ĐBN RÜŞD FELSEFESĐNDE YARATILIŞ MESELESĐ (YÜKSEK LĐSANS TEZĐ)

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ĐBN RÜŞD FELSEFESĐNDE YARATILIŞ MESELESĐ (YÜKSEK LĐSANS TEZĐ)"

Transkript

1 T.C. SÜLEYMAN DEMĐREL ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ FELSEFE VE DĐN BĐLĐMLERĐ ANA BĐLĐM DALI ĐBN RÜŞD FELSEFESĐNDE YARATILIŞ MESELESĐ (YÜKSEK LĐSANS TEZĐ) Bilgehan Bengü TORTUK Tez Danışmanı Doç. Dr. Kemal SÖZEN ISPARTA, 2006

2 ii ÖZET ĐBN RÜŞD FELSEFESĐNDE YARATILIŞ MESELESĐ Bilgehan Bengü TORTUK Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, 145 sayfa, Ağustos Danışman: Doç. Dr. Kemal SÖZEN Bu çalışmada Đbn Rüşd ün yaratılış meselesine ilişkin görüşleri esas alınarak, bazı antik çağ Yunan filozofları ve Đslâm düşünürlerinin görüşleriyle mukayese edilmiştir. Mesele ele alınırken Tehâfüt geleneğinde yer alan bazı düşünürlerin görüşlerine de yer verilmiştir. Çalışmada, Đbn Rüşd ün yaratılış meselesine dair görüşlerinin analizi amaçlanmıştır. Kavramsal tahlillerden hareketle yaratılış Tanrı ilişkisi ortaya konulmuştur. Çalışmanın giriş bölümünde genel olarak bir kısım yaratılış teorilerine yer verilmiştir. Konu, bazı antik çağ Yunan düşünürleri ile Đslâm düşünürleri ve pozitif ilimler açısından değerlendirilmiştir. Çalışmanın birinci bölümünde Đbn Rüşd ün yaratılış meselesi çerçevesinde kullandığı bazı kavramlar analiz edilmiştir. Bu bağlamda adem, zaman, hareket, heyûlâ, kuvve, fiil, mahiyet, hakikat, hüviyet, ibda, ihtira, kevn, tekvîn, tekevvün, ihdâs, halk ve sun kavramları incelenmiştir. Çalışmanın ikinci bölümünde ise yaratılış ile Tanrı nın bilgisi, iradesi ve fiili ilişkisi özellikle Tehâfütler açısından değerlendirilmiştir. Đbn Rüşd, var olan şeylerin, Tanrı nın kendi özünü bilmesi sebebiyle var oldukları ve Tanrı nın bilgisinin var olanlar üzerinde etkili olduğu düşüncesindedir. O, âlim olan bir fail ile irade arasında mutlak bir ilişki kurmaktadır. Âlemin var olmasını ve devamını Tanrı nın fiiline bağlamaktadır. Âlemin yokluk tan varlığa gelmediğini, öz bakımından sonradan, hareketli olması yönünden ise ezelî olduğu kanaatini taşımaktadır. Anahtar kelimeler: Đbn Rüşd, yaratılış, Tanrı, bilgi, irade, fiil, yokluk, hâdis, kadîm, sudûr.

3 iii ABSTRACT ISSUE OF CREATION IN IBN RUSHD PHILOSOPHY Bilgehan Bengü TORTUK University of Süleyman Demirel, Institute of Social Sciences, Department of Philosophy and Religious Sciences, Master s Thesis, 145 pages, August Advisor: Assoc. Prof. Dr. Kemal SÖZEN In this study the views of Ibn Rushd on the issue of creation have been taken as base; and they have been compared with views of some ancient Greek philosophers and Islamic scholars. Dealing with the issue, the ideas of some scholars from Tehâfüt tradition have been incorporated as well. In this study, the analysis of Ibn Rushd is views on the issue of creation has been aimed. Through conceptual analyses creation-god relationship has been manifested. In the introduction of the study some general theories on creation have been included. The issue has been evaluated from the perspectives of some ancient Greek and Islamic scholars as well as from positive science perspective. In the first chapter of the study some concepts of Ibn Rushd on the issue of creation has been analyzed. In this context, the concepts of adam, time, motion, hayûlâ, force, act, essence, reality, identity, ibda, ikhtira, kewn, takwîn, takawwun, ihdâs, khalq and sun have been examined. In the second chapter of the study, creation and its relation with God s knowledge, will and act have been evaluated, especially from Tehâfüts perspective. According to Ibn Rushd, the existing things exist because God knows himself; and the knowledge of God is influential upon existing things. He establishes an absolute relation between the savant actor and volition. According to him, the existence and continuation of the world depends upon the act of God. He believes that the world did not come from non-existence, it is later from the point of view of essence, without beginning from the point of view of its moving. Key words: Ibn Rushd, creation, God, knowledge, will, act, non-existence, hâdis, kadîm, emanation.

4 iv ĐÇĐNDEKĐLER ĐÇĐNDEKĐLER... iv ÖNSÖZ... vi KISALTMALAR...viii GĐRĐŞ... 1 BĐRĐNCĐ BÖLÜM ĐBN RÜŞD ÜN YARATILIŞ MESELESĐ ÇERÇEVESĐNDE KULLANDIĞI KAVRAMLAR Đbn Rüşd ün Yaratılış Meselesi Çerçevesinde Kullandığı Kavramlar Adem (Yokluk) Zaman Hareket Heyûlâ Kuvve ve Fiil Mahiyet, Hakikat ve Hüviyet Đbda Đhtira Kevn, Tekvîn, Tekevvün Đhdâs Halk Sun ĐKĐNCĐ BÖLÜM YARATILIŞ MESELESĐ 1. Yaratılış Tanrı nın Bilgisi Đlişkisi Yaratılış ile Tanrı nın Bilgisi Arasındaki Đlişki Yaratılış Sudûr Đlişkisi Sudûr Teorisi Yaratılış ile Tanrı nın Kendi Zâtını Bilmesi Arasındaki Đlişki Yaratılış Açısından Sudûr a Yöneltilen Eleştiriler Yaratılış Tanrı nın Đradesi Đlişkisi Yaratılış Tanrı nın Fiili Đlişkisi

5 v 3.1. Yaratılışta Tanrı nın Fiilinin Etkisi Yaratılışta Tanrı nın Fiilinin Yokluğa Đlişmesi SONUÇ KAYNAKÇA ÖZGEÇMĐŞ

6 vi ÖNSÖZ Đslâm düşüncesinde özellikle Yunan felsefesinden Đslâm dünyasına aktarılan eserlerin de etkisiyle düşünce faaliyetlerinde gelişmeler olmuştur. Bunun neticesinde etkileri günümüze kadar devam eden Meşşaî ekol ortaya çıkmıştır. Bu ekole mensup düşünürlerden özellikle Farabî ve Đbn Sinâ nın düşünceleri büyük yankı uyandırmış ve daha sonra yapılan birtakım tartışmalara zemin hazırlamıştır. Özellikle Đbn Rüşd ün de yer aldığı Tehâfüt geleneği içinde oluşan bu tartışmalarla birlikte kelâmın felsefîleşmesi yanında Đslâm düşüncesinin canlılığı da sağlanmıştır. Meşşaî ekolün Endülüs teki temsilcisi olan Đbn Rüşd, Đslâm düşüncesinin canlılığını korumasında ve gelişmesinde etkili olan bir şahsiyet olarak karşımıza çıkmaktadır. Aynı zamanda o, Aristoteles in eserlerine yapmış olduğu şerhler ile onun en büyük şarihlerinden ve takipçilerinden biri olmuştur. Hatta Đbn Rüşd ün bu şerhleri ve şahsî düşünceleri, Batı dünyasında bir Averroisme akımının teşekkülüne sebep teşkil etmiştir. Âlemin meydana gelişi konusu, diğer bir ifadeyle yaratılış meselesi, geçmişten günümüze kadar düşünce tarihinin hep var olagelmiş ve üzerinde değişik fikirlerin ortaya çıktığı bir mesele olma özelliğini devam ettirmiştir. Konu, Đslâm düşüncesinde de yerini almış, hem kelâm hem de felsefe içinde tartışılmış ve bu çerçevede farklı fikirler öne sürülmüştür. Bu bağlamda Farabî ve Đbn Sinâ gibi Đslâm düşünürlerinin benimsemiş olduğu sudûr teorisi de tartışmalara neden olmuştur. Đbn Rüşd ün konuya ilişkin düşüncelerinin orijinalliği ve daha önce bu konuda müstakil bir çalışmanın yapılmamış olması, bizi konuya ilişkin bir çalışma yapmaya sevk etmiştir. Bu nedenle çalışmamızda Đbn Rüşd ün varoluşa dair düşüncelerini ele aldık. Çalışmamız esnasında öncelikle düşünürümüzün farklı eserlerine müracaat ettik. Onun buradaki düşüncelerini ortaya koymaya çalışırken diğer bazı filozoflar ile karşılaştırmalar yaptık ve konunun belirli kısımlarını öncelikle Tehâfütler bağlamında inceledik. Çalışmamız Giriş, iki ana bölüm ve Sonuç tan oluşmaktadır. Çalışmamızın Giriş bölümünde yaratılışa ilişkin farklı görüşleri inceledik. Bu bağlamda bazı antik

7 vii çağ Yunan düşünürleri ile Đslâm düşünürlerinin görüşleriyle birlikte Đbn Rüşd ün zikrettiği bir kısım yaratılış teorilerine ve konuya ilişkin olarak pozitif ilimlerde yer alan bazı nazariyelere yer verdik. Çalışmamızın ilk bölümünde Đbn Rüşd ün yaratılış meselesine dair düşüncelerini incelerken önem arz ettiğini düşündüğümüz bir kısım kavramlara yer verdik. Bu bağlamda adem (yokluk), zaman, hareket, heyûlâ, kuvve ve fiil, mahiyet, hakikat, hüviyet, ibda, ihtira, kevn, tekvîn, tekevvün, ihdâs, halk ve sun kavramlarını ele aldık. Zikredilen kavramların sıralanmasında yokluktan varlığa gelişe, yani soyuttan somuta doğru bir sıra izlemeyi uygun gördük. Çalışmamızın ikinci bölümünde ise Đbn Rüşd ün yaratılış meselesine dair düşüncelerini ortaya koymaya çalıştık. Bu bağlamda öncelikle yaratılış-tanrı nın bilgisi ilişkisini ele aldık. Konuyu yaratılış ile Tanrı nın bilgisi arasındaki ilişki ve sudûr teorisi açısından değerlendirdik. Yaratılış ve Tanrı nın kendi zâtını bilmesi arasındaki ilişkiye ve yaratılış açısından sudûr teorisine yöneltilen eleştirileri analiz ettik. Daha sonra yaratılış ve Tanrı nın iradesi ilişkisini ele aldık. Son olarak yaratılış-tanrı nın fiili ilişkisini inceledik. Bu meseleyi ise yaratılışta Tanrı nın fiilinin etkisi ve O nun fiilinin yokluğa ilişmesi bağlamında ele aldık. Belirtilen konuları özellikle Tehâfütler ışığında da inceleyerek, meselenin daha sonraki dönemlerde ne şekilde tartışıldığını tespit etmeyi amaçladık. Öncelikle bize felsefeyi tanıtan ve sevdiren hocam Prof. Dr. Đsmail YAKIT a şükranlarımı arz ederim. Konunun belirlenme aşamasından itibaren çalışmamızın her safhasında yardımlarını esirgemeyen ve böyle bir çalışmanın oluşmasında her türlü katkıyı sağlayarak büyük bir destek veren hocam Doç. Dr. Kemal SÖZEN e sonsuz teşekkürü bir borç bilirim. Ayrıca çalışmamız esnasında araştırmalarımız için imkân sağlayan hocam Doç. Dr. Mevlüt ALBAYRAK a teşekkürlerimi arz ederim. Bilgehan Bengü TORTUK Isparta, 2006

8 viii KISALTMALAR a.mlf. a.g.e. a.g.m. AÜ AÜDTCF : aynı müellif : adı geçen eser : adı geçen makale : Ankara Üniversitesi : Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi b. : bin, ibn bk. : bakınız C. : cilt DĐA : Türkiye Diyanet Vakfı Đslam Ansiklopedisi h. : hicri ĐA ĐFAV ĐSAM md. MEB nşr. : Đslam Ansiklopedisi : Đlahiyat Fakültesi Vakfı : Đslam Araştırmaları Merkezi : maddesi : Milli Eğitim Bakanlığı : neşreden ö. : ölümü s. : sayfa S. : sayı SDÜ TDV trc. TTK UÜ : Süleyman Demirel Üniversitesi : Türkiye Diyanet Vakfı : tercüme, tercüme eden : Türk Tarih Kurumu : Uludağ Üniversitesi

9 ix vd. Yay. : ve devamı : yayını, yayınları

10 GĐRĐŞ

11 2 GĐRĐŞ Đnsan var olduğu andan itibaren içinde bulunduğu âlemin nasıl meydana geldiğini, hangi maddeden oluştuğunu, bu var oluşta bir failin bulunup bulunmadığını, âlemin var olmasının bir amaca yönelik olup olmadığını ve bunun gibi sorulara cevaplar aramıştır. Bu bağlamda âlemin yaratılışına ilişkin çeşitli tasvir ve izahlar getirilmeye çalışılmıştır. Bu izahları en ilkelinden en gelişmişine kadar toplumların hepsinde görmek mümkündür. Örneğin eski Roma kozmogonisinde Janus (güneş veya gök) ilk olandır ve o, kendi dışındaki şeylerin sebebidir. Roma nın daha sonraki dönemlerinde ise yaratılış teorisi Yunan düşüncesindeki kaos fikriyle belirlenmiştir. 1 Yaratılışa dair çeşitli teorilere rağmen insanın bu konudaki olan merakını gidermek pek mümkün olmamıştır. Çünkü konu, metafizik boyuta ilişkin olan bir meseledir. 2 Yaratılış meselesi, yapılan birçok izahlara rağmen çözülememiş olsa da insan her devirde yaratılışı açıklamaya çalışmaktan vazgeçmemiştir. Đslâm düşüncesinde de konuya ilişkin çeşitli görüşler öne sürülmüştür. Bunların bir kısmı dine dayandırılmış, bir kısmı akıl yoluyla oluşturulmuş, diğer bir kısmı da dinî nakillerin ve aklî metodun birleştirilmesiyle oluşturulmuş düşüncelerdir. Antik çağ Yunan düşüncesinde âlemin oluşumuna dair çeşitli görüşler ileri sürülmüş ve bunlar zaman içerisinde geliştirilmiştir. Örneğin, doğayla ilgilenen filozoflardan Thales (M.Ö ?), yok olandan hiçbir şeyin meydana gelmeyeceği düşüncesine sahiptir. Bu düşünce dolayısıyla kendisi meydana gelmemiş ve yok olmayacak olan bir varlığı her şeyin ilk nedeni kabul eder. Ona göre, bu meydana gelmemiş ve yok olmayan varlık, kendi kendisiyle özdeş kalan bir ana madde, yani arkhé dir. Thales e göre bu ana madde su dur. Thales gibi doğayı konu alan Anaksimandros (M.Ö ), var olanların temeli kabul ettiği bu ana maddenin sonsuz ve tükenmez olması gerektiği düşüncesindedir. O, bu sonsuz ilk maddeye Apeiron adını verir. Anaksimandros a göre, tek tek şeylerin meydana gelmesi için Apeiron un o şeylerin karşıtlarına bölünmesi gerekir. Bu bölünme 1 2 Akintola, Ishaq, Creation Theories and The Qur an, The Islamic Quarterly, Volume: XXXVI, Number: III, 1992, s. 194; Yaratılış teorilerine ilişkin daha geniş bilgi için bk. Aynı çalışma, s Yücedoğru, Tevfik, Đslam Đtikadında Yaratılış, UÜ Basımevi, Bursa 1994, s. 1.

12 3 olayında da önce karanlık ve soğuk olanlar ile aydınlık ve sıcak olanlar ayrılmıştır. Toprak karanlık ve soğuk, hava ise aydınlık ve sıcaktır. Ona göre dünya da evrenin merkezinde yer alır. Tabiatçı filozoflardan Anaksimenes (M.Ö ) e göre ise oluş için ana madde hava dır. Ona göre her şey havadan oluşur. Ateş, su ve toprak öz bakımından hava ve havanın gevşeyip sıkışmasının dereceleridir. Her bir maddenin ana maddeden oluşması ve belirli bir şekil kazanması olayı bir yasaya uygun olarak gerçekleşir. 3 Antik çağ Yunan düşünürü Pisagor (M.Ö ) ise düalist bir anlayış geliştirerek maddeye biçim veren, maddeyi sayılabilir yapan ilkenin yanı sıra bu ilkenin, üzerinde etkili olacağı, biçimi olmayan bir ilke kabul etmiştir. Bu ilkelerden birincisi biçim veren, ikincisi ise sınırsız ve biçimsiz olandır. 4 Elea Okulu ndan Ksenofanes (M.Ö ) âlem ile Tanrı yı özdeş sayar. Ona göre, hareketi kendinden yaratan evren, Tanrı nın kendisidir. Başlangıçta bütün olan evren daha sonra zıtlıklara ayrılmıştır ve bu zıtlılar, unsurlar olarak telakki edilirler. Herakleitos (M.Ö ) ise ana madde olarak ateş i kabul etmekle varlıkların özde bir madde değil, bir olgu olduğuna dikkat çekmiştir. Ona göre tüm evren, ateşten oluşmuştur ve ateşe dönecektir. Evren belirli dönemlerde var ve yok olan bir olgudur. Onun oluşumu ve yok oluşu periyodik olarak tekrarlanacaktır. O, sürekli bir değişim içinde olup, burada değişmeyen tek şey madde değil, tüm değişimi yöneten yasadır. 5 Elea Okulu ndan bir diğer filozof olan Empedokles (M.Ö ) evrenin ana unsurunu su, hava, ateş ve toprak olarak belirler. Ona göre tüm evren, bu dört unsurun (anasır-ı erbaa) birleşmesinden ve ayrılmasından oluşur. 6 Anaksagoras (M.Ö ) a göre ise ne kadar varlık varsa o kadar unsur vardır ve bu unsurlar sonsuz sayıda görünmeyen parçalardan oluşmuştur. Evren, bu sonsuz küçük parçaların bir kısım nesneler şeklinde birleşmelerinden oluşur. Ona göre evren, başlangıçta bir karmaşa içindeydi. Bu durum ise parçacıkların bir araya gelerek evreni oluşturmalarına engel olmaktaydı. O, evrenin bu kaostan düzene geçebilmesi Aster, Ernst von, Đlkçağ ve Ortaçağ Felsefe Tarihi, (trc. Vural Okur), Đm Yay., Đstanbul 2002, s a.mlf., a.g.e., s. 37. a.mlf., a.g.e., s a.mlf., a.g.e., s

13 4 için bir yaratıcının var olması gerektiğini kabul etmiştir. 7 Demokritos (M.Ö ), Anaksagoras ın belirttiği bu parçacıklara modern anlamda atom niteliğini kazandırmıştır. Ona göre evrende her şey zorunlulukla, kendiliğinden olan bir yasaya göre oluşmaktadır. 8 Platon (M.Ö ) a gelince, o, âlemin Tanrı tarafından, idelerin örnek alınmasıyla oluşturulduğu fikrini benimser. 9 Ona göre Đde, tek varlık olduğundan onun dışında yalnızca yokluk bulunur. Yokluk, varlığa benzer bir hale gelerek âlemin yapımı için kullanılan ilk madde olur. 10 Eğer yaratma varsa, Đde nin âdeta taşmasından ve ruhsal varlığı, düşünceyi, zekayı yayması sebebiyledir. Zira Platon a göre Đde den çıkan varlık ona benzemelidir. Bu sebeple var olmak ve düşünmek aynı şeydir. 11 Platon un Đde anlayışını eleştiren Aristoteles (M.Ö ) e göre, olan her şey, bir şey vasıtasıyla ve bir şey den hareketle bir şey olur. 12 Ona göre hiçbir şey tesadüfî olarak hareket etmez. Bir şeyin her zaman belli bir neden sebebiyle hareket etmesi gerekir. 13 Hareket ve zaman süreklidir, diğer bir ifadeyle ezelîdir. 14 Hareketin her zaman olması zorunlu olduğuna göre, onu başlatıcı bilfiil bir ilk hareket ettiricinin bulunması zorunludur. 15 Aristoteles, bu ilk hareket ettiricinin Tanrı olduğunu düşünür. Ona göre, Tanrı nın özelliği salt fiil ve düşünce olmasıdır. O nun düşüncesinin objesi de en yüksek iyi olan kendisidir. 16 Bu ilk hareket ettirici, göklerin en dışında bulunan Đlk Gök ü hareket ettirir. Âlemin diğer parçaları da Đlk Gök aracılığıyla hareket eder. Đlk hareket ettiricinin kendisi ise hareketsizdir a.mlf., a.g.e., s a.mlf., a.g.e., s Eflâtun (Platon), Timaios, (trc. Erol Güney Lütfi Ay), MEB Yay., Đstanbul 1997, 28 a -29 d, s Weber, Alfred, Felsefe Tarihi, (trc. Vehbi Eralp), Sosyal Yay., Đstanbul 1998, s a.mlf., a.g.e., s. 66. Aristoteles, Metafizik, (trc. Ahmet Arslan), Sosyal Yay., Đstanbul 1996, VII. Kitap, 1032 a, 13-15, s a.mlf., a.g.e., XII. kitap, 1071 b, 35, s a.mlf., a.g.e., XII. kitap, 1071 b, 10-13, s a.mlf., a.g.e., XII. kitap, 1071 b, 1072 a, 1-20, s a.mlf., a.g.e., XII. kitap, 1072 a, 20-35, 1072 b, 1073 a, 1-10, s Timuçin, Afşar, Aristoteles Felsefesi, Kavram Yay., Đstanbul 1976, s. 92.

14 5 Yeni Eflatunculuk un kurucusu kabul edilen Plotinos ( ) un düşüncesinde evren her şeyin kaynağı olan Bir olan dan yani Tanrı dan çıkmıştır. Ancak bu sudûrda Tanrı nın iradesi söz konusu değildir. O, güneşin ışığın kaynağı olması gibi her şeyin kaynağıdır ve her şey O ndan çıkar. Plotinos, varlık basamaklarını Tanrı nın bir bilimi ve tecellisi olarak anlar. Ona göre Tanrı nın etkin olması, kendi varlığını diğer varlıklara yayması şeklinde olur. Tanrı, bir neden değil var olan her şeyin kaynağıdır. 18 Đslâm düşüncesinde sudûr teorisini ilk kez ortaya koyan Farabî ( ), Yunan felsefesinden Aristoteles ve Plotinos un âlemin ezelîliği ve ebedîliğine dair düşünceleri ile Đslâm ın yaratılmış âlem düşüncesini uzlaştırmaya çalışmıştır. Onun burada esas aldığı temel ilke, bilme ile yaratmanın birbirine eşit olmasıdır. Zira ona göre zâtıyla âlim, hayrın ve düzenin başlangıcı olması yönüyle zorunlu olan Tanrı dan Đlk akıl olan varlık sudûr etmiş, onun kendini ve Bir i, yani Tanrı yı akletmesiyle de bu sistemde çokluk başlamıştır. 19 Đlk mevcuttan ikincisinin varlığı sudûr eder. Bu, bir yönden kendi zâtını, bir yönden de Đlk varlığı akleder. Bunun da ilk mevcudu akletmesiyle ondan bir üçüncü mevcut meydana gelir. Onun kendine özgü zâtıyla cevherlenmiş olmasından dolayı ise sabit yıldızlar küresi var olur. Bu mekanizma sonunda onuncu akıldan ay küresinin varlığı ve son olarak da on birinci akıl sudûr eder. Vücudunu oluşturmak için herhangi bir madde ve mahalle ihtiyaç duymayan şeyler bu noktada son bulur. Bunlar maddeden bağımsızdırlar. Özleri itibariyle de hem akıl, hem de mâkûldürler. 20 Varoluş hususunda Đbn Sinâ ( ), konuyu Farabî yi izleyerek sudûr teorisi ile açıklamıştır. O, var olan her şeyin Tanrı nın kendi varlığına ait bilgisi dolayısıyla var olduğu düşüncesini benimser. Ona göre Tanrı nın bilgisinden meydana gelen bu oluş, ne Tanrı nın kendi bilgi, irade ve rızası dışında tabiî ve Plotinus, The Enneads, (translated by: Stephen MacKenna), Penguin Boks, England 1991, s , , ; Plotinus, Enneadlar (Seçmeler), (trc. Zeki Özcan), Asa Kitabevi, Bursa 1996, s ; Aster, Ernst von, a.g.e., s Sözen, Kemal, Farabî de Varlık-Akıl Đlişkisi, SDÜ Đlahiyat Fakültesi Dergisi, S. VI, Isparta 1999, s Farabî, Kitâbu âra i ehli l-medîneti l-fâzıla, Dâru l-meşrık, Beyrut 1986, s ; Sözen, Kemal, a.g.m., s. 103.

15 6 zorunlu bir yolladır ne de insanda olduğu gibi bir gayeye yöneliktir. Bu oluş sadece Tanrı nın kendi hakkındaki bilgisinin gerektirdiği şekildedir. 21 Đslâm düşünürü Đbn Rüşd ( ), dört çeşit yaratılış teorisinden bahsetmektedir. Bunlardan biri kumun teorisi dir. Đbn Rüşd, bu teoriyi benimseyenlerin, eşyanın birbirinden çıktığını ve her şeyin her şeyde olduğunu savunduklarını belirtir. Ona göre, bu düşüncede olanlar Đlk Fail e yalnızca eşyayı birbirinden çıkarmada ihtiyaç duyulacağını söylerler. Đbn Rüşd, bu görüşte Đlk Fail in bir muharrikten başka bir şey olmadığını belirtir. 22 Düşünür, bu görüşü benimseyenlerin kimler olduğundan bahsetmez. Fakat bilindiği üzere bu teori, Đslâm düşünürlerinden Nazzâm (ö ?) tarafından ortaya konulmuştur. Nazzâm ın yaratılış modelinin temelini oluşturan bu teori, âlemin ve türlerin özü ve başlangıç şekli olarak da Đlk Varlık ın kendinden sonra meydana gelecek olan bütün varlık türleri ile nesilleri, bilkuvve olarak kendinde bulundurmayı ifade eder. Nazzâm a göre yaratılış, bütün canlı ve cansız varlık türlerini kendinde bilkuvve olarak gizleyen Tanrı nın doğrudan doğruya bir ilk varlık ın özünü, yani çekirdek varlığı bir anda var etmesidir. Bu teoriye göre yaratılış, bir anda vuku bulmuş ve bitmiştir. Meydana gelen çekirdek varlık, canlı ana türlerin biçimsel yapılarının temel maddesidir. 23 Đbn Rüşd ün yaratılışla ilgili düşüncelerinde ve eleştirilerinde bu teoriye yer verdiğine rastlayamadık. Đbn Rüşd ün yaratılışa dair belirtmiş olduğu diğer bir teori de yoktan yaratma teorisi dir. Düşünürümüz, bu görüşü benimseyenleri ihtira ve ibda cılar olarak nitelendirir. O, bu görüşü genel olarak Müslüman ve Hıristiyan kelâmcıların benimsediğini zikreder. Ona göre bu grup, Fail in, mevcudu genel olarak yarattığını (ibda ) ve var ettiğini (ihtira ) söylerler. Đbn Rüşd ün ifadeleriyle bunlara göre, Fail in, yaratma fiilini gerçekleştirmesi için madde şart değildir. Zira O, bütünün Yaratıcı sıdır (muhteri ). Đbn Rüşd, bu gruptan birinin değişen varlıklarla ilgili olarak imkânın sadece failde bulunduğuna inandığını nakleder. 24 Kelâm ilminde, Tanrı nın Durusoy, Ali, Đbn Sina Felsefesinde Đnsan ve Âlemdeki Yeri, ĐFAV Yay., Đstanbul 1993, s. 74. Đbn Rüşd, Tefsîru ma ba de t-tabîa, cüz: III, (nşr. Maurice Bouyges), Beyrut 1948, s Bayrakdar, Mehmet, Đslam da Evrimci Yaratılış Teorisi, Kitabiyat Yay., Ankara 2001, s. 37; geniş bilgi için ayrıca bk. Wolfson, H. Austryn, Kelâm Felsefeleri, (trc. Kasım Turhan), Kitabevi Yay., Đstanbul 2001, s Đbn Rüşd, a.g.e., cüz: III, s

16 7 kadîm, O nun dışındaki varlıkların ise hâdis olması noktasından hareketle âlemin nesnesinin yokluk olduğu hükmüne varılmıştır. Hâdis olmanın anlamı, sonradan olmaktır. Bu düşünceye göre, hâdis olan şeylerin tamamı yok iken sonradan var olma hükmüne bağlıdır. Yaratılışın manası ise bir şeyin yokluktan varlığa yavaş yavaş değil de bir anda çıkarılmasıdır.. 25 Kelâm ilminde yoktan yaratma temellendirilirken atom, yer kaplama ve boşluk kavramlarından yola çıkılarak yokluk kavramına ulaşılmıştır. Kelâm bilginleri, görünür dünyadan aşkın âleme, atom ve boşluk kavramlarıyla geçerler. Zira onlara göre, atomlar yer kaplarlar ve yer kaplama, boşluktur; boşluk ise yokluktur. Bu durumda atomun kapladığı boş mekân, yokluk olur. Buna göre atomun yokluktan bağımsız olması mümkün olmadığından o, daima boş mekâna ihtiyaç duyar. Atomun muhtaç olduğu boş mekân olan yokluk ise atomdan öncedir. O halde eşyanın ilk maddesi olan atomlar yoktan meydana gelmiştir. Bunun sonucu olarak âlem de yokluktan var olmuştur. 26 Düşünürümüz belirtilen görüşlerin dışında zikrettiği iki görüşün orta görüş olduğunu belirtir. O, bu orta düşüncede olanların ortak görüşlerine göre oluşun cevherdeki bir değişme olduğunu belirtir. Bu görüşe göre oluşun yokluktan meydana gelmesi imkânsızdır. Bundan dolayı oluşun bir mevzuda gerçekleşmesi gerekir ve oluşan şey ancak cins olarak kendi sûretinde olan şeyden oluşabilir. Filozofumuz belirtilen görüşü savunanları iki kısma ayırmaktadır. 27 Đbn Rüşd, orta görüşü savunanların ilk kısmına girenlerin, Fail in, sûreti yarattığını ve onu heyûlâda ibda ve ispat ettiğini ileri sürdüklerini belirtir. Düşünürümüz bu grubu da kendi içinde iki kısma ayırır. O, birinci kısımda olanların, Fail in Vâhibu s-suver (sûretleri veren) olduğunu ve O nun hiçbir şekilde heyûlâda bulunmadığını savunduklarını belirtir. Ona göre Đbn Sinâ, bu görüşü benimseyenlerdendir. Đkinci kısma girenler ise sûretleri yaratan Fail in iki durumda bulunabileceğini belirtirler. O, ya heyûlâdan ayrı olarak ya da heyûlâda bulunur. Onlara göre heyûlâda bulunan fail, ateş meydana getiren ateş gibidir. Heyûlâdan ayrı olan Fail ise, kendisi gibi bir tohum veya hayvan olmaksızın bitki ve hayvanları Yücedoğru, Tevfik, a.g.e., s. 51. Aydın, Hüseyin, Đlim, Felsefe ve Din Açısından Yaratılış ve Gayelilik, DĐB Yay., Ankara 2002, s Đbn Rüşd, a.g.e., cüz: III, s

17 8 meydana getiren Fail dir. Đbn Rüşd e göre Farabî, bu grupta düşünülebilir. 28 Đbn Rüşd ün zikretmiş olduğu bu düşünce, Farabî ve Đbn Sinâ tarafından benimsenen sudûr teorisi dir. Bu teoride Birden ancak bir çıkar. ilkesine dayanılarak varlıkların Tanrı dan taşma yoluyla meydana geldiği görüşü benimsenir. Orta görüşü savunanlar içinde ikinci kısımda bulunanlar için Đbn Rüşd, Aristoteles in görüşlerine yer verir. Düşünür bu görüşü, çelişkiden en uzak, varlığa en uygun ve şüpheleri en fazla gideren görüş olarak kabul eder. 29 Đbn Rüşd, bu görüşe göre Fail in, madde ve sûretten mürekkep varlığı meydana getirdiğini belirtir. Ona göre bu meydana getiriş, maddeyi hareket ettirerek, onda bulunan kuvvenin sûret üzere fiile çıkması için maddeyi değiştirmekle olur. Đbn Rüşd, bu görüşü Empedokles in failin yalnızca ayrı ayrı nesneleri toplama ve düzenleme işini yaptığı görüşüne benzetir. Ancak o, Aristoteles in düşüncesindeki Fail in farklı iki şeyi birleştiren değil, kuvve halde bulunanı fiil haline çıkaran olduğunu ifade eder. Düşünürümüz bu iki görüş arasındaki benzerliği, Aristoteles in görüşünde de Fail in, iki şeyi birleştiren olması şeklinde algılanmasına bağlar. Đbn Rüşd e göre Aristoteles in görüşünde, mürekkep varlıkta heyûlâ ve sûret olarak iki şey mevcuttur. O, bunu kuvve halinde bulunanın fiil haline dönüşmesi yönünden, yaratmaya (ihtira ) benzetir. Ona göre, bunu yaratmadan ayıran şey ise, sûretin sûret olmayandan getirilmemesidir. 30 Đbn Rüşd ün yaratılışa ilişkin olarak zikretmiş olduğu görüşler içerisinde Aristoteles in görüşüne daha yakın olduğu görülmektedir. O, görüşleri içinde kumun teorisinden bahsetmez. Ancak eleştirilerini yokluktan yaratmayı benimseyenler ve sudûr düşüncesine sahip olanlara yöneltir. Zikredilen yaratılış teorileri yanında pozitif ilimlerin de ileri sürdüğü yaratılış teorileri mevcuttur. Bunlardan en çok üzerinde durulan ikisi Durağan Evren teorisi ve Büyük Patlama (Big Bang) teorisidir. Durağan Evren teorisine göre âlem, ezelden beri mevcuttur. Âlem ezelden beri genişlemektedir ve zamanın her anında vardır. Genişleme sebebiyle galaksi kümeleri arasındaki boşluk arttıkça bu boşlukları doldurmak için yeni galaksiler oluşmaktadır. Buna göre uzak geçmişte de bugünde a.mlf., a.g.e., cüz: III, s Đbn Rüşd, a.g.e., cüz: III, s a.mlf., a.g.e., cüz: III, s

18 9 de âlemde yeni galaksilerin oluşması söz konusudur. Bu teori önceleri oldukça fazla taraftar bulmuşken Büyük Patlama teorisinin ortaya atılmasıyla birlikte ilgi çekiciliğini kaybetmiştir. 31 Durağan Evren teorisinin karşısında kabul gören Büyük Patlama teorisi, bir bakıma yaratılış teorisidir. Zira bu teoriye göre, âlem yaratılmıştır. Büyük Patlama dan (Big Bang) önce hiçbir şey yoktu. Ondan önceki zamanda ne olduğu da bilinemez; çünkü zaman Büyük Patlama ile yaratılmıştır. Maddenin yaratılmaya başladığı an, zamanın da yaratılmaya başladığı an dır. Bu yokluk, zamansızlık, mekânsızlık ve uzaysızlık âleminde nasıl olduğu bilinmeyen bir şekilde birdenbire çok büyük bir patlama olmuş ve çok büyük bir hızla her tarafa dağılan taşkın maddeden de yıldızlar, güneşler, dünyalar yaratılmıştır. Madde de zamanla birlikte dört boyutlu mekânda uzay-zaman ağını oluşturarak hızla genişlemiş ve büyümüştür. Zaman içerisinde soğuyarak da şimdiki durumunu almıştır. 32 Dolayısıyla bu teoriye göre âlem, zaman, mekân tamamen sonradan yaratılmıştır. Görüldüğü üzere yaratılış meselesine ilişkin olarak zaman içerisinde çeşitli teoriler öne sürülmüştür. Bu teorilerin bazısı kaynağını dinî referanslardan alırken bazısı da pozitif ilimlerden almıştır. Đslâm düşünürü Đbn Rüşd ise, yaratılışa ilişkin düşüncelerinde genel olarak Aristoteles in etkisinde kalmıştır. Yaratılış meselesi Tehâfütler de de üzerinde önemle durulan bir konu olmuştur. Dolayısıyla düşünürümüz yaratılışa dair düşüncelerine özellikle Tehâfütü t-tehâfüt adlı eserinde yer vermiştir. Zira bu eser, filozofun Aristoteles in eserlerine yapmış olduğu şerhler dışında kaleme aldığı bir eser niteliği taşıdığından, onun konuya ilişkin düşünceleri bu eserde daha sağlıklı bir biçimde analiz edilebilmektedir Tuna, Taşkın, Uzayın Sırları, Boğaziçi Yay., Đstanbul 1994, s ; Yücedoğru, Tevfik, a.g.e., s. 84. a.mlf., a.g.e., s. 124.

19 10 BĐRĐNCĐ BÖLÜM ĐBN RÜŞD ÜN YARATILIŞ MESELESĐ ÇERÇEVESĐNDE KULLANDIĞI KAVRAMLAR

20 11 Đbn Rüşd ün Yaratılış Meselesi Çerçevesinde Kullandığı Kavramlar Yaratılış meselesine dair düşünceler ortaya konulurken birtakım kavramlara yer verilmiştir. Đbn Rüşd de konuyu ele alırken bu kavramlardan bir kısmını kullanmıştır. Burada onun oluş meselesini açıklarken kullanmış olduğu kavramlardan önemli olduklarını düşündüklerimize yer verdik. Bu kavramların ele alış sıralamasında da onların içerdikleri anlamlar doğrultusunda yokluktan varlığa geliş çerçevesinde bir sıralama yapmayı tercih ettik. 1. Adem (Yokluk) Đngilizce de non-being, Fransızca da néant ve Almanca da nicht kelimeleriyle ifade edilen adem kavramı 33, varlığın zıddı olan yokluk, hiçlik anlamlarına gelmektedir. Bu kavram, bir şeyin yokluğunu, yoksunluğunu ve kaybolup gitmesini ifade eder. 34 Adem hiç, leys, mevcut olmayan şeydir. Adem, varlığa gelmenin bir sebebi de değildir. 35 Antik çağ Yunan felsefesinde özellikle oluş u açıklama çabaları ile başlayan varlık-yokluk tartışmasında Parmenides (M.Ö. 540?-450?), yokluktan hiçbir şey meydana gelemeyeceği düşüncesiyle ona bir varlık tanımaz. O, varlığı ebedî ve ezelî kabul ederken Herakleitos (M.Ö. 540?-460?), varlık ve yokluğun sürekli olarak birbirinin arkasından geldiğini belirtir. 36 Demokritos (M.Ö. 460?-370?) ise yokluğa bir varlık atfederek boş uzayı yokluk olarak değerlendirir. 37 Bunlara karşılık Platon, ne varlığı ne de yokluğu mutlak ve mücerred kabul eder. Ona göre sadece izafi varlık ve yokluk mümkündür. 38 Yokluğa yokluk olması bakımından bir varlık veren Platon a göre yokluk, varlığın zıddı değildir, sadece varlıktan başkadır ve bütün cinslerde yokluğun bir varlığı mevcuttur. 39 Yokluk konusunda kendinden öncekileri Çankı, Mustafa Namık, Büyük Felsefe Lûgatı, néant md., C. II, s Đbn Manzur, Lisânu l-arab, adem md., C. XII, s ; Đbn Faris, Mucmelu l--luga, adem md., C. III, s. 652; Đbn Faris, Mu cemu Makâyısu l-luga, adem md., C. IV, s. 248; el-cevherî, Đsmail b. Hammâd, es-sıhâhu Tâcu l-lugat ve Sıhahu l-arabiyye, adem md., cüz: V, s Fennî, Đsmail, Lûgatçei Felsefe, néant md., Matbaai Âmire, Đstanbul 1341(h.), s Weber, Alfred, a.g.e., s.17, 22; Yavuz, Y. Şevki, Adem, DĐA, C. I, s Aster, Ernst von, a.g.e., s Karlığa, Bekir, Vücûd, ĐA, C. XIII, s Platon, Sofist, (trc. Cenap Karakaya), Sosyal Yay., Đstanbul 2000, s

21 12 eleştiren Aristoteles e göre ise varlık ve yokluk iki zıt olmakla birlikte, kendilerine zıt olmayan bir şeye ihtiyaç duyarlar ki, bu şey maddedir. Maddede gerçekleşen formu karşılarken yokluk, formdan yoksun olmaktır. 40 Kendisi o özelliğe sahip olmak için yapılmamış olsa bile, bir varlık, sahip olmanın tabiî olduğu özelliklerden birine sahip değilse burada yokluk vardır. Örneğin, bitkinin gözleri olmaması gibi. Şayet bir varlık tabiî olarak sahip olması gereken bir vasfa sahip değilse burada yokluk söz konusudur. Đnsanın kör olması bu türdendir. Ayrıca ona göre yoklukta farklı dereceler mevcuttur. Đki gözün görmemesi ile bir gözün görmemesinin aynı olmaması buna örnektir. 41 Filozofa göre, mutlak anlamda olmayandan yani mutlak yokluktan bir şey oluşmaz. 42 Đslâm düşüncesinde yokluk (adem) problemi üzerinde ilk olarak duran Mutezile, varlık ve mahiyeti birbirinden ayırarak varlığın bir araz niteliği taşıdığını, yokluğun da bir zâtı bulunduğunu ve sabit ve şey olması dolayısıyla da zihnin dışında bir varlığının söz konusu olduğunu kabul eder. 43 Eş arîler ise Mutezile nin aksine varlığı cevher olarak kabul ederek yokluğa gerçeklik tanımanın doğru olmadığı görüşündedirler. 44 Đslâm filozofu Kindî(ö. 873?), yokluğu hiçbir şey değildir şeklinde tarif eder. 45 Farabî ise mutlak olan yokluk ve bir varlığa izafetle var olan yokluk olmak üzere iki tür yokluk anlayışına sahiptir. Ona göre, mutlak yokluk hiçbir şekilde zâtı olmayan yokluktur. Đkinci tür yokluk ise bir şeyin içinde bulunduğu konudan yoksun olmasıdır ki bu, bir varlığa izafetle var olan yokluktur ve madde veya konu gibi bir dayanak ile varlık kazanır. 46 Yokluk konusunu Farabî den daha geniş olarak inceleyen Đbn Sinâ, yokluğu tabiî varlıkların var olmadan önceki durumları olarak ele Kaya, Mahmut, Đslam Kaynakları Işığında Aristoteles ve Felsefesi, Ekin Yay., Đstanbul 1983, s Aristoteles, a.g.e., V. kitap, 1022 b, 1023 a, s ; Küyel, Mübahat Türker, Aristoteles ve Farabî nin Varlık ve Düşünce Öğretileri, AÜDTCF Yay., Ankara 1959, s. 21. Aristoteles, Fizik, (trc. Saffet Babür), YKY, Đstanbul 2001, I, 191 b, s. 45. en-neşşar, Ali Sami, Đslâm da Felsefi Düşüncenin Doğuşu, C. II, (trc. Osman Tunç), Đnsan Yayınları, Đstanbul 1999, s ; Koçar, Musa, Mâtürîdî de Tanrı-Âlem Đlişkisi, Ötüken Neşriyat, Đstanbul 2004, s. 43; Görgün, Necip, eş-şeceretü l-đlâhiyye ve Şehrezûrî nin Felsefesi, Elif Yay., Đstanbul 2004, s. 73. Görgün, Necip, a.g.e., s. 73. Kindî, Kitâb fi l-felsefeti l-ûlâ (Đlk Felsefe Üzerine), (trc. Mahmut Kaya), Kindî, Felsefî Risaleler içinde, Đz Yayıncılık, Đstanbul 1994, s Küyel, Mübahat Türker, a.g.e., s

22 13 almakla beraber, varlığa dair temel ilkeler olan madde ve sûretle birlikte onu da bir ilke kabul eder. Ona göre varlık, var olabilmek için bir yokluğa dayanmalıdır. Çünkü yokluk, arazdır ve yokluğun ortadan kalkmasıyla varlık meydana gelir. Yokluk, mutlak bir varlığa veya mutlak bir yokluğa sahip değildir. Bilakis o, varlıkta bilkuvve olan şeyin ortadan kalkmasıdır. 47 Yokluğun bilinmesini varlığa bağlayan Đbn Sinâ, 48 onun zıtlara yüklenemeyeceğini belirtir. Filozofa göre, tek başına yokluk bazen maddede olur; maddede başka bir zâtın yokluğunu gerektiren yahut bir yoklukla beraber olan bir zâta eşlik eder. 49 Gazzalî (ö. 1111) ye göre yokluk, bir şey değildir. Çünkü yokluk, araz ve sûretlere ârız olması bakımından düşünülebilir. Onun failden çıkması, meydana gelen şeyin failinin kudretine izafe edilmesidir. 50 Yokluğu fiil olarak kabul eden Gazzalî, 51 Tanrı dan başka her şeyin, zâtı yönünden sırf yokluk olduğu ve bu bakımdan yokluğun da zulmet niteliği taşıdığı düşüncesindedir. 52 Yokluk meselesinde genel olarak Aristoteles in takipçisi olan Đbn Rüşd, yok olma (fenâ ) ve yokluk (adem) kelimelerini eşanlamlı iki sözcük kabul eder. Ona göre yokluk, yokluğun sebebi olamayacağından onun sebebi Tanrı dır. 53 Düşünürümüze göre mutlak yokluktan bahsetmemiz mümkün değildir, fakat herhangi bir varlığın yokluğundan söz edilebilir. 54 Kuvve ademdir; 55 fakat varlığa dönüşmeksizin yoklukta imkân hali bulunmaz. Bu sebeple de sonradan var olan her Đbn Sinâ, en-necât, cüz: I, (nşr. Abdurrrahman Umeyra), Dâru l-cîl, Beyrut 1992, s. 125; Yavuz, Y. Şevki, a.g.m., s a.mlf., eş-şifa, Đlâhiyyat I, (nşr. G. C. Anawati Said Zâyed), Kahire 1960, s. 36. a.mlf., eş-şifa, Đlâhiyyat II, (nşr. M. Yusuf Musa Süleyman Dünya Said Zâyed), Kahire 1960, s. 305; Türkçe trc., Kitâbu ş-şifâ, Metafizik II, (trc. Ekrem Demirli Ömer Türker), Litera Yay., Đstanbul 2005, s Gazzalî, Tehâfüt ü l-felâsife, Dâru l-meşrık, Beyrut 1990, s. 87; Türkçe trc., Filozofların Tutarsızlığı (Tehâfüt el-felâsife), (trc. Bekir Sadak), Ahsen Yay., Đstanbul 2002, s a.mlf., a.g.e., s. 86; Türkçe trc., s. 62. a.mlf., Mişkâtü l-envâr, (şerh ve nşr. Abdulaziz Đzzeddîn es-seyrevân), Âlemü l-kütüb, Beyrut 1986, s ; Türkçe trc., Mişkâtü l-envâr (Nurlar Feneri), (trc. Süleyman Ateş), Bedir Yayınevi, Đstanbul 1994, s Đbn Rüşd, Tehâfütü t-tehâfüt, cüz. I, (nşr. Süleyman Dünya), Dâru l-maarif, Kahire 1968, s. 236; Türkçe trc., Tutarsızlığın Tutarsızlığı, (trc. Kemal Işık Mehmet Dağ), O.M.Ü. Yay., Samsun 1986, s. 73. a.mlf., Tefsîru ma ba de t-tabîa, cüz: II, (nşr. Maurice Bouyges), Beyrut 1942, s a.mlf., a.g.e., cüz: II, s

23 14 şeyden önce gelen bir yokluğun bulunması zorunludur. 56 Bir şey varlığa geldiği zaman onda yokluk ortadan kalkar, bozuluş (fesad) hâlinde ise yokluk meydana gelir. 57 Mümkünü, var olmaya ya da var olmamaya elverişli durumda bulunan yok (leys) şeklinde tanımlayan Đbn Rüşd, birbirini takip etmesi bakımından yokluğu varlığın karşıtı olarak görür ve yokluğun oluşma ve değişme ile nitelendirilememesi sebebiyle yokluğun varlığa ve varlığın da yokluğa dönüşemeyeceğini ifade eder. Bu nedenle de bunları kabul eden üçüncü bir şeyin bulunmasını gerekli görür ki, bu şey Aristoteles te olduğu gibi imkân dır. 58 Filozofumuza göre yokluğun gerçekleşmesi failin fiiline bağlıdır, fakat bu fiil yokluğa ilinti bakımından ve ikinci derecede ilişir. 59 Varlık-yokluk önceliğinde ise o, fiil açısından, yokluğu kuvve, varlığı da fiil kabul etmesi nedeniyle fiilin kendisinde işlendiği nesneden önce gelmesinin zorunlu olması dolayısıyla fiilin yani varlığın kuvveden, bir başka ifadeyle yokluktan önce olduğu görüşündedir. 60 Yokluğun (adem) birden fazla çeşidi bulunduğu görüşünde olan Đbn Rüşd, onun çeşitlerinin sayısının, değişik isimlerin ona delâlet ettiği manaların çeşitlerinin sayısı kadar olduğunu açıklar. 61 O, Aristoteles in Kategoriler adlı eserinde zikredildiğini belirttiği üç yokluk türünü kabul ederken, bunun yanısıra yokluk çeşitlerinin mevcudiyetini de belirtir. Buna göre üç tür yokluk şunlardır: 1. Bir şeyde bulunması gereken bir özelliğin, olması gereken zamanın yanı sıra daha sonraki bir anda varolma imkânı olmaksızın bulunmamasıdır. Đnsan için körlük bu türdendir. 2. Bir şeyde gelecekte varlığı mümkün olan şeyin o anda bulunmamasıdır. Fakirlik ve yoksulluk gibi a.mlf., Tehâfütü t-tehâfüt, cüz. I, s. 155; Türkçe trc., s. 41; aynı mlf., Telhîsu ma ba de t-tabîa, (takdim: Osman Emin), Şirketü Mektebetü ve Matbaatü Mustafa el-bâbu l-halebî, Kahire 1958, s. 113; Türkçe trc., Metafizik Şerhi, (trc. Muhittin Macit), Litera Yayıncılık, Đstanbul 2004, s. 99. a.mlf., Tehâfütü t-tehâfüt, cüz. I, s. 251, 367; :Türkçe trc., s. 79, 119. a.mlf., a.g.e., cüz. I, s ; :Türkçe trc., s. 57. a.mlf., a.g.e., cüz. I, s. 247; :Türkçe trc., s. 77. a.mlf., Tefsîru ma ba de t-tabîa, cüz: II, s ; Adıgüzel, Nuri; Đbn Rüşd ün Varlık Felsefesi, (Yayınlanmamış Doktora Tezi), A.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara 1996, s Đbn Rüşd, a.g.e., cüz: II, s. 647.

24 15 3. Bir şeyin var olması gerektiği normal bir tarzda bulunmamasıdır. Gözdeki şaşılık gibi. 62 Düşünürün yukarıda belirtilenler dışında bahsettiği diğer yokluk türleri ise şunlardır: 1. Varlıkta mutlak olarak bulunması söz konusu olan şeylerin bulunmaması. Tanrı da ölüm ve bozulma niteliklerinin bulunmaması gibi. 2. Bir şeyde, cinsinde bulunan özelliğin bulunmaması. Đnsan ve kedi birer canlı varlıktır. Đnsan düşünen bir varlık olmasına rağmen, kedinin düşünen bir varlık olmaması buna örnektir. 3. Bir şeyde, türünde bulunan özelliğin bulunmaması. Kadın için, Erkek değildir. sözünde olduğu gibi. 4. Bir şeyin başka bir zamanda bulunması söz konusu olan bir özelliğinin şu anda bulunmaması. Çocuk için, Âkil değildir. sözünde olduğu gibi. 63 Đbn Rüşd, belirtmiş olduğu yokluk manalarına gerçek olmayan şeylerin tahayyülünü de ekler. Taş için, Düşünmez ve görmez değildir. sözü bu nev idendir. 64 Düşünür, yukarıda belirtilenlerin dışında başka yokluk türlerinden de bahsetmektedir. 65 Đbn Rüşd ün yokluk ile ilgili görüşlerini diğer bazı düşünürlerle karşılaştırdığımızda düşünürümüzün aksine Đbn Arabî ( ) nin mutlak yokluk u kabul ettiğini görüyoruz. Đbn Arabî ye göre varlığı, kendi hakikati sebebiyle kendisi için kabul etmeyen şeye mutlak yokluk denir. Mutlak yokluk, imkânsız ın karşılığıdır. Çünkü o, ezelî ve ebedî olarak varlığı kabul etmediği gibi, varlık da onu kabul etmez. Mutlak imkân ise yokluğu ezelî ve ebedî olarak kabul eder. Mümkün varlıklar için yokluk, ezelî bir sıfattır. 66 Konunun Osmanlı Türk düşüncesinde de tartışıldığını görüyoruz. Örneğin, Osmanlı dönemi düşünürlerinden Đbn Kemal (ö. 1534) e göre yokluğun anlamı, Đbn Rüşd, Telhîsu ma ba de t-tabîa, s ; Türkçe trc., s. 22. a.mlf., a.g.e., s ; Türkçe trc., s. 22. a.mlf., a.g.e., s. 112; Türkçe trc., s. 99. bk. a.mlf., Tefsîru ma ba de t-tabîa, cüz: I, (nşr. Maurice Bouyges), Beyrut 1938, s. 116, 126, 453, cüz: II, s , , 1310, 1311, Keklik, Nihat, Đbn ül-arabi nin Eserleri ve Kaynakları Đçin Misdak Olarak el-futûhât el- Mekkiyye, Kültür Bakanlığı Yay., Ankara 1990, s

25 16 varlığı selbetmedir. Varlık ve yokluk zorunlu olarak aynı zamanda bir arada bulunamaz. Đkisinden biri tam illete yaklaşınca, diğeri bu zamanda bulunmaz, dolayısıyla başka bir zamanda olur Zaman Yunanca da khronos, Đngilizce de time, Fransızca da temps, Almanca da zeit kelimeleriyle ifade edilen zaman, sözlükte geçmiş ve gelecek cihetinden dairesel hareket için miktar, 68 önceki bir olaydan sonraki bir olaya kadar olan devr, müddet, mevsim gibi anlamlara gelmektedir. O, şimdiyi geçmiş yapan daimi bir değişmedir. 69 Felsefe terminolojisinde ise zaman, vakit kelimesi için çokça kullanılmaktadır. 70 Đbn Rüşd ün, düşüncelerinden en çok etkilenmiş olduğu antik çağ Yunan filozofu Aristoteles (ö. M.Ö. 322) e göre zaman ve hareket arasında bir bağ mevcuttur. Ona göre zaman, ancak hareket sayesinde var olup, değişmenin ölçüsüdür. O, zamanın yalnızca bilkuvve hâlinde ezelî olabileceğini kabul eder. Çünkü Aristoteles e göre, fiil hâlinde olan ezelî olamaz. 71 Aristoteles in zamanın mahiyeti konusundaki görüşleri yeterince açık değildir. Çünkü ona göre bu konu tartışmalıdır. Hatta o, zamanın bütün olarak varolmadığı sonucuna ulaşılabileceğini söyler. Zira ona göre, geçmiş denilen zaman diliminin varlığından ve var olup geçmesinden söz edilemeyeceği için geçmiş yoktur. Gelecek denilen zaman kesiti ise henüz varlık alanında olmadığı için onun oluşumundan söz edilemez. Buna göre var olmayan şeylerden bileşik olan şey de var olamaz. 72 Diğer taraftan an da zamanın bir parçası değildir. Zira an, geçmiş ile gelecek arasında bir sınırdır. Ve an lar birbirini takip ederler; ancak buna rağmen bir an, bir diğerinin aynı Sözen, Kemal, Đbn Kemal de Metafizik, Fakülte Kitabevi, Isparta 2001, s Çankı, Mustafa Namık, a.g.e.ı, temps md., C. III, s Fennî, Đsmail, a.g.e., temps md., s Boer, T. J., Zaman, DĐA, C. XIII, s Weber, Alfred, a.g.e.,s Sözen, Kemal, Ebu l-berekât el-bağdadî nin Zaman Teorisi, Dini Araştırmalar, C. IV, S. X, Yıl: 2001, Ankara 2001, s. 167.

26 17 değildir. 73 An bölünmez, sonsuz, devamlı ve değişmezdir. Aristoteles e göre an da sükûn ve hareket bulunmaz. 74 Aristoteles in bu görüşlerine dayanarak onun, zaman atomculuğunu kabul ettiğini savunanlar bulunmaktadır. 75 Filozofun zamanla ilgili görüşlerinde değinilmesi gereken önemli bir husus da onun, zaman tasavvurundan bahsetmenin zihnî değişmeye bağlı olduğunu, aksi takdirde böyle bir tasavvurdan söz etmenin zorluğunu vurgulamış olmasıdır. 76 Geçmiş, gelecek ve şu an konusu, Einstein ( ) ın izafiyet nazariyesinde de yerini alır. Bu teoriye göre hızlar ışık hızına çıktığı zaman izafiyet, zorunlu olarak kendini göstermektedir. Burada hareket halinde bulunana, farklı gözlemcilerin değerlendirdikleri bir olayın süresi her bir gözlemciye göre değişen bir nicelik olmaktadır. Zamandaki rölatifliğe farklı bir açıdan bakarsak, uzayın içinden belirlenen iki farklı noktadan fizikî zaman aynı anda mazi ve hâl olmaktadır. Uzayda farklı uzaklıklardaki gezegenlerden yeryüzünün görüldüğünü varsayarsak bize göre mazi olan bir olay, yeryüzüne milyarlarca yıl sonra ulaşabilecek bir yıldızdaki varlık için gelecek olabilmektedir. Buradan hareketle bize göre mazi olan zamanların tamamı, sonsuzda hâldir. Özetle bu nazariyeye göre sonsuzda bütün zamanlar hâldir. Geçmiş ve gelecek ise aynı noktada yer alır. Böylece izafiyette sonsuzdan da söz edilemez. Zira geçmiş, gelecek bütün zamanlar hâldir. 77 Đslâm düşünürleri âlemin yaratılması meselesini ele alırken zaman problemine de yer vermişlerdir. Örneğin Kindî, Aristoteles in görüşü doğrultusunda zamanı, âlemin varoluş süreci olarak tanımlamaktadır. Zira ona göre zaman, cisim ve hareketten bağımsız değildir. Çünkü zaman, hareketin sayısının oluşturduğu bir süreçtir. Sonuçta, hareket varsa zaman; hareket de cismin hareketiyle varolduğu için, cisim varsa hareket vardır. Zaman zorunlu olarak hareket ve cisimden önce değildir. Buna göre zaman, hareket ve cismin hiçbiri diğerinden önce değildir Aristoteles, a.g.e., IV, 218 a-b, s ; Aristoteles Augustinus Heidegger, Zaman Kavramı, (trc. Saffet Babür) içinde, Đmge Kitabevi, Ankara 1996, s ; Kaya, Mahmut, a.g.e., s ; ayr. bk. Copleston, Frederick, Felsefe Tarihi, C. I, (trc. Aziz Yardımlı), Đdea Yay., Đstanbul 1997, s. 59. Aristoteles, a.g.e., VI, 239 b, s. 293; Bayrakdar, Mehmet, Al-Kindî ve Đbn Sînâ da Atomculuğun Tenkidi, Đbn Sînâ Doğumunun Bininci Yılı Armağanı, TTK Yayınevi, Ankara 1984, s Bayrakdar, Mehmet, a.g.m., s Sözen, Kemal, a.g.m., s Yakıt, Đsmail, Rölatif Zaman ve Zamansızlık, Bilim ve Tasavvuf, Yıl: V, C. IV, S. XXXVIII, Şubat 1987, Đstanbul 1987, s.7-8.

27 18 Böylelikle zaman, cismin var oluş süreci olmaktadır. 78 An, Aristoteles de olduğu gibi geçmiş ve geleceğin ortak sınırı, geçmişin sonu, geleceğin başlangıcıdır. 79 Zamanın geçmiş ve gelecekte bilfiil sonsuz olamayacağı Kindî tarafından kabul edilen görüştür. Ayrıca o, zamanı kesintisiz bir nicelik olarak kabul eder. 80 Bu takdirde zaman geçmişten geleceğe doğru devam eden farazî an lar olarak tanımlanabilecek bir mefhum 81 olmaktadır. Tabiatçı filozoflardan Ebu Bekr Zekeriya er-râzî (ö. 925?), ölçülü ve göğün hareketinden doğan bir zaman ile gökten ve hatta evrensel ruhtan bağımsız ve evrensel ruhun üzerinde bir kâinat düzenine dair, ölçüye gelmez bir zaman arasında ayrım yapmaktadır. 82 Birincisi cüz î zamandır ki bu, feleğin hareketiyle meydana gelir. Diğeri ise mutlak zamandır. Râzî, buna dehr veya müddet ismini verir. 83 Farabî de zamanı hareket ile bağıntılı olarak ele alarak harekete tâbi ve ârız olan şeye zaman adını verir. Ona göre, zamanın en küçük parçası an dır. Zira Farabî, zamanın hareket ve cisim gibi bölünebileceğini kabul eder. 84 Đbn Sinâ düşüncesinde ise zaman, önce ve sonra cihetinden hareketin miktarıdır. Đbn Sinâ nın, zaman problemini ele alırken kullandığı bir kavram olan dehr (süre) ise nefse bütün zamanlarda varlık izafe etmekten anlaşılan manadır. 85 Düşünürün diğer bir tarifinde ise dehr (sonsuzluk), zamanda değil de zamanla beraber olanın, bir yönden zamanla beraber olan zamana nispetidir. Zamanda olmayanın, bir açıdan zamanda olmayana nispeti ise Đbn Sinâ tarafından sermed kavramıyla ifade edilir. Ona göre dehr, özü itibariyle sermed in bir Kindî, a.g.e.), s a.mlf., a.g.e., s. 20; Kindî nin zamana dair görüşleri için ayrıca bk. Şulul, Cevher, Kindî Metafiziği, Đnsan Yay., Đstanbul 2003, s Kindî, a.g.e., s. 19. Sözen, Kemal, a.g.m., s Corbin, Henry, Đslam Felsefesi Tarihi, (trc. Hüseyin Hatemi), Đletişim Yay., Đstanbul 1994, s er-râzî, Ebu Bekr Muhammed b. Zekeriya, Resâilü Felsefiyye, C. I, (tashih: Paulus Kraus), Câmiatu l-frankfurt, Almanya 1999, s. 241, 277; Bayrakdar, Mehmet, Đslam Felsefesine Giriş, TDV Yay., Ankara 1999, s. 83. Sözen, Kemal, a.g.m., s. 169; Zamanın bölünmesine dair ayrıntılı bilgi için bk. Bayrakdar, Mehmet, a.g.m., s Sözen, Kemal, a.g.m., s. 170.

28 19 parçasıdır. 86 Đbn Sinâ, zamanın ortaya çıkış sebebini, değişen bir şeyin değişen bir şeye oranına bağlar. Buna göre değişen bir şeyin değişmeyen bir şeye oranından dehr manası ortaya çıkarken, zaman içerisinde bulunmamakla birlikte zamandan zamana da değişmemesi dolayısıyla kendisi için öncelik ve sonralıktan bahsedilemeyen, değişmeyen bir şeyin değişmeyen bir şeye izafesinden ise sermed (ezel, soyut zaman) manası ortaya çıkmaktadır. 87 Zaman, önceliği ve sonralığının değişken olması sebebiyle sürekli bir değişime bağlıdır. Bu önceliği ve sonralığı oluşturan her parçanın kendi sınırından ayrılarak başkasıyla birleşmesi an ile meydana gelmektedir. Çünkü an (şimdi), zaman aralığı ve an da varsayılan parçaların sınırıdır. 88 Zamanı, genel olarak hareketle bağlantısından dolayı hareketin ölçüsü olarak tanımlayan Platon, Aristoteles ve Meşşai filozoflara karşı Ebu l-berekât el-bağdâdi ( ), zamanı her varlığın var oluş süreci olarak niteler. 89 Düşünür, buna göre zamanın hareketle bağıntısını kabul etmekle birlikte, zamanın hareketin ölçüsü olduğu görüşünü ise eleştirir. Zira mezkûr filozofların düşüncelerinde zaman, hareket ile düşünülürken, Ebu l-berekât, zamanı varlığa ait bir nitelik olarak düşünmektedir. 90 Zaman kavramı, Đbn Rüşd ün yaratılış düşüncesinde önemli bir yer tutar. O, hareketle zaman arasında zorunlu bir bağın bulunduğunu kabul ettiğinden 91 zamanı da hareketle açıklamaktadır. Onun düşünce sisteminde zaman ve hareket, birbirinden ayrılmaz bir bütün gibidir. O, zamanı zihnin bir ürünü olarak görmekte ve zamanı, zihnin harekete oranla meydana getirdiği bir şeydir şeklinde tarif etmektedir. Ona göre gerek hareket ve gerekse zaman ortadan kaldırılamaz. Üstelik zamanın varlığı, hareketi kabul etmeyen varlıklarda imkânsızdır. 92 Zaman, hareketli varlıklarla yahut da bu varlıkların varlığının düşünülmesiyle kendisinden bahsedilebilecek bir Đbn Sinâ, Uyûnu l-hikme, Tabiiyyât bölümü, (nşr. Hilmi Ziya Ülken), Resâilu Đbn Sinâ I içinde, TTK Basımevi, Ankara 1953, s. 24; Đbn Sînâ, Risâleler, (notlar ve çeviri: Alparslan Açıkgenç M. Hayri Kırbaşoğlu, Kitâbiyât Yay., Ankara 2004, s Sözen, Kemal, a.g.m., s Đbn Sinâ, a.g.e., s. 23; Đbn Sinâ, Risâleler, s. 104 Sözen, Kemal, a.g.m., s a.mlf., a.g.m., s Đbn Rüşd, Tehâfütü t-tehâfüt, cüz: I, s. 154; Türkçe trc., s. 40. Đbn Rüşd, a.g.e., cüz: I, s. 154; Türkçe trc., s. 40.

FARABİ DE BEŞ TÜMEL. Doktora Öğrencisi, Sakarya İlahiyat Fakültesi, İslam Felsefesi Bilim Dalı,

FARABİ DE BEŞ TÜMEL. Doktora Öğrencisi, Sakarya İlahiyat Fakültesi, İslam Felsefesi Bilim Dalı, FARABİ DE BEŞ TÜMEL Yakup ÖZKAN Giriş Farabi (ö. 950) ortaçağın en önemli felsefecilerinden biridir. Eserlerinin arasında Mantık Bilimi ile ilgili olanları daha fazladır. Farabi, mantıkçı olarak İslam

Detaylı

ĐBN MEYMÛN DA TANRI-ÂLEM ĐLĐŞKĐSĐ Hüseyin Karaman, Karadeniz Basın Yayın, Rize 2007, 261 s.

ĐBN MEYMÛN DA TANRI-ÂLEM ĐLĐŞKĐSĐ Hüseyin Karaman, Karadeniz Basın Yayın, Rize 2007, 261 s. sakarya üniversitesi ilahiyat fakültesi dergisi 18 / 2008, s. 195-201 tanıtım-değerlendirme ĐBN MEYMÛN DA TANRI-ÂLEM ĐLĐŞKĐSĐ Hüseyin Karaman, Karadeniz Basın Yayın, Rize 2007, 261 s. Bayram KURT * Ortaçağ

Detaylı

T.C. SÜLEYMAN DEMĐREL ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ FELSEFE VE DĐN BĐLĐMLERĐ ANA BĐLĐM DALI ĐBN SĐNA FELSEFESĐNDE ZAMAN MESELESĐ

T.C. SÜLEYMAN DEMĐREL ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ FELSEFE VE DĐN BĐLĐMLERĐ ANA BĐLĐM DALI ĐBN SĐNA FELSEFESĐNDE ZAMAN MESELESĐ i T.C. SÜLEYMAN DEMĐREL ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ FELSEFE VE DĐN BĐLĐMLERĐ ANA BĐLĐM DALI ĐBN SĐNA FELSEFESĐNDE ZAMAN MESELESĐ (YÜKSEK LĐSANS TEZĐ) Osman ALTINIŞIK Tez Danışmanı Doç. Dr. Kemal

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ 1. BÖLÜM İSLÂM FELSEFESİNE GİRİŞ

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ 1. BÖLÜM İSLÂM FELSEFESİNE GİRİŞ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 1. BÖLÜM İSLÂM FELSEFESİNE GİRİŞ / Ömer Mahir Alper 1. İslâm Felsefesi nin Mâhiyeti ve İslâm Felsefesi Tabirinin Kullanımı...13 2. İslâm Felsefesinin Alanı ve Kapsamı...18 3. Felâsife

Detaylı

insan toplum Değerlendirmeler

insan toplum Değerlendirmeler insan toplum Değerlendirmeler the journal of humanity and society Cahid Şenel, Yeni Eflâtunculuğun İslâm Felsefesine Yansımaları, Dergâh Yayınları, İstanbul, 2017, 331 s. Değerlendiren: Hatice Toksöz Ülkemizde

Detaylı

AST101 ASTRONOMİ TARİHİ

AST101 ASTRONOMİ TARİHİ AST101 ASTRONOMİ TARİHİ 2017-2018 Güz Dönemi (Z, UK:2, AKTS:3) 4. Kısım Doç. Dr. Kutluay YÜCE Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü Antik Yunan Bilimi Sokrat Öncesi Dönem

Detaylı

İSLAM FELSEFESİ: Tarih ve Problemler Editör: M. Cüneyt Kaya. ISBN sayfa, 45 TL.

İSLAM FELSEFESİ: Tarih ve Problemler Editör: M. Cüneyt Kaya. ISBN sayfa, 45 TL. İSLAM FELSEFESİ: Tarih ve Problemler Editör: M. Cüneyt Kaya ISBN 978-605-4829-05-7 869 sayfa, 45 TL. VII. yüzyılın başlarında kadim medeniyet havzalarında canlılığını neredeyse kaybetmiş olan felsefe,

Detaylı

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi Akts Felsefeye Giriş IV

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi Akts Felsefeye Giriş IV Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi Akts Felsefeye Giriş IV 2+0 2 2 Ön Koşul Dersler Yardımcıları Amacı Öğrenme Bu dersin genel amacı; felsefe adı verilen rasyonel faaliyetin ne olduğu, nasıl ortaya çıktığı,

Detaylı

Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl. Lisans İLAHİYAT ERCİYES Üniversitesi Y. Lisans Sosyal Bilimler Enstitüsü ANKARA Üniversitesi 1989

Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl. Lisans İLAHİYAT ERCİYES Üniversitesi Y. Lisans Sosyal Bilimler Enstitüsü ANKARA Üniversitesi 1989 ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ Adı Soyadı: Nuri ADIGÜZEL Doğum Tarihi: YAHYALI 13 MART 1962 Öğrenim Durumu: Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Lisans İLAHİYAT ERCİYES Üniversitesi 1985 Y. Lisans Sosyal Bilimler

Detaylı

MÂTÜRÎDÎ KELÂMINDA TEVİL

MÂTÜRÎDÎ KELÂMINDA TEVİL Önsöz Klasik ilimler geleneğimizin temel problemlerinden birine işaret eden tevil kavramını en geniş anlamıyla inanan insanın, kendisine hitap eden vahyin sesine kulak vermesi ve kendi idraki ile ilâhî

Detaylı

KOZMOLOJİK DEVİR 1 MİLET MEKTEBİ, PYTAGORASÇILIK Milet Mektebi

KOZMOLOJİK DEVİR 1 MİLET MEKTEBİ, PYTAGORASÇILIK Milet Mektebi KOZMOLOJİK DEVİR 1 MİLET MEKTEBİ, PYTAGORASÇILIK Milet Mektebi Fizikçiler ismi ile de tanınan bu felsefe akımı Batı Anadolu kıyılarında, İzmir in güneyinde, Söke-Milas yolu üzerindeki bugünkü Balat köyünün

Detaylı

İçindekiler. Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15

İçindekiler. Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15 İçindekiler Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15 Ebû Mansûr el-mâtürîdî 1. Hayatı 21 2. Siyasî ve İlmî Çevresi 25 3. İlmî Şahsiyeti 28 4. Eserleri 31 4.1. Kelâm ve Mezhepler Tarihi 31 4.2.

Detaylı

İSLAM FELSEFESİ DOKTORA YETERLİLİK OKUMA LİSTESİ

İSLAM FELSEFESİ DOKTORA YETERLİLİK OKUMA LİSTESİ İSLAM FELSEFESİ DOKTORA YETERLİLİK OKUMA LİSTESİ I. Klasik Metinler 1. Kindî, Felsefî Risaleler, Mahmut Kaya (İstanbul: Klasik, 2013). 2. Âmirî, Kitabu l-emed ale l-ebed: Sonsuzluk Peşinde, çev. Yakup

Detaylı

Editörler Prof.Dr. İsmail Erdoğan / Dr. Öğr. Üyesi Enver Demirpolat İSLAM FELSEFESİ

Editörler Prof.Dr. İsmail Erdoğan / Dr. Öğr. Üyesi Enver Demirpolat İSLAM FELSEFESİ Editörler Prof.Dr. İsmail Erdoğan / Dr. Öğr. Üyesi Enver Demirpolat İSLAM FELSEFESİ Yazarlar Prof. Dr. Kemal Sözen Prof. Dr. Mevlüt Uyanık Doç. Dr. Ali Kürşat Turgut Doç. Dr. Aygün Akyol Doç. Dr. Hamdi

Detaylı

Evrenin yaratılışına, Big Bang teorisine, Risale-i Nur nasıl bir açıklık getirmiştir?

Evrenin yaratılışına, Big Bang teorisine, Risale-i Nur nasıl bir açıklık getirmiştir? Sorularlarisale.com Evrenin yaratılışına, Big Bang teorisine, Risale-i Nur nasıl bir açıklık getirmiştir? Konuyu Risale-i Nur eserleriyle de harmanlayıp size takdim etmeye çalışalım: İçinde bulunduğumuz

Detaylı

İçindekiler. Önsöz 11 Kısaltmalar 15

İçindekiler. Önsöz 11 Kısaltmalar 15 İçindekiler Önsöz 11 Kısaltmalar 15 EBÛ MANSÛR EL-MÂTÜRÎDÎ 17 Hayatı 17 Siyasî ve İlmî Çevresi 20 İlmî Şahsiyeti 22 Eserleri 25 a. Kelâm ve Mezhepler Tarihi 25 b. Usûl-i Fıkıh 29 c. Tefsir ve Kur an İlimleri

Detaylı

Emrah KAYA. Yrd. Doç. Dr., Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Felsefesi Anabilim Dalı

Emrah KAYA. Yrd. Doç. Dr., Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Felsefesi Anabilim Dalı Ebû Bekir Zekeriyyâ er-râzî nin Felsefî Görüşleri: İlâhiyyât (Metafizik) ve Tabîiyyât (Doğa Felsefesi), Turgut Akyüz, İstanbul: Ravza Yayınları, 2017, 255 s. Emrah KAYA Ebû Bekir Zekeriyyâ er-râzî İslam

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : İSLAM FELSEFE TARİHİ I Ders No : 0070040158 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 3 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili

Detaylı

Editörler Prof.Dr. İsmail Erdoğan / Yrd.Doç.Dr. Enver Demirpolat İSLAM FELSEFESİ

Editörler Prof.Dr. İsmail Erdoğan / Yrd.Doç.Dr. Enver Demirpolat İSLAM FELSEFESİ Editörler Prof.Dr. İsmail Erdoğan / Yrd.Doç.Dr. Enver Demirpolat İSLAM FELSEFESİ Yazarlar Prof.Dr. Kemal Sözen Prof.Dr. Mevlüt Uyanık Doç.Dr. Aygün Akyol Doç.Dr. Hasan Akkanat Doç.Dr. İbrahim Çetintaş

Detaylı

MEVLÂNÂ DÜŞÜNCESİNDE TANRI-EVREN İLİŞKİSİ

MEVLÂNÂ DÜŞÜNCESİNDE TANRI-EVREN İLİŞKİSİ T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ FELSEFE VE DİN BİLİMLERİ ANABİLİM DALI İSLÂM FELSEFESİ BİLİM DALI MEVLÂNÂ DÜŞÜNCESİNDE TANRI-EVREN İLİŞKİSİ YÜKSEK LİSANS TEZİ Saim GÜNDOĞAN

Detaylı

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma İÇİNDEKİLER Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma 1. FELSEFE NEDİR?... 2 a. Felsefeyi Tanımlamanın Zorluğu... 3 i. Farklı Çağ ve Kültürlerde Felsefe... 3 ii. Farklı Filozofların Farklı Felsefe Tanımları... 5 b.

Detaylı

Aristo Metafiziği ile Gazali Metafiziğinin Karşılaştırılması- SH. Bolay.Kültür Bak. Yay. 1976 s.40-46

Aristo Metafiziği ile Gazali Metafiziğinin Karşılaştırılması- SH. Bolay.Kültür Bak. Yay. 1976 s.40-46 Madde ve Sûret Anlayışı Aristo, Metafizik'in VIII. kitabında daima sorulmuş olan "varlık nedir?" sorusunun aslında "cevher nedir?" sorusundan ibaret olduğunu söylüyordu." 9 Bu bakımdan cevher aynı zamanda

Detaylı

İSLÂM FELSEFESİ. TARİH ve PROBLEMLER. editör M. Cüneyt Kaya

İSLÂM FELSEFESİ. TARİH ve PROBLEMLER. editör M. Cüneyt Kaya İSLÂM FELSEFESİ TARİH ve PROBLEMLER editör M. Cüneyt Kaya İSAM Yayınları 152 İlmî Araştırmalar Dizisi 63 İSLÂM FELSEFESİ Tarih ve Problemler editör M. Cüneyt Kaya Bu kitap İsam Yönetim Kurulunun 21.10.2011

Detaylı

İbn Rüşd ün İbn Sina yı Eleştirisi

İbn Rüşd ün İbn Sina yı Eleştirisi T.C. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ Cilt: 17, Sayı: 1, 2008 s. 283-296 İbn Rüşd ün İbn Sina yı Eleştirisi Oya Şimşek Yüksek Lisans Öğrencisi, U.Ü. İlahiyat Fakültesi Yaşar Aydınlı Prof.

Detaylı

AST101 ASTRONOMİ TARİHİ

AST101 ASTRONOMİ TARİHİ AST101 ASTRONOMİ TARİHİ 2017-2018 Güz Dönemi (Z, UK:2, AKTS:3) 6. Kısım Doç. Dr. Kutluay YÜCE Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü A r i s t o (Aritoteles) (M.Ö. 384-322)

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH 210 4 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ KİŞİSEL BİLGİLER. Murat DEMİRKOL. Doç. Dr. (Assoc. Prof. Dr.) Reşadiye-Tokat/1969.

ÖZGEÇMİŞ KİŞİSEL BİLGİLER. Murat DEMİRKOL. Doç. Dr. (Assoc. Prof. Dr.) Reşadiye-Tokat/1969. ÖZGEÇMİŞ KİŞİSEL BİLGİLER Adı-Soyadı: Unvan: Doğum Yeri ve Yılı: Bölüm: Murat DEMİRKOL Doç. Dr. (Assoc. Prof. Dr.) Reşadiye-Tokat/1969 Felsefesi) Tlf: 0312 324 15 55 Cep tlf: 0545 467 10 87 E-Posta: m.demirkol@ybu.edu.tr

Detaylı

Avrupa İslam Üniversitesi İSLAM ARAŞTIRMALARI. Journal of Islamic Research البحوث االسالمية

Avrupa İslam Üniversitesi İSLAM ARAŞTIRMALARI. Journal of Islamic Research البحوث االسالمية Avrupa İslam Üniversitesi İSLAM ARAŞTIRMALARI Journal of Islamic Research البحوث االسالمية Yıl 3 Sayı 1 Mayıs 2010 .. / Özet: Hadislerin anlaşılmasında aklın putlaştırılması Batıyla geniş bir etkileşim

Detaylı

VARLIK ve ZAMAN - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

VARLIK ve ZAMAN - Genç Gelişim Kişisel Gelişim Doç.Dr. Haluk BERKMEN 1 / 9 Varlık hakkında eskiden beri varlık birçok düşünce üretilmiştir. konusu hakkında Felsefenin konuşmak temel Ontoloji demek konularından varlık bilimi biri yao Töz Nedir? Duyularla

Detaylı

İslamî bilimler : Kur'an-ı Kerim'in ve İslam dininin doğru biçimde anlaşılması için yapılan çalışmalar sonucunda İslami bilimler doğdu.

İslamî bilimler : Kur'an-ı Kerim'in ve İslam dininin doğru biçimde anlaşılması için yapılan çalışmalar sonucunda İslami bilimler doğdu. Türk İslam Bilginleri: İslam dini insanların sadece inanç dünyalarını etkilemekle kalmamış, siyaset, ekonomi, sanat, bilim ve düşünce gibi hayatın tüm alanlarını da etkilemiş ve geliştirmiştir Tabiatı

Detaylı

Aristoteles (M.Ö ) Felsefesi

Aristoteles (M.Ö ) Felsefesi Aristoteles (M.Ö. 384-322) Felsefesi -Aristoteles 17-18 yaşlarındayken Platon un Akademisine girmiş ve filozofun ölümüne kadar (367-347) 20 yıl onun derslerini dinlemiştir. Platon un öğrencisi iken ruhun

Detaylı

İslâm Felsefesi El Kitabı

İslâm Felsefesi El Kitabı İslâm Felsefesi El Kitabı Genel Editör ve Proje Yürütücüsü Prof. Dr. Eyüp Baş Editör Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya Yazarlar Prof. Dr. Ali Durusoy Prof. Dr. Alparslan Açıkgenç Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya

Detaylı

Mitlerin Sınıflandırılması DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

Mitlerin Sınıflandırılması DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 Mitlerin Sınıflandırılması DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 Mitlerin Sınıflandırılması Mitler ele aldıkları konular bakımından kendi içlerinde çeşitli şekillerde sınıflandırılırlar. Örneğin, İnsanın ve dünyanın geleceğini

Detaylı

TEMÂŞÂ FELSEFE DERGİSİ

TEMÂŞÂ FELSEFE DERGİSİ TEMÂŞÂ FELSEFE DERGİSİ Sayı 1, Haziran 2014 İmtiyaz Sahibi Editör Danışma Kurulu Prof. Dr. Karsten Harries (Yale University), Prof. Dr. Thomas Sheehan (StanfordUniversity), Prof. Dr. Richard Polt (Xavier

Detaylı

Đbn Rüşd e Göre Yaratma

Đbn Rüşd e Göre Yaratma Đbn Rüşd e Göre Yaratma Dr. Tuncay AKGÜN * Atıf / - Akgün, T. (2010). Đbn Rüşd e Göre Yaratma, Çukurova Üniversitesi Đlahiyat Fakültesi Dergisi, 10 (2), 111-149. Özet- Yaratma kavramı, Tanrının diğer sıfatlarının

Detaylı

kaza, hükmetmek, Terim anlamı ise kaza, yaratılması demektir.

kaza, hükmetmek, Terim anlamı ise kaza, yaratılması demektir. ÖRNEKLER DERS: DİN KÜLTÜRÜ VE AHL. BİLGİSİ ÜNİTE: 1. ÜNİTE (KADER İNANCI) KONU: KAZA VE KADER İNANCI KADER: Kelime olarak KAZA: Kelime olarak kader; bir şeye gücü kaza, hükmetmek, - Su 100 yetmek, biçimlendirmek,

Detaylı

ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS

ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS.476-1453 Ortaçağ Batı Roma İmp. nun yıkılışı ile İstanbul un fethi ve Rönesans çağının başlangıcı arasındaki dönemi, Ortaçağ felsefesi ilkçağ felsefesinin bitiminden modern düşüncenin

Detaylı

İBN RÜŞD PSİKOLOJİSİ -Fizikten Metafiziğe İbn Rüşd ün İnsan Tasavvuru- Atilla ARKAN, İz yay. 376 s. Sadi YILMAZ

İBN RÜŞD PSİKOLOJİSİ -Fizikten Metafiziğe İbn Rüşd ün İnsan Tasavvuru- Atilla ARKAN, İz yay. 376 s. Sadi YILMAZ sakarya üniversitesi ilahiyat fakültesi dergisi 15 / 2007, s. 203-208 kitap tanıtımı İBN RÜŞD PSİKOLOJİSİ -Fizikten Metafiziğe İbn Rüşd ün İnsan Tasavvuru- Atilla ARKAN, İz yay. 376 s. Sadi YILMAZ Gerek

Detaylı

BONAVENTURA'DA DĐN FELSEFE ĐLĐŞKĐSĐ Muammer Đskenderoğlu, Değişim yay. 2008, 151 s.

BONAVENTURA'DA DĐN FELSEFE ĐLĐŞKĐSĐ Muammer Đskenderoğlu, Değişim yay. 2008, 151 s. sakarya üniversitesi ilahiyat fakültesi dergisi 18 / 2008, s. 237-243 tanıtım-değerlendirme BONAVENTURA'DA DĐN FELSEFE ĐLĐŞKĐSĐ Muammer Đskenderoğlu, Değişim yay. 2008, 151 s. Yakup ÖZKAN Đslam dünyasının

Detaylı

TARİHTE İSLAM BİLİM GELENEĞİ

TARİHTE İSLAM BİLİM GELENEĞİ İlim Dallarının Düşünce Temellerini Araştırma Enstitüsü TARİHTE İSLAM BİLİM GELENEĞİ TARİHSEL EPİSTEMOLOJİYE GİRİŞ Alparslan AÇIKGENÇ Yıldız Teknik Üniversitesi 15 Ekim 2011 Ankara Gelenek, bir toplumdaki

Detaylı

Sultantepe Mah. Cumhuriyet Cad. Fısatıkağacı İş Merkezi, No 39/1, Üsküdar İstanbul

Sultantepe Mah. Cumhuriyet Cad. Fısatıkağacı İş Merkezi, No 39/1, Üsküdar İstanbul Klasik İslam Düşüncesinde İnsan Tanımları Çalıştayı Kütahya da Gerçekleştirildi Klasik İslam Düşüncesinde İnsan Tanımları Çalıştayı, İslam Ahlâk Düşüncesi Projesi kapsamında, İLKE İlim Kültür Eğitim Derneği,İlmi

Detaylı

DERGÂH YAYINLARI 786 Felsefe 53 İslâm Felsefesi Dizisi 3 Sertifika No ISBN Baskı Mayıs Dizi Editörü Cahid Şenel

DERGÂH YAYINLARI 786 Felsefe 53 İslâm Felsefesi Dizisi 3 Sertifika No ISBN Baskı Mayıs Dizi Editörü Cahid Şenel DERGÂH YAYINLARI 786 Felsefe 53 İslâm Felsefesi Dizisi 3 Sertifika No 14420 ISBN 978-975-995-900-5 1. Baskı Mayıs 2018 Dizi Editörü Cahid Şenel Dizi Kapak Tasarımı Işıl Döneray Kapak Uygulama Ercan Patlak

Detaylı

Harran Oniversitesi ilahiyat Fakaltesi Dergisi, 2002, sayı: lll, s İSLAM DÜŞÜNCESİNDE ZAMAN TASAVVURU

Harran Oniversitesi ilahiyat Fakaltesi Dergisi, 2002, sayı: lll, s İSLAM DÜŞÜNCESİNDE ZAMAN TASAVVURU Harran Oniversitesi ilahiyat Fakaltesi Dergisi, 2002, sayı: lll, s. 73-88 İSLAM DÜŞÜNCESİNDE ZAMAN TASAVVURU Cevher ŞULUL* Z?man, insan biliminin temel kavramlarından biridir. Insan yaşantısının en çok

Detaylı

SOSYOLOJİSİ (İLH2008)

SOSYOLOJİSİ (İLH2008) DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. DİN SOSYOLOJİSİ (İLH2008) KISA ÖZET-2013

Detaylı

İslâm Felsefesi Tarihi 2

İslâm Felsefesi Tarihi 2 İslâm Felsefesi Tarihi 2 Genel Editör ve Proje Yürütücüsü Prof. Dr. Eyüp Baş Editör Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya Yazarlar Prof. Dr. Alparslan Açıkgenç Prof. Dr. Mehmet Bayrakdar Prof. Dr. Süleyman Hayri

Detaylı

Tanrının Varlığına İlişkin Argümanlar Atölye Çalışması (20-21 Mayıs 2011)

Tanrının Varlığına İlişkin Argümanlar Atölye Çalışması (20-21 Mayıs 2011) Tanrının Varlığına İlişkin Argümanlar Atölye Çalışması (20-21 Mayıs 2011) Tanıtan: Tamer YILDIRIM * 1Din Felsefesi Derneği ve İSAM işbirliği ile düzenlenen Tanrının Varlığına İlişkin Argümanlar adlı atölye

Detaylı

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ FELSEFE VE DİN BİLİMLERİ(DİN FELSEFESİ) ANABİLİM DALI

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ FELSEFE VE DİN BİLİMLERİ(DİN FELSEFESİ) ANABİLİM DALI T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ FELSEFE VE DİN BİLİMLERİ(DİN FELSEFESİ) ANABİLİM DALI GAZALİ VE İBN RÜŞD E GÖRE YARATMA Doktora Tezi Tuncay AKGÜN Ankara-2011 T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ

Detaylı

Newton ve Einstein nin Evren Anlayışları

Newton ve Einstein nin Evren Anlayışları Newton ve Einstein nin Evren Anlayışları Planck COPERNİCUS 1473-1543 (6 Milyon Yıl) Rutherford (M.Ö.10.000) Thales (M.Ö.625) Sokrates (M.Ö.469-399) Eudoxus Platon (M.Ö.408-355) Aristarchos (M.Ö.427-347)

Detaylı

ESTETİK (SANAT FELSEFESİ)

ESTETİK (SANAT FELSEFESİ) ESTETİK (SANAT FELSEFESİ) Estetik sözcüğü yunanca aisthesis kelimesinden gelir ve duyum, duyularla algılanabilen, duyu bilimi gibi anlamlar içerir. Duyguya indirgenebilen bağımsız bilgi dalına estetik

Detaylı

Yıl: 4, Sayı: 15, Aralık 2017, s

Yıl: 4, Sayı: 15, Aralık 2017, s Arife ÜNAL SÜNGÜ 1 İBN SÎNÂ DA FELEKLER NAZARİYESİ VE İŞRÂKÎ FELSEFE İLE MUKAYESESİ 2 Özet Gezegenlerin içinde hareket ettikleri sfer anlamına gelen felekler konusunda İslâm filozofları, Platon, Aristoteles

Detaylı

Salih Günaydın * Osman Demir. Kelâmda Nedensellik: İlk Dönem Kelâmcılarında Tabiat ve İnsan. İstanbul: Klasik, sayfa. ISBN:

Salih Günaydın * Osman Demir. Kelâmda Nedensellik: İlk Dönem Kelâmcılarında Tabiat ve İnsan. İstanbul: Klasik, sayfa. ISBN: Osman Demir. Kelâmda Nedensellik: İlk Dönem Kelâmcılarında Tabiat ve İnsan. İstanbul: Klasik, 2015. 320 sayfa. ISBN: 9786055245719. Salih Günaydın * İslâm düşüncesi tarihi ve özellikle kelâm tarihi çalışmalarında

Detaylı

DÜŞÜNCE TARİHİNDE ORTAYA ÇIKAN VAROLUŞA DAİR TEORİLER THE THEORIES ABOUT EXISTENCE IN THE HISTORY OF THOUGHT İsmail ŞİMŞEK**

DÜŞÜNCE TARİHİNDE ORTAYA ÇIKAN VAROLUŞA DAİR TEORİLER THE THEORIES ABOUT EXISTENCE IN THE HISTORY OF THOUGHT İsmail ŞİMŞEK** / www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 http://dx.doi.org/10.17719/jisr.2018.2821 DÜŞÜNCE TARİHİNDE ORTAYA ÇIKAN VAROLUŞA DAİR TEORİLER THE THEORIES ABOUT EXISTENCE IN THE HISTORY OF THOUGHT İsmail

Detaylı

FOCUS ON LANGUAGE and MULTI MEDIA LANGUAGE ASSISTANT

FOCUS ON LANGUAGE and MULTI MEDIA LANGUAGE ASSISTANT June21,2011 ADEEPAPPROACH TOTURKISH SUGGESTIONCARDFORSELF DIRECTEDLEARNING CARDNUMBER:7 THEME:DİNVEFELSEFE RELIGIONANDPHILOSOPHY (Sufilik,İslâmiyeteGiriş,FârâbiveÇokkültürlülük) (Sufism,IntroductiontoIslam,Farabiand

Detaylı

DERS ÖĞRETİM PLANI. Prof. Dr. Yaşar AYDINLI

DERS ÖĞRETİM PLANI. Prof. Dr. Yaşar AYDINLI DERS ÖĞRETİM PLANI TÜRKÇE 1 Dersin Adı: Ortaçağ ve Rönesans ta Felsefe 2 Dersin Kodu: FLS 1012 3 Dersin Türü: Zorunlu 4 Dersin Seviyesi: Lisans 5 Dersin Verildiği Yıl: 6 Dersin Verildiği Yarıyıl: 7 Dersin

Detaylı

Çoklu Evrenlerin Varlığını Öne Süren 5 Teori

Çoklu Evrenlerin Varlığını Öne Süren 5 Teori Çoklu Evrenlerin Varlığını Öne Süren 5 Teori Yaşadığımız evren, dışarıdaki tek evren olmayabilir. Aslında evrenimiz, çoklu evreni oluşturan sonsuz sayıdaki evrenden biri olabilir. Bu düşünce sizi şaşırtabilir

Detaylı

Ýslâm Ahlak Teorileri (Ethical Theories in Islam)

Ýslâm Ahlak Teorileri (Ethical Theories in Islam) ve referanslar ve elbette tarihsel ve entelektüel ardalan ileri derecede önemlidir. Çünkü genelde Batýlý kavramlar, kendilerinde ne olduklarý na bakýlmaksýzýn (aslýnda akademik ve entelektüel bir soruþturmanýn

Detaylı

Aristo Metafiziği ile Gazali Metafiziğinin Karşılaştırılması- SH. Bolay.Kültür Bak. Yay. 1976 s.46-53

Aristo Metafiziği ile Gazali Metafiziğinin Karşılaştırılması- SH. Bolay.Kültür Bak. Yay. 1976 s.46-53 Güç-Fiil Anlayışı Aristo bundan önceki bahiste, madde için gerçekleşmesi gereken bir güç ve imkân, form için de maddedeki güç'ü gerçekleştiren bir prensip demişti. Şimdi form'un madde'de gerçekleşmesini

Detaylı

FARABİ DE HEYULANİ AKIL-FAAL AKIL İLİŞKİSİ

FARABİ DE HEYULANİ AKIL-FAAL AKIL İLİŞKİSİ FARABİ DE HEYULANİ AKIL-FAAL AKIL İLİŞKİSİ Yakup ÖZKAN Giriş Bu kavramlardan ilk olarak Aristoteles söz eder. Ona göre etkin (faal) ve edilgin (heyulani) akıl arasındaki ayrım ruhun alanına aittir. Bu,

Detaylı

İslam Ahlâk Düşüncesi Projesi

İslam Ahlâk Düşüncesi Projesi Ahlâk Düşüncesi Projesi İSLAM İSLAMAHLÂK AHLÂKDÜŞÜNCESİ DÜŞÜNCESİ PROJESİ PROJESİ düşüncesi düşüncesiiçerisinde içerisindepek pekçok çokdisiplin disiplintarafından tarafındantartıtartışılagelmiş şılagelmiş

Detaylı

İSMAİL TAŞ, MEHMET HARMANCI, TAHİR ULUÇ,

İSMAİL TAŞ, MEHMET HARMANCI, TAHİR ULUÇ, Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : İSLAM AHLAK ESASLARI VE FELSEFESİ Ders No : 0070040072 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 4 Ders Bilgileri Ders Türü

Detaylı

YENİ BİR İSLAM MEDENİYETİ TASAVVURU İÇİN FELSEFEYİ ANADOLU DA YENİDEN YURTLANDIRMAK PROJESİ

YENİ BİR İSLAM MEDENİYETİ TASAVVURU İÇİN FELSEFEYİ ANADOLU DA YENİDEN YURTLANDIRMAK PROJESİ YENİ BİR İSLAM MEDENİYETİ TASAVVURU İÇİN FELSEFEYİ ANADOLU DA YENİDEN YURTLANDIRMAK PROJESİ Mevlüt UYANIK Prof.Dr. Hitit üniversitesi 1 YENİ BİR İSLAM MEDENİYETİ TASAVVURU İÇİN FELSEFEYİ ANADOLU DA YENİDEN

Detaylı

Giorgio Colli, Felsefenin Doğuşu / Çev. Fisun Demir Dost Yayınları, Ankara, 2007, s. 94.

Giorgio Colli, Felsefenin Doğuşu / Çev. Fisun Demir Dost Yayınları, Ankara, 2007, s. 94. Giorgio Colli, Felsefenin Doğuşu / Çev. Fisun Demir Dost Yayınları, Ankara, 2007, s. 94. Dominique Folscheid, Felsefe Akımları / Çev. Muna Cedden Dost Yayınları, Ankara, 2005, s. 160. * Tanıtan: Tamer

Detaylı

KAMU YÖNETİMİ PROGRAMI

KAMU YÖNETİMİ PROGRAMI İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ KAMU YÖNETİMİ PROGRAMI SİYASAL DÜŞÜNCELER TARİHİ YARD. DOÇ. DR. MUSTAFA GÖRKEM DOĞAN 2. ESKİ YUNAN SİYASAL DÜŞÜNCESİ 2 ESKİ YUNAN SİYASAL DÜŞÜNCESİ

Detaylı

KİTAP İNCELEMESİ SİSTEMATİK FELSEFE BAĞLAMINDA PLATON ARİSTOTELES KARŞILAŞTIRMASI. Prof. Dr. Arslan Topakkaya, İstanbul, Nobel Yay. 2013, 310 s.

KİTAP İNCELEMESİ SİSTEMATİK FELSEFE BAĞLAMINDA PLATON ARİSTOTELES KARŞILAŞTIRMASI. Prof. Dr. Arslan Topakkaya, İstanbul, Nobel Yay. 2013, 310 s. KİTAP İNCELEMESİ SİSTEMATİK FELSEFE BAĞLAMINDA PLATON ARİSTOTELES KARŞILAŞTIRMASI Prof. Dr. Arslan Topakkaya, İstanbul, Nobel Yay. 2013, 310 s. Evren Erman Rutli * Aristoteles ve Platon, hiç kuşkusuz felsefe

Detaylı

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler Hani, Rabbin meleklere, Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım demişti. Onlar, Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamd

Detaylı

DİKKAT BU ÖZET 8 ÜNİTE

DİKKAT BU ÖZET 8 ÜNİTE DİKKAT BU ÖZET 8 ÜNİTE OLUP,BURADA YALNIZ İLK ÜNİTE GÖSTERİLMEKTEDİR İLKÇAĞ SEFESİ KISA ÖZET www.kolayaof.com 2 1.Ünite-Antik Yunan Mitolojisi ve Felsefe FELSEFE SÖZCÜĞÜNÜN ANLAMI Bugün dilimize felsefe

Detaylı

BİLİM İLE BİLİMSEL YÖNTEM İLİŞKİSİ

BİLİM İLE BİLİMSEL YÖNTEM İLİŞKİSİ BİLİM İLE BİLİMSEL YÖNTEM İLİŞKİSİ Bilim Bilim, genel geçerlik ve kesinlik nitelikleri gösteren yöntemli ve sistemli bilgi açıklamasıdır. Bilimin Amacı: Doğayı ve doğa olaylarını anlamak, Daha iyi yaşama

Detaylı

A. ATOMUN TEMEL TANECİKLERİ

A. ATOMUN TEMEL TANECİKLERİ ÜNİTE 3 MADDENİN YAPISI VE ÖZELLİKLERİ 1. BÖLÜM MADDENİN TANECİKLİ YAPISI 1- ATOMUN YAPISI Maddenin taneciklerden oluştuğu fikri yani atom kavramı ilk defa demokritus tarafından ortaya atılmıştır. Örneğin;

Detaylı

İslâm Düşüncesinin Dönüşüm Çağında. Editörler: Ömer Türker Osman Demir

İslâm Düşüncesinin Dönüşüm Çağında. Editörler: Ömer Türker Osman Demir Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları Yayın No. 739 İSAM Yayınları 153 İlmî Araştırmalar Dizisi 65 Her hakkı mahfuzdur. İslâm Düşüncesinin Dönüşüm Çağında FAHREDDİN er-râzî Editörler: Ömer Türker Osman Demir

Detaylı

Birinci İtiraz: Cevap:

Birinci İtiraz: Cevap: Bazı din bilginleri tutulmalarla ilgili bazı itirazlarda bulunarak bu konuda şüpheler uyandırmaya çalışmışlardır. Ulemaların itirazlarından bazıları cevaplarıyla birlikte aşağıya sıralanmıştır. Birinci

Detaylı

İSLAM AHLAK ESASLARI VE FELSEFESİ

İSLAM AHLAK ESASLARI VE FELSEFESİ Editörler Prof. Dr. İsmail Erdoğan - Doç. Dr. Enver Demirpolat İSLAM AHLAK ESASLARI VE FELSEFESİ Yazarlar Prof. Dr. İsmail Erdoğan Doç.Dr. Enver Demirpolat Doç.Dr. İrfan Görkaş Dr. Öğr.Üyesi Ahmet Pirinç

Detaylı

İBN RÜŞD DE DİN-FELSEFE İLİŞKİSİ BAĞLAMINDA TE VİL

İBN RÜŞD DE DİN-FELSEFE İLİŞKİSİ BAĞLAMINDA TE VİL T.C. Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı İBN RÜŞD DE DİN-FELSEFE İLİŞKİSİ BAĞLAMINDA TE VİL Perihan AYVALI Yüksek Lisans Tezi Çorum 2013 İBN RÜŞD DE DİN-FELSEFE

Detaylı

İBN SİNA FELSEFESİNDE METAFİZİĞİN İNCELEME ALANI. Yakup ÖZKAN. Giriş

İBN SİNA FELSEFESİNDE METAFİZİĞİN İNCELEME ALANI. Yakup ÖZKAN. Giriş İBN SİNA FELSEFESİNDE METAFİZİĞİN İNCELEME ALANI Yakup ÖZKAN Giriş Bu araştırmamızda İbn Sina metafiziğinin inceleme alanlarının (konu ya da sorun) neler olduğunu belirlemek istiyoruz. Ancak bundan önce,

Detaylı

EK-3 ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı : Abdulkuddüs BİNGÖL 2. Doğum Tarihi : 28 Mart Unvanı : Prof. Dr. 4. Öğrenim Durumu : Doktora 5.

EK-3 ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı : Abdulkuddüs BİNGÖL 2. Doğum Tarihi : 28 Mart Unvanı : Prof. Dr. 4. Öğrenim Durumu : Doktora 5. EK-3 ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı : Abdulkuddüs BİNGÖL 2. Doğum Tarihi : 28 Mart 1952 3. Unvanı : Prof. Dr. 4. Öğrenim Durumu : Doktora 5. Çalıştığı Kurum : Artvin Çoruh Üniversitesi Derece Alan Üniversite Yıl

Detaylı

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni SANAT FELSEFESİ Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni Estetik güzel üzerine düşünme, onun ne olduğunu araştırma sanatıdır. A.G. Baumgarten SANATA FELSEFE İLE BAKMAK ESTETİK Estetik; güzelin ne olduğunu sorgulayan

Detaylı

İbrahim Kalın Knowledge in Later Islamic Philosophy: Mulla Sadra on Existence, Intellect, and Intuition. Sümeyye PARILDAR

İbrahim Kalın Knowledge in Later Islamic Philosophy: Mulla Sadra on Existence, Intellect, and Intuition. Sümeyye PARILDAR tığa yer verilmemektedir. Mantık bölümü olan eserlerde ise mantıktan sonra, varlık araştırmasına bir giriş olarak değerlendirilebilecek umûr-ı âmme başlığı bulunmaktadır. Bu başlıkta varlığın bölünebileceği

Detaylı

İSLÂM ARAŞTIRMALARI DERGİSİ TÜRKÇE MAKALELER İÇİN REFERANS KURALLARI

İSLÂM ARAŞTIRMALARI DERGİSİ TÜRKÇE MAKALELER İÇİN REFERANS KURALLARI İSLÂM ARAŞTIRMALARI DERGİSİ TÜRKÇE MAKALELER İÇİN REFERANS KURALLARI Güncelleme: İslâm Araştırmaları Dergisi nin son sayısında görüleceği üzere, dipnot gösterimlerinde belirli bir neşir hakkında okuyucunun

Detaylı

philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi

philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi FELSEFE NEDİR? philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi Felsefe değil, felsefe yapmak öğrenilir KANT Felsefe, insanın kendisi, yaşamı, içinde

Detaylı

İBN SİNA'NIN BİLİMLER SINIFLAMASI

İBN SİNA'NIN BİLİMLER SINIFLAMASI T.C. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ İLÂHİYAT FAKÜLTESİ Sayı: 9, Cilt: 9, 2000 İBN SİNA'NIN BİLİMLER SINIFLAMASI Hidayet Peker * İbn Sina'nın bilimler sınıflaması, müstakil olarak bu konuya ayrıdığı "Aklî Bilimlerin

Detaylı

ULUSLAR ARASI İBN SÎNÂ SEMPOZYUMU Bildiriler

ULUSLAR ARASI İBN SÎNÂ SEMPOZYUMU Bildiriler ULUSLAR ARASI İBN SÎNÂ SEMPOZYUMU Bildiriler 22-24 Mayıs 2008 İSTANBUL Papers May 22-24, 2008 İSTANBUL I Mart 2009 !STANBUL BÜYÜK"EH!R BELED!YES! KÜLTÜR A.". YAYINLARI Maltepe Mahallesi Topkapı Kültür

Detaylı

İBN MEYMUN FELSEFESİNDE TANRI

İBN MEYMUN FELSEFESİNDE TANRI sakarya üniversitesi ilahiyat fakültesi dergisi 17 / 2008, s. 195-202 kitap tanıtımı İBN MEYMUN FELSEFESİNDE TANRI Atilla Arkan, İz yay. 2007, 283 s. Yakup ÖZKAN * Düşünce tarihinde farklı kültürler arasında

Detaylı

MİT VE DİN İLİŞKİSİ. (Kutsal Metinlerle İlişkisi) DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

MİT VE DİN İLİŞKİSİ. (Kutsal Metinlerle İlişkisi) DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 MİT VE DİN İLİŞKİSİ (Kutsal Metinlerle İlişkisi) DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 Mit ve Din Mitolojiler genel olarak dinsel, ruhani ve evrenin ya da halkların oluşumu gibi yaratılış veya türeyiş gibi temaları içerirler.

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl. Lisans İlahiyat Ankara Üniversitesi Doktora Felsefe İstanbul Üniversitesi İstanbul Üniversitesi

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl. Lisans İlahiyat Ankara Üniversitesi Doktora Felsefe İstanbul Üniversitesi İstanbul Üniversitesi ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı : Hüseyin SARIOĞLU 2. Doğum Tarihi : 20.09.1962 3. Unvanı : Prof. Dr. 4. Öğrenim Durumu : Doktora Derece Alan Üniversite Yıl Lisans İlahiyat Ankara Üniversitesi 1986 Doktora Felsefe

Detaylı

Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı

Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı Russell ın dil felsefesi Frege nin anlam kuramına eleştirileri ile başlamaktadır. Frege nin kuramında bilindiği üzere adların hem göndergelerinden hem de duyumlarından

Detaylı

HUKUKA ve AHLÂKA AYKIRILIK UNSURLARI ÇERÇEVESİNDE SALT MALVARLIĞI ZARARLARININ TAZMİNİ

HUKUKA ve AHLÂKA AYKIRILIK UNSURLARI ÇERÇEVESİNDE SALT MALVARLIĞI ZARARLARININ TAZMİNİ Dr. Pınar ÇAĞLAYAN AKSOY Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Araştırma Görevlisi HUKUKA ve AHLÂKA AYKIRILIK UNSURLARI ÇERÇEVESİNDE SALT MALVARLIĞI ZARARLARININ TAZMİNİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...

Detaylı

10. hafta GÜZELLİK FELSEFESİ (ESTETİK)

10. hafta GÜZELLİK FELSEFESİ (ESTETİK) 10. hafta GÜZELLİK FELSEFESİ (ESTETİK) Estetik, "güzel in ne olduğunu soran, sorguluyan felsefe dalıdır. Sanatta ve doğa varolan tüm güzellikleri konu edinir. Hem doğa hem de sanatta. Sanat, sanatçının

Detaylı

Skolastik Dönem (8-14.yy)

Skolastik Dönem (8-14.yy) Skolastik Felsefe Skolastik Dönem (8-14.yy) Köklü eğitim kurumlarına sahip olma avantajı 787: Fransa da Şarlman tüm kilise ve manastırların okul açması için kanun çıkardı. Üniversitelerin çekirdekleri

Detaylı

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri)

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri) ARAŞTIRMA ALANLARI 1 Kur an İlimleri ve Tefsir Kur an ilimleri, Kur an tarihi, tefsir gibi Kur an araştırmalarının farklı alanlarına dair araştırmaları kapsar. 1. Kur an tarihi 2. Kıraat 3. Memlükler ve

Detaylı

Ve Brahman bir felsefedir ve o çeşit anlamlarıyla felsefi ve edebi yazılarda kullanılır.

Ve Brahman bir felsefedir ve o çeşit anlamlarıyla felsefi ve edebi yazılarda kullanılır. Prana Sanskritçe den nefes-nefes alma ve devamlı hareket şeklinde çevrilir. Bu Hint felsefesinde-tıbbında ve teolojisinde genel bir anlamı ifade eder. Dil uzmanları kelimeye bu anlamları yanında hayat

Detaylı

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 10 (2016), ss

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 10 (2016), ss Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 10 (2016), ss.179-186. Fatih Toktaş İslam Düşüncesinde Felsefe Eleştirileri İstanbul: Klasik Yayınları, 2.Baskı, 2013, 211 s. İslam düşüncesinde

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Ankara Üniversitesi 2015

ÖZGEÇMİŞ. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Ankara Üniversitesi 2015 ÖZGEÇMİŞ 1. Adı ve Soyadı: 2.Doğum Tarihi: 29 Ocak 1978 3.Ünvanı : Doç. Dr. 4.Öğrenim Durumu: Doktora DERECE ALAN ÜNİVERSİTE YIL Lisans İlahiyat Ankara 2000 Yüksek Lisans Doktora ve Din Bilimleri (İslam

Detaylı

25/12/2014 Bilgilendirme: Nur 24/35 Allah, semaların/boyutların ve arzın nuru/ışığı/enerjisidir. Onun nurunun misali, içinde çerağ bulunan bir kandile benzemesidir. Kandil, bir sırça içerisindedir. Sırça,

Detaylı

KAVRAMLARIN ANLAMINI KARŞITLARI BELİRLER

KAVRAMLARIN ANLAMINI KARŞITLARI BELİRLER KAVRAMLARIN ANLAMINI KARŞITLARI BELİRLER Rıza FİLİZOK Kastım odur şehre varam Feryad ü figan koparam Yunus Emre Büyük dilbilimci Saussure ün dilin bir sistem olduğunu ve anlamın karşıtlıklardan (mukabil/opposition)

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HUKUK DOKTORİNLERİ VE İSLAM HUKUKU

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HUKUK DOKTORİNLERİ VE İSLAM HUKUKU DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HUKUK DOKTORİNLERİ VE İSLAM HUKUKU İLH322 6 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Türkçe Lisans Dersin Türü Yüz Yüze

Detaylı

UZAY VE ZAMAN NEDİR? İnsanın var olduğundan beri kendine sorduğu kendineve evrenedair en önemli soru!

UZAY VE ZAMAN NEDİR? İnsanın var olduğundan beri kendine sorduğu kendineve evrenedair en önemli soru! UZAY VE ZAMAN NEDİR? İnsanın var olduğundan beri kendine sorduğu kendineve evrenedair en önemli soru! Giordano Bruno, Galileo Galilei, Nicolaus Copernicus, Johannes Kepler, René Descartes ARİSTO (ARİSTOTELES)

Detaylı

BİLGİ VARLIK İLİŞKİSİ VE DEĞİŞİM PROBLEMİ. -İki Gizli Müttefik: PARMENİDES ve HERAKLEİTOS-

BİLGİ VARLIK İLİŞKİSİ VE DEĞİŞİM PROBLEMİ. -İki Gizli Müttefik: PARMENİDES ve HERAKLEİTOS- BİLGİ VARLIK İLİŞKİSİ VE DEĞİŞİM PROBLEMİ -İki Gizli Müttefik: PARMENİDES ve HERAKLEİTOS- Ömer Faik ANLI * Bilgi, bir şeyin bilgisi ise, o şeyin varlık nitelikleri ile bilginin nitelikleri arasında belirleyici

Detaylı

İBN SÎNÂ DA ZORUNLU VARLIĞIN MAHİYETİ MESELESİ

İBN SÎNÂ DA ZORUNLU VARLIĞIN MAHİYETİ MESELESİ 156 Dini Araştırmalar, Temmuz - Aralık 2012, Cilt : 15, Sayı : 41, ss. 156-162 İBN SÎNÂ DA ZORUNLU VARLIĞIN MAHİYETİ MESELESİ Ali EBRAHİMZADE* Öz Zorunlu varlığın mahiyeti meselesi İbn Sînâ felsefesinin

Detaylı

Ahlâk ve Etikle İlgili Temel Kavramlar

Ahlâk ve Etikle İlgili Temel Kavramlar Ahlâk Kavramı Yrd. Doç. Dr. Rıza DEMİR İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi İnsan Yönetimine Etik Yaklaşım Dersi Etik Türleri Mesleki Etik Türleri 2017 Ruhumu kudret altında tutan Allah'a yemin ederim

Detaylı

İSLAM FELSEFİNDE MEKÂN VE BOŞLUK TASAVVURUNUN KOZMOLOJİYE TATBİKİ

İSLAM FELSEFİNDE MEKÂN VE BOŞLUK TASAVVURUNUN KOZMOLOJİYE TATBİKİ , ss. 41-58. İSLAM FELSEFİNDE MEKÂN VE BOŞLUK TASAVVURUNUN KOZMOLOJİYE TATBİKİ Şaban HAKLI * Özet İslâm Felsefesinde Mekân ve Boşluk Tasavvurunun Kozmolojiye Tatbiki Mekân ve boşluk, ilk bakışta fiziğin

Detaylı

2.SINIF (2013 Müfredatlar) 3. YARIYIL 4. YARIYIL

2.SINIF (2013 Müfredatlar) 3. YARIYIL 4. YARIYIL ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ 2014-2015 Eğitim Öğretim Yılı 1.ve 2.Öğretim (2010 ve Sonrası) Eğitim Planları HAZIRLIK SINIFI (YILLIK) KODU DERSİN ADI T U Kredi AKTS İLH001 ARAPÇA 26 0 26 26 Konu

Detaylı