of Directors ) bulunmaktadır. Şirket, yönetim kurulu üyesi murahhas üye veya üye olmayan müdürler (CEO) tarafından doğrudan veya icra komiteleri yardımı ile yönetilmektedir. Bu sistemde ayrıca bir denetim kurulu bulunmamakta, şirket bağımsız denetim kuruluşlarınca denetlenmektedir. Bu sistemde denetimden sorumlu komite oluşturulması yürütme ve denetim erklerinin ayrıştırılması açısından olumlu bir adım sayılabilir. Buna karşın ülkemizdeki anonim şirket yapısında, Türk Ticaret Kanunu(TTK) gereği, genel kurul ve yönetim kurulunun yanısıra, genel kurul adına şirketi denetleyen denetim kurulu da (murakıplar) bulunmaktadır. Ancak daha önce ifade edildiği gibi bu kurul yeterince işlevsel değildir. Ülkemizde sermaye piyasalarına kayıtlı şirketler ayrıca şirket yönetimince seçilip, genel kurulca tasvip edilen bağımsız denetçiler tarafından denetlenmektedir.

16 OECD tarafından yayınlanan kurumsal yönetişim ilkelerinde, yasal denetim kurulunun bulunmadığı Anglosakson sistemi esas alınmakta ve buna göre yönetim kurulunda murahhas üyelerin yanısıra daha objektif karar alınmasını temin amacıyla bağımsız üyeler bulundurulması esası getirilmektedir. OECD ilkelerine istinaden TÜSİAD tarafından yayınlanan ilkeler de adından anlaşılacağı gibi yalnızca yönetim kurulu yapısına yönelik temenniler içermektedir. OECD ilkelerin her ülkenin mevcut koşullarına uyarlanması gereğini belirtmesine karşın, TÜSİAD düzenlemeleri OECD nin esas aldığı sistemi doğrudan uyarlamak suretiyle, TTK gereği ülkemizdeki anonim şirketlerin bünyesinde bulunan denetim kurulunu, diğer bir deyişle murakıpları, tümüyle gözardı etmektedir. Bu arada hem günümüz koşullarına ve AB mevzuatına uyum sağlaması amacıyla TTK nunda geniş çapta değişiklik yapılmasına yönelik çalışmalar tamamlanma aşamasındadır. Bu konuda üzerinde çalışılan taslak henüz açıklanmamış olmakla birlikte, Komisyon Başkanı Sn. Prof.Dr. Tekinalp in yaptığı açıklamalardan taslakta kurumsal yönetişim ile ilgili temel ilkelere yer verildiği, buna karşın mevcut TTK nda anonim şirketlerde bulunan denetim kurulu veya murakıplar kurumunun tümüyle kaldırılmasının öngörüldüğü anlaşılmaktadır. Değerlendirme ve Sonuç Ayrı bir denetim kurulu bulunmayan (Anglosakson) şirket yapılarında kurumsal yönetim ilkelerini uyarlamak için yönetim kurulu içinde, bağımsız dış denetçi ile tüm işlemleri yapacak ve/veya takip edecek bir denetimden sorumlu komite nin oluşturulması mantıklı bir adım olabilir. Ancak mevzuatımızda genel kurulca seçilen ve yönetim kurulundan tümüyle bağımsız olarak şirketin mali durumu ve genel gidişatını izlemekle yükümlü olan bir denetim kurulu (murakıplar) mevcut iken, bu kurumu tümüyle yok sayarak, bu kurumun görevleri ile örtüşen görevlerin yönetim kurulu üyelerinden oluşan ve yönetim kurulunca seçilen bir komiteye verilmesinin mantıklı bir gerekçesini bulmak zordur. TTK nda yapılması düşünülen değişiklik ile anonim şirketlerdeki denetim kurulunun kaldırılması gerek kuvvetler ayrılığı ilkesi gerekse iyi yönetişim açısından bir iyileştirme getirmeyecektir. Bunun yerine TTK ndaki denetim kurulunun muhafaza edilip güçlendirilerek, bağımsız dış denetçi temini ile ilgili tüm işlemlerin bu kurulun uhdesine verilmesi yerinde olacaktır. Bunun ötesinde adıgeçen kurula şirket üst düzey yapılandırmaları ile ilgili danışmanlık hizmetleri alınması, şirket teftiş kurulu çalışmalarının izlenmesi vb yetkiler de verilebilir. Emin olunmalıdır ki, kurumsal yönetişim olgusu önümüzdeki on yıllara damgasını vuracak ve küreselleşmede ancak her alanda iyi yönetişimi sağlayan ülkeler ayakta kalabilecektir. Ankara, Mayıs 2003 (*) Corporate Governance terimi iyi yönetim olarak ta tanımlanmaktadır. Diğer avantajlarının yanısıra, karşılıklı etkileşimi de içerdiğinden kişisel olarak kurumsal yönetişim terimini daha doğru buluyorum. (**) Kurumsal İyi Yönetim Arenası Anakara Mayıs White&Case Sunumu

17 KURUMSAL YÖNETİŞİM ( CORPORATE GOVERNANCE) HAKKINDA Kavram Corporate Governance veya Türkçe ifadesiyle Yönetişim in tek bir tanımı mevcut olmayıp, farklı şekillerde yorumlanabilmektedir. Genel olarak (kurumsal) yönetişim kavramının adil, saydam, hesap verme ve sorumluluklar başta olmak üzere tüm kuralların iyi tanımlandığı kurumsal verimliliğin artırılmasına yönelik bir anlayış olduğu söylenebilir. Bu bağlamda yönetişim / kurumsal yönetişim yalnızca özel sektörü değil, kamusal alanı da kapsayan bir olgudur. Bilindiği gibi şirketler, öncelikle kendi ortaklarına, sonra çalışanlarına ve diğer ilişkide bulundukları çevrelere (müşterilerine, tedarikçilerine, vb) karşı sorumludurlar. Kurumsal yönetişim anlayışı ile şirketler, kendi sorumluluklarının bilincinde verimliliklerini artırarak, ortaklarının elindeki hisselerin değerini artırabilir ve bu süreçte ilişkide bulundukları tüm kişi ve kuruluşlarla olan ilişkilerini yasalara ve ahlaki değerlere uygun yürütülebilirler. Kuramsal olarak yönetişimin amacı, kapitalizmin içinde barındırdığı kar dürtüsü nedeniyle oluşabilen ve topluma zarar verebilecek sapmaları denetim altında tutmaktır denilebilir. Zira küreselleşme nedeniyle bir ülkede veya büyük bir şirkette meydana gelen krizin etkisi yerel boyutları aşmakta, tüm dünyayı etkileyebilmektedir. Son yıllarda gerek küresel düzeyde gerekse özellikle gelişmekte ülkelerde meydana gelen şirket birleşmeleri ile ekonomik krizler Kurumsal Yönetişim (Corporate Governance) kavramına dikkatleri çekmeye başlamıştır. Küreselleşme akımı kapsamında ve özellikle dünyada ve ülkemizde yaşanan krizlerden sonra şirketler kendilerine yeni ortak bulma arayışına girmişlerdir. Bu bağlamda da iyi yönetişimin önemi daha belirgin hale gelmiştir. Çünkü iyi yönetişim sahibi olmayan şirketle birleşmek büyük riskleri de beraberinde getirmektedir. Bu nedenle sermaye ihtiyacı olan ve dünya şirketi olmak isteyen şirketler yönetişim kavramını kendi şirket kültürlerine dahil etme ihtiyacı hissetmeye başlamışlardır. Nitekim bu arayışlar sonucunda uluslararası düzeyde, OECD nezdinde başlatılan çalışmalar sonucunda 1999 yılında Kurumsal Yönetişim İlkeleri yayınlanmıştır. Bunun ardından bir çok ülkede olduğu gibi ülkemizde de bu konuda SPK ve İMKB ile birlikte TÜSİAD tarafından çalışmalar yapılmıştır. Bu konuda en etkin çalışma TÜSİAD tarafından gerçekleştirilmiş, bu kuruluş bünyesinde bir çalışma grubu kurularak söz konusu ilkelerin dilimize çevrilmesi ve tanıtılmaları sağlanmış, şirket yönetimleri için kurumsal yönetişim ilkeleri ve aile şirketlerinde iyi yönetişimin sağlanması konusunda öneriler getirilmiştir. Bu bağlamda yurtdışında daha önceleri sorgulanmaya başlanılmasına rağmen, Türkiye de kamu veya özel sektör olarak bu ilkelere henüz alışkın olmadığımızı ve Türkiye için "Yönetişim" kavramının oldukça yeni bir kavram olduğunu söyleyebiliriz.

18 Ekonomi alanında iyi yönetişimin geliştirilmesinde önderlik etmesi gereken kurumların başında SPK, İMKB ve BDDK gibi kurumlar gelmektedir, kamusal alanda ise iyi yönetişimin itici güçlerinin sivil toplum örgütleri (STÖ) olduğunu söyleyebiliriz. OECD nin Kurumsal Yönetişim İlkeleri OECD nin 1999 yılında açıkladığı Kurumsal Yönetişim İlkeleri 5 ana başlık altında toplanmaktadır. Bunlar kısaca; 1-Hissedar haklarının korunması: Bu ilkeye göre temel hissedarlık hakları; mülkiyet haklarının kaydedilmesi, hisse senedinin devredilmesi, şirketle ilgili zamanında ve düzenli bilgiye sahip olma, genel kurula katılma ve oy kullanma, yönetim/ denetim kurullarını seçme ve kardan pay alma hususlarını içermektedir. 2- Hissedarlara eşit davranılması: Azınlık payları ve yabancı hissedarlar dahil olmak üzere aynı sınıftaki tüm hissedarlara eşit davranılmalıdır. Hissedar oy hakkı konusunda hisse senedini almadan önce bilgi sahibi olabilmeli, bu hakla ilgili değişiklerde çıkarları doğrultusunda asaleten veya vekaleten oy kullanabilmelidir. Genel kurul prosedürü hissedarın oy kullanmasını zorlaştıracak nitelikte olmamalıdır. İçeriden bilgi ve manipulatif hareketler yasaklanmalı, yönetim kurulu üyeleri ve diğer yöneticilerin önemli işlemler konusunda açıklama yapmaları sağlanmalıdır. 3- Diğer menfaat gruplarının rolleri: Şirketle ilişkisi bulunan menfaat gruplarının (Çalışanlar, vb) yasalarla verilmiş hakları tanınmalı, istihdamın ve refahın artırılması ve mali açıdan sağlıklı bir şirket oluşturulması amacıyla bu gruplarla şirket arasındaki işbirliği teşvik edilmelidir. 4-Kamunun aydınlatılması ve saydamlık: Şirketin mali durumu, performansı, mülkiyeti ve yönetimi ile ilgili hususlar dahil olmak üzere şirketle ilgili tüm konularda zamanında ve doğru bilgilendirme yapılmalıdır. 5-Yönetim kurulunun görev ve sorumluluğu: Şirketin stratejik açıdan yönlendirilmesi, yönetim kurulunun şirket üzerinde etkin gözetimi ve hissedarlara karşı yönetim kurulunun hesap verebilirliği güvence altına alınmalıdır. Kurumsal Yönetişimin Geliştirilmesi İçin Alınması Gereken Önlemler Kurumsal yönetişim ilkeleri, esasında sermaye piyasalarında halka açık ve menkul kıymetleri borsada işlem gören şirketler için aranan koşullar olmak durumundadırlar. Bu standartların tümüyle yerine getirilmesi açısından öncelikle şirketler hukuku ile ilgili düzenlemeler yapılmalıdır: - SPK ve diğer denetim kuruluşlarının daha etkin çalışmasını sağlayacak önlemler alınmalıdır. - Tüm hissedarların oy vermeye katılmalarını sağlayacak hukuksal ve teknolojik altyapı geliştirilmelidir.

19 - Şirketlerde karar alma, icra etme ve denetim işlevlerinin birbirinden ayrılması sağlanmalıdır. - Şirket denetçilerinin görev alanının genişletilmesi ve bu kişilerin mesleki yeterlilik sahibi olmaları şartı getirilmesi gerekmektedir. - İyi yönetişim ilkesinin sadece sermaye piyasası hükümlerine tabi şirketlerle sınırlı kalmayıp tüm şirketlere yaygınlaştırılmasını teşvik edecek düzenlemelere gidilmelidir. Kamusal alanda da iyi yönetişimin geliştirilmesine yönelik önlemler alınmalıdır: - STÖ nin teşviki için gerekli önlemler alınmalıdır, katılımcı demokrasi geliştirilmelidir.(örneğin Siyasi Partiler Kanunu veya derneklerle ilgili düzenlemeler) - Devlet teşkilatı erkler ayrılığı ilkesi çerçevesinde gözden geçirilerek gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. (Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun yeniden yapılandırılması, vb.) - Kamu şirketleri ile özel sektör kuruluşları arasındaki farklılıklar kaldırılmalı, Rekabet Kurumu daha bağımsız ve etkin kılınmalıdır. Sonuç olarak; küreselleşme olgusu karşısında en az zarar veya en fazla yarar görmek ancak iyi yönetişimin geliştirilmesi ile mümkün olabileceği, kamuda kamu şirketlerinin yanısıra karar veren, izin veren ve yargılayan merciler bulunduğu düşünülürse, kamu ve özel sektörün iyi yönetişim anlayışını ancak birlikte gerçekleştirilmesi durumunda ülkemizin yerli ve yabancı tüm iş adamları ve yatırımcılara uygun hale geleceği söylenebilir.

20 KÜRESELLEŞME FURYASINDA EZİLMEMEK İÇİN NE YAPMALI? Küreselleşme ile ilgili bundan önceki iki yazımda da belirttiğim gibi, kapitalist sistemin itici gücünü teşkil eden, sermayenin akümülasyonu ve rant artırma çabası ekonomik küreselleşmenin gelişimini hızlanarak sürdüreceğini göstermektedir. Buna karşın küreselleşmenin uluslararası ve ulusal bazda ciddi olumsuz etkilerinin olduğu açıkça görülmektedir: Uluslararası bazda küreselleşmenin dünyadaki gelir dağılımını ciddi biçimde bozduğu ve bunun açlık, eğitimsizlik ve mülteci hareketleri gibi olumsuzluklarla kendini belli ettiği her an gözlemlenmektedir. Nitekim dünya ülkelerinin milli gelirleri toplamı içindeki yüksek gelirli ülkelerin oluşturduğu ilk %20 lik dilim ile en düşük gelire sahip yüzde son 20 lik dilim arasındaki fark son on yılda 40 mislinden 60 misline yükselmiştir. Küreselleşme ile muazzam bir büyüklüğe erişen çok uluslu şirketlerdeki krizler eskiden olduğu gibi yalnızca ulusal ekonomiyi sarsmakla kalmayıp küresel ekonomik krizleri tetikleyebilmektedirler. Küreselleşmenin kötü yönetişimi ve çok uluslu şirketlerdeki kötü yönetişim büyük ekonomik buhranların asıl nedeni olarak ortaya çıkmaktadır. Uzakdoğu krizi, küreselleşmenin getirebileceği büyük zararları incelemek açısından önemli bir laboratuar imkanı vermiştir. Unutmamak gerekir ki komünist sistemin beklenmedik çöküşünün ana nedeni kötü yönetişim ve insanların özgürlük gibi temel gereksinimlerini sağlamasındaki yetersizliktir. Enron, Woldcom gibi dev şirketlerin çöküşünü, kapitalist sistemin de aynı komünist sistem gibi çökebileceğinin bir belirtisi olarak algılayıp, buna göre önlem almak gerekmektedir. Küreselleşmeye ilişkin şimdiye kadar anlatılanlardan, gelişmekte olan ülkelerin, özellikle de ülkemizin küreselleşmenin olumsuz etkilerine karşı alması gereken önlemler konusunda aşağıdaki sonuçlara ulaşmak mümkündür: 1- Ekonomik Büyüklüğün Artırılması - Bölgesel Bütünleşmelere Gidilmesi Dış küresel ekonomik etkileri mümkün olan en az zararla aşmak için öncelikle ekonomik büyüklüğün artırılması gerekmektedir. İki kütlenin çarpışmasında olduğu gibi ekonomi ne kadar büyük olursa dış etkenlerin etkisi de o denli az olacaktır. Bu nedenledir ki küreselleşmenin getirdiği yoğun rekabet ortamının ve büyük çokuluslu şirketlerin getirdiği olumsuzluklara karşı koyabilmek için benzer özelliklere sahip, aynı coğrafi bölgede olan ülkeler güçlerini birleştirerek bölgesel bütünleşmeler gerçekleştirmişlerdir. Avrupa Kıtasında Avrupa Birliği (AB) ve Avrupa Serbest Ticaret Bölgesi (EFTA), Amerika Kıtasında Kuzey Amerika Serbest Ticaret Bölgesi (NAFTA) ve Güney Amerika Ortak Pazarı (MERCOSUR), Asya Kıtasında Güney Doğu Asya Ulusları Birliği (ASEAN) ve Asya-Pasifik bölgesinde ise Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) en önemli bölgesel bütünleşmeler arasındadırlar. Halen dünya ticaretinin yüzde 90 ı bu bölgelerde gerçekleşmektedir. Aslında bölgesel bütünleşme, gelecekteki küreselleşmeye geçişin bir aşaması gibi algılanabilirse de gelişmiş ülkelerin ekonomik ve sosyal sorunlarla karşılaştıkları ölçüde içlerine kapandıkları görülmektedir. Bu nedenle koruma politikalarına ağırlık vererek kendi aralarında oluşturdukları blok içerisindeki ilişkileri geliştirmeye öncelik tanımaktadırlar. Bütünleşmelerde iç ilişkiler

KURUMSAL YÖNETİŞİM ( CORPORATE GOVERNANCE ), KUVVETLER AYRILIĞI İLKESİ VE DENETİMDEN SORUMLU KOMİTELER

KURUMSAL YÖNETİŞİM ( CORPORATE GOVERNANCE ), KUVVETLER AYRILIĞI İLKESİ VE DENETİMDEN SORUMLU KOMİTELER KURUMSAL YÖNETİŞİM ( CORPORATE GOVERNANCE ), KUVVETLER AYRILIĞI İLKESİ VE DENETİMDEN SORUMLU KOMİTELER Küresel krizler ve Kurumsal Yönetişim (*): Güneydoğu Asya da 1997 yılı ortalarında başlayan ve tüm

Detaylı

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK?

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK? KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK? Dünyada mal ve hizmet hareketlerinin uluslararası dolaşımına ve üretimin uluslararasılaşmasına imkan veren düzenlemeler (Dünya Ticaret Örgütü, Uluslararası

Detaylı

Denetim Komitesi Yönetmeliği BİRİNCİ BÖLÜM: GENEL ESASLAR

Denetim Komitesi Yönetmeliği BİRİNCİ BÖLÜM: GENEL ESASLAR BİRİNCİ BÖLÜM: GENEL ESASLAR MADDE 1: Amaç Bu yönetmelik; Şirketin 20.04.2012 tarih ve 922 sayılı Yönetim Kurulu toplantısında alınan 7039 no lu karara ilişkin kurulan Denetim Komitesi nin yapılanmasını,

Detaylı

Şeffaflık, Sürdürülebilirlik ve Hesap Verilebilirlikte Yeni Yaklaşımlar: Finansal Raporlama ve Denetim Penceresinden Yeni TTK

Şeffaflık, Sürdürülebilirlik ve Hesap Verilebilirlikte Yeni Yaklaşımlar: Finansal Raporlama ve Denetim Penceresinden Yeni TTK Şeffaflık, Sürdürülebilirlik ve Hesap Verilebilirlikte Yeni Yaklaşımlar: Finansal Raporlama ve Denetim Penceresinden Yeni TTK Prof. Dr. Serdar ÖZKAN İzmir Ekonomi Üniversitesi İzmir Ticaret Odası Meclis

Detaylı

Dar Kapsamlı Sermaye Piyasası Mevzuatı ve Etik Kurallar

Dar Kapsamlı Sermaye Piyasası Mevzuatı ve Etik Kurallar 1. Belli miktarda bir mal veya kıymetin ve bunların karşılığı olan paranın işlemin ardından el değiştirmesini sağlayan piyasalara ne ad verilir? A) Swap B) Talep piyasası C) Spot piyasa D) Vadeli piyasa

Detaylı

TURCAS PETROL A.Ş. DENETİM KOMİTESİ GÖREV ALANLARI VE ÇALIŞMA ESASLARI

TURCAS PETROL A.Ş. DENETİM KOMİTESİ GÖREV ALANLARI VE ÇALIŞMA ESASLARI TURCAS PETROL A.Ş. DENETİM KOMİTESİ GÖREV ALANLARI VE ÇALIŞMA ESASLARI I- TANIM VE AMAÇ: Denetim Komitesi; Turcas Petrol A.Ş (Şirket) Yönetim Kurulu bünyesinde Sermaye Piyasası Kurulu'nun Seri X, No: 19

Detaylı

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık İÇİNDEKİLER FİNANS, BANKACILIK VE KALKINMA 2023 ANA TEMA SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA: FİNANS VE BANKACILIK ALT TEMALAR Türkiye Ekonomisinde Kalkınma ve Finans Sektörü İlişkisi AB Uyum Sürecinde Finans ve Bankacılık

Detaylı

GAYRİMENKUL YATIRIM ORTAKLIKLARINDA KURUMSAL YÖNETİM & VERGİLEME UYGULAMALARI

GAYRİMENKUL YATIRIM ORTAKLIKLARINDA KURUMSAL YÖNETİM & VERGİLEME UYGULAMALARI GAYRİMENKUL YATIRIM ORTAKLIKLARINDA KURUMSAL YÖNETİM & VERGİLEME UYGULAMALARI 15/12/2011 İstanbul Esra ADA VURAL Kurumsal Yatırımcılar Dairesi Uzman Kurumsal Yönetim Kurumsal Yönetim Bir şirketin, mevcut

Detaylı

DENETİM KURULU KALDIRILAN KOOPERATİFLERDE YENİ DENETİM SİSTEMİ NASIL OLACAK?

DENETİM KURULU KALDIRILAN KOOPERATİFLERDE YENİ DENETİM SİSTEMİ NASIL OLACAK? Yaklaşım Dergisi, Ekim 2014, Sayı:262 DENETİM KURULU KALDIRILAN KOOPERATİFLERDE YENİ DENETİM SİSTEMİ NASIL OLACAK? 1- GİRİŞ Kuruluş amaçları birbirinden farklı değişik türlerde faaliyet gösteren kooperatiflerin

Detaylı

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi 14 Aralık 2012 İÇİNDEKİLER Ara Dönem Revizyon Notları........ 3 Derecelendirme Metodolojisi........ 5 Notların

Detaylı

KOMİTELER VE ÇALIŞMA ESASLARI

KOMİTELER VE ÇALIŞMA ESASLARI KOMİTELER VE ÇALIŞMA ESASLARI KURUMSAL YÖNETİM KOMİTESİ ÜYELER VE ÇALIŞMA ESASLARI 1- AMAÇ Bu düzenlemenin amacı Lokman Hekim Engürüsağ Sağlık, Turizm, Eğitim Hizmetleri ve İnşaat A.Ş. Yönetim Kurulu tarafından

Detaylı

İŞ FİNANSAL KİRALAMA A.Ş. KURUMSAL YÖNETİM KOMİTESİ GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI

İŞ FİNANSAL KİRALAMA A.Ş. KURUMSAL YÖNETİM KOMİTESİ GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI İŞ FİNANSAL KİRALAMA A.Ş. KURUMSAL YÖNETİM KOMİTESİ GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI 1. AMAÇ Bu düzenlemenin amacı, Sermaye Piyasası Mevzuatı ve Sermaye Piyasası Kurulu Kurumsal Yönetim İlkelerinde yer alan düzenlemeler

Detaylı

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4 FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4 Prof. Dr. Yıldırım Beyazıt ÖNAL 6. HAFTA 4. GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ Gelişmekte olan ülkeler, son 25 yılda ekonomik olarak oldukça

Detaylı

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi 27 Aralık 2013 İÇİNDEKİLER Ara Dönem Revizyon Notları........ 3 Derecelendirme Metodolojisi........ 5 Notların

Detaylı

EURO TREND YATIRIM ORTAKLIĞI A.Ş BİLGİLENDİRME POLİTİKASI

EURO TREND YATIRIM ORTAKLIĞI A.Ş BİLGİLENDİRME POLİTİKASI EURO TREND YATIRIM ORTAKLIĞI A.Ş BİLGİLENDİRME POLİTİKASI 1 AMAÇ VE KAPSAM: Euro Trend Yatırım Ortaklığı A.Ş bilgilendirme politikasının amacı Sermaye piyasası Mevzuatı, ilke kararları ve Kurumsal Yönetim

Detaylı

Bilgilendirme Politikası

Bilgilendirme Politikası Bilgilendirme Politikası Bankamız ortaklarına, yatırımcılarına ve kamu dahil tüm menfaat sahiplerine bilgi aktarılmasını teminen Sermaye Piyasası Kurulu'nun II-15.1 sayılı "Özel Durumlar Tebliği" çerçevesinde

Detaylı

Bağımsız İdari Otoriteler/ Düzenleyici ve Denetleyici Kuruluşlar. Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

Bağımsız İdari Otoriteler/ Düzenleyici ve Denetleyici Kuruluşlar. Doç. Dr. Aslı Yağmurlu Bağımsız İdari Otoriteler/ Düzenleyici ve Denetleyici Kuruluşlar Doç. Dr. Aslı Yağmurlu Ortaya Çıkışı ve Gelişimi 80 li yıllarda başlayan Yeni Sağ politikaların sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Yapısal-kurumsal

Detaylı

KAMU İÇ KONTROL STANDARTLARI UYUM EYLEM PLANI REHBERİ. Ramazan ŞENER Mali Hizmetler Uzmanı. 1.Giriş

KAMU İÇ KONTROL STANDARTLARI UYUM EYLEM PLANI REHBERİ. Ramazan ŞENER Mali Hizmetler Uzmanı. 1.Giriş KAMU İÇ KONTROL STANDARTLARI UYUM EYLEM PLANI REHBERİ 1.Giriş Ramazan ŞENER Mali Hizmetler Uzmanı Kamu idarelerinin mali yönetimini düzenleyen 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu 10.12.2003

Detaylı

ADANA ÇİMENTO SANAYİİ TÜRK A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞI NDAN

ADANA ÇİMENTO SANAYİİ TÜRK A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞI NDAN ADANA ÇİMENTO SANAYİİ TÜRK A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞI NDAN Şirketimizin Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı 19.06.2012 Salı günü saat 11.00 de Ceyhan Yolu Üzeri 12.Km Adana adresinde yapılacak ve aşağıdaki

Detaylı

ZİRAAT HAYAT VE EMEKLİLİK A.Ş YILI KURUMSAL YÖNETİM İLKELERİ NE UYUM RAPORU

ZİRAAT HAYAT VE EMEKLİLİK A.Ş YILI KURUMSAL YÖNETİM İLKELERİ NE UYUM RAPORU ZİRAAT HAYAT VE EMEKLİLİK A.Ş. 2014 YILI KURUMSAL YÖNETİM İLKELERİ NE UYUM RAPORU Mart 2014 1 RAPOR NO : 1 RAPOR TARİHİ : Mart 2014 İNCELEMEYİ YAPAN : Kurumsal Yönetim Komitesi İNCELEMENİN KONUSU : Kurumsal

Detaylı

FASIL 6 ŞİRKETLER HUKUKU

FASIL 6 ŞİRKETLER HUKUKU FASIL 6 ŞİRKETLER HUKUKU Öncelik 6.1 Yeni Türk Ticaret Kanununun kabul edilmesi 1 Mevzuat uyum takvimi Tablo 6.1.1 1 68/151/AET, 2003/58/AT, Türk Ticaret Kanunu 1 AB şirketler hukuku mevzuatının sermaye

Detaylı

ÖZBAL ÇELİK BORU SANAYİ TİCARET VE TAAHHÜT A.Ş. / OZBAL [] :16:13 Özel Durum Açıklaması (Genel)

ÖZBAL ÇELİK BORU SANAYİ TİCARET VE TAAHHÜT A.Ş. / OZBAL [] :16:13 Özel Durum Açıklaması (Genel) ÖZBAL ÇELİK BORU SANAYİ TİCARET VE TAAHHÜT A.Ş. / OZBAL [] 14.08.2012 16:16:13 Özel Durum Açıklaması (Genel) Ortaklığın Adresi : Göztepe Mah. Kartopu Cad. B226 B No:34 Kavacık-Beykoz Istanbul Telefon ve

Detaylı

ULUSAL ÇALIŞTAY SONUÇLARI

ULUSAL ÇALIŞTAY SONUÇLARI ULUSAL ÇALIŞTAY SONUÇLARI 1 Nasıl bir anayasa yapım süreci? Maddeleri değil ilkeleri temel alan Ayırıcı değil birleştirici Uzlaşmaya zorlamayan Uzlaşmazlık alanlarını ihmal etmeyen Mutabakatı değil ortak

Detaylı

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi 6 Ağustos 2014 İÇİNDEKİLER Dönem Revizyon Notları........ 3 Derecelendirme Metodolojisi........ 5 Notların Anlamı.........

Detaylı

KURUMSAL YÖNETİM KOMİTESİ GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI

KURUMSAL YÖNETİM KOMİTESİ GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI KURUMSAL YÖNETİM KOMİTESİ GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI 1. AMAÇ Petkim Petrokimya Holding A.Ş. Yönetim Kurulu bünyesinde 22/01/2010 tarih ve 56-121 sayılı Yönetim Kurulu kararı ile kurulan Kurumsal Yönetim

Detaylı

DOĞAN BURDA DERGİ YAYINCILIK VE PAZARLAMA A.Ş. KURUMSAL YÖNETİM KOMİTESİ GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI

DOĞAN BURDA DERGİ YAYINCILIK VE PAZARLAMA A.Ş. KURUMSAL YÖNETİM KOMİTESİ GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI DOĞAN BURDA DERGİ YAYINCILIK VE PAZARLAMA A.Ş. KURUMSAL YÖNETİM KOMİTESİ GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI 1. AMAÇ Doğan Burda Dergi Yayıncılık ve Pazarlama A.Ş. ( Şirket veya Doğan Burda ) Kurumsal Yönetim Komitesi

Detaylı

TKYD RAPORU: BIST ŞİRKETLERİNDE YÖNETİM KURULLARI YAPISI

TKYD RAPORU: BIST ŞİRKETLERİNDE YÖNETİM KURULLARI YAPISI TKYD RAPORU: BIST ŞİRKETLERİNDE YÖNETİM KURULLARI YAPISI Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği Yönetim Kurulu Serisi nin I. yayını olarak hazırlanan ve 14 Ocak 2016 da kamuoyu ile paylaşılan Bağımsız Yönetim

Detaylı

626 No.lu Karar ekidir. 1 BSH EV ALETLERİ SANAYİ VE TİCARET A.Ş. D E N E T İ MDEN SORUMLU K O M İ T E GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI 1.

626 No.lu Karar ekidir. 1 BSH EV ALETLERİ SANAYİ VE TİCARET A.Ş. D E N E T İ MDEN SORUMLU K O M İ T E GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI 1. BSH EV ALETLERİ SANAYİ VE TİCARET A.Ş. D E N E T İ MDEN SORUMLU K O M İ T E GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI 626 No.lu Karar ekidir. 1 1.KURULUŞ Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yayınlanan Seri:X, No:22 sayılı

Detaylı

FİNANSAL YÖNETİME İLİŞKİN GENEL İLKELER. Prof. Dr. Ramazan AKTAŞ

FİNANSAL YÖNETİME İLİŞKİN GENEL İLKELER. Prof. Dr. Ramazan AKTAŞ FİNANSAL YÖNETİME İLİŞKİN GENEL İLKELER Prof. Dr. Ramazan AKTAŞ 1 İçerik Finansal Yönetim, Amaç ve İşlevleri Piyasalar, Yatırımlar ve Finansal Yönetim Arasındaki İlişkiler İşletmelerde Vekalet Sorunu (Asil

Detaylı

KULE HİZMET VE İŞLETMECİLİK A.Ş. KURUMSAL YÖNETİM KOMİTESİ ÇALIŞMA ESASLARI

KULE HİZMET VE İŞLETMECİLİK A.Ş. KURUMSAL YÖNETİM KOMİTESİ ÇALIŞMA ESASLARI KULE HİZMET VE İŞLETMECİLİK A.Ş. KURUMSAL YÖNETİM KOMİTESİ ÇALIŞMA ESASLARI 1. DAYANAK Kurumsal Yönetim Komitesi nin görev ve çalışma esasları, Türk Ticaret Kanunu, Sermaye Piyasası Kanunu, Şirket esas

Detaylı

BANKPOZİTİF KREDİ VE KALKINMA BANKASI ANONİM ŞİRKETİ

BANKPOZİTİF KREDİ VE KALKINMA BANKASI ANONİM ŞİRKETİ BANKPOZİTİF KREDİ VE KALKINMA BANKASI ANONİM ŞİRKETİ 31 Mart 2009 ARA DÖNEM KONSOLİDE FAALİYET RAPORU Raporun Ait Olduğu Dönem : 01.01.2009 31.03.2009 Bankanın Ticaret Ünvanı : Bankpozitif Kredi ve Kalkınma

Detaylı

BANKA DIŞI FİNANS KESİMİNİN GELİŞİMİ VE GELECEĞİ DR. GÜRMAN TEVFİK KURUMSAL YATIRIMCI YÖNETİCİLERİ DERNEĞİ

BANKA DIŞI FİNANS KESİMİNİN GELİŞİMİ VE GELECEĞİ DR. GÜRMAN TEVFİK KURUMSAL YATIRIMCI YÖNETİCİLERİ DERNEĞİ BANKA DIŞI FİNANS KESİMİNİN GELİŞİMİ VE GELECEĞİ DR. GÜRMAN TEVFİK KURUMSAL YATIRIMCI YÖNETİCİLERİ DERNEĞİ SERMAYE PİYASASI KURUMU KONFERANSI 8 MAYIS 2003 1 FİNANSAL SİSTEMİN İŞLEVLERİ I Malların, hizmetlerin

Detaylı

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI NA

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI NA TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI NA Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu nda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifimiz ve gerekçesi ek tedir. Gereğini saygılarımızla arz ederiz. GENEL GEREKÇE

Detaylı

TÜSİAD, iç denetim ile ilgili raporunu kamuoyuna sundu

TÜSİAD, iç denetim ile ilgili raporunu kamuoyuna sundu TÜSİAD, iç denetim ile ilgili raporunu kamuoyuna sundu 27 Mayıs 2010 TS/BAS-BÜL/10-44 TÜSİAD, Reel Sektörde İç Denetim Uygulamaları: Tespit ve Öneriler başlıklı raporunu, 27 Mayıs 2010 Perşembe günü The

Detaylı

BANKACILIK DÜZENLEME VE DENETLEME KURUMU

BANKACILIK DÜZENLEME VE DENETLEME KURUMU BANKACILIK DÜZENLEME VE DENETLEME KURUMU SAYI: BDDK.RGTAD.-II.1-8111 03.10.2001 T.BANKALAR BİRLİĞİ GENEL SEKRETERLİĞİNE Bilindiği üzere, Bankaların İç Denetim ve Risk Yönetimi Sistemleri Hakkında Yönetmelik

Detaylı

BİZİM TOPTAN SATIŞ MAĞAZALARI A.Ş. 18 NİSAN 2013 TARİHLİ 2012 YILI OLAĞAN GENEL KURUL TOPLANTISINA İLİŞKİN BİLGİLENDİRME DOKÜMANI

BİZİM TOPTAN SATIŞ MAĞAZALARI A.Ş. 18 NİSAN 2013 TARİHLİ 2012 YILI OLAĞAN GENEL KURUL TOPLANTISINA İLİŞKİN BİLGİLENDİRME DOKÜMANI BİZİM TOPTAN SATIŞ MAĞAZALARI A.Ş. 18 NİSAN 2013 TARİHLİ 2012 YILI OLAĞAN GENEL KURUL TOPLANTISINA İLİŞKİN BİLGİLENDİRME DOKÜMANI Şirketimizin 2012 yılına ilişkin Ortaklar Olağan Genel Kurul Toplantısı

Detaylı

Dünya Bankası Finansal Yönetim Uygulamalarında Stratejik Yönelimler ve Son Gelişmeler

Dünya Bankası Finansal Yönetim Uygulamalarında Stratejik Yönelimler ve Son Gelişmeler Dünya Bankası Finansal Yönetim Uygulamalarında Stratejik Yönelimler ve Son Gelişmeler ECA Bölge Perspektifi Marius Koen TÜRKİYE: Uygulama Destek Çalıştayı 6-10 Şubat 2012 Ankara, Türkiye 2 Kapsam ve Amaçlar

Detaylı

01/02/2018 ELS Sınavına Girenlerin hatırladıkları soruların benzer soru örnekleri

01/02/2018 ELS Sınavına Girenlerin hatırladıkları soruların benzer soru örnekleri # Soru Sonuç 1 Aşağıdakilerden hangisi TSPB 'nin Etik İlkeleri arasında sayılamaz? A Tutarlılık B Özen ve Titizlik C Sürekli Gelişim D Bağımsızlık, Dürüstlük ve Adillik E Sır Saklama 2 Anonim ortaklıkların,

Detaylı

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık İÇİNDEKİLER FİNANS, BANKACILIK VE KALKINMA 2023 ANA TEMA SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA: FİNANS VE BANKACILIK ALT TEMALAR Türkiye Ekonomisinde Kalkınma ve Finans Sektörü İlişkisi AB Uyum Sürecinde Finans ve Bankacılık

Detaylı

: Bu rapor 01 Ocak Aralık 2012 çalışma dönemini kapsamaktadır.

: Bu rapor 01 Ocak Aralık 2012 çalışma dönemini kapsamaktadır. Sayfa No: 1 Raporun Dönemi Ticaret Ünvanı : Bu rapor 01 Ocak 2012 31 Aralık 2012 çalışma dönemini kapsamaktadır. : Prim Menkul Değerler A.Ş. Ticaret Sicil No : 247130 Merkez Adresi : Levent Caddesi No.3

Detaylı

DENETİM KOMİTESİ ÇALIŞMA ESASLARI Madde 1: Kapsam ve Yasal Dayanak Bu çalışma esasları ( Çalışma Esasları ) Mavi Giyim Sanayi ve Ticaret A.Ş.

DENETİM KOMİTESİ ÇALIŞMA ESASLARI Madde 1: Kapsam ve Yasal Dayanak Bu çalışma esasları ( Çalışma Esasları ) Mavi Giyim Sanayi ve Ticaret A.Ş. DENETİM KOMİTESİ ÇALIŞMA ESASLARI Madde 1: Kapsam ve Yasal Dayanak Bu çalışma esasları ( Çalışma Esasları ) Mavi Giyim Sanayi ve Ticaret A.Ş. ("Şirket") Yönetim Kurulu Denetim Komitesi'nin ("Komite") görev

Detaylı

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş.

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. 16 Ağustos 2013 İÇİNDEKİLER Dönem Revizyon Notları........ 3 Derecelendirme Metodolojisi........ 5 Notların Anlamı......... 6 Çekinceler..........

Detaylı

T. GARANTİ BANKASI A.Ş. BİLGİLENDİRME POLİTİKASI

T. GARANTİ BANKASI A.Ş. BİLGİLENDİRME POLİTİKASI T. GARANTİ BANKASI A.Ş. BİLGİLENDİRME POLİTİKASI Aralık 2018 İÇERİK I. AMAÇ... 2 II. BİLGİLENDİRME ARAÇLARI VE YÖNTEMLERİ... 2 Özel Durum Açıklamaları... 2 Yurtdışı Borsalarda Yapılan Açıklamalar... 3

Detaylı

ENERJİ SEKTÖRÜNDE YÖNETİM YAPISI. A. Banu Demirbaş. Sayın Başkan, teşekkür ediyorum...

ENERJİ SEKTÖRÜNDE YÖNETİM YAPISI. A. Banu Demirbaş. Sayın Başkan, teşekkür ediyorum... ENERJİ SEKTÖRÜNDE YÖNETİM YAPISI A. Banu Demirbaş Sayın Başkan, teşekkür ediyorum... Enerji sektöründe serbestleşme ve özelleştirme uygulamaları gereği yeniden yapılanma sürecinde sektörün yönetim yapısı

Detaylı

ZORLUKLAR, FIRSATLAR VE STRATEJĐLER

ZORLUKLAR, FIRSATLAR VE STRATEJĐLER Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası FĐNANSAL EĞĐTĐM VE FĐNANSAL FARKINDALIK: ZORLUKLAR, FIRSATLAR VE STRATEJĐLER Durmuş YILMAZ Başkan Mart 2011 Đstanbul Sayın Bakanım, Saygıdeğer Katılımcılar, Değerli Konuklar

Detaylı

DOĞAN ŞİRKETLER GRUBU HOLDİNG A.Ş. KURUMSAL YÖNETİM KOMİTESİ GÖREV ve ÇALIŞMA ESASLARI

DOĞAN ŞİRKETLER GRUBU HOLDİNG A.Ş. KURUMSAL YÖNETİM KOMİTESİ GÖREV ve ÇALIŞMA ESASLARI DOĞAN ŞİRKETLER GRUBU HOLDİNG A.Ş. KURUMSAL YÖNETİM KOMİTESİ GÖREV ve ÇALIŞMA ESASLARI 1. AMAÇ Doğan Şirketler Grubu Holding A.Ş. ( Şirket veya Doğan Holding ) (Komite), Şirketin kurumsal yönetim ilkelerine

Detaylı

DOĞAN GRUBU RÜŞVET VE YOLSUZLUKLA MÜCADELE POLİTİKASI

DOĞAN GRUBU RÜŞVET VE YOLSUZLUKLA MÜCADELE POLİTİKASI DOĞAN GRUBU RÜŞVET VE YOLSUZLUKLA MÜCADELE POLİTİKASI Sayfa : 1/7 1. AMAÇ Bu politika, Doğan Grubu nun rüşvet ve yolsuzluk konusundaki yaklaşımının açık bir şekilde belirtilmesini amaçlamaktır. Doğan Grubu

Detaylı

Indorama Ventures Public Company Limited

Indorama Ventures Public Company Limited Indorama Ventures Public Company Limited Yolsuzlukla Mücadele Politikası (12 Ocak 2014 tarih ve 1/2014 No'lu Yönetim Kurulu Toplantısında onaylandığı şekilde) Revizyon 1 (20 Şubat 2015 tarih ve 2/2015

Detaylı

ENERJİ PİYASALARI İŞLETME ANONİM ŞİRKETİ ESAS SÖZLEŞME TADİL METNİ

ENERJİ PİYASALARI İŞLETME ANONİM ŞİRKETİ ESAS SÖZLEŞME TADİL METNİ AMAÇ VE KONU MADDE 3- (1) Şirket in başlıca amacı ve faaliyet konusu; (a) Piyasa işletim lisansında yer alan enerji piyasalarının etkin, şeffaf ve güvenilir ve enerji piyasasının ihtiyaçlarını karşılayacak

Detaylı

AKSEL ENERJİ YATIRIM HOLDİNG A.Ş. KURUMSAL YÖNETİM KOMİTESİ

AKSEL ENERJİ YATIRIM HOLDİNG A.Ş. KURUMSAL YÖNETİM KOMİTESİ AKSEL ENERJİ YATIRIM HOLDİNG A.Ş. KURUMSAL YÖNETİM KOMİTESİ Sermaye Piyasası Kurulu Kurumsal Yönetim İlkeleri uyarınca şirketimiz bünyesinde Kurumsal Yönetim Komitesi kurulmuştur. Kurumsal Yönetim Komitesi

Detaylı

FİNANSAL KURUMLAR PARA PİYASASI KURUMLARI

FİNANSAL KURUMLAR PARA PİYASASI KURUMLARI FİNANSAL KURUMLAR PARA PİYASASI KURUMLARI Bankalar Merkez Bankaları Ticaret Bankaları Yatırım Bankaları Kalkınma Bankaları Katılım Bankaları Eximbank BDDK Uluslararası Bankacılık BANKALAR Finansal Aracılık

Detaylı

FAALİYET RAPORU HAZIRLAMA REHBERİ

FAALİYET RAPORU HAZIRLAMA REHBERİ FAALİYET RAPORU HAZIRLAMA REHBERİ Doğru mesajları farklı gruplara iletebilen en önemli kurumsal iletişim aracı Adres Nispetiye Cad. Levent İşhanı No: 6/2 34330 Levent - İstanbul www.tuyid.org Tel (212)

Detaylı

TÜRKİYE SERMAYE PİYASASI. 23 Kasım 2011

TÜRKİYE SERMAYE PİYASASI. 23 Kasım 2011 TÜRKİYE SERMAYE PİYASASI 23 Kasım 2011 Almanya Sermaye Piyasası Kurumları Bankacılık Sermaye Piyasaları Sigortacılık BankacılıkDüzenlemeve Denetleme Kurulu (BDDK) Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Hazine Müsteşarlığı

Detaylı

SERMAYE PİYASASI KURULU'NUN (II-14.1) TEBLİĞİ NE İSTİNADEN HAZIRLANMIŞ SÖNMEZ FİLAMENT SENTETİK İPLİK VE ELYAF SANAYİİ A.Ş.

SERMAYE PİYASASI KURULU'NUN (II-14.1) TEBLİĞİ NE İSTİNADEN HAZIRLANMIŞ SÖNMEZ FİLAMENT SENTETİK İPLİK VE ELYAF SANAYİİ A.Ş. SERMAYE PİYASASI KURULU'NUN (II-14.1) TEBLİĞİ NE İSTİNADEN HAZIRLANMIŞ SÖNMEZ FİLAMENT SENTETİK İPLİK VE ELYAF SANAYİİ A.Ş. YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU Bu rapor, Sermaye Piyasası Kurulu nun II-14.1

Detaylı

FIRAT ÜNİVERSİTESİ PROJE KOORDİNASYON VE DANIŞMANLIK OFİSİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

FIRAT ÜNİVERSİTESİ PROJE KOORDİNASYON VE DANIŞMANLIK OFİSİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar FIRAT ÜNİVERSİTESİ PROJE KOORDİNASYON VE DANIŞMANLIK OFİSİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönergenin amacı; Fırat Üniversitesine bağlı olarak kurulan Proje

Detaylı

ŞİRKETLER TOPLULUĞUNDA HÂKİM VE BAĞLI ŞİRKETLERİN KONTROL ÖLÇÜTÜ

ŞİRKETLER TOPLULUĞUNDA HÂKİM VE BAĞLI ŞİRKETLERİN KONTROL ÖLÇÜTÜ ŞİRKETLER TOPLULUĞUNDA HÂKİM VE BAĞLI ŞİRKETLERİN KONTROL ÖLÇÜTÜ Ufuk ÜNLÜ 43 * ÖZ Güncel ve kanuni tabiriyle şirketler topluluğu olarak adlandırılan holdinglerin, ticari alandaki sayıları gün geçtikçe

Detaylı

ASELSAN ELEKTRONİK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. Denetimden Sorumlu Komite Çalışma Yönergesi 1. AMAÇ

ASELSAN ELEKTRONİK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. Denetimden Sorumlu Komite Çalışma Yönergesi 1. AMAÇ ASELSAN ELEKTRONİK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. Denetimden Sorumlu Komite Çalışma Yönergesi 1. AMAÇ Bu Yönerge nin amacı, Denetimden Sorumlu Komite nin görev, yetki, sorumluluk ve çalışma esaslarının belirlenmesidir.

Detaylı

YEŞİL İNŞAAT YAPI DÜZENLEME VE PAZARLAMA TİCARET A.Ş. ÖZEL AMAÇLI BAĞIMSIZ DENETİM RAPORU

YEŞİL İNŞAAT YAPI DÜZENLEME VE PAZARLAMA TİCARET A.Ş. ÖZEL AMAÇLI BAĞIMSIZ DENETİM RAPORU YEŞİL İNŞAAT YAPI DÜZENLEME VE PAZARLAMA TİCARET A.Ş. ÖZEL AMAÇLI BAĞIMSIZ DENETİM RAPORU ÖZEL AMAÇLI BAĞIMSIZ DENETİM RAPORU Yeşil İnşaat Yapı Düzenleme ve Pazarlama Ticaret A.Ş. Yönetim Kurulu na Giriş

Detaylı

AYEN ENERJİ A.Ş. DENETİM KOMİTESİ TOPLANTI TUTANAĞI. Toplantı Yeri: Hülya Sokak No.37 GOP Çankaya/ANKARA

AYEN ENERJİ A.Ş. DENETİM KOMİTESİ TOPLANTI TUTANAĞI. Toplantı Yeri: Hülya Sokak No.37 GOP Çankaya/ANKARA Toplantı Gündemi: Çalışma Esas ve Usulleri hakkında TOPLANTI TARİHİ:06.07.2012 Sermaye Piyasası Kurulu nun Seri: IV, No:56 sayılı Kurumsal Yönetim İlkelerinin Belirlenmesine ve Uygulanmasına İlişkin Tebliğ

Detaylı

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi 26 Kasım 2012 İÇİNDEKİLER Ara Dönem Revizyon Notları........ 3 Derecelendirme Metodolojisi........ 5 Notların

Detaylı

Bölüm 1 Firma, Finans Yöneticisi, Finansal Piyasalar ve Kurumlar

Bölüm 1 Firma, Finans Yöneticisi, Finansal Piyasalar ve Kurumlar Bölüm 1 Firma, Finans Yöneticisi, Finansal Piyasalar ve Kurumlar Yatırım (Sermaye Bütçelemesi) ve Finanslama Kararları Şirket Nedir? Finansal Yönetici Kimdir? Şirketin Amaçları Finansal piyasalar ve kurumların

Detaylı

YÜKSEKÖĞRETİM KALİTE KURULU BİLGİ NOTU

YÜKSEKÖĞRETİM KALİTE KURULU BİLGİ NOTU YÜKSEKÖĞRETİM KALİTE KURULU BİLGİ NOTU Yükseköğretim Kalite Kurulunun Kurulma Nedeni Yükseköğretimde yapısal değişikliği gerçekleştirecek ilk husus Kalite Kuruludur. Yükseköğretim Kurulu girdi ile ilgili

Detaylı

SERMAYE PİYASASI HUKUKU

SERMAYE PİYASASI HUKUKU SERMAYE PİYASASI HUKUKU KISA ÖZET KOLAYAOF 2 Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 2 İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE- SERMAYE PİYASASI HUKUKU VE SERMAYE PİYASASININ İŞLEYİŞİ... 4 2. ÜNİTE- SERMAYE PİYASASI ARAÇLARI...

Detaylı

Profesyonel Yönetim Kurulu Programı Yönetim Kurulunun Etkin ve Verimli Hale Getirilmesi

Profesyonel Yönetim Kurulu Programı Yönetim Kurulunun Etkin ve Verimli Hale Getirilmesi Profesyonel Yönetim Kurulu Programı Yönetim Kurulunun Etkin ve Verimli Hale Getirilmesi 3-4 Aralik 2010, ANKARA Kurumsal Yönetim ve Sürdürülebilirlik Merkezi Ankara Profesyonel Yönetim Kurulu Programı

Detaylı

MUHASEBE DENETİMİ ÖĞR.GÖR. YAKUP SÖYLEMEZ

MUHASEBE DENETİMİ ÖĞR.GÖR. YAKUP SÖYLEMEZ MUHASEBE DENETİMİ ÖĞR.GÖR. YAKUP SÖYLEMEZ MUHASEBE DENETİMİNİN TANIMI Bir ekonomik birime veyahut döneme ait bilgilerin önceden belirlenmiş ölçütlere olan uygunluk derecesini araştırmak ve bu konuda bir

Detaylı

T.C. TEPEBAŞI BELEDİYE BAŞKANLIĞI EMLAK VE İSTİMLAK MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, YASAL DAYANAK, TANIMLAR

T.C. TEPEBAŞI BELEDİYE BAŞKANLIĞI EMLAK VE İSTİMLAK MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, YASAL DAYANAK, TANIMLAR T.C. TEPEBAŞI BELEDİYE BAŞKANLIĞI EMLAK VE İSTİMLAK MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, YASAL DAYANAK, TANIMLAR Amaç MADDE 1-(1) Bu yönetmeliğin amacı; Tepebaşı Belediyesi

Detaylı

3 1 M A R T 2 0 1 0 I. A R A D Ö N E M K O N S O L Đ D E F A A L Đ Y E T R A P O R U

3 1 M A R T 2 0 1 0 I. A R A D Ö N E M K O N S O L Đ D E F A A L Đ Y E T R A P O R U 3 1 M A R T 2 0 1 0 I. A R A D Ö N E M K O N S O L Đ D E F A A L Đ Y E T R A P O R U Raporun Ait Olduğu Dönem : 01.01.2010 31.03.2010 Bankanın Ticaret Ünvanı : TAIB YatırımBank A.Ş. Genel Müdürlük Adresi

Detaylı

T.C. SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü GENELGE NO: 2007/02....VALİLİĞİNE (Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü)

T.C. SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü GENELGE NO: 2007/02....VALİLİĞİNE (Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü) IV- KREDİ KARTI ÜYELİK ÜCRETİ İLE İLGİLİ GENELGELER 1. GENELGE NO: 2007/02 Tüketicinin ve Rekabetin Korunması lüğü GENELGE NO: 2007/02...VALİLİĞİNE Tüketiciler tarafından Bakanlığımıza ve Tüketici Sorunları

Detaylı

Körfez Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. Kurumsal Yönetim Komitesi

Körfez Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. Kurumsal Yönetim Komitesi Körfez Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. Kurumsal Yönetim Komitesi Şirketimiz; Sermaye Piyasası Kurulu nun II.17-1 sayılı Kurumsal Yönetim Tebliği uyarınca Kurumsal Yönetim İlkelerine uyum çalışmaları

Detaylı

Profesyonel Yönetim Kurulu Programı Yönetim Kurulunun Etkin ve Verimli Hale Getirilmesi

Profesyonel Yönetim Kurulu Programı Yönetim Kurulunun Etkin ve Verimli Hale Getirilmesi Profesyonel Yönetim Kurulu Programı Yönetim Kurulunun Etkin ve Verimli Hale Getirilmesi 22-23 Haziran 2010, İstanbul 25-26 Haziran 2010, Ankara Kurumsal Yönetim ve Sürdürülebilirlik Merkezi Ankara Profesyonel

Detaylı

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi 1 Temmuz 2013 İÇİNDEKİLER Dönem Revizyon Notları........ 3 Derecelendirme Metodolojisi........ 5 Notların Anlamı.........

Detaylı

Kurumsal Şeffaflık, Firma Değeri Ve Firma Performansları İlişkisi Bist İncelemesi

Kurumsal Şeffaflık, Firma Değeri Ve Firma Performansları İlişkisi Bist İncelemesi T.C İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı Finans Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi Özeti Kurumsal Şeffaflık, Firma Değeri Ve Firma Performansları İlişkisi Bist İncelemesi Prof.

Detaylı

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi 22 MAYIS 2014 İÇİNDEKİLER Dönem Revizyon Notları........ 3 Derecelendirme Metodolojisi........ 5 Notların Anlamı.........

Detaylı

infisah sebeplerinden biri değildir?

infisah sebeplerinden biri değildir? www.aktifonline.net 1) Aşağıdakilerden hangisi anonim şirketlerin infisah sebeplerinden biri değildir? A) Şirketin süresinin sona ermiş olması B) İşletme konusunun elde edilmiş olması C) İşletme konusunun

Detaylı

MARDİN ÇİMENTO SANAYİİ VE TİCARET A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞI NDAN

MARDİN ÇİMENTO SANAYİİ VE TİCARET A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞI NDAN MARDİN ÇİMENTO SANAYİİ VE TİCARET A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞI NDAN Şirketimizin Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı 20 Haziran 2012 Çarşamba günü saat 11.30 da Şirket merkezi olan Savur yolu 6.km. MARDİN

Detaylı

KAMU-ÖZEL SEKTÖR ĐŞBĐRLĐKLERĐ- KAMU-ÖZEL ORTAKLIKLARI (*) (PUBLIC PRIVATE PARTNERSHIPS VEYA PPP MODELLERĐ)

KAMU-ÖZEL SEKTÖR ĐŞBĐRLĐKLERĐ- KAMU-ÖZEL ORTAKLIKLARI (*) (PUBLIC PRIVATE PARTNERSHIPS VEYA PPP MODELLERĐ) KAMU-ÖZEL SEKTÖR ĐŞBĐRLĐKLERĐ- KAMU-ÖZEL ORTAKLIKLARI (*) (PUBLIC PRIVATE PARTNERSHIPS VEYA PPP MODELLERĐ) Ali Güner TEKĐN Endüstri Yüksek Mühendisi -Hukukçu Başbakanlık Özelleştirme Đdaresi Başkanlığı

Detaylı

YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır.

YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır. YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır. Ortak yönetim- birlikte yönetmek anlamına gelir ve içinde yönetimden

Detaylı

İKİNCİ KISIM. Amaç ve Hukuki Dayanak

İKİNCİ KISIM. Amaç ve Hukuki Dayanak ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI STRATEJİ GELİŞTİRME BAŞKANLIĞI GÖREV, ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNERGE BİRİNCİ KISIM Amaç ve Hukuki Dayanak Amaç Madde 1- Bu Yönergenin amacı; Strateji Geliştirme

Detaylı

MACARİSTAN SUNUMU Dr. Csaba UJKERY

MACARİSTAN SUNUMU Dr. Csaba UJKERY VII. ULUSLARARASI BALKAN BÖLGESİ DÜZENLEYİCİ YARGI OTORİTELERİ KONFERANSI 28-30 MAYIS 2012, İSTANBUL Yargının Bağımsızlığı ve Yasama ve Yürütme Güçleriyle İşbirliği Türkiye Cumhuriyeti Hâkimler ve Savcılar

Detaylı

L O G O S p o r t f ö y y ö n e t i m i a. ş.

L O G O S p o r t f ö y y ö n e t i m i a. ş. L O G O S p o r t f ö y y ö n e t i m i a. ş. SERİ:II NO:14 SAYILI TEBLİĞE İSTİNADEN HAZIRLANMIŞ YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU 1-Raporun Dönemi : 01.01.2014-31.12.2014 2-Genel Bilgiler: Ticaret Unvanı:

Detaylı

GİRİŞ. A. İç Kontrolün Tanımı, Özellikleri ve Genel Esasları:

GİRİŞ. A. İç Kontrolün Tanımı, Özellikleri ve Genel Esasları: GİRİŞ 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile kamu da mali yönetim ve kontrol sisteminin bütünüyle değiştirilerek, uluslararası standartlara ve Avrupa Birliği Normlarına uygun hale getirilmesi

Detaylı

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI SN. ABDULLATİF ŞENER İN BASEL-II YE GEÇİŞE İLİŞKİN KONUŞMA METNİ. Değerli Basın Mensupları ve Konuklar;

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI SN. ABDULLATİF ŞENER İN BASEL-II YE GEÇİŞE İLİŞKİN KONUŞMA METNİ. Değerli Basın Mensupları ve Konuklar; DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI SN. ABDULLATİF ŞENER İN BASEL-II YE GEÇİŞE İLİŞKİN KONUŞMA METNİ Değerli Basın Mensupları ve Konuklar; Teknolojik gelişmeler ve liberalleşmelerin etkisiyle, mali kurumlar

Detaylı

HÜRRİYET GAZETECİLİK VE MATBAACILIK A.Ş. KURUMSAL YÖNETİM KOMİTESİ GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI

HÜRRİYET GAZETECİLİK VE MATBAACILIK A.Ş. KURUMSAL YÖNETİM KOMİTESİ GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI HÜRRİYET GAZETECİLİK VE MATBAACILIK A.Ş. KURUMSAL YÖNETİM KOMİTESİ GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI 1. AMAÇ Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş. (Şirket) Kurumsal Yönetim Komitesi (Komite), Şirketin kurumsal

Detaylı

SARDİS MENKUL DEĞERLER A.Ş. Sayfa No: 1 SERİ:XI NO:29 SAYILI TEBLİĞE İSTİNADEN HAZIRLANMIŞ YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU

SARDİS MENKUL DEĞERLER A.Ş. Sayfa No: 1 SERİ:XI NO:29 SAYILI TEBLİĞE İSTİNADEN HAZIRLANMIŞ YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU Sayfa No: 1 1. Raporun Dönemi: Bu rapor, Sardis Menkul Değerler A.Ş. nin 1 Ocak 2010 30 Haziran 2010 çalışma dönemini kapsamaktadır. 2. Ortaklığın Unvanı: Sardis Menkul Değerler A.Ş. 3. Dönem İçinde Görev

Detaylı

Ülkemizdeki Kurumsal Yönetim Düzenlemeleri

Ülkemizdeki Kurumsal Yönetim Düzenlemeleri Ülkemizdeki Kurumsal Yönetim Düzenlemeleri Yavuz AKBULAK SPK Başuzmanı Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa'da ortaya çıkan muhasebe kayıtlarındaki usulsüzlüklerden kaynaklanan şirket iflaslarıyla

Detaylı

ARA DÖNEM FAALIYET RAPORLARI BEKLENTİLER VE SORUNLAR. Uğur Saçmacıoğlu SPK Uzmanı -

ARA DÖNEM FAALIYET RAPORLARI BEKLENTİLER VE SORUNLAR. Uğur Saçmacıoğlu SPK Uzmanı - ARA DÖNEM FAALIYET RAPORLARI BEKLENTİLER VE SORUNLAR Uğur Saçmacıoğlu SPK Uzmanı - Ara dönem faaliyet raporlarının masaya yatırılması Soru işaretleri: Ara dönem faaliyet raporu neden gerekli? Bu gereklilikler

Detaylı

ALTERNATİF YATIRIM ORTAKLIĞI A.Ş. BİLGİLENDİRME POLİTİKASI. 1- Amaç

ALTERNATİF YATIRIM ORTAKLIĞI A.Ş. BİLGİLENDİRME POLİTİKASI. 1- Amaç ALTERNATİF YATIRIM ORTAKLIĞI A.Ş. BİLGİLENDİRME POLİTİKASI 1- Amaç Alternatif Yatırım Ortaklığı A.Ş., Sermaye Piyasası Mevzuatı, Türk Ticaret Kanunu ve ilgili diğer mevzuat kapsamında, tüm pay sahiplerimiz

Detaylı

DEUTSCHE SECURITIES MENKUL DEĞERLER A.Ş. OCAK HAZİRAN 2012 DÖNEMİ FAALİYET RAPORU

DEUTSCHE SECURITIES MENKUL DEĞERLER A.Ş. OCAK HAZİRAN 2012 DÖNEMİ FAALİYET RAPORU DEUTSCHE SECURITIES MENKUL DEĞERLER A.Ş. Sayfa No: 1 SERİ: XI NO:29 SAYILI TEBLİĞE İSTİNADEN HAZIRLANMIŞ YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU DEUTSCHE SECURITIES MENKUL DEĞERLER A.Ş. OCAK HAZİRAN 2012 DÖNEMİ

Detaylı

Kamu Sermayeli İşletmelerde (KİT) Yönetim Kurulu Uygulamaları

Kamu Sermayeli İşletmelerde (KİT) Yönetim Kurulu Uygulamaları Kamu Sermayeli İşletmelerde (KİT) Yönetim Kurulu Uygulamaları Kamu Sermayeli İşletmelerde Kurumsal Yönetim Uygulamaları Konulu Konferans, Ankara, 10 Haziran 2014 Hans Christiansen, Kıdemli Ekonomist Kurumsal

Detaylı

FASIL 6: ŞİRKETLER HUKUKU

FASIL 6: ŞİRKETLER HUKUKU FASIL 6: ŞİRKETLER HUKUKU 6.A. Avrupa Birliği ndeki Genel Sektörel Durum Analizi Şirketler hukuku mevzuatı, şirketler ile muhasebe ve denetim konularını kapsamaktadır. Şirketler konusuna ilişkin kurallar,

Detaylı

KARKİM SONDAJ AKIŞKANLARI ENERJİ MÜHENDİSLİK HİZMETLERİ SANAYİ VE TİCARET A.Ş. BİLGİLENDİRME POLİTİKASI

KARKİM SONDAJ AKIŞKANLARI ENERJİ MÜHENDİSLİK HİZMETLERİ SANAYİ VE TİCARET A.Ş. BİLGİLENDİRME POLİTİKASI KARKİM SONDAJ AKIŞKANLARI ENERJİ MÜHENDİSLİK HİZMETLERİ SANAYİ VE TİCARET A.Ş. 1- Amaç BİLGİLENDİRME POLİTİKASI Karkim Sondaj Akışkanları Enerji Mühendislik Hizmetleri Sanayi ve Ticaret A.Ş., Sermaye Piyasası

Detaylı

KAMUYU AYDINLATMA PROSEDÜRÜ

KAMUYU AYDINLATMA PROSEDÜRÜ KAMUYU AYDINLATMA PROSEDÜRÜ 1. DAYANAK Bu Prosedür, 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu nun ( Kanun ) 15 inci maddesi ile Sermaye Piyasası Kurulu ( SPKr/Kurul ) nun II-15.1 sayılı Özel Durumlar Tebliği

Detaylı

RİSKİN ERKEN SAPTANMASI ve RİSK YÖNETİM KOMİTESİ GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI

RİSKİN ERKEN SAPTANMASI ve RİSK YÖNETİM KOMİTESİ GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI Ek-1 RİSKİN ERKEN SAPTANMASI ve RİSK YÖNETİM KOMİTESİ GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI 1. AMAÇ Şirketin varlığını, gelişmesini ve devamını tehlikeye düşürebilecek risklerin erken teşhisi, tespit edilen risklerle

Detaylı

PEGASUS HAVA TAŞIMACILIĞI A.Ş. YÖNETİM KURULU DENETİM KOMİTESİ GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI 1. AMAÇ

PEGASUS HAVA TAŞIMACILIĞI A.Ş. YÖNETİM KURULU DENETİM KOMİTESİ GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI 1. AMAÇ PEGASUS HAVA TAŞIMACILIĞI A.Ş. YÖNETİM KURULU DENETİM KOMİTESİ GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI 1. AMAÇ Komitenin başlıca amacı, Şirketin muhasebe sistemi ve muhasebe uygulamalarının, Pegasus'a ilişkin finansal

Detaylı

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi 6 Ağustos 2013 İÇİNDEKİLER Dönem Revizyon Notları........ 3 Derecelendirme Metodolojisi........ 5 Notların Anlamı.........

Detaylı

ENGELLİLERE YÖNELİK SOSYAL POLİTİKALAR

ENGELLİLERE YÖNELİK SOSYAL POLİTİKALAR ENGELLİLERE YÖNELİK SOSYAL POLİTİKALAR III. Sınıf Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Risk Gruplarına Yönelik Sosyal Politikalar Dersi Notları-VI Doç. Dr. Şenay GÖKBAYRAK İçerik Engellilere

Detaylı

MAHALLİ İDARELERE HİZMET DERGİSİ ARALIK 2009 TARİHLİ SAYISINDAN BELEDİYELERCE ŞİRKET KURULMASI

MAHALLİ İDARELERE HİZMET DERGİSİ ARALIK 2009 TARİHLİ SAYISINDAN BELEDİYELERCE ŞİRKET KURULMASI MAHALLİ İDARELERE HİZMET DERGİSİ ARALIK 2009 TARİHLİ SAYISINDAN ALINTI YAPILMIŞTIR BELEDİYELERCE ŞİRKET KURULMASI HALUK NALÇAKAR İçişleri Bakanlığı E. Başkontrolörü 5393 sayılı Belediye Kanununun Şirket

Detaylı

İMKB'YE KABUL SÜRECİ

İMKB'YE KABUL SÜRECİ İMKB'YE KABUL SÜRECİ SPK ve İMKB İncelemeleri Şirket hisse senetlerinin halka arzının gerçekleştirilmesi amacıyla Sermaye Piyasası Kurulu na (SPK) başvuru yapılması durumunda SPK tarafından şirket nezdinde

Detaylı

YÖNETMELİK. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasından: ÖDEME VE MENKUL KIYMET MUTABAKAT SİSTEMLERİNİN

YÖNETMELİK. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasından: ÖDEME VE MENKUL KIYMET MUTABAKAT SİSTEMLERİNİN 28 Haziran 2014 CUMARTESİ Resmî Gazete Sayı : 29044 YÖNETMELİK Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasından: ÖDEME VE MENKUL KIYMET MUTABAKAT SİSTEMLERİNİN Amaç GÖZETİMİ HAKKINDA YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM Amaç,

Detaylı