Geyik Dağı (Orta Toroslar) Geç Kuvaterner Buzullaşması ve Paleoiklim Yorumu

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Geyik Dağı (Orta Toroslar) Geç Kuvaterner Buzullaşması ve Paleoiklim Yorumu"

Transkript

1 Geyik Dağı (Orta Toroslar) Geç Kuvaterner Buzullaşması ve Paleoiklim Yorumu Program Kodu: 1001 TÜBİTAK Proje No: 112Y139 Proje Yürütücüsü: Prof. Dr. Attila ÇİNER Araştırmacı: Doç. Dr. Cengiz YILDIRIM Danışman: Doç. Dr. M. Akif SARIKAYA NİSAN 2015 İSTANBUL

2 Önsöz ii 112Y139 no lu bu proje TÜBİTAK tarafından 30 ay süre boyunca desteklenmiştir. Bu süre zarfında gerçekleştirilen arazi çalışmalarında alınan örneklerin yaş tayini analizleri için hazırlanması Fatih Üniversitesi Kozmojenik Laboratuvarı nda proje danışmanı Doç. Dr. M. Akif Sarıkaya gözetiminde gerçekleştirilmiştir. Örnekler daha sonra Aix en Provence, Fransa daki CEREGE Kütle Spektrometresi Laboratuvarı nda analiz edilmiş ve gelen sonuçların değerlendirilmesi tarafımızca yapılmıştır. Elde edilen sonuçlar sadece Geyik Dağ Kuvaterner buzullaşmasına sayısal veriler sağlamakla kalmamış Türkiye nin paleoiklim çalışmalarına da çok özgün katkılarda bulunmuştur. Proje kapsamında çeşitli kongrelerde sunumlar yapılmış ve SCI kapsamındaki Quaternary Science Reviews dergisinde Late Pleistocene piedmont glaciations in the Eastern Mediterranean; insights from cosmogenic 36 Cl dating of hummocky moraines in southern Turkey isimli yayın yapılmıştır. SCI kapsamında 2 makalenin de yazım aşaması devam etmektedir. Geyik Dağı ndan da verilerin kullanıldığı ve tüm Doğu Akdeniz buzullaşması ve paleoiklimini içeren bir diğer makale de (davetli Review paper ) yine SCI kapsamındaki Geological Society of London dergisinde Quaternary Glaciation in the Meditteranean başlıklı özel sayıda basım için kabul edilmiştir. Benzer bir şekilde Türkiye Geç Pleyistosen buzulları ve paleoiklimi isimli bir başka makale de MTA nın 150. Sayısı nedeni ile davet edildiğimiz özel sayıda yer alacaktır. Bu çalışmayı destekleyen TÜBİTAK a ve arazide bize eşlik eden öğrencilerimize teşekkür ederiz.

3 iii İçindekiler Sayfa Önsöz İçindekiler Şekiller ve Çizelgeler Listesi ii iii v Özet 1 Abstract 2 1. GİRİŞ Kuvaterner buzulları ve buzul çağları Türkiye nin Geç Kuvaterner Buzullaşması 5 2. GEYİK DAĞ; COĞRAFYA, JEOLOJİ VE İKLİM Önceki Çalışmalar Fiziki coğrafya ve jeoloji İklim 9 3. YÖNTEM Arazi Yöntemleri Kozmojenik Yaşlandırma Yöntemi Yöntemin uygulama alanları ve buzul morfolojisinde uygulamaları Örnekleme çalışmaları Laboratuvar çalışmaları Analitik ölçümler ve yaş hesaplama GEYİK DAĞ BUZUL VADİLERİ Namaras ve Susam Vadileri Namaras Vadisi Örnek Yaşları Tümseksi Morenler Yaş Sonuçları Yanal Morenler Yaş Sonuçları Namaras Vadisi Yaş Yorumları Susam Vadisi Örnek Yaşları Cephe Moreni Yaş Sonuçları Tümseksi Morenler Yaş Sonuçları Yanal Moren Yaş Sonuçları Susam Vadisi Yaş Yorumları GÜNEYCİK VADİSİ Güneycik Vadisi Örnek Yaşları Sol Yanal Moren Yaş Sonuçları Tümseksi ve Cephe Moreni Yaş Sonuçları İkiz Yanal Moren Yaş Sonuçları Zor Moren Yaş Sonuçları Güneycik Vadisi Yaş Yorumları ÇİMİ VADİSİ Yanal Morenler Örnek Yaşları Yanal Moren 1 (YM1) Yanal Moren 2 (YM2)

4 Yanal Moren 3 (YM3) Tümseksi Morenler (TM) Yanal Moren 4 (YM4) Yanal Moren 5 ve 6 (YM5-YM6) Çimi Vadisi Yaş Yorumları 50 iv 7. YORUM VE TARTIŞMALAR Geyik Dağ Dağönü Buzulları Geyik Dağ Yaş Dağılımı Türkiye de Buzullaşma Dönemleri SBM öncesi Kuvvetli SBM buzullaşması Geç Buzul Dönemi buzul gerilemesi Genç Dryas Buzulları Holosen Buzullaşmaları Güncel Buzullar Buzul çalışmalarından elde edilen eski iklim yorumları SONUÇLAR 62 Kaynaklar 64

5 Şekiller ve Çizelgeler Listesi Sayfa v Şekil 1: Geyik Dağ yer bulduru haritası 8 Şekil 2: Namaras ve Susam Vadileri ile eski buz takkesinin bulunduğu platoyu gösterir Google Earth görüntüsü 17 Şekil 3: Çalışma alanında gözlenen buzyalakları (cirques) 18 Şekil 4: Namaras Vadisi nde ölü buzullardan geriye kalan tümseksi morenler 18 Şekil 5: Tümseksi morenlerin yakın görünümü 19 Şekil 6: Tümseksi morenler arasında gelişen buzul gölleri 20 Şekil 7: Tümseksi morenlerin arasında gelişmiş ve mevsimsel olarak kuruyan göller 20 Şekil 8: Tabakasız ve çeşitli tane boyunu içerebilen az yuvarlanmış kireçtaşı bloklarından oluşan tümseksi morenlerin kesitini gösterir fotoğraf 21 Şekil 9: Namaras Vadisi ndeki yanal, tümseksi morenlerin görünümü 22 Şekil 10: Namaras ve Susam Vadileri morenlerinden proje süresi boyunca toplanan örnek yerleri ve yaşlarını gösterir Google Earth görüntüsü 23 Şekil 11: Namaras ve Susam Vadileri nden alınan örnekler ve yaşlarını gösterir haritalar 24 Şekil 12: A) Namaras Vadisi ne dik olarak uzanan Kalecik yaylası buzuluna ait sol yanal moren, B) onun eşdeğeri yeni örneklenen sağ yanal moren 27 Şekil 13: Sağ yanal moren ve örnek alımı 28 Şekil 14: Cephe moreninin alt kısmındaki tümseksi morenlerden alınan iri örnek 29 Şekil 15: Güneycik Vadisi ndeki morenlerden alınan örnek yerlerini gösterir harita 32 Şekil 16: Güneycik Vadisi Google Earth görüntüleri üzerine işlenmiş örnek ve yaş verileri 33 Şekil 17: Güneycik Vadisi büyük buzulunu besleyen buz takkesinin oluştuğu düz alan 34 Şekil 18: Güneycik Vadisi ne doğru GD yönünde uzana uzun sol yanal ve tümseksi morenler 34 Şekil 19: Tümseksi morenler ve cephe moren karmaşığı 34 Şekil 20: Cephe moren karmaşığı. Önde tümseksi moren geride cephe moreni 35 Şekil 21: Uzun sol yanal moren üzerindeki büyük bloktan örnekleme 35 Şekil 22: Kuzey den Güney e doğru gelişmiş ikiz moren seddi 37 Şekil 23: Zor moren genel görünüm. 38 Şekil 24: Dış moren üzerindeki bloktan örnek alımı 38 Şekil 25: İri bloklu iç moren arazi görünümü 38 Şekil 26: Çimi Vadisi ndeki morenlerden alınan örnek yerlerini gösterir harita 41

6 Şekil 27: Çimi Vadisi Google Earth görüntüleri üzerine işlenmiş örnek ve yaş verileri 42 Şekil 28: Çimi Vadisi yanal morenlerin uzaktan görünümü 42 Şekil 29: YM1 (fotonun sağındaki sırt) ve YM2 nin ana kayaya yaslandıkları yere yakın bir bloktan örnek (GE 13-30) alımı 44 Şekil 30: YM2 nin vadi aşağısına doğru görünümü 44 Şekil 31: YM3 ün üst kısımları 45 Şekil 32: Ana kaya olan kireçtaşlarının buzul geçişi sırasında şekillenmesi sonucu oluşan hörgüç kayalar 45 Şekil 33: Kireçtaşı anakaya üzerinde buzul çizikleri 46 Şekil 34: YM2 ve YM3 ün aşağı kısımları 46 Şekil 35: Tümseksi morenlerin tipik arazi görünümü 47 Şekil 36: Tümseksi morenlerden örnekleme 47 Şekil 36: YM4,YM5 ve YM6 nın sandur düzlüğünden görünümü 48 Şekil 37: YM4 yakın görünümü 48 Şekil 38: Dar morenlerin alt kısımları (sol (YM5) ve sağ (YM6) morenler) 49 ve sandur düzlüğü genel görünümü Şekil 39: Sandur düzlüğünün YM4 den morenden panoramik görünümü 49 Şekil 40: Sadur düzlüğünün üst kesimlerindeki kireçtaşı blokları 50 Şekil 41: Sandur düzlüğü ileri kısımlarını oluşturan ince taneli kireçtaşı çakılları 50 Şekil 42: Geyik Dağ ın tüm vadilerinden kozmojenik tarihlendirme ile elde edilmiş buzul kronolojilerine ait korelasyon 53 vi Çizelge 1: Namaras ve Susam Vadileri kozmojenik 36Cl örnek yaş hesapları 24 Çizelge 2: Namaras ve Susam Vadileri örnek yaş zaman aralıkları Çizelge 3: Güneycik Vadisi kozmojenik 36Cl örnek yaş hesapları 36 Çizelge 4: Güneycik ve Morca Vadileri (Zor Moren) örnek yaş zaman aralıkları 40 Çizelge 5: Çimi Vadisi kozmojenik 36Cl örnek yaş hesapları 42 Çizelge 6: Çimi Vadisi örnek yaş zaman aralıkları 51 Çizelge 7: Türkiye dağlarında kozmojenik yüzey tarihlendirme sonuçlarının özeti 55 Çizelge 8: Geç Pleyistosen için kozmojenik yaş kontrolüne sahip bölgelerin listesi 56

7 Özet 1 Buzullar, iklim şartlarındaki değişikliklere anında cevap vererek çevre koşullarını doğrudan kayıt altına aldıklarından, bir bölgenin atmosferik koşulları hakkında önemli bilgiler verirler. Benzer şekilde, geçmiş dönemlerdeki buzulların incelenmesi ile eski iklim koşulları hakkında ipuçları elde edilebilir. Bu amaçla, Geyik Dağ da Geç Kuvaterner buzul çökelleri incelenmiş, önceleri sadece göreceli olarak yaşlandırılan buzullaşma evreleri, kozmojenik izotoplar kullanılarak nicel olarak tarihlendirilmiştir. Proje kapsamında yapılan çalışmalar sonucunda Türkiye de ilk defa olarak tanımlanan bir buzul türü olan dağönü buzullaşması tanımlanmıştır. Toplam 4 vadide yanal, cephe ve tümseksi morenler tespit edilmiş ve kozmojenik yüzey yaşlandırması metodu ile yaşlandırılmıştır. Buna göre Namaras Vadisi 3 buzullaşma evresinden geçmiştir. Vadide Son Buzul Maksimum unun sonlarına doğru (18.0±1.1 ka) dağönü buzullaşması ürünü tümseksi morenler oluşmuştur. Geç Buzul Dönemi nde (13.6±2.7 ka) başlayan ve Orta Holosen e (5.2±1.0 ka) kadar erimesini sürdüren buzullaşma ise yanal morenler ile temsil olunur. Bu buzullaşma diğer vadilerde de gözlenen Genç Dryas ( 11.6 ka) buzul ilerlemesi dönemini de içine almaktadır. Namaras Vadisi SBM (18.0±1.1 ka) morenleri oluştuktan sonra buzullar Susam Vadisi ne çekilmişler ve Geç Buzul Dönemi nde (14.0±1.3 ka) cephe ve tümseksi morenleri oluşturmuşlardır. Genç Dryas (11.6±1.3 ka) dönemi ise hemen vadi çıkışındaki bir yanal moren ile temsil edilmektedir. Daha güneydeki Güneycik Vadisi ise 3 buzullaşma evresinden geçmiştir. Vadideki tümseksi ve cephe morenlerinin ağırlıklı ortalama yaşı 11.7±1.3 ka ile 11.2±1.2 ka arasında değişmekte olup bu yaş Genç Dryas için tipiktir. Bu dönemde vadideki yanal morenlerin yaşları 9.0±2.0 ka ile 10.0±2.0 ka (Holosen başı) arasında değişmektedir. Çok daha küçük çapta ve buz yalaklarına yakın alanlarda ise Orta Holosen e (5.2±1.2 ka) kadar devam eden buzul aktivitesi kendini göstermektedir. Batı daki Çimi Vadisi ise 4 buzullaşma evresinden geçmiştir. Bunlardan en önemlisi Son Buzul Maksimumu na denk gelen bir yanal moren (18.2±3.4 ka) ile temsil edilen buzullaşmadır. Bu yanal morenin çok yakınında gelişmiş tümseksi morenler (17.4±1.9 ka) de benzer yaştadırlar. Daha sonraki buzullaşma da yanal morenlerle temsil edilir ve Geç Buzul Dönemi (13.7±2.7 ka ve 12.9±1.3 ka) için tipiktir. Geyik Dağ da diğer vadilerde de karşımıza çıkan Genç Dryas Dönemi bu vadide dar bir buzula ait 2 yanal moren (12.1±1.4 ka ve 12.7±1.7 ka) ile temsil edilir. Ayrıca diğer vadilerde genelde sirk alanlarına yakın yerlerde gözlenen Orta Holosen Buzullaşması bu vadide çok daha iyi gelişmiş bir halde bir yanal morende (6.6±0.7 ka) gözükmektedir. Daha önceki çalışmalarımızdan elde edilen sonuçlar Türkiye nin diğer bölgelerine göre Geyik Dağ da Son Buzul Maksimumu na, tümseksi morenlerin geç erimesi nedeniyle, daha geç erişildiğini göstermektedir. Ayrıca Genç Dryas Dönemi buzullaşmasının Türkiye deki en yaygın ve şiddetli bir şekilde görüldüğü bir alan olması bakımından da Geyik Dağ önemli bir yere sahip gözükmektedir. Anahtar sözcükler: Buzul, Kuvaterner, Geç Pleyistosen, Son Buzul Maksimumu, Geç Buzul, Genç Dryas, Holosen, kozmojenik yüzey tarihlendirme, moren.

8 2 Abstract Glaciers provide direct information on the magnitude and timing of past climate changes. Because mountain glaciers can respond very quickly to local climatic variations by adjusting their mass balances and hence their sizes, they are considered to be very accurate indicators of changes in precipitation and temperature. Therefore, the extent of past glaciers estimated from the position of their terminal moraines gives valuable insights into paleoclimatic changes. For the first time we report the largest piedmont glaciation represented by hummocky moraines from Geyik Dağ in Turkey. We also describe 4 glacial valleys and give glaciation times using cosmogenic surface exposure dating methods. The largest hummocky moraine field is found in Namaras Valley where 3 glacial episods are encountered. Piedmont glaciers that deposited hummocky moraines are dated to the Last Glacial Maximum (18.0±1.1 ka). Late Glacial (13.6±2.7 ka) to Mid-Holocene (5.2±1.0 ka) glaciation is represented by lateral moraines in the valley including the Younger Dryas (11.6±1.3 ka) stadial. Glaciers later retreated to Susam Valley forming Late Glacial (14.0±1.3 ka) terminal and lateral moraines. Younger Dryas (11.6±1.3 ka) glaciation is represented by a lateral moraine at the exit of the valley. Güneycik Valley has 3 glacial periods. Hummocky and terminal moraine ages change between 11.7±1.3 ka and 11.2±1.2 ka which is typical for Younger Dryas. Lateral moraines on the other hand, have ages between 9.0±2.0 ka and 10.0±2.0 ka (Holocene). Much smaller glaciers existed also nearby the cirque areas that are dated to Mid-Holocene (5.2±1.2 ka). Çimi Valley to the west has 4 glacial periods. The most important one is represented by a lateral moraine that dates to the Last Glacial Maximum (18.2±3.4 ka). Nearby hummocky moraines (17.4±1.9 ka) have similar ages. Late Glacial (13.7±2.7 ka and 12.9±1.3 ka) and Younger Dryas (12.1±1.4 ka and 12.7±1.7 ka) lateral moraines are also present. On the other hand Mid-Holocene (6.6±0.7 ka) glaciation is well developed in this valley contary to the other valleys. Previous studies in Turkish Mountains indicate that the Last Glacial Maximum is relatively older (around 20 ka) compared to Geyik Dağ ages which are around 18 ka. This is due to the melting mechanism of the hummocky moraines where debris cover probably protected the glacier. Additionally, the Younger Dryas stadial is well represented in Geyik Dağ whereas it is much less developed in the other surrounding mountains. Key Words: Glacier, Quaternary, Late Pleistocene, Last Glacial Maximum, late Glacial, Younger Dryas, Holocene, cosmogenic surface exposure dating, moraine.

9 3 1. GİRİŞ Türkiye nin buzul varlığını araştırmaya yönelik çalışmalar son yıllarda giderek artmaktadır. Günümüz iklim değişiklikleri nedeniyle gün geçtikçe kaybolan buzul varlığımızın araştırılması ve geçmişe ait kayıtlarının nicel olarak incelenmesi, geleceğe yönelik iklimsel öngörülerin daha sağlıklı yapılmasını sağlayacaktır. Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) nin 27 Eylül 2013 tarihinde yayımladığı en son raporunda da belirtildiği üzere, küresel iklim değişikliği artık kuşku götürmez bir gerçektir. Aynı rapora göre, Dünya nın ortalama yüzey sıcaklığı 1901 den beri 0.89 C yükselmiş, bu artış Dünya üzerindeki kar ve buz örtülerinde ciddi miktarlarda azalmaya yol açmıştır. Buna göre Dünya buzullarının yılda yaklaşık 259 milyar tonu yok olmaktadır. Grönland buzullarının buz kaybı yıllık 97 milyar tona, Antarktika nın yıllık kaybı ise 121 milyar tona ulaşmıştır (IPCC, 2013). Ülkemizde de durum çok farklı değildir. Sarıkaya (2012) nin Ağrı Dağı nda yaptığı çalışmaya göre ülkemizin en büyük buzulu olan Ağrı Buz Takkesi son 35 yılda ( arası) % 29 oranında küçülmüştür. Yavaşlı vd. (2015) in yaptığı en son çalışmaya göre ise tüm Türkiye buzullarının alansal dağılımı son 41 yılda 25 km 2 den 11.2 km 2 ye düşmüştür. Günümüze dönük bu ve benzeri çalışmaların ortaya koyduğu iklimsel değişim gerçekliği, acaba geçmişte hangi büyüklükte ve sıklıkta olmuştu? O dönemlerde Türkiye deki buzulların yayılımı nasıldı? Geçmiş buzullar ile günümüz buzulları arasında ne gibi coğrafi ve iklimsel ilişkiler vardı? Günümüzdekine benzer iklimsel değişimler geçmişte de meydana gelmiş miydi? Geçmişteki değişimlerin insan etkisinden yoksun olduğu düşünülürse, acaba doğal değişimlerin günümüz iklim değişikliklerine katkısı ne kadardır? Bu ve benzeri soruların yanıtlarını aramak için eski buzul kayıtlarının araştırılması gerekmektedir. Son yıllarda ülkemizde gerçekleştirilen nicel buzul araştırmaları ve geçmiş buzulların yaşlandırılmasına yönelik çalışmalar, Türkiye nin Geç Pleyistosen ( ka arası) ve kısmen de Holosen de (son 11.7 ka) önemli buzullaşma evreleri geçirdiğini ortaya koymaktadır (Sarıkaya vd., 2011). Son 30 yıl içinde Hızlandırılmış Kütle Spektrometreleri (HKS veya Accelerator Mass Spectrometry, AMS) ndeki teknolojik gelişmeler, kayaçlar içindeki nadir izotop derişimlerinin hassas bir şekilde ölçülmesine imkân sağlamıştır. Bunun sonucu olarak daha önceleri sadece göreceli konum ve büyüklüklerine göre gerçekleştirilebilen çalışmalar (Erinç, 1951; Doğu vd., 1993; Çiner, 2003, 2004), artık buzulların ilerleyiş ve geri çekilme zamanlarını belirleyebilen nicel yaşlandırma çalışmaları ile çok daha hassas bir ş ekilde yapılabilmektedir. Özellikle son yıllarda Türkiye de de artarak devam eden bilimsel çalışmalar neticesinde (bkz. Akçar vd., 2007; 2008; Sarıkaya vd., 2008, 2009, 2011, 2014; Zreda vd., 2011; Çiner ve Sarıkaya, 2015) kayaçlarda kozmik ışıma ile oluşmuş yeni izotopların ölçümü büyük bir hassasiyet ile yapılmakta ve bu kayaçların yüzeylenme yaşları tam olarak belirlenebilmektedir. Bu projenin amacı Geyik Dağ da (36.53 o K, o D, 2877 m) Geç Kuvaterner döneminde

10 4 oluştukları varsayılan buzullaşmaların nicel olarak zamanlamasını ortaya koymak ve bu veriler ışığında Orta Toroslar da hüküm sürmüş iklim koşullarını belirlemektir. Bu amaca uygun olarak, rapor içerisinde öncelikle Türkiye nin Geç Kuvaterner buzullaşmasına ait en güncel verileri sunarak bir özet çıkartılmış ve bölgede bu konuya ait yapılan önceki çalışmalar derlenmiştir. Daha sonra projemiz kapsamında uygulama yaptığımız bölgeye ait coğrafik ve jeolojik öğeler aktarılmış, çalışma alanları tanıtılmıştır. Projemizde uyguladığımız yöntem ve materyalin tanıtıldığı bölümden sonra, Geyik Dağ ına ait bulgular, jeomorfoloji ve kozmojenik yaş sonuçları detaylı bir şekilde aktarılmıştır. Son olarak da Geyik Dağ buzullaşması Ülkemiz in diğer buzullaşma alanları ile karşılaştırılmıştır Kuvaterner buzulları ve buzul çağları Buzullar ve iklim birbirleriyle doğrudan ilişkili olup süregelen iklimsel değişimlere çok hızlı bir şekilde tepki verirler (Oerlemans, 2005). Buz Çağı (Ice Age) olarak da adlandırılan Pleyistosen deki iklimsel değişimlerin en güvenilir kayıtları buzullar tarafından sağlanmaktadır. Kuvaterner de (son 2.58 milyon yıl) hüküm sürmüş iklim değişiklikleri, buzul dönemlerinin oluşumundaki en önemli etmendir. Dünyamız ın yörüngesindeki periyodik değişimler, yeryüzüne ulaşan güneş ışınlarının şiddetini ve dolayısıyla dünyamızın iklimini etkilemektedir. Milankovitch Döngüleri olarak da anılan bu değişimler, soğuk iklim koşullarında buzulların ilerlemesine, nispeten daha sıcak dönemlerde ise buzulların küçülmesine neden olmaktadır. Kuvaterner Devri içinde her biri birer Denizel İzotop Seri (MIS: Marine Isotope Stages) numarası ile isimlendirilen en az 21 tane buzul döneminin geliştiği düşünülmektedir. Bu buzul çağlarından son 900 ka içindeki 4 tanesi küresel anlamda çok büyük boyutlara ulaşmıştır. Bunlar, en eskiden en güncele doğru sırasıyla MIS 16, MIS 12, MIS ve MIS 4-2 buzul çağlarıdır. Avrupa buzul stratigrafisinde Günz olarak adlandırılan MIS 16 yaklaşık 621 ka önce (Termination 7), Mindel buz çağı (MIS 12) ise günümüzden 424 ka önce sona ermiştir (Termination 5). Riss buz çağı (MIS 10, 8 ve 6) (Penultimate glaciation) ise 130 ka önce Termination 2 adı verilen dönemde son bulmuştur. Günümüze en yakın büyük buz çağı MIS 4-2 dönemlerini kapsar ve Avrupa Alpleri stratigrafisinde Würm (ya da Son Buzul Çağı) olarak adlandırılır. MIS-4 günümüzden 71 ka öncesiyle 57 ka öncesinde (Würm I), MIS-2 ise 29 ka öncesiyle 14 ka öncesi arasında (Würm II) meydana gelmiştir. MIS-2 içerisinde buzulların maksimum boyutlarına ulaştığı ka öncesindeki (ortalama olarak 21 ka önce) (Mix vd., 2001) olaya, Son Buzul Maksimum u (SBM) (Last Glacial Maximum: LGM) da denilmektedir (Hughes vd. 2013). SBM sırasında Avrupa, Kuzey Amerika ve birçok orta ve yüksek enlem bölgelerinde buzullar çok geniş boyutlara ulaşarak, kıtalarının üçte birini kaplamışlardır. Ülkemizde de izlerini gördüğümüz bu son buzullaşma günümüzden yaklaşık 14 ka öncesine kadar gerileyerek devam etmiştir (Geç Buzul Dönemi; Late Glacial). Sıcaklıkların günümüz koşullarına yaklaşmaya başladığı bu dönemde, dünya süratle ve kısa sürecek soğuk bir ara

11 5 döneme (stadial) girmiştir. Son Henrich Dönemi (H0) olarak da adlandırılan bu döneme, bir çeşit Alpin-Tundra çiçeği olan dryas octopetala dan esinlenerek Genç Dryas (Younger Dryas) ( ka öncesi) denilmektedir. Genç Dryas dönemi daha çok varlığını Kuzey Avrupa da hissettirmiş ve Grönland da sıcaklıklar günümüze göre o C kadar düşmüştür. Bunun sebebi olarak SBM sonrası eriyen buzulların özellikle Kuzey Atlantik Okyanusu nda okyanus akıntılarını engelleyerek, Ekvatoral bölgelerden ısı transferini bloke etmeleri gösterilmektedir (Alley, 2000). Genç Dryas döneminin son bulmasıyla günümüze yakın iklim koşullarının ortaya çıktığı Holosen (11.7 ka öncesinde günümüze) başlamıştır Türkiye nin Geç Kuvaterner Buzullaşması Türkiye, diğer Avrupa ülkelerine kıyasla daha yüksek bir topografyaya sahip olmasına rağmen Kuvaterner buzullaşmaları açısından zengin bir karaktere sahip değildir. Bu yüzdendir ki Türkiye de Kuvaterner dönemine ait buzullaşma araştırmaları, Kuzey Amerika veya Avrupa da olduğu kadar yaygın değildir. Buna rağmen, Türkiye de de yüksek dağların, vadi ve zirvelerinde Kuvaterner dönemine ait izlerin varlığı bir çok araştırmacı tarafından tespit edilmiştir (Erinç, 1952; Çiner, 2003, 2004; Sarıkaya vd., 2011). Türkiye de Kuvaterner buzullaşmaları ile ilgili ilk çalışmalar 1800 lü yılların sonu 1900 lu yılların başında bazı Avrupalı gezginler tarafından yapılmıştır (Ainsworth, 1842; Palgrave,1872; Maunsell, 1901). Daha sonra Türkiye de coğrafyanın öncülerinden Sırrı Erinç ve Reşat İzbırak gibi araştırmacıların da katkılarıyla Türkiye buzulları hakkındaki incelemeler giderek hızlanmıştır. Buna ek olarak son yıllarda, ülkemizde uygulanmaya başlanan Kozmojenik Yüzey Yaşlandırma yönteminin, ülkemizdeki buzul çökellerine uygulanması ile Kuvaterner dönemi buzul çalışmaları daha da ileriye taşınmıştır. Yapılan tüm bu çalışmalar doğrultusunda Türkiye nin buzul alanları üç gruba ayrılabilir (Sarıkaya vd., 2011). Bunlar; (1) Toros Dağları, (2) Doğu Karadeniz kıyısı boyunca uzanan dağlar, (3) Anadolu yarımadasındaki çeşitli yüksek dağlar ve sönmüş volkanlardır. Toros Dağ kuşağında doğudan B ya doğru sırasıyla GD Toroslar, Orta Toroslar ve B Toroslar da Kuvaterner dönemi buzullaşmalarına ait çok çeşitli izler bulmak mümkündür. Günümüzde GD Toroslar ülkemizin en büyük güncel buzullarına sahiptir (Sarıkaya, 2011). Bu bölgedeki buzullaşma alanları üç önemli alanda gelişmiştir. Bunlar, Hakkâri il sınırlarındaki Buzul ve İkiyaka Dağları ile Van Gölü nün G inde yer alan Kavuşşahap Dağları dır. Bu bölgede yıllarında birçok çalışma yapılmış, fakat ondan sonra bölgede yeni çalışmalar yapılamamıştır. Bobek (1940) ve Erinç (1953) bölgede yaptığı çalışmalarda, Buzul ve İkiyaka Dağları nda Geç Pleistosen (Würm) dönemine ait buzulların 1600 m yüksekliklere kadar inerek, 9-10 km uzunluğa eriştiklerini tespit etmişlerdir. Würm dönemine ait bu morenler, Zap suyu Vadisi nde ve diğer komşu vadilerde görülmektedir. Kuvaterner dönemi buzullaşması ile ilgili yapılan çalışmaların Orta Toroslar da önem kazandığı bölgeler, Aladağlar, Bolkar Dağları, Geyik ve Soğanlı Dağları dır. Özellikle Aladağlar bölgesindeki Yedigöller platosu ve Hacer Vadisi nde kozmojenik 36Cl izotopu kullanılarak yapılan çalışmalarda, 10.2 ± 0.2 ka öncesi ile 8.6 ± 0.3 ka öncesi

12 6 arasında gelişen buzulların oluşturduğu morenler tespit edilmiştir (Zreda vd., 2011). Erken Holosen dönemine işaret eden bu düzeyde bir buzullaşma Türkiye nin Kuvaterner dönem araştırmaları açısından yeni ve beklenmedik bir bulgudur. Orta Toroslar da yer alan diğer bölgelerden, Bolkar Dağları (Birman 1968; Messerli 1967), Geyik Dağ (Çiner vd., 1999; Arpat ve Özgül, 1972) ve Soğanlı Dağları nda (Ege ve Tonbul, 2005) Kuvaterner dönem buzullarına ait çalışmalar sınırlıdır. Bunun yanında, Batı Toroslar da özellikle Sandıras ve Dedegöl Dağları nda kozmojenik yaşlandırma çalışmaları sayesinde elde edilen bilgiler ışığında LGM e ait buzulların, Sandıras Dağları nda 20.4 ± 1.3 ka önce (Sarıkaya vd., 2008), Dedegöl Dağları nda ise 24.3 ± 1.8 ka önce (Zahno vd., 2009) oluştukları tespit edilmiştir. Ayrıca yine bu bölgelerde LGM den sonraki Geç Buzul dönemlerinde de (Sandıras: 16.2 ± 0.5 ka önce, Dedegöl: 17.7 ± 1.4 ka önce ve 13.9 ± 2.3 ka önce) buzullaşma izlerine rastlanılmıştır. Sandıras ve Dedegöl Dağları na ek olarak, Batı Toroslar da Akdağ (Onde, 1954; Doğu vd., 1999), Beydağ (Louis, 1944; Messerli, 1967), Honaz (Yalçınlar; 1954; Erinç 1955; 1957), Barla (Ardos 1977) ve Davraz Dağları nda (Monod, 1977; Atalay, 1987) Geç Kuvaterner dönem buzullaşmaları belirlenmiştir. Doğu Karadeniz Dağları ndaki buzul yayılımları ve zamanlamaları, diğer bölgelerle benzer özellikler göstermektedir. Kaçkar ve Verçenik Dağları nda 10Be ve 26Al kozmojenik izotopları kullanılarak yapılan çalışmalarda buzulların Geç Kuvaterner de maksimum boyutlarına 21.5 ± 1.6 ka önce ulaştıkları ve 15.6 ± 1.2 ka öncesine kadar da etkinliklerini korudukları gözlemlenmiştir (Akçar vd., 2007, 2008). Bölgede bulunan daha genç morenler ise 11.2 ± 1.1 ve 10.0 ± 1.1 ka öncesinde depolanmışlardır (Zahno vd., 2009). Buna ek olarak Doğu Karadeniz deki Soğanlı, Bulut, Altıparmak, Karagöl, Karadağ ve Karaçal Dağları nda da Geç Kuvaterner dönemi buzullaşma izlerine rastlamak olasıdır (Erinç, 1952; Doğu vd., 1993; Gürgen, 2003). Türkiye deki Ağrı, Erciyes, Süphan ve Uludağ gibi tekil dağlarda da Kuvaterner buzullaşmanın etkileri görülmektedir. Ülkemizdeki tek güncel takke buzulunu barındıran Ağrı Dağı nda, Blumenthal (1958) in çalışmalarına göre Kuvaterner dönemine ait morenler dağ yamaçlarının çok dik olması, morenleri oluşturmaya yetecek sedimanın oluşmaması ve buzullaşma sonrası meydana gelen volkanik faaliyetlerin de etkisiyle korunamamıştır (Sarıkaya, 2012). Bunun yanında, Türkiye sınırları içinde belki de Kuvaterner dönem buzullaşmasının en iyi gözlemlenebildiği yerlerden biri de, Erciyes Dağı dır. Buradaki Kuvaterner dönemine ait buzul izlerini LGM den itibaren görebilmekteyiz. Sarıkaya vd., (2009) un Erciyes dağındaki iki ana vadide yaptıkları çalışmaya göre buradaki buzullar maksimum boyutlarına 21.3 ± 0.9 ka önce ulaşmışlardı. Daha sonraki dönemlerde buzullar, sırasıyla Geç Buzul dönemi (14.6 ± 1.2 ka önce), Erken Holosen (9.3 ± 0.5 ka önce) ve Geç Holosen de (3.8 ± 0.4 ka önce) yeniden aktif hale gelmiş ve bu dönemlere ait morenleri depolamışlardır. Erciyes Dağı buzul vadiler

13 7 dört farklı buzullaşmanın izlerini taşıdığından Türkiye nin Geç Kuvaterner buzul kronolojisi için bir tip lokalite niteliğindedir. Türkiye de bulunan diğer tekil dağlarda da Kuvaterner dönemine ait morenler bulunmuştur. Bunlar arasından Uludağ da yapılan en son kozmojenik çalışmalarda, LGM buzullarının günümüzden 20.3 ± 1.5 ka önce, daha sonraki dönemlerdeki buzulların ise 16.1 ± 1.2 ka, 13.3 ± 1.1 ka ve 11.5 ± 1.0 ka önce geliştikleri belirtilmiştir (Zahno vd., 2010). Mercan Dağ (Bilgin, 1972; Atalay, 1987), Esence Dağ (Atalay, 1987), Mescit Dağ (Yalçınlar, 1951), Süphan (Kesici, 2005) ve Ilgaz Dağları (Louis, 1944) ile Balık Gölü bölgesinde (Birman, 1968) de Kuvaterner dönem buzullaşmasına ait izler bulunmuş fakat bu bölgelerde nicel yaş verileri henüz elde edilememiştir.

14 8 2. GEYİK DAĞ; COĞRAFYA, JEOLOJİ VE İKLİM 2.1. Önceki Çalışmalar Geyik Dağ buzullaşması ile ilgili ilk yayın Arpat ve Özgül (1972) tarafından yapılmıştır. Yazarlar Orta Toroslar da Geyik Dağı yöresinde kaya buzulları isimli makalelerinde büyük yayılım gösteren tümseksi morenleri yanlış bir şekilde kaya buzulları olarak yorumlamışlardır. Daha sonraki yıllarda Çiner vd. (1999) tarafından yapılan kapsamlı bir yayın ile bölgedeki morenlerin tipleri ve sedimantolojik özellikleri açıklanmış ancak yaş verisi sunulmamıştır. Son olarak bu proje kapsamında Quaternary Science Reviews dergisinde Late Pleistocene piedmont glaciations in the Eastern Mediterranean; insights from cosmogenic 36 Cl dating of hummocky moraines in southern Turkey isimli yayın yapılmıştır (Çiner vd., 2015a) Fiziki coğrafya ve jeoloji Bu bölümde çalışma bölgesinin konumu, fiziki coğrafya ve jeolojik özellikleri ile günümüz iklimsel karakterleri verilmiştir. Geyik Dağ (36.53 o K, o D, 2877 m) Orta Toros larda Alanya nın 40 km kadar kuzeyinde yer alır (Şekil 1). Çalışma alanında KB-GD uzanımlı ve m arasında değişen bir plato ve 2000 m civarında yer alan çeşitli buzul vadileri bulunmaktadır. Toplam yayılım 100 km 2 kadar olup değişik tipte morenler gözlenir. Şekil 1: Geyik Dağ yer bulduru haritası.

15 9 Toros Dağları nın jeolojisi genelde Kretase-Eosen yaşlı kireçtaşlarından oluşmuştur ve bölgede çeşitli bindirmeler gözlenmektedir (Monod, 1977; Şenel, 1996). Bölgede genellikle deniz kenarlarında 1000 m nin altında maki bitki örtüsü yaygınken, daha yükseklere çıkıldıkça sırasıyla geniş yapraklı ağaçlar ile iğne yapraklı çam popülasyonu artar. Orman üst sınırı 1800 m de başlar ve daha yüksek kesimlerde genellikle odunsu bitkilere rastlanmaz. Getik Dağ ın ve morenlerin bulunduğu vadilerde ise hemen hemen hiç bitki örtüsüne rastlanmaz. Bölgenin baslıca geçim kaynağı tarım ve hayvancılık olup, yüksek kesimlerde göçebe yaylacılık faaliyetleri hala devam etmektedir. Turizm ve rekreasyonel yaylacılık faailetleri de bölge halkı tarafından tercih edilmektedir İklim Tipik Akdeniz iklimi olan yazları kurak ve sıcak, kışları ise ılık ve yağışlı hava bölgede de geçerlidir (Ünal et al., 2003; Türkeş and Erlat, 2008). Çalışma alanı Akdeniz kıyısı ile çevrelenmiş kütlesel bir yapı arz eder. Bu yüzden denizel etki iklim özelliklerinin oluşumunda önemli bir yer tutar. Geyik Dağ ın alçak kesimlerinde Akdeniz ikliminin etkisi tam olarak görülmektedir. Dağın yüksek kesimlerinde ise lokal dağ iklimi etkisini gösterir. Kıyının hemen gerisinde başlayan topoğrafik yükselim nedeniyle Akdeniz kıyı iklimi iç kısımlara kadar ulaşamamaktadır. Bu etki daha çok kış mevsiminde dağın iç ve yüksek kesimlerinde varlığını hissettirmektedir. Çalışma sahasının güncel iklim özelliklerinin ortaya konmasında sahaya yakın meteoroloji istasyonlarından Alanya ve Antalya istasyonlarına ait veriler kullanılarak, bölgeye ait aylık sıcaklık ve yağış dağılımı analizleri hazırlanmıştır. Bu veriler kullanılarak bölgede yıllık ortalama sıcaklığın o C arasında hesaplanmıştır (Alanya Meteoroloji İstasyonu verisi). Bölgede yıllık toplam yağış 1106 mm olup bunun %75 i kış ve bahar aylarında gerçekleşmektedir. Geyik Dağ ın bulunduğu yüksek rakımlarda yağışın önemli bir kısmı orografik olup Akdeniz den gelen nemli kütleler ile ilgilidir (Wigley and Farmer, 1982; Stevens et al., 2001). Akseki meteoroloji istasyonundan (1065 m) alınan verilere göre yıllık yağış 786 mm dir. Aynı istasyondan alınan bilgilere göre ise yaz sıcaklık ortalaması 21 o C, kış sıcaklık ortalaması ise 3 o C dir. Eldeki verilere göre kar yağışı kasım ayında başlayıp bir sonraki yıl nisan ayına kadar devam etmektedir. Geyik Dağ da kar, yaz aylarının başına kadar erimeden yüzeyde kalır. Geçmiş buzul dönemlerinde, Akdeniz etkisiyle iyi beslenen ve özellikle yüksekliğin de getirdiği kar yağışıyla önemli miktarda buz birikimi sağlandığı düşünülen, Gayik Dağ da geçmiş iklim özelliklerinin günümüzden çok daha yağışlı olduğu sonucu çıkartılabilir.

16 3. YÖNTEM Arazi Yöntemleri Arazi çalışmalarımızın temelini amaca yönelik jeomorfolojik haritalama oluşturmaktadır. Moren setlerinin alansal dağılışları ve boyutları, buzullaşmanın boyutları ile doğrudan ilişkili olup iklim modellemeleri için önemli parametrelerdir. Harita çalışmalarımızda veri tabanımızı sahaya ait 1: ölçekli sayısal topoğrafik haritalar, 15 m çözünürlüklü ASTER uydu görüntüleri ve Google Earth görüntüleri oluşturmaktadır. Bu görüntülerin yanında DGPS cihazı ile arazide gerekli görülen yerlerde cm hassasiyetinde veri toplanmıştır. Yaş tayini amaçlı olarak toplanan moren örnekleri ile ilgili detaylar aşağıdaki bölümde verilmiştir Kozmojenik Yaşlandırma Yöntemi Yüzey yaşlandırma yöntemi olarak da bilinen kozmojenik yaşlandırma yöntemi sayesinde herhangi bir kayaç ya da sedimanın ne kadar süredir yüzeylendiği belirlenebilmektedir. Bu yöntem Kuvaterner jeolojisinde yeni bir dönemin başlangıcı olarak kabul edilmektedir. Bu yöntem sayesinde radyokarbon yönteminin üst limiti olan 50 ka ile sınırlı olan yaş tayinleri Kuvaterner Devri nin neredeyse tamamını kapsayacak şekilde genişlemiştir. Bu yöntemle klasik radyometrik yaş tayin yöntemlerinin aksine kayacın oluşum yaşı değil, yüzeylenme yaşı hesaplanmaktadır. Bu sayede Kuvaterner Devri ne ait bir yer şeklini oluşturan sedimanlar kullanılarak kayacın oluşum yaşına bakılmaksızın kozmojenik yöntemler sayesinde depolanma/aşınma yaşı ölçülebilmektedir. Kozmojenik izotopları oluşturan kozmik ışın parçacıkları proton ve nötronlardan oluşmaktadır. Bunlar evrende oluşan galaksi patlamaları ve güneşin radyoaktif ışımaları ile meydana gelirler. Bu parçalar çok yüksek enerji ve yüksek hıza sahiptirler. Bu yüksek enerjili ve elektriksel olarak pozitif yüklü parçacıklar yerküreye ulaştıklarında atmosferdeki elementlerle reaksiyona girerler ve bunun sonucunda ikincil nötronlar meydana gelir. Bu süreçte enerjilerinin bir kısmını kaybederler. Bunlardan bazıları yeryüzüne ulaşır ve litosferdeki elementlerle etkileşime geçerler ve bunun sonucunda kayaçların yüzeye yakın ilk 2-3 metrelik kısmında yeni izotoplar meydana gelir. Kayaç yüzeylerinde oluşan bu yeni izotoplara kozmojenik izotoplar denilmektedir. Kozmik ışın parçacık tipine ve kayaç içindeki hedef elemente bağlı olarak 10 Be, 14 C, 36 36, 41 Ca gibi radyoaktif ve 3 He, 21 Ne gibi duraylı kozmojenik izotoplar oluşabilmektedir. Kayaç yüzeylerindeki bu yeni izotopun oluşum hızı bilindiği için (Evans vd., 1997; Stone, 2000; Licciardi vd., 2008) yüzeyden alınan örneklerin kozmojenik izotop derişimi ölçüldüğünde kayaçların ne zamandan beri yüzeylendiği belirlenebilmektedir. Yer şekillerinin bu yöntem kullanılarak yaşlandırılması çalışmaları 1950 li yıllarda başlamıştır (Davis ve Schaeffer, 1955). Kayaçlardaki kozmik kökenli izotop ölçümünün kayaçların yüzey yaşını belirlemede kullanılabileceğini savunan bu ilk teorik çalışmalar, kayaçlarda oluşan

17 11 eser miktarlardaki kozmojenik izotop derişiminin pratik olarak ölçülememesinden dolayı başlangıçta uygulama bulamamıştır lerden sonra hızlandırılmış kütle spektrometre (AMS) lerinin gelişimiyle birlikte jeolojik uygulama alanları da hızla artmıştır (Zreda vd., 1991). Kozmojenik izotoplar sayesinde dünyanın son bir milyon yıllık olay, zaman ve süreç temelli jeomorfolojik özellikleri daha nicel yöntemlerle analiz edilmektedir. Bu yöntem birçok jeolojik/jeomorfolojik olayda uygulama bulmaktadır. Bunlardan bazıları şunlardır; (1) buzul ve buzul süreçleri (örneğin: morenlerin ve buzul aşındırma şekillerinin yaşlandırılması), (2) volkanik araziler (lav akıntıları, volkanik bombalar, sinder konilerin tarihlendirilmesi), (3) sedimanter depolama ve aşındırma taraçaları (akarsu, göl, deniz), (4) alüvyal yelpazeler, (5) kıyı aşındırma ve biriktirme ş ekilleri (dalga kesme yapıları, eski plaj seviyeleri), (6) göktaşı çarpma kraterleri, (7) faylar ile ilişkili yer şekilleri (fay aynası ve fayların ötelediği yer şekilleri), (8) mağara çökelleri, (9) kıta yükselimleri (paleoyükseklik) ve (10) arkeolojik yapıların tarihlendirilmesi. Bu yöntemin uygulanabilir yaş aralığı Pliyosen den (Ivy Ochs vd., 1995) Geç Holosene kadar uzanmaktadır (Zreda ve Phillips, 2000; Gosse ve Phillips, 2001). Kozmojenik yaş tayin yöntemi kayaçlarda kozmik kökenli tanecikler tarafından oluşturulan izotop derişimlerinin ölçümüne dayanmaktadır. Yani kayaç içerisindeki izotop miktarının, bu izotopun oluşum hızına bölünmesiyle ilgili izotopun oluşması için ne kadar zaman geçtiği belirlenir. Bu varsayımın doğru olabilmesi için izotopun duraylı olması gerekmektedir. Eğer izotop radyoaktif bir çekirdeğe sahipse bu süre içerisinde oluşan radyoaktif bozulmayı da hesaba katmak gereklidir. Sonuç olarak kayacın içerisinde bulunan kozmojenik izotop miktarının zamana göre değişimi kozmojenik izotop oluşma hızı ve eş zamanlı radyoaktif bozulma ile doğrudan ilişkilidir. Bu değişim şu şekilde ifade edilmektedir. Burada N, kayaç içerisinde ki kozmojenik izotop derişimi (atom/gr), P izotop oluşum hızı (atom/(gr.yıl)), λ, radyoaktif bozulma katsayısı (1/yıl) ve t yüzeylenme süresidir (yıl). Radyoaktif bozunma katsayısı farklı izotoplar için farklı değerler alır ve şu formülle ifade edilir; Bu formülde yarılanma süresi radyoaktif izotopun başlangıçtaki miktarının yarısının bozunması için geçmesi gereken süredir. Farklı izotopların yarılanma süreleri Tablo X de sunulmuştur. Duraylı izotoplar için yarılanma süresi sonsuz kabul edilirse, λ sıfıra yaklaşır. Bu durumda yukarıdaki ilk formülde eşitliğin sağ tarafında sadece izotop oluşum hızı yer almaktadır. Dolayısıyla formül şu şekle dönüşür;

18 12 Kozmojenik izotopların oluşumunu sağlayan kozmik kökenli tanecikler kayaç içinde derinlere ilerleyemeden durdurulurlar. Bu nedenle yüzeye çıkamayan kayaçlar kozmojenik izotop içermezler. Kullanılan bu yöntem yüzeylenme yaşını verdiğinden yüzeylenmeye neden olan olayın zamanını da vermektedir. Yöntemin sağlıklı sonuçlar verebilmesi için kayacın kozmojenik izotop kaybına sebep olacak süreçlerden etkilenmemiş olması gerekmektedir. Örneğin akarsu veya yüzey erozyonu, donma-çözünme gibi olaylar yüzeylenme yaşının olduğundan küçük çıkmasına sebep olmaktadır. Buna ek olarak kozmojenik izotop üretim miktarı yüzeyin morfolojik ve topografik özelliklerine de bağlıdır. Enlem ve yüksekliğin yanı sıra yüzeyin bulunduğu mevkide ki durumu (yatay veya eğimli bir yüzey olması) maruz kaldığı kozmojenik tanecik akısını etkiler. Aynı mevkide bulunan iki yüzeyden daima gölgede kalan güneşte kalana göre daha az kozmojenik tanecik akısına maruz kalmaktadır. Aynı şekilde küp şeklindeki bir kayanın üst ve yan tarafları eşit miktarda kozmik tanecik akısına maruz kalmaz. Kayaçların devrilmesi durumunda da elde edilen sonuçlar değişecektir. Ayrıca kar, bitki ve volkanik kül örtüsü kozmojenik izotop oluşum hızını düşürür. Belirlenen yüzey yaşı üzerinde yukarıdaki ikincil jeolojik veya jeolojik olmayan etkenler göz önüne alınarak düzeltmeler yapılmalıdır. Fakat depolanma sonrası konum değişimi belirlenemeyeceğinden bu konuda tekrar düzeltme yapılamaz. Dolayısıyla kayacın yüzeylendiği zaman ki şeklinde sabit kaldığı kabül edilir veya bu tür komplikasyonları en aza indirecek yüzeylerden örnekleme yapılır. Yeryüzüne ulaşan kozmik ışınlar başlıca iki kaynağa dayanmaktadır. Bunlar; (1) düşük enerjili güneş kökenli kozmik ışınlar, (2) daha yüksek enerjiye ve yoğun ışın akısına sahip galaktik kökenli parçacıklardır. Her ikisi de birincil kozmik ışın olarak adlandırılırlar. Protonlardan oluşan bu birincil kozmik ışınlar dünyaya yaklaştıkça elektriksel yüklerinden dolayı dünyanın manyetik alanından etkilenirler. Bazıları dünyanın manyetik alanını geçemezler, yansıtılırlar, bazıları ise sapmaya uğrayarak yön değiştirirler. Dünyanın manyetik alan kuvvetine ve manyetik enleme bağlı olarak yeteri miktarda eşik enerjisine sahip olanlar, atmosfere girebilirler. Bu sırada enerjilerinin bir kısmını kaybederler. Atmosfere girebilen birincil kozmik ışınlar atmosferik elementler (N, O vd.) ile etkileşime girerek ikincil kozmik ışınları oluştururlar. İ kincil kozmik ışınlar çoğunlukla yüksüz nötronlardan oluşmaktadır. Daha az enerjiye sahip olan bu ikincil nötronlar yeryüzüne ulaştıklarında litosferik elementlerle etkileşime geçer ve kayaçlarda kozmojenik izotop oluşumunu başlatırlar. Atmosferde meydana gelen enerji kaybından ötürü sönümlemeye uğrayan ışınlardan yeryüzüne ulaşanlar, kayaçların sığ yüzeylerinde (1-2 m) mineralleri oluşturan elementlerin izotopları ile etkileşime girerler. Böylece yeni izotop oluşumlarına neden olurlar. Bu oluşumda rol oynayan başlıca beş çeşit tanecik vardır. Bunlar; enerjilerine göre (1) yüksek enerjili nötronlar (Yokoyama vd., 2000), (2) hızlı (Davis ve Schaeffer, 1955) ve (3) yavaş nötronlar (Kubik vd., 1984; Zreda vd., 1991) ile (4) epitermal ve (5) termal nötronlardır. Yüksek enerjili nötronlar spallasyon tepkimelerinden sorumludurlar. Daha düşük enerjiye sahip olan epitermal ve termal nötronlar ise atmosferde ve kayaçta bulunan atomlar ile çarpışarak

19 13 onların çekirdekleri tarafından yakalanırlar. Böylece yeni izotop oluşumu diğer atomun çekirdeğinin parçalanması veya tutunması ş eklinde sağlanmış olur. Nötronların dışında kozmojenik izotop oluşumunu sağlayan bir başka kozmik ışın türü ise müonlardır. Müonlar yüzeyden daha derinlerde (2-3 m den daha derin) oluşan kozmojenik üretiminden sorumludurlar Yöntemin uygulama alanları ve buzul morfolojisinde uygulamaları Kozmojenik izotoplar sayesinde yüzey yaş tayini yöntemi kısmen yeni bir gelişme olmasına karşın birçok uygulama alanı bulmuştur (Zreda ve Phillips, 2000; Gosse ve Phillips, 2001). Bunlara örnek olarak; kayaç ve blokların yüzeyinde oluşan erosyon hızlarının tespiti (Sarıkaya vd., 2015a), nehir yataklarının açılma hızlarının hesaplanması (Çiner vd., 2015b), buzul oluşumu ve geri çekilme zamanlarının belirlenmesi (Phillips vd., 1990; Zreda vd., 1995), eski taşkınların oluşum zamanları, eski kıyılara ait yaş tayini yapılması (Zreda, 1994), lavların yüzeye çıkış yaşları (Sarıkaya vd., 2006), meteor çarpma zamanlarının tespiti (Phillips vd., 1991), fay aynalarında yapılan ölçümlerle faylanma zamanının ve atım hızının belirlenmesi, alüvyal yelpazelerini kesen fayların atım hızlarının hesaplanması (Sarıkaya vd., 2015b,c) ve paleo-yükseklik çalışmaları verilebilir. Burada çalışma konumuz olan moren yaşlandırması daha detaylı olarak aktarılacaktır. Buzulların ağırlıkları ve yatak eğimlerinden dolayı hareket ederken ana kayadan kopardıkları kaya parçalarını biriktirmeleri ile oluşan ş ekillere moren sırtı adı verilmektedir. Morenler kozmojenik yaşlandırma uygulamalarında çok önemli bir yer tutmaktadırlar. Literatürdeki ilk ve en yaygın uygulama alanlarını oluşturmaktadır. Morenleri oluşturan sedimanların buzulların çekilmesiyle birlikte kozmik ışınıma maruz kaldıkları ve biriken malzemenin daha önce kozmik ışınıma maruz kalmayacak şekilde derinden kazıldıkları varsayılırsa, moren yüzeyindeki bloklarda biriken kozmojenik izotop miktarı moren depolarının yaşını yani buzulların geri çekilme başlangıcını verir (Phillips vd., 1991). Özellikle blok boyutunda ki iri sedimanlardan ölçülen kozmojenik izotoplar yardımıyla Kuvaterner buzulları ile ilgili jeokronolojik çalışmalar ayrıntılı bir şekilde ortaya konulmaktadır. Buna bağlı olarak çeşitli paleoiklim modellemeleri de yapılmaktadır (Akçar vd., 2007, 2008; Sarıkaya vd., 2008, 2009; Sarıkaya; 2009; Zahno vd., 2009, 2010; Zreda vd., 2011) Örnekleme çalışmaları Örnekleme çalışmaları kozmojenik yüzey yaşlandırması çalışmalarında büyük önem arz etmektedir. Önemli olan arazide uygun örnek yerinin seçilip, amaca göre yeterli miktarda örnek alınmasıdır. Bunun için, çalışma yapılacak olan arazide örneklemeye başlamadan önce üç önemli sorunun cevabı verilmelidir. Bunlar; (1) çalışmada hangi tür kayaç/mineral örneklenecektir?, (2) örnekler hangi tür jeomorfolojik yüzeyden alınacaktır? ve (3) toplamda alınacak örnek sayısı kaç tanedir? (Sarıkaya, 2011). Hangi tür kayacın örnekleneceği kullanılacak izotop için önemlidir. Örneğin 10 Be izotopu için örnekleme yapılacaksa kayacın içerisinde mutlaka kuvars mineralinin bulunması gerekmektedir. Bu çoğu kayaçta mümkünken karbonatlı kayaçlarda mümkün olmamaktadır. Bunun için karbonatlı kayaçlarda

20 14 (örneğin; kireçtaşı, dolomit vd.) 36 Cl izotopu kullanılmalıdır. Farklı jeomorfolojik yüzeylerin örnekleme stratejileri de farklılıklar arz etmektedir. Örneğin, bir moren sırtından yapılacak olan örnekleme de blok yüzeyleri seçilirken bir fay aynasında örnekleme doğrudan fay yüzeyi üzerinden yapılmalıdır. Örnek sayısını belirlemekte yine örnekleme stratejisine göre oluşturulur. Moren sırtlarından çoklu örnekleme yapılırken fay yüzeylerinden belirli aralıklarla sistematik olarak örnekler alınır. Örnekleme sürecinde en önemli etken kullanılacak izotop, çalışma yapılan yer şekli ve yaş ile uyumlu örneğin bulunabilirliğidir. 36 Cl, birçok hedef element tarafından üretilir ve bu sayede hemen hemen tüm kayaç türleri bu izotopla yapılan yüzey yaşı belirleme çalışmalarında kullanılabilmektedir. Bunun yanında, diğer izotoplar için ( 3 He, 26 Al, 10 Be, 14 C) mineral ayrıştırması gereklidir. Karbonatlı kayaçların içindeki 36 Cl, Ca elementinden itibaren oluşurken, silikatlı kayaçlarda bu üretim Cl, Ca, K elementleri sayesinde oluşmaktadır. Buna ek olarak, kuvars düşük bir Al konsantrasyonuna sahiptir. Bu özelliği onu 26 Al izotopu için ideal hedef minerali duruma getirir. Ayrıca kuvars atmosfer kaynaklı 10 Be kirlenmesini önleyen sıkı kristal yapısı nedeni ile bu izotopa dayalı yüzey yaş belirleme çalışmaları için en uygun mineraldir. Örnekleme alanının seçimi yapılırken değerlendirilecek ölçütler, çalışılan yüzeyin jeomorfik duraylılığı ve geometrisidir. Çalışmalarda genelde tercih edilen yöntem yüzeylendiği andan itibaren konumu değişmediğinden ve yüzey aşınımına maruz kalmadığından emin olunan, mümkün olduğunca yatay ve düz yüzeylerden örnekleme yapılmasıdır. Bu sebepten dolayı yüksek ve geniş moren sırtları, alçak ve dar olanlara; lav akıntılarının masif yüzeyleri ise engebeli alanlarına tercih edilmelidir. Örnekler 500 gram ve 1 kg arasında yüzeyin birkaç cm lik üst kısmından çekiç ve keski kullanılarak traşlama yoluyla alınır. İkincil mineralleşmeye uğramamış olan yüzeyler tercih edilmelidir. Daha sonra örnekler etiketlenir, paketlenir ve her bir örnek için alındığı yere ait lokasyon bilgileri (enlem, boylam, yükseklik, derinlik, ufuk açıları) not edilir. Genel anlamda bakıldığında genç yüzeylerden (<20 ka) en az 3 en fazla 5 örnek yeterli olurken, daha yaşlı ve karmaşık jeolojik geçmişleri olan yüzeylerden 7 ve daha fazla örnek alınmalıdır Laboratuvar çalışmaları Örnek hazırlama işlemleri izotop farklılıklarından dolayı değişiklik göstermektedir. Fakat farklı izotoplar olsa bile örnek hazırlama sırasında sahadan alınan kayaç içerisinde ki hedef izotopu içeren elementin ( 10 Be için berilyum, 36 Cl için klor) zenginleştirilmesi gerekmektedir. Sonrasında analitik ölçümler sırasında değerlendirmeye tabi tutulmayacak olan izobarların (atom numarası farklı fakat kütle numarası aynı olan elementler) ayıklanması gereklidir. Örnekler üzerinde ilk yapılacak işlem bir fırça sayesinde kayaçların üzerinde ki bitki kalıntıları ve varsa ikincil minerallerin ayrılmasıdır. Bu işlemden sonra örnekler sırasıyla kırılır, öğütülür ve mm tane boyu aralığında elenir. Devamında 10 Be veya 26 Al izotopları için kuvars minerali, 3 He için ise olivin minerali, çeşitli mineral ayıklama yöntemleri (manyetik ayrıştırma veya ağır sıvı) sayesinde ayrıştırılır. Eğer çalışmada 36 Cl izotopu kullanılacaksa mineral

21 15 ayrıştırma işlemi gerekmemektedir. Tüm işlemler tüm kayaç üzerinden yapılabilir. Ancak bazı özel durumlarda 36 Cl için feldspat ayrıştırılması gerekmektedir (Schimmelpfenning vd., 2011). Biz çalışmamızda mineral ayrıştırması yapmadık, çoğunlukla örneklerimiz kireçtaşı olduğu için tüm kayaç işlemlerini gerçekleştirdik. Bu kapsamda uygulanan laboratuvar çalışmaları aşağıda detaylı bir şekilde aktarılmıştır. Islak kimyasal çalışmaya uygun tane boyutuna getirilen örnekler, yüzeylerine yapışmış halde bulunan ikincil ve atmosferik klor elementinin temizlenmesi için 12 saatlik süre ile 5% oranında seyreltik nitrik asit (HNO 3 ) ile yıkanıp, kurutulur. Bu işlemi klor ayrıştırma işlemi takip eder. 36 Cl izotopu yaş verileri hesaplamalarında tüm kayaç içerisindeki ana ve iz element analizlerinin de yapılması gereklidir. Bunun için kayaç asitlerle çözülmeden, elenmiş ve yıkanmış örneklerden bir miktar analiz için ayrılır. Yıkanıp, temizlenmiş örnekler, kuvvetli asitlerle (HF veya HNO 3 ) yüksek sıcaklık ve basınç altında özel kaplarda eritilir. Bu süreci olumsuz etkilememesi adına örneklerle temas eden kaplar hiçbir şekilde klor içerikli suyla (örneğin şehir şebeke suyu) temas etmemiş olmalıdır. Kayaçların asitlerle çözülmesi işlemi karbonatlı olanlar ile silikatlı kayaçlar arasında süre açısından farklılık göstermektedir. Bunun sebebi karbonatlı kayaçların daha kolay ve hızlı bir şekilde tepki vermesi; silikatlı kayaçların ise bu sürece daha geç tepki vermesidir. Eritme işlemi sırasında örnek içine bir miktar AgNO 3 katılır. Bunun sebebi eriyik kayaç içinde serbest halde bulunan klorür iyonunun, gümüş klorür (AgCl) olarak çökelmesini sağlamaktır. Örneklerde ki sülfür izobarını tamamen ortadan kaldırmak için ise örneğe Ba(NO 3 ) eklenir ve bu sayede sülfür çökertilir. Bu işlem birkaç kez tekrarlandıktan sonra, AgCl ayrıştırılır. Son örnek, toplam 36 Cl atom içeriğinin ölçülmesi için AMS laboratuvarına gönderilir (Muzikar vd., 2003) Analitik ölçümler ve yaş hesaplama Kozmojenik izotop konsantrasyonu ölçümünde genel itibariyle iki teknik kullanılmaktadır. Bunlardan biri AMS diye adlandırılan, 10 Be, 14C, 26 Al, 36 Cl gibi radyoaktif izotopların ölçümünde kullanılan tekniktir. İkinci teknik ise, 3 He ve 21 Ne gibi duraylı asal gaz izotopları için kullanılan asal gaz spektrometresi tekniğidir. Çalışmamızda AMS tekniğinden yararlanılmıştır. Tüm örneklerin hesaplanmış yaşları kalınlık, topoğrafik perdeleme ve kar örütüsü için gerekli olan düzeltmeleri içermektedir. Ayrıca alınan her örneğe ait yaşlar sıfır-erozyon ve bir miktar kayaç erozyonu belirlenerek ile ilgili düzeltmeler yapılmış ve alternatif yaşlar hesaplanmıştır. Ancak projenin sonuç raporunda bu yüzeylere ait erozyon düzeltmesi yapılmış yaşlar tercih edilmiştir. Bunun en önemli nedeni kayaç litolojilerinin çoğunlukla çözünebilir kimyada olması ve yüzey erozyonuna açık olmalarıdır. Buna rağmen erozyon düzeltmesi yapılmış yaşlar sonuçları çok fazla etkilememiştir. Sıfır-erozyon ve erozyon düzeltmesi yapılmış yaşlar hata payları içersinde kalacak şekilde yaşlar vermiştir. Bunun nedeni de yine örnekleme yapılan zaman aralığının 40 ka dan az olması, çok daha eski yüzeylere rastlanılmamasıdır. Erozyon düzeltmesi için, anakaya aşınımının yaklaşık 5 mm ka -1 olduğu tahmin edilmiştir. Bu erozyon oranı arazi çalışmasında birkaç mm den 10 cm ye kadar ulaşan derinliklerde bulunan blok

Akdeniz in Pleyistosen Deniz Düzeyi Değişimlerini Karakterize Eden, Çok Dönemli-Çok Kökenli Bir Mağara: Gilindire Mağarası (Aydıncık-İçel)

Akdeniz in Pleyistosen Deniz Düzeyi Değişimlerini Karakterize Eden, Çok Dönemli-Çok Kökenli Bir Mağara: Gilindire Mağarası (Aydıncık-İçel) Akdeniz in Pleyistosen Deniz Düzeyi Değişimlerini Karakterize Eden, Çok Dönemli-Çok Kökenli Bir Mağara: Gilindire Mağarası (Aydıncık-İçel) The Cave With Multiple-Periods And Origins Characterizing The

Detaylı

AKDAĞ DA (BATI TOROSLAR) GEÇ KUVATERNER BUZULLAŞMALARI VE BEŞERİ FAALİYETLER

AKDAĞ DA (BATI TOROSLAR) GEÇ KUVATERNER BUZULLAŞMALARI VE BEŞERİ FAALİYETLER Coğrafyacılar Derneği Yıllık Kongresi Bildiriler Kitabı 19-21 Haziran 2013, Fatih Üniversitesi, İstanbul AKDAĞ DA (BATI TOROSLAR) GEÇ KUVATERNER BUZULLAŞMALARI VE BEŞERİ FAALİYETLER ÖZET Himmet HAYBAT

Detaylı

BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ

BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ Topraklar zonal, intrazonal ve azonal topraklar olmak üzere üçe ayrılır. 1. Zonal (Yerli) Topraklar iklim ve bitki örtüsüne bağlı olarak oluşan ve bütün katmanların(horizonların)

Detaylı

Bu kütleler iki başlıkta incelenir: kıtasal buzullar (continental glaciers) ve vadi buzulları (valley glaciers).

Bu kütleler iki başlıkta incelenir: kıtasal buzullar (continental glaciers) ve vadi buzulları (valley glaciers). 9 BUZUL ORTAMLARI 9.1 Buzul Nedir Buzullar, kendi ağırlığının altında yavaşça hareket eden sıkıştırılmış kardan oluşmuş büyük buz kütleleridir. Bir buz kütlesi, diğer herhangi bir zemin veya kaya kütlesi

Detaylı

Rüzgarlar kum çakıl gibi gevşek maddeleri havalandırarak taşımak, zemine çarparak aşındırmak ve biriktirmek suretiyle yeryüzünü şekillendirirler.

Rüzgarlar kum çakıl gibi gevşek maddeleri havalandırarak taşımak, zemine çarparak aşındırmak ve biriktirmek suretiyle yeryüzünü şekillendirirler. Rüzgarlar kum çakıl gibi gevşek maddeleri havalandırarak taşımak, zemine çarparak aşındırmak ve biriktirmek suretiyle yeryüzünü şekillendirirler. Rüzgarların şekillendirici etkilerinin görüldüğü yerlerin

Detaylı

B A S I N Ç ve RÜZGARLAR

B A S I N Ç ve RÜZGARLAR B A S I N Ç ve RÜZGARLAR B A S I N Ç ve RÜZGARLAR Havadaki su buharı ve gazların, cisimler üzerine uyguladığı ağırlığa basınç denir. Basıncı ölçen alet barometredir. Normal hava basıncı 1013 milibardır.

Detaylı

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır. PLATO: Çevresine göre yüksekte kalmış, akarsular tarafından derince yarılmış geniş düzlüklerdir. ADA: Dört tarafı karayla

Detaylı

TÜRKİYE NİN İKLİMİ. Türkiye nin İklimini Etkileyen Faktörler :

TÜRKİYE NİN İKLİMİ. Türkiye nin İklimini Etkileyen Faktörler : TÜRKİYE NİN İKLİMİ İklim nedir? Geniş bir bölgede uzun yıllar boyunca görülen atmosfer olaylarının ortalaması olarak ifade edilir. Bir yerde meydana gelen meteorolojik olayların toplamının ortalamasıdır.

Detaylı

Meteoroloji. IX. Hafta: Buharlaşma

Meteoroloji. IX. Hafta: Buharlaşma Meteoroloji IX. Hafta: Buharlaşma Hidrolojik döngünün önemli bir unsurunu oluşturan buharlaşma, yeryüzünde sıvı ve katı halde farklı şekil ve şartlarda bulunan suyun meteorolojik faktörlerin etkisiyle

Detaylı

MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE. Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri

MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE. Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri Türkiye de Sıcaklık Türkiye de Yıllık Ortalama Sıcaklık Dağılışı Türkiye haritası incelendiğinde Yükseltiye bağlı olarak

Detaylı

İKLİM ELEMANLARI SICAKLIK

İKLİM ELEMANLARI SICAKLIK İKLİM ELEMANLARI Bir yerin iklimini oluşturan sıcaklık, basınç, rüzgâr, nem ve yağış gibi olayların tümüne iklim elemanları denir. Bu elemanların yeryüzüne dağılışını etkileyen enlem, yer şekilleri, yükselti,

Detaylı

BÖLÜM 16 YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN GELİŞMESİ

BÖLÜM 16 YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN GELİŞMESİ BÖLÜM 16 YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN GELİŞMESİ TOPOĞRAFYA, YÜKSELTİ VE RÖLİYEF Yeryüzünü şekillendiren değişik yüksekliklere topoğrafya denir. Topoğrafyayı oluşturan şekillerin deniz seviyesine göre yüksekliklerine

Detaylı

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ 4/3/2017 1 INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ Yrd.Doç.Dr. Orhan ARKOÇ e-posta : orhan.arkoc@klu.edu.tr Web : http://personel.klu.edu.tr/orhan.arkoc 4/3/2017 2 BÖLÜM 4 TABAKALI KAYAÇLARIN ÖZELLİKLER, STRATİGRAFİ,

Detaylı

ANKARA ATMOSFERİNDEKİ AEROSOLLERİN KİMYASAL KOMPOZİSYONLARININ BELİRLENMESİ

ANKARA ATMOSFERİNDEKİ AEROSOLLERİN KİMYASAL KOMPOZİSYONLARININ BELİRLENMESİ ANKARA ATMOSFERİNDEKİ AEROSOLLERİN KİMYASAL KOMPOZİSYONLARININ BELİRLENMESİ İlke ÇELİK 1, Seda Aslan KILAVUZ 2, İpek İMAMOĞLU 1, Gürdal TUNCEL 1 1 : Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Çevre Mühendisliği Bölümü

Detaylı

Maden Tetkik ve Arama Dergisi

Maden Tetkik ve Arama Dergisi Türkçe Bask 2015 151 ISSN : 1304-334X Van Gölü nün Geç Kuvaterner Tektono-Stratigrafik Evrimi... Naci GÖRÜR, M. Nam k ÇA ATAY, Cengiz ZABCI, Mehmet SAKINÇ,...Remzi AKKÖK, Hande fi LE ve Sefer ÖRÇEN 1 Bat

Detaylı

Herhangi bir noktanın dünya üzerinde bulunduğu yere COĞRAFİ KONUM denir. Coğrafi konum ikiye ayrılır. 1. Matematik Konum 2.

Herhangi bir noktanın dünya üzerinde bulunduğu yere COĞRAFİ KONUM denir. Coğrafi konum ikiye ayrılır. 1. Matematik Konum 2. Herhangi bir noktanın dünya üzerinde bulunduğu yere COĞRAFİ KONUM denir. Coğrafi konum ikiye ayrılır. 1. Matematik Konum 2. Özel Konum 1. Türkiye nin Matematik (Mutlak) Konumu Türkiye nin Ekvatora ve başlangıç

Detaylı

COĞRAFYA ARAZİ KULLANIMI VE ETKİLERİ ASLIHAN TORUK 11/F-1701

COĞRAFYA ARAZİ KULLANIMI VE ETKİLERİ ASLIHAN TORUK 11/F-1701 COĞRAFYA ARAZİ KULLANIMI VE ETKİLERİ ASLIHAN TORUK 11/F-1701 Türkiye de Arazi Kullanımı Türkiye yüzey şekilleri bakımından çok farklı özelliklere sahiptir. Ülkemizde oluşum özellikleri birbirinden farklı

Detaylı

BÖLÜM I. Buzullar ve İklim Değişikliği: Geçmiş, Günümüz ve Gelecek. Attila Çiner 1 ve Mehmet Akif Sarıkaya 2

BÖLÜM I. Buzullar ve İklim Değişikliği: Geçmiş, Günümüz ve Gelecek. Attila Çiner 1 ve Mehmet Akif Sarıkaya 2 BÖLÜM I Buzullar ve İklim Değişikliği: Geçmiş, Günümüz ve Gelecek Attila Çiner 1 ve Mehmet Akif Sarıkaya 2 1 Prof. Dr., Hacettepe Üniversitesi, Jeoloji Mühendisliği Bölümü, Beytepe, 06800 Ankara, aciner@hacettepe.edu.tr.

Detaylı

2016 Yılı Buharlaşma Değerlendirmesi

2016 Yılı Buharlaşma Değerlendirmesi 2016 Yılı Buharlaşma Değerlendirmesi GİRİŞ Tabiatta suyun hidrolojik çevriminin önemli bir unsurunu teşkil eden buharlaşma, yeryüzünde sıvı ve katı halde değişik şekil ve şartlarda bulunan suyun meteorolojik

Detaylı

TÜRKİYENİN JEOMORFOLOJİK ÖZELLİKLERİ. Türkiye'nin jeomorfolojik Gelişimi (Yer şekillerinin Ana Hatları)

TÜRKİYENİN JEOMORFOLOJİK ÖZELLİKLERİ. Türkiye'nin jeomorfolojik Gelişimi (Yer şekillerinin Ana Hatları) TÜRKİYENİN JEOMORFOLOJİK ÖZELLİKLERİ Türkiye'nin jeomorfolojik Gelişimi (Yer şekillerinin Ana Hatları) Genetik Şekil Toplulukları 1- Tektonik Topografya 2- Akarsu Topografyası (Flüvial Topografya) 3- Volkan

Detaylı

Potansiyel. Alan Verileri İle. Hammadde Arama. Endüstriyel. Makale www.madencilik-turkiye.com

Potansiyel. Alan Verileri İle. Hammadde Arama. Endüstriyel. Makale www.madencilik-turkiye.com Makale www.madencilik-turkiye.com Seyfullah Tufan Jeofizik Yüksek Mühendisi Maden Etüt ve Arama AŞ seyfullah@madenarama.com.tr Adil Özdemir Jeoloji Yüksek Mühendisi Maden Etüt ve Arama AŞ adil@madenarama.com.tr

Detaylı

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI COĞRAFYA

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI COĞRAFYA YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI COĞRAFYA CEVAP 1: (TOPLAM 10 PUAN) 1.1: 165 150 = 15 meridyen fark vardır. (1 puan) 15 x 4 = 60 dakika = 1 saat fark vardır. (1 puan) 12 + 1 = 13 saat 13:00 olur. (1 puan) 1.2:

Detaylı

DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı

DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı JEOLOJİK OSEONOGRAFİ Genelde çok karmaşık bir yapıya sahip olan okyanus ve deniz

Detaylı

Fiziki Özellikleri. Coğrafi Konumu Yer Şekilleri İklimi

Fiziki Özellikleri. Coğrafi Konumu Yer Şekilleri İklimi KİMLİK KARTI Başkent: Roma Yüz Ölçümü: 301.225 km 2 Nüfusu: 60.300.000 (2010) Resmi Dili: İtalyanca Dini: Hristiyanlık Kişi Başına Düşen Milli Gelir: 29.500 $ Şehir Nüfus Oranı: %79 Ekonomik Faal Nüfus

Detaylı

TÜRKİYE NİN DÜNYA ÜZERİNDEKİ YERİ

TÜRKİYE NİN DÜNYA ÜZERİNDEKİ YERİ İ İ İ İ Ğ TÜRKİYE NİN DÜNYA ÜZERİNDEKİ YERİ TÜRKİYE VE YAKIN ÇEVRESİ NEOTEKTONİK HARİTASI TÜRKİYE VE ÇEVRESİ LEVHA HARİTASI TÜRKİYE VE ÇEVRESİ LEVHA HARİTASI-2 TÜRKİYE PALEOZOİK ARAZİLER HARİTASI TÜRKİYE

Detaylı

METEOROLOJİ. VI. Hafta: Nem

METEOROLOJİ. VI. Hafta: Nem METEOROLOJİ VI. Hafta: Nem NEM Havada bulunan su buharı nem olarak tanımlanır. Yeryüzündeki okyanuslardan, denizlerden, göllerden, akarsulardan, buz ve toprak yüzeylerinden buharlaşma ve bitkilerden terleme

Detaylı

***Yapılan bir çizimin harita özelliğini gösterebilmesi için çizimin belirli bir ölçek dahilinde yapılması gerekir.

***Yapılan bir çizimin harita özelliğini gösterebilmesi için çizimin belirli bir ölçek dahilinde yapılması gerekir. HARİTA BİLGİSİ Harita Kuşbakışı görünümün Ölçekli Düzleme aktarılmasıdır. ***Yapılan bir çizimin harita özelliğini gösterebilmesi için çizimin belirli bir ölçek dahilinde yapılması gerekir. Kroki Kuşbakışı

Detaylı

RÜZGARLAR. Birbirine yakın iki merkezde sıcaklık farkı oluşması durumunda görülecek ilk olay rüzgarın esmeye başlamasıdır.

RÜZGARLAR. Birbirine yakın iki merkezde sıcaklık farkı oluşması durumunda görülecek ilk olay rüzgarın esmeye başlamasıdır. RÜZGARLAR Yüksek basınçtan alçak basınca doğru olan hava hareketidir. Birbirine yakın iki merkezde sıcaklık farkı oluşması durumunda görülecek ilk olay rüzgarın esmeye başlamasıdır. Rüzgarın Hızında Etkili

Detaylı

İklim---S I C A K L I K

İklim---S I C A K L I K İklim---S I C A K L I K En önemli iklim elemanıdır. Diğer iklim olaylarının da oluşmasında sıcaklık etkilidir. Güneşten dünyamıza gelen enerji sabittir. SICAKLIK TERSELMESİ (INVERSİON) Kışın soğuk ve durgun

Detaylı

EK-3 NEWMONT-OVACIK ALTIN MADENİ PROJESİ KEMİCE (DÖNEK) DERESİ ÇEVİRME KANALI İÇİN TAŞKIN PİKİ HESAPLAMALARI

EK-3 NEWMONT-OVACIK ALTIN MADENİ PROJESİ KEMİCE (DÖNEK) DERESİ ÇEVİRME KANALI İÇİN TAŞKIN PİKİ HESAPLAMALARI EK-3 NEWMONT-OVACIK ALTIN MADENİ PROJESİ KEMİCE (DÖNEK) DERESİ ÇEVİRME KANALI İÇİN TAŞKIN PİKİ HESAPLAMALARI Hydrau-Tech Inc. 33 W. Drake Road, Suite 40 Fort Collins, CO, 80526 tarafından hazırlanmıştır

Detaylı

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KURAKLIK ANALİZİ. Bülent YAĞCI Araştırma ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanı

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KURAKLIK ANALİZİ. Bülent YAĞCI Araştırma ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanı T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI DEVLET METEOROLOJİ İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KURAKLIK ANALİZİ Bülent YAĞCI Araştırma ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanı İklim Değişikliği 1. Ulusal Bildirimi,

Detaylı

ÖSYM YGS / SOS M Diğer sayfaya geçiniz.

ÖSYM YGS / SOS M Diğer sayfaya geçiniz. 17. 18. Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti sadece iki şeye güvenir. Biri millet kararı, diğeri en elim ve güç şartlar içinde dünyanın takdirlerine hakkıyla layık olan ordumuzun kahramanlığı; bu iki şeye güvenir.

Detaylı

koşullar nelerdir? sağlamaktadır? 2. Harita ile kroki arasındaki fark nedir?

koşullar nelerdir? sağlamaktadır? 2. Harita ile kroki arasındaki fark nedir? 1. Bir çizimin harita özelliği taşıması için gerekli koşullar nelerdir? 2. Harita ile kroki arasındaki fark nedir? 3. Haritalar günlük hayatımızda ne gibi kolaylıklar sağlamaktadır? 4. Haritalar hangi

Detaylı

COĞRAFYA-2 TESTİ. eşittir. B) Gölün alanının ölçek yardımıyla hesaplanabileceğine B) Yerel saati en ileri olan merkez L dir.

COĞRAFYA-2 TESTİ. eşittir. B) Gölün alanının ölçek yardımıyla hesaplanabileceğine B) Yerel saati en ileri olan merkez L dir. 2012 LYS4 / COĞ-2 COĞRAFYA-2 TESTİ 2. M 1. Yukarıdaki Dünya haritasında K, L, M ve N merkezleriyle bu merkezlerden geçen meridyen değerleri verilmiştir. Yukarıda volkanik bir alana ait topoğrafya haritası

Detaylı

COĞRAFİ KONUM ÖZEL KONUM TÜRKİYE'NİN ÖZEL KONUMU VE SONUÇLARI

COĞRAFİ KONUM ÖZEL KONUM TÜRKİYE'NİN ÖZEL KONUMU VE SONUÇLARI COĞRAFİ KONUM Herhangi bir noktanın dünya üzerinde kapladığı alana coğrafi konum denir. Özel ve matematik konum diye ikiye ayrılır. Bir ülkenin coğrafi konumu, o ülkenin tabii, beşeri ve ekonomik özelliklerini

Detaylı

Veysel Işık. JEM 107/125/151 Genel Jeoloji I. Yerin Merkezine Seyehat. Prof. Dr.

Veysel Işık. JEM 107/125/151 Genel Jeoloji I. Yerin Merkezine Seyehat. Prof. Dr. JEM 107/125/151 Genel Jeoloji I Prof. Dr. Yerin Merkezine Seyehat Ankara Üviversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Tektonik Araştırma Grubu JEM107/123/152 Genel Jeoloji I Yeryuvarımızın 4.6 milyar yaşında

Detaylı

YER. Uzaklık. Kütle(A) X Kütle (B) Uzaklık 2. Çekim kuvveti= Yaşar EREN-2007

YER. Uzaklık. Kütle(A) X Kütle (B) Uzaklık 2. Çekim kuvveti= Yaşar EREN-2007 Uzaklık Çekim kuvveti= Kütle(A) X Kütle (B) Uzaklık 2 Okyanuslardaki gel-git olayı ana olarak Ayın, ikincil olarak güneşin dünyanın (merkezine göre) değişik bölgeleri üzerindeki diferansiyel çekim etkisiyle

Detaylı

BÖLÜM BEŞ LEVHA SINIRLARI

BÖLÜM BEŞ LEVHA SINIRLARI BÖLÜM BEŞ LEVHA SINIRLARI 5.1 YERKABUĞU ÜZERİNDEKİ LEVHA SINIRLARI Levha tektoniğine göre dünyayı saran yerkabuğu üzerinde 8 büyük (Avrasya, Afrika, Pasifik, Kuzey Amerika, Güney Amerika, Antartika, Avustralya)

Detaylı

ATOMİK YAPI. Elektron Yükü=-1,60x10-19 C Proton Yükü=+1,60x10-19 C Nötron Yükü=0

ATOMİK YAPI. Elektron Yükü=-1,60x10-19 C Proton Yükü=+1,60x10-19 C Nötron Yükü=0 ATOMİK YAPI Atom, birkaç türü birleştiğinde çeşitli molekülleri, bir tek türü ise bir kimyasal öğeyi oluşturan parçacıktır. Atom, elementlerin özelliklerini taşıyan en küçük yapı birimi olup çekirdekteki

Detaylı

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ:

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ: TARİHİ : Batı Toroslar ın zirvesinde 1288 yılında kurulan Akseki İlçesi nin tarihi, Roma İmparatorluğu dönemlerine kadar uzanmaktadır. O devirlerde Marla ( Marulya) gibi isimlerle adlandırılan İlçe, 1872

Detaylı

Bölüm 7. Mavi Bilye: YER

Bölüm 7. Mavi Bilye: YER Bölüm 7 Mavi Bilye: YER Japon uzay ajansının (JAXA) AY yörüngesinde bulunan aracı KAGUYA dan Yer in doğuşu ilk defa yüksek çözünürlüklü olarak görüntülendi. 14 Kasım 2007 Yeryüzü: Okyanus tabanındaki büyük

Detaylı

KUTUPLARDAKİ OZON İNCELMESİ

KUTUPLARDAKİ OZON İNCELMESİ KUTUPLARDAKİ OZON İNCELMESİ Bilim adamlarınca, geçtiğimiz yıllarda insan faaliyetlerindeki artışa paralel olarak, küresel ölçekte çevre değişiminde ve problemlerde artış olduğu ifade edilmiştir. En belirgin

Detaylı

Doğal Su Ekosistemleri. Yapay Su Ekosistemleri

Doğal Su Ekosistemleri. Yapay Su Ekosistemleri Okyanuslar ve denizler dışında kalan ve karaların üzerinde hem yüzeyde hem de yüzey altında bulunan su kaynaklarıdır. Doğal Su Ekosistemleri Akarsular Göller Yer altı su kaynakları Bataklıklar Buzullar

Detaylı

GİRİŞ. Faylar ve Kıvrımlar. Volkanlar

GİRİŞ. Faylar ve Kıvrımlar. Volkanlar JEOLOJİK YAPILAR GİRİŞ Dünyamızın üzerinde yaşadığımız kesiminden çekirdeğine kadar olan kısmında çeşitli olaylar cereyan etmektedir. İnsan ömrüne oranla son derece yavaş olan bu hareketlerin çoğu gözle

Detaylı

TOPRAK ANA MADDESİ Top T rak Bilgisi Ders Bilgisi i Peyzaj Mimarlığı aj Prof. Dr Prof.. Dr Günay Erpul kar.edu.

TOPRAK ANA MADDESİ Top T rak Bilgisi Ders Bilgisi i Peyzaj Mimarlığı aj Prof. Dr Prof.. Dr Günay Erpul kar.edu. TOPRAK ANA MADDESİ Toprak Bilgisi Dersi 2011 2012 Peyzaj Mimarlığı Prof. Dr. Günay Erpul erpul@ankara.edu.tr Toprak Ana Maddesi Topraklar, arz kabuğunu oluşturan kayalar, mineraller ve organik maddelerin

Detaylı

JAA ATPL Eğitimi (METEOROLOJİ)

JAA ATPL Eğitimi (METEOROLOJİ) JAA ATPL Eğitimi (METEOROLOJİ) Hazırlayan: Ibrahim CAMALAN Meteoroloji Mühendisi 2012 YEREL RÜZGARLAR MELTEMLER Bu rüzgarlar güneşli bir günde veya açık bir gecede, Isınma farklılıklarından kaynaklanan

Detaylı

Karçal Dağı Buzulları (Artvin)

Karçal Dağı Buzulları (Artvin) COĞRAFİ BİLİMLER DERGİSİ CBD 10 (1), 91-104 (2012) Karçalmountain glaciers (Artvin-Turkey) Gürcan Gürgen 1*, Serdar Yeşilyurt 2 1 Ankara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Fakültesi,İlköğretim Bölümü, Ankara

Detaylı

YGS COĞRAFYA HIZLI ÖĞRETİM İÇİNDEKİLER EDİTÖR ISBN / TARİH. Sertifika No: KAPAK TASARIMI SAYFA TASARIMI BASKI VE CİLT İLETİŞİM. Doğa ve İnsan...

YGS COĞRAFYA HIZLI ÖĞRETİM İÇİNDEKİLER EDİTÖR ISBN / TARİH. Sertifika No: KAPAK TASARIMI SAYFA TASARIMI BASKI VE CİLT İLETİŞİM. Doğa ve İnsan... YGS COĞRAFYA HIZLI ÖĞRETİM EDİTÖR Turgut MEŞE Bütün hakları Editör Yayınevine aittir. Yayıncının izni olmaksızın kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, çoğaltılması

Detaylı

Akıntı Yönünde süreç geçişi (f (gs) = 1) Drenaj alanı m^2

Akıntı Yönünde süreç geçişi (f (gs) = 1) Drenaj alanı m^2 Kanal Gradyanı (m/m) Akıntı Yönünde süreç geçişi (f (gs) = 1) Ayrılma Sınırlı Rasgele değişken Ayrılma Sınırlı Denge Eğimi Taşınma Sınırlı Taşınma Sınırlı Denge Eğimi Drenaj alanı m^2 Gradyan Karışık temel

Detaylı

Başlıca Kıyı Tipleri, Özellikleri ve Oluşum Süreçleri

Başlıca Kıyı Tipleri, Özellikleri ve Oluşum Süreçleri Başlıca Kıyı Tipleri, Özellikleri ve Oluşum Süreçleri Dünya da bir birinden farklı kıyı tipleri oluşmuştur. Bu farklılıkların oluşmasında; Dalga ve akıntılar, Dağların kıyıya uzanış doğrultusu, Kıyılardaki

Detaylı

SANDIRAS DAĞI'NDA (MUĞLA) BUZULLAŞMA VE BUZUL ŞEKİLLERİ

SANDIRAS DAĞI'NDA (MUĞLA) BUZULLAŞMA VE BUZUL ŞEKİLLERİ 29 Ege Coğrafya Dergisi, 20/1(2011), 29-52, İzmir Aegean Geographical Journal, 20/1 (2011), 29-52, Izmir TURKEY SANDIRAS DAĞI'NDA (MUĞLA) BUZULLAŞMA VE BUZUL ŞEKİLLERİ Glaciation and Glacial Landforms

Detaylı

BİNA BİLGİSİ 2 ÇEVRE TANIMI - İKLİM 26 ŞUBAT 2014

BİNA BİLGİSİ 2 ÇEVRE TANIMI - İKLİM 26 ŞUBAT 2014 BİNA BİLGİSİ 2 ÇEVRE TANIMI - İKLİM DOÇ. DR. YASEMEN SAY ÖZER 26 ŞUBAT 2014 1 19.02.2014 TANIŞMA, DERSLE İLGİLİ GENEL BİLGİLER, DERSTEN BEKLENTİLER 2 26.02.2014 ÇEVRE TANIMI - İKLİM 3 05.03.2014 DOĞAL

Detaylı

HİDROJEOLOJİ. Hidrolojik Çevrim Bileşenleri Buharlaşma-Yağış. 2.Hafta. Prof.Dr.N.Nur ÖZYURT

HİDROJEOLOJİ. Hidrolojik Çevrim Bileşenleri Buharlaşma-Yağış. 2.Hafta. Prof.Dr.N.Nur ÖZYURT HİDROJEOLOJİ 2.Hafta Hidrolojik Çevrim Bileşenleri Buharlaşma-Yağış Prof.Dr.N.Nur ÖZYURT nozyurt@hacettepe.edu.tr Hidrolojik Çevrim Bileşenleri Buharlaşma-terleme Yağış Yüzeysel akış Yeraltına süzülme

Detaylı

HİDROLOJİ. Buharlaşma. Yr. Doç. Dr. Mehmet B. Ercan. İnönü Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

HİDROLOJİ. Buharlaşma. Yr. Doç. Dr. Mehmet B. Ercan. İnönü Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü HİDROLOJİ Buharlaşma Yr. Doç. Dr. Mehmet B. Ercan İnönü Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü BUHARLAŞMA Suyun sıvı halden gaz haline (su buharı) geçmesine buharlaşma (evaporasyon) denilmektedir. Atmosferden

Detaylı

Radyoaktif elementin tek başına bulunması, bileşik içinde bulunması, katı, sıvı, gaz, iyon halinde bulunması radyoaktif özelliğini etkilemez.

Radyoaktif elementin tek başına bulunması, bileşik içinde bulunması, katı, sıvı, gaz, iyon halinde bulunması radyoaktif özelliğini etkilemez. RADYOAKTİFLİK Kendiliğinden ışıma yapabilen maddelere radyoaktif maddeler denir. Radyoaktiflik çekirdek yapısıyla ilişkilidir. Radyoaktif bir atom hangi bileşiğin yapısına girerse o bileşiği radyoaktif

Detaylı

Fielding ve diğ. 1994, Geology

Fielding ve diğ. 1994, Geology Yükseklik (Km) Yıllık Yağış (m) Güney Fielding ve diğ. 1994, Geology Kuzey Maksimum Yağış Yakın Minimum Rölyef Uzaklık (Km) Amerikan Jeoloji Kurumunun izniyle kullanılmıştır Hızlı Akış Kalınlaşmaya bağlı

Detaylı

METEOROLOJİ. IV. HAFTA: Hava basıncı

METEOROLOJİ. IV. HAFTA: Hava basıncı METEOROLOJİ IV. HAFTA: Hava basıncı HAVA BASINCI Tüm cisimlerin olduğu gibi havanın da bir ağırlığı vardır. Bunu ilk ortaya atan Aristo, deneyleriyle ilk ispatlayan Galileo olmuştur. Havanın sahip olduğu

Detaylı

EVREN VE DÜNYAMIZIN OLUŞUMU Evrenin ve Dünyanın oluşumu ile ilgili birçok teori ortaya atılmıştır. Biz bunların sadece ikisinden bahsedeceğiz.

EVREN VE DÜNYAMIZIN OLUŞUMU Evrenin ve Dünyanın oluşumu ile ilgili birçok teori ortaya atılmıştır. Biz bunların sadece ikisinden bahsedeceğiz. EVREN VE DÜNYAMIZIN OLUŞUMU Evrenin ve Dünyanın oluşumu ile ilgili birçok teori ortaya atılmıştır. Biz bunların sadece ikisinden bahsedeceğiz. 1. Hareketsiz ve başlangıcı olmayan evren teorisi 2. Büyük

Detaylı

Malzeme Bilgisi Prof. Dr. Akgün ALSARAN. Temel kavramlar Atomsal yapı

Malzeme Bilgisi Prof. Dr. Akgün ALSARAN. Temel kavramlar Atomsal yapı Malzeme Bilgisi Prof. Dr. Akgün ALSARAN Temel kavramlar Atomsal yapı İçerik Temel kavramlar Atom modeli Elektron düzeni Periyodik sistem 2 Temel kavramlar Bütün maddeler kimyasal elementlerden oluşur.

Detaylı

JAA ATPL Eğitimi (METEOROLOGY)

JAA ATPL Eğitimi (METEOROLOGY) JAA ATPL Eğitimi (METEOROLOGY) Hazırlayan: Ibrahim CAMALAN Meteoroloji Mühendisi 2012 TROPİKAL OLAYLAR Ekvatoral Trof (ITCZ) Her iki yarım kürede subtropikal yüksek basınçtan nispeten alçak basınca doğru

Detaylı

TOPRAK ANA MADDESİ KAYAÇLAR. Oluşumlarına göre üç gruba ayrılırlar 1. Tortul Kayaçlar 2.Magmatik Kayaçlar 3.Metamorfik (başkalaşım) Kayaçlar

TOPRAK ANA MADDESİ KAYAÇLAR. Oluşumlarına göre üç gruba ayrılırlar 1. Tortul Kayaçlar 2.Magmatik Kayaçlar 3.Metamorfik (başkalaşım) Kayaçlar TOPRAK ANA MADDESİ KAYAÇLAR Oluşumlarına göre üç gruba ayrılırlar 1. Tortul Kayaçlar 2.Magmatik Kayaçlar 3.Metamorfik (başkalaşım) Kayaçlar 1. Magmatik Kayaçlar Magmanın arz kabuğunun çeşitli derinliklerinde

Detaylı

Büyük Patlama ve Evrenin Oluşumu. Test 1 in Çözümleri

Büyük Patlama ve Evrenin Oluşumu. Test 1 in Çözümleri 7 Büyük Patlama ve Evrenin Oluşumu 225 Test 1 in Çözümleri 1. Elektrikçe yüksüz parçacıklar olan fotonların kütleleri yoktur. Işık hızıyla hareket ettikleri için atom içerisinde bulunamazlar. Fotonlar

Detaylı

Deniz ve kıyı jeolojisi:

Deniz ve kıyı jeolojisi: Deniz ve kıyı jeolojisi: Deniz ve Kıyı jeolojisi: kıyıları ve suların altındaki yeryüzünün tarihçesini, jeolojik yapıların şekillendirilmesindeki etkenleri, deniz kaynaklı doğal afetleri ve kıyı alanlarına

Detaylı

Bölgesel iklim: Makroklima alanı içerisinde daha küçük alanlarda etkili olan iklimlere bölgesel iklim denir.(marmara iklimi)

Bölgesel iklim: Makroklima alanı içerisinde daha küçük alanlarda etkili olan iklimlere bölgesel iklim denir.(marmara iklimi) YERYÜZÜNDEKİ BAŞLICA İKLİM TİPLERİ Matematik ve özel konum özelliklerinin etkisiyle Dünya nın çeşitli alanlarında farklı iklimler ortaya çıkmaktadır. Makroklima: Çok geniş alanlarda etkili olan iklim tiplerine

Detaylı

DEVLETİN ADI: Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı BAŞŞEHRİ: Londra YÜZÖLÇÜMÜ: 244.110 km2 NÜFUSU: 57.411.000 RESMİ DİLİ: İngilizce

DEVLETİN ADI: Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı BAŞŞEHRİ: Londra YÜZÖLÇÜMÜ: 244.110 km2 NÜFUSU: 57.411.000 RESMİ DİLİ: İngilizce İNGİLTERE DEVLETİN ADI: Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı BAŞŞEHRİ: Londra YÜZÖLÇÜMÜ: 244.110 km2 NÜFUSU: 57.411.000 RESMİ DİLİ: İngilizce DİNİ: Hıristiyanlık PARA BİRİMİ: Sterlin 1.

Detaylı

Diğer sayfaya geçiniz YGS / SOS

Diğer sayfaya geçiniz YGS / SOS 18. Doğal ve beşerî unsurlar birbirleriyle karşılıklı etkileşim içindedir. 19. Arazide yön ve hedef bulma sporlarında pusula ve büyük ölçekli haritalar sporcuların en önemli yardımcılarıdır. Sporcular

Detaylı

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. Ankara

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. Ankara TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü 1 Ankara Ülke Ekonomisinde Etkili Olan Faktörler Tarih Doğal Kaynaklar Coğrafi yer Büyüklük Arazi şekilleri

Detaylı

Şahintaşı Buzulu. Türkiye de Yeni Bir Buzulun Keşfi

Şahintaşı Buzulu. Türkiye de Yeni Bir Buzulun Keşfi Y. Doç. Dr. Cihan Bayrakdar * Dr. Zeynel Çılğın** Dr. Ergin Canpolat** Y. Doç. Dr. M.Fatih Döker*** * İstanbul Üniversitesi, Coğrafya Bölümü ** İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Coğrafya

Detaylı

Bölüm 7. Mavi Bilye: YER

Bölüm 7. Mavi Bilye: YER Bölüm 7 Mavi Bilye: YER Japon uzay ajansının (JAXA) AY yörüngesinde bulunan aracı KAGUYA dan Yer in doğuşu ilk defa yüksek çözünürlüklü olarak görüntülendi. 14 Kasım 2007 Yeryüzü: Okyanus tabanındaki büyük

Detaylı

Toprak oluşum sürecinde önemli rol oynadıkları belirlenmiş faktörler şu

Toprak oluşum sürecinde önemli rol oynadıkları belirlenmiş faktörler şu TOPRAK OLUŞUMU Toprak oluşum sürecinde önemli rol oynadıkları belirlenmiş faktörler şu şekildedir: 1. İklim (su, sıcaklık, oksijen ve karbondioksit) 2. Ana materyal 3. Bitki ve hayvanlar (organik faktörler)

Detaylı

Nüfus Dağılışını Etkileyen Faktörler İkiye Ayrılır: 1-Doğal Faktörler 2-Beşeri Faktörler

Nüfus Dağılışını Etkileyen Faktörler İkiye Ayrılır: 1-Doğal Faktörler 2-Beşeri Faktörler Nüfusun Dağılışında Etkili Faktörler Nüfus Dağılışını Etkileyen Faktörler İkiye Ayrılır: 1-Doğal Faktörler 2-Beşeri Faktörler 1-Doğal Faktörler: 1.İklim : Çok sıcak ve çok soğuk iklimler seyrek nüfusludur.

Detaylı

Hava Kirliliği Meteorolojisi Prof.Dr.Abdurrahman BAYRAM

Hava Kirliliği Meteorolojisi Prof.Dr.Abdurrahman BAYRAM Dokuz Eylül Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü, Buca/İZMİR Hava Kirliliği Meteorolojisi Prof.Dr.Abdurrahman BAYRAM Meteoroloji Meteoroloji, içinde yaşadığımız atmosfer tabakasının

Detaylı

Iğdır Aralık Rüzgâr Erozyonu Önleme Projesi

Iğdır Aralık Rüzgâr Erozyonu Önleme Projesi Iğdır Aralık Rüzgâr Erozyonu Önleme Projesi Proje Alanının Genel Özellikleri: Iğdır ili Türkiye nin en kurak ili olup yıllık yağış miktarı 250 mm civarındadır (Meteoroloji kayıtları). Yağan yağış ya da

Detaylı

F A N E R O Z O Y İ K

F A N E R O Z O Y İ K (EONS) ZAMANLAR (ERAS) F A N E R O Z O Y İ K PALEOZOYİK MESOZOYİK SENOZOYİK 542 my 251 my 65.5 my 0 www.fusunalkaya.net KUVATERNER NEOJEN PALEOJEN HOLOSEN PLEYİSTOSEN PLİYOSEN MİYOSEN OLİGOSEN EOSEN PALEOSEN

Detaylı

ATOM BİLGİSİ Atom Modelleri

ATOM BİLGİSİ Atom Modelleri 1. Atom Modelleri BÖLÜM2 Maddenin atom adı verilen bir takım taneciklerden oluştuğu fikri çok eskiye dayanmaktadır. Ancak, bilimsel bir (deneye dayalı) atom modeli ilk defa Dalton tarafından ileri sürülmüştür.

Detaylı

Atomlar ve Moleküller

Atomlar ve Moleküller Atomlar ve Moleküller Madde, uzayda yer işgal eden ve kütlesi olan herşeydir. Element, kimyasal tepkimelerle başka bileşiklere parçalanamayan maddedir. -Doğada 92 tane element bulunmaktadır. Bileşik, belli

Detaylı

1. İklim Değişikliği Nedir?

1. İklim Değişikliği Nedir? 1. İklim Değişikliği Nedir? İklim, en basit ifadeyle, yeryüzünün herhangi bir yerinde uzun yıllar boyunca yaşanan ya da gözlenen tüm hava koşullarının ortalama durumu olarak tanımlanabilir. Yerküre mizin

Detaylı

1. İnsan etkisi dışında, kendiliğinden oluşan her unsur doğayı oluşturmaktadır. Buna göre, aşağıdakilerden hangisi bir doğal unsurdur?

1. İnsan etkisi dışında, kendiliğinden oluşan her unsur doğayı oluşturmaktadır. Buna göre, aşağıdakilerden hangisi bir doğal unsurdur? COĞRAFYA, yeryüzünü oluşturan doğal ortamların özelliklerini, Dünya üzerindeki dağılışlarını; doğal ortamla insan toplulukları ve etkinlikleri arasındaki karşılıklı ilişki ve etkileşimi nedenleriyle birlikte

Detaylı

TOPOGRAFİK, JEOLOJİK HARİTALAR JEOLOJİK KESİTLER

TOPOGRAFİK, JEOLOJİK HARİTALAR JEOLOJİK KESİTLER TOPOGRAFİK, JEOLOJİK HARİTALAR JEOLOJİK KESİTLER Dersin ipuçları Harita bilgisi Ölçek kavramı Topografya haritaları ve kesitleri Jeoloji haritaları ve kesitleri Jeolojik kesitlerin yorumları Harita, yeryüzünün

Detaylı

Harita Nedir? Haritaların Sınıflandırılması. Haritayı Oluşturan Unsurlar

Harita Nedir? Haritaların Sınıflandırılması. Haritayı Oluşturan Unsurlar Harita Nedir? Yeryüzünün tamamının veya bir kısmının kuşbakışı görünüşünün belli bir ölçek dahilinde düzleme aktarılmasıyla oluşan çizimlere denir. Haritacılık bilimine kartografya denir. Bir çizimin harita

Detaylı

TORTUL. Sedimantoloji Çalışma Grubu Bülteni. No : 2015 / 1. Yaprak fosili (Kaklık-Denizli) ishareimage.

TORTUL. Sedimantoloji Çalışma Grubu Bülteni.  No : 2015 / 1. Yaprak fosili (Kaklık-Denizli) ishareimage. No : 2015 / 1 TORTUL Sedimantoloji Çalışma Grubu Bülteni http:// Yaprak fosili (Kaklık-Denizli) ishareimage.com Sedimantoloji Çalışma Grubu, üniversite ve kurumlarda sedimantoloji ile ilgili çalışan yerbilimcileri

Detaylı

TEMEL HARİTACILIK BİLGİLERİ. Erkan GÜLER Haziran 2018

TEMEL HARİTACILIK BİLGİLERİ. Erkan GÜLER Haziran 2018 TEMEL HARİTACILIK BİLGİLERİ Erkan GÜLER Haziran 2018 1 HARİTA Yeryüzündeki bir noktanın ya da tamamının çeşitli özelliklere göre bir ölçeğe ve amaca göre çizilerek, düzlem üzerine aktarılmasına harita

Detaylı

ATOMİK YAPI. Elektron Yükü=-1,60x10-19 C Proton Yükü=+1,60x10-19 C Nötron Yükü=0

ATOMİK YAPI. Elektron Yükü=-1,60x10-19 C Proton Yükü=+1,60x10-19 C Nötron Yükü=0 ATOMİK YAPI Elektron Yükü=-1,60x10-19 C Proton Yükü=+1,60x10-19 C Nötron Yükü=0 Elektron Kütlesi 9,11x10-31 kg Proton Kütlesi Nötron Kütlesi 1,67x10-27 kg Bir kimyasal elementin atom numarası (Z) çekirdeğindeki

Detaylı

Ön Söz Çeviri Editörünün Ön Sözü

Ön Söz Çeviri Editörünün Ön Sözü vii İçindekiler Ön Söz Çeviri Editörünün Ön Sözü x xi 1 GİRİŞ 1 1.1 Seçilmiş Genel Kitaplar ve Jeoloji Üzerine Kaynak Malzemeler 2 1.2 Jeolojik Saha Teknikleri ile İlgili Kitaplar 3 2 ARAZİ DONANIMLARI

Detaylı

BBP JEOLOJİ. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

BBP JEOLOJİ.  Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü BBP JEOLOJİ http://i44.tinypic.com/9rlwea.jpg Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü I.HAFTA Jeoloji hakkında temel bilgiler, dalları, tarihçe, jeoloji mühendisinin uğraş alanları, jeoloji

Detaylı

ÖZEL EGE LİSESİ İKLİM

ÖZEL EGE LİSESİ İKLİM ÖZEL EGE LİSESİ İKLİM Rehber Öğretmen : Şule Yıldız Hazırlayanlar : Bartu Çetin Burak Demiral Nilüfer İduğ Esra Tuncer Ege Uludağ Meriç Tekin 2000-2001 İZMİR TEŞEKKÜR Bize bu projede yardımda bulunan başta

Detaylı

JEM 419 / JEM 459 MAGMATİK PETROGRAFİ DERSİ

JEM 419 / JEM 459 MAGMATİK PETROGRAFİ DERSİ JEM 419 / JEM 459 MAGMATİK PETROGRAFİ DERSİ 2. HAFTA Arş. Gör. Dr. Kıymet DENİZ GENEL BİLGİLER Petrografi Ve Petroloji Nedir? Latince Petr- taş kelimesinden türetilmiş petrografi ve petroloji birbirini

Detaylı

Ağır Ama Hissedemediğimiz Yük: Basınç

Ağır Ama Hissedemediğimiz Yük: Basınç Ağır Ama Hissedemediğimiz Yük: Basınç Atmosfer çeşitli gazlardan oluşmuştur ve bu gazların belirli bir ağırlığı vardır. Havada bulunan bu gazların ağırlıkları oranında yeryüzüne yaptığı etkiye atmosfer

Detaylı

Yavuz KAYMAKÇIOĞLU- Keşan İlhami Ertem Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi.

Yavuz KAYMAKÇIOĞLU- Keşan İlhami Ertem Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi. Yavuz KAYMAKÇIOĞLU- Keşan İlhami Ertem Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi yvzkymkc@gmail.com 2 Atmosferi hangi coğrafya dalı inceler? Klimatoloji 4 Asal Gazlar 0,96% Oksijen 20,95% Azot 78,07% ASAL GAZLAR

Detaylı

Türkiye de iklim değişikliği ve olası etkileri

Türkiye de iklim değişikliği ve olası etkileri Türkiye de iklim değişikliği ve olası etkileri Ömer Lütfi Şen Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi Mercator-İPM Araştırma Programı & Katkıda bulunanlar: Ozan Mert Göktürk Deniz Bozkurt Berna

Detaylı

5730 yıllık fiziksel yarı ömrü boyunca 158 kev (maksimum) enerjiye sahip -β partikülleri yayarak stabil bir element olan 14 N e bozunur.

5730 yıllık fiziksel yarı ömrü boyunca 158 kev (maksimum) enerjiye sahip -β partikülleri yayarak stabil bir element olan 14 N e bozunur. 14 C İLE YAŞ TAYİNİ 14 C ün meydana gelişi atmosferde azot atomlarının sürekli olarak kozmik ışınlarla etkileşime girmesi sonunda ve patlatılan nükleer bombalar ya da nükleer ve fosil yakıt kullanan enerji

Detaylı

JEO156 JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ

JEO156 JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ JEO156 JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ Genel Jeoloji Prof. Dr. Kadir DİRİK Hacettepe Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü 2015 JEOLOJİ (Yunanca Yerbilimi ) Yerküreyi inceleyen bir bilim dalı olup başlıca;

Detaylı

Arazi örtüsü değişiminin etkileri

Arazi örtüsü değişiminin etkileri Aksaray Üniversitesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü Rize İlinin Arazi Örtüsündeki Zamansal Değişimin (1976 ) Uzaktan Algılama ve Coğrafi Bilgi Sistemi İle Belirlenmesi Yd Yrd. Doç. Dr. Sl

Detaylı

B- Türkiye de iklim elemanları

B- Türkiye de iklim elemanları B- Türkiye de iklim elemanları Sıcaklık Basınç ve Rüzgarlar Nem ve Yağış Sıcaklık Türkiye de yıllık ortalama sıcaklıklar 4 ile 20 derece arasında değişmektedir. Güneyden kuzeye gidildikçe enlem, batıdan

Detaylı

Tanımlar. Bölüm Çayırlar

Tanımlar. Bölüm Çayırlar Çayır-Mer a Ders Notları Bölüm 1 1 1.1. Çayırlar Bölüm 1 Tanımlar Genel olarak düz ve taban suyu yakın olan alanlarda oluşmuş, gür gelişen, sık ve uzun boylu bitkilerden meydana gelen alanlardır. Toprak

Detaylı

UYDU KAR ÜRÜNÜ VERİLERİYLE TÜRKİYE İÇİN BÖLGESEL VE MEVSİMSEL KARLA KAPLI ALAN TREND ANALİZİ

UYDU KAR ÜRÜNÜ VERİLERİYLE TÜRKİYE İÇİN BÖLGESEL VE MEVSİMSEL KARLA KAPLI ALAN TREND ANALİZİ UYDU KAR ÜRÜNÜ VERİLERİYLE TÜRKİYE İÇİN BÖLGESEL VE MEVSİMSEL KARLA KAPLI ALAN TREND ANALİZİ İbrahim SÖNMEZ 1, Ahmet Emre TEKELİ 2, Erdem ERDİ 3 1 Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Meteoroloji Mühendisliği Bölümü,

Detaylı

YENİLME KRİTERİ TEORİK GÖRGÜL (AMPİRİK)

YENİLME KRİTERİ TEORİK GÖRGÜL (AMPİRİK) YENİLME KRİTERİ Yenilmenin olabilmesi için kayanın etkisinde kaldığı gerilmenin kayanın dayanımını aşması gerekir. Yenilmede en önemli iki parametre gerilme ve deformasyondur. Tasarım aşamasında bunlarda

Detaylı

SU HALDEN HALE G İ RER

SU HALDEN HALE G İ RER SU HALDEN HALE GİRER Doğada Su Döngüsü Enerji Kaynağı Güneş Suyun yeryüzünde, buharlaşma, yağış, yeraltına süzülme, kaynak ve akarsu olarak tekrar çıkma, bir göl veya denize akma vs gibi hareketlerine

Detaylı

ARAZİ ÖLÇMELERİ. Koordinat sistemleri. Kartezyen koordinat sistemi

ARAZİ ÖLÇMELERİ. Koordinat sistemleri. Kartezyen koordinat sistemi Koordinat sistemleri Coğrafik objelerin haritaya aktarılması, objelerin detaylarına ait koordinatların düzleme aktarılması ile oluşur. Koordinat sistemleri kendi içlerinde kartezyen koordinat sistemi,

Detaylı