İSLÂM FIKHINDA ALIŞ-VERİŞ BİLGİLERİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "İSLÂM FIKHINDA ALIŞ-VERİŞ BİLGİLERİ"

Transkript

1 İSLÂM FIKHINDA ALIŞ-VERİŞ BİLGİLERİ Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci İstanbul 2010

2 I.EŞYÂ VE MAL A.MAL ÇEŞİTLERİ 1.Mütekavvim Mal-Gayrımütekavvim Mal 2.Mislî Mal-Kıyemî Mal 3.Menkul Mal-Gayrımenkul Mal 4.Ölçülerine Göre Mallar 5.Ayn Mal-Deyn Mal 6.İstihlâk Olunan Mal-İstihlâk Olunmayan Mal II.MÜLKİYET A.MÜLKİYETİN ŞÜMÛLÜ B.MÜLKİYETİN ÇEŞİTLERİ FİHRİST Birinci Kısım MÜLKİYET VE HAKLAR 1.Ayn Mülkiyeti-Menfaat Mülkiyeti-Deyn Mülkiyeti 2.Kâmil (Tam) Mülkiyet-Nâkıs (Eksik) Mülkiyet 3.Müstakil Mülkiyet-Müşterek Mülkiyet C.MÜLKİYETİN İKTİSABI (KAZANILMASI) 1.Aslen İktisab a.ihrâz ve İstilâ b.lukata c.rikâz (Define) Mülkiyeti d.mâden Mülkiyeti e.hukukî Tağyîr f.halt ve İhtilât 2.Devren (Fer î, Müştak) İktisab a.akid b.halefiyet c.mürûrızaman D. ARÂZİ MÜLKİYETİ 1.Fethedilen Ülkelerdeki Arâzinin Statüsü 2.Arâzi Çeşitleri a.mülk Arâzi (Arâzi-i Memlûke) b.mîrî Arâzi (Arâzi-i Emîriyye, Arâzi-i Memleket) aa.mîrî Arâzinin İşletilmesi bb.mîrî Arâzide Tasarruf cc.mîrî Arâzinin Ferâğı dd.mîrî Arâzinin Geri Dönmesi ee. Mîrî Arâzinin Vakfı Ve Tahsisi ff.mîrî Arâzinin İntikali c.vakıf Arâzi (Arâzi-i Mevkûfe) aa.vakfın Mahiyeti Ve Menşei bb.vakfın Unsurları cc.vakfın İdaresi dd.vakıf Çeşitleri aaa.sahih Vakıf-Gayrısahih Vakıf bbb.hayrî Vakıf-Zürrî Vakıf ccc.mazbut Vakıf-Mülhak Vakıf-Müstesnâ Vakıf 2

3 ddd.icâre-i Vâhideli Vakıf-İcâreteynli Vakıf-Mukâtaalı Vakıf eee.avârız Vakıfları d.metruk Arâzi (Arâzi-İ Metrûke) e.mevât Arâzi (Arâzi-İ Mevât) 3.Ecnebilerin Mülk Edinme Hakkı E.MÜLKİYETİN TAKYİDİ (SINIRLANDIRILMASI) 1.Umumi Takyidler 2.Şüf a Hakkı 3.Muamele-i Civâriyye (Komşuluk Hukuku) III.HAKLAR A.MAHDUD (SINIRLI) AYNÎ HAKLAR 1.İrtifak Hakları a.irtifak Hakkının Kurulması b.irtifak Hakkının Çeşitleri aa.hakk-ı Şirb (Kaynak İrtifakı) bb.hakk-ı Mecrâ ve Hakk-ı Mesl (Su Akıtma Hakkı) cc.hakk-ı Mürûr (Geçiş hakkı) dd.hakk-ı Tealli 2.İntifâ Hakkı 3.Fer î Aynî Haklar (Teminat Hukuku) a.rehn b.vefâen ve İstiğlâlen Bey c.hapis Hakkı IV.ZİLYEDLİK A.ZİLYEDLİĞİN KORUNMASI B.ZİLYEDLİK DÂVÂSI V.TAPU SİCİLİ I.BORCUN NEV İLERİ A.KAZÂÎ BORÇ-DİNÎ BORÇ B.MUTLAK BORÇ-ŞARTA BAĞLI BORÇ C.MUACCEL BORÇ-MÜECCEL BORÇ D.BASİT BORÇ-MÜŞTEREK BORÇ II.BORCUN KAYNAKLARI A.AKİDLER 1.Taraflar 2.İrade Beyanı 3.Akdin Konusu 4.Akdin Sıhhat, Fesad ve Butlanı 5.Akdin Nefaz Şartları 6.Akdin Lüzum Şartları 7.Akdin Hükümleri ve Sona Ermesi B.HAKSIZ FİİLLER 1.Gasp a.gaspın Şartları b.gaspın Hükümleri 2.İtlaf İkinci Kısım BORÇLAR HUKUKU 3

4 a.itlafın Çeşitleri b.itlafın Şartları c.itlafın Hükmü d.hayvanların Yaptığı İtlaf e.eşyanın Sebep Olduğu İtlaf f.başkasının İtlafından Mesuliyet C.HAKSIZ İKTİSAP D.KANUNDAN DOĞAN BORÇ 1.Cuâle 2.Nafaka 3.Vergi a.zekât b.harac ve Cizye c.define ve Mâden Vergisi III.BORCUN SONA ERMESİ A.İFÂ B.AKDİN FESHİ C.İFÂ İMKÂNSIZLIĞI D.TECDİD E.TAKAS F.İBRÂ G.ALACAKLI VE BORÇLU SIFATININ BİRLEŞMESİ H.MÜRURIZAMAN (ZAMANAŞIMI) IV.BORCUN NAKLİ (HAVÂLE) A.HAVÂLENİN MAHİYETİ B.HAVÂLENİN KURULUŞU C.HAVÂLE OLUNABİLEN BORÇLAR D.HAVÂLE ÇEŞİTLERİ E.MÜKERRER HAVÂLE F.BONO KIRMAK G.SÜFTECE H.HAVÂLENİN BOZULMASI V.ALACAĞIN TEMLİKİ VI.AKİDLER A.SATIM AKDİ (BEY VE ŞİRÂ) 1.İrade Beyanları a.götürü Satış b.irade Beyanlarının Şekli c.yazılı Akid d.akidde Vekâlet e.meclis Birliği f.akdin İsbatı g.satışın Şarta Bağlanması h.ikâle i.satış Yapma Mecburiyeti 2.Mebî a.alacağın Satışı b.mebîin Ayn veya Deyn Olması 4

5 c.mebîin Tayini d.mebî in Mikdarına Göre Satış Çeşitleri e.alış-verişte Ribâ f.mebîin Noksan Çıkması G.Satışa Dâhil Olan Şeyler H.Sahih Satışta Mebîin Halleri 3.Semen A.Semenin Şartları B.Semenin Tâyini C.Semenin Tecili Veya Taksitle Ödenmesi D.Akidden Sonra Semende Tasarruf E.Akidden Sonra Mebîde Tasarruf F.Akidden Sonra Mebînin Arttırılması G.Semenin Verilmemesi H.Mebînin Teslimi İ.Mebîyi Hapis Hakkı J.Mebînin Telef Olması K.Bir Akidde İki Akid L.Satışta Semenin Halleri M.Satış Akdinin Hükmü 4.Bey Çeşitleri A.Mebî Ve Semen Bakımından Bey Çeşitleri aa.bey ül-mutlak (Mutlak Satış) bb.bey üs-sarf (Sarf Satışı) cc.bey üs-selem (Selem Satışı) dd.bey ül-mukâyada (Mukâyada Satışı) ee.bey Bi l-istisnâ (Ismarlama, İstisnâ Akdi) B.Hükümleri Bakımından Bey Çeşitleri aa.sahîh Bey bb.bâtıl Bey cc.fâsid Bey dd.mekruh Bey ee.mevkûf Bey ff.vefâen Bey 5.Alış-Verişte Muhayyerlik A.Hıyarü ş-şart (Şart Muhayyerliği) B.Hıyârü l-vasf (Vasıf Muhayyerliği): C.Hıyârü n-nakd (Nakit Muhayyerliği): D.Hıyârü t-tayin (Tayin Muhayyerliği) E.Hıyârü r-rü ye (Görme Muhayyerliği) F.Hıyârü l-ayb (Ayıp Muhayyerliği) G.Satışta Gabn Ve Tağrir 6.Bey ül-marîz (Hastanın Satış Yapması) B.HİBE 1.Hibenin Şartları 2.Hibenin Rüknleri 3.Ölüm Hastasının Hibesi 4.Hibenin Şarta Bağlanması 5

6 5.Hibeden Rücu C.İCÂRE (KİRÂ) AKDİ 1.İcâre akdinin unsurları a.akdin Rüknü b.akdin Müddeti c.akdin Mevzuu d.ücret 2.Akdin Hükümleri a.mecûru Teslim b.ücret Ödeme c.tazmin d.maldan İntifa 3.Akdin Sona Ermesi D.KARZ (ÖDÜNÇ) AKDİ 1.Akdin İn ikadı 2.Akdin Şarta Bağlanması a.muamele Satışı b.iyne Satışı 3.Karzın Hükümleri 4.Akdin Sona Ermesi 5.Takas E.EMÂNET AKİDLERİ 1.Âriyet Akdi 2.Vedîa Akdi F.TEMİNAT AKİDLERİ 1.KEFÂLET AKDİ a.kefâletin Şartları b.kefâletin Hükmü 2.REHİN AKDİ a.rehnin Şartları b.rehnin Hükümleri c.rehnin Sona Ermesi G.VEKÂLET 1.Vekâletin Rüknü 2.Vekâletin Şarta Bağlanması 3.Vekâletin Şartları 4.Vekâletin Hükümleri 5.Vekâletin Çeşitleri a.alışverişe Vekâlet b.borca Vekâlet c.husûmete Vekâlet 6.Vekâletin Sona Ermesi H.ŞİRKETLER 1.İbâha Şirketi 2.Mülk Şirketi 3.Akid Şirketi a.müfâvada (Müsâvât) Şirketi b.inân Şirketi 6

7 c.a mâl (Sanâyi) Şirketi d.vücûh (İtibar, Kredi) Şirketi e.müdârebe Şirketi f.müzâraa (Ziraat) Şirketi g.müsâkât Şirketi J.FÂİZLİ AKİDLER (RİBÂ) 1.Karzda Fâiz 2.Rehnde Fâiz 3.Alışverişte Fâiz 4.Fâizin İki Şartı 5.Peşin Satış Ne Demektir? 6.Mebî ile Semen Arasında Sıfat Farkı 7.Zimmî ve Harbîler Arasında Fâiz K.SİGORTA (TE MİN) AKDİ L.KUMAR Ek.OSMANLI DEVLETİ NDE ÖLÇÜLER 7

8 TAKDİM Şer î hukuk deyince insanların aklına nedense hemen ceza hukukunun sert bazı hükümleri gelir. Halbuki cemiyette bunların tatbik sahası çok sınırlıdır. İslâmiyet, ferdin hayatını doğumundan ölümüne kadar en ince teferruatına kadar düzenlemek iddiasındadır. Yemek içmekten, helâ ve yatma âdâbına kadar pek çok hükümleri bizzat tanzim etmiştir. İnsanın hayatında en çok karşı karşıya olduğu alış-veriş ile alâkalı hususlar da böyledir. İslâmiyet, bir işe girişecek kimseye, o işe dair fıkhî hükümleri öğrenmeyi mecburi kılar. Meselâ zenginlere zekât ve hac ahkâmını, evlenecek olanlara eşler arasındaki hak ve mükellefiyetleri, alış-veriş yapanlara da bu husustaki hükümleri öğrenmeyi farz-ı ayn kabul eder. Şer î hukuk, hukuka uygun akid yapmayı aynı zamanda dinî bir vecibe sayar, böyle yapanların sevap kazanacağını söyler. Bu bakımdan meselâ vekil olan kimsenin, vekâlet akdinin icaplarını yerine getirmesi, ibâdet gibidir. Anayasa, idare, maliye ve ceza hukuku hükümlerinin siyasî ve sosyolojik yönünün ağır basmasından olsa gerek, hukukşinaslar borçlara dair hükümleri hukukun ta kendisi sayarlar. Hukuk mantığı daha çok bu sahada kendisini gösterir. Bu bakımdan bilhassa şer î borçlar hukuku, benim öteden beri alâkamı çekmiş ve iyi öğrenmek için kendimi zorladığım bir saha olmuştur. Ancak hukukun diğer dallarına nisbetle daha teknik ve daha karmaşıktır. Osmanlılar, ağdalı fıkıh kitaplarındaki hükümleri Mecelle de Türkçe olarak neşretmişlerdir. Ama bu gün bunları bile anlayacak insan sayısı azalmıştır. Günlük hayatında mümkün mertebe şer î hukukun alışveriş ahkâmına uymaya dikkat eden bazı eş dost, bunları herkesin anlayacağı şekilde kitap hâline getirmek hususunda beni öteden beri teşvik, hatta tazyik ediyordu. Hem bu sebeple, hem de piyasada ilimden bîbehre veya suiniyetli kişilerce körüklenen bazı yanlış anlamaları gidermek arzusuyla gayrete geldim. Aczime bakmayarak bu kitabı kalem aldım. Meraklısına faydalı olursa kendimi bahtiyar addederim. Kitap iki kısımdır. Birinci kısımda, alış-veriş hükümlerine bir mukaddime mahiyetinde mal, mülkiyet ve haklar üzerinde bilgi verilmiştir. Sonra alış-veriş (borçlar hukuku) hükümleri anlatılmış; en sonunda da çeşitli akidlerin hükümlerine yer verilmiştir. Pratik maksatlarla yazıldığı için, Türkiye de hâkim bulunan Hanefî mezhebine göre tanzim olunmuş; gerektiğinde diğer mezheblere de yer verilmiştir. En çok Osmanlı medenî kanunu mesâbesindeki Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye ile Molla Hüsrev in Dürer, Halebî nin Mültekâ, İbni Âbidîn in Reddü l-muhtar ve Ömer Nasuhi Bilmen in Hukuk-ı İslâmiyye ve Istılâhâtı Fıkhiyye Kâmusu ndan istifade edilmiştir. Mâlikî fıkhı Molla Halil bin İshak el-cündî nin Muhtasar ve şerhlerinden; Şâfiî fıkhı İmam Nevevî nin Minhac ve şerhlerinden; Hanbelî fıkhı İbni Kudâme nin el-muğnî inden alınmış; ayrıca el-fıkhu alel-mezâhibi l-erbaa, el- Mîzânü l-kübrâ ve Bidâyetü l-mücehid gibi dört mezhebe göre yazılmış fıkıh kitaplarına müracaat edilmiştir. Hacmi genişletmemek ve okuyucuyu yormamak düşüncesiyle dipnottan olabildiğince kaçınılmıştır. Daha ziyade akademik çevreye mensup olmayanların istifadesi için hazırlandığından, mümkün mertebe sade bir üslup tercih edilmiştir. Ekrem Buğra Ekinci İstanbul 2010 ebekinci@hotmail.com 8

9 Birinci Kısım MAL, MÜLKİYET VE HAKLAR I.MAL Mal, insanın arzuladığı, ihtiyaç olduğunda kullanmak için saklanabilen ayn, yani madde, cisim demektir. Hanefî hukukçularının bu tarifine göre, malın iktisadî değeri ve fizikî varlığı olması gerekir. Bu bakımdan alacak hakkı, süknâ hakkı, te lif hakkı, telefon hattı, taksi plakası, kooperatif hissesi gibi menfaatler mal sayılmaz. Satım akdinin konusu olmaz ve haksız fiil durumunda tazmin edilmez. Bunlar, ancak ferağ denilen hususî bir muamele ile başkasına devredilebilir. Hanefî hukukçuları, menfaatlerin mal olmadığı için tazmin olunmaması prensibinden üç şeyi istisnâ etmiştir: Yetim malı, vakıf malı ve muâddün li listiğlâl (kirâya verilmek üzere hazırlanmış) mallar. Bunlar haksız fiil durumunda tazmine konu olur. Diğer üç mezhebde menfaatler mal sayılmaktadır. A.MAL ÇEŞİTLERİ 1.Mütekavvim mal-gayrımütekavvim Mal Mütekavvim, kıymetli demektir. Hukukta, mübah (kullanılmasına dinin izin verdiği), muhrez (elde edilmiş) ve iktisadî kıymeti olan saklanabilir mala mütekavvim mal denir. Mütekavvim olmayan mal, hukukî muameleye konu olmaz. Alınıp satılamadığı gibi, telef edildiğinde tazmin edilmez. Meselâ buğday tanesi mal değildir. Çünki, iktisadî kıymeti olmadığı gibi, kimse de saklamaz. Hür insan, hür insanın her parçası, balık ve çekirgeden başka kendiliğinden ölmüş hayvan leşi, kan, Müslüman için üzüm ve hurmadan yapılma şarap ile domuz, yerinde bulunan toprak ve su, tutulmamış av hayvanı mal değildir. Hanefî ve Mâlikîler, şarap ve domuzu, zimmîler için mütekavvim mal sayar. Sülük veya gübre, insan tabiatının arzuladığı şeyler olmamakla beraber, kendilerinden istifâde edildiği için mal sayılır. 2.Mislî Mal-Kıyemî Mal Mislî, çarşıda aynı evsafta ve fiyatta benzeri bulunan maldır. Keyl (hacim), vezn (ağırlık) ve uzunluk ile ölçülenlerden fabrikada, tezgâhta yapılan (standart) şeyler ve yumurta, karpuz gibi sayı ile ölçülenlerden aynı büyüklükte olanlar mislî maldır. Kıyemî, yani mislî olmayan mal, çarşıda benzeri bulunmayan, bulunsa da fiyatları farklı olan maldır. Uzunlukla ölçülenlerden tarla, elde dokuma kumaş, halı ve elbise, ev, dükkân, tarla, köle, hayvan, yazma kitap, matbu da olsa piyasada bulunmayan antika kitap, terzinin diktiği elbise, irili ufaklı olan karpuz kıyemîdirler. Mislî ve kıyemî mal tefrikinden şu neticeler doğar: Mislî malı telef eden, mislini (benzerini) öder. Kıyemî malı telef eden, kıymetini öder. Mislî malın misli bulunmazsa kıymeti ödenir. Takas muamelesi mislî mallarda cereyan eder, kıyemî mallarda cereyan etmez. 3.Menkul Mal-Gayrımenkul Mal Nakledilmesi, bir yere götürülmesi mümkün olan mala menkul denir. Hanefî mezhebinde yalnızca şekli değişerek de olsa başka yere taşınması mümkün olmayan mallar, yani yalnızca arâzi gayrımenkul sayılır ve buna akâr denir. Buna göre akâr, hem gayrımenkul, hem de arâzi mânâsına gelir. Arâzi üzerindeki ağaçlar ve binâlar tek başlarına menkul, üzerinde bulundukları arâzi ile birlikte ise gayrımenkul olarak kabul edilmiştir. Mâlikî mezhebi akâr üzerindeki ağaç ve binâları gayrımenkul kabul eder. Osmanlı Devleti nin son zamanlarında arâzi üzerindeki binâlar da gayrımenkul kabul edilmiştir. Menkul ve gayrımenkul mal tefrikinin hukukî neticeleri vardır: İrtifak, şüf a ve komşuluk hukuku ancak gayrımenkuller üzerinde cereyan eder. Malı olduğu halde borcunu ödemeyen borçlunun önce menkul malları satılarak borcu ödenir. Bir başka deyişle cebrî icrâya öncelikle 9

10 menkul mallar konudur. Gayrımenkul bir malın satışında, alıcı teslimden önce bu malda tasarrufta bulunabilir. Menkul ise, teslim almadıkça bulunamaz. 4.Ölçülerine Göre Mallar Ölçülerine göre mallar nukûd, urûz, hayvan ve mukadderât olmak üzere dörde ayrılır. Mukadderât, ölçülebilen mallara verilen isimdir. Mukadderattan olan mallar da (ölçü birimine göre) beşe ayrılır: Vezn (ağırlık), keyl (hacm), mesâhâ (yüzey birimi), mezruât (uzunluk birimi) ve aded (sayı) ile ölçülenler. Bu bakımdan mallar, mevzûn (veznî), mekîl (keylî), mezrû ve adedî olarak adlandırılır. Mekîl veya mevzûn mallara makdûr (takdir edilmiş, ölçülmüş) da denir. Bir satım akdinde karşılıklı değiştirilen iki malın ikisinin de mekîl veya ikisinin de mevzûn olması durumunda bu satışta kadr vardır. Mekîl (keylî), kile (ölçek, hacm) ile ölçülen mal demektir. Buğday, arpa, hurma ve tuz dâimâ mekîldir. Tartı ile kullanılmaları, mekîl olmalarını değiştirmez. Peşin satışlarında hacimleri müsâvî olmazsa fâiz olur. Bunun dışındaki mallarda örfe bakılır. İmam Ebu Yusuf, buğday, arpa, hurma ve tuz satışında da örfe bakılır; örf varsa, bunlar da ağırlıkla ölçülebilir demiştir. Mevzûn (veznî), vezn (ağırlık) ile ölçülen mal demektir. Altın ile gümüş, dâimâ veznîdir. Altın ve gümüş ile buğday, arpa, hurma ve tuzdan başka şeylerin mekîl veya mevzûn olmaları, örf ve âdete bağlıdır. Çarşıda, pazarda nasıl ölçülüyorsa, öyle olduğu kabul edilir. Arâzi, mesâhâ ölçüleri ile ölçülür. Bunlar uzunluk ölçüleriyle aynıdır. Kumaş mezrû maldır, uzunluk ile ölçülür. Yumurta gibi büyüklükleri aynı olan şeyler aded ile ölçülüp satılır. Mal, eğer mekîl veya mevzûn ise, aynı cins ve ölçekte mal ile peşin satışında ikisinin de eşit olması gerekir. Veresiye satışları eşit bile olsa fâizlidir. Bunun dışındaki mallar ancak birbiriyle veresiye satışlarında eşit bile olsalar fâiz doğar. Bu bakımdan bir kile buğday iki kile buğday ile peşin veya bir kile buğday ile veresiye satılırsa fâiz olur. Bir gram altın iki gram altın ile peşin veya bir gram altın ile veresiye değiştirilirse fâiz olur. Ama bir metre basma aynı cinsi iki metre basma ile veya bir yumurta iki yumurta ile peşin satılsa fâiz olmamakla beraber, bir metre basma ile bir metre basma veyahud bir yumurta ile iki yumurta veresiye satılsa fâiz olur. Cins, kullanıldıkları yerler arasında çok fark bulunmayan şeylere ortak olarak verilmiş olan isidir. Deve, hayvan sınıfının bir cinsidir. Tüylü deve, bu cinsten bir nev dir. Aslı, kaynağı başka olan veya kullanıldığı yer çok farklı olan yahud başka isim alacak kadar değiştirilmiş olan bir mal başka cinsten olur. Sığır eti koyun eti ile, keçi kılı koyun yünü ile ve ekmek un ile başka cinstendir. Keçi eti veya sütü ise, koyun eti veya sütü ile bir cinstendir. Aynı cins mal, aynı ölçüde olsa bile birbiriyle satılamaz. Çünki böyle bir satışta fayda yoktur. Altın ve gümüş, sikkeli olsun olmasın nukûddur. Nukûd, nakd kelimesinin cem idir. Bakır ve benzeri paralar geçerli para iseler nukûd sayılır. Urûz, arazın cem idir. Nakid para ve hayvandan başka, menkul olan kıyemî mallara, urûz denir. Bakır ve sair paralar, tedâvülden kalktığı zaman urûz yerine geçebilir. Gaben-i fâhiş, yani alışverişi feshettirecek aldanma piyasadaki fiyatların en yükseğinden nukûdda % 2,5, urûzda % 5, hayvanda % 10, akârda (gayrımenkulde) ise % 20 nisbetinin üzeridir. Bu fiyatlardan daha çok aldanma sözkonusu ise akid feshedilebilir. 5.Ayn Mal-Deyn Mal Mal, ayn ve deyn olarak ikiye ayrılır: Ayn, lügatte madde, cisim demektir. Hukukta, belli bir mal demektir. Alışverişte şu hallerde mala ayn denir: a-alışverişte bir ev, bir at, bir sandalye gibi kıyemî malların belli birer tanesine b-ve hâzır olup da gösterilenin hepsine 10

11 c-veya ayrılmış parçasına; d-mislî olan mallardan da hâzır olup gösterilen hepsine e-veya ayrı olarak gösterilen f-yahud ayrılmamış belli mikdar bir parçasına g-yahud hâzır olmayıp benzerlerinden ayrı ve yalnız olarak bulunduğu yeri ve cinsi bildirilen mala ayn denir. Ayrı olarak bulunduğu yer, çuval, sandık, oda, ev veya şehirdir. Buralarda bulunan malı müşteri biliyorsa veya ilk üç yerde bulunanı bilmiyor ise de, hep ayn olur. Görülen bir yığın buğday, görülen bir mikdar para ayndır. Bu para semen olunca deyn olur. Deyn, satış ve ödünç verme veya başka sebeplerle ödenmesi lâzım olan borçtur. Alış-verişte ise, hâzır olmayıp ayrı olarak bulunduğu yeri bildirilmeyen her türlü mala ve hâzır ise de ayrı olarak gösterilmeyen kıyemî mal parçasına, deyn denir. Ödünç alınan karz, deyndir. Fakat her deyn, ödünç alınan borç demek değildir. Akidde tayin edilen, yani söz kesilirken ayn olan malın benzeri, hatta daha iyisi verilemez. Müşterinin rızâsı ile verilirse satış mukâyada (trampa) satışına döner. Dolayısıyla teslimden önce mal telef olursa, akid fâsid olur. Halbuki söz kesilirken tayin edilmeyen mal deyndir; teslimden önce telef olursa, akid fâsid olmadığı gibi, malın cinsi, mikdarı ve vasfı aynı olan benzeri verilir. 6.İstihlâk Olunan Mal-İstihlâk Olunmayan Mal Maldan istifade istihlâkine (tüketilmesine veya elden çıkarılmasına) bağlı ise bu mala istihlâk olunan mal denir. Altın, gümüş, buğday, para istihlâk olunan mallara misaldir. Arâzi, hayvan, kitap, elbise istihlâk olunmayan mallara misaldir. Bunlardan istifade malın ayn ı devam ederken olur. Bu tefrikin neticesi olarak karz akdi ancak istihlâk olunan mallarda cereyan eder. Borçlu, ödünç aldığı malın mislini öder. Âriyet ve kirâ akidleri de istihlâk olunmayan mallar üzerinde kurulabilir. Borçlu iade zamanında malın kendisini verir. II.MÜLKİYET Mülk, insanın mâlik olduğu, yani başkasının rızâsını, iznini almadan kullanmaya hakkı olan şeye denir. Bu şey: 1-Maldır, 2-Malın kendi değil, yalnız menfaatidir, 3-Haktır. Bir kimsenin her malı onun mülküdür. Fakat mülkünde olan her şey, meselâ kirâcının evi, malı değildir. Mâlik, hukukun izin verdiği saha içinde, malını dilediği gibi kullanır, semerelerinden istifade eder, mal üzerinde dilediği tasarrufta (akidde) bulunur ve başkalarının taarruzunu men eder. Mâlikin çocuk, deli, sefih olması gibi haller mülkünü dilediği gibi kullanmasına engel olur ama mülkiyet hakkının özüne zarar vermez. A.MÜLKİYETİN ŞÜMÛLÜ Mülkiyet ayn, menfaat ve deyn üzerinde cereyan eder. Mal sayılmamakla beraber haklar da mülkiyetin mevzuu olabilir. Modern hukukta mütemmim cüz, teferruat ve semere denilen şeyler de şer î hukukta zevâid adıyla mülkiyetin şümûlüne dâhil sayılır. Yani bunlar üzerinde de mülkiyet kurulabilir. Nitekim Vücudda bir şeye tâbi olan, hükümde dahi tâbi olur (Mecelle, m. 48). Zevâid, ziyâdenin cem i olup dört çeşittir: Ziyâde-i muttasıla-ı mütevellide: Maldan doğan ve onun esaslı fazlalıklarıdır. Şişmanlayan hayvanın ağırlığında meydana gelen değişiklik gibi. Ziyâde-i muttasıla-ı gayrımütevellide: Maldan doğmayan, fakat ona dâhil ve bitişik olan parçalara denir. Arsa üzerindeki ağaçlar, binâlar gibi. Ziyâde-i münfasıla-i mütevellide: Bir şeyin esaslı unsurunu teşkil etmediği halde ondan doğan fazlalıklara denir. Ağacın meyvesi, hayvanın yavrusu böyledir. Ziyâde-i münfasıla-i gayrımütevellide: Asıl maldan doğmayan ve onun esaslı unsuru da sayılmayan şeylerdir. Kirâ bedeli gibi. B.MÜLKİYETİN ÇEŞİTLERİ 11

12 1.Ayn Mülkiyeti-Menfaat Mülkiyeti-Deyn Mülkiyeti Ayn mülkiyeti, bir ev, bir tarla, bir at gibi bir malın bizzat kendisine mâlik olmaktır. Menfaat mülkiyeti ise, ayn olan malın menfaatlerine (kullanma hakkına) mâlik olmak demektir. Evde oturma, tarlayı ekme, ata binme hakkı gibi. Deyn mülkiyeti ise para veya mislî eşyâ alacağı hakkına mâlik olmaktır. Ayn ve menfaat mülkiyeti aynı şahısta bulunabildiği, bir başka deyişle bir kimse bir malın hem aynına ve hem de menfaatine mâlik olabildiği gibi, malın ayn ı birisinin, menfaati de bir başkasının mülkü olabilir. Nitekim kirâ ile tutulan malın ayn ı kirâlayanın (mûcirin), menfaati ise kirâcının (müstecirin) mülküdür. Ayn ı bir kimsenin mülkü olan bir malın menfaati, icâre (kirâ), âriyet, vakıf ve menfaat vasıyeti yoluyla başkasına devredilmişse, o kimsenin mülkü olur. Yukarıda sayılan dört yoldan biri ile bir malın menfaatine mâlik olan kimse, o malın aynına mâlik olmadığı için malın aynında tasarruf edemez. Satamaz, bağışlayamaz, vakfedemez, hibe edemez, âriyet veremez. Kirâ akdinde, aksi kararlaştırılmamışsa, başkasına kirâya verilebilir. Ayn mülkiyeti devamlıdır; menfaat mülkiyeti sürelidir. Vakıf ve menfaat vasıyetinde bu müddet, devamlı mülkiyet görüntüsü verecek kadar uzun olabilir. Ama yine de geçicidir. Hanefî mezhebinde ayn ve deyn mülkiyeti miras olarak intikal eder; menfaat mülkiyeti mal olmadığı için etmez. Kirâ, âriyet gibi akidler, iki taraftan birinin ölümüyle sona erer. Kirâcının veya âriyet alanın ölümüyle vârislerine intikal etmez. Vakıf veya menfaat vasıyetinde de menfaat mâliki ölünce, menfaat mülkiyeti sona erer. Diğer üç mezheb, menfaati mal kabul ettiği için, menfaat mülkiyetinin de miras olarak intikal edeceğine kâildir. Osmanlı Devleti ndeki arâzinin çoğu mîrî arâzi idi. Beytülmâlin, yani devlet hazînesinin mülkiyetinde olan bu arâzi, çiftçilere kirâya verilmekte; çiftçiler menfaat mülkiyetine mâlik olmaktaydı. Arâzinin kirâsını toplamak üzere sipâhiler vazifelendirilmekte; bunlar da topladıkları kirâ karşılığında devlete asker beslemekte idi. Mîrî arâzinin ayn mülkiyeti devlete; menfaat mülkiyeti ise çiftçi ve sipahilere ait idi. 2.Kâmil (Tam) Mülkiyet-Nâkıs (Eksik) Mülkiyet Bir malın hem rakabesi (çıplak mülkiyeti), hem de menfaati aynı şahsın mülkünde ise, kâmil mülkiyetten; aksi halde ise nâkıs mülkiyetten söz edilir. Kâmil mülkiyet sahibi, mülkiyet hakkının tanıdığı bütün salâhiyetleri hâizdir. Malın kendisini kullanabilir, semerelerinden istifade edebilir, malda her çeşit tasarrufu yapabilir. Ancak mal kirâ, âriyet, vakıf veya menfaat vasıyeti yoluyla bir başkasına devredilmişse, iki tarafta da nâkıs mülkiyet vardır. Malın sahibi aynına, kirâcı, âriyetçi, vakıf veya vasıyet lehdarı da menfaatine mâliktir. Binâenaleyh her ikisinin de mülkiyeti nâkıstır. 3.Müstakil Mülkiyet-Müşterek Mülkiyet Bir malın mâliki tek bir kişi ise müstakil mülkiyet; mâlikler birden ziyade ise müşterek mülkiyet vardır. Müşterek mülkiyette, mâliklerin hissesi eşit olabileceği gibi, olmayabilir de. Müşterek mülke, mülk şirketi veya müşâ; mülkteki hisseye de hisse-i şâyia denir. Müşterek mülkiyet, miras veya malların karışması (ihtilât) gibi mecburî olabilir; yahud bir malı ortak satın almakta olduğu gibi rızâ ile olabilir. Şirket-i cebriyye denilen birincisinde ortak malın her parçasında ortaktır; şirket-i ihtiyariyye denilen ikincisinde ise her birinin parçaları diğerininki ile karışmıştır. Dolayısıyla birincisinde ortak hissesini dilediğine satabilir, ikincisinde ise ancak ortaklarına veya onlardan izin alarak dilediğine satabilir. Müstakil mülkiyette mâlik dilediği gibi tasarruf edebilir. Müşterek mülkiyette ise mâliklerin tasarrufunda hepsinin ittifakı, karşılıklı rızâsı aranır. Yani mâliklerden biri, diğerlerinin rızâsı olmaksızın müstakil hareket edemez. Ortak maldan kendi hissesi kadar ve diğerlerinin hisselerine zarar vermeyecek şekilde istifâde edebilir. İzinsiz başkalarına kullandıramaz. Taksimi mümkün olmayan (değirmen, hamam gibi) maldaki hissesini ayırmadan başkasına veya ortağına hibe edebilir. Ancak taksimi mümkün olan (bir çuval buğday gibi) mallarda hissesini ayırmadan kimseye hibe edemez. Ortağına ayırmadan hibe 12

13 edebileceğine dair Attâbiyye den alınan râcih kavil İbni Âbidîn de vardır. Taksimi mümkün olan malı ayırmakta sıkıntı varsa, hibe etmek istediği kimseye satıp sonra bu alacağından onu ibrâ edebilir. Vârisler, kendilerine kalan mirası paylaşmadan hisselerini birbirlerine hediye edebilir veya hisseleri farklı olacak şekilde paylaşabilir yahud başkasına topluca satabilir ve hibe edebilir. Vârisler, kendilerine kalan mirası, meselâ ev eşyasını paylaşmadan rızâ ile kullanabilirler. Çünki her birinin hissesi vardır. Bir sitenin bahçesindeki ağacın meyveleri de böyledir. Her mâlik hissesi kadar yiyebilir; alabilir. Kendisine izin veren veya izin vereceği çok zannedilen kimsenin hissesini de sormadan alabilir. Değirmen, hamam, apartman gibi taksim olunamayan mülk harab olup, tamirini istemeyen ortak bulunursa, hâkimin izni ile tamir edilip, sonra hissesine düşen para ondan alınır. Müşterek bir binâ yıkılınca, yeniden ortaklaşa yapılmasını istemeyen olursa, buna cebrolunmaz. Arsa taksim edilir. Müşterek mülkiyetin müstakil mülkiyete dönüştürülmesi izâle-i şüyu (ortaklığın giderilmesi) ile mümkün olur. Müşterek mülk, eğer taksimi kâbil (bölünebilir) bir mal ise, ortaklar arasında hisseleri nisbetinde bölünür. Meselâ bir ambar buğday veya kurban olarak kesilen bir sığırın eti tartılarak hisseleri nisbetinde ortaklara taksim edilir. Tartmadan taksim câiz değildir. Aralarında kura çekilerek herkes hissesine düşen kısmın müstakil mâliki olur. Buna taksim veya kısmet denir. Taksim, ortakların rızâsıyla olabileceği gibi, rızâ temin edilemediği hallerde mahkeme vâsıtasıyla cebrî de olabilir. Birincisine kısmet-i rızâ, ikincisine kısmet-i kazâ denir. Meselâ müşterek mülk olan binâya kıymet biçilir. Kıymetleri hisselerini karşılayacak şekilde taksim edilir. Kıymeti fazla kısmını alan, kıymeti az olanı alana, aradaki fark kadar para verir. Müşterek mülkte menfaatin taksimi muhâyee yoluyla olur. Ev, tarla, hamam, köle, araba gibi taksimi mümkün olmayan mallar, zaman veya mekân itibariyle muhâyee edilir. Burada müşterek mülkiyet devam etmekle beraber, menfaatler taksim edilmektedir. Bir tarlanın bir sene ortaklardan birisi, ertesi sene diğeri tarafından ekilmesi gibi. Mekânda ve öncelikte uyuşulamazsa, kura çekilir. Ağaç, yün, süt gibi şeylerde ve mislî mallarda muhâyee olmaz. Geliri paylaşılır. Muhâyee mümkün değilse, mal satılarak, ortaklara hisseleri nisbetinde ödeme yapılır. C.MÜLKİYETİN İKTİSABI (KAZANILMASI) 1.Aslen İktisab a.ihrâz ve İstilâ Sahipsiz bir mala, mâlik olma kasdıyla el koymak demektir. Malın sahipsiz olması ve mülk edinme kasdı, ihrâz yoluyla mülkiyetin kazanılmasının iki unsurudur. Karada, havada ve denizde sahipsiz mallar ihrâz ve istilâ yoluyla mülk edinilebilir. Av hayvanları, sahipsiz otlar, ağaçlar, sahibi tarafından terk edilen, çöpe atılan mallar gibi. Sahipsiz arâzilerin ihyâ yoluyla kazanılması da ihrâza misaldir. Ancak sadece mâlik olma kasdıyla el koymak yetmez, arâziyi ihyâ etmek de gerekir. Av hayvanını bizzat yakalamakta hakikî ihrâz bahse konu olduğu gibi, ava tuzak kurmakta olduğu gibi hükmen ihrâz da mümkündür. İhrâz edilen mala muhrez denir. Deniz, göl, büyük nehir gibi umumî sulardan alınıp kovaya, sarnıca konan su ihrâz edilmiş olur. Şehirden uzak, sahipsiz yerde kuyu kazan, bunun harîmine de mâlik olur. Yirmi metre yarıçapındaki dâire içi, merkezindeki kuyunun harîmi olur. Şehir içindeki kuyunun harîmi olmaz. b.lukata Lukata, yerde bulunup sahibi belli olmayan maldır. Sahibine vereceğinden emin olanın, korumak için alması gerekir. Arayan olursa bana gönderin! diyerek iki kimseyi şâhid yapar ve kalabalık bir yerde tarif ederek sahibini arar. Sahibi çıkıncaya veya durmakla bozuluncaya kadar saklar. Bu arada helâk olursa ödemez. Sahibi çıkmayacağını veya bozulacağını anlarsa, 13

14 artık aramaz; beytülmâle teslim eder. Beytülmâl olmadığı zaman, zengin ise fakirlere sadaka verir; fakir ise veya beytülmâlden hakkı olan (âlim, müftü, kâdı, gâzi, kimsesiz kadın gibi) bir kimse ise kendisi mülk edinip kullanabilir. Sahibi sonra ortaya çıkarsa mülk edindiği gündeki kıymetini öder. Mâlikî ve Şâfiî mezhebinde lukatayı bulan fakirse, beytülmâle vermesine de gerek yoktur. Lukatayı almak İmam Şâfiî ye göre vâcibdir. Düğünlerde, bayramlarda, para, şeker serpilince, bunu kapan veya yerden ve başkasının üstünden alan, buna mâlik olur. Bir kimsenin hayvanı, kuşu, başkasının evine, ahırına girse, bu kimse o hayvana ve yumurtasına mâlik olamaz. Sahibi bilinmiyorsa lukata hükmündedir. Terzi, ayakkabıcı, saat tamircisi gibi esnaf, kendilerine bırakılıp alınmayan malların sahibinin çıkmayacağına kanaat getirinceye kadar saklar. Bu müddet azamî bir senedir. Sonra lukata sayılır. Masrafını alıp, fakirlere verir veya fakirse kullanabilir. Yoldan, akarsudan elma, armut gibi çabuk bozulacak meyvaları alıp yemek câizdir. Fakat ceviz, badem gibi durmakla bozulmayacak meyvaların alıp yenmesi câiz değildir. Sahibine vermek için alınması câizdir. Yolda bulunan ehlî tavşan ve kanarya da buna kıyas edilebilir. Alınmazsa ölebilir. Çocuğun yerden alıp kaldırmış olduğu lukatayı velîsi veya vasîsi tarif ve ilân eder. Yerden alıp kaldıran kimse, tarif ve ilândan âciz ise, lukatayı tarif ve ilân etmesi için başkasına vermesi câizdir. c.rikâz (Define) Rikâz, rekz (sâbit kılma) kelimesinden gelir. Yer altında öteden beri sâbit bulunan define (kenz) ve mâdenleri ifade eder. Define (kenz) toprağa gömülmüş altın, gümüş, para, kıymetli taşlar, silahlar, kumaşlar, âletler, ev eşyâsına şâmildir. İslâm hâkimiyeti öncesine ait işâretler taşıyan defineler (kenz-i câhilî), ganîmet hükmündedir. Beşte biri devlete verildikten sonra arâzinin ilk sahibine veya vârislerine, yoksa beytülmâle aittir. Sahipsiz arâzide ise beşte biri devlete verildikten sonra kalanı, İslâm devletinin vatandaşı olmak kaydıyla bulana aittir. Define, o belde Müslümanların eline geçtikten sonraki devreye âit ise, yani İslâm hâkimiyetinin işâretini taşıyorsa (kenz-i İslâmî), lukata hükmündedir. Çünki Müslümanın malı ganîmet olamaz. Bulanın elinde emânet olup, ilân edilerek sahibi araştırılır. Sahibi çıkmazsa beytülmâle verilir. Arâzi sahibi veya sahipsiz arâzide bulan fakir ise veya beytülmâlden hakkı olan (âlim, müftü, kâdı, gâzi, kimsesiz kadın gibi) bir kimse ise, defineyi mülk edinebilir. Beytülmâl yoksa ve bulan zengin ise başka fakirlere verir. Definenin milliyeti tayin edilemiyorsa, bu da lukata hükmündedir. Yani sahibi bulunmazsa beytülmâlindir. Maamâfih bunu ganîmet gibi değerlendirenler de vardır. Define, ister arâzi sahibine, isterse bulana ait olsun, her halde beşte bir nisbetinde vergilendirilir. Dârülharbde de hükümler aynı olup, beytülmâl yerine Müslüman fakirler geçer; vergiye de tâbi değildir. d.mâden Mâdenler mütemmim cüz sayılır. Sahipsiz arâzide bulunmuşsa bulanın, devlet arâzisinde bulunmuşsa devletin, vakıf arâzisinde bulunmuşsa vakfın, mülk arâzide bulunmuşsa arâzi sahibinindir. Dört mezhebde de böyledir. Denizden çıkan veya sahile vuran inci, amber, mercan gibi maddeler de bulana aittir. Dârülharbdeki maden, arâzi sahibinin, sahipsiz toprakta ise bulanındır. Mülk veya sahipsiz arâzide bulunan mâdenlerden beytülmâle muayyen bir vergi ödenir. Dârülharbde mâden ve defineden vergi ödenmez. e.hukukî Tağyîr Tağyîr, başkalaştırmak demektir. Bir şeyin, başka isim alacak şekilde değiştirilmesini ifade eder. Bir malı herhangi bir sebeple elinde bulunduran kimse, onu tağyîr ederse, mâlik olur. Bu bakımdan gasbettiği elbiseyi diktiren veya sütü yoğurt, buğdayı un, pamuğu ip yapan kimse, bu gasbettiği malın kendisini değil, kıymetini öder. Âriyette de böyledir. Hibe edilen malı da tağyîr ederse, hibe olunan mala tam mâlik olur. Artık hibeden rücu edilemez. f.halt ve İhtilât 14

15 Burada iki veya daha çok malın, birbirinden ayrılması imkânsız yahud çok zor veya masraflı olacak derecede karıştırılması mevzu bahistir. İki ayrı kimseye ait iki buğday çuvalının birbirine karıştırılması gibi iradî veya üzerindeki ağaçlarla beraber bir arâzinin toprak kayması sebebiyle bir başka arâzinin üzerine gelmesi yahud tavuğun bir başkasına ait inciyi yutmasında olduğu gibi gayrıiradî olabilir. Burada müşterek mülkiyet vardır. İki mal kolayca ayrılamıyorsa, kıymetli olanının sahibi, diğerinin bedelini ödeyerek ikisine de mâlik olur. Başkasına ait arâzinin üzerinde, hüsnüniyetle, kendi mülkü zannederek yaptığı binâ ve ağaçları söküp götürür. Bunların sökülmesi mümkün değilse, arâzi daha kıymetli ise arâzi sâhibi; değilse ağaç veya binânın sâhibi karşı tarafın malının bedelini ödeyerek hepsine mâlik olur. Gaspta arâzi sâhibi her halde ağaç veya binânın sökülmesini isteyebilir. 2.Devren İktisab a.akid Bey (satım) ve hibe gibi mülkiyetin devri neticesini doğuran temlikî akidlerle mülkiyet kazanılır. Mülkiyet, satılan malın teslimi ile değil, akid yapıldığı anda karşı tarafa geçer. Akid, karşılıklı rızâ ile kurulan bir muameledir. Ancak bazı akidlerde taraflardan birinin rızâsı aranmaksızın mülkiyet intikal eder. Cebrî akidler denen bunlar üç tanedir: 1-Cebrî icrâ: Malı olduğu halde borcunu ödemeyen borçlunun malı, rızâsı aranmaksızın mahkeme tarafından satılıp, borcu ödenir. 2-Şüf a: Bir gayrımenkulün satılması hâlinde komşu veya müşterek mâlik yahud irtifak hakkı sâhibinin o malı öncelikle almasını sağlayan şüf a hakkının kullanılması da, mal sâhibinin rızâsı aranmaksızın, satış bedelinin tediyesi şartıyla mülkiyetin şüf a hakkı sâhibine geçmesi neticesini doğurur. 3-İstimlâk: Yol, câmi, hastane gibi ammenin istifadesine tahsis edilmiş müesseselerin tevsii (genişletilmesi) gibi sebeplerle, bir mülkün piyasa kıymeti ödenerek satın alınmasını ifade eder. İstimlâk, sâhibinin rızâsı aranmaksızın mülkiyeti devreden akidlerdendir. b.halefiyet Halefiyet, halef olma, yerine geçmek demektir. Burada bir mülkiyet hakkına halef olunmaktadır. Bu da iki surette olur: 1-Vârisler, mûrisin mallarına halefiyet sebebiyle kendiliğinden mâlik olurlar. 2-Haksız fiillerde gasb veya itlâf edilen malın tazmini veya cinâyet suçlarında zarar verilen uzvun diyeti, o malın veya uzvun halefi olarak mülkiyet şeklinde mağdura intikal etmektedir. c.mürûrızaman Şer î hukuk esasen mürurızaman yoluyla mülkiyetin kazanılmasını kabul etmemiştir. Nitekim Tekâdüm-i zaman ile hak sâkıt olmaz (Mecelle m. 1674). Şu kadar ki, bir kimse hükümetçe kanunlarda tayin edilmiş bir müddet (meselâ 15 sene) zarfında, tapulu bulunmayan bir arâziye, nizâsız ve fâsılasız mâlik sıfatıyla tasarruf ettikten sonra, aleyhindeki mülkiyet dâvâları da dinlenmez. Böylece zilyedin o arâzi üzerinde hakk-ı karârı sâbit olur. Nitekim bir hak sâhibi, hakkını kanunda tesbit edilmiş muayyen bir zaman zarfında takip etmemişse, artık mahkeme yoluyla takip edemez. Ancak karşı taraf bu hakkı ikrar ve itiraf ederse, buna dayanarak hakkını mahkemeden taleb edebilir. D.ARÂZİ MÜLKİYETİ 1.Fethedilen Ülkelerdeki Arâzinin Statüsü A. Bir memleket harb yoluyla alınırsa, toprağın beşte biri beytülmâlin olur. Bunu halka kirâlar veya bir hizmet karşılığı birisine iktâ (tahsis) eder. Geri kalan topraklar üzerinde Hazret-i Peygamber in farklı tatbikatları nazara alınarak, hükümdara seçme hakkı tanınmıştır: 1-Gâzilere taksim edilir. Bunların mülkü olur. Böyle topraktan, her sene uşr (toprak zekâtı) alınır. Sahibi, kendi uşrlu toprağını vakfederse, bu toprağı işleten, uşr verir. 2-Gayrımüslim halkın (zimmîlerin) mülkü olarak bırakılır. Böyle topraktan harac alınır. 15

16 3-Tamamı kimseye verilmeyip, beytülmâlde tutulur. Yani mîrî toprak sayılır. Anadolu ve Rumeli arâzisi ekseri böyle idi. Uşrlu veya haraclı toprağın sahibi ölüp, hiç vârisi kalmazsa, bu toprak da beytülmâle intikal eder; mîrî toprak olur. B. Bir memleket, sulh yoluyla alınırsa, buradaki arâzinin âkıbeti sulh anlaşmasına göre belirlenir. Topraklar, sahiplerinin elinde bırakılırsa, harb ile alınıp sahiplerinin elinde bırakılan topraklar gibi haraclı toprak olup, mahsulden harac alınır. Topraklar Müslümanlara dağıtılırsa mülk arâzi olup mahsulden uşr alınır. Topraklar devlet tarafından vakfedilirse de böyledir. Topraklar mîrî arâzi hâline sokulursa, sultan tarafından satılıp mülk arâziye dönüşürse uşr alınır yahud kirâya verilirse kirâ alınır. C. Müslümanların hâkim olmadığı bir şehir veya memleket halkı kendiliğinden Müslüman olursa veya Müslümanların hâkim olduğu bir arâzi, başka bir Müslüman devletin eline geçerse, toprağın önceki statüsü devam eder. Mahsulünden uşr verirler. 2.Arâzi Çeşitleri Osmanlılar zamanında beş türlü toprak vardı: Mülk, mîrî, mevkuf (vakıf), metruk ve mevat arâzi. a-mülk Arâzi (Arâzi-i Memlûke) Dört türlüdür: Birincisi, köy, şehir içindeki arsalar veya köy yanında olup, kuyu kazmak, araba koymak, odun yığmak için kullanılan ve yarım dönümü geçmeyen tetimme-i süknâ adında yerlerdir. Bunlar, mîrî toprak iken, hükümdarın izni ile millete satılmış veya öteden beri mevcut bulunan köy, kasaba ve şehirlerdeki yerlerdir. Uşr ve haracdan muaftırlar. İkincisi, umumî menfaat gereği hükümdarın izni ile millete satılan mîrî (devlete ait) topraklardır. Buraların mahsulünden uşr verilir. Üçüncüsü fetih esnâsında gâzilere dağıtılan uşrlu topraklardır. Dördüncüsü fetihten sonra yerli halkın elinde bırakılan haraclı topraklardır. Haraclı toprağı, sahibi, Müslümana dahi vakfetse veya satsa, yahud müslüman olsa, mahsulden yine harac verilir. Gayrımüslim ölse, arâzinin bu statüsü devam eder. Vârisleri harac verir. Vârisi kalmazsa, arâzi beytülmâle dönüp, mîrî arâzi olur ve harac düşer. Uşrlu bir toprağı, zimmî satın alsa, bu toprak haraclı olur. Bu dört çeşit toprak üzerinde sahibi mülkiyet hakkının kendisine tanıdığı her tasarrufta bulunabilir; satabilir; kirâya verebilir; vakfedebilir; vasıyet edebilir; öldüğü zaman vârislerine ferâize göre taksim olunur. Bunlardan sahibi kalmadığı için beytülmâle intikal edenler, mîrî toprak olarak kiraya verilip işletilebileceği gibi; hakikî kıymeti ile halka satılarak tekrar mülk hâlini alabilir. b-mîrî Arâzi (Arâzi-i Emîriyye, Arâzi-i Memleket) Beytülmâle ait topraklardır. Fethedilen ülke topraklarının beşte biri hilâfsız beytülmâle aittir. Geri kalan toprakları da hükümdar dilerse beytülmâlde tutup mîrî arâzi hâline getirebilir. Hazret-i Peygamber in Hayber ve Benî Nadîr arâzisindeki bu tatbikatını Hazret-i Ömer devam ettirmiştir. Sonra gelen hükümetler ve Osmanlılarda da arâzinin çoğu böyle idi. Bu sebeple Osmanlı hukukunun arâzilerde hususî mülkiyeti kabul etmediği şeklinde bir kanaat yayılmıştır ki doğru değildir. Ayrıca fetih esnâsındaki statüsü bilinmeyen arâzi; sahibi ölüp mirasçısı bulunmayan arâzi; sahibi meçhul hâle gelen arâzi ve rakabesi (çıplak mülkiyeti) beytülmâle ait olmak üzere sultanın izniyle ihyâ olunan mevat arâzi de mîrî arâzi statüsündedir. Osmanlılarda mîrî arâzi, sultanın tesbit edeceği bedel ile satılır veya her sene kirâ olarak mahsulün yüzdesi alınmak üzere, Müslüman ve gayrımüslim vatandaşlara kirâya verilirdi. Semeni ve ücreti, beytülmâlin harac kısmına konurdu. Kirâları, dirlik usulüne tâbiydi. Yani 16

17 tımar, zeâmet veya hâs sahibi askerî şahıslara maaş veya asker besleme karşılığında tahsis olunurdu. Beytülmâl toprağını, hükûmet kirâya verirse, her sene alınan kirâ, harac yerine geçtiği için, ayrıca uşr alınmazdı. Çünki, harac alınan yerden uşr alınmaz. Zaten uşr, mülk arâziden tahsil olunan toprak mahsulleri zekâtıdır ve ibâdettir. Devletin, kendi toprağı için zekât vermesi düşünülemez. Mîrî toprağı kirâlayan kimse, her şey ekebilir veya kirâ ile başkasına ektirebilir. Başkalarının haksız tecâvüzlerini def edebilir. Sipâhiden izinsiz ağaç, asma dikemez; binâ yapamaz; kiremit, tuğla imal edemez. Sipâhinin izniyle arâziyi başkasına ferağ edebilir. Sipâhiden izin alsa bile, mîrî arâziye meyyit gömülemez. Çayır hâline getirilemez. Mîrî toprak satılamaz, hibe edilemez; haczedilmez; rehnolunamaz; vasıyet ve vakfedilemez. Yalnız sipâhinin izni ile para karşılığı kiracılık hakkından ferâğ olunabilir (vazgeçilebilir). Üç sene ekilmeyip boş bırakılan mîrî toprak başkasına verilir. Kiracı ölünce, mîrî toprağın, vârislerine kirâya verilmesi âdet olmuştur. Düşman tarafından işgal edilen mîrî arâzi üzerinde, mutasarrıfları bakımından mülk ahkâmı cereyan eder. Yani bu arâzi artık mutasarrıflarının mülkü sayılır. Osmanlı Devleti nin son zamanlarında (1915 ve 1916) düşman işgaline uğrayan Bosna-Hersek ve Bulgaristan Müslümanları tarafından sorulan sual üzerine, Şeyhülislâmlık bu şekilde fetvâ vermişti. Cumhuriyetten sonra 1925 yılında mîrî arâzinin kirâ bedeli demek olan âşar kaldırılarak mîrî arâzi, mutasarrıflarına temlik edilmiş; yani mîrî toprağı elinde tutanlar, o toprağın mâliki sayılmıştır. Böylece mîrî arâzi mülk hâline dönüşmüş; senelik kirâ olarak mahsulden alınan âşar yerine, para olarak alınan maktu emlâk vergisi getirilmiştir. Fukahâ, devletin, mîrî arâziyi bedelsiz olarak temlikini câiz görmediği ve hükümdarın haracı almayıp toprak sahibine bağışlaması câiz olduğu için, bugün Anadolu da arâzi mahsullerinden öşür verilmeyeceği hususunda fetvâ verenler (Ömer Nasuhi Bilmen gibi) olmuşsa da; doğrusu bunların artık mülke dönüştüğü ve mahsullerin onda (veya yirmide) birinden fakirlere uşr verilmesinin gerektiğidir. Çünki mahsul alınan arâzi iki vazifeden hâli olmaz, yani ya uşr veya haracdan birinin verilmesi gerekir. Devlet uşru almazsa, mahsul sahibi bunu fakirlere öder. Kendisi fakirse, ödemez diyen âlimlerin de olduğu İbni Âbidin de yazılıdır. c-vakıf Arâzi (Arâzi-i Mevkûfe) Devlet veya şahıslar tarafından vakfedilmiş topraklar olup, mahsulünden uşr alınırdı. aa.vakfın Mahiyeti Ve Menşei Vakıf, bir malın, insanların menfaatine tahsis edilmesi demektir. İnsanlık tarihi kadar eski bir müessesedir. Kur an-ı kerîm, dünyada ilk mâbedi binâ edenin, Hazret-i Âdem olduğunu bildiriyor. Bu mâbed Mekke deki Kâbe dir ve dünyadaki ilk vakıf eseri budur. Yine Kur an-ı kerîmde bildirildiği üzere (Bakara: 127) Hazret-i İbrâhîm, Büyük Tûfan da yıkılan bu mâbedi, oğlu Hazret-i İsmâil ile beraber yeniden inşâ ettiği gibi; vefat etmeden önce Filistin in Halîl şehrindeki arâzisini vakfedip, mahsûlünden gelen gidenlere ziyâfet verilmesini de vasıyet etmişti. Tarihin en eski vakıflarından birini kurmuş olan bu vasıyet, yakın zamana kadar tatbik olunmaktaydı. Hazret-i Dâvud un başlattığı ve Hazret-i Süleymân ın tamamlattığı Mescid-i Aksâ da tarihte bilinen en eski peygamber mâbedlerinden biridir. Hazret-i Muhammed de bu yolda tatbikatta bulunmuştur. Bizzat vakıf kurduğu gibi; eshâbının ve sonra gelen Müslümanların da böyle davranmalarını teşvik etmiştir. Nitekim Kâbe nin tarihî statüsü, Müslümanların Mekke yi fethinden sonra da eskisi gibi devam etmiştir. Öte yandan, Hazret-i Muhammed, Hayber deki hurmalığını Müslümanlara vakfettiği gibi (hayrî vakıf); hanımlarının oturduğu evleri de yine hanımlarına vakıf (âile vakfı) olarak bırakmıştı. Hazret-i Ömer, Hazret-i Osman, Ebû Talha, Câbir, Muhayrık gibi sahâbîler, daha Hazret-i Peygamber in sağlığında O nun teşviki üzerine vakıf yapmışlardır. İnsanlar ölünce amel defterleri kapanır. Ancak sadaka-i câriye (hayır eseri) yapanlar müstesnâdır. Onun amel defterine, o hayır eserinden istifâde edildiği müddetçe sevap yazılır hadîsi çok 17

18 meşhurdur 1. Müslümanlar, hayır yaparak bu hadîsteki müjdeye kavuşmak istemiş, böylece isimlerini ebedîleştirmiştir. Devlet de pek çok amme hizmetinin bu yolla yerine getirilmesini teşvik etmiş, vakıflara destek vermiştir. Ayrıca insanlar, zürrî (âile) vakıflar yoluyla, soyundan gelenlerin maîşetini teminat altına alarak, servetinin belli vârisler arasında çarçur edilmesini önlemek istemişlerdir. Osmanlı tarihinde maarif, sağlık, bayındırlık gibi amme hizmetleri hep bu yolla yerine getirilmiş; hatta halka hizmet eden bir takım memurların maaşları da bu yolla karşılanmıştır. Câmiler, mektep ve medreseler, tekkeler, hastaneler, köprüler, çeşmeler, su bendleri, hanlar, kervansaraylar hep vakıf olarak yapılmıştır. Vakıf ve şer iyye sicilleri arşivlerinde çok enteresan vakıflara rastlanır. Hizmetçilerin kırdıkları eşyaların ödenmesi, mektep çocuklarının kıra gezmeye götürülmesi, köle âzâdlanması, kışın dağlardaki yırtıcı hayvanlara yiyecek verilmesi, kanadı kırık leyleklerin tedâvisi, dul kadınların barınması gibi maksatlarla vakıflar kurulduğu görülmektedir. Fakir kızların düğünlerde takması için gerdanlık vakfedilmiştir. bb.vakfın Unsurları Vakıf, mal varlığında azalma meydana getireceği için, ancak âkıl, bâliğ ve reşid kimseler tarafından yapılabilir. Mümeyyiz olsa bile çocuk, akıl hastası, ma tuh (bunak) ve sefih vakıf yapamaz. Zimmîler de kendi dinlerine göre vakıf kurabilirler. Vakıf, süreli kurulamaz. Vakfeden, hukuka aykırı olmayan her türlü şartı koşabilir. Bunları sonradan kimse değiştiremez. Şart-ı vâkıf, nass-ı şâri gibidir (yani vakfedenin şartı, kanun gibidir) kâidesi meşhurdur. Bunun mânâsı kâdı, vâkıfın şartlarına uymayan hüküm veremeyeceği ve herkesin bu şartlara uyacağıdır. İmam Ebû Hanîfe ye göre vakfeden veya vârisleri istediği zaman vakıftan rücu edebilir, dönebilir. İmam Ebû Yûsuf a ve diğer üç mezheb imamına göre yalnızca vakfetmekle artık dönülemez. İmam Muhammed e göre, mal vakfedenin mülkünden ayrılarak mütevelliye teslim edildikten sonra, vakıftan dönülemez. Şu dört halde ise, vakıftan aslâ dönülemeyeceği hususunda Hanefî hukukçuları müttefiktir: 1-Vakıf tescil edilmiş ise, yani hâkim tarafından vakfın bağlayıcı olduğuna hüküm verilmiş ise (nitekim hâkimin hükmü, hukukçular arasındaki ihtilâfı ortadan kaldırır); 2-Vakıf vasıyetle kurulup vakfeden ölmüş ise; 3-Vakıf, Bu malı hayatımda ve ölümümden sonra fülan cihete ebedî olarak vakfettim beyanıyla kurulmuş ise; 4-Vakfedenin mülkünden ayırdığı mescidde namaz kılınmaya (ve mezarlıkta ölü gömülmeye) başlanmış ise vakıftan dönülemez. Mal, vakfedenin mülkü ve akar (gayrımenkul, arâzî) cinsinden olmasıdır. Binâenaleyh menkul mallar vakfedilemez. Ancak at, silah gibi hakkında nass bulunan menkuller ile kitap, para gibi vakfı örfen câiz görülen menkuller vakfedilebilir. Vakfedilen mallar iki türlü olur: Vakfın maksadına gerçekleştirmeye mâtuf câmi, köprü, medrese gibi bizzat kendisinden istifade olunan mallara müessesât-ı hayriyye denir. Bu malın faaliyet gösterebilmesi için gereken vâridâtın temin edildiği mallara da müsakkafat ve müstegallât-ı vakfiyye denir. Müsakkafat gelir getiren binâ ve dükkân gibi binâları; müstegallât da gelir getiren arâziyi ifade eder. cc.vakfın İdaresi Vakfeden kimse, vakfı idare etmesi için bir mütevelli tayin edip, malı buna teslim eder. Mütevelliyi kontrol etmek üzere bir de nâzır tayin eder. Vakfeden, mütevelli de olabilir. Nitekim nâzır ve mütevelli, vâkıftan sonra ölürse, bunların vasıyet ettiği kimseler nâzır ve mütevelli olur. Bunlar yoksa veya vâkıf hiç mütevelli tayin etmemişse, kâdı bir mütevelli 1 Müslim: Vasıyye 14; Ebû Dâvud: Vesâyâ

19 tayin eder. Mütevelli hukuken mükellef (âkıl, bâliğ ve reşid) ve emin bir kimse olmalıdır. Mütevellinin ücret almaya hakkı vardır. Elinde bulunan vakıf malları da emânet hükmündedir. Vakıf mallar kirâya verilerek işletilir. Vakıf malları harab olarak gelir getirmez veya vakfın masrafını karşılayamaz hâle düşüp, vakfın imkânları ile de tamir olunamıyorsa satılarak başka bir mal ile değiştirilir. Kuruluş gayeleri aynı olan vakıflardan birinin fazla gelen vâridatı, gelirini kaybeden bir başkasına sarf edilebilir. Meselâ bir medresenin tamiratı için bir başka medresenin gelir fazlasından harcanabilir. Ama bir câminin tamiratı için bir medresenin gelir fazlası sarfedilemez. Vakfın geliri olmasa, tamiri için mütevelli borç alıp tamir eder. Bir vakıf harab olsa ve tamir edilemese, enkazı ve eşyâsı sahibine veya vârislerine döner. Bunlar belli değilse lukata sayılıp beytülmâle verilir. Bu da yoksa satılıp fakirlere dağıtılır. Arsası ise vakıf olarak kalır. Bir görüşe göre bu vakıflar, benzeri maksadlarda hizmet veren vakıflara tahsis edilir. Düşman istilâsına uğramış İslâm beldelerindeki vakıflar, istilâ edenlerin mülkiyetine girmez. Ecnebîler tarafından işgal edilen topraklardaki vakıflar, vakıf olarak devam edemiyorsa vârislerin mülkiyetine döner. Bunlar da mevcut değilse lukata hükmünde olup beytülmâlden hakkı olanlar bunlardan bedelsiz istifade eder. Osmanlı Devleti nin son zamanlarında, mühim mikdarda vakıf eseri, kaybedilen topraklarda kalmış; bundan da vakıf hizmetleri halel görmüştür. Bir belde işgal edilip, vakıflara dokunulmasa, bunlar vakıf hüviyetini devam ettirir. Ancak vakıflara el konulup satışa çıkarılsa, düşmanın elinden kurtarmak maksadıyla müslümanın bunu satın alması ve herhangi bir işte kullanması (oturması, ticaret yapması, kirâya vermesi, satması) câizdir. Osmanlı Devleti nde kurulan vakıflarda hizmet veren imam, müezzin, kayyım, müderris, aşçı gibi hademe-i hayratın maaşlarının ve ayrıca bu vakıfların idâmesi için yapılan ısıtma, aydınlatma, temizleme, tamirat, yemek masraflarının karşılanması için ev, dükkân, çiftlik gibi gelir getiren mülkler de vakfedilmişti. Cumhuriyetten sonra bu işlerden bazıları için diyânet bütçesi tahsis edilmiş; eski vakıflardan satış veya gasp gibi sebeplerle gayrımeşru biçimde istifadeden düşenler bir yana, kalanlardan elde edilen gelirler de vakıflar idaresince toplanıp umumî bütçeye girer olmuştur. Bu gelirler, rasyonel toplanacak olursa, diyânet işleri bütçesini karşılayacak meblağdadır. Şu halde, Müslümanların dinî işleri için bütçeden tahsis edilen para, halktan toplanan vergilerden değil, bir bakıma vaktiyle Müslümanların kurdukları vakıfları yaşatmak için tahsis ettiği mallardan karşılanmaktadır. Bir vakıf malın üstü ve altı da vakfa aittir. İmâmeyn ve diğer üç mezheb imamı, şehirlerdeki yer darlığını görüp, evin bir katının mescid yapılmasına cevâz vermiştir. Ancak bu mescidin, bugünki apartman daireleri gibi ayrı bir kapısı olmalı; mescide gelenler, başka bir evin içinden geçmek zorunda kalmamalıdır. Vakıf mescid inşa edilirken altına veya üstüne, vakfa faydalı depo, dükkân, ev yaptırılabilir. Kirâlanan bir arâzi üzerine yapılan mescid vakıf olabilir. dd.vakıf Çeşitleri aaa.sahih Vakıf-Gayrısahih Vakıf Mülk mallar üzerinde kurulan vakıflara sahih vakıf denir. Sultan, mîrî arâziyi, mülkiyeti devlette kalmak ve gelirleri bir hayır cihetine sarfolunmak üzere vakfederse buna gayrısahih vakıf (irsâdî vakıf, tahsis kabilinden vakıf) denir. Devlet, sağlık, maarif, bayındırlık gibi amme hizmetlerinin yerine getirilmesi veya amme hizmeti görüp de beytülmâlden hakkı bulunanların maaşlarının karşılanması için irsâdî vakıf kurar. Bunlara gayrısahih denilmesi, hukuken sahih olmadığını değil; hakikî mânâda vakıf sayılmadığını ifade eder. Çünki hakikatte vakıf, ancak mülk üzerinde kurulur. Dolayısıyla sultan uygun gördüğü zaman bu tahsisi kaldırabilir ve mîrî arâzinin geliri tekrar beytülmâle döner. bbb.hayrî Vakıf-Zürrî Vakıf 19

20 Hayrî vakıflar doğrudan umumun istifadesi için kurulmuş câmi, köprü, medrese, imâret gibi vakıflardır. Köprü, câmi gibi vakıflar, zengin-fakir herkesin istifadesine açıktır. Ancak imâret, dârüşşifâ gibi fakirlere mahsus vakıflardan ancak fakirler faydalanabilir. Zürrî vakıflara âile vakıfları da denir. Vâkıf, burada malını âilesinden muayyen şahısların istifade etmesi için vakfetmiştir. Böylece servetinin çarçur edilmesinin; ileride gelecek soyunun mağdur düşmesinin önüne geçmek istemektedir. Cumhuriyetten sonra zürrî vakıf kurulması yasaklanmış; mevcut zürrî vakıflar ise varlığını devam ettirmiştir. ccc.mazbut Vakıf-Mülhak Vakıf-Müstesnâ Vakıf Mazbut vakıf, Evkaf Nezâreti tarafından idare olunan vakıflardır. Padişah ve hânedanın kurduğu selâtîn vakıflarının çoğu mazbut vakıftır. Ayrıca mütevellisi kalmayan vakıflar ile sefihlik ya da israfları sebebiyle idaresi mütevellisinin elinden alınan vakıflar da mazbut vakıf sayılır. Evkaf Nezâreti nin nezâreti (kontrolü) altında mütevellileri tarafından idare olunan vakıflara mülhak vakıf denir. Evkaf Nezâretinin yerini cumhuriyetten sonra Vakıflar Genel Müdürlüğü almıştır. Evkaf Nezâreti nin hiç müdahalesi olmadan idare olunan vakıflara da müstesnâ vakıf denir. Bunlar vergiden muaf idiler. Bir kısmı Mevlânâ Celâleddin Rûmî, Hacı Bektaş Velî, Hacı Bayram Velî, Abdülkâdir Geylânî gibi din büyüklerine ait eızze (azizler) vakıfları; bir kısmı da Evrenos Gazi, Gazi Süleyman Bey, Gazi Mihal Bey, Gazi Ali Bey Vakfı gibi guzât (gâziler) vakıfları olup sekiz tanedir. ddd.icâre-i Vâhideli Vakıf-İcâreteynli Vakıf-Mukâtaalı Vakıf İcâre-i Vâhideli Vakıf: Vakıf mallar, Hanefî mezhebine göre azami üç seneliğine kirâya verilir. Osmanlılarda vakfın iyiliği için diğer mezhebler taklid edilerek kirâ akdi kirâcının ölümüne kadar uzun tutulmuştur. İcâreteynli Vakıf: Zelzele ve yangınlarla vakıf malları harab düşmüş; vakfın geliriyle de bu malın tamiri mümkün olmamış; bu hâliyle de kirâcı bulunamamıştır. Bunun üzerine vakıfları korumak maksadıyla icâreteyn usulü getirilmiştir. Buna göre, kirâcıdan malın kıymetine yakın bir bedel (icâre-i muaccele) alınıyor; bununla vakıf malı tamir ediliyor; kirâcı her sene cüz i bir kirâ (icâre-i müeccele) ödüyordu. Kirâcı iki kirâ ödediği için buna icâreteyn (iki kirâ) usulü denilmiştir. Böylece malın mülkiyeti vakıfta kalmakta; ancak tasarruf hakkı ölene kadar kirâcıya ait olmakta; öldükten sonra da muayyen vârislerine yeniden kirâlanmaktadır. Vârisi yoksa bu hak vakfa döner tarihinde çıkarılan vakıflar kanunu ile yeni icâreteynli vakıf kurulması imkânı kaldırıldı. Mevcut icâreteynli vakıflar, yıllık kirâ bedelinin yirmi katı meblağında bir ta viz bedeli mukabilinde malı elinde bulunduranların mülkü olmak üzere tasfiye edildi. Kirâcının bu bedeli ödemese bile, 10 sene sonra vakfın mülkiyetini kazanması ve bu bedelin, amme alacaklarının tahsili usulü çerçevesinde tahsil edilmesi esası getirildi. Böylece sadece İstanbul da 230 bini bulan icâreteynli vakıf malı, cüz î birer bedel karşılığında kirâcılara intikal etmiş; bundan da vakıflar mühim zarar görmüştür. Mukâtaalı Vakıf: Mukâtaalı vakıf da yine icâreteynli vakıflarda olduğu gibi yangın gibi bir âfetle harab olmuş vakıfların ihyâsı maksadıyla getirilmiştir. Vakıf arâzinin üzerinde, kirâcıya ait binâ ve ağaçlar vardır. Kirâcı, vakfa her sene mukâtaa veya icâre-i zemin denilen bir kirâ öder. Mukâtaalı vakıflarda tasarruf hakkı başkasına devredilebilir. Vakıf üzerindeki binâ ve ağaçlar zaten mülk olduğu için, satılabilir, hibe edilebilir, miras kalır. Yeni mâlik, vakıf arâzinin de yeni kirâcısı olur ve her sene ücreti öder. Vakıf arâzi üzerindeki binâ veya ağaçlar helâk olsa bile, kirâcının tasarruf hakkı mukâtaasını ödemek şartıyla devam eder; ölünce de muayyen vârislere intikal eder den sonra mukâtaalı vakıfların tasfiyesi de icâreteynli vakıflarla aynı hükümlere tâbi olmuştur. eee.avârız Vakıfları Bir köy veya mahallede yahud esnaf loncasında hastalık sebebiyle çalışamayanların geçimini karşılamak; fakirlerin cenâzelerini kaldırmak, fakir kızları evlendirmek, fakir delikanlılara iş kurmak, evi yanan veya yıkılanlara yardım etmek, köy ve mahallenin yol, 20

VAKIFLAR İÇİN FİNANS KAYNAĞI OLARAK İCÂRETEYN. Doç. Dr. Süleyman Kaya

VAKIFLAR İÇİN FİNANS KAYNAĞI OLARAK İCÂRETEYN. Doç. Dr. Süleyman Kaya VAKIFLAR İÇİN FİNANS KAYNAĞI OLARAK İCÂRETEYN Doç. Dr. Süleyman Kaya İCÂRETEYN KAVRAMI Arapça icâre kelimesinin tesniyesi olan icâreteyn kavramı çift kira anlamına gelip kira sözleşmesinde kira bedelinin

Detaylı

VAKIF NEDİR? Vakıf kelimesi Arapça kökenli olup, bir mülkü veya nesneyi tanrıya (veya hayır işine) adama anlamına gelmektedir.

VAKIF NEDİR? Vakıf kelimesi Arapça kökenli olup, bir mülkü veya nesneyi tanrıya (veya hayır işine) adama anlamına gelmektedir. VAKIF ÇEŞİTLERİ VAKIF NEDİR? Vakıf kelimesi Arapça kökenli olup, bir mülkü veya nesneyi tanrıya (veya hayır işine) adama anlamına gelmektedir. Diğer bir anlamı ise durmak, hareketsiz kalmaktır. VAKIF TANIMI

Detaylı

Türkiye de İslami Finansın Tarihsel Kökenleri. Süleyman Kaya

Türkiye de İslami Finansın Tarihsel Kökenleri. Süleyman Kaya Türkiye de İslami Finansın Tarihsel Kökenleri Süleyman Kaya İslam faizi kesin olarak yasaklamıştır. Osmanlı ulemasının da faizin meşru olmadığına dair açık ve kesin ifadeleri vardır. Ancak ulema muamele-i

Detaylı

HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI BİRİNCİ BÖLÜM

HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI BİRİNCİ BÖLÜM HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI BİRİNCİ BÖLÜM HUKUK HAKKINDA GENEL BİLGİLER A. HUKUK B. TOPLUMSAL KURALLAR VE MÜEYYİDELERİ 1. Toplumsal Kuralların Gerekliliği 2. Toplumsal Kuralların Sınıflandırılması a. Görgü

Detaylı

BİRİNCİ KISIM: Feraiz Mukaddime. 1 inci Fasıl BİRİNCİ BAB

BİRİNCİ KISIM: Feraiz Mukaddime. 1 inci Fasıl BİRİNCİ BAB İ Ç İ N D E K İ L E R Lügatler 5 Ön söz, 7 BİRİNCİ KISIM: Feraiz Mukaddime Feraiz lstıhları.... - 9 Velânın mânası, kısımları, hukukî mahiyyeti 11-13 Hesap Istıhlaları 15 BİRİNCİ BAB İrsin Rüknü 17 Terike

Detaylı

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü Sayı : 62030549-125[2-2015/339]-56816 12.05.2016 Konu : Vakıf üyelerine ait birikimlerin

Detaylı

Soru: Kimlerin fitre vermesi gerekir? Hangi ürünlerden verilebilir?

Soru: Kimlerin fitre vermesi gerekir? Hangi ürünlerden verilebilir? Fitre/Fıtra Fıtrayı kimler verir Soru: Kimlerin fitre vermesi gerekir? Hangi ürünlerden verilebilir? İhtiyacı olan eşyadan ve borçlarından fazla olarak, zekât nisabı kadar malı, parası bulunan Müslümanın

Detaylı

HARCIRAH UYGULAMASI HARÇLAR

HARCIRAH UYGULAMASI HARÇLAR H H HARCIRAH UYGULAMASI HARÇLAR 80 q HARCIRAH UYGULAMASI YURT İÇİ GÜNDELİKLER 193 sayılı GVK nun 40/4, 57/8-c ve 68/3 üncü maddelerinde ticari, zirai ve mesleki faaliyetle ilgili seyahat giderlerinin,

Detaylı

HAZİNEYE AİT TARIM ARAZİLERİNİN SATIŞI HAKKINDA KANUN

HAZİNEYE AİT TARIM ARAZİLERİNİN SATIŞI HAKKINDA KANUN 7475 HAZİNEYE AİT TARIM ARAZİLERİNİN SATIŞI HAKKINDA KANUN Kanun Numarası : 4070 Kabul Tarihi : 16/2/1995 Yayımlandığı R.Gazete : Tarih : 19/2/1995 Sayı : 22207 Yayımlandığı Düstur : Tertip : 5 Cilt :

Detaylı

Prof. Dr. Cemal BIYIK - Öğr. Gör. Dr. Okan YILDIZ - Yrd. Doç. Dr. Yakup Emre ÇORUHLU, KTÜ, 2014

Prof. Dr. Cemal BIYIK - Öğr. Gör. Dr. Okan YILDIZ - Yrd. Doç. Dr. Yakup Emre ÇORUHLU, KTÜ, 2014 11. MİRAS HUKUKU 1 Mirasın Konusu Miras bırakanın, ölümü ile sona ermeyen ve mirasçılarına intikal etmeye elverişli hakları, borçları, diğer hukuki ilişkileri mirasın konusunu oluşturur. 2 MİRAS HUKUKU

Detaylı

Kurbanın Mahiyeti, Vücubu ve Şer î Hikmeti Pazartesi, 31 Ağustos :59

Kurbanın Mahiyeti, Vücubu ve Şer î Hikmeti Pazartesi, 31 Ağustos :59 Kurban Yüce Allah ın rahmetine yaklaşmak için ibadet niyeti ile kesilen özel hayvandır. Kurban bayramı günlerinde (ilk üç günde) böyle Allah rızası için kesilen kurbana (Udhiyye), bunu kesmeğe de tazhiye

Detaylı

TÜRK VERGİ SİSTEMİ-1.BÖLÜM

TÜRK VERGİ SİSTEMİ-1.BÖLÜM TÜRK VERGİ SİSTEMİ-1.BÖLÜM I. TÜRK VERGİ SİSTEMİNİN TARİHÇESİ Cumhuriyet öncesinde uygulanan Osmanlı dönemi vergileri, genel olarak şer i vergilerden oluşuyordu. Bunların arasında Müslüman olmayan tebaadan

Detaylı

Kiralananın Devri ve Sınırlı Ayni Hakka Konu Olması

Kiralananın Devri ve Sınırlı Ayni Hakka Konu Olması Yrd. Doç. Dr. Seda ÖKTEM ÇEVİK Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi Kira Sözleşmesine Etkisi Bakımından Kiralananın Devri ve Sınırlı Ayni Hakka Konu Olması İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII

Detaylı

KREDÝLÝ MENKUL KIYMET ÝÞLEMLERÝ ÇERÇEVE SÖZLEÞMESÝ

KREDÝLÝ MENKUL KIYMET ÝÞLEMLERÝ ÇERÇEVE SÖZLEÞMESÝ SANKO KREDÝLÝ MENKUL KIYMET ÝÞLEMLERÝ ÇERÇEVE SÖZLEÞMESÝ TARAFLAR Bir tarafta, SANKO MENKUL DEÐERLER A.Þ. (Bundan sonra ARACI KURUM olarak anýlacaktýr.) ile diðer tarafta.... bundan sonra kýsaca MÜÞTERÝ/LER

Detaylı

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü) T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü) Sayı : B.07.1.GİB.4.06.16.01-120[40-11/9]-249 20/02/2012 Konu : Bedelsiz kiralanan otomobile

Detaylı

Ticaret Tabi Maddeler ve Bu Maddelerin

Ticaret Tabi Maddeler ve Bu Maddelerin Ticaret Tabi Maddeler ve Bu Maddelerin veya Tescili Yönetmelik 8.1.2005 25694 SAYILI GAZETE BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Amaç Madde 1 Bu hangi maddelerin ticaret ve zorunlu en az tespitine ve borsaya

Detaylı

PRATİK BİLGİLER VERGİ UYGULAMALARI HARÇLAR TİCARET SİCİL HARÇLARI:

PRATİK BİLGİLER VERGİ UYGULAMALARI HARÇLAR TİCARET SİCİL HARÇLARI: PRATİK BİLGİLER VERGİ UYGULAMALARI HARÇLAR 2012 YILINDA UYGULANACAK BAZI HARÇ NİSPETLERİ VE MAKTU TUTARLAR * TİCARET SİCİL HARÇLARI: Kayıt ve tescil harçları (Ticari işletme rehni dahil) 1. Ticari işletmenin

Detaylı

GİDER VERGİLERİ KANUNU 1, 2

GİDER VERGİLERİ KANUNU 1, 2 GİDER VERGİLERİ KANUNU 1, 2 Kanun Numarası : 6802 Kabul Tarihi : 13/7/1956 Yayımlandığı R.Gazete : Tarih : 23/7/1956 Sayı: 9362 Yayımlandığı Düstur : Tertip: 3 Cilt: 37 Sayfa: 1982 BİRİNCİ KISIM Madde

Detaylı

VAKIF GAYRİMENKUL YATIRIM ORTAKLIĞI A.Ş. / VKGYO [] 07.04.2010 18:05:34 Özel Durum Açıklaması (Genel)

VAKIF GAYRİMENKUL YATIRIM ORTAKLIĞI A.Ş. / VKGYO [] 07.04.2010 18:05:34 Özel Durum Açıklaması (Genel) VAKIF GAYRİMENKUL YATIRIM ORTAKLIĞI A.Ş. / VKGYO [] 07.04.2010 18:05:34 Özel Durum Açıklaması (Genel) Ortaklığın Adresi : Halaskargazi cad. No:243 Yasan İş Merkezi Kat:6 Osmanbey ŞİŞLİ İSTANBUL Telefon

Detaylı

2012 Yılı Kira Gelirlerinin Beyanında Bilinmesi Gerekenler

2012 Yılı Kira Gelirlerinin Beyanında Bilinmesi Gerekenler 2012 Yılı Kira Gelirlerinin Beyanında Bilinmesi Gerekenler Gelir Vergisi Kanununun 70 inci maddesinde yazılı mal ve hakların (Arazi, bina, haklar, motorlu taşıtlar vs.) kiraya verilmesinden elde edilen

Detaylı

GAYRİMENKUL DEĞERLEME UZMANLIĞI LİSANSLAMA SINAVI İKİNCİ OTURUM

GAYRİMENKUL DEĞERLEME UZMANLIĞI LİSANSLAMA SINAVI İKİNCİ OTURUM S P K GAYRİMENKUL DEĞERLEME UZMANLIĞI LİSANSLAMA SINAVI İKİNCİ OTURUM GENEL AÇIKLAMA Bu soru kitapçığındaki testler şunlardır: Modül Adı Soru Sayısı 1019 Gayrimenkul Mevzuatı 25 Bu kitapçıkta yer alan

Detaylı

T Ü R M O B TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ SİRKÜLER RAPOR MEVZUAT

T Ü R M O B TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ SİRKÜLER RAPOR MEVZUAT Sirküler Rapor 29.03.2011/ 44-1 GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI NCA GAYRİMENKULLERİN ELDEN ÇIKARILMASI HALİNDE DEĞER ARTIŞ KAZANÇLARININ HESAPLANMASI İLE İLGİLİ GELİR VERGİSİ KANUNU SİRKÜLERİ YAYIMLANDI ÖZET

Detaylı

BORÇLAR HUKUKU KISA ÖZET HUK110U

BORÇLAR HUKUKU KISA ÖZET HUK110U BORÇLAR HUKUKU KISA ÖZET HUK110U 2 DİKKAT Burada ilk 4 sayfa gösterilmektedir. Özetin tamamı için sipariş veriniz www.kolayaof.com 3 İÇİNDEKİLER; 1. Ünite - Borç İlişkisinin Temel Kavramları- Borçların

Detaylı

Sayı : 2013/197 10 Tarih : 20.12.2013 Ö Z E L B Ü L T E N TAPU HARCI UYGULAMALARI

Sayı : 2013/197 10 Tarih : 20.12.2013 Ö Z E L B Ü L T E N TAPU HARCI UYGULAMALARI Sayı : 2013/197 10 Tarih : 20.12.2013 Ö Z E L B Ü L T E N TAPU HARCI UYGULAMALARI I- Giriş Tapu ve Kadastro Harçları, 492 sayılı Harçlar Kanununun dördüncü kısmında düzenlenmiştir. Bu bültenimizde kanunun

Detaylı

DEVRE MÜLK SATIŞ SÖZLEŞMESİ

DEVRE MÜLK SATIŞ SÖZLEŞMESİ DEVRE MÜLK SATIŞ SÖZLEŞMESİ İş bu sözleşmenin altında adları, soyadları ve adresleri ile imzaları bulunan kişiler (aşağıda Devre Mülk Hakkı Sahibi ve Ortak Malik olarak anılacaktır.), aşağıdaki şartlarla

Detaylı

TTK, Türk Ticaret Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanunu, Yasası

TTK, Türk Ticaret Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanunu, Yasası TTK, Türk Ticaret Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun (5136 sayılı, numaralı, nol TTK, Türk Ticaret Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanunu, Yasası 5136 sayılı,

Detaylı

Orman Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun (5192 sayılı, numaralı, nolu yasası)

Orman Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun (5192 sayılı, numaralı, nolu yasası) Orman Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunu, Yasası 5192 sayılı, numaralı, nolu kanun, yasa Orman Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Kanun No. 5192 Kabul Tarihi : 17.6.2004 MADDE 1.

Detaylı

Staja Baþlama Ticaret Hukuku Çýkmýþ Soru ve Cevap Gönderen : guliz - 12/05/2009 12:31

Staja Baþlama Ticaret Hukuku Çýkmýþ Soru ve Cevap Gönderen : guliz - 12/05/2009 12:31 Staja Baþlama Ticaret Hukuku Çýkmýþ Soru ve Cevap Gönderen : guliz - 12/05/2009 12:31 TÝCARET HUKUKU - 1-Aþaðýdakilerden hangisi Ticaret Sicili Tüzüðüne göre, ticari iþletmenin genel unsurlarýndan biri

Detaylı

mali açıklamalar YÖNTEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK ve BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş.

mali açıklamalar YÖNTEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK ve BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş. 2011/023 26.03.2011 Konu: Gayrimenkullerin Değer Artışı Kazancının Hesaplanmasında İktisap Tarihine İlişkin Sirküler Yayınlandı Maliye Bakanı Mehmet Şimşek imzalı sirkülerde gayrimenkullerin iktisap tarihinden

Detaylı

ERTÜRK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş. DUYURU 2014/10

ERTÜRK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş. DUYURU 2014/10 05.07.2014 ERTÜRK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş. DUYURU 2014/10 İŞVERENLERİN ŞAHSINA AİT OLUP ÇALIŞANLARA KULLANDIRILAN MESKENLER İÇİN GAYRİMENKUL SERMAYE İRADI KAPSAMINDA BEYAN GEREKİR

Detaylı

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü Sayı : 11395140-105[VUK1-19974]-107246 18.04.2017 Konu : İletişim, etkili yöneticilik vb. konularda

Detaylı

TEKEL ÇALIŞANLARI DAYANIŞMA VAKFI KREDİLER YÖNETMELİĞİ

TEKEL ÇALIŞANLARI DAYANIŞMA VAKFI KREDİLER YÖNETMELİĞİ TEKEL ÇALIŞANLARI DAYANIŞMA VAKFI KREDİLER YÖNETMELİĞİ BÖLÜM I GENEL HÜKÜMLER YETKİ : MADDE 1 : Bu yönetmelik, Tekel Çalışanları Dayanışma Vakfı " Vakıf Senedi " nin 3,25 ve 26 ıncı maddeleri hükmüne göre

Detaylı

VAKIF GAYRİMENKUL YATIRIM ORTAKLIĞI A.Ş. / VKGYO [] 27.05.2010 16:10:22 Genel Kurul Toplantısı Yapılmasına İlişkin Yönetim Kurulu Kararı

VAKIF GAYRİMENKUL YATIRIM ORTAKLIĞI A.Ş. / VKGYO [] 27.05.2010 16:10:22 Genel Kurul Toplantısı Yapılmasına İlişkin Yönetim Kurulu Kararı VAKIF GAYRİMENKUL YATIRIM ORTAKLIĞI A.Ş. / VKGYO [] 27.05.2010 16:10:22 Genel Kurul Toplantısı Yapılmasına İlişkin Yönetim Kurulu Kararı Ortaklığın Adresi : Halaskargazi Caddesi Yasan İş Merkezi No:243

Detaylı

KÖY İÇME SULARI HAKKINDA KANUN

KÖY İÇME SULARI HAKKINDA KANUN 3287 KÖY İÇME SULARI HAKKINDA KANUN Kanun Numarası : 7478 Kabul Tarihi : 9/5/1960 Yayımlandığı R. Gazete : Tarih : 16/5/1960 Sayı : 10506 Yayımlandığı Düstur : Tertip : 3 Cilt : 41 Sayfa : 1019 Kanunun

Detaylı

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ŞİRKETİN YÖNETİMİ

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ŞİRKETİN YÖNETİMİ ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ŞİRKETİN YÖNETİMİ YÖNETİM ORGANLARI Madde 21- Şirket Yönetim Organları Yönetim Kurulu, Kredi Komitesi, Murahhas Üye veya Genel Müdür den veya bu vazifeyi gören kimseden ibarettir. YÖNETİM

Detaylı

GELİR VERGİSİ KANUNU ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Vergi tevkifatı ve muhtasar beyanname

GELİR VERGİSİ KANUNU ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Vergi tevkifatı ve muhtasar beyanname Resmi Gazete Tarihi 06/01/1961 Resmi Gazete No 10700 Kanun No 193 Vergi Tevkifatı GELİR VERGİSİ KANUNU ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Vergi tevkifatı ve muhtasar beyanname Madde No 94 (3946 sayılı Kanunun 22'nci maddesiyle

Detaylı

4. Gayrimenkul değerleme şirketleri aşağıdaki işlerden hangisiyle uğraşamazlar?

4. Gayrimenkul değerleme şirketleri aşağıdaki işlerden hangisiyle uğraşamazlar? 1. Sorumlu değerleme uzmanlarının deneyim sürelerine ilişkin olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? A) En az 2 yıl B) En az 3 yıl C) En az 5 yıl D) En az 7 yıl E) En az 10 yıl 2. Aşağıdakilerden

Detaylı

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet Meslek Yüksekokulu DAMGA VERGİSİ ve HARÇLAR BİLGİSİ DERSİ Açık Ders Malzemesi

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet Meslek Yüksekokulu DAMGA VERGİSİ ve HARÇLAR BİLGİSİ DERSİ Açık Ders Malzemesi Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet Meslek Yüksekokulu DAMGA VERGİSİ ve HARÇLAR BİLGİSİ DERSİ Açık Ders Malzemesi Yrd. Doç. Dr. İdris Hakan FURTUN Ünite 2 devam Dördüncü Hafta Ünite II DAMGA VERGİSİNİN

Detaylı

1) Emlâk Vergisi Kanunu na göre, aşağıdakilerden. daimi olarak şartlı muaftır?

1) Emlâk Vergisi Kanunu na göre, aşağıdakilerden. daimi olarak şartlı muaftır? Vergi Mevzuatı 1) Emlâk Vergisi Kanunu na göre, aşağıdakilerden hangisi arazi vergisinden daimi olarak şartlı muaftır? a) Belediyeye ait yolcu taşıma işlerine ait arazi b) Özel bütçeli idarelere il özel

Detaylı

İçindekiler GENEL PRENSİPLER. Birinci B ö l ü m : HUKUK NİZAMI :

İçindekiler GENEL PRENSİPLER. Birinci B ö l ü m : HUKUK NİZAMI : İçindekiler B Î R İ N C İ K İ T A P GENEL PRENSİPLER Birinci B ö l ü m : HUKUK NİZAMI : 1. Hukuk ne demektir? Sah. 1 2. Hukuk bir ilim midir?» 1 3. Hukuk nizamı ve hukuk mekanizması» 3 4. Beşerî cemiyetler»

Detaylı

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir. İBADET 1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir. 2 İslam ın şartı kaçtır? İslam ın şartı beştir.

Detaylı

Halk arasında haciz işlemleriyle ilgili merak edilen başlıca konulardan biridir.

Halk arasında haciz işlemleriyle ilgili merak edilen başlıca konulardan biridir. Halk arasında haciz işlemleriyle ilgili merak edilen başlıca konulardan biridir. İCRA İFLAS KANUNU ilgili maddelerinde hangi malların haciz edilemeyeceği açıkca belirtmiştir. Bunun dışında kalan ve maddi

Detaylı

YABANCILARA KONUT VEYA İŞYERİ TESLİMLERİNDE İSTİSNA UYGULAMASI İLE İLGİLİ OLARAK 12 SERİ NOLU KATMA DEĞER VERGİSİ TEBLİĞİ YAYINLANDI

YABANCILARA KONUT VEYA İŞYERİ TESLİMLERİNDE İSTİSNA UYGULAMASI İLE İLGİLİ OLARAK 12 SERİ NOLU KATMA DEĞER VERGİSİ TEBLİĞİ YAYINLANDI YABANCILARA KONUT VEYA İŞYERİ TESLİMLERİNDE İSTİSNA UYGULAMASI İLE İLGİLİ OLARAK 12 SERİ NOLU KATMA DEĞER VERGİSİ TEBLİĞİ YAYINLANDI 3065 SAYILI KDV KANUNU NUN 13 ÜNCÜ MADDESİNİN İ BENDİ AŞAĞIDAKİ GİBİDİR.

Detaylı

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü. Sayı : 11395140-019.

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü. Sayı : 11395140-019. Özelge: SMS yolu ile banka hesabına yatan üyelik bedelleri karşılığında aylık fatura düzenleyip düzenleyemeyeceği ile yabancı ülke internet sitelerinin üyelere kullandırılması durumunda elde edilecek gelirin

Detaylı

T.C. ZİRAAT BANKASI A.Ş. SABİT FAİZ ORANLI KONUT FİNANSMANI KREDİLERİ İÇİN SÖZLEŞME ÖNCESİ BİLGİ FORMU

T.C. ZİRAAT BANKASI A.Ş. SABİT FAİZ ORANLI KONUT FİNANSMANI KREDİLERİ İÇİN SÖZLEŞME ÖNCESİ BİLGİ FORMU T.C. ZİRAAT BANKASI A.Ş. SABİT FAİZ ORANLI KONUT FİNANSMANI KREDİLERİ İÇİN SÖZLEŞME ÖNCESİ BİLGİ FORMU 1-Giriş İşbu Sözleşme Öncesi Bilgi Formunda yer alan bilgiler, işbu formun tüketiciye verildiği tarihten

Detaylı

TASARRUF MEVDUATI SİGORTA FONUNUN KONTROLÜNDEKİ ŞİRKETLERİN TASFİYESİNE DAİR YÖNETMELİK

TASARRUF MEVDUATI SİGORTA FONUNUN KONTROLÜNDEKİ ŞİRKETLERİN TASFİYESİNE DAİR YÖNETMELİK TASARRUF MEVDUATI SİGORTA FONUNUN KONTROLÜNDEKİ ŞİRKETLERİN TASFİYESİNE DAİR YÖNETMELİK 02/09/2006 tarih ve 26277 sayılı Resmi Gazete de yayımlanmıştır. TASARRUF MEVDUATI SİGORTA FONUNUN KONTROLÜNDEKİ

Detaylı

Motorlu Taşıtlar Vergisi Ve Trafik Para Cezalarının Gelir İdaresi Başkanlığı İnternet Sitesinden Kredi Kartı İle Ödenebileceği Anlaşmalı Bankalar

Motorlu Taşıtlar Vergisi Ve Trafik Para Cezalarının Gelir İdaresi Başkanlığı İnternet Sitesinden Kredi Kartı İle Ödenebileceği Anlaşmalı Bankalar İÇİNDEKİLER 1. Kamu Alacaklarının Takip ve Tahsili Nasıl Yapılır? 6 2. Ödeme Emri Nedir ve Kimler Adına Düzenlenir? 6 3. Ödeme Emrinde Hangi Hususlar Yer Alır? 6 4. Hangi Nedenlerle Ödeme Emrine Karşı

Detaylı

YENİ METİN Yönetim Kurulu Madde 8:

YENİ METİN Yönetim Kurulu Madde 8: ESKİ METİN Yönetim Kurulu Madde 8: Şirketin işleri ve idaresi Türk Ticaret Kanunu hükümleri uyarınca Genel Kurul tarafından Hissedarlar arasından seçilecek 7 üyeden oluşan bir Yönetim Kurulu tarafından

Detaylı

SATIŞ SÖZLEŞMESİ MADDE 1- TARAFLAR: 1.2. Ltd. Şti. Ümraniye İstanbul

SATIŞ SÖZLEŞMESİ MADDE 1- TARAFLAR: 1.2. Ltd. Şti. Ümraniye İstanbul SATIŞ SÖZLEŞMESİ MADDE 1- TARAFLAR: 1.1.. Ltd. Şti. Ümraniye İstanbul 1.2. Ltd. Şti... MADDE 2- TANIMLAMALAR: 2.1. ALICI madde 1.2. adı geçen. yı 2.2. SATICI madde 1.1. de adı geçen. Ltd. Şti. yi 2.3.

Detaylı

Taksitle Satış Sözleşmesi (TBK 253 vd.)

Taksitle Satış Sözleşmesi (TBK 253 vd.) Taksitle Satış Sözleşmesi (TBK 253 vd.) Konusu sadece taşınırdır. Satış bedelinin tamamı ödenmeden satılan teslim edilir. (İFA SIRASI VAR) Bedel, taksit anlaşmasına göre kısmi edimlerle ödenir (EN AZ 2

Detaylı

ÖZEL DURUM AÇIKLAMA FORMU

ÖZEL DURUM AÇIKLAMA FORMU ÖZEL DURUM AÇIKLAMA FORMU Ortaklığın Ünvanı/Ortakların Adı : Türk Prysmian Kablo ve Sistemleri A.Ş. Adresi : Ömerbey Mah. Bursa Asfaltı Cad. No:51, Mudanya / Bursa Telefon / Faks : (0224) 270 30 00 / (0224)

Detaylı

... SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ ANA SÖZLEŞMESİ KURULUŞ :

... SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ ANA SÖZLEŞMESİ KURULUŞ : ... SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ ANA SÖZLEŞMESİ KURULUŞ : Madde 1- Aşağıda isimleri, uyrukları ve ikametgahları yazılı kurucular arasında Türk Ticaret Kanunu hükümleri uyarınca bir Limited Şirket

Detaylı

Vergi incelemesinden maksat, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktır.

Vergi incelemesinden maksat, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktır. Vergi İncelemeleri Vergi incelemesinden maksat, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktır. İncelemeye yetkili olanlar tarafından lüzum görüldüğü takdirde inceleme,

Detaylı

İŞVERENLERİN ŞAHSINA AİT OLUP ÇALIŞANLARA KULLANDIRILAN MESKENLER İÇİN GAYRİMENKUL SERMAYE İRADI KAPSAMINDA BEYAN GEREKİR Mİ?

İŞVERENLERİN ŞAHSINA AİT OLUP ÇALIŞANLARA KULLANDIRILAN MESKENLER İÇİN GAYRİMENKUL SERMAYE İRADI KAPSAMINDA BEYAN GEREKİR Mİ? İŞVERENLERİN ŞAHSINA AİT OLUP ÇALIŞANLARA KULLANDIRILAN MESKENLER İÇİN GAYRİMENKUL SERMAYE İRADI KAPSAMINDA BEYAN GEREKİR Mİ? Ali ÇAKMAKCI YMM Bağımsız Denetçi I-GİRİŞ: İşverenlerin çalışanlarına hizmetleri

Detaylı

bc. TL MEVDUAT FAİZLERİ : (01/01/2013 Tarihinden itibaren)

bc. TL MEVDUAT FAİZLERİ : (01/01/2013 Tarihinden itibaren) GELİR VERGİSİ STOPAJ ORANLARI (GVK Md.94 ve GEÇİCİ Md. 67) MADDE GVK 94/.a..b. 3 4 5.a. 5.b. 5.c. 5.d. 6.a. 6.b. 7 AÇIKLAMA Yaptıkları serbest meslek isleri dolayısıyla bu isleri icra edenlere yapılan

Detaylı

SİRKÜLER 2011 / 01. Gelir Vergisi Kanununun 2011 Yılı Uygulamasına Yönelik Tarifeler, İstisna/İndirim Hadleri, Tutarları ve Oranları

SİRKÜLER 2011 / 01. Gelir Vergisi Kanununun 2011 Yılı Uygulamasına Yönelik Tarifeler, İstisna/İndirim Hadleri, Tutarları ve Oranları 4 O c a k 2 0 1 1 www.onerymm.com.tr Genel Olarak SİRKÜLER 2011 / 01 Gelir Vergisi Kanununun 2011 Yılı Uygulamasına Yönelik Tarifeler, İstisna/İndirim Hadleri, Tutarları ve Oranları Vergi Usul Kanununun

Detaylı

Özelge: Şirket hissedarlarına ait arsanın kiralanarak arsa üzerine yapılacak binanın inşaasına ilişkin harcamaların GV ve KDV karşısındaki durumu.

Özelge: Şirket hissedarlarına ait arsanın kiralanarak arsa üzerine yapılacak binanın inşaasına ilişkin harcamaların GV ve KDV karşısındaki durumu. Özelge: Şirket hissedarlarına ait arsanın kiralanarak arsa üzerine yapılacak binanın inşaasına ilişkin harcamaların GV ve KDV karşısındaki durumu. Sayı: Tarih: 28/05/2014 39044742-KDV.29-1496 T.C. GELİR

Detaylı

ERK Denetim ve Yeminli Mali Müşavirlik Hizmetleri Ltd. Şti.

ERK Denetim ve Yeminli Mali Müşavirlik Hizmetleri Ltd. Şti. No: 2011/16 Tarih: 30.03.2011 ERK Denetim ve Yeminli Mali Müşavirlik Hizmetleri Ltd. Şti. Acıbadem Cd. Çamlıca Apt. No.77 K.4 34718 Acıbadem-Kadıköy/ISTANBUL Tel :0.216.340 00 86 Fax :0.216.340 00 87 E-posta:

Detaylı

2010/1.DÖNEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK MAZERET SINAVLARI SORU VE CEVAPLARI GELİR ÜZERİNDEN ALINAN VERGİLER 23 Temmuz 2010-Cuma 16:00

2010/1.DÖNEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK MAZERET SINAVLARI SORU VE CEVAPLARI GELİR ÜZERİNDEN ALINAN VERGİLER 23 Temmuz 2010-Cuma 16:00 2010/1.DÖNEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK MAZERET SINAVLARI SORU VE CEVAPLARI GELİR ÜZERİNDEN ALINAN VERGİLER 23 Temmuz 2010-Cuma 16:00 SORULAR SORU 1: (X) Anonim Şirketi 2000 yılında 10.000.000-TL sermaye

Detaylı

ALTINCI KISIM

ALTINCI KISIM ALTINCI KISIM 8.11.2016 osenses@ktu.edu.tr 1 ALTINCI KISIM BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ AYIRIM 8.11.2016 osenses@ktu.edu.tr 2 ALTINCI KISIM Özellik Gösteren Faaliyetler BİRİNCİ BÖLÜM Gümrük Vergilerinden Muafiyet

Detaylı

ALTINCI KISIM

ALTINCI KISIM ALTINCI KISIM 21.11.2018 osenses@ktu.edu.tr 1 ALTINCI KISIM BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ AYIRIM 21.11.2018 osenses@ktu.edu.tr 2 ALTINCI KISIM Özellik Gösteren Faaliyetler BİRİNCİ BÖLÜM Gümrük Vergilerinden Muafiyet

Detaylı

www.aktifonline.net 2014/2.DÖNEM SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK SINAVLARI VERGİ MEVZUATI VE UYGULAMASI 28 Haziran 2014-Cumartesi 14:30-16:00

www.aktifonline.net 2014/2.DÖNEM SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK SINAVLARI VERGİ MEVZUATI VE UYGULAMASI 28 Haziran 2014-Cumartesi 14:30-16:00 2014/2.DÖNEM SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK SINAVLARI VERGİ MEVZUATI VE UYGULAMASI 28 Haziran 2014-Cumartesi 14:30-16:00 Soru 1: Aşağıdaki kavram ve konuları, ilgili oldukları vergi kanunları hükümlerini

Detaylı

İZOCAM TİCARET VE SANAYİ A.Ş. / IZOCM [] 19.04.2012 10:55:33 Özel Durum Açıklaması (Güncelleme) Telefon ve Faks No. : 0216 3641010-02163644531

İZOCAM TİCARET VE SANAYİ A.Ş. / IZOCM [] 19.04.2012 10:55:33 Özel Durum Açıklaması (Güncelleme) Telefon ve Faks No. : 0216 3641010-02163644531 . / IZOCM [] 19.04.2012 10:55:33 Özel Durum Açıklaması (Güncelleme) Ortaklığın Adresi : Organize San. Bölg. 3. Cad. No:4 Y.Dudullu- Ümraniye/İstanbul Telefon ve Faks No. : 0216 3641010-02163644531 Ortaklığın

Detaylı

KIBRIS VAKIFLARINI ARAŞTIRMA VE DEĞERLENDİRME PROJESİ

KIBRIS VAKIFLARINI ARAŞTIRMA VE DEĞERLENDİRME PROJESİ KIBRIS VAKIFLARINI ARAŞTIRMA VE DEĞERLENDİRME PROJESİ KIVABİS Kıbrıs Vakıfları Bilgi Sistemi KIVABİS adı verilen Kıbrıs Vakıflar Bilgi Sistemi, projenin amacına uygun olarak, tarihi vakıfların kuruluşu,

Detaylı

87 Seri No.lu Gider Vergileri Genel Tebliği Yayımlandı DUYURU NO:2010/48

87 Seri No.lu Gider Vergileri Genel Tebliği Yayımlandı DUYURU NO:2010/48 İstanbul, 25.10.2010 87 Seri No.lu Gider Vergileri Genel Tebliği Yayımlandı DUYURU NO:2010/48 22.10.2010 tarih ve 27737 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 87 Seri No.lu Gider Vergileri Genel Tebliği nde;

Detaylı

Gayrimenkul Değerleme Esasları 2018/2. Dönem Deneme Sınavı -1-

Gayrimenkul Değerleme Esasları 2018/2. Dönem Deneme Sınavı -1- Özellikler Yapının özelliği Değerler ve oranlar Alış veriş merkezi (AVM) Arsa yüzölçümü (m 2 ) 4.000 m 2 Arsa değeri 8.000 TL/m 2 İmar özellikleri Emsal (E) = 2,2 Yapı maliyet bedeli 2.700 TL/m 2 Yapının

Detaylı

KREDİLİ MEVDUAT HESABI SÖZLEŞME ÖNCESİ BİLGİ FORMU

KREDİLİ MEVDUAT HESABI SÖZLEŞME ÖNCESİ BİLGİ FORMU KREDİLİ MEVDUAT HESABI SÖZLEŞME ÖNCESİ BİLGİ FORMU MÜŞTERİ NO : ADI SOYADI : MADDE 1 TANIMLAR İşbu Sözleşme Öncesi Bilgi Formu metninde geçen aşağıdaki ibareler karşılarındaki anlamları ifade edecektir.

Detaylı

TAM VE DAR MÜKELLEFİYETE İLİŞKİN ÖDEMELERDE YAPILACAK YENİ TEVKİFAT ORANLARI HAKKINDA SİRKÜLER SİRKÜLER NO: 2004/02

TAM VE DAR MÜKELLEFİYETE İLİŞKİN ÖDEMELERDE YAPILACAK YENİ TEVKİFAT ORANLARI HAKKINDA SİRKÜLER SİRKÜLER NO: 2004/02 TAM VE DAR MÜKELLEFİYETE İLİŞKİN ÖDEMELERDE YAPILACAK YENİ TEVKİFAT ORANLARI 1 İstanbul, 05.01.2004 30.12.2003 tarih ve 25332 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 2003/6575 ve 2003/6577 sayılı Bakanlar Kurulu

Detaylı

GAYRİMENKUL DEĞERLEME UZMANLIĞI LİSANSLAMA SINAVI İKİNCİ OTURUM

GAYRİMENKUL DEĞERLEME UZMANLIĞI LİSANSLAMA SINAVI İKİNCİ OTURUM S P K GAYRİMENKUL DEĞERLEME UZMANLIĞI LİSANSLAMA SINAVI İKİNCİ OTURUM GENEL AÇIKLAMA Bu soru kitapçığındaki testler şunlardır: Modül Adı Soru Sayısı 1019 Gayrimenkul Mevzuatı 25 Bu kitapçıkta yer alan

Detaylı

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Tapu Dairesi Başkanlığı

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Tapu Dairesi Başkanlığı 1 / 6 DAĞITIM YERLERİNE İlgi : 26 08 2016 tarih ve 29813sayılı Resmi Gazete. İlgi Resmi Gazete'de yayımlanan 19.08.2016 tarih ve 6741 sayılı Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin Kurulması ile

Detaylı

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü Sayı : 11395140-105[229-2012/VUK-1-...]--25513/02/2015 Konu : Tasfiye zararının geçmiş yıl karlarına

Detaylı

KONUT VE İŞYERİ KİRA GELİRLERİNİN VERGİLENDİRİLMESİ

KONUT VE İŞYERİ KİRA GELİRLERİNİN VERGİLENDİRİLMESİ KONUT VE İŞYERİ KİRA GELİRLERİNİN VERGİLENDİRİLMESİ 2008 senesinde elde edilen konut ve işyeri kira gelirlerinin vergilendirilmesi Gelir Vergisi Kanunu'nda sayılmış olan gelir unsurlarından gayrimenkul

Detaylı

Sayı : 2017/21 Tarih : Konu : Yabancılara Ve Yurtdışında Yaşayan Türk Vatandaşlarına Konut Tesliminde İstisna Uygulaması Hakkında

Sayı : 2017/21 Tarih : Konu : Yabancılara Ve Yurtdışında Yaşayan Türk Vatandaşlarına Konut Tesliminde İstisna Uygulaması Hakkında SİRKÜLER Sayı : 2017/21 Tarih : 16.05.2017 Konu : Yabancılara Ve Yurtdışında Yaşayan Türk Vatandaşlarına Konut Tesliminde İstisna Uygulaması Hakkında 26.4.2014 tarihli ve 28983 sayılı Resmî Gazete de yayımlanan

Detaylı

SUN BAĞIMSIZ DIŞ DENETİM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

SUN BAĞIMSIZ DIŞ DENETİM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş. Sayı: YMM.03.2010-80 Konu: 87 Seri No.lu Gider Vergileri Genel Tebliği Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi Uygulaması İle İlgili Olarak 6009 Sayılı Kanunla Yapılan Değişiklikler Hk. İZMİR. 1.11.2010 Muhasebe

Detaylı

ORMAN ÜRÜNLERİNİN TAHSİSLİ SATIŞLARI HAKKINDA ESASLAR

ORMAN ÜRÜNLERİNİN TAHSİSLİ SATIŞLARI HAKKINDA ESASLAR T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İşletme ve Pazarlama Dairesi Başkanlığı ORMAN ÜRÜNLERİNİN TAHSİSLİ SATIŞLARI HAKKINDA ESASLAR ANKARA 2012-1- 6831 SAYILI ORMAN KANUN UNUN İLGİLİ

Detaylı

Muharrem İLDİR 08.10.2014 Boğaziçi Bağımsız Denetim ve YMM A.Ş Vergi Bölüm Başkanı E.Vergi Dairesi Müdürü muharremildir@bbdas.com.

Muharrem İLDİR 08.10.2014 Boğaziçi Bağımsız Denetim ve YMM A.Ş Vergi Bölüm Başkanı E.Vergi Dairesi Müdürü muharremildir@bbdas.com. Muharrem İLDİR 08.10.2014 Boğaziçi Bağımsız Denetim ve YMM A.Ş Vergi Bölüm Başkanı E.Vergi Dairesi Müdürü muharremildir@bbdas.com.tr GELİR VE KURUMLAR VERGİSİNDE TAHAKKUK VE TAHSİLAT ESASININ GEÇERLİ OLDUĞU

Detaylı

TİCARİ İŞLETME REHNİ

TİCARİ İŞLETME REHNİ TİCARİ İŞLETME REHNİ İşletmeler faaliyetlerini yürütmek ve geliştirmek için ihtiyaç duydukları finansmanı çoğu zaman sınırlı iç kaynaklarından sağlayamazlar. Bu yüzden dış kaynaklara yönelen işletmenin,

Detaylı

Aşağıda yer alan borç ilişkilerinde edim tiplerini belirtiniz. a) Satıcının Satış sözleşmesine konu olan Stichus adlı köleyi alıcıya teslim etme borcu

Aşağıda yer alan borç ilişkilerinde edim tiplerini belirtiniz. a) Satıcının Satış sözleşmesine konu olan Stichus adlı köleyi alıcıya teslim etme borcu Pratik Çalışma (08 Mayıs 2018) Soru I Aşağıda yer alan borç ilişkilerinde edim tiplerini belirtiniz. a) Satıcının Satış sözleşmesine konu olan Stichus adlı köleyi alıcıya teslim etme borcu b) Satıcının

Detaylı

BORÇLAR HUKUKU. 1-Aşağıdaki durumların hangisinde, sakat olan bir sözleşmenin iptal kabiliyeti söz konusudur? 2004/3

BORÇLAR HUKUKU. 1-Aşağıdaki durumların hangisinde, sakat olan bir sözleşmenin iptal kabiliyeti söz konusudur? 2004/3 BORÇLAR HUKUKU 1-Aşağıdaki durumların hangisinde, sakat olan bir sözleşmenin iptal kabiliyeti söz konusudur? 2004/3 A) Ehliyetsizlik B) Şekle aykırılık C) Kamu düzenine aykırılık D) Gabin E) Muvazaa 6-Tarafların

Detaylı

130 Vakıflar Umum Müdürlüğü 1955 bütçe yılı Hesabı Katî Kanunu. (Resmî Gazete ile ilâm : Sayı : 10417)

130 Vakıflar Umum Müdürlüğü 1955 bütçe yılı Hesabı Katî Kanunu. (Resmî Gazete ile ilâm : Sayı : 10417) 0 Vakıflar Umum Müdürlüğü 955 bütçe yılı Hesabı Katî Kanunu (Resmî Gazete ile ilâm : 8..960 - Sayı : 07) No. Kabul tarihi 7 0..960 MADDE. Vakıflar Umum Müdürlüğünün 955 malî yılı sarfiyatı, ilişik (A/l)

Detaylı

Resmi Gazete Tarihi:7/2/2001 Resmi Gazete Sayısı:24311 24311 MĠLLĠ EMLAK GENEL TEBLĠĞĠ (SIRA NO:)

Resmi Gazete Tarihi:7/2/2001 Resmi Gazete Sayısı:24311 24311 MĠLLĠ EMLAK GENEL TEBLĠĞĠ (SIRA NO:) Resmi Gazete Tarihi:7/2/2001 Resmi Gazete Sayısı:24311 24311 MĠLLĠ EMLAK GENEL TEBLĠĞĠ (SIRA NO:) Bulgaristan dan zorunlu göçe tabi tutulan ve daha sonra Türk vatandaşlığına kabul edilenleri konut sahibi

Detaylı

Fakat bazı şeyleri yeyip içmek, insanlara zararlı, hikmet ve ihtiyaca aykırı olduğu için İslam dininde haramdır.

Fakat bazı şeyleri yeyip içmek, insanlara zararlı, hikmet ve ihtiyaca aykırı olduğu için İslam dininde haramdır. Eşyada yenip içilme bakımından asıl olan mubah olmaktır. Bütün eşya, aslında insanların yararlanmaları için yaratılmıştır. Onun için aslında temiz olan, akla ve sağlığa zararlı olmayan bir kısım hayvan

Detaylı

TAŞIT KREDİSİ SÖZLEŞME ÖNCESİ BİLGİ FORMU

TAŞIT KREDİSİ SÖZLEŞME ÖNCESİ BİLGİ FORMU TAŞIT KREDİSİ SÖZLEŞME ÖNCESİ BİLGİ FORMU Müşteri No :... Adı ve Soyadı :... MADDE 1 AMAÇ İşbu Sözleşme Öncesi Bilgi Formu, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun un 23.maddesi uyarınca sözleşmenin

Detaylı

12 Seri No.lu KDV Genel Uygulama Tebliği`nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ tarihli ve sayılı Resmi Gazete de yayımlanmıştır.

12 Seri No.lu KDV Genel Uygulama Tebliği`nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ tarihli ve sayılı Resmi Gazete de yayımlanmıştır. Tarih : 08.05.2017 Sayı : 2017-34 Konu : 12 Seri Nolu KDV Genel Tebliği İle Getirilen Düzenlemeler 12 Seri No.lu KDV Genel Uygulama Tebliği`nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ 05.05.2017 tarihli ve

Detaylı

İçindekiler KIYMETLİ EVRAK. Yirmi Dördüncü Bölüm ESASLAR :

İçindekiler KIYMETLİ EVRAK. Yirmi Dördüncü Bölüm ESASLAR : İçindekiler D Ö R D Ü N C Ü K İ T A P KIYMETLİ EVRAK Yirmi Dördüncü Bölüm ESASLAR : Sahife 301. Şekil serbestisi prensipi 1 :i02. Vazıı kanunca istenilen şekil 1 303. Akitte mahfuz kalan şekil 2 304. Fikir

Detaylı

Kabul Tarihi : 30/5/1985. Yayımlandığı R.Gazete : Tarih : 7/6/1985 Sayı : Yayımlandığı Düstur : Tertip : 5 Cilt : 24 Sayfa : 443

Kabul Tarihi : 30/5/1985. Yayımlandığı R.Gazete : Tarih : 7/6/1985 Sayı : Yayımlandığı Düstur : Tertip : 5 Cilt : 24 Sayfa : 443 SİLAHLI KUVVETLER İHTİYAÇ FAZLASI MAL VEHİZMETLERİNİN SATIŞ, HİBE, DEVİR VE ELDENÇIKARILMASI; DİĞER DEVLETLER ADINA YURTDIŞI VE YURT İÇİ ALIMLARIN YAPILMASI VEEĞİTİM GÖRECEK YABANCI PERSONELHAKKINDA KANUN

Detaylı

NOTERLERİN TARİHİNDE SONA EREN ARAÇ SATIŞ VE DEVİR İŞLEMİ KALICI HALE GETİRİLDİ

NOTERLERİN TARİHİNDE SONA EREN ARAÇ SATIŞ VE DEVİR İŞLEMİ KALICI HALE GETİRİLDİ Sirküler Rapor 04.01.2010 / 3-1 NOTERLERİN 31.12.2009 TARİHİNDE SONA EREN ARAÇ SATIŞ VE DEVİR İŞLEMİ KALICI HALE GETİRİLDİ ÖZET : Noterlerin 2009 yılı Bütçe Kanunu ile tescil edilmiş araçların satış ve

Detaylı

Amaç Madde 1-Bu Kanunun amacı finansman sağlamaya yönelik finansal kiralamayı düzenlemektir.

Amaç Madde 1-Bu Kanunun amacı finansman sağlamaya yönelik finansal kiralamayı düzenlemektir. 6. FİNANSAL KİRALAMA KANUNU Kanunun tam adı : Finansal Kiralama Kanunu Kanun No. : 3226 Kabul Tarihi : 10 Haziran 1985 Resmi Gazete Tarih ve Sayısı : 28 Haziran 1985 / 18795 BİRİNCİ BÖLÜM GENEL HÜKÜMLER

Detaylı

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI EDİRNE VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü) Sayı :

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI EDİRNE VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü) Sayı : T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI EDİRNE VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü) Sayı : 60938891-120.03.05-1402 07.04.2017 Konu : Tarımsal Araştırma Enstitüsü Personeline Döner Sermayeden

Detaylı

KİRA SÖZLEŞMELERİNDE DAMGA VERGİSİNİN HESAPLANMASI VE BEYANI

KİRA SÖZLEŞMELERİNDE DAMGA VERGİSİNİN HESAPLANMASI VE BEYANI KİRA SÖZLEŞMELERİNDE DAMGA VERGİSİNİN HESAPLANMASI VE BEYANI Ayşe GINALI * I-GİRİŞ: 488 sayılı Damga Vergisi kanununa ekli (1) sayılı Tablo da yazılı kağıtlar damga vergisine tabidir. (2) sayılı Tablo

Detaylı

Yeni Borçlar Yasasında Hizmet Sözleşmesi

Yeni Borçlar Yasasında Hizmet Sözleşmesi Yeni Borçlar Yasasında Hizmet Sözleşmesi 04.01.2011 tarih ve 27836 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Borçlar Yasasına bakacak olursak yeni yasada hizmet

Detaylı

KİRA İLİŞKİSİNİN SONA ERMESİ

KİRA İLİŞKİSİNİN SONA ERMESİ KİRA İLİŞKİSİNİN SONA ERMESİ Belirli Süreli Kira İlişkisi (TBK, 300) Belirsiz Süreli Kira İlişkisi (TBK, 327/ II) (TBK,327) (TBK, 300) Sürenin Geçmesi ile (TBK,327) Fesih Bildirimi ile (Fesih beyanına

Detaylı

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU SİGORTA PRİMLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU SİGORTA PRİMLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ SOSYAL GÜVENLİK KURUMU SİGORTA PRİMLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Hizmet Akdiyle Çalışanlar Daire Başkanlığı Denizlerde, göllerde ve akarsularda Türk Bayrağını taşıyan ve yüz ve daha yukarı grostonilatoluk gemilerde

Detaylı

İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürlüğü AMASYA

İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürlüğü AMASYA Kurum Adı Amasya İl Özel Kısa Bilgi Sulama, kullanma ve işlenerek veya doğal haliyle içme suyu olarak satılmak üzere çıkarılan yeraltı suları ile kaynak sularının kiraya verilmesi. İl Özel Ruhsat ve Denetim

Detaylı

2013 / 2 DÖNEM SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK SINAVI VERGİ MEVZUATI VE UYGULAMASI SINAV SORULARI 29 HAZİRAN 2013 CUMARTESİ

2013 / 2 DÖNEM SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK SINAVI VERGİ MEVZUATI VE UYGULAMASI SINAV SORULARI 29 HAZİRAN 2013 CUMARTESİ 2013 / 2 DÖNEM SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK SINAVI VERGİ MEVZUATI VE UYGULAMASI SINAV SORULARI 29 HAZİRAN 2013 CUMARTESİ SORU 1: Aşağıdaki kavram veya konulan, ilgili oldukları vergi kanunları hükümlerini

Detaylı

MADDE METNİ : MADDE 11 : DEĞERLEME GÜNÜ

MADDE METNİ : MADDE 11 : DEĞERLEME GÜNÜ MADDE METNİ : MADDE 11 : DEĞERLEME GÜNÜ Madde 11- Bu vergiye mevzu olacak malların değerleme günü, miras yoliyle vukubulan intikallerde mirasın açıldığı, diğer suretle vâki intikallerde malların hukuken

Detaylı

Cenaze Defin İşlemleri

Cenaze Defin İşlemleri Cenaze Defin İşlemleri Cenaze işlemleri sırasında yapılması gerekenler ve ölüm sırasında-sonrasında uygulanması gerekenler burada bahsadilmiştir. Evde Vefaat Durumları İçin Hastanede Vefaat Durumları İçin

Detaylı

VERGİ AFFI TAKVİMİ. Bildirme/ Beyan Tarihi. Konu

VERGİ AFFI TAKVİMİ. Bildirme/ Beyan Tarihi. Konu VERGİ AFFI TAKVİMİ Konu Maliye Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, İl Özel İdareleri ve Belediyelere olan ve kapsama giren kesinleşmiş borçlar Aşağıdaki Kanunlar gereğince kesilen idari para cezaları,

Detaylı

FAALİYET RAPORU 01.01.2011-31.03.2011

FAALİYET RAPORU 01.01.2011-31.03.2011 Sayfa No: 1 FAALİYET RAPORU 01.01.2011-31.03.2011 Sayfa No: 2 I. GİRİŞ 1. Raporun Dönemi: 01/01/2011 31/032011 2. Ortaklığın Ünvanı: Euro Portföy Yönetimi A.Ş. 3. Euro Portföy ve Tarihsel Gelişimi: Euro

Detaylı

VARLIK BARIŞI TUTARININ ÖDENMEMESİNİN SONUÇLARI VE UYGULAMADA BİLİNMESİ GEREKLİ PÜF NOKTALAR. Dr. Mustafa ALPASLAN

VARLIK BARIŞI TUTARININ ÖDENMEMESİNİN SONUÇLARI VE UYGULAMADA BİLİNMESİ GEREKLİ PÜF NOKTALAR. Dr. Mustafa ALPASLAN VARLIK BARIŞI TUTARININ ÖDENMEMESİNİN SONUÇLARI VE UYGULAMADA BİLİNMESİ GEREKLİ PÜF NOKTALAR Dr. Mustafa ALPASLAN SMMM Eda KAYA Denetçi 5811 sayılı yasa ile ilgili müracaat süresi 31.12.2009 tarihinde

Detaylı