Türkiye de Yapısal Kamu Maliyesi Dengesi: Devrevi Hareketler ve Ötesi 1

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Türkiye de Yapısal Kamu Maliyesi Dengesi: Devrevi Hareketler ve Ötesi 1"

Transkript

1 Türkiye de Yapısal Kamu Maliyesi Dengesi: Devrevi Hareketler ve Ötesi 1 Kifaye Didem Bayar * Öz: Kamu maliyesinde son yıllarda, geçici iktisadi değişkenlerden ve sürdürülemeyen tek seferlik mali işlemlerden etkilenebilen geleneksel göstergeler yerine yapısal denge kavramı önem kazanmıştır. Bu çalışmada, ülkelerin mali durumunu uzun vadede değerlendirmeyi mümkün kılan, kalıcı mali duruş hakkında daha anlamlı bilgiler ihtiva eden bu kavram üzerinde durulmuş, uluslararası örneklerden hareketle Türkiye özelinde yılları için bu göstergeye yönelik hesaplamalar gerçekleştirilmiştir. Hesaplamalarda, devre ötesi ayıklamalara ve tek seferlik işlemlerin ayrıntılı olarak işlenmesine yer verilmiştir. Çıktı kompozisyonu ve iç talep açığı yöntemlerinin tercih edildiği çalışmada, özellikle vergi yapılandırmaları ve özelleştirme gelirleri gibi tek seferlik işlemlerin, yapısal denge ve bütçe dengesi arasındaki farkı büyük ölçüde açıkladığı görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Tek seferlik işlemler, çıktı kompozisyonu yöntemi, iç talep açığı yöntemi. Structural Fiscal Balances in Turkey: Cyclical Fluctuations and Beyond Abstract: In public finance, the concept of structural budget balance, which is not affected by temporary economic fluctuations and non-recurrent one-off operations, has recently gained prominence. In this study, the importance of structural balance, which enables the assessment of countries long-run fiscal position and which contains more meaningful information regarding countries permanent fiscal stance, has been emphasized and based on international examples, the calculations regarding the said indicator have been made for the case of Turkey for the period. As part of the calculations in this study, beyond-the-cycle-adjustments and detailed review of oneoff operations for Turkey are given. In the analysis, the output composition and the absorption gap methods have been preferred and it has been found that one-off operations especially tax restructuring and privatization revenues explain to a large extent the difference between nominal and structural balance. Keywords: Structural balance, one-off operations, output composition method, absorption gap method. 1 Bu makalede yer alan görüşler yazarına ait olup Hazine Müsteşarlığı veya başka bir kurumun görüşlerini yansıtmamaktadır. * Uzman, Hazine Müsteşarlığı, Kamu Finansmanı Genel Müdürlüğü, İnönü Bulvarı, No: 36, Emek/Ankara/Türkiye. Makale Gönderim Tarihi: Makalenin Kabul Tarihi: Amme İdaresi Dergisi, Cilt 48 Sayı 3 Eylül 2015, s

2 62 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 48 Sayı 3 Eylül 2015, s Giriş Bütçe dengesi ve faiz dışı denge gibi geleneksel göstergeler, ülkelerin mali performanslarının ölçülmesinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Mali krizler sonrası tecrübe edilen deneyimler, söz konusu göstergelerin mali performansın analizinde yetersiz kalmaya başladıklarını düşündürmektedir. Bilindiği gibi, makro iktisadi koşullara son derece duyarlı olabilen nominal bütçe dengesi gibi büyüklükler, yalnızca ihtiyari politikaların sonuçlarını değil aynı zamanda bir takım iktisadi dalgalanmaların ve geçici nitelikteki bazı işlemlerin sonuçlarını da içermektedir. İktisadi dalgalanmalar ve bütçe dengesi arasındaki bu etkileşim maliye politikasından kaynaklanmayıp ekonominin dinamikleri içinde kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Mili gelir düzeyinde yaşanan dalgalanmalar bütçe dengesini en fazla etkileyen iktisadi dalgalanmalar olmasına karşın diğer birçok iktisadi değişkenin zaman içindeki seyri de mali dengeler üzerinde oldukça etkili olabilmektedir (Fedelino vd., 2009: 1). Politika dışı ya da geçici bu gibi faktörleri bütçe dengesinden ayıklayarak mali duruşun tespiti için daha anlamlı göstergeler temin etmek üzere, devresel düzeltilmiş (cyclically adjusted) denge ve yapısal denge kavramları ortaya çıkmıştır. Yapısal denge, ülkelerin bütçe ofisleri düzeyinde yaptıkları hesaplamalarda ya da birçok uluslararası finansal kuruluş tarafından gerçekleştirilen çalışmalarda analiz aracı olarak kullanılmasının yanısıra son dönemde birçok ülke tarafından maliye politikası araçlarından veya hedeflerinden biri olarak da kabul edilmeye başlamıştır. Çalışmada yapısal denge hesaplamalarındaki kapsam, ülkemizde uygulanan maliye politikası çerçevesinde bütçe ve orta vadeli program süreçlerinde temel gösterge olarak kabul edilen merkezi yönetim bütçesi (MYB) ile sınırlandırılmıştır. Bununla birlikte kullanılan yöntem, daha geniş kapsamlı bir veri setine dayanan bir çalışmada genel devlet dengesi üzerinden yeni bir hesaplama yapmaya da elverişlidir. Çalışmada öncelikle, devresel düzeltilmiş denge ve yapısal denge kavramları açıklanmaktadır. Söz konusu iki kavramın da ortaya çıkış süreçleri ve maliye politikası açısından önemi ifade edilmektedir. Bir sonraki bölümde, yapısal dengenin hesaplanmasında uluslararası kuruluşlarca yapılan ve ulusal düzeydeki analizlerde takip edilen yöntemler tartışılarak, Türkiye örneğinde yapısal denge hesaplaması gerçekleştirilmektedir. Çalışmanın dördüncü bölümünde ise Türkiye örneği için devresel hareketlerin ötesindeki ayarlamalara ihtiyaç olup olmadığı hususu ele alınmaktadır. Özellikle devre ötesi hareketlerin bütçe dengesinden ayıklanıyor olması çalışmayı şimdiye kadar Türkiye için yapısal denge analizi yapılan diğer çalışmalardan ayırmaktadır.

3 Türkiye de Yapısal Kamu Maliyesi Dengesi: Devrevi Hareketler ve Ötesi 63 Devresel Düzeltilmiş Denge ve Yapısal Denge Maliye politikasının istikrar sağlayıcı bir araç olarak ne ölçüde kullanıldığını görebilmek üzere, otomatik mali istikrar sağlayıcılar aracılığıyla iktisadi faaliyetlerin maliye politikası üzerinde yarattığı tesiri bütçe dengesinden ayıklamak gerekmektedir (Çebi ve Özlale, 2011: 2). Otomatik istikrar sağlayıcılar, gerek ülkedeki vergi sisteminin kurgusu (artan oranlı gelir vergileri); gerekse iktisadi döngüye göre düzeyi değişen bazı hükümet harcamaları (işsizlik ödemeleri) vasıtasıyla iktisadi dalgalanmaların (devrevi hareketlerin) etkilerini bütçe dengesine yansıtmaktadır. Örneğin, iktisadi faaliyetin yavaşladığı dönemlerde bir yandan bütçe gelirleri azalırken diğer yandan işsizlik transferleri gibi bazı harcamalar artmaktadır. Bu tabloda yalnızca artan bütçe açığına bakarak genişletici maliye politikası izlendiğini söylemek yanıltıcı olacaktır (Fedelino vd., 2009: 2). Anlatılan bu mekanizma ekonomin dinamikleri içerisinde işlemekte olduğundan, bir karar alma sürecinin ürünü olan ihtiyari politikalardan ayrı değerlendirilmelidir. Yukarıda belirtilen gerekçelerle, iktisadi faaliyetlerden kaynaklanan devrevi hareketlerin etkisinin bütçe dengesinden ayıklanması ihtiyacı doğmuştur. Bu etkilerin nominal bütçe dengesinden çıkarılması sonucunda elde edilen denge ise devrevi düzeltilmiş denge olarak adlandırılmaktadır. Ekonomideki devresel hareketler, içinde bulunan dönem itibarıyla ülkenin mevcut üretim kaynakları (iş gücü, sermaye stoku ve teknoloji) kendi trendinde seyrederken üretebileceği çıktı düzeyi olan potansiyel üretimden aşağı ya da yukarı yönlü uzaklaşmayı ifade etmektedir. Potansiyel üretim düzeyinden sapma, yani gerçekleşen GSYH ve potansiyel GSYH arasındaki fark çıktı açığı olarak adlandırılmaktadır. Dolayısıyla devresel düzeltilmiş denge hesaplanırken, üretimin potansiyel düzeyde olduğu, başka bir deyişle çıktı açığının olmadığı durumda bütçe dengesinin nasıl gerçekleşeceğine bakılmaktadır. Devresel düzeltilmiş denge hesaplamalarında oldukça önemli bir girdi olan potansiyel GSYH ve dolayısıyla çıktı açığı düzeyi doğrudan gözlemlenebilen büyüklükler olmayıp tahmin edilmeleri gerekmektedir. Söz konusu büyüklüklerin tahmini için birbirlerine üstünlükleri ispatlanamamış birden fazla yöntem bulunmaktadır (Barnett ve Matier, 2010). Devresel düzeltilmiş dengeden tek seferlik işlemler ile varlık fiyatları, emtia fiyatları ya da çıktı kompozisyonundaki değişim etkisi gibi faktörlerin ayıklanmasıyla elde edilen bütçe dengesi düzeyi yapısal denge olarak adlandırılmaktadır. Birçok çalışmada yapısal ve devresel düzeltilmiş denge bir diğeri yerine kullanılabilen kavramlar olarak yer alsa da, yukarıdaki belirtildiği üzere devresel düzeltilmiş denge yapısal dengenin yalnızca bir bileşeni olarak kabul edilebilir. Tüm bu hesaplamalar için geliştirilmiş birbirinden farklı hesaplama yöntemleri ve yaklaşımlar bulunmaktadır. Kullanılacak yöntemin

4 64 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 48 Sayı 3 Eylül 2015, s belirlenmesinde; veri yeterliliği, ülke ekonomisinin yapısı, ülkedeki mali rejim gibi faktörlerin göz önünde bulundurulması önem taşımaktadır (Bornhorst vd., 2011). Çalışmada bütçe dengesini diğer tüm faktörlerden olabildiğince ayıklama olanağı sağlayan yapısal denge hesaplaması kullanılmıştır. Yalnızca çıktı açığının değil, diğer iktisadi faktörlerdeki dalgalanmaların ve tek seferlik işlemlerin Türkiye örneğinde merkezi yönetim bütçe dengesi üzerinde önemli etkilerinin bulunduğu değerlendirildiğinden, yapısal denge yaklaşımı devresel düzeltilmiş dengeye tercih edilmiştir. Bununla birlikte, Türkiye örneğinde sürdürülebilir bir mali gösterge elde edebilmek için ayıklanması kaçınılmaz olan tek seferlik işlemler de çalışmada detaylıca incelenmiş ve bütçe dengesi üzerinden ayıklanmıştır. Çalışma, daha önce Türkiye için yapısal denge hesaplamalarının gerçekleştirildiği Çebi ve Özlale (2011) tarafından hazırlanan çalışmadan bu yönüyle ayrışmaktadır. Yapısal Dengenin Hesaplanışı Çıktı açığı gibi doğrudan gözlenemeyen değişkenlere bağlı olan yapısal denge düzeyine dair hesaplamaların gerçekleştirilmesi için çeşitli varsayımlarda bulunulması gerekmektedir. Bu sebeple, sahip olunan mevcut veriler ve ülkelerin mali ve iktisadi koşulları doğrultusunda birden fazla yöntem geliştirilmiştir. OECD, IMF ve ECB (Avrupa Merkez Bankası) gibi birçok uluslararası kuruluşa ilave olarak ülkelerin bütçe ofisleri de farklı yöntemlerle hesaplamalar yapabilmektedir. Hesaplamalar yapılan varsayımlar ve kullanılan sayısal analiz araçları itibarıyla birbirinden farklılaşabilmekte; üzerinden ayıklama yapılan değişkenlerin seçimi, ayıklamanın devresel düzeltmeyle sınırlı olup olması çalışmaların sonuçlarını büyük ölçüde değiştirmektedir. Tablo 1 de IMF tarafından yapısal denge hesaplamalarında kullanılan yöntemin aşamaları özetlenmektedir. Bu çalışmada, Türkiye için yapılan yapısal denge hesaplamalarında IMF, OECD ve ECB tarafından kullanılan birçok analiz aracından ve yöntemden faydalanılmakla birlikte; izlenilen aşamalar genel hatlarıyla IMF yöntemiyle paraleldir. Hesaplamaların ilk aşaması, ilgili dönemlere ait tek seferlik işlemlerin tespiti ve bütçe rakamlarından ayıklanmasıdır. Diğer ayarlamalara geçmeden evvel öncelikle tek seferlik işlemlere dair ayıklamaların gerçekleştirilmesi, esnekliklerin tahmin edicilerinin sapmasız (unbiased) olması açısından da önemlidir (Bornhorst vd., 2011). Öte yandan söz konusu işlemlerin tespiti, hem ülke hakkında oldukça kapsamlı bilgi ve veri gerektirdiği için, hem de her bir dönemin ve işlemin ayrı ayrı ele alınması gerekliliği nedeniyle operasyonel zorluklar içermektedir.

5 Türkiye de Yapısal Kamu Maliyesi Dengesi: Devrevi Hareketler ve Ötesi 65 Tablo 1. Yapısal Denge Hesaplamasının Aşamaları Tek Seferlik İşlemlerin Ayıklanması 1. Aşama - Tek seferlik gelir ve giderler bütçe dengesinden çıkarılır Devresel Düzeltme Ekonomik Aktivitenin Etkilerin Ayıklanması 2. Aşama - Devresel Etkilerin Toplu Olarak Ayıklanması Yöntemi Esnekliklerin toplam gelir ve toplam gidere uygulanması - Devresel Etkilerin Kategori Bazında Ayıklanması Yöntemi Esnekliklerin çeşitli gelir ve gider kategorilerine uygulanması Devresel Etkilerin Ötesindeki Düzeltme Diğer Devresel Etkilerin ve Faktörlerin Düzeltilmesi 3. Aşama - Çıktı Kompozisyonu Düzeltmesi - Varlık Fiyatları Gayrimenkul fiyatları, menkul kıymet fiyatları - Emtia Fiyatları Kaynak: Bornhost vd., Bütçe rakamları ikinci aşamada devresel hareketlerin etkilerinden arındırılmaktadır. Bu ayıklamayla üretim düzeyinin potansiyel üretim düzeyinde olması durumunda gerçekleşecek bütçe dengesi rakamına ulaşılmaya çalışılır. İki adımda gerçekleştirilebilecek bu ayıklamanın, birinci adımında çıktı açığı yardımıyla üretimdeki trend bileşenini ve devresel birleşeni ayrıştırmak, ikinci adımında ise devresel bileşenin bütçe üzerindeki etkisini bulmak ve bütçeden bu etkiyi ayıklamak gerekmektedir. (Reis vd., 2007). İkinci adım için çıktı açığına ilave olarak, ilgili gelir ya da gider grubunun çıktı açığındaki yüzde değişime duyarlılığını gösterecek esnekliklere ihtiyaç duyulmaktadır. Hesaplanan çıktı açığının gelir ve giderlere etkisinin topluca hesaplandığı yönteme ilave olarak, dengeye duyarlılığı bilinen her bir gelir ve gider kalemine ait esnekliklerin ayrı ayrı hesaplanarak, devresel ayıklamanın bu rakamlar üzerinden yapıldığı daha detaylı ikinci bir yöntem de bulunmaktadır. Bu yöntemlerden ilki devresel etkilerin toplu olarak ayıklanması yöntemi (aggregated approach) olarak

6 66 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 48 Sayı 3 Eylül 2015, s adlandırılırken, ikinci yöntem ise devresel etkilerin kategori bazında ayıklanması yöntemi (disaggregated approach) olarak adlandırılmaktadır. Ülke ekonomisi çerçevesinde yukarıda yapılan ayıklama ve ayarlamalar çoğu zaman, mali duruşun ortaya gerçekçi bir şekilde konulması için yeterli olmamaktadır. Üçüncü aşamada, bu eksikliği gidermek adına ilave ayarlamalar yapmak gerekmektedir. Bu ayarlamalar çoğunlukla çıktı açığı düzeltmesiyle iç içedir ya da eş zamanlı yürütülmesi gerekmektedir. Ülkedeki makroekonomik dalgalanmaların en büyük kaynağı çıktı dalgalanması olmakla birlikte, varlık ya da emtia fiyatlarındaki dalgalanmaların bütçe gelirlerini büyük oranda etkilediği ülkeler için devre ötesi düzeltmeye ihtiyaç duyulmaktadır. Bununla birlikte, çıktı açığı sabit kalsa dahi çıktının kompozisyonun değiştiği durumlar da bütçe dengesi üzerinde etki yaratabilmektedir. Örneğin tüketim üzerine uygulanan vergi oranının, ihracat üzerine uygulanan vergi oranından fazla olduğu bir ülkede, çıktı düzeyi değişmezken; çıktı kompozisyonunun tüketim lehine değişmesi halinde tek başına çıktı açığı ayarlaması yetersiz kalacaktır. Bu gibi örneklerde, yapısal dengeye ulaşmak için çıktının kompozisyonunda meydana gelen değişimlere bağlı etkilerin de ayıklanması gerekecektir (Bornhorst vd., 2011). Tek Seferlik İşlemler Tek seferlik işlemler, bütçe dengesi üzerindeki etkisi ihmal edilemeyecek kadar büyük olan, ancak tekrar etmeyen ya da geçici niteliğiyle, mali sürdürülebilirliğe ve dolayısıyla iktisadi faaliyetlere etkisi oldukça sınırlı kalan işlemler olarak tanımlanmaktadır. Gerçekleştiği yıl içerisinde bütçe dengesi üzerinde önemli oranda iyileşmeye (veya bozulmaya) sebep olan bu işlemlerin etkileri takip eden yıllarda sınırlı kalmakta ya da bütünüyle ortadan kalkmaktadır (Joumard vd., 2008). Uluslararası uygulamalarda yaygın olarak, vergi aflarından doğan gelirler ve borç üstlenimleri veya borç silme operasyonlarından kaynaklanan giderler, özel sektörün aktüeryal açıdan dengedeki sosyal güvenlik varlık ve yükümlülüklerinin kamu kesimine devrinden kaynaklanan çeşitli gelirler ve GSM lisans satış gelirleri tek seferlik işlem olarak ayıklanmaktadır. Bu gibi işlemler gerçekleştiği dönemde bütçe gelirlerini/giderlerini büyük miktarda arttırsa da, bu artış geçici olduğundan, etkisi uzun dönemli mali sürdürülebilirlik açısından anlamlı değildir. Yukarıda sayılan işlemler uluslararası düzeyde tek seferlik işlem olarak kabul edilmekle birlikte, bunların dışında kalan ve tek seferlik özelliği taşıyan birçok işlem için uzlaşılmış bir sınıflandırma yapılamadığından tek seferlik işlemlere dair listenin ucu açık kalmaktadır. Tek seferlik işlemlerin tespiti, periyodik olarak her bir işlemin kendi özelinde değerlendirilmesini gerektirdiğinden operasyonel güçlüklere sebep olmaktadır. İşlemlerin her bir

7 Türkiye de Yapısal Kamu Maliyesi Dengesi: Devrevi Hareketler ve Ötesi 67 dönemde tespiti, söz konusu ülke hakkında oldukça kapsamlı bilgi ve veri sahibi olmayı da gerektirmektedir. Öte yandan, her bir olayın tespiti belli nesnel ölçütlere tam olarak bağlanamadığından, ülke özelindeki tespitler sırasında öznel değerlendirmelerle, ihtiyaçlara göre karar alınabilmektedir. Bu doğrultuda, mali durumu olduğundan daha iyi göstermek, mali verileri görünüşte iyileştirmek adına, tek seferlik gelirler yaratıcı muhasebeleştirme de denilen finansal bilgi manipülasyonunun bir vasıtası haline de gelebilmektedir. (Koen ve Nord, 2005). Tecrübe edilen tüm bu zorluklar, tek seferlik işlemlere dair yapılan sınıflandırmayı geliştirmek ve çeşitlenen mali operasyonlara cevap verebilmek üzere daha geniş kapsamlı kriterlerin üretilmesi ihtiyacını doğurmuştur. Bu kapsamda Avrupa Komisyonu, ülkelerin söz konusu işlemleri isteğe bağlı yorumlamasını engellemek maksadıyla, 2006 yılında bir dizi prensip karar üzerinde uzlaşmıştır 2. Üye ülkeler tarafında tek seferlik işlemleri değerlendirirken göz önünde bulundurulması gereken bu prensipler aşağıdaki gibidir: Genel devlet dengesi üzerindeki etkisi GSYH nin binde 1 inden daha fazla olan işlemler incelemeye alınır. Denge üzerindeki etkisi tek bir yılla ya da en fazla birkaç yılla sınırlı olan işlemler tek seferlik olarak nitelendirilebilir. Tekil işlemler benzer nitelikteki olası işlemlerle birlikte değerlendirilmelidir. Örneğin bir proje tek başına değerlendirilmemeli, ele alındığı yatırım alanında o projeyi takip edecek benzer nitelikte başka projeler de söz konusu ise tek seferlik işlem kapsamında değerlendirilmemelidir. Açığı arttıran işlemler başlangıçta geçici gibi gözükse de zamanla kalıcı hale gelebilmektedir; bu nedenle böyle harcamalar tek seferlik işlemler olarak değerlendirilmemelidir. Üzerinde uzlaşıya varılan bu kriterler hala her bir işlemin tespiti için yeterli olmasa da, değerlendirmeleri kolaylaştırmak adına atılmış önemli bir adım olarak kabul edilmektedir (Larch ve Turruni, 2009). Türkiye için Hesaplamalar Türkiye de bütçe gelir ve giderleri incelendiğinde ise tek seferlik işlemlerin bilhassa bazı yıllarda önemli büyüklüklere ulaştığı ve en çok rastlanan tek seferlik işlemlerin ise vergi yapılandırması ve özelleştirme uygulamalarından kaynaklanan gelirler olduğu görülmektedir. Uluslararası uygulamalarda da örneklerine rastlanan vergi yapılandırmaları, uygulandıkları dönemde vergi gelirlerinde çok önemli artışlara sebep olsa da gelirlerdeki bu artış kalıcı 2 Avrupa Komisyonu, Kamu Maliyesi Raporu, No:3/2006.

8 68 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 48 Sayı 3 Eylül 2015, s olmadığından mali sürdürülebilirlik açısından anlamlı değildir. Aksine bu aracın sık kullanımı, olağan dönemlerde vergi tahsilatını zorlaştırarak, vergi gelirleri üzerinde baskı oluşturabilmektedir. Bu nedenle bu gelirlerin tek seferlik olarak nitelendirilmesi yönünde uzlaşı sağlanmıştır. Benzer şekilde, genel devlet gelirlerinin altında sınıflandırılan prim borçlarının düzenleme çerçevesinde yeniden yapılandırılmasından kaynaklanan gelirler de tek seferlik gelir olarak nitelendirilmektedir. Münferit harcama kalemleri arasında yukarıdaki örneklerdeki gibi çeşitli değerlendirme farkları olmakla birlikte, bu çalışmada metodolojik bir tercih olarak, yapısal denge hesaplanırken, bütçe açığını arttırıcı nitelikteki harcamalar ilk değerlendirmelere göre tek seferlik olarak addedilseler dahiayıklanmayacaktır. Bu tercih esasen, yapısal denge hesaplama işleminin, maliye politikasında karşı devri bir politika alanı yaratma amacıyla yürütülüyor olmasından dolayı, ihtiyatlı olma güdüsüyle benimsenmiştir. Çünkü başlangıçta tek seferlik olarak sınıflandırılan bu harcamalar çoğu durumda, zaman içerisinde kalıcı hale gelmekte ve geçici niteliğini yitirerek dengeyi kötüleştirici bir yapı kazanmaktadır. Gelirler tarafında ise ihtiyatlılık, yukarıda belirtilen kriterlere uyan tüm tek seferlik işlemlerin ayıklanmasını gerektirmektedir. Bu çerçevede, ayıklanan tek seferlik işlemler arasında, vergi yapılandırmasından doğan gelirler 3, özelleştirme gelirleri ve üçüncü nesil GSM lisans satış gelirleri gibi denge üzerinde geçici iyileşmelere neden olan kalemler yer almaktadır. Ayrıca, bu çalışmanın kapsamı merkezi yönetim bütçesiyle sınırlandırılmış, kapsamı daha geniş olan genel devlet tanımı kullanılmamıştır. Bu nedenle örneğin, yapılandırma sonucunda sosyal güvelik açığında meydana gelen iyileşme, cari transferler kalemi altında Sosyal Güvenlik Kurumu na yapılan transfer miktarını azalttığı için denge üzerindeki etkisi giderler tarafında gözlemlenmekte ve ayıklama giderler üzerinde yapılmaktadır. Buna ilave olarak gelirler tarafında yapılan düzeltmelerin harcamalar tarafında; vergi gelirleri üzerinden hesaplanan gelirden ayrılan paylar kalemine etkisi de çalışmada göz önüne alınmıştır. Benzer şekilde prim gelirlerinin yapılandırılması nedeniyle elde edilen gelirlerin, sosyal güvenlik transferleri üzerindeki olumlu etkisi de değerlendirmeye alınmıştır. Özelleştirme gelirleri ise, uluslararası standartlara göre bir gelir kalemi değildir. Gelirler, kamunun net değerini artıran işlemler olarak tanımlanırken; özelleştirme gelirleri kamunun aktif bir değerinin (arsa, hisse senedi) başka bir aktife (nakit) dönüşmesini ifade eden bir bilanço hareketidir 4. Ülkemizde 2008 yılı öncesinde 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun uyarınca özelleştirme gelirleri yalnızca finansman amaçlı kullanılabilirken, 2008 yılında , 5811 ve 6111 Sayılı Kanunlar kapsamında elde edilen gelirler 4 IMF, Government Finance Statistics Manual, Chapter 5

9 Türkiye de Yapısal Kamu Maliyesi Dengesi: Devrevi Hareketler ve Ötesi sayılı İş Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile Özelleştirme Fonu nun nakit fazlasının belli bir bölümünün yılları arasında bütçenin B Cetveline gelir kaydedilmesi kararlaştırılmıştır 5. Bu uygulama, 6338 sayılı Bütçe Kanunlarında Yer Alan Bazı Hükümlerin İlgili Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelere Eklenmesine Dair Kanun ile 2012 yılında kalıcı hale gelmiştir 6. Bütçe dengesinde oldukça büyük iyileşmelere neden olan söz konusu gelirler kamunun mevcut varlıklarının sınırlılığı dikkate alındığında, kalıcı bir gelir kaynağı olarak sayılamamakta ve bu nedenle çalışma kapsamında da tek seferlik işlem olarak dengeden ayıklanmaktadır. Üçüncü nesil GSM lisans satışlarından ise yalnızca 2009 yılında gelir elde edilmiştir. Bütçe üzerindeki etkisi 2009 yılıyla sınırla kalan bu kalem de yapısal dengeden ayıklanmaktadır. Ayrıca bu çalışmada, program tanımlı bütçe çerçevesinde ayarlama kalemi olarak değerlendirilen İşsizlik Sigortası Fonu ndan, GAP için merkezi yönetim bütçesine 7 aktarılan gelirler ve özelleştirme gelirleri arasında yer almayan diğer varlık satış gelirleri ve diğer bir kerelik özelliği taşıyan gelirler geçici niteliklerinedeniyle tek seferlik işlemler olarak bütçe gelirlerden ayıklanmaktadır. Bu kalemlerden ilki olan İşsizlik Sigortası Fonu ndan GAP için merkezi yönetim bütçesine aktarılan gelirler, ilk kez 2008 yılında bütçe dengesi üzerinde etkili olmuştur. İstihdam Paketi olarak anılan yasal düzenlemeyle yıllarında Fon un nema gelirlerinin bir bölümü öncelikli olarak GAP kapsamındaki yatırımlarda kullanılmak üzere bütçeye aktarılmıştır. Bu tür gelirler süreklilik niteliği taşımadığından tek seferlik işlem olarak değerlendirilmiştir. Çalışmada Varlık satış gelirleri ve diğer bir kerelik gelirler olarak yer alan kalem ise, farklı nitelikte birden fazla gelir kalemini içermektedir. Ancak, bu gelirlerin en önemli ortak özelliği bütçe dengesi üzerindeki etkilerinin geçici ya da tek seferlik olmasıdır ve bu nitelikleri dolayısyla yapısal dengeye ulaşılırken söz konusu gelirler bütçe dengesinden ayıklanmaktadır. Çalışmada özellikle enerji sektöründe faaliyet gösteren kamu sermayeli kuruluşların 2012 ve 2013 yıllarında, geçmiş döneme ait yükümlülüklerinden ötürü yaptığı ödemeler de tek seferlik kabul edilerek bütçe gelirlerinden ayıklanmıştır. 9 Bu açıklamalar doğrultusunda bu çalışmada merkezi yönetim bütçe dengesinden ayıklanan kalemler Tablo 2 de özetlenmektedir Sayılı Kanun, Geçici 23. Madde Sayılı Kanunun 10. Madde 7 İşsizlik Sigortası Fonu ndan bütçeye yapılan aktarımlar, Faizler, Paylar ve Cezalar kaleminin altında Diğer Çeşitli Gelirler alt kaleminin içinde gösterilmektedir Sayılı Kanun 9 BOTAŞ ve TEDAŞ tarafından vergi borçlarına mahsup edilmek üzere yapılan ödemeler ile EÜAŞ tarafından yapılan temettü ödemeleri bu kapsamda değerlendirilmiştir.

10 Milyon Amme İdaresi Dergisi, Cilt 48 Sayı 3 Eylül 2015, s Tablo 2. Tek Seferlik İşlemlerin Yıllara Dağılımı Kaynak: Hazine Müsteşarlığı, Maliye Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı *2008 ve 2010 yılında özellleştirme gelirleri Mersin, Samsun ve Bandırma Limanları satış gelirlerini de içermektedir. **Sadece geçmiş yıllara ilişkin temettü ödemeleri ayıklanmaktadır. Üçüncü Nesil GSM Satış Gelirleri İşsizlik Sigortası Fonundan GAP için Aktarılan Giderler Vergi Payları Sağlık, Emeklilik ve Sosyal Yardım Giderleri I. Vergi Gelirleri Ö zelleştirme Varlık Satışı ve Diğer Bir Kerelik Gelirler EÜAŞ Temettü Tek Seferlikler, Net (A-B) Gelirler II. Vergi Dışı Gelirler

11 Türkiye de Yapısal Kamu Maliyesi Dengesi: Devrevi Hareketler ve Ötesi 71 Devresel Düzeltme İktisadi dalgalanmaların en önemli kaynağı sayılan çıktı düzeyindeki dalgalanmaların saptanması ve etkilerinin bütçe dengesi üzerinden ayıklanmasıyla devresel düzeltilmiş dengeye ulaşılır. Dolayısıyla, ilk aşamada öncelikle çıktının kendi trendinde seyri anlamında da kullanılan potansiyel GSYH düzeyinin hesaplanmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Daha sonra ise ekonominin bu düzeyinin üstünde ya da altında olması halinde ortaya çıkan dalgalanmaların bütçe dengesi üzerindeki etkisini gösteren esneklikler hesaplanmaktadır. Son olarak esneklikler aracılığıyla dalgalanmaların etkisi nominal bütçe dengesi üzerinden ayıklanmakta ve iktisadi aktivitenin potansiyel düzeyinde seyretmesi durumunda gerçekleşecek bütçe dengesi rakamına ulaşılmaktadır. Potansiyel Çıktının Hesaplanışı Ekonominin orta vadeli büyüme eğilimi olarak da kabul edilen potansiyel çıktı düzeyi doğrudan gözlenemeyen bir değişken olması nedeniyle, hesaplamalar için birçok tahmin metodu geliştirilmiştir. İstatistiki filtrelerden, ekonometrik modellere çeşitlenen bu yöntemlerde, basitlik ve kesinlik/netlik arasında bir seçim yapmak gerekmektedir. Filtreler daha az veriyle, daha kısa sürede sonuç verirken; ekonominin arz yönüyle ele alındığı diğer tahmin yöntemlerinde üretim kısıtları da analize dâhil edilmekte ve daha kapsamlı bir veri setiyle daha net sonuçlar elde etmek mümkün olmaktadır (Cerra ve Saxena, 2000). Çalışmada, Türkiye de potansiyel çıktı 10 hesaplamaları HP filtresi kullanılarak hesaplanmıştır. Esneklik hesaplamalarında ihtiyaç duyulan potansiyel GSYH serisi için, yılları için 1998 fiyatlarıyla hesaplanan çeyreklik GSYH verileri HP filtresinde lamda değeri ( ) 1600 seçilerek; devresel düzeltmenin son aşamasında ihtiyaç duyulan yıllık potansiyel GSYH serisi için ise yine sabit fiyatlarla hesaplanan yıllık GSYH verileri lamda değeri 100 seçilerek filtrelenmiştir 11. HP filtresi kullanılarak hesaplanan yıllık çıktı açığı düzeyleri Grafik 1 de yer almaktadır. 10 Çıktı açığı düzeyi aşağıdaki eşitlik yardımıyla hesaplanmaktadır: Y Y* 100 Y * Y: Çıktı Y*: Potansiyel Çıktı 11, devresel bileşenin oynaklığının eğilim bileşeni oynaklığına oranını ifade etmekte ve kullanılan zaman serisinin çeyreklik olması durumunda 1600, yıllık olması halinde 100 değerini alacağı kabul edilmektedir (Hodrick ve Prescott 1997).

12 72 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 48 Sayı 3 Eylül 2015, s Grafik Yılları Arasında Çıktı Açığı Düzeyleri Grafikte görüleceği gibi 2001 finansal krizi ve 2008 küresel krizinde çıktı açığı belirgin bir şekilde negatife dönerken, krize yaklaşılan dönemlerde üretimin potansiyel düzeyini aşması nedeniyle pozitif çıktı açığı 12 tecrübe edilmiştir. Esnekliklerin Hesaplanması Matematiksel olarak çıktı açığındaki yüzde bir oranındaki değişime karşılık, bütçe gelir ve gider kalemlerinde gerçekleşen yüzde değişim miktarı olarak ifade edilen gelir ve gider esneklikleri yapısal denge hesaplamalarının önemli bir parçasıdır 13. Gelir ve gider kalemlerinin çıktı açığına göre esnekliklerin hesaplanmasıyla, ekonomide üretimin potansiyel düzeyinde olması durumunda gerçekleşecek bütçe rakamlarına ulaşılır. Esneklik hesaplamalarında gelir ve gider kalemlerinin bütün olarak ele alınmasıyla kalemlerin tek tek çıktı açığı dalgalanmaları karşısındaki değişiminin hesaplanması yaklaşımları sırasıyla toplu ve kategori bazında olarak adlandırılır. Gelir ve gider kalemlerinde çıktı açığına bağlı gerçekleşen değişim miktarının toplu olarak tahmin edildiği yaklaşım, hesaplamaları oldukça kolaylaştırması yönüyle tercih edilebilir. Bu yaklaşımın daha da basitleştirilmiş bir uzantısı olan gelir esnekliğinin bir, harcama esnekliğinin ise sıfır kabul edildiği yaklaşım ise yoksulun devresel düzeltmesi (poor man s cyclical adjustment) olarak adlandırılmaktadır (Escolano, 2010). Bu yöntem, 12 Negatif çıktı açığı, üretim düzeyinin potansiyel üretim düzeyinin altında olması anlamında kullanılırken, pozitif çıktı açığı ekonominin potansiyelinin üzerinde üretmesi anlamında kullanılmıştır. 13 Nokta esnekliği de denilen bu esneklik tanımına göre vergi gelirlerinin çıktı açığına göre esnekliğini veren matematiksel eşitlik şöyledir: T / T T ( Y Y*) ( Y Y*) /( Y Y*) ( Y Y*) T (T: vergi gelirleri, (Y-Y*): çıktı açığı)

13 Türkiye de Yapısal Kamu Maliyesi Dengesi: Devrevi Hareketler ve Ötesi 73 kategori bazında hesaplanacak esnekliklere oldukça iyi bir yakınsama olarak kabul edilse de özellikle gelirlerin kompozisyonun zaman içinde değişiklik gösterdiği durumlarda tercih edilmemelidir (Bornhost vd., 2011). İkinci yöntem için ise her bir gelir/gider kaleminde, hem ekonometrik modellemeler hem de ülkedeki vergi mevzuatına dair bilgiler ışığında çok daha detaylı bir hesaplama yapmak gerekmektedir. OECD metodu olarak da bilinen kategori bazındaki yöntemde ilk olarak çıktı açığı dalgalanmalarından etkilenen gelir ve gider kalemlerinin tespit edilmesi gerekmektedir. Bu hesaplamalarda dört gelir kalemi ve bir gider kaleminin devresel hareketlere duyarlı olduğu kabul edilmektedir. Gelirler tarafında, gelir vergisi, kurumlar vergisi, dolaylı vergiler, sosyal güvenlik prim gelirleri (social security contribution); giderlerde ise cari transferler ya da işsizlikle ilgili giderler devresel hareketlere duyarlılığı nedeniyle esneklik hesaplaması yapılan kalemlerdir (Girouard ve Andre, 2005). Bu detayda hesaplamaların ayırt edici olan bir diğer özelliği esneklik hesaplanmalarına yalnızca çıktı açığının değil; gelir veya gider kalemini belirleyen baz büyüklüğün de dahil edilmesidir. Dolayısıyla bu yöntemde, iki ayrı esnekliğin hesaplanması söz konusudur. Örneğin, kurumlar vergisi hasılatının çıktı açığı dalgalanmalarına esnekliği hesaplanırken, öncelikle kurumlar vergisinin tabanı (matrahı) kabul edilen vergiye konu kurum safi kârının çıktı açığına esnekliği hesaplanır. İkinci aşamada ise vergi hasılatının kurum kârlarına esnekliği elde edilir. Bu iki esnekliğin çarpılmasıyla kurumlar vergisinin çıktı açığına esnekliği bulunmuş olur. Gelir ya da gider kalemlerinin tabanlarına duyarlılığının hesaplandığı ilk esneklik için regresyon analizi gibi ekonometrik yöntemlere başvurulabileceği gibi, ülkelerin kendi mali yapıları çerçevesinde değerlendirmeler yapılarak sonuçlar elde etmek de mümkündür. Örneğin gelir vergisi hasılatının ülkedeki ücret gelirlerine duyarlılığını ifade eden esneklik için eğer ülkedeki vergi mevzuatında tek bir gelir vergisi oranı belirlenmişse esneklik değerinin bire eşit olduğu, artan oranlı bir tarife benimsenmiş ise de birden büyük olduğu söylenebilir. Dilim esasına dayanan vergilendirmede, her bir gelir vergisi dilimi için marjinal ve ortalama vergi oranlarının hesaplanmasıyla vergi hasılatının ücret gelirlerine esnekliğinin tespit edilmesi de mümkündür. İkinci esneklik olan vergi tabanının çıktı açığına esnekliğinin hesaplanması için ise genellikle tercih edilen yöntem regresyon analizleridir. Bazı durumlarda istatistiki tutarsızlıklar veya modelin açıklayıcılığının yetersizliği nedeniyle basitleştirici varsayımlar yapılabilmektedir. Dolaylı vergilerde ve işsizlik yardımları kaleminde bahsedilen sebeplerle esnekliğin bire eşit olduğu varsayılabilir (Larch ve Turrini, 2010).

14 74 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 48 Sayı 3 Eylül 2015, s Türkiye için Hesaplamalar Bu çalışmada, esneklik hesaplamalarında sabit esneklik varsayımı yapılmış ve söz konusu esneklikler OECD metodunda olduğu gibi kategori bazında hesaplanmıştır yılları verileriyle MYB bütçe büyüklüklerinin çıktı açığına olan esnekliklerin hesaplanmasında, regresyon yöntemiyle analiz edilecek örneklemin istatistiki olarak yeterli büyüklüğe ulaşabilmesi için çeyreklik veriler kullanılmıştır dönemi bütçe büyüklükleri için, Merkezi Yönetim Bütçe sınıflamasına 2006 yılı itibarıyla geçilmesi ve önceki yıllarda Konsolide Bütçe ayrımının bulunması nedeniyle, Maliye Bakanlığı tarafından yayınlanan yıllık veriler esas alınmış 14, daha sonra bu veriler konsolide bütçenin çeyreklik kırılımına göre dağıtılarak çeyreklik zaman serisi elde edilmiştir. Milli gelir verileri ise TÜİK veri tabanından çeyreklik olarak temin edilmiştir. Kategori bazında esneklik hesaplamasının yapıldığı uluslararası çalışmalarda gelir kalemlerinde yaygınlıkla gelir vergisi, kurumlar vergisi, dolaylı vergiler ve sosyal güvenlik prim gelirleri için esneklik hesaplandığı görülmektedir. Öte yandan giderler tarafında genellikle faiz hariç harcamalara odaklanılmakta, genellikle faiz dışı denge düzeyinin takip edilmesi tercih edilmektedir. Faiz harcamalarının devresel düzeltmenin dışında tutulmasının sebebi faiz oranlarının çıktı düzeyinden ziyade dışsal piyasa koşullarıyla belirlenen bir değişken olmasıdır. Faiz hariç harcamaların bütünün devresel olarak düzeltildiği yaklaşımlar bulunmakla beraber, bazı çalışmalarda ise harcama esnekliği sıfır olarak kabul ederek, harcamaların tümü devresel düzeltmenin dışında tutulmaktadır. Devresel düzeltmenin, dolayısıyla esneklik hesaplamasının yapılmadığı kalemlerde esnekliğin sıfıra eşit olduğu kabul edilmektedir. Bununla birlikte birçok çalışmada yalnızca işsizlik harcamaları için devresel düzeltme yapıldığı görülmektedir. Bu çalışmada da esneklik hesaplamaları yalnızca gelir kalemleri için yapılmış; gider kalemleri için esneklik hesaplanması vergi gelirleri hasılatının belli bir oranı olarak ifade edilen Gelirden ayrılan paylar kalemiyle sınırlı tutulmuştur. Vergi gelirlerinin iktisadi dalgalanmalardan etkilendiği nispette devresel hareketlere duyarlı olan söz konusu kalem, merkezi yönetim bütçesinden mahalli idarelere ve fonlara yapılan aktarımları ifade etmektedir. Gider kalemlerinin geri kalanı için çalışmanın bütününde herhangi bir devresel düzeltme yapılmamasının ardındaki temel gerekçe, söz konusu kalemlerin çok büyük bir kısmında gerçekleşen dalgalanmaların devresel hareketlerden değil; politika kararlarından ve reformlardan kaynaklanmasıdır. Ödenek tavanlarıyla 14 Bu veriler Bakanlıkça, 5018 sayılı Kanun gereği 2006 da düzenlenmeye başlanan Merkezi Yönetim Bütçe Performansı Tablolarının; geçmiş yıllarla karşılaştırılabilirliğini sağlamak üzere hazırlanmıştır.

15 Türkiye de Yapısal Kamu Maliyesi Dengesi: Devrevi Hareketler ve Ötesi 75 üst sınırı belirlenen gider kalemleri, daha çok bu tavanın içinde kalacak şekilde gerçekleşmekte ve iktisadi büyüklüklerdeki dalgalanmalardan ziyade ihtiyari politikalardan etkilenmektedir 15. Gelir kalemlerinde ise esneklik hesaplamasının yapıldığı kategoriler uluslararası uygulamalarda olduğu gibi gelir vergisi, kurumlar vergisi ve dolaylı vergiler 16 kalemleridir. Esneklik hesaplamasının yapıldığı tüm bütçe kalemlerinde veriler tek seferlik işlemlerden ayıklanarak hesaplamalara dâhil edilmiş ve esneklik hesaplamalarında kullanılan tüm zaman serileri sabit fiyatlarla hesaplanıp, enflasyonun da etkisinden arındırılmıştır 17. Hesaplamalarda genellikle regresyon yöntemi kullanılmakla birlikte istatistiki sonuçların anlamsız veya yetersiz kaldığı durumlarda basitleştirici varsayımlarda bulunulmuştur. Bununla birlikte, söz konusu bütçe kalemlerine baz oluşturan serilerin de ayrıntılı olarak temin edilmesi gerektiği kategori bazındaki yöntemin kullanıldığı bu analizde bir takım veri sıkıntıları da yaşanmıştır. Gelir ve kurumlar vergisininin bazını oluşturan kurum kârları ve ücret gelirleri verisi, gelir yöntemiyle hesaplanan GSYH verisiyle temin edilmektedir. Söz konusu veriyi hazırlayan ve yayımlayan TÜİK in, bu veriyi 2006 sonrasında yayımlamaması, gelir ve kurumlar vergisi esnekliklerinin hesaplanmasında yöntemsel bazı değişikliklere gidilmesini zorunlu kılmıştır. Bu sorun Türkiye nin de dâhil edildiği uluslararası çalışmalarda da ortaya çıkmaktadır. OECD tarafından üye ülkeler için devresel düzeltilmiş denge hesaplamalarının yapıldığı çalışmada Türkiye veri yetersizliği nedeniyle hesaplamalara dâhil edilememiştir (Girouard ve Andre, 2005). IMF nin Türkiye için yaptığı analizde de, hesaplamalarda yukarıda bahsedilen verilerin kullanıldığı esneklikler için OECD ortalamalarının kullanıldığı görülmektedir. Gelir vergisi kaleminde yukarıda belirtildiği gibi gelir vergisi tabanı olarak kabul edilen ücret gelirleri serisinin elde edilememesi, çalışmaların uluslararası hesaplamalara paralel gerçekleştirilememesine sebep olmuştur. Bu nedenle çalışmada gelir vergisi için esneklik hesaplaması, gelir vergisi ve çıktı açığı arasındaki ilişkiyi doğrudan tespit etmek üzere gerçekleştirilmiştir. Söz konusu ilişki aşağıdaki eşitlik yardımıyla tahmin edilmiştir: ln Tt Yt t ln * u * t Yt Yt (1) 16 Bu çalışmada, dolaylı vergiler, gelir-kazanç ve mülkiyet üzerinden alınan vergiler dışında kalan tüm vergileri içermektedir ve 5811 sayılı Kanunlar kapsamında elde edilen gelirlerin vergi türleri itibarıyla kırılımları elde edilemediği için esneklik hesaplamalarında kullanılan serilerden ayıklanamamıştır.

16 76 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 48 Sayı 3 Eylül 2015, s T : Gelir vergisi hasılatı (Reel-TÜFE ile) α : Sabit terim β : Gelir vergisi hasılatının çıktı açığına esnekliği Y : Sabit fiyatlarla (1998) GSYH Y*: Potansiyel GSYH (Reel GSYH üzerinden hesaplanmıştır.) u : Hata terimi Yapılan analizde, yukarıdaki eşitlik zaman serilerinde sıkça ortaya çıkan, değişkenlerin kendilerinin ve diğer değişkenlerin geçmiş dönemlerdeki değerleriyle ilişkili olması durumu nedeniyle aşağıdaki formda yeniden tahmin edilmiştir: T t Y t T t 1 T t 2 ln * 1 2 ln * 3St 4 ln * 5 ln * 6ut 1 ut Yt Yt Yt 1 Yt 2 (2) Çeyreklik verilerle tahmin edilen yukarıdaki modelde üçüncü çeyrekte mevsimselliğin olduğunu ifade eden ve her yılın üçüncü çeyreğinde 1, diğer çeyreklerde 0 değerini alan S t değişkeni istatistiki olarak anlamlı bulunmuştur. Hata teriminin birinci dereceden hareketli ortalamasını (MA(1)) ifade eden u t-1 değişkeni ile bir önceki ve iki önceki çeyrekteki vergi gelirlerini ifade eden T t- 1/Y t-1, T t-2 /Y t-2 değişkenlerinin de tahmine eklenmesiyle var olan içsel bağıntı sorunu ortadan kalkmıştır. Modelin tahmininde vergi gelirleri serisi yapısal bir kırılmanın varlığı açısından da test edilmiştir. Zivot-Andrews testiyle elde edilen sonuca göre 2006 nın üçüncü çeyreğinde söz konusu veride yapısal bir kırılım söz konusudur (Ziwot ve Andrews, 1992). Bu bulgu D t ile ifade edilen ve 2006 nın üçüncü çeyreğinde ve sonrasında 1, önceki dönemlerde ise 0 değerini alan bir kukla değişkenin modele eklenmesiyle test edilmiştir. 30 Mart 2006 tarihli gelir vergisi dilimlerini yeniden düzenleyen değişikliğin 18 sonucu olarak böyle bir kırılmanın gerçekleşmiş olabileceği değerlendirilmiştir. Fakat bu değişikliği yansıtmak üzere modele eklenen söz konusu kukla değişken istatistiki olarak anlamlı bulunmamıştır. Bu sebeple, esneklik tahmininde yukarıdaki model tanımlamasında görüldüğü gibi D t değişkeni model dışında bırakılmıştır. Nihai modelin tahmini sonucunda, gelir vergisinin çıktı açığına olan esnekliği (α 2 ) 1,02 olarak hesaplanmıştır. Reel milli gelirin potansiyel milli gelire oranının yüzde bir artması halinde gelir vergisi hasılatının potansiyel Sayılı Gelir Vergisi Kanunu, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun, Özel Tüketim Vergisi Kanunu ve Vergi Usul Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile yapılan değişiklik sonucu gelir vergisi tarifesinde dilim sayısı azaltılmış ve en yüksek vergi diliminde gelir vergisi oranı yüzde 40 düzeyinden yüzde 35 e çekilmiştir.

17 Türkiye de Yapısal Kamu Maliyesi Dengesi: Devrevi Hareketler ve Ötesi 77 gelire oranının yüzde 1,02 artması anlamına gelen bu değer, OECD ülkeleri ortalamasına bakıldığında 1,3 değerini almaktadır (Girouard ve Andre, 2005). Kurumlar vergisi gelirlerinin çıktı açığı esnekliğinin hesaplanmasında da veri sıkıntıları nedeniyle öncelikle gelir vergisi esnekliği tahminindeki gibi çıktı açığı ve vergi hasılatları arasındaki ilişkiyi tahmin etmek üzere bir model kullanılmıştır. Ancak söz konusu modelde verginin çıktı açığına göre esnekliğini ifade eden katsayı hem iktisadi hem de istatiksel olarak anlamsız bulunmuştur. Bu sebeple, bahsi geçen ekonometrik yöntem yerine OECD nin yapısal denge hesaplamalarında da tercih edilen, Çebi ve Özlale (2011) tarafından hazırlanan TCMB çalışma tebliğinde de kullanılan yöntem benimsenmiştir. Teorik çerçeveden hareketle esnekliğin bulunduğu bu yöntemde yine iki aşamalı esneklik hesaplaması söz konusudur. Kurumlar vergisi hasılatının, vergi tabanı olan firma kârlarına esnekliğini ifade eden ilk esneklik, düz oranlı vergi sisteminin bulunması nedeniyle bir olarak kabul edilmiştir. İkinci esneklik olan firma kârlarının çıktı açığına esnekliği ise aşağıdaki eşitlik yardımıyla hesaplanmıştır: (1 (1 KP) ) / KP b, y wl, y (3) ε wl,y : Ücret gelirlerinin üretim açığına esnekliği KP: Kâr/GSYH oranı Bu eşitlikte KP oranı, üretim açığının üretim seviyesi içindeki payı olarak tanımlanmış ve son olarak 2006 yılına ait işletme artığı rakamına ulaşıldığından, bu yıla ait KP değeri 0,5 olarak hesaplamalara dâhil edilmiştir. Ücret gelirlerinin üretim açığına duyarlılığını ifade eden ε wl,y değeri de benzer şekilde yılları arasında yapılan esneklik hesaplamasıyla 0,8 olarak bulunmuştur. Söz konusu değerlerin yukarıdaki formülde yerlerine yazılmasıyla kurumlar vergisinin üretim açığına olan esnekliği 1,2 olarak bulunmuştur. Esneklik hesaplamasının yapıldığı son kategori olan dolaylı vergiler kaleminde iki ayrı regresyon modeli oluşturularak iki farklı esneklik hesaplanmıştır. İlk esneklik, dolaylı vergilerin tabanı olarak kabul edilen özel tüketim ile vergi hasılatları arasındaki ilişkiyi tespit etmek üzere aşağıdaki gibi hesaplanmıştır: lnt ln C lnt u u 1 t 2 t 4 3 t 1 t T: Dolaylı vergiler hasılatları (Reel-TÜFE ile) C: Yerleşik ve yerleşik olamayan hane halkının yurtiçi tüketimi (Reel- GSYH deflatörü ile) (4)

18 78 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 48 Sayı 3 Eylül 2015, s Yukarıdaki modelde vergi gelirleri ve özel tüketim verilerinin durağan olmaması nedeniyle (I(1)) her iki serinin de birinci farkları alınmıştır. Söz konusu modelde elde edilen α 1 katsayısı iktisadi olarak birinci farkların alınmasından ötürü artık uzun dönemli ilişkiyi değil, vergi gelirlerinin özel tüketime kısa dönemdeki esnekliğini yansıtmaktadır (Bouthevillain vd., 2001). İçsel bağıntı sorunun çözümü için modele bağımsız değişken olarak, MA(1) değişkeni ve vergi gelirlerinin bir yıl (dört çeyrek) önceki değerleri de eklenmiştir. Tahmin sonucunda, dolaylı vergilerin tüketim harcamalarına kısa dönem esnekliği 1,2 olarak hesaplanmıştır. Esneklik hesaplamasının ikinci parçasını oluşturan özel tüketim harcamalarının çıktı açığına esnekliği için ise iki aşamalı EKK yöntemi kullanılmıştır. Tüketim ve millî gelir serilerinin birbirleriyle karşılıklı etkileşimlerinin bulunması nedeniyle bu yöntem tercih edilmiştir 19. Araç değişken olarak Çebi ve Özlale (2011) tarafından yapılan çalışmada olduğu gibi yatırım harcamalarının potansiyel GSYH ye oranı alınmış, içsel bağıntı sorununu gidermek üzere araç değişken olarak tüketim harcamalarının potansiyel GSYH ye oranın iki dönem gecikmeli serisi de tahmine eklenmiştir ve aşağıdaki modele ulaşılmıştır: Ct Y ln Y * * t t 1 2ln ut Yt (5) Hesaplamalar sonucunda özel tüketim harcamalarının çıktı açığına esnekliğini ifade eden α 2 katsayısı 0,6 olarak tahmin edilmiştir. Dolaylı vergilerin çıktı açığına esnekliği yukarıda bulunan iki ayrı esneklik çarpılarak 0,72 olarak bulunmaktadır. Elde edilen bu esneklik değeri diğer ülkeler için yapılan hesaplamalarla da paralellik göstermektedir. IMF tarafından yapılan çalışmada dolaylı vergi tarifelerinin düz oranlı olmasından hareketle esnekliğin bire yakın bir değer alması gerektiği ifade edilmiştir (Bornhost vd. 2011). OECD tarafından 2005 yılında yapılan çalışmada ise ekonometrik zorluklar nedeniyle esneklik bire eşit kabul edilmiştir. Esneklik hesaplamalarının Avrupa Birliği üye ülkeleri için gerçekleştirildiği ECB çalışmasında ise birçok ülke için bir olan dolaylı vergiler esnekliğinin, İngiltere, Lüksemburg gibi bazı ülkeler için birden küçük değerler aldığı belirtilmiştir (Bouthevillain vd., 2001). Ekonometrik tahmin yöntemiyle elde edilen sonuçlar Tablo 3 de özetlenmektedir. 19 Çebi ve Özlale nin (2011) çalışmasında esneklik iki aşamalı EKK (TSLS-Two Stage Least Square) ile tahmin edilmiştir.

19 Türkiye de Yapısal Kamu Maliyesi Dengesi: Devrevi Hareketler ve Ötesi 79 Tablo 3. Ekonometrik Tahmin Sonuçları Gelir Vergisi log (T/Y*) Kurumlar Vergisi* log (T) Dolaylı Vergi-1** Δ log T Dolaylı Vergi-2*** log (C/Y*) Parametre Katsayısı log (Y/Y*) 1,017 0,393-0,595 Δ log C - - 1,201 - c -6,040 3, ,338 q3-0, d2006-0, AR(4) - - 0,495 - AR(1) 1, AR(2) -0, MA(1) -1, ,960 - Model Kriterleri ve İstatistikler R-squared 0,612 0,205 0,738 0,719 F istatistiği 13,893 6,195-71,205 AIC -1,708 0,574-3,022 - SIC -1,478 0,688-2,904 - DW istatistiği 2,088 1,446-2,978 1,271 * Kurumlar vergisi tahsilat süreçleri dikkate alınarak log(y/y*) değişkenin bir dönem gecikmelisi kullanılmıştır. ** Dolaylı vergilerin çıktı açığına esnekliği bu iki esnekliğin çarpılması ile bulunmuştur. *** İki aşamalı EKK yöntemi ile tahmin edilmiştir. Giderler tarafında devresel düzeltmenin yapılacağı tek kalem olan gelirden ayrılan paylar kalemi, 5779 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkındaki Kanun da belirtilen oranlara göre bir önceki ay elde edilen vergi gelirlerinin üzerinden yapılan aktarımları içermektedir. Fon payları da benzer şekilde çeşitli vergi kalemlerinin hasılat toplamları üzerinden ilgili kanunlarda belirtilen oranlarda hesaplanmakta ve bütçe dışı fonlara aktarılmaktadır 20. Dolayısıyla bu gider kalemindeki gözlemlenen dalgalanmalar vergi gelirlerindeki dalgalanmalara bağlıdır. Söz konusu giderlerin çıktı açığına esnekliği, gelir vergisi, kurumlar vergisi ve dolaylı vergiler kalemlerinin esnekliklerinin bu kalemlerin toplam vergi geliri içindeki paylarıyla ağırlıklandırılmasıyla Tablo 4 te görüldüğü gibi hesaplanmış ve 0,82 olarak bulunmuştur. Ayrıca, devresel düzeltmenin gerçekleştirilmesinde kullanılan tüm esneklikler Tablo 5 te özetlenmektedir , 4842, 3238, 1473 ve 2634 sayılı kanunlarda bütçe dışı fonlara vergi gelirlerinden yapılacak aktarımlarla ilgili hükümler yer almaktadır.

20 80 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 48 Sayı 3 Eylül 2015, s Tablo 4. Vergiden Ayrılan Paylar İçin Esneklik Hesaplaması Pay* Esneklik Pay x Esneklik Gelir Vergisi 0,22 1,02 0,23 Kurumlar Vergisi 0,10 1,20 0,12 Dolaylı Vergiler 0,66 0,72 0,47 Diğer Vergiler 0,02 0 0,00 Ağırlıklı Ortalama 0,82 * yılları içinilgili vergi kaleminin toplam vergiler içindeki payını ifade etmektedir. Tablo 5. Devresel Düzeltme İçin Kullanılan Esneklikler Potansiyel GSYH ve esnekliklerin hesaplanmasının ardından bütçe gelir ve gider kalemlerinin her birinin devresel dalgalanmalardan ayıklanması için aşağıdaki formüller kullanılmıştır. Y * T T Y, * ( ) T i Y i Bütçe Kalemleri Y *, * ( ) G i Y i G Gi Y (6) T*: Devresel hareketlerden arındırılmış gelirler G*: Devresel hareketlerden arındırılmış giderler Y: Cari fiyatlarla GSYH Y*: Cari fiyatlarla GSYH ε Ti,Y : Gelirlerin çıktı açığına esnekliği ε Gi,Y: Harcamaların çıktı açığına esnekliği Daha sonra devresel hareketlerden arındırılmış bütçe dengesini hesaplamak üzere ise aşağıdaki eşitlik kullanılmıştır: n m * * i i i 1 i 1 B* ( T G X ) (7) Esneklikler Gelirler Gelir Vergisi 1,02 Kurumlar Vergisi 1,20 Dolaylı Vergiler 0,72 Diğer Gelirler 0,00 Giderler Vergi Payları 0.82 Diğer Giderler 0,00

21 Türkiye de Yapısal Kamu Maliyesi Dengesi: Devrevi Hareketler ve Ötesi 81 Gider) B*: Devresel düzeltilmiş bütçe dengesi X: Devresel hareketlere duyarlı olmayan bütçe kalemleri (= Gelir- n: Devresel düzeltme yapılan gelir kalemlerinin sayısı m: Devresel düzeltme yapılan gider kalemlerinin sayısı Yukarıda elde edilen girdiler doğrultusunda Türkiye için yılları arasındaki dönem için hesaplanan merkezi yönetim yapısal bütçe dengesi düzeyleri Tablo 6 da yer almaktadır. Tablo 6. Yapısal Bütçe Dengesi ( ) Denge (GSYH %) -7,9-11,9-11,5-8,8-5,2-1,1-0,6-1,6-1,8-5,5-3,6-1,4-2,1-1,2 Yapısal Denge (GSYH %)* -12,1-13,9-12,2-9,1-7,7-3,7-1,7-3,4-3,9-5,3-3,9-2,7-2,7-2,7 Yapısal Denge (milyar TL) -19,7-36,0-45,4-43,8-43,6-23,5-12,4-27,4-36,2-54,6-43,3-34,5-38,6-41,5 *Potansiyel GSYH'ye oranını ifade etmektedir. Yapısal ve nominal bütçe açığının GSYH ye oranlarının karşılaştırıldığı Grafik 2 aşağıda yer almaktadır. Grafikte görüldüğü gibi hesaplamalar sonucu ortaya çıkan yapısal açık düzeyi, 2004 ve öncesinde nominal bütçe açığının altında değerler almaktadır sonrasında ise yapısal dengenin nominal dengeye göre daha büyük bir açığa işaret ettiği görülmektedir yılında ise yapısal ve nominal bütçe açıkları oldukça yakın düzeylerde gerçekleşmiştir krizinden sonra ekonomide başlayan toparlanma 2004 yılına gelindiğinde çıktı açığının negatif düzeylerden pozitife dönmesine, diğer bir deyişle ekonominin potansiyelinin üzerinde büyümesine sebep olmuştur daki küresel krize dek devam eden pozitif çıktı açığı, 2009 ve 2010 yıllarında yerini tekrar negatif çıktı açığına bırakmıştır. Çıktı açığı düzeyinin söz konusu dönemde izlediği bu patika yapısal denge ve nominal denge rakamları arasında yılları bağlı dalgalanmaları büyük ölçüde açıklamaktadır.

Türkiye de Yapısal Bütçe Dengesi ve Mali Duruş

Türkiye de Yapısal Bütçe Dengesi ve Mali Duruş ÇALIŞMA TEBLİĞİ NO: 11/11 Türkiye de Yapısal Bütçe Dengesi ve Mali Duruş Temmuz 2011 Cem ÇEBİ Ümit ÖZLALE Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 2011 Adres: Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası İdare Merkezi Araştırma

Detaylı

6. Kamu Maliyesi. 6.1. Bütçe Gelişmeleri

6. Kamu Maliyesi. 6.1. Bütçe Gelişmeleri 6. Kamu Maliyesi Faiz dışı harcamalarda yaşanan artış eğilimine karşın bütçe gelirlerinin harcamalara kıyasla daha hızlı yükselmesi sonucu, 2 yılında bütçe performansı geçen yıla göre daha olumlu bir seyir

Detaylı

Bütçeye Dair Kritik Sorular

Bütçeye Dair Kritik Sorular Makro Tematik Rapor Emir Talu +90 (212) 384 1122 etalu@garanti.com.tr Bütçeye dair kritik sorular 2016 ya girerken piyasalarda makro ekonomiye dair oluşan sorulardan bir tanesi de seçim vaatleri ve teşvikler

Detaylı

Finansal Hesaplar İstatistik Genel Müdürlüğü

Finansal Hesaplar İstatistik Genel Müdürlüğü Finansal Hesaplar İstatistik Genel Müdürlüğü Parasal ve Finansal Veriler Müdürlüğü İçindekiler I-Giriş... 2 II- Mali Kuruluşlar... 3 III. Genel Yönetim... 6 1 I-Giriş Son yıllarda uluslararası kuruluşlar

Detaylı

6. Kamu Maliyesi. 6.1. Bütçe Gelişmeleri

6. Kamu Maliyesi. 6.1. Bütçe Gelişmeleri 6. Kamu Maliyesi Đktisadi faaliyetteki hızlı toparlanma ve faiz giderlerindeki düşüşler kamu maliyesi dengelerini olumlu yönde etkilemeye devam etmektedir. 211 yılının ilk yarısı itibarıyla iç talep canlılığına

Detaylı

T.C. KALKINMA BAKANLIĞI 2016 YILI PROGRAMI GENEL EKONOMİK HEDEFLER VE YATIRIMLAR

T.C. KALKINMA BAKANLIĞI 2016 YILI PROGRAMI GENEL EKONOMİK HEDEFLER VE YATIRIMLAR T.C. KALKINMA BAKANLIĞI 2016 YILI PROGRAMI GENEL EKONOMİK HEDEFLER VE YATIRIMLAR 15 OCAK 2016 İÇİNDEKİLER GENEL EKONOMİK HEDEFLER Sayfa: TABLO 1: Makroekonomik Büyüklüklerdeki Gelişmeler... 3 3 TABLO 2:

Detaylı

2001 ve 2008 Yılında Oluşan Krizlerin Faktör Analizi ile Açıklanması

2001 ve 2008 Yılında Oluşan Krizlerin Faktör Analizi ile Açıklanması 2001 ve 2008 Yılında Oluşan Krizlerin Faktör Analizi ile Açıklanması Mahmut YARDIMCIOĞLU Özet Genel anlamda krizler ekonominin olağan bir parçası haline gelmiştir. Sıklıkla görülen bu krizlerin istatistiksel

Detaylı

OPSİYONLARDAN KAYNAKLANAN PİYASA RİSKİ İÇİN STANDART METODA GÖRE SERMAYE YÜKÜMLÜLÜĞÜ HESAPLANMASINA İLİŞKİN TEBLİĞ

OPSİYONLARDAN KAYNAKLANAN PİYASA RİSKİ İÇİN STANDART METODA GÖRE SERMAYE YÜKÜMLÜLÜĞÜ HESAPLANMASINA İLİŞKİN TEBLİĞ Resmi Gazete Tarihi: 28.06.2012 Resmi Gazete Sayısı: 28337 OPSİYONLARDAN KAYNAKLANAN PİYASA RİSKİ İÇİN STANDART METODA GÖRE SERMAYE YÜKÜMLÜLÜĞÜ HESAPLANMASINA İLİŞKİN TEBLİĞ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç ve Kapsam,

Detaylı

7. Orta Vadeli Öngörüler

7. Orta Vadeli Öngörüler 7. Orta Vadeli Öngörüler Bu bölümde tahminlere temel oluşturan varsayımlar özetlenmekte, bu çerçevede üretilen orta vadeli enflasyon ve çıktı açığı tahminleri ile para politikası görünümü önümüzdeki üç

Detaylı

ENFLASYON YOKSULU VURUYOR. Yönetici özeti

ENFLASYON YOKSULU VURUYOR. Yönetici özeti Araştırma Notu 10/68 26 Mart 2010 ENFLASYON YOKSULU VURUYOR Seyfettin Gürsel * ve Onur Altındağ ** Yönetici özeti Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yapılan enflasyon sepeti ağırlıklandırması

Detaylı

tepav Mart2011 N201139 POLİTİKANOTU Cari Açığın Sebebini Merak Eden Bütçeye Baksın Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

tepav Mart2011 N201139 POLİTİKANOTU Cari Açığın Sebebini Merak Eden Bütçeye Baksın Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı POLİTİKANOTU Mart2011 N201139 tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Sarp Kalkan 1 Politika Analisti, Ekonomi Etütleri Cari Açığın Sebebini Merak Eden Bütçeye Baksın Cari açık, uzun yıllardan

Detaylı

Bizim Menkul Değerler A.Ş 06 Kasım 2014-1 -

Bizim Menkul Değerler A.Ş 06 Kasım 2014-1 - Bizim Menkul Değerler A.Ş. tarafından hazırlanan bu rapor Sermaye Piyasası Kurulu nun VII-128.1 no lu Pay Tebliği nin 29. Maddesi çerçevesinde A1 Capital Menkul Değerler A.Ş. tarafından hazırlanan Pergamon

Detaylı

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: 2016-25. 31 Mayıs 2016. Toplantı Tarihi: 24 Mayıs 2016

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: 2016-25. 31 Mayıs 2016. Toplantı Tarihi: 24 Mayıs 2016 Sayı: 2016-25 BASIN DUYURUSU 31 Mayıs 2016 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 24 Mayıs 2016 Enflasyon Gelişmeleri 1. Nisan ayında tüketici fiyatları yüzde 0,78 oranında artmış ve yıllık

Detaylı

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME MALİYE POLİTİKASI 1 SORULAR

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME MALİYE POLİTİKASI 1 SORULAR SORULAR 1- Genişletici maliye politikası uygulanması sonucunda faiz oranının yükselmesine bağlı olarak özel yatırım harcamalarının azalması durumuna ne ad verilir? A) Dışlama etkisi B) Para yanılsaması

Detaylı

Merkez Bankası 1998 Yılı İlk Üç Aylık Para Programı Gerçekleşmesi ve İkinci Üç Aylık Para Programı Uygulaması

Merkez Bankası 1998 Yılı İlk Üç Aylık Para Programı Gerçekleşmesi ve İkinci Üç Aylık Para Programı Uygulaması Merkez Bankası 1998 Yılı İlk Üç Aylık Para Programı Gerçekleşmesi ve İkinci Üç Aylık Para Programı Uygulaması Gazi Erçel Başkan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 1 Nisan 1998 Ankara I. Giriş Ocak ayı başında

Detaylı

ORTA VADELİ PROGRAM

ORTA VADELİ PROGRAM T.C. KALKINMA BAKANLIĞI 2016-2018 ORTA VADELİ PROGRAM TEMEL MAKROEKONOMİK VE MALİ HEDEFLER 11 Ocak 2016 T.C. KALKINMA BAKANLIĞI 2016-2018 ORTA VADELİ PROGRAM TEMEL MAKROEKONOMİK VE MALİ HEDEFLER 11 Ocak

Detaylı

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: 2015-16. 3 Mart 2015. Toplantı Tarihi: 24 Şubat 2015

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: 2015-16. 3 Mart 2015. Toplantı Tarihi: 24 Şubat 2015 Sayı: 2015-16 BASIN DUYURUSU 3 Mart 2015 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 24 Şubat 2015 Enflasyon Gelişmeleri 1. Ocak ayında tüketici fiyatları yüzde 1,10 oranında artmış ve yıllık

Detaylı

tepav Tasarruf kamudan başlar Nisan2012 N201124 DEĞERLENDİRMENOTU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

tepav Tasarruf kamudan başlar Nisan2012 N201124 DEĞERLENDİRMENOTU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı DEĞERLENDİRMENOTU Nisan2012 N201124 tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Sarp KALKAN 1 Analist, Ekonomi Etütleri Tasarruf kamudan başlar Türkiye nin cari açık sorunu ve bunun altında yatan

Detaylı

HAFTALIK RAPOR 23 Şubat 2015

HAFTALIK RAPOR 23 Şubat 2015 23Q4 24Q2 24Q4 2Q2 2Q4 26Q2 26Q4 27Q2 27Q4 28Q2 28Q4 29Q2 29Q4 21Q2 21Q4 211Q2 211Q4 212Q2 212Q4 213Q2 213Q4 214Q2 214Q4 HAFTALIK RAPOR 23 Şubat 21 Makro ekonomik değişkenlerin takipteki alacaklar üzerindeki

Detaylı

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Mart 2012, No: 28

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Mart 2012, No: 28 EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Mart 2012, No: 28 Bu sayıda; Ocak Ayı Net Uluslararası Yatırım Pozisyonu, Merkez Bankası Net Döviz Pozisyonu, Şubat Ayı Merkezi Yönetim Bütçe Verileri değerlendirilmiştir.

Detaylı

7. Orta Vadeli Öngörüler

7. Orta Vadeli Öngörüler 7. Orta Vadeli Öngörüler Bu bölümde tahminlere temel oluşturan varsayımlar özetlenmekte, bu çerçevede üretilen orta vadeli enflasyon ve çıktı açığı tahminleri ile para politikası görünümü önümüzdeki üç

Detaylı

BÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ

BÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ İÇİNDEKİLER BÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ Giriş... 1 1. Makroekonomi Kuramı... 1 2. Makroekonomi Politikası... 2 2.1. Makroekonomi Politikasının Amaçları... 2 2.1.1. Yüksek Üretim ve Çalışma Düzeyi...

Detaylı

Türkiye nin TL cinsinden yatırım yapma açısından

Türkiye nin TL cinsinden yatırım yapma açısından 1 16-30 Eylül 2011 Sayı: 21 MÜSİAD Araştırmalar ve Yayın Komisyonu GÜNCEL EKO-YORUM: TÜRKİYE NİN KREDİ NOTU NİHAYET ARTIRILDI Türkiye nin TL cinsinden yatırım yapma açısından kredi notu, 20 Eylül de S&P

Detaylı

2015 2017 Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

2015 2017 Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi 2015 2017 Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisadi ve Mali Analiz Yüksek Lisansı Bütçe Uygulamaları ve Mali Mevzuat Dersi Kıvanç

Detaylı

AVRO BÖLGESİ NDE YENİ KORKU: DEFLASYON Mehmet ÖZÇELİK

AVRO BÖLGESİ NDE YENİ KORKU: DEFLASYON Mehmet ÖZÇELİK Mehmet ÖZÇELİK Bilgi Raporu Ekonomik Araştırmalar ve Proje Müdürlüğü KONYA Şubat, 2016 www.kto.org.tr 0 GİRİŞ 2008 küresel ekonomik krizinin ardından piyasalarda bir türlü istenilen hareketliliği yakalayamayan

Detaylı

KURUL KARARI ORTA VADELİ MALİ PLAN (2010-2012)

KURUL KARARI ORTA VADELİ MALİ PLAN (2010-2012) 18 Eylül 2009 CUMA Resmî Gazete Sayı : 27353 KURUL KARARI Yüksek Planlama Kurulundan: Tarih : 17/9/2009 Karar No : 2009/29 Konu : Orta Vadeli Mali Plan. Yüksek Planlama Kurulunca; Maliye Bakanlığının 14/9/2009

Detaylı

Halka Arz Seyri: Türkiye ye Bakış 2013 yılının ikinci çeyreği

Halka Arz Seyri: Türkiye ye Bakış 2013 yılının ikinci çeyreği www.pwc.com.tr Halka Arz Seyri: Türkiye ye Bakış 2013 yılının ikinci çeyreği Sermaye Piyasaları Giriş Pegasus un Nisan ayında gerçekleşen halka arzından 278 milyon Euro elde edildi ve bu, son 12 ayda gerçekleşen

Detaylı

Rakamlarla 2011'de Türkiye Ekonomisi

Rakamlarla 2011'de Türkiye Ekonomisi On5yirmi5.com Rakamlarla 2011'de Türkiye Ekonomisi Avro bölgesindeki ülkelerde derinleşmekte olan kamu borç krizine rağmen 2011, Türkiye ekonomisinin yüksek büyüme hızı yakaladığı bir yıl oldu. Yayın Tarihi

Detaylı

T.C. Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü. Genel Yönetim Sektörü Net Denge Tablosu

T.C. Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü. Genel Yönetim Sektörü Net Denge Tablosu T.C. Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü Net Denge Tablosu HAZIRLANMA AMACI 1 Net Denge Tablosu, gelir, gider ve mali olmayan varlıkların net ediniminden hareketle belirli bir dönemdeki borçlanma

Detaylı

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: 2015-76. 29 Aralık 2015. Toplantı Tarihi: 22 Aralık 2015

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: 2015-76. 29 Aralık 2015. Toplantı Tarihi: 22 Aralık 2015 Sayı: 2015-76 BASIN DUYURUSU 29 Aralık 2015 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 22 Aralık 2015 Enflasyon Gelişmeleri 1. Kasım ayında tüketici fiyatları yüzde 0,67 oranında artmış ve

Detaylı

Tablo 7.1: Merkezi Yönetim Bütçe Büyüklükleri

Tablo 7.1: Merkezi Yönetim Bütçe Büyüklükleri 7. Kamu Maliyesi 2016 yılında, maliye politikaları özellikle kamu harcamaları yoluyla büyümeye katkı sağlamıştır. Buna ek olarak, özel tüketimi desteklemek, reel sektöre finansal destek sağlamak ve yatırımı

Detaylı

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( )

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( ) ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME (2014-2016) I- Dünya Ekonomisine İlişkin Öngörüler Orta Vadeli Program ın (OVP) global makroekonomik çerçevesi oluşturulurken, 2014-2016 döneminde; küresel büyümenin

Detaylı

1.1 Genel Yönetim Mali İstatistiklerinin Kapsamı

1.1 Genel Yönetim Mali İstatistiklerinin Kapsamı Genel Yönetim Mali İstatistikleri Meta Veri 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun yürürlüğe girmesiyle birlikte yeni kamu mali yönetimi anlayışı mali saydamlık ve hesap verilebilirlik gibi

Detaylı

F12 Piyasa Riskine Karşı Özel Risk Daha önceden belirtildiği gibi çok küçük bir çeşitlendirme bile değişkenlikte önemli oranda azalma sağlamaktadır. F13 Piyasa Riskine Karşı Özel Risk Doğru aynı zamanda,

Detaylı

BİLANÇO DİPNOTLARI 1- İşletmenin fiili faaliyet konusu :Vana İmalatı 2- Sermayenin %10 ve daha fazlasına sahip ortakların : Adı Pay Oranı Pay Tutarı

BİLANÇO DİPNOTLARI 1- İşletmenin fiili faaliyet konusu :Vana İmalatı 2- Sermayenin %10 ve daha fazlasına sahip ortakların : Adı Pay Oranı Pay Tutarı BURÇELİK VANA SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ Sayfa No: 1 BİLANÇO DİPNOTLARI 1- İşletmenin fiili faaliyet konusu :Vana İmalatı 2- Sermayenin %10 ve daha fazlasına sahip ortakların : Adı Pay Oranı Pay

Detaylı

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4 FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4 Prof. Dr. Yıldırım Beyazıt ÖNAL 6. HAFTA 4. GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ Gelişmekte olan ülkeler, son 25 yılda ekonomik olarak oldukça

Detaylı

2015 Nisan Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı. Erdem BAŞÇI Başkan. 30 Nisan 2015 İstanbul

2015 Nisan Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı. Erdem BAŞÇI Başkan. 30 Nisan 2015 İstanbul 21 Nisan Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı Erdem BAŞÇI Başkan Nisan 21 İstanbul 21 Nisan Enflasyon Raporu: Ana Bölümler Genel Değerlendirme Uluslararası Ekonomik Gelişmeler Enflasyon Gelişmeleri

Detaylı

İçindekiler kısa tablosu

İçindekiler kısa tablosu İçindekiler kısa tablosu Önsöz x Rehberli Tur xii Kutulanmış Malzeme xiv Yazarlar Hakkında xx BİRİNCİ KISIM Giriş 1 İktisat ve ekonomi 2 2 Ekonomik analiz araçları 22 3 Arz, talep ve piyasa 42 İKİNCİ KISIM

Detaylı

MAKROİKTİSAT BÖLÜM 1: MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ. Mikro kelimesi küçük, Makro kelimesi ise büyük anlamına gelmektedir.

MAKROİKTİSAT BÖLÜM 1: MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ. Mikro kelimesi küçük, Makro kelimesi ise büyük anlamına gelmektedir. 68 MAKROİKTİSAT BÖLÜM 1: MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ Mikro kelimesi küçük, Makro kelimesi ise büyük anlamına gelmektedir. Mikroiktisat küçük ekonomik birimler (hanehalkı, firmalar ve piyasalar) ile

Detaylı

Vahap Tolga KOTAN Murat İNCE Doruk ERGUN Fon Toplam Değeri 877.247,49 Fonun Yatırım Amacı, Stratejisi ve Riskleri

Vahap Tolga KOTAN Murat İNCE Doruk ERGUN Fon Toplam Değeri 877.247,49 Fonun Yatırım Amacı, Stratejisi ve Riskleri A. TANITICI BİLGİLER PORTFÖY BİLGİLERİ YATIRIM VE YÖNETİME İLİŞKİN BİLGİLER Halka Arz Tarihi 07/11/2008 Portföy Yöneticileri 31.03.2010 tarihi itibariyle Vahap Tolga KOTAN Murat İNCE Doruk ERGUN Fon Toplam

Detaylı

Petrol ve İthalat: İthalat Kuru Petrol Fiyatları mı?

Petrol ve İthalat: İthalat Kuru Petrol Fiyatları mı? Petrol ve İthalat: İthalat Kuru Petrol Fiyatları mı? Ya petrol fiyatları sadece petrol fiyatları değilse? Yani Türkiye günde altı yüz küsür bin varil olan kendi tükettiği petrolünü üretse, dışarıdan hiç

Detaylı

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: 2015-65. 28 Ekim 2015. Toplantı Tarihi: 21 Ekim 2015

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: 2015-65. 28 Ekim 2015. Toplantı Tarihi: 21 Ekim 2015 Sayı: 2015-65 BASIN DUYURUSU 28 Ekim 2015 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 21 Ekim 2015 Enflasyon Gelişmeleri 1. Eylül ayında tüketici fiyatları yüzde 0,89 oranında artmış ve yıllık

Detaylı

2012/3.DÖNEM SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK SINAVLARI FİNANSAL TABLOLAR VE ANALİZİ 2 Aralık 2012-Pazar 13:30-15:00 SORULAR

2012/3.DÖNEM SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK SINAVLARI FİNANSAL TABLOLAR VE ANALİZİ 2 Aralık 2012-Pazar 13:30-15:00 SORULAR 2012/3.DÖNEM SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK SINAVLARI FİNANSAL TABLOLAR VE ANALİZİ 2 Aralık 2012-Pazar 13:30-15:00 SORULAR SORU 1: ABC Sanayi ve Ticaret A.Ş.'nin 2007-2008-2009-2010 ve 2011 hesap dönemlerine

Detaylı

TÜRKİYE NİN CARİ AÇIK SORUNU VE CARİ AÇIĞIN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ SEDA AKSÜMER

TÜRKİYE NİN CARİ AÇIK SORUNU VE CARİ AÇIĞIN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ SEDA AKSÜMER İÇİNDEKİLER 1.GİRİŞ 2. TÜRKİYE NİN CARİ AÇIK SORUNU Asıl Tehlike Cari Açığın Finansmanı 3. ENERJİDE DIŞA BAĞIMLIK SORUNU ve CARİ AÇIK İLİŞKİSİ 4.TÜRKİYE İÇİN CARİ AÇIK SÜRDÜRÜLEBİLİR Mİ? 5.SONUÇ ve ÖNERİLER

Detaylı

T.C. AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI Ekonomik ve Mali Politikalar Başkanlığı

T.C. AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI Ekonomik ve Mali Politikalar Başkanlığı T.C. AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI Ekonomik ve Mali Politikalar Başkanlığı Avrupa Komisyonu Ekonomik ve Mali Konular Genel Müdürlüğü nün AB ye üye ülkeler ile aday ve potansiyel aday ülkelerdeki makroekonomik

Detaylı

Konsolide Gelir Tablosu (denetlenmemiş)

Konsolide Gelir Tablosu (denetlenmemiş) Konsolide Gelir Tablosu(denetlenmemiş) Konsolide Gelir Tablosu (denetlenmemiş) Sona eren üç aylık dönem Sona eren altı aylık dönem m. 30 Haziran 2012 30 Haziran 2011 30 Haziran 2012 30 Haziran 2011 Faiz

Detaylı

Araştırma Genel Müdürlüğü Çalışma Tebliğ

Araştırma Genel Müdürlüğü Çalışma Tebliğ Araştırma Genel Müdürlüğü Çalışma Tebliğ No:2 KAMU KESİMİ İTİBARİYLE MALİ ETKİ HESAPLAMASI: TÜRKİYE UYGULAMASI Haziran 2002 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası KAMU KESİMİ İTİBARİYLE MALİ ETKİ HESAPLAMASI:

Detaylı

Türkiye de Sigara Fiyatları ve Tüketim İlişkisi

Türkiye de Sigara Fiyatları ve Tüketim İlişkisi Türkiye de Sigara Fiyatları ve Tüketim İlişkisi Zeynep Önder Giriş Türkiye dünyadaki en büyük sigara tüketici ülkelerden biridir. A.B.D. Tarım Bakanlığı verilerine göre, 199-1999 yılları arasında dünyadaki

Detaylı

AB Ülkelerinin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Aday Ülkeler

AB Ülkelerinin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Aday Ülkeler AB inin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Sayfa No Nüfus (Bin Kişi) 1 Nüfus Artış Hızı (%) 2 Cari Fiyatlarla GSYİH (Milyar $) 3 Kişi Başına GSYİH ($) 4 Satınalma Gücü Paritesine Göre Kişi Başına GSYİH

Detaylı

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Nisan 2013, No: 58

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Nisan 2013, No: 58 EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Nisan 2013, No: 58 i Bu sayıda; Ocak ayı işgücü ve istihdam verileri; Ocak-Mart Merkezi Yönetim Bütçe Sonuçları, IMF Küresel Ekonomik Görünüm Raporu değerlendirilmiştir.

Detaylı

BASIN DUYURUSU 30 Nisan 2015

BASIN DUYURUSU 30 Nisan 2015 Sayı: 2015-34 BASIN DUYURUSU 30 Nisan 2015 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 22 Nisan 2015 Enflasyon Gelişmeleri 1. Mart ayında tüketici fiyatları yüzde 1,19 oranında artmış ve yıllık

Detaylı

Artış. Ocak-Haziran Oranı (Yüzde) Ocak-Haziran 2014

Artış. Ocak-Haziran Oranı (Yüzde) Ocak-Haziran 2014 6. Kamu Maliyesi 214 yılının ilk yarısı itibarıyla bütçe performansı, özellikle faiz dışı harcamalarda gözlenen yüksek artışın ve yılın ikinci çeyreğinde belirginleşen iç talebe dayalı vergilerdeki yavaşlamanın

Detaylı

SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKANI SN. DOÇ. DR. TURAN EROL UN

SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKANI SN. DOÇ. DR. TURAN EROL UN BAŞKANI SN. DOÇ. DR. TURAN EROL UN ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ NAZİLLİ İİBF İKTİSAT BÖLÜMÜ VE AVRUPA ARAŞTIRMALAR MERKEZİ TARAFINDAN DÜZENLENEN GÜNCEL EKONOMİK SORUNLAR KONGRESİ NDE YAPACAĞI Açılış Konuşmasının

Detaylı

Martta, ilk iki ayın toplamından daha fazla döviz geldi. (Milyon Dolar) Ocak Şubat Mart Ocak- Ocakvar.

Martta, ilk iki ayın toplamından daha fazla döviz geldi. (Milyon Dolar) Ocak Şubat Mart Ocak- Ocakvar. TÜRKİYE NİN GÖSTERGELERİ > > HABER Hazırlayan: Alaattin AKTAŞ ala.aktas@gmail.com PROJEKSİYON CARİ AÇIK: İlk çeyrekte ithalat 56, ihracat 32, cari açık 22 milyar dolar olarak gerçekleşti. Merkez Bankası

Detaylı

haftalık bülten 31 Aralık 2012 Geçen haftanın özeti haftalık bülten İnan Demir +(90) 212 318 5087 inan.demir@finansbank.com.tr

haftalık bülten 31 Aralık 2012 Geçen haftanın özeti haftalık bülten İnan Demir +(90) 212 318 5087 inan.demir@finansbank.com.tr haftalık bülten 31 Aralık 2012 Geçen haftanın özeti TCMB finansal istikrarı sağlamak için makroihtiyati tedbirler kullanmaya devam edecek. TCMB Başkanı Erdem Başçı düzenlediği basın toplantısında, Banka

Detaylı

Cari açıktan fazla döviz geldi, on yılda 68 milyar Merkez Bankası rezervine eklendi (Milyon $)

Cari açıktan fazla döviz geldi, on yılda 68 milyar Merkez Bankası rezervine eklendi (Milyon $) Alaattin AKTAŞ ala.aktas@gmail.com GÖSTERGELER PROJEKSİYON CARİ AÇIK: TÜİK geçen ay 2003-2012 dönemini kapsayan son on yılın turizm gelirlerini revize etti, Merkez Bankası da turizmdeki bu revizyondan

Detaylı

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar ÖZET GÖSTERGELER Piyasalar USD/TRY 5.50 Altın (USD) 1,225 Ekim 18 EUR/TRY 6.24 Petrol (Brent) 76.2 BİST - 100 90,201 Gösterge Faiz 24.4 Büyüme Sanayi Üretimi Enflasyon İşsizlik 5.21% -11.0% 25.2% 10.8%

Detaylı

T.C. KALKINMA BAKANLIĞI 2014 YILI PROGRAMI GENEL EKONOMİK HEDEFLER VE YATIRIMLAR

T.C. KALKINMA BAKANLIĞI 2014 YILI PROGRAMI GENEL EKONOMİK HEDEFLER VE YATIRIMLAR T.C. KALKINMA BAKANLIĞI 2014 YILI PROGRAMI GENEL EKONOMİK HEDEFLER VE YATIRIMLAR 11 EKİM 2013 T.C. KALKINMA BAKANLIĞI 2014 YILI PROGRAMI GENEL EKONOMİK HEDEFLER VE YATIRIMLAR 11 EKİM 2013 İÇİNDEKİLER GENEL

Detaylı

Finansal Piyasa Dinamikleri. Yekta NAZLI ynazli@yahoo.com

Finansal Piyasa Dinamikleri. Yekta NAZLI ynazli@yahoo.com Finansal Piyasa Dinamikleri Yekta NAZLI ynazli@yahoo.com Neleri İşleyeceğiz? Finansal Sistemin Resmi Makro Göstergeler ve Yorumlanması Para ve Maliye Politikaları Merkez Bankası ve Piyasalar Finansal Piyasalardaki

Detaylı

Bakanlar Medya A.Ş. Halka Arz Fiyat Tespit Raporuna İlişkin 2. Değerlendirme Raporu

Bakanlar Medya A.Ş. Halka Arz Fiyat Tespit Raporuna İlişkin 2. Değerlendirme Raporu Bakanlar Medya A.Ş. Halka Arz Fiyat Tespit Raporuna İlişkin 2. Değerlendirme Raporu Neta Yatırım Menkul Değerler A.Ş. 28.04.2014 1. Değerlendirme Raporu nun Amacı Sermaye Piyasası Kurulu nun ( SPK ) 22.06.2013

Detaylı

01/01/2013 31/12/2013 DÖNEMİNE İLİŞKİN GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU 12 AYLIK RAPORU BU RAPOR EMEKLİLİK YATIRIM FONLARININ KAMUYU AYDINLATMA AMACIYLA DÜZENLENEN

Detaylı

T.C. KALKINMA BAKANLIĞI 2015 YILI PROGRAMI GENEL EKONOMİK HEDEFLER VE YATIRIMLAR

T.C. KALKINMA BAKANLIĞI 2015 YILI PROGRAMI GENEL EKONOMİK HEDEFLER VE YATIRIMLAR T.C. KALKINMA BAKANLIĞI 2015 YILI PROGRAMI GENEL EKONOMİK HEDEFLER VE YATIRIMLAR 15 EKİM 2014 T.C. KALKINMA BAKANLIĞI 2015 YILI PROGRAMI GENEL EKONOMİK HEDEFLER VE YATIRIMLAR 15 EKİM 2014 İÇİNDEKİLER GENEL

Detaylı

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş PARA PİYASASI LİKİT EMEKLİLİK YATIRIM FONU(KAMU) YILLIK RAPOR

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş PARA PİYASASI LİKİT EMEKLİLİK YATIRIM FONU(KAMU) YILLIK RAPOR ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş PARA PİYASASI LİKİT EMEKLİLİK YATIRIM FONU(KAMU) YILLIK RAPOR Bu rapor ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş Para Piyasası Likit Emeklilik Yatırım Fonu(KAMU) Emeklilik Yatırım Fonu nun

Detaylı

BEKLENTİ ANKETİ (Aralık 2013)

BEKLENTİ ANKETİ (Aralık 2013) BEKLENTİ ANKETİ (Aralık 2013) İSTATİSTİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ REEL SEKTÖR VERİLERİ MÜDÜRLÜĞÜ 13 Aralık 2013 BEKLENTİ ANKETİ (Aralık 2013) 2013 yılı Aralık ayı Beklenti Anketi, 76 katılımcı ile gerçekleştirilmiş

Detaylı

2017 YILI İLK ÇEYREK GSYH BÜYÜMESİNİN ANALİZİ. Zafer YÜKSELER. (19 Haziran 2017)

2017 YILI İLK ÇEYREK GSYH BÜYÜMESİNİN ANALİZİ. Zafer YÜKSELER. (19 Haziran 2017) 2017 YILI İLK ÇEYREK GSYH BÜYÜMESİNİN ANALİZİ Zafer YÜKSELER (19 Haziran 2017) TÜİK, 2017 yılı ilk çeyreğine ilişkin GSYH büyüme hızını yüzde 5 olarak açıklamıştır. Büyüme hızı, piyasa beklentileri olan

Detaylı

PARA POLİTİKASI KURULU DEĞERLENDİRMELERİ ÖZETİ

PARA POLİTİKASI KURULU DEĞERLENDİRMELERİ ÖZETİ Sayı: 2006 66 3 Ekim 2006 PARA POLİTİKASI KURULU DEĞERLENDİRMELERİ ÖZETİ Toplantı Tarihi: 26 Eylül 2006 Enflasyon Gelişmeleri 1. Enflasyonun geçtiğimiz bir yıl içinde yükselmesinde önemli paya sahip olan

Detaylı

KISA VADELİ YÜKÜMLÜLÜKLER

KISA VADELİ YÜKÜMLÜLÜKLER Örnek Firma Uygulaması Yukarıda teorisini vermeye çalıştığımız oranları, gerçekçi olması açısından BİST de işlem görmekte olan 2 firma üzerinden inceleyerek konunun uygulama kısmına da değinmekte fayda

Detaylı

Türkiye Ekonomisinde Dönüşüm

Türkiye Ekonomisinde Dönüşüm T.C. KALKINMA BAKANLIĞI Türkiye Ekonomisinde Dönüşüm Erhan USTA Müsteşar Yardımcısı 29 Şubat 2012 3. İzmir Ulusal Ekonomi Kongresi 1970 li Yıllar : Dünya 1971 yılında Bretton Woods sisteminin çöküşü Gelişmekte

Detaylı

EK 2 EMEKLİLİĞE YÖNELİK TAAHHÜTTE BULUNAN KURULUŞLAR İÇİN AKTÜERYA RAPORU REHBERİ

EK 2 EMEKLİLİĞE YÖNELİK TAAHHÜTTE BULUNAN KURULUŞLAR İÇİN AKTÜERYA RAPORU REHBERİ EK 2 EMEKLİLİĞE YÖNELİK TAAHHÜTTE BULUNAN KURULUŞLAR İÇİN AKTÜERYA RAPORU REHBERİ 1. AMAÇ ve KAPSAM Bu rehber, üyelerine veya çalışanlarına emekliliğe yönelik taahhütte bulunan dernek, vakıf, sandık, tüzel

Detaylı

BAKANLAR KURULU SUNUMU

BAKANLAR KURULU SUNUMU BAKANLAR KURULU SUNUMU Murat Çetinkaya Başkan 12 Aralık 2016 Ankara Sunum Planı Küresel Gelişmeler İktisadi Faaliyet Dış Denge Parasal ve Finansal Koşullar Enflasyon 2 Genel Değerlendirme Yılın üçüncü

Detaylı

1. Genel Değerlendirme

1. Genel Değerlendirme 1. Genel Değerlendirme 211 yılının ilk çeyreği itibarıyla küresel ekonomideki toparlanma devam ederken gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin büyüme dinamiklerindeki ayrışma sürmektedir. Gelişmiş ekonomilere

Detaylı

GSYH

GSYH İÇİNDEKİLER GENEL EKONOMİK HEDEFLER Sayfa: TABLO 1: Makroekonomik Büyüklüklerdeki Gelişmeler 3 TABLO 2: Kaynaklar-Harcamalar Dengesi (Cari Fiyatlarla) 4 TABLO 3: Kaynaklar-Harcamalar Dengesi (1998 Fiyatlarıyla)

Detaylı

Sayı: 2010 27 31 Mayıs 2010. PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 18 Mayıs 2010

Sayı: 2010 27 31 Mayıs 2010. PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 18 Mayıs 2010 Sayı: 2010 27 31 Mayıs 2010 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 18 Mayıs 2010 Enflasyon Gelişmeleri 1. Nisan ayında tüketici fiyat endeksi yüzde 0,60 oranında yükselmiş ve yıllık enflasyon

Detaylı

Rapor N o : SYMM 116/ 1548-113

Rapor N o : SYMM 116/ 1548-113 Rapor N o : SYMM 116/ 1548-113 BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU NUN YATIRIM PERFORMANSI KONUSUNDA KAMUYA AÇIKLANAN BİLGİLERE İLİŞKİN 30.06.2009 TARİHİ İTİBARİYLE BİTEN HESAP DÖNEMİME AİT

Detaylı

DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI

DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI 1 DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI Durgunluk Tanımı Toplam arz ile toplam talep arasındaki dengesizlik talep eksikliği şeklinde ortaya çıkmakta, toplam talebin uyardığı üretim düzeyinin o ekonominin üretim

Detaylı

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler Risk Yönetimi ve Kontrol Genel Müdürlüğü Ekonomik Analiz ve Değerlendirme Dairesi Küresel Ekonomik Görünüm Amerikan Merkez Bankası FED, tahvil alım programını 10 milyar

Detaylı

BEKLENTİ ANKETİ (Şubat 2016)

BEKLENTİ ANKETİ (Şubat 2016) BEKLENTİ ANKETİ (Şubat 216) İSTATİSTİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ REEL SEKTÖR VERİLERİ MÜDÜRLÜĞÜ 18 Şubat 216 BEKLENTİ ANKETİ (Şubat 216) 216 yılı Şubat ayı Beklenti Anketi, 74 katılımcı ile gerçekleştirilmiş olup,

Detaylı

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. GRUPLARA YÖNELİK ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU 01.01.2015 30.06.2015 DÖNEMİ ALTI AYLIK RAPORU

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. GRUPLARA YÖNELİK ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU 01.01.2015 30.06.2015 DÖNEMİ ALTI AYLIK RAPORU CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. GRUPLARA YÖNELİK ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU 01.01.2015 30.06.2015 DÖNEMİ ALTI AYLIK RAPORU Bu rapor Cigna Finans Emeklilik ve Hayat A.Ş. Gruplara Yönelik Esnek Emeklilik

Detaylı

FİYAT İSTİKRARI ACI KAHVE

FİYAT İSTİKRARI ACI KAHVE FİYAT İSTİKRARI ACI KAHVE Sevinç Karakoç Raziye Akyıldırım Yasemin Ağdaş Duygu Çırak NELER ANLATILACAK? FİYAT İSTİKRARI NEDİR? FİYAT İSTİKRARININ YARARLARI NELERDİR? TÜRKİYE DE FİYAT İSTİKRARI Bir toplumu

Detaylı

Türkiye nin En büyük Gıda Firması

Türkiye nin En büyük Gıda Firması Türkiye nin En büyük Gıda Firması 2012 F i n a n s a l S o n u ç l a r İstanbul Menkul Kıymetler Borsası: ULKER ULKER.TI (Bloomberg) ULKER IS (Reuters) www.ulkerbiskuvi.com.tr İleriye Yönelik Bildirimler

Detaylı

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Kasım 2013, No: 77

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Kasım 2013, No: 77 EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Kasım 2013, No: 77 i Bu sayıda; Eylül ayı sanayi üretim verileri, Eylül ayı ödemeler dengesi verileri, Türkiye nin yapısal cari açığına ilişkin veriler değerlendirilmiştir.

Detaylı

Sayı: 2012-35 / 13 Aralık 2012 EKONOMİ NOTLARI. Akım Verilerle Tüketici Kredileri Defne Mutluer Kurul

Sayı: 2012-35 / 13 Aralık 2012 EKONOMİ NOTLARI. Akım Verilerle Tüketici Kredileri Defne Mutluer Kurul Sayı: 212-3 / 13 Aralık 212 EKONOMİ NOTLARI Akım Verilerle Tüketici Kredileri Defne Mutluer Kurul Özet: Akım kredi verileri, kredilerin dönemsel dinamiklerini daha net ortaya koyabilmektedir. Bu doğrultuda,

Detaylı

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ www.tisk.org.tr

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ www.tisk.org.tr TİSK AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ- MART 2016 (SAYI: 85) GENEL DEĞERLENDİRME 31.03.2016 Ekonomi ve İşgücü Piyasası Reformlarına Öncelik Verilmeli Gelişmiş ülkelerin çoğunda ve yükselen ekonomilerde büyüme sorunu

Detaylı

ÜÇ AYLIK EKONOMİK RAPOR

ÜÇ AYLIK EKONOMİK RAPOR ÜÇ AYLIK EKONOMİK RAPOR Temmuz-Eylül 2006 Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Ekonomik Araştırmalar ve İstatistik Müdürlüğü ÜÇ AYLIK EKONOMİK RAPOR TOBB Yayın No. 2007 / 36 ISBN: 9944-60 027-X Sayfa Düzeni

Detaylı

T.C. AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI Ekonomik ve Mali Politikalar Başkanlığı

T.C. AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI Ekonomik ve Mali Politikalar Başkanlığı T.C. AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI Ekonomik ve Mali Politikalar Başkanlığı Avrupa Komisyonu nun AB ye aday ve potansiyel aday ülkelerdeki makroekonomik gelişmelere ilişkin değerlendirmeleri içeren ve 2015 yılının

Detaylı

Büyüme Değerlendirmesi: 2013 4. Çeyrek

Büyüme Değerlendirmesi: 2013 4. Çeyrek Büyüme Değerlendirmesi: 2013 4. Çeyrek 31.03.2014 YATIRIMSIZ BÜYÜME Seyfettin Gürsel*, Zümrüt İmamoğlu, ve Barış Soybilgen Yönetici Özeti TÜİK'in bugün açıkladığı rakamlara göre Türkiye ekonomisi 2013

Detaylı

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ www.tisk.org.tr

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ www.tisk.org.tr TİSK AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ- MAYIS 2014 (SAYI: 63) 04.06.2014 GENEL DEĞERLENDİRME BÜTÇE AÇIĞI İKAZ EDİYOR Küresel ekonomi krizden çıkış sinyalleri verdi. Hem OECD hem de AB ülkelerinde GSYH arttı. OECD

Detaylı

GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2010 YILI 9 AYLIK FAALİYET RAPORU

GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2010 YILI 9 AYLIK FAALİYET RAPORU GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2010 YILI 9 AYLIK FAALİYET RAPORU 1.- Ekonominin Genel durumu ABD ekonomisindeki büyümenin ikinci çeyrekte %1.7 olarak

Detaylı

Mali İzleme Raporu Eylül 2005 Ön Değerlendirme

Mali İzleme Raporu Eylül 2005 Ön Değerlendirme economicpolicyresearchinstitute ekonomipolitikalarıaraştırmaenstitüsü Mali İzleme Raporu Eylül 2005 Ön Değerlendirme Yönetişim Etütleri Programı uğur mumcu caddesi 80/3 g.o.p ankara türkiye tel: +90 312

Detaylı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Sayı: 2011-17 / 14 Kasım 2011 EKONOMİ NOTLARI

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Sayı: 2011-17 / 14 Kasım 2011 EKONOMİ NOTLARI EKONOMİ NOTLARI İç ve Dış Talebe İlişkin Alternatif Göstergeler: Yurt İçi ve Yurt Dışı Satış Endeksleri Hüseyin Çağrı Akkoyun İhsan Bozok Bahar Şen Doğan Küresel kriz sonrası dönemde, dış pazarlardaki

Detaylı

Türkiye de Sosyal Koruma Harcamaları: 2006-2015

Türkiye de Sosyal Koruma Harcamaları: 2006-2015 Ekim 2015 Türkiye de Sosyal Koruma Harcamaları: 2006-2015 Harcama İzleme Güncelleme Notu Nurhan Yentürk STK Eğitim ve Araştırma Birimi tarafından Kamu Harcamalarını İzleme Dizisi kapsamında gençlik, çocuk,

Detaylı

Mali İzleme Ön Değerlendirme Raporu Ekim 2005 Eylül Bütçe Sonuçları ve 2006 Yılı Bütçesi

Mali İzleme Ön Değerlendirme Raporu Ekim 2005 Eylül Bütçe Sonuçları ve 2006 Yılı Bütçesi economicpolicyresearchinstitute ekonomipolitikalarıaraştırmaenstitüsü Mali İzleme Ön Değerlendirme Raporu Ekim 2005 Eylül Bütçe Sonuçları ve 2006 Yılı Bütçesi Yönetişim Etütleri Programı uğur mumcu caddesi

Detaylı

Dengesi Dr. Dilek Seymen Dr. Aslı Seda Bilman

Dengesi Dr. Dilek Seymen Dr. Aslı Seda Bilman Ödemeler 1 Dengesi Dr. Dilek Seymen Dr. Aslı Seda Bilman Plan 2 Ödemeler Dengesi, tanım, kapsamı Ana Hesap Grupları Cari Denge, Sermaye Hesabı Dengesi Farklı Ödemeler Dengesi Tanımları Otonom ve Denkleştirici

Detaylı

XI-29-KONSOLİDE OLMAYAN Bağımsız Denetimden Bağımsız Denetimden

XI-29-KONSOLİDE OLMAYAN Bağımsız Denetimden Bağımsız Denetimden BİLANÇO XI-29-KONSOLİDE OLMAYAN Bağımsız Denetimden Bağımsız Denetimden Cari Dönem Önceki Dönem 31.12.2012 31.12.2011 VARLIKLAR Dönen Varlıklar 1.551.638 7.756.064 Nakit ve Nakit Benzerleri 2.755 4.228.916

Detaylı

30/12/2005 tarihli Bilanço (YTL)

30/12/2005 tarihli Bilanço (YTL) 01/01/2005 31/12/2005 DÖNEMİNE İLİŞKİN GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. GELİR AMAÇLI KAMU DIŞ BORÇLANMA ARAÇLARI (EUROBOND) EMEKLİLİK YATIRIM FONU 12 AYLIK RAPORU BU RAPOR EMEKLİLİK YATIRIM FONLARININ KAMUYU

Detaylı

BEKLENTİ ANKETİ (Ocak 2016)

BEKLENTİ ANKETİ (Ocak 2016) BEKLENTİ ANKETİ (Ocak 216) İSTATİSTİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ REEL SEKTÖR VERİLERİ MÜDÜRLÜĞÜ 14 Ocak 216 BEKLENTİ ANKETİ (Ocak 216) 216 yılı Ocak ayı Beklenti Anketi, 73 katılımcı ile gerçekleştirilmiş olup, sonuçlar

Detaylı

Ekonomi II. 23.Uluslararası Finans. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından

Ekonomi II. 23.Uluslararası Finans. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından Ekonomi II 23.Uluslararası Finans Doç.Dr.Tufan BAL Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından faydalanılmıştır. 2 23.Uluslararası Finans 23.1.Dış Ödemeler

Detaylı

SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA

SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA Problem 1 (KMS-2001) Kısa dönem toplam arz eğrisinin pozitif eğimli olmasının nedeni aşağıdakilerden hangisidir?

Detaylı

SORU SETİ 7 IS-LM MODELİ

SORU SETİ 7 IS-LM MODELİ SORU SETİ 7 IS-LM MODELİ Problem 1 (KMS-2001) Marjinal tüketim eğiliminin düşük olması aşağıdakilerden hangisini gösterir? A) LM eğrisinin göreli olarak yatık olduğunu B) LM eğrisinin göreli olarak dik

Detaylı

Rapor N o : SYMM 116 /1552-117

Rapor N o : SYMM 116 /1552-117 Rapor N o : SYMM 116 /1552-117 BÜYÜME AMAÇLI ULUSLAR ARASI KARMA EMEKLİLİK YATIRIM FONU NUN YATIRIM PERFORMANSI KONUSUNDA KAMUYA AÇIKLANAN BİLGİLERE İLİŞKİN 30.06.2009 TARİHİ İTİBARİYLE BİTEN HESAP DÖNEMİME

Detaylı