DÜNYADAKİ GELİŞMELER VE TÜRK DIŞ POLİTİKASI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "DÜNYADAKİ GELİŞMELER VE TÜRK DIŞ POLİTİKASI"

Transkript

1 DÜNYADAKİ GELİŞMELER VE TÜRK DIŞ POLİTİKASI Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü tarafından düzenlenen; Dışişleri Eski Bakanı Hikmet Çetin tarafından tarihinde gerçekleştirilen Dünya daki Gelişmeler ve Türk Dış Politikası konulu konferans metnidir de Diyarbakır Dicle de doğan Sayın Hikmet Çetin ilköğretimini Dicle de, ortaöğretimini Ankara da tamamladı da Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat ve Maliye Bölümünden mezun olduktan sonra Devlet Planlama Teşkilatında Uzman Yardımcısı olarak göreve başladı. Devlet Planlama Teşkilatında çalıştığı sıralarda incelemeler yapmak üzere Amerika dan birçok ülkelere gönderildi. Amerika da Kalkınma Ekonomisi üzerine mastır yaptı yılında California Stanford Üniversitesinde Planlama Modelleri üzerine araştırma çalışması yaptı. Askerlik görevini 1970 yılında tamamladıktan sonra 1977 yılına kadar Devlet Planlama Teşkilatında İktisadi Planlama Dairesi Başkanlığı görevinde bulundu. Bir süre ODTÜ de yarı zamanlı hocalık yapan Sayın Hikmet Çetin 1977 Genel Seçimlerinde CHP den parlamentoya İstanbul Milletvekili olarak girdi ve yılları arasında Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı olarak görev yaptı. 29 Kasım 1987 de yapılan Genel Seçimlerde SHP den yeniden parlamentoya seçilen Meclis Grup Başkan Vekilliği ve Genel Sekreterliği dahil olmak üzere partide birçok üst düzey görevde bulunan Sayın Hikmet Çetin 20 Ekim 1990 tarihinde yapılan genel seçimlerde Gaziantep Milletvekili olarak üçüncü kez parlamentoya girdi. 20 Kasım 1991 de Süleyman Demirel başkanlığında kurulan koalisyon hükümetinde Dışişleri Bakanı olarak atanan Tansu Çiller tarafından 1993 Haziran ayında kurulan II. DYP-SHP koalisyon hükümetinde bu örnek görevini muhafaza eden Sayın Hikmet Çetin 27 Temmuz 1994 tarihinde Dışişleri Bakanlığı görevinden istifa etti. Sayın Hikmet Çetin son olarak 2004 Ocak ayında NATO nun Afganistan kıdemli sivil temsilcisi görevini üstlendi. Hikmet Çetin; Eski Dışişleri Bakanı ve Meclis Başkanı: 20. yüzyılı savaşları olanları ve olmayanlarıyla geride bıraktık. Ama çok uzun bir yüzyıl sayılır bir anlamda, matematiksel olarak değil tabii. Çünkü iki dünya savaşı yaşandı ve soğuk savaş dönemi yaşandı. I. Dünya Savaşı nda Osmanlı İmparatorluğu dahi imparatorluklar tasfiye oldu. ll. Dünya Savaşı nda faşizm özellikle tasfiye oldu Avrupa da. Soğuk Savaş aslında bir uzun dönemdi. Ama Soğuk Savaş döneminde barışın sağlandığı söylenemez. Çünkü korkuya dayanan bir denge vardı. İki blok hızla nükleer silahlanmaya gidiyorlardı. Bir korku dengesi vardır çünkü bir nükleer savaşın neye yol açabileceğini bildikleri için de bir denge var yani bir korku ama bir denge var ve 20. yüzyılda silahlı çatışmalarda yüz seksen milyondan fazla insan hayatını yitirmiş oluyor. 90 lı yıllara girilince yüzyılın sonlarında çok önemli ve hızlı gelişmeler doğdu. Bir kere Soğuk Savaş sona erdi ve iki bloklu bir dünya bitti. Varşova Paktı dağıldı. Sovyetler Birliği kansız bir biçimde dağıldı ve Sovyetler Birliği topraklarında Rusya yla birlikte on beş yeni devlet ortaya çıktı. Buna şimdi son yıllardaki Güney Osetya ve Abhazya da dahil ederseniz on yediye çıkıyor yenisi gelir mi bilemem. Bir diğer gelişme Yugoslavya nın dağılımı Yugoslavya nın dağılımı kanlı oldu ve oldukça da kan döküldü. Bunların içinde Bosna yla olan savaş benim Dışişleri Bakanlığım zamanında rastladı ve çok kanlı gelişti iki yüz elli bin kişi yaşamını yitirdi. O küçük Yugoslavya da Sırbistan dahil yedi tane yeni devlet ortaya çıktı ve o dönemde artık ekonomik ve askeri gücüyle Amerika Birleşik Devletleri tek süper güç olarak ortaya çıktı. Aynı zamanda küreselleşme hızla belirdi ve hem olumlu hem de olumsuz gelişmelere yol açtı. Bugün artık internet ortamında çok daha karmaşık çok boyutlu bilgilerle karşı karşıyayız. Ülkeler arasındaki mesafeler kalktı sınırlar kalktı her şey her gün elimizin altında ayaklarımızın dibinde ve iç ve dış politika arasındaki çizgilerde giderek yok olmakta, bilgi ve veriler çok ve karmaşık hale geldi ve bu ortamda karar vermekte güçleşti. Küreselleşmenin en yoğun etkisi de ekonomik alanda görüldü. Yani sonuçta ABD de 1

2 başlayan bir finansman krizi dünyadaki bütün ülkelerin hem de aynı kısa süre içinde arka arkaya herkesi etkiledi. Yani bilmem Adana nın bir kasabasındaki bakkaldan bilmem Japonya nın en büyük firmasına kadar herkes bundan etkilendi. Aslında iki bloklu dünyanın ortadan kalkması bir anlamda bloğa dair ülkeler arası içinden karar vermeyi de güçleştirdi. Çünkü artık kendiniz karar vermek durumundasınız. Artık eskisi gibi blokla doğrudan doğruya her konuda birlikte hareket etme gibi bir durum yok. Örneğin eğer iki bloklu dünyanın dengesi olsaydı Amerika kolay kolay Irak a saldıramazdı. Bu varsayımdır yani çünkü bloklar arası bir sorun olacaktı onun ortadan kalkması birtakım yeni sorunları da birlikte getirdi. Başlangıçta tabii 90 lı yıllarda çok iyimser bir hava vardı. İşte bloklar bitmiş iki bloklu dünya yok Sovyetler Birliği dağılmış. Artık refah demokrasi ve bu alandaki işbirliği bütün dünyaya yayılacak gibi iyimser bir hava vardı. Ama Irak ın Kuveyt i işgaliyle birlikte l. Körfez Savaşı yla birlikte bu iyimserlik kısa zamanda ortadan kalktı. Bu aşamadan bu yana üç önemli gelişme üzerine kısa durmak istiyorum. İki bloğun dağılmasından sonra ekonomik ve askeri gücüyle tek süper güç haline gelen Amerika Birleşik Devletleri nin bu konumu giderek zayıflamaktadır. Bunun tabii nedenleri var bir kere Irak a müdahalesinin yol açtığı sorunlar; Afganistan ve o bölgede artan terör ve sorunlar, son ekonomik krizin Amerika dahil dünyada açtığı sorunlar, enerjiden giderek dışa bağımlı halen Amerika da enerjinin %55 i dışa bağlı, 2025 de bunun %65 e çıkması bekleniyor. Uluslararası alandaki itibar kaybı kamuoylarında ve 11 Eylül ün yarattığı sorun başta Rusya Federasyonu olmak üzere yeni gelişmeler ve hızla yükselen yeni güçler ve bunlara Çin, Hindistan gibi güçler de eklendiğinde Amerika nın artık 90 lı yılların başındaki tek süper güç olmadığı açık. Tabii bu Bush yönetimiyle bütün el atılan konular daha kötüye gittiği için Amerika nın dünya kamuoyundaki itibarına da büyük etki yaptı. Amerika Birleşik Devletleri nde bu noktada bir değişim gerekiyordu. O değişimde Obama ile geldi. Obama Amerika nın ve dünyanın büyük krizler yaşadığı ve Amerika Birleşik Devletleri nin imajının dünyada adeta dibe vurduğu bir noktada göreve geldiğini anımsayalım ve Obama yeni politikalar ve değişim umuduyla göreve başladı. Ancak bütün bunlara karşı Amerika nın temel stratejisinin değişeceğini sanmıyorum. Yani mutfaktaki temel konular öyle kişilerin değişmesiyle kolay kolay değiştiğini sanmıyorum. Bir kere nedir, Amerika nın değişmeyen amaçları nelerdir? Bir kere dünyada bir numaralı devlet olmak hedefi değişmiyor. Amerika Birleşik Devletleri o kıtada kalarak bir numaralı devlet olamaz. Yani bazen deniyor Amerika ne işi var Somali de Irak ta ya da dünyanın başka yerinde eğer bu amaç yani tek bir numaralı olmak istiyorsa o coğrafyanın dışına çıkmak zorunda yoksa bir numaralı devlet konumunu koruyamaz. Temel hedefleri nedir peki? Üstünlüğünü tartışmasız devam ettirmek istiyor yani bunun hiç değişmeyeceği. Uluslararası düzeni kurmada bir numaralı aktör olmak istiyor. Her olanakla dünyadaki enerji kaynaklarını denetlemek bir anlamda göz önünde tutmak istiyor. Rusya ve Çin i olabildiğince çevirmek istiyor. Avrupa Birliğini Amerika Birleşik Devletlerini etki alanında tutmak istiyor ve bir de tehditler ortaya çıkmadan önlemek istiyor. Kabaca söylediğim bu hedefler aslında kim gelirse gelsin yöntem değişebilir görünüm değişebilir ama bu hedefler bana göre Amerika nın değişmeyen hedefleri ve amaçları değişecek olan yöntemdir. Neler mesela bekleniyor değişmesi beklenen şey? Tek başına hareket etmek yani özellikle 11 Eylül den sonra Bush un ya bendensiniz ya bana karşısınız deyip müttefiklerini bile dikkate almayan şeklindeki politikası değişecektir. Yani Obama müttefiklere yakın işbirliği yapmaya çalışacaktır. Nitekim iç seyahatinde Türkiye sonra NATO ve Avrupa yla yaparak bunu anlatmaya çalışıyor. Terörle mücadeleyi Bush yönetiminde olduğu gibi ya benimle gelirsiniz ya bana karşısınız şeklinde değil, müttefiklerle birlikte kazanmak ve Afganistan ı da başarmak istiyor. Pakistan da istikrar sağlamak istiyor. Irak ta güvenliği sağlayarak ve ülkenin bütünlüğünü olabildiğince koruyarak çekilmek istiyor. İsrail Filistin sorununu iki devlete dayalı bir çözümle sonuçlandırmak istiyor. İran ın nükleer silahlanmasını önlemek istiyor. Hazar Havzasının enerji kaynaklarının güvenliğini sağlamak istiyor. Şimdi burada İran la ilgili parantez açalım çünkü çok önemli bir konu. Ben burada üç senaryo üç seçenek söz konusu olabilir diye düşünüyorum. Birincisi Obama, belki eskiden daha fazla diyalog kanallarını çok zorlayacak gibi müttefiklerle beraber diyalog kanallarını sonuna kadar 2

3 zorlayacak. Bu sonuç vermediği takdirdeki sonuç vermeyeceği anlaşılıyor bugüne kadar, ekonomik ve siyasi yaptırımı arttırmaya çalışacaklar. Bunların da olmaması durumunda yani bütün bunlara karşı İran nükleer silahlanmaya devam ederse de beklenen en azından havadan bir saldırının olacağı şeklinde. Bunları şunun için söylüyorum Türkiye nin çok kritik bir konumu olacak burada. Yani bu senaryolardan birinci senaryodan sonraki durumda Türkiye nin alacağı karar sadece bölgeyi değil, Amerika yla olan ilişkileri belki müttefikleriyle olan ilişkileri ve bölgedeki ilişkilerini etkileyebilecektir. O bakımdan önümüzdeki dönemdeki önemli kritik konulardan biridir İran la olan ilişkiler. Şimdi bütün bu saydığım konularda yani Irak tan Filistin e kadar Türkiye nin konumu ve davranış ve politikaları çok önem kazanmaktadır. O nedenle bana göre Obama ilk ziyaretini Türkiye ye yaptı. Yani geleceğin bu sorunlarını dikkate alarak ilk ziyareti Türkiye ye yaptı. Şimdi önümüzdeki dönemde bütün bunlara karşı dünya nasıl şekillenirse şekillensin Amerika Birleşik Devletleri önemli küresel süper güç olmaya devam edecektir. Çünkü Amerika nın askeri ve ekonomik gücü başka hiçbir ülkede yok ben kısa süre içinde olacağını da sanmam. O nedenle bütün bu sorunlara rağmen küresel süper güç olmaya devam edecektir birinci gelişme bu gördüğünüz bu süre içinde. İkinci önemli gelişme olarak dünyada hızla yükselen yeni güç odaklarını görmekteyiz. Avrupa Birliği bir yeni güç, onun yanında Çin Rusya Hindistan Japonya Brezilya gibi yeni güç merkezleri ve odakları görmekteyiz. Bu ülkeler global politikada gelişmelerin belirlemesinde kendilerine yeni yerler arıyorlar. Bu arada örneğin Rusya giderek dünya politikası derinlemesinde bende varım demeye başladı. Zengin doğal kaynaklarını enerji kaynaklarını dış politika aracı olarak kullanmaktadır doğalgaz ve petrol kaynaklarını. Çin dünya ticaretindeki hakimiyeti hızla artmakta hızlı büyüme dünyanın her tarafında yoğun bir faaliyet içinde her kıtadan büyük bir faaliyet içinde uzun dönemli antlaşmalar yaparak dünya ticaretine hakim olmak istiyor. Hindistan hızlı bir gelişmede Japonya ben dünyadaki barış ve istikrara katkı yapıyorum Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi nde bana yer verin arayışı içinde. Bu durumda önümüzdeki dönemde uluslararası saflar nasıl oluşur onu tahmin etmek güç ancak bazı tahminler yürütebiliriz. Temel konularda dünyadaki temel kurumlarda ortak değer yarar ve çıkarları her şeye rağmen aynı olan Amerika Birleşik Devletleri Avrupa Birliği beraber hareket edeceklerdir. Yani arada görüş ayrılığı olsa bile temelde beraber olacaklardır. NATO bu topluluğun yani ABD ve Avrupa Birliğinin en etkin savunma ve stratejik örgütü olarak devam edecektir. Şimdi bu ekibin yanında ABD ve Avrupa Birliği yanında Japonya yı çoğu zaman da Hindistan ı görebiliriz. Diğer tarafta veya diğer konumda Rusya zaman zaman Çin in yer alacağı bir grup düşünebiliriz. Bunlara diğer kıtalarda ideolojik ya da ekonomik nedenlerle katılacak ülkeler olacaktır. Bu iki grubun bir sıcak savaşa gireceğini tahmin etmiyorum yani en kısa zamanda benim görüşüm ve dünya da öyle düşünüyor. Bunların böyle farklılık olsa bile bir sıcak savaşın içine gireceği beklenmiyor. Çünkü çok zor böyle bir sıcak savaşın olması ama rekabet olacaktır. Önemli rekabet alanında hiç kuşkunuz olmasın, enerji olacaktır en başta. Üçüncü olarak dünyanın gündeminde yer alan bazı sorunlar var. Bunlar vardı büyüdü ya da yeni çıktı bunlar terör kitle imha silahlarının yayılması farklı din mezhep ve etnik gruplar arasındaki sorunlar küresel ısınma ve çevre sorunları yoksulluk kadın erkek eşitsizliği ve enerji bunların yanında tabii bölgesel sorunlar ve çatışmalar her zaman çıkabilir. Dünya böyle bir gelişme içinde iken bu ortamda Türkiye nin konumu nedir? Bir kere dünyadaki gelişmelerin ışığında Türkiye nin özellikle üç konudaki önemine değinmek istiyorum ve altını çizmek istiyorum. Bir kere Amerika Birleşik Devletleri nin ve dünyanın gündeminin başında yer alan ihtilaf ve soruların merkezindedir. En kırılgan siyasi ve en kırılgan siyasi fay hattındadır. Enerji Orta Doğu, Filistin, Irak, Kafkasya henüz tam istikrara kavuşmayan Balkanlar hangi konuyu alırsanız alın Türkiye bunların merkezinde. Orta Doğu, Irak, Amerika Birleşik Devletleri nin çekilmesinden sonra birliğini bütünlüğünü ve istikrarı koruyabilecek mi? Kaos olmaması için Türkiye nin önemli desteğine ihtiyacı vardır. Filistin, Arap, İsrail sorunu çözülmüş değil ne zaman çözüleceği de belli değil burada da hiç kuşkunuz olmasın Türkiye nin oynayacağı önemli bir rol var. Suriye nin aslında barış sürecine katılımı batıyla ilişkisi bakımından Türkiye nin oynayacağı önemli bir rol var. İran tüm diplomatik çabalara karşın deminde söyledim, eğer nükleer programına devam 3

4 ederse çok büyük sorunlar çıkacaktır. Türkiye sanıyorum yapıyor ve yapmaya devam edecektir. İran ın yani nükleer silah programından vazgeçmesi için her türlü çaba göstermeliyiz. Ama bu konuda bana göre hükümet zaman zaman yanlış izlenim veriyor. Yani sanki İran ın nükleer silahının olmasını haklı çıkaracak yanlış beyanlar veriliyor o ayrı bir olay. Yani İsrail de herkes bilsin şeklinde herkes bilsin tabii ki bilsin ama şuanda gündemde olan yeni bir nükleer gücün ortaya çıkması o gündemdeyken bana göre İran ı haklı çıkaracak bir yanlış izlenim vermek doğru değildir. O konuda çok daha dikkatli ifade edelim kullanmasında büyük yarar var. Çünkü İran daki bu durum Türkiye yi çok yönlü etkileyebilecektir. Kafkas da, Ermenistan, Azerbaycan, Karabağ ve son gelişmeler. Bir kere bazen zaman zaman hükümetin her şeyi sanki yeni başlamış gibi bir izlenim verir yani her gün ya yeni kuruldu sanki. Ermenistan ın bağımsızlığını tanıyan ilk ülke Türkiye dir. Ben o hükümetin Dışişleri Bakanıydım. Tarih 16 Aralık 1995 hiçbir ayrım yapmadık ve dünyadan Sovyetler Birliği nin dağılımından sonra bütün Cumhuriyetleri Sovyet Cumhuriyetlerini hiç ayrım yapmadan tanıyan ilk ülke Türkiye dir. Sınır da açıktı yani sanki o da yeni hep yeni olmuş gibi oluyor sınır açıktı. Sınır ne zaman kapandı 1993 te kapandı. Sınır ne için kapandı? Karabağ nedeniyle doğrudan doğruya değil. Ermenistan yüzde yüz Azeri toprağı olan yani Karabağ la doğrudan ilişkisi olmayan yedi tane onların reyon dedikleri yani ilçe il dedikleri sırayla her barış sürecinde onları işgali ettikleri için o İllerin bir kısmı Türkiye nin sınırına dayandığı için Türkiye geçici olarak sınırı kapattı Şimdi o nedenle tabii Azerbaycan da ilişkiler son derece önemli yani kardeş bir ülke elbette ki Ermenistan ın sınırının açılması ve ilişkilerin normale dönüşmesini çok arzu ederim. Ben ayrıntıya girmeye çok çaba da gösterdim onun için bir saat konuşabilirim yani yapılan o dönemdeki çabaları. Ama Azerbaycan ı kıracak Azerbaycan ı üzme pahasına atılacak bir adımın bölgeye barış getirecek kanısında değilim. Onun için en azından bir olumlu adım beklenir. Nedir o? Ben Karabağ ın kısa sürede çözüleceğini sanmıyorum. Çünkü uluslararası sorunlarda zaman geçtikçe çözüm güçleşiyor. Kıbrıs eğer 1974 te çözülebilseydi büyük bir başarı olurdu daha bambaşka bir dünya olurdu. Ama aradan 35 yıl geçti epey zorlaştı Karabağ da öyle. Biz ilk günlerde çözmeye çalıştık, olmadı. Şuanda Karabağ ın çözümü bana göre mümkün değil, adım atılmalı. Ama en azından bu protokolle birlikte beş tane ilçe işgalden kurtarılırsa benim tahminim yani tarihinden öte benim Azeri yetkililerle de temasım var daha sonra da onların düşüncesini aldım. Azerbaycan buna mutlu olur. Şimdi bunlardan iki tanesi kalabilir. Kelbecer ve Laçin Karabağ ı Ermenistan a bağlayan iki tane ilçe şimdilik kalabilir çözüme kadar. Ama geri kalan beş ilçe veya beş reyon %100 Azeri toprağıdır. Bu topraktan bu işgalden çekilmeyi de kabul ederse yani öyle bir antlaşmada tanınırsa ve Karabağ ın çözümü konusunda bir adım atılırsa Azerbaycan da tatmin olur ve bölgeye barış ve istikrar için bir olumlu adım atılmış olur. Aksi halde Azerbaycan la gereksiz sorunlar yaşamış oluruz. Kafkasya da Abhazya da Güney Osetya bağımsızlığı oldu sadece Rusya tanıdı ne olacak belli değil. Enerji, Kafkasya enerji transit bakımından son derece önemli o bakımdan da bölgenin barış ve istikrarı. Bunlar dünyadaki sorunlar görüldüğü gibi Türkiye hepsinde var çoğu bir kısmı da eski Osmanlı topraklarımız. Bunlara Türkiye nin doğrudan taraf olan sorunlarını eklersek Kıbrıs Ege gibi ve Balkanlarda zaman zaman ortaya çıkan sorunları da eklersek bu tür bütün bu konularda Türkiye nin davranışı ve politikaları son derece önemlidir, etkilidir ve Türkiye ye ihtiyaç vardır. Ancak bu konularda Türkiye nin stratejik önemi var derken bu durum ve konumunu Türkiye nin sorumlulukla kullanması da son derece önemlidir. Tüm bu özelliğiyle göz önünde tutmamız gerekiyor. Şimdi Türkiye nin bunun dışında önemli bir özelliği daha var, Türkiye nin stratejik konumunu ikinci bir önemli dünya açısından boyutu kiminin uygarlıklar çatışması dediği kiminin işte dinlerle çatışma dediği ve son yıllarda gündeme gelen konuda Türkiye nin özel durumu ve konumudur. Şimdi bu görüş ve iddiaya göre yani uygarlıklar çatışmasına göre şimdi çatışmanın tarafları bir yanda İslam dünyası bir yanda da Batı ya da Hıristiyan dünyası diye algılanıyor. Hıristiyan dünyası ya da Batı dünyası kendisine karşı ilan edildiğini düşündüğü bir cihada karşı ortak bir mücadele veriyor görünümündedir. Öte yandan İslam Dünyası demeyeyim ama onlar adına hareket ettiğini ilan eden birtakım gruplar terör örgütleri El-Kaide gibi örgütler Batıyı mağlup etme ve İslam dinine yapıldığına inandıkları saldırıları önlemeyi hedefliyor, böyle görünmeyen veya görülen bir 4

5 çatışma var. Türkiye de kurulmakta olan özgün ve özel bir konuma sahip bu Avrupa Birliği üyeliği de bu bakımdan ne kadar önemli olduğunu sanırım bir gün Avrupa nın bazı liderleri de anlar. Yani böyle olmadığının kanıtı yani görülebilir kanıtı Türkiye nin Avrupa Birliğine tam üyeliğidir. Üye olmaması durumunda bu tür görüşlere aslında bir anlamda ağırlık kazandırır demektir. Türkiye yi küresel planda önemli kılan üçüncü konu ise dünya enerji hattı haritasındaki yeridir. Hazar Havzası, Orta Asya ve Orta Doğu enerji kaynaklarının batıya güvenli çevreye zarar vermeden ekonomik olarak ulaşması dünyanın önemli bir gündemidir. Türkiye bu alanda da özel bir öneme sahiptir ve biliyorsunuz ona ayrıca geleceğim. Halen dünya özellikle zaman zaman monopol olarak Orta Hazar Bölgesinden Ukrayna üzerinden Rusya üzerine geçmenin geçen doğalgaz ve enerjinin yarattığı sorunlara gelecek bakımından çözüm bulmak arayışında Türkiye önemli bir konuma sahip. Coğrafi konumundan tarihinden uluslararası koşullardan kaynaklanan bu durumuna Türkiye nin kendi özellikleri de var bunlar da eklendiğinde Türkiye nin kolaylıkla bir dünya politikasını etkileyebilecek bir bölgesel güç olduğunu söyleyebiliriz. Nedir Türkiye nin bu kendi özellikleri ayrıca bunlara ek olarak? Bir kere büyüklüğüyle genç ve eğitim olanağı ve iş olanağı bulunduğu zaman genç nüfusuyla önemli bir ülkedir. Ekonomisiyle de dünyada önemli bir yere sahiptir. Üçüncüsü Müslüman bir ülke ama güçlü, en önemli özelliği Müslüman bir ülke ama Laik Demokratik bir Cumhuriyet rejimidir. Türkiye nin bu rolü oynayabilmesi sürekli olarak bence unutulmaz altı çizilmesi gereken Laik Demokratik Cumhuriyet rejimidir. Bunun olmaması durumunda Türkiye bu özellikleriyle bu konumu büyük ölçüde kaybeder. Türkiye nin bir diğer özelliği çağdaş, silahlı, güçlü bir ordusunun olmasıdır. Ordusunun olması demek savaşıyor anlamında değil ama bu bölgede caydırıcı güç olarak bütün bu özelliğimize rağmen eğer güçlü bir silahlı gücünüz yoksa o konumunuzun çok fazla anlamı kalmaz. Arkasında güç olmayan bir konum çok fazla etkili olamaz. Yani Amerika nın büyük güç olacağını söylerken de ekonominin yanında büyük silahlı gücünü de saydığımı anımsatmak istiyorum. Peki, dünya böyle, Türkiye nin böyle bir konumu var. Türkiye ne yapmalıdır? Türkiye bu önemli konumunu çok yönlü bir politikayı sorumlulukla izleyerek hareket etmelidir. Türkiye NATO içindeki yerini korumalıdır. Üçüncüsü Avrupa Birliğine tam üye olma hedefini sürdürmelidir; olur veya olmaz ama biz Avrupa Birliği eşit onurlu bir üyesi olmak istiyoruz. Biz o koruma o standartlara kendi halkımız için o noktaya geldiğimizde yani tabii başlı başına yeni bir konu ama diyelim ki bundan 5 sene 6 sene 10 sene sonra demokrasi konudaki bütün sorunları çözmüşüz. Ülkenin kimine göre Kürt konusu, kimine göre Güneydoğu Sorunu büyük ölçüde çözümlenmiş. Ekonomik büyümesini tek başına geliri bin dolara çıkarmış, gelir dağılımı büyük ölçüde düzeltmiş barış içinde dünyada ve çevresinde barış bir Türkiye; Avrupa Birliği yok dedi dünyanın sonu değil, dünya Avrupa Birliğinden ibaret değil, biz o konuma gelelim. Avrupa Birliği bize kaldı ki ben o noktada Sarkozy mi olur olmaz mı o da belli değil Fransa da, Merkel olur mu o belli değil. Ama olsa da o noktaya gelmiş bir Türkiye ye Avrupa nın kolay kolay hayır diyeceğini de sanmıyorum dediği zamanda dünyanın sonu değil yani böyle bir konuma gelmiş Türkiye, her zaman saygı duyulan ve dünyada yeri olan bir ülke olacaktır. Ben iniş çıkışları olsa da ki olabilir Amerika yla ilişkilerinin karşılıklı yararı dikkate alınarak sürdürmeliyiz sorunlar olur inişler çıkışlar olabilir. Başta Rusya olmak üzere büyük güçlerle ilişkilerini Türkiye çeşitlendirerek arttırmalıdır. Rusya önemli bir komşudur önemli bir ülkedir. Ekonomik açıdan önemlidir, siyasi açıdan önemlidir. Bir süredir ihmal edilen Orta Asya Cumhuriyetleriyle ilişkilere Türkiyem daha fazla ağırlık versin. Son yıllarda ben ihmal edildiği konusundayım bazılarıyla ciddi sorunlar var örneğin Özbekistan la. Komşularıyla ilişkileri geliştirmelidir. Yine altını çizeyim komşularıyla sıfır sorunları var yeni keşfedilmedi. Atatürk dönemine gidelim Atatürk komşularına sıfır sorunu savaştığı ülkelerle ilişki kurarak yaptı. Atatürk savaşta ve savaştan sonra en iyi ilişkileri kurdu. İran la ilişkileri iyi hepsiyle iyi yani dediğim gibi bazı konular tabii ki önemlidir. Her ülke komşularıyla sıfır sorun ister ama yeni keşfedilmedi yani her ülke bunu yapmak ister. Türkiye o sıfır sorunla Hatay ı savaşsız Hatay ı itilafsız Atatürk döneminde Türkiye topraklarına yani 1920 lerde savaştan sonra bile Türkiye nin hiçbir komşusuyla sorunu yoktu Sovyetler Birliği dahil. O gün ilerde Ege Kıbrıs ta sorun değildi. Yani onun için tabii ki önemlidir ama yeni değildir her ülke için hedeftir Türkiye bunu zamanla yapmıştır. Türkiye İslam dünyasıyla Batı arasında köprü ve 5

6 diyalog oluşmasına yardımcı olmalıdır buna katkı yapmalıdır. Özetle çok boyutlu ve çok taraflı bir dış politika geliştirmek ve sorumlulukla yürütmek durumundadır. Türkiye nin ben olaylara karışamam diye bir lüksü yoktur. Türkiye nin ben bunlarla ilgilenmem deme şansı yoktur. Yani bu coğrafyadan kaynaklanıyor, bu tarihten kaynaklanıyor, bu konumdan kaynaklanıyor. Yani Türkiye Balkanlardan bana ne Orta Doğu dan hatta Beyrut a asker gönderilmiş mi diye bundan bana ne Afganistan dan bana ne diyemez. Türkiye bölgesel güç olacaksa çevresindeki ve dünyadaki barışa istikrara katkı yapmak durumundadır. Yani Türkiye bunu yapacak bir ülkedir. O nedenle buradan bize ne, şuradan bize ne deme noktasında değiliz. Çünkü birçok bu ülkenin çevremdeki ülkelerin çoğunun bizde uzantıları var bizim orada uzantılarımız var. Yani Türkiye Bosna da olaylar çıktığı zaman, bana ne diyebilir mi? Türkiye de milyonları bulan Bosnalı vatandaşlarımız var, akrabaları var Balkanların hepsinde var. Türkiye Kafkasya dan bana ne diyemez, Türkiye Orta Doğu dan bana ne diyemez. O bakımdan Türkiye nin kesinlikle bu tip politikaları bilmek durumundadır. Demin ben NATO ve Avrupa Birliği içinde olması gerektiğini söyledim. Gerçi NATO ve ABD de dışında kalsa da Türkiye yine büyük bir ülkedir ve yine de önemlidir. Bu durumda da farklı yaşam takibi düzenli de olsa devam edecektir. Deminde söyledim dünya bunlardan ibaret değil, her ülkede bunlara üye değil. Ancak ben bunun marjinal maliyetinin herkes için yüksek olabileceğini düşünüyorum yani hem Türkiye için hem de onlar için. Çünkü batı dünyasında çağdaş dünyadan kopuk bir Türkiye marjinal arayışlara yönelebilir ve böylesine sorunlu bir coğrafyada karmaşık sorunların arkasından yetişmeye çalışan bir ülke haline gelebilir. Laik ve demokratik çağdaş Cumhuriyetin içerdeki ve dışarıdaki karşıtları böyle bir ortamı kendi amaçları için daha kolay istismar edebilirler. Yoksa dediğim gibi dünya bunlardan ibaret değil. O nedenle hangi konumda ve nerede olursak olalım laik demokratik rejimimizi ve çağdaş Cumhuriyetimizi korumalıyız. Bunun yanında önemli ekonomik ve sosyal sorunlarımız var onlara girmedim. Bunların çözümü için yüksek bir kalkınma hızıyla gelişmemizi istikrar içinde sürdürmeliyiz. 21. yüzyılın henüz başlarındayız 90 lı yılların başındaki iyimserlik deminde söyledim fazla sürmedi. Dünya her gün yeni sorunlarla yeni itilaf ve krizlerle karşı karşıyadır. Bu yüzyılın daha başındayız bu vizyonun daha iyi olup olmayacağı ise yöneticilerin liderlerin insanoğlunun göstereceği hoşgörü sağduyu ve basirete bağlı olacaktır. Bunu önümüzdeki yıllarda yaşayarak göreceğiz umarım dünya önümüzdeki yıllarda barışa istikrara ve hoşgörüye doğru hızla ilerler. Sorunlar her zaman çıkabilir. Çünkü şimdi iki bloklu dünyada nükleer güç kontrol altındadır. Yani birisi Doğu bloğu Sovyetler Birliği nin Batı da Amerika nın kontrolü altındaydı ve iki ülkede iki tarafta da bunun büyük bir felaket olabileceğini biliyorum. Rakam saniye farkıyla belki birisi daha fazla zayiat verirdi ama insanlık için bir faciaydı. Nükleer güc çantada taşınır cepte taşınır bir olay bu yani. Demokrasi ve demokrasinin olmadığı ve de terör örgütlerinin hakim olduğu bir yönetimin eline geçtiği varsayıyor. Dünyanın karşı karşıya kalacağı felaketi tahmin bile edemezsiniz yani o bakımdan dünya son derece dikkatli davranmak durumunda demokratik ülkelerde bunun sorunu olmaz. Ama demokratik olmayan ülkelerde istikrar olmayan ülkelerde bu tip grupların eline geçebileceği bir konuyu düşünün örneğin Allah göstermesin El-Kaide nin Pakistan ya da başka bir yerde böyle bir konuma geldiğini düşünmek dahi istemiyorum. Zafer Şahin: Ben ismimden yola çıkarak size bir soru sormak istiyorum. Dikkatinizi çektiyse Savaş Zafer Şahin çünkü ben Kıbrıs Barış Harekatı döneminde doğmuş neslin bir ferdiyim. İlkokulda aynı sınıfta 8 tane Zafer var. Çocukluk dönemimde şunu merak ederdim hep acaba tarihteki büyük olaylar yaşandığında o dönemde biz de yaşasaydık algımızda bir farklılık olur muydu? Mesela 1453 te yaşasaydık İstanbul un fethini tarih kitaplarından farklı algılar mıydık diye. Bunu ben yaşadım benim çocukluğumda Berlin Duvarı yıkıldı ve fark ettim ki tarih kitabından okur gibi izledim ben olayı sadece televizyon ekranlarından izledim. Şimdi soruyu şuraya getirmek istiyorum. Bize demir perdeden başlayan hatta 20 yüzyıl tarihini anlatan çok zengin bir birikim çok derin bir ufuk aktardanız. Tabii bu olayların büyük bir kısmını genç arkadaşlarımızın kitaplardan okumak dışında öğrenmek ve algılamak için şansları yok pek fazla. 6

7 Acaba genç arkadaşlarımıza bu olayların içsel yüzünü doğasını ve tüm derinliğini öğrenebilmeleri için böyle önereceğiniz vereceğiniz tavsiyeler olur mu acaba diye merak ediyorum. Hikmet Çetin: Sihirli bir şeyim yok ama okumak bunun çaresi araştırmak ve okumak. Bunlar bugün hele hele o kadar kolay ki bir yere gitmenize gerek yok. İnternetin başında geçireceksiniz hepsi geliyor. Yani bugün Berlin Duvarı nın ne zaman kuruldu diye bizim zamanımızdaki gibi Milli Kütüphane ye git, Siyasalın kütüphanesinde yok Milli Kütüphanede yok git diye bir olay yok. Onun için biz internet çağındayız yani bizim insanımızın tabii bir özelliği az okuyoruz. Bilmem Japonya bir Japon bir yılda 20 kitap okuyor Türkiye de 25 kişi bir tane okuyor. Yani böyle bir eğitim ve okumayla Türkiye ilerleyemez. Yani dünyada bana eğitimine, okumasına önem vermemiş ve buna rağmen ilerleyen bir tane ülke gösteremez. O nedenle Almanya herkes söylüyor. Almanya ll. Dünya Savaşı nda bitti ama mucize oldu, mucize değil insan kafası oradaydı eğitilmiş beyin oradaydı. Yani fabrika binası yıkıyorsunuz ama fabrikayı yapan beyin duruyor. Binayı yaparsınız motoru yaparsınız bütün mesele o değil; o beyin eğitilmiş beyin orada olduğu sürece yaparsınız. Yani benim söyleyeceğim bunun bir sihirli değneği yok. Okuyacaksın yani bizim zamanımızdaki gibi değil, şimdi sizin yaptıklarınızı biraz aslında kıskanarak belki ama büyük bir zevkle izliyorum. Ben yeni yeni sizin yapmaya çalıştığınız internet kullanıyoruz son birkaç yıldır. Yani okumayı sadece üniversitede kitapları okuyarak bitirdiğinizi sanmayın. Şimdi ben Mete Bey de öyledir Siyasaldan mezun ama bu dönemde örnek vereyim ki Siyasal Bilgiler Fakültesi bize Sosyalizm ekonomistti doğru dürüst öğretemediler korku içinde büyüdük. Hatta ben planlamaya girdim 62 yılında İtalya ya gittim oradan Hollanda ya gideceğim seçim kampanyası vardı. Sokaklarda orak çekiç bayrakları doluydu. Ben o yolu değiştiriyordum onun altına geçmeyeyim diye öyle yetiştik. Hatta gerçekten yani acaba birisi burada benim resmimi çekecek şimdi böyle orak çekiç dizilmiş komünist partisinden bayrakları falan. Yine bir şey daha söyleyeyim mesela bizim eğitim sistemimizde o dönemde biliyorum yani benim zamanımda 1915 Ermeni Olayı yani bir şey oldu herhalde hiçbir kelime öğretmediler bize. Bilmiyorum yani bizler ve sizler okuyanlar hiçbir okulda ben yani oldu bir şey yani yokmuş gibi varsayıyoruz ve o zaman da öğrenmediğimiz içinde sorun önümüze gelince üzerine gidiyoruz o zamanda gerekeni yapamıyoruz. Yani örnek biz 1915 Olaylarını Ermeni Olaylarını ASALA diplomatlarımızı öldürmeden niye gündeme getiremedik. Yani illa ASALA 45 tane diplomatımızı öldürdükten sonra bakın acaba ne olmuş ne diyelim? Aytuna Kocabıyıkoğlu: Dünyadaki gelişmeleri özetlediniz ve bu çerçeve içerisinde Türkiye nin önemini vurguladınız. Gerek stratejik açıdan, gerek genç nüfusu açısından, gerekse güçlü bir ordumuz açısından önemini vurguladınız ve bu gelişmelere dünyanın bu gelişmelere Türkiye nin asla yabancı kalamayacağını söylediniz. Ben şimdi eğer politik olmazsa şu soruyu sorabilir miyim bu çerçeve içerisinde? Acaba şuanda Türkiye nin kat ettiği yol attığı adımlar taviz vermemesi gereken konulara uygun düşüyor mu açık net bir politika güdebiliyor mu bu çerçeve içerisinde Türkiye, bunu sizden alabilir miyiz? Hikmet Çetin: Evet zor bir soru. Şöyle başlayayım. İlişkileri sürdürürken Türkiye nin de bir konumunu anlatmaya çalıştım ölçü ve dengeyi kaçırmamak lazım. Son zamanlarda Türkiye yani o bağı ve orada olduğu Batıyla ilişkilerini ideolojik olarak koparmaya yönelik bir politika izlenimini yani öyledir demiyorum. Böyle bir izlenimini vermek Türkiye bakımından son derece yanlıştır. Yani biriyle elbette ki biz komşularımızla en iyi ilişkide olmalıyız elbette ki çok yönlü olmalıyız. Bunu yaparken dış politikanın iki tane tesiri var. 1- Dış politika ideolojiye göre yapılmaz. Dış politika yarar ve çıkar üzerine yapılır. Yani dış politikaya ideolojik olarak bakamazsınız. 2- Dış politikayı iç politika aracı olarak kullanamazsınız. Bunun devamını küçümseyerek söylemiyorum. Sokaktaki kamuoyuna göre dış politika yürütemezsiniz. Yani ben örnek vereyim eğer Bosna ya saldırdıkları zaman sorsanız vatandaşa ordunuz gitsin mi? Eminim ki büyük çoğunluğu Evet savaşa gitsin Bosna ya derdi. Buna göre dış politika yapabilir misiniz? Hatta demeden bile öyle bir baskı altında kaldım ki ben bir gün Sayın Başbakan Demirel di dedi ki 7

8 ya Hikmet dedi bizim milletvekilleri filan dedi çok huzursuzlar dedi. İlla ordu niye gitmiyor Bosna ya diye onları çağır konuş dedi. Ben çağırdım dört beş tane kişiyi dedim ki peki ben gelim şimdi oturalım haritayı da koydum oraya. Diyelim ki bir siyasi karar alındı yani parlamentodan kararı çıktı, şimdi siz de yetkilisiniz gelin bakalım nasıl yapacaksınız bunu. Uzmanlar diyor ki 250 bin kişi lazım yani Bosna da duruma tam hakim olabilmek için 250 bin kişi lazım gelin bakalım bir 250 bin kişi nereden görevlendireceksiniz. Diyelim ki hepsinin kararını verdik Bulgaristan Yunanistan ın hiçbiri hava sahasını açmıyor ilan ettiler. Deniz ve kendi karasularını kapattılar. Şimdi bana söyleyin bakalım nasıl gideceğiz oraya? 10 kişi 10 bin kişi değil, 250 bin kişi yani demek istediğim o izlenimi yürütecek bir politika yürütemedik. Fakat son zamanlarda benim görebildiğim yani böyle ideolojik ve iç politika aracı izlenimi veren politika yürütmeye çalışılıyor. Sudan son dakika da vazgeçti Allah tan yani olacak şey değil. Yani marttaki Uluslararası Ceza Mahkemesi kararından sonra iki ülkeye gidebilmiş Katar ve Mısır a gidebilmiş ve bir yandan da Gazze ye öyle söylediniz bir yandan 300 bin kişinin yani uluslararası 4 yıllık bir araştırma sonucu ortaya çıkmış öyle gidip de ben gördüm değil. Şimdi bu tip şeylerden geçirmek lazım yani önerenler bu konumu çok dikkatli yürütmek lazım. Sorumluluk Türkiye nin sorumluluğu var rahat değil yani daha ben böyle yaparım diyemez. Yani sadece örnek diye söylüyorum; İsrail in Gazze de yaptığı olay insanlık dışı insanlık katliamı hiç şüphe yok. Ama bu İsrail ile karşılıklı kavga etmeyi de gerektirmez. Yani ilişkinizi hatta bozmak için özel çaba göstermek de gerektirmez. Sonra bir şey daha söylemek lazım ben söylemek durumundayım ben geçmişte yani Türkiye nin dışına gittiğiniz zaman dünyada tek destek olan tek lobi onların lobisiydi yani İsrail in lobisi. Başka da yok bana ikinci lobiyi gösteremezsiniz yani Amerika da Avrupa da her yerde benim çıkarım verdiği yararı onu kaybetmemek. Tekrar ediyorum insanlık suçu deyin ne derseniz deyin. Ama bu kavga ve orada ısrarla ilişkiyi bozmayı gerektirecek bir konuyu bile görmedim. Buna dikkat etmek lazım. Doç. Dr. İdris Bal: Sizin de belirttiğiniz gibi Türk Dış politikasındaki bu son açılımları ben açıkçası son dönemi sadece son dönemin bir marifeti olarak görmüyorum. Yani bu bir merdiven çıkar gibi ilk merdivenin ilk adımları atılmasaydı. Başka bir deyişle rahmetli Özal ın sizin rahmetli İsmail Cem in ve diğerlerinin katkıları olmasaydı. Soğuk Savaş sona ermeseydi. Konjonktür müsait olmasaydı zannediyorum şuandaki sıfır sorun politikaları diğer açılımları konuşamıyor olacaktık. Tabii ki burada bir Ermenistan la yakınlaşma Türkiye nin tabii ki İslam Konferansı Teşkilatı Genel Sekreteri seçtirilmesi gibi İran la ilişkileri bir zaman hamas meselesinden önce İsrail le Suriye arasında azınlık yapması bunlar tabii ki artılar görünüyor ama siz bu bağlamda dikkat edilmesi gereken hususları çünkü en son Newsweek te zannediyorum böyle kaygı ortaya koyulmuştu. Türkiye başka tarafa mı döndü? Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz ve bunun iç politikaya yansıyan kısmı var yani bir bağlamda komşularla sıfır sorun olduğu gibi içerde de yani bir demokratik açılım meselesi veya hatta Alevi vatandaşlarımıza yönelik açılım meselesi konuşuluyor. Bunlar bir bakışta çok iyi görüntüler ama dikkat edilmesi gereken yönleri artıları eksileri neler olabilir? İkinci sorum ise Amerika Birleşik Devletleri nde de bakalım dediğindiniz hakikaten Bush döneminde Amerika Birleşik Devletleri gerek ekonomik olarak, gerek güvenlik olarak, gerek insan hakları bağlamında hatta caydırıcılık anlamında ciddi imaj kaybına yol açtı. Çünkü neden? 2007 rakamlarına göre dünyanın savunma harcamalarının %45 ini yapan Amerika bir Afganistan da istikrar sağlayamadı bir Irak ta istikrarı gerçekleştiremedi. Sizin özellikle önemli bir göreviniz oldu bu Afganistan da yani nasıl değerlendiriyorsunuz. Buraya gerçekten barış gelebilir mi modern bir ülke olabilir mi? Bu olmadan da Amerika Birleşik Devletleri nin bir Orta Doğu da başarılı olacağını Büyük Orta Doğu Projesi başarılı bir şekilde ortaya çıkıp atacağını düşünmüyorum. Hikmet Çetin: Aslında birinci soruyu biraz yanıtladım gibi geliyor bana yani bütün bunları yaparken yanlış izlenim vermemek gerekir ve ölçüyü iyi tutmak lazım. Türkiye aslında seçimini Atatürk ten önce bile yapmıştı Tanzimat la birlikte yapmıştı yani seçimi tabii çağdaş bir dünya çağdaş dünya da Batıda. Batı dili denilmesi çağdaş bir dil Türkiye oradan koparak etkili olabileceğini sanmıyorum. Türkiye marjinal böyle bir gölgede marjinal gruplar arasında 8

9 böyle bir çekişme içine girebilecek bir ülke. O nedenle Türkiye çok önemli rol oynuyordu İsrail le Suriye arasında o bitti artık. Yani bir sorun çözmeye çalışırken bir sorun da yarattı. Yani Türkiye bugün artık önemli bir ülkedir bu bölgede İsrail le birlikte iki demokratik ülke ve Türkiye çok önemli bir ağ olabilirdi. Çünkü o rolü oynayamadığı için tarafların ikisi sizi kabul etmesi lazım. Türkiye şimdi ilk önce o konumu gereksiz yere kaybetti buna hiç gerek yoktu. Yani iç politika içinde şimdi bu iç politikada tehlikesi şu Türkiye böyle bir şey yapamaz. Yani bir İsrail Büyükelçisini yumurta atarak olacak şey değil, bu da 20. yüzyılda değerlendirseniz de üstelikte Bergama da doğmuş Türkiye de doğmuş olmaktan iftihar eden hatta bir yemekte dedi ki büyükelçi ben dedi 5 yaşında gittim İsrail e kalabalıkta yemek yiyorduk, her çocuk şimdi acılarla anı anlatıyor dünyanın başka yerinden gelen bir tek Türkiye den gidenler hariç dedi. Biz hep iyi anılarla gittik ve hiçbir sorun olmadan gittik. Şimdi öteki Türkiye nin en büyük sorunu önce atlatması gereken öteki insan. Öteki insan Alevi, öteki insan Ermeni, öteki insan Musevi, öteki insan Rum, öteki insan Laz, öteki insan Kürt, o öteki sorununu Türkiye aşmak durumundadır. Çünkü bunun tehlikesi durup dururken içeride yani zaten kalmış Musevi veya 5 6 bin kalmış Rum veya bir belirgin Ermeni durup dururken insanlarımızın onlara karşı tepkiye yol açarsın çok tehlikelidir. Yani iç politikada kullanmanın böyle bir tehlikesi var ve bunun izlerini zaman zaman görüldü. Mesela Davos tan sonra buraya Yahudiler giremez, buraya Museviler giremez bu ismi değiştirin tüm bunlar bu tip kamplaşmalar çok önemlidir. Osmanlı İmparatorluğu o hoşgörüyle 600 yıl dar etti. O her ötekilere hoşgörüyle o imparatorluğu yürütebildi. O hoşgörü ve tolerans olmadığı zaman o büyüklüğünüzü kaybedersiniz bence onlar bütün bunları yaparken ölçüyü ve dengeyi çok özenle korumak gerekir. Şimdi evvela genel bir şey söyleyeyim bu Türkiye içinde böyle ayrı bir cümle. Terörle mücadele başka terörizmle mücadele başka yani terörist öldürerek terörizmi önleyemezsiniz. Yani Afganistan da 1 milyon insan da getirseniz değil 100 bin eğer terörist öldürmekle terörü çözeceğinizi zannediyorsanız yapamazsınız. Sadece askerle çözemezsiniz. Asker gerekli yer ama eğer Afgan halkı dünyada 27 NATO üyesi Avrupa Birliği bütün dünya oradayken eğer Afganistan halkı hala dünyanın en yoksul insanıysa elektriği yoksa, suyu yoksa, çocuğunu okula göndermiyorsa kadınları doğumda dünyada en fazla ölüm veren bir ülkeyse, her 1000 kişiden 250 kişisi daha 5 yaşına gelmeden ölüyorsa, yaş ortalaması 43 yani ömür yaşındaysa silahlı kuvvetler orduyla çözemezsiniz. Yani elbette ki çok şeyleri iyiye gitti. Ama yeni bir stratejiye ihtiyaç var ben onu yazarak da ayrıntılı söylediğim için o strateji olmadan Afganistan ı çözemezler. Bir kere 1- Pakistan olmadan Afganistan çözülmez. Pakistan ın kuzeyinde 10 binlerce medrese var o medreselerde Tunus tan Endonezya ya kadar dünyanın her tarafından radikal öğrenciler gelir. Orada sanmayın ki Fizik, Matematik Coğrafya öğretiyorlar cihat yolu o olduğu sürece ve 2500 km lik sınır olduğu sürece sınırın iki tarafında da aynı kapılar olduğu sürece sadece silahlı kuvvetleri riske atarsınız. Ben Afganistan dan çok Pakistan ın sorunun çok daha büyük olacağına inanıyorum. Yani kısaca dünya NATO ve Amerika oturup yeni bir strateji saptayacaklar. Yeterli asker evet ama az ekonomik yardımla çözemezsiniz. Ekonomik yardımı arttırmak durumundasınız. 2- Pakistan dan her türlü ilişkiyi arttırarak Pakistan ı çözmek durumundasınız. Afgan hükümeti de oturarak rüşveti önleme ondan sonra merkezi yönetimin Kabil dışındaki etkinliğini attırma konusunda çok daha dikkatli gitmesi lazım ve son olarak Amerika belki NATO orada sürekli kalamaz kalmanın koşulu Afgan ordusuyla Afgan polisini eğitmek. Kağıt üzerinde eğitiliyor. Ama ben şeyi söyleyeyim programa göre 62 bin polis sonra 80 bine çıktı. Ben oradayken polisin %55 i okuma yazma bilmiyor. Yani okuma yazma bilmiyor derken ceza kesecek fiş yazamıyor bununla çözemezsiniz konuyu. Gerekli donanım yok yani Kabil le Bagram arası 70 km dir Amerika NATO üssü. Yolda bir gün durdum orada çek komutlar var yani kontrol noktaları polis duruyor. Telefonu var mı? Yok. Araban var mı? Yok. Bir tane kalaşnikof elinde öyle duruyor. Yani o onla nasıl kontrol eder? Onun için dünyanın Afgan ordusunu ve Afgan polisini her türlü araç gereçle eğitmesi lazım. Yani uzun bir cümle ama yani bunu yapmadan olmaz. Afganistan kazanılabilir ben bazılarına katılmıyorum. Afgan halkı, Afgan genci, Afgan kadını geçmişi unutmak istiyor. 28 yıl savaş birçok insan hayatını kaybetmiş. Afgan kadınının çektiği sıkıntı dünyada hiçbir ülkenin kadını çekmemiştir. Yani hikayeler anlatıldığı zaman hikaye değil, olaylar insan dinlemeye bile tahammül edemiyor. Hiçbir şey yapamadın mı? Çok şeyde yapıldı. Bir tane örnek vereyim 9

10 Taliban döneminden bir kız çocuğunu babası kardeşi ya da kocası olmadan yaşı sekiz de olsa sokağa çıkması yasak bırakınız okulu falan sokağa çıkması yasak tamamen sosyal hayattan kopmuş. Şimdi ilkokul ilköğrenimde 6 milyondan fazla çocuk var 2,5 milyonu kız çocuğu. Yani bu bile ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Şimdi ben Afganistan ın eğitilmiş kadının kurtaracağına inanıyorum ve kendilerine de söylüyordum. Yani burada bayanlar çok olduğu için söylemiyorum bunu. Kadınların ele aldığı öncülük yaptığı hiçbir olay dünyada kaybetmez. Onun için ben Afganlara hep bunu söylüyordum. Yani Afgan kadını eğitilerek çünkü onları gördüm ben. O dönemde yani o dediğim dönemde bodrumda okuyarak eğitim yap o bodrumda gizli eğitim yapmışlardır gizli Pakistan a gidip doktor olmuşlar öğretmen olmuşlar. Şimdi bu kadar çaba içinde olan bir kitle o bu arada tabii Türkiye nin düşünmesi gereken bir olayı da söyleyeyim. Afgan Parlamentosunun %27 si kadın yani 249 şeyde 68 tane kadın var yani gerçeği kavramamak yok ve en etkili de onlar bana göre yani en mücadele eden de onlar. Ben zaman zaman evde yemekte onlarla nöbette bulundum gerçekten ben eğitimin önemine ve özellikle kadın eğitiminin kız çocuklarının eğitiminin Afganistan da çok önemli olduğuna karar verdim. Soru: Ben sizin affınıza sığınarak size iki soru sormak istiyorum. Birincisi terörizm dışarıda gösterilen terörizmle Türkiye deki terörizm arasındaki farkı bilmek istiyorum. Çünkü bugün Amerika nın Irak a girmesinden dolayı Iraklı bir adamın onlarla savaşması demek onlar için terörist demek. Ama bize atalarımızdan bir şey öğretiliyor kendi vatanın kendi toprağın için savaşman lazım diyor. Onlar da kendi toprakları için savaşmıyor mu peki niye onlar terörist oluyor o zaman? Afganistan daki insanlar kendi toprakları için savaşıyor peki niye onlar terörist oluyor? Hem içişlerimizdeki terör olayını çözmeden Türkiye nin bence dışarıya müdahale etmesi yanlıştır. Ama bunun mantıklı bir açıklaması varsa arz ederseniz çok mutlu olurum. İkinci sorum ben de Diyarbakırlıyım. Sizin gibi değerli bir ağabeyimizin Diyarbakırlı olması bize gerçekten büyük bir şeref veriyor. Ama sizin neden siyasete Diyarbakır dan değil de Antep veya Ankara İstanbul dan girmeniz? Sonuçta sizi büyüten topraklara vefa borcunuz olduğuna inanıyorum. Hikmet Çetin: Şimdi bir kere doğru şeyler söylediniz itham tam doğru değil ama şu yani; Iraklının ülke topraklarını işgalden kurtarması terörist değil bak ama El-Kaide ya da onlar da var da onun için diyorum. Eğer onlar gelip de orada yapıyorlarsa o terördür. Şimdi terör ne? Afganistan la başlayayım. Afganistan işgal altında değil yani Afganistan işgal edilmedi. NATO var orada. NATO bir ülkeyi işgal edemez işgal etmesi iyi niyetli ülkelerle etmemesi lazım yani 27 ülke evet diyorsa bir ülkeyi işgal edelim diye o zaman başka yapacak çare kalmamıştır. Yani Afganistan da Taliban ya da El-Kaide Afganistan ı kurtaran değil, terör örgütü olarak dünyanın en radikal vahabi İslami radikal rejimi orada yönetime gelmek için kalkıyor. Yani bir yabancı güçle giderse Afganistan da iç savaş başlar. O bakımdan yani kimse orada kalıcı değil yani Kanada dan 10 bin km gelmiş orada hayatını veren adam ne bekleyecek Afganistan da yani herkes oradan biran evvel gitmek istiyor. Ama Afganistan ın kendi polisi ve askeri ayaküstünde durmasını bekliyor. Şimdi terör ne? Terör bir kere hele demokratik bir ülkede hiçbir gerekçe fark gözetmeden insan öldürmeyi kabul edemez. Yani terör bir sonuç vermez hiçbir şekilde. O nedenle tabii sizin dediğiniz doğrudur. Irak halkı biran önce kendi toprağına sahip olmak istiyor biran önce Amerika nın gitmesini istiyor. Amerika nın işgal dediği işgaldir. Amerika da yani Irak işgalle Amerika olan bir sistemi yıktı. Yani bana göre büyük yanlışlık şu Irak ın ordusu vardı Irak ın memuru vardı Irak ın polisi vardı. Onları sıfırlayarak altüst etti Irak. Afganistan öyle değildi. Afganistan da 2001 de hiçbir şey yok ordu yok, hükümet yok, devlet yok, polis yok, asker hiçbir şey yok. O bakımdan Irak ın ki böyle bir şey Afganistan la karşılaştırmamak gerekir. Bir diğer fark Afganistanlının bütün hareketlerde Birleşik Milletler Güvenlik Konseyi kararı var yani meşrutiyet sorunu yok. Irak ta bir de meşrutiyet sorunu var. Yani tek başına ben gidiyorum gelen gelsin dendi. Ben Diyarbakır da bir dönem milletvekilliği yaptım. Bundan sonrada siyaset yapmaktan büyük onur duyarım. Ben Diyarbakırlı olmaktan her zaman onur duyuyorum. Hiçbir zaman da bunun aksini düşünmedim çok çok sevdiğim bir yer umarım önümüzdeki dönemde politika yaparsam Diyarbakır ı tercih ederim. Sende gelir bana oy verirsin. 10

11 Doç. Dr. Gül Güneş: Doç Dr. Gül Güneş Turizm İşletmesi Bölüm Başkanıyım. Efendim öncelikle teşekkürler yaklaşık 40 seneye aşkın bir süre içerisinde bize tarih, felsefe içinde bir sunuş gerçekleştirdiniz. Daha sonrada konuşmalarınıza ardından verilen cevapları da Afgan kadınlarına atıfta bulundunuz. Bende bu noktadan hareketle bir Türk kadını olarak size sormak istiyorum. Aslında büyüklerimizin resimlerine bakınca bunun cevabını bir şekilde alıyoruz. 40 lı yıllarda insanların çok daha özellikle Türk kadını açısından çok daha modern bir yaşam içerisinde olduğunu görebiliyoruz. Dolayısıyla ben de Atatürk İlkelerine bağlı bir bize tanıdığı hak ve özgürlüklere bağlı bir Türk kadını olarak yetiştirildiğim için size sormak istiyorum; son yıllık süreç içerisinde Türk kadınlarının özellikle uluslararası arenada ve Türkiye de temsil ettiği hak ve özgürlükleri bakımından sizce bir ilerleme mi söz konusu, yoksa biz geriye mi gidiyoruz? Çünkü ben yaklaşık yıl önce yurtdışında ülkemizi temsil ettiğim toplantılarda açıkçası çok daha özgür olduğumu düşünüyorum bu gerek kıyafetler, gerek temsiliyet hakları bakımından. Ama son yıllarda buna çok bir anlamı olmadığına inanmaya başladım. O nedenle sizin bu konudaki görüşleriniz almak istiyorum. Hikmet Çetin: Türk Kadınını birinci sınıf insan yapamadık daha. Yani ben her şeyi anlıyorum da ben aslında erkekleri anlayabilirim de kadınların belki o kişiliği veren Medeni Kanunun bana göre çok altı belki çizilmiyor. Ama Medeni Kanun bana göre reformların en önemlisi yani Atatürk ün Türk Kadınına sağladığı ve bugün Türk kadını her şeyi Atatürk e borçlu yani etrafınızdaki diğer ülkelere bakın yani bu ilkeleri olmadığı ülkeler. Ben her şeye rağmen ilerleme olduğu kanısındayım. Ama ben tüm bunlara karşı Türk kadınının ekonomik ve siyasi hayatta yeterli derecede ağırlıklı olduğu kanısında değilim en ağırlıkta olduğu yer üniversite yani galiba %22 falan bir rakam o civarda ama uluslararası alanda ve diğer alanlarda bana göre hak ettiğinin gerisinde. Ben o bakımdan o çağdaşlık görünümü giderek kadınlar bakımından bir çevre baskısı deyin, mahalle baskısı deyin yaratma olasılığı yüksek o tabii umarım eğitime yansımaz. Çünkü eğitilmemiş kadının eğitilmemiş insanın çok fazla yararlı olduğu kanısında değilim. Türkiye nin bana göre bir şeyi çözmesi lazım bütün bunları söylerken. Ben yani belki başkası başka düşünceler aksi düşünce olabilir ama Türkiye bağlantısı olduğu için söylüyorum. Devlet okullarını birinci ilkokuldan başlayarak bir yabancı dil lisanı öğretme noktasına gelmelidir. Bugün dünyanın her tarafında Pakistan ı Hintli görüyor. Neden? Tek avantajı İngilizce yani gidin Dünya Bankası IMF Uluslararası Kurumları UNESCO her tarafta dolu Türkiye maalesef bu konuda hele bir de şimdi kolej, kolej olmama durumu yarattı özel ve devlet yaratılınca da devlet geriye gidiyor. Ben devletin olduğu yıllarda o şansı bulabildim yani okuyabildim. Yani yabancı lisanda şansım yoktu da sonradan kendim halletmeye çalıştım. Ama şimdi öyle bir hale geldik ki yoksul varlıklı olan insan olanaklara kavuşuyor olmayan insanın öyle bir olanağı yok. Bir dilin bugün globalleşmede deyin Uluslararası alanda deyin liseyi bitiren her insanın bir yabancı dili öğrenmesi lazım bu da eğer ilkokul birden başlamazsanız çok zor. Soru: Siyaset Bilimi öğrencisiyim. Size şöyle bir soru sormak istiyorum. Kerkük e biz niye sahip çıkmadık? Sonuçta orası da bir Türk bölgesiydi. Orada savaş oldu insanlar öldü. Ama Türkiye nin ben orada bir rolünü göremedim. Ben bunu size bir Kerkük Türkmeni olarak sormak istiyorum. Hikmet Çetin: Bakanlığım sırasında çok da temas ettim ama orası başka ülkenin toprağı yani orası bir Irak ın şehri Irak ın kenti. Elbette ki ilgilenmek lazım her türlü oradaki soydaşlara her şeyi yapmak lazım ama sonunda Kerkük Irak ın bir toprak parçası. Onun için yani sahip çıkma derken herhalde savaşı siz kast etmiyorsunuz. Yani ben öbür türlü eğer yeteri kadar sahip çıkmadıysa yanlış ama bence gereken yapılmaya çalışılıyor. Türkiye nin çabasıyla referandum erteleniyor. Çünkü referandumda çözülecek bir sorun değil referandum olduğu zaman ne olacağı belli değil. O bakımdan Kerkük ten yani Amerika nın dünyanın orayı birçok etnikli bir özel konumlu bir kent olması için bir yer olması için ve itilaf noktası olmaktan çıkarması lazım. Yani orada herkesin barış içinde birlikte yaşayabileceği bir kent haline 11

12 gelmesi lazım onun için gerekli çabanın gösterilmesi gerekli. Şimdiye kadar yapılan ki doğrudur o yani itilaf büyüyebilirdi eğer referandum yapılsaydı. Hep erteleniyor umarım sadece referandumun çözümüne bırakılmaz bir Konsensus ile bir noktaya varılır. Ali Can Gözcü: Ben okulumuzun yeni açılan Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi öğrencisi Ali Can Gözcü. Öncelikle biz geleceğin Siyaset Bilimci ve Kamu Yöneticilerine aktarmış olduğunuz bilgilerden ve ufkumuzu genişlettiğiniz için size teşekkür etmek istiyorum. Bunun yanı sıra yapmış olduğunuz sunumda dünyadaki büyük güçlerden bahsettiniz. Bunun arasında Japonya ve Hindistan örneğini de verdiniz. Gerek medya da olsun gerek kamuoyunda ve işte halkın kendi arasında son zamanlarda özellikle dile getirilen şöyle bir duyum var; geleceğin bundan sonraki bir 10 yılın 20 yılın büyük gücü Amerika Birleşik Devletleri değil de Türkiye Hindistan ve Japonya. Japonya teknolojik gelişmeler açısından Hindistan farklı açılardan gerçekten gelişmiş bir ülke ama bu üç idari ülke olarak Türkiye nin neden hangi özelliğine istinaden arasında yer aldığını veya bunun ne kadar doğru ve gerçeği yansıttığını öğrenmek istiyorum. Hikmet Çetin: Ben tabii ki Çin, Hindistan, Japonya, Brezilya birçok ülke hızla gelişir büyür. Benim görüşüm ne olursa olsun ekonomik gücü ve askeri gücüyle Amerika birinci ve süper güç olmaya devam edecektir. Yani ben onların hiçbir zaman Amerika ya yetişebilecekleri görüşünde değildim. Neden Türkiye? Şu bakımdan Türkiye: Türkiye eğer iç barışı tam sağlarsa bu çok önemli yani her bakımdan çok önemli, yani iç barışı tam sağlar öteki olmaktan kurtarır Türkiye. 70 küsur milyon nüfusu var nüfusun %65 i yaşın altında çok dinamik bir özel sektörü var çok önemli bir konumu var. Eğer Türkiye bunları sağlayarak bir de bu genç nüfusunu iyi eğitir ve bunlara iş olanağı yaratırsa Türkiye kesinlikle o büyük ülkeler arasında yer alacaktır. Çünkü o öylesine dinamik öylesine bir güç ki bu bütün mesele bu gençliği eğitilmesi. Yani biliyorum çoğunuzun yarın okuyup ne olacağım endişesi var. Yani iş bulacak mıyım ne olacak bunlardan kurtarılmış bu genç nüfusa tekrar ediyorum çok iyi bir eğitim çağdaş bir eğitim ve iş olanağı diğerleriyle birleştiği zaman çok büyük bir güç Türkiye. Hele Avrupa nın yaşlanmış giderek azalan dinamiğinden uzak bir yaşlanmış ve yorulmuş bir kıta, yorulmuş bir dünyayı dikkate aldığınız zaman evet Türkiye nin bu tekrar ediyorum sorunlarını iç barış sağlandığı zaman gerçekten önü çok açık ve büyük bir ülke ama yeter ki Laik Demokratik Cumhuriyet ilkesini koruyalım. Onu korumadığınız zaman bunların hiçbirinin anlamı olmayacağının anlamını tekrar tekrar çizmek istiyorum. Soru: Genç kesim dediniz bu Sayın Başbakanın söylediği üçten fazla çocuk yapmak durumuyla bağdaşır mı bağdaşmaz mı? Hikmet Çetin: Yani ben tabii o görüşte değilim. Yani ben şöyle sadece kalabalık bir nüfusun bir şey yapmayacağını söylemek istiyorum. Dünyada öyle kalabalık nüfusu olan insanlar var. Yani ben şuanda acaba Türkiye 50 milyon olsaydı daha iyi olabilir miydi? Yani bütün mesele o insanlarımıza eğitimi verebilmek onlara iş olanağı sağlayabilmek yani nüfus önemlidir tek başına bir şey ifade etmiyor. Soru: Başbakan mesaj mı veriyor? Hikmet Çetin: Onu bilemiyorum ama şimdi tek örneği de İsrail bu Arap Dünyası. Yani bir o zaman 3 4 milyonluk İsrail üç savaşı 100 milyonları aşan Araplara karşı kazandığı daha mı kahraman hiç değil. Neden? Eğitilmiş donatılmış çok iyi eğitilmiş bir nüfusu ve araç gereci var. Hani Çinliye demişler o zaman hep Arapları yeniyorlar bildiğimiz olay kaç kişi bunlar demişler 44 milyon hangi otelde kalıyorlar demiş İsrailliler. Yani onun için sadece nüfus çoğunluğu yetmiyor. Soru: Merhabalar öncelikle okulumuza hoş geldiniz ben Uluslararası İlişkiler Bölümü öğrencisiyim. Konuşmanızda bahsederken Amerika dan da bahsederken küresel güç olmasında ülkelerin dış politikalarında değişmeyen hedeflerden fakat hükümetlere göre 12

13 yöntemlerin değiştiğinden bahsettiniz ve bir Türk Dış politikasında bu istikrarı görebiliyor musunuz? Yani değişen hükümetlere göre hedeflerinde aynı kaldığını söyleyebilir miyiz? Hikmet Çetin: Yani ben bugüne kadar bir ciddi sapma görmedim. Yani Atatürk ün koyduğu içerde barış dışarıda barış ilkesi özenle götürüldü. Türkiye bu özenle ve bu dikkatle 70 yıldır Kıbrıs a zorunlu olarak yapılmış bir savaşa girmedi. Ülkesini, insanlarını eğitti. Ama bazı ipuçları var onu da son yıllardaki bazı politikalarda söyledim. İnşallah bu devam etmez yani Türkiyem doğrultusu bellidir. Doğrultusunun yanlış izlenim verecek şekilde değişmemesi lazım. Biz dünyada barışı istikrarı önem verebilen bir ülke o konuda ben kurulan temel hedeflerden bugüne kadar henüz böyle ciddi bir sapma görmedim yani söylemek istediğim bu. Soru: Rahmetli İsmail Cem e kadar Türk Dış siyasetinde bir saygınlığımız varken günümüze geldiğimizde Davos Krizi ve ondan öncesi Talabani ve Barzani nin Türkiye Musul ve Kerkük e müdahale ederse bizde Diyarbakır a müdahale ederim demesi imajımızı zedelemiştir. Peki, siz Türk Dış siyasetini bu kadar aciz teslimiyetçi ve korkak bir politika izlemesini neye bağlıyorsunuz. Hikmet Çetin: Yani ben öyle bir korkak politika yürüteceğini sanmıyorum ama yani söyleyecek tabii işte Barzani biz de Diyarbakır a gideriz diye söylerse gülerler insana ciddiye almayacaksın yani kimseyi. Tabii ülkeye müdahale edecek yani hayır peki buyurun mu diyecekler, demezler tabii o da bir şey söyleyecek artık bir değeri yok onun. Yani onları böyle muhatap alıp bence yani iki yerel lideri muhatap alıp onlarla böyle bir şeye girmeyi yanlış buluyorum yani önemli değildir o. Çünkü bir de bunlar yerel yöneticiler tabii bir önemi de yok aslında. Evet, efendim kimsede tekrar ciddiye alamaz Türkiye hakikaten bazı yanlış şeylerden kurtulacak Türkiye büyük bir yer olacak. Yani güçlü bir devlet öyle ufak tefek şeylerle sarsılacak yıkılacak bir ülke değil onlar da şimdi anladılar ki Türkiye olmadan Kuzey Irak ta istikrar sağlanamaz. Amerika orada kalıcı değildir zannediyorum Amerika da onlara dedi ki neden bu şeyler oluyor, neden terörle ilişkiler değişti. Amerika herhalde onlara dedi ki ben gideceğim siz Türkiye yle beraber kalacaksınız ve bir yandan Suriye Araplar güneyde bir yandan Şiiler güneyde etrafınız çevrili ve sıkıntılarınızı ben gideremem Türkiye ye ihtiyacımız var. Bununda bazı koşulları var Kuzey Irak ta terör olduğu sürece bu mümkün değil. Siz terörle Kuzey Irak tan çıkartmaya yardımcı olursanız. Buna destek verirseniz herhalde böyle dedi. Bende Türkiye nin sizle diyalogunu sağlamaya çalıştım nitekim oraya da yürüyor. Dikkat ederseniz bir süre konuşmuyorum aleyhinde hiçbir şey konuşmuyorum ben. O bir dönemde zannedildi ki Amerika burada kalacak ben sırtımı Amerika ya dayadım ben istediğimi söylerim. Amerika orada kalmaz Amerika nın kalması mümkün değildir. Türkiye ye ihtiyaçları var onu gördüler anladılar. Türkiye de o konuda politikasında aslında bir yumuşama yaptı ve şimdilik iyi gidiyor diye düşünüyorum. Doç. Dr. Mustafa İsmihan: Avrupa Birliği ekseninde götürmesi gerekiyor izlenimi doğru, ancak şunu belirtmek lazım Kıbrıs la ilgili Türkiye bayağı yapılmaması gerekenleri bile yaparak açılımlar yaptı ve önümüzdeki 1 2 aylık süreçte de çok daha ilginç gelişmelere şahit olacağız yani bu da bir sürpriz değil. Ben Türkiye nin bütün istenilen yani Kopenhag Kriterleri yerine getirse bile Türkiye nin önüne en azından Kıbrıslı Rumların bir tam üye olarak karşısında oturup her zaman reddedeceğini ve bunun için yemin ettiklerini her zaman deklare ettiklerini biliyoruz. Geçen haftalarda EOKA gibi Kıbrıs ta Türk varlığını bitirecek olan bir terör örgütünün eski mensupları olan bu yöneticiler Avrupa Birliği nde olan bu yöneticiler maalesef Avrupa Birliği ni de etkiliyorlar. Annan Planı gibi bir plana Kıbrıslı Türkler evet dedirtildi. Dedirtildi diyoruz çünkü geçen günlerde biliyorsunuz Başbakan Tayip Erdoğan la Cumhurbaşkanı Talat ın arasında geçen konuşmalarda deşifre edildi. Yıllarca mücadele vermiş Rauf Denktaş gibi büyük bir liderin Türk dünyasının büyük bir önderinin ne kadar yerlere vurulduğuna hepinizce malum çok güzel sordu öğrenci arkadaşımız hakikaten en güzel sorulardan belki de en güzeliydi. Türkiye birkaç yıldır teslimiyetçi politika izliyor ve izleyecek göreceğiz yani birkaç ay içerisinde de ve sonuçta yani şunu sormak istiyorum. 13

14 Türkiye hakikaten sizin de dediğiniz gibi onurunu koruyarak girebilecek mi Avrupa Birliğine ve girdiği zaman gerçekten birçok yani böyle kazanımları olabilecek mi benim çok ciddi şüphelerim var. Yani bunu sormak istiyorum sadece buna kendimizi endekslememiz doğru bir politikamı olacaktır benim sorum bu. Hikmet Çetin: Ben yüzde yüz alacaklar demedim yani olmayabilir. Ama eğer tabii kimse Kıbrıs ta öyle bir ödün vererek aldı git tut kararı olmaz kimse yapamaz bunu da. Şimdi şöyle bir senaryo Türkiye de deminde söyledim. Ne isteniyor benden Avrupa Birliği standartlarına uymayı. Nedir bunlar? Bir insanın insan olmasıdır. Demokrasi olması demokrasinin kuralları olmasının gereği yani trafikten bilmem çevreye kadar bunlar ödün değil. Yani ben eğer insanımın trafikte daha düzenli olmasını, çevreyi korumasını, demokrasiden hiçbir ayrımcılık gözetmeden tüm koşulları yerine getirmiş o 31 faslın tekrar Kıbrıs ta şart değil zaten hepsini yerine getirmiş ve almıyor. Dünya ondan ibaret değil almasın. Ne kaybedeceğim? Yani ben bütün bunları yapmayacağını söyledim. Hiçbir demokratik sorunum kalmamış standartlarım yükselmiş demokrasim en üst kurallara gelmiş Milli gelir içinde paylaşım düzelmiş bütçe açıklarım o standartlara uymuş bütün bunları yerine getirmiş. İnsan hakları hepsi yerine gelmiş. Bunları ben kendi halkım için yapıyorum ben bunları başkası için yapmıyorum ki. Yani ben onları Fransa insanının buna faydası var mı ya da Almanya nın bunda faydası var mı? Buna faydası yok benim insanımın faydası var. Yani benim insanlarda mezhep, etnik fark gözetmeden rahatça yaşayabileceği bir ülke haline gelmiş ve beni almadı olmasın dünya oradan ibaret değil. Yani dünya merkezi Avrupa Birliği diye almazsa almasın bu iş önemli değil ben yoluma devam ederim. Yani onsuz da Türkiye büyüktür; onsuz da Türkiye önemlidir. O bakımdan ben diyorum ki bırakın Sarkozy ne derse desin, bırakın Merkel ne derse desin. Ben kendi halkıma iyiliğine inandığım bu standartları yapalım. Diyeceğiz ki onlar olmadan yapmıyor muyuz? Yapmıyoruz yani maalesef öyle yani onlar olmadan Anayasa 5 defa değişiklik yaptı. Doç. Dr. Mustafa İsmihan: Atatürk döneminde nasıl yapıldı? Hikmet Çetin: Atatürk dönemini bununla karıştırmayın. Şimdi Atatürk dönemi şöyle bir dönem Atatürk dönemindeki o reformları demokrasi içinde yapamazdınız. O reformlar olmadığında o demokrasi olmazdı. Doç. Dr. Mustafa İsmihan: Demokrasi içinde hocamız belirtti geriye doğru gidiyor kadınlarımız. Resimlere bakıyorsunuz. O zaman devleti idare edenlerin etrafındaki bayanların ne kadar hoş görgülü böyle giyimli, şimdi de bakıyorsunuz hepsi en tepedekinden altına kadar neredeyse böyle gözlük de takacaklar gözlerini de görmeyeceksiniz. Buraya yani Kuveyt teki gibi en zengin ülkelerden biri tırnak içinde ama 5 metre geriden yürüyor önündeki beyinin. Hikmet Çetin: Peki çözümü ne? Çözümüne çare var mı? Bir çare söyleyin. Bir kere ben tabii biraz insanların özgür iradesine ve inançlarına çok saygılı bir kişiyim. Sembol olarak kullanılmadığı sürece de insanların başını örtmesine buna hiç karşı değilim. Ama önemli olan kötü olan şu siyasi sembol olarak kullanılmaktır. Sizin şikayet ettiğiniz siyasi semboldür. İşte onu aşmanın yolunu nasıl bulacağız hep birlikte düşünmemiz lazım. Demokrasi içinde buna çare bulmamız lazım. Siyasi sembol olarak bulmak şimdi o insanların çoğu genç kız, hallerine durumlarına bakın çoğunun başı açık yani çoğu evlendikten sonra kapandı. Bir sembol olarak onları seçme durumunda kalmışlar ve tabii ki görünüm hoş değil. Yani Laik Demokratik Cumhuriyetle bir de monarşi rejimleri liderlerine baktığınız zaman dediğiniz doğrudur. Ben tekrar ediyorum tabii dünya Avrupa Birliği nden ibaret değil zaten onu ben de söylüyorum. Yani ben kendi insanımın kendi toplumumun gereğini yapayım olmazsa olmaz yani sorun değil. Kıbrıs bakımından da şöyle tabii Kıbrıs ın olayı başka şimdi iki lider görüşüyor. Onu ben Kıbrıs için son şans olarak görüyorum çözülmezse tek yol kalıyor bana göre. Kuzeyin bağımsızlığını artık sonuna kadar tanımaktan başka ve onu tanıtmaktan başka ben Türkiye nin ya da başka bir çözüm bulacağını zannetmiyorum. 14

15 Doç. Dr. Mustafa İsmihan: Cumhurbaşkanı inanmıyor Hikmet Bey yani Mehmet Ali Talat beyan etti o güne kahrediyorum diyor yani bir Cumhuriyet ilan ediliyor diyor Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bu adam Cumhurbaşkanı. Hikmet Çetin: Neyse efendim yani özellikle olan şu kimse Kıbrıs ı feda etmez. Tekrar ediyorum bu son şanstır. Olmazsa tekrar ediyorum. Türkiye nin yapması gereken hepimizin yapması gereken kuzeyin bağımsızlığını bağımsız bir kuzey devleti olarak tanıtmaktan başka çıkar yolu yok başka bir çözüm yolu kalmıyor. Soru: Hepimiz öğrenciyiz ancak sadece okulun verdiği eğitimle değil, okuduğumuz romanlarla da tarihi öğrenmeye çalışıyoruz. Çünkü her ülke kendi tarihini, kendi yandaşı olarak kendi lehine anlatıyor. Şimdi en son rövanşta olan bir roman var Sandy Tolan ın Limon Ağacı belki okudunuz belki duydunuz filmi yapılıyor. Siz eğitimden bahsediyorsunuz İsrail in eğitimli olduğundan ve 1 2 milyon nüfusla Arapları yendiğinden bahsediyorsunuz. Ama onlar böyle demiyor. 1 2 milyon nüfuslu Yahudi nin yani Musevi nin Bulgaristan dan Yunanistan dan o civardan Nazilerden kaçarak El-Hamra bölgesinde Ramallah a sürülen Arapların yerine onların yaptığı evlere kendi kazançlarıyla kendi emekleriyle yaptığı evlere zorla yerleştirilerek oradaki Araplar Ramallah bölgesine yollanıyor ve terk edilmiş bölge ilan ediliyor El-Hamra ya Museviler el koyuyor bir İsrail 1 2 milyon kişi ve Amerika Birleşik Devletleri nin sonsuz desteği üzerlerinde bunu ben söylemiyorum bunu kitaplar böyle anlatıyor. Şimdi eğitim bu mu? İsrailliler 1 2 nüfuslu geliyor Arapların evlerini işgal ediyor onları öldürüyor ve resmen katlediyorlar. Öldürmekten geçti savaşmamışlar katletmişler. Kendileri çok büyük bir güvenlik duvarı kuruyorlar. Eğitim bunları mı öngörüyor bizim de bunları mı yapmamız gerekiyor? İkincisine gelince ben şuan üniversiteyi başarıyla bitireceğime inanıyorum hiçbir kuşkum da yok. Beyin gücü olarak kendime ve birçok arkadaşıma da güvenmeme rağmen şimdi bu hükümetin varlığı da önemli ama işe girme tehlikesi var. Çünkü bizim başımız açık yani ben birçok kişiyi tanıyorum ki çok yüksek dereceye gelmiş ama işe giremiyor. Niye giremiyor? Eşleri açık. Erkek tanıdıklarımız beyefendiler çok yüksek mimar olmuşlar mühendis olmuşlar işe girebilmek için devlette yer alabilmek için eşine diyor ki kapanacaksın. Kadınlar ne yapalım kapanalım. İşe girmek için bunu yapıyor bizde bu tehlike var ben açık bir bayanım ve ben işe girmede tehlike arz ettiğimi öngörüyorum ve devleti biz seçmedik. Bu hükümeti de kim seçiyorsa kınıyorum, çünkü ben başımı kapatmak istemiyorum. Rengarenk baş örtü örtmektense saçımı rengarenk boyatmayı tercih ediyorum. Üçüncüsüne şöyle bahsetmek istiyorum. Bir kere Atatürk döneminde biz Kurtuluş Savaşı ndan yeni çıktığımız dönemde yoksulluk sınırındayız. Yoksulluğu da aşmışız artık aç bir konumdayız. Hiçbir sistemimiz devleti planlama teşkilatımız yok. Yani görüyorum ki hocalarımız dahi siz de Devlet Planlama Teşkilatında görev almışsınız. O zaman böyle bir teşkilatın varlığından bile haberdar değildim ben ve birçok kamu kuruluşu küçük küçük odalarda okullar yok hiçbir şekilde yok. Amerika olsun Avrupa olsun bir kuruluş NATO Birleşmiş Milletler vs gibi bir topluluk bir grup kuracağız ama o yeni yoksul aç olan topluma davetiye gönderirken şimdi biz niye yalvarma konumundayız bu Avrupa Birliği ne bize birçok şeyimizden vazgeçmemizi söylüyorlar Atatürk ten vazgeçin diyorlar. Onlar Hitlerden vazgeçiyor mu? Yani biz ne için vazgeçmek durumundayız ya da Avrupa Birliği ne girmek zorunda mıyız? Yani biz yalvarıyoruz o zaman Türkiye daha kötü durumda mı ki biz yalvarıyoruz? Hikmet Çetin: Eğitimle beraber araç gereç için yardım eğitim tek başına bir şey yapamaz. Bütün dünyadan yardım geliyor Diaspora yani başta Amerika olmak üzere elbette ki büyük teknoloji yani teknoloji olmayan bir eğitime bir şey yapamazsınız. Ben öyle bir satırla geçtim sade eğitimle olur mu okumuş insan halledemez. Dediğinizin hepsi doğru yani o destek vardı bütün dünyanın Musevileri başta Amerika parasıyla aracıyla gene yılda milyarlar harcıyor milyarlar gidiyor orada bulunuyor ben onu demek istedim. Hayır, neyse sizinle farklı görüşte değilim. Tabii ikinci konu aslında Türkiye nin şu sıralar önemli bir konusu dinin devlet yönetiminde referans olarak kullanması en büyük sorundur. Herhangi bir dil olursa olsun ama eğer referansı dil olarak kullanıyorsanız o ülkenin ileriye gitmesine yani bu Hıristiyanlıkta olsa 15

16 öyle Musevilik de olsa ileriye gitmesi son derece güçtür. Siz başınızı açmaya açık tutmaya devam edin. Bunu demokrasiyle aşmak zorundayız. Yani başka çıkar çözümü yok ben önümüzdeki yıllarda dönemlerde sizin gibi insanların o inancıyla o kararlılığıyla bunu çözüp aşabileceğimize inanıyorum halk bu sorunları görebilecek. Türkiye nin özelliği şu; onu kaybedersek ben yine konuşmamda belirtmeye çalıştım bu bilginin hiçbir anlamı kalmaz. Yani her gece diskoya gidene herkes saygı duyacak camiye gidene de öbürü saygı duyacak. Yani diskoya gidene de aynı derece saygı duyulacak camiye gelene de saygı duyulacak. Birisi diğerine karıştığı zaman Türkiye bütün özelliğini kaybeder burası 99 nüfuslu Müslüman bir ülke. Yani referans olarak kaldığınız zaman ülkenin büyüklüğü gider. Yani ne kadar büyük olursanız olun ne kadar kalabalık olursanız olun, ne kadar gücünüz artarsa Türkiye bu özelliğini kaybederse bunların hiçbirisinin etkinliği kalmaz. Türkiye marjinal şeyler arasında kalır. Avrupa Birliği tabii ki davet üzerine değildir yani kendiniz başvurursunuz Türkiye 59 dan beri başvurmuş. Aslında yalvarmaya gerek yok yani o bir çağdaşlık projesi olarak görüldü. Türkiye, Cumhuriyetten itibaren Batının bütün çağdaş kurumlarına ya davet edildi ya da kendisi başvurarak gitti. 59 da bunu da o zaman böyle büyük değilken 6 ülkeyken Roma Antlaşması bunu bir çağdaşlık projesi olarak gördü ve başvurdu. Olur mu olmaz mı bence yargılamaya gerek yok yani ben tekrar ediyorum o standartları kendi vatanımız için devam ettirelim. Ah ah vah vah demenin bir anlamı yok o ekibin yani o kadronun Cumhuriyet kadrosunun bunu bir çağdaşlık projesi görmesinin bende bir anısı var o da şu. Ben Planlamaya yeni girmiştim yani yeni derken iki yıl falan İsmet Paşa Başbakan Ankara Antlaşması 63 te imzalandı. Ankara Antlaşması öncesinde Planlama Teşkilatında daha öğrenciydim. Yüksek Planlama Kurulunda Avrupa Ekonomik Topluluğu o zamanki adıyla Ankara Antlaşması imzalansın mı imzalanmasın mı konuşuluyor. Bütün devlet büyük bir tane kurumlar var Sanayi Bakanı, Maliye Bakanı, Planlama Teşkilatı, Gümrük Bakanı biz de genç daha yeni girmişiz arkada oturuyoruz. Bütün kurumlar örneğin Maliye Bakanı diyor ki benim en büyük gelir kaynağım İsmet Paşa Başbakan oturuyor en büyük gelir kaynağı o zaman gümrük vergisi katma değer falan yok eğer gümrükler kalkarsa ben şey yapamam maaş ödeyemem diyor onun için giremedi. Sanayi Bakanı diyor ki bırakın yeni sanayi kurmayı ben meclis sanayilerini bile rekabette koruyamam. Ben özetliyorum. Planlama diyor ki bu teşkilata gerek yok yani plan yok çünkü serbest piyasa mekanizması, plana gerek yok. Dışişleri çok cılız bir biçimde önemi yok ağabey diyor. Ama herkes diyor ki bunlar kendilerine yer arıyorlar çünkü yeni yerler açılacak Fevzioğlu rahmetli Başbakan Yardımcısı oturuyor ben tanıyorum Fevzioğlu nu çünkü benim siyasete girmeme neden olan da odur. İsmet Paşa tüm bunları dinledi. Ne diyecek acaba çünkü normal olarak onları dinlerseniz Ankara Antlaşmasının imzalanmaması gerekir. Bir soru sordu Ziya bizim müsteşarımız olur. Dedi ki ben istediğim zaman buradan çıkabilir miyim? Herkes birbirine baktı düşünülmemiş galiba. Ziya Bey baktı. Tabii Paşam dediler yani kimse kimseyi zorlayamaz yani çıkarsa çıkar. O zaman benim gitsin dediklerim olursa siz de gidersiniz. Şimdi bu kadar kısa sürede deyince doğrusu biraz ben de kırıldım yani o kadar konuşuldu. Ara verilince Ziya Fevzioğlu na hocam dedim ne yaptın bir cümleyle bu ekip yani Cumhuriyet kadrosu bunu bir çağdaşlaşma projesi olarak görüyordur. Yani Türkiye nin bu bölgede böyle marjinal gruplar arasında Arap mıdır, Orta Doğu mudur, Batı mıdır onlardan kurtuluşunun ve bu çağdaş dünyanın bir parçası olmasının burada yarıyor. Yani o konuyu açtı benim vergim azalmış, sanayi kurulmamış diye bakmıyor dedi. Bu ekip böyle bir Cumhuriyet Kadrosu böyle bir kadro dedi bunu bir çağdaşlaşma konusu olarak görüyor ve geleceğin bir kurumu olarak gördüğü için böyle diyor. Dediğiniz doğrudur yani kimseye yalvarmaya gerek yok Türkiye başvurmuş bence kendi halkımız için ben onu demek istedim zaten. Ben halkın bir iyiliği olan konulara, projelere devam edeyim olur veya olmaz beni ilgilendirmez daha çok önemli de değil. Siz iş bulursunuz ben biliyorum siz yetenekle bulmazsanız gelin ben size yardımcı olayım. Soru: Siyaset Bilimi öğrencisiyim. Konuşmanızın başında da demiştiniz. Türkiye sizin söylediğiniz kadar dış politikada basiretsiz değil, hakikaten güçlü bir ülke olduğumuzu söylüyorsunuz. Ama ben çok yakın döneme ait Genel Kurmayın elinde olan birtakım videolar izlemiştim. Bu videolarda teröristlerin birtakım teröristlerin kendi kamplarına gelen 16

17 Hollanda dan, Danimarka dan hatta Amerika dan birtakım devlet adamlarının gelip de sizi her türlü konuda desteklediğini söyleyen sözler vardı videolarda bunları izlemiştik. Bunlar takdir edersiniz ki siz ve sizin gibi birçok bakan da bilgisi dahilindedir. Bugüne kadar bu tür ülkelere bir Türk olmanın verdiği gururu neden kullanamadık, neden düşük şekilde duramadı, neden siz ve sizin gibi birtakım bakanlar bugüne kadar hiç kalkıp da bu örgütü neden destekliyorsunuz diye sormadı? Hikmet Çetin: Sorduk. Ama dediğiniz doğru değil. Yani elbette ki dış desteği var elbette ki dış gücü var yani ben içerden ve dışarıdan Türkiye ye karşı bunu kullanmak derken şunu söylemek istedim: Elbette ki var yani bunun para desteği var, teorik desteği var. Ama 12 Eylül ün dönemi de buna destek yaptı yani biraz çanak tuttu. Dediğiniz doğrudur bunların hepsi söylenmiştir ama belki kamu yönünde değil. O dönemin Dışişleri Bakanı Almanya da yani yapılan tartışmaların sonunda hükümet istifa etmek durumunda kaldı çünkü kriz durumu var. Onun için yapıldı ama belki daha yüksek sesle yapılabilir miydi? Bu arada bana hep sorulan bir soru var onu da siz sormadınız ama. Siz gençlerin siyasete ilgilenmesine ne dersiniz diye sorarlar bana, şimdi bütün bu sorulara bakın. Üniversite gençliği veya her gençlik siyasetten uzak duramaz durmamalısınız. Bu soruları hepsini çözmek istiyorsanız bizim nesil size iyi bir Türkiye bırakmadı belki ama daha iyi bir Türkiye için size büyük görev düşüyor. Siyaseti kötü diye görmeyin siyaseti yanlış diye görmeyin. Ben en güzel yıllarımı siyasette üniversite yıllarını arasında hem CHP Gençlik kolları hem de üniversitede yaşadım. Yine bir gün yine böyle bir yerde üstelik üniversite profesörü bilim adamı ne işiniz var bunlar arasında der gibi oldu. Yani hakikaten de o anlamda bu bizim siyaset kötü bir şeydir; o anlamda biri soru sordu. Neden siyasete geldiniz, dedi. Kötülerin beni yönetmesini istemediğim için geldim dedim. Siz de eğer kötülerin sizi yönetmesini istemiyorsanız uzak kalmayın. Şikayetle beraber herkes kendine düşen görevi yapmalıdır diye düşünüyorum eğer kötülerin sizi yönetmesini istemiyorsanız. Soru: Siyasi iklimi dağıtıp bir de ekonomik açıdan da biraz ekonomik kimliğimizden yararlanmak istiyorlar. Şimdi biz ülke bakımından 97 madenin 73 veya 74 ne sahibiz. Bunlar bakımından da bayağı zengin bir ülkeyiz. Ama biz neden hala bunları çıkartıp dışarıya satıp dışarıdan bunu işlenmiş şekilde geri alıyoruz. Genç nüfusumuz fazla olmasına rağmen neden biz bunları işlemiyoruz bu benim birinci sorum. İkinci sorum da özelleştirme devleti biraz daha rahatlatma babındadır. Ama biz neden devlete kar sağlayan yerleri özelleştiriyoruz da neden bir Devlet Demiryollarını özelleştirmiyoruz neden devletin üstündeki gerçek yükü atmıyoruz da kar ettiği yerleri veriyoruz? Hikmet Çetin: Sana katılmaktan başka söyleyeceğim bir şey yok. Yani haklısın bir ikincisi tabii ki biz planlamayı yıllarında biz devamlı olarak madenleri cevheri olarak ihraç etmeyelim olabildiğince bunlara katma değeri Türkiye de olmak üzere işleyerek bu kısmen yapıldı kısmen yapılamadı. Şimdi tabii ki dünyada değişim var özelleştirme olur. Ama Türkiye de yatırım yapmadan, sanayi kurmadan Türkiye başta işsizlik olmak üzere sorunu çözemeyiz. Hiçbir sihirli değneği yok yani böyle hiç başka kimseyi aramayın. Türkiye yıllardır yatırım yapılmıyor. Yani işsizlik Türkiye nin bana göre en önemli sorunu bugün halka sorun kimse öyle siyasetçiler dışında başörtüsünün seçimlerdeki payı %7-8 i geçmiyor. Yani bir insan efendim başını kapalı tuttuğu için oy veriyor oranı çok az. Her yerde ekonomiye göre karar verilir. Ekonomik sorunlar ülkelerin en önemli sorunudur işsizlik en baştaki sorun. Son kriz neyi gösterdi? Ekonomist olanlarınız bilir son dünya kriz şunu gösterdi. Yan sanayi karizması her şeyi çözmüyor. İşte her şeyi piyasaya bırakın piyasa her şeyi en iyi şekilde çözer. En iyi şekilde çözmedi. İki nedenden dolayı devletin idaresine ihtiyaç vardır, bugün Amerika da bankaların büyük kısmına devlet sahip. Obama ya diyorlar ki sen gizli bir sosyalistsin. Aslında çaresi yok olanı yapıyor yani yok çünkü bitti. Şimdi Türkiye de özelleştirme şöyle yapılıyor. Yabancılar almıyor değil mi? Gelsin yatırım yapsın hiç karşı değilim. Yeni bir yatırım değil, mevcudu alıyorsunuz. Yani mevcudu almak şu kadar dış yatırım geldi. Şu kadar dış yatırım geldi kaç tane fabrika kuruluyor var mı örneği? Yani bilmem Ahmet te olan Avrupa geçiyor bunun kattığı bir şey yok yani o satanı zengin ediyor o 17

18 kadar. Bir kere tabii ki ben devletin artık eskisi gibi her yerde her şeye karışmasını doğru bulmuyorum geçti o gün. Ama Güneydoğu da, Doğu da, Orta Anadolu da ne yapacaksınız? Yani devlet olmadan Diyarbakır a kim yatırım yapacak? Kim yapar yatırım? Yapmaz. Kim Şırnak ta yatırım yapacak? Yapmaz. Bu ideolojik değil pratikten doğan bir ihtiyaçtır. Onun için yani sosyal devlet o işlevini yapmalıdır. Yani insanlarının gelir dağılımına karşı korumalıdır ve iş yaratmak için de sanayiden yatırımdan başka bir çözümü yok. Senede her yıl zannediyorum bin kişi iş arıyor. Yani iş gücü bin kişi her yıl yeniden iş gücüne katılıyor. Bunlara nerede iş bulacaksınız? Tarımda mümkün değil yani Türkiye tarımdaki bugünkü nüfusu tutarsa dünyanın en şanslı ülkesidir. Demektir ki tarım dışında iş kuracaksınız. Hizmetlerde bağımsız değil o da sanayiye bağlı tarıma bağlı yani o bakımdan Türkiye nin aslında yatırıma büyük ağırlık vermesi lazım. Bu özelleştirmeden gelen paraları da yeni yatırıma götürmesi lazım sadece onlara bütçe açığı kapatılarak bir yere gidilemez. Türkiye nin en büyük sorunu da ekonomiktir en önemli sorunların birisi de işsizliktir. Ben önümüzdeki seçimde en önemli faktörlerinin birisinin de bu olacağına inanıyorum ne ekonomik krizin çok büyük ağırlığı olacağına inanıyorum aç insan, işsiz insan işte benim başım kapalı ben onun için oy vereceğim diyen insan çok azdır. Bütün mesele o insanlara çözüm üretecek yani umut verecek bir siyasi kadronun olması lazım. Yani bunlar değil de kim? Yani insanlara evet ben buna gidersem bana iş hayatı yaratacağım ekonominin daha iyi gidecek diye umuda kapılması lazım bu umut olmadan da olmuyor. Soru: Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü öğrencisiyim hocam. Üç sorum olacak öncelikle Güney Osetya ve Abhazya dan bahsettiniz. Sonra bizim tanımamız gerekiyor mu sizce? İkinci bir sorum İslami Cihat dediniz. 11 Eylül saldırısını İslami Cihadın yaptığını söylediniz ben buna inanmıyorum. Böyle yapıldığını basın bize öyle söyledi daha doğrusu bizde onu kabul ettik. Ama bunun arkasına baktığımız zaman sosyoloji hocamız bize söylediği gibi realist aynı zamanda önümüze realist bir bakış açısıyla hocam bunun arkasında Amerika mı var veya kim var bilginiz varsa biraz aydınlatırsanız? Hocam zaten sahibinin üç gün önceden falan sigortalattığı söyleniyordu doğru mudur yanlış mıdır orası tartışılır. Bir de hocam güçlü ordu demiştiniz çağdaş ordu hocam ordularını kapatıyorlar bunun hakkında yorumunuz ne? Hikmet Çetin: Sen çok siyasi soru sordun. Şimdi tabii ben cihat derken kendilerine karşı bir cihat yürütüldüğü düşüncesi var öbürü de cihat yapacağım diyor zaten. Bunun El-Kaide filan öyle diyor. Ama ben 11 Eylül ü Amerika da onun için filmler yapılıyor kitaplar yazılıyor. Yani akıl almaz bilgiler var ortada. Amerika toplumunun bir özelliği var hiçbiriniz Amerika yı Amerika kadar eleştirmiyorsunuz Amerikalılar kadar yani orada tüm bunlar konuşuluyor söyleniyor. Tabii ki bir soru işaretleri yanıt bulmayan birçok soru işaretleri var yani hangi teknoloji veya hangi bilgidir veya hangi teknolojidir ben teknik adam değilim. Hiç şaşmadan uçaklar o bütün çeliklerin eriyebileceği bir noktada kalarak iki binayı da sıfırladılar. Yani bu soru işareti tabii yani nasıl yaptı böyle 8 tane adam ama kim yaptı nasıl yaptı o daha belki yıllarca konuşulacak tıpkı Kennedy yi kim öldürdü halen Amerika da cevap bulamadı. Yani iki Kennedy de Robert Kennedy, John Kennedy kim ne için öldürdü yıllardır kitaplar araştırmalar böyle bavullar ve sandıklar dolusu belgelerle hala tam olarak çıkmadı. Bu 11 Eylül ü kim yaptı nasıl yaptı cevabını yüzde yüz bulamayacaktır. Ama büyük dünyanın büyük çoğunluğu kabulü var bu dışarıdan yapıldı ve bunu El- Kaide yaptı diye kabul var. Öyle mi değil mi benim de soru işaretim var ama cevabım yok. İkinci konu tabii yani kimse kapıları kapatamaz. Yani Türkiye nin güçlü ve çağdaş ordusu ülkenin en büyük kazanımıdır olacaktır devam edecektir. Tabii ki ordunun siyasetin müdahalesini sıkıntısını çekenler kişi olarak çekenlerden biriyim. O ayrı bir olay yani siyaset ayrı, silahlı kuvvetler ayrı ama silahlı güç silahlı kuvvetler kendi alanında güçlü, çağdaş, modern bir ordu olarak devam edecektir etmelidir ve edecektir diye düşünüyorum önünü kimse kapatamaz. Ama siyasete müdahalenin de hiç yarar getirmediğini hepimiz yaşayarak da gördük. Yani ben hepsini yaşadım. Yani 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 22 Şubat, 21 Mayıs hepsi yani hiçbirinin uzun dönemde yarar getirmediğini hatta bunlardan 12 Eylül ün birçok sorunların bugün baş başa olduğu sorunların aslında kaynağı olduğunu şimdi yani PKK bir anlamda Diyarbakır 18

19 cezaevindekilerden çıktı. Yani oradaki işkenceler ölümler yapılanlar ha herkese yapıldı. Ama daha çok orada yapılınca dünya böyle bir haklılık çıkardı ve ne bileyim yani bir insanın yani insan anadilini yasaklıyorsun. Bir insanın değiştiremeyeceği şeyler var yani bir insan elinde değil ki ben annemin babamın dilini değiştireyim. Ama dedi ki herkesin dili Türkçedir dendi. Yani tüm bunlar teröre ortam yarattı. Yani siz dünyaya nasıl anlatırsınız ki tekrar ediyorum eğitim dili resmi dili değil anadilini yasaklıyorsunuz. Kanun sonradan değiştirildi. Çünkü insanın değiştiremeyeceği şey var burada. Neyi değiştiremezsiniz? Ananızı babanızı değiştirip doğum yeri yılı değiştirmek doğum yerini değiştiremezsiniz. Şimdi vallahi ben Diyarbakır da değil de Edirne de doğdum diyemezsin yani elinizde değil. O nedenle herkesin kendi vatanını da barış içerisinde benim vatanım diyebilmelidir. O ortamı hazırlamanız insanlarımıza hangi etnik gruptan, hangi mezhepten olursa olsun kendi vatanın olmak özgürlüğünü hissetmelidir. Türkiye nin değişmezleri var; sınırı değişmez, bayrağı değişmez, resmi dili eğitimleri değişmez o çerçeve de insanların insan olmanın gerektirdiği çok büyük bazı hassasiyetleri var. Kim nedir kim kendini ne hissediyorsa odur ve Türkiye ne hissediyorsa odur. Hissettiğiniz söylediğin zaman da özgürce söyleyebiliyorsan ve onu söylediğin zaman da bir zarar görmeyeceğine inanıyorsa demokrasi var demektir. Yani bir insan Ermeni yse ben Ermeni yim diyebiliyorsa onu dediği için başına bir sorun gelmediğine inanıyorsa o demokrasi olmuştur; yoksa demokrasi sadece seçimle filan olmaz. Biz o rejimlerde bunları kaybettiğimiz için birçok sorun yaşadık. 19

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

Kafkasya ve Türkiye Zor Arazide Komfluluk Siyaseti

Kafkasya ve Türkiye Zor Arazide Komfluluk Siyaseti Kafkasya ve Türkiye Zor Arazide Komfluluk Siyaseti Leyla Tavflano lu Çok sıklıkla Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan a gittiğim için olsa gerek beni bu oturuma konuşmacı koydular. Oraların koşullarını

Detaylı

KOPENHAG ZİRVESİ IŞIĞINDA TÜRKİYE AB İLİŞKİLERİ

KOPENHAG ZİRVESİ IŞIĞINDA TÜRKİYE AB İLİŞKİLERİ 16 Prof. Dr. Atilla ERALP KOPENHAG ZİRVESİ IŞIĞINDA TÜRKİYE AB İLİŞKİLERİ Prof. Dr. Atilla ERALP ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü Kopenhag Zirvesiyle ilgili bir düşüncemi sizinle paylaşarak başlamak

Detaylı

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış;

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış; Yemek Temel, Almanya'dan gelen arkadaşı Dursun'u lokantaya götürür. Garsona: - Baa bi kuru fasulye, pilav, üstüne de et! der. Dursun: - Baa da aynısından... Ama üstüne etme!.. Ölçüm Bir asker herkesin

Detaylı

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER Modern Siyaset Teorisi Dersin Kodu SBU 601 Siyaset, iktidar, otorite, meşruiyet, siyaset sosyolojisi, modernizm,

Detaylı

2000 li Yıllar / 6 Türkiye de Dış Politika İbrahim KALIN Arter Reklam 978-605-5952-27-3 Ağustos-2011 Ömür Matbaacılık Meydan Yayıncılık-2011

2000 li Yıllar / 6 Türkiye de Dış Politika İbrahim KALIN Arter Reklam 978-605-5952-27-3 Ağustos-2011 Ömür Matbaacılık Meydan Yayıncılık-2011 Seri/Sıra No 2000 li Yıllar / 6 Kitabın Adı Türkiye de Dış Politika Editör İbrahim KALIN Yayın Hazırlık Arter Reklam ISBN 978-605-5952-27-3 BBaskı Tarihi Ağustos-2011 Ofset Baskı ve Mücellit Ömür Matbaacılık

Detaylı

frekans araştırma www.frekans.com.tr

frekans araştırma www.frekans.com.tr frekans araştırma www.frekans.com.tr FARKLI KİMLİKLERE VE YAHUDİLİĞE BAKIŞ ARAŞTIRMASI 2009 Çalışmanın Amacı Çalışma Avrupa Birliği tarafından finanse edilen Türk Yahudi Cemaati ve Yahudi Kültürünü Tanıtma

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Cumhuriyet Halk Partisi AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy Türkiye de temaslarına CHP Lideri Kılıçdaroğlu ile görüşerek başladı. Görüşmeye katılan Loğoğlu açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.

Detaylı

SAYIN TAKİPÇİLERİMİZ,

SAYIN TAKİPÇİLERİMİZ, SAYIN TAKİPÇİLERİMİZ, Araştırma grubumuza destek amacıyla 2000-2015 seneleri arasındaki konuları içeren bir ARŞİV DVD si çıkardık. Bu ARŞİV ve VİDEO DVD lerini aldığınız takdirde daha önce takip edemediğiniz

Detaylı

3647 SAYILI ve 2008 (3647/2008) TARİHLİ YUNANİSTAN VAKIFLAR YASASI VE UYGULAMALARI

3647 SAYILI ve 2008 (3647/2008) TARİHLİ YUNANİSTAN VAKIFLAR YASASI VE UYGULAMALARI Yrd. Doç. Dr. Turgay CİN* 3647 SAYILI ve 2008 (3647/2008) TARİHLİ YUNANİSTAN VAKIFLAR YASASI VE UYGULAMALARI Ortodoks Hıristiyanlık hukukunda vakıf var mı, yok mu, bir sorgulayın. Birinci sorum bu Hıristiyan

Detaylı

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014 Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye ile Kürdistan arasındaki ekonomik ilişkiler son yılların en önemli rakamlarına ulaşmış bulunuyor. Bugünlerde petrol anlaşmaları ön plana

Detaylı

Araştırma Notu 15/179

Araştırma Notu 15/179 Araştırma Notu 15/179 27.03.2015 2014 ihracatını AB kurtardı Barış Soybilgen* Yönetici Özeti 2014 yılında Türkiye'nin ihracatı bir önceki yıla göre yüzde 3,8 artarak 152 milyar dolardan 158 milyar dolara

Detaylı

BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI, (1)

BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI, (1) BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI, 1914-1918 (1) Topyekûn Savaş Çağı ve İlk Büyük Küresel Çatışma Mehmet Beşikçi I. Dünya Savaşı nın modern çağın ilk-en büyük felaketi olarak tasviri Savaşa katılan toplam 30 ülkeden

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu: Gezi Parkından dünyaya yansıyan ses daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi sesidir. Tarih : 15.06.2013 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye de görev yapan yabancı

Detaylı

TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ

TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ Dr. Tuğrul BAYKENT Baykent Bilgisayar & Danışmanlık TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ Düzenleyen: Dr.Tuğrul BAYKENT w.ekitapozeti.com 1 1. TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK KONUMU VE ÖNEMİ 2. TÜRKİYE YE YÖNELİK TEHDİTLER

Detaylı

İSLAM ÜLKELERİNDE NÜFUS ÖNGÖRÜLERİ 2050 ARALIK 2011

İSLAM ÜLKELERİNDE NÜFUS ÖNGÖRÜLERİ 2050 ARALIK 2011 GELECEK İSLAM ÜLKELERİNDE NÜFUS ÖNGÖRÜLERİ 2050 ARALIK 2011 SARIKONAKLAR İŞ TÜRKĠYE MERKEZİ C. BLOK ĠÇĠN D.16 BÜYÜME AKATLAR İSTANBUL-TÜRKİYE ÖNGÖRÜLERĠ 02123528795-02123528796 2025 www.turksae.com Nüfus,

Detaylı

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi 2 de Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi AK Parti İstanbul İl Kadın Kolları nda AK Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya gelmenin mutluluğunu yaşadı. 8 de YIL: 2012 SAYI

Detaylı

21.05.2014 Çarşamba İzmir Gündemi

21.05.2014 Çarşamba İzmir Gündemi 21.05.2014 Çarşamba İzmir Gündemi Doğu Akdeniz de Son Gelişmeler ve Kıbrıs, İKÇÜ de Ele Alındı İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Çelebi Avrupa Birliği Merkezi nin

Detaylı

A) Siyasi birliklerini geç sağlamaları. B) Sömürge alanlarını ele geçirmek istemeleri. C) Sanayi devrimini tamamlayamamaları

A) Siyasi birliklerini geç sağlamaları. B) Sömürge alanlarını ele geçirmek istemeleri. C) Sanayi devrimini tamamlayamamaları 1. Almanya ve İtalya'nın; XIX. yüzyıl sonlarından itibaren İngiltere ve Fransa'ya karşı birlikte hareket etmelerinin en önemli nedeni olarak aşağıdakilerden hangisi gösterilebilir? A) Siyasi birliklerini

Detaylı

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri 1 Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri Bugün kızla tanışma anında değil de, flört süreci içinde olduğumuz bir kızla nasıl konuşmamız gerektiğini dilim döndüğünce anlatmaya

Detaylı

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA Chp Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kahramanmaraş ın Elbistan İlçesi nde siyaseti sadece insan için yaptıklarını, iktidara gelmeleri halinde terörü sonlandırıp ülkeye huzuru getireceklerini

Detaylı

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak... 5 2. Üçlü İtilaf...

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak... 5 2. Üçlü İtilaf... İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak... 5 2. Üçlü İtilaf... 7 a. Fransız-Rus İttifakı (04 Ocak 1894)... 7 b. İngiliz-Fransız

Detaylı

Türkiye nin Nükleer Silahlanmaya Bakışı

Türkiye nin Nükleer Silahlanmaya Bakışı Bilge Strateji, Cilt 5, Sayı 9, Güz 2013, ss.9-13 Türkiye nin Nükleer Silahlanmaya Bakışı 1 Sinan ÜLGEN* Türkiye nin özellikle askeri alandaki nükleer stratejisine baktığımızda nükleer silahlanma konusunun

Detaylı

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47 Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığında, Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneğinin girişimleriyle Yunanistan'dan gelen Batı Trakyalı öğrencilerle

Detaylı

BAŞBAKAN ERDOĞAN: KOPENHAG SİYASİ KRİTERLERİ NOKTASINDA EĞER HERHANGİ BİR SIKINTI DOĞACAK OLU

BAŞBAKAN ERDOĞAN: KOPENHAG SİYASİ KRİTERLERİ NOKTASINDA EĞER HERHANGİ BİR SIKINTI DOĞACAK OLU BAŞBAKAN ERDOĞAN: KOPENHAG SİYASİ KRİTERLERİ NOKTASINDA EĞER HERHANGİ BİR SIKINTI DOĞACAK OLU Kasım 29, 2006-12:00:00 BAŞBAKAN ERDOĞAN: KOPENHAG SİYASİ KRİTERLERİ NOKTASINDA EĞER HERHANGİ BİR SIKINTI DOĞACAK

Detaylı

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son 10-11 senesinde bizim de katkılarımızın olması bizi her zaman çok mutlu ediyor çünkü Avrupa da yaşayan

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Cumhuriyet Halk Partisi CHP ile, üniversitelerde okuyan gençlerin temsilcileri bir araya geldi, 15 sorun belirledi ve bu sorunların nasıl çözüleceği konusunda görüş birliğine vardı. Tarih : 04.12.2014

Detaylı

Türk Elitlerinin Türk Dış Politikası ve Türk-Yunan İlişkileri Algıları Anketi

Türk Elitlerinin Türk Dış Politikası ve Türk-Yunan İlişkileri Algıları Anketi Türk Elitlerinin Türk Dış Politikası ve Türk-Yunan İlişkileri Algıları Anketi Araştırma üç farklı konuya odaklanmaktadır. Anketin ilk bölümü (S 1-13), Türkiye nin dünyadaki konumu ve özellikle ülkenin

Detaylı

5. ULUSLARARASI MAVİ KARADENİZ KONGRESİ. Prof. Dr. Atilla SANDIKLI

5. ULUSLARARASI MAVİ KARADENİZ KONGRESİ. Prof. Dr. Atilla SANDIKLI 5. ULUSLARARASI MAVİ KARADENİZ KONGRESİ Prof. Dr. Atilla SANDIKLI Karadeniz bölgesi; doğuda Kafkasya, güneyde Anadolu, batıda Balkanlar, kuzeyde Ukrayna ve Rusya bozkırları ile çevrili geniş bir havzadır.

Detaylı

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ INSTITUTE FOR STRATEGIC STUDIES S A E STRATEJİK ARAŞTIRMALAR ENSTİTÜSÜ KASIM, 2003 11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ 11 EYLÜL SALDIRISI SONUÇ DEĞERLENDİRMESİ FİZİKİ SONUÇ % 100 YIKIM

Detaylı

Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket)

Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket) Kamuoyu Yoklaması Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket) Vizyon Siyasi Kalkınma Merkezi Vizyon Siyasi Kalkınma Merkezi 2017 1 Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara

Detaylı

PKK'nın silah bırakması siyasi bir mesele

PKK'nın silah bırakması siyasi bir mesele On5yirmi5.com PKK'nın silah bırakması siyasi bir mesele Prof. Abbas Vali, PKK yönetiminin, aktif olarak barış sürecinde yer almak isteyeceğini söyledi. Yayın Tarihi : 4 Şubat 2013 Pazartesi (oluşturma

Detaylı

1. ABD Silahlı Kuvvetleri dünyanın en güçlü ordusu

1. ABD Silahlı Kuvvetleri dünyanın en güçlü ordusu 2016 yılında 126 ülkenin ordusu değerlendirilmiş ve dünyanın en güçlü orduları sıralaması yapılmıştır. Ülkenin sahip olduğu silahlı gücün yanında nüfusu, savaşabilecek ve askerlik çağına gelen insan sayısı,

Detaylı

ZİYARETÇİ ARAŞTIRMASI ÖZET SONUÇLARI 2 7 Ekim 2012

ZİYARETÇİ ARAŞTIRMASI ÖZET SONUÇLARI 2 7 Ekim 2012 ZİYARETÇİ ARAŞTIRMASI ÖZET SONUÇLARI 2 7 Ekim 2012 TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi Büyükçekmece İstanbul İÇİNDEKİLER SAYFA 1. ARAŞTIRMANIN KONUSU 3 1.1.ARAŞTIRMANIN AMACI 3 1.2.ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ VE ÖRNEK

Detaylı

TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI

TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI TMMOB Danýþma Kurulu 38. Dönem 2. Toplantýsý 16 Nisan 2005'te Ankara'da TMMOB çalýþmalarý üzerine bilgilendirme ve TMMOB çalýþmalarýnýn deðerlendirilmesi gündemi

Detaylı

HALI SEKTÖRÜ. Ocak Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Ocak Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1 2018 HALI SEKTÖRÜ Ayı İhracat Bilgi Notu TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği Page 1 HALI SEKTÖRÜ 2018 OCAK AYI İHRACAT PERFORMANSI 2017 yılında Türkiye nin toplam ihracatı 2016 yılına kıyasla

Detaylı

NİTELİKLİ EĞİTİMİN TOPLUMUN REFAH SEVİYESİNE ETKİSİ. Prof.Dr. Muammer Kaya, ESOGÜ Rektör Adayı, mkaya@ogu.edu.tr

NİTELİKLİ EĞİTİMİN TOPLUMUN REFAH SEVİYESİNE ETKİSİ. Prof.Dr. Muammer Kaya, ESOGÜ Rektör Adayı, mkaya@ogu.edu.tr NİTELİKLİ EĞİTİMİN TOPLUMUN REFAH SEVİYESİNE ETKİSİ Prof.Dr. Muammer Kaya, ESOGÜ Rektör Adayı, mkaya@ogu.edu.tr Öncelikle nüfusa ve bu nüfusun ne kadarının genç olduğunu anlatan rakamlara bakalım 2013

Detaylı

İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI

İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI Eski adıyla İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) günümüzde nüfusunun çoğunluğu veya bir kısmı Müslüman olan ülkelerin üye olduğu ve üye ülkeler arasında politik, ekonomik, kültürel,

Detaylı

2015 KIZILAY Haftası İlköğretim 1.-4. sınıf Takdimci El Kitabı

2015 KIZILAY Haftası İlköğretim 1.-4. sınıf Takdimci El Kitabı Bu el kitabı, 2015 yılı Kızılay Haftası okul etkinlikleri için Türk Kızılayı şube, bölge ve yerel merkezlerine hazırlanmıştır. İlköğretim 1., 2., 3. ve 4. sınıf öğrencilerine yönelik hazırlanan sunumun

Detaylı

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bu ders içeriğinin basım, yayım ve satış hakları Yakın Doğu Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi ne aittir. Bu ders içeriğinin bütün hakları saklıdır. İlgili kuruluştan

Detaylı

Her milletin dili kimliğidir eğer dilinizi yozlaştırırsanız kimliğiniz erozyona uğrar.

Her milletin dili kimliğidir eğer dilinizi yozlaştırırsanız kimliğiniz erozyona uğrar. Her milletin dili kimliğidir eğer dilinizi yozlaştırırsanız kimliğiniz erozyona uğrar. Bu bakışla yola çıkarsak biz dilimizi ne kadar koruyoruz bir bakalım Yıl: 1965 "Karşıma âniden çıkınca ziyâdesiyle

Detaylı

15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye Salonu

15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye Salonu Suriye Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Bashar al-assad ın Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül ve Bayan Hayrünnisa Gül onuruna verilen Akşam Yemeği nde yapacakları konuşma 15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye

Detaylı

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik KISKANÇLIK KRİZİ > > ADAM - Kiminle konuşuyordun? > > KADIN - Tanımazsın. > > ADAM - Tanısam sormam zaten. > > KADIN - Tanımadığın birini neden soruyorsun? > > ADAM - Tanımak için. > > KADIN - Peki...

Detaylı

Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923)

Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923) Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923) Lozan Antlaşması, Türk Kurtuluş Savaşı nı sona erdiren antlaşmadır. Bu antlaşma ile Misak-ı Milli büyük ölçüde gerçekleşmiştir. Şekil 1. Kasım 1922 de Lozan Konferansı

Detaylı

MİLLİ MÜCADELE TRENİ www.egitimhane.com

MİLLİ MÜCADELE TRENİ www.egitimhane.com MİLLİ MÜCADELE TRENİ TRABLUSGARP SAVAŞI Tarih: 1911 Savaşan Devletler: Osmanlı Devleti İtalya Mustafa Kemal in katıldığı ilk savaş Trablusgarp Savaşı dır. Trablusgarp Savaşı, Mustafa Kemal in ilk askeri

Detaylı

değildir. Ufkun ötesini de görmek ve bilmek gerekir

değildir. Ufkun ötesini de görmek ve bilmek gerekir Yalnız z ufku görmek g kafi değildir. Ufkun ötesini de görmek ve bilmek gerekir 1 Günümüz bilgi çağıdır. Bilgisiz mücadele mümkün değildir. 2 Türkiye nin Jeopolitiği ; Yani Yerinin Önemi, Gücünü, Hedeflerini

Detaylı

Duygusal birliktelikten stratejik ortaklığa Türkiye Azerbaycan ilişkileri

Duygusal birliktelikten stratejik ortaklığa Türkiye Azerbaycan ilişkileri 27.12.2012 Duygusal birliktelikten stratejik ortaklığa Türkiye Azerbaycan ilişkileri 000 Sinem KARADAĞ Gözde TOP Babasının denge siyasetini başarıyla yürüten İlham Aliyev, Azerbaycan ın bölgesel nitelikli

Detaylı

SEKTÖRÜN BENİMSENEN FUARI ELEX

SEKTÖRÜN BENİMSENEN FUARI ELEX SEKTÖRÜN BENİMSENEN FUARI ELEX 3. ELEX FUARI 25-28 EYLÜL 2014 TARİHLERİ ARASINDA İSTANBUL FUAR MERKEZİ NDE SEKTÖRÜN EN ÖNEMLİ BULUŞMASINA İMZA ATTI 25-28 Eylül 2014 tarihleri arasında organize edilen ve

Detaylı

PricewaterhouseCoopers CEO Araştõrmasõ

PricewaterhouseCoopers CEO Araştõrmasõ PricewaterhouseCoopers CEO Araştõrmasõ Yönetici Özeti Giriş PricewaterhouseCoopers õn 7. Yõllõk Global CEO Araştõrmasõ Riski Yönetmek: CEO larõn Hazõrlõk Düzeyinin Değerlendirilmesi, mevcut iş ortamõ ve

Detaylı

TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK

TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK TürkİYE KADIN DERNEKLERİ FEDERASYONU Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu 1976 Yılında kurulmuş ülke genelinde 50.500 üyesi

Detaylı

KRİZ ÖNCESİNİN TEK İYİ HABERİ

KRİZ ÖNCESİNİN TEK İYİ HABERİ KRİZ ÖNCESİNİN TEK İYİ HABERİ Necmi Gürsakal 1 I. GİRİŞ Bursa Ticaret ve Sanayi Odası, Bursa daki 250 Büyük Firma Araştırması nın 2000 yılı sonuçlarını yayınladı. 1997 yılından başlayarak 2000 yılına kadar

Detaylı

1979 İRAN İSLAM DEVRİMİ SONRASI TÜRKİYE-İRAN İLİŞKİLERİ. Ömer Faruk GÖRÇÜN

1979 İRAN İSLAM DEVRİMİ SONRASI TÜRKİYE-İRAN İLİŞKİLERİ. Ömer Faruk GÖRÇÜN i 1979 İRAN İSLAM DEVRİMİ SONRASI TÜRKİYE-İRAN İLİŞKİLERİ Ömer Faruk GÖRÇÜN ii Yayın No : 2005 Politika Dizisi: 1 1. Bası Ağustos 2008 - İSTANBUL ISBN 978-975 - 295-901 - 9 Copyright Bu kitabın bu basısı

Detaylı

ABD'nin iki seçeneği kaldı: Ya gücünü artır ya da Taliban'a göz yum

ABD'nin iki seçeneği kaldı: Ya gücünü artır ya da Taliban'a göz yum ABD'nin iki seçeneği kaldı: Ya gücünü artır ya da Taliban'a göz yum Kunduz'da yaşanan savaş ABD için iki seçeneği ortaya çıkardı; ya işgal güçlerini artıracak yada Taliban'ın ilerleyişine göz yummak zorunda

Detaylı

HALI SEKTÖRÜ. Mart Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Mart Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1 2018 HALI SEKTÖRÜ Mart Ayı İhracat Bilgi Notu TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği Page 1 HALI SEKTÖRÜ 2018 MART AYI İHRACAT PERFORMANSI 2018 yılı Ocak-Mart döneminde Türkiye nin toplam ihracatı

Detaylı

SAYIN BASIN MENSUPLARI;

SAYIN BASIN MENSUPLARI; SAYIN BASIN MENSUPLARI; BUGÜN TÜM TÜRKİYE DE, BAŞTA ULUSLARARASI SENDİKALAR KONFEDERASYONU İLE TTB OLMAK ÜZERE FİLİSTİN KATLİAMININ DURDURULMASI İÇİN ÇEŞİTLİ ETKİNLİKLER DÜZENLENMEKTEDİR. İsrail ordusunun

Detaylı

SİYASET ÜSTÜ DÜŞÜNMEK Pazar, 30 Kasım :00

SİYASET ÜSTÜ DÜŞÜNMEK Pazar, 30 Kasım :00 Türkiye de siyaset yalnızca oy kaygısı ile yapılıyor Siyasete popülizm hakimdir. Bunun adı ucuz politika dır ve toplumun geleceğine maliyet yüklemektedir. Siyaset Demokrasilerde yapılır. Totaliter rejimler

Detaylı

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu -KAPANIŞ KONUŞMASI- M. Recai KUTAN 7 Kasım 2014 I. DÜNYA SAVAŞININ 100. YILDÖNÜMÜ ULUSLARARASI

Detaylı

F. KÜRESEL VE BÖLGESEL ÖRGÜTLER

F. KÜRESEL VE BÖLGESEL ÖRGÜTLER F. KÜRESEL VE BÖLGESEL ÖRGÜTLER 20. yy.da meydana gelen I. ve II. Dünya Savaşlarında milyonlarca insan yaşamını yitirmiş ve telafisi imkânsız büyük maddi zararlar meydana gelmiştir. Bu olumsuz durumun

Detaylı

"Türkiye, Gürcistan'a ilham kaynağı olabilir"

Türkiye, Gürcistan'a ilham kaynağı olabilir Wider Black Sea: Perspectives for International and Regional Security Yerevan, 14-15.01.2008 гÛÏ³Ï³Ý ÙÇç³½ ³ÛÇÝ ïýï»ë³ï³ý ѻﳽáïáõÃÛáõÝÝ»ñÇ ËáõÙµ Turkish Media Reactions (In Turkish) "Türkiye, Gürcistan'a

Detaylı

Türkiye reformlarımız ile krizden korundu

Türkiye reformlarımız ile krizden korundu Türkiye reformlarımız ile krizden korundu Eylül 13, 2012-6:09:56 Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, gerçekleştirdikleri reformların, Türkiye'nin 2008-2009 krizinden çok iyi bir şekilde korunmasını sağladığını

Detaylı

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ Şubat - 2019 Hazırlayan: Aslı VAZ İÇİNDEKİLER 1. TÜRKİYE'YE VE DÖRT İLİMİZE GELEN ZİYARETÇİLERİN YILLARA VE AYLARA GÖRE DAĞILIMI... 1 1.1 TÜRKİYE YE GELEN YABANCI ZİYARETÇİLERİN

Detaylı

TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA SORUNSUZ ALAN KALDI MI?

TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA SORUNSUZ ALAN KALDI MI? DIŞ POLİTİKA TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA SORUNSUZ ALAN KALDI MI? HAZİRAN 2011 SARIKONAKLAR İŞ MERKEZİ C. BLOK D.16 AKATLAR İSTANBUL-TÜRKİYE 02123528795-02123528796 www.turksae.com TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA SORUNSUZ

Detaylı

A.ERDAL SARGUTAN EK TABLOLAR. Ek 1. Ek 1: Ek Tablolar 3123

A.ERDAL SARGUTAN EK TABLOLAR. Ek 1. Ek 1: Ek Tablolar 3123 Ek 1: Ek Tablolar 3123 Ek 1 EK TABLOLAR Tablolar, - (129) Dünya Sağlık Örgütü: WHO Dünya Sağlık Raporu - (123) Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı: UNDP İnsani Gelişme Raporu - (128) Dünya Bankası: WB

Detaylı

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük YURDUMUZUN İŞGALİNE TEPKİLER YA İSTİKLÂL YA ÖLÜM TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 19.yy.sonlarına doğru Osmanlı parçalanma sürecine girmişti. Bu dönemde

Detaylı

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI Sayın Katılımcılar, değerli basın mensupları Avrupa Konseyi

Detaylı

Dikkat! ABD Enerji de Yeni Oyun Kuruyor!

Dikkat! ABD Enerji de Yeni Oyun Kuruyor! Dikkat! ABD Enerji de Yeni Oyun Kuruyor! Dursun YILDIZ topraksuenerji 21 Ocak 2013 ABD Petrol İhracatçısı Olacak. Taşlar Yerinden Oynar mı? 1973 deki petrol krizi alternatif enerji arayışlarını arttırdı.

Detaylı

Medikal Turizmde Tanıtım, Pazarlama Stratejileri ve Hedef Ülkeler

Medikal Turizmde Tanıtım, Pazarlama Stratejileri ve Hedef Ülkeler Medikal Turizmde Tanıtım, Pazarlama Stratejileri ve Hedef Ülkeler Oğuzhan KAYA TKHK Kaynak Geliştirme Daire Başkanlığı khk.kaynakgelistirme@saglik.gov.tr www.tkhk.gov.tr Slayt1/28 Bakanlığımızın 2013-2017

Detaylı

ABD İLE YAPTIĞIN GİZLİ ANLAŞMAYI AÇIKLA -(TAMAMI) Çarşamba, 03 Temmuz :11 - Son Güncelleme Perşembe, 04 Temmuz :10

ABD İLE YAPTIĞIN GİZLİ ANLAŞMAYI AÇIKLA -(TAMAMI) Çarşamba, 03 Temmuz :11 - Son Güncelleme Perşembe, 04 Temmuz :10 Gül, ABD ile hizmet sözleşmesi yapmıştır İşçi Partisi Genel Başkanvekili Hasan Basri Özbey, dün Ankara da bir basın toplantısı düzenledi ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ü ABD ile yaptığı gizli anlaşmayı

Detaylı

HALI SEKTÖRÜ. Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1 2017 HALI SEKTÖRÜ Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği Page 1 HALI SEKTÖRÜ 2017 NİSAN AYI İHRACAT PERFORMANSI 2017 yılı Ocak-Nisan döneminde Türkiye nin toplam

Detaylı

Plast Eurasia İstanbul 2015 Fuar Sonuç Raporu

Plast Eurasia İstanbul 2015 Fuar Sonuç Raporu Plast Eurasia İstanbul 2015 Fuar Sonuç Raporu 2 BAŞARI GÜVEN TECRÜBE BİLGİ TEKNOLOJİ Plast Eurasia İstanbul Avrasya Plastik Sektörünün Buluşma Noktası T 10 Salon 98.000 m2 S Avrasya nın En Büyüğü SAYISAL

Detaylı

HALI SEKTÖRÜ. Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1 2017 HALI SEKTÖRÜ Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği Page 1 HALI SEKTÖRÜ 2017 MAYIS AYI İHRACAT PERFORMANSI 2017 yılı Ocak-Mayıs döneminde Türkiye nin toplam

Detaylı

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Bilim ve Kültür Teşkilatı'nın (UNESCO) 38. Genel Konferansı'na katılmak için gittiği Paris te, UNESCO Genel Direktör

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Bilim ve Kültür Teşkilatı'nın (UNESCO) 38. Genel Konferansı'na katılmak için gittiği Paris te, UNESCO Genel Direktör Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Bilim ve Kültür Teşkilatı'nın (UNESCO) 38. Genel Konferansı'na katılmak için gittiği Paris te, UNESCO Genel Direktör Irina Bokova, Afganistan Yüksek Öğretim Bakanı Khatera

Detaylı

Güncel Bilgiler. y a y ı n l a r ı

Güncel Bilgiler. y a y ı n l a r ı DÜNYA - SİYASET 2012 yılının Şubat ayında Tunus ta yapılan Suriye nin Dostları Konferansı nın ikincisi Nisan 2012 de İstanbul da yapıldı. Konferansta Esad rejimi üstündeki uluslararası baskının artırılması,

Detaylı

BLOG ADRESİ :

BLOG ADRESİ : BLOG ADRESİ : http://ozel-buro.tumblr.com ÖZEL BÜRO İSTİHBARAT GRUBUNA AİT TUMBLR BLOGUNDA HALEN İŞLENEN VE İLERİDE İŞLENECEK OLAN KONULAR AŞAĞIDA GAYET AÇIK VE BİR ŞEKİLDE YER ALMAKTADIR. MAKALE VE ARAŞTIRMA

Detaylı

Türkiye küçük Millet Meclisleri Nisan 2011 Raporu Libya ya Uluslararası Müdahale ve Türkiye

Türkiye küçük Millet Meclisleri Nisan 2011 Raporu Libya ya Uluslararası Müdahale ve Türkiye Türkiye küçük Millet Meclisleri Nisan 2011 Raporu Libya ya Uluslararası Müdahale ve Türkiye Nükleer Enerji Santralleri ve Türkiye nin Enerji Politikası Ortak Paydalar Ortadoğu ve Kuzey Afrika da ki rejimlerin

Detaylı

İÇİMİZDEKİ KOMŞU SURİYE

İÇİMİZDEKİ KOMŞU SURİYE İÇİMİZDEKİ KOMŞU SURİYE Yazar: Dr. A. Oğuz ÇELİKKOL İSTANBUL 2015 YAYINLARI Yazar: Dr. A. Oğuz ÇELİKKOL Kapak ve Dizgi: Sertaç DURMAZ ISBN: 978-605-9963-09-1 Mecidiyeköy Yolu Caddesi (Trump Towers Yanı)

Detaylı

Yönetici tarafından yazıldı Çarşamba, 09 Eylül 2009 12:41 - Son Güncelleme Çarşamba, 09 Eylül 2009 13:10

Yönetici tarafından yazıldı Çarşamba, 09 Eylül 2009 12:41 - Son Güncelleme Çarşamba, 09 Eylül 2009 13:10 Bir Gencin Eroin Kullandığı Nasıl Anlaşılır? Balıklı Rum Hastanesi Vakfı Anatolia Klinikleri nde Şef Yardımcısı Doç. Dr. Özkan Pektaş a bu soruyu sorduğumda söze şöyle başladı: Daha kırık kırık, çatallı,

Detaylı

HALI SEKTÖRÜ. Mart Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Mart Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1 2017 HALI SEKTÖRÜ Mart Ayı İhracat Bilgi Notu TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği Page 1 HALI SEKTÖRÜ 2017 MART AYI İHRACAT PERFORMANSI 2017 yılı Ocak-Mart döneminde Türkiye nin toplam ihracatı

Detaylı

AZERBAYCAN MİLLİ GÜVENLİK STRATEJİSİ BELGESİ

AZERBAYCAN MİLLİ GÜVENLİK STRATEJİSİ BELGESİ AZERBAYCAN MİLLİ GÜVENLİK STRATEJİSİ BELGESİ 1. "Azerbaycan Milli Güvenlik Stratejisi Belgesi", Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tarafından 23 Mayıs 2007 tarihinde onaylanarak yürürlüğe girmiştir.

Detaylı

Güncel Jeo-Politik ve D-8 Cuma, 08 Aralık :55

Güncel Jeo-Politik ve D-8 Cuma, 08 Aralık :55 Dünya da politik dengeler dinamik bir yapıya sahiptir. Yüzyıllar boyunca dünyada haritalar, rejimler ve politikalar değişim içerisindedirler. Orta çağ Avrupa sı ve Fransız ihtilali ile birlikte 17. Yüzyılda

Detaylı

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLETİŞİM STRATEJİSİ

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLETİŞİM STRATEJİSİ TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLETİŞİM STRATEJİSİ 1 AB İLETİŞİM STRATEJİSİ (ABİS) NEDİR? Türkiye - AB müzakere sürecinin üç ayağı: 1- Siyasi reformlar 2- AB yasal düzenlemelerinin kabul edilmesi ve uygulanması

Detaylı

EKONOMİ BAKANLIĞI Türkiye Ekonomisi ve Tekstil ve Konfeksiyon Sektörü

EKONOMİ BAKANLIĞI Türkiye Ekonomisi ve Tekstil ve Konfeksiyon Sektörü EKONOMİ BAKANLIĞI Türkiye Ekonomisi ve Tekstil ve Konfeksiyon Sektörü Sunum: Murat YAZICI (Daire Başkanı) Pamuğun Geleceği Şekilleniyor Konferansı Bodrum 12-14 Haziran 2014 TEKSTİL VE KONFEKSİYON ÜRÜNLERİ

Detaylı

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ Eylül - 2018 Hazırlayan: Aslı VAZ İçindekiler 1. TÜRKİYE'YE VE DÖRT İLİMİZE GELEN ZİYARETÇİLERİN YILLARA VE AYLARA GÖRE DAĞILIMI... 1 1.1. TÜRKİYE YE GELEN ZİYARETÇİLERİN YILLARA

Detaylı

Türkiye nin Çevresindeki Bölgesel Sorunlar Batı Trakya Sorunu Kıbrıs Sorunu

Türkiye nin Çevresindeki Bölgesel Sorunlar Batı Trakya Sorunu Kıbrıs Sorunu Türkiye nin Çevresindeki Bölgesel Sorunlar Bir ülkenin dil, din, tarih ve kültürel yönden komşuları ile benzer özellikleri jeopolitik açıdan o ülkeye güç kazandırır ve ülke politikalarını olumlu yönde

Detaylı

2014 AĞUSTOS DIŞ TİCARET RAPORU

2014 AĞUSTOS DIŞ TİCARET RAPORU 2014 AĞUSTOS DIŞ TİCARET RAPORU ATSO DIŞ TİCARET SERVİSİ *Tablo ve listeler TİM ve TUİK istatistikleri ihracat ve ithalat verilerine göre ATSO- Dış Ticaret Servisi tarafından derlenmiştir. 2014 AĞUSTOS

Detaylı

SURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ

SURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ SURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ Bismillairrahmanirrahim 1. Suriye de 20 ayı aşkın bir süredir devam eden kriz ortamı, ülkedeki diğer topluluklar gibi

Detaylı

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ Ekim - 2018 Hazırlayan: Aslı VAZ İÇİNDEKİLER 1. TÜRKİYE'YE VE DÖRT İLİMİZE GELEN ZİYARETÇİLERİN YILLARA VE AYLARA GÖRE DAĞILIMI... 1 1.1.TÜRKİYE YE GELEN ZİYARETÇİLERİN YILLARA

Detaylı

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ STRATEJİK VİZYON BELGESİ ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ Ekonomi, Enerji ve Güvenlik; Yeni Fırsatlar ( 20-22 Nisan 2016, Pullman İstanbul Otel, İstanbul ) Karadeniz - Kafkas coğrafyası, tarih boyunca

Detaylı

tarih ve 495 sayılı Eğitim Komisyonu Kararı Eki

tarih ve 495 sayılı Eğitim Komisyonu Kararı Eki 14.11.2013 tarih ve 495 sayılı Eğitim Komisyonu Kararı Eki Tablo 1 Sosyal BilimlerEnstitüsü İletişim Bilimleri Doktora Programı * 1. YARIYIL 2. YARIYIL İLT 771 SİNEMA ARAŞTIRMALARI SEMİNERİ 2 2 3 10 1

Detaylı

JENS STOLTENBERG İLE SÖYLEŞİ: NATO-RUSYA İLİŞKİLERİ VE BÖLGESEL İSTİKRARSIZLIK

JENS STOLTENBERG İLE SÖYLEŞİ: NATO-RUSYA İLİŞKİLERİ VE BÖLGESEL İSTİKRARSIZLIK JENS STOLTENBERG İLE SÖYLEŞİ: NATO-RUSYA İLİŞKİLERİ VE BÖLGESEL İSTİKRARSIZLIK NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, TPQ yla gerçekleştirdiği özel söyleşide Rusya ile yaşanan gerginlikten Ukrayna nın

Detaylı

2 Ekim 2013, Rönesans Otel

2 Ekim 2013, Rönesans Otel 1 MÜSİAD Brüksel Temsilciliği Açı çılışı ışı 2 Ekim 2013, Rönesans Otel T.C. AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış,.... T. C. ve Belçika Krallığının Saygıdeğer Temsilcileri, 1 2 STK ların Çok Kıymetli

Detaylı

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. TATÍLDE Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. Ízin zamanı yaklaşırken içimizi bir sevinç kaplar.íşte bu yıl da hazırlıklarımızı tamamladık. Valizlerimizi

Detaylı

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ Mayıs - 2018 Hazırlayan: Aslı VAZ İÇİNDEKİLER 1. TÜRKİYE'YE VE DÖRT İLİMİZE GELEN ZİYARETÇİLERİN YILLARA VE AYLARA GÖRE DAĞILIMI... 1 1.1. TÜRKİYE YE GELEN YABANCI ZİYARETÇİLERİN

Detaylı

TÜRK-RUS ÝLÝÞKÝLERÝ: SORUNLAR VE FIRSATLAR. Prof. Dr. Ýlter TURAN

TÜRK-RUS ÝLÝÞKÝLERÝ: SORUNLAR VE FIRSATLAR. Prof. Dr. Ýlter TURAN TÜRK-RUS ÝLÝÞKÝLERÝ: SORUNLAR VE FIRSATLAR Prof. Dr. Ýlter TURAN 63 TÜRK-RUS ÝLÝÞKÝLERÝ: SORUNLAR VE FIRSATLAR GÝRÝÞ Prof. Dr. Ýlter TURAN Türk-Rus iliþkileri tarih boyunca rekabetçi bir zeminde geliþmiþ,

Detaylı

Zeytin ve Zeytinyağı Sektörü Ulusal Kümelenme Stratejileri Literatür Araştırması Raporu

Zeytin ve Zeytinyağı Sektörü Ulusal Kümelenme Stratejileri Literatür Araştırması Raporu TÜBİTAK TÜRKİYE SANAYİ SEVK VE İDARE ENSTİTÜSÜ BİTKİSEL ÜRETİM GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Zeytin ve Zeytinyağı Sektörü Ulusal Kümelenme Stratejileri Literatür Araştırması Raporu Uluslararası Pazar Analizi 17 Aralık

Detaylı

ZİYARETÇİ ARAŞTIRMASI ÖZET SONUÇLARI 21 24 Nisan 2012

ZİYARETÇİ ARAŞTIRMASI ÖZET SONUÇLARI 21 24 Nisan 2012 ZİYARETÇİ ARAŞTIRMASI ÖZET SONUÇLARI 21 24 Nisan 2012 29. Uluslararası Tekstil Makineleri Fuarı 4. İstanbul Teknik Tekstiller ve Nonwoven Fuarı 9. Uluslararası İstanbul İplik Fuarı Hazırlayan TEKNİK Fuarcılık

Detaylı

ÖZETLER VE ANAHTAR KELİMELER

ÖZETLER VE ANAHTAR KELİMELER ÖZETLER VE ANAHTAR KELİMELER Türkmenistan da Siyasal Rejimin Geleceği: İç ve Dış Dinamikler Açısından Bir Değerlendirme Yazar: Haluk ALKAN Özet: Türkmenistan, çok yönlü özelliklere sahip bir ülkedir. Sahip

Detaylı

HALI SEKTÖRÜ. Kasım Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Kasım Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1 2016 HALI SEKTÖRÜ Kasım Ayı İhracat Bilgi Notu TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği Page 1 HALI SEKTÖRÜ 2016 KASIM AYI İHRACAT PERFORMANSI 2016 yılı Ocak-Kasım döneminde Türkiye nin toplam

Detaylı

Emekli Albay Ümit Yalım : Gizli mutabakat yapıldı AKP döneminde 17 ada, Yunanistan a geçti

Emekli Albay Ümit Yalım : Gizli mutabakat yapıldı AKP döneminde 17 ada, Yunanistan a geçti Emekli Albay Ümit Yalım : Gizli mutabakat yapıldı AKP döneminde 17 ada, Yunanistan a geçti Emekli Albay Ümit Yalım, Bu iktidar önce Ege de, Yunanistan a geçen 17 adanın hesabını versin dedi. Cumhurbaşkanı

Detaylı

Süleyman ŞENSOY TASAM Başkanı / Chairman Yayın Tarihi : 26.06.2015

Süleyman ŞENSOY TASAM Başkanı / Chairman Yayın Tarihi : 26.06.2015 Süleyman ŞENSOY TASAM Başkanı / Chairman Yayın Tarihi : 26.06.2015 ( TASAM Başkanı Süleyman Şensoy Röportajı 15.06.2015 Küresel Bakış Programı TRT Türk İstanbul ) Dünya küresel teröre çözüm arayışında

Detaylı