SÖZEL SUNUMLAR. 1Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı, Tokat, Türkiye

Transkript

1 Diğer Konular SS001 OBSTRUKTİF UYKU APNE SENDROMU OLAN HASTALARDA DİYAFRAM KALINLIĞININ ULTRASONOGRAFİK DEĞERLENDİRİLMESİ Ahmet Cemal Pazarlı 1, Zafer Özmen 2, Handan İnönü-köseoğlu 1, Timur Ekiz 3 1Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı, Tokat, Türkiye 2Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi, Radyoloji Anabilim Dalı, Tokat, Türkiye 3Türkmenbaşı Tıp Merkezi, Fiziksel Tıp Ve Rehabilitasyon, Adana, Türkiye Amaç: Obstruktif uyku apne sendromu (OUAS) olan hastalarda diyafram ve göğüs kaslarının daha fazla çalışarak obstruktif hava yolunu açmaya çalıştıkları daha önce gösterilmiştir. Ancak OUAS olan bireylerde diyafram kalınlığı ve morfolojisi ultrasonografi (US) ile henüz değerlendirilmemiştir. Bu nedenle bu çalışmada OUAS olan hastaların diyafram kalınlıklarının ultrasonografik değerlendirilmesi ve diyafram kalınlığı ile polisomnografi (PSG) parametreleri arasındaki olası ilişkinin araştırılması amaçlandı. Hastalar ve Yöntem: Bu çalışma prospektif ve olgu-kontrol çalışması olarak yürütüldü. Horlama, uykuda solunumun durması gibi OUAS semptomları ile uyku polikliniğine başvuran ve PSG ile değerlendirilen 18 yaş üstü hastalar dahil edildi. Tüm hastalara 55 kanallı Alice 6 bilgisayarlı sistem (Respironics; Philips, Illinois, ABD) ile tüm gece polisomnografisi uygulandı. Hastalar PSG sonuçlarına göre normal ve OUAS olanlar olarak iki gruba ayrıldı. Ayrıca OUAS hastaları hafif, orta, ağır OUAS, OUAS+obezite hipoventilasyon sendromu, REM ilişkili OUAS olarak da alt gruplara ayrıldı. Diyafram ölçümleri için PHILIPS EPIQ 5G marka US cihazı ve 7-12 MHz lineer prob kullanıldı. Hastalar supin pozisyonda yatarken diyafram anterior aksiller çizgi üzerinde en distalinde görüntülendi. İnspiryum ve ekspiryum sırasında diyafram hareketleri görüntülendikten sonra diyafram kalınlığı paryetal plevra ve periton arasındaki mesafeden ölçüldü. Ölçümler hem sağ hem de sol tarafta tam inspiryum ve tam ekspiryum sırasında yapıldı. Bulgular: Yaşları 31 ile 72 arasında değişen ve ortalama 48,79±10,86 yıl olan toplam 33 hasta (21 erkek, 12 kadın) dahil edildi. PSG sonucuna göre 5 hasta (%15,2) normal, 3 hasta (%9,1) hafif, 9 hasta (%27,3) orta ve 6 hasta (%18,2) ağır OUAS, 2 şer hasta (%6,1) OUAS+obezite hipoventilasyon sendromu ve REM bağımlı OUAS, 6 hasta (%18,2) pozisyon bağımlı OUAS olarak kabul edildi. Sağ ve sol taraftan ekspiryumda (2,08 vs. 2,08 mm) ve inspiryumda (2,59 vs. 2,57 mm) ölçülen diyafram kalınlıkları arasında fark saptanmadı (p=0,870). Hem sağda hem de solda inspiryum sırasında diyafram kalınlığında ortalama 0,5 mm lik (%27,7) bir artış saptandı. OUAS olan ve olmayan hastaların diyafram kalınlıklarındaki değişim miktarları karşılaştırıldığında; sağdaki değişim miktarı (median 0,19 vs. 0,56 mm) ve değişim yüzdesi (median %6,4 vs. %26) OUAS olanlarda olmayanlara kıyasla daha yüksekti (sırasıyla p=0,026 ve p=0,029). OUAS subgrup analizlerinde ise değişim miktarı ve yüzdeleri açısından anlamlı fark saptanmadı (p>0,05). Apne hipopne indeksi, desatürasyon indeksi, apne süresi gibi PSG parametreleri ve diyafram kalınlığı ya da değişim miktarı arasında anlamlı bir korelasyon saptanmadı (hepsi için p>0,05).

2 Sonuç: OUAS olan hastalarda inspiryum sırasında diyaframda kalınlaşma miktarı ve yüzdesi OUAS olmayanlara kıyasla artmıştır. Sonuçlarımızın OUAS olan hastalarda diyafram morfolojisi hakkında faydalı bilgi sağlayacağı kanaatindeyiz. Anahtar Kelimeler : Ultrasonografi; uyku bozuklukları; diyafram

3 Diğer Konular SS002 TENDİNOSİZLERDE YENİ RADYOLOJİK GÖRÜNTÜLEMELER: ULTRASON, MRG KORELASYONU İLE SONOELASTOGRAFİK İNCELEME Ural Koç 1, Mehmet Hamdi Şahan 2 1Ankara Gölbaşı Şehit Ahmet Özsoy Devlet Hastanesi; Radyoloji Bölümü ; Ankara 2Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi; Radyoloji Abd; Kırıkkale Giriş Ultrason (US) ve manyetik rezonans görüntüleme (MRG), tendon patolojilerinde multidisipliner yaygın olarak kullanılan modalitelerdendir. US ye ek olarak son 1-2 dekatta doku elastisite hakkında bilgi edinmemizi sağlayan yeni sonografik metodlar ortaya çıkmıştır. Sonoelastografi, US gibi non-invaziv bir yöntem olup doku elastisitesi hakkında nicelik ve niteliksel veri sağlayan yeni sonografikbir metod dur. Sonoelastografi,değişik teknikleri içermektedir. Bunlardan tekrarlayan el kompresyonu ile gerginlik yaratmayı sağlayan teknik strain dalga sonoelastografi (SE) niteliksel veri sağlarken, odaklanmış bir radyasyon kuvveti uygulayarak oluşturulmuş shear dalga elastografi (SDE) niceliksel veri sağlamaktadır. SE elastografi, SDE ye göre operatör bağımlı ve göreceli veri sunmaktadır. SDE ise objektif veri sağlayan, bulguları tekrarlanılabilir, doğruluğu daha yüksektir. Tendinopati, tendonda yırtık olmadan mekanik yüklenme ile ortaya çıkan hasar görmüş ve/veya hastalıklı tendon değişikliklerinin geniş spektrumunu içermektedir. Tendinit tendonda enflamasyon için tanımlanırken, tendinozis inflamasyon olmadan dejenerasyon olarak tanımlanmaktadır. Tenosinovit tendonda enflamasyon olsun ya da olmasın tendon kılıfında sıvı olmasıdır. Bu çalışmada, tendinopatilerin sıklıklıkla karşılaşıldığı supraspinatus, biseps uzun başı tendonlarında; US ve MRG bulguları ile korele sonoelastografi bulgularının olgular ile gözden geçirilmesi amaçlandı. Tartışma Tendinit olgularında erken evrelerde tendondaenflamasyon ve ödem olmakta olup, MRG de tendonda kalınlaşma ve intratendinöz sinyal değişiklikler görülür. US de tendonda kalınlaşma ve ödeme bağlı ekojenitede azalma,doppler incelemede vaskülaritede artış görülür.sonoelastografi incelemelerde akut fazda inflamasyon ve ödeme bağlı olarak tendonelastisite özelliklerinde yumuşama görülür. Tendinozis olgularında tendonda dejenerasyon, ilerleyen evrelerde fibrozis bağlı değişiklikler görülür ve bu da tendonda sertleşmeye neden olur. Tendinozis bulguları MRG ve US de spesifik olmayabilir. Bazı olgularda tendon kalınlığında azalma olabilir ya da tendonda dejenerasyon/fibrozis alanlarına bağlı olarak ekojenite/sinyal değişiklikleri görülebilir, ancak spesifik değildir. Tendinopati olgularının ayırıcı tanısında MRG ve US de zorlanılan olgularda sonoelastografi yardımcı olabilir.

4 Sonuç Sonoelastografi tendondaki histopatolojik değişiklikler hakkında bize niceliksel ve niteliksel bulgular verir.tendinopatilerin ayırıcı tanısında, tedavi süreçlerinin kararı ve takibinde sonoelastografi kullanılabilir. Güncel bir teknik olan sonoelastografinin, standart hale getirilmesi için MRG ve patolojik bulgularla korele edilmesi ve bu konuda daha geniş araştırmalar yapılması gerekmektedir. Anahtar Kelimeler : Tendinopati, Tendinozis, Ultrason, MRG, Strain dalga elastografi, Shear dalga elastografi

5 Resimler : Resim Açıklaması: a) 19 yaşında erkek normal supraspinatus tendon gri skala ultrason ve strain elastografik görüntüleri, b) 54 yaşında tendinozis olguda gri skala ultrason ve strain elastografik görüntüleri(beyaz oklar).(mavi en sert-kırmızı en yumuşak).

6 Resim Açıklaması: a) 19 yaşında erkek normal supraspinatus tendon gri skala ultrason ve shear elastografik görüntüleri, b) 54 yaşında tendinozis olguda gri skala ultrason ve shear elastografik görüntüleri(beyaz oklar). (kilopaskal sayısal cinsinden değerler).

7 Resim Açıklaması: 52 yaşında kadın biseps uzun başı tendon tendinozis olgunun, gri skala ultrason ve strain elastografik görüntüleri, a) transvers görüntüler, b) longitudinal görüntüler (mavi en sert-kırmızı en yumuşak).

8 Diğer Konular SS003 KAS İSKELET SİSTEMİ LEZYONLARINDA US EŞLİĞİNDE PERKUTAN TRU-CUT BİYOPSİ: BİR ONKOLOJİ MERKEZİNİN SON BİR YILLIK DENEYİMİ Çetin İmamoğlu 1, Ahmet Bayrak 1 1Abdurrahman Yurtaslan Onkoloji Eğitim Ve Araştırma Hastanesi, Radyoloji Kliniği, Ankara Amaç: Bu çalışmada 2018 yılı boyunca radyoloji kliniğimizde ultrason(us) eşliğinde yaptığımız kas iskelet sistem lezyonu perkutan tru-cut biyopsilerini değerlendirdik. İşlemin avantajları, kısıtlamaları, tanı sıklığı ve hastaların demografik özelliklerini inceledik. Metod: Çalışmaya kliniğimize biyopsi için yönlendirilen, US'de yumuşak doku komponenti izlenen kemik le zyonları ve pür kistik olmayan yumuşak doku lezyonları olan 311 hasta dahil edildi. Tüm hastlardan işlem ö ncesi aydınlatılmış onam alındı. Tüm hastalara 2 cm uzunluğunda doku alabilen 18 G çapında tru-cut biyops i iğnesiyle standart biyopsi işlemi yapıldı. Her hastadan lezyonun boyutuna göre 3-5 adet biyopsi alındı. Bulgular: Hastaların 148 i (% 47,5) erkek, 163 ü (% 52,5) kadın olup yaş ortalamaları 49 (3-85 yaş arası) ol arak hesaplandı. Lezyonların 89'u (% 28,7) üst ekstremite, 161'i (% 51,7) alt ekstremite ve 61'i (% 19,6) göv de yerleşimli olduğu tesbit edildi. Lezyonların ortalama boyutu 35 mm (7-250 mm arası) olarak bulundu. Ye terli doku örneği alınamaması nadir olup bizim çalışmamızda % 3,3 oranında (10 hasta) tespit edildi. 301 ha stada biyopsi histopatolojik açıdan yeterli bulunmuş olup, tru-cut biyopsinin tanısal başarı oranı % 96,7 olar ak hesaplandı. Benign tanı alan hastaların sayısı 174 (% 54,8), malign tanı alan hastaların sayısı 127 (% 45,2 ) olarak bulundu. Malign tanı alan hastaların 92 si primer maligniteye (% 72,4), 35 i ise metastaza (% 27,6) bağlıydı. İşlemin yumuşak doku komponenti olan kemik lezyonlarına ve tüm kas sistemine uygun olduğu, iy i tolere edildiği tespit edildi. Büyük bir komplikasyonla karşılaşılmadı. Biyopsi yerinden kanama sorun olma dı ve yara enfeksiyonu rapor edilmedi. Sonuç: Kas iskelet sistemi lezyonlarında perkutan tru-cut biyopsi kesin tanı sağlayabilir ve tedavi konusunda rehberlik edebilir. US lezyonları örneklerken yaşamsal yapılardan kaçınmaya, seçici hedeflemeye ve kompli kasyonları azaltmaya imkan verir. Anahtar Kelimeler : kas, iskelet sistemi, perkutan, biyopsi, tru-cut, ultrasonografi

9 Spor Yaralanmaları SS005 ALT EKSTREMİTE TENDİNOPATİLERİNDE TEK SEANS EŞDT UYGULAMASININ KAS KUVVETİ, ESNEKLİĞİ VE MİMARİ ÖZELLİKLERİNE ETKİSİ Aydan Niziplioğlu 1, Dinçer Aydın Akyılmaz 2, Tüzün Fırat 3 1Hacettepe Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi,fizyoterapi Ve Rehabilitasyon Bölümü ; Gaziantep Özel Hatem Hastanesi, Fizik Tedavi Ve Rehabilitasyon Bölümü 2Gaziantep Özel Hatem Hastanesi, Radyoloji Bölümü 3Hacettepe Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi,fizyoterapi Ve Rehabilitasyon Bölümü GİRİŞ-AMAÇ: Ekstrakorpereal Şok Dalga Tedavisi (EŞDT) uygulaması, özellikle tendinopati tanısı almış birçok kas iskelet sistemi problemlerinde yaygın biçimde kullanılan konservatif bir tedavi yöntemidir. EŞDT nin, tendon ve konnektif doku iyileşmesi üzerine olan etkileri sıkça araştırılmış ve kabul görmüş olmasına rağmen, tendona ve bazen kasa uygulanan bu şok dalgasının kas dokusunun mimari özelliklerine ve kuvvet özelliklerine olan etkisi bilinmemektedir. Bu çalışmanın amacı alt ekstremite tendinopatilerinde uygulanan EŞDT tedavisinin tek uygulamada ilgili kasın mimari özelliklerine (kasın pennasyon açısı, lif uzunluğu ve kalınlığı), kuvvet ve esnekliğine olan akut etkisi araştırmaktı. GEREÇ-YÖNTEM:Çalışmaya farklı spor dallarında tendinopati tanısı almış 16 sporcu katıldı.uygulanacak tedavi, literatürde kabul görmüş uygulama frekansı ve sıklığı dikkate alınarak, hamstring kas grubu, quadriceps femoris, gastrokinemius ve soleus kasları için 2000 atım sayısı olacak şekilde tasarlandı. EŞDT uygulamasının kas mimarisi üzerine etkinliğinin araştırılması için ultrasonografik değerlendirme yöntemi ile tedavi uygulanan kasın pennasyon açısı, kalınlığı ve lif uzunluğu değerlendirildi. Bununla birlikte kasın esnekliği ve kuvveti de değerlendirildi. Değerlendirmeler tedavi öncesi ve tedaviden hemen sonra yapıldı. BULGULAR : Tedaviden hemen sonra kas kuvvetinde azalma (p=0,0001), kas esnekliğinde artma (p=0,001) ve kasın mimari komponentlerinden, lif uzunluğunda artma (p=0,004), kas kalınlığında artma (p=0,028) gözlenip, pennasyon açısında bir değişiklik görülmedi (p=0,062). SONUÇ: Tek seanslık EŞDT uygulaması, kasın kuvvet yeteneğinde azalmaya ve esneklik özelliklerinde artışa neden olmaktadır. Tek seanslık EŞDT uygulamasının sonuçları, uzun dönem eksentrik eğitim sonuçlarıyla benzerlik göstermektedir.buna rağman EŞDT uygulamasından hemen sonra kasa yüksek oranda yüklemeler yapılmaması, olası yaralanma riskini azaltabilir. Anahtar Kelimeler : Tendinopati, ekstrakorpereal şok dalga tedavisi, kas mimarisi, kas kuvveti, kas esnekliği 2019 BGS Bildiri Gönderim Sistemi.