II.BĠTKĠSEL YAĞ TEKNOLOJĠSĠ. 2.1.GiriĢ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "II.BĠTKĠSEL YAĞ TEKNOLOJĠSĠ. 2.1.GiriĢ"

Transkript

1 II.BĠTKĠSEL YAĞ TEKNOLOJĠSĠ 2.1.GiriĢ Bitkisel yağ teknolojisine baģlamadan önce, sizlere okulda okuduklarınızı unutmanız gerektiğini söylemeliyim. Çünkü önceden öğrendiklerinizin tümü yanlıģ ve gereksiz bilgilerdir. Yağcılık, yağ fabrikasında öğrenilir. Kısacası, bunca yıl boģuna okudunuz!!! ĠĢte, fabrikada iģe baģladığınız ilk gün size hemen bunlar söylenecektir. Çünkü, iģ yapacağınız kiģiler size karģı üstünlüklerini ancak sizin cahilliğiniz ölçüsünde koruyabilirler. Elbette, okulda her Ģey en ince noktasına dek anlatılmaz. Sonuçta, üniversite bir meslek lisesi değildir. Burada önemli olan, okulda anlatılanların ki belli bir bilimsel temele sahiptir, iģletmeye uygulanmasıdır. Bunu baģardığınız ölçüde baģarılı bir mühendis olursunuz. BaĢaramazsanız yıl hesabıyla deneyim kazanmıģ ama hiçbir eğitimi olmayan kiģilerden hiçbir farkınız kalmaz. Bir iģi öğrenmenin en iyi yolu, bizzat çalıģmaktır. Burada anlatılacak olanlar, yapacağınız çalıģmada, size anlatılmayacağını umduğum bilgilerdir. Gerçekte, daha iyi yetiģmenin asıl temelini, iģyeri kurulurken orada bulunmak oluģturur. Çünkü her Ģeyi en ince ayrıntısına kadar görebilirsiniz. Ama burada, kurulmuģ bir fabrikayı inceleyeceğiz. Çünkü yeni yağ fabrikalarının kurulması günümüzde çok sık rastlanan bir olay değildir. Üstelik sizlerin tam bu aģamada orada bulunmanız olasılığı da fazla olmayacaktır. Üzerinde çalıģacağımız fabrika çiğit iģlemekte, boģ zamanlarında ise diğer yağlı tohumlara geçmektedir. Ana ilkeler tüm yağlı tohumlar için aynı olduğundan ve çiğit iģlenmesi en zor tohumlardan birini oluģturduğundan ötürü, bu sistemi öğrendiğinizde, diğer yağlı tohumlarla karģılaģtığınızda acemilik çekmezsiniz. Yeni iģe baģladığınız bir fabrikada önceleri herkesin size son derece nazik davrandığını ve yardımcı olmaya çalıģtığını göreceksiniz. Eğer çalıģtığınız yer özel sektörde ise, asla bu davranıģlara güvenmeyin. Çok dikkatli olun. Size öğreneceğiniz ilk iģletme terimini ben söyleyeyim. "APTALA YATMAK". Bu terim, bildiğiniz Ģeyleri söylememek, söylenenleri geç anlamak, anlamamıģ görünmek gibi davranıģları içerir. Öyküyü bilirsiniz, Hasrettin hoca bindiği dalı kesince yere düģmüģ ve öldüm diye boylu boyunca uzanmıģ. Köylüler de onu almıģlar mezarlığa götürmüģler, çırçıplak soyup mezara yatırmıģlar. Aradan bir süre geçince hoca dıģarda sesler duymuģ, yattığı yerden kalkmıģ. Meğer o sırada fincancı katırları geçiyormuģ, mezardan çıplak bir adamın fırladığını görünce, katırlar ürkmüģ, tüm fincanlar kırılmıģ. Kervan sahipleri de hocayı bir güzel pataklamıģlar. Kan revan içinde köyüne dönen hocayı görünce köylüler çevresini sarmıģ ve sormuģlar. "Hoca, öteki dünyada ne var, ne yok? Hoca yanıtlamıģ, "Fincancı katırlarını ürkütmezsen bir Ģey yok". Bir fabrikada çevrenizin pek çok fincancı katırıyla çevrili olduğunu sakın unutmayın. Yetenekleriniz ne kadar güçlü olursa, o kadar çok kiģiyi ürkütürsünüz. Size son bir öğüt daha. Kimsenin aldığı ücreti merak etmeyin. Sizden daha düģük pozisyondaki birinin, daha yüksek ücret aldığını öğrenebilir ve rahatsız olabilirsiniz. Tersine, kimseye aldığınız ücreti söylemeyin, gereksiz kıskançlıklar yaratabilirsiniz. 2.2.Fabrika Depolar Ana Depo ÇalıĢacağınız iģletmede her Ģeyin belli bir mantık dizisi izlediği hemen görebilirsiniz. Önce, satın alınan hammaddenin depolanması gerekecektir. Demek ki bir depo oluģturacağız. Eğer çiğit karton kutularda satılsaydı, depolamada hiçbir sorun çıkmazdı. Ama kamyonlarla dökme olarak gelecektir. Çiğit alımı, Ekimġubat aylarında tamamlanır. Dolayısıyla bir yıllık çalıģma için gerekli hammaddenin en azından %30'u depolanacaktır. Çiğit depolanması söz konusu olduğunda iki tür yapı akla gelir. Birincisi, klasik dört duvar ve bir tavan. Ġkincisi Muscogee-house. Bu ikinci terim, bizim ustalara çok yabancı geldiğinden kısaca Çelik-silo diye adlandırılmıģtır. Çelik silo, bu kitabın sonunda detaylı olarak anlatılacaktır. Ön bilgi olarak Amerika'nın California bölgesinde çok yaygın olduğunu, ülkemizde ise birkaç kuruluģta kötü Ģekilde uygulandığını söyleyebiliriz. Çiğit depolamada temel sorun, liflerin birbirine tutunması, hava geçirmez bir yığın oluģması ve bunun sonucu olarak da anaerob bozunmanın çok hızlı geliģmesidir ki nem burada temel etmenlerden bir tanesidir. Bozunmanın önüne geçebilmek için, çiğitin havalandırılması gerekmektedir. ĠĢte tüm yükleme, boģaltma ve havalandırma iģlemlerine yetecek bir depo sizin önünüzde durmaktadır. Gelen kamyonların hızla boģaltılması, çiğitin depoya aktarılması ve yığın oluģturulması sorununde temel çözüm, helezon taģıyıcılarla elevatörler kullanmaktır Döküm yerine yaklaģan kamyonlar burada iģçiler tarafından büyük bir hızla boģaltılırlar. Çukura dökülen çiğit, helezonlarla elevatöre aktarılır, buradan deponun tavanına çıkarılır ve yine helezonlarla tavan boyunca hareketlendirilir. Helezon kovanındaki kapaklar açılarak deponun istenilen noktasına yığma sağlanır. ĠĢletmeye besleme yapılacağında da ayrı bir gurup helezon devreye girer ve çiğit yediriciye gönderilir.

2 Depolanan çiğit zamanla ısınacaktır. Isı, varsa elektronik duyargalarla, yoksa yığının içine termometre sokularak ölçülür ve kritik sıcaklık olan 40 +C aģıldığında, bu kez tabandaki helezon kullanılarak, yığın alınır, yeniden tavana çıkarılıp, baģka bir yere aktarılır. Bu iģlem, çiğitin soğumasını sağlar. Görüldüğü gibi, çiğit depolama sanıldığı kadar basit bir olay değildir. Hemen her gün sıcaklık ölçümleri, aktarmalar, yeni yığınlar hazırlama gibi iģlemler gerekir. Bu arada, unutmadan belirteyim, depodaki çiğit hareketlerinin tüm helezonlar tarafından sağlanamaz, zaman zaman yükleyiciler (Loader) de kullanılır. ġekil.3.çiğit deposu (Çelik Silo) Depolama konusu, ilerde çok daha detaylı iģlenecektir. Bu nedenle bir sonraki adıma geçebiliriz. Son olarak önemli bir noktayı belirtelim. Ġyi bir mühendis olmak istiyorsak, elevatör, konveyör, helezon gibi taģıyıcıların teorilerini bilmemiz gerekmektedir Büyük Yedirici ĠĢletmelerde, tüm hammadde depodan doğrudan iģletmeye gitmez. Hammadde üzerinde hazırlık yapabileceğimiz, iģletmeyi belli bir süre kesintisiz çalıģtırabileceğimiz ikinci bir depoya gerek vardır ki buna genelde yedirici ya da daha doğrusu büyük yedirici adı verilir. Büyük yediricinin büyüklüğü iģletmelere göre değiģir. Kimisi bir günlük hammadde stoklar, kimisi bir haftalık. Ortasından doğrudan iģletmeye ulaģan helezonlar geçer. Helezon çevresine yığılan çiğit, yükleyiciler ve iģçiler tarafından helezonun içersine aktarılır. Yağ fabrikalarında taģıyıcı olarak helezonlar çok ġekil.4.ġģletme Besleme Hattı kullanılır. Yapımı basittir, fazla bakım istemez ama çiğiti bir miktar tahrip eder. Göreceksiniz, helezon kanatları zamanla jilet gibi keskinleģir. Helezon üzerine düģmek, hızla ayak, kol vb uzantılarımızın düzlenmesi anlamına gelir. Kesilen kol veya ayak daima sahibine aittir, baģkası kullanamaz. Helezonlar, adam sığacak kadar büyük olmadıklarından komple insan doğramaya elveriģli değillerdir. Ama deneyenler de çıkmıģtır ĠġLETME Ön Eleme Bildiğiniz gibi, çiğit, pamuk bitkisinin çırçırlanmasıyla elde edilir. Bu nedenle mantıklı düģünüldüğünde içersinde yabancı maddenin bulunmaması gerekir. Oysa gerçek hiç de öyle değildir. Tarımsal hammadde söz konusu olduğunda, yabancı madde, ülkemizde bir çeģit KDV gibi davranır. Herkes, satın aldığı yabancı maddeyi bir sonraki aģamaya devreder. Son satın alan da götürür çöpe atar veya yakar. Bu nedenle, yediriciden gelen çiğitin kaba yabancı maddeleri ön eleme ile uzaklaģtırılır. Kaba yabancı madde terimi içersine, büyük dallar, kütlü pamuk parçaları, tuğlalar,

3 çimento torbaları gibi malzemeler girer. Yabancı maddesine bakarak, çiğit getiren kamyonun daha önce ne taģıdığını kolaylıkla bulabilirsiniz. Yağ sektöründe ön eleme tartıģmalı bir konudur. Bazı mühendisler buna gerek olmadığı, iģletmedeki elemelerin (daha sonra anlatılacak) yeterli olduğunu savunurlar. Aynı Ģekilde, yurt dıģında ziyaret edeceğiniz yağ fabrikalarında da ön eleme hiç görülmez. Bu bölüm tamamen Türk keģfidir ve dünyaya da tarafımızdan tanıtılmıģtır. Ön elemeye gerek olmadığını savunan mühendisler de zaten yurt dıģında eğitim görmüģlerdir. AĢağıdaki Ģekilde de görüldüğü gibi, ön eleme, yaklaģık 10 açıyla yerleģtirilmiģ, eğik bir silindir Ģeklindedir. Elek delikleri oldukça büyük tutulmuģtur ve çekirdek buradan kolayca aģağıya geçebilir. Büyük parçalar ise, eleğin ağzından yere dökülür. Eleğin altında toplanan çekirdek ise buradan helezonlara aktarılır ve yediriciye gönderilir ġekil.5.ön Eleme Eleği Elenen çiğit, iģletmenin kapasitesine göre besleme yapan yediriciye gelir. ĠĢte, kitaplarda okuduğunuz yedirici burasıdır. ġekilde görüldüğü gibi, diklemesine yerleģtirilmiģ bir depodan ibarettir. Alt taraftaki silindir, sabit miktarda çiğit geçmesini sağlar Helezon Yedirici haznesi Sabit besleme silindiri Elekler. Ana helezon ġekil.6.sabit Besleme Silosu Her ne kadar, ön elemeden geçmiģ olsa bile, çiğitte önemli ölçüde yabancı madde vardır. Bunlar, sarsıntılı eleklerden geçirilerek, ortamdan uzaklaģtırılırlar. Yabancı madde olarak, yapraklar ve deģe pamukları önemli yer tutar.

4 ġekil.7.elek Elemeyi öğrenmek için, evlerde kullandığımız eleklerden üç tanesi alın. Sonra uygun bir madde örneğin kum eleyin. Normal olarak ince taneler eleğin altına geçecek, iri taneler üstte kalacaktır. Eğer eleği dikkatlice, 1-2 derecelik açıyla tutup elemeyi sürdürürseniz ilginç bir olaya tanık olursunuz. Ġri taneler ters tarafa doğru hareketlenir ve yokuģ tırmanmaya baģlar. ĠĢte yağ fabrikalarındaki eleklerde bu olay son derece net görülür ve elemenin temelini oluģturur. Elek delikleri büyükten küçüğe doğru gitmektedir. Eleğin ileri geri hareketiyle, çiğit aģağıya geçerken, iri yabancı maddeler geriye hareket eder ve eleğin kenarından aģağıya düģer. Öte yandan, çiğitin içinde bol miktarda toz bulunur. Tozlar ise çiğit eleğin ön tarafından aģağıya düģerken hava emiģiyle karģılaģtırılarak temizlenir. Doğal olarak hava emiģi öyle bir ayarlanır ki, tozlar emilir çiğit emilmez. Tozla karıģık hava bir siklondan geçirilerek yavaģlatılır, tozlar siklon tabanından alınır ve atılır. Eleklerin en önemli özelliği, elek deliklerinin kısa sürede tıkanması ve iģ göremez hale gelmesidir. Tel bir fırça ile temizlenmeleri gerekir. ĠĢçiler çoğu zaman mühendislerden talimat almadan böyle bir Ģeye asla kalkıģmazlar. Özellikle yaprak parçaları linterde sorun yarattığından, elekleri çok sıkı denetlemeniz gerekir. Elekleri denetlemenin bir diğer önemli nedeni de ganimet paylaģımının adil yapılmasını sağlamaktır. Eleklerden gelecek en küçük tıkırtı fabrikada büyük heyecan yaratır. Çünkü sıçrayıp duran bir altın yüzük, kolye, gerdanlık, saat ya da çakmak sizi beklemektedir. Olaya hemen el koyup, ganimeti koruma altına almanız en büyük görevinizdir. Terör dönemlerinde ise aksine eleklerden uzak durulur. KurĢun, el bombası, tabanca gibi tehlikeli oyuncaklar sizi oldukça güç durumlara sokabilir. Elekler tehlikeli makinalar değildir. Sürekli ilerigeri hareket ettiklerinden, fazla yaklaģırsanız dehģetli bir yumruk yiyebilirsiniz. Onlarla asla boks maçına girmeyin. Kazanma Ģansınız hiç yoktur Çırçırlar. Gerek ön elemeden gerekse daha sonraki eleklerden bol miktarda kütlü pamuk elde edersiniz. Bunları yeniden çırçırlayıp, pamuk kazanmak oldukça karlı bir iģtir. Her ne kadar pamuklar kirli olsa da yine de patronunuza ekstra gelir sağlarlar. Çırçırlama basit bir iģlem olduğundan burada detaylandırılmayacaktır. Buradan elde edilen çiğit linterlere, pamuk ise önce depoya sonra balya-pres bölümüne gönderilir Linter Dairesi.

5 Linter, çiğitin üzerindeki kısa liflerin geneline verilen isimdir. Lif uzunluğuna göre A-B-C olarak sınıflandırılırlar, kendi içlerinde de A1-A2-A3 gibi guruplara ayrılırlar Linter makinası Linter makinası ana mantık olarak çok ince tıraģlama yapabilen bir çırçırdır. Üstten, yedirici adı verilen hazneye çiğit dolar ve çıkıģtaki ayar silindirinin dönme hareketiyle, sabit hızda testerelere verilir. Bir linter makinasında arasında testere bulunur. Ters yönlü dönüģ ile testere çiğit üzerindeki lifleri koparır ve hava emiģine verir. Çiğit arkadan gelen diğer tanelerin etkisi ile geriye dönemez, daima ileriye doğru hareket eder ve bu sırada testere bıçakları takılan lifleri koparırlar. Eğer çiğit testerelere çok yakın hareket ederse, liflerden baģka kabuklar da tıraģlanır. Bu olay linter kalitesini düģürür. Eğer testerelerden çok uzak geçerse bu kez de üzerinde pek çok lif kalır. Dolayısıyla linter ayarlama son derece kritik bir iģlemdir, kalite kontrol en çok burada denetimlerini sıklaģtırır. Tek bir makinada linter alımı neredeyse olanaksızdır. Ayarı gittikçe sıklaģan iki yada üç seri makine kullanılmalıdır. Ġlk seri makinalar ayarlar nispeten uzaktır ve uzun lifler alınır. Bunlara A1 linter adı verilir. A1 linter ilk kısım olduğundan, eleklerden geçen yabancı maddeler burada son derece etkili olurlar. Testerelerde parçalanır ve linterin içersine karıģırlar. Ġkinci kesim linterler bizim için daha önemlidir çünkü ticari değeri A1're göre fazladır. Tahmin edeceğiniz gibi bu kesime B1 adı verilir. B1 linter orta uzunlukta (2-4 mm) olup, miktar olarak da A1'den fazla elde edilir. Eğer çiğitin üzerinde hala lif varsa, ekonomik değer de taģıyorsa bir üçüncü kesim linter daha alınabilir ki buna da C1 kesim denir. Ama genelde uygulanan bir yöntem değildir. Testereleri geçen çiğit, iki ucunda kalan lifler dıģında linteri tamamen alınmıģ olarak aģağıya, helezonun içine düģer ve helezon onu kabuk ayırma bölümüne götürür. Testerelerin aldığı lifler ise, hava emiģiyle linter makinasından Şekil.8.Linter Makinası alınır. ĠĢte burada iki yol vardır. Alınan lifler, makinanın hemen arkasındaki makaralara sarılır ki buna Rollergin adı verilir, ya da hava kanallarıyla doğrudan balya prese gönderilir, buna da flugin denir. Bizim deneyimlerimize göre flugin, otomasyona daha yatkındır ve iģçiliği azaltmaktadır. Ayrıca tozların temizlenmesi de kolay olmaktadır. Buna karģın özellikle küçük iģletmeler için rollergin daha pratik bir uygulamadır Balya-Pres Elde edilen linterler, hava kanalları aracılığıyla balya prese gelir. Eğer linterde kirlenme çok fazlaysa, özel linter-temizleme makinalarından geçirilebilir. Benim yapmıģ olduğum çalıģmalar göstermiģtir ki, linter temizleme makinaları, yüzde oran olarak yabancı madde üzerinde önemli farklılıklar yaratamazlar. Ancak, linter kalitesi tıpkı pamukta olduğu gibi bir ekspertiz iģidir. Yani gözle ve elle kontrol edilir. Linter

6 temizleyicileri, göze görünen yabancı maddeleri aldıklarından ekspertizde daha iyi sonuç sağlarlar. Bu açıdan kullanılmaları yararlıdır. Bu makinalar dönen bir tambur içindeki kanatlı helezonlardan ibarettir. linter temizleme Tamburun giriģinden çıkıģına doğru hareketlenen lifler, kanatlar tarafından dağıtılır ve bu arada büyük yabancı maddeler dökülür. Elbette bu sırada bir miktar çok küçük linter lifleri de ortamdan alınmıģ olur ki, elekten geçebilen bu kısma Mod adı verilir, ayrıca değerlendirilir. Daha doğrusu değerlendirildiği sanılır, çünkü kimse mod almaz, en sonunda ya atarsınız ya da kazanda yakarsınız. Ġster temizlenmiģ, ister doğrudan gelmiģ olsun, tüm lifler balya pres makinalarında toplanırlar. Elbette A1-B1 birbirine karıģtırılmaz, ayrı ayrı balyalanırlar. Ancak B1 linter daha pahalı olduğundan birazcık A1 karıģması müģteriden baģka kimseyi üzmez. Şekil.9.Balya pres Bu makinalar Ģekilde de görüldüğü gibi son derece basit yapılardır. Bir tek çelik kuģak atılması sırasında dikkat etmek gerekir. Çelik kuģaklar 2 cm eninde metal Ģeritlerdir. En önemli özellikleri, hiç beklemediğiniz bir anda yerlerinden çıkıp, önüne gelini doğramalarıdır. Gerçi, Ģahsen Ģeritlerce doğranmıģ adam hiç görmedim ama büyüklerimiz böyle anlatırlar. El, ayak, parmak, kol ve bacaklardaki kesikler ise günlük iģlemlerden sayıldığından dikkate alınmaz. Balyalar kuģaklandıktan sonra, bir kaydırıcı kanal aracılığıyla depoya gönderilirler. Bence en çok dikkat edilmesi gereken nokta burasıdır. Balya deposunda dalgın dalgın sayım yaparken, aniden kapı açılır ve balya olanca hızıyla üzerinize doğru gelmeye baģlar. Yeterince hızlı değilseniz, kısa sürede inanılmaz ölçüde zayıfladığınızı, kağıt gibi olduğunuzu hissedersiniz ve ruhunuz alarm sesleri arasında yavaģ yavaģ göğe yükselir. ÇĠĞĠT GĠRĠġĠ Kabuk ayırma (Kırma) KIRMA TOPU Mesleğe baģlamadan önce, iģletmelerde en çok merak ettiği olay, ay çiçek tohumunun kabuğunun nasıl kırıldığı idi. Çok ay çiçek yiyenler bilir. Ayçiçeği iki diģinizin arasına çok iyi yerleģtirmelisiniz. Yoksa çekirdek ezilir ve kabuğu ayırmak mümkün olmaz. Çocukken çoğu kez bunu baģaramaz, çekirdeği kabuklarıyla yemek zorunda kalırdım. ÇARPMA DUVARI ġekil.10-a. Kabuk Ayırma

7 Gerçekte kabuk ayırma makinaları da bizim kullandığımız yöntemi kullanır. Çekirdeği iki diģli arasına sıkıģtırıp kırar. Ancak bu iģlemi öylesine büyük bir hızda yapar ki çekirdek ezilmiģ olsa bile, hız nedeniyle kabuk dağılır, badem ise daha yumuģak kaldığından direnç gösterir ve kendisini korur. Kabuk ayırma Çiğit kabuğunu ayırmada, herhangi bir farklılık yoktur. Tek olumsuz yön, liflerin bir çeģit yastık oluģturması nedeniyle, dağılmayı önlemeleridir. Dolayısıyla linterleme iyi değilse, kabuk ayırma da çok baģarılı olmayacaktır. Bunu önlemek için, bıçak ayarları değiģtirilir ve makinanın ayrıca bir kesme yeteneği kazanması sağlanır. Böylece parçalanan çiğit, daha sonra kabuğundan ayrılır. Kırılan kabuğun, bademden ayrılmasında iki ana iģlem uygulanır. Bunlar eleme ve hava emiģidir. Elekler, sarsıntılı yada döner tamburlu olabilir. Uygun büyüklükteki delik çapları, kırılmıģ bademleri aģağıya alırken, kabuklar yukarıda kalır. Burada, daha önce eleklerde yaptığımız deneyi aynen tekrarlayabiliriz. ġimdi, elinize kalbur alınız. Kalburun ne olduğunu bilmeyenler için, büyük delip çaplı elek olduğunu açıklayalım. Ġçine kabuk ve badem karıģımı koyup, yanlamasına çalkalamaya baģlayın. Bir süre sonra, eğimli tuttuğunuz kalburun aģağı tarafına bademler, yukarı tarafına kabuklar toplanır. Ayrım son derece nettir. Eğer, döner tamburlu elekler kullanılırsa, bunun adına ÇALKAR denir. Çalkarda ayrılan kabuk, bir hava emiģiyle yukarı doğru hareketlendirilir ve doğruca depoya gönderilir. Badem ise, iģlemleri tamamlanmak üzere yoluna devam eder. Kabuk ayırma ünitesindeki bir diğer ilginç olay, gerek daha sonraki presyon iģleminin sağlıklı olabilmesi ve gerekse elde edilecek küspedeki protein oranının ayarlanabilmesi açısından, ayrılan kabuğun bir kısmının yeniden bademe karıģtırılmasıdır. KarıĢtırma iģlemi, eleklerin ağzındaki hava emiģinin, bir kısım kabuğun alttaki bademin içine düģecek Ģekilde ayarlanmasıyla yapılır. Kabuk ayırma yada iģletmedeki adıyla KIRMA ünitesi makinaları, genelde kayıģ-kasnak sistemleriyle çalıģırlar. Kullanılan motorlar devirlidir. KayıĢkasnak sistemleri insanların ellerini kollarını yakalamayı çok severler. Motor ise size sarılmaya bayılır. Kendinizi motora kaptırırsanız, dakikada 1300 devir yaparsınız, öteki dünyada bile baģınız dönmeye devam eder Ezme (Valsleme, Peletleme) Kırma dairesinden çıkan, uygun oranda kabukla karıģtırılmıģ badem, içmal adını alarak Valslere gelirler. Ġçmal, preselere girmeden önce peletlenir. Peletleme, bir malzemeye belli bir Ģekil verme iģlemidir. Yağ sanayinde peletleme denildiğinde, içmalın olabilecek en geniģ yüzeye sahip oluncaya kadar ezilmesi anlaģılır. Burada olabilecek en geniģ yüzey terimine çok dikkat ediniz. Bu, fiziksel anlamda bir geniģleme değildir. Yani incecik bir yaprak elde edilmesi değil, kalınlığı mm olan peletler hedeflenmiģtir. Bunun nedeni, taģıma sırasında Ģeklin korunması, tozlanmanın önlenmesidir. Daha ince peletler kolaylıkla dağılmaktadır. Peki, neden içmal ezilir? Doğrudan preseye verilmesinde mahsur nedir? Bunu anlamak için aģağıdaki denemeyi yapın. Ġki tane patatesi soyun, bir tanesini ince ince doğrayın. Her ikisini ayrı ayrı kaynar suya atın, ince doğranan patatesin çok daha hızlı haģlandığını göreceksiniz. Çünkü, ince kesit, yüzeyi geniģletmekte, kaynar su ile olan temas artmakta ve ısı alıģveriģi hızlı olmaktadır. ĠĢte, içmalın peletlenmesindeki temel neden, yüzeyin geniģletilmesi ve daha sonraki ısıl iģlemlerde hız kazandırılmasıdır. Gerçekte, peletleme iģleminin önemi kelimelerle anlatılamaz. Yağın kalitesi üzerinde doğrudan etkilidir. Özellikle pamuk yağında daha sonra göreceğimiz renk sorunlarının hem kaynağı hem de çözümü peletlemede yatmaktadır. Konu ezme olunca, nasıl bir makina kullanılması gerektiği kendiliğinden ortaya çıkar. Çok eski tarihlerde ezme iģlemi için düz bir yüzeyde taģ silindirler kullanılırdı.

8 ġekil.11.vals Günümüzde ise üst üste yerleģtirilmiģ silindirlerden yararlanılmaktadır. Modern valslerde ise tek bir silindir vardır, ayarlanması, bakımı çok daha etkin ve kolaydır. Ama asıl değiģiklik, ezme iģleminin belli bir kalınlığa doğru yavaģ yavaģ yapılmasıdır ki bu durum homojenlik açısından daha verimlidir. Klasik üst üste yerleģtirilmiģ valslerde, içmal aniden ezilmektedir. Valslerden çıkan peletler, 2-3 cm²+ geniģliğinde 0,5-1.0 mm kalınlığında olurlar. Elbette bu değerler kuramsaldır. Çünkü uygulamada, vals topları büyük bir hızla aģınır. Ġlk günler harika sonuçlar alırken, birkaç ay sonra, Ģöyle böyle ezilmiģ içmal görmeye baģlarsınız. Ġleride daha detaylı tartıģacağımız gibi, yağ fabrikalarında temel kalite sorunlarından bir tanesi ve önemlisi, zaman ile kalite arasında ters iliģkinin bulunmasıdır. Vals toplarının zaman içinde aģınmasına karģı yapabileceğimiz fazla bir Ģey yoktur. Dolayısıyla topların yapımında kullanılan çeliğin tipi büyük önem taģımaktadır. Eğer doğru çelik kullanılmamıģsa, daha sonraki tedbirler doyurucu olmayacaktır. Ne yazık ki ülkemizde prese rejimleri konusu çok iyi anlaģılmadığından, valslere de gerekli önem verilmemektedir. Valsler tehlikeli makinalar değildir. Çünkü öylesine korkutucu gürültü çıkarırlar ki, yanına bile yanaģmazsınız. ÇalıĢırken toprağı titretirler ve arada bir çıkardıkları kayıģ Ģaklamalarıyla da en yiğit mühendisleri bile tedbir almaya zorlarlar. ġimdi burada duralım ve yaptıklarımızı bir inceleyelim. Ham maddeyi satın aldık, depoladık, temizledik, çiğitte linterini aldık, kabuğunu ayırdık, proteini ayarladık ve peletledik. Sizce bir Ģeyleri yanlıģ yapmadık mı? ġöyle düģünün, yediriciden iģletmeye hammadde sevk ediyoruz. Burada tek bir helezon vardır. Ve hain helezon hiç umulmadık bir anda arızalanıverir. Bu durumda iģletmeyi durdurup tamir yapmanız gerekir. ġunu kesinlikle unutmayın. Bir yağ fabrikası çalıģmaya baģladığı andan itibaren asla durmaz. Eğer durdurursuzsanız, patronunuz dön bakayım evladım arkanı der, dehģetli bir Ģut çeker, kendinizi sokağın ortasından ĢaĢkın ĢaĢkın bakarken bulursunuz. Yani, durmak felakettir. Peki arızalanan helezona nasıl bakım yapacağız? Burada iki seçeneğiniz vardır. Birincisi, arızalanan helezonu durdurup bakıma alırsınız ve bu arada iģçilerin eline birer kova verirsiniz, elden elde kovayla iģletmeye besleme yaparlar, sonra da bu iģten kan ter içinde kalan iģçileriniz de sizi o kovanın içine tıkıp preselere atarlar. Ġkincisi ise mantıklı yol, yani ara depo yapımıdır. Ara depo önce yediriciden hemen sonra yapılır. Kapasitesi en fazla yarım günlük çalıģmayı koruyacak kadar olmalıdır. Çünkü, bu tür kritik noktalardaki arazılar için mutlak yedek bulundurulur ve değiģtirme iģlemi en kötü koģullarda yarım günde tamamlanır. Elekler, linterler ve kırmalarda ara depo yapımına gerek yoktur. Çünkü burada birden fazla makina çalıģır. Elekler en azından 5 adettir, linterler adettir, kırmalar ise yine 5-7 adettir. Dolayısıyla, örneğin kırmalarda 6 makinanın aynı anda arıza yapıp iģletmeyi durdurma olasılığı neredeyse hiç yoktur ve ara depo düģünülmez. Valslerden sonra prese dairesi gelir. Burada da en azından 3-6 makina çalıģır ama öncesinde mutlak bir ara depo yapmalısınız. Çünkü preselerin devreye alınıp-çıkartılmaları, yoğun ısıl iģlemler ve elektrik motorlarının çok büyük olması nedeniyle, pahalıdır. Dolayısıyla, prese öncesi hazırlamalardaki olağan üstü arızalardan etkilenmemesini sağlamak zorundayız.

9 2.3.8.Prese dairesi Prese, yağ sanayinin tam kalbidir. Her ne kadar rafineciler yaptıkları yağın kalitesiyle öğünüp dursalar da, temelde kaliteli yağ, kaliteli presyon iģlemlerinden elde edilir. Ġlk bölümdeki yağ kimyasında da anlatıldığı gibi, ham yağ pek çok yabancı molekül içerir. Bunların oranları, rafinasyon da alınıp alınamayacakları gibi pek çok konu, presedeki rejimlerin bir sonucudur. Özellikle pamuk yağındaki renk sorunları tamamen buradan doğar. Ara depodan, prese yediricisine gelen içmal, ya yediriciden önce ya da sonra, pülverize su ile nemlendirilir. Bunun nedeni, içmalın piģirilmesidir. Yağ damlacıkları, hücre zarının içinde bulunduklarından, zarın patlatılması ancak piģirme yoluyla olabilir. Nemlendirmede çok küçük delikleri olan su boruları kullanılır. Buradan içmal üzerine fıģkıran su damlacıkları, helezonun da karıģtırmasıyla gerekli nemlenmeyi sağlar. Ġdeal nem oranı %13-15 arasındadır. Ancak uygulamada %9-12 arasında değiģmektedir. Bunun nedeni hammaddedeki nem oranının sabit olmamasıdır. Ayrıca, havadaki bağıl neme göre de nemlenme olayında oynamalar görülür. Bir diğer önemli neden de iģletmelerin nemlendirme için çok fazla gayret göstermemeleridir. Çünkü, düģük nem oranı iģletmeciye fazla bir sorun çıkarmaz. AĢırı nem ise, preselerdeki iģçileri çılgına çevirecek oyunlar oynar. Yeterli neme sahip içmal, preselerin üstünde yer alan tavalara gelir. Tavaların sayısı iki olaya bağlıdır. Birincisi tavanın büyüklüğüne, ikincisi, iģletmenin buhar gücüne. Uygulamada 4-7 arasında tava vardır. Üst tava, bir çeģit son nemlendiricidir. Burada ısı uygulanmaz. Daha sonraki tavalara ise ısı uygulanır ve içmalın nemi hızla %3-5 değerine düģürülür. ġekil.12.nemlendirme Hattı bağıl neme göre de nemlenme olayında oynamalar görülür. Bir diğer önemli neden de iģletmelerin nemlendirme için çok fazla gayret göstermemeleridir. Çünkü, düģük nem oranı iģletmeciye fazla bir sorun çıkarmaz. AĢırı nem ise, preselerdeki iģçileri çılgına çevirecek oyunlar oynar. Yeterli neme sahip içmal, preselerin üstünde yer alan tavalara gelir. Tavaların sayısı iki olaya bağlıdır. Birincisi tavanın büyüklüğüne, ikincisi, iģletmenin buhar gücüne. Uygulamada 4-7 arasında tava vardır. Üst tava, bir çeģit son nemlendiricidir. Burada ısı uygulanmaz. Daha sonraki tavalara ise ısı uygulanır ve içmalın nemi hızla %3-5 değerine düģürülür. Tavalar, aģağıdaki Ģekilde görüldüğü gibi ısı ceketli ve karıģtırıcılı makinalar dır. Çapı, presenin büyüklüğüne göre 1-2 m arasında değiģir. Uygulanan ısı, doğal olarak, üstten alta doğru artar ve önceden iç mala verilen nem uzaklaģtırılır. Bu, tam piģipme iģlemidir ve yağ fabrikalarının o tipik güzel kokusu buradan gelir. KurutulmuĢ içmal, ıslanmıģ çimen kokusunda olmalıdır. Kimi fabrikalar kuru fasulye gibi kokar, bunlarda nemlendirme iģlemi biraz düģük tutulmuģtur. Kimileri ise rezalet bir yanık yağ kokarlar ki bunlarda nemlendirme hiç yapılmamıģ veya etkili olmamıģtır. En alt tavadan alacağınız iç malı elinizde sıktığınızda kolaylıkla yağ çıktığını görmelisiniz. Öte yandan en alt tavadan bir avuç numune alıp,elinizde sıktığınızda avcunuzun feci Ģekilde yandığını da görürsünüz, çünkü sıcaklık üst tavada C iken, alt tavada 120 +C ye kadar yükselir. PiĢirmenin iyi olmamasının çok ciddi sonuçları vardır. Eğer, ısıtma yeterli değilse, içmal çok nemli kalır. Bu nem, yağa karıģır ve bildiğiniz gibi, su yağın en büyük düģmanıdır. Asidite birden artıģ gösterir. Bu ise rafine kaybı demektir. Daha kötüsü, hücre zarları yeterince patlatılmaz, küspe de yağ kayıpları baģlar. Üstelik bu yağ, daha sonraki ekstraksiyon iģleminde de alınamaz. Yine, küspede kalan su, ekstraksiyonda ciddi sorunlar çıkarır, özellikle miscella distilasyonunun verimi düģer. Tersine, ısıtma çok fazla veya baģlangıçtaki nemlendirme çok düģük ise, bu kez yağda aģırı ısınmada görülebilecek tüm kimyasal reaksiyonlar görülür. Çiğitte, gossipol serbest hale geçer, ay çiçekte, kabukta bulunan renk maddeleri de açığa çıkarlar. üstelik bir de karbonizasyon olayı yaģanır ki bu durum her türlü renk olayını resmen sabitler. Çıkan küspe kolaylıkla ufalanır,

10 ġekil.13.prese Tavaları palet görünümünü koruyamaz. Tozlanma, ekstraksiyonda sorun çıkarır. Yine tozlanma nedeniyle ham yağa mikroskobik küspe parçaları karıģır, filtreler tıkanır, tank altı çamuru sorunu ayyuka çıkar. AĢırı ısı yağ moleküllerinde parçalanmalara yol açacağından asidite artar. Çekirdeğin yapısında bulunan reçineler yüzeylere yapıģır ve burada sertleģerek her türlü ısı alıģveriģininin verimini düģürür. Kısacası, kötü prese rejimi, kötü prese verimidir ve buradan elde edilen küspe ile ham yağ daha sonraki aģamalarda sürekli sorun yaratır. Burada, hatırlayamadığım için anlatamadığım pek çok prese sorununun temelinde mutlak rejim kusuru vardır. örneğin tavalarda top oluģması bunlardan bir tanesidir. Diyelim ki gece vardiyasındasınız, saat gecenin ikisi. ĠĢçiler çay demlemiģ, rahat rahat içiyorsunuz. Preseler hafif bir uğultu ile çalıģıyor, görünüģte hiçbir sorun yok. Yabancı ses duyar gibi oldunuz. Tavalardan bir tıngırtı geliyor. Aklınıza ne gelir. Ya karıģtırıcı kolu kopmuģtur ya da dıģarıdan tavaya bir parça girmiģtir. Yerinizden fırlar, tavaya tırmanır, bu arada kafanızı sağa sola vurur, tavanın içine bakarsınız. O da ne? Tavanın içinde bir küspe topu, sürekli dönüp duruyor. ġaģkınlık içinde onu çıkarmaya çalıģırsınız, eliniz kolunuz yanar ama bizim topu dıģarı almak mümkün değil. Herif taģ gibi sertleģmiģ, küçücük tava kapağından sığmayacak kadar da büyümüģtür. Peki bu nesne nasıl çıkarılır? Koskoca preseyi durdurup, tavayı sökmeyi düģünüyorsanız, ertesi sabah iģletme müdüründen dehģetli bir zılgıt yemeyi göze almalısınız. Eğer, çalıģtığınız fabrikadaki ustalar deneyimli ise, iģiniz nispeten kolaydır. Onlar mutlaka daha önce böyle bir olayla karģılaģmıģlardır ve çıkarın Ģunu Ģuradan deyip, sonra ne yaptıklarına bakar, siz de öğrenirsiniz. Ama, tüm yağ fabrikalarında bir söz vardır. Bilgi hazinedir, satılmaz. Ustalara çıkarın komutunu verdiğinizde, saf saf yüzünüze bakıp; "Peki mühendis bey, nasıl çıkacak bu Ģey " diye size soracaklardır. Aslında gavur gibi bilmektedirler ama dedik ya bilgi satılmaz. Böyle bir olay benim baģıma geldi, ama çözüm zor olmadı çünkü usta beni çok severdi, bilgisini satmaktan çekinmedi, bir an için karıģtırıcıyı durdurdu, eline aldığı gelberi ile topu öyle bir çekti ki, top tuz buz oldu. ĠĢlem 30 saniye bile sürmedi. Oysa ben elime keskin bir bıçak alıp topu turp gibi doğramayı düģünmüģtüm. Tavalarda top oluģumunun nedenleri üzerinde tam bir anlaģma yoktur. Benim Ģahsi düģüncem, aģırı ısınma nedeniyle eriyen reçinelerin bir tutkal görevi görerek top oluģturduklarıdır. Prese rejiminin nem denetimine dayanması, özellikle gossipolün serbest yada bağlı olmasını sağlaması açısından önemlidir. Bildiğiniz gibi, kötü prese rejimlerinde, gossipol açığa çıkar ve üretilen ham pamuk yağ koyu renkli olur. Tersine, iyi bir rejim, gossipolün küspenin proteinine bağlanmasını sağlar, bu durumda gossipol renksizdir ve ham pamuk yağındaki renk sorunları büyük ölçüde hafifler. Elbette teorik yönden durum böyledir. Pratikte, çok iyi prese rejimleri dahi, gossipolün açığa çıkmasını engelleyemez. Çünkü, öncelikle içmal sanıldığı kadar homojen değildir. Tavanın içinde belli bir kalınlık vardır ve karıģtırma çok hızlı yapılamayacağı için, tava cidarına yakın tanecikler, uzak taneciklere göre daha hızlı ısınırlar. Tersine uzakta kalan taneler henüz ısınmamıģ olarak kalırlar. Dolayısıyla, teorik prese rejimine tam uyma söz konusu olamaz, ancak ona yaklaģılabilinir. Prese Ģefleri bilirler ki, ürettikleri ham yağ kadar küspe de bir değerdir. Onun da belli bir albenisi olmalıdır. Eğer gossipolün tümünü küspeye bağlayacak olursanız, küspenin rengi, sanki yanmıģ küspe gibi, koyu renkli olur. Çünkü gossipolün tümü proteinlere bağlanamamıģ, ancak yağa da geçememiģ, koyu rengiyle küspenin içinde kalmıģtır. Koyu renkli küspenin albenisi, Ģöyle altın renkli küspeye göre oldukça düģüktür ve bunun daha sonra giderilmesi de mümkün değildir. Tersine, gossipolü yağ bağlarsanız, bunları rafinasyon da giderme Ģansınız vardır ve bu nedenle ülkemizdeki çoğu pamuk yağı iģletmeleri gossipolü bir sorun olarak görmez.

11 Yıllar önce, gıda kimyacıları arasında bir sorun tartıģılıyordu. Konu Ģuydu. Devlet laboratuarlarından birisinde, tereyağında gossipol tayini yapılmıģ, analiz sonunda tereyağında gossipol olduğu bulunmuģ ve tereyağına margarin katıldığı ileri sürülmüģtü. Çünkü, margarin üretiminde büyük ölçekte pamukyağı kullanılmaktadır. Bir taraf buna Ģiddetle karģı çıkmıģ, gossipolün, pamuk küspesiyle beslenen hayvanlardan tereyağına geçtiğini ileri sürmüģler ve kanıt olarak da Amerikan kaynaklı literatürleri göstermiģlerdi. KarĢı taraf ise, hayvanlardan süte gossipol geçiģinin olamayacağını savunmuģ, hatta bir inek uzun süre pamuk küspesiyle beslenmiģ, sütünde herhangi bir gossipol bulgusuna rastlanamamıģtı. TartıĢma, pamukyağı kimyacıları açısından son derece anlamsızdır. Çünkü, Amerikan literatürleri haklıdır, orada ineklerden süte gossipol geçiģine iliģkin bilgiler vardır. Ancak ülkemizdeki gerçek bunun tam tersidir. Türk pamuk küspesindeki gossipol, ancak ham yağın içindeki serbest gossipoldür, beslenme sonunda olsa olsa hayvanın pisliğinin daha koyu renkli olmasını sağlar. Bizdeki gossipol, küspenin değil, ham yağın içinde bulunmaktadır. Prese tavalarını ve rejimlerini böylece gördükten sonra önemli bir diğer bölüme, preselerin kendisine geçelim. Preseler bildiğiniz gibi, sıkıģtırma yoluyla yağın dıģarı akmasına sağlayan makinalar dır. Ġlkel preslerde, içmal torbalar içersine konur, sonsuz vida yöntemiyle çalıģan bir baskı tablası torbaları sıkıģtırır, bu arada yağın ġekil.14.el Presi çözünürlüğünü artırmak amacıyla torbalara sıcak su dökülür, yağ ve su bir tankta toplanır, üste çıkan yağ alınır. Bu yöntem özellikle zeytinyağında çok yaygın olup, halen uygulayan iģletmeler bulunmaktadır. Daha önce de belirttiğim gibi, sistemin temeli Romalılar tarafından atılmıģtır. O zamanlar, güçlü köleler sıkıģtırma vanasını çevirerek, tablanın çuvalları sıkıģtırmasını sağlarlardı. Günümüzde ise ülkemizde bazı modernizasyon çalıģmaları yapılmıģ, köle yerine güçlü iģçiler kullanılmıģ, iģçilerin çok yemek yemeleri nedeniyle bundan da vazgeçilmiģ ve elektrik motorlarıyla baskı sağlanmıģtır. Halen çalıģan, gerek elle gerekse motorla çevrilen preseler vardır. Bunlar müze yapısında olmalarına karģın giriģ ücretli değildir. Ġsteyenlerin ve bence yağcıların iģletmeler tarihe karıģmadan ziyaret etmelerinde büyük yarar vardır. Eski tip yağhanelerde, iģlemlerin büyük bir bölümü elle yapıldığından günlük kapasite son derece sınırlıdır. ĠĢlenebilen hammadde miktarı 1-5 ton arasında değiģir. Üstelik artan nüfusla birlikte yağ gereksinimini de karģılamak zor olmaktadır. Öyle bir yöntem bulunmalıdır ki, günde ton gibi rakamlarda üretim yapabilsin. Unutmayın ki, 100 tonluk bir kapasite, 2 tonluk kapasitede üretim yapan 50 iģletmeye bedeldir. Ve yine biliyorsunuz ki, bir iģletmede üretim miktarı arttıkça verimlilik de artar. Lafı fazla uzatmadan, hemen çözümü verelim. Biliyorsunuz, antik çağda vida denilen bir sistem geliģtirildi. Halen de medeniyetimizin taģlarından birisi olarak kullanılmaktadır. ġimdi çok dikkat edin. Eğer ben vida adımları geniģten dara doğru ayarlarsam, kapalı bir sistemde, iki vida adımı arası büyük bir basınç yaratır. Burada kalan malzeme sıkıģır. Vida adımları, uçtaki ayar vidasından değiģtirilebilir ve bu Ģekilde istenilen basınç ayarı yapılır. Ayrıca, milin soğutulması için de içinden soğutma suyu geçmektedir. ĠĢte, yağdaki preseler bu mantıkla yapılmıģtır. Ama yalnızca presyon yetmemektedir. Malzemenin parçalanmasının da önemi büyüktür. Bunu sağlamak için de yan taraflara keskin

12 bıçaklar yerleģtirilir. Bıçak terimi sizi yanıltmasın, gerçekte köģeleri iyice sivriltilmiģ dikdörtgenler prizması Ģeklindedir. Bunların arasına yerleģtirilen bir ayar parçası, bıçakların birbiri üzerine belli açıyla oturmasını sağlar ve sonuçta daire Ģeklinde prese içindeki yerlerine otururlar. Presenin sıkıģtırdığı içmal, vida adımları arasında olduğu kadar, yan duvarlara doğru da sıkıģır ve zaten patlamıģ hücrelerdeki yağ daha doğrusu o sıcakta sıvı olarak kalabilen her Ģey, nispeten daha az basıncın olduğu yan duvarlara ġekil.15.modern Prese doğru hareketlenir. Bıçaklar ise son bir kez daha iç malı keserek, patlamamıģ hücreleri de patlatır ve yağ bıçakların arasından dıģarıya çıkar. Sistem, ileriye doğru hareket ettikçe basınç artar ve daha fazla yağ alınır. Sonunda, bulaģma diyebileceğimiz bir miktar yağı bulunan küspe, prese ağzından dıģarı çıkar. Bıçaklar zamanla körlenir ve siz iģletme mühendisi olarak bunları kapıya gelen bıçak bileyicisine biletmeye kalkarsanız komik olursunuz, herkes arkasını tuta tuta güler. Çünkü bu bıçaklar bilenmez, dört köģe olduklarından diğer köģeleri kullanılır. Böylece bir bıçaktan dört kez yararlanabilirsiniz. Kendileri pek uzun ömürlü değildir. Amerika'da sık sık değiģtirilirmiģ. Ama biz onlardan daha akıllı olduğumuzdan, iki de bir bıçak değiģtirmeyiz. Döndüre döndüre kullanılırız, sonunda yusyuvarlak olurlar, bahçeye çıkıp çelik-çomak oynarsınız. Bunu gören patronlarınız da yeni bıçak alınması gerektiğini anlarlar. Prese ağzındaki konik parça, presenin vida adımlarını değiģtirerek, basınç ayarlamamızı sağlar. Böylece, istediğimiz oranda yağ çıkarabiliriz. Elbette her Ģeyin normali yararlıdır. DüĢük prese basıncı, küspede fazla yağ kalmasına neden olur. AĢırı prese basıncında ise, sıcaklık çok artar ve küspe kelimenin tam anlamıyla yanar. Zaten, basınç altında çalıģan pek çok sistem gibi, preseler de büyük ölçüde ısı üretirler ve soğutma suyu ile soğutulmaları gerekir. Soğutma, kaburga adı verilen su kanalları aracılığıyla yapılır. Bunlar gerçekten kaburgalara benzerler ve bıçakların üzerini çepeçevre sararlar. Tüm bu sistemi kapatan prese kapaklarıyla preseler dıģ etkilerden korunur. ġekil.16.prese Bıçaklarının YerleĢmesi

13 Gerçekten bu kapakların önemi kelimelerle anlatılamaz. Neden diye sorarsınız, kapakları çıkarıp önünde durmalısınız. Birkaç dakika içinde yanıtı öğreniverirsiniz. Prese bıçakları arasından fıģkıran yağ damlalarıyla müthiģ bir bombardımana uğrayıp, yüzlerce yanıkçık kazanırsınız. Kapaklar yağ damlalarını toplayıp, aģağıya, yağ kanallarına vermektedir. Presenin ağzından çıkan küspe ise, yaprak yapraktır ve hemen ağızdaki kuvvetli soğutma kanallarına rağmen çok sıcaktır. Tıpkı fırından yeni çıkmıģ ekmeğe benzerler ama tadı ve görüntüsü farklıdır. Deneyimli iģletmeciler, hızlı hareketlerle aldıkları bir parça küspeyi ellerinde aktararak soğutup, burunlarına tutarlar. Bu, onların küspe yediği anlamına gelmez, yalnızca kokusunu denetlemektedirler. Kaliteli bir küspe yağmurda ıslanmıģ çimen kokusuna sahiptir. Ġyi bir preseci olmak istiyorsanız, her yağmurdan sonra çimenlere koģup bol bol koklamalısınız. ġu son söylediklerimi Ģahsen denedim ve çimenlerin cinslerine göre farklı kokuları olduğunu keģfettim, ne yazık ki küspe kokusunu bulamadım. Belki sizler bulursunuz. Burada durup, yukarıdaki cümleyi mantık açısından irdeleyelim. Kullanılan yorum, tipik bir Aristo mantığıdır. Yani, küspe çimen gibi kokuyorsa, çimen de küspe gibi kokmalıdır. Oysa modern matematikte okuduğunuz bir kural, cümlenin yanlıģlığını orta ya koyar. Çünkü, çimen kokusu, küspe kokusunu kapsayabilir ama küspe, çimen kokusunu kapsayamaz. Çünkü, çimen kokusu cümlesi, küspe kokusu cümlesinden büyüktür. Buraya kadar anlatılanlardan sonra, ham yağ ve küspemizi elde etmiģ bulunuyoruz. Ancak, prese dairesinin anlatımı henüz bitmedi. Çünkü burada iģlem ham yağ tanklara basıldıktan sonra sonuçlanır. Elde edilen küspe, helezonlar aracılığıyla, varsa ekstraksiyonda geçmek üzere bir ġekil.17.soğutucu Kaburgalar ara depoya, yoksa, doğrudan satıģ deposuna gönderilir. Preseden çıkan ham yağ ise, preselerin içinden helezonlu bir boru aracılığıyla ilk tanka gelir. Borunun içindeki helezon, bıçakların arasından kaçan küspe taneciklerini toplamaya ve böylece borunun sürekli temiz tutulmasına yarar. Elbette ideal olan, bıçakların bir çeģit filtre görevi görerek, küspe tanelerini kaçırmamasıdır ancak böylesi bir sistemin ekonomisi, kaçan taneleri sonradan temizleme iģlemine göre daha pahalı olacaktır. Bu nedenle küspe kaçmasına izin verilir. Tahmin edeceğiniz gibi, ilk tankta küspe tanecikleri ve yağ birbirinden ayrılır. Özellikle yağın sıcak oluģu, ayrılma iģlemini hızlandırır. Ne var ki bazı tanecikler son derece inatçıdır. Kesinlikle dibe çökmeyi reddederler. Öte yandan çöktürme belli bir süreyi kapsayacaktır ve iģletmelerde belki bin kez yineleyeceğimiz gibi, zaman paradır. Ayırmanın hızlısı filtrelemedir Ġlk tankta biraz çöken yağ hemen filtrelere basılır.

14 ġekil.18.metalik filtreler. Bu filtreler metal olup, yalnızca belli tane boyutunu tutmaya yararlar. Tam bir filtreleme söz konusu değildir. Buradaki ince mühendislik sorunu, içinde tanecik içeren yağın, güçlü pompalarla metalik filtreye basılmasıdır. Tanecikler, özellikle hızlandırıldıklarında olağan üstü bir aģındırıcılık kazanırlar ve klasik pompaları kısa sürede aģındırırlar. Öte yandan, filtreler bir süre sonra tıkanacaktır. Çünkü küspe tabakası kalınlaģtıkça, yağ geçecek yer bulamayacaktır. Bu nedenle söz konusu filtreler ya çift yapılır, biri temizlenirken diğeri devreye girer ya da kendisini temizleyebilen sistemler konur. Benim Ģahsi düģüncem, presedeki filtreleme iģlemlerinde bir katı-sıvı ayırıcı döner tamburlu filtre separatör kullanılmasıdır. Ġyi bir seperatör, birazdan söz edeceğim sorunların kesin çözümüdür. Ne yazık ki ekonomik olanaklar bize bu düģünceyi uygulama fırsatı hiçbir zaman tanımadı. Kendinden temizlemeli filtrelerde sistem basittir. Döner bir tambur üzerindeki filtre, belli noktalara konulmuģ bıçaklar yardımıyla sürekli temizlenir. Bir zamanlar piyasaya titreģim yaparak kendini temizleyen filtreler de sunulmuģtu ama bunlar uygulamada pek yaygınlık kazanamadı, daha sonra arıtma tesislerinde kullanıldılar. Metalik filtreyi geçen yağ, bir tankta toplanır. Ġçinde %2-4 kadar küspe taneciği içermektedir. Burada hemen bir noktayı açıklayalım. Sıcak yağı süzmek, soğuk yağı süzmekten çok daha kolaydır. Bu nedenle yağın soğumasına fırsat verilmeden derhal bezli filtrelere basılır. Bezli filtreler, Ģekilde de görüldüğü gibi, özel filtre bezleri yardımıyla süzme yaparlar. Yağ basınçla aradaki tabakalara verilir, ortada filtre bezi ile karģılaģan yağ, yanlara doğru hareket eder ve bezin arkasındaki musluktan dıģarı çıkar. Dikkat ederseniz, bezli filtrede süzme olayı bezin bir yanından öteki yanına doğru değil, bezin çapraz yönüne doğrudur. Bu nedenle söz konusu filtre bezleri, özel bir malzemeden ve belli bir kalınlıkta üretilir

15 ġekil.19.bezli filtre Süzmede iki adet filtre kullanılır, birisi tıkanınca diğeri devreye sokulur. Musluklardan akan yağ, kendi akıģıyla bir soğutucudan geçirilip soğutulduktan sonra ara tankta toplanır ve buradan da rafine bölümünün stok tanklarına gönderilir. Çift tank kullanılmasının nedeni, kolayca tahmin edebileceğiniz gibi, rafine bölümünün en az 24 saat çalıģabileceği kadar yağ stoklamak tır. Yukarıdaki paragrafta dikkatinizi çekmesi gereken noktalardan bir tanesi, bezli filtreden geçen yağın hızla soğutulmasıdır. Ülkemizdeki çoğu iģletmelerde böyle bir soğutma yapılmamaktadır. Oysa, özellikle pamuk yağında soğutma son derece önemlidir. Bildiğiniz gibi, yağdaki kimyasal reaksiyonların bir kısmı iç reaksiyonlar olup,bunlar sıcaklık ile artıģ gösterirler. Tablo.3.Sıcaklık ile Renk DeğiĢimleri Süre (Saat) Örnek A Örnek B Soğutmanın amacı söz konusu reaksiyonları minimize etmektir. Pamuk yağında tarafımdan yapılan bir çalıģma göstermiģtir ki, sıcak yağda hızlı bir renk artıģı olmaktadır. ÇalıĢmada, preseden alınan ham yağ

16 laboratuarda hızla soğutulmuģ, ikiye bölünmüģ, A kısmı 45 derecelik su banyosunda tutulmuģ, B kısmı ise kapalı kapta soğuk olarak korunmuģtur. Belli aralıklarla yapılan renk ölçümleri, sıcak yağdaki renk artıģını kesin olarak ortaya koymuģtur. Renk okumalarında Lovibond D modeli bir tintometre ile 1/4 inch cell kullanılmıģtır. Yukarıdaki sonuçlardan, soğuk pamuk yağının rengini hemen hemen koruduğunu söyleyebiliriz. Tintometre 70 kırmızının üzerini okuyamadığı için 16 saat sonrası renkleri bilemiyorum. Sizler de aynı çalıģmayı yaparsanız, farklı renkler okuyabilirsiniz ama renk artıģı mutlak göreceksiniz. Aynı çalıģma ay çiçek yağında yinelendiğinde umulan sonucu vermedi. Çünkü ham ay çiçek yağının rengi çok daha düģüktü ve renk artıģı net olarak gözlenemedi. Ancak, örneğin bir oksidasyon artıģı üzerinden kıyaslama daha doğru olabilir. Benim çalıģtığım iģletmede ay çiçek dönemleri çok kısa olduğundan çalıģma fırsatı bulunamamıģtır. Sonuç olarak, bezli filtreden sonra mutlak bir soğutucu konulmalıdır ve bu ham yağın korunmasının önemi, özellikle rafine bölümünde kısa sürede kendisini gösterecektir. Prese bölümünü bitirmeden önce küçük bir noktayı daha açıklayalım. Filtrelerden çıkan pastalar, eğer çok yağlı ise ki daha çok metalik filtre pastaları böyledir, ham yağ ilk geri gönderilir. Eğer az yağlı ise bu kez yeniden iģlenmek üzere, perese yediricisine verilir. Az ya da çok yağlı terimine göre karar vermesi gereken makam ise iģletme mühendisleridir. Buraya değin anlatılanlar, ülkemizde en çok uygulama alanı bulan tavalı tipte preselerdir. Üstelik bunların nispeten küçük kapasiteli olanları yerli olarak da üretilebilmektedir. Eğer literatür karıģtıracak olursanız, çok değiģik tipte preseler olduğunu görürsünüz. Örneğin, bazılarında tava yoktur, bunun yerine geniģ bir boru görülür. Ġçmal borunun içinde yukarıdan aģağıya doğru hareket eder ve bu sırada kurutulur. Biraz dikkatli incelerseniz, bunun boyu uzatılmıģ tek bir tava tipi olduğunu görürsünüz. Dolayısıyla, ana ilke asla değiģmemektedir. Ġç malı alacaksınız, önce

17 ġekil.20.prese dairesinin genel akıģ Ģeması nemlendireceksiniz, sonra kurutacaksınız. Bu ilkeye uymak koģulu ile dilediğimiz Ģekilde çalıģabilir, kendimiz yepyeni bir sistem oluģturabiliriz. Diyelim ki çok zenginiz ve çok değiģik bir piģirme sistemi oluģturacağız. Benim teklifim Ģu; bir ısı değiģtiricisi yaparız. Havayı borulardan üfleyerek iyice ısıtırız. Sonra, yatay bant üzerinde hareket eden içmalın altından sıcak hava veririz, kurutmayı sağlarız. Elbette Ģimdi çoğu mühendis itiraz edecek, "Yahu gardeģim, havayı ısıtmaya ne gerek var, buharla Ġç malı ısıt yeter diyeceklerdir ve çok da haklı olacaklardır. Çünkü tek bir basamakta yapılabilecek bir iģlemin arasında ikinci bir iģlem sokmak, maliyetleri artırır. Ama bizim için hiç önemi yok. Dedik ya, paramız çok ve değiģik bir Ģey yapmayı aklımıza koymuģuz Extraksiyon Preseler fazla bir çeģitlilik göstermemektedirler. Hele ülkemiz söz konusu olduğunda yalnızca tavalı preselerin kullanıldığını söylemek hiç de yanlıģ olmaz. Buna karģın, ekstraksiyon üniteleri, her bir sistem için sayfalık kitap yazılabilecek kadar çeģitlidir. Bunun temel nedenlerinden bir tanesi, hammadde çeģidine göre ekstraksiyon yapılması gereğidir. Örneğin, pamuk tohumu iģlediğiniz bir ünite soya fasulyesinde sorunlar çıkarabilir, dilediğiniz oranda yağ almak zorlaģır. Eğer pamuk sezonunun dıģında kalan zamanlarda soya iģleyecekseniz, kayıpları göze alabilirsiniz..

18 ġekil.21.patlamalı Ekstraktör Ama yalnızca soya iģleyecekseniz o zaman seçiminizi çok dikkatli yapmalısınız. ÇeĢitliliğin bir diğer etmeni de kapasitedir. Preselerde de bir noktaya kadar büyüklük önem taģır ancak yan yana koyacağınız preseler yeterli kapasiteyi sağlayabilir. Oysa ekstraksiyon tek bir sistemdir, yan yana konulamaz. Dolayısıyla kapasite büyüdükçe, bazı tipler yetersiz kalmaya baģlar. Ekstraksiyon teorisi, yağlı küspedeki yağın uygun bir çözücü yardımıyla alınmasına dayanır. Dolayısıyla iki tür sistem olabilir. Birincisinde yağlı küspe hareketli, çözücü durağandır. Ġkincisinde ise küspe durağan çözücü hareketlidi. Sistem ters akım ilkesine göre çalıģır ve Ģekli, büyüklüğü ne olursa olsun tüm ekstraksiyon üniteleri için aynıdır. Burada küspeyle karģılaģan solvent gittikçe yağ oranı açısından zenginleģirken, küspe fakirleģir. AĢağıda değiģik tipte ekstraktörlerin Ģekilleri verilmiģtir Ġlk inceleyeceğimiz ekstraksiyon tipi, elbette medar-ı iftarımız, yerli yapım olanıdır. Kim ne derse desin, ülkemizdeki en yaygın ekstraktör tipi bunlardır ve adı da PATLAMALI EKSTRAKSĠYON dur. Sistem, daha sonra kalite kontrol sistemi sırasında inceleyeceğimiz soksolet tipi ekstraksiyon aygıtına neredeyse tıpa tıp benzer. ÇalıĢması kesiklidir, sürekli sistemlere göre de biraz daha yavaģtır. Buna karģın inanılmaz derecede basite indirgenmiģtir ve bunun sonucunda da mühendislere son derece rahat bir çalıģma biçimi sunar. Kapasite artırmak, biraz mali biraz da yer sorunudur. Eğer yeterli yeriniz varsa, basitçe yeni üniteler ilave ederek kapasitenizi artırabilirsiniz. Yukarıdaki Ģekilde tipik bir ekstraksiyon ünitesi görülmektedir. Kapasiteleri 2 ile 5 ton arasında değiģir. Ancak, kapasite isteğe bağlı olduğundan çok daha büyüklerini görebilirsiniz. Hekzan, dereceye kadar ısıtılmıģ ünitedeki küspenin içinden geçer, alttaki filtreden süzülerek, bir sonraki üniteye geçer. En son üniteden sonra bir distilasyon kolonuna gelir ve burada yağdan ayrılarak, hekzan deposuna, oradan da yeniden ilk ekstraktöre döner. Ekstraksiyon ustası, çıkan miscellayı, küçük pencerenden gözetler, miscella içerdiği ay çiçek yağı nedeniyle sarı renklidir, tamamen beyaz hekzan görüldüğünde, artık küspedeki yağ bitmiģ demektir, hekzan giriģini bir sonraki üniteye döndürür. Böylece, diyelim ki iģletmede 5 ünitede varsa, diğer 4 ünitede iģlem sürer. Birinci ünitede hekzan hatları kapatılırken, buhar hatları açılır ve içeriye buhar verilir. Buhar, küspede kalan artık hekzanı sürükler ve bir soğutucuda hekzan-su ayrımı yapılır. Hekzan, daha sonra bir seri soğutucudan geçerek, hekzan deposuna geri döner. ġimdi önemli bir sorunumuz vardır. Ünitenin içindeki küspe dıģarıya nasıl çıkarılacaktır? Kapağı açık kürek kürek boģaltmayı sakın denemeyin. Öncelikle, buhar iģlemi nedeniyle küspe çok sıcaktır, soğutmanız gerekir. Dahası, böyle bir üniteyi boģaltmak saatler alır ve üretim önemli ölçüde düģer. Keskin Türk zekası sorunu bir çırpıda çözüvermiģtir. Önce ünite içinde buhar basılır ancak buharın çıkıģ vanaları kapatılır. Böylece içerde bir basınç oluģur. Öyle çok büyük basınçlara gerek yoktur. 0.7 atü yeterli olmaktadır. Bu anda buharın giriģ vanası da kapatılır ve basınç içerde hapsedilir. Bir süre beklenir. Bunun nedeni, basınç her noktaya eģit dağılması, dahası, küspenin önceki buhar

19 iģlemleriyle ıslanmıģ bulunan yapısındaki suyun da kaynama noktasının düģürülmesidir. ġimdi iģlemin en önemli kısmı gelmektedir. Ünitenin kapağı açılacaktır. Eğer kapağı tutan kolların hepsini birden açacak olursanız, içerdeki basınç, en önüne sizi katarak göklere uçuruverir. Kapağın açılması Ģu Ģekilde yapılır. Önce bir numaralı kol yarıya kadar gevģetilir. Sonra çaprazlama olarak 6-2, 4-8 ve 7-3 numaralı kollar açılır. Olayın en kritik anı burasıdır. 1 numaralı kola bir tel bağlanır ve odadan dıģarı çıkılır. DıĢarıdan telin ucu çekilir ve 1 numaralı kol tamamen açılır. Bu anda kapağı tutan 5 numaralı kol tek kalmıģtır ancak kendisi menteģeye bağlı olduğundan içerdeki basınca dayanamaz ve açılıverir. Kapalı buhar büyük bir hızla dıģarı fırlar, bu sırada da ünitenin içindeki küspeyi dıģarı püskürtür. Olay sırasında bir patlama sesi duyulur ve bu nedenle sisteme patlamalı ekstraktör adı verilmiģtir. Peki çıkan ġekil.22.ekstraktör Kapağı küspenin nemi ne olmalıdır. Burada küspenin nemini ayarlama olanağınız yoktur, normal bir çalıģmada %7-12 arasında değiģen bir sonuç elde edilir ki, ani basınç Şekil.23.Patlamalı Ekstraksiyon açılımının kesin bir kurutma sağlamasının ilginç bir örneğidir AĢağıdaki Ģekilde, 7 üniteli bir iģletme görülmektedir. Hekzan, 1 numaralı ünitenin üzerinden girer ve sıra ile her üniteden geçerek, gittikçe yağca zenginleģir, distilasyon kolonuna gelir. Kolon dereceye kadar ısıtılır, buharlaģan hekzan, bir soğutucuda yeniden sıvı fazına geçer, hekzan tankında toplanır. Kolonun altından da Ham yağ alınır ve ilgili tanka basılır. Burada bir nokta önemlidir. Her ne kadar hekzan derecede kaynarsa da, teknik hekzan, daha önce belirttiğim gibi 6 karbonlu pek çok ürün içerir ve bunlardan bir kısmı ay çiçek ile azeotropik nokta yapma yeteneğindedir. Eğer, 70 derecelik ısıyı artırmazsanız, çıkan ham yağda tipik bir hekzan kokusu

20 duyarsınız. Bundan kurtulmak için, en sonunda kolonun ısısı 100 dereceye çıkarılır. Böylece her türlü yabancı koku da giderilmiģ olur. Elde edilen Ham yağ tanka basılarak, üretim tamamlanır. Patlamalı ekstraksiyon sistemi, çok büyük kapasiteler için yeterli değildir. Zaten kesikli bir çalıģmadan da büyük üretim beklenmemelidir. Büyük iģletmeler, sürekli sistemleri tercih ederler. Sürekli sistemi sürekli kılan Ģey, küspenin hareket ediyor olmasıdır. Bu hareket değiģik biçimlerde yapılabilir. Bütün ekstraksiyon sistemlerinde, ekstraktör dıģındaki uygulamalar hemen hemen birbirinin aynısıdır. Önce bir küspe hazırlama, sonra ekstraktör, ardından küspedeki hekzanı geri kazanmak ġekil.24.aktarmalı Ekstraktör amacıyla geliģtirilmiģ toster ünitesi, miscellanın distilasyonu, hekzanın temizlenmesi ve tankına gönderilmesi, ham yağın tanka basılması, küspenin ise nemlendirilerek depoya aktarılması. DeğiĢik olan tek Ģey ekstraktördür. Bu nedenle, sizlere asıl anlatacağım ekstraksiyon ünitesinden önce, değiģik olan ekstraktör tipleri konusunda bilgiler vermeliyim Ġlk inceleyeceğimiz sistem, yatay tip ekstraktördür. Oldukça eski bir uygulama olup, bu günkü yatay tiplerin neredeyse atası durumundadır. Küspe giriģinden verilen küspe, ekstraktörün özel bölmelerine gelir ve burada üstten akan hekzan ile yıkanır. Küspenin bir diğer bölmeye geçmesi aktarma kolları yardımıyla olur. Son bölmeyi geçen küspe, buradan bir helezona düģer ve doğruca hekzanından kurtulmak üzere tostere geçer. Bir diğer sistemde, küspe hareket etmez. Daha doğrusu, yukarıdaki sistemdeki gibi küspenin kendisi hareketli değildir ama küspenin bulunduğu kabın kendisi hareketlidir ve bu nedenle sistem sürekli çalıģır. Burada, küspe ilk hazneye doldurulur ve tüm sistem bir defa sağa doğru döner. Böylece küspe, üzerine hekzan püskürtülecek ilk konuma gelir. Hekzan, haznenin içindeki küspeden geçer, alttaki filtreden süzülür ve toplama kabında toplanır. Ters akım ilkesi nedeniyle, temiz hekzan son hazneden verilir ve baģa doğru pompalanır. Yeterli yıkamanın yapıldığı düģünüldüğünde, sistem bir kez daha sağa döner, ilk hazne ikinci noktaya ilerler ve ters yönde pompalanan hekzan ile yıkanır. Bu Ģekilde altı yıkama noktası geçilir ve yağı alınan küspe, aynı zamanda filtre görevi gören kapağın açılmasıyla, alttaki helezonun içine dökülür ve buradan da tostere alınır.

21 ġekil.25.döner Ekstraktör Uygulamada, tıpkı bizim patlamalı ekstraktörlerde olduğu gibi küçük kapasiteler için kullanılmıģtır. Doğal olarak, çok büyük ağırlıkların kendi çevresinde dönme hareketinin sağlanması kolay değildir, ancak enerjinin ucuz olduğu 1950 li yıllarda çalıģtırılmıģtır. Bu tür ekstraktörlerin önemi, hazne hareketiyle sağlanan iyi yıkamanın getirdiği avantajların çok iyi görülmesinden gelir ki, günümüzde yaygın olarak kullanılan yatay tip ekstraktörler hemen hemen aynı ilke ile çalıģırlar Yukarıdaki iki sistem Amerikan kaynaklıdır. Oysa Avrupa da geliģme, dikey hareket yönünde olmuģtur. Bu durum ülkemizi de etkilemiģtir döneminde kurulan pek çok iģletmede ekstraktörler dikey tiptedir Dikey sistemde, büyük çarklar çevresine dizilmiģ kovalar, tabandan verilen yağlı küspeye dalarak yüklenirler. Hareket yukarı doğru sürdürülür ve bu sırada en tepeden hekzan

22 ġekil.26.dikey Ekstraktör. verilir. Kovaların altı filtre ile kaplanmıģtır. Hareket yukarıya doğru ilerlerken, kovalardan süzülen hekzan da aģağıya doğru akar ve tabanda toplanarak bir boru ve pompa aracılığıyla distilasyona gönderilir. Küspe ise, üst çarkı dönen kovadan boģalarak aģağıya düģer, buradaki ve helezon aracılığıyla tostere gönderilir. Gerçekte sistem yukarıdaki çizimde olduğu kadar basit değildir. Hekzan birkaç noktadan birden verilebilir. Küspe yüklenen kovalar, hekzan ile yıkanıp temizlenir. Yağlı küspe kimi sistemlerde yandan, doğrudan kovanın içine verilir ki burada bir süre duruģ gerekir. Dikey sistemlerde de kapasite sorunlarıyla sınırlıdır. Çok büyük miktarda küspe iģlemek istediğinizde, daha büyük kovalar, daha büyük çarklar kullanılmalıdır ki bunu bir yere kadar yapabilirsiniz. ĠĢte, kapasitenin, yukarıdaki sistemlere göre çok daha fazla artırılabildiği bir sistem, 1970 li yılların sonunda en modern düzeyine ulaģmıģ bulunan yatay tip ekstraktörlerdir. Ekstraktör boyutunu uzatarak, diğer sistemlerle karģılaģtırılamayacak kadar ucuza büyük kapasiteler elde edebilirsiniz. ġimdi böyle bir iģletmeyi detaylarıyla incelemeye baģlayalım Ekstraksiyon Ünitesi (Yatay Tip) Preseden çıkan yağlı küspe, helezon aracılığıyla yağlı küspe deposunda toplanır. Eğer böyle bir depo olmasaydı, presedeki olası bir arızada, ekstraksiyon ünitesini de durdurmak zorunda kalırdık. Ara depo, çoğu iģletmelerde ekstraksiyonu en az bir hafta çalıģtıracak kadar büyük yapılır. Buradan alınan küspe ise önce ön hazırlık bölümüne gelir. Neden küspe hazırlık ünitesine gerek duyulmuģtur? Bunun yanıtını valsleri incelerken vermiģtik. Eğer bir yüzey ne kadar geniģ ise, reaksiyonlar da o kadar hızlı olur. Yağın hekzanda çözülmesi, daha doğrusu hekzanın yağa ulaģabilmesi için, yağlı küspenin peletlenmesi Ģarttır. Ön hazırlıkta uygulanan baģlıca iki sistem vardır. Birincisi tipik bir valslemedir. Yani küspeyi iki silindir arasından geçirir, yaprak Ģeklini verirsiniz. Ġkincisi ise kıyma makinasına benzer. Küspeyi küçük deliklerden geçmeye zorlarsınız, ham yağ bağlayıcı rol oynayarak, küspeye minik kutucuklara benzeyen Ģekil verir.

23 Isýtýcýlar Delikli baþlýk ġekil.27.küspe Peletleme Ön hazırlığı geçen küspe, doğrudan ekstraktöre gelir. Burada size bir Ģey açıklamalıyım. AĢağıda verilecek çizimlere çok dikkat edin. AĢağıdaki resimleri birleģtirirseniz, bir ekstraksiyon ünitesinin tamamının resmini elde edersiniz. Yağlı küspe bir helezon aracılığıyla, ekstraktörün besleme bölümüne gelir. Burada küspe belli bir yükseklikte ve kalınlıkta olacak Ģekilde ayarlanır. P8 den gelen temiz hekzan ile yıkanır, tabanda toplanan bu ilk hekzan 2B pompası ile yeniden küspenin üzerine gönderilir. Küspenin içinden geçen hekzan, tabandaki hekzan havuzunda toplanır. Buradan devri-daim pompaları adı verilen pompalar, havuzdaki hekzanı alır, yeniden küspenin üzerine gönderir. Ekstraktörün büyüklüğüne göre değiģik sayılarda olabilen bu pompalardan resimde 5 adet görülmektedir. Bant üzerinde ilerleyen küspe, küspe boģaltma bölümüne gelmeden önce, yine P8 den gelen temiz hekzan ile yıkanır ve ayrı bir havuzda toplanan bu hekzan, P2A pompası tarafından P2B yoluyla birleģtirilerek küspenin üzerine gelir. Küspeyi boģlatma için ayrı bir mekanizmanın gerekiyor olması, yatay ekstraktörlerin en büyük sorunlarından bir tanesidir. Çünkü, belli bir geniģliği ve yüksekliği olan küspenin, taģıyıcı helezona aktarılması, tıpkı ekmek dilimleri gibi düzenli olmalıdır. Küspenin göçmesi tabir edilir ve üstten alta doğru üçgen yıkılmalarda yağ kayıpları artar.

24 ġekil.28.yatay Ekstraktör. Ekstraktörün miscella havuzunda toplanan miscella distilasyona gitmeden önce, özel tankına alınır. Peki ama miscella havuzu ne zaman boģaltılacaktır? Resmi dikkatle incelerseniz, sistem sanki sonsuza kadar kapalı olarak çalıģabilecekmiģ gibi görülür. Aslında her Ģey, sistem ilk kez devreye alınırken ayarlanır. Önce küspe ektraktöre verilip, istenilen yükseklikte banda yerleģtirilir (geniģlik sabittir). Sonra P8 den gelen temiz hekzan ile yıkanır ve ayrı bir havuzda toplanan bu hekzan, P2A pompası tarafından P2B yoluyla birleģtirilerek küspenin üzerine gelir. Küspeyi boģlatma için ayrı bir mekanizmanın gerekiyor olması, yatay ekstraktörlerin en büyük sorunlarından bir tanesidir. Çünkü, belli bir geniģliği ve yüksekliği olan küspenin, taģıyıcı helezona aktarılması, tıpkı ekmek dilimleri gibi düzenli olmalıdır. Küspenin göçmesi tabir edilir ve üstten alta doğru üçgen yıkılmalarda yağ kayıpları artar. Ekstraktörün miscella havuzunda toplanan miscella distilasyona gitmeden önce, özel tankına alınır. Peki ama miscella havuzu ne zaman boģaltılacaktır? Resmi dikkatle incelerseniz, sistem sanki sonsuza kadar kapalı olarak çalıģabilecekmiģ gibi görülür. Aslında her Ģey, sistem ilk kez devreye alınırken ayarlanır. Önce küspe ektraktöre verilip, istenilen yükseklikte banda yerleģtirilir (geniģlik sabittir). Sonra temiz hekzan verilmeye baģlanır. Tüm pompalar çalıģmaya baģladığında, miscella henüz yeterli oranda yağ içermemektedir. Ama bir süre sonra istenilen düzeye ulaģılır. Bu anda devri-daim pompalarının ki resimde görüldüğü gibi üç yolludur, miscella tankı yolu belli bir açıklıkta bırakılır ve miscella tanka dolmaya baģlar. Ekstraktörden eksilen hekzan, P8 den verilen taze hekzan ile tamamlanır. Böylece, miscella tanka basılmıģ olur, çalıģma

25 süreklidir. Ekstraktörün üzerindeki T19 yazısı, ekstraktörden 19 nolu tanka bir yol olduğunu göstermektedir. Ġlerde görüleceği gibi, 19 nolu tank, hekzan geri kazanımının bir parçasıdır. Peki, ekstraktörün üzerinden hekzan geri kazanım sistemine niçin yol yapılmıģtır? T19 yolu, ekstraktörde buharlaģan hekzanı geri kazanmaya yöneliktir. Eğer bu olmasaydı, ekstraktörün havaya uçması çok zaman almazdı. Ne kadar basit değil mi? Ama sakın ekstraksiyon ünitelerini basite almayın. Tamamen durdurulmuģ bir tesiste, iģçiler çatıyı onarıyorlarmıģ. Birisi elindeki anahtarı düģürmüģ. Sonuç üç ölü ve hurda haline gelen ünite. Anlatılan sistemde bir Ģey dikkatinizi çekmiģtir sanırım. Küspeyi hekzanla yıkayan 5 pompa da, havuzdan beslenmektedir. Yani, iģin teorisinde anlatılan hekzanın gittikçe yağla zenginleģirken, küspenin fakirleģmesi olayı dikkate alınmamıģtır. Peki okulda hocalarımız yanlıģ mı anlatmıģlardır? Hani derler ya, hocalar kitaplarda yazılı olanlardan baģka bir Ģey bilmezler, oysa iģletmeler farklıdır. Acaba bunun tipik bir örneği mi karģımızda? Eğer böyle düģünüyorsanız feci Ģekilde yanıldınız. Gerçekte teoriden hiçbir taviz verilmiģ değildir. Yalızca yıkama bandındaki 5 adet pompa görünüģü bozmakta, bizi aldatmaktadır. Sistemde yıkama kademesi 2 ye indirilmiģtir. Küspe, çıkıģa doğru ilerlerken, hekzan sondan verilmekte, ortada ise çok yoğun bir Ģekilde miscella ile yıkanmaktadır. Bundan sonra iģletme ikiye ayrılmaktadır. Bir yanda miscelladan ham yağ elde edilirken, diğer yanda hekzanla bulaģmıģ bulunan küspedeki hekzan geri kazanılır. Ekstraktörden çıkan küspe, önemli ölçüde hekzan içermektedir. Bu nedenle tamamen kapalı bir helezonla, tostere gönderilir. Toster, ünitenin büyüklüğüne göre 4-8 tepsili bir ısıtma kulesidir. Buradaki tepsiler, daha önce presede gördüğümüz tipte olup, çapları daha büyüktür. Tostere tabandan kızgın ġekil.29.toster ve Hekzan Geri Kazanımı buhar verilir. Küspe tavalardan aģağıya doğru ilerlerken, buhar da aģağıdan yukarı doğru hareket eder ve küspedeki hekzanı buharlaģtırır. Su buharı-hekzan karıģımı 29 kulesinin uyguladığı vakum ile emilir ve buradan 145 nolu sisteme gelir. Burada su ve hekzan yoğunlaģır ancak sistemin asıl görevi, su buharı-hekzan karıģımının vakumla emilimi sırasında kaçabilecek elyafları tutmaktır. Tabanda biriken su, P25 tarafından yeniden 29 nolu kulenin tepesine gönderilir. Eğer istenirse bu su, özel tanka da verilebilir. 45 nolu tankta su buharı-hekzan karıģımındaki suyu bir miktar yoğunlaģtırmıģ, gaz fazını hekzanca zenginleģtirmiģidir. KarıĢım

26 burada asıl yoğunlaģtırıcı olan 34 nolu tanka gelir. Tank 3 bölmeli olup, 34 nolu kısım ilk yoğunlaģtırıcıdır. Daha sonra 32B ve A bölümleri devreye girerek yoğunlaģtırmayı tamamlar. Sudan tamamen temizlenen hekzan 32A bölümünden, 17 nolu miscella devri-daim tankına gelir. Buradan sistemin dengesini bozmayacak biçimde, 8 nolu pompa aracılığıyla ve hat üzerindeki diğer vanalar ayarlanarak bir kısmı ekstraktöre, diğer bir kısmı ise distilasyona geri döner. Tosterin altından çıkan küspe ise, uygulanan kızgın buhar nedeniyle neredeyse tamamen kurudur. Ġlgili ekstraktörden depoya doğru giderken, üzerine su püskürtülür ve standartlara uygun nem kazanması sağlanır. Kuru küspenin iyi bir üretim olduğunu düģünüyorsanız yanılıyorsunuz. Kuru küspe gerek ekstraksiyondan depoya giderken, gerekse depolama sırasında ve gerekse de yüklemede öylesine yoğun tozutur ki, kısa sürede çalıģamaz hale gelirsiniz. Bu nedenle küspenin ıslatılması gerekir. ġimdi yukarıdaki açıklama küspenin ıslatılmasındaki birinci nedendir. Bazıları inanmamıģ gibi bakıyor ve bu Ģüpheci arkadaģlarımız son derece haklılar. ġuna inanın, eğer kuru küspeye iki misli fiyat veren çıksaydı, patronlarımız molekül suyuna kadar kurutulmuģ küspe satarlardı. ġimdi, diyelim ki 1000 gr küspe 1 dolardan satılıyor. Bunda %5 nem varsa, 50 gr suyu 1 dolardan satmıģ olursunuz. Eğer %10 nem verebilirsiniz bu kez 100 gr suyu 1 dolardan satarsınız. Bu nedenle tosterden çıkan küspe hızla ıslatılır. Bunun için karıģtırıcılı helezonlar ve su püskürtücüleri kullanılır. Siz, akıllı bir mühendis olarak küspeye %50 su karıģtırıp daha çok para kazandırmayı düģünebilirsiniz. Ama bunun ciddi sonuçları vardır. Birincisi, aģırı ıslatılmıģ küspe, inanılmayacak kadar hızlı bozunma ya baģlar. Ġkincisi müģteriler hiçte aptal değildir, fazla nem için para vermezler, hatta ceza bile kesebilirler. O nedenle siz siz olun, piyasanın kabul edebileceği, küspenin bozunmayacağı maksimum nemde üretim yapmayı sürdürün. Bu noktada bir konuyu tartıģmakta yarar var. Küspenin nemini ayarlarken piyasanın kabul edebileceği oran terimini kullandım. Oysa ilgili TSE standardında küspelerin maksimum hangi nemde olacakları belirtilmektedir. Örneğin pamuk küspesinde bu oran % 12'dir. Neden %12 neme göre ayar yapmayız? Bu sorunun yanıtı basittir. Tıpkı para piyasalarında olduğu gibi, mal piyasası da arz-talep kurallarına göre çalıģır. Eğer piyasada küspe yok ise o zaman büyük bir taleple karģılaģırsınız. MüĢteriler küspenin depoda birikmesini bile beklemezler, kamyonlarını hemen helezonun altına yaklaģtırıp doğrudan yükleme yaparlar. Teknik olarak, ıslatıcılardan çıkan küspe sıcak ve %12-14 nemlidir. Mal henüz dinlenmediği için o anda alacağınız örnekte çok yüksek nem görürsünüz. Ama sonuçta müģterinin beklemeye tahammülü yoktur ve bu nemi kabul etmektedir. Ben, müģterilerin olağanüstü yokluk devirlerinde %17 neme kadar küspe alımını sürdürdüklerini gördüm. Tersine, bolluk dönemlerinde, küspe uzun süre depoda bekleyecektir. Yukarıda da belirttiğim gibi, nem küspenin bozunmasını hızlandırır ve böylesi durumlarda %12 nem dahi çok yüksek sayılır. Birkaç gün içinde küspe bozunmaya baģlar, zaten iyi küspeyi satmakta zorluk çekmektesinizdir, bozuk küspeyi hiç satamazsınız. Böylece, ürettiğiniz küspenin nemi, o andaki piyasa koģullarına bağlı olarak değiģkenlik gösterir. Zaten ıslatıcılar da böylesi bir ayarlamayı yapacak biçimde dizayn edilmiģlerdir ĠĢletmede bundan sonraki adım, elde edilmiģ bulunan miscelladaki hekzan ve ham yağı birbirinden ayırmaktır. 17 nolu tanktan P8 yoluyla basılan miscella, istenirse 24 nolu filtreden geçirilip, yeniden ekstraktöre gönderilebilir. Eğer miscella distile edilecekse, 29 nolu kuleden çıkan hat ile birleģtirilerek, 60A kulesinde toplanır. Eğer önceki sistemlerden kaçan su varsa (bu düzgün çalıģan bir ünitede

27 ġekil.30.distilasyon çok ender olur) ilk önce burada yakalanır. 60A kulesinde toplanan miscella, 60B ye geçer. 60B nin iģlevi P60 ı düzgün olarak beslemektir. P60 miscellayı asıl ısıtıcı olan 185 kulesine basar. 185 kulesi miscellayı hekzanın kaynama noktasının biraz üstüne kadar ısıtır. Miscella 185 kulesinde yağca biraz daha zenginleģmiģtir ve 215A ısıtıcısında kuvvetle ısıtılarak, miscelladaki hekzanın tamamının buharlaģmasını sağlar. Kuvvetli kaynama nedeniyle hekzan ile birlikte hareket eden ham yağ, 225A kolonunda tutulur, 37 nolu Ģamandıra kontrollü bir geçiģle 215B ısıtıcısına gelir. Burada yeniden ısıtılan ve 225B de kurutulan ham yağ, kendi tankına basılır. BuharlaĢan hekzan ise 19, 20 ve 23 nolu ısı değiģtiricilerine gider. Distilasyonda buharlaģtırılan hekzan, yoğunlaģtırılmak ve temizlenmek üzere borulu ısı değiģtiricilerinden oluģan yoğunlaģtırma bölümüne, 19, 20 ve 23 nolu kondensere gelir. 19 ve 23 nolu kondenserlerde yoğunlaģan hekzan 58 nolu ara tankta toplanıp, doğrudan P19 pompasıyla miscella sistemine geri döner. 20 nolu kondenserde yoğunlaģan hekzan ki 30 nolu yıkama tankından gelen su nedeniyle su içermektedir, 32A ya verilir. Tüm yoğunlaģtırma çabalarına karģın, hekzanın bir kısmı halen gaz fazındadır ve 30 nolu yıkayıcıya gelir. Burada yukarıdan su ile yıkanan hekzanın yoğunlaģan kısmı su ile birlikte 20 nolu yoğunlaģtırıcıya geri döner. Halen yoğunlaģmayan miktar, 120 nolu mineral yağ kolonuna geçer. Mineral yağ, kaçak hekzanı absorbe ederek 180 nolu ısıtıcıya gelir ve burada ısıtılır. Hekzan buharlaģarak ısıtıcının

28 ġekil.30.a.mineral Yağ Sistemi üzerindeki toplayıcı kuleden, 19 nolu kondensere geri döner. Sıcak mineral yağ, 181 nolu ısı değiģtiricisinde soğutulup, 130 nolu havalandırıcının tavanından sisteme geri döner. 130 nolu havalandırıcı, sistemin bir bütün olarak basınca geçmesini önler, havalanmayı sağlar. ġimdi, buraya kadar anlatılanları basitçe özetleyelim. Yağlı küspeyi aldık, hekzan ile yıkadık, yıkanmıģ küspedeki hekzanı buhar aracılığı ile geri kazandık, buhar+hekzan karıģımını yoğunlaģtırdık, su ve hekzanı ayrı ayrı tanklarına gönderdik. Küspenin hekzan ile yıkanmasından ortaya çıkan miscellayı aldık, ısıtarak hekzanı buharlaģtırdık, kalan ham yağı ise tankta depoladık. Buhar halindeki hekzanı yoğunlaģtırıp, ekstraktöre geri gönderdik. Aslında hiç de karmaģık değil. Peki o halde neden birçok pompa kullandık? Neden bir sürü vana ile uğraģmak zorundayız? Sistemi kuranların hekzanın bir gramının bile atmosfere verilmemesi için ne kadar uğraģtıklarının fark edebiliyor musunuz? Yukarıdaki çizimlere çok dikkatli bakın. Çizilen her boru, her vana gerçektir. Birçoğu sisteme geri dönüģ, by-pas hatları, acil durum borularından oluģmuģtur. Bu denli yoğun güvenliğe karģın, sistem hala tehlikeli olabilir. Yukarıdaki gibi bir iģletmede, tosterin tavalarından birinde incelme görmüģler ve değiģtirmek istemiģler. Normalde böylesi bir iģlem, toster dıģarıya alınarak yapılmalıdır. ĠĢletme duruģta olduğundan, tüm hekzan ve miscella tanklarda duruyormuģ. Bu tanklar yerin üç metre altında yapılmıģlardır ve üzerleri her zaman ıslak tutulur. Bizimkiler tüm iģletmeyi su ile bir güzel ıslatmıģlar, özel dedektörlerle hekzan olup olmadığına bakmıģlar. her Ģey normal gidiyormuģ. Bunun üzerine iģe koyulmuģlar. Kaynak makinasını getirmiģler ve usta eline hamlacı almıģ, cebinden çıkardığı çakmakla

29 yakmıģ, sonra tostere dokundurmuģ. Ve ünite bir patlamayla sarsılmıģ. Çünkü tosterin cidarının arasına sızmıģ birazcık hekzan varmıģ. Alınan tedbirler, tosterden baģka bir yerde hasar olmamasına yaramıģ. Gerek preselerden ve gerekse de ekstraksiyondan elde edilen ham yağlar, rafineye en yakın tanklarda depolanır. Bu tankların tabanı konik olmalıdır. Çünkü ham yağ ne kadar iyi filtre edilmiģ olursa olsun mutlak katı madde içerir ve bunlar konik tabandan kolaylıkla dıģarıya alınabilir. Ve ham yağ tankı olabildiğince çok olmalıdır. Çünkü rafine dairesine dinlendirilmemiģ ham yağ vermek kelimenin tam anlamıyla cinayettir. Örneğin günlük rafinasyon kapasiteniz 100 ton ise 3 adet yüz tonluk tank tavsiye edilebilir ve rafine Ģefleri de mutluluktan takla atarlar. Kendim görmedim ama rivayet odur ki, Rusya'da ham yağları birkaç ay dinlendirdikten sonra kullanırlarmıģ. Elbette bu durumda epey ham yağ tankları olmalı. ham yağ depolanması rafine yağ kalitesi üzerinde öylesine etkindir ki, iyi ham yağdan kötü rafine yağ üretmeye öncelikle depolamada baģlarsınız. Yağ kimyası bölümünde anlattıklarımızı anımsarsanız, yağın içinde yoğunluğu yağdan daha yüksek olan her Ģey, ham yağ tanklarının altında toplanır. Bunlar su, reçine ve zamklı maddeler ile posadır. ġimdi anlatacaklarımı çok dikkatli dinleyin. Posanın belli bir nem tutma gücü vardır. Ham yağın içinde de belli bir nem bulunur. Zamklı maddeler su ile ĢiĢerler. Bu üç etmen bir araya gelince tankın altında önemli ölçüde nem ve posa birikir. Bildiğiniz gibi yağın en büyük düģmanı sudur. Böylece tankın altında zamanla hızı artan müthiģ bir bozunma reaksiyonu baģlar. Üstelik bu reaksiyon, kendi alanında bozunacak yağ kalmadığında komģu alanlara doğru ilerler. Dolayısıyla yeterince beklerseniz koca bir tank yağı bozun durmanız mümkündür. O halde ham yağı dinlendirmek iyidir ama o kadar da değil. Burada tam bir mühendislik çalıģmasıyla karģı karģıya kalırsınız. Dinlendirmeyi o Ģekilde ayarlamalısınız ki ne yağdaki bozunma olağanüstü boyutlara ulaģmalı ne de rafine dairesine posa gitmeli. Yukarıda anlattıklarımız kaliteli bir yağ için çok önemli bilgilerdir. Ancak uygulama Ģansınızın olabileceğini hiç sanmıyorum. Çünkü patronunuzu Ham yağın ne kadar beklemesi gerektiği hiç mi hiç ilgilendirmez. O tek bir Ģeye bakar, kazanç. Kazanç ise ancak üretimle sağlanır. Ne var ki piyasalar her zaman yağ talebine aç değildir. Anımsıyorum, bir zamanlar ülkemizde yağ kıtlığı vardı. O günlerde yağcılar öylesine mutluydular ki anlatamam. Anlattıklarına göre müģteriler yağın tam olarak rafine edilmesini bile beklemeden tankerlerini rafinenin altına yaklaģtırır ve hemen yağ doldururlarmıģ. Yağ için kuyruklar oluģur, kavgalar çıkarmıģ. Ben bu dönemi ucundan yakalayabildim. Lafı fazla uzatmayalım, bir mühendis olarak göreviniz ham yağ stoklamasını piyasa koģullarına göre en iyi biçimde yapmaktır. Talep fazla olduğunda dinlenmemiģ yağ kullanabilirsiniz ama rafine kalitesi düģük olur. Talep azaldığında ise dinlendirme gerçekleģir, yağ kalitesi artar. Bütün yapacağınız piyasayı çok iyi izlemek ve kaliteyi buna göre ayarlamaktır. Zaten ticaret servisi de size yardımcı olacaktır Rafinasyon Rafine dairesi üç katlıdır. En üst katta tüm makinalar, orta katta kostik hazırlama tankları, slop tankı ve sıcak su tankı, alt tankta is nötralize yağ tankları bulunur Rafinasyonda kimyasal ve fiziksel teknikler kullanılır. Burada çoğunlukla kimyasal tekniği anlatacağız çünkü ülkemizde fiziksel rafinasyon çok yaygın değildir. Ham yağın rafinasyonu için gerekli kimya bilgileri önceki bölümde verilmiģti. ġimdi bunun uygulamasına geçiyoruz. Ham yağ tanklarında Ham yağ beklemektedir. Biz de bu kez rafine Ģefiyiz. Rafinasyon genel uygulama olarak iki biçimde yapılır. Birincisi eski açık kazan yöntemi, ikincisi yeni (1930'larda bulunmuģ) seperatör yöntemidir. Biz rafine Ģefiyiz ama açık kazanla ilgilenmiyoruz. Çünkü onu çok özel durumlarda kullanacağız, üretimimizin neredeyse tamamı seperatörler yardımıyla olacak. Kimyasal rafinasyonu iyi anlayabilmek için aģağıdaki deneyi yapmalısınız. 100 gr Ham yağ alın ve üzerine %10'luk NaOH çözeltisinden 1 ml ilave edin. ġiddetle karıģtırın. örneğiniz boz bulanık bir Ģey oldu değil mi? ġimdi karıģımı bir mezüre boģaltın ve bekleyin. Hem de birkaç gün bekleyin. Sonuçta mezürün üstünde pırıl pırıl rafine yağ görürsünüz. ĠĢte, kimyasal rafinasyonun dayandığı ilke budur. Eğer karıģımı mezür yerine bir santrifüj tüpüne koyar ve santrifüjlerseniz günlerce beklemenize gerek kalmadan birkaç dakika içinde rafine yağ elde edebilirsiniz. Rafinasyona baģlayabilmek için öncelikle ham yağı rafine dairesine pompalamanız gerekir. Pompalamada santrifüj pompa kullanılır. Santrifüj pompanın nasıl bir Ģey olduğunu öğrenmek istiyorsanız, evde kimsenin olmadığı bir gün, mutfak aspiratörünü yerinden sökün, onun fanına bakın. Daha iyi öğrenmek için aspiratörü parçalara ayırın. Fan bir elektrik motoru ve ona bağlı kanatlardan oluģmaktadır. Kanatlar belli bir açıyla eğilmiģlerdir ve dönme yönünde havayı ileri iterler. Böylece kanat arkasında bir boģluk oluģur ve vakum

30 yaratılır. ġimdi aceleyle parçaları birleģtirin ve aspiratörü de yerine takın. Çok büyük bir olasılıkla makina bir daha çalıģmayacaktır. Ortalığı temizleyin ve hiçbir Ģey olmamıģ gibi odanızda ders çalıģmaya baģlayın. Öğrenmek ne kadar zor değil mi? ĠĢte, santrifüj pompalar da aynen fan gibi çalıģırlar. Onların da bir elektrik motoru ve kanatları vardır. Yalnızca, bastıkları madde sıvı olduğundan kanatlar daha değiģiktir. Ham yağı rafineye basan pompaya P1 adı verilir. P harfi pompa olduğunu, 1 ise birinci pompa olduğunu gösterir. Bir pompanın sıvıyı alıp, baģka bir yere gönderdiği boru sistemine bizim oralarda "YOL" adı verilmektedir. Doğal olarak Ham yağ yolunda tek bir çıkıģ yoktur. Ham yağ değiģik amaçlarla değiģik yerlere basılabilir. Dolayısıyla ġekil.31.tipik bir pompa istasyonu ham yağı rafineye göndermek için önce yolu düzenlemeniz gerekir. Tıpkı demiryollarında tantanları yöneten bir makinist gibi, tüm diğer çıkıģları kapatır, Yalnızca rafineye giden yolu açık tutarsınız. Unutmayın, vanalar saatin tersi yönünde açılır, saat yönünde kapanır. Eğer yolu doğru ayarladığınızdan eminseniz, basın düğmeye. YeĢil düğme pompayı çalıģtırır, kırmızı düğme kapatır. ġimdi Ham yağ-2 tankından, p3 pompasını kullanarak, rafineye yağ basalım. v3-v8-v12-v15 vanaları açık, diğer tüm vanaların kapalı olması gerekmektedir. Düğmeye bastık, ve pompa çalıģtı. Hemen pompanın baģından ayrılmayın. Biraz bekleyin. Eğer yolları doğru yapmıģsanız, kimseden ses çıkmaz. Ama yanlıģ yapmıģsanız, birkaç dakika içinde bir yerlerden feryatlar yükselir. Sakın telaģlanmayın. Önce kırmızı düğmeye basıp pompayı durdurun, açtığınız vanaları kapatın. Sonra elinizi arkanıza koyun, ıslık çalarak ve yavaģ adımlarla oradan uzaklaģın. Pompa istasyonları, yukarıdaki Ģekilde görüldüğü kadar açık-seçik yapılmazlar. Sonuçta bir yer sorunu vardır ve her Ģeyin düzenli olması gerekmektedir. Bu nedenle en basit pompa istasyonunda vanalar aģağıdaki gibi dizilirler. ġekil.32.vanaların DiziliĢi Pompa istasyonunda vanaların diziliģi. (v13-v15-v15 ) vanaları pompaların üzerindedir. Diyelim ki bir mucize oldu ve yolları doğru düzenledik. ġimdi ham yağ rafine ünitesine ulaģmaktadır. BaĢta yaptığımız deneyde olduğu gibi burada da kostik vererek yağdaki asidi düģürmeye çalıģırız. Ancak bildiğiniz gibi kostik yani Sodyum hidroksit katı bir maddedir. Yağa katı halde veremeyiz, belli bir konsantrasyonda çözmemiz gerekir. ġimdi, rafine dairesinin alt katına inin. Orada iki tane tank göreceksiniz.

HAVA KĠRLĠLĠĞĠ KONTROLÜ

HAVA KĠRLĠLĠĞĠ KONTROLÜ Çevre Mühendisliğine GiriĢ Dersi Ders Notları HAVA KĠRLĠLĠĞĠ KONTROLÜ Yrd. Doç Dr. Orhan CERİT Daha önceki derslerimizde, hava kirliliği çalıģmalarının üç parametresi bulunduğunu ifade etmiģtik. 1.Kirletici

Detaylı

"ÖRNEKTİR" 16.07.2007 Tarihinden 20.07.2007 Tarihine kadar bir haftalık çalıģma

ÖRNEKTİR 16.07.2007 Tarihinden 20.07.2007 Tarihine kadar bir haftalık çalıģma 16.07.2007 Tarihinden 20.07.2007 Tarihine kadar bir haftalık çalıģma Pazartesi ġirket Tanıtımı ve Fabrika Oryantasyonu 1 5 9 Salı Fabrika Bilgileri / YerleĢim Planı 5 7 9 ÇarĢamba Fabrika Bilgileri / Organizasyon

Detaylı

YAĞ HAMMADDELERİ VE YAĞLI TOHUMLARA DEĞER BİÇİLMESİ

YAĞ HAMMADDELERİ VE YAĞLI TOHUMLARA DEĞER BİÇİLMESİ YAĞ HAMMADDELERİ VE YAĞLI TOHUMLARA DEĞER BİÇİLMESİ Yağ Hammaddeleri İklim ve toprak koşullarının uygun olması nedeni ile ülkemizde ayçiçeği, pamuk tohumu (çiğit), susam, haşhaş, kanola (kolza), keten,

Detaylı

ÇEV 4021: Endüstriyel Kaynaklı Hava Kirliliği

ÇEV 4021: Endüstriyel Kaynaklı Hava Kirliliği Dokuz Eylül Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü, Buca/İZMİR ÇEV 4021: Endüstriyel Kaynaklı Hava Kirliliği TUĞLA VE KİREMİT ÜRETİMİ Prof.Dr.Abdurrahman BAYRAM Tuğla ve kiremit

Detaylı

SU HALDEN HALE GĠRER

SU HALDEN HALE GĠRER SU HALDEN HALE GĠRER SU DÖNGÜSÜ Yeryüzündeki suyun buharlaģıp havaya karıģması, bulutları oluģturması ve yağıģ olarak yeryüzüne dönmesi sürecinde izlediği yola su döngüsü denir. Su buharı soğuduğunda ise

Detaylı

KÜP ŞEKER MAKİNALARINDA LİDER KURULUŞ

KÜP ŞEKER MAKİNALARINDA LİDER KURULUŞ KÜP ŞEKER MAKİNALARINDA LİDER KURULUŞ Teknikeller Makina tam otomatik ve yarı otomatik küp şeker makineleri, küp şeker sarım makineleri ve tüp dolum makineleri üretmektedir. Üretim ihtiyaçlarınız doğrultusunda

Detaylı

KTU MADEN MÜHENDĠSLĠĞĠ BÖLÜMÜ MADEN ĠġLETME LABORATUVARI ArĢ. Gör. ġener ALĠYAZICIOĞLU AGREGA DARBE DAYANIMI DENEYİ

KTU MADEN MÜHENDĠSLĠĞĠ BÖLÜMÜ MADEN ĠġLETME LABORATUVARI ArĢ. Gör. ġener ALĠYAZICIOĞLU AGREGA DARBE DAYANIMI DENEYİ AGREGA DARBE DAYANIMI DENEYİ Tanım: Darbe dayanımı, standart boyutlardaki kayaçların belirli bir doğrultuda darbelere karģı gösterdiği dirençtir. Kayacın kullanım alanlarının belirlenmesinde darbe dayanımının

Detaylı

Tohum İşleme ve İyileştirme Teknolojik Çözüm Ortağınız VİBRO ÇÖP SASÖRÜ RADYAL TARAR

Tohum İşleme ve İyileştirme Teknolojik Çözüm Ortağınız VİBRO ÇÖP SASÖRÜ RADYAL TARAR Tohum İşleme ve İyileştirme Teknolojik Çözüm Ortağınız VİBRO ÇÖP SASÖRÜ RADYAL TARAR A C F D G E B A) Ürün Giriş B) Ürün Çıkış C) Aspiratör Hava Emiş Bağlantısı D) Elek üstü Kaba Oluğu E) Elek altı İnce

Detaylı

İlk çamur arıtım ünitesidir ve diğer ünitelerin hacminin azalmasını sağlar. Bazı uygulamalarda çürütme işleminden sonra da yoğunlaştırıcı

İlk çamur arıtım ünitesidir ve diğer ünitelerin hacminin azalmasını sağlar. Bazı uygulamalarda çürütme işleminden sonra da yoğunlaştırıcı İlk çamur arıtım ünitesidir ve diğer ünitelerin hacminin azalmasını sağlar. Bazı uygulamalarda çürütme işleminden sonra da yoğunlaştırıcı kullanılabilir. Çürütme öncesi ön yoğunlaştırıcı, çürütme sonrası

Detaylı

PMS / MAXİ 250 ZEYTİN İŞLEME SİSTEMİ

PMS / MAXİ 250 ZEYTİN İŞLEME SİSTEMİ PMS / MAXİ 250 ZEYTİN İŞLEME SİSTEMİ POLAT MAKİNA SANAYİ VE TİCARET A.Ş. Astim Organize Sanayi Bölgesi (P.K. 105) AYDIN / TÜRKİYE TEL : +90 (256) 231 04 73 (pbx) FAX : +90 (256) 231 04 78 www.polatas.com.tr

Detaylı

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı ÇIRÇIR MAKİNELERİ OPERATÖRÜ YETİŞTİRME KURS PROGRAMI

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı ÇIRÇIR MAKİNELERİ OPERATÖRÜ YETİŞTİRME KURS PROGRAMI T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı ÇIRÇIR MAKİNELERİ OPERATÖRÜ YETİŞTİRME KURS PROGRAMI ANKARA 2010 KURUMUN ADI : KURUMUN ADRESİ : KURUCUSUNUN ADI : PROGRAMIN ADI : Çırçır

Detaylı

sebep olabilir. 4. Haznesinden gaz sızıntısı olursa elektrik fişini takmayın veya çekmeyin. Kıvılcım ve yangın çıkmasına sebep olabilir.

sebep olabilir. 4. Haznesinden gaz sızıntısı olursa elektrik fişini takmayın veya çekmeyin. Kıvılcım ve yangın çıkmasına sebep olabilir. Genel Bu tip buzdolabı genelde otel, ofis, öğrenci yurdu ve ev gibi yerlerde kullanılır. Çoğunlukla meyve ve sebze gibi yiyecekleri soğutmak ve saklamak için uygundur. Küçük boyutunun, hafifliğinin, düşük

Detaylı

Deneyin Adı: İklimlendirme Sistemi Test Ünitesi (Yaz Çalışması)

Deneyin Adı: İklimlendirme Sistemi Test Ünitesi (Yaz Çalışması) Deneyin Adı: İklimlendirme Sistemi Test Ünitesi (Yaz Çalışması) Deneyin yapılacağı yer: Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü Laboratuar Binası, Giriş Kat 1) Deneyin Amacı İklimlendirme sistemleri günümüzde

Detaylı

PETEK TEMİZLİĞİ VE KOMBİ BAKIMI NEDİR?

PETEK TEMİZLİĞİ VE KOMBİ BAKIMI NEDİR? PETEK TEMİZLİĞİ VE KOMBİ BAKIMI NEDİR? Kombi Bakımı Kombiler her yıl kış aylarına girmeden bakımlarının yapılması gereken sistemlerdir. Kombiler de yapılan bakım sayesinde gaz tüketiminiz düşer ve petekleriniz

Detaylı

PMS / MİNİ 250 ZEYTİN İŞLEME SİSTEMİ

PMS / MİNİ 250 ZEYTİN İŞLEME SİSTEMİ PMS / MİNİ 250 ZEYTİN İŞLEME SİSTEMİ POLAT MAKİNA SANAYİ VE TİCARET A.Ş. Astim Organize Sanayi Bölgesi (P.K. 105) AYDIN / TÜRKİYE TEL : +90 (256) 231 04 73 (pbx) FAX : +90 (256) 231 04 78 www.polatas.com.tr

Detaylı

GRANUL (KIRIK) BUZ MAKİNASI HİJYENİK TEMİZ SU SOĞUTMA CİHAZI SU SOĞUTMA (CHİLLER) CİHAZLARI SOĞUK HAVA DEPOLARI KALIP BUZ MAKİNASI

GRANUL (KIRIK) BUZ MAKİNASI HİJYENİK TEMİZ SU SOĞUTMA CİHAZI SU SOĞUTMA (CHİLLER) CİHAZLARI SOĞUK HAVA DEPOLARI KALIP BUZ MAKİNASI GRANUL (KIRIK) BUZ MAKİNASI HİJYENİK TEMİZ SU SOĞUTMA CİHAZI SU SOĞUTMA (CHİLLER) CİHAZLARI SOĞUK HAVA DEPOLARI KALIP BUZ MAKİNASI www.eserteknik.com GRANÜL (KIRIK) BUZ MAKİNESİ Balıkçılar ve fırınlar

Detaylı

AKM 205 BÖLÜM 8 - UYGULAMA SORU VE ÇÖZÜMLERİ

AKM 205 BÖLÜM 8 - UYGULAMA SORU VE ÇÖZÜMLERİ AKM 205 BÖLÜM 8 - UYGULAMA SORU VE ÇÖZÜMLERİ Doç.Dr. Ali Can Takinacı Ar.Gör. Yük. Müh. Murat Özbulut 1. Yoğunluğu 850 kg/m 3 ve kinematik viskozitesi 0.00062 m 2 /s olan yağ, çapı 5 mm ve uzunluğu 40

Detaylı

TEMİZLEME ÜNİTESİ KIRMA ÜNİTESİ DEĞİRMEN ÜNİTESİ Çöp sasörü Kırıcı valsler Vals

TEMİZLEME ÜNİTESİ KIRMA ÜNİTESİ DEĞİRMEN ÜNİTESİ Çöp sasörü Kırıcı valsler Vals GRUP: 10 10.61 Öğütülmüş hububat ve sebze ürünleri imalatı 1- Un Üretimi a) Buğday Unu Makina ve tesisat tablosunda, tesiste mevcut valslerin top adetleri, vals uzunlukları, devirleri ve motor güçlerinin

Detaylı

KONDENSTOPSUZ KAPALI BUHAR ÇEVRĠMĠ

KONDENSTOPSUZ KAPALI BUHAR ÇEVRĠMĠ KONDENSTOPSUZ KAPALI BUHAR ÇEVRĠMĠ KONDENSTOPSUZ KAPALI BUHAR ÇEVRĠMĠ ÇALIġMA PRENSĠBĠ PATENT NO: TR2016/12097 Termokompresörler sayesinde istenilen bölgeye istenilen basınç ve sıcaklıkta buhar gönderilebilir.

Detaylı

Gübreleme makinaları Sınıflandırma: kullanılan gübrelerin özelliğine

Gübreleme makinaları Sınıflandırma: kullanılan gübrelerin özelliğine 1 Gübreleme makinaları Bitkisel üretimde bitkilerin büyümesi ve ürün vermesi için gerekli besin maddelerini içeren gübreleri toprağa veren makinalardır. Sınıflandırma: Gübreleme makinaları, kullanılan

Detaylı

zeytinist mucahit@zeytin.org.tr www.mucahitkivrak.com.tr

zeytinist mucahit@zeytin.org.tr www.mucahitkivrak.com.tr 1 T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ EDREMİT MESLEK YÜKSEKOKULU Zeytincilik ve Zeytin İşleme Teknolojisi Programı Öğr. Gör. Mücahit KIVRAK 0 505 772 44 46 kivrak@gmail.com www.mucahitkivrak.com.tr 2 3 4 5 Zeytinyağı

Detaylı

Okula BaĢladık KAVRAMLAR : Renkler Sayılar Büyük-Küçük Hızlı - YavaĢ AMAÇLAR VE KAZANIMLAR

Okula BaĢladık KAVRAMLAR : Renkler Sayılar Büyük-Küçük Hızlı - YavaĢ AMAÇLAR VE KAZANIMLAR OKUL ADI : TARĠH: EYLÜL AYI 2. HAFTA (PAZARTESĠ) Okula BaĢladık KAVRAMLAR : Renkler Sayılar Büyük-Küçük Hızlı - YavaĢ Psikomotor Alan Sosyal-Duygusal Alan Dil Alan BiliĢsel Alanı Özbakım Becerileri A 2

Detaylı

KARIŞIMLAR. Karışımların Ayrılması

KARIŞIMLAR. Karışımların Ayrılması KARIŞIMLAR Karışımların Ayrılması Günlük yaşamda kullandığımız eşyaların, giydiğimiz kıyafetlerin, yediğimiz yiyeceklerin, içtiğimiz suyun hepsi birer karışımdır. Nehir, göl, baraj sularını doğal haliyle

Detaylı

MUTFAKLARDA ENERJİ VERİMLİLİĞİ. İbrahim KOLANCI Enerji Yöneticisi

MUTFAKLARDA ENERJİ VERİMLİLİĞİ. İbrahim KOLANCI Enerji Yöneticisi BİNALARDA ELEKTRİK TÜKETİMİ 35 30 25 20 15 10 5 0 YÜZDE % STANDBY KURUTUCULAR ISITICILAR TELEVİZYON AYDINLATMA BULAŞIK MAKİNASI ÇAMAŞIR MAKİNASI KLİMA BUZDOLABI DİĞER Soğutucu ve Dondurucular Bir soğutucu

Detaylı

YAĞMUR SUYU (YAPRAK) FİLTRESİ YAĞMUR SUYU TOPLAMA

YAĞMUR SUYU (YAPRAK) FİLTRESİ YAĞMUR SUYU TOPLAMA YAĞMUR SUYU (YAPRAK) FİLTRESİ YAĞMUR SUYU TOPLAMA NASIL ÇALIŞIR? YAĞMUR SUYU NASIL TOPLANIR? Başta çatılar olmak üzere, açık alanlar otoparklar, yollar ve drenaj borularından toplanabilir. NERELERDE KULLANILIR?

Detaylı

Sakarya Üniversitesi Teknoloji Fakültesi, Metalurji ve Malzeme Mühendisliği

Sakarya Üniversitesi Teknoloji Fakültesi, Metalurji ve Malzeme Mühendisliği 1 Kaynak için gerekli ısının biri yanıcı, diğeri yakıcı olan gazların yakılmasıyla elde edilen yüksek sıcaklıktaki alev ile yapılan kaynağa "gaz ergitme kaynağı" adı verilir. 1892-1900 yılları arasında

Detaylı

CONTROLS MARKA PAVELAB50 MODEL OTOMATİK KAPALI SİSTEM ASFALT ANALİZÖRÜ

CONTROLS MARKA PAVELAB50 MODEL OTOMATİK KAPALI SİSTEM ASFALT ANALİZÖRÜ CONTROLS MARKA PAVELAB50 MODEL OTOMATİK KAPALI SİSTEM ASFALT ANALİZÖRÜ (Temsilidir.) Otomatik Kapalı Sistem Asfalt Analizörü, Bağlayıcı içeriğini belirlemek veya penetrasyon, yumuşatma noktası vb. gibi

Detaylı

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ KİMYA MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ ORGANİK KİMYA LABORATUVARI DENEY 5: YENİDEN KRİSTALLENDİRME DENEYİ

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ KİMYA MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ ORGANİK KİMYA LABORATUVARI DENEY 5: YENİDEN KRİSTALLENDİRME DENEYİ ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ KİMYA MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ ORGANİK KİMYA LABORATUVARI DENEY 5: YENİDEN KRİSTALLENDİRME DENEYİ TEORİ : Organik deneyler sonucunda genellikle elde edilen ürün,

Detaylı

TARİH: REVIZYON: 0 SAYFA : 1/7 ISPARTAKULE KOZA EVLERĠ-2 01 MAYIS MAYIS 2017 AYLIK FAALĠYET RAPORU

TARİH: REVIZYON: 0 SAYFA : 1/7 ISPARTAKULE KOZA EVLERĠ-2 01 MAYIS MAYIS 2017 AYLIK FAALĠYET RAPORU SAYFA : 1/7 PROJE ADI KONU ve TARİH ISPARTAKULE KOZA EVLERĠ-2 01 MAYIS 2017 30 MAYIS 2017 AYLIK FAALĠYET RAPORU 1. GİRİŞ Ġstanbul ili, Avcılar Ġlçesi, Tahtakale Mahallesi Petunya Sokak üzerinde kurulu

Detaylı

Program AkıĢ Kontrol Yapıları

Program AkıĢ Kontrol Yapıları C PROGRAMLAMA Program AkıĢ Kontrol Yapıları Normal Ģartlarda C dilinde bir programın çalıģması, komutların yukarıdan aģağıya doğru ve sırasıyla iģletilmesiyle gerçekleģtirilir. Ancak bazen problemin çözümü,

Detaylı

BÖLÜM 3 SOĞUTMA YÜKÜ HESAPLAMALARI

BÖLÜM 3 SOĞUTMA YÜKÜ HESAPLAMALARI BÖLÜM 3 SOĞUTMA YÜKÜ HESAPLAMALARI Bir soğutma tesisinin yapılandırılmasında ilk iş tesisin soğutma gereksiniminin hesaplanmasıdır. Bu nedenle, soğuk kayıplarının ya da ısı kazançlarının iyi belirlenmesi

Detaylı

TARIMSAL YAPILAR. Prof. Dr. Metin OLGUN. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü

TARIMSAL YAPILAR. Prof. Dr. Metin OLGUN. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü TARIMSAL YAPILAR Prof. Dr. Metin OLGUN Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü HAFTA KONU 1 Giriş, İklimsel Çevre ve Yönetimi Temel Kavramlar 2 İklimsel Çevre Denetimi Isı

Detaylı

Askılar, Raflar ve Konveyörler

Askılar, Raflar ve Konveyörler Askılar, Raflar ve Konveyörler Tavsiyeler Askılar ve Raflar olabildiğince küçük olmalıdır. Askılar parçalardan toz partiküllerini uzaklaştırmamalıdır. Askılar parçalarla sürekli tekrarlanan temas halinde

Detaylı

PMS / STANDART 250 ZEYTİN İŞLEME SİSTEMİ

PMS / STANDART 250 ZEYTİN İŞLEME SİSTEMİ PMS / STANDART 250 ZEYTİN İŞLEME SİSTEMİ POLAT MAKİNA SANAYİ VE TİCARET A.Ş. Astim Organize Sanayi Bölgesi (P.K. 105) AYDIN / TÜRKİYE TEL : +90 (256) 231 04 73 (pbx) FAX : +90 (256) 231 04 78 www.polatas.com.tr

Detaylı

Lamella Tekniği Kullanım Nedenleri

Lamella Tekniği Kullanım Nedenleri Lamella Teknolojisi Lamella teknolojisi, su ve atık su arıtma sistemlerinde çöktürme ve yüzdürme işlemlerinde kullanılan, 100 yıl önce mühendislik ürünü olarak bilinmesine rağmen, uygulamada ürün geliştirilememesi

Detaylı

OTOMOTİV TEKNOLOJİLERİ

OTOMOTİV TEKNOLOJİLERİ OTOMOTİV TEKNOLOJİLERİ Prof. Dr. Atatürk Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Makina Mühendisliği Bölümü, Erzurum Otomotivde Isıtma, Havalandırma ve Amaç; - Tüm yolcular için gerekli konforun sağlanması,

Detaylı

YARI OTOMATiK PELET KAZANI. Yeni Nesil Eco Mini Serisi

YARI OTOMATiK PELET KAZANI. Yeni Nesil Eco Mini Serisi YARI OTOMATiK PELET KAZANI Yeni Nesil Eco Mini Serisi Yarı Otomatik Pelet Kazanı. Yeni Nesil Eco Mini Serisi Bütçenize Uygun Bir Pellet Kazanı Eco-Mini serisi kazanlar, dikey tasarlanan borulari ve verim

Detaylı

Verimli Kümesler İçin Isı Geri Kazanım Cihazı

Verimli Kümesler İçin Isı Geri Kazanım Cihazı VERİMLİ KÜMES SİSTEMLERİ Verimli Kümesler İçin Isı Geri Kazanım Cihazı www.tavsan.com.tr Isı geri kazanım entegreli, yüksek ve dengeli ısıtma sistemi. Dikili tip ve diğer kombinasyonlar ile mükemmel çevreci.

Detaylı

Prof. Dr. Filiz Özçelik. Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü

Prof. Dr. Filiz Özçelik. Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Prof. Dr. Filiz Özçelik Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Malt yapma Malt yapma sırasında arpaya uygulanan işlemler * Arpanın Hazırlanması (Depolanması, Temizlenmesi ve

Detaylı

SPİRAL IZGARALAR. Sismat Uluslararası, iki tip spiral ızgara imal etmektedir: Sepet spiral ızgaralar. Döner tamburlu spiral ızgaralar

SPİRAL IZGARALAR. Sismat Uluslararası, iki tip spiral ızgara imal etmektedir: Sepet spiral ızgaralar. Döner tamburlu spiral ızgaralar SPİRAL IZGARALAR SPİRAL IZGARALAR SPİRAL IZGARALAR Spiral ızgara, genellikle dar kanallarda kullanılan ince ızgara modelidir. Bu ızgaralar bilhassa mayalı içki endüstrisi, tekstil endüstrisi, mezbahalar,

Detaylı

Çeliklerin Fiziksel Metalurjisi

Çeliklerin Fiziksel Metalurjisi Çeliklerin Fiziksel Metalurjisi Ders kapsamı Çelik malzemeler Termik dönüģümler ve kontrolü Fiziksel özellikler Ölçüm yöntemleri Malzeme seçim kriterleri Teknik ısıl iģlem uygulamaları Malzemelerin Kullanım

Detaylı

ÖĞRENME ALANI: Kuvvet ve Hareket 2.ÜNİTE: Kaldırma Kuvveti ve Basınç. Kaldırma Kuvveti

ÖĞRENME ALANI: Kuvvet ve Hareket 2.ÜNİTE: Kaldırma Kuvveti ve Basınç. Kaldırma Kuvveti ÖĞRENME ALANI: Kuvvet ve Hareket 2.ÜNİTE: Kaldırma Kuvveti ve Basınç Kaldırma Kuvveti - Dünya, üzerinde bulunan bütün cisimlere kendi merkezine doğru çekim kuvveti uygular. Bu kuvvete yer çekimi kuvveti

Detaylı

NUMUNE ALMA İŞLEMİ NASIL YAPILIR

NUMUNE ALMA İŞLEMİ NASIL YAPILIR Kimyasal Su Numunesi Alınması NUMUNE ALMA İŞLEMİ NASIL YAPILIR Kimyasal analizler, nitelik ve miktar olarak insan sağlığını bozabilen, suyu içilmez bir hale getiren veya kirlenmenin ikinci derecede etkilerini

Detaylı

Çünkü Sochi de hava durumu diğer yereler göre daha yumuşaktır.

Çünkü Sochi de hava durumu diğer yereler göre daha yumuşaktır. WAX VE KAYAK BAKIMI WAX VE KAYAK BAKIMI Kayak türleri Kayakları seçme kuralları Klasik kayaklar Paten kayaklar Yeni kayaklar Kayak temizleme Parafin Kuru wax Yaş wax Structur Kayaklar geçmiş yıllara göre

Detaylı

ARILI DAMLA SULAMA SĐSTEMLERĐ

ARILI DAMLA SULAMA SĐSTEMLERĐ ARILI DAMLA SULAMA SĐSTEMLERĐ Bitki gelişimi için gerekli olan su ile suda eriyebilen besin maddelerinin, istenilen zamanda ve istenilen miktarda,kontrollü olarak bitki kök bölgesine damlalar halinde verilmesine

Detaylı

MADDEYİ TANIYALIM HAKKI AKTAY

MADDEYİ TANIYALIM HAKKI AKTAY MADDENİN TÜRLERİ Maddeler kullanıldıkları yere göre farklı isimler alırlar. Ancak bazı durumlarda birinin yerine öteki kullanılır. Örneğin; cetvel bir eşyadır ama kullanım alanından dolayı alet olarak

Detaylı

CİHAZ KALİFİYE ELEMANLARCA KULLANILMALIDIR. KULLANICI, ARAÇ MOTORU ISITMA-SOĞUTMA SİSTEMLERİ KONUSUNDA BİLGİ SAHİBİ OLMALIDIR.

CİHAZ KALİFİYE ELEMANLARCA KULLANILMALIDIR. KULLANICI, ARAÇ MOTORU ISITMA-SOĞUTMA SİSTEMLERİ KONUSUNDA BİLGİ SAHİBİ OLMALIDIR. 1 CİHAZ KALİFİYE ELEMANLARCA KULLANILMALIDIR. KULLANICI, ARAÇ MOTORU ISITMA-SOĞUTMA SİSTEMLERİ KONUSUNDA BİLGİ SAHİBİ OLMALIDIR. 2 ÖZELLİKLER Hızlı tank ısıtma Dijital zaman ve sıcaklık ayarı Elektronik

Detaylı

Toz Boya Kabinleri ve Ekipman Aksesuarları

Toz Boya Kabinleri ve Ekipman Aksesuarları Toz Boya Kabinleri ve Ekipman Aksesuarları Toz Kabinleri Hava Akışları Toz Boya kabinleri havayı fabrika içinden kabine çeker ve fazla spreylenmiş tozu ve etraftaki kirleri toplarlar. En az hava akış gereksinimi

Detaylı

PRES ĐŞLERĐNDE HĐDROPNÖMATĐK OLARAK ÇALIŞAN YÜKSEK GÜÇ ARTIRICI ÜNĐTELER

PRES ĐŞLERĐNDE HĐDROPNÖMATĐK OLARAK ÇALIŞAN YÜKSEK GÜÇ ARTIRICI ÜNĐTELER atölyeden PRES ĐŞLERĐNDE HĐDROPNÖMATĐK OLARAK ÇALIŞAN YÜKSEK GÜÇ ARTIRICI ÜNĐTELER A. Turan GÜNEŞ Pres işlerinde zaman zaman yüksek güçlü ve kısa kurslu alt ve üst baskı düzenlerine ihtiyaç duyulur. Đki

Detaylı

Deneye Gelmeden Önce;

Deneye Gelmeden Önce; Deneye Gelmeden Önce; Deney sonrası deney raporu yerine yapılacak kısa sınav için deney föyüne çalışılacak, Deney sırasında ve sınavda kullanılmak üzere hesap makinesi ve deney föyü getirilecek. Reynolds

Detaylı

3 YIL GARANTĠ YÜKSEK KALĠTE SERİ KUMANDA KUTUSU RPB

3 YIL GARANTĠ YÜKSEK KALĠTE SERİ KUMANDA KUTUSU RPB SERİ ÇÖZÜMLER Seri çözümler, orta ve büyük ölçekli tesisler için en iyi sistemlerdir. Bu aletle, kontrol ve kumanda cihazlarına valfların bağlantı maliyetlerinin azalmasını hatta neredeyse tamamen yok

Detaylı

MODEL RTM925 TANITMA VE KULLANIM KILAVUZU

MODEL RTM925 TANITMA VE KULLANIM KILAVUZU ELEKTRİKLİ ÇİT BUDAMA MODEL RTM925 TANITMA VE KULLANIM KILAVUZU TEKNİK ÖZELLİKLER -RTM925- VOLTAJ 230V~50HZ GİRİŞ GÜCÜ 710W BIÇAK UZUNLUĞU 530MM DEVİR HIZI 1600 R/MİN DİŞ ARALIĞI 20MM MAX KESİLECEK ÇALI

Detaylı

YARI OTOMATiK PELET KAZANI. Yeni Nesil Eco Mini Serisi

YARI OTOMATiK PELET KAZANI. Yeni Nesil Eco Mini Serisi YARI OTOMATiK PELET KAZANI Yeni Nesil Eco Mini Serisi Özellikler Geri Yanma Kontrolü: Gelişmiş Yanma Sistemi: Çok Yönlü Kontrol Sistemi: Dijital Kontrol Paneli: Kompakt Brülör Ünitesi: Manuel Türbülatör

Detaylı

YENĠ NESĠL ORTAM ve YÜZEY DEZENFEKSĠYONU (akacid plus )

YENĠ NESĠL ORTAM ve YÜZEY DEZENFEKSĠYONU (akacid plus ) YENĠ NESĠL ORTAM ve YÜZEY DEZENFEKSĠYONU (akacid plus ) MANTAR, VĠRÜS, KÜF VE BAKTERĠLERĠ YOK EDER, SAĞLIKLI YAġAM ALANLARI OLUġTURUR. % 100 EKOLOJĠK DEZENFEKSĠYONU SAĞLIYOR ve KÖTÜ KOKUKULARA SON VERĠYORUZ

Detaylı

ELEME SİSTEMLERİ SONER ÇELİK GIDA MÜHENDİSİ

ELEME SİSTEMLERİ SONER ÇELİK GIDA MÜHENDİSİ ELEME SİSTEMLERİ SONER ÇELİK GIDA MÜHENDİSİ 1 Buğday insan gıdası olarak tüketilen önemli bir hammaddedir. Bu yüzden bir sonraki hasada kadar en iyi kalitede tutulmalıdır. 2 Yüzyıllardır depolama yöntemleri

Detaylı

ZENGİNLEŞTİRİLEBİLİR KAFES. GürTech T x625 mm

ZENGİNLEŞTİRİLEBİLİR KAFES. GürTech T x625 mm ZENGİNLEŞTİRİLEBİLİR KFES ZENGİNLEŞTİRİLEBİLİR KFES ZENGİNLEŞTİRİLEBİLİR KFES 600 600 450 1300 600 2400 600 X Göz deti MODEL KT YÜKSEKLİK KT RSI 3 KT 4 KT 5 KT 6 KT 7 KT 8 KT 2580 mm 3230 mm 3880 mm 4530

Detaylı

T.C. DÜZCE ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MM G Ü Z D Ö N E M İ

T.C. DÜZCE ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MM G Ü Z D Ö N E M İ T.C. DÜZCE ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MM- 4 5 8 G Ü N E Ş E N E R J İ S İ 2017-2 0 1 8 G Ü Z D Ö N E M İ Güneş kollektörü kullanarak tüketim veya ısıtma amaçlı sıcak

Detaylı

YTÜMAKiNE * A305teyim.com

YTÜMAKiNE * A305teyim.com YTÜMAKiNE * A305teyim.com KONU: Kalın Sacların Kaynağı BİRLEŞTİRME YÖNTEMLERİ ÖDEVİ Kaynak Tanımı : Aynı veya benzer cinsten iki malzemeyi ısı, basınç veya her ikisini birden kullanarak, ilave bir malzeme

Detaylı

YÜKSEK BĐNALARDA KALORĐFER ve SIHHĐ TESĐSAT ÖZELLĐKLERĐ

YÜKSEK BĐNALARDA KALORĐFER ve SIHHĐ TESĐSAT ÖZELLĐKLERĐ YÜKSEK BĐNALARDA KALORĐFER ve SIHHĐ TESĐSAT ÖZELLĐKLERĐ Rüknettin KÜÇÜKÇALI 1950 yılında doğdu. 1972 yılında Đ.T.Ü. Makina Fakültesi'nden Makina Yüksek Mühendisi olarak mezun oldu. Sungurlar ve Tokar firmalarında

Detaylı

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MAK 402 MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ LABORATUVARI DENEY - 5 PSİKROMETRİK İŞLEMLERDE ENERJİ VE KÜTLE DENGESİ

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MAK 402 MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ LABORATUVARI DENEY - 5 PSİKROMETRİK İŞLEMLERDE ENERJİ VE KÜTLE DENGESİ BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MAK 402 MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ LABORATUVARI DENEY - 5 PSİKROMETRİK İŞLEMLERDE ENERJİ VE KÜTLE DENGESİ BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ MAKİNA MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MAK 402

Detaylı

Sıcak Sulu Isıtma Sistemleri

Sıcak Sulu Isıtma Sistemleri VERİMLİ KÜMES SİSTEMLERİ Sıcak Sulu Isıtma Sistemleri www.tavsan.com.tr Tek bir hava dağıtım ünitesinden kuru ısı. Sadece mükemmel! Kümesler için sıcak sulu ısıtma sistemleri Kümeste canlı sağlığı ve verimliliği

Detaylı

Yüksek kapasiteli boyler Modul-plus

Yüksek kapasiteli boyler Modul-plus Yüksek kapasiteli boyler Modul-plus Temiz kullanım sıcak suyu için doğru seçim 1 Neden Modul-plus? Modul Plus, tüm dünyada otel renovasyonları için temiz sıcak su üretiminde ilk tercihtir. Spor tesislerinde,

Detaylı

ATEġ NASIL YAKILIR. www.umke.org

ATEġ NASIL YAKILIR. www.umke.org ATEġ NASIL YAKILIR Doğadaki yaģam mücadelesinde sudan sonra en gerekli olan Ģey ateģdir.ateģ sayesinde ısınırız,yemek piģiririz,geceleyin güvenlik sağlarız,suyu mikroplardan temizleriz,yerimizi belli etmek

Detaylı

TEZGAH ÇALIŞTIRMA VE BAKIM TALİMATI

TEZGAH ÇALIŞTIRMA VE BAKIM TALİMATI TEZGAH VE BAKIM TALİMATI PRES TEZGAHI 1.Malzemeye uygun olarak kurs ayarı ve koç masa arası mesafe ayarını yap. 2. Kalıpları tezgaha monte et. 3.Tezgahın şalterini aç. 4.Tezgahta çalışmaya başla. 5.Presleme

Detaylı

BİG BAG DOLUM SİSTEMLERİ

BİG BAG DOLUM SİSTEMLERİ BİG BAG DOLUM SİSTEMLERİ Big-Bag dolum makinesi, toz ve granül malzemelerin silolardan big-bag torbalarına, PLC kontrolü ile doldurulması işlemini gerçekleştirir. İsteğe bağlı olarak doldurma işlemi 200-1500

Detaylı

ARITMA ÇAMURLARININ YOĞUNLAġTIRILMASI VE SU ALMA ĠġLEMLERĠ

ARITMA ÇAMURLARININ YOĞUNLAġTIRILMASI VE SU ALMA ĠġLEMLERĠ Tekirdağ Ġli Arıtma Çamurlarının Değerlendirilmesi ÇalıĢtayı, 17 Ocak 2011 ARITMA ÇAMURLARININ YOĞUNLAġTIRILMASI VE SU ALMA ĠġLEMLERĠ Prof.Dr. AyĢe FĠLĠBELĠ Dokuz Eylül Üniversitesi, Çevre Mühendisliği

Detaylı

Hububat Depolama ve Taşıma Sistemleri TÜMENOĞLU TARIM ÜRÜNLERİ SANAYİİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ

Hububat Depolama ve Taşıma Sistemleri TÜMENOĞLU TARIM ÜRÜNLERİ SANAYİİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ Hububat Depolama ve Taşıma Sistemleri TÜMENOĞLU TARIM ÜRÜNLERİ SANAYİİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ Merkez: Horozlar Mah. Kadıköy Cad.No.68-70 Erenler / SAKARYA Fabrika Tel:0.264 3535421 Fax:0.264 3535422

Detaylı

FERMENTASYON. Bir maddenin bakteriler, mantarlarve diğer mikroorganizmalar aracılığıyla, genellikle ısı vererek ve köpürerek

FERMENTASYON. Bir maddenin bakteriler, mantarlarve diğer mikroorganizmalar aracılığıyla, genellikle ısı vererek ve köpürerek FERMENTASYON Bir maddenin bakteriler, mantarlarve diğer mikroorganizmalar aracılığıyla, genellikle ısı vererek ve köpürerek kimyasal olarak çürümesi olayıdır Fermantasyon anaerobik şartlarda, glikoliz

Detaylı

ZORUNLU MAKİNE VE TEÇHİZAT TEMİZLEME ÜNİTESİ KIRMA ÜNİTESİ DEĞİRMEN ÜNİTESİ Çöp sasörü Kırıcı valsler Vals

ZORUNLU MAKİNE VE TEÇHİZAT TEMİZLEME ÜNİTESİ KIRMA ÜNİTESİ DEĞİRMEN ÜNİTESİ Çöp sasörü Kırıcı valsler Vals GRUP: 3116 1- Un Üretimi a) Buğday Unu Un fabrikalarında kapasite günde 24 saat, yılda 300 iş günü çalışma esası üzerinden aşağıda belirtilen esaslara göre tespit edilir. ZORUNLU MAKİNE VE TEÇHİZAT TEMİZLEME

Detaylı

10. Sınıf. Soru Kitabı. Optik. Ünite. 5. Konu Mercekler. Test Çözümleri. Lazer Işınının Elde Edilmesi

10. Sınıf. Soru Kitabı. Optik. Ünite. 5. Konu Mercekler. Test Çözümleri. Lazer Işınının Elde Edilmesi 10. Sını Soru itabı 4. Ünite Optik 5. onu Mercekler Test Çözümleri azer Işınının Elde Edilmesi 4. Ünite Optik Test 1 in Çözümleri 1. çukur ayna sarı mavi perde ayna Sarı ışık ışınları şekildeki yolu izler.

Detaylı

ELEKTRİK ENERJİSİ ÜRETİMİNDE KULLANILAN KAYNAKLAR

ELEKTRİK ENERJİSİ ÜRETİMİNDE KULLANILAN KAYNAKLAR ELEKTRİK ENERJİSİ ÜRETİMİNDE KULLANILAN KAYNAKLAR Alternatör Elektrik elde etmek için bir mıknatısı iletken sargı içinde kendi çevresinde döndürmemiz yeterlidir. Manyetik alanın hareketi ile de elektrik

Detaylı

ALEVSIZDIRMAZLIK TESTĠ

ALEVSIZDIRMAZLIK TESTĠ REFERANS BASINÇ TESTĠ Testi yapılacak alevsızdırmaz muhafaza içine tüm aksesuar ve iç malzemeleri yerleģtirilir, Cıvatalar belirtilen tork değerinden daha fazla değerde sıkılmak sureti ile flanģ yüzeylerinden

Detaylı

DENEY 3. MADDENİN ÜÇ HALİ: NİTEL VE NİCEL GÖZLEMLER Sıcaklık ilişkileri

DENEY 3. MADDENİN ÜÇ HALİ: NİTEL VE NİCEL GÖZLEMLER Sıcaklık ilişkileri DENEY 3 MADDENİN ÜÇ HALİ: NİTEL VE NİCEL GÖZLEMLER Sıcaklık ilişkileri AMAÇ: Maddelerin üç halinin nitel ve nicel gözlemlerle incelenerek maddenin sıcaklık ile davranımını incelemek. TEORİ Hal değişimi,

Detaylı

Metalik malzemelerdeki kaynakların tahribatlı muayeneleri-kaynaklı yapıların soğuk çatlama deneyleri-ark kaynağı işlemleri Bölüm 2: Kendinden ön gerilmeli deneyler ISO 17642-2:2005 CTS TESTİ Hazırlayan:

Detaylı

5.31. MODÜLER MOBİLYA ÜRETİMİNDE KULLANILAN SERİ ÜRETİM HATLARINDAN ZIMPARA MAKİNASININ BESLEME ÜNİTESİ OTOMASYONU

5.31. MODÜLER MOBİLYA ÜRETİMİNDE KULLANILAN SERİ ÜRETİM HATLARINDAN ZIMPARA MAKİNASININ BESLEME ÜNİTESİ OTOMASYONU 5.31. MODÜLER MOBİLYA ÜRETİMİNDE KULLANILAN SERİ ÜRETİM HATLARINDAN ZIMPARA MAKİNASININ BESLEME ÜNİTESİ OTOMASYONU Prof. Dr. Asaf VAROL avarol@firat.edu.tr ÖZET: GeliĢen teknolojilerin en büyük eksikliği

Detaylı

Sektöre ÖzgüRedüktörler - 1

Sektöre ÖzgüRedüktörler - 1 Sektöre ÖzgüRedüktörler - 1 Yılmaz Redüktörün standart üretim yelpazesinin içerisinde genel kullanım amaçlı üretilen redüktörlerin dışında sektöre özgü imal edilmiş özel redüktörlerde bulunmaktadır. Bu

Detaylı

KÖMÜRÜN GAZLAŞTIRILMASI YOLUYLA ELDE EDİLEN SENTEZ GAZINDAN METANOL ÜRETİMİ

KÖMÜRÜN GAZLAŞTIRILMASI YOLUYLA ELDE EDİLEN SENTEZ GAZINDAN METANOL ÜRETİMİ Ek 2 ULUSAL ÖĞRENCİ TASARIM YARIŞMASI PROBLEM TANIMI KÖMÜRÜN GAZLAŞTIRILMASI YOLUYLA ELDE EDİLEN SENTEZ GAZINDAN METANOL ÜRETİMİ 1. Giriş Türk kömür rezervlerinden metanol üretimi Kömürden metanol üretimi,

Detaylı

DENEY 6: FLİP-FLOP (BELLEK) DEVRESİ UYGULAMALARI

DENEY 6: FLİP-FLOP (BELLEK) DEVRESİ UYGULAMALARI DENEY 6: FLİP-FLOP (BELLEK) DEVRESİ UYGULAMALARI Deneyin Amaçları Flip-floplara aģina olmak. DeğiĢik tipte Flip-Flop devrelerin gerçekleģtirilmesi ve tetikleme biçimlerini kavramak. ArdıĢık mantık devrelerinin

Detaylı

ULTRASONİK NEMLENDİRİCİ VE KULLANIM KILAVUZU MH-508. Talimatlar. Teknik Bilgiler. Çalışma Prensipleri. Özellikler. Doğru Nem Seviyesi

ULTRASONİK NEMLENDİRİCİ VE KULLANIM KILAVUZU MH-508. Talimatlar. Teknik Bilgiler. Çalışma Prensipleri. Özellikler. Doğru Nem Seviyesi ULTRASONİK NEMLENDİRİCİ VE KULLANIM KILAVUZU MH-508 Talimatlar Teknik Bilgiler Çalışma Prensipleri Özellikler Doğru Nem Seviyesi MH-508 fonksiyonları Güvenlik Kılavuzu Resimli Açıklamalar Çalışma Talimatı

Detaylı

MADENCĠLĠKTE KIRMA ELEME ÇÖZÜMLERĠ

MADENCĠLĠKTE KIRMA ELEME ÇÖZÜMLERĠ MADENCĠLĠKTE KIRMA ELEME ÇÖZÜMLERĠ Tasarım ve ĠĢletme Konularında Yapılan YanlıĢ Uygulamalar 26.04.2012 Serkan HoĢgit TESĠS TASARIMI Akım Ģeması oluģturulurken iģlenecek cevherin, Kil ve nem miktarının

Detaylı

KAYNAMALI ISI TRANSFERİ DENEYİ. Arş. Gör. Emre MANDEV

KAYNAMALI ISI TRANSFERİ DENEYİ. Arş. Gör. Emre MANDEV KAYNAMALI ISI TRANSFERİ DENEYİ Arş. Gör. Emre MANDEV 1. Giriş Pek çok uygulama alanında sıcak bir ortamdan soğuk bir ortama ısı transferi gerçekleştiğinde kaynama ve yoğuşma olayları gözlemlenir. Örneğin,

Detaylı

ATLAS ISI İSTASYONU ( IST )

ATLAS ISI İSTASYONU ( IST ) ATLAS ISI İSTASYONU ( IST ) MODELLER : - IST-30 ( 30 Kw ) - IST-45 ( 45 Kw ) - IST-60 ( 60 Kw ) - IST-80 ( 85 Kw ) Atlas Sayaç ve Ölçü Aletleri AŞ. 2012 yılında IST model numaralı kat istasyonları üretimine

Detaylı

ENDÜSTRİYEL GÜÇ DAĞITIM AŞ

ENDÜSTRİYEL GÜÇ DAĞITIM AŞ YILDIRIMDAN KORUMA VE TOPRAKLAMA SİSTEMLERİ T E R M İT K A Y N A K U YG U LA M A S I Hazırlayan HÜSEYİN ALÇIOĞLU Elektrik Mühendisi REV00 10 Aralık 2010 SOKAK NO:19/A BEKİRPAŞA-İZMİT / KOCAELİ Termit kaynak

Detaylı

GÜÇ VE HAREKET ĠLETĠM ELEMANLARI

GÜÇ VE HAREKET ĠLETĠM ELEMANLARI GÜÇ VE HAREKET ĠLETĠM ELEMANLARI P=sbt n m? n iģmak Ġġ MAKĠNASI Yapı olarak motor, güc ve hareket iletim elemanları ve iģ makinası kısmından oluģan bir makinanın esas amacı baģka bir enerjiyi mekanik enerjiye

Detaylı

Hidroliğin Tanımı. Hidrolik, akışkanlar aracılığıyla kuvvet ve hareketlerin iletimi ve kumandası anlamında kullanılmaktadır.

Hidroliğin Tanımı. Hidrolik, akışkanlar aracılığıyla kuvvet ve hareketlerin iletimi ve kumandası anlamında kullanılmaktadır. HİDROLİK SİSTEMLER Hidroliğin Tanımı Hidrolik, akışkanlar aracılığıyla kuvvet ve hareketlerin iletimi ve kumandası anlamında kullanılmaktadır. Enerji Türleri ve Karşılaştırılmaları Temel Fizik Kanunları

Detaylı

ATIK MADENİ YAĞ YENİDEN RAFİNE EDİLMESİ KRİTER KONTROL LİSTESİ

ATIK MADENİ YAĞ YENİDEN RAFİNE EDİLMESİ KRİTER KONTROL LİSTESİ ATIK MADENİ YAĞ YENİDEN RAFİNE EDİLMESİ KRİTER KONTROL LİSTESİ (Kontrol Listesinin Kriter metni ile birlikte değerlendirilmesi gerekir.) 1)Atık Kabul ve Atık depolarının hacimleri toplamı en az 250 m3

Detaylı

GIDA MİKROBİYOLOJİSİ LABORATUVAR UYGULAMASI

GIDA MİKROBİYOLOJİSİ LABORATUVAR UYGULAMASI 1. MİKROBİYOLOJİK ÖRNEK ALMA VE KÜLTÜR YAPMA Kültür Tipleri Saf kültür: Tek bir mikroorganizma türü üretilmiş kültürlerdir. Karışık Kültür: iki yada daha fazla çeşitte mikroorganizma türü aynı besiyerinde

Detaylı

KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ MADEN MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MADEN İŞLETME LABORATUVARI. (2014-2015 Bahar Dönemi) BÖHME AŞINMA DENEYİ

KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ MADEN MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MADEN İŞLETME LABORATUVARI. (2014-2015 Bahar Dönemi) BÖHME AŞINMA DENEYİ KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ MADEN MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MADEN İŞLETME LABORATUVARI (2014-2015 Bahar Dönemi) BÖHME AŞINMA DENEYİ Amaç ve Genel Bilgiler: Kayaç ve beton yüzeylerinin aşındırıcı maddelerle

Detaylı

ÖĞRETĠM YILI 5.SINIF 1. SEVĠYE TESPĠT VE BURS SIRALAMA SINAVI. Sınıf :... Tarih: 09/01/ OTURUM SORU KĠTAPÇIĞI MATEMATĠK - ĠNGĠLĠZCE

ÖĞRETĠM YILI 5.SINIF 1. SEVĠYE TESPĠT VE BURS SIRALAMA SINAVI. Sınıf :... Tarih: 09/01/ OTURUM SORU KĠTAPÇIĞI MATEMATĠK - ĠNGĠLĠZCE Kitapçığı 2014-2015 ÖĞRETĠM YILI 5.SINIF 1. SEVĠYE TESPĠT VE BURS SIRALAMA SINAVI Adı Soyadı:... Not:... Sınıf :... Tarih: 09/01/2015 Süre: 90dk 2.OTURUM SORU KĠTAPÇIĞI MATEMATĠK - ĠNGĠLĠZCE GENEL AÇIKLAMA

Detaylı

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ KİMYA MÜHENDİSLİĞİ

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ KİMYA MÜHENDİSLİĞİ ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ KİMYA MÜHENDİSLİĞİ 2013 - S A M S U N DAMITMA (DİSTİLASYON) Distilasyon, bir sıvının ısıtılması ve buharlaştırılmasından oluşmaktadır ve buhar bir distilat ürünü oluşturmak için

Detaylı

İnönü Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Maden Mühendisliği Bölümü. 321 Cevher Hazırlama Laboratuvarı I ÖRNEK AZALTMA

İnönü Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Maden Mühendisliği Bölümü. 321 Cevher Hazırlama Laboratuvarı I ÖRNEK AZALTMA İnönü Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Maden Mühendisliği Bölümü 321 Cevher Hazırlama Laboratuvarı I ÖRNEK AZALTMA 1. GİRİŞ Belirli bir cevherin niteliklerinin saptanmasında kullanılmak üzere temsili

Detaylı

EĞİTİM NOTLARI 16 BASINÇLI HAVA HATLARI BASINÇLI HAVA HATLARI

EĞİTİM NOTLARI 16 BASINÇLI HAVA HATLARI BASINÇLI HAVA HATLARI Basınçlı hava, endüstriyel tesislerde yaygın bir şekilde kullanılan bir enerji türüdür. Basınçlı hava, dış ortamdan alınan havanın bir kompresörde belli bir oranda sıkıştırılmasıyla elde edilir. Serbest

Detaylı

Tohum İşleme ve İyileştirme Teknolojik Çözüm Ortağınız AKYUREKEXCELL ELEME MAKİNELERİ SERİSİ

Tohum İşleme ve İyileştirme Teknolojik Çözüm Ortağınız AKYUREKEXCELL ELEME MAKİNELERİ SERİSİ Tohum İşleme ve İyileştirme Teknolojik Çözüm Ortağınız AKYUREKEXCELL ELEME MAKİNELERİ 200-210-220 SERİSİ AKYÜREK EXCELL 200 Serisi Süper Hassas Eleme Makineleri Akyürek Excell Süper Elekleri her tür kuru

Detaylı

De Smet Tipi Ekstraktörler

De Smet Tipi Ekstraktörler De Smet Tipi Ekstraktörler Bant üzerinde 60-70 cm kalınlıktaki ezme ilerlerken, bantın alt kısmında daha önceki yıkamalardan biriken yarı miselanın püskürtülmesi suretiyle kademeli bir şekilde gerçekleştirilmektedir.

Detaylı

KLİMA İÇ TESİSAT YIKAMA MAKİNASI SERVİS BÜLTENİ

KLİMA İÇ TESİSAT YIKAMA MAKİNASI SERVİS BÜLTENİ KLİMA İÇ TESİSAT YIKAMA MAKİNASI SERVİS BÜLTENİ Satış Sonrası Hizmetler Yöneticiliği 1 / 13 02.2008 Rev 0 01/2008 02.2008 İÇİNDEKİLER 1. ÜRÜN TANITIMI... 3 2. MONTAJ ŞEMASI... 3 3. MONTAJ ŞEMASINDA BELİRTİLEN

Detaylı

KATI SIVI EKSTRAKSİYONU

KATI SIVI EKSTRAKSİYONU KATI SIVI EKSTRAKSİYONU Bursa Teknik Üniversitesi DBMMF Kimya Mühendisliği Bölümü 1 1. Amaç Katı-sıvı ekstraksiyon mekanizmasının deney düzeneği üzerinde incelenmesi ve katı-sıvı ekstraksiyon parametrelerinin

Detaylı

Pamuk ekim makinaları. 18.10.2012 Prof.Dr.Rasim OKURSOY 1

Pamuk ekim makinaları. 18.10.2012 Prof.Dr.Rasim OKURSOY 1 Pamuk ekim makinaları 18.10.2012 Prof.Dr.Rasim OKURSOY 1 18.10.2012 Prof.Dr.Rasim OKURSOY 2 Pamuk Ülkemizde pamuk çoğunlukla çırçır makinalarından çıktığı gibi ekilir. Bu tohumların üzeri hav denilen lifli

Detaylı

MAKİNE ELEMANLARI LABORATUARI

MAKİNE ELEMANLARI LABORATUARI YILDIZ EKNĠK ÜNĠVERSĠESĠ MAKĠNE MÜHENDĠSLĠĞĠ BÖLÜMÜ MAKİNE ELEMANLARI LABORAUARI KONU: Kaymalı Yataklarda nin ve Sürtünme Katsayısının Deneysel Olarak Belirlenmesi DENEY RAPORUNDA ĠSENENLER 1. Kaymalı

Detaylı

KATI YALITIM MALZEMELERİ KALSİYUM SİLİKAT

KATI YALITIM MALZEMELERİ KALSİYUM SİLİKAT KATI YALITIM MALZEMELERİ KALSİYUM SİLİKAT Celal Bayar Üniversitesi Turgutlu Meslek Yüksekokulu İnşaat Bölümü Öğretim Görevlisi Tekin TEZCAN İnşaat Yüksek Mühendisi KALSİYUM SİLİKAT Yüksek mukavemetli,

Detaylı

Birden çok maddenin kimyasal bağ oluşturmadan bir arada bulunmasıyla meydana gelen maddelere karışım denir.

Birden çok maddenin kimyasal bağ oluşturmadan bir arada bulunmasıyla meydana gelen maddelere karışım denir. Anahtar Kavramlar Çözelti çözücü çözünen homojen hetorojen derişik seyreltik Birden çok maddenin kimyasal bağ oluşturmadan bir arada bulunmasıyla meydana gelen maddelere karışım denir. Solduğumuz hava;

Detaylı