Diabetik Olgularda Hiperglisemik Aciller: Diabetik Ketoasidoz ve Hiperglisemik Hiperozmolar Nonketotik Sendrom

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Diabetik Olgularda Hiperglisemik Aciller: Diabetik Ketoasidoz ve Hiperglisemik Hiperozmolar Nonketotik Sendrom"

Transkript

1 .Ü. Cerrahpafla T p Fakültesi Sürekli T p E itimi Etkinlikleri ç Hastal klar nda Aciller Sempozyum Dizisi No: 29 Mart 2002; s Diabetik Olgularda Hiperglisemik Aciller: Diabetik Ketoasidoz ve Hiperglisemik Hiperozmolar Nonketotik Sendrom Doç. Dr. Zeynep Oflar D ABET K KETOAS DOZ Tip 1 diabetes mellitus olgularında gelişen en ciddi akut metabolik dekompansasyon tablosu diabetik ketoasidozdur (DKA). Sıklıkla çocukluk veya ergenlik dönemindeki tip 1 diabetlilerde gözlenmekle birlikte, tüm diabetlilerde araya giren ciddi bir hastalık varlığında ketoasidoz ortaya çıkabilir. Diabetik ketoasidoz, 24 yaşın altındaki tip 1 diabet olgularında, tüm ölümlerin %50 sinden sorumludur. ABD de her yıl diabetik ketoasidoz nedeniyle hospitalize edilen hastaların sayısı düzeyindedir. Ülkemizde diabetik ketoasidoz sıklığına ait herhangi bir veri bulunmamakla birlikte, en az bu rakkamlar düzeyinde olduğu kolaylıkla varsayılabilir. Diabet tedavisinin temel prensibi diabet komplikasyonlarının önlenmesidir. Bu amaca ulaşılabilmesi için tip 1 diabetli hasta, ailesi ve medikal ekibin ciddi bir işbirliği içinde bulunması zorunludur. Özellikle adolesan tip 1 diabetlilerin takibinde bu konu daha da büyük önem taşır. Medikal ekip, diabet konusunda uzmanlaşmış bir hekim, diabet hemşiresi, diyetisyen ve psikiatristten oluşur. Gerek diabetli gerekse ailesi diabet takip ve tedavisi konusunda eğitilmelidir. Hafif diabetik ketoasidoz hasta ve yakınları tarafından kolaylıkla evde takip ve tedavi edilebilir. Ancak daha ağır olgularda mutlaka hastane tedavisi zorunludur. Hospitalizasyon ve yoğun bakım, ağır diabetik ketoasidozda ölümleri azaltan en önemli unsurdur. Fizyopatoloji Ketoasidoz, ketozise sekonder olarak gelişen asidoz tablosu olarak tanımlanabilir. Ketoasidozda tetiği çeken mekanizma insulin eksikliğidir (Şekil 1). 279

2 Zeynep Oflar Tip I diabet Presipite eden faktör nsulin Glukagon ve di er kontregülatuar hormonlar Protein katabolizmas Aminoasitler Gliserol Lipoliz FFA Glukoz uptake Hiperglisemi Glukoneojenez Ketojenez Osmotik diürez Ketonüri Ketonemi Volüm deplesyonu Dehidratasyon Elektrolit deplesyonu Asidoz fiekil 1. Diabetik ketoasidozda patogenez İnsulin düzeyleri çok düşük buna karşılık kontrinsuliner hormon düzeyleri yüksektir. Mutlak veya relatif bir insulin eksikliği ile eşlik eden kontrinsuliner hormonlardaki artış, DKA da yağ, protein ve karbonhidrat metabolizmasının ciddi biçimde etkilenmesine neden olur. Diabetik bir hastada infeksiyon, psişik veya fiziksel stres, araya giren kanser gibi hastalıklar kontrregülatuar hormonları arttırarak relatif bir insulin yetersizliğine yol açarak DKA gelişimini kolaylaştırır. Yeme bozuklukları tekrarlayan DKA ataklarının %20 sinin nedenidir. Bunun yanısıra hastanın insulinini kesmesi, pompa kullananlarda cihazın arızalanması, kan şekeri yüksekken yapılan ağır egzersiz yine insulin yetersizliği ve DKA oluşumuna neden olur. 280

3 Diabetik Olgularda Hiperglisemik Aciller: Diabetik Ketoasidoz ve Hiperglisemik Hiperozmolar Nonketotik Sendrom Ketoasidozun ortaya çıktığı diabet dışı klinik durumlar, alkol intoksikasyonu, ağır starvasyona bağlı ketozis, kalıtsal metabolizma hastalıkları ve diğer bazı intoksikasyonlardır. Nondiabetik bir hastada ortaya çıkan ketoasidoz diğer ketoz nedenlerinin ayırıcı tanısını gerektirir. Kontrregülatuar hormonlar olan glukagon, kortizol, katekolaminler ve büyüme hormonu lipolizi stimüle ederek karaciğere serbest yağ asitlerinin (FFA) akışını hızlandırır. FFA karaciğerde bir yandan trigliseridlere esterifiye olurken, bir yandan da mitokondrial membranı geçerek beta oksidasyon yoluyla keton cisimlerini oluşturur. Glukagon ayrıca karnitin aciltransferaz enzim kompleksini stimüle ederek FFA nin mitokondriye geçişini de hızlandırır (Şekil 1 ve 2). Sonuçta b-hidroksibütirat ve asetoasetat artarak metabolic asidoza ve anyon açığına yol açar. DKA oluşumunda en önemli rolü oynayan hormon glukagondur. Glukagon düzeylerinin somatostatin yoluyla baskılandığı olgularda ketonemi oluşmadığı saptanmıştır. nsulinopeni Ya doku lipoliz aktivasyonu (hormona duyarl lipaz) FFA - (NEFA) Co-A ile esterifikasyon NEFA beta oksidasyonu ve ketogenezis Malonil Co-A azalmas Hepatik karnitin acil transferaz I aktivasyonu Glukagon art fl fiekil 2. Diabetik ketoasidoz seyrinde insulinopeni ve glukagon art fl n n önemi Keton cisimlerindeki artış ve buna bağlı olarak gelişen asidoz tablosu dehidratasyon ve elektrolit kaybına yol açar. Kusmalar ve sıvı ve elektrolit alımının yeterli düzeyde sürdürülememesi dehidratasyon tablosunun ağırlaşmasına neden olur. DKA da glukoz düzeyleri sıklıkla 250 mg/dl nin üzerindedir. 281

4 Zeynep Oflar Ancak, bazı diabetik olgularda süregelen ketozise rağmen glukoz düzeyleri normal veya hafif yüksek bulunabilir. Yetersiz de olsa insulin tedavisinin halen sürdürülüyor olması, uzayan açlık, şiddetli kusmaların varlığı, gebelik, yetersiz karbonhidrat alımı ve tedavinin karbonhidrat içermeyen sıvılarla sürdürülmesi, kan şekerinin yükselmesini engelleyen nedenlerdir. Kontregülatuar hormonlar karaciğerde glukoneojenezi hızlandırır. Bunun yanısıra, karaciğer ve iskelet kasında glukojenoliz artışına yol açar ve glukoz uptake ve oksidasyonunu baskılar. Bütün bu mekanizmalar ve insulin yetersizliği ketoasidoz olgularında glukoz düzeylerinin artışına neden olur. Büyüme hormonu, katekolaminler, kortizol, FFA, aminoasitler, elektrolit deplesyonu ve asidoz periferik dokuda insulin rezistansına neden olur ve bu durum glukoz düzeylerini yükselten bir diğer faktördür. Hipergliseminin ağırlaşması ve böbreğin glukoz eşiğini aşmasının sonucunda ozmotik diürez, poliüri, polidipsi ve niktüri ortaya çıkar. Eğer ozmotik diürez artışı yeterli sıvı alımı ile kompanse edilebilirse, diürez devam eder ve idrarla kaybedilen glukoz miktarları hipergliseminin çok yükselmesine engel oluşturur. Bu koşullarda plazma glukozu en fazla mg/dl düzeylerinde seyreder. Ancak yeterli sıvı replasmanı yapılamaz veya kusmalar ile kayıplar artarsa dehidratasyon ağırlaşır. Bu koşullarda, ozmotik diürez geriler, filtre edilen glukoz azalır ve kan şekeri çok yükselir. Eğer sıvı replasmanı yüksek karbonhidrat içeriği olan sıvılarla yapılırsa, glisemi yine çok yüksek düzeylere çıkabilir. Dehidratasyon artışı ve hiperglisemi glomerüler filtrasyon hızını (GFR) daha da azaltır. Glukoz 600 mg/dl iken GFR %25 oranında azalırken, 800 mg/dl de %50 azalır. Elektrolit imbalansı hemen daima tabloya eşlik eder. Glukoza bağlı ozmotik diürez artışının bir sonucu olarak distal tubulus sodium ve su reabsorbsiyonu bozulur ve kayıplar artar. Asidoza bağlı olarak hidrojen iyonlarının renal ekskresyonu da artar. H iyonları beraberinde K ve Na atılımını da arttırır. Bunların yanısıra, hiperglisemik ortam intrasellüler alandan ekstrasellüler alana sıvı geçişine neden olur. Bu geçiş dilüsyonel hiponatremi ve ölçülebilen intravasküler Na miktarlarında relatif bir azalmaya yol açar. Glukozun 100 mg/dl nin üzerindeki her 100 mg/dl lik artışı, ölçülebilen plazma Na düzeyini 1.6 meq/l azaltır. Hiperglisemi geriledikçe Na miktarları da artar. Bu nedenle Na düzeyi değerlendirilirken laboratuvardan gelen sonuç değil, düzeltilmiş Na düzeyi gözönüne alınmalıdır. Na düzeylerinin takibi sıvı replasmanı sırasında serebral ödem gelişiminin önlenebilmesi açısından büyük önem taşır. Düzeltilmiş Na + (Na + corr) = Na + (ölçülen) + ((Glukoz (mg/dl) 100) /100) x 1.6 Potasyum kayıpları DKA seyrinde ortaya çıkan bir diğer elektrolit imbalansıdır. Ketoasidoza bağlı olarak gelişen renal K + kayıplarının yanısıra, dehidratasyona bağlı olarak ortaya çıkan hiperaldosteronizm de K + kaybına yol 282

5 Diabetik Olgularda Hiperglisemik Aciller: Diabetik Ketoasidoz ve Hiperglisemik Hiperozmolar Nonketotik Sendrom açar. Asidoz intrasellüler potasyumun ekstrasellüler alana geçmesine neden olur. Bu nedenle plazma potasyumu gerçek potasyum düzeyini yansıtmaz ve yanlış yüksek olarak saptanır.tüm DKA olgularında ölçülen K + düzeyi 5.5 meq/l nin altında ise mutlaka K + replasmanı yapılmalıdır. Asidoz ve eşlik eden hiperglisemi idrarla fosfat kaybını arttırır. Hipofosfatemi eritrositlerdeki 2,3-difosfogliserat düzeylerinin düşmesine ve hemoglobin-oksijen dissosiyasyon eğrisinin sola kaymasına neden olur. Asidoz koşullarında, dissosiasyon eğrisi oksijen iletimini kolaylaştırmak amacıyla sağa kaymış durumda bulunduğu için hipofosfatemi herhangi bir etkiye yol açmaz. Ancak asidoz düzeltildikten sonra dokulara oksijen iletimi yetersiz bir düzeye inebilir. Hipofosfatemi bu nedenle tedavi sürecinde mutlaka gözönüne alınmalıdır. Keton cisimlerinin artışı ve asidozun ortaya çıkması ile MSS kemoreseptörleri stimüle olur ve solunum hiperventilasyon şekline dönüşür. pco2 yi azaltarak metabolik asidozu kompanse etmeye yönelik olan bu solunum şekli Kussmaul solunumu olarak adlandırılır. Hafif ve orta şiddetteki asidoz bu yolla belirli bir düzeye kadar kompanse edilebilir, ancak ciddi metabolik asidozun kompansasyonu için yeterli olmaz. Bunun yanısıra hastada önceden mevcut olan akciğer hastalığının varlığı kompansasyon mekanizmasını engelleyen bir diğer faktördür. Bu nedenlei pnömoni, astım, erişkin respiratuar distres sendromu, asidoza bağlı MSS depresyonu, sepsis ve renal yetersizlik ketoasidoza bağlı mortaliteyi arttıran faktörlerdir. Klinik Bulgular ve S n flama Ketonemi ve ketonüri, metabolik asidoz ve dehidratasyon DKA u oluşturan klinik bulgulardır. Hiperglisemiye bağlı poliüri, polidipsi ve niktüri, asidoza bağlı hiperventilasyon, ve karın ağrısı, ve dehidratasyon bulguları farklı derecelerde olmak üzere tüm hastalarda gözlenir. Karın ağrısı zaman zaman akut batını taklit edecek ölçüde şiddetli olabilir, abdominal hassasiyet, defans, barsak seslerinde azalma ve ileus gelişebilir. DKA u presipite eden neden gastroenterit, apandisit veya pankreatit gibi bir batın içi olay da olabilir. Bu nedenle DKA seyrinde gözlenen akut batın tablosu dikkatli bir ayırıcı tanı gerektirir. Susuzluk hissi, taşikardi, bulantı, kusma, hipotansiyon, halsizlik ve güçsüzlük, anoreksi, sıcak ve kuru cilt, solukta aseton kokusu, Kussmaul solunumu, somnolans, hipotermi, hiporefleksi, şuur bulanıklığı gözlenebilir. Ateş nadiren yükselir ve bu durum altta yatan bir enfeksiyonun habercisi olabilir. Myokard kontraktilitesinde bozulma ve kalp yetersizliği, aritmiler, şok ve koma ciddi asidoz tablosunda ortaya çıkabilen bulgulardır. Serum bikarbonat düzeyinde azalma, pco2 azalması, ph düşüklüğü, ketonemi ve ketonüri, keton cisimlerindeki (β-hidroksibütirat, asetoasetat) artışa 283

6 Zeynep Oflar bağlı yükselen anyon açığı, hiperglisemi, lökositoz, hiponatremi, hipofosfatemi, hiperosmolalite ve hiperamilazemi, BUN artışı laboratuvar bulguları olarak özetlenebilir. Glukoz düzeyleri genellikle mg/dl arasında olmakla beraber, bazen 300 mg ın altına inebilir veya 800 mg ın üzerine çıkabilir. Hipergliseminin bu denli yükselmesi GFR düzeyinin azalmasına ve prerenal azotemiye yol açabilir. Önceki bölümde belirtildiği gibi, ciddi hiperglisemi, ölçülebilen Na düzeylerini azaltır. Eğer Na normal sınırlar içinde bulunuyorsa, bu durum plazma ozmolalitesinin gerçekte yüksek bir değerde olduğunu gösterir. Bu nedenle mutlaka doğrulanmış Na miktarları ve plazma osmolalitesi hesaplanmalı ve sıvı tedavisi ona göre planlanmalıdır. Effektif osmolalite hesaplanması için sodyum, potasyum ve glukoz düzeylerinin değerlendirmeye alıdığı, pratik bir formül kullanılabilir: Effektif osmolalite (Eosm) = 2([Na + ] +[K + ]) + [Glukoz (mg/dl)/18] Hipergliseminin tedavisi bir yandan dilüsyonel hiponatreminin ortadan kalkmasına ve Na miktarlarının yükselmesine neden olacağı için, plazma osmolalitesi bir süre daha yüksek olarak devam edecektir. Serum potasyum düzeyleri normal, düşük veya yüksek bulunabilir. Ancak idrar ve gastroentestinal yolla olan kayıplar total vücut potasyumunun hemen daima düşmesine neden olur.tüm DKA olgularında EKG takibi yapılması yalnız ritm problemlerinin ve myokardial iskeminin takibi açısından değil, aynı zamanda K+ düzeyinin takibi açısından da önem taşır. T düzleşmesi ve negatifleşmesi, S-T segment depresyonu, Q-T uzaması, U dalgaları hipopaotasemiye bağlı olarak gelişen EKG değişiklikleridir. Hiperpotasemide ise, sivri T dalgaları, QRS kompleksinde genişleme, P depresyonu veya A-V dissosiasyon ortaya çıkar. Ketozis takibi farklı yöntemlerle yapılabilir. İdrarda keton cisimleri tayini plazma ketonlarının takibi için yeterli değildir. Plazma ketonlarının kantitatif olarak tayini için Acetest tabletleri kullanılabilir. Ancak Acetest tabletleri sirkülasyondaki majör keton cisimi olan b-hidroksibütirat ile reaksiyon vermez. Bu nedenle Acetest ile keton cisimleri tayinin tedavi etkinliğinin değerlendirilmesi açısından önem taşımaz. Anyon açığının takibi keton cisimlerinin değerlendirilmesi açısından daha değerli bir parametredir. Keton cisimlerinin azalması anyon açığının daralmasına neden olur ve tedavinin etkinliği açısından bilgi verir. Anyon açığı: [(Na + + K + ) (HCO Cl - )] DKA ile başvuran hastalarda lökosit sayısında yükselme ve formülde sola kayma bulunur. Lökositoz mutlaka altta yatan bir enfeksiyon bulunduğunu göstermez ve tedavi ile hızla düşer. Sebat eden lökositoz ise bir enfeksiyon hastalığına işaret edebilir. Amilaz düzeyleri de DKA da yüksek bulunabilir ve pankreatit olduğunu düşündürmemelidir. 284

7 Diabetik Olgularda Hiperglisemik Aciller: Diabetik Ketoasidoz ve Hiperglisemik Hiperozmolar Nonketotik Sendrom DKA olguları klinik parametrelerin ve laboratuvar bulgularının ağırlığına göre hafif, orta ve ağır olmak üzere 3 grupta sınıflanabilir (Tablo 1). Hafif DKA olgularında evde takip ve tedavi genellilkle yeterlidir. Sıvı alımının arttırılması ve insulin tedavisinin düzenlenmesi ile asit baz dengesi yeniden sağlanabilir ve elektrolit imbalansı oluşmaz. Tüm diabetiklerin DKA konusunda önceden eğitilmiş olması zorunludur. Tablo 1. Diabetik ketoasidoz s n flamas Parametre Hafif Orta A r Volüm defisiti (%) Klinik bulgular Periferal perfüzyon Normal Normal- Kalp h z Normal Kan bas nc Normal Normal- Normal- fiuur durumu Aç k Uykuya e ilimli Stupor/koma Laboratuvar bulgular Glukoz (mg/dl) >250 >250 >250 HCO3 (meq/l) (10-<15) (<10) ph (arter) <7.24 <7.00 Anyon aç >10 >12 >12 Na + corr Normal Normal Normal- drar ketonlar Pozitif Pozitif Pozitif Serum ketonlar Pozitif Pozitif Pozitif BUN (mg/dl) <20 <30 >25 Orta şiddette DKA asidozu kompanse edebilecek endojen mekanizmalar yetersizdir. Hasta ve yakınlarının bilgi düzeyinin yeterli olmaması ve sıvı alımının şiddetli kusmalar nedeniyle sürdürülememesi evde tedaviyi engelleyen en önemli nedenlerdir. Olguların bikarbonat değeri 10 meq/l nin ve ph ı 7.2 nin üzerindedir. Bu kategoriye dahil olan olgular mutlaka hospitalize edilmeli ve yoğun takibe alınmalıdır. Hospitalizasyon sonrası tablo genellikle birkaç saat içinde düzelir ve hasta kısa sürede taburcu edilebilir. Ağır DKA ile başvuran olgularda ise ciddi metabolik asidoz nedeniyle mortalite riski yüksektir. Periferik perfüzyonun yetersizliği, prerenal azotemi, ortostatik hipotansiyon, ciddi karın ağrısı ve kusmalar, mental bulgular tabloya eşlik eder. Bikarbonat 10 meq/l, ph ise 7.2 nin altındadır. Acil hospitalizasyon ve yoğun bakım koşullarında tedavi zorunludur. 285

8 Zeynep Oflar Takip ve Tedavi DKA tıbbi açıdan ciddiyet taşıyan bir acil durumdur. İlk yaklaşım daima hastanın vital fonksiyonlarının değerlendirilmesi şeklinde olmalıdır. Tedavi öncelikleri aşağıdaki şekilde sıralanabilir: 1. Kardiyovasküler fonksiyonların değerlendirilmesi ve ventilasyon ve sirkülasyon desteğinin sağlanması. 2. Sıvı ve elektrolit açığının karşılanmaya başlanması 3. Uygun insulin tedavisinin planlanması ve keton cisimleri sentezinin durdurulması 4. Metabolik asidoz tedavisi 5. DKA a neden olduğu düşünülen faktörün saptanması ve tedavisi 6. DKA komplikasyonları açısından takip (ritm problemleri, nörolojik bulgular açısından takip) S v replasman : Verilecek sıvı miktarı volüm ekspansiyonu yapabilmeli, kayıpları yerine koymalı ve süren gereksinimi karşılayabilmelidir. Hastada kalp yetersizliği bulguları yoksa ilk 1-2 saat içinde %0.9 luk NaCl solüsyonu ml/kg-saat hızla verilmelidir (yaklaşık litre). Sıvı replasmanının daha sonraki saatlerdeki hızı hastanın idrar miktarına, hidrasyon derecesine ve elektrolit düzeylerine göre ayarlanmalıdır. Genellikle %0.45 lik NaCl solüsyonu ile devam edilmesi ve 5-15 ml/kg-saat hızla verilmesi uygundur. Eğer Na düzeyleri düşükse aynı hızda %9 luk NaCl solüsyonu ile devam edilmelidir. Na düzeyi değerlendirilirken mutlaka düzeltilmiş Na değerleri hesaplanmalıdır. Renal fonksiyonlar normal düzeyde ise her litreye meq K + (2/3 KCl ve 1/3 KPO4) eklenmeli ve oral alım başlayana kadar sürdürülmelidir. Hipovolemik şok tablosu ile başvuran hastada plazma genişleticiler kullanılmalıdır. Serum glukozu 250 mg/dl düzeyine inince sıvı tedavisi %5 dekstroz NaCl şekline değiştirilmeli, uygun insulin tedavisi planlanmalı ve metabolik denge sağlananana kadar glukoz düzeyleri mg/dl civarında tutulmalıdır. nsulin tedavisi: Orta ve ağır şiddetteki DKA olgularında insulin tedavisine 0.15 Ü/kg (1/2 iv, 1/2 im/sc) bolus kristalize insulin ile başlanmalı, 0.1 Ü/kg-saat hızda sürekli intravenöz insulin infüzyonu ile devam etmeli ve saatte yaklaşık mg/dl lik bir glukoz düşüşü hedeflenmelidir. Eğer 1 saatlik tedavinin sonunda glukoz 50 mg/dl azalma göstermemişse, sıvı tedavisi yeniden gözden geçirilir ve insulin infüzyonunun hızı iki kat arttırılır. İstenilen hızda glukoz düşüşü sağlanana dek bu yaklaşım sürdürülür. Glukoz 250 mg/dl düzeylerine indikten sonra insulin infüzyon hızı azaltılır ve sıvı tedavisine dekstroz eklenir ( Ü/kg-saat). Ketonemi tamamen ortadan kalkana dek iv insulin replasmanı sürdürülmelidir. Ketoneminin düzelmesi daha 286

9 Diabetik Olgularda Hiperglisemik Aciller: Diabetik Ketoasidoz ve Hiperglisemik Hiperozmolar Nonketotik Sendrom uzun zaman alır. Nitroprussid yontemi yalnızca idrardaki asetoasetik asit ve aseton miktarlarını gösterir, oysa majör keton cismi b-hidroksibütirik asittir. Tedavi sırasında b-hidroksibütirik asit, asetoasite dönüşüm gösterir ve izleyen hekimde ketozisin ilerlemekte olduğu izlenimini yaratabilir. Bu nedenlerden dolayı idrar ketonları ile DKA talkibi yapmak çok doğru bir yöntem değildir. Her 2-4 saatte bir kan alınmalı ve serum elektrolitleri, BUN, kreatinin, glukoz, osmolalite ve venöz ph değerlendirilmelidir. Venöz ph arteryel ph nin yaklaşık 0.03Ü altındadır. Herdefasında arter ph ının tayini gereksizdir. Anyon açığı ve venöz ph takibi yeterlidir. Hafif DKA olgularında Ü/kg yarısı iv, diğer yarısı s.c veya im olacak şekilde yapılır. Takiben saatte 0.1 Ü/kg regüler insulin sc veya im yolla verilerek tedaviye devam edilir. Glukoz <200 mg/dl, bikarbonat 18 meq/l, venöz ph >7.3 ve anyon açığı <12 meq/l olduktan sonra, eğer hasta oral sıvı alımını sürdürebilecek özellikte ise multipl insulin enjeksiyonları ile tedavi başlanabilir. Multipl insulin tedavsisi planlanırken hastanın önceki insulin dozları esas alınmalıdır. Eğer yeni tanı koyulmuş olan bir hasta ise Ü/kg gün başlanabilir. Potasyum replasman : Ölçülebilen K + değerlerinin normal sınırlarda ve hatta yüksek bulunmasına rağmen K + replasmanı yapılmalıdır çünkü total vücut potasyumu düşüktür. İnsulin tedavisinin başlanması, asidozun düzeltilmesi ve volüm replasmanı ile K + düzeyleri düşme eğilimi gösterir. Hipopotaseminin önlenebilmesi için eğer başlangıç serum K + düzeyleri meq/l ise verilen her litre sıvıya meq K + eklenerek replasman yapılmalıdır. Verilen K + un 273 ü KCL, 1/3 ü ise KPO4 veya tamamı KCL şeklinde olmalıdır. Eğer başlangıç potasyumu meq/l ise verilen potasyum miktarları meq/l düzeyine çıkarılmalıdır. Potasyum 2.5 meq/l nin altında ise 10 meq KCl iv 1 saatte verilmeli, takiben replasmana belirtilen şekillerde devam edilmelidir. Bu durumda serum K + u 3.3 meq/l düzeylerine yükselene dek insulin tedavisine başlanmaması önerilir. 1 4 saatlik aralarla serum elektrolitleri takip edilmeli ve idrar miktarı izlenmelidir. Bikarbonat tedavisi: ph ın 7.0 ın üzerinde olduğu koşullarda insulin tedavisi lipolizi baskılayarak keton cisimlerinin oluşumunu ve asidozun sürmesini bloke eder. Bu durumda bikarbonat replasmanı gereksizdir. PH 6.9 un altında ise, 100 mmol sodyumbikarbonat 400 ml steril serum fizyolojik içinde ve 200 ml/saat hızda verilebilir. PH arasında ise aynı hızda infüzyon 50 mmol sodyumbikarbonat ile yapılmalıdır. Her 2 saatte bir venöz ph bakılmalıdır. Değer düşük bulunursa infüzyon tekarlanabilir. Fosfat replasman : Gerek ketozasidozun kendisi gerekse uygulanan insulin tedavsisi ile total fosfat düzeyleri düşme gösterebilir. Ancak fosfat replasmanının morbidite ve mortalite üzerine herhangi bir etkisinin olduğu kanıtlanabilmiş değildir. Ayrıca yüksek dozda fosfat replasmanı hipokalsemiye de 287

10 Zeynep Oflar yol açabilir. Kardiak disfonksiyon, anemi, respiratuar depresyon bulguları gösteren olgularda ve eğer serum fosfat düzeyleri 1 mg/dl nin altında ise replasman yapılabilir meq/l potasyum fosfatın verilen sıvılara eklenmesi yeterlidir. H PERGL SEM K H PEROSMOLAR NONKETOT K SENDROM (H PEROSMOLAR H PER- GL SEM K DURUM) Hiperglisemik hiperosmolar nonketotik sendrom (HHNS) yaş arasındaki tip 2 diabet olgularında görülen bir akut hiperglisemi ve buna bağlı olarak gelişen hiperosmolarite tablosudur. En sık presipite eden neden DKA seyrinde olduğu gibi araya giren bir enfeksiyonun varlığıdır. Bunun yanısıra serebrovasküler olay, alkol, kokain kullanımı, pankreatit, akut myokard infarktüsü, travma ve ilaçlar (kortikosteroid, tiazidler, dopamin ve terbutalin gibi sempatomimetik ajanlar) erişkin diabet olgularında HHNS gelişimine yol açabilir. Oral hipoglisemik ajanlarla tedavinin sonlandırılması bir diğer HHNS nedeni olarak karşımıza çıkar. Yeme bozuklukları da bir diğer HHNS nedenidir. Yapılan bir araştırmada HHNS olgularının %70 inin kadın olduğu, %39 unda akut enfeksiyon, %18 inde demans bulunduğu ve %28 ini bakımevinde yaşadığı bildirilmiştir. %40 olguda ise diabet tanısı HHNS tablosu ile beraber koyulmuştur. Mortalite çeşitli serilerde %12-46 düzeylerindedir. Yaş ilerledikçe ve serum osmolarite değeri arttıkça mortalite yükselmektedir. Fizyopatoloji Tıpkı DKA seyrinde olduğu gibi yükselen glukoz düzeyleri böbrek eşiğini aşmakta ve takiben artarak süren osmotik diürez sıvı ve elektrolit kaybına neden olmaktadır (Şekil 3). HHNS olgularında ketozis ve asidoz saptanmaz. Eğer hasta sıvı kaybını artan su alımı ile kompanse edebiliyorsa osmolarite çok yükselmeyebilir. Aksi halde kısa bir süre sonra ağırlaşan dehidratasyon ve hiperosmolarite ile mental fonksiyonlar bozulur ve bununla birlikte sıvı alımı da durur. Mental fonksiyonların düzeyi hiperosmolarite ve dehidratasyonla direkt olarak ilişkilidir. Ağır dehidratasyon prerenal azotemiye yol açarak da hipergliseminin ve hiperosmolaritenin ağırlaşmasına neden olabilir (Şekil 3). Bazal insulin sekresyonunun sürmesi HHNS da lipoliz ve ketogenezi önleyen neden olarak karşımıza çıkar. Ancak insulin düzeyleri hepatik glukoz yapımını ve ciddi hiperglisemiyi önleyebilecek miktarlarda değildir. DKA a benzer şekilde, insulin yetersizliğine eşlik eden bir kontrinsuliner hormon artışı bulunur. Portal ven glukagon/insulin oranı artar. Glukagon düzeylerinin hipergliseminin derecesi ile korelasyon gösterdiği bildirilmiştir. Glukagon artışı ve buna eşlik eden katekolamin ve kortizol düzeylerindeki yükselme glikojen fosforilaz aktivasyonu yolu ile hepatik glikojenolize ve glukoneojeneze yol açar, karaciğerin glukoz yapımı ileri düzeyde artar. Bunun yanısıra kontr- 288

11 Diabetik Olgularda Hiperglisemik Aciller: Diabetik Ketoasidoz ve Hiperglisemik Hiperozmolar Nonketotik Sendrom Tip I diabet Presipite eden faktör nsulin Glukagon ve di er kontregülatuar hormonlar Glukoz uptake Hiperglisemi Hiperosmolarite Osmotik diürez Prerenal azotemi Volüm deplesyonu Elektrolit deplesyonu Susuzluk hissinde azalma fiekil 3. Hiperglisemik hiperosmolar nonketotik sendrom patogenezi regülatuar hormonlardaki artış, hiperosmolarite ve hipergliseminin kendisi periferik doku insulin duyarlılığını azaltan ve kan şekerinin daha da yüksemesine neden olan faktörlerdir. Klinik Bulgular HHNS genellikle sinsi seyirlidir. Birkaç gün boyunca süregelen hiperglisemi semptmlarını izleyen şuur değişiklikleri hastayı hekime getiren nedenlerdir. Anamnez ancak hasta yakınlarından alınabilir ve tanı açısından büyük önem taşır. Mental bulgular farklılıklar içerir. Hafif bir uykuya eğilimden stupor, konvülsiyonlar, myokloni, afazi, kore, serebrovasküler atak ve komaya kadar değişen geniş bir spektrum gösterir. Hiptansiyon, taşikardi, taşipne, ateş, dehidratasyon, periferal hipoperfüzyon ve şok bulguları tabloya eşlik eder. 289

12 Zeynep Oflar HHNS tanı kriterleri şunlardır: 1. Glukoz >600 mg/dl 2. Osmolarite >330 mosm/kg 3. Prerenal azotemi 4. ph > Bikarbonat >20 meq/l DKA konusunda bahsedildiği gibi, sodyum düzeyleri gerçekte yüksek olmasına rağmen, hipergliseminin sonucu olarak normal ya da düşük olarak bulunabilir. Psödohiponatremi adı verilen bu durum tedavi sırasında mutlaka gözönünde bulundurulmalıdır. Tedavi HHNS tedavisinde öncelik sıralaması DKA olgularındakine benzer şekilde sıvı replasmanı ile başlar. Bunu hipergliseminin ve elektrolit kayıplarının düzeltilmesi izler. Daha sonra presipite eden faktör bulunmalı ve tedavi edilmeli, olası komplikasyonlar araştırılmalı ve ortadan kaldırılmaya çalışılmalıdır. Tüm olgularda HHNS un tekrarlamaması için gerekli önlemler alınarak tedavi sürdürülmelidir. S v replasman : HHNS tedavisinde erken dönemde başlanan sıvı tedavisi hayati önem taşır. Kaybedilen su miktarı elektrolit kayıplarını aşar ve hipertonik dehidratasyon ortaya çıkar. Bu nedenle sıvı tedavisinde seçilecek olan solüsyonlar hipotonik nitelikte olmalıdır. Hipotansif olgularda veya hipovolemik şok varlığında başlangıçta izotonik NaCl veya plazma genişleticiler verilir. İlk 1-2 saatte 1-2 l/saat hızda, sonraki 3-4 saatte ise 1 l/saat hızda infüzyon yapılmalıdır. Kan basıncı ve idrar miktarı izlenmeli, gerekirse infüzyonun hızı değiştirilmelidir. Hafif hipotansif olgularda düzeltilmiş Na hesaplanmalı, eğer normal sınırlarda veya yüksekse %0.45 NaCl ile başlanmalıdır. Serum Na düzeyi normal bulunursa %0.9 NaCl infüzyonuna başlanabilir. Glukoz 300mg/dl ye indikten sonra %5 dekstroz ile tedaviye devam edilerek, glukozun osmolarite ve mental durum düzelene dek mg/dl sınırlarında kalması sağlanır. Potasyum replasman : HHNS olgularında DKA a benzer şekilde tüm vücut K+ düzeyleri düşüktür. Kusmalar, nazogastrik entübasyon, önceki diüretik kullanımı K+ miktarının daha da azalmasına neden olur. Osmotik diürez ise potasyum kaybına neden olarak hipopotasemiye katkıda bulunur. Hipertonik dehidratasyon ve insulin yetersizliği intrasellüler potasyumun ekstrasellüler alana geçmesine neden olarak potasyum düzeylerinin gerçekte düşük olmasına rağmen ölçülebilen potasyumun normal hatta yüksek olmasını sağlar. Bu nedenle serum potasyumu 4 meq/l ve altında ise potasyum replasmanına başlanmalıdır. Yeterli idrar çıkışı varsa her litre sıvıya meq KCl eklen- 290

13 Diabetik Olgularda Hiperglisemik Aciller: Diabetik Ketoasidoz ve Hiperglisemik Hiperozmolar Nonketotik Sendrom meli, replasman potasyum düzeyi 4-5 meq/l sınırlarında tutulacak şekilde sürdürülmelidir. 2-4 saatte bir serum potasyumuna bakılmalı, EKG ile takip sürdürülmelidir. Oligürisi olan hastalarda potasyum replasmanı dikkatli sürdürülmelidir. nsulin tedavisi: İnsulin tedavisi intravasküler alandan intrasellüler alana glukoz, su ve potasyum geçişine ve hipotansiyona neden olur. Bu nedenle insulin başlanmadan önce mutlaka yeterli sıvı verilmelidir. Yeterli hidrasyon sağlandıktan sonra glukoz miktarları saatte mg/dl hızda düşürülebilir. Sıvı replasmanına başlandıktan sonra, 10 Ü iv bolus kristaliza insulin yapılmalı, takiben Ü/kg-saat hızla iv insulin tedavisine devam edilmelidir. Glukoz düşme hızı saatte mg/dl yi aşmamalıdır. İlk 24 saat içinde glukoz düzeyinin 250 mg/dl nin altına düşürülmesi serebral ödem riskini arttırır. Glukoz 300 mg düzeylerine indikten sonra dekstroz infüzyonuna başlanmalıdır. DKA VE HHNS SEYR NDE ORTAYA ÇIKAN KOMPL KASYONLAR Uygulanan insulin ve asidoz tedavisine bağlı hipoglisemi ve hipopotasemi, ketoasidozdan çıktıktan sonra yeterli subkutan insulin verilmemesine bağlı olarak gelişen hiperglisemi tedaviye ilişkin olarak ortaya çıkan en sık komplikasyonlardır. Bunun yanısıra yine ketoasidozun düzelme döneminde geçici bir hiperkloremi gözlenebilir. Uzun süre NaCl infüzyonu yapılmasına ve metabolik asidoz seyrinde ozmotik diürez ile kaybedilen Na ve K yerini geçici bir dönem için dışarıdan verilen kloridin almasına bağlı olarak ortaya çıkan bu hiperkloremi kendiliğinden düzelir. Akut renal yetersizlik veya ciddi oligüri olduğu koşullarda ciddi takip gereklidir. Serebral ödem çocukluk döneminde ortaya çıkan DKA un en ciddi komplikasyonlarından biridir ve çocuklarda % oranında ortaya çıkar. Progressif şuur kaybı, uykuya eğilim, başağrısı gibi semptomlar hekimi uyarmalıdır.hızla gelişen nörolojik defisit, konvülziyonlar, pupiller değişiklikler, bradikardi ve respiratuvar arrest gözlenir. Beyin sapında son derece hızla ortaya çıkan herniasyon %70 olguda mortalite nedenidir. Olguların ancak %7-14 ünde kalıcı hasar kalmadan düzelme sağlanabilir. Plazma ozmolaritesinin çok hızlı düzeltilmesi serebral ödem nedenidir. Erişkinlerde serebral ödem çocuklardaki kadar sık rastlanan bir komplikasyon olamamakla birlikte her yaş grubundaki hastada önerilen, plazma osmolaritesinin en fazla 3 mosm/kgh20- saat hızında düzeltilmesidir. Glukoz düzeyinin 250 mg/dl ye inmesinin takiben Dekstroz verileye başlanması da bu açıdan önem taşır. Hipoksemi ve non-kardiak pulmoner ödem DKA seyrinde gözlenebilen bir diğer komplikasyondur. Kolloid osmotik basınçtaki azalma akciğer sıvı miktarını arttırır ve kompliansı azaltır. Fizik muayenede raller saptanan ve alveolo-kapiller oksijen gradyantı artmış bulunan olgular pulmoner ödem açısından risk taşıyan grubu oluşturur. 291

14 Zeynep Oflar HNS olgularında ortaya çıkan komplikasyonlar DKA olgularından farklı değildir. Serebral ödem yine ciddi bir ölüm nedeni oluşturur. Hiperozmolarite ve mental durum düzelene kadar kan şekerinin mg/dl de tutulması gereklidir. Bunun yanısıra HNS ile takip edilen hastalarda sıvı replasmanı kardiak durum gözönüne alarak yapılmalı, akut sol kalp yetersizliği konusunda da dikkatli olunmalıdır. DKA ve HNS un Önlenmesi DKA diabetin hasta eğitimi ile büyük ölçüde önlenebilen bir komplikasyonudur. Hastanın kan şekeri takibini evde sürekli ve düzenli olarak sürdürmesi tüm diabetliler için vazgeçilmez bir koşuldur. Kan şekerinin ardarda birkaç ölçümde 250 mg/dl den yüksek bulunması koşullarında Ketostix ile idrar ketonlarının takibini yapmayı bilen bir diabetlide hafif ketoasidoz progresyon göstermeden önlenebilir. Evde takip edilen hafif ketasidoz olgularında hekim ile hastanın işbirliği çoğu zaman yarar sağlamakla birlikte iyi bir diabet eğitimi görmüş olan hasta bu tedaviyi insulin dozlarında gerekli arttırmaları yaparak ve oral sıvı alımını dengeleyerek kolaylıkla başarabilir. Diabet eğitimi genel sağlık politikasında ilk basamakta yer alması gereken bir konudur. Böyle bir yaklaşım sağlık harcamalarının önlenmesi adına da büyük bir önem taşır. Gelişmiş ülkelerde DKA sıklığı 1000 olguda 4-8 atak/yıl düzeyleridendir. Diabetlilerin hastane tedavisi nedenlerinin başında gelen DKA için ABD de yapılan masraflar yılda 1 milyar dolar düzeyindedir. Diabetlinin bir ekip ile iyi takibi, tüm tip 1 diabetlilere yoğun insulin tedavisinin uygulanması ve hasta eğitiminin gözardı edilemesi ile diabetik akut hiperglisemik komplikasyonlarının önüne geçilebilir. Yaşlı diabetiklerde ailenin diğer fertlerinin eğitimi de büyük önem taşır. Hasta yakınlarının yaşlı diabetlinin genel durumu hakkinda dikkatli bir gözlem yapması, tedaviyi, denetlemesi ve araya giren bir hastalık varlığında vakit geçirmeden hekim ile işbirliği yapması gereklidir. Yanlız yaşayan hastalarda evde kan şekeri takibi daha da büyük önem taşır. Düzenli kan şekeri ölçümleri ile HNS büyük ölçüde önlenebilir. KAYNAKLAR 1. White N: Diabetic ketoacidosis in children. Endocrinol and Meta Clin of North Am 29 (4): , Delaney M, Zisman A, Kettyle WM: Diabetic ketoacidosis and hyperglycemic hyperosmolar nonketotik syndrome. Endocrinol and Meta Clin of North Am 29 (4): , American Diabetes Association, Clinical Practice Recommendations Diabetes Care 24 (Suppl 1), DeFronzo RA, Matsuda M, Barrett EJ: Diabetic ketoacidosis: A combined metabolic-nephrologic approach to therapy. Diabetes Rev 2 (2): , Ennis ED, Stahl EjvB, Kreisberg RA: The hyperosmolar hyperglycemic syndrome. Diabetes Rev 2 (1): ,

PEDİATRİDE GÜNCEL DİYABET TEDAVİSİ. Dr. Ömer Tarım

PEDİATRİDE GÜNCEL DİYABET TEDAVİSİ. Dr. Ömer Tarım PEDİATRİDE GÜNCEL DİYABET TEDAVİSİ Dr. Ömer Tarım PLAN Tanı Hipoglisemi Enfeksiyon sırasında yönetim Ketoasidoz Yenilikler DİYABETLİ HASTADA YANLıŞ TANıLAR Üriner enfeksiyon ÜSYE Enurezis nokturna Ensefalit

Detaylı

DİYABETİK KETOASİDOZ. Doç. Dr. Polat Durukan. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD Kayseri, Türkiye

DİYABETİK KETOASİDOZ. Doç. Dr. Polat Durukan. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD Kayseri, Türkiye DİYABETİK KETOASİDOZ Doç. Dr. Polat Durukan Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD Kayseri, Türkiye Giriş Diyabetes Mellitus: Değişik nedenlerle insulin salınım veya kullanım yetersizliğinin neden

Detaylı

Dr. Polat Durukan. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD. IV. Ulusal Acil Tıp Kongresi. 2008, Antalya

Dr. Polat Durukan. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD. IV. Ulusal Acil Tıp Kongresi. 2008, Antalya DİYABETİK K KETOASİDOZ Dr. Polat Durukan Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD Giriş Diyabetes Mellitus: Değişik nedenlerle insulin salınım veya kullanım yetersizliğinin neden olduğu karbonhidrat

Detaylı

Hipoglisemi-Hiperglisemi. Dr.SEMA YILDIZ TÜDOV Özel Diabet Hastanesi İstanbul

Hipoglisemi-Hiperglisemi. Dr.SEMA YILDIZ TÜDOV Özel Diabet Hastanesi İstanbul Hipoglisemi-Hiperglisemi Dr.SEMA YILDIZ TÜDOV Özel Diabet Hastanesi İstanbul Diabetin Acil Sorunları Hipoglisemi Diabetik Ketoz ( veya Ketoasidoz) Hiperosmolar Nonketotik Durum Laktik Asidoz Hipoglisemi

Detaylı

DİABETİK KETOASİDOZ. Doç. Dr. Erol BOLU

DİABETİK KETOASİDOZ. Doç. Dr. Erol BOLU DİABETİK KETOASİDOZ Doç. Dr. Erol BOLU Diabetik ketoasidoz (DKA) ve hiperosmolar hiperglisemi (HHG) diabetes mellitusun en sık rastlanan ve iyi tedavi edilseler bile hayatı tehdit eden akut komplikasyonlarıdır.

Detaylı

HİPERGLİSEMİK HİPEROSMOLAR DURUM. Yrd. Doç. Dr. Volkan ÜLKER Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı

HİPERGLİSEMİK HİPEROSMOLAR DURUM. Yrd. Doç. Dr. Volkan ÜLKER Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı HİPERGLİSEMİK HİPEROSMOLAR DURUM Yrd. Doç. Dr. Volkan ÜLKER Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı SUNUM PLANI Tanım Epidemiyoloji Patofizyoloji Klinik Özellikler (Öykü, Komorbidite,

Detaylı

Arter Kan Gazı Değerlendirmesi. Prof. Dr. Tevfik Ecder İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı

Arter Kan Gazı Değerlendirmesi. Prof. Dr. Tevfik Ecder İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı Arter Kan Gazı Değerlendirmesi Prof. Dr. Tevfik Ecder İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı Asit-Baz Dengesine Farklı Yaklaşımlar Seifter JL: N Engl

Detaylı

Plan. Diabetik Ketoasidoz. Diabetik Ketoasidoz. Patofizyoloji. Patofizyoloji. Patofizyoloji

Plan. Diabetik Ketoasidoz. Diabetik Ketoasidoz. Patofizyoloji. Patofizyoloji. Patofizyoloji Plan Diabetik Ketoasidoz Dr. Ali Vefa SAYRAÇ 06/05/ 2010 A.Ü.T.F. Acil Tıp A.D. Giriş Etyoloji Klinik Komplikasyon Diabetik Ketoasidoz Diabetin Akut Hayatı tehdit eden komplikasyonudur. Genellikle tip

Detaylı

Hiperglisemik Hastaya Yaklaşım

Hiperglisemik Hastaya Yaklaşım Türkiye Acil Tıp Derneği Asistan Oryantasyon Eğitimi Hiperglisemik Hastaya Yaklaşım SB İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi İzmir, 24-27 Mart 2011 Sunumu Hazırlayan Uzm. Dr. Bülent ERBİL Hacettepe

Detaylı

Yrd.Doç.Dr. Erdal Balcan 1

Yrd.Doç.Dr. Erdal Balcan 1 VÜCUTTA ASİT-BAZ DENGESİ BOZUKLUKLARI ASİDOZ Kan ph ının ALKALOZ Kan ph ının ASİDOZLAR: Vücut ekstrasellüler sıvılarında H + artmasından ya da bazların azalmasından ileri gelir. Vücut normal ph ının (7.35-7.45)

Detaylı

Olgular. Kan Gazı Değerlendirilmesi Sunum planı. AKG Endikasyonları

Olgular. Kan Gazı Değerlendirilmesi Sunum planı. AKG Endikasyonları Sunum planı Olgularla Kan Gazı Değerlendirilmesi Dr. Ayhan ÖZHASENEKLER Acil Tıp Uzmanı Diyarbakır Devlet Hastanesi Neden Arteryel Kan Gazı ( AKG)? Değerlendirilen Parametreler Neler? Asit-Baz Dengesi

Detaylı

Sunumu Hazırlayan. Hiperglisemik Hastaya Yaklaşım. Olgu 2. Olgu 1. Olgu 3. Kaynaklar 24.02.2012. Türkiye Acil Tıp Derneği Asistan Oryantasyon Eğitimi

Sunumu Hazırlayan. Hiperglisemik Hastaya Yaklaşım. Olgu 2. Olgu 1. Olgu 3. Kaynaklar 24.02.2012. Türkiye Acil Tıp Derneği Asistan Oryantasyon Eğitimi Türkiye Acil Tıp Derneği Asistan Oryantasyon Eğitimi Hiperglisemik Hastaya Yaklaşım Uzm. Dr. Bülent ERBİL Hacettepe Üniversitesi Acil Tıp Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Sunumu Hazırlayan Son Güncellenme

Detaylı

HİPERNATREMİ. Doç. Dr. Halil Yazıcı. İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı

HİPERNATREMİ. Doç. Dr. Halil Yazıcı. İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı HİPERNATREMİ Doç. Dr. Halil Yazıcı İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı Giriş Serum Na konsantrasyonu> 145 mmol/l Her zaman su metabolizması bozukluğudur, hipoakuaremi

Detaylı

SIVI GEREKSİNİMİ ÇOCUKLARDA SIVI ELEKTROLİT TEDAVİSİ. Dr. Dilek DURMAZ AÜTF Acil Tıp ABD 25/05/2010. Vücut Sıvılarının Dağılımı

SIVI GEREKSİNİMİ ÇOCUKLARDA SIVI ELEKTROLİT TEDAVİSİ. Dr. Dilek DURMAZ AÜTF Acil Tıp ABD 25/05/2010. Vücut Sıvılarının Dağılımı ÇOCUKLARDA SIVI ELEKTROLİT TEDAVİSİ Dr. Dilek DURMAZ AÜTF Acil Tıp ABD 25/05/2010 Doğumda vücut ağırlığının %75 i su iken, büyük çocuklarda bu oran %60 dır Yaşla birlikte HDS azalırken HİS artar Akut dehidratasyon

Detaylı

Hiperglisemik Aciller

Hiperglisemik Aciller Hiperglisemik Aciller Aslı NAR*, Miyase BAYRAKTAR* * Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Endokrinoloji ve Metabolizma Ünitesi, ANKARA Ketoasidoz ve hiperozmolar hiperglisemi

Detaylı

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU Alanin Transaminaz ( ALT = SGPT) : Artmış alanin transaminaz karaciğer hastalıkları ( hepatosit hasarı), hepatit, safra yolu hastalıklarında ve ilaçlara bağlı olarak

Detaylı

DİYABETİK ACİLLER. Doç.Dr.Fulden Saraç EÜTF Geriatri Bilim Dalı

DİYABETİK ACİLLER. Doç.Dr.Fulden Saraç EÜTF Geriatri Bilim Dalı DİYABETİK ACİLLER Doç.Dr.Fulden Saraç EÜTF Geriatri Bilim Dalı Diabetes mellitus -sıklığı hızla artan ciddi bir sağlık sorunudur. Erişkin nüfusun %7.2'si diyabetlidir Hastanede yatan hastalarda da diyabet

Detaylı

Hiperglisemik Hastaya Yaklaşım ve Diyabetik Ketoasidoz

Hiperglisemik Hastaya Yaklaşım ve Diyabetik Ketoasidoz Hiperglisemik Hastaya Yaklaşım ve Diyabetik Ketoasidoz Uzm.Dr.BülentERBİL Hacettepe Üniversitesi Acil Tıp Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Sunumu Hazırlayan Son Güncellenme Tarihi: Ocak 2012 Olgu 1 10 yıldır

Detaylı

Magnezyum (Mg ++ ) Hipermagnezemi MAGNEZYUM, KLOR VE FOSFOR METABOLİZMA BOZUKLUKLARI

Magnezyum (Mg ++ ) Hipermagnezemi MAGNEZYUM, KLOR VE FOSFOR METABOLİZMA BOZUKLUKLARI Magnezyum (Mg ++ ) MAGNEZYUM, KLOR VE METABOLİZMA BOZUKLUKLARI Dr Ali Erhan NOKAY AÜTF Acil Tıp AD 2009 Büyük kısmı intraselüler yerleşimlidir Normal serum düzeyi: 1.5-2,5 meq/l Hücre içinde meydana gelen

Detaylı

Diabetik Ketoasidoz Tanı Ve Tedavi Yönetimi Yrd Doç Dr. Halil KAYA Harran Üniversitesi Tıp Fak Acil Tıp AD

Diabetik Ketoasidoz Tanı Ve Tedavi Yönetimi Yrd Doç Dr. Halil KAYA Harran Üniversitesi Tıp Fak Acil Tıp AD Diabetik Ketoasidoz Tanı Ve Tedavi Yönetimi Yrd Doç Dr. Halil KAYA Harran Üniversitesi Tıp Fak Acil Tıp AD 14. Acil Tıp Sempozyumu 20-22 Mart 2014 ELAZIĞ 1 Giriş Diyabetes Mellitus (DM): İnsülin salgılanması,

Detaylı

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu Travma ve cerrahiye ilk yanıt Total vücut enerji harcaması artar Üriner nitrojen atılımı azalır Hastanın ilk resüsitasyonundan sonra Artmış

Detaylı

β Bloker ve Kalsiyum Kanal Bloker Zehirlenmeleri Uzm. Dr. Yusuf Ali Altuncı Ege Ünv. Tıp Fak. Acil Tıp Ad

β Bloker ve Kalsiyum Kanal Bloker Zehirlenmeleri Uzm. Dr. Yusuf Ali Altuncı Ege Ünv. Tıp Fak. Acil Tıp Ad β Bloker ve Kalsiyum Kanal Bloker Zehirlenmeleri Uzm. Dr. Yusuf Ali Altuncı Ege Ünv. Tıp Fak. Acil Tıp Ad Sunu planı Sunu hedefleri Olgu örneği Genel yaklaşım Spesifik tedavi yöntemleri Yatış taburculuk

Detaylı

ASİD BAZ DENGESİ. Prof Dr Salim Çalışkan

ASİD BAZ DENGESİ. Prof Dr Salim Çalışkan ASİD BAZ DENGESİ Prof Dr Salim Çalışkan H + ve ph Normal kan [H + ] 40 nmol/l Tampon mekanizmalar ile dar limitlerde tutulur (±5) ph = - log [H + ] = - log [40±5] = 7.40 ± 0.05 ph için kritik limitler

Detaylı

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı Çalışan açısından, yüksekte güvenle çalışabilirliği belirleyen etkenler:

Detaylı

ALKOLİK KETOASİDOZ. Giriş. Epidemiyoloji. Patofizyoloji. Patofizyoloji. Patofizyoloji Dr.Günay YILDIZ

ALKOLİK KETOASİDOZ. Giriş. Epidemiyoloji. Patofizyoloji. Patofizyoloji. Patofizyoloji Dr.Günay YILDIZ ALKOLİK KETOASİDOZ 06.07.2010 Dr.Günay YILDIZ Giriş Alkolik ketoasidoz (AKA),çoğunlukla alkol bağımlılarında ani alkol kesilmesini takiben ortaya çıkan derin anyon gapli bir metabolik asidoz tablosudur.

Detaylı

HİPERKALSEMİ. Meral BAKAR Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Gündüz Tedavi Ünitesi

HİPERKALSEMİ. Meral BAKAR Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Gündüz Tedavi Ünitesi HİPERKALSEMİ Meral BAKAR Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Gündüz Tedavi Ünitesi Tanım: Hiperkalsemi serum kalsiyum düzeyinin normalden (9-11 mg/dl) yüksek olduğunda meydana gelen

Detaylı

Çocuklarda sıvı ve elektrolit tedavisi. Prof. Dr. Aydın Ece Dicle Üniv. Tıp Fak. Çocuk Sağ ve Hast AD

Çocuklarda sıvı ve elektrolit tedavisi. Prof. Dr. Aydın Ece Dicle Üniv. Tıp Fak. Çocuk Sağ ve Hast AD Çocuklarda sıvı ve elektrolit tedavisi Prof. Dr. Aydın Ece Dicle Üniv. Tıp Fak. Çocuk Sağ ve Hast AD Dehidratasyonda sıvı tedavisi Tedavinin amaçları Şoku önlemek için dolaşan sıvı hacmini düzelt (%10-%15

Detaylı

Diyabetik Ketoasidoz ve Tedavisi. Prof. Dr. Nesibe Andıran

Diyabetik Ketoasidoz ve Tedavisi. Prof. Dr. Nesibe Andıran Diyabetik Ketoasidoz ve Tedavisi Prof. Dr. Nesibe Andıran Tip 1 DM in en sık görülen ve en önemli iki akut komplikasyonu ketoasidoz ve hipoglisemidir. Dolaşımdaki insülin düzeyinin mutlak veya göreceli

Detaylı

Yatan hastalarda güncel diyabet tedavisi

Yatan hastalarda güncel diyabet tedavisi Yatan hastalarda güncel diyabet tedavisi Doç. Dr. Mehmet Uzunlulu Medeniyet Üniversitesi Göztepe EAH İç Hastalıkları Kliniği Diyabet hastası neden yatar? Kontrolsüz diyabet HbA1c: %16 Metformin DPP-4 inhibitörü

Detaylı

27/04/16. Sunu Planı YANIKLI NON-SEPTİK HASTADA VOLÜM REPLASMANI. Patofizyoloji. Patofizyoloji. Yanık tipleri Patofizyoloji Volüm Replasmanı

27/04/16. Sunu Planı YANIKLI NON-SEPTİK HASTADA VOLÜM REPLASMANI. Patofizyoloji. Patofizyoloji. Yanık tipleri Patofizyoloji Volüm Replasmanı Sunu Planı YANIKLI NON-SEPTİK HASTADA VOLÜM REPLASMANI Selim TURHANOĞLU Mustafa Kemal Üniversitesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Yanık tipleri Volüm Replasmanı Hesaplanması Uygulanması Takibi

Detaylı

Hipoglisemi Tedavisi. Dr. Ömer Salt. Acil Tıp Uzmanı Yozgat/Türkiye

Hipoglisemi Tedavisi. Dr. Ömer Salt. Acil Tıp Uzmanı Yozgat/Türkiye Hipoglisemi Tedavisi Dr. Ömer Salt Acil Tıp Uzmanı Yozgat/Türkiye Hipoglisemi sınıflaması Hafif hipoglisemi adrenerjik bulgular kan şekeri

Detaylı

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI Gebelikte ortaya çıkan fizyolojik değişiklikler Sodyum ve su retansiyonu Sistemik kan basıncında azalma Böbrek boyutunda artma ve toplayıcı sistemde dilatasyon Böbrek kan

Detaylı

İntrasellüler Sıvı (Hücre İçi Sıvı) Extrasellüler Sıvı (Hücre Dışı Sıvı) Total Vücut Suyu 60 = 42 lt Vücut Sıvı Bölmelerini Etkileyen Faktörler

İntrasellüler Sıvı (Hücre İçi Sıvı) Extrasellüler Sıvı (Hücre Dışı Sıvı) Total Vücut Suyu 60 = 42 lt Vücut Sıvı Bölmelerini Etkileyen Faktörler Vücut ağırlığının yaklaşık %60 ını su oluşturur. Ölçümünde Deuterium Oksid kullanılır. Yağ dokusu ve yaş ile ters, kas dokusu ile doğru orantılıdır. Total vücut suyu, genel anlamda iki büyük kompartmanda

Detaylı

Fizyoloji. Vücut Sıvı Bölmeleri ve Özellikleri. Dr. Deniz Balcı.

Fizyoloji. Vücut Sıvı Bölmeleri ve Özellikleri. Dr. Deniz Balcı. Fizyoloji Vücut Sıvı Bölmeleri ve Özellikleri Dr. Deniz Balcı deniz.balci@neu.edu.tr Ders İçeriği 1 Vücut Sıvı Bölmeleri ve Hacimleri 2 Vücut Sıvı Bileşenleri 3 Sıvıların Bölmeler Arasındaki HarekeF Okuma

Detaylı

İnfeksiyonlu Hastada Antidiyabetik Tedavi İlkeleri

İnfeksiyonlu Hastada Antidiyabetik Tedavi İlkeleri İnfeksiyonlu Hastada Antidiyabetik Tedavi İlkeleri Doç. Dr. Mehmet Uzunlulu İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe EAH, İç Hastalıkları Kliniği Sunum akışı Kılavuzlar ışığında; Glisemik tanımlamalar ve

Detaylı

DEHİDRE KÖPEKLERDE BİKARBONATLI SODYUM KLORÜR SOLÜSYONUNUN HEMATOLOJİK VE BİYOKİMYASAL PARAMETRELERE ETKİSİ

DEHİDRE KÖPEKLERDE BİKARBONATLI SODYUM KLORÜR SOLÜSYONUNUN HEMATOLOJİK VE BİYOKİMYASAL PARAMETRELERE ETKİSİ T.C. ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI VİH-YL 2007 0002 DEHİDRE KÖPEKLERDE BİKARBONATLI SODYUM KLORÜR SOLÜSYONUNUN HEMATOLOJİK VE BİYOKİMYASAL PARAMETRELERE

Detaylı

Kan Gazı. Dr.Kenan Ahmet TÜRKDOĞAN Isparta Devlet Hastanesi. II. Isparta Acil Günleri Solunum Acilleri, 19 Ocak 2013 Isparta

Kan Gazı. Dr.Kenan Ahmet TÜRKDOĞAN Isparta Devlet Hastanesi. II. Isparta Acil Günleri Solunum Acilleri, 19 Ocak 2013 Isparta Kan Gazı Dr.Kenan Ahmet TÜRKDOĞAN Isparta Devlet Hastanesi II. Isparta Acil Günleri Solunum Acilleri, 19 Ocak 2013 Isparta Normal Değerler ph 7.35-7.45 (ort. 7.40) ph 7.35 ise Asidoz 7.45 ise Alkaloz ph

Detaylı

GÜÇSÜZLÜK VE ELEKTROLİT BOZUKLUKLARI. Dr.Ramazan KÖYLÜ Acil Tıp Uzmanı Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi

GÜÇSÜZLÜK VE ELEKTROLİT BOZUKLUKLARI. Dr.Ramazan KÖYLÜ Acil Tıp Uzmanı Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi GÜÇSÜZLÜK VE ELEKTROLİT BOZUKLUKLARI Dr.Ramazan KÖYLÜ Acil Tıp Uzmanı Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Güçsüzlük: Kas gücü eksikliği Yorgunluk Baş dönmesi Halsizlik gibi klinik bulgularla kendisini

Detaylı

HİPOGLİSEMİNİN KOMPLİKASYONLARI

HİPOGLİSEMİNİN KOMPLİKASYONLARI HİPOGLİSEMİNİN KOMPLİKASYONLARI Prof. Dr. Reyhan ERSOY Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı HİPOGLİSEMİ VE DİYABETES MELLİTUS Hipoglisemi Diyabetes

Detaylı

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No REVİZYON DURUMU Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No Hazırlayan: Onaylayan: Onaylayan: Hemşirelik Protokolleri Adem Aköl Sinan Özyavaş Hazırlama Komitesi Kalite Konseyi Başkanı Kalite Koordinatörü 1/5

Detaylı

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği SUNU PLANI Tanım ve Epidemiyoloji Adrenal bez anatomi Etiyoloji Tanı Klinik Tedavi TANIM-EPİDEMİYOLOJİ Adrenal

Detaylı

EGZERSİZ VE TERMAL STRES. Prof.Dr.Fadıl ÖZYENER

EGZERSİZ VE TERMAL STRES. Prof.Dr.Fadıl ÖZYENER EGZERSİZ VE TERMAL STRES Prof.Dr.Fadıl ÖZYENER TERMAL DENGE ısı üretimi BMH Kas etkinliği Hormonlar Besinlerin termik etkisi Postur Çevre ısısı Vücut ısısı (37 o C±1) ısı kaybı konveksiyon, radyasyon,

Detaylı

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU Alanin Transaminaz ( ALT = SGPT) : Artmış alanin transaminaz karaciğer hastalıkları ( hepatosit hasarı), hepatit, safra yolu hastalıklarında ve ilaçlara bağlı olarak

Detaylı

Glukoz İzlemi ve İnsulin Dozlarının Ayarlanması. Dr. Sare Betül Kaygusuz Dr. Şükrü Hatun

Glukoz İzlemi ve İnsulin Dozlarının Ayarlanması. Dr. Sare Betül Kaygusuz Dr. Şükrü Hatun Glukoz İzlemi ve İnsulin Dozlarının Ayarlanması Dr. Sare Betül Kaygusuz Dr. Şükrü Hatun Öğrenim hedefleri Kan şekeri ölçümleri ve değerlendirilmesi, yemek öncesi, tokluk, gece yatmadan önce ve gece kan

Detaylı

SODYUM (Na + ) SODYUM METABOLİZMASI BOZUKLUKLARI HİPONATREMİ HİPONATREMİ. Plazma Na + : meq/l,

SODYUM (Na + ) SODYUM METABOLİZMASI BOZUKLUKLARI HİPONATREMİ HİPONATREMİ. Plazma Na + : meq/l, SODYUM (Na + ) SODYUM METABOLİZMASI BOZUKLUKLARI Dr.M.Murat Özgenç Plazma Na + : 138 145 meq/l, Total vücut Na + : 58 meq/kg (Ort. total Na + : 4000 meq) Total değişebilir Na + : 41 meq/kg (Ort. 3000 meq,

Detaylı

EGZERSİZE ENDOKRİN ve METABOLİK YANIT

EGZERSİZE ENDOKRİN ve METABOLİK YANIT EGZERSİZE ENDOKRİN ve METABOLİK YANIT Prof.Dr.Fadıl Özyener Fizyoloji Anabilim Dalı Sempatik Sistem Adrenal Medulla Kas kan dolaşımı Kan basıncı Solunum sıklık ve derinliği Kalp kasılma gücü Kalp atım

Detaylı

SIVI ELEKTROLİT DENGESİZLİKLERİ. Çocuklarda sıvı elektrolit dengesizliklerini anlamak ve gerekli tedaviyi uygulayabilmek için

SIVI ELEKTROLİT DENGESİZLİKLERİ. Çocuklarda sıvı elektrolit dengesizliklerini anlamak ve gerekli tedaviyi uygulayabilmek için SIVI ELEKTROLİT DENGESİZLİKLERİ 1- SIVI ELEKTROLİT FİZYOLOJİSİ 2- DEHİDRATASYON -TANIM -DEĞERLENDİRME - PARENTERAL TEDAVİ 3- PROTOKOL - ÖRNEK Çocuklarda sıvı elektrolit dengesizliklerini anlamak ve gerekli

Detaylı

International Guidelines for Management of Severe Sepsis and Septic Shock: Dr. Merve Gü eş Öza dı

International Guidelines for Management of Severe Sepsis and Septic Shock: Dr. Merve Gü eş Öza dı International Guidelines for Management of Severe Sepsis and Septic Shock: 2012 Dr. Merve Gü eş Öza dı 03.11.2015 Ta ı Sepsis; keli e olarak Yu a lıları kulla dığı putrid kokuş a de türetil iştir. The

Detaylı

PERİTON DİYALİZ HASTALARINDA SIVI KONTROLÜ

PERİTON DİYALİZ HASTALARINDA SIVI KONTROLÜ PERİTON DİYALİZ HASTALARINDA SIVI KONTROLÜ LALE AKKAYA Periton Diyaliz Hemşiresi CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ ARAŞTIRMA VE UYGULAMA HASTANESİ 25. ULUSAL BÖBREK HASTALIKLARI DİYALİZ VE TRANSPLANTASYON HEMŞİRELİĞİ

Detaylı

KAN TRANSFÜZYON TEDAVİSİ. Dr. Emre ÇAMCI

KAN TRANSFÜZYON TEDAVİSİ. Dr. Emre ÇAMCI KAN TRANSFÜZYON TEDAVİSİ Dr. Emre ÇAMCI Amaç ve Hedefler Kan grupları Kan transfüzyon endikasyonları Kan ve kan ürünlerinin hazırlanması ve saklanması Komponent tedavisi Transfüzyon komplikasyonları Masif

Detaylı

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 Nonkardiyojenik Akciğer Ödemi Şok Akciğeri Travmatik Yaş Akciğer Beyaz Akciğer Sendromu

Detaylı

DİYABET KETOASIDOZUNUN (DKA) TANI VE TEDAVİSİ

DİYABET KETOASIDOZUNUN (DKA) TANI VE TEDAVİSİ DİYABET KETOASIDOZUNUN (DKA) TANI VE TEDAVİSİ Diyabet ketoasidoz tanımı L Kanj-^kerinin 0 mg/d] üzerinde olması 2. Kan ph'smın 7.3'ün altında ve bikarbonatın 15 meq/l altında olması 3. Ketonemi ve ketonun

Detaylı

NEFROTİK SENDROM. INTERN DR. H.RUMEYSA DAĞ Eylül 2013

NEFROTİK SENDROM. INTERN DR. H.RUMEYSA DAĞ Eylül 2013 NEFROTİK SENDROM INTERN DR. H.RUMEYSA DAĞ Eylül 2013 NEFROTİK SENDROM NEDİR? Nefrotik sendrom ; proteinüri (günde 3.5gr/gün/1.73 m2), hipoalbüminemi (

Detaylı

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU Alanin Transaminaz ( ALT = SGPT) : Artmış alanin transaminaz karaciğer hastalıkları ( hepatosit hasarı), hepatit, safra yolu hastalıklarında ve ilaçlara bağlı olarak

Detaylı

DİYABETİK KETOASİDOZ. Arka Plan Tip 1 Diyabetiklerde DKA Yeni başlangıçlı diyabetiklerin % unda DKA vardır.

DİYABETİK KETOASİDOZ. Arka Plan Tip 1 Diyabetiklerde DKA Yeni başlangıçlı diyabetiklerin % unda DKA vardır. DİYABETİK ACİLLER Diabetik Ketoasidoz Nonketotik Hiperozmolar Koma Hipoglisemi Dr. Behçet AL Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD DİYABETİK KETOASİDOZ İnsülinin mutlak yada nispi eksikliği

Detaylı

UYGUNSUZ ADH SENDROMU

UYGUNSUZ ADH SENDROMU UYGUNSUZ ADH SENDROMU Dr Sevin Başer Pamukkale Üniversitesi Göğüs G Hastalıklar kları Anabilim Dalı PAMUKKALE TARİHÇE 1957 yılında y Schwartz ve arkadaşlar ları Schwartz WB. Am J Med 1957; 23: 529-42 Bartter

Detaylı

Bu Ünitede; Metabolik ve Endokrin acillerin tanı ve tedavi yaklaşımlarının içerikleri anlatılacaktır.

Bu Ünitede; Metabolik ve Endokrin acillerin tanı ve tedavi yaklaşımlarının içerikleri anlatılacaktır. Doç. Dr. Onur POLAT Bu Ünitede; Metabolik ve Endokrin acillerin tanı ve tedavi yaklaşımlarının içerikleri anlatılacaktır. Metabolik ve Endokrin Aciller Endokrin ve metabolik acil durumlara diğer sistemlerin

Detaylı

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr. Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi Dr. Aslı KANTAR GİRİŞ GENEL BİLGİLER Akut böbrek hasarı (ABH) yenidoğan yoğun bakım

Detaylı

ÜRÜN BİLGİSİ. 1. ÜRÜN ADI İNSUFOR 500 mg Film Tablet. 2. BİLEŞİM Etkin madde: Metformin hidroklorür

ÜRÜN BİLGİSİ. 1. ÜRÜN ADI İNSUFOR 500 mg Film Tablet. 2. BİLEŞİM Etkin madde: Metformin hidroklorür ÜRÜN BİLGİSİ 1. ÜRÜN ADI İNSUFOR 500 mg Film Tablet 2. BİLEŞİM Etkin madde: Metformin hidroklorür 500 mg 3. TERAPÖTİK ENDİKASYONLAR İNSUFOR, tip 2 diabetes mellitus tedavisinde, özellikle fazla kilolu

Detaylı

Kilo verme niyetiyle diyet tedavisinin uygulanamayacağı durumlar nelerdir? -Hamilelik. -Emziklik. -Zeka geriliği. -Ağır psikolojik bozukluklar

Kilo verme niyetiyle diyet tedavisinin uygulanamayacağı durumlar nelerdir? -Hamilelik. -Emziklik. -Zeka geriliği. -Ağır psikolojik bozukluklar Diyet denilince aklımıza aç kalmak gelir. Bu nedenle biz buna ''sağlıklı beslenme programı'' diyoruz. Aç kalmadan ve bütün besin öğelerinden dengeli biçimde alarak zayıflamayı ve bu kiloda kalmayı amaçlıyoruz.

Detaylı

RENAL PREOPERATİF DEĞERLENDİRME. Dr. Mürvet YILMAZ SBÜ. Bakırköy Dr. Sadi Konuk SUAM

RENAL PREOPERATİF DEĞERLENDİRME. Dr. Mürvet YILMAZ SBÜ. Bakırköy Dr. Sadi Konuk SUAM RENAL PREOPERATİF DEĞERLENDİRME Dr. Mürvet YILMAZ SBÜ. Bakırköy Dr. Sadi Konuk SUAM SBÜ. İÇ HASTALIKLARI KONGRESİ-2018 ABH-KBY Böbrek fonksiyonları bozuk olan hastalarda ABH/KBY ayırımı yapılmalıdır. ABH

Detaylı

DR.YUSUF CAN YURT HİPONATREMİ 2014 REHBERİ

DR.YUSUF CAN YURT HİPONATREMİ 2014 REHBERİ DR.YUSUF CAN YURT HİPONATREMİ 2014 REHBERİ HIPONATREMI NEDIR? Kan Na konsantrasyonunun

Detaylı

İntradiyalitik Sıvı Elektrolit Bozuklukları

İntradiyalitik Sıvı Elektrolit Bozuklukları İntradiyalitik Sıvı Elektrolit Bozuklukları Doç. Dr. Eyüp KÜLAH Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi İstanbul Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Hastanesi Kronik Böbrek yetmezliği (KBY) sıvı, asit-baz

Detaylı

KARBOHİDRAT METABOLİZMASI BOZUKLUKLARI DİYABET

KARBOHİDRAT METABOLİZMASI BOZUKLUKLARI DİYABET KARBOHİDRAT METABOLİZMASI BOZUKLUKLARI DİYABET KARBOHİDRAT METABOLİZMASI BOZUKLULARI DIABETES MELLITUS Diabetes mellitus, direkt olarak insülin direnci, yetersiz insülin salımı veya aşırı glukagon salımı

Detaylı

SIVI ELEKTROLİT TEMEL BİLGİLER: POTASYUM

SIVI ELEKTROLİT TEMEL BİLGİLER: POTASYUM SIVI ELEKTROLİT TEMEL BİLGİLER: POTASYUM Prof. Dr. Tekin AKPOLAT Liv Hospital-İSTANBUL İstinye Üniversitesi Tıp Fakültesi 14 Aralık 2018 http://tekinakpolat.com/ogrenciler-icin- yararli-kitaplar/ http://tekinakpolat.com/sivi-elektrolit/

Detaylı

[embeddoc url= /10/VÜCUT-SIVILARI.docx download= all viewer= microsoft ]

[embeddoc url=  /10/VÜCUT-SIVILARI.docx download= all viewer= microsoft ] VÜCUT SIVILARI [embeddoc url= http://enfeksiyonhastaliklari.com/wp-content/uploads/2015 /10/VÜCUT-SIVILARI.docx download= all viewer= microsoft ] SODYUM ( Na+) Na+; Sodyum klor ile birlikte serumun en

Detaylı

DİYABETES MELLİTUS. Dr. Aslıhan Güven Mert

DİYABETES MELLİTUS. Dr. Aslıhan Güven Mert DİYABETES MELLİTUS Dr. Aslıhan Güven Mert DİYABET YÖNETİMİ Kan şekeri ayarını sağlamaktır. Diyabet tedavisinde hedef glukoz değerleri NORMAL HEDEF AKŞ (mg/dl)

Detaylı

VÜCUT SIVILARI. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN. Copyright 2004 Pearson Education, Inc., publishing as Benjamin Cummings

VÜCUT SIVILARI. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN. Copyright 2004 Pearson Education, Inc., publishing as Benjamin Cummings VÜCUT SIVILARI Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN Su Dengesi Vücudumuzun önemli bir bölümü sudan oluşur ve su dengesi vücudun en önemli sorunlarından birisidir. Günlük olarak alınan ve vücuttan atılan su miktarı

Detaylı

Sıvı-Elektrolit & Anestezi

Sıvı-Elektrolit & Anestezi Sıvı-Elektrolit & Anestezi Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI İKBÜ Sağlık Hizmetleri M.Y.O. Sıvı-Elektrolit Dengesi Vücut sıvılarının hacim ve bileşiminin dengesidir. Erişkin bir bireyde vücut ağırlığının % 60

Detaylı

Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI İKBÜ Sağlık Hizmetleri M.Y.O.

Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI İKBÜ Sağlık Hizmetleri M.Y.O. Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI İKBÜ Sağlık Hizmetleri M.Y.O. Kan Gazı Nedir? Kanın a s i t ve b a z d u r u m u n u b e l i r l e m e a m a c ı y l a kan gazı değerlerinin belirlenmesi gerekir. Ortaya çıkan

Detaylı

HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ. Dr. Lale Sever

HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ. Dr. Lale Sever HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ Dr. Lale Sever Intradiyalitik Komplikasyonlar Sık Kalıcı morbidite Mortalite Hemodiyaliz Komplike bir işlem! Venöz basınç monitörü Hava detektörü

Detaylı

İLERİ KARDİYAK YAŞAM DESTEĞİ KURSU ASİT-BAZ DENGESİ VE KAN GAZI ANALİZİ

İLERİ KARDİYAK YAŞAM DESTEĞİ KURSU ASİT-BAZ DENGESİ VE KAN GAZI ANALİZİ İLERİ KARDİYAK YAŞAM DESTEĞİ KURSU ASİT-BAZ DENGESİ VE KAN GAZI ANALİZİ AMAÇ: Katılımcıların bu sunumun sonunda kan gazı ve asit baz dengesi ile ilgili bilgilerini artırmaları amaçlanmıştır. HEDEFLER:

Detaylı

D ABET VE CERRAH. Doç. Dr. Mücahit Özyazar

D ABET VE CERRAH. Doç. Dr. Mücahit Özyazar .Ü. Cerrahpafla T p Fakültesi Sürekli T p E itimi Etkinlikleri Diabetes Mellitus Sempozyumu 18-19 Aral k 1997, stanbul, s. 145-150 D ABET VE CERRAH Doç. Dr. Mücahit Özyazar G R fi Diabet insidans n n en

Detaylı

Başlıca organizma sıvılarının ve salgılarının ortalama ph değerleri.

Başlıca organizma sıvılarının ve salgılarının ortalama ph değerleri. Asid-baz dengesi ph Başlıca organizma sıvılarının ve salgılarının ortalama ph değerleri. Organizma sıvıları, salgıları Ortalama ph Kan 7.4 Süt 6.7 Safra 7.8 İdrar 6.0 Pankreas özsuyu 8.0 Bağırsak özsuyu

Detaylı

Nonketotik Koma. Yrd. Doç. Dr. F. Mutlu Kukul Güven CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ ACİL TIP AD. 2008

Nonketotik Koma. Yrd. Doç. Dr. F. Mutlu Kukul Güven CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ ACİL TIP AD. 2008 Nonketotik Koma Yrd. Doç. Dr. F. Mutlu Kukul Güven CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ ACİL TIP AD. 2008 Eşanlamlı kullanımlar hiperosmolar nonketotik durum, hiperosmolar hiperglisemik sendrom, diabetik hiperosmolar

Detaylı

Sıvı-Elektrolit ve Asit Baz Denge Farmakolojisi

Sıvı-Elektrolit ve Asit Baz Denge Farmakolojisi Sıvı-Elektrolit ve Asit Baz Denge Farmakolojisi Prof.Dr. Ender Yarsan A.Ü.Veteriner Fakültesi Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı Normal hidratasyon dengesi İçecek ve yiyecekler; oksidasyon sonucu

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. M. Akif DOKUZOĞLU Hatay MKÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp AD. 19. Acil Tıp Kış Sempozyumu - Malatya

Yrd. Doç. Dr. M. Akif DOKUZOĞLU Hatay MKÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp AD. 19. Acil Tıp Kış Sempozyumu - Malatya Yrd. Doç. Dr. M. Akif DOKUZOĞLU Hatay MKÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp AD 19. Acil Tıp Kış Sempozyumu - Malatya Kan gazı analizi Vücutta bütün metabolik olaylar dar ph sınırları içinde gerçekleşir. Bu sınırlardan

Detaylı

KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ

KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ 03-11-2009 Doku hipoperfüzyonu ve organ hasarı oluşturan, intravasküler volüm kaybının ilk tedavisi

Detaylı

KULLANMA TALĐMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALĐMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALĐMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALĐMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. KULLANMA TALĐMATI DROGSAN SODYUM BĐKARBONAT % 8.4 Ampul Sadece damar içi kullanım içindir. Etkin madde Yardımcı maddeler : 10 ml lik ampul de 0.84 g sodyum bikarbonat içerir. : Enjeksiyonluk su Bu ilacı

Detaylı

47 yaşında erkek hasta YBÜ e KOAH+ Tip 2 solunum yetmezliği nedeni ile yatırılıyor.

47 yaşında erkek hasta YBÜ e KOAH+ Tip 2 solunum yetmezliği nedeni ile yatırılıyor. 47 yaşında erkek hasta YBÜ e KOAH+ Tip 2 solunum yetmezliği nedeni ile yatırılıyor. Entübe edilen hastaya SVK+ arter katateri takılarak hemodinamik olarak monitorize ediliyor. Ekstübe edilen hasta NIMV

Detaylı

Dr. İsmail Yaşar AVCI GATA İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

Dr. İsmail Yaşar AVCI GATA İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı KLİNİK BELİRTİ ve BULGULAR KOLERA Dr. İsmail Yaşar AVCI GATA İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı 1 Koleranın temel kliniği yoğun ishal ve kusma ile seyreden ve sonucunda gelişen

Detaylı

ASİT- BAZ DENGESİ VE DENGESİZLİKLERİ. Prof. Dr. Tülin BEDÜK 2016

ASİT- BAZ DENGESİ VE DENGESİZLİKLERİ. Prof. Dr. Tülin BEDÜK 2016 ASİT- BAZ DENGESİ VE DENGESİZLİKLERİ Prof. Dr. Tülin BEDÜK 2016 Herhangi bir çözeltinin asitliği veya bazlığı içindeki hidrojen iyonunun (H + ) konsantrasyonuna bağlıdır. Beden sıvılarının asit-baz dengesi

Detaylı

Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi

Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi Hipertansiyon Tedavisi: Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi Hipertansiyon Sıklık Yolaçtığı sorunlar Nedenler Kan basıncı hedefleri Tedavi Dünyada Mortalite

Detaylı

Tip 2 Diabetes Mellitusta Hangi Hastaya Ne Zaman Hangi İnsülin

Tip 2 Diabetes Mellitusta Hangi Hastaya Ne Zaman Hangi İnsülin Tip 2 Diabetes Mellitusta Hangi Hastaya Ne Zaman Hangi İnsülin Dr. Füsun Törüner Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma B.D, Ankara 22-23.Kasım.2013 -TEKİRDAĞ Tip 2 DM progresif bir

Detaylı

Sıvı - Elektrolit. Tintinalli 2011 Haldun Akoglu

Sıvı - Elektrolit. Tintinalli 2011 Haldun Akoglu Sıvı - Elektrolit Tintinalli 2011 Haldun Akoglu 40 yaşında, kronik böbrek yetersizliği olan erkek hasta İştahsızlık, bulantı ve kusma şikayetleri var. Glukoz: 108 mg/dl BUN: 140 mg/dl Na: 115 meq/l K:

Detaylı

Travma Hastalarında Beslenme

Travma Hastalarında Beslenme Doç. Dr. Onur POLAT Travma Hastalarında Beslenme Normal ve sağlıklı organizma travma veya strese maruz kaldığında kendisini korumaya yönelik bazı fizyolojik mekanizmaları harekete geçirir. Genel amaç organ

Detaylı

Multipl organ yetmezliği ve refrakter hipotansiyon

Multipl organ yetmezliği ve refrakter hipotansiyon SEPSİS S VE TANI KRİTERLER TERLERİ Orhan ÇINAR Yrd.Doç.Dr..Dr. GATA Acil Tıp T p Anabilim Dalı XI. Acil Tıp Güz Sempozyumu Samsun 2010 Epidemiyoloji ABD de yılda 750.000 hasta Her gün 500 ölüm %20-50 mortalite

Detaylı

DİYABET HEMŞİRELİĞİ DERNEĞİ DİYABET EĞİTİMCİSİNİN EĞİTİMİ KURSU PROGRAMI

DİYABET HEMŞİRELİĞİ DERNEĞİ DİYABET EĞİTİMCİSİNİN EĞİTİMİ KURSU PROGRAMI DİYABET HEMŞİRELİĞİ DERNEĞİ DİYABET EĞİTİMCİSİNİN EĞİTİMİ KURSU PROGRAMI Hazırlayan : Julie A. KUENZİ, RN,MSN,CDE,CPT Medical College of Wisconsin Çeviren: Doç.Dr. Nermin OLGUN Marmara Üniversitesi Hemşirelik

Detaylı

BÖBREK YETMEZLİĞİ TANI VE TEDAVİ SEÇENEKLERİ DR MÜMTAZ YILMAZ EÜTF İÇ HASTALIKLARI NEFROLOJİ BİLİM DALI

BÖBREK YETMEZLİĞİ TANI VE TEDAVİ SEÇENEKLERİ DR MÜMTAZ YILMAZ EÜTF İÇ HASTALIKLARI NEFROLOJİ BİLİM DALI BÖBREK YETMEZLİĞİ TANI VE TEDAVİ SEÇENEKLERİ DR MÜMTAZ YILMAZ EÜTF İÇ HASTALIKLARI NEFROLOJİ BİLİM DALI Kronik böbrek hastalığı-tanım Glomerül filtrasyon hızında (GFH=GFR) azalma olsun veya olmasın, böbrekte

Detaylı

Arş.Gör.Dr. Ahmet UZUNDURUKAN

Arş.Gör.Dr. Ahmet UZUNDURUKAN LİTYUM LİTYUM İNTOKSİKASYONU Arş.Gör.Dr. Ahmet UZUNDURUKAN Arş.Gör.Dr. Ahmet UZUNDURUKAN Giriş Farmakokinetik Patofizyoloji İntoksikasyon Tedavi Takip-Taburculuk GİRİŞ Lityum, bipolar bozukluk akut manide

Detaylı

AKUT ADRENAL YETMEZLĐK TEDAVĐ PROTOKOLÜ

AKUT ADRENAL YETMEZLĐK TEDAVĐ PROTOKOLÜ AKUT ADRENAL YETMEZLĐK TEDAVĐ PROTOKOLÜ GĐRĐŞ Aşağıdaki hastalarda adrenal kriz olabileceği düşünülmelidir. Bilinen primer adrenal yetmezliği olanlar Hipopituitarizm (herhangi bir hipofizer hormon eksikliği)

Detaylı

Şuur Bozukluğu Olan Bir Hasta

Şuur Bozukluğu Olan Bir Hasta Şuur Bozukluğu Olan Bir Hasta Prof. Dr. Tevfik Ecder İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı OLGU 1 58 yaşında erkek hasta şuur bozukluğu nedeniyle

Detaylı

Salisilat ile Zehirlenmeler. Dr. Kasım Öztürk

Salisilat ile Zehirlenmeler. Dr. Kasım Öztürk Salisilat ile Zehirlenmeler Dr. Kasım Öztürk Analjezik Antipiretik Antienflamatuar tablet/ kapsül/ likit formlar Ticari formlar Aspirin tablet (100 mg, 500 mg) Aspirin forte tablet (500 mg salisilat +

Detaylı

HASTANIN ÖNCELİKLİ OLARAK NUTRİSYON DURUMUNU BELİRLEMEK GEREKLİDİR:

HASTANIN ÖNCELİKLİ OLARAK NUTRİSYON DURUMUNU BELİRLEMEK GEREKLİDİR: NÜTRİSYONEL VE METABOLİK DESTEK: Malnütrisyon: Gıda tüketiminin metabolik hızı karşılamayamaması durumunda endojen enerji kaynaklarının yıkımı ile ortaya çıkan bir klinik durumdur ve iki şekilde olabilir.

Detaylı

İÇ HASTALIKLARINDA YOĞUN BAKIM Prof. Dr. Sabriye DEMİRCİ

İÇ HASTALIKLARINDA YOĞUN BAKIM Prof. Dr. Sabriye DEMİRCİ İÇ HASTALIKLARINDA YOĞUN BAKIM Prof. Dr. Sabriye DEMİRCİ YOĞUN BAKIM UYGULAMALARININ ÖZGÜN SORUNLARI I- Solunum yetersizliği ve sepsis gibi medikal yoğun bakım ünitelerinde sık görülen olayların prognozunun

Detaylı

ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ

ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ İdrar oluşturmak... Üriner sistemin ana görevi vücutta oluşan metabolik artıkları idrar yoluyla vücuttan uzaklaştırmak ve sıvı elektrolit dengesini korumaktır. Üriner

Detaylı

Olgularla Asit-Baz Bozukluklarının Yönetimi

Olgularla Asit-Baz Bozukluklarının Yönetimi Olgularla Asit-Baz Bozukluklarının Yönetimi Doç. Dr. Halil Yazıcı İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı Giriş Hücre dışı sıvıda bulunan Na +, K + gibi H + iyon konsantrasyonu

Detaylı

Yoğun Bakımda Nörolojik Resüsitasyon

Yoğun Bakımda Nörolojik Resüsitasyon Yoğun Bakımda Nörolojik Resüsitasyon Dr.Canan Aykut Bingöl Yeditepe Üniversite Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Kardiak Arrest 200 000-375 000 kardiak arrest/yıl (ABD) %20 spontan dolaşım sağlanıyor

Detaylı

Arter Kan Gazları: Örnek Olgular. Prof. Dr. Turan Acıcan AÜTF Göğüs Hastalıkları ABD

Arter Kan Gazları: Örnek Olgular. Prof. Dr. Turan Acıcan AÜTF Göğüs Hastalıkları ABD Arter Kan Gazları: Örnek Olgular Prof. Dr. Turan Acıcan AÜTF Göğüs Hastalıkları ABD Örnek Olgu 1 19 yaşında bir erkek eroin enjeksiyonundan 5 dk sonra acil servise getiriliyor. SS=7/dk ve hasta ağrılı

Detaylı

Magnezyum, Klor, Fosfor Metabolizması ve bozuklukları

Magnezyum, Klor, Fosfor Metabolizması ve bozuklukları Plazma İnterstisyal İntraselüler Normal salin Ringer Laktat Katyonlar Sodyum 0 0 Potasyum, 0 Magnezyum Kalsiyum Toplam katyon Anyonlar, 0 00 7 Klorid 0 09 Akdeniz üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp A.B.D

Detaylı