Kırsal Kesim Kökenli Kadınların Aile İçi Şiddete İlişkin Görüşleri *Karataş B. **Derebent E. **Yüzer S. *Yiğit R. *Özcan A.

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Kırsal Kesim Kökenli Kadınların Aile İçi Şiddete İlişkin Görüşleri *Karataş B. **Derebent E. **Yüzer S. *Yiğit R. *Özcan A."

Transkript

1 Kırsal Kesim Kökenli Kadınların Aile İçi Şiddete İlişkin Görüşleri *Karataş B. **Derebent E. **Yüzer S. *Yiğit R. *Özcan A. ÖZET AMAÇ: Kırsal kesimde yaşayan kadınların aile içi şiddete ilişkin görüşlerinin sosyodemografik özelliklere göre dağılımını incelemek amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. GEREÇ VE YÖNTEM: Araştırma, Mersin de Hüseyin Dağlı Sağlık Ocağının hizmet verdiği Çiftlikköy beldesinde yapılmıştır. Araştırmanın evrenini Hüseyin Dağlı Sağlık Ocağı nın hizmet verdiği bölgede oturan evli kadınlar oluşturmaktadır. Örneklemini ise, Mersin Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik bölümü öğrencilerinin saha uygulamasında ev ziyareti yaptıkları evli ve araştırmaya katılmayı kabul eden 265 kadın oluşturmaktadır. Veriler, araştırmacılar tarafından geliştirilen anket formuyla toplanmıştır. Toplanan veriler SPSS 11.5 ve MINITAB 13.0 istatistiksel paket programlarıyla değerlendirilmiştir. Verilerin analizinde yüzdelik, kikare önemlilik ve iki oran testi kullanılmıştır. BULGULAR: Kadınların %69.4 ü şiddeti dayak ile tanımlamakta ve %32.2 si kadınların güçsüz oldukları için şiddete maruz kaldıklarını düşünmektedir. Kadınların %60.0 ı çevrelerindeki ailelerde aile içi şiddet olduğunu belirtirken, kendi ailesinde şiddet olduğunu söyleyenler %35.1 dir. Ailesinde şiddet olduğunu belirten kadınlar; en fazla yaş grubunda (%44.8), okur-yazar ve okur-yazar olmayan (%37), geniş ailede yaşayan (%50), evlilik süresi yıl arası olan (%48.6) ve istemeden görücü usulü ile evlenen kadınlardır (%56.8). SONUÇ: Veriler incelendiğinde, kadınların yaşamının her döneminde aile içi şiddetin fazla olduğu görülmektedir. Bu durumda; aile içi şiddetin kapsamı, nedenleri, sonuçları ve kadınların neler yapabilecekleri konusunda eğitilmeleri gerektiği anlaşılmaktadır. Ayrıca, kadınlarla çalışan ebe ve hemşire gibi sağlık personeline şiddet olgularını tanıyabilmeleri ve ortaya çıkarabilmeleri için; öğrenimleri sırasında ve sonrasında eğitimlerin verilmesi, bu konuda duyarlılıklarının artırılması ve değerlendirmelerini kadın bakış açısıyla yapabilir duruma gelmeleri önerilebilir. ANAHTAR KELİMELER: Kadın, Aile içi şiddet, Sosyodemografik özellik GİRİŞ *Mersin Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Öğretim Üyesi **Mersin Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Araştırma Görevlisi Aile içi şiddet, genel anlamıyla kendini aile olarak tanımlamış bir grup içerisinde bir bireyden diğerine yöneltilen; zorlamak, aşağılamak, cezalandırmak, güç göstermek, öfke, gerginlik boşaltmak amacıyla uygulanan her türlü şiddet davranışı olarak tanımlanmaktadır ve şiddet kurbanlarının yüzde 90 dan fazlası kadındır (4,16). Kamusal alanda yaşanan şiddet, insan hakları kavramı çerçevesinde değerlendirilirken; aile içi şiddet, özel alanda yaşanan ve eşler arasında çözümlenmesi gereken bir sorun olarak görülmektedir (1,16). Dünyada uluslararası düzeyde yapılan ve yapılmakta olan araştırmaların sonuçları, pek çok kadının birlikte yaşadığı erkek veya kocası tarafından sürekli 1

2 olarak şiddete maruz bırakıldığını ve bu şiddetin sınıf, etnik köken veya sosyoekonomik düzey gözetmeksizin yaygın olduğunu ortaya koymaktadır (16). Aile içi şiddet; uygulanışına göre fiziksel, duygusal (psikolojik) ve ekonomik şiddet olarak ortaya çıkabilir. Fiziksel Şiddet, aile içi şiddetin en sık uygulanan biçimidir. Sarsma, hırpalama, tokat atma, dayak atma, bireye cisimlerle vurma veya atma, duvarlara çarpma, saçından sürükleme, itme, sopa v.b. ile dövme, zorla cinsel ilişkide bulunma, kesici delici aletlerle yaralama, ateşli silahlar kullanma ve öldürme gibi durumlar fiziksel şiddet uygulamalarıdır. Duygusal Şiddet, kişiye bağırma, başkaları önünde küçük düşürme, gururunu incitme, fiziksel şiddet uygulamakla tehdit etme, kişinin duygu ve düşüncelerini açıkça ifade etme özgürlüğünü kısıtlama, yakınlarıyla görüşmesini ve iletişimini yasaklama, istediği gibi giyinme özgürlüğünü kısıtlama vb fiziksel baskı olmaksızın uygulanan ve ruh sağlığını bozucu eylemlerin tümü duygusal şiddet kapsamına girmektedir. Ekonomik Şiddet, kişilerin çalışma ve gelir sağlama özgürlüklerinin ellerinden alınması, mal alıp satmalarının engellenmesi, gelirlerine el konulması, gelir sağlamak üzere çalıştırmaya zorlanması gibi eylemlerdir (1,3). Aile içi şiddeti etkileyen faktörlere baktığımızda, istismarı uygulayan kişilerin genellikle özgeçmişlerinde yaşanmış şiddet olguları ve istismar bulunmaktadır. İstismar eden kişilerin çoğunlukla, şiddetin var olduğu ailelerden yetiştiği gözlenmektedir. Şiddet uygulayan kişilerde; alkol/madde bağımlılığı ile tanımlanmış kişilik bozuklukları yada psikiyatrik hastalıkların varlığı sıklıkla gözlenmektedir. Bireyler arası dinamikler de aile içi şiddeti etkileyen faktörlerdir. Bunlar, evlilik içi tatminin düşük düzeyde olması, bireylerin saldırgan hareketler sergilemesi, ideolojik, ırk ve din farklılıklarının sorun olarak görülmesi, eşlerden birinin, özellikle kadının mesleğinin diğerinden daha iyi ve gelirinin daha fazla olması, iletişim kurmada yetersizlik (özellikle çocuk ve yaşlılarda), evliliğe duyulan aşırı bağımlılık ve her tür güçsüzlüktür. Çevresel stres faktörlerinin de aile içi şiddette rol oynadığı ileri sürülmektedir. Bunlar, ekonomik stres, iş stresi, işsizlik, sosyal izolasyondur. Tüm bunların yanı sıra, konu kültürel boyutu ile ele alındığında daha farklı yaklaşımlar ve faktörler de ortaya konmuştur. Erkek egemen evliliklerde aile içi şiddet daha fazla olduğu halde, eşitlikçi evliliklerde şiddete daha az rastlanmaktadır (1,3). Bütün bunların yanı sıra, aile içi şiddetin kadınlar tarafından yok sayılması ve tanınmaması da aile içi şiddeti etkilemektedir. Genellikle kadınların yaşadığı şiddeti tanımalarını engelleyen etmenler şöyle sıralanabilir: -şiddetin olağanlaştırılması -şiddete kör kalınması -hep yakında duracak beklentisi -ben nasılsa durduramam şeklindeki çaresizlik ve beceriksizlik algısı -şiddetin ara ara görülmesi ve ara verilen dönemlerde yok saymayı kolaylaştıran olayların yaşanması (8,16). Dünya üzerinde aile içi şiddetin görülmediği ülke yok gibidir. Avrupa bölgesinde kadınların yüzde si şiddetin bir yada bir çok biçimine maruz kalmaktadır. Birlikte yaşayan iki kişi arasındaki şiddetin nedenleri oldukça karmaşıktır. Ancak kadına yönelik şiddetin önlenmesi toplumların böyle bir sorunun varlığının farkında olması ile başlar. Kadına yönelik şiddetin önlenmesinde kadın kadar erkeğin de katılımı sağlanmalıdır. Şiddet ve kadına yönelik şiddet bir halk sağlığı sorunudur. Birinci basamakta çalışan, aile ve toplumla her an yüz yüze olan ebe ve hemşirelerin, yapacağı bilgilendirme eğitimleri ile kadınlara sahip oldukları haklar, var olan kanunlar, sağlık kuruluşlarından nasıl hizmet alınacağına dair bilgiler 2

3 verilebilir. Eşler arası şiddetin nasıl önleneceğine dair eğitimler verilebilir. Koruyucu ruh sağlığı programları ile; çocuk, genç ve yetişkinlerle iletişim, çocuk yetiştirme, evlilik öncesi ve sonrası danışmanlık, stres ve stresle etkili baş etme yolları konusunda bilinç yükseltme çalışmaları uygulanabilir. Yetişkinler çocuklara şiddet kullanmayarak model olabilirler, çocuklar şiddetin insanlık dışı oluşu ve yıkıcılığı konusunda eğitilebilir, öğretmenlere verilecek eğitimler ile öğrencilerde kadın-erkek eşitliği anlayışı geliştirilebilir, kadınların eğitim düzeyleri yükseltilebilir. Bütün bunlar şiddetin önlenmesine yönelik birincil koruma düzeyinde yapılabilecek çalışmalardır. İkincil ve üçüncül koruma düzeyinde ise; öncelikle şiddet kurbanlarının erken dönemde saptanması, komplikasyonların ve şiddetin tekrarlanması olasılığını azaltır. Başvuran hastada; mevcut belirtilerin şiddet sonucu olabileceği düşünülüyorsa (morluk, yara vb); bireyin aile içi şiddet olgusunu rahatça ifade edebileceği, amaca uygun, yargılamayan, utandırmayan türde soru ve yaklaşımlarla şiddet ortaya çıkartılabilir (2,15). GEREÇ VE YÖNTEM Araştırmanın Yapıldığı Yer Ve Özellikleri Araştırma, Mersin de Hüseyin Dağlı Sağlık Ocağının hizmet verdiği Çiftlikköy beldesinde yapılmıştır. Hüseyin Dağlı Sağlık Ocağı nın kent merkezine uzaklığı 14 km olup 2005 yılı verilerine göre, hizmet verdiği toplam nüfus 4654, Kadın nüfusu 2273, Erkek nüfusu 2381 dir yaş evli kadın sayısı ise 1368 dir. Sağlık ocağında 6 doktor, 4 hemşire, 5 ebe, 1 sağlık memuru ve 1 hizmetli çalışmaktadır. Evren ve Örneklem Araştırmanın evrenini Hüseyin Dağlı Sağlık Ocağı nın hizmet verdiği bölgede oturan evli kadınlar oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini ise, Mersin Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik bölümü öğrencilerinin saha uygulamasında ev ziyareti yaptıkları evli ve araştırmaya katılmayı kabul eden 265 kadın oluşturmaktadır. Verilerin Toplanması ve Değerlendirilmesi Veriler araştırmacılar tarafından hazırlanan anket formu ile toplanmıştır. Anket formu Mersin Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu dördüncü sınıf öğrencilerinin Halk Sağlığı Hemşireliği dersinin gereği, 12 hafta boyunca her hafta ziyaret ettikleri ailelerde bulunan evli kadınlara uygulanan yüz yüze görüşme yöntemiyle toplanmıştır. Anket formu uygulanmadan önce kadınlara araştırmanın amacı açıklanmış ve sözel olarak izinleri alınmıştır. Elde edilen veriler SPSS 11.5 ve MINITAB 13.0 istatistiksel paket programlarıyla değerlendirilmiştir. Verilerin analizinde yüzdelik, ki-kare önemlilik ve iki oran testi kullanılmıştır. BULGULAR ve TARTIŞMA Kadınların tanıtıcı özellikleri Tablo 1 de verilmiştir. Tabloya göre; kadınların %32.8 i yaş grubunda, %36.2 si ise 45 yaş ve üstünde olup %27.5 i okur-yazar ve okur-yazar değil, üçte ikisi (%66.0) ilkokul-ortaokul mezunudur. Kadınların eşlerinin %44.5 i 45 yaş ve üstünde, çoğunluğu (%72.8) ilkokul-ortaokul mezunudur. Eşlerin %33.2 si boya, badana, inşaat gibi işlerde serbest olarak, %27.5 i işçi, %25.3 ü ise çiftçi olarak çalışmaktadır. Kadınların %78.1 i gelir getiren herhangi bir 3

4 işte çalışmamaktadır. Çalışanların ise (%17.7) çoğunluğu tarla, bahçe işlerinde gündelikçi olarak çalışmaktadır. Ailelerinin %55.1 inin ortalama aylık geliri asgari ücretin üstünde, %35.8 inin ise asgari ücretin altındadır. Ailelerin önemli bir kesimi (%88.7) çekirdek ailedir. Kadınların %72.1 inin 1-3 çocuğu bulunmaktadır. Kadınların %63.4 ünün en uzun süre yaşadığı yer köydür. Tablo 2 de kadınların evlilik öyküsü ile ilgili özellikler görülmektedir. Kadınların %46.4 ünün 18 yıldan fazla evli olduğu, %60.8 inin görücü usulü ile isteyerek evlendiği ve büyük bir çoğunluğunun da (%95.5) ilk evliliği olduğu gözlenmiştir. Kadınların %43 ü evlenmeden önce eşini tanıdığını ve %40.8 i eşi ile evlenmeden önce bir yıldan daha az süre arkadaşlık ve nişanlılık dönemi geçirdiklerini ifade etmişdir. Kadınların büyük bir çoğunluğunun (%93.2) resmi nikahı bulunmakla birlikte %6.8 inin resmi nikahı yoktur. Boş zamanlarını değerlendirme faaliyetlerine bakıldığında; kadınların yarıdan fazlası (%60.8 i) zamanlarını TV izleyerek, %19.2 si komşu ziyareti ile, %18.9 u ev işi yaparak geçirmektedir. Boş zamanlarını kitap-gazete v.b okuyarak geçirenler kadınların yalnızca %1.1 idir. Kadınların boş zaman değerlendirme biçimleri ile aile içinde şiddetin varlığı arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır (p>0.05). Ankara da yapılan benzer bir çalışmada da kadınların %62.7 si boş zamanlarını televizyon seyrederek geçirdiklerini, %20.1 i ise akraba ve komşu ziyareti yaptıklarını belirtmişlerdir (14). Bu bulgular bizim çalışma sonuçlarımızla uyumlu bulunmuştur. Kadınların %71.3 ü kendileri ile ilgili kararları kendileri verirken, aile ve çocuklarla ilgili kararları çoğunlukla (% % 51.7) eşleriyle birlikte vermektedirler. Kadınların ifadesine göre; aile ile ilgili kararları veren kişilerle, aile içi şiddetin varlığı arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır (p>0.05). Kadınların şiddeti tanımlamalarına baktığımızda; %69.4 ü şiddeti dayak, %20.0 ı sözlü kavga, küfür v.b ve %10.6 sı erkeğin kadına baskı uygulaması olarak tanımlamışlardır. Yapılan istatistiksel analiz sonucunda; kadınların yaşına, eğitim durumuna ve aile tipine göre verdikleri yanıtlar arasında anlamlı fark görülmemiştir (p>0.05). Şiddet denildiğinde, ilk akla gelen genelde dayak, itme, kakma gibi fiziksel şiddettir. Ancak, aşağılama, hakaret etme, küçük düşürme, davranışları kısıtlama gibi eylemler de en az fiziksel şiddet kadar yıpratıcı ve önemlidir. Sözlü kavga, küfür, baskı uygulama gibi davranışları kadınların yalnızca %30.6 sının şiddet olarak tanımlaması, bu tür davranışları olağan gördüklerini ve şiddet olarak tanımlamadıklarını düşündürmektedir. Başka bir deyişle duygusal şiddet, şiddet olarak algılanmamakta ve olağan karşılanmaktadır. Ankara da yapılan bir çalışmada kadın ve erkeklerin çoğunluğu dayak ve cinsel tacizi şiddet tanımlarının en başında (%28.2) saymakta, bağırmak, azarlamak ve kavga etmeyi (%12.1) ikinci, baskı tehdit, özgürlüklerin sınırlandırılmasını ise (%9.4 ü) üçüncü sırada görmektedir (14). Bu çalışmanın sonuçları bizim çalışma sonuçlarımızla da benzerlik göstermektedir. Aile içi şiddeti; kadınların %50,9 u kavga etmek, %46,8 i kocasından dayak yiyen kadın olarak tanımlamıştır. Ayrıca kadınların hemen hemen tümü (%98.5), kadınların daha fazla şiddete maruz kaldıklarını belirtmişlerdir. Ankara da yapılan bir çalışmada dayak atmanın %47.5 ile aile içi şiddet tanımında ilk sırada geldiği ve bunu %29.5 ile aşağılama ve bağırmanın izlediği bildirilmektedir (14). Görüldüğü gibi her iki çalışmada da, kadınların yarıya yakını aile içi şiddeti dayak olarak görmektedir. 4

5 Çalışmamızda kadınlara koca karısını döver de sever de sözü için ne düşünüyorsunuz diye sorulduğunda, kadınların yarıdan fazlası (%57.7) buna katılmadıklarını ifade ederken, %37,4 ü katıldığını, çok az bir kısmı da (%4,9) dayak bana çok fazla zarar vermeyecekse ve eşim çok kızarsa olabilir diye cevap vermiştir. Ev kadınlarına yönelik aile içi şiddet konusunda yapılan bir çalışmada da bizim çalışmamızın bulgularına benzer olarak kadınların %39.7 si kocaların eşlerini dövebileceklerini ifade etmişlerdir (11). Kadınların öğrenim durumlarına baktığımızda; bu sözü en fazla okur-yazar ve okur-yazar olmayan kadınlar doğru bulurken (%54.8), ilkokul ve ortaokul mezunu kadınların %32 si, lise ve üzeri eğitim almış kadınların %17.6 sı doğru bulmuştur. Yapılan istatistiksel analiz sonucunda gruplar arasındaki fark anlamlı bulunmuştur (p<0.05). Buna göre eğitim düzeyi yükseldikçe kadınların bu sözün doğruluğuna katılma yüzdeleri de azalmaktadır. Kadınların evlilik süresine göre baktığımızda; evlilik süresi bir yılın altında olanların %16.7 si bu sözü doğru bulurken, 18 yıl ve daha fazla süredir evli olanların %47.2 si doğru bulmaktadır. Gruplar arasındaki bu fark istatistiksel olarak da anlamlı bulunmuştur (p<0.05). Evlilik süresi bir yılın altında olan kadınların çoğunluğunun bu söze katılmadıkları görülmektedir. Evlilik yılı arttıkça kadınların bu sözü daha fazla doğru buldukları gözlenmektedir. Bu farkı evlilik süresi bir yıldan daha az süre olan kadınların yaşça daha genç olmalarına ve eğitim düzeylerinin daha yüksek olmasına bağlayabiliriz. Kadınların çocuk sayısına göre baktığımızda ise; çocuk sayısı arttıkça bu sözü doğru bulanların oranı da artmaktadır. Buna göre hiç çocuğu olmayan kadınların %22.7 si bu sözü doğru bulurken 4 ve daha fazla sayıda çocuğa sahip olan kadınların %61.5 i bu sözü doğru bulmuşlardır. Gruplar arasındaki bu fark istatistiksel olarak da anlamlı bulunmuştur (p<0.05). Kadınların çevrelerindeki aile içi şiddete ilişkin görüşleri Tablo 3 de verilmiştir. Buna göre, kadınların %60 ı çevrelerinde aile içi şiddet olduğunu, %25.3 ü bu şiddetin yalnızca eşler arasında, %34.7 si hem eşler hem de anne-baba-çocuk arasında olduğunu belirtmiştir. Kadınların kendi ailelerindeki şiddete ilişkin görüşleri Tablo 4 de verilmiştir. Buna göre, kendi ailesinde şiddet olduğunu söyleyenler kadınların %35.1 iken, olmadığını söyleyenler %64.9 dur. Kadınların %10.6 sı aile içi şiddetin yalnızca eşler arasında olduğunu, %24.5 i ise hem eşler hem de anne-baba-çocuk arasında olduğunu belirtmiştir. Eşler arasındaki şiddet en fazla; bağırma, aşağılama, hakaret etme, bir yere gitmesine izin vermeme gibi duygusal şiddet (%30.1), ikinci sırada itme kakma, dayak gibi fiziksel şiddet (%8.3) ve üçüncü sırada para vermeme, paraya muhtaç etme gibi ekonomik şiddet (%1.9) türündedir. Anne ve çocuklar arasında da yine en fazla duygusal şiddet (%27.1) ikinci olarak fiziksel şiddet (%13.2), aynı şekilde baba ve çocuklar arasında en fazla duygusal şiddet (%15.4) ve ikinci sırada fiziksel şiddet (%4.9) belirtilmektedir. Aile Araştırma Kurumu Başkanlığı tarafından Türkiye genelinde yaptırılan Aile İçi Şiddetin Sebep ve Sonuçları (1994) araştırmasına göre, fiziksel şiddete ailelerin %34 ünde, sözlü şiddete ise %53 ünde rastlanmaktadır (17). Ankara da yapılan bir çalışmada; aile içi şiddetin %80.7 sinin eşler arasında ve bağırma, azarlama şeklinde ve %61.9 unun ebeveynler ile çocuklar arasında görüldüğü belirtilmiştir (14). Düzce de yapılan bir çalışmada; evli kadınlarda fiziksel şiddet sıklığı %41.4, duygusal şiddet ise %25.9 bulunmuştur (11). Diğer bir çalışmada; kadınların %17.8 i fiziksel şiddete, %55.2 si sözel şiddete maruz kaldığını belirtmiştir (10). Akyüz ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada; en sık görülen aile içi şiddet türü fiziksel (%57), ikinci olarak duygusal şiddettir (%36) (4). Bizim çalışmamızda ifade edilen fiziksel ve duygusal şiddet sıklığı bu çalışmalardan daha azdır. Bizim çalışmamızda kadınların %60.0 ı çevrelerindeki aile içi şiddetin varlığını 5

6 rahatça ifade ederken, kendi ailelerindeki şiddeti ifade edenler ancak %35.1 dir. Buradan da kadınların kendi ailelerindeki şiddet olgusunu pek rahat ifade edemedikleri ve şiddeti gizleme eğiliminde oldukları sonucu çıkartılabilir. Brezilya da yapılan bir çalışmaya göre; aile içinde yaşanan şiddetin %55 iduygusal, %38 i fiziksel şiddettir (9). Çin de yapılan bir çalışmada aile içi şiddet görülme sıklığı %22.6 dır (20). Hindistan da yapılan bir çalışmada ise kadınların %24.0 ü evlilik süresince kocaları tarafından fiziksel şiddete maruz kaldığını belirtmiştir (7). Tüm bu araştırma sonuçları şiddetin çoğu kültürde oldukça yaygın olduğunu göstermektedir. Çalışmamızda; aile içinde şiddetin bulunması ile ailedeki kişi sayısı, aile tipi, evlilik yılı ve evlenme biçimi arasında anlamlı fark bulunmuştur. Buna göre ailede bulunan kişi sayısı 1-3 arasında olan ailelerde aile içi şiddet %19.6 iken, kişi sayısı 7 ve üzerinde olan ailelerde %55.0 e yükselmektedir. Yani ailede bulunan kişi sayısı arttıkça aile içi şiddette artış görülmektedir. Bu sonuç Aile Araştırma Kurumu Başkanlığı tarafından Türkiye genelinde yaptırılan araştırmanın sonuçları ve İzmir de yapılan araştırma sonuçları ile uygunluk göstermektedir (17,8). Aynı şekilde aile tipine göre bakıldığında, geniş ailede aile içi şiddetin daha fazla olduğu (%50.0) görülmektedir. Bu fark istatistiksel olarak da anlamlı bulunmuştur (p<0.05). Çetin ve ark. tarafından yapılan çalışmada ve Başbakanlık Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü nün araştırmasında, bizim bulgularımızın aksine çekirdek ailede bulunan kadınların daha çok şiddete maruz kaldığı bildirilmektedir (6,13). Kadınların evlilik yılı ile aile içi şiddet ilişkisine bakıldığında, aile içi şiddet en fazla (%47.4) yıl arasında evli olan kadınlarda görülmektedir. Bir yılın altında (%18.2) ve 18 yılın üstünde (%26.9) olan evliliklerde aile içi şiddetin daha az olduğu görülmektedir. Bu fark istatistiksel olarak da anlamlı bulunmuştur (p<0.05). Kurçer ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada da 10 yıldan uzun süreli evliliği olan kadınlarda aile içi şiddet anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur (10). Çetin ve arkadaşlarının çalışmasında evliliğin ilk yıllarında aile içi şiddetin en az olduğu (%9.3), 10 yıl ve üzerinde bir süredir evli olanlarda ise en çok (%40.3) görüldüğü saptanmıştır (6). Bizim çalışmamızda da benzer biçimde evlilik süresi yıl arasında olan kadınlarda (%47.4) aile içi şiddetin en fazla olduğu görülmektedir. Kadınların evlenme biçimlerine göre aile içi şiddetin varlığına baktığımızda görücü usulü ile isteyerek evlenen kadınlarda aile içi şiddetin en az (%25.2) olduğu görülmektedir. En fazla ise görücü usulü ile istemeden evlenen kadınlarda (% 56.8) aile içi şiddet olduğu belirlenmiştir. Bu fark istatistiksel olarak da anlamlı bulunmuştur (p<0.05) (Tablo 5). Kadının yaşı, öğrenim durumu, eşin öğrenim durumu, eşin mesleği, aylık gelir düzeyi, çocuk sayısı ve en uzun süre yaşanılan yer ile aile içi şiddetin varlığı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır. Kadınlara göre kadınların şiddete maruz kalma nedenleri sırasıyla; en fazla kadınların güçsüz olması (%32.2), yetiştirilme tarzı (29.5), kadınların ekonomik bağımsızlığının olmaması (%18.1), erkeğin isteğini yerine getirmeme (%15.1) ve kadınların çok konuşması (%4.6) olarak görülmüştür. Tablo 6 da kadınların eşler arasındaki şiddetin nedenleri konusundaki görüşleri verilmiştir. Kadınların yarıdan fazlası (%52.5) eşler arasındaki şiddetin nedenini kadının söz dinlememesi olarak belirtmiştir. Diğer nedenler ise sırasıyla, eşin eğitim düzeyinin düşük olması (%15,5) yetiştirilme tarzı (%11,7) kadının ekonomik bağımsızlığının olmaması (%10.2) ve ekonomik nedenler (%10.2) olarak belirtilmiştir. Ankara da yapılan bir çalışmada aile içi şiddetin nedenleri sayılırken en fazla belirtilen neden saygısızlık ve söz dinlememe (%39.9) olmuştur. Aynı çalışmada şiddetin nedenleri; eğitimsizlik ve kültürsüzlük (%19.8), ekonomik nedenler ve yoksulluk 6

7 (%14.7) iletişimsizlik ve güvensizlik (%15.3) olarak belirlenmiştir (14). Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması 2003 de kadınların fiziksel şiddete ilişkin tutumları araştırılmış ve kadının koca tarafından dövülmesinde en çok kabul edilen (%29) nedenin, kadının kocasına karşılık vermesi bulunmuştur (19). Bizim çalışmamızda da benzer olarak ve daha büyük bir sıklıkla kadınların yarıdan fazlası (%52.5) kadının söz dinlememesini eşler arasında şiddetin nedeni olarak görmüştür. İzmir de yapılan çalışmada kadınların %91 i ekonomik destek yokluğu nedeni ile kadının şiddet ortamında yaşamaya devam ettiklerini düşünmektedir (8). Malatya da yapılan bir çalışmada kadınların kendilerine göre şiddet görme nedenleri olarak birinci sırada maddi nedenler (%45.4), erkeklerin eşlerini dövme nedeni olarak da birinci sırada kadının ekonomik özgürlüğü olmadığı için (%22.2) ve daha sonra erkekler eğitimsiz olduğu için (%15.6), kadınlar eğitimsiz olduğu için (%8.2) gelmektedir (10). Bizim çalışmamızda ekonomik nedenler en az sıklıkta görülmektedir. Ankara da Batıkent de yapılan çalışmada ise kadınların %12.7 si eşler arasındaki şiddetin nedeni olarak yoksulluğu belirtmiştir (6) de Türkiye genelinde yapılan çalışmanın sonucunda eşler arasındaki gerginleşme nedenleri olarak eşin evle ilgilenmemesi (%66.2), eşin saygısız tavır ve davranışları (%56.6) ve eşin kötü alışkanlıkları (%56.5) olarak sıralanmaktadır (18). Bütün bu çalışma sonuçlarına baktığımızda şiddetin benzer nedenlerden kaynaklandığını görmekteyiz. Ekonomik özgürlüğün en son sıralarda belirtilmesinin nedeni muhtemelen kadınların büyük çoğunluğunun, kadının ev dışında çalışmasının beklenmediği geleneksel anlayışla yetiştirilmeleri ve kendilerinden böyle bir beklentilerinin bulunmayışı olabilir. Eşler arasındaki şiddetin nedeni hakkındaki görüşleri incelenirken; kadınların öğrenim durumlarına bakıldığında, lise ve üzerinde öğrenim görenlerin %29.4 ü, ilköğrenim görenlerin ise %18.9 u eşler arasındaki şiddeti eğitim düzeyinin düşüklüğüne bağlamakta, buna karşılık okur-yazar olmayan ve okur-yazar olanların yalnızca %4.1 i eşler arası şiddeti eğitim düzeyinin düşüklüğü ile açıklamaktadır. Buna göre, eğitim düzeyi arttıkça kadınlar eşler arasındaki şiddetin nedenini eğitim düzeyinin düşük oluşuna bağlamaktadırlar. Bu fark istatistiksel olarak da anlamlı bulunmuştur (p<0.05). Çocuklara uygulanan şiddetin nedenleri konusunda kadınların görüşleri daha çok (%76,6) çocuğun söz dinlememesi üzerinde yoğunlaşmaktadır. Diğer nedenler sırasıyla; ekonomik nedenler (%9,1), terbiye etmek amacıyla (%7,5) ve çocuğun karşılanamayan aşırı isteklerinin olmasıdır (%6,8). Mayda ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada kadınların %64.7 si anne-babaların çocuklarını terbiye etmek için gerektiğinde dövmesinin doğru olduğunu belirtmişlerdir (11). Ankara da yapılan başka bir çalışmada çocuklara yönelik şiddet nedeni olarak çocukların söz dinlememesi ve saygısızlık (%54.7) belirtilmiştir (14). Kadınların çocukluklarından itibaren şiddet görüp görmediklerine bakıldığında; %57 si (151kişi) çocukluğundan itibaren şiddet gördüğünü belirtmiştir. Bunların %53 ü anne ve babasından, %26.5 i eşinden, %20.5 i eşinin ya da kendisinin akrabaları tarafından şiddet gördüğünü belirtmiştir. Eşinden şiddet gören kadınların %80 i (32 kişi) evliliklerinin ilk 5 yılında, %20 si (8 kişi) her zaman şiddet gördüğünü söylemiştir. Türkiye genelinde yapılan araştırmanın sonuçlarına göre, anne babaların geçmişteki dayak deneyimi %70 dir (17). Mayda ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada kadınların %17.2 si evlenmeden önce baba evinde de şiddete maruz kaldığını belirtmiştir (11). Çocukluğundan itibaren şiddet gördüğünü belirten kadınların %27.8 i (42kişi), şiddet uygulayan kişi/kişilerin haklı olduklarını düşünmektedir. İzmir de yapılan bir 7

8 çalışmada, kadınların %8.12 si bazı durumlarda kadın şiddeti hak eder yanıtını vermişlerdir (8). Kurçer ve arkadaşlarının çalışmasında ise kadınların %22.0 si eşlerinin kendilerini dövmelerini haklı gördüğünü belirtmiştir (10). Alper ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada da kadınların %43.8 i kendilerine şiddet uygulayan kişiyi haklı görmüşlerdir (5). Bu sonuçlardan da anlaşılacağı üzere; kadınlarda şiddeti olağan karşılama ve şiddet karşısında boyun eğme davranışı ve eğilimi hiç de az sayılmaz. Şiddet uygulanan kadınların %54.3 ü şiddet uygulandığı sırada susup ağladığını, %24.5 i hiçbir şey yapmadığını, %21.2 si kavga ettiğini belirtmiştir. Şiddet sonrası kadınların % 66.9 u eşi ile yatağını ayırdığını, %21.9 u hiçbir şey yapmadığını, %6.0 ı etrafındakilere zarar verdiğini, %5.3 ü eşi ile konuştuğunu ifade etmiştir. Bangladeş te yapılan bir çalışmada da şiddet gören kadınların %60.0 ı toplum baskısı ve korku nedeni ile şiddet konusunda sessiz kalmışlardır (12). Çetin ve ark. çalışmasında, şiddet sonrası kadınların %18.0 ı hiçbir şey yapmamış, %45.3 ü ise sözle karşılık vermiştir (6). Kurçer ve arkadaşlarının çalışmasında kadınların %5.0 i eşi tarafından dövüldüğünde kendisinin de çocuklarını dövdüğünü belirtmişlerdir (10). Şiddet gören kadınların %88.1 i şiddet uygulayan kişinin şiddet sonrası hiçbir şey olmamış gibi davrandığını, %11.9 u ise özür dilediğini belirtmiştir. Çalışmaya katılan kadınların %44.9 u şiddet gören kişinin yapması gereken en doğru davranışın hakkını aramak olduğunu (karşılıklı konuşarak, kanuni yollardan, şiddete şiddetle karşılık vererek), %31.7 si sessiz kalmak olduğunu, %23.4 ü ise karakola veya aile büyüklerine şikayet etmek olduğunu belirtmişlerdir. Aile İçi Şiddetin Sebep ve Sonuçları (1994) araştırmasında, şiddete maruz kalanların %80 inin yapacak fazla bir şey olmadığına inandığı bildirilmektedir (17). Şiddet gören kişinin yapması gereken en doğru davranış konusundaki görüşlere evlilik süresinin etkisi incelendiğinde; evlilik süresi bir yıldan az olan kadınların %16.7 si, evlilik süresi 2-5 yıl olanların ise %46.2 si sessiz kalmayı önermiştir. Ayrıca, evlilik süresi bir yıldan az olanların %58.3 ü aile büyüklerine ya da karakola şikayet etmenin en doğru davranış olduğunu belirtirken, evlilik süresi arttıkça bu görüşün azaldığı görülmektedir (2-9 yıl %23.1, yıl %23.1, ve 18 yıldan daha fazla %20.3) Gruplar arasındaki fark da istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0.05). Yeni evli kadınların daha genç ve eğitim düzeyi görece daha yüksek kesim olduğu düşünülürse; güncel gelişmelerden daha fazla etkilendikleri, evlilik yılı fazla olan kesimin ise daha geleneksel görüşlerin etkisinde oldukları ve çözümleri daha kısıtlı gördükleri için böyle düşündükleri söylenebilir. Bu durumda genç kadınların aile içi şiddet karşısında yaşlı kesime göre görece daha güçlü ve güvenli olduğu kabul edilebilir. Kadınların %53.6 sının şimdiye kadar aile içinde çocuk, eş, kardeş gibi herhangi birine şiddet uyguladığı tespit edilmiştir. Çocukluğundan beri şiddet gören kadınların %60.9 u, görmeyenlerin %43.9 u kendilerinin de aile içinde herhangi birine şiddet uyguladığını belirtmiştir. Yapılan istatistiksel analiz sonucunda bu fark anlamlı bulunmamıştır. Yani kadınlar çocukluktan beri şiddet görmeseler de, aile içinde şiddet uygulayabilmektedirler. Bu durum, kadının çaresiz kaldıkça şiddete baş vurduğunu, streslerle başetme yollarını kullanamadığını ve şiddetin toplumsal yaygınlığını düşündürmektedir. Kadınların %59.2 si, şiddet gören kadınlara yardımcı olacak kanunlar olduğunu bilmektedir. Kadınların %93.6 sı bu kanunların varlığını televizyondan, %6.4 ü de 8

9 çevresinden öğrenmiştir. Bu da, toplum eğitiminde televizyondan yararlanılabileceğini gösteren önemli bir bulgudur. Çalışmaya katılan kadınların %36.6 sı şiddetin ortadan kalkması için eşlerin birbirine saygılı olması gerektiğini, %22.6 sı eğitim düzeyinin yükselmesi gerektiğini, %17.7 si ekonomik problemlerin çözülmesi gerektiğini, %12.8 i kadınların eşlerinin sözünü dinlemeleri gerektiğini, %10.2 si de sorunların zamanında çözülmesi gerektiğini ifade etmiştir. Malatya da yapılan bir çalışmada erkeklerin kadınlara kötü davranmasını engellemek için kadınların %10.0 u erkeklerin eğitilmesi gerektiğini, %12.6 sı kadınlara haklarının öğretilmesi gerektiği yanıtını vermiştir (10). Kadınlara kız kardeşiniz kocasından dayak yemiş olsa ve size gelse ona ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz diye sorulduğunda, yarıya yakını (%49.0) kaderine razı olup sabretmesini, %37.0 ı kız kardeşinin vereceği karara destek olacağını, %14.0 ı ise hakkını araması gerektiğini belirtmiştir. Görüldüğü gibi, şiddet karşısında kadınlar genellikle boyun eğme eğilimindedir ve yasal yollardan hak arama davranışı henüz güçlü değildir. Çalışmaya katılan kadınların yarıdan fazlası (%53.6) aile içinde şiddet gören bir kadının evliliğini sürdürmemesi gerektiğini belirtirken yarıya yakını ise (%46.4) her şeye rağmen evliliği sürdürmesi gerektiğini belirtmiştir. Bunun nedenlerini ise; çocukları için (%45.5), kaderi olduğu için (%33.3), toplumun bakış açısı hoş olmayacağı için (%12.2) ve kadının ekonomik özgürlüğünün olmaması biçiminde sıralamışlardır. Çetin ve ark. çalışmasında da, şiddete maruz kalan kadınların yalnızca %24.1 i eşinden boşanmayı düşünmektedir (6). Kadının şiddet döngüsüne son verememe nedenleri; ekonomik özgürlüğe sahip olmama, çocuklar, kurumsal ve çevresel telkinler olarak sıralanmaktadır (1). Kurçer ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada şiddet gören kadınların %58.0 i evliliğini sürdürmesi gerektiğini, bunu da öncelikle çocuğu için yapması gerektiğini öne sürmektedir (%57.2) (10). Alper ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada, kadınların aile içi şiddete rağmen evliliklerini sürdürdükleri ve %48.2 sinin çocukları için evliliği sürdürmeleri gerektiği görüşünde oldukları belirtilmektedir (5). Aile içi şiddet gören kadın her şeye rağmen evliliği sürdürmeli midir? sorusuna; okur yazar ve okur yazar olmayan kadınların %65.8 i, ilk ve ortaokul mezunu kadınların %40.0 ı, lise ve üzeri mezunu olan kadınların %29.4 ü sürdürmelidir cevabını vermiştir. Gruplar arasındaki fark istatistiksel olarak da anlamlı bulunmuştur (p<0.05). Buna göre, eğitim düzeyi düştükçe kadınların şiddet görmelerine rağmen evliliği sürdürmekten yana oldukları görülmektedir. Ayrıca, evlilik süresi arttıkça kadınların şiddet görmelerine rağmen evliliklerini sürdürmeleri gerektiğine inanmaktadırlar (1 yıldan az %8.3, 2-9 yıl %46.1, yıl %35.9, 18 yıl ve üstü %56.9) (Tablo 7). İstatistiksel olarak da gruplar arasındaki fark anlamlı bulunmuştur (p<0.05). Kadınların çocukları için katlanmayı öne sürdükleri bu tavır, başka bir seçeneklerinin olmadığını, bunun da kadınların yüz yüze olduğu ekonomik ve sosyal sorunlardan kaynaklandığını göstermektedir. Sonuçlar ve Öneriler Çalışmamızın sonucunda, elde edilen bulgulara dayanarak, kırsal kesim kökenli kadınların kendi ailelerinde ve çevrelerindeki ailelerde aile içi şiddetin hiç de azımsanamayacak ölçüde yaşandığı, kadınların çoğu zaman bu şiddete sessiz kaldığı ve hatta bazı durumlarda kendisine şiddet uygulayan kişiye hak verdikleri tespit edilmiştir. Kadınların şiddet karşısında hak arama durumları oldukça düşüktür. 9

10 Ayrıca çocukların olumsuz davranışı karşısında aciz kalan ana-baba dayağa başvurabilmekte ve dayak eğitim yöntemi olarak görülebilmektedir. Bu sonuçlar doğrultusunda, aile, toplum ve kadınlarla birebir çalışan ebe ve hemşirelerin çalıştıkları toplumda aile içi şiddete karşı duyarlı olmaları, aile içi şiddet gören kadına her türlü desteği sağlayacak şekilde kişi ve kurumlarla işbirliği yapmaları ve kadınların aile içi şiddet konusunda ve hakları konusunda eğitilmelerini sağlamaları önerilebilir. Kadınların eğitiminde televizyonun etkili olduğu düşünüldüğünden, kadınların televizyon aracılığıyla da eğitilmeleri önerilebilir. Ayrıca dayak, ana-babalar tarafından bir eğitim yöntemi olarak görülebildiğinden, bunun değişmesi için eğitimlerin verilmesi önerilebilir. Tablo 1. Kadınların Tanıtıcı Özellikleri (n=265) Yaş Sayı % ve üstü Öğrenim Durumu Okur Yazar Değil-Okur Yazar İlkokul-Ortaokul Lise ve Üzeri Çalışma Durumu Evet Hayır Aylık Ortalama Gelir Düzeyi Asgari Ücret Altı Asgari Ücret Asgari Ücret Üstü Aile Tipi Çekirdek Geniş Eşin Yaşı ve Üstü Eşin Öğrenim Durumu Okur Yazar Değil-Okur Yazar İlkokul-Ortaokul Lise ve Üzeri Eşin Çalışma Durumu Serbest (boya, badana vb) İşçi

11 Çiftçi Memur Emekli En Fazla Yaşanılan Yer İl İlçe Köy Çocuk Sayısı Yok ve Üzeri Tablo 2. Kadınların Evlilik Öyküsü İle İlgili Özellikler Evlilik Süresi Sayı % 1 yıl yıl yıl yıl yıl yıl ve üzeri Evlenme Biçimi Görücü usulü ile isteyerek Görücü usulü ile istemeden Anlaşarak, isteyerek, severek Kaçarak Kaçıncı Evliliği İlk evlilik İkinci evlilik Evlenmeden Önce Eşi İle Tanışma Durumu Tanışıyor Tanışmıyor Evlenmeden Önce Arkadaşlık-Nişanlılık Süresi 11 ay ve daha az yıl 11 ay yıl 11 ay yıl 11 ay yıl 11 ay Cevapsız Nikah Biçimi Resmi Nikah İmam Nikah Resmi ve İmam Nikahı

12 Tablo 3. Kadınların Çevresindeki Ailelerde Aile İçi Şiddetin Varlığı Çevresindeki Ailelerde Aile İçi Şiddet Sayı % Var Yok Toplam Tablo 4. Kadınların Kendi Ailesinde Aile İçi Şiddetin Varlığı Kendi Ailesinde Aile İçi Şiddet Sayı % Var Yok Toplam Tablo 5. Aile İçi Şiddetin Görülme Durumu Aile İçi Şiddet Var Yok Toplam Ailede Bulunan Sayı % Sayı % Sayı % Kişi Sayısı ve Üstü Toplam Evlenme Biçimi Görücü Usulü İle İsteyerek Görücü usulü İle İstemeden Anlaşarak, İsteyerek, Severek Kaçarak Toplam Aile Tipi Çekirdek Geniş Toplam Evlilik Süresi 1 Yıldan Az 3 25,0 9 75, Yıl Yıl

13 18 Yıl Ve Üstü Toplam Tablo 6. Kadınların eşler arasında uygulanan şiddetin nedenleri konusundaki görüşleri Görüşler N % Kadının Söz Dinlememesi Eğitim Düzeyinin Düşük Olması Kadının Ekonomik Bağımsızlığının Olmaması Yetiştirilme Tarzı Ekonomik Problemler Toplam Tablo 7. Kadınların Öğrenim Durumu ve Evlilik Süresine Göre Şiddet Gören Kadının Evliliğini Sürdürmeye İlişkin Görüşleri Öğrenim Durumu Evet Sayı % Evliliğini Sürdürmeye İlişkin Görüşler Hayır Sayı % Toplam Sayı % Okur Yazar Değil- Okur Yazar İlkokul-Ortaokul Lise Ve Üzeri Toplam Evlilik Süresi 1 Yıldan Az Yıl Yıl Yıl Ve Üstü Toplam

14 Kaynaklar 1. Aile İçi Şiddet Araştırması &Itemid=73 Erişim Tarihi: Akın A., Esin Ç., Çelik K. Kadının Sağlık Hakkı ve Dünya Sağlık Örgütü nün Avrupa da Kadın Sağlığının İyileştirilmesine Yönelik Stratejik Eylem Planı. T.C. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu. Erişim Tarihi: Aksoy E. ve ark. Aile İçi Şiddet Akyüz G. ve ark. (2002) Bir Psikiyatri Polikliniğine Başvuran Evli Kadın Hastalarda Aile İçi Şiddet, Evlilik Sorunları, Başvuru Yakınması ve Psikiyatrik Tanı. Yeni Semposium, 40(2):

15 5. Alper Z. ve ark (2005) Domestic Vilence:A Study Among a Group of Turkish Women. Eur J Gen Pract, 11(2): Çetin H. ve ark. (2005) Ankara Batıkent te Aile İçi Şiddet Olayı. Temel Sağlık, 2(5): Jain D, Sanon S, Sadowski L, Hunter W (2004) Violence Against Woman in India:Evidence From Rural Maharashtra, India. Rural Remote Health, 4(4): Kadın Şiddeti Hak Eder Mi? &Itemid=73 Erişim Tarihi: Kronbauer JF, Meneghel SN (2005) Profile of Gender Violence by Intimate Partners. Rev Saude Publica, 39(5): Kurçer ve ark (1999) Malatya da Sosyoekonomik Düzeyleri Farklı İki Ayrı Bölgede Evli Kadınlara Yönelik Aile İçi Şiddet ve Etkileyen Faktörler. Sağlık ve Toplum, 9(3): Mayda AS, Akkuş D (2003) Ev Kadınlarına Yönelik Aile İçi Şiddet. Sağlık ve Toplum, 13(4): Naved RT et al. (2006) Physical Violence by Husbands:Magnitude, Disclosure And Help-Seeking Behavior of Women in Bangladesh. Soc Sci Med, Jan Özaydın N, Üner O, Akın A (1998) Kadın ve Şiddet. Sağlık ve Toplum, 8(3-4): Rittersberger H. Aile İçi Şiddet: Bir Sosyolojik Yaklaşım. 20.yy ın Sonunda Kadınlar ve Gelecek Konferansı Kasım Subaşı N, Akın A. Kadına Yönelik Şiddet: Nedenleri ve Sonuçları k - Ek Sonuç 16. Taş AK, Uyanık D, Karakaya Z. (1993) Şiddeti İçselleştiren Kadın Profili:Türkiye İçin Nicel Bir Yaklaşım T.C. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu. Aile İçi Şiddetin Sebep ve Sonuçları. Ankara, T.C. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu. Aile İçinde ve Toplumsal Alanda Şiddet. Ankara Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması 2003, 2. Baskı. Ankara, Wu J, Guo S, Qu C (2005) Domestic Violence Against Women Seeking Induced Abortion in China. Contaception, 72(2):

16 16

ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU

ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU Hazırlayan Sosyolog Kenan TURAN Veteriner Hekimi Volkan İSKENDER Ağustos-Eylül 2015 İÇİNDEKİLER Araştırma Konusu

Detaylı

Ara rma, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl na ba

Ara rma, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl na ba 1.1 Ara rman n Amac Ara rmada, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl na ba olarak hizmet vermekte olan; 1. Bütçe ve Performans Program ube Müdürlü ü 2. Stratejik Yönetim ve Planlama

Detaylı

İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET. Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2

İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET. Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2 İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET DOI= 10.17556/jef.54455 Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2 Genişletilmiş Özet Giriş Son yıllarda

Detaylı

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog KONYA KARAMAN BÖLGESİ BOŞANMA ANALİZİ 22.07.2014 Tarihsel sürece bakıldığında kalkınma,

Detaylı

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün Veri Toplama Yöntemleri Prof.Dr.Besti Üstün 1 VERİ (DATA) Belirli amaçlar için toplanan bilgilere veri denir. Araştırmacının belirlediği probleme en uygun çözümü bulabilmesi uygun veri toplama yöntemi

Detaylı

TÜİK KULLANICI ANKETİ SONUÇLARI

TÜİK KULLANICI ANKETİ SONUÇLARI TÜİK KULLANICI ANKETİ SONUÇLARI Aralık 1 Giriş Kurumumuz taraf ndan üretilen istatistikler kullan c lara çeşitli kanallar yoluyla sunulmakta, hizmet kalitesini artt rmak ve kullan c ihtiyaçlar n karş lamak

Detaylı

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1. GİRİŞ Odamızca, 2009 yılında 63 fuara katılan 435 üyemize 423 bin TL yurtiçi fuar teşviki ödenmiştir. Ödenen teşvik rakamı, 2008 yılına

Detaylı

Kadınları Anlamak Erkeklere Düşüyor

Kadınları Anlamak Erkeklere Düşüyor Kadınları Anlamak Erkeklere Düşüyor Kadınların Yaşam Koçu Tuğba Güneş, kadına şiddetti ortaya çıkaran nedenleri ortadan kaldıracak önlemler alınması gerektiğini söyledi. Kahramanmaraş ın tek yaşam ve wellness

Detaylı

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi özcan DEMİREL 1750 Üniversiteler Yasası nın 2. maddesinde üniversiteler, fakülte, bölüm, kürsü ve benzeri kuruluşlarla hizmet birimlerinden oluşan özerkliğe ve kamu

Detaylı

TÜRKİYE DE ÇALIŞAN KADINLAR: SORUNLARI, BEKLENTİLERİ VE SENDİKALARA KARŞI TUTUMLARI

TÜRKİYE DE ÇALIŞAN KADINLAR: SORUNLARI, BEKLENTİLERİ VE SENDİKALARA KARŞI TUTUMLARI TÜRKİYE DE ÇALIŞAN KADINLAR: SORUNLARI, BEKLENTİLERİ VE SENDİKALARA KARŞI TUTUMLARI Anket Kasım 2014-Ocak 2015 tarihleri arasında 26 ilde, kadınların çalıştığı işkolları dikkate alınarak 10 işkolunda,

Detaylı

Ankara'daki Halk Eğitimi Merkezlerinde Açılan Kurslara Katılanların Özellikleri, Katılmalarını Güdüleyen Etmenler ve Programlara İlişkin Görüşleri

Ankara'daki Halk Eğitimi Merkezlerinde Açılan Kurslara Katılanların Özellikleri, Katılmalarını Güdüleyen Etmenler ve Programlara İlişkin Görüşleri Halk Eğitiminde Katılma: Ankara'daki Halk Eğitimi Merkezlerinde Açılan Kurslara Katılanların Özellikleri, Katılmalarını Güdüleyen Etmenler ve Programlara İlişkin Görüşleri Yrd. Doç. Dr. Serap AYHAN* Bilim

Detaylı

GEKA NİHAİ RAPOR TEKNİK BÖLÜM. 1. Açıklama

GEKA NİHAİ RAPOR TEKNİK BÖLÜM. 1. Açıklama GEKA NİHAİ RAPOR TEKNİK BÖLÜM 1. Açıklama 1.1.Proje Ortaklarının Adları: Uzman Klinik Psikolog Özge Yaren YAVUZ ERDAN, Uzman Klinik Psikolog Elvan DEMİRBAĞ, Uzman Klinik Psikolog Nilay KONDUZ 1.2.Nihai

Detaylı

BİREYSEL SES EĞİTİMİ ALAN ÖĞRENCİLERİN GELENEKSEL MÜZİKLERİMİZİN DERSTEKİ KULLANIMINA İLİŞKİN GÖRÜŞ VE BEKLENTİLERİ

BİREYSEL SES EĞİTİMİ ALAN ÖĞRENCİLERİN GELENEKSEL MÜZİKLERİMİZİN DERSTEKİ KULLANIMINA İLİŞKİN GÖRÜŞ VE BEKLENTİLERİ BİREYSEL SES EĞİTİMİ ALAN ÖĞRENCİLERİN GELENEKSEL MÜZİKLERİMİZİN DERSTEKİ KULLANIMINA İLİŞKİN GÖRÜŞ VE BEKLENTİLERİ Dr. Ayhan HELVACI Giriş Müzik öğretmeni yetiştiren kurumlarda yapılan eğitim birçok disiplinlerden

Detaylı

Acil Servis Çalışanlarına Karşı Şiddet. Keziban Uçar Karabulut

Acil Servis Çalışanlarına Karşı Şiddet. Keziban Uçar Karabulut Acil Servis Çalışanlarına Karşı Şiddet Keziban Uçar Karabulut Şiddet; aşırı duygu durumunu, bir olgunun yoğunluğunu, sertliğini, kaba ve sert davranışı, beden gücünün kötüye kullanılmasını, bireye ve topluma

Detaylı

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; Siirt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama

Detaylı

Rekabet Kurumu Başkanlığından, REKABET KURULU KARARI

Rekabet Kurumu Başkanlığından, REKABET KURULU KARARI Rekabet Kurumu Başkanlığından, REKABET KURULU KARARI Dosya Sayısı : 2015-1-69 (Önaraştırma) Karar Sayısı : 16-02/30-9 Karar Tarihi : 14.01.2016 A. TOPLANTIYA KATILAN ÜYELER Başkan Üyeler : Prof. Dr. Ömer

Detaylı

HEMŞİRE İNSANGÜCÜNÜN YETİŞTİRİLMESİ VE GELİŞTİRİLMESİ

HEMŞİRE İNSANGÜCÜNÜN YETİŞTİRİLMESİ VE GELİŞTİRİLMESİ HEMŞİRE İNSANGÜCÜNÜN YETİŞTİRİLMESİ VE GELİŞTİRİLMESİ Doç. Dr. Ülkü TATAR BAYKAL İÜ Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesi Hemşirelikte Yönetim Anabilim Dalı ve Yönetici Hemşireler Derneği Yönetim Kurulu

Detaylı

KİŞİSEL GELİŞİM VE EĞİTİM İŞ GÜVENLİĞİ VE İŞÇİ SAĞLIĞI MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

KİŞİSEL GELİŞİM VE EĞİTİM İŞ GÜVENLİĞİ VE İŞÇİ SAĞLIĞI MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü KİŞİSEL GELİŞİM VE EĞİTİM İŞ GÜVENLİĞİ VE İŞÇİ SAĞLIĞI MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) 2010 ANKARA ÖN SÖZ Günümüzde mesleklerin

Detaylı

KİTAP İNCELEMESİ. Matematiksel Kavram Yanılgıları ve Çözüm Önerileri. Tamer KUTLUCA 1. Editörler. Mehmet Fatih ÖZMANTAR Erhan BİNGÖLBALİ Hatice AKKOÇ

KİTAP İNCELEMESİ. Matematiksel Kavram Yanılgıları ve Çözüm Önerileri. Tamer KUTLUCA 1. Editörler. Mehmet Fatih ÖZMANTAR Erhan BİNGÖLBALİ Hatice AKKOÇ Dicle Üniversitesi Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Dergisi, 18 (2012) 287-291 287 KİTAP İNCELEMESİ Matematiksel Kavram Yanılgıları ve Çözüm Önerileri Editörler Mehmet Fatih ÖZMANTAR Erhan BİNGÖLBALİ Hatice

Detaylı

HALK EĞİTİMİ MERKEZLERİ ETKİNLİKLERİNİN YÖNETİMİ *

HALK EĞİTİMİ MERKEZLERİ ETKİNLİKLERİNİN YÖNETİMİ * HALK EĞİTİMİ MERKEZLERİ ETKİNLİKLERİNİN YÖNETİMİ * Doç. Dr. Meral TEKİN ** Son yıllarda halk eğitimi, toplumdaki öneminin giderek artmasına koşut olarak, önemli bir araştırma alanı olarak kabul görmeye

Detaylı

Doç. Dr. Mehmet Durdu KARSLI Sakarya Üniversitesi E itim fakültesi Doç. Dr. I k ifa ÜSTÜNER Akdeniz Üniversitesi E itim Fakültesi

Doç. Dr. Mehmet Durdu KARSLI Sakarya Üniversitesi E itim fakültesi Doç. Dr. I k ifa ÜSTÜNER Akdeniz Üniversitesi E itim Fakültesi ÜN VERS TEYE G R SINAV S STEM NDEK SON DE KL E L K N Ö RENC LER N ALGILARI Doç. Dr. Mehmet Durdu KARSLI Sakarya Üniversitesi E itim fakültesi Doç. Dr. I k ifa ÜSTÜNER Akdeniz Üniversitesi E itim Fakültesi

Detaylı

Üniversiteye Yeni Başlayan Öğrencilerin İnternete İlişkin Görüşleri (Akdeniz Üniversitesi Örneği)

Üniversiteye Yeni Başlayan Öğrencilerin İnternete İlişkin Görüşleri (Akdeniz Üniversitesi Örneği) 528 Üniversiteye Yeni Başlayan Öğrencilerin İnternete İlişkin Görüşleri (Akdeniz Üniversitesi Örneği) Turgut Fatih KASALAK, Akdeniz Üniversitesi Enformatik Bölümü, tfatih@akdeniz.edu.tr Evren SEZGİN, Akdeniz

Detaylı

KADININ STATÜSÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Tarımda Kadınların Finansmana Erişimi Esra ÇADIR

KADININ STATÜSÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Tarımda Kadınların Finansmana Erişimi Esra ÇADIR KADININ STATÜSÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Tarımda Kadınların Finansmana Erişimi Esra ÇADIR Sektörlere Göre Dağılım 60 %52 50 %39 %46 Tarım 40 Sanayi 30 % 14 %19 %21 İnşaat 20 %8 10 % 1 Hizmetler 0 KADIN ERKEK 2

Detaylı

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9 BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9 Attila Hancıoğlu ve İlknur Yüksel Alyanak Sağlık programlarının izlenmesi, değerlendirilmesi ve ileriye yönelik politikaların belirlenmesi açısından neonatal, post-neonatal

Detaylı

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç: Madde 1. (1) Bu yönergenin amacı, İstanbul Kemerburgaz Üniversitesinin önlisans, lisans ve lisansüstü

Detaylı

Sürdürülebilir sosyal güvenli in önündeki zorluklar

Sürdürülebilir sosyal güvenli in önündeki zorluklar Sürdürülebilir sosyal güvenli in önündeki zorluklar Konular Geçmi ten önemli trendler Esneklik ve esnek güvence Bireyselcilik ve azalan dayan ma Silikle en toplum 2 Toplumsal: Daha az evlilik Daha fazla

Detaylı

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK GİRİŞ Yaygın anksiyete bozukluğu ( YAB ) birçok konuyla, örneğin parasal, güvenlik, sağlık,

Detaylı

KARS ARDAHAN VE IĞDIR DA TOPLUMSAL CİNSİYET AYRIMCILIĞI VE SAĞLIK

KARS ARDAHAN VE IĞDIR DA TOPLUMSAL CİNSİYET AYRIMCILIĞI VE SAĞLIK KARS ARDAHAN VE IĞDIR DA TOPLUMSAL CİNSİYET AYRIMCILIĞI VE SAĞLIK ÖZET: Aysel GÜVEN * Fatma Yeşim ERDEN** Zarife Şişman KARAŞAH*** Cinsiyet ayrımı toplumların farklı yorumlara tabi tuttukları doğal bir

Detaylı

BÜRO YÖNETİMİ VE SEKRETERLİK ALANI HIZLI KLAVYE KULLANIMI (F KLAVYE) MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

BÜRO YÖNETİMİ VE SEKRETERLİK ALANI HIZLI KLAVYE KULLANIMI (F KLAVYE) MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü BÜRO YÖNETİMİ VE SEKRETERLİK ALANI HIZLI KLAVYE KULLANIMI (F KLAVYE) MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) 2009 ANKARA ÖN SÖZ Günümüzde

Detaylı

TESİSAT TEKNOLOJİSİ VE İKLİMLENDİRME ÇELİK BORU TESİSATÇISI MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

TESİSAT TEKNOLOJİSİ VE İKLİMLENDİRME ÇELİK BORU TESİSATÇISI MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü TESİSAT TEKNOLOJİSİ VE İKLİMLENDİRME ÇELİK BORU TESİSATÇISI MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) 2008 ANKARA ÖN SÖZ Günümüzde mesleklerin

Detaylı

EĞİTİM BİLİMİNE GİRİŞ 1. Ders- Eğitimin Temel Kavramları. Yrd. Doç. Dr. Melike YİĞİT KOYUNKAYA

EĞİTİM BİLİMİNE GİRİŞ 1. Ders- Eğitimin Temel Kavramları. Yrd. Doç. Dr. Melike YİĞİT KOYUNKAYA EĞİTİM BİLİMİNE GİRİŞ 1. Ders- Eğitimin Temel Kavramları Yrd. Doç. Dr. Melike YİĞİT KOYUNKAYA Dersin Amacı Bu dersin amacı, öğrencilerin; Öğretmenlik mesleği ile tanışmalarını, Öğretmenliğin özellikleri

Detaylı

ÇANKAYA BELEDİYE BAŞKANLIĞI SOSYAL YARDIM İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ KURULUŞ, GÖREV, YETKİ, SORUMLULUK ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA İLİŞKİN YÖNETMELİK

ÇANKAYA BELEDİYE BAŞKANLIĞI SOSYAL YARDIM İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ KURULUŞ, GÖREV, YETKİ, SORUMLULUK ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA İLİŞKİN YÖNETMELİK ÇANKAYA BELEDİYE BAŞKANLIĞI SOSYAL YARDIM İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ KURULUŞ, GÖREV, YETKİ, SORUMLULUK ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA İLİŞKİN YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler Amaç ve kapsam MADDE 1- (1) Bu yönetmeliğin

Detaylı

Otizm lilerin eğitim hakkı var mıdır? Nedir ve nasıl olmalıdır?

Otizm lilerin eğitim hakkı var mıdır? Nedir ve nasıl olmalıdır? Nisan, 01.04.2013 OTĠZM, EĞĠTĠM HAKKI VE UYGULAMALARI Nisan ayı otizm farkındalık ayı olarak belirlenmiştir. Gün, ay ve yıl olarak belli amaçlara hasredilen tema lar, toplumda dikkat çekmek, konunun önemini

Detaylı

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum. Gümrük Ve Ticaret Bakanı Sn. Nurettin CANİKLİ nin Kredi Kefalet Kooperatifleri Ortaklarının Borçlarının Yapılandırılması Basın Toplantısı 24 Eylül 2014 Saat:11.00 - ANKARA Kredi Kefalet Kooperatiflerinin

Detaylı

KARTAL İMAM HATİP ORTA OKULU OKUL KURALLARI GEÇ GELME, DEVAMSIZLIK

KARTAL İMAM HATİP ORTA OKULU OKUL KURALLARI GEÇ GELME, DEVAMSIZLIK KARTAL İMAM HATİP ORTA OKULU OKUL KURALLARI GEÇ GELME, DEVAMSIZLIK Öğrenci ilk derse 10 dk. dan geç girdiğinde yok yazılır. İlk derse girdiği halde diğer bir veya birden fazla derse girmediğinde bir gün

Detaylı

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ. ÇİFT ANADAL ve YANDAL PROGRAMI YÖNERGESİ

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ. ÇİFT ANADAL ve YANDAL PROGRAMI YÖNERGESİ İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ ÇİFT ANADAL ve YANDAL PROGRAMI YÖNERGESİ Amaç MADDE 1 - (1) Bu Yönergenin amacı, anadal lisans programlarını üstün başarıyla yürüten öğrencilerin, aynı zamanda ikinci

Detaylı

BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ ÜÇ BOYUTLU GRAFİK ANİMASYON (3DS MAX) MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ ÜÇ BOYUTLU GRAFİK ANİMASYON (3DS MAX) MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ ÜÇ BOYUTLU GRAFİK ANİMASYON (3DS MAX) MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) 2015 ANKARA ÖN SÖZ Günümüzde mesleklerin değişim

Detaylı

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ENGELLİLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİ (1) BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ENGELLİLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİ (1) BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ENGELLİLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİ (1) BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (Değişik:RG-14/2/2014-28913) (1) Bu Yönetmeliğin amacı; yükseköğrenim

Detaylı

Parti Program ve Tüzüklerin Feminist Perspektiften Değerlendirilmesi i

Parti Program ve Tüzüklerin Feminist Perspektiften Değerlendirilmesi i Parti Program ve Tüzüklerin Feminist Perspektiften Değerlendirilmesi i Parti içi disiplin mekanizması (cinsel taciz, aile içi şiddet vs. gibi durumlarda işletilen) AKP CHP MHP BBP HDP Parti içi disiplin

Detaylı

AİLELERİN YAŞADIKLARININ BETİMLENMESİ

AİLELERİN YAŞADIKLARININ BETİMLENMESİ 134 AİLELERİN YAŞADIKLARININ BETİMLENMESİ ÇİZELGE 122 Ailelerin Çocuğunuzda Bazı Sorunlar Olduğunu Nasıl Anladınız? a) Yürümede gecikme olduğunda 8 16 b) Görme bozukluğu fark edildiğinde 1 2 c) Hastanede

Detaylı

PATOLOJİ DERNEKLERİ FEDERASYONU ETİK YÖNERGE TASLAĞI. GEREKÇE: TTB UDEK kararı gereğince, Federasyon Yönetim

PATOLOJİ DERNEKLERİ FEDERASYONU ETİK YÖNERGE TASLAĞI. GEREKÇE: TTB UDEK kararı gereğince, Federasyon Yönetim PATOLOJİ DERNEKLERİ FEDERASYONU ETİK YÖNERGE TASLAĞI GEREKÇE: TTB UDEK kararı gereğince, Federasyon Yönetim Kurulunun önerileri doğrultusunda bu çalışma yapılmıştır. GENEL KONULAR: Madde 1.Tanım: 1.1.

Detaylı

YÖNETMELİK ANKARA ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİL EĞİTİM VE ÖĞRETİM YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

YÖNETMELİK ANKARA ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİL EĞİTİM VE ÖĞRETİM YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar 24 Mart 2016 PERŞEMBE Resmî Gazete Sayı : 29663 YÖNETMELİK ANKARA ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİL EĞİTİM VE ÖĞRETİM YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin

Detaylı

HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ İNTÖRN PROGRAMI UYGULAMA ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ İNTÖRN PROGRAMI UYGULAMA ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ İNTÖRN PROGRAMI UYGULAMA ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç Madde 1- Bu uygulama esaslarının amacı Şifa Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü

Detaylı

AMAÇ: Hastalarımızın ve hasta yakınlarının tedavi öncesi, tedavi sırasında ve tedavi sonrasında bilgilendirilmesini ve eğitilmesini sağlamak.

AMAÇ: Hastalarımızın ve hasta yakınlarının tedavi öncesi, tedavi sırasında ve tedavi sonrasında bilgilendirilmesini ve eğitilmesini sağlamak. AMAÇ: Hastalarımızın ve hasta yakınlarının tedavi öncesi, tedavi sırasında ve tedavi sonrasında bilgilendirilmesini ve eğitilmesini sağlamak. KAPSAM: Tüm ayaktan ve yatarak tedavi gören hasta ve hasta

Detaylı

İNGİLTERE DE ÜNİVERSİTE PLANLAMA VE BÜTÇELEME ÖRGÜTÜ

İNGİLTERE DE ÜNİVERSİTE PLANLAMA VE BÜTÇELEME ÖRGÜTÜ İNGİLTERE DE ÜNİVERSİTE PLANLAMA VE BÜTÇELEME ÖRGÜTÜ University Grants Committee (UGC) Çeviren : Doç. Dr. M. ÂDEM UGC, üniversitenin parasal gereksinmeleri konusunda Hükümete danışman olarak Temmuz 1919'da

Detaylı

ZAĞNOS VADİSİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ

ZAĞNOS VADİSİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ ADANA KENT SORUNLARI SEMPOZYUMU / 15 2008 BU BİR TMMOB YAYINIDIR TMMOB, bu makaledeki ifadelerden, fikirlerden, toplantıda çıkan sonuçlardan ve basım hatalarından sorumlu değildir. ZAĞNOS VADİSİ KENTSEL

Detaylı

Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri

Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri Prof.Dr. Cevat NAL Selçuk Üniversitesi Mühendislik-Mimarl k Fakültesi Dekan Y.Doç.Dr. Esra YEL Fakülte Akreditasyon Koordinatörü

Detaylı

ORTAOKULU YILILI SERVİSİ 2014-2015 EĞİTİM ÖĞRETİM PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK. t artma rir. şiddeti BANU ŞENER PHACI HACI ŞAKİR MELİHA NİLÜFER ÖZ

ORTAOKULU YILILI SERVİSİ 2014-2015 EĞİTİM ÖĞRETİM PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK. t artma rir. şiddeti BANU ŞENER PHACI HACI ŞAKİR MELİHA NİLÜFER ÖZ PHACI HACI ŞAKİR MELİHA NİLÜFER ÖZ ORTAOKULU PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK SERVİSİ 2014-2015 EĞİTİM ÖĞRETİM YILILI BANU ŞENER PSİKOLOJIK DANIŞMAN AİLE VE EVLİLİK DANIŞMAN PSİKODRAMA TERAPİSTİ İlkk şiddet

Detaylı

Güç Artık İnternette! Power is now on the Internet!

Güç Artık İnternette! Power is now on the Internet! ISSN 2148-7286 eissn 2149-1305 DOI 10.15805/addicta.2015.2.2.R036 Copyright 2015 Türkiye Yeşilay Cemiyeti addicta.com.tr Addicta: The Turkish Journal on Addictions Güz 2015 2(2) 149-153 Review Başvuru

Detaylı

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1 Sağlık Reformunun Sonuçları İtibariyle Değerlendirilmesi 26-03 - 2009 Tuncay TEKSÖZ Dr. Yalçın KAYA Kerem HELVACIOĞLU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Türkiye 2004 yılından itibaren sağlık

Detaylı

MÜDEK 01 Mayıs 2014-30 Eyl 2016

MÜDEK 01 Mayıs 2014-30 Eyl 2016 MÜDEK Marmara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü Lisans Eğitim Programı, 01 Mayıs 2014-30 Eylül 2016 tarihleri arası geçerli olmak üzere MÜDEK tarafından akredite edilmiştir.

Detaylı

GİYİM ÜRETİM TEKNOLOJİSİ ÇOCUK DIŞ GİYSİLERİ DİKİMİ (CEKET- MONT- MANTO) MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

GİYİM ÜRETİM TEKNOLOJİSİ ÇOCUK DIŞ GİYSİLERİ DİKİMİ (CEKET- MONT- MANTO) MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü GİYİM ÜRETİM TEKNOLOJİSİ ÇOCUK DIŞ GİYSİLERİ DİKİMİ (CEKET- MONT- MANTO) MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) 2008 ANKARA ÖN SÖZ Günümüzde

Detaylı

ÇOCUK GELİŞİMİ ÖĞRETMENİ

ÇOCUK GELİŞİMİ ÖĞRETMENİ TANIM Çalıştığı eğitim kurum ya da kuruluşunda öğrencilere ya da yetişkinlere çocuk eğitimi ile ilgili eğitim veren kişidir. A- GÖREVLER KULLANILAN ARAÇ, GEREÇ VE EKİPMAN Çocuk gelişimi ile ilgili hangi

Detaylı

DENETİMLİ SERBESTLİK SİSTEMİNDE MESLEK ELEMANLARININ EĞİTİM ve İYİLEŞTİRME SÜRECİNDE YAŞADIĞI SORUNLAR ve ÇÖZÜM YOLLARI

DENETİMLİ SERBESTLİK SİSTEMİNDE MESLEK ELEMANLARININ EĞİTİM ve İYİLEŞTİRME SÜRECİNDE YAŞADIĞI SORUNLAR ve ÇÖZÜM YOLLARI DENETİMLİ SERBESTLİK SİSTEMİNDE MESLEK ELEMANLARININ EĞİTİM ve İYİLEŞTİRME SÜRECİNDE YAŞADIĞI SORUNLAR ve ÇÖZÜM YOLLARI Emrullah YILDIZ 1 Mine TİRYAKİ 2 ÖZET Toplumsal bir sorun olarak algılanan suç için

Detaylı

Öğretmenlerin Hizmet İçi Eğitiminde Üniversitelerin Rolü

Öğretmenlerin Hizmet İçi Eğitiminde Üniversitelerin Rolü Öğretmenlerin Hizmet İçi Eğitiminde Üniversitelerin Rolü Cevat CELEP (*) Eğitim; bireyin davranışında kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değişme meydana' getirme sürecidir (1). Toplumsal

Detaylı

Geleceğin Dersliğini Tasarlamak

Geleceğin Dersliğini Tasarlamak Geleceğin Dersliğini Tasarlamak Mehmet MUHARREMOĞL Ulusal Koordinatör mmuharremoglu@meb.gov.tr Zehra SAYIN Teknik Koordinatör zehrasayin@meb.gov.tr Projenin yasal çerçevesi itec Projesi 7. ÇP Bilgi ve

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Duygusal ve Davranışsal Bozuklukların Tanımı 2

İÇİNDEKİLER. Duygusal ve Davranışsal Bozuklukların Tanımı 2 İÇİNDEKİLER Bölüm 1 Giriş 1 Duygusal ve Davranışsal Bozuklukların Tanımı 2 Normal Dışı Davramışları Belirlemede Öznellik 2 Gelişimsel Değişimlerin Bir Bireyin Davranışsal ve Duygusal Dengesi Üzerindeki

Detaylı

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ Savaş AYBERK, Bilge ALYÜZ*, Şenay ÇETİN Kocaeli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü, Kocaeli *İletişim kurulacak yazar bilge.alyuz@kou.edu.tr, Tel: 262

Detaylı

İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM

İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Genel Esaslar Amaç Madde 1- (1)Bu

Detaylı

SPOR KULÜBÜ HİZMET PROGRAMI

SPOR KULÜBÜ HİZMET PROGRAMI SPOR KULÜBÜ HİZMET PROGRAMI Sporculara Zihin antrenmanları, tüm çalışanlara ekip ruhu içerisinde sporcu motivasyonuna katkı sağlama, teknik ekibe psikolojik yönetim tarzları konusunda destek olamyı amaçlayan

Detaylı

ÇALIŞAN SAĞLIĞI BİRİMİ İŞLEYİŞİ Hastanesi

ÇALIŞAN SAĞLIĞI BİRİMİ İŞLEYİŞİ Hastanesi KİHG/İŞL-005 19.08.2009 07.08.2012 2 1/8 GÜNCELLEME BİLGİLERİ Güncelleme Tarihi Güncelleme No Açıklama 11.11.2009 1 Belge içeriğinde ve belge numarasında değişiklik yapılması 07.08.2012 2 Komite, başlık,

Detaylı

MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; Muş Alparslan Üniversitesi Uzaktan

Detaylı

Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 08 Ekim 2009 05:19 - Son Güncelleme Perşembe, 08 Ekim 2009 05:22

Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 08 Ekim 2009 05:19 - Son Güncelleme Perşembe, 08 Ekim 2009 05:22 Çocuğumun Sık Sık Başı Ağrıyor Ne Yapabilirim? Başağrısı toplumun büyük kesiminde görülebilen ve insanların büyük çoğunluğunun hayatlarının değişik dönemlerinde karşılaştığı ve çare aradığı bir problemdir.

Detaylı

T.C. DİYARBAKIR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ RODİ ÇOCUK VE GENÇLİK MERKEZİ HAKKINDA YÖNETMELİK. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar, Kuruluş

T.C. DİYARBAKIR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ RODİ ÇOCUK VE GENÇLİK MERKEZİ HAKKINDA YÖNETMELİK. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar, Kuruluş T.C. DİYARBAKIR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ RODİ ÇOCUK VE GENÇLİK MERKEZİ HAKKINDA YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar, Kuruluş Amaç MADDE 1-Bu Yönetmeliğin amacı, Diyarbakır Büyükşehir

Detaylı

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının bağlantıları kontrol edilir. Güz ve Bahar dönemindeki

Detaylı

ÇANKAYA BELEDİYESİ EVDE BAKIM HİZMETLERİ YÖNERGESİ

ÇANKAYA BELEDİYESİ EVDE BAKIM HİZMETLERİ YÖNERGESİ ÇANKAYA BELEDİYESİ EVDE BAKIM HİZMETLERİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve Kapsam MADDE 1 (1) Bu yönergenin amacı; Çankaya Belediye sınırları içinde yaşayan, yaş sınırı

Detaylı

YEDİNCİ KISIM Kurullar, Komisyonlar ve Ekipler

YEDİNCİ KISIM Kurullar, Komisyonlar ve Ekipler YEDİNCİ KISIM Kurullar, Komisyonlar ve Ekipler Kurul, komisyon ve ekiplerin oluşturulması MADDE 107- (1) Okullarda, eğitim, öğretim ve yönetim etkinliklerinin verimliliğinin sağlanması, okul ve çevre işbirliğinin

Detaylı

I. EIPA Lüksemburg ile İşbirliği Kapsamında 2010 Yılında Gerçekleştirilen Faaliyetler

I. EIPA Lüksemburg ile İşbirliği Kapsamında 2010 Yılında Gerçekleştirilen Faaliyetler I. EIPA Lüksemburg ile İşbirliği Kapsamında 2010 Yılında Gerçekleştirilen Faaliyetler 1. AB Hukuku ve Tercüman ve Çevirmenler için Metotlar Eğitimi (Ankara, 8-9 Haziran 2010) EIPA tarafından çeşitli kamu

Detaylı

a) Birim sorumluları: Merkez çalışmalarının programlanmasından ve uygulanmasından sorumlu öğretim elemanlarını,

a) Birim sorumluları: Merkez çalışmalarının programlanmasından ve uygulanmasından sorumlu öğretim elemanlarını, NİĞDE ÜNİVERSİTESİ TÜRKÇE ÖĞRETİMİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu yönetmeliğin amacı, Niğde Üniversitesine bağlı olarak kurulan

Detaylı

10. Performans yönetimi ve bütçeleme bağlantıları

10. Performans yönetimi ve bütçeleme bağlantıları 10. Performans yönetimi ve bütçeleme bağlantıları girdi süreç çıktı etki, sonuç Üretkenlik,verimlilik, etkinlik Kaynaklar Nihai Hedefler 4.10.2006 1 Yönetim anlaşması en azından aşağıdakileri içermelidir

Detaylı

FELSEFE GRUBU ÖĞRETMENİ

FELSEFE GRUBU ÖĞRETMENİ TANIM Çalıştığı eğitim kurumunda, öğrencilere, felsefe, psikoloji, sosyoloji ve mantık ile ilgili eğitim veren kişidir. A- GÖREVLER KULLANILAN ARAÇ, GEREÇ VE EKİPMAN Felsefe, psikoloji, sosyoloji ve mantık

Detaylı

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ UYGULAMALARI

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ UYGULAMALARI KAMUDA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ PANELİ İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ UYGULAMALARI Uzm. Yusuf DUMAN İSG Koordinatörü / İş Güvenliği Uzmanı Mayıs/2016 (1/55) 6331 SAYILI İSG KANUNU İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu

Detaylı

K z Ergenlerin Ergenlik Fizyolojisine liflkin Bilgi Düzeyleri (Manisa Örne i)

K z Ergenlerin Ergenlik Fizyolojisine liflkin Bilgi Düzeyleri (Manisa Örne i) K z Ergenlerin Ergenlik Fizyolojisine liflkin Bilgi Düzeyleri (Manisa Örne i) Öğr.Gör. Saliha ALTIPARMAK* Yrd. Doç. Dr. Gülten KARADENİZ* Betül ADIGÜZEL** Gülden ÖZATEŞ** Esra GÖK** Özet Araştırmanın amacı;

Detaylı

MUHASEBE GRUBU ÖĞRETMENİ

MUHASEBE GRUBU ÖĞRETMENİ TANIM Çalıştığı eğitim kurum ya da kuruluşunda; öğrencilere ya da yetişkinlere, muhasebe ile ilgili eğitim veren kişidir. A- GÖREVLER KULLANILAN ARAÇ, GEREÇ VE EKİPMAN Muhasebe ile ilgili hangi bilgi,

Detaylı

ADANA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJELERİ

ADANA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJELERİ ADANA KENT SORUNLARI SEMPOZYUMU / 16 2008 BU BİR TMMOB YAYINIDIR TMMOB, bu makaledeki ifadelerden, fikirlerden, toplantıda çıkan sonuçlardan ve basım hatalarından sorumlu değildir. ADANA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ

Detaylı

T.C. GÖLBAġI KAYMAKAMLIĞI MELEK ĠPEK ĠLKOKULU/ORTAOKULU ĠNCEK TEK ĠLKOKULU/ORTAOKULU CAN DOSTLAR

T.C. GÖLBAġI KAYMAKAMLIĞI MELEK ĠPEK ĠLKOKULU/ORTAOKULU ĠNCEK TEK ĠLKOKULU/ORTAOKULU CAN DOSTLAR T.C. GÖLBAġI KAYMAKAMLIĞI MELEK ĠPEK ĠLKOKULU/ORTAOKULU ĠNCEK TEK ĠLKOKULU/ORTAOKULU CAN DOSTLAR ġubat 2016-HAZĠRAN 2016 PROJENİN ADI: PROJENİN SÜRESİ: ġubat 2016-Haziran 2016 PROJE KOORDİNATÖRÜ KURUM:

Detaylı

İŞ VE MESLEK DANIŞMANLIĞI DENEME SINAVI

İŞ VE MESLEK DANIŞMANLIĞI DENEME SINAVI İŞ VE MESLEK DANIŞMANLIĞI DENEME SINAVI A2 BÖLÜMÜ SORULARI Teorik Soru Sayısı: 30 İstenilen Başarı Oranı : % 70 ( 21 Soru ) 1 KONULAR İşe Alım Süreci İşyeri Ziyaretleri Personel İhtiyaç Analizi Meslek

Detaylı

Sınıfta Disiplini Sağlamada Sınıf ve Branş Öğretmenlerinin Karşılaştırılması. Yazar Ayşegül TÖK. Giriş:

Sınıfta Disiplini Sağlamada Sınıf ve Branş Öğretmenlerinin Karşılaştırılması. Yazar Ayşegül TÖK. Giriş: Giriş: Sınıf disiplinini sağlamada sınıf ve branş öğretmenleri arasındaki farklılıkları ölçmek amacıyla anket uygulamalı bir çalışma hazırlandı. Çalışmanın amacına uygun bir anket hazırlanarak bu anketi;

Detaylı

Dünya Çavdar ve Yulaf Pazarı

Dünya Çavdar ve Yulaf Pazarı Dünya Çavdar ve Yulaf Pazarı Dünyada çavdar ve yulafın üretimi, buğday, pirinç, mısır ve arpa gibi diğer tahıl ürünlerine kıyasla son derece sınırlıdır. Yılda ortalama 14-15 milyon ton dolayında olan dünya

Detaylı

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır. SAYI: 2013/03 KONU: ADİ ORTAKLIK, İŞ ORTAKLIĞI, KONSORSİYUM ANKARA,01.02.2013 SİRKÜLER Gelişen ve büyüyen ekonomilerde şirketler arasındaki ilişkiler de çok boyutlu hale gelmektedir. Bir işin yapılması

Detaylı

REFORM EYLEM GRUBU BİRİNCİ TOPLANTISI BASIN BİLDİRİSİ ANKARA, 8 KASIM 2014

REFORM EYLEM GRUBU BİRİNCİ TOPLANTISI BASIN BİLDİRİSİ ANKARA, 8 KASIM 2014 REFORM EYLEM GRUBU BİRİNCİ TOPLANTISI BASIN BİLDİRİSİ ANKARA, 8 KASIM 2014 Reform Eylem Grubu nun (REG) ilk toplantısı, Adalet Bakanı Sayın Bekir Bozdağ, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Sayın Volkan

Detaylı

ALMANYA DA 2011 OCAK AYI İTİBARİYLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GELİŞMELER. 1. İstihdam Piyasası

ALMANYA DA 2011 OCAK AYI İTİBARİYLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GELİŞMELER. 1. İstihdam Piyasası ALMANYA DA 2011 OCAK AYI İTİBARİYLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GELİŞMELER 1. İstihdam Piyasası Federal İstatistik Dairesi nin verilerine göre, Almanya da toplam çalışanların

Detaylı

YÖNETMELİK. a) Çocuk: Daha erken yaşta ergin olsa bile 18 yaşını doldurmamış kişiyi,

YÖNETMELİK. a) Çocuk: Daha erken yaşta ergin olsa bile 18 yaşını doldurmamış kişiyi, 27 Mart 2012 SALI Resmî Gazete Sayı : 28246 Bingöl Üniversitesinden: YÖNETMELİK BİNGÖL ÜNİVERSİTESİ ÇOCUK ARAŞTIRMA VE REHBERLİK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak

Detaylı

AİLE DİNİ REHBERLİK BÜROSU

AİLE DİNİ REHBERLİK BÜROSU DİN HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TİREBOLU MÜFTÜLÜĞÜ AİLE VE DİNİ REHBERLİK BÜROSU MUTLULUĞUNUZA REHBERLİK EDER Yüce Allah ın aileye bahşettiği sevgi ve rahmetin çeşitli unsurlarla beslenmesi gerekir. Bunların

Detaylı

Yolsuzlukla Mücadele Politikası

Yolsuzlukla Mücadele Politikası Yolsuzlukla İçindekiler Amaç 1 1. Kapsam 2 2. Tanımlar 3 3. Görev ve Sorumluluklar 4 3.1. Yönetim Kurulu 4 3.2. Kurumsal Yönetim Komitesi 4 3.3. Çalışanlar 5 3.4. Uygulamaların İzlenmesi ve Politika ile

Detaylı

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ PEDAGOJİK FORMASYON EĞİTİMİ YÖNERGESİ (24.12.2015 tarih ve 458 sayı ve 14 Numaralı Üniversite Senato Kararı)

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ PEDAGOJİK FORMASYON EĞİTİMİ YÖNERGESİ (24.12.2015 tarih ve 458 sayı ve 14 Numaralı Üniversite Senato Kararı) SAKARYA ÜNİVERSİTESİ PEDAGOJİK FORMASYON EĞİTİMİ YÖNERGESİ (24.12.2015 tarih ve 458 sayı ve 14 Numaralı Üniversite Senato Kararı) BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1) Bu Yönerge,

Detaylı

İlkadım Birey Tanıma Envanteri

İlkadım Birey Tanıma Envanteri İlkadım Birey Tanıma Envanteri İLKADIM Birey Tanıma Envanteri; Birey tanıma teknikleri kapsamında hazırlanmıştır. İlkokul 3. ve 4. sınıf ve Ortaokul 5.6.7.8.sınıf, ile Lise Haz.9.10.11. ve 12.sınıf aralığındaki

Detaylı

KAVRAMLAR. Büyüme ve Gelişme. Büyüme. Büyüme ile Gelişme birbirlerinden farklı kavramlardır.

KAVRAMLAR. Büyüme ve Gelişme. Büyüme. Büyüme ile Gelişme birbirlerinden farklı kavramlardır. KAVRAMLAR Büyüme ve Gelişme Büyüme ile Gelişme birbirlerinden farklı kavramlardır. Büyüme Büyüme, bedende gerçekleşen ve boy uzamasında olduğu gibi sayısal (nicel) değişikliklerle ifade edilebilecek yapısal

Detaylı

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Öğretmeni

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Öğretmeni İL/ İLÇE OKUL ADI ADRES : KAYSERİ/YEŞİLHİSAR : YEŞİLHİSAR ANADOLU TEKNİK LİSESİ VE MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİM MERKEZİ : YAVUZ SELİM MAH. ADANA CADDESİ İLETİŞİM KURULACAK KİŞİLER Müdür Yardımcısı Ekip Lideri

Detaylı

Firmadaki Mevcut Öğrenme Faaliyetleri 2.2. Aşama

Firmadaki Mevcut Öğrenme Faaliyetleri 2.2. Aşama DE/11/LLP-LDV/TOI 147 420 Firmadaki Mevcut Öğrenme Faaliyetleri 2.2. Aşama 1. Adınız: 2. İşletmenin Adı: 3. Tarih: Evet Hayır Bilmiyorum 1. Mevcut işinizde mesleki eğitim fırsatlarına erişebiliyor musunuz?

Detaylı

YURTDIŞI VATANDAŞLAR DANIŞMA KURULUNUN ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

YURTDIŞI VATANDAŞLAR DANIŞMA KURULUNUN ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK 24 Aralık 2010 CUMA Resmî Gazete Sayı : 27795 YÖNETMELİK Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığından: YURTDIŞI VATANDAŞLAR DANIŞMA KURULUNUN ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK BİRİNCİ

Detaylı

İçindekiler. 5 BİRİNCİ KISIM Araştırmanın Kavram sal ve Metodolojik Çerçevesi. 13 Çocuğun İyi Olma Hali

İçindekiler. 5 BİRİNCİ KISIM Araştırmanın Kavram sal ve Metodolojik Çerçevesi. 13 Çocuğun İyi Olma Hali İçindekiler x Önsöz ı Giriş 5 BİRİNCİ KISIM Araştırmanın Kavram sal ve Metodolojik Çerçevesi 7 BİR İN C İ B Ö L Ü M Araştırmanın Kavramsal Çerçevesi 7 Çocukluğa Dair Kavramsal Çerçeve ıo Çocukların Mekânsallığı

Detaylı

1.3. NİTEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ... 2 1.1. GİRİŞ... 2 1.2. NİTEL ARAŞTIRMALARDA GEÇERLİK VE GÜVENİRLİK SORUNLARI... 2

1.3. NİTEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ... 2 1.1. GİRİŞ... 2 1.2. NİTEL ARAŞTIRMALARDA GEÇERLİK VE GÜVENİRLİK SORUNLARI... 2 İÇİNDEKİLER 1. NİTEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ... 2 1.1. GİRİŞ... 2 1.2. NİTEL ARAŞTIRMALARDA GEÇERLİK VE GÜVENİRLİK SORUNLARI... 2 1.3. NİTEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ... 2 1.3.1. ÖRNEK OLAY (DURUM ÇALIŞMASI) YÖNTEMİ...

Detaylı

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI 23-26 MAYIS 2013 - İZMİR Grup Adı : Özel Hukuk 1. Grup Konu : İş ve sosyal güvenlik davaları Grup Başkanı : Mehmet YILDIZ (Yargıtay Tetkik

Detaylı

SERMAYE ġġrketlerġnde KAR DAĞITIMI VE ÖNEMĠ

SERMAYE ġġrketlerġnde KAR DAĞITIMI VE ÖNEMĠ SERMAYE ġġrketlerġnde KAR DAĞITIMI VE ÖNEMĠ Belirli amaçları gerçekleştirmek üzere gerçek veya tüzel kişiler tarafından kurulan ve belirlenen hedefe ulaşmak için, ortak ya da yöneticilerin dikkat ve özen

Detaylı

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü 07.03.2012 06:18

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü 07.03.2012 06:18 http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2012/03/201203... 1 of 5 6 Mart 2012 SALI Resmî Gazete Sayı : 28225 Atatürk Üniversitesinden: YÖNETMELİK ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ ASTROFİZİK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

Detaylı

İş Sağlığı İş Sağlığı nedir? Çağdaş İş Sağlığı anlayışı nedir?

İş Sağlığı İş Sağlığı nedir?    Çağdaş İş Sağlığı anlayışı nedir? İş Sağlığı İş sağlığı denilince, üretimi ve işyerini içine alan bir kavram düşünülmelidir. İşyerinde sağlıklı bir çalışma ortamı yoksa işçilerin sağlığından söz edilemez. İş Sağlığı nedir? Bütün çalışanların

Detaylı

Danışma Kurulu Tüzüğü

Danışma Kurulu Tüzüğü Uygulamalı Bilimler Yüksek Okulu Otel Yöneticiliği Bölümü Danışma Kurulu Tüzüğü MADDE I Bölüm 1.1. GİRİŞ 1.1.1. AD Danışma Kurulu nun adı, Özyeğin Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Yüksek Okulu ve Otel

Detaylı

DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, 2012. Hazırlayanlar. Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi

DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, 2012. Hazırlayanlar. Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, 2012 Hazırlayanlar Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi Laura D. Tyson, Kaliforniya Berkeley Üniversitesi Saadia Zahidi, Dünya Ekonomik Forumu Raporun

Detaylı

Reel Sektörün Cari İşlemler. Ekonomistler Platformu Ekonominin Nabzı Araştırmaları Şubat 2012

Reel Sektörün Cari İşlemler. Ekonomistler Platformu Ekonominin Nabzı Araştırmaları Şubat 2012 Reel Sektörün Cari İşlemler Açığı na Bakışı Araştırması Ekonomistler Platformu Ekonominin Nabzı Araştırmaları Şubat 2012 Giriş Ekonomistler Platformu tarafından Aksoy Pazar ve Kamuoyu Araştırma Şirketi

Detaylı