MEDULLA SPİNALİS YARALANMALARINDA FARMAKOLOJİK TERAPİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "MEDULLA SPİNALİS YARALANMALARINDA FARMAKOLOJİK TERAPİ"

Transkript

1 1 MEDULLA SPİNALİS YARALANMALARINDA FARMAKOLOJİK TERAPİ Uz. Dr. Saffet Tüzgen İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroşirürji Anabilim Dalı Akut medulla spinalis yaralanmalarından (AMSY) sonra farmakolojik ajanların verilmesi nörolojik fonksiyon kaybını azaltabilir veya iyileşmeyi sağlayabilir. Hayvan modellerinde bir çok ajanlar denenmiş ve kullanılmıştır fakat bunlardan çok azı insanlarda kullanılmaktadır. Bu ajanlardan 4 tanesi ciddi laboratuar testlerinden geçirilmiş ve insanlarda kullanılmıştır: 2 kortikosteroid (metilprednizolon ve trilazad mesilat), nalokzan ve GM-1 gangliozid. Bu 4 ajanın kontrollü, randomize, ve kör klinik çalışmaları yapılmıştır. Bu ajanlardan nalokzan ve trilazad daha az çalışılmış ve henüz tam anlamıyla etkileri klinik çalışmalarda gösterilmemiştir. Bu yazının amacı AMSY lerden sonra metilprednizolonun (MP) GM-1 ile veya tek başına verilmesinin etkilerini ve varsa faydasını özetlemektir. Metilprednizolon Kortikosteroidler, özellikle MP, hayvan modellerinde oldukça geniş bir şekilde çalışılmıştır. Mekanizmasının tam olarak açıklanamamasına rağmen, hücre zarı bütünlüğünü koruduğu, kan-medulla bariyerini koruyarak vazojenik ödemi azalttığı, medulla spinalis kan akımını artırdığı, yaralanma bölgesinde elektrolit konsantrasyonlarını değiştirdiği, endorfin salınımını azalttığı, serbest radikalleri ortadan kaldırdığı ve inflamasyonu sınırladığı bilinmektedir. Ciddi bir şekilde laboratuar denemelerinden sonra MP, 1979 yılında insan AMSY lerinde çok merkezli, randomize ve çift-kör çalışmalara tabii tutulmuştur. İlk ulusal akut medulla spinalis yaralanmaları çalışması I (National Acute Spinal Cord Injury Study-NASCIS I) 1984 yılında yayınlanmıştır. Bu çalışmada toplam 330 hastaya (AMSY li hastaya) 100 mg bolus, ve 100 mg günlük (10 gün) MP verilen grupla, 1000 mg bolus ve 1000 mg günlük (10 gün) MP verilen grup 6 hafta ve 6 ay sonra değerlendirilerek sonuçlar karşılaştırılmıştır. Bu çalışmada kontrol grubu yoktu. Sonuçta 6 hafta ve 6 aylık dönemlerde 2 grup arasındaki nörolojik iyileşmelerde bir fark saptanamamıştır (hem motor ve hem duyu). Motor skorlar her iki vücut yarısındaki 7 kas grubu muayenesi ile elde edilmiş ve 6-dereceli skor oluşturulmuştur. Duyu skorlaması ise 3 dereceli olarak dermatomal hafif dokunma (light touch) ve pinprick duyu muayeneleri ile elde edilmiştir. Yazarlar, motor ve duyu skorlarını vücudun sadece sağ yarısındaki sonuçlardan elde etmiştir. Yaralanmanın anatomik seviye sınırı belirlenmemiştir (mesela T12 seviyesi üstü gibi) ve primer cauda equina yaralanmaları ve mixed santral ve kauda equina yaralanmaları çalışmaya alınmamıştır. Halbuki bu yaralanmalar alt seviyeli omurga kırıklarında görülebilir (T12-L1 veya L1-2 yaralanmaları gibi) yılında aynı grup, çalışmanın 1 yıllık sonuçlarını yayınlamışlar ve nörolojik tabloda iki grup arasında fark olmadığını yazmışlardır. Hayvan çalışmalarında ortaya çıkan sonuçlar NASCIS I çalışmasında kullanılan MP dozunun sonucu etkilemeyecek derecede az olduğunu ortaya koymuştur yılında çok merkezli NASCIS II çalışması başlatılmış ve yüksek doz MP verilmiştir [30 mg/kg bolus (ilk 1 saat içinde) ve 5.4 mg/kg/s infüzyon (23 saat içinde)]. Bu grup nalokzan (5.4 mg/kg bolus ve sonra 4 mg/kg/s infüzyon) veya plasebo alan diğer bir grupla karşılaştırılmıştır. Hastalar yaralanmayı takiben 12 saat içinde 3 gruba ayrıldılar yılında NASCIS II nin sonuçları yayınlandı. Yaklaşık 487 hasta çalışıldı. 162 hastaya MP, 154 hastaya nalokzan verildi ve 171 hasta plasebo grubunu oluşturdu. Yaralanmanın ilk 8 saatinde MP verilen hasta grubunda, 8 saat sonra MP verilen gruba, ve yine nalokzan ve plasebo grubuna göre 6 ay sonra motor/duyu fonksiyonlarında ciddi derecede

2 iyileşme görüldüğü vurgulandı. 6 hafta sonraki yapılan muayenelerde anlamlı sonuçlar çıkmamıştı. Motor skorlar vücut yarısındaki 7 kas grubunun muayeneleri sonucunda elde edilmiş ve 0-5 arası derecelendirilmiştir. Duyu skoru NASCIS I çalışmasındaki ile aynı derecelendirilmiştir. NASCIS II çalışmasında motor skor, vücudun sağ yarısındaki kasların değerlendirilmeleri sonucu ortaya konmuştur. Duyu skoru ise her iki vücut yarısından elde edilmiştir. NASCIS I çalışmasında olduğu gibi anatomik yaralanmanın seviye sınırı ortaya konmamıştır yılında aynı yazarlar NASCIS II çalışmasının 1 yıllık sonuçlarını yayınlamışlardır. 487 hastanın 62 sinde vücudun sağ yarısındaki kaslarda motor kuvvetin anlamlı derecede iyileştiği vurgulanmıştır. Bu 62 hastanın yaralanmanın ilk 8 saatinde MP aldığı belirtilmiştir. Kalan 421 hastada motor iyileşme olmamıştır. Altı ay sonunda iyileşme olduğu belirtilen duyu skorunda 1 yıl sonunda gruplar arasında fark olmadığı belirtilmiştir. Plasebo grubuna nazaran 8 saat sonra MP alan veya nalokzan alan hastalarda motor iyileşme daha iyi olmamıştır. Yazarlar sonuç olarak şunu belirtmişlerdir. AMSY leri takiben ilk 8 saat içinde verilen MP nörolojik iyileşmeyi sağlamakta ve çalışmada belirtilen dozlarda MP tedavide verilmelidir. Belirtilen dozlarda yara enfeksiyonu riskinin artması, sindirim sistemi kanamalarının olabileceği yazarlar tarafından belirtilmiştir fakat çok ciddi yan etkilerin olmadığı vurgulanmıştır. İlk 8 saat sonra verilen MP tedavisinin yararlı olmadığı açık bir şekilde vurgulanmıştır. NASCIS II çalışmasının çeşitli kusurları vardır ve yapılan kritikler özellikle metodolojik, bilimsel ve istatistiksel yöntemler üzerine yoğunlaşmıştır. Araştırmacılar öncelikle şu temel hipotezi kurmuşlardır: ilacın tedavi etkisi, aynı ilacın yaralanmayı takiben verilme zamanı ve yaralanma ciddiyeti ile değişebilir. Bu çalışmanın mantığına göre eğer hastalar yaralanmadan sonra hastaneye getirilmiş ise çalışma için uygundur ve 12 saat içerisinde randomize edilmişlerdir. Ayrıca sonuçlar MP veriliş zamanına göre (<8 saat ve >8 saat) değerlendirilmiştir. Bu çalışma tüm AMSY li hastalar için standart bir tedavi protokolü sunmamaktadır. Çünkü hasta takibi, kan basıncı değerlerinin normalizasyonunda kullanılan tedaviler, solunum destekleri, derin ven trombozu proflaksileri, beslenme destekleri ve rehabilitasyon seçenekleri merkezler arasında çok farklılıklar göstermektedir. Bunlara ek olarak uygulanan cerrahi tedavilerde aynı değildir. Cerrahi girişimlerin zamanlamaları ve standartları da bildirilmemiştir. Tek başlarına uygulanan ciddi cerrahi ve medikal tedavilerin sonuçları belirtilmemiştir. NASCIS II çalışmasının en önemli kusuru MP ile tedavi edilen hastalarda fonksiyonel iyileşmenin [functional independence measure (FIM)] ölçülmemesidir. İyileşmenin klinik anlamdaki ciddiyeti ortaya konmamıştır. NASCIS II çalışmasının en sık eleştirilen tarafı sunulan bilimsel veriler ve karşılaştırmalardaki istatistiksel yöntemlerdir. NASCIS I çalışmasında olduğu gibi, vücudun sadece sağ tarafındaki kas motor kuvvetleri değerlendirilmiştir fakat duyu skorunda her iki vücut yarısı kullanılmıştır. Motor iyileşme hastaların az bir kısmında gösterilmiş ve sadece sağ taraftaki bu iyileşme anlamlı olarak kabul edilmiştir. Dolayısıyla sonuçlar çalışılan tüm hastalara genellenebilir mi? Çalışmayı gözden geçiren yazarlar motor skor için sadece vücudun sağ yarısındaki kasların kullanımına karşı çıkmaktadırlar. NASCIS II çalışmasında tüm vücut motor skorlamasının olmaması kafaları karıştırmaktadır. Diğer bir kafa karıştırıcı sonuç ise şudur. Plasebo grubundaki inkomplet AMSY li hastalarda motor skorlardaki farklı sonuçlardır. Çalışma sonucuna göre, inkomplet yaralanmalı ve ilk 8 saat içinde plasebo alan hastaların sonuçları 8 saat sonra plasebo alan hastalardan daha iyi olmaktadır. Ayrıca, ilk 8 saat içinde MP alan inkomplet yaralanmalı hastaların nörolojik iyileşme grafikleri ile, 8 saat sonra plasebo alan inkomplet yaralanmalı hastaların grafikleri ile aynı olması diğer bir karışık durumdur. Yani plasebo ile MP sonuçları aynı gibi görünmektedir. NASCIS II çalışmasının istatistiksel karışıklıkları (kritikleri) sayılamayacak kadar çoktur. Bunlar içerisinde problematik istatistiksel karşılaştırılmalar, önceden 15 planlanmış grubun yerine 3 grubun değerlendirilmesi, uygun olmayan veya yanlış odd değerleri 2

3 (odds ratio), 487 hasta yerine sadece ilk 8 saat MP ve plasebo verilen 127 hastanın analizi (62 MP ve 65 plasebo). NASCIS II randomize, kontrollü, çift-kör klinik çalışma olarak tasarlanmış ve insanlarda AMSY sonrası MP ve nalokzanın etkisi birinci dereceden (Class I) ortaya konmaya çalışılmıştır. Fonksiyonel iyileşmenin ölçülememesi, cerrahi tedavinin analizinin olmaması ve sadece küçük bir grubun değerlendirilmesi bu çalışmada ortaya konan kanıtları oldukça zayıflatmaktadır yılında, Glanduik ve arkadaşları 32 akut servikal ve üst torakal yaralanmalı hastanın sonuçlarını sunmuşlardır. Bu çalışmada ilk 8 saat içinde MP alan 14 hasta ile MP almayan 18 hasta (aynı derecede yaralanmalı 2 hasta grubu) grubu karşılaştırılmıştır. Nörolojik iyileşme arasında fark saptanmamıştır fakat MP alan hastaların immün cevaplarında diğer gruba göre farklılıklar görülmüştür [monosit sınıf II antijen cevabında azalma, yardımcı T-hücre/baskılayıcı T-hücre oranında azalma (T-cell hepler/suppressor cell ratio)]. Ayrıca MP alan grupta pnömoni oranında artma (% 79 a karşılık % 50) ve hastanede kalma süresinde artma (44.4 güne karşılık 27.7 gün) görülmüştür. Bracken ve Holford 1993 yılında NASCIS II çalışmasında belirtilen MP verilme zamanının nörolojik iyileşme üzerine etkilerini tartışmışlardır. Sonuçta ilk 8 saat içinde verilen MP nin başlangıçta komplet veya inkomplet yaralanma tanısı alan hastalarda yaralanma seviyesi altında nörolojik iyileşmeye katkıda bulunduğunu vurgulamışlardır. Bu yazarlara göre iyileşme, en çok, başlangıçta inkomplet yaralanmalı hastalarda olmaktadır. Komplet yaralanmalı hastalarda iyileşme çok az olmaktadır. Ayrıca 8 saat sonra verilen MP nin nörolojik tabloyu daha da ağırlaştırdığını bildirilmektedirler yılında yayınlanan bu çalışma NASCIS II çalışmasının 1 yıl sonraki sonuçlarını dikkate almaktadır ve kendilerinin de (Bracken ve Holford) belirttikleri gibi yeni bir sonuç ortaya koymamaktadırlar. Belirttikleri sonuçlar pozitif olsa da çalışılan hasta grubu küçük olduğundan dolayı sonuçların genellenmesinin ne derecede doğru olabileceği sorusu akla gelmektedir. Çalışılan 487 hastadan sadece 62 hastaya ilk 8 saat içinde MP verilmiştir. MP ile tedavi edilen hastalardan 45 inde komplet yaralanma saptanmış ve yaralanma seviyesi altındaki fonksiyonlarda çok az iyileşme gösterilebilmiştir. Aynı şekilde plasebo alan 43 komplet yaralanmalı hastalar içinde aynı şeyler söylenebilir. Anlamlı sonuçlar sadece inkomplet yaralanması olan ve MP alan 17 hasta ile yine inkomplet yaralanması olan ve plasebo alan 22 hasta grupları arasında bulunmuştur. Bracken ve Holford un yazısı NASCIS II çalışmasında komplet yaralanmalı ve ilk 8 saat içinde MP alan hastaların fonksiyonel iyileşmesinin açıklanmasına yardımcı olmuştur. Duh ve arkadaşları 1994 yılında NASCIS II hastalarında cerrahi tedavinin etkilerini ve sonuçlarını yayınlamışlardır. NASCIS II çalışmasındaki 487 hastanın 298 ine toplam 303 operasyon uygulanmıştır. Bunlardan 56 sı anterior ve 247 si posterior yaklaşımla yapılmıştır. Cerrahinin nörolojik iyileşme sonuçlarına etkileri; 25 saatten az, saat, saat, saat ve 200 saat sonrası zaman dilimlerinde değerlendirilmiştir. Yazarlar en ciddi derecede yaralanmış hastaların cerrahiye daha az gereksinim duyduklarını belirtmektedirler. Erken veya geç dönemde yapılan cerrahi sonuçlar arasında fark olmadığı bu yazarlar tarafından gösterilmiştir. Bu çalışmada da fonksiyonel iyileşme gösterilmemiştir. Gerhard ve arkadaşları 1995 yılında Colorado da tedavi edilen AMSY li 363 hastanın sonuçlarını yayınlamışlardır. Hastalardan 218 i Mayıs 1990 ile Aralık 1991 yılları arasında tedavi edilirken, 145 i 1993 yılında tedavi edilmiştir. Belirtilen 218 hastanın 100 ü (% 46) NASCIS II çalışmasında belirtilen protokol ile tedavi edilmiştir. 51 hasta (% 23) MP almamış ve 67 hasta (% 31) diğer kortikosteroid almıştır (yanlış dozlar veya yetersiz veri) yılında tedavi edilen 145 hastanın 88 i (% 61) NASCIS II çalışmasında belirtilen dozda MP almıştır. 39 hasta (% 27) MP almamış ve 18 hasta (% 13) diğer kortikosteroidlerden almıştır. Frankel skalasına göre MP alan hastalarla 3

4 almayan hastalar arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır. Yazarlar, çalışma grubunu oluşturan hastaların yeterli sayıda olmadıklarını da belirtmektedirler. George ve arkadaşları 1995 yılında, 1989 ve 1992 yılları arasında Michigan Devlet Üniversitesi ndeki AMSY li hastalardaki tecrübelerini yayınlamışlardır. Toplam 145 hasta değerlendirilmiş ve bunlardan 80 i MP ile tedavi edilirken 65 i MP almamıştır. Başvuru, çıkış ve takip, fonksiyonel ölçümlere (functional independence measurement-fim) göre değerlendirilmiştir. 15 hasta çalışmadan çıkarılarak toplam 130 hasta değerlendirilmiştir ( 75 MP alan ve 55 MP almayan). MP alan hastaların ortalama yaşı diğer gruba göre oldukça düşüktü (30 a karşılık 38). İki grup arasında ortalama travma skorları aynı olsa da MP alan hastalarda yaralanma ciddiyeti derecesi (Injury Severity Score-ISS) diğer gruba göre daha düşüktü. Mortalite ve nörolojik iyileşme sonuçları karşılaştırıldığında bu 2 grup arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır. Yüksek yaş ortalaması ve yüksek ISS derecelerine rağmen MP almayan hastalar hastaneden çıkarken daha iyi mobilize durumda idiler. Başvuru mobilizasyon skorları hemen hemen aynı idi (MP alanlarda 5.99, almayanlarda 5.90) fakat fark, hastaneden çıkarken görülüyordu (MP alanlarda 5.16 iken almayanlarda 4.67). Yazarlar genç ve düşük ISS skorlu MP alan hastaların daha fazla iyileşme şanslarının olması gerektiğini tartışmışlardır fakat nörolojik iyileşme MP almayan gruba göre daha iyi olmamıştır. Bu çalışmada neden daha fazla hastaya MP verildiği tam olarak açıklanmamıştır. Bu çalışmanın sonuçları NASCIS II çalışmasının sonuçlarının yanlış olduğunu göstermektedir. Gerndt ve arkadaşları 1997 yılında 231 AMSY li hastalarda medikal komplikasyonları gösteren retrospektif çalışmalarını yayınlamışlardır. 92 hasta NASCIS II protokolünde belirtilen dozların dışında MP aldığı için çalışmadan çıkarılmıştır. Toplam 140 hasta gözden geçirilmiştir. Bunlardan uygun dozlarda MP alan 93 hasta ile 43 MP almayan hasta grubu karşılaştırılmıştır. Yaş ortalaması ve ISS skoru bakımından hasta grupları aynı değerde idi. MP alan hastalarda pnömoni (2.6 kat fazla), özellikle akut pnömoni (4 kat daha fazla), ventile edilen gün sayısı, yoğun bakımda kalma süresinin MP almayan gruba göre daha uzun olduğu ortaya konmuştur. Kortikosteroid almayan hastalarda idrar yolu enfeksiyonları insidansı daha fazla olmuştur. MP alan hastaların rehabilitasyon merkezinde kalma süreleri almayanlara göre daha az olduğu vurgulanmaktadır. Yazarlar sonuçta MP nin erken dönemde enfeksiyon (özellikle akut pnömoni) insidansını artırdığını fakat uzun dönemde yan etkilerinin olmadığını savunmaktadırlar. Poynton ve arkadaşları MP alan 38 hasta ile almayan 25 AMSY li hastanın 13 ile 57 ay takip sonuçlarını karşılaştırmışlardır. MP almayan hastalar yaralanmadan 8 saat sonra başvurmuşlardır. Yazarlar bir çok faktörün sonuçlar üzerinde etkili olduğunu vurgularken 2 grup arasında anlamlı fark bulamamışlardır. NASCIS III çalışmasının sonuçları 1997 yılında yayınlanmıştır. Bu çalışma çift-kör, randomize klinik bir çalışma olup 24 saat içinde verilen MP ile 48 saat içinde verilen MP ve yine 48 saat içinde verilen trilazad mesilat ın etkilerini karşılaştırmıştır. Bu çalışmaya plasebo grubu alınmamıştır. Hastalar nörolojik olarak NASCIS I ve II kriterlerine göre değerlendirilmiş ve FIM de değerlendirilmiştir. Değerlendirmeler 6. hafta ve 6. ay sonuçları karşılaştırılarak yapılmıştır. Çalışmaya 499 hasta dahil edilmiştir. 166 hasta 24 saat içinde verilen MP grubunu (24 MP), 167 hasta 48 saat içinde verilen trilazad mesilat (48 TM) grubunu ve 166 hasta da 48 saat (48 MP) içinde MP verilen hasta grubunu oluşturmuştur. Yazarlar 48 MP grubundaki hastalarda 24 MP ve 48 TM grubundaki hastalara nazaran 6. hafta ve 6. ayda motor iyileşmede kayda değer ilerleme olduğunu göstermişlerdir. Eğer tedavi 3-8 saat içinde başlatılmış ise 48 MP grubunun diğer 2 gruba göre 6. hafta ve 6. ay sonunda motor düzelmede daha iyi durumda oldukları vurgulanmıştır. 48 MP grubundaki hastaların 6. aydaki fonksiyonel düzelmeleri (FIM) diğer 2 gruba göre daha iyi olarak bulunmuştur. Ayrıca 48 MP hastalarında ciddi sepsis ve ciddi pnömoni daha sık görülmüştür. Yazarlar ilk 3 saat içerisinde MP başlanan 4

5 hastalarda tedavinin 24 saat devam ettirilmesi gerektiğini savunmaktadırlar. Eğer 3-8 saat içerisinde verilmiş ise tedavi 48 saat devam ettirilmelidir yılında NASCIS III çalışmasının 1 yıl takip sonuçları yayınlanmıştır. İlk 3 saat içerisinde MP başlanan hastalarda 1 yıl sonunda nörolojik iyileşme her 3 grup içinde aynı olmuştur. Yaralanmayı takip eden 3-8 saat içerisinde MP başlanan hastalarda tedavinin 24 saat devam ettirildiği grupta motor iyileşmede azalma görülürken 48 saat devam ettirilen grupta motor iyileşme artmıştır. FIM skorunda her 3 grup arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır. Yazarlar 1 yıl takip sonuçlarını sundukları yazıda eğer MP ilk 3 saat içinde verilmiş ise tedavinin 24 saat devam ettirilmesi gerektiği sonucuna varmışlardır. Eğer MP 3-8 saat içinde verilmiş ise 48 saatlik idame tedavisi yapılmalıdır. Bu sonuçlara motor iyileşme skoru sonuçları dikkate alınarak varılmıştır. NASCIS III çalışmasının ciddi kritikleri 3 ana noktada yoğunlaşmaktadır: tedavinin optimum zamanlaması, motor değerlendirmenin metodu, çalışılan hasta grupları arasında elde edilen motor iyileşme ve fonksiyonel sonuçlarda anlamsızlık. Tedavinin zamanlaması tam olarak açıklanmamaktadır. 8 saatlik zaman sınırlaması NASCIS II çalışmasından elde edilmiş ve ilk 3 saat içerisinde ile 3-8 saatler arasında belirtilen zaman dilimleri NASCIS III çalışmasının rasgele seçimi gibi görünmektedir. Üç saatlik tedavi dilimi fizyolojik kanıtlardaki ya hep ya hiç kuralına dayanmamaktadır. NASCIS III çalışmasında da motor skorlama vücudun sağ tarafındaki kasların değerlendirilmesi sonucu elde edilmiştir. Sol taraf ve tüm vücut motor skorlama ortaya konmamıştır. NASCIS III çalışmasında 48 MP hastalarında 24 MP hastalarına nazaran ciddi pnömoni riski 2 kat, ciddi sepsis riski 4 kat ve solunum komplikasyonları sebebi ile ölüm oranı 6 kat daha fazla olmaktadır. Bu farklar istatistiksel olarak anlamlı olmasa da 3-8 saatler arasında başlanıp ve 48 saat devam ettirilmesi gerektiği vurgulanan MP tedavi rejiminin yararı hakkında kafalarda şüphe uyandırmaktadır. Wing ve arkadaşları 91 AMSY sonrası femur başında avasküler nekroz gelişen hastalarda MP etkilerinin ortaya koyan çalışmalarının sonuçlarını yayınlamışlardır. Bu çalışmada 59 hasta MP alırken 32 hasta MP almamıştır. MP protokolü NASCIS II çalışmasına göre uygulanmıştır. Sonuçta yüksek doz-24-saat MP hastalarında avasküler nekroz riskinin % 5 ten az olduğunu vurgulamışlardır. Pointillart ve arkadaşları 2000 yılında 106 AMSY li hastada prospektif, randomize klinik çalışma sonuçlarını yayınlamışlardır. Bu çalışmada nimodipin, MP veya her iki ilacı alan hasta grubu ile hiç ilaç almayan hasta grubu arasında bu ilaçların güvenilirliği ve etkileri ortaya konmaya çalışılmıştır. Hastalar 4 gruba ayrılmıştır: MP grubu, NASCIS II çalışmasına göre (M), nimodipin grubu (N), MP ve nimodipin grubu (MN) ve ilaçsız grup (P). Başvuruda ve 1 yıl sonunda nörolojik değerlendirmeler ASIA skoruna göre yapılmıştır. ASIA skor sonuçlarına göre tüm gruplarda hiçbir farklılık saptanamamıştır. Başvuruya göre 1 yıl sonunda tüm gruplarda anlamlı bir şekilde motor iyileşme görülmüştür. İki yönlü variyans analizinde (two way ANOVA) MP ve nimodipin arasında etkileşimin olmadığı görülmüştür. Komplet ve inkomplet yaralanmalı hastalar arasında yaralanma seviyesi altında anlamlı derecede iyileşme farkı görülmüştür. Komplet yarlanmalarda iyileşme, yaralanma bölgesi ve 2 komşu kaudal seviyelerde görülmüştür. En iyi iyileşme, inkomplet yaralanmalı hastalarda görülmüştür. İlk 8 saat ve 8-24 saatler içerisinde cerrahi tedavi uygulanan ve hiç uygulanmayan gruplar arasında sonuçlar yönünden anlamlı bir fark görülmemiştir. Enfeksiyon riski MP alan hastalarda almayanlara göre daha fazla olmuştur (% 66 ya karşılık % 45) fakat bu fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır. Yazarlar, farmakolojik tedavinin ek bir fayda sağlamadığı sonucuna varmışlardır. Ne yazık ki hesaplanan örnek büyüklükleri belirtilmediğinden burada gösterilen sonuçların istatistiksel anlamları tam olarak bilinmemektedir. Ayrıca cerrahi zamanlama ve endikasyonları hakkında bilgi verilmemiştir ve bunlar çalışmanın kusurlarıdır. 5

6 AMSY sonrası MP kullanımını destekleyen çalışmalar ve NASCIS sonuçlarının sunulduğu bir çok yayın vardır. Son yıllarda Short ve arkadaşları literatürü gözden geçirmişlerdir. Bu yazarlar MP kullanımına bağlı klinik ve deneysel çalışmaları gözden geçirdikten sonra şu sonuca varmışlardır: elde bulunan kanıtlar AMSY sonrası MP kullanımını kesin olarak desteklememektedir. Diğer taraftan MP kullanımını destekleyen diğer çalışmalar da vardır yılında Matsumoto ve arkadaşları yaptıkları prospektif, randomize çift-kör klinik çalışmalarının sonuçlarını yayınlamışlardır. Bu çalışmada akut servikal yaralanmalarda MP ve plasebo grupları karşılaştırılmıştır. Yazarlar, akut yaralanma sonrası gelişebilecek komplikasyonlar üzerine yoğunlaşmışlardır. Çalışmaya 46 hasta dahil edilmiştir. 23 hastaya NASCIS II çalışmasındaki MP protokolü uygulanırken 23 hastaya da plasebo uygulanmıştır. Tedaviye bağlı komplikasyonlar 2 ay sonra görülmeye başlanmıştır. MP kullanan hastalarda komplikasyon oranı diğer gruba göre daha fazla olmuştur (% 56.5 e karşılık % 34.8). Solunum ve sindirim sistemi komplikasyonları en sık görülen komplikasyonlar olmuştur. Yazarlar MP kullanan (özellikle yaşlılar) hastaları solunum ve sindirim sistemi komplikasyonları açısından büyük risk taşıdıklarından özel bir bakım gerektirebileceğini vurgulamışlardır. 24 saat MP kullanan hastalarda görülen bu komplikasyonlar klinikte önem taşımaktadır. NASCIS III çalışmasında görüldüğü gibi bu komplikasyonlar 48 saat MP kullanımında daha da artmaktadır. Bu durumda herhangi bir zaman diliminde MP kullanımı hakkında soruların kafalarda oluşması gayet normaldir. Özet olarak, elde bulunan veriler AMSY sonrası gerek 24 saat ve gerekse 48 saat MP kullanımını güçlü bir şekilde desteklememektedir. Kuzey Amerika da çok merkezli 3 çalışma henüz tamamlanmıştır ve diğer bir çok çalışma da bu konu üzerine yoğunlaşmıştır. Yaralanma sonrası 8 saat içinde MP kullanımı önerilmektedir fakat ikna edici bir şekilde kanıtlanmamıştır. 24 saat MP kullanımı çeşitli medikal komplikasyonları doğurmaktadır. Bu durum 48 saat MP kullanımında daha da belirginleşmektedir. GM-1 Gangliozidleri GM-1 Gangliozidleri hayvan deneysel çalışmalarında ve klinik çalışmalarda değerlendirilmiştir yılında Geisler ve arkadaşları AMSY li hastalarda GM-1 kullanımı sonuçlarını yayınlamışlardır. Çalışmaya 37 hasta dahil edilmiştir ve 34 hastanın 1 yıllık takip sonuçları değerlendirilebilmiştir (16 GM-1 hastası ve 18 plasebo). Tüm hastalara 250 mg bolus MP verildikten sonra 72 saat boyunca her 6 saatte bir 125 mg idame tedavisine devam edilmiştir. GM-1 ilk dozu 72 saat içinde verildikten sonra gün boyunca 100 mg/gün GM-1 verilmeye devam edilmiştir. Nörolojik değerlendirme Frankel skor ve ASIA motor skor ile değerlendirilmiştir. Plasebo grubuna göre GM-1 verilen grupta nörolojik iyileşme belirgin olmuştur. GM-1 hastalarındaki motor iyileşme paretik kasların güçlenmesi şeklinde değil, paralize kas grubunda güçün tekrar kazanılması şeklinde açıklanmıştır. GM-1 kullanımına bağlı yan etki görülmemiştir. Yazarlar GM-1 kullanımının AMSY sonrası etkili olduğunu ve ileri çalışmalara ihtiyaç duyulduğunu vurgulamışlardır yılında, çok merkezli AMSY çalışmasında GM-1 kullanımı etkilerini gösteren bir çalışma başlatıldı. Bu çalışma prospektif, çift-kör bir klinik çalışma olup 797 hastayı kapsayan ve 1997 yılında bitirilen bir çalışma idi. Tüm hastalara NASCIS II protokolündeki MP dozu verilmiştir. Hastalar randomize şekilde 3 gruba ayrılmıştır: plasebo, düşük doz GM-1 (300 mg yükleme dozu ve 56 gün boyunca 100 mg/gün idame) ve yüksek doz GM-1 (600 mg yükleme dozu ve 56 gün boyunca 200 mg/gün idame). 23 saat sonunda MP tedavisinin bitimini takiben plasebo veya GM-1 tedavisine başlanmıştır. Hastalar yaralanmayı takiben 4, 8 16, 26 ve 52. haftalarda modifiye Benzel sınıflaması, ASIA motor ve duyu skorlamalarına göre değerlendirilmişlerdir. Çalışmaya dahil edilen hastalarda yaralanma derecesinin en az orta derecede olmasına dikkat edilmiştir. Pimer etki değerlendirme, çalışmanın 26. haftasında en az 2 derece iyileşme gösteren hastaların oranı olarak kabul edilmiştir. Sekonder etki değerlendirilmesinde ise ciddi 6

7 7 iyileşmenin zamanlaması, ASIA motor skor, ASIA duyu skor, rölatif ve kesin duyu bozukluğu seviyesi, mesane ve barsak fonksiyonları dikkate alınmıştır. Erken ölümler nedeniyle primer etki değerlendirilmesine 760 hasta dahil edilebilmiştir. Tedavi grupları arasında mortalite oranı açısından anlamlı farklar bulunamamıştır. Yine primer etki değerlendirilmesinde 26. haftada gruplar arasında motor iyileşme bakımından anlamlı fark bulunamamıştır. Yazarlar, primer analizde fark olmamasına karşılık Sekonder analizler GM-1 ganliozidlerin akut medulla yaralanmalarında faydalı bir tedavi şekli olduğunu vurgulamaktadırlar. Bu çalışmada 322 hastadan oluşan plasebo grubuna ilk 8 saat içinde MP verilmiştir. İlginç olarak bu 322 hastada önceden yapılmış NASCIS II çalışmasında 62 MP uygulanan hastada belirtilen nörolojik iyileşme bu grupta görülmemiştir. Aynı şekilde bu hastaların 218 ine ilk 3 saatte MP verilmiş ve 24 saat devam ettirilmiştir (NASCIS III çalışmasında önerildiği gibi). İlginç olarak NASCIS III çalışmasındaki aynı MP dozunu alan 75 hastada kaydedilen nörolojik iyileşme bu grupta görülmemiştir. Yazarlar, MP zamanlaması bakımından NASCIS çalışması bulgularını kanıtlayamamışlardır ve bu durum NASCIS II ve III çalışmaları sonuçlarının doğruluğunun şüpheli olabileceğini akla getirmektedir. Özet olarak, eldeki kanıtlar GM-1 tedavisinin akut medulla yaralanmalarında anlamlı bir şekilde yararlı olabileceğinin desteklememektedir. Kuzey Amerika da çok merkezli 2 çalışma henüz tamamlanmıştır. İlk 8 saat içinde MP verilişi sonrası 56 gün boyunca GM- 1 tedavisinin verilmesi önerilmektedir fakat yararı kesin kanıtlanmamıştır. Günümüzde GM-1 Gangliozidleri (300 mg yükleme ve 100 mg/gün 56 gün boyunca idame) NASCIS II protokolü uygulandıktan sonra erişkin akut medulla yaralanmasında verilmesi önerilmektedir. GELECEKTEKİ ARAŞTIRMALAR İÇİN ANAHTAR NOKTALAR Akut medulla spinalis yaralanmalarında kullanılan farmakolojik ajanlar ile ilgili sorulan sorulara cevap vermek için harcanan çabalara bakılacak olunursa, daha bir çok çalışmaya ihtiyaç olduğu görülecektir. İstatistiksel anlamlı sonuçlar için yeterli hasta sayısı, tedavinin bir kolu olarak plasebo grubu, ön yargıyı ortadan kaldırmak için standardize edilmiş medikal ve cerrahi protokol, ilgili verilerin dikkatli bir şekilde toplanması, özellikle fonksiyonel sonuçların verilmesi ve uygun istatistiksel metotların kullanılması öncelikli noktalar arasındadır. Sadece MP, nalokzan, trilazad mesilat ve GM- 1 ile sınırlı çalışmalar yapılmamalı ve diğer ajanların kullanıldığı çalışmalara da yer verilmelidir. KAYNAKLAR 1- Michael L.J. Apuzzo; Neurosurgery, 50 (3): S63-S72, 2002.

SPİNAL YARALANMALARDA STEROİD UYGULAMA YRD. DOÇ. DR. KAMİL TÜNAY AKÜ ACİL TIP

SPİNAL YARALANMALARDA STEROİD UYGULAMA YRD. DOÇ. DR. KAMİL TÜNAY AKÜ ACİL TIP SPİNAL YARALANMALARDA STEROİD UYGULAMA 1 YRD. DOÇ. DR. KAMİL TÜNAY AKÜ ACİL TIP Spinal kord hasarı 2 Birincil hasar İkincil hasar Sistemik değişiklikler (bradikardi, hipotansiyon, v.b) Lokal damarsal değişiklikler

Detaylı

TORAKOLOMBER VERTEBRA KIRIKLARI. Prof.Dr.Nafiz BİLSEL VERTEBRA KIRIKLARI 1

TORAKOLOMBER VERTEBRA KIRIKLARI. Prof.Dr.Nafiz BİLSEL VERTEBRA KIRIKLARI 1 TORAKOLOMBER VERTEBRA KIRIKLARI Prof.Dr.Nafiz BİLSEL VERTEBRA KIRIKLARI 1 Vertebral Kolon 33 omur 23 intervertebral disk 31 çift periferik sinir VERTEBRA KIRIKLARI 3 OMURGANIN EĞRİLİKLERİ Servikal bölgede

Detaylı

Travmada Güncel Literatür. Prof. Dr. Ahmet Baydın OMÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp AD/Samsun

Travmada Güncel Literatür. Prof. Dr. Ahmet Baydın OMÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp AD/Samsun Travmada Güncel Literatür Prof. Dr. Ahmet Baydın OMÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp AD/Samsun Bu sunumun amacı 2017 yılında travma konusu üzerinde öne çıkan ve okunması gerektiğini düşündüğüm çalışmaları sunmaktır.

Detaylı

Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi

Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi Kahramanmaraş 1. Biyokimya Günleri Bildiri Konusu: Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi Mehmet Aydın DAĞDEVİREN GİRİŞ Fetuin-A, esas olarak karaciğerde

Detaylı

Peptik Ülser Kanamasında Tedavi Yaklaşımı

Peptik Ülser Kanamasında Tedavi Yaklaşımı Peptik Ülser Kanamasında Tedavi Yaklaşımı Plasebo? H 2 RA? PPİ? H.pilori eradikasyonu? Endoskopik tedavi? Prof.Dr. Ömer ŞENTÜRK 1 2 Her 100 000 yatıştan 10-50 üst gis kanama En sık neden p.ülser Mortalite

Detaylı

TRAVMATİK SPİNAL KORD LEZYONLARINDA MEDİKAL TEDAVİ

TRAVMATİK SPİNAL KORD LEZYONLARINDA MEDİKAL TEDAVİ TRAVMATİK SPİNAL KORD LEZYONLARINDA MEDİKAL TEDAVİ Dr.Hakan BOZKUŞ VKV Amerikan Hastanesi, Nöroşirurji Bölümü Omurilik Hasarı Birincil hasar İkincil hasar Sistemik değişiklikler (bradikardi, hipotansiyon,

Detaylı

NEREYE KOŞUYOR. Doç. Dr. İbrahim İKİZCELİ. İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı

NEREYE KOŞUYOR. Doç. Dr. İbrahim İKİZCELİ. İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı 2012 β-blokörler NEREYE KOŞUYOR Doç. Dr. İbrahim İKİZCELİ İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Adernerjik sistem Tarihçesi 1900-1910 Epinefrin 1940-1950 Norepinefrin α, β-reseptör 1950-1960

Detaylı

Amerika Birleşik Devletleri nde her yıl yaklaşık yeni spinal kord yaralanması (SKY) meydana gelmektedir.

Amerika Birleşik Devletleri nde her yıl yaklaşık yeni spinal kord yaralanması (SKY) meydana gelmektedir. DR. MEHTAP DURAK ARKA PLAN Amerika Birleşik Devletleri nde her yıl yaklaşık 12.500 yeni spinal kord yaralanması (SKY) meydana gelmektedir. Yaralanma nedenleri arasında motorlu taşıt kazaları ilk sırayı

Detaylı

Beyin Omurilik ve Sinir Tümörlerinin Cerrahisi. (Nöro-Onkolojik Cerrahi)

Beyin Omurilik ve Sinir Tümörlerinin Cerrahisi. (Nöro-Onkolojik Cerrahi) Beyin Omurilik ve Sinir Tümörlerinin Cerrahisi (Nöro-Onkolojik Cerrahi) BR.HLİ.018 Sinir sisteminin (Beyin, omurilik ve sinirlerin) tümörleri, sinir dokusunda bulunan çeşitli hücrelerden kaynaklanan ya

Detaylı

Geriatrik depresyon tedavisinde idame EKT

Geriatrik depresyon tedavisinde idame EKT Geriatrik depresyon tedavisinde idame EKT Dr. Sibel Çakır İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi, Psikiyatri A.D Duygudurum Bozuklukları ve Geropsikiyatri Birimi Geriatrik depresyon 65 yaş ve üzerinde yaşlı popülasyonda

Detaylı

KPR SIRASINDA TROMBOLİTİK TEDAVİ. Dr ERTAN SÖNMEZ ACİL TIP A.B.D

KPR SIRASINDA TROMBOLİTİK TEDAVİ. Dr ERTAN SÖNMEZ ACİL TIP A.B.D KPR SIRASINDA TROMBOLİTİK TEDAVİ Dr ERTAN SÖNMEZ ACİL TIP A.B.D KPR de trombolitik neden düşünülmüş? 1- Kardiyak arrestlerin %50-70 i PE veya AMI ya bağlı 2- Dolaşımın durmasına bağlı intravasküler mikrotrombüslerin

Detaylı

ERKEN TEK DOZ İNTRAVEZİKAL İNSTİLASYON

ERKEN TEK DOZ İNTRAVEZİKAL İNSTİLASYON ERKEN TEK DOZ İNTRAVEZİKAL İNSTİLASYON TAM DEĞERİNİ BİLİYOR MUYUZ? Doç. Dr. Mustafa KAPLAN Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı-Edirne m 2 Erken tek doz intravezikal instilasyonun amacı

Detaylı

Nozokomiyal SSS Enfeksiyonları

Nozokomiyal SSS Enfeksiyonları Nozokomiyal SSS Enfeksiyonları Nozokomiyal SSSİ En ciddi nozokomiyal enfeksiyonlardan biri Morbidite ve mortalite yüksektir. Nozokomiyal SSSİ Tüm HE %0.4 ünden sorumlu. En sık görülen formları: Bakteriyel

Detaylı

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır.

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır. Doç. Dr. Onur POLAT Hasar Kontrol Cerrahisi 1992 yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır. Hasar Kontrol Cerrahisi İlk aşama; Kanama ve kirlenmenin

Detaylı

Doç. Dr. Halil Coşkun. Dr. Hüseyin Kazim Bektaşoğlu

Doç. Dr. Halil Coşkun. Dr. Hüseyin Kazim Bektaşoğlu Doç. Dr. Halil Coşkun Dr. Hüseyin Kazim Bektaşoğlu GİRİŞ 2010 verilerine göre dünyada erişkinlerde (20-79 yaş) diabet prevalansı %6,4 (285 milyon). 2030 da bu oranın %7,7 ye (439 milyon) yükseleceği öngörülüyor.

Detaylı

Travma Hastalarında Traneksamik Asit Kullanımının Yeri

Travma Hastalarında Traneksamik Asit Kullanımının Yeri Travma Hastalarında Traneksamik Asit Kullanımının Yeri Dr. Fa8h DOĞANAY Fa8h Sultan Mehmet EAH Mayıs 2016 Trabzon Fa8h Sultan Mehmet EAH Acil Ailesi Sunum Planı Traneksamik asit Genel özellikler, metabolizma,

Detaylı

Kış Sezonunda Görülen İnfluenza Virüsü Tipleri ve Tedavide Oseltamivir in Etkinliği

Kış Sezonunda Görülen İnfluenza Virüsü Tipleri ve Tedavide Oseltamivir in Etkinliği 2010-2011 Kış Sezonunda Görülen İnfluenza Virüsü Tipleri ve Tedavide Oseltamivir in Etkinliği Mehmet Ceyhan, Eda Karadağ Öncel, Selim Badur, Meral Akçay Ciblak, Emre Alhan, Ümit Sızmaz Çelik, Zafer Kurugöl,

Detaylı

[RABİA EMEL ŞENAY] BEYANI

[RABİA EMEL ŞENAY] BEYANI Araştırma Destekleri/ Baş Araştırıcı 10. Ulusal Pediatrik Hematoloji Kongresi 3 6 Haziran 2015, Ankara [RABİA EMEL ŞENAY] BEYANI Sunumum ile ilgili çıkar çatışmam yoktur. Çalıştığı Firma (lar) Danışman

Detaylı

Dr. Birgül Kaçmaz Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

Dr. Birgül Kaçmaz Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD Dr. Birgül Kaçmaz Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD İnhaler uygulama İntraventriküler/intratekal uygulama Antibiyotik kilit tedavisi Antibiyotik içerikli

Detaylı

SPİNAL CERRAHİ HEMŞİRELİĞİ SEMPOZYUMU

SPİNAL CERRAHİ HEMŞİRELİĞİ SEMPOZYUMU Çeşme Sheraton Kongre Merkezi 25-28 Eylül 2014 www.spinetr.com Değerli Meslektaşlarım, Türk Nöroşirürji Derneği, Spinal ve Periferik Sinir Cerrahisi Grubu tarafından yaklaşık 18 yıldır yürütülen Bilimsel

Detaylı

START Çalışmasının Sonuçları: Antiretroviral Tedavide Yeni Bir Dönem mi Başlıyor?

START Çalışmasının Sonuçları: Antiretroviral Tedavide Yeni Bir Dönem mi Başlıyor? START Çalışmasının Sonuçları: Antiretroviral Tedavide Yeni Bir Dönem mi Başlıyor? Dr. Sabri Atalay İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği KLİMİK

Detaylı

Çalışmaya dahil edilme kriterleri

Çalışmaya dahil edilme kriterleri Dr.TUĞBA YİĞİT Amaç Bu çalışmada; koroner arter baypas cerrahisi geçirecek hastalarda genel anesteziyle kombine yüksek torakal epidural analjezinin, genel anesteziyle karşılaştırıldığında hemodinamik parametreler

Detaylı

Rejyonel Anestezi Sonrası Düşük Ayak

Rejyonel Anestezi Sonrası Düşük Ayak Rejyonel Anestezi Sonrası Düşük Ayak Zeliha Korkmaz Dişli 1, Necla Tokgöz 2, Fatma Ceyda Akın Öçalan 3, Mehmet Fa>h Korkmaz 4, Ramazan Bıyıklıoğlu 2 1 Anesteziyoloji Bölümü, Malatya Devlet Hastanesi 2

Detaylı

II. BÖLÜM HEMOFİLİDE KANAMA TEDAVİSİ

II. BÖLÜM HEMOFİLİDE KANAMA TEDAVİSİ HEMOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU Önsöz... IX-X Türk Hematoloji Derneği Yönetim Kurulu... XI Hemofili Bilimsel Alt Komitesi Üyeleri (2014-2018 dönemi)... XI Kısaltmalar... XII I. BÖLÜM HEMOFİLİ TANISI TANIM...

Detaylı

YILIN SES GETİREN MAKALELERİ

YILIN SES GETİREN MAKALELERİ YILIN SES GETİREN MAKALELERİ Dr. Yeşim Uygun Kızmaz SBÜ Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğt. ve Araş. Hastanesi Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Aylık Toplantısı 25.12.2018,

Detaylı

PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ

PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ PROSTAT BÜYÜMESİ Prostat her erkekte doğumdan itibaren bulunan, idrar torbasının hemen altında yer alan bir organdır. Yaklaşık 20 gr ağırlığındadır ve idrar torbasındaki idrarı

Detaylı

Omurga-Omurilik Cerrahisi

Omurga-Omurilik Cerrahisi Omurga-Omurilik Cerrahisi BR.HLİ.017 Omurga cerrahisi, omurilik ve sinir kökleri ile bu hassas sinir dokusunu saran/koruyan omurga üzerinde yapılan ameliyatları ve çeşitli girişimleri içerir. Omurga ve

Detaylı

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr. Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi Dr. Aslı KANTAR GİRİŞ GENEL BİLGİLER Akut böbrek hasarı (ABH) yenidoğan yoğun bakım

Detaylı

K 2 vitamini takviyesi postmenopozal kadınlarda kalça kemik geometrisi ve kemik gücü endekslerini geliştiriyor

K 2 vitamini takviyesi postmenopozal kadınlarda kalça kemik geometrisi ve kemik gücü endekslerini geliştiriyor K 2 vitamini takviyesi postmenopozal kadınlarda kalça kemik geometrisi ve kemik gücü endekslerini geliştiriyor M. H. J. Knapen & L. J. Schurgers & C. Vermeer Özet K vitamini kemik metabolizmasını düzenleyen

Detaylı

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR!

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! Lenfödem, lenf sıvısının dolaşımındaki yetersizlik yüzünden dokular arasında proteinden zengin sıvı birikimine bağlı olarak şişlik ve ilerleyen

Detaylı

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ve Doğum Mevsimi İlişkisi. Dr. Özlem HEKİM BOZKURT Dr. Koray KARA Dr. Genco Usta

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ve Doğum Mevsimi İlişkisi. Dr. Özlem HEKİM BOZKURT Dr. Koray KARA Dr. Genco Usta Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ve Doğum Mevsimi İlişkisi Dr. Özlem HEKİM BOZKURT Dr. Koray KARA Dr. Genco Usta Giriş DEHB (Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu), çocukluk çağının en sık görülen

Detaylı

ÖZET CEVAP: Oosit retrivalin hemen ardından intrauterin hcg uygulaması implantasyon oranlarını, kimyasal ve klinik gebelik oranlarını artırmaktadır.

ÖZET CEVAP: Oosit retrivalin hemen ardından intrauterin hcg uygulaması implantasyon oranlarını, kimyasal ve klinik gebelik oranlarını artırmaktadır. Intrauterine administration of hcg immediately after oocyte retrieval and the outcome of ICSI: a randomized controlled trial Oosit Retrivalden hemen sonra intrauterin hcg uygulamasının ICSI sonuçları üzerine

Detaylı

N-ASETİL SİSTEİNİN AÇIK KALP CERRAHİSİ SONRASI NÖROKOGNİTİF FONKSİYONLARA ETKİSİ. Uzm.Dr. Canan ÜNLÜ Dr. Fatma UKİL

N-ASETİL SİSTEİNİN AÇIK KALP CERRAHİSİ SONRASI NÖROKOGNİTİF FONKSİYONLARA ETKİSİ. Uzm.Dr. Canan ÜNLÜ Dr. Fatma UKİL N-ASETİL SİSTEİNİN AÇIK KALP CERRAHİSİ SONRASI NÖROKOGNİTİF FONKSİYONLARA ETKİSİ Uzm.Dr. Canan ÜNLÜ Dr. Fatma UKİL N-ASETİL SİSTEİNİN AÇIK KALP CERRAHİSİ SONRASI NÖROKOGNİTİF FONKSİYONLARA ETKİSİ Anestezi

Detaylı

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI Gebelikte ortaya çıkan fizyolojik değişiklikler Sodyum ve su retansiyonu Sistemik kan basıncında azalma Böbrek boyutunda artma ve toplayıcı sistemde dilatasyon Böbrek kan

Detaylı

Abdominal Myomektomi Fertiliteyi Arttırıyor

Abdominal Myomektomi Fertiliteyi Arttırıyor Abdominal Myomektomi Fertiliteyi Arttırıyor Amaç: Bu çalışmanın amacı, abdominal myomektomi sonrası fertiliteyi değerlendirmek ve uterin fibroid lerin sayı, büyüklük ve lokalizasyonunun cerrahi sonrası

Detaylı

ALZHEİMER ve HALK SAĞLIĞI. Doç. Dr. Suphi VEHİD

ALZHEİMER ve HALK SAĞLIĞI. Doç. Dr. Suphi VEHİD ALZHEİMER ve HALK SAĞLIĞI Alzheimer hastalığı (AH) ilk kez, yaklaşık 100 yıl önce tanımlanmıştır. İlerleyici zihinsel işlev bozukluğu ve davranış değişikliği yakınmaları ile hastaneye yatırılıp beş yıl

Detaylı

Yapılan her öneri için bakım sürecinde önemini gösterecek açık bir sıralama verilmelidir.

Yapılan her öneri için bakım sürecinde önemini gösterecek açık bir sıralama verilmelidir. TERCİH EDİLEN YAKLAŞIM MODELİ KILAVUZLARI İÇİN ÖZET KARŞILAŞTIRMALI DEĞERLENDİRMELER Giriş Bunlar Akademinin tercih edilen yaklaşım modeli kılavuzlarının özet kriterleridir. Tercih edilen yaklaşım model

Detaylı

Adrenal yetmezlik var mı? Kortikosteroid verelim mi? Prof.Dr.Bilgin CÖMERT Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Yoğun Bakım BD

Adrenal yetmezlik var mı? Kortikosteroid verelim mi? Prof.Dr.Bilgin CÖMERT Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Yoğun Bakım BD Adrenal yetmezlik var mı? Kortikosteroid verelim mi? Prof.Dr.Bilgin CÖMERT Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Yoğun Bakım BD Adrenal Yetmezlik Yapısal hasar Hipotalamus Hipofiz Adrenal

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Önsöz... iii Ulusal Tanı ve Tedavi Kılavuzu Çalışma Grupları... iv Kısaltmalar... vii Tablolar Listesi... xiii Şekiller Listesi...

İÇİNDEKİLER. Önsöz... iii Ulusal Tanı ve Tedavi Kılavuzu Çalışma Grupları... iv Kısaltmalar... vii Tablolar Listesi... xiii Şekiller Listesi... HEMOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU İÇİNDEKİLER Önsöz... iii Ulusal Tanı ve Tedavi Kılavuzu Çalışma Grupları... iv Kısaltmalar... vii Tablolar Listesi... xiii Şekiller Listesi... xiii I. BÖLÜM HEMOFİLİ TANI

Detaylı

Gelişen en Olguda Mentamove ile Tedavi

Gelişen en Olguda Mentamove ile Tedavi Spontan Foot Drop (Düşük k Ayak) Gelişen en Olguda Mentamove ile Tedavi Dr. Mustafa Akgün, Dr. Zehra Akgün, Dr. Christoph Garner Mentamove Merkezi Bursa Türkiye Keywords: Lumbar Disc Disease, Foot Drop,

Detaylı

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER Varlık Erol, Cengiz Aydın, Levent Uğurlu, Emre Turgut, Hülya Yalçın*, Fatma Demet İnce* T.C.S.B. Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi,

Detaylı

Tamamlayıcı Tiroidektomi ve Total Tiroidektomi Komplikasyonlarının Karşılaştırılması. Doç. Dr. Mehmet Ali GÜLÇELİK

Tamamlayıcı Tiroidektomi ve Total Tiroidektomi Komplikasyonlarının Karşılaştırılması. Doç. Dr. Mehmet Ali GÜLÇELİK Tamamlayıcı Tiroidektomi ve Total Tiroidektomi Komplikasyonlarının Karşılaştırılması Doç. Dr. Mehmet Ali GÜLÇELİK Diferansiye tiroid kanserlerinde cerrahi, tedavinin en önemli basamağıdır, daha sonra adjuvan

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Yandal Ar. Gör. Uzm. Dr. Kübra Öztürk Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi

Detaylı

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği SUNU PLANI Tanım ve Epidemiyoloji Adrenal bez anatomi Etiyoloji Tanı Klinik Tedavi TANIM-EPİDEMİYOLOJİ Adrenal

Detaylı

Antepartum İntrauterin Hipoksinin Öngörüsü

Antepartum İntrauterin Hipoksinin Öngörüsü Antepartum İntrauterin Hipoksinin Öngörüsü Prof. Dr. H.Mete TANIR Perinatoloji Uzmanı Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Antepartum Fetal ölümler Değişik

Detaylı

Mide Tümörleri Sempozyumu

Mide Tümörleri Sempozyumu Mide Tümörleri Sempozyumu Lokal İleri Hastalıkta Neoadjuvan Radyoterapi ve İORT Prof. Dr. Ahmet KİZİR İ.Ü. Onkoloji Enstitüsü 17 Aralık 2004 İstanbul Neoadjuvan Radyoterapi Amaç : Lokal ileri hastalıkla

Detaylı

Hipotetik vaka sunumu: yüksek kanama riski ve komorbiditeleri olan hastada strok riskinin ve çarpıntının tanımlanması ve yönetimi

Hipotetik vaka sunumu: yüksek kanama riski ve komorbiditeleri olan hastada strok riskinin ve çarpıntının tanımlanması ve yönetimi Hipotetik vaka sunumu: yüksek kanama riski ve komorbiditeleri olan hastada strok riskinin ve çarpıntının tanımlanması ve yönetimi Dr. Mustafa Akçakoyun Kartal Kosuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma

Detaylı

MESANE KANSERİNİN BACILLUS CALMETTE-GUÉRIN İLE TEDAVİSİ İLE İLGİLİ MİT(Efsane) VE GİZEMLER

MESANE KANSERİNİN BACILLUS CALMETTE-GUÉRIN İLE TEDAVİSİ İLE İLGİLİ MİT(Efsane) VE GİZEMLER MESANE KANSERİNİN BACILLUS CALMETTE-GUÉRIN İLE TEDAVİSİ İLE İLGİLİ MİT(Efsane) VE GİZEMLER Çeviren ve özetleyen: Dr.Fatih ÖZKAYA Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilimdalı, Erzurum, Türkiye

Detaylı

İnvaziv Mesane Kanserinde Radikal Sistektomi + Lenfadenektomi, Neoadjuvan ve Adjuvan Kemoterapi. Dr. Öztuğ Adsan

İnvaziv Mesane Kanserinde Radikal Sistektomi + Lenfadenektomi, Neoadjuvan ve Adjuvan Kemoterapi. Dr. Öztuğ Adsan İnvaziv Mesane Kanserinde Radikal Sistektomi + Lenfadenektomi, Neoadjuvan ve Adjuvan Kemoterapi Dr. Öztuğ Adsan Radikal Sistektomi Radikal sistektomi pelvik lenfadenektomi ile birlikte kasa invaze ve

Detaylı

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 Nonkardiyojenik Akciğer Ödemi Şok Akciğeri Travmatik Yaş Akciğer Beyaz Akciğer Sendromu

Detaylı

Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları

Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları HEPATİT B TESTLERİ Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları Hepatit B virüs enfeksiyonu insandan insana kan, semen, vücut salgıları ile kolay bulaşan yaygın görülen ve ülkemizde

Detaylı

BFM ALL tedavi protokolü sırasında yaşanan engeller ve problemler

BFM ALL tedavi protokolü sırasında yaşanan engeller ve problemler BFM ALL tedavi protokolü sırasında yaşanan engeller ve problemler Istanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Pediatrik Hematoloji-Onkoloji BD İstanbul 2013 Amaç ALL çocukluk çağında en sık görülen

Detaylı

Diyaliz hastalarında morbidite ve mortalite oranı genel populasyondan kat daha yüksektir.*

Diyaliz hastalarında morbidite ve mortalite oranı genel populasyondan kat daha yüksektir.* GİRİŞ Diyaliz hastalarında morbidite ve mortalite oranı genel populasyondan 10-20 kat daha yüksektir.* Çok sayıda çalışmada hemodiyaliz dozu ile morbidite ve mortalite arasında anlamlı ilişki saptanmıştır.

Detaylı

Oral, İntravenöz ve İntranasal analjezi: ANALJEZİDE EN İYİ YOL? Uzm. Dr. İsmail TAYFUR

Oral, İntravenöz ve İntranasal analjezi: ANALJEZİDE EN İYİ YOL? Uzm. Dr. İsmail TAYFUR Oral, İntravenöz ve İntranasal analjezi: ANALJEZİDE EN İYİ YOL? Uzm. Dr. İsmail TAYFUR AKUT AĞRI Hastalar tarafından en çok şikayet edilen konu. Acil servise başvuran hastaların %60 ı AKUT AĞRI Çözülmeyen

Detaylı

EDİNSEL KANAMA BOZUKLUKLARI VE KALITSAL TROMBOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU I. BÖLÜM TROMBOTİK TROMBOSİTOPENİK PURPURA TANI VE TEDAVİ KILAVUZU...

EDİNSEL KANAMA BOZUKLUKLARI VE KALITSAL TROMBOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU I. BÖLÜM TROMBOTİK TROMBOSİTOPENİK PURPURA TANI VE TEDAVİ KILAVUZU... EDİNSEL KANAMA BOZUKLUKLARI VE KALITSAL TROMBOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU İÇİNDEKİLER Önsöz...iii Ulusal Tanı ve Tedavi Kılavuzu Çalışma Grupları... iv Kısaltmalar... vii Tablolar Listesi... xv Şekiller

Detaylı

Tedavi. Tedavi hedefleri;

Tedavi. Tedavi hedefleri; Doç. Dr. Onur POLAT Tedavi DVT tanısı konduktan sonra doğal gidişine bırakılırsa, ölümcül komplikasyonu olan PE ve uzun dönemde sakatlık oranı son derece yüksek olan posttromboflebitik sendrom ve Pulmoner

Detaylı

27/04/16. Sunu Planı YANIKLI NON-SEPTİK HASTADA VOLÜM REPLASMANI. Patofizyoloji. Patofizyoloji. Yanık tipleri Patofizyoloji Volüm Replasmanı

27/04/16. Sunu Planı YANIKLI NON-SEPTİK HASTADA VOLÜM REPLASMANI. Patofizyoloji. Patofizyoloji. Yanık tipleri Patofizyoloji Volüm Replasmanı Sunu Planı YANIKLI NON-SEPTİK HASTADA VOLÜM REPLASMANI Selim TURHANOĞLU Mustafa Kemal Üniversitesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Yanık tipleri Volüm Replasmanı Hesaplanması Uygulanması Takibi

Detaylı

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ BESLENME ÜNİTESİ BESLENME DEĞERLENDİRME KILAVUZU

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ BESLENME ÜNİTESİ BESLENME DEĞERLENDİRME KILAVUZU ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ BESLENME ÜNİTESİ BESLENME DEĞERLENDİRME KILAVUZU KLK-HAB-BES İlk yayın Tarihi : 15 Mart 2006 Revizyon No : 04 Revizyon Tarihi : 03 Ağustos 2012 İçindekiler A) Malnütrisyon

Detaylı

LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU

LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU TÜRKİYE YÜKSEK İHTİSAS HASTANESİ GASTROENTEROLOJİ CERRAHİSİ KLİNİĞİ DR.TAHSİN DALGIÇ GİRİŞ Laparoskopik kolorektal cerrahi son

Detaylı

FEN kurs 2009 risk değerlendirmesi

FEN kurs 2009 risk değerlendirmesi FEN kurs 2009 risk değerlendirmesi Prof. Dr. Volkan Korten Marmara Üniversitesi Tıp T p Fakültesi İnfeksiyon Hastalıklar kları ve Klinik Mikro. ABD. Risk? Başlangıç tedavisine yanıtsızlık değil. Ciddi

Detaylı

Doz Birimleri. SI birim sisteminde doz birimi Gray dir.

Doz Birimleri. SI birim sisteminde doz birimi Gray dir. Doz Birimleri Bir canlının üzerine düşen radyasyon miktarından daha önemlisi ne kadar doz soğurduğudur. Soğurulan doz için kullanılan birimler aşağıdaki gibidir. 1 rad: Radyoaktif bir ışımaya maruz kalan

Detaylı

Probiyotik suşları. Prof Dr Tarkan Karakan Gazi Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı

Probiyotik suşları. Prof Dr Tarkan Karakan Gazi Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Probiyotik suşları Prof Dr Tarkan Karakan Gazi Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı İnsan ve bakteri ilişkisi İnsan vücudundaki bakterilerin yüzey alanı = 400 m 2 (Tenis kortu kadar) İnsandaki gen

Detaylı

DR.YUSUF CAN YURT HİPONATREMİ 2014 REHBERİ

DR.YUSUF CAN YURT HİPONATREMİ 2014 REHBERİ DR.YUSUF CAN YURT HİPONATREMİ 2014 REHBERİ HIPONATREMI NEDIR? Kan Na konsantrasyonunun

Detaylı

DİABETİK MAKULA ÖDEMİNDE ANTİ-VEGF LERİN YERİ. Dr. Sema Oruç Dündar Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi

DİABETİK MAKULA ÖDEMİNDE ANTİ-VEGF LERİN YERİ. Dr. Sema Oruç Dündar Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi DİABETİK MAKULA ÖDEMİNDE ANTİ-VEGF LERİN YERİ Dr. Sema Oruç Dündar Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi DMÖ-VEGF Hipoksi/iskemi Hiperglisemi VEGF Campochiaro P, et al Ophthalmology. 2009, 116:2158

Detaylı

Travma Yönetiminde Tüm Vücut Tomografisi. Dr. Şeref Kerem Çorbacıoğlu Keçiören EAH- Acil Tıp Kliniği

Travma Yönetiminde Tüm Vücut Tomografisi. Dr. Şeref Kerem Çorbacıoğlu Keçiören EAH- Acil Tıp Kliniği Travma Yönetiminde Tüm Vücut Tomografisi SON DURUM ve TARTIŞMALAR Dr. Şeref Kerem Çorbacıoğlu Keçiören EAH- Acil Tıp Kliniği Sorun ne? Travma hastalarında hızlı ve doğru tanı koymak ÖNEMLİ!!! Mortalite

Detaylı

VARYANS ANALİZİ (ANOVA)

VARYANS ANALİZİ (ANOVA) VARYANS ANALİZİ (ANOVA) VARYANS ANALİZİ (ANOVA) Ne zaman kullanırız? Ortalamalar arasında fark olup olmadığına bakmak istediğimizde Sürekli bir ölçüm (continuous data) ve 2 ya da daha fazla grubumuz olduğu

Detaylı

PERİOPERATİF ANEMİ. Dr. Hüseyin İlksen TOPRAK İnönü Ün. Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Rean AD

PERİOPERATİF ANEMİ. Dr. Hüseyin İlksen TOPRAK İnönü Ün. Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Rean AD PERİOPERATİF ANEMİ Dr. Hüseyin İlksen TOPRAK İnönü Ün. Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Rean AD 1 SORU? Anemi Neden Önemli? 2 SORU? 3 İnsidans Önemi ANEMİ Tanı Tedavi 4 Anemi Nedir? WHO Hb < 13 g/dl Hb

Detaylı

Kırım Kongo Kanamalı Ateş hastalarında ağırlık ve ölüm riskinin tahmininde plazma cell-free DNA düzeyinin önemi

Kırım Kongo Kanamalı Ateş hastalarında ağırlık ve ölüm riskinin tahmininde plazma cell-free DNA düzeyinin önemi Kırım Kongo Kanamalı Ateş hastalarında ağırlık ve ölüm riskinin tahmininde plazma cell-free DNA düzeyinin önemi Bakır M¹, Engin A¹, Kuşkucu MA², Bakır S³, Gündağ Ö¹, Midilli K² Cumhuriyet Üniversitesi

Detaylı

Pulmoner Emboli Profilaksisi. Tanım. Giriş. Giriş 12.06.2010. Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD. Pulmoneremboli(PE):

Pulmoner Emboli Profilaksisi. Tanım. Giriş. Giriş 12.06.2010. Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD. Pulmoneremboli(PE): Pulmoner Emboli Profilaksisi Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD m Pulmoneremboli(PE): Bir pulmonerartere kan pıhtısının yerleşmesi Distaldeki akciğer parankimine kan sağlanaması Giriş Tipik

Detaylı

Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi

Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi Dr. Ali Ayberk Beşen Başkent Üniversitesi Tıbbi Onkoloji BD Giriş Sitotoksik tedaviler herhangi

Detaylı

Kolistin ilişkili nefrotoksisite oranları ve risk faktörlerinin değerlendirilmesi

Kolistin ilişkili nefrotoksisite oranları ve risk faktörlerinin değerlendirilmesi Kolistin ilişkili nefrotoksisite oranları ve risk faktörlerinin değerlendirilmesi DR. FATİH TEMOÇİN Fatih TEMOÇİN, Meryem DEMİRELLİ, Cemal BULUT, Necla Eren TÜLEK, Günay Tuncer ERTEM, Fatma Şebnem ERDİNÇ

Detaylı

Kardiyopulmoner bypass uygulanacak olgularda insülin infüzyonunun inflamatuvar mediatörler üzerine etkisi

Kardiyopulmoner bypass uygulanacak olgularda insülin infüzyonunun inflamatuvar mediatörler üzerine etkisi Kardiyopulmoner bypass uygulanacak olgularda insülin infüzyonunun inflamatuvar mediatörler üzerine etkisi Zeliha Özer*, Davud Yapıcı*, Gülçin Eskandari**, Arzu Kanık***, Kerem Karaca****, Aslı Sagün* Mersin

Detaylı

T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU ANESTEZİ PROGRAMI DÖNEM İÇİ UYGULAMA DEĞERLENDİRME FORMU

T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU ANESTEZİ PROGRAMI DÖNEM İÇİ UYGULAMA DEĞERLENDİRME FORMU T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU ANESTEZİ PROGRAMI DÖNEM İÇİ UYGULAMA DEĞERLENDİRME FORMU ÖĞRENCİNİN ADI SOYADI : OKUL NUMARASI :. STAJ DÖNEMİ :. STAJ YAPTIĞI KURUM :. ÖĞRENCİNİN

Detaylı

İleri Obez Diyabetiklerde Tedavi Yaklaşım Bariatrik Cerrahinin Zamanlaması

İleri Obez Diyabetiklerde Tedavi Yaklaşım Bariatrik Cerrahinin Zamanlaması İleri Obez Diyabetiklerde Tedavi Yaklaşım Bariatrik Cerrahinin Zamanlaması Prof.Dr.Volkan Genç Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi ABD Meme-Endokrin ve Metabolizma Cerrahisi ÇOK BİLİNENLER

Detaylı

Yapılan her öneri için bakım sürecinde önemini gösterecek açık bir sıralama verilmelidir.

Yapılan her öneri için bakım sürecinde önemini gösterecek açık bir sıralama verilmelidir. TERCİH EDİLEN YAKLAŞIM MODELİ KILAVUZLARI İÇİN ÖZET KARŞILAŞTIRMALI DEĞERLENDİRMELER Giriş Bunlar Akademinin tercih edilen yaklaşım modeli kılavuzlarının özet kriterleridir. Tercih edilen yaklaşım model

Detaylı

Vaka Sunumu Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserinde(KHDAK) Hedefe Yönelik Tedavi Seçenekleri

Vaka Sunumu Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserinde(KHDAK) Hedefe Yönelik Tedavi Seçenekleri Vaka Sunumu Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserinde(KHDAK) Hedefe Yönelik Tedavi Seçenekleri Dr. Deniz Tural Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Akciğer Kanserinde İnsidans

Detaylı

KAYNAK:Türk hematoloji derneği

KAYNAK:Türk hematoloji derneği KAYNAK:Türk hematoloji derneği HİT, heparinin tetiklediği bir immün yanıt sonucu, trombositlerin antikor aracılı aktivasyonu ve buna bağlı tüketimi ile oluşan, trombositopeni ve tromboz ile karakterize

Detaylı

Gebelik ve Trombositopeni

Gebelik ve Trombositopeni Gebelik ve Trombositopeni Prof.Dr. Sermet Sağol EÜTF Kadın Hast. ve Doğum AD Gebelik ve Trombositopeni Kemik iliğinde megakaryosit hücrelerinde üretilir. Günde 35.000-50.000 /ml üretilir. Yaşam süresi

Detaylı

ARAŞTIRMALARIN KANIT DEĞERLERİ VE KANIT KATEGORİLERİ

ARAŞTIRMALARIN KANIT DEĞERLERİ VE KANIT KATEGORİLERİ ARAŞTIRMALARIN KANIT DEĞERLERİ VE KANIT KATEGORİLERİ ARAŞTIRMALARIN KANIT DEĞERLERİ VE KANIT KATEGORİLERİ KDU açısından klinik araştırmaların kanıt değeri birbirinden farklıdır. Bazı çalışma tipleri daha

Detaylı

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi 03.05.2016 OLGU 38 yaşında evli kadın hasta İki haftadır olan bulantı, kusma, kaşıntı, halsizlik, ciltte ve gözlerde

Detaylı

Ölümcül Santral Sinir Sistemi Hastalıkları I epidural, subdural, intraparankimal kanamalar

Ölümcül Santral Sinir Sistemi Hastalıkları I epidural, subdural, intraparankimal kanamalar Ölümcül Santral Sinir Sistemi Hastalıkları I epidural, subdural, intraparankimal kanamalar Uzm. Dr. Yusuf Ali Altuncı Ege Ünv. Acil Tıp Anabilim Dalı Olgu 1 25 yaşında inşaat işçisi Yüksekten düşme E2M3V2

Detaylı

BİYOİSTATİSTİK Sağlık Alanına Özel İstatistiksel Yöntemler Dr. Öğr. Üyesi Aslı SUNER KARAKÜLAH

BİYOİSTATİSTİK Sağlık Alanına Özel İstatistiksel Yöntemler Dr. Öğr. Üyesi Aslı SUNER KARAKÜLAH BİYOİSTATİSTİK Sağlık Alanına Özel İstatistiksel Yöntemler Dr. Öğr. Üyesi Aslı SUNER KARAKÜLAH Ege Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Biyoistatistik ve Tıbbi Bilişim AD. Web: www.biyoistatistik.med.ege.edu.tr

Detaylı

Türk Pediatrik Hematoloji Derneği (TPHD) Hemofilide Cerrahi Çalıştayı Uzlaşı Raporu

Türk Pediatrik Hematoloji Derneği (TPHD) Hemofilide Cerrahi Çalıştayı Uzlaşı Raporu Türk Pediatrik Hematoloji Derneği (TPHD) Hemofilide Cerrahi Çalıştayı Uzlaşı Raporu Türk Pediatrik Hematoloji Derneği Hemofili/Hemostaz/Tromboz Alt Çalışma grubu tarafından 25 Eylül 2010 tarihinde düzenlenen

Detaylı

SPİNA BİFİDA VE NÖROJEN MESANE TANILI HASTALARDA MESANE İÇİ HYALURONİK ASİD UYGULAMASI

SPİNA BİFİDA VE NÖROJEN MESANE TANILI HASTALARDA MESANE İÇİ HYALURONİK ASİD UYGULAMASI SPİNA BİFİDA VE NÖROJEN MESANE TANILI HASTALARDA MESANE İÇİ HYALURONİK ASİD UYGULAMASI Harika Alpay, Nurdan Yıldız, Neslihan Çiçek Deniz, İbrahim Gökce Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nefrolojisi

Detaylı

SÜT ÇOCUKLARINDA UZUN SÜRELİ PERİTON DİYALİZİNİN SONUÇLARI

SÜT ÇOCUKLARINDA UZUN SÜRELİ PERİTON DİYALİZİNİN SONUÇLARI SÜT ÇOCUKLARINDA UZUN SÜRELİ PERİTON DİYALİZİNİN SONUÇLARI Gülseren PEHLİVAN, Nur CANPOLAT, Şennur ERKUT, Ayşe KESER, Salim ÇALIŞKAN, Lale SEVER İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı

Detaylı

VARİS TEDAVİSİNDE KONFORUN YENİ ADI. Endovenöz Radyofrekans Ablasyon

VARİS TEDAVİSİNDE KONFORUN YENİ ADI. Endovenöz Radyofrekans Ablasyon VARİS TEDAVİSİNDE KONFORUN YENİ ADI Endovenöz Radyofrekans Ablasyon Varis ve venöz yetersizlik toplumda en sık görülen belki de bu nedenle kanıksanabilen ciddi bir hastalıktır.venöz yetersizliğin ana nedeni

Detaylı

MS, gen yetişkinlerin en yaygın nörolojik hastalıklarından birisidir de Sir August D Este tarafından ilk kez tanımlanmıştır.

MS, gen yetişkinlerin en yaygın nörolojik hastalıklarından birisidir de Sir August D Este tarafından ilk kez tanımlanmıştır. Fzt. Damla DUMAN MS, gen yetişkinlerin en yaygın nörolojik hastalıklarından birisidir. 1822 de Sir August D Este tarafından ilk kez tanımlanmıştır. Kuvvetsizlik, spastisite, duyusal problemler, ataksi

Detaylı

IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 KRONİK HASTALIK ANEMİSİ IX. BÖLÜM TANI VE TEDAVİ KILAVUZU KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU GİRİŞ VE TANIM Kronik

Detaylı

TRANSPLANTASYONDA İNDÜKSİYON TEDAVİSİ. Dr Sevgi Şahin Özel Gaziosmanpaşa Hastanesi

TRANSPLANTASYONDA İNDÜKSİYON TEDAVİSİ. Dr Sevgi Şahin Özel Gaziosmanpaşa Hastanesi TRANSPLANTASYONDA İNDÜKSİYON TEDAVİSİ Dr Sevgi Şahin Özel Gaziosmanpaşa Hastanesi TRANSPLANTASYONDA İMMUNSUPRESİF TEDAVİ İndüksiyon İdame Kurtarma Am J Surg 2009 Transplantation 2006 İndüksiyon tedavilerinin

Detaylı

Over Kanseri Taraması ve İngiliz Grubu Over Kanseri Tarama Çalışması

Over Kanseri Taraması ve İngiliz Grubu Over Kanseri Tarama Çalışması Over Kanseri Taraması ve İngiliz Grubu Over Kanseri Tarama Çalışması Ovarian cancer screening and mortality in the UK Collaborative Trial of Ovarian Cancer Screening (UKCTOCS): a randomised controlled

Detaylı

A.B.D de her yıl yaklaşık spontan pnömotoraks vakası geliştiği rapor edilmektedir İnsidansı henüz tam olarak bilinmemektedir

A.B.D de her yıl yaklaşık spontan pnömotoraks vakası geliştiği rapor edilmektedir İnsidansı henüz tam olarak bilinmemektedir Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Arş.Gör.Dr.Engin ŞENAY 02.02.2010 Pnömotoraks : Viseral ve parietal plevra yaprakları arasına hava girmesidir Künt Spontan Travmatik olabilir İyatrojenik

Detaylı

TC. SAĞLIK BAKANLIĞI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ OMURİLİK YARALANMALARI HASTA BİLGİLENDİRME BROŞÜRÜ

TC. SAĞLIK BAKANLIĞI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ OMURİLİK YARALANMALARI HASTA BİLGİLENDİRME BROŞÜRÜ TC. SAĞLIK BAKANLIĞI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ OMURİLİK YARALANMALARI HASTA BİLGİLENDİRME BROŞÜRÜ Omurilik yaralanmaları, omurganın içinde bulunan sinir dokusunun, travma ya da

Detaylı

KANITLARIN KATEGORİSİ

KANITLARIN KATEGORİSİ EPOS 2007 AMAÇLAR VE HEDEFLER Rinosinüzit, topluma büyük bir mali yük oluşturan, önemli ve gittikçe artan bir sağlık sorunudur. Bu el kitabı, rinosinüzitin tanısı ve tedavisi hakkında kanıta dayalı öneriler

Detaylı

Arka Vitreus Dekolmanı, Retina Yırtıkları ve Latis Dejenerasyonu (İlk ve Takip Değerlendirmesi)

Arka Vitreus Dekolmanı, Retina Yırtıkları ve Latis Dejenerasyonu (İlk ve Takip Değerlendirmesi) Arka Vitreus Dekolmanı, Retina Yırtıkları ve Latis Dejenerasyonu (İlk ve Takip Değerlendirmesi) İlk Muayenede Hiakye (Anahtar ögeler) AVD semptomları (II+, Retina dekolmanı, ilişkili genetik bozukluklar

Detaylı

HEREDİTER SFEROSİTOZ. Mayıs 14

HEREDİTER SFEROSİTOZ. Mayıs 14 HEREDİTER SFEROSİTOZ İNT.DR.DİDAR ŞENOCAK Giriş Herediter sferositoz (HS), hücre zarı proteinlerinin kalıtsal hasarı nedeniyle, eritrositlerin morfolojik olarak bikonkav ve santral solukluğu olan disk

Detaylı

Kesici Delici Alet Yaralanmaları ve Takibi

Kesici Delici Alet Yaralanmaları ve Takibi Kesici Delici Alet Yaralanmaları ve Takibi Dr. Şükran KÖSE Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği Sunum Planı Kesici-delici alet yaralanmalarında

Detaylı

Tedavide yeni başka seçenekler var mı? Doç. Dr. Özge Turhan Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji A.D.

Tedavide yeni başka seçenekler var mı? Doç. Dr. Özge Turhan Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji A.D. Tedavide yeni başka seçenekler var mı? Doç. Dr. Özge Turhan Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji A.D. Özellikle yara bakımıyla ilgili pek çok yeni yöntem,

Detaylı

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim Öğretim Yılı Dönem 5. Beyin ve Sinir Cerrahisi STAJ TANITIM REHBERİ

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim Öğretim Yılı Dönem 5. Beyin ve Sinir Cerrahisi STAJ TANITIM REHBERİ İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi 2018-2019 Eğitim Öğretim Yılı Dönem 5 Beyin ve Sinir Cerrahisi STAJ TANITIM REHBERİ Hazırlayan Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı 1 BEYİN VE SİNİR CERRAHİSİ

Detaylı

Meme Kanseri ve Ateş. Dr. Ömer Fatih Ölmez Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilimdalı

Meme Kanseri ve Ateş. Dr. Ömer Fatih Ölmez Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilimdalı Meme Kanseri ve Ateş Dr. Ömer Fatih Ölmez Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilimdalı VAKA-1 52 yaş, kadın hasta Meme kanseri nedeni ile 1 hafta önce aldığı adjuvan kemoterapi sonrası ateş

Detaylı

TDB AKADEMİ Oral İmplantoloji Programı Temel Eğitim (20 kişi) 1. Modül 29 Eylül 2017, Cuma

TDB AKADEMİ Oral İmplantoloji Programı Temel Eğitim (20 kişi) 1. Modül 29 Eylül 2017, Cuma TDB AKADEMİ Oral İmplantoloji Programı Temel Eğitim (20 kişi) 1. Modül 29 Eylül 2017, Cuma Oral İmplantolojide Temel Kavramlar, Teşhis ve Tedavi Planlaması 13.30-15.00 Dental implantların kısa tarihçesi

Detaylı